AÞK-I MEMNU TAM METÝN - Akademik Personel Bilgi Bankası

advertisement
3. Uluslararası Bir Bilim Kategorisi Olarak Kadın:
Edebiyat, Dil, Kültür ve Sanat Çalışmalarında Kadın Sempozyumu
28-30 Nisan 2010, Selçuk Üniversitesi, Dilek Sabancı Devlet Konservatuarı, Konya/TÜRKĐYE
ROMAN UYARLAMASI TELEVĐZYON DĐZĐLERĐNDE
KADIN KARAKTERLER: ESKĐ VE YENĐ ‘AŞK-I MEMNU’
WOMEN CHARACTERS IN TELEVISION SERIAL ADAPTATIONS
FROM NOVELS: THE OLD AND NEW SCREENINGS OF ASK-I
MEMNU “ILLICIT LOVE” BY HALID ZIYA USAKLIGIL
Nurdan Öncel Taşkıran♣
ROMAN UYARLAMASI TELEVĐZYON DĐZĐLERĐNDE
KARAKTERLER: ESKĐ VE YENĐ ‘AŞK-I MEMNU’
KADIN
Son zamanlarda ekranlardaki dizi patlamalarında yeni bir uygulama göze çarpmaktadır. Bu
uygulamanın temelinde yeni ve dikkat çekici bir konu arayışından çok, edebiyatımızın ünlü
roman yazarlarının yapıtlarını televizyon dizisi halinde ikinci kez çekilmesi yatmaktadır. Đzler
kitle oranının garantili yüksek tutulması amacıyla bu yolda ilerleyen yapımcılar bu
hedeflerine ulaşmış görünüyorlar. Yapımcılar üç nesil kitleyi hedef olarak amaçlamıştır:
romanı okumuş olan kitle, ilk televizyon uyarlamasını izlemiş kitle, ikisine de yabancı olan
kitle. Đnceleme konusu olarak ele alınan Aşk-ı Memnu dizisi hem geçmişte televizyonda
yayınlandığı dönemde, hem de son uyarlama olarak televizyonlarda gösterilen bölümleriyle
çok ses getiren dizilerin başında gelmektedir. Bu bağlamda hem ilk televizyon uyarlaması,
hem de farklı zamanlarda farklı anlayışlarla iki kez ekranlara dizi halinde uyarlanan dizi
özellikle kadın karakterleri bakımından incelenmeye değerdir.
Bu çalışmada amaç, üç merkez kadın kahramanın romandaki asal konumlarından hareketle,
birinci ve ikinci televizyon uyarlamalarındaki sosyal konumlarından ve kişisel yapılarından
kaynaklanan farklılıkların Lajos Egri’nin bir çözümleme yöntemi olarak sunduğu ‘Diyalektik
Yöntem’le ele alınarak, romandan diziye geçişlerde uğradıkları kişisel ve toplumsal
değişimlerinin, davranış ve tutumlarının değerlendirilmesi ve popüler kültür ürünleri aracılığı
ile topluma yansısı irdelenmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler:. Aşk-ı Memnu(Yasak Aşk),Halid Ziya, kadın karakter, ekran uyarlaması,
televizyon dizisi, kişi çözümleme, Halid Refiğ.
WOMEN CHARACTERS IN TELEVISION SERIAL ADAPTATIONS
FROM NOVELS: THE OLD AND NEW SCREENINGS OF
ASK-I MEMNU “ILLICIT LOVE” BY HALID ZIYA USAKLIGIL
Recently, a nostalgic trend on television screen has been emerged: re-adapting of classical
novels into television serials, but not all of them can be assumed as “ adaptations” but
♣
1
Doç.Dr., Kocaeli Üniversitesi, [email protected]
“updates” because, they are more comprehensive than the original copy exactly. What can be
seen on screen is that the main plot is imported and sub plots are often contemporized and
mostly enhanced..The only left untouched are the characters themselves.Aşk-ı Memnu, which
is a popular serial of today and the past, written in 1899 by Halid Ziya Uşaklıgil who was an
intellectual of his time. He reflected westernization enthusiasm and its prospective
conclusions in Ottoman time in his novel, which would be screened and beat the highest
ratings approximately a century later.
The objective of this study is to investigate the female characters by Lajos Egri’s approach,
“dialectic character analysis” to convey the meaning of their attitudes,desires or malpractices
in comparison to the original copy and former adaptation with relavance to present time
conditions,comprehensively.
Key words: Aşk-ıMemnu, Halid Ziya, female characters, screen adaptation, television serial,
character analysis, Halid Refiğ
1. GĐRĐŞ
“Aşk-ı Memnu” Halid Ziya Uşaklıgil’in Servet-i Fünun Dergisinde yayınlanan (1899-1900)
tefrika roman şeklinin ve 1923’ de kitap olarak, 1939’ da Lâtin harflerle basılı bir kitap olarak
çok ses getirmesi “televizyon için çekilen ilk roman uyarlaması dizi” olma unvanına sahip
olmasına olanak tanımıştır. TRT genel müdürü Đsmail Cem, 1975 yılında Đngiliz BBC
televizyonunun o dönem yayınlamış olduğu klâsik romanlardan uyarlanan dizi ve filmlerden
esinlenerek yönetmen Halit Refiğ’e bir teklif götürür. Yönetmenin tercihi olan Aşk-ı Memnu
isimli eser 1975’te TRT ekranına altı bölümlük bir dizi olarak çekilir. Farklı konusu ve
oyuncu kadrosuyla hafızalara taht kurar. 2008 yılında Hilal Saran ve Mesude Eraslan
tarafından yeniden daha uzun bir dizi halinde çekilir ve 1975 uyarlamasından çok daha fazla
ses getirerek yüksek izlenme rekoru kırar.
Đlk uyarlamada karakterler giyimleri, batılı yaşam tarzları, ev ve sosyal yaşantıları ile roman
içeriğini bütünüyle yansıtan bir yapıya sahipken 2008 uyarlaması olaylar, karakterler, sosyoekonomik, sosyo- politik bakımdan arka plânda göze çarpan eklenmiş olay örgüleri ve
romanda silik olan karakterlerin göz önüne alınmasıyla sanki bir uyarlama değil günümüzde
yeni yazılmış bir hikâye gibidir. Bu fark başat olarak romanın ana temasının sabit kalarak yan
temalarının çağdaş elit yaşantının gereksinimleriyle zenginleştirilmesinden, ana temada söz
sahibi kadın karakterlerin günümüz kadını yaşam tarzına, bilgi ve görgüsüne sahip rol
modelleri olarak sunulmasından kaynaklanmaktadır.
