İÇİNDEKİLER MEVSİM KÖŞESİ 4 Çocuklarda Romatİzmal Ateş 8 ALERJİNİZ VAR MI? DiKKAT BU SAYFADA 11 SİGARA İÇİLMEZ DOĞRU BİLİNEN X POPÜLER DİYETLER Kaan Yakuphan Röportaj BEBEKLERDE İŞİTME KAYBI Sümbül 24 Uğurkan Erez Röportaj 28 hamileliğe ne kadar hazırsınız? Sizlerle buluştuğumuz dördüncü sayımızda kapağımız için ilkbahar çiçeği Sümbül’ü seçtik. Bu Bahar Yorgun Olmayın İSKEMİK İNME nedir? Op. Dr. Ahmet Şah KOLAN Yönetim Kurulu Başkan Vekili Genel Müdür Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Şirvan KOLAN Kurumsal Medya ve İletişim Koordinatörü Yayın Adı KOLAN SAĞLIK Yayın Türü Yerel süreli / 3 ayda bir / Ücretsiz 30 34 SİNSİ DÜŞMAN: HİPERTANSİYON 38 KARIN GERME AMELİYATI 40 Aknenin Oluşum Sebepleri 36 42 KOLANsağlık Av. Mehmet Nedim KOLAN Yönetim Kurulu Başkanı 32 ÇOCUGUNUZUN UYKU DÜZENI NASIL? . Sümbül çiçeğinin adı Farsça da sümbül olarak da bilinir. Genellikle süs için yetiştirilen çok gösterişli soğanlı bir bitkidir. Zambakgiller familyasındandır. Sümbül, soğanlı ve otsu bir bitkidir. Sümbül beğenilen bir süs bitkisidir, görünüşü çok güzel, renkleri değişik ve parlak, kokusu keskindir. Sümbül erken çiçek açar. Doğu Sümbül’ünün (hyacinthus orientaris) pek çok çeşidi vardır. Açık havada, yerde veya evlerde saksılarda yetiştirilebilir. Hoş kokulu çiçekleriyle en sevilen süs bitkilerinden olan Sümbüllerin Akdeniz kıyılarında ve Afrika’ nın tropik kesimlerinde yabani olarak yetişen 30 kadar türü daha vardır. Dik salkımlar oluşturan bu hoş kokulu ve çansı çiçekler düz yada katmerli mavi, mor, sarı, kırmızı, pembe yada beyazdır. İmtiyaz Sahibi KLN Sağlık ve Eğitim Hizmetleri A.Ş. adına 12 FASET SENDROMU 22 hyacInthus Sümbüller Mart- Nisan aylarında açar. Soğanları topraktan çıkarmaya gerek yoktur. Kumlu ve gevşek toprağı tercih eder. Güneş ya da yarı gölge sever. Kış sonunda soğanları açar. Soğanları her yıl yavrular. Fazla su sevmez. Hafif kumlu, geçirgen ve iyi cins topraktan hoşlanır. 20 16 6 Yayın Kurulu Başkanı Ercan KOLAN Genel Müdür Yardımcısı Yayın Kurulu Prof. Dr. Fikret TURAN Doç. Dr. Hasan MİRZAİ Doç. Dr. Kenan İLTÜMÜR Op. Dr. Serkan Fatih İPEK Uzm. Dr. Önder Yüksel ERYİĞİT Op. Dr. Nurettin KAPUCU Op. Dr. Ahmet Atilla YILMAZ Op.Dr.Tolga DEMİR Op.Dr. Şevki Serkan HEZAR Op. Dr. Berge EDE Op. Dr. Arzu Aydın ÇUHALI Dr. Şilan KOLAN Hukuk Danışmanı Kolan Hukuk Yayına Hazırlayanlar Şirvan KOLAN Sinem ERTAŞ Damla AYDIN Baskı Filmon Ofset Filmcilik Matbaacılık Ltd.Şti. İkitelli Organize Sanayi Bölgesi ESKOOP San. Sit. B-1/35 İkitelli 34306 İstanbul (0212) 671 57 40 Reklam Rezervasyon: 0530 955 08 17 0212 883 90 90 Dahili: 4114 - 4113 Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflar izinsiz kullanılamaz. Dergimizde yer alan ilan, yazı ve fotoğrafların sorumluluğu sahiplerine aittir. 1 KATKIDA BULUNANLAR Uzm.Dr. Önder Yüksel ERYİĞİT s.4 1988 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olan Uzm.Dr. Önder Yüksel Eryiğit, Anestezi ve Reanimasyon alanındaki uzmanlık eğitimini ise 1994 yılında Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. Uzm.Dr. Önder Yüksel Eryiğit Büyükçekmece Kolan Hospital’da Yoğun Bakım Sorumluluğu ve Başhekimlik yapıyor. Uzm. Dr. Nurçin ÇİMEN İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Eğitimi’nden mezun olan Uzm. Dr. Nurçin Çimen, 2006 - 2008 Bulanık Devlet Hastanesi - Devlet Hizmeti Yükümlüsü olarak görev yaptı. Uzm. Dr. Nurçin Çimen Beylikdüzü Kolan Hospital’da Göğüs Hastalıkları Bölümünde görev yapıyor. Uzm. Dr. İsmail Hakkı BOZ Dyt. E. Hicran ÖNAL İstanbul Üniversitesi İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı’nda ihtisasını yaptı. Uzm. Dr. İsmail Hakkı Boz Büyükçekmece Kolan Hospital’da İç Hastalıkları Bölümünde görev yapıyor. T.C. Erciyes Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun olan Hicran Aslan uzmanlığını Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans yaparak tamamladı. Hicran ÖNAL Beylikdüzü Kolan Hospital’da Beslenme ve Diyet Bölümünde görev yapıyor. s.36 s.12 Uzm. Dr. Hakan KILIÇ Uzm. Dr. Melis ŞENLİK 1998 Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 2003 Bakırköy Yenimahalle Doğum Evin’de İhtisasını yaptı. Uzm. Dr. Hakan Kılıç Büyükçekmece Kolan Hospital’da Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünde görev yapıyor. Eğitimini 1990 - 1998 Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi (İngilizce), 2002 - 2007 İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Vakıf Gureba Hastanes’nde tamamladı. Uzm. Dr. Melis Şenlik Beylikdüzü Kolan Hospital’da Cilt Hastalıkları Bölümünde görev yapıyor. s.38 s.42 Uzm. Dr. Nihal KASAPÇOPUR Uzm.Dr. Nil YILMAZ DİNÇER 1989 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Uzm.Dr.Nil Dinçer Yılmaz Büyükçekmece Kolan Hospital’da Nöroloji Bölümünde görev yapıyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi den mezun olan Uzm. Dr. Nihal Kasapçopur, Güngören Kolan Hastanesinde Göğüs Hastalıkları Bölümünde görev yapıyor. s.11 s.32 2 s.8 www.kolanhastanesi.com.tr Opr. Dr. Tolga OĞUZ Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Perinatololoji Yan Dal Uzmanı olarak eğitimini tamamlayan Op. Dr. Altan Cebeci, Büyükçekmece Kolan Hospitalda Kadın Hastalıkları ve Doğum, Perinatoloji Yan Dalı Uzmanı olarak görev yapıyor. s.24 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi İhtisasını yaptı. Sağlık Bakanlığı Ardahan Devlet Hastanesi Mecburi hizmetini yaptı. Op. Dr. Tolga Oğuz Büyükçekmece Kolan Hospital’da Beyin ve Sinir Cerrahi Bölümünde görev yapıyor. s.22 Uzm. Dr. Masum KOŞAL Dr. Şilan KOLAN 2003 yılında İstanbul Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Dr. Şilan Kolan, Güngören Kolan Hastanesi’nde Yönetici ve Başhekim Yardımcısı olarak görev yapıyor. s.30 1994 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olan Uzm. Dr. Masum Koşal, 1999 yılında Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Kliniği Uzmanlığını yaptı. Uzm. Dr. Masum Koşal Büyükçekmece Kolan Hospital’da Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünde görev yapıyor. s.34 Op.Dr.Turgay Osman ARDA Op. Dr. Volkan BEDEN İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olan Op. Dr. Turgay Osman Arda uzmanlık eğitimini Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde tamamladı. Op.Dr. Turgay Osman Arda Büyükçekmece Kolan Hospital’da Kulak Burun Boğaz Bölümünde görev yapıyor. s.20 KATKIDA BULUNANLAR Op. Dr. Altan CEBECİ 1995-2001 yıllarında Erciyes Üniversitesi’nde tıp eğitimi aldı. Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanlığı eğitimini Mersin Üniversitesi Tıp Fakiltesinde 2002-2008 yılları arasında tamamladı. Op. Dr. Volkan Beden Büyükçekmece Kolan Hospital’da Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölümünde görev yapıyor. s.40 Prof. Dr. Gülden KAFALI 1984 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. 1992’de Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanlığını Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesinde yaptı. 1998’de Doçentliğini Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesinde, 2002’de Çocuk Kardiyoloji Yan Dal Uzmanlığını Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde, 2003’de Fötal Ekokardiyografi Eğitimi St. George Hospital, Fetal Medicine Unit, Londra, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Profesörlüğünü İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yaptı. Prof. Dr. Gülden Kafalı Beylikdüzü Kolan Hospital’da Çocuk Kardiyoloji Bölümünde görev yapıyor. s.6 www.kolanhastanesi.com.tr 3 MEVSİM KÖŞESİ ! Uzm.Dr.Önder Yüksel Eryiğit Anesteziyoloji ve Reanimasyon GIDA ZEHİRLENMESİ BELİRTİLERİ Gıda zehirlenmesine karşı ipuçları Herkes gıda zehirlenmesinden korkar. Yaklaşan ilkbahar ve yaz aylarında gıda kaynaklı hastalık vakaları artar. Olay yerleri genellikle dışarısıdır çünkü bakteriler 90 derecenin üzerinde en hızlı şekilde gelişir. En önemlisi de hangi bakterinin suçlu olduğunu bulup, tam olarak nasıl ve ne zaman zehirlendiğinizi bilmektir çünkü bu iyileşmenizde çok önemli rol oynar ve hatta hayatınızı bile kurtarabilir. Gıdaların neden olduğu en önemli 3 hastalık Stafilokok Basili, Koli Basili, Salmonella. 4 1 2 3 Stafilokok Basili Koli Basili Salmonella Başlıca gıda zehirlenmelerini tespit etmeniz için bilgiler ve korunmak için öneriler: Stafilokok Basili Belirtiler • 6-12 saat içinde olur • Kusma • İshal • Karın Ağrıları Gıda kaynaklı hastalığa neden olan bu bakteri tatlı veya tuzlu yiyeceklerde ürer, salatalardaki mayonez veya pasta gibi tatlılar... Elle yapılan pişmemiş yiyecekler sıcakta gelişen stafilokok üremesinde en etkili rolü oynarlar. Yaygın belirtiler olan sulu ishal, karın ağrısı ve kusma anında oluşur, bazen bir saatten az bir sürede ve sanki bir tren vücudunuzda dolaşıyor gibi hissedersiniz. Stafilokokun neden olduğu mide ve bağırsak iltihabı genellikle yaşamınızı riske atmaz ancak ciddi sıvı kaybına yol açar. Bu yüzden bolca sıvı, sodyum veya glukoz içeren çözeltiler aldığınıza emin olun. Basit bir ev yapımı çözüm, bir çay kaşığı tuz ve 4 yemek kaşığı dolusu şeker ilave edilmiş bir litre su.* Koli Basili Belirtiler • 12-24 saat sonra kendini gösterir • Sulu ishal • İshal 3 gün içinde kanlı hale gelir • Nadir olarak kusma Bu durumda, koli basili enfeksiyonu etten veya maruldan geçmiş olabilir. Koli basili virüsü büyükbaş hayvanların dışkısından bulaşıp etin işlem sürecinde ete bulaşabilir ve aynı zamanda ekinleri sulamak için kullanılan sulara da karışabilir. Koli basili zehirlenmesinde, bakteri yiyecek üzerinde çoğalır. Yendikten sonra son olarak ince bağırsaklara ulaşır. Vücudun bağışıklık sistemi bakteriyi yok etmeye çalışırken, bağırsak yüzeyi zarar görür, kan bağırsak yoluna sızar ve böylece kanlı ishale neden olur. Hemorajik kolit olarak bilinen bu durum kan dolaşımı boyunca gezinip sepsis veya kan zehirlenmesi riski oluşturabilir. Bu korkunç gıda kaynaklı hastalığa yakalandığınızı düşünüyorsanız doktorunuza başvurun. Salmonella Belirtiler • 24-48 saat içinde kendini gösterir • Şiddetli karın ağrısı • Ateş • Kanlı veya mukozalı ishal Kümes hayvanlarının yanı sıra salmonella bakterisi sığır eti, süt ürünleri, Sezar salata sosu ve hollandez sos gibi pişmemiş yumurta içeren yiyeceklerde de bulunur. Salmonella, insan veya hayvan dışkısından birçok yolla et ve yumurtaya bulaşabilir örneğin: lağıma temas yoluyla, kümeslere doldurulup kendi dışkılarının üzerinde yaşamaya bırakılan kümes hayvanlarının yetişme koşulları yoluyla ve hatta tavuk yumurtasının kabuğunu tutma yoluyla. Tedavi edilmezse, salmonella enfeksiyonu sindirim borusunda delikler açabilir. Ateş yükselmesi, virüsün mide-bağırsak yoluna kadar yayıldığı ve kan dolaşımına ulaştığını gösterir. Koli basili gibi salmonella özellikle bağışıklık sistemi tehlikede olan gençler veya çok yaşlılar için çok tehlikeli olabilir. Kendiniz veya bir yakınınızda salmonella zehirlenmesinden şüpheleniyorsanız antibiyotik tedavisi uygulayacak olan doktorunuzla iletişime geçmede geç kalmayın. Mutfakta gıda güvenliği • Yemeği hazırlamadan önce ve hazırladıktan sonra ellerinizi ılık sabunlu suda 20 saniye boyunca iyice yıkayın. • Etleri kasap kağıdı veya streç film gibi koruyucu paketlerle kaplayın ve çapraz bulaşmayı engellemek için buzdolabında alçak bir rafa koyun. • Et, salata, vb. için ayrı renklerle kodlandırılmış kesme tahtaları edinin. • Sebzelerinizi ve meyvelerinizi iyi yıkayın. * Mutlaka doktorunuza başvurun. 