TORAKS CERRAHĠSĠNDE POSTOPERATĠF ANALJEZĠ Dr. Fatma ULUS Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi - ANKARA AĞRI Vücudun belli bir bölgesinden kaynaklanan, doku hasarıyla iliĢkisi olan veya olmayan, istenmeyen, hoĢ olmayan, sensoryal ve emosyonel bir tecrübedir, davranıĢ biçimidir. Her zaman subjektiftir Ağrı çekenin algılayabileceği kiĢisel bir deneyimdir Hekim hastanın ağrı yakınmasına inanmalıdır Vital Bulgular Vücut sıcaklığı Nabız Solunum Kan basıncı Ağrı 5. vital bulgu The Joint Commission on Accreditation of Healthcare Organization AĞRI NOSĠSEPSĠYONUN ALGILANMASIDIR Nosisepsiyon Doku hasarı oluĢturabilecek stimuluslar tarafından, Özellikle ağrılı uyaranlara duyarlı, Sinir sistemi üzerinde nosiseptör adı verilen reseptörler üzerinde oluĢturulan bir aktivitedir. NOSĠSEPSĠYON Algılama Aktivasyon İnhibisyon İletim Akut ağrının fizyolojik mekanizması Nosiseptörler Periferal kimyasal mediatörler Ağrı iletim yolları Ağrı modülasyonu (NMDA yoluyla eksitasyon veya opioid res. yoluyla inhibisyon) Serebral korteks Ağrı sınıflaması Süresine göre: Akut Kronik ġiddetine göre: Hafif Orta ġiddetli Çok Ģiddetli Mekanizmalarına göre; Nosiseptif ağrı Nöropatik ağrı Deafferantasyon ağrısı Reaktif ağrı Psikosomatik ağrı Anatomik orijinine göre: Nosiseptif Non-nosiseptif Nöropatik Psikiyatrik Ağrı sınıflaması Akut ağrı ani baĢlayan, nosiseptif nitelikte olan, neden olan lezyon ile arasında yer, zaman, Ģiddet açısından yakın iliĢkinin olduğu, doku hasarıyla baĢlayıp, yara iyileĢmesi süresince giderek azalan ve kaybolan ağrı tablosudur. Kronik ağrı çoğu kez nosiseptif nitelikte olup, uyarıcı iĢlevi geçtikten sonra kiĢinin hayat kalitesini değiĢtiren, gerek klinik tablo gerekse tedavinin etkinliğinde psikolojik etkenlerin rolünün olduğu kompleks bir tablodur. POSTOPERATĠF AĞRI Postoperatif ağrı; cerrahi travma ile baĢlayan, giderek azalan, doku iyileĢmesi ile sonlanan akut bir ağrıdır ve ciddi ağrı yakınmasının en yaygın formudur. Postoperatif dönemde herhangi bir ağrı kontrol yöntemi kullanılmasına rağmen hastaların %70’i orta-Ģiddetli düzeyde ağrı çekmektedir. Nöroendokrin iĢlevler, Solunum sistemi, Renal fonksiyonlar, Gastrointestinal aktivite, DolaĢım ve otonom sinir sistemi gibi birçok sistem bu süreçte yer alır. POSTOPERATĠF AĞRI Yetersiz ağrı kontrolü hasta konforunu bozmakla kalmaz; Akciğer fonksiyonlarının azalmasına, Solunum gücünün zayıflamasına, Atelektazi, Hipoksemi geliĢmesine neden olabilmektedir. Bu komplikasyonlar özellikle, sigara kullananlarda, obezlerde, ileri yaĢta, kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda öne çıkmaktadır. Ağrının etkilediği sistemler; Pulmoner sistem Refleks kas spazmı ile istemsiz olarak karın ve toraks kas hareketlerinin sınırlanması derin solumayı ve öksürmeyi güçleĢtirerek; küçük hava yollarının kapanmasına, sekresyon birikimine, intrapulmoner Ģantların oluĢumuna, ventilasyon-perfüzyon uygunsuzluklarına yol açar. Pulmoner fonksiyonlardaki bozulma cerrahi insizyonun diyafragmaya yakınlığı ile direkt iliĢkilidir. Toraks cerrahisinde; Önceki akciğer hastalığının varlığı Akciğer parankim kaybı Cerrahi nedeniyle bozulan solunum mekaniği Atelektazi varlığı Lateral dekübitis pozisyonunun etkisi Tek akciğer ventilasyonunun etkisi Anestezik ajan ve narkotiklerin etkisi ile akciğer