ااا يََٓا اَيُّهَا ال َذ۪ينَ اٰمَنُّوا اَنْفُّسَكُّمْ وَاَهْ

advertisement
Nisan-1985
ÇOCUK VE SORUMLULUĞUMUZ
Kemalettin ERDIL
‫يََٓا اَيُّهَا الَ ۪ذينَ ٰا َمنُّوا قَُّٓوا اَنْ ُّف َسكُّ ْم َواَ ْه ۪لي كُّ ْم نَااا‬
Muhterem Müslümanlar!
Yüce dinimiz İslam, çocuk terbiyesine ve çocuk
haklarına büyük önem verir. Anne ve babaları,
çocuklarını iyi bir insan olarak yetiştirmek üzere
sorumlu tutar. Kutsal Kitabımız Kuranı Kerim'de buna
işaret edilerek şöyle buyrulur: "Ey iman edenler,
kendinizi ve çoluk çocuğunuzu ateşten koruyunuz". 1
Evet, neslimizin devamı, yarınlarımız umudu olan
çocuklar. Yüce Allah'ın bizlere lütfettiği birer
emanettir. Onları sevmek, korumak, kollamak ve iyi
yetiştirmek hem insanlık borcumuz, hem de dinimiz
açısından kutsal vazifemizdir.
Değerli müminler!
Terbiyecilere göre çocuk, karakterinin özünü ilk
önce aile ocağından almaktadır. Aile, çocuk için birçok
şeyin öğretildiği ilk temel okuldur. Orada, çocuğa
yapılan telkinler, bir süre sonra onda davranışlar,
düşünceler
ve
alışkanlıklar
şeklinde
tezahür
etmektedir. Bu bakımdan çocuğun aile içi eğitiminde
çok dikkatli davranmak gerekir.
Bu hususta Sevgili Peygamberimiz pek hassas
davranmış ve şöyle buyurmuşlardır:
"Çocuklarınıza hoş muamelede bulunun ve onları
güzel terbiye edin"2; "Hiçbir baba çocuğa, güzel
terbiyeden daha üstün bir hediye vermiş olamaz."3
Gerçekten de çocuk eğitiminde belirli bir yaşa
kadar en büyük rol anne ve babalara düşer. Özellikle
anneler, çocuklarıyla daha fazla meşgul olduklarından,
etkisi daha çok olmaktadır. Nitekim bir terbiyeci "İyi
bir anne yüz öğretmene bedeldir"4 demiştir. Öyle ise
anneler, tutum ve davranışlarıyla çocuklarına karşı çok
dikkatli olmalıdır. Çünkü çocuğun her gün karşısında
en çok gördüğü model annesidir. Çocuk, zaman
içerisinde en çok anne tavrını, giyimini, huyunu,
alışkanlıklarını taklit etmeye başlar. Bu bakımdan
"aman sen de, o çocuktur, ne anlar" denmemelidir.
Bunun gibi babalar da, çocukları yanında tutum ve
davranışlarına,
söz
ve
fiillerine
çok
dikkat
göstermelidir.
Eğer baba çocuklarına karşı verdiği sözde,
sevgide, şefkatte ve adalette ölçüyü kaçırırsa, çocuğun
itimadını sarsar. Hele bir de baba alkolik, kumarbaz,
huysuz bir kimse ise, üstelik karısına ve çocuklarına
karşı da sert davranıyorsa, büyük bir hata işliyor
demektir. Böyle bir aile ortamında yetişen çocuk,
büyüdükçe babasından soğur. Ona karşı olan sevgi ve
saygısını kaybeder.
Anne ve babalar, çocuklarının sağlıklı, istikrarlı ve
sağlam bir şahsiyete sahip olmasını arzu ediyorlarsa,
onlara karşı şefkatli, tutum ve davranışlarında uyumlu,
kararlı,
sevgi
ve
saygı
beraberliği
içinde
bulunmalıdırlar.
Sevgili kardeşlerim!
Önemli bir husus da şudur: Anne ve babalar
çocuklarını yetiştirirken onları, sadece bir yönleri ile
değil, her yönleri ile ele almalıdır. Çocuklarının fiziki
gelişimleri yanında ruhi ve manevi yönlerini de ihmal
etmemelidir. Çocuklarına yaş seviyelerine göre
doğruyu, yanlışı, iyiyi, kötüyü, sevgiyi, Allah'a
inanmayı, Peygamberi sevmeyi, ibadetin önemini,
vatan ve millet kavramlarını, yurt sevgisini, bayrağa
saygıyı, tatlı bir biçimde aşılamaya çalışmalıdır.
Ayrıca anne ve babalar, çocuklarına arkadaş
seçiminde, onlarla olan ilişkilerinde yine yardımcı
olmalıdır. Ancak çocuğun kötü arkadaş seçmemesi
arkadaş çevresinden zararlı alışkanlıklar kazanmaması
için takipten ve uyarmaktan da uzak kalmamalıdır.
Aziz Müslümanlar!
Çocuk bu, adı üzerinde... Zaman zaman hata ve
yanlışlık yapacaktır. Bilinci ve kişiliği, hatayı, yanlışı
göre göre gelişecektir. Tecrübe kazana kazana
büyüyecektir. Hata ve yanlış davranış için çocuğa ceza
verilebilir. Ancak her hatası için her yanlışı için çocuk
kıyasıya dövülmez. Dayak pek çok çocuk üzerinde
menfi tesir yapar. Çocuğu yalana ve sahtekârlığa
yöneltir. Oysa ikaz ve ihtarlar onu, yalana ve hataya
değil, hatayı yapmamaya yönlendirmelidir.
Çocuk eğitiminde aşırı baskı gibi, aşın serbest
bırakma da çok tehlikelidir. Bu husus da gözden uzak
tutulmamalıdır. Zira gönlünün istediğini, dilediğince
yapmasına fırsat verilerek yetiştirilen çocuklardan
çoğunun, ilerde başarısızlığa uğradıkları, sonlarının
hüsranla noktalandığı görülmüştür.
Oysa İslam’ın terbiye felsefesi, çocuğu ne
azdırmak, ne de bezdirmektir. İslam'da istenilen,
çocuğun kendisine, ailesine, milletine, din ve devletine
karşı hayırlı evlat olarak yetişmesini sağlamaktır.
Buna göre, çocuklarımızın sağlıklı, kültürlü ve
yüksek moralli iyi birer insan olarak yetişmeleri
hususunda çok dikkatli davranmalıyız. Bu konuda ne
yapılması gerekiyorsa onu yapmalıyız.
İnanıyoruz ki çocuk eğitimi için yapılan
yatırımlar, neslimizin ve geleceğimizin teminatı
bakımından en hayırlı olanlardır. Unutmayalım ki
bugün cezaevlerini, ıslah evlerini, hatta ruh sağlığı
polikliniklerini
dolduran
binlerce
insanın,
suçluluklarının temelinde ana babalarının, çevrelerinin,
kısaca içinde bulundukları toplumun hataları yoktur
denilemez. Öyle ise hutbemizi atalarımızın söylediği
şu güzel sözü hatırlatarak bağlayalım, "Ne ekerseniz,
onu biçersiniz".
***
1
2
3
4
T ahrim, 66/6.
Seçme Hadisler, Sa. 164, 3. Baskı.
Seçme Hadisler, Sa. 164, 3. Baskı.
Karakter, Samuel Smıles. Çeviri Mustafa ERT EM S. 30.
Download