VERGİ İNDİRİMLERİNİN ARZ VE TALEP ETKİLERİ* Yazan: Peter A.G. van Bergeijk, Jarig van Sinderen and Pieter M. Waasdorp Çeviren: Kamil GÜNGÖR** Özet Bu makale MESEM (kısmi genel denge modeli) modelini kullanarak küçük ve açık ekonomili bir refah devletinde vergi kesintilerinin orta vadedeki etkileri ile ilgili genel bir yaklaşımı tartışmaktadır. 1980'li yıllarda vergi kesintileri ve sosyal güvenlik yardımları sonucu vergi gelirlerindeki kaybı hesaplamak için bu modeli Hollanda'ya uyguladık. Vergi politikalarının ekonomik büyüme yanında arz ve talep yönlü politikalar üzerinde de etkileri olduğunu açık bir şekilde gördük. Amerika'daki vergi politikaları ile yaptığımız bir karşılaştırma, vergi kesintilerinin arz yönlü etkilerinin Hollanda ekonomisi üzerinde ABD'dekinden daha geniş bir rol oynadığını, buna karşın küçük ve açık ekonomilerdeki talep etkilerinin büyük ekonomilere göre daha az önemli olduğunu göstermiştir. Bunun kısmi nedeni küçük ve açık ekonomilerde özellikle talepteki bir artışın ithalatı canlandırması ve böylece iç ekonomik büyümede küçük bir etkinin meydana gelmesidir. Hollanda'da vergi yükü ve sosyal güvenlik yardımları Amerika’dakinden daha fazla olduğundan burada vergi kesintisinin arz yönlü etkileri daha önemlidir. * http:www//info.minez.nl/aep/extern/aephome/taxdyna.htm “Supply and Demand Effects of Tax Reductions” Peter A.G. van Bergeijk, Jarig van Sinderen and Pieter M. Waasdorp tarafından yazılmıştır. ** Araştırma Görevlisi; Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü 1 Giriş Vergi reformu, geniş ölçüdeki transfer harcamaları ve aşırı kamu harcamaları nedeniyle oluşan yüksek vergiden zarar gören Avrupa refah devletleri için önemli bir politika konusudur. (Reaganomic), 1980’li İngiltere'de yılların başlarında muhafazakarlar ABD'deki tarafından vergi reformları uygulanan reformlar (Thatcherism) ile daha yakın zamanlarda Hollanda'daki vergi reform çalışmaları (OORT) veya 1991 İsveç vergi reformu bir çok OECD ülkesine vergi yükü getirdi. (detaylı bilgi için bk: Keen 1991, Jorgensen ve Yun (1990), De Kam (1993), Lindbeck (1993). Tablo 1 toplam marjinal vergi değişmelerini özetleyerek bu gelişmeleri göstermektedir. Toplam marjinal vergi değişmesi, ortalama bir çalışanın ülke içi özel tüketim harcamaları ortalamasına dayanak teşkil eden, işçilerin ve işverenlerin sosyal güvenlik katkılarını, kişisel gelir vergisini ve tüketim vergilerini içermektedir. Tablo 1.Bazı OECD ülkelerinde 1985-1992 Arası Toplam Marjinal Vergi Değişmeleri 1985 (%) 1992 (%) İndirim Oranları Danimarka 71.9 68.6 3.3 Hollanda 71.5 69.8 1.7 Norveç 71.2 58.2 13.0 İsveç 69.4 60.0 9.4 Finlandiya 62.6 63.4 0.8 İngiltere 53.1 48.9 4.2 ABD 48.0 38.4 9.6 OECD Avrupa 64.2 61.0 3.2 OECD Diğer 41.2 39.5 1.7 2 Kaynak: OECD 1994, Tablo 8.1 Vergi kesintilerinin etkili olup olmadığı ile ilgili tartışmalar, daha çok vergi kesintileri yoluyla toplam vergi yükündeki indirimlerden hazine ne dereceye kadar zarar görebilir sorusu üzerinde yoğunlaşmış gibi gözükmektedir. Vergi indirimleri yüzünden hazinenin kısa vadede zarar görme ihtimaline karşılık bu etkinin uzun dönemde ekonomik büyüme ile refaha yol açması ve bu yüzden vergi hasılatı üzerinde pozitif bir etki yaptığı gerçeği vergi işlemlerinin analizlerinde genellikle ihmal edilen