5 Prof.Dr. Gülden KAFALI Çocuk Kardiyolojisi Çocuklarda Romatİzmal Ateş 6 “ Romatizmal ateş, 5 -15 yaş arasında çocuklarda, kış ve bahar aylarında daha sık rastlanır. ” A Bu nedenle romatizmal ateş Bu tedavi romatizmal ateş geçiren çocukların uzun tekrarını engellemek için streptokoklar ile oluşan süreli koruyucu antibiyotik düzenli olarak kullanılan boğaz infeksiyonu (depo penisilin gibi) tedavisi koruyucu antibiyotik tedaviden romatizmal ateş nedenidir. alması gerekir. (penadur proflaksisi) farklıdır. infeksiyonları çocukluk Streptokoklara bağlı boğaz Koruyucu antibiyotik tedavi döneminde çoğunlukla infeksiyonunun bulguları; (depo penisilin proflaksisi); romatizmal ateşe yol Ani başlayan ve özellikle Streptokoklara bağlı boğaz açmadan iyileşirken, yutma sırasında olan boğaz infeksiyonunu ve dolayısıyla bazı hassas kişilerde ağrısı, ateş ve alt çene romatizmal ateş gelişimini enfeksiyondan 2-4 hafta köşesinde veya boyun önler. Özellikle bazı ailelerde sonra romatizmal ateş bölgesindeki bezelerde streptokok infeksiyonu sonrası gelişir. Ancak boğaz ağrılı şişlik olmasıdır. romatizmal ateş gelişme infeksiyonu uygun olarak Belirtilerin şiddeti her eğilimi yüksek olduğundan, tedavi edilirse, romatizmal çocukta farklı olabilir. uzun süreli koruyucu ateşten büyük olasılıkla Boğaz infeksiyonunun antibiyotik tedavi önemlidir. korunulabilir. streptokoklara bağlı Proflaksi depo penisillinle Romatizmal ateş en sık olduğundan emin olmak 3 haftada bir enjeksiyon 5 -15 yaş arasında görülür. için bazı testler yapılması şeklinde, penisillin allerji Kış ve bahar aylarında gerekir (boğaz kültürü, olanlarda ise hergün ağızdan daha sık rastlanır. ASO gibi). Streptokoklara antibiyotik şeklinde uygulanır. Genellikle eklemlerde ağrı, bağlı boğaz enfeksiyonları şişlik, sıcaklık, hassasiyet bulaşıdır. grubu beta hemolitik Streptokoklara bağlı boğaz veya deride döküntülerle karşımıza çıkar. Kalp kası Romatizmal karditli iltihabına veya kalbi hastaların tedavi ve izlemi; saran zarda (perikard) sıvı Romatizmal kapak hasarını toplanmasına bağlı kalp geçirmekte olan hastalar yetersizliği gelişebilir. hasarın derecesine göre Bu bulgular tedavi yatırılarak 2-6 hafta süreyle edildiğinde sıklıkla tedavi edildikten sonra, geçicidir. Özellikle belirli aralarla mitral ve aort kapaklarının ekokardiyografi ile iltihaplanması durumunda kontrol edilir. Hasarlı ise tanı ve tedavinin kapaklarda endokardit gecikmesi ve etkilenmenin (kalp içi dokuların iltihabı) şiddetiyle orantılı olarak gelişme riskine karşı dişler kapak fonksiyonları kalıcı temiz tutulmalı ve diş olarak bozulabilir. çürüklerinin tedavi edilmesi Romatizmal ateş bulaşıcı gerekir. Ayrıca diş çekimi bir hastalık değildir. veya ameliyat gibi girişimler Bu hastalıktan bir kez öncesinde koruyucu etkilenen çocukta, antibiyotik tedavi önerilir tekrarlama riski yüksektir. (endokardit proflaksisi). Streptokoklara bağlı boğaz infeksiyonunun bulguları; Ani başlayan ve özellikle yutma sırasında olan boğaz ağrısı, ateş ve alt çene köşesinde veya boyun bölgesindeki bezelerde ağrılı şişlik olmasıdır. Belirtilerin şiddeti her çocukta farklı olabilir. Boğaz infeksiyonunun streptokoklara bağlı olduğundan emin olmak için bazı testler yapılması gerekir. 7 ALERJİNİZ VAR MI? Bahar aylarında alerjik şikayetler artıyor. Bir kişinin alerjik olup olmaması sadece genetik faktörlere bağlı değildir. Kalıtıma ek olarak çevrenin de alerji gelişiminde önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Uzm.Dr. Nurçin ÇİMEN Göğüs Hastalıkları Uzmanı A lerji, normalde zararsız olan maddelere karşı anormal ve zararlı bir bağışıklık sistemi cevabıdır. Vücudumuzu zararlı organizmalara karşı korumakla görevli bağışıklık sistemimiz bazı alerji yapıcı maddelere karşı Ig E adı verilen bir immünglobulin üretmektedir. Genetik yatkınlığı olanlarda( atopik kişilerde) ise bazı alerjenlere karşı aşırı bir reaksiyon gelişmektedir. Alerjenle temas sonrası göz, burun, solunum yolları ve cilt gibi organların bir veya daha fazlasında bu aşırı reaksiyonlar ortaya çıkabilmektedir. Bir kişinin alerjik olup olmaması sadece genetik faktörlere bağlı değildir. Kalıtıma ek olarak çevrenin de alerji gelişiminde önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Alerjik rahatsızlıklar her yaşta görülebilse de en çok çocuklar etkilenmektedir. Günümüzde her 10 çocuktan biri alerjik sorunlarla karşılaşmakta, çocuğun anne veya babası alerjik ise bu oran yüzde 25’lere kadar çıkmaktadır. reaksiyonların Mide-barsak sisteminde Sinir sisteminde görüldüğü Bulantı – kusma, Karın ağrısı ya da karın krampları. Şuur bulanıklığı, Bayılma Alerjik organlar ve başlıca Kalp ve damar sisteminde belirtileri; Çarpıntı (nabız sayısında artma), Tansiyon düşüklüğü. Deride Ürtiker: Değişik büyüklüklerde olan kaşıntılı kabarıklıklardır. Halk arasında “kurdeşen” olarak da adlandırılır. Anjioödem: Derinin alt tabakalarında sıvı birikmesi yani ödem ile ortaya çıkan şişliklerdir. Genellikle yüz, göz kapakları, dudaklar ve genital bölgede oluşur. Anafilaksi (alerjik şok) Nadir de olsa tüm sistemlere ait bu bulguların hepsi bir arada görülebilir ve anafilaksi olarak adlandırılır. Alerjik reaksiyonların en ağır şeklidir. Alt solunum yollarında Solunum zorluğu, Hışırtılı solunum (vizing), Öksürük. Göz ve üst solunum yollarında Gözlerde kızarıklık ve kaşıntı, Burun tıkanıklığı ya da burun akıntısı, Burunda kaşıntı ve hapşırma. Alerjik Rinit: Alerjik rinit burun mukozasının (burun iç yüzünü örten zarın) enflamasyonu (enfeksiyona bağlı olmayan iltihabı) olarak tanımlanır. Burunda kaşıntı, hapşırık, sulu burun akıntısı ve burun tıkanıklığı ile karakterizedir. Baş ağrısı, koku alma bozukluğu ve konjuktivit gibi bulgular da eşlik edebilir. Rinitlerin yaklaşık yarısı alerjiye bağlıdır. Toplumun ortalama %10 ‘unda alerjik rinit vardır. Bu oran diğer alerjik hastalıklarda olduğu gibi her geçen yıl artmaktadır. Alerjik rinit insanların yaşam kalitesini önemli oranda etkilemektedir. Önemli bir hastalıktır. Özellikle astım ve rinit birlikteliği en fazla önemsenmesi gereken durumdur. 9 Mevsimsel alerjik rinit: Halk arasında saman nezlesi olarak da bilinir. Ağaç poleni, çayır poleni ve yabani ot polenlerine karşı alerji gelişmesi sonucunda ortaya çıkar. Şikayetler bu alerjenlerin atmosferde yoğun olduğu dönemlerde belirgindir. Yaşanılan coğrafi bölge ve iklim ile yakından ilişkilidir. Nezleniz her yıl hemen hemen aynı dönemlerde ortaya çıkıyor ve baharla birlikte devam ediyor mu? Ailenizde benzer şikayetleri olan akrabalarınız var mı? evet Bu sorulara yanıtınız ise alerjik rinit olma olasılığınız yüksektir. - İlkbaharın erken döneminde ağaç polenleri, - Yaz başında kadar geçen sürede çayır (ot) polenleri, - Yaz ortasından sonbahara kadar ise yabani ot polenleri alerjik şikayetlere neden olmaktadır Polen takvimlerinde polenlerin yıl içinde atmosferdeki dağılımları yer almaktadır. Örneğin zeytin ağacı poleni nisan mayıs haziran aylarında atmosferde en yüksek seviyede bulunur. Polen alerjisi olanların hemen hemen hepsinde göz ve burun belirtileri görülebilmektedir. Gözlerde sulanma, kaşıntı, kızarıklık, burunda akıntı, tıkanıklık,hapşırık ve kaşıntı bu belirtilerdendir. Bazı hastalarda ise alt solunum yolları da etkilenerek astım tablosu ortaya çıkmaktadır. Nefes darlığı, öksürük, göğüste daralma hissi, hırıltılı solunum gibi belirtilerin olması astımı düşündürür. Bu konuda uzman bir kulak burun boğaz uzmanına başvurup muayene olmalı ardından deri prick testi yaptırmalısınız. Alerjik rinitli hastaların muayenesinde burun akıntısı direk olarak görülebilmekte, ayrıca burun i çinde soluk renk, saydam salgı artışı, ödem (şiş), eğer varsa et büyümesi de görülebilmektedir. n gereke Burun içinin görüntüsü bazen ı s a lm rın a hastanın şikayetlerinin i olanla s ji r le a Polen şın, dinlemeden bile teşhis bazıları: maya çalı a n m e ık d ç r ı r koydurucudur. Ağız içinden erde dışa önlemle uğu saatl ld o n u ğ o i su ile rin y . bakıldığında geniz akıntısı ve gözleriniz e • Polenle a spor yapmayın v n u r u vad iğinizde b farenjit görülebilir. Muayene açık ha , eve geld tırın. ın n a ll u k sonrasında alerjiden gözlüğü i uzaklaş k için • Güneş yapışan polenler olumama s i r le n k le o şüphelenildiğinde yıkayara külecek p ğınıza dö ı yıkayın. tı s a y n en sık uygulanan a ızd cere ınız • Saçların e her gece saçlar rinde pen e tl a a s h tetkik deri testleridir. üns ırın, saba mümk havaland ra n o s Deri testleri ile hangi maddeye n kullanın. lede mizleyici Evinizi öğ te • a v a h li ne kadar alerji olduğu öğrenilebilmektedir. ın. hepa filtre açmay mesinde n le iz Alerjik nezle hastalarının yaklaşık yarısında akciğer m kurutun. ın te ev içinde ı içi havan ız v ın E r • la ır ve aş şikayetleri de vardır. Astım şikayetleri çok belirgin inde, çam palı tutun a im k s ı v r e la m m a olmasa bile, akciğerdeki hava yollarında alerjenlere • Polen rin. derken c seyahat e aharda sık değişti e il iz in il b b karşı aşırı cevaplılık durumu söz konusu olabilmektedir (örneğin • Otomo polen filtresini ilk ın ız ın c alerji teması ile ortaya çıkan kuru öksürük). Alerjik nezlenin ra a tedavi edilmesi, astım gelişmesini önleyebilmektedir. unun lerin çoğ ti r li e i b v e Polen ve polen alerjileri: ı il e lokal Teda llanılmas veya göz u n k u r ın u r b la ç a öz Polen (çiçek tozu), bitkilerin genetik bilgilerini taşıyan erkek minik ila ümkündür. Ayrıc e eklenmesi de s Antihista m iy v k rın a n gelme ak bunla ların ted üreme tanecikleridir, çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük üstesinde lanan bazı damla ortizon içerir anc pması ya gu rı k yapılardır. Ortalama 20-60 mikron boyutlarında rüzgarla olarak uy Bu ilaçların bazıla hangi bir yan etki ri uzun r r. u da he şikayetle ın e r d taşınabilecek kadar küçük olanlar alerji gelişimi açısından önemli la in konusud n a m e rg lgularda len dön diğer o mayan o a n ir. lı vücudun ğildir. Nadiren po a ç iken renkli, kokulu ve gösterişli bitkilerin polenleri daha büyük u son ilmekted mkün de davisi ile istenilen noterapi yapılab ü m i boyuttadır (ortalama 100 mikron) ve alerji açısından çok önemli l immü ilaç te diği gib süren ve larak bilinen özgü linde uygulanabil ir. Son k o değildir. e ı ş ilmekted ar b a alerji aşıs ltına enjeksiyon ıl p a y ilt a Polenler; ağaç polenleri, çayır polenleri ve yabani ot polenleri e aşılama blet şeklinde aşıl nu Koldan c eklinde d ş y uğu arşı ta re p s uygun old nde nlerine k olmak üzere genel olarak üçe ayrılmaktadır. a le h o dil altına a p d n e e iz a çim inin s kontrolü zamanlard iştir. Hangi tedav ir hekimin b n la m o il r ı n da gelişti un uzma Polenlerin iklim ve coğrafi bölgeye göre değişkenlik göstermekle k için kon ir. e m le r li e b kted birlikte bahar ve yaz süresince belli bir dağılımları vardır: gerekme olmanız Sigarayı bırakmak isteyen kişilere yardımcı olabilecek birkaç küçük öneri: Yazın! Niye bırakmak istediğinizi, ne için içtiginizi ve ne zaman sigarayı özlediğinizi yazın. Okuyun! Bu yazıyı minik bir deftere yazıp yanınızda taşıyın ve sık sık okuyun. Düşleyin! Sigarayı bırakmış, sağlıklı nefes alabilen spor yapabilen güçlü halinizi düşleyin ve kendinize sembol seçin bu sembolü sık sık düşünün. Nefes alın! Doğru ve düzenli nefes alma, nefes tutma, nefes verme egzersizlerini yapın. Derin bir nefes alın, kasılın, nefesinizi tutun ve nefes vererek gevşeyin mümkünse yoga ögrenin sigarayı bırakmanıza çok yardımcı olacaktır. Spor yapın! Sağlığınızın el verdiği bir sporu düzenli olarak yapın,yürüyüş bile olabilir. Çünkü sporcu sigara içmez. Sigara zevk bağlantısını Zevk aldığınız aktiviteler sırasında sigara kırın! içmeyiniz (çay,kahve,sohbet etmek, güzel bir manzara izlemek) Su için! ! Sigarayı bırakma girişiminde bulunanlar bol bol su içmelidirler. Günde en az 2 lt su tüketin, sebze meyve ağırlıklı beslenin. Uzaklaştırın! Sigara elinizin altında DiKKATBU SAYFADA olmasın. Mümkünse paket almayın ve sigara paketini kendinizden oldukça uzaklaştırın. Söndürün! Sigara dumanını içinize çekmeyin bir kaç nefes sonra söndürün. SİGARA İÇİLMEZ Sigara bağımlılığı kötü sonuçlanan bir çok hastalığın sebebidir. Sigara bağımlılarının bir çoğu bunun bilincindedir ve sigarayı bırakmak için çaba sarfederler. Sigarayı bırakmadaki başarı oranı kişinin bırakma isteği ve iradesi ile bağlantılıdır. Uygulanacak yöntem geçerliliği, başarısı ve güvenirliği bilimsel verilerle desteklenmiş olmalıdır. Sigarayı bırakmak isteyenler profesyonel destek almalıdır. Bazı hastaların psikiyatri hekimleri tarafından da değerlendirilmesi gerekebilir. Depresyon, psikoz gibi hastalıkları olan hastalar psikiyatri hekimi tarafından mutlaka takip edilmelidir. Uzm.Dr.Nihal KASAPÇOPUR Göğüs Hastalıkları Değiştirin! Sevmediğiniz sigara markasıyla değiştirin. Azaltın! Yukarıdaki önerilerin hepsi vücudumuzdaki dokulardaki nikotini azaltmak ve sigarayı bırakmakta zorlanmamak içindir. Miktarı azalttıktan sonra sizin için değerli bir günde sigarayı bir daha hiç içmemek üzere hayatınızdan çıkartın. Sigarayı bırakanlar dikkatli olmalıdır, asla arkadaş tavsiyesiyle yada sıkıldıklarında bir sigaradan ne olur deyip tekrar sigara içmemelidir. Çünkü nikotin bağımlılığı ömür boyu süren bir hastalıktır. Asla vazgeçme! Başarısız olursanız tekrar deneyin, tekrar deneyin ve tekrar deneyin. Doktorunuzun önerdiği, size uygun bazı ilaçlar bantlar ve sakızlar doktorunuzun size uygun gördügü şekilde kullanılabilir. Bu tedavi yöntemlerini kendiniz belirlemeyiniz. Seçimi ve sizin için en uygun yöntemi doktorunuza bırakınız. 