fonksiyonlarındaki azalma multifaktöriyeldir. Ağrının etkilediği sistemler; Kardiovasküler sistem Postoperatif ağrı sempatik stimulasyona neden olarak; taĢikardi, periferik vasküler dirençte artma, strok volümde ve iĢ yükünde artma, miyokard oksijen tüketiminde artmaya yol açar. Özellikle koroner iskemisi olanlarda infarktüs riski artabilir. Ağrının etkilediği sistemler; Gastrointestinal sistem Sempatik aktivite artıĢı gastrointestinal sistemde; sfinkter tonusunda artıĢa, bağırsakta staz ve dilatasyona yol açar. Somatik yapılardan kaynaklanan uyarılarla bulantı-kusma görülebilir. Ağrının etkilediği sistemler; Trombo-embolik komplikasyonlar Postoperatif ağrı nedeniyle fiziksel aktivite azalır. Anksiyetenin yol açtığı nöroendokrin cevap ile; kan viskozitesi artar, pıhtılaĢma zamanı kısalır trombosit agregasyonu artar. Staz ve hiperkoagülopati erken mobilize edilemeyen hastalarda derin ven trombozu ve pulmoner emboli için risk oluĢturur. POST-TORAKOTOMĠ AĞRISI Torakotomi sonrası ağrı, cerrahi sonrası oluĢan ağrının en Ģiddetlilerinden olup, nosiseptif (doku hasarı ve kotlar) ve nöropatik (periferik sinirler) tiptedir, solunum hareketleri ve öksürük ile sürekli olarak uyarılır, postoperatif ilk 4-6 saat analjezik gereksiniminin en fazla olduğu dönemdir. Nosiseptif uyaranların, göğüs duvarı, göğüs boĢluğunda yer alan organlar, diyafragma ve göğüs tüpü gibi farklı noktalardan kaynaklanıyor olması nedeniyle, etkin bir postoperatif analjezi sağlanması güçtür. POST-TORAKOTOMĠ AĞRISI Ameliyatın; yeri, özelliği süresi insizyon tipi intraoperatif travmanın derecesi Hastanın ameliyata fizyolojik, psikolojik ve farmakolojik olarak hazırlanması AKUT ve KRONĠK POST-TORAKOTOMĠ AĞRISININ NEDENLERĠ Toraks cerrahisi sonrası akut ağrı beklenen bir olaydır. Katkıda bulunan faktörler Lokal doku travması ve drenler Kot kırıkları ve çatlaklar Ġnterkostal sinir inflamasyonu ve/veya ekartörlerin ve trokarların travmasına bağlı hasar Kostakondral ayrılmalar Lokal birikimler (apse oluĢumu, seroma, hematom) Plevral inflamasyon Anksiyete POST-TORAKOTOMĠ AĞRISI Doku insizyonlarından Hasarlı posterior kostavertebral yapılardan Kırılmış veya çıkarılmış kotlardan, Parietal plevradan Göğüs tüplerinden doğan, Noksious stimulus, dorsal boynuza interkostal sinirler ile iletilmektedir. Visseral plevradan kaynaklanan ağrı otonomik afferent sinirlerle nakledilmektedir. Akut ağrıdan subakut forma geçiĢ Ağrının akuttan-subakut forma geçiĢi sensitizasyonun iki farklı tipini içerir; Periferal sensitizasyon (inflamatuar sensitizasyon) Santral sensitizasyon Her iki tip sensitizasyon birlikte meydana gelir. Santral sensitizasyon tetikleyicileri akut ağrılı uyaranlardır. POST-TORAKOTOMĠ AĞRISI Doku hasarı ve inflamasyon; prostaglandin, histamin, bradikinin, potasyum iyonlarının araĢidonik asit yıkım ürünlerinin seviyelerinin artmasına neden olur. Bu metabolitler, alanda mevcut olan periferal sinirlerin ağrı eĢiğinde azalmaya sebep olurlar. Solunum eylemi, öksürük, spirometrik egzersiz gibi normal mekanik uyarılar Ģiddetli ağrı oluĢturabilmektedir. Bu fenomen periferal sensitizasyon olarak adlandırılır. POST-TORAKOTOMĠ AĞRISI Nosiseptif stimulusun daha fazla sürmesi, dorsal boynuz ve diğer santral ağrı merkezlerinde nöronların normal afferent uyaranlara uzamış ve aşırı