Bu çalışmanın amacı hikâyenin eksen karakterlerini oluşturan üç kadının Bihter, Firdevs
Hanım ve Nihal’in karakter çözümlemeleri temel alınarak kadın karakterlerin davranış ve
tutum nedenlerini açımlayabilmektir. Đki farklı dönemde çekilen aynı dizinin baskın üç kadın
karakter arasındaki farklılıkları ortaya koymak ve orijinal eserden nasıl çok daha farklı bir
yapıya büründürüldüğünü ve bu saptırılmanın altında anamalcı zihniyetçiğin yattığını,
tecimsellik uğruna klâsik sayılan Aşk-ı Memnu, Yaprak Dökümü gibi Türk romanlarının
“popüler kültür ürünü televizyon dizisi haline indirgenerek abartılı güncelleştirilmeleri”
gerçeği gözler önüne serilmeye çalışılacaktır.
1.1 Yöntem
Karakter çözümleme yöntemi olarak piyes yazarı Lajos Egri’nin “Diyalektik çözümleme
yöntemi ile karakter analizi” ismiyle ortaya attığı tematik yöntem temel alınacaktır. Bu
yöntemi Egri “tüm dramatik yapılarda ortak bir oluşum yapısı olduğu” düşüncesiyle ortaya
2
koymuştur (Egri,31).Egri’ye göre her hikâyede olması gerekli eylemler bir önerme
içermelidir. Önerme tartışmaya temel teşkil eden görüştür, nedendir. Bir önermede olması
gerekli öğeler karakter, çatışma ve sonuçtur.
“Sağlam temellere dayanmayan ve ön hazırlığı olmayan aile kurumunun alelacele
oluşturulması bu kurumu yaratanları felakete sürükler” ana fikri ile yerleşen hikâyenin
bunların hepsini kapsayacak bir veya birkaç önermesi olabilir:
“Davul dengi dengine vurmalı”,“Yasak aşk felâket getirir”, “Đhanetin bedeli ağırdır”,
“Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al”.“Gerçekleri zamanında fark etmek insanların
mahvını engelleyebilir”.Egri insanın karakter yapısını oluşturan öğeleri fizyolojik, sosyolojik
ve psikolojik olmak üzere önce üçe, sonra da diğer alt bölümlerine ayırır. Đnsanın dış
görünümünün içinde yaşadığı çevre ile bütünleştiğini, bunun da psikolojik yapıda dışa
vurduğunu öne sürer. Aşk-ı Memnu’daki kadın karakterlerin tutum ve davranışlarını
anlamlandırabilmemiz için öncelikle onları bu tavırlara iten alt yapıya, yani fizyolojik ve
sosyolojik yapılarına bakılması gerekecektir. Eğer bir insanın eylemini anlamak istersek,
dikkatimizi o insanı o eyleme iten güce çevirmemiz gerekir(age.s.61). Egri’nin yönteminde
eksen karakter intikam alan, mahveden veya mahvolan konumundaki kişidir. Aşk-ı
Memnu’da bu konuma en uygun karakter Bihter’dir. Bihter’in psikolojisini etkileyen
çevresindeki en yakın kadınlar olan Nihal ve Firdevs Hanım’ın karakter çözümlemelerine de
yer verilecektir.
1.2 Edebiyat Uyarlamalarının Türk Medyasındaki Konumu
Sinema ve edebiyat birbirini en çok besleyen iki sanat dalıdır. Edebiyat eserleri konu ve
senaryo içeriği açısından sinemaya kaliteli bir malzeme sağlarken, sinema da sinema
teknolojisinin gelişimiyle birlikte edebiyat eserlerine yapısal anlamda yeni tarzlar
kazandırmaktadır. Konusu ilginç, doğaüstü ve evrensel öğelere sahip, insanları çekip alacak,
ders verecek, macera, korku, bilim kurgu, psikolojik, tarihi ne varsa pek çoğunun görsel işitsel uyarlaması ekranlarda veya beyaz perdede (Yeşilçam’da) en son sinema
teknolojileriyle hayal gücümüze sunulmuş ve sunulmaktadır. Ne var ki, iki türün birbirine
olan bağımlılığı bazen bir sorun olarak ortaya çıkar. Bazı kesim edebiyat uyarlamalarında
esere saygı ve sadakat isterken, bazıları sinema tarafında olup uyarlama yapan yönetmenin
özgürlüğünü savunur. Uyarlama Türk Edebiyatı eserleri görsel biçimleriyle kıyaslandığında
genel çerçevede konuların korunmalarına karşılık gerek karakter özelliklerinde, gerek konu
içeriklerinde orijinallerinden oldukça farklılaştırıldığı gözlenmektedir. Konu malzemesi
olarak seçilen Aşk-ı Memnu’da da karakterler, mekânlar, olaylar ve toplum düzeni bu üç
farklı dönem –eserin yazıldığı dönem (1899), ilk uyarlandığı dönem (1975) ve son uyarlandığı
dönem (2008) arasındaki ekonomik, sosyal, politik, ideolojik ve kültürel farklılıklar tüm
açıklığıyla gözler önündedir. Ekranlara otuz üç sene ara ile dizi film olarak uyarlanan eserin
iki uyarlamasından orijinal romana ve ilk uyarlamasına(1975) göre özgünlüğünü çok
kaybetmiş olan son televizyon uyarlaması (2008)özellikle kadın karakterlerin fizyolojik,
toplumsal ve psikolojik evrimleri incelenmeye değerdir.
1.3 Halid Ziya ve Yönetmen Halit Refiğ’ de Milli Roman Kimliği
Batılı ülkelerin yaşam biçimlerine olan hayranlık Türklerin iki yüz yıl boyunca süren bir
hayali olmuş ve bunu gerçekleştirmek için birçok dönüşüm yaşamıştır (Arslan,72).
Halid Ziya romanlarında kendi döneminin siyasi, kültürel ve sosyal sorunlarını olaylar örgüsü
dâhilinde ortaya koyar. Halit Refiğ de Türk sinemasının temel sorunlarına inmek için
Osmanlı ’nın modernleşmesine önem verir. Halit Ziya romanları toplumdaki bu gerçekçiliği
yansıtmaları, ortak sorunları aynalamaları nedeniyle “milli roman” kavramı ile tanımlanır. Bu
bağlamda edebiyatta “milli roman”ı başlatan Halid Ziya ile Halid Refiğ’in “yerli film”
3
kavramının paralellik gösterdiği söylenebilir. Refiğ’e göre “Türk Sinemasının geleneklerle
olan ilişkisi başka sinema geleneklerinden beslenen bir özenme ve taklit etme” üzerine
kuruludur (Refiğ,26) Aşk-ı Memnu romanında Osmanlı döneminin elit kesimini yansıtan
daha Avrupai bir aile yapısı resmedilmektedir. Bu romanın Avrupa geleneğinden kaynaklanan
yapısı belki de uyarlamaya uygun görülmesinin sebeplerinden biri olabilir. Halit Refiğ, kendi
dünya görüşünde toplumsal gerçekçilikten ulusalcılığa geçer, toplumsal yapılardaki
evrensellik görüşünü terk eder; Türkiye’nin kendi toplumsal yapısı olduğunu ve bu toplum
gerçekleri üzerine filmler yapılmasını gerekli görür (Türk,226). Her toplum için evrensel bir
model olmadığını varsayar. Türk toplumundaki üretim ilişkileri, sınıf farklılıkları, devletin
toplumdaki yeri gibi özelliklerin ortaya konacağı sinema filmlerine ihtiyaç olduğunu savunur.
