Slayt 1 - WordPress.com

advertisement
ÇEVRE KİRLİLİĞİ?
HAVA KİRLİLİĞİ?
SU KİRLİLİĞİ VE HAKKINDA HERŞEY!
GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ?
Çevre Nedir ?
Çevre "ekosistemler" ya da "biyosfer" şeklinde tanımlanabilir.
İnsanı ve diğer canlı varlıkları doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen
fiziksel, kimyasal, biyolojik ve toplumsal etkilerin tamamıdır.
Çevre Kirlenmesinin Ana Unsurları
 Atık suların kontrolsüz deşarj edilmesi
 Hava kirleticilerin havaya yüksek konsantrasyonlarda
verilmesi
 Toprak kirleticilerin toprağa kontrolsüz olarak
verilmesi
 Gürültü etkileri şeklinde sıralanabilir.
Çevre Kirliliğinin Nedenleri Nelerdir ?
Hızlı nüfus artışı
Plansız Kentleşme
Plansız Endüstrileşme
Hava Kirliliği
Hava kirliliği; canlıların sağlığını olumsuz yönde
etkileyen ve/veya maddi zararlar meydana getiren
havadaki yabancı maddelerin, normalin üzerindeki
miktar ve
yoğunluğa ulaşması
şeklinde
tanımlanabilir.
YA DA havada katı, sıvı ve gaz şeklindeki yabancı
maddelerin insan sağlığına, canlı hayatına ve
ekolojik dengeye zarar verecek miktar, yoğunluk
ve sürede atmosferde bulunmasıdır.
Hava kirliliği kaynaklarına göre
3'e ayrılır;
1. Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliği:
Ülkemizde özellikle ısınma amaçlı, düşük kalorili ve kükürt
oranı yüksek kömürlerin yaygın olarak kullanılması ve yanlış
yakma tekniklerinin uygulanması hava kirliliğine yol
açmaktadır.
2. Motorlu Taşıtlardan Kaynaklanan Hava Kirliliği:
Nüfus artışı ve gelir düzeyinin yükselmesine paralel olarak,
sayısı hızla artan motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazları, hava
kirliliğinde önemli bir faktör oluşturmaktadır.
3. Sanayiden Kaynaklanan Hava Kirliliği:
Sanayi tesislerinin kuruluşunda yanlış yer seçimi, çevre
korunması açısından gerekli tedbirlerin alınmaması (baca
filtresi, arıtma tesisi olmaması vb.), uygun teknolojilerin
kullanılmaması, enerji üreten yakma ünitelerinde vasıfsız ve
yüksek kükürtlü yakıtların kullanılması, hava kirliliğine sebep
olan etkenlerin başında gelmektedir.
Emisyonların İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri
Akciğer Kanseri
Bronşit
Raşitizm
Eklem Romatizması
Kalp Hastalıkları
Göz Yanmaları
Nefes Darlığı
Romatizma
Kan zehirlenmesi
Alınabilecek Önlemler













Sanayi tesislerinin bacalarına filtre takılması sağlanmalı,
Evleri ısıtmak için yüksek kalorili kömürler kullanılmalı, her yıl bacalar ve
soba boruları temizlenmeli,
Pencere, kapı ve çatıların izolasyonuna önem verilmeli,
Kullanılan sobaların TSE belgeli olmasına dikkat edilmeli,
Doğalgaz kullanımı yaygınlaştırılarak, özendirilmeli,
Kalorisi düşük olan ve havayı daha çok kirleten kaçak kömür kullanımı
engellenmeli,
Kalorifer ve doğalgaz kazanlarının periyodik olarak bakımı yapılmalı,
Kalorifercilerin ateşçi kurslarına katılımı sağlanmalı,
Yeni yerleşim yerlerinde merkezi ısıtma sistemleri kullanılmalı,
Yeşil alanlar arttırılmalı, imar planlarındaki hava kirliliğini azaltıcı tedbirler
uygulamaya konulmalı,
Toplu taşım araçları yaygınlaştırılmalı,
Kurşunsuz benzin kullanımı arttırılmalı,
Motorlu araçların egzoz gazı ölçümlerinin yapılması gereklidir.
Hava Kirliliğinin Uzun Vadede Etkileri
Sera Etkisi ve Küresel Isınma
Ozon Tabakasının Delinmesi
Asit Yağmuru
Sera Etkisi ve Küresel Isınma

Atmosferin, ışığı geçirme ve ısıyı tutma özelliği vardır. Atmosferin ısıyı tutma
yeteneği sayesinde suların sıcaklığı dengede kalır. Böylece nehirlerin ve
okyanusların donması engellenmiş olur. Bu şekilde oluşan, atmosferin ısıtma
ve yalıtma etkisine sera etkisi denir.

