"Amma Hazret-i İmam-ı Ali`nin Vak`a-i Sıffin`de Hazret

advertisement
Sorularlarisale.com
"Amma Hazret-i İmam-ı Ali'nin Vak'a-i Sıffin'de Hazret-i
Muaviye'nin taraftarlarıyla muharebesi ise, hilâfet ve
saltanatın muharebesidir..." Bu konuya bakış açımız
nasıl olmalıdır?
"Amma, Hazret-i İmam-ı Ali'nin Vak'a-i Sıffin'de Hazret-i Muaviye'nin
taraftarlarıyla muharebesi ise, hilâfet ve saltanatın muharebesidir.
Yani, Hazret-i İmam-ı Ali, ahkâm-ı dini ve hakaik-i İslâmiyeyi ve
âhireti esas tutup, saltanatın bir kısım kanunlarını ve siyasetin
merhametsiz mukteziyatlarını onlara feda ediyordu. Hazret-i
Muaviye ve taraftarları ise, hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyeyi saltanat
siyasetleriyle takviye etmek için azimeti bırakıp ruhsatı iltizam
ettiler, siyaset âleminde kendilerini mecbur zannedip ruhsatı tercih
ettiler, hataya düştüler."
"Amma Hazret-i Hasan ve Hüseyin'in Emevîlere karşı mücadeleleri
ise, din ile milliyet muharebesi idi. Yani, Emevîler, devlet-i
İslâmiyeyi Arap milliyeti üzerine istinad ettirip, rabıta-i İslâmiyeti
rabıta-i milliyetten geri bıraktıklarından, iki cihetle zarar verdiler."
"Birisi: Milel-i saireyi rencide ederek tevhiş ettiler."
"Diğeri: Unsuriyet ve milliyet esasları, adaleti ve hakkı takip
etmediğinden, zulmeder, adalet üzerine gitmez. Çünkü,
unsuriyetperver bir hâkim, millettaşını tercih eder, adalet
edemez."(1)
Üstad Hazretleri burada Hazreti Muaviye (ra)’ı, Hazreti Ali (ra) karşısında haksız ve
hatalı görmekle beraber, ona hürmetsizlik edip telin etmiyor. Bazı sapkın ve kendini
bilmez hocaları, Hz. Peygamber (asv)'in ashabından olan ve vahiy katipliği yapmış
Hazreti Muaviye (ra)’a dil uzatması, Ehl-i sünnetçe bidat ve ifrattır. Hazreti Muvaiye
(ra) ne kadar hatalı da olsa sahabedendir. Sahabelere dil uzatmak ise dalalettir.
Nitekim Hazreti Muaviye (ra)’in dönemi, gayet İslami ve fetihlerle geçmiş bir
dönemdir. İslam dini onun döneminde çok geniş sahalara yayılmıştır. İdare ve hilafet
noktasında, belki dört halifeye yetişemese de, asla zulüm ve haramlara da
girmemiştir.
Hazreti Muaviye (ra)’hakkında kısa bir biyografi takdim edelim:
page 1 / 3
"Hz. Muaviye (ra) Ebu Süfyan (ra) ve Hind (ra)’ın oğludur. Kendisi
Mekke’nin Fethi’nden önce Müslüman olduğunu ve bunu ailesinden
gizlediğini söylemiştir. Mekke’nin fethinden sonra Huneyn
Gazvesi’ne katılmış ve ganimetten pay almıştır."
"Hz. Ebu Bekir (ra) zamanında Suriye tarafına giden orduya kardeşi
Yezid ile katılmıştır. Hz. Ömer (ra) zamanında ise Dimeşk Valisi olan
kardeşi Yezid, valiliği kardeşine vefatı anında bıraktı ve Hz. Ömer
(ra) bunu onayladı."
"Hz. Osman (ra) zamanında ise tüm Suriyenin valisi oldu. Hz. Osman
(ra)'ın vefatından sonra Hz. Ali (ra)'e biat etmedi ve Hz. Osman
(ra)’ın katillerinin kanını istedi. Topladığı taraftarlar ile Sıffin de Hz.