bir olgudur. Vergiler çok yüksek olursa vergi kesintileri aşırı vergi yükünü azaltacaktır. Bu azalma çalışma ve boş durma arasındaki marjinal bireysel kararlara zarar verecek düzeye kadar azaltır Netice itibariyle vergi kesintileri ekonomik faaliyetleri canlandırır ve vergi tabanını genişletir. Böylece hazine bu vergi kesintilerinden yararlanmış olur. Bu durum, özellikle toplam vergi yükünün yüksek olduğu zaman doğru olabilir. Çünkü, örneğin Fullerton (1982) tarafından gösterildiği gibi vergi yükü marjinal vergi oranının düzeyi ile birlikte hızlı bir şekilde marjinal vergilerin hizmetleri (tamircilik, artar. Lindbeck (1994, s. 3) yüksek bahçıvanlık, hizmetçilik vs) piyasa ekonomisinden ev ekonomisine kaydırdığına, artık bunların vergilendirilemediğine işaret etmiştir. Bu bulgular hem yüksek ortalama vergi ve hem de yüksek marjinal vergiye sahip Kuzey Avrupa ülkeleri ve Hollanda gibi bazı küçük Avrupa ülkeleri için büyük oranda doğrudan ilişkilidir. Bu çalışma bir genel denge modelini kullanarak küçük bazı refah devletlerinde vergi kesintilerinin orta vadeli etkilerini ortaya koymak için bir genel yaklaşımı tartışmaktadır. Vergi reformu etkilerinin değerlendirilmesi sadece vergi politikalarındaki değişikliklere değil, konu ile ilgili bütün değişkenlere bağlı olduğu için bir genel denge modeli zorunludur. (Jorgensen ve Yun; 1990 s. 151) Modelimizi 3 1980'li yıllarda vergilerdeki kesintilerden ve sosyal güvenlik yardımlarından kaynaklanan vergi gelirlerindeki kayıpların hesaplanması için Hollanda'ya uyguladık. 1985’te Hollanda'da uygulanan genel denge modelinden elde edilen tutarlı bir makro ekonomik çerçeveyi kullandık. Bu bize vergi politikalarının ekonomik büyümenin yanında hem arz hem de talep üzerindeki etkilerini açık bir şekilde göz önünde tutma imkanı vermektedir. Ekonominin açıklığı ve küçüklüğüne bağlı olarak talep etkileri daha az önemli iken, vergi kesintilerinin arz yönlü etkilerinin Hollanda ekonomisi üzerinde daha geniş rol oynadığı sonucuna ulaştık. Bu çalışmada 1980'lerdeki vergi yükündeki indirimlerin vergi gelirleri üzerindeki sonuçlarının gösterildiği model hesaplamalar ortaya konmuştur. Bulgularımızı Amerika’daki benzer etkileri farklı bir metedoloji kullanarak hesaplayan Lindsey'in (1990) bulgularıyla karşılaştırdık. Hem bizim hem de Lindsey'in yaklaşımları arz ve talep etkilerini içermektedir. Vergilerin Etkileri 1990'daki makalelerinde King ve Rebelo çok sayıda ülkede hükümetlerin mali politikaları ile büyüme arasında açık bir ilişki olduğunu buldular. Ayrıca sermayenin dışa akışı daha kolay olduğu için açık ekonomilerin mali alandaki değişikliklere daha duyarlı olduğuna dikkat çekmişlerdir. Siyasal belirlemelerin vergi oranlarını azalttığı görülmektedir. Vergi kesintilerinin ekonomi üzerinde oldukça çok etkisi vardır. İlki kesintiler özel sektördeki kullanılabilir geliri artırmaktadır. Bunun sonucu olarak talepte ortaya çıkan artış geleneksel analizlerde önemli bir rol oynar. Pozitif talep etkisi esasen kısa vadeli 4 bir olgudur. Orta vadede arz yanlı etkiler önem taşır.1980'lerde arz yönlü iktisatçılar tarafından ileri sürülen bu iki fikrin ve OECD tarafından düzenlenen ekonomik performans ve yapısal düzenlemelerle ilgili bir raporda yapılan yapısal düzenleme politikasına ilişkin