İş cinayetlerinin hesabını sormak için

advertisement
İletişim adresi:
Sahabiye Mahallesi
Mersin Sokak - Sim İşhanı
No: 403 Kat: 4 - Kocasinan
Tel: 0 352 222 00 07
İşçi Bülteni Özel Sayý: 1181
Kasım 2014 - Fiyatý 25 Kr.
İş cinayetlerinin hesabını sormak için
mücadeleye!
İş cinayetinin bu defaki adresi Karaman’ın Ermenek İlçesi’ne bağlı
Pamuklu Köyü yakınlarındaki özel şirkete ait kömür ocağıydı. Henüz
Soma’da yaşanan iş cinayetinde yaşamını yitiren 301 işçinin acısı ile
bağrımız yanarken, bu defa da 18 işçi kardeşimizi kaybetmenin kaygısını
yaşıyoruz.
İki ay önce madenin sahibi, Soma’da yaşanan maden faciasının ardından
çıkarılan maden güvenliği düzenlemesi nedeniyle artan maliyetleri sebep
göstererek 130’dan fazla işçiyi işten çıkardı ve madeni kapatmak istedi.
Maden patronu ile masaya oturan işçiler yemek ve servis haklarından
vazgeçmeyi kabul etti ve bu sayede maden, işlemeye devam etti. İşçiler
evden getirdikleri kumanyaları dışarıda değil, maden içinde yemeye
başladılar.
İşçiler ocağa gelen Enerji Bakanı’na tepki göstererek su baskının üçüncü
kez yaşandığını söylediler. “Bu işin fıtratında ölüm var” diyen, sermayeyi
korumayı varlık nedeni sayan AKP iktidarı sözcüleri, işçilerin söylediklerine
değil, patronların söylediklerine kulak kabarttılar.
Suçlusunuz, ayağa kalkın! Türkiye’yi, 100 bin çalışan başına ölümlü iş
kazalarında Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sıraya taşıyan, sermayeye
hizmeti temel görev edinen AKP
iktidarının sözcüleri!..
Ayağa kalkın; çalışma yaşamı ve işçi sağlığı ve işçi güvenliği ile ilgili
düzenlemeleri, bu alanla ilgili emek ve meslek örgütlerinin önerilerini
dikkate almayan, ortaya çıkan iş cinayetlerinin sorumlusu olan maden
patronlarını üzmeyen sermayenin hizmetkarları!
Kapitalist sistemde patronlar sürekli daha fazla kâr elde etmeyi hedefler.
Bu kârı elde etmek için işçilerin birer birer ölmesinin asalak kapitalist
patronlar için hiçbir önemi yoktur. Ücretli kölelik düzeni devam ettiği sürece
iş cinayetleri de artarak devam eder. Elbette ki, gencecik maden işçilerinin iş
cinayetine kurban gitmesinin acısını yüreğimizde hissetmeliyiz. Ancak
sadece üzülmekle yetinmek bizlerin işi olamaz! Zira, taşeronlaştırmaya,
güvencesiz ve esnek çalışmaya karşı mücadele verilmeden iş cinayetleri
önlenemez.
İş cinayetleri gözünü kâr hırsı bürümüş kapitalistlerden, para
babalarından ayrı düşünülemez. İş cinayetlerini önlemenin ve kölece
çalışma ve yaşam koşullarını değiştirmenin tek yolu ise örgütlü
mücadeleden geçmektedir. Tüm işçiler örgütlenmeli, iş cinayetlerinin
sorumlusu patronlardan, patronları koruyan kapitalist düzenden hesap
sormalıdır.
2
Patronların egemen olduğu düzen öldürür!
İşçi katili düzene karşı mücadeleye!
Patronların egemen olduğu çalışma düzeni öldürüyor, seri cinayetlerini
sürdürüyor. Son süreçte bir ay içinde iş cinayetleri ayyuka çıktı. Torunlar
İnşaat’ın rezidans yapımında 10 işçi kâr hırsı, ihmal ve vurdumduymazlık
sonucu asansörde yaşamını yitirdi. TOKİ Emlak Konutları yapan Egemen
İnşaat şirketi bünyesinde çalışan bir işçi iş cinayetinin kurbanı oldu.
