Gül, ’İ.Çeçen seçkin bir üniversite olacak’ Temmuz 2012 Ağrı’da gezi ve incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Türkiye’ye ve çevre ülkelere de hizmet edebilecek bir kapasiteyi taşıyor. Üniversitenin Türkiye’nin seçkin üniversitelerinden biri haline geleceğine inanıyorum” dedi. Gazetemize bakanlardan tam not Devamı 16’da E K O N O M İ Aylık Bölgesel Ekonomi Gazetesi Yıl: 1 Sayı: 3 Temmuz 2012 “Markaların Buluşma Noktası” Fiyatı: 2 www.dogununmarkalari.com Doğunun Markaları Gazetesi’ni inceleyen Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker gazeteye tam not verdi. Devamı 8’de Cennetten Bir Damla Müküs Bahçesaray Su Halk arasında her Cuma cennetten bir damlanın içine düştüğüne inanılan Bahçesaray’ın doğal kaynak suyu, şimdi “Müküs-Bahçesaray” markası ile el değmeden şişelenerek market raflarındaki yerini aldı. Kalitesiyle ve tadıyla dillere destan, şiirlere ve şarkılara konu olan Van’ın Bahçesaray ilçesinin meşhur doğal kaynak suyu, yapılan dolum ve şişeleme tesisleri ile el değmeden ve hiçbir müdahale olmadan “Müküs-Bahçesaray” markasıyla orijinal bir şekilde hazırlanıyor. Yurtiçi ve yurtdışı bayilik çalışmalarını hızlı bir şekilde sürdüren Müküs-Bahçesaray Su, market raflarında yerini alarak tüketici ile buluştu. Beklentilerin üzerinde bir talep oluşan MüküsBahçesaray Su için doğallık, hijyen ve tüketici memnuniyeti öncelikler arasında yer alıyor. ÜRÜNLERİN HAZIRLANIŞI Bahçesaray Dolum Tesisleri’nde tam otomatik makinelerde sıcak su ve özel deterjanlarla yıkanan PC damacanalar, modern makinelerde özel yıkama suyuyla çalkalanan Sağlık Bakanlığı onaylı pet şişeler, Bahçesaray Suyu ile el değmeden tam otomatik makinelerde doldurulup ve hava almadan kapakları yerleştiriliyor. Üretim ve son tüketim tarihi - parti numarası basılan şişeler tüketicinin hizmetine sunulmaktadır. ÜRÜN ÇEŞİTLERİ Hijyenik ve doğal olarak tüketici memnuniyetini esas alarak çalışmalarını sürdüren Müküs-Bahçesaray Su 19 lt. Damacana (Polikarbonat), 19 lt. Damacana (Pet), 1,5 lt. Pet Şişe, 0,5 lt. Pet Şişe, 330 ml. Pet Şişe olmak üzere 5 farklı boyda ürün ile piyasaya girdi. 03 Detaylar Sayfa 15’de 04 20 Yorum Yorum Röportaj Kur’an, Ramazan, Oruç ve Ahlak Akademik Körlük Sema Maraşlı İle Evlilik Üzerine Röportaj Temmuz 2012 içindekiler 05 Toki Aracılığı İle Evlenilir mi? Boyada Kalite Fiyatta Tercih Dolphinday 24 İnşaat & Sanayi Boyaları 12 06 Eğitimde Başarının Adı BAHÇEŞEHİR KOLEJİ 14 09 6. Bölgede ve Sınır İllerinde KDV Kaldırılmalı 26 İnternet Şifreniz Çalınmasın! 28 Köln Üniversitesinin Hakkari Çıkartması 30 Çoban Aranıyor... Seramiğin Tek Adresi Derya Yapı 18 10 Kürtaj Tartışmasının Neresindesiniz? Teşvik Sistemi 22 Gül; Birbirimize Destek Olmalıyız. Koyun Keçi Yetiştiricilerine Müjde! gununmarkalari.c om w.do ww “Markaların Buluşma Noktası” Editör Temmuz 2012 Editörden.. KUR’AN, RAMAZAN, ORUÇ VE AHLAK Satırlara Mübarek Ramazan’ınızı tebrik ederek başlamak istiyorum. Ramazan’da oruç tutmak için sahura kalkmak, oruç niyeti ile normalde helal olan şeylerden insanın kendisini Allah emrettiği için uzak tutması. Görünüşte çok basit gibi görünse de aslında, anlamı ve derinliği düşünüldüğünde çok önemli bir olay. Çünkü oruç belirli bir zaman diliminde sadece aç kalmak demek değil. O Ramazan ki, onda Kur’an-ı Kerim’in nazil olduğu Kadir Gecesi var… Kadir Gecesi Ramazan’ın içinde, Ramazan 3 ayların içinde. Recep Allah’ın, Şaban Peygamberimizin, Ramazan da tüm Müslümanların ayı olarak bilinir. İslam literatüründe mübarek aylar olarak kabul edilen, cahiliye döneminin ise haram ayları olan üç aylar tam bir hikmet denizi gibi. Kur’an-ı Kerim Kâbe’nin damına değil, Peygamberimizin kalbine indi. Şahsiyet ve karakterin oluştuğu yer kalp olduğu için Kur’an-ı Kerim Peygamberimizin şahsiyeti, karakteri, ahlakı ve yaşantısına yansıdı. Bir başka ifade ile Kur’an-ı Kerim Peygamberimiz ile ete kemiğe büründü… Ramazan ayı; görünen bu dünya ile görünmeyen manevi âlem arasında gidip gelen bizlerin kalbinde ve yaşamında Kur’an-ı Kerim’in ete kemiğe bürünerek, sonuna kadar açılan cennetin kapılarından içeriye girip, kurtuluşa ermemiz için bir olağan üstü hal ilanıdır. YARATAN RABBİN ADIYLA NASIL OKUNUR? Önemsediğimiz bir kimsenin makamına huzuruna çıkacağımız zaman nasıl ön hazırlıklar yaparız. Kılık kıyafetimizi düzeltiriz, kendimize çeki düzen veririz, konularımızı yeniden gözden geçirip pot kırmadan maksadımızın hâsıl olmasını isteriz. İşte üç aylar da böyle… Kur’an-ı Kerim okumak ile sıradan bir kitap okumayı karıştırmayalım. Kur’an-ı Kerim okumak Allah ile konuşmaktır. Allah insanlara o kadar değer vermiş ki, varlıkların en şereflisi olarak yaratmış, yeryüzünde kendisine halife seçmiş ve her bir insanı kendisine muhatap almış, dileyen herkes Kur’an-ı Kerim aracılığı gununmarkalari.c om w.do ww “Markaların Buluşma Noktası” www.dogununmarkalari.com Aylık Bölgesel Ekonomi Gazetesi Yıl: 1 Sayı: 3 Temmuz 2012 İmtiyaz Sahibi SMZ GRUP Basın Yayın Eğt. Tur. İnş. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. Adına Murat ÇAKIR Yazı İşleri Müdürü Ziya TÜRK Reklam ve Halkla İlişkiler Yönetmeni Sema Görgülü Grafik Tasarım SMZ GRUP İbrahim YEŞİLGÜL Adres: Cumhuriyet Cad. Değer İş Mrk Kat: 4 No: 8 VAN Tel: 0 432 214 84 83 - 215 15 06 e-mail: [email protected] e-mail: [email protected] Basın Meslek İlkeleri’ne Bağlıdır Basım Tarihi: 25.07.2012 Baskı: Feza Gazetecilik A.Ş. İstanbul Baskı Tesisleri. 3 Ziya Türk [email protected] ile Allah ile konuşabiliyor. Elbette olmaz… İşte kulun Allah ile konuşması demek olan Kur’-an-ı Kerim okumak çok özel ve önemlidir. Allah C.C. vahyin ilk ayetinde “Seni yaratan Rabbi’nin adıyla” oku diye emrediyor. Bu sadece metni satırı okumak olarak algılanmamalı… Oku emrinde, kâinata yaratan Rabbin hikmetiyle bakmamızı, görmemizi, bilmemizi, anlamamızı, düşünmemizi, fark etmemizi, idrak ve iman etmemizi istiyor Allah C.C. PEYGAMBERLER NEDEN GÖNDERİLDİ? Allah Elestü Âleminde önce Peygamberimizi yarattı. Sonra kâinatı ve insanın gereksinimi olan her şeyi yarattı, ardından da yeryüzünde yaratılmışların üzerine halife tayin edilen insanı en güzel bir şekilde yarattı. Kur’an-ı Kerim Allah kelamı, Kadir Gecesi’nde indirildi, Kadir Gecesine ulaşmak ve Allah Kelamı’nın indiriliş gecesine hazırlanmak, o manevi iklime bürünebilmek, ruhumuzun ve maneviyatımızın bakıma alınabilmesi için 3 aylar ile bir ön hazırlık dönemi yaşıyoruz. SEVABI ARTTIRMANIN YOLU? Zayıflayan manevi yönümüzü Recep ve Şaban ayları içindeki kandiller ile güçlendirmeye ve manevi iklime girmeye hazırlıyoruz. 3 ayların başlangıcı, Ramazan’ın ve Kadir Gecesi’nin gelişinin habercisidir aslında. Yaptığımız her ibadet için sevap miktarı belirtmiş, oruç için ise Allah, “onu bana bırakın onun sevabını ben belirleyeceğim” diyor. Huzuruna gidecek olan kulları geliş şekline göre misafir edecek ve sevap ikramında bulunacak. Yani ihlâsına, niyetine ve manevi iklimine göre bazılarımız az bazılarımız çok sevap alabiliriz. Sevabımızı arttırmanın yolu, emirlere uymaktan, nehiylerden uzaklaşmaktan, ihlâsımızdan, Allah rızası için yapacağımız iyiliklerden, alacağımız gönüllerden, vereceğimiz selamlardan geçiyor. Bir başka ifade ile ahlaklı olmaktan geçiyor… İLİM, İMAN VE AHLAK İLİŞKİSİ VARMI? Peygamberimiz “Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” diyor. Peki, ahlak nedir? Ahlaksız, terbiyesiz, saygısız, vb sözcüklerle karşımızdakileri değerlendirme aracı mıdır? Yoksa bildiklerimizin içinden seçtiğimiz, sonra da inandığımız bir sistem sonucu oluşan hal, hareket, tavır, davranış ve sözlerimizle kendimizi Allah’ın ve insanların hak ve hukukuna saygılı, hakkını ve haddini bilen bir insan olarak yönetmek midir? Maddi varlık olarak baktığımızda ilk insan Hazreti Âdem (A.S) , manevi varlık olarak baktığımızda ise ilk yaratılan Hazreti Muhammed (A.S)… İlk yaratılan son peygamber olarak güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildi. Bütün peygamberler İslam fıtratı üzere yaratılmış olan insanın yaradılıştan verilen yaşama, mülk edinme, düşünme, inanma, neslini koruma gibi haklarını teminat altına almak için ahlaklı bir şekilde hayatlarını sürdürmesini sağlamak üzere gönderildi. ORUÇ TUTMAK AÇ KALMAK MIDIR? Oruç tutmak sadece yemeyi içmeyi bırakmak demek değil, kötü niyetten, kötü ahlaktan, kötü işlerden, hak hukuk yemekten, dedikodu yapmaktan, insanların ve kâinatın zararına faaliyet yapmaktan uzaklaşmaktır. İnsanın kendini gözden geçirmesi ve Kadir Gecesi’nde indirilen Kur’an-ı Kerim’de belirtilen esaslar doğrultusunda bir hayat sürmesi için bilgilerini, inançlarını ve onlardan kaynaklı yaptıklarını gözden geçirip, yanlış bilgi ve inanç varsa onları düzeltip yaradılıştaki saflığı ile bir yaşam sürmesi için bir fırsat iklimine girmesi demektir. Namaz’a hazırlık için abdest alıyoruz, ezan okunuyor, önce sünnetleri kılıyoruz sonra farzlar geliyor… Ramazan’a üç aylar ile Kadir Gecesi’ne de Ramazan ile hazırlanıyoruz. İbadetlerin hepsinde can alıcı noktaya, özel ve önemli anlara ön hazırlık var… Allah’ın huzuruna O’na yakışır bir halde çıkabilmek için maddi ve manevi hazırlık merhalelerinden geçiyoruz. Manevi iklime girmeden, belli bir kıvama ulaşmadan Allah’ın huzuruna ulaşmak, rabıta kurmak mümkün değil. Yaratma ile aynı kökten gelen ahlak kelimesi, Allah’ın yarattığı insanın yaşamını sürdürürken bilgileri ve inançları doğrultusunda geliştirdiği hal hareket ve sözlerin bütününü kapsıyor. Dikenli bir arazide üzerimizdeki elbiseyi yırttırmadan yürümek için dikkatli oluruz, takva da günahlarla dolu olan dünyada İslam ve iman elbisesini yırttırmadan yürümektir. İnsanı diğer varlıklardan ayıran yön akıl nimetinin verilmiş olması. Akıl ile biliyoruz, bildiklerimizi anlıyoruz, ona göre değer veriyoruz ve değer verdiğimize de inanıyoruz… Hacı Bektaş-ı Veliye “Şişenin içine şarap koysak, gırtlağını tıkasak ve denize atsak, 40 yıl denizde kalsa ve çıkarsak şişe temiz midir, yoksa necis midir?” diye sormuşlar. O da “Necistir, çünkü şişe 40 yıl denizde kaldı ama gırtlaktan aşağıya su gitmedi ki temiz olsun” demiş. Kur’an-ı Kerim ve ibadetlerimiz gırtlağımızdan aşağıya geçip kalbe gitmez, davranışlarımıza ve yaşantımıza yansımazsa, 40 yıl denizde kalan gırtlağı tıkalı şarap şişesinden farkımız olmaz. İsteklerimizi yerine getirirken bildiklerimizle değil, içinden değer verip kabul ettiğimiz ve inandığımız bir tanesine göre yapmaya başlıyoruz. Neyi, nerede, neden ve nasıl yapacağımıza verdiğimiz karar ile günlük yaşantımızdaki hal ve hareketlerimiz, insanlarla ilişkilerimiz, ticaretimiz, hak ve hukukumuz şekilleniyor. Bu da kişilik ve karakter bütünümüzü oluşturuyor, oluşan kimliğimiz ile olması gereken kimliğimiz kıyaslandığında ahlaklı veya ahlaksız şeklinde niteleniyoruz. Hiç akılsız bilgi, bilgisiz inanç, inançsız ahlak olur mu? İşte Ramazan ve Oruç, hazırlandığımız manevi iklimi tüm hayatımıza yansıtarak, günlük yaşantımızda yaptığımız şeylerin de ibadet olduğu bilinci ile her an Allah’ın huzurunda olduğumuzu unutmadan, yaradılıştaki saflığımızda bir yaşam sürmeye vesile olmalı… 4 Yorum Temmuz 2012 AKADEMİK KÖRLÜK Üniversiteler ülkelerin geleceklerinin teminatıdır… Bu yüzdendir ki tüm uluslar üniversitelerine ya da üniversite ile eşdeğer eğitim kurumlarına ve burada yetişecek gençliğe son derece önem verirler. Rektör kendi çizgisini, ideolojisini yetişecek nesile diretemez, empoze edemez. Bilinir ki bu eğitim yuvasından bilgi yükü yüklenerek ayrılan kişi yeni tohumlar ekmek adına ülkenin dört bir tarafına yayılır. Ekilen bu tohumun sağlam olması durumunda ülkenin geleceğinin aydınlık ve yine ekilen bu tohumun çürük olması durumunda da ülkenin geleceğinin karanlık olacağı düşünülür. Rektör bulunduğu konumun öneminin farkında olacak. Tabiri caiz ise üniversiteyi, babasının çiftliği gibi kullanamayacak. Etmemelidir. Atalarımız ne güzel demiş, “ Adama adam gerek adam etsin adamı, adam adam olmayınca adam edemez adamı” Hz. Ömer’in adaletini bilirsiniz. Dillere destan bu adalet timsali halife Fırat’ın kenarında bir kuzuyu kurt kapsa ben mesulüm diyordu. İşte sorumluluk! Peki ya siz! Mezun olan her öğrencinin eğitiminin hakkını vererek mezun olduğuna, gerekli ve yeterli tam bir eğitim verdirdiğinize, öğrencinin saçı ile başı ile yani kafasının Elbette ki her ülke yetişen neslin, kendi ülkesi adına gelecek vadeden bir nesil olarak yetişmesini ister ve harcanan tüm çabalar bunun içindir. Ve yine bilinir ki okumuş cahil okumamış cahilden daha çok tehlikelidir. Ülkelerin geleceklerinin teminatı olan üniversitelerin emin ve şahsiyet sahibi kişilere emanet edilmesi ülke adına yapılabilecek en büyük yatırımdır. Yıllardır bu ülkede yaşayan insanların saçı sakalı, örtüsü ile uğraşıldı. Tabiri caiz ise insanların kafalarının içindekinden daha çok dışı ile uğraşıldı. Bu yüzdendir ki yıllarca