duyarlılığına (hipereksitabilite) neden olmaktadır. Bu olay santral sensitizasyon olarak adlandırılmaktadır ve santral N- metil-D-aspartat aktivasyonu ile sonuçlanır. Santral sensitizasyon dorsal boynuz hücrelerinde ağrı eĢiğinin azalmasına sebep olmaktadır. Periferal inflamasyon ve doku hasarı yavaĢlamasına rağmen ağrının santral algılanması sürebilmektedir. POST-TORAKOTOMĠ AĞRISI Bu olaylar sonucunda; artmıĢ mortalite ve morbidite, uzamıĢ hastanede kalıĢ süresi, artmıĢ maliyet sözkonusudur. Akut ağrı değerlendirilmeli, ağrının patofizyolojisi anlaĢılmalı, en az ağrılı olan cerrahi yaklaĢımlar seçilmelidir. POST-TORAKOTOMĠ AĞRISI Cerrahi sırasında ve sonrasında ağrı yönetimi modelleri, Ġnsizyon yeri ile santral sinir sistemi arasında nosiseptif uyarıların transmisyonunu bloke etmeyi Periferal ve santral sensitizasyonu önlemeyi amaçlamalıdır. Plan preoperatif dönemde yapılmalıdır. Ağrının değerlendirilmesi ve ölçülmesi 1. Tek boyutlu değerlendirme yöntemleri : NSR (Numeric Rating Skala) VAS (Vizuel Analog Skala-Görsel Ağrı Skalası) Katagori skalaları Ağrı tedavi skalası Face skalası 2. Çok boyutlu değerlendirme yöntemleri : Memorial ağrı değerlendirme formu Dartmouth ağrı soru formu West Haven Yale çok boyutlu ağrı soru formu Kısa ağrı soru formu Ağrının değerlendirilmesi ve ölçülmesi 3. Objektif yöntemler: Endorfin düzeyi, katekolamin, kortizol düzeyleri, kan basıncı, nabız, solunum hızı değiĢiklikleri. Termografi, kemik sintigrafisi, algometre, ısı kontrol cihazları Cerrahın post-torakotomi ağrısındaki rolü Adele koruyucu torakotomi (AKT), standart postero-lateral torakotomi (SPLT) ve antero-lateral torakotomi (ALT) sonrası ağrı ile ilgili çalıĢmalarda AKT’nin analjezik ihtiyacı açısından daha üstün olduğu bildirilmektedir. ALT’de, SPLT’ye göre daha az kronik ağrı oluĢtuğu bildirilmektedir. Ancak çalıĢma sayısı az. Amaca en uygun ve en az travmatik cerrahi yöntem seçilmelidir. Ameliyatta interkostal sinirler, kostalar korunmalı, dokuya saygılı ve kibar cerrahi teknik uygulanmalıdır. KRONĠK POST-TORAKOTOMĠ AĞRISI Kronik interkostal ağrı ilk olarak 1944 yılında travma sonrası torakotomide tanımlanmıĢtır. Ġlk bildirilerde torakotomiden 1 yıl sonra hastaların %50’sinin ağrı tarif ettiği, birçoğunda yıllar sürdüğü bildirilmiĢtir. Torakotomi sonrası ağrı prevalansı perioperatif olarak ağrı agresif bir Ģekilde tedavi edildiğinde %21’lere kadar azalan hızlara düĢebilmektedir. Post-operatif kronik ağrı sendromları Mastektomi Torakotomi Kolesistektomi Ġnguinal herni Vazektomi Perkins & Kehlet (%) 11-49 22-67 3-56 0-37 - Macrae (%) 23-49 5-67 3-27 15-63 0-37 Perkins, Kehlet. Chronic pain as an outcome of surgery. Anesthesiology 2000; 93:1123-33 Macrae WA: Brit J A, 87:1, 2001 KRONĠK POST-TORAKOTOMĠ AĞRISI ‘Uluslararası Ağrı ÇalıĢma Birliği’ (IASP) tarafından cerrahi işlemi takiben en az iki ay boyunca torakotomi skarında tekrarlayan veya devam eden ağrı olarak tanımlanmıĢtır. Genellikle yanıcı, dizestezi ile birlikte ani ve keskin bir ağrıdır bu nedenle nöropatik ağrının özelliklerini taĢır. Ağrının süre ve yoğunluğu üzerine cerrahinin etkileri de sözkonusudur. Kronik ağrı, hastanın yaĢam kalitesini bozuyorsa multidisipliner bir ekip yardımı gerekebilir. Kronik post-torakotomi ağrı sendromu’na yol açan nedenler; Kostokondrit