sistem yaklaşımı

advertisement
SİSTEM YAKLAŞIMI
SİSTEM ANALİZİ VE TASARIMI
Prof. Dr. İbrahim Çil
1
Bu derste;
• Bu derste sistem yaklaşımının sorun çözmede ve sistem analiz ve
tasarımında nasıl kullanılacağı ele alınacak.
• Sistem düşüncesinin uygulamaya nasıl yansıtılacağı açıklanacaktır.
• Sistem yaklaşımını gerekli kılan şartlar ele alındıktan sonra sistem
yaklaşımının temel ilkeleri açıklanacak.
• Sonraki kısımda bir süreç olarak sistem yaklaşımının uygulama yönü
üzerinde durulacak, bu kapsamda sistem yönetimi, sistem analizi ve
sistem mühendisliği kavramları ve süreçleri açıklanacak.
• İlk olarak Jenkins tarafından sistem analiz ve tasarımı yaklaşımındaki ana
adımlar ve takip edilecek prosedür anlatılacaktır.
SİSTEM YAKLAŞIMI
• Sistem yaklaşımı, sistem kavramı etrafında şekillenen düşüncenin
uygulamaya yönelik bir tanımıdır.
• Sistem yaklaşımı; konulara bütünsel yaklaşır, sorunların çözümünde
disiplinler arası yaklaşımı takip eder, bir durumu incelerken bilimsel yöntem
ilkelerinin uygulanmasını öngörür.
• Sistem yaklaşımı, bir probleme ilişkin bütün öğeleri göz önüne alıp
inceleyerek gerçekten problem olup olmadığının belirlenmesi ve ne
olduğunun anlaşılmasına yönelik ne yapılması gerektiğine ilişkin bir süreç
olarak tanımlanabilir.
• Burada önemli vurgu, problemin belirlenmesi için ilgili sistem ve çevresinin
tümüyle dikkate alınması gereğidir. Sistemlerin işlediği çevreyle ilişkilerini
modelleyen kimse, probleme mühendislik yaklaşımını da katarak sistem
tasarımı adı altında yeni bir boyut kazandırır.
•
Bir problem çözme yaklaşımı olarak sistem
yaklaşımı
Sistem Yaklaşım Süreci
5
• Sistem yaklaşımı, bir problem çözme yaklaşımı olarak, bir probleme ilişkin
bütün öğeleri göz önüne alıp inceleyerek gerçekten problem olup
olmadığının belirlenmesi ve problemin ne olduğunun anlaşılmasına yönelik
ne yapılması gerektiğine ilişkin bir süreç olarak tanımlanabilir.
Sistem Analiz ve Tasarım Adımları
• Analiz (Araştırma )
1.Mevcut sistemin analizi.
2.Mevcut sistemin kapsamlı bir modelinin geliştirilmesi.
• Hipotez (Sentez)
3.Yeni bir sistem tasarımının ortaya konması.
4.Yeni sistemin denenmesi.
• Uygulama
5.Yeni sistemin pilot tesisi.
6.Yeni sistemin tam tesisi.
Özetlemek gerekirse;
• Buruya kadar yapılan açıklamalar ışığında sistem yaklaşımı üç ana aşama
olarak özetlenebilir; Sistem analizi, Sistem tasarımı ve Sistemin kurulması
ve işletilmesi olan sistem mühendisliğidir. Bu aşamaların her birinin kendi
içerisinde gerçekleştireceği çok değişik faaliyetler olsa da, bu üç aşama
tüm sistem yaklaşımı çalışmaları için geçerlidir.
• Sistem yaklaşımının işletme yönetimi yaklaşımına kazandırdıkları
arasında organizasyonel yapıdaki önemli parçaların ve bu parçaların
birbirleriyle etkileşimlerinin amaçların başarılması doğrultusunda
incelenmesi ayrı bir yer tutmaktadır.
• Organizasyonu oluşturan bütün parçalar ortak bir amaç etrafında
toplanmalı, değişim ve gelişim için çalışmalı, dünün yanlışlarını
tekrarlamamaya gayret etmelidir.
7
SORUN ÇÖZMEDE SİSTEM AKLAŞIMI
• Kamu kurumları, özel şirketler, hizmet kuruluşları ve vakıflar göz önüne
