lÇINjDEKlLER .. . Hicret 1. Krıteri Lütfi ÇAKAN .. . .. .. .. .. .. .. . .. .. . . 3 Kur'an-ı Kerim'in Tefsl!ii ve 'Himlerle Olan Münasebeti Celal KIRCA ÜÇ AYLIK nınıJ· llmiJ E!debi Araştırma Dr. Abdullah AYDEMiR .......... 27 Cilt: V, Sayı:. 2 Osmanlılarda Şeyhülislamlı'k Haziran - · Şaban 1401 MOssesesi SAHlBl lSLAM MEDENlYETl V AKFJ Ziya KAZI CI Selçuk ERAYiHN Dr. Halil ERSOYLU . ...............' 69 Yazı Işleri Müdürü Cahid BALTACI Kayser-i Raşid . Efendi •Kütüphanesinde Peygamberimizin Hayatı vle İlgili Türkçe Yazmalar . Dr. A Vehbi ECER .. :............... 83 !dare Yeri Bozdoğan Kemeri Cemal Yener Cad. Nr: 132 "'VEFA/lST Haberleşnie ve Havele PK. 1315 SirkecijlSTANBUL .. TURKEY istanbul'daki Abone şartları: Yurt içi: 600 lira Yurt dışı: 1.200 lira ' ·edilemez. Slislle-i 97 islami IHmler Fakültesinin TertipIediği «Hicret Kongresi» başarılı Geçti 119 Şer'i Siciller Ati.lfa ÇETiN . ' ' /---, ....................... , 123J · 4ll-licret !<!ongresi» . Neşredilmeyen yazılar istenildiğinde ~tibas Te'kkelerin Meşayihi: 150 lira mi zikred.ilmeden .................., .. . .. 39 Fal, Falname ve uFaJ-ı Reyhan-ı Cem Sultan» Adına Başkan Fiatı: 17- ILYA:S (a.s.) Hekkında bir Araştırmalar Mecmuası Dr~ -........ .'............. 'Başarılı - Geçti 127 iade edilir. Mecmmnm is- Kur'an-ı Kerim' in· Tefsiri ve İlimlerle Olan Münasebeti ' Ce:tal KIRCA (C.C.) beşeriyeti hiadyete erdirmek ve «Sırat-ı müstakiri:ı'de de. varnlarını sağlamak için peygamberleri vasıtası' ılle kita:blar göndermiş Allah en iyi bir şekilde okumalarını da emrederek okUJnayı kurtuluşa vesile ikılm1ştır. Hz. Muhammed (s.a.v) ile gönderdiği son kitap Kur' am Kerim'de de insanları, ' okumaya tefekküre, .araştırmaya ve Kur'am tedebbüre teşv~k etmiş ve bu sayede 'kendilerini hidayete erdireceve bu kitabiarı ğini belirtmiştir. Cenab~ı Hak,Kur'anı okuyup da okuduğunu anlayanları, O'ndan alıkarn çıkartanları ve çıkartılan ıiill:ümlerle amel edenleri ımetheclip öğerken·bu yüce_kitabdan yüzçevirenlerle, okuduğu halde manasmı'·anla­ mıyanları ve alıkarnı ile ari:ıel etmiyenleri de zemmedip kötülemiştir. Böyle ıkimseleri, taşıdıkları halde okumadıkla~mdan kitap yüklü eşek­ ·lere benzetir(l). O, tedebbürü terkedenleri de sevmez. Tedebbür v:e te~ fekki.irden yüz çevirenler hakkında ise, <<Onlar, Kur'am tedebbür etmiyorlar mı, yoksa kalbieri üzerinde kilitler mi var?» (2) der. Tedebbür. ve tefekkür etmeksizin Allah kelamını anlamak mümkün -değildir. Kur'am anlamayı ve O'nu akletmeyi yine Kur'an istemektedir. «Biz O'nu arapça bir Kur'an olaralt indirdik, olur J.ri, a,kledersi. niz>~ {3): Bir şeyi --a:kletmek, onun bütün anlamları-m kavramak demektir. 1- K.K. Cuma s. 62/5. · 2 -· K.K. Muhammed s. 47/24. 3 - K.K. Yusuf s. 12/2.- ·. 