tavsiyenin sonucu olarak, ağır vergiye sahip ekonomilerin genellikle kötü bir büyüme ve işsizlik oranına sahip oldukları açıkça ortaya çıkmıştır. Yüksek vergiler yatırım eğilimi, çalışma, yeniden eğitim üzerinde olumsuz etkide bulunur. OECD'ye göre (1987) ülkelerin ekonomik büyümeyi kendi kendilerine sağlama kapasitesi yeterli değildir. Örneğin vergi sistemlerinin bu yeteneklerin teşvikler yoluyla performansa dönüştürülmesi zorunludur. Bu etkiler daha çok dolaylıdır ve işlevi orta vadededir, fakat ekonomik büyüme için hayati derecede önemlidir. Her ne kadar bazı politikacılar ilk zamanlarda biraz kararsız olmuşlarsa da verginin bu sonuçlarının yıllarca göz ardı edildiği kanaati gelişmiştir. Globalleşme süreci ve Avrupa'daki ekonomik entegrasyonu ile ilgili son tartışmalarda genel olarak refah devletinin maliyeti ve daha özel olarak vergi rekabeti, uluslararası sermaye hareketleri, sosyal dampingler ve uluslararası ticari anlaşmalar gibi hususlar hakkındaki tartışmalarda vergilerin yapısal etkileri önemli bir konu haline gelmiştir. Vergi politikalarının dolaylı etkileri, vergi oranlarında değişikliklerle ortaya çıkan vergilendirilmiş üretim faktörü davranışını da kapsar. Mesela ücret maliyeti ile işsizlik ödemeleri arasındaki oran azalırsa işgücü arzının hem kalite hem de miktarı artar. Bu durum ayni zamanda teşebbüs ve yatırımı özendirir ve üretim kapasitesinde ve bir bütün olarak ekonomide uzun vadeli büyümeye yol açar. Ancak mali teşviklerin arz ve talep etkileri birbirinden kesin olarak ayrılamazlar. Mesela yatırımlar hem arz ve hem de talep etkilerine sahiptir. 5 Şimdiye kadar sadece vergileri inceledik. Bununla birlikte bir çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Hollanda'da da sosyal güvenlik katkılarının da göz önüne alınması gerektiği unutulmamalıdır. Bunun da ötesinde kesilen verginin tipini bilmek önem taşır. (cf. Sandmo 1976). Kurumlar vergisindeki oran indirimi gelir vergisindeki indirimden oldukça farklı etkiler doğuracaktır. Üstelik bir vergi tipindeki indirim diğer vergi tiplerinde toplanan hasılatı etkiler. Bununla birlikte, mesela gelir vergisindeki bir kesintinin vergi gelirlerini azaltma ihtimaline rağmen, kurumlar vergisi gelirleri yüksek oranda kullanılabilir gelirden ortaya çıkan tüketim talebini bir sonucu olarak artacaktır. Dolayısıyla vergi oranındaki indirimlerden dolayı ortaya çıkan gelir ayrı tutulursa toplam vergi gelirlerinde beklenenden daha az bir düşmeye neden olabilir. Siyasi Arka plan 1982'de Hollanda hükümeti ekonomisinin canlanması için yapısal düzenleme politikasına başladı. (De Kam 1988). Bu politikaların üç unsuru vardı: Kamu maliyesinin yeniden yapılanması, vergi kesintilerini de kapsayan önlemler aracılığıyla özel sektörün güçlendirilmesi, devlet müdahalelerinin kaldırılması ve istihdamın (yeniden) dağıtılması. Bu reformlar, daha çok bir çok OECD ülkesindeki vergi reformuna yönelik genel eğilimin bir parçası idi, fakat Hollanda’nın eğilimi daha düşük oranda vergi yönünde idi. De Kam’a göre "reform çalışmalarına gösterilen geniş ilgi Hollanda vergi sisteminin sadece ekonomik kararları bozarak topluma büyük maliyetler yüklemekle kalmadığı, aynı zamanda vergilerin gerekenden fazla kompleks ve adaletsiz olduğu şeklindeki düşünceleri yansıtmıştır". 