Bu ihtiyaca en zengin art alanıyla yanıt verecek ideal yapıt ‘Aşk-ı Memnu’ dur. Đsmail Cem’in
teklifiyle ortaya çıkan bu uyarlama eser kâr amacıyla değil, ulusal amaçlara hizmet için
kurgulanmıştır (age,305) Halit Refiğ vasat ve aydın izleyiciye hitabeden, devletin mali
desteğini üstlendiği, özenti olmayan ortak gelenekleri yansıtan yüksek izlenme kaygısı
olmayan, klâsik romanı ucuzlaştırmadan haklın anlayabileceği bir sadelikte sunmayı
planlamıştır (age,115).
1.4 Halit Ziya Uşaklıgil Dönemi Toplumsal, Siyasi Ekonomik Durum Analizi
1839 Tanzimat Fermanı heyecanının yaşandığı fırtınalı bir dönemde yetişmiştir Halit Ziya.
Dönemin romancıları eserlerinde ülke meselelerini de ele alarak sanatı eğitici, yönlendirici ve
bilinçlendirici bir araç olarak kullanmaktaydılar.1876 Abdülhamit devriyle birlikte her alana
gelen yasak ve sansür yazın alanına da uygulanınca yazarlar eserlerinde siyasete, ülke
meselelerine değinemediler. Mesleklerini devam ettirebilmek için sanatta batı modelini örnek
aldılar. Fransızca’dan Osmanlıca’ya yapılan çeviriler aracılığı ile Fransız edebiyatı etkisi
altına giren Osmanlı dönemi yazarları çeşitli akımlarla tanışırlar; romantik, natüralist, realist
akımların etkisinde eser verirler. Bundan dolayı Servet-i Fünun romanlarını siyasallıktan uzak
olmakla itham edilir. Bu eserlerin başta geleni tahmin edileceği gibi Aşk-ı Memnu dur. Bir
yazısında Oğuz Atay “Abdülhamit yönetiminden çekindiği için eserlerinde sosyal ortamı,
sarsılan Osmanlı Devletini ve ekonomik sarsıntılarını detaylı anlatamaz” der Halit Ziya için.
Halit Ziya toplumsal sorunları işlemiş olmaktan çekinmiştir belki ama edebi yaratıcılığı ile
toplumsallık arasında bir bağ kurmuştur. Batıdan etkilenen aydın topluluğunun bir neferidir.
Onun kahramanları da bu bilinci taşımaktadır. Günlük yaşayışları, kıyafetleri, düşünceleri ve
akşamları ailece toplanıp okudukları kitaplarla geleneksel Osmanlı davranışlarının dışında
kaldıklarını izah eder (Atay,188-190).
Servet-i Fünun Edabiyatı temsilcilerinden Halid Ziya Uşaklıgil’in romanı Aşk-ı Memnu Türk
Romanında önemli bir basamaktır; sinematik anlatımı, değişik konusuyla gösterildiği
dönemlerde odak noktası haline gelmiştir. Romanın ikinci önemli özelliği Batılı yaşamı taklit
eden Tanzimat seçkinlerinin çöküşünü tüm açıklığıyla göstermesidir. Halit Ziya bir
imparatorluğun çöküşünü imparatorun yanı başında Özel Kalem Müdürü olarak yaşamıştır
(Çavdar,13). Batılılaşma ve çöküş Osmanlı Đmparatorluğunun son günlerinde eşzamanlı
yaşanmıştır. Gerçek batılılaşma yaşanamadığından, sürekli bir arayış söz konusudur. Đnsanca
yaşamı getiremediğini gördükleri batılı tarzı modernleşmenin sonrasında sonu yitikliğe giden
bir karamsarlığa itilmektedir Osmanlı insanı (Refiğ;13).
1.5 Roman konusu ve özet
Bu çerçevede sunulan ise ölçüsüz ve maddeye dayanan bir evlenmenin doğurduğu, gerek
sosyal gelenekler, gerek kanun önünde gelişmesi yasak olan bir aşkın-Bihter ve eşi Adnan
Bey’in uzaktan akrabası olan Behlül’le olan acı hikâyesidir.
4
Kızları Peyker ve Bihter ve damadı Nihat ile birlikte yaşayan Firdevs Hanım gözü dışarıda,
tüm gezinti ve eğlence yerlerinin hayat simgesi haline gelmiş, gönlü aşk peşinde, bu yüzden
eşi Melih Bey’in vefatına sebep olmuş dul bir kadındır. Annesinin zaafları yüzünden çok
güzel bir kız olan Bihter’e kısmet çıkmamaktadır. Komşu yalının sahibi Adnan Bey’in evlilik
teklifini düşünmeden kabul eder. Aradaki yaş farkını öne süren annesi bu evliliğe olumsuz
bakmaktadır. Aslında Adnan Bey’e kendisi yakınlık duymakta eş olarak kendisini
yakıştırmaktadır. Annesini dinlemeyen Bihter ihtişamlı yalının tek kadın egemeni olmak
üzere yalıya gelin gider. Yalıda hizmetliler dışında Adnan Bey’in bir genç kızı ve küçük bir
oğlu vardır: Nihal ve Bülent. Ayrıca çocukların eğitiminden sorumlu Matmazel de Courton.
Bihter yalıya ayak uydurmakta zorluk çekmese de özellikle Nihal tarafından pek kabul
görmez. Babasının kendisine olan sevgisinin azaldığını düşünür. Bülent’in yatılı okula
gönderilmesi ve Bihter’in çalışanlar ve ev üzerinde kurmak istediği otorite bardağı taşırır;
hizmetlilerin bir kısmı evi terk eder. Yalıda kendisini çok çaresiz ve dışlanmış hisseden
Bihter’e en büyük destek yeğen Behlül’den gelmektedir. Güzelliğine hayran kaldığı Bihter’i
kendisine çekmeyi başaran Behlül amacına ulaşır. Gece herkes yattıktan sonra gerçekleşen
ziyaretler Bihter’de alışkanlık halini alır. Behlül ise bu işten artık sıkılmıştır. Durumu
kurtarmak isteyen Firdevs Hanım Nihal’in aklına Behlül’ü, Behlül’ün aklına da Nihal’i sokar.