CO2 ve ısıyı tutan diğer gazların miktarındaki artış, atmosferin ısısının
yükselmesine sebep olmaktadır. Bu da küresel ısınma olarak ifade edilir. Bu
durumun, buzulların erimesi ve okyanusların yükselmesi gibi ciddi sonuçlar
doğuracak iklim değişmelerine yol açmasından endişe edilmektedir.
İnsanların çeşitli faaliyetlerinin küresel ısınmaya katkısı
Enerji kullanımı
Endüstrileşme
Ormansızlaşma
Tarım
%49
%24
%14
%13'tür.
Ozon Tabakası
Ozon tabakası ozon gazından oluşan ve atmosferin yukarı seviyelerinde
başka bir deyişle yer yüzeyinden 10-50 km yüksekte bulunan bir tabakadır.
Bu tabakanın temel rolü Ultraviyole (UV) ışınları olarak adlandırılan
güneşin zararlı ışınlarına karşı bizleri korumaktır.
Ozon Tabakası Deliği Nedir?
Ozon deliği gerçekten bir delik değildir. Ozon
tabakasındaki bir incelmedir. Bu ozon tabakası
gittikçe inceliyor anlamındadır.
Bunun sebebi bizlerin havaya saldığı kimyasallardır.
Bu kimyasallar günlük yaşamımızda kullanırlar ve
ozon tabakasına zarar verirler.
Ozon Tabakasına Zarar Veren Kimyasallar
Kloroflorokarbonlar (CFC’ler), genel olarak klima sistemlerinde,
buzdolaplarında köpük üretiminde (örneğin yataklar için) kullanılır.
CCl3F: Trikloroflorometan (CFC-11)
CCl2F2: Diklorodiflrometan
(CFC-12)
Halonlar, yangın söndürme cihazlarında kullanılır.
Ozon tabak asını incelten öteki moleküller ;
NO , CH3Cl, CH3Br (tarımda böcek ilacı olarak kullanılır)
Asit Yağmurları
Yağan yağmurun asidik özellik taşımasına asit yağmuru denir. Hava
kirletici emisyonların en yaygın olanı kükürtdioksit (SO2) ve azot
oksitlerdir (NOX)
Asit yağmurundan etkilenmiş heykel
Sera Gazlarının
Küresel Isınmadaki Payları
Küresel Isınmanın Etkileri
Kuzey Yarımküre’nin en büyük buz
kütlesi olan Grönland adası, küresel
ısınma nedeniyle eriyor.
Grönland kütlesinin erimesi, düşük
seviyedeki sahil şeridinde bulunan
yerleşim yerlerinin sular altında
kalmasına neden oluyor.
Ülke topraklarının önemli bir bölümü deniz seviyesi altında olan Hollanda’yı
küresel ısınma kaygısı sardı. Deniz seviyesinin yüzyıl içerisinde yükselecek olması
nedeniyle ülkenin kıyı açıklarında dalgakıran suni adalar yapılması planlanıyor.
Küresel Isınma , buzullarıyla ünlü Arjantin’i etkisi altına aldı. Logo Argentino
şehri bugüne kadar buzullarıyla turistleri kendine çekerken, artık turistler dev
buzulların sıcaklığın etkisiyle yıkılmasını izlemek için şehre gelmekteler.
Küresel Isınma nedeniyle Alp Dağları’ndaki buzulların yüzde 70’inin bu yüzyıl
içinde eriyeceği tahmin ediliyor.
TÜRLER YOK OLUYOR …
Uzmanlar yeryüzündeki iklimsel değişimler nedeniyle mevcut
canlı türlerinin dörtte birinin 2050 yılında soyunun tükenmiş
olacağı uyarısında bulunuyor.
Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik Konvansiyonuna göre, dünya,
dinozorların soyunun tükenmesinden bu yana en büyük tehlike ile
karşı karşıya. Bilim insanları küresel ısınma etkilerinin yeryüzünde
meteor çarpmasından bile daha büyük bir etki yapacağını
belirtiyor ve uyarıyor, dünya, tarihinin en hızlı yok oluşuna doğru
sürükleniyor.
* Amerikalı
araştırmacılar
küresel ısınmanın
orman yangınlarını
tetiklediğini
vurguluyor.
Son yıllarda yaz
sıcaklıklarının
yükselmesi, orman
yangınlarının da
sayısını arttırıyor.
* 2050 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun 9.3 milyara ulaşmasının beklendiği
ve iklim değişiklikleri yüzünden 60 ülkede toplam 7 milyar insanın su kıtlığı
yaşayacağı bildirildi.
Bilim adamlarına göre, küresel sıcaklıkların artması böcek populasyonunun
artmasına yol açabilir. Bu sürecin insanların yaşamını tehdit edeceği ön
görülüyor.
2070’te Türkiye genelinde sıcaklık 6 dereceye kadar yükselecek, Karadeniz
