28-30 Ekim 2016 MEVLANA KÜLTÜR MERKEZI, KONYA erbakansempozyumu.org erbakansempozym erbakansempozyum Bildiri Özetleri Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi DOĞUMUNUN 90. YILINDA NECMETTIN ERBAKAN VE MILLI GÖRÜŞ DÜŞÜNCESI Necmettin Erbakan Üniversitesi öncülüğünde ve Konya Büyükşehir Belediyesi ile Selçuklu Belediyesinin destekleriyle 28-30 Ekim 2016 tarihleri arasında Konya’da düzenlenecek olan “Doğumunun Doksanıncı Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi” başlıklı bilimsel sempozyum, Prof. Dr. Necmettin Erbakan liderliğinde 1960’lı yıllardan itibaren başlayan, 1970 yılında siyasal parti haline gelen ve günümüze kadar Türkiye siyasi tarihinin en önemli köşe taşlarından birisi olan Milli Görüş Hareketi hakkında bilimsel konuların bildiriler şeklinde sunulacağı bir programdır. Programda Necmettin Erbakan ve Milli Görüş, siyaset, ekonomi, kalkınma, uluslararası ilişkiler, mühendislik, sosyoloji, ilahiyat ve iletişim bilimleri açısından ele alınacaktır. Sempozyumun ilk gününde açılış konuşmaları ve merhum Necmettin Erbakan’ın yakınında bulunmuş olanların katılacağı özel tanıklıklar oturumu gerçekleşecektir. İkinci ve üçüncü günlerde sekiz oturum gerçekleşecek ve otuz bir akademik bildiri sunulacaktır. On yedi farklı üniversitede görevli akademisyenlerin yanı sıra farklı kurumlarda çalışan ve alana katkı sağlayan isimler bildiri sunacaklardır. Sempozyum, doğumunun doksanıncı, vefatının beşinci yıldönümünde Necmettin Erbakan’ı ve Milli Görüş düşüncesini sadece anmak değil, aynı zamanda anlamak ve yeni bilimsel çalışmalara zemin sağlamak amacını taşımaktadır. Tam metin bildirilerin toplandığı ve sempozyumun ardından basılacak olan kitap, Erbakan ve Milli Görüş hakkında Türkiye’deki en kapsamlı akademik çalışma olacaktır. 2 KURULLAR Düzenleme Kurulu Önder Kutlu, Prof. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Mahmut Atay, Prof. Dr., Selçuk Üniversitesi Mahmut Hakkı Akın, Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Lütfi Sunar, Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi Zekeriya Mızırak, Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Abdulkadir Macit, Yrd. Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi Ümit Güneş, Arş. Gör., Yıldız Teknik Üniversitesi Bilim Kurulu Arif Ersoy, Prof. Dr., İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Bilal Kemikli, Prof. Dr., Uludağ Üniversitesi Birol Akgün, Prof. Dr., Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Ertan Özensel, Prof. Dr., Selçuk Üniversitesi Fatih Savaşan, Prof. Dr., Sakarya Üniversitesi Haluk Alkan, Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi Mahmut Atay, Prof. Dr., Selçuk Üniversitesi Muhsin Kar, Prof. Dr., Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Mustafa Aydın, Prof. Dr., Selçuk Üniversitesi Mustafa Orçan, Prof. Dr., Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Önder Kutlu, Prof. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Sevgi Kurtulmuş, Prof. Dr., Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Şükrü Karatepe, Prof. Dr., Cumhurbaşkanı Danışmanı Yasin Aktay, Prof. Dr., Siirt Milletvekili Ahmet Koyuncu, Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Alev Erkilet, Doç. Dr., İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Ali Büyükaslan, Doç. Dr., Medipol Üniversitesi Cemal Altan, Doç. Dr., Mersin Üniversitesi Erdal Baykan, Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Lütfi Sunar, Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi Mahmut Bilen, Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi Mahmut Hakkı Akın, Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Mehmet Birekul, Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Tahsin Karabulut, Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Zekeriya Mızırak, Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Abdülkadir Macit, Yrd. Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi Cengiz Ceylan, Yrd. Doç. Dr., Kırklareli Üniversitesi Erhan Tecim, Yrd. Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Ferhat Tekin, Yrd. Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Hediyetullah Aydeniz, Yrd. Doç. Dr., Marmara Üniversitesi Işıl Arpacı, Yrd. Doç. Dr., İnönü Üniversitesi İbrahim Halil Üçer, Yrd. Doç. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi İbrahim Nacak, Yrd. Doç. Dr., KTO Karatay Üniversitesi Cüneyt Özşahin, Yrd. Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Mehmet Ali Aydemir, Yrd. Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi Mustafa Kömürcüoğlu, Yrd. Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi Müşerref Yardım, Yrd. Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Faruk Karaarslan, Dr., Erciyes Üniversitesi Necdet Subaşı, Dr., Gazi Üniversitesi Hüseyin Mercan, Erciyes Üniversitesi 3 program 28 EKİM 2016 CUMA 16:00-18:00 Açılış Programı Mahmut Hakkı Akın, Düzenleme Kurulu Başkanı Uğur İbrahim Altay, Selçuklu Belediyesi Başkanı Tahir Akyürek, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Muzaffer Şeker, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Fatih Erbakan, Erbakan Vakfı Başkanı Recai Kutan, ESAM Başkanı 18:30-20:00 Özel Tanıklıklar Oturumu: Erbakanlı Günler Oturum Başkanı: Mahmut Atay Temel Karamollaoğlu, Arif Ersoy, Halil İbrahim Dağ 29 EKİM 2016 CUMARTESİ 09:30-11:00 / 1. Oturum: Milli Görüşün Temel Karakteristiği Oturum Başkanı: Ertan Özensel Mustafa Aydın, Türkiye’de “Millî”lik Söylemi ve Erbakan Hareketi Mahmut Hakkı Akın, Türkiye Siyasi Tarihinde Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Hareketinin Konumu Bilal Kemikli, Siyasetin Besleyici Zemini Olarak Tekke: Erbakan ve Zahid Efendi İlişkisi Abdulkadir Macit, Necmettin Erbakan ve Çağdaş İslam Düşüncesindeki Yeri 11:30-13:00 / 2. Oturum: Türkiye Siyaseti ve Milli Görüş Oturum Başkanı: Ali Büyükaslan Lütfi Sunar, Türkiye’de Modernleşme ve Devlet-Toplum İlişkilerinin Yeniden Ele Alınmasında Milli Görüş Gökhan Tuncel, Türkiye’de Devlet(!) Toplum Gerilimini Azaltıcı Bir Aktör: Milli Görüş Serkan Yorgancılar, Milli Görüş Hareketinin İlk Göz Ağrısı Milli Nizam Partisi’nin Kuruluşu, Söylem ve Politikaları Öner Buçukcu, Ayrılardaki Aynılıklar Üzerine: MNP ve TİP Arasında Bir Karşılaştırma Denemesi 14:30-16:00 / 3. Oturum: İktisadi Sistem ve Adil Düzen Fikri Oturum Başkanı: Zekeriya Mızırak Adem Esen, Ağır Sanayi Hamlesinin Finansmanı: Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası (DESİYAB) İrfan Ersin, Cengizhan Yıldırım, Necmettin Erbakan’ın Faiz İle Mücadelesi ve Alternatif Sistem Önerileri Cengizhan Yıldırım & Nuh Ucgan, Kapitalizm, Sosyalizm ve Adil Düzen İbrahim Halil Sugözü, Erbakan’ın Adil Ekonomik Düzen Düşüncesi ve Refahyol Hükümeti Uygulamaları 16:30-17:45 / 4. Oturum: Dünya Siyaseti ve Milli Görüş Oturum Başkanı: Doğan Bekin Tahsin Hazırbulan, Erbakan’ın Yeni Bir Dünya Fikri ve “Müslüman Topluluklar Birliği” Abdulkadir Baharçiçek & Işıl Arpacı, Milli Görüş Partilerinin Programlarının Dış Politika Analizi Işıl Arpacı & Ahmet Karadağ, Türkiye’de Yahudi Milliyetçiliğinin Siyasal Bir Mesele Olarak Ele Alınışı: Necmettin Erbakan Örneğinde Kavramsal Bir Analiz 4 30 EKİM 2016 PAZAR 09:30-11:00 / 5. Oturum: Milli Görüş ve İslamcılık Oturum Başkanı: Erdal Baykan Turgut Akyüz, Milli Görüş Söylemleri Bağlamında İslamcılık Eleştirileri Asım Öz, Partili Siyasetin Sınırları: Türkiye’de İslâmcıların Milli Görüş Eleştirilerinden Bir Kesit Abdulkadir Yıldız, Milli Görüş Partileri Programlarında Laiklik Anlayışı Harun Bekiroğlu, Teoriden Pratiğe “Islah ve Davet Hareketleri”nin Kur’an Anlayışı: Milli Görüş Örneği 11:30-13:00 / 6. Oturum: Milli Görüşün Siyasal İletişimi Oturum Başkanı: Mansur Özdemir Emine Akbaş Demirkan, Necmettin Erbakan‘ın İletişim Modelinin, Arşiv Kayıtlarından Yola Çıkarak Değerlendirilmesi Hamit Aktürk, Yumuşak İdeolojinin Gücü: Diğer İslami Hareketleri Besleyen Bir Ekol Olarak Milli Görüş Hareketi Bayram Dalkılıç, Erbakan (Politikasının Retoriğinde Kavram ve İşaret Bağlamında) Sembolizması Erhan Tecim, Bir Sosyal Hareket Olarak Milli Görüş 14:15-15:30 / 7. Oturum: 28 Şubat Postmodern Darbesi ve Milli Görüş Oturum Başkanı: Ali Rıza Abay Mehmet Birekul & A.Tarık Türkmenoğlu, 28 Şubat’ın Artçı İzleri, Erbakan’ın Yok Sayılışı: Devrim Arabaları Filmi Üzerine Bir Değerlendirme Abdülhalim İnam & Bekir Gündoğmuş, Avrupa’da Yükselen Sağ Siyaset ve İslam Düşmanlığı Karşısında Barışçı Bir Çaba Olarak Milli Görüş Talip Tuğrul, Milli Görüş Hareketi’nin Temel Karakterleri Halil İbrahim Aşgın, Farklı Bir Yerel Yönetim Yaklaşımı Olarak Milli Görüş Belediyeciliği 16:00-17:30 / 8. Oturum: Mühendis ve Sanayici: Siyaset Öncesi Erbakan Oturum Başkanı: Önder Kutlu Sedat Özgür, Siyaset Öncesi Erbakan: Gümüş Motor ve Sanayileşme Fikri Abdullah Demir, Milli Görüş Hareketi’nin Sanayileşme Tasavvuru ve Yeni Bir Sanayileşme Okuması Necati Ataberk, Siyasal Yaşamı Öncesinde Necmettin Erbakan Yüksel Çavuşoğlu, Bir Dünya Lideri Erbakan 17:30-18:00 / Kapanış Önder Kutlu, Mahmut Atay, Lütfi Sunar, Mahmut Hakkı Akın 5 28 EKİM 2016 CUMA AÇILIŞ PROGRAMI 16:00-18:00 Mahmut Hakkı Akın