64 Mart 20 15

advertisement
Mart 2015 64
Bir Mabed Diyarı
Mart 2015 65
BURSA
"
"
Mehmet Akif CAN
Mart 2015 66
Medeniyetler beşiği Anadolu’nun
kadim kentlerinden birisidir Bursa.
Marmara denizinin Güneydoğusunda
yer alan bu kadim kent adeta yeşilin
ve tarihin buluştuğu bir kültür
kentidir. Türkiye’nin en büyük beş ili
arasında yer almakla birlikte Asya ve
Avrupa’nın buluşma noktasında olması
stratejik bakımdan da ehemmiyetini
arttırmaktadır.
Bu sebepledir ki;
tarih boyunca çok sayıda devlete ev
sahipliği yapmıştır. Hitit, Lidya, Frigya,
Roma, Bizans, Selçuklu ve nihayetinde
Osmanlı bu beldede hüküm süren
devletlerdendir.
Cihan devleti Osmanlı’nın ilk başkenti
olan Bursa 6 Nisan 1326 tarihinde
Şehzade Orhan Bey komutasındaki
Türk ordusu tarafından fethedilmiştir.
Evliya Çelebi fetih hadisesini ünlü
Seyahatnamesinde
şöyle
anlatır:
“Konya’daki Selçuklular yedi defa
yedişer, sekizer ay kuşatmışlar ise de
kış geldiğinden muvaffak olamayarak
Konya’ya geri dönmüşlerdi. Beyliği
zamanında Sultan Osman dahi üç
kere kuşatmış, üçünde de fetihsiz
geri dönmüştür. Sonra kendisi nikris
hastalığına tutulunca, oğlu Orhan
Gazi’yi seksen bin askerle Bursa’ya
göndermiştir. Onlar da önce, Kaplıca
tarafında, Pınarbaşı’ndan birer büyük
kule yapmaya başlamışlar ve yedi
ayda
tamamlayabilmişlerdir.
Sonra
tekrar kuşatma başlamıştır…Nihayet
bir sene süren kuşatmadan sonra,
kale yapılan anlaşma ile Orhan Gazi’ye
teslim edilmiştir.” Fetih tarihinden
I. Murat Hüdavendigar’ın Edirne’yi
başkent yaptığı 1365 tarihine kadar da
başkent olma özelliğini sürdüren kent
Osmanlı’nın ihya ve inşa geleneğinden
fazlasıyla nasiplenmiş ve çok sayıda
eserle günümüze ulaşmıştır. Fetihten
önce bir hisar içinden ibaret olan Bursa
Osmanlı’nın nüfuzuyla kısa süre içinde
imar edilmiş ve yerleşim geleneği hız
kazanmıştır.
Manevi bir iklime sahip oluşunda en
büyük pay şüphesiz zengin bir mabet
diyarı olmasından kaynaklanmaktadır. II.
Murat da dahil olmak üzere ilk Osmanlı
padişahları Bursa’nın imarına büyük
önem vermişlerdir. Öyle ki; Osmanlı
devletinin ilk iki yüz yılında Bursa
barındırdığı mimari yapılarıyla hem ilmin
hem de ticaretin merkezi hüviyetini
kazanmıştır.
