yazılı basın işletmelerinin haber üretim sürecinde sinerjik yönetim

advertisement
T.C.
EGE ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
GENEL GAZETECİLİK ANABİLİMDALI
YAZILI BASIN İŞLETMELERİNİN
HABER ÜRETİM SÜRECİNDE
SİNERJİK YÖNETİM ANLAYIŞI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
HAZIRLAYAN: SEVİL KARA
DANIŞMANI: YRD. DOÇ. DR. İ. PELİN DÜNDAR
İZMİR - 2006
Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne sunduğum Yazılı Basın
İşletmelerinin Haber Üretim Sürecinde Sinerjik Yönetim Anlayışı adlı yüksek
lisans tezinin tarafımdan bilimsel, ahlak ve normlara uygun bir şekilde hazırlandığını,
tezimde yararlandığım kaynakları bibliyografyada ve dipnotlarda gösterdiğimi
onurumla doğrularım.
Sevil Kara
i
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ……………………………………………………………………………………1
I.BÖLÜM: YÖNETİM KAVRAMI…………………………………………………...3
I.1. YÖNETİM KAVRAMI VE TARİHSEL GELİŞİMİ……………………………..3
I.2. YÖNETİM FONKSİYONLARI…………………………………………………20
I.3. YENİ YÖNETİM TEKNİKLERİ………………………………………………..24
II.BÖLÜM: YAZILI BASIN İŞLETMELERİNDE SİNERJİK YÖNETİM……..43
II.1. GENEL OLARAK YAZILI BASIN İŞLETMELERİ…………………………..43
II.2. YAZILI BASIN İŞLETMELERİNDE SÜREÇLER……………………………48
II.3. YAZILI BASIN İŞLETMELERİNDE SİNERJİK YÖNETİM………………...60
III.BÖLÜM:
YAZILI
BASIN
İŞLETMELERİNİN
HABER
ÜRETİM
SÜRECİNDE SİNERJİK YÖNETİM……………………………………………….73
III.1. YAZILI BASIN İŞLETMELERİNDE ÜRETİM SÜRECİ……………………73
III.2. YAZILI BASIN İŞLETMELERİNDE HABER KAVRAMI………………….82
III.3. YAZILI BASIN İŞLETMELERİNİN HABER ÜRETİM SÜRECİNDE
SİNERJİK YÖNETİM…………………………………………………………………89
SONUÇ……………………………………………………………………………….100
KAYNAKÇA…………………………………………………………………………103
ii
GİRİŞ
Dünyadaki değişim süreciyle birlikte yönetim bilimi de değişmekte, eski teknikler
önemini kaybetmekte, yeni fikir ve görüşler hakim olmaya başlamaktadır. Yönetim
alanındaki bu gelişmeler, değişim mühendisliği, stratejik yönetim, toplam kalite
yönetimi, sinerjik yönetim adı altında yeni yönetim teknikleri olarak uygulanmaya
çalışılmaktadır.
Hızla gelişen dünyanın yoğun rekabet ortamında, günümüz iş liderleri ve
yöneticileri, daha güçlü rekabet eder hale gelebilmek için yollar aramak zorunda
kalmışlardır. Küreselleşme ve artan rekabet, sermeye üstüne kurulmuş, kar ile
yönlendirilen ve hiyerarşi ile düzenlenen yönetim anlayışını artık safdışı bırakmıştır.
Onun yerine "müşteriye" odaklanan yeni yönetim anlayışları doğmuştur. Müşteri için en
iyi net değerin yaratılması ve sunulmasına odaklanan ve mühendislik, üretim, finans
gibi birleşik fonksiyonları bütünleştiren , takım çalışmasını teşvik ederek dikey
organizasyon yapılarını yataylaştıran yeni organizasyon yapıları rekabet gücü için
öncelikli unsur haline gelmiştir. Bu, düşüncede gerçekçi bir değişimi gerektirir. Bu yeni
düşünce şekli "Sinerjik Yönetimi" anlayışında vücut bulmuştur.
Rekabetin giderek ezici bir hal aldığı pazarda rekabet açısından bilgi, kalite,
strateji, sinerji gibi kavramlar büyük bir önem kazanmaya başlamıştır. Teknolojiyi etkin
bir şekilde kullanan, en az maliyetle daha kaliteli mal ve hizmet üretmeyi temel felsefe
edinen işletmeler, yönetim çabalarını sinerjiyle bütünleştirerek gerek ulusal gerekse
uluslar arası pazarda rekabet güçlerini arttırmaktadırlar.
Yazılı basın işletmeleri diğer bütün işletmeler gibi kar elde etmek amacıyla
kurulmuş işletmelerdir. Ekonomik koşulların neden olduğu bu süreç içinde, kamusal
işlevlerinin yanında kar amacı ön plana çıkmıştır. Bu nedenle yazılı basın işletmeleri,
ticari işletme hüviyetine sahip olmakla beraber aynı zamanda düşünce ve kamu hizmeti
gören ekonomik birimlerdir. Diğer tüm işletmeler gibi yazılı basın işletmeleri de yeni
yönetim
tekniklerini
uygulayarak
pazarda
içerisindedirler.
1
rekebet
güçlerini
arttırma
çabası
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda yazılı basın işletmelerinde sinerjik yönetim,
yönetimden üretime kadar tüm süreçlerde önemli bir kavram olarak karşımıza
çıkmaktadır. Rekabetin bir sonucu olarak uygulanmaya başlayan yeni yönetim
tekniklerinden sinerjik yönetim kavramı bu çalışmada ele alınmış olup, tez konusu
“Yazılı Basın İşletmelerinin Haber Üretim Sürecinde Sinerjik Yönetim” olarak
belirlenmiştir.
Tamamı üç bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde genel olarak yönetim
kavramı ele alınıp, yönetimin tarihsel gelişimi, yönetim fonksiyonları ve son olarak
çalışmanın ana konusu olan yeni yönetim teknikleri üzerinde durularak sinerjik yönetim
ayrıntılı olarak irdelenmiştir.
İkinci bölümde ise, birer hizmet işletmesi olan yazılı basın işletmelerinin özellikleri
ele alınıp, işletmedeki süreçlere ayrıntılı olarak yer verilmiştir. Yazılı basın
işletmelerinde sinerjik yönetimin irdelenmesi bağlamında yazılı basın işletmelerinde
sinerji türleri üzerinde durulmuş, sinerjik yönetim unsurları açıklanmıştır.
Çalışmanın son bölümünde ise, yazılı basın işletmelerinin üretim işlevi ayrıntılı bir
biçimde irdelendikten sonra, bu işlevin unsuru olan haber kavramı açıklanmıştır. Tez
konusu olan haber üretim sürecinde sinerjik yönetimin irdelenmesi çerçevesinde ise
yazılı basın işletmelerinin üretim sürecine katkısı olan tüm departmanlar ayrıntılı olarak
ele alınıp , bölümler arası sinerji, sinerjik yönetim kavramı oluşumunda ele alınmıştır.
Çalışmanın yürütülmesi ve tamamlanması esnasında yardımlarını esirgemeyerek
bana destek olan başta tez danışmanım sayın Yrd.Doç.Dr.İsmet Pelin Dündar olmak
üzere tüm hocalarıma, arkadaşlarım Ebru ve Özgür’e , en büyük manevi desteği veren
annem ve babama teşekkürlerimi sunarım.
Sevil Kara
İzmir 2006
2
I.BÖLÜM
YÖNETİM KAVRAMI
Günümüzdeki değişim ve gelişmeler işletmeleri de önemli ölçüde etkilemekte,
ekonomik sorunlar karşısında yönetim konusunun önemi daha da artmaktadır. Bu
nedenle ilk bölümde, yönetime ilişkin kavramsal bir çerçeve çizilerek bu kavrama
ilişkin
çeşitli tanımlamalara yer verilmiş ve yönetimin tarihsel gelişimi üzerinde
durulmuştur. Giderek karmaşık ilişkiler gündeme getiren yönetim, çağın gereklerine
ayak uydurabilmek için sürekli aşamalar yapmakta, yeni kavram ve teknikler
geliştirilmektedir. Bu sebeple devam eden bölümlerde yeni yönetim teknikleri ele
alınmıştır.
I.1. YÖNETİM KAVRAMI VE TARİHSEL GELİŞİMİ
İnsanoğlunun karşılaştığı en zor aktivitelerden birisi olan yönetimin en temel
hedefi, takımlar halinde çalışan bireylerin kendileri için belirlenmiş görevleri yerine
getirebilecekleri bir ortam tasarlamak ve yaratmaktır. Bir başka şekilde ifade etmek
gerekirse; yönetimin amacı, bir örgüt içerisinde yapılması gereken işlerin çalışanlar
tarafından en uygun ve en verimli şekilde yapılmasını sağlamaktır. Endüstriyel ve
teknolojik gelişmelerle bağlantılı olarak gelişen kurumsallaşma sürecinde yukarıda
anılan hedeflere ulaşmayı sağlayacak farklı yaklaşımların zaman içerisinde oluşması
kaçınılmaz bir olgu haline gelmiştir. Örgüt içerisinde yapılması gereken işlerin daha
organize ve verimli bir şekilde yerine getirilmesine yönelik arayışları tarihsel gelişim
süreci içerisinde incelemek mümkündür.
Genel Olarak Yönetim
Yönetim kavramını anlayabilmek için ilk önce örgüt kavramının açıklanması
yerinde olacaktır. Bu bağlamda,örgüt; insanların bir yada daha fazla gereksinmesini
3
(örgütün amaç yada amaçları) gidermek için, insan,madde kaynakları düzeninin ve
işleyişinin sürekli yenileştirildiği organik bir sistemdir. 1
Bununla birlikte taraftar bulan tanımlardan biri de Chester I. Barnard
tarafından.;belirli bir amacı gerçekleştirmek üzere iki veya daha fazla kişinin çabalarını
bilinçli olarak birleştirmeleri yolu ile ortaya çıkan işbirliği sistemidir şeklinde
yapılmıştır. 2
Konuya ilişkin Maurice Duverger tarafından ;topluluğun belirli bir kategoriyle ilgili
rollerinin maddi bir dayanağa bağlı olarak (yönetmelikler,tesisler,teknikler,bürolar
vb.gibi) düzenlenmesi olarak tarif edilmektedir.3
Aynı amacı gerçekleştirmek için biraraya gelen topluluk olarak tanımladığımız
örgüt, yönetim kavramının da temelini oluşturmaktadır. Bu bağlamda yönetim ile ilgili
tanımlamaları da şu şekilde sıralayabiliriz
Yönetim, belirli bir takım amaçlara ulaşmak için başta insanlar olmak üzere parasal
kaynakları, donanımı, demirbaşları, hammaddeleri, yardımcı malzemeleri, zamanı
birbiriyle uyumlu verimli ve etkin kullanılabilecek kararlar alma ve uygulatma
süreçlerinin toplamıdır.4
Başka bir tanımda;yönetim kısaca ,işbirliğine dayanan ussal bir etkinlik olarak
belirtilmektedir.5
Yapılan bu tanımlardan anlaşılabileceği gibi yönetim kavramı, insanların bir amaç
için biraraya gelerek oluşturduğu örgütün harekete geçiricisi olarak nitelendirilebilir.
Örgüt bir yapıyı ifade etmekte, yönetim ise örgütün amacına ulaşmasını sağlayacak
süreci ifade etmektedir.
Bu tanımlamaların anlaşılır olmasında büyük katkı sağlayacak örgüt yapılarını
belirleyen unsurlar; 6
•
Amaç:
Örgütün
kuruluş
nedenidir.
Dolayısıyla
bu
unsur
örgütün
gerçekleştirilecek iş ve faaliyetleriyle ilgilidir.
1
Ömer Peker, Yönetimin Geliştirilmesinin Sürekliliği, TODAİE Yayını, Ankara, 1995, s.61.
M. Şerif Şimşek, Yönetim ve Organizasyon, Konya, 1995, s.145.
3
Maurice Duverger, Siyaset Sosyolojisi, Varlık Yayınları, İstanbul, 1995, s.174.
4
Erol Eren, Yönetim ve Organizasyon, Beta Basım Yayım, İstanbul, 1996, s.3, Aktaran: Ayla Okay,
Kurum Kimliği, Media Cat Yayınları, İstanbul, 2003, s.223.
5
Doğan Canman, Çağdaş Personel Yönetimi, TODAİE Yayını, Ankara, 1995, s.1.
6
Ömer Peker, a.g.e, s.64.
2
4
•
İşbölümü ve uzmanlık derecesi:
İşlerin çok küçük parçalara ayrılarak, her
görevi bir kişinin sürekli olarak yapmasıdır.
•
Biçimselleşme derecesi: Bir örgütte işler görülürken belirli ve özellikle ilke ve
yöntemlerin izlenmesi konusuna verilen ağırlıktır.
•
Kontrol alanı: Örgütte bir üst’e kaç sayıda ast bağlanacağıdır.
•
Örgütteki kademe sayısı: Kontrol alanı ile yakından ilişkili olan bu faktör
örgütün basık veya dikey olması ile sonuçlanmaktadır
•
Merkezileşme derecesi: Örgütte karar verme yetkisinin kademeler arasında
dağılımıdır.
•
Çapraşıklık derecesi: Örgütün dikey, yatay ve coğrafi olarak yayılma
derecesidir.
•
Bölümleşme: Belirli görevler bir araya getirilerek işler,belirli işler bir araya
getirilerek mevkiler ve belirli pozisyonlar bir araya getirilerek bölümlerin
oluşturulmasıdır.
•
Emir komuta ve danışma birimlerinin oluşturulması.
•
Komite ve gruplar.
•
İletişim kanalları.
Tüm bu tanımlamalar doğrultusunda yönetim ortak amaçları gerçekleştirmek için
işbirliği eden insan kümelerinin eylemleri olarak tanımlanabilir. İki kişi teker teker
yerinden kımıldatamayacakları bir taşı yuvarlamak için işbirliği ettiklerinde, yönetimin
temel öğeleri ortaya çıkar. Bu basit işte, yönetim denen uğraşının iki temel özelliğinin
bulunduğu görülmektedir. Gerçekten, burada önce bir amaç -taşın götürülmesi- ve sonra
işbirliğine dayanan eylem, yani başka türlü yapılamayacak olan bir işi gerçekleştirmek
üzere birden çok kişinin güçlerini birleştirmesi vadır.
Bununla birlikte yönetim, temelde seçilecek teknolojik yöntemlerle değil yöntemin
nasıl saptandığı, taşı götüren iki insanın nasıl seçildiği ve işin başarılmasında işbirliğine
nasıl isteklendirildiği, aralarında işin nasıl bölündüğü, herbirinin kendi belirli işinin
bütün içindeki yerini ve yapılış biçimini nasil öğrendiği, herbirinin harcadığı çabanın
5
başkasının çabasıyla nasıl uyumlu kılındığı gibi sorunlarla ilgilenir. Bir başka deyişle
“örgütleri içinde birlikte çalışan insanların ortak davranış biçimleri oluşturacaktır.”7
Akademik bir disiplin olarak ele alınınca, yönetim, bir süreç olarak düşünülmelidir.
Uygulamada yöneticiler, örgütten örgüte az çok değişiklikler söz konusu olsa bile, çok
kez şu dört görevi yönetim süreci içinde yerine getirirler: planlama, örgütleme,
yöneltme, denetim. Yönetimin bu dört işlevi ve bunlara bağlı olarak başka işlevleri
üzerinde ilerideki bölümlerde ayrıntılı olarak durulacaktır. Ancak temel işlevlerin ne
anlama geldiklerini kisaca açiklamakta yarar bulunmaktadır.
Planlama: Örgütün belirlenen amaçlarını gerçekleştirmek için gerekli olan araçların
saptanması plan kavramını ortaya çıkarır. Planlar kısa ve uzun süreli amaçlara bağlı
olarak yapılabilmektedir. Süresi ne olursa olsun, bir örgütün planları, amaçlarını ne
ölçüde gerçekleşebileceğini kestirmek için bir temel oluşturmaktadır.
Örgütleme: Düzenlenen planların uygulanabilmesi için yönetim, ne çeşit bir yapı
gerektiğini saptamak zorundadır. Örgütün gerçekleştireceği amaçlara göre, örgütlenme,
çeşitli biçimlerde ortaya çıkacaktır. Iyi bir örgütlenme, planların başarılı bir biçimde
uygulanabilmesini sağlamaktadır.
Yöneltme: Yönetimin saptanan örgüt amaçları ve planlar doğrultusunda örgütü ve örgüt
üyelerini yöneltmesi gerekmektedir. Yöneltme görevi bir örgütün insan öğesi ile
ilgilidir. Bu bakımdan örgüt üyelerinin iyi bir önderlik ve iletişim kalıbı altında, örgüt
amaçları doğrultusunda güdülenmeleri ve bu iş için özendirilmeleri gerekecektir.
Denetim: Yönetim, örgütün amaçlarını gerçekleştirebilmek için bir dizi başarı ölçütleri
koyar. Örgütün beklenen başarı ölçütlerine ne ölçüde ulaştığını saptamak için, bu
ölçütlerle yapılan işlerin bir karşılaştırması yapılacaktır. Bunun yapılması yöneticinin
denetim görevini oluşturur. Denetim sonucunda gerekli düzeltmeler yapılır. Bu
düzeltmeler planların değiştirilmesi sonucunu da doğurabilmektedir.
Yönetimin belli başlı işlevlerine bağlı olarak yönetim sürecini belirledikten sonra,
yönetimi
geniş
olarak
şöyle
tanımlayabiliriz:
yönetim,
örgütün
amaçlarını
gerçekleştirmek için, başlıca planlama, örgütlenme, yönetlme ve denetim süreçleri
7
H. A. Simon, D. W. Smithburg, V. A. Thompson, Kamu Yönetimi, Çev. Cemal Mihçioğlu, Ankara
SBF Yayını, Ankara, 1985, s. 1-2.
6
yoluyla tüm kaynakların eşgüdümlenmesidir. Bu açıdan alınınca yönetimin yalnızca
özel örgütler ya da kamu örgütleri içinde değil, belli amaçlara varmak için küme çabası
gösterilen her yerde varolduğunu söyleyebiliriz. Başka bir deyişle yönetim evrenseldir.8
Yönetim Bilimin Doğuşu ve Tarihsel Gelişimi
Çağdaş yönetim kavramlarını anlamak için işletme yönetiminin tarihsel gelişimini
incelemek gerekmektedir. Bu tarihsel gelişim süreci içerisinde belli aşamalar sonucunda
yönetim bir bilimdalı haline gelmiştir. Aslında yönetim uygarlıkla birlikte doğmuştur
denilebilir. Bir bilim dalı olarak incelenmesi ise son yüzyılda gerçekleşmiştir. 18.
yüzyıldan itibaren işletme yönetimi önemli aşamalar yapmıştır. Bu gelişimi bilimsel
yönetim öncesi ve bilimsel yönetim dönemi olarak incelemek uygun olacaktır.
A. Bilimsel Yönetim Öncesi Dönem:
Bilimsel yönetim öncesi dönem insanların birlikte çalışmaya başlamasından
itibaren sözkonusu olmuştur. Bu dönemde çalışanlar arasındaki ilişkiler otokratik bir
düzen içinde olmuştur. Yönetici durumunda olanların sınırsız yetkiler içinde işleri
yürüttüğünü görüyoruz.
18. yy’ın sonlarında ortaya çıkan endüstriyel devrim üretim metodlarında yeniliğe
yol açmıştır. Buhar makinasının keşfi ve sanayide kullanılması fabrika sisteminde
gelişmeleri podüktivite artışına ve sermaye ihtiyaçlarının yükselmesine neden olmuştur.
Üretimin artması o alanda işçi, materyal ve makine sayısını da arttırmış bu da denetim
ve koordinasyon sorununu yaratmıştır. Bu dönemde yönetim çok katı örgüt niteliği
göstermektedir.9
8
Turgay Ergun, Aykut Polatoğlu, Kamu Yönetimine Giriş, TODAIE Yayını, Ankara, 1992, s. 3-4.
9
İsmail Efil, İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Alfa Basım Yayım, İstanbul, 2002, s.37-38.
7
B. Bilimsel Yönetim Dönemi
Bütün dünyada eski yıllardan günümüze kadar ülkelerin kendi sistemlerine göre
yönetimle ilgili uygulamalar görülmüş olmasına rağmen yönetimin asıl bilimsel olarak
incelenmesi son 85-90 yıla dayanmaktadır. Bu dönem;
1. Geleneksel yönetim düşüncesi ve örgüt teorisi
2. Davranışsal ( Neo Klasik) örgüt kuramı
3. Çağdaş örgüt kuramı
4. Durumsallık yaklaşımı, olarak bölümlere ayrılmaktadır.
1.Geleneksel Yönetim Düşüncesi ve Örgüt Teorisi
Geleneksel yönetim düşüncesi ve örgüt teorisini incelerken öncelikle bu teorinin
temel ilkeleri ve ele aldığı yaklaşımlar üzerinde durulacaktır. Bu dönemde üç
yaklaşımdan bahsedilir;
a. Bilimsel yönetim yaklaşımı
b. Yönetim süreci yaklaşımı
c. Bürokrasi yaklaşımı
Geleneksel Örgüt Teorisinin Temel İlkeleri
Geleneksel örgüt yapısı, ana hatlarıyla içinde bulunduğumuz yüzyılın başlarında
ortaya atılan ve o yıllarda genel bir kabul gören klasik örgüt ilkelerinin etkisinde
oluşmuştur. Dikey ve yatay işbölümü, hiyerarşi, kumanda birliği, uzmanlık, işin
parçalara bölünmesi denetim alanının sınırlılığı vb. Örgüt ve yönetim ilkelerinin
etkisinde şekillenen geleneksel örgüt yapısı ,yukarıdan aşağıya uzanan hiyararşik,
otoriter, merkeziyetçi ve yazılı kurallara dayanan bir ilişkiler sistemidir.
Geleneksel örgüt yapısı üç yaklaşımla açıklanmaktadır. Bu üç yaklaşım
öncülüğünü Frederick Taylor’un yaptığı Bilimsel Yönetim Yaklaşımı,öncülüğünü Henri
8
Fayol’un yaptığı Yönetim Süreci Yaklaşımı ve öncülüğünü Max Weber’in yaptığı
BürokrasiYaklaşımı’dır.10
Klasik örgüt teorisinin tüm yaklaşımlar için geçerli olan ortak fikir ve amaçları
şöyle özetlenebilir:11
•
Herşeyden önce klasik teori organizasyonlarda insan faktörü dışındaki faktörler
üzerinde durmuştur. İnsan faktörü her zaman ikinci planda yer alır. Önceden
belirlenmiş kriterlere göre örgütün bir makine gibi işlemesi varsayımı
hakimdir.12 Bu nedenle klasik akım “makine kuramı” olarak da anılır. Maddi
faktörlerin düzenlenmesinden sonra insanın buna uygun davranacağı varsayılır.
Bu açıdan klasik teori mekanik organizasyon yapılarını ön palnda tutar.
•
Klasik teorinin hareket noktalarından biri de rasyonelliktir.13 Bu teoride insanmakine ilişkilerinde rasyonellik, işlerin tasarım ve birleştirilmesinde rasyonellik
ve ilkelerin amaçladığı rasyonellik önemli bir yer tutar. Bu yaklaşım ekonomik
rasyonellik anlayışını oraganizasyon bünyesine yerleştirmeyi amaçlar. Bu
nedenle insanı kendine söyleneni yapan, rasyonel olduğuna inanılan sisteme
uyan, pasif bir unsur olarak kabul etmiştir.
•
Kalsik teori organizasyonları kapalı sistem anlayışı ile alır.14 Bu açıdan
organizasyonun iç bünyesine ilişkin etkinliklerin nasıl sağalanabileceği ve
etkinlik sağalamada gerekli ilkeler dikkate alınır. Klasik teori bu ilkeleri
evrensel kabul edip organizasyonların dış çevre koşullarına kendisini nasıl
uyarlıyabileceği konusu üzerinde durmamıştır.
a. Bilimsel Yönetim Yaklaışımı
Birinci Dünya savaşından önceki yıllarda Amerikan ekonomisindeki hızlı gelişme
ve büyümeye karşılık, kullanılan üretim tekniklerinin bilimsellikten uzak oluşu Taylor’u
10
Ömer Peker, a.g.e . s.71.
İsmail Efil, a.g.e. s. 39.
12
Olgun Kırçıl, Z Tipi Organizasyonların Özellikleri ve Çevre Şartlarıyla İlişkileri; MPM Yayınları,
Ankara, 1985, s.5, Aktaran: İsmail Efil, a.g.e. s.40.
13
Jeari Chevalier, Administraüon de I’entreprise, tonıe: I, Dunod, Paris, 1973, s.67, Aktaran: İsmail
Efil, a.g.e. s.40.
14
Tamer Koçel, İşletme Yöneticiliği; Yönetici Geliştirme, Organizasyon ve Davranış, İşletme
Fakültesi Yayını, İstanbul, 1982, s.50-51, Aktaran: İsmail Efil, a.g.e. s.40.
11
9
bu konuda araştırmaya yöneltmiştir. İşlerin dizaynı ve yapılma şeklinin mühendislik
açısından ve bilimsel olarak incelenip yeniden düzenlenmesi ile hem verimliliğin
artacağına, hem de işletme ve işçilerin bu yeni düzenden daha fazla pay elde
edeceklerine inanan Taylor, mülkiyeti kendisine ait bir şirketin fabrikalarındaki
deneyleri ile bu inancını uygulama alanına aktarma olanağı bulmuş ve bu deney
sonuçlarına dayanarak 1911’de yayınladığı”Bilimsel Yönetim İlkeleri” başlıklı
kitabında
kafasındaki
organizasyon
ve
yönetim
anlayışının
temel
ilkelerini
açıklamıştır.15
Bilimsel Yönetim Yaklaşımının gelişmesinde Henry Gannt,Frank ve Lillian
Gilbert, Harrington Emerson gibi araştırmacı ve yazarlarında büyük katkısı olmuştur.
Taylorizmin veya bilimsel yönetim yaklaşımının ana ilkeleri şunlardır: 16
•
Gelişigüzel çalışma değil, bilim.
•
Başıbozukluk değil, düzen ve eşgüdüm.
•
Kişisellik değil, yardımlaşma.
•
Düşük verim değil,yardımlaşma.
•
Herkesin, olduğunca en yüksek verimlilik düzeyine çıkarılması için eğitim.
Bu ilkelerin işe dolayısıyla organizasyona aktarılmasının aşağıda birbirini izleyen ve
birbirini bütünleyen çeşitli aşamalar yoluyla gerçekleşebileceği kabul edilmiştir:
•
Her iş kendini oluşturan unsurlarına ayrılmalıdır: 17
•
İş görenlerin yapması gereken faaliyetler belirlenirken yalnızca sezgi ve tecrübe
değil fakat bunun da ötesinde bilimsel yöntemlerde kullanılmalıdır. Tek tek her
davranış ve hareket mümkün olduğu kadar etkin ve yeterli duruma getirilmelidir.
•
Daha sonra standartlaşmış işleri yapabilecek fiziki ve zihni yeteneği yeterli olan
kişiler seçilmeli, başka bir deyimle her işe uygun kişiler seçilip alınmalıdır.
•
Nitelik itibariyle yeterli biçimde ve bilimsel olarak seçilen kişiler eğitime tabi
tutulmak suretiyle işi öngörülen tarzda yapabilecek hale getirilmelidir.
•
Belirli bir işin tek tek her parçasında uzmanlaşılmalıdır.
15
M. Şerif Şimşek, a.g.e . s.43.
Ömer Peker, a.g.e . s.73.
17
M. Şerif Şimşek, a.g.e., s.44.
16
10
•
Yönetim bu aşamalardan oluşan sistemin işleyişini sürekli olarak denetmeli,
belirlenen aksaklıklar yine bilimsel bir yaklaşımla ele alınıp incelemeli ve
giderilmeye çalışılmalıdır.
Bilimsel yönetim hareketi iş görenin üretim faaliyetinin düzenlenmesine ilişkin
ölçülere önemli bir kesinlik kazandırmıştır. İnsanların kullanılmasına ilişkin bazı
temel sorunları ortaya koymuş ve bunlara kısmen çözüm yolları getirmiştir. Basit
fiziki işlemler üstünde etkilerini duyuran fizyolojik kısıtlamalar konusunda çok
sayıda araştırma ve çalışmaya yol açmıştır.(wechsler1952).Rutin üretim işlerinde
gerçekleştirilen faaliyetin kesinlikle belirlenmesinin olanaklı olduğunu göstermiştir.
Bu açıdan, bilimsel yönetim alanındaki çalışmalar, örgütlerde insan davranışının dar
anlamda psikolojik görünümlerinden ziyade mekanikleşme ve otomatikleşme
sorunlarıyla ilintilidir.18
b. Yönetim Süreci Yaklaşımı
Klasik kuramın ikinci yaklaşımı, öncülüğünü Henri Fayol’un yaptığı yönetim
süreci yaklaşımıdır. Taylor ve izleyicilerinin daha çok iş düzenleme,geliştirme ve işlerin
yapılma şekli ile ilgilenmelerine karşılık ,Fayol örgütün tamamını ele alarak,iyi bir
örgütsel yapı ve yönetimin ilkelerini araştırmıştır.19
Bununla birlikte yönetim süreci yaklaşımı da tıpkı bilimsel yönetim gibi
ekonomik etkinlik ve rasyonellik fikrini almıştır. 20
Fayol örgütteki faaliyetleri 6 grupta toplamıştır:
•
Teknik faaliyetler.
•
Ticari faaliyetler.
•
Finansal faaliyetler
•
Muhasebe faaliyetleri.
•
Güvenlik faaliyetleri.
•
Yönetim faaliyetleri.
18
G. James March, A. Herbert Simon, Örgütler, Ankara, 1975, s.14.
Ömer Peker, a.g.e., s.74.
20
M. Şerif Şimşek, a.g.e., s.48.
19
11
Fayol’a göre işletmenin başarılı olması bu altı faaliyetin iyi bir şekilde
yürütülmesine bağlıdır.Bu faaliyetlerden yönetim faaliyeti üzerinde görüşler sunan
Fayol, yönetimi öngörü (ileriyi görmek, planlama), organizasyon, emir-komuta,
koordinasyon sağlama ve kontrol etmek olarak tanımlamıştır.21
Bir süreç olarak ele alınan yönetim faaliyetlerini kısaca özetlemek gerekirse: 22
•
Öngörü ( Planlama): Bu günkü sınıflandırmada planlama fonksiyonu olarak
adlandırılır. Fayol’a göre yönetim ileriyi görmek ve ileriye bakmak anlamına
gelir. Bu açıdan ileriyi tahmin çok önemlidir.
•
Organizasyon: Fayol’a göre organizasyon, çeşitli faaliyet ve ilişkilerin
düzenlenmesi, personelin sağlanması, değerleme ve eğitimiyle ilgilidir.
•
Emir-Komuta: Fayol yürütme fonksiyonunun kişisel niteliklere ve genel
yönetim bilgisine bağlı olduğunu söylemiştir.
•
Kontrol: Fayol’a göre kontrol fonksiyonu faaliyetlerin programa, emirlere ve
ilkelere uygunluğunu belirlemektedir.
Fayol’un Örgüt ve Yönetime İlişkin İlkeleri:23
•
İşbölümü ve Uzmanlaşma.
•
Yetki ve Sorumluluk; Fayol yetkiyi emir verme hakkı ve yaptırma gücü olarak
tanımlanır
•
Disiplin.
•
Kumanda birliği
•
Yürütme birliği.
•
Örgüt çıkarlarının bireysel çıkarlar üzerinde tutulması.
•
Personelin ödüllendirilmesi.
•
Merkezileşme.
•
Hiyerarşik düzen
•
Düzen.
•
Eşitlik.
21
Leo Chardonnet, Raymond Gaudriault, Organlaatfon, Gestion, Informatique, Tome VII,
Encylopedie deş Techniques’de Gestion, J. Delmas et CIE, 1972, s.32, Aktaran: İsmail Efil, a.g.e., s.53.
22
İsmail Efil, a.g.e., s.53.
23
M. Şerif Şimşek, a.g.e., s.50.
12
•
İş gören ve iş yaşamında istikrar ve dengenin sağlanması.
•
Teşebbüs ruhu.