17 Yukarıdaki ayetten anlaşıla:cağı iizere, Kur'an ·buna en layık olanıdJ.r. Bu . sebepledir :ki, müslümanlar, Kur'anı tiHivet etmede ve manalarını anlamada bÜyük gayret sarfetmişler ve birb~Ieriyle yarışmışıardir. ilk defa Kur'am anlamada görüş beyan eden Allah'ın Rasulü Hz. Muhamined ve O'nun Ashabı olmuştur(4). İ:rnam Gazzali, bu konuda· şöyle der: «Peygamberimiz, İbn Abbas hakkında «Allah'rm, bun~ dinde fakih (anlayışlı) kıl ve (Kur'anm) tevilini kendisine öğret» (5), diye dua etmiştir. Şayet te'Viilqe tenzil gibi Rasulullah'dan duyulmuş ve ez'Qerlenmiş olsaydı bu duamn ne kıymeti · 'kalırdı? Yine Allah Teala, Kur' am Kerim' de: «O'nu, onlardan i:stinhat ·edenler bilirlerdi» (6), IJmyurmwkta ve ilim sahiplerıine ait bir istinbatın · var olduğunu bildirmektedir. İstinbatın, duyulan şeylerden başka ayrı bir hüküm çıkartma olduğu ise bilinen bir gerçektir.» (7). . defa Kur' am Kerim'i anlama hususunda görüş beyan eden Allah'· ın Rasulü Hz. Muhammed ve O'nun ashabı olmuştur(8). Daha· sonraları İslfum alimle:rıi de, Kur'an-ı -iınıama konuslında dctjhad etmişlerdir. İmam Gazzali, bu ıkônuda şöyle der: «Peygamberimiz, İbn Abbas hakkında; . «Allah'rm, bunu dinde bkih, anlayışlı kıl, Kur'ariın te'vilini kendisine öğret» (9)' diye dua etmiştir. Şayet te'vil de tenzil gibi yanıi mana da. Kur'an gibi Rasulüllah'dan duyulmuş ve ezberlenmiş olsaydı, bu duaıiın ne kıymeti :kalırdı? Yine Allah Teala, Kur' am Kerim'de «O'nu, onlardan istinhat edenler bilirlerdi» (10), buyurma:kta ve· ilıim sahiplerine 8it bir istinbatın var olduğunu bildirmektedir. · İstinbatın, ·duyulan şeylerden başka, ayrı bir hüküm çıkartma olduğu ise bilinen bir gerçektir.» (ll). İlk Hz. Ömer (r.a.), müslümanların :K;ur'anı anlamaları yönündeki müşkillerini gidermek .için ımeclisler toplamış ve onlarca bilinen · kuv• vetli istinbatı dolayısı ile, sorularına cevaplar. vermiştir(12). Yine Hz. Ömer, müslümanlara, Arap lügat ve gramerini evlatlarına öğretmeleri­ ni e~rederek (13), Kur'an-ı anlamada yardımcı olan bu ilmin öğretilme-----:, ~-----:--. . . 4 - Dr. A'bdullah Mahmud Şehate, Tarihu'I-Kur'an ve't Tefsir, Mısır 1972, s. 104. 5 -· Eba Hamid El Gazali, !ho/au Ulumi'a-Din, 'Beyrut, tarihsiz, c. ı, s. 290. 6 - KK. Nisa s. 4/83. .. 7 - Gazali, ihya, c. ı, s. 290. .. 8 - Dr. A'bdullah Mahmud Şehate, Tarihu'.I-Kur'an ve't-Tefsir, Mısır, 1972, s. 104. 9 - Muhammed ei-Gazali, lhyau Uluml'd·Din, Beyrut, tanihsiz, 1/290. 10 - en-Nisa, 4/83. · 11 - · Gazali, ihya, 1/290. 12 - Muhammed b. Cerir et-Taberi, Camiu'I-Beyan an Te'vilıi'I-Kur'an, Mısır 1954. XXX/333. 13 - lbn Manzur, Lfısanu'I-Ara'b, Beyrut 1956, l H N mad'desi. 18 sini istemiştir. Kadi Beydavi (ö. 685/1286) de «Rabb:inin yolun·a hlkmetle ve güzel öğütle davet -et» (14), ayetinin izahında «hlkmet»i şek ve şüpheyi izale ederek kesin ilim ifade eden delil ve -buhranlar ile açık­ layarak, Kur,anın :bu doğrultuda tefsir edilebileceğini göstermiştir(5). Rasulullah !ile başlayan -Kur'anı anlama ve tefsir etme işi, aslıab­ dan tabiine ve onlardan da nesiller boyu zamanımıza kadar yapılagel­ miş ve~ kıyamete kadar da yapılmaya devam edecektir. Kur' ana ait _ tefsirle;rin en hayırlısı nedir? diye sorulduğunda «Zamandır» diye cevap veren(16) bir alimin bu cevabı Kur'anın anlaşılınasım en kısa ve · özlü bir şek!ilde ifade eder. Çünkü zamanın geçmesiyle ilim artar ve ilim arttıkça da Kur' ani mefhurnlar daha iyi- anlaşılır. Faıkat ilmin sonu gelmediği g!bi, Kur'ana ait hıefhumları anlamanın da sonu yoktur. Kur'an, Allah kelamı ve O'nun !kitabıdır. Allah'ın varlığının bir ndhayeti olmadiğı gibi, O'nun ikela:mı olan Kur'am anlamanın da bir sonu yoktur (17). Sehl b . .A!bdillah et-Tusterl'n:i:n dediği gibi «şayet her hangi bir kimseye Kur'anın her bir harfi için bin arılayış verilseydi o kimse Allah'ın kitabındaki sadece bir ayete koyduğu ımanaların sonuna erişe- · mezdi.» (18). 