34. Hagenouw RRPM, Bridenbaugh PO, Egmond JV, Stuebing R. Tourniquet Pain: A Volunteer study. Anesth Analg 1986; 65:1175-1180. 35. Tryba M, Zens M, Hausmann E. Prolonged analgesia after cuff release following IVRA with prilocaine.Br J Anaesth 1983; 55:631-634. 36. Vanos DN, Somaljı R, Hoffman RN. Intravenous regional block using ketorolac:Preliminary results in the treatment of reflex sympathetic dystrophy. Anesth Analg 1992; 74:139-141. 37. Tucker GT, Boas RA. Pharmacokinetic aspects of IVRA.Anesthesiology 1971; 34:538-549. 38. Dire DJ, Hogan DE. Double blinded comparison of diphenydramine versus lidocaine as a local anesthetic. Ann Emerg Med 1993; 22:1419-1422. 39. Ernst AA, Marvez Valls E, Nick TG, Wahle M. Comparison trial of four injectable anesthetics for laceration repair. Acad Emerg Med 1996; 3:198-200. 40. Green SM, Rothrock SG, Gorchynski J. Validation of diphenhydramine as a dermal local anesthetic. Ann Emerg Med 1994; 23:1284-1289. Türk Anest Rean Der Dergisi 2005; 33: 241-245 Kraniyotomilerde Çivili Başlığa Hemodinamik Yanıtın Önlenmesinde İntravenöz Sufentanil İle Bupivakain İnfiltrasyonunun Karşılaştırılması Ayşin Alagöl, Alkin Çolak, Zafer Pamukçu, F. Nesrin Turan* Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı ve S.H.M.Y.O Tıbbi Dokümantasyon Bölümü*, Edirne ÖZET Amaç: Bu çalışmada 10 µg intravenöz sufentanil ile cilde bupivakain infiltrasyonu kraniyotomilerde “Mayfield Holder” yerleştirilmesi sırasında ortaya çıkan hemodinamik yanıtın önlenmesi yönünden karşılaştırıldı. Gereç ve Yöntem: ASA I ve II grubundan, kraniyotomi geçirecek 20-58 yaşlarındaki 59 olgu, rasgele üç gruba ayrıldı. Grup S’ye % 09 NaCl infilitrasyonu ve iv 10 mg sufentanil; Grup B’ye çivi uygulanacak bölgelere 10 mg % 0.5 bupivakain ve iv % 09 NaCl; Grup K’ya intravenöz ve infilitrasyon olarak % 09 NaCl uygulandı. İndüksiyondan önce ve sonra; infiltrasyondan önce ve sonra; Mayfield’den önce ve sonra sistolik, diyastolik ve ortalama arter basınçları ile kalp hızları ölçülerek kaydedildi. Bulgular: Grup S’de sufentanil enjeksiyonu, arter basınçları ile kalp hızını anlamlı olarak düşürdü. (p<0.01); (p<0.001) Grup B ve K’de ise, infiltrasyon-enjeksiyon sonrasında arter basınçları ve kalp hızında anlamlı değişiklik saptanmadı (p>0.05). Kontrol grubunda Mayfield başlık sonrası arter basınçları ve kalp hızında artış saptandı (p<0.001) ve 5 dk. sonra, hala yüksekti (p<0.01, p<0.001). Grup B’de ise, diyastolik (p<0.05) ve ortalama arter basınçları (p<0.01) ile kalp hızı (p<0.05) yükseldi. Diyastolik ve ortalama (p<0.01) arter basınçları 5 dk. sonra hala yüksekti. Grup S’de çivili başlık, hemodinamik parametrelerde artışa yol açmadı; bu düşük hemodinamik değerler, sufentanil enjeksiyonundan sonra ve çalışma süresince devam etti. Sonuç: Mayfield başlığı uygulaması sırasında çivili başlığa bağlı hemodinamik yanıtın önlenmesinde intravenöz 10 µg sufentanilin ve 10 mg % 0.5 bupivakain infiltrasyonunun etkili olduğu, ancak sufentanilin kan basıncını ve kalp hızını çalışma periyodu süresince düşürdüğü