Teknolojide, edebiyatta, sanatta kültürde ilimde bilimde vs. dünya çapında yayınlara, yeniliklere, buluşlara, ülke olarak imza atmak yerine, halkımızın inançlarına, değerlerine, kültürüne laf atmakla yetinildi. Bu halkın, inançlarını, değerlerini görmemezlikten gelen bu eğitim kurumlarının başındaki en yetkili mercilerin yıllarca bu halk ile kopuk yaşamadığını kim savunabilir? Üniversitelere atanan rektörler siyasi hükümetlerin esiri olmamalıdırlar. Ve yine bu üniversitelere atanacak rektörlerin de çok iyi tahlil edilmesi gerekmektedir. Murat ÇAKIR [email protected] rak tanır. Rektörlük; seçilebilmek için destek almış olduğu guruplara, koltuğuna oturduktan sonra aldığı desteğin diyetini üniversitenin kadrolarını, makamlarını ve kaynaklarını peşkeş çekmekle de yapılmaz. Rektörlük; kendisini tayin eden makamlara şirin görünmek adına basın önünde pireyi deve gibi göstermekle de olunmaz. Bulunduğu ilin halkı ile içli dışlı olmayan bir rektör, bulunduğu ilin eksikliklerini göremeyen ve çözüm önerileri üretemeyen bir rektör bu halkın geleceğine ne kadar katkı sunabilir? Rektörlük fedakârlık ister, cefakâr olmayı gerektirir. Üretmeyi, bilmeyi, bilmeyi sağlamayı, dinlemeyi, yaşadığı ilin değerlerine sahip çıkmayı gerektirir. Öyle sadece bahar şenliklerinde iki tur atmakla, halayın başını tutmakla da olunmuyor. Bu yüzdendir ki; Tarihi ve sanat eserlerini kaçırmak ile uğraşan bunu kendisine ilke edinmiş bir rektörden siz ne kadar eğitimde duyarlı olmasını beklersiniz. Bunun yetiştireceği öğrencilerin yarın hırsız olmayacaklarının garantisini kim verebilir? dışındakilerden çok içindekiler ile uğraştığınıza sorumluğunuzu tam olarak yerine getirdiğinizden mesul müsünüz? Yarınımız, geleceğimiz sağlam. Diyebiliyor musunuz? İçiniz rahat mı? Gece gündüz elinde tuhaf tuhaf pankartlar ile o miting senin bu miting benim diye koşturan bir rektörün yetiştireceği öğrencinin yarın berduş olmayacağının garantisini kim verebilir? Mezun olan her öğrenciye en iyi eğitimi vermenin yanında bu halk ile de iç içe olduğunuzu. Bu halkın sorunları ile ilgilenmek ve bu sorunlara çözüm önerileri getirmek, bu halkın gelişimi için yeni yeni projelere imza attığınıza inanıyor musunuz? On liraya alabileceği mikroskobu birilerine rant sağlamak adına yüz liraya satın alan üniversite içindeki ihaleleri zengin olmak için bir rant kapısı gibi gören bir rektörün yetiştireceği öğrencilerin yarın ihale satan bir şahsiyetsiz olmayacağının garantisini kim verebilir? Şahsım olarak ben, sorumluluk açısından baktığım zaman bir ilin mülki amiri olan Vali’den sonra rektör olan kişinin sorumlulukta ikinci sırada geldiğine inanıyorum. Yapılacak güzel işlerde sevabının da fazla ancak yapılacak hatalarda da sorumluluk ve cezasının da kat be kat fazla olacağına inanıyorum. Rektörlük etrafını Çin Seddi gibi ördüğü duvarların içinde fildişi sarayların üst katlarında oturmakla da yapılmaz. Siz tüm bu sorumluluklarınızı yerine getiremezseniz. Elbette ki halk sizi sadece Türkiye’nin en büyük tavuk dürüm tüketen topluluğun başındaki adam ola- Çok şükür ki, şahsiyet sahibi, bulunduğu konumun, üstlenmiş olduğu misyonun öneminin farkında olan, bulunduğu halk ile iç içe, yaşadığı ilin sorunlarını kendisine dert edinmiş çözüm üreten, yaşadığı ilin değerlerine sahip çıkan rektörlerimiz de var ve yetişiyor. Ancak yukarıda saydığımız değerlerin çok daha dışında farklı amaçlar, hayaller peşinde koşan, ülkenin geleceğinin teminatı olan gençlerin yetişmelerinden çok ihalelerin kendisine kazandıracaklarının hesaplarını yapan, bulunduğu üniversiteyi siyaset arenasına çeviren, öğrencilerinin kafasından çok halen dışındakiler ile uğraşan, her gelen siyasi gücün karşısında emme basma tulumba gibi eğilip bükülen rektörler de mevcut ne yazık ki. İşte gerçek akademik körlük bu! Sorarım size gözlerini herhangi bir sebepten dolayı kaybetmiş görme engelli kardeşlerim mi, Yoksa bu gibi okumuş ancak egoları yüzünden gerçekleri göremeyecek kadar kör olanlar mı gerçek kör? Ekonomi Boyada kalite, Fiyatta Tercih; Gülerbay Boya Kimya Sanayi A.Ş. Dolphinday Markası ile tüketicinin, kaliteye ekonomik fiyat seçenekleriyle ulaşma talebini karşılamak için kapasitesini arttırarak emin adımlarla yoluna devam ediyor. 2001 yılında Van’da inşaat grubu boyaların üretimin yapmak ve pazarlamak amacı ile Gülerbay A.Ş. Boya ve Kimya Sanayi Anonim Şirketi’ni kurduklarını ve 2011 yılı sonlarına kadar da Van İŞGEM’de üretim faaliyetlerini sürdürdüklerini söyleyen Gülerbay Boya Kimya Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Nuri Güleryüz, “2012 yılı başlarından itibaren Van Organize Sanayi Bölgesi’nde oluşturduğumuz modern tesislerde üretimimizi sürdürüyoruz” dedi. 5 Temmuz 2012 YILLIK 15 BİN TON ÜRETİM KAPASİTESİ Hazırladıkları projeler ile DAKA ve KOSGEB’den katkı alarak modern ARGE ve KALİTE KONTROL LABORATUARLARI kurduklarını belirten Güleryüz, “ Van Organize Sanayi Bölgesi’nde 5.500 m2 açık ve 1.800 m2 kapalı alana sahip modern üretim tesislerimizde oluşturduğumuz arge ve kalite kontrol laboratuarları ile birlikte yüksek kapasiteli tezgah ve techizat ilaveleri yaparak, 15 bin ton yıllık üretim kapasitesine ulaştık” dedi. İnşaat & Sanayi Boyaları TSE BELGELİ SU VE SENTETİK BAZLI BOYALAR Dolphinday markası ile TSE Kalite Belgesi alarak üretimi sürdürdüklerine vurgu yapan Güleryüz, “Ürün portföyümüzde su ve sentetik bazlı boya olarak toplam 32 adet ürün yer alıyor. Tescilini yaptırdığımız Dolphinday markası ile TS 39, TS 5808, TS 7847 ve TS 11651 TSE Kalite Belgelerini aldık. Böylece kalite standardı konusunda altyapı çalışmalarımızı tamamladık. HEDEFİMİZ DÜNYAYA AÇILMAK Dünyaya açılmak için ihracat ça lışmalarını tamamlama aşamasına geldiklerini belirten Güleryüz, “Tesis, kapasite ve standardizasyon ile ilgili altyapı çalışmalarımızın ardından 2013 yılı hedeflerimiz Nuri Güleryüz Yönetim Kurulu Üyesi arasında yer alan, özellikle Türkî Cumhuriyetlere, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine gerçekleştirilecek ihracat çalışmalarımızı da tamamlama aşamasına getirdik. Şirketimizin kuruluşundan itibaren benimsediğimiz; tüm müşterilerimizin sürekli memnuniyetini sağlamak üzere, üst düzey kalite anlayışımız çerçevesinde, bilgimizi ve iletişimimizi devamlı arttırarak boya pazarında seçkin boya markaları arasında yer almak; ilkemizden sapmadan çalışmalarımızı sürdürme kararlılığındayız” dedi. İnşaat & Sanayi Boyaları 6 Eğitim Temmuz 2012 Eğitimde başarının adı BAHÇEŞEHİR Deprem ile birlikte yaşanan birçok olumsuzluğa rağmen idare ve öğretmenler olarak insanüstü gayretle çalıştıklarını belirten Van Bahçeşehir Koleji Kurucusu Fırat Atlıhan, “Emeklerimizin karşılığını 2012 SBS VAN İL 1.Sİ çıkararak aldık” dedi. mutlu’’dedi. BAHÇEŞEHİR AHLAKLI BİREYLER YETİŞTİRMEYİ İLKE EDİNDİ 2007-2008 Eğitim-Öğretim yılında, Y.Y.Ü kampüsünde hizmete başlayan Bahçeşehir Koleji, akademik yönden başarılı bireyler yetiştirmekle birlikte, en az bir yabancı dil bilen, en az bir enstrüman çalan, sporun en az iki dalında başarılı olan, teknolojiyi doğru ve yararlı kullanabilen, hızla gelişen dünyaya uyum sağlayıp; sosyal, özgüvenli, dürüst ve ahlaklı bireyler yetiştirmeyi ilke edinmiştir. BAHÇEŞEHİR AKADEMİK BAŞARININ ÖNCÜSÜ Van Bahçeşehir Koleji yönetimi; bireysel başarıyı kutlarken, asıl başarının “Her öğrencinin yol alması” olduğunu benimsiyor. Van Bahçeşehir koleji ;SBS sınavlarında; hizmet verdiği beş yılın ikisinde, Türkiye’deki yaklaşık 70.000 özel ve devlet okulu içerisindeki en başarılı ilk 100 okul arasına girerek, akademik başarının birinci öncülü olduğunu ispatlamıştır. ÖĞRENCİ BAHÇEŞEHİR’DE MUTLU Akademik başarının işin öğretim kısmı olduğunu, okulların dershanelerden farklı olarak, eğitim ve öğretimin birlikte yapıldığı yerler olduğunu belirten Van Bahçeşehir Koleji Kurucusu Fırat Atlıhan yaptığı açıklamada “Üniversite kampüsündeki okul sosyal alanlar ve teknolojik donanım açısından yetersizdi. Dolayısıyla; 2010-2011 eğitim-öğretim sezonunda ilimize, gerek fiziki yapısı, gerek sosyal alanların zenginliği, gerek teknolojik donanımlarıyla bölgede emsali olmayan, ülkemizde çok rahat ilk 3’e girebilecek bir okul kampüsünü kazandırdık. Böylece öğrencilerimiz; kendilerini mutlu edecek, var olan stres ve elektriklerini atmalarını sağlayacak sosyal zenginliklerle akademik başarıya daha rahat ulaşacak. Çünkü kişi mutlu olduğu yerde çok daha başarılı olur. Öğrenci bizim okulumuzda “EMEK VERDİK KARŞILIĞINI BAŞARI İLE ALDIK” Öğrencilerinin özgüvenli olmalarını çok fazla önemsediklerini belirten Atlıhan; “Birçok yetişkin, topluluk karşısında Türkçe olarak kendisini ifade edemezken, bizim öğrencimizin İngilizce sunum yapabiliyor olması, okulumuzun yabancı dil eğitimine verdiği önemi gösteriyor. Bilindiği üzere ilimizde 23 Ekim ve 9 Kasım tarihlerinde büyük depremler yaşandı. Yaşanan bu büyük felaket sonrası il dışına çıkmayı tercih eden öğrenci ve velilerimizin gittikleri illerdeki Bahçeşehir Kolejleri’nde ücretsiz olarak hizmet almaları sağlandı. Öğretmen kadrosunun tamamına sahip çıkıp, hiçbir şekilde mağdur olmamaları sağlandı. Veli ve öğrenci ile sürekli iletişim içinde olundu. 2 Ocak tarihi ile tekrar eğitim ve öğretime başlayan okul idare ve öğretmen- Fırat ATLIHAN leri insanüstü gayretle çalışarak 9 aylık eğitim-öğretim müfredatını 4 aya sığdırdı. Bu süreçte sürekli ek dersler, birebir ve özel derslerle öğrencilerin var olan eksikleri giderilip, öğrencilerin bu yıldan eksik çıkmamaları sağlandı. 8.Sınıflarla son iki ay akşam saat 21.00 a kadar çalışma yapan idare ve öğretmenler olarak bizler; 2012 SBS VAN İL 1.Sİ çıkararak emeklerimizin karşılığını aldık” dedi. VAN’A ‘BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ’ MÜJDESİ Van’daki eğitim-öğretimin öncülüğünü yaptıklarını belirten Atlıhan; “Amacımız ilimizde eğitim-öğretim anlayışını Türkiye standartlarına değil, Avrupa standartlarına taşımaktır. Bu bağlamda ilimize Bahçeşehir Üniversitesini taşımak için proje çalışmalarımızın hızla devam ettiğini tüm Vanlı hemşerilerimize duyuruyorum” şeklinde konuştu. Tanıtım Temmuz 2012 7 8 Medya Temmuz 2012 Van’da yayınlanan aylık bölgesel ekonomi içerikli Doğunun Markaları Gazetesi görücüye çıktı. Doğunun Markaları Gazetesi’ni inceleyen Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker gazeteye tam not verdi. Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı 2012 1. Olağan Kalkınma Kurulu Toplantısı’na katılmak üzere Hakkâri’ye gelen Kalkınma Bakanı Cevdet Yıldız, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e Yazı İşleri Müdürü Ziya Türk birer adet Doğunun Markaları Gazetesi hediye etti. Gazeteyi inceleyen bakanlar, gazetenin doğuda önemli bir görev üstlendiğini belirterek başarılar diledi. Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz ile birlikte Doğunun Markaları Gazetesi’ni inceleyen Van Valisi Münir Karaloğlu Doğu Anadolu Bölgesi’nde alanında bir boşluğu dolduran Mehdi Eker Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Şimşek Maliye Bakanı Münir Karaloğlu Van Valisi gazetenin yayın alanını genişleterek her geçen gün daha çok gelişip güzelleştiğini söyledi. Muş Valisi Ali Çınar ise Doğunun Markaları Gazetesi’ni inceleyip değerlendireceğini söyledi. Doğu Anadolu Bölgesi’nde alanında ilk ve tek olan 10 bin tirajlı Van merkezli aylık bölgesel ekonomi gazetesi Doğunun Markaları, bölgedeki tarihi kültürel zenginliklerin, ekonomik ve ticari faaliyetlerin, kurum, kuruluş ve firmaların hem bölge içinde hem de Türkiye genelinde tanıtımını yapıyor. Cevdet Yıldız Kalkınma Bakanı Ali Çınar Muş Valisi Münir Karaloğlu Van Valisi Nurettin Yılmaz Bitlis Valisi D Din inl lem enm ek ek ve İç in. .. Gazetemiz; YAYIN AKIŞI 08:00-11:00 LEVENTLE SEVGİ DUVARI 11:00-13:00 ERCAN 13:00-17:00 CANANLA HAYAT PENCERESİ 17:00-19:00 YOLCU 19:00-21:00 ERDALLA KEYFİ ALEM 21:00-23:00 CAMBAZ Reklam İrtibat Telefonu 0432 216 02 15 www.radyovan.com * Cumhurbaşkanı, Hükümet üyeleri * Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan kurumlar, sivil toplum örgütleri, firmalar * Bölge milletvekilleri, * Van, Hakkari, Bitlis, Muş, Ağrı, Iğdır illerinin tüm ilçe kaymakamları ve belediye başkanları, * 81 il valiliği, 81 il belediye başkanlığı, TOBB ve bağlı odaların tamamı, * Üniversite rektörleri, kalkınma ajansları genel sekreterlerine dağıtılmaktadır. Doğunun Markaları Gazetesi 10 Bin Tirajı İle Doğunun İlk Bölgesel Yayını Doğuda Bölgesel Tanıtımın Tek Adresi Doğunun Markaları Gazetesi Reklamlarınız İçin Tel: 0 432 214 84 83 - 215 15 06 Gsm: 0 506 599 10 91 - 0 506 657 06 45 e-mail: [email protected] [email protected] Yorum Ekonomi Temmuz 2012 9 Seramiğin tek adresi: DERYA YAPI Derya Yapı Sanayi Van’a bir yenilik getirdi. Bien Seramik Mağazası’nı Milli Egemenlik Caddesi Endüstri Meslek Lisesi karşısında hizmete açan Derya Yapı, bölgede