Bismillahirrahmanirrahim - Yeni Osmanlılar Saltanat Derneği

advertisement
İslam aleminde yasananlar Osmanlı Sisteminin geri
gelmesine zemin hazırlamaktadır
Yeni Osmanlılar | Berlin, 08.08.2011
Bismillahirrahmanirrahim
İslam aleminde birkaç aydır aralıksız gelisen olaylar bizi yeni bir olusuma doğru
yönlendirmektedir. Zulüm altında yıllardır ezilen insanlar artık dayanamayıp
baslarındaki yöneticilere isyan ettiler. Siyasi baskı, orantısız güç kullanımı, gelir
dağılımındaki adaletsizlikler, fakirlik icinde yasamaları hosnutsuzluk meydana getirdi
ve halklar ayaklandı.
Bunun neticesinde bu ülkelerin hükümetleri olayları hafifletmek için, ve insanların
öfkelerini yatıstırmak için bazı talepleri yerine getirmek zorunda kaldı. Lakin su ana
kadar yapılan icraatların yeterli olmadığı malumdur.
Özlenen huzur, güven ve refah ortamının olusması için Yeni Bir Osmanlı Devletine
ihtiyaç vardır. Cünkü Osmanlı Sistemi insanlığa ancak barıs ve huzur getirmistir.
Osmanlı nın tarih sahnesinden çekilmesinden sonra iktidara gelenler her türlü sistem
ve programı uygulamalarına rağmen, huzur ve sukuneti sağlayamamıslar, böylelikle
bu insanlar sokaklara dökülmüstür.
Bu yasananlar Osmanlı Yönetiminin ne kadar insancıl, adaletli ve basarılı olduklarının
en büyük ispatıdır. Zira asırlarca Osmanlı Denetimi altındaki insanlar farklı gruplara,
mezheplere, dinlere ve dillere mensup olmalarına rağmen, adalet, huzur ve güven
içinde birlikte yasamıslardır.
Bunun sebebi ise; Osmanlı Hükümetinin Peygamber Efendimizin bize miras olarak
bıraktığı Kuran ve Sünnet Isığında uyguladıkları siyaset ve programlardır.
Osmanlı Devleti Peygamber Efendimizin (sav) yolunda yürümüs ve rahmet
tecellilerine mazhar olmuslardır. Bu niyetleri onların Allah ın Veli kullarıyla kontak
kurmalarına, beraber yürümelerine sebebiyet vermistir.
O derece İslam ile ilgilenmislerdir ki, hem zahir ilmi olan Seriatı en mükemmel sekilde
uygulamıslar hemde batın ilmi olan tasavvufu öğrenip uygulayarak kibirli, zalim ve
basiretsiz yönetici olmaktan kurtulmuslardır.
Nice tasavvuf eğitimden geçmis padisahlar, seyhülislamlar, pasalar, ulemalar,
kadılar, kazaskerler sayesinde Osmanlı Hükümeti halkın dilinden, halinden anlıyor ve
onlara uygun siyasetler uyguluyor, kararlara varıyor, fermanlar yayınlıyor, fetvalar
veriyorlardı.
Tasavvufi eğitim o derece sart idi ki; bütün padisahlar bir tasavvuf seyhine intisab
etmis ve o seyhlerin gözetimi altında karakterin kötü taraflarını yok ederek, nefslerini
ezerek zalim yöneticiler olmaktan kurtulmuslardır.
Zira güç, kudret, tasavvufi eğitim almayan bir kimsenin eline geçtiğinde, bu kimse çok
kısa bir zaman içinde halka zulmeden bir deccale dönüsecektir.
Sultan Ahmed, Sultan Murad, Sultan II. Bayezid, Fatih Sultan Mehmed gibi nice
büyük sahsiyetler tasavvufi eğitim sayesinde adil, müsfik, dayanıklı, çelik iradeli
yöneticiler olmuslardır.
Osmanlı nın son dönemlerinde halkın batı devletlerinin tesiriyle İslam a olan
bağlılığının zayıflaması ve bunun neticesinde ince, derin bir islam ilmi ve eğitimi olan
tasavvuf yoluna talebin azalması, gerçek tasavvuf erbabı olan mürsid seyhlerin
geriye çekilmelerine ve dergahlarda makamlarında bulunmamalarına sebeb oldu. Ve
tekkeler, zaviyeler, dergahlar çıkar amaçlı kisilerin bulunduğu mekanlar haline
dönüstü.
Neticede gerçek seyhler tarafından icazetli olmayan kimselerin cirit attığı mekanlar
haline dönüsen dergahlar Türkiye Cumhuriyeti nin kurulus yıllarında kapılarına kilit
vuruldu. Su an Türkiye de ellerinde yazılı icazet bulunan birkaç seyhin dısında
tasavvufi eğitim verebilecek gerçek mürsid yoktur.
İnsanların yavas yavas batı kültürünün tesiri neticesinde islamdan uzaklasmaları son
bulmus, tekrar islami değerlere dönüs baslamıstır. İslami yasam tarzının insanlar
arasında tekrar revaç bulması tasavvufi eğitimi yeniden gündeme getirmistir.
Bediuzzaman hazretlerinin “zamanımız tarikat zamanı değil, imanı kurtarma zamanı”
demesinin nedeni, o dönem batının ilim adı altında darvinizm, materyalizm gibi
akımların fikirlerini ülkemiz insanlarına empoze etmesi ve böylece inançı zayıflayan
insanlara tasavvufi eğitime tabi tutulmalarına lüzum görmemesi nedeniyledir.
Fakat gelisen teknoloji ve bilimin sayesinde İslam, Kuran, Sünnet hakikatlarının
insanlar tarafından kabul görmesiyle, insanlar dine yönelecek ve ince ayrıntıları
bünyesinde barındıran tarikat yolu olan tasavvufun kapıları yeniden insanlara
açılacaktır ve o gün denecektir ki; Zamanımız imanını kurtarmıs insanların tarikat
yolunda yürüme zamanıdır.
Tarikat zamanının tekrar gelmesiyle tasavvufi eğitimden geçen yöneticiler iyi birer
yönetici ve yine bu eğitimden geçmis olan halkda iyiliğin kadrini kıymetini bilecek,
gerçekle-yalanı, doğruyla-yanlısı ayıracaktır.
Biz Yeni Osmanlılar diyoruz ki; Ey geçmis olan Osmanlı nın bugünkü torunları! Ey
zalimler tarafından yıllarca ezilmis halklar! Niyetiniz hakikatı bulmak olsun, zahir
ilimlerde ilerleyin. Bunun neticesiyle imanın kuvvetlenecek, ve Allah ın varlığından
haberdar olacaksın, ve ona ulasma isteği seni daha derin konulara meylettirecektir.
Ama evvela bu zeminin olusması için çabalamak gerekir. Tek baslı bir idare sekli
yasadığımız bu kaostan bizi çıkaracak, ve zahiri, batini, fenni ilimlerin öğrenilmesini
sağlayacak bir ortam hazırlayacaktır. Baskılar, zulümler, adaletsizlikler Yeni bir
Osmanlı Devletiyle bitecektir.
El - Fatiha
Download