Kostokondral dislokasyon Ġnterkostal nörinoma Lokal enfeksiyon Kosta fraktürleri AraĢtırılan diğer risk faktörleri: YaĢ Cinsiyet Preoperatif ağrı Cerrahinin tipi-sinirin zarar görmesi-postoperatif ağrının Ģiddeti Perioperatif analjezikler ve zamanlama Radyasyon / kemoterapi Tümör rekürrensi Psikososyal faktörler-psikolojik yatkınlık Açık iĢlemlerde olduğu gibi Video-Assisted Thoracic Surgery (VATS) de; % 22 - % 63 oranlarında muhtemelen trokar yerleĢtirilmesine bağlı interkostal sinir ve kas hasarına bağlı ağrının kronikleĢtiği bildirilmektedir. Standart analjezi Toraks cerrahisi sonrası ağrının standart analjezisi; hastanın çevrede hareket etmesine, öksürmesine, fizyoterapist ve hemĢirelerle çalıĢmasına izin verecek düzeyde olmalıdır. Toraks Cerrahisinde Postoperatif Ağrı Kontrolü Seçenekleri Geleneksel yöntemler: Sabit zaman aralığında, sabit dozda opioid veya diğer analjeziklerin uygulanması (ĠM / ĠV) Epidural analjezi Ġntratekal analjezi Paravertebral bloklar Ġnterkostal sinir blokları Ġnterplevral kateter Hasta kontrollü analjezi Epidural, ĠV, subkutan, rejyonel kateter Kriyoanaljezi TENS Akapunktur Analjezi yaklaĢımları: Step up - Bu geleneksel yol çoğu zaman tercih edilen yoldur, komplikasyonlara neden olur. Step down - Analjezi için daha iyi bir yöntemdir, ağrı ile ilgili morbiditeyi azaltır ancak narkotiklere ait problemler gözönünde bulundurulmalıdır. Dengeli analjezi - ‘Step down’ modifikasyonudur, lokal bloklar ve nonnarkotik analjeziklerle narkotik ihtiyacı azaltılır. Preemtif / Preventif analjezi Preemptif analjezi santral sensitizasyonu engeller. MSS’de oluĢan ağrı hafızası geriletilebilir. Cerrahiye stres yanıtı azaltmada etkilidir. Opioidler, lokal anestezikler, NSAĠĠ, rejyonal anestezi uygulamaları, sinir blokları, NMDA reseptör antagonistleri kullanılabilir. Santral sensitizasyonun baĢlama, devam ve yeniden baĢlama aĢamalarını bloke edebilen yöntem ve ilaçlar ile preventif analjezi de baĢarılı bir yöntemdir. Sistemik Analjezikler Sistemik analjezikler invaziv tekniklere en önemli alternatiflerdir. ĠV hasta kontrollü opioidler sistemik analjeziklerin temel parçasıdır. ĠM veya ĠV opioidler tek baĢlarına sınırlı analjezi sağlayabilmekte ve tolere edilemeyen yan etkileri (bulantı, kusma, sedasyon) olabilmektedir Bu nedenle sadece yan etkileri nedeniyle değil aynı zamanda analjezik etkinliği artırmak amacıyla multimodal tedavi yaklaĢımları uygulanmalıdır. Multimodal Analjezi Analjeziyi geliĢtiren ve opioidlerle ilgili yan etkilerin insidansını azaltan bir teknik olarak kullanıma sunulmuĢtur. Multimodal analjezi de; birden çok analjezi yöntemi kombine edilmektedir. Farklı analjezikler arasındaki additif veya sinerjik etkiler sebebiyle yeterli analjezi sağlanabilir. Yöntem; söz konusu ilaçların dozlarında bir azalmaya izin vererek yan etkileri düĢürür. POSTOPERATĠF AĞRI TEDAVĠSĠNDE FARMAKOLOJĠK SEÇENEKLER Non – opioid analjezikler Parasetamol NSAĠĠ Gabapentin, Pregabalin Güçlü opioidler Morfin Diomorfin Fentanil Zayıf opioidler Kodein Tramadol Meperidin Oksikodon Adjuvanlar Ketamin Klonidin NSAĠĠ Selektif COX-1 Ġnhibitörleri Ġndometazin Ketoprofen Ġbuprofen ASA Non-selektif COX Ġnhibitörleri Naproksen Diklofenak Piroksikam Lornoksikam Selektif COX-2 Ġnhibitörleri Meloksikam Nimesulid Spesifik COX-2 Ġnhibitörleri