Olayı Adnan Bey’e duyurmasıyla iş resmiyet kazanır ve nişanlanırlar. Kahrolan Bihter’in
tehditleri para etmez. Nihal’le çocukluk arkadaşı olan küçük siyahî yanaşma Bekir, Bihter
Behlül ilişkisini, gece ziyaretlerini bildiğini daha fazla saklayamaz. Bekir Adnan Bey’e
bildiklerini ve gördüklerini anlatır. Bihter odasına kaçarak kalbinin üzerine sıktığı bir
kurşunla intihar eder.
2. BULGULAR
2.1. Kadın Karakterlerin Çözümleme Süreci
Lajos Egri’nin ortaya koyduğu yöntemde eksen karakter intikam alan mahveden veya
mahvolan konumunda olan kişidir. Aynı zamanda olayların en çok etrafında döndüğü kişiyi
merkez karakter olarak sunar. Bu hikâyede çevresindekileri hem mahveden hem kendi de
mahvolarak izler kitleye güzel bir ders veren Bihter eksen karakter olarak ele alınmalıdır. Egri
insan karakterini üç temel boyutta-Fizyolojik, sosyolojik ve psikolojik- ve onların altında çok
katlı bir çerçevede inceler:
2.1.a Eksen karakter: BĐHTER
2.1.a.1. Fizyolojik Boyut
1. cinsiyet: kadın
2. yaş : 22-23
3. boy ve kilo: 1.64- 50
4. saç, göz, cilt rengi: koyu kahve, kestane, buğday
5. tavır, hareket ve duruş: edalı, kendine güvenen, yaşına göre olgun ve zeki
6. görünüş: çekici ve güzel, bakımlı, havalı
7. kusurlar: yok
8. kalıtım: annesi de babasını aldatmış, babası kriz geçirip vefat etmiş. Bihter annesinde var
olan gösteriş, para hırsının genetik devamıdır fakat gerçek duygularına yenilir
2.1.a.2. Sosyolojik Boyut
9. sınıfı: kentsoylu
10. uğraş: yok, tüketici
11. eğitim: belirtilmiyor
5
12. ev yaşamı: genelde dışarıda, sporda, kulüpte; evde mecmua bakmak, giyinip yemeğe
inmek, uyumak, hizmetlileri azarlamak
13. dinsel inanç: intihar edecek düzeyde inançsız
14. ırk, milliyet: beyaz, Osmanlı, Türk
15. çevre içindeki yeri: “Melih Bey takımından”,”Firdevs Hanım’ın Kızı”
16. hoşlanılan şeyler: zevk, safahat, gösteriş, pahalı yaşam, itibar
2.1.a.3. Psikolojik Boyut
17. cinsel yaşam, ahlâksal ölçütler: annesini eleştirdiği cinsel boşluğa düşer, tutkun olduğu
kişinin eşinin yeğeni olması onu engellemez; düşük ahlaki yapıda
18. kişisel davranışa yön veren güçler(önermeler) ,tutku: yüreğinin götürdüğü yere git
felsefesi
19. umduğunu bulamama, düş kırıklıkları: Adnan Bey’le olan evliliği ve Behlül’ün
kararsızlığı
20. mizaç: önce uysal, zamanla sinirli
21. yaşama karşı tutum: çaresiz kalınca yaşamı terk, depresif ve agresif tavır
22. kompleksler: önemli olma, ihmal edilme
23. içe dönük, dışa dönük, ikisi ortası: ikisi ortası
24. beceriler: dil ve yetenekler: sosyal derneklerde görev, piyano,ut
25. nitelikler: düş gücü(imgelem),yargı gücü, beğeni, denge: kendini kolay keşfeden,yargı
gücü dengesiz, bencil, genelde göze hoş gelen
26. zekâ düzeyi: ilk uyarlamada masum ve saf, ikincide şeytani zekâya sahip
2.1.b Karakter :Nihal
2.1.b.1. Fizyolojik boyut
1. cinsiyet: kadın
2. yaş: 14-15
3. boy ve kilo: 1.70-50
4. saç, göz, cilt rengi: sarı, mavi, açık
5. tavır, hareket ve duruş: ağır ve mesafeli
6. görünüş: soğuk, öksüzlüğün dışavurumu hâkim
7. kusurlar: yok
8. kalıtım: babası gibi hassas ve nazik, dürüst saf,sadık
2.1.b.2. Sosyolojik Boyut
9. sınıfı: kentsoylu
10. uğraş: ev kızı
11. eğitim: Fransız Matmazelden evde özel eğitim/ Fransız Lisesi mezunu
12. ev yaşamı: dersler ve piyano, el işleri, Fransızca okuma/üst düzey yaşam, gece gezmeleri
13. dinsel inanç: belli edecek fazla bir im yok, inançsız değil
14. ırk, milliyet: Beyaz, Osmanlı/Türk
15. çevre içindeki yeri: saygın, sevilen ve kıskanılan
16. hoşlanılan şeyler: aile ile birliktelik, gece gezmeleri, arkadaşlar
2.1.b.3 Psikolojik Boyut:
17. cinsel yaşam, ahlâksal ölçütler: saf ve temiz, delillere rağmen Bihter’e güveni tam
18. kişisel davranışa yön veren güçler(önermeler) ,tutku: tutkusu dahilinde bencil
19. umduğunu bulamama, düş kırıklıkları: Behlül’ün kendisini sevmediğini kabullenmeme
20. mizaç: uysal; arada karamsar
21. yaşama karşı tutum: sevgi dolu ve geleceğe umutla bakan
22. kompleksler: öz güveni az, bazı zamanlarda bayılma
23. içe dönük, dışa dönük, ikisi ortası: ikisi ortası
24. beceriler: dil ve yetenekler: piyano çalma, düzgün Fransızca/ araba kullanma
6
25. nitelikler: düş gücü(imgelem),yargı gücü, beğeni, denge:hayal gücü olan, yargıda saf ve
temiz,beğenileri yaşına göre uyumlu, denge bozumunda tek sığınağı Matmazel ve babası
26. zekâ düzeyi: normal/ üstün okul birincisi
2.1.c. Karakter : Firdevs Hanım
2.1.c.1. Fizyolojik boyut:
1. cinsiyet: kadın
2. yaş: 50_60
3. boy ve kilo: 1.70.-60/ 1.70-80
4. saç, göz, cilt rengi: sarı, kahve, beyaz / kızıl, kahve, buğday
5. tavır, hareket ve duruş: özgüvenli, cilveli, nazik ve kibar
6. görünüş : “femme fatal”
7. kusurlar: yok
8. kalıtım: kaynağı belli olmayan çapkınlık, cazibeyi ortaya koyma, beğenilme ve para hırsı
2.1.c.2 Sosyolojik Boyut
9. sınıfı: kentsoylu
10. uğraş: yok, tüketici
11. eğitim: belirtilmiyor
12. ev yaşamı: istirahat, kahveli arkadaş sohbetleri,evde olan biteni hizmetlisi aracılığı ile
kontrol altında tutma eğiliminde
13. dinsel inanç: belli bir tavrı yok
14. ırk, milliyet: Beyaz, Osmanlı, Türk
15. çevre içindeki yeri: “Melih Bey takımı”ndan, şen dul, gönlü genç, erkek eğilimli
unvanlarına sahip, kocasının ölümüne sebep olmuş, kınanan bir kişi
16. hoşlanılan şeyler: mücevherler, para, iltifat, saz, eğlence, fasıl
2.1.c.3 Psikolojik Boyut:
17. cinsel yaşam, ahlâksal ölçütler: eşini aldatacak kadar cüretkâr ve saygısız
18. kişisel davranışa yön veren güçler(önermeler) ,tutku: gününü gün et felsefesi, para, itibar
ve güç tutkusu
19. umduğunu bulamama, düş kırıklıkları: genelde yaşamından hoşnut değil
20. mizaç: sinirli ve kindar
21. yaşama karşı tutum: gününü gün et üzerine kurulu
22. kompleksler: itibar kaybetme, iltifat
23. içe dönük, dışa dönük, ikisi ortası: dışadönük
24. beceriler: dil ve yetenekler: laf alma, hava atma, dedikodu, insanları yönetme becerisi
25. nitelikler: düş gücü(imgelem),yargı gücü, beğeni, denge: güçlü sezgileri, insanları
yönetme, yargı gücü dengesiz ve çıkarcı
26. zekâ düzeyi: yaşına göre son derece parlak
Karakterlerin çözümlenmesinden sonra parçası oldukları ailelerin dışarıdan görünümlerinin de
kadınların tutum ve davranışlarını etkileyen en önemli kaynaklar olduğunu hatırlatmakta yarar
vardır.