Sayısı
yüzleri
bulan
yapıtların yarısından çoğunu cami ve
türbeler oluşturmaktadır. Yeşil Bursa diye
de anılan kentte yer alan câmilerden
birkaçını sayacak olursak: Orhan Câmisi,
Ahi Hasan Mescidi, Hüdavendigâr
Câmisi, Şehadet Câmisi, Koca Naib
Câmisi, Hayrettin Paşa Câmisi, İzzeddin
Câmisi, Yıldırım Câmisi, Ali Paşa Câmisi,
Demirtaş Câmisi, Ertuğrul Câmisi, Gazi
Timurtaş Mescidi, Molla Fenâri Câmisi,
Yıldırım Bayezîd tarafından yaptırılan
ve Evliya Çelebi’ye göre Bursa’nın
Ayasofyası olan yirmi kubbeli Ulu Câmi,
Çelebi Sultan Mehmet tarafından Hacı
İvaz Ağa’ya yaptırılan ve İznik çinileriyle
süslü ünlü Yeşil Câmi, Sultan II. Murat
tarafından yaptırılan özel plânlı Muradiye
Câmisi, Abdal Câmisi, Zeyniler Câmisi,
Bursa câmileri içinde en geniş avluya
sahip Emir Sultan Câmisi, Üftâde Câmisi
ve daha onlarcası güzel Bursa’da tarihin
ve ilmin sembolü konumundaki güzide
eserlerdendir. Bu gönül aydınlatıcı
mekanların haricinde görülmeye değer
yüzlerce türbe, bedesten, kervansaray,
medrese, han, hamam, müze ve surlar
şehrin derinliğini oluşturmaktadır. Ayrıca
bu medeniyet timsali kentte 6 padişah
ve 20 şehzade mezarı bulunmaktadır.
Osmanlı devletinin kurucusu Osman
Bey’in türbesi Tophane’de bulunuyor.
Türbede ayrıca oğlu İbrahim ve Sultan
I. Murat’ın oğlu Savcı Bey ile Asburçe
Hatunun mezarları da yer alıyor. Orhan
gazinin türbesi de yine Tophane’de
yer almakla birlikte türbesinde eşi
Nilüfer Hatun ve çocukları ile Yıldırım
Bayezîd ve Cem Sultanın oğullarının
mezarı bulunmakta. Yine Yıldırım
Bayezîd’in, Çelebi Mehmed’in, Fatih
Sultan Mehmet’in babası II. Murat’ın,
Sultan I. Murat’ın mezarları da Bursa
ili sınırlarında adeta şehrin tapusu
niteliğinde. Lala Şahin, Hüdavendigâr,
Molla Yegân medreseleri başta olmak
üzere medreseleriyle, Abdülmecit Han
tarafından 1844 yılında yaptırılan Hünkar
Köşkü başta olmak üzere köşkleriyle,
Kaza hanı, İpek hanı, Pirinç hanı gibi
hanlarıyla, Kapalı çarşı ve Bedesten çarşısı
gibi ticaret merkezleriyle görülmeye
değer nitelikte bir dokuya haiz kent her
yıl milyonlarca turisti ağırlıyor.
Güzel belde Bursa’nın sahip olduğu
kültürel ve tarihi derinlik bu bölgenin
manevi büyükleri olmadan şüphesiz ki
değerlendirilemez. Osmanlı devletine
başkentlik yapmış Bursa’nın mayası
da bu mübarek eller tarafından
yoğrulmuştur. Mâna köklerimizin sahibi
büyüklerden biri olup gerçek adı Şeyh
Hamid-i Aksarayî olan halk arasında
ise Somuncu Baba olarak bilinen Allah
dostunun Bursa açısından ayrı bir önemi
bulunmaktadır. Yıldırım Bayezîd Han’ın
yaptırdığı Ulu Câminin inşaatında çalışan
işçilerin ekmek ihtiyacını karşılayan
Somuncu Baba’nın veli bir zat olduğu
Ulu Câminin açılışı sırasında anlaşılır ve
Somuncu Baba bilinmekten duyduğu
rahatsızlık üzerine birkaç talebesiyle
şehirden ayrılır.
Ulu Câminin yapımı tamamlanmış ve
bir cuma vakti açılış merasimi tertip
edilmiştir. Yıldırım Bayezîd Han damadı
büyük alim ve veli Seyyid Emir Sultan’a
câminin açılış hutbesinin okuması için
görev vermiş fakat Emir Sultan zamanın
büyük alimi olarak Somuncu Baba’yı
işaret ederek bu görevi onun yerine
getirmesini uygun görmüştür. Padişahın
emri üzerine minbere çıkan Somuncu
"
“Güzel belde Bursa’nın sahip olduğu kültürel ve tarihi derinlik bu
bölgenin manevi büyükleri olmadan şüphesiz ki değerlendirilemez.