saptandı. Anahtar kelimeler: Sufentanil, bupivakain SUMMARY Comparison of Intravenous Sufentanil and Bupivacaine Administration for Preventing Haemodynamic Responses to Mayfield Holder in Craniotomies Aim: Our aim was to compere intravenous sufentanil and scalp infiltration with bupivacaine on the haemodynamic response to placement of the Mayfield head Holder used for neurosurgery. Materials and Methods: Fifty-nine ASA I/II patients aged 20-58 years undergoing craniotomy were randomized into 3 groups. Group S (n=20) received intravenous sufentanil (10 µg) and scalp infilitration with 0.9 % NaCl ,Group B (n=20) received intravenous 0.9% NaCl + scalp infilitration with % 0.5 bupivacaine (10 mg); Group K (n=19) received intravenous and scalp infilitration with 0.9 % NaCl. Systolic, diastolic and mean arterial pressures and heart rate were recorded before and after induction; infiltration and Mayfield frame application. Results: Sufentanil significantly decreased arterial pressures and heart rate in Group S (p<0.01; p<0.001). No significant haemodynamic differences were recorded after infiltration in Groups B and K (p>0.05). Following application of the Mayfield frame arterial pressures and heart rate increased in Group K (p<0.001) and remained high after 5 minutes (p<0.01, p<0.001). In Group B, frame application was associated with increased diastolic (p<0.05) and mean (p<0.01) arterial pressures and heart rate (p<0.05). Diastolic and mean arterial pressures remained elevated after 5 minutes (p<0.05). In Group S, pin insertion did not increase haemodynamic parameters rather the lower haemodynamic values observed following sufentanil administration persisted throughout the study period. Conclusion: Intravenous sufentanil (10 µg) and local administration of % 0.5 bupivacaine (10 mg) blunted the haemodynamic responses to pin insertion during Mayfield frame application. Following sufentanil administration, blood pressure and heart rate was decreased throughout the period of study. Key words: Sufentanil, bupivacaine Genel anestezi altında kalp hızı ve arter basıncında artışa neden olabilecek ağrılı uyaranlar arasında laringoskopi ve endotrakeal entübasyon, cerrahi insizyon ve kraniyotomilerde başın pozisyonu ve immobilizasyonunu sağlamak için kullanılan çivili başlığın (Mayfield holder; MH) uygulanması sayılabilir. Anesteziyolog, bu işlemler öncesinde opioidler, alfa-2 reseptör agonistleri intravenöz lidokain, rejyonal anestezi gibi uygulamalarla, oluşabilecek hemodinamik yanıtı önlemek durumundadır (1,2). Kraniyotomi, çoğu kez intrakraniyal kitle, anevrizma, hemoraji gibi kafa içi basıncının arttığı ya da artmasının olası olduğu endikasyonlarla uygulanmaktadır. Bu olgularda kafa içi basıncının artması, intrakraniyal oluşumların yer değiştirmesi, herniasyon gibi morbiditeye ve mortaliteye neden olabilir. Kafa içi basıncı, kan basıncı ile ilişkili olduğundan, intrakraniyal kitlesi olan ve kraniyotomi operasyonu geçirecek olgularda kan basıncının artması, diğer olgularda olduğundan daha tehlikelidir