Celocoxib Flosulid Selektif COX-3 Ġnhibitörleri Metamizol Parasetamol Periferik inflamasyonu inhibe ederek etki ederler. NSAĠĠ yan etkileri Gastrik irritasyon ve peptik ülserasyon Astımı olan hastalarda bronkospazm Renal fonksiyon bozukluğu Trombosit disfonksiyonu ve kanama Yan etkileri nedeniyle klinik pratikte kullanımı sınırlı kalabilmektedir. GĠS kanama ve renal toksisite nedeniyle hastalar dikkatle seçilmelidir. NSAĠĠ Nonsteroidal antiinflammatory drugs for postthoracotomy pain. A prospective controlled trial after lateral thoracotomy. Rhodes et al J Thorac Cardiovasc Surg 1992; 103:17–20 Diklofenak Posttorakotomi ağrısında opioid analjeziye ek olarak NSAĠĠ Nimesulide; Selektif COX-2 inhibitörü plesabo: n = 25, nimesulide: n = 57 (operasyondan 12 saat önce ilk dozu verildikten sonra, 12 saatte bir doz tekrarlanarak postop. 5 gün) ĠV HKA – morfin, gerekirse parasetamol, tramadol Ġlk 48 saat ağrı skorları ve morfin tüketimi üzerine etkileri BOS’da nimesulide’in siklooksijenaz aktivitesi üzerine etkileri (6-keto-PGF1α) OPĠOĠDLER Opioidler, supraspinal, spinal ve periferik düzeylerde etki göstererek, hem santral hem de periferik sensitizasyonu azaltıcı etki gösterir. Yan Etkileri: Solunum depresyonu Bulantı – kusma KaĢıntı Ġdrar retansiyonu Kabızlık Myokardial depresyon GecikmiĢ gastrik boĢalma Sedasyon İV HKA İlaç dozları TARD klavuzu (2006) 1966-2004 yılları arasında Pubmed verileri Epidural rejim ile çok daha iyi postoperatif analjezi EPĠDURAL ANALJEZĠ Toraks cerrahisini takiben epidural analjezi ile agresif ağrı kontrolü; Solunum fonksiyonlarında düzelme Morbiditede azalma Yoğun bakım ünitesinde kalıĢ süresinde kısalma sağladığı için iyi kanıt değerine sahiptir. Torakal Epidural Analjezi Torakal epidural giriĢimin, özellikle eriĢkinlerde spinal kord hasarı riski nedeniyle uyanık hastada yapılması önerilmektedir. Torasik cerrahi giriĢimler için uygun aralık; T4-T8. Oturur pozisyon, klavuz noktaların daha iyi belirlenebilmesi ve epidural negatif basıncın daha belirgin olması nedeniyle tercih edilmekle birlikte, giriĢim sırasında vazovagal reaksiyon geliĢme riski lateral dekubitis pozisyonuna göre daha fazladır. Torakal Epidural Analjezi Serviko-torasik sınır C7. vertebranın processus spinosusu ile belirlenir. Torasik vertebralar kostalarla sayılır. Skapulanın alt ucu T7’ye tekabül eder. Uygulama lomberden daha zordur. Üst torasik segmentlerde processus spinosuslar daha da obliktir. Suprospinoz ve interspinoz ligamentler arasındaki mesafe daha kısadır. Ġğneye baĢa doğru 45°’lik eğim verilmesi gerekir. Epidural analjezi - avantajları BaĢarılı ağrı kontrolü Hastanede kalıĢ süresinde kısalma GĠS motilitesinde artıĢ Sistemik kullanımları ile karĢılaĢtırıldığında efektif ağrı kontrolü sağlamak için epidural yolla çok daha az dozda ilaç kullanılması. Epidural opioid – lokal anestezik karıĢımları yaygın olarak kullanılmaktadır. Opioidlerden en sık; morfin, fentanil LA’lerden; bupivakain Epidural Kateter Uygulamalarının Kontrendikasyonları GiriĢim yerinde enfeksiyon Hastanın istememesi Koagülopati Kanama diatezleri ġiddetli hipovolemi Ciddi aort stenozu, ciddi mitral stenoz DüĢük molekül ağırlıklı heparin tedavisi AtmıĢ intrakranial basınç Daha önceden varolan sinir hasarı Ciddi spinal deformite Sepsis Kombine bitkisel tedavi Hasta