seramiğin tek adresi olma yolunda ilerliyor. Derya yapı olarak 2005 yılından bu yana üçüncü kuşak olarak yeniden Van’ da seramik ve banyo tamamlayıcı ürünleri alanında hizmet verdiklerini belirten Derya Yapı Yetkilisi “ Gücümüzü ve deneyimizi birinci ve ikinci kuşak büyüklerimizin 1950 li yıllardan getirdiği başarılı inşaat malzemesi tedarikçisi serüveninden alan Derya Yapı olarak sürekli kendisini yenileyen, estetik ve kaliteyi ön planda tutan kimliğiyle özelde Van, genelde Ağrı,Muş,Bitlis,Hakkari il ve ilçelerinde onlarca satış noktasında bölge halkına hizmet vermekteyiz” dedi. SERAMİK VE BANYO DÜNYASINA TAZE BİR SOLUK Deprem sonrası inşaat bilinç ve kalitesinin yükselmesi konusunda oluşan ortak bakış açısı doğrultusunda bünyesindeki iddialı markalarla bölge esnafına örnek olmayı amaç edindiklerinin altını çizen Derya Yapı Yetkilisi, “Ülkemizde ve dünyada sektörel yenilikleri sürekli takip edip ,bu yenilikleri müşterilerimizle buluşturmaktan büyük keyif alıyoruz” dedi. Geçtiğimiz günlerde 900 m2 lik yeni teşhir mağazasını açan Derya Yapı seramik ve banyo dünyasına taze bir soluk getirdi. Bölge halkının üst beklentilerinin bilincindeki personeliyle müşterilerini yönlendiren her türlü mimari ve danışma desteği veren Derya Yapı, bu sayede iç mekânlara yeni bir heyecan katmaya çalışan kimliğiy- Ekonomi le, kısa zamanda bütün dikkatleri üstüne çekmeyi başardı. “ TÜKETİCİYİ ULUSLAR ARASI PİYASADA KANITLANMIŞ ÜRÜNLERLE BULUŞTURUYORUZ” Kendisini uluslar arası piyasalarda kanıtlamış olan ürünleri müşterileri ile buluşturmanın haklı gururunu ve ayrıcalığını yaşadıklarını belirten Derya Yapı Yetkilisi, “Öncelikli faaliyet alanımız olan seramik satıcılığına Tamsa Seramik Bölge Bayiliği’nden sonra, Ankara Seramik ve özellikle BİEN Seramik bölge bayiliğini katmanın haklı gururunu bugünlerde yaşamaktayız. BİEN Seramik’in Almeria, Onix, Marmara, Elhamra gibi tarihsel dokuları günümüze taşıyan renkleri ile , İnci, Barca, Tessera ile post modern çizgilerini halkımızla buluşturmanın heyecanıyla işimizi daha çok sevdiğimizin farkına vardık” şeklinde konuştu. DERYA YAPI olarak; BİEN SERAMİK, ANKA SERAMİK, POLİTEK BANYO, PETEK BANYO, ECA, NEWARK, ORFE BANYO, İDEVİT VİTRİFİYE, BİEN VİTRİFİYE ve YAPI KİMYASALLARI ile BASF (YKS) İzolasyon Grubu malzemeleri gibi kendisini uluslar arası piyasada kanıtlamış olan ürünleri müşterilerine ulaştırdıklarını dile getiren Derya Yapı yetkilisi, “Bu yüzden farklı olmanın ayrıcalığını yaşıyoruz. Daha kaliteli, yaşanılır ve keyifli mekânlar yaratmaya devam edeceğiz; çünkü kendimize çok güveniyoruz” dedi. 10 Ekonomi Temmuz 2012 Teşvik Sistemi Ekonomi Bakanlığı tarafından Mayıs 2012 tarihinden önce uygulanmakta olan teşvik sistemi; • Yatırım döneminde vergi indirimi, • Yeni bölgesel harita, • 2011 sonu itibariyle azalan destek oran ve sürelerinin artırılması, • Desteklenen yatırım konularının gözden geçirilmesi, • Stratejik ve teknolojik dönüşümü sağlayacak yatırımların desteklenmesi, • En az gelişmiş bölgelerde, yatırımlara sağlanan destek miktarının artırılması, gibi nedenlerden dolayı düzenleme yapılması ihtiyacı olmuştur. Kalkınma planları ve yıllık programlarda öngörülen hedefler doğrultusunda tasarrufların katma değeri yüksek yatırımlara yönlendirilmesi, üretim ve istihdamın artırılması, uluslararası rekabet gücünü artıracak ve araştırma- geliştirme içeriği yüksek bölgesel ve büyük ölçekli yatırımlar ile stratejik yatırımların özendirilmesi, uluslararası doğrudan yatırımların artırılması, bölgesel gelişmişlik farklılıklarının azaltılması, kümelenme ve çevre korumaya yönelik yatırımlar ile araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla Yeni Teşvik Sistemi uygulanmaya başlanmıştır. UYGULAMALAR • 15.06.2012 tarih ve 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren yeni teşvik sis temi 4 farklı uygulamadan oluş- Destek Unsurları Genel Teşvik Uygulamaları Büyük Ölçekli Yatırımların Teşviki Bölgesel Teşvik Uygulamaları Stratejik Yatırımların Teşviki KDV İstisnası Gümrük Vergisi Muafiyeti Vergi İndirimi Desteği* Sigorta Primi Desteği* Faiz Desteği ** Yatırım Yeri Tahsisi KDV İadesi*** Bu uygulamalar kapsamında sağlanacak destek unsurları tabloda gösterilmiştir. * Yatırımın 6. bölgede gerçekleştirilmesi halinde sağlanır ** Bölgesel teşvik uygulamalarında, yatırımın 3., 4., 5. veya 6 . bölgelerde gerçekleştirilmesi halinde sağlanır. *** Sabit yatırım tutarı 500 Milyon TL üzerinde olan stratejik yatırımlara sağlanır. 1- Genel Teşvik Uygulamaları 2- Bölgesel Teşvik Uygulamaları 3- Büyük Ölçekli Yatırımların Teşviki 4- Stratejik Yatırımların Teşviki • Asgari sabit yatırım tutarı, uygulamalara göre aşağıdaki gibi belirlenmiştir. • Genel Teşvik Sistemi’nde asgari sabit yatırım tutarı, o 1. ve 2. bölgelerde 1 Milyon TL o 3., 4., 5. ve 6. bölgelerde 500 Bin TL’dir. • Bölgesel Teşvik Uygulamaları için asgari sabit yatırım tutarı 1. ve 2. bölgelerde 1 Milyon TL’den, diğer bölgelerde ise 500 Bin TL’den başlamak üzere desteklenen her Teşvik uygulamaları açısından illerin gelişmişlik düzeyini gösteren bölgesel harita ve il dağılımı tabloda yer almaktadır. Teşvik belgesi kapsamında yurt dışından temin edilecek yatırım malı makine ve teçhizat için gümrük vergisinin ödenmemesi şeklinde uygulanır. Vergi İndirimi: Gelir veya kurumlar vergisinin, yatırım için öngörülen katkı tutarına ulaşıncaya kadar, indirimli olarak uygulanmasıdır. Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği Gelir Vergisi Stopajı maktadır: Naci ÖZDEMİR KOBİ Uzman Yardımcısı KOSGEB / VAN bir sektör ve her bir il için ayrı ayrı belirlenmiştir. • Büyük Ölçekli Yatırımlar için asgari sabit yatırım tutarı 50 Milyon TL’den başlamak üzere sektörüne göre farklı büyüklüklerle tanımlanmıştır. • Stratejik Yatırımlar için asgari sabit yatırım tutarı 50 Milyon TL’dir. DESTEK UNSURLARI Katma Değer Vergisi İstisnası: Teşvik belgesi kapsamında yurt içinden ve yurt dışından temin edilecek yatırım malı makine ve teçhizat için katma değer vergisinin ödenmemesi şeklinde uygulanır. Gümrük Vergisi Muafiyeti: 1. Bölge Ankara Antalya Bursa Eskişehir İstanbul İzmir Kocaeli Muğla 8 İL 2. Bölge Adana Aydın Bolu Çanakkale Denizli Edirne Isparta Kayseri Kırklareli Konya Sakarya Tekirdağ Yalova 13 İL 3. Bölge Balıkesir Bilecik Burdur Gaziantep Karabük Karaman Manisa Mersin Samsun Trabzon Uşak Zonguldak 12 İL Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği: Teşvik belgesi kapsamı yatırımla sağlanan ilave istihdam için ödenmesi gereken sigorta primi işveren hissesinin asgari ücrete tekabül eden kısmının Bakanlıkça karşılanmasıdır. Gelir Vergisi Stopajı Desteği: Teşvik belgesi kapsamı yatırımla sağlanan ilave istihdam için belirlenen gelir vergisi stopajının terkin edilmesidir. Sadece 6. bölgede gerçekleştirilecek yatırımlar için düzenlenen teşvik belgelerinde öngörülür. Sigorta Primi Desteği: Teşvik belgesi kapsamı yatırımla sağlanan ilave istihdam için ödenmesi gereken sigorta primi işçi hissesinin asgari ücrete tekabül eden kısmının Bakanlıkça karşılanmasıdır. Sadece 6. bölgede gerçekleştirilecek bölgesel, büyük ölçekli ve stratejik yatırımlar için düzenlenen teşvik belgelerinde öngörülür. Faiz Desteği: Faiz Desteği, teşvik belgesi kapsamında kullanılan en az bir yıl vadeli yatırım kredileri için sağlanan bir finansman desteği olup, teşvik 4. Bölge Afyonkarahisar Amasya Artvin Bartın Çorum Düzce Elazığ Erzincan Hatay Kastamonu Kırıkkale Kırşehir Kütahya Malatya Nevşehir Rize Sivas 17 İL 5. Bölge Adıyaman Aksaray Bayburt Çankırı Erzurum Giresun Gümüşhane Kahramanmaraş Kilis Niğde Ordu Osmaniye Sinop Tokat Tunceli Yozgat 16 İL 6. Bölge Ağrı Ardahan Batman Bingöl Bitlis Diyarbakır Hakkari Iğdır Kars Mardin Muş Siirt Şanlıurfa Şırnak Van 15 İL Ekonomi belgesinde kayıtlı sabit yatırım tutarının %70’ine kadar kullanılan krediye ilişkin ödenecek faizin veya kâr payının belli bir kısmının Bakanlıkça karşılanmasıdır. Yatırım Yeri Tahsisi: Teşvik Belgesi düzenlenmiş yatırımlar için Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde yatırım yeri tahsis edilmesidir. Katma Değer Vergisi İadesi: Sabit yatırım tutarı 500 milyon Türk Lirasının üzerindeki Stratejik Yatırımlar kapsamında gerçekleştirilen bina-inşaat harcamaları için tahsil edilen KDV’nin iade edilmesidir. 1-) GENEL TEŞVİK UYGULAMALARI o 20 Milyon Türk lirası üzeri belirli ilaç ve savunma sanayi yatırımları, o Test merkezleri, rüzgar tüneli ve bu mahiyetteki yatırımlar (otomotiv, uzay veya savunma sanayine yönelik olanlar), o Asgari 50.000 m2 kapalı alana sahip uluslararası fuar yatırımları, o Özel sektör tarafından gerçekleştirilecek ilk, orta ve lise eğitim yatırımları. o Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenen ARGE projeleri neticesinde elde edilen ürünlerin üretilmesine yönelik yatırımlar, Teşvik edilmeyecek veya teşviki için aranan şartları sağlayamayan yatırım konuları hariç olmak üzere, asgari sabit yatırım tutarı ve kapasiteler üzerindeki yatırımlar bölge ayrımı yapılmaksızın Genel Teşvik Uygulamaları kapsamında desteklenmektedir. 2-) BÖLGESEL TEŞVİK UYGULAMALARI Bölgesel Teşvik Uygulamalarında her ilde desteklenecek sektörler, illerin potansiyelleri ve ekonomik ölçek büyüklükleri dikkate alınarak tespit edilmiş olup, bölgelerin gelişmişlik seviyelerine göre yardım yoğunlukları farklılaştırılmıştır. KDV İstisnası Gümrük Vergisi Muafiyeti Destek Süresi OSB Dışı VAR VAR VAR Gümrük Vergisi Muafiyeti VAR VAR VAR 25 30 30 2 yıl Vergi İndirimi Yatırıma OSB Dışı Katkı Oranı (%) OSB İçi Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği Destek Süresi OSB İçi OSB Dışı OSB İçi 5 6 7 8 9 10 11 V VI VAR VAR VAR VAR VAR VAR VAR VAR 15 20 VAR VAR VAR VAR 25 30 40 50 20 25 30 40 50 55 2 yıl 3 yıl 5 yıl 6 yıl 7 yıl 10 yıl OSB İçi 3 yıl 5 yıl 6 yıl 7 yıl 10 yıl 12 yıl VAR VAR İç Kredi VAR VAR VAR VAR 3 Puan 4 Puan 5 Puan 7 Puan 1 Puan 1 Puan 2 Puan 2 Puan VAR 35 40 50 60 35 40 50 60 65 3 yıl 5 yıl 6 yıl 7 yıl 10 yıl 6 yıl 7 yıl 10 yıl 12 yıl VAR VAR VAR VAR Sigorta Primi Desteği YOK YOK YOK YOK YOK 10 yıl Gelir Vergisi Stopajı Desteği YOK YOK YOK YOK YOK 10 yıl Sağlanan destek oran ve süreleri özet olarak tabloda gösterilmiştir. firmaların sektörel işbirliğine dayalı entegrasyon yatırımları, 4-) STRATEJİK YATIRIMLARIN TEŞVİKİ İthalat bağımlılığı yüksek olan ara malı veya ürünlerin üretimine yönelik yatırımlar stratejik yatırımların teşviki uygulamaları kapsamında desteklenmektedir. Bu kapsamda desteklenecek olan yatırımların aşağıdaki kriterlerin tamamını sağlamaları gerekmektedir. o Asgari sabit yatırım tutarının 50 milyon TL olması, o Yatırım konusu ürünle ilgili yurtiçi toplam üretim kapasitesinin ithalattan az olması, o Yatırımla sağlanacak asgari katAsgari Sabit Yatırım Tutarları (Milyon TL) 1000 200 200 200 50 ma değerin %40 olması (rafineri ve petrokimya yatırımlarında bu şart aranmayacaktır), o Üretilecek ürünle ilgili toplam ithalat değeri son 1 yıl itibariyle en az 50 Milyon $ olması (yurt içi üretimi olmayan mallarda bu şart aranmayacaktır) MÜRACAAT Teşvik belgesi müracaatları, tebliğle belirlenecek bilgi ve belgelerle Ekonomi Bakanlığına yapılır. Ancak, genel teşvik uygulamaları kapsamında yer alan ve sabit yatırım tutarı onmilyon Türk Lirasını aşmayan, tebliğle belirlenecek yatırımlar için yatırımcının tercihine bağlı olarak yatırımın yapılacağı yerdeki yerel birimlere de müracaat edilebilir. Müracaat sahibi tarafından; teşvik belgesine ilişkin müracaatın Bakanlığa yapılması halinde 400 TL Bakanlık Döner Sermaye İşletmesi hesabına, yerel birimlere yapılması halinde 300 TL Bakanlık Döner Sermaye İşletmesi hesabına, 100 TL ise ilgili yerel birim hesabına yatırılır. Bu meblağlar hiçbir surette iade edilmez. Detaylı Bilgi için: 50 Teşvik Bilgi Merkezi Web: http://www.resmigazete.gov.tr/ eskiler/2012/06/20120619-1.htm E-Posta: [email protected] Telefon: 444 43 63 STRATEJİK YATIRIMLAR İÇİN SAĞLANAN DESTEK UNSURLARI Destek Unsurları KDV İstisnası Gümrük Vergisi Muafiyeti Yatırıma Katkı Vergi İndirimi Oranı (%) Sigorta Primi İşveren Hissesi Destek Süresi Desteği Yatırım Yeri Tahsisi Faiz Desteği I II BÖLGELER III IV VAR VAR VAR Döviz / Dövize Endeksli Kredi 2 Puan Sigorta Primi Desteği YOK YOK YOK YOK YOK 10 yıl Gelir Vergisi Stopajı Desteği Gelir Vergisi Stopajı Desteği YOK YOK YOK YOK YOK 10 yıl KDV İadesi Sigorta Primi Desteği VI 7 yıl (6. Bölgede 10 Yıl) 5 Puan YOK V 50 İç Kredi YOK Döviz / Dövize Endeksli Kredi VAR VAR 5 yıl Büyük Ölçekli Yatırımlar II VAR VAR VAR Metal Üretimine Yönelik Yatırımlar: Maden Kanununda belirtilen IV/c grubu metalik madenlerin 12 cevher ve/veya konsantresinden nihai metal üretimine yönelik yatırımlar (bu tesislere entegre madencilik yatırımları dahil) I VAR 3 yıl Liman ve Liman Hizmetleri Yatırımları Motorlu Kara Taşıtlarının İmalatı Yatırımları