Karaman’ın Ermenek ilçesine bağlı Pamuklu Köyü yakınlarındaki özel
şirkete ait kömür ocağında su baskını yaşandı, 18 işçi yerin altında kaldı.
Isparta’nın Yalvaç ilçesinde elma işçilerini taşıyan midibüsün şarampole
yuvarlanması sonucu 17 kişi öldü, 28 kişi yaralandı. Kazadan yaralı
kurtulan bir işçi “Dayıbaşı ne kadar fazla adam götürürse o kadar para
kazanacağı için midibüse fazla yolcu bindiriyor’’ dedi. Kazada hayatını
kaybeden Veli Can Çelik henüz 15 yaşındaydı.
Kapitalizm öldürüyor
Bu tablo kâr hırsı için insan hayatını hiçe sayan dayıbaşlarının tek başına
yarattığı bir tablo değildir. Bu tablo, işçi sağlığı ve güvenliğini hiçe sayan
“kâr için her yol mubah” anlayışıyla hareket eden sömürücü, asalak
patronların egemen olduğu kapitalist düzenin yarattığı tablodur. Bu düzen
sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde, patronların borusunun öttüğü
düzenin adı olan kapitalizmin var olduğu her noktada hüküm sürmektedir.
Patronlar sermayelerini işçilerin döktükleri kanla büyütüyorlar. Dünyada
iş cinayetleri ve meslek hastalıkları nedeniyle yaklaşık 2,5 milyon işçi
yaşamını yitiriyor. Patronların egemen olduğu kapitalist düzenin seri
cinayetlerinin yaşandığı ülkelerin başında Türkiye yer alıyor. Türkiye’de
patronların kasası işçi cinayetleri sayesinde doluyor.
AKP iktidarı, yaşanan iş cinayetlerinin basıncı altında madenlerde
çalışma koşullarına yönelik olarak göz boyama amaçlı küçük değişiklikler
yaptı. Buna bile tahammül göstermeyen maden patronları kazan kaldırdılar.
Ermenek’teki madenin sahibi, maden güvenliği düzenlemesi nedeniyle artan
maliyetleri sebep göstererek 130’dan fazla işçiyi işten çıkardı ve madeni
kapatma tehdidinde bulundu. Maden patronu ile masaya oturan işçiler
yemek ve servis haklarından vazgeçmeyi kabul edince maden işlemeye
devam etti. Yapılan anlaşmanın ardından işçiler evden getirdikleri
kumanyaları maden içinde yemeye başladılar. O gün de öğle yemeklerini
yedikleri sırada, su basması nedeniyle yerin metrelerce altında kaldılar.
Yaşanan bu iş cinayetlerinin sorumluları, çalışma yaşamı ve işçi sağlığı
ve işçi güvenliği ile ilgili düzenlemeleri yaparken emek ve meslek
örgütlerinin önerilerini dikkate almayan AKP iktidarıdır. Kâr hırsıyla yanıp
tutuşan, işçi sağlığı ve güvenliği için alınması gereken önlemleri gereksiz
masraf sayan ve işçileri bile bile ölüme gönderen maden patronlarıdır.
AKP iktidarı 100 bin çalışan başına ölümlü iş kazalarında Türkiye’yi
Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sıraya taşıdı. İşçi sağlığı ve işçi
güvenliğini değil, kan emici patronların daha fazla kâr etmesini önemsedi.
“Bu işin fıtratında ölüm var” dedi. Patronları korumayı varlık nedeni saydı.
İşçilerin söylediklerine değil, patronların söylediklerine önem verdi.
Kuralsız çalıştırma, denetimsizlik ve
taşeron birliği öldürüyor
Binlerce insanın çalıştığı madenlerdeki iş kazalarının nedenleri ortadadır.
Ancak tüm bunlara rağmen iş koşullarında hiçbir değişiklik
yapılmamaktadır. Çalışma Bakanlığı’nın denetimlerinde birkaç işyerine
para cezası kesilmiştir. Göstermelik olarak iki üç madenin bazı
bölümlerinde üretimin durdurulacağı söylenmiştir. Tüm bu göz boyamaya
yönelik tutumların ardından ne kesilen cezalar tahsil edildi, ne de kapatma
cezası verilen madenlerde üretim durdu.