1 . Said b. Cübeyr, (ö. 95/713) «Kur'am okuyup da, sonra O'nu tefsir etmeyen kör ve arabi gibidir» (19), de!'lken, Mücahid (ö. 103/721) de «_Allah'a mahluıkatının en sevin':ılisi ıin.zal edileni (Kur'an.;ı) en iyi bilendir» (20), ·diye söyler. Bundan dolayı Kur'an-ı aniayıp tefsir etmek isteyen eski müfessirler, Kur'amıı müşldl ve garib kelimelerini halletmek, :kelimelerin karşılıklarını izah edip şerhetmek, kıraat ıihtilaflarını açıklamak; tarihi ikıssalar ile sarf ve nahiv kaidelerini •beyan etme•k, esbab-ı Iiüzfıl ile nasih ve mensllb. ayetleri nakletmekle yetinmişİerdir. , Taberi (ö. 310/922) bütün bu a::i:ılayış ve ilimlenin hepsini tefs:irinde toplamış, Kurtubi (ö. 671/1272) fıkhi mese1elere ağırlık ·verip tefsirini .bu doğrultuda yazarken, .Fahreddin er Razi (ö. 606/1209) de kelami meselelere, felsefe ve ç-ağındaki ilmi anlayışa uygun bir görüşle «tefsir-i · kebir»ini yazmıştır. 14 15 16 1'7 18 19 20 - encNahl, 16/125. Kadi BeydiM, Envaru't-Tenzil, Mısır 1968, 1/574. Muhammed ez-Zerkani, Menahilü'l.:frfan, Beyrut tarihsiz, 1/572. K.K. Lcrkman s. 31/28. Muhammed ez-Zerkeşi, El Burhan fi Uluml'Wur'an, Beyrut 1972, c. ı, s. 9. et~Taberi Camiu'I-Be;yan, c. ı, s. 81. Muhammed !b. Ahmed el Kurtu'bi, EI-Cami'u A!h'kaml'I•Kur'an, ·Beyrut, rf:arlhsiz c. ı, s. 26. 19 Boyİece «tefsir» ç_eşitli ımetodİarİa ya:pıİıp yazıldığından tabil: oia- rak da çeşitli ·kollara ayrılmıştır. Muhaddis olan bir müfessir, tefsii"iıti rivayetlere dayanarak yaparken, fililı, fıkhi: meselelerle alıkama dair ayetleri tefsir etmede maharet göstermiştir. Lügatcı, Kur'anın garib ve müşkil kelimeleriniiı. izahında söz sahlbi olmuş, filozof, varlık, bilgi ve metafizik gibi felsefi ıkonula·rda .ık:Onll§Urken, sofi de, kendi hallerini ve batıda buiduğu. şeyleri zikretmeikle yetinmiştir: Diyebiliriz ki her ilim erbabı, Kur'an'da söyleyebileceği- ve yazahileceği pek çok şeyler buimuştur. l:ine her ilim sahlbinfu, Kur'an hakkında görüş ve düşünce olara;k bir ·anlayışı daima varola gelmiştir. Kur'an, insanlara bir şerJat, dua, hikmet, ibadet, . fikir, emir ve nehiy kitaJbı ·olma;kla birlikte, onların maddi ve manevi: haya:tları:ıiı kuşatan ve ayİn zamanda.· da bütün :ihtiyaçlarını gideren bir ıkitaptır. O, . ilmi. ve fenni hakikatlerden de •bahseder, ancak bunu tafsilen değil, icmalen beyan eder. Ve O, he1:1kesin anlayışına hitab ettiği gibi,. herkes de O'nda !kendi kültür seviyesine uygun bir mama buia:bilir. : . Kur'an-ı . 