11 DOĞRU BİLİNEN X POPÜLER DİYETLER Ç ağın en büyük problemlerinden biri şişmanlık olunca popüler diyetlere de her zaman ve her yerde rastlamaya başladık. Herkesin elinde bir standart diyet! Uygulaması zor ve kişiye ise özel olmayan bu diyet programları ile amaca ulaşmak kolay gibi gözükse de kaybettiklerimiz kazandıklarımızdan fazla oluyor. Çünkü standart diyetler size özel düzenlenmediği için ömürleri de çok kısa oluyor. Oysa kalıcı kilo vermenin ve elbette sağlıklı kilo vermenin sırrı, her zaman savunduğum gibi “sağlıklı-yeterli ve dengeli beslenmenin” bir yaşam tarzı haline getirilmesindedir. Moda diyetleri tanıyın fakat onlara aldanmayın, mutlaka bir diyetisyene danışın ve yardım alın… Dyt. E. Hicran ASLAN Beslenme ve Diyet Uzmanı Uygulaması zor ve kişiye ise özel olmayan diyet programları ile amaca ulaşmak kolay gibi gözükse de kaybettikleriniz kazandıklarınızdan fazla oluyor. 12 Sonoma Diyeti Akdeniz diyetine benzer yapıya sahiptir.Lezzetli ve besin değeri yüksek olan, badem biber, böğürtlenler, brokoli, üzüm, zeytinyağı, ıspanak, domates ve tam tahıl ürünlerinden zengin bir diyettir. Diyetin ilk basamağı oldukça sıkı bir programdan oluşur. Süt ve meyvelerin miktarı sınırlandırılır. Diyetin ikinci kısmında kalori ve tüketilecek besin miktarı arttırılır. Üçüncü kısım ise koruma programıdır. Cheater’in Diyeti İlk hafta, 3 ana 2 ara şeklinde bir öğün düzeni gereklidir. Her öğünde tabağın yarısı sebze ve meyvelerden, çeyreği yağsız et ürünlerinden ve diğer çeyreği tam tahıl ürünlerinden oluşur. Dr. Rivas’a göre kilo vermenin devam etmesi için metabolizmanın kriz geçirmesini sağlamak gerekir. Bu krizi yaratmak için Cheater diyetinde Cumartesi sabah 9’dan Pazar akşamı saat 9’a kadar kişi ne istiyorsa onu yer. Fakat bir süreliğine diyetin serbest olmasının metabolik hızı arttığına dair bilimsel bir veri yoktur. Lezzet Noktası Diyeti İlk basamakta iştahı azaltmaya çalışan bir diyettir. Lezzetli besinler ile beslenmeyi organize eder. Bir lezzet, gün boyunca defalarca tadıldığında beyindeki iştah merkezi daha çabuk doygunluk sinyali vermeye başlar. Böylece daha az kalori ile doygunluk sağlanabilir. Lezzet noktası diyetinde verilen yemek tarifleri ile lezzet tirbulansı yaratmadan beslenmek mümkün olabilir. Düşük yağlı özellik gösteren bu diyet taze ürünlerden, meyve, sebze ve tam tahıl ürünlerinden zengindir. sağlıklı yağların tercih edilmesi, 7-9 porsiyon sebze ve meyvenin tüketilmesine dayanır. Boş kalorilerin sınırlandırılması ve sebze-meyveden zengin olması nedeni ile sağlıklı olarak nitelendirilebilir. South Beach Diyeti Üç bölümden oluşan bu diyetin ilk kısmında karbonhidrat ağırlıklı bir beslenme modeli benimsenir. Meyve, ekmek, pirinç, patates, makarnadan zengin bu modelde et, tavuk, balık, deniz ürünleri, yumurta ve yağlı tohumlar da yer alır. İlk iki hafta detoks zamanı olarak kabul edilir. İkinci kısımda sadece düşük glisemik indeksli besinler tercih edilmelidir. Son kısımda genel bir kısıtlama yoktur fakat porsiyon miktarına dikkat edilir. Fransız Kadınları Diyeti Beslenme uzmanı olmayan biri tarafından diyet tecrübelerinin anlatıldığı bir kitaptır. Sebze ve çorba ağırlıklı bir beslenme modeli öne sürülür. Ayrıca 40 yaşın üzerindeki kadınlara egzersiz tavsiyeleri bulunmaktadır. Diüretik içeceklerin kullanılabileceğini belirten kitabın bu önerisinin alt yapısında hiçbir bilimsel çalışma bulunmamaktadır. Çiğ Diyeti Besinler pişirildiğinde vitamin, besin öğesi kaybı olur ve besinin içerisinde yer alan enzimler etkisiz hale gelir. Tohum, meyve ve sebzelerin dalından koparıldığı gibi tüketilmesi bu diyetin temelidir. Etten yoksun bu diyet bazı besin yetersizliklerine neden olabilir. Süpermarket Diyeti Protein Diyetleri Bu diyet 2 haftalık alışveriş listesi, yemek tarifleri ve atıştırmalık listesinden oluşur. Enerji içeceği ortalama olan besinler tercih edilir. Her besin grubundan besin bu diyette yer almaktadır. Et ve yağın sınırsızca tüketilebildiği bu diyette karbonhidrat içeren besinlerin tüketimi yasaktır. Fakat karbonhidratlar vücudumuza enerji sağlamak için oldukça önemli kaynaklardır ve yetersiz alımları sağlığı son derece kötü etkiler. Ayrıca protein diyetleri, yüksek miktarda doymuş yağ ve kolesterol ve bu durumda kalp sağlığı açısından bir risktir. Uzun Yaşam Diyeti Hayvanlar üzerinde gerçekleştirilmiş bir bilimsel araştırmanın sonuçlarına dayandırılarak hazırlanmıştır. Bu araştırma sonuçlarına göre düşük kalori alımı yaşlanma sürecini yavaşlatan tek yoldur. Bu diyette herhangi bir beslenme programı yoktur. Sadece genel beslenme önerilerine uyulması gerekir. Günde 40-60 gram posa tüketimi, Tek Besin Diyetleri Bu diyetler sadece bir çeşit besin içerir ve gün boyunca aynı besin tüketilir. Sağlık açısından son derece sakıncalı olan bu diyetler düşük enerjilidir ve uzun süre uygulandığında besin yetersizliklerine neden olurlar. 13 HİCRAN’IN ÖZEL ZAYIFLAMA İKSİRİ D anışanlarımın herzaman benden beklentisi içerisinde olduğu bir sihirli değneğim yok ama elbette özel birkaç iksirim var benim de trend olan..Öncelikli olarak kişiye özel hazırladığım beslenme programları sonrasında destek olarak önerdiğim, hatta zaman zaman kendiminde uyguladığım ve danışanlarım için geliştirdiğim, çok başarılı sonuçlar aldığımız bu programı sizlerle paylaşmak istedim. Bu programdaki amaç özellikle kısa zamanda sonuç 1 hafta boyunca veya 3’er gün ara ile 2 hafta boyunca uyguluyoruz. Programı uygularken tarifini vereceğim suyu ve keten tohumu-biberiye karışımını düzenli olarak kullanmamız gerekiyor. Bu su vücudun asit ve baz dengesini düzenliyor ve metabolizmayı hızlandırırken sindirim sisteminin de düzgün çalışmasını sağlıyor. Bu iksirleri yapmadan önce mutlaka doktorunuza başvurunuz. boyunca tuz 1 . ADIM: Program er, eren yiyecekl iç ve yüksek tuz kaçınmamız en rd ile şn tuzlu çe erikli ve sodyum iç gerekiyor. Tuz irse dar çok tüketil besinler ne ka su tutar. vücut o kadar 2 . ADIM: Karbonhidr atlar en aza indiriliyor. 1 gram karbonhidrat yanında 3 gram su ile birlikte depolanır. Eğer yü ksek oranda ener ji harcamıyorsak, aş ırı karbonhidrat tüketimine vücudu n ihtiyacı yoktur ve fazlası yağ ol arak depolanır. (y ani göbek,kalça,base n olarak geri döne r) 3 . ADIM: Program boyunca a yediğiniz sebzelerin haşlam kat dik ne usülü pişirilmesi ediyoruz. Kurutulmuş ya da ine tatlandırılmış çiğ besinler yer iz. ceğ ede cih ter haşlanmışları 4 . ADIM: Baklagiller, karnabahar, brok oli, pırasa, soğanlar, lahana giller gaz içeriği yüksek besinler olduğundan tüketimini en aza indiriyoruz. Hafta da 2 kezi ge çirmemeli. süresinde . ADIM: Program üksek kerli besinler,y şekerler ve şe ılan r yağda kızart karbonhidratla , fındık, tin ey iyoruz. Z m ye i er kl ce yiye besinleri ı tohumlar gibi ğl ya o, ad ok av . tercih edebiliriz 5 6 . ADIM: Baharatların tüketimi serbest çünkü mide asitler inin atılmasını sağlarlar ve metab olizmayı hızlandırırlar. Asitli içecekleri ve siyah çay ile kahveyi de bir kenara atıyoruz.. Bunların yerine “zayıflama iksiri suyu” dediğimiz ve kendi hazırla dığımız suyu içiyoruz. nli gün düze er . ADIM: H çekiyoruz 7 14 ekik ar ip olarak m ettiği kad y iz im s ve nefe … atlıyoruz ZAYIFLAMA İKSİRİ SUYU tarifi: • 7-8 bardak su, • 1 fincan yeşil çay (önceden demlenip hazırlanmış), • 1 orta boy salatalık (yıkanmış alaca soyulmuş ince dilimlenmiş), • 2-3 dilim doğranmış taze zencefil veya 1 çay kaşığı rendelenmiş olabilir. • 1 limon yıkanmış kabuklu olarak ince dilimlenmiş. • 1 küçük elma yıkanmış kabuklu olarak dilimlenmiş, • 5-6 sap taze nane veya bir tutam kuru nane. • Tarçın sevenler 1-2 kabuk tarçın ekleyebilir. Tüm malzemeleri karıştırıyor ve 1 gece buzdolabında dinlendirdikten sonra tüm karışımı ara ara içerek 1 günde bitiriyoruz. ZAYIFLAMA İKSİRİ KARIŞIMI tarifi 1 tatlı kaşığı keten tohumu 1 tatlı kaşığı biberiye 2 yemek kaşığı yoğurt Keten tohumu ve biberiyeyi öğütüp,2 yemek kaşığı yoğurt ile karıştırıp öğün öncesi tüketiyoruz ve bol su içiyoruz. Ekranların Eskitemediği Yüz KAAN YAKUPHAN Yılların tecrübesi ile ekranlarımıza gelen, dünyada olup biteni yıllardır evimize taşıyan; yakışıklı, kibar ve ağırbaşlı Kaan Yakuphan’a hayata dair sorular sorduk... ‘‘ Milyon dolarlık evlerde oturup, çok farklı bir yaşantı sürüp sokaktaki insanla empati kuramayabilirsiniz. Hayat bir taraftan akarken siz Sırçalı Köşkünüzden o hayatı doğru algılayamazsınız. Çünkü hayat eşittir haber. O haberde gördüğünüz eğer size ucundan köşesinde dokunmuyorsa sizin o haberi anlamanız da, anlatmanız da, aktarmanız da mümkün değildir. s 16 Böyle genç ve yakışıklı kalmayı nasıl başarıyorsunuz? Bir formülünüz var mı? Teşekkür ederim. Aslında genç değilim 44 yaşındayım. Yakışıklılıkta göreceli birşey . Eğer fizik olarak 44 yaşında böyle kalmayı nasıl başarıyorsun diye soruyorsanız; iyi besleniyorum, dengeli besleniyorum ve bunun yanında çok düzenli bir hayatım var. Uçlarda yaşamıyorum, hayatımda işim ve çocuklarım var. İki çocuğumla birlikte yaşıyorum. Vitamin kullanmam ama protein, karbonhidrat vitaminli besinler noktasında dikkatliyim ve kiloma özen gösteririm. Her gün tartıya çıkarım dolayısıyla kilo almam, ama onun dışında özel bir şey uygulamıyorum. Sizce bir spiker hangi özelliklere sahip olmalıdır? Ben TRT kökenliyim. 1989’da TRT de başladım sonra özel sektörün bu işe soyunmasıyla birlikte ilk olarak STAR TV’ ye sonra Atv ve son olarak 14 yıldır da TV8’deyim. Ama bizden sonra ki kuşaklarda TRT kökeni olmadan bu işi yapanlarda var. Bir spikerin özellikle bir eğitimi olmalıdır. Sonrasında işinin gerektirdiği sorumluluklara göre yaşamayı bilmelidir. Sürekli okuyan, takip eden, haberin içinde olan farklı bir hayat sürerek kendilerini başka şeylerin yerine koymaya çalışan bir insan olmamak. Burada şunu demek istiyorum. Milyon dolarlık evlerde oturup çok farklı bir yaşantı sürüp sokaktaki insanla empati kuramayabilirsiniz. Hayat bir taraftan akarken siz Sırçalı Köşkünüzden o hayatı doğru algılayamazsınız. Çünkü hayat eşittir haber o haberde gördüğünüz eğer size ucundan köşesinde dokunmuyorsa sizin o haberi anlamanızda anlatmanızda aktarmanızda mümkün değildir. Yaşamda ne yaşıyorsanız haberde odur. Ekranda gördüğünüz Ayşe teyzenin sorunun eğer ne olduğunu bilmiyorsanız bunu da anlatmanız mümkün değildir. Diyelim ki konumuz sağlık, sağlıktaki sorunun ne olduğunu mevcut iktidarların sağlık konusunda ne yapıp ne yapmadığını, nelerin eksik olduğunu eğer bilmiyorsanız bunu haberlerinizde verebilmeniz mümkün değil ya da halkın yerine kendinizi koyup onun bu konudaki sorunlarının olduğunu anlayamazsınız. Dolayısıyla doğru habercilik yapamazsınız. Tabii iyi habercilik yada iyi haber spikerliğinde, olması gereken başka şeyler de var. Doğru Türkçe, iyi bir eğitim, iyi bir araştırmacı, hayatı iyi algılayabilmek, düzgün yaşamak belli kriterler ama onun dışında kendi işinizin sahibi olacaksınız. Ben şahsen sabah 10:00 da buraya geliyorum 21:00 da çıkıyorum. 