ıı. tbmm`nġn açılması

advertisement
II. TBMM’NĠN AÇILMASI
ll. TBMM’nin Açılması Öncesi YaĢanan GeliĢmeler
 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılması ile yeni
Türkiye Devleti kurulmuştu.
 TBMM Hükümeti adının kullanılması, iç ve dış
düşmanların bölücü faaliyetlerine engel olmak
amaçlıdır. Bunun için Cumhuriyet rejiminin
gelmesine rağmen Cumhuriyet adı verilmemiştir.
Vatandaşlık haklarından yoksun kılmak yetkisi bu
efendilere nereden verilmiştir?
Bu kürsüden, resmen, yüksek kurulumuza ve bu
efendilerin seçim bölgeleri halkına ve bütün
ulusa soruyorum ve cevap istiyorum.”
 Bu cevap üzerine meclis önergeyi reddetti. Yurdun
her tarafından önergeyi lanetleyen binlerce bağlılık
telgrafları alındı.
 TBMM Başkanlığı’na seçilen Mustafa Kemal Paşa, 6
arkadaşıyla birlikte “Yürütme Komitesi’ne” seçildi.
Bakanlar meclis başkanının gösterdiği adaylar
içinden, meclis tarafından seçildi. Yasama ve
yürütme yetkileri meclisin elindeydi. TBMM
Hükümeti, İstanbul Hükümeti ve padişahın aldığı
bütün kararları yok saydı. 20 Ocak 1921’de
TBMM’nin kabul ettiği 23 maddelik anayasanın ilk
maddesine göre “Egemenlik kayıtsız, şartsız
ulusundur.” Ulusal egemenliğe dayalı bu rejimde
meclis kurucu meclistir.
 Devlet işlerinin daha iyi takip edilebilmesi,
demokrasiye yönelimin artması ve inkılâpları
yürütmek amacıyla Mustafa Kemal 6 Aralık 1922’de
“Halk Fırkası” adında siyasi partinin kurulacağını
bildirdi. Meclis içinde “Birinci Grup” yahut Müdafaa-i
Hukuk Grubu adıyla çalışan kuruluş yerine Halk
Fırkası’nın kurulacağını belirtti.
 Saltanatın kaldırılmasına karşı çıkan tutucular
Mustafa Kemal Paşa’nın sert ve kararlı tutumu
karşısında etkisiz kaldılar. Saltanatın kaldırılmasının
inkılâplar için ilk adım olduğunu hisseden muhalifler
başka yöntemlerle Mustafa Kemal’i etkisiz hale
getirmek istediler.
 Bu gezi sırasında 18 Ocak 1923’te İzmit yaptığı
toplantıda devletin yapısının nasıl olacağını anlattı.
19 Ocak 1923’te yine İzmit’te yaptığı basın
toplantısında yapmak istediği inkılâpları, kadın
haklarını ve yeni bir eğitim sistemine gerekliliğini
açıkladı. Ayrıca Mustafa Kemal Paşa inkılâpları
gerçekleşmesi için TBMM üyelerinin yenilenmesini
istiyordu.
 Muhalifler 2 Aralık 1922’de meclise verdikleri önerge
ile milletvekili seçimine ilişkin kanunda değişiklik
yapılmasını istediler. Buna göre, TBMM’ye
milletvekili seçebilmek için Türkiye’nin sınırları
içindeki yerler halkından olmak ve seçim çevresinde
en az beş yıl oturmuş olmak gerekiyordu. Şahsının
hedef alındığını anlayan Mustafa Kemal Paşa söz
alarak şunları söyledi:
“Ne yazık ki, doğum yerim bugünkü sınırlar
dışında kalmış bulunuyor. Ayrıca herhangi bir
seçim bölgesinde beş yıl oturmadım…
Eğer düşmanlar emellerinde başarı kazansalardı,
Tanrı saklasın, bu önergeye imza koymuş
efendilerin bile yurtları sınır dışında kalabilirdi.
Eğer beş yıl devamlı olarak bir seçim bölgesinde
oturamadıysam, bu vatana yaptığım görevler
dolayısıyladır…
Hiçbir
yerde
beş
yıl
oturamayacak kadar çalıştım. Ben sanıyorum ki,
bu hizmetlerimden dolayı ulusumun sevgisini
kazandım…
Vatandaşlık haklarımdan yoksun kılınacağımı
asla hatırıma getirmezdim… Bu efendiler, seçim
bölgeleri halkının ciddi olarak fikir ve duygularını
temsil etmekte midir?
Yine bu efendilere karşı söylüyorum; milletvekili
olmak sıfatı ile bütün ulusun temsilcileridir. Ulus
bu efendilerle aynı fikirde midir? Efendiler beni
 13 Ocak 1923’te Mustafa Kemal, kuracağı parti
hakkında
temaslarda
bulunmak,
aydınların
görüşlerini almak, orduyu denetlemek, halkın
dertlerini dinlemek için uzun bir yurt gezisine çıktı.
 17 Şubat 1923’te İzmir İktisat Kongresi’ni açtı. Bu
kongrede ülkenin yeni ekonomi politikasının ana
ilkeleri saptandı.
 Mustafa Kemal’in yurt gezisine çıkmasını fırsat bilen
muhalifler “Hilafet-i İslamiye ve Büyük Millet Meclisi”
başlıklı bir broşür yayınlayarak, halifelik kurumunun
korunmasını istediler. Mustafa Kemal’de meclisin
halifeye değil, millete ait olduğunu ve kendilerini
öldürmedikçe başladıkları inkılâp ve ilerlemenin
durdurulamayacağını açıkladı.
 Yurt gezisini tamamlayıp Ankara’ya dönen Mustafa
Kemal 8 Nisan 1923’te Halk Fırkası’nın programını
yayınladı. Buna göre, egemenliğin ulusta olduğu,
meclisin en üstün güç olduğu ve bağımsızlık ilkesi
kabul ediliyordu. Ayrıca ekonomik gelişimin ve
eğitimin esasları açıklanıyordu. 9 Ağustos 1923’te
Halk Fırkası kuruldu. Bu parti ile seçimlere gidildi.
ll. TBMM’nin Açılması (11 Ağustos 1923)
 23 Nisan 1920’de açılan l. TBMM Kurtuluş Savaşı’nı
yönetmiş, görevini başarı ile tamamlamış; fakat çok
yıpranmıştı. 1921 Anayasası’nda belirtilen iki yıllık
seçilen milletvekillerinin süresi dolmuştu. TBMM’ni
geçici bir idare şekli olarak görenler inkılâp
hareketlerine karşı geliyorlar ve saltanatlık
sisteminin geri gelmesini istiyorlardı. Bu muhalif
milletvekilleri meclisin çalışmalarını engelliyorlardı.
İnkılâpların yapılması için yeni bir meclisin kurulması
gerekiyordu.
 1 Nisan 1923’te TBMM seçimlerin yapılmasını
kararlaştırdı.
 16 Nisan 1923’te TBMM son kez toplandı. Kendisini
dağıttı ve seçim hazırlıkları başladı.
 11 Ağustos 1923’te ll. TBMM açıldı. ll. TBMM 1 Ekim
1927’ye kadar görev yaptı. Bu meclise İnkılâp
Meclisi de denir.
 9 Ağustos 1923’te kurulan Halk Fırkası
ile seçimlere gidildi. Her yerde Halk
Fırkası
adayları
kazandı.
Partinin
Genel Başkanlığı’na Mustafa Kemal,
Genel Sekreterliği’ne de Recep (Peker)
Bey getirildi. Yeni mecliste ilk mecliste
ki İkinci Grup olarak bilinen muhalif
grupların önemli bir kısmı yer almadı.
Mecliste çoğunluk Halk Fırkası’nın
 Devlet başkanının olmaması, rejimin adının
konulmaması,
hükümetin
kurulamaması
cumhuriyetin ilanından önce yeni Türkiye Devleti’nin
karşılaştığı üç önemli sorundu. Bu durumlar dış
ilişkilerde de sorun yaratıyordu.
 Hükümet Bunalımı sürerken, Mustafa Kemal Paşa
arkadaşlarıyla görüşerek cumhuriyetin ilan edilmesine
karar verdi. 28 Ekim akşamı bazı arkadaşlarını
yemeğe çağırdı ve onlara cumhuriyetin ilan
edileceğini bildirdi. İsmet Paşa ile anayasada
yapılacak değişiklikleri belirlemek üzere sabaha kadar
çalıştılar.
 29 Ekim 1923’te mecliste hükümet oluşturma
çalışmalarına devam edildi. Saat 10.00 da Mustafa
Kemal Halk Fırkası’nı toplayarak, bunalımın
nedeninin uygulanmakta olan hükümet kurma
sisteminde olduğunu açıkladı. Bu sistemin
değiştirilmesi ile sorunun çözüleceğini anlattı.
Anayasada değişiklik yapılması parti grubunda kabul
edildi. Anayasa değişiklik taslağı komisyona
gönderildi.
elindeydi. Muhalif olanların bir kısmı
UYARI
Anayasa
Komisyonu’nda
yapılan
bazı
değişikliklerden sonra taslak şu şekilde düzenlendi;
Halk Fırkası aracılığı ile milletvekili
olmuştur.
 ll. TBMM’deki muhalif milletvekilleri
Lozan
Barış
eleştiriyorlardı.
(Orbay)
Bey,