Kontrollü Epidural Analjezi Torakotomi sonrası epidural kateter yoluyla HKEA rejimi; 4-6 ml/h infüzyon hızlarında Her 10 dakikada 2-4 ml bolus dozları (ilaç konsantrasyonları buna göre ayarlanmalıdır) Kilitli kalma zamanı 10-20 dakika Ģeklinde uygulanmaktadır. Epidural giriĢimlerden önce kesilmesi gereken ilaçlar ve zamanlama TARD klavuzu Epidural analjezi Epidural tekniklerin etkinliklerinin tedaviye baĢlama zamanı ile iliĢkisi üzerinde özellikle durulmaktadır; insizyon öncesi insizyon sonrası postoperatif dönemde Preemptif epidural analjezi ile; Total analjezik tüketiminde, Postoperatif ağrı skorlarında, Ġlk acil analjezik istem zamanında istikrarlı düzelme. 40 hasta, posterolateral torakotomi GI; Pre-operatif TEA, GII; post-operatif TEA Ağrı skorları, pulmoner fonksiyonlar, AKG, plazma glukoz ve kortizol seviyeleri, epidural fentanil tüketimi GI; akut ağrı Ģiddetinde ve analjezik gereksiniminde azalma olduğu, solunum fonksiyonlarının daha iyi korunduğu, ancak klinik sonuca varmak için erken olduğu belirtilmiĢtir. --Torakal Epidural Analjezi-Altın standardın kusurları Cerrahlar için en önemli problem yerleştirilmesi için geçen zamandır. Epidural analjezi - yan etkiler Teknikten kaynaklanan; Dural delinme – baĢağrısı GiriĢ bölgesinde sırt ağrısı Epidural hematom Epidural apse, aseptik menenjit Sinir kökü travması Açıklanamayan nörolojik hasar (Geçici Nörolojik Sendrom) ÇalıĢmaması (fonksiyonel olmayan kateter mümkün olduğunca hızlı çıkarılmalıdır) LA’den kaynaklanan; Hipotansiyon Parestezi Özellikle alt ekstremitelerde motor zayıflık Opioid’den kaynaklanan; GecikmiĢ solunum depresyonu Üriner retansiyon Bulantı-kusma KaĢıntı Sedasyon Comparison of thoracic and lumbar epidural infusions of bupivacaine and fentanyl for post-thoracotomy analgesia Hurford WE, Dutton RP, Alfille PH, et al.. J Cardiothorac Vasc Anesth 1993;7(5):521-25 Analjezi, pulmoner fonksiyonlar ve yan etkilerde fark yoktur. Lumbal epidural analjezi uygulanan hastalarda eĢdeğer analjezik seviyelere ulaĢmak için daha yüksek infüzyon hızı gerekmiĢtir. Torakal epidural analjezi grubunda daha az opioid gereksinimi olduğu bildirilmiĢtir. Posttorakotomi ağrısında; Tramadol bolus + infüzyonu Torakal epidural morfin kadar etkili olabilmektedir. Ġntratekal opioidler Toraks cerrahisi sonrası opioidlerin intratekal olarak verilmesi etkili bir postoperatif analjezi sağlar. Ancak epidural opioid veya epidural opioid + LA kombinasyonları ile karĢılaĢtırıldığında daha yüksek insidansda yan etki gözlenmektedir. GI; ĠV HKA, morfin (n=16) GII; intratekal morfin + ĠV HKA, morfin (n=17) ĠV HKA morfin kullanımına intratekal morfin eklenmesi ile daha iyi analjezi ve solunum fonksiyonları. Paravertebral blok T 1; brakial pleksusun bir parçasıdır. T 2; servikal pleksus içinde yer alır. Meme baĢının hemen üstü ile ksifoid çıkıntı arasında kalan göğüs duvarını T 3 - 6, Göğüs duvarının yan tarafı ve ksifoid çıkıntıdan umblikusa kadar olan karın duvarını T 7 - 10, Göğüs duvarının aĢağı kısmı ile umblikustan pubise kadar olan karın duvarını T 10 - 12 arası torasik sinirler innerve eder. Paravertebral blok Paravertebral blok; vertebranın transvers çıkıntısının altında somatik sinirlerin intervertebral foramenden çıktıktan sonra LA enjeksiyonu ile bloke edilmesidir. Enjekte edilen LA