11 saat emek veriyorum bunun karşılığını başarı ve başarısızlık işini doğru yapmak veya yapmamak noktasında alıyorum veya almıyorum. Buda izleyicinin ya da vatandaşların görüşüdür, sizi izleyen kişinin görüşüdür. bir bey nım veya a h ir b için e d ıklı olduğu Günümüz ış k a y a y e ran zel v hemen ek a rs sadece gü o iy il b bilmek ğer işini soluklu ola birazda e n u z U r. o e abiliy ek. Elbett m il b önüne çık la o ı c r kalı imiz uzun yılla da bizim iş a y il ğ e d z, n apmıyoru bu bir oyu y a m e in s saf ğil, yaptığımız artistlik de im iz b z yapmıyoru ndisi. oyunculuk ilik yani hayatın ke haberc “ ” Sonuçta bu iş yetenek işi değil mi? Tabii yetenek şarttır. Bunu şöyle örnekleyebiliriz. Diyelim ki ses sanatçısının çok iyi sesi var. Hatta mükemmel, çok az bulunan bir ses işte o ham maddedir. Sadece o ham maddeyi bir şekilde eğitebilmek, eğittikten sonra doğru notadan okuyabilmek, iyi şarkı söyleyebilmek, nota bilmek ve bunları doğru şekilde birleştirip sahne şovuyla da eklendirip bir şey ortaya çıkarmak işte bu sanatçılıktır. Bizde de öyle; çok iyi bir sesiniz olabilir ama çok iyi sesi olup da pazarda patates diye bağıran bir sürü adam var. Dolayısıyla o sesle okuduğunuz her sayfa, yıllar boyunca yapmış olduğunuz her şey, her türlü haber sizin sesinize vurgular, bir renk katar ve izleyen size güvenmekte ya da güvenmemekte sizin görüşünüzle birlikte sesiniz ve ses tonunuz ve vurgunuzla ortaya çıkan anlamdan sonra katlanır. Çok yakışıklı bir adam ya da çok güzel bir hanım ama çıkıyor çok kötü bir sesi var ne kadar iticiyse çok iyi bir sesi var ama anlattığı şeyi siz anlamıyorsunuz çünkü en başta kendisi anlamamış anlamadığı için size doğru anlatamıyor. Bunun gibi işte … Ben TRT kökenliyim 18 bin kişinin girdiği sınavda 36 kişi arasına girdim sonra o 36’dan da 8 kişi arasına girdim ve 5 sınav sonrasında bu işi yapabilme ehliyetini kazandım. Ama artık günümüzde öyle değil. Günümüzde bir hanım veya bir bey sadece güzel veya yakışıklı olduğu için birazda eğer işini biliyorsa hemen ekran önüne çıkabiliyor. Farklı sebeplerle, sahiplerle, farklı ilişkiler yada yakınlık noktasında ekrana çıkabiliyorlar ama uzun soluklu olabilmek uzun yıllar kalıcı olabilmek. Elbette bu bir oyun değil yada bizim işimiz artistlik değil, sinema yapmıyoruz, oyunculuk yapmıyoruz bizim yaptığımız saf habercilik yani hayatın kendisi. “ Ben evlatla rımdan sa dece şunu Okul birinc bekliyorum isi, sınıf bir . in cisi, işinde hep yüz pu çok başarı a n a lı la , n çocuklar 30 yaşına değil, geldiğinde mutluyum bireyler ye diyebilen tiştirmeye çalışıyorum . Çocuklarınızla aranız nasıl? ” Yani bana göre iyi bir sorun yok ama çocuklarıma da sormak lazım aranız nasıl diye. Ben anlayışlı olmaya çalışıyorum, eğitimlerine olabildiğimce katkıda bulunmaya çalışıyorum. Sadece doğru okullarda okutabilmek değil elbette eğitim yani okul çocuklara gençlere belli şeyleri verebilir ama ailenin rolü çok büyük eğer siz çocuğunuza iyi bir eğitim vermezseniz hangi okulda okursa okusun o okul bittikten sonra mutlu bireyler olmak çok önemli. Ben evlatlarımdan sadece şunu bekliyorum. Yani okul birincisi, sınıf birincisi, işinde çok başarılı, hep yüz puan alan çocuklar değil. 30 yaşına geldiğinde mutluyum diyebilen bireyler yetiştirmeye çalışıyorum. Bende elimden geldiğince, dilimin döndüğünce çocuklarıma bunları anlatıyorum bunları paylaşıyorum. Hayatta vazgeçemem dediğim tek şeyde zaten çocuklarım yani her şeyden vazgeçebilirim. Televizyondan, ekrandan bunların hepsinden vazgeçebilirim ki zaten vazgeçicem ben vazgeçmezsem gün gelecek o benden vazgeçicek yani ekran merakım yok. Müdür olayım, şunu olayım, çok para kazanayım öyle dertlerim yok. Ama sadece doğru yaşayayım işimi doğru yapayım çocuklarıma güzel bir hayat sunayım tek derdim bu... 17 m bir yapı Sağlıklı zla hasta fa var çok rum olmuyo ki bir bii ama ta ım hastalığ ncelikle ö a varsa d itmek g doktora kü her n ü ç r lazım manı va z u ir b işin ak danışm uzmana lazım. “ ” Sağlığınıza ne kadar önem veriyorsunuz? Dikkat ediyorum. Doğru besleniyorum ne yemem gerektiğini ve ne yememem gerektiğini biliyorum. Un, tuz, şeker o beyazlara çok dikkat ederim. 14 yıldır şeker kullanmıyorum, beyaz ekmek yemiyorum, tuz tüketmiyorum yani tuzu ben yemeğe koymam. Evde kadın yemeği yaparken elbette tuz koyar belli miktarda çünkü aynı yemeği çocuklarda yiyecek bende yiyeceğim ama ben çorbaya, yemeğe, salataya ekstra tuz koymam. Yıllardır koymuyorum. Dediğim gibi beyaz ekmek yemiyorum, şeker tüketmiyorum, dolayısıyla et elbette ama bizim mutfağımız daha çok sebze ağırlıklıdır. Yani et olsa bile içinde ağırlıklı olarak sebzedir ve dengelidir. Eğer düzgün bir hayat yaşıyorsanız, bir şeylere dikkat ediyorsanız, doğru bir aile hayatınız varsa zaten sağlıklı yaşamda budur. Ama eksik olan ne var spor yapmıyorum. Keşke zamanım olsa da yapabilsem ikincisi de kimseye tavsiye etmiyorum sigara içiyorum. Sağlık konusunda en büyük kusurum bu ki babam bypass ameliyatı geçirdi. Altı damarı değişti ne kadar zararlı olduğunu biliyorum aynı zamanda koah hastası benimde mesleki olarak bu işi uzun süre devam etirebilmem için öncelikli şeylerden bir tanesi de ses ve nefes buna dikkat etmem gerektiğini biliyorum ama işte bundan henüz vazgeçemedim ama vazgeçicem. Kendi kendinizin doktoru musunuz, yoksa hastalandığınızda hemen doktora koşanlardan mısınız? Dikkatli yaşadığım ve doğru beslendiğim için şu 14 yılda heralde iki kez grip olmuşumdur. Grip aşısı yaptırırım. Onun dışında dediğim gibi kendimi korurum ama hastalık kimi noktalarda kaçınılmazdır. Herhangi bir sağlık sorunundan ötürü bugüne kadar hiç ameliyat olmadım. Dişimde dolgu bile yok. Biraz da genlerle alakalı, sağlıklı bir yapım var. Fazla hasta olmuyorum ama tabii ki bir hastalığım varsa da öncelikle doktora gitmek lazım çünkü her işin bir uzmanı var ve uzmana danışmak lazım. 18 Canlı yayında başınıza gelen unutamadığınız bir anınız var mı? Canlı yayın esnasında dekor üstüme düşmüştü. Sonra bir kameraman arkadaş onu arkamdan çekti. Öyle bir ortam ki ben haberleri sunuyorum karşıda Ümit Aktan, Jülide Ateş sabah programını sunuyorlar yanlarında ise rahmetli Atilla İlhan konukları, ben bir an döndüm ‘Canlı yayında bu tür şeyler olabiliyor.’ dedim ve devam ettim. Fakat ben devam ederken herkes yerde katıla katıla gülüyor kameramanlar dahil sadece bir tanesi hariç oda zaten dekoru çekiyordu. Öyle olunca bende başımı önüme eğip güldüm, güldükten sonra ‘ Bu haberi baştan alıyorum.’ dedim ve devam ettim. Reji bitmiş durumda, içerideki arkadaşlar bitmiş durumda. Görüntüsü de yok o haberin sadece ekranda kamera ve ben varım başka hiçbirşey yok, bana yardım edebilecek herhangi bir şey yok. Soğuk kanlılık ve deneyim diyeceğim ama o zaman ki görüntünün yaşandığı tarih 1991 yani bende çok deneyimli değilim. Hata yapmak kötü bir şey midir, hayır insanız herkes hayatta hata yapabilir ama maddi hata yapmamak lazım. O da bilmekle alakalı yani tutup da bir bakanın adını yanlış söylemek veya var olan bir olayı siz anlatırken hatalı bir şekilde söylüyorsanız hata odur. Dil sürçebilir ama bu hatanın minimum olması lazım. Bunun dışında 11 Eylül saldırıları sonrasında saldırılar gerçekleşti ekranda gördük ve ondan sonra yayına başladık. Nasıl bir yayın sürdürüyoruz işte olup biteni bir yandan anlatıyoruz. Canlı görüntüler eşliğinde artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylüyoruz. Ara manşet zaten buydu hala da öyle 11 eylül den sonra dünya değişim sürecine girdi. O değişimin ilk günün de siz yarını okumaya çalışıyorsunuz. Yayını okumaya çalışırken çeşitli konuklar geliyor ve sizin haberiniz olmuyor, o konuklar kim. Solumda bir konuk otururken sağıma bir konuk getirdiler. Arkadaşlar mikrofonu taktılar ben konuğumla konuşurken bir baktım yanımda bir konuk, ama kim? Yabancı gelmiyor ama kim hatırlamıyorum ve banada yazıp vermediler gelen konuk şudur. Şimdi o an oraya üniversiteden hoca gelmiş olabilir, bir ekonomist gelmiş olabilir, o bir siyasi olmuş olabilir, o bir sosyolog olabilir, psikolog olabilir çünkü bütün boyutlarını konuşuyoruz. Bir an konukla konuşurken mikrofonu kapattım dedim titriniz neydi dedim o da titrini ve o sırada ismini söyledi. O an rahatladım ve teşekkür ettim. Diğer konuğa döndüm konuşmaya devam ettim. Bu tür şeyler olabiliyor çünkü her an herkesi tanıyacaksınız, hatırlayacaksınız diye bir şey yok. Hele ki ülkemizde bir sürü üniversite var. O Üniversitelerden birinden bir hoca gelmiş ki muhtemel yanlış hatırlamıyorsam uluslararası ilişkiler bağlamında biriydi ve konu ise bundan sonra dünyayı ne bekliyor. Bu tür şeyler çok olmuştur ama onun dışında bir şey yaşamadım. Düzenli olarak check-up yaptırıyor musunuz? Aslında her sene Check-up yaptırıyorum ama bu son yılı atladım. Yaptırılmasını gerektiğini de düşünüyorum. Özellikle belli bir yaştan sonra hepimizin yaptırması gerekiyor. Hayatta riskli işler var. Bizim yaptığımız işlerde aslında o riskli işlere giriyor. Neden çünkü stresli bir iş dolayısıyla özellikle ve özellikle kalp ve damar riski altında olduğumuzu düşünüyorum. Her ne kadar düzenli yaşasam da stres hep var. Özellikle muhabir arkadaşlar düzensiz yaşıyorlar çünkü onların saatleri belli değil gece yarısı da bir yere gidebiliyorlar, sabahın köründe de gidebiliyorlar. Örneğin bir yerde deprem oluyor gidip dört gün beş gün orda kalabiliyorlar. İnsani olmayan koşullarda görevini yapmaya çalışıyorlar ve dolayısıyla kadın olsun erkek olsun bu risk grubundaki insanların kendilerine fazlasıyla dikkat etmesi gerekiyor. Sağlıkla ilgili bize bir mesaj verebilir misiniz? Bize en büyük miras ailemizden kalan genlerimiz ve Allah’ın bize verdiği bir vücut var. Ben vücudu bir enstrüman olarak görüyorum ve bu enstrümanı bir hayat boyunca iyi kullanmak bize bağlı. Biz eğer doğru kullanırsak vücudumuz sesimiz, kalbimiz, akıl sağlığımız her şeyimiz bizi uzun yıllar sağlıklı şekilde ileriye taşır. Eğer iyi bakmazsak doğru beslenmezsek, ruhumuzu iyi besleyemezsek, vücudumuza bakmazsak, ağzımıza bakmazsak ilerleyen yıllarda çok ciddi sorunlar yaşayabiliriz. Dolayısıyla Allah’ın bize vermiş olduğu bu enstrümanı, bu mükemmel makineyi iyi kullanmak bizlerin elinde ve elbette doktorlara teslim ediyoruz. Bize bir gününüzü anlatabilirmisiniz? Benim her günüm sabah 07:00’de başlıyor. Kalkıp günlük bakımımı yaptıktan sonra oğlumun kahvaltısını hazırlarım, kıyafetlerini de bir şekilde ayarlarım. Oğlum giyinirken kahvaltısı hazır olur ve o kahvaltısını eder. Sonra oğlumu servise bindirdikten sonra ben tıraşımı olurum, duşumu yaparım, kahvaltımı ederim ve sonrasında saat 09.10’ da evden çıkarım. O sırada kızım daha uyuyor olur. Dudu ablamız yani evde çalışan hanım gelir. Ondan sonra ben çıkar saat 10.00 gibi en geç işimde olurum. Sabah toplantısı yaparız. O gün hangi muhabir nereye gidecek hangi işleri takip edecek, ne olacak ne bitecek onların planlanmasını yaparız. Bir tahinli çörek ya da bir simit eşliğinde çekirdek kadromuzla kahvaltı yaparken diğer taraftan haber hazırlığına başlarız. Saat 13.00 haberleri için editör arkadaşlarımız hazırlanırken bir yandan da akşamın ana çatısı oluşturulmaya başlar. O gün mutlaka yapılması gereken haberler onunla ilgili bizim yapmamız gereken ne var bir konuğa gidilecek mi, birisiyle bir bağlantı yapılacak mı bunların hepsinin bir yandan planlanması yapılır. Seslen- dirmeler yapılır, montajlar yapılır. Bende gerekli olduğu hallerde onlara müdahale ederim. Saat 13.00’da ilk gün ortası haberlerimiz girer o bittikten sonra ekip olarak hep birlikte yemeğe gideriz. Yemekte de az bir şeyler yerim yani bir çorba bir salata onun gibi hafif şeyler sonra çıkarız ana haber toplantısını yaparız ve buda normalde 14.10 gibi olur. En geç 15.00 gibi bu toplantı biter bu ana haberin çatısıdır. Muhabirler haberlerini getirir editörler düzeltir. Haberlerin alt yazıları yazılır, seslendirmeleri yapılır. Saat 19.00’ a kadar bu çalışmalar sürer. Saat 19.00’ da giderim makyajımı yaparım, giyinirim ve ekrana çıkarım. Haber biter tekrar yola koyulurum akşam saat 21.30 gibi evde olurum. Ben eve girdiğim an evdeki ablamız gider. Ondan sonra benim akşamım başlar hafif bir şeyler yerim. Abartmadan çünkü artık geç bir saattir. Yemek için doğru bir saat değildir ama yemekte gerekir. Sonra çocuklarımla birlikte sohbet ederiz. Gün ile ilgili konuşuruz, kızımın yapamadığı dersleri varsa onları tamamlarız. Saat 22.30 gibi oğlum yatar 23.00 gibi kızımla ben yatarız. Hafta arası böyle rutin iş, ev arasında giden bir hayatım var. Hafta sonları zaten çocuklar annelerine gider bende haftalık alışverişler yaparım. alı, ka muhabirlik yapm İyi bir haberci mutla olmalı, eli, iyi bir gözlemci lm bi ı ay zm ya i rin habe seyretmeli. çok okumalı ve çok “ ” Sizi örnek alan birçok genç var onlara vermek istediğiniz mesaj var mı? Bence bu işi yapacaklarsa öncelikle iyi bir eğitimleri olması gerekiyor. Bu işi yapabilmek için eğitim birinci derecede önemli sonrası da sadece okuduğunuz okul değil bu işi yapmak için işin mutfağında olmak lazım. Hazırlanan yemeği iyi bir şekilde sunmak bu işin asli unsuru değil. Asli unsur mutlaka ve mutlaka mutfakta olmayı gerektiriyor. O yemek yapılırken tuzunu koyan, o yemeği kavuran, ayrıntıları tamamlayan, mutfağın temizliğinden her şeyine kadar bu işin içinde olmak gerekiyor. Yani bunu haberciliğe adapte edersek iyi bir haberci mutlaka muhabirlik yapmalı, haberini yazmayı bilmeli. O mutfakta mutlaka çalışmalı sadece elindekini okuyan biri haber spikeri değildir. Her aşamada seslendirmesinden, montajına, ışığından, görüntü yönetmenliğine kadar iyi bir televizyoncu bunların hepsini az ya da çok bilmek ve bilerek yapmak zorundadır. Tavsiyem her anlamda iyi bir gözlemci olmaları birincisi bu, okumaları çok okumaları ve seyretmeleri yani insanların iki tür hafızaları vardır. Bir tanesi işte görsel hafızadır. Görerek anlar bazı insanlar ki son dönemde malesef ki malesef gençlerde gördüğüm bir şey var çok fazla teknolojiye bağlılar yani herkesin elinde teknoloji aletleri, ellerinden cep telefonu hiç düşmüyor. Bir süre sonra okumayan bir nesil gerçekten bizim o istediğimiz geleceği yaratamaz. Okumak gerekiyor habercilik için çok çok daha fazla okumak gerekiyor. Yani bir haberci her gün en az 8-10 tane gazete okumak zorunda, internette fazlasıyla gezinmek zorunda, kim ne yapmış kim hangi haberi yapmış, kim o haberin neresini görmüş araştırmak zorunda. Bir habere siz bakarsınız başka bir şey görürsünüz ben bakarım başka bir şey görürüm çünkü habercilik aynı zamanda ön görüdür, haberin ne olduğunu anlayabilmektir yani yeni nesillere dediğim gibi eğitim, araştırma, çok okuma, çok çalışma ve emek verme. Emek vermeden hiç bir şey olmaz hayatta. Ne iş yapıyorsanız yapın emeğiniz mutlaka işinize yansımak zorunda. 19 BEBEKLERDE ! İŞİTME KAYBI Konuşmanın normal gelişmesi ve çocuğun konuşması normal işitme varlığına bağlıdır Op. Dr. Turgay Osman ARDA Kulak Burun Boğaz Uzmanı 20 Doğdukları andan itibaren büyük bir ilgi ve özenle büyütülen bebeklerin ileride işitme sorunu yaşamamaları için bu konunun üzerinde durulması gerekiyor. Doğumda işitme normaldir. Ancak bunun saptanması için yeni doğan bebeklerde mutlaka işitmeyi tarama programları yapılmalıdır. Bu etüdün başarılı bir şekilde yürütülebilmesi için; jinekolog, pediyatrist ve KBB uzmanlarının konuya gönülden destek vermeleri gerekmektedir. Bebek ve küçük çocuklarda ölçülmesi zor olan işitmeyi, başlıca şu yöntemlerle araştırabiliriz. • • • • • • Davranış gözlemi: Ses alanının içinde oturan ebeveynin kucağındaki çocuğun verilen ses veya konuşma uyarılarına tepkisi ölçülür. (solunum değişmesi, baş ve vücut hareketlerinde artış vs) Vizüel güçlendirme ve şartlanmış yönlendirme: Çocuk ses uyarısına cevap verdiği zaman ışıklı bir oyuncak hareket eder. Şartlanmış yönlendirmede ise çocuk sesi duyduğu zaman ışığa bakmaya şartlandırılır. Bu sayede çocuk duyduğu sese bakmaya motive olur. Otoakustikemisyon: Sese yanıt olarak kokleada bir tür akustik enerjinin ölçülmesiyle sağlanır. İmpedans oyometre: Orta kulak fonksiyonları hakkında bilgi verir. İşitsel uyarılmış potansiyeller (BERA): Sese yanıt olarak periferik ve santral işitsel sinir yollarında ortaya çıkan düşük voltajlı elektriksel potansiyeller ölçülür. Oyun odyometrisi: Daha büyük çocuklarda uygulanır. Kulaktan verilen ses uyarılarına karşılık olarak, çocuğun önündeki küpleri sepete koyması veya üst üste dizmesi gibi bir oyun kurgulanarak eşik tespiti yapılır. Konuşmanın normal gelişmesi ve çocuğun konuşması normal işitme varlığına bağlıdır. Yine; işitme kaybı olan çocuğun konuşmasının anlaşılabilirliği kaybın derecesi ile doğru orantılıdır. Yani işitme kaybı ne kadar az ise, konuşma o kadar iyi olacaktır. Dilin öğrenilip kullanılabilirliğini elbette işitme kaybının derecesinin yanında; kaybın şekli, sabit veya ilerleyici olması, başlangıç zamanı, tanı zamanı, verilen eğitim şekli, ailenin tutumu, çocuğun zeka ve duygusal hali gibi diğer faktörler de etkileyebilir. Tüm bu sistem içinde konuşma ve dilin gelişimi açısından yaşamının ilk 6 ayı en kritik dönem olup; bebeklerdeki işitme kaybının ilk 3 ay içinde saptanması hayatidir diyebiliriz. Anne ve babanın endişelenmesi gereken durumlar; İşitme kaybının açısından risk taşıyan bebeklerin işitmelerinin taranmasıyla problemin sadece %50’si saptanmaktadır. Diğer % 50’sinde işitme kaybının tanısı ve tedavisi ne yazık ki kabul edilemeyecek kadar geç bir zamanda olmaktadır. Risk faktörlerinden bazıları şöyle sıralanabilir: • Ailede işitme kayıplı çocuk öyküsü • Hamilelikte enfeksiyonlar (sitomegalovirüs- CMV, kızamıkçık, sifiliz, herpes, toksoplazma) • Baş- boyunda anatomik anomaliler • 1500 gr altında doğum ağırlığı • Kan değişimi gerektirecek kadar hiperbilirubinemi • Ototoksik ilaç kullanımı (aminoglikozidler, kemoterapötikler, bazı diüretikler vs.) • Menenjit • Düşük APGAR skoru • Kafa travmaları Doğumsal işitme kayıpları Doğumsal işitme kayıplarının %60’tan fazlasının genetik faktörlere bağlı olduğu düşünülmektedir. Buradaki işitme kayıplarına birden fazla organın (sindirim, solunum, boşaltım, ekstremiteler vs) normal yapısal gelişiminde rol oynayan genlerin mutasyonu rol açar. Sık görülenler arasında; Alport, Ucher, Pendred, Jervell, Lange-Nielsen, Waardenburg, Sticker, Albinizm, Digeorge, Treacher-Collins, nörofibromatozis sendromları örnek gösterilebilir. Bebeğinde işitme kaybı olan ailelerin yapması gerekenler Erken dönemde işitme kaybı gelişen çocuklarda hem iletişim, hem deyaşam performansı olumsuz etkilenir. Erken farkedilmeyip tedavi edilemeyen işitme kaybı konuşma ve lisan gecikmesine, sonuç olarak sosyal ve emosyonel problemlere ve eğitim başarısızlığına yol açar. Bebeklerde işitme kaybı saptandığında, zaman kaybetmeden tedavisine yönelmek ve gerekirse işitme aleti verilmesi, konuşma ve dil gelişimini olumlu etkileyecektir. İki taraflı ve çok ileri derecede işitme kaybı olan ve cihazdan yeterince fayda göremeyen çocuklarda ise koklear implant uygulanması yarar sağlayabilir. Son olarak; yakın akraba evliliklerinin yapılmaması özellikle bazı ilaç gruplarının kullanılmaması ve hamileliğin ilk üç ayında tüm enfeksiyonlara dikkat edilmesi gibi yalın ve adeta standartize olmuş önlemlerle, ömür boyu sürecek olan üzüntü, pişmanlık ve belki de suçluluk dolu bir yaşamı sevinç ve mutluluk yumağına dönüştürebiliriz kanısındayım. 21 BEL, SIRT VE BOYUN AĞRILARININ SIK NEDENLERİDEN BİRİ OLAN FASET SENDROMU TEDAVİ YÖNTEMLERİ Faset eklemler omurlar arasında sağ ve sol olmak üzere ikişer adet olan ve omurganın hareketliliğini sağlayan küçük eklemlerdir. Yaşlanmaya, darbelere, travmaya ve ağır yük altında çalışmaya bağlı olarak faset eklemelde oluşan yıpranmalar ve deformasyonlar şiddetli bel, boyun ve sırt ağrılarına sebep olabilmektedir. Ağrılar hareketin nisbeten daha fazla olduğu bel bölgesinde daha fazla olmaktadır. Bu durum ‘’Faset Sendromu’’ olarak adlandırılır. Op. Dr. Tolga OĞUZ Beyin ve Sinir Cerrahisi LER her iki sık belin n e r a ıl ağlı ağr mu’na b issedilir. o r d n e S Faset larda h ilir. ve kalça ılar olab r a ğ d a ın n n a a ıl y ına yay ğru ön kısm nlara do fıtığı ile k a a y c e a v b zaman boyun ğilmekle Zaman doğru e u kez bel ya da e iy r e g Özellikle şiddetlenir. Çoğ le dönmek ir. yine ulunabil b e ağrıyı be t k e c e birli d a sinirler s sindeki e lg ö b lem Faset ek . r iletirle BELİRTİ 22 İ TEDAV rısı ençli ağ ir d e in lem avis İlaç ted larda faset ek a t s a olan h faset onu ve nikleri iy s k je n e ek syonu t denerva aktadır. m uygulan FASET EKLEM ENJEKSİYONU VE FASET DENERVASYONU Bu yöntem özel girişim odasında C Kollu Skopi ‘’Floroskopi’’ adı verilen görüntüleme yönteminin yardımı ile uygulanır. İşlem için lokal anestezi yeterlidir. Hastaya uygun pozisyon verildikten sonra bel, sırt ya da boyun bölgesinde girişim planlanan bölgeye lokal anestezik verilir. Sonrasında floroskopi yardımı ile eklem bölgesi ve eklem ağrısını ileten sinir bölgesi tespit edilir. Ağrılı bölgeye özel iğnelerle girilerek ilaç enjeksiyonu yapılır. Ortalama işlem süresi 10-15 dakikadır. Ağrı tedavisinde kullanılan bir diğer yöntemde faset denervasyonudur. Bu işlemde problemli faset ekleme ait sinir bulunarak, radyofrekans enerjisi ile bloke edilir ve ağrıyı iletmesi engellenmiş olur. Bu sinirler sadece ağrıyı ilettiği için işlem sonrasında herhangi bir his yada fonksiyon kaybı oluşmaz. Yöntem özel girişim odasında, radyofrekans cihazı kullanılarak foloroskopi eşliğinde ve lokal anestezi uygulanarak yapılır. İşlem yapılacak alana özel iğneler ile girilerek radyofrekans dalgaları yardımı ile kontrollü ısı uygulanır. Sinirin ağrıyı iletmesi engellenmiş olur. İşlem ortalama 25-30 dk sürmekte olup işlem sırasında hasta ağrı duymamaktadır. İşlem sonrası hastalar ortalama 2-3 saat dinlenme sonrası taburcu edilirler. Ve bir gün sonrasında işlerine dönebilirler. Faset denervasyonu işleminin yan etkisi çok az olup nadir enfeksiyon ve kanama bildirilmiştir. ? Gebelerde, kanama, pıhtılaşma bozukluğu olanlarda ve aktif enfeksiyon geçiren kişilerde uygulanmaz. Faset eklem enjeksiyonu ve denervasyonu teknikleri özellikle geriye doğru eğilmekle, yanlara doğru dönmekle belde, kısmen kalçalarda ve bacağın üst kısmına doğru yayılan ağrısı olan hastalarda uygulanmakta ve yüksek seviyede hasta memnuniyeti sağlamaktadır. 23 e ğ i l e l i m r a a h d a k e ? z n ı n ı s r ı z ha Op.Dr. Altan CEBECİ Kadın Hastalıkları ve Doğum Hamile kalmadan önce yapacağınız bazı değişiklikler sayesinde daha sağlıklı bir hamilelik geçirebilirsiniz. Op. Dr. Altan Cebeci, hamilelik öncesinde neler yapılması gerektiğini sıralayarak bu dönem hakkında anne adaylarını bilgilendirdi. 24 Gebeliklerin çok büyük bir kısmı kendiliğinden ve herhangi bir planlama yapmadan gerçekleşir. Genellikle de doktor takibi gebelik başladıktan sonra akla gelir. Gebelik planlı bir şekilde oluşturulmak isteniyorsa, ki ideal olanı budur, yapmamız gereken bazı şeyler vardır. Bunlar; - Öncelikle sağlık durumunuzun gebeliğe elverişli olup olmadığını tespit ettirmeniz gerekir. Kalp damar hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları, metabolik hastalıklar, şeker hastalığı, hipertansiyon gibi gebeliği direkt olarak etkileyen unsurların var olup olmadığı belirlenmelidir. - Tam bir jinekolojik muayene yapılmalı ve ultrasonografi yapılarak rahim ve yumurtaların durumu hakkında bilgi alınmalıdır. - Kadın ve erkeğin ailelerinde kalıtımsal geçtiği düşünülen bir hastalık varsa bununla ilgilenen genetik uzmanlarından yardım istenmeli ve planlanan gebelikte bu riskin ne olabileceği sorulmalıdır. - Kullanmakta olduğunuz ve gebelikte devam etmeniz zorunlu olan ilaçların gebeliğe etkisi hakkında mutlaka bilgi edinmelisiniz. - Gebelik planladığınızda gıdalarınıza daha fazla özen göstermelisiniz. Hormonlu ve bol karbonhidratlı yiyeceklerden kaçınmalısınız. Besinleri doğal hallerine en yakın şekliyle tüketmeli, yeşil yapraklı salata ve sebzelere ağırlık vermelisiniz. - Sigara ve alkol gebeliğe çok olumsuz etkiler yapar. Bunlar genel sağlığımıza ve gebelikte bebeğe çok zararlıdır. Bu nedenle bu toksik alışkanlıkları bırakmalı veya en aza indirmeliyiz. Hamilelik öncesi özellikle sosyal risk taşıyan annelerin AIDS için ELİSA testini yaptırması önemlidir. Bu anne adayını kesinlikle korkutmamalı ve rahatsız etmemelidir. Ayrıca daha önce yüksek riskli davranış öyküsü olsun olmasın tüm hamilelere AIDS testi önerilmesi gittikçe kabul gören bir yaklaşımdır. Hepatit taşıyıcılarından doğan bebeklerde enfeksiyon riski yüksektir ve bu bebeklere doğumdan sonra 12 saat içerisinde Hepatit-B aşısı ve immunoglobulin tedavisi yapılması hemen her zaman enfeksiyonu önler. Hepatit B testi gebelikte yapılır. Diğer Bilinmesi Gerekenler Bunlara ek olarak anne ve babanın hamilelik öncesinde kan gruplarının bilinmesi, eğer bir kan uyuşmazlığı söz konusu ise anneye doğumdan önce gerekli