•
Birlik duygusu
c. Bürokrasi Yaklaşımı
Klasik kuramın üçüncü yaklaşımı 1900’lerin başında ,Alman sosyoloğu, hukuk,
siyasal, ekonomi alanlarında yazıları olan Max Weber’in ideal bürokrasi modelidir.
Weber’in ideal bürokrasisinin amacı, verimli işlemek ve etkili hizmet etmektir.24
Max Weber ideal tip bürokraside üç egemenliği ( otorite, yetki ) meşru saymıştır.
Bunlar;25
•
Yasal-rasyonel egemenlik
•
Geleneksel egemenlik
•
Karizmatik egemenlik olarak adlandırılabilir
Yasal-rasyonellik egemenlikte objektif ve yasaya uygun emirlere uymak ve bunu
uygulayan kişilerin de yasalara uyması söz konusudur. Geleneksel egemenlik ise
yaşayan geleneklere uygun olarak otoriteyi elinde bulunduranların meşruluğunun kutsal
olduğu inancı hakimdir. Karizmatik egemenlik ise kişinin kendi yapısından
kaynaklanan kutsallık veya kahramanlık gücü başkalarının ona kayıtsız ve şartsız
teslimiyet içinde bağlanmaları sonucunu doğurur.26
Weber ‘in İdeal Bürokrasisine Ait Özellikler: 27
•
Fonksiyonel uzmanlaşmaya dayanan iş bölümü.
•
Açık ve seçik şekilde belirlenmiş hiyerarşik bir yapı.
•
Soyut kurallar dizisinin varlığı.
•
Şekil ve resmiyete bağlılık.
•
Teknik yetenek temeline dayanan personel seçimi ve terfi .
•
Yasal yetkinin uygulanması.
24
Ömer Peker, a.g.e., s.87.
Roland Choiselle, Paul-Louis Esparre, Psychologie Soctale deş entrepriesI, Editions Sirey, Paris,
1970, s.43,Aktaran: İsmail Efil, a.g.e., s.54.
26
İsmail Efil, a.g.e., s.54-55.
27
M. Şerif Şimşek, a.g.e., s.50.
25
13
•
Memur ile görevin birbirinden ayırt edilmesi.
•
Kanunilik.
•
Örgüte dış müdahalelerin önlenmesi.
•
Memurlara maaş ve aylık verilmesi.
•
Memurların iş güvenliklerinin sağlanması.
•
Meşru yetkinin türleri.( yasal ,geleneksel ve karizmatik)
•
Ömür boyu memuriyet.
•
Siyasal tarafsızlık.
•
Hizmet içi eğitim.
•
Yetkinin kişiye değil pozisyona bağlı oluşu.
Weber özellikle , bireylerin ve diğer örgütlenme alternatiflerinin karar verme ve
bilgi işleme süreçleri içinde karşılaştıkları sınırları, bürokratik örgütün nasıl aştığını
göstermek istemektedir. Weber bürokrasiyi genellikle uzmanlaşmış yeteneklerin
kullanımı için uygun bir araç gibi görmekte insan örgenliğinin niteliğine dikkat
etmemektedir.
Bürokratik yapının önemli çıkmazlarından biri,her birimin sorunlara kendi işlevi
açısından bakması nedeniyle örgütün bir bütün olarak algılanamaması ve bölümler arası
çekişmelerin verililiği azaltmasıdır.
Diğer bir sorun aşırı uzmanlaşma; alt birimler arasında anlaşmazlıklara neden
olmakta ve örgütün yararlar sağlarken, kuralların yetersizliği karşısında veya kuralların
öngörmediği bir durumun ortaya çıkması halinde bürokratik yapının etkinliği azalmakta
ya da kaybolmaktadır.28
Klasik yönetimin, örgütsel sorunlara ağırlık vermesi, insanla yalnızca verim
açısından ilgilenmesi, örgütsel insan, ekonomik insan nitelemelerine neden olmuştur.
İnsansız örgüt eleştirilerine karşın,insanın güdülemesi, eğitilmesi,insanla samimi
ilgilenme, adil muamele vb. bugün kullanılan pek çok kavramın geliştirilmesinde ve
daha sonra geliştirilmiş akımların doğmasına neden olmuştur.29
28
29
Ömer Peker, a.g.e., s.87-88.
M. Şerif Şimşek, a.g.e., s.56.
14
2. Davranışsal (Neo Klasik) Örgüt Kuramı
Bu kuram;bir yandan 1929 Dünya Ekonomik Krizi’nin etkisi ile ,bir yandan da
işletmelerde çeşitli örgüt ve işleyiş, üretim ve verim sorunlarının artması sonucu, klasik
yönetim anlayışının iyileştirilmesi için araştırmalar yapılırken “insan” etkeni ile ortaya
çıkmıştır.
Örgütte daha fazla verim elde edilmesi amacıyla yapılan Hawthorne araştırmalarının
sonuçlarının beklenenden farklı çıkması,yeni bir akımın başlamasına yol açmıştır.
Bu bağlamda davranışsal yaklaşımın ana fikri,bir örgüt yapısı içinde çalışan”insan”
unsurunu anlamak,onun yeteneklerinden en yüksek ölçüde yararlanabilmek,yapı ile
insan davranışları arasındaki ilişkileri incelemek,örgüt içinde ortaya çıkan sosyal
grupları ve özelliklerini tanımak ve kısaca yöneticiye kullanabileceği yeni araç ve
kavramlar vermektir. Bu yaklaşım klasik teorinin ekonomik rasyonellik anlayışını esas
almakla beraber, buna yeni bir boyut, insanın işinden doyum alması boyutunu
getirmiştir.
Davranışsal teorinin gelişmesine bayşta Elton Mayo, Fritz Roethlisberger, Douglas
MC Gregor,Abraham,Maslow,Kurt Lewin, Rennis Likert, Chester Barnard, Chris
Argyris olmak üzere pek çok yazar ve araştırmacının katkısı olmuştur. 30
İnsancıl ilişkiler akımı (Davranışçı akım) personel yönetimine şu yenilikleri
getirmiştir:31
•
Personelin
performansını
arttırmaya
yönelik
yöntemler
Personelde çalışma isteğinin arttırılması, ekip olarak çalışma
geliştirilmiştir.
alışkanlığının
geliştirilmesi, yaptığı işten memnun olması, işletme amacını benimsetilmesi vb
gibi yöntemler üzerinde durulmuştur.
•
Davranışçı akım “İnsan” öğesi üzerine kurulu programları desteklemiştir.
Hizmet içi eğitim programları buna en güzel örnektir. Bu program sayesinde
personelin işletme amacı ile bütünleşmesi sağlanarak örgüte uyumu arttırılmış
ve böylece personelin moral ve verim düzeyleri en üst seviyeye ulaştırılmıştır
30
31
Ömer Peker, a.g.e., s.89.
Doğan Canman, a.g.e., s14.
15
•
Bu akımda ilk kademe yöneticilerine daha fazla önem verildiği görülmüştür.
Çünkü bu yöneticiler çalışanlara en yakın ve onlarla doğrudan ilişkili olan
kişilerdir. Dolayısıyla ilk kademe yöneticilerinin insan ilişkileri alanında etkin
olabilmeleri için çeşitli eğitim programları düzenlenmiştir.
•
Yöneticilerin çalışanların davranışlarını anlayabilmeleri için personel araştırma
sistemleri geliştirilmiştir.
•
Personel yönetiminin uygulayıcısı olacak kişilerin insan davranışlarını
çözümleyip yorumlayacak düzeyde uzmanlaşmalarını sağlayacak programlar
geliştirilmiştir.
Yönetimin yapı açısından incelenmesi yaklaşımına karşı, bir tez olarak yönetimde
insan unsuruna ve onun yönetimsel davranışlarının temel olduğu yaklaşımını geliştiren
davranışçı kuramlar,”insanın bilgili ve anlayışlı bir yönetim tarafından insan olarak
yönetilmesi” anlayışını getirmiştir. İnsan ilişkileri yaklaşımı, bir işyerinde insan öğesi
ve toplumsal öğeleri bir bütün olarak eşgüdümlemektedir.32
3. Çağdaş Örgüt Kuramı
Örgütte biçimsel ve doğal yapılar yönetimi açıklamada yetersiz kalmış, örgütteki
çeşitli ilişkilerin örgütün bütünü ile etkileşimlerini sistematik olarak inceleyen çok
yönlü yaklaşımlara gidilmiştir. Sistem yaklaşımı olarak bilinen bu yeni yaklaşım,
“kendinden önceki iki görüşün bir sentezini yapmakta ve örgütü bir bütün olarak
incelemektedir.33
Sistem kavramı fiziksel bilimlerden, özellikle fizik biliminden kaynaklanmaktadır.
Toplum bilimciler, bu kavramı fiziksel bilimlerden almış ve toplumsal olaylara
uygulamaya çalışmışlardır. Ancak, toplumsal olayların karmaşık, çok boyutlu , kesin
tanım ve ölçümlerde güçlük arz etmesi gibi hususlar, sistem kavramının toplumsal
olgulara uygulanmasında güçlükler yaratmıştır.
32
33
Ömer Peker, a.g.e., s.93.
A.g.e., s.94.
16
Bununla birlikte, böyle bir kavram toplumsal bilimlere, özellikle yönetim
konularını ele alışta yeni bir yaklaşım getirmiş ve yönetim kuramında bütünleşmeye
doğru gidişe yardımcı olmuştur.
Sistem yaklaşımının temelinde,”sistem “ olarak ele alınan bütünün amacını
gerçekleştirmesi vardır. Bu görüşe göre, önemli olan bütündür ve parçalar bu bütüne
katkıda bulunduğu ölçüde önemlidir. Bu kuramın özellikleri şöyledir: 34
•
Her sistem kendini oluşturan alt sistemlerden oluşur.
•
Her sistem belirli bir çevrede faaliyet gösterir.
•
Sistemin sınırları mevcuttur.
•
Sistemlerde olumlu ve olumsuz bir entropi görülür.
•
Bütün sistemlerde, sistemin yapısını ve işleyişini etkileyen faktörler vardır. Bu
faktörlerden sistem sınırları içinde olanlara değişken, dışında kalanlara ise
parametre denir.
•
Açık sistemlerin en önemli özelliği dengeli durumlarını korumalarıdır.
•
Açık sistemlerde geri besleme mekanizması faaliyet halindedir.
•
Kapalı ve mekanik sistemlerde başlangıçta kullanılan girdi ile elde edilecek
çıktı arasında doğrudan bir sebep sonuç ilişkisi vardır.
Sistem Yaklaşımının Yönetim Düşünce ve Uygulamasına Katkıları:
•
Bu yaklaşım, örgütleri çevreleri ile ilişkili birer açık sistem olarak ele almakta ,
dolayısıyla örgütler ,çevresel faktördeki değişmelere uyabilmek için yapılarında
çeşitli değişiklikler yapmaktadırlar.
•
İkinci yenilik, sistemin parçaları arasındaki karşılıklı bağlılık ve ilişkilerin
vurgulanmış olmasıdır.
•
üçüncü yenilik de, sistem yaklaşımının örgütü etkileyen bütün değişkenleri ve
parametreleri bir arada görmeyi sağlamış olmasıdır. Böylece daha sağlıklı bir
genelleştirme yapma olanağı doğmuş olmaktadır.
•
Sistem yaklaşımı ile, geleneksel ve davranışsal yönetim yaklaşımlarının
önerilerini, bulgularını ve özelliklerini daha iyi değerlemek; güçlü ve zayıf
34
M. Şerif Şimşek, a.g.e., s.103.
17
yönlerini daha iyi anlamak dolayısıyla bunları daha iyi kullanmak olanağı
doğmuştur.
4. Durumsallık Yaklaşımı
Adından da anlaşılacağı gibi bu yaklaşım, işletme yönetiminde içinde
bulunulan”durum” lara veya “koşul” lara ağırlık veren bir yaklaşımdır.
Bu model, her yerde ve her işletme için geçerli olabilecek bir yönetim uygulaması
yerine her işletmenin içinde bulunduğu duruma göre, o durumda en uygun sayılacak bir
yönetim uygulaması bulmayı amaçlamaktadır. Durumlar değişince yönetim uygulaması
da değişecektir.
Durumsallık yaklaşımına asla geleneksel, davranışsal ve de sistem yaklaşımlarının
yerini alan bir yaklaşım gözüyle bakmamak gerekmektedir. Durumsallık yaklaşımı öyle
bir yaklaşım tarzıdır ki; yukarıda ifade edilen yaklaşımların yerini almamakla birlikte,
onlarla birlikte ele alınan ve adı geçen yaklaşımların ne tür durumlarda gerek faydalı
gerekse etkili olabileceklerini kendine araştırma konusu yapan bir özelliğe sahip
bulunmaktadır.
Durumsallık Yaklaşımının Özellikleri: 35
•
Bu yaklaşıma göre, işletmelerin kullandıkları teknoloji, onların örgüt yapılarını
etkileyecektir. Örneğin, ustalık ve sanatkarlığı gerektiren bir ayakkabı yapımı ile
ayakkabı yapımının mekanize olduğu yani makinelerle imal edildiği durumların
örgüt açısından anlamı farklıdır.
•
Teknoloji, ne tür işlerin yapılacağını, bunları yapanların sahip olması gerekli
nitelikleri, üretim miktarı ve kalitesini, işlerin nasıl yapılacağını grup ve
haberleşme tarzlarını etkileyecektir. Örneğin yığın üretim teknolojisini kullanan
bir işletmede çıktı genellikle standarttır; süreç içindeki faaliyetler belirli ve
tekrarlanan cinstendir ve pek az şey, o işi yapanın takdirine bağlıdır. Böyle bir
örgütte formalleşme derecesini artırmak mümkündür .Başka bir deyişle, bu tür
örgütler daha resmi bir yapıya sahiptirler.
35
A.g.e., s.106.
18
Durumsallık yaklaşımına göre, dış çevre ile ilgili unsurların sürekli değişme içinde
olup olmamaları ve değişme hızları kullanılacak yönetim ve örgüt tekniklerini
etkileyecektir. Buna göre, çevre koşullarının durgun ve dengeli değişim hızının çok az
olduğu durumlarda en uygun örgüt yapısı formalleşme derecesi yüksek bir yapı
olacaktır. Buna karşılık çevre koşullarının sürekli ve hızlı olarak değiştiği durumlarda
ise, formalleşme derecesinin son derece düşük, büyük ölçüde kişi ve gruplara dayanan
bir yapı uygun olacaktır.
Aşağıdaki durumlar çevre koşullarının sürekli değişmekte olduğunun bir göstergesi
sayılabilir;
•
Mal ve hizmetlerin talebinde ve kalitesinde sürekli ve hızlı değişimler olması.
•
Talep edilen malın hızlı ve kaliteli bir şekilde elde edilebilmesi için yeni
teknolojilerin kullanılması.
•
Mal ve hizmetteki değişimin takipçisi olan müşteri ve rakiplerde de sürekli
değişimlerin gözlenmesi.
•
Devlet yönetim politikalarında birtakım değişmelerin olması.
Tüm bu açıklamalardan anlaşılabileceği gibi durumsallık yaklaşımının temel
konusu işletmelerde kullanılan teknolojiye uygun bir örgütsel yapının oluşturulmasıdır.
Sonuç olarak, bugüne kadar yaşanmış olan gelişim sürecinde yönetim
yaklaşımlarının zaman içerisinde hedefe ulaşmak için kullandıkları yöntemler farklılık
göstermiş olmasına rağmen, arzulanan hedefin her zaman için verimliliği artırmak
olduğu açıkça görülmektedir. Bazı dönemlerde sistemin bazı dönemlerde ise insanın
kullanımını maksimize ederek iş süreçleri tasarlanmıştır. Hiç şüphesizdir ki, belirli
coğrafi bölgelerde belirli dönemlerde başarıya ulaşmış olan yönetim yaklaşımlarının,
tüm dünya çapındaki uygulamaları aynı döneme denk gelmeyebilmektedir. Ancak, bir
yönetim şeklinin yaygınlaşmasında en önemli unsurlardan birisinin de bir örgütte elde
edilen başarıların diğer örgütlere örnek teşkil etmesidir.
19
I.2. YÖNETİM FONKSİYONLARI
Yönetim fonksiyonları yönetim faaliyetlerinin özünü oluşturmaktadır. İşletmeler
bütün faaliyetlerinde bu fonksiyonları yerine getirir. Planlama bu fonksiyonlar içinde ilk
aşamadır ve diğer fonksiyonların önünde gelir.
a. Planlama Fonksiyonu
Planlama, yönetim işinin birinci ve en önemli safhalarından biri olarak kabul
edilmektedir.
Örneğin, Klasik Yönetim teorisinin önemli bir yaklaşımı olan
“Yönetimde Süreç Yaklaşımı” görüşü, yönetim faaliyetinin planlama ile başlamasına
neden olmuştur. Ayrıca, özellikle günümüzde artan uluslar arası ilişkiler, globalleşme
anlayışı ve işletmelerin uluslararasılaşması gibi gelişmeler stratejik nitelikteki
planlamayı ön plana çıkarmıştır. General D. Eisenbower’in “Planlar hiçbir şeydir, fakat
planlama her şeydir” sözleri planlamanın önemine işaret etmektedir.36
Dolayısıyla, en genel ifadeyle plan, “Bugünden, gelecekte nereye ulaşılmak
istendiğinin, nelerin gerçekleştirilmek istendiğinin kararlaştırılmasıdır” şeklinde
tanımlanabilir. Planlama ise planı ortaya çıkarmak için sarfedilen gayretleri, bir süreci
ifade eder. Plan bir sonuçtur. Planlama ise bir süreçtir. Sonuç olarak, önemli olan
planlama, yani sürekli bir şekilde bugünden, gelecek hakkında, kısa ve uzun vadeli
amaçlar ile bunları gerçekleştirmek üzere izlenecek yollar hakkında düşünmektir. Plan
ise verilen bir karardır. Kararın verilmesi ile süreç tamamlanmıştır.37
Planlama ile ilgili birkaç tanım şöyle verilebilir:38
•
Planlama bir amacı gerçekleştirmek için en iyi hareket şeklini seçme ve
geliştirme niteliği taşıyan bilinçli bir süreçtir.
•
Planlama, neyin, ne zaman, nasıl, nerede ve kim tarafından yapılacağını önceden
kararlaştırma sürecidir. Daha açık söylersek; bulunduğumuz yer ile varmayı
tasarladığımız yer arasında bir köprü kurmaktır.
36
Erol Eren, İşletmelerde Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, Der Yay., İstanbul, 1997, s.25.
Ömer Dinçer, Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, Beta Yay., İstanbul, 1998, s.55.
38
Kemal Tosun, İşletme Yönetimi, C.1, Fakülteler Matbaası, İstanbul, 1977, s.226, Aktaran: İsmail Efil,
a.g.e., s.119.
37
20
Bu tanımlamalara göre planlama zihinsel bir faaliyettir. Diğer yönetim
fonksiyonlarının ( organizasyon, yöneltme, koordinasyon, denetleme ) önünde yer alır
ve yönetimin vazgeçilmez bir unsurudur.
b. Örgütleme Fonksiyonu
Planlanan faaliyetleri yürütmek ve amaçlara ulaşmak için gerekli araç, olanak ve
personelin bir araya toplanması ve aralarındaki ilişkilerin belirlenmesi, örgütleme
sürecini oluşturur. İşletmede, planlamadan sonra ikinci temel fonksiyondur. Çünkü,
burada planların uygulanmasını sağlayacak kişilerin örgütlenmesi söz konusudur.
Örgütleme maddesel ve beşeri unsurları işletmeye ayırma ve yerleştirme
eylemidir.Örgütleme grup faaliyetlerinde düzenli ve sürekli işleyen bir sitem kurmaktır.
Bu sistem içinde yönetim basamakları oluşturularak yetki ve sorumluluk belirlenir,
mevkiler arası ilişkiler düzenlenir, örgütsel organ ve bölümler belirlenir, iletişim bağları
kurulur.39
Örgütleme evrelerini üç ana başlıkta toplamak mümkündür:40
1. Görülecek işlerin belirlenmesi ve gruplara ayrılması
2. İşgörenlerin belirlenip atanması
3. Yer, araç ve yöntemlerin belirlenmesi
1.Görülecek işlerin belirlenmesi ve gruplara ayrılması:
Planlama evresinde işletmenin amaçları ve bu amaçlara ulaşmak için yapılacak işler
belirlenmektedir. Bu planlamada belirlenen işlerin, en az emek ve maliyetle yerine
getirilebilecek
şekilde
sıralanması,
düzenlemesi,
bölünmesi
için
gruplamalar
oluşturulmaktadır. İşte bu işlerin belirlenip, düzenleme yapılarak gruplar oluşturulması
örgütleme evresinin ilk aşamasında gerçekleştirilmektedir.
39
İsmail Efil, a.g.e., s.134.
Halil Can, Doğan Tuncer, D. Yaşar Ayhan, İşletme ve Yönetim, Aslımlar Matbaası, Ankara, 1984,
s.152, Aktaran: İsmail Efil, a.g.e., s.136.
40
21
2.İşgörenlerin belirlenip atanması:
Örgütleme evresinin ilk aşamasında belirlenen ve bölümlendirilip düzenlenen
işlerin kimler tarafından görüleceği ikinci aşamada belirlenmektedir. Bu aşamada işin
gerek ve niteliklerine uygun olarak görevlendirilen işgörenlere yetki ve sorumluluk
verilmektedir.
3.Yer, araç ve yöntemlerin belirlenmesi:
Bu son aşamada, işlerin görülmesi için bireylerin ihtiyaç duyabileceği araç-gereç ve
donanımlar belirlenmektedir. Çalışanların gerekli yetki ve sorumluluklarını başarılı bir
şekilde yerine getirebilmesi için iş neyi gerektiriyorsa onu sağlamak gerekmektedir.
c. Yöneltme ( Yürütme, Emir-Kumanda ) Fonksiyonu
Yöneltme, işletmelerin yönetilmesi açısından kısa ve uzun süreli etkinliğin
sağlanması yönünde yerine getirilen etkinlikleri içeren karmaşık bir süreçtir. Bu
çerçevede, bu fonksiyonun uygulama açısından zorluğu diğerlerine göre daha fazladır.
Yöneltme, örgütün amaçlarının gerçekleşmesi için bireylere iş verme, onlara yol
gösterme faaliyetidir.41 Başka bir tanıma göre yöneltme, devamlı olarak kararlar
alınması ve bu kararların özel ve genel emirler ve talimatnameler şeklinde
belirtilmesidir. Yöneltme, işletmenin amacına uygun sonuçların elde edilmesinde
organize edilmiş kaynakların faaliyetlerinin uygulamaya konulabilmesi için gerekli
ortamın yaratılması işlemidir. Yöneltme, işbirliğinin uyumlaşması, üretim unsurlarının
birleşimi suretiyle en rantabl sonuca varılması ve işletmelerin etkili biçimde faaliyet
göstermesi için yapılan çalışmalardır. 42
Tüm
bu
tanımlamalar
ışığında
yöneltmeyi
kısaca,
örgütün
amaçlarının
gerçekleştirilmesinde rol oynayacak tüm unsurların, bu amaca uygun olarak, işbirliği
41
Kemal Tosun, İşletme Yönetimi, C.1, Fakülteler Matbaası, İstanbul, 1977, s.271-272, Aktaran: İsmail
Efil, a.g.e., s.138.
42
İlter Akat, İşletme Yönetimi, Ogel Yayımcılık, İzmir, 1984, s.157, Aktaran: İsmail Efil, a.g.e., s.138.
22
içerisinde ve tam bir performansla çalışacak şekilde organize edilerek sonuca
ulaşmalarını sağlayacak çalışmalar olarak tanımlayabiliriz.
d. Koordinasyon Fonksiyonu
İşletme
içindeki
grupların
çalışmalarının
birbirine
entegre
edilmesi
ve
düzenlenmesi, ortak bir amaca yöneltilmesi sonuç olarak koordinasyon kavramını
karşımıza çıkartmaktadır. Koordinasyon, örgütün karmaşıklığı ile daha da önem
kazanan iletişim sisteminin önemli bir fonksiyonudur. Çünkü, ne kadar çok değişik yapı
varsa, koordinasyon da o kadar zor olacaktır.
Koordinasyon ile ilgili bazı tanımlar şöyle sıralanabilir: 43
•
Koordinasyon, faliyetkleri aynı zamana denk getirmek, faaliyetlerin birbirini
desteler şekilde ilişkilendirilmesi, işlerin amaçları gerçekleştirecek şekilde
birbirini tamamlamasını sağlamaktır.
•
H. Fayol’e göre koordinasyon, çalışmayı kolaylaştırmak ve başarı elde etmek
için bir kurumun bütün eylemlerini ahenkleştirmektir.
•
Koordinasyon ortak amacın izlenmesinde eylem birliği sağlamak için grup
çabalarının düzenli olarak sıralanmasıdır.
e. Denetim
Yönetim sürecinin son aşamasını denetim oluşturur. Denetim işletmede plan
çerçevesinde alınan kararların ne ölçüde başarıya ulaştığını gösterir. Bu açıdan denetim,
ne yaptığımızı, nereye ulaştığımızı, nerede bulunduğumuzu belirlemeye yarayan bir
fonksiyondur
Denetim konusunda yapılan birkaç tanımı şöyle verebiliriz:44
43
İsmail Efil, a.g.e., s.174-175.
Nihat Güvenal, İşletme Organizasyonu ve İdaresi, , TYÖ Okulu Yayını, Ankara, 1960, s.48-49,
Aktaran: İsmail Efil, a.g.e., s.186.
44
23
•
Denetim, işletme amaçlarının yerine getirilmesi için öngörülen planların
gerçekleştirilmesinde görevli olan personelin verim ve başarılarının ölçülmesi ve
gerekli düzeltmelerin yapılması işlemidir.
•
H. Fayol denetimi “Bir teşebbüste, planlara, yönergelere ve kurallara uygunluğu
sağlamak amacıyla tespitler yapılması, zayıf ve hatalı yönlerin düzeltilmesi”
şeklinde tanımlamaktadır.
Bu tanımlarda ortak olan nokta işletmenin mevcut durumunu ortaya çıkarıp, gerekli
düzeltmelerinyapılmasıdır. Başka bir deyişle denetimin yapılabilmesi içim istenen
sonuçların bilinmesi zorunludur. Bunu sağlayacak olan da planlamadır. Bu nedenle
planlama ve denetim arasında çok yakın ilişkiler vardır.
I.3. YENİ YÖNETİM TEKNİKLERİ
Dünyada ekonomide, siyasette, bilim ve teknolojide, sosyal ve kültürel değerlerde
çok önemli ve köklü değişiklikler yaşanmaktadır. Bu değişim trendi ile birlikte yönetim
analayışındaki eski teknikler önemini kaybetmekte, yeni fikir ve görüşler, yeni
yaklaşımlar yerini almaktadır. Değişim mühendisliği, stratejik yönetim, toplam kalite
yönetimi, insan kaynakları yönetimi, sinerjik yönetim vs gibi adlar altında yeni yönetim
teknikleri uygulanmaya başlanmaktadır. Çalışmanın bu bölümünde bu yeni yönetim
teknikleri üzerinde kısaca durulacak, ana konumuz olan sinerjik yönetim ise daha sonra
ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Değişim Mühendisliği
21. yy’a damgasını vuracak kavram “değişim” olacaktır. Dünyamız geçmişte
yaşadıklarımızdan, yaşayacağımızı tahmin ettiklerimizden, hatta hayallerimizden dahi
daha hızlı çehresini değiştirmektedir. Bu değişim kendi kendine değil, bizzat
insaoğlunun etkisi ve müdehalesi ile olmaktadır. Değişimden sadece teknolojik
yenileşmeyi anlamamak, onu bir bütün içinde sorgulamak gerekmektedir.
24
Değişim mühendisliği, herhangi bir organizasyonda yapı, sistem, süreç ve uygulanan
politikalarda hızlı ve radikal yeniden tasarım ve değişiklikler yapılarak organizasyonun
daha yüksek bir performansa ulaşmasını ve bir atılımı gerçekleştirmesini amaçlayan
yeni bir yönetim tekniğidir. Bir başka ifadeyle, değişim mühendisliği bir atılım stratejisi
ile organizasyonda performans düzeyini yükseltmek ve daha sonra da bu performansın
sürekliliğini sağlamak için geliştirilmiş bir yönetim tekniğidir.45
Başka bir tanıma göre değişim mühendisliği, kalite, maliyet, hizmet ve hız gibi
çağdaş performans ölçütlerinde çarpıcı bir iyileşme sağlamak için proseslerin yeniden
düşünülmesi ve köklü şekilde yeniden dizayn edilmesidir.46
Değişim mühendisliğinin özellikleri:47
•
Değişim
mühendisliğinin
amacı
organizasyonda
performans
düzeyini
yükseltmektir. Başlıca performans göstegeleri ise maliyet, hız ve hizmettir.
Düşük maliyet ve yüksek kalitede üretim yapmak, ürünleri müşteriye süratle ve
en güvenilir şekilde sunmak organizasyonda yüksek performansa ulaşıldığını
gösteren bazı temel ölçütlerdir.
•
Değişim mühendisliğinde anahtar kelimelerden bir “süreç”tir. Süreç bir
organizasyonda belirli ana bir işin başından başlayarak sonuna kadarki işlemler
bütününe verilen isimdir. Tipik bir organizasyonda başlıca dört tür süreçten söz
edilir. Ana süreçler, destek süreçler, işletme ağı süreçleri ve yönetim süreçleri.
•
Değişim mühendisliği performansta önemli bir sıçrama elede edilebilmesi için
organizasyonda tüm süreçlerin, yapı, sistem ve politikaların temelden yeniden
tasarım yapılmasının gereği üzerinde durur.
•
Değişim mühendisliği, organizasyon içi performansta çarpıcı gelişmeler elde
edebilmek
için
otomasyonun
önmeli
olduğunu
vurgular
ve
bilgi
teknolojilerinden en geniş şekilde yararlanılmasının gereği üzerinde durur.
•
Değişim mühendisliği reorganizasyon kavramını da içeren geniş kapsamlı bir
kavramdır.
45
Çoşkun Can Aktan, Değişim Çağında Yönetim, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2003, s.18.
Michel Hammer, James Champy, Değişim Mühendisliği, Çeviren: Sinem Gül, Sabah Yayıncılık,
İstanbul, 1994, s.10-15, Aktaran: İsmail Efil, a.g.e., s.288.
47
Çoşkun Can Aktan, a.g.e., s.22-23-24.
46
25
•
Değişim
mühendisliği,
değişimin
ya
da
transformasyonun
nasıl
gerçekleştirilebileceğini açıklayan bir yönetim tekniğidir.
Sonuç olarak, bir örgütte değişimi yönetmenin amacı, örgütün uzun vadeli
sürdürebilir büyümesini sağlamak ve aynı zamanda rakiplerine karşı rekabetçi bir
üstünlük sağlayarak performansını arttırmaktır. Değişim projelerini sürekli olarak
uygulamak, örgütlerin danışlmanlık ve araştırma geliştirme alanlarına önemli miktarda
yatırım yapmasını gerektirmektedir.
Değişim süreci kurumları ciddi rekabetle karşı karşıya bırakmatadır. Kurumlar iş
yapma yöntemlerini, iş anlayışlarını, çalışma metodlarını, pazarlama yöntemlerini
değiştirerek rakiplerinde bir adım daha öne geçmek için çaba sarfetmektedirler. Bu
değişimler, bazen operasyonel maliyetleri düşürme bazen de piyasa payında belirgin bir
artış olarak ortaya çıkmaktadır.
Değişim projelerine yoğunluk verilmesi, zaman zaman projelerde koordinasyon
güçlüğü ve projelerin çakışması sonucunu da doğurabilmektedir. Çalışanlar her bir yeni
projenin gereklerine uyum sağlayabilmek için kendilerini sürekli bir baskı altında
hissedebilmektedir. Örgüt, yeni değişim projelerinin gereklerine göre mevcut
personelini eğitmek ve yetiştirmek zorunda kalmaktadır. Diğer yandan, çalışanların
değişime ayak uydurmak üzere sürekli olarak kendilerini yenilemek zorunda
hissetmeleri ve örgütün sunduğu eğitimlerle kendilerini yetiştirmeleri personel niteliğini
artırmaktadır. Bu durum, örgütün çalışan deviniminin
artması yönünde baskı
yaratabilmektedir.
