Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 İsmail EGE1 SAINT PIERRE (KİLİSESİ) MAĞARASI (ANTAKYA/HATAY) Özet Çalışma konumuzu oluşturan Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası, Hatay ili, Antakya ilçe merkezi, Küçük Dalyan Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Kuseyr Platosu’nun batı kısmını şekillendiren, Antakya-Samandağ Grabenini meydana getiren fay yamacında gelişen mağara, Antakya-Narlıca yolu üzerinde Hacıkürüş Deresi’nin kuzey kesiminde yer almaktadır. Oluşum bakımından doğal bir mağaraya karşılık gelen Saint Pierre Mağarası, tarihi dönemlerde insanlar tarafından (Aziz Petrus) mabet halinde kullanılmaya başlanmıştır. Mağaranın iç ve dış kısımları insan eli ile şekillendirilmiştir. Mağaralar gerek günümüzde gerekse tarihi dönemlerde birçok yerde değişik amaçlarla kullanılmaktadır. Bazı mağaralar; mesken, hayvan barınağı, su deposu, hayvansal ürünlerin depolandığı ve tarım ürünlerinin muhafaza edildiği yer olarak değerlendirilmektedir. Konumu uygun olan bazı mağaralar ise sığınma(saklanma) ve mabet olarak kullanılmaktadır. İçerisinde çözünme sonucu oluşmuş galeriler, suların eriyik halde CaCO3 biriktirmesi sonucu oluşmuş sarkıtlar, dikitler, sütunlar ve akma taşlar bulunan mağaralar turizm açısından cazibe merkezi olmuşlardır. Bazı mağaralar ise insanlar tarafından kutsallık atfedilmesi sonucu fonksiyonel olarak önemli bir yere sahiptir. Saint Pierre Mağarası günümüzde Hristiyanların hac merkezi olması, buranın bir mabet olarak kullanılması (valilik izni ile 29 Haziran da ayin yapılması), dini fonksiyonu gibi nedenlerden dolayı binlerce turist çekmektedir. Bu durum mağaranın inanç turizmi açısından önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Saint Pierre Mağarası, Aziz Petrus'un Mağarası, Antakya, İnanç Turizmi, Paleolitik Mağara. 1 Yrd. Doç. Dr., Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, [email protected] İsmail Ege 166 SAINT PIERRE (CHURCH) CAVE (ANTAKYA/HATAY) Abstract Saint Pierre Cave which is our study subject is located in the boundary Küçük Dalyan neighborhood in the Center of Antakya City in the province Hatay. This Cave is occurred in the west part slope of Kuseyr Platue (tableland) on the fault shaped to Antakya-Samandağ depression (graben). St. Pierre Cave is on the way of Narlıca far to center the 2th km and North side of Hacıkürüş rivulet. This cave was natural but it was shaped with artificial effects in the historical time. Firstly, it was used as a temple during the Saint Petrus who was a disciple and monk A.C. 30s years. Caves are used different purposes both todays and during the historical times. Some caves are used as settlement, animal pound, water tank, animal products store and agricultural products housing etc. Some caves, in the suitable location, are used as a saving and template. Caves are tourism magnet places on the score of galleries which are shaped after the resolution and CaCO3 deposition stalactites, stalagmites, columns, flowstones. Some caves are also important in terms of functions that people offloaded sanctity. As Saint Pierre Cave is a center pilgrimage (for Christians) nowadays and it is deliberately used to solemnize (29 June sanction with governorship) as a temple, it has very important location in terms of faith tourism. Key Words: Saint Pierre Cave, Aziz Petrus Cave, Paleolithic Cave, Faith Tourism, Antakya. 1.GİRİŞ Karstik sahalarda derinlik karstının en önemli oluşumu mağaralardır (Uzun ve Zeybek, 1996; 40). Karbondioksitli yeraltı sularının kireçtaşını çözerek yerin derinliklerinde meydana getirdiği boşluklar, speleolojik bilgiler vermesi yanında, jeolojik, jeomorfolojik, klimatik, arkeolojik özellikler ve gelişimleri konusunda da ipuçları vermektedir. Ayrıca topoğrafik bakımdan mağaraların bulunduğu seviyelerin karşılaştırılmasıyla taban seviyesi değişimleri belirlenebilmekte, taraçalar ve aşınım yüzeyleri daha sağlıklı yaşlandırılabilmektedir (Nazik, 1989;1). Türkiye arazisinin yaklaşık 1/3’i çözülebilen kayaçlardan (Kalker, jips, dolomit vb.) meydana gelmektedir. Bu kayaçlar başta Toros dağları olmak üzere Güney Marmara, Batı ve Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu Bölgesi’nin güney ve kuzey kesimleri ile İç Batı Anadolu’da yüzeylenmektedir (Nazik, 1989; 54). Karbonatlı kayaçların karstlaşmasıyla ilgili yaklaşık 35.000 – 40.000 mağara vardır. Bunların çoğu Toros dağlarındaki karstik platolar sisteminde yer almaktadır (Nazik, 1989; 54: Sür, 1994; 16, Kopar, 2008). Saint Pierre Mağarası inanç turizm etkisiyle bilinen mağaralar arasında yer alıp Hristiyan isminin söylendiği ilk yer olarak kabul edilmektedir. Mağaralar çok değişik litolojilerde ve değişik alanlarda çok geniş alanlı bir yayılımı bulunan karstlaşmaya uygun sahalarda çok değişik şekillerde gelişmişlerdir. Mağaralar gerek içerisindeki ilginç şekilleri (sarkıt, dikit, sütun, damlataş, akmataş vb. gibi) gerekse kendisine özgü sıcaklık ve nem şartları gibi durumundan dolayı insanlar tarafından ilk çağlardan beri ilgi çekmektedir. Bu nedenle mağaralar dini, barınma, sığınak, savunma ve turizm gibi amaçlara The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 167 Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay) yönelik hizmet etmektedir (Uzun,1991, Uzun ve Zeybek, 1996; Zeybek, 2004; Nazik, 2008; Huggett, 2010). Son zamanlarda mağaralar turizm potansiyeli açısından büyük bir önem arz etmektedir. Bunlar içerisinde kültür ve inanç turizmi de ayrı bir öneme sahiptir. 1.1.Çalışma Alanının Yeri ve Sınırları Saint Pierre Mağarası Akdeniz bölgesinin Antakya yöresinde; Kuseyr Platosunun batı yamaçlarında, Habibineccar Platosunun2 etek kısmında gelişmiş bir mağaradır. Daha ayrıntılı olarak ise Antakya’nın 2 km Kuzeydoğusunda, Reyhanlı Karayolu üzerinde 36°12'33'' Kuzey 36°10'42'' Doğu lokasyonunda bulunmaktadır (Şekil 1; Foto 1). Şekil 1. Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası ve Yakın Çevresinin Lokasyon Haritası 2 En yaygın bilinen adı Habibi Neccar Dağı, bazı rivayetlerde Haç (Stauris) Dağı olarak ta geçmektedir. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 İsmail Ege 168 Foto 1. Habibineccar Platosu Etek Kısmındaki St. Pierre (Kilisesi) Mağarası 1.2. Amaç Türkiye karstik potansiyel olarak çok zengin bir değere sahip olmakla beraber hem yüzey, hem de yer altı karstlaşmasıyla oluşan şekillerin oluşturduğu topografyalar turizm açısından çeşitlilik sunar. Bu karstik şekiller kompleksinin arasında kuşkusuz mağaralar ayrı bir yere sahiptir. Mağaraların kendisi büyük bir karstik çözünme şekli olmasına rağmen, içerisinde değişik formlara sahip pek çok karstik aşınım-birikim şekli barındırması ve bu şekillerin binlerce yılda oluştuğunun bilinmesi, onu diğer karstik şekillere göre çok daha cazip yapar. Bu nedenledir ki tüm Dünya’da karstik mağaralar gizemli mekânlar olarak kabul edilir. Bu çalışmada ki ana amaç Dünya’nın ilk mağara kilisesi olan Saint Pierre Mağarası’nın oluşum mekanizmasını ortaya koymaktır. Mağara oluşumundan bu yana ana hatları ile doğallığını korumuş olsa da, insan elinin etkisi ile çok büyük bir değişime uğramış adeta insan eli ile açılmış bir mağara görünümü kazanmıştır. St. Pierre Mağarasının uğradığı bu değişimi göstermek bu çalışmanın bir diğer amacını oluşturmaktadır. Bu çalışmanın en önemli amaçlarından bir diğeri ise; içerisindeki karstik aşınım ve birikim şekillerinin doğallığını koruyan kısımlarının tanıtılması ve mağaranın inanç turizmi açısından turizm potansiyelinin ortaya konmasıdır. 1.3. Metot ve Malzeme Bu çalışmada yöntem olarak; öncelikle genel olarak karstlaşma ile ilgili, özelde ise mağaralar ve inanç turizmi ile ilgili yapılmış çalışmalar incelenmiştir. Daha sonra alanın 1/25.000 ölçekli ANTAKYA P36 d2 topografya haritası ile 1/25.000, 1/100.000 ve 1:500 000 ölçekli jeoloji haritaları ve çalışmaları temin edilmiştir (Yılmaz, 1984, Tekeli ve Erendil, 1986; Över vd. 2001; Kavuzlu, 2006; Herece, 2008; Tüysüz vd.2012). Literatür taramasından sonra arazi çalışmaları yapılmıştır. Arazi çalışmaları ilk olarak keşif, ikinci olarak haritalama ve üçüncü olarak ise tüm eksiklerin giderilmesi -mağaranın oluşumu ile ilgili görüşlerin The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 169 Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay) netleştirilmesi- için üç defa gerçekleştirilmiştir. Çalışma esnasında GPS, lazermetre, dijital altimetre, jeolog pusulası, nemölçer ve şerit metre gibi malzemeler kullanılarak çeşitli ölçümler gerçekleştirilmiştir. Hem literatür, hem harita analizleri, hem de arazi çalışmalarıyla elde edilen bütün bulgular birbiriyle bağlantılı bir şekilde düzenlenerek metin, şekil ve haritalara aktarılmıştır. Bu çalışma esnasında mağaranın iç profili çıkartılarak resmedilmiştir. Nihayetinde tüm veriler derlenip toplanarak çalışma metne dökülmüştür. 1.4. Daha Önce Yapılmış Çalışmalar Ülkemizde karst jeomorfolojisi ile ilgili oldukça fazla çalışma bulunmaktadır (Bilgin, 1963; Güldalı, 1971; Atalay, 1988; Nazik, 1989, 2005, 2008; Alagöz, 1994; Doğu ve Diğ.1994a; Sür, 1994; Pekcan 1999; Zeybek 2003; Doğan, 2004; Keser 2004; Ege, 2010a; Kopar 2008, 2009, 2010; Kopar ve Toroğlu 2014; Ege, 2015). Karstlaşma sonucu oluşan şekillerden birini de şüphesiz ki mağaralar oluşturmaktadır. Mağaraların jeomorfolojik özellikleri, sınıflandırılması ve turizm potansiyeli ile ilgi literatürde oldukça yeni ve tipik çalışmalar mevcuttur (Storm, & Smith 1991; Dunkley, 1993; Viles, 2009; Grimes, 2012; Martini ve Grimes. 2012). Mağara çalışmalarının bazıları coğrafyacılar tarafından yapılırken (Ertek,1989, Uzun, 1991, Uzun ve Zeybek 1996; Doğu ve Diğ.1994b, Nazik, 1989, 2005; Bekdemir vd. 2004; Zeybek, 2004; Ege, 2015), bazıları da arkeologlar ve peyzajcılar (Şenyürek,1958, Şenyürek ve Bostancı,1958, Erek, 2008; Gözcü ve Mazı Zükladiroğlu, 2014) tarafından yapılmaktadır. Antakya bölgesinde kısmi olarak karst jeomorfolojisi ile ilgili çalışmalar sınırlı sayıdadır (Korkmaz, 2006; Ege, 2010b; Gönençgil ve Karataş, 2012; Ege 2014a, 2014b; Tüysüz, 2012; Ege 2015). Mağaraların ve Manevi yerlerin inanç turizmi açısından değerlendirildiği sayısızca çalışma bulunmaktadır (Aygen, 1984; Rinschede G., 1990; Vuconik, 1996; Şenesen 2004; Sargın, 2006; Doğaner, 2009; Collins-Kreiner, N, 2009; Okuyucu ve Somuncu, 2013; Harbalıoğlu ve Özel, 2013; Kayadibi vd. 2013; Çetin ve Kaymaz, 2014; Kayhan, 2014; Maciejowski vd., 2015). Bu çalışmalarda inanç turizmi açısından Hac olayı değerlendirildiği gibi, mağaraların gerek tarihi süreçler içerisinde gerekse günümüzde çok farklı amaçlarla kullanıldığını göstermektedir. St. Pierre Mağarası (Kilisesi) Hatay da oldukça önemli bir destinasyon merkezi ve çok büyük bir turist çekiciliğine sahiptir. 2. Çalışma Alanın Jeolojik Özellikleri Habibi-Neccar Platosu Tersiyer yaşlı kireçtaşı, killi kireçtaşı ve kiltaşı litolojisi gibi birçok kayaç biriminden meydana gelmektedir (Derman, 1979; Yılmaz, 1984; Selçuk,1985; Ateş ve diğ. 2004; Över, vd. 2004; Korkmaz, 2006; Herece, 2008; Ege, 2014b). Kuseyr Platosu’nun temelinde Kretase yaşlı ofiyolitler mevcuttur (Yılmaz, 1984; Tüysüz vd. 2012; Tarı vd. 2014). St. Pierre Mağarası Kretase yaşlı ofiyolitler üzerinde uyumsuz olarak bulunan, AltOrta Eosen yaşlı kireçtaşı içerisinde gelişmiş bir mağaradır (Şekil 2). The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 İsmail Ege 170 Şekil 2. St. Pierre Mağarası ve Yakın Çevresinin Jeoloji Haritası Mağaranın üzerinde geliştiği Formasyon Okçular Formasyonu olarak tanımlanmaktadır. Birim ilk defa Selçuk (1985) tarafından Okçular Formasyonu olarak adlandırılmıştır. Litolojik olarak kireçtaşı, çörtlü kireçtaşı ve detritik kireçtaşlarından oluşur. Yayladağı’ndan başlayarak yaklaşık KD-GB yönünde oldukça geniş bir alanda yayılım göstermektedir. Tipkesit yeri olarak, Okçular, Yayladağı, Kuruyer, Habibineccar Dağı, Serinyol (Bedirge) kuzeyini kesit lokaliteleri olarak vermek mümkündür (Selçuk 1985, Boulton, vd. 2006, Kavuzlu, 2006; Tüysüz, vd.,2012) Okçular Formasyonu Kretase yaşlı ofiyolitler üzerinde uyumsuz olarak bulunmaktadır. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 171 Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay) Okçular Formasyonu; kireçtaşı, çörtlü kireçtaşı ve detritik kireçtaşından oluşmaktadır. Kireçtaşlarının ayrışmış yüzeyleri genellikle gri renkli, taze kırılma yüzeyleri ise, beyaz- krem renklidir. Oldukça dayanıklı, sert, sağlam, ince taneli, sıkı çimentolu kırılma yüzeyleri keskin köşeli olan kireçtaşları 15-60 cm. kalınlığında oldukça belirgin katmanlanma gösterir. Çoğunlukla ince kalsit damarları kireçtaşlarını düzensiz olarak kesmektedir. Okçular Formasyonunun ölçülmüş stratigrafi kesitinde kalınlığının 200-320 m. arasında değiştiği önceki araştırıcılar tarafından belirtilmiştir. Bazı düzeylerinde litolojiler arasında yanal ve düşey yönde fasiyes değişimleri yer alabilir. Okçular Formasyonunun alt sınırı; Uluyol Formasyonunun üzerinde geçişli olarak yer alır. Üst sınırı ise Kışlak Formasyonu ile geçişlidir (Selçuk, 1985, Kavuzlu, 2006; Boulton, vd. 2006, Tüysüz vd. 2012). St. Pierre Mağarası’nın geliştiği kısım Okçular Formasyonu ile Kretase yaşlı Kızıldağ Ofiyoliti’nin kontak noktasındadır. Kızıldağ Ofiyoliti Alloton bir kütle olup Amanos Dağlarının güneybatıdaki en son birimidir. Ultrabazik - bazik kayaçlardan oluşan birim, İskenderun-BelenBedirge-Antakya Çevlik arasında yaklaşık 720 km2’lik bir alanda kuzeydoğu-güneybatı yönünde yayılım gösteren birime ilk olarak Selçuk (1985) Kızıldağ ofiyoliti adını vermiştir. Kızıldağ ofiyoliti Tekeli ve Erendil (1986) tarafından Tektonit Peridotit, Poiklitik Zon, Tabakalı Gabro, İzotrop Gabro, Dayk Kompleksi ve Volkanik Karmaşık olarak bölümlere ayrılmıştır (Kavuzlu, 2006). 3. St. Pierre Mağarası Fiziki Yapısı Antakya-Reyhanlı karayolunun 2. km’sinde şehrin Kuzeydoğusuna düşen Saint Pierre Mağarası Habibineccar Platosu (Stauris Dağı veya Hac Dağı) batısında suyun hidrolojik gücü, karstik alanlarda eritme, çözünme ve birçok fiziksel ve kimyasal parçalanmanın etkisiyle oluşmuş doğal bir mağaradır. Mağaranın mabet olarak kullanılmaya başlaması ile iç kısmı simetrik bir şekilde düzeltilmiştir. Bu nedenle Mağaranın iç kısmı kubbemsi bir şekildedir. St. Pierre Mağarasının bulunduğu alanın genel fiziki coğrafya özelliklerine baktığımızda; Mağara, Habibi-Neccar (Kuseyr) Platosu’nun batı yamacında deniz seviyesinden 100 metre yükseltide oluşmuştur. St. Mağarası jeolojik olarak Eosen yaşlı kireçtaşları içerisinde gelişmiştir (Şekil 2, Foto 2). Tamamen fay yamacında Doğu-Batı istikametinde şekillenmiş olan mağaranın bulunduğu sahada Akdeniz iklimi gözükmektedir. Bununla birlikte çevresinde Akdeniz iklimini temsil eden bitkiler bulunmaktadır. En yaygın Bitkiler; Zeytin (Olea), Kızılçam (Pinus brutia), Menengiç (Pistecia terebinthus), Keçiboynuzu, (Ceratonia siliqua L.) Kermez Meşesi (Quercus Coccifera), Katırtırnağı, (Spartium Junceum), Abdestbozan (Sarcopoterium Spinosum) gibi maki elemanları yer almaktadır (Foto 3). The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 İsmail Ege 172 Foto 2. St. Pierre Mağarasının Oluştuğu Eosen Yaşlı (Okçular Formasyonu) Kireçtaşı Foto 3. St. Pierre Mağarası ve Yakın Çevresinin Genel Görünümü Gerek mağara içerisi ve gerekse de mağara çevresi hidrografik açısından fakir durumdadır. Mağaraya en yakın akarsu Mevsimlik akarsu karakterinde olan Hacıkürüş Deresi’dir. Mağaranın güneyinde Habibineccar Platosunu doğu-batı istikametinde kat eden bir akarsudur (Foto 4). Mağaranın batısında yaklaşık 1 km mesafeden Asi Nehri geçmektedir. Mağara içerisinde çatlak sistemlerinden gelen su sızıntılarına da rastlanmaktadır. Zira bu su mağaranın geri kısmında sağ tarafta kaya içerisine oyulmuş bir çukurluk içerisinde biriktirilip kutsal olarak kabul edilen bu sudan içilmektedir. Mağara Antakya-Samandağ grabenini şekillendiren Antakya Fayı yamacında gelişmiş olmasından dolayı yüksek eğim değerine sahiptir (Foto 5). Bu durum toprak oluşumunu da sınırlandırdığı için zengin toprak varlığından söz etmek mümkün değildir. Litolojinin kireçtaşından meydana gelmesinden dolayı Mağara çevresinde gelişmekte olan toprak türü de Terra Rosa’lar ve Kolüviyal topraklardır. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 173 Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay) Foto 4. Hacıkürüş Deresi Foto 5. St. Mağarasının Geliştiği Fay Dikliği Saint Pierre Mağarası dış kısmından giriş kısmına kadar yani mağara kapısının başladığı alana kadar 14.35 m., giriş kısmından da kök kısmına doğru 17 m. uzunluktadır. Mağaranın tabandan tavana doğru yüksekliği 7.2 m., eni ise 9,4 metredir (Şekil 3; Foto 6, 7). Böylece mağaranın iç bölümü giriş kısmından itibaren 1155,2 m3’lük bir hacim’e sahip olup, taban kısmı ise 161 m2’dir. Mağara normal bir daire (ev) ebatlarındadır. Dünyada ve ülkemizde çok daha büyük mağaralar olmasına karşın St. Pierre Mağarası önemini İsa (AS) havarisinin buraya gelmesi ve ilk Hristiyan tabirinin burada kullanılması, Küdüs’ten sonra 2.önemli hac merkezi kabul edilmesi, günümüzde anıt müze olarak kullanılması ve 29 Haziran da Valilik izni ile ayin yapılması gibi özelliklerinden almaktadır. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 İsmail Ege 174 Foto 6. Çalışma Alanından Görünüm (Mağaranın Geri Kısmı) Foto 7.