Motorlu Kara Taşıtları Ana Sanayi Yatırımları Motorlu Kara Taşıtları Yan Sanayi Yatırımları Demiryolu ve Tramvay Lokomotifleri ve/veya Vagon İmalatı Yatırımları Transit Boru Hattıyla Taşımacılık Hizmetleri Yatırımları Elektronik Sanayi Yatırımları Tıbbi Alet, Hassas ve Optik Aletler İmalatı Yatırımları İlaç Üretimi Yatırımları Hava ve Uzay Taşıtları ve/veya Parçaları İmalatı Yatırımları Makine (Elektrikli Makine ve Cihazlar Dahil) İmalatı Yatırımları BÖLGELER III IV VI VAR 1 Rafine Edilmiş Petrol Ürünleri İmalatı 2 Kimyasal Madde ve Ürünlerin İmalatı 3 4 4-a 4-b V Yatırım Yeri Tahsisi Yatırım Konuları OSB Dışı Yatırım Yeri Tahsisi Faiz Desteği KDV İstisnası o OSB’lerde yapılacak yatırımlar, o Aynı konuda faaliyet gösteren BÖLGESEL TEŞVİK UYGULAMALARINDA SAĞLANAN DESTEK UNSURLARI Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği II • Bölgesel veya Büyük Ölçekli Yatırımların Teşviki Uygulamaları kapsamında vergi indirimi ve sigorta primi işveren hissesi desteği açısından bir alt bölge destekleri sağlanacak yatırımlar şöyledir: Sıra No BÖLGELER III IV I BÜYÜK ÖLÇEKLİ YATIRIMLAR o Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgelerinde yapılacak turizm yatırımları, o Madencilik yatırımları, o Demiryolu ve denizyolu ile yük veya yolcu taşımacılığına yönelik yatırımlar, Vergi İndirimi Destek Unsurları 3-) BÜYÜK ÖLÇEKLİ YATIRIMLARIN TEŞVİKİ • Bölgesel Teşvik Uygulamaları kapsamında 5. Bölge destekleri ile desteklenecek yatırım konuları şöyledir: Yatırıma Katkı Oranı (%) BÜYÜK ÖLÇEKLİ YATIRIMLAR İÇİN SAĞLANAN DESTEK UNSURLARI Aşağıda belirtilen 12 yatırım konusu, büyük ölçekli yatırımların teşviki çerçevesinde desteklenmektedir. Destek Unsurları 11 Temmuz 2012 10 yıl (Sadece 6. Bölgede Gerçekleştirilecek Yatırımlar İçin) 10 yıl (Sadece 6. Bölgede Gerçekleştirilecek Yatırımlar İçin) VAR (Sadece 500 Milyon TL ve üzeri yatırımlar için) 12 Sağlık Temmuz 2012 Kürtaj Tartışmasının Neresindesiniz? Bir sağlık araştırmacısı olarak işim gereği değişik konularda araştırmalar yapıyorum. 2006-2008 yılları arasında ABD’de kürtaj verilerini inceleyen bir çalışmada görevliydim. Her yıl büyük kürtaj klinilerini ziyaret ederek uygulamaları ve klinik içi operasyonları denetlemem gerekiyordu. Fatoş Şimşek, MPH / Halk Sağlığı Analisti / [email protected] Kürtaj kliniklerinin önünde bekleyen, kürtaj karşıtı protestocuların arasından geçerek kliniğe girmek her ziyaretimde zor olurdu. Protestocular doğal olarak kliniğe giren kadınların hepsini kürtaj için gelmiş sanıyorlardı. Amaçları broşür dağıtarak ve beyin yıkama teknikleri kullanarak, kadını verdiği karardan vaz geçirmekti. ABD’de bu mentalite hiç değişmedi, hala kürtaja karşı olanların dindar bir itina ile kliniklerin önünde beklediğini ve kadınların fikrini değiştirmeye uğraştıklarını görmek anormal değildir. Gündeme bağlı olarak kızgın atmosfer tırmanıştaysa, doktorların kliniğe girerken veya çıkarken saldırıya uğradığı da olur. ABD’de kürtaj belki de en çok tartışma yaratan sağlık konularından biridir. Bunun en belirgin nedeni kürtaj olgusunun bilinen bütün etikleri, duyguları ve kanunları yüzyüze getirmesidir. Haklı veya haksız tartışması yapmadan şu kadarını söyleyebilirim ki kürtaj ahlaki, sosyal ve tıbbi çelişkiler doğurur. Bunların sonucu olarak ortaya hem duygusal hem de saldırgan bir atmosfer çıkar. Dolayısıyla kürtaj karşıtı ve kürtaj yanlısı gruplar tartışmayı bitmez tükenmez bir enerjiyle sürdürür. Kürtaj yanlıları, kararın bebeği taşıyan kadına ait olduğunun ve kimsenin buna karışamayacağının sözcülüğünü yapar. nün zürriyetini (dölünü) taşımaya zorlayacaktır. Kürtaj karşıtı olanlarsa, bebeğin ana rahmine düşmesiyle canlı bir varlık olduğunu ve bebeğin de legal haklarının varlığını savunur. Kürtaj birçok durumda kadının kendi vücudunu ve hayatını kontrol et- Şimdi her iki tarafa ait düşünceleri açık ve samimi bir şekilde paylaşmak istiyorum. Kürtaj Yanlısı Düşünceler: Kürtaj yanlısı olanlar kürtajın legal olması gerektiği görüşündedir. Kürtaj legal olmaktan çıkarılırsa kanuni haklarını, mahremiyetlerini ve özgürlüklerini kaybetmiş olacaklarını savunurlar. Kürtaj yanlısı düşünceye göre, kadının vücudunda oluşan her türlü gelişmeden kendisi sorumludur ve mahremiyet kadına bırakılmalıdır. Kürtaj illegal olduğunda fakir kadın çocuğu yetersiz şartlarda dünyaya getirip büyütmek zorunda kalacaktır. Bunu engellemek isteyen kadın, güvenliksiz ve steril olmayan ortamlarda gizli kürtaja yönelecektir. Kürtajın yasaklanması tecavüze uğramış kadınları ya da ensest (akraba ile cinsel ilişki) kurbanlarını toplumsal cezaya mahkum edecektir. Bununla da kalmayıp tecavüzcü- demek caniliktir, vahşiliktir. mekte bir araç olabilir çünkü kürtaja ihtiyacı olan kadının hayatı büyük ihtimalle çalkantı içindedir. Kürtaj böyle bir kaos sırasında hayat kurtaran araç haline bile dönüşebilir. Kürtajın gerekliliğini görmezden gelmek bencillik, haksızlık ve adaletsizliktir. Kadınlar istemedikleri bebeği doğurmaya zorlanmamalıdır. Kendi kararlarını verirken hem güvenli kürtaj yaptirabilmeli hem de kanunlar önünde suçlu durumuna düşmemeliler. Kanun yapıcılar kadının vücudu hakkında söz sahibi olamazlar. Kürtaj Karşıtı Düşünceler: Kürtaj karşıtı olan gruptan gelen en belirgin muhalefet şu şekildedir: Kadının mahremiyet hakkı, ceninin (ana rahmindeki döllenmiş yumurtanın) hukuki hakkını geçersiz kılmaktadır. Birçok insanın belleğinde kürtaj cinayettir. Kürtaj karşıtı olanlara göre hayat ana rahminde yumurtanın döllenmesiyle başlar. Bu noktada cenin 46 kromozoma sahiptir ki bu sayı hayatta kalabilmesi için gerekli olan ve normal insan vücudunda bulunan kromozomların toplamına eşittir. Yumurta ve spermden gelen 15 bin adet gen yeni bir hayat oluşturmuştur. Yani döllenen yumurta daha o an canlı bir insandır. Cenin döllendiği anda bir beyin ve bir kalp taşımaktadır. Hisleri vardır; sesleri duyabilir, korku hissine dahi sahiptir. Öyleyse yaşamaya hak kazanmıştır. “Bu bebek hiç olmamalıydı, o yüzden kürtajla yok edilmelidir!” Bilimsel çalışmalar kürtajın istenmeyen psikolojik sonuçlar doğurduğunu da ortaya çıkarmıştır. Kadının kürtaj kararı, hayatının daha sonraki safhalarında duygusal yükümlülükler getirecektir. Kaybetmişliğin verdiği acı, yanlış kararın üzüntüsü ve keşkelerle çoğalan pişmanlık kadının peşini bırakmayacaktır. Verdiği karar ömrü boyunca suçluluk hissetmesine neden olacaktır. Diğer insanların bu kararda etkisi olduğunu düşünüp öfkelenmesi de kaçınılmazdır. Hatta bazen kürtaj yaptıran kadın terkedilmişlik hissiyle acı çeker. Bebeğini kürtajla aldırmış birçok kadın utanç duyar. Eğer etrafındakiler kadını bu kararından dolayı suçluyorsa, olumsuzluklar katlanarak artar. Kadın yıllar sonra bile yaptırdığı kürtajdan dolayı acı çekebilir. Her hikayenin iki tarafı vardır. Kürtajın da en az iki büyük yanı var. En genel haliyle kürtajın artılarını ve eksilerini dile getirmeye çalıştım. Etrafınızdaki birçok kişi kürtaj meselesine olumlu veya olumsuz bakıyordur. Buna siz de dahil olabilirsiniz! Peki siz kürtaj tartışmasının neresindesiniz? Fatoş Şimşek, MPH Fatoş Şimşek bir Halk Sağlığı araştırmacısıdır ve ABD’de yasamaktadır. Halk Sağlığı yüksek lisans eğitimi sırasında, kadın, anne ve çocuk sağlığını ilgilendiren konularda kapsamlı dersler almıştır; halihazırda hamilelikleri araştıran ulusal bir çalışmayı yönetmektedir. Tanıtım Temmuz 2012 13 14 Yorum Temmuz 2012 Çoban Aranıyor!.. Peygamber mesleği yapan çoban, birçok mitolojik hikâyelere, efsanelere, şiirlere konu olmuştur. Van Akdamar Adası’nın çoban genç ile keşiş kızı Tamara hikâyesi en bilinenler arasındadır. Ancak günümüzde çoban, kavalını çalıp hayvanları otlatan sosyo-kültürel bir değerden öte hayvancılığın kaderini etkileyen çok önemli bir unsurdur. Sosyal güvencesi ve statüsü olmayan çoban… Doğu Anadolu Bölgesi’nde hayvancılık, doğal ve çevresel koşulların belirlediği ekonomik bir yaşam biçimidir. Bölgenin arazi yapısı, iklim koşulları, bitki örtüsü, mera kalitesi, var olan tarım işletmelerinin yapısı ve bölge halkının sosyo- ekonomik durumu daha çok küçükbaş hayvancılığa uygundur. Bilindiği gibi doğada kendiliğinden yetişen çayır ve meralar, en ucuz yem kaynaklarıdır. Koyun ve keçiler de düşük kaliteli meralardan en iyi şekilde yararlanabilen hayvanlardır. Var olan potansiyelinden dolayı Doğu Anadolu, mera hayvancılığının yoğun olarak yapıldığı bir bölgedir. Bölgede karların erimesi ve tekrar karla kaplanıncaya kadar geçen süre içerisinde koyun ve keçiler otlaklardan yararlanmaya başlamaktadır. Ayrıca yaylalama geleneği de vardır. Doğaya bağımlı yürütülen yetiştiricilik çobana bağımlılığı da beraberinde getirmektedir. Geleneksel altyapısını koruyan yöre hayvancılığı zaman zaman çok önemli sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Ekonomik, sosyal ve teknik nedenlere bağlı olarak gerek Geçtiğimiz günlerde görsel ve yazılı basında çıkan “Bitlis’in Güroymak ilçesinde aylık iki bin beş yüz lira maaşla çoban bulunamıyor” haberi üzerine Güroymaklı çobanların büyük şehirlerdeki işlerini bırakarak köylerine geri döndüklerini gördük. İnternet üzerinden yapılan iş ilanlarına baktığımızda da hayvan bakıcısı ya da çoban adı altında çok sayıda eleman arandığını görürüz. hayvan sayısı gerekse hayvancılıkla uğraşanların sayısında azalma görülmektedir. Çoban masrafının yüksekliğinin yanı sıra nitelikli çoban bulmaktaki güçlükler, sektörden çıkmak isteyen üreticiler için süreci daha çok hızlandırmaktadır. Hayvan sayısı az olan yetiştiriciler kendi aile işgücünden yararlanarak hayvanlarını çayır ve meralarda otlatabilmektedir. Ancak bölgede genel olarak köy ortak sürüleri oluşturulmakta ve hayvanlar ortak çoban yönetiminde mera ve yüksek yaylalara çıkarılmaktadır. Dışarıdan basit bir iş gibi algılansa da gerçekte herkes çoban olamaz. Zaten sürü herkese güvenle teslim edilemez. Bu nedenle çoban olacak kişinin, öncelikle güvenilir ve işinin ehli olmasına dikkat edilir. Çoban, verimli bir hayvancılığın temel taşıdır. Tecrübeli ve bilgili bir çoban, sürüyü nerede otlatacağını, hangi otların faydalı hangilerinin zararlı olduğunu, hayvanların otlama ve dinlenme saatlerini ve su ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağını iyi bilir. Ayrıca doğumu yaklaşan hayvanı, yavru bakımını, hayvanları ne zaman kırkacağını, ne zaman ve nerede yıkayacağını, koç-teke katım zamanını, hırsızlığa ve vahşi hayvanlara karşı nasıl önlem alacağını ve hayvan hastalıklarını da iyi bilir. Hangi hayvan otluyor hangisi otlamıyor; topallıyor hepsinin farkındadır. Görüldüğü gibi çobanlık zor iştir ve hayvanları sevmeyen biri çobanlık mesleğini yürütemez. Araş. Gör. Dr. Ferda KARAKUŞ YYÜ Ziraat Fak. Zootekni Bölümü maliyeti mümkün olduğu kadar aşağılara çekmek istemektedir. Çoban ise üç öğün yemeğinin ve özel ihtiyaçlarının karşılanmasını, ürünlerden yararlanmayı ve en önemlisi de sosyal güvencesinin olmasını istemektedir. Diğer istekleri ise toplumda en düşük seviyede insan muamelesi görmemek ve statüleri olmadığı için evlenmelerine engel çıkarılmaması… Çözüm? Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın yakın zamanda Hakkâri’de düzenlediği Küçükbaş Hayvan Çalıştayı’nda, küçükbaş hayvancılığın önündeki engellerden birinin de çalıştırılacak çoban bulunamaması olduğu; çobanların eğitimi ve sosyal güvenliği olmadan çalıştırıldığı ve sorunların bir an önce çözülmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ancak günümüzde artık kimse çoban olmak istememektedir. Köylerdeki yaşam kalitesi ve insanların şehir hayatı yaşamak istemelerinden dolayı özellikle genç nüfus köylerini terk etmekte ve geçici bile olsa şehirlerde çalışmak istemektedir. Genç nüfusun olmaması çoban bulunmasını da zorlaştırmaktadır. Çoban ücreti önemli bir girdi olduğu için köylü, doğal olarak bu Küçükbaş hayvancılığımızın geleceği için çobanlık ilgi gören bir meslek haline getirilmelidir. Bunun için çobanlık, hayvan bakıcılığı ya da sürü yöneticiliği adı altında ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından teori ve pratiğe dayalı eğitim programları yapılabilir. Söz konusu eğitim sertifikasına sahip olanlar nitelikli tarımsal işgücü olarak değerlendirilebilir. Böylece çobanlık, bir meslek grubu olarak sosyal statüye kavuşturulabilir. Ayrıca insanlar için bir hak, devlet için bir görev olan sosyal güvenlik hakkına çobanların da sahip olması sağlanmalıdır. Gelecek nesillere borçlu olduğumuzu düşünerek hayvancılığımızı yok olmaya mahkûm edecek tehdit unsurlarını fırsata çevirmekte geç kalmamak dileğiyle... Tanıtım Temmuz 2012 15 NEDEN MÜKÜS-BAHÇESARAY SU? Müküs Bahçesaray Doğal Kaynak Suyu (pH:7,93) bazik özelliği sayesinde sağlık açısından en ideal değerler aralığındadır. Müküs Bahçesaray Doğal Kaynak Suyunda Demir ve Mangan hiç bulunmadığından mükemmel bir niteliğe sahiptir. Müküs Bahçesaray Doğal Kaynak Suyu 0,14 mg/l’lik değeriyle Türkiye’nin en yüksek flörürlü birkaç Doğal Kaynak suyundan birisi olup diş sağlığının doğal olarak korunması için rahatlıkla tercih edilebilir. Müküs Bahçesaray Doğal Kaynak Suyu 28 mg/lt vücudunuzun kalsiyum değerini korumakta kemik, diş ve kalp sağlığınıza katkıda bulunmaktadır. Müküs Bahçesaray Doğal Kaynak Suyu 1,69 mg’lık Na değeriyle, sodyum diyeti açısından nadir bulunabilecek doğal kaynak sularından biridir. Müküs Bahçesaray Doğal Kaynak Suyu 15,8 mg’lık ideal S04 -2 (Sülfat)değeriyle,Kalın bağırsak fonksiyonlarının, safra kesesi ve fonksiyonlarının, sindirim sistemi ve fonksiyonlarının uyarılması ve yardımcı olması etkisiyle sağlık açısından çok önemli bir özelliğe sahiptir. Müküs Bahçesaray Doğal Kaynak Suyu Van Bahçesaray İlçesinin harika doğası gereği, tertemiz havasından süzülüp, çetin doğal dağ filtrelerine galip gelerek özgür kaldığı kaynağından, sadece filtrelerden geçirilerek tüm doğallığıyla şişelenmektedir. 