HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK UYGULAMALARININ GELİŞTİRİLMESİ PROJESİ İÇİN TOPLUMSAL CİNSİYET EYLEM PLANI Toplumsal Cinsiyet Uzmanı Dr. Burcu HATİBOĞLU EREN 7 Mart 2017, Ankara 1 | Sayfa HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK UYGULAMALARININ GELİŞTİRİLMESİ PROJESİ İÇİN TOPLUMSAL CİNSİYET EYLEM PLANI 1. Arka Plan Bu belge ile sunulan Toplumsal Cinsiyet Eylem Planının başlıca amacı, Projenin belirli bileşenlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği ve toplumsal cinsiyet duyarlı bir yaklaşım sunmaktır. Ayrıca, temel arabuluculuk eğitim metodolojisinde cinsiyet eşitliğine dayalı bir dil kullanmasının teşvik edilmesi ve geliştirilmesi amacıyla ilgili müfredatın incelenerek güç dengesi bakımından aile arabuluculuğunda iyi uygulamaların dâhil edilmesinin sağlanması hedeflenmektedir. Bu hedeflere ilaveten, uzman projenin 1. ve 3. Bileşenlerinde yer alan belgeleri incelemiş ve Kasım 2016 tarihinde aile arabuluculuğu çalıştayı ile Aralık 2016’da eğitim koordinasyon çalışma grubu toplantısına katılarak bu eylem planını hazırlamıştır. Ayrıca adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı ve deneyimli eğitimciler/arabulucular ile odak grup görüşmeleri yapılarak, arabuluculuk uygulaması ve eğitiminde toplumsal cinsiyet boyutu incelenmiştir. Arabuluculuk Türkiye’de yeni bir kavramdır. 6325 sayılı Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanunu 2012 yılında yürürlüğe girmiş ve 2013 yılında uygulanmaya başlanmıştır. “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Uygulamalarının Geliştirilmesi Projesi” 2014 yılında başladığında, özellikle proje faaliyetlerine katılımın izlenmesi bakımından oldukça sınırlı bir toplumsal cinsiyet incelemesi yapılmıştır; temel veri araştırması anketleri ile iletişim ve toplumsal farkındalık stratejisi çalışmalarında toplumsal cinsiyet boyutu dâhil edilmiştir. Projenin ara dönem değerlendirmesi neticesinde, AK proje ekibi daha somut bir adım atarak bir toplumsa cinsiyet uzmanı tarafından proje faaliyetlerinin bir eylem planı çerçevesinde değerlendirilmesi yönünde çalışma başlatmıştır. Eylem Planında, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Uygulamalarının Geliştirilmesi projesi için cinsiyet duyarlı bir yaklaşım geliştirilmesi adına toplumsal cinsiyetlendirme stratejisi kullanılmıştır. Bahse konu Proje Avrupa Konseyi tarafından uygulanmakta olup, yararlanıcı kurumu Adalet Bakanlığıdır. Proje İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı (Sida) ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. Bu bağlamda AK Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Stratejisi ile ilgili araçları ve Sida’nın Toplumsal Cinsiyet Araç Seti ilk olarak incelenmiştir. Bu bağlamda Eylem Planında, projenin aşağıdaki iki bileşeninde toplumsal cinsiyetle ilgili programlı bir çalışmanın yürütülmesinde kurumsal verimlilik sağlanması bakımından projenin toplumsal cinsiyet yönü incelenmiştir: BS1- Arabuluculuğun hukuk uyuşmazlıklarında etkili bir şekilde uygulanmasına imkân tanıyacak şekilde mevzuat değişikliklerinin hazırlanmasında Adalet Bakanlığının desteklenmesi BS3- Uygulayıcı arabulucular için açık, yeterli ve standartlaştırılmış CEPEJ araçlarına uygun eğitim müfredatının geliştirilmesi ve Arabuluculuk Daire Başkanlığının uygulaması için kabul edilmesi Bu beklenen sonuçlara ulaşılması bakımından, eylem planında aşağıdaki hedefler üzerinde durulacaktır: 2 | Sayfa 1) aile arabuluculuğu ve hukuk arabuluculuğu uygulamalarında toplumsal cinsiyet eşitliği konularıyla ilgili farkındalığın artırılması, 2) cinsiyet eşitliği ilkelerinin temel arabuluculuk eğitim müfredatıyla ilişkili eğitim programlarına entegre edilmesinin sağlanması ve 3) Aile arabuluculuğu eğitim programlarında cinsiyet duyarlı bir uygulama için gerekli altyapının oluşturulması. 2. Metodoloji: Veri Kaynakları Avrupa Konseyi Cinsiyet Eşitliği Stratejisi (2014-2017) kadınların ilerlemesi ve güçlendirilmesi ile beş stratejik hedef üzerinden toplumsal cinsiyet eşitliğinin etkili bir şekilde sağlanmasına dayanmaktadır: 1) toplumsa cinsiyetle ilgili kalıp yargılar ve cinsiyetçilikle mücadele 2) kadına karşı şiddetin önlenmesi ve bu şiddetle mücadele; 3) kadınların adalete eşit düzeyde erişiminin teminat altına alınması; 4) kadınların politik ve kamusal alanda karar verme süreçlerine eşit düzeyde katılımın sağlanması; 5) tüm politika ve tedbirlerde toplumsa cinsiyetlendirmenin yapılması. Bu belgeye ilaveten, Uygulamada Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Toplumsal Cinsiyetlendirmeye ilişkin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Raportörleri El Kitabında toplumsal cinsiyetlendirmenin uygulanmasına ilişkin altı ön koşul tanımlanmıştır: 1) Cinsiyet eşitli alanında çalışan diğer kurumlar ile bağlantı kurulması için politik irade; 2) eşitsizliklerin daha görünür kılınması için cinsiyet duyarlı/cinsiyet temelinde ayrıştırılmış veri ve istatistik; 3) varsayım ve kalıp yargıların ötesine geçmek için toplumsal cinsiyet eşitliği uzmanlığı; 4) toplumsal cinsiyet eşitliği konularında ilgili personelin eğitilmesi için yeterli mali ve insan kaynağı; 5) idarenin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Birimleri ile temasa geçebilmesi için yeterli bilgiye sahip olması; 6) Cinsiyet kotaları veya rotasyonu yoluyla kadın ve erkeklerin eşit oranda bulunması ve katkı sunması. SIDA’nın toplumsal cinsiyet araç seti, toplumsal cinsiyetlendirmeyi, tüm alanlardaki herhangi bir planlı eylem, politika veya programda, bütün seviyelerde herhangi bir karar alınmadan önce ve tüm süreç boyunca kadın ve erkeklerin etkisinin değerlendirilme süreci olarak tanımlar. Hem kadınların hem de erkeklerin fayda sağlaması ve eşitsizliğin oluşmaması adına politika ve programların dizaynı, uygulaması, izlenmesi ve değerlendirilmesinde kadınların ve de erkeklerin sorunları ve deneyimlerini katmak amacıyla uygulanan bir stratejidir. Toplumsal cinsiyetlendirme kendi içinde bir hedef değildir; fakat cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesine dair bir yaklaşımdır. Cinsiyet eşitliği ise kadınlar ve erkekler, kızlar ve oğlanlar eşit haklar, yaşam beklentileri ve fırsatlarına sahip olduklarında ve kendi yaşamlarına şekil vermek gücünü elde ederek topluma katkı bulundukları zaman gerçekleşmiş olur. Cinsiyetler arası eşitlik, günlük hayatta ve bir bütün olarak toplumda güç, etki ve kaynakların adil ve eşit bir düzeyde dağılımına bağlıdır. Cinsiyet eşitliğinin olduğu toplumlarda her bireyin deneyimleri, becerileri ve yetkinlikleri güvence altına alınır ve kullanılır. Böylelikle, belirli bir bağlamda kaynaklar, fırsatlar, kısıtlamalar ve güç dağılımı bakımından kadınlar ve erkekler ile kızlar ve oğlanlar arasındaki farklar temelinde yapılacak bir toplumsal cinsiyet analizinin bu süreçte yapılması gerekir. Çünkü toplumsal cinsiyet analizinin yapılması ile cinsiyete dayalı eşitsizliklerin giderilmesi ve farklı nüfus gruplarının ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli çözümlerin geliştirilmesi mümkün olur. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Uygulamalarının Geliştirilmesi Projesinin 1. Ve 3. Bileşenleri için hazırlanan toplumsal cinsiyet eylem planında, Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Sözleşmeleri ile Avrupa Konseyi Sözleşmeleri dikkate alınmıştır. Bu çerçevede, Avrupa Konseyinin arabuluculuk ve toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili hukuken bağlayıcı olan belgeleri ile tavsiye kararları ve CEPEJ rehber ilkeleri Türk hukuku bağlamında ele alınmıştır. 3 | Sayfa Cinsiyet eşitliği Birleşmiş Milletlerin temel politika ilkelerinden biri olarak devam eden bir süreçtir ve geçmişi Kadınların Politik Haklar Sözleşmesinin yürürlüğe girdiği 1954 yılına dayanmaktadır. Cinsiyet eşitliği aynı zamanda bireysel hakların korunması (1970ler), pozitif ayrımcılığa dayalı eşit fırsatlar (1980ler) ve ilgili konulara ilişkin farkındalığın artırılması için toplumsal cinsiyetlendirme çalışmalarına kadar farklı özellik ve kapsamlarda değişim geçirmiştir. Süreç, BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Ajandası kapsamında toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesi için kadına karşı her tür ayrımcılık ve şiddetin ortadan kaldırılması alanında yapılan çok sayıda sözleşme ve beyanname ile tedricen gelişme göstermiştir1. Bunlar arasında en son yapılan sözleşme 2014 yılında kabul edilen ve kadına karşı şiddeti suç sayan hukuken ilk bağlayıcı araç olan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesidir (İstanbul Sözleşmesi). Sözleşme kadına karşı şiddetle mücadele için yasal bir çerçeve ve yaklaşım sunmakta olup, aile içi şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması ve failler hakkında yasal işlem başlatılması üzerinde durmaktadır. GREVIO, İstanbul Sözleşmesinin uygulanmasını izlemekle sorumlu bağımsız organdır. Sözleşmenin uygulanmasına dair yapılan bu denetim, Avrupa Konseyinin Eşitlik Stratejisi ve Bakanlar Komitesinin aşağıdaki tavsiye kararları çerçevesinde yürütülmektedir: Cinsiyet ayrımcılığına karşı yasal koruma tavsiye kararı (REC 2/1985); aile içi şiddet (rec 4/1984); dilden cinsiyetçiliğin kaldırılması (REC 4/1990); toplumsal cinsiyetlendirme (REC 14/1998); kadınların şiddete karşı korunması (REC 5/2000); kadınlar ve erkeklerin politik ve kamusal karar mekanizmalarında orantılı katılımı (REC 3/2003); ve cinsiyet eşitliği standartları ve mekanizmaları (Rec/2007). Toplumsal cinsiyet eşitliği, Avrupa Konseyinin hukuk ve aile arabuluculuğu tavsiye kararları arasında yer bulmuştur. Avrupa Konseyinin arabuluculukla ilgili pek çok tavsiye kararı mevcuttur: Aile arabuluculuğu (Recommendation (98) 1), cezai konularda arabuluculuk (Recommendation (99) 19), İdari merciler ile özel kişiler arasındaki uyuşmazlıklar için yargı yoluna alternatif çözüm araçları (Recommendation (2001)9), hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk (Recommendation (2002) 10). Bu çerçevede, CEPEJ tarafından bu tavsiye kararların daha etkili biçimde uygulanmasını sağlamak üzere 47 üye devlette edinilen deneyimler ışığında bazı rehber ilkeler ve tedbirler hazırlanmıştır: Aile ve Hukuk Arabuluculuğuna ilişkin Tavsiye Kararın daha iyi Uygulanmasına yönelik Rehber İlkeler. Diğer taraftan özellikle Parlamenterler Meclisinin Aile Arabuluculuğu ve Cinsiyetlerin Eşitliği başlıklı 1639(2003) sayılı Tavsiye Kararı yukarıda belirtilen diğer Tavsiye Kararları tamamlamaktadır2. İlgili kararda öne çıkan hususlar şöyledir: Hem teoride hem de uygulamada taraflar arasında eşit güç dengesinin bulunması; (8.2); Uyuşmazlıkların aile arabuluculuğuna uygun olup olmadığının doğru bir şekilde tespit edilebilmesi amacıyla, eşler veya aileler arasında güç ilişkisi veya şiddet olup olmadığının kapsamlı bir şekilde incelenebilmesine yönelik standartlaştırılmış tarama araçlarının geliştirilmesi; Aile arabuluculuğunun adli yardım sistemine dâhil edilmesi (8.4); Arabuluculuk anlaşmalarının hukuka ve hakkaniyete uygunluğunun (8.5); Arabuluculuk anlaşmalarının yetkili mahkemelerce onaya tabi olması (8.6); Arabuluculuk hizmetlerine ilişkin resmi bir şikâyet sistemin bulunması (8.7); ve bireysel haklar ve çocuk haklarına ilişkin benzer hususların yansıtılması (5 ve 6) ve bu hakların güvence altına alınması (9.1). Avrupa Konseyi CEPEJ aracılığıyla toplumsal adaletin etkinliği ve kalitesini geliştirmekte olup, mahkemeler dâhil olmak üzere adalet profesyonelleri ile politika yapıcılara (bakanlıklar, parlamentolar) yönelik farklı faydacı yaklaşımlar sunmaktadır. Bu gelişmeler çerçevesinde, toplumsal cinsiyet, adalete eşit ve daha iyi erişim tartışmaları bakımından giderek önem kazanan bir konu haline gelmektedir. 