Tarih `2010`la yeniden ayağa kalktı

advertisement
On5yirmi5.com
Tarih '2010'la yeniden ayağa kalktı
İstanbul'un tarihi ve kültürel mirası, 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından
yürütülen restorasyon ve yenileme çalışmalarıyla ihya edildi.
Yayın Tarihi : 16 Mart 2011 Çarşamba (oluşturma : 10/10/2017)
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, kentin "Avrupa Kültür Başkenti" ilan edildiği 2010
sürecinde hayata geçirilen "Kültürel mirasın korunması ve kentsel projeler" alanında yapılan
çalışmalarla İstanbul'un sahip olduğu kültürel miras potansiyelinin korunması ve daha iyi
algılanabilir konuma getirilmesini hedefledi. Özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel
Müdürlüğü ve belediyelerin sunduğu projeler, ajansın "Kültürel mirasın korunması ve kentsel
projeler"nin büyük bölümünü oluşturdu. Ajansın faaliyet süresi boyunca bu alanda 470 adet proje
başvurusu oldu, bunlardan 158 adedine 2010 programında yer verildi. Meydan ve sokak
düzenlemeleri, anıtsal yapıların korunmasına yönelik projelerin çizimi ve uygulamalarıyla ilgili 100
proje (71 uygulama, 29 proje yapımı) hayata geçirildi. Bu 100 proje kapsamında 188 adet yapının
onarımı, 30 adet yapının proje çizimi, 34 sokak ve meydanda yayalaştırmaya yönelik düzenlemeler,
8 hazirede onarım, 6 adet anıtın aydınlatma projelerinin çizimi, 18 adet sokak ve caddede
aydınlatma çalışması gerçekleştirildi. Diğer 58 proje kapsamında ise bu alanda bilinçlendirme,
envanter, tecrübe artırımı ve yayın gibi konularda çalışmalar yapıldı.
Ajansın tüm projeler için tahsis ettiği 325 milyon 513 bin 939 TL'lik bütçenin 160 milyon 501 bin
912 TL'si "Kültürel mirasın korunması ve kentsel projeler"e ayrıldı. Bu alanda sağlanan bütçenin
125 milyon 684 bin 474 TL'si restorasyon, onarım, yapım işleri, 13 milyon 313 bin 710 TL'si proje
tasarım işleri, 21 milyon 503 bin 728 TL'si envanter, tecrübe artırımı, eğitim, yayın projelerinde
kullanıldı. Aralarında Ayasofya Müzesi, Topkapı Sarayı, Süleymaniye Külliyesi ve Darüşşifası, Kılıç Ali
Paşa Camisi, Haseki Külliyesi gibi önemli kültürel miras değerlerinin de yer aldığı çok sayıda tarihi
mimari eser, restore edilerek ihya edildi.
1473 yıllık mimari harikası Ayasofya
Dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtlarının başında gelen 1473
yıllık mimari harikası Ayasofya, 900 yılı aşkın süre kilise, 481 yıl cami olarak kullanıldıktan sonra
1935 yılında Atatürk'ün isteğiyle müze oldu. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı
tarafından Ayasofya'nın ana kubbesinin restorasyonuna verilen destekle tamamlanan çalışmalar
sonrasında 17 yıldır içeride bulunan 180 tonluk dev iskele söküldü. 1993 yılından beri süren
Ayasofya ana kubbe mozaiklerinin restorasyon çalışmaları, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti
Ajansının 2009 yılında kuzeydoğu çeyreğinde gerçekleştirdiği mozaik restorasyonu ve
konservasyonuyla tamamlandı.