6 Özel sektörü güçlendirmek için, vergiler kamu harcamalarında eş zamanlı olarak yapılan kesintilerle birlikte en başta kesilir. Önce kurumlar vergisi ve işverenlerin sosyal güvenlik katkıları düşürüldü. Bunu işçilerden yapılan küçük vergi kesintileri ve sosyal sigorta katkıları takip etti. Son olarak, kurumlar vergisi oranları, Yatırım Hesabı Kanununa göre tanınan yatırım teşviklerinin kaldırılmasıyla eş zamanlı olarak 1988'de keskin bir şekilde düşürüldü. Tablo 2 Amerika ve Hollanda'daki kurumlar vergisi oranlarının ve ücretlerin ortalama efektif birleştirilmiş oranı ile gelir vergisi ve sosyal sigorta yardımlarının gelişimini göstermektedir. Ortalama Efektif Birleştirilmiş Oran (AEIR) dolaysız vergilerin toplamı, brüt ücretler üzerinden zorunlu olarak alınan sosyal sigorta katkıları, sosyal güvenlik yardımları ve diğer gelirler olarak tanımlanır ve ilgili milli hesaplardan makro ekonomik düzeyde hesaplanır. Bu dönem boyunca Hollanda'da ortalama toplam birleştirilmiş oran (AEIR) %2.1, ve kurumlar vergisi oranı % 13 düştü. Yine bu dönemde çalışanların marjinal vergi yükü % 5.4 düşerken toplam vergi yükü oranı % 1.8 düşmüştür. Amerika Birleşik Devletleri 1982'de Başkan Reagan Vergide Ekonomik İyileşme Yasasını (ERTA) takdim etti. İlk dönemde (1981'den 1983 sonuna kadar) kişisel vergiler üzerindeki marjinal vergi oranları muazzam ölçüde düşürüldü. Ayni zamanda tasarrufları artırmak için Kişisel Emeklilik Hesabı yürürlüğe kondu. 1984’teki ile 1980'in vergi oranları 7 karşılaştırıldığında ERTA ortalama gelir elde edenler için vergi oranlarında % 2'lik bir düşüşe yol açmıştır. ERTA'daki en önemli unsur, kurumlar vergisindeki kesintilerin hatırı sayılır ölçüde düşürülmüş olmasıydı. Marjinal kurumlar vergisi oranı ciddi anlamda düştü. Değişik çalışmalara göre bu düşüş %25-35 arasında gerçekleşti. (daha fazla bilgi için bkz: Van Sinderen, 1993) Mesela değerli kağıtlara yapılan yatırımlar artık vergilendirilmiyor, tam aksine sübvanse ediliyordu. 1986 vergi reformu, marjinal gelir vergisi oranlarında daha fazla bir indirimi öngörüyordu. Bunun sonucunda reform sonrasında sadece iki oran kaldı; % 15, % 28. Aynı zamanda bir çok kalemde artık indirimlere izin verilmedi ve yatırımlara karşı takınılan tavır yeniden gözden geçirildi. Reagan Yönetimi bütün özel yatırım türleri için öncelikli yatırımı teşvik etmek üzere derecelendirme yaptı. Vergi tabanındaki genişlemeyi tazmin etmek için en üst yasal vergi oranı % 46'dan % 34'e indirildi. Tablo 2'ye göre Hollanda'daki şahsi vergi indirimleri ABD'dekinden daha fazladır. ABD'de gelir vergisindeki indirim ortalaması % 25.8'den % 24.4'e (% 1.4) kurumlar vergisi oranındaki indirim de ayni büyüklüktedir. Bununla birlikte yatırım indirimlerindeki farklılıklar nedeniyle vergi kesintilerini karşılaştırmak zordur. 8 Tablo2 Hollanda ve ABD'de 1983-1989 Yılları Arasında Vergi Oranlarıyla İlgili Gelişmeler Ortalama Efektif Birleştirilmiş Oran Kurumlar Vergisi Oranları (AEIR) Yıllar Hollanda ABD** Hollanda ABD 1983 31.5 23.8 48 46 1984 30.6 23.7 43 46 1985 30.4 24.4 43 46 1986 30.0 24.8 42 46 1987 31.1 23.2 42 34 1988 30.9 24.3 39.7* 34 1989 29.4 24.4 35 34 Notlar: * Yıllık Ortalama **Ortalama Federal Gelir Vergisi artı dört kişilik bir aile için birleştirilmiş sosyal güvenlik ve sağlık yardımı oranları (kaynak: Lerman 1991. daha fazla bilgi için bkz: Van Sinderen 1994, s. 244.) 