1 Cinsiyet eşitliği konusundaki başlıca BM Sözleşmeleri ve deklarasyonları için bakınız: http://www.unesco.org/new/en/unesco/themes/gender-equality/resources/conventions-and-declarations/ 2 PACE: Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi 4 | Sayfa Bununla beraber, cinsiyet eşitliği bütün AB mevzuatında, politika ve süreçlerinde temel bir konu olarak tanımlanmıştır. Bahse konu süreçler uluslararası, bölgesel, ulusal ve azınlık paydaşlar tarafından Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Eylem Planı: AB Dış İlişkiler aracılığıyla Kızların ve Kadınların Yaşamlarının Dönüştürülmesi (2016-2010), kadın-erkek eşitliği dâhil olmak üzere AB üyeliği için Kopenhag kriterleri ve Cinsiyet Eşitliği için Stratejik Angajman (20162019) kapsamında geliştirilmiştir. Toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin bu uluslararası bağlam Türkiye’deki aile ve hukuk uyuşmazlıklarının gelişmesini etkilemekte olup, Türkiye’de arabuluculuğun gelişiminde toplumsal cinsiyet analizine ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır. 3. Zorluklar: Türkiye bağlamında kadınların arabuluculuk yoluyla adalete erişimi önündeki engeller Türkiye, Dünya Bankasının verilerine göre Dünyanın en büyük on sekizinci ekonomisi olarak orta-üst düzeyde (upper-middle) gelire sahip ülkeler arasında yer almaktadır. (http://www.worldbank.org/tr/country/turkey)3. Buna rağmen gelir dağılımı eşitsizliği ve insani refah alanındaki göstergeleri temel alan İnsani Kalkınma Endeksi’nde Türkiye’nin oldukça gerilerde olduğu görülüyor. 2017 yılı OECD gelir dağılımı eşitsizliği sıralamasında Türkiye sondan üçüncü ülke olarak yerini almıştır Gelir dağılımı eşitsizliğinde görünen eşitsizliğin toplumsal cinsiyet eşitliği açısından yansımaları da benzer şekilde olmaktadır. 2014 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından yapılan Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde Türkiye, 105 ülke arasında 71. sırada yer almaktadır. Dünya Ekonomi Forumu’nun 2016 Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’nda ise, 144 ülke içinde Türkiye 130. sırada yer almaktadır (Tablo 2). Dünya Ekonomi Forumu’nun Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu (2016), dört alt-gösterge4 üzerinden Türkiye'nin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde nerede olduğunu ve hangi alanlarda gelişme göstermesi gerektiğini göstermesi açısından önemlidir (Tablo 1). Tablo 1: Türkiye’nin Alt göstergelerde Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporundaki yeri Toplumsal Cinsiyet Uçurumu endeksi ( 144 ülke) Ekonomik katılım ve fırsat Eğitim alma Sağlık ve yaşam Politik alanda güçlendirme 2016 130 129 109 1 113 2006 105 106 92 85 96 http://reports.weforum.org/global-gender-gap-report-2016/economies/#economy=TUR 3 Dünya ülkelerin kalkınma düzeylerini gösteren harita için bknz: http://databank.worldbank.org/data/download/site-content/wdi/maps/world-by-income-wdi-2016.pdf 4 Tablo 3’te alt göstergelerle ilgili daha fazla bilgi bulabilirsiniz: Ekonomik katılım ve fırsat, Eğitim alma Sağlık ve yaşam, Politik alanda güçlendirme 5 | Sayfa Table.2 1 6 | Sayfa İstatistiklerle Kadınlar başlıklı Türk İstatistik Kurumu verilerinde de Türkiye’de toplumsal cinsiyet uçurumuna dair aynı sorunlar ortaya konmuştur. 2014 yılı verilerine göre Türkiye’nin nüfusu 77 695 904,’tür ve %50,2’si erkeklerden (38 984 302) %49,8’I kadınlardan oluşmaktadır (38 711 602); ancak, Okuma yazma bilmeyen kadın nüfusu okuma yazma bilmeyen erkek nüfusunun 5 katıdır, 15 yaş ve üzeri istihdam oranı %45.9’dur. Bu oranın %65.2’sini erkekler, %27.1’ini kadınlar oluşturmaktadır, Üstü düzey kadın yönetici oranı kamu sektöründe %9.4’tür, Kadınların politik hayata katılımı erkeklerden düşüktür (milletvekillerinin sadece %14,4’ü kadındır) Kadınlar her gün ortalama 4 saat ve 17 dakikayı ev işleri ve çocuk bakımına ayırırken, erkekler çalışma faaliyetleri için 3 saat 58 dakika harcamaktadır, Kadın mülkiyet oranı %29, 6’dır (erkeklerden 2,1 kat daha düşük). Bu göstergeler kadınların sadece kamusal kaynaklara/hizmetlere erişimi önündeki engelleri değil, adalete erişimi önündeki engelleri de ortaya koymaktadır. 2012 yılında TESEV tarafından hazırlanan “Türkiye’de adalete erişim: Göstergeler ve Öneriler” başlıklı raporda, kadınların adalete erişimi önündeki başlıca engellerin kültürel ve sosyal haklar ile hak arama özgürlüğü ile ilgili olduğu belirtilmiştir. Bu engeller kısaca şöyledir: cinsiyete dayalı ayrımcılık, yoksulluk (adli yardımın olmaması); eğitim eksikliği, mahkemelerde tercüme imkânlarının olmaması nedeniyle bilgiye eşit olmayan düzeyde erişim (ana dilde ifade) ve mahkemeye erişimde eşit olmayan koşullar. Bu nedenle, Türkiye’de cinsiyete dayalı ayrımcılık ve eşitsizliğin yaygın olduğu dikkate alındığında, arabuluculuğun kadınların adalete erişiminde etkili bir çözüm yolu sunup sunmadığı tartışmalıdır. Bir yandan, tarafların eşit olması ve bir arabulucu yardımıyla istişareler yapılabilir olması ve sorunların diyalog yoluyla çözümlenmesi toplumsal cinsiyet eşitliği kültürünün gelişmesine etki edebilir; bu bakımdan arabuluculuk mevcut hukuk sistemini eksiklerini gideren bir alternatif olarak değerlendirilebilir. Ancak diğer taraftan, cinsiyete dayalı ayrımcılığa maruz kalan kadınların mahkeme dışı bir ortamda emniyetinin sağlanmasına ilişkin riskler ve bununla bağlantılı sorunlar da dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda, bazı kadın örgütleri, kadınların arabuluculuk sürecinden beklendiği şekilde fayda sağlamayabileceğini öne sürmektedirler; çünkü kadınların içinde bulunduğu toplumda koşullar eşit değildir ve kadınlar kendi yaşamlarını kontrol etmekte erkekler kadar bağımsız değildir ve eşit güce sahip değildir. Bu argümanlara bakıldığında şunu söyleyebiliriz: kadınların arabuluculuk yoluyla adalete erişimi, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ve engelleri dikkate alınarak tartışılmalıdır. Arabuluculuk uygulamalarında, yoksulluk kadının adalete erişimi önündeki en önemli engellerden birisi olarak ortaya çıkmaktadır. Yargılama masrafları ile kıyaslandığında arabuluculuğun maliyeti daha düşüktür ki bu da kadınların adalete erişimi bakımından önemli bir unsurdur. Yine de yoksulluk iş piyasasındaki cinsiyet eşitsizlikleri ve kadın katılımının eşit olmayan şartlarda gerçekleşmesi ile yakından ilgilidir. Bu sebeplerle, Türkiye’de kadın girişimciler, iş uyuşmazlıklarında arabuluculuğun uygulanabileceği alanları belirlemek üzere ortak toplantılar ve uygulamalar gerçekleştirmektedir (TESEV, 2016). Bu bakımdan iş yerinde cinsiyete dayalı ayrımcılık, İş Kanununun 5/1 saylı maddesi çerçevesinde önemli bir sorun olarak oraya çıkmaktadır. Bu maddeye göre; “İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz”. Bu sebeple pek çok kadın STK, iş yeri uyuşmazlıklarında kadınların arabuluculuk yoluyla adalete erişiminin desteklenmesi için bazı pozitif ayrımcılık uygulamalarının gerçekleştirilmesi gerektiğini öne sürmektedir. Eğitim ve bilgiye erişim eksikliği kadınların adalete erişimi önündeki diğer engellerdir. Bu eksiklikler yine yoksulluk ev adli yardım olanaklarının bulunmayışı ile bağlantılıdır. Bu bakımdan, arabuluculuk maliyetinin düşük olması ve hızlı sonuç alınabilir olması avantaj sağlamaktadır. Diğer taraftan, iş 7 | Sayfa sözleşmelerinde işçiler korunma ihtiyacı olan hassas taraftır. Eğitim alanında ve iş piyasasında toplumsal cinsiyet uçurumunu dikkate alırsak, kadınlar daha düşük statülü işlerde çalışan daha az eğitim almış işçiler olarak varsayılabilir. Bu durum arabuluculuk sürecinde işçi-işveren ilişkileri bakımından ciddi bir güç dengesizliği oluşturmaktadır. Aynı sebeplerle aile hukukunda arabuluculuk uygulamaları da, aile içindeki dezavantajlı konumu nedeniyle daha düşük eğitim almış kadınların baskı altına alınmasına neden olabilecek sonuçlar doğurabilir. Bu koşullar çerçevesinde, adli yardımın olmayışı da önemli bir eksiklik olarak tanımlanmaktadır. Adli yardımdan yararlanma imkânı, gerekli fonların erişilebilir olmaması nedeniyle tartışmalı bir husustur. Pilot proje olarak başlatılan ve başarılı bir uygulama olarak kabul edilen Beşiktaş Belediyesi Uyuşmazlık Çözüm Merkezine son yedi ayda yapılan başvurulara bakıldığında, başvurucuların çoğunun kadın olduğu görülmektedir (TESEV, 2016). Bu gerçekler ışığında, kadınların doğru bilgiye zamanında erişimi önündeki engellerin (tercüme imkânının olmaması gibi) ortadan kaldırılması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği ortadadır. Bunun yanında kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin diğer bir tarafıdır. Altınay ve Arat (2008) tarafından yapılan “Türkiye’de Kadına karşı Şiddet” başlıklı araştırmaya göre, Türkiye’de her üç kadından biri fiziksel şiddete maruz kalmaktadır; bu oran TÜİK raporunda (2014) on kadından dördü şeklinde belirtilmiştir. Ayrıca medyada yayınlanan haberlere göre yapılan bir haritalama çalışmasında, 2016 yılında 277 kadın aile ve toplum içindeki uyuşmazlıklar nedeniyle şiddete maruz kalmış ve öldürülmüştür (http://www.anitsayac.com/). Bu bağlamda, şiddete maruz kalan kadınlar öz saygılarını yitirdikleri ve korku içinde olduklarından arabuluculukta cinsiyete dayalı şiddete karşı önleyici tedbirlerin alınması gerektiğinin altı çizilmelidir. Arabuluculuk sürecinin her aşamasında tarafların rızasının alınması zorunlu olduğundan bu konu tartışmalıdır (TESEV,2016). İstanbul Sözleşmesinin 48. Maddesinin birinci fıkrasında açıkça şöyle belirtilmiştir – “Taraflar bu Sözleşme kapsamında yer alan her türlü şiddet olayıyla ilgili olarak, arabuluculuk ve uzlaştırma da dâhil olmak üzere, zorunlu anlaşmazlık giderme alternatif süreçlerini yasaklamak üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır”. Yine 56. Maddenin birinci fıkrasında “mağdurların, ailelerinin ve tanıkların, sindirmeye, misillemeye ve tekrar mağdur bırakılmaya karşı korunmalarını sağlayacaklardır” şeklinde vurgulanmıştır. Bu nedenle, İstanbul Sözleşmesi bağlamında, şiddet iddiasının olduğu uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk yasaktır (Ayata, 2016). Dolayısıyla kadınların yaşam hakkı ve diğer haklarının korunması için alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının daha planlı ve gerçekçi bir yaklaşım ile uygulanması ve ilgili tedbirlerin ve önerilerin dikkate alınması gerekmektedir. Bu nedenle, aile arabuluculuğu sisteme dâhil edilirse, cinsiyete dayalı şiddetle mücadele etmek üzere kadınların korunması için gerekli tedbirlerin alınması zorunlu olmalıdır. Benzer şekilde, ayrıntılı bir şekilde planlanmış uygulamalar gerekmektedir; arabulucular için uzmanlık eğitimi verilmesi, ayrı toplantılar ve özel görüşmeler için güvenli yer temin edilmesi gibi. 4. Odak Grup Görüşmeleri Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığında iki odak grup görüşmesi yapılmıştır. İlk görüşme Arabuluculuk Daire Başkanı ve hâkim, psikolog ve sosyal çalışmacılardan oluşan ekibi ile düzenlenmiştir. İkinci görüşme beş deneyimli arabulucu/eğitici ile gerçekleştirilmiştir. Her iki görüşme de yaklaşık bir buçuk saat sürmüştür. Odak grup görüşmeleri neticesinde Türkiye’de arabuluculuk uygulamalarına ilişkin aşağıdaki engeller ve ihtiyaçlar tespit edilmiştir: - Bazı kadınlar bilgiye erişim ve arabuluculuğu etkili bir şekilde kullanma bakımından dezavantajlı konumdadırlar. o o Kadınlara bilgi verilmesi ve başvurularının desteklenmesi için online sistem ve çağrı merkezi yardımcı olabilir. 