alındığında, gerek iş dünyasında gerekse kamuda değişik sistemlerle
karşılaşırız.
• Bu sebeple organizasyonlara, sistem düşüncesinin sorun çözmede
uygulanması olan sistem yaklaşımından başka hiçbir yolla daha doğal ve
mantıklı yaklaşılamaz.
Sistem
Yönetimi
Geliştirme
Düzlemi
Sistem
Mühendisliği
Teknik İlerleme
Düzlemi
Sistem
Analizi
Bir sistem uzayında, sistem analizi, sistem mühendisliği ve sistem yönetimi
gibi üç temel vektörün bileşimi sistem yaklaşımını oluşturur.
Sistem Yaklaşımı Prosesi ve Uygulama Faliyetleri
SİSTEM YÖNETİMİ
Planlama
Organize etme
Yürütme
Kontrol
9
SİSTEM ANALİZİ
Mevcut durumun tanımlanması
Amaçlarının belirlenmesi
Performans ölçütlerinin seçimi
Seçenek çözümler geliştirme
Uygun çözümlerin değerlendirilmesi
Uygun çözümün seçimi
SİSTEM TASARIMI
İhtiyaç Belirleme
Ön Tasarım
Ayrıntılı Tasarım ve Geliştirme
Üretim/ Yapım
Kullanım, Lojistik Destek ve sonlandırma
Sistem Yönetimi
10
• Sistem yönetimi, işletmenin elindeki doğal kaynaklar, insan kaynakları,
sermaye, hammadde, makineler vs kaynaklarını planlayarak, organize
ederek, işleterek ve denetleyerek, diğer insanlar aracılığıyla, etkili ve
verimli bir şekilde kullanma ve amaçlarını gerçekleştirme sürecidir.
• Bu kapsam dâhilinde yönetimin temelde dört ana işlevi vardır;
planlama, organize etme, yürütme ve kontroldür.
• Yönetim: Belirli bir işbirliği ve ilişki sistemi içinde biraraya gelen
insanların, ortak amaçlarını gerçekleştirmek üzere yapacağı
faaliyetlerin Planlama, Örgütleme, Yöneltme,Koordinasyon ve Kontrol
fonksiyonlarının kullanılması ile gerçekleştirme sürecidir.
Yönetimin Temel İşlevleri
• Planlama: İşletmenin amaçlarının ve bu amaçlara erişebilmek için
gerekli yol ve araçların belirlenmesidir. Amaçlar, belirlenen ve varmak
istediğimiz sonuçlardır. Plan ise planlama süreci içinde amaçlara varmak
için belirlenmiş kararlar topluluğudur.
• Organize etme: Amaçlar, planlar ve araçlar belirlendikten sonra
bunları gerçekleştirecek yapının tasarlanması, kurulması ve
organizasyonudur.
• Yürütme: İşletmenin amaçlara uygun olarak harekete geçirilmesidir.
• Kontrol: İşlerin amaçlara, belirlenen yöntem, prosedür ve standartlara
uygun olarak yapılıp yapılmadığının izlenmesi ve gerektiğinde
düzeltmeler yaparak işlerin amaç ve planlara uygun olarak
yürütülmesinin sağlanmasıdır.
Yönetimin Tarihsel Gelişimi
Neo-Klasik Yönetim Teorisi
Davranışsal
Yaklaşım
Eski
Çağlardan
Sanayi
Devrimine
Sanayi
Devriminden
Bilimsel
Yönetime
Çevresel
Davranışsal
Yaklaşımı
Klasik Yönetim Teorisi
Bilimsel
Yönetim
Yaklaşımı
Yönetim
Süreci
Yaklaşımı
Bürokrasi
Yaklaşımı
Sistem
Yaklaşımı
Durumsallık
Yaklaşımı
Modern Yönetim Teorisi
12
Sanayi Devrimi
• Sanayi Devrimi 18.yy başlarında (1700-1785) İngiltere
başlamış bir devrimdir.
Sanayi Devrimi
Yeni Üretim Sistemi:
Yığınla ürtim,evdeki
üretimin yerini aldı.
Yeni Fabrika Sistemi:
Buharlı makinelerin keşfi
ile atölyeler yerine
fabrikalar oluştu.
Yeni Ekonomik Düşünce:
Düşünce olarak “Üretim yap,
dahada geliş.” hakim olmuştur.
Sanayi devrimi öncesi
Sanayi devrimi sonrası
Tarım toplumu çoğunluktaydı.
İşçiler evlerinde çalışmaktaydı.
İşçi-Yönetici problemi minimum
düzeyde.
