SUYUN YAPISI VE TIPTA KULLANIMI SUYUN YAPISI VE TIPTA

advertisement
SUYUN YAPISI VE TIPTA KULLANIMI
Dönem Adı
:1
Dilim Adı
: Tıbbi Bilimlere Giriş 1
Ders Adı
: Suyun yapısı ve tıpta kullanımı
Sorumlu Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Arif Dönmez
Sorumlu Öğretim Üyesi ABD, BD : Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Anabilim Dalı
Hedefler
: Bu ders sonunda öğrenciler
1. Damar yoluyla sıvı verilirken osmolaritenin önemini açıklayabilmeli
2. Alyuvarların hipertonik, izotonik ve hipotonik sıvıda bekletildiğinde tepkilerini söyleyebilmeli
3. Damar yoluyla uygulamada sıklıkla kullanılan sıvıları osmolaritesine göre hipertonik, izotonik
ve hipotonik olarak sıralayabilmeli
Ana Metin
:
SUYUN YAPISI VE TIPTA KULLANIMI
Dr Arif Dönmez
Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Anabilim Dalı
Su yeryüzündeki yaşamın temeli ve dünyanın en ilginç maddesidir. Suyun katı hali yani buz
hali sıvı halinden daha az yoğundur. Bu nedenle buz, suyun üzerinde yüzebilir ve sular
yüzeyden donduğu için dipteki yaşam korunmuş olur. Dünyadaki başka hiçbir madde böyle
bir özelliğe sahip değildir. Yeryüzünde yaşam da suyun bu özelliklerine bağlıdır. Su olmadan
insan varlığını sürdüremez. Erişkinlerin %50-60 ı, bebeklerin %80 i sudan oluşur. Yaşam için
gereken enzimatik reaksiyonlarımız su içinde meydana gelir. Su katı maddeleri ve gazları
eriterek organ-doku-hücrelere taşıma işlevi görür. Su vücut sıcaklığının düzenlenmesinde de
kritik bir rol oynar.
Su ihtiyacımızı çeşme suyu, kaynak suyu ya da mineralli su ile karşılayabiliriz. Çeşme suyu
ve kaynak suları genellikle yüzeysel sulardan elde edilir ve mineral içerikleri oldukça
düşüktür. Mineralli sular ise yeraltı sularından elde edilip mineral içerikleri yüksektir.
Su sağlık amaçlı, tıbbi uygulamalarda çok çeşitli yol ve amaçlarla kullanılmaktadır. Kullanım
yolları hem içme, soluma, doğrudan damara enjeksiyon gibi vücudun içine alınarak hem de
dışarıdan olabilmektedir.
Suyu temizlik, yani vücudumuzu ve yiyeceklerimizi mikrobik ve kimyasal toksik
maddelerden arındırmak ve korumak, sıvı ve elektrolit ihtiyacımızı karşılamak, solunum
yollarının nemlendirilmesi gibi amaçlarla da kullanırız.
Suyun vücut dışı sağlık amaçlı kullanımı
Tıpta temizlik enfeksiyonların önlenmesinde en önemli faktördür. Temizlik ise temelde su ile
sağlanır. El, yüz ve vücudumuzun yıkanması bizi pek çok mikrobik hastalıktan korumaktadır.
El yıkama bulaşıcı hastalıkların yayılmasını azaltmaktadır. Yüzünü, gözlerini düzenli yıkama
ile korunabilecek körlüğe yol açan mikrobik hastalıklar mevcuttur. Yirminci yüzyılın
başlarında İngiliz doktorlar hasta muayenelerini ellerini yıkadıktan sonra yaptığında takip
ettikleri hastaları arasında anne ve bebek ölümlerinin azaldığı saptanmıştır. Ameliyatlara
girerken, hastalarla temas öncesi ve sonrası ellerin usulüne uygun biçimde yıkanması ile
hastane enfeksiyonlarında önemli oranda azalmalar görülmüştür. Bu nedenle günümüzde
hastanelerde sağlık personeline el yıkama ile ilgili eğitimler verilmektedir.
Tıbbi cihazların sterilizasyonunda su buhar olarak da yaygın olarak kullanılmaktadır.
Yiyecekleri tüketmeden önce su ile yıkayarak, birçok mikroorganizma ve toksik maddeyi
uzaklaştırmış oluruz. Böylece mikrobik hastalıklardan ya da zehirlenmelerden kendimizi
korumuş oluruz.
Yanık ünitelerinde, hidroterapi ve kaplıca merkezlerinde ise hastalar su içine girerek tedavi
olmaktadır. Hastalar hidroterapi havuzlarından ve kaplıcalardan ağrılarını, hareket
kısıtlılıklarını, kas spazmlarını azaltmak amacı ile yararlanmaktadırlar.
Suyun vücut içine alınarak/verilerek kullanımı
Su aynı zamanda vücudun içinde yaşamsal faaliyetimizin sürdüğü temel ortamdır.
Vücudumuzdan aşırı su kaybı yanında tuz kaybı da oluşan ishal gibi durumlarda tuz ve şeker
karışımlı su içilmesi hem su hem tuz ihtiyacımızı karşılamamıza olanak sağlar.
Bazı daha ağır durumlarda ise hastanın su ve elektrolit eksikliğini daha kısa sürede gidermek
için ya da kan basıncının aşırı düşmesini önlemek amacıyla sıvı ve elektrolitlerin damar yolu
ile verilmesi gerekebilmektedir.
Damar yolu ile sıvı vermenin bir başka yararı da bu sıvı içine bazı ilaçlar ekleyerek ilaçların
daha kısa sürede etki etmesine yardımcı olmaktır. Ancak damar yolu ile sıvı verme sırasında
sıvının miktarı, elektrolitleri, glukoz içeriği, osmolaritesi ve pH ı önem taşımaktadır. Çünkü
vücudun sıvı ve elektrolit dengesi çeşitli geri bildirim düzenekleriyle denge halinde tutulur.
Damar içi sıvı verilirken bazı özel durumlar dışında kan ile benzer osmolaritede olan sıvılar
kullanılır. Verilecek sıvının osmolaritesinin kanın osmolaritesine yakın olması istenir.
Eritrositler (alyuvarlar) hipertonik solüsyonda beklediğinde sıvı kaybederek büzülür,
hipotonik sıvı içinde beklediğinde ise ortamdan sıvı alarak şişer ve parçalanabilirler. Bu
sebeple bazı özel durumlar dışında izotonik sıvılar tercih edilirler. Sıvı elektrolit
replasmanında sıklıkla izotonik %0,9 NaCl kullanılır. Tedavide kullanılan damar içi sıvıları
osmolaritelerine göre, %20 Dextroz> %0,9 NaCl>%5 Dextroz şeklinde sıralayabiliriz.
Çeşme suları çok düşük miktarda elektrolitler içerdikleri için damar içi kullanılan sıvılara
göre osmolariteleri daha düşüktür.
Vücudumuza aldığımız su, başlıca böbreklerimiz aracılığıyla atılır. Aldığımız suyun miktarı
ve pH’ı, idrar miktarını, yoğunluğunu ve pH’ını dolayısıyla kişinin böbrek taşı oluşturma
riskini etkilemektedir. İdrar miktarının az olması böbrekte taş oluşum riskini arttırmaktadır.
Bazı durumlarda idrar pH’ı da taş oluşumunu etkileyebilmektedir. Örneğin gut hastalığında
fazla ürik asitin taş oluşmadan atılabilmesi için hem idrarın çok olması hem de idrar pH sının
alkali olması istenir. Bu yüzden bikarbonatlı, pH’ı yüksek sular içildiğinde ürik asidin
böbrekte çökerek taş oluşturma riskini azaltırlar.
İçtiğimiz ya da damar yolu ile kullandığımız suyun kimyasal ve mikrobiyolojik olarak insan
sağlığına zarar veren kimyasal maddelerden ve mikroorganizmalardan temiz olması beklenir.
Bu yüzden arıtılarak elde edilen çeşme suyu veya yeryüzüne temiz olarak çıktığı bilinen,
şişelenerek satılan kaynak ve yeraltı suları, kimyasal ve mikrobiyolojik açıdan içmeye uygun
olmak zorundadır.
Soluyarak
Üst solunum yollarının bazı hastalıklarında su veya deniz suyu sprey olarak
kullanılabilmektedir. Bazı solunum sistemi hastalıklarında ise su buhar halinde tek başına
veya içine ilaç eklenerek solunabilir.
Download