8 | Sayfa o o o o Kadınların adalete erişimi hakkında bilgi veren web sitesi faydalı olabilir. Arabuluculuk merkezleri ve kadın hakları merkezleri işbirliği halinde bilgi hazırlayabilir ve sunabilir. Kadınlar için özel görüşme zamanı ve yeri ayarlanabilir. Arabuluculukta dezavantajlı kadınlar için yasal danışmanlık, avukat desteği ve arabuluculuk maliyeti için adli yardım verilmesini sağlamak üzere gerekli mevzuat düzenlemelerinin yapılması gerekebilir. - Toplumsal cinsiyetle ilgili hangi koşul ve hususların arabuluculuğa uygun olduğu arabulucular için hala karmaşık bir konudur. o Hukuk ve iş kanunlarında bu uyuşmazlıkların açık bir şekilde listelenmesi gerekmektedir. o Yargı camiasında toplumsal farkındalığın artırılması için eğitimler, çalıştaylar ve seminerler faydalı olabilir. o Arabulucular için etik kurallarda arabuluculukta kadınların ve dezavantajlı grupların korunması gerektiği vurgulanmalıdır. - Arabuluculuk merkezlerinin çoğu insanların özel ihtiyaçlarına uygun değildir. o Kadınlar çocuklar, engelli ve yaşlı bireylerin özel ihtiyaçlarına yönelik temel kriterlerin listelenmesi gerekmektedir. o Adalet Bakanlığı strateji planında bu konu yer alabilir. - Arabulucuların özellikle aile şirketlerine ilişkin uyuşmazlıklarda toplumsal cinsiyet konuları hakkında özel bilgi sahibi olması gerekmektedir. - Aile arabuluculuğu için ayrı bir mevzuat, ayrı bir uygulama sistemi ve uzmanlık eğitimi gerekmektedir. - Arabuluculuk eğitimine katılan kadın erkek oranı genelde eşittir. Eğitimlere aktif ve istekli bir şekilde katılım gösterenlerin çoğu kadınlarda oluşsa da, eğiticilerden bazıları devam ve başarı konusunda sorunlar yaşanabileceğini belirtmişlerdir. o Temel arabuluculuk eğitim süresinin altı saatten uzun olmaması gerekmektedir. o Kadınların çoğu saat 17.00’dan sonraki uygulama eğitimlerine katılamamaktadır. o Eğitim günleri ve saatleri kadınların katılımının sağlanması bakımından önemli bir boyut olarak göz önünde bulundurulmalıdır. 5. Bulgular ve Öneriler Eylem planı geliştirmeye yönelik olarak incelenen tüm araçlar ve veri kaynakları ışığında ve şimdiye kadar proje kapsamında gerçekleştirilen çalışma grubu ve çalıştay, strateji raporları, CEPEJ uzmanlarının değerlendirmeleri, 6 pilot ilde gerçekleştirilen arabuluculuk çalışmalarına ilişkin değerlendirmeler ve odak grup görüşmelerinden elde edilen bilgiler de dikkate alınarak aşağıdaki bulgular ve öneriler sunulmaktadır. Yine bu bulgular ve öneriler ışığında, Ekteki eylem planı hazırlanmıştır. Süreç boyunca toplumsal cinsiyet perspektifinin muhafaza edilmesi için arabuluculukta toplumsal cinsiyet duyarlılığı ilk planlama aşamasında dâhil edilmelidir. İşbu eylem planı üç hedef çerçevesinde toplumsal cinsiyet duyarlı bir arabuluculuk süreci için çeşitli anahtar eylemler sunmaktadır: 9 | Sayfa 1) Aile arabuluculuğu ve hukuk arabuluculuğu uygulamalarında toplumsal cinsiyet eşitliği konularıyla ilgili farkındalığın artırılması, 2) Toplumsal cinsiyet eşitliği ilkelerinin temel arabuluculuk eğitim müfredatıyla ilişkili eğitim programlarına entegre edilmesinin sağlanması ve 3) Aile arabuluculuğu eğitim programlarında toplumsal cinsiyet duyarlı bir uygulama için gerekli altyapının oluşturulması. Anahtar eylemlerin tamamı toplumsal cinsiyetlendirme fikri üzerinde geliştirilmiştir ki buna göre; hem kadınların hem de erkeklerin kültürel ve toplumsal farklılıkları dâhil olmak üzere sorunları ve deneyimleri sürecin tüm aşamalarının ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Bu çerçevede temel toplumsal cinsiyet değerlerine dayalı çeşitli stratejiler yer almaktadır: - Arabuluculuk yoluyla cinsiyet eşitliği, Arabuluculukta toplumsal cinsiyet farkındalığı, Toplumsal cinsiyet analizinde kapasite geliştirme, Arabulucuların cinsiyet duyarlı eğitimi, Eğitim materyallerinin toplumsal cinsiyet yansızlığı Toplumsal cinsiyet bütçelemesi, Eğitimlerin toplumsal cinsiyet duyarlı izlemesi ve değerlendirmesi Cinsiyet duyarlı/cinsiyete göre ayrıştırılmış veri Toplumsal cinsiyet uzmanları ve toplumsal cinsiyet alanında çalışan kadın grupları ile işbirliği Cinsiyete dayalı şiddet ve aile içi şiddetin ortaya konması ve buna cevap verilmesine ilişkin sistemler Cinsiyete dayalı ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına yönelik sistem Toplumsal cinsiyet ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik sistem Kadınların güvenliği 5.1. Aile arabuluculuğu ve hukuk arabuluculuğu uygulamalarında toplumsal cinsiyet eşitliği konularıyla ilgili farkındalığın artırılması Çeviri/Toplumsal Cinsiyet Duyarlı dil Türkçe, İngilizceye oranla toplumsal cinsiyet açısından yansız (gender-neutral) bir dildir. Ancak İngilizceye çevirilerde toplumsal cinsiyet açısından yanlı (gender-biased) bir anlam ortaya çıkabilmektedir. Bu açıdan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği incelendiğinde, arabulucudan bahsedilen her durumda he/his zamirlerinin kullanıldığı görülmektedir. Bu durum arabuluculuğun bir erkek mesleği olduğu izlenimi doğurması açısından önyargılara sebep olabilir. Öneri: Çeviriyle ilgili sorunun giderilmesi ve yasal düzenlemelerin değişiklik tasarılarında toplumsal cinsiyet açısından yansız bir dil kullanılması için gerekli önlemler alınmalıdır. Bu açıdan çeviri ekibinin toplumsal cinsiyete duyarlı bir dil konusunda farkındalığını arttırmayı amaçlayan eğitimler, seminerler düzenlenebilir. Ekip içerisine toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda lisansüstü eğitim almış bir kişi dâhil edilebilir ya da ekip üyeleri bu konuda kendilerini geliştirmeleri konusunda teşvik edilebilir. Arabulucular için Etik Kurallar 6325 sayılı Arabuluculuk Kanununda yer alan etik ilkeler, Arabulucular için Avrupa Meslek Kurallarında yer alan güç dengesizliğinden kaynaklanabilecek sorunları içermemektedir. 10 | Sayfa Ayrıca gizlilik konusunun sınırları özellikle toplumsal cinsiyete dayalı şiddet vakalarıyla karşılaşılma olasılığı yüksek olan aile ve iş uyuşmazlıkları açısından net bir şekilde belirtilmemiştir. Öneri: Kanun değişikliğiyle ilgili çalışmalarda, arabulucunun tarafsız ve adil bir süreç yürütülebilmesi için güç dengesizliklerinin giderilmesi gerekliliği vurgulanmalıdır. Bu konu kanun ve yönetmelik içerisinde yer almalıdır. Gerekiyorsa arabulucular için daha ayrıntılı bir Ulusal Meslek Kuralları Belgesi oluşturulmalıdır. Bu belgenin oluşturulması sürecinde kadın örgütleri (NGOs), Üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleri ile birlikte çalışılmalı, oluşturulan belgenin Avrupa standartlarına uygunluğu kontrol edilmelidir. Bu konuda Avrupa Konseyinden tavsiye alınabilir. Güç dengesizliğinin farklı özellikler çerçevesinde (toplumsal cinsiyet, etnisite, sınıf vb.) ortaya çıkabileceğinin açıkça belirtilmesi toplumsal cinsiyete duyarlı bir dil açısından önemlidir. Ayrıca gizliliğin şiddetin tespiti durumunda nereye kadar korunması gerektiği meselesinin netleştirilmesi ve yasal düzenlemeler içerisine dâhil edilmesi gerekir. İstatistikler/Veri Toplama Toplumsal cinsiyet analizi açısından, arabuluculuğun niteliğine ilişkin nitel ve nicel veriler yetersizdir. Bu verilerin toplanması ve raporlanması, aile arabuluculuğu açısından geliştirilecek öneriler açısından elzemdir. Öneri: Nitelik tüm boyutlarıyla kapsamlı bir şekilde değerlendirilmelidir. Bu açıdan cinsiyete göre ayrıştırılmış (sex segrageted) nicel veriler toplanmalı ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini görünür kılan nitel verilerle birlikte raporlanmalıdır. Bu süreçle ilgili olarak arabuluculuk daire başkanlığında bir alt çalışma grubu oluşturulmalı, yetkili kişilerin toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalığını arttırmaya yönelik çalışmalar (eğitim, seminer vb.) gerçekleştirilmelidir5. Nicel ve nitel verilerin toplanmasını sağlayacak portalın toplumsal cinsiyet farklılıklarını gösterecek şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Bunun için öncelikle arabuluculuk sürecinde dikkate alınması gereken temel toplumsal cinsiyet göstergeleri listelenmelidir6. Daha sonra veri tabanı toplumsal cinsiyet farklılıklarına ilişkin verileri gösterecek şekilde güncellenmelidir. Bu süreçte barolar, üniversiteler, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ile işbirliği yapılabilir. Örneğin verilerin veri tabanına işlenmesi sürecinde üniversitelerin ilgili bölümlerinden stajyer öğrenciler çalıştırılabilir. Arabuluculuk eğitiminde etkin olan üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleri ile işbirliği içerisinde araştırmalar planlanabilir ya da ilgili bölümlerin yüksek lisans ve doktora öğrencileri bu konuda tez hazırlamaları konusunda desteklenebilir. Arabuluculuk Daire Başkanlıpı ödül/hibe programları düzenleyebilir veya “arabuluculukta toplumsal cinsiyet” konulu yüksek lisans ve doktora tez çalışmalarını teşvik etmek üzere yarışmalar planlayabilir. Toplumsal cinsiyet analizi açısından nitel verilerin nicel veriler kadar önemli olduğu dikkate alınmalıdır. Adliye İmkânları Genel olarak adliyelerde arabuluculuk görüşmeleri için yeterli ortam sağlanamamıştır. Arabuluculuk merkezleri de görüşmeler için uygun değildir. Tüm arabuluculuk süreçleri için bu konu önemli olmakla birlikte, bu tür mekânsal kısıtların ortadan kaldırılması kadınların adalete erişimi açısından çok önemlidir. 5 Bu konuda gerçekleştirilecek farkındalık çalışmalarına destek olmak amacıyla Dünya Bankası tarafından geliştirilen modül (http://siteresources.worldbank.org/EXTGENDERSTATS/Resources/32373351291150268507/Module1_What_is_gender_statistics_and_gender_analysis.pdf) ve OECD’nin bilgi notu (https://www.oecd.org/dac/gender-development/44952761.pdf) kullanılabilir bir çerçeve sunmaktadır. 6 Bu listeleme çalışmasında, Avrupa Konseyi ve UN-Women’in kadınların adalete erişimini açısından önemli olan göstergelerle ilgili harita çalışması (https://rm.coe.int/CoERMPublicCommonSearchServices/DisplayDCTMContent?documentId=0900001680593e83) yol gösterici olabilir. 