Sanayi toplumuna geçildi.
İşçiler fabrikada çalışmaya başladı.
İşçi-Yönetici problemleri artmıştır.
Klasik Yönetim Teorisi
19.yy da temeli atılan ve günümüzde kullandığımız Modern
Yönetim ve daha önceki Neo-Klasik Yönetimin temelini oluşturmuş
yönetim teorisidir. Bu dönemde özellikle çalışanların verimliliğinin
arttırılması, yönetimin fonksiyonlarının belirlenmesi ve üst düzey
yönetimin analizi yapılmaktadır. Klasik teoride kişilerden çok
mevkilere önem verilmiştir. Klasik yönetim teorisi altında temelde
3 yaklaşım bulunmaktadır.
Bilimsel
Yönetim
Yönetim
Süreci
Bürokratik
Yönetim
14
Bilimsel Yönetim
Blimsel Yönetim’in fikir babası Frederic W. Taylor’dur.
Taylor yaptığı gözlemler ve sonuçlarını 1911 yılında
yayınladığı “bilimsel yönetim ilkeleri” adlı eserde ortaya
koymuş ve geniş kabul görmüştür.
Taylor’un Gözlemlerini özetlersek;
– Verimsiz çalışma ortamı.
– İşletme yöneticilerinin olaya kar açısından baktığı.
– Standartlaşmanın olmayışı.
– İşe alınmada yetenek ve kabiliyetin önemsizliği.
– İşçi ve yöneticilerin işleri karıştırıldığı.
15
Taylor’un getirdiği çözümler;
• Standartlaşma: Taylor firmaların daha hızlı ve aynı
kalitede üretim yapabilmesi için belli standartların
getirilmesi gerektiğini.
• Hareket ve zaman etüdü: Taylor ücretlerdeki ufak
bir artışın aynı zamanda yapılabilen işi çok daha fazla
arttırdığını belirtmiştir.
• Sistematik seçim ve eğitim: Taylor personelin işe
uygunluğa göre alınması gerektiğini ve gerekli
eğitimler ile desteklenmesi gerektiğini belirtmiş.
• Parça başı ücret: Taylor aylık sabit ücret yerine parça
başı ücret ödemenin üretimi arttıracağını belirtmiştir.
• İşçi ve Yönetici ayrımı: Taylor işçilerin yönetimden
ayrı durmaları gerektiğini, her kesimin kendi
sorumluluklarını bilmesi gerektiğini savunmuştur.
16
Yönetim Süreci Yaklaşımı
Yönetim Süreci Yaklaşımı’nın fikir babası Henry Fayol’dur ve
çalışmalarını 1916 yılında “Genel ve Endüstriyel Yönetim” adlı eseriyle
yayınlamıştır. Fayol, yöneticiler ve yerine getirdikleri fonksiyonlarla
ilgilenmiş, konuya yönetim, özellikle üst yönetim açısından bakmıştır.
Henry Fayol organizasyonda faaliyetlerin altı grup içerisinde
toplanabileceğini söylemektededir.
Ticari
Faaliyetler
Teknik
Faaliyetler
Yönetim
Faaliyetleri
Yönetim
Süreci
Yaklaşımı
Muhasebe
Faaliyetleri
Finansal
Faaliyetler
Güvenlik
Faaliyetleri
17
Fayol çalışmalarında kurallardan çok prensipler ortaya koymuş,
her yöneticinin bu prensipleri kendi ihtiyaçlarına uygun olarak
uyarlaması gerektiğini savunmuştur. Aşağıda bu prensipleri
görebilirsiniz.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
İş bölümü
Yetki ve sorumluluk
Disiplin
Kumanda birliği
Yönetim birliği
Genel çıkarların kişisel çıkarlara üstünlüğü
Çalışanların ödüllendirilmesi ve iyi ücret
Merkezileşme ilkesi
Hiyerarşi ilkesi
Düzen ilkesi
Hakkaniyet ilkesi
Personelin devamlılığı ve denge
Girişim ilkesi
Birlik ruhu ilkesi
18
Bürokrasi Yaklaşımı
Kökeni alman asıllı bilim adamı ve sosyolog olan Max Weber’dir.
Weber işletmenin işleyişinin belirli bir düzen, disiplin, örgütsel
yapılanma ve hiyerarşik kurallara uygun biçimde yapılması gerektiğini