Çalışma Alanında Kaçış Yolu Kapısı Görünümü Mağaranın kök kısmında, sol köşede kaçış bölmesi diye adlandırılan K-KD istikametinde daralarak ilerleyen baca şeklinde bir galeri bulunmaktadır. Tamamen karstik doğal oluşumların devam ettiği bu galeri içerisinde akmataşlar, çok küçük ölçekli sarkıtlar ve dikitler de mevcuttur (Foto 8). Galeri, ileri kısımda iki kola ayrılmaktadır. Galerinin uzunluğu çatallanma noktasına kadar 7 m. olup, bu kısımdan itibaren sol galeri 4,5 m. ve sağ galeri ise 3,7 m. uzunluğundadır. Her iki galeri ancak bir insan girebilecek boyutta olup ileri kısımlarda iyice daralmaktadır (Foto 9). Bu galeriler bu kısımlardan mağara içerisine doğru suyollarının olduğunu ve mağaranın insan eli ile işlenmeden önce doğal oluşumlu bir mağara olduğuna en büyük kanıt olarak gösterilebilir. Bu galeri içerisinde karstlaşma süreçleri devam etmektedir. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 175 Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay) Şekil 3.Saint Pierre Mağarasının İç Profili (Çizim: Müslüm KAYA) Foto 8. Galeri İçerisinde Yeni Oluşmaya Başlamış Dikit Örnekleri The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 İsmail Ege 176 Foto 9. Mağara içerisinde Kaçış Yolu Olarak Adlandırılan Galerinin İç Kısmı Mağaranın Kök kısmına doğru gerek dışardaki hava ile temasın azalması ve gerekse de yamaçlardan, galeri içerisinden sızan suların etkisi ile serinletici bir mağara havası söz konusudur. Bu özellikler de mağaranın mabet olarak tercih edilmesinde önemli bir etken olmuş olabilir. 4. St. Pierre Mağarası Jeomorfolojik Gelişimi Daha öncede ifade edildiği gibi St. Pierre Mağarası Eosen yaşlı kireçtaşları içerisinde oluşmuş doğal bir mağaradır. Mağaranın ortaya çıkmasında Kretase yaşlı Ofiyolitik serinin üzerinde uyumsuz olarak bulunan Eosen yaşlı kireçtaşları içerisinde hareket eden su Ofiyolitik zona geldikten sonra derine doğru ilerleyememektedir. Geçirimsiz ofiyolitik seri üzerinde kireç doygunluğu oldukça yüksek olan suyun yan taraflara doğru hareketi sonucu bu zonda birçok karstik çözülme boşlukları meydana getirmiştir. Kireçtaşı ile ofiyolitik zon arasında aynı zamanda birçok karstik kaynakta (Harbiye su kaynakları gibi) söz konusudur. Aktif tektonizmaya bağlı olarak Habibineccar Platosu sürekli bir yükselime uğramaktadır. Bu durumun ortaya çıkmasında Arabistan Levhasının kuzeye doğru sıkıştırma hareketi ve Antakya-Samandağ Grabenini şekillendiren faylar etkilidir. Bu yükselimler ile yeraltı su seviyesinde meydana gelen değişmeler mağaranın oluşumunda çok büyük bir etkiye sahiptir (Ege, 2015). Aynı sevide (yükseltide) birçok mağara meydana gelmiştir. Mağaranın ortaya çıkmasında bir diğer etken ise Antakya Fayıdır. Zira Mağaralar bu fay yamacında oluşmuşlardır. St. Pierre ve hemen girişteki mağaranın fay aynası üzerinde oluşması Mağaranın daha yaşlı olabileceği ve bu fay ile yeraltında oluşmuş olan mağaranın gün yüzüne çıkmış The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 177 Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay) olabilme ihtimalide söz konusudur. Burada kesin olan bir şey var ki oda mağaranın oluşumunda Antakya Fayı’nın etkin olduğudur. Mağara içerisinde galeri bölümünde karstlaşmaya bağlı olarak mağara oluşum devam etmektedir. Kaçış yolu olarak adlandırılan bu galeri ileri kısımda iki kola ayrılmaktadır. Karstlaşma oranı çok düşüktür. Zira galeri duvarlarında çok az miktarda ıslaklık mevcuttur. İlk oluşumu tamamen doğal olan mağara içerisinde, mabet olarak kullanılması nedeniyle birçok düzenlemeler yapılmıştır. Mağaranın dış kısmında inşa edilen yapı mağarayı gizlemektedir. Mağara iç kısmında revaklar yapılmış ve hatta daha sonraki tadilatlarda mabet sınırı çok daha dışarıya çekilerek mağaranın ağız kısmı duvarla kapatılmış ve doğallığı nispeten bozulmuştur (Foto 10). Foto 10. Mağaranın İç Kısmı ve Kapı Tarafındaki Revaklar Tarihi dönemler içerisinde mağaranın iç kısmında da büyük değişiklikler yapılmış mağaranın tavan ve geri kısmı tamamen insan eli ile şekillendirilmiştir. Mağaranın tavanı oldukça düzgün simetrik bir görünüme sahiptir. Geride bir kürsü ve kürsünün hemen arka kısımda duvara Meryemana kabartması yapılmıştır. 5. St. Pierre Mağarası Turizm Potansiyeli Karstik alanlar, özellikle mağaralar zaman zaman yerleşmeye sahne olmuşlardır. Bu yüzden de gerek tarih öncesi gerekse tarihi açıdan izler taşırlar. Yani, yerleşme tarihi açısından da ilgi çekici alanlardır. Ayrıca, mağaraların bir kısmı geçmişte ibadethane olarak kullanıldıkları için kutsal yer özelliği de taşırlar. Saint Pierre Mağarası (Antakya) ve Hz. Eyüp Peygamber Mağarası (Şanlıurfa) ülkemizdeki bu tip mağaraların başlıcalarıdır (Zeybek, 2001). Türkiye inanç Turizmi açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Hristiyanlığın ilk dönemlerinde havarilerin ve önemli dini şahsiyetlerin Anadolu’da yaşamış olması ve bu dinin yayılmasına bu topraklardan başlamaları nedeni ile önemli bir merkezdir. Ülkemizdeki pek çok mekan (Efes, İznik, Antakya, İstanbul, vb.) bu dinin inananları tarafından kutsal sayılmaktadır (Sargın, 2006). Antakya’nın etnik ve dini yapı bakımından karışık nüfus yapısı, ticari yollarının The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 İsmail Ege 178 kesişmesi ve kültürlerin birleşme noktasında bulunması Hristiyanlığın yayılmaya çalıştığı ilk dönemlerinde bu kentin bir propaganda merkezi haline gelmesine yol açmıştır. Saint Pierre Kilisesi bu kapsamda Hristiyanlığın ilk yıllarında dini toplantı merkezi olmuştur. http://www.antakyaturu.com/index.php?okod=211 Hz. İsa’nın ölümünden sonra Antakya kilisesinin kurucusu ve ilk rahip sayılan havari Saint Pierre M.S 29-40 yılları arasında şehre gelmiş ve ilk dini toplantısını bugün Saint Pierre Kilisesi olarak bilinen mağarada yapmıştır. Tarihte ilk Hristiyan adı altında Antakya’da bu kilise cemaatine verilmiştir. Bugün Saint Pierre Kilisesi Hristiyanlığın ilk mabetlerinden biridir. 