T.C. ADALET BAKANLIĞI Uluslararası Hukuk ve DıĢ ĠliĢkiler Genel

advertisement
T.C.
ADALET BAKANLIĞI
Uluslararası Hukuk ve DıĢ ĠliĢkiler Genel Müdürlüğü
(İnsan Hakları Daire Başkanlığı)
SAYIN ADALET BAKANIMIZIN KONFERANS KONUġMA
METNĠ
Sayın Belçika Adalet Bakanı,
Saygıdeğer MeslektaĢlarım, Değerli Katılımcılar,
İnsan haklarının ve hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’nin uygulanmasının sağlanması üye devletlerin yanı
sıra, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve Bakanlar Komitesi’nin de
ortak sorumluluğudur. Belçika Dönem Başkanlığı’na bu önemli, konuda
son derece zamanlıca düzenlediği konferans için teşekkür ediyorum.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 50 yıldan fazla bir süredir Avrupa’da
insan haklarının korunması, standartların oluşturulması ve geliştirilmesine
çok önemli katkılar sağlamış, bugün Avrupa coğrafyasında yaşayan 800
milyondan fazla bireyin doğrudan başvuruda bulunabildiği bir uluslararası
mahkemedir.
Mahkeme bu hakların uygulanmasını güvence altına alırken, önündeki
başvuru sayısı bakımından, alınan tedbirler sayesinde kademeli olarak
azalmakla birlikte, ağır iş yükü altındadır.
Bu iş yükünü azaltmak ve bireysel hakların Mahkeme önüne gelmeden
ulusal düzeyde çözümünü sağlamak amacıyla İnterlaken, İzmir ve
Brighton’da başlatılan sürecin, kararların icrası düzeyinde devam ettiriliyor
olması konuya verilen önemi ortaya koymaktadır.
1
Sözleşme sisteminin temelini oluşturan “ikincillik ilkesi”, bu sistemde asli
sorumluluğu taşıyan Taraf Devletlerin, Sözleşme’yi ve Mahkeme
kararlarını ulusal düzeyde etkin şekilde uygulamalarını gerektirmektedir.
Söz konusu ilkenin bir diğer yansımasını, devletlerin insan haklarının
güvenceye alınmasını sağlayacak yöntemler ve kararların icrasına yönelik
tedbirler alma hakkını tanıyan takdir yetkisi oluşturmaktadır. Nitekim
AİHM de kararlarında bu yetkiyi tanımakta ve atıfta bulunmaktadır.
Sözleşme’nin ulusal düzeyde uygulanabilmesinin ve dolayısıyla ikincillik
ilkesinin sağlıklı işlemesinin bir diğer şartı da Mahkemenin verdiği ihlal
kararlarının etkin bir şekilde zamanlıca yerine getirilmesi ve aynı konuda
oluşabilecek ihlallerin önlenmesidir. Bakanlar Komitesi’nin, Mahkeme’nin
kararlarının icrasını denetlerken, bu görevini Sözleşme’de tespit edilen
çerçevede, tarafsız bir biçimde ve siyasi unsurlardan uzak kalarak salt
hukuki temelde yerine getirmesi; açık ve tutarlı değerlendirmeler yapması,
ikincillik
ilkesinin
uygulanması
ve
kararların
icrası
bakımından
vazgeçilmez bir unsurdur. Bu noktada AİHM kararlarının Türkiye’deki
icrası çalışmalarına TBMM’nin de dâhil olmasına ilişkin çalışmaların
devam ettiğini belirtmek isterim.
Değerli Katılımcılar,
Bilindiği gibi Türkiye, İnterlaken’le başlayan bu süreçte üzerine düşen
sorumlulukları dikkate alarak büyük katkılar sağlayan önemli adımlar
atmıştır.
Öncelikle,
2004
yılında
Anayasamızın
90.maddesinde
yaptığımız
değişiklikle temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmaların
ulusal kanunlarımızla aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde
2
uluslararası antlaşma hükümlerinin esas alınmasını teminat altına
aldığımızı belirtmek isterim.
2011 yılında Adalet Bakanlığı bünyesinde İnsan Hakları Daire Başkanlığı
kurulmuştur. Böylelikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yapılacak
savunmaların hazırlanmasından ve bu Mahkeme tarafından verilen
kararların icra sürecinin takibinden yasal olarak sorumlu bir birim
kurulmuş oldu.
Öte yandan 2012 yılından itibaren temel hakların ihlaline ilişkin olarak
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı tanınmıştır.
Bu durumun sonucu olarak son 3 yılda Mahkeme’ye giden başvuruların
sayısında yaklaşık % 50 oranında azalma olmuş, yıl içinde yapılan başvuru
sayısı da ortalama 8.000 den 1.500’e düşmüştür.
İç hukuk yollarının geliştirilmesi çerçevesinde atılan bir diğer önemli adım
(Ümmühan Kaplan pilot kararının icrası kapsamında) İnsan Hakları
Tazminat Komisyonunun kurulmasıdır. Komisyon kurulması ve Mahkeme
tarafından erişilebilir bir hukuk yolu olarak kabul edilmesi sonucu, bugüne
kadar 5.510 adet kabul edilmezlik kararı verilmiştir.
Bu kapsamda Bakanlar Komitesinin kararıyla, “uzun yargılama” ile ilgili
Ormancı Grubu altında takip edilen davalar gündemden çıkarılmış ve
takipten düşürülmüştür. Bu durum alınan önlemlerin etkinliğinin bir
göstergesidir.
Avrupa Konseyi bütçesine en çok katkı sağlayan ülkeler (major
contributor)
arasında yer almaya yönelik girişimin sonuçlanmasını
beklemekteyiz. Temel Avrupa değer ve standartlarına bağlılığımızın
göstergesi olan bu girişimimiz, Avrupa Konseyi’nin faaliyetlerinin
güçlendirilmesine yönelik çalışmalara katkı da sağlayacaktır.
3
Ayrıca, hakim ve savcıların AİHM içtihadı ve uygulaması hakkında bilgi
sahibi olması, böylelikle insan hakları ve hukukun üstünlüğü bakımından
standartlarının güçlendirilmesi iradesinin bir sonucu olarak AİHM ve
Avrupa Konseyi’nde çok sayıda hakim ve savcı “secondment” ve “staj”
yöntemiyle görevlendirilmiş, yaklaşık 700 hakim ve savcı Strazburg’u
ziyaret etmiştir.
Diğer bir önemli adım olarak, Mahkeme ile birlikte HUDOC’un Türkçe
versiyonu uygulamaya konmuştur. Böylece Türk hukuk uygulayıcıları
AİHM içtihatlarına kolaylıkla erişebilmekte, bu da Sözleşme ve Mahkeme
içtihadının bilinirliğini artırarak iç hukukta Sözleşme’ye uyma kapasitesini
geliştirmektedir. Son olarak şu hususu da belirtmek isterim ki, ülkemizin
insan hakları alanında standartları yükseltmek ve AİHM önünde ülkemiz
aleyhine alınan ihlal kararlarını önlemek amacıyla “Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi İhlallerinin Önlenmesi Eylem Planı” kabul edilmiştir. Bu
çerçevede, yakın zamanda Avrupa Konseyi, AİHM ve Adalet Bakanlığı
yetkililerinin
katılımıyla
uzman
seviyesinde
bir
çalışma
grubu
oluşturulacaktır.
Değerli Katılımcılar,
Bahsettiğim gelişmeler, özellikle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru
yolu ve tazminat komisyonunun Mahkeme tarafından erişilebilir başvuru
yolu olarak kabul edilmiş olması Türkiye’nin AİHM’e taraf olmaktan
doğan sorumluluklarının bilincinde olduğunu ve Avrupa ortak değer ve
standartlarının uygulanması konusundaki kararlılığını teyit etmektedir.
Ülkemiz, Interlaken, İzmir, Brighton konferansları ile bugünkü konferansta
ifade edilen görüşleri de dikkate alarak, bu yükümlülüklerini bugüne kadar
4
olduğu gibi bundan sonra da aynı kararlılıkla yerine getirmeye devam
edecektir.
Sözlerime son verirken Hükümetimizin Brüksel Deklarasyonu ve
deklarasyonun uygulanma sürecini desteklediğini ifade ediyor, Konferansa
ev sahipliği yapan Belçika Hükümeti’ne deklarasyonun hazırlanma
sürecindeki katkıları ve gösterdiği misafirperverlikten dolayı teşekkür
ediyorum.
5
Download