Bölgesi dışında yağışlar iyice azalacak.
Ekosistem değişince, birçok canlı türü de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
kalacak.
Uzmanlar, iklim değişikliklerinin yükselttiği
sıcaklara uyum sağlayan yeni tohumlar
tasarlanmazsa, üretimin düşeceği ve kitlesel
açlıkların baş göstereceğini savunuyor.
Bilim adamları tarafından, geçen yıllarda
Amerika’nın New Orleans kentini yerle
bir eden Katrina gibi kasırgaların küresel
ısınmadan kaynaklandığı ifade edildi.
Uzmanlar, deniz suyunun ısınması
sonucu kasırga sayısının son 35 yılda
iki kat arttığını belirtiyor.
Yaşamın Temel Kaynağı: Su
Kaynak: Karikatürcüler Derneği-TEMA Vakfı-Cartoon Yayıncılık “Doğa ve İnsan Karikatür Yarışması” Haziran
2007 birincisi. Raed Khalil - Suriye
Su canlıların yapı taşıdır
% 65 su
% 65 - 85 Su
% 50 Su
(Yapraklar)
(Odun Kısım)
İnsan Vücudu
Kan Dolaşımı
(Kanın % 80-90’ı sudur.)
Su Dolaşımı
Su fotosentezin temel öğelerinden biridir
Güneş Enerjisi
Bitkisel besinler
CO2 + H2O
Su çevrimi
Kaynak: http://ga.water.usgs.gov/edu/watercycleturkishhi.html
Dünyada ne kadar suyumuz var ?
Mekân
Miktar (km³)
Denizler
Oran (%)
1.340 milyon
96.5
48 milyon
3.5
Buzullar
24
1.74
Göller, Akarsular, atmosfer
Yer altı suları
1
23
0.10
1.66
1.388 milyon
100.0
Karalar
Toplam
Su kaynaklarının ancak % 1.76’sı tatlı su
olarak kullanılmaya elverişlidir ( Mitscherlich 1995).
Su Hayattır !..
 Yer yüzünün %70’i su, bunun % 96,5‘i tuzlu su %3,5 ise tatlı sudur.
 Tatlı suyun ise, %1,74’ü buzullarda, %1,66’sı yer altında, %0,10‘u
yüzey suyudur.
 Kirli suların yol açtığı hastalıklardan her yıl 2,2 milyon insan ölmekte,
her 8 saniyede bir bebek can vermektedir.
 Dünya nüfusunun 3/1’nin (2,4 milyar) su arıtma tesisi yoktur.
Suyu nerelerde kullanıyoruz?
Düşük Gelirli Ülkeler
%8
Orta Gelirli Ülkeler
%5
% 12
% 13
% 75
% 87
Yüksek Gelirli Ülkeler
% 11
Tarım
% 59
% 30
Endüstri
Evler
İnsan ve Su
Bir insan günde
İçmek için 5 litre,
Kişisel temizliği için 25 litre
suya gereksinim duyuyor.
Bir aile günde
Kanada’da 350 litre
Avrupa’da 165 litre
Afrika’da ise yalnızca 20 litre
Su tüketiyor…
Kaynak: Bilim ve Teknik Dergisi Kasım 2005 su eki, s.20.
Dünyada susuzluk !
Kişi başına düşen su miktarı yılda 1.000 tondan az ise su kıtlığı var demektir.
Dünyada 80 ülkede yaklaşık 2 Milyar insan kurak
mevsimde günde 2-3 litre su bile bulamıyor.
 Su zengini olduğu sanılan ; ancak gerçekte su kaynakları sınırlı bir
ülkede yaşıyoruz.
 DİE’ne göre Türkiye’nin nüfusu 2030’da 100 milyona ulaşacak ve
Türkiye su fakiri bir ülke olacak.
Su zengini miyiz?
Su kıtlığı
Kişi başına düşen yıllık su miktarının
1.000 – 2.000 m3’ün altına düşmesidir…
Türkiye, kişi başına yaklaşık 1.500 m3/yıl ile su kıtlığı olan bir ülkedir.
2.030 yılında nüfusumuz 100 milyon olursa
kişi başına düşen su 1.000 m3 OLACAK !
Kaynak: Dünyanın Durumu 1993, TEMA Vakfı Yayın No: 4. s.25
www.dsi.gov.tr (Devlet Su İşleri)
Su zengini miyiz?
1.430 m³ olan kişi başına yıllık su miktarının, 2020 yılında 1.000 m³‘ün altına
düşmesi ve Türkiye’nin de “su fakiri” bir ülke haline gelmesinden endişe ediliyor.
Ülkemizde 40 yılda “3 Van Gölü” kurudu !
Eşmekaya 2006
Eşmekaya 1997
Ülkemizde 40 yılda “3 Van Gölü” kurudu !
Hotamış 2006
Hotamış 1971
2000 Yılı
2001Yılı
Tuz Gölü
2002 Yılı
Gelecekte ne olacak ?
Türkiye’nin yer altı su rezervinin % 40’ı Konya Kapalı Havzası’ndadır.
Bu havzada su düzeyi 20 yılda 22-40 m düştü.
Yeraltı su düzeyi 15 m daha düşerse, bu havzanın tatlı suları Tuz Gölü’nün suları ile
karışacak…
Su Kirliliği
Yağış
Su buharı
Buharlaşma
Yandaki şekilde doğadaki
su çevrimi görülmektedir.
Sızıntı
Yeraltı Suyu
Göl
Su Kirliliğinin Nedenleri

