tc gazi üniversitesi eğitim bilimleri enstitüsü güzel sanatlar eğitimi

advertisement
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ BÖLÜMÜ
MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ ANA BİLİM DALI
BİREYSEL ÇALGI DERSLERİNDE ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ İLETİŞİMİNİN
İNCELENMESİ
(GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖRNEĞİ)
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Hazırlayan
ZERRİN TURHAN
Ankara-2010
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ BÖLÜMÜ
MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ ANA BİLİM DALI
BİREYSEL ÇALGI DERSLERİNDE ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ İLETİŞİMİNİN
İNCELENMESİ
(GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖRNEĞİ)
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Hazırlayan
ZERRİN TURHAN
Tez Danışmanı
Prof. NEVHİZ ERCAN
Ankara
Mayıs-2010
ii
ÖNSÖZ
Bu araştırma, Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi
Bölümü, Müzik Öğretmenliği Ana Bilim Dalı’nda, Bireysel Çalgı Derslerinde
Öğretmen-Öğrenci İletişiminin İncelenmesi amacıyla yapılmıştır.
Müzik Eğitimi Bölümlerinde öğretmenler ile öğrenciler arasındaki sağlıklı bir
iletişim ortamının kurulabilmesine katkı sağlamak amacıyla yapılan bu araştırmada
çalışmalarımı titizlikle yürütmemi sağlayan, her aşamada yardımlarını aldığım tez
danışmanım Prof. Nevhiz ERCAN’a, araştırmanın başlangıcından bitimine kadar
değerli görüşleriyle bana yol gösteren, yaşamının son gününe kadar özverili
katkılarını ve desteğini esirgemeyen, akademik çalışmalarıma katkı sağladığına
inandığım gönüllü danışmanım rahmetli Doç. Dr. Rıdvan SÜER’e, Müzik Eğitimi
Bölümü’ne girdiğim ilk günden beri manevi desteği ile hep yanımda olduğunu
hissettiğim çok değerli hocam Yrd. Doç. Selçuk BİLGİN’e, anket yoluyla bilgi
edinmemi sağlayan Müzik Eğitimi bölümündeki hocalarım ve öğrenci arkadaşlarıma,
ayrıca araştırmam boyunca bana inanan, morel kaynağı olan annem, babam, ablam ve
arkadaşlarıma teşekkür etmeyi bir borç bilirim.
Mayıs 2010
Zerrin TURHAN
iii
ÖZET
BİREYSEL ÇALGI DERSLERİNDE ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ İLETİŞİMİNİN
İNCELENMESİ
(GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖRNEĞİ)
TURHAN, Zerrin
Yüksek Lisans, Müzik Eğitimi Anabilim Dalı
Tez Danışmanı: Prof. Nevhiz ERCAN
Mayıs-2010 55 sayfa
Bu araştırma ile Müzik Öğretmenliği Ana Bilim Dallarında bireysel çalgı
derslerinde öğretmenler ile öğrenciler arasındaki iletişim incelenmiştir.
Araştırma süresinde öğretmen ve öğrencilerin birbirleriyle olan iletişimlerinin
incelenmesine yönelik durum tespiti yapılmaya çalışılmıştır. Öğretmen ve
öğrencilerin, iletişim durumlarını farklı düzeyde algılayabileceklerini düşünülerek,
görüşler arasında manidar bir farklılık olup olmadığını tespit etmek amacıyla aynı
anket soruları hem öğrencilere hem de öğretmenlere uygulanmıştır.
Bu araştırmanın verileri nicel araştırma teknikleri ile toplanmış, bu verilerin
elde edilmesinde ise belgesel tarama ve anket uygulaması yapılmıştır. Nicel verilerin
analizinde SPSS 15.0 (Statistical Package For Social Sciences) paket programından
yararlanılmış ve puanlar arasında anlamlı bir fark olup olmadığının belirlenebilmesi
amacıyla “t-testi” kullanılmıştır.
Araştırmaya ilişkin bulgular arasında; bireysel çalgı derslerinde öğretmen
öğrenci iletişimine yönelik temel davranışların gerçekleşme düzeylerinin, her iki grup
tarafından da “kesinlikle gerçekleştiği” yönünde saptanmıştır. Öğretmenlerin iletişime
yönelik görüşlerinin öğrencilere göre nispeten daha olumlu olmasına rağmen,
istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Öğretmenler ve öğrenciler
tarafından iletişimi sağlayan temel davranışlarından en yüksek ve en az derecede
gerçekleşen maddelerin istatistikleri ayrı ayrı hesaplanmış ve sonuçları tablolarla
belirtilmiştir.
Anahtar Kelimeler: İletişim, öğretmen, öğrenci, bireysel çalgı dersi.
iv
ABSTRACT
ANALYSIS OF TEACHER-STUDENT COMMUNICATION IN INDIVIDUAL
INSTRUMENT CLASSES
(SAMPLE OF GAZI EDUCATION FACULTY)
TURHAN, Zerrin
Master’s Program, Music Education Program
Thesis Advisor: Prof. Nevhiz ERCAN
May 2010 55 page
In this research, the effectiveness of communication between teachers and
students in individual instrument classes has been analyzed.
During the research, evaluations that have been devoted to establishing the
state of realization of communications between teachers and students provide a basis
for an assessment. Considering the fact that teachers and students can perceive their
communication situations at different levels, the same survey has been conducted
across both students and teachers to investigate whether there is a considerable
difference in their points of view.
Data in this study has been collected by quantitative research techniques,
while a documentary review and a survey have been conducted to obtain the data. In
the analysis of quantitative data, SPSS 15.0 (Statistical Package For Social Sciences)
package program has been used.
Our findings suggest that basic behaviors towards the teacher-student
communication in the individual instrument classes tend to be realized at a level that
is described as “absolutely realized” by both students and teachers. Although
teachers’ opinions about the communication are positive relative to students, there is
no statistically significant difference. Statistics of the basic behaviors that are adopted
by teachers and students to provide the communication, that are realized at the highest
and lowest levels have been computed separately and their results have been
presented through tables.
Key words: Communication, teacher, student, individual instrument class
v
İÇİNDEKİLER
JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI……………………………………………...i
ÖN SÖZ……………………………………………………………………………...ii
ÖZET…………………………………………………………………………………iii
ABSTRACT………………………………………………………………………….iv
İÇİNDEKİLER……………………………………………………………………….v
TABLOLAR LİSTESİ……...……………………………………………………….vii
KISALTMALAR LİSTESİ …………………………………...……………………viii
I. BÖLÜM
1. GİRİŞ
1.1. Problem Durumu…………………………………………………………1
1.2. Araştırmanın Amacı ve Önemi…………………………………………..2
1.3. Problem Cümlesi………………………………………………………....2
1.4. Alt Problemler …………………………………………………………...3
1.5. Sınırlılıklar……………………………………………………………….3
1.6. Varsayımlar………………………………………………………………4
II. BÖLÜM
2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE
2.1. Eğitim……………………………………………………………………5
2.2. Müzik Eğitimi……………………………………………………………5
2.3. Çalgı Eğitimi…………………………………………………………….7
2.3. İletişim………………………………………………………………..…12
2.4. Eğitimde iletişim………………………………………………………..16
III. BÖLÜM
3. YÖNTEM
3.1. Araştırmanın Modeli…………………….…….…...……………………20
3.2. Evren ve Örneklem……………………………………………………...21
3.3. Verilerin Toplanması……………………………………………………21
vi
3.3.1. Geçerlik ve Güvenirlik……………………………………...................22
3.4.Verilerin Çözümlenmesi…………………………………………………24
IV. BÖLÜM
4. BULGULAR ve YORUM…………………………………………………..26
V. BÖLÜM
5. SONUÇ ve ÖNERİLER
5.1. Sonuç……………………………………………………………………45
5.2. Öneriler………………………………………………………………….47
KAYNAKÇA………………………………………………………………………...49
EKLER
EK-1. Anket Uygulama İzin Dilekçesi………………………………………………53
EK-2 . İletişim Anketi………………………………………………………………..54
EK-3. Anket Uygulama İzin Dilekçesi Onay Belgesi……………………………….55
vii
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 3.2.1: Çalışma Evrenini Oluşturan Öğrenci ve Öğretim Elemanı Sayıları
Tablo 3.3.1: Anket Sorularının Dereceli Puanlama Anahtarı
Tablo 3.3.2: Güvenilirlik istatistikleri (Reliability Statistics)
Tablo 3.4.1: Bireysel Çalgı Derslerinde Öğretmen-Öğrenci İletişimine Yönelik Temel
Davranışların Gerçekleşme Düzeylerine İlişkin Ölçütler
Tablo 4.1.1: Öğretmen Öğrenci İletişiminin Genel Gerçekleşme Durumları
Tablo 4.2.1: Öğrencilerin Görüşlerine Göre Öğretmen-Öğrenci İletişimine Yönelik
En Çok Gerçekleştiği Düşünülen Davranıştan En Az Gerçekleştiği
Düşünülen Davranışa Doğru Maddelerin Listesi
Tablo 4.2.2: Öğrencilerin Görüşlerine göre Öğretmen-Öğrenci İletişimine Yönelik
Temel Davranışlardan En Yüksek Derecede Gerçekleştiği Düşünülen İlk
Beş Davranış
Tablo 4.2.3: Öğrencilerin Görüşlerine göre Öğretmen-Öğrenci İletişimine Yönelik
Temel Davranışlardan En Düşük Derecede Gerçekleştiği Düşünülen İlk
Beş Davranış
Tablo 4.3.1: Öğretmenlerin Görüşlerine Göre Öğretmen-Öğrenci İletişimine Yönelik
En Çok Gerçekleştiği Düşünülen Davranıştan En Az Gerçekleştiği
Düşünülen Davranışa Doğru Maddelerin Listesi
Tablo 4.3.2: Öğretmenlerin Görüşlerine göre Öğretmen-Öğrenci İletişimine Yönelik
Temel Davranışlardan En Yüksek Derecede Gerçekleştiği Düşünülen İlk
Beş Davranış
Tablo 4.3.3: Öğretmenlerin Görüşlerine göre Öğretmen-Öğrenci İletişimine Yönelik
Temel Davranışlardan En Düşük Derecede Gerçekleştiği Düşünülen İlk
Beş Davranış
Tablo 4.4.1: Öğretmen-Öğrenci İletişiminde T Testi Sonuçları
Tablo 4.4.2: Konuşurken ve Dinlerken Göz Temasında Bulunma
Tablo 4.4.3: Ortama Uygun Ses Tonuyla Konuşma
Tablo 4.4.4: Uygun Yüz İfadeleri Sergileme
Tablo 4.4.5: Beden Dilini Uygun Biçimde Kullanma
Tablo 4.4.6: Karşılıklı Anlayış Ve Hoşgörü Gösterme
viii
Tablo 4.4.7: Karşılıklı Sevgi Ve Saygı Ortamı Oluşturma
Tablo 4.4.8: Dersle İlgili Yapıcı Eleştirilerde Bulunma
Tablo 4.4.9: Özendirici Bir Ders Ortamı Sağlama
Tablo 4.4.10: Karşılıklı Güven Ortamı Oluşturmaya Çalışma
Tablo 4.4.11: Ön Yargılardan Arındırılmış Bir Çalışma Ortamı Oluşturma
Tablo 4.4.12: Öğrencilerin Dersle İlgili Endişelerini Rahatlıkla Konuşma
Tablo 4.4.13: Kendi Düşüncelerini Açıkça İfade Etme
Tablo 4.4.14: Çalgı Çalma Başarısını Destekleyici Bir Özgüveni Sağlama
Tablo 4.4.15: Öğrencinin Çalgı Çalmaya İlişkin Yeteneğini Fark Etmesini Sağlama
Tablo 4.4.16: Başarıyı Ödüllendiren Bir Yaklaşım Sergileme
Tablo 4.4.17: Çalma Esnasında Belirlenen Hataların Düzeltilmesi Konusunda Sabırla
Yaklaşma
Tablo 4.4.18: Planlı Ve Programlı Çalışma
Tablo 4.4.19:Bireysel Çalgı Dersinde Ve Ders Dışında Çalışmak İçin Gerekli Fiziksel
Ortamı Sağlama
Tablo 4.4.20: Uygun Düzeydeki Ödevlerle Başarıyı Destekleme
Tablo 4.4.21: Ders Dışı Çalışmalarında Da İşbirliğini Sürdürme
Tablo 4.4.22: Ders Dışı Etkinliklere (Konser, Dinleti vb…) Birlikte Katılma
KISALTMALAR LİSTESİ
G.Ü
: Gazi Üniversitesi
G.E.F
: Gazi Eğitim Fakültesi
N
: Veri Sayısı
S.s
: Standart Sapma
S.d
: Serbestlik Derecesi
P
: Anlamlılık Düzeyi
T
: t Değeri (t Testi için)
A.O ( X )
: Aritmetik Ortalama
1
1. BÖLÜM
1. GİRİŞ
1.1. Problem durumu
Öğretme ve öğrenmenin iki değişik işlevi olduğunu vurgulamak gerekir
Çünkü öğretme bir kişi tarafından gerçekleştirilirken öğrenme bir başkasında oluşur
Bu olay çok açık görülse de düşünülmesi gereken bir durumdur Öğretme öğrenme
sürecinin etkili olabilmesi için o iki kişi arasında çok özel bir ilişkinin kurulması
gerekir Başka bir deyişle öğretmen öğrenci arasında bir tür özel bağ kurulmalıdır
(Gordon,1997:2).
Konuşmalardaki açıklık, dersi, öğretmeni ya da öğrenciyi önemsemek,
birbirine gereksinim duymak, birbirlerinden ayrı olmak, gereksinimleri karşılıklı
olarak giderebilmek iyi bir ilişkinin ilk basamaklarıdır.
Güzel Sanatlar Liseleri, Güzel Sanatlar Fakülteleri, Konservatuarlar ve Müzik
Eğitimi Ana bilim Dalları gibi müzik eğitimi veren kurumlarda bireysel çalgı dersleri
öğretmenle birebir yapılmakta, aynı öğretmen ile senelerce çalışılmaktadır. Bu durum
toplu alınan derslere göre bireysel çalgı derslerinde öğretmen ve öğrenci arasında iyi
bir iletişimi gerektirmektedir. İletişim kopukluğunun, öğrencilerin derse olan ilgisini,
çalışma isteğini, dolayısıyla ders başarılarını ve müziksel performanslarını etkilediği
düşünülebilir.
Bu araştırmada Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Ana
bilim Dalında bireysel çalgı derslerindeki öğretmen-öğrenci iletişiminin ne derecede
gerçekleştiği incelenerek değerlendirilmiştir. Gerekli belgesel taramalar yapılmış,
müzikle ilgili hiçbir eğitim kurumunda bu konuyla ilgili hazırlanmış bir araştırmaya
rastlanmamıştır. Bu nedenle araştırma, Müzik Eğitimi bölümlerinde bireysel çalgı
derslerindeki iletişim durumlarını saptamak, sağlıklı bir öğretmen-öğrenci iletişiminin
derslerin verimliliğini arttırabileceği düşüncesine dikkat çekmek açısından büyük
önem arz etmektedir. Ayrıca bu konu çerçevesinde yapılmış bir araştırmaya
rastlanmamış olmasından tezin, bundan sonraki araştırmalara ışık tutacağı
düşünülmektedir.