3. DEĞERLENDĐRME
Ekranda edebiyat uyarlamaları, diğer bir deyişle edebiyatın medyanın -televizyonun, basınınelinden tutması aslında karşılıklı çıkara yönelik, kapitalist düzen gereği işleyen bir faaliyettir.
Edebiyattan uyarlanan filmler genellikle ticari başarı yakalamış bir kitaba, yeni bir pazar
yaratma güdüsüyle hayata geçer. Fakat bunlardan bazıları, kitabın başarısını dahi gölgede
bırakır ve yepyeni bir eser ortaya koyar. Đyi bir uyarlama dizi, o zamana kadar okunması
ihmal edilmiş bir kitabın hem yeniden basılmasını hem de satışlarını arttırır, hem de dizi
7
aralarına alınan reklâmlar aracılığı ile yayınlandığı kanala banka görevi görür. Aşk-ı Memnu
isimli eser bu işlevleri güzel biçimde yerine getirmiş olan en dikkate değer eserlerden biridir.
Zamanın şartları, politika, kültürel faaliyetler, gelenek ve görenekler göz önüne alındığında
kadının ilk kez güçlü olarak yansıtıldığı ilk uyarlama (2005) ve zenginleştirilmiş yan
temalarıyla güncelleştirilmiş uyarlaması (2008) incelenmeye değerdir.
3.1. Romanda Kahramanların Sunumu
Romanda kahramanların ruh halleri duygularının çözümlemesi ile anlatılır; görselde ise bu,
göstergeler aracılığı ile sağlanır; bazen iç seslerle duygu dünyaları aktarılır, araç olarak ise
“ayna” seçilmiştir. Ayna aracılığı ile karakterler ve durumlar çerçeve içine alınır, kasvetli
havalar dağılır, aynalar rahatlatıcı bir işleve sahiptir; aynı zamanda yansılar çoğalarak gerçek
olan fanteziyi yok etmesine sebep olacaklardır.
3.2. Firdevs Hanım ve Ailesi
Firdevs Hanım kızları Peyker ve Bihter Tanzimat sonrası batılı ailelere örnek bir aile
görünümümdedir. Harcamalarından dolayı maddi gücünün sonuna gelmiş, yine de
konforundan ve gösterişinden taviz vermeyen, alımlı, eskilerin deyimiyle hafif meşrep bir
kadındır. Romanda ve ilk uyarlamada çok yer verilmeyen aile özellikleri 2008 kurgusunda
çok detaylı işlenmiştir. Ayrıca, Peyker’in eşi Nihat’ın ailesinin de olayların içine katılmasıyla
hikâye daha da karmaşık hale getirilmiştir. Adnan Bey’in baş düşmanı olarak sunulan Hilmi
Bey, hem iş yaşamında hem de özel hayatında aileye kâbuslar yaşatır. Bunların nedeni
Firdevs Hanım’ın borçlarını kapatan yüklü çek karşılığında kızı ile oğlu Nihat’ın evliliğine
onay vermesidir. Kötü sona giden yolda esas rol romanda olmayan Hilmi Bey’e ve Beşir’e
verilmiştir.
3.3. Adnan Bey ve Ailesi
Adnan Bey yalısı geleneksel ahlâki değerleri Batılı yaşam biçiminde sürdüren üst sınıf
Osmanlı Ailesini temsil etmektedir. Đki aile arasındaki fark kadınlardan kaynaklanan estetik
farktır. Nihal için düğünler alaturka, Firdevs Hanım için eğlendiricidir. Nihal’e göre avam
olan böyle bir cemiyette Bihter ud, Peyker de piyano çalarak eğlenceye eşlik etmektedirler.
Bu eylemleriyle de Adnan Bey’lerin tam zıddı, Avrupai olamamış aile bireylerini temsil
etmektedirler.
2008 uyarlamasında hem Firdevs Hanım hem de kızları çağa son derece uyumlu, hiç bir
faaliyetten geri kalmayan, mobilya ve giyim zevkleri ile sofra adabını, protokolü, yol yordamı
bilen bir aile görünümündedir. Bihter’in babasını aldattığı ve ölümüne sebep olduğu için
suçladığı ve nefret ettiği annesinin durumuna kendisi neden düşmüştür sorusunun yanıtını
Berna Moran “Türk Romanına Eleştirel Bakış” isimli eserinde Bihter’in düşüşüne neden olan
şeyin toplumsal koşullar ya da kendisinin değil, kalıtımsal olduğunu savunur. Bu da
annesinden aldığı genlerdir. Bihter ahlâksız değil, talihsiz bir kadındır. Evlilikte aradığını
bulamaz, sıkılır ve aynada keşfettiği bedeninin peşinden gider. Aslında Bihter’in Adnan
Bey’le bir sorunu yoktur.