interkostal aralıklara ve vertikal yayılımla spinal sinirlere ulaĢabilir. Tek taraflı duyusal, motor ve çok az sempatik blok geliĢir. Ortaya çıkan analjezi ‘unilateral’ epidural analjeziye benzer. LA devamlı infüzyonu için cerrahi sırasında veya perkütan yöntemle kateter yerleĢtirilebilir, tek enjeksiyona göre daha etkili ağrı kontrolü sağlanır. Torasik Paravertebral Blok Enjeksiyon noktaları belirlenir. Ġğne ciltle dik açı yapacak Ģekilde girilir ve transvers çıkıntıya değinceye kadar ilerletilir. Transvers çıkıntı genellikle cildin 2 - 4 cm altındadır. Daha sonra iğne geri çekilerek aĢağı ve mediale eğimle 2-2.5 cm ilerlenerek paravertebral aralığa girilir. Aspirasyon testini takiben her seviyede 4 - 5 ml LA enjekte edilir. Devamlı Torakal Paravertebral Blokaj Devamlı torakal paravertebral blokaj ileri rejyonal anestezi tekniklerinden biridir. Önceden tek enjeksiyon tekniği ile yeterli deneyim kazanılmasını gerektirmektedir. HKA; Bolus + infüzyon örn: 0.25% bupivakain veya 0.2% ropivakain Paravertebral blok Komplikasyonları: Sistemik toksik reaksiyon (intravasküler enjeksiyon) Subaraknoid enjeksiyon Pnömotoraks Epidural Analjeziye göre avantajları: Solunum depresyonu yapmaması Koagülopatisi olan hastalarda dahi güvenle kullanılabilmesi Paravertebral blok Her iki yöntemde etkili Paravertebral blok pulmoner komplikasyonlarda azalma ile daha iyi yan etki profiline sahip PVB; en az epidural analjezi kadar etkili epidural analjeziden daha az komplikasyon hızı Daha iyi yan etki profili PVB için kateter cerrahi bitiminde toraks kapatılmadan önce paravertebral bölgeye ekstraplevral olarak yerleĢtirmiĢtir. Kontinu PVB tekniği; daha az zaman harcanarak uygulanabilir olması, daha az yan etki ve komplikasyona sebep olması nedeniyle tercih edilebilir. Ġnterkostal blok Kullanım kolaylığı ve analjezik etkinliği açısından eskiden beri kullanılan bir yöntemdir. Postoperatif analjezi yöntemi olarak intraoperatif olarak cerrah tarafından veya operasyon sonrası perkutan olarak uygulanabilir. Posttravmatik analjezi amaçlı olarak multipl kot kırıkları ve buna bağlı yelken göğüs olgularında, akciğer kontüzyonunda ve sternum kırıklarında interkostal bloklar etkin olmaktadır. Ġnterkostal blok Ġnterkostal sinirler; Ġlk 11 torakal spinal sinirin anterior dallarıdır, Ġnterkostal aralıkta damarların hemen altında uzanırlar. Ġnterkostal sinirlerin rejyonal blok açısından en önemli dalları lateral kütaneal daldır. Bu dalın bloke edilmesi hem anterior hem posterior göğüs duvarına yayılan innervasyonu ile geniĢ bir sahada analjezi sağlar. Ġnterkostal blok Vertebra spinöz çıkıntılarına paralel ve 6,5 7,5 cm lateralde düz bir hat çizilir (tek veya iki taraflı). Bu hattın kostaların alt kenarlarını kestiği noktalar enjeksiyon noktalarıdır. Bu noktalara 3 - 4 ml LA verilir. Emniyetle kullanılabilecek maksimum ajan dozu 20-25 ml’dir. Torakotomi sonrası genellikle 5 aralık bloke edilir; insizyon bölgesinde olan, 2 alt, 2 üst. Ġnterkostal blok Tek enjeksiyon ile genellikle efektif uzun vadeli analjezi sağlanamamakta ve enjeksiyonların tekrarlanması gerekmektedir. Sürekli infüzyon için ekstraplevral kateter yerleĢtilmesi LA’in sinirlere diffüze olmasına izin vererek daha uzun süreli analjezi sağlamaktadır. Avantajlar: Hipotansiyon ve motor blok gibi YE olmaması