Ali ile çarpıştı. Hz. Ali vefat edip, Hz. Hasan (ra) halife olduğunda
ise, Hz. Muaviye ile çarpışmayı fitne çıkması endişesiyle bırakıp
halifeliği Hz. Muaviye’ye bıraktı ve Hz. Muaviye Küfe’ye gelip
halktan biat aldı. Hz. Muaviye H. 60 yılında (diğer bir rivayette H 50
yılında ) vefat etmiştir."
"Hz. Muaviye (ra) İslam’ın seçime dayalı hilafet sistemini saltanata
çevirmekle tenkid edilmiştir. Ancak şu unutulmamalıdır ki, Hz.
Muaviye de bir sahabedir ve Resulüllahın (asm) hiçbir ayrım
yapmadan bütün ashabını (temize çıkarmış) hangisi olursa olsun dil
uzatanı lanet etmiştir. Bütün Ehl-i sünnet uleması, bunu mühim bir
esas olarak kabul etmiştir. Ayrıca, o zamanda olan olaylarda
kaderin payını da ihmal etmemek gerekir."
"Resulüllah (asm), sahih hadis kitaplarının ifadesi ile, Hz. Muaviye
hakkında hayır dua etmiş ve Hz. Ömer’den bir rivayette Hz. Muaviye
için 'Allah’ım, onunla (insanlara) hidayetini ulaştır.' diye dua ettiğini
bildirmektedir."(2)
"Peygamber Efendimiz (asm) kendisine, 'Benden sonra ümmetimin
yerine hakim olursun. O zaman iyilere iyilik et! Kötülük yapanları da
af eyle!' buyurmuştu. Resulullah (asm)'ın bu hayır duasının
bereketiyle, İslamiyet Hz. Muaviye zamanıda bu kadar yayıldı."
"Peygamberimiz (asm)'in, 'Yâ Rabbi, onu doğru yolda bulundur ve
başkalarını da doğru yola götürücü kıl.' ve 'Yâ Rabbi! Muâviye’ye
yazı ve kitab öğret, onu azabından koru.' 'Yâ Rabbi! Onu
memleketlere hakim kıl.' duâlarıyla şereflenmiştir."
"Hz. Muaviye vahy katibidir. Vahy katibliğine alınması, Cebrâil
page 2 / 3
aleyhisselâmın bildirmesi ile olmuştur. Hz. Cebrâil’in getirdiği
Kur’ân-ı Kerîmi ve Peygamberimiz (asm)’in mektublarını yazardı."
"Hz. Muâviye Huneyn gazâsında Resûlullah (asm)’ın önünde babası
ile birlikte kahramanca çarpıştı. Tebük gazvesine katıldı. Vedâ
Haccında bulundu."
"Hz. Muâviye ömrünün son günlerinde okuduğu bir hutbede şunları
söyledi:
'Ey insanlar! Üzerinizde çok kaldım. Sizi usandırdım. Artık ayrılmak
istiyorum. Siz de benden ayrılmak ister oldunuz. Fakat size benden
daha iyisi gelmez. Nitekim benden evvel gelenler, benden daha iyi
idiler. Kim Allah Teâlâ'ya kavuşmak isterse, Allah Teâlâ da ona
kavuşmak ister. Yâ Rab! Sana kavuşmak istiyorum, sana kavuşmamı
nasib eyle! Beni mübârek ve mes’ud eyle!' ”(3)
Emeviler, Hazreti Muaviye (ra)'dan sonra yoldan çıkıp, Arap milliyetçiliğini İslam’ın
önüne geçirerek çok haramlara ve zulümlere girmişlerdir. Zaten Üstad Hazretleri
yukarıda bu manaya işaret ediyor. Emevilerin döneminde tamamı ile zulüm ve
haramlar hükmetmez, bazı dönemlerde çok parlak halifeler de hükmetmiştir. Ömer
bin Abdulaziz bunun en güzel timsalidir. Bu mübarek zata beşinci reşit halife nazarı
ile bakan İslam alimleri de olmuştur. Emevileri toptan zalim ve günahkar görmek
nasıl yanlış ise, aynı şekilde adil ve takvalı bir dönem olarak görmek de aynı
derecede yanlıştır.
Dipnotlar:
(1) bk. Mektubat, On Beşinci Mektup.
(2) bk. Tirmizi, Menakıb hadis no:3842.
(3) bk. Prof. Dr. İbrahim CANAN, Kütüb-i Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi,
XIII/30-33; I/518-530.
page 3 / 3
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download