3 Haziran 1098 yılında Antakya’yı ele geçiren Haçlılar kilisenin ön bölümünü birkaç metre daha uzatıp iki kemerle ön cepheye bağlamışlardır. Ön cephe doğulu bir anlayışla ve yerel malzemeyle yapılmıştır. Kilise içerisinde yerde bulunan ve M.S 4. ve 5. Yüzyıllara ait mozaik parçaları ile sunağın sağında, çok azı görülen ve bir zamanlar kürsünün arkasında bulunan fresklerden bazı izler kalmıştır. Sunağın solunda tünel ve sağında su haznesi bulunmaktadır. Sunağın solunda yer alan tünel paganist askerlerin baskısından kaçan cemaati tahliye etmek için kullanılmaktaydı. Kilisenin iç kısmında özellikle sunağın önünde din adamlarının mezarları bulunmuş ve ön bahçe birkaç yüzyıl mezarlık olarak kullanılmıştır (Harbalıoğlu ve Özel, 2013). 1863 yılında ön cephe restore edilmiştir. 1932 yılında yapılan sunağın yerine 1931 yılında yenisi konmuş ve 1932 yılında sunağın üzerindeki nişe beyaz mermerlerden Aziz Petrus’ un heykeli yerleştirilmiştir. Restore edildiği yılda sunağın arkasında, bir zamanlar evrensel kilise anlamına gelen “Antakya’da Aziz Petrus Kürsüsü” bayramını hatırlamak için taştan bir kürsü konmuştur. 1997 yılında T.C. Turizm Bakanlığı tarafından restorasyon ve çevre düzenlemesi projesi hazırlanmış ve kilisenin ön bahçesi genişletilerek ikinci bir giriş eklenmiştir. Böylece mağaranın giriş kısmından içeriye doğru 17 metre olmuştur (Harbalıoğlu ve Özel, 2013). https://tr.wikipedia.org/wiki/Saint_Pierre_Kilisesi Günümüzde dünyanın ilk kiliselerden biri olarak kabul edilen mağara Anıt Müze olarak işlevini sürdürmekte olup, Hristiyan cemaat tarafından talep edildiği anda ayin, nikah, vaftiz ve törenler için kullanılmaktadır. Kilise papalık tarafından 1983 yılında hac yeri olarak ilan edilmiştir. Her yıl 29 Haziran günü din adamları ve kalabalık bir cemaatin katıldığı ayin yapılmaktadır (Foto 11). St. Pierre (Kilisesi) Mağarası her yıl yerli ve yabancı olmak üzere binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir (Tablo 1). Ziyaretçiler sadece Hristiyan olanlardan değil Müslümanlardan da vardır. Bu yönü ile inanç turizmi ve Kültürel Turizm açısından önemli bir destinasyon ve cazibe merkezidir. Mağara fiziki olarak çok büyük bir alan kapsamamasına rağmen manevi olarak çok büyük bir potansiyele sahiptir. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 179 Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay) Foto 11. 29 Haziran 2010 (Valilik İzni İle) Ayin Töreni, (Foto: Doç. Dr. Bayram ÇETİN) YIL 2012 2013 2014 YERLİ 66477 47281 15174 YABANCI 17503 17551 8006 TOPLAM 83980 64834 23180 Tablo:1.Saint Pierre Mağarası Kilisesi Ziyaretçi Sayısı (2014, Hatay Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü). The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 İsmail Ege 180 Şekil:8.Saint Pierre Kilisesi Çevre Düzenleme Projesi ( Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Arşivi, 2007) 6. Sonuç ve Öneriler Yapılan bu çalışma ile Saint Pierre Mağarası’nın oluşumu, bilinmeyen yönleri ve inanç turizmi açısından turizm potansiyeli ortaya çıkartılmıştır. Mağara Eosen yaşlı Okçular formasyonu ile Kretase yaşlı Kızıldağ Ofiyolitinin kontak noktasında gelişmiş doğal bir mağaradır. Ancak mağara tarihi dönemler içerisinde insan eli ile birçok şekillendirmelere maruz kalmıştır. Mağaranın Doğu – Batı istikametinde uzunluğu 17 m. yüksekliği 7,2 m. ve eni ise 9,4 m. ebatlarındadır. Mağaranın duvar kısmın içerisinde kalan kesiminin alanı 161 m2dir. Bu da normal bir daire (ev) büyüklüğündedir. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 181 Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay) Mağara çevresi fiziki coğrafya özellikleri bakımından değerlendirildiğinde; İklim olarak, Akdeniz iklim özellikleri gözükmekte olup, kış mevsimi ılık ve yağışlı, yaz mevsimi ise sıcak ve kuraktır. En fazla yağış kış mevsiminde düşerken, en sıcak günler ise Ağustos ayında gözükmektedir. Bitki örtüsü olarak Mağara çevresinde Akdeniz fitocoğrafya bölgesine ait bitkiler gözükmektedir. Çevrede en fazla dikkat çeken ağaçlar yüzyıllık zeytin (Olea) ağaçlarıdır. Mağaranın Güney kesiminde mevsimlik akarsulardan Hacıkürüş dersi bulunur. Yaklaşık 1 km batısından ise Asi Nehri geçmektedir. Mağara içerisinde çok zayıfta olsa çatlaklardan sızıntı sular mevcuttur. Bunlar mağaranın geri kısmında sağ köşede taştan oyulmuş bir sitem içerisinde birikir ve hac için gelenler bu sudan içerek hacı olurlar. Tamamen çatlak sistemlerinden gelen bu sızıntı suya Hristiyanlar tarafından kutsiyet atfedilmektedir. Mağara çevresi toprak oluşumu açısından da fakir durumdadır. Çevrede en yaygın örtü çıplak kayalık alanlardır. Sınırlı alanlarda kolüviyal ve terra rossa toprakları gözükmektedir. Saint Pierre Mağarası doğal bir mağaradır ve tarihi dönemlerde ibadet yeri yanı sıra korunma alanı amacı ile de kullanılmıştır. Bunun kanıtı mağara içerisindeki kaçış yolu, mağara içindeki heykel ve dini motifler, mağaraya yakın civardaki hac işaretleri ve mağara içinde yer alan kürsünün altında olan kral mezarıdır. Mağaranın geçmiş devirde korunma amacıyla kullanılması ayrıca tarih ve kültür turizm potansiyeline de sahiptir. Saint Pierre Mağarası kaçış yolu içerisinde 7. metreden sonra çatallanan 11,5 ve 10,7 m uzunluğuna sahip bir galeri sistemi bulunur. İçerisine girişin zor ve zahmetli olduğu bu galeri içerisinde sarkıt, dikit, damlataş, traverten gibi karstik birikim şekilleri mevcuttur. Bu kısım kaçış yolu olarak ta adlandırılmaktadır. Bu alan içerisindeki küçük ölçekli sarkıtlar, dikitler, travertenler ve akmataşlar mağara da karstlaşmanın devam ettiğini göstermektedir. Bu galeri sistemi dikkati zayıf olanların fark edemeyeceği bir konumdadır. İçerisinde aydınlatma sistemi yoktur. Mağara karstlaşma sonucu oluşmuş karstik doğal bir mağaradır. Oluşumunda AntakyaSamandağ Grabenini şekillendiren fayların etkisi büyüktür. Zira mağara fay aynası üzerinde gelişmiştir. Bir ihtimal mağaranın daha önce oluşup düşey atımlı fayın etkisi ile gün yüzüne çıkmış olma ihtimalide söz konusudur. Böyle bir durumda mağaranın oluşum yaşı Antakya Fayı’ndan daha eski olacaktır. Mağaranın en önemli sorunlarını şu şekilde sıralayabiliriz; Mağara büyük bir destinasyon merkezi ve İnanç turizmi aşısından büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen çok az tanınmaktadır. Mağara çevresinde plastik atıklardan oluşan çok büyük bir kirlilik söz konusudur. Mağara içerisinde gelen turistlere bilgi aktaracak bir rehberin bulunmaması gibi sorunları sıralayabiliriz. Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası mağara turizm potansiyeli, tanıtım ve reklamının yetersizliği gözlemlenmektedir. Tanıtım iyi yapıldığı takdirde, Mağaranın dünyanın ilk Mağara Kilisesi olmasının bilgisi dünyanın farklı ülkelerinden gelen yerli ve yabancı turistler tarafından tanınmasına, onlarında gittikleri yerlerde tanıtmasına neden olacaktır. Şehre çok yakın mesafede bulunan ve Hristiyanlık dini açısından önem taşıyan St. Pierre (Kilisesi) Mağarası Antakya’nın uluslararası tanıtımı için sürekli çaba içerisinde olmasını sağlayacaktır. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 İsmail Ege 182 Turistlerin yeme-içme alışkanlıklarını göz önüne alarak hazırlanmış mutfakları, birbirine alternatif olacak şekilde temiz ve özenli mekânlar da hizmet verilmelidir. Aksi durumda Antakyalıların acıyı çok sevmeleri ve yemeklerde tercih etmeleri turistlere yeme içme zorluğu çıkaracaktır. İnanç turizminin gelişmesi için yöre halkının turizm konusunda bilinç düzeyini yükseltmek gerekir. Böylece yatırımcılarda turizme yönelik bir ruh oluşumuna zemin hazırlanmış olur. Sonuç olarak, Antakya Şehrinin iyi tanıtılması ve inanç turizmi faaliyetlerinden beklenen faydayı sağlayabilmesi için, St. Pierre (Kilisesi) Mağarası ve Diğer turizm destinasyonları (Habibineccar Camii, Titus Tünelleri, Mozaik Müzesi) ile motor güç olarak ön plana çıkarılması, inanç turizmi açısından değeri olan bu mekânın diğer alternatif turizm faaliyetleri ile desteklenmesi gerekmektedir. Teşekkür, Bu çalışma da Arazi çalışmalarına katılan lisans öğrencilerimizden, Müslüm KAYA ve Derya AKYURT’a, teşekkürlerimi sunarım. KAYNAKLAR ALAGÖZ , C .A ., (1994). Türkiye Karst Olayları Hakkında Bir Araştırma. Türk Coğr. Kurumu Yay. No: 1 Ankara ALAGÖZ, C. (1944).Coğrafya Gözüyle Hatay, Ankara Üniversitesi.DTCF. Der.,2(2) ARPACI, Ö ., ZENGİN , B., BATMAN, O. (2012). “Karamanın Mağara Turizmi Potansiyeli ve Turizm Açısından Kullanılabilirliği” , KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, Sayı: 14 (23),s.: 59-64. ATALAY, İ.,(1988). “Toros Dağlarında Karstlaşma ve Karstik Alanların Ekolojisi”, Jeomorfoloji Dergisi, Sayı: 16, s. : 1-8. ATEŞ, Ş.;KEÇER, M.; OSMANÇELEBİOĞLU, R.; KAHRAMAN, S. (2004) Antakya (Hatay) İl Merkezi ve Çevresinin Yerbilim Verileri, MTA. Enst., Jeoloji Etütleri Dairesi, Derleme Raporu, No: 10717, Ankara AYGEN, T .,(1971) ."Mağaralar Nasıl Meydana Gelir İller Bankası Dergisi, No: 45, Ankara Hacettepe Üniversitesi ,Jeoloji Mühendisliği , Beytepe 06532 , Ankara AYGEN, T., 1970 “Dünyanın En Uzun ve En Derin Mağaraları”. İller Bankası Derg. YII: 3, S:40, s:20-22, Ankara AYGEN, T. (1984), Türkiye Mağaraları, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yayınları, İstanbul BAYAN , S .,(2004). Türkiye’de Mağaralara Yönelik Tehditler ve Korunma Önlemleri, Hacettepe Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Beytepe 06532, Ankara. BENGÜER, G., 2001, İnanç Turizmi, Isparta’nın Dünü, Bugünü, Yarını Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Cilt-3, s.125-126, Isparta. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 183 Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay) BEKDEMİR , Ü ., SEVER , R ., UZUN , A . , ELMACI, S. (2004). “Yıldızkaya Mağarası ” , Doğu Coğrafya Dergisi, Sayı: 12, s. : 311-326. BİLGİN, T. (1963). Gaziantep Batısında Platoda Bazı Karstik Şekillerin Teşekkülü ile Vadi Yamaçlarının Tekamülü Arasındaki Münasebetler, İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü Dergisi, Sayı:13, 164-170, İstanbul. BİLİM, Yasin, 2013, İnanç Merkezlerinin Pazarlanması ve Türkiye Ölçeğinde Eleştirel Noktalar: Hatay Örneği, İnanç Turizmi Seçme Konular, Sy: 257-281, Çizgi Yayınevi, Meram/KONYA BOULTON, S.J., ROBERTSON, A.H.F., ÜNLÜGENÇ, U.C., 2006. Tectonic and sedimentary evolution of the Cenozoic Hatay Graben, Southern Turkey: A twophase, foreland basin then transtensional basin model. In: Robertson, A.H.F. Mountrakis, D. (Eds.), Tectonic Development of the Eastern Mediterranean Region: Geological Society of London Special Publication, 260, pp. 613–634. BULUT , İ ., DOĞANAY , H. , GİRGİN , M., (1998).“Ballıca Mağarasının Turistik Önemi”, 15. Türkiye Jeomorfoloji Bilimsel ve Tetkik Kurultayı (20-24Nisan 1998) , Türkiye Jeomorfologlar Derneği , Ankara BÜYÜKTOPÇ, M. F.- , AKDEMİR, Ö ,(2011). “Kuşak Dağı’nda (Geyik Dağları-Orta Toroslar) Enkaz Halinde Bir Mağaranın Yeniden Kurulması ”, Türk Coğrafya Dergisi, Sayı: 56, s: 65 - 78. CANİKLİ , B ., ÇELİK, M., NOVİNPOUR, E . A .,(1992). Ballıca Mağarası. Tokat Kültür Araştırma Dergisi , (3) , 7, 46. CEYLAN , S., (2007). “ Zeytintaşı Mağarası (Serik-Antalya) ”, Doğu Coğrafya Dergisi, Yıl: 12, Sayı : 17 , s . : 223 - 243. CEYLAN, S .,DEMİRKAYA , H .,(2006).“Dim Mağarasının(Alanya) Kaynak Değerleri, Turizmde Kullanımı ve Sürdürülebilirliği”, Doğu Coğ. Der. Sy:15,s.:199-223. COLLİNS-KREİNER, N, 2009, The geography of pilgrimage and tourism: Transformations and implications for applied geography, Elsever, Applied Geography xxx (2009) 1–12 ÇETİN, B. ve KAYMAZ, Ç.K., (2013), İnanç Turizminde Kutsal Mğaralar: Türkiye’deki Ashab-ı Kehf Mağaraları (İzmir-Mersin-Kahramanmaraş-Diyarbakır). İnanç Turizmi Seçme Konular, Sy: 257-281, Çizgi Yayınevi, Meram/KONYA DEMİREL , Ö.,(2005). Doğa Koruma ve Milli Parklar Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Genel Yayın No: 219,Trabzon. DEMİRKOL , C.,(1988). “Türkoğlu (Kahramanmaraş) batısında yer alan Amanos Dağlarının stratigrafisi yapısal özellikleri ve tektonik evrimi”, MTA Enst. Der., Sayı:108 DİNCER, İ., (1996), Sürdürülebilir Turizmin Hayata Geçirilmesi İçin Aktive olması Gereken Dinamikler ve İşlevleri - Model Çalışması, Sürdürülebilir Turizm; Turizm Planlamasına Ekolojik Yaklaşım, 19. Dünya Şehircilik Günü Kollokyumu, Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul, The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 İsmail Ege 184 DOĞAN, U., (2004), Dolin Sınıflandırmasında Yeni Yaklaşımlar, G.