Stratejik Yönetim
Strateji kelimesinin etimolojil kökeni Eski Yunanca’ya dayanmaktadır. Strateji,
Eski Yunanca “stratos” (ordu) ve “ago” yönetmek, yön vermek) kelimelerinin
birleştirlmesiyle oluşturulmuştur.48 Literatürde strateji kavramının kökeni iki kaynağa
dayandırılmaktadır. Bunlardan birincisi latince yol, çizgi, yatak anlamına gelen
“Stratum” kelimesi; ikincisi ise, savaştaki bilgi ve sanatı ile ünlü eski bir Yunanlı
48
Çoşkun Can Aktan, a.g.e., s.68.
26
general’in ismi olan “strategos”kelimesidir. 49 Türkçe’de strateji; sürme, gönderme,
götürme ve gütme gibi anlamlara gelmektedir.50 Strateji yüzyıllar boyu askeri bir
kavram olarak kullanılmıştır.51 Bu anlamda strateji, savaşta orduların yapacakları
hareketlerin, operasyonların planlanması ve yönetilmesi sanatıdır.52
Yönetsel bir kavram olarak strateji, 20.yüzyılın ikinci yarısında kullanılmaya
başlanmıştır. Yönetsel strateji işletmenin çevresiyle arasındaki ilişkileri ve rakiplere
üstünlük sağlamak amacıyla kaynakların kullanımını düzenleyen bir anlam ifade
etmektedir.53 Yönetsel anlamda strateji şu hususları kapsamaktadır:54
•
Strateji, işletmelerde yeni durumların yaratılmasını içerir,
•
Strateji, geleceğin belirsizliğine yöneliktir,
•
Strateji, işletmenin büyümesini amaçlamaktadır,
•
Strateji, üst yönetimin öngörüsü ve fikirleri ile ortaya çıkar fakat çevresel
koşullarla, işletme içi öğelerin etkileşimi sonucunda oluşan bilgilerle meydana
gelir,
•
Strateji, sadece başlangıçta belirlenen bir dizayn olmayıp, işletmedeki tüm
öğelerin etkileşimi ve katılımıyla gelişen, yenilenen ve karmaşıklaşan bir
süreçtir,
•
Başarılı bir stratejinin oluşturulmasına ilişkin kesin modeller vermek mümkün
değildir.
İşletmeler varlıklarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için strateji oluşturmak
zorundadırlar. Strateji, işletmenin ileriyi görerek hareket etmesine, rakiplerini
tanımasına ve değerlendirmesine, emek ve sermayesini etkin ve verimli kullanmasına
olanak sağlar. Strateji oluşturan işletmeler tüm birimlerini ortak amaç etrafında
49
İlter Akat, Gönül Budak ve Gülay Budak, İşletme Yönetimi, İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım
A.Ş., 1994, s.422.
50
Ömer Akat, İşletme Politikası ve Stratejik Pazarlama, Bursa: Ekin Kitabevi, 1998, s.102
51
Ömer Dinçer, Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, Dördüncü Baskı. İstanbul: Beta Basım Yayım
Dağıtım A.Ş., 1997, s.5.
52
Erol Eren, İşletmelerde Stratejik Yönetim ve İşletme Politikaları,İstanbul: Der Kitabevi, 1997, s.2.
53
Ömer Dinçer, a.g.e., s.6.
54
İlter Akat, Gönül Budak ve Gülay Budak, a.g.e., s.425.
27
toplayarak bu amacın gerçekleşmesinde kullanılacak plan ve projeleri başarılı bir
şekilde sonuca ulaştırırlar.
Stratejik yönetim 1980’li yıllardan bu yana işletme literatüründe kullanılmaktadır.
Bu kavram strateji ve yönetim kelimelerinin bileşiminden türetilmiştir.
Stratejik
yönetim, strateji kavramının, stratejilerin uygulamaları ve ulaşılan sonuçların kontrol
edilmesi
konuları
bulunmaktadır.
ile
de
ilgili
olduğunu
belirtmek
amacıyla
geliştirilmiş
55
Stratejik yönetim, “etkili stratejiler geliştirmeye, uygulamaya ve sonuçlarını
değerlendirerek kontrol etmeye yönelik kararlar ve faaliyetler bütünü”56 olarak
tanımlanabilir.
Stratejik yönetim, işletmenin amacına uygun stratejilerin planlanması için gerekli
araştırma, inceleme, değerlendirme ve seçim faaliyetlerini içeren bir hazırlık dönemidir.
Bütün bu stratejik planlama faaliyetlerinin işleyebilmesi için işletme içi düzenin
hazırlanması ve elde edilen sonuçların değerlendirilmesi gerekmektedir.
Stratejik yönetim, aynı zamanda işletme içindeki farklı birimleri aynı amaç
etrafında birleştirme ve bu amacın gerçekleşmesi için onları harekete geçirme
işlevselliğine sahiptir.
Stratejik yönetimin özellikleri:57
•
Stratejik
yönetimin
amacı
organizasyonun
gelecekteki
performasının
arttırılması, karlılık ve verimliliğinin yükseltilmesidir. Stratejik yönetim
geleceğe yönelik vizyon oluşturulmasını amaçlar. Organizasyonda vizyonun
belirlenmesinden sonra, bu vizyona ulaşılabilmesi için misyon belirlenir.
Organizasyonda vizyon ve misyonun tüm çalışanlar tarafından benimsenmesi ve
ortak değerler olarak kabul edilmesi büyük önem taşımaktadır.
55
Erol Eren, a.g.e., s.16.
Ömer Dinçer, a.g.e., s.17.
57
Çoşkun Can Aktan, a.g.e., s.71-72.
56
28
•
Stratejik yönetim esasen üst yönetimi ilgilendiren bir konudur. Üst yönetim
tarafından oluşturulan stratejik planlama daha alt kademelerde görev alacak
stratejistler tarafından uygulanır ve izlenir.
•
Stratejik yönetim, organizasyonun dış ve iç çevresini değerlendirmeye imkan
veren bir yönetim tekniğidir. Stratejik yönetim, organizasyonun kendi iç
yapısındaki güçlü ve zayıf yönelrin analiz edilmesine imkan sağlar. Stratejik
yönetim, ayrıca organizasyonun diğer organizasyonlar karşısındaki durumunu
tespit etmeye imkan sağlar. Stratejik yönetim ile organizasyonun sahip olduğu
kaynaklar, güçlü ve zayıf yönler, dış çevredeki fırsatlar ve tehlikeler saptanır ve
analiz edilir.
•
Stratejik yönetim, organizasyonun gelecekle ilgili faaliyetlerinin planlanması,
örgütlenmesi, koordinasyonu, uygulanması ve kontrol edilmesine imkan sağlar.
•
Stratejik yönetim, stratejilerin oluşturulması ve seçiminde rekabet ve portföy
analizlerinden yararlanır.
•
Stratejik yönetim, “stratejik düşünme”ye yardımcı olur. Bu çerçevede en doğru
strateji ve taktikler belirlenmeye çalışılır ve bunlar uygulanır.
•
Stratejik yönetim ekip çalışmasına dayalı olarak organizasyonun hedeflere
ulaşabileceğinin önemi üzerinde durur.
•
Stratejik yönetim, organizasyondaki problemlerin en etkin bir şekilde
belirlenmesi ve çözümüne yardımcı olur.
Sonuç olarak stratejik yönetim, günümüzdeki yoğun rekabet ortamında işletmelerin
amaçlarına ulaşabilmeleri için etkin stratejiler oluşturarak bunların planlanmasını,
uygulanmasını ve kontrolünü inceleyen bir yönetim tekniğidir. İşletmeler rekabet
savaşları karşısında ayakta kalabilmeleri, yaşayabilmeleri ve gelişebilmeleri için
stratejik yönetimi uygulamak zorundadırlar. Geleceği kazanmanın yolu, iç ve dış
çevrenin analiz edilerek geleceğe yönelik kararlar alınmasını sağlayan stratejik
yönetimin uygulanması ile gerçekleşecektir.
Stratejik yönetim, işletmeleri geleceğe hazırlamakla birlikte, işletme amaçlarının da
sonuca ulaşmasında klavuzluk etmektedir. Ancak elde edilen sonuç işletmeler açısından
29
günümüz yoğun rekabet ortamında rakiplerle yarışmak ve müşteri memnuniyetini
sağlamak adına tek başına yeterli değildir. İşte burada devreye kalite olgusu
girmektedir. Stratejik yönetim klavuzluğunda müşteri memnuniyetini amaç edinen
şirketler ürettikleri mal ve hizmette kaliteyi yakalamak zorundadırlar. Bu da işletmede
tasarımdan mühendisliğe, üretimden servise kadar tüm birimlerde kalitenin sağlanması
amacıyla organize edilmesi gereklilik arzeden “Toplam Kalite Yönetimi” ne duyulan
ihtiyacı ortaya çıkarmıştır.
Toplam Kalite Yönetimi
Toplam kalite yönetimi,”mal ve hizmet kalitesi”ni, daha geniş anlamda
“organizasyon kalitesi”ni sürekli olarak iyileştirmek için organizasyonda yapılması
gereken tüm çabaları ifade etmektedir. “Kalite yönetimi” kelimelerinin başına “toplam”
kelimesinin eklenmesinin nedeni organizasyonel performansı arttıracak tüm alanlarda
kalite geliştirilmesinin amaçlanmasıdır. 58
A.Feigenbaum'un tanımına göre Toplam Kalite, bir kuruluşta ürün ya da hizmet
üreten grupların kalite düzeyini koruma arttırma ve geliştirme çabalarını, müşterinin
tatminini sağlayacak şekilde biraraya getirmeye yönelik etkin bir sistemdir. Diğer bir
deyişle bir kuruluşta tasarım, mühendislik, üretim, bakım ve servis gibi işletme
fonksiyonlarını müşterinin tam tatminine yönelik olarak kalitenin sağlanması
sürdürülmesi ve geliştirilmesi amacıyla entegre edilmesidir.
Bir başka tanıma göre, Toplam Kalite Yönetimi müşteri beklentilerini herşeyin
üzerinde tutan ve müşteri tarafından tanımlanan kaliteyi tüm faaliyetlerin yürütülmesi
sırasında ürün ve hizmet bünyesinde oluşturan bir yönetim biçimidir.59 Toplam kalite
yönetimi, her işin bir defada ve hatasız eksiksiz olarak sıfır hata ile yapılması ve
müşterinin % 100 tatmin edilmesidir. 60
Japon Endüstri Standartlarının tanımı ise şu şekildedir:
58
Çoşkun Can Aktan, a.g.e., s.136.
Akın Aydınceren, “Toplam Kalite Yönetimi”, Önce Kalite Dergisi, Ocak’93, s.2, s.33
60
Baki Deniz, “TKY Anlayışı ve ISO 9000 Standartlarının Ülkemiz İşletmeleri Açısından
İrdelenmesi”, Sanayi Odası Dergisi, Ekim’92, s.15
59
30
Tüketicilerin gereksinimlerini karşılayan kaliteli mal veya hizmetleri ekonomik
olarak üreten bir üretim yöntemleri sistemi. Modern kalite kontrol istatiksel
yöntemlerden yararlanır ve genellikle istatiksel kalite kontrol olarak adlandırılır.61
Kalite kontrol, tüketici memnuniyetinde önemli rol oynayan ekonomik ve kullanışlı
ürünü geliştirme, tasarlama, üretme ve bakımını yapma amacını taşımakta ve bu amaca
ulaşmak için şirketteki en üst yöneticiden, tüm bölüm çalışanlarına kadar herkesin kalite
kontrola katılması ve gelişmesine yardım etmesi gerekliliğine işaret etmektedir.
Toplam Kalite öncelikle bir yönetim biçimidir. Bu yönetimin anlayışı öncekilerin
birçok fikir ve yöntemleri kapsadığı gibi yeni anlayış biçimi getirip örgütte de büyük
radikal değişikler sağlamaktadır. Temel değişiklik yönetimin felsefesinin en başından
başlamaktadır. Yönetim, klasik anlayışla işlerin başkalarına yaptırılmasını sağlama
fonksiyonudur.62
Toplam Kalite, işlerin devamlı geliştirilerek yapılmasını öngörmektedir. Fakat
Klasik yönetim bunu emir vererek, kontrol ederek, kimi zaman ceza vererek
gerçekleştirmekte iken Toplam Kalitede her birey kendi kendinin yöneticiliğini
yapmaktadır. Üst yönetim işlerin yapılmasından sorumludur fakat, astları zoraki bir
denetim altına tutma endişesi yoktur. Bu sistemde en yönetici kendini gereksiz kılan
yöneticidir. Bu anlayışta "en iyi emir verilmeyen emirdir". 63
Toplam kalite yönetiminin başlıca üç hedefinden bahsetmek mümkündür:
•
Müşteri memnuniyetini arttıracak ürün ve hizmeti üreterek müşterinin güvenini
kazanmak.
•
Yüksek karlılığa ulaşmak için şirket politikalarını düzeltmek, en az maliyetle, en
avantajlı siparişi kazandıran plan ve projeler yaratmak.
•
Şirket çalışanlarının potansiyellerini arttırmak, çalışanlara şirket politikasını
benimsemelerini sağlamak ve gönüllü faaliyetlere katılımları konusunda teşvik
etmek.
Toplam Kalitenin temel amacı, kalitenin geliştirilmesi ve kalite güvenliğinin
sağlanmasıdır. Toplam kalite bu temel amaca bazı felsefe ve öğelerle ulaşır. Toplam
61
Kaoru İshikawa, Toplam Kalite Kontrol, KalDer Yayınları, İstanbul, 1995, s.46, Aktaran: Çoşkun
Can Aktan, a.g.e., s.137.
62
Mehmet Oluç, İşletme Organizasyonu ve Yönetimi, İstanbsul, İst. Üni. İşl. Fak. Yayınları, 1978, s.18
63
Çoşkun Solmaz, Sabah Gazetesi, İns. Kayn. 1/12/96, s.20
31
Kalitenin felsefesi, tüm çalışanların katılımı, motivasyonunun sağlanması ve sürekli
gelişme ve eğitilmeleriyle oluşturmaktadır.
Amaç, müşteriye zamanında ulaşarak, onun mutluluğunu sağlayacak şekilde kaliteli
üretim veya hizmet götürmektir. Başta insan faktörü olmak üzere, ayrıntıda sürekli
gelişimi ilke edinen firmalar Toplam Kaliteyi yakalayabilir. Sistemin temel dayanakları,
politika belirleme, kalite güvencesi, eğitim ve çalışanların katılımıdır. Toplam Kalitede
çalışanlar sevinci vermekle ve paylaşmakla bulmaktadırlar.
Hedef ve stratejilerin belirlenmesinde uzun vadeli bir bakış açısına sahip olmak
gerekir. Üretimden pazarlamaya kadar tüm faaliyetlerde kalite aranmalıdır. Çalışanlarda
ekip ruhunu ve performansı canlandırıp teşvik edilmelidir. Gerekli eğitimlerle
çalışanların potansiyelleri arttırılamalıdır. İş verimliliklerini arttırma adına çalışanları
motive edici aktiveteler yapılması gerekmektedir. Tüm bu saydıklarımız insan
kaynakları yönetimine olan ihtiyacı ortaya koymaktadır.
İnsan Kaynakları Yönetimi
İşletme fonksiyonları içinde insan kaynakları yönetiminin giderek önem kazandığı
görülmektedir. Bu insana karşı oluşan yeni bakış açısından kaynaklanmaktadır. Sanayi
ve ticaretin üretim odaklılıktan, Toplam Kaliteye varan evrimiyle, insan ve eğitim
21.yüzyılın en önemli kaynağı ve yatırımı konumuna gelmiştir. Bir varlık gibi kurumlar
da canlı organizmalardır; doğarlar, büyürler ve gelişirler. Kurumlar için insanlar,
hücrelerdir. Çalışanlarını devamlı eğiten, geliştiren firmalar hücrelerini sürekli olarak
yenilemiş olurlar ve yaşlanmazlar.
İnsan kaynakları yönetimi adı verilen yönetim disiplinini tanımlamadan önce “insan
kaynakları”nın ne anlama gekdiğini kısaca açıklamakta yarar vardır. Genel olarak, bir
organizasyondaki tüm çalışanlar “insan kaynakları”nı oluşturur. Daha açık bir ifadeyle,
organizasyondaki üst, orta, ve alt kademe yöneticiler, teknik personel, danışman olarak
istihdam edilen personel, tam süreli ya da kısmi süreli çalışan personel, işçi ve
memurlar ve diğer şekillerde istihdam edilen tüm personel organizasyonun insan
kaynaklarını oluşturur. İnsan kaynakları yönetimi denildiğinde ise organizasyonun
32
amaçlarına ulaşabilmesi için, tüm insan kaynakalarının en doğru, etkin ve verimli bir
şekilde kullanılması anlaşılmaktadır.64
İnsan kaynakları, çalışanları katılımcı olmaya, insiyatif kullanmaya, sorumluluk
almaya ve yenilikler yaratmaya teşvik edici bir sistem içermektedir. İşletmeye eleman
temini, oryantasyon, eğitim, kariyer, planlama, değerlendirme,
ücret sistemini
belirleme, motivasyon, işçi-işveren arasında etkili bir iletişim ortamı sağlama ve
herhangi bir sebeple işten ayrılma aşamasına kadar olan süreci kapsamaktadır.
İnsan kaynaklarının temel amaçlarını şu şekilde özetleyebiliriz:65
•
İnsan kaynaklarını en etkin ve en verimli şekilde kullanmak.
•
Doğru insanları, doğru işlerde istihdam etmek; bir başka ifadeyle, iş için gerekli
bilgi beceri ve yeteneğe sahip kişileri seçmek ve bunları kendilerine en uygun
birimlere ya da departmanlara yerleştirmek.
•
İnsanların performanslarına uygun şekilde işte yükselmelerini sağlamak.
•
Çalışanları takdir ve motive etmek; organizasyonda çalışanlar üzerinde
motivasyonu yıkıcı faktörleri ortadan kaldırmak,
•
Çalışanların performans değerlendirilmesini bilimsel esaslar ve standartlar
dahilinde yürütmek.
•
Ücret ve maddi teşviklerin takdir edilmesinde adil olmaya çalışmak; kişilerin iş
performanslarına dayalı ücret takdir etmek ve bunu mümkün olduğu ölçüde
objektif kriterler çerçevesinde yapmak..
Sonuç olarak günümüzün rekabet ortamı emeğin ve bilginin kaynağı olan insan
üstünedir. Müşterinin son derece tatmin edilmesi, çalışanın ihtiyaçlarının giderilmesi,
mutlu insanlar yaratma çabasıdır. Mutlu müşteri daima müşteri, mutlu çalışan da işini
geliştirme çabası olan insandır. Böylece yönetimin temeli mutlu personel, mutlu müşteri
ve dolayısıyla kazançtır. Tüm bunlar, insanı bir kaynaktan da öte öncelikle bir varlık
olarak görmektir. Bu varlık da fizyolojik ve ruhsal ihtiyaçları olan bir varlıktır. Toplam
Kalite yönetimi ve o doğrultuda fonksiyonlarını yerine getiren insan kaynakları
yönetimi “önce insan” anlayışıyla yola çıkmaktadır. Bu anlayışın temelinde insan
düşüncesine saygı ve güvenin olduğu sürekli gelişme yer almaktadır.
64
65
Çoşkun Can Aktan, a.g.e., s. 228.
A.g.e., s. 228.
33
Yoğun rekabet ortamının sonucu olarak uygulanmaya başlanan yeni yönetim
teknikleri, işletmeleri kara geçirme amacı çerçevesinde daha da değer kazanmaktadırlar.
Buraya kadar ele aldığımız tüm teknikler aslında verimliliği arttırmakla birlikte
işletmelerin tüm birimleri arasında da bir paylaşımı yani sinerjiyi ortaya çıkarmaktadır.
1+1=3 olarak nitelendirebileceğimiz sinerji kavramı işletmelerde verimliliği arttırmanın
en önemli formülüdür. Bu formülün işletmelere kazandırdığı ekip ruhu, liderlik, yetki
devri vb gibi kavramlar ise sinerjik yönetimin ana unsurlarını oluşturmaktadır.
Sinerjik Yönetim
Dünyadaki değişimle birlikte zorlu rekabet ortamında uygulanmaya başlanan yeni
yönetim tekniklerininden biri de sinerjik yönetimdir. Bu çalışmanın ana konusu olan
sinerjik yönetimi daha iyi anlamak adına öncelikle sinerji kavramını açıklamakta fayda
vardır.
Sinerji, işletme stratejisinin temel elemanlarından birini oluşturmaktadır. İşletmenin
özellikleri ve üretmiş olduğu ürünler ile pazarlarının gelişmesi arasında bir uygunluğun
gerçekleştirilmesi söz konusu olduğunda sinerji, 2+2=5 eşitliğini sağlayan bir etki
olarak ifade edilebilir. Sinerji faktörü, işletmenin gelişme ve büyüme stratejilerinin
seçilmesi ve planlanmasında, ürünler, pazarlar ve işletmenin özellikleri arasında
uygunluğun sağlanmasına yarayan bir analiz konusunu oluşturmaktadır. Bu yönden
işletme
sinerjisinin
analizi,
işletmenin
birçok
güçlü
ve
zayıf
yönlerinin
değerlendirilmesine olanak sağlaması açısından çok önemlidir.66
Sinerji, bireylerin enerjileri bileşiminden ortaya çıkan toplam enerjidir. Sinerji,
Kurumsal iş yapabilme isteği ve gücü anlamına da gelmektedir. Bireylerin iş yapma
isteklerinin üst düzeyde olması, birleştiğinde 1+1=3 veya daha fazlası olduğunu
rahatlıkla görülebilmektedir. Sistem lideri kurumunu çalışan personel yönünden sabah
işe gelirken ayaklarının geri geri gittiği yer olmaktan çıkararak mutlulukla gelinen bir
işyeri haline getirmelidir. Çin atasözünde olduğu gibi “ Bir atınız, bir de arabanız varsa
66
Erol Eren, a.g.e., s. 194.
34
üç şeyiniz var demektir. ß Bir atınız+ Bir arabanız => Bir de atarabanızà
1+1 =3
At+Araba=Atarabası Sinerji bu demektir.67
Sinerji, ortak bir sonuca katkısı olabilecek birkaç etkenin belirli bir etkileşim
sonucunda bu etkenlerden her birisinin tek tek sergileyebileceği etkilerin toplamından
daha güçlü bir etki üretmeleri durumu olarak ifade edilmektedir. Sinerji günümüzde
daha çok, ortak amaca yönelmiş insanların işbirliğini açıklamada kullanılmaktadır. İki
kişi sinerji sergilediklerinde, bazen enerjiden, bazen malzemeden, bazen zamandan
tasarruf edebilirler, sonuçta da üretimlerin bazen kalitesi, bazen miktarı, bazen de her
ikisi birden artar.68
Tüm bu tanımlamalardan da anlaşıldığı gibi sinerji, bütünün parçalarının
toplamından daha fazla olması anlamında kullanılmakta ve organizasyondaki tüm
kaynakların ortak bir amaca yöneltilmesini ifade etmektedir. Sinerjik yönetim ise,
genel olarak organizasyondaki lider, insan, sistem ve donanım kaynaklarının bir arada
düşünülmesinin önemi üzerinde durmaktadır.
Sinerjik yönetim esasen iki farklı anlamda kullanılabilir. İlk olarak, sinerjik
yönetim; organizasyonda tüm kaynakların (insani bilgi, sistem, donaım vs.) etkin bir
liderlik ile bir araya getirilmesi ve böylece daha yüksek bir enerjinin yaratılması
anlamına gelmektedir.
Sinerjik yönetim, dar anlamda ise yönetime tüm çalışanların daha geniş ve etkin bir
katılımın sağlanmasıdır. Sinerjik yönetim bir anlamda “Toplam Katılım Yönetimi”
olarak da adlandırılabilir. İkinci anlam dahilinde düşünüldüğünde başlıca sinerjik
yönetim teknikleri (yönetime katılım teknikleri) şunlardır:69
•
Yetki ve sorumluluk devri,
•
Bilgi paylaşımı,
•
Anketler,
•
Geribildirim,
•
Öneri sistemeleri,
67
Ahmet Şerif İzgören, Toplam Kalite Yönetimi, İş Yaşamında Toplam Kalite Etkin İnsan Kaynakları
http://www.maliye.gov.tr/defterdarliklar/sinop/tky/tky7b.htm.
68
Üstün Dökmen, Küçük Şeyler, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2005, s.163-164.
69
Çoşkun Can Aktan, a.g.e., s.174.
35
•
Görev grupları, (örneğin, sıfır hata çalışma grubu, öneri geliştirme grupları,
verimlilik geliştirme grupları, verimlilik geliştirme çalışma grubu vs.)
•
İş zenginleştirme,
•
Kalite çemberleri,
•
Kendi kendini yönten takımlar,
•
Fonksiyonel çalışma grupları,
•
Fonksiyonlar arası çalışma grupları,
•
Organizasyon/sendika işbirliği,
Önemle belirtelim ki, yukarıda saydığımız toplam katılım teknikleri yeni yönetim
anlayışında son derece önem taşımaktadır. Organizasyonel performansın arttırılması
için yukarıda sayılan toplam katılım tekniklerinin geniş olarak uygulanması
gerekmektedir.
Sinerjik Yönetimin Özellikleri
Sinerjik yönetimin başlıca özelliklerini satır başlarıyla şu şekilde özetleyebiliriz:
•
İşletmelerde tüm birimlerin kaynaklarını ortak amaç etrafında birleştirmeleri
sinerji etkisini ortaya çıkarır.
•
Sinerjik yönetim, ekip çalışmasına ve çalışanların yönetime aktif katılımına
olanak tanır.
•
Sinerjik yönetim işletmedeki birimler arasında iletişim ve etkileşimin etkin bir
şekilde kullanılmasını sağlamakta ve bunun sonucu olarak kalite, etkinlik,
verimlilik, karlılık, hızlı üretim elde edilmektedir.
Yukarıda ifade edilen özelliklerden de görüldüğü üzere sinerjik yönetim, gerek
liderlik olgusunun gerek yetki devrinin gerekse ekip çalışmasının benimsenmesi
dahilinde anlam bulan bir yönetim anlayışıdır. Dolayısıyla sinerjik yönetimin ana
kavramları olan liderlik, yetki devri ve ekip çalışmasının ayrıntılı olarak ele alınması
faydalı olacaktır.
36
Liderlik
Günümüzün hızla değişen iş hayatı ve teknolojileriyle beraber liderlerin üzerine
düşen görev ve sorumluluklarda da bir artış söz konusu oldu. 'Yöneticilik' vasıflarından
çok 'liderlik' vasıfları önem kazandı.
Lider'in yönetici'den ayrıldığı temel nokta bir otorite ve yöneten figürü olmaktan
çok iletişime açık, çevresindekilere kendi motivasyonuyla esin kaynağı olan, yönetmek
yerine kendisini de sürecin içine katarak çevresindekileri peşinden sürekleyen
kişiliğidir. Liderde kimi yöneticilerde eksik olan enerji vardır ve yarattığı sinerjiyle
beraber kitleleri veya insanları harekete geçirebilir.
Sürekli olarak üzerinde tartışılan bir diğer konu ise 'Lider mi doğulur, lider mi
olunur?' sorusu... Doğuştan da gelse, sonradan da edinilse iyi bir liderde olması gereken
belirgin bazı özelliklerin olduğunu söyleyebiliriz:
•
İyi bir liderin çevresindeki insanları etkilemesi için olumlu, yenilikçi, cesur ve
mantıklı hareket etmesi gerekmektedir.
•
Örnek liderleri lider yapan en önemli özelliklerinden biri çevrelerinde akıllı,
harekete geçmeye hazır, sadık ve coşkulu takipçilerinin olmasıdır. Birçok lider
tarafından en çok yapılan hata, takipçilerinden kaçmak ya da güçlü takipçileri
dışarıda tutmaya çalışmaktır. Bunu yapmasının ardındaki sebep; takipçilerden
birinin onu gölgeleyebileceği korkusudur. Aslında takipçilere gösterilen güven,
onlara kendilerini kanıtlayabilecekleri görevler vermek ve onların gelişimleri ile
kişisel olarak ilgilenmek bağlılığı arttıran, sorumluluk bilinci uyandıran ve
lidere karşı saygı duyulmasını sağlayan etkenlerdir. Bunların sonucunda
çalışanların performansı da artmaktadır. Bu durum aynı zamanda liderin iş
bölümü yapmasını kolaylaştırır ve böylece lider yeni ve stratejik konularla
ilgilenmek için zaman ve enerji kazanır hale gelmektedir.
•
İnsanların bir liderin peşinden gitmesi için kim olduğunu, neyi temsil ettiğini,
neler yapabileceğini ve vizyonunun ne olduğunu bilmesi gerekmektedir. Bunu
sağlamanın yolu liderin çevresindeki insanlarla sık sık iletişim kurmasıdır. Bir
lider fikirlerini hem toplantılarda sözlü olarak hem de yazılı olarak
belirtmelidir. Lider, firma ile ilgili konuları kapsayan resmi ve gayri resmi grup
37
toplantılarına katılmalıdır. Çalışma arkadaşları ve meslektaşlarıyla sık sık
buluşmalıdır. Çevresindekilere önceliklerinin, değer verdiği şeylerin ve
hayallerinin neler olduğunu söylemeli ve yeteneklerini bilmelerine izin
vermelidir.
Becerilerini
sergileyebileceği
ve
kullanabileceği
fırsatları
değerlendirmesinde fayda vardır. Kendi alanının dışında da ilişkiler geliştirmeli,
bu ilişkileri yeri geldiğinde kullanmaktan çekinmemelidir.
•
Organizasyon hakkında bilgilerini ve organizasyona karşı duyarlılığını
arttırması ve organizasyon konusunda nasıl söz sahibi olabileceğini anlamasına
yardımcı olması açısından iyi bir liderin şirket içinde olanlardan haberdar
olması gerekir.Güçlü yönlerinin üzerine gitmelidir. Bu aynı zamanda zayıf
yönlerini anlamasına ve onları geliştirmesine de yardımcı olacaktır. Bir lider
olarak çevresindeki insanların arkasında durmalı ve kendine güvenen, yetenekli
biri olduğunu göstermelidir. Diğer yandan yeni beceriler kazanabileceği,
yeteneklerini
geliştirebileceği
durumlara
girmekten
kaçınmamalıdır.
Uzmanlığını geliştirmek için meslektaşlarından, uzmanlardan ve takipçilerinden
yararlanmasını
bilmelidir.
Başka
insanlarla
beraber
çalışıp,
onların
davranışlarını gözlemlemelidir. Çalışanlarından ve meslektaşlarından kişiliği ve
işi hakkında yapıcı eleştiriler yapmalarını talep etmelidir. Firma içinde, okulda
veya seminerlere giderek ders almaya devam etmesi, kendini geliştirmesi
açısından çok önemlidir.
•
Bir liderin verdiği sözden daha önemli birşey yoktur; o yüzden verdiği sözleri
yerine getirmesi çok önemlidir. Durumları çok iyi değerlendirmeli ve
pozisyonunu netleştirmesi gerekir. Güvenilmez bir lidere kimse saygı duymaz
ve onun için risk almaz. Bu fikrini hiçbir zaman değiştiremeyeceği anlamına
gelmez. Yalnızca bu değişimi çok iyi değerlendirmeli ve yakınındakileri
bundan haberdar etmelidir ki şaşırmasınlar ve kararını anlasınlar.
•
Lider kişi, meslektaşlarına ve iş arkadaşlarına ilgi ve özen göstermelidir.
Onların sorunlarıyla ilgilenmelidir. Firma ve çalışanlar oldukları için değil,
birer birey oldukları için. Kim olduklarını, güçlü yönlerini, geliştirilmesi
gereken taraflarını öğrenmeli, eğitimleri için onlara görevler vermelidir. Aynı
zamanda kişisel, iş dışında ilgilendikleri alanlarını da bilmesi önemlidir. Kısaca
38
iyi bir lider, çalışan insanların iş dışında da birer hayatları olduğunu
unutmamalıdır. Onları tanımak, onlara iyi davranmak, ihtiyaçlarını ve
değerlerini bilmek liderliğin diğer insanların gözündeki yerini güçlendirecektir.
•
Takım çalışması çok önemlidir. Lider kim olursa olsun, işi yapanın takım
olduğu unutulmamalıdır. İş dağılımı yaparken dikkatli davranılmalıdır. Kişilere
uygun görevler vermek onlara güven duyulduğunu gösterir. Lidere destek veren
onlardır, lider asla yalnız başına başardığını düşünmemelidir.