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Yönetim
biçimi, halkın kendi kendisini yönetmesi esasına
dayanır.
Türkiye
Devleti’nin
yönetim
şekli
cumhuriyettir.

Cumhurbaşkanı, TBMM tarafından bir seçim dönemi
için seçilir. Tekrar seçilme hakkı vardır.

Cumhurbaşkanı devletin de başıdır. Bu sıfatla
gerekli gördükçe meclise ve hükümete başkanlık
eder.

Başvekil (başbakan), cumhurbaşkanı tarafından
meclis üyeleri arasından seçilir. Bakanlar, Başvekil
tarafından yine meclis üyeleri arasından seçilir ve
toplu olarak cumhurbaşkanının onayına sunulur.
Antlaşması’nı
Bu
yüzden
İsmet
Paşa
Rauf
ile
anlaşmazlığa düşerek Bakanlar Kurulu
başkanlığından çekildi. Yerine Ali Fethi
(Okyar) Bey getirildi. Muhalifler Rauf
Bey’in etrafında toplanmaya başladı.
Eski İttihatçılarda Rauf Bey’in yanında
yer almıştır.
CUMHURĠYET’ĠN ĠLANI (29 Ekim 1923)
Cumhuriyetin Ġlanını Zorunlu Kılan Etmenler
 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla devlet
başkanlığı bunalımı doğmuştur.
 ll. TBMM’de Rauf (Orbay) Bey etrafında toplanmaya
başlayan muhaliflerin güçlenmeye başlaması ve
hükümetin çalışmalarını engellemeleri,
 Bakanlar Kurulu Başkanı Ali Fethi (Okyar) Bey’in
tüm kabinesiyle istifa etmesi, (26 Ekim 1923)
 1921 Anayasası’ndaki Meclis Hükümeti sistemine
göre; bakanların teker teker meclis tarafından
seçilmesi gerekiyordu. Meclis içindeki siyasi
bölünmeler nedeniyle hiçbir aday bakanlık için
gerekli çoğunluğu sağlayamaz duruma gelmişti.
1923 Sonbaharındaki bu bunalım cumhuriyetin
ilanına zemin hazırlamıştır.
 Yapılan değişiklikler 29 Ekim 1923’te saat 18:45’te
TBMM Genel Kurulu’nda oybirliği ile kabul edildi.
20.30’da “Yaşasın cumhuriyet.” sesleri arasında
cumhuriyet ilan edildi. 20:45’te Mustafa Kemal yine
oybirliği
ile
Türkiye
Cumhuriyeti’nin
ilk
cumhurbaşkanı oldu.
 30 Ekim 1923’te Mustafa Kemal, İsmet Paşa’yı
başbakanlıkla görevlendirdi. Meclis başkanlığına ise
Fethi (Okyar) Bey getirildi.
Cumhuriyet’in Ġlanı ile Çözümlenen Sorunlar
 Rejimin adı konuldu. Rejim tartışmaları sona erdi.
 Mustafa Kemal’in cumhurbaşkanı
devlet başkanlığı sorunu çözümlendi.
seçilmesiyle
 Yeni devletin adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti oldu.
 İnkılâpların
yapılmasına
zemin
hazırlandı.
Çağdaşlaşma yolunda önemli bir adım atıldı.
yayınlamıştır. Bu kitabında halifenin tekrar başa
geçmesini istemiştir.
 Meclis başkanlığı ile hükümet başkanlığı birbirinden
ayrıldı. Meclis başkanlığına Fethi Okyar, hükümetin
başına (başbakan) İsmet Paşa, devlet başkanlığına
Mustafa Kemal getirildi.
 Ayrıca muhalif grup Mustafa Kemal’in hasta
olduğunu, Enver Paşa’nın hâlâ Türkmenistan’da
yaşadığını ve İslamiyet için çalıştığı söylentilerini
yayıyorlardı.
 Meclis Hükümeti Sistemi’nden Kabine Sistemi’ne
geçildi. Böylece Hükümet Bunalımı sona erdi.
Kabine sisteminde başbakan olan kişi bakanları
belirler ve onaylaması için cumhurbaşkanına sunar.
Cumhurbaşkanı kabul edince hükümet kurulur.
HALĠFELĠĞĠN KALDIRILMASI (3 Mart 1924)
Halifeliğin Tarihçesi
 İslâm Tarihi’nde Hz. Muhammed’in ölümünden
sonra seçilen devlet başkanına halife denmiştir.
 Cumhuriyetin
ilanı
Atatürk
ilkelerinden
Cumhuriyetçilik ilkesiyle doğrudan ilgilidir.
 Hz. Muhammed’den sonra ilk dört halife seçimle iş
başına gelmiştir. (Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz.
Osman ve Hz. Ali)
Cumhuriyet’in Ġlanına Tepkiler
 661 yılında yönetimi ele geçiren
zamanında halifelik babadan oğula
başladı. (Saltanatlık)
 Cumhuriyetin ilanı, eski sistemin devam etmesinde
yararı olan bazı kimselerin hoşuna gitmedi.
Cumhuriyete karşı çıkanların bir kısmı da halifenin
yeniden devletin başına getirilmesinin dini inançlara
uygun olduğunu düşünüyorlardı.
 8 Temmuz 1919 Sivas Kongresi’nin hazırlıkları
sırasında Mazhar Müfit Bey’e Mustafa Kemal
zaferden sonra cumhuriyetin ilan edileceğini,
padişah ve hanedan hakkında gerekli işlemlerin
yapılacağını söylemiştir. 24 Eylül 1923’te Viyana’da
çıkan bir gazeteye verdiği beyanatta “Türkiye’de
Batılı cumhuriyet ilkelerine uygun bir sistemin
kurulacağını” söyledi. Ekim ayı başında bazı yerli
basın “Yakında cumhuriyet ilan edilecek” diye başlık
attı.
 Mustafa Kemal, Türk milletine en uygun hükümet
şeklinin cumhuriyet olduğunu bilmektedir. Ancak din,
gelenek, alışkanlık ya da çıkarlar doğrultusunda
cumhuriyete karşı çıkanların olacağını biliyordu.
Onun için cumhuriyetin ilanı için uygun ortamı
beklemiştir.
 Hilafet taraftarı olan bazı gazeteler de cumhuriyetin
ilanı üzerine tepkilerini açıkça ortaya koymuşlardır.
Bu gazeteler Mustafa Kemal’in politikadan
çekilmesini istiyor, ülke yeniden çıkmaza girmiş gibi
yayın yapıyorlardı.
