M. Meclisi B : 56 kamu oyunun vicdanından ve gelecek

advertisement
M. Meclisi
B : 56
kamu oyunun vicdanından ve gelecek nesille­
rin ithamından kendini kurtaramıyacak olan
sorumlu, bütün bunları «mevzuata uygundur»
deyip geçiştiren politikacılar olacaktır. Yok­
sul Türk halkının kıt imkânlarının böylesine
belirli çevrelerin çıkarları uğruna tahsisin­
den ıstırap duymamaya imkân yoktur.
Yüce Meclise teklifimiz, sorumlu aramaktan
ve bu Önergeyi bir yolsuzluk tesbiti amacına
matuf görmekten önce,, düzenin aksıyan yön­
lerinin tesbiti maksadiyle kabul etmeleridir.
Bu nedenle kur farklarının Türk ekonomisi üze­
rindeki 100 milyonlara varan zararlarını, yahut
isviçre'de satılık köşklerin Türk gazetelerinde
çıkan ilânının kökenini eleştirmeyi gerekli bul­
muyoruz. İnanıyoruz ki, bunlar iktidar felse­
fesiyle dahi tasvibedilmesi mümkün olmıyan
müşterek şikâyet konularımızda Biz ayrıntı- •
lan bir tarafa bırakıp gerçeği ve halkımızın
çıkarlarına aykırı tüm davrd-nışlan saptamak,
sonra da yine elbirliği ile tedbirler getirmek
istiyoruz. Bunun; yok.-ul vatandaşlarımızı in­
sanca yaşama düzeyine eriştirmenin tedbirle­
ri, ekonomimizi dar beyazlardan kurtarmanın
ve hudutlarımızı bekliyenlerin araç ve gereç­
lerini sağlamanın da gereği olduğunu hatır­
latmakla yetiniyoruz.
Sayın milletvekilleri, sözlerimi iyi niyetle
yapacağımız bir hatırlatma ile tamamlamak isti­
yorum.
Geçen dönem ilâç konusunda verilmiş olan
bir önergeye Yüce Meclis sahip çıktığı zaman,,
başlangıçta soygun ve sömürü ithamları kar­
şısında her nedense önyargılarla tavır takınan
iktidar grupuna mensup arkadaşlarımız, daha
sonra konuya eğildiklerinde gerçeği görmüş­
ler, yurtsever ve ülkücü feryatlarını yükselte­
rek ulusal çıkarlarımıza sahip çıkmışlardı. Bu
defa da ilâç soygunu gibi türlü soygun ve sö­
mürüleri kavrıyan böyle daha geniş bir konu­
da iktidar ve muhalefetin birleşeceğine inanı­
yoruz.
Yüce Meclisimize saygılar sunarım. (C. H.
P. sıralarından alkışlar.)
BAŞKAN — Şahsı adına Sayın Hayrettin
Uysal,, buyurunuz efendim. Sayın Uysal yok.
Sayın Eşref Derinçay... Yoklar.
Sayın ihsan Kabadayı, buyurunuz efendim.
İHSAN KABADAYI (Konya) — Sayın Baş­
kan, sayın arkadaşlarım;
— 572
16 . 3 . 1970
O : 1
Türkiye olarak üzerinde durulması, ıslahı
ve reorganizasyonu gerekli olan birçok mües­
sesemizin ve hizmet dallarımızın olduğu bir va­
kıadır. Bunlar içerisinde muhakkak ki dış tica­
ret rejimi, kanaatime göre, en başta gelmekte­
dir.
Türkiye'nin son yıllarda bir iktisadi sıkıntı
içerisinde olduğu ve bunun da gün geçtikçe art­
tığı bir gerçektir. Bu hal, içtimai bünyemizde te­
lâfisi mümkün olmıyan yaralar açtığı gibi, tah­
ribatı da çoluk çocuğumuza kalacak kadar kor­
kunç bir manzara arz etmektedir, içtimai denge­
yi bozmaktadır. Orta tabaka, işçi, köylü, küçük
sanatkâr ve esnaf âdeta, dı§ ticaret rejiminin
bozuk işleyişinden, fakruzarurete doğru sürük­
lenen, orta tabaka olmaktan çıkan, eriyen bir
manzarayı gözlerimiz önüne koymakta, her köye
kasabaya gittikçe bu durumu görmekteyiz.
Bütün bunlarda dış ticaret rejiminin günahı
ve payı büyüktür. Dış ticaretle uğraşan zümre­
nin çok kazanıp, hiç vermiyen demiyeceğim
ama çok az vergi verdiği de bir vakıadır. Mali­
yeye Kazanç Vergisi olarak verdiklerine bakın,
yılda içte, dışta gezdikleri saltanata bakın, birleştiremezsiniz, havsalanıza sığmaz. Parlamenter­
ler olarak hepimiz halk içinde gezeriz. Gezmeye
de mecburuz. Eskiden beri âlem olmuş bir söz
vardır, «halkın sesi, hakkın sesidir.» derler.
Halk sesinde büyük gerçek ve vakıa olduğu ta­
rihin de kaydettiği bir keyfiyet olduğuna göre,
bugün bunu hukukî yollarla, şahitli, vesikalı
belki ispat edemezsiniz, mümkün değil, minare­
yi çalan kılıfını hazırlar, bu yoldaki kişi artıktitr sahibi olmuş, şeytanı dahi atlatacak cüret­
te, kurnazlıkta, cesarettedir, ama, vakıa şudur
ki; Türkiye'de iç ve dış ticaret rejimi büyük da­
laverelerle işliyen bir sistem, bir çark halinde
yıllardan beri akıp gelmekte, çalışıp gelmekte­
dir.
izmir'e, İstanbul'a zaman zaman giderim. İş
hayatında çalışan hemşehrilerimle konuşurum.
inandığım kişilerdir M, iç ve dış ticaret rejimin­
de belli muayyen grupların bâzı yollar ve imkân­
larla ithal kotalarına dahi nüfuz ettiği, dilediği
gibi kota tanzim ettiği bir gerçektir. Bunu ispat
etmek,, açıklarını, deliklerini tıkamak ilgililere
düşer. Bir muhalif milletvekili olarak ben halk­
tan, dinlediklerimi söylemeye mecburum.
Evet, şöyle kısaca çizmeye çalışmış olduğum
tablo' içerisinde dış ticaret rejimimiz şaibeli gö-
Download