Gezi Notları 2017_Actual Medicine

advertisement
GEZİ NOTLARI
Ülkemizin İlk “Sakin Şehri”
SEFERİHİSAR
Gündelik telaşlar, koşturmalar
ve yaşam kavgasının yorgunluğunu; bulduğu ilk fırsatta bir
kenara bırakıp, dinlenmek isteyenlerle dolu etrafımız. Biliyoruz hayat zor ve zaman hızlıca
akıp gitmekte. Ayak uydurmaya çalışırken arada bir soluklanmak isteyip de “ne yapsam?”
diye düşünenlere bu ayki tavsiyemiz. Bu sayımızda Türkiye’
nin ilk “Cittaslow-Sakin Şehri”ne doğru yola çıkalım mı birlikte? Hazırsanız İzmir’in güneyine doğa, tarih ve denizi buluşturan küçük bir kasabaya,
Seferihisar’a çeviriyoruz rotamızı. Türkiye’nin ilk, dünyanın
da 121. “Sakin Şehri” seçilen Seferihisar’da sokak lambaları güneş enerjisiyle çalışıyor, yerli
tohum üretiliyor ve pazarlarında file torba kullanılıyor. Mavi
bayraklı plajlarında serinlerken
bir Pazar günü denk getirip gidebilirseniz Sığacık Pazarı da
tüm yöresel, taze ve organik
lezzetleri ile sizi bekliyor.
66
Ege’nin diğer yöreleri gibi Seferihisar’da da
M.Ö.7-5. yüzyıllar arasında Lidyalılar, Persler, Atinalılar ve Ispartalılar hüküm sürmüş. Ardından
bölgeye, Bergama Krallığı, Makedonyalılar, Eski
Yunan, Romalılar ve Bizanslılar egemen olmuş.
Seferihisar Roma-Kartaca Savaşları sırasında,
M.Ö.150-146 yılları arasında Roma’ya yenilen
Kartacali Anibal’in, Suriye Selefkoslarına sığınmak
üzere Anadolu’ya geçmesi ile Roma donanması
Teos önlerinde Myonnesos açıklarında Kartaca
donanması ile savaşırken, Romalı General Tysaferin’in konaklama yeri olarak askerlerine inşa ettirdiği üs olarak kurulmuş ve Tysaferinopolis adını almış. Selçuklulara kadar Tysaferin veya Tysaferinopolis olarak anılan bölgenin sonuna eklenen hisar
kelimesiyle Tysaferinhisar’a ve sonra yıllar boyunca değişime uğrayarak Seferihisar’a dönüştüğü sanılıyor. 1084 yılında Selçuklu Komutanı Emir Çakabey tarafından alınmış, II. Haçlı Seferi sonrasında, Sultan Mesut tarafından Selçuklu topraklarına
katılmış. 1320’de Aydınoğulları’nın egemenliğine
ardından 1394 yılında da Osmanlı’nın eline geçmiş. 1402 yılındaki Ankara Savaşı’ndan sonra
Moğolların işgaline uğrayan bölge, 1425 yılında
tekrar Aydınoğulları’nın olmuş, Cüneyt Bey’in
ölümünden sonra ise Osmanlıların hakimiyetine
girmiş. Seferihisar 14,15,16. yüzyıllarda Kasım Çelebi Medresesi ile bir ilim ve kültür ocağı haline gelmiş. Seferihisar’ın 6 km kuzeyinde bulunan Düzce
Actual
Medicine
köyünde yer alan ve 15. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen
medresenin kalıntıları, cami avlusunun kuzeydoğusunda yer
alıyor. “L” şekilli bir plana sahip
olan medresenin, doğu-batı yönündeki kolunda 4, kuzey-güney yönündeki kolunda ise 5
küçük birimi var ve herbir biriminde birer ocak ve ikişer niş
yer alıyor.
Seferihisar 19. yüzyıl başlarında
20 bini aşkın nüfusa sahipken,
köylerde çıkan veba hastalığı
nüfusunı kırmış, birkaç köyü ortadan kalkmış. 1850 yılında
İzmir, Aydın vilayetinin merkezi
olunca, Seferihisar nahiyesi de
1884 yılında belediye olmuş.
Tarihi geçmişi dolayısı ile ilçe
merkezinde Selçuklular ve
Osmanlılardan kalma cami ve
medreseleri bulunuyor. Bunlardan Turabiye Camii 1197 yılında Selçuklular tarafından yapılmış, 1783-1784 yıllarında
Osmanlılar tarafından bakıma
Cilt: 25 Sayı: 3 2017
alınıp, yeniden ibadete açılmış.
