BODRUMDA SİLUET VE YAPILAŞMA TEPKİSİ Bodrum’a hakim 7 değirmenler adlı tepenin yamacına yapılmaya başlanan inşaata bazı Bodrumlular tepki gösterdi. Arazi sahipleri adına konuşan Ahmet Sinop suçlamaları red ederek inşaatın yasal olduğunu ve 2. Derece sit alanı üzerinde yüzde dokuz imar planı ile birisi resepsiyon olmak üzere toplan 21 adet tek katlı bina yapacaklarını ve değirmenlerin siluetine zarar vermeyeceklerini iddia etti Eylem için, bazıları araçları, bazıları bisikletleri ile çıktıkları 7 değirmenler adlı tepede düdükleri ve ellerine aldıkları pankartlar ile yapılaşmaya karşı olduğunu söyleyen çevreciler yerel yönetimlerin bakanlık tarafından yaptırılan planlara askı süresi içinde itiraz etmelerini, STK ve halkın da yaşam alanlarına sahip çıkmalarını istediler. Çevrede emniyet güçlerinin önlem aldığı protesto açıklamasına yaklaşık 100 kişi katıldı. 28 bin 880 metrekare arazi üzerine yapılmak istenen 21 binanın Bodrum’un doğal simgesi haline gelen 7 değirmenler tepesi siluetini bozacağı gerekçesi ile tepki gösteren vatandaşlar çeşitli toplum gruplarından oluştuklarını ve tepkilerinin hiçbir siyasi görüş içermediğini ifade ettiler. Ayrıca söz konusu arazinin ikinci derecede doğal sit ten 3 üncü derece sit’e düşürülerek turizm imar hakkı alındığını, inşaat emsalinin de yüzde 1.5 tan yüzde 9 a çıkarıldığını söylediler. Ayrıca, inşaat müteahiti Kadir Emrağ ın verdiği demeçlerde burada konut yaptığını ifade ederek kendisinin turistik tesis izni ile konut yaptığını ihbar ettiğini belirttiler.. Çevreciler açıklamalarını şöyle sürdürdü:” Böylece Ülkemizdeki tüm yerel yönetimlerin yetkilerine bakanlığın keyfi el konmasının yolu da açılmıştır. Böyle bir yetki, şekilde görüldüğü gibi, kollanan kesimlere ayrıcalıklı imar rantlarını aktarmanın yolunu sonuna kadar açmıştır. Bu yetki Bodrum’da ve Ülkemiz Kentlerinde yaşam alanlarımızın talanını kolaylaştırmakta ve hatta teşvik etmekte, Kentlerimizin kimliğinin, özelliklerinin ve değerlerinin hızla bozulduğu ve yok edildiği bir duruma sürüklemektedir. 648 sayılı K.H.K ile 644 sayılı K.H.K ye 13. Maddesinden sonra gelmek üzere “Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Görevleri” yani SİT’leri yeniden derecelendirme anlamına gelen geçici maddesi eklenmiş olup, sonuçlarına Usuluk’ta ve Değirmenler Tepesinde gördüğümüz gibi, Tüm ülkemizdeki uygulamalarda yaşamaktayız. Bu durumda; 1….Yerel yönetimler başta olmak üzere Meslek Odalarına S.T.K.’lara ve halka düşen birinci görev bu Kanun Hükmündeki Kararnamelerin iki yıldır beklemede olan Anayasa Mahkemesi tarafından artık görüşülmesi ve kaldırılması için baskı yapmaktır. 2….Yerel Yöneticilerin üç aylık süreleri kullanarak, Bakanlık tarafından yapılan ve yaptırılan planlara askı süresinde itiraz etmeleri ve hatta dava açma yetkilerini kullanmalarını istiyoruz. 3….Meslek odaları, S.T.K’lar ve Halkın da yaşam alanlarına sahip çıkmak adına gerekli gerekmektedir.” duruşu inatla sürdürmeleri BASIN BİLDİRİSİNİN TAMAMI ŞÖYLE: Söyleye söyleye, anlata çenelerimiz ağrıdı. anlata dilimizde tüy bitti, Korunması gereken alanlarımızı koruyabilmenin en önemli ayağı 3/Mayıs/2011 tarihinde çıkarılan tamamen Meclisin, Halkın iradesinin dışında, Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanan ve onaylanan Anayasa’mıza ve imza koyduğumuz Uluslar arası Antlaşmalara aykırı 644, 645 ve 648 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamelerden 648 sayılı Kararnamenin 1. Maddesi ile 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Teşkilat Görevleri Hakkında K.H.K nın 2.Maddesine eklenen yeni (h) bendi ile Çevre ve şehircilik Bakanlığı’na yerelin elinden alınan şöyle bir yetki tanınmıştır; “Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya Hazineye, Kamu Kurum veya Kuruluşlarına ya da kişilere ait taşınmazlar üzerinde yapılacak yatırımlara ilişkin, ilgililer tarafında hazırlanan veya hazırlattırılan ancak yetkili idarelerce 3 ay içerisinde onaylanmayan etüt, harita, her türlü ölçekte çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını parselasyon planlarını ve değişikliklerini ilgili idarelerin başvurusu üzerine yapmak, yaptırmak, onaylamak ve başvuru tarihinden itibaren 3 ay içinde yetkili idarelerce ruhsatlandırma yapılmaması halinde reysen ruhsat ve yapı kullanma izni vermek”. Böylece Ülkemizdeki tüm yerel yönetimlerin yetkilerine bakanlığın keyfi el konmasının yolu da açılmıştır. Böyle bir yetki, şekilde görüldüğü gibi, kollanan kesimlere ayrıcalıklı imar rantlarını aktarmanın yolunu sonuna kadar açmıştır. Bu yetki Bodrum’da ve Ülkemiz Kentlerinde yaşam alanlarımızın talanını kolaylaştırmakta ve hatta teşvik etmekte, Kentlerimizin kimliğinin, özelliklerinin ve değerlerinin hızla bozulduğu ve yok edildiği bir duruma sürüklemektedir. 648 sayılı K.H.K ile 644 sayılı K.H.K ye 13. Maddesinden sonra gelmek üzere “Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Görevleri” yani SİT’leri yeniden derecelendirme anlamına gelen geçici maddesi eklenmiş olup, sonuçlarına Usuluk’ta ve Değirmenler Tepesinde gördüğümüz gibi, Tüm ülkemizdeki uygulamalarda yaşamaktayız. Bu durumda; 1….Yerel yönetimler başta olmak üzere Meslek Odalarına S.T.K.’lara ve halka düşen birinci görev bu Kanun Hükmündeki Kararnamelerin iki yıldır beklemede olan Anayasa Mahkemesi tarafından artık görüşülmesi ve kaldırılması için baskı yapmaktır. 2….Yerel Yöneticilerin üç aylık süreleri kullanarak, Bakanlık tarafından yapılan ve yaptırılan planlara askı süresinde itiraz etmeleri ve hatta dava açma yetkilerini kullanmalarını istiyoruz. 3….Meslek odaları, S.T.K’lar ve Halkın da yaşam alanlarına sahip çıkmak adına gerekli duruşu inatla sürdürmeleri gerekmektedir. ÇEVREYİ KORUMAK YAŞAMI KORUMAKTIR.