16 Eğitim Temmuz 2012 Gül, ’İ.Çeçen seçkin bir üniversite olacak’ Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL, uzun zamandır gelmeyi çok istediği ve merak ettiği Ağrı İbrahim Çeçen niversitesi’nin çok güzel bir kampüse sahip olduğunu belirterek, “Rektör Bey ve öğretim üyeleri ellerinden geleni yapmış ve yapıyorlar. İnanıyorum ki azminiz ve heyecanınızla burası kısa bir süre içerisinde çok güzel bir bilim merkezi ve ülkenin seçkin üniversitelerinden biri olacak” dedi. Gezi ve incelemelerde bulunmak üzere geldiği Ağrı’da Valilik, Belediye ve Garnizon’da incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül daha sonra Patnos Jandarma Komanda Alayındaki sancak devir teslim törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu programdan sonra Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesine geçti. Burada Rektör Prof. Dr. İrfan Aslan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Telat Yanık, Prof. Dr. Fahri Bayıroğlu, Prof. Dr. Mehmet Biber ve akademisyenler tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Gül, kendisine çiçek hediye eden çocukları öptükten sonra hatıra fotoğrafı çektirdi. Üniversiteye ismini veren eğitim gönüllüsü, değerli işadamı İbrahim Çeçen’in de yer aldığı ziyarette Prof. Dr. İrfan Aslan’ı makamında ziyaret eden Cumhurbaşkanı Gül, üniversiteye gelmeyi çok istediğini ve merak ettiğini söyledi. GÜZEL BİR KAMPÜS KURULMUŞ Daha önce İbrahim Çeçen Bey ile de konuştuğunu aktaran Cumhurbaşkanı Gül, “Bir işadamının kendi gönlüyle, üniversitenin yapılmasına büyük katkı vermesi, bütün imkânlarını taşıması olağanüstü bir fedakârlık olduğu gibi olağanüstü örnek bir davranıştır. Burası bir devlet üniversitesi, dolayısıyla devletin imkânları ve İbrahim Beyin destekleri ile burası güzel bir üniversite olacak. Rektör Bey ve öğretim üyeleri hepsi ellerinden geleni yapmışlar ve yapmaya devam ediyorlar. İnanıyorum ki burası kısa bir süre içerisinde güzel bir bilim merkezi ve ülkemizin seçkin üniversitelerinden birisi olacak. Bazıları ‘Türkiye’nin doğusunda, Ağrı gibi bir ilde acaba güzel bir üniversite olur mu?’ diye düşünebilir. Onlara şunu hatırlatırım. ABD’de birçok iyi üniversite, New Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ziyaretinden duydukları memnuniyeti dile getiren Rektör Prof. Dr. İrfan Aslan, ‘Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ parkına bin adet çam ve ladin ağacı dikimi yapıldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Gül ise “Bana bundan büyük hediye olmaz” diye karşılık verdi. Ağrı’da gezi ve incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Türkiye’ye ve çevre ülkelere de hizmet edebilecek bir kapasiteyi taşıyor. Üniversitenin Türkiye’nin seçkin üniversitelerinden biri haline geleceğine inanıyorum” dedi. York ya da Washington’da değil. Onlar ABD’nin küçük yerlerinde, sadece üniversite var. Dolayısıyla bu tip düşünceler yanlış. Her yerde güzel üniversite olabilir. Yeter ki ilgi olsun. Üniversiteyi kuranlar bilinçli olsun, üniversiteye destek Uygulama Laboratuvarını gezeceğiz ama gördüğüm kadarıyla, burası güzel bir kampüs. Güzel binalar yükseliyor. Üniversitenin birçok avantajları var. Batıdaki üniversiteler batıdaki komşularımıza nasıl yakınsa, bu üniversitede do- olsun. Cazibe merkezleri oluşturulsun ve üniversite belli bilim alanlarında kendini yoğunlaştırsın. Bakın o zaman neler yapılabilir. Biraz sonra Merkezi Araştırma ve ğudaki komşularımıza yakın. Dolayısıyla emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Bu üniversiteyi ziyaret etmekten de büyük bir memnuniyet duyuyorum” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra Merkezi Araştırma ve Uygulama Laboratuvarını ziyaret etti. Burada Rektör Prof. Dr. İrfan Aslan’dan merkez hakkında bilgi alan Cumhurbaşkanı Gül, üniversiteye ismini veren eğitim gönüllüsü, değerli işadamı İbrahim Çeçen’e Fahri Doktora unvanı verdi. GÜL, “AZMİNİZ ÜNİVERSİTEYİ TÜRKİYE’NİN SEÇKİN ÜNİVERSİTELERİNDEN BİRİ HALİNE GETİRECEK” Cumhurbaşkanı GÜL, Ağrı’da bulunmaktan, İbrahim Çeçen Üniversitesinde bulunmaktan, üniversiteyi yakından tanımaktan, laboratuvarı görmekten ve Senatonun aldığı İbrahim Çeçen Beye Fahri Doktora unvanı verilmesi törenine katılmaktan dolayı çok mutlu olduğunu ve kıvanç duyduğunu söyledi. Üniversite ile ilgili düşüncelerini yaptığı ziyarette paylaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, “Şunu ifade etmek isterim ki, en iyi yatırım alanı eğitim alanıdır. Türkiye de bunun farkında olduğu ve eğitim seviyemizin yükseltilmesi gerekliliğine inanıldığı için bütün illerimizde üniversite açıldı. Okulların sayısı giderek çoğalıyor. Uzun yıllardan sonra ilk defa bütçenin en büyük payı eğitime verilmeye başlandı. Bu kapsamda Ağrı İbrahim Çeçen Üniversite de kuruldu. Burası bir devlet üniversitesi, ama bir devlet üniversitesine şehrin tanınmış ve değerli bir işadamının isminin verilmesi çok yaygın değil. Bu nadir bir olaydır, nadir bir şey ise değerli olması lazım. Şimdi bu üniversitenin avantajını şurada görüyorum. Bir taraftan devlet üniversitesi olduğu için devlet bir yandan tüm üniversitelere yaptığı görevi burada da yapacaktır ama diğer taraftan burayı diğer üniversitelerden farklı hale getiren ise çok değerli bir işadamımızın yaptığı katkılardır. İbrahim Beyi tekrar tebrik ederim. İbrahim Bey, biraz önce konuşmasında Eğitim birçok yatırım yapmasına karşın en önemli yatırımının üniversite olduğunu söyledi. Ben de başka illerde herkese bunu hatırlatıyorum. Bu üniversite daima buradan gençleri yetiştirecektir. Sadece Ağrı ve Türkiye değil çevre ülkelere de hizmet edecek, kendini geliştiren gençler yetiştirecektir. Düşünün 20 - 30 yıl sonra bu üniversitedeki öğrenci, öğretim üyesi sayısı artmış, mezun olanlar hayatta da başarılı olmaya başlamışlar. Bunlar sizin için gurur kaynağı olacaktır. Üniversiteler sadece eğitim veren yerler değildir. Sosyal, kültürel ve bilimsel çalışmalar ayrı bir atmosfer oluşturarak şehre ve bölgeye de hizmet ediyorlar. Üniversiteler şehirlere lokomotiflik yapacak, şehirlerin seviyesine inmeyecek, şehirleri kendi seviyelerine çıkaracaklar. Üniversitenizin çok büyük avantajlarının olduğunu bugünden görüyorum. Çok güzel bir laboratuvarınız ve kampüsünüz var. Bunlar sadece Ağrı’ya değil Türkiye’ye ve çevre ülkelere de hizmet edebi- lecek bir kapasiteyi taşıyor. Bunu noksan kapasiteyle çalıştırırsanız çok yazık olur. Dolayısıyla bütün bu imkânları geliştirmeniz gerekir. Bunun için de büyük bir canlılık ve dinamizm olması gerekir. Üniversiteler arasındaki rekabet içerisinde ne kadar ileri çıkarsanız o kadar çok başarılı olursunuz. Artık bütün üniversiteler arasında yarış var. Bu iyi bir şey, gelişim böyle oluyor. Üniversitelerin birbiriyle yarışı, bilim dünyamızı zenginleştirecektir. Bir taraftan yarış bir taraftan işbirliği. Gördüğüm kadarıyla işbirliği için başarılı adımlar atmışınız. Laboratuvarı, bölge laboratuvarı olarak da ilan etmişsiniz. Öte yandan kampüsünüz derlenmiş toparlanmış bir mastır planı içerisinde yapılmış. Şimdi onun içini, ruhunu doldurmak gerekir. 300’ün üzerinde öğretim elemanı Temmuz 2012 olduğuna göre burada bir birikim de olmuş demektir. İnanıyorum ki böyle bir azim, heyecan ve kararlılıkla devam ederseniz, bu üniversiteyi Türkiye’nin seçkin üniversitelerinden biri haline getirebilirsiniz. Şunu ifade etmek istiyorum ki sizin başkalarında olmayan bir avan- tajınız var. Arkanızda Türkiye’nin en büyük işadamlarından biri var, ismini taşıyor, o da daima kaygı duyacaktır. Acaba benim ismimi taşıyan üniversite, başarılı oluyor mu olmuyor mu? Bir eksiği var mı yok mu? Şirketleri, uluslararası büyük şirketlerle ortaklık yapıyor. Bütün bunlar bu üniversite için avantaj olarak düşünülmeli ve onların bütün bu imkânlarından faydalanmalısınız. Eğer faydalanırsanız o da üniversite için yararlı olur. Sizler başarılı oldukça, onlar da daha çok bu heyecanı duyarlar. İnşallah ilerde geldiğimizde bu üniversiteyi çok daha gelişmiş, ismi daha fazla bilinir hale gelmiş bir üniversite olarak görmek isterim” diye konuştu. İBRAHİM ÇEÇEN: “EN BÜYÜK ESERİM BU ÜNİVERSİTE” Türkiye’de ve yurt dışında çok büyük eserler yapmasına karşın en büyük eserinin Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi olduğunu ifade eden İbrahim Çeçen, “Çok zor şartlarda okudum. Sonra kader beni işadamı yaptı. Fırsat buldukça da eğitime katkıda bulunmaya çalıştım. Bana göre eğitim ülkenin ana sorunudur. Bu konuda hepimize büyük görevler düşüyor. Bu üniversitenin açılması konusunda, uzun süre mücadele ettik. Bu mücadele sonucu hükümetin de olumlu tutumuyla 2007’de üniversite kurulmasına karar verildi. O zaman burası bir tarla idi. Üniversitenin kurulmasından sonra buranın dizayn edil- 17 mesi, binaların yapılması kanımca büyük bir başarıdır. Çünkü bugün devlet üniversitelerine baktığımızda, hiçbirisinde büyük çaplı, baştan düşünülmüş bir ana plan olmadığını görürüz. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi de bu mantıkla yapılmış olsaydı ne sağlıklı bir planlama yapılabilirdi, ne şu an olduğu kadar kaliteli binalar inşa edilebilirdi, ne de daha verimli bir peyzaj ve alt yapı gerçekleştirilebilirdi. Üniversiteyi yaparken, dünyadaki ve ülkemizdeki örnekleri inceledik. Üniversitenin geleceğe yönelik planlamasını yaptık, altyapısını oluşturduk, Rektörlüğün ve devletin talepleri doğrultusunda eğitim binaları inşa ettik. Yapılan üniversitenin bir vaha gibi olmasına, yemyeşil bir ortama dönüşmesine çok önem verdik. Düşündüğümüz şekilde bir planlama ve beraberinde çalışmalar yaptık. Burada Rektörümüzün, uzmanlık alanı olması sebebiyle de verdiği emeklerine çok teşekkür etmek istiyorum. Burası, Türkiye’de bu süre içerisinde devlet tarafından tek elden dizayn edilmiş tek üniversitedir. Tek elden 3 yıl içerisinde üniversiteyi bu hale getirdik. Fiziki yapılaşma önemli ama bundan sonrası üniversitenin asli görevini yerine getirebilmesi. İlin, ekonomik ve sosyal yönden üniversiteden yararlanması gerekiyor. Bugüne kadar yapılanlardan, yaptığım yatırımın çok iyi değerlendirildiğini düşünüyorum. Rektör Beye ve tüm yöneticilere çok çok teşekkür ediyorum. Benim beklediğim performanstan çok daha fazlasını sergilediler. Tekrar tekrar çok teşekkür ediyorum, başta Sayın Rektöre ve ekibine çünkü çok güzel sahiplendiler ve çok çalıştılar. Benim burada beklentilerim var. Üniversitenin ilin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkı yapmasını bekliyorum. Sayın Cumhurbaşkanımın da ifade ettiği gibi üniversitenin kentin sosyal, kültürel ve ekonomik yönden gelişimi konusunda lokomotif görevi üstlendiğine inanıyorum. Bunu da yapılan kültürel, sanatsal, sosyal ve bilimsel etkinlik sayısının fazlalığından da anlayabiliyoruz. Burada Ağrılı hemşerilerime de seslenmek istiyorum. Üniversitelerine ve rektörlerine sahip çıksınlar, akademisyenine ve öğrencisine gereken desteği versinler. Şehrin gelişmesi, üniversitenin daha da büyümesiyle doğru orantılı olacaktır. Eğer şehir halkı, üniversiteye gereken desteği verirse bundan kazançlı çıkan Ağrı olacaktır” diye konuştu. 