Düzenleme Kurulu Başkanı Uğur İbrahim Altay Selçuklu Belediyesi Başkanı Tahir Akyürek Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Muzaffer Şeker Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Fatih Erbakan Erbakan Vakfı Başkanı Recai Kutan ESAM Başkanı 6 28 EKİM 2016 CUMA ÖZEL TANIKLIKLAR OTURUMU Erbakanlı Günler 18:30-20:00 Mahmut Atay Oturum Başkanı Temel Karamollaoğlu Arif Ersoy Halil İbrahim Dağ 7 29 EKİM 2016 CUMARTESİ 1. OTURUM 09:30 11:00 MILLI GÖRÜŞÜN TEMEL KARAKTERISTIĞI Oturum Başkanı: Ertan Özensel MUSTAFA AYDIN Türkiye’de “Millî”lik Söylemi ve Erbakan Hareketi MAHMUT HAKKI AKIN Türkiye Siyasi Tarihinde Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Hareketinin Konumu BILAL KEMIKLI Siyasetin Besleyici Zemini Olarak Tekke: Erbakan ve Zahid Efendi İlişkisi ABDULKADIR MACIT Necmettin Erbakan ve Çağdaş İslam Düşüncesindeki Yeri Türkiye’de “Millî”lik Söylemi ve Erbakan Hareketi Şüphesiz Türkiye’de Erbakan hareketinin en önemli söylemlerinden birisi “milli” lik kavramıdır. Bilindiği üzere kavram, “Milli Görüş” formülünün yanında, Milli Selamet, Milli Nizam gibi kurduğu parti ve teşkilatların önemli bir kısmının açık bir nitelemesidir. Hâlbuki Erbakan, Cumhuriyet döneminin başlangıçlarında, uzunca bir zaman gündem dışı hale getirilen İslâmcı söylemi güncelleyen kişilerin başında gelmektedir. O bunu fikir düzeyinden çok, o zaman daha sorunlu olan siyaset alanında yapmaya çalışmıştır. Öyle ki millilik söylemi İslâmcılıktan daha fazla devreye sokulmuştur. Gerçekten de burada bazı sorular akla gelmektedir: Millilik nedir, nereden gelmektedir, İslâm ile milliliğin bağlantısı nedir? İslâm milliliğin, millilik İslam’ın neresinde yer alır? Millilik, yasakçılığa karşılık İslâmcılığın bir perdesi midir? Milliyetçilik ile ilgisi nedir, ondan bir farkı var mıdır? vb. bu sorulardan bazılarıdır. Aslında bildiğimiz kadarıyla millilik kavramını ilk kullanan Necmettin Erbakan değildir. Kavramın tarihini 20. Yüzyılın başlarına, Osmanlı dönemine kadar geriye götürebiliriz. Mesela 1916 yılında kurulan Türk Talebi Birliği’nin başat nitelemesi “milli” idi. Cumhuriyet döneminde 1960 lı yıllara kadar bu kavram fazla kullanılmadı, toplumun Batıya karşı verdiği savaşın adı da Milli değil, istiklal/kurtuluş savaşı idi. 1960 lI yıllarda bazı Marksist yazarlar tüm evrenselciliklerine rağmen kavramı “Milli Kurtuluş Savaşı” gibi yerlerde kullanmaya başladılar. 1968 yılında kurulan Mücadele Birliği teşkilatı, verdiği mücadeleyi “Milli” (Milli Mücadele) nitelemesiyle kullanıma soktu. Erbakan’ın, MTTB kaynaklı olması nedeniyle oradan esinlenmiş olduğunu düşünsek bile kavramın güncellenip yaygınlaştırılmasında önemli rol oynadığında şüphe yoktur. Millilik kavramının, tarihsel olarak sosyal, politik ve düşünsel hayatımızda önemli bir yeri olmakla birlikte bir o kadar da sorunludur. Milli nitelemesi modern devlet anlayışında, farazi bir topluma atfıyla her şeye meşruiyet kazandırma yoludur. Yani kavram her ne kadar devlet, toplum ve ideolojisi (ki burada İslâm olduğunu düşünebiliriz) arasındaki ilişkiyi kurmaya yarayan bir kavramsa da, iş, hemen görünüverdiğinden çok daha karmaşıktır. Yani millilik bizde her ne kadar ilk elde ideolojiye (İslâm’a) bir vurgu taşıyor ve milletin özsel değerleri olarak anlaşılıyor ise de siyasal literatürde, bir merkeziyetçi hükümet demek olan modern devletin inşa edip çerçevelediği bir kültür matrisidir. Erbakan hareketinde işin odağında “Milli Görüş” vardı. Vefatına kadar sürdürdüğü milli görüş şüphesiz doğrudan bir din yorumu, genel geçer, kalıcı bir İslâm tefsiri değildi; yerlici bir sosyal/politik projeydi. Fazlaca geliştirilemeden uzunca bir dönem öylece sürdürüldü. Ancak milli görüş söylemi önemli bir işlevi yerine getirdi. Kendi içinden bir kırılmayla İslâmcılığa zemin hazırladı. İşte biz bu tebliğimizde millilik kavramını kısaca analiz ettikten sonra Erbakan hareketinde yüklenen anlamını ve yerine getirdiği işlevlerini irdelemeye çalışacağız . 1. OTURUM Mustafa Aydın 1950 yılında Konya’da doğan Mustafa Aydın, 1974 Konya Yüksek İslam Enstitüsünden mezun olmuştur. 1987’de Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisinde yüksek lisansını tamamlamış, aynı bilim dalında doktora derecesini 1991’de almıştır. 2010 yılından beri Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanlığı görevini sürdüren Aydın, din sosyolojisi, bilgi sosyolojisi, kurumlar sosyolojisi, siyaset sosyolojisi, değişim sosyolojisi, antropoloji alanları ile ilgilenmektedir. Moderniteye Dışarıdan Bakmak (2009), Gençliğin Dini ve Sosyal Değerleri (2010), Siyasetin Sosyolojisi: Bir Sosyal Kurum Olarak Siyaset (2002), İslam’ın Tarih Sosyolojisi (2001) ve Değişim Sosyolojisi ve Sistematik Din Sosyolojisi (2014) basılmış kitaplarından birkaçıdır. Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 9 Türkiye Siyasi Tarihinde Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Hareketinin Konumu 1. OTURUM Necmettin Erbakan, 1960’lı yıllarında başından itibaren kamuoyunda başarılı bir akademisyen, Gümüş Motor Fabrikasının kurucusu, Devrim otomobili projesinin önemli bir makine mühendisi ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin kısa bir süre başkanı olarak dikkat çekmiş bir isimdir. Bu yıllarda farklı şehirlerde çeşitli konularda seminerler veren Erbakan, 1969 seçimleri arifesinde TOBB başkanlığından olaylı bir şekilde alınmış ve 1969 seçimlerinde siyasete atılmıştır. Vefatına kadar, aktif siyasetin içinde bulunan Necmettin Erbakan, mevcut siyasi konjonktürde farklı bir yorum ve sentez yaparak dikkat çekmiştir. 1969 seçimlerinde Adalet Partisi’nden milletvekili adaylığı reddedilmiş, bir grup arkadaşıyla birlikte “bağımsızlar hareketi” adı altında farklı illerden bağımsız milletvekili adayı olmuşlardır. Konya’dan ciddi bir oyla bağımsız milletvekili seçilen Erbakan, seçimlerden üç ay sonra Milli Nizam Partisi’ni kurmuştur. Siyasi liderliğindeki hareket “Milli Görüş” olarak tanımlanmış ve Türkiye siyasi tarihinde Milli Nizam Partisinden sonra Milli Selamet Partisi (1972-1980), Refah Partisi (1983-1998), Fazilet Partisi (1997-2001) ve 2001 yılında kurulan ve halen aktif bulunan Saadet Partisi ile devam etmiştir. Milli Görüşe destek veren seçmen kitlesi ve partinin örgütlenmesine katılan isimlerin neredeyse tamamı Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi karşısında bulunan kitleden gelmişlerdir. Ne var ki Milli Nizam Partisi’nin kuruluşundan itibaren Erbakan, kendi siyasi hareketini klasik CHP-DP ve 1960’lı yıllarda belirginleşen sağ-sol ayrışmasının ötesinde yeni bir anlamla kurumsallıştırmaya çalışmıştır. Bu yüzden başından itibaren İslami bir vurguyla sağ ve solun, kapitalizm ile komünizmin ötesinde, bu unsurların hepsine karşı, özgün bir siyasi anlayışı temellendirmeye çalışmıştır. Bu bildiride, Necmettin Erbakan ve Milli Görüş hareketinin Türkiye siyasi tarihinde nerede konumlandığı tartışması üzerinde durulacaktır. Mahmut Hakkı Akın 1981 yılında Karaman’da doğdu. 2003 yılında Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünden mezun oldu. 2005 yılında yüksek lisans, 2009 yılında doktora eğitimini Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Ana Bilim Dalında tamamladı. 2013 yılında sosyoloji alanında doçent oldu. Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünde ve Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesinde çalıştı. Halen Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesidir. Aliya İzzetbegoviç (Faruk Karaarslan ile birlikte), Toplumsallaşma Sözlüğü ve Siyasallığın Toplumsal İnşası: Siyasal Toplumsallaşma adında kitapları yayınlanmıştır. 10 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi Siyasetin Besleyici Zemini Olarak Tekke: Erbakan ve Zahid Efendi İlişkisi Kültür, sanat ve irfan hayatımızın neşredildiği ocaklardan birisi olan tekkeler, doğrudan doğruya siyasi hayatın içinde yer almamakla birlikte mensubu bulunan devlet adamları ve inşa ettikleri dil ile siyasi hayata katkı sunmuşlardır. Nitekim tekke hayatı, başlangıçta israf ve konfora karşı züht ve takva kavramları etrafında bir hayat ikame ettirmeyi amaçlamıştır. Bu bakımdan daha başlangıçtan itibaren mevcut konformist siyasi ekseni, doğrudan doğruya olmasa da dolaylı olarak, diğer bir ifadeyle pasif muhalefetle dönüştürme çabasında olmuşlardır. Cumhuriyet döneminde ilga edilen tekkeler, tarihsel süreç içerisinde taşıdıkları değerler manzumesini neşretmek ve tevarüs ettikleri geleneği intikal ettirmek hususunda bazı zorluklarla karşılaşmış olsalar da bir şekilde varlıklarını korudukları aşikârdır. Bu meyanda varlığını idame ettiren irfan ocaklarından birisi olan Gümüşhânevî Tekkesi, Zeyrek ve İskender Paşa camiilerinde teşekkül eden ilim halkalarıyla geleneksel kültür kodlarını aktaran bir muhit olmuştur. Bu muhitten istifade eden, ilim ve sanat adamlarının yanında siyaset ve devlet adamları da olmuştur. Prof. Dr. Necmettin Erbakan öğrencilik dönemlerinden itibaren bu muhit içerisinde yetişmiştir. Bazı siyaset bilimcilerin tespitine göre, onun başlattığı “milli siyaset hareketi” nin bu muhit içinde vücut bulduğu, bilhassa İskender Paşa Camii imamı olarak görev yaptığı dönemde etkili olan Bursalı Mehmet Zahit [Kotku] Efendi’nin sohbetleriyle şekillendiği ifade edilmektedir. Bu tebliğde, kısaca bu etkiye işaret edilerek, Prof. Dr. Erbakan’ın mürşidi olarak Mehmet Zahit Efendiye ilişkin bazı değerlendirmeler yapılacaktır. 