Ölümlerin artmasıyla birlikte, Çalışma Bakanlığı, denetim kadrosunu
büyüterek madenlerdeki denetimi artıracağını belirtti. Aynı Çalışma
Bakanlığı iş cinayetlerinin ayyuka çıkmasına yol açan taşeronluk
köleliğinin ülkeyi bir ur gibi sarmasına omuz verdi. Oysa iş kazalarının en
büyük nedeni taşeron sistemidir. Patronların kuralsız işçi çalıştırmalarıdır.
74 bin iş kazasının 56 bin 414’ü 13 ilde meydana geldi. Bu iller sırasıyla
İstanbul, İzmir, Bursa, Manisa, Zonguldak, Tekirdağ, Kocaeli, Ankara,
Denizli, Kayseri, Adana, Antalya ve Kütahya oldu. Kömür ocaklarında
çalışma koşullarının içler acısı durumu, iş cinayetlerinin bu kadar
yoğunlaşmasının temel nedenidir.
Gerçek güvence, işçilerin birleşik mücadelesidir!
Kayseri en fazla iş cinayetlerinin yaşandığı kentler arsında bulunuyor.
Bu koşulları değiştirmek için gerekli olan mücadeledir!
İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin alınmasının tek bir yolu var, o da
işçilerin mücadelesidir!
Ağır ve tehlikeli işkolu yönetmeliğinin uygulanmasının tek bir yolu var,
o da işçilerin birleşik mücadelesidir!
Çalışma saatlerinin düşürülmesi, zorunlu fazla mesailerin kaldırılmasının
tek bir yolu var, o da işçilerin birleşik mücadelesidir!
Taşeronlaştırmanın, taşeronluk köleliğinin yasaklanmasının tek bir yolu
var, o da mücadeledir. İş cinayetlerinin son bulması ve yaşanan iş
cinayetlerinin hesabının sorulması için yapılması gereken işçilerin,
emekçilerin ve gençlerin birleşik mücadelesini büyütmektir. Bu mücadele
verilmeden ölümler durmayacaktır!
Kayseri İşçi Birliği
3
Kayseri İşçi Derneği katliamlara karşı
mücadeleye çağırdı
Kayseri İşçi Derneği 2 Kasım Pazar günü Kayseri meydanında bir basın
açıklaması yaparak iş cinayetlerini protesto etti. Basın açıklamasını Kayseri
İşçi Derneği yöneticisi Ahmet Çakır okudu. Basın açıklamasında, son
süreçte yaşanan iş cinayetlerine değinilerek, son bir ay içinde yaşanan iş
cinayetleri hatırlatıldı.
Karaman’ın Ermenek ilçesinde 18 işçinin mahsur kaldığının ve kurtarma
çalışmalarının devam ettiğinin dile getirildiği açıklamada, Isparta’da elma
işçilerini taşıyan midibüsün şarampole yuvarlanması sonucu çoğunluğu
kadın 17 tarım işçisinin yaşamını yitirdiği belirtildi.
Kazadan yaralı kurtulan bir işçinin “Dayıbaşı ne kadar fazla adam
götürürse o kadar para kazanacağı için midibüse fazla yolcu bindiriyor”
ifadelerinin hatırlatıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu tablo kâr hırsı için insan hayatını hiçe sayan dayıbaşlarının tek
başına yarattığı bir tablo değildir. Bu tablo, işçi sağlığı ve güvenliğini hiçe
sayan ‘kâr için her yol mübah’ anlayışıyla hareket eden sömürücü, asalak
kapitalistlerin egemen olduğu düzenin yarattığı tablodur”
Ermenek’teki madenin patronunun kâr hırsıyla hareket ettiğini belirten
Çakır, torba yasanın ardından işçilerin haklarının gasp edildiğini ifade etti.