9 Arz ve Talebin Ayrılması Hollanda ekonomisinde vergi kesintilerinin dolaylı ve dolaysız etkilerini ölçmek için MESEM modelini kullandık (detaylı bilgi için Van Sinderen, 1993) Arzı talep etkilerinden ayırmada kullandığımız yöntem bir vergi politikasının iki ayrı değerlendirmesi üzerinde durmaktadır. Birinci değerlendirme hem arz hem de talep etkilerini kapsayan orijinal model biçimi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. İkinci bir model değerlendirmesi MESEM içerisindeki belirli arz yönlü unsurların devre dışı bırakıldığı bir durumda yapılmıştır. Mesela ihracat dengesi, üretim kapasitesi ile ihracat arasında bağlantı kuran bir pozitif katsayıyı içerir. İkinci modelde bu katsayı sıfıra eşittir. (bu değerlendirmelerde kullanılan diğer arz parametreleri için, tablo 3'e bkz.) Son model arz yönlü etkilerin olmadığı az veya çok geleneksel talep yönelimli makro model şeklinde yorumlanabilir. Bu, işgücü arzına tepkilerin bu değerlendirmede dikkate alınmadığı ve vergi değişmelerinin teknolojik değişim oranı üzerinde herhangi bir etkisi olmadığı, üretim kapasitesindeki bir artışın ihracat üzerindeki etkisinin ihmal edildiği manasına gelir. Bu iki değerlendirme metodu arasındaki farklılığın hesap edilmesiyle arz yönlü vergi kesintilerinin etkisi tanımlanabilir. Vergi kesintilerinin vergi gelirleri üzerindeki etkilerini ortaya çıkarmak amacıyla hem arz hem de talep faktörlerinin etkileri için tahmin edilen vergi tabanını tashih ettik. İlk tashih talebin vergi gelirleri üzerindeki etkileri ile ilgili oldu. Bu, arz yönlü unsurlar olmaksızın MESEM versiyonunun sonuçlarının kullanılmasıyla belirlenmiştir. Vergi gelirlerinin hesaplanmasında esas alınan vergi tabanı her yıl vergi kesintilerinin talep etkileri için tashih edilmiştir. 10 İkinci bir tashih gelir eğrisini benzer bir biçimde gelir eğrisini oluşturarak hem arz ve hem de talep etkilerini dikkate alır. Bu durum, eğer vergi oranları düşürülmemişse ve bunun sonucu olarak ne arz ne talep yan etkisi yoksa devlet gelirlerindeki spekülatif hareketi ortaya çıkarır. Artık gelir ve gerçek hareketler arasındaki fark bir vergi kesintisinin net maliyetlerini oluşturur. Bu net maliyetler hükümetler için vergi indirimlerinin gerçek maliyetleridir. Bu maliyetler gelir eğrisine dayanan basit muhasebe yöntemiyle belirlenir. Buradaki farklılık iyileştirme politikası ve özelde vergi kesintilerinin ekonominin hem arz hem de talep yönleri üzerinde sahip olduğu etkilerde yatmaktadır. Bunlar vergi indirimlerinden doğan gelir kayıplarını telafi etmek üzere ortaya çıkan iyileştirme işlemleridir. Net maliyetler "muhasebe" yöntemiyle hesaplananlardan daha düşüktür ama hala pozitiftir. Diğer bir deyişle bir vergi kesintisi belli ölçüde kendisini karşılar fakat tamamını değil. 