Müzenin kuzeydoğu kubbesinde yer alan ve 160 yıl sonra gün yüzüne çıkarılan tahminen 700
yaşındaki altı kanatlı melek yüzünün ortaya çıkması, Ayasofya'yı yeniden dünya gündeminin üst
sıralarına taşıdı. Ayasofya iç narteks tonoz yüzeylerinde bulunan yaklaşık 600 metrekare mozaik ve
mozaik taklidi yüzeylerde konservasyon ve restorasyon gerçekleştirildi. Mozaikleri Justinianus
dönemine tarihlenen iç nartekste uzun yıllar sonra ilk defa yapılan bu çalışmalar sayesinde dünyada
eşi benzeri olmayan mozaiklerin korunmasına yönelik ciddi bir adım atıldı.
Çalışmalar kapsamında müzenin iç mekanını aydınlatan kandillikler ve maksurelerin restorasyonu da
yapıldı. Fransız avizeci Marsiye'den alınan kandilliklerden yenilenen 70'i küçük biri büyük kandillik
için toplam 3 bin 512 adet cam fanus yenilendi. Ayasofya'da Kazasker Mustafa İzzet Efendi'ye ait
7,5 metre çapındaki 8 hat levhasının restorasyon ve konservasyon çalışmaları da tamamlandı.
Yüzeylerinde is ve kir oluşmuş, taşıyıcılarında ve altın varaklarında bozulmalar meydana gelmiş hat
levhaların yüzeyleri temizlendi ve hatların altın varak yüzeylerinin restorasyonu yapılarak
taşıyıcıları takviye edildi. Ayasofya Müzesi kandillikleri ve hat levhalarının restorasyonu,
konservasyonu ve acil onarımının yapılması için 1 milyon 341 bin 273 TL, cephe acil onarım işi için
1 milyon 215 bin 75 TL bütçe ayrıldı. Müzenin diğer projeleri de eklendiğinde bütçesi 3 milyon 990
bin 753 TL oldu.
Topkapı Sarayı
İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan, günümüzde yerli ve yabancı
turistlerin en çok ziyaret ettiği müzelerin başında gelen Topkapı Sarayı da zamanın yarattığı
tahribattan kaçamadı. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, bu önemli mirasın gelecek
nesillere aktarılması için yapılan koruma çalışmalarına destek verdi. Topkapı Sarayı Müzesi
bünyesinde bulunan, dünyanın en zengin koleksiyonlarından biri olan Çin ve Japon porselenlerinin
sergilendiği mutfaklar bölümünde yer alan koleksiyonun bir bölümü, 1999 depreminden sonra
kaldırıldı. 1 milyon 871 bin 633 TL'lik bütçe kapmasında sürdürülmekte olan çalışmalarla Topkapı
Sarayı Müzesi mutfaklar bölümünün restorasyonu ve deprem performansının değerlendirilerek bu
kültürel mirasın olası bir depreme karşı güçlendirilmesi, Çin ve Japon porselenlerinin çağdaş
tekniklerle sergileneceği bir mekan yaratılması amaçlandı.
Sarayda restorasyon sonrasında açılacak olan "Osmanlı Mutfak Kültürü" sergisinde, padişahın
sofrası, ziyaret sofrası gibi sofra düzenleri, kahve ve helva kültürü gibi bölümler bulunacak. Topkapı
Sarayı'nda 2010 enerjisiyle restore edilen yapılar arasında Osmanlı konut ve saray mimarisinin
bütün özeliklerini taşıyan Bağdat, Revan, Sofa köşkleri, İncirlik ve Lala bahçeleri, Sofa Camisi,
Mecidiye Kuleleri Kapısı da bulunuyor. Müzenin geleceğe taşınması için hazırlanan tüm projelerin
toplam bütçesi, 6 milyon 697 bin 342 TL'yi buluyor.