“Yaşanan bu iş cinayetlerinin sorumlularını biz biliyoruz” diyen Çakır,
açıklamayı şu sözlerle sürdürdü: “Çalışma yaşamı ve işçi sağlığı ve işçi
güvenliği ile ilgili düzenlemeleri, bu alanla ilgili emek ve meslek
Kayseri İşçi Derneği
1. Genel Kurulu yapıldı
Kayseri işçi Derneği 1. Genel Kurulu yapıldı. 26 Ekim 2014 tarihinde
gerçekleşen genel kurulda yönetim ve denetim kurulu asil ve yedek üyeleri
seçildi. Kayseri İşçi Derneği yönetim kurulu asil üyeliklerine Uğur Candar,
Ahmet Çakır, Nagıhan Od, Haydar Baran, Hüseyin Kılıç; yedek üyeliklere
ise Şinasi Topçu, Yusuf Erdinç, İbrahim Ethem Koca, Bilgin Aslan, Ecevit
Kalkan seçildi. Denetleme Kurulu asil üyeliklerine Mustafa Taşer, Sedat
Felek, Tunahan Şahin, yedek üyeliklere ise Tayfun Ünal, Erkan Güneş,
Dursun Doruk seçildi.
İşçilerin haklarını korumak, geleceklerine yönelik sermayenin
saldırılarına karşı mücadele etmek için kurulan Kayseri İşçi Derneği
örgütlerinin önerilerini dikkate almayan, kâr hırsıyla yanıp tutuşan, işçi
sağlığı ve işçi güvenliği için alınması gereken önlemleri gereksiz masraf
sayan maden patronları iş cinayetlerinin sorumlusudurlar.
Yaşanan iş cinayetleri 100 bin çalışan başına ölümlü iş kazalarında
Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sıraya taşıyan, işçi sağlığı ve işçi
güvenliğini değil, maden patronlarının daha fazla kar etmesi için çabalayan
AKP iktidarının eseridir!”
İş cinayetlerine karşı mücadele çağrısı yapan Çakır; bu koşulları
değiştirmek için gerekli olan şeyin mücadele olduğunu dile getirdi.
Açıklama şu sözlerle sona erdi: “İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin
alınması, ağır ve tehlikeli işkolu yönetmeliğinin uygulanması, sigortaların
taşeron değil ana firma tarafından ve alınan ücret üzerinden ödenmesi,
çalışma saatlerinin düşürülmesi, zorunlu fazla mesailerin kaldırılması için,
taşeronlaştırmanın yasaklanması için yapılması gereken, işçilerin,
emekçilerin, gençlerin birleşik mücadelesini büyütmektir. Bu mücadele
verilmeden ölümler durmayacaktır”
Eylem boyunca işçiler “Artık ölmek istemiyoruz!” , “Katillerden
hesabı işçiler soracak!”, “Kaza değil, cinayet!”, “Birleşe birleşe
kazanacağız!” sloganlarını haykırdılar.
Kayseri İşçi Bülteni
kurulduğu günden bu yana işçilerin emeğini koruma mücadelesinin bir
mevzisi olarak sömürü ve açlığa karşı mücadele bayrağını yükseltti.
Sigortasız, güvencesiz çalışan işçilerin, işten çıkarılan işçilerin, iş kazası
geçiren işçilerin, mazlumların yanında yer aldı. Savaşın, sömürünün,
açlığın, yoksulluğun, sefaletin kaynağı olan patronları koruyan
parababalarının düzeninin tam karşısında yer aldı.
Derneğimiz, iş cinayetlerine karşı sokağa çıktı. İnsanca yaşamaya yeten
asgari ücret talebini yükseltti, Kayseri meydanında basın açıklaması yaptı.
Kayseri İşçi Derneği bundan sonra da işçi sınıfının mücadelesinin bir
mevzisi olarak zorlu ve onurlu görevleri yerine getirmeye devam edecek.
Tüm işçi kardeşlerimizi derneklerine sahip çıkmaya, Kayseri İşçi
Derneği’ne üye olmaya çağırıyoruz.
Birleşen işçiler yenilmezdir!
İşçilerin birliği patronları yenecek!
Hakların ve geleceğin için Kayseri İşçi Derneği’nde birleş!