Osmanlı döneminde ise Güdük
Minare Camii, Hıdırlık Camii
ve Ulu Camii inşa edilmiş. Bu
camiler resterasyondan geçerek
günümüzde de ibadete açık durumdalar. Ayrıca yine Osmanlı
döneminden kalan ve yıkıntı
halde olan iki de hamam bulunuyor.
Seferihisar ve çevresinde tespit
edilen tarihi değerlerden biri de
Tümülüsler. Tepecik Mahallesi’ndeki Güneşkent Tümülüsü,
yaklaşık 20 metre yüksekliğinde, 80 metre çapında. Fakat yoğun kaçak kazılarla hayli zarar
görmüş. Ayrıca Hıdırlık Mahallesi’nde birbirine yakın konumda 10 adet daha tümülüs yer
alıyor.
Seferihisar Cumhuriyet döneminde de bir askeri eğitim bölgesi olmuş. Kore Savaşları’na
katılan Türk Kuvvetleri, ikinci
kafileden itibaren 1951-1960 yılları arasında on yıl, hazırlık eğitimini burada yapmışlar. İlçe
merkezinde Kurtuluş Savaşı’nda
ve Cumhuriyet döneminde şeCilt: 25 Sayı: 3 2017
hit düşenler için bir Şehitlik ile ilçe merkezi girişinde bir de Şehitler Çesmesi bulunuyor.
Uluslararası arkeoloji literatürü içerisinde çokça
bahsedilen hakkında ulusal ve uluslararası yayın
bulunan sayılı antik kentlerden biri de Seferihisar
topraklarında. Teos Antik Kenti’inde birçok medeniyetin hakimiyetine geçmiş olmasına rağmen,
özellikle Roma ve Hellenistik dönem kalıntıları
dikkat çekiyor. Sığacık’a yürüme mesafesinde deniz
kenarında bulunan Teos bundan 3 bin yıl öncesine
kadar Kuzey İyon’un başkenti konumunda imiş.
Kurucusunun Dionysos’un oğlu Athames olduğu
biliniyor. Teos antik dönemde mimari alan ve ticarette önemli bir yere saklamış. Bir dönem İyon şehrinden huzursuzluk yarattıkları ileri sürülerek kovulan sanatçılara kapılarını açmış, tarihte ilk kez
Sanatçılar Birliği’nin kurulduğu bir kent olmuş.
Uzun yıllar Teos, bir sanat kenti olarak kalmış ve
antik çağın önemli filozof ve sanatçılarından şairler, Anakreon, Antimakhos, Epikuros, Nausiphanes, Apellikon ve tarihçi Hekataios kentte yaşamış.
2016 yılının Ekim ayında Teos Antik Kenti’ndeki
kazılarda, kira sözleşmesi niteliği taşıyan 2 bin 200
yıllık yazıt bulunmuş. Hukuki açıdan iki önemli terimin yer aldığı yazıt bunun dışında pek çok ayrıntıya yer vermesi açısından oldukça değerli bulunup
inceleme altına alınmış. Teos Antik Kent’te görülmesi gerekenler, Hellenistik ve Roma dönemi kalıntıları, Dionysos Tapınağı, agora, tiyatro, odeaon, surları ve Teos Antik Limanı.
Actual
Medicine
Antik şehir Teos’un kuzey limanını oluşturan Sığacık, Seferihisar’ın sahilinde yer alan mandalina kokulu balıkçı kasabası
ve bugün Teos Marina ile çehresi değişen ve konuklarının sayısı
artan huzurlu bir kale içi yerleşim yeri. Dünya üzerinde kale
içi yerleşim yerleri içerisinde hatırı sayılır da bir yeri var. 16 yy.
Selçuklular döneminde yapıldığı tahmin edilen Sığacık Kalesi,
restore edilirken kasaba yaşayanlarını da içine almış ve zamana ayak uydurmuş. Kanuni
Sultan Süleyman’ın Rodos seferi sırasında 1521-1522 yılları
arasında yapılmış olan kale, inşa edildiği dönemde bir deniz
üssü olarak hizmet vermiş, sonraki dönemlerde ise gümrük
kontrol merkezi olarak kullanılmış. Yapıldığında iki katlı olmasına rağmen günümüze tek katı
ayakta kalabilmiş olan kalenin
surlarına gizli merdivenlerle çıkılıyor. Surların yapılmasında,
Teos taşlarının kullanıldığı taşların üzerindeki şehir kitabelerinden anlaşılıyor. Kalenin Kuşadası, Ayasuluk ve Seferihisar adında üç ayrı kapısı bulunuyor.