Ü, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 24, Sayı:1, s:249-269 DOĞANER, S., (2009). “Din ve Turizm; Türkiye’de İnanç Turizmi” Türkiye’de Toplum Bilimlerinin Gelişimi II, Sosyoloji Yıllığı, 18 sy 338-350 İstanbul DOĞU, A. F.,ÇİÇEK,İ ve GÜRGEN,G. TUNÇEL, H.ve SOMUNCU, M., (1994) Periliin Mağarası. A. Ü. TUCAUM Dergisi Sayı :3 Sy:193-219 DOĞU, A. F.,ÇİÇEK,İ ve GÜRGEN,G.,(1994) Orta Toroslarda Karstlaşma Tipleri. A. Ü. TUCAUM Dergisi Sayı :3 Sy:193-219 DUNKLEY, J.N., (1993), The Gregory Karst and caves,Northern Territory, Australia. Proceedings ofthe 11th International Congress of Speleology, Beijing, 17-18. EGE, İ., (2010a), Periglasiyal Süreçlerin Karstlaşmaya Etkisi ve Bolkar Dağlarındaki Yüksek Polyeler, UJES-2010 (Prof. Dr. Oğuz EROL Onuruna) 2010, Afyonkarahisar. EGE, İ., (2010b). Determination of Fault Morphology of Antakya – Kahramanmaraş Depression Area The Using methots of Remote Sensing (RS) and Geograpical Informatoin Systems(GIS), The2ndİnternational Geography Syposyum, Kemer – Antalya EGE, İ.,(2010c). Antakya’nın İklim Özellikleri, HATAY ARAŞTIRMALARI-I, Cantekin Matbaası EGE, İ., (2014a), Antakya – Kahramanmaraş Grabeninde Aktif Tektoniğe Ait Gözlemler, MKÜ, Sos. Bil. Enst. Derg. Cilt: 11 Sayı: 26, s. 71-88 EGE, İ., (2014b). Amik Ovası ve Yakın Çevresin Jeomorfolojik Özellikleri, Doğu Mat Grup Yay, Malatya EGE, 2015, Maymunlar Mağarası, Monkeys Cave, ASOS JOURNAL, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 275-296 Doi Number :http://dx.doi.org/10.16992/ASOS.771 ERİNÇ, S., (1960). Konya Bölümünde ve İç Toros Sıralarında Karst Şekilleri Üzerinde Müşahedeler. Türk Coğrafya Derg. Sayı: 20; 83-106, Ankara EROL, O. (1983). “Türkiye’nin Genç Tektonik ve Jeomorfolojik Gelişimi”, Jeomorfoloji Dergisi, Sayı: 11, s: 1-22. ERTEK, A. (1989) .“Sofular Mağarası (Şile-İstanbul)”, Atatürk Kültür ,Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Coğrafya Araştırmaları Dergisi, Sayı: 1, s.: 143-147. GÖKDENİZ, A., 2001, “Uluslararası turizm hareketleri içerisinde dinsel ve kültürel amaçlı seyahatler ve Türkiye”, Hosgörü ve _nanç Turizminde Göller Bölgesi Sempozyumu Bildiriler Kitabı, SDÜ. Sosyal Bil. Enst., s.4-13, Isparta. GÖZCÜ, M. ve MAZI ZÜLKADİROĞLU, D., 2014, Döngel Mağaraları’nın Doğa Koruma Çalışmaları Yönünden İncelenmesi, II. ULUSAL AKDENİZ ORMAN VE ÇEVRE SEMPOZYUMU “Akdeniz ormanlarının geleceği: Sürdürülebilir toplum ve çevre” 22-24 Ekim 2014 - Isparta The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 185 Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay) GRIMES, K.G. 2012: Karst and paleokarst features in sandstones of the Judbarra / Gregory National Park, Northern Territory, Australia. Helictite. 41: 67-73. http://helictite.caves.org.au/pdf1/41.Grimes.Sstn.pdf GÜLDALI, N. (1971). “Karstik Araştırmaların Türkiye İçin Önemi” ,Jeomorfoloji Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 3, s.: 54-61. GÜLDALI, N.,(1983).”Oluşumları, Gelişimleri ve Ekonomik Değerleriyle Mağaralar”. Tübitak Bilim Teknik Dergisi, Sayı:188 Ankara GÜNEYSU A.,(1993). “Cem, Kovada gölü doğusunun (Isparta) karst jeomorfolojisi”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü, İstanbul HARBALIOĞLU, M. ve ÖZEL, G., Kültür ve İnanç Turizmi Kapsamında Hoşgörü Kenti Hatay İlinin Değerlendirilmesi, International Conference on Religious Tourism and Tolerance, Bildiriler Kitabı Sy: 1063- 1070; 9-12 May 2013, Konya /TURKEY Hatay Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2014, HERECE, E. (2008) Doğu Anadolu Fayı (DAF) Atlası, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Ankara. HUGGET, R. J., (2010), (Çev. Edt. U. Doğan)Fundamentals of Geomorphology (Third Edition), Routledge, London and New York, (Çev.Yay.Nobel Yay., Ankara) KAVUZLU, M., 2006, Altınözü (Antakya) ve Yakın Civarının Tektono-Stratigrafisi, Ç. Ü. Sos. Bil. Enst. (Yayımlanmaış) Yüksel Lisans Tezi, ADANA KAYADİBİ, S., BİREKUL, M. ve KOYUNCU, A., 2013, Contribution of ReligiousTourist Attractions to Social Tolerance: The Case of Batu Caves in Malaysia, International Conference on Religious Tourism and Tolerance,Bildiriler Kitabı Sy:447-485; 9-12May 2013, Konya/TURKEY KAYA, H., 1999, İnanç Turizmi, Özson Matbaacılık, Bursa KAYHAN, M., 2014, “Çevre ve insan Bağlamında Kur’anın Turizm ve Seyehat’a Yüklediği Mana” İnanç Turizmi, Seçme Konular: sy:283-312 Çizgi Yayınevi, Meram/KONYA KESER, N., (2004). “Bezirgan Polyesi ve Yakın Çevresinin Karst Jeomorfolojisi, Türk Coğrafya Dergisi, Sayı:42, S. 11-46, İstanbul KOÇYİĞİT, A. (1984). “Güneybatı Türkiye ve Yakın Dolayında Levha içi Yeni Tektonik Gelişim”, TJK Bülteni, Cilt: 27, Sayı: 1, s: 1-15. KOPAR, İ. (2008). “Elmalı Mağarası (İspir-Erzurum)”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 18, Sayı: 2, s.: 71-90. KOPAR, İ. (2009). “Aladağlar ’da [Orta Toroslar (Yahyalı-Kayseri)] İki Fosil Mağara: Zindan-ı Köşk-1 ve Zindan-ı Köşk-2”, TCD, Sayı: 53, s.: 69-83. KOPAR, İ. (2010). “Aladağların (Orta Toroslar) Fosil Mağara Potansiyelinden Yeni Bir Kayıt: Kapuzbaşı Mağarası (Divrik Dağı)”, TCD, Sayı: 54, s.: 31-40. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 İsmail Ege 186 KOPAR, İ.ve TOROĞLU, E., (2014). “Aladağlarda (Orta Toroslar) kaynak konumlu bir mağara: Derebağ Mağarası (Yahyalı-Kayseri)”, TCD, Sayı: 62, s.: 9-19. KORKMAZ, H. (2006). “Antakya’da Zemin Özellikleri ve Deprem Arasındaki İlişki” Coğrafi Bilimler Dergisi, 2006, 4 (2), 49-66 MACIEJOWSKI, Wojciech, (2015), Batu Caves (Gua-gua Batu): Hindu Pilgrimage Centre in Malaysia, PEREGRINUS CRACOVIENSIS 2015, 25 ( 4 ), 119–134 eISSN 2083-3113 doi: 10.4467/20833105PC.14.008.3738 MARTINI, J. E. J. ve GRIMES, K. G. (2012). Epikarstic Maze Cave Development: Bullita Cave System,Judbarra/Gregory Karst, Tropic Australia. Helictite,(41), 3766.F NAZİK, L. (1989). “Mağara Morfolojisinin Belirlediği Jeolojik - Jeomorfolojik ve Ekolojik Özellikler”, Jeomorfoloji Dergisi, Sayı: 17, s.: 53–62. NAZİK, L., (2005)., Mağara Nedir, Nasıl Oluşur?. Ulusal Mağara Günleri Sempozyumu (24-26.06.2005, Beyşehir-Konya), Türkiye Tabiat Koruma Derneği yayını, Konya NAZİK, L., ve GÜNDALI, N. (1985). “İncesu Mağaralar Sistemi (Taşkale/Karaman); Jeomorfolojik Evrimi ve Ekonomik Olanakları”, Jeomorfoloji Dergisi, Sayı: 13, s.: 47-52. NAZİK, L., TÖRK, K., TUNCER, K., ÖZEL, E., İNAN, H., SAVAŞ, F. (2005). “Türkiye Mağaraları”, 24-26 Haziran Ulusal Mağara Günleri Sempozyumu Bildiriler Kitabı, s.: 31-46. NAZİK, L., (2008). Mağaralar; Araştırma, Koruma ve Kullanım İlkeleri. MTA Kültür Serisi, No.2, Ankara. OKUYUCU, A.ve SOMUNCU, M., (2013), Türkiye’de İnanç Turizmi: Bugünkü Durum, Sorunlar ve Gelecek, International Conference on Religious Tourism and Tolerance, Bildiriler Kitabı Sy: 627- 645; 9-12 May 2013, Konya /TURKEY ÖVER Semir, ÜNLÜGENÇ Ulvi Can ve ÖZDEN Süha, (2001), “Hatay Bölgesinde Etkin Gerilme Durumları”, Yerbilimleri, Sayı: 23, s.: 1-14. ÖVER, S. KAVAK, K.S. BELLİER, VE ÖZDEN, S., 2004, Is the Amik Basin (SE Turkey) a triple-junction area? Analyses of SPOT XS imagery and seismicity, INT. J. REMOTE SENSING, 2004, VOL. 25, NO. 00, 1–17 ÖZDEMİR, Ü., (2005), Mencilis Mağarası Doğu Coğ. Der. Sayı:13, Çizgi Kitabevi, Konya. ÖZKAN, M. B.,(1993). Turizmde Çevreye Duyarlılık (Soft Turizm).Tabiat ve İnsan, Türkiye Tabiatı Koruma Yayınları, 18-21. ÖZTAŞ, T., (1992), “Boğsak Karst Kaynağı (Mersin-Taşucu) Dolayının Karst ve Karstlaşma Özellikleri”, Jeoloji Mühendisliği Dergisi, Sayı: 41 ,s.: 118-130. ÖZTEMİR, F.,NECİOĞLU, A., BAĞCI, G., (2000). “Antakya ve Çevresinin Depremselliği ve Odak Mekanizması Çözümleri”, TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası, Jeofizik, Sayı: 14 (1–2), s.: 87–102. The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 187 Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay) PEKCAN, N.,(1999). Karst Jeomorfolojisi, Filiz Kitabevi, İstanbul. RINSCHEDE G., 1990, Religious tourism, “Geographische Rundschau”, vol. 42, no. 1, 14–20 SARGIN, S., 2006, “Yalvaç’ta İnanç Turizmi” Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 16, Sayı: 2 Sayfa: 1-18, ELAZIG SEVER, R., (2008). “Polat Mağarası ve Turizm Potansiyeli (Doğanşehir-Malatya)”, Doğu Coğrafya Dergisi, Sayı: 12, s.: 311-326. SELÇUK, H., 1985, Kızıldağ-Keldağ Hatay dolayının jeolojisi ve jeomorfolojik evrimi, MTA Rapor no. 7787, Ankara SHANİ A., RİVERA M.A., SEVERT D., 2007, „To bring God’s word to all people”: The case of a religious theme-site, „Tourism: An International Interdisciplinary Journal”, vol. 55, no. 1, 39–50 SÜR, A., (1994). “Karstik Yer şekilleri ve Türkiye’den Örnekler”, Ankara Üniversitesi TÜCAUM, Sayı:3, s.: 65-78. STORM, R. & SMİTH D. 1991: The caves of Gregory National Park, Northern Territory, Australia. Cave Science, 18(2): 91-97. ŞENGÖR, A. M. C. ,(1980).Türkiye’nin Neotektoniğinin Esasları, T.J.K Konferanslar Serisi Yayını, Ankara. ŞENESEN R. (2004). “Pagandan Hristiyanlık ve Müslümanlığa Bir İnanç Merkezi: Ashâb-ı Kehf ve Günümüzde Tarsus Ashâb-ı Kehf‟te Hıdrellez Şenlikleri”, Ankara: Uluslararası Türk Dünyası İnanç Merkezleri Kongresi Bildirileri. Türksev Yayınları. ss. 1023-1041. TEKELİ, O., ERENDİL, M., 1986, Kızıldağ ofiyolitinin Jeoloji ve Petrolojisi: M.T.A Dergisi, 107, 33-49, Ankara TOSUN, C.ve BİLİM, Y., (2004), “Şehirlerin Turistik Açıdan Pazarlanması: Hatay Örneği, Anatolia: Journal of Tourism and Hospitality Research, 15(2) Güz, Sy:125-13 TÜYSÜZ, O.- GENÇ, Ş.C., İMREN, C.ve TARI, U., (2012), Asi Nehri ve Samandağ Kıyılarındaki Nehir ve Deniz Taraçaları ile Bunların Güneydoğu Anadolu’nun Neotektoniğindeki Yeri, TÜBİTAK, Proje No: 109Y128 UZUN, A, ZEYBEK, H. İ. , (1996). “Akçakale Mağarası (Gümüşhane)”,Türk Coğrafya Dergisi, Sayı: 31, s: 39-55. UZUN, A. (1991). “Karaca Mağarası (Torul-Gümüşhane)”, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Coğrafya Bilim ve Uygulama Kolu Coğrafya Araştırmaları Dergisi, Sayı: 3, s: 15–24. VILES, H. (2009): Biokarstic processes associated with karren development. in Ginés, A., Knez, M., Slabe, T. & Dreybrodt, W. (eds), Karst Rock Features: Karren Sculpturing, Založba ZRC, Ljubljana. 37-45. VUCONIC, B., (1996), Tourism and Religion, London, Pergamon, The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188 İsmail Ege 188 WALTHAM, A.C. , FOOKES, P.G. (2003). Engineering Classification of Karst Ground Conditions. Quarterly Journal of Engineering Geology 36, 101-118. YILMAZ, Y. ,(1984). “Amanos Dağlarının Jeolojisi”, Cilt: I-II-III, İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Döner Sermaye İşletmesi, İstanbul. ZAMAN, M. , ŞAHİN, İ. F., BİRİNCİ, S., (2011). “Çal Mağarası(Düzköy-Trabzon) ve Çevresinin Ekoturizm Potansiyeli Açısından Önemi” ,Doğu Coğrafya Dergisi, Yıl: 16, Sayı: 26, s.: 1-23. ZAMAN, M., 2010, Türkiye’nin Önemli İnanç Merkezlerinden Biri: Sümela (Meryemana) Manastırı, e-dergi.atauni.edu.tr ZEYBEK, H. İ.,(2003). Akdağ’ın (Tokat) Doğal Ortam Özellikleri ve Turizm Potansiyeli. Doğu Coğrafya Dergisi, 8(9), 117 ZEYBEK, H. İ.,(2004). Türkiye’de Karstik Alanların Korunma Gerekliliği ve Alınabilecek Bazı Önlemler. Doğu Coğrafya Dergisi, Cilt:9 Sayı:11, 93-116 http://www.antakyaturu.com/index.php?okod=211 https://tr.wikipedia.org/wiki/Saint_Pierre_Kilisesi The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188