Kayseri İşçi Derneği
Yönetim Kurulu
İş cinayetlerine karşı örgütlü mücadeleyi büyütelim!
İstanbul’da TOKİ Emlak Konutları yapan Egemen İnşat şirketi
bünyesinde çalışan bir işçi, iş cinayetinin kurbanı oldu. Asansör boşluğuna
düşen Askeri Kaya yaşamını yitirdi. Askeri Kaya ekmeğini kazanmak için
Diyarbakır’dan İstanbul’a gelmişti. Aynı şirketin inşaatında daha önce de
bir inşaat işçisi düşerek yaralanmıştı.
Yakın dönemde Torunlar İnşaat’ın rezidans yapımında 10 işçi
patronların kâr hırsı, ihmal ve vurdumduymazlığı sonucu asansörde
yaşamını yitirmişti. Yaşanan işçi cinayetleri Türkiye’de işçi yaşamının
patronların gözünde bir değeri olmadığının en açık kanıtıdır.
Türkiye, 100 bin çalışan başına ölümlü iş kazalarında Avrupa’da
birinci, dünyada üçüncü sırada. En fazla ölüm inşaat sektöründe ve
İstanbul’da yaşanıyor. TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın Soma
katliamından sonra hazırladığı rapora göre, 2011’de 10’u meslek hastalığı
sonucu olmak üzere bin 710, 2012’de 1’i meslek hastalığı sonucu olmak
üzere 745 işçi yaşamını yitirdi.
En fazla ölüm, inşaat sektöründe oldu. 127 kişi ile inşaat faaliyetleri
birinci sırada, 73 kişi ile kara ve boru hattı taşımacılığı ikinci sırada yer
aldı. İlk sıradaki bina inşaatı, üçüncü sıradaki bina dışı yapıların inşaatı ve
dördüncü sıradaki özel inşaat faaliyetlerinde görülen ölüm sayısı ise 256
oldu. Ölümlü iş kazalarının üçte biri yapı işlerinde yaşandı.
74 bin iş kazasının 56 bin 414’ü 13 ilde meydana geldi. Bu iller
sırasıyla İstanbul, İzmir, Bursa, Manisa, Zonguldak, Tekirdağ, Kocaeli,
Ankara, Denizli, Kayseri, Adana, Antalya ve Kütahya oldu.
TMMOB Makina Mühendisleri Yönetim Kurulu, yaptığı
değerlendirmede, çalışma yaşamı ve işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili
düzenlemeler, bu alanla ilgili emek ve meslek örgütlerinin önerileri
dikkate alınarak yapılmadığı müddetçe acıların artacağı uyarısında
bulundu.
DİSK’e bağlı Devrimci Yapı İşçileri Sendikası İç Anadolu Bölge
Temsilcisi Haydar Baran, iş cinayetleri üzerine şunları söyledi:
“Kapitalist sistemde patronlar sürekli daha fazla kâr elde etmeyi
hedefler. Bu kârı elde etmek için işçilerin birer birer ölmesinin asalak
kapitalist patronlar için hiçbir önemi yoktur. Ücretli kölelik düzeni devam
ettiği sürece iş cinayetleri de artarak devam eder. Elbette ki gencecik bir
inşaat işçisi arkadaşımızın iş cinayetine kurban gitmesinin acısını
yüreğimizde hissediyoruz. Ancak sadece üzülmek bizlerin işi olamaz! Zira
taşeronlaştırmaya, güvencesiz ve esnek çalışmaya karşı mücadele
verilmeden iş cinayetleri önlenemez. İş cinayetleri sermayeden ve yeni
saldırılarından ayrı düşünülemez. İş cinayetlerini önlemenin ve kölece
çalışma ve yaşam koşullarını değiştirmenin tek yolu ise örgütlü
mücadeleden geçmektedir. Tüm işçileri örgütlenmeye, inşaat işçisi
arkadaşlarımızı DİSK’e bağlı Devrimci Yapı İşçileri Sendikası’nda
örgütlenmeye çağırıyorum” dedi.
