AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER

advertisement
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER
BAġKANLIĞI
GünlükBülten ÇalıĢması
Dr. Fatma Betül SAYAN KAYA
Genel BaĢkan Yardımcısı
DıĢ ĠliĢkiler BaĢkanı
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
ĠÇĠNDEKĠLER
TÜRKĠYE GÜNDEMĠ ........................................................................................................ 3
Obama’yla Telefonda Uzun GörüĢme ...................................................................................... 3
Çavuşoğlu Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan Üçlü Bakanlar Toplantısında Konuştu
............................................................................................................................................................ 3
PKK terörü AB-Türkiye Zirvesi'nde görüĢülecek ................................................................ 4
Suriyeliler Türkiye'de bir ayda 227 Ģirket kurdu .................................................................. 4
Türk jetleri dün gece de Kandil üzerindeydi .......................................................................... 4
Türkiye, BMGK kararı olmadan Suriye'ye kara gücü göndermeyecek' ......................... 5
TÜRKĠYE YORUM/ANALĠZ .......................................................................................... 5
Terörle Mücadelenin Hassas Boyutları ............................................................................... 5
ASYA GÜNDEMĠ ................................................................................................................ 7
Rusya'nın Suriye tasarısında anlaşılamadı ........................................................................ 7
Putin ve Suudi Kralı ‘Suriye’yi görüştü ................................................................................ 8
Çin: ABD, Güney Çin Denizi'nde gerginliği tırmandırıyor ............................................. 8
Güney Osetya: Rusya'ya bağlanmak için referandum yapacağız ............................... 9
ASYA - YORUMLAR/ANALĠZLER .............................................................................. 9
Savaşın Efendileri ........................................................................................................................ 9
AMERĠKA GÜNDEMĠ .................................................................................................... 15
Obama: YPG'nin ĠlerleyiĢi Kaygı Verici ...............................................................................15
MARK TONER’IN BASIN AÇIKLAMASI .........................................................................15
Venezula’da devalüasyon ve benzine 20 yıl sonra ilk zam.................................................16
AMERĠKA – YORUMLAR/ANALĠZLER ................................................................. 17
Ankara saldırısı IġĠD’e karĢı savaĢa nasıl zarar verir .......................................................17
AVRUPA ve BALKANLAR GÜNDEMĠ ..................................................................... 18
AB ve İngiltere anlaşmaya vardı ..........................................................................................18
AB: Mülteci krizinde tek alternatif Türkiye anlaşması ................................................19
Alman polisinden mülteci çocuklara sert davranış ......................................................19
Merkel: “Ġngiltere ile adil bir uzlaĢma sağlandı” ................................................................20
Almanya silah ihracatında rekor seviyeye ulaĢtı .................................................................20
Fransa ile Almanya 'uçuĢa yasak bölge'yi görüĢecek .........................................................20
Kosova'da ABD elçisine karĢı kampanya ..............................................................................21
ORTADOĞU GÜNDEMĠ ................................................................................................ 21
Muhalefete karadan havaya füze .............................................................................................21
ABD Libya’da IġĠD hedeflerini bombaladı...........................................................................22
Ġran: PKK hata yaparsa vururuz ............................................................................................22
Ramadi'de bir bölge daha IġĠD'den temizlendi ...................................................................23
Suriyeli muhaliflerden geçici ateskese 'evet' .........................................................................23
ABD'den Filistinli mültecilere 47 milyon dolar ....................................................................23
Mısır'da iĢkence protestoları ....................................................................................................24
2
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
TÜRKĠYE GÜNDEMĠ
Obama’ylaTelefondaUzunGörüĢme
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Başkan Barack Obama ile 1 saat 20 dakika
süren uzun bir telefon görüşmesi yaptı. Görüşmenin ana gündem maddesi Suriye
oldu. Cumhurbaşkanlığından edinilen bilgiye göre; Erdoğan'ın Tarabya'da olduğu
sırada gerçekleşen görüşme, 1 saat 20 dakika sürdü.Erdoğan'ın, Ankara'da önceki gün
gerçekleştirilen saldırıya ilişkin Türkiye tarafındaki bilgileri paylaştığı ifade edildi.
Erdoğan'ın, Suriye konusundaki görüşlerini ve PYD-YPG hassasiyetini aktardığı dile
getirildi. Beyaz Saray da iki liderin görüşmesinde Suriye konusunun ele alındığı
vurgulandı.
Görüşmeyle ilgili olarak Beyaz Saray sözücüsüJoshEarnest, görüşmeyle ilgili
açıklamanın sonra yapılacağına dikkati çekerek, Obama‟nın Erdoğan‟a Ankara ve
Diyarbakır‟daki terör saldırıları nedeniyle başsağlığı dilediğini belirtti.Ankara‟nın
IŞİD‟le mücadelede önemi bir ortak olduğun altını çizen Earnest, bir yıl IŞİD‟le
mücadele koalisyonuna katılan Türkiye‟nin sınır güvenliğine önemli katkıda
bulunduğunu ve Amerika‟dan bu konuda uzman desteği aldığını hatırlattı. İncirlik
Üssü'nün IŞİD bombardımanına katılan uçak ve insansız hava araçlarının mesafesini
kısalttığı için operasyonun verimliliğini arttırdığını da vurgulayan Earnest, Rusya‟yla
yaşanan uçak krizini provokasyon olarak niteledi, bir NATO müttefiki olarak bu
provokasyona karşı Türkiye‟nin yanında durduklarını yineledi. Earnest ayrıca, Başkan
Yardımcısı Joe Biden‟ın geçen ay Türkiye‟ye gittiğini ve Başkan Obama‟nın da
sonbaharda iki kez Cumhurbaşkanı Erdoğan‟la bir araya geldiğini hatırlattı.
19 ġubat 2016 Cuma
http://www.amerikaninsesi.com/content/obama-ile-telefonda-uzungorusme/3198618.html
ÇavuşoğluTürkiye-Azerbaycan-GürcistanÜçlüBakanlarToplantısındaKonuştu
Çavuşoğlu, Gürcistan'da yapılan Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan Dışişleri Bakanları
Üçlü Toplantısı'nın ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, DAEŞ ve El Nusra
gibi terör örgütleriyle mücadelede başka terör örgütlerine bel bağlamanın en büyük
hata olduğunu vurguladı ve “Terör örgütleriyle her türlü işbirliğine girmek Kırmızı
Şapkalı Kız masalındaki kurda yaklaşmaktan daha tehlikelidir” ifadelerini kullandı.
ABD'nin bu hatadan biran önce dönmesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, ABD'li
mevkidaşıKerry ile önceki gün telefonda görüştüklerini hatırlatarak, “Kendisinin de
YPG'nin güvenilmez olduğunu söylemesinden memnun olduk. Sonuçta Amerika'dan
da her ne kadar çelişkili açıklamalar gelse de bu konuyu anlamaya başlaması önemli
bir gelişmedir” dedi.
20 ġubat 2016 Cuma
http://www.yenisafak.com/gundem/kerry-ypg-icin-guvenilmez-dedi-2419228
3
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
PKK terörü AB-TürkiyeZirvesi'ndegörüĢülecek
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Türkiye'nin terörle mücadele konusundaki
taleplerini gelecek ay yapılacak AB-Türkiye Zirvesi'nde ele alınacağını bildirdi. Tusk,
iki gün süren AB Liderler Zirvesi'nin sonunda düzenlediği basın toplantısında,
Ankara'daki terör saldırısını ve "Türkiye ile Rusya arasında artan gerginliği", karşı
karşıya olan zorluklar arasında sıraladı. AB Konseyi Başkanı, Türkiye'nin
Ankara'daki terör saldırısı sonrası PKK ve uzantılarıyla ilgili Avrupalı
müttefiklerinden somut adımlar beklediği ve AB'nin bu konuda ne yapacağıyla ilgili
bir soru üzerine, şöyle konuştu: "Terörle mücadelede işbirliği konusunda
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile sürekli
irtibat halindeyiz. Bu yüzden de mart ayının başında Başbakan Davutoğlu'nun
katılacağı ortak bir zirve çağrısı yapmaya karar verdik. Bu sorularınıza dair detayları
bu zirveden sonra konuşabiliriz."
Almanya Başbakanı Angela Merkel de Halep'te devam eden saldırılar ve güvenli
bölge oluşturulması konusunda açıklamalarda bulundu. Halep'in sembolik bir şehir
olduğunu ifade eden Merkel, şunları söyledi: "Sivillerin kendilerini güvende
hissedecekleri bir bölgenin kurulması gerektiğini açıkça ifade ettik. Mesela Türkiye
sınırı, Azez ve civarı... Cenevre'de görüşmeler sürüyor. Bugün 10 binlerce Suriyeli
bombardıman korkusu yaşıyor. Onlar için en önemli şey bu güvenli bölgeye
sığınabilmek. Müzakereler yoluyla, Esed yönetimine ve ona destek veren tüm güçlere
bu güvenli bölgenin oluşturulması çağrısını yaptık."
20 ġubat 2016 Cumartesi
http://www.trthaber.com/haber/gundem/pkk-teroru-ab-turkiye-zirvesindegorusulecek-236220.html
SuriyelilerTürkiye'debirayda 227 Ģirketkurdu
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), ocak ayına ilişkin kurulan ve kapanan
şirket istatistiklerini açıkladı. Geçen ay kurulan 466 yabancı ortak sermayeli şirketin
227'si Suriye, 36'sı Alman, 31'i Irak ortaklı oldu.
Kurulan yabancı ortak sermayeli şirketin 57'si anonim, 409'u limited şirket oldu, bu
şirketlerin 178'i toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin
onarımı, 72'si inşaat ve 49'u imalat sektöründe yer aldı.
Buna göre, ocakta kurulan şirket sayısı, bir önceki aya göre yüzde 11,72 arttı,
kooperatif sayısında yüzde 39,18, gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 6,08
düşüş gerçekleşti.Kapanan şirketler bir önceki aya göre yüzde 4,70, kooperatifler
yüzde 25,24 ve gerçek kişi ticari işletmeleri ise yüzde 41,10 arttı.
20 ġubat 2016 Cumartesi
http://www.dunyabulteni.net/turkiye/355748/suriyeliler-turkiyede-bir-ayda-227sirket-kurdu
Türkjetleridüngece de Kandilüzerindeydi
Kuzey Irak'taki Kandil bölgesi Avaşin-Basyan, Hakurk ve Gara'da PKK'ya ait tespit
edilen sığınak ve barınaklar etkisiz hale getirildi. Ayrıca akıllı mühimmat ile PKK'ya
4
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
ait yüklü miktardaki cephanelikler imha edildi.
Terörle Mücadele Harekatı kapsamında, 18 Şubat 2016 tarihinde Havadan İhbar
Kontrol (HİK) uçağı, Havadan Yakıt İkmali ve İnsansız Hava Araçları'nın (İHA)
desteklediği, F-4E 2020 ve F-16'lar ile sınır ötesi hava harekatı düzenlendi. Kuzey
Irak'taki Avaşin-Basyan, Hakurk ve Gara'da PKK'ya ait tespit edilen sığınak ve
barınaklar etkisiz hale getirildi, ayrıca akıllı mühimmat ile terör örgütüne ait yüklü
miktardaki cephanelikler tam isabet atışlarla imha edildi.
20 ġubat 2016 Cumartesi
http://www.dunyabulteni.net/turkiye/355736/turk-jetleri-dun-gece-de-kandiluzerindeydi
Türkiye, BMGK kararıolmadanSuriye'yekaragücügöndermeyecek'
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Halit Çevik, Uluslararası Suriye
Destek Grubu'nun bir üyesi olan Türkiye'nin, Suriye'nin egemenlik ve toprak
bütünlüğünü desteklediğini ve soruna siyasi çözüm bulunmasını istediğini söyledi .
BM Güvenlik Konseyi 'ndeki (BMGK) Suriye görüşmesinin ardından gazetecilere
yaptığı açıklama yapan Çevik , Türkiye'nin Suriye 'den kaynaklı terör tehdidiyle karşı
karşıya olduğunu ve bunun gı̇ derek arttığını söyledi .
Çevik, "Kendimizi savunmak için uluslararası hukuk altındaki haklarımızı
kullanmaktan çekinmeyeceğiz. Türkiye, sınırlarını ve vatandaşlarını koruma
konusundaki kararlılığını defalarca mektupla Konsey'e iletti" dedi. Türkiye'nin
Haziran 2012'de kabul ettiği angajman kurallarını uyguladığını ve bu kapsamda
Suriye'den gelen ateşe karşılık verdiğini vurgulayan Çevik, Türkiye'nin bu tehdide
karşı gerekli önlemleri aldığını ifade etti.
20 ġubat 2016 Cumartesi
http://tr.sputniknews.com/turkiye/20160220/1021007956/turkiye-suriye-kara-gucubmgk-karari.html
TÜRKĠYE YORUM/ANALĠZ
TerörleMücadeleninHassasBoyutları
ORSAM- 17 ġubat 2016 ÇarĢamba, Sertaç Canalp Korkmaz
Terörle mücadele dediğimiz süreç, zihinlerimizde genellikle silahla yürütülen
mücadele süreci olarak zuhur etmektedir. Ancak terörle mücadelede silaha
başvurmak, işin sadece bir boyutudur. Geriye kalan siyasi, ekonomik, diplomatik,
sosyolojik ve psikolojik boyutlarını ihmal ettiğinizde, yürüttüğünüz silahlı
mücadelede öldürdüğünüz terörist sayısı sadece istatistikten öteye geçmeyecek bir
veri oluşturur ve size sadece askeri zafer getirecektir. Peki, bu noktada terörle
mücadeleye nasıl bakmak gerekiyor?
Sosyal ve Psikolojik Yönü
5
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Her terör örgütü, silahlı eylemleriyle karşısındaki devleti dize getiremeyeceğini çok
iyi bilmektedir. Zaten amaç da topluma korku salarak, talep ettiği bazı şeylerin devlet
tarafından hayata geçirilmesini sağlamaktır. Ancak devlet refleksinin güçlü olduğu
toplumlarda, terör örgütlerinin böyle bir amaca ulaşması söz konusu değildir. PKK
terör örgütü de 1984'teki ilk eyleminden bu yana silahlı mücadelesini sürdürmektedir.
Binlerce güvenlik görevlisini şehit etmesine rağmen askeri açıdan zafer kazanması
söz konusu değildir. Askerlik ve polislik gibi mesleklerin Türkiye'de önemli bir
sosyolojik tabanının bulunması ve kutsal olarak görülmesinin yanı sıra, teröre karşı
yürütülen mücadelede de şehitlik makamının bizatihi güvenlik görevlilerinin kendileri
için büyük bir şeref olarak kabul edilmesi, silahlı süreçte PKK'nın Türkiye
Cumhuriyeti‟ni asla yenemeyeceğine dair ciddi bir psikolojik zemin oluşturmaktadır.
Bu boyutun diğer bir yansıması da terörden ve terörle mücadele sürecinden etkilenen
insanların sosyolojik ve psikolojik açıdan desteklenmesi sürecidir. Bu süreç üstünkörü
ele alınabilecek ya da geçiştirilebilecek bir boyut da değildir.
Diplomatik Alan
Terör örgütleriyle yürütülen çözüm süreçleri/barış görüşmeleri oldukça kırılgan
süreçler olarak karşımıza çıkmaktadır. Süreç boyunca yaşanan gelişmelerin, sürecin
geleceğini etkilemesi noktasında önemli bir etkisi bulunmaktadır. Nitekim dünyadan
da örneklerde görüleceği üzere çözüm için masaya oturan herkes masadan barış
içerisinde kalkmış değildir.2012 yılı, sahadaki yoğun askeri operasyonların ardından
zayıf düşen PKK için çözüm sürecine yanaşmaktan başka bir şansının olmadığı bir
dönemdi. Devlet, o zamanki süreçte oldukça taktik bir manevra ile süreci barışçıl
yöntemlerle çözmeyi umarak masaya getirmiş ve terörle mücadelede stratejik bir
kazanım elde etmek istemiştir. Ancak bölgesel arenada yaşananlar hem taktik hem de
stratejik hedeflerin başarıya ulaşmasını engellemiştir.Irak ve Suriye topraklarında
önemli bir hareket sahası kazanan DAEŞ terör örgütünün ulaştığı güç ve kontrol ettiği
alan, Suriye'nin kuzeyinden Irak'ın kuzeyine kadar olan alanda yaşayan Kürtleri tehdit
etmeye başlamıştır. Akabinde ise Kürt Bölgesel Yönetimi‟nin Irak'ın kuzeyindeki
Kürtleri DAEŞ'e karşı korumak için Kobane/Ayn El Arab olarak bilinen bölgeye
Peşmerge gücü gönderip müdahil olarak Suriye'deki Kürtleri kurtarıcı rolüne
girişmesi, PKK'yı oldukça rahatsız etmiştir. Uzun zamandır taraflar arasında yaşanan
çekişme, Kobane üzerinden Türkiye ile PKK arasındaki çözüm sürecine de
bulaşmıştır. Çözüm sürecinde eleman ve silah açısından güçlenen PKK, DAEŞ
tehdidi karşısında kendisini laik ve seküler olarak pazarlayıp, yükselen dini motifli
terör tehdidi karşısında uluslararası aktörler açısından cazip bir araç olarak
konumlanmayı hedeflemiştir. Bu pazarlama stratejisi nihayetinde destek de
görmüştür. PKK'nın Suriye'deki uzantısı olan PYD'ye Batı ülkelerinden silah ve
eğitim konusunda destek verilmesi çözüm sürecine yönelik dengeleri de
değiştirmiştir. Ayrıca, yükselen DAEŞ tehdidiyle birlikte Suriye ve Irak
topraklarındaki kaotik atmosferin daha da derinleşmesi, terör örgütlerine hem eleman
hem de silah temin etme açısından eşsiz bir coğrafya sunmaya başlamıştır. Bu
6
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
süreçten geri kalmak istemeyen PKK ise yaklaşık 2.5 yıllık sürenin ardından, Suruç'ta
DAEŞ tarafından gerçekleştirilen ve 32 kişinin öldürüldüğü saldırı sonrasında
eylemlerine tekrardan başlamıştır. Bu noktada görüleceği üzere, terörle sadece silahlı
mücadele ya da masaya oturarak müzakere yürütmenin değil, terör örgütüne destek
veren ülkelerle de diplomatik açıdan da mücadele yürüterek terör örgütünün
yalnızlaştırılmasının önemli olduğu karşımıza çıkmaktadır.
Ekonomik Yüzü
Çözüm süreci dediğimiz ve akabinde muhtemel barışla sonuçlanması beklenen süreç
sadece PKK'nın silah bırakmasından ibaret bir süreç değildi. PKK'lı teröristlerin silah
bıraktıktan sonra Türkiye'ye geri dönüşü ve ekonomik olarak istihdamlarının yanı
sıra, toplumla olan ilişkileri ve psikolojik durumlarının da derinlemesine analiz
gerektirdiği ortadadır. Çözüm sürecinde bölge halkının ekonomik açıdan rahata
kavuşması sağlanmışken; PKK, bölgedeki Kürt halkının ekonomik kazanımından ve
Suriye'nin kuzeyinden Irak'ın kuzeyine uzanan alandaki kendi ekonomik
faaliyetlerinin azalmasından rahatsızlık duyarak silaha sarılmayı tercih etmiştir. Hem
Güneydoğu'da yaşayan Kürtlerin ekonomik refaha kavuşması hem de DAEŞ
karşısında kaybettiği alan neticesinde iki cephede savaş yürütmeyi seçerek kaotik
atmosferin sağladığı ekonomik ranttan pay elde etmek istemektedir. Bölgesel süreçte
yaşanan son gelişmeler ekseninde İran'a yönelik ambargoların kaldırılmasını da
dikkate alacak olursak, ekonomik daralma yaşayan Kuzey Irak yönetimin içine
düştüğü durumdan da, Türkiye'nin terör sorunu ile tekrardan karşı karşıya
kalmasından da en çok mutluluk duyan devletin İran olduğunu göz ardı etmemek
gerekir. Bu yüzden, terörle mücadele süreci yürütülürken bölgesel gelişmelerden
uluslararası dengelere, ekonomiye, sosyolojiye ve psikolojiye kadar uzanan boyutların
dikkate alınması, sürecin başarısı için önem arz etmektedir.
http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=5627
ASYA GÜNDEMĠ
Rusya'nınSuriyetasarısındaanlaşılamadı
Rusya'nın talebi üzerine Türkiye'nin Suriye'ye yönelik muhtemel bir kara harekâtını
masaya yatıran BM Güvenlik Konseyi üyeleri, aralarında bir mutabakat sağlayamadı.
BM Güvenlik Konseyi'nin şubat ayı dönem başkanlığını yürüten Venezuela BM
Büyükelçisi RafaelDarioRamirezCarreno, konu ile ilgili olarak Rusya'nın BM
Güvenlik Konseyi'ne bir tasarı sunduğunu belirtti. Carreno, üye ülkelerin daha sonra
tasarı üzerinde kendi ülkelerinin yaklaşımlarını dile getirdiğini ifade etti. Sunulan
tasarı üzerinde bir uzlaşıya varılamadığını aktaran Carreno, pazartesi günü aynı tasarı
üzerinde müzakerelere devam edileceği bilgisini verdi.
7
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Rusya'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Vladimir Safronkov, BM Güvenlik
Konseyi'ne sunulan tasarıda, Suriye'nin egemenliği ve toprak güvenliğinin
korunmasının, Suriye'ye olası kara harekâtından ve sorunun siyasi yolla çözülmesini
engelleyebilecek hareketlerden vazgeçilmesinin istendiğini söyledi.
Türkiye'nin Suriye'ye bir kara harekâtı düzenleyip düzenlemeyeceği sorusuna cevap
veren Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Halit Çevik ise “Türkiye, BM Güvenlik
Konseyi kararı ya da parçası olduğu uluslararası koalisyonun kolektif bir eylemi
olmadan Suriye'ye kara gücü göndermeyecek" diye konuştu.
20 ġubat 2016 Cumartesi
http://turkish.china.com/news/world/545/20160220/576916.html
Putin veSuudiKralı ‘Suriye’yigörüştü
Rusya Devlet Başkan'ı Vladimir Putin ile Suudi Arabistan Kralı Selman bin
Abdulaziz
Al
Suud,
Ortadoğu
ve
Kuzey
Afrika'daki
gelişmeleri
değerlendirdi.Kremlin‟den yapılan açıklamaya göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir
Putin ile Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz Al Suud telefon görüşmesi
yaptı.Kremlin'den yapılan açıklamada, iki liderin telefon görüşmesinde Suriye
krizinin çözümünden yana olduklarını teyit ettiklari vurgulandı.Rusya Devlet Başkanı
Putin, Kral Selman'ı Moskova'ya da davet etti. Suudi Arabistan Kralı Selman gelecek
ay Moskova'yı ziyaret edecek. Putin ve Kral Selman, Rusya ile Suudi Arabistan
arasındaki diplomatik ilişkilerin 90. yılı nedeniyle de birbirini kutladı.
Görüşmede, ikili ilişkilerin gelişmesine yönelik istekler karşılıklı dile getirildi.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki gelişmelerin de ele alındığı görüşmede, iki liderin
Suriye'deki krizin çözülmesini istedikleri ifade edildi.
19 ġubat 2016 Cuma
http://www.ntv.com.tr/dunya/putin-ve-suudi-krali-suriyeyi-gorustu,YWgLQEIvhkzMb6KVb6RrQ
Çin: ABD, GüneyÇinDenizi'ndegerginliğitırmandırıyor
Çin Dışişleri Bakanlığı, Güney Çin Denizi'nde bir dizi girişim sürdüren ABD'nin,
gerginliği tırmandırmanın yanı sıra, bölgeyi askerîleştirdiğini açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Yongxing Adası'ndaki füze sistemlerinin yeni
yerleştirildiğini, Çin'in bölgede daha istikrarlı ve güvenli bir durum sağlanması için
hiçbir tedbir almadığını iddia etti.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hong Lei, bugün ABD tarafından gelen
değerlendirmeye karşılık verdi. Sözcü, Çin'in Nansha Adaları ve çevresindeki sular
üzerindeki egemenliğinin tarihî ve yasal dayanakları bulunduğunu vurguladı.
Çin'in Nansha Adaları'nı “askerîleştirmeme” taahhüdünde ciddi olduğunu ifade eden
sözcü, Dışişleri Bakanı WangYi'nin de daha önce bölgeyi askerîleştirmemenin
yalnızca bir ülkeyi ilgilendirmediğini, bu konuda çifte standart uygulanmaması ve
hem bölgesel hem de bölge dışı ülkelerin birlikte çaba harcaması gerektiğini
8
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
belirttiğini hatırlattı.
ABD'nin Güney Çin Denizi'ndeki askerî varlığını artırmayı devam ettirmenin yanı
sıra, bölgeye askerî uçaklarını ve savaş gemilerini yolladığını kaydeden sözcü,
Washington'un müttefik ülkelerini ortak tatbikatlar düzenlemeye de teşvik ettiğini dile
getirdi.
Çinli sözcü, ABD'nin girişimlerinin Güney Çin Denizi'ndeki gerginliği
tırmandırmanın yanı sıra, bölgeyi askerîleştirdiğini kaydetti.
19 ġubat 2016 Cuma
http://turkish.china.com/news/china/543/20160219/576779.html
Güney Osetya: Rusya'ya bağlanmak için referandum yapacağız
1991'de Gürcistan'dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya
Cumhurbaşkanı
LeonidTibilov,
Rusya'ya
katılmak
için
referandum
düzenleyeceklerini söyledi.Özel bir mesaj yayınlayarak, Güney Osetya halkına ve
parlamentoya hitap eden Tibilov, "Rusya ile referandum konusundaki görüşmelere bu
yıl da devam edeceğiz. Meselenin zorluğunu ve hassasiyetini anladığımız ve stratejik
partnerimiz Rusya'yı zor durumda bırakmak istemediğimiz için referandumun özel bir
formatta yapılması gerektiğini düşünüyorum" dedi.'Güney Osetya Cumhurbaşkanı,
cumhuriyetin yeni bir bölge olarak Rusya Federasyonu'na kabul edilmesi için Rusya
yönetimine başvurabilir' şeklindeki bir maddenin anayasaya eklenmesi konusunu halk
oylamasına sunma olasılığı üzerinde çalıştıklarını kaydeden Tibilov, "Böylece Güney
Osetya, Rusya topraklarına katılma meselesinin gündeme taşınması için güçlü
anayasal zemine sahip olacak. Aynı zamanda da Rusya'yı referandum sonuçlarına
hemen yanıt vermek zorunda bırakmayacağız" ifadelerini kullandı.
19 ġubat 2016 Cuma
http://tr.sputniknews.com/asya/20160219/1021001193/guney-osetya-rusya-yabaglanmak-icin-referandum-yapacagiz.html
ASYA - YORUMLAR/ANALĠZLER
SavaşınEfendileri
Anadolu Ajansı-19 ġubat 2016/ Tevfik ġamil
Kadirov: Rusya‟nın 'trolü'
Muhalefetin Putin‟e yönelecek tepkilerini kendi üzerine çekme rolünü üstlenen
Kadirov, bu görevi kısmen de olsa başardı. Bu stratejiyle yapay kavgaların içine
çekilen muhalefet kanadı, Rusya‟daki ekonomik krizin ortaya çıkardığı asıl sorunlarla
ilgilenemez hale geldi.
Sosyal medya hayatlarımıza dahil olup etkisini iyice artırdığında yeni bir kavramla
tanıştık: Trolleme. Bu kavramı, en basit haliyle “dalga geçmek” olarak
9
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
tanımlayabiliriz. Trolleme aslında çevrimiçi toplulukların üyeleri arasındaki
şakalaşmayla başladı ve birkaç sene öncesine kadar, trollemenin uluslararası
ilişkilerde ya da siyasette kullanılabileceğine kimse ihtimal vermezdi. Trolleme
sanatını kullanan ilk siyasetçilerden biri Putin‟in danışmanı VladislavSurkov oldu.
Hatta Surkov bu işi ilk kez yapan kişi olarak tanındığı için, Rusya‟da gündemin
trollenerek değiştirilmesine 'Surkovşina' ismi verildi. Şu anda Rusya‟da iktidarın
trolleme stratejisine maruz kalan muhalifler, bu etkiden bir türlü kurtulamıyorlar.
Muhalif liderlerden BorisNemtsov‟un öldürülmesiyle şoke olan muhalefet kanadı,
kendilerine uygulanan Surkovşina stratejisinin etkisinde olduklarının farkında
değiller. Bu stratejiyle yapay kavgaların içine çekilen muhalefet kanadı, Rusya‟daki
ekonomik krizin ortaya çıkardığı asıl sorunlarla bir türlü ilgilenemez hale geldi
Kadirov ve "hainler"
Bir gündem yönetme sanatı olan Surkovşina için, 'sosyal medya fenomenleri' önemli
bir enstrüman. Gündem üretilen bu fenomenler üzerinden yönetiliyor. Rusya‟da
sosyal medya hesabından en çok alıntı yapılan ve bu yolla hakkında en çok haber
üretilen kişi olarak Çeçenistan Devlet Başkanı Kadirov gösteriliyor. Bir nevi sosyal
medya fenomeni olan Kadirov, sadece Kafkasya veya Rusya‟nın iç siyaseti ile ilgili
yaptığı yorumlar sebebiyle gündem olmuyor. Uluslararası yayın organlarına da konu
olan Kadirov, Rusya ne zaman yayılmacı adımlar atsa, gündem değiştiren açıklamalar
yapıyor.Ukrayna krizi sırasında Rusya‟nın askeri müdahalesinin üstünü örtmek için,
Çeçen savaşçılar kozunu ileri sürerek önemli bir rol oynayan Kadirov, Ukrayna‟da
aslında pek gücü bulunmayan Çeçenlere dikkati çekerek Rusya‟ya kolaylık sağladı.
Kadirov daha sonra ABD‟nin Rusya‟ya uyguladığı yaptırımları hedef alan
açıklamalar yaptı. Bu açıklamalar, aslında bir hayli ciddi olan yaptırımlar meselesini
sulandırılmakta kullanıldı ve Kremlin‟e yakın olan Rus medyası, Kadirov‟un
başlattığı sulandırma operasyonunu devam ettirdi. Kampanyanın hedefi, meseleyi Rus
halkının gözünde küçültmek ve Putin‟e yakın olan isimlerin karıştığı yolsuzluk
olaylarını kamuoyundan gizlemekti. Bu yolla, halk tarafından başlatılacak muhtemel
protestoların önüne geçildi.
Kadirov bu stratejiyi sadece Rusya‟nın yararına kullanmakla kalmıyor, üstlendiği bu
sosyal medya fenomeni rolünü, Çeçenistan‟daki yönetimini meşrulaştırmak için de
kullanıyor. Bulduğu her fırsatta Putin‟e bağlılığını dile getiren Kadirov, bu bağlılığı
sebebiyle Kremlin‟den diğer federasyon üyelerine göre daha yüksek meblağda ödenek
alıyor. Kadirov bu sebeple, Rusya‟daki muhalifler tarafından sert bir şekilde
eleştiriliyor. Rusya‟da muhalefetin güçlü isimlerinden, Yolsuzlukla Mücadele Vakfı
lideri AlekseyNavalny de Kadirov‟u eleştiren isimler arasında. Kadirov, Navalny
tarafından, Çeçenistan‟da Rusya Federasyonu kanunlarını işletmemek ve bölgeyi
kendi kuralsızlığıyla yönetmekle suçlanıyor.
Putin'e yönelecek tepkileri üzerine çekti
10
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Muhalefetin Putin‟e yönelecek tepkilerini kendi üzerine çekme rolünü üstlenen
Kadirov, bu görevi kısmen de olsa başardı. Kadirov, Liberal (Batıcı) denilen ve
Rusya‟da 'sistem dışı muhalifler' olarak adlandırılan Nemtsov-Kasyanov-Navlny
muhalif üçlüsünün ve onlara yakın basın kuruluşlarının hedefi oldu. Liberal basın
kuruluşları olarak bilinen Novaya Gazeta, EkhoMoskava radyosu ve RBC yayın
grubu Kadirov‟la büyük bir kavgaya girişti. Liberal muhalifler, kavgayı ilk önce
Çeçenistan‟da yaşanan insan hakları ihlalleri üzerinden yürüttü. Kadirov‟un hanesinde
insan hakları konusundaki eksilerinin hayli fazla olduğunu bilen muhalifler,
Çeçenistan‟da insan hakları alanındaki çalışmalarıyla tanınan Kalyapin‟e destek
vererek kavgayı daha da sertleştirdi. İki taraf adeta bir ölüm kalım savaşına girişti
denebilir. Bu kavganın bir ölüm-kalım savaşı olduğu sözünü ispatlayan en önemli
örneklerden birisi, Moskova‟nın ortasında meydana gelen ünlü muhalif siyasetçi
Nemtsov cinayeti. Muhalif gazetecilere baskı yapmakla, hatta bazı kişileri
öldürtmekle daha önce de suçlanan Kadirov‟un, siyasi muhaliflere el uzatamayacağı
söyleniyordu. Nemtsov cinayetiyle birlikte Putin‟in Kadirov‟unserbestiyet alanını
genişlettiği iddia edildi. Bu iddialara göre, Putin, Kadirov‟u istediğini yapma
konusunda serbest bırakmıştı. Bu iddialar üzerine, analist Piontkovsky yaptığı
değerlendirmelerde, Kadirov‟un artık yerel bir kukla olmadığını, federal siyasette
eşdeğer oyuncu olduğunu belirterek Kadirov‟un bu yeni pozisyonundan rahatsız
olanların içerisinde FSB ve askeri kanatta görev yapan üst düzey komutanların da
olduğunu öne sürdü.
Rus iç siyasetini de etkiliyor
Trolleme sanatında kullanılmak üzere yaratılan bu sosyal medya fenomeninin,
amacını aşarak, Rusya iç siyasetini etkiler hale gelmesinin, hem muhalif kanadı hem
de Putin çevresini çok rahatsız ettiğini yazan Piontkovsky, Rusya‟yı Çeçenistan‟dan
bir an önce kurtulmaya davet etti. Piontkovsky‟e göre Çeçenistan Rusya‟nın bir
parçası olması gerekirken Rusya Çeçenistan‟ın bir parçası oldu. Bir an önce
Rusya‟nın Çeçenistan‟dan kurtulması gerektiğini savunan ve Novaya Gazeta, Radyo
Liberty, Ekho Moskova gibi muhalif medya kuruluşlarında yazılar yazan Piontkovsky
özellikle Kremlin‟in içindeki güvenlikçiler kanadının Kadirov'dan rahatsız olduğu
üzerine senaryolar yazıyor. Piontkovsky ayrıca Rusya‟da liberal muhaliflerin önder
isimlerden biri ve Liberal Muhalefetin Nemtsov sonrası tek lideri olarak adlandırılan
eski Rusya Başbakanı Kasyanov‟a olan yakınlığı ile biliniyor. Piontkovsky,
"Gordonua" isimli internet sitesinde yayınlanan yazısında “Kadirov‟a yönelik
saldırıların onu zayıflatmayı amaçladığını söylüyor ve Kadirov üzerinden Putin‟i de
zayıflatmaya yönelik kampanya yürütüldüğünü iddia ediyor. İddiaların en ilginç yanı
ise bu kampanyaların Kremlin‟in içinden yürütüldüğü. Analistler Kremlin içerisinde
yaşanacak darbe senaryolarını kamuoyuna taşırken Kadirov ve Liberal Muhalefet
kavgası her geçen gün sertlik dozajı artarak devam ediyor. Son olarak, Kadirov‟un
kendisini
instagram
üzerinden
tehdit
etmesi
üzerine,
KasyanovKadirov‟uFSB‟yeşikayet eden bir dilekçe yazdı. Bu dilekçe, Kasyanov‟u,
11
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Kadirov yanlısı Çeçenlerin pastalı saldırısından kurtaramadı. Daha sonra,
NijniyNovgorod‟a giden Kasyanov, kaldığı otelde, Rus gençlerin saldırısına uğradı ve
Kremlin yanlısı basının kameralarından kendisini zor kurtardı.
Kadirov‟un hedef gösterdiği bir diğer muhalif olan İlya Yaşin 1 Şubat‟ta Kadirov
raporu hazırlamaya başladığını duyurdu. Moskova Polisi, 12 Şubat‟ta Yaşin‟in
arabasını, 13 Şubat‟ta da evini aradı. Yaşin, baskın yapan polislerin, hazırlamakta
olduğu Kadirov raporunu aradıklarını duyurdu. Bu gelişmeler, Kadirov‟un muhalifleri
susturma görevinin, Kremlin tarafından yönetildiğini gösteriyor. Kremlin, sağ duyulu
bir şekilde karşılık veremediği politik çekişmelerde, Kadirov üzerinden trolleme
yöntemini kullanmaktadır. Trolleme sanatıyla, meselenin ciddiyetini sulandırmakta ve
karşı tarafı argümansız bırakmaktadır. Trolleme sanatını kullanan Kremlin, kaba
kuvvet kullanmaktan da geri durmamaktadır. Kendi içinde, küçük düşürerek ve
ötekileştirerek susturamadığı muhalifleri tasfiye etmekten çekinmeyen Kremlin,
uluslararası meselelerde askeri ve istihbari gücü de kullanmakta.
Rusya uzmanları Kadirov‟un son dönemde Jirinovski‟nin yerini aldığını yazmaktan
çekinmiyor ama Kadirov‟unJirinovski‟den farklı olduğu gözden kaçmıyor. Jirinovski,
Sovyetler Birliği dağıldığında, Liberal Demokrat Parti‟yi kurdu. Bu partide, Rus
milliyetçiliği ve şovenizme dayalı siyaset yürüterek emperyalist düşünceye sahip
Rusları Duma‟ya soktu. Jirinovski, Rusya‟da muhaliflerce “Palyaço” diye
adlandırılmaktaydı. "Palyaço", Kremlin‟in radikal söylemlerini Kremlin‟den önce dile
getirerek kamuoyu yoklaması yapardı. Günümüzde, aynı rolün Kadirov‟a verildiği
söyleniyor. Fakat, Kremlin‟in bu yeni palyaçosu sadece konuşmakla yetinmiyor,
radikal eylemlerde de bulunuyor. Bu ise Rusya kamuoyunda, Kremlin‟in Kadirov‟u
kontrol edemediği şüphesini uyandırıyor. Liberal muhaliflerin, Kremlin‟i Kadirov
üzerinden sertçe eleştirmesinin sebebi, Kremlin‟in yeni palyaçosunun ve onun
adamlarının Moskova sokaklarında ellerinde silahlarla dolaşması.
Federal bir siyasetçi olmak hedefinde
Kadirov, tabii ki bu palyaço rolünü kabul etmiyor ve kendisini Rusya‟nın vatansever
bir kurtarıcısı olarak görüyor. Çeçenistan‟da, neredeyse yaptığı her konuşmada, 2.
Çeçen-Rus savaşında Rusların safında verdiği mücadeleyi dillendiriyor. İçkerya ve
Kafkasya Emirliği‟ne karşı yaptığı mücadelelerden bahis açarak Rusya‟yı
dağılmaktan kurtardığını iddia ediyor. Kadirov, bu eylemlerinden dolayı, hem
Kremlin‟den hem de Rus halkından saygı bekliyor. Zamanında Çeçen direnişinin
bastırılmasında oynadığı kilit rol sebebiyle, Çeçenistan ile yetinmiyor, Rusya‟da
önemli bir siyasi figür haline gelmek istiyor. Federal bir siyasetçi olmak isteği
yanında, Çeçenistan‟daki yönetimine Ruslar dahil kimsenin karışmasını da istemiyor.
Çeçenistan‟ı kendine ait bir toprak olarak gören Kadirov, burada yaşayan Çeçenlere
de kölesi olarak bakıyor. Kölelerinin, hangi dine mensup olduğundan, onların
haklarına ve mallarına kadar her şeyi kendi sorumluluğunda gören Kadirov, yönetim
alanını genişletmeye çalışmaktan da vazgeçmiyor. Adeta bölgenin ağalığına soyunan
12
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Kadirov, Rusya‟nın kendisine işlemeyen kanunlarına göre yalnızca atanmış bir devlet
başkanı olduğunu unutuyor. Bu ufak ayrıntıyı kendisine hatırlatan herkese çok sert bir
şekilde saldırıyor. Bu durumu sürekli ele alan Moskova merkezli basın,
Kadirov‟unCaharDudayev‟in kurmak istediği Çeçen İçkerya Cumhuriyeti‟nden daha
fazla güç elde ettiğini yazmakta.
Kadirov‟un Çeçenistan‟ın petrol kaynaklarını federal merkezden alma konusunda
önemli kazanımlar elde ettiği de iddia ediliyor. Bu iddialara delil olarak Rusya‟da
petrol kaynaklarını yöneten ikinci büyük şirket olan Rosneft‟in Çeçenistan‟da faaliyet
yürüten alt şirketlerinden birinin Kadirov‟a bırakılması gösteriliyor. Kadirov‟un elde
ettiği bu başarılardan rahatsız olanların başında yine Putin‟in önemli adamlarından
Rosneft‟inCeo‟suIgorSechin geliyor. 2008-2012 yılları arası Cumhurbaşkanlığı Genel
Sekreterliği yapan ve Putin‟e yakın isimlerden biri olarak bilinen Sechin‟in
rahatsızlığına FSB ve askeriye de ortak. Çeçen savaşlarında “gösterdiği üstün
başarılar” ile tanınan Vladimir Şamanov, Sechin‟in yanında yer alan askeri kanadın
önde gelen isimlerinden biri. Kendisine karşı duyulan rahatsızlıklardan haberdar olan
Kadirov, eğer yönetimden gidersem Çeçenistan‟da yeni bir savaş çıkar mesajı
vermeye çalışıyor. Kadirov, bu amaçla, aşırı dinci hareketlerin Kafkasya‟da
bitmediğini, onların pusuda beklediklerini ispatlamaya çalışıyor. Suriye‟de savaşan
muhalifleri destekleyen ve Rusya‟nın Ortadoğu‟da yaptığı katliamları kınayan
Kafkasyalı ılımlı grupları hedef alıyor. Bu saldırılarını da kamuoyuna göstere göstere
yapıyor. Kendine ait medya kuruluşlarını ve şahsi sosyal medya hesaplarını
kullanarak kamuoyu önünde bu insanları aşağılayıcı yayınlar yapan, adeta linç
kampanyası yürüten Kadirov, çevre cumhuriyetlerde bulunan benzer gruplara da
saldırıyor. Kadirov, cemaat mensuplarını ve imamlarını öldürmekle tehdit ediyor. Bu
tehditkar davranışlarını ara sıra yumuşatan Kadirov, denge siyaseti takip ederek her
ay kendine yeni bir düşman üretiyor. Kadirov‟unpropogandası Putin‟e mesaj
göndermeye yönelik. Putin‟e, “Senin askerinim ve en zor emirlerini istediğin her
yerde yerine getiririm” mesajı veren Kadirov, yurtdışı ve yurtiçinde Putin‟in
kendisine muhtaç olduğunu ispatlamaya çalışıyor.
YaklaĢan baĢkanlık seçimi
Çeçenistan‟da bu sene yapılması öngörülen başkanlık seçimlerinde, yeniden aday
olma planları sorulan Kadirov‟unİnstagram üzerinden verdiği cevap şöyle olmuştu:
“Putin beni layık görürse ve halk seçerse olabilir ama bu konuyu tartışmak için henüz
erken olduğunu düşünüyorum. Başkanlık görevimin bitmesine daha iki ay vaktim var.
Görevim bitmeden bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. Boş laflara vaktimiz
yok. Biz yapacağımız işlerle meşgulüz”.
Başkanlık meselesinin gündeme gelmesi ile Rus basınında değişik tahminler
yürütülmeye başlandı. Bir yandan ise kapalı kapılar ardında başka senaryoların
konuşulduğu da iddia ediliyor. Kadirov‟un saldırgan siyasetinden bıkan Kremlin
içindeki bazı güçlerin, Çeçenistan yönetimine Kremlin‟e sadık ama
13
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Kadirovcuolmayan isimleri getirmek istediği konuşuluyor. Bu tarz yazılar daha çok
Rusya‟da liberal basının temsilcisi olarak görülen Novaya Gazeta‟da Elena Milaşina
imzası ile çıkmakta. İşin ilginç yanı ise Piontkovsky, Novaya Gazeta‟yı ara sıra
FSB‟nin isteği üzerine bilgi aktarmakla suçluyor. Malezya uçağının Ukrayna‟da
düşürülmesi üzerine Novaya Gazeta‟da yayınlanan iki yazı sonrası da benzer
suçlamalar bu gazete için yapıldığını unutmamak gerek. Kadirov, Çeçenistan
yönetiminde bulunduğu 13 sene boyunca, sadece dağda kendisine karşı savaşan
kişileri öldürmekle yetinmedi, Rusya‟da kendisine alternatif olabilecek Çeçen asıllı
isimleri de tabir yerindeyse ortadan kaldırdı. Bugün, Rus yanlısı Çeçen siyasilerden
Kadirov‟a karşı açıktan muhalefet edebilecek isim bulmak bir hayli zor.
Çeçenistan‟da koltuğunu garanti altına almış gözüken Kadirov, Rusya‟nın Çeçenistan
koltuğunu bir başka isme vermesinin tek yolunun, kendisinin o koltuktan zorla
alıkonulması olduğunu biliyor.
Eğer Kremlin, Kadirov‟u görevden almak gibi zor bir karar verirse Kafkasya‟da ve
özellikle Çeçenistan‟da çeşitli sorunlarla karşılaşacağını biliyor. Kremlin bu sorunları
kolayca göze alabileceğini daha önce ispatlamıştı. Mahaçkale Belediye başkanı olan
ve Rus yanlısı olduğu bilinen Amirov, görevinden alınmak istendiğinde, isyankar
davranmış, Kremlin, onu ömür boyu hapisle cezalandırmıştı. Amirov‟un
tutuklanması, Hollywood filmlerindeki sahneleri aratmıyordu. Moskova‟dan gelen
özel birliklerin, helikopterlerle gerçekleştirdiği operasyon, Kafkasya‟daki bir başka
ağanın sonu olmuştu. Bunu bilen Kadirov, düşmanlar üreterek, Kremlin‟i
Çeçenistan‟da başlayacak büyük çapta isyanlarla ve savaşla korkutmaya çalışıyor.
Yine muhalif basında çıkan analizlere göre Kadirov‟un Çeçenistan yönetiminden
alınması hususunda iki muhtemel senaryodan bahsediliyor. AndreyPiantkovski‟nin
radyo Liberty‟e verdiği demeçteki birinci senaryoya göre, Kadirov yönetimden
teamüllere uygun olarak alınacak. Bunun sonucunda Kadirov isyan edecek ve yeni bir
Çeçen-Rus savaşı başlayacak. İkinci senaryoya göre ise FSB ani bir operasyonla
Kadirov‟u görevden alacak ve Kremlin‟den Çeçen asıllı olmayan bir yönetici
atanacak. Bu yeni yönetici devrinde de, Kadirov‟un ekibi Çeçenistan‟dan
temizlenecek. Kadirov‟a karşı olan ulusalcılar ve liberaller Kadirov‟un görevi
terketmesi gerektiği konusunda aynı fikre sahipler. Analistler ise Putin‟in geniş çaplı
bir isyanı göze almayacağının altını çiziyor. Analistlere göre, Çeçen sorununu çözerek
Rusya‟nın başına geçen Putin, özellikle Çeçenistan‟da meydana gelebilecek yeni bir
isyandan çok büyük zarar göreceğini düşünüyor ve bu sebeple Kadirov‟a
dokunmayacak. Bu sebeple, Kadirov‟un Çeçenistan yönetiminden alınmayacağını ve
gelecekte iç ve dış siyasette sıkça gündem olacağını söylüyorlar. Kremlin, ürettiği
trolden maksimum verim elde etmek istiyor. Kadirov da bu durumdan mümkün
olduğunca fazla faydalanacak.
http://aa.com.tr/tr/analiz-haber/kadirov-rusya-nin-trolu/524038
14
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
AMERĠKA GÜNDEMĠ
Obama: YPG'ninĠlerleyiĢiKaygıVerici
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama arasında
gerçekleşen telefon görüşmesinde, Suriye‟deki son gelişmeler ve terörle mücadele
konularında, ABD-Türkiye iş birliğinin mevcut durumu ve geleceği ele alındı. ABD
Başkanı Obama, görüşmede, 17 Şubat'ta Ankara'da meydana gelen canlı bomba
saldırısını ve 18 Şubat'ta Diyarbakır-Bingöl karayolunda askeri konvoyu hedef alan
saldırıyı kınayarak, hayatını kaybeden askerler ve sivil vatandaşlar için taziye,
yaralılar için de acil şifa dileklerini iletti.
ABD Başkanı Obama'ya saldırılar hakkında bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan da
terörle mücadele konusunda müttefiklerin dayanışma içerisinde olmalarının önemine
işaret etti. Suriye rejiminin ve YPG'nin son dönemde Suriye‟nin kuzey-batısındaki
ilerlemesine ilişkin kaygılarını dile getiren ABD Başkanı Obama, bölgede Türkiye ve
ılımlı Suriye muhalefeti ile gerilimlere neden olan, DAEŞ‟le ortak mücadele
çabalarına da darbe vuran eylemlere derhal son verilmesi çağrısında bulundu.
ABD Başkanı Obama, görüşme sırasında, ABD'nin bir NATO müttefiki olarak,
Türkiye‟nin ulusal güvenliğini destekleme konusundaki mutlak kararlılığını ifade
ederek, Türkiye‟nin meşru müdafaa hakkının altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve
ABD Başkanı Obama, Suriye'deki çatışmaların durdurulması konusunda Münih'te
varılan mutabakatı desteklediklerini vurguladı.
İki lider, Rusya ve Esed rejimine, ılımlı muhalif güçlere yönelik hava saldırıları gibi
provokatif eylemlere derhal son vermeleri çağrısında bulundu. PKK dahil tüm terör
örgütlerine karşı iş birliğini artıracaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve
ABD Başkanı Obama, DAEŞ‟le mücadelenin ortak hedefleri olduğunu belirtti.
20 ġubat 2016 Cumartesi
https://www.whitehouse.gov/the-press-office/2016/02/19/readout-presidents-callpresident-recep-tayyip-erdogan-turkey
MARK TONER’IN BASIN AÇIKLAMASI
Mark Toner günlük basın toplantısında Türkiye‟yle ilgili sorulara yanıt verdi.
Toplantıda bulunan Reuters muhabiri, Cumhurbaşkanı Erdoğan‟ın, „‟YPG‟ye verilen
silahların Türkiye‟de ortaya çıktığı‟‟ iddiasını sordu. Toner: “Hayır biz de bu
haberleri gördük. YPG‟ye herhangi bir türde silah tedarik etmedik. Biz ayrıca
YPG‟nin herhangi bir şekilde Amerika kaynaklı silahları PKK‟ya kaçakçılık yaparak
verdiğine dair kanıt da görmedik.
„‟Türklerin itirazlarına rağmen, YPG, DAİŞ‟e karşı etkili bir güç oldukça onları
desteklemeyi sürdürecek misiniz?‟‟ sorusuna ise Toner; “Evet, tabi ki. Bu konuları
farklı görüyoruz. Türklerin bu konuda farklı düşündüklerini biliyoruz ve bu konuyu
onlarla sürekli görüşüyoruz. Ama bununla birlikte YPG, DAİŞ‟i yenilgiye odaklanmış
durumda‟‟ dedi.
„‟YPG‟nin bağımsız bir aktör (yönetim) olmasından endişeli misiniz?‟‟ sorusuna
15
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
karşılık ise Toner, „‟evet, bu tür bir inancın farkındayız. Biz YPG ile yaptığımız
görüşmelerde çok açığız. Toprakları özgürleştirdikçe iyi yönetim ve herkesi kapsayan
yönetim ile göçmenlerin geri dönmesine uygun ortam hazırlanmasını tavsiye
ediyoruz‟‟ dedi.
Ankara saldırısını TAK grubunun üstlenmesi ile ilgili olarak ise Toner, „‟henüz
duyduk bu iddiayı. Soruşturmanın devam ettiğini biliyoruz‟‟ dedi.
İncirlik hava üssünün Amerikan hava güçlerine kapatılabileceği hakkında ise Toner,
„‟bu yönde yapılan herhangi bir faaliyet görmedik. Sadece şunu söyleyebilirim ki,
Türkiye‟nin anti-DAİŞ koalisyon güçlerine, biz de dahil olmak üzere İncirlik‟in
kullanıma açık tutmasından dolayı memnunuz‟‟ dedi.
19 ġubat 2016 Cuma
http://www.state.gov/r/pa/prs/dpb/2016/02/253075.htm#TURKEY
Venezula’dadevalüasyonvebenzine 20 yılsonra ilk zam
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü‟nün (OPEC) Güney Amerikalı üyesi Venezuela,
durgunluğa giren ekonomiyi canlandırmak için para birimi bolivarda yüzde 37
oranında devalüasyona gitti.
Devlet Başkanı Nicolas Maduro‟nun, IMF verilerine göre 2015 yılında yüzde 275‟i
bulan enflasyonla mücadele kapsamında açıkladığı ekonomik pakette, 20 yıl sonra
benzinin fiyatına da ilk kez zam yapıldı.
LuisMoreno, taksi Ģoförü: Buna katılmıyorum. Kesinlikle katılmıyorum. Nasıl olur
da benzin bu kadar pahalı hale gelebilir. Çok abarttılar. Şimdi arabanın deposunu
doldurunca kim bilir ne kadar ödeyeceğiz? Bir lastik 50 bin bolivardı şimdi ne kadar
olacak? Yani, demek istediğim, bu son derece saçma.”
Orlando Acosta, benzin istasyonu çalıĢanı: “Bence yapılan doğru. Çünkü ülkenin
durumu belli. Petrol üretimi çok fazla maliyetli. Bu yüzden 6 bolivara yükseltilmesi
doğru.”
Dış gelirinin yüzde 95‟ini petrolden elde eden Venezuela ekonomisi petrol
fiyatlarındaki gerileme yüzünden geçen yıl yüzde 5 küçüldü.Maduro‟nun açıkladığı
tedbirler arasında ülke genelindeki minimum ücretin yüzde 20 artırılması da
var.Nicolas Maduro, Venezuela Devlet BaĢkanı: “Gıda ürünleri ve ilaç gibi temel
maddelerin ithalatında baz alınan güvenli kuru, dolar başına 6.3 bolivardan, 10
bolivar seviyesine çekeceğiz. Sağlık ihtiyaçları ile ilaç ve gıda temininde halkımızın
çıkarlarını koruma görevimizi sürdüreceğiz.”Uzmanlar tedbirlerin Venezuela
ekonomisini bir süreliğine de olsa rahatlatabileceğini belirtiyor.Devalüasyona ve
benzinin fiyatını 10 kat artıran zamma rağmen Venezuela halkı, şimdiye kadar olduğu
gibi dünyanın en ucuz benzinini kullanmaya devam edecek.
18 ġubat 2016 PerĢembe
http://tr.euronews.com/2016/02/18/venezula-da-devaluasyon-ve-benzine-20-yilsonra-ilk-zam/
16
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
AMERĠKA – YORUMLAR/ANALĠZLER
Ankara saldırısıIġĠD’ekarĢısavaĢanasılzararverir
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çarşamba günü 28 kişinin öldüğü
Ankara‟da meydana gelen patlamanın arkasında Suriye‟deki Kürt militanların
olduğuna dair kendi devletinin elinde kanıt olduğunu söyledi. Halk Koruma Bilrlikleri
(YPG) ise askeri konvoya saldırıan Salih Neccar isimli kişiyle herhangi bir bağları
olmadığını açıkladı.
Türkiye‟de bu tür bombalamaların arkasında kimlerin olduğunu bulmak genellikle
ustalık isteyen bir durumdur. Son zamanlarda gerçekleşen bu saldırıların arkasında
Kürt militanlar, IŞİD ve aşırı solcu gurupların olduğu görülüyor. Fakat Perşembe
günü ortaya atılan iddiaların Suriye‟deki savaşta ABD ve Türkiye arasındaki ilişkiler
açısından ciddi sonuçlar doğurabilir.
Türkiye YPG‟nin yıllardır devletin mücadele ettiği yasaklı Kürt militan gurup PKK
ile bağlantılı olduğunu söylüyor. Diğer yandan Perşembe günü Türkiye‟nin
güneydoğusunda altı askerin ölümüne neden olan diğer saldırıda PKK sorumlu
tutuluyor. Bu olayın saatler sonrasında Türkiye Iraktaki ayrılıkçı Kürt gurupları hedef
alan hava saldırıları başlattı.
Tüm bu gelişmeler gösteriyor ki
IŞİD‟e karşı savaşta Türkiye‟nin yardımını
sağlamak Washington için son derece zor bir durum. Erdoğan Beşar Esad‟a karşı
savaşan muhaliflerin desteklenmesiyle daha çok ilgileniyor gibi görünüyordu ve daha
geçtiğimiz yaz
ABD yetkilileri Türkiye‟nin Suriye‟deki hava saldırılarına
katılmasıyla ilgili kararı “oyun değiştirici” olarak nitelediler. Fakat Türkiye aynı
zamanda yıllardır Türkiye‟nin güneyinde Kürt PKK‟ya karşı kendi savaşını
sürdürmekte ve PKK‟nın Suriye‟deki ortağı YPG‟ye karşı ise
saldırılarını
sürdürmektedir.(Bu iki gurup her ne kadar ayrı ve bağımsız hareket ettiklerini
söyleseler de ortak bir ideolojiyi paylaşmaktadırlar)
ABD‟nin Suriye ve Irak‟ta IŞİD‟e karşı etkili kara savaşında Kürt savaşçıları en iyi
umut olarak görmesi, YPG ile operasyonlar koordine etmesi bir problemdir. Bu Türk
hükümetini kızdırmış ABD‟nin bu hamlelerle terörizmi desteklediği ithamlarına yol
açmıştır. Bu tartışma Ankara‟daki bombalı saldırının ardından bir intikam ifadesiyle
geri döndü. Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu Perşembe günü yaptığı açıklamada
NATO müttefiklerini uyararak bu terör gurubunu yasal göstermeye çalışanlar bu
saldırıdan da sorumludur ifadesini kullandı. ” Nasıl EL-Kaide‟nin ya da DAİŞ‟in
masada oturmaya hakkı yoksa aynı şekilde bir terör örgütü olan YPG‟nin de hakkı
yoktur” açıklamasını yaptı.
Ardından Rusya faktörü geliyor. Türkiye-Rusya ilişkileri Kasım ayında TürkiyeSuriye sınırında Türk savaşçıların Rus askeri uçağını düşürmesinin ardından büyük
bir düşüş göstermiştir. Türkiye hükümeti Suriye devletini savunmak üzere Türkiye
sınırına asker gönderen Rusya‟yı Suriye‟ye verdiği destek ve Suriye‟deki hastaneleri
bombalaması gibi sebeplerle Rusya‟nın savaş suçu işlediğini söyleyerek bu ülkeyi
suçlamaktadır. Bu durum Rusya ve Türkiye arasında doğrudan askeri çatışma riskini
yükseltmektedir.
17
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Türkiye aynı zamanda YPG‟yi doğrudan desteklemesi nedeniyle Rusya‟yı
suçlamaktadır. ABD‟li yetkililer bunun böyle olmadığını düşünüyor
fakat
nihayetinde ortak çıkarları olduğu bir gerçek. YPG, Halep‟te Rusya destekli Suriye
askeri saldırılarının neden olduğu kaostan faydalanarak burada daha fazla toprak elde
etmeye çalışmaktadır. Kürtlerin kazançları aynı zamanda Esat karşıtı müttefikler olan
ABD ve Türkiye‟nin arasını açmak açısından Rusya‟nın faydasına bir durumdur.
Türkiye‟yi rencide etme korkusuyla ABD‟yi müttefiklerini saf dışı bırakma gibi
sıkıntılı bir duruma düşürerek Kürtlere dahil olmak üzere Rusya‟nın verdiği destekler
şimdi Cenevre görüşmelerini geçersiz hale dönüştürdü.
ABD, Suriye‟de İŞİD‟e karşı hayatta kalabilir tek kara kuvvetleriyle ilişkisini kesmek
istememekle birlikte tamamen bölgedeki anahtar müttefiki ve bölgesel bir rol oynayan
Türkiye‟yle de ilişkilerini soğutmak istemiyor. Ve aynı zamanda basit bir şekilde
zaferini ne Vilademir Putin‟e ne de Beşar Esad‟a gümüş bir tepside sunmak
istemiyor. Şimdi asıl belirsiz olan bu üç şeyi bir arada nasıl mümkün kılacak.
18 ġubat 2016 PerĢembe
http://www.slate.com/blogs/the_slatest/2016/02/18/how_the_ankara_bombing_could_
hurt_the_war_against_isis.html
AVRUPA ve BALKANLAR GÜNDEMĠ
AB veİngiltereanlaşmayavardı
İngiltere ve Avrupa Birliği, Londra'nın birlik içinde kalmak için talep ettiği
düzenlemelerle ilgili olarak anlaşmaya vardı. İngiltere Başbakanı David Cameron
anlaşmanın İngiltere'ye "özel bir statü" verdiğini söyledi. Cameron, bunun,
İngiltere'nin birlik içinde kalmasını önermesi için yeterli olduğunu belirtti. Cameron
referandumda AB'de kalınması için kampanya yürütecek. Cameron, AB
referandumunda "canla başla AB'de kalınması için kampanya yürüteceğini" söyledi.
İngiltere lideri, Brüksel'deki uzun görüşmeler ardından varılan anlaşmanın, sosyal
yardımlarla ilgili 'emniyet frenini' de içerdiğini söyledi. Buna göre AB'den İngiltere'ye
gelen göçmenlere sosyal yardımların dört yıl verilmesini öngören ve yedi yıl boyunca
sürecek bir 'emniyet freni' sistemi hayata geçirilecek. Cameron anlaşmayı Cumartesi
gün içinde kabinesiyle paylaşacağını belirtti. Bunun ardından kabine üyeleri
referandumdaki tavırlarına kendileri karar verecek. Anlaşmaya varıldığı haberi ilk
olarak Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk tarafından Twitter'dan duyuruldu.
İngiltere'nin AB üyeliğinden çıkıp çıkmamasının oylanacağı referendum en geç 2017
yılı sonuna kadar gerçekleştirilecek. Bunun Temmuz ayında yapılması bekleniyor.
AB'den ayrılmak için yürütülen kampanyanın lideri MatthewElliott, "Cameron'ın
şimdi bir zafer kazandığını ilan edeceğini ancak bunun tam olarak tam olarak içinin
boş olduğunu" söyledi. AB'den çıkış için kampanya yürüten kesimler anlaşmanın
"sadece çok küçük değişiklikler" içerdiğini söylüyor.
http://www.theguardian.com/politics/2016/feb/20/cameron-set-to-name-eureferendum-date-after-cabinet-meeting
18
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
http://www.independent.co.uk/news/uk/politics/eu-deal-live-david-cameron-europereforms-cabinet-tusk-merkel-farage-uk-special-status-negotiations-a6885751.html
https://www.gov.uk/government/speeches/pms-statement-following-europeancouncil-meeting-19-february-2016
AB: MültecikrizindetekalternatifTürkiyeanlaşması
Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, Türkiye ile Mart ayı başında bir mülteci krizi
zirvesi gerçekleştirileceğini, zirvede Türkiye ile Avrupa Komisyonu'nun üzerinde
anlaştığı eylem planının görüşüleceğini söyledi. AB Komisyonu Başkanı JeanClaudeJuncker ise krizin çözümü konusunda tek alternatifin Türkiye ile anlaşma
olduğunu vurguladı. Juncker, "Türkiye ile akılcı bir işbirliğinden başka seçeneğimiz
yok" dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Brüksel'deki Avrupa Birliği (AB)
zirvesine katılması bekleniyordu. Ancak Ankara'da meydana gelen ve 28 kişinin
ölümüne yol açan bombalı saldırı nedeniyle Davutoğlu Brüksel programını iptal
etmişti. "AB - Türkiye eylem planı önceliğimiz" diyen Donald Tusk, planın hayata
geçebilmesi için AB üyelerinin oybirliğiyle onay vermesi gerektiğini hatırlattı. Tusk
sözlerine, "Planı hayata geçirmek için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Bu yüzden Mart
ayının başında Türkiye ile özel bir zirve düzenlemek istiyoruz" diyerek devam etti.
Tusk, Türkiye ile yapılacak zirveye kadar AB üyesi ülkelerin liderleriyle ikili
görüşmeler yürüteceğini ve eylem planının önemini anlatacağını söyledi.
http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/02/160219_ab_turkiye_multeci_zirve
Almanpolisindenmülteciçocuklarasertdavranış
Almanya'nın doğusundaki Saksonya Eyaletine bağlı Clausnitz şehrinde bir yurda
getirilen mültecileri taşıyan otobüs, 150 kadar ırkçı tarafından durduruldu. İnternette
sosyal ağlarda yayınlanan bir videoda, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu
mültecilerin korktukları ve bazılarının ağladığı görülüyor.İkinci bir videoda ise,
ırkçıların 'Halk biziz', 'Evinize dönün', 'Defolun gidin' 'Çıkartın şunu dışarı' gibi
yabancı düşmanı içerikli sloganlar attıkları duyulurken, polislerin de korkudan
ağlamaya başlayan çocukları otobüsten zorla sert bir şekilde çekerek indirdikleri
görülüyor.43. saniyeden itibaren polisin çocukları sert bir şekilde zorla çıkardığı
görülen görüntüler, Almanya'nın 2. Dünya Savaşı öncesinde nazilerin Yahudilere
karşı gösterdikleri tavrı hatırlattı. Polisler, yurdun önüne gelen otobüsten mültecileri
indirmeye hazırlanırken, çok yakınında bağıran ırkçılar hep bir ağızdan adeta polisleri
kışkırtır gibi 'hey heyhey' diye bağırıyorlar. Otobüste görülen biri 9 diğeri 10
yaşlarında iki erkek çocuktan biri, bir kişinin 'Önce bunu dışarı al!' demesi üzerine
polis tarafından çekiliyor. Çocuk gelmek istemeyince, boynuna kolunu saran polis
zorla dışarı çıkartıyor ve yurt binasına götürüyor.
20 ġubat 2016 Cumartesi
http://www.dunyabulteni.net/avrupa/355763/alman-polisinden-multeci-cocuklarasert-davranis-i-video
19
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Merkel: “ĠngiltereileadilbiruzlaĢmasağlandı”
İngiltere‟nin Avrupa Birliği‟ndeki geleceğinin masaya yatırıldığı Brüksel zirvesinde
anlaşma sağlandı. AB liderleri iki gün boyunca İngiltere‟nin reform talepleri üzerinde
uzlaşma aradı. Anlaşmayı değerlendiren AB Komisyonu Başkanı JeanClaudeJuncker, Euro bölgesi dışında kalan ülkelerin çıkarlarının korunmasıyla ilgili
reformun önemine vurgu yaptı: “Tıpkı güçlü bir Londra şehrine ihtiyaç duyduğumuz
gibi, güçlü bir Euro Bölgesi‟ne de ihtiyacımız var. Bugün varılan anlaşma Euro
kullanan ya da kullanmayan tüm üye devletlerin karşılıklı çıkarlarını garanti altına
alıyor. En önemli başarılarımızdan biri yaklaşık yarım milyar insana hizmet sunan tek
pazarın bozulmadan kalmış olması.”
Almanya Başbakanı Angela Merkel ise anlaşmayı “adil bir uzlaşma” olarak tanımladı.
Merkel ayrıca, AB‟nin geleceğiyle ilgili üye devletler arasında farklı yaklaşımların
sürdüğünün altını çizdi: “AB bünyesinde yaşanacak gelişmelerle ilgili farklı bakış
açılarına sahibiz. Mesela, daha entegre bir birlik İngiltere‟nin istemediği bir durum.
Bu noktada farklı düşünüyoruz ama gerekli esnekliği gösterdik.”
Öte yandan, anlaşmaya tepki gösteren Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP)
lideri NigelFarage, AB‟den ayrılmaları gerektiğini savundu.
20 ġubat 2016 Cumartesi
http://tr.euronews.com/2016/02/20/merkel-ingiltere-ile-adil-bir-uzlasma-saglandi/
AlmanyasilahihracatındarekorseviyeyeulaĢtı
Almanya, hükümetin “azaltacağız” sözüne rağmen 2015 yılında silah ihracatında
rekor seviyeye ulaştı. Hükümet, geçen yıl 7.5 milyar Euro‟luk silah ihracatı
gerçekleştirdiklerini duyurdu. Bu rakamın 2014‟e kıyasla neredeyse yüzde 50 artış
gösterdiği belirtildi.
Oldukça eleştirilmesine rağmen geçen yıl Katar‟a 1,6 milyar Euro tutarında Leopard
tankı ve havan topu satan Almanya‟nın ayrıca Suudi Arabistan‟la da yapılması
beklenen bir silah ihracatı anlaşması var. Konuyla ilgili açıklama yapan Ekonomi
Bakanı SigmarGabriel konuşmasında, Katar‟a silah satış onayını 2013‟te iktidarda
bulunan Hristiyan Demokrat Partisi (CDU) ve e Sosyal Demokrat Parti (SPD)
koalisyonun verdiğini dolayısıyla kararın iptal edilemediğini söyleyerek, Suudi
Arabistan‟la olan anlaşmada ise henüz bir nihayete varılmadığını dile getirdi.
Almanya‟nın Suudi Arabistan ile olan anlaşmasında, başta Suriye, Yemen ve
Arabistan-İran gerginliği gibi konuların belirleyici olacağı belirtiliyor. Almanya,
Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Çin‟in ardından silah ihracatında üçüncü sırada
yer alıyor.
19 ġubat 2016 Cuma
http://tr.euronews.com/2016/02/19/almanya-silah-ihracatinda-rekor-seviyeye-ulasti/
FransaileAlmanya 'uçuĢayasakbölge'yigörüĢecek
Fransa ve Almanya, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde uçuşa yasak bölge
oluşturulması yönündeki önerisini görüşecek. Anadolu Ajansı'nın haberine göre,
Fransa Dışişleri Bakanlığı Suriye krizi konusunda Almanya ile oldukça yakın bir
işbirliği içinde. Bakanlığın açıklamasında, uçuşa yasak bölgeye ilişkin, Fransa
20
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Dışişleri Bakanı Jean-MarcAyrault'nun Alman mevkidaşı Frank-WalterSteinmeier ile
yakın bir tarihte görüşeceği kaydedildi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, StuttgarterZeitung gazetesine yaptığı
açıklamada, Suriye'de mültecilerin korunması amacıyla, taraflardan hiçbirinin hava
saldırısı düzenleyemeyeceği bir bölge oluşturulması gerektiğini söylemişti.
20 ġubat 2016 Cumartesi
http://tr.sputniknews.com/avrupa/20160220/1021007562/fransa-almanya-ucusayasak-bolge-gorusmesi.html
Kosova'da ABD elçisinekarĢıkampanya
Change.org imza kampanyaları web site kullanıcısı RolandBartetzko, Kosova‟da
iktidarı desteklediği gerekçesiyle ABD‟nin Priştine Büyükelçisi GregDelawie'ye karşı
imza kampanyasını başlattı.
İmza kampanyasının başlatılmasıyla ilgili yaptığı açıklamada Bartetzko, Amerika‟nın
Kosova Büyükelçisi olarak GregDelawie demokratik değerleri desteklemesi ve işlevli
demokrasi ile yolsuzluksuz bir devlet olması için Kosova‟ya yardım sunması
gerektiğini belirtti.
İmza kampanyasıyla ilgili açıklamasında“MaalesefDelawie aksini yapıyor. Halkın
desteğini kaybeden rejimi destekliyor. Kosova‟da yolsuzluk artıştadır, ancak bu
Delawie‟yi tedirgin etmiyor” dedi.
20 ġubat 2016 Cumartesi
http://www.dunyabulteni.net/balkanlar/355762/kosovada-abd-elcisine-karsikampanya
ORTADOĞU GÜNDEMĠ
Muhalefetekaradanhavayafüze
Alman dergisi Spiegel‟e konuşan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Cübeyr,
"Karadan havaya füze temininin Suriye‟deki güç dengesini değiştireceğini
düşünüyoruz. Bu füzeler ılımlı muhalefete, rejimin kimyasal saldırılarda ve hava
saldırılarında kullandığı helikopter ve uçaklarını devre dışı bırakma fırsatı verir.
Karadan havaya füzeleri, Suriye‟deki güç dengesini değiştirir, tıpkı daha önce
Afganistan‟da değiştirdiği gibi. Her halükârda bu konuda, silahın yanlış ellere
geçmemesi için çok dikkatli olmak gerekir” ifadelerini kullandı. Rusya‟nın Suriye
hükümetine verdiği desteğin uzun vadede BeşşarEsed'i kurtaramayacağını savunan
Suudi bakan, siyasi sürecin mümkün olması için Esed‟in görevden ayrılması
gerektiğini söyleyerek, "Diğer seçenekte, savaş devam eder ve Esed kaybeder" dedi.
Rusya ile ilişkileri genel olarak olumlu değerlendiren Cübeyr, "Suriye konusundaki
anlaşmazlıklara bakmazsak Rusya‟yla ilişkilerimiz çok iyi, ilişkileri daha da
genişletmek istiyoruz. Rusya‟nın yaklaşık 20 milyon vatandaşı Müslüman. Rusya gibi
biz de aşırılığı ve terörü yenmek istiyoruz. Birlikte enerji piyasaların istikrarlı
21
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
olmasına ilgi duyuyoruz. Suriye‟yle ilgili anlaşmazlık, stratejik değil daha çok taktik
doğaya sahip. Hep birlikte, tüm Suriyelilerin eşit haklara sahip olacağı tek ve istikrarlı
Suriye‟yi istiyoruz" diye konuştu.
20 ġubat 2016 Cumartesi
http://www.aljazeera.com.tr/haber/muhalefete-karadan-havaya-fuze
ABD Libya’da IġĠD hedeflerinibombaladı
Amerika Birleşik Devletleri hava kuvvetlerine ait savaş uçakları Libya‟da IŞİD‟e ait
olduğu belirlenen hedefleri bombaladı. Operasyonun asıl hedefinin ise geçen yıl
Tunus‟ta gerçekleştirilen terör saldırılarının sorumlusu IŞİD‟in üst düzey
liderlerinden Sabir adıyla tanınan Nureddin Kuşhan olduğu açıklandı. Libya‟nın
Trablus kentinin batısında Sabrata‟da gerçekleştirilen saldırıda 40‟tan fazla IŞİD
militanının öldürüldüğü belirtildi.Pentagon sözcüsü Peter Cook saldırıda hedef alınan
terörist grubun yeni eylem hazırlıkları içinde olduğunu söyledi:
“Bu operasyonu Sabir’e karşı ve bölgede Batı ve Amerikan çıkarları karşıtı eylem
hazırlıklarının yapıldığı IŞİD kamplarına yönelik düzenledik. Bilindiği üzere Libya’da
üst düzey IŞİD isimlere karşı doğrudan ilk kez bir operasyon düzenlenmiyor. Bu
sonuncusu da olmayabilir.”
ABD hava saldırılarına hedef olan Tunus asıllı terörist Nureddin Kuşhan‟ın, Tunus‟un
turistik kasabası Susa‟da geçen yıl 39 kişinin ve başkent Tunus‟ta Bardo Müzesi‟nde
2‟si saldırgan 22 kişinin öldüğü terörist eylemlerin planlayıcısı olduğu biliniyor.
Amerikalı yetkililer, Nureddin Kuşhan‟ın öldüğü konusunda ellerinde henüz kesin bir
bilginin olmadığını bunu teyit etmeye çalıştıklarını belirtti.
Yerel kaynaklar ise Tunus sınırı yakınındaki kentte bir binanın bombalandığını,
ölenlerin çoğunun Tunuslu olduğunu ve cuma namazı için toplandıklarını duyurdu.
19 ġubat 2016 Cuma
http://tr.euronews.com/2016/02/19/abd-libya-da-isid-hedeflerini-bombaladi/
Ġran: PKK hatayaparsavururuz
İran Devrim Muhafızları Kara Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Muhammed Pakpur,
PKK'nın konuşlandığı mevzilerin İran'ın gözetimi altında olduğunu belirterek örgüt
üyelerinin hata yapması durumunda onları hedef alacaklarını ifade etti.
Başkent Tahran'da bir anma töreninde konuşan Pakpur, ülkenin kuzeybatısındaki
PKK'nın konuşlandığı mevzilere geçmiş yıllarda yapılan beklenmedik operasyonlar
sırasında bazı örgüt üyelerinin intihar ettiğini söyledi.
DHA'nın haberine göre, Tuğgeneral Pakpur şöyle konuştu: "İran'ın batı sınırının diğer
tarafı PKK'nın kontrolünde ve Irak askerlerinin bu bölgede etkinliği yoktur. Geçmiş
yılarda ülkenin kuzeybatısındaki bazı dağlık bölgelerde varlığımız yoktu. Buralarda
karakollarımız yoktu, bölge teröristlerin rahatça hareket ettiği alanlara dönüşmüştü.
Her hafta kurulan pusularda askerlerimiz şehit oluyordu. Ancak uzun menzilli topçu
birlikleriyle düşmanı vurabiliyorduk. Ülke liderinin emriyle 2011'den itibaren bölgede
22
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
operasyonlar başlattık. Askerlerimiz çetin coğrafi koşuları olan 3 bin metrelik
yüksekliklere çıkmayı başardı. Birliklerimizin o mevzilere gelemeyeceğini düşünen
bazı teröristler karşılarında askerlerimizi görünce mevzilerinde intihar etti.
Operasyonların devamıyla diğer yüksekliklerde kontrolü sağladık. Şu an düşmanın
tüm mevzileri gözetimiz altında. Hata yaparlarsa 60 mm'lik havan topu ve
makinelilerle onları vururuz "
20 ġubat 2016 Cumartesi
http://tr.sputniknews.com/ortadogu/20160220/1021010952/iran-pkk-pakpur.html
Ramadi'debirbölgedahaIġĠD'dentemizlendi
Irak güvenlik güçlerinin ülkenin batısındaki Anbar vilayetinin merkezi Ramadi'deki
bir bölgeyi daha terör örgütü IŞİD'den temizlediği, çatışmalarda onlarca militanın
öldürüldüğü bildirildi.
Anbar Operasyonlar Komutanı İsmail el Mehlavi, "Ordu ve aşiret güçleri şiddetli
çatışmaların ardından Ramadi'nin doğusundaki El Hamidiye bölgesini terör örgütü
IŞİD'den kurtarmayı başardı" dedi.
Söz konusu çatışmalarda onlarca IŞİD militanının öldürüldüğünü, teröristlere ait çok
sayıda aracın imha edildiğini belirten Mehlavi, Irak ordusundan ise 3 askerin
öldüğünü, 5'inin de yaralandığını aktardı.
20 ġubat 2016 Cumartesi
http://tr.sputniknews.com/ortadogu/20160220/1021006961/irak-ramadi-isid.html
Suriyelimuhaliflerdengeçiciateskese 'evet'
Suriye muhalif güçleri , Suriye genelinde geçici ateşkesin sağlanması konusunu
prensip olarak kabul etti . El Cezire Arapça 'nın haberine göre , Suriye muhalif güçleri ,
İstanbul‟da Yüksek Müzakere Heyeti Koordinatörü Riyad Hicab‟ın katılımıyla
toplandı. Basına kapalı olan ve sekiz saat süren toplantıda, muhalifler, Suriye
genelinde geçici ateşkesin sağlanması konusunu prensip olarak oybiriliğiyle kabul etti
Ancak muhalif güçler, Suriye rejimiyle ateşkes anlaşmasının, uluslararası
arabuluculuk aracılığıyla yapılması, BM‟nin ülkedeki tüm bölgelerden ablukların
kaldırılması, insani yardımların Suriyeli sivillere ulaşmasının sağlanması ve özellikle
kadın ve çocuk tutukluların serbest bırakılması yönündeki taleplerin yerine
getirileceğini güvence altına alması şartıyla ateşkesi koruyacaklarını belirtti. Bu arada,
ABDli ve Rus askeri yetkililerin, Suriye‟de bir ateşkes anlaşmasının formülüne
varılmak için Cenevre‟de dün bir toplantı düzenledi. Önümüzdeki günlerde ise
BM‟nin devreye girip ateşkesi uygulamak için ilgili taraflarla görüşmesi bekleniyor.
20 ġubat 2016 Cumartesi
http://www.dunyabulteni.net/ortadogu/355760/suriyeli-muhaliflerden-gecici-ateskeseevet
ABD'denFilistinlimültecilere 47 milyondolar
Amerika Birleşik Devletlerinin (ABD) Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere
Yardım Kuruluşuna (UNRWA) 47,7 milyon dolar yardımda bulunacağı bildirildi.
Kudüs'teki UNRWA ofisinden yapılan yazılı açıklamada, ABD'nin yapacağı yardımın
23
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
37,5 milyonunun, yaklaşık 450 bin Filistinli mültecinin yaşadığı Suriye'deki
faaliyetler, 10,2 milyonunun ise Lübnan ve Ürdün'de acil durumlar için tahsis
edileceği kaydedildi.
Açıklamada, Suriye'deki Filistinli mültecilerin yüzde 60'ından fazlasının evsiz kaldığı,
yüzde 95'inin insani yardım konusunda UNRWA'ya bağımlı olduğu ifade edildi.
UNRWA daha önce, Suriye'de yaşanan iç savaştan etkilenen Filistinli mültecilerin
temel insani ihtiyaçlarını karşılamak için 414 milyon dolara ihtiyacı olduğunu
duyurmuştu.
19 ġubat 2016 Cuma
http://www.dunyabulteni.net/ortadogu/355724/abdden-filistinli-multecilere-47milyon-dolar
Mısır'daiĢkenceprotestoları
Mısır'da başkent Kahire'nin de aralarında bulunduğu 11 kentte "hayat pahalılığı ve
polisin hak ihlaleleri" gerekçesiyle protestolar düzenlendi. Kahire Emniyet
Müdürlüğü yakınlarında bir polis tarafından öldürülen Muhammed Adil İsmail,
yüzlerce Mısırlı tarafından son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze merasiminin ardından
düzenlenen gösteride İçişleri Bakanlığı aleyhinde sloganlar atıldı.
Darbeyi Ret ve Meşriyete Destek İçin Ulusal İttifak Hareketi'nin çağrısıyla Giza,
Kalyubiye, İskenderiye, Buhayra, Şarkiyye, Menufiye, Dekahliye, Dimyat, Kefr eşŞeyh, Beni Suveyf ve Minya'da ise hayat pahalılığı protesto edildi. Yaşam şartlarının
kötüleştiğini ve gıda fiyatlarının arttığını ifade eden göstericiler, "Fakirleri kurtarın",
"Askeri rejim düşsün", "Sisi, fakirlerle savaşıyor" ve "Zindanlardaki kardeşlerimizi
geri getirin" sloganları attı. Öte yandan Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, dün
polisin bir vatandaşı öldürmesiyle ilgili İçişleri Bakanı Tümgeneral Mecdi
Abdulgaffar'ı ile görüştü. Şarm eş-Şeyh'te gerçekleşen görüşmede, Sisi, olayı
"bireysel" olarak nitelendirerek, "Güvenlik güçlerinin kendilerine tanınan yetkileri,
insanların canlarını ve mallarını korumak amacıyla kullanması gerektiğini" ifade etti.
Güvenlik güçlerinin gerçekleştirdikleri ihlaller nedeniyle yargılanmaları gerektiğini
belirten Sisi, polislerin görev sırasındaki davranışlarını düzenleyecek yeni yasal
düzenlemelere ihtiyaç olduğunu da kaydetti.
19 ġubat 2016 Cuma
http://www.dunyabulteni.net/ortadogu/355714/misirda-iskence-protestolari
24
Download