Komplikasyonlar: Sistemik toksik reaksiyon (intravasküler enjeksiyon) Pnömotoraks Her iki yöntemle de yeterli ağrı kontrolü sağlanmakta Ġnterkostal kateter cerrah tarafından kısa sürede, güvenle yerleĢtirilebilir Bu iki yöntem torakal epidural analjeziye alternatif olarak kullanılabilir. Paravertebral blok kontrendike ise veya teknik olarak güç olduğunda kontinu ĠKB uygulanabilir. Kriyoanaljezi Kriyoanaljezi anestezi veya analjezi sağlamak için soğuk uygulanması iĢlemidir. Basit, ucuz. Ġnterkostal sinirlere uygulanan kriyoanaljezi yöntemiyle birkaç ay süren analjezi sağlanabilmektedir. Teorik olarak cazip olmasına rağmen kriyoanaljezi iĢleminin kendisi de akson dejenerasyonuna neden olarak interkostal nöralji geliĢmesine yol açabilmektedir. Ġnterkostal sinir kriyoanaljezisi ile etkili postoperatif ağrı tedavisi sağlanabilir mi? Kronik posttorakotomi ağrısı riskinde epidural analjezi ile karĢılaĢtırıldığında kriyoanaljezi ile artıĢ olup olmadığının saptanması amaçlanmıĢ. 107 hasta, E; n=54, C; n=53 Her iki yöntemle de yeterli analjezi sağlanmasına rağmen kriyoanaljezi grubunda kronik ağrı daha fazla. Transkutanöz elektrik stimülasyonu (TENS) Ağrılı bölgenin dermatomal yayılım bölgesinde cilde yüzeysel elektodlar uygulanarak, aralarından düĢük frekanslı (5-200 Hz) elektrik akımı geçirilmesi esasına dayanır. Transcutaneous electric nerve stimulation for thetreatment of postthoracotomypain: a randomized prospective study Solak O, Turna A, Pekcolaklar A, Metin M, Sayar A, Solak Ö, Gurses A. Thorac CardiovascSurg 2007;55:182-5. TENS yok / var, 4 elektrod, torakotomi hattının 2 cm altında, 2 cm üstünde. TENS ile daha iyi ağrı kontrolü, ağrı azaltıcı etkisi en az postoperatif 2 aya kadar devam ettiği bildirilmiĢtir. Dokuz çalıĢmadan yedisi açık bir Ģekilde toraks cerrahisi sonrası narkotik analjeziklere adjuvan olarak TENS’i desteklemektedir. Tek baĢına kullanımının Ģiddetli posttorakotomi ağrısında yeterince etkili olmadığı, ancak diğer medikasyonlarla birlikte kullanıldığında göğüs fizik toleransında artıĢ (fizyoterapi sırasında daha iyi öksürebilme gibi), solunum fonksiyonları üzerinde pozitif etkisi bildirilmektedir. Akapunktur tamamlayıcı tedavi olarak ağrı kontrolündeki rolünü belirlemek amacıyla yapılmıĢ bir çalıĢma. KETAMĠN N-metil-D-Aspartat antagonistidir. Postoperatif analjezik etkinliği vardır. ĠV HKA morfin (1 mg/ml) ĠV HKA morfin (1 mg/ml) + ketamin (1 mg/ml) Gabapentin, Pregabalin Alkalize amino-bütirik asit analoglarıdır. Antikonvülzan olarak geliĢtirilmiĢlerdir. Bu ilaçlar voltaja duyarlı kalsiyum kanallarının alfa-2 alt birimlerine bağlanarak glutamat, substans-P ve noradrenalinide içeren nosiseptif nörotransmitterlerin salınımını engellemektedirler. Cerrahi sonrası oluĢan nöropatik ağrıda etkilidirler. Preoperatif verilmeleri santral sensitizasyonu engelleyerek akut ağrıyı azaltabilmektedir. Ayrıca birlikte kullanıldıkları diğer analjeziklerin etkileri artırabilmekte, tüketimlerini azaltmaktadırlar. 62 kadın, 58 erkek hasta Sonuç: Analjezik plan preoperatif dönemde hazırlanmalıdır. Farklı ağrı yollarını etkileyen Multimodal yaklaşımları uygulanmalıdır. Torakal epidural analjezi standart analjezi yöntemidir. Ekstradural interkostal ve paravertebral kateterler popülerite kazanmaktadır ve çok iyi alternatiflerdir.