ve tedavisinden çok, önlenmesi gereklidir (3). Çalışmalarda bu amaçla lokal anesteziklerle infiltrasyon veya öncelikle opioidler, alfa 2 reseptör antagonistleri, lidokain olmak üzere intravenöz (iv) yoldan uygulanan ilaçlar kullanılmış ve yararlı bulunmuştur (1,2,4-8). Bu kontrollü çalışmanın amacı kraniyotomi operasyonlarında MH ile ortaya çıkabilecek hemodinamik yanıtın önlenmesi amacıyla iv sufentanil uygulanmasının etkinliğini, kontrol grubu olarak hem salin, hem de subkütan % 0.5 bupivakain ile karşılaştırmaktır. GEREÇ ve YÖNTEM Etik Kurulun onayı ve olguların izni alındıktan sonra, kraniyotomi planlanan, yaşları 20 ile 58 arasında değişen, ASA I veya II grubundan 59 olgu çalışmaya alındı. İlaç allerjisi, kardiyovasküler hastalık, tiroid fonksiyonlarında saptanmış anormallik; opioid, beta reseptör blokeri, kalsiyum kanal blokeri kullanımı, çalışma dışı bırakılma kriterleri olarak belirlendi. Operasyondan 45 dk. önce intramusküler (im) 0.07 mg kg1 midazolam ile premedike edilen olgulara, sol elin dorsal yüzündeki bir vene 18G kanül yerleştirildi ve % 09 NaCl infüzyonu başlatıldı. Operasyon odasında standart 3 yollu EKG ile kalp atım hızı (KAH) ve ritmi, non-invaziv yöntemle arter basıncı ve pulsoksimetre ile periferik oksijen satürasyonu (SpO2) monitörizasyonu uygulandı. Anestezi indüksiyonu, % 100 O2 ile preoksijenasyonu takiben iv 5 mg kg-1 tiyopental sodyum, 2 µg kg-1 fentanil ve 0.6 mg kg-1 atrakuryum besilat ile gerçekleştirildi. Endotrakeal entübasyondan sonra olgulara mekanik ventilasyon uygulandı (Drager Cato, Lübeck Germany). Anestezi idamesi, % 50 O2/hava içinde % 2 end-tidal konsantrasyonda sevofluran ile sağlandı. İnvaziv monitörizasyon için santral venöz ve arteriyel girişimler ile, ısı probu ve idrar sondasının yerleştirilmesini takiben, endotrakeal entübasyondan 15 dk. sonra, çivili başlık takıldı. Çivili başlık takılmadan önce, rasgele olarak üç gruba ayrılan olgulardan: Grup S’ye (n=20) iv 10 µg sufentanil ve çivi giriş yerlerine 2’şer mL % 09 NaCl, Grup B’ye (n=20) iv % 09 NaCl ve çivi giriş yerlerine 2’şer mL % 0.5 bupivakain, Grup K’ye (n=19) hem iv, hem de çivi giriş yerlerine % 09 NaCl uygulandı. İntravenöz enjeksiyon ve infiltrasyon, aynı zamanda yapıldı. Çivili başlık, üç grupta da infiltrasyon/enjeksiyondan 5 dk. sonra uygulandı. Değerlendirmeyi yapacak olan anesteziyolog ile infiltrasyonu yapan cerrahın enjektör içeriğini bilmemesi için ilaçlar, diğer bir anesteziyolog tarafından hazırlandı. İnfiltrasyon/enjeksiyondan önce, infiltrasyon/enjeksiyondan sonra ve çivili başlık uygulandıktan hemen ve 5 dk. sonra sistolik, diyastolik ve ortalama arter basınçları (SAB, DAB, OAB) ile KAH ölçülerek kaydedildi. Grup içindeki değerlendirmeler bağımlı gruplarda t testi ve Wilcoxon eşleştirilmiş iki örnek testi ile, gruplar arasındaki değerlendirmeler Mann Whitney U testi ile yapıldı. p<0.05 değerler anlamlı kabul edildi. BULGULAR Üç gruptaki olguların yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı gibi demografik özellikleri açısından fark saptanmadı (p>0.05) (Tablo 1). Olguların hemodinamik verileri Grafik 1-4’te gösterilmiştir. İnfiltrasyon/enjeksiyon öncesinde üç grubun SAB, DAB, OAB ve KAH değerleri arasında fark saptanmadı (p>0.05). Grup S’de Sufentanil enjeksiyonu, SAB (p<0.01), DAB (p<0.01), OAB (p<0.001) ve KAH’yi (p<0.001) anlamlı olarak düşürdü. Grup B ve K’de ise, infiltrasyon-enjeksiyon sonrasında arter basınçları ve KAH’de anlamlı değişiklik saptanmadı (p>0.05). Kontrol grubunda çivili başlık uygulanmasından sonra SAB (p<0.001), DAB (p<0.001), OAB (p<0.001) ve KAH’de (p<0.001) anlamlı fark saptandı ve 5 dakika sonraki ölçümde, çivili başlık öncesinden hala yüksekti (SAB ve OAB için p<0.001, DAB ve KAH için p<0.01). Bupivakain grubunda ise, çivili başlık uygulaması ile SAB’de anlamlı bir artış olmadı (p>0.05), DAB (p<0.05), OAB (p<0.01) ve KAH’nin (p<0.05) ise, anlamlı olarak yükseldiği saptandı. Bu grupta DAB (p<0.01) ve OAB (p<0.001) çivili başlıktan 5 dakika sonra, öncekinden anlamlı olarak yüksekti . Sufentanil grubunda çivili başlık uygulanması, hemodinamik parametrelerin hiçbirinde anlamlı artışa yol açmadı; bu değerler, sufentanil enjeksiyonundan önceki değerlerden düşük seyretti (p>0.05). TARTIŞMA Genel anestezi altında laringoskopi, endotrakeal entübasyon gibi uyaranlar kan basıncı ve kalp hızında ani artışlara yol açabilir. Kraniyotomilerde bu uyaranlara ek olarak başın pozisyonu ve immobilizasyonu için kullanılan çivili başlık uygulaması da benzer hemodinamik yanıtlara neden olabilir. İntrakraniyal patolojisi olan ve kraniyotomi geçirecek kafa içi basıncının düşürülmesi ve korunması çok önemli olduğundan; basıncın yükselmesine neden olacak kan basıncı yükselmelerinin önlenmesi, anesteziyoloğun amaçlarından biri olmalıdır (1). Çalışmamızda bu amaçla kraniyotomi olguları üç gruba ayrılarak çivili başlık uygulanmadan önce bir gruba iv sufentanil bolus; diğer gruba çivi giriş yerlerine 2 mL % 0.5 bupivakain ile infiltrasyon bloğu; kontrol grubuna ise, % 09 NaCl uygulanmıştır. Çivili başlık uygulanmasıyla kontrol grubunda belirgin bir hemodinamik yanıt oluştuğu buna karşılık, sufentanil grubunda kan basıncı ve kalp hızında azalma meydana geldiği saptanmıştır. Bupivakain grubunda ise sistolik arter basıncında belirgin bir yükselme olmadığı buna karşılık, diyastolik ve ortalama arter basınçlarının yükseldiği saptanmıştır (p<0.05, p<0.01). Bloomfield ve ark. (4) maksimum 2 mg kg-1 % 0.25 bupivakain ile skalp bloğunun çivili başlık sonrasında hemodinamik değişiklikleri önlediğini saptamıştır. Mathieu ve ark. (5) da, çivili başlık uygulanmadan hemen önce giriş yerlerine % 0.5 bupivakain uygulanmasının potansiyel tehlike olarak görülen hemodinamik stimülasyon ortaya çıkmasını önlediğini bildirmiştir. Çalışmalarda bupivakainin yanı sıra (5,6), çivili başlık uygulanmadan 1 dak. önce her bir çivi girişine 3 mL mepivakain (7) ve 5 dk. önce 3’er mL lidokain (1) ile skalp infiltrasyonunun çivili başlık uygulamasına hemodinamik yanıtı önlediği bildirilmiştir. Çalışmamızdaki gibi çivili başlığın uygulanmasından 5 dakika önce iv bir