1. OTURUM Bilal Kemikli Sivas’ta doğdu. Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde tamamladı, 1998’de doktor, 2002’de doçent ve 2008’de profesörlüğe yükseltildi. Ankara, Yüzüncü Yıl, Süleyman Demirel ve Uludağ Üniversitelerinde öğretim üyesi ve idareci olarak görev yapan Prof. Kemikli, DPÜ İlahiyat Fakültesi’nin kurulmasına kurucu dekanı olarak öncülük etti. Halen Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk-İslam Edebiyatı Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdüren yazar, daha evvel İlim ve Sanat Dergisi, İslam, Bizim Dergah, Yeni Dünya, Somuncu Baba, Dergah, Edebiyat Ortamı, Ayvakti ve Yedi İklim gibi dergilerde yazılar yayımladı. Bir süre TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda Çocuklar İçin adlı programı hazırlayıp sundu. Bazı TRT Belgesellerinde danışman ve metin yazarı olarak görev yaptı. Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 11 Necmettin Erbakan ve Çağdaş İslam Düşüncesindeki Yeri 1. OTURUM Son asrın en önde gelen Müslüman liderleri arasında yer alan Necmettin Erbakan, modern bir “aydın” olarak eğitim görmüş olmasına rağmen içinde yetiştiği aile hayatı, okuduğu İslami kaynaklar ve kurduğu tasavvufi irtibatlar sayesinde Türkiye başta olmak üzere Müslüman toplumların temel meseleleri üzerinde düşünmüş ve bunların içinde bulundukları sorunların çözümü hususunda alternatifler üretmeye çalışmıştır. Bu süreçte Erbakan, ilim adamlığının yanı sıra Müslümanların toplumsal hareketlerinin lideri rolünü de üstlenmek ve ömrünün sonuna kadar siyasi mücadele vermek mecburiyetinde kalmıştır. Bu sebepten daha çok siyasi kimliği ile ön plana çıkan Erbakan, siyasi görüşlerini ve ideallerini “Milli Görüş” şeklinde formüle etmiştir. Çağdaş İslam Düşüncesine etkisi sadedinde en önemli kıymet olarak zikredeceğimiz Milli Görüş, esasen Erbakan’ın hayat mücadelesinin fikri ve siyasi en başat ifade biçimidir. Biz bu tebliğimizde iki hususu detaylıca ele alacağız. Birincisi, Erbakan’ın Milli Görüş mefhumunun merkezi konumunu teşkil eden İslâm anlayışıdır. Bu bağlamda Erbakan’ın İslam, Hak-Batıl, Cihad, Adil Düzen ve İttihad-ı İslam kavramlarına yüklediği anlamı ele alıp, bu bakış açısının Çağdaş İslam Düşüncesi’ndeki yerini ve etkisini ortaya koymaya çalışacağız. Neticede anlaşılacaktır ki, Milli Görüş, Erbakan’a göre herhangi bir siyasi hareket değil bilakis maneviyatçı, hakkı üstün tutan ve nefis terbiyesini esas alan İslam’ın, günümüz şartlarını göz önünde bulunduran bir yorumlama biçimidir. Diğer bir ifadeyle, Erbakan’ın mezkûr kavramlar ile ulaşmak istediği hedefler aynı zamanda İslam’ın da asıl hedefleridir. İkincisi ise, Mehmet Ali Büyükkara’nın Gelenekçiler, Islahatçılar ve Modernistler şeklinde tasnif ettiği Çağdaş İslami Akımlar içerisinde Siyasal Islahatçılar kategorisinde değerlendirilen Necmettin Erbakan ve Milli Görüş hareketinin İslam Dünyasındaki diğer ıslahatçılar ile ortaklaşan veya uzlaşan; onlardan ayrılan veya farklılaşan yönlerinin mukayesesidir. Bizim kanaatimiz odur ki, Necmettin Erbakan, Milli Görüş hareketi ile hem sosyal ve kültürel çalışmalar icra eden kültürel ıslahatçılık hem de yönetimin ıslahını hedefleyen siyasal ıslahatçılık vasıflarının ikisini de şahsında veya hareketinde bir araya getiren tipik bir ıslahatçı görünümü arzetmektedir. Abdulkadir Macit Lisans eğitimini 2004 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde tamamladı. Aynı sene başladığı İslam Tarihi ve Sanatları bölümündeki yüksek lisansını “Başbakanlık Osmanlı Arşiv Belgeleri Işığı’nda XIX. Yüzyıl Osmanlı-Hokand Hanlığı Münasebetleri” adlı teziyle tamamladı. 2010’da yine aynı bölümde başladığı doktora eğitimini ise “Şeybânî Hanlığı (1500- 1599)” başlıklı tezi ile nihayete erdirdi. İlgi alanları arasında Orta Asya, Siyer-i Nebi, Erken Dönem İslam Tarihi, İslamcılık ve İslami Hareketler gibi konular bulunmaktadır. İlahiyat Fakültesi’nin yanı sıra İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi mezunu olan Macit’in, Ahterî Muslihiddin Mustafa Efendi (İlke, 2016) ve Şeybânî Özbek Hanlığı (Nobel, 2016) serlevhalı iki kitabı ve çeşitli kitap ve dergilerde yayınlanmış makaleleri vardır. Hâlihazırda Kocaeli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Siyer-i Nebi ve İslam Tarihi alanında öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. 12 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 29 EKİM 2016 CUMARTESİ 2. OTURUM 11:30 13:00 TÜRKIYE SIYASETI VE MILLI GÖRÜŞ Oturum Başkanı: Ali Büyükaslan LÜTFI SUNAR Türkiye’de Modernleşme ve Devlet-Toplum İlişkilerinin Yeniden Ele Alınmasında Milli Görüş GÖKHAN TUNCEL Türkiye’de Devlet(!) Toplum Gerilimini Azaltıcı Bir Aktör: Milli Görüş SERKAN YORGANCILAR Milli Görüş Hareketinin İlk Göz Ağrısı Milli Nizam Partisi’nin Kuruluşu, Söylem ve Politikaları ÖNER BUÇUKCU Ayrılardaki Aynılıklar Üzerine: MNP ve TİP Arasında Bir Karşılaştırma Denemesi Türkiye’de Modernleşme ve Devlet-Toplum İlişkilerinin Yeniden Ele Alınmasında Milli Görüş 2. OTURUM Türkiye’de modernleşmenin tarihi aynı zamanda devlet ile toplum arasında derin bir yarılmanın da bir tarihidir. Yaşanan çözülmenin çaresini modernleşmede gören siyasi elitler aynı zamanda zamanla yukarıdan aşağıya doğru baskıcı bir yönetim kurmuşlar; farkına vararak veya varmayarak toplumdan kopmuşlardır. Devletin kamusal uygulamaları zamanla İslam’ın ve hatta geleneksel fikirlerin ve alışkanlıkların kamusal alanda temsilini ve uygulanmasını gittikçe kısıtlamıştır. Yaşanan bu kopuş özellikle hilafet, imam hatipler, başörtüsü gibi bazı sembolik meseleler etrafında şekillenmiş ve kamusal siyaset gittikçe seküler bir dil ve bakış ile şekillenmeye başlamıştır. Çok partili hayata geçişle birlikte toplumun siyasal alana kendi gündemini ve bakışını taşımasında kısmi bir gelişme olsa da yine de siyasal alanın tasarımı ve devletin işleyişi mantığı kitlelerin kamusal siyasal alanda kendi dillerini ve beklentilerini yansıtmalarına yeterli bir zemin oluşturmamıştır. Milli Görüş hareketi 1950’lerden itibaren ortaya çıkan kapalı İslami grupların aksine açık bir şekilde İslam’ı kamusal alana taşımayı amaçlayarak devlet ile toplum arasındaki yarılmayı gidermeyi siyasi bir hedefe dönüştürmüştür. Özellikle açık bir siyasal organizasyon ve kitleselleşmiş talepler, Milli Görüş’ü diğer gruplar arasında zamanla öne çıkarmış ve dönüştürücü bir aktör haline getirmiştir. Bu tebliğde Türkiye’de devlet toplum ilişkilerinin değişiminde Milli Görüş’ün oluşturduğu ılıman uzlaştırıcı siyasallığın etkisi ele alınacaktır. Lütfi Sunar Lisans eğitimini 2002 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Ekonomi bölümlerinde tamamladı. 2010 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde “Karl Marx ve Max Weber’in Doğu Toplumlarına Yaklaşımları” başlıklı teziyle doktorasını tamamladı. Sosyolojik teori, sosyoloji tarihi, şarkiyatçılık alanında çalışmalarda bulunan Lütfi Sunar, hâlen İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Sunar’ın Marx ve Weber’de Doğu Toplumları ve Türkiye’de İş Ortaklıkları, Marx an Weber on Oriental Societies adlı yayımlanmış üç telif kitabı ve çok sayıda editörlüğünü yaptığı kitap bulunmaktadır. 14 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi Türkiye’de Devlet(!) Toplum Gerilimini Azaltıcı Bir Aktör: Milli Görüş Devlet ile toplum arasında yaşanan gerilimin, Türkiye siyasetinin önemli sorun alanlarından birisini oluşturduğu ileri sürülmektedir. Oysa konuyla ilgili yapılacak analitik bir çözümleme, ülkede yaşananın devlet toplum gerilimden daha çok, kendisini devlet olarak sunma eğiliminde olan ve kamunun güç ve imkânıyla var olan seçkinci kesim ile toplum arasındaki gerilim olduğunu ortaya koyacaktır. Türkiye siyasetinde bu durumu en iyi analiz eden ve bu çerçevede politika geliştiren ve uygulayan siyasetçilerin başında Necmettin Erbakan gelmektedir. Devlet toplum ilişkisini adalet kavram ve düşüncesi üzerinden idealist bir yaklaşımla çözümleme ve kurgulama gayreti içerisinde olması, Erbakan’ı ve kurucusu olduğu Milli Görüş Hareketi’ni Türkiye siyasetinde etkili kılmış ve özgün bir konuma yerleştirmiştir. Devletin güç ve imkânlarını kendi menfaatleri doğrultusunda kullanan ve bu güç ve imkânların toplum tarafından veya toplumun menfaatleri için kullanılması hususunda olabildiğince cimri ve kıskanç davranan seçkinci kesime siyasal alandaki en önemli ve kapsamlı eleştiri Milli Görüş Hareketi’nden gelmiştir. Milli Görüş, bir taraftan seçkici kesime ve anlayışa eleştiri getirirken diğer yandan var olan düzen ve işleyişe alternatif düşünce ve politikalar geliştiren siyasi bir hareket olmuştur. Milli Görüş’ün geliştirdiği alternatif düşünce ve politikalar, devlet toplum ilişkisini olumlu yönde etkileyerek bu ilişkinin farklı bir evreye girmesine zemin hazırlamıştır. Birçok bilimsel ve aktüel araştırmaya konu olan Milli Görüş Hareketi’nin devlet toplum ilişkisine etkisinin de, derinlikli bilimsel bir araştırma konusu yapılması Tü§rkiye ve İslam Dünyası açısından oldukça önemlidir. Yapılacak bu çalışmada, öncelikle Türkiye’de yaşanan devlet(!) toplum geriliminin aktör, unsur ve yansımaları belirlenecek, daha sonra Milli Görüş Hareketi’nin bu aktör ve unsurlara yönelik yaklaşımları değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Milli Görüş Hareketi’nin ülkede yaşanan gerilimi azaltıcı çabalarının devlet ve toplum açısından taşıdığı önem de, bu çalışmada farklı yönleriyle tartışma konusu yapılacaktır. 