•
İyi bir lider hatalardan ders çıkarmasını bilir. Herkes hata yapabilir, bunların
üzerinde fazla durmamak gerekir ama aynı hataların sürekli tekrarlanmasından
kaçınmalıdır. Bir hata yaptığında çözüm yolları üzerinde odaklanmalıdır.
Liderlik geçmişe takılıp kalmak ile değil, sürekli ileri gitmek ile ilgilidir.
Yetki Devri
Yönetim biliminde genellikle katılımcı yönetim denildiğinde dar anlamda daha
ziyade “yetki ve sorumluluk devri” anlaşılmaktadır. Geniş anlamda katılımcı yönetim
denildiğinde ise – biz bunu sinerjik yönetim ya da toplam katılım yönetimi olarak
adlandırıyoruz- bundan çalışanların karar alma sürecine katılımı, kazanca katılımı,
sermayeden pay sahibi olmaları, iletişim, ekip çalışması vs. unsurlar anlaşılmaktadır.70
Yetki aktarımı, işin bir başkasına devretme ve bir işin birçok insanla yapılması
anlamına gelmektedir. Yetki aktarımı ile maliyet tasarrufu ve iş zenginliği
kazanılmakla beraber yetki devralan çalışanlar için de büyük bir motivasyona ve
girişimci bir ekibin oluşmasına olanak sağlamaktadır.
Adalı, Pedraglio’ya dayanarak yetki aktarımının, yöneticinin kendine düşen işi
parçalara ayırarak kendinden başka hiç kimsenin yapamayacağı, bir kısmını üzerine
aldığı bir çalışma olduğunu belirmektedir. Yönetici devrettiği yetkilerini de astlarının
yapabilmeleri için önce onlara güvenmesi, onları hazırlaması, yardım etmesi, hedef
gösterip onlardan ne beklendigini doğru ve açık şekilde belirlemesi ve onlara araç
temin etmesi gerekir. Kendine güvenildigini ve sıkı takip ve kontrolden uzak
bulunduğunu hisseden ve bilen personel, almış olduğu formasyon ve sorumluluk
70
Çoşkun Can Aktan, a.g.e., s.189.
39
duygusunu ve kendine tanınan belli ölçüde özerklik nedeniyle işine daha ilgi duyar,
ortak hedeflere katılır ve işin sonunu en iyi şekilde bağlama isteği içinde bulunur.71
Bunun yanısıra, yetki devretme karar verme sürecini hızlandırır. Alt kademe
çalışanları,
kendi
seviyelerinde
verilen
kararların,
üst
yönetici
tarafından
desteklenmeyeceğini düşündüklerinde, yukarı yönlü yetki devri durumu meydana gelir.
Her kararda yukarıdan onay beklemek ise zaman kaybına neden olur. Ayrıca yetki
verme, daha iyi kararlar alınmasını sağlar. İşe en yakın olan çalışanlar, sorunları çözme
ve olumlu gelişmeler sağlama konusunda çok uygun konumdadırlar. Yetki aktarımının
bir yararı da, personele yeteneklerini gösterme fırsatı tanıyarak bu kişilerin liderlik,
planlama ve örgütleme becerilerini geliştirmeleri için bir fırsat sağlamasıdır. Bunu
yanısıra yetki devri, personelin motivasyonunu artırır. Yönetimin kendisine güven
duyduğuna inanan personel, bu güveni boşa çıkarmamak amacı ile daha sıkı çalışır ve
daha yüksek beklentileri gerçekleştirmeye çabalar.72
Kısaca yetki devri, yönetimin başarılı olabilmesi için en önemli şartlarından
birisidir. Bununla birlike verilen yetki dahilinde nelerin yapılabileceği, nelerin
yapılamayacağı noktasını açıkça ortaya koymalıdır. Yetki devri, yetkiyi verenin tüm
sorumluluğunu devretmesi olarak anlaşılmamalıdır. Yetki veren yetkisinin tamamını
devretse bile sonuçtan sorumludur. Örgütlerin yüksek performansa ulaşmaları, hızlı
karar
süreci,
teknolojiyi
değerlendirmeleriyle
ve
mümkün
bilgiyi
takip
olabilmektedir.
etmeleri,
Bunun
fırsatları
gerçekleşmesi
zamanında
ise,
işin
yapılmasına, yetki ve sorumluluğunun tabana yayılmasına, insanların yetkili
kılınmasına bağlı olmaktadır.
Ekip Çalışması
Günümüz işletmelerinde örgütsel bir başarı için ekip çalışması zorunluluk olarak
ortaya çıkmaktadır. Ekip çalışmasının organizasyon performansının arttırılmasında
büyük yararları bulunmaktadır. Ekip çalışması ile ortak akıl yordamıyla organizasyon
71
S. Adalı, Daha İyi Hizmet Görme Açısından Katılmalı Yönetim, 1986, Aktaran: İsmail Aydoğan,
Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, sayı 13, 2002, s.63.
72
B.L.Thompson, Yönetim Fonksiyonları, (Çev.Vedat G. Diker), Hayat Yayınları, İstanbul, 1998,
Aktaran: İsmail Aydoğan, a.g.e., s.63.
40
problemlerinin daha doğru bir şekilde teşhis edilmesi ve problemlere doğru çözümler
bulunması mümkün olur. Böyle bir başarıda yöneticilerin, bu tür yüksek performanslı
ekibi oluşturmada ve üyelerinin tatminlerini sağlamada önemli sorumlulukları vardır.
Başarılı ekibin genelde önemli bazı nitelikleri mevcuttur. Örneğin, ortak bir amaç,
güven, destek, karşılıklı etki, açık bir iletişim, yüksek katılım, sorunlarla başa çıkabilme
becerisi gibi.
Yüksek performanslı ekibin ortak özellikleri genelde sekiz başlık altında
toplanmaktadır. Bunlar:
•
Katılımlı Bir Liderlik Biçimi: Burada lider üyelerini bilgili kılar, onları düşünce
ve
eylemlerinden
serbest
bırakmakta
ve
hizmet
eden
bir
yaklaşım
sergilemektedir.
•
Ortak Bir Sorumluluk: Burada her takım üyesinin yapılan işten kendini sorumlu
ve hatta yönetici hissettiği bir ortam yaratılarak performansları arttırılmaya
çalışılmaktadır.
•
Ortak Bir Amaç:Burada üyelere böyle bir ekibin neden kurulduğuna ve nasıl bir
fonksiyon gördüğüne ilişkin bir duygu verilmeye çalışılmaktadır.
•
Olumlu Ve Yüksek Bir İletişim: Burada üyeler arasında açık bir güven ortamı ve
dürüst bir iletişim sağlanmaktadır.
•
Görev Odaklı Bir Çalışma: Burada yapılan ekip toplantılarında üyelere sonuca
çabuk ulaşmaya ilişkin kararlar almaları sağlanmaya çalışılmaktadır.
•
Geleceğe Yönelik Ve Değişmeye Açık Bir Potansiyel: Burada değişme,
gelişmenin bir fonksiyonu olarak düşünülüp, üyeler değişme doğrultusunda
pekiştirilmektedir.
•
Yaratıcılık Yeteneği: Üyelere yaptıkları işe kendi yaratıcılık yetenekleri
katmaları istenir. Üyeler ancak böyle bir katılımla değişik ve başarılı işler ortaya
koyabilmektedirler.
41
•
Hızlı Tepki Veya Karar Biçimi: Burada amaç takım üyelerinin zamanında
fırsatları değerlendirip, gecikmeden karar vermelerini sağlamaktadır. Böylece bu
tür özelliklere sahip olan ekip, daha başarılı olacaktır.
Organizasyonlarda ekip çalışması iyi işlemediği durumlarda problemlerin
olduğundan daha fazla ağırlaşmasına neden olabilir. Ancak ekip olmayı kesin olması
gereken bir şart olarak görüp, ekip olamayanları işe yaramaz olarak kabul etmek doğru
bir yaklaşım değildir. Yöneticinin, gerektiğinde ekip çalışmasına uyumlu olamayan
kişileri, kendi yetenek ve tercihleri doğrultusunda, bireysel olarak çalışabilecekleri
işlere yönlendirmesi yararlı olacaktır.
Araştırmalar, karşılıklı olarak birbirlerini seçen kişilerden oluşan ekiplerde verimin
arttığı, hata oranının düştüğünü göstermektedir. Bu konudaki klasik çalışmalar ışığında
yeni araştırmalar yapılmasında, günümüzde işyerlerinde pek dikkate alınmayan
sosyometrik tercihlere önem verilmesinde yarar vardır. Sinerjik etkileşim için, ekip
olabilmek için, çalışanların sosyometrik tercihlerinin sorulması, bu alanda yeni ufuklar
açabilir.73
73
Üstün Dökmen, a.g.e., s.169.
42
II. BÖLÜM
YAZILI BASIN İŞLETMELERİNDE SİNERJİK
YÖNETİM
Basın işletmeleri yapı bakımından ikiye ayrılmaktadır:74
a. Yazılı Basın
•
Gazete
•
Dergi
b. Elektronik Basın
•
Radyo (İşitsel Basın)
•
Televizyon (Görsel Basın)
•
Sinema ve Film
Çalışmanın bu bölümünde yazılın basın işletmelerinde sinerjik yönetim üzerine bir
değerlendirme yapılacaktır. Bu değerlendirmeyi yapabilmek amacıyla genel anlamda
yazılı basın işletmelerine daha sonra yazılı basın işletmelerinin temel özelliklerine ve
son olarak da yazılı basın işletmelerinde süreçler ele alınacaktır.
II.1. GENEL OLARAK YAZILI BASIN İŞLETMELERİ
Yazılı basın işletmeleri diğer bütün işletmeler gibi kar elde etmek amacıyla
kurulmuş işletmelerdir. Ekonomik koşulların neden olduğu süreç içinde, kamusal
işlevlerinin yanında kar amacı ön plana çıkmıştır. Başlangıçta yalnızca “haber vermek”
görevi ile kurulmuş olan gazeteler, günümüzde daha çok siyasal ve ticari nitelikler
kazanarak; gücü, etkiyi ve iktidarı temsil eder bir hal almıştır.
Yazılı basın işletmeleri, bir yandan ekonomik ve ticari bir birim, bir yandan da
sosyal yönü olan işletmeler olarak tanımlanabilmektedir. Bu açıdan yazılı basın
işletmeleri, ticari işletme hüviyetine sahip olmakla beraber aynı zamanda düşünce
üreten ve kamu hizmeti gören ekonomik birimlerdir. Bu ekonomik birimler insanların
74
A. Rıdvan Bülbül, Genel Gazetecilik Bilgileri, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 1999, s.28.
43
düşünce ve davranışlarını etkileyen eğitici ve bilgilendirici toplumsal kurumlardır. Söz
konusu kurumlar bir ticari işletme olarak verimli ve etkin çalışabilmek ve faaliyetlerini
sürdürebilmek için modern işletmecilik yöntemlerinde faydalanmaktadır.75
Bu tanımlamadan anlaşılacağı gibi, yazılı basın işletmeleri diğer endüstriyel
nitelikte ürün üreten işletmeler gibi kar amaçlı kurulmakta, ancak ürettikleri ürünün
kamuya haber ve bilgi sunma gibi kamusal bir fayda taşıması nedeniyle onlardan
konum ve önem bağlamında ayrılmaktadır.
Yazılı basın işletmerinin ürünleri dergi ve gazete olarak iki gruba ayrılmaktadır.
Gazete, her çeşit haber ve yazınsal türü, ilan ve reklamı topluma ulaştıran genelde
günlük olarak yayınlanan bir kitle iletişim aracıdır. 76 İnsanlara yakın ve uzak
çevrelerinde olup bitenleri haber olarak veren gazeteler, dünyayı tanımlamaya
çalışmakta ve insanların çeşitli sorunlarının çözümüne de yardımcı olmaktadır.
Gazete aynı zamanda sosyal bir kuruluştur. Demokrasilerde yürütme erki
komuoyuna bağlıdır. Gazete kamuoyunun oluşmasında ve yansıtılmasında büyük rol
oynamaktadır. Sosyal bir kuruluş olarak gazetenin dört önemli işlevi vardır:77
1. Haberleri vermek,
2. Öğretmek,
3. Vakit geçirtmek, dinlendirmek, eğlendirmek,
4. İlan ve reklamlarıyla, ekonomi, ticari ve sanayi alanlarında gelişmeyi sağlayıcı
uygun ortamlar oluşturmaktır.
Diğer yazılı basın ürünü de dergilerdir. Dergiler belli aralıklarla yayınlanır.
Haftalık, 15 günlük, aylık, 3 aylık vs.Dergiler gaztelerden farlı olarak uzmanlaşmalar
görülür. Genelde bu uzmanlaşma alanları:78
1. Bilimsel
2. Magazin
3. Radyo-TV
4. Meslek
75
Işık Özkan, Basım Ve Basın İşletmeciliği, Bilgehan Basımevi, İzmir, 1989, s.7., Aktaran: Sinem
Onar, Yazılı Basın İşletmelerinin Haber Üretim Sürecinde Stratejik Toplam Kalite Yönetimi,
E.Ü.S.B.E. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir, 2006, s.84.
76
A. Rıdvan Bülbül, a.g.e., s.36.
77
A. Rıdvan Bülbül,a.g.e., s.38
78
A.g.e., s.55.
44
5. Ekonomi
6. Aktüalite
7. Sanat ve edebiyat
8. Spor
Yazılı Basın İşletmelerinin Özellikleri
Yazılı basın işletmelerinin özelliklerini ve diğer işletmelerle arasındaki farkları şu
şekilde özetlemek mümkündür:
•
Basın işletmeleri birer hizmet işletmeleridir. Basın işletmesinin en temel
özelliğini, ürettiği malın fiziksel değeri değil, üzerindeki haber ve fikir
oluşturmaktadır. Bu özelliği ile basın işletmeleri topluma haber verme hizmeti
görmekte ve bunu “gazete” aracılığıyla yapmaktadır.
•
Bir basın işletmesi çevresinden topladığı haberleri belirli bir teknoloji ile işler ve
gazete ile yine çevresine verir. Basın işletmesi bu dönüşümü sağlarken
kamuoyu, devlet, çeşitli yasalar, rakipler, çeşitli finansal kuruluşlar, okuyucular,
teknoloji, kültür, v.b. gibi dış çevre unsurlarından etkilenmektedir. Bu dönüşüm
sürecinin kullanıldığı zaman dilimi çok önemlidir.
•
Gazete en kısa ömürlü ürün olarak tanımlanır. Örneğin bir sabah gazetesinin
ömrü bir öğle gazetesi ile, bir öğle gazetesinin ömrü de bir akşam gazetesinin
çıkması ile son bulmaktadır. Sonuç olarak gazete saklanıp depo edilen bir ürün
niteliği taşımamaktadır.
•
Gazetenin kısa ömürlü olması zamanla yarışmasını zorunlu hale getirmektedir.
Bu durum gazetenin hazırlanma sürecinin kısıtlı olmasından ve yoğun bir üretim
temposundan kaynaklanmaktadır.
•
Yazılı basın işletmelerini diğer işletmelerden ayıran özelliklerinden biri de,
görünürde tek bir mal üretmesine karşılık çok farklı iki pazarlama sistemi
uygulanmasını gerektirmektedir. Çünkü yazılı basın işletmeleri okuyucular ve
reklam verenler olmak üzere iki farklı müşteri grubuna hitap etmektedir. Sürekli
büyümek ve kaliteli bir ürün ortaya koyabilmek için reklam satmak durumunda
45
olan bu işletmeler kaliteli ürün ortaya koyarak çok sayıda okuyucu kitlesine
ulaşmaya çalışmaktadırlar.
•
Yazılı basın işletmelerinde diğer ayırt edici özellik insan faktörü bağlamında
dikkat çekmektedir. Basın işletmelerinin başarısındaki temel ölçüyü ortaya
koydukları mamülün fiziki değeri olmayıp, bu mamülün kamuoyunda yarattığı
olumlu imaj oluşturmaktadır. Yazılı basın işletmeleri, verdikleri hizmeti haber
ve fikir üretimi ile gerçekleştiği için, iş gücü ve beyin gücüne bağımlılığın çok
fazla olduğu organizasyonlardır.
•
Teknolojik gelişmelerin hızla arttığı günümüz koşullarında bu teknolojiyi
kullanabilecek kaliteli ve eğitimli insana duyulan ihtiyaç, insana yatırımı da
beraberinde zorunlu hale getirmektedir. Basın işletmelerinde gazeteci, teknik
eleman, idari ve mali personelin eğitimleri konusunda pek girişimci olmamaları,
bu işletmelerin önemli bir sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.
•
Yazılı basın işletmeleri yönetim bakımından da diğer işletmelere göre farklı bir
görünüm sergilemektedirler. Diğer işletmeler gibi tek başlı bir yönetime bağlı
gözükselerde uygulamada gazeteciler ve sorumlu yayın müdürü ile teknik idari
ve mali personelden sorumlu müdür bağlamında iki merkezli bir yönetime
dönüşmektedir.
•
Basın işletmelerinde başarılı bir üretim süreci yaşanabilmesi için, ticari
amaçlarla (üretim kanadı), gazetecilik mesleği (yaratıcı kanat) amaçlarının bir
noktada birleştirilmesi gerekmektedir. Her işletmede olduğu gibi yazılı basın
işletmelerinde de üretim bölümü ile hizmet bölümü arasında uyum ve
işbirliğinin olması zorunludur. Basın işletmeleri süreli ve belli aralıklarla yayın
yapan işletmeler olduğu için, bu uyum ve işbirliği diğer işletmelere göre daha
büyük bir önem taşımaktadır. Bir haberin zamanında yazı işlerine verilememesi,
o gazetenin zamanında çıkamamasına sebep olabileceği gibi, bu durum işletme
hayatını da ciddi bir şekilde sarsılması sonucunu doğuracaktır.
•
Basın
işletmeleri
“ekip”
çalışmasının
önemli,
hatta
zorunlu
olduğu
organizasyonlardır. Uyum ve işbirliğinin bir göstergesi olan ekip çalışması,
zamanla yarış halinde olan yazılı basın işletmeleri için diğer işletmelere oranla
daha büyük bir öneme sahiptir.
46
•
Basın işletmeleri üretim araçları ile işbirliği yapmak zorundadır. Her işletme gibi
teknolojiyi yakından takip etmeli ve en son teknolojiye sahip üretim araçlarına
sahip olmalıdır.
•
Basın işletmeleri insan ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayan ekonomik
varlıklardır. Bu ihtiyaçlar; haber alma, bilgi edinme, çeşitli dünya görüşüne
sahip olma, oyalanma, eğlenme, kişiler arası iletişim olarak sıralanabilir.
•
Basın sektörünün en büyük sorunlarından birini finans sorunu oluşturmaktadır.
Eğitici, haberdar edici, uyarıcı, yönlendirici ve fikir oluşturucu özellikleriyle tam
bir kamu hizmeti veren gazeteler bu özelliklerinin yanısıra ekonomik koşulların
etkisi altında kalınarak üretilen bir sanayi ürünü gibi her türlü piyasa
koşullarından direkt veya dolaylı olarak etkilenmektedir.
•
Yazılı basın işletmelerinin verdikleri hizmetin şekli ve önemi, gazetelerin
faaliyetlerini tarafsız, herhangi bir topluluk veya sermaye grubunun etkinliğine
girmeden
tamamen
“Bağımsızlık
İlkesi”
altında
gerçekleştirmesinden
kaynaklanmaktadır. Amaç, verilen hizmetin kalitesi ile ticari faaliyetleri
arasındaki dengeyi çok dikkatli kurmak ve mali yapıyı sağlam ve istikrarlı bir
temele oturtmaktır.
•
Basın sektörünün en önemli finansal özelliklerinden birisi, sermayesi ve toplam
cirosu ile karşılaştırılamayacak derecedeki az karlılığıdır. Her işletmede olduğu
gibi, basın işletmeleri de kar elde etmeyi gözetmektedirler. Ancak, basının
kamusal görevlerinin ana amaç olduğu gerçeği karı ikinci planda bırakmaktadır.
•
Yazılı basın işletmelerinin temel amacı kültürel, sosyal, ekonomik ve politik
açılardan kamuoyu oluşturmak, bilinçlendirmek ve şekillendirmektir.
•
Basın işletmelerinin çalışmaları da temelde şu üç işlevden oluşmaktadır: 79
1) Diğer işletmelerin ürettikleri mal ve hizmetleri pazarlardan sağlar (kağıt, mürekkep,
haber, fotoğraf v.b.).
2) Yayında bulunur, yani üretim yapar.
3) Yayınların ihtiyaç sahiplerine ya da diğer işletmelere ulaşımını (dağıtımını) sağlar.
79
Şulecan Dalbudak, Türkiye’de Basın İşletmeleri,
http://www.dorduncukuvvetmedya.com/arsiv/sule.html, s.13-14-15.
47
•
Basın işletmeleri, karmaşık bir yapıya sahip olan, çevresiyle sürekli ilişkide olan
bir organizasyon şekli göstermektedir. Basın işletmeleri dışarıdan bilgi, enerji ve
metaryal alan, çevresiyle sürekli ilişkide olan ve aynı zamanda, dış çevresinden
kolayca etkilenebilen, buna karşılık çevresini fazlaca etkileyebilen birer işletme
olarak dikkat çekmektedirler. Basın işletmeleri gerek haber ve yorum olarak
hizmet, gerekse fiziksel ürün olarak gazeteyi üretmek için tüm girdilerini dış
çevreden sağlayan ve çıktısını dış çevre için ortaya koyan bir organizasyon şekli
göstermektedirler. Başarılı bir
hizmet
sürdürebilmesi için, kamuoyuna
hitabedebilme gücü de sık sık kontrol edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde bir
açık sistem olma özelliği basın işletmelerinin etkili ve değişen çevreye uyum
sağlayabilme yeteneğinin bir sonucu olmaktadır.
II.2. YAZILI BASIN İŞLETMELERİNDE SÜREÇLER
Tüm işletmelerde olduğu gibi yazılı basın işletmeleri de amaçlarına ulaşabilmek
için işletme bünyesi içerisinde bazı süreçlere işlerlik kazandırmak durumundadır.
Yönetim, üretim, pazarlama, finans, insan kaynakları ve halkla ilişkiler şeklinde
sıralanabilen süreçlerden hangisi dikkate alınırsa alınsın ortak bir değerin varlığı söz
konusudur ki; o da müşteri/okuyucu tatminidir. Yani yazılı basın işletmelerinde bütün
süreçlerin odak noktasını okuyucu oluşturmaktadır.80
Çalışmanın bu bölümünde yukarıda bahsedilen yazılı basın işletmelerindeki
süreçler aktarılmaya çalışılacaktır.
1. Yönetim Süreci
Tüm işletmelerde, işletme işlevlerinin yerine getirilmesi, yönetim faaliyeti
kapsamındadır. Yönetim, geniş anlamda işletmenin ana hedeflerinin etkili ve verimli bir
80
Pelin Dündar, Yazılı Basın İşletmelerinin Pazarlama Sürecinde Toplam Kalite Yönetimi,
E.Ü.S.B.E. Yayınlanmamış Doktora Tezi, İzmir, 2003, s.115.
48
biçimde gerçekleştirilmesi amacıyla bir insan grubunda işbirliği ve eşgüdüm sağlamaya
yönelik çalışmaların tümüdür. 81
Yazılı basın işletmelerinde üretimin kısa zaman aralıklarıyla tekrarı gerekli kılan bir
süreç olması yönetim olgusuna farklı bir bakış açısı kazandırmıştır. Gazetelerin
kamuoyunu sadece etkileme değil, aynı zamanda yönlendirme fonksiyonu dikkate
alındığında yazı işleri bölümünün, üretim sürecinin sahip olduğu kriterler inceleme
konusu olduğunda matbaa bölümünün ve her iki bölümün ayrılmaz bir bütün olarak
çalışma gerekliliği ise, genel anlamda yazılı basın işletmelerinde yönetim sürecinin
önemini açığa çıkarmaktadır.82
Tüm oragnizasyonlarda olduğu gibi yazılı basın işletmelerinde de yönetim süreci,
planlama, yöneltme, koordinasyon ve denetleme süreçlerinden geçmektedir.
Planlama
Planlama yönetim sürecinin ilk aşamasını oluşturmaktadır. Yönetimin ne yapmak
istediği ile igili olarak stratejilerin geliştirildiği dönem olan planlama, bu stratejilerin
uygulanma süreci, bu sürecin doğuracağı sonuçlar ile bu sürede oluşabilecek
problemleri öngörümleme olanağı veren önemli bir yönetsel işlevdir.
Yazılı basın işletmelerinde planlama süreci, saptanmış olan amaçlara en kısa
sürede ve en az çaba harcayarak
ulaşabilmek gayesiyle yapılmaktadır. Neyin, ne
zaman, nasıl, nerede ve kim tarafından yapılacağını önceden kararlaştırma süreci olan
planlama,
yazılı basın
işletmelerinin kısıtlı zaman içerisinde yoğun üretim
faaliyetlerinin uygulanabilirliği açısından büyük önem arz etmektedir.
Örgütleme:
Yönetimin örgütleme süreci, işletmenin ana amacını gerçekleştirmek amacıyla
yapılacak işler, bu işleri gerçekleştirecek kişilerin belirlenmesi ve bu belirli kişiler
arasındaki ilişkilerin saptanmasıdır.83
81
Semra Atılgan, Basın İşletmeciliği, Der Yayınları, İstanbul, 1998, s.63.
Pelin Dündar, a.g.e., s.119.
83
Semra Atılgan, a.g.e., s.69.
82
49
Örgütleme süreci, yazılı basın işletmelerinin temelini oluşturmasından ve
yöneticilerinin yöneltme, koordinasyon ve denetim fonksiyonlarını etkin bir biçimde
yürütmelerini sağlaması bakımından büyük bir öneme sahiptir.
Bir yazılı basın işletmesinde hayati önem taşıyan organizasyon işlevi kapsamına
giren faaliyetleri şu şekilde açıklamak mümkün olacaktır:84
1. Yapılacak işlerin belirlenmesi ve gruplanması
2. İşgörenlerin belirlenip atanması
3. Yetki ve sorumlulukların belirlenmesi
4. Yer, araç ve yöntemlerin belirlenmesi.
Örgütleme süreci, en az maliyet ve en az emek amacını felsefe edindiğinden dolayı
günlük ürün üreten ve bu denele de zamanla yarışan yazılı basın işletmeleri açısından
büyük önem arz etmektedir.
Sosyal sorumluluğa sahip yazılı basın işletmelerinin örgütleme süreci, konusunda
uzmanlaşmış, sosyal sorumluluk bilincini edinmiş fikir işçilerinin istihadımını zorunlu
kılmaktadır.
Yazılı basın işletmeleri okuyucularının ihtiyacını sosyal sorumluluk çerçevesinde
karşılayacak fikir elçilerinin istihdamını sağladıktan sonra, bu kişilerin etkin ve verimli
çalışabilecekleri bir ortam sağlamak zorunluluğundadır.
Yazılı basın işletmelerinde, istihdam edilen yazılı basın mensuplarının üretim
yapabilmeleri, bir takım araç ve olanakların sağlanmasını ve buna uygun bir
organizasyon
yapısının
varlığını
gerektirmektedir.
Etkin
bir
organizasyonun
oluşturulabilmesi ise çalışanların görevlerinin belirlenip, bölümler oluşturulması ve bu
bölümler arasındaki yetki ilişkilerinin belirlenmesi ile gerçekleştirilebilecektir.
Yazılı basın işletmelerinde, yukarıda belirtilen organizasyon yapısında başlıca
bölümlendirme şekilleri şunlardır:85
1.İşlevlerine Göre Temel Bölümler
•
Yazı işleri bölümü
-
Haber bölümü
-
Yayın bölümü
84
Işık Özkan, Basım ve Basın İşletmeciliği, Bigehan Basımevi, İzmir, 1989, s.64, Aktaran: Sinem Onar,
a.g.e., s.121-122.
85
Semra Atılgan, a.g.e., s.72.
50
•
Ticari bölüm
-
İlan ve reklam
-
Tiraj bölümü
-
Pazarlama bölümü
-
Matbaa bölümü
2. Bölge Temeline Göre Bölümlendirme
3. Yayına Dayalı Bölümlendirme
4. Zamana Dayalı Bölümlendirme
1.İşlevlerine Göre Bölümlendirme:
Yazılı basın işletmelerinde işlevlerine göre bölümlendirme, pazarlama, finansman,
üretim ve benzeri şekilde yapılmaktadır. Böylece çalışanlar arasında hem mesleki
uzmanlaşmaya olanak verilmekte hem de sorumluluk alanlarının belirlenmesi
sağlanmaktadır.
Uzmanlaşmanın
zorunlu
olduğu
yazılı
basın
işletmelerinde,
uzmanlaşmanın hedef alındığı bu bölümlendirme şekli, bu işletmelerin faaliyet yapısına
en uygun olan bölümlendirme biçimi olarak dikkat çekmektedir.
Günlük bir basın işletmesi, yazı işleri ve ticari bölüm olmak üzere iki ana bölüme
ayrılır. İki ana bölüm içinde –daha çok gelir üreten bölümdür- reklam ve satış bölümü
vb. vardır. Yazı işleri bölümü de haber ve baskı bölümleri olarak ikiye ayrılır. Bölüm
çeşitliliği ve bölümlerin küçüklüğü-büyüklüğü, basın işletmesinin büyüklüğüne göre
değişir. Küçük veya haftalık ürün veren basın işletmelerinde bölümler arası farklar çok
net olmamasına karşın, büyük çaplı gazetelerde, bölümler birbirinde net çizgilerle
ayrılır.86
Haber bölümü, yazılı basın işletmelerinin yayın politikası doğrultusunda eğitim,
bilim, eğlence, sanat ve spor gibi uzmanlık alanlarının işlendiği bölümlerden
oluşmaktadır. Bu bölüm yazı işleri müdürü ya da genel yayın müdürü tarafından
yönetilmektedir. Haber bölümü, ulusal ve uluslararası haber ve bilgilerin üretilip
okuyucu kitlesine ulaştırılması gibi sosyal sorumluluk içeren
bir görevi üstlenmiş
olmasından dolayı yazılı basın işletmelerindeki diğer bölümlerden daha büyük bir
öneme sahiptirler.
86
A.g.e., s.73.
51
Yayın bölümü, genel yayın yönetmeni ile gazete sahibine karşı sorumlu bulunan
yazı işleri müdürü tarafından yönetilmektedir. Haber merkezlerinde toplanan haberler
yazı işlerinde değerlendirildikten sonra
yayın bölümünde hangi sayfada, ne kadar
alanda yer alacağı belirlenir ve daha sonra teknik aşamalara geçilir. Fotoğraf, sanat ve
arşiv bölümleri de haber merkezini bir parçası olarak faaliyet göstermektedir.
Ticari bölüm yazılı basın işletmelerinin gelir üretmekle ilgili tüm bölümlerini
kapsamaktadır. Finans müdürü ve genel yayın müdürü tarafından yönetilen bölüm
satışlar, stok, bütçe ve harcamaları yönlendirmektedir. Ayrıca yazılı basın işletmelerinin
en büyük gelir kaynağı olan ilan ve reklam bölümleri ile, yine işletmenin başarı
kriterlerini belirleyen tiraj ve pazarlama bölümleri, matbaa bölümleri ticari bölümün
denetimi altındadır.
2. Bölge Temeline Göre Bölümlendirme
Dağıtım ve üretim faaliyetleri genişleyen ulusal çapta faaliyet gösteren yazılı basın
işletmelerinin yöneldikleri bu örgütlenme biçimi, zaman unsuru ile yarışan yazılı basın
işletmeleri açısından ciddi önlemler teşkil etmektedir. Söz konusu bölümlendirmenin
yaratacağı faydaları şu şekilde sıralamak mümkün olacaktır:87
•
Ulaşım sorunlarını ortadan kaldırır.
•
Gazete ya da derginin ana haberleri dışındaki bölgesel haberler ve ilanlarını
bölge halkına yeterli genişlikte verme imkanı yaratır.
•
Yeni okuyucu kitleleri kazanmak ve yayının maliyetini düşük tutmak avantajı
sağlar.
•
Bir yandan satışı arttırırken diğer yandan da bölgesel ilan gelirlerinden
yararlanarak işletmenin gelirlerini yükseltir.