savunmaktadır. Weber hiyerarşik yapıda yer aldığına inandığı “Yetki”
kavramınıda açıklamıştır.Weber’e göre 3 çeşit yetki vardır.
Yetki Türü
Tanımı
Geleneksel Yetki
Kişisel olup, doğuştan kazanılan yetkidir.
Astlar emirleri sadakatle yerine getirirler.
Emirler geleneklere uyduğu sürece
uygulanır.
Karizmatik Yetki
Burada da kişisellik söz konusudur.
İnsanları cezbeden lider ve yöneticiler
burada yer alır.
Yasal Yetki
Kuralların yasallığı ilkesine dayanır.Bu ilke
karizmatik veya geleneksel yetki gibi kişisel
değildir. Bu yetkiyi elinde bulunduranlar
seçimle kazanırlar.
Neo-Klasik Yönetim Teorisi
Neo-Klasik Yönetim düşüncesi, Klasik yönetim düşüncesindeki birçok
görüşü desteklemekte ancak Klasik Yönetim düşüncesinin ihmal ettiği
insan ilişkileri konusuna önem vermektedir.
Neo-Klasik akım temelde iki parçadan oluşmaktadır;
• Davranışsal Yaklaşım
• Çevresel – Davranışsal Yaklaşım
20
Davranışsal Yaklaşım
Davranışsal Yaklaşım, Bilimsel Yönetim Akımını temel
alan bir akım olmuştur. Davranışsal Yaklaşımın oluşması
için Amerikanın Hawthorne kasabasında birçok deney
yapıldı. Bu deneylerin sonuçlarını özetlemek gerekirse;
• Bireyler diğer üretim faktörlerinden biri olarak
düşünülemez ve çok farklıdır. Değişik durumlarda
tepkileri farklı olan bireyler örgütte ayrıca bir inceleme
konusu yapılmalıdır.
• Örgütün insana, insanın da örğüte ihtiyacı vardır.
• Bireyler birbirinden farklıdır. Bu düşünce Taylor'un
düşüncesiyle çelişmektedir. İnsan bir bütün olarak ele
alınmalıdır. İnsan diğer üretim faktörlerinden farklıdır.
• Örgüt sosyal bir sistemdir. Davranışsal yaklaşımda
insanlar yalnız üretim faaliyetinde bulunmaz, aynı
zamanda sosyal sistemle ilgili faaliyette bulunur.
Çevresel-Davranışsal Yaklaşım
Çevresel-Davranışsal Yaklaşımın temeli Bürokrasi Yaklaşımına
dayanmaktadır ve en önemli özelliği Max Weber’in eksik bıraktığı
insan unsurunu ele almasıdır. Bu dönemin temel varsayımları;
• Weber’in öne sürdüğü katı kural ve hiyerarşik yapının insanı makine
gibi gördüğünü, oysa bu düşüncenin yanlış olup, insanın sosyal bir
kişiliği olduğunu savunmuştur.
• Makine gibi çalışan insanların yaratıcılıklarını kaybettiklerini, bu
sebeple yaptıkları işlerden yeterli hazzı alamadıklarını, bunu
gidermek içinse daha sosyal olmanın yollarını aradıkları
belirtilmektedir.
• Makine gibi çalışma usulüyle kişilere verilen “rol”ler sayesinde bireyin
yapacaklarının önceden tahmin edilebilmesi düşünülürken, ÇevreselDavranışsal akım kişinin bulunduğu sosyal çevreden etkilendiğini,
girdiği örgütün yapısını benimsediğini ve “rol”leri dışında da olsa
grup ile beraber ortak bir amaca yöneldiğini belirtmektedir.
Görüldüğü gibi bu akım kesin yaklaşımlar getirmekten ziyade,
sosyolojik ve pisikolojik veriler sunmaya çalışmıştır.
22
Modern Yönetim Teorisi
Modern yönetim teorisi Klasikler ve Neo-Klasikler arasındaki bağlantıyı
yapmak ve bir takım yenilikler ekleyerek geliştirmeyi hedefleyen bir
yapıdır. Modern yönetimin temelini Sistem Yaklaşımı oluşturmakta, ve bu
yaklaşım önceki Teorilerin aksine işletmeyi çevresi ile sürekli alışveriş
halinde bulunan bir Açık Sistem olarak değerlendirmektedir. Modern
Yönetimin gelişimi ile günümüz işletmelerinin temel yapıları ortaya
çıkmıştır. Açık Sistem olarak değerlendirilmenin getirdiği en büyük
avantaj uyum sağlama unsurudur.
Modern Yönetim iki farklı teoriyi içerisinde barındırmaktadır, bunlar;
• Sistem Yaklaşımı
• Durumsallık Yaklaşımı
23
Sistem Yaklaşımı
• Sistem Yaklaşımının fikir babası bir biyolog olan Ludwig Von Bertalanffy dir.
Sistem: Belirli bir çevrede, belirli bir amacı gerçekleştirmeye yönelik birimlerin ve
birimler arası etkileşimlerin oluşturduğu yapay ve doğal yapı işleyişinin bütünüdür.
Açık Sistem: Sistem ile çevre arasında enerji,bilgi ve materyal alışverişi gerçekleşen sistemler.
İnsan Gücü,Mal,
Enerji,Hizmet,
Teknoloji,Kalite,Ha
mmadde vb.
Üretim Süreci
(Girdileri,Çıktıları,
Dönüştürme Süreci)
Mal ve
Hizmet
Geri Besleme
Sistemin İşleyişi
• Sistem Yaklaşımı işletmeyi biraraya gelmiş pekçok küçük sistemden oluşmuş
olarak kabul eder, ancak tüm bu sistemlerin çalışmasını bir bütün olarak
inceler.
• Sistem Yaklaşımı mevcut yönetim düşüncelerini birleştirici ve bütünleştirici
bir yapıya sahip olması açısından büyük önem taşır.
• Bu yaklaşım şirket faaliyetlerinin başarılı olarak geliştirilmesinde iç ve dış
çevreyi bir bütün olarak görmektedir.
• Aynı zamanda yöneticilerede avantajlar sağlar, yönetici görevini dar bir
biçimde,kendi fonsiyonu açısından yorumlamaktan kurtularak,kendi
24
sisteminin bağlı olduğu diğer alt sistemleride yorumlama fırsatı bulur.
Sistem Yaklaşımının Yararları
• Bu yaklaşım, örgütü bir bütün olarak ele almakta,
örgütün birimleri arasında işbirliği ve
koordinasyonu sağlamaktadır.
• Giderek dahada karmaşıklaşan örgüt yapılarının
incelenmesi çözümlenmeisini daha kolay hale
getirmektedir.
• Personel ile örgütü birbirlerini tamamlayan
unsurlar olarak görmekte ve amaçları
uzlaştırmaya çalışmaktadır.
• Örgütün parçalarından çok bütününe, denge
halinden çok değişimine, kendi başına
çalışmasından çok içinde bulunduğu çevreyle
birlikte ele alınmasına önem vererek örgütsel
çalışmalara gerçeklik kazandırmıştır.
25
Durumsallık Yaklaşımı
Durumsallık yaklaşımı, kendisinden önce gelen
klasik ve neo-klasik yaklaşımından farklı olarak,
yönetimde “en iyi yöntem” olmadığını ve en iyinin
içinde bulunulan duruma göre değiştiği
savunmaktadır. Durumsallık yaklaşımı, yönetim
evrensel olduğu düşüncesini kabul etmemekte ve
her durumun, farklı bir yönetim tarzı gerektirdiğini
savunmaktadır. Durumsallık yaklaşımı,
kendisinden önce gelen yönetim teorilerinin bir
sentezidir ve çeşitli durumlarla ilişkili olarak
gerekli olduğunda, diğer yönetim yaklaşımlarının
(klasik, neo-klasik ve modern yönetim yaklaşımı)
bağımsız ya da kombinasyon halinde
kullanılmasıdır.
26
Durumsallık Yaklaşımını Etkileyen Faktörler
• İşletmenin Büyüklüğü: İşletme büyüdükçe yönetimi ve
idamesi zorlaşmaktadır, buda şirketlerin
sistemlere(departmanlara) bölünmesi durumunu gündeme
getirmektedir. Eğer bu bölünme gerçekleşmez ise,
işletmenin yeni yöneticiler ile bu durumun üstesinden
gelme çabaları olabilir.
• Teknolojinin Etkileri: İşletmeler başarıya ulaşmak için
organizasyon yapısını kullandıkları teknolojiye uyarlamalı,
buna göre birim üretim, kitle üretim veya süreç üretim
yöntemlerinden birini seçmelidir.
• Çevrenin Etkileri: İşletmelerin çevreleri ile iletişim
içerisinde olduğu kabul gördüğünden, işletmenin
faaliyetlerini en rahat şekilde gerçekleştirebileceği çevrede
yer alması öngörülmektedir.
27
Sistem Analizi
Sistem analizi, değişik alternatif çözümlerin tanımlanmasını ve analizini
gerektiren bir probleminin baştan sona kadar incelenmesini kapsayan
sistemik bir çalışma sürecidir. Genel olarak, bir sistem analizi çalışmasının
temel aşamaları şöyle sıralayabiliriz.
• Problemin tanımı
• Amaçların tanımı
• Değerlendirme kriterlerinin seçimi
• Alternatiflerin Geliştirilmesi
• Alternatiflerin değerlendirilmesi
• Çözümün seçimi.
Mühendislik Metodoloji ve Sistem Mühendisliği
• Mühendislik, matematiksel ve doğal bilimlerin, kuramsal çalışma,
deneysel çalışma ve uygulama yoluyla kazanılmış bilgileri akıllıca
kullanarak doğanın maddeleri ve kuvvetlerini ekonomik olan
yöntemler geliştirerek insanoğlu yararına sunan bir meslektir.
• Mühendis, bir insanın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, bilimsel
bilgi ve teknolojiyi geliştiren ve belli bir disiplin içinde kullanarak bir
ürünün prosesin veya sistemin meydana getirilmesi amacını güden
kişidir. Mucit hiç olmayan bir şeyi ortaya çıkarmak amacını güder.
Mühendis ise bir problemi en iyi şekilde çözmeye gayret eder.
• Mühendisin işi ile sistem analistin işi arasında pekçok benzerlikler vardır.
Her ikisinin de uğraşında da hem teknik hem de sanatsal bir yan vardır.
Mesleki sezgi ve ön görüş; ele alınan projenin güzelliği ve mükemmelliği
için gereklidir.
Mühendislik Metodoloji
• Mühendis, kullanıcı ihtiyaçlarını fiziksel çözümlere dönüştüren profesyonel
bir meslek sahibidir.
• Mühendis, projeye mantıksal/kavramsal bir yaklaşımda bulunarak başlar.
Düşüncelerini, önce kaba çizimler haline dönüştürür. Modeller kurar, ayrıntılı
hesaplamalar çizimler yapar. Sonuçta, proje fiziksel olarak, yani bir köprü,
bir gökdelen, bir havaalanı olarak vücut bulur.
• İzlenen yöntemin ilk aşamasında, ele alınan iş üzerinde yüksek düzeyde
mantıksal analiz yapılır. Daha sonra, yavaş yavaş fiziksel ayrıntılar ele alınır.
Her adımda, bir sonraki adıma geçmeden, gerekli dokümanlar hazırlanır,
modeller kurulur. Bu dokümanlar, projede o zamana kadar yapılanları açık
ve net bir biçimde tanımlar ve yapılmış olanlar ile yapılacaklar arasındaki
iletişim bağı kurar.
Sistem Mühendisliği
• Sistem mühendisliği bir sistemin servis dönemi olarak, kullanıcı ihtiyacının
belirlenmesinden, sistemin servis dışı bırakılmasına kadar geçen dönemin
tanımlandığı düşünülürse, sistem mühendisliği, bu dönemin tasarım,
geliştirme, üretim, konuşlandırma ve kullanım, lojistik destek şeklinde
özetlenebilecek tüm aşamalarında uygulanacak bir yöntem olduğu görülür.
• Sistem mühendisliği, yüksek teknolojili endüstri projelerinde, teknik
risklerin en aza indirilmesi, zaman ve maliyet açısından kayıpların
azaltılması amacıyla uygulanacak yöntemleri tanımlayan bir mühendislik
disiplinidir.
Jenkins Önerdiği Sistem Analiz ve Tasarımı Yaklaşımı 32
Adımları
1.
Sistem Analizi

Problemin formülasyonu

Projenin organizasyonu

Sistem tanımı

Sistem çevresinin tanımı

Sistem çevresinin hedefleri

Sistemin hedefleri

Ekonomik ölçütün
belirlenmesi

Bilgi ve veri toplama
2. Sistem Tasarımı

Öngörü ve kestirim

Model kurma ve simülasyon
Optimizasyon

Kontrol

Güvenilirlik
3. Sistem Hazırlama

Belgeleme ve onay

Sistemin kurulması
4. Uygulama ve Kontrol

Başlangıç işletimi

Sistemin
değerlendirilmesi

İyileştirilmiş sistemin
işletimi

Sistem Analizi Aşaması
Problemin Formülasyonu: Sistem geliştirme çalışmalarının
başlangıcı
Problemin görülmesi
Fırsatın değerlendirilmesi
Durumun Tanımı:
Durumun tanımında ilk yapılması gereken iş “tespit” tir.
– Sorun var mı? yada
– Geliştirilecek bir durum var mı?
– Geliştirilebilir mi ve geliştirilmeli mi?
Yukarıdaki sorulara gereken yanıtlar alındıktan sonra
belirtiler üzerinde düşünerek sorun ya da geliştirme
gereksiniminin nedenlerinin “teşhis” edilmesine çalışılır.
– Sorun neden çıktı? yada
– Neden geliştirilecek bir durum var?
Projenin Organizasyonu
34



Projenin adımları
Proje planı
Proje programı
30
10
90
40
20
110
80
50
60
70
100
Sistem ve Sistem Çevresinin Tanımı
Sistem Tanımı








Sistem Çevresinin Tanımı
Sistemin amacı
 Tanımı Çevrenin amacı
Temel süreçler
 Temel süreçler
Girdi ve çıktılar
 Temel alt sistemler
Alt sistemler
 Kısıtlar
İlişkiler
 Varsayımlar
Kısıtlar
 Sistem ile ilişkiler
Varsayımlar
 Alt sistemler arası ilişkiler
Değişken, sabit ve parametreler
 Temel değişkenler ve parametreler
35
Sistemin ve Sistem Çevresinin Hedefleri
36
Sistemin Hedefleri
• Hedefler basit ve dolaysız biçimde ifade edilmelidir.
• Çelişen hedefleri önem sırasına koymak gerekir.
• Nicel hedeflerin saptanmasının mümkün olmadığı durumlarda basit nitel
hedefler kullanılabilir.
• Hedeflere ne kadar ulaşıldığını saptamak için ölçütler tasarlanır
• Ölçütler, hedeflerle ilişkili olmalıdır.
• Basit ve açık olmalıdır./Hedefler doğru biçimde anlaşılmış olmalıdır.
Sistem Çevresinin Hedefleri
• Sistemin hedeflerinin belirlenmesinde büyük ölçüde içinde bulunduğu
çevrenin hedefleri etkili olacaktır. Üst sistem hedefleriyle uyum içinde
olmayan sistem hedeflerinin gerçekleşme imkanı zayıftır.
37
Ekonomik Ölçütün Belirlenmesi
Sistemin tamamını ifade eden ölçüt
 Sistemin amacına ulaşıp ulaşmadığının ölçüsü
Bilgi ve Veri Toplama
 İleride model kurmaya yardımcı olacak verilerin doğru biçimde toplanması
gerekir.
 Var olan bilgilerin incelenmesi
 Geleceğe yönelik öngörülere yardım

Etkin bilgi toplamak için,
•
•
•
•
Soruna ilişkin açık düşünme, tarafsızlık
İlişki kurma becerisi
Bilgi toplamak için tüm olası kanallar kullanılabilmelidir.
İstatistiksel tekniklerden yararlanılmalıdır.
Sistem Tasarımı Aşaması





38
Öngörü ve kestirim
Durum ve sistem tanımlandıktan ve gerekli verilerin toplanmasından sonra tasarım
aşamasının başlangıcında öngörü ve kestirim yapmak gerekir.
Model kurma ve simülasyon
Sistemi çeşitli koşullar altında işletmenin getireceği yararları ve sorunları önceden
belirleyebilmek için bir dinamik model kurarak benzetim yapmak gereklidir.
Optimizasyon
Davranış analizi sırasında kurulan benzetim modelinden elde edilen sonuçlar, çeşitli
durumlarda en iyi biçimde çalışacak bir sistemin elde edilmesi amacıyla kullanılır.
Kontrol
Zaman içinde sistemin istenen çalışma özelliklerinden sapması halinde onu tekrar eski
düzenine taşıyacak bir denetim sistemine gerek vardır.
Güvenilirlik
Sistemin işletilmesi ve denetimi sırasında yapılan saptamaların sağlıklı olduğuna ilişkin
güvencenin sağlanmalıdır.
Sistem Hazırlama Aşaması

Belgeleme ve Onay
Çalışmayı açıklayan bir rapor hazırlanmalıdır.
İletişim ve katılım sağlanmalıdır.
Rapor ve proje onay için sunulmalı
• Giriş bölümü
– Problem ve durumun kısa tanımı
– İncelemenin sonuçları
– Fayda ve maliyetler
• Önerinin incelendiği orta bölüm
• Teknik ayrıntıların verildiği son bölüm
39
Sistemin kurulması


Tasarlanan sistemin gerçekleştirilmesi aşamasında önceden yapılan planlamalara
uyulması gerekir.
İyi bir tasarım, kurulum aşamasındaki sorunlar yüzünden başarısızlığa uğrayabilir.
İşletmeye Alma Aşaması



Başlangıç/deneme işletimi
Sistem kullanıcıları ile sistem tasarımcılarının birlikte çalışması sağlanarak olası
kullanım hataları belirlenmeli
Eğitim ve belgeleme yapılmalı.
Uygun olursa pilot uygulama yapılabilir.
Sistemin değerlendirilmesi
Belli bir süre işletimin ardından sistem performansının öngörülere ne kadar
uyduğu belirlenir. Performansın yetersiz olduğu görülürse, gerekli düzenleme
yapılmalıdır.
İyileştirilmiş sistemin işletimi
Sistemin değerlendirilmesi sonucunda tasarımlanan sistem yeniden
düzenlenebilir.
Düzenlemeler gerçek hayata geçirilir ve uygulanır.
Eğer pilot çalışma yapılmışsa, bulunan en iyi sistem parametre değerleri tüm
sisteme uygulanır.
Sonuç
• Devlet kurumları, hizmet kuruluşları ve özel şirketler ve vakıflar göz önüne
alındığında, gerek iş dünyasında gerekse devlet organizasyonunda hep
sistemlerle karşılaşırız.
• Bu sebeple organizasyonlara, sistem düşüncesinin sorun çözmede
uygulanması olan sistem yaklaşımından başka hiçbir yolla daha doğal ve
mantıklı yaklaşılamaz.
• Bizim tarafımızdan tasarlanıp şekillenen endüstriyel kuruluşlar, devlet
yönetimi, hastaneler, üniversiteler gibi kurumlar kendilerinden beklenen
işleri yerine getirmek için düzenli işleyen sistemlere ve günlük işlemlerinde
onlara rehberlik edecek prosedürlere ihtiyaç duyarlar.
• Bu sistemlerin tasarımı, meydana getirilmesi ve faaliyetlerini mükemmel
bir şekilde yürütülmesi ancak sistem düşüncesi ve onun pratiğe yansıması
olan sistem yaklaşımıyla gerçekleştirilebilir.
• "Gerçek iç huzur yaptıklarınızla, inandıklarınız aynı çizgide olduğunda
mümkün olur." Mevlana
auzef.istanbul.edu.tr
44
Download