hasas konular, ne olur, siya

advertisement
T.B.M.M.
B : 37
22 . 7 .1999
0:1
olarak söylüyorum, diyorum ki: Evet, bunlar hassas konulardır; hasas konular, ne olur, siyaset mal­
zemesi yapılmaktan arındırılsın, onun dışında düşünülsün.
Onun için, şuraya geliyorum; hep tartışıldı; bugüne kadar, ilkokulu bitirmeyenler Kur'an kur­
suna gidebiliyor muydu? (FP sıralarından "Gidebiliyordu" sesleri)
Hayır. Müsaade edin...
İlkokulu bitirmeyenler gayri resmî olarak Kur'an kurslarına devam ederlerdi; bu bir. (FP sıra­
larından gürültüler)
AHMET DERİN (Kütahya) - Aynı şey...
MÎLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLtK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI ABDURRAHMAN KÜÇÜK (Devamla) - Müsaade edin... Müsaade edin..
İki; ilkokulu bitirmeyenler, gayri resmî olarak devam ederlerdi ve hatta, ilköğretim çağını aş­
tığı için, Kur'an kursuna devam edip, ilköğretim çağını aştığı için zor durumda kalan insanların, bir
işe girmek istediklerinde "hani diploman" denildiği zaman -ben, ilkokul öğretmenliği de yaptım;
şu anda üniversiteden ayrıldım, geldim; ortaokulda, lisede çalıştım- ilkokul diploması almak için
nasıl kapı kapı dolandıklarını biliyorum. - • '
222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 59 uncu maddesinde var. Bu daha önce de vardı
"ilkokulu bitiremeyenler" diye, şimdi, temel eğitim sekiz yıla çıktıktan sonra, sekiz yıllık zorunlu
eğitimle, bu sınır, eski ifadeyle ortaokul seviyesine çekildi. Bu hükümet ne yaptı: Bir yıllık boşluk­
tan sonra, ihtiyacını, bu milletin hassas olduğu noktalan göz önünde bulundurarak, hasıl ilkokul
5'ten sonra öğrencilere imkânlar konuluyordu, bugün bu imkânların yolunu araladı ve yaz kursla­
rında, tatillerde, öğrencilerin...
İlköğretim 4 üncü ve 5 inci sınıflarda alman din kültürü ve ahlak bilgisi dersi var. Biraz önce
bir konuşmacı "tarih öğretiliyor, coğrafya öğretiliyor, din öğretilmiyor" dedi. Ben, özellikle bir
noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Tarih de 4 üncü sınıftan başlıyor, sosyal bilgiler de, din kül­
türü ve ahlak bilgisi de; ama, bizim üzerinde durduğumuz konu, burada tartışılan konu, bu çocuk­
lara, Kur'an'ı daha iyi, doğru öğrenmelerinin yolunu göstermek, imkânını vermektir, bir imkânı
belli bir noktaya çekmektir. Onun için, kayıtlara yanlış geçmemesi için düzeltiyorum. Tamamen
Komisyonumuzun inisiyatifi altında olmuştur. Orada farklı önergeler gündeme gelmiştir. Komis­
yon Başkanı olarak, Bakan, hükümet adına getirdiği önergeyi "geri çekiyorum" dediğinde "İçtüzü­
ğümüz gereği mümkün değildir" dedim; onun üzerine yeni önergeler verildi, önergeler oylandı ve
neticede, Hükümetten gelen tasarı, Komisyonumuzdan geçti.
BEKİR SOBACI (Tokat)-Anlaşıldı...
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI ABDURRAHMAN KÜÇÜK (Devamla) - Onun için, benim ısrarla üzerinde durduğum ve Allah nasip ederse,
belki bu Komisyonda da, burada da... Çünkü, İslam, kolaylık dinidir "kolaylaştırın, zorlaştırmayın;
müjdeleyin, ürkütmeyin" dinidir...
HACI FİLİZ (Kırıkkale) - Başkan, sen ne yapıyorsun?!.
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI ABDURRAHMAN KÜÇÜK (Devamla) - Tenviri öne alan bir dindir, barış dinidir ve her şeyden önce de, İslam,
ümmeten vasaten, yani, orta ümmettir; aşırılıklardan uzak, doğru yolda, insanların belli bir nokta­
da ulaştığı bir dindir. Bunu, şu veya bu şekilde değil; ama, bir noktada uzlaşarak, "olması lazım ge­
len" ile "olabilir"! birbirinden ayırarak; "olmasa da olur" ile "olmasa da olmaz"ı birbirinden ayıra­
rak bir noktaya gelmemiz lazım diyorum.
- 7 7 -
Download