Aşk-ı Memnu’yu diğer romanlardan ayıran bir özellik de tekniği en kusursuz roman oluşudur
(Finn,179).Bu tekniğin özelliklerinden birisi kahramanların birer tip olarak değil karakter
olarak işlenmeleridir. Karakterler kendileriyle hesaplaşırlar ama bilinçsizce kaderlerine
kapılıp gitmezler. Avrupai olmaya çalışırken gülünç duruma düşmezler (Dadak,66-69).
3.4. 1975 Uyarlaması ve Kadın Karakterler
8
Aşk-ı Memnu aslında Batılılaşma hareket sancılarının tarihsel arka planda aktarıldığı bir art
alana ve zıtlıklara dayanan kurguları olan bir melodram yapısına sahiptir: toplumun sadece bir
özelliği anlatılmaz; her toplumda olabilecek yasak aşk’ın yanı sıra siyasi sorunlar, insanların
yaşam tarzları birkaç çatışma dâhilinde gösterilir. Bu çatışma diyalektiktir. Đyi ve kötünün
ahlâki çizgide değerlendirilmesi şekillenir.
Hikâye genelinde iki temel dramatik eksen göze çarpar: Bihter ve Behlül yasak aşk sancıları
ve büyüme döneminde olan Nihal’in hanımefendilik sürecinde eğitim safhaları.
Ana eksenlerdeki temel karakterlerin çoğunun kadın olması (Bihter, Nihal Firdevs Hanım)
Osmanlı dönemlerindeki kadın temsilini de örnekler: kadının toplumdaki yeri, hakları,
davranışları ve duygusal yapıları hakkında eşsiz bir veri kaynağı oluşturur. Aslında kadınların
kurguladığı ve yönettiği bir olay örgüsü mevcuttur. Yönlendirmede etkin ikincil kadın
karakterler bile hikâye akışında yönlendirici özelliklere haizdirler.
Halit Refiğ Aşk-ı Memnu’yu “kadınların sağlam biçimde edebiyata girdiği ilk eser”
(Refiğ,22-26) olarak yorumlamasına ek olarak Berna Moran Bihter’in sonunun “Madam
Bovary ya da Anna Karenina ile benzeştiğini” anlatır (Moran,79). Romandaki bu Bovarizm
etkisine, özellikle olay örgüsü ve karakter özelliklerinin benzerliklerine dikkati çeker. Bihter’i
kötü sona hazırlayanın da Batı romanları etkisi olduğunu savunur. Romanın kahramanın
intiharıyla son bulması bunun en açık delilidir. Batı dini olan Hristiyanlıkta intiharla ilgili bir
yasak bulunmazken, Đslâm bilinci olan aileler ve kişiler intiharın en büyük günahlardan
olduğunu bilir ve uzak durma konusunda hassasiyet gösterirler.
3.5. 2008 Uyarlaması ve Kadın Karakterler
Aşk-ı Memnu son televizyon uyarlamasında ise Bihter’in annesine olan nefretinin nedeni
annesinin babasını aldatması ve bunu gören babanın kalp krizi geçirip ölmesine neden olması
gösterilir. Bu sadece Bihter’in bildiği bir gerçektir. 1975 kurgusunda olayla ilgili çok açık
bilgi verilmemekte sadece kadının karşı cinse olan zaafından dolayı eşinin üzüntüden
vefatının dedikodusu yapılmaktadır. Đki uyarlama arasındaki fark Osmanlı döneminde ayıp
sayılan kadının hafifmeşrepliğinin, çağımızda artık suç bile sayılmayan zina ile
örtüştürüldüğü görülmektedir. Bu eylemin aile içi akrabalık düzeyinde olan iki kişi tarafından
gerçekleştirilmesi ise ahlâki zayıflığın son çizgisinde olan çağımızın durumunu gözler önüne
sermektedir. Asıl romandaki zina eyleminde Bihter’in bu aile ve ahlâka ters düşen durumu
‘zavallı, bahtsız Bihter’in mutsuzluğu’ olarak tanımlanmaktadır. Babasının intikamını almak
uğruna annesinin hoşlandığı Adnan Bey’in evlenme teklifini kabul eden Bihter ileride aslına
dönecek, genlerini taşıdığı annesinin dediği gibi “sen Firdevs Hanım’ın kızısın” sözünü
ispatlarcasına eşini hem de daha ağır şartlarda, aile bireylerinden birisiyle, eşinin yeğeni
Behlül ile aldatacaktır.
3.6. Kadın Karakterlerin Ortak Özellikleri
3.6.1 Eksiklik Ortaklığı
Eserde hissettirilen en yoğun duygu eksikliktir. Eksen karakterlerle ilgili bir kayıp, eksiklik
söz konusudur.
Bihter, babasını kaybetmiştir. Romanda anne kızın arasında önceleri bilinmeyen bir
düşmanlık sezilmekte annenin ağırbaşlı olmayışından dolayı kızların kısmetlerinin zor çıktığı
Bihter tarafından itiraf edilmektedir. Bu yüzden annesine çok kızgındır. 30 yaş farka rağmen
Adnan Bey’le evlenmeyi kabul etmesini böyle açıklar. Kaçarak kurtulduğunu sandığı varlıklı
Adnan Bey’in evinde sadakatsizlik kapanına sıkışır. Adnan Bey’in eşi olarak bir
“hanımefendi” iken Behlül’le olan ilişkisinden dolayı ters kavramı olan “kötü kadın” sıfatını
9
yüklenir. Bu ağır ahlâki yükün altından kalkamaz ve intihar eder.“Para her şeydir” felsefesi ile
hareket eden Bihter genlerinde istem dışı taşıdığı Firdevs Hanım kanı yüzünden mutsuzluğa
mahkûmdur sanki. Annesinden almış olduğu istek ve arzularının kurbanı olur. Romanda
gösterilen zinanın aslı nedeni budur. Bihter masumdur. Đlk televizyon uyarlamasında bu daha
az hissedilir. Batlılaşma sürecinde muhafazakâr Osmanlı aile yapısının, Avrupai olma özentisi
sonucunda insanların hem toplumsal hem ahlâki çöküşü sergilenmektedir.
Nihal annesini kaybetmiştir. Erkek kardeşini dünyaya getirirken yaşamını kaybeden annenin
yerini Matmazel de Courton almıştır. Modern dadı Batı dünyası kültürünün birebir temsilcisi
konumundadır.
Firdevs Hanım eşini kaybetmiştir. Romanda süsüne ve giyimine düşkün, şen şakrak, karşı cins
eğilimli bir kadın olarak betimlenen Firdevs Hanım eşini aldatma olayına kızı Bihter
tesadüfen şahit olduğu için mahcup fakat kararlı bir duruş sergilemektedir. Dünya umurunda
olmayıp, gününü gün etme çabasındadır. Alt yapısında bulunan hafifmeşrepliğin aslında
genetik olarak kızında da mevcut olduğu ileride olayların akışı gösterecektir.