18 Eğitim Temmuz 2012 Onuruna verilen akşam yemeğine katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül; ‘BİRBİRİMİZE DESTEK OLMALIYIZ’ Brifing sonrası Merkezi Araştırma ve Uygulama Laboratuarını gezen Cumhurbaşkanı Gül, eşi Hayrunnisa Gül ile birlikte onuruna verilen akşam yemeğine katıldı. Yemekte şehit ve gazi yakınlarının masalarına giderek selamlayan Cumhurbaşkanı Gül, Ağrı’ya gelen ilk cumhurbaşkanı olmanın kıvancını yaşadığını belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu: “Eşimle birlikte Ağrı’yı ziyaret etmekten çok mutluyuz. Ağrı Türkiye’nin en eski illerinden birisi. Dolayısıyla çok köklü bir şehrimiz. Böyle bir şehri uzun yıllardan sonra ilk ziyaret eden Cumhurbaşkanı olmak benim için kıvanç kaynağıdır. Dolayısı ile bunun bende bıraktığı heyecan farklı. Merkezde yaptığımız gezide de tüm vatandaşların gösterdiği muhabbet bizi ziyadesiyle mutlu etti. Hepsi bu ülkenin en değerli ve aziz vatandaşlarıdır. Memleketim çok büyüktür. Her vilayetin kendine has özellikleri var. İstanbul’un ayrı Doğu’nun ayrı, Karadeniz’in ayrı özellikleri var. Ayrı ayrı kültürleri gelenekleri var. Ama tüm bu farklılıklar bizler için bir zenginliktir. Bunlar zenginlik olarak görülmezse o zaman sıkıntıya düşeriz. Allah beni Kayseri’de sizi Ağrı’da yarattı. Birimizi anlamamız lazım. Ben kendimi Ağrılıların yerine koymam, özel düşünmem lazım. O zaman bu memleketin iyiliği ve zenginliği için ne kadar çok çalışmamız gerektiğini anlayacağız. Maalesef ülkemizin her yeri aynı zenginlikte değil. Bazı bölgeler zengin bazıların zenginleşmeye ihtiyacı var. Bunun için devletin kurumla- rın olağan üstü gayretleri var. Bakın bu son teşvikler bölge için iyi imkânları beraberinde getirecek. Göreceksiniz çok kısa bir zaman içerisinde sanayi bölgeleri daha da gelişecek. Şehrin biraz yeniden yapılmaya ihtiyacı var. Burada biraz ihmal gördüm doğrusu. Vali ve belediye başkanı bilgi verdi. Yeni binaların yapılacağı yeni yolların yapılacağını söylediler. Ağrı Türkiye’nin doğusunda ama dört ülkeye de komşu. Bu ülkelerden ülkeye giriş yapanlar buradan geçiyorlar. Ağrı zaten ismini Türkiye’nin en büyük dağından almış. Terör dediğimiz mesele ülkenin gündeminde çıkmalıdır. Tüm vatandaşlar birbirine eşit ve asil vatandaşlardır. Bunların hepsi bizim zenginliklerimizdir. Yarın Ahmed-i Hani Türbesini ziyaret edeceğiz. O da bizim zenginliğimizdir. Memlekete sahip çıkmanın ilk yolu terörü ülkenin gündeminden çıkarmaktır. Bunlarla ilgili şikâyetleri çözmek bizim görevimizdir. Bunun için de çalışıyoruz. Ama işin içinde terör ve kan olursa o zaman yapılacak olanlar yapılamıyor. Aman teröre hiç müsaade etmeyelim. Bu işin içine karışmış onlarla oturup konuşmak anlatmak lazım. Bakın ne kadar çok can kaybı oldu. Onların hepsi bu ülkenin çocukları, nasıl olursa olsun. Biraz önce şehit ve gazi ailelerinin ellerini sıktım, onlara sahip çıkmamız lazım. Hiç kimseye Ağrılısın, Diyarbakırlısın deyip önünü kapatamazsın. Ağrılı işadamlarına gelin İbrahim Bey gibi şehrinize borcunuzu ödeyin diyo- rum. Okul, hastane yaptırın diyorum. Çok şükür bu ülkenin manevi değerleri bizi birbirimize bağlamaktadır. Demokratik değerleri de önümüzü açmaktadır. Birbirimize sarılırsak sıkıntıların daha kolay aşılacağına inanıyorum.” YERLİKAYA, “KARDEŞİZ, EŞİTİZ, BİRİZ” Ağrı’nın ilk kez bir Cumhurbaşkanıyla buluştuğunu vurgulayan Ağrı Valisi Ali Yerlikaya, “Bize bu onuru yaşattıkları için kendilerine teşekkür ediyoruz. Ağrı’nın gelişmesi ve güzelleşmesi için çalışıyoruz. Ağrıya hizmet noktasında sorumlu olan bizler, 555 bin vatandaşa hizmeti en iyi şekilde ulaştırmaya çalışıyoruz. Bizler kardeşiz, eşitiz, biriz. Bu vatan ve şehir hepimizin” dedi. Tanıtım Bölge Temsilciliği Tel: 0 432 215 15 06 Temmuz 2012 19 Medyadaki Gözünüz 20 Röportaj Temmuz 2012 Mutluluğu Avrupa’nın işe yaramaz reçetelerinde arıyoruz Sema Maraşlı “Günümüzde evlilik üzerine çok tuzaklar var. Bu yüzden evlilik eğitimleri gerekli. Özellikle televizyon köy kent demeden herkesin evinin içinde olduğu için evlilikle ilgili doğru bildiklerimizi bize yanlış gibi göstererek, kişilerin beklentilerini yükselterek evliliğe çok büyük zarar verildi. mutluluğu elimizdeki sağlam kaynaklardan değil, Avrupa’nın işe yaramaz reçetelerinde arıyoruz.” Röportaj / Sema Görgülü [email protected] Evlilik bir dönemin bitişi yeni bir dönemin başlangıcıdır. Bunu milattan önce-milattan sonra diye de değerlendiriyorum. Güzelliğe dayalı eş seçimi güzellik bitinceye, maddiyat dayalı eş seçimi de maddiyat bitinceye, çocuk sahibi olmak için eş seçimi çocuk oluncaya kadar sürer. Daha sonra evlilikler depremde hasar gören binalar gibi içinde durulamaz hale gelir. Eş seçiminde ve evlilikte dikkat edilmesi gereken esasları uygularsak huzur ve mutluluğu bulabiliriz. Bay bayan herkes iyi bir eş arıyor, ancak iyi bir eş olmayı düşünmek, bu yönde çaba ve hassasiyet göstermek hiç aklımıza geliyor mu? İyi bir eş olmaya çalışmazsak iyi bir eş nasıl bulunur ki? Başka âlemlerden eş transferi olmadığına göre, iyi bir eş bulmanın yolu iyi bir eş olmaktan geçiyor. İyi bir eş bulmak isteyen herkes iyi bir eş olabilirse, iyi bir eş bulmakta kimse sıkıntı çekmez. Yaratıcıyı, kendimizi, ailemizi, sorumluluklarımızı, hakkımızı, haddimizi ve sınırlarımızı bilmeden iyi bir eş olunmaz. Elimizde sağlam güvenilir bir reçete yoksa pusulasız gemi gibi ya batarız ya bir yere çarparız. “Bizi yaratan Rabbimiz bize mutluluk reçetesini de göndermiş. Mutsuzuz çünkü mutluluğu elimizdeki sağlam kaynaklardan değil, Avrupa’nın işe yaramaz reçetelerinde arıyoruz” diyen Sema Maraşlı ne kadar doğru ve haklı bir tespitte bulunuyor. Herkesin cevabını bulması gereken soru: Evlenmek demek, ‘ev kurmak mı yuva kurmak mı’ demek? Bu soruya doğru yanıtı verenler ve yaratılış rollerine uygun hareket edenler, yaşamlarının yeni döneminde huzuru, sevgiyi ve saygıyı bulabilir. “Çorba pişirmek gibi” “Ebedi Şifa”, “Katlan-maktır” şeklinde tabirler kullanılan evlilik, gündemimizden hiç düşmeyen önemli ve öncelikli konulardan birisi. Evlilikler ve aile içi ilişkiler üzerine günümüzde farklı ve etkili çıkışları olan Yazar Sema Maraşlı, gelebilecek eleştirilere aldırmadan doğru bildiklerini insanımız ile yazılarında, kitaplarında ve konferansların paylaşmaya devam ediyor. Bu sayımızda evlilik ve aile içi ilişkiler konusunda farklı bir çizgiye sahip olan Yazar Sema Maraşlı röportaj konuğumuz oldu. Maraşlı ile evlilik öncesi ve sonrasında aile içi ilişkiler üzerine konuştuk. * Bize kendinizden söz edebilir misiniz? Üç çocuklu bir ailenin ortanca çocuğuyum ve üç çocuk annesiyim. Geçmişte Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Kur’an Kurslarında sekiz yıl öğretmenlik yaptım. Daha sonra işletme ve Davranış Bilimleri okudum. Çocuklarıma anlattığım hikâyeleri yazarak yazı hayatına başladım. Evlilik kitapları ile devam ediyorum. Çocuk kitaplarım çok sevildi evlilik kitaplarından da çok güzel geri dönüşümler alıyorum. Birilerinin hayatına güzellikler katmasına vesile olmak büyük bir mutluluk. * Sema Maraşlı yazmak dışında neler yapar? Ailem dışında kalan zamanımı daha çok seminerler alıyor. Seminer davetleri çok oluyor, bütün davetlere de katılamıyorum, zaman yetmiyor. Davranış Bilimleri okuduğum için bir ara evlilik danışmanlığı yaptım fakat o dönem hiç yazı yazamadım. Yazarlık ve danışmanlık arasında bir ter- cih yapmam gerekti ve yazarlığı tercih ettim. Aynı zamanda iyi bir okuyucuyum. Kitap okumak için mutlaka zaman ayırmaya çalışırım. * Kadın-Erkek ilişkileri üzerine yazdığınız ilk kitabınız“Eşimin Eşi Yok”. Bu kitabı yazarken ilham kaynağı olan bir olay var mı? Varsa bizimle paylaşır mısınız? Kitabı yazmamın özel bir hikâyesi yok. Ben insanları dinlemeyi severim. Hem kendimden hem etrafımdan çok hikâyeler birikmişti kafamda, yazıya döktüm. * Evliliklerde mutluluğun reçetesi var mıdır? Sizce eşler arasındaki ilişkide karşılıklı sorumlulukların yeri ve tanımı doğru yapılıyor mu? Bizi yaratan Rabbimiz bize mutluluk reçetesini de göndermiş. Mutsuzuz çünkü mutluluğu elimizdeki sağlam kaynaklardan Röportaj Temmuz 2012 bozulunca mutlu olmak mümkün değil. * Muhafazakâr kesim de dâhil olmak üzere geçimsizlikler artıyor, boşanma oranları yükseliyor. Sizce İslam ahlakı evliliği güçlendirir mi, günümüz insanının İslam ve ahlak algısı nasıl? Elbette İslam ahlakı evliliği güzel devam ettirmede en önemli sebeptir. Günümüzde İslam ahlakı yerine bencillik üzerine kurulu göre değişebilir. * Evliliklerde kadın eşine; anne, eş ve sevgili olmaya çalışıyor. Böyle bir yaklaşım doğru mu, sizce nasıl olmalı? Annelik kadının yaratılışında var. Kız çocuğu bile etrafına yeri geldiğinde annelik eder. Kadınlar çoğunlukla eşlerine de annelik yapmaya çalışıyorlar. Bu da çok itici oluyor. Kadın kocasına eş ve sevgili olmalı. Sürekli kocasını değiştirmeye, kendi ölçülerine hatalarını göremiyorlar. Eğitim bu noktada çok faydalı. değil, Avrupa’nın işe yaramaz reçetelerinde arıyoruz. Âyet-i kerîmeler ve hadisi şerifler bize evlilik hayatımız için gayet güzel yol gösteriyor. “Sevmek Bu Kadar Güzelken” kitabımda özellikle dinimizin aile hayatı ile ilgi emirlerini aldım. * Yeni Kitap çalışmalarınız var mı? Evet gelin kayınvalide ilişkileri üzerine bir kitabım çıkıyor. Maalesef ki eşin ailesi ile ilgili evliliklerde çok sıkıntılar yaşanıyor. Bunlara hikâyelerle çözüm sunan hayatın içinden yaşanmış öykülerle faydalı olacağını umduğum bir kitap oldu. * Bir söyleşinizde “Kadınlar erkekleşiyor, erkekler kadınlaşıyor” demekle aslında neyi anlatmak istediniz? Erkekleşmiş kadınlar ve kadınsı erkeklerin eşler arası ilişkiye yansıması olumlu mu olumsuz mu, olması gereken nedir? Yaratılış rollerine uygun yaşamamız gerek. Kadınlar güçlü olalım derken erkekleşmeye başladılar. Kadının gücü erkeğin yaptığını yapmak değildir, kadının gücü toplumu doğurup yetiştirmesidir. Kadın konuşmalarında, tavır ve davranışlarında erkeğe benzedikçe kadında olması gereken latifliği inceliği kaybediyor. O zamanda kadın erkek arasındaki çekicilik kayboluyor. Kadınlar sertleşip erkekleştikçe, erkekler de kadınlaşmaya başladılar. Dengeler 21 * Özelde Doğu Anadolu Bölgesi’nde genelde ülkemiz materyalist bir ahlakı tercih ediyoruz. Evlilik kurumu bencillikle devam edebilecek bir kurum değil. Affetme, ihsan, iyilik, doğruluk gibi pek çok ahlaki ilkeler evliliği güzelleştirir. uydurmak için yetiştirmeye ve eğitmeye çalışan bir kadın hem kendi çok yorulur hem eşini çok yorar. * Sizce eşleri evlilik öncesinde evlilik eğitiminden geçirecek bir * Gözlemlediğimiz kadarı ile toplum çoğunlukla gelenekçi. Eş seçiminde kadın erkek arasında eşitlik ve denklik aranıyor. Örneğin kadın erkekten yaşça büyük olamaz, ya da maddi yönden üstün olamaz gibi. Geleneklerin hayatımızı şekillendirdiği günümüzde eş seçiminde dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir? Denklik bir yere kadar önemli. Denk olamayan durumların evliliği etkilememesi için çok üstün bir ahlaka sahip olmak lazım. Öteki türlü başta sorun edilmeyen şeyler bir süre sonra sorun ediliyor. Eş tercihinde kişiler öncelikle kendileri için önemli olan hususları belirleyip ilk etapta karşıdaki kişi de ona bakmalıdır. Buradaki ölçü herkesin önceliğine de evliliğe hazırlanan gençlere ve evli çiftlere gerek eşler arası, gerekse çocuk ebeveyn ilişkileri üzerine vermek istediğiniz mesaj var mı? Aile her şeyden daha değerlidir. Ailemizi hayatımızda ilk sıraya alır ve kıymet verirsek hayattaki en büyük başarıyı sağlamışızdır. İyi bir aile hayatı olan insanın hayatında başka eksikler ve aksaklıklar olsa da mutlu olabiliyor fakat ailenin yerini dolduracak hiçbir şey olmadığı için aile hayatında mutsuz olan insanı maddi başarılar mutlu edemiyor. Aile dışarıdaki tehlikelere karşı bir kalkan aynı zamanda. Kalkanımız sağlam olursa hayat ile mücadelemiz de kolay olur. Aile içindeki muhabbet stresin ilacıdır, yaşam enerjisidir. Bunların kıymeti bilinmeli. Okuyuculara muhabbet dolu bir aile hayatı dilerim. * Röportaj için çok teşekkür ederiz… evlilik okulu gerekli mi? Pek çok kişi doğru davrandığını zannederek yanlış yapıyor, kendi Önemli bir konunun bir kez daha toplumun dikkatine sunulmasına vesile olduğunuz için ben de teşekkür ederim. 22 Aktüel Temmuz 2012 Koyun Keçi Yetiştiricilerine Müjde! Doğunun Markaları Gazetesi ve Deprem hafızasına katkı Adıyla müsemma olsa gerek bu gazete başlangıçta bende bir reklam gazetesi algısı yaratmıştı. 2 ay önceki sayısını inceleme fırsatı buldum ve bir insan algısının, asıl olgudan ne kadar farklı olabileceğini gördüm. Mehmet Nuri Samancı Ağrı Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Nuri Samancı, halk arasında küpe parası olarak bilinen anaç koyun Ve keçi destekleme ödemelerinin yapılmaya başladığı müjdesini verdi. Ağrı İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Nuri Samancı yaptığı açıklamada, ‘’2011 yılı anaç koyun ve keçi desteklemesi ödemeleri bu yıl 3 aylık bir gecikmeyle ödenmeye başlamıştır. Bu konuda yetiştiricilerimizin sabır ile beklemelerinden dolayı kendilerine teşekkür ederiz. Sistemden kaynaklı teknik olarak bazı aksaklıkların olması ve bundan dolayı ödemelerin gecikmesi ve ödemelerin biran önce ödenmesi için Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanlık Bürokratları, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü, Şube Müdürleri, İlçe Müdürleri ve tüm çalışanların özverili çalışmaları sonucunda anaç koyun ve keçi desteklemeleri ödemeleri 03.07.2012 tarihinde birliğimizin hesabına aktarıl- mıştır. Yetiştiricilerimiz adına kendilerine teşekkür ederiz. Birlik yönetim kurulu ve birlik personelinin özveriyle yaptığı çalışma sonucu ödemelerin biran önce yetiştiricilerimizin alması için gerekli hassasiyet gösterilmiş olup aynı gün Ağrı Merkez Ziraat Bankası Şube Müdürlüğü’ne ödeme listeleri gönderilmiştir. FİNTEK ödeme yöntemi ile hesap numarası olan yetiştiricilerimizin hesaplarına ödemeleri aktarılmıştır. Yetiştiricilerimiz destekleme ödemelerini alabilirler. Hesap numarası olmayan yetiştiricilerimiz ise bağlı bulundukları Ziraat Bankaları Şubelerinden destekleme ödemelerini alacaklar. Tüm yetiştiricilerimize hayırlı ve uğurlu olmasını dilerim” dedi. Gazete üzerine konuşurken, naçizane deneyimlerimin bana öğrettiği bir olguya vurgu yaptım. Az gelişmişliğin nitelikli insan kaynağı ile ne kadar ilgili olduğu olgusuna… Aslında bunu yazmak istedim. Üzerine de çalıştım. Sonra bu yazının, gazetenin ruhu ile yakın zamanda büyük doğal afetler yaşamış şehrimizin ruhuna uygun olacak bir yazı olmasına karar verdim. Toplumsal hafızanın hatırlama biçimine katkı olsun diye yaşadığımız deprem felaketinin arşivine bir not düşmek uygun olacaktı. Ben de öyle yapmak istedim. 