11 | Sayfa Öneri: Adalet Bakanlığı, arabuluculuk merkezlerinde ya da açmayı planladığı hukuk kliniklerinde ne tür fiziksel düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirlemelidir. Bu konuda Barolar ve üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleriyle işbirliği içerisinde bir araştırma planlanabilir. Araştırma engelli, yaşlı ve çocuk gibi dezavantajlı grupların toplumsal cinsiyete göre farklılaşan ihtiyaçlarını ortaya koymalıdır. Araştırma sonuçları üzerinden temel düzeydeki gerekliliklere ilişkin liste yayınlanabilir. Yargı camiasının farkındalığı Türkiye’de arabuluculuk süreçlerine ilişkin değerlendirmeler, hâkimler ve adliye çalışanlarına yönelik toplumsal cinsiyet eşitliği ve toplumsal cinsiyet ihtiyaçları konusunda farkındalığın geliştirilmesi gerektiğini göstermektedir. Öneri: Kadınların adalete erişimi açısından ortaya çıkan engellere, toplumsal cinsiyet ve farklılığa ilişkin adliye çalışanları ve hâkimlere yönelik çalıştay, toplantı, hizmet içi eğitim vb. gibi farkındalık çalışmaları gerçekleştirilmelidir. Barolar birliği bu konuda kadın birimleri, sivil toplum örgütleri ve üniversitelerle işbirliği içerisinde daha etkin çalışmalar yürütmelidir. Dezavantajlı Gruplar Arabuluculuk Kanunu mevzuat değişikliklerine ilişkin çalışmalarda, dezavantajlı gruplarla ilgili pozitif ayrımcılıkla ilgili önlemlerin alınabileceği belirtilmiştir. Kadınların adalete erişimi söz konusu olduğunda, dezavantajlı durumların başında yoksulluk gelir. Arabuluculuğun yasal süreçlerden daha ucuz bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olması, kimi kadınların arabuluculuğu tercih etmelerine yol açabilir. Bununla beraber kadınlar hiyerarşik yapılar karşısında kendilerini daha zor ifade ederler. Bu nedenle güç ilişkilerinin daha dengeli olduğu arabuluculuk süreci, kadınlar tarafından daha uygun bir uyuşmazlık çözüm süreci olarak görülebilir. Bu noktada Türkiye’de adli yardımın arabuluculuk çerçevesinde kullanılamaması önemli bir eksikliktir. Bu eksiklik, ekonomik sebeplerle kimi yoksul kadınların arabuluculuk hizmetinden yararlanmayı tercih etmemesine ve dışlanmasına neden olmaktadır. Kadınların adalete erişimde sıklıkla karşı karşıya kaldıkları bir diğer sorun, dil engelidir. Kadınların okuryazar olmaması ya da resmi dili konuşamaması durumunda, doğru bilgiye doğru zamanda ulaşabilmelerini sağlamak gerekir. Arabulucu bilgilerinin bu konuyu dikkate alarak düzenlenmesine ve ulaşılabilir hale getirilmesine ihtiyaç vardır. Ayrıca engelli bireyler konusunda kimi pozitif ayrımcılık uygulamalarının desteklenebileceği belirtilmektedir. Bu tür uygulamalar, engelliliğin toplumsal cinsiyetle kesiştiği noktalarda kadınlar için önemli bir pozitif ayrımcılık (affirmative action) olarak değerlendirilebilir. Öneri: CEPEJ uzmanlarının da vurguladığı gibi, özellikle aile arabuluculuğunda, kadınların adli yardımdan yararlanmalarını kolaylaştırmak için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bu açıdan adli yardımdan yararlanmak için tanımlanan kriterlerden dava odaklılığın çıkarılması gerekmektedir. Ayrıca okuryazar olmayan ya da resmi dili konuşamayan kişilerin çoğunlukla kadın olduğu dikkate alındığında yasal danışmanlık ve avukat desteğinin önemi ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle adli yardımın, yasal danışmanlık, avukat desteği ve arabuluculuk masraflarına ilişkin desteği de içerecek şekilde sunulmasını sağlayacak bir bütçeleme yapılmalıdır. Arabuluculardan toplanan giriş aidatlarının (admission fees) ve yıllık katkı paylarının (the yearly contributions) bir kısmı, adli yardım için kullanılabilir. Dil engelini kaldırmak açısından ise, kadınların iletişim kurabilecekleri nitelikte 12 | Sayfa arabulucuya erişebilmeleri sağlanmalıdır. Bunun için arabulucu veri tabanında düzenlemelerin yapılması gerekir. Engelli kişinin arabuluculuk talep etmesi durumunda bu talebin öncelikli olarak dikkate alınması önemlidir. Bu uygulama engelli çocuklarının ve ailedeki yaşlı bireylerin bakımından sorumlu olan kişiler (çoğu durumda zaten kadınlar) için de geçerli hale getirilebilir. Çünkü kadınlar genellikle bakım verdiği kişinin haklarını ve ihtiyaçlarını da dikkate alarak hareket eder. Örneğin bir mal paylaşımı uyuşmazlığında, kadın arabuluculuğun engelli çocuğunun ihtiyaçları açısından daha etkili bir çözüm olabileceğini düşünüyor olabilir. Bu durumda kadının arabuluculuk talebini dikkate almak, aynı zamanda çocuğun yüksek yararını gözetmek anlamına gelecektir. Benzer şekilde bir kadın işçi engelli çocuğunun bakım ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla çok sık izin aldığı için işvereni tarafından statüsü tam zamanlıdan yarı zamanlıya düşürülmek istenebilir. Bu koşullarda ortaya çıkacak bir uyuşmazlığın temelinde dolaylı ayrımcılık söz konusu olacaktır. Dolayısıyla benzer bir uygulama, çalışma yaşamında ortaya çıkan toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılıkla ilgili uyuşmazlıklar açısından da dikkate alınmalıdır. Mevzuat değişiklikleri – hukuk uyuşmazlıkları: iş uyuşmazlıkları/güç dengesizliği Pilot illerde gerçekleştirilen değerlendirmeler, arabuluculuğa ilişkin spesifik alanlarda uzmanlık eğitimlerine ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Uzmanlık eğitimleri hazırlanırken, istihdam alanının toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığın yoğun olarak yaşandığı alanlardan biri olduğu unutulmamalıdır. İş uyuşmazlıkları açısından koruyucu önlemlerin tanımlanmasına ilişkin tartışmalarda ise, bu boyuta dikkat edilmediği görülmektedir. Bu açıdan iş uyuşmazlıklarında arabuluculuğa ilişkin mevzuat düzenleme çalışmalarına işçi ve işveren taraflara eşit söz hakkı tanınması ve bu sürece kadınların katılımı önemlidir. CEPEJ uzmanlarının iş uyuşmazlıkları açısından zorunlu arabuluculuğun tartışılması konusunda acele edilmemesi gerektiği önerisi yerinde bir öneridir. Öneri: İş uyuşmazlıklarıyla ilgili uzmanlık eğitimine duyulan ihtiyaç mevzuatta yer almalıdır. Bu konuda verilecek eğitim, arabulucuların iş yaşamında toplumsal cinsiyet eşitsizliği, toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık ve güç dengesizlikleriyle nasıl başa çıkılacağı konusunda bilgi ve becerilerini geliştirmeyi amaçlamalıdır. İş uyuşmazlıklarıyla ilgili olarak yapılacak çalıştaylara mutlaka sendikalardan ve bu alanda çalışan sivil toplum örgütlerinden kadın temsilcilerin katılımı sağlanmalıdır. Bu süreçte temsilcilerin çoğu zaman erkek olabildiği dikkate alınmalı ve sendikaların kadın birimleri ayrıca davet edilmelidir. Bu toplantılara kadın istihdamı alanında çalışan sivil toplum örgütlerinin (Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi-KEİG, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği- KAGİDER, Ev Eksenli Çalışan Kadınlar ve Sosyal Haklar Derneği, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu-TKDF gibi) de davet edilmesi önerilmektedir. İşçi lehine düzenlemeler net bir şekilde tanımlanmalıdır. Zorunlu arabuluculuğun iş uyuşmazlıklarını da kapsayacak şekilde genişletilmesi tartışılırken, güç dengesizlikleri ya da ayrımcılıkla ilgili konular dikkate alınmalıdır. Mevzuat değişiklikleri/aile arabuluculuğu/sınır ötesi arabuluculuk ve çocuk kaçırma Aile arabuluculuğu mevzuat çalışmaları çerçevesinde, boşanma ve aile içi şiddetle ilgili kimi uyuşmazlıkların arabuluculuğa uygun olup olmadığı konusu tartışılmaktadır. İstanbul sözleşmesinin 13 | Sayfa 48. Maddesi, aile içi şiddetle ilgili konularda zorunlu arabuluculuğu açıkça yasaklamıştır. Bu konuda yapılacak düzenlemelerin bu konuyu dikkate alarak gerçekleştirilmesi gerekir. İş Uyuşmazlıklarında uygulanması önerilen ilk toplantının zorunlu olmasına ilişkin mevzuat değişikliği ve değerlendirici arabuluculuk önerisi, arabuluculuğun uygulandığı tüm alanlara taşınırsa ciddi sorunlar doğurur. Böyle bir durum, tarafların bir araya gelmek istemediği durumlarda zorunluluğuna dönüşebilme riski taşır. Kadına yönelik şiddet ya da toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle karşılaşıldığında arabulucunun bireyleri gerekli koruyucu hizmetlere yönlendirerek, gerekirse arabuluculuğu sonlandırması gerekir. Bu konuda verebileceği tavsiyeler, daha sonra arabulucu için de sıkıntı doğurabilecek konulardır. Ayrıca aile arabuluculuğu mevzuatı çalışmalarında, çocuk kaçırma konusundaki uluslararası arabuluculuk sözleşmesinin ilgili maddelerine değinilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu konuda yapılan çalışmalar çocuğun yüksek yararının kadın haklarıyla ve toplumsal cinsiyet eşitliğiyle yakından ilişkili olduğunu göstermektedir. Öneri: Aile arabuluculuğuyla ilgili uzmanlık eğitimi gerekliliği mevzuatta yer almalıdır. Aile arabuluculuğu için hangi uyuşmazlık türlerinin uygun olup olmadığı “aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıkların zorunlu arabuluculuğa elverişli olmadığı” hükmünün yerine getirilmesi sağlanarak net bir şekilde İstanbul sözleşmesi üzerinden tanımlanmalıdır. Ayrıca zorunlu ve ihtiyari arabuluculuk konusunda süregelen tartışmaların kadın örgütleriyle ve baroların kadın birimleriyle ayrıntılı olarak incelenmesi gerekmektedir. Bu konuda toplumsal farkındalığın arttırılmasına yönelik çalıştaylar yapılabilir. Yapılacak çalıştaylara sendikaların kadın birimlerinden ve kadın istihdamı alanında çalışan sivil toplum örgütlerinden katılımcıların katılımı sağlanmalıdır. Kadın temsilcilerin görüşleri dikkate alınmalıdır. Çocuk kaçırma ve uluslararası aile arabuluculuğu ile ilgili gerekli mevzuat değişikliği yapılırken çocuğun yüksek yararı ile toplumsal cinsiyet eşitliği ilişkisine değinilmelidir. Ayrıca çocuğun yüksek yararı ile toplumsal cinsiyet eşitliği ilişkisi açısından iyi uygulama örnekleri üzerinden farkındalık geliştirmeye yönelik çalışmalar gerçekleştirilebilir. Örneğin çocuğun yüksek yararı ile toplumsal cinsiyet eşitliğinin birbiriyle yakından bağlantılı olduğunu görebildiğimiz uygulamalarla dikkat çeken İskandinav/İsveç modeli incelenebilir. 5.2 Toplumsal cinsiyet eşitliği ilkelerinin temel arabuluculuk eğitim müfredatıyla ilişkili eğitim programlarına entegre edilmesinin sağlanması Temel arabuluculuk eğitim müfredatı ve eğitim materyalleri, eğiticilerin nitelikleri Temel arabuluculukla ilgili mevcut eğitim müfredatına toplumsal cinsiyet boyutunun dâhil edilmesi gerektiği doğru bir tespit olmuştur. Bu çerçevede eğitimcilerle gerçekleştirilen çalıştaylara toplumsal cinsiyet uzmanı katılım sağlamış ve öneriler geliştirmiştir. Hem eğitimci rehberi hem de öğrenci rehberi içerisine toplumsal cinsiyet eşitliği, farklılıklar ve arabuluculukla ilgili bir bölüm eklenmiş, tüm eğitim materyalleri toplumsal cinsiyete duyarlı hale getirilmiştir. Eğitim modüllerinin toplumsal cinsiyetlendirilmesi (gender mainstreaming) sürecinde, “Arabuluculukta Toplumsal Cinsiyet: Eğiticiler İçin Etkinlik El Kitabı” (Gender in Mediation: An Exercise Handbook for Trainers)’nın ilk bölümünde yer alan kimi etkinlikler Türkçeye çevrilerek modüllere uyarlanmıştır. Ayrıca “toplumsal cinsiyet eşitliği, farklılıklar ve arabuluculuk” modülünün bu konuda uzman olan bir eğitici tarafından verilmesi ya da süpervize edilmesi planlanmıştır. Tüm eğitim sürecinin toplumsal cinsiyet açısından değerlendirilmesine karar verilmiştir. Eğitim materyalleri içerisinde kullanılan temel kavramları içeren sözlük içerisine toplumsal cinsiyetle ilişkili kavramlar dâhil edilmiştir. Ancak eğiticilerin arabuluculuk sürecinde toplumsal cinsiyetle ilgili konular ve bu konuları eğitim sürecine dâhil etmeleri konusunda güçlendirilmeleri gerekmektedir. Eğitimlerin toplumsal cinsiyet eşitliği açısından değerlendirilmesi noktasında ise uygun değerlendirme araçlarının geliştirilmesine ihtiyaç vardır. 