3.6.2. Đntikam Ortaklığı
Kadın karakterlerin paylaştığı ikinci ortak nokta ise kadınların intikam hırsıdır. Batılılaşma
özentisi ile gelen modernlik kadın erkek özgürlüğü, bireysel serbestlik düşüncelerinin
koşutluğunda muhafazakârlık, kutsal değerlerin yitimi gözler önüne serilir. Yitirilen
masumiyet ve bunun getirmiş olduğu suçluluk duygusu zıtlıklar yaratılarak diyalektik
çerçevede işlenir ve kadın rol modelleri aracılığı ile yansıtılır. Batılılaşma ve ahlâki yoksunluk
bu zıtlığın temelini oluşturmaktadır. Bihter’in babasının intikamını alması kendi mahvına,
dolayısıyla annesinin de mahvına sebep olacaktır.
3.6.3. Aile Ortaklığı
Bu kavramların da yine kadın karakterler aracılığı ile yeniden inşa edilmeye çalışıldığı dikkati
çekmektedir. Bihter ilk uyarlamada annesinin kötü ününden dolayı güzelliğine rağmen
kendisine kısmet çıkmayışından ablasına yakınmakta, çıkacak bir fırsatı hemen
değerlendirmeyi düşünmektedir. Yeni bir yuva kurarak annesi ile birlikte yaşadığı aile
düzeninden ve masumiyetine rağmen üzerine yapışmış bu kötü ünden “Melih Bey Takımı”
sıfatından kendi çekip kurtarma eğilimindedir. Bundan dolayı yaşı geçkin ama serveti olan iki
çocuklu Adnan Bey’in teklifini annesinin itirazlarına rağmen kabul eder. Đki uyarlamada da bu
eylem anneye karşı tavır olarak yansıtılmıştır. Aynı zamanda müsrif ve gösterişi seven bir
kadın olan Firdevs Hanım’ın borçlarının artması Bihter’i Adnan Ziyagil yalısına, rahat ve lüks
yaşama iten bir diğer sebeptir. Adnan Bey’in yaş icabı kendisine talip olmasını beklerken
kızına talip olması Firdevs Hanım’ın ağırına gider. Yuva hayalleri yıkılmıştır. Ziyagil
yalısında oturmak Firdevs Hanım için hayal olmuştur ama o kızının başına konan bu fırsatı
kendi lehine döndürmeyi başaracaktır. Ayağının incinmesi ve istirahat etme zorunluluğu
yalıya yerleşmek için mükemmel bir bahane oluşturur. Üç kadından en zayıf ve etkisiz
eleman olarak işlev gören Nihal’dir. Annesizliğini babasında telafi etmeye çalışan, erkek
kardeşine annelik eden, Matmazel dadısı ile her şeyini paylaşan, piyano ve Fransızca öğrenen
Nihal kutsal bildiği, büyüdüğü yuvasını, aile çatısını bir arada tutma çabasındadır. Babasını
evliliğini ilk başlarda yuva huzurlarını bozucu bir etken olarak görür ve karşı çıkar.
3.7. Uyarlamalarda kadınların sosyal konumları
Üst düzeyde yaşam sürülen her iki uyarlamada da kadınların meşgul oldukları ciddi bir
uğraşları yoktur. 1975 uyarlamasında ev işleri, yemekler ve alışveriş evin hizmetlileri
10
tarafından yapılmakta, hanımlar ise komşu gezmesi, ev gezmeği, Göksu’da sandal gezmesi,
kahve sohbetleri, sazlı sözlü ev eğlenceleri, kanaviçe gibi el işleriyle günlerini geçirmekteler.
2008 kurgusunda ise kendine daha çok önem veren bir kadın grubuyla karşılaşırız: düzenli
spora giden, yüzen, bitki çayı içip dengeli beslenmeye dikkat eden, bakımlı, kahvaltı, öğlen ve
akşam yemeklerine dışarıya çıkıyormuş gibi itinalı ve şık, giysileri düzenli kuru temizlemeye
gönderilen, özel yardımcılı, eşinin kredi kartından istediği gibi harcayabilecek mali güce
sahip, üretmeden tüketen, ekonomiye sadece tüketim katkısında bulunan, amaçsız bir yaşam
süren, gösteriş ve pahalı eşyalara, markaya düşkün bir kadınlar grubu görüntüsü çizilmiştir.
Kapitalist ekonominin temel alındığı ülkelerde bu eylemlerin kaçınılmazlığı kabul edilmelidir.
Hatta televizyonun yaygınlığı ve etkisine güzel bir örnek teşkil eder. Hemen piyasaya sürülen
ve yok satan Bihter tipi saç tokası, Bihter yüzüğü, Bihter bluzu, Behlül parfümü, Firdevs
Hanım broşu ve elbisesi, Bihter çantası örnek olarak verilebilir. Tüketim endüstrisi çarkları
hemen çalışmaya başlatılmış, yüksek izlenme rekoru kıran dizinin görsel statü sembolleri
sosyal tırmanıcıya pazarlanarak umut tacirliği yapılmakta, özendirici psikoloji desteklenerek
tüketim kültürü körüklenmektedir. Bu körüklemede araç başta televizyon olmak üzere kitle
iletişim araçlarıdır.
3.8. Millî Ve Manevî Değerler
Nihal 1975 kurgusunda en başından beri Behlül’e âşık zavallı bir kızdır. Önce annesini, sonra
da evlenen babasını kaybeden Nihal, Firdevs Hanım’ın da aklını çelmesiyle Behlül’ün kendini
sevdiğine inandırır. Şaka olarak başlayan olay gine Firdevs Hanım marifetiyle Adnan Bey’e
duyurulunca iş resmiyet kazanır. Zaten Bihter’in kaçamak gece misafirliklerinden sıkılmış
olan Behlül’ün işine gelir, Nihal de büyük bir zevkle kabullenir.
2008 uyarlamasında Nihal’in masum duygusallığına ve utangaçlığına karşılık, Bihter’in
tutkuya dönüşmüş, histerik, kıskançlıktan gözü dönmüş aşkı gözler önündedir. Đlk uyarlamada
Bihter gece Behlül’ün odasına gelip gelemeyeceğini sorduğunda son derece masum ve
utangaç bir tavır sergilerken, son uyarlamada Bihter tutkusunun da verdiği cüretle, Behlül’ü
tehdit etmekte, saldırgan tavırlarla onu birlikte olmaya zorlamaktadır. Yaşadığı yaşam tarzı
nasıl uç noktadaysa yasak aşkını da tutkusunun uç noktalarında yaşamaktadır Bihter.