1 . Kerim'in ayetleri bir kristale benzer ve hangi cephesinden bakılırsa, o {!ephesinde :mutla;ka ayrı. bir mana görülür.. Ve yine her bir ayetin, her asra bakan yüzü v·ardır. Yam 7. · asrriı fusanına bakan bir yüzü olduğu gibi 20. ıasrın ilisanına da bakan lbir yiizü vardır. Bundan· -dolayı her bir asrın <İnsanı, Kur'an ayetlerinde, kendi asrındaki anlayışa ve !kültür seviyesine uygun bir ımana . buiabilir.. Mesela: «0 Allah ki, sizin için yeri bir beşik 'yaptı (21), ayetine ilk m uhatap olan nesiller, bu ayeti, belıkd de ·yeryüzünün, ayaklarınin altına serilmiş, tarım · ve ticaret için önlerine !koİıuimuş ve hayat ve gelişme için hazırlanmış olarak anla:mışlardır. Biz ise bu ifadeyi daha geniş ve daha derin bir . şekilde anlıyoruz. Bizden sonra ·gelecek nesiller ise bu gerçekleri, bizim anladığımızdan çok, daha farklı olarak anlayacaklardır. Ve bu ayetin manası her .geçen gün biraz daha genişleyecek ve biraz daha derinleşe­ cektir. ilim ve bilgi ıkapıları, aralandıkça ve iıısanoğhn.ıa meçhuiler açılarak ma'lum oldukÇa, daha geniş ufuklar ve. buutlara ulaşan anlaınlar çıkarılacaıktır(2.2), · Ve yine «Dağları kazıklar yapmadık mı?» (23) ayetini bir· cahil, dağları yere .çakılmış ,k azıklar olara·k anlarken, bir· şair .de ·yeri taban, · semayı bir çadır, dağları da o çadırın kazıkiarı olaraık görür. Bir edlb 21 - KK. Zuhruf s. 43/10: 22 -· Bk. Seyyid Kutlib, Fi zıHili'f,Kur'an IBeyrut 1968, c. 7, cüz 25, s. 23 - KK. Nebe' s. 78/7. 20 as. . ·' .. iSe,. bu ayeti, ebecü yönden ele alır ve yer ile dağların . fiztki tasvirini . yapar. Bir coğrafyacı da, yer kUresini denizde yüzen-bir gemi 've dağ­ ları da o geminiiı. direkleri olarruk düşünür ve onları geminin dengesini sağlayan bir unsur kabul eder. Ve bir sosyologa göre de yer yüzü, ha. yatın kaynağı olan bir ~vdir ve bu hayatın devamı· için su, hava ve toprağa ihtiyaç vardır. Dağlar ise·. su,· hava ve toprağın direğidir. ·Zira ô.ağ­ lar, suyun. mahzeni, havanın temizleyicisi ve t.oprağın koruyucusudur. Bir tab1at alimine göre dse de, yer tküresin:in içindeki b.ir takım boşluklar neticesinde meydana gelen ;titreme ve zelzelelere karşı dağlar, bir denge unsurudur ve bu sayede dağ silailelerinin bulwıduğu yerlerde .her ·hangi bir saliantı olmaz. . ~ ~ Bundan dolayıdır !Iri, «herkesin -a;kıl, ikaabillyet ve anlayışına göre Kur'an'dan ımana çıkartması caiz görülmüştür» (24). ıÇiinkü · Kur' an, mu'ciz bir kitabdır. Kur'a-nın i'caz yönleri üzeriiı.de ihtilaf olmuşsa da, mu'cizliği üzerinde asla ihtilaf olmamıştır.. Kur'8.nın i'cazından dolayı, çeşitli tefsir ekolleri ortaya çl!kmış ve zamanla O'nun engdn manaları anlaşılabilmiştir'(25). Kur'anın i'caz yönlerinden biri de «Kevn1 i'caz» yönüdür. Kur'an öz ve temel esaslar dahilinde kainat ve kainatın içindelcilerden bahseder. Fakat O'nun bahsediş:'(, cisimlerin ve tabiat olaylarniın mahiyeti yö. nüyle değil, yaradılış hikmet ve gayeleriyle :insanlığa olan hizmetleri yönüyledir. Kur'fuıda Cenab-ı Hak, <<Biz bu kitabda hiç bir şeyi ihmai .etmedik.» (26), yani hiç bir şeyi terketmedik» (27). Yaş ve :kuru hiç bir şey yoktur ki, kitabı niübinde 'bulunmasın.>>(28}..- 'buyurmaktadır. Ayrıca ~ur'an'd:a, insanın kendisini tanıyıp bileceği ;konUlara bakmayı_· emreden 350, yer yüzünde:ki tabiat olayıarına bakmayı ve araştırınayı da teşvik eden 50 den fazla ayet mevcuttur(29). · Tant~v1 Cevherl'ye göre . (ö. 1359/1940) Kur'anda pozitif (tecrübf ilimler)e iş8,.ret eden ayetlerin sayısı 750 ye · ulaşmaktadır (30) . Yine Kur' anda 88 .li Mekkl, 26 sı Meaem olmak üzere mevcut 114 sfı.renin bir ıkısınının ismi, tabiat olayıarına ve astronomiye aittir.. Mesela: Nur, Ra' d, Duhan, . Necm, Kamer, Mearic, İnfitar, Buruc, Şems, Leyl, Asr ve Fecr slire24 25 26 27 28 29 30 - Gazali, 'İhya, c. ı. s. 290. , - Bk. 'Emin el HOii Dairatu'-1 Maarif, Tefsir mad. c. 5, s. 362.-'364. - K.K. En'am s. 6/38. · - İbn Kuteybe, Mecazu'l-Kur'an, Mrsır 1954, c. I, s. 191. - K.K. En'am· s. 6/59. - A'o~ürrezza'k en Nevfel, El Kur'an ve'l ilmu'-1 hadis, tarihsiz, s, - Tantavi Cevheri, 'El Gevah'ir, Mısır 1350/1931 c. ı, s. 7. 28. 21 ' da rinsan ve hayvan gibi canlı varlıklarm adlarını taşır: İnsan, Nas, Şuara, Enbiya, Nisa, Ahzab, Bakara, Nahl, Ankebut ve Fil sfıreleri gibi(31). Kur'an'daki bütün bu ayetler, pozitif ilimlerin öğrenllinesini ve araştırılınasını :teşvik etmektedir (32). leri gibi. Bir kısmı Bundan dolayıdır ıki, Kur'anm tefsiri, her asırda içinde ·bulunduğu asrın ilmi hareketipden e1Jkilenıniş ve çağınaaki ilmi nazariye ve götefsir ilmi, ıilmi _ve fell'ܧleri yansıtan örnekler ver:ırıiştir(38). Ancak , -. sefi görüşleri alıp ıkabul etme hususunda, tedrici bir yükselme göstermiştir. 'Selefin tefsirinde, ·ilmi ve felsefi konUları tedrici bir şekilde alıp lı:abul ettiklerine dair pekçok örnekler mevcuttur. Kur'an'daki ikainat ve içindeki varhklarla ilgili. ayetlerle, bunların araştırılıp öğrenilmesini taleq eden ayetlerin varlığı elbette ki, müfessirler tarafından görmemezlikten gelinemezdi. Bu sebeple bir ikisım nıü­ fessirler, bu yöne meyletmişler ve tefsirlerini bu doğrultuda. yapmışlar. dır. Ve böylece diğer tefsir ekallerinin yanında, yeni bir takım tefsir ekolleri de-meydana çıkmış oldu. İyi bir cıdan daha tarihçi, Kur'an'daki tarihi olayları, tarih bilmeyen bir fıkıh­ güzel tefsir ettiği gibi, bir· doktor da, ınsanın yaradılışı ::ile · ilgili merhaleleri anlatan ayetlerlll açıklamasını dalıa maharetle yapar. Keza bir tabiat alimi de yer yüzünü ve lk§..inatı anlatan ayetleri, bir doktordan daha iyi_ aniayıp izah edebilir. Bu nedenle modern (pozitif) ilim !ere işaret eden ayetleri, en iyi bir şekilde tefsir edebilmek için, müfes- :=ıirier, bu ilimlerde mütehassıs olan ilim adamlarının görüşlerinden ve fikirlerinden geniş ölçüde istifade etmişlerdir. Hatta bazı ımüfessirler -· ve alimler, bütün çalışma ve gayretlerini bu yöne hasretmdşlerdir.. Kur'an'da;ki poz1tif ilimiere ve tabiat olaylarına işaret_ eden ayetlerin, bu iliınlerle · müııasebet ikurularak tefsir edilmeye başlanması, Abbasiler döneminde Aristo Mkmeti ile Batlamyus -feleki (Astronomisi) nin Yunancadan terceme yolu iİe İslam dünyasilla na;lcl.edilmesi ve daha sonra da müslümaniar arasında şüyu' bulması neticesinde olmuştur(34). Bu olayıian önce İslam alimleri, yer yüzü, gök yüzü, yıldızlar,- yağmur, bulut ve şimşek gibi şeylerin ve tabiat olaylarının zikredililiği ayetleri dış görünüşüne göre anlamışlar ve tefsir etmişlerdir(35). Bu terceme 31 32 33 34 35 22 - Yusuf MOrüwe, El Ulumu~t Tabii'yyeti fil Kur'an, Beyrut 1967,. s. 74. - M. Reşit Rıza, El Menar (Tefsiru'.I•Kur'ani'l-A'zim) Beyrut, tarihsiz, c. V, s. 9. -Ahmet Emin, Fecru'l islam, Beyrut 1969, s. 206. . / -. Bk ~bdüllatif Harputi, Ten'kihu'I-Kelam; Dersaadet, 1130 ·h. s. 386. - Harputi, a.g.e. s. ŞB7. hareketlerinin · neticesinde, müslümiuılar arasmda başlayan b.azı . ifsat edici hareketlere karşı, bir yandan İslamu müdafaa etme, bir yandan da Kur'an'daki ıkevni ve :ilmi ayetleri devrinin ilini anlayışı ile tefsir etme faaliyetler! başlamış oluyordu. Bu dönemde yetişen İslam illamasından İmam Gazili (ö. 505/1111), Ebu'l Meali· (ö. 478/1085), Fahreddin er Razi (ö. 606/1210), Kadi Beydavi (ö. 685/1286) ve benzeri muhakiPkler, zamanlarında şöhret bulan Arist'b · hikmeti ile Batlamyus astronomisini, kendileri için ·mümkün ve ıkolay olduğu Ölçüde tetkik ederek tahlil etmişler ve pe~ çok görüşlerini· kabul etmemişlerdir. (36). · Terceme faaliyetinin ortaya çıkışından ve buna ait fikirlerin müslümanlar arasmda yayılışmdan sonra, bir yandan İslamı~müdafaa ve bir· yandan da kevni Ayetleri,. çağmda:ki ilini düşünce ve nazariyelerden de faydalanarak açl!klama ve .tefsir etme- faaliyeti önem kazanmış ve özelUkle İmam Gazzali ve er-Razi bu hareketin öncülüğünü yapmıştır. Böylece Kur':lııdaki kevni ayetleri, asrımn ilmi düşünce ve nazariyelerinden de istifade ederek açıklama ve tefsir etme faaliyeti yani «ilıni» tefsir hareketi» başlamış oldu. Adına Kur'anı Kerim'in pozitif iliınlerle olan münasebeti ve yorumu» diyebileceğimiz bu hareket, Gazaıı· ile belirgin bir hale geliyor ve Razi ile de çağının en verimli ve bütünlük arzeden bir düzeyine erişiyordu. Razi'den sonra bu har~ketin en başta gelen savunucusu, Ebu'l Fadl El Mursi (ö. 655/1257) olmuştur. Daha sonra Celaleddin es Suyf:ıti (ö. 911/1505) de bu hareketi .savunmuş ve «El İtkan» adlı eserinde, bu . konuda varid olan ayet, hadis ve .sahabe sözleriyle birlikte el Mursi'den de geniş nakillerde bulunmuştur(37). Ancak ElMursi ve es Suyf:ıti hariç, Razi'den sonİ'a bu hareket durgunlaşrriış ve 20. yüz yılın başlarında yeniden canlanarak müstakil bir tefsir ekolü haline gelmeye çalışmıştır. . Çağımızda bu hareketi canıandıi-an. en büyük etken, dini aınillerle birlikte :ilmi ve sosyolojik olayların meydana getirdiği propleınleri çöZ. me arzusu ve gayretleridir. Maz:ide. olmayan fakat .asrıınızda zuhur eden pek çok hadise ve ilmi gelişme~er, müslüman allıhleri, Kur'&nı anlama ve anlatına 'konusundaki ictihadlarmda cesur davranmaya zorlamış ve pek çok ayet-i kerlmenin bu vesile !ile anlaşılması sağlanmıştır. Fakat bu anlayış nihai bir :anlayış değil, geçmişe göre daha iyi bir anlayış şeklidir~ 36 37 - Harpilti, a.g.e. ·s. 387. . . Celaleddin es-Suyuti, El-itkan fi Ulilmi-Kur'an, Beyrlit, 1973, c. ll, s. 125-130. 23 ,. Rönesansla birl.ikte Avrupa'da başlayan İlim-Din, diğer bir tabiri~ Hıristiyanlık-ilim çatışması, bazı· kesimlerde bir dinsizlik ·aJntrıı şekline dönüşmüştü. Bu yüz yılda, İslam .ülkeleriyle, Avrupa ülkeleri arasmda çeşitli sebeplede başlayan karşılıklı münasebetler, .bu düşüncenin İslam· ülkelerine de yayılınasma sebep o]muş, Avrupa'dakLİlim-Din çatışması, İslim ülkelerindeki bazı aydınlar arasında da İslam-ilim çatışması vehiınlerini doğurrnuştu. · · Tantavi Cevheri, bu konuyu tefsiri «El Cevahir»inde ~öyle anlatır: <<tSlam ülkeleriJıden pek çok genç, yabancı dil öğrenip de Avrupayı tanı• . · dıktan sonra, son derecede gururlarup ıkibirlendiler ve İslam'dan yüz ·çevirdiler. Biz «Tanrı'ya inanmıyoruz çünkü frenider de inal:mıiyorlar, diyerek dini ve diyaneti terkedip · ibadetten uzaklaştılar. · Gözümüzün · ·gördüklerinden başkasına da inanmayız diyerek, «Allah'ı ve madde ötesi alemi» ıkabul etmediler>> (38). Gerçekten de Avrupa'nın ilmi, iktisadi ve askeri alanlardaıki üstünlüğü, ;Avrupa'ya tahsile- giden gençlerirn,izi. ve onlarla temas ·eden bazı aydmlarımızı, aşağılık kompleksine itmiş ve .onlarda .bir İslam düşmanlığı meydana getirmişti. • • . 1 - İslam ülkelerinde yeni başlayan fakat Avrupa'da sona oeren bu 19. yüzyıl dinsizlik kalıntılarının tesirlerlıi.i azaltrnı;vk veya yok etmek, gerçekte Avrupa'da var olan ilim-din çatışmasının İslfun'da olmadığını ve _ · .alamıyacağını · göstermek gerekiyordu. Bu görevde, hem Kur'anı, hem de müsbet iliınleri iyi bilen müslüman ilim ve· din adamlarına düşüyordu. 19. yüzyıl sonlarıyla 20. yüzyıl · başlarında, İslann yeniden bir başka şekilde n;ıüdafaa tarzında başlayan bu· hareket, gittikçe gelişerek.· müstakil . bir tefsir ekolünün gelişmesini · sağlamıştır. - Bu hareketi, İslam'ı müdafaa tarzmda başlatan ve· geliştirenler arasında, Cemrueddin Afgan1, (ö. i315j1897), Muhammed Abduh, (ö. 1323/1905), M. Reşit Rıza, (ö. 1354/1935), Muhammed İkbal, (ö. 1357/ 1938), Mehmet Akif, (ö. 1355/193"6),. İsmail Fenni Erqğruı, (ö. 1365/ 1946), Tahtavi, (ö. 1294/1877) Timuslu Hayreddin (ö. 1315/1897) ve sairleri bulunmaktadır. · Bunlar ve bunların· dışındaki diğer· İslim aiimlerinin ·gösterdikleri gayret· ve çalışmaların _!!eticesinde, İslam-İlim _çatışması olmadığı, tani aksine bir ilim ve islam uyuşması ve uzlaşmasının .varlığını aç~klayan eserlerin yazılmasına başla.nılmıştır. · 38 - 24 Cevheri, •El Cevahir, c. ı, s. 118. . ' Geçen asırda yaşayan büyük müfessir Mahmud el-Alfısi (ö. 1270/. ıs54) tefsirinde az da ()lsa çağının anlayışına uy~ ilmi tefsir örnekleri verirken, yine bu asırda müstakil. eserler yazarak bu hareketi savunanlar bulunmuştur. Bunlar arasında, «Keşfu'l-:Esrar el-NfıraniyYe elKur'aniyye» eseriyle Muhamıiıed b. Ahmed el-İ_şkenderani ve «Tabaiu'lİstibdad ve Mesariu'l-İstı'bad» adlı eserleriyle de Abdurrahman el-Kevakibi .bulunmaktadır. ' Çağımızda ilmi tefsir hareketinin ciddi ve önemli ilk eserini, 'bu asrın başlarmda Gazı Ahmet Muht~r P.aşa (ö. 1336/1918) · verıniş ve astronomi ile ilgili 70 kadar ayet bir araya getirerek, devrinin ilmi. anlayışı ile bu ayetleri tefsir etmiş ve eserine «Sed_aiu'l-Kur'an» adını vermiştir: . Ayrıca. Dr. Abdiliaziz İsmail de, «el-İsla:ı:n vet-Tıbbu'l-hadis» adlı ~se­ rinde, dini ve ilmi konulara değinip bu alanda bazı çalışmalarda bulunmuşttir. Asrımızda ilmi'tefsirin en büyÜk temsilcisi, Tantavı Cevheri'dir. 25 ciltlik muazzam tefsir.inde Cevheri, ilim ve Kur'an uzlaşmasının ve uyumunun açık ve net örneklerini vermiş ve .tefsir:iJJ4 baştan başa bu .anlayışla yapmıştır. - Mustafa el Meraği, tefsiri «el-Meraği» de bu anlayışa uygun tefsir örnekleri verirken, Seyyid. Kutub da ilmi t~fsirin ·aleyhinde görünmesine rağmen, «Fi-Zilali'l-Kur'an» adlı tefsir.inde kevni ayetleri açıklarken kendisini,· bu anlayışla tefsir yapınaiktan da alıkoyamamıştır. Elmalı'lı Harndi Yazır'm tefsirinde de :ilmi tefsire uygun bol örneklere rastlamalktayız. ilmi tefsir hareketi, günümüzde müslümanlan o ıkadar etkilemiştir ki, yazılan bir çok eser ve makalede a:z veya çok bu konu ile ilgili bir şeyler •bulmak rrn:Umk.ündürıGerektslam aleminde ve '1gerekse 'batı"ıd:a bu sahada çalışmalar yapılmakta ve her geçen g;ün bu sahada yazılan eserler çoğaimaJktadır. Bütün bu eserlerde söylenen veya söylenmek istenen Şey şudur: ·«Çağdaş bilimlerle ilgili birçok konuya, Kur'am Kerim'de temas edildiği halde, bunlardan hiç biri, .çağımız bilimlerinin kesinlikle isbatladığı her hangi bir husus ile gelişmemektedir» (39). Bu özellikle sadece Kur'ana aittir, diğer ilahi kitaplarda bu özelliik yoktur. Netice olarak. diyebiliriz ki: a - Kur'an-ı __,. Kerim'de öyle ayetler vardır . ki, eski aiim ve tefsirci- . 39 - ıDr. Maurice BucaiJI-e, La Bible le Coran et'.ıa Scince, (Kur'an ve Modern Ilim). Ter. Poç. Dr. Suat Yıldırım, basılmamış ve daktilo edilmiş terceme, 235. 25: lerin bütün gayretlerine rağmen inandırıcı bir açıtklığa kavuşturu1ama~ . mıştır. Fa:kat bu ayetler, . bugülıkü modern ilimler yardımı ile daha iyi - .anlaşılmaktadır. Buna- rağmen bu gibi. ayetlere ileride daha başka ma. nalar verme ihtimali de ortadan ıkaJkmış değildir. O konuda:ki ilim dal- · ları geliştikçe başka manruara gidilebilir. Bıi gibi ayetleri anlamak için sadece !isan bilgisi yeterli olmamakbidır. Lisan bilgisinin yanı sıra ·çok yönlü fen bilgilerine de sahip olmak gerekir. b - Öyle ayetler vardır ki, onları anla:mak ve tefsir etmek için bu günk,ü modern ~Imin ulaştığı seviye bile kafi gelmemektedir. lleride' ilmi araştırmalar artar ve ili,m dalları daha da genişlerse belıki bu ayetlere o · . zaman bir anlam verilerek, o ayetlerin mahiyeti anlaşılabilecektir. Bu· gün bu ayetlere eski müfessirler gibi sadece, Arapça kelimelerin müsaade ettiği bir lügat ve sözlük anlamı verilmektedir. Ne demek istediği ve neyin kastedildiği henüz aıılaşılabllmiş değildir. c -. Yine öyle ayetler de vardır ki, eskiden iyi ve doğru· anlaşılmış­ lar ve onlara_ başka ibir mana vermeye tır(40). · ger~k ve ihtiyaç da kalmamış- Kur'an-ı Kerim, her çeşit ilim verilerini objektif bir şekilde zikretmiş ve bu ilimlerin konu1arını ve meselelerini n8.zil olduğu asırdaki anlayışa göre değil de, ·kendi gayesine her zaman hizmet edecek ve her çağın anlayışına · hitab edecek şekilde ifade etmiştir. Bu bakımdan her · asrın insanl, ilimierin konu1arını ve meselelerini anlatan bu ayetleri, kendi /çağının -ilmi anlayışına ve görüşüne göre yorumlamış ve bu sebepledir ki, :ilmi tefsir anlayışına uygun yapılan tefsirlerde, çağlara göre değişik yorum ve ..::ı,nlayış farklılıkları meydana gelmiştir. 40 - 26 ' Bk. Prof. 'Dr. Hüsey.in Atay, Modern iHm ve Kur'an-ı Kerim lliŞkıislnde Metod., Di- . yanet Dergi'si, c. 18, sayı, 5, s. 266.