Osmanlı devletine başkentlik yapmış Bursa’nın mayası da bu mübarek
eller tarafından yoğrulmuştur.”
Mart 2015 67
"
Baba irat ettiği hutbeyle Bursalıları
derinden etkilemiş, Fâtiha sûresinin
yedi ayrı tefsirini yapmıştır. Molla Fenâri
hazretleri bu durum hakkında şu ifadeleri
kullanmıştır:
“Onun
büyüklüğüne,
bu yedi çeşit tefsîr, âdil bir şâhiddir.
Fâtiha’nın ilk tefsîrini cemâatin hepsi
anladı. İkinci tefsîrini bir kısmı anladı,
üçüncü tefsîri anlayanlar çok az idi.
Dördüncü ve sonrakileri anlayanlar
içimizde yok idi.”
Mart 2015 68
Yine Yavuz Sultan Selim’in nedimi ve
yol arkadaşı Hasan Can, ilk Osmanlı
medresesinin ilk müderrisi Dâvudel Kayserî, sultanlara sultanlık etmiş
ve makamı Üsküdar’da bulunan Aziz
Mahmûd Hüdayî, Osmanlı devletinin ilk
Şeyhülislâmı Molla Fenâri, Fatih Sultan
Mehmet’in “zamanımızın Ebû Hanife’si”
diye tanıttığı Molla Hüsrev, Hacı Bayram-ı
Veli’nin talebesi ve damadı şair Eşrefoğlu
Rûmî, Vesîlet’ün Necât isimli mevlid
kasidesinin yazarı Süleyman Çelebi, Aziz
Mahmûd Hüdayî hazretlerinin hocası
Üftâde hazretleri, Emir Sultan, Geyikli
Baba, Dâvud’î Halveti, Akbıyık Sultan,
İsmail Hakkı Bursevi, Molla Yegân, Şeyh
Ahmet Efendi, Vani Mehmet Efendi,
Abdal Mehmet ve daha nice ilim irfan ehli
büyük zatlar Bursa’nın manevi mimarları
olarak bilinen ve güzel Bursa’nın değerini
katlayan büyüklerdir.
Marmara’nın güneyindeki asil şehir
Bursa’nın on yedi ilçesi bulunmaktadır.
Bunlar sırasıyla Osmangazi, Yıldırım,
Nilüfer, Kestel, Gemlik, Mudanya,
Gürsu, Orhaneli, Büyükorhan, Keles,
Harmancık, Yenişehir, İnegöl, Orhangazi,
İznik, Karacabey, Mustafakemalpaşa
ilçeleridir. Görülmesi gereken çok sayıda
kültür varlığı ve doğal güzelliği bulunan
Bursa’nın bu çeşitliliğine hemen hemen
bütün ilçelerinde rastlamak mümkündür.
Doğal güzellikleri olarak; Atatürk kent
ormanı, Ayvaini mağarası, Botanik parkı,
Ulubat gölü kıyısındaki Gölyazı köyü,
18.2 metre gövde genişliğine ve 35
metre boya sahip 600 yaşındaki İnkaya
çınarı, Saitabat şelalesi, Uludağ milli
parkı, Kültür parkı ve Mesire yerleri, on
bir çağlayanın bulunduğu Suuçtu alanı
doğanın tüm güzelliklerini fazlasıyla
barındıran dinlenme yerleri olarak
değerlendirilmektedir.
Yine
turistik
amaçlı ziyaret edilebilecek tarihi surlar
ve kaleler bakımından da şehir oldukça
zengindir. Balabancık ve Gazi Aktimur
Hisarı, Bursa Kalesi, Gölyazı iç kale ve
kent surları, İznik surları, Kestel kalesi ve
Kite kalesi sayılabilecekler arasındadır. Kış
turizmi ve kıyı turizmi alanında da iddialı
bir kenttir Bursa. Şehrin 36 km güneyinde
yer alan Uludağ, Türkiye’deki en gözde
kış turizm merkezleri arasındadır. 1961
yılında milli park ilan edilen Uludağ’da
sadece kışın değil yazın da sportif
faaliyetler ve piknikler yapılabilmektedir.
Marmara denizinin güneyinde 135 km’lik
bir kıyısı bulunan kentte geniş kumsallar
ve plajlar da yaz turizmi açısından cazip
yerler arasında görülmektedir.
Bursa denildiğinde şehirle özdeşleşmiş
çok sayıda simge de akla gelir. Bunlar;
asırlık anıt ağaçlar, en gözde eğlence
mekanlarından Arap Şükrü Sokağı,
Avrupa’nın en büyük tarih öncesi parkı
Arkeopark, meşhur Bursa bıçakları, Bursa
ipeği, kumaşları, kadifesi, kaplıcaları,
Osmanlı döneminde yetiştirilmiş bir ırk
olan Bursa Oynar Güvercini, Bursa Saat
Kulesi, Bursa İnegöl Köftesi, İskenderi,
Kestanesi, Kemalpaşa Tatlısı, dağ çileği
olarak bilinen Bursa Çileği, Şeftalisi,
Zeytini, Türk kültür yaşamında önemli
yeri olan Hacivat – Karagöz gölge
oyunları, Bursa Çinisi ve Bursa yöresine
ait müziksiz oynanan Kılıç – Kalkan
oyunu vs. Bursa’nın zenginliğine farklı
boyut katan ve markalaşmasında etkili
unsurlardandır.
Termal sularıyla şifalı kaplıcalara da sahip
yeşil Bursa tam bir medeniyet kentidir.
Evliya
Çelebi
Seyahatnamesinde
Bursa’dan şöyle bahseder: “Gördüğüm
şehirlerin hiçbirisine benzer tarafı
yoktur. Manevi havası fazla bir şehirdir.
Buradaki büyük veliler, müfessirler ve
hadisçiler başka diyarda yok. Meğer
cennete benzeyen Bağdad’da ola…
Güney tarafında olan Uludağ sanki Âb-ı
hayat kaynağıdır. Çünkü bu yüksek
dağdan bin altmış adet Âb-ı hayata
benzer pınarlar akıp bütün imaretleri
sular. Arazisi güzel, halkı mahbub, ekili
yerleri çok, nimetleri bol, suyu ve havası
lâtif, mâmur ve büyük bir şehirdir.”
Tüm bunların haricinde medeniyetimiz
bakımından
çok
derin
anlamlar
ihtiva eden Çanakkale Savaşında da
ruhaniyeti yüksek Bursa tarihinden aldığı
sorumlukla üzerine düşeni fazlasıyla
yapmış ve yaklaşık 3737 yiğidini bu
cephede şehit vermiştir. Bu rakam
Bursa’yı tüm Anadolu şehirleri içinde en
fazla şehit veren il konumuna yükseltmiş
ve Anadolu bakımından kentin önemini
bir kez daha teyit etmiştir.
Velhâsıl, bu kutlu belde Anadolu
yarımadası için kökü mazide, duygu
yüklü, manevi büyüklerin harcıyla bezeli,
kültürel dinamikleri yüksek, yeşili ve
tarihi dokusuyla benzersiz, suyu bol
bir yerdir. Bir Osmanlı çınarının tohum
olarak düştüğü topraktır aynı zamanda
Bursa. Yani umuda açılan kapıdır.
“Seyahat ediniz ki sıhhat bulasınız!”
(Ahmet b. Hanbel, 3/280) öğüdünün ilk
uygulanacağı istikametler arasındadır.
Son söz olarak, kıymeti bilinmeli ve tez
zamanda görülmelidir.
Mart 2015 69
"
Orhan Gazi Türbesi
"
Download