T.B.M.M. B:31 9.12.1999 0:3 zı tasarruflarını bir araya getirerek vücut bulmaya başlayan yeni oluşumlarla giderilmeye başlan­ mıştır. Anadolu'da halkımıza dayalı olarak vücut bulan bu yeni oluşumlar, istihdam imkânlarını ar­ tırmış, bugüne kadar ihmal edilen alanlarda yapılan yatırımlarla ekonomimize ciddî katma değer sağlamışlardır. Şimdi, bu kanun, bu tür oluşumları zor duruma düşürecek, halkımızın psikolojisine ters uygu­ lamalarla yeni olumsuzluklar meydana getirecektir. Buna hakkımızın olmaması gerekir. Ülkemiz için, Anadolu'da vücut bulan bu oluşumlar, çok büyük şanstır. Bu şekilde ortaya çıkan sermaye olu­ şumunu engellemeyecek şekilde, halkımızın hassasiyetini göz önüne almamız gerekir. Ekonomi­ miz için ortaya çıkan halk tasarruflarının bir araya gelebilmesi hususunu destekleyecek mahiyette düzenlemeler yapmamız gerekir. Eğer, bu birikimleri ekonomik alandan kaçıracak olursak, bugün­ kü durumdan daha zor şartlara maruz kalabiliriz. Değerli arkadaşlarım, Marmara eksenli sermaye hareketinin, ülkemiz ihtiyacına yetmediği he­ pimizin malumudur. Eğer, Anadolu'daki yatırım ağırlıklı sermaye hareketlerini baltalarsak, hepi­ mizin şikâyetçi olduğu repo, faiz, borsa vesaire işlemler önplana çıkar, böylece yatırımlar durur. ' Halbuki, Anadolu'daki yatırım ağırlıklı, halkımıza dayalı sermaye hareketinin, özellikle sanayi ko­ lunda önemli yatırımları olmuş; üretilen sanayi mallarının ihracıyla önemli girdiler sağlanmıştır. Diğer taraftan, Marmara eksenli sermaye hareketleri içerisine giren 500 büyük firmanın geli­ rinin yüzde 95'inin faizden yüzde 5'inin ise yatırımlardan oluştuğunu istatistikler göstermektedir. Son deprem hadisesi, ülkemiz sanayiinin temerküz ettiği bu bölgeyi ciddî şekilde vurmuş; 5-6 kat­ rilyon vergi sağlanan bu bölgeden bu vergi alınamadığı gibi, en az bu kadar da ek harcama yapıl­ mıştır. Âdeta, bölgelerarası gelir adaletsizliği, bir şekilde cezalandırılmıştır. Halbuki, sanayi tesis­ lerinin Anadolu'ya imkân nispetinde yayılması, hem bölgelerarası dengesizliği giderecek hem de daha ekonomik işgücü girdisi sağlanacaktır. Şu anda 10 milyonu aşkın Anadolu genci iş aramakta­ dır. Yapabileceğimiz yanlışlıklarla hem yatırımları durduracağız hem de işsizliği teşvik edeceğiz. Değerli milletvekilleri, içborç faizleri, toplanacak vergilerin yüzde 88'ini alıp götürecektir. Bu bütçelerle yatırım yapmak mümkün değildir. Hal böyleyken, Meclisin önayak olacağı düzenleme­ lerle, yatırım ağırlıklı Anadolu sermaye birikimimizin engellenmemesi gerekir. Ülkemiz, zaten, ye­ teri kadar problemle karşı karşıyadır. Güneydoğu terör olayları 100 milyar doların üzerinde kaynak tüketmiştir. Kredi temininde oldukça zorlanmaktayız. Avrupa Birliğine girme isteğimizin son ker­ teye çıktığı şu günlerde, yatırım ağırlıklı, halka dayalı, Anadolu sermaye hareketi, rekabet şartları­ mızı sağlayan yüzakı oluşumlardır. Hisse senetleri kalkacağı için, halk tasarruflarını bir araya ge­ tirmede ciddî güçlükler olacaktır. Eline bir belge almayan insanımız, tasarrufunu emanet etmekte tereddüte düşecektir. Piyasayı kontrol etmenin toplum psikolojimizle uyum içerisinde olması gekerir. Yarın bir gün, insanımıza "nereden buldun" denecek gibi, serbest teşebbüsü oldukça sık boğaz edecek şekilde bir psikoloji üzerinde tutmamamız gerekir. Bankalar Üst Kurulu olduğu gibi, iş dün­ yası temsilcilerinin de içerisinde bulunduğu SPK üst kurulunu oluşturmamız gerekir. Şu anda, SPK bünyesine, sadece Odalar Birliğinden bir üye zar zor girebilmiştir. Diğer üyelerin tamamı Bakan­ lar Kurulu inisiyatifinde olacaktır. Bu yüzden, SPK'nın objektif esaslara göre çalışabileceğini söy­ lemek zor olmaktadır. Özellikle, ülkemiz, zaman zaman, belli çevrelerin zorlamasıyla olağanüstü şartlara itilmektedir. Böyle zamanlarda, Meclise, hükümete, devletin bütün birimlerine dayatmalar olabilmektedir. Hatta, bu kanun tasarısının bile böyle bir gölgenin altında çıkarılmaya çalışıldığı hissinin hâkim olduğu göz önüne alınırsa, üyelerinin kahir ekseriyeti Bakanlar Kurulu tarafından atanan SPK'nın, kâmil manada objektif olabileceğine ihtimal verilmemektedir. Bu kanun tasarısının mevcut haliyle ve 19 uncu maddede ifade edilen hususlarla, bir müesse­ seyi çökertmesi İşten bile değildir. İmparator yetkisiyle donatılan SPK, YÖK benzeri yeni bir de- 7 6 -