YOL-İŞ Sendikası Kayseri 1 No’lu Şube’mizin 10. Olağan Genel
Kurulu 16 Kasım Pazar günü yapılacak. Genel Kurul’da iki liste, iki
anlayış yarışacak. Karayollarında yaşanan taşeronluk köleliği,
özelleştirme saldırısına karşı “çözüm mücadelededir” diyen bizlerin
listesi ile, özelleştirme ve taşeronlaştırmaya boyun eğerek, uzlaşmacılığı
meslek edinerek sendikacılık yapan Adem Özokutan’ın listesi yarışacak.
Delege seçiminde ağır yenilgi aldığı Pınarbaşı delege seçimlerini,
genel merkezin de desteğini alarak iptal ettiren Adem Özokutan’ı ve
ekibini tanıyoruz. Onlar, işverenle, taşeron patronlarıyla eş güdüm içinde
çalıştılar. Ne işvereni, ne de taşeron patronlarını hiç üzmediler. Yıllarca
taşeron işçilerin sendikasız çalışmasına göz yumdular. Profesyonel
sendikacılıkları tehlikeye düşünce, taşeron işçilerini sendikaya üye
yaptılar. Üye yaparken taşeron işçiye kadro sözü verdiler. Taşeron işçilerin
toplu sözleşmeye dahil olacaklarını söylediler. Ardından da tüm bu
sözlerini yalayıp, yuttular.
Bizleri mücadelemizden tanırsınız. Yaptıklarımızın tanığı sizlersiniz.
Sendika seçimlerinden önce de, sonra da bulunduğumuz her yerde
mücadele bayrağını hep yükseklerde tuttuk.
Her gün karayolu işçilerinin mücadele birliğini sağlamak için, birleşen
karayolu işçilerinin yenilmezliğini göstermek için, taşeronluk köleliğinin
son bulması için bedel ödemeyi göze aldık. Mücadele ettiği için
sürgünlere maruz kaldığı halde bir an olsun sarsılmayan Şinasi Topçu’dan
çok şey öğrendik.
2004 yılında taşeron işçilerinin sendikaya üye olmalarının önünde
hiçbir engel olmadığını anlatmak için Karayolları 6. Bölge işçileriyle
Pınarbaşı’nda, Develi’de, Yozgat’ta ve tüm şubelerde yapılan toplantılara
önderlik ettik. Taşeronluk köleliğinin, özelleştirme saldırısının
kıskacındaki karayolu işçilerinin mücadelesini büyütmek için, Kayseri’de
“Taşeron İşçiliğine Karşı Mücadele Sempozyumu”nu gerçekleştirdik.
Karayolu işçisinin kürsüsü olan “Karayolu İşçi Bülteni” adlı işçi
gazetesini çıkardık.
Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Karayolu işçilerinin
haklarını alması ve geleceğinin kararmaması için, taşeronluk köleliğine
son vermek için, karayolu işçisinin gücünü göstermek için, mücadeleyi
büyütmek, karayolu işçilerini birleştirmek için, karayolu işçilerinin
seçilme hakkının önündeki barajları yıkmak için adayız.
Kendi ikballeri için karayolu işçisinin geleceğini karartan,
sendikamızda ağalık düzeni kuran Ademlerin saltanatını yıkmak, yemede
sonuncu, içmede sonuncu, fedakarlıkta birinci olmak için aday olan bizleri
yönetime taşımak her onurlu delegenin görevidir.
Yol-İş 1 No’lu Kayseri Şube Genel Kurulu
öncü delegeleri adına Yusuf Erdinç
İletişim adresi: 67. Şube Şefliği… Nevşehir
İletişim telefonu: 0 536 474 60 39
Sendika ağalarının çarkını kırmak,
mücadeleci sendikacılık yapmak için adayız!
İşçi Bülteni Özel Sayı Özel Sayı: 1181 * Fiyatı: 25 Kr * Kasım 2014 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Tayfun Altıntaş * Yayın Türü: Yerel süreli, siyasi, ayda bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Millet Caddesi Sultan Cami Sk. No:2/9 Fatih/İstanbul *
Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat Davutpaşa Cad Güven Sanayi sit C Blok No: 242 Topkapı İstanbul * 577 54 92
Download