3. Yayına Dayalı Bölümlendirme
Üretilen mal türü temeline dayanan bu bölümlendirme büyük ölçekli yazılı basın
işletmelerinde görülen bir sistemdir. İçerikleri farklı olan yayınlar için fonksiyonlarına
göre bölümlendirme, içeriği ana yayında farklı olmayan yayınlar için ise dağıtım
87
Işık Özkan, Basım ve Basın İşletmeciliği, Bigehan Basımevi, İzmir, 1989, s.69, Aktaran: Sinem Onar,
a.g.e., s.126.
52
fonksiyonu bölümlendirilir. Bu bölümlendirme şeklinin işletmeye yararı, işletmeyi
küçük bölümlere ayırdığı için denetim kolay gerçekleşir. Fakat koordinasyon zorluğu,
maliyetlerin yükselmesi ve örgütün merkez ile bölümleri arasında çatışmaların
çıkabilmesi gibi bir takım sakıncaları da vardır.
5.Zamana Dayalı Bölümlendirme
Yazılı basın işletmeleri 24 saat kesintisiz faaliyetlerini sürdürdükleri için 2 veya 3
vardiya halinde çalışmaktadırlar.
Yöneltme
Yöneltme, diğer bir deyişle motivasyon, bir grup insanı bir amaca doğru devamlı
şekilde harekete geçirmek için yapılan çabalar sürecidir.88
Yazılı basın işletmelerinde yöneltme fonksiyonunun başarıya ulaşmasında
yönetimin ve yöneticilerinin üstün çabalarının önemi yadsınamaz. Diğer endüstrilere
kıyasla güçlü liderlere basın dünyasında daha çok ihtiyaç vardır. Zira medya dünyası
hızla büyümekte ve gün geçtikçe daha yarışmacı hale gelmektedir.89
Organize olmuş bir yazılı basın işletmesinde yönetimin görevi örgütün harekete
geçirilmesini sağlamak yani yöneltmeyi gerçekleştirmektir. Etkin bir yöneltme sistemi
ise;90
•
İşgörenlerin iyi tanınmasını ve astlara yetenek ve becerilerine uygun görev ve
sorumlulukların verilmesini,
•
İşgörenlerin sürekli denetim altında bulundurulmasını,
•
Yöneticilerin ayrıntılar içinde bunalmamasını,
•
Astların deneyim kazanmalarına yardım edilerek, kendilerine yol gösterilmesini,
•
Yöneticilerin astlardan sürekli yazılı ve sözlü raporlar almasını gerekli
kılmaktadır.
88
Semra Atılgan, a.g.e., s. 81.
A.g.e., s.82.
90
Işık Özkan, Basım ve Basın İşletmeciliği, Bilgehan Basımevi, İzmir, 1989, s. 72, Aktaran: Pelin
Dündar, a.g.e., s.121.
89
53
Denetim
Denetim, mevcut iş başarısının ölçülmesi ve bu başarının belirlenen amaca
yönetilmesi sürecidir.91
Yazlı basın işletmeleri diğer işletmelerden farklı olarak iki ayrı yönetim biçimine
sahiptir. Yazı işleri ve idari bölüm olan bu iki bölümün birbirleriyle uyum içinde
çalışabilmeleri için basın işletmelerinde denetim mekanizmasının iyi bir şekilde
düzenlenmesi zorunludur.
Yazılı basın işletmelerinde örgüt içi denetim ve yargısal denetim olmak üzere ikili
bir yapının hakimiyeti söz konusudur.
2. Üretim Süreci
Üretim yönetimi, işletmenin elinde bulunan malzeme, makina ve insan gücü
kaynaklarının belirli miktardaki ürünün istenilen niteliklerde (kalitede), istenilen
zamanda ve mümkünse en düşük maliyetle üretimini sağlayacak biçimde biraraya
getirilmesidir.92
Yazılı basın işletmeleri haber ve bilgi üretimi yapan hizmet işletmeleridir. Diğer
hizmet işletmelerinden farklı olarak ürettiği hizmeti yine kendi ürettiği mal ile (gazete,
dergi), tüketicisine sunmaktadır. Yazılı basın işletmelerinin haber üretim süreci üçüncü
bölümde ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
3. Pazarlama Süreci
Pazarlama süreci işletmenin girdilerini toplamak için gerekli bilgileri toplamakla
başlar. Özellikle, işletme yeni bir ürün üretmek istediğinde bu bilgilerin tartışılmaz
önemi vardır. Pazarlama bölümü bu aşamada, pazar araştırmaları yolu ile müşteri
taleplerini ortaya çıkararak, üretilecek ürünün özelliklerini belirler. Buna ilave olarak
91
Işık Özkan, Basım ve Basın İşletmeciliği, Bigehan Basımevi, İzmir, 1989, s.73, Aktaran: Sinem Onar,
a.g.e., s.129.
92
Bülent Kobu, Üretim Yönetimi, 6. Baskı, İstanbul, İ.Ü. Yaynınları, No: 3424, 1987, s.7, Aktaran:
Semra Atılgan, a.g.e., s.89.
54
rakip işletmeler hakkında bilgi, yürürlükteki kanunlar, mevcut ürün hakkında
tüketicilerin düşünceleri ve işletmenin toplum içindeki imajı konusunda da bilgi toplar.
İşletmelerin başarısı için bu bilgilerin doğru ve sağlıklı toplanması zorunludur.93
Yazılı basın işletmelerinde etkin bir pazarlama stratejisi geliştirmek için iki önemli
adımı takip etmeleri gerekmektedir:
•
Hedef pazarı belirlemek
•
Mal, fiyatlama, reklam ve dağıtım ile etkin bir pazarlama karması oluşturmak ve
sürdürmektir.
İşletmeler tüm pazarı hedef pazar olarak belirlerse genel pazarlama yaklaşımını,
pazar içinde özel bir grubu hedeflerse pazar bölümlendirmesi yaklaşımını uyguluyor
demektir. Yazılı basın işletmelerinde pazar bölümlendirmesi;
•
Sosyo-Ekonomik özelliklere göre ( yaş, cinsiyet, eğitim, ırk, meslek vb)
•
Coğrafi özelliklere göre ( iklim, şehir sayısı, nüfus yoğunluğu vb)
•
Kişisel özellikler göre ( özel zevkler, özel beğeniler vb.)
yapılmaktadır. Yazılı basın işletmelerinde rekabetin hakim olduğu pazarda varlıklarını
sürdürebilmeleri
için
hedef
grubunun
ihtiyaçlarını
karşılamak
zorundadırlar.
Okuyucular, okuyucu olamayanlar, reklam verenler ve reklam vermeyenlerin
oluşturduğu hedef grubun taleplerine yönelik faaliyette bulunması çok önemlidir.
Pazarlama işletme var olduğu sürece vardır ve dış faktörlerin etkisi altındadır.
Yazılı basın işletmelerinin, bu dış faktörler içinde sayabileceğimiz, tüketiciler, politik ve
hukuki güçler, sosyal etkiler, rekabet koşulları, dağıtım yapısı ve teknolojik gelişmeleri
dikkate alarak planlama yapıp faaliyetlerin bu plan çerçevesinde yön vermeleri
gerekmektedir.
Yazılı basın işletmelerinde faaliyetlerin merkezi konumunda bulunan hedef pazar
etkin bir biçimde belirlendikten sonra sıra, hedef pazarın özellikleriyle uyum içinde
geliştirilmiş
pazarlama
karmasının
oluşturulmasına
gelmektedir.
Yazılı
basın
işletmelerinin günümüz koşullarında rekabet şansı yakalamalarındaki temel unsurlardan
93
Semra Atılgan, a.g.e., s.124.
55
birisi de mal, fiyat, dağıtım ve tutundurma gibi dört temel pazarlama aracını etkin bir
biçimde yönetmeleri olarak dikkat çekmektedir.94
Yukarıda ana hatlarıyla vurgulanan pazarlama karması kavramının yazılı basın
işletmeleri açısından açılımı, bu işletmelerin;95
•
Seçtikleri okuyucuların ihtiyaçlarını gidermek için bir ürün geliştirmeleri,
•
Ürünü, istenilen zamanda en rasyonel dağıtım kanalını kullanarak okuyucu
kitlesine ulaştırmaları,
•
Ürünün, okuyucu ihtiyaçlarına ve işletme hedeflerine yönelik en az maliyetle
üretilmesini,
•
Ürünün, okuyucuya ulaştırılabilmesi ve sonrasında okuyucu doyumunu ölçmek
için yapılacak etkin satış ve tutundurma çabaları biçiminde açıklanabilecektir.
4. Finans Süreci
Finans sürecinin içeriğini işletmenin ihtiyaç duyduğu fonların uygun koşullarda
sağlanması ve elde edilen fonların etkin olarak kullanılmasına yönelik çabalar üzerinde
yoğunlaşması oluşturmaktadır.96
Yazılı basın işletmelerinde finans sürecinin iyi işlemesi, işletmenin amaçlarına
ulaşmasını sağlamakla beraber, diğer süreçlerin de işlerlik kazanmasına yardımcı
olacaktır. Finans sürecinin başarıyla yürütülebilmesi için yazılı basın işletmelerindeki
finans bölümü yöneticilerinin aşağıdaki görev ve sorumlulukları üstlenmeleri
gerekmektedir:97
1. Finansal yönetim konusu olan kar planlamasını yapmak,
2. Her bölümün faaliyet sonuçlarını ve yapılan harcamalardan elde edilen sonuçları
değerlendirmek,
3. İşletme (çalışma) semayesinin belirlenmesi ve yönetimi amacıyla gerekli
çalışmaları yapmak,
94
Semra Atılgan, Basım İşletmeciliği, Beta Basım, İstanbul, 1999, s.134, Aktaran: Sinem Onar, a.g.e.,
s.135.
95
Sinem Onar, a.g.e., s.136.
96
Pelin Dündar, a.g.e., s.134.
97
Işık Özkan, Basım ve Basın İşletmeciliği, Bigehan Basımevi, İzmir, 1989, s.103, Aktaran: Sinem
Onar, a.g.e., s.137.
56
4. Harcamaların bütçede gösterilen biçimde yapılmasını sağlamak,
5. Mamul maliyetlerini saptamak için muhasebe sistemleri kurmak ve geliştirmek,
6. Muhasebe ilkelerini saptamak ve denetimi yapmak,
7. İşletme dışı finansal ilişkileri düzenlemek, finansal raporlar hazırlamak,
8. Alınan yönetsel kararlardan doğabilecek finansal sonuçları tahmin etmektir.
Yazılı basın işletmelerinin finansal yönetimleri incelendiğinde iki temel finansman
yöntemi olduğu dikkat çekmektedir. Bunlardan ilki, gazetelerin ticari işlemlerden
kazandığı gelirler ikincisi ise, ticari olmayan kaynaklardan elde edilen gelirlerdir. Ticari
olmayan gelirler; sübvansiyonlar, devlet tarafından verilen maddi yardımlar, teşvikler
ve kamu kuruluşlarının verdiği ilan ve reklamlar olarak sınıflandırılabilecektir. Ticari
gelirlerin birinci kalemini, satış gelirleri ikinci kaynağını da ilan gelirleri
oluşturmaktadır.98
Yazılı basın işletmeleri finans sürecinde yaşadıkları önemli sorunları şu şekilde
sıralayabiliriz:99
•
Bir yandan kamu hizmeti verirken, diğer yandan dolaylı ya da dolaysız olarak
ekonomik koşulların etkisi altında bir sanayi ürünü üretmekte olan bu sektörün
en önemli finansal problemi, öz sermayesi ve toplam cirosu ile oranlanamayacak
derecedeki az karlılığıdır. Bu durumda; basın işletmelerinde kamu hizmeti ve
kar amacı konusunda iki yönlü bir bağımsızlık sorunu doğmaktadır. Kamu
hizmeti görevini olabildiğince tarafsız devam ettirebilmesi için bağımsız olması
gerekirken, bu hizmetin kalitesiyle ticari faaliyetleri arasındaki dengeyi çok
dikkatli kurması, mali yapıyı sağlam ve istikrarlı bir temele oturtması
gerekmektedir. Özellikle, karlılık için maliyetlerin mümkün olduğunca düşük
olmasına dikkat edilmelidir. Yöneticilerin deneyimleri, bilgileri, teknolojiyi
kullanma biçimleri, dağıtım kanallarının seçimi, ucuz hammadde ve ucuz işgücü
maliyeti düşürmekte etkili olan faktörlerdir.
98
Uğur Darve, Şulecan Dalbudak, Türkiye’de Basın İşletmeciliğinin Bugünkü Durumu, Yeni Türkiye
Medya Özel Sayısı II, Yeni Türkiye Medya Hizmetleri, Sayı:12, Ankara, 1996, 2.1407-1417, Aktaran:
Sinem Onar, a.g.e., s.139.
99
Şulecan Dalbudak, Türkiye’de Basın İşletmeleri,
http://www.dorduncukuvvetmedya.com/arsiv/sule.html,.
57
•
Basın işletmelerinin önemli finansal sorunlarından birisi de tirajdır. Tirajın
yüksek olması, hem satış gelirini, hem de ilan ve reklam gelirini arttıracaktır.
Dolayısıyla tirajla maliyetler ve reklam gelirleri arasında bir doğru orantı söz
konusudur. Gazetenin reklam pazarındaki payı tiraja bağlıdır.
Sonuç olarak, yazılı basın işletmelerinin şuandaki rekabet ortamında üretime devam
edip faaliyetlerini sürdürebilmeleri için öz sermayeleri ile dış kaynaklı
sermaye
arasında denge sağlayabilecekleri bir finans süreciyle mümkün olabilecektir.
5. İnsan Kaynakları Süreci
Modern kurumlarda insan kaynağı en önemli öğedir. Makine ekipman yatırımı, mal
ve hizmet üretiminde mutlaka gereklidir. Bilgisayar gibi gereçler yalnız ve münhasıran
hizmet üreten kurumlar için vazgeçilmez donanımlardır. Ancak bütün bunları çalıştıran
da insandır.100
Yazılı basın işletmelerinin ürettiği gazete, dergi vb. gibi fikir ürünleri ve bu ürünleri
sattıran fikir zenginliği açısından yüksek nitelikleri taşıyan insan kaynağına sahip
olması bir zorunluluk teşkil etmektedir. Zamana karşı yarışan bu işletmelerde, zamanı
en efektif kullanmayı sağlayacak teknolojiyi uygulayacak kalifiye elemanların
istihdamını gerekli hale getirmektedir.
Yazılı basın işletmelerinde istihdam edilen yüksek nitelikli insan kaynaklarının
kurum kültürü dahilinde niteliklerini daha da geliştirme yolunda insan kaynakları
yönetiminin de üzerine düşen bir takım görevler vardır. Bunlar:101
•
Kurum içindeki çalışanların hasletlerini tespit etme
•
Kurum çalışanlarının kurum içinde gelişmelerini planlama
•
Kurumun içinde yapılması gerekli eğitim türü ve zamanlarını ve iştirakçilerini
saptama, eğitimleri planlama, uygun eğitimcileri seçme ve görevlendirme
•
Eğitim sonuçlarını değerlendirme
•
Eğitim sonuçlarına göre terfi etmesi gereken adayları tespit ve yeni durumlarını
tescil etme
100
101
Üzeyir Garih, Yönetim Teknikleri, Hayat Yayıncılık, İstanbul, 2004, s.198.
A.g.e., s.199-200.
58
•
İşletme içinde maddi ve manevi motivasyonları ve ödüllendirme sistemlerini
geliştirme
•
Personelin yöneticilerle kanaşmasını ve fikir alışverişlerini sağlamak için birim
bazında az kişili, yemekli ve çaylı mesai dışı toplantılar tertip etme
•
Personelin görüşlerinde olumlu ve olumsuz durumları tespit ve çareler araştırma
•
Kurumda genel fikir alışverişini teşvik için genel toplantılar tertipleme ve
sonuçlarını değerlendirme
•
Yönetim ve danışma kurullarına katılarak personelle, ilgili konuları saptama,
danışmanlık yapma
•
Kurum dışı pazarda kurumun işine yarayabilecek çalışanları araştırma, ilgili
birimlere takdim ve yeni eleman alımında önayak olma
6. Halkla İlişkiler Süreci
Halkla ilişkiler, halkla organizasyon arasında karşılıklı anlayış ve iyi niyeti
sağlamak, planlanmış
ve desteklenmiş çabaları sürdürmek
amacıyla yapılan
faaliyetlerdir.102
Başka bir tanıma göre, halkla ilişkiler, organizasyonlara çevreye uymalarında
yardımcı olan, onu değiştiren veya ayakta tutan ve böylelikle belirlenmiş olan
organizasyon hedeflerine ulaştıran, yönetimin iletişim formlarını tanımlamaktadır.103
Günümüzün değişen pazar koşullarında işletmelerin başarılı olabilmeleri için halkla
ilişkiler, satış geliştirme ve diğer pazarlama iletişimi öğelerini kullanmalarını zorunlu
hale getirirmektedir. Bu bağlamda halkla ilişkilerin taşıdığı önem, yazılı basın
işletmeleri açısından da bu yönetimi etkin bir biçimde kullanmasını gerekli kılmıştır.
Halkla ilişkiler yönetiminin basın işletmelerinde uygulanış şeklini incelediğimizde,
diğer sektörlerin aksine basın işletmelerinde pazarlamanın gereklerine uygun bir işlerlik
kazandırılamadığı görülmektedir. Birçok yazılı basın işletmesinde halkla ilişkiler
102
Frank Jefkins, Public Relations, Foutrh Edition, London: Pitman Publishing, 1992, s.7-8, Aktaran:
Ayla Okay, a.g.e., s.174.
103
Alfred Köcker, Eliane Birchmeier, Public Relations? Public Relations!: Konzepte, Instrumente
und Beispiele für Erfolgreiche Unternehmenskommunikation, Zurich: Verlag Industriell
Organisation; Köln: Verl. TÜV-Rheinland, 1992, s.13, Aktaran: Ayla Okay, a.g.e., s.173-174.
59
bölümü, okuyucu şikayetleri için başvuru merkezi olarak veya
okuyuculara
danışmanlık hizmeti veren bir birim olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca tirajı arttırma
faaliyeti olan promosyon konusunda gazete tüketicilerine danışma merkezi gibi
kullanılmaktadır. Bu durumda yazılı basın işletmelrinde pazarlam stratejilerine uygun
PR yapıldığından söz etmek mümkün olmamaktadır.
Basın işletmelerinin yukarıda sayılan tüm olanaklarına rağmen her geçen gün
önemi daha da artan halkla ilişkiler faaliyetlerinin uzmanlar tarafından hazırlanacak
planlar dahilinde yürütülmesinin ve diğer tutundurma çabalarıyla uyumlaştırılması ve
bütünleştirilmesi ile elde edilecek faydalar gözardı edilmemelidir. Özellikle gazete ve
dergilere karşı bir güven krizinin sözkonusu olduğu günümüzde halkla ilişkiler
faaliyetlerine verilecek önem sorunun çözümünde büyük rol oynayacağı açıktır.104
II.3. YAZILI BASIN İŞLETMELERİNDE SİNERJİK YÖNETİM
Dünyadaki değişim trendiyle birlikte yönetim anlayışındaki eski doğrular önemini
kaybetmekte yeni fikirler, yeni görüşler ve yeni yaklaşımlar hakim olmaya
başlamaktadır. Yazılı basın işletmeleri de diğer işletmeler gibi bu değişim fırtınasından
etkilenmekte, yönetim anlayışına yeni boyutlar kazandırmak zorunda kalmaktadır.
Sinerjik yönetim, organizasyonda tüm kaynakların (insan, bilgi, sistem, donanım
vs.) etkin bir liderlik ile biraraya getirilmesi ve böylece daha yüksek bir enerjinin
yaratılması anlamına gelmektedir.105 Çalışmanın bu bölümünde sinerjik yönetimin
yazılı basın işletmelerindeki yeri araştırılmaya çalışılacaktır.
Yazılı Basın İşletmelerinde Sinerji Türleri
Yazılı basın işletmelerinin organizasyon yapısındaki sinerji türlerini şu şekilde
sıralayabiliriz:
1. Pazar sinerjisi
104
105
Nahide Karabay, a.g.e., s.138.
Çoşkun Can Aktan, a.g.e., s.174
60
2. Teknolojik sinerji
3. Maliyet sinerjisi
4. İşbirliği sinerjisi
1. Pazar Sinerjisi:
Birçok ürününün ya da hizmetin aynı organizasyon içerisinde sunulması pazar
sinerjisine örnek teşkil etmektedir.106
Günümüz yoğun rekabet koşullarında yazılı basın işletmelerinin bu rekabetten galip
olarak çıkabilmeleri büyük ölçüde, okuyucu istek ve beklentileri doğrutusunda faaliyette
bulunması ile mümkün olacaktır. Okuyucu profilinin oldukça değiştiği, giderek daha
bilinçli bir okuyucu kitlesinin oluştuğu, teknolojik gelişmelerin hızla ilerlediği ve
rakiplerin her an yön değiştirdiği bu pazar koşullarında başarılı olabilmeleri yazılı basın
işletmelerinin değişime ayak uydurmalarına ve bu değişimi bir fırsata dönüştürmelerine
bağlı bulunmaktadır.
Bu bağlamda yazılı basın işletmeleri pazardan olabildiğince büyük bir pay kapma
amacıyla çocuk, kadın, mizah, spor, magazin, bulmaca gibi spesifik konularda çeşitli
dergiler ya da farklı isimlerde gazeteler çıkararak pazar sinerjisi oluşturdukları
görülmektedir.
2. Teknolojik Sinerji
Yeni ve daha gelişmiş teknolojilerin tercih edilmesi üretimin daha etkin ve süratli
olmasına imkan sağlamaktadır.
Hızla gelişen ve yenilenen teknoloji, işletmelerin rakabet güçlerinin artmasında
önemli bir rol oynamaktadır. Teknolojik gelişmelerin, üretim ve dağıtım aşamalarında
zaman faktörünün büyük önem taşıdığı basın işletmelerine sağladığı avantajlar
büyüktür. Bu nedenle teknolojik alandaki yeni gelişmeleri yakından izleyen ve sunduğu
olanaklardan yararlanabilen basın işletmeleri zaman faktörünün olumsuz etkilerini
106
A.g.e., s.176.
61
azaltmakta ve daha nitelikli üretim olanaklarına kavuşmaktadır. Ancak teknolojik
gelişmeleri gecikme ile takip eden işletmelerin rekabet gücü azalmaktadır.107
Sonuç olarak teknolojik sinerji olarak adlandırdığımız bu süreç, dayanıksız ürün
üreten yazılı basın işletmelerine, zamana yönelik avantaj yaratmakta böylece hem mali
açıdan tasarruf etmesini hem de kalite yönünden de daha büyük performans elde
edilmesini kolaylaştırmaktadır.
3. Maliyet Sinerjisi
İki veya daha fazla ürün aynı işletmede gerçekleştirilerek maliyet tasarrufu elde
edilebilir.108
Pazar sinerjisinde ifade ettiğimiz süreç yazılı basın işletmelerinin, okuyucularının
spesifik ihtiyaçlarına hizmet etme avantajı sağlayarak daha fazla kitleyi elde edip daha
fazla pazardan pay almalarına olanak sağlamaktadır. Bunun sonucu olarak yazılı basın
işletmeleri yayınladıkları çeşitli dergi ve gazetelerde genel olarak aynı kadroyu ve aynı
fabrikayı kullandıkları için aynı zamanda maliyet tasarrufu da elde etmektedirler. Tek
bir işletmeyle çeşitli üretimler yaparak maliyet sinerjisi oluşturmaktadırlar.
4. İşbirliği Sinerjisi
İşletmeler faaliyetlerini yürütürken çeşitli kurumlarla da işbirliği yapmak
zorundadırlar. İşletmeler ile bu kurumlar arasındaki işbirliğini, işbirliği sinerjisi olarak
adlandırabiliriz. Yazılı basın işletmelerinin işbirliği sinerjisi oluşturduğu kurumları şu
şekilde sıralayabiliriz;
a. Ajanslar
b. Dağıtım Kanalları
c. Tedarikçiler
d. Rakipler
107
108
Nahide Karabay, a.g.e., s.82.
Çoşkun Can Aktan, a.g.e., s.176.
62
a. Ajanslar
Olayların sürekli gelişmesi, bakış açısının tek düzelikten kurtulması ve kaynakların
artması, habercilik hizmetlerini de zenginleştirmiş ve çeşitlendirmiştir. “Nerede haber
varsa, gazeteci oradadır.” görüşü, basın mesleğinin temel ilkelerindendir. Çeşitli
olaylara ve zengin kaynaklara dar kadroyla ulaşmak kolay değildir. Bütün bu gelişmeler
ortak çalışma bilincinin doğmasına yol açmıştır. 109
Ayrıca haber kaynaklarının artması ve olayların çeşitlenmesi,
yazılı basın
işletmelerinin geniş çapta örgütlenmesini gerektirmiş, yurt içi ve yurt dışı
yapılanmaların oluşum sürecini başlatmış bunun sonucu olarak da çalışan sayılarındaki
artış maliyet giderlerini de olumsuz yönde etkilemiştir. Habere en kısa sürede ulaşma
çabası, fotoğraf ve görüntünün habere kattığı değerin ön plana çıkması maliyetlerin
daha da artamasına sebep olmuştur. İşte bu süreç yazılı basın işletmelerini ajanslarla
işbirliği yapma sürecini hızlandırmış bunun sonucu olarak da yazılı basın işlemleri ile
ajanslar arasında hem maliyet avantajı sağlayacak hem de zaman yönetimi konusunda
performans artışını sağlayacak sinerjinin oluşmasına olanak vermiştir.
b. Dağıtım Kanalları
Yazılı basın işletmeleri, üretimlerini bir ya da birkaç merkezde gerçekleştirilen
ancak ürettikleri gazete/dergileri tüm ülkeye yayılan yüzlerce satış noktasına hergün
yeniden ulaştırmak zorunda olan işletmelerdir. Bu durum yüzlerce nakliye aracı ve
yüzlerce personelin istihdam edilmesi demektir. Bu nedenle yazılı basın işletmelerinin
dağıtım
sorunu
diğer
endüstri
kollarında
faaliyet
gösteren
işletmelerle
kıyaslanamayacak kadar büyük bir yatırımı gerektirmektedir. Günümüzde ulusal
nitelikli yayın yapan basın kuruluşlarının söz konusu yatırımı işletme bünyesinde
gerçekleştirmelerinin ekonomik ve rasyonel olmayacağı açıktır. İşletmeler ya sektörde
faaliyet gösteren işletmelerle örgütlenerek, otak dağıtım şirketleri kurmakta ya da
mevcut dağıtım şirketlerine komisyon karşılığı dağıtım işlerini yaptırmaktadır.110
109
110
A. Rıdvan Bülbül, a.g.e., s.245.
Nahide Karabay, a.g.e., s.78-79.
63
Dağıtım şirketleri ile yazılı basın işletmeleri arasındaki bu işbirliği iki tür sinerji
oluşturmaktadır. Bunlardan ilkini mal, ödeme ve bilgi ilişkilerinin oluşturduğu ticari
sinerjiyi, diğeri ise, amaç, rol, güç ve haberleşme ilişkisinin oluşturduğu sosyal sinerjiyi
sağlamaktadır.
c. Tedarikçiler
Kurumun hammadde aldığı birimler tedarikçilerdir. Yazılı basın işletmelerinin başlıca
hammaddeleri kağıt ve mürekkeptir. Bu hammadeyi sağladıkları tedarikçiler, çok çeşitli
işletmeler ile işbirliği içerinde oldukları için kendilerine karşı sergilenen davranış tarzı,
yazılı basın işletmesini diğer işletmeler arasından sıyrılmasına olanak sağlıyacaktır.
Tedarikçilere
karşı
sergilenen
işbirlikçi
davranış,
yazlı
basın
işletmesinin
tedarikçilerden elde ettiği hammaddelerin zamanında gelmesine ve işlerin belli bir
zaman dilimi içerisinde yetiştirilmesine yardımcı olacaktır. Sonuç olarak yazlı basın
işletmelerinin tedarikçileriyle oluşturduğu işbirliği sinejisi zamanla yarış halinde olan
yazılı basın işletmelerine büyük fayda sağlayacaktır.
d. Rakipler
Basın
işletmelerinin
pazarlama
yönetimi
kapsamındaki
karar
alma
ve
uygulamalarını en fazla etkileyen, dış etkenlerden biri rakip işletmelerdir. Pazar payını
genişletme olanakları kısıtlı olan, rakiplerin sayısı ve etkinliği artan işletmelerin pazar
paylarının giderek azalacağı bir gerçektir. Bu nedenle tüm sektörlerde olduğu gibi basın
sektöründe de işletmeler, rakiplerin uygulamalarını yakından takip etmelidir. 111
Yazılı basın
işletmeleri, rakip
işletmelerin finansal güçlerini, teknolojik
olanaklarını, pazar paylarını, üretim, dağıtım, tanıtım ve tutundurma faaliyetlerini
yakından takip ettikleri gibi rakip firmalarla alınan ortak kararlar doğrultusunda da
işletme yönetimi ve dolayısıyla pazarlama yönetiminin karar ve uygulamalarını
belirleyecektir. Bu bağlamda basın sektörü pazarında, yazılı basın işletmeleri daralan
111
A.g.e., s.74.
64
pazarı en efektif olarak kullanmak adına aralarında işbirliği sinerjisi oluşturarak
pazarlama faaliyetlerinin planlanmasını gerçekleştirmektedir.
Yazılı Basın İşletmelerinde Sinerjik Yönetim Unsurları
Yönetime tüm çalışanların daha geniş ve etkin katılımını sağlayan sinerjik yönetim,
yazılı basın işletmelerinde de bu yönetim anlayışı çerçevesinde bir takım unsuraları
içermektedir. Bu unsurları şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Kurum içi iletişim
2. Liderlik
3. Ekip çalışması
4. Motivasyon
1. Kurum İçi İletişim
Başarılı olmak isteyen ve sinejik yönetimi olumlu yönde geliştirmeyi hedefleyen
işletmeler her yönü ile açık bir iletişimi sağlamaları gerekmektedir.
Çalışanların
memnuniyeti, sinerjik yönetim sürecinin vazgeçilmez bir unsuru olan kurum içi
iletişimin işlerliğine bağlıdır. Çalışan memnuniyeti ne kadar fazla ise verimlilikte o
düzeyde çok artacaktır. Yazılı basın işletmeleri sosyal sorululuk çerçevesinde kitle
üretimi yapan işletmelerdir. Bu işletmelerde çalışanların verimliliği hiç kuşkusuz çok
büyük bir öneme sahiptir.
İşletmelerde iki tür kurum içim iletişim yolu mevcuttur:112
1. Resmi iletişim yolları ki bunlar hiyerarji ile uyum içindedirler. Yatay yönde
iletişim (aynı hiyerarji basamağı üzerinde), dikey yönde iletişim ( çizgi boyunca
yukarıdan aşağıya veya aşağıdan yukarıya doğru) ve komuta-kurmay;
gerektiğinde komuta-komuta enformasyonlarıdır.
112
Franz M. Bogner, Das neue PR-Denken: Strategien, Konzepte, Massnahmen, Fallbeispiele
effizienter Öffentlichkeitsarbeit, Wien: Verlag Carl Ueberreuter, 1990, s.133, Aktaran: Ayla Okay,
a.g.e., s.170.
65
2. Gayri resmi iletişim yolları ki buradaki iletişim de hiyerarjinin dışında, çapraz
enformasyon yolları şeklindedir. Buradaki iletişim, istenilen idari prensibi olarak
( takım çalışması, öneri sisitemleri, proje yöntemi) ve bir tesadüf ürünü veya
kişiye veya grupların insiyatifine bağlı olarak (kantin sohbetleri, dedikodu
mutfağı) gerçekleşmektedir.
Yazılı basın işletmelerinde kurum içi iletişimin başarılı olması için resmi iletişim
yolları yerine resmi olmayan iletişim yolları tercih edilerek geliştirilmeli ve
desteklenmelidir.
Çalışanlara yönelik geliştirilmiş olan iletişim aşağıdaki noktaları kapsamaktadır:113
•
Çalışanların morallerinde ve çalıştıkları kuruma karşı tutumlarında olumlu ve
farkedilir bir biçimde düzelme ve pozitif bir yaklaşım,
•
Kurumun kendisi ve hedefleri konusunda bilgi ve anlayış düzeyinde gelişme,
•
Kurum içindeki gruplar arasında anlaşmazlık ve çıkar çatışması durumlarında
azalma,
•
Üretkenliğin ve motivasyonun artması.