“Sakin Şehir” hareketi ve geçirdiği restorasyonlarla birlikte
Sığacık Kalesi içinde turizm hareketliliği göze çarpıyor. Pazar
günleri düzenlenen yerel pazar,
yerel üreticinin ürünlerini sattığı, kadınların el emeklerini sergilediği çok ilgi gören bir destinasyon oluşturuyor. Kale içinde
yaşayan halk özellikle de kadınlar evlerinin önünde kendi ürettikleri yöreye özgü tatları satışa
sunuyor. Seferihisar mantısı,
gözleme, oklavadan sıyırma,
salça gibi yiyecekler başta olmak üzere, meyve ve sebzeler,
hediyelik eşyalar ve giysiler ilgi
görüyor.
67
nemde Efes’e taşınmış. Şehir,
MÖ 266’da Mısır Kralı Ptolemaios egemenliğine geçerek 60
yıl boyunca Ptolemaios adıyla
anılmış. Lebedos’da adanın deniz ile kıyı oluşturan güneydoğu ve batısını çevreleyen sur
duvarları ve akropolde bir tiyatronun varlığı tespit edilmiş.
Limandaki Helenistik duvarlar,
Gymnasium ile arkasındaki tepenin yamacında günümüze kadar varlığını koruyabilmiş tapınak terası ve konut kalıntılarına
ait izler görülebiliyor.
Sığacık’ta konaklamaya uygun
çokça pansiyon ve otel bulunuyor. Kıyısındaki çay bahçeleri,
kafeler ve her tür taze deniz
ürünlerini tadacağınız balıkçı
lokantaları ile hem göze hem
damağa davetiye çıkartıyor bu
sakin Ege kasabası. Dünya çapında ünlü Mavi Bayraklı pırıl
pırıl kumsalları Akkum ve Ekmeksiz plajlarının yakınındaki
Sığacık’ta inşa edilmiş Teos Marina’dan her gün düzenlenen
tekne turlarına katılarak, Ege’
nin el değmemiş, Papaz Boğazı,
Taş Ada, Azmak, Aktaşlı ve Çamağız bölgelerini de keşfedebilirsiniz.
Doğanbey Adası olarak bilinen
ve Sıçan Adası olarak da anılan
Myonnesos Adası’na da, Sığacık
kıyısından
ulaşılıyor.
MÖ.190 yıllarında, III. Antiocus, kıyıları korumaya çalışırken, Teos şehrine yönelmiş
olan, birçok Roma gemisi görür. Önce bunların Roma gemisi olduğu düşünülse de daha
sonra korsan gemileri olduğu
anlaşılır. Korsanlar Roma donanmasından kaçarak, Myo68
nnesos’a sığınırlar. Roma döneminde, Myonnesos
korsan yuvasına dönüşür. Denizlerle çevrili kayalıklarda korsanlar gemilerini karadan ve gözlerden
uzakta burada demirlemişler ve tüccar gemileri
geçtiğinde saldırıya geçmişler. Adada çeşitli dönemlerden kalma, pek çok dağınık duvar ve yapı
kalıntısı var. Bu duvarlar 2.5-3 metre yüksekliğinde ve 5-6 metre uzunluğunda. Çok büyük boyutlu taşlarla inşa edilen bu duvar, MÖ.500 yıllarına
tarihleniyor. Adanın üzerinde bulunan “Çıfıt
Kale”yi, karaya bağlayan, denizdeki dolgu geçit
ise zamanla ve bakımsızlık nedeniyle, dağılmış ve
deniz suyunun altında kalmış. Bu geçidin yapıldığı
taşlar, tarihi dönem içindeki taş işçiliğinin güzel örneklerini oluşturuyor. 25-30 cm.’lik deniz suyunda
yürümeyi tercih ederseniz Sığacık kıyısından yürüyerek de adaya ulaşmanız mümkün.
İyonya bölgesi antik kentlerinden Lebedos Antik
Kenti de Seferihisar ile Selçuk arasındaki kıyıda
Ürkmez Köyü’nün yanı başında Kısık adı verilen
yarımada üzerinde oniki İyon kentinden biri olarak MÖ 7. yüzyılda inşa edilmiş. Kolophon’un
(Değirmendere) kuzeyinde, Kral Kodros’un oğullarından Andropompos tarafından kurulan Lebedos, İyon göçü sırasında Hellenler’in eline geçen ilk Anadolu kentlerinden. İyonya Birliği’nin
on iki üyesinden biri olmasına rağmen Myus gibi
Lebedos’da sönük kalmış. Horatius’un “Terkedilmiş Köy” olarak tanımladığı Lebedos, klasik dönemde sikke basmayan tek İyon kenti olarak biliniyor. Kentin ilk sakinleri Karyalılar, Helenistik döActual
Medicine
Yine Seferihisar-Doğanbey Payamlı Köyü, Gerenalanı mevkiinde bulunan Karaköse Harabeleri, Lebedos Antik Kenti’
ne yaklaşık olarak 4 km. mesafede yer alıyor. Tarihi kalıntılar
ve çamur banyosu yapılabilecek bir alan bulunan bölgede
Orhanlı Köyü istikametine doğru ilerlenildiğinde ise, oldukça
eski ve termal sıcak suyun çıkarıldığı hamam bulunuyor.