 Hilafet taraftarı olan Rauf (Orbay) Bey’de
cumhuriyetin ilanına karşı çıkarak halifeliğin
kaldırılmasını engellemeye çalışmıştır.
 Bazı milletvekilleri mecliste cumhuriyet aleyhine ve
hilafet lehine etkinliklere giriştiler. Yayınladıkları
broşürle “Halife meclisin, meclis halifenindir.” diyerek
halifenin meclisin üstünde olduğunu ve onun
devletin
başı
olarak
görmek
istediklerini
belirtiyorlardı. Ayrıca halife yanlıları Abdülmecit’in
çevresinde toplanmışlardı.
 Afyonkarahisar milletvekili Hoca Şükrü imzasıyla
Hilafet-i İslamiye ve TBMM adlı bir kitap
Emeviler
geçmeye
 750 yılında yönetimi ele geçiren Abbasilerde halifelik
babadan oğula geçti. Gazneliler ve Büyük
Selçuklular Abbasi halifesini koruyuculuğunu
üstlendiler.
 1258 Moğol saldırısı ile Abbasi Devleti yıkılınca,
halifenin bir akrabası Kutsal Emanetleri de alarak
Memluklara sığındı.
 Memluk sultanı Baybars kendisine sığınan halifenin
akrabasını İslâm dünyasındaki etkinliğini arttırmak
için halife ilan etti. Memluklarda hükümdar ayrı halife
ayrı kişilerdir.
 1517 yılında Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim
Mısır’ı alarak Memluk Devleti’ne son verdi. Burada
bulunan halife lll. Mütevekkil ve Kutsal Emanetler
İstanbul’a getirildi. İstanbul’a getirilen lll. Mütevekkil
halifeliği Yavuz Sultan Selim’e devretti. Yavuz
Sultan Selim ve birçok padişah bu ünvanı
kullanmadı.
 Halifelik ünvanı, ilk defa 1774 Küçük Kaynarca
Antlaşması’yla Kırım’daki Müslümanların haklarını
korumak için kullanıldı.
 1789’dan sonra milliyetçilik akımının güçlenmesiyle
Müslüman toplumlar arasında dini dayanışma
zayıflamıştı. l. Dünya Savaşı’nda İslâm aleminin
halifesi olarak Osmanlı halifesi cihat ilan etti. Ancak
Araplar cihat çağrısına uymadı.
Halifeliğin Kaldırılmasının Nedenleri
 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldıktan sonra
dikkatler halifelik makamı üzerinde toplandı. 17
Kasım 1922’de Sultan Vahdettin yurt dışına çıkınca
18 Kasım’da TBMM Osmanlı ailesinden Abdülmecit
Efendi’yi halife seçti. Ancak cumhuriyete karşı
olanlar halife etrafında toplanmaya başladılar.
 TBMM İstanbul temsilcisi Refet (Bele) Paşa halifeye
cins bir at armağan etmiş, halifeye bağlılık ve
hayranlığını dile getirmiştir.
Osmanlı ailesinin erkek-kadın bütün üyelerinin ve
damatlarının bir daha dönmemek üzere yurt dışına
çıkartılması kararlaştırıldı.
 İngilizlerin etkisiyle Hint Müslümanları halifeye
bağlılıklarını bildirmesi, Türkiye’nin iç işlerine
müdahale olarak gördüğünden tepki topladı.
(Hindistan’daki İsmailiye tarikatının lideri olan Ağa
Han ile Emir Ali’nin Başbakan İsmet Paşa’ya mektup
yollayarak halifeye bağlılıklarını bildirmişlerdir.)
 Halife TBMM’nin ikaz ve tavsiyelerine uymayarak
gösterişli törenler düzenliyordu.
 Cuma namazlarını değişik camilerde kılarak
gösteriler yapıyor, basına kışkırtıcı demeçler
veriyordu.
 Ödeneklerini az buluyor, yetkilerini genişletmek için
çabalıyor, kendisine verilen ünvanları benimsiyor,
Kılıç takma gibi iktidar sembollerine eğilim
gösteriyor, yabancı elçiliklere görevliler gönderiyor
ve yetkilerinin kısıtlanmasına karşı çıkıyordu.
 Devlet başkanı gibi hareket eden halifelik ile
cumhuriyet rejimi bağdaşmıyordu ve iki başlılık
ortaya çıkmıştı. Cumhuriyet rejimini istemeyenler
halifeyi bütün Müslümanlara egemen bir devlet
başkanı yapmak istiyorlardı.
 Laik devlet düzenine geçilmek
kaldırılmasının nedenlerindendir.
istenmesi
de
Halifeliğin Kaldırılması
 1 Ocak 1924’te dinlenmek için İzmir’e giden Mustafa
Kemal Paşa 15 Şubat’ta yapılan harp oyunlarını
izledi. Oyunlar dolayısıyla izlemeye gelen İsmet
Paşa, Kâzım Paşa, Fevzi Paşa ile halifelik konusunu
tartıştı.
Halifeliğin
kaldırılmasının
gerekliliği
konusunda fikir birliğine varıldı.
 Mustafa Kemal İzmir’den döndüğünde halifenin
ödeneğine
ilişkin
öneriler
görüşülüyordu.
Milletvekilleri bu ödeneğin kaldırılmasını istiyordu.
 Halk Fırkası üyesi Urfa milletvekili Şeyh Saffet
Efendi ve 50 milletvekili halifeliğin kaldırılmasını ve
Osmanlı hanedanının Türkiye’den çıkarılmasını
isteyen bir yasa teklifini meclise sundular. Siirt
milletvekili Halil Hulki Efendi ve 50 arkadaşı da
Şer’îye ve Evkaf Bakanlığı ile Erkan-ı Harbiye’nin
kaldırılması ile ilgili yasa önerisini meclise sundular.
 Manisa milletvekili Vasıf Bey ve 50 arkadaşı, eğitim
ve öğretimin birleştirilmesi ile ilgili meclise önerge
verdi.
 Parti grubunda görüşülen öneriler, 3 Mart günü
meclise getirildi. 429 sayılı kanunla Şeriye ve Evkaf
Vekâleti, Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Vekâleti
kaldırıldı. 430 sayılı kanunla Tevhid-i Tedrisat
Kanunu kabul edildi. 431 sayılı kanunla da halifelik