Bihter karakteri Türk aile yapısına bütünüyle ters bir rol modeli sunmaktadır.1975
uyarlamasında Behlül’ün baskılarına daha fazla direnemeyen Bihter 2008 uyarlamasında
baskın rolde görünmektedir. Evli bir kadının başka bir erkekle birlikte olması milli ve manevi
değerlerlerle ters düşmektedir. Alt yapısı güçlü olan Bihter aldatma sürecinde eşi ile birlikte
olamaz hep kaçar, mazeret uydurur. Böylece izleyiciden olumlu puan alma peşinde koşar.
Kötü kadın yerine ‘bahtsız, talihsiz kadın’ sıfatını hak edebilmek için her şartta aşkının
arkasında durur. Bundan dolayı Bihter karakteri aşkına sahip çıkan gururlu kadın örneği
olmuştur. Neredeyse kendisine tecavüz eden eşinin ‘zavallı karısı’ dır. Đzleyici gözünde yasak
aşka hak verilmesine zemin oluşturulmuştur. Böylece Bihter eşinden başka birisine
yönelmesinde haklı çıkarılmak istenmektedir.
Güncelleştirmede bir başka önemli nokta aile içi şiddete giren ‘tecavüz’ eylemidir. Behlül’le
olan birlikteliğinden dolayı kendinden nefret eden Bihter eşiyle birlikte olmaz, mazeretler
uydurur. Bir tartışmadan sonra sarhoş olan Adnan Bihter’e tecavüz eder. Birkaç gün tavır
koyan Bihter Adnan’ın özür dilemesiyle yumuşar ve olayı unutur. Geleneksel Türk kadını
tavrının sergilendiği bu olay romanda mevcut değildir. Bu yolla istenmeden kadın istismarı
medya, kitle iletişim araçları, diziler aracılığı ile meşrulaştırıldığı söylenebilir.
SONUÇ
11
Yaklaşık 100 yıl önce yazılmış bir eserin günümüze kurgulanmasında en dikkati çeken öğeler,
pek çok konuda yönlendirimi sağlayan kadın karakterlerin geçirmiş olduğu duygusal,
fizyolojik, toplumsal, eğitimsel, kültürel evrimdir. 2008 kurgusu üç
ana
karakterde
açıkça görülen somut değişimleri örnekler. Fizyolojik olarak kadın kendine, sporun bakımına
giyinişine önem veren, her zaman bakımlı bir görüntü sergilemektedir. Dış görünüşü tam
anlamıyla batılı düzeyindedir. Toplumsal bağlamda kadının kendi başına özgürce hareket
etmesi, kendi yaptıklarından sorumlu olması, özgürlüğünü dilediğince kullanması, gerek
giyim tarzında gerekse yaşam biçiminde kendi kararlarını verebilmesi, gelişmiş özgüveni ile
çok fazla yol kat etmiş olduğu görsel eserde açıkça gözlenmektedir. Evdeki eski sığ
yaşamından eser kalmamış dışa açılarak toplumsallaşmıştır. Ayrıca senaryonun sağlamlığı ve
hikâyenin gerçek, güncel değerlerle, birebir yaşam gerçekleriyle veriliyor olması ve sinematik
ayrıcalığı da diğer önemli etmenler arasında sayılabilir. Đlk uyarlamadaki çerçeve Osmanlı
Đmparatorluğu’nun çöküş belirtileriyle ailenin çöküşü arasındaki paralellik 2008 kurgusunda
herhangi bir eylemle eşleştirildiği gözlenmemektedir.
Adaptasyonlar orijinalleriyle birebir aynı olmak zorunda değillerdir: Aşk-ı Memnu’nun ilk
uyarlaması sadece yasak aşk anlatan bir romanın ötesinde hem dönemin koşulları, hem
batılılaşma nedeniyle alaturka-alafranga yaşamların sunulduğu ve buna ayak uydurmaya
çalışan, bunun sancılarını çeken toplumu yansıtır. Aslında ima edilmek istenen bu maddi
zenginliğin altında yatan insanların kofluğudur, süs bebekleri misali bu yaşantıdaki kadınların
boş oldukları düşüncesidir. Aynı zamanda diziler aracılığıyla kadının toplumsal ve ideolojik
duruşunun irdelenmesi bakımından da önemli bir kaynak teşkil etmektedir.
Kapitalist tüketim toplumunun yarattığı arz talep doğrultusunda klasik eserler bu tarz
güncelleme yapılmış kurgular aracılığıyla popülerlik kazandırılarak, tecimsellik uğruna
tüketildiğini ve eserlerin gerçek değerlerini kaybetmelerine sebep olduklarını da belirtmekte
yanlış olmayacaktır. Bu bağlamda en güçlü kitle iletişim aracı olan televizyonda yapılacak
uyarlama veya güncellemelerde senaristlere önemli görevler düşmektedir. Senaristler popüler
kültür ürünlerini hem eğlendirici hem de eğitici yönde kurgulamalarının önemine
inanmalıdırlar. Aşk-ı Memnu örneğindeki kadın karakterler arasındaki büyük fark dönemin alt
şartlarına göre sahip oldukları ilk konum ve bugünkü konumları arasındaki açık gelişme
bireysel, toplumsal ve ideolojik bakımlardan olumlu olduğu kadar olumsuz yönde de
eleştiriye açıktır. Popüler kültür ürünlerinde kadının temsili senaristleri bütünüyle ilgilendiren
hem sosyal sorumluluk hem medya okuryazarlığı çerçevesinde önemle ele alınması gereken
hassas konular arasındadır.
KAYNAKÇA
Arslan,Savaş.Melodram.Đstanbul:L&M Yayınları,2005
Atay, Oğuz, GünlükĐletişim Yay,12. baskı Đstanbul.2007
Dadak,Zeynep. “Aynadaki Halimiz”, Altyazı Dergisi, Đstanbul, Aralık 2009
Egri,Lajos,Piyes Yazma Sanatı,Çev.Suat Taşer,Papirüs,Ank,1996
Finn,P.Robert.Türk Romanı Đlk Dönem,Çev.Tomris Uyar,Agora Kitaplığı,Đstanbul.2003
Moran, Berna, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış, Đletişim Yay,5.baskı.Đst.1995
Refiğ Halit, “Aşk-ı Memnu Uyarlamaları”,Hürriyet Gösteri, sayı 223,Kasım 2000
Türk, Đbrahim.Halit Refiğ Düşlerden Düşüncelere Söyleşiler,Đstanbul,Kabalcı Yayınevi,2001
Uşaklıgil,Halid
Ziya,Aşk-ı
Memnu,Đnkılâp
Đncelemeleri,Akçağ Yay.Ank, 2008
12
Kitabevi,Đst,1978,akt.Gıyaseddin
Aktaş
Tematik
Roman
Download