2. OTURUM Gökhan Tuncel 1973 yılında Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde doğdu. 1994 yılında İnönü Üniversitesi İ.İ.B.F. Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldu. İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisans ve doktorasını tamamladı. Sivil toplum, toplumsal hareketler, siyasal partiler, demokratikleşme, siyasal ayrışma ve Türkiye’de iktidar- muhalefet ilişkileri konularında çalışmaları bulunan, 2015 yılında doçent olan Tuncel, evli ve iki çocuk babasıdır. Tuncel halen, İnönü Üniversitesi İ.İ.B.F. Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 15 Milli Görüş Hareketinin İlk Göz Ağrısı Milli Nizam Partisi’nin Kuruluşu, Söylem ve Politikaları 2. OTURUM 1960 darbesi sonrası süreçte Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Adnan Menderes’in darbeciler tarafından yargılanma süreci 9 ay 27 gün sürmüş ve 17 Eylül 1961 tarihinde Menderes idam edilmiştir. Tek Parti yılları ve sonraki süreçte sağ/milliyetçi/muhafazakar yapılar üzerindeki baskı ve sindirme politikalarının en zirve olayı Menderes’in idam edilmesidir. Bu idam sonrasında ise darbeci Milli Birlik Komitesi üyelerinin 3 Nisan 1963’ten 1982 Anayasasının yürürlüğe girdiği tarihe kadar, neredeyse yirmi yıllık bir süreçte, bu darbeyi ve idamları “27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı” olarak kutlatarak muhaliflere büyük bir korku salmıştır. Böyle bir süreç sonrasında bile Anadolu insanı sessiz ama derinden muhalif tavrını sürdürmüş ve doğrudan yaşam biçimini, varoluş tarzını, dünyada bulunuşuna verdiği anlamı ve özgürlüklerini hedef alan Batıcı/Jakoben/Baskıcı siyaseti reddetmiştir. Bu reddedişle birlikte de kendine yeni alanlar açarak varlığının yok edilmesine karşı durmuştur. 60 darbesi sonrası geçiş dönemini Demirel gibi popülist bir siyasetçiyle aşmaya çalışan Anadolu insanı, toplumsal şartların da olgunlaşmaya başlamasıyla birlikte, 60’ların ikinci yarısından itibaren doğrudan İslami kaygılarla yeni bir siyasi söylemin varlığını talep etmeye başlamıştı. AP içerisinde Demirel’den duyulan rahatsızlıklar, Demirel’in tek adam olmak için yapmış olduğu uygulamalar, AP içerisinde muhalif söylemlerin kendini ifade etme yollarının tamamen ortadan kalkmasının da etkisiyle bir takım hareketlenmeler başlar. Güçlenmeye başlayan islami yapıların Demirel’e karşı bakışları da Demirel karşıtı muhalefette önemli bir yere sahiptir. Öncelikli amaç Demirel’in Genel Başkanlıktan indirilmesidir. Bu kapsamda muhaliflerin adayı Sadettin Bilgiç’tir ama başarısız olur. Tam da böylesi bir süreçte yeni arayışlar başlamıştır artık. Milli Görüş hareketi 1969’da Necmettin Erbakan’ın Konya’dan Bağımsız Aday olarak meclise girmesiyle başlatılabilir. Bağımsızlar meclise girdikten sonra bir siyasi parti altında çalışmalarına devam etmek isterler ve bu süreç MNP’ye giden yolu hızlandırır. 26 Ocak 1970’te Milli Nizam Partisi kurulur ve 71 muhtırası sonrasında 21 Mayıs 1971’de kapatılır. Aslında bu muhtırada MNP’nin kapatılması için hiçbir somut gerekçe bulunmamasına rağmen TKP ile birlikte kapatılması MNP’nin siyasal alanda varlığına bile tahammül edilememesinin bir göstergesidir. Türk siyasal yaşamında MNP’nin yaşamı çok kısa sürmüştür ancak MNP’nin kurulmuş olması, bu sürece giden yol ve Milli Görüşün bugünlere uzanan varlığı açısından çok önemlidir. Biz bu çalışmamızda bu sürecin ilk partisi olan MNP’nin kuruluş süreci, Türk siyasetine katkıları ve Milli Görüş’ün ilk temel taşını irdelemeye çalışacağız. Serkan Yorgancılar 1977 yılında Doğanhisar’da doğdu. İlköğrenimini burada tamamladıktan sonra ve orta öğrenimini Konya Atatürk Sağlık Meslek Lisesinde tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde lisans, aynı üniversitede Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde ve Selçuk Üniversitesi Sosyoloji bölümlerinde Yüksek Lisansını tamamladı. Doktora çalışmalarını sürdüren yazarın Türkçülükten İslamcılığa MTTB, Milli Görüş (1969-1980), İslamcı Gençliğin Yazılmamış Tarihi Akıncılar ve Cumhuriyet İslamcılığının Seyri eserleri bulunmaktadır. Cumhuriyet Tarihi, İslamcılık ve Gençlik hareketleri üzerine birçok bilimsel makale ve yayını bulunmaktadır. TYB Akademi, Tezkire, Umran, Gerçek Hayat, Sebilürreşad, Buruciye Edebiyat, Aşkar, Ayine, Dil ve Edebiyat dergilerinde yazıları yayımlandı. 2016 Yılında Türk Kızılayı ve Genç Konfed tarafından düzenlenen “Yılın Yazarı” ödülünü alan yazar bir kamu kuruluşunda yönetici olarak çalışmaktadır. 16 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi Ayrılardaki Aynılıklar Üzerine: MNP ve TİP Arasında Bir Karşılaştırma Denemesi Türkiye’de 1960’lı yıllara esas karakterini kazandıran hususun yeni bölüşüm ve üretim ilişkileri ihdas eden 1961 anayasası olduğu söylenebilir. 1961 Anayasasının getirdiği en önemli yenilik, üretim ve bölüşüm ilişkilerini de oldukça derinden etkileyen, idari anlamda da önemli bir yenilik getiren gelişmenin adı Devlet Planlama Teşkilatıdır. Devlet Planlama Teşkilatı’nın kuruluş süreci ve kurulma mantığı özellikle planlama ve kalkınmanın ulusallığının anlaşılması bakımından oldukça önemlidir. Neticede ortaya yeni bir birikim modeli çıkmıştır. Bu birikim modeli devletin ekonomi yönetimine doğrudan dahil olmasını gerektiren iki sacayağına dayanmaktaydı. Bu sacayaklarından ilki kıt iktisadi kaynakların, özellikle döviz ve kredilerin siyasal mekanizmalar tarafından tahsis edilmesidir. İkinci önemli sacayağı ise 1950’li yıllarda oldukça gerginleşen ve kutuplaşan toplumda bir yumuşamayı sağlaması ve genişlemiş ve derinleşmiş bir iç pazarın oluşmasını sağlamak amacıyla gelirin yeniden bölüşüleceği vaadidir. Türkiye’de 1960’lı yıllar siyasal, sosyal ve ekonomik anlamda dönüşümün yaşandığı yıllardır. Kentleşme ölçek değiştirmiş, 1950’lerde sadece İstanbul’dan metropol bir kent olarak bahsedilebilirken 1960’larda bölgesel merkezlerde de metropolleşme eğilimi ortaya çıkmıştır. Siyasal düzeyde dönüşümü gerçekleştiren 1961 anayasasıdır. Bu anayasa yeni üretim ve bölüşüm ilişkileri tanımlayarak ve bunları bir takım kurumlarla destekleyerek ve dengeleyerek yeni bir düzenin oluşmasını sağlayacaktır. Böyle bir ortamda farklı toplumsal kesimlerin siyasal alana doğru yöneldikleri görülmektedir. Dönemin en ayırt edici vasfı söz konusu hareketlerdeki kalkınma, milli kalkınma vurgusudur. Dolayısıyla birbirinden çok farklı iki siyasal hareketi TİP ve MNP’nin siyasal retorikleri incelendiğinde zeminin milliyetçilik olduğu görülecektir. Bildiri bu zeminin iki siyasal hareket özelinde analizine odaklanmaktadır. 2. OTURUM Öner Buçukcu 1986 Erzurum doğumludur. İlk ve orta öğretimi Erzurum’da bitirdikten sonra lise eğitimini Rekabet Kurumu Bayburt Anadolu Öğretmen Lisesi’nde devlet parasız yatılı olarak tamamladı. Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. Türkiye Yazarlar Birliği’nin hakemli dergisi TYB Akademi’nin genel yayın yönetmenliğini yaptı, aynı kurumun çok sayıda kitabını yayına hazırladı. Doktora çalışmalarına devam eden Öner Buçukcu hakemli sosyal bilimler dergisi tezkirenin ve tezkire Yayınlarının genel yayın yönetmenliğini yürütmektedir. Temel ilgi alanları Türk dış politikası, Soğuk Savaş Sonrası Transatlantik İlişkiler, Türk siyasal hayatı ve Türk sinemasıdır. Osmanlı Dış Politikası 1908-1913 başlıklı yayınlanmış bir telif kitabı bulunmaktadır. Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 17 29 EKİM 2016 CUMARTESİ 3. OTURUM 14:30 16:00 İKTISADI SISTEM VE ADIL DÜZEN FIKRI Oturum Başkanı: Zekeriya Mızırak ADEM ESEN Ağır Sanayi Hamlesinin Finansmanı: Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası (Desiyab) İRFAN ERSIN, CENGIZHAN YILDIRIM Necmettin Erbakan’ın Faiz İle Mücadelesi ve Alternatif Sistem Önerileri CENGIZHAN YILDIRIM & NUH UCGAN Kapitalizm, Sosyalizm ve Adil Düzen İBRAHIM HALIL SUGÖZÜ Erbakan’ın Adil Ekonomik Düzen Düşüncesi ve Refahyol Hükümeti Uygulamaları Ağır Sanayi Hamlesinin Finansmanı: Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası ((DESİYAB)) Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası (DESİYAB) Anonim Şirket şeklinde ve özel hukuk hükümlerine tabi olarak 1975 yılında kurulmuştur. Bankanın gayesi özel sektör tarafından yapılacak olan ve teşvik tablolarında yer alan sanayi yatırımlarını desteklemektir. 