Tüm bu anlatılanlar ışığında sinerjik yönetim felsefesinin bir unsuru olan kurum içi
iletişim yazılı basın işletmesi çalışanlarına, işletme ile bütünleşme fırsatı vermekte ve
daha verimli sonuçları yaratma imkanı sunmaktadır.
2. Liderlik
Liderlik, bir grup insanı organizasyon amaçları çerçevesinde toplayabilme ve bu
amaçları gerçekleştirmek için çalışanları bu amaçlar çerçevesinde harekete geçirme
bilgi ve yeteneğidir. Bir organizasyonda etkin liderlik başlı başına bir sinerji etkisi
ortaya çıkarır.
Organizasyonda yüksek performans için yönetimin bazı yetenek ve kapasitelere
sahip olması büyük önem taşımaktadır. Üst yönetimin en başta iletişime, ekip
113
Mahmut Oktay, Halkla İlişkiler Mesleğinin İletişim Yöntem ve Araçları, Der Yayınları, İstanbul,
1996, s.162, Aktaran: Ayla Okay, a.g.e., s.171.
66
çalışmasına, kendi kendini yöneten çalışma gruplarının oluşturulmasına, çalışanlarla
yakın görüşme ve işbirliğine önem vermesi gerekmektedir.114
Yazılı basın işletmelerinde genel yayın yönetmeninin sorumluluğu altında
örgütlenmiş konumda bulunan ve hiyerarşik bir yapı içinde ast-üst ilişkisine dayanan
mevcut yönetim yapısı, sinerjik yönetimin en temel unsuru olan liderlik vasfı kriterleri
içerisinde yer alan yetki devrine ve personel güçlendirmeye imkan vermemektedir.
Yazılı basın çalışanlarının üretkenlik, verimlilik ve yaratıcılığını etkileyen en önemli
unsurun kurum içi iletişimin iyi işlediği bir çalışma ortamı olduğu unutulmamalıdır. Bu
sebeple yazılı basın işletmelerindeki yöneticiler eski tip yöneticilik kalıplarından çıkıp
liderlik vasfı kazanmalı ve işletme içinde her düzeyde sinerjik yönetim bilincini
oturtmak için çaba sarfetmelidir.
Dolayısıyla yazlı basın işletmesi yöneticilerinin etkin liderlik vasfı kazanabilmeleri
için aşağıdaki kriterlere sahip olmaları gerekmektedir:
•
Yönetimin sahip olduğu güç ve otoriteyi diğer birim ve kişilerle paylaşmalarını
sağlamak,
•
Çalışanları motive etmek ve iyi bir şekilde yönetmek
•
Çalışanlara yetki devretmek,
•
Çalışanları tanımak ve saygı göstermek,
•
Çalışmalarını ödüllendirmek,
•
Tüm çalışanlara adil ve eşit bir şekilde davranmak,
•
Çalışanların yeteneklerine en uygun işte istihdam edilmelerini sağlamak
•
Gelişmeyi ve ilerlemeyi sağlamak için yaratıcı düşünceye önem vermek ve
bundan istifade etmek
•
Okuyucu ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak türde hizmet vermek,
•
Daha iyi ve kaliteli hizmet sunulması için kararlı olmak ve işletmede etkinliği
arttırmak,
114
•
İşletmede modern teknoliji araçlarından istifade etmek,
•
Teknik ve uzmanlık isteyen alanlarda yeterli olmak.
Çoşkun Can Aktan, a.g.e., s.187.
67
3. Ekip Çalışması
İşletmelerde en etkin performans arttırımı sinerjik yönetimin esas unsurlarından biri
olan ekip çalışmasıyla mümkün olabilmektedir. Ekip çalışması ile ortak kararlar
doğrutusunda problemlerinin daha doğru bir şekilde teşhis edilmesi ve problemlere
doğru çözümler bulunması sağlanır. Ekip çalışması, çalışanların aktif olarak yönetime
dahil edebilmenin en etkin yollarından birisidir.
Yazılı basın işletmeleri açısından da ekip çalışması performansın arttırımı, ortak bir
paylaşımın sayfalar da yer alması bakımından büyük önem taşımaktadır. “ Düne kadar,
belli yazarları ile hatta sahipleri ile tanınan gazeteler, bugün ekiplerinin ortak ürünü
haline dönüştü. Kabul etmek gerekir ki, gazeteleri güçlü yapan ne sadece teknolojileri
ne finans güçleri ne belirli okur sayıları ve ne de isimleri topluma mal olmuş muhabir ve
yazarlarıdır. Hepsine birden ihtiyaç vardır ve kadro tam bir uyum içinde
olabilmelidir.”115
Yaratıcı bireyden, gazetecilik mesleği sözkonusu olduğunda , yaratıcılığının
yanısıra, ekip içinde uyumlu çalışması da istenir. Bazı durumlarda bu, eşyanın tabiatına
aykırı olmaya başlar. Çünkü yaratıcı insan, tanımsal olarak uyumlu değildir.
Uyumsuzluğu davranışlarından çok düşüncelerindendir. Mutlaka kararsız, dağınık,
bohem değil, sadece bağımsızdır. 116
Dolayısıyla böylesine bağımsız ve yaratıcı özelliklere sahip çalışanları bir grup
çalışması içine almak bir takım çatışmalara sebep olabilir. Ekip çalışması yaparken
orataya çıkabilecek bu tür çatışmaların yönetimi de önemlidir.
İşletmelerde ortaya çıkacak anlaşmazlıklar ve çatışmaların çözümünde şu yollar
izlenmelidir:117
•
Oylama
mekanizmasından
istifade
ederek
anlaşmazlıklar
çözüme
kavuşturulmalıdır.
•
Organizasyonda bir araya gelerek problemlerin tartışılması ve çözüme
kavuşturulmasına çaba sarf edilmelidir.
115
Nezih Demirkent, Sayfa Sayfa Gazetecilik, Altın Kitaplar, İstanbul, 1982, s.304-305, Aktaran:
Nurdoğan Rigel, a.g.e., s.10.
116
Doland Cole, Meslek İntiharı, İlgi Yayınları, İstanbul, 1987, s.192, Aktararn: Nurdoğan Rigel, a.g.e.,
s.10.
117
Çoşkun Can Aktan, a.g.e., s.202.
68
•
Aralarında anlaşmazlık olan bireylerin tartışmalarda kendilerini eşit olarak
temsil etmelerine imkan sağlanmalıdır.
•
Yönetici, aralarında anlaşmazlık olan birey ya da grupları aktif olarak
dinlemelidir.
•
Yönetici, tarafları dinledikten sonra ortaya çıkan gerçek sonuç ile ileri sürülen
iddia ve düşünceleri birbirinden ayırmalıdır.
•
Anlaşmazlık askıda bırakılmamalı ve sonuçlandırılmalıdır.
Sonuç olarak yazılı basın işletmelerinde kadro oluşturulup, uyumlu çalışacak bir
ekip kurulduğunda, yaratıcı ekibin çalışma ortamı da oluşmuş olur. Bu bağlamda,
“‘Ekibin gücü sayfalara yansır’. Ekipte, işini en iyi şekilde yapma kaygısında beliren
‘ortak payda’ gazete sayfalarında uyumu açıkça ortaya çıkartır.”118
4. Motivasyon
Motivasyon, işletmenin ve çalışanların ihtiyaçlarını tatminle sonuçlanacak bir iş
ortamı yaratarak kişilerin harekete geçmesi ve isteklendirilmesi sürecidir. İşini severek
ve isteyerek yapan çalışanlar, bu işlerinin daha başarılı bir biçimde sonuçlanmasını
sağlayacaklardır ve iş ortamındaki bu memnuniyet sinerjik yönetime de yansımış
olacaktır.
Yazılı basın işletmeleri de okuyucuya haber ve bilgi ihtiyacını en verimli bir şekilde
karşılamak için üretimde görev alan tüm birimlerin belirtilen hedefe ulaşmak adına
yönlendirilmeleri gerekmektedir. Sinerjik yönetimin unsurlarından biri olan motivasyon
ile de bu ortak hedefe ulaşma çabasına işlerlik kazandırılmış olacaktır.
Karar sürecinde çalışanların katılımın sağlanması, ekip çalışması ortamının
oluşturulması, uygun çalışma koşullarının sağlanması en önemli motivasyon
ölçütleridir. Ekip ruhunun yaratılması, iş güvencesi ve adil bir ücret politikası sinerjik
yönetim sürecine katılımının sağlanmasında üç ana motivasyon başlığıdır.
İnsanları motive edecek araçları 8 grupta toplamak mümkündür:119
1. Yönetime katılım
118
119
Nurdoğan Rigel, a.g.e., s.11.
İlker Hüseyin Atar, www.insankaynaklari.com/CN/ContentBody.asp?BodyID=3311
69
2. Yetki ve sorumluluk devri
3. Rekabet
4. Etkin iletişim
5. Çalışma yaşamının kalitesi
6. Takdir ve ödüllendirme
7. Kariyer geliştirme
8. Eğitim olanakları
1. Yönetime katılım: Çalışanların yönetime katılımına
olanak tanınması
motivasyonlarının artmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda işletmeyi kendi
işletmeleri gibi sahiplenerek daha fazla çalışma isteği duymalarında olumlu
etkisi olmaktadır.
2. Yetki ve sorumluluk devri: Çalışanlara yetki ve sorumluluk devredilmesi hem
motivasyonlarının artmasını, hem de başarı ya da başarısızlıkta sorumluluk
almalarını sağlamaktadır.
3. Rekabet: Rekabet ortamının çalışma hırsını arttırması, rakipleri geçme isteği
uyandırması
motivasyonun da artmasını sağlamaktadır. Çünkü rekabet,
çalışanları daha fazla çalışmaya, üretmeye ve yeniliğe sevk etmektedir.
4. Etkin iletişim: İşletme içerisinde iletişimin sağlıklı bir şekilde işlemesi,
çalışanların birbirleri ile bilgiyi paylaşabilmeleri, sorun çözme konusunda
birbirlerine destek olabilmeleri motivasyonunda artmasına olanak sağlamaktadır.
5. Çalışma yaşamının kalitesi: Çalışma yaşamını kalitesi genel olarak işyerinde
çalışma koşullarının sağlıklı ve emniyetli olması, sosyal imkanlarının yeterli
olması, spor-kültür-sanat gibi faaliyetlere organizasyonda yer verilmesi,
emeklilik imkanların iyi olması gibi unsurları kapsamaktadır. Çalışma yaşamı
kalitesinin iyi olduğu işletmelerde motivasyon da daha yüksek olmaktadır.
6. Takdir ve ödüllendirme: Kişilerin yaptıkları işlerin takdir edilmesi ve bu
işlerinin sonucunda maddi olarak ödüllendirilmeleri büyük bir motivasyon
kaynağı oluşturmaktadır.
7. Kariyer geliştirme: Gerekli yetkinliğe sahip kişilere kariyer imkanı sunmak
çalışanlar için motive edici bir yaklaşım olmaktadır.
70
8. Eğitim olanakları: Çalışanların bilgi ve beceri düzeylerini arttıracak eğitim
olanaklarının sunulması, çalışanların kendilerine daha çok güvenmeleri
konusunda fayda sağlayacaktır. Bu durum da motivasyonun diğer önemli
unsurunu oluşturmaktadır.
Yazılı basın işletmelerine sinerjik yönetim üç önemli fonksiyon kazandırmaktadır:
1. Sinerjik yönetim çalışanların işletme ile bütünleşmelerini kolaylaştırır. Bu
durum sinerjik yönetimin bütünleştirme fonksiyonunu ortaya çıkarır.
2. Sinerjik yönetim belirgin davranış kuralları koyar, böylelikle davranışı
yönlendirici etkide bulunur. Bu da sinerjik yönetimin koordinsyon fonksiyonunu
oluşturur.
3. Sinerjik yönetimin motive edici etkisi vardır. Yalnız kurumun genel ruh haline
etkilemekle kalmaz, özellikle çalışanların kurumları için olan anlayışlarının
iyileştirmesine katkıda bulunur. Bu ise sinerjik yönetimin motivasyon
fonksiyonunu oluşturmaktadır.
Bu üç fonksiyona sahip yazılı basın işletmeleri güçlü ve işletmenin stratejisine
katkıda bulunan sinerjik yönetim ile şirket başarısına olumlu etkide bulunmaktadır.
Yazılı basın işletmelerinde sinerjik yönetim felesefesinin benimsenmesi basın
çalışanları üzerinde de bir takım olumlu etkiler sağlamaktadır:
•
Sinerjik yönetim çalışanların davranışları için güvenlik oluşturur
•
Birbirine ait olma duygusunu geliştirir ve genel bütünleşmeyi sağlar
•
“Biz” duysunun destekler
•
İşletmenin temel değerlerinin güçlendirilmesini ve onaylanmasını sağlar
•
Çalışanlar arasında güçlü bir beraberlik oluşturur
•
İşletme içerisinde çalışanlar arasındaki mesafenin en aza indirilmesini sağlar
•
Çalışanların entegrasyonunu hızlandırır
•
Ortaklık oluşturur
•
Duygusal bütünleşmeyi destekler
Buraya kadar kritize edilen unsurların varlığından hareket ederek şunu söylemek
mümkündür: Yazılı basın işletmelerinde sinerjik yönetim sürecinin benimsenmesi ve
işlevsel kılınmasını sağlamanın yolu, gerek bilginin gerekse yaratıcılığın ortak bir amaç
71
doğrutusunda en verimli şekilde kullanıldığı bir çalışma ortamı yaratmak, dolayısıyla
takım çalışmasını örgüte yerleştirmekten geçmektedir. Bunun da yegane yolu örgütte
tüm çalışanları ayırt etmeksizin sisteme dahil etmektir.
72
III. BÖLÜM
YAZILI BASIN İŞLETMELERİNİN HABER
ÜRETİM SÜRECİ VE SİNERJİK YÖNETİM
Değişen ekonomik sürecin bir sonucu olarak gelişen yeni yönetim teknikleri, yoğun
rekabet ortamında faaliyetlerini sürdürme zorluğu içinde olan diğer işletmelerde olduğu
kadar yazılı basın işletmeleri için de büyük önem taşımaktadır. Üretim konuları gereği
kitle üretimi yapan yazılı basın işletmelerinin bu rekabet ortamında, yirmidört saat
aralıksız süren üretim sürecinin verimli bir şekilde sürebilmesi etkin bir yönetim
anlayışıyla mümkün olabilmektedir. Bu sebeple çalışmanın bu bölümünde, öncelikle
yazılı basın işletmelerini üretim süreci ele alınacaktır. Yazılı basın işletmelerinin ana
üretim konusu olan haber kavramı
üzerine çeşitli tanımlamalar yapılıp, haberin
okuyucuyla buluşma süreci olan haber üretiminin nasıl gerçekleştirildiği ve bu sürecin
hangi unsurların etkisi altında olduğuna yer verilecektir.
Yazılı basın işletmelerinin kesintisiz ve devam eden nitelikteki haber üretim
sürecinde yeni yönetim tekniklerinden sinerjik yönetim anlayışı ve bu tekniğin üretim
sürecine sağlayacağı yararlar üzerinde durulacaktır.
III.1. YAZILI BASIN İŞLETMELERİNDE ÜRETİM SÜRECİ
Kitle iletişimin bir sistem içinde var oluşu sanayileşme sürecinin başlayıp gelişmesi
ile paralel gerçekleşmiştir. Bu süreçte ortaya çıkan basın işletmeleri de diğer bütün
işletmeler gibi kâr elde etmek amacıyla kurulmuş işletmelerdir. Buna karşılık , basın
işletmelerinin kendine özgü farklılıklar taşıması basın işletmesini diğer alanlarla
karşılaştırmayı güçleştirmektedir. Bu farklılıklara rağmen basın işletmeleri, temel
noktalardan diğer işletmelerle aynı özellikleri taşımaktadır.
Basın işletmelerinin amacı, yeni mal ve hizmet üretmek ya da var olan üretimi
artırmaktadır. Kısaca basın işletmesi pazarın taleplerini karşılaşmak veya artırmak
73
amacıyla mal veya hizmet üreten veya pazarlayan ve kâr amacı güden ekonomik bir
birimdir.
Basın işletmelerinin üretimi de diğer tüm üretim faaliyetlerinde olduğu gibi temel
üretim ögelerine sahiptir. Yer, sermaye, emek, girişimci, teknoloji olarak sayacağımız
bu ögeler basın işletmelerinde diğer işletmelerden farklı olarak yalnız ekonomik değil
aynı zamanda toplumsal ve siyasal içeriği olan ürün ve hizmetlerin üretiminde
kullanılmaktadır.
Basın İşletmelerinde Üretim Sistemleri
Yazılı basın işletmeleri kitle üretimi yapan işletmelerdir. Kitle üretiminin özelliği,
üretimin devamlı olması veya aynı üründen çok miktarda üretilmesidir. Dolayısıyla
basın işletmelerinin yapısına uygun olan kitle üretimi sermayeye yoğun üretim
teknolojisi ve otomasyon gibi gelişmiş üretim sistemleri kullanarak birbirinin aynı olan
ürünler üretmek biçiminde gerçekleşir.120
Yukarıda bahsedilen kitle üretimini, üç başlık altında incelemek mümkündür:121
1. Devamlı Üretim
Üretimin, 24 saat, haftada 7 gün ve yılda 52 hafta çalışmayı kapsadığı devamlı
üretim, üretim hattında bulunan iş sirkülasyonunun birbirini aralıksız izleyen işlemlere
tabi tutularak yapılanmasını ve her bir iş akışının birbirine bağlı olmasını ifade
etmektedir. Üretimin aralıksız olarak bir süreç dahilinde devamlı bir nitelik taşıdığı bu
üretim tarzına örnek olarak gazete üretimi verilebilir.
2. Aralıklı Üretim
Üretimin sürekli bir nitelik taşımadığı aralıklı üretim biçiminde faaliyetler,
değişken pazar isteklerine ve yeni taleplere kolaylıkla ayarlanabilecek şekilde esneklik
120
Semra Atılgan, a.g.e., s.89.
Işık Özkan, Basım ve Basın İşletmeciliği, Bigehan Basımevi, İzmir, 1989, s.76, Aktaran: Sinem Onar,
a.g.e., s.146.
121
74
taşıma zorunluluğu içermekte ve belirli periyodlar içinde gelişmektedir. Söz konusu
üretim tarzına örnek olarak dergi üretimi gösterilebilir.
3. Karma Üretim
Yukarıda ana hatlarıyla değinilen devamlı ve aralıklı üretim sistemlerinin bir arada
kullanıldığı bu sistemde, üretim ihtiyaca göre hem devamlı nitelik taşımakta hem de
partiler halinde yapılmaktadır. Her iki üretim sisteminin bir arada kullanılabildiği bu
üretim tarzına örnek olarak gazet ve dergi üretimi verilebilir.
Sonuç olarak yazılı basın işletmelerinde karma üretim sistemi sinerji avantajını
ortaya koymaktadır. Aynı işletme içerisinde aynı üretim faktörleri ile hem gazete hem
de dergi çıkararak daha fazla kitleye ulaşmakta bu da pazardan daha fazla pay
almalarını sağlamaktadır.
Yazılı Basın İşletmelerinde Üretimin Temel Özellikleri
Özellikle yoğun teknoloji kullanarak kitle üretimi yapan işletmelerde bulunması
gereken özellikler aşağıdaki gibi sıralanabilir:122
1. Uzmanlaşma
2. Çeşitlendirme
3. Genişleme
4. Daralma
5. Tümleştirme
6. Standartlaştırma
1. Uzmanlaşma
Üretim sürecinin her biriminde uzmanlaşmış teknoloji ve personel ile üretim
yapılması esasına dayanan uzmanlaşma zamanla yarışan ve günlük ürün üreten yazılı
basın işletmelerinin uygulamakta zorunlu oldukları bir unsurdur.
122
Semra Atılgan, a.g.e., s.90.
75
Yazılı basın işletmeleri açısından kritik bir öğe olarak değerlendirdiğimiz
uzmanlaşma olgusunun taşıdığı bu önem esas olarak yazılı basın alanında yarattığı
ekonomik ve sosyal içerikli faydalardan kaynaklanmakta dolayısıyla uzmanlaşmanın
yazılı basın pazarına hem ekonomik hem de sosyal açıdan fayda sağladığı
söylenebilmektedir.123
Sonuç
olarak
yazılı
basın
işletmelerinde
üretim
sürecinde
uzmanlaşmadan
faydalanmaları hem zaman yönetimi konusunda fayda sağlarken hem de siyaset, spor,
sanat vb gibi konularda da daha spesifik hedef kitleye ulaşma imkanı sağlayacaktır.
2. Çeşitlendirme
Basın işletmeleri çoğu zaman tek bir ürünle yetinmeyip, ürün çeşitlendirmesine
gitmektedirler. Çeşitli dergiler veya farklı isimlerde gazeteler çıkararak mevcut
pazardan olabildiğince pay kapmaya çalışırlar.124
Dolayısıyla yazılı basın işletmeleri okuyucu profilinin oldukça değiştiği ve daha
bilinçli okuyucu kitlesinin oluştuğu, rakiplerin hızla büyüyen rekabet ortamının sonucu
olarak sürekli kendilerini yeniledikleri
bir ortamda çeşitlendirmeye giderek
faaliyetlerine devam etmek zorunluluğundadırlar.
3. Genişleme
Çeşilendirme sürecinin bir sonucu olarak yazılı basın işletmeleri, hizmet sunduğu
hedef kitlenin artmasına ve bu okuyucu kitleyi kaybetmeme, daha da artırma adına
işletmeleri, faaliyet yerinden, makine, techizat, insan gücü ve finansal kaynak
anlamında genişlemeye zorlamaktadır. Çünkü çeşitlendirme sürecine giren bir yazılı
basın işletmesi bu atılımı varolan imkanlarıyla gerçekleştirmesi mümkün olmamakta,
genişleme sürecine girerek üstesinden gelebilmektedir.
123
Nahide Karabay, Gazetecilik ve Haber: Kuramsal Bir Yaklaşım, Meta Basım, İzmir, 2000, s.62.,
Aktaran: Sinem Onar, a.g.e., s148.
124
Işık Özkan, Basım ve Basın İşletmeciğili, Bilgehan Basımevi, İzmir, 1989, s.77, Aktaran: Pelin
Dündar, a.g.e., s.105.
76
4.Daralma
Basın işletmeleri pazarında da diğer sektörlerin pazarında olduğu gibi risk ve
belirsizlikler hüküm sürmektedir.. Satışların düşmesi, okuyucu sayısının artmaması
hatta
okuyucu
kaybetmeye
başlaması
gibi
birtakım
olumsuz
dönemlerden
geçebilmektedirler. Bu durumda yazılı basın işletmeleri ileriyi görme adına bir takım
planlama sürecine girmektedirler ki bunu da daralma ile gerçekleştirebilmektedirler.
Daralma yazılı basın işletmeleri açısından böyle bir kriz ortamında kurtulmalarını
sağlayacak bir süreçtir. Harcamalarda kısmaya giderek, bu dönemde tedbirli davranan
yazılı basın işletmeleri krizden çıkabilmeyi başarabildikleri gibi faaliyetlerine eskisi gibi
devam edebilmektedirler.
5.Tümleştirme
Tümleştirme kelime anlamıyla yapılacak işin ya da eylemin tamamının bir işletme
tarafından yapılıp yapılamayacağını sorgulayan bir olgudur. Yazılı basın işletmelerinde
kurumsallaşma neticesinde ortaya çıkan bu kavram hangi aşamanın kim ve/veya kimler
tarafından gerçekleştirilebileceğini aydınlığa kavuşturmaktadır. Örneğin ; yazılı basın
işletmelerinde baskı işleminin nasıl gerçekleştirileceği ya da haber toplama safhasında
nasıl bir yol izleneceği, işletmenin belirtilen noktalarda kendi imkanlarının yeterli olup
olmadığı, değilse kime yada kimlere başvuracağı noktaları, tümleştirmenin boyutlarını
teşkil etmektedir.125
6.Standartlaştırma
Standartlaştırma, bir ürün üretiminde uyulması gereken temel ölçütleri ifade
etmektedir. Bu ölçütler işletmelerin kendi ölçütleri olduğu gibi aynı zamanda ulusal ve
uluslararası ölçütlerdir.
Yazılı basın işletmelerinde, kitlesel üretimin devamlılığını sağlamak, üretimde
denetime işlevsellik kazandırabilmek için standardizasyona gitmek kaçınılmazdır.
125
Pelin Dündar, a.g.e., s.106.
77
Standartlaştırma işlemi mevcut ya da yeni alınan makine ve donanımlara ait olabileceği
gibi, üretim aşamasının ilk girdisi konumunda olan kağıt, mürekkep, kalıp, film gibi
hammaddelere ilişkin de olabilir. Zaman kaybını önleyen ve işletmelerde üretime hız
kazandıran, herhangi bir hata söz konusu olduğunda kontrol ve düzeltmeyi kolaylaştıran
standardizasyon kaliteye giden yolda önemli bir boyuta işaret etmektedir. 126
Yazılı basın işletmeleri yoğun rekabet ortamında faaliyet gösterdikleri için buraya
kadar anlattığımız temel üretim özelliklerine sahip olmak zorundadırlar. Çeşitli
ürünlerle daha fazla hedef kitleye ulaşabildikleri ve bu ürün çeşitliliğinin zorunlu kıldığı
genişlemeyi yaşayabildikleri gibi kimi zaman da bir önlem gereği daralmaya
gidebilmektedirler. Ayrıca uzmanlaşmış bir kadroyla standartlara uygun üretimi
gerçekleştirebilmektedirler. Tüm bu özellikler aslında kendi aralarında sinerjik
yapılanmanın bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sayede yazılı basın işletmeleri
üretim süreçlerini en verimli şekilde sürdürebilmektedirler.
Yazılı Basın İşletmelerinde Talep Tahminleri
Bir işletmede talep tahminlerini; zaman aralığı, kullanma amacı, mamul cinsi,
hesaplama tekniği, vb. çeşitli kriterlere göre sınıflandırılabilir. En sık rastlanılan
sınıflandırma tahminleri kapsadığı zaman aralığına göre yapılanıdır. Zaman aralığına
göre yapılan tahminler; çok kısa vadeli tahminler, kısa vadeli tahminler, orta vadeli
tahminler ve uzun vadeli tahminlerdir. Talep tahminlerinin zaman aralığı büyüdükçe
sonucu etkileyen faktörlerin sayısı artar ve bunlar arasındaki ilişkiler karmaşık bir
yapıya dönüşür. Uzun vadeli talep tahminleri yapılırken ülkenin ekonomik yapısı,
toplumsal gelişme, teknolojik gelişmeler vb. faktörleri dikkate almak gereklidir. Buna
karşın süre kısaldıkça tahminlerin gerçeğe uygunluk derecesi önem kazanmaya başlar.
Bir işletmenin talep tahminlerine duyduğu ihtiyaç, üretim tipi, üretim araçları ve
yöntemleri, ürün tipi, tüketici eğilimi, rakiplerin durumu, dağıtım kanalları vb. pek çok
faktörün etkisi altındadır.127
126
127
A.g.e., s.107.
Ibid., s.209, Semra Atılgan, a.g.e., s.91.
78
Yukarıda anlatılanların sonucu olarak
yazılı basın işletmeleri de kitle üretimi
yaptıkları, okuyucu profilleri değişken bir yapıya sahip olduğu ve de geniş dağıtım
kanallarına sahip olduğu için, rekabetin acımasız olduğu bu pazarda, üretim
planlamasının ana belirleyicisi talep tahminleri olmaktadır.
Yazılı Basın İşletmelerinde Üretim Planlaması
Yazılı basın işletmeleri daha önce de belirtildiği gibi, temel olarak hizmet üreten ve
ürettiği hizmeti bir mal aracılığı ile tüketicisine ulaştıran işletmelerdir. Öncelikle ürettiği
hizmet ile okuyucusunun (bilgilenme, haber alma, eğlenme vb.) gereksinimlerini
karşılamak durumundadır. Üretim sürecinin başlamasından önce hedef okur kitlesinin
belirlenmesi gerekmektedir. Bu aşama tamamlanıp okuyucuların istek ve ihtiyaçları
belirlendikten sonra üretim planlamasına geçilmelidir.
Üretim planlaması; “belli bir periyotta üretilecek ürün mikterı, malzeme, makine ve
metot olanaklarının analizi, stok planlama, kaynakların üretim faaliyetlerine
bölüştürülmesi, parasal kaynakların tesis, makine veya mamule dönüştürülmesi, satın
alma işlemleri, iş yeri düzenleme, zaman tahminleri, programlama, insan gücü ile ilgili
yetki ve sorumluluk dağıtımı, personel ihtiyaçları, verimlilik, çalışma yöntemleri, teşvik
tedbirleri vb.dir.”128
Yazılı Basın İşletmelerinde Temel Üretim Öğeleri
Yazılı basın işletmelerinin üretimi de diğer tüm üretim faaliyetlerinde olduğu gibi
temel üretim öğelerine sahip bulunmaktadır. Yazılı basın işletmeleri açısından,
faaliyetlerine işlerlik kazandıracaksöz konusu temel üretim öğeleri:129
1. Yer
2. Sermaye
3. Emek
128
Semra Atılgan, a.g.e., s.92.
Semra Atılgan, Basın İşletmeciliği, Beta Basım, İstanbul, 1999, s.17, Aktaran: Sinem Onar, a.g.e.,
s.159.
129
79
4. Girişimci
5. Teknoloji
1. Yer
Diğer işletmelerde olduğu yazılı basın işletmeleri de faaliyetlerini sürdürebileceği
bir mekana ihtiyaçları vardır. Sözkonusu ihtiyacın karşılanması yazılı basın
işletmelerinin finansal gücüyle doğru orantılıdır. Finansal gücü yeterliyse faaliyetlerini
sürdürebileceği yeri satın almayı tercih edebilir. Yeterli olmadığı durumunda kiralama
yoluna gideceklerdir. Yazılı basın işletmeleri faaliyet göstereceği yerin seçiminde,
hammadde kaynaklarına olan uzaklığı, taşıma araçlarına ve ürünlerin sunulacağı pazara
olan yakınlığı vb. gibi dikkate alınması gereken en önemli unsurları oluşturmaktadır.
Bunların yanında çalışanların sosyo-pisikolojik ihtiyaçlarına yanıt verebilme imkanı
dikkate alınması gereken diğer önemli kriterleri ortaya koymaktadır.
2. Sermaye
Yazılı basın işletmeleri faaliyetlerine işlevsellik kazandıracak kuruluş yerini satın
alması veya kiralaması, gerekli işgücünü oluşturması, gelişen ve değişen teknolojiyi
elde etmesi yeterli sermaye birikimiyle mümkün olabilecektir. Bununla birlikte
rakiplerle mücadele edebilmesi, okuyucu kitleyi elinde tutabilmesi ve potansiyel
okuyucuyu yaklayabilmesi sermaye unsurunun önemini ortaya koymaktadır.
3. Emek
Üretim unsurları içinde emek en önemli yere sahiptir. Mal ve hizmet üretimi için
bedensel, zihinsel ve ruhsal çabaların tamamını kapsar. Emek sunan birey işgücünü
meydana getirir.Yazılı basın işletmelerinde işgücünü değerlendirdiğimizde iki tür
karşımıza çıkmaktadır. Birincisi basın ürünlerinin üretiminde çalışan bedensel işgücü,
ikincisi de fikir üreten çalışanların oluşturduğu zihin işgücü..
80
4. Girişimci
Bir işletme, bir grup insanın düzensiz biçimde biraraya gelmesiyle kurulmaz. Ne
üretileceğine, üretilen malın kimlere satılacağı, yapılacak işlerin organizasyonu ve
kimler tarafından yürütüleceği, gelirlerin ve giderlerin ne olacağına bir kişi ya da bir
grup insan karar vererek ve kaynakları en etkin biçimde kullanarak işletmeyi kurar ve
yaşatır. Bu açıklamalar çerçevesinde girişimci: “ürün veya hizmet üretimi için veya
pazarlaması için, üretim faktörlerini biraraya getirip birleştiren, kar amacı güden ve
risklere katlanan kişidir.”130
Girişimcinin bu özellikleri dikkate alındığında, gerek işletmenin kuruluşunda,
gerekse işletmenin varlığını devam ettirmede önemli görev üstlendiği kaçınılmazdır.
