şefkat`te değerler eğitimi - Şefkat Okulları Peygamberimizi Anma

advertisement
ŞEFKAT’TE DEĞERLER EĞİTİMİ
Şefkat Okulları olarak amacımız öğrencileri hem akademik yönden hem de ahlaki yönden
geliştirmektir. Bu bağlamda okulumuzda her ay bir değer belirlenerek bu değeri öğrencilerimize
kazandırma noktasında tüm zümrelerimizin katılımıyla bir dizi etkinlikler düzenlenmektedir.
EDEP(Eğitimde Değerler Eğitimi Programı) Programı kapsamında Ayın Değeri Sorumlulukla ilgili birçok
etkinlik gerçekleştirildi.
EDEP Programı kapsamında Ayın Değeri Sorumlulukla ilgili Beden Eğitimi dersinde 4.sınıf
öğrencilerimize Topu At, Puanı Kap etkinliği yaptırıldı. Öğrencilerimiz hem oyunlarını oynayıp hem de
sorumluluklarının neler olduğunu birbirlerine hatırlattılar.
AFİŞ YARIŞMASI
Eğitimde değerler eğitimi projesi (EDEP) kapsamında okulumuzda düzenlemiş olduğumuz 3. Sınıflar
arası sorumluluk temalı suyun israf edilmemesi konulu afiş yarışması kapsamında her sınıfımızdan
yarışmayı kazanan öğrencilerimizi belirledik. Kazanan öğrencilerimiz ödül olarak kantin çeki
kazandılar. En iyi ürünlerimizi okul panomuzda sergiledik. Yarışmaya büyük bir özveri ile katılan ve
kazanan tüm öğrencilerimizi tebrik ediyoruz.
SORUMLULUK
Sorumluluk kimi zaman çocuğumuzun gurur duyduğumuz bir özelliği, kimi zamanda canımızı sıkan bir
sorun, nasıl çözeceğimizi bilemediğimiz tıkandığımız bir problemdir. Sorumluluk gündelik yaşamımızı
toplumsal ilişkilerimizi buna bağlı olarak en nihayetinde ruhsal doyumumuzu etkileyen kavramlardan
birisidir.
İçinde olduğumuz yaş ve döneme, toplumsal rollerimize içinde yaşadığımız kültüre ve zamana bağlı
olarak içeriği değişen ve yeniden tanımlanabilen bir olgu sorumluluk. Sorumluluk; bir görevi üstlenme
bu görevin gereklerini yerine getirebilme ve bu sürecin olumlu ve olumsuz yanlarının sonuçlarını
yüklenebilme anlamına gelir. Sorumluluk tarifindeki bu basit görünüm aslında biraz yanıltıcı olabilir.
Çünkü belirli sorular söz konusudur: Kim hangi yaşta ne gibi sorumluluklar alacaktır? Bu sorumluluklar
nasıl denetlenecektir?
Sorumlulukla özgüven ve çocuk yetiştirme tutumları arasında doğrudan bir bağ vardır. Bir çocuğun
sorumluluk alabilmesi için öncelikle özgüveninin pekiştirilmesi, yüreklendirilmesi, alacağı
sorumluluğun tarifi ve nedenleri, sorumluluğu yerine getirmede güçlük çektiği zamanlarda olası
nedenlerin tartışılması ve bunların geri bildirimi gereklidir.
Anne babaların sorumluk kavramını çocukları ile paylaşmaya başlamalarından önce kendi sorumluluk
anlayışlarını gözden geçirmelerinde ve bu konuda eleştirel olmalarında yarar vardır. Anne ve baba
olma sorumluluğundan işe başlamak gerekir.
Ebeveynler öncelikle çocuklarının haklarını koruma ve doğal yaşam gereksinimlerini sağlama
sorumluluğu almalı bunun yanı sıra çocuğun ruhsal gereksinim ve yaşantılarına duyarlı olmalı, eğitim
sürecini ise bir aile organizasyonu, anne ve babanın ortak sorumluluk alanı olarak görmelidir.
Farklı çocuk yetiştirme anlayışlarına sahip ebeveynler eğer çocuğun sorumluluklarını yüklenmekte
ortak tutumlar geliştiremiyorsa çocukların sorumluluk alması konusunda sıkıntı yaşamaları da olasıdır.
Sorumluluğu öğrenmek bir beceri öğrenmek gibidir. Ne kadar çok denenirse o kadar iyi öğrenilir.
O halde sorumluluk duygusunun gelişmesinin önündeki en büyük engel nedir? Bu sorunun cevabı bir
kısmımızı üzebilir belki. Çünkü çocukların sorumluluk sahibi bireyler olmasının önündeki en büyük
engellerin “ya gevşek eğitim stratejileri uygulayan aşırı iyi anne ve babalar ya da korumacı tutum
sergileyen anne ve babalar” olduğu gözlenmektedir
Birinci tip ailede çocuğun yetersiz olduğu ve söz konusu görevleri kendiliğinden başaramayacağına
dair bir inanç vardır ve bu tip ailede çocuklarda ciddi bir özgüven sorunu vardır. Aşırı iyi anne ve
babalar onların yerine her şeyi yapmaları gerektiğini düşünürler. Çocuk erken uyandığı için okula
uykusuz gider düşüncesiyle çocuğunu uyandırmadan okul kıyafetlerini giydiren ebeveynler
tanıyorum. Ya da yemek yemediği için gıdaları püre haline getirerek çocuğuna yediren ebeveynler…
Çocukların kendi yaş gruplarına göre yapabileceği işler vardır. Belki siz bu olayları okurken bunları
yapmadığınızı düşünebilirsiniz ama çocuğunuzun unuttuğu resim dosyasını arkasından okula
getirmek, proje- performans ödevlerini yapmak, çantasını düzeltmek, odasını toplamak, defterlerini
kaplamak, arkadaşının doğum gününde hediye almak (o daha hiç düşünmeden)… Saydıklarımızdan bir
kaçı size tanıdık gelebilir.
Fakat çocuğumuzun yerine yaptığımız her işin, sorumluluk kazanmasının önünde bir engel olduğunu
unutmamalıyız. Her ihtiyacı anne-baba tarafından karşılanan, devamlı neyi nerede ve nasıl yapacağı
kendisine hatırlatılan, yanlış yaptığında azarlanan ve kınanan çocuklar, gölge bir kişiliğe sahiptir. Anne
babaya sormadan bir iş yapmayı tercih etmezler, kendilerine güvenlerini kaybedebilirler.
Karşılaştıkları bir problemi çözmekte güçlük çekebilirler.
Duygularını, tepkilerini rahatça ifade etmesine, gerektiğinde 'hayır' demesine izin verilmeyen
çocuklarda bağımsız bir kişilik gelişmediği için sorumluluk duygusunu da kazanmakta zorlanırlar. “O
daha çocuk, kendi başına karar veremez." , “Onun için doğru olanı yapıyoruz.”, “Hayır, öyle demek
istemiyorsun.”, “O zayıf alıyor, ben üzülüyorum.” cümleleri sıklıkla kaçınılması gereken cümlelerdir.
BU yüzden yaşlarına uygun olarak yapabilecekleri işlerini yapmalarına fırsat vermeli, desteklemeli,
yaptıklarından memnun olmadıklarında vazgeçmedikleri takdirde bir dahakine daha iyisini
yapabilecekleri konusunda telkin vermek daha uygun olacaktır. Unutmayalım ki, çocuklar “yaşayarakyaparak” öğrenirler.
Rehberlik Servisi
PANO ÇALIŞMASI
Sorumluluklarımızı hatırlatıcı sloganların yer aldığı pano çalışmamız öğrencilerimiz tarafından ilgi ile
karşılandı.
HİCRİ YILBAŞINIZ HAYIRLAR GETİRSİN HEPİMİZE….
Download