1970’lı yılların ikinci yarısında kurulan koalisyon hükümetlerinde Ekonomik Kurul Başkanlığı ve Başbakan Yardımcılığı yapan Necmettin Erbakan’ın önem verdiği bankanın ana fonksiyonu Türkiye’yi kısa bir süre içinde sanayileşmiş ülkeler arasına katmayı öngören “Ağır Sanayi Hamlesi”nin finansmanını sağlamaktır. Bankanın amaçları arasında bölgesel ekonomik dengesizliği gidermek üzere her ilde bir sanayi tesisinin kurulmasına öncülük etmek yer almaktadır. Yine banka o dönemde yaygın olan ve yurt dışında çalışan işçilerin tasarruflarının değerlendirilmesini amaçlayan işçi ve halk şirketlerini desteklemiştir. Banka, faizin getirdiği olumsuzlukları gidermek üzere, sermaye ortaklığı ve faizsiz kredi esaslarına göre kurulmuştur. Bu banka ile Türkiye’de ilk defa faizli sisteme karşı “kâr ortaklığı” üzerinde durulmuştur. Ancak iç ve dış ekonomik ve siyasi şartlarla ideolojik tutumlar buna fırsat vermemiştir. Kurumun faizli veya faizsiz metotları tercihi Yönetim Kuruluna bırakıldığından, daha sonra çalışmaları tamamen faizli işlemlere çevrilmiş ve banka daha çok proje değerlendirme bürosu gibi çalışan yatırım ve kalkınma bankasına dönüşmüştür. 24 Ocak 1980 kararları sonrasında Türkiye Kalkınma Bankası A.O. adını almıştır. 3. OTURUM Adem Esen 1961 yılında Konya’da doğdu. Burada Selçuk İlkokulu, Mevlana Ortaokulu ve Konya Gazi Lisesi ve İmam-Hatip Lisesi (1980) bitirdi. 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünü, 1987 yılında Marmara Üniversitesi Fakültesinden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde yüksek lisans ve doktora yaptı. Doktora tezi: İslam’da Ücret, danışmanı: Prof. Dr. Sabahattin Zaim. Bu arada, Diyanet İşleri Başkanlığı Haseki Eğitim Merkezi ilk dönem doktora ve yüksek lisans ihtisas kursundan mezun oldu. Riyad, King Saud Üniversitesi Arap Dili Enstitüsünde ‘Tedribu’l-Muallimin” kurslarını bitirdi. Exeter Üniversitesinde dil ve araştırma çalışmalarına katıldı. Erzincan Hukuk Fakültesi Ekonomi ve Maliye Bölümünde yardımcı doçent ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde kurucu öğretim üyesi, doçent olarak çalıştı. 28 Şubat sebebiyle yerel yönetim seçimlerine katıldı; iki dönem (1999-2009) Selçuklu-Konya Belediye Başkanlığına seçildi. Bu görev sırasında, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi üyeliği ve Türkiye Belediyeler Birliği encümen üyeliği yaptı. 2009 yılında Selçuk Üniversitesi İİBF’ne profesör olarak atandı. Burada, İktisat Bölüm Başkanlığı yaptı ve Bölgesel Kalkınma Uygulama ve Araştırma merkezini kurdu. 2010 yılında İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesine kurucu rektör olarak atandı. Kurucu rektörlük görevini üç yıl yürüttü. Halen, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü İktisat Anabilim Dalında öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Halen Dekan Yardımcısıdır. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSKİ Yönetim kurulu üyesidir. İktisat, bölgesel iktisat, sosyal politika, yerel yönetimler, çevre ve İslam iktisadı alanlarında çalışmaları vardır. Evlidir, dört çocuğu ve iki torunu vardır. Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 19 Necmettin Erbakan’ın Faiz İle Mücadelesi ve Alternatif Sistem Önerileri 3. OTURUM Necmettin Erbakan, islami söylem ve eylemleriyle Türk siyasi tarihinde önemli izler bırakmıştır. 1969 yılı itibariyle siyaset sahnesine giren Necmettin Erbakan, ekonomik söylemlerinde islamı referans almıştır. Faizsiz sistem kurma üzerine hedeflerini belirten Erbakan’ın ekonomik söylemlerini 80 öncesi ve sonrası olmak üzere iki ayırmak gerekir. 1980 öncesi Türkiye’nin İthal İkameci Sanayileşme Modelini benimsemesi ve Kalkınma Planlarıyla ekonomiye yön vermesi Erbakan’ı da Sanayileşme söylemine itmiştir. Pratik anlamda faizsiz sistemi bir gurup sermayedarın iştirakiyle kurulmuş “Gümüş Motor” fabrikasında gösteren Erbakan, hem faizsiz yapılanmanın hem de milli sanayinin örneğini kar ortaklığı prensibine dayanarak vermeye çalışmıştır. Siyasetin, bürokrasinin ve sermayenin milli sanayi ve faizsiz sistem üzerindeki baskıları ile Gümüş Motor iflas ettirilmiş ve Erbakan bu durumun sistemsel sorun olduğunu anlayarak kendini siyaset sahnesine atmıştır.Dönem olarak kalkınmanın önemli bir faktörü olan Sanayileşme, gelişmekte olan ülkeler için de bir model ve moda halini almıştır. Haliyle Türkiye’nin bu minvalde hareket etmesi Erbakan’ı Ağır Sanayi, Maddi ve Manevi Kalkınma söylemlerine itmiştir.Bu söylemleri içerisinde Sanayileşme, “Ufki Devletçilik” ve “Bölgesel Kalkınma Şirketleri” kavramlarıyla bir sistem olarak ortaya sürülmüş ve faizsiz bir yapılanma görünümü sergilemiştir. Nitekim 70’li yıllarda MSP’nin koalisyon ortağı olduğu dönemlerde Erbakan’ın faizsiz sistem üzerine çabaları mevcuttur. 1980 yılına gelindiğinde Türkiye ekonomisinin serbest piyasa rejimini benimsemesi ile Erbakan da söylemlerini sanayileşmeyi de içinde barındıran bir sisteme bırakmıştır. 1980 sonrası ekonomik söylemlerini Adil Düzen kavramıyla ifade eden Erbakan, bu sistemde de faizsiz bir model öne sürmüştür. Çalışmamız hem Adil Düzen hakkında bilgi vermekle birlikte hem de 80 öncesi Erbalan’ın sanayileşme modeli üzerinde durmaktadır. Ayrıca Erbakan’ın koalisyon ortağı olduğu dönemlerde faiz ile ilgili pratik mücadelesi çalışmamızın özünü oluşturmaktadır. İrfan Ersin İlköğrenim, Ortaokul ve Lise eğitimini İstanbul Bayrampaşa’da tamamladı. 2006 yılında kazandığı Gaziosmanpaşa Üniversitesi İktisat bölümünü 2010 yılında bitirdim. Abant İzzet Baysal Üniversitesinde İktisat Anabilim dalında 2011-2014 arasında Yüksek Lisansını tamamladım. Tezimi “Necmettin Erbakan’ın Ekonomik Söylem ve Uygulamaları” üzerine hazırladım. 2011-2015 arası Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde birçok projede yer aldım. Çeşitli STK’larda aktif olarak üst düzey yöneticilik ve yönetim kurulu üyeliği yaptım, halen İstanbul Medipol Üniversitesi Sosyal Bilimler MYO’da öğretim görevlisi olarak çalışmaktayım. Akademik olarak iktisat politikası, dış ticaret ve İslam ekonomisi alanlarıyla ilgilenmekteyim. Cengizhan Yıldırım 1980 yılında Düzce-Kaynaşlı’ya bağlı Tavak Köyünde doğdu. İlkokulu Tavak Köyünde, ortaokulu Kaynaşlı’da, liseyi Düzce’de bitirdi. İktisat alanında Abant İzzet Baysal Üniversitesinden 2002 yılında lisans, 2005 yılında yüksek lisans, 2011 yılında doktora derecelerini aldı. Doktora tez konusu “Neoliberal İktisat Politikalarının Türkiye’de Orta Sınıfa Etkisi”dir. 2009-2011 yıllarında Durham Üniversitesinde doktora teziyle ilgili araştırmalar yaptı. 2013 yılından beri Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünde yardımcı doçent olarak çalışmaktadır. Türkiye Ekonomisi, Makro İktisat ve Orta Sınıf üzerine çalışmaları bulunmaktadır. 2015 yılında İrfan Ersin’in yazdığı “Necmettin Erbakan’ın Ekonomik Söylem ve Uygulamaları” isimli teze danışmanlık yapmıştır. Cengizhan Yıldırım evli ve bir 1 çocuk babasıdır. 20 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi Kapitalizm, Sosyalizm ve Adil Düzen Son beş asırda Batı Medeniyeti daha önce bilinmeyen iki tane iktisadi örgütlenme biçimi meydana getirdi. Bunlardan ilki olan kapitalizm, 16. Asrın hemen başından itibaren Ticaret Devrimiyle beraber kurumsal olarak tedrici şekilde orta çıktı ve değişen şartlara bağlı olarak evrildi. Bu evrimde toplumsal şartlar belirleyici oldu. Kapitalizmdeki adaletsizliklere tepki olarak ortaya çıkan sosyalizm, 19. Asrın sonlarında olgunlaştı ve 20. Asrın hemen başından itibaren bazı ülkelerde kendisine yaşam alanı buldu. 500 yıllık dönemde Batı, skolastik düşünceden kurtuldu, dinini reforme etti, coğrafi keşifleri, Fransız Devrimini ve Sanayi Devrimini gerçekleştirdi. Bu her iki iktisadi örgütlenme biçimi de yeni ihtiyaçlara cevaben ortaya çıkmıştır. Böylece giderek güçlenen Batı, Doğuyu galebe çalarak Dünyanın emperyal gücü haline geldi. İslam dünyası aynı dönüşümü yaşamadı ve yeni durumlara göre kurumlarını inşa edemeyerek sürekli bir geri kalmışlık içine hapsoldu. Batı Medeniyetinin ürettiği örgütlenme biçimlerinden kopya çekmeye çalıştı; ancak bu gömlek kimi zaman bol kimi zaman dar geldi; çünkü İslam dünyası Batı’nın yaşadığı 500 yıllık transformasyonu yaşamadı. Üstelik İslami bir modelin salt olarak rasyonalizme dayanması da mümkün değildir. Daha çok selefi bir akılla ilk dönem İslam tarihine atıflar yapılarak sorunlar çözülmeye çalışıldı. Modern çağa ayak uyduracak “yeni” iktisadi örgütlenme fikri hiç gündeme gelmedi; ancak Erbakan’ın ortaya attığı Adil Düzen, hem İslami sınırlar içinde kalması hem de iktisadi gelişmeye zemin oluşturması bakımlarından bu bilimsel kısırlığın bir istisnasını oluşturmaktadır. Bazı yönleri iyi tasarlanmış bazı yönleri kötü tasarlanmış olsa da kopya bir model değildir, tamamen özgündür. Bu çalışmada önce kapitalizmin ve sosyalizmin tarihi, toplumsal şartlarda ve zihinsel yapıda meydana gelen değişikliklerle anlatılmaya çalışılacaktır. Daha sonra karşılaştırmalı olarak Adil Düzen’in yapısı anlatılacaktır. 3. OTURUM Cengizhan Yıldırım 1980 yılında Düzce-Kaynaşlı’ya bağlı Tavak Köyünde doğdu. İlkokulu Tavak Köyünde, ortaokulu Kaynaşlı’da, liseyi Düzce’de bitirdi. İktisat alanında Abant İzzet Baysal Üniversitesinden 2002 yılında lisans, 2005 yılında yüksek lisans, 2011 yılında doktora derecelerini aldı. Doktora tez konusu “Neoliberal İktisat Politikalarının Türkiye’de Orta Sınıfa Etkisi”dir. 2009-2011 yıllarında Durham Üniversitesinde doktora teziyle ilgili araştırmalar yaptı. 