2
1.2. Araştırmanın Amacı ve Önemi
Bu araştırmanın amacı; G.Ü G.E.F Müzik Öğretmenliği Ana Bilim Dalı
bireysel çalgı eğitimi derslerinde öğretmen-öğrenci iletişimine yönelik temel
davranışların öğretmen ve öğrenci görüşlerine göre ne ölçüde gerçekleştiğini
belirleyerek bir değerlendirme yapmaya çalışmaktır.
Birçok müzik eğitimi ana bilim dalında öğrencilerin bireysel çalgı
derslerindeki müziksel performanslarının ve ders başarılarının, öğretmenleriyle olan
iletişimlerinden etkilendiği görülmektedir. Bazı öğrenciler çok sevdiği ana
çalgılarından, öğretmenleriyle olan olumsuz iletişimlerinden ötürü uzaklaşmaktadır.
Dolayısıyla ders başarıları da kötü yönde etkilenmektedir. Ya da istekli olarak tercih
edilmemiş bireysel çalgı, öğretmen sayesinde çok sevilmekte, bu durum da
öğrencinin ders başarısını ve müzikalitesini olumlu yönde etkileyebilmektedir.
Bu nedenle bireysel çalgı derslerinin daha verimli olabilmesi için öğretmenöğrenci iletişiminin araştırılması gerek görülmüştür.
Türkiye’de bu konuda yapılan bir araştırmaya rastlanmadığından araştırmanın
ilk olma özelliği taşıdığı düşünülebilir. Bu nedenle araştırma, gelecek yıllarda bu ve
buna benzer araştırmalara bir başlangıç olacağından önemli görülmektedir.
1.3 Problem Cümlesi
G.Ü G.E. F. Müzik Öğretmenliği Ana bilim Dalı bireysel çalgı eğitimi
derslerinde öğretmen-öğrenci iletişimine yönelik temel davranışlar öğretmen ve
öğrenci görüşlerine göre ne ölçüde gerçekleşmektedir?
3
1.4 Alt Problemler
1. İletişim sürecinin gerçekleşme durumu, öğrenciler ve öğretmenler tarafından
nasıl algılanmaktadır?
2. Öğrencilerin görüşlerine göre;
a) Öğretmen-öğrenci iletişim davranışlarından en yüksek derecede
gerçekleştiği düşünülen ilk 5 davranış hangileridir?
b)
Öğretmen-öğrenci
iletişim
davranışlarından
en
az
derecede
gerçekleştiği düşünülen ilk 5 davranış hangileridir?
3. Öğretmenlerin görüşlerine göre;
a) Öğretmen-öğrenci iletişim davranışlarından en yüksek derecede
gerçekleştiği düşünülen ilk 5 davranış hangileridir?
b)
Öğretmen-öğrenci
iletişim
davranışlarından
en
az
derecede
gerçekleştiği düşünülen ilk 5 davranış hangileridir?
4. Öğretmen ve öğrencilerin bireysel çalgı derslerinde iletişime yönelik temel
davranışların gerçekleşme durumlarına ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark var
mıdır?
1.6 Sınırlılıklar
1. Araştırma, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi
Bölümü Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalı bireysel çalgı dersi öğretim elemanları ve
2009-2010 eğitim-öğretim yılı dördüncü sınıf öğrencileriyle sınırlandırılmıştır.
2. Bu araştırma, bireysel çalgı dersi
iletişimle sınırlandırılmıştır.
öğretmen ve öğrencileri arasındaki
4
1.7 Varsayımlar
1. Bu araştırmada; örneklem grubunu oluşturan öğrenci ve öğretmenlerin
bireysel çalgı derslerindeki iletişimi yeterince saptadığı,
2. Araştırmaya katılan müzik öğretmenliği ana bilim dalı öğrencilerinin ve
öğretmenlerinin, uygulanacak anketlere doğru ve güvenilir cevaplar verdiği,
3. Örneklem grubunun evreni temsil ettiği,
4. Veri toplama araçlarının geçerli ve güvenilir olduğu temel varsayımlarından
hareket edilmiştir.
5
II. BÖLÜM
KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Bu bölümde eğitimde iletişimin önemine değinilerek, müzik eğitimi
bölümlerindeki bireysel çalgı derslerinde, öğrenciler ve öğretmenler arasındaki
iletişimin önemine yönelik açıklamalarda bulunulmuştur.
2.1 Eğitim
Öğretmenlik sanatsal yönü ağır basan bir meslektir. Çünkü onun malzemesi
bilgi ve insandır. Ham bilgi onun elinde estetikleşerek öğrenme ihtiyacında olan genç
nesillerin bilinçlenmesine sebep olmaktadır. Bu özelliği kavramış gençlerin öğretmen
olması, sistemin başarılı olmasının en önemli şartlarındandır. Diğer sanatlar nasıl
“yetenek” gerektiriyorsa öğretmenlik de tanrı vergisi bir yetenektir (Kayaalp,
2002:140).
2.2 Müzik eğitimi:
Geçmişten günümüze eğitimin çok çeşitli tanımları yapılmıştır. Yapılan bu
tanımların üç ortak noktası vardır. Bu ortak noktalardan birincisi, bireyin
yeteneklerinin geliştirilmesi, ikincisi, bireyde davranış değişikliğinin kendi yaşantısı
yolu ile olacağı ve üçüncüsü de eğitimin bir süreç olduğudur. Örneğin, Ertürk (1997)
eğitimi, “bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik
değişiklik meydana getirme süreci” olarak tanımlamaktadır. Buna göre;”Eğitim
sisteminin temel ögesi insandır, insan hem özne hem de nesne durumundadır. Her
türlü etkinlik, insanın davranışlarını istendik yönde değiştirmek üzere düşünülüp,
planlanmalıdır (Sönmez,1994).
“Eğitimin tanımındaki istendik kelimesi söz konusu değişmenin önceden
tasarlandığını göstermek, kasıt kelimesi de önceden tasarlanmış bir değişikliği sadece
bir tesadüf eseri olarak yaratan ve belki farkında bile olunmayan durumları dışarıda
tutmak böylece kültürleme ve eğitim arasındaki ayırımı göz önünde bulundurmak için
6
kullanılmıştır” (Ertürk. 1997). Eğitimin bir parçasını oluşturan Müzik Eğitimi
ise,”Bireyin genel ve müziksel davranışlarında kendi müziksel yaşantıları yolu ile ve
kasıtlı olarak istendik davranışlar oluşturma sürecidir” (Uçan, 1994). Müzik Eğitimi
tanımından yola çıkarak çalgı eğitimini tanımladığımızda ise;” öğretimi yolu ile
bireylerin ve onların oluşturdukları toplulukların, devinimsel duyuşsal ve bilimsel
davranışlarında kendi yaşantıları yolu ile ve kasıtlı olarak istendik değişiklikler
oluşturmak ya da onlara bu nitelikte yeni davranışlar kazandırma süreci diye
tanımlanabilir (Uçan ve Günay, 1980).
“Müzik Eğitimi temelde bir müziksel davranış kazandırma, bir müziksel
davranış değiştirme veya müziksel davranış değişikliği oluşturma, bir müziksel
davranış geliştirme sürecidir. Yalın ve özlü anlatımıyla müzik eğitimi bireye kendi
yaşantısı yoluyla amaçlı olarak belirli müziksel davranışlar kazandırma ya da bireyin
müziksel davranışında kendi yaşantısı yoluyla amaçlı olarak belirli değişiklikler
oluşturma sürecidir” (Uçan, 1997:30).
Günümüzde müzik eğitiminin bireylerin kişilik gelişimine ve sosyalleşmesine
katkıda bulunduğu gerçeği giderek daha çok kabul görmektedir. Müzik eğitimi
insanın yakın çevresi ile müzik yoluyla ilişki kurabilmesini, toplumsallaşmasını,
müziği bilinçli olarak üreten ve tüketen bir birey olmasını sağlar. “Müzik eğitimi
yaparken öğretmenler müzik eğitiminin kişilik gelişimi, sosyal gelişim ve duygusal
gelişim üzerindeki etkilerini değerlendirmektedirler” (Çilden, 2001:31). Müzik
öğretim tekniklerinin öğrenilmesi ve alan uygulamalarıyla yetişen müzik eğitimcileri,
öğrencilerin bilişsel, duyusal ve devinişsel alanlardaki gelişmelerini sağlayan
uygulayıcılardır (Dündar, 2003:57).
“ Müzik eğitimi bireylerin, giderek de toplumların sağlıklı, saygın becerikli,
yordamlı, dürüst, çalışkan, üretken, uyumlu ve çağdaş olabilmeleri için bir düşünce
ve davranış eğitimidir. Müzik eğitimi ile kazandırılmak istenen her boyut giderek
toplum ya da toplumları maddi ve manevi olarak besler, biçimlendirir ve yüceltir.
Maddi ve manevi sağlam yetişmiş bireylerden sağlam toplumlar oluşur” (Ünal, 1989:
240).
7
2.3 Çalgı Eğitimi
Müzik eğitiminin bir boyutu olarak çalgı eğitimi; öğrencilerin mevcut
durumdaki ve gelecekteki müziksel yaşantılarını biçimlendirmek üzere müziksel
davranış kazandırma ve müziksel davranış değişikliği oluşturmada etkili ve
vazgeçilmez bir süreçtir. Çalgı eğitimi sayesinde öğrencilerin müzik bilgileri
arttırılmakta ve çalgı çalma yoluyla müzik yapmaları amaçlanmaktadır. İlköğretim ve
orta öğretim düzeyindeki okullarda olduğu gibi müzik öğretmeni yetiştiren
kurumlarda da müzik öğretmeni öğretim planının uygulayıcısı olarak öğrencilerine
derslerinde çalgı eğitimi yapılabilmesini sağlayacak gerekli öğrenme ortamını
hazırlamakla yükümlüdür. İyi bir öğrenme ortamını hazırlamak isteyen öğretmen, her
şeyden önce öğrencileriyle uyumlu ve dengeli bir iletişim kurabilmeli, sevecen,
hoşgörülü ve sabırlı olmalıdır. Buna ek olarak öğreteceği konularda tam bilgi sahibi
olmalı, bir başka deyişle alanında yetkin olmalıdır ( Öztürk, 1974: 260). Bu bağlamda
müzik öğretmeni öncelikle derslerde öğreteceği çalgı ya da çalgıları iyi düzeyde
çalmalıdır. Öğretmen kendisini öğrencilerine kabul ettirmede ve müziği sevdirmede
bir çalgı çalarak daha çabuk başarıya ulaşmaktadır (Akbulut, 1973: 14). Bu yolla
öğretmen öğrencilerine çalgı çalma sevgisi kazandırarak, çalgıyı doğru ve etkili
çalabilme isteklerini arttırmaktadır.
“Öğretmen adaylarının etkili ve verimli bir müzik eğitim sürecinden geçmeleri
halinde, ilerideki mesleki çalışmalarında eğitim sistemine müzik eğitimi alanında
önemli katkılarda bulunacakları doğal bir beklentidir. Müzik Eğitimi bölümlerinde
öğrenim gören bireylerin gerek öğrencilik (öğrenim) yıllarında, gerekse mesleki
(öğretim) yaşantılarında çalgı eğitiminin büyük bir yeri vardır. Buna bağlı olarak
Müzik Eğitimi bölümlerinde okumakta olan öğrencilerin mesleki eğitimlerinde de
çalgı eğitiminin yeri ve önemi göz ardı edilemez. Çünkü öğretmen adayları mesleki
yaşantılarında gerek sınıf içinde şarkı öğretiminde, öğretilen şarkılara eşlik etmede ve
nota öğretiminde, gerekse ders dışı etkinliklerde çalgısını yardımcı (destekleyici) ve
geliştirici bir araç olarak kullanacaklardır.
8
Müzik Eğitimi bölümlerinde bireysel çalgı eğitimi haftada bir saat
gösterilmektedir. Çalgı eğitimine daha önceki yıllarda başlanmaması durumunda bu
eğitimin dört yıl ile sınırlı kalması birtakım güçlükleri beraberinde getirmektedir.
Öğrencilerin bu eğitim dönemi içerisinde çalgı eğitiminin önemini kavramaları ve
gerekli özen ve çalışmayı gösterebilmeleri sağlanmalıdır. Bu nedenle çalgı eğitiminin
ilk yıllarında sınıfta derslerin planlı ve programlı bir şekilde sürdürülmesinin yanı sıra
öğrencilerin derse ve çalgıya karşı olumlu bir tutum ve yaklaşım içinde olmalarına,
yani güdülenmelerine de gereken özen gösterilmelidir. Ancak bu şekilde sadece dört
eğitim-öğretim yılını kapsayan kısıtlı bir öğretim sürecinde istenen etkili ve verimli
sonuçlar elde edilebilir.
Çalgı eğitimin amacı; temelde öğrencinin bir çalgıyı belli bir düzeyde
çalabilmesini sağlayarak, çalgı çalma becerisi yanında müzik sevgisini geliştirmek ve
aynı zamanda müzik bilgisini arttırmaktır. Çalgı eğitiminde öğrenilen çalgının
öğrenci düzeyine uygun olarak tekniği, dağarı ve seslendirme becerisinin, çalan
öğrenci ile dinleyenler için zevk verici olması amaçlanır (Günay, 1989:133).
Çalgı eğitimi yapılırken her öğrencinin üstün yetenekli olması beklenemez.
Öğrencilerin bireysel farklılıkları göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle çalgı
öğretiminde repertuar seçimi çok önemlidir. Repertuar öğrencinin bilgi, beceri ve
beğenisi göz önüne alınarak seçilmelidir. Öğretmen, vereceği ödevin öğrencinin
seviyesine uygun olup olmadığına, öğrencinin ilgisine ve beklentilerine uygunluğuna,
genel müzik bilgisini arttırmasına, seçilen alıştırmaların aşamalılık göstermesine
dikkat etmeli, özen göstermelidir.
Uygun repertuarı seçebilmek için öğretmenin öğrenciyi iyi tanıması gerekir.
Bu da ancak öğretmen öğrenci arasındaki sağlıklı bir iletişimle mümkündür. Öğrenci
gerektiğinde verilen ödevin sevilip sevilmediğini, ona göre zorluk derecesini
öğretmenine rahatlıkla söyleyebilmeli, öğretmen ise öğrencinin düşüncelerini
önemsemeli, saygı duymalı, ödevi tekrar değerlendirebilmelidir. Çünkü öğrenci,
ilgisini çekmeyen, çalışırken çok fazla zorlandığı ödevi çalışmak istemeyecektir.