14 | Sayfa Öneri: Toplumsal cinsiyet eşitliği, farklılıklar ve arabuluculukla ilgili eğitim modülünün, proje sonrasında da toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda uzman birisi tarafından verilmesi ya da süpervize edilmesi sağlanmalıdır. Bu konuda arabuluculuk eğitimlerinin verildiği üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleri ile işbirliği yapılarak, hem eğitimin verilmesi hem de izlenmesi konusunda süpervizyon desteği sağlanabilir. Eğitim sürecinin toplumsal cinsiyet eşitliği açısından değerlendirilmesi gerekir. Bunun için Freiburg Üniversitesinde tamamlanan bir proje kapsamında geliştirilen “Project e-qual – Teaching, Gender, Quality” değerlendirme aracı/formu Türkçeye çevrilerek kullanılabilir. Bununla beraber eğiticilerin ve katılımcıların eşit sayıda kadın ve erkeklerden oluşmasının sağlanması için gerekli önlemler (kota gibi) alınmalıdır. İş arabuluculuğu eğitimi ayrı bir uzmanlık eğitimi olarak tasarlanmalıdır ancak temel arabuluculuk eğitimi içerisinde konuya ilişkin temel bilgilerin yer almasının sağlanması gerekir. İş uyuşmazlıklarında karşılaşılabilecek toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılıkla ilgili olarak UNDP desteğiyle “Sırbistan’daki ayrımcılık vakalarında alternatif uyuşmazlık çözümü tekniklerinin kullanımına ilişkin perspektifler” (Perspectives of Use of Alternative Dispute Resolution Techniques in Cases of Discrimination in Serbia) isimiyle hazırlanmış olan çalışma yol gösterici olabilir. Daha ileri aşamalarda iş arabuluculuğuna ilişkin ayrı bir eğitim materyali geliştirilme sürecine destek olması açısından, bu kitabın çevirisinden yararlanılabilir ve özellikle iş uyuşmazlıklarında cinsiyet temelli ayrımcılığa dikkat çekmek üzere vaka çalışmaları eklenebilir. Ayrıca ayrımcılık vakalarında kullanılacak alternatif uyuşmazlığa ilişkin perspektifler ve teknikler konusunda dünya örneklerinin incelenmesi ve Türkiye koşullarında karşılaşılan vaka örneklerinin toplanması önerilmektedir. Yargı mensuplarının arabuluculuk alanında eğitim alması Hâkimler, hukuk hâkimleri ve adliye personelinin arabuluculuk konusunda planlanacak eğitim programlarına ihtiyacı vardır. Uzmanlık eğitimlerine ilişkin yapılan tartışmalarda, toplumsal cinsiyet konularının yer almadığı görülmektedir. Bu durum ciddi bir eksikliktir. Ayrıca CEPEJ uzmanlarının önerisi ile tasarlanmaya başlanan rehber kitap içeriğinde arabuluculuğa uygun olmayan uyuşmazlık türleri yer almamaktadır. Odak grup görüşmeleri sırasında da, farklı uyuşmazlık türleri açısından arabuluculuğa uygun ve uygun olmayan uyuşmazlıkların belirlenmesinin sıkıntılı olduğu belirtilmiştir. Bu konunun netleştirilmesine ihtiyaç vardır. Öneri: Hâkimler ve hukuk hâkimleri için planlanacak eğitimler kapsamında, arabulucuya yönlendirme yapılmasının uygun ve uygun olmadığı durumlar, iş, aile ve diğer hukuk uyuşmazlıkları açısından ayrı ayrı listelenmelidir. Kadın hakları ve cinisyet eşitliğinin savunulmasında Adalet Bakanlığında hem erkek hem de kadın sözcüler görevlendirilmelidir. Hedef kitleyi etkileme gücüne sahip hâkim, savcı, avukat veya arabulucular arasından kadın veya erkek sözcü seçilebilir. Bu kişiler kadın hakları ve cinsiyet eşitliği hakkında bilgi sahibi olmalı ve kadın örgütleriyle işbirliği konusunda deneyim sahibi olmalıdırlar. Ayrıca hâkimler, hukuk hâkimleri ve adliye personeline yönelik olarak gerçekleştirilecek eğitimler, toplumsal cinsiyet konusunda daha önce verilen eğitimlerin bir devamı niteliğinde olmalıdır. Bu konuda yapılacak tüm çalışmalarda (çalıştay, toplantı vs) arabuluculuk çerçevesinde toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, kadına yönelik şiddet, güç dengesizlikleri, farklılıklar ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusu yer almalıdır. Eğitimlerin değerlendirilmesinde arabuluculuk sürecinde toplumsal cinsiyetle ilişkili bu konuları içerecek değerlendirme soruları oluşturulmalıdır. 15 | Sayfa Bu çerçevede önerilen toplumsal cinsiyete ilişkin farkındalık geliştirmeye yönelik çalışmalarda, Türkiye Adalet Akademisi ve barolar sorumluluk alabilir. Toplumsal farkındalık Proje kapsamında arabuluculukla ilgili yazılı broşürler ve diğer bilgilendirici belgeler hâkimlere, arabuluculara, avukatlara ve taraflara sunulmaktadır. Ancak bu bilgilendirici broşürler içerisinde toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin arabuluculuk süreçlerinde ortaya çıkabilecek ayrımcılık, şiddet, güç dengesizliği vb. gibi önemli konular yer almamaktadır. Öneri: Arabuluculuğa ilişkin hazırlanacak broşürlerde toplumsal cinsiyet boyutuna ilişkin farkındalık yaratacak bazı temel bilgiler yer almalıdır. Bu konularda farkındalık yaratmak üzere geliştirilecek poster, broşür, bilgi formu, vb. gibi araçların toplumsal cinsiyet eşitliğini içermesi ve tüm belgelerin toplumsal cinsiyet açısından yansız bir dille hazırlanması sağlanmalıdır. Bunun yanında arabuluculuk süreci, adalete erişimde kadınların önündeki engeller, cinsiyet temelli şiddet ve arabulucu uygulayıcıları konusunda ayrımcılık gibi sadece toplumsal cinsiyetle ilgili özel broşürlerin de hazırlanması gerekli olabilir. Bu konuda Barolar sorumluluk alabilir. Baroların kadın birimleri, üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleri, kadın örgütleri ya da Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ile ortak çalışmalar yapılabilir. Toplumsal cinsiyet konusuna dikkat çekmek ve üzerinde çalışılması konusunda ilgi uyandırmak amacıyla küçük ödüllü yarışmalar düzenlenebilir. 5.3 Aile arabuluculuğu eğitim programlarında toplumsal cinsiyet duyarlı bir uygulama için gerekli altyapının oluşturulması Aile arabuluculuğu/Eğitim müfredatı ve eğitim materyalleri Aile arabuluculuğuna ilişkin mevzuat geliştirme çalışmaları hali hazırda devam etmektedir. Çalışmalar kapsamında mevzuatın yeterli olup olmadığı ve yönetmelikle sürecin nasıl yürütüleceğinin belirlenebileceği tartışılmaktadır. Kadın örgütleri ve kimi katılımcılar, toplantılarda aile arabuluculuğuna ilişkin olarak Türkiye’de yeterli alt yapının bulunmadığını vurgulamıştır. Özellikle şiddete maruz kalan kadınların korunması konusunda yeterli refah hizmetleri alt yapısının bulunmadığı dikkate alındığında sürecin aceleyle başlatılması risklidir. Temel eğitim materyalleri içerisinde, ayrı bir eğitim olarak planlanması düşünülen aile arabuluculuğuna ilişkin temel bilgiler yer almaktadır. Ancak aile arabuluculuğunun ayrı bir mevzuat ve uzmanlık eğitimine tabi olması tartışılmaktadır. Aile arabuluculuğuna ilişkin eğitimin özelliklerine ilişkin tartışmalarda, psikoloji ağırlıklı bir eğitim önerilmiştir. Ancak aile toplumsal bir kurum olarak sadece psikoloji bakış açısıyla incelenemez. Türkiye’de oldukça yaygın olan ev içi şiddet, psikolojiyi aşan toplumsal boyutlarıyla ortaya çıkan ve toplumu etkileyen, dolayısıyla disiplinler arası ele alınması gereken bir konudur. Sadece psikolojiye odaklanmak, toplumdaki refah hizmetleriyle bağlantının kurulması, koruyucu önlemlerin alınması vb. konularda yetersiz kalacaktır. Eğitim müfredatı çerçevesinde geliştirilecek eğitim materyallerinin tüm bu konuları dikkate almasına ve toplumsal cinsiyete duyarlı bir dille yazılmasına ihtiyaç vardır. Öneri: Aile arabuluculuğu eğitimi, 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunundan farklı bir aile arabuluculuğu kanunu kapsamında uzmanlaşma eğitimi olarak tanımlanmalıdır. Öncelikle arabulucuların ev içerisinde kadına, çocuğa ya da evdeki bir başka hane üyesine yönelen şiddeti/şiddet riskini tespit etmek üzere kullanabileceği değerlendirme araçlarına ihtiyacı vardır. Bununla birlikte başarılı bir arabuluculuk için dikkate alınması gereken göstergeler geliştirilmelidir. Arabulucuların kurumlar 16 | Sayfa tarafından sunulan koruyucu-önleyici ve rehabilite edici hizmetler konusunda bilgi sahibi olmaları sağlanmalıdır. Bu açıdan eğitim müfredatı geliştirme çalışmalarının, aile sistemleri, alt sistemleri, çocuk gelişimi, bakım ilişkileri, aile içi iletişim ve çatışma çözümü, ev içi şiddet ve toplumsal cinsiyet rolleri gibi sosyoloji, sosyal hizmet ve çocuk gelişiminin ağırlıklı olarak ele aldığı konuları da içerecek şekilde planlanması önerilmektedir. Aile arabuluculuğuna yönelik olarak geliştirilecek her türlü eğitim materyalinin (broşür vb.) ve belirlenecek eğitim müfredat içeriğinin toplumsal cinsiyete duyarlı bir dili ve konuları içerek şekilde hazırlanması garanti edilmelidir. Bu konuda kadın örgütlerinden, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nden ya da Üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleri’nden destek alınabilir. Eğitimlerin bu çerçevede geliştirilecek interaktif/deneyimlemeye dayalı etkinlikler ve vaka örnekleriyle hazırlanması ve online modüllerle desteklenmesi gerekir. Ayrıca aile arabuluculuğu eğitimi, uygulamaya yönelik olarak geliştirilecek bir süpervizyon sistemiyle yürütülmeli, sürekli eğitim sistemleriyle desteklenmelidir. Bu açıdan çok-disiplinli bir süpervizyon sürecinin yapılandırılması gerekmektedir. Arabulucuların aldıkları eğitime ve süpervizyona dayalı mesleki uygulamalarına ilişkin yetkinliklerinin nasıl değerlendirileceği de önemlidir. Bu açıdan gerek süpervizyon gerekse eğitim sürecinde kullanmak açısından toplumsal cinsiyete duyarlı bir aile arabuluculuğu için başarı kriterleri/göstergelerinin belirlenmesi önerilmektedir. Bu noktalara dikkat edilerek aile arabuluculuğuna ilişkin genel bir eğitim stratejisi geliştirilebilir. Ancak uluslararası sınır aşan aile arabuluculuğu ve çocuk kaçırma konusu için ayrı bir çalışma yapılması önerilmektedir. Aile arabuluculuğu/Eğiticilerin vasıfları Aile arabuluculuğuyla ilgili toplantılarda, CEPEJ uzmanları eğiticilerin ve eğitim alacak olan arabulucuların farklı meslek gruplarından seçilmeleri gerektiği vurgulanmıştır. Dünyadaki örnekler de bu yöndedir. Farklı meslek gruplarından kişiler, temel arabuluculuk eğitimlerini tamamladıktan sonra aile arabuluculuğu konusunda bir eğitici eğitimine dâhil olurlar. Öneri: Eğiticilerin sadece hukukçulardan değil aile uyuşmazlıkları alanında çalışanların deneyimlerini de dikkate alacak şekilde farklı disiplinden (hukuk, psikoloji, sosyal hizmet, çocuk gelişimi vb.) belirlenmesine özen gösterilmelidir. Ayrıca eğitimin verileceği üniversitenin belirlenmesinde, kadın araştırma merkezinin ya da disiplinler arası kadın çalışmaları anabilim dalının bulunması gibi kriterler kullanılabilir. Eğiticilerin deenyimli aile arabulucusu olması, aile arabuluculuğundan edindikleri deneyimleri etkileşimli ve deneysel eğitimin hazırlanmasında ve verilmesinde kullanabilecek donanıma sahip olmaları