2013 yılından beri Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünde yardımcı doçent olarak çalışmaktadır. Türkiye Ekonomisi, Makro İktisat ve Orta Sınıf üzerine çalışmaları bulunmaktadır. 2015 yılında İrfan Ersin’in yazdığı “Necmettin Erbakan’ın Ekonomik Söylem ve Uygulamaları” isimli teze danışmanlık yapmıştır. Cengizhan Yıldırım evli ve bir 1 çocuk babasıdır. Nuh Ucgan 1982, Tokat doğumlu Nuh Uçgan, lise öğrenimini İstanbul’da Esenler İbrahim Turhan Lisesi’nde tamamladı. Lisans öğrenimi Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Kamu Yönetimi bölümünde bitirdikten sonra, yüksek lisansını yine Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Bölümünde yaptı. 2012’de Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başlayan Nuh UÇGAN doktora tez aşamasında “1979 İslam Devrimi sonrası İran dış politikası ”üzerine çalışmaya devam etmektedir. Evli ve iki çocuk babası olan Nuh uçgan’ın akademik ilgi alanları; İran Siyaseti, toplumu, tarihi ve dış politikası; İslam: Siyaset, toplum ve uluslararası ilişkiler, Devrimler: Siyasi tarih, sosyoloji, uluslararası ilişkiler boyutu, Güç Dengesi: Siyasi tarih ve kuram, Karşılaştırmalı siyasi tarihtir. Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 21 Erbakan’ın Adil Ekonomik Düzen Düşüncesi ve Refahyol Hükümeti Uygulamaları 3. OTURUM Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ekonomik düşüncelerinin bizzat kendisi tarafından sistem haline getirildiği Adil Ekonomik Düzen’in odak noktası faizsiz ve vergisiz ekonomi ve adil paylaşımdır. Faiz, ekonomik olarak adaletsiz paylaşımın en önemli nedenlerinden birisidir. Erbakan’a göre vergi de refah düzeyini düşüren ve kendi deyimiyle zulüm olarak adlandırılan bir mali uygulamadır. Ona göre devlet gelirini, üretime ortak olması dolayısıyla elde edecektir. Bu teorinin üzerine kurulduğu temeller ise üretim ekonomisi, topyekün kalkınma, borçsuz ve açıksız iç-dış dengedir. Adil Ekonomik Düzen esaslarının uygulanabilirliğini test etmek için bir anlamda önemli bir fırsat olan Türkiye Cumhuriyeti 54. (Refahyol) Hükümeti döneminde önemli ve sıradışı ekonomik gelişmeler yaşanmıştır. Bunlardan en önemli iki tanesi kamu tek hesabı veya başka bir deyişle havuz sistemi ile denk bütçe uygulamasıdır. Havuz sistemi ile kamu sektöründen bankalara ve sermaye sahiplerine çok büyük miktarlarda faiz kazancı aktarımının önüne geçmek için çok önemli bir adım atılmıştır. Son 50 yılda ilk kez denk bütçe hazırlanmış, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ise vergi oranları artırılmadan veya yeni vergiler ihdas edilmeden, harcamalar önemli miktarlarda artırıldığı halde ilk kez 1997 yılının Ocak ve Şubat aylarında bütçe açık vermeden gerçekleşmiştir. Bu çalışmada Erbakan’ın Adil Ekonomik Düzen teorisinin pratikte uygulanıp uygulanmadığı veya en azından teoriye dahil olan makroekonomik konularda yol alınıp alınmadığı konusu araştırılacaktır. İbrahim Halil Sugözü 1978 Elazığ doğumlu olup ilk ve orta öğrenimini Elazığ’da tamamlamıştır. 1999 yılında Konya Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden mezun olduktan sonra Yüksek Lisans ve Doktorasını İktisat alanında yapmış ve 2012 yılında Makro İktisat alanında Doçentlik unvanı almıştır. 1999 – 2009 döneminde Selçuk Üniversitesi’nde Araştırma Görevlisi olarak görev yapmış ve 2009 yılından itibaren Şırnak Üniversitesinde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır. 2013 – 2014 öğretim döneminde Şırnak Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde Dekan Vekili olarak görev yapmıştır. 2012 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Detroit Şehrinde bulunan Wayne State Üniversitesi’nde misafir öğretim üyesi olarak bulunmuştur. Kayıt Dışı Ekonomi ve Türkiye ve Devlet Borçları ve Türkiye isimli iki kitabı ve Elektronik Ticaret ve Bilgisayar Teknolojileri alanında ortak yazarlı üç kitabı yayınlanmıştır. Evli ve iki çocuk babasıdır. 22 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 29 EKİM 2016 CUMARTESİ 4. OTURUM 16:30 17:45 DÜNYA SIYASETI VE MILLI GÖRÜŞ Oturum Başkanı: Doğan Bekin TAHSIN HAZIRBULAN Erbakan’ın Yeni Bir Dünya Fikri ve “Müslüman Topluluklar Birliği” ABDULKADIR BAHARÇIÇEK & IŞIL ARPACI Milli Görüş Partilerinin Programlarının Dış Politika Analizi IŞIL ARPACI & AHMET KARADAĞ Türkiye’de Yahudi Milliyetçiliğinin Siyasal Bir Mesele Olarak Ele Alınışı: Necmettin Erbakan Örneğinde Kavramsal Bir Analiz Erbakan’ın Yeni Bir Dünya Fikri ve “Müslüman Topluluklar Birliği” 4. OTURUM Prof. Dr. Necmettin Erbakan, 1969 yılında Bağımsızlar Hareketi olarak başladığı siyasi hayatından 2011 yılında vefat ettiği tarihe kadar siyasi yasaklı olsa bile siyasetin en önemli ve etkin figürüdür. Kendi tabiriyle siyasi mücadelesini içerde ve dışarıda etkin güçlere karşı verdiğini söyleyen Erbakan’ın en büyük gayesi, Türkiye öncülüğünde İslam Birliğini tesis etmekti. AB, ABD, NATO, BM vd. oluşumların karşısında dünya Müslümanlarının tek bir çatı altında birleşmesi bütün insanlığa saadet getirmesi gerektiği fikrine iman etmiştir. Kurmuş olduğu siyasi partiler ve öncüsü olduğu diğer oluşumların (Vakıf, Dernek, Sendika, Platform, Grup vb.) ana gayesi İslam Birliğini kurmak insanlığın ihtiyacı olduğu saadet nizamını kurmaktır. MTB toplantılarının en büyük kazanımı 8 ülkenin bir araya gelerek 15 Haziran 1997 tarihinde İstanbul Deklarasyonuyla kurduğu D-8 oluşumudur. Bu oluşum MTB’den sonra İslam Birliği yolunda atılan ilk resmi adımdır. Bu oluşumun almış aldığı kararlar ve imzalamış olduğu antlaşmalar, Erbakan’ın belirttiği İslam BM, İslam NATO’su, İslam Ortak Pazarı, İslam Ortak Para Birimi, İslam Kültür İşbirliği Teşkilatı’nın da ilk basamaklarını teşkil eder. MTB toplantısına katılan ülkelerin ve toplulukların temsilcileri, ülkelerinde siyasi parti, cemaat, ilim heyeti, aktivist, öğrenci oluşumları vb. gibi alanlarda faaliyet gösterir. Toplantıya katılanlar arasında ülkesinde, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Devlet Bakanı, Genel Başkan olarak görev yapmış kişilerde vardır. MTB toplantıları Erbakan öncülüğünde toplanmıştır. Bu durum Erbakan’ın, katılımcılar tarafından hareketin doğal lideri olarak kabul edildiğini gösterir. MTB toplantılarından tecrübe edinen bazı siyasi oluşumlar ülkelerinde siyasi arenada ciddi başarılar elde etmişler, iktidar, ana muhalefet partisi vb. gibi konumlara yükselmişlerdir. MTB toplantılarının öncüsü Prof. Dr. Necmettin Erbakan’dır. ESAM organizatörlüğüyle yapılan toplantılara Türkiye’den ve dünyadan alanında uzman kişilerde davet edilmiştir. Türk siyasi hayatının önemli kişilerinin de (Recai Kutan, R. Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Veysel Eroğlu, Bahri Zengin vd.) MTB toplantılarında aktif rol oynadıkları toplantı tutanaklarından anlaşılmaktadır. Makalemizde 2 toplantı tutanağından hareketle MTB’nin kurulması ve faaliyetleri ve geleceğe yönelik planlarıyla birlikte Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın hayalini kurduğu “Yeni Bir Dünya” fikri hakkında bilgiler verilmiştir. Tahsin Hazırbulan 15.11.1987 Sivas Doğumluyum. 2006-2010 Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümünü, 2010-2012 tarihleri arasında Atatürk Üniversitesi SBE Yeniçağ Tarihi ABD’da Y. Lisansımı tamamladım. Doktora öncesi hazırlık aşamasına devam etmekteyim. Birikim Eğitim Kurumlarında Tarih Öğretmenliği yaptım. (2012-2014) 2014 Şubat ayından itibaren yeni ismiyle Munzur Üniversitesi A.İ.I.T. Bölümünde Okutman olarak çalışıyorum. Yakın dönem Türkiye ve İslam Dünyası üzerine çalışmaktayım. 100 Yılın Vekilleri, Karikatürlerde Erbakan adlı bir projeler üzerinde çalışmalarıma devam etmekteyim. Anadolu Gençlik Dergisi, Genç Doku Dergilerinde Tarih üzerine yazılar yazdım. 24. MTB Toplantısına Raportör olarak katıldım ve bu toplantıya ait konuşmaların deşifresini hazırladım. Milli Görüş, Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve İslamcılık konuları üzerinde çalışmalarıma devam etmekteyim. 