1999 Kocaeli depremi bizim kaybettiklerimizden çok daha fazlasına mal olmuştu. 2011 Van depremlerinde hayatını kaybeden insanların sayısından 30 kat daha fazla insanın hayatına mal olmuş ve çok daha fazla servet kaybı yaşanmıştı. Kocaeli depremi bir gecede bizimkinden daha fazla zenginin fakirleşmesine yol açmış, elbette yarattığı bereket! daha fazlasının zenginleşmesine yol açmıştı. Kocaeli depremi hemen ardından Marmara Bölgesinin siyasi haritasını da değiştirmişti. Deprem kısa zamanda bir Büyükşehir ile iki şehir yaratmıştı. Dönemin iktidarı yaraların nasıl sarılacağını biliyordu! Kocaeli Büyükşehir ilan edilmiş ardından Düzce ve Yalova ilçeleri şehir yapılarak gelişim süreçleri kısaltılmıştı. 99’ İktidarı, kısa zamanda iyi performans göstererek modern zamanda meydana gelen deprem felaketine karşı modern ve cesur tedbirler almıştı. Büyük ihtimal, yerel talepleri doğru okuyan ve ne istediğini iyi bilen meslek örgütü ve Necdet TAKVA STK’lar iktidarın karar alma süreçlerini kolaylaştırmıştı. Şimdi daha modern bir zamandayız. İktidarın performans göstergeleri oldukça iyi. Cesaret ve güven! Temel sorun. Şimdiki iktidar, modern ve cesur kararlar almada 1999 iktidarından daha mütedeyyin. Şehrimizin örgütleri ve STK’larının iktidarın karar süreçlerini kolaylaştıran talepleri doğru ifade etmekte mahir olmadığını da hesaba katarsak, bu coğrafyadan bir Büyükşehir çıkarmanın doğal felaketlerle olmayacağı ortaya çıkıyor. Bizimkisi tamamiyle iktidarın stratejik zamanlaması ve stratejik siyasetiyle olacak. Van şehri deprem öncesinde büyük gelişim süreci ile büyük kentsel patlamaya en yakın şehirlerden biriydi. Büyümüyor-irileşiyoruz söylemleri arasındaki tartışmalarımız, Van şehrinin her geçen gün daha fazla parlayan yıldızının ışığını etkilemiyordu. Şimdi ise yaşadığımız birden fazla sarsıntı hepimizin hayatını asla eskisi gibi olmayacak şekilde etkilemiş durumda. İhtimal, kısa zamanda olmayacak ama bu kadim şehrin yıldızı yakın zaman sonra yeniden yükselecek. Yıldızımızı parlatacak, stratejik siyasal zamanını yakın kılacak ve ihtiyacımız olan şeyin ne olduğunu doğru okuyacak akla ihtiyacımız var. Avantajımız çok fazla değil. Bu şehrin külleri savrulacak ve altından yepyeni bir parlak yıldız çıkacak. Bu küllerin altında parlak bir gelecek olduğuna inananların sayısının artması gerekiyor. Tanıtım Temmuz 2012 23 24 Röportaj Temmuz 2012 TOKİ aracılığı Ziya Türk’ün Röportajı 23 Ekim 2011 Van depreminden sonra halkın her sorunun çözümünü TOKİ’de aradığını belirten TOKİ Van Birim Amiri İnşaat Mühendisi Ümit Mehmet Ceylan, “Halk neredeyse kız istemeye dahi TOKİ güvencesi ile gitmek isteyecek” dedi. 23 Ekim 2011 ve sonrasında Van’da yaşanan deprem afeti nedeniyle psikolojisi olumsuz etkilenen depremzedelerde, konutları deprem testinden başarılı geçen TOKİ’ye karşı büyük bir güven oluştu. Depremden önce orta halli insanların konutu gözü ile bakılan TOKİ evlerinin Vanlının gözündeki yeri, konforlu bir sığınak ve VİP konutlar olarak değişti. TOKİ Van Birim Amiri İnşaat Mühendisi Ümit Mehmet Ceylan “Halk neredeyse kız istemeye dahi TOKİ güvencesi ile gitmek isteyecek” diyerek halkın duyduğu güvenden dolayı her türlü sorunun çözümünü TOKİ’de aradığını belirtti. Ceylan,evsizleri sağlam yapılarla evlendirerek ev sahibi yapan TOKİ’ ye, halkın güven duyması ve sorunların çözüm adresi olarak görmesi konusundaki sözlerinde çok haklı. Ceylan ile yaptığımız sohbette, kalıcı deprem konutları, evsizlerin evlendirilmesi ve TOKİ hakkında Van kamuoyundaki söylentilere cevap aradık. VAN’DA 15 BİN 323 KALICI DEPREM KONUTU YAPILACAK Van’da afet konutları kapsamında şu aşamada TOKİ tarafından kaç konut yaptırılacak ve ilk teslimatlar yapılıyor. Doğuda 95 m2 konut için küçük diyorlar, ancak batıda ise konforlu kabul ediliyor. Dolayısıyla çekirdek aile yapısı için 95 m2’lik konutlar ideal bir büyüklük oluyor. DEPREM KONUT İNŞAATLARINI HERKES GEZEBİLİR Mİ? ne zaman başlayacak? AFAD tarafından kalıcı deprem konutları kapsamında TOKİ’ye 15.323 adet konut yaptırılacak. İnşaatına Şubat 2012’de başladığımız birinci etap konutların ilk teslimatı Ağustos 2012’den itibaren başlayacak. Devam eden süreçte ise yapımım tamamlanan konutlar kademeli olarak teslim edilecek. Ayrıca 2. Etap konutlar da ihale aşamasına geldi. İhalelerin tamamlanmasından sonra onların da yapımı başlayacak. TOKİ vardiyalı bir çalışma temposu ile eksi 20 derecedeki kış şartlarında dahi beton dökmeye devam etti. Eksi 20 derecede dökülen beton ne kadar sağlam oldu? Van’da yaşanan depremden sonra halkın konut sorununa kısa sürede çözüm üretmek için her türlü teknolojik imkânlar seferber edildi. Böylece eksi 20 derecede dahi beton dökülmeye devam etti. Çalışmaları kesintisiz ve hızlı bir şekilde devam ettirebilmek için betonu ısıtarak prizi alındı. Böylece bugün dökülen betonun kalıbı yarın söküldü ve seri bir şekilde binaların yapımı sürdü. TOKİ, KONUTLARI DEPREMLERE DAYANIKLI MI YAPIYOR? 9 bin civarı deprem ile sarsılan ve üst düzeyde hassasiyet oluşan Van’da TOKİ tarafından yapılan binalar ve dökülen betonlar yeni yaşanabilecek depremlere karşı ne kadar dayanıklı? TOKİ olarak yaptığımız binaların temelinde C30, okulların temelden sonraki bölümlerinde C25, konutların temelden sonraki bölümlerinde C20 düzeyinde beton kullanıyoruz. Dolayısıyla TOKİ olarak yaptığımız binalar bölgede yaşanabilecek depremlere karşı dayanıklı. Biz insanlara mezar değil konut yapıyoruz. TOKİ tarafından yapılan Bölge Hastanesi sağlam ve deprem sırasında hizmet vermeye devam etti. TOKİ konut alanlarını nasıl belirliyor? TOKİ konutlarının tamamında zemin etüdü yapılıyor. Sağlam zeminli alanlar konut alanı olarak seçiliyor. Ayrıca temel kazısı sırasında kaya zemin bulunuyor, kaya zemin üzerine radyan temel atılarak binalar sağlam temeller üzerine yükseliyor. Kalıcı deprem konutları kaç metrekare yapılıyor, neden? AFAD tarafından TOKİ’ye yaptırılan kalıcı deprem konutları 95 m2 TOKİ kalıcı deprem konutlarının ödemesinde memur maaş katsayısına göre artışlar olacak mı? Nasıl bir sistem uygulanacak? TOKİ’nin normal şartlarda yaptığı konut ödeme sistemi, AFAD tarafından TOKİ’ye yaptırılan kalıcı deprem konutlarında uygulanmayacak. Konut bedellerine sıfır faiz sabit taksit uygulaması yapılacak. Dolayısıyla konut ödemeleri sona erdiğinde, afetzedeler konutlara normal değerinin çok altında ödeme yapmış olacak. Kalıcı deprem konutları Van’da nerelere yapılıyor? TOKİ kalıcı deprem konutlarını Edremit, Kevenli, Bostaniçi, Kalecik ve Sıhke Gölü kenarına yapıyor. Konutların yapıldığı alanlar zemin açısından gerekli incelemeler yapıldıktan sonra seçildi. Ayrıca Erek Dağı eteğinden geçecek olan çevre yolunun yapımı tamamlandığında, kalıcı deprem konutlarının bazıları için yapılan şehirden uzak, dağın eteğinde eleştirileri de anlamsız kalacak. Kalıcı deprem konutlarının şan- Röportaj Temmuz 2012 25 ile evlenilir mi? tiyeleri ve biten konutları isteyen herkes gezilebiliyor mu? Bostaniçi’nde yapılan kalıcı deprem konutlarından bir tanesin dayalı döşeli. Dile- hazır kurulu ekiplerini getirerek hızlı bir şekilde iş üretiyorlar. Malzeme konusunda da birçok firma malzemeleri direkt üreticiden alıyor, böylece gerek malzeme tedarikinde, gerekse malzeme fiyatı konusunda bazı avantajlar yaşıyor. Malzemeleri Van’dan alan müteahhilerin ödeme konusunda esnafa sıkıntı yaşattığı iddia ediliyor. Malzemeyi Van’dan alan müteahhitlerle es- yen herkes gelip görebilir. Ayrıca bu daire kurada kime çıkarsa Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay tarafından dayalı döşeli hediye edilecek. Ayrıca Van Valiliği’nin 23.06.2012 tarihli yazılı talimatıyla 17 konteynır kentte yaşayan vatandaşlara belirli bir program ile kalıcı deprem konutları gezdiriliyor. TOKİ İNŞAATLARINDA ÇALIŞANLAR VE MALZEMELER NEREDEN GELDİ? Kalıcı deprem konutlarını yapan firmalar nasıl belirlendi? İşini sağlam ve hızlı yapan, ekibi hazır olan güvenilir firmalar davet edilerek konut inşaatları verildi. Burada deneme yanılma yoluyla firmalara şans verme imkânımız ve zamanımız yoktu. Zamana karşı yapılan yarışta işi düzgün ve ekibi hazır olan firmaları tercih ettir ve firmalar arasında bir yarış yapılıyor. Kalıcı deprem konutlarını yapan müteahhitlerin malzemeleri ve çalışanları dışarıdan getirdiği doğru mu? Davet usulü ile gelen firmaların kendi ekipleri zaten hazırdı. Dolayısıyla işini hızını bilmedikleri kişileri deneyerek zaman kaybetmek yerine, nafın yaşadığı sıkıntı ile ilgili olarak da Van esnafına bir önerim olacak. Müteahhitler bazı işleri alt taşerona veriyor, taşeron da Van esnafından malzeme alıyor. Böyle durumlarda, Van esnafı taşeronun değil ana müteahhidin çekini istesin. Elinde ana müteahhidin çeki olan ve alacağını alamayan esnaf, çekini ana müteahhidin TOKİ’deki alacağından tahsil edebilir. BAKIMA MUHTAÇLARIN KONUTLARI YAKINLARI İLE AYNI BLOKTA VERİLECEK Mİ? Kalıcı deprem konutları hangi kurum tarafından, nasıl dağıtılacak? Kura çekimleri TOKİ tarafından yapılacak şeklindeki söylentiler gerçeği yansıtmıyor. Kalıcı deprem konutları ile ilgili olarak afetzedenin muhatabı AFAD’ dır. TOKİ’nin buradaki fonksiyonu, AFAD’ ın istediği miktarda konutu yapıp AFAD’ a teslim etmek. Bunun dışında TOKİ’nin bir fonksiyonu yok. Farklı söylentiler ile adeta tek muhatap TOKİ gibi yanlış bir yönlendirme yapılıyor. Halk neredeyse “TOKİ güvencesi ve aracılığı ile kız isteyebilir miyiz” diyecek. Tabi halkın her şeyi TOKİ’den beklemesi TOKİ’ye güven açısından olumlu bir yaklaşım olmakla birlikte her sorunu çözmek üzere görevli değiliz. Konutların dağıtımı AFAD tarafından kura çekimi ile yapılacak. Bu konuda gerekli bilgi AFAD’ tan alınabilir. Deprem sırasında yakınları yaralanıp, bakıma muhtaç olanların durumlarını belgelemeleri halinde konutları aynı blokta veya karşılıklı olacak şekilde verilebilir mi? Kuralarda tercih sistemi uygulaması yapılması mümkün değil, ancak gerçekten bakıma muhtaç olup kura çekiminde evi yakınları ile aynı bölgede çıkmayanlar mağduriyet yaşayabilir. Ancak böyle durumlarda daire sahipleriyle anlaşarak becayiş yöntemi ile daireler değiştirilebilir. Ayrıca bu durumu ilgili mercilere iletip konunun çözümü yönünde ciddi talepler olursa, değerlendirme yapılabilir. TOKİ DEPREMDE YIKILAN EVLERİN ARSALARINA KONUT YAPACAK MI? Afetzedeler arasında TOKİ tarafından EYY sistemi ile kredi verileceği iddia ediliyor. Böyle bir uygulama yapılacak mı? TOKİ şu aşamada hiçbir şekilde EYY sistemi ile kredi vermiyor. Bu konuda AFAD tarafından yapılan çeşitli uygulamalar bulunuyor. Afetzedeler bu konuda AFAD’ dan detaylı bilgi alabilir. Evi depremde veya ağır hasarlı olduğu için daha sora yıkılan afetzedeler, TOKİ tarafından kalıcı deprem konutlarını şehir dışına yapmak yerine yıkılan evlerinin arsasına aynı şartlarla yapılmasını istiyor. TOKİ bu konuda bir çalışma yapacak mı? Bu konuda yeterli sayıda talep örgütlenmesi olmalı. TOKİ ile görüşüp şartları öğrenebilirler. Yeterli sayıda konut talebi ve bu talebi karşılayacak arsa olmalı. Ancak burada farklı isteklere göre özel projeler uygulanmaz, yine TOKİ sistemi içerisinde bulunan tip projeler uygulanır. Yeterli sayıda talep örgütlenmesi olması halinde uygulanacak fiyat ve ödeme planı kalıcı afet konutları gibi olur mu? Talep örgütlenmesinden AFAD tarafından yaptırılan kalıcı deprem konutlarında olduğu gibi sabit fiyat ve ödeme planı uygulanmaz. TOKİ’nin kendi şartları içerisinde fiyatlandırma ve ödeme şekli uygulanır. 