kaldırıldı.
 Halifeliğin kaldırıldığı gün Şeriye ve
Evkaf
Vekâleti’nin
kaldırılmasıyla
yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ve
Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu.
 Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Vekâleti
NOT
yerine Milli Savunma Bakanlığı ve
Genel Kurmay Başkanlığı kuruldu.
 Tevhid-i
Tedrisat
Kanunu
ile
Türkiye’de ilk kez öğretim kurumları
birleştirildi.
Eğitim-öğretim
devlet
denetimine alındı.
Halifeliğin Kaldırılmasının Sonuçları
 Laiklik aşamasında en büyük adım atıldı.
 Cumhuriyete karşı olanların etrafında toplandığı en
önemli kurum ortadan kaldırıldı.
 İki başlılık sona erdi.
 Siyasi alanda önemli bir inkılâp daha gerçekleşti.
 Cumhuriyetin
ilanı
pekiştirildi.
yapılmasında önemli bir adım atıldı.
İnkılâpların
 Padişahlık etmiş kişilerin taşınır, taşınmaz bütün
malları ulusa geçti, aile üyelerinin kişisel mallarının
bir yıl içinde tasfiye edilmesi, aksi halde hükümetin
bu malları satarak bedellerini onlara yollayacağı
hükme bağlandı. Halife ve ailesi yurt dışına
çıkartıldı. Diğer hanedan üyelerine de yurdu terk
etmeleri için 10 günlük süre tanındı.
 Dış siyasette karşılıklı güven sağlanmasında önemli
adımlar atıldı. (İngiltere, Fransa ve İtalya gibi
devletler halifelik makamı sayesinde kendi
içlerindeki
Müslümanların
ayaklanmasından
korkarak Türkiye’yle olan ilişkilerinde çekingen
davranıyorlardı.)
Halifeliğin Kaldırılmasına KarĢı Gösterilen Tepkiler
 Hilafetin kaldırılmasına iç basında büyük bir tepki
gelmedi. Kısa süre içinde cumhurbaşkanına,
meclise ve gazetelere kutlama telgrafları gönderildi.
 Dış basın ise olaya geniş yer verdi. Özelikle İngiliz
basını olumsuz eleştirilerde bulundu. (Müslüman
sömürgelerinde
halifenin
gücünü
kullanmak
istiyorlardı.)
 Halifeliğin kaldırılması bazı tutucu kimselerde büyük
tepki yarattı. Dr. Rıza Nur, Rauf Orbay, Refet Bele,
Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Cafer Tayyar ve
Cevdet Paşalar karara karşı çıktılar.
 Hilafetin kaldırılmasına karşı olan milletvekilleri
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adıyla yeni bir
parti kurarak siyasal görüşlerini burada savunmayı
sürdürdüler.
TÜRKĠYE’DE LAĠKLĠK AġAMALARI (1922 – 1937)
 Laiklikte ilk aşaması 1 Kasım 1922 saltanatın
kaldırılmasıdır. Osmanlı Devleti’nde siyasal ve
dinsel güçlerin tek elde toplanmasına son verildi.
 Laiklikte en büyük aşaması, 3 Mart 1924 halifeliğin
kaldırılmasıdır. Halifeliğin kaldırılması ile inkılâpların
önündeki en büyük engel ortadan kaldırılmıştır.
 l. TBMM’de siyasi partiler yoktu. TBMM’yi oluşturan
milletvekilleri değişik düşünce ve inançların da
etkisiyle bazı gruplar kurmuşlardı.
 Mustafa Kemal ve arkadaşları 1921 yılının
baharında, Meclis içinde Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu oluşturdu. 10 Mayıs
1921’de Mustafa Kemal’in başkanlığında toplanan
bu gruba Birinci Grup denildi.
Cumhuriyet Halk Fırkası (9 Eylül 1923)
 Halifeliğin kaldırıldığı gün Şeriye ve Evkaf
Vekâletlerinin kaldırılması da laiklik aşamasıdır. Din
ve dünya işlerinin birbirinden ayrılması sağlanmıştır.
 l. TBMM’de grupların kurulması Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nin daha demokratik bir ortamın içine
girmesini sağladı.
 Tevhid-i Tedrisat Kanunun çıkartılmasıyla eğitim ve
öğretim birleştirildi. Medreseler kapatıldı.
 Yapacağı
inkılâpları
bir
parti
kanalıyla
gerçekleştirmek isteyen Mustafa Kemal 7 Aralık
1922’de basına bir açıklama yaparak Halk Fırkası
adında bir partinin kurulacağını açıkladı. Bütün
yurtseverlerden ve bilim adamlarından parti
programının hazırlanması için yardım istendi. 8
Nisan 1923’te Mustafa Kemal dokuz ilkeyle partinin
çalışma programını belirledi.
 1925 Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması ile
vicdanlara yapılan dinsel baskı ortadan kaldırılmıştır.
 1926 Türk Medeni Kanunu’nun kabulü ile çağdaş
akla dayalı hukuk sistemi getirildi.
 1928 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda laikliğe
aykırı maddeler çıkartıldı. (Devletin dini İslâm’dır.”
maddesi gibi.)
 1937’de Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na laiklik
maddesi yerleştirildi.
ATATÜRK DÖNEMĠNDE KURULAN PARTĠLER VE
DEMOKRASĠ DENEMELERĠ
 Demokrasi, herkesin düşüncelerini rahatça ifade
edip kendi düşüncesinin dışında başka düşüncelerin
de varlığını kabul eden ve bunlara saygı
göstermesini esas alan bir sistemdir.
 Aynı siyasi görüşlere sahip insanları bir araya
gelerek teşkilat kurma imkânı bulurlar, bu teşkilata
siyasi parti denir. Demokratik mücadele, siyasi
partilerle yürütülür.
 Bir ülkede demokratik ortamın kurulması için;