Kullanılan suların arıtılmadan doğaya verilmesi ile suların doğal kullanım
alanlarının bozulması

Su kaynaklarının fiziksel, kimyasal özelliklerinin değişmesidir.
Su Kirlenmesinin Ana Kaynakları
Kirletici Kaynak Tipi
Kirleticinin Cinsi
1. Doğal Kaynaklar
Atmosferden oluşan kirleticiler
Çözünmüş mineraller
Çürümüş bitkiler
Yağış suları
Su hayatındaki aşırı büyüme
2. Zirai Menşeli Kaynaklar
Toprak erezyonu
Çiftlik hayvanlarının artıkları
Gübreler
Koruma ilaçları (pestisitler)
3. Kullanılmış sular
Evsel atıksular
Meskun bölgelerden gelen yağmur suları
Sanayi atıksuları
Gemilerde kullanılan sular
4. Biriktirme Yapıları
Çökeleklerin sızıntı ile sürüklenmesi
Oksijen ihtiyacı
5. Diğer Kaynaklar
Maden işletmeleri
Çöp depolama sahaları
Su Kirliliğinin Zararları





Atık sulardaki kimyasal maddeler ve organik bileşikler suda çözünmüş olan
oksijenin miktarının azalmasına sebep olur.
Bu da suda yaşayan bitki ve hayvanların ölüm oranlarını artırmaktadır.
Ayrıca insanlar için de içme ve kullanma suyu sıkıntısına yol açmaktadır.
Bu tür sular daha koyu renge ve pis kokuya sahiptirler.
Hatta bazı göller veya derelerde aşırı kirlenme sonucu canlı yaşamı sona
ermiş ve içerisinde atıklardan meydana gelen adacıklar oluşmuştur.
Kirlenmemiş bir su kaynağı






Dinlenme ve eğlenme için tabii bir ortamdır
Su canlıları için yaşama çevresidir
Kontrol edilmesi gereken bir güç kaynağıdır
Atıkların doğal arıtmasını sağlayan doğal bir alıcı ortamdır
İnsanlar ve diğer canlılar için besin kaynağıdır
Su ortamının bu özelliklerini koruyabilmek için kirletilmelerini
önlemek gerekir
Kirlenmemiş bir su kaynağı

Sanayileşen ülkelerin atıklarının %70’i kanalizasyon, % 90’nı doğrudan su
kaynaklarına verilmektedir.