Süleymaniye Külliyesi ve Darüşşifası
Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1550-1557 yılları arasında Mimar Sinan'a yaptırılan
Süleymaniye Külliyesi, merkezinde cami bulunan sıbyan mektebi, 4 medrese, darülhadis, darülkurra,
tıp medresesi, darüşşifa, imaret, kütüphane, sebil, tabhane, mülazım hücreleri, hamam ve 36
dükkandan oluşuyor. Mimar Sinan'ın en önemli eserlerinden biri olan darüşşifa binasının restorasyon
çalışmaları 12 Haziran 2009 tarihinde yürütülmeye başlandı. Darüşşifanın, kullanım hakkının
Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi'ne verilmesiyle birlikte kütüphane bünyesinde bulunan
yazma eserlerin restorasyonunun yapılacağı mekanların oluşturulması ve yapının yazma eserler
üzerinde çalışan uzmanların araştırmalarını yapabilecekleri bir enstitü olarak işlevlendirilmesi
amaçlandı.
Kuruluşunda her türlü hastalığın tedavi edildiği bir hastane olan ve İstanbul'daki diğer darüşşifaların
ilaçlarını temin ettiği büyük bir ecza deposu bulunan darüşşifa, restorasyonların tamamlanmasının
ardından günümüzde yazma eser hastanesi olarak, kültürel mirasın bir parçası olmaya devam
edecek. Süleymaniye Külliyesi Darüşşifası'nda yürütülen restorasyon çalışması, 4 milyon 256 bin
619 TL'ye mal olacak.
Galata Mevlevihanesi
İstanbul'daki kültürel miras değerlerinin geleceğe taşınması kapsamında yürütülen çalışmalar içinde
Galata Mevlevihanesi'nin ihyası da dikkati çekiyor. Osmanlı'nın Pera'da bıraktığı en derin iz olan ve
1491 yılında 2. Beyazıt döneminde kurulan Galata Mevlevihanesi, 1925 yılında tekkelerle birlikte
kapatıldı. Mevlevihaneye bağlı yapılar bir süre lojman, ilkokul ve karakol olarak hizmet verdikten
sonra 1975'te Divan Edebiyatı Müzesi olarak ziyarete açıldı. İstanbul'un ilk ve orjinal haliyle
günümüze ulaşabilen tek mevlevihanesi olan Galata Mevlevihanesi, ajansın 1 milyon 533 bin 812
TL'lik bütçe desteğiyle yenilenen yüzüyle bu yıl ziyaretçilerini karşılayacak.
Mevlevi kültürünün gün ışığına çıkarılması ve günümüz müzecilik anlayışının sunduğu modern
tekniklerle sergilerin yapılmasına yönelik 2009 yılında başlayan bakım, onarım ve koruma
çalışmalarının tamamlandığı mevlevihanede, ayrıca Osmanlı İmparatorluğu döneminin önemli
dervişleri, neyzenleri ve divan şairlerinin kabirlerinin bulunduğu Hamuşan Hazire Alanı'nın
restorasyonu da yapıldı. Restore edilen eserler arasında Halet Efendi Kütüphanesi, Halet Efendi
Türbesi ve Şeyh Galip Dede Türbesi de bulunuyor.
Çevre düzenlemeleriyle de mevlevihane bahçesinin ziyaretçilere daha nitelikli hizmet vermesi
sağlandı.
İstanbul'da ezan okunan ilk cami
4. Haçlı Seferi'nden sonra İstanbul'da kurulan Doğu Latin İmparatorluğu döneminde inşa edilen
Latin kiliselerinden biri olan Arap Camisi, milattan sonra 717 yılında İstanbul'un fethi için gelen
Müslüman Araplar tarafından ilk ezanın okutulduğu cami olması nedeniyle ayrı bir önem taşıyor.
Osmanlı döneminde ilk olarak Sultan 3. Mehmet zamanında bir onarım geçiren Arap Camisi'nin
etrafındaki yapılar 17. yüzyılın sonlarına doğru olası zararları önlemek amacıyla yıktırıldı. 1734
yılında Saliha Sultan tarafından büyük bir restorasyon çalışmasının yaptırıldığı cami, 1807'de
Galata'da çıkan yangında zarar gördü ve esaslı bir tamir geçirdi. 1868 yılında 2. Mahmut'un kızı
Adile Sultan ile eşi Mehmet Ali Paşa tarafından yaptırılan büyük bir restorasyon çalışmasına tabi
tutulan caminin avlusunun altına bir sarnıç ile şimdiki şadırvan inşa edildi.