Yazılı basın işletmeleri açısından irdelediğimizde, süreklilik olgusunun çok önemli
olduğu bu işletmelerde, üretimin devamını sağlayacak her bir faktöre karar vererek
gerekli alanlara yönlendiren bir kişi olarak girişimci, rekabet avantajı sağlamada kilit bir
unsurdur.
5. Teknoloji
Son olarak incelemeye çalışacağımız teknoloji, dar anlamıyla üretim yönetimidir.
İşletmeler, yaptıkları üretimin türüne göre kendine uyan teknolojiyi seçerler. Her
sektörün uyguladığı üretim yöntemlerinden farklı teknolojiler doğar, bu teknolojiler de
değişik sektörleri etkiler. Buna göre teknoloji, malların ya da hizmetlerin, üretimin
başlangıcından pazara sunulması ve sonrasında yer alan aşamalardaki teknik ve idari
yöntemlerin tümünü kapsar.131
Yazılı basın işletmelerinde ise teknoloji, hem bilginin elde edilme sürecinde hem de
bilginin elde edildikten sonra okuyucunun kullanımına hazır hale getirilme sürecinde
işlerlik kazandırılması gereken önemli bir noktayı oluşturmaktadır. Olaya bu açıdan
130
Muammer Doğan, İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, İstikbal Mat., İzmir, 1982, s.3., Aktaran: Semra
Atılgan, a.g.e., s.19.
131
Semra Atılgan, a.g.e., s.19.
81
baktığımızda da yazılı basın işletmelerinde teknoloji olgusunun anlam kazandığı üç
temel süreç dikkat çekmektedir:132
•
Haber ve/veya bilginin elde edilme süreci,
•
Elde edilen haber ve/veya bilginin değerlendirilme süreci,
•
Baskı süreci.
Görüldüğü üzere yazılı basın işletmelerinin faaliyet kazanabilmeleri için yukarıda
bahsettiğimiz üretim öğelerine sahip olması gerekmektedir. Ancak bunlardan bir
tanesinin eksik olması bu faaliyetin başlamasını imkansız kılmaktadır. İşletmenin
kurulacağı yer, kuruluşun gerçekleşmesini sağlayacak sermeye, bu sermayeye sahip bir
girişimci, kuruluşun devamını ve işlerliğini sağlayacak emek ve teknoloji olmazsa
olmaz şartları oluşturmaktadır. Ancak tüm bu üretim öğlerinin varlığı işletme
faaliyetlerine başlamak için yeterli koşulları sağlamamaktadır.
Üretim öğelerinin
sinerjik bir yapılanma süreci içerisinde değerlendirildiği takdirde üretim faaliyetleri
aksamadan ve verimli bir şekilde işleyişini sürdürebilecektir. Eğer bu birleşimden bir
sinerji yakalanamazsa yani birbirlerinden ve amaçtan uzak hareket ediliyorsa bu işleyiş
bozulacak ve işletme üretim faaliyetlerine son vermek zorunda kalabilecektir.
III.2. YAZILI BASIN İŞLETMELERİNDE HABER KAVRAMI
Her fabrikanın bir hammaddesi vardır. Onu işler, mamul hale getirir, daha sonra da
pazarlama teknikleriyle tüketicisine satar. Bir gazete organizasyonunda da aynı düzenek
işler. Sadece hammaddesi bilgi olan bu fabrikada mamul hale gelen, haberdir.133
Haberin çeşitli tanımlamalarını şu şekilde sıralayabiliriz;
Haber, toplumun bilgi ve ilgisini geliştirecek, dönüştürecek, gerçekliğin, kurgusal
olarak yayımlanacak medya organizasyonunun yapısına, teknolojisine göre yeniden
kurgulanmasıdır. Haber, içinde barındırdığı çok katmanlı yapısı nedeniyle formel olarak
132
133
Pelin Dündar, a.g.e., s.91-92.
Nurdoğan Rigel, İleti Tasarımında Haber, Der Yayınları, İstanbul, 2000, s.3.
82
düzenlenişi, tanımlamasından ve kavramsallaştırmasından daha kolay bir iletişimsel
yapılanmadır.134
Haber, gerçekle bağlantılı ya da gerçeğin ta kendisi olduğu sanılmasından dolayı,
en etkili medya içeriğidir. Haberin amacı, gerçekleşen herhangi bir olayın kitlelere
aktarılmasıdır. O halde haber, “olay”dır. Olay ise çeşitli olguların, belirli bir yer ve
zaman içinde meydana gelmesi, geçmesi sürecidir. Olay ayrıca, ortaya çıkan, oluşan
durumdur. “Olay”ı geniş anlamda düşünmek gerekmektedir. Olay, bir eylemin yanı sıra
bir söylem de olabilir.135
Washington Üniversitesi Dekanlarından M. Lyle Spencer, 1935 yıllarında haber için
kalıcı bir tanım getirmiştir. Spencer’in yaklaşımı haberin akademik tanımını ortaya
çıkarmıştır: Haber, vaktinde verilen, toplumda çok sayıda kişileri ilgilendiren ve
etkileyen, bu kişilerin anlayabileceği herhangi bir olay, ya da kanaattir.136
Çeşitli bilim adamlarına göre haber;137
Wilbur Schramm’a göre : Haber, bir olay değildir; olduktan sonra algılanan bir
olgudur. Olayla özdeş değil, fakat olayın esas çerçevesi içinde tekrar kurulabilmesi
hedefidir.
John Hohenberg’e göre: Haber insanları ilgilendirecek zamanlı olan bir fikrin,
olayın ya da sorunun özetidir.
Walter Lipmann’a göre: Haber ile gerçek aynı değildir. Haberin işlevi bir olayı
iletmek, gerçeğin işlevi ise, saklı kalmış olguları gün ışığına çıkarmaktır. Birbirleri
arasındaki bağlantıyı kurarak, insanoğlunun iletişimine imkan tanımak için gerçeğin
resmini yapabilmektir.
Fishman’a göre: Haber, haber üzerinde çalışanların uyguladıkları yöntemlerin
sonucu olarak ortaya çıkar.
Gieber’e göre: Haber gazetecilerin yaptığıdır.
Cohen ve Young’a göre: Haber gazeteciler tarafından üretilendir.
Turner Catledge’ye göre: Haber, dün bilmediğimiz herşeydir.
134
A.g.e., s.177.
Atilla Girgin, Haber Yazma Teknikleri, “Haberci Adayın El Kitabı”, İnkılap Yayınları, İstanbul,
1998, s.13, Aktaran: Atilla Girgin, Yazılı Basında Haber ve Habercilik Etik’i, İnkılap Yayınları,
İstanbul, 2000, s.73.
136
A. Rıdvan Bülbül, a.g.e., s.95.
137
A.g.e., s.96.
135
83
İlk gazetecilik kitaplarından biri olan Tennesse Üniversitesi’nden Stanley Johnson
ve Julian Harris’in 1942’de hazırladıkları “The Complete Reporter”da yazarlar, zamanın
gezetecilik anlayışı ile haber tanımlamalarını şöyle sıralıyorlar:138
•
Haber, okuyucunun ilgileneceği olaydır.
•
Haber, gazete basıldığında okuyucuya yararlı olacağı düşünülen olaydır.
•
Haber, okuyucunun bilmek istediğidir.
•
Haber, insanların hakkında konuşacakları şeylerdir.
•
Haber, yakın zamanda olan, keşifler, görüşler ve okuyucuların etkilenecekleri ya
da ilgilenecekleri konulardır.
Görüldüğü üzere haber tanımlamaları, haberin bilgiden enformasyona dönüşüp
okuyucu üzerindeki etkileri dikkate alınarak yapılan tanımlamalar ve haberin üretim
sürecini dikkate alarak yapılan tanımlamalar olarak iki grup şeklinde yapılmıştır.
Haber Değeri
Haber üretim aşamasında, medya oraganizasyonunun yaratıcı grubunda yer alan,
genel yayın yönetmeninden stajyer muhabire kadar tüm eşik bekçilerinin önlerine gelen
enformasyondan hangisinin, haber üretim sistemine alınacağına karar vermelerine
yardımcı olan ölçütlere, haber değeri denir. 139
Haber değerini belirleyen kriteleri şöyle sıralayabiliriz:
1. Zamanlılık
2. Yakınlık
3. Önemlilik
4. Sonuç
5. İnsanın ilgisini çekme
138
Stanley Johnson, Julian Harris, The Complete Reporter, Mc Millian Company, 1942, s.19, Aktaran:
Nurdoğan Rigel, a.g.e., s.178.
139
Melvin DeFleur, Everette Dennis, Understanding Mass Communication, Houghton Mifflin
Company, Boston, 1991, s.384-386, Aktaran: Nurdoğan Rigel, a.g.e., s.202.
84
1.Zamanlılık
Günümüzde iletişim kanallarının gelişmiş olması sebebiyle haber çok hızlı
verilmekte ve önemini çok çabuk kaybetmektedir.
Amerikalı yazar Curtis McDougal, bu durumu şöyle ifade etmektedir: “ Son yarım
yüzyıldır basında çalışanlar arasında yaygın klişe, dünkü gazeteden daha ölmüş bir şey
yoktur şeklindedir.”140
Haberde zamanlılık değeri, haber konusunun ne zaman ortaya çıktığı sorusunun
yanıtını oluşturmaktadır. Haber yazma tekniğinde kullanılan 5N-1K kuralında, “Ne
zaman?” sorusuna verilecek yanıt haberin zamanlılık değerini vermektedir.
2. Yakınlık
Haberde yakınlık değeri, haber yazma tekniğinde kullanılan 5N-1K kuralındaki
“Nerede?” sorusu yakınlık ilkesini işaret eder.
Genel olarak insanlar yakın çevrelerindeki olayları merakla takip edeler. Hangi kitle
iletişim aracı olursa olsun, duydukları/okudukları haberlerin içeriğindeki tanıdık bildik
yerlere, adlara daha fazla ilgi duyarlar.
Kültürel, sınıfsal ve bölgesel olarak yakınlık, haber konusu ile tüketici arasında bir
bağın oluşmasına yardım eder. Yakınlığın haber değerinde önemli bir ölçüt olduğunu
anlatabilmek için haber profesyonelleri, “Gözdeki sinek, Çin’deki depremden
önemlidir” atasözünü sık sık kullanırlar.141
3. Önemlilik
Önemli olmayan olay ve bilgi haber değeri taşımamaktadır. “Nasıl ve neden?”
sorularının yanıtları haberin önemlilik değerini göstermektedir.
“Nasıl” ve “neden” sorularına yanıt bulma habere önemlilik değerini bir yandan
kazandırırken, diğer yandan günümüzde yaygın ölçüde kullanılan açıklayıcı ve
140
141
Oya Tokgöz, Temel Gazetecilik, İmge Kitabevi, 5 Baskı, Ankara, 2003, s.201.
Nurdoğan Rigel, a.g.e., s.203.
85
yorumlayıcı haber yazmanın temelini oluşturmaktadır. Neden, niçin, nasıl sorularını
kendine soran gazeteci, haberini yapmadan önce topladığı bilgiler üzerinde “önemlilik”
ilkesine varabilmektedir.142
4. Sonuç
Zamanlılık, yakınlılık ve önemlilik haberin temel öğeleri olmakla beraber, haberi
haber yapan asıl sonucudur. “Kim?” ve “Ne?” sorularının yanıtı bizi haberin sonucuna
ulaştırır. Sonuç öğesinin haberin, önemini, büyüklüğünü belirlediği gibi gazetecinin
haber üzerinde doğru ve yerinde karar vermesinde yardımcı olmaktadır.
5. İnsanın İlgisini Çekme
Haberin insanın ilgisini çekme öğesi, daha önce bahsettiğimiz zamanlılık, yakınlık,
önemlilik ve sonuç öğelerini tamamlamaktadır. Genel olarak haber, insanın ilgisini
çekme üzerine kuruludur. Herne kadar
insanların
meslek,
boş zamanlarını
değerlendirme ve diğer ilgileri yönünden birbirlerinden ayrılsalarda her haberde
insanların ilgisini çeken, kişiye göre değişen bir çekicilik bulunur. Bazı haberler diğer
haberlere oranla daha fazla ilgi çeker. Günümüzde insanların ilgisi, sempati, duygu, yaş,
uyumsuzluk, çelişki, olumsuzluk, çatışma, drama, alışılmadık çıkış, gerilim, heyecan,
romantizm, bilim, hayvan dünyası, macera gibi olaylarda yoğunlaşmaktadır.
Şimdiye kadar bir yönetim kavramı olarak değerlendirdiğimiz sinerjiyi yukarıda
anllattığımız habere değer katan unsurlar arasında da görebilmekteyiz. Haberi haber
olarak nitelendirmemizi sağlayan 5N+1K kuralı haber kavramı içerisindeki sinerjinin de
formülünü göstermektedir.
Yukarıda genel olarak ele aldığımız yazılı basın işletmelerinin üretim ana unsuru
olan haber kavramı, bir üretim aşaması sonucunda oluşmaktadır. Haber üretim aşaması
olarak adlandırılan bu çözümleme yani haber üretimi, başlıca altı aşamada
gerçekleştirilir:143
142
143
Oya Tokgöz, a.g.e., s.205.
Atilla Girgin, Haber Yazmak, Der Yayınları, İstanbul, 2002, s.47.
86
1. Seçim
2. Araştırma
3. Yeniden Seçim
4. Ayıklama
5. Biçimlendirme
6. Yayımlama
1. Seçim
Yazılı basın işletmelerinin haber üretim sürecinin ilk aşaması haber olarak
kullanacağı olayların seçilmesi işlemidir.
Günümüz gazeteciliğine, “Bilgi toplumundaki karmaşık gereksinimlerin yeterince
giderilemediği, önemli haberlerin göz ardı edildiği ya da atlandığı, basın bültenlerine
bağımlı kalındığı, gazetecilerin siyasetçiler, çıkar grupları ve bazı ‘akıl hocaları’
tarafından kolayca yönlendirildiği” gibi temel eleştiriler yöneltilmektedir. Ancak şu
bilinmelidir ki, bilgi miktarının her beş yılda bir ikiye katlandığı dünyada, bir uzmanın
hedef kitlesiyle iletişim kurması, çoğu bilgiyi anlaması bile zordur. Bu nedenle haber
seçimi, gazeteciliğin can damarıdır.144
Bir gazetecini ilk görevi bir çok olay içinden haber niteliği taşıyabilecek özelliklere
sahip unsurları seçmesidir. Gazeteci günde birçok kez seçim yapmak zorunda kalabilir.
Çünkü habere değer kazandıran, bir olayı diğer olaylardan ayıran, daha önce de
çalışmamızda belirttiğimiz öğelerin (yakınlık, zamanlılık vs.) yer almasıdır. Olaylar
arasındaki farklılığı yakalamak haber üreten kişinin becerisiyle alakalıdır. Çünkü, haber
değeri, haber kokusu olarak belirtilen haber seçimi habercilik mesleğinin başarısındaki
ana ölçütüdür.
Sonuç olarak, haber üretimi yapan gazeteci, okuyucu, dinleyici ve ya izleyicinin
haber ve bilgi alma ihitiyacını en etkin biçimde yerine getirebilmek için gün içerisinde
elde edeceği olaylar arasında birçok kez seçim yapmak zorundadır. Bu seçim
144
Philip Meyer, Bilimsel Gazetecilik, Anadolu Üniversitesi Eğitim, Sağlık ve Bilimsel Araştırma
Çalışmaları Vakfı Yayını, Eskişehir, 1998, s.2, Aktaran: Atilla Girgir, Haber Yazmak, a.g.e., s.47.
87
sonucunda, günün olayları, gazete, radyo, televizyon ve haber ajanslarının gündemini
oluşturacaktır.
2. Araştırma
Seçimini yaparak olayla karşı karşıya kalan gazeteci, araştırma yapmak, her
ayrıntıyı sorgulamak, bir dizi kararlar almak durumundadır. Habercinin devamlı sormak
durumunda olduğu bir soru vardır: “ Bu olay, okuyucuyu, dinleyiciyi, izleyciyi
ilgilendirir mi? Ya da onlar için önemli mi? Özellikle ilgilendiren, ya da önemli yanı
hangi yönüdür? Ne ölçüde?”.145
Gazeteci haber konusunda kararını verdikten sonra, ilginç ve önemli verileri
araştırmaya başlar. Veri ne kadar çok olursa haberin güvenirliliği de o ölçüde artar.
3.Yeniden Seçim
Olaylar hakkında elde edilen bilgiler bir değerlendirme sürecinden geçerek yeniden
bir seçim yapılır. Haberin oluşturulmasında kullanılacak giriş, haber akışı, kelimeler,
fiiller, ayrıntılar, haberi fiziksel boyutu yeniden seçim gerektirmektedir. Bu aşamada
gazeteci belli bir deneyim kazanmış olmalıdır. Çevresindeki uzman kişileri
gözlemlemeli, usta bir kişinin yardımını almalıdır. Diğer kitle iletişim araçlarını eleştirel
açıdan izlemeli, mümkün olduğunca çok haber yazarak pratik kazanmalıdır.
4. Ayıklama
Tüketicileri gereksiz bilgilerle sıkmamak
ve eksiksiz bilgilerle donatmak için
olayla ilgili sağlanan bilgileri değerlendirmeye tabi tutup ayıklama yapılmalıdır.
Ayıklama (veri azaltma) günümüz gazeteciliğinde, en az bilgi (veri) toplama kadar
önemsenmesi gereken bir aşamadır. İyi bir haber öyküsü, neyi içerdiği kadar, neyi
içermediğiyle de tanımlanmaktadır.146
145
Atilla Girgin, Haber Ajansları ve Ajans Haberciliği, Basılmamış Ders Notları, İ.Ü.B.Y.Y.O, 1991,
s.17, Aktaran: Atilla Girgin, Haber Yazmak, a.g.e., s.48.
146
Philip Meyer, a.g.e., s.10, Aktaran: Atilla Girgin, Haber Yazmak, a.g.e., s.49.
88
5. Biçimlendirme
Haberin biçimlendirilmesi, 5N+1K kuralına uygun olarak yalın bir dille, açık kesin
bir ifadeyle, tarafsız olarak yazılmasıdır. Veriler ışığında, metne içerik ve anlam
kazandırarak, haberi işlemektir.
Haber, her cümlede ayrı bir özne olacak şekilde, mümkün olduğunca telaffuzu zor
kelimeler kullanmadan, kısa paragraflar halinde yazılmalıdır. Bütün bu kurallardan uzak
olarak yazılan haber, hedef kitlenin habere ilgisini azaltmakta, haberden kaçırmaktadır.
6. Yayımlama
Haberin, yazımı ve denetimi tamamlandıktan sonra yapılacak iş, hızla yayımını
sağlamaktır. Doğru, ilginç ve önemli haberlerin, rakiplere oranla önce verilmesi, kitle
iletişim araçlarının saygınlığını, dolayısıyla etkinliğini arttıran en önemli öğedir. Çünkü
geciktirilmiş haber (yavaş haber), haber değildir. (Slow news, no news)147
Yukarıda anlattığımız haber üretim aşamalarının sonucunda haber, gazete
sayfasında yayınlanacak şeklini almaktadır. Haberin bu oluşum aşamasında da sinerjik
bir süreç görülmektedir. Her aşama bir sonraki aşamayı başlatmakta, içlerinden birinin
olmaması bu zinciri koparmaktadır. Birbirinden bağımsız hareket edemeyen bu sinerjik
süreç ile haber, haber özelliği kazanarak gazete sayfasında yerini alabilmektedir.
III.3. YAZILI BASIN İŞLETMELERİNDE HABER ÜRETİM
SÜRECİNDE SİNERJİK YÖNETİM
Yazılı basın işletmeleri bilgi ve haber üreten bir hizmet sektörüdür. En temel amacı,
okuyucuyu bilgilendirmek, eğitmek ve eğlendirmektir. Dolayısıyla yazılı basın
işletmeleri kitle üretimi yaparak kamusal görevini yerine getiren işletmelerdir.
Çağımızda haber ve bilginin, rekabetin hızla büyüdüğü ve pay almanın oldukça
147
Ignocio Ramonet, Medyanın Zorbalığı, Çev. Aykut Derman, Om İletişim, İstanbul, 2000, s.39,
Aktaran: Atilla Girgin, Haber Yazmak, a.g.e., s.52.
89
zorlaştığı pazarda, gazetecinin görevi de karmaşıklaşmıştır. Gazeteci bilgiye ulaşmakla
kalmaz, onu çözümler ve en kolay anlaşılacak şekilde okuyucuya sunar. Bu süreç, bir
işletme içinde ve belli yönetim kuralları çerçevesinde gerçekleşir. Gazetecinin çalıştığı
kurum da bir işletmedir.
İşletme, “pazarın, taleplerini karşılamak veya artırmak amacıyla mal veya hizmet
üreten veya pazarlayan ve kar amacı güden ekonomik bir birimdir.”148 Tanımdan da
anlaşılacağı gibi her işletmenin amacı verilen hizmet veya malın karşılığında belli bir
kar elde ederek varlığını sürdürebilmektedir. Yazılı basın işletmeleri için de aynı amaç
söz konusudur.
Her işletmenin üretim sürecini gerçekleştireceği bir organizasyon yapısına ihtiyacı
vardır.Yazılı basın işletmelerindeki organizasyon, haberin bulunması, işlenmesi ve
dağıtım kanallarına alınması sürecini yaşatmaktadır.
Organizasyon terimi iki değişik anlamda kullanılabilir. Birincisi bir yapı, iskelet,
önceden planlanmış ilişkiler topluluğu anlamına gelen organizasyondur. İkinci anlamda
ise organizasyon, bu yapının oluşturulması sürecini, bir dizi faaliyeti organize etme
çabalarını ifade eder. Bir organizasyonun varlık nedeni, belirli amaçların ancak birden
fazla kişi ile ve bir grup olarak gerçekleştirilmesidir. Dolayısıyla organizasyon yapısı,
bu grubun faaliyetlerini koordine eden, birbiri ile uyumlu hale getiren mekanizmadır.
Organizasyon bir araçtır. Yönetici, diğer yönetim araçlarını nasıl kullanıyorsa, bu
koordinasyon sağlayıcı aracı da öyle kullanabilecektir. Yalnız bu aracın en önemli
özelliği insan unsuru ile ilgili olmasıdır. 149
Bu tanımdan da anlaşıldığı gibi organizasyonun işlevini bir grup halinde ve bu
grubu koordine eden bir yönetici ile yerine getirmek olduğu düşünülürse sinerjik
yönetimin ana unsurları olan ekip çalışması ve liderlik organizasyon sürecinin en
önemli öğelerini oluşturacaktır.
Bilgi ve hizmet sektöründeki “organizasyonlar oluşturulurken, öğrenilen ilk gerçek,
sermayenin bilgi ve hizmet işlerinde emeğin yerine ikame edilemeyeceğidir. Bu tür
işlerde yeni teknoloji varlığı da kendiliğinden yüksek verimlilik yaratamaz. Birşeyin
üretilmesi veya nakledilmesi işlerinde, ekonomistlerin ifadesiyle, sermaye ve teknoloji,
148
Semra Atılgan,a.g.e., s.17.
Tamer Koçel, İşletme Yöneticiliği, Beta Yayınları, İstanbul, 1993, s. 15-16, Aktaran: Nurdoğan Rigel,
a.g.e., s.5.
149
90
üretim faktörleridir. Bilgi ve hizmet sektöründe ise bunlar üretim araçlarıdır. Bunların
verimliliğe fayda mı, yoksa zarar mı verdiği, insanların bunları kullanma becerisine
bağlıdır.150
Bu ifadeye göre yazılı basın işletmelerindeki hizmet kalitesi çalışanların
verimliliğine bağlıdır. Dolayısıyla bu işletmelerde teknolojiye yatırımın önünde insana
yatırım gerekmektedir ki; bu sinerjik yönetimin çalışana verdiği değerle doğru
orantılıdır.
Yazılı Basın İşletmerinde Haber Organizasyonu ve Sinerjik Yönetim
Yazılı basın işletmelerinde haber oragnizasyonunu oluşturan yapıyı ve bu yapıdaki
görev alanlarını ele almak, çalışmanın asıl konusu olan haber üretim sürecinde sinerjik
yönetimi anlamak adına faydalı olacaktır.
Yazılı basın işletmelerinde haber organizasyonunu oluşturan gazeteciler yaratıcı
özelliklerinden dolayı eski sistem emir-komuta yöntemiyle yönetilmeye eğilimli
değillerdir. Bu organizasyonunun tepesindeki yönetici Genel Yayın Yönetmenidir.
Genel Yayın Yönetmeni
Genel yayın yönetmeni, gazete organizasyonunun başkanıdır. Gazetenin yayın
kimliğine (Fikir Gazeteciliği ve Kitle Gazeteciliği) uygun yönetimi belirler. Yayın
kimliğine göre gazetecilik türünü uygulamaya ve sayfalara yansıtmaya çalışır. Haberin
gazete sayfasında kullanımının, fotoğraf seçiminin yayın kimliğine uygun olmasını
sağlar. İmtiyaz sahibinin ya da yönetim kurulunun kararlarını organizasyona aktarır.
Genel yayın yönetmeninin sinerjik yönetimin bir unsuru olan liderlik özellikleri
kriterleri içinde görevlerini şu şekilde sıralayabiliriz:151
•
Gazetenin yayın kimliğini uygulamaya koyar
•
Gazete sahibi ile çalışanlar arasındaki iletişimi sağlar
150
Peter Drucker, Gelecek İçin Yönetim, İş Bankası Yayınları, Ankara, 1993, s. 110, Aktaran: Nurdoğan
Rigel, a.g.e., s.5.
151
A. Rıdvan Bülbül, a.g.e., s.57-58.
91
•
Yayın kimliğine uygun olarak birlikte çalışacağı kişileri seçer ve çalışmalarını
denetler, her sabah ve öğleden sonra yapılan “gündem ve haber değerlendirme
toplantıları”na başkanlık eder.
•
Gazete kimliğine uygun olarak yayın politikasını belirler
•
Sayfaların hazırlanışı sırasında ve basımda denetim işlerini yerine getirir.
•
Haberler için yapılacak masrafların da karar vericisidir. Özellikle yurt dışında
izlenecek haberlere büyük paralar harcanmak zorundadır. Bu nedenle, bu
konuda son söz, genel yayın yönetmeninindir
•
Belirli günlerde, (hafta sonu, bayram gibi) ya da beklenmedik felaketler, doğal
afetler, büyük can ve mal kaybı olan kazalar ile savaş durumunda gazete baskı
sayısında değişime karar verir
Görüldüğü üzere genel yayın yönetmenine, sinerjik yönetimin ana öğelerinden biri
olan liderlik özelliğini, yönettiği gazetede, her servisin çalışma şeklini, servisler arası
iletişimi, çalışanların karar sürecine katılımına olanak sağlayacak toplantıları, haber
oluşumunun her aşamasına olan hakimiyeti, bilgisi, kriz ortamlarındaki soğukkanlılığı
ve etkin kararları ile ortaya koyan kişi gözüyle bakılmaktadır.
Yazı İşleri Müdürü
Yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeninin tüm görevlerini üstlenebilecek
yönetici konumundadır. Genel yayın yönetmeninin yardımcısı gibi çalışır ve ona karşı
sorumludur. Haberleri sayfa sekretelerine dağıtır. Birinci sayfadaki haberlerin
başlıklarına karar verir ve puntolamalarını gerçekleştirir. Gazetedeki bütün yazıların
yayın kimliğine uyumlu bir şekilde yer almasını sağlar ve denetler. Genel yayın
yönetmenini, günlük akışla ilgili bilgilendirir.152
Yazı işleri ekibi, yazı işleri müdürüne bağlı olarak iç sayfaların düzenlenmesinde ve
mizanpajda çalışan “sayfa sekreteryası” bazende “teknik sekreter” olarak sınıflandırılan
“yazı işleri ekibi” çalışır. Bu ekip içinde birinci sayfanın yapımıyla ilgili olan ve
gerektiğinde yazı işleri müdür yardımcısı gibi çalışan “teknik sekreter” meslekte en
kıdemlidir. Yazı işleri ekibinde her bir sayfanın ayrı ayrı sorumlusu vardır. Bu teknik
152
A.g.e., s.58.
92
sekreterler, haber merkezi ile bağlantı kurarak “günden toplantısı”na girmiş ve gazetede
yer alması kesinleşmiş haber ve fotoğrafların takibini yaparlar. 153
Haber Müdürü
Haber müdürü, tüm haber servislerinden gelen haber akışını takip ederek,
servislerle, yazı işleri kadrosu arasında koordinasyonu sağlayan kişidir. Tüm haber
servisleri ile haber merkezi, haber müdürüne bağlı olarak çalışır. Haber müdürü ise, yazı
işleri müdürüne karşı sorumludur. Haber müdürü aynı zamanda medya organizasyonuna
akan haberin toplandığı “haber havuzu”nun da başında yer alır.154
Haber müdürünün yönetiminde bulunan bu bölüm haber merkezi, triyaj, redaksiyon
birimleri yer alır.
Haber Merkezi
Haber merkezi, haber servislerinden, Ankara ve İzmir bürolarından, ayrıca abone
olunan yerli haber ajanslarından gelen haberlerin toplandığı yerdir. Ayrıca haber
merkezi, bünyesinde toplanan haberleri, sabah yapılan gündem toplantısı doğrultusunda
yönlendirir. Haber merkezine bağlı birimleri de aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
1. İstihbarat servisi: Yazılı basın işletmelerinin en büyük servisi ve dolayısıyla en
geniş muhabir kadrosudur. Yöneticisi istihbarat şefidir. Gazetenin kurulu olduğu
ilde olup biten bütün olayların takibinden sorumlu oldukları için çok büyük bir
haber alma ağına sahiptir.
2. İstihbarat servisi muhabirleri ve haber kaynakları: Temel uzmanlık alanına göre
haber toplama işlevini gerçekleştirirler.
3. Polis Muhabirleri: Emniyet müdürlüğü ve bağlı şubeler, karakollar, itfaiye
müdürlüğü, gazeteye gelen telefon ihbarları haber kaynaklarını oluşturur.
4. Adliye Muhabirleri: Yargıya sevk etmiş davaları takip ederler. Adliye
muhabirlerinin iyi bir hukuk bilgisine sahip olması gerekmektedir.
153
154
Nurdoğan Rigel, a.g.e., s.36-37.
A.g.e., s.40.
93
5. Vilayet ve Belediye Muhabirleri: Şehirle ilgili hertürlü gelişimi, değişimi ve
yönetim sorunlarını takip ederler. Bu birimlerdeki basın ve halkla ilişkiler
büroları gazetecilere yardımcı olurlar.
6. Sağlık Muhabirleri: Şehirdeki sağlık merkezlerini takip ederek sağlıkla ilgili
haberler yaparlar.
7. Eğitim Muhabirleri: Milli Eğitim Bakanlığı, İl Milli Eğitim Müdürlükleri,
ilköğretim okul müdürlükleri, veliler, öğrenciler, üniversite rektörleri, fakülte
dekanları vs haber kaynaklarını oluşturur.
8. Havaalanı Muhabirleri: Havaalanları önemli kişilerin gidip geldikleri bir yer
olduğu için startejik bölgelerdir. Havalanında yapılan basın toplantılarını, devlet
protokolündekilerin VIP salonundaki geliş gidişlerini takip ederler.
Triyaj
Triyaj, abone olunan yerli haber ajanslarından gelen haberlerin konularına göre
sınıflandırılarak (istihbarat, ekonomi, dış haber, sanat ve yurt haberleri) ilgili servislere
gönderilmesidir.
Redaksiyon
Redaksiyon ise yeniden yazım demektir. Haber müdürüne bağlı olarak çalışan
redaksiyon birimi gündem toplantısında sayfaları belirlenmiş haberleri sayfa planındaki
hacimlerine göre yeniden yazarlar.
Ekonomi Servis Şefi
Ekonomi haberlerinin toplanıp değerlendirildiği bu bölüm ekonomi servis şefi
tarafından yönetilir. Ekonomi servis şefi:
•
Gündem toplantısında, elindeki özel ve rutin haberlerin konularını genel yayın
yönetmeni ile yazı işleri müdürüne sunmaktadır.