Bölgede termal enerjili otel yapılması çalışmaları gündeme
alınmış umarız iyi bir planla değerlendirilebilinir. İlçe merkezine yaklaşık 17 kilometrelik mesafede Kavaklıdere Köyü’nde
bulunan Karakoç Kaplıcaları’
nın da Seferihisar’ın doğası ve
tarihi kadar termal turizm için
seçilecek bir rota olmasını sağlıyor. Kaplıca suyunun mide, bağırsak ve romatizmal hastalıklarda kullanıldığı söyleniyor.
Seferihisar’da 1929 yılında öğretmen Hamza Efendi tarafından yapılmış ve Kültür Bakanlığı tarafından “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı”
olarak tescillenmiş olan Kent
Belleği Müzesi ve Anı Evi olarak anılan ev, 2013 yılında hizCilt: 25 Sayı: 3 2017
Mandalina Güzeli, En İyi
Mandalina, En İyi Üretici, En İyi
Mandalinalı Yemek ve Tatlı yarışmaları ile ziyaretçilerine şenlikli bir program sunuyor.
mete açılmış ve bağışçılar tarafından getirilen kentin tarihine
ışık tutan bilgi, belge ve anı değeri taşıyan objeler sergileniyor. Ziyaretinizde mutlaka uğramalısınız.
rada mutlaka Seferihisar Doğa Okulu’na uğrayıp,
Kırkdokuz kilometrelik sahil şeridi ile Türkiye’ nin en uzun sahil şeridine sahip olan Seferihisar’da çok fazla dalış noktası
bulunuyor. Ekmeksiz Plajı’nın
kuzeyinde, 33 metre derinlikte,
17 metre boyunda bir balıkçı
teknesi batığı da dalış rotasındakiler için ilgi çekiyor. Yine
Akkum ve Ekmeksiz plajları
özellikle rüzgar sörfüne başlayanlar için ideal yerler. Meraklıları için bölgedeki sörf okullarında ders veriliyor.
lik, narenciye ve enginar yetiştiriciliği bölge insanı-
ekolojik tarım ve doğa ile ilgili birşeyler öğrenerek
keyifle birkaç saat geçirebilirsiniz. İsterseniz birkaç
günlük atölyelere de katılım yapabilirsiniz. Elbette
balıkçılık ve turizm de ilçe ekonomisine katkı veren
önemli kaynakları oluşturuyor. Özellikle zeytincinın önemli gelir kaynakları. Her yıl Eylül-Kasım
arasındaki bir tarihte Sığacık’ta gerçekleştirilen Seferihisar Mandalina Festivali’nin de amacı yerel
mandalinayı tanıtmak. Festival, sokak şenlikleri,
konserler ve bir yöre festivalin olmazsa olmazı
Seferihisar’ın kendine has çok
özel bir köyü de Bademler.
2012 yılında Türkiye’ nin en temiz köyü seçilen Bademler
Köyü, “Susuz Yaz” filminin de
çekildiği yer. Köyde çöpler ayrıştırılarak toplanıyor. Sokaklar
her gün yıkanıp tertemiz yapılıyor. 1925 yılından beri köylülerden oluşan aktif bir tiyatrosu da var. Köy halkı kadınlı-erkekli gündüz işleri ile uğraşıp
akşamları ise tiyatroda çalışıyor, turnelere çıkıyor, ödüller
alıyorlar. Köyde 77 yıldır kapıları açık bir kütüphane ve bir
oyuncak müzesi de var.
Seferihisar tüm tarihi, kültürel
ve doğal güzelliklerini huzur
içinde yaşamaya çalışan yöre
halkının etkisi ile “Cittaslow-Sakin Şehir” unvanını sonuna kadar hak ediyor, darısı biribirinden güzel diğer Anadolu kasabalarımızın başına…
Seferihisar’ın ekonomik faaliyetlerini tarım oluşturuyor.
Nüfusun %80’i tarımla uğraşıyor. İlçenin en büyük ve en
kalabalık köyü olan Orhanlı’
da organik tarım yapılıyor.
Özellikle zeytin, sebze ve şaraplık üzüm üretiliyor. Köyde
biri taş baskı olmak üzere üç
yağhane de halen çalışıyor. BuCilt: 25 Sayı: 3 2017
Actual
Medicine
69
Download