Tam bağımsızlığın sağlanmış olması,

Millet egemenliğinin benimsenmiş olması,

Mevcut kurumların laik olması,

Özgür düşüncenin olması,

Birden fazla siyasi partinin olması şarttır.
 Mustafa
Kemal
sağlıklı
bir
demokrasinin
kurulabilmesi için siyasi partilerin kurulmasını
istemiştir.
Demokratik
sistemlerde,
hükümet
meclisteki muhalefet tarafından denetlenir.
 Mustafa Kemal zamanında çok partili rejim
denemeleri istenilen sonucu vermemiştir. Çünkü
ortam henüz demokrasiye uygun değildir.
 Mustafa Kemal’e göre siyasi partiler ülkeyi daha iyi
yönetmek için bir biriyle yarış içinde olmalıdır.
 9 Eylül 1923’te Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Halk
Fırkası adıyla siyasi bir parti haline getirildi. 10
Kasım 1924’te partinin başına cumhuriyet eklenerek
Cumhuriyet Halk Fırkası adını aldı. (Türk ordularının
İzmir’e giriş günü olan 9 Eylül tarihi partinin kuruluş
tarihi olarak kararlaştırıldı.)
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (17 Kasım 1924)
 Bu partinin kurulmasından önce ordudaki değerli
komutanlar
ordudaki
görevlerinden
ayrılarak
meclisteki görevlerini yürütüyorlardı. Saltanatın
kaldırılması
ve
Cumhuriyetin
ilanına
tepki
gösterenler halifeliğinde kaldırılmasını istemiyordu.
 Musul Sorunu sırasında değerli subayların ordudan
ayrılması
orduda
olumsuz
bir
durum
oluşturulmuştur. Bu komutanlar yurt içinde bir takım
gizli örgütler kurmaya başladılar. İstanbul’da Vatan,
Tanin, Tevhid-i Efkâr, Son Telgraf ve Adana’daki
Toksöz gazeteleriyle işbirliği yaptılar, bu gazetelerde
Cumhuriyete karşı olumsuz yazılar yayınlandı.
 Hakkâri
bölgesinde
Nasturi
Ayaklanması’nın
bastırılması sırasında ve Musul Sorunu Görüşmeleri
devam ederken İngiltere, Türkiye Cumhuriyeti’ne bir
nota verdi. Mustafa Kemal TBMM’yi olağanüstü
toplantıya çağırdı. TBMM, Musul için savaşı göze
aldıklarını bildirdi ve ordu siyasetten ayrıldı.
 Yapılan
inkılâpların
uygulanma
şeklini
benimsemeyen Rauf (Orbay) Bey, Refet (Bele) Bey,
Adnan (Adıvar) Bey, Kâzım Karabekir Paşa ve Ali
Fuat Paşa gibi Kurtuluş Savaşı’nın lider kadrosu 17
Kasım 1924’te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı
kurdu.
 Terakkiperver
Cumhuriyet
Fırkası’nın
Genel
Başkanlığına Kazım Karabekir Paşa, Genel
Sekreterliğine Ali Fuat Cebesoy, İkinci Başkanlığına
Rauf (Orbay) Paşa getirildi.
 Mustafa Kemal yeni bir partinin kurulmasını iktidar
partisinin denetlenmesini ve demokrasinin gelişmesi
için olumlu olacağını düşünüyordu.
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın Programı;

Millet egemenliğine dayanılması,

Cumhuriyet yönetiminin yaşatılması ve geliştirilmesi,

Din, düşünce ve inançlara saygılı olunması,

Cumhurbaşkanı
kaldırılması,

Serbest ekonomi (liberalizm) politikası izlenmesi,

Yerinden yönetimin
uygulanması,

İşçi ve işveren haklarının eşit düzeyde savunulması,

Devletin
tekelci
ekonomik
girişimlerinin
sınırlandırılması, hükümete ait çiftliklerin ve
arazilerin topraksız köylüye verilmesi,
olan
kişinin
milletvekilliğinin
(merkezciliğin
kaldırılacağı)