1980’lerin Politikasına Yönelik Olarak ABD İle Bir Karşılaştırma Tablo 3 Vergi Kesintisinin Hollanda ve ABD'de Etkisi (Yüzde olarak ortalama periyot) Hollanda ABD (1983-1989) N R Talep Etkisi Oranı 12 Arz Etkisi Oranı 33 (1981-1985) N R 26 41 58 74 31 42 11 Yeni Hasılat Oranı 45 100 72 100 Net maliyet Oranı 55 202 28 40 Notlar: N maliyetlerin yüzdesi R elde edilen hasılat yüzdesi Tablo 3’te hesaplarımızı 1980'li yılların başlarında Amerika'da ERTA vergi reformunun sonuçlarını analiz eden Lindsey'in araştırmalarıyla karşılaştırılmıştır. Lindsey biraz farklı bir metodoloji kullanmış ve değerlendirmelerini 1979 vergi gelirlerinin 34000 numunesi üzerine dayandırmıştır. Lindsey 1981-1985 vergi geliri eğrisini göstermek için bir bireysel vergi getirisi içerisindeki her bir gelir kalemini bu kalemin inceleme dönemine ait gerçek büyüme ortalaması ile birlikte örneğine uyarlamıştır. Kendi sonuçlarımızı ve Lindsey'in bulgularını sekiz oranda özetledik. Bu karşılaştırma bizim makro ekonomik analizlerimiz tutarlı bir makro ekonomik çerçevede yapıldığı, ama Lindsey arz yönlü unsurları makro ekonomik talep etkilerini ve mikro bilgiler setini eklektik bir şekilde ihmal ettiği için dikkatlice yorumlanmalıdır. Bir vergi kesintisinin iyileştirme etkisi Hollanda'da ABD'dekinden daha düşüktür: Amerika'daki %72 ile kıyaslandığında maliyetler Hollanda'da %45’tir. Dolayısıyla burada net maliyet maliyetlerin sadece % 28'idir. Vergi kesintilerinin arz yönlü etkileri Hollanda'da dikkat çekecek ölçüde geniş rol oynar, yüksek arz etkisi oranlarında gösterildiği gibi talep etkisi oranları Hollanda'da Amerika’dakinden daha düşüktür. Hollanda'daki yüksek düzeyli vergi yükü ve sosyal güvenlik yardımları ve ekonominin açık olma özelliği göz önüne alındığında bu doğal bir sonuçtur. Literatürden de iyi bir 12 şekilde bilindiği gibi iş gücü arzı ve tasarrufların esnekliğine bağlı olarak başlangıçtaki vergi oranı ve vergi kesintisi yüksekse, arz etkileri de yüksek olacaktır. (Browning 1987) Üstelik Hollanda gibi açık ekonomilerde talep artışı ithalatı artırır ve bundan dolayı hükümet harcamalarının gelir çarpanı da bir azalma ortaya çıkar. Göreceli olarak daha kapalı olan Amerika ekonomisinde bu çarpan daha yüksektir ve bundan dolayı bu iyileştirici gelirler milli sınırlar içinde elde edilebilir. Hollanda'da elde edilen canlandırıcı gelirler geniş oranda daha fazla talep uyarılması değil, ekonominin arz yönündeki güçlenmeye hasredilmek zorundadır. Sonuç 1980'lerdeki kesintilerinin neden olduğu vergi kayıplarıyla ilgili gerçek maliyeti bulmak istiyorsak bunun için olağan muhasebe yöntemi yeterli değildir. Statik vergi tabanı üzerine dayanan analizler vergi oranlarının teşvikler yoluyla ekonomi üzerindeki vergilerin etkilerinin derecesini belirlemede başarılı olamaz. Vergi kesintilerinin ekonomik gelişme üzerindeki etkisinin göz ardı edilmesi bir ekonominin dinamizminin yanlış hesaplandığını gösterir. Dolayısıyla vergi kesintilerinin arz ve talep etkileri vergi kesintilerinin vergi gelirleri üzerindeki etkilerini tam bir şekilde gösterebilmek için eş zamanlı olarak dikkate alınmalıdır. Bizim hesaplarımıza göre 1980'li yıllarda Hollanda ve Amerika'daki vergi kesintileri bir muhasebe yönteminin ortaya koyduğundan daha az bir maliyete sahiptir. Buradaki farklılık bizim iyileştirme işlemleri olarak tanımladığımız durumdan ortaya çıkmaktadır: Bir ekonomi, bir vergi kesintisine olumlu olarak tepki göstereceğinden ek gelirler ortaya çıkar. Bu olumlu tepki, (özellikle Hollanda’da) ekonominin hem arz hem talep yönünde doğmuştur. 