1 litre atıksu, 8 litre temiz suyu kirletmektedir.

Dünyada temiz suyun kirletilmesi engellenmez ve insanların bilinçsizce su
kirletilmesi bu hızla devam ederse, 2050 yılında kirli su oranı %50 daha
artacaktır.

Temiz suyun kaybedilmesi ile dünya tarım alanlarının %70’i çölleşme tehlikesi
altında kalacaktır.
Ne yapmalıyız ?

Yer üstü ve yer altı su kaynaklarını çok iyi değerlendirmek ve korumak
zorundayız.

Tarımda suyun verimini artırmalıyız.

Tatlı su kaynaklarını değerli bir maden olarak ele almalıyız.

Kendimizden ve en yakınımızdakilerden başlayarak, suyun verimli
kullanılmasını sağlamalıyız.
Ne yapmalıyız ?

Musluğunuzu ihtiyacınız kadar açın !...
“Çok su, çok temizlik” demek değildir.
• Saniyede 1 damla su akıtan bir musluk;
Saatte
1 lt.
Ayda 720 lt.
Yılda 8600 lt. suyu boşa akıtır.
•Akıtan bir tuvalet rezervuarı günde 185 lt su tüketir.
•Daha az atıksu oluşumunu sağlamalıyız.
Gürültü Kirliliği

Gürültü Hayatı Çekilmez Hale Getiren Çok Önemli Bir Çevre
Kirliliğidir.

Gürültü insanların işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz
yönde etkileyen, fizyolojik ve psikolojik dengelerini
bozabilen, iç performansını azaltan, çevrenin hoşluğunu ve
sakinliğini yok ederek niteliğini değiştiren bir tür kirliliktir.
Gürültü

Sanayileşme ve modern teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan çevre
sorunlarından biri de ses kirliliğidir. Gürültü de denilen ses kirliliği, istenmeyen
ve dinleyene bir anlam ifade etmeyen sesler ya da insanı rahatsız eden düzensiz
ve yüksek seslerdir.
Gürültüyü yaratan önemli etmenler




Sanayileşme
Plansız kentleşme
Hızlı nüfus artışı
Ekonomik yetersizliklerdir.
Gürültünün insan sağlığı üzerinde etkileri
İşitme sistemine etkileri:
Gürültü işitme sistemi üzerinde, geçici ve kalıcı etkiler olmak üzere iki çeşit etki yapar.
Gürültünün geçici etkisi, duyma yorulması olarak da bilinen işitme duyarlılığındaki geçici
kayıplar şeklinde olur. Duyma yorulması düzelmeden tekrar gürültüden etkilenilmesi ve
etkileşmenin çok fazla olması durumunda işitme kaybı kalıcı olur.
Fizyolojik etkileri:
İnsanlarda görülen stresin önemli bir kaynağı gürültüdür. Ani olarak oluşan gürültü insanın
kalp atışlarında (nabzında), kan basıncında (tansiyonunda), solunum hızında,
metabolizmasında, görme olayında bozulmalar yaratır. Bunların sonucunda uykusuzluk,
migren, ülser, kalp krizi gibi olumsuz durumlar ortaya çıkar. Ancak en önemli olumsuzluk
kulakta yaptığı tahribattır.
Psikolojik etkileri: Belirli bir sınırı aşan gürültünün etkisinde kalan kişiler, sinirli,
rahatsız ve tedirgin olmaktadır. Bu olumsuzluklar, gürültünün etkisi ortadan kalktıktan
sonra da sürebilmektedir.
İş yapabilme yeteneğine etkileri:
Özellikle beklenmeyen zamanlarda ortaya çıkan gürültü, iş veriminin düşmesi, kendini
işine verememe ve hareketlerin engellenmesi şeklinde performansı düşürücü etkiler
yapar. Gürültünün öğrenmeyi ve sağlıklı düşünmeyi de engellediği deneylerle
saptanmıştır.
Gürültü aşağıdaki uygulamalarla önlenebilir:

Otomobil kullanımını azaltacak
önlemler alınmalıdır.

Ev ve iş yerlerinde ses
geçirmeyen camlar
kullanılmalıdır.

Eğlence yerleri vb. ortamlarda
yüksek sesle müzik çalınması
engellenmelidir.

Gürültü yapan kuruluşlar,
şehirlerin dışında kurulmalıdır.
Teşekkürler …
Download