24 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi Milli Görüş Partilerinin Programlarının Dış Politika Analizi Türkiye’nin Cumhuriyet dönemi dış politikasının belirgin özellikleri arasında; dış politikanın devletin temel amacı olan batılılaşma ve çağdaşlaşma konusunda en önemli araçlardan biri olması, bu çerçevede batılı egemen güçler ile iyi ilişkilerin geliştirilmiş olması, I. Dünya Savaşından sonra ortaya çıkan dünya düzeni içinde kalınması ve statükonun bozulmamasına çaba harcanması, Osmanlı bakiyesi yeni bölgelerdeki sorunlardan mümkün olduğu kadar uzak durulması, Osmanlının bıraktığı siyasal ve kültürel mirasının reddedilmesi ve yeni bir ulus devlet inşa ederek Batı medeniyetine dahil olunması sayılabilir. Bunlara ek olarak Cumhuriyet dönemi dış politikasının devamlılığı ve dış politika ilke ve hedeflerine karşı ciddi bir karşı tezin ortaya çıkmamış olması da belirgin özellikler olarak kabul edilebilir. Milli Görüş partilerinin programlarında yer alan dış politika ilkeleri ve hedefleri incelendiğinde, Cumhuriyet’in dış politika ilke ve hedeflerinden önemli değişiklik taleplerinin yer aldığı görülmektedir. Türkiye’nin siyasal hayatında yer almaya başlayan bu partilerin dış politika ile ilgili görüşleri zaman içerisinde değişiklik göstermekle birlikte, örneğin Avrupa Birliği konusunda olduğu gibi, genel anlamda Batıyı sorgulayan bir söylem taşıdığı görülmektedir. Aynı zamanda ülkenin tarihsel ve kültürel geçmişine sahip çıkılması, Türkiye’nin yeniden büyük ve lider ülke olması vurgusu, Batıya bağımlılıktan kurtulma ve mazlumların yanında olma vurguları geleneksel dış politika vizyonundan ciddi bir değişimi ifade etmektedir. Bu bildirinin amacı Milli Görüş partilerinin parti programlarında dış politika konusunda nelerin benimsendiğini ve zaman içerisinde bu partilerin görüşlerinde ortaya çıkan değişimlerin neler olduğunu ve nedenlerini ortaya koymaktır. Bu kapsamda çalışmada, Milli Nizam Partisinden başlayarak, Milli Görüş’ün beş siyasi partisinin programlarında yer alan Dış Politika yaklaşımları karşılaştırmalı olarak incelenecektir. Böylelikle dış politika konusunda Milli Görüş’ün tavrının dönemsel ve dönüşümsel olarak ortaya konulması sağlanacaktır. 4. OTURUM Abdulkadir Baharçiçek 1983 yılında Marmara Üniversitesi İİBF Kamu yönetimi bölümünden mezun oldu. 1990 yılında yüksek lisans, 1993 yılında doktorasını İngiltere Nottingham Üniversitesinde tamamladı. Halen İnönü Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu yönetimi bölümünde görev yapmaktadır. Çalışma alanları Türk dış politikası, terör, demokratikleşme ve uluslararası politikadır. Işıl Arpacı 1981 yılında doğdu. 2002 yılında İnönü Üniversitesi kamu yönetimi bölümünden mezun oldu. 2005 yılında yüksek lisans, 2011 yılında doktora eğitimini tamamladı. Halen İnönü Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu bölümünde görev yapmaktadır. Türk siyasal hayatı ve İslamcılık çalışmaktadır. Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 25 Türkiye’de Yahudi Milliyetçiliğinin Siyasal Bir Mesele Olarak Ele Alınışı: Necmettin Erbakan Örneğinde Kavramsal Bir Analiz 4. OTURUM Cumhuriyet döneminde ilk kez 1949 yılında Cevat Rıfat Atilhan’ın kaleme aldığı “İslam’ı Saran Tehlüke ve Siyonizm” isimli kitapla incelenen Siyonizm ve siyaset ilişkisi, siyasi bir mesele olarak Necmettin Erbakan tarafından gündeme getirilmiştir. Siyasi görüşlerinin bütününü “Hakk-Batıl Mücadelesi” üzerine yapılandıran Erbakan, Milli Görüş’ü Hakk’ın temsilcisi olarak tanımlarken, Batıl kavramının en önemli bileşeni olarak Yahudi milliyetçiliğini görmüştür. Bu çerçevede Erbakan’ın Türkiye’nin iç ve dış politikası yanında küresel politikaları çözümlemede kullandığı en önemli argüman, Yahudi milliyetçiliği olmuştur. Süreç içerisinde en dikkat çekici nokta ise, Erbakan’ın Yahudi milliyetçiliğini tanımlarken kullandığı kavramlardaki farklılaşmadır. Siyasi hayatının başlangıç yıllarında “Yahudi” kavramını kullanan Erbakan, sonraki dönemlerde Yahudi milliyetçiliğini tanımlamada “Siyonizm”i, 2000’li yıllardan itibaren ise “ırkçı emperyalizm”i tercih etmiştir. Öte yandan Erbakan’ın siyasi olarak Yahudi milliyetçiliği üzerine yoğunlaşması, entelektüel ajandada “anti-semit” bir yaklaşım olarak da değerlendirilmiştir. Bu çalışmanın amacı, Necmettin Erbakan’ın Yahudi milliyetçiliğine karşı tavrının içeriksel olarak çözümlenmesi ve bu tavrın adının konulmasıdır. Bu bağlamda çalışmanın temel tartışma konusu, Erbakan’ın Yahudi milliyetçiliğine ilişkin söylemlerinin antisemitik ve/veya anti-siyonik teorik zemine aidiyetini sorgulamaktır. Çalışmada, Erbakan’ın 1969-2011 yılları arasında Yahudi milliyetçiliğini işlediği kitap ve konferans metinleri söylem analizi yöntemi kullanılarak analiz edilecektir. Böylelikle Necmettin Erbakan örneğinden yola çıkarak Türkiye’de Yahudi milliyetçiliğinin siyasal bir mesele olarak ele alınma biçimi ortaya konulmaya çalışılacaktır. Işıl Arpacı 1981 yılında doğdu. 2002 yılında İnönü Üniversitesi kamu yönetimi bölümünden mezun oldu. 2005 yılında yüksek lisans, 2011 yılında doktora eğitimini tamamladı. Halen İnönü Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu bölümünde görev yapmaktadır. Türk siyasal hayatı ve İslamcılık çalışmaktadır. Ahmet Karadağ 1970 yılında doğdu. Lisans eğitimini İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi kamu Yönetimi Bölümünde tamamladı. Yüksek lisans eğitimini İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Anabilim Dalında 1995 yılında tamamladıktan sonra 2002 yılında “Parlamento Dışı Muhalefet Açısından Türkiye’de Aydınlar” konulu teziyle doktor oldu. 2009’da doçent, 2014’de profesör oldu. Halen İnönü Üniversitesi İktisadi ve idari bilimler fakültesi Uluslararası ilişkiler Bölümünde bölüm başkanı ve öğretim üyesi olarak görev yapan Karadağ aynı zamanda İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin dekanıdır. Çalışmaları daha çok demokratikleşme, sivil toplum, kamusal alan ve din- devlet ilişkisi üzerinde yoğunlaşan Karadağ’ın üç tane derleme kitabı bulunmaktadır.. 26 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 30 EKİM 2016 PAZAR 5. OTURUM 09:30 11:00 MILLI GÖRÜŞ VE İSLAMCILIK Oturum Başkanı: Erdal Baykan TURGUT AKYÜZ Milli Görüş Söylemleri Bağlamında İslamcılık Eleştirileri ASIM ÖZ Partili Siyasetin Sınırları: Türkiye’de İslâmcıların Milli Görüş Eleştirilerinden Bir Kesit ABDULKADIR YILDIZ Milli Görüş Partileri Programlarında Laiklik Anlayışı HARUN BEKIROĞLU Teoriden Pratiğe “Islah ve Davet Hareketleri”nin Kur’an Anlayışı: Milli Görüş Örneği Milli Görüş Söylemleri Bağlamında İslamcılık Eleştirileri 5. OTURUM Müslüman dünya, Hz. Ömer döneminde fethedilen İran’ın ekonomik ve siyasi mirasını, ardından da Roma ve diğer kültürlerden gelen ilmi-felsefi mirası dönüştürmeyi başarmış; hatta haçlı ve Moğol istilaları sonrasında kendisini yeniden toparlamış; fakat 18. yy itibariyle karşılaştıkları modern kültürü dönüştürememiştir. Burada askeri ve siyasi mağlubiyetler sonrasında kaybedilen “insan kaynağı” yani “ilim ve fikir” adamı eksikliği temel gerekçe olarak gösterilebilir. Bir başka ifade ile Tanzimat sonrasında ortaya çıkan; başlangıçta “tümüyle reddedenler” ve “tümüyle kabul edenler” olmak üzere iki aşırı ucu ifade eden bu tartışmalar, Meşrutiyet döneminde daha sağlıklı bir düzleme oturtulmuştur. Fakat sonrasında gelen askeri ve siyasi olaylar neticesinde insan kaynaklarına dayanan olumsuzluk nedeniyle bu süreçte kopukluklar yaşanmıştır. Oysa insan, kendi zamanının sorunlarını yatay (diğer toplumlar) ve dikey (tarihi) tecrübeyi ve ilkeleri de dikkate alarak çözmeye çalışan bir varlıktır. Bu yüzden her insan modern/güncel olduğu kadar gelenekçi, yerel olduğu kadar evrenseldir. Bu çalışmada İslamcılık tartışmaları bağlamında; İslamî olan ve olmayan, Modernlik, Radikallik ve Sekülerlik gibi kavramlar üzerinden zihni bölünmüşlük irdelenecektir. Turgut Akyüz 1981 yılında Giresun’da dünyaya geldi. 2004 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 2011 yılında “Ebûbekir Zekeriyâ Râzî’nin Metafiziği” adlı teziyle İslam Felsefesi alanında yüksek lisansımı tamamladı. 2011 yılından itibaren Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Entitüsü’nde Mantık alanında “Fahreddîn er-Râzî’nin el-Mantıku’l-Kebîr’inin Tahkik ve İncelemesi” adlı teziyle doktora yapmaktadır. 2004 yılından beri çeşitli kamu kuruluşlarında çalıştıktan sonra 2011 yılında Erzincan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Mantık Anabilim Dalı’na Araştırma görevlisi olarak atanmıştır. Evli ve üç çocuk babasıdır. 28 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi Partili Siyasetin Sınırları: Türkiye’de İslâmcıların Milli Görüş Eleştirilerinden Bir Kesit Türkiye’de gerek 1960’ların ikinci yarısında gerekse 1970’lerde Necmettin Erbakan ve onunla özdeş olan milli görüş hareketinin İslâmcı olarak anılan çevrelerce eleştirildiği bilinmektedir. Nurettin Topçu’dan Necip Fazıl’a, yeni İslâmcı akımın ‘otantik’ edebiyatçılarından ANAP’gil temayüllü yazarlarına değin uzayan bu eleştirilerin önemli bir kısmının ‘sistematik’ olmaktan ziyade ‘hissi’ olduğu söylenebilir. 1970’lerin ikinci yarısından itibaren kamusal alanda görünür olmaya başlayan Müslüman aydınların eleştirilerinin ise gerek 1990’ların başlarında gerekse sonlarında çeşitli kırılmalara uğradığı da açıktır. Bu tebliğde bir yandan Türkiye’deki İslâmcıların 1960’lardan 1990’ların ortalarına kadar Necmettin Erbakan’ın siyasi mücadelesine karşı takındıkları tutum incelenmektedir. Erbakan hareketinin politikalarının İslâmcı muarızları, kimi zaman şahsi itibar beklentisiyle kimi zaman kendi savundukları siyaset pratiği yahut ahlak mücadelesinden dolayı eleştirilerini ifade etmişlerdir. Tam da bu yüzden, milli görüş hareketine karşı biriken Kemalist ve sol eleştiri katmanlarının ötesinde, bir de İslâmcı eleştiri katmanı keşfetmek Türkiye’deki siyasi hareketlerin tarihini kavramak açısından önem arz eder. Öte yandan bu tebliğ, özellikle 1980’li (kısmen de 1990’lı yıllarda) Türkiye’de İslâmcılığın kayda değer isimlerinden biri olarak anılan Ercümend Özkan’ın milli görüş hareketini ve partilerini ele alış şeklini çözümlemeye, bu çözümleme aracılığıyla “sistem içi mücadele” pratiği içerisinde üretilen partili siyaset söyleminin alternatif bir İslâmî mücadele siyaseti önerisiyle nasıl geçersiz kılınmaya çalışıldığını göstermeye çalışmaktadır. Tebliğde, Türkiye’deki radikal İslâmcılığın milli görüş partileri özelinde partili siyasete bakışını ve siyaset telakkisini daha yakından kavramaya imkân tanıyabileceği ve İslâmcılık içi tartışmaların geliştirilmesine katkıda bulunabileceği düşüncesinden hareketle, Özkan’ın özellikle 1960 sonrası İslâmcılığı ele alış biçimi üzerinde durulmakta, onun çeşitli tarihlerde gerek kaleme aldığı müstakil metinlerde gerekse İktibas dergisinde okur mektuplarına verdiği cevaplarda gerekse de İslâmî harekete dair nehir söyleşisinde yaptığı milli görüş değerlendirmeleri irdelenmektedir. Haliyle tebliğin giriş kısmı hariç iki temel hedefi var. İlki, Özkan’ın Erbakan ve kurduğu partilere kuşkuyla yaklaşan İslâmcılığının endişelerini ortaya koymak. İkincisiyse, kurmak istediği partiyle bizi tartışma ve çekişme fikrini esas alan başka bir partili mücadele siyaseti ihtimali üzerine düşünmeye davet ettiğine dikkat çekmek. Başka bir partili mücadele siyaseti fikri çerçevesinde Sezai Karakoç’tan farklılığının altını çizmek. Bir yönüyle bir entelektüel/siyasi tarih çalışması, bir yönüyle, İslâmcı olarak bilinen “sivil öfke”nin siyaset tasavvurunun tasviri olarak okunabilecek olan bu tebliğ aynı zamanda değişik çevrelerin siyaset telakkilerinin anlaşılmasını da mümkün kılacaktır. 5. OTURUM Asım Öz 1976 Denizli doğumlu. Yazar, editör. Eleştiri, değini, inceleme ve söyleşileri Dünya ve İslâm, Haksöz, Hece, Tasfiye, Tezkire, Umran, Virgül gibi süreli yayınlarda yayımlandı. Dünya Bülteni’nde yazıyor. Ağırlıklı çalışma alanı Türkiye’de İslâmcılık düşüncesi, özellikle 1960 sonrası düşünsel/siyasal etkileşimler ve İslâmcı neşriyattır. Yayımlanan çalışmaları şunlardır. Yüzüncü Yılında II. Meşrutiyet (derleme, 2008), Haritada Kan Lekesi (derleme, 2009), Saatçi Musa (nehir söyleşi, 2010) ve Kâğıt Kokulu Yıllar (nehir söyleşi, 2013). İsmail Kara ile birlikte Türkiye’de İslâmcılık Düşüncesi ve Hareketi (2013) ile Necip Fazıl Kitabı (2015) kitaplarını hazırladı. Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 29 Milli Görüş Partileri Programlarında Laiklik Anlayışı 5. OTURUM Milli Nizam Partisi’nden itibaren farklı birçok isimle kurulmuş olmasına rağmen Milli Görüş düşüncesini esas alan siyasi partilerin 1961 ve 1982 Anayasaları ile ortaya konan laiklik anlayışıyla önemli bir etkileşimi olmuştur. Zaten aynı ideolojinin farklı isimlerle partileşmesi Anayasalar tarafından ortaya konan laiklik anlayışı veya bunun yorumuna ilişkin durumdan kaynaklanmıştır. Zira Anayasalar tarafından ortaya konan laiklik anlayışının dışındaki bir yaklaşım siyasi partinin kapatılması sebebi olarak anlaşılmış ve bu durum en çok da Milli Görüş partilerini etkilemiştir. Milli Görüş partileri programlarında laiklik, genel olarak, devletin inananlara müdahale etmemesi yani din özgürlüğü boyutuyla anlaşılmıştır. Bunun dışında, Milli Görüş partileri programlarında laikliğin anayasada yer almamasına yönelik bir yaklaşım ortaya konulmamaktadır. Burada özellikle hükümetlerin yaklaşımları bakımından, laiklik gerekçesiyle dinini yaşamak isteyen insanların özgürlüklerine müdahale edilmemesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bu yönüyle, teorik olarak Milli Görüş partileri programları ile hem 1961 hem de 1982 Anayasası döneminde bir uyuşmazlık olduğu söylenemez. Bunun yanında, din özgürlüğü boyutu düşünüldüğünde, laikliğin demokratik tanımının benimsenmesi gerektiği belirtilmektedir. Yani laikliğin din aleyhtarlığı olarak yorumlanamayacağı belirtilmiştir. Bu durum, Milli Görüş partilerinde bireyin değil devletin laik olduğu şeklinde anlaşılmıştır denebilir. Dolayısıyla, bireye laik olmasının dayatılamayacağı savunulmuştur. Parti programı doğrultusunda, Müslüman çoğunluğa yönelik kısıtlamaların evrensel din özgürlüğü ilkeleri ve bizatihi laiklik ile çeliştiği savunulmuştur. Buna göre inancın tezahürü bağlamında kılık-kıyafet, dini eğitim gibi konularda bireyin inandığı şekilde kamusal alanda eşit bir şekilde yer alması gerektiği değerlendirilmiştir. Aslında, buradaki yaklaşımı toplumun laiklik gerekçesiyle homojen bir yapıya dönüştürülmemesi gerektiğine yönelik siyasi partilerin varlık sebepleriyle de bağlantılı olarak değerlendirmek gerekiyor. Bununla birlikte, Anayasa Mahkemesi Milli Görüş partilerinin bu yaklaşımını kapatma sebebi olarak anlamıştır. Abdulkadir Yıldız İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Lisans, Marmara Üniversitesi SBE bünyesinde yüksek lisans ve doktora derecelerini almıştır. Yüksek lisans çalışma konusu Kanun-ı Esasi’de Yasama Yetkisi’dir. Doktora çalışması ise Uluslararası Standartlar Açısından Türk Anayasa Mahkemesi’nin Din ve Vicdan Özgürlüğüne İlişkin Kararları’dır. 2009–2016 yılları arasında Kırıkkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak görev yapmıştır. 20152016 yıllarında Kırıkkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde; 2016 yılından itibaren ise Necmettin Erbakan Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yardımcı doçent olarak görevine devam etmektedir. Başkanlık sistemi, din ve vicdan özgürlüğü ve laiklik, Osmanlı’da Yasama, İslamofobi gibi anayasa hukuku ve insan hakları hukukunun çeşitli konuları başlıca çalışma alanlarıdır. 30 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi Teoriden Pratiğe “Islah ve Davet Hareketleri”nin Kur’an Anlayışı: Milli Görüş Örneği İslam dünyasının son iki asırdır yaşadığı problemlere çare üretmek üzere Müslüman coğrafyalarda neşv-ü nema bulan “ihya, ıslah ve davet hareketleri” ve bunların izlemiş olduğu muhtelif yöntemler oldukça dikkat çekicidir. Bu yöntemler ilmi, aksiyonu ve siyaseti önceleme noktasında çeşitli tutumlar sergilemişlerdir. Hareketlerin ortaya çıkışının ardında yer alan saik, birbirine benzer olmakla birlikte bu akımlar, İslam dünyasının problemlerini çözme hususunda hangi yolun tercih edileceği noktasında farklı uygulamaları ön plana almışlardır. Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra başlayan kurtuluş hareketleri içerisinde Islah ve Davet hareketlerinin yeri dikkat çekicidir. Müslümanca yaşayabilme, dini sadece bireyi ilgilendiren bir inançla sınırlı tutmayıp sosyal ve siyasal taleplerde bulunan bir sistem olarak görme, İslam’a dayalı yasal bir düzen oluşturma, antiemperyalist tavırlar ve söylevler geliştirme anlayışı, savundukları bu fikirleri Ahirette hesabı verilecek dini bir sorumluluk olarak görme ve toplumsal huzurun ve adaletin başka türlü tesis edilemeyeceğine olan tam inanç gibi nitelikler, bu hareketlerin müşterek yanlarından bazılarıdır. Liderliğini Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın yaptığı Türkiye merkezli “Milli Görüş Hareketi” de bu kaygıları yakından hisseden siyasi, dini ve ilmi ağırlıklı bir ıslah ve davet hareketi olarak kendini göstermiştir. Islah ve Davet hareketlerin oluşturmak istedikleri toplumsal düzenin, sosyal kurumların, iktisadi ve siyasal düzenlemelerin şeklini birinci derecede İslam Fıkhı belirlemektedir. Bununla birlikte bu tür hareketlerin teorilerinin esas kaynağını Kur’an oluşturmaktadır. Bu hareketlerin –özelde liderlerinin ya da üst düzey kadrolarda yer alan ilim adamlarının- Kur’an hakkındaki yorumları ve Kur’an anlayışları genel olarak “Dava Ekolü ya da İctimâî-Dava Ekolu” olarak tanımlanmaktadır. “Dava Ekolü” anlayışının en bariz niteliklerinden birisi, ayetlerin literal anlamından beslenmekle birlikte “ayetin sosyal hayattaki ve kamu düzenindeki pratiğini ortaya koymaya çalışmak”tır. “Vakıî Tefsir Usûlü” denilebilecek bu yaklaşıma göre birey, ayeti okuduktan sonra ayeti nasıl hayata aktarabileceğinin yollarını aramaktadır. Bu minval üzere ayetin bireyin içinde yaşadığı o günkü şartlarda ve toplumsal düzen içerisinde en hızlı bir şekilde uygulanması nasıl mümkün olmalıdır? Müslüman bireyi hayata nasıl katmalı ve hayata hâkim kılmalıdır? Bütün bunları uygulamak için nasıl bir yol ve yöntem izlemelidir? Nereden başlamalıdır? Hangi aşamaları izlemek durumundadır? Ayet kamu düzeni ile ilgili kendisine nasıl bir çözüm göstermektedir? Bu çözüm asrın gerçekleri ile birlikte nasıl yorumlanıp güncele taşınmalıdır? gibi soruları kendine sormaktadır. Islah ve davet hareketlerinin genel çerçevesini oluşturan bu anlayış, beraberinde ayetin hükmünü tatbik etmek için aksiyona da gereksinim duymaktadır. Ancak bu noktada devreye ıslah hareketlerinin ana özelliklerinden birisi daha girmektedir ki bu da “ötekileştirmeme ve şiddet karşıtlığı” olarak karşımıza çıkmaktadır. Islah hareketlerinin taleplerini ve projelerini ayet ve hadislerle delillendirmeyi önemsedikleri görülmektedir. Her ne kadar hadisler de önemli bir kaynak olarak telakki edilse de söylemlerde Kur’an ayetlerinin daha fazla öne çıktığını söylemek uygun olacaktır. Bunun birinci sebebi “Kur’an’a karşı duydukları büyük saygı” olmakