91 NAZMI ZİYA (1881 - 1937) "Ev" İmzalı. Karton üzerine suluboya

advertisement
91
N A ZM I ZİYA (1 8 8 1 - 1937)
"Ev"
İmzalı. Karton üzerine suluboya. 26 x 35 cm.
5.000.000.000 TL.
"Nazmi Ziva Güran 1881’de Aksaray’da küçük bir evde dünyaya geldi. Babası, Fatih Sultan Süleyman’ın hocası Molla Gürani’nin
soyundan gelen Ziya Bey’dir. Sanatçı ilköğretimini Vefa’da özel bir okulda tamamladıktan sonra, Vefa İdadisi’ni bitirdi. Resim
sanatına olan yeteneğine karşın, babasının İsrarı üzerine Mtilkiye’ye girdi. Okulu bitirdiği yü Sanayi-i Nefise’ye kaydını yaptırdı.
Edebiyat ve felsefeye olan merakının yanında, Hoca Ali Rıza’dan özel dersler aldı. Resimlerine sonradan sinecek olan doğa
tutkusunun, Hoca Ali Rıza’dan kaynaklandığım daha sonra belirtecektir. 1905’de İstanbul’a gelen Signac’la tanışması, Nazmi
Ziya’nm sanatında köklü dönüşümlere yol açar. Akademi’deki hocası Valery, ondaki bu dönüşümü farkeder ve Sanatçımn
''empresyonist” olduğundan, biraz da alaylı bir biçimde söz eder. Akademide’ki öğrenimi 1908’de tamamlanınca, yabancı bir
gemiyle Paris’e gitti. Üç ay kadar Julian atölyesine devam etti. Bu arada Marcel Bachet ve Rover gibi özel hocalardan ders aldı. Ama
o dönemde Paris’te en gözde hoca Cormon’du. O’da arkadaşları gibi bir süre Cormon’a devam etti. Ama atölye içi çalışmalar O’nu
sıkmaktaydı. Doğadan çalışmayı istiyordu. Cormon figürden hoşlanmayan öğrencisinin, ileride çok iyi bir manzara ressamı olacağı
görüşündeydi. Ziya, açık havada, Seine nehri kıyılannda, parklarda, sehpasını kurup resimler yapmıştır. Almanya ve Avusturya’ya
giderek incelemelerde bulunan sanatçı, arkadaşlarıyla birlikte Türkiye’ye dönüşünde, resim hocalığına atandı. İki kez Akademi
müdürlüğü yapa, geçimini sağlayabilmek için yan işlerde çalışa. İlk toplu sergisi, öldüğü yıl, iiçyüz kadar tablosuyla Akademi
salonlannda açıldı. Nazmi Ziya’mn ilk İstanbul peyzajı 1916’da Galatasaray’da sergilenmişti. Bu resim O’nun yaşamı boyunca
tutkuyla yöneldiği İstanbul doğası konulu resimlerinin de başlangıcı oldu. Mevsimlerin tüm sabahlannı tutkuyla seviyordu. Ona göre
gecenin gündüz olmak için geçirdiği ışık değişimlerini görmemiş bir kimse ressam olamazdı. Manzaralarının bir çoğunda önemli
oranda öznelliğe yaklaşa. Nazmi Ziya 1914 kuşağı olarak bilinen Türk izlenimcileri arasında, bu sıfata en yakın isimdir."
62
119
119- NAZMİ ZİYA
(1881-1937) imzalı
Mukavva üzerine yağlıboya
peyzaj
18 x 26 cm.
22.000.
Fatih'in hocası Akşemsettin
Molla Gürani soyundandır.
Sanayi-i Nefiseden sonra Paris'de
Cormon ve Julien akademilerine
devam etmiş, Monet ve
Cezanne’in etkisiyle
empresyonizmin öncüsü ve en
iyi temsilcisi olmuştur. Renk ve
ışık öğelerini büyük başarı ile
kullanmıştır.
120- SAMİ YETİK
(1878-1945) imzalı
"Bursa'dan" peyzaj
Kontrplak üzerine yağlıboya
27 x 18 cm
10.000.
