­­"bir ülkenin yakın ve uzak geleceğinin dondurulmak ve ipotek altına konulmak istenmesi, gelişme ve insan aklına saygı gibi kavramlar açısından da gayet haksız ve zoraki bir dayatmadır. Herhalde kimsenin, Türkiye Cumhuriyeti'nin ebediyete kadar 1982 Anayasası'nın 2. maddesiyle Başlangıç bölümünde yer alan temel ilkelerle yönetilebileceğini ve yönetilmesi gerektiğini söyleyebilme hakkı yoktur; herhangi bir anayasa koyucunun kendini bu kadar basiretli ve ileriyi görür sayabilmesi mümkün değildir". (Bülent Tanör, İki Anayasa, Beta Basım Dağıtım, 1986, s. 167) --“Ben bir dönemde çoğunluğu buldum. Bak 300, 400 kişiyi buldum. İstediğim kuralı koyarım, diyemesin diye, anayasalara üstün belgeler koyulmuştur ve her ülkede böyledir. Bu üstünlüğü koyuyoruz ama bazen bunlar aşılabiliyor. Aykırı bir işlem yapıldığı zaman ne yapacaksın? Dediğim, zamanında nitekim Hitler’de, Mussolini’de, Frankolar’da ortaya çıkmıştır. O yüzden 2. Dünya savaşından sonra bütün ülkeler, bunun için birde anayasa mahkemeleri koyalım, demişlerdir. Birde bir şey daha bulmuşlardır. Bazen devletin üzerine dayandığı temel değerleri korumak, belirli maddeler devlet felsefesini yansıttığı için, değişmez demişlerdir. Almanya’da, Yunanistan’da, Fransa'da, İspanya'da Portekiz'de, Finlandiya'da, Litvanya'da Romanya'da birçok ülkede bu değişmezlik maddeleri vardır. Dikkat ederseniz Almanya, Fransa, İtalya, Portekiz, İspanya demokratik ülkelerdir. Neden bunlarda var? İşte devletin o genel felsefesini yansıtalım ve 'çoğunluğu sağladık ' diyen birileri bunu referandumla değiştirme yoluna gitmesinler, diye. İşte bizde değişmez maddeler bunlardır. Demokratik olacak. Nedir bu değişilmez maddeler? Demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti, devletin kesinlikle bölünmez bütünlüğü, dilinin Türkçe olması, bayrağı, başkenti Ankara olması, milli marştır.” (Sühely Batum, http://www.haberkapisi.com/yazi/suheyl-batumdan-onemli-aciklamalar--2741.htm) --“Zannedildiği gibi anayasanın değişmezlik izafe edilen maddelerinin üçten bire indirilmesi Türkiye’nin yıkılmasına sebep olmayacaktır. Eğer bu iddia doğru olsaydı Türkiye’nin 1924 anayasası döneminde ve 1961 anayasası döneminde çoktan yıkılmış, şeriata sürüklenmiş ve bölünmüş olması gerekiyordu” (Serap Yazıcı, http://www.akildakalan.com/index.php?option=com_content&view=article&id=294:serap-yazici-10nisan-2011&catid=59:program-deifreleri&Itemid=213) --"Değiştirilemez yasalar koymak, ölülerin dirilere hükmetmesidir." (Thomas Paine, http://www.hukukihaber.net/makale/degistirilemez­maddeler­olulerin­dirilere­hukmetmesi.htm) BATI'DA MARŞA­BAŞKENTEBAYRAĞA ZIRH YOK Prof. Dr. Serap Yazıcı: Türk anayasa hukuku geleneğinde değiştirilemez olan, sadece devletin yönetim biçiminin cumhuriyet olduğudur. 1982 anayasası yasağın kapsamını genişletti. Bu demokratik bir tutum değil. İkinci maddede hukuki olmayan 'toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet' gibi kavramlara yer verilmiş. Batı dünyasındaki anayasalara baktığınızda devletin başkenti, milli marşı, bayrağı gibi kavramlara yer verildiğini görürürsünüz ama hiçbir Batılı anayasada bunlarla ilgili hükme değişmezlik zırhı getirilmemiştir. O MADDELER TÜRKİYE'Yİ AYAKTA TUTAN SÜTUNLAR Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk: Bazı ifade değişiklikleri yapılabilir. 2. maddede 'toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı' ibaresi, aynı maddenin başlangıcında 'temel ilkelere dayanan' ifadesi çıkarılabilir. Laikliği çıkarırsanız Türkiye bir İslam cumhuriyetine dönüşebilir. Demokratik ifadesini çıkaracak olsanız Türkiye halk cumhuriyetine dönüşebilir. Bunlar korunmalı. Resmi dil ifadesi kullanılabilir. Bayrak 'Beyaz ay yıldızlı bayraktır' denebilir. Buradaki ilkeleri, hükümleri değiştirmeyen ifade değişiklikleri dışında bir değişiklik yapılamaz. Türkiye Cumhuriyeti'ni ayakta tutan sütunlardır bunlar. CİDDİ HUKUK ÇARPITMASI İstanbul Barosu Başkanı Doç. Ümit Kocasakal: Yönetim kurulumuzda yarın değerlendireceğiz. Çok açık biçimde ilk üç maddenin değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği söylenmiyor mu, söyleniyor. Peki nasıl olur da o iki madde değiştirilebilir? Ciddi bir hukuk çarpıtması var. Kendi içinde mantıki tutarsızlığı var. KUTSAL METİN KALKMALI Diyarbakır Barosu Başkanı Emin Aktar: Anayasalar halkın uzlaşması sonucu kabul edilen metinlerse değiştirilemez hükümlerin bulunmaması gerekiyor. Parlamentonun iradesini sınırlayan ve anayasayı adeta bir kutsal metin haline getiren bu tür düzenlemeler kalkmalı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek: Anayasa’nın ilk 3 hatta 5 maddesiyle ilgili bir değişiklik düşünmüyoruz. TBMM Anayasa Komisyon Başkanı Burhan Kuzu: Yüzde 10 barajının kaldırılması halinde ekonomi başta olmak üzere birçok konuda istikrar sağlanamayabilir. Değiştirilemez maddeler konusundaysa, Anayasayı yeni bir gerilim sebebi yapmamak gerekli. Bu anayasa çalışmalarına bomba koymak olur. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya: Sil baştan, sıfır anayasa önerisi doğru. Bu toplumsal sözleşme; İyimaya’nın, TÜSİAD’ın dediği gibi değil, milletin dediği gibi olmalı. Anket çalışmalarının yapılması lazım. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Değiştirilemez maddelerinin değiştirilebileceğini düşünmüyoruz. Bunu doğru da bulmuyoruz. Bazı grupların düşüncesini açıklaması doğal, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu iradesine var hepimiz ona saygı duymalıyız.