13 Amerika’daki vergi politikası ile ilgili karşılaştırmalarımız bir yandan, vergi kesintilerinin arz yönlü etkilerinin Hollanda ekonomisi üzerinde büyük rol oynadığını göstermiştir. Diğer yandan talep etlileri küçük ve açık bir ekonomilerde büyük bir ekonomiye kıyasla daha az önemlidir. Bu kısmen Bir açık ekonomideki talepteki artışın ithalatı uyaracağı ve bundan dolayı iç ekonomik büyümede daha küçük bir etkiye sahip olduğu içindir. Diğer yandan geniş ekonomilerle karşılaşıldığında açık ekonomilerde talep etkileri daha azdır. Hollanda'da vergi kesintilerinin arz etkileri daha önemlidir. Çünkü Hollanda'daki vergi yükü ve sosyal güvenlik yardımları Amerika’dakinden bir hayli yüksektir. İyileştirme işlemleri temel olmasına rağmen, vergi kesintileri hala vergi gelirlerinin kaybedilmesi açısından bir maliyet içerir. Bu yüzden bütçe açığının büyümesinden kaçınmak için yapılan vergi indirimleri durumunda telafi edici harcama kesintileri her zaman zorunludur. Bu yüzden vergi indirimlerinden kaynaklanan bütçe açıklarındaki artıştan kaçınmak için telafi edici kesintiler her zaman zorunludur. Böylece, harcamalardaki bu kesintiler vergi kesintilerinden daha küçük miktarda olabilir. Referanslar Browning E.K. (1987), `On the marginal welfare cost of taxation', American Economic Review, pp. 11-23. Fullerton D. (1982), `On the possibility of an inverse relationship between tax rates and government revenues', Journal of Public Economics, pp. 3-22. 14 Hansson, I. and C. Stuart, (1993), `The effects of Taxes on Aggregate Labor: A Cross-Country General-Equilibrium Study', The Scandinavian Journal of Economics 95 (3) 311-326. Jorgenson, D.W. and K.Y. Yung, (1990) `Tax Reform and U.S. Economic Growth', Journal of Political Economy 98 S151-S193 Kam, C.A. de, 1988, Tax Reform in the Welfare State, Groningen University: Groningen. Kam, C.A. de, 1993, `Tax Policies in the 1980s and 1990s: the Case of The Netherlands', in: A. Knoester (ed), Taxation in the United States and Europe: Theory and Practice, MacMillan, London, 1993 pp. 355-76. Keen, M. 1991, `Tax Reform' Oxford review of Economic Policy 7 (3), 50-67. King R.G. and S. Rebelo (1990), "Public policy and economic growth: developing neoclassical implications," Journal of Political Economy, pp. s126-s150. Lerman, A.H. (1991), Average and marginal income tax, social security and medicare tax rates for four-person families at the same relative positions in the income distribution, 1955-1991, Office of Tax Analysis, Department of the Treasury, Washington D.C. Lindsey, L. (1990), The growth experiment. How the new tax policy is transforming the U.S. economy, Basic Books: New York. Lindbeck A., et al., `Options for economic and political reform in Sweden', Economic Policy 17 (October 1993), 219-264. 15 Lindbeck, A. (1994) `Overshooting, reform and retreat of the welfare state', De Economist 142 (1), pp. 1-20. OECD (1987), Structural adjustment and economic performance, Paris. OECD (1994), Employment/Unemployment Study: Paris Sandmo A. (1976), Optimal taxation: an introduction to the literature, Journal of Public Economics, pp. 37-54. Sinderen, J. van (1993a), Taxation and economic growth, Economic Modelling, pp. 285-300. Sinderen, J. van (1993b), `Tax Policies in the 1980s and 1990s: the Case of the United States', in A. Knoester (ed), Taxation in the United States and Europe, St. Martin's Press, New York, pp. 221-250. 16