Çallı kuşağının en önemli
temsilcilerindendir. Sanayi-i
Nefıseyi birincilikle bitirip Paris'e
gitmiştir. Akademi Julien'deki
eğitiminde empresyonizmi
benimsemiş ve ülkemizdeki
öncülerinden olmuştur.
121-EDİP HAKKI KÖSEOĞLU
(1904-1990) imzalı
"Bayramlaşma"
Tuval üzerine yağlıboya
60 x 80 cm
40.000.000 TL
Edip Hakkı, Çallı atölyesinde
yetişmiştir. Çeşitli insan tiplerini
çevrelerinin havası, rengi içine
yerleştirmede çok başarılıdır.
Renkleri çok uyumlu kullanır.
Tartışılmaz tekniği ve üstünlüğü
ile Türk resim sanatındaki çok
önemli yerini sağlamıştır.
122-NAZMİ ZİYA
(1881-1937) imzalı
suluboya peyzaj
29 x 23 cm
12.000.000 TL
12
73
o
NAZM I ZİYA
ı
r''-
(1 8 8 1 -1 9 3 7 )
"Sokak"
İmzalı. Kağıt üzerine suluboya.
38 x 29 cm.
Y.T. koleksiyonu
5.000.000.000 TL.
”Nazmi Ziya Gürarı 1881'de Aksaray'da küçük bir evde
dünyaya geldi. Babası, Fatih Sultan Süleyman'ın hocası
Molla Gürani'nin soyundan gelen Ziya Bey'dir. Sanatçı
ilköğretimini Vefa'da özel bir okulda tamamladıktan
sonra. Vefa idadisi'ni bitirdi. Resim sanatına olan
yeteneğine karşın, babasının İsrarı üzerine
Mülkiye'ye girdi. Okulu bitirdiği yıl Sanayii
Nefise'ye kaydını yaptırdı. Edebiyat ve felsefeye
olan merakının yanında. Hoca Ali Rıza'dan
özel dersler aldı. Resimlerine sonradan
sinecek olan doğa tutkusunun, Hoca Ali
Rıza'dan kaynaklandığını daha sonra
belirtecektir. 1905'de İstanbul'a gelen
Signac'la tanışması, Nazmi Ziya'nın
sanatında köklü dönüşümlere yol açar.
Akademi'deki hocası Valery, ondaki bu
dönüşümü farkeder ve Sanatçının
"empresyonist" olduğundan, biraz da
alaylı bir biçimde söz eder.
Akademide'ki öğrenimi 1908'de
tamamlanınca, yabancı bir gemiyle
Paris'e gitti. Üç ay kadar Julian
atölyesine devam etti. Bu arada Marcel
Bachet ve Royer gibi özel hocalardan
ders aldı. Ama o dönemde Paris’te en
gözde hoca Cormon'du. O'da
arkadaşları gibi bir süre Cormon'a devam
etti. Ama atölye içi çalışmalar O'nu
sıkmaktaydı. Doğadan çalışmayı istiyordu.
Cormon figürden hoşlanmayan
öğrencisinin, ileride çok iyi bir manzara
ressamı olacağı görüşündeydi. O'na bu görüşü
esinlendiren, Nazmi Ziya'nın bir NotreDame
peyzajı olmuştur. Almanya ve Avusturya'ya
giderek incelemelerde bulunan sanatçı,
arkadaşlarıyla birlikte Türkiye'ye dönüşünde, resim
hocalığına atandı. İki kez Akademi müdürlüğü yaptı,
geçimini sağlayabilmek için yan işlerde çalıştı, ilk toplu
sergisi, öldüğü yıl, üçyüz kadar tablosuyla Akademi
salonlarında açıldı. Nazmi Ziya'nın ilk İstanbul peyzajı
1916'da Galatasaray'da sergilenmişti. Bu resim O'nun
yaşamı boyunca tutkuyla yöneldiği İstanbul doğası
konulu resimlerinin de başlangıcı oldu. Mevsimlerin tüm
sabahlarını tutkuyla seviyordu. Ona göre gecenin gündüz
olmak için geçirdiği ışık değişimlerini görmemiş bir kimse
ressam olamazdı. Nazmi Ziya 1914 kuşağı olarak bilinen
Türk izlenimcileri arasında, bu sıfata en yakın isimdir."
(Türk Plastik Sanatçıları, Kaya Özsezgin, YKY, sayfa, 247)
69
220. NAZMI ZİYA
(1881-1937) imzalı, (Eski
Türkçe) tuval üzerine
yağlıboya, figürlü peyzaj,
“ Saraylı Hanımlar”
2 x 3 m.
1.100.000.000 TL
Cumhuriyet öncesi 1922
yılında bir Osmanlı mahfeli
için Paris dönüşü yapmış
olduğu bu tablo, Nazmi
Ziya’nın görülmüş olan en
büyük ebatlardaki eseridir. Bu
eser daha sonra 1936 yılında
Sadullah Paşa’nın gelini Sayın
Münevver Ayaşlı’nın
koleksiyonuna alınarak,
Beylerbeyi’ndeki yalısına
nakledilmiştir ve ellialtı yıldır
bu tarihi yalının aynı duvarını
süslemektedir.
Nazmi Ziya, bir tabiat, daha
doğrusu bir güneş ressamıydı.
O, “ Tabiat karşısında beni en
ziyade heyecana getiren şey,
hayat ve hayatiyet ifade eden
şeylerdir. Kadın, deniz, çiçek,
güneş, güneş, güneş” derdi.
Onun resimlerinde insanı
etkileyen bir büyü vardır.
Bazen güneş ışınlarının altında
bir bahar sabahımn rutubetli
havasını görürsünüz. Bazen
pointillist bir fırça ile pembe,
gri ve yeşilden meydana gelen
efsanevî bir tablo, insana
Sisley’in imzasını aratır.
“ Saraylı Hanımlar” gibi.
Nazmi Ziya, Fatih’in hocası
Molla Gûrâni soyundandır.
Aksaray’da Horhor
mahallesinde 1881 yılında
doğmuştur.
Küçük yaşlardan beri resme ve
el sanatlarına karşı aşırı
düşkünlüğü ailesi tarafından
hoş karşılanmamışsa da o,
yine kaçamak olarak fırsat
buldukça resim yapmıştır.
Amcası Binbaşı Hasip, onunla
meşgul olmak istemiş, aile
arasında huzursuzluk meydana
gelmemesi için dersi
durdurmuştur.
Nazmi Ziya ilk özel resim
dersini, Hoca Ali Rıza’dan
almıştır.
Durulmayan resim sanatı aşkı,
1902 yılında Sanayi-i Nefise
Mektebi’ne girmesine sebep
olmuştur. Bu okulda Mösyö
Valery, Mösyö Varnia ve
Oskan Efendi’den öğrenim
yapmıştır.
1908 yılında diplomasını alan
Nazmi Ziya, o yıl Paris’e
gitmiş, evvelâ 3 ay Academie
Julian’da, Marcel Bachet ve
Royer’in hocalık ettiği atelyeye
devam etmiş, bilâhare
Cormon’un atelyesine girerek
1913’e kadar orada çalışmıştır.
Nazmi Ziya bir empresyonist
olarak Avrupa’ya gitti.
Akademizmi atelyede gördü.
Tabiatla, güneşle kucaklaştı ve
yine bir empresyonist olarak
yurda döndü. Bu Ekol’ün en
güzel örneklerini sundu.
Türkiye’nin ilk empresyonist
ressamıdır ve öyle de kalmıştır.
Bugün sanat bilgisi, kültürü
daha yaygın bir hale gelen
Türkiye’de artık onun eserleri
karşısında heyecan duymayan,
hayranlığını ifade etmeyen,
takdirlerini sunmayan kimse
yok gibidir.
Nazmi Ziya 1918 yılından 1921
yılına kadar ve 1923 yılından
1927 yılına kadar olmak üzere
iki defa Güzel Sanatlar
Akademisi Müdürlüğü’ne
getirilmiştir. 1927 yılında
Akademi Müdürlüğü’nü
Namık İsmail’e devrettiğinde,
aynı Akademi’nin galerisinde
desen hocalığına devam
etmiştir.
Güzel Sanatlar Akademisi’nde
açtığı sergisine 300’e yakın
tablosunu yetiştirmiş, ama
yorgunluğunu henüz atamadan
1937 yılı 11 Eylül gece 11.50’de
güneş ressamı, Türk Pissarosu,
Sisley’i, Renoir’i dünyasına
veda etti.
t?%.
:§m ï ■i
\ f § ¡ig ¡l
-
'A/
g fe
!|||j|
\w
mm?
 V İ V ':
' Y^"-"W
. £ jw ¿
^*tîÉ
«r
u
mm, .-¿r.
;■;. .g -/
rS i - \
¡¿*"51$%•*■■" ni
Si
* p * i - ' « M, >
-
j
j
u
^
y i __-:
;. *r
:
■■
•,
'■
'
■ ..
, .
*
*ífein8
106-NAZMÍ ZİY A(1881-1937)
Mukavva üzerine yağlıboya. “Gemiler”. 19x25 cm.
98
NAZMI ZİYA (1 8 8 1 -1 9 3 7 )
Peysaj, tual üzeri yağlıboya, Osmanlıca imzalı. 81 x6 6 cm.
"Fatih’in hocası Akşemsettin Molla Gürani soyundandır. 1881 Aksaray doğumludur. Nazmi Ziya ilk özel dersi­
ni Hoca Ali Rıza'dan almıştır. 1902 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ne girmiş ve Valery, Warnia ve Oskan Efen­
diden dersler almıştır. Mezun olduktan sonra Fransa’ya gitmiş, önce üç ay Academie Julian’da Marcel Bachet
ve Royerin hocalık ettiği atölyeye devam etmiştir. Daha sonra Cormon’un atölyesine girerek 1913’e kadar ora­
da çalışmıştır. Nazmi Ziya yaşamı boyunca empresyonist tekniği benimsemiş ve uygulamıştır. Görünümlerin­
de Signac’ı hatırlatan “benekleme", “noktalama” tarzı egemendir. Renkleri birbirine karıştırmadan yanyana sı­
ralayarak kompozisyonlannı oluşturmuştur. Resimlerine selvi kümeleri, ağaçlar, mavi, mor gölgeli sokaklar ha­
kim olmuştur. Açık hava görünümlerinde saat başı değişen ışığın etkilerini olduğu gibi aktarmıştır.”
TEK LİF
115 NAZMİ ZİYA (1881-1937)
Nü, mukavva üzeri yağlıboya, imzalı. 34x40 cm.
(Eski Aydın Cumalı Koleksiyonu)
“Fatih’in hocası Akşemsettin Molla Giirani soyundandır. 1881 Aksaray doğumludur. Nazmi Ziya ilk özel dersi­
ni Hoca Ali Rıza’dan almıştır. 1902 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ne girmiş ve Valery, Warnia ve Oskan Efendi'den dersler almıştır. Mezun olduktan sonra Fransa’ya gitmiş, önce üç ay Academie Julian da Marcel Bachet
ve Royer’in hocalık ettiği atölyeye devam etmiştir. Daha sonra Cormon'un atölyesine girerek 1913 e kadar ora­
da çalışmıştır. Nazmi Ziya yaşamı boyunca empresyonist tekniği benimsemiş ve uygulamıştır. Görünümlerinde
Signac’ı hatırlatan “benekleme”, “noktalama" tarzı egemendir. Renkleri birbirine karıştırmadan yanyana sırala­
yarak kompozisyonlarını oluşturmuştur. Resimlerine selvi kümeleri, ağaçlar, mavi, mor gölgeli sokaklar hakim
olmuştur. Açık hava görünümlerinde saat başı değişen ışığın etkilerini olduğu gibi aktarmıştır.
1.600.000.000.-TL.
ARKA YÜZ
76
NAZMİ ZİYA GÜRAN (1881-1937)
"Deniz” , tuval üzeri yağlıboya, eski Türkçe
imzalı.
4 5x70 cm.
Yapı Kredi Bankası, Nazm i Ziya kitabı, 163
numaralı resim.
Ö .A . Koleksiyonu.
TEKLİF
180. NAZM I ZİYA
(1881-1937) imzasız, tahta
üzerine yağlıboya peyzaj
“ Bahar”
15 x 25 cm.
10.000.000 TL
6 6 iVas//// Z/jr/ Gturan
Taha Toros Arşivi
Download