Eğitimde terbiyenin esas tutulması,

Yabancı sermayenin desteklenmesi,

İstanbul’un yeniden ekonomik merkez haline getirilmesi,

Anayasa’nın
halkın
isteği
doğrultusunda
değiştirilmesi parti programına alınmıştır.
 Terakkiperver
İstanbul
Cumhuriyet
Fırkası
ve Urfa’da ilk şubelerini
açmıştır.
Partide
özellikle
“Dini
 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın “Partimiz dine
saygılıdır.” propagandalarının laikliği ve cumhuriyeti
istemeyenleri cesaretlendirmiştir.
 İngilizlerin din elden gidiyor diyen Şeyh Sait ve
arkadaşlarına destek vermiştir. (İngilizlerin buradaki
amacı
Lozan
Antlaşması’nda
durumu
belirlenemeyen Musul ve Kerkük’ü Türkiye
Cumhuriyeti’nden koparmaktır.)
 Zengin petrol yatakları bulunan Musul ve Kerkük ile
Türkiye Cumhuriyeti arasında tampon bir bölge
oluşturmak isteyen İngilizler Musul ve Kerkük
bölgesine Türklerin egemen olmasını istemiyordu.
Orta Doğu’daki çıkarlarını koruyarak zengin petrol
yataklarını Rusya’ya karşı güvence altına almak
isteyen İngiltere, Terakkiperver Cumhuriyet Partisi
ve Şeyh Sait ile bağlantı kurdu. Şeyh Sait’e isyan
çıkardığı takdirde siyasi açıdan ve silah, cephane
yönünden destekleyeceklerini bildirdi. İngiltere’nin
kendi amaçları için yaptıkları çalışmalar sonunda
Şeyh Sait İsyanı çıktı ve kısa sürede genişledi.
 Nakşibendî tarikatından Şeyh Sait 13 Şubat 1925’te
Piran’da isyanı başlattı.
 İsyanın bastırılmasında Fethi Okyar hükümeti yerel
güçlerle isyanı bastırabileceğine inanıyordu. Kısa
sürede yayılan bu isyan ordunun güçlükle
bastırılabileceği bir isyan haline geldi. İsyanın
bastırılmasında başarılı olamayan Fethi Okyar
hükümeti istifa etti yerine İsmet İnönü hükümeti
kuruldu. Genelkurmay Başkanı Fevzi (Çakmak)
Paşa ile ayaklanmayı bastırma planı hazırladı. İsyan
bölgesinde sıkıyönetim ilan edildi.
inançlara saygılı olma” kararı yenilik
 İsmet Paşa tarafından kurulan hükümet isyanı
bastırmak için şu tedbirleri almıştır;
ve inkılâplara karşı, hilafet yanlılarını
 Bölgede seferberlik ve sıkıyönetim ilan edildi.
cesaretlendirmiştir.
 Adana bölgesinde bir kolordu isyan bölgesine
gönderildi.
yapılacak
Parti
kurucuları
inkılâplara
bağlı
kalacaklarını belirtmelerine rağmen
Cumhuriyet
UYARI
karşıtlarının
 4 Mart 1925’de Takrir-i Sükûn Kanunu çıkartıldı.
partiye
 İstiklâl Mahkemesi’nin kurulması kararlaştırıldı.
Üyeleri TBMM içinden seçilerek oluşturulan bu
mahkemeler tam anlamıyla olağanüstü hal
mahkemeleridir.
girmeleri engellenemedi.
 Basından alınan destek ve meclisteki
konuşmalar
yeniliklerin
bütünlüğünün
tehlikeye
ve
ülke
düşmesine
neden oldu.
 İktidar partisi olan Cumhuriyet Halk
Fırkası sert eleştiriler yapan muhalefet
karşısında
hükümette
bir
takım
değişiklikler
yaptılar.
İsmet
Paşa
başbakanlıktan ayrılarak yerine Fethi
(Okyar) Bey getirilmiştir.
ġeyh Sait Ġsyanı (13 ġubat 1925)

1. Kolordu komutan vekili Mürsel Paşa’nın yönettiği
askeri hareket sonucu 31 Mayıs 1925’te isyan
bastırıldı. Şeyh Sait ve Seyit Abdullah başta olmak
üzere isyancıların ileri gelenleri yakalandı, İstiklâl
Mahkemelerinde yargılanarak idam edildiler. 5
Haziran 1925’te Terakkiperver Cumhuriyet Partisi
kapatıldı. Çok partili demokratik yaşama geçiş Şeyh
Sait Ayaklanması’yla kesintiye uğradı.
olacaktı. İzmir’de suikast planı hazırlamak için
harekete geçtiler.
 Takrir-i Sükûn Kanunu (Huzur ve
Güvenliği
Sağlama
hükümete;
Kanunu)
ile
ayaklanmalara,
memleketin düzenini bozacak kişilere,
teşkilatlara, kışkırtma içeren yayınlara
karşı gerekli tedbirleri almak, gazete
kapatmaktan,
partileri
dağıtmaya
kadar geniş yetki veriliyordu.
UYARI
 Bu suikastta görevli kişiler eski Trabzon milletvekili
Ziya Hurşit Bey, Laz İsmail, İzmir milletvekili Şükrü
Bey, Eskişehir milletvekili Arif Bey, Gürcü Yusuf,
Çopur Hilmi’ydi. Giritli Şevki de suikastçıları motor
ile
İzmir’den
Sakız
Adası’na
kaçırmakla
görevlendirilmişti.
yararlanılarak, gericilerin her türlü
 15 Haziran’da İzmir’de olması gereken Mustafa
Kemal Paşa bir gün gecikti. Bu gecikmeden
telaşlanan Giritli Şevki durumu İzmir valisi Kâzım
Paşa’ya bildirdi. Suikastçılar suç araçlarıyla birlikte
ele geçirildi.
etkinliklerini ortadan kaldırabilecekti.
 Suçlular, İstiklal Mahkemelerinde yargılandı.
Bu kanun 1929 yılına kadar yürürlükte
 Bu olay üzerine Mustafa Kemal “Benim naçiz
vücudum bir gün elbet toprak olacaktır; fakat Türkiye
Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” demiştir.
 Bu kanun iki yıl yürürlükte kalacak ve
böylece
“Özgürlüklerin
kanunlar
belirtir.”
sınırını
hükmünden
kaldı.
 Bu kanunla Şeyh Sait İsyanı bastırıldı.
Terakkiperver
Cumhuriyet
Fırkası
kapatıldı.
 Şeyh Sait İsyanı içteki huzur ve güveni, geçici bir
süre için sarsarken dışarıda da özellikle İngilizlerin
işine yaramıştır. Musul ve Kerkük için gerekirse
savaşacağını bildiren Türkiye Cumhuriyeti ordusu
yıpranmıştır. Musul – Kerkük bölgesini askeri yolla
elde etme imkânı ortadan kalkmıştır. Bunun üzerine
Türk hükümeti Milletler Cemiyeti’nin kararına uyarak,
bugünkü Irak sınırının belirlendiği 1926 Ankara
Antlaşması’nı imzaladı. Musul Sorunu da böylelikle
İngilizlerin istediği biçimde çözümlendi.
 Takrir-i Sükûn Kanunu ile Takrir-i Sükûn dönemi
denilebilecek yeni bir evre açıldı. Bu kanuna
dayanılarak huzur ortamında inkılâplar birbirini
izledi. 1930 yılına kadar en büyük inkılâplar
tamamlandı.
Mustafa Kemal PaĢa’ya Suikast GiriĢimi
 Cumhuriyete ve laik düzene karşı çıkartılan Şeyh
Sait İsyanı Takrir-i Sükûn Kanunu ile bastırıldı. Bu
isyanla ilgisi bulunan Terakkiperver Cumhuriyet
Partisi kapatıldı. Cumhuriyet ve laik düzen büyük bir
tehlike atlattı.
 Cumhuriyet ve laik düzeni sona erdiremeyen
muhalifler ve eski İttihat ve Terakki Partisi’nden bazı
kişiler Mustafa Kemal’i ortadan kaldırmak için
harekete geçtiler.
 Suikastı önce Ankara’da yapmak istediler; ancak
uygun zaman bulamadılar. Aradıkları uygun zaman
Mustafa Kemal Paşa’nın İzmir’de 7 Mayıs 1926’da
yapacağı yurt gezisi hazırlıkları sırasında ortaya
çıktı. 15 Haziran 1926’da Mustafa Kemal İzmir’de
 Mustafa Kemal Paşa, bir daha böyle bir girişimle
karşılaşmamış, İzmir Olayı’ndan sonra inkılâplara
kimse karşı çıkmamıştır. Bu suikast girişimi büyük
oranda İttihatçılığın dağılmasını sağlamıştır.
Serbest Cumhuriyet Fırkası (12 Ağustos 1930)
 ll. TBMM dönemini tamamlamadan yeni seçime
karar verildi. 1 Ekim 1927’de lll. TBMM açıldı.
Cumhuriyet Halk Fırkası tek parti olarak katıldı.
Oluşan lll. TBMM’de milletvekilleri, idari teşkilat
alanında ve dış ilişkilerin düzenlenmesinde gerekli
olan kararları oy birliği ile kabul ettiler.
 Bazı milletvekilleri partinin ekonomik politikalarını
eleştirmeye başladılar.
 1929’da dünyada büyük bir Ekonomik Bunalım
ortaya çıktı. Muhalifler devletçilik siyasetini
eleştiriyorlar ve liberal sisteme geçilirse sorunların
çözüleceğine inanıyorlardı.
 Mustafa Kemal arkadaşı olan Paris büyükelçisi Fethi
(Okyar) Bey’den Cumhuriyete ve laik düzene saygılı
ekonomisi liberal bir parti kurmasını istedi. Mustafa
Kemal Paşa’nın teşviki ve desteği ile Serbest
Cumhuriyet Fırkası 12 Ağustos 1930’da kuruldu.
 Hükümetin denetlenmesi ve çok partili sisteme geçiş
için yeni bir siyasi partinin kurulmasını isteyen
Mustafa Kemal Paşa’nın kız kardeşi Makbule
(Atadan)
Hanım’da
bu
partinin
kurucuları
arasındadır.
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın programı;

Ekonomik
alanda
uygulanması,

Cumhuriyetçi ve milliyetçi esaslara bağlı kalınması,

Seçimler tek dereceli olması,

Kadınların siyasi hakların verilmesi,

Vergiler halkın gücüne göre belirlenmesi,
liberalizm
politikasının

Paranın değerini koruyacak tedbirler alınması,

Yabancı sermayenin ülkeye girmesinin sağlanması,

Vatandaşların güçlerinin yetmediği yerlerde devletin
gücünden yararlanılması,

Limanlardaki tekelci uygulamalar kaldırılması ve
Teşvik-i Sanayi Kanunu’nun tümüyle uygulanmasını
savundular.
 Serbest
Cumhuriyet
Cumhuriyetçilik
konularında
ve
Fırkası,
Milliyetçilik
Cumhuriyet
Halk
Fırkası’yla aynı görüşü paylaşmasına
rağmen
UYARI
ekonomide
liberalizmi
savunmuş, devletçiliğe karşı çıkmıştır.
 Serbest
Cumhuriyet
Fırkası
Türkiye’nin üçüncü siyasi partisidir ve
Terakkiperver
Fırkası’ndan
Cumhuriyet
sonra
kurulan
ikinci
 Menemen’de vatani görevini yapmakta olan
öğretmen Asteğmen Kubilay isyancılar tarafından
öldürüldü.
 Olaylar devam ederken çevreden gelen askeri
birlikler duruma hâkim oldular, isyancılar yakalandı
ve Divan-ı Harp’te yargılandılar.
 Cumhuriyet ve laik düzene karşı çıkartılan Menemen
Olayı’nı Mustafa Kemal yurt gezisinde iken
Edirne’de öğrendi. Düşman istilasının acısını tatmış
bir yörede genç Kubilay’ın uğradığı saldırıyı
Cumhuriyet’in temellerine karşı bir hareket olarak
gördüğünü belirtti.
 Cumhurbaşkanı ve Başkomutan olarak orduya
gönderdiği baş sağlığı mektubunda, “Büyük Türk
Ordusu’nun genç subay ve Cumhuriyetin
öğretmenler
topluluğunun
değerli
üyesi
Kubilay’ın temiz kanı ile Cumhuriyet, yaşama
yeteneğini tazelemiş ve güçlendirmiş olacaktır.”
dedi.
muhalefet partisidir.
 Çok partili hayata geçişi, Şeyh Sait
İsyanı
 Ülkedeki ekonomik bunalımdan etkilenmeler,
inkılâplara ve Cumhuriyete karşı olanlar partiye üye
olmaya başladı. Parti büyük bir hızla gelişti.
İnkılâplara karşı olanların partisi durumuna geldi.
 Fethi Bey’in İzmir’e gittiği sırada binlerce kişilik bir
grup tarafından karşılanması ve bundan yaklaşık bir
ay sonra (Ekim 1930) ülke çapında yapılan Belediye
Seçimleri’nde yeni kurulan bir parti için büyük
sayılacak bir başarıyı göstermesi iktidar kanadında
rahatsızlık
uyandırıyordu.
(Bu
seçimlerde
Cumhuriyet Halk Fırkası, seçimleri kazandı.)
 Bütün önlemlere rağmen gericilik yine tehlikeli bir
biçimde ortaya çıktı. Din propagandasına giriştiler.
Olaylar Fethi Bey’in kontrolünden çıktı. Bu durum
O’nu Mustafa Kemal Paşa ile karşı karşıya getirdi.
Bu gelişmeler üzerine Fethi Okyar muhalefet
partisinin yaşayamayacağını düşünerek 17 Kasım
1930’da partiyi kapattı.
ve
Menemen
Olayı
geciktirmiştir. Çok partili hayata geçiş
için
ortamın
uygun
olmadığı
yılında
Adana’da
anlaşılmıştır.
 29
NOT
Eylül
kurulan
1930
Ahali
Cumhuriyeti
Fırkası
varlık gösteremeden kapatıldı. Bu
partinin dışında aynı senelerde, parti
kurmak
için
bazı
girişimler
daha
olmuşsa da bunlar herhangi bir varlık
gösteremediler.
 Türk milleti çok partili hayata 1945
yılından sonra kavuştu.
ATATÜRK DÖNEMĠ BAZI ÖNEMLĠ ĠÇ OLAYLAR
Bursa Olayı (1 ġubat 1933)
 Üç ay gibi kısa bir süre varlığını sürdüren Serbest
Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılmasıyla bir demokrasi
denemesi daha başarısız oldu. 1945 yılına kadar
başka bir siyasi parti kurulamadı.
 Mustafa Kemal milli bilinci güçlendirmek amacıyla
1930 yılından sonra eğitim ve bilim kollarına ağırlık
vermiştir. Türkçeyi bilim ve kültür dili haline getirme
çalışmaları da hızlanmıştır.
Menemen Olayı (23 Aralık 1930)
 Bursa Ulu Cami’de Türkçe ezan okunması ve kamet
getirilmesi yüzünden, 1 Şubat 1933’de bazı gruplar
olay çıkarmıştır. Olay çıkartan grup önce Evkaf
Müdürlüğü’ne oradan da Vilayet Konağı önüne
gitmiş, fakat güvenlik kuvvetleri olayının elebaşları
yakalayarak olay büyümeden bastırılmıştır.
 Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılmasıyla laiklik
karşıtı çıkarcı gruplar harekete geçtiler. Derviş
Mehmet etrafında topladığı kişiler Menemen’de bir
ayaklanma çıkarmıştır. Halkın dini duygularını
istismar ederek hükümet konağına doğru yürüyüşe
geçtiler.
 Mustafa Kemal bu olay üzerine “Bursa Olayı aslında
önemli değildir. Bu olaya dikkatimizi çevirmemizin
sebebi dini, siyaset veya herhangi bir tahrike vesile
etmeye asla tahammül edemeyeceğimizin bir daha
anlaşılmasıdır. Meselenin mahiyeti esasında din
değildir. Kati olarak bilinmelidir ki Türk milletinin milli
dili ve milli benliği bütün hayatında hâkim ve esas
kalkacaktır.” demiştir.
20 Nisan 1924
anayasaya göre;
tarihinde
kabul
edilen
bu

Türkiye Devleti’nin rejimi cumhuriyettir.

Türk Devleti’nin dini İslâm, dili Türkçe ve
başkenti Ankara’dır.
Vagon – Li Olayı (25 ġubat 1933)
 Türkiye’de yataklı vagon tekelini elinde bulunduran
Vagon-Li Şirketi’nde Fransızca konuşuluyordu. Milli
bilinç geliştikçe bu duruma tepkiler başladı. Vagon-Li
adlı şirkette Türkçe konuşulması yasaklanınca Türk
gençliği tepki gösterdi.
 Bu olay duyulduğu zaman İstanbul’da üniversite ve
yüksek okullar gençliği Vagon-Li Şirketi önünde
gösteri yaptılar. Şirkette bulunan Atatürk’ün resmini
alıp Halkevi’ne teslim ettiler. (25 Şubat 1933)
 Bu durum Türk gençliğinin diline sahip çıkmaya
başladığını göstermesi bakımından son derece
önemlidir. Bu olay milli bilincin oluştuğuna kanıttır.

Egemenlik kayıtsız şartsız Türk milletine aittir.

Kuvvetler birliği ilkesi geçerlidir.

Cumhurbaşkanı, TBMM içinden 4 yılda bir seçilir,
aynı kişi tekrar cumhurbaşkanı seçilebilir.

TBMM üyeleri 4 yılda bir seçilir. (Seçme ve
seçilme hakkı yalnız erkeklere verilmiştir.)

Her kırk bin kişiye bir milletvekili seçme hakkı
tanınmıştır.

Vatandaşların haklarını koruması için Danıştay
kuruldu. Vatandaşların eğitim, sağlık ve devlet
hizmetlerinden daha iyi yararlanması sağlandı.

Kanunlar önünde eşitlik prensibi benimsendi.
İlköğretim zorunlu ve parasız hale getirildi.
Razgart Olayı (20 Nisan 1933)
 Bulgaristan’ın Razgart kasabasında Bulgarlar Türk
Mezarlığı’na zarar verince, İstanbul gençliği bu olayı
tepki ile karşılamıştır.
 Türklük bilincinin uyanmış olduğu gençlik heyecanlı
bir gösteri yapmıştır. Gösteri sonunda gençler
İstanbul’da bulunan Bulgar Mezarlığı’na siyah
çelenk koyup dağıldılar.
Tunceli Olayları (Mart – Haziran 1937)
 Doğu Anadolu Bölgesi’nde asırlık ihmalin sonucu,
doğal ve ekonomik zorluklar nedeniyle yöreye
yapılan yatırımlar ve inkılâplar gecikmiştir. Bunun
sonucunda bu bölgede zaman zaman ufak çapta
ayaklanma hareketleri görülmüştür. Ancak bunlar
hemen bastırılmıştır.
 Türkiye Cumhuriyeti Tunceli’ye yol, okul ve karakol
yapımı gibi yatırımlar yapmaya başlaması üzerine
bölgede bulunan toprak ağaları ve aşiret reisleri
kendi çıkarları doğrultusunda bu yatırımlardan
rahatsız oldular ve hükümet kuvvetlerine karşı
ayaklandılar. Bölgede gerekli tedbirler alındı, bunun
üzerine Mustafa Kemal Doğu Anadolu’ya gezi
düzenlemiştir.
 1924 Anayasası ile devletin tüm
işlerinin, kanuna uygunluğu sağlanmış
böylece
hukuk
devleti
ilkesi
gerçekleştirilmiştir.
 1924
Anayasası’nda
1921
Anayasası’nda da var olan ulusal
egemenlik, TBMM’nin üstünlüğü, tek
meclis ve kuvvetler birliği prensibi yer
almıştır.
 1924 Anayasası’nda kuvvetler birliği
(güçler birliği) ilkesi yumuşatılarak yarı
bağımsız mahkemelere devredildiği
halde,
bazı
hallerde
TBMM’ye
bırakılmıştır.
 Milletvekili seçimlerinin iki dereceli
yapılması kararı alınmıştır. İki dereceli
seçim sisteminde halkın belirli bir
siyasi
olgunluğa
anlayışıyla,
halk
erişmediği
milletvekillerini
seçecek olan kişileri seçmiştir. Halkın
1924 Anayasası (20 Nisan 1924)
seçtiği bu kişilerde milletvekillerini
 ll. TBMM’nin hazırladığı 1924 Anayasası 1961 yılına
kadar yürürlükte kaldı. En uzun süre yürürlükte
kalan ve günün koşullarına göre en fazla değişikliğe
uğrayan bir anayasadır. Bu anayasa Atatürk
Anayasası da denilmektedir.
seçmişlerdir.
 1924 Anayasası hazırlanıp yürürlüğe
girdiğinde laik bir anayasa değildir.
1924 Anayasası’nda Yapılan DeğiĢiklikler

1928’de “Devletin dini İslâm’dır.”
çıkarıldı ve anayasa laikleştirildi.

Seçmen yaşı 18’den 22’ye çıkartıldı.

Türk kadınına 1930’te belediye seçimlerine
katılma, 1933’te muhtar seçilme hakları tanındı.

1934 yılında Türk kadınına milletvekili seçme ve
seçilme hakkı anayasaya yerleştirildi.

Ormanların
devletleştirilmesi
güvencesine alındı.

1937’de Atatürk ilkeleri anayasaya alındı.
 1924
NOT
Anayasası’nda
maddesi
anayasa
değişiklikler
1928, 1931, 1934 ve 1937 tarihlerinde
olmuştur.
Download