Balkan Savaşı'ndan önce tekrar tamir edilen camide, Giritli Hasan Bey tarafından önemli
değişiklikler yaptırıldı. Caminin ahşap döşemesinin altından çok sayıda kitabeli ve armalı mezar taşı
çıkarıldı. Mihrabın yanındaki hücrenin "Mesleme'nin Çilehanesi" olarak düzenlenmesi ve kaldırılan
hünkar mahfili merdiveninin yerine rüya ile keşfedildiği söylenen Arap Baba Türbesi'nin yapılması
yakın tarihlerde gerçekleşti.
Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetindeki caminin restorasyonu, İstanbul 2010 Avrupa Kültür
Başkenti programı kapsamında yapılıyor. Caminin, koruma kurulu onaylı 2 milyon 462 bin 754 TL
bütçeli restorasyon projesi, devlet ve üniversite arşivlerinde yer alan belgelere, yerinde yapılan
ayrıntılı araştırmalara göre elde edilen verilere dayalı olarak, bilimsel kurulun kararları
doğrultusunda gerçekleştiriliyor.
Yüzyılların tozundan arınıyor
Kaptan-ı Derya Kılıç Ali'nin 16. yüzyılda Mimar Sinan'a yaptırdığı ve Ayasofya'nın küçük boyutta bir
kopyası niteliğini taşıyan Tophane'deki Kılıç Ali Paşa Camisi, 2010 enerjisiyle yüzyılların tozundan
arındırılıyor. Mimar Sinan'ın, çok daha küçük ölçüde olmak üzere Ayasofya'nın planını ve Osmanlı
dönemi Türk mimarisinin unsurlarını kullanarak, değişik bir mimari anlayışla inşa ettiği eser,
Ayasofya mimarisinin geliştirilmiş bir aşaması olarak nitelendiriliyor. İstanbul ulaşımının kilit
noktalarından birinde bulunan, deniz ve kara trafiğinin yarattığı hava kirliliğinden olumsuz etkilenen
Kılıç Ali Paşa Camisi, 7 milyon 202 bin 720 TL'lik restorasyon bütçesiyle tepeden tırnağa elden
geçirilerek ihya ediliyor.
Haseki Külliyesi müze oluyor
Fatih ilçesinin Haseki semtinde cami, medrese, imaret, darüşşifa ve sıbyan mektebinden oluşan ve
16. yüzyılda inşa edilen klasik dönem külliyesi olan Haseki Külliyesi, atıl durumdan kurtarılarak
müzeye dönüştürülecek. Mimar Sinan'ın baş mimar seçildiği yıl Hürrem Sultan için yaptığı külliye
içindeki medresenin, yürütülen restorasyon çalışmalarıyla kütüphane ve enstitü merkezi olarak,
müzeden bağımsız bir girişle müze ziyaretçileri dışındaki kullanıcılara da açılabilmesi, imaret ve
darüşşifa yapılarının sergi birimi olarak, dış mekanların ise herkese açık dinlenme mekanı ve aynı
zamanda açık hava müzesi olarak kullanımı öngörülüyor. Bir süredir boş tutulan külliyenin, İstanbul
2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından yürütülen 6 milyon 605 bin 50 TL bütçeyle restore
edilerek, mayıs ayında açılması planlanıyor.