26 Yorum Temmuz 2012 6. BÖLGEDE VE SINIR İLLERİNDE KDV KALDIRILMALI Deleware eyaletlerinde KDV uygulanmamaktadır. Yrd. Doç. Dr. Osman SİRKECİ Amerika’da bulunan bir diğer eyalet olan Michigan’da gelir vergisi %4,35 gibi düşük bir oranda olması sebebiyle eyaletin ekonomisine önemli destek sağlamaktadır. Irak Kürdistan Federe Bölgesindeki Erbil’in yeni bir Dubai olmasında ÖTV ve KDV nin uygulanmayışı önemli bir faktör olarak kabul edilmektedir. Keşan’dan Esendere’ye kadar Muhasebeciler Odasından, Ziraat Odalarına kadar tüm ilgili kurum ve kuruluşlar bu illerde sınır ticaretinin yüksek KDV ve ÖTV oranları nedeni ile yüksek oranda kayıp ve kaçağa neden olduğu ortak görüşünü paylaşmakta oldukları medyadan anlaşılmaktadır. Zaman zaman bu söylemlere bakanlar gibi politik yetkililerin de katıldıkları görülmektedir. Bir çok akademik ve ekonomik amaçlı çalışmada özellikle sınır illerinde toplanmakta olan çok düşük oranlı ve yüksek maliyetli vergilerin gayri safi milli hasıla üzerinde olumsuz etkide bulunduğu vurgulanmaktadır. Buna sınır illerinde her bir birimi için kendisinden daha yüksek maliyetlere neden olan verimsiz marjinal miktarlardaki vergi tahsilatlarını eklemek de yanlış olmayacaktır. Çok kıt kaynaklar ve sınırlı kazanç olanaklarına sahip mikro girişimlerin, Küçük Esnaf ve Sanatkârın verimsiz vergi tahsil maliyetleri ve yük haline dönüşmüş oda aidatları ile bıktırılmasana son verecek önlemlerin alınmasının kaçınılmazlığı bakanlık raporlarında da açıkça görülmektedir. Bu illerde oldukça düşük olarak gerçekleşmekte olan kişi başına milli gelir bölgelerin kendi para Amerika’da KDV’den muaf tutulan Deleware gibi birkaç eyalette vergiden muaf tutulmaları devleti vergi bakımından bir zarara uğratmadığı gibi gayri safi milli hasılatta yarattığı pozitif katkı, tasarruf ve yatırım etkisiyle hem istihdama katkıya dönüşmekte hem de lokal ekonomiye canlılık getirmektedir. dolaşımını zaten negatif olarak etkilemektedir. Buna bir de oranı çok yüksek olarak algılanmakta olan KDV ve ÖTV eklenince vergiden kaçınmanın otomatik mekanizmaları devreye girmekte gecikmiyor. Dolayısı ile kayıt dışı tahminlerden ibaret kalmak zorunda olan bölgenin iktisadi faaliyetleri de aynı otomatik etkilerle kayıt altına alınma şansına sahip olacaktır. Nasıl ki devlet stratejik sektörlerde ve kalemlerde çekinmeden KDV ve ÖTV oranlarında çok hızlı Yeni teşvik kanunu ile 31 Aralık 2013 sonuna kadar başlanılan yatırımlar için kazanç/yatırıma katkı Öğr. Gör. Yadigar Leyla YURT en büyük avantajı ise işçi ücretleri olmaktadır. Bir anlamda ‘bölgesel asgari ücret’ tabiriyle de kamuoyunda dile getirilen bu sisteme göre 6. Bölge’de halen bir işçinin bin 77 lira olan işverene maliyeti, yeni teşviklerle 410 lira azalmaktadır. Böylece yatırımcı işveren sadece işçinin net ücretini ödeyecektir. 6. bölgede yatırım yapacak firmalar yatırımın yüzde 50’sine, OSB içinse yüzde 55’ine tutar kadar vergi ödeme yükümlülüğünden muaf tutulacaklardır. Faiz desteği tavanları da yükseltilecektir. 6. bölgede 31 Aralık 2013’e kadar başlanacak yatırımlarda sigorta primi desteği 10 yıl uygulanacaktır. Bu tarihten sonra ise 7 yıl uygulanacaktır. Yatırımcı vergi indirimi desteğini yatırım döneminde elde ettiği kazançlara da uygulayabilecektir. reaksiyonlar gösterebiliyor ise bu illerdeki sınır ticaretçileri ile küçük esnafın yükünü hafifletici önlemleri de gecikmeden almalıdır. Bu önlem hem giderek gelişmekte olan sınır ötesi küçük ölçekli ticareti geliştirecek hem de bölgesel küçük esnafın likiditesini ve tasarruflarını arttıracaktır. Böylece yeni iş olanakları ve küçük ölçekli yatırımların önü açılarak atıl küçük tasarruflar cesaretlenerek pazara açılmış olacaktır. Bu önlemle üretken olmayan bürokrasinin ticari hayatı ve reel sektörü frenleyici rolü de azaltılmış olacaktır. Fuzuli bürokrasiden, gereksiz muhasebe işlemlerinden, maliyetini karşılamayan beyanname yükünden hem bölgenin dar gelirli tüketicisi kurtulacak hem de devlet bürokrasisinin ve esnafın yükü azalacaktır. Tüm bu pozitif brikim ise yeni istihdam ve yatırım olanakları ile ulusal ve küresel ekonomiye artı değer katacaktır. oranı yüzde 50 ye, 1 Ocak 2014 ten sonra başlanacak yatırımlar için yüzde 35 e ulaşana kadar indirim uygulanacaktır. Büyük ölçekli yatırımlar için bu oran, 2013 sonuna kadar yüzde 60, 2014 başından itibaren yüzde 45 olacaktır. 6. Bölge’de yer alan Ağrı, Ardahan, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Iğdır, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van öne çıkmaktadır. Teorik olarak bu illerde yatırım yapanların büyük kazançlar elde edeceği ileri sürülebilir. Ancak diğer altyapı ve üstyapısal faktörlerin caydırıcı etkileri ortadan kaldırılmadığı veya azaltılmadığı sürece teşvik programından tatmin edici sonuçların beklenmesi hayal kırklığı ile sonuçlanacaktır. 6’ncı Bölge’de 5 milyon lira yatırım yapan girişimciye yatırım teşvik sürecinin sonunda devletin sağlayacağı destek 5,8 milyon liraya ulaşmaktadır. Bu bölgenin STRATEJİK YATIRIMLARA VERİLECEK DESTEKLER 1- Yatırım malı ithal makine ve teçhizat için Gümrük Vergisi muafiyeti. 2- Makine ve teçhizat için ayrıca KDV istisnası. 3- Yatırımı tamamlanmasını müteakiben 7 yıl süreyle sigorta primi işveren hissesi desteği. 4- Yapılan yatırım tutarının yüzde 50’sine tekabül eden miktarda vergi indirimi imkânı. 5- Yatırımcıların kullanacakları yatırım kredileri için 50 milyon liraya ulaşan faiz desteği. 6- Yatırım yeri tahsisi. 7- Asgari 500 milyon lira tutarındaki yatırımların, bina, inşaat harcamaları için KDV iadesi. *Hakkari’nin değerli gençlerinden biri olan Uğur ACAR’a değerli katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Tanıtım Temmuz 2012 27 28 D İ K K A T Aktüel Temmuz 2012 İnternet Şifreniz Çalınmasın... Güvenli Şifre Belirlemek için 4 Basit Adım! Haziran ayında şifre güvenliği konusunda çok kötü bir sınav verildi. Üç önemli web sitesi Linkedin, eHarmony ve last. fm, milyonlarca kullanıcı şifresinin sızmasına engel olamadı. Daha sonra da League of Legends isimli oyuna üye olan kullanıcıların kişisel bilgileri saldırganların eline geç- Haziran ayında global ölçekteki sosyal ağ ve platformlarda yaşanan şifre hırsızlığı olayları kullanıcıların internet platti. formları için şifre belirlerken yaptıkları hataları yeniden Aslında bu şifre sızıntıları kul- gündeme getirdi. Trend Micro, güvenli, otomatik yazılımlanıcıların ne denli yanlış şifre lar tarafından deneme yanılma yöntemi ile tahmin ediletercihi yaptığını gözler önüne meyecek şifreler belirlemek için 4 basit yöntem öneriyor. serdi. Birçok kullanıcının güvenli olmayan şifre kullandığı görüldü. 1234 gibi kısa ve rutin şifrelerin çokluğu göze çarparken, bazı kullanıcıların her yerde farklı şifreyi hatırlamaktan endişe edercesine giriş yaptığı platformun adını kullandığı ortaya çıktı. Örneğin Ahmet isimli bir kullanıcının LinkedIn’e giriş yaparken şifre olarak linkedin ya da ahmetlinkedin yazdığı belirlendi. Saldırganlar ise maliyeti düşerken işlemci gücü artan donanım teknolojisi sayesinde otomatik deneme yapan uygulamalar ile birçok şifreyi ele geçirmeye başladı. Bu nedenle şifresini çaldırmak istemeyen kullanıcıların artık daha güçlü lanın. Zira şifre iyigünler olduğunda yine saldırganların işi oldukça kolaylaşmış oluyor. Yaratıcı, kişisel ve elbette hatırlanabilecek birkaç kelime işinize yarayacaktır. Örneğin, DenizDalgalı şeklinde alınan şifre yerine MasaTopKavunKuzu gibi bir şifre kullanmak daha etkili olacaktır. 3. Geri dönüşüm iyidir ama şifreler için pek de iyi sayılmaz. Zira eninde sonunda daha önce sızmış bir şifre saldırganlar tarafından kullanılacaktır. 4. Her sitede aynı şifreyi kullanmamalısınız. Eğer bir sitede şifre saldırganların eline geçerse, diğerlerinde de geçmemesi için hiçbir sebep yok. şifreler oluşturması gerekiyor. langıç olabilirken, banka İşte yapılması gerekenler: gibi kritik sitelerdeki şifrelerin daha da uzun olmasında fayda 1. Uzun bir şifre, güçlü bir var. şifrenin başlangıcıdır. 10 ila 12 2. Anlamlı birkaç kelime karakterli bir şifre iyi bir baş- yerine dağınık kelimeler kul- Kumanda Telsiz Tel. Uydu PC Malz. Tel: 0 432 215 82 58 N Elbette şifreler için verilebilecek tavsiyeler kişilerin hatırlayabilecekleri şifrelerle sınırlı. Bu durumda Trend Micro DirectPass gibi şifre yönetimi için kullanılabilecek yazılımlar tercih edilebilir. Böylece sadece bir şifre hatırlayarak istenen her cihazdan tüm şifreler yönetilebilir ve o hesaplara erişilebilir. Kutlama Temmuz 2012 29 RAMAZAN-I ŞERİFİNİZ KUTLU OLSUN İGS ŞAL GÜL BAL EBİ BETON NAV AJANS TOPRAK UN A.Ş. DERYA YAPI AKDAMAR PLASTİK UZMAN TASARIM DOĞU ŞİRKETLER GRUBU BAHÇEŞEHİR KOLEJİ KÖRÖĞLU ŞİRKETLER GRUBU AĞRI TAŞLIÇAY BELEDİYESİ DOĞU ANADOLU KALKINMA AJANSI HEDEF OFSET MATBAACILIK AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ YILMAZLAR SINAİ VE TIBBİ GAZLAR UNİVERSAL YAPI GÜÇLENDİRME İSTANBUL BALIK RESTAURANT VAN TİCARET VE SANAYİ ODASI MÜKÜS-BAHÇESARAY SU ADABAĞ YAPI SANAYİ A.Ş. HASÇAĞ ELEKTRONİK BÜYÜK URARTU OTELİ DOLPHİNDAY BOYA UZMAN GÜÇLENDİRME ADA PALAS OTELİ URARTU MUTFAK AJANS PRESS AĞRI BELEDİYESİ ORSAY YAPI RAMAZAN-I ŞERİFİNİZ KUTLU OLSUN DOĞUNUN MARKALARI GAZETESİ 30 Eğitim Temmuz 2012 Köln Üniversitesi’nin Hakkari çıkartması Hakkâri Üniversitesi’ne Almanya Köln Üniversitesi’nden gelen 16 kişilik heyet ile yapılan görüşmeler sonucunda, bir çok alanda işbirliği yapma kararı alındı. Hakkari'nin doğal güzelliklerinin yanı sıra sosyal ve iktisadi hayatıyla da ilgilenen Köln Üniversitesi heyeti Hakkari Valisi Yardımcısı Abdullah Şen’i makamında ziyaret ederek geliş nedenlerini anlattı. Hakkari’yi ziyaret ettikleri için Köln Üniversitesi heyetine teşekkür eden Hakkari Vali Yardımcısı Abdullah Şen bu tür gezilerinin devamını beklediklerini dile getirdi. Hakkari Belediyesi’ni de ziyaret eden Köln Üniversitesi heyetine şehir hakkında bilgi veren Hakkari Belediye Başkanı Dr Fadıl Bedirhanoğlu sorulan soruları da bulundu. HAKKÂRİ’YE ALMANYA’DAN KARDEŞ OKUL Hakkari Sümbül Anadolu Lisesi ile kardeş okul olma yönünde görüşmeler yapan Alman Köln Üniversitesi heyetinde yer alan Alman Müdür Wilfield Müller sözlü olarak anlaştı. Çukurca'nın bir lise programı ile Almanya'dan bir okul kardeş okul olma ve projeler yapmak üzere görüştüler. Protokol aşamasına gelindiğinde Milli Eğitim Bakanlığı ile projeler ve protokoller hazırlanmak üzere anlaştı. HAKKARİ’DE ALMANYA DESTEKLİ RESTORASYON Hakkari ve çevresindeki kilise, tapınak, saray ve diğer tarihi yerleri gezen Köln Üniversitesi heyeti belirledikleri tarihi eserleri restore ettirip inanç turizmini başlatmak ve bu eserleri topluma kazandırmak istediklerini söyledi. ÇUKURCAYA ALMANYA’DAN KARDEŞ ŞEHİR Hakkari’nin Çukurca ilçesini de gezen Köln Üniversitesi heyetinde yer alan Öğretim Üyesi Prof Dr. Klaus Otte Çukurca ile Almanya’daki bir ili kardeş şehir yapma teklifinde bulundu ve taraflar anlaştı. Kardeş şehir anlaşması en kısa zamanda protokole dökülecek. cevapladı. Hakkari’nin çok güzel bir doğal ortamının bulunduğunu ve çok memnun olduklarını dile getiren Alman heyet, Hakkari’de yaşanan su temizlik ve terör başta olmak üzere diğer sorunların en kısa zamanda çözülmesi dileğinde görüşülecek. Sağlık Meslek Yüksek Okulu’ndan Yrd. Doç. Dr. Osman Gökdoğan ve öğretim görevlileri ile görüşen Köln Üniversitesi öğretim üyesi Doktor Gholam-Reza Farrokh ve diğer öğretim üyeleri ortak paylaşım, HAKKÂRİ’DE 7 DİLLİ PANEL Köln Üniversitesi heyetinden 5 kişinin sunum yaptığı Hakkari Meslek Yüksek Okulu konferans salonunda, aralarında yok olmuş bir dil olan AVESTA ile beraber 7 dilli, Yerel ve Küresel Göç Konulu multidisipliner ve multikültürel bir panel düzenlendi. Hakkari tarihine damgasını vuran ilk panel olması nedeniyle öğrenci ve hocalardan olumlu yorumların alındı. Ayrıca panellerin her zaman düzenlenmesi gerektiği belirtildi. HAKKARİ İÇİN PROJE VE KAYNAK ARAŞTIRILDI Doktor Rıza Faruck ile Yrd. Doç. Dr. Osman Gökdoğan ile birlikte Öğr Gör Galip Sarısu, Ali Karakuş, Kıvanç İrak ile yaptıkları görüşmede; Yaşanan çevre ve sağlık sorunlarının devam etmesi halinde yaşanabilecek olumsuzluklara dikkat çekilerek bir an önce çözüm için adım atılması, uygulanabilecek bazı projeler ile halkın yaşam standardının yükseltilmesi, Almanya’da uygulanan projelerin Hakkari’ye uyarlanarak uygulanması ve bütçeleri görüşüldü. Tanıtım Temmuz 2012 r ve a l a k Mar k şma a l a k Mar r enle y e t İs or... y i d E rcih e T i iz B 31 www.dogununmarkalari.com [email protected] Cumhuriyet Cad. Değer İş Mrk. No: 8 / VAN Tel : 0 432 214 84 83 - 215 15 06 NAVTV. tv Haberin Doğru Adresi Ne Ararsan Var TV Okuyun Sizinde Haberiniz Olsun www.dogurehberi.com MEDYA DANIŞMANLIĞI REKLAM AÇILIŞ ORGANİZASYONU FESTİVAL Çok Yakında Yayında! www.navtv.tv nav ajans “ bakış açınız değişecek “ MATBAA HİZMETLERİ Cumhuriyet Cad. Değer İş Mrk. Kat: 4 No: 8 VAN Tel: 0 432 214 84 83 - e-mail: [email protected] [email protected] SODES - KOSGEB - DAKA FİRMA TANITIMLARI MARKA GELİŞTİRME PRODÜKSİYON PROMOSYON Temmuz 2012