aşının yapılması bir sonraki hamilelikte tehlikeyi önleyecektir. Eğer bu annenin ilk hamileliği değilse, anne ile baba arasında kan uyuşmazlığı varsa, anneye ilk hamileliğinde gereken aşı yapılmamışsa, o zaman annenin kanında ilk gebeliğinde antikor oluşup oluşmadığına bakılması ve doğumun daha özel şartlarda planlanması uygun olur. bebeğe hamileyken verirse bebek dünyaya geldiğinde hem anne, hem bebek kendini huzurlu hissedecektir. Annenin hamileyken bebeğini sevmesi aile içinde kurulan sağlıklı ilişkilere bağlıdır. Hamile kalmayı ve anne olmayı çok istiyorsunuz ancak bu duruma ne kadar hazırsınız? Gerek eşinizle gerek kendinizle ilgili alacağınız kararlar, hamilelik sürecinizin en sağlıklı şekilde ilerlemesini sağlayacaktır. Hamilelik Öncesi Sağlık Kontrolleri Eşle Birlikte Alınması Gereken Kararlar Öncelikle hamile kalmaya karar verirken eşler fikir birliği içinde olmalıdır. Eşlerin neden çocuk sahibi olmak istediklerini ya da istemediklerini birbirlerine açıklamaları önemlidir. Ayrıca eşler bu kararı alırken, ekonomik durumlarını, ilişkilerinde yaşanan problemleri, eğer anne çalışacaksa çocuğa kimin bakacağı konularını ayrıntılı bir biçimde düşünmek durumundadırlar. Düşünmeleri gereken bir başka konu da ev, iş ve sosyal hayatlarında önemli değişiklikler olacağı ve bu değişikliklere ne kadar hazır olduklarıdır. Çiftlerin bu kararı hiç tereddüt etmeden almaları önemlidir. En Sağlıklı Olanı Planlı Hamilelik Hamilelik beklenen, istenen, planlanan bir hamilelik olmalıdır. Çocuğun yaşantısını geçireceği aile ortamı çok önemlidir. Özellikle bebeğin yaşantısının ilk yılları açısından aile ortamı çok büyük önem taşır. İstenilen hamilelikler sevgi dolu ebeveynleri de beraberinde getirir. Bebeğin ihtiyacı olduğu sevgiyi anne Hamile kalmadan önce annenin fiziksel sağlık kontrolünden geçmesi sağlık açısından sorunsuz bir hamilelik yaşaması için önemlidir. Doktorun uygun bulduğu durumlarda kızamıkçık aşısı olması, hepatit B aşısı olması, sigara ve alkol kullanımını kesmesi, bir kadın doğum uzmanı edinmesi ve onun yönlendirmelerine göre hareket etmesi hamilelikte oluşabilecek riskleri azaltır. Annelik Yaşı Önemli Bir Unsur Kadının hamile kalma yaşı da önemli faktörlerden birisidir. Günümüzde bir kadının istediği yaşta hamile kalması için uygun koşullar sağlanmaktadır fakat hamile kalma için ideal yaş 20-35 yaş arasıdır. 35 yaşından sonra hamile kalma olasılığı ve oranı azalır; bir takım müdahaleler gerekebilir. Geç yaşta gerçekleşen doğumlarda anne ve bebek açısından risk artar. Baba Adayı Hazır mı? Hamile kalmaya karar vermeden önce üzerinde durulması gereken önemli bir diğer konu da baba adayının hazır olmasıdır. Anne adayının hamilelik döneminde karşılaşacağı çok sık ağlama, alınganlık, çabuk incinme, kusma, gibi durumlara karşı baba adayının hazır olması gerekir. Bu hazır bulunuşluk, hamilelik sürecinin huzurlu ve mutlu geçmesini sağlayacağı gibi bebeğin sevgi dolu bir ortama doğmasını da hazırlar. 25 o günden... bugüne... YEMEKLERİNİ ÖZLEDİM ANNEM CANIMSIN CANIM GÜZEL ANNEM BİRTANEMSİN CHECK-UP ANNEM YÜRÜYÜŞ YAPTIN MI ANNEM SENİ ÇOK ÖZLEDİM FEDAKAR ANNEM DOKTORUNA GİTTİN Mİ BİRTANEM SENİ SEVİYORUM BENİM ANNEM YANINDA HUZUR BULUYORUM İLAÇLARINI ALDIN MI BİTANECİK YAPTIRDIN MI ANNELER İYİ Kİ YEMEKLERİNİ VARSINGÜNÜN ÖZLEDİM KUTLUFEDAKAR ANNEM CHECK-UP OLSUN İYİ Kİ VARSIN BAŞIMIN TACI BİRTANEMSİN MELEK ANNEM GÜZEL ANNEM YEMEKLERİNİ ÖZLEDİM İLAÇLARINI ALDIN MI BİRTANEM DERT ORTAĞIM MELEĞİM CANIM ANNEM DOKTORUNA YANINDA GİTTİN Mİ HUZUR BULUYORUM YAPTIRDIN MI MELEK ANNEM İLAÇLARINI ALDIN MI DERT ORTAĞIM YÜRÜYÜŞ YAPTIN MI ANNEM BAŞIMIN TACI DERT ORTAĞIM DOKTORUNA SENİ ÇOK ÖZLEDİM SENİ ÇOK GİTTİN Mİ GÜZEL ANNEM BENİM ANNEM SEVİYORUM YANINDA HUZUR BULUYORUM İLAÇLARINI ALDIN MI BENİM ANNEM CHECK-UP YÜRÜYÜŞ YAPTIN MI BİRTANEMSİN ANNEM YAPTIRDIN MI GÜZEL ANNEM YEMEKLERİNİ ÖZLEDİM İLAÇLARINI ALDIN MI UĞURKAN EREZ Bir marka, bir öğretmen, bir koreograf, bir sanatçı… Moda denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Uğurkan Erez’e merak ettiklerimizi ve başarısının sırrını sorduk. Defilelerin sadece podyumda sergi olmadığını, içinde dans olduğunu, tiyatro olduğunu, paylaşım, arkadaşlık ve matematik olduğunu, bir bütün olarak sanat olduğunu herkesin akıllarına kazıyan bir sanatçıdır; “UĞURKAN EREZ” 28 Yakın zamanda sizi en çok heyecanlandıran projeleriniz nelerdi? Hazırlığı süren projelerinizi sizden dinlesek biraz? Her proje sanki benim ilk projem gibidir ve hepsinde aynı heyecanı yaşarım. Zaten bu heyecanı hala kaybetmediğim için ve işe başladığım ilk günlerdeki gibi amatör ruhla çalıştığım için belki bu noktadayım. Şu anda çok keyif aldığım, Show TV’de her gün yayınlanan “Bugün ne giysem” programının çekimleri sürüyor. Uğurkan Erez yoğun çalışma temposu içinde ne yer, ne içer nasıl beslenir ? Ben sağlıklı beslenmeye dikkat ediyorum.Tüm beslenme programımı diyetisyenim tarafından hazırlanıyor. Arada tabii kaçamaklarım oluyor … Ekranlardan tanıdığımız Uğurkan Erez; çok keyifli, sempatik, enerji dolu ve bunun yanında da dobra bir insan… Bir gün bir bakıyoruz ki bu keyifli insan’ın kanser haberini okuyoruz. Neyse ki sizi hemen terk etmiş. Bu vesile ile size bir kez daha geçmiş olsun demek istiyorum. Yaşadığınız bu tecrübeden sonra hayat algınız, beklentileriniz değişti mi? Artık günlerimi daha uzun ve dolu dolu yaşıyorum. Yapmak istediklerimi bahaneler bularak ertelemiyorum. Hayatı başa sarma şansınız olsa neleri değiştirirdiniz? Değiştirmek değil, aynı hayatı bir kez daha yaşamak isterdim. Ailem ve dostlarımla çok güzel bir hayat yaşadığıma inanıyorum. Hatalarım, yanlış kararlarım olmadı mı, mutlaka oldu ama hatalar da insanlar için değil mi? Önemli olan hatalarda ısrar etmemek, dönebilmek. Kalıcı hasarlara sebebiyet vermemek. Bu camiada bulunmaktan ve bugün geldiğiniz noktadan, mutlu musunuz yoksa eksik yanlış bir şeyler var mı? Birçok önemli organizasyonda imzanızı taşıyorsunuz. Bu kadar aranan ve marka olmayı başarabilmiş bir kareograf olmanızın ardındaki sır nedir? Dünle yaşamamam, yeniliklere açık olmam, biriktirdiğim dostluklar, çok çalışmam, yaratıcı gücüm ve işimde disiplinim diyebilirim. Beni çalışma arkadaşlarıma sorduğunuzda ki ben onlara Ailem diyorum, alacağınız cevap, işkolik, otoriter ve mükemmeliyetçi olur. Yirmi yılı aşkın süredir işimde kabul görmüş bir marka olmamı bu prensiplerime borçluyum. Camia derken, ben kendi çalışma arkadaşlarım ve ekibimden çok memnunum. Onlarla birlikte olmaktan büyük ve geniş bir Aileye sahip olmaktan, büyük mutluluk duyuyorum, keyif alıyorum. 17-18 yaşında yanıma gelen mankenlerimin evlenip çoluk çocuğa karışması, beni çok mutlu ediyor. Örneğin; Çağla Şikel, Sema Şimşek, Sinem Öztufan, Yüksel Ak gibi... Sizin yerinizde olmak isteyen bir çok kişi var onlara nasıl tavsiyelerde bulunmak isterdiniz? Her kişi ayrı bir değerdir. Kendi yollarını belirlemeli ve çok çalışmalılar. Meslek büyüklerinin tecrübelerinden mutlaka faydalanmalı, ama taklitten kaçınmalılar. Kendi tarzını ortaya koyabilenlerin fark yaratacağına inananlardanım. Tabii ki ekipte önemli. 29 Bu Bahar Yorgun Olmayın Yorgunluk sık yaşadığımız bir sorundur. Değil ömrünün herhangi bir döneminde, herhangi bir gününde bile şu veya bu nedenle kendini yorgun hissetmeyen, hafif ya da şiddetli, uzun ya da kısa süreli yorgunluktan şikâyet etmeyenimiz var mı? Dr. Şilan KOLAN Acil Sorumlu Hekimi Yorgunluğun, pek çok nedeni var. Bazen mevsimlerle de ilişkili olabiliyor. “Yorgunluk-mevsim ilişkisi” denince de akla hemen “bahar yorgunluğu” geliyor. Baharla birlikte ortaya çıkan yorgunluk hali, genellikle birkaç haftayı geçmez. Mevsim dönüşümünde ortaya çıkan, iyon dengesi değişimlerinin, meteorolojik şartlardaki farklılaşmalarının, ısı ve nem oynamalarının, aydınlık ve karanlıkta geçen saatlerde kaymaların ve daha pek çok nedenin bu yorgunlukta rolü olduğu söylenir. Her ne sebeple meydana gelirse gelsin, baharın ilk günlerinde ortaya çıkan yorgunluğun, kısa süreli ve hafif bir yorgunluk olduğunu unutmamalı, eğer ciddi ve ilerleyici bir yorgunluk sorunu yaşıyorsanız, arkasında önemli bir bedensel veya ruhsal problemin olabileceğini bilmelisiniz. 30 Bahar Yorgunluğunun Diğer Belirtileri • • • • • Baş ağrısı Uyku ritm bozuklukları Kas ağrıları, omuz, sırt ve boyun ağrıları Konsantrasyon bozukluğu, aşırı sinirlilik, hafıza zayıflaması Barsak ve mide rahatsızlıkları Aile hayatımızı, iş hayatımızı ve sosyal hayatımızı olumsuz etkiler. Dikkat Her Yorgunluk, Bahar Yorgunluğu Değildir! Baharla birlikte ortaya çıkan yorgunlukların arkasında gizli bir depresyon, gözden kaçmış bir kansızlık, farkına varılmamış bir tiroid yetmezliği ya da vücudunuz her hangi bir yerine odaklanmış bir enfeksiyon hastalığı olabilir. İlerleyici yorgunluklar önemli hastalıkların daha ağır ve ciddi sağlık sorunlarıyla da ilişkili olabileceği unutulmamalıdır. Yorgunluğu basite almamak ve altta yatan nedenlerini bulmak gerekir. Bahar Yorgunluğuna Karşı Alınması Gereken Önlemler • • • • • • • • • • • • • • • Güne mutlaka gülerek başlayın. Bol bol sebze ve meyve tüketin. Probiyotik gücünüzü arttırın, kefir ve yoğurt yiyin. Unlu, unlu-yağlı, kızartılmış ve unlu-şekerli-yağlı paketlenmiş besinlerden (cipsler, kurabiyeler, krakerler, gofretler…) uzak durun. Tam tahıl (bulgur) tüketin. Karbonhidrat tüketimini (pirinç pilavı, pizza, makarna, beyaz ekmek, patates) abartmayın. Fazla kilonuz varsa verin. Düzenli olarak, her gün yedi-sekiz saat uyumaya çalışın. Aşırı yemekten kaçının, sık ve az yiyin. Her gün akşam ya da sabah ılık duş alın. Günde 3 litre su tüketmeye çalışın. Sentetik yerine pamuklu kumaştan üretilen kıyafetler tercih edin. Alkol ve sigara kullanıyorsanız mümkün olduğunca azaltın. Kahve, çay, kolalı içecekler gibi kafeinli içecekleri sınırlandırın. Düzenli olarak açık havada yürüyüş yapın Rezene, melisa, papatya ve ısırgan otu, meyan kökü gibi bitkisel çayları (günde 2 fincan) içmeye özen gösterin. Bahar Yorgunluğunda Kendini yenilemenin ipuçları; Magnezyum, potasyum, çinko: İyi planlanmış bir magnezyum, potasyum, çinko destek programı son derece iyi sonuçlar verebiliyor. B grubu vitaminleri: B kompleks vitaminleri, karbonhidrat metabolizması, enerji üretimi ve vücuttaki diğer metabolik reaksiyonlarda, zihinsel yorgunluk ve streste, bağışıklık sistemini güçlendirmede önemli. B12 vitamini bağışıklık sistemini destekliyor, kan hücresi üretimini artırıyor. C vitamini: Böbreküstü bezini destekliyor, bağışıklığı güçlendiriyor ve doku iyileşmesini artırıyor. Ginseng: Enerji verici etkileri nedeniyle çok yaygın kullanılan bir bitkisel destek. D vitamini: Demir omega-3 azlığı B12 eksikliği ciddi yorgunluk sebebidir. Kanınızda bu maddeleri kontrol ettirmeyi ve varsa eksikliklerinin giderilmesi konusunda doktorlarınızla görüşmeyi ihmal etmeyin. 31 İSKEMİK İNME Uzm. Dr. Nil YILMAZ Nöroloji Uzmanı 32 Serebrovasküler hastalık (sık bilinen ismiyle inme veya felç), dünyada kalp hastalığı ve kanserden sonra en sık görülen üçüncü ölüm sebebi ama birinci sakatlık nedenidir. ABD’de yapılan bir çalışmada ABD’de bir dakikada ortalama bir kişinin inme geçirdiği ve her üç dakikada bir de bir kişinin inme nedeniyle yaşamını yitirdiği saptanmıştır. İnme yalnız hastayı değil tüm hasta ailesini olumsuz etkileyen bir durumdur. İnmenin yol açtığı sakatlık gelişmiş toplumlarda sağlık ekonomisi üzerine büyük bir yük oluşturmaktadır. İnme, beyin damarlarının tıkanmasına veya beyin kanamasına bağlı ortaya çıkan bir durum olmasına karşı sıklıkla beyin damarlarının, beyin dışı kaynaklardan (kalp ve buradan çıkan damarlardan) pıhtı atması sonucu oluşan beyin damar tıkanıkları sonucu oluşur. İnmede kan akımı bozulan damar ve bunun suladığı beyin bölgesinin fonksiyonuna bağlı olarak hastada çok sayıda farklı nörolojik bulgular gelişebilir. Kendini çoğunlukla aniden ortaya çıkan bir felç, his kaybı, konuşma güçlüğü, tek veya çift taraflı görme bozukluğu, baş dönmesi, dengesizlik ve çift görme gibi yakınmalarla gösterebilir. Tüm inmelerin yaklaşık %80’ni iskemik inmedir. Yani beyin damar tıkanması sonucu beyin hücrelerine yeterli kan ve oksijen gelmediği için o bölgedeki beyin dokusunun hasara uğramasıdır. Bunun sonucunda beyinin o bölgesinin kontrol ettiği vücut fonksiyonlarında bozukluklar görülür. İnme Risk Faktörlerini değiştirilemeyen ve değiştirilebilen olarak iki başlıkta toplayabiliriz; 1. Değiştirilemeyen risk faktörleri yaş, cins, ırk ve aile öyküsüdür. 2. Değiştirilebilen risk faktörleri ise kesin ve kesin olmayan faktörler olarak iki grupta toplanabilir. Kalp hastalıkları (kalp kapak ve damar hastalıkları, kalp ritim bozuklukları nedeni ile oluşan pıhtılardan kopan parçaların beyin damarlarını tıkaması), hipertansiyon, diyabet hastalığı, kan kolesterol ve lipid yüksekliği (bu grup damar yatağını bozan kronik hastalıklardır), sigara kullanımı, karotis arterlerinin (şah damarlarının) belirti vermeyen tıkanmaları, vertebral arterlerde oluşan sorunlar kesin risk faktörü olarak kabul edilmiştir. Alkol kullanımı, obezite, beslenme alışkanlıkları, fiziksel hareketlerin azlığı, ilaç kullanımı ve bağımlılığı, hormon tedavisi, kan pıhtılaşma bozuklukları ise kesinleşmemiş değiştirilebilen risk faktörlerinden kabul edilmektedir. Geçici iskemik atak (TİA), kan akımı yetersizliğine bağlı olarak ani gelişen, 24 saatten kısa süren epizodlardır. Burada geçici görme kayıpları, uyuşma, kuvvet kayıpları vb bulgular olabilir. Atakların çoğu 2-15 dakika içinde sonlanır. TİA’lar genellikle tekrarlayıcıdır. İnme gelişimi için haberci olabilirler. İskemik inme geçiren hastaların %10-30 oranında ise bir neden bulunamamaktadır. İskemik inme geçiren hastada yapılan tanısal değerlen-dirmelerden elde edilecek bulgular hem hastalığın seyrini belirlemede hem de doğru tedavilerin başlatılmasında önemlidir. İlk planda istenen kraniyal BT (bilgisayarlı beyin tomografisi) ile öncelikle inmenin nedeninin iskemik veya hemorajik (kanama) olduğunu ayırt etmek amaçlanır. Kraniyal BT ile ayrıca inmeye bağlı gelişebilecek nörolojik komplikasyonlara ait radyolojik değişikliklerin tanınmasını ve inme ile karışabilecek diğer hastalık süreçlerinin dışlanmasını da sağlayacaktır. İskemik inmede uygun sekanslar kullanılarak yapılan magnetik rezonans görüntüleme incelemesinde BT ile elde edilen bilgiler elde edildiği gibi ek bazı bilgilere de ulaşılabilir ve iskemik beyin bölgesi ilk dakikalardan itibaren belirlenebilir. Klinik durumu MRI incelemesine uygun olan hastalarda magnetik rezonans görüntüleme bilgisayarlı tomografinin yerini alabilir. Her iskemik inmeli hastada EKG ve akciğer grafisi çekilmelidir. Hastada açlık kan şekeri ve lipid incelemeleri (kolesterol, trigliserid, HDL kolesterol, LDL kolesterol, VLDL kolesterol) yapılmalıdır. Diyabetik hastalarda kan şekeri regülasyonu hakkında fikir edinmek için glikolize hemoglobin (HbA1c) düzeyine bakılmalı- dır. Ayrıca diğer rutin kan testleri, kan sayımı, CRP her hastada bakılmalıdır. Kan pıhtılaşma testleri, özellikle genç yaşta iskemik inme geçirenlerde, özgeçmişinde veya soy geçmişinde nedeni bilinmeyen tekrarlayıcı arteryel veya venöz tromboembolik olay anamnezi olanlarda (iskemik inme, miyokart enfarktüsü, derin ven trombozu, pulmoner emboli), livedo retikülarisi olanlarda, sistemik lupus eritematosus öykü veya klinik bulguları olan hastalarda mutlaka yapılmalıdır. İnflamatuar (vaskülit) veya infeksiyöz nedenlerden şüphelenildiğinde BOS incelemesi en iyi tarama testidir. Boyun renkli Doppler ultrasonografi incelemesi ekstrakranyal karotis ve vertebral arterleri inceleme amacıyla yaygın şekilde başvurulan bir incelemedir. Deneyimli uzman hekimler tarafından yapılan bu incelemelerde karotis ve vertebral arter tıkanmaları, darlıkları görüntülenebilir. Bu inceleme iyi bir tarama testidir ve sonuçları boyun damarlarında ileri bir darlığa işaret ediyorsa magnetik rezonans anjiografi (MRA), bilgisayarlı tomografik anjiografi (BTA) veya dijital subtraksiyon anjiyografi (DSA) ile doğrulanabilir. Ultrasonografik inceleme ile karotis interna ve vertebral arterlerin ekstrakranyal disseksiyonları da ortaya konulabilir. Kalp hastalıkları ve kalp kaynaklı emboli iskemik inmenin önemli bir nedeni olduğundan birçok hastada kardiyak görüntüleme incelemeleri yapılır. Transtorasik veya transösofagial ekokardiyografi bu amaçla en sık başvurulan incelemelerdir. İnmeli hastalarda acil tedavi uygulamaları ilk görüldükleri andan itibaren başlamalıdır. Her inmeli hasta mümkünse hastaneye yatırılmalıdır. İskemik inmeli hastanın hastaneye yatırılmasındaki amaçlar aşağıdaki gibi özetlenebilir. • Vital bulguları stabilize etmek • Nörolojik hasarın ilerlemesini durdurmak veya geriye dönüşümlü ise düzeltmek • İnme ile beraber veya seyrinde ortaya çıkacak tıbbi ve nörolojik komplikasyonlarla mücadele etmek • Erken dönemden başlamak üzere rehabilitasyon girişimlerini başlatmak • Erken dönemde hasta ailesinin yeni duruma adaptasyonunu sağlamak için bilgilendirme ve destek sağlamaktır Son yıllarda inmeden koruyucu yöntemlerin yanı sıra, inme tekrarının önlenmesi ve özellikle inmeli hastaların akut dönemde tanı, tedavi ve bakımları açısından önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu nedenle başlamış doku hasarının durdurulması bölgesel kan akımının yeniden sağlanabilmesi ile olanaklıdır. Bu amaçla trombolitik, antikoagülan ve antiplatelet tedavilere başvurulur. İnmeden korunmak için risk faktörü oluşturan hastalığı olanların düzenli bir şekilde tedavilerine ve takiplerine devam etmeleri, düzenli sağlık kontrollerinin yaptırılması, düzenli bir yaşam ve dengeli beslenme prensiplerine uyulması, şişmanlık ve hareketsizliğe karşı dikkatli olunması, yeteri kadar egzersizin yapılması, sigara ve aşırı alkolden uzak durulması gibi basit önlemlerin inme ve benzeri damarsal rahatsızlıklardan korunmak için zorunlu olduğunu unutmamak gerekir. 33 Uzm.Dr. Masum KOŞAL Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı . ÇOCUGUNUZUN UYKU DÜZENI NASIL? Arabaya bindiğinde hemen uykuya dalıyor mu? Genelde her sabah onu siz mi uyandırmak zorunda kalıyorsunuz? Gün boyunca aksi, asabi ve aşırı yorgun görünüyor mu? Bazı akşamlar, normal yatma saatinden önce uykuya dalıyor mu? Sık sık sabah 06.00’da uyanıp mı güne başlıyor? Sürekli ağlayarak mı bir şey istiyor? Bu sorulardan herhangi birisine “Evet” yanıtını verdiyseniz, çocuğunuz uykusunu yeterince almıyor olabilir. 34 1/2 1/2 1/2 1/2 1/2 3/4 1/2 1/2 Uykusunu yeterince alamayan çocuklar nasıl etkilenir? Odaklanma süresi uzar. 1/2 1/2 1/2 Uyumluluk azalır. 1/2 Asabiyet hali oluşur. Kendi başına oyun oynamasını etkiler. Bir şeyi öğrenmesini etkiler. Yukarıdaki tabloda çocukların ortalama uyku saatleri verilmiş olsa da, unutmayalım ki her çocuk kendi uyku düzenini ve saatini kendisi belirleyecektir. Çocuğunuzun kaç saat uyuduğundan fazla, davranışlarına dikkat etmeniz daha önemlidir. Dr. Weissbluth “Genelde, çocuklar ne kadar uzun gece uykusu uyurlarsa, gündüz boyunca davranışları daha iyi olur” diyor. Çocuğunuzun beslenmesi ve uykusu en önemli kaygı konunuzdur. Bebeğinizin beslenme düzeni ve alışkanlıkları, uyku düzenini de direkt olarak etkilediğinden; karnı toksa, rahatlıkla uyuyacak, ancak aç kaldığında uykuya dalmakta ve uykuyu sürdürmekte sorunlar yaşayacaktır. Bir bardak ılık süt uykudan bir saat önce verildiğinde uykuya dalmayı kolaylaştıracaktır. Tabii ki bir yaştan önce anne sütü dışında hiçbir sütü kullanmamamız gerekir. Çünkü anemi (kansızlık), alerjik reaksiyonlar ve kabızlık yapabilir. Kansızlıkta iştahsızlık, halsizlik yanında kendisini uyku bozukluğu ile belli eder. Büyüklerimizin “uyusun da büyüsün” tekerlemesi aslında tam da gerçeği yansıtmaktadır. Çünkü büyüme hormonu en çok gece (23.00 - 03.00) arasında salgılanır. Bu nedenle çocuklarınızı erken yatırmanız onların daha iyi büyümeleri için şarttır. Çocukların daha rahat ve kaliteli uyuyabilmesi için işte sizlere tavsiyeler; • İlk bebeklik döneminde, emziren anneye de kolaylık sağlaması amacıyla bebeğin, annenin yanında, ancak ayrı bir yerde (beşik, karyola vs.) yatmasını tercih edebilirsiniz. • Yatmadan önce hareketli aktiviteler yaptırın. • Çocuğunuzu aynı saatlerde yatırmaya çalışın. • Uyutmaya karar vermeden önce banyo yaptırın. • Çocuğunuzu yatırdığınız oda sıcaklığına dikkat edin. • Çocuğunuzu rahat giyindirin. • Her gün yatağına yatmasını, yatağının onun uyku alanı olduğunu anlamasını sağlayın. • Uyutmaya karar vermeden önce çocuğunuzun ihtiyaçlarını karşılayın. • Uyuması için ayağınızda sallamayın. • Uyku zamanı geldiğinde, uyumak istemiyorsa ve ağlıyorsa, onu yalnız başına yatağında bırakmayın. • Uyuması için tamamen sessiz ve karanlık bir ortam oluşturmaya çalışmayın. • Çocuğunuzu uyuturken sesli ortama alıştırın. Sesle uyumaya alışması, ileride de daha rahat uyku uyumasına yardımcı olacak alışkanlıklar kazanmasını sağlayacaktır. • Uyuturken hafif bir müzik sesi açabilirsiniz, ninni söyleyebilirsiniz veya masal anlatabilirsiniz. • Gece uyanıp yanınıza geldiğinde, onu yatağına götürün ve bir süre onun yanında oturun. • Bebeğinizin gece gündüz farkını öğrenmesini sağlamalısınız. • Sevdiği bir oyuncağı yanına almasına izin verebilirsiniz. • Çocuğunuz uyku düzenini sağlamak için sabırlı olmaya özen gösterin… 35 Hipertansiyon Nedir? SİNSİ DÜŞMAN: HİPERTANSİYON Uzm.Dr. İsmail Hakkı BOZ İç Hastalıkları Uzmanı Tansiyon Nedir? Tansiyon kısaca kan basıncı olarak tanımlanabilir. Damarlarımızdaki kan, dolaşım sırasında bir basınç oluşturur. Bu basınç, alınan gıdalar, stres gibi duygusal durumlar, yapılan iş ve harcanan güçle bağlantılı olarak gün içinde küçük değişiklikler gösterebilir. Kan basıncının iki farklı türü vardır: • Sistolik basınç (büyük tansiyon) • Diyastolik basınç (küçük tansiyon) 36 Gün içinde kan basıncının belirli bir süre yüksek olması, hipertansiyon (yüksek tansiyon) olarak tanımlanır. Tansiyon milimetre civa (mmHg) olarak ifade edilir. Sistolik kan basıncının (büyük tansiyon) 120 mmHg ve diyastolik kan basıncının (küçük tansiyon) 80 mmHg olması en uygun tansiyon değeridir. Kan basıncının 120-129/80-84 mmHg olması normal, 130-139/85-89 mmHg olması yüksek normal tansiyon olarak adlandırılır. Kan basıncının 140/90 mmHg’nın üzerinde olması hipertansiyondur. Yani büyük tansiyon 140 , küçük tansiyon 90 mmHg üzerinde ise hipertansiyon olduğu söylenebilir. Ülkemizde hipertansiyon oldukça yaygın bir problemdir. Erişkin her 3 kişiden 1’inde hipertansiyon vardır. Kadınlarda erkeklerden daha sık görülmektedir. Ülkemizde, hipertansiyon görülme sıklığı yüksek olmasına rağmen, hastaların sadece %40’ı bunun farkındadır. Bu durum, kişilerin düzenli aralıklarla tansiyon ölçümü yaptırmamasından kaynaklanmaktadır. Tansiyon Nasıl Ölçülür? Kan basıncı sfigmomanometre adı verilen tansiyon aleti ile ölçülür. Tansiyonun doğru ölçülmesi için şu noktalara dikkat edilmesi gerekir: • Ölçümden kısa süre önce sigara veya kahve içilmemiş olmalı. • Kişi dinlenmiş olmalı. • Ölçüm sırasında manşon (tansiyon cihazının kola takılan kısmı) kalp seviyesinde tutulmalı. • Ölçüm cihazının manşonu uygun boyutta olmalı. Hipertansiyon Sebepleri Nelerdir ? Hipertansiyon hastalarının % 92-95 inde altta yatan net bir sebep yoktur. Bu duruma “ esansiyel hipertansiyon “ denir. % 5-6 hastada ise böbrek veya bazı hormon hastalıkları hipertansiyona sebep olmaktadır. Buna da “sekonder hipertansiyon” denir. Yüksek Tansiyon Nelere Yol Açar? Yüksek tansiyon sinsi bir hastalıktır. Bu özelliğinden ötürü her yaşta görülebilir. Belirti vermeden ortaya çıkabilir. Bazen baş ağrısı , ense ağrısı , çarpıntı gibi belirtiler de verebilir. Yüksek tansiyon kontrol altına alınmazsa, aşağıdaki sorunlar ortaya çıkabilir: * Kalp hastalığı, *İnme ( Felç), * Boyun ve bacak damarlarında tıkanma, * Kalp yetmezliği, * Böbrek hastalığı ve böbrek yetmezliği, * Görme kaybı. Kimler Riskli? - Ailesinde hipertansiyon olan bireyler, - 40 yaşın üzerinde olanlar, - Obez (şişman) bireyler, - Sigara içenler, - Diyabeti (Şeker hastası) olanlar veya ailesinde diyabet olanlar, -Gebeler. Hangi Önlemleri Alalım? Yukarıda saydığımız riskli bireylerin , hipertansiyondan korunması , veya hipertansiyonun başlangıcını geciktirebilmesi için bazı önlemler alınmalıdır. Bunlar: • Sodyum (tuz) alımının kısıtlanması: Normal bir insanın günlük sodyum ihtiyacı 5-6 gramdır. Tuz , sadece yemeğe attığımız sofra tuzu değildir. Günlük hayatta tükettiğimiz birçok ürünün sodyum içeriği çok fazladır (İşlenmiş gıdalar, fast food, kolalı içecekler, maden suyu, bazı ağrı kesici ilaçlar…vs) Bu nedenle tükettiğimiz ürünlerin sodyum miktarını mutlaka öğrenmeli ve tuz alımımızı sınırlamalıyız. • Kilo verme • Sigaranın bırakılması, • Alkol alımının azaltılması • Stres yönetimi • Düzenli egzersiz. Tedavi nasıl olmalıdır? Hipertansiyon tedavisi için günümüzde kullanılan birçok ilaçlar mevcuttur. Ancak hipertansiyon tedavisi , kişiye özgü olmalıdır. Her hipertansiyon hastası aynı ilaçlarla tedavi edilmez. Bu nedenle ilaç başlanmadan önce mutlaka uzman bir hekime başvurarak, gerekli fizik muayene ve tetkikler neticesinde uygun tedavi başlanmalı, tedavi başlandıktan sonra da düzenli aralıklarla takip edilmelidir. Yukarıda sayılan özellikleri taşıyanlar, sık aralıklarla tansiyon ölçümü yaptırmalıdır. 37 Aknenin Uzm.Dr. Melis ŞENLİK Cilt Hastalıkları Uzmanı Oluşum Sebepleri Akne Hakkında Bilinmesi Gerekenler 38 Akne, yani daha bilinir ismi ile sivilce; cilt altında başlayan bir problem olup çeşitli nedenlerle tetiklenerek epidermis dediğimiz derinin en üst tabakasında ortaya çıkar. Psikolojik ve hormonal düzensizlikler aknenin oluşumunda önemli rol oynar. Hatta depresyonun akneyi arttırdığı, akneninde depresyonu tetiklediği düşünülür, bu da kısır bir döngü yaratır. Bu döngüyü kırabilmek, akne tedavisinin başarısı için çok önemlidir. Öyleyse, tedaviyi içeriden dışarıya, yani derinin tüm fizyolojik oluşumunun meydana geldiği dermisten derinin en üst (gözümüz ile gördüğümüz) tabakası olan epidermise doğru planlamalıyız. Yüzeysel tedavi uygulamaları geçici olarak etki gösterir, ancak gerçek sebep ortadan kaldırılmazsa akne kendini tekrarlar ve derinleşir. Sebum ölü cilt hücreleriyle birleştiğinde bakteri üretimi için uygun ortam oluşur, bakteri kolonizasyonunun artması ile birlikte cilt üzerinde siyah noktalar ve komedonlar oluşur. Kadınlarda periyodik döngü nedeni ile oluşan hormon düzensizliği aknelerde alevlenmeye neden olur. Androjenler yağ bezlerini Güneşlenmek ise akneyi iyileştirmez, sadece geçici bir süre kamufle eder, ancak cilt altında akne daha da büyür ve zorlaşır. Akne ciddiye alınması gereken bir cilt hastalığıdır, mutlaka bir uzman hekim kontrolünde tedavi edilmelidir. Aknenin sebebi Uygun olmayan kozmetikler, yağlı fondöten ve güneş koruyucular potansiyel akneli ciltlerde kullanılmamalıdır. Akne tedavisinde kullanılan başlıca ilaçlar: Benz oil p tikler; in Antibiyo lindemis K , in is Eritrom erox ide Cildin b ağışıkl ık siste güçlen mini dirici kr emler Azelaik asit Daha çok ergenlik döneminde görülen akne, yetişkinlerde de sıklıkla görülebilmektedir. Akne, erkeklik hormonu yani androjenin üretiminin artması ile oluşur. Androjen üretimi ergenlik döneminde arttığı için gençlerde akne daha çok görülür. polikistik over hastalığı olduğu düşünülüyorsa, bir kadın hastalıkları uzmanından destek istenir. Bilinenin aksine gıdalar akne oluşumunda etkili değildir. uyararak daha fazla sebum üretirler, yani ciltteki yağ üretimi artar. iler t ik cil ept Antis ic zley temi Kimy asal Salisilik asit, gl ikolik a ve mey sit ve asit leri Retino idler; is otretino tretinoi in, n, adap alene peel ingle r l eriye i t k a antib lendiric n i d ç l Ci ı gü n ı n a kalk ler krem 39 KARIN GERME AMELİYATI Karın germe ameliyatı; karın bölgesindeki deri fazlalığı ile birlikte yağ dokusunun çıkartılması, karın ön duvarındaki gevşekliğin giderilmesi ameliyatıdır. Op.Dr.Volkan BEDEN Plastik Cerrahisi 40 Estetik karın ameliyat için en uygun adaylar, karında diyet veya egzersizle giderilemeyen yağ fazlalılığı ve deri gevşekliği şikayeti olan kadın ve erkeklerdir. Özellikle doğum sonrası karın derisinde sarkma ve çatlaklar, karın içi organları çevreleyen karın duvarı kaslarında gevşeme oluşmaktadır. Eğer deride bir fazlalık yoksa hastalara liposuction yapılırken, deride fazlalığı olan hastalara karın germe ameliyatı uygulanır. Ameliyata Uygun Olanlar • Karın derisi iyice gevşemiş ve sarkıklık varsa • Karında yağ ve deri fazlalığı varsa • Karın kasları gevşeyip araları açılmışsa • Karında önemli ölçüde çatlaklar varsa karın germe ameliyatı için iyi bir aday sayılabilirsiniz. Ameliyat sırasında yapılan işlemler Karın estetiği ameliyatı, genel anestezi altında yapılır. Ameliyatta mini abdominoplasti ve abdominoplasti olmak üzere iki yöntem uygulanır. Mini abdominoplasti çok az sarkmış karınlara, abdominoplasti ise karın duvarının ileri derecedeki deformasyonu olan vakalarda kullanılır. İlk önce karın ve çevresindeki fazla yağlar Liposuction yöntemi ile alındıktan sonra her iki kasık arasından bir kesi ile girilerek zayıflamış olan karın kasları ve varsa göbek fıtığı tamir edilir. Gevşemiş kaslar ve kaslar üzerindeki karın duvarı zarlarına (fasia) toplayıcı dikişler konularak karın duvarı gerginleştirilir. Göbek aynı yerinde muhafaza edilmekle birlikte gerilen karın derisinden açılan yeni bir göbek deliğine dikilir. Fazla olan deri çıkartıldıktan sonra, deri gerilerek tabakalar halinde dikilir. Böylece gevşeklik giderilir. Cilt altına birikebilecek sıvıları dışarı almak için bir dren yerleştirilir, genellikle bu dren 2-4. günde alınır. Dikişler ortalama 12. günde alınır, bu süreçte hasta günlük aktivitelerine geri dönebilir. İlk haftalarda görülen şişlikler ve morluklar normaldir ve zamanla azalmaya başlar. Ancak şişliklerin tümüyle geçmesi ve ameliyatın kesin sonucunu görebilmeniz için 1 ay beklemeniz gerekir. Kısmi veya total olsun, abdominoplasti, karın kasları zayıflamış ve derisi gevşeyip sarkmış kişiler için mükemmel sonuç verir. Birçok vakada, eğer dengeli bir diyet ve düzenli bir egzersiz programı uygulanırsa sonuçlar kalıcıdır. Abdominoplasti, vücut kontürü düzeltilmesine (estetik meme ameliyatları, liposuction vb) yönelik ameliyatlar ile beraber de yapılabilir. MERAK EDİLEN KONULAR Kimlere karın germe ameliyatı yapılır? Diyet ve egzersize cevap vermeyen, hem karın derisi sarkıklığı olan hem de yağ fazlası olan kadın ve erkekler bu ameliyat için adaydır. Bu ameliyat özellikle birkaç kez doğum yapmış, karın bölgesi derisinde çatlaklar oluşmuş ve sarkmış, karın kasları zayıflamış kadınlarda son derece faydalıdır. Doğum yapmaya niyeti olan kişilerin bu ameliyatı doğum sonrasına ertelemesinde yarar vardır. Ameliyat hazırlıkları nelerdir? Ameliyat olmayı düşünen kişi sigara kullanıyorsa, buna ameliyattan 4 hafta önce ve 2 hafta sonrasına kadar ara vermelidir. Bu dönemde güneşte fazla kalınmamalı, eğer kullanılıyorsa E vitamini veya Aspirin kullanılımına ara verilmelidir. Ameliyat öncesi ağır diyet rejimlerinden kaçınılmalı, soğuk algınlığı ya da başka bir enfeksiyon geçirilmesi operasyonun ertelenmesine sebep olabilir. Ameliyat nerede yapılır? Tam abdominoplasti ameliyatları hastane şartlarında yapılırken, mini abdominoplasti vakaya bağlı olarak muayenehane şartlarında yapılabilir. Anestezi tipi nedir? Çoğu zaman genel anestezi tercih edilirken, mini abdominoplasti lokal anestezi ve sedasyon eşliğinde yapılabilir. Ameliyat sonrası neler yaşanmaktadır? İlk birkaç gün karın bölgesinde şişlik ve ağrı kesiciler ile kontrol altına alınabilen ağrı olabilir. Drenler ortalama 1-3 gün, dikişler 1-2 hafta sonra alınır. Ortalama 1-3 gün hastanede kalmanız gereklidir. Kendinizi eskisi gibi hissetmeniz birkaç ay alabilir. İşinize 2-4 hafta sonra dönebilirsiniz. Yara izi ilk 3-6 ay kötüye gidermiş gibi görülebilir ama bu normaldir, izlerin düzleşmesi ve solması 9 ay ila 1 yıl alabilir. Kısmi veya tam abdominoplasti işlemleri karın kaslarında zayıflık veya deri sarkıklığı olan hastalar için mükemmel sonuç yaratır. Hastaların çoğunda, düzenli egzersiz ve diyetle mükemmel sonuç yıllarca korunabilir. Karın germe ameliyatlarının riskleri nelerdir? Her yıl yüzlerce abdominoplasti ameliyatı yapılmaktadır. Vücut kontürü düzeltme konusunda da uzmanlaşmış bir plastik cerrah tarafından bu ameliyat yapıldığı takdirde sonuç genellikle tatmin edicidir. Her cerrahi işlemin belli miktarda riski mevcuttur ve önemli olan sizin abdominoplasti ile ilgili olanları anlamanızdır. Kişinin cerrahi işlemi kabul etmesinde ameliyatın risk ve faydalarının karşılaştırılması esastır. İyi ameliyat öncesi inceleme ve değerlendirme, uygun hastane şartlarında ve plastik cerrah tarafından gerçekleştirilen bu ameliyatın enfeksiyon ve kanama gibi komplikasyonları nadirdir. Yara iyileşmesinde gecikme veya kötü yara iyileşmesi görülebilir ve yara iziyle sonuçlanabilir. Bu şartlarda ikinci bir ameliyat gerekebilir. Sigara içenlerde cilt kaybı ve yara iyileşmesinde komplikasyonlara daha sık rastlanır. Ameliyattan sonra ek prosedür gerekir mi? Geçirdiğiniz cerrahi işlemin sonuçları ile ilgili olarak nadiren arzuladığınız sonuçlara ulaşamayabilirsiniz. Bu tip sonuçları düzeltmek için ek cerrahi girişim gerekebilir. Cerrahınız ile karşılıklı konuşarak tüm ayrıntılar hakkında bilgi sahibi olunuz. 41 Artık bebeğiniz hızla büyüyor ve buna bağlı olarak besin ve enerji ihtiyaçları da artacaktır. Bu dönemde, meme ya da biberonla normal beslenme sonrasında bile mama istediğini ve doymamış olduğunu fark edeceksiniz. Bu bebeğinizin ek besinlere hazır olduğunu gösteren belirtilerdendir. Uzm.Dr. Hakan KILIÇ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı 42 Bebeğiniz 4-6 ay arasında ek gıda almaya hazırdır. Ancak her bebeğin ek gıda almaya hazır olduğu zaman birbirinden farklıdır. Bazı bebekler üç aylık iken katı gıdalar almaya hazır duruma gelmesine karşın, dil atma refleksi genellikle dördüncü aydan itibaren kaybolmaya başlar. Aslında emme işlevinde önemli bir rolü olan bu refleks yüzünden bebek, ağzına sokulan her şeyi; kaşığı, yiyecekleri dili ile itmeye çalışır. Beslenme sırasında bebeğiniz başını sağa-sola çevirir veya ağlarsa lütfen onu zorlamayınız. Katı gıdalara her ikinizin de zevk alacağı, mutluluk duyacağı bir dönemde başlamanız, herhangi belirli bir zamanda başlamaktan çok daha önemlidir. İstemiyorsa zorlamayınız, emzirmeye ve ya biberonla beslemeye 3-4 gün daha devam ettikten sonra tekrar deneyiniz. Bebeğiniz tatmadan ve yutmadan önce yeni yemeğine belirli aralıklarla bakar, dokunur ve koklar. Bu nedenle yapılacak en iyi şey bebeğinize yeni yemeğini bir kaç gün tanıtmanızdır. Bebeğinizi beslenme saatlerinde yüksek bir sandalyede oturtup besleyiniz. Böylece sandalyeye oturduğunda beslenme saatinin geldiğini anlayacaktır. Yemeğini hazırlarken onun dikkatini çekmek için bebeğinizle konuşun ve hazırladığınız yemekleri ona da gösteriniz. Böylece yemek saatlerini daha eğlenceli bir duruma getirebilirsiniz. Bebeğinizin ifadelerini ve davranışlarını izleyiniz. Yemek istemedikleri zaman bunu çeşitli şekillerde ifade ederler; örneğin, ellerini kaldırırlar, başka tarafa döner, yüzlerini buruştururlar, kafalarını sallarlar ya da ağızlarını açmazlar. BEBEĞİNİZİN EK GIDA ALMAYA HAZIR OLDUĞUNU GÖSTEREN BELİRTİLER • Sık sık anne sütü ister ve daha çok süt için ağlaması. Bazı bebekler geceleri sık uyanırlar. • Başını tamamen rahatça dik tutarak oturabilmesi • Parmakları ile tuttuğu nesneyi ağzına götürebilmesi. • Yiyeceği gözleri ile takip edebilmesi ve yiyecek verilince ağzını açması. • Ağzına verilen yiyecekleri dil ile dışarı atma refleksinin kaybolmaya başlaması. • Dudaklarına kaşık değdiği zaman, ağzını açmasıyla beraber dilini dışarı doğru çıkarmaması. • Isırma, çiğneme-yutma hareketlerinin birbiri ile uyumlu ve sıralı hale gelmesi • Başlangıçtaki emme şeklinin daha olgunlaşması ve emmenin adeta bir sıvı içiyormuş gibi güçlenmesi. • Diş çıkarmaya başlaması. 43 Bebeğinizin ilk anlarını fotoğraflarla... Hastane odanızı özel tasarımlarla renklendiriyoruz. akikaları a aldığınız ilk d ruz. rla renklendiriyo ve fotoğrafla güzel hatıralarla vdiklerinize ünde size ve se g l ze ö u b ız ın izi karşıladığ z. olarak bebeğin up ro G l ita ekan hazırlıyoru sp Kolan Ho daha özel bir m karşılamak i ve bebeğinizi iz rin le fir isa m , lar ile odanızı in özel tasarım iç k e z... b e b z kı için tasarlıyoru Erkek ve ağınız Bebeğinizi kuc 17 ; 0530 955 08 in iç k a lm a i Bilg