Surp Vortvots Vorodman Kilisesi
19. yüzyılın ilk çeyreğinde Kumkapı'da patriklik makamına bağlı bir külliye olarak Krikor Balyan
tarafından inşa edilen Surp Vortvots Vorodman Kilisesi, restorasyon çalışmasıyla iyileştirilerek,
kentsel tasarım ölçeğinde kent kullanımına açılacak ve kültürel bir işlevsellik kazandırılacak. 2
milyon 200 bin 877 TL'ye mal olacak restorasyon ile kilisenin bir kültür merkezine dönüştürülmesi,
sergileme ve çeşitli kültürel aktivitelere uygun çok amaçlı bir işlev kazandırılması, ziyaret edilebilir
hale getirilmesi, Ermeni kültürünün gerek İstanbul bağlamında gerek semt bağlamındaki tarihsel
varlığına yönelik farkındalık bilincinin oluşturulması hedefleniyor. 1940'lı yıllarda zincir ve halat
fabrikası olarak kullanılan, Varto ve Lice depremzedelerinin barınma ihtiyacını karşılayan kilise,
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının yürüttüğü proje çerçevesinde şehrin yeni kültür
odaklarından biri olacak.
Diğer projeler
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, restorasyon projeleri kapsamında kentteki muhtelif
türbeleri de restore ediyor. Toplam 4 etapta tamamlanacak türbeler restorasyonuyla, Türk ve İslam
dünyası için önemli kişilerin türbelerinin ve hazire alanlarının bakım ve onarım çalışmalarının yapımı
amaçlanıyor. 4 milyon 982 bin 60 TL'ye mal olacak restorasyon kapsamında 22 ayrı türbe ve hazire
alanı ele alınıyor.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının hayata geçirdiği restorasyon projeleri arasında 1
milyon 328 bin 407 TL bütçesiyle Şehzade İmareti restorasyonu, 8 milyon 779 bin 200 TL
bütçesiyle Kandilli Geleneksel El Sanatları ve Kültür Merkezi, 2 milyon 237 bin 594 TL bütçesiyle
Şehzade Türbeleri ve Hazire Alanları Projesi, 8 milyon 492 bin 930 TL bütçesiyle Sultanahmet
Meydanı düzenlemesi, 1 milyon 319 bin 240 TL bütçesiyle Fatih Davutpaşa Medresesi, 3 milyon
186 bin TL bütçesiyle Eyüp Rami Kışlası Kütüphane Binası, 2 milyon 391 bin 619 TL'lik Otağ-ı
Hümayun Binası'nın restorasyonu öne çıkıyor.
Restorasyon projeleri dışında, UNESCO Dünya Miras Komitesinin 2004 yılından beri istediği, ancak
bugüne kadar ilgili kurumların programlarında yer veremediği "Tarihi Yarımada Alan Yönetim Planı"
da İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının bütçe katkısı ve ilgili kuruluşların
koordinasyonuyla yapılarak UNESCO'ya iletildi. Yenikapı Marmaray Metro Transfer Merkezi'ndeki
kazılar sonucu ortaya çıkan İstanbul'un 8 bin yıllık geçmişini belgeleyen arkeolojik alanın
uluslararası ve ulusal tasarımcılar eliyle projelerinin elde edilmesi için de İstanbul Büyükşehir
Belediyesi ile ortaklaşa çalışmalar başlatıldı.
İstanbul'un Anadolu yakasında yürütülen en kapsamlı arkeoloji çalışması olan Küçükyalı Arkeoloji
Parkı'ndaki kazılar, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının 360 bin TL'lik bütçe desteğiyle
2010 yılında da devam etti. Ayrıca aralarında Hasköy Mayor Sinagoğu, Kariye Müzesi, Sirkeci
Hocapaşa Yayalaştırma Bölge İyileştirme, Beykoz Riva Kalesi restorasyon ve iyileştirme projelerinin
de yer aldığı çok sayıda proje hayata geçirildi. Öte yandan, Şişli Kaymakamlığı olarak kullanılan Köse
Mehmet Raif Paşa Konağı, İstanbul'da modern bankacılığın, kentte ilk belediyenin kuruluşunun,
kentsel altyapının modernleşmesinin, yeni eğitim kurumlarının oluşmasının öncüsü olan Abraham
Salomon de Kamondo'nun anıt mezarının da restorasyonu ele alındı. [aa]
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Tarih '2010'la yeniden ayağa kalktı
Download