opioid ile lokal anestezik uygulamasını karşılaştıran Özköse ve ark. (1), her iki yöntemi birlikte uyguladıkları üçüncü gruptaki sonuçların en iyi olduğunu, ayrıca lokal % 1 lidokain infiltrasyonunu iv fentanilden daha etkili bulduklarını bildirmiştir. Çalışmamızda ise, iv sufentanilin bupivakain ile infiltrasyondan daha etkili olduğu görülmüştür. Bu fark, lidokainin kullandığımız bupivakainden daha hızlı etkili olması ile açıklanabileceği gibi, seçilen opioidlerin farklı olduğu dikkate alındığında, sufentanilin fentanilden daha etkili bulunduğu şeklinde de açıklanabilir. Sonuç olarak, Jamali ve ark. (8) supratentoriyal lezyon nedeniyle elektif kraniyotomi geçirecek 22 erişkinde hemodinamik yanıtı önlemek amacıyla, çivili başlık uygulanmasından yaklaşık 5 dk. önce iv bolus olarak 0.8 µg kg-1 sufentanil ile 4.5 µg kg-1 fentanil uygulamasını karşılaştırdıkları çalışmada, her iki opioidin bolus uygulanmasını takiben kalp hızının düştüğünü (p<0.001); sufentanil grubunda kalp hızının çalışma süresince düşük kaldığını, fentanil grubunda ise çivili başlık sonrasında başlangıç değerine yükseldiğini saptamıştır (8). Araştırmacılar, her iki grupta da ortalama arter basıncının çivili başlık sonrasında 10 mmHg yükseldiğini saptamıştır (p<0.001) (8). Biz, sufentanil enjeksiyonu sonrasında hem arter basınçlarının, hem de kalp hızının düştüğünü ve çivili başlıktan 5 dk. sonraki değerlendirme dahil olmak üzere, düşük kaldığını saptadık. Sonuçlarımız, daha yüksek doz kullanmış olmalarına karşın, Jamali ve ark. (8)’nın sonuçlarıyla benzer bulunmuştur. Bu durum, araştırmacıların, hipotansiyonu önlemek için indüksiyondan hemen önce iv kolloid uygulamış olmaları ile ilgili olabilir (8). Doblar ve ark. (9) da, çivili başlık uygulanmasından 2 dk. önce iv alfentanil, esmolol, tiyopental ve lokal lidokain uygulamalarını karşılaştırdıkları çalışmada, iv 10 µg/kg alfentanilin lokal lidokainden daha etkili olduğunu bildirmiştir (9). Sonuç olarak, elektif kraniyotomi operasyonlarında çivili başlık öncesinde çivi giriş yerlerinin % 0.5 bupivakain infiltrasyonun hemodinamik yanıtı önlediği; ancak iv 10 µg sufentanil uygulanmasının bupivakain infiltrasyonundan daha etkili bulunduğu ve bu nedenle tercih edilebileceği kanısına varılmıştır. KAYNAKLAR 1. Özkose Z, Yardim S, Yurtlu S, et al. The effects of intravenous fentanyl and lidocane infitration on the haemodynamic response to skull placement. Neurosurg Rev 2000; 23:218-220. 2. Costello TG, Cormack JR. Clonidine premedication decreases hemodynamic responses to pin head-holder application during craniotomy. Anesth Analg 1998; 86:1001-1004. 3. Kayhan Z. Nöroanestezi. Klinik Anestezi. 2. baskı. Ankara: Logos Yayıncılık Tic. A.Ş.; 1997, 639-651. 4. Bloomfield EL, Schubert A, Secic M, et al. The influence of scalp infiltration with bupivacaine on hemodynamics and postoperative pain in adult patients undergoing craniotomy. Anesth Analg 1998; 87:579-582. 5. Mathieu D, Beaudry M, Martin R, et al. Effect of the local anesthetic agent bupivacaine prior to application of the skull-pin holder for craniotomies. J Neurosurg 2003; 98:1194-1197. 6. Madenoğlu H, Koç K, Tercan E, et al. The effect of scalp infiltration with bupivacaine on the haemodynamic response during head pinning in patients undergoing craniotomy. Cerrahi Tıp Arşivi 1998; 3:54-57. 7. Levin R, Hesselvik JF, Kourtopoulos H, Vavruch L. Local anesthesia prevents hypertension following application of the Mayfield skull-pin head holder. Acta Anesthesiol Scand 1989; 33:277-279. 8. Jamali S, Archer D, Ravussin P, et al. The effect of skull-pin insertion on cerebrospinal fluid pressure and cerebral perfusion pressure: influence of sufentanil and fentanyl. Anesth Analg 1997; 84:1292-1296. 9. Doblar DD, Lim YC, Baykan N, Frenette L. A comparison of alfentanil, esmolol, lidocaine, and thiopental sodium on the hemodynamic response to insertion of headrest skull pins. J Clin Anesth 1996; 8:31-35. Türk Anest Rean Der Dergisi 2005; 33(3):246-252 Kraniyotomilerde Total İntravenöz Anestezi Uygulamasında Kullanılan Sufentanil ve Fentanilin Hemodinami ve Derlenmeye Etkilerinin Karşılaştırılması Pınar Yeke, Abdurrahim Derbent, Oğuz Eriş, Mehmet Uyar, Kubilay Demirağ, Taner Balcıoğlu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı, İzmir ÖZET Amaç: Kraniyotomi olgularında TİVA uygulamasında, fentanil ve sufentanil kullanımının hemodinami ve derlenme parametreleri üzerine olan etkilerinin karşılaştırılmasını amaçladık. Gereç ve Yöntem: Elektif kraniyotomi uygulanacak ASA I - II grubundan 18 -60 yaş arası 30 hasta rasgele olarak 2 gruba ayrıldı. Anestezi indüksiyonu, her iki grupta da, intravenöz 0.1 mg kg-1 atropin sulfat, 2-3 mg kg-1 propofol ve 0.1 mg kg-1 vekuronyum ile sağlandı. Fentanil grubundaki olgulara indüksiyonda intravenöz olarak 2 µg kg-1 fentanil, sufentanil grubundaki olgulara ise indüksiyonda 1 µg kg-1 sufentanil iv verildi. Anestezi idamesinde her iki grupta % 50 O2 + hava karışımının yanı sıra 5-7 mg kg-1 sa-1 propofol infüzyonu ve sufentanil grubunda 0.3 µg kg-1 sa1 sufentanil infüzyonu, fentanil grubunda 1 µg kg-1 sa-1 fentanil infüzyonu kullanıldı. Hemodinamik parametreler anestezi indüksiyonu öncesi, entübasyon öncesi ve sonrası, indüksiyon sonrası, çivili başlık yerleştirilmeden önce ve sonra, cerrahi insizyon öncesi ve sonrasında, tüm anestezi süresince postoperatif 240. dk.’ya dek kaydedildi. Bulgular: Fentanil grubunda sufentanil grubu ile karşılaştırıldığında, entübasyon sonrası (p=0.001), çivili başlık yerleştirilmesi (p=0.001) ve cerrahi insizyon sonrasındaki (p=0.020) ortalama arter basıncı (OAB) değerlerinin anlamlı olarak artmış olduğu saptandı. Ayrıca OAB, fentanil grubunda entübasyon sonrasında (p=0.011) ve ekstübasyon sonrasında (p=0.023) bir önceki değere göre artış gösterdi. Kalp atım hızı fentanil grubunda hem entübasyon sonrası (p=0.013) hem ekstübasyon sonrası (p=0.017); sufentanil grubunda ise ekstübasyon sonrasında (p=0.038) bir önceki değere göre anlamlı olarak artış gösterdi. Göz açma (p=0.009) ve el sıkma zamanları (p=0.019) sufentanil grubunda daha kısa bulundu.