94
•
Muhabirlerini uzmanlık alanlarına göre rutin haberlere ya da özel haberlere
yönlendirmekte ve bu yönlendirmede gündem toplantısında kendisinden istenen
haberleri ön plana çıkarmaktadır.
•
Yerli ve yabancı haber ajanslarından gelen ekonomi ile ilgili haberlerin triyajını,
haber ekonomi sayfasında kullanılacak ise de redaksiyonunu yapmaktadır.
•
Eğer birinci sayfa için gündem toplantısında seçilen haber varsa, bu haberin
hazırlanmasına ve birinci sayfa için haber merkezine teslimine öncelik
vermektedir.
•
Servis gündemindeki haberleri ekonomi sayfaları için düzenleyerek, elindeki
haberlerin sayfalara göre seçimini yapmaktadır. Her sayfanın manşet haberini,
“line” haberler denilen, bir sütun halinde olan ve bir paragraflık olarak yazılmış
kısa haberleri ve fotoğrafları belirlemektedir. Ekonomi sayfaları için çalışan
sayfa sekreteri ile sayfalarının mizanpajını (sayfa çizimini) kararlaştırmaktadır.
Dış Haberler Servisi
Medya organizasyonlarında, ülke dışındaki gelişmeleri, yayın politikasına, ülkenin
de dış politikasına uygun olarak izleyen, gelen bilgilerin seçimini ve haber olarak
hazırlanmasını bu kriterlere göre belirleyen bölümlere “dış haberler servisi” adı
verilir.155 Yurt dışında görevli muhabirleri, abone olunan uluslar arası haber ajansları,
bölgesel haber ajansları, yabancı gazete ve dergilerden gelen haberler dış haberler
servisinin haber havuzunu oluşturmaktadır. Dış haberler servisi, dış büroları,
muhabirleri, merkezde çalışan şefi, yardımcıları, redaktör muhabirleri ile geniş bir
kadroya sahiptir. Dış haberler servisi şefi:
•
Gündem toplantısı için servise bağlı dış büroların muhabirleriyle telefonda
görüşerek, izledikleri ya da izleyecekleri haberlerin konu ve kapsamını
öğrenerek dış büro muhabirlerine günlük haberlerle ilgili talimatlar vermektedir.
•
Yabancı haber ajanslarından gelen haberleri gözden geçirerek, yabancı dergi,
gazete ve ajanslardan toplantıya sunacağı haberleri ayırmaktadır.
155
A.g.e., s.67.
95
•
Gündem toplantısına servisinin sunacağı haber mönüsünü hazırlayarak,
haberlerle ilgili fotoğraf ve diaları da gündem toplantısında tanıtımı yapılacak
şekilde hazırlattırmaktadır.
•
Hazırlanan haber, fotoğraf ve diaları gündem toplantısında diğer servis şefleriyle
birlikte, genel yayın yönetmenine tanıtmakta, birinci sayfada kullanılacak dış
haberlere ait malzemeleri belirlemektedir.
•
Gündem
toplantısından
sonra
dış
haberler
servisine
ait
sayfaların
hazırlanmasına geçilmekte, sayfalar bir sayfa sekreterinin yardımıyla birlikte
servis şefi tarafından hazırlanmaktadır. Sayfaları dizgi ve montaj aşamalarında
takip etmektedir.
•
Serviste görev dağılımı yaparak, servis çalışanlarının belirli coğrafi bölgelerde
ve belirli konularda uzmanlaşmasını sağlamaktadır.
Kültür ve Sanat Servisi
Kültür sanat servisi, edebiyat, sinema, tiyatro, müzik, plastik sanatlar, karikatür,
fotoğraf gibi sanatın tüm dallarını kapsayan güncel haberler hazırlarlar. Servis, bir
servis şefi ile haber kaynaklarına göre uzmanlaşmış muhabirlerden oluşur. Kültür sanat
şefi;
•
Sabah gündem toplantılarına girerek, servisinin elindeki haber malzemesini
genel yayın yönetmeni ve yazı işleri müdürüne sunmaktadır.
•
Malzemesi hazır olan haberlerle izlenecek haberleri belirleyerek gündem
toplantısında ayrıntılarını anlatmaktadır.
•
Servisinde kendisine bağlı olarak çalışan muhabirleri rutin ve özel haberlerle
yönlendirerek, belli uzmanlık alanlarında yetiştirilmelerini sağlamaktadır.
•
Rutin ve özel haber konularını belirleyerek, günlük haber akışı içinde gerekli
gördüğü rutin haberlere muhabir ve foto muhabir göndermektedir. Servis
içindeki haber akışını denetimi altında tutmaktadır.
•
Kendi servisine ayrılan alan için gerekli haberleri düzenleyerek, başlık ve
resimaltlarını yazmakta ya da yazımını denetlemektedir.
96
•
Gazetede kendi servisine ayrılan sayfa ya da sayfaların mizanpajdan sonraki son
kontrolünü yapmaktadır.
Yurt Haberler Servisi
Yurt haberleri servisi de dış haberler servisi gibi çok geniş bir haber örgütlenmesine
sahiptir. Tüm yurt çapında , bölge ve bağlı bürolarla çalışmak zorundadırlar. Haber
ağını genişliği beraberinde yeni bir yapılanmayı gerektirmiştir. Bu da kendi
bünyelerinde kurdukları haber ajanslarıdır. Haber ajansları, ulusal düzeyde olup, haber
ağının ve haberi yaratmanın masraflarını, haberi başka organizasyonlara da satarak
azaltmak amacını taşımaktadırlar.
Görüldüğü üzere haber üretim sürecini oluşturan haber organizasyonu, genel yayın
yönetmeni, yazı işleri müdürü, haber müdürü, haber merkezi, ekonomi servisi, dış
haberler servisi, kültür sanat servisi, yurt haberleri servisi ile tam bir işbirliği ile gazete
içeriğini hazırlamaktadırlar.
Haber organizasyonunda bir haber günü, sabah yapılan gündem toplantısıyla
başlamaktadır. Saat 10.00-11.00 arasında yapılmakta olan bu toplantıya genel yayın
yönetmeni başkanlık etmektedir. Genel yayın müdürünün olmadığı durumlarda yazı
işleri müdürü ya da üst düzey yöneticilerden biri başkanlığında gerçekleştirilmektedir.
Gündem toplantısında o gün tüketime verilen gazete masaya yatırılmakta, atlatılan ya da
atlanan haberler irdelenmekte, hatalar, başarılar, paylaşılmaktadır. Daha sonra gündem
belirlenerek gün içindeki gelişmelerin nasıl değerlendirileceği, haberlerin kimler
tarafından izleneceği kararlaştırılmaktadır. Gündem toplantısının ikincisi öğleden sonra
saat 15.00-16.00 arası yapılmaktadır. Günün ikinci toplantısında eldeki haberlerin
değerlendirilmesi yapılmakta, hangi sayfada kaç sütun üzerinde yer alacağı veya süresi
tartışılmakta, atılacak başlıklar belirlenmektedir. Bu toplantıda ayrıca bir gün sonrasının
gündemi
de
ana
hatlarıyla
belirlenmektedir.
Gündem
toplantılarına
haber
organizasyonundaki tüm birimlerin şefleri katılmaktadır.
Gündem toplantıları gibi bir ortak bir amaç etrafında gerçekleştirilen bu paylaşım,
yazılı basın işletmelerinde sinerjik bir etkiye örnek gösterilebilir. Bu gibi bir sinerjik
97
etkinin, yazılı basın işletmelerinde sağlıklı işleyebilmesi için öncelikle bir paylaşıma
konu olan ya da farklı bir anlatımla paylaşılan ortak bir vizyonun varlığı şarttır. Bu
vizyonun yaşama geçirilebilmesi için ise çalışanların beraber çalışma isteğinin olması
yani ekip çalışmasını benimsemeleri gerekmektedir. Şayet bütün bunlar dikkate alınırsa,
yazılı basın işletmeleri ortak bir amaç belirleme şansını yakalayabileceklerdir. Burada
en önemli ve unutulmaması gereken nokta, çalışanların hiçbir suretle ihmale
uğramamasıdır. Çalışana değer veren, onu çalışmaya yönlendirmeyi becerebilen ve
başarıyı asla görmezlikten gelmeyen bir yönetimin var olma zaferine ulaşacağı son
derece açıktır. Tüm bu ilkelerin yerini bulabilmesi için ise etkin bir liderin varlığı
oldukça önemlidir. Yazılı basın işletmelerinde bütün bu özelliklerin uygulanabilirliğini
sağlamak için, insana saygının olduğu bunun için de yukarıdan aşağı değil aşağıdan
yukarıya tüm çalışanların katıldığı bir yönetim sisteminin varlığı gerekmektedir.
Sonuç olarak; sinerji kelime anlamıyla bütünün, onu oluşturan parçalardan daha
büyük anlamlar ifade ettiğini anlatan bir olgudur. Yazılı basın işletmelerinde haberi ya
da köşe yazısını düşündüğümüzde ve analiz ettiğimizde haberi oluşturan olguların
şüphesiz önemli olduğunu, ancak onların bir araya gelmesi suretiyle oluşan haberin, o
olgulardan daha değerli olduğunu görürüz ya da bir köşe yazısını oluşturan fikirlerin,
değerlerin önemli olduğunu ancak onların bütünleştirilmesi suretiyle oluşumu
gerçekleştirilen köşe yazısının, onu oluşturan parçalardan daha fazla kıymete değer
olduğunu, daha büyük anlamlar taşıdığını, daha fazla çıkarsamalara veri teşkil
edebileceğini gözlemleriz. Bütün bunların dışında, gazeteye bütüncül bazda ya da geniş
perspektiften bakabilirsek; tek başına haberin, köşe yazısının, örnekleri çoğaltmak
istersek; kültür sanat sayfasının ya da spor sayfasının gazeteyi gazete yapmaya
yetmediğini, ama bütünleştirildiği zaman bunun başarılabildiğini tespit ederiz. İşte bu
sinerjiden başka bir şey değildir.156
Tüm bu anlatılanlar ışığında haber organizasyonunun yapılanma şekli ve görev
dağılımları sinerjik yönetim çerçevesinde değerlendirildiğinde aslında yeni bir yönetim
tekniği olmasına rağmen yazılı basın işletmeleri açısından pek de yeni olduğu
söylenemez. Çünkü, bir amacı gerçekleştirmek için birçok yapının işbirliği yapması
olarak tanımlayabileceğimiz sinerji, tüm basın organizasyonunun haber üretim ağına
156
Pelin Dündar, Yazılı Basın İşletmelerinde Kalite, Nobel Yayın dağıtım, İzmir, 2006, s.106-107.
98
yönelik yapılanması için zorunlu bir süreçtir. Bu nedenle, haber üretiminin sinerjik
yapılanma biçiminde bir organizasyon gerektirdiğini söyleyebiliriz. Haber üretiminde
de sinerjik yapılanma bir çok organizasyonun işbirliği yapması olarak tanımlanabilir.
Bu işbirliği çerçevesinde ortak bir paylaşımın gerçekleştiği ve bu paylaşım sonucunda
ortaya çıkacakların gazete sayfalarında yer alması şüphesiz yazılı basın işletmelerinde
sinerjik yönetimin en güzel örneğini teşkil etmektedir.
99
SONUÇ
Değişimin hızla yaşandığı günümüzde, tüm dünyada ekonomiden siyasete,
bilimden sanata, sosyal ve kültürel değerlerde önemli oluşumlar yaşanmakta, yenilenme
ve gelişme olgusu süreklilik göstermektedir. Bu gelişme ve yenilenme ile yaşanan
değişim süreci yönetim anlayışında da değişimi beraberinde getirmiştir. Yeni yönetim
anlayışının kalite, strateji, insan, bilgi ve sinerji gibi beş temel boyut üzerine inşa
edildiğini söylemek mümkündür.
Kalite konusundaki değişim, ABD ve Japonya’daki gelişmeler sonucunda toplam
kalite yönetimi kavramını ortaya çıkarmıştır. Toplam kalite yönetimi çalışanların,
yöneticilerin, üretim faaliyetlerinin, bu faaliyetler sonucunda ortaya çıkan mal ve
hizmetlerin kalitesinin sürekli olarak arttırılmasını sağlayarak müşteri memnuniyetini
gerçekleştirmektir.
Yeni yönetim anlayışının diğer bir oluşumu stratejik yönetimdir. İçinde
bulunduğumuz zamanda giderek artan rekabet ve bunun getirdiği fırsatlar ve riskleri
öngörebilmek ve doğru stratejileri belirleyebilmek için stratejik yönetim anlayışının tüm
organizasyonda uygulanması bir zorunluluk oluşturmaktadır. Bu bağlamda stratejik
yönetim, yoğun rekabetle karşı karşıya bulunan işletmelerin rakipleri ile yarışabilmeleri
için ne yapmaları, ne tür stratejiler izlemeleri gerektiğini belirleyen bir yönetim
tekniğidir.
Son yıllarda insan ve bilgi yeni yönetim anlayışının iki önemli boyutunu
oluşturmaktadır. İnsan kaynakları ve bilgi yönetimi alanında insan ve bilginin en iyi
şekilde nasıl yönetilebileceği araştırılmaktadır.
İnsan kaynakları yönetimi, işletmelerin karlılık, verimlilik, kalite odaklı üretim
yapabilmesi için çalışanlarının en etkin ve verimli bir şekilde kullanılmasını
amaçlamaktadır. Bu bağlamda insan kaynaklarının planlanması, geliştirilmesi, eğitimi,
motivasyonu, performans değerlendirmesi, yönetime katılıması gibi konularda planlama
ve uygulama yapmaktadır.
Bilgi odaklı yönetim olararak da adlandırabileceğimiz yeni yönetim felsefesi,
dünyadaki başlıca yeni temel teknolojilerin işletmelerde kullanılmasını öngömektedir.
100
Bu temel teknoloji kavramı, bilgi teknolojisi, elektronik bilgi işlem sistemleri
(bilgisayar), ve iletişim (telekominikasyon) teknolojilerini kapsamaktadır.
Kalite, strateji, insan ve bilgiden sonra yeni yönetim anlayışının beşinci boyutu ve
en önemli kavramlarından birisi sinerjidir. Sinerji, parçaların birleşiminin tek tek
toplamından daha fazla olması anlamına gelmektedir. Yani 1+1+1= 4 gibi. Sinerjik
yönetim ise, işletmedeki tüm kaynakların ortak bir amaca yöneltilmesini yani lider,
insan, sistem ve donanım kaynaklarının bir arada bütünleştirilmesini ifade etmektedir.
Sinerjik yönetimin rasyonel esaslara dayanarak işlerlik kazanması, işletmenin rekabet
gücünü
etkin kılmakla
kalmayıp,
çalışanların
işe
yönelik
motivasyonlarının
kuvvetlendirilmesine de neden olmaktadır. Çünkü sinerjik yönetim, katılımcılık ve yetki
devrini işletmelerin yaşamına sokmaktadır. Bu da liderlik olgusunun otorite
kavramından çıkıp farklı boyuta kavuşmasına olanak sağlamaktadır.
Bu çalışmada incelediğimiz yazılı basın işletmelerinde sinerjik yönetim felsefesini
organizasyonda uygulamak ve kurumsallaştırmak için en başta katılım kültürüne
gönülden inanmış bir lidere ihtiyaç vardır. Fikir çalışanlarını ortak bir amaçta
buluşturma oldukça zor bir süreç gerektirir. Yazılı basın işletmelerinde liderlik vasfını
üstlenen genel yayın yönetmeni, çalışanlara güven duyma, iletişim, risk ve ödül
paylaşımı konularında istekli ve samimi olmalıdır. Özetle, yazılı basın işletmelerinde
sinerjik yönetim, bu saydığımız özelliklere sahip bir kişinin çabaları ile başlayabilir ve
işletme kurumsallaştırılabilir.
Haber ve bilgi üretimi gibi önemli bir kamusal görev üstlenmiş olan yazılı basın
işletmeleri, bu önemli görevi başarılı bir şekilde gerçekleştirebilmeleri için tüm
çalışanları ile bir paylaşım kültürü oluşturmalıdır. Bu paylaşım vizyon paylaşımı, bilgi
paylaşımı, yetki ve sorumluluk paylaşımı, iş paylaşımı ve kazanç paylaşımını kapsayan
kurum kültürünü oluşturmalarıyla mümkün olabilecektir.
Genel yayın yönetmeni liderliğinde, yazı işleri servisi, haber servisi, ekonomi
servisi, dış haberler servisi, kültür ve sanat sevisi, yurt haberleri servisinin tüm
çalışanları ve yöneticilerinin ortak paylaşımı gazete sayfalarına yansıyacaktır. İş
paylaşımı, işletmede ekip çalışmasına ya da grup çalışmalarına en geniş ölçüde katılım
demektir. Sinerjik yönetimin katılımcı ve paylaşımcı yönü, yazılı basın işletmelerine
sağladığı faydalar oldukça çoktur. Böyle bir oragnizasyonda çalışanlar, daha fazla
101
çalışırlar, insiyatif kullanırlar, sorumluluk üstlenirler, işletmeye olan bağlılıkları artar,
kendilerine, yöneticilerine ve ekip arkadaşlarına daha fazla güvenirler ve en önemlisi de
daha yaratıcı ve yenilikçi olurlar.
Yazılı basın işletmelerinde sinerjik yönetim felsefesinin amacı, yönetilmesi oldukça
zor olan fikir çalışanlarının daha fazla katılımcı yapılması ve yukarıda saydığımız
faydaları sağlamasıdır. Ancak, sinerjik yönetim sadece işletme çalışanlarının katılımını
sağlamak olarak anlaşılmamalıdır. İşletmeler çalışanlarının dışında da sinerji
oluşturmaktadırlar.
Yazılı basın işletmeleri, ürün çeşitlendirmesi yaparak pazardan daha fazla pay
almaya çalışmaktadırlar. Çeşitli konularda dergi ve farklı isimlerde gazete çıkararak
pazar sinerjisi oluştururlar. Bu sayede aynı kadro ve aynı fabrikayla üretim yaptıkları
için de maliyet sinerjisi sağlarlar. Zamanla yarışan işletmeler oldukları için en son ve en
hızlı teknolojiyi kullanarak teknolojik sinerjiden faydalanırlar. Yazılı basın işletmeleri
faaliyetlerini yürtebilmek için çeşitli kurumlarla da işbirliği yaparlar. Ajanslar, dağıtım
kanalları, tedrikçiler ve rakipler olarak sırlayabileceğimiz bu kurumlarla yaptığı
işbirliği, işbirliği sinerjisini oluşturmaktadır.
Tüm bu elde edilen sonuçların temeline bakıldığında yazılı basın işletmeleri haber
ve bilgi üretimi yapan işletmeler olduğu için, karşılaşılan en önemli unsuru haber ve
bilgiyi tüketen okuyucu oluşturmaktadır. Buna bağlı olarak yazılı basın işletmeleri
hangi süreç ya da unsur dikkate alınırsa alınsın amaç, okuyucu tatmini sağlamaktır. Bu
tatmin kriterlerini oluşturan haber ve bilgi üretimi, işletme içi ve işletme dışı sinerjizmin
kurulması ile en hızlı, en kaliteli üretimin sağlanması ile mümkün olmaktadır.
Sonuç olarak, yazılı basın işletmelerinde organizasyonel performansta gerçekten bir
atılım elde edilmek isteniyorsa, sinerjik yönetim felsefesinin bir unsuru olan toplam
katılım kültürünün organizayonda oluşturulması için daha fazla çaba sarf edilmesi
gerekmektedir. Bütün bu vurgulanan gerçekler temel alındığında da bilginin süratle
büyüdüğü, rekabetin her geçen gün daha arttığı bir çağda sinerjizm gerçekten fark
yaratmak için çok önemli bir araç olarak düşünülmelidir.
102
KAYNAKÇA
A-KİTAPLAR
Alemdar Korkmaz, Medya Gücü ve Demokratik Kurumlar, Afa Yayıncılık, İstanbul,
1999
Akat İlter, Budak Gönül, Budak Gülay, İşletme Yönetimi, Beta Basım Yayım Dağıtım,
İstanbul, 1994
Akat Ömer, İşletme Politikası ve Stratejik Pazarlama, Ekin Kitabevi, Bursa, 1998
Akçalı Selda, Türkiye’de Araştırmacı Gazetecilik, Gazeteciler Cemiyeti Yayınları,
İzmir, 2002
Akgeyik Tekin, Stratejik Üretim Yönetimi, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 1998
Akın Özcan, Toplam Kalite Yönetimi ve İnsan, Ezgi Kitabevi, Bursa, 2001
Aktan Çoşkun Can, Değişim Çağında Yönetim, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2003
Aktan Çoşkun Can, Değişim ve Yeni Global Yönetim, Mess Yayınları, İstanbul, 1997
Aktan Çoşkun Can, 2000’li Yıllarda Yeni Yönetim Teknikleri: Sinerjik Yönetim,
Tugiad Yayını, İstanbul, 1999
Aldemir Ceyhan, Örgütler ve Yönetimi, Bilgehan Basımevi, İzmir, 1985
Atılgan Semra, Basın İşletmeciliği, Der Yayınları, İstanbul, 1998
Aytemiz Seymen Oya, İşletmelerde Yeniden Yapılanma, Beta Basım, İstanbul, 2000
103
Bennis Warren, Bir Lider Olabilmek, Çev: Utku Teksöz, Sistem Yayıncılık, İstanbul,
1999
Budak Gönül, Yenilikçi Yönetim Yaratıcı Birey, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 1998
Bülbül A. Rıdvan, Genel Gazetecilik Bilgileri, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 1999
Canman Doğan, Çağdaş Personel Yönetimi, TODAİE Yayını, Ankara, 1995
Charon Jean Marine, Medya Dünyası, Çev: Oya Tatlıpınar, İletişim Yayınları, İstanbul,
1992
Cüceloğlu Doğan, İletişim Donanımları: Keşkesiz Bir Yaşam İçin, Remzi Kitabevi,
10. Basım, İstanbul, 2002
Cüceloğlu Doğan, Yeniden İnsan İnsana, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1996
Çaplı Bülent, Medya ve Etik, İmge Kitabevi, Ankara, 2002
Demir M. Hulusi, Gümüşoğlu Şevkinaz, Üretim Yönetimi – İşlemler Yönetimi, Beta
Basım, İstanbul, 2003
Demirbulak Selçuk Ş., Basın Ekonomisi ve İşletmeciliği, İ.Ü. İletişim Bilimleri, Basın
Ekonomisi ve İşletmeciliği A.B.D., İstanbul, 1995
Demirkent Nezih, Medya Medya, Dünya yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 1995
Dinçer Ömer, Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, Beta Basım Yayım Dağıtım,
İstanbul, 1998
104
Dökmen Üstün, İletişim Çatışmaları ve Empati, Sistem Yayıncılık, 31. Baskı,
İstanbul, 2005
Dökmen Üstün, Küçük Şeyler, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2005
Dündar Pelin, Yazılı Basın İşletmelerinde Kalite, Nobel Yayın Dağıtım, İzmir, 2006
Düren A. Zeynep, 2000’li Yıllarda Yönetim, Alfa Yayınları Yönetim Dizisi, İstanbul,
2000
Duverger Maurice, Siyaset Sosyolojisi, Varlık Yayınları, İstanbul, 1995
Efil İsmail, İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Alfa Basım Yayım, İstanbul,
2002
Erdoğan İrfan, İletişim Egemenlik Mücadeleye Giriş, İmge Kitabevi, Ankara, 1997
Eren Erol, İşletmelerde Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, Der Yayınları,
İstanbul, 1997
Ergun Turgay, Polatoğlu Aykut, Kamu Yönetimine Giriş, TODAIE Yayını, Ankara,
1992
Garih Üzeyir, Yönetim Teknikleri, Hayat Yayıncılık, İstanbul, 2004
Girgin Atilla, Haber Yazmak, Der Yayınları, İstanbul, 2002
Girgin Atilla, Yazılı Basında Haber ve Habercilik Etik’i, İnkılap Yayınları, İstanbul,
2000
Karabay Nahide, Türk Basın İşletmelerinde Pazarlama Yönetimi, Turhan Kitabevi,
Ankara, 1998
105
Keane John, Medya ve Demokrasi, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 1991
Koçel Tamer, Basın İşletmelerinde Yönetim ve Organizasyon Sorunları, İletişim
Olayları ve Türk Basınının Sorunları Semineri, Gazeteciler Cemiyeti Yayınları, Emek
Tepe Matbaası, İstanbul, 1984
Koçel Tamer, İşletme Yöneticiliği, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., İstanbul, 1998
Kovancı Ahmet, Toplam Kalite Yönetimi Fakat Nasıl, Sistem Yayıncılık, İstanbul,
2003
Küçük Mehmet, Medya İktidar ideoloji, Ark Yayıncılık, Ankara, 1999
March G. James, Simon A. Herbert, Örgütler, Ankara, 1975
Okay Ayla, Kurum Kimliği, Media Cat Yayınları, İstanbul, 2003
Oluç Mehmet, İşletme Organizasyonu ve Yönetimi, İstanbul Üniversitesi İşletme
Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1978
Ömer Dinçer, Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, Beta Basım Yayım Dağıtım,
Dördüncü Baskı, İstanbul, 1997
Peker Ömer, Yönetimin Geliştirilmesinin Sürekliliği, TODAİE Yayını, Ankara, 1995
Rigel Nurdoğan , İleti Tasarımında Haber, Der Yayınları, İstanbul, 2000
Simon H.A., Smithburg D.W., Thompson V.A., Kamu Yönetimi, Çev: Cemal
Mihçioğlu, Ankara SBF Yayını, Ankara, 1985
106
Şimşek M. Şerif, Yönetim ve Organizasyon, Konya, 1995
Taşkıran Necati, İşletme Stratejisi ve Politikaları, İzmir, 1995
Tokgöz Oya, Temel Gazetecilik, İmge Kitabevi, 5. Baskı, Ankara, 2003
Topçuoğlu N. Nur, Basında Reklam ve Tüketim Olgusu, Vadi Yayınları, Ankara,
1996
Tungate Mark, Medya Abideleri, Rota Yayınları, İstanbul, 2005
Uyguç Nermin, Hizmet Sektöründe Kalite Yönetimi, Dokuz Eylül Yayınları, İzmir,
1998
Werner Isabel, Liderlik ve Yönetim, Çev: Vedat Üner, Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic.
Ltd. Şti., İstanbul, 1993
B-MAKALELER
Artan Sinan, İnsan Kaynakları Yönetimi ve Ülkemizdeki İşletmeler, Human
Resources İnsan Kaynakları ve Yönetim Dergisi, Sayı:4, Şubat 1997
Aydınceren Akın, “Toplam Kalite Yönetimi”, Önce Kalite Dergisi, Ocak 1993
Aydoğan İsmail, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 13, 2002
Baki Deniz, “TKY Anlayışı ve ISO 9000 Standartlarının Ülkemiz İşletmeleri
Açısından İrdelenmesi”, Sanayi Odası Dergisi, Ekim 1992
Solmaz Çoşkun, Sabah Gazetesi, İnsan Kaynakları, 01.12.1996
107
Tümer Sumru, “Neden Stratejik Yönetim”,Verimlilik Dergisi, Sayı:1, 1993
C-TEZLER
Dündar Pelin, Yazılı Basın İşletmelerinin Pazarlama Sürecinde Toplam Kalite
Yönetimi, E.Ü.S.B.E. Yayınlanmamış Doktora Tezi, İzmir, 2003
Onar Sinem, Yazılı Basın İşletmelerinin Haber Üretim Sürecinde Stratejik Toplam
Kalite Yönetimi, E.Ü.S.B.E. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir, 2006
D-İNTERNET ADRESLERİ
Atar İlker Hüseyin, www.insankaynaklari.com/CN/ContentBody.asp?BodyID=3311
Dalbudak
Şulecan,
Türkiye’de
Basın
İşletmeleri,
http://www.dorduncukuvvetmedya.com/arsiv/sule.html
İzgören Ahmet Şerif, Toplam Kalite Yönetimi, İş Yaşamında Toplam Kalite Etkin
İnsan Kaynakları http://www.maliye.gov.tr/defterdarliklar/sinop/tky/tky7b.htm
108
ÖZGEÇMİŞ
SOYADI: KARA
ADI: SEVİL
DOĞUM TARİHİ: 05.06.1973
DOĞUM YERİ: KIRŞEHİR
EĞİTİM:
İlkokul ve Lise Öğrenimi :1980-1985 Malazgirt İlkokulu
:1985-1991 Suphi Koyuncuoğlu Lisesi
Yüksek Öğrenim
:1994-1998 Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik
Bölümü
Yüksek Lisans
:1998 yılında Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Genel Gazetecilik Anabilim Dalında başladı ve “Yazılı Basın
İşletmelerinin Haber Üretim Sürecinde Sinerjik Yönetim”
konulu tezini hazırladı.
Meslek:
:- 1998-2001 yılları arasında Cicikom Tekstil San. Ve Tic.
Ltd. Şti.’nde müşteri Temsilcisi olarak çalıştı.
- 2001-2002 yılları arasında İbrahim Ethem İlaç San. ve
Tic. Ltd. Şti’nde Tıbbi Satış Temsilcisi olarak çalıştı.
- 2002 yılından itibaren Boehringer Ingelheim İlaç San. ve
Tic. Ltd. Şti.’de Tıbbi Satış Temsilcisi olarak çalışmaya
devam etmektedir.
109
ÖZET:
Yaşadığımız çağda baş döndürücü değişme ve gelişmeler işletmeleri de önemli
ölçüde etkilemekte, ekonomik sorunların güncelliğini koruduğu günümüzde, yönetim
konusunun önemi daha da artmaktadır.Dünyada rekabetin söz konusu olduğu bir
ortamda bilgi, kalite, strateji, sinerji gibi kavramalar yönetim içinde yerini almaya
başlamışlardır. Bütün bu gelişim ve değişmeler basın işletmelerini de bir dönüşüme
sürüklemiştir. Yazılı basın işletmelerinde sinerjik yönetim, yönetimden üretime kadar
tüm süreçlerde önemli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Rekabetin bir sonucu
olarak uygulanmaya başlayan yeni yönetim tekniklerinden sadece sinerjik yönetim
kavramı bu çalışmada ele alınmış olup, tez konusu “ Yazılı Basın İşletmelerinin Haber
Üretim Sürecinde Sinerjik Yönetim” olarak belirlenmiştir.
Çalışmada yeni yönetim tekniklerinden sinerjik yönetimin daha iyi açıklanabilmesi
için öncelikle yönetim kavramı üzerinde durulup tarihçesi, yönetim fonksiyonları ve
yeni yönetim teknikleri irdelenmiştir. Yazlı basın işletmelerini daha iyi kavramak adına
genel özellikleri üzerinde durulmuş, üretim süreçleri ayrıntılı olarak açıklanmaya
çalışılmıştır. Yazılı basın işletmelerinde sinerji olgusunun taşıdığı önemi açıklayabilmek
için yazılı basın işletmelerinde sinerji türleri ve sinerji unsurları ele alınmıştır.
Çalışmanın son bölümünde yazılı basın işletmelerinde haber üretim sürecinde
sinerjik yönetim konusunu irdeleyebilmek için yazılı basın işletmelerinin üretim süreci
ve bu süreç ile ortaya çıkan haber kavramı üzerinde durulmuştur. Haber üretimini
gerçekleştiren tüm departmanlar ayrıntılı olarak ele alınıp sinerjik yapılanmaları ortaya
konulmaya çalışılmıştır.
110
ABSTRACT
In the era we live in today, the field of management is more important than
ever because of the amazing pace of change and developments that affect the
organization and its economical environment. In the world market which is dominated
by fierce competition, concepts such as knowledge, quality and synergy have become
the part of contemporary management understandings for any organizations. All these
changes and developments have also forced press enterprises into a transformation
therefore synergy management has become an approach which can be practiced from
the top management to news production area in order to keep pace with fast changing
organizational environment.
In this thesis, it is aimed to analyze the snergy management in the process of
news production in press enterprises. For a better explaination, the concept of
management and its history, management functions and new management techniques
are defined and investigated before dealing with synergy management. Besides, general
characteristics of press enterprises and the production processes are explained. In order
to emphasize the importance of synergy concept in press enterprises, the types of
synergy and synergy factors are clarifyed.
In the last section of the thesis, the concept of news and the news production
processes are analyzed to bring up the matter of synergy management in press
enterprises. And all departments that have a role in the process of news production and
their structurings have been examined.
111
Download