gerekmektedir. Bu kriterlere uygun olarak, eğitici havuzunun ve eğitimlere katılacak eğitimcilerin eşit sayıda kadın ve erkeklerden oluşmasını sağlamak önemlidir. Ayrıca eğiticilerin ilgili modüllerin uygulanmasında toplumsal cinsiyet uzmanlarıyla bağlantıya geçebilmeleri için kadın örgütlerinden ve üniversitelerden toplumsal cinsiyet konusunda uzmanlığı olan yardımcı eğitmenler listesinin oluşturulması önerilmektedir. Bu açıdan aile arabuluculuğunda eğiticilerin, toplumsal cinsiyet eşitliği konusuna duyarlı ve disiplinler arası ekip çalışmasına yatkın kişilerden seçilmeleri önemlidir. Aile Arabuluculuğu/ Arabulucuların Özellikleri ve Arabuluculuğun yeri 17 | Sayfa CEPEJ uzmanları, aile arabulucularının birtakım özel bilgi, beceri ve değerlere sahip olması gerektiğini belirtmiştir. Aile arabuluculuğunun temel bilgisi, toplumsal cinisyet konularının ve aile içi istismar ve bunun yetişkinler ve çocuklar üzerindeki etkileri de dahil olmak üzere hukuk, psikoloji, aile dinamikleri, çocuk gelişimi gibi alanları kapsamaktadır. Güç dengesizliklerini fark edebilme ve yönetebilme ve beden dili üzerinden sözsüz iletişimi gözleyerek taciz veya şiddet göstergelerini saptayabilmek için de özel beceriler gerekmektedir. Şiddet ve taciz genellikle ev içerisinde kadına ve çocuğa yönelik olduğundan tespiti de zor bir konudur. Bu açıdan arabulucu olacak kişinin kapsamlı bir değerlendirme yaparak, doğru tespit ve adımlar atması beklenir. Bu nedenle aile arabulucuları hassas bireylerle iletişim, arabuluculuğun uygunluğunun tespiti, dostane ilişki kurulması ve aralarında ihtilaf olan iki veya daha fazla tarafla arabuluculuk gibi bir dizi beceriye sahip olmalıdır. Bu açıdan kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadelede etkin hizmet alt yapısının olması, aile arabuluculuğu açısından önemlidir. Ayrıca çoğu ülkede aile arabuluculuğu, hukuk eğitimi almış kişilerin dışında psikologlar, terapistler veya sosyal hizmet uzmanları gibi başka disiplinlerden gelen meslek mensuplarına da açıktır. Öneri: Aile arabuluculuğu eğitiminin, sadece hukuk eğitimi almış kişilere değil, psikoloji, aile dinamikleri ve çocuk gelişimi gibi konularla ilgili deneyim sahibi olan psikologlar veya sosyal hizmet uzmanları gibi farklı meslek mensuplarına da açık olması önerilmektedir. Çünkü toplumsal cinsiyete eşitsizliklerinin, farklı kültürel değer ve geleneklerin farkında olmak, farklılıklara karşı toleranslı olmak ve işbirliği içerisinde çalışabilmek eğitimli bir arabulucunun temel özellikleridir. Çünkü sadece tek bir kişi ile çalışabilirler ve hukuk/ticari uyuşmazlıklarda çalışan arabuluculargenelde “mekik arabuluculuğu” yaparlar. Yukarıda sayılan meslek eğitimleri de, bu konularda arabulucu için bir bilgi temeli oluşturur. Arabulucuların aile içerisinde şiddetin varlığını ya da beyanını doğru değerlendirebilme becerilerini desteklemek açısından, taciz veya şiddet göstergelerini tanımlayan bir değerlendirme aracı geliştirilmesi önerilmektedir. Bu araç, şiddetin tespiti durumunda hangi yasal prosedürün izlenerek ne tür önlemlerin alınabileceğine ve hangi hizmetlere yönlendirme yapılabileceğine ilişkin bilgileri içermelidir. Ayrıca aile içi şiddetin farklı tür ve kategorileri ile uyuşmazlığın arabuluculuğa uygun olmayacağını gösteren göstergelerin tespit edilmesi de önemlidir. Bunun için öncelikle kadının şiddetten korunmasını sağlayacak hizmetlerde yeterli bir yapıya ulaşmak gerekmektedir. Bu açıdan şiddetin tespiti ile ortaya çıkan acil bir durumda, arabulucunun anında ilgili kurumlarla bağlantıya geçmesini sağlayacak bir sistem geliştirilmelidir. Bu durum, böyle bir sistemle yakından bağlantılı olması gereken kadın sığınma evlerinin sayılarının arttırılması ihtiyacını gösterir. Dolayısıyla Belediyeler Kanunu’nda nüfusu 100.000’e ulaşan belediyelerin kadın sığınma evi açma yükümlülüğünü yerine getirmeleri sağlanmalıdır. Bununla beraber aile arabuluculuğuna başvuranların şikâyetlerini toplumsal cinsiyet açısından da değerlendiren etkin bir şikâyet ve danışmanlık mekanizmasının geliştirilmesi önerilmektedir. Aile arabuluculuğu yapılacak mekânlarda, kadınların toplumsal cinsiyet ihtiyaçlarına ve şiddetten korunmalarını sağlayacak düzenlemelere ilişkin temel kriterler belirlenmelidir. 18 | Sayfa TOPLUMSAL CİNSİYET EYLEM PLANI 2017 (2017-2022) Hedef 1: Aile arabuluculuğu ve hukuk arabuluculuğu uygulamalarında toplumsal cinsiyet eşitliği konularıyla ilgili farkındalığın artırılması Anahtar eylemler 1.1. Eylem planının Arabuluculuk Daire Başkanlığının tüm birimleri tarafından işbirliği içinde kabul edilmesinin sağlanması 1.2. Mevzuatın cinsiyet duyarlı şekilde tercüme edilmesinin sağlanması 1.3. Cinsiyet duyarlı arabuluculuk etik kurallarının desteklenmesi Faaliyetler 1.1.1. Eylem planı hakkında bilgi vermek ve planın stratejik plana girmesi için Bakanlık ve Daire Başkanlığı temsilcileri ile toplantı 1.1.2. İlgili birimlerden kadın katılımcıların toplantıya katılımını sağlamak 1.1.3. Eylem planının uygulanmasında cinsiyet karışık bir alt çalışma grubunun oluşturulması 1.1.4. Seminerler ve eğitimler yoluyla cinsiyet eşitliği konusunda bilgilerini artırmaları için personeli teşvik etmek 1.2.1. Cinsiyet duyarlı dil kullanmaları konusunda tercümanların teşvik edilmesi 1.2.2. Mevzuatın daha cinsiyet yansız hale gelmesi için gerekli değişikliklerin yapılması 1.3.1. Mevzuata güç dengesizlikleri, cinsiyet temelli şiddet konuları ve gizliliğin sınırlarına ilişkin hususların eklenmesi 1.3.2. Kadın STKlar ve üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleri ile işbirliği içinde Arabulucular için Ulusal Etik Kurallarının hazırlanması 1.3.3. Ulusal belgenin Avrupa standartlarına uygunluğuna ilişkin Sorumlu aktörler Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı Zaman çerçevesi 2017 Eylül ayına kadar Çıktı/göstergeler Temel veri değerleri Eylem planı faaliyetlerinin en az %30’unun strateji planına eklenmesi Toplumsal cinsiyet farkındalığı Kapasite geliştirme Birimlerden katılan kişilerin en az %40’nın kadın olması Alt çalışma grubunda eşit sayıda kadın ve erkek yer alması Cinsiyet eşitliği konusundan en az bir seminer veya meslek içi eğitim düzenlenmesi Avrupa Konseyi Arabuluculuk Daire Başkanlığı Adalet Bakanlığı Avrupa Konseyi Kadın STKlar Üniversitelerin 2017 Eylül ayına kadar En az iki seminer veya meslek içi eğitim düzenlenmesi Cinsiyet yansız dil 2017-2022 Güç dengesizlikleri, cinsiyet temelli şiddet konuları ve gizliliğin sınırlarına ilişkin mevzuat değişikliklerinin yapılması Toplumsal cinsiyet farkındalığı Kadın STKlar ve üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezlerinin tavsiyelerinin Kapasite geliştirme Kapasite geliştirme Toplumsal cinsiyet uzmanlığı 19 | Sayfa tavsiyeler verilmesi 1.4. Eşitsizliklerin daha görünür kılınması için cinsiyet duyarlı/cinsiyete göre ayrıştırılmış veri sunulması 1.4.1. Cinsiyet duyarlı/cinsiyete göre ayrıştırılmış veri toplanması ve raporlanması amacıyla seminer ve çalıştaylar düzenleyerek personelin farkındalığının artırılması 1.4.2. Cinsiyet duyarlı/cinsiyete göre ayrıştırılmış veri toplanması ve raporlanması konusunda yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin desteklenmesi 1.4.3. Üniversiteler ile işbirliği içinde veri toplama ve raporlama için toplumsal cinsiyet göstergelerinin listelenmesi ve kullanılması Kadın Araştırma Merkezleri Arabuluculuk Daire Başkanlığı en az %60’nın değerlendirilmesi 2017-2022 Her yıl en az iki farkındalık semineri düzenlenmesi Toplumsal cinsiyet farklılıkları Arabuluculuk Daire Başkanlığı Toplumsal cinsiyet göstergelerinin listesi Üniversiteler Toplumsal cinsiyet göstergelerine dayalı veri tabanı Cinsiyet duyarlı/cinsiyete göre ayrıştırılmış veri Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Yıllık raporlarda yer alan verilerin en az %50’sinin cinsiyet duyarlı/ cinsiyete göre ayrıştırılmış veriden oluşması Yıld en az 1 yüksek lisans ve 1 doktora tezinin desteklenmesi 1.4. Kadınlara kolaylık sağlayacak adliye tesislerinin desteklenmesi 1.4.1. Baro başkanlıkları, üniversiteler ve kadın merkezleri ile işbirliği içinde mahkemelerde toplumsal cinsiyet ihtiyaçları hakkında veri toplanması 1.4.2. Arabuluculuk merkezleri ve hukuk kliniklerinde karşılanabilecek ihtiyaçların listelenmesi ve yayınlanması Adalet Bakanlığı 2017-2022 Arabuluculuk Daire Başkanlığı Toplumsal cinsiyet ihtiyaçları üzerine ortak bir araştırma raporu Üniversiteler ve kadın araştırma merkezleri Toplumsal cinsiyet farkındalığı Kapasite geliştirme Toplumsal cinsiyet ihtiyaçları Baro başkanlıkları ve kadın birimleri 1.5. Yargı camiasının farkındalığının artırılması 1.5.1. Baro başkanlıkları, üniversiteler ve kadın merkezleri ile işbirliği içinde çalıştay ve meslek içi eğitim düzenlenmesi Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı 2017-2022 Yılda en az iki çalıştay ve meslek içi eğitim Toplumsal cinsiyet farkındalığı Kapasite geliştirme Baro başkanlıkları ve kadın birimleri Kadın STKlar 20 | Sayfa Üniversitelerin araştırma merkezleri 1.6. Dezavantajlı grupların desteklenmesi 1.6.1. Kadınlar için arabuluculukta adli yardımın belirlenmesi 1.6.2. Hukuki danışmanlık, avukat desteği ve arabuluculuk ücretine ilişkin toplumsal cinsiyet bütçesinin ayrılması 1.6.3. Engelli kişiler ve onlara bakan kişiler için arabuluculuk kanununda pozitif ayrımcılık düzenlemelerinin geliştirilmesi 1.6.4. Veri tabanına arabulucuların dil bilgisinin eklenmesi Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı Mevzuatta kadınlara adli yardım yapılması için düzenleme yapılması 2017-2022 Barolar ve kadın birimleri Adli yardım için giriş ücretlerinin ve yıllık katkı payının %60’ının adli yardım için toplumsal cinsiyet bütçesi olarak ayrılması Pozitif ayrımcılık düzenlemelerinden faydalanan kadın sayısı Kapasite geliştirme Toplumsal cinsiyet bütçesi Şiddetin yok edilmesi Ayrımcılığın yok edilmesi Pozitif ayrımcılık Kesişimsellik Çok dilli ve kültürel olarak hassas veri tabanı 1.7. Hukuk arabuluculuğu mevzuat değişikliklerinin toplumsal cinsiyet duyarlı hale getirilmesi 1.8. Aile arabuluculuğu mevzuat değişikliklerinin cinsiyet duyarlı hale 1.7.1. Hukuk arabuluculuğu için özel eğitim ihtiyacının ve cinsiyete dayalı ayrımcılık ve güç dengesizlikleri ile bağlantısının tespit edilmesi 1.7.2. Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk mevzuat faaliyetlerine barolar ve kadın birimleri, üniversiteler, kadın STKların katılımını sağlanması 1.7.3. İşçilerin ve dezavantajlı grupların temel insan haklarının sağlanması için önleyici ve koruyucu yasal tedbirlerin tespit edilmesi 1.8.1. Aile arabuluculuğu için uzmanlaşma eğitimi ve aile içi şiddet konusu ile bağlantısının tespit edilmesi Adalet Bakanlığı 2017-2022 Arabuluculuk Daire Başkanlığı İşçi örgütleri ve kadın birimleri Cinsiyete dayalı ayrımcılık ve güç dengesizliğine ilişkin en az 3 vakanın eğitim materyallerine eklenmesi Çalıştay ve toplantılara katılan kişilerin en az %40’ının kadın olması Üniversiteler Kadın STKlar Hukuk uyuşmazlıklarında toplumsal cinsiyet risklerine dair özel rapor İşçiler ve dezavantajlı gruplar için önleyici ve koruyucu yasal tedbirler Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire 2017-2022 Mevzuatta İstanbul Sözleşmesine atıf yapılması Toplumsal cinsiyet eşitliği Toplumsal cinsiyet analizi Şiddetin yok edilmesi Ayrımcılığın yok edilmesi Kadınların insan haklarının sağlanması Toplumsal cinsiyet eşitliği 21 | Sayfa getirilmesi 1.8.2. İstanbul sözleşmesine atıf yaparak aile uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuğun yasaklanmasının vurgulanması 1.8.3. Kadın örgütlerinin toplantı ve çalıştaylara aktif katılımının sağlanması ve tavsiyelerinin değerlendirilmesi 1.8.4. Lahey Sözleşmesine atıf yaparak aile arabuluculuğunda çocuğun yüksek yararının sağlanması 1.8.5. Toplumsal cinsiyet eşitliği ile bağlantılı olarak uluslararası aile arabuluculuğu iyi uygulama örneklerinin bildirilmesi Başkanlığı Aile arabuluculuğuna uygun ve uygun olmayan uyuşmazlıkların listelenmesi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Kesişimsellik Şiddetin yok edilmesi Faaliyetlere katılan kişilerin en az %50’sinin kadın olması Kadın STKlar Mevzuatta Lahey Sözleşmesine atıf yapılması Barolar ve kadın birimleri İyi uygulamalarla ilgili en az bir rapor Üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleri Hedef 2. Toplumsal cinsiyet eşitliği ilkelerinin temel arabuluculuk eğitim müfredatıyla ilişkili eğitim programlarına entegre edilmesinin sağlanması Anahtar eylemler Faaliyetler Sorumlu aktörler Zaman çerçevesi Çıktı/göstergeler Temel veri değerleri 2.1. Toplumsal cinsiyet eşitliği ilkelerinin temel arabuluculuk eğitim müfredatına ve eğitim materyallerine entegre edilmesinin sağlanması 2.1.1. Temel arabuluculuk eğitim müfredatı ve eğitim materyallerinin toplumsal cinsiyet açısından incelenmesi için bir toplumsal cinsiyet uzmanının görevlendirilmesi Adalet Bakanlığı 2017 Eylül ayına kadar Çalışma ekibine en az bir toplumsal cinsiyet uzmanının dâhil edilmesi Cinsiyet yansız dil 2.1.2. Eğitim modüllerine cinsiyet duyarlı dil, alıştırma ve görsel açıklama eklenmesi 2.1.3. “Toplumsal cinsiyet eşitliği, Farklılıklar ve Arabuluculuk” modülünün hem eğitici hem de öğrenci el kitabına eklenmesi ve güç dengesizlikleri ve toplumsal cinsiyet konularına ilişkin bir alt bölüm eklenmesi 2.1.4. Arabuluculuk sözlüğüne eklenmek üzere toplumsal cinsiyet terminolojisinin hazırlanması Arabuluculuk Daire Başkanlığı Avrupa Konseyi SIDA Toplumsal cinsiyet uzmanı Üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleri Toplumsal cinsiyet eşitliği, Farklılıklar ve Arabuluculuk” modülünün hem eğitici hem de öğrenci el kitabına eklenmesi Güç dengesizlikleri ve toplumsal cinsiyet konularına ilişkin bir alt bölüm Kesişimsellik Toplumsal cinsiyet farkındalığı Cinsiyet duyarlılık eğitimi Toplumsal cinsiyet uzmanlığı Toplumsal cinsiyet konularında CEPEJ tavsiyelerine yapılan atıf sayısı Hem eğitici hem de öğrenci el 22 | Sayfa kitabında Toplumsal cinsiyet eşitliği, Farklılıklar ve Arabuluculukla” ilgili özel bölümler 2.1.5. Toplumsal cinsiyet modülünün projeden sonra toplumsal cinsiyet uzmanı tarafından Üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleri ile birlikte verilmesi ve süpervize edilmesinin sağlanması Sözlükte toplumsal cinsiyetle ilgili özel kavramların yer alması 2.1.6. Eğitim modüllerinin cinsiyet duyarlılık bakımından izlenmesi ve değerlendirilmesi Değerlendirme materyalinde arabuluculukla ilgili en az 5 sorunun yer alması 2.1.7. Eğiticilerin eşit cinsiyet dağılımının sağlanması 2.1.8. Cinsiyet karışık eğitim gruplarında cinsiyet kotasının kullanılması Eşit sayıda kadın ve erkek eğitici 2.1.9. Eğitim süresi, zamanı ve yerinin kadın katılımcılara uygun olmasının sağlanması Eşit sayıda kadın ve erkek öğrenci 2.1.10. Katılımcıların eğitimle ilgili görüşlerinin toplanması için cinsiyet duyarlı anket kullanılması 2.2. Yargı mensuplarının arabuluculukta toplumsal cinsiyet konusunda eğitilmesi 2.2.1. Hâkimler ve hukuk hâkimleri için toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılık konularını da içeren uzmanlık eğitimlerinin planlanması ve uygulanması 2.2.2. Arabuluculuğa uygun olan ve olmayan durumların farklı hukuk uyuşmazlıkları açısından ayrı ayrı listelenmesi ve toplumsal cinsiyetle ilişkisinin Arabuluculuk Hizmet El Kitabı içeriğine dâhil edilmesi 2.2.3. Cinsiyete dayalı şiddet, güç dengesizlikleri, farklılıklar ve toplumsal cinsiyet eşitliği alanında seminer ve çalıştaylar düzenleyerek farkındalığın Eğitimde kullanılan değerlendirme formlarında yer alan soruların en az %50’sinin cinsiyet duyarlı olması Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı Türkiye Adalet Akademisi Barolar Üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleri 2017-2022 Cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılık konusunda münferit eğitim materyali Arabuluculuk hizmet el kitabında toplumsal cinsiyetle ilişkili konuları içeren özel bölüm Toplumsal cinsiyet farkındalığı Toplumsal cinsiyet duyarlılığı Kesişimsellik Yılda en az iki seminer veya çalıştay Kadın ve erkek sözcülerin görevlendirilmesi 23 | Sayfa artırılması 2.2.4 Cinsiyet eşitliği alanında deneyimli kadın ve erkek sözcülerin görevlendirilmesi 2.3. Arabuluculukta toplumsal cinsiyet konusunda kamusal farkındalığın artırılması 2.3.1. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların adalete erişimi, cinsiyet temelli şiddet ve ayrımcılık konularında özel bilgi verecek broşür, poster vb. görsel materyallerin hazırlanması Adalet Bakanlığı 2.3.2. Arabuluculukta toplumsal cinsiyete dikkate çekmek için küçük yarışmaların düzenlenmesi Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü 2017-2022 Arabuluculuk Daire Başkanlığı Arabuluculukta toplumsal cinsiyet konulu yılda en az bir poster ve bir broşür Yılda en az bir yarışma Barolar Toplumsal cinsiyet eşitliği Toplumsal cinsiyet farkındalığı Üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleri Kadın STKlar Hedef 3. Aile arabuluculuğu eğitim programlarında toplumsal cinsiyet duyarlı bir uygulama için gerekli altyapının oluşturulması Anahtar eylemler Faaliyetler Sorumlu aktörler Zaman çerçevesi Çıktı/göstergeler Temel veri değerleri 3.1. Toplumsal cinsiyet eşitliği ilkelerinin temel arabuluculuk eğitim müfredatına ve eğitim materyallerine entegre edilmesi için gerekli altyapının kurulması 3.1.1. Rapor edilmiş veya edilmemiş çocuklara veya diğer katılımcılara yönelik aile içi istismar veya zarar potansiyelinin tespit edilmesi için ölçme araçlarının geliştirilmesi Adalet Bakanlığı 20172022 Aile içi şiddetin tespit edilmesi için değerlendirme araçları Toplumsal cinsiyet farkındalığı Toplumsal cinsiyet konularıyla ilgili bilgilendirme rehberi Kesişimsellik 3.1.2. Ebeveyn, çocuk ve ailelerin korunması, aile arabuluculuğu ve süreçlerine ilişkin yardım kaynakları hakkında tarafsız bilgi verilmesi Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü 3.1.3. Disiplinler arası aile arabuluculuğu eğitim müfredatının planlanması ve aile sistemleri, çocuk gelişimi, bakım işleri, aile iletişimi, uyuşmazlık yönetimi, aile içi şiddet ve toplumsal cinsiyet ilişkileriyle ilgili Arabuluculuk Daire Başkanlığı Barolar Üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleri Kadın STKlar Kadın örgütleriyle en az üç çalıştay Eğitim modüllerinin en az %50’sinde cinsiyet konusu, cinsiyet duyarlı alıştırma ve aile içi şiddetle ilgili alt bölüm yer almasının sağlanması Kapasite geliştirme Toplumsal cinsiyet duyarlılığı Şiddetin yok edilmesi Eşit sayıda kadın ve erkek süpervizör 24 | Sayfa eğitim materyali geliştirilmesi “Başarı” ve “etkinlik” göstergeleri 3.1.4. Aile arabuluculuğu eğitim materyallerinin geliştirilmesi amacıyla Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleri ve Kadın STKlar ile çalışma yapılması 3.1.5. Eğitim modüllerine toplumsal cinsiyetle ilgili vaka çalışmaları ve enteraktif alıştırmalar eklenmesi ve arabuluculukta toplumsal cinsiyetle ilgili online modül hazırlanması 3.1.6. Eğitim uygulaması için disiplinler arası ve cinsiyet duyarlı süpervizyon sisteminin hazırlanması ve yaşam boyu öğrenmesinin teşvik edilmesi 3.1.7. Arabulucuların yetkinliğinin değerlendirilmesi için “başarı” ve “etkinlik” göstergelerinin geliştirilmesi 3.1.8. Uluslararası-sınır aşan aile arabuluculuğu ve çocuk kaçırma konusu için ayrı bir çalışma grubu oluşturulması 3.2. Eğiticilerin daha fazla toplumsal cinsiyet duyarlı olmaları yönünde desteklenmesi 3.2.1. Eğiticilerin sadece hukukçulardan değil aile uyuşmazlıkları alanında çalışan deneyimli meslek uzmanlarından ( hukuk, psikoloji, sosyal hizmet, çocuk gelişimi, sosyoloji vb.) belirlenmesi Adalet Bakanlığı 3.2.2. Eğitici havuzunun eşit sayıda ve ekip çalışmasına yatkın kadın ve erkeklerden oluşmasını sağlamak Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü 3.2.3. Eğitimlerin üniversitelerin kadın araştırma merkezleriyle işbirliği içerisinde verilmesini sağlamak Arabuluculuk Daire Başkanlığı Barolar Üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleri 2017-2022 Çok disiplinli eğitici grubunda eşit sayıda kadın ver erkek eğitici Eğitim programlarına entegre edilen Kadın Araştırma Merkezlerinin sayısı Toplumsal cinsiyet eşitliği Kesişimsellik Toplumsal cinsiyet uzmanlığı İşbirliği yapılan Kadın STK sayısı Toplumsal cinsiyet uzmanlarının listesi Üniversitelerin 25 | Sayfa 3.2.4. Eğitim modüllerini desteklemek üzere kadın örgütleri, baroların kadın birimleri, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve Üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezlerinde katılım sağlayacak toplumsal cinsiyet uzmanlarının listelenmesi 3.3. Aile arabuluculuğu için farklı disiplin ve becerilere sahip ihtiyaç odaklı cinsiyet duyarlı arabulucuların ve faaliyet ortamının desteklenmesi 3.3.1. Aile arabuluculuğu eğitiminin, sadece hukuk eğitimi almış kişilere değil psikologlar, terapistler veya sosyal hizmet uzmanları gibi başka disiplinlerden gelen meslek mensuplarına da açık olmasını sağlamak 3.3.2. Cinsiyet temelli ve aile içi şiddetin tespit edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması için ölçme araçlarının geliştirilmesi 3.3.3. Acil durumlarda kullanılmak üzere koruyucu ve önleyici bilgilendirme rehberinin hazırlanması 3.3.4. Acil durumlarda ilgili kurumları bilgilendirmek üzere bir sistemin kurulması ilgili bölümleri Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı Barolar Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü 2017-2022 Toplumsal cinsiyete duyarlı arabuluculuk için işlevsel bir rehber Cinsiyet temelli ve aile içi şiddetle ilgili en az bir ölçme aracı Bilgilendirme rehberi Toplumsal cinsiyet farkındalığı Toplumsal cinsiyet duyarlılığı Kesişimsellik Toplumsal cinsiyet uzmanlığı Üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezleri Acil durumlarda bilgilendirme sistemi Kadın STKlar Cinsiyet duyarlı şikâyet mekanizması Kapasite geliştirme Güvenli yerler Şiddetin yok edilmesi Kadınların emniyeti 3.3.5. Aile arabuluculuğu başvurucuları için cinsiyet duyarlı bir şikâyet mekanizmasının kurulması 3.3.6. Toplumsal cinsiyet ihtiyaçlarının karşılanması için güvenli yerlerin sağlanması 26 | Sayfa Kaynaklar 1. Ayata, G. (2016). Feride Acar ile İstanbul Sözleşmesi ve GREVIO üzerine, http://insanhaklarimerkezi.bilgi.edu.tr/tr/blog/feride-acar-ile-istanbul-sozlesmesi-ve-greviouzer/ , 2. Altınay, A. G. and Arat, Y. (2008). Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet, http://kasaum.ankara.edu.tr/files/2013/11/Ay%C5%9Fe-G%C3%BCl-Alt%C4%B1nayYe%C5%9Fim-Arat-turkiyede_kadina_yonelik_siddet_2007.pdf. 3. Birleşmiş Milletler (2014). Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi, http://hdr.undp.org/en/composite/GDI (erişim: 10 Şubat 2017) 4. Avrupa Konseyi Toplumsal cinsiyet eşitliği Strategy (2014-2017), https://rm.Avrupa Konseyi.int/Avrupa KonseyiRMPublicCommonSearchServices/DisplayDCTMContent?documentId=090000168059 0174. 5. Avrupa Konseyi (2016). Handbook for Toplumsal cinsiyet eşitliği Rapporteurs on Toplumsal cinsiyet eşitliği and Gender Mainstreaming in Practice. http://www.Avrupa Konseyi.int/en/web/genderequality/gender-equality-rapporteurs. 6. Hukuk Uyuşmazlıklarında ArabuluculukKanunu, http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6325.pdf 7. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği, http://www.adb.adalet.gov.tr/Sayfalar/Teskilat/mevzuat/HukukUyusmazliklarindaArabulucul ukKanunuYonetmeligi.pdf 1. OECD (2017), Gelir eşitsizliği endeksi (gösterge). doi: 10.1787/459aa7f1-en, https://data.oecd.org/inequality/income-inequality.htm (Accessed on 10 February 2017) 2. UNDP (2011). Sırbistan’da ayrımcılık vakalarında alternatif uyuşmazlık çözümü tekniklerinin kullanımına ilişkin perspektifler (Perspectives of use of alternative dispute resolution techniques in cases of discrimination in Serbia)ikinci rapor, http://www.undp.org/content/dam/serbia/Publications%20and%20reports/English/UNDP_S RB_Perspectives_of_use_of_alternative_dispute_resolution_techniques_in_cases_of_discri mination_in_Serbia_-_Second_report.pdf. 3. Mason S. J. A., Hess A., Gasser R. ve Federer J. P. (2015). Gender in Mediation: An Exercise Handbook for Trainers, Center for Security Studies, Zürih, http://www.css.ethz.ch/content/dam/ethz/special-interest/gess/cis/center-for-securitiesstudies/pdfs/CSS-Mediation-Gender%20in%20Mediation.pdf 4. 4 (84) sayılı Aile içi Şiddet konulu tavsiye karar (Recommendation 4 (84) on violence in the family) 5. 2 (85) sayılı cinsiyet ayrımcılığına karşı yasal koruma konulu tavsiye karar (Recommendation 2 (85) on legal protection against sex discrimination) 6. 4 (90) sayılı dilde cinsiyetçiliğin yok edilmesi konulu tavsiye karar (Recommendation 4 (90) on the elimination of sexism from language) 7. 14 (98) sayılı toplumsal cinsiyetlendirmeye ilişkin tavsiye karar (Recommendation 14 (98) on gender mainstreaming) 8. 5 (2000) sayılı kadınların şiddete karşı korunması konulu tavsiye karar (Recommendation 5 (2000) on the protection of women against violence) 9. 3 (2003) sayılı kadınların politik ve kamusal alanda karar verme süreçlerine eşit düzeyde katılımı konulu tavsiye karar (Recommendation 3 (2003) on balanced participation of women and men in political and public decision making) 10. 17 (2007) sayılı toplumsal cinsiyet eşitliği standartları ve mekanizmları konulu tavsiye karar (Recommendation 17 (2007) on standards and mechanisms) 11. 1 (1998) sayılı aile arabuluculuğu tavsiye kararı (Recommendation 1 (1998) on Family Mediation) 27 | Sayfa 12. 19 (1999) sayılı Cezai konularda arabuluculuk konulu tavsiye karar (Recommendation 19 (1999) Concerning Mediation in Penal Matters) 13. 9 (2001) sayılı idari merciler ile özel kişiler arasındaki uyuşmazlıklar için yargı yoluna alternatif çözüm araçları konulu tavsiye karar (Recommendation 9 (2001) on Alternatives to Litigation between Administrative Authorities and Private Parties) 14. 10 (2002) sayılı hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk konulu tavsiye karar (Recommendation 10 (2002) on Mediation in Civil Matters) 15. 1639 (2003) sayılı aile arabuluculuğu ve cinslerin eşitliği konulu tavsiye karar (Recommendation 1639 (2003) on Family Mediation and Equality of Sexes) 16. SIDA Cinsiyet Araç Seti 17. TESEV (2016). TESEV Demokratikleşme Raporları Kadınların Adalete Erişimi İçin Arabuluculuk Hizmeti Üzerine Bir Değerlendirme, http://tesev.org.tr/wpcontent/uploads/2016/11/ArabuluculukRapor.pdf, online: December 2016 18. TESEV (2012). Türkiye’de “Adalete Erişim”: Göstergeler ve Öneriler, http://aciktoplumvakfi.org.tr/pdf/adalete_erisim.pdf, online: December 2016 19. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Eylem Planı: AB Dış İlişkiler aracılığıyla Kızların ve Kadınların Yaşamlarının Dönüştürülmesi (The Action Plan on Gender Equality and Women’s Empowerment: Transforming the Lives of Girls and Women through EU External Relations) 2016-2020 (2016) 20. Cinsiyet Eşitliği için Stratejik Angajman (The Strategic Engagement for Gender Equality) 20162019 (2016) 21. Türkiye İstatistik Kurumu (2014). İstatistiklerle Kadın. 22. Sürdürelebilir Kalkınma için BM 2030 Gündemi (2016) 23. Dünya Ekonomi Forumu 2015 Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu http://reports.weforum.org/global-gender-gapreport-2015/, Online: Aralık 2016. 24. Dünya Bankası verileri (2015). http://www.worldbank.org/tr/country/turkey (erişim:10 Şubat 2017). 25. 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 26. http://www.anitsayac.com/ 28 | Sayfa Ek- 1 - Temel Arabuluculuk Eğitim Müfredatı Eğitici el kitabı bölümleri ve modülleri Bölüm 1: Giriş Bölüm 2: Eğitici rehberi Bölüm 3: Toplumsal cinsiyet eşitliği, Güç Dengesizliği ve Arabuluculuk Bölüm 4: Müfredat –Eğitim modülleri Modül 1- Çatışma teorisi Modül 2- Arabuluculuk nedir? Modül 3- Temel Arabuluculuk İlkeleri Modül 4- Arabulucu kimdir? Modül 5- Arabuluculuk aşamaları/süreci Modül 6- Arabuluculuğun aşamaları: Hazırlık aşaması (1) Modül 7- Arabuluculuğun aşamaları: Açılış aşaması (2) Modül 8- Arabuluculuğun aşamaları: Araştırma aşaması (3) Modül 9- Arabuluculuğun aşamaları: Müzakere (pazarlık) aşaması (4) Modül 10- Arabuluculuğun aşamaları: Sonuç/Anlaşma aşaması (5) Modül 11- Uygulama eğitimi Modül 12- Arabuluculuk mevzuatı Modül 13- Arabuluculuk Etiği Modül 14- Tazeleme eğitimi Katılımcı (öğrenci el kitabının) bölümleri Bölüm 1: Giriş Bölüm 2: Toplumsal cinsiyet eşitliği, Güç Dengesizliği ve Arabuluculuk Bölüm 3- Çatışma teorisi Bölüm 4- Arabuluculuk nedir? Bölüm 5- Temel Arabuluculuk İlkeleri Bölüm 6- Arabulucu kimdir? Bölüm 7- Arabuluculuk aşamaları/süreci Bölüm 8- Arabuluculuğun aşamaları: Hazırlık aşaması (1) Bölüm 9- Arabuluculuğun aşamaları: Açılış aşaması (2) Bölüm 10- Arabuluculuğun aşamaları: Araştırma aşaması (3) Bölüm 11- Arabuluculuğun aşamaları: Müzakere (pazarlık) aşaması (4) Bölüm 12- Arabuluculuğun aşamaları: Sonuç/Anlaşma aşaması (5) Bölüm 13- Uygulama eğitimi Bölüm 14- Arabuluculuk mevzuatı Bölüm 15- Arabuluculuk Etiği 29 | Sayfa Ek-2 Toplumsal cinsiyete duyarlı dil kullanımı için checklist soruları Genel Burcu Hatiboğlu Eren 1. Eğitim modüllerinde farkli toplumsal cinsiyet kimlikleri ve olası ayrımcılık alanları yer almakta mıdır? (kadın, erkek, farklı cinsiyet yönelimi olan LGBTİ bireyler) 2. Şiddet ve ayrımcılık riskinin olduğu noktalarda yasalara vurgu yapılarak kesin ve yasaklayıcı bir dil kullanılıyor mu? 3. Şiddetin homofobi, transfobi ya da heteroseksuel kalıp yargılarla şekillenebileceği vurgulanıyor mu? 4. Farklı cinsiyet kimlikleri açısından eşit haklara spesifik örneklerle yer veriliyor mu? Bazı durumlarda kazanılmış hakların kullanılması kişilerin kendi insiyatifine kalabilmekte bu da eşitsizlik yaratmaktadır. Bu açıdan farklı cinsiyet kimlikleri açısından hakların ihlal edilebilme ya da uygulanmama risklerini vurgulamak gerekir. özel 5- Arabuluculukla ilişkili bilgi ve süreçlerde farklı cinsiyet kimliklerinin toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kadın haklarını gerçekleştirme amacı çerçevesinde spesifik toplumsal cinsiyet ihtiyaçları vurgulanıyor mu? (ihtiyaç, haklar bağlamında ele alınan bir konudur) - Süreçten etkilenme biçimleri toplumsal cinsiyete göre farklılaşmakta mıdır? Tarafların toplumsal cinsiyetleri süreci nasıl etkilemektedir? Süreç var olan toplumsal cinsiyet rollerini nasıl değiştirmektedir? 6- Toplumsal cinsiyet ihtiyaçları spesifik alanlarda vurgulanıyor mu? var olan eşitsizliklerin giderilmesinde güçsüz olan grupların desteklenmesini desteklemeyi kolaylaştıracak örnekler veriliyor mu? (orn: çocukların eğitim masrafları, okula ulaşımı ya da kreş hizmetine ulaşımı konusundaki ihtiyaçlar ya da kadınların ulaşım ihtiyaçları, kadınların arabuluculuk sürecine katılımını sağlamak açısından değerlendirilmesi gereken pratik ihtiyaçlardır. Bununla beraber pratik ihtiyaçlar her zaman toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştirmeyi amaçlayan stratejik ihtiyaçlarla birlikte dusunulmelidir. Orn. Kadının istihdam edilebilirliğini ya da hukuk hizmetlerine ulaşılabilirliğini kolaylaştırmaya yönelik ihtiyacları: evde çocuk bakım rolünün paylasılmasını sağlamaya yönelik ihtiyaçlar, kreş hizmeti ya da görüşme sırasında çocuklar için mekansal düzenlemeler ya da hizmet sunumu vb.) 30 | Sayfa 7- Eşitsiz toplumsal cinsiyet ilişkilerinin yoğun olarak görüldüğü alanlarda (istihdam, eğitim, sağlık, sosyal güvence, konut hakkı vb.) farklı cinsiyet kimliklerinin güçsüz konumu dikkate alınıyor mu? (örn: istihdam alanına özgü eşitsiz toplumsal cinsiyet ilişkilerinin varlığı birçok niceliksel ve niteliksel araştırmayla ortaya koyulmuştur. Kadın ve erkeklerin belirli istihdam alanlarında yoğunlaşması, iş yerinde cinsel taciz, aşağılanma, haklarının ihlal edilmesi (kreş hakkı gibi) vb. istihdam alanının kadın dostu olmayan bir alan olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla bu alanlarda yaşanan çatışmalarda eşitiz toplumsal cinsiyet ilişkilerin kanıksanmasının önüne geçilebilmesi için toplumsal cinsiyete duyarlı bir gözlükle ele alınması gerekir) 8- Toplumsal cinsiyet farklılıklarının belirgin olduğu konularda örnekler veriliyor mu? (Örnegin saglık alanında: göğüs estetiği, kürtaj, hormon tedavisi, üreme sağlığı vb.) (ev sahibi- kiraci, isci-isveren anlaşmazlıkları) 9. Toplumsal cinsiyet, kesiştiği/ilişkilendiği diğer farklılıklar (etnik köken, dil, din, inanç farklılıkları, statü, eğitim durumu, yaş vb.) ve bu farklılıkların yarattığı güç dengesizlikleri çerçevesinde ele alınıyor mu? 10. Eğitim modülünde yer alan örnek vakalarda ve etkinliklerde, toplumsal cinsiyet farklılıklarının eşit temsiline dikkat ediliyor mu? Etkinliklerde toplumsal cinsiyet farklılıklarına ilişkin farkındalık amaçlanıyor mu? 11. Eğitim modüllerinde arabuluculuk sürecine kadınların eşit katılımının sağlanması ve anlaşmada farklı toplumsal cinsiyet ihtiyaçlarının yer alması için yeterince bilgi ve etkinlik var mı? 12. Tüm katılımcıların anlayabileceği şekilde cinsiyetçi, ırkçı ve ayrımcı olmayan bir dil kullanılıyor mu? 13. Eğitimcilerin cinsiyeti eşit bir şekilde ayarlanmış mı? (Kimi durumlarda kadın ve erkek iki eğitimci bir modülü yönetebilir… eğitimciler arasında aktif rol paylaşımının eşit bir şekilde yapıldığına dikkat edilmelidir.) 31 | Sayfa