Öğrencinin,
düşüncelerinin
öğretmeni
tarafından
dinlendiğini
hoşgörü
ile
karşılandığını görmesi, öğrencinin öğretmenine olan sevgi saygı ve güvenini
9
arttıracaktır. Bu durum öğretmen ve öğrenci arasındaki sağlıklı bir iletişimin
temellerini atacak, öğretmenin öğrencisini daha iyi tanıyabilmesi için imkân
sağlayacaktır.
Çalgı eğitiminde niteliği etkileyen üç temel faktörden söz edilebilir.
Öğretmen, öğrenci ve öğretim programı. Bu faktörlerden en önemlisi kuşkusuz ki
öğretmendir. Etkili çalgı çalmayla ilgili temel teknik ve müzikal davranışları
öğrenciye kazandırarak bu temel davranışların geliştirilmesinin ve etkili çalgı
çalmaya dönüştürülmesinin önünü açacak kişi olan öğretmenin, aynı zamanda iyi bir
öğretmenlik formasyonu almış olması da çok önemlidir.
Sönmez’e göre (2007); “Öğretmenlik özel bilgi ve beceri isteyen önemli bir
meslektir. Öğretmen eğitim ortamında yol gösterici, tutarlı bir orkestra şefi gibi
davranmalıdır. Yoksa bilgi aktaran, bulan yapan değil, bunlarla birlikte ve daha çok
bulduran, yaptıran, çözdürebilen olmalıdır. Hiçbir öğrencinin diğerinin özdeşi
olmadığı unutulmamalı, bireysel ayrılıklar göz önünde tutulmalı, eğitim öğretim
ortamını buna göre düzenlemelidir. Yeni çok seçenekli öğrenme-öğretme
yöntemlerini
işe
koşup,
öğrencilerin
yeteneklerini
geliştirmelerine
olanak
tanımalıdır.”
Öğretmenin çalgı çalmayla ilgili doğru bilgi ve becerilerle donanımlı olması
bir zorunluluk olmakla birlikte, bireysel olarak yapılan çalgı eğitimi için bu bilgi ve
becerilerin öğrenciye aktarılması konusunda çoğu kez yeterli olamamaktadır. Bu
aşamada öğrencinin öğrenme kapasitesi kadar öğretmenin her öğrenciye göre
geliştireceği öğretme yöntemleri üretme yeteneği de büyük önem taşımaktadır.
Çalgı öğretim süreci içerisinde öğrencilerin belirlenen hedef davranışlara ulaşmaları
ve gerekli öğrenme yaşantılarını geçirmelerini olanak sağlayacak güdüleyici ortamın
hazırlanması da önem taşımaktadır. Bu da ders içinde kullanılacak yöntem ve
tekniklerin seçimi ile doğru orantılıdır. Eğitim hedeflerinin gerçekleşmesi ancak
uygun yöntemlerin seçimi ile sağlanır.
10
Çalgı öğretiminde kullanılan belli yöntemler olduğu gibi, öğretmen, bunların
bileşiminden oluşan ve dersin bireysel olma özelliğinden kaynaklanan, öğrenci
merkezli karma yöntemler de kullanılabilir.
Bu bakımdan, her öğrencinin ayrı bir sınıf olarak düşünülmesi gereken çalgı
eğitiminde, öğretmenin programı uygulamadaki başarısı çalgı eğitimindeki niteliği
arttırma açısından önemlidir (Yüksel ve Çilden 2003).
Bloom’a göre (1995:135); “İyi bir özel öğretici, belli bir ögenin
öğretilebilmesi için gerekli olan katılma ya da deneme süresinin bir öğrenciden
diğerine değişme göstereceğini bilir. Bazı öğrenciler bir ögeyi çok az denemeyle
öğrenebilirken, diğerlerinin bu ögeyi tam olarak öğrenebilmeleri için daha fazla
deneme yapmaları gerekebilir. Bazı öğrenciler bir işlemin tümünü birkaç denemeyle
öğrenebilirken diğerlerinin ilk önce bu işlemin basamaklarını ayrı ayrı deneyerek
öğrenmeleri ve bundan sonra bu işlemin tümünü birden denemeye başlamaları
gerekebilir.”
Öğrencinin çalgı çalmayla ilgili gerekli bilgi ve becerileri kolay alabilmesi ve
gerçek anlamda yaşantısına sokabilmesi için, öğrenci ve öğretmenin birbirini sevmesi
ve çok iyi iletişim kurması da gerekmektedir. Öğrenci için çalgıyı sevmek öğretmeni
sevmekle adeta özdeşleşmektedir. Ünlü eğitimci piyanist Mithat Fenmen bu konudaki
görüşlerini şu şekilde ifade etmiştir;
“Müzik eğitiminde başarı sağlamak, öğretmenin kendisini sevdirmesiyle
başlar. Bu işe yeni başlayanların ruhsal durumu göz önünde tutulmalıdır. Müziğe yeni
başlayan bir öğrenci öğretmenini hep memnun etmek ister. Sarfettiği çabanın
armağanı budur. Bu noktayı akıldan hiç çıkarmayalım ve öğrenciyi eleştirirken iyi
taraflarını daha fazla belirterek cesaretini arttıralım. Aynı zamanda daha fazla
çalışması gereken yerleri de gösterelim.
Müziğe yeni başlayan öğrenci, çalgıyla ilk karşılaşmasının uyandıracağı
yadırgama ve güçlükler karşısında belki de cesaretini yitirecektir. Müziğin karmaşık
kuralları, can sıkıcı alıştırmaları onu usandırabilir. Öğretmenin vereceği güzel
örnekler ve karşılaştırmalar sayesinde, öğrenci işin iç yüzünü kavrayabilir. Öğrenci
daima desteklenmelidir.”
11
Çalgı çalma güç ve karmaşık bir iştir. Çalgı çalmayı öğretecek iyi bir
öğretmen, öğrenmeye hazır, istekli ve yetenekli bir öğrencinin yanı sıra, iyi
düzenlenmiş bir öğretim programının titizlikle uygulanması da büyük önem
taşımaktadır.
Eğitimin, özellikle de sanat eğitiminin her aşamasında başarı ile istek/sevgi
birbirini besleyen unsurlardır. Çalgı eğitimi sırasında edinilmiş yanlış teknik
davranışlar, öğrencinin çalgısından kolay ve nitelikli ses elde etmesinin güçleşmesine,
çabuk yorulmasına, yoruldukça ve zorlandıkça tekrar çalışmaya başlama isteğinin
azalmasına, daha çok zorlanması durumunda çalgısından soğumasına ve sonunda bu
çalgıyı başaramayacağı endişesi ile çalgıdan tümden uzaklaşmasına neden
olabilmektedir.
İşin bir başka önemli yanı da nitelikle ilgilidir. Genellikle öğrencinin, bir etüt
ya da eseri baştan sona bazı önemli ayrıntıları dikkate almadan çalıyor olması,
bulunduğu teknik düzeyin üstünde etüt ve eserleri diğer yaşıtlarının ilerisinde
çalabiliyor görünme güdüsüyle yetiştirilmesi yerine, öğrencinin teknik düzeyine
uygun etüt ve eserlerin amaçlarına uygun bir biçimde titizlikle ve her türlü teknik ve
müzikal ayrıntı sindirilerek öğrencinin gerçek anlamda öğrenmesinin sağlanması,
çalınan etüt ve eserlerin daha nitelikli sesler elde edilerek daha etkili hale getirilmesi
ve doğru çalışma alışkanlıklarının kazanılması konusunda öğrenciyi bilinçlenmeye
yöneltecek yaklaşımlarda bulunulması son derece önemlidir. Daha basit anlamda ne
çaldığından çok çaldığı eser ya da etüdü nasıl çaldığının çok daha önemli olduğunun,
çalgı eğitiminin her aşamasında öğrenciye hissettirilmesi, öğrencinin çalgı çalmada
nicelikten çok niteliğe yönelmesi açısından büyük önem taşımaktadır (Çilden, 2003).
Çalgı Eğitimine İlişkin Amaçlar
Müzik eğitiminin boyutlarından biri olan çalgı eğitimine ilişkin amaçlar
öğretmen açısından aşağıdaki biçimiyle sıralanabilir:
_ Çalgı sevgisini kazandırabilmek,
– Özengen müzik eğitimine uzanmak,
12
– Meslekî müzik eğitimine yönlendirmek,
– Çalgı eğitiminin öğrenciler üzerindeki etkilerini araştırmak,
– Çalgıların çalınma tekniklerine ilişkin bilgi aktarmak,
– Çalgı öğretimini kolaylaştırıcı ve aşama kaydetmeyi sağlayıcı yöntemler
geliştirmek.
– Çalgı eğitiminde çalgı terimlerinin öğrenilmesi ve çalgı çalmada gereken
tekniklerin kavranması bilişsel alanı,
– Çalgının sevilmesi, çalmaya ilişkin disiplinli çalışmaya yönelik bir tutum
geliştirilmesi ve çalgı çalmaya yaşantıda yer verilmesi duyuşsal alanı,
– Çalgı çalmada iki elin eş güdümünün sağlanması, çalgı çalmada karşılaşılan
problemleri çözmeye yönelik davranışların kazanılması ise devinişsel alanı
kapsamaktadır.
“Çalgı eğitimi yoluyla öğrenci, yeteneğini geliştirecek, müzikle ilgili
bilgilerinizenginleştirecek ve müzik beğenisini yüksek bir düzeye çıkarmaya
çalışacaktır”(Tanrıverdi, 1997: 8). Çalgı eğitimi programlı, düzenli ve amaçlıdır. Bu
alandaöğrencilerin başarısını etkileyen faktörler aşağıdaki biçimde incelenebilir:
Öğrencinin Başarısını Etkileyen Faktörler;
– Çalgı çalmaya istekli olmak,
– Çalgıyı tanımak ve sevmek,
– Zamanı iyi kullanılmak, verilen ödevleri düzenli ve gerektiği biçimde çalışmak,
– Öğretmeniyle iyi iletişim kurmaktır.
2.4. İletişim
Eğitim davranış değişimi, bireyin maksatlı olarak belirli hedefler yönünde,
kendi yaşantıları yoluyla davranışlarını değiştirmesi; bireysel yeteneklerini çeşitli
yönlerden birey ve toplum için uygun ve dengeli olarak gösterilmesi olarak tanımlanır
13
(Alkan, 1979:4). Eğitim, bir bilgi aktarımı değil, aktarılan bilginin kişinin hayatında
işlev kazanması sürecidir.
Eğitimin temel malzemeamda bireyde kendi yaşantısı ve kasıtlı kültürlenme
yoluyla istenilen davranış değişikliğini meydana getirme olgusudur. Bu sebeple
insanın biyolojik, kültürel, ve sosyal boyutlarını içerir. İnsan her üç olguyla da
iletişim halindedir (Onuk, 2007).
Eryılmaz ve Korur (2002), öğretmen niteliklerinin lise seviyesindeki
öğrencilerin fizik dersi basarı, tutum ve güdülenmelerine etkilerini incelemiştir. 2177
devlet lisesi öğrencilerine öğretmen niteliklerine ilişkin; güdülenme, basarı ve
tutumları ölçülmüştür. Elde edilen sonuçlarda öğretmenin öğrencilere karsı arkadaşça
tutumunun, konu bilgisine yeterince sahip olmasının, kendi sorunlarını sınıfa
taşımasının, öğrencilere karsı dürüst olmasının, sınıfta öğrenme için ortam
sağlamasının öğrencilerin güdülenmesini oldukça etkilediği ortaya çıkmıştır.
Geçer (2002), “öğretmen yakınlığının öğrencilerin başarıları, tutumları ve güdülenme
düzeyleri üzerindeki etkisini incelemiştir. Bu araştırmada ilköğretim, ortaöğretim ve
yükseköğretim için ayrı ayrı geliştirilen öğretmen yakınlık davranışları ölçekleri ile
yine her öğretim kademesine yönelik tutum ölçekleri farklı öğretim kademesindeki
1845 öğrenciye uygulanmış ve sonuçlar değerlendirilmiştir. Öğretmen yakınlık
davranışlarının öğretmenlerce gösterilme düzeyi ilköğretim, ortaöğretim ve
yükseköğretim kademelerinde orta düzeyde bulunmuştur. Öğretmen yakınlık
davranışları her üç kademede de basarı ile düşük düzeyde, tutum ve güdülenme ile
orta düzeyde ilişki göstermektedir. Öğretmen yakınlık davranışları her üç kademede
de başarıyı yordamada düşük, tutum ve güdülenmeyi yordamada ise 45 orta düzeyde
etkilidir. Öğrenciler sadece ortaöğretim ve yükseköğretim düzeyinde kadın
öğretmenleri büyük ölçüde kendilerine daha yakın bulunmuşlardır. Pedagojik
formasyon alan öğretmenler her öğretim düzeyinde öğrencilere daha yakın olarak
algılanmaktadır.
İnsan, jest ve mimikleri kullanan gelişmiş refleks ve içgüdülerinin yanısıra dili
de içine alan çok karmaşık öğrenilmiş davranışlarla iletişim yapan yegane varlıktır
(Ergin,1995)
14
Her türlü iletişim insanın psikolojik gereksinimlerinin sonucudur. Kendisini
tanıması, tanıtması ve dönüt olarak kendini değerlendirmesinde bu iletişim süreçleri
önemli rol oynar. kişiler arası iletişimle ilgili olarak yapılan tanımların buluştuğu
nokta bu iletişimin psikolojik nitelikli bir bilgi alışverişi olduğu iletişim kavramını
farklı alanlarda birbirinden farklı anlamlarda kullanılmasına ilişkin yapılan bir
araştırmada on beş ayrı anlamda kullanıldığı belirlenmekle birlikte iletişim sözünün
konumuz bağlamında ilk çağrışımı, insanlar arasında duygu, düşünce ve bilgilerin her
türlü yolla başkalarına bildirimi olmaktadır.
Bir iletişim sürecinde ; kaynak, mesaj, kanal, alıcı ve dönüt öğeleri
bulunmaktadır.
Kaynak: bir iletişim sürecinde hedeflediği kişi ya da grupta davranış
değişikliği oluşturmak üzere iletişim sürecini başlatan kişidir. eğitim sürecinde
öğrencilerde davranış değişikliği oluşturmak üzere bu görevi üstlenen kişi
öğretmendir.
Mesaj: kaynağın alıcı ile paylaşmak istediği düşünce, duygu ve davranışları
temsil eden sembollerdir. Kaynak, sahip olduğu bir fikri ya da onunla ilgili
davranışları alıcısı ile paylaşmak isterse öncelikle hareket, jest, mimik, söz, yazı gibi
unsurlardan en az biri ile yapılmış bir mesaj haline getirmelidir. Eğitim sürecinde
mesajı ders kitabı program içeriği ya da öğretmenin yaptığı konuşmalar
oluşturmaktadır.
Kanal: İletişim sürecinde kaynağın amaçları doğrultusunda alıcıya gönderdiği
mesajları taşıyan araç gereç, yöntem ve tekniklerdir. Eğitim sürecinde öğretmenin
konuşması, kullanılan teknolojik araç gereçler ders kitapları bilgisayar yazılımları
kanallara örnek olarak verilebilir.
Alıcı: Kaynağın gönderdiği mesajlara hedef olan kişi ya da kişilerdir. İletişim
sürecinde istenen tepkiyi vermesi beklenenler, süreçte “alıcı” rolünü üstlenirler.
15
Mesajı veren öğretmen ise istenen tepkiyi vermesi beklenen öğrenci, mesajı veren
öğrenci ise istenen tepkiyi vermesi beklenen öğretmendir.
Dönüt: Kaynak, alıcısına gönderdiği mesajların alınıp alınmadığını, alındıysa
anlaşılıp anlaşılmadığın ya da ne derece anlaşıldığını alıcıdan kendisine gelen
tepkilerden anlayacaktır. Alıcıdan kaynağa yönelen bu tepkilere “ dönüt”
denilmektedir. Öğretmen tarafından sorulan bir soruya verilen yanıt veya öğrencilerin
mimiklerinden konunun anlaşılıp anlaşılmadığının sezilmesi dönüte örnek olarak
verilebilir.
İletişimin etkinliğinin ölçütü, bir iletişim sürecinde karşınızdakine ya da hedef
kitleye
yönelttiğimiz
bildirinin
karşılığında
amaçladığımız
sonucun
alınıp
alınmamasıdır. Bu etkinin sağlanabilmesinin:
- İletinin alıcının dikkatini çekecek biçimde kodlanması ve açık olması,
- İletiyi kodlayan simgeler konusunda alıcı ve vericinin ortak bilgisinin
bulunması
- İletinin alıcının gereksinmesine yanıt verecek nitelikte olması
- Alıcının temel değerlerinin, tutumlarının tanınması gibi bazı koşulları vardır.
İdeal bir öğretici rol yapmayı bırakıp olduğu gibi davranan, daha erişilebilir
olandır. Okul ortamında öğretmen – öğrenci arasında etkin iletişimin kurulması bu iki
kişi arasında özel bir ilişkinin, güvene dayalı sağlam bir bağın kurulmasına bağlıdır.
Bu ilişki içerisinde her iki taraf birbirlerinin bireyselliğine, gereksinmelerine saygı
gösterir; birbirlerinin yaratıcılığına ve gelişmesine fırsat tanır (Gordon, 1996).
İletişimin en önemli özelliklerinden biri birlikteliği esas almasıdır. İletişim tek
başına kurulan bir ilişki değildir. Karşılıklı etkileşime ve beraberliğe dayanır. Eğer
iletişim çift taraflı yani karşılıklı değilse gücü ya da yetkiyi o an için elinde
bulunduran taraf isteklerini gerçekleştirecek, diğer taraf baskı altında tutulacaktır.
Fakat bu sorunu sadece geçici olarak ortadan kaldıracak, güç ya da yetki ortadan
kalktığında sorun devam edecektir. (Cüceloğlu, 1999)
16
Eğitimde İletişim:
Her çocuk, okula başladığı zaman, yetiştiği aile ortamının özelliklerini taşır.
Öğretmen eğitim ve öğretimi gerçekleştirirken, çocuğun yaşadığı aile ortamını da
dikkate alarak davranmalıdır. Hem okul ortamının hem de aile ortamının ortak bir
amacı; çocukların ve gençlerin iyi yetişmeleri ve başarılı olmalarıdır. Hedeflenen bu
sonuca ulaşabilmek için, öğretmenlerin çocuklarla kuracakları sevgi ve saygıya dayalı
iletişim çok önemlidir.
Okula ilk adımını atan çocuk, yeni ortamı öğretmenin onunla kurduğu ikili
ilişkilerle tanımaya başlar. Öğretmeni seven, okul ortamını da sever ve oraya
bağlanır. Fakat öğretmenini sevmeyen çocuk okuldan soğuyabilir. Öyleyse iletişimde
çocuğun sevilme arzusu karşılanmalıdır.
Araştırmalarda öğrencilerin sevdikleri öğretmenin dersine daha çok çalıştıkları
ve başarılı oldukları sonucu ortaya çıkmıştır. Bunun yanında öğretmeni tarafından
kabul görmek, sevilmek onlar için çok önemli bir ihtiyaçtır. Eleştirilmek,
beğenilmemek, öğrencileri korkutur ve duygusal olarak başarısızlığa iter. Bu durum
eğitimin her kademesinde görülmektedir.
Öğretme ve öğrenmenin iki değişik işlevi olduğunu özellikle vurgulamak
gerekir. Çünkü öğretme bir kişi tarafından gerçekleştirilirken öğrenme bir başkasında
oluşur. Öğretme-öğrenme sürecinin etkili olabilmesi için o iki kişi arasında çok özel
bir ilişkinin bulunması gerekir. Öğretmenin bu iletişimi kurması özde konuşma
becerisine dayanır. Konuşma, insan ilişkilerinde yapıcı olduğu kadar yıkıcı da
olduğundan, öğrenciyi öğretmene yakınlaştırabildiği gibi uzaklaştırabilirde ( Gordon,
1997: 3)
Hiç kuşkusuz insanın bir başkasına bir şeyler öğretme çabasını etkileyen
değişik etmenler vardır. Bu etmenlerden birisi, öğretmen-öğrenci iletişiminde
öğretmenin etken olma becerisidir. Onun mezun olduğu okul, mesleki kıdemi,
bilişsel, duyuşsal, devinişsel, ve sezgisel hazır bulunuşluk düzeyi, maaşı, fiziki,
17
görünüşü gibi özellikleriyle öğrenci başarısı ve erişisi arasında anlamlı bir ilişkinin
olup olmadığı pek çok araştırmanın konusu olmuştur. Bazı araştırmalara göre,
öğretmenin yaşı, boyu, yetiştirme tarzı, kıdemi, maaşı, tutumu gibi nitelikleriyle
öğrenci başarısı ve erişisi arasındaki ilişki çok düşük bulunmuştur. Oysa, öğrenme
öğretme ortamıınıda başarı ve erişiyi etkileyen diğer bir değişken öğretmenin sınıf
içindeki davranışlarıdır. Bir öğretmenden öğrenme-öğretme ortamında pekiçtireç,
ipucu, dönüt, düzeltme kullanması, öğrenci katılganlığını sağlaması, geç ve güç
öğrenenlere
yardım
etmesi,
cezaya
başvurmaması,
her
ünitenin
sonunda
biçimlendirme ve yetiştirmeye dönük değerlendirme sonuçlarına göre her bir
öğrencinin varsa eksikliklerini tamamlaması yanlışlarını düzeltmesi, alanında yeterli
bilgi ve becerilerle donanık olması, hoşgörülü sevecen anlayışlı olması, fakat
öğrenme-öğretme tekniklerinden taviz vermemesi gibi davranışlar beklenir. Nitekim
Bloom’un da belirttiği gibi “öğretim hizmetinin nitelikleri” dönüt, düzeltme, ipucu,
pekiştireç,
öğrenci
katılganlığı,
biçimlendirme
ve
yetiştirmeğe
dönük
değerlendirmeden oluşmaktadır. Bu tür değişkenlerle, öğrenci başarısı ve erişisi
arasındaki ilişki anlamlı bulunmuştur (Bloom 1976: 108, 110). Bu bağlamda
öğretmenlerden sınıf ortamında bu belirtilen değişkenleri zamanında kullanması
beklenmelidir. Yoksa onun kıdemi, maaşı, fiziki görüntüsü vb. değişkenlere ağırlık
verilmemelidir. Bu değişkenler ne olursa olsun, öğretim hizmetinin niteliğini istenilen
düzeye getiremez ( Sönmez , 148 ).
Nitelikli bir öğretmenin, öğrenme öğretme sürecinde başarılı olabilmesi için
çok iyi iletişim becerisi kazanmış olması gerekir. Bu sebeple kolay anlaşılan bir dilin
kullanılması önemlidir. Açıklamaların anlaşılır olması, derste verilmek istenen
mesajın anlaşılması gerekir. Öğretmenin ses tonunun yanı sıra, göz ve vücut diliyle
iletişimi de oldukça önemlidir. İyi bir öğretmenin ipucu, pekiştireç ve dönütleri
(düzeltme) kullanmada etkili olması ve öğrencilerin derse katılımının sağlanması
açısından da sınıf içi iletişim önemli bir nitelik olarak görülmektedir (Demirel,
1999:196).
İyi bir öğretmen yüreklendirme ve pekiştirme amacıyla kullandığı uyarıcıların
çeşitlerini öğrenme durumuna, öğrenim çevresine ve öğrenciye göre ayarlar, farklı
18
yer, zaman, amaç ve kişiler için bunlardan en uygun olanını seçer ve kullanır (Bloom,
1995).
Tüm bu hedefleri gerçekleştirebilmek, bir dersin işlenişinde en önemli
unsurlardan biri olan güdülenme yoluyla olur. Öğrenci neyi, niçin öğrenmek zorunda
olduğunu bildiği takdirde bilinçli davranacak, öğrenmek için çaba gösterecektir.
Çünkü; belirli bir amacı gerçekleştirebilmek ya da belirli temel kalıpları öğrenciye
öğretebilmek için yöntemin özünde bireyi etkilemek olduğu bilinmektedir. Etkili
öğretimin gerçekleştirilebilmesi için sadece bilgi ve beceriyi öğrenciye öğretmek
değil, aynı zamanda öğrencinin gereksinimlerini (araç-gereç/materyal eksikliği,
öğretim elemanı yeterliliği, ders işlenen ortamın düzeni gibi) karşılamak da
gereklidir. Bu iki amacın birincisine önem verilip, ikincisinin göz ardı edilmesi
halinde öğretim etkin olmaktan çıkmakta ve “sürekli sorunlar” la karşı karşıya
kalınmaktadır. Bu da öğrenmeyi olumsuz yönde etkilemekte ya da hiç
gerçekleştirilememektedir. Öğretmenlerin güdülenmede oynadıkları etkin rolü
açıklayan Brophy (1987 : 45); “Öğretmenler yanlızca öğrencilerin var olan güdü
örüntülerine tepki gösteren kişi olmaktan çok, öğrencilerin öğrenme güdülerini genel
girişimini ve bu güdülerin belli durumlarda harekete geçirilmesini sağlayan kişilerdir”
demektedir.
Ayrıca öğretim elemanı bir konunun öğrenilmesini kolaylaştıran birey
olmasının yanında, kişiliğiyle, alışkanlıklarıyla, iletişim yöntemiyle, yaşam ve
düşünme biçimleriyle de öğrencilerine örnek olmalıdır” (Kılıç, 2003:1).
“Öğretmenler,
öğrencilerinin
eğitim
programında
belirtilen
amaçlara
ulaşmalarını sağlamak üzere görevlendirilmiş kişilerdir. Dolayısıyla eğitimde ulaşılan
sonuçlarda öğretmenlerin büyük ölçüde etkisi bulunmaktadır. Öğrencilerin amaçlara
ulaşma derecelerinde öğretmenin niteliği ve sınıf ortamında yaptığı davranışlar önem
kazanmaktadır.
Dolayısıyla etkili öğretmen, eğitim programında ulaşılması istenen amaçları
başarmak için kendisinde olan yeterlilikleri sınıfta etkin bir şekilde uygulayan
öğretmendir.” (Yüksel, 2003)
19
Öğretmenlerin ilgisiz, coşkusuz olduğu durumlarda öğrenme öğrenciler için
sıkıcı, ilgisiz ve zorlayıcı bir durum olacaktır. Nitekim Sönmez (2007)’in de belirttiği
gibi; istendik davranışları kılavuzlayan ve sağlayan öğelerden biri de öğretmendir.
Öğretmen eğitim durumlarını düzenleyen ve uygulayanlardan biridir. Onun konu
alanını çok iyi bilmesi, eğitim ve öğretimle ilgili bilgi, beceri ve tutumlarla donanmış
olması gerekir. Öğretmendeki eksiklikler, tutarsızlıklar eğitim ortamını olumsuz
yönde etkileyebilir. Alanında yetersiz, eğitimi bilmeyen, öğrenciye sevgi, ilgi ve
saygıyla yaklaşmayan, psikolojik açıdan dengesiz, maddi ve manevi sorunları olan ve
bunları çözemeyen, bir öğretmen, istendik davranışları kazandırmada etkili
olmayabilir. Eğitim sisteminde bütün bu nedenlerden dolayı öğretmen önemli bir
öğedir. Kısacası öğretim elemanı her zaman öğrencilerin davranış ve tutumlarını
belirlemede ve ders atmosferini ayarlamada önemli bir rol oynar.
20
III.BÖLÜM
3. YÖNTEM
Bu bölümde yönteme ilişkin araştırma modeli, araştırma evren ve örneklemi,
veri toplama yöntemleri, verilerin çözümü ve yorumlanması kısımları açıklanmıştır.
3.1 Araştırma Modeli
Araştırma, birebir yapılan bireysel çalgı derslerinde, derse giren öğretim
elemanları ve öğrenciler arasındaki iletişim durumlarının ne derece gerçekleştiğini iki
gruba da sorarak saptamak, grupların iletişimin gerçekleşme derecesi konusundaki
görüşlerini belirlemeye yönelik olduğundan “betimsel”dir.
Literatür taramasından sonra probleme dayalı alt problemleri çözmeye yönelik
bir anket ölçeği geliştirilmiştir. “Bireylerin bazı davranışları ve bazı düşünsel,
duygusal, inançsal, güdüsel, algısal özellikleri vardır ki, yapısı gereği gözlenmesi
olanaksızdır. Bu tür konuları incelemek için yapılacak araştırmalarda anket yöntemi
kullanılır”
(Sümbüloğlu,
2000:68).
Öğretmenlerin
ve
öğrencilerin
iletişim
durumlarını belirlemek de, gözlemsel olarak kısmen yapılacağı için anket yöntemi ile
daha somut bir biçimde değerlendirme yapılabileceği düşünülmüştür.
Anket yönteminin en kuvvetli yönü, uygun durumlarda, geniş bir gruptan, çok
miktarda veriyi, kısa zamanda toplama olanağı yaratmasıdır. Bir başka kuvvetli yönü
de, anket sorularının, herkese aynı şekilde sunularak bir örneğinin saklanabilmesidir.
Özellikle kapalı uçlu sorularla yapılan anketlerde, cevapların belli sınırlar içinde
toplanabilmesi mümkündür. Görüşmeye oranla, gizlilik garantisi daha inandırıcıdır.
Kaynak kişiye cevaplamak için uygun bir süre verir ( Karasar, 2003:182).
21
3.2 Evren ve Örneklem
Araştırmanın genel evrenini; Türkiye’deki Müzik Öğretmenliği Ana Bilim
Dalı öğrencileri ve bireysel çalgı dersi öğretim elemanları, çalışma evrenini ; G.Ü
G.E.F Müzik Öğretmenliği Ana Bilim Dalı öğrencileri ve bireysel çalgı dersi öğretim
elemanları, örneklemini ise; bu öğrencilerden 2009-2010 Eğitim-Öğretim yılı 4. sınıf
öğrencileri ve bireysel çalgı dersi öğretim elemanları oluşturmaktadır.
Tablo 3.2.1 Örneklemi Oluşturan Öğrenci ve Öğretim Elemanı Sayıları
Öğretim Elemanı Sayısı
20
Öğrenci Sayısı
40
3.3. Verilerin Toplanması
Araştırma verileri, örneklemdeki öğrenciler ve öğretmenler arasındaki iletişim
temel davranışlarının gerçekleşme durumuna ilişkin öğrenci ve öğretmenlere
uygulanmış anket sonuçlarına göre toplanmıştır.
Bireyin çevresindeki herhangi bir konuya karşı sahip olduğu bir tepki ön
eğilimini ifade eden tutum, bireyin davranışlarına yön veren ve karar verme sürecide
yanlılığa neden olan bir olgudur. Bireyin tutumları gözle görülemez; fakat onun
davranışlarına bakarak bir objeye ilişkin tutumu hakkında bilgi sahibi olunabilir
(Morgan, 1991). Bu nedenle öğretmen ve öğrenciler arasındaki iletişimi belirlemede,
kişilerin gözle görülebilen ya da görülemeyen davranışlarını ortaya çıkarıcı soru
biçimlerinden oluşan “iletişim anketi” kullanılmıştır. Söz konusu anket formu Ek’de
verilmiştir.
Bir kişi ya da davranış hakkında olumlu ya da olumsuz davranışta bulunma
eğilimleri olan tutumlar (Koballa, 1988), insanların olayla ilgili doğrudan
deneyimleri, ya da gözlemleri ve edindiği bilgiler aracılığı ile öğrenilebilir (Shrigley,
Koballa ve Simpson, 1988). Eğer bir obje ya da olaya karşı geliştirilen tutum olumlu
22
ise, onunla ilgili kararların olumlu olma olasılığı daha yüksektir. Bu nedenle tutumlar,
geleceğe yönelik bir karar niteliği taşımaktadır (Tavşancıl, 2002; Ülgen, 1995).
Dolayısıyla bu araştırmada iletişim ve tutumlarının olumlu ya da olumsuz etkilerini
belirlemeye yönelik yapılan uygulamaların sonucundaki durum belirlemeleri, veriler
olarak işlenmiştir. Elde edilen verile SPSS 15.0 istatistiksel bilgi veri analizi programı
uygulanarak değerlendirilmiştir.
Anket (bilgi toplama formu) hazırlanırken alanla ilgili kişilerin görüşlerine
başvurulmuş ve yapılan öneriler dikkate alınıp, uzman görüşüne göre elde edilen
sonuçlar değerlendirilerek bilgi toplama formlarına son şekli verilmiştir.
Bilgi toplama formunun ilk sayfasında araştırma konusuyla ilgili kısa bir
açıklamada
bulunulmuştur.
Ayrıca,
bilgi
toplama
formunun
nasıl
cevaplandırılacağına ilişkin bir açıklamaya da yer verilmiştir. Bilgi toplama formunu
dolduranların, araştırma konusuyla ilgili görüşlerini saptamak amacıyla, iletişimle
ilgili 21 madde, 5 dereceli puanlama ölçeğine göre hazırlanmıştır.
3.3.1 Geçerlik ve Güvenirlik
“Genel anlamda “geçerlik” araştırma sonuçlarının doğruluğunu konu edinir.
Dış geçerlik, elde edilen sonuçların benzer gruplara ya da ortamlara aktarabilirliğine,
iç geçerlik ise araştırma sonuçlarına ulaşırken izlenen sürecin çalışılan gerçekliği
ortaya çıkarmadaki yeterliğine ilişkindir”( Yıldırım ve Şimşek, 2006: 255).
Araştırma örneklemindeki öğrenci ve öğretmenler arasındaki iletişim temel
davranışlarının gerçekleşme durumunu belirlemek amacıyla, araştırmacı tarafından
geliştirilen anket formu kullanılmıştır.
“Bireysel çalgı derslerinde öğretmen-öğrenci iletişimine yönelik temel
davranışların, ne ölçüde gerçekleştiği konusundaki görüşlere ilişkin anket formu” nun
geliştirilmesine başlanılmadan önce konu ile ilgili araştırmalar taranmış ve sözlü
23
sözsüz iletişimle ilgili tutum ölçekleri ve anketler incelenmiştir. Bu veriler
doğrultusunda 21 maddeden ve her maddesi 5 dereceli puanlama anahtarından oluşan
anket formu hazırlanmıştır. Bu anket sorularının dereceli puanlama anahtarı Tablo
3.2.2 deki gibidir.
Tablo 3.3.1: Anket Sorularının Dereceli Puanlama Anahtarı
Kesinlikle
Büyük Ölçüde
Kısmen
Çok Az
Gerçekleşmekte
Gerçekleşmekte
Gerçekleşmekte
Gerçekleşmekte
( 5)
(4)
(3)
(2)
Gerçekleşmemekte
(1)
Bu ölçeğin geçerlik çalışmasının içeriğinde, kapsam ve yapı geçerliğine
bakılarak, bu çerçevede ölçekte yer alan maddelerin sayı ve nitelikçe yeterli olup
olmadığı uzman görüşleri alınarak belirlenmiştir. Oluşturulan anket Gazi Üniversitesi
Müzik Öğretmenliği Ana Bilim Dalı lisana 4.sınıf öğrencilerine uygulanmadan önce
lisans 3.sınıf
öğrencilerinden 20 kişiye uygulanabilmiş ve dış geçerliliğin genel
anlamda sağlandığı kanısına varılmıştır. Verilerden elde edilen bulgular da uygulanan
yöntem ve tekniklerin var olan durumu ortaya çıkardığı görülmüş ve böylece iç
geçerlik de sağlanmıştır.
“Güvenirlik ise aynı şeyin bağımsız ölçümleri arasındaki kararlılıktır; aynı
süreçlerin izlenmesi ve aynı ölçütlerin kullanılması ile aynı sonuçların alınmasıdır;
ölçmenin tesadüfî yanılgılardan arınık olmasıdır” (Karasar, 2007, s. 151). Anket
formunun nasıl hazırlandığı, hazırlanan formun nasıl uygulandığı, verilerin nasıl
kaydedildiği, nasıl analiz edildiği, veriler sonucunda elde edilen bulguların nasıl
yorumlandığı ayrıntılı bir biçimde anlatılmıştır.
24
Bu aşamada yapılan işlemler aşağıda sırlanmıştır:
- Faktör Analizi
- Madde toplam korelasyonlarını kullanarak testin güvenirliği
- Cronbach Alpha analizi kullanarak testin güvenirliği
Güvenilirlik katsayısı
0.90-1.00 Mükemmel
0.80-0.89 Yüksek
0.60-0.79 Orta
0.00-0.59 Kabul Edilemez
Ölçme aracının güvenirli katsayısı Tablo 3.3.2’de gösterilmiştir.
Tablo 3.3.2: Güvenilirlik istatistikleri (Reliability Statistics)
Cronbach's
Alpha
N of Items
,950
21
Bu analizlerin sonuçlarına ilişkin değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.
Değerlendirmelere göre faktör analizi için uygun, alfa değeri oldukça yüksek, madde
değerleri yeterli olarak geçerliliği ve güvenirliği tespit edilmiştir.
3.4. Verilerin Çözümlenmesi
Araştırma, bireysel çalgı derslerindeki öğretmen ve öğrenci arasındaki
iletişime ilişkin durum saptaması olup, genel tarama modeli çerçevesinde
gerçekleştirilmiştir. Veriler “belgesel tarama” ve “iletişim anketi” ile elde edilmiş,
verilerin işlenmesi ve çözümlenmesi ise betimsel istatistik teknikleri ile yapılmış ve
istatistiksel karşılaştırma yoluyla denenceler test edilmiştir.
25
Bu araştırmada, toplanan verilerin çözümlenmesinde betimsel istatistik
teknikleri olarak;
1. “Standart sapma”lardan
2. Öğretmen ve öğrenci görüşleri arasındaki anlamlı farlılıkların tespiti için
“t testi”nden,
3. 5 dereceli puanlama ölçeğine göre hazırlanan ankette öğretmen ve öğrenci
görüşlerinin ortalamalarını bulmak için “aritmetik ortalama”dan
yararlanılmıştır.
Verilerin işlenmesi bilgisayar ortamında gerçekleştirilmiştir.
Bireysel çalgı derslerinde öğretmen-öğrenci iletişimine yönelik temel
davranışların gerçekleşme düzeylerine ilişkin algı puanları 21 ila 105 arasında
değişmekte olup aşağıdaki ölçütlere göre değerlendirilmiştir.
Algı düzeylerinin gerçekleşme durumu için her seçeneği belirleyen puan
aralıkları tablo 3.4.1’de açıklanmaktadır.
Tablo 3.4.1: Bireysel Çalgı Derslerinde Öğretmen-Öğrenci İletişimine Yönelik
Temel Davranışların Gerçekleşme Düzeylerini Saptamaya İlişkin
Ölçütler
Gerçekleşme Düzeyi
Puan Değerleri
Gerçekleşmedi
21 – 37.8
Çok Az Gerçekleşti
37.8 – 54.6
Kısmen Gerçekleşti
54.6 – 71.4
Büyük Ölçüde Gerçekleşti
71.4 – 88.2
Kesinlikle Gerçekleşti
88.2 - 105
Bulgular önce tablolar halinde gösterilmiş, ardından sözel olarak ifade
edilmiş, bulgulardan çıkan sonuçlar özetlenmiş, anlamlı fark bulunan davranışlar
tartışılmış ve çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
26
IV. BÖLÜM
4. BULGULAR ve YORUMLAR
Araştırmanın bu bölümünde toplanan nicel verilerin istatistiksel analizi ile
elde edilen bulgular ve bu bulgulara ilişkin yorumlara yer verilmiştir. Bulgular,
araştırmanın alt problemlerine göre sıralanmıştır. Verilerden elde edilen her bulgunun
tablosu ayrı ayrı oluşturulmuş ve her tablonun altında açıklamalara ve yorumlara yer
verilmiştir.
4.1. İletişim sürecinin gerçekleşme durumu öğrenciler ve öğretmenler
tarafından nasıl algılanmaktadır?
Öğrenciler ve öğretmenler tarafından iletişim sürecinin gerçekleşme
durumuyla ilgili alınan görüşlerinin ortalamaları hesaplanmış ve sonuçları Tablo
4.1.1’de gösterilmiştir.
Tablo 4.1.1: Öğretmen Öğrenci İletişiminin Genel Gerçekleşme Durumları
Algı
N
( X)
s.s.
Düzeyi
Kesinlikle
Öğrenci
40
82,98
16,69
gerçekleşti
Kesinlikle
Öğretmen 20
84,60
11,88
gerçekleşti
Tablo 4.1.1 gözlendiğinde öğretmen öğrenci iletişimine yönelik temel
davranışların gerçekleşme düzeylerinin her 2 grup tarafından da “büyük ölçüde
gerçekleştiği” seçeneğini ortaya koyduğunu göstermektedir.
27
4.2.Öğrencilerin
görüşlerine
göre
Öğretmen-öğrenci
iletişim
davranışlarından en yüksek ve en az derecede gerçekleştiği düşünülen ilk 5
davranış hangileridir?
Öğrencilerin görüşlerine göre öğretmen-öğrenci iletişimine yönelik temel
davranışlardan en çok benimsenen ve en az benimsenen davranışları belirlemek
amacıyla her bir davranışa ilişkin ortalama istatistikleri hesaplanmış ve sonuçları
Tablo 4.2.1’de gösterilmiştir.
Tablo 4.2.1: Öğrencilerin Görüşlerine Göre Öğretmen-Öğrenci İletişimine
Yönelik
En
Çok
Gerçekleştiği
Düşünülen
Davranıştan
En
Az
Gerçekleştiği Düşünülen Davranışa Doğru Maddelerin Listesi
Öğretmen – Öğrenci İletişimine Yönelik Temel Davranışlar
Öğrenci
(X )
s.s
6-Karşılıklı sevgi ve saygı ortamı oluşturma
4,43
0,84
5-Karşılıklı anlayış ve hoşgörü gösterme
4,35
0,83
1-Konuşurken ve dinlerken karşılıklı göz temasında bulunma
4,28
0,85
2-Ortama uygun ses tonuyla konuşma
4,25
0,78
3-Uygun yüz ifadeleri sergileme
4,18
0,78
11-Öğrencilerin dersle ilgili endişelerini rahatlıkla konuşma
4,05
1,20
4-Beden dilini uygun biçimde kullanma
4,03
0,92
yaklaşma
4,03
1,03
12-Kendi düşüncelerini açıkça ifade etme
4,00
1,08
19-Uygun düzeydeki ödevlerle başarıyı destekleme
4,00
1,18
9-Karşılıklı güven ortamı oluşturmaya çalışma
3,98
1,07
15-Başarıyı ödüllendiren bir yaklaşım sergileme
3,98
1,07
10-Ön yargılardan arındırılmış bir çalışma ortamı oluşturma
3,93
1,00
14-Öğrencinin çalgı çalmaya ilişkin yeteneğini fark etmesini sağlama
3,93
1,05
3,93
1,10
16-Çalma esnasında belirlenen hataların düzeltilmesi konusunda sabırla
18-Bireysel çalgı dersinde ve ders dışında çalışmak için gerekli fiziksel
ortamı sağlama
28
13-Çalgı çalma başarısını destekleyici bir özgüveni sağlama
3,78
1,29
7-Dersle ilgili yapıcı eleştirilerde bulunma
3,75
1,21
20-Ders dışı çalışmalarında da işbirliğini sürdürme
3,68
1,35
8-Özendirici bir ders ortamı sağlama
3,63
1,31
17-Planlı ve programlı çalışma
3,63
1,27
21-Ders dışı etkinliklere (konser, dinleti vb…) birlikte katılma
3,33
1,51
Öğrencilere uygulanan iletişim anketinin sonuçları puanlarıyla birlikte en çok
gerçekleştiği düşünülen iletişim durumlarından, en az gerçekleşen iletişim
durumlarına doğru sırasıyla yukarıdaki Tablo 4.2.1’de genel olarak gösterilmiştir. Bu
tabloya göre en çok gerçekleşen ilk beş davranış ve en az gerçekleşen son beş
davranış Tablo 4.2.2 ve 4.2.3’de belirtilmiştir.
Tablo 4.2.2: Öğrencilerin Görüşlerine göre Öğretmen-Öğrenci İletişimine
Yönelik Temel Davranışlardan En Yüksek Derecede Gerçekleştiği
Düşünülen İlk Beş Davranış
Öğretmen – Öğrenci İletişimine Yönelik Temel Davranışlar
(X )
6-Karşılıklı sevgi ve saygı ortamı oluşturma
4,43
5-Karşılıklı anlayış ve hoşgörü gösterme
4,35
1-Konuşurken ve dinlerken karşılıklı göz temasında
bulunma
4,28
2-Ortama uygun ses tonuyla konuşma
4,25
3-Uygun yüz ifadeleri sergileme
4,18
Öğrencilerin görüşlerine göre öğretmen-öğrenci iletişimine yönelik temel
davranışlardan en yüksek derecede gerçekleştiği düşünülen ilk beş davranış sırasıyla
“Karşılıklı sevgi ve saygı ortamı oluşturma ( X=4.43)”, “Karşılıklı anlayış ve hoşgörü
gösterme ( X=4.35)”, “Konuşurken ve dinlerken karşılıklı göz temasında bulunma
( X=4.28)”, “Ortama uygun ses tonuyla konuşma ( X=4.25)” ve “Uygun yüz ifadeleri
sergileme ( X=4.18)” olduğu gözlenmiştir.
29
Bu maddelere dayanarak G.Ü Müzik Eğitimi Bölümü öğrencilerinin, derslerde
öğretmen ile öğrenciler arasında saygı, sevgi ortamının kurulduğunu düşündükleri
söylenebilir.
Tablo 4.2.3: Öğrencilerin Görüşlerine göre Öğretmen-Öğrenci İletişimine
Yönelik Temel Davranışlardan En Düşük Derecede Gerçekleştiği
Düşünülen İlk Beş Davranış
Öğretmen – Öğrenci İletişimine Yönelik Temel Davranışlar
(X )
21-Ders dışı etkinliklere (konser, dinleti vb…) birlikte
katılma
3,33
17-Planlı ve programlı çalışma
3,63
8-Özendirici bir ders ortamı sağlama
3,63
20-Ders dışı çalışmalarında da işbirliğini sürdürme
3,68
7-Dersle ilgili yapıcı eleştirilerde bulunma
3,75
Öğrencilerin görüşlerine göre öğretmen-öğrenci iletişimine yönelik temel
davranışlarından en az derecede gerçekleştiği düşünülen ilk beş davranış ise sırasıyla
“Ders dışı etkinliklere (konser, dinleti vb…) birlikte katılma ( X=3.33)”, “Planlı ve
programlı çalışma ( X=3.63)”, “Özendirici bir ders ortamı sağlama ( X=3.63)”, “Ders
dışı çalışmalarında da işbirliğini sürdürme ( X=3.68)” ve “Dersle ilgili yapıcı
eleştirilerde bulunma ( X=3.75)” olduğu gözlenmiştir.
Öğrencilerin görüşlerine göre Tablo 4.2.2 ve tablo 4.2.3 karşılaştırıldığında
ders içi iletişim davranışlarının ders dışı iletişim davranışlarına göre daha çok
gerçekleştiğini ortaya koymaktadır. Bu durum öğrencilerin öğretmenleriyle ders
dışında iletişimin yeterli düzeyde kurulmadığı görüşünde olduğunu göstermektedir.
30
4.3 Öğretmenler tarafından iletişim durumlarının en yüksek ve en az olduğu
davranışlar hangileridir?
Öğretmenlerin görüşlerine göre öğretmen-öğrenci iletişimine yönelik temel
davranışlardan en çok benimsenen ve en az benimsenen davranışları belirlemek
amacıyla her bir davranışa ilişkin ortalama istatistikleri hesaplanmış ve sonuçları
Tablo 4.3.1’de gösterilmiştir.
Tablo 4.3.1: Öğretmenlerin Görüşlerine Göre Öğretmen-Öğrenci İletişimine
Yönelik
En
Çok
Gerçekleştiği
Düşünülen
Davranıştan
En
Az
Gerçekleştiği Düşünülen Davranışa Doğru Maddelerin Listesi
Öğretmen – Öğrenci İletişimine Yönelik Temel Davranışlar
Öğretmen
(X )
s.s
1-Konuşurken ve dinlerken karşılıklı göz temasında bulunma
4,50
0,61
17-Planlı ve programlı çalışma
4,45
0,69
7-Dersle ilgili yapıcı eleştirilerde bulunma
4,40
0,94
2-Ortama uygun ses tonuyla konuşma
4,30
0,47
12-Kendi düşüncelerini açıkça ifade etme
4,30
0,73
6-Karşılıklı sevgi ve saygı ortamı oluşturma
4,25
0,72
9-Karşılıklı güven ortamı oluşturmaya çalışma
4,25
0,97
15-Başarıyı ödüllendiren bir yaklaşım sergileme
4,20
0,70
8-Özendirici bir ders ortamı sağlama
4,15
1,04
11-Öğrencilerin dersle ilgili endişelerini rahatlıkla konuşma
4,15
1,04
14-Öğrencinin çalgı çalmaya ilişkin yeteneğini fark etmesini sağlama 4,15
0,81
10-Ön yargılardan arındırılmış bir çalışma ortamı oluşturma
4,10
0,97
sabırla yaklaşma
4,10
1,02
19-Uygun düzeydeki ödevlerle başarıyı destekleme
4,05
0,51
13-Çalgı çalma başarısını destekleyici bir özgüveni sağlama
3,95
0,89
5-Karşılıklı anlayış ve hoşgörü gösterme
3,85
0,99
16-Çalma esnasında belirlenen hataların düzeltilmesi konusunda
31
3-Uygun yüz ifadeleri sergileme
3,80
0,89
4-Beden dilini uygun biçimde kullanma
3,70
0,86
fiziksel ortamı sağlama
3,70
0,73
20-Ders dışı çalışmalarında da işbirliğini sürdürme
3,40
0,94
21-Ders dışı etkinliklere (konser, dinleti vb…) birlikte katılma
2,85
1,04
18-Bireysel çalgı dersinde ve ders dışında çalışmak için gerekli
Öğretmenlere uygulanan iletişim anketinin sonuçları en çok gerçekleştiği
düşünülen iletişim durumlarından, en az gerçekleşen iletişim durumlarına doğru
sırasıyla yukarıdaki Tablo 4.3.1’de genel olarak gösterilmiştir. Bu tabloya göre en çok
gerçekleşen ilk beş davranış ve en az gerçekleşen son beş davranış Tablo 4.3.2 ve
4.3.3’de belirtilmiştir.
Tablo 4.3.2: Öğretmenlerin Görüşlerine göre Öğretmen-Öğrenci İletişimine
Yönelik Temel Davranışlardan En Yüksek Derecede Gerçekleştiği
Düşünülen İlk Beş Davranış
Öğretmen – Öğrenci İletişimine Yönelik Temel Davranışlar
(X )
1-Konuşurken ve dinlerken karşılıklı göz temasında
bulunma
4,50
17-Planlı ve programlı çalışma
4,45
7-Dersle ilgili yapıcı eleştirilerde bulunma
4,40
2-Ortama uygun ses tonuyla konuşma
4,30
12-Kendi düşüncelerini açıkça ifade etme
4,30
Öğretmenlerin görüşlerine göre öğretmen-öğrenci iletişimine yönelik temel
davranışlarından en yüksek derecede gerçekleştiği düşünülen ilk beş davranış
sırasıyla “Konuşurken ve dinlerken karşılıklı göz temasında bulunma ( X=4.50)”,
“Planlı ve programlı çalışma ( X=4.45)”, “Dersle ilgili yapıcı eleştirilerde bulunma
( X=4.40)”, “Ortama uygun ses tonuyla konuşma ( X=4.30)” ve “Kendi düşüncelerini
açıkça ifade etme ( X=4.30)” olduğu gözlenmiştir.
32
Tablo 4.3.3: Öğretmenlerin Görüşlerine göre Öğretmen-Öğrenci İletişimine
Yönelik Temel Davranışlardan En Düşük Derecede Gerçekleştiği
Düşünülen İlk Beş Davranış
Öğretmen – Öğrenci İletişimine Yönelik Temel Davranışlar
(X )
21-Ders dışı etkinliklere (konser, dinleti vb…) birlikte katılma
2,85
20-Ders dışı çalışmalarında da işbirliğini sürdürme
3,40
18-Bireysel çalgı dersinde ve ders dışında çalışmak için gerekli fiziksel
ortamı sağlama
3,70
4-Beden dilini uygun biçimde kullanma
3,70
3-Uygun yüz ifadeleri sergileme
3,80
Öğretmenlerin görüşlerine göre öğretmen-öğrenci iletişimine yönelik temel
davranışlarından en az derecede gerçekleştiği düşünülen ilk beş davranış ise sırasıyla
“Ders dışı etkinliklere (konser, dinleti vb…) birlikte katılma ( X=2.85)”, “Ders dışı
çalışmalarında da işbirliğini sürdürme ( X=3.40)”, “Bireysel çalgı dersinde ve ders
dışında çalışmak için gerekli fiziksel ortamı sağlama ( X=3.70)”, “Beden dilini uygun
biçimde kullanma ( X=3.70)” ve “Uygun yüz ifadeleri sergileme ( X=3.80)” olduğu
gözlenmiştir.
Öğretmenlerin
görüşlerine
göre
de
Tablo
4.3.2
ve
tablo
4.3.3
karşılaştırıldığında ders içi iletişim davranışlarının ders dışı iletişim davranışlarına
göre daha çok gerçekleştiği görülmektedir.
Bu durum ders içi ve ders dışı iletişime yönelik öğretmen ve öğrenci
görüşlerinin örtüştüğünü göstermektedir.
33
4.4. Öğretmen ve öğrencilerin bireysel çalgı derslerinde iletişime yönelik temel
davranışların gerçekleşme durumlarına ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark
var mıdır?
Öğretmen ve öğrencilerin iletişimine yönelik temel davranışlara ilişkin algıları
arasında anlamlı bir farkın olup olmadığı bağımsız örneklemler için t testi ile test
edilmiş ve sonuçları Tablo 4.4.1’de gösterilmiştir.
Tablo 4.4.1: Öğretmen-Öğrenci İletişiminde T Testi Sonuçları
N
(X )
s.s
t
40
82,98
16,69
-
Öğretmen 20
84,60
11,88
0,38821 58
Öğrenci
Sd
p
0,699
Öğretmenlerin bireysel çalgı derslerinde öğretmen-öğrenci iletişimine
yönelik görüşlerinin ( X=84.60), öğrencilerin görüşlerine ( X=82.98) göre nispeten
daha olumlu bulunduğu gözlenmiştir. Ancak istatistiksel olarak öğretmenlerin
bireysel çalgı derslerinde öğretmen-öğrenci iletişimine yönelik görüşleri ile
öğrencilerin bireysel çalgı derslerinde öğretmen-öğrenci iletişimine yönelik görüşleri
arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır.
Öğrenci ve öğretmenlerin iletişime yönelik davranışlara ilişkin görüşleri
arasında anlamlı bir farkın olup olmadığı bağımsız örneklemler için t testi analizleri
ile test edilmiş ve tablolar ayrı ayrı aşağıda gösterilmiştir.
34
Tablo 4.4.2: Konuşurken ve Dinlerken Göz Temasında Bulunma
N
(X )
s.s
40
4,28
0,85
Öğretmen 20
4,50
0,61
Grup
1-Konuşurken
karşılıklı
ve
göz
dinlerken Öğrenci
t
P
-1,058
0,294
temasında
bulunma
Öğretmenlerin iletişimde konuşurken ve dinlerken karşılıklı göz temasında
bulunmaya ilişkin görüşleri ( X=4.50), öğrencilerin görüşlerine ( X=4.28) göre daha
olumlu olduğu gözlenmiştir. Ancak öğretmen ve öğrencilerin iletişimde konuşurken
ve dinlerken karşılıklı göz temasında bulunmaya ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir
fark bulunamamıştır(p>0.05)
Tablo 4.4.3: Ortama Uygun Ses Tonuyla Konuşma
N
(X )
s.s
40
4,25
0,78
Öğretmen 20
4,30
0,47
Grup
2-Ortama uygun ses tonuyla Öğrenci
konuşma
t
P
-0,264
0,793
Öğretmenlerin iletişimde ortama uygun ses tonuyla konuşmaya ilişkin
görüşleri ( X=4.30), öğrencilerin görüşlerine ( X=4.25) göre daha olumlu olduğu
gözlenmiştir. Ancak öğretmen ve öğrencilerin iletişimde ortama uygun ses tonuyla
konuşmaya ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05).
35
Tablo 4.4.4: Uygun Yüz İfadeleri Sergileme
Grup
N
(X )
s.s
Öğrenci
40
4,18
0,78
3-Uygun yüz ifadeleri sergileme Öğretmen 20
3,80
0,89
T
P
1,670
0,100
Öğrencilerin iletişimde uygun yüz ifadeleri sergilemeye ilişkin görüşleri
( X=4.18), öğretmenlerin görüşlerine ( X=3.80) göre daha olumlu olduğu gözlenmiştir.
Ancak öğretmen ve öğrencilerin iletişimde uygun yüz ifadeleri sergilemeye ilişkin
görüşleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05).
Tablo 4.4.5: Beden Dilini Uygun Biçimde Kullanma
N
(X )
s.s
40
4,03
0,92
Öğretmen 20
3,70
0,86
Grup
4-Beden dilini uygun biçimde Öğrenci
kullanma
T
P
1,316
0,193
Öğrencilerin iletişimde beden dilini uygun biçimde kullanmaya ilişkin
görüşleri ( X=4.03), öğretmenlerin görüşlerine ( X=3.70) göre daha olumlu olduğu
gözlenmiştir. Ancak öğretmen ve öğrencilerin iletişimde beden dilini uygun biçimde
kullanmaya ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05).
36
Tablo 4.4.6: Karşılıklı Anlayış Ve Hoşgörü Gösterme
Grup
N
(X )
s.s
Öğrenci
40
4,35
0,83
t
5-Karşılıklı anlayış ve hoşgörü Öğretme
gösterme
n
P
0,044
20
3,85
0,99
2,058
*
*p<0.05
Öğrencilerin iletişimde karşılıklı anlayış ve hoşgörü göstermeye ilişkin
görüşleri ( X=4.35), öğretmenlerin görüşlerine ( X=3.85) göre daha olumlu olduğu
gözlenmiştir. İstatistiksel olarak da öğretmen ve öğrencilerin iletişimde karşılıklı
anlayış ve hoşgörü göstermeye ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark
bulunmuştur(p<0.05).
Görülen anlamlı farkın öğrencilerin derslerde karşılıklı anlayış ve hoşgörü
gösterme anlayışıyla, öğretmenlerin karşılıklı anlayış ve hoşgörü gösterme anlayışı
arasındaki farklılıklarından kaynaklandığı söylenebilir.
Tablo 4.4.7: Karşılıklı Sevgi Ve Saygı Ortamı Oluşturma
6-Karşılıklı
sevgi
ortamı oluşturma
ve
Grup
N
(X )
s.s
Öğrenci
40
4,43
0,84
20
4,25
0,72
t
P
0,794
0,430
saygı Öğretme
n
Öğrencilerin iletişimde karşılıklı sevgi ve saygı ortamı oluşturmaya ilişkin
görüşleri ( X=4.43), öğretmenlerin görüşlerine ( X=4.25) göre daha olumlu olduğu
gözlenmiştir. Ancak öğretmen ve öğrencilerin iletişimde karşılıklı sevgi ve saygı
37
ortamı
oluşturmaya
ilişkin
görüşleri
arasında
anlamlı
bir
fark
bulunamamıştır(p>0.05).
Tablo 4.4.8: Dersle İlgili Yapıcı Eleştirilerde Bulunma
7-Dersle
ilgili
eleştirilerde bulunma
Grup
N
(X )
s.s
Öğrenci
40
3,75
1,21
T
yapıcı Öğretme
n
P
0,040
20
4,40
0,94
-2,097
*
*p<0.05
Öğretmenlerin iletişimde dersle ilgili yapıcı eleştirilerde bulunmaya ilişkin
görüşleri ( X=4.40), öğrencilerin görüşlerine ( X=3.75) göre daha olumlu olduğu
gözlenmiştir. İstatistiksel olarak da öğretmen ve öğrencilerin iletişimde dersle ilgili
yapıcı eleştirilerde bulunmaya ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark
bulunmuştur(p<0.05).
Tablo 4.4.9: Özendirici Bir Ders Ortamı Sağlama
Grup
N
(X )
s.s
Öğrenci
40
3,63
1,31
20
4,15
1,04
T
P
-1,557
0,125
8-Özendirici bir ders ortamı Öğretme
sağlama
n
Öğretmenlerin iletişimde özendirici bir ders ortamı sağlamaya ilişkin görüşleri
( X=4.15), öğrencilerin görüşlerine ( X=3.63) göre daha olumlu olduğu gözlenmiştir.
38
Ancak öğretmen ve öğrencilerin iletişimde özendirici bir ders ortamı sağlamaya
ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05).
Tablo 4.4.10: Karşılıklı Güven Ortamı Oluşturmaya Çalışma
9-Karşılıklı
güven
Grup
N
(X )
s.s
Öğrenci
40
3,98
1,07
20
4,25
0,97
t
P
-0,966
0,338
ortamı Öğretme
oluşturmaya çalışma
n
Öğretmenlerin iletişimde karşılıklı güven ortamı oluşturmaya çalışmaya
ilişkin görüşleri ( X=4.25), öğrencilerin görüşlerine ( X=3.98) göre daha olumlu
olduğu gözlenmiştir. Ancak öğretmen ve öğrencilerin iletişimde karşılıklı güven
ortamı oluşturmaya çalışmaya ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark
bulunamamıştır(p>0.05).
Tablo 4.4.11: Ön Yargılardan Arındırılmış Bir Çalışma Ortamı Oluşturma
Grup
N
(X )
s.s
Öğrenci
40
3,93
1,00
20
4,10
0,97
t
P
-0,647
0,520
10-Ön yargılardan arındırılmış Öğretme
bir çalışma ortamı oluşturma
n
Öğretmenlerin iletişimde ön yargılardan arındırılmış bir çalışma ortamı
oluşturmaya ilişkin görüşleri ( X=4.10), öğrencilerin görüşlerine ( X=3.93) göre daha
olumlu olduğu gözlenmiştir. Ancak öğretmen ve öğrencilerin iletişimde ön
39
yargılardan arındırılmış bir çalışma ortamı oluşturmaya ilişkin görüşleri arasında
anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05)
Tablo 4.4.12: Öğrencilerin Dersle İlgili Endişelerini Rahatlıkla Konuşma
11-Öğrencilerin
dersle
Grup
N
(X )
s.s
Öğrenci
40
4,05
1,20
20
4,15
1,04
t
P
-0,318
0,752
ilgili Öğretme
endişelerini rahatlıkla konuşma n
Öğretmenlerin iletişimde öğrencilerin dersle ilgili endişelerini rahatlıkla
konuşmaya ilişkin görüşleri ( X=4.15), öğrencilerin görüşlerine ( X=4.05) göre daha
olumlu olduğu gözlenmiştir. Ancak öğretmen ve öğrencilerin iletişimde öğrencilerin
dersle ilgili endişelerini rahatlıkla konuşmaya ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir
fark bulunamamıştır(p>0.05).
Tablo 4.4.13: Kendi Düşüncelerini Açıkça İfade Etme
Grup
N
(X )
s.s
Öğrenci
39
4,00
1,08
20
4,30
0,73
t
P
-1,119
0,268
12- Kendi düşüncelerini açıkça Öğretme
ifade etme
n
40
Öğretmenlerin iletişimde kendi düşüncelerini açıkça ifade etmeye ilişkin
görüşleri ( X=4.30), öğrencilerin görüşlerine ( X=4.00) göre daha olumlu olduğu
gözlenmiştir. Ancak öğretmen ve öğrencilerin iletişimde kendi düşüncelerini açıkça
ifade etmeye ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05).
Tablo 4.4.14: Çalgı Çalma Başarısını Destekleyici Bir Özgüveni Sağlama
Grup
13-Çalgı
destekleyici
çalma
başarısını Öğrenci
bir
özgüveni Öğretme
sağlama
n
N
(X )
s.s
40
3,78
1,29
20
3,95
0,89
t
P
-0,544
0,588
Öğretmenlerin çalgı çalma başarısını destekleyici bir özgüveni sağlamaya
ilişkin görüşleri ( X=3.95), öğrencilerin görüşlerine ( X=3.78) göre daha olumlu
olduğu gözlenmiştir. Ancak öğretmen ve öğrencilerin çalgı çalma başarısını
destekleyici bir özgüveni sağlamaya ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark
bulunamamıştır(p>0.05).
Tablo 4.4.15: Öğrencinin Çalgı Çalmaya İlişkin Yeteneğini Fark Etmesini
Sağlama
Grup
14-Öğrencinin çalgı çalmaya Öğrenci
N
(X )
s.s
40
3,93
1,05
20
4,15
0,81
t
P
-0,841
0,404
ilişkin yeteneğini fark etmesini Öğretme
sağlama
n
41
Öğretmenlerin öğrencinin çalgı çalmaya ilişkin yeteneğini fark etmesini
sağlamaya ilişkin görüşleri ( X=4.15), öğrencilerin görüşlerine ( X=3.93) göre daha
olumlu olduğu gözlenmiştir. Ancak öğretmen ve öğrencilerin öğrencinin çalgı
çalmaya ilişkin yeteneğini fark etmesini sağlamaya ilişkin görüşleri arasında anlamlı
bir fark bulunamamıştır(p>0.05).
Tablo 4.4.16: Başarıyı Ödüllendiren Bir Yaklaşım Sergileme
15-Başarıyı
ödüllendiren
yaklaşım sergileme
Grup
N
(X )
s.s
bir Öğrenci
40
3,98
1,07
20
4,20
0,70
Öğretmen
t
P
-0,850
0,399
Öğretmenlerin başarıyı ödüllendiren bir yaklaşım sergilemeye ilişkin görüşleri
( X=4.20), öğrencilerin görüşlerine ( X=3.98) göre daha olumlu olduğu gözlenmiştir.
Ancak öğretmen ve öğrencilerin başarıyı ödüllendiren bir yaklaşım sergilemeye
ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05).
Tablo 4.4.17: Çalma Esnasında Belirlenen Hataların Düzeltilmesi
Konusunda Sabırla Yaklaşma
Grup
16-Çalma esnasında belirlenen Öğrenci
hataların
N
(X )
s.s
40
4,03
1,03
20
4,10
1,02
t
P
-0,268
0,790
düzeltilmesi Öğretme
konusunda sabırla yaklaşma
n
42
Öğretmenlerin çalma esnasında belirlenen hataların düzeltilmesi konusunda
sabırla yaklaşmaya ilişkin görüşleri ( X=4.10), öğrencilerin görüşlerine ( X=4.03) göre
daha olumlu olduğu gözlenmiştir. Ancak öğretmen ve öğrencilerin çalma esnasında
belirlenen hataların düzeltilmesi konusunda sabırla yaklaşmaya ilişkin görüşleri
arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05).
Tablo 4.4.18: Planlı Ve Programlı Çalışma
Grup
N
(X )
s.s
Öğrenci
40
3,63
1,27
T
Öğretme
17-Planlı ve programlı çalışma n
P
0,009
20
4,45
0,69
-2,698
*
*p<0.05
Öğretmenlerin planlı ve programlı çalışmaya ilişkin görüşleri ( X=4.45),
öğrencilerin görüşlerine ( X=3.63) göre daha olumlu olduğu gözlenmiştir. İstatistiksel
olarak da öğretmen ve öğrencilerin planlı ve programlı çalışmaya ilişkin görüşleri
arasında anlamlı bir fark bulunmuştur(p<0.05).
Öğretmenlerin okuldaki çalışmaların planlı programlı yürütüldüğünü,
öğrencilerin ve öğretmenlerin çalışma sürecinde iletişim içinde olduklarını
öğrencilere göre daha çok düşündükleri söylenebilir.
Tablo 4.4.19: Bireysel Çalgı Dersinde Ve Ders Dışında Çalışmak İçin Gerekli
Fiziksel Ortamı Sağlama
43
Grup
18-Bireysel çalgı dersinde ve Öğrenci
ders
dışında
çalışmak
N
(X )
s.s
40
3,93
1,10
20
3,70
0,73
t
P
0,829
0,411
için Öğretme
gerekli fiziksel ortamı sağlama n
Öğrencilerin Bireysel çalgı dersinde ve ders dışında çalışmak için gerekli
fiziksel ortamı sağlama ilişkin görüşleri ( X=3.93), öğretmenlerin görüşlerine
( X=3.70) göre daha olumlu olduğu gözlenmiştir. Ancak öğretmen ve öğrencilerin
bireysel çalgı dersinde ve ders dışında çalışmak için gerekli fiziksel ortamı sağlamaya
ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05)
Tablo 4.4.20: Uygun Düzeydeki Ödevlerle Başarıyı Destekleme
Grup
N
(X )
s.s
Öğrenci
40
4,00
1,18
20
4,05
0,51
t
P
-0,181
0,857
19-Uygun düzeydeki ödevlerle Öğretme
başarıyı destekleme
n
Öğretmenlerin uygun düzeydeki ödevlerle başarıyı desteklemeye ilişkin
görüşleri ( X=4.05), öğrencilerin görüşlerine ( X=4.00) göre daha olumlu olduğu
gözlenmiştir. Ancak öğretmen ve öğrencilerin uygun düzeydeki ödevlerle başarıyı
desteklemeye ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05).
Tablo 4.4.21: Ders Dışı Çalışmalarında Da İşbirliğini Sürdürme
Grup
20-Ders dışı çalışmalarında da Öğrenci
N
(X )
s.s
t
P
40
3,68
1,35
0,817
0,417
44
işbirliğini sürdürme
Öğretme
n
20
3,40
0,94
Öğrencilerin ders dışı çalışmalarında da işbirliğini sürdürmeye ilişkin
görüşleri ( X=3.68), öğretmenlerin görüşlerine ( X=3.40) göre daha olumlu olduğu
gözlenmiştir. Ancak öğretmen ve öğrencilerin ders dışı çalışmalarında da işbirliğini
sürdürmeye ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05).
Tablo 4.4.22: Ders Dışı Etkinliklere (Konser, Dinleti vb…) Birlikte Katılma
Grup
21-Ders
dışı
etkinliklere Öğrenci
N
(X )
s.s
40
3,33
1,51
20
2,85
1,04
t
P
1,263
0,212
(konser, dinleti vb…) birlikte Öğretme
katılma
n
Öğrencilerin ders dışı etkinliklere (konser, dinleti vb…) birlikte katılmaya
ilişkin görüşleri ( X=3.33), öğretmenlerin görüşlerine ( X=2.85) göre daha olumlu
olduğu gözlenmiştir. Ancak öğretmen ve öğrencilerin ders dışı etkinliklere (konser,
dinleti vb…) birlikte katılmaya ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark
bulunamamıştır(p>0.05).
45
V. BÖLÜM
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Bu bölümde araştırmanın bulguları ve yorumlarına dayalı olarak ulaşılan
sonuçlar ve bu sonuçlara bağlı olarak geliştirilen öneriler yer almaktadır. Araştırma
sonucunda ortaya çıkan genel durum değerlendirilerek belirlenen sorunlara ilişkin
çözüm önerileri ortaya koyulmuştur. Sonuç ve öneriler alt problemlerin sırasına göre
oluşturulmuştur.
5.1. SONUÇLAR
5.1.1.Öğretmen ve öğrenci görüşleri incelendiğinde, öğrencilerin % 82,98,
öğretmenlerin ise % 84,60 ile bireysel çalgı derslerinde iletişime yönelik temel
davranışların gerçekleşme düzeylerinin, her 2 grup tarafından da “büyük ölçüde
gerçekleştiği” görüşünde olduğunu ortaya koymaktadır.
46
5.1.2 Öğrencilerin ve öğretmenlerin görüşlerine göre, genel olarak ders içi iletişim
davranışları, ders dışı iletişim davranışlarına göre daha çok gerçekleşmektedir.
Bu durum öğrencilerin ve öğretmenlerin ders dışında iletişimin yeterli
düzeyde kurulmadığı görüşünde olduğunu göstermektedir.
Öğrenciler, bireysel çalgı derslerinde “Karşılıklı sevgi ve saygı ortamı
oluşturma ( X=4.43)”, “Karşılıklı anlayış ve hoşgörü gösterme ( X=4.35)”,
“Konuşurken ve dinlerken karşılıklı göz temasında bulunma ( X=4.28)”,
“Ortama uygun ses tonuyla konuşma ( X=4.25)” ve “Uygun yüz ifadeleri
sergileme ( X=4.18)”durumlarının en yüksek düzeyde, “Ders dışı etkinliklere
(konser, dinleti vb…) birlikte katılma ( X=3.33)”, “Planlı ve programlı çalışma
( X=3.63)”, “Özendirici bir ders ortamı sağlama ( X=3.63)”, “Ders dışı
çalışmalarında da işbirliğini sürdürme ( X=3.68)” ve “Dersle ilgili yapıcı
eleştirilerde bulunma” durumlarının ise en düşük düzeyde gerçekleştiğini
düşünmektedirler.
Öğretmenler, bireysel çalgı derslerinde “Konuşurken ve dinlerken
karşılıklı göz temasında bulunma ( X=4.50)”, “Planlı ve programlı çalışma
( X=4.45)”, “Dersle ilgili yapıcı eleştirilerde bulunma ( X=4.40)”, “Ortama
uygun ses tonuyla konuşma ( X=4.30)” ve “Kendi düşüncelerini açıkça ifade
etme ( X=4.30)” durumlarının en yüksek düzeyde, “Ders dışı etkinliklere
(konser, dinleti vb…) birlikte katılma ( X=2.85)”, “Ders dışı çalışmalarında da
işbirliğini sürdürme ( X=3.40)”, “Bireysel çalgı dersinde ve ders dışında
çalışmak için gerekli fiziksel ortamı sağlama ( X=3.70)”, “Beden dilini uygun
biçimde kullanma ( X=3.70)” ve “Uygun yüz ifadeleri sergileme ( X=3.80)”
durumlarının ise en düşük düzeyde gerçekleştiğini düşünmektedirler.
47
5.1.3. Öğretmenlerin bireysel çalgı derslerinde öğretmen-öğrenci iletişimine yönelik
görüşleri ( X=84.60), öğrencilerin görüşlerine ( X=82.98) göre nispeten daha
olumlu bulunmuştur.
Ancak istatistiksel olarak öğretmenlerin bireysel çalgı derslerinde
öğretmen-öğrenci iletişimine yönelik görüşleri ile öğrencilerin bireysel çalgı
derslerinde öğretmen-öğrenci iletişimine yönelik görüşleri arasında anlamlı bir
fark bulunamamıştır.
5.1.4. Öğrenci ve öğretmenlerin iletişime yönelik davranışların gerçekleşme
durumlarına ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir farkın olup olmadığı
incelenmiş;
- Karşılıklı anlayış ve hoşgörü gösterme (P=0,044*)
- Dersle ilgili yapıcı eleştirilerde bulunma (P=0,040*)
- Planlı ve programlı çalışma (P=0,009*)
maddelerinde anlamlı farklar bulunmuş, diğer maddelerde anlamlı fark
bulunmamıştır.
Yukarıdaki maddelerde görülen anlamlı farkın öğretmen ve öğrenci
görüşlerinin iletişim durumlarını algıma düzeylerinin farklılıklarından
kaynaklandığı söylenebilir.
-“Karşıklı
anlayış
ve
hoşgörü
gösterme”
maddesinde
öğrencilerin
öğretmenlere göre,
- “Dersle ilgili yapıcı eleştilerde bulunma” ve “Planlı ve programlı çalışma”
maddelerinde öğretmenlerin öğrencilere göre daha olumlu bir görüş içinde
oldukları belirlenmiştir.
48
5.2. ÖNERİLER
Ararştırma bulguları sonucunda elde edilen verilere dayalı olarak
geliştirilen öneriler aşağıda sunulmuştur.
5.2.1. Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü,
Müzik Öğretmenliği Ana Bilim Dalı’nda, Bireysel Çalgı Derslerinde
Öğretmen-Öğrenci İletişiminin olumlu yönde gerçekleştiği görülmekle
birlikte;
5.2.2.Öğretim elemanları, “Dersle ilgili yapıcı eleştilerde bulunma” konusunda
öğrencilerine daha anlayışla ve hoşgörü ile yaklaşmalı, böylece öğrencilerin
derse daha büyük istekle katılmalarını ve çalışmalarını sağlamalıdır.
5.2.3.Öğretim elemanları, “Planlı ve programlı çalışma” konusunda öğrencilerine
daha anlayışla ve hoşgörü ile yaklaşmalı, böylece derse daha büyük istekle
katılmalarını ve çalışmalarını sağlamalıdır.
5.2.4. Öğretim elemanları, öğrencilerin ders dışı etkinlikleri ile ilgilenmelidir.
İletişimin bir bütün olduğu, sadece ders içi ile sınırlı tutulmaması gerektiği
unutulmamalıdır. Ancak ders dışı iletişim baskı içermemelidir.
5.2.5. Bu araştırmada Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar
Eğitimi Bölümü, Müzik Öğretmenliği Ana Bilim Dalı’nda, Bireysel Çalgı
Derslerinde Öğretmen-Öğrenci İletişimi araştırılmıştır.
Bu araştırmanın devamı olarak. iletişimin eğitim-öğretim üzerindeki etkisi göz
önünde bulundurularak, “Bireysel çalgı derslerinde öğretmen ve öğrenci iletişiminin
ders başarısına ve performansına etkisi” bir araştırma konusu olarak önerilmektedir.
Bu araştırma ve önerilen araştırma diğer dersler üzerinde de incelenebilir.
49
KAYNAKÇA
1. Akgül, D. (1997), “Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri Keman Eğitimi
Sürecinin Değişkenlerinin Analizi Yorumlanması ve Öneriler”,
YayınlanmamışYüksek Lisans Tezi, A.İ.B.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bolu.
2. Akbulut, H. H. (1973), “Filarmoni”, S.14–15, Ankara
3. Alkan, C. (1979) “Eğitim Ortamları” Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Yayınları, No: 85, Ankara.
4. Bloom, B. S. (1995) “İnsan Nitelikleri ve Okulda Öğrenme”, MEB yayınları,
İstanbul.
5. Brophy, J. (1987). “Educating teachers about managing classrooms and
students”
6. Cüceloğlu, D. (1999), “Yeniden İnsan İnsana”, Remzi Kitabevi, İstanbul.
7. Çilden, Ş. (2001) “Bireysel Çalgı Eğitiminde Temel İlkeler ve Etkili
Faktörler”, Çağdaş Eğitim Dergisi, Ankara,.
8. Çilden, Ş. (2003, 30-31 Ekim) “Çalgı eğitiminde Nitelik Sorunları”
“Cumhuriyetimizin 80. Yılında Müzik Sempozyumu” İnönü Üniversitesi,
Malatya
50
9. Demirel, Ö. (1999). “Öğretme Sanatı”, Pegem Yayıncılık, Ankara
10.Dündar, M. (2003). “ Müzik Öğretmeni Yetiştirmede Alanda Eğitim”. Gazi
Eğitim Fakültesi Dergisi. 23, (1), 59-67.
11. Ercan, N. (2008) "Piyano Eğitiminde İlke ve Yöntemler", Sözkesen
Matbaası, Ankara.
12. ERCAN, N. (1997) “Bireysel Çalgı Eğitiminde Öğretmen Öğrenci İlişkileri
Etkili Bir Öğretmende Bulunması Gereken Nitelikler” - Gazi Eğitim
Fakültesi Dergisi, Cilt 17, Sayı 2
13. Ergin, A. (1995). “Öğretim Teknolojisi”, İletişim, Ankara: Pegem Yayıncılık.
14. Ertürk, S. (1997) “Eğitimde Program Geliştirme”, Meteksan, Ankara, s.17
15. Fenmen, M. (1991). “Müzikçinin Elkitabı”. Ankara: Müzik Ansiklopedisi
Yayınları.
16. Gordon, T. (1997). “Etkili Öğretmenlik Eğitimi”. çeviren: Emel AKSAY
Sistem yayıncılık
17. Gordon, T. (1996). “E.A.E. Etkili Anababa Eğitimi: Aile İletişim Dili”,
çeviren: Emel AKSAY, Sistem Yayıncılık.
18. Günay, E. (1973) “Yaylı Çalgı Öğretmede Bir Grup Özel Hedefler”.
Filarmoni Sanat Dergisi, Sayı 82, Ankara.
19. Gözen, G. Asena. (2010) “Farklı Yapılanmış Korolarda Koristlerle Koro Şefi
Arasındaki İletişimin İncelenmesi” Yayımlanmamış Doktora Tezi, Gazi
Üniversitesi, Ankara
20. Karasar, N. (2003). “Bilimsel Araştırma Yöntemi” (12. Baskı). Ankara:
Nobel Yayın Dağıtım
21. Karasar, N. (2007). “Araştırmalarda Rapor Hazırlama” (12. Baskı). Ankara:
Nobel Yayın Dağıtım
22. Kayaalp, İ. (2002). “Eğitimde İletişim Dili”. Bilge kültür sanat
23. Kılıç, I. (2003). “Eğitim Fakülteleri Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik
Eğitimi Anabilim Dalı Öğrencilerinin Piyano Eğitiminde Başarıyı Etkileyen
Faktörlere İlişkin Görüşlerinin Değerlendirilmesi” Yayımlanmamış yüksek
lisans tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara
51
24. Koballa, T.R. (1988). The determinants of female junior high school students’
intentions to enroll in elective physical sciences in high school: testing the
applicability of the theory of reasoned action. Journal of Research in Science
Teaching, 25, 479-492.
25. Korur, F. ve Eryılmaz, A. (2002). “Öğretmen Niteliklerinin Lise
Seviyesindeki Öğrencilerin Fizik Başarı, Tutum ve Motivasyonuna
Etkileri”, V. Ulusal Fen Bilimleri Kongresi - Özetler, p. 125
26. Morgan, C.T. (1991). “Psikolojiye Giriş”. (8. Baskı). (çev. Hüsnü Arıcı,
Orhan Aydın). Ankara: Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümleri
Yayınları
27. Nuray, Ö. (2004) “Çalgı Eğitiminde Yararlanılan Müzik Eğitimi
Yöntemleri”, G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 24 (2), 57
28. Onuk, Ö.(2007).”Müzik Ögretmenliği Lisans Programı Örgencilerinin
Ögretmenliğe Güdülenmeleriyle Akademik Basarıları Arasındaki İlişki”
Yayımlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara.
29. Özen, M. (1994) “Ankara’daki İlk Ve Orta Öğretim Öğrencilerinin Genel
Müzik Eğitiminden Beklentileri” Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, G.Ü.
Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara,
30. Özen, N. (1999). “Okullarda Çalgı Eğitiminde Öğretmenin rolü, G.Ü. Gazi
Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 19, Sayı 3, 105-109
31. Öztürk, H. (1974). “Eğitim Sosyolojisi, Haşmet Yayınları”, İstanbul
32. Shrigley, R. L., Koballa, T. R.,& Simpson, R. D. (1988). Defining attitudes
for science educators. Journal of Research in Science Teaching, 25(8), 659678.
33. Sönmez, Veysel. (1994). “Program Geliştirmede Öğretmen El Kitabı”,
Pegem, Ankara
34. Sönmez, V. (2007). “Program Geliştirmede Öğretmen El Kitabı” (13.
baskı) Anı yayıncılık
35. Sümbüloğlu, V. ve Sümbüloğlu, K. (2000). “Sağlık Bilimlerinde Araştırma
Yöntemleri”. Ankara: Hatipoğlu Yayınları
36. Tavşancıl, E. (2002). “Tutumların Ölçülmesi ve Spss İle Veri Analizi”.
Ankara: Nobel Yayınları.
37. Uçan, A. ve Günay, E. (1980), “Çevreden Evrene Keman Eğitimi” Yeni
Dağarcık Yayınları, Ankara.
52
38. Uçan, A. (1997) “Müzik Eğitim”i, İkinci Basım, Müzik Ansiklopedisi
Yayınları, Ankara
39. Uçan, A. (1994), “Müzik Eğitimi”, Müzik Ansiklopedisi Yayınları, Ankara.
40. Ülgen, G. (1995). “Eğitim Psikolojisi”. Ankara: Bilim Yayınları
41. Ünal, Saadettin (1989). “Müzik Eğitimi Nasıl Geliştirilir” konulu panelden
“Orta Öğretim Kurumlarında Müzik Eğitimi Ve Sorunları” Türk Eğitim
Derneği Yayınları
42 Yıldırım, A. ve Şimşek, H. (2005). “Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma
Yöntemleri” Ankara: Seçkin Yayıncılık
.
EKLER
EK-1. Anket Uygulama İzin Dilekçesi
EK-2 İletişim Anketi
EK-3 Anket Uygulama İzin Dilekçesi Onay Belgesi
53
19 / 03 / 2010
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA
Üniversiteniz Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Güzel Sanatlar Eğitimi Ana
Bilim Dalı, Müzik Öğretmenliği Bilim Dalı, Yüksek Lisans Programı öğrencisiyim.
“Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Müzik
Öğretmenliği Ana Bilim Dalı’nda, Bireysel Çalgı Derslerinde Öğretmen-Öğrenci
İletişiminin İncelenmesi ve Değerlendirilmesi” konulu tez çalışmam için fakülteniz
Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalında 4. sınıf öğrencileri ve bölüm öğretim elemanlarıyla
anket çalışması yapmak istiyorum.
Gerekli iznin verilmesini saygılarımla arz ederim.
54
EK: Bir adet anket formu
Zerrin TURHAN
Adres:
YÖNERGE
Bu anket “Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi
Bölümü, Müzik Öğretmenliği Ana Bilim Dalında, Bireysel Çalgı Derslerinde
Öğretmen-Öğrenci İletişiminin İncelenmesi ve Değerlendirilmesi” konulu Yüksek
Lisans tezine veri toplamak amacıyla hazırlanmıştır.
Ankete vermiş olduğunuz cevaplar tamamen gizli tutulacak ve araştırma dışında
kullanılmayacaktır. Araştırmanın doğru sonuçlara ulaşması için tüm soruların
cevaplandırılmasını rica ederim.
Katılımınız için teşekkür ederim.
Zerrin TURHAN
1
2
Konuşurken ve dinlerken karşılıklı göz temasında bulunma
3
Uygun yüz ifadeleri sergileme
4
Beden dilini uygun biçimde kullanma
5
Karşılıklı anlayış ve hoşgörü gösterme
6
Karşılıklı sevgi ve saygı ortamı oluşturma
7
Dersle ilgili yapıcı eleştirilerde bulunma
8
Özendirici bir ders ortamı sağlama
9
Karşılıklı güven ortamı oluşturmaya çalışma
Ortama uygun ses tonuyla konuşma
10 Ön yargılardan arındırılmış bir çalışma ortamı oluşturma
11 Öğrencilerin dersle ilgili endişelerini rahatlıkla konuşma
12 Kendi düşüncelerini açıkça ifade etme
13 Çalgı çalma başarısını destekleyici bir özgüveni sağlama
14 Öğrencinin çalgı çalmaya ilişkin yeteneğini fark etmesini
sağlama
15 Başarıyı ödüllendiren bir yaklaşım sergileme
Büyük Ölçüde
Gerçekleşmekte
Kısmen
Gerçekleşmekte
Çok Az
Gerçekleşmekte
Gerçekleşmemekte
AÇIKLAMA: Bireysel çalgı derslerinizde öğretmenöğrenci iletişimine yönelik aşağıda verilmiş olan temel
davranışların, ne ölçüde gerçekleştiği konusundaki
görüşlerinizi yandaki seçeneklerden size en uygun olanını
işaretleyerek belirtiniz.
Kesinlikle
Gerçekleşmekte
55
( 5)
(4)
(3)
(2)
(1)
56
16 Çalma esnasında belirlenen hataların düzeltilmesi
konusunda sabırla yaklaşma
17 Planlı ve programlı çalışma
18 Bireysel çalgı dersinde ve ders dışında çalışmak için
gerekli fiziksel ortamı sağlama
19 Uygun düzeydeki ödevlerle başarıyı destekleme
20 Ders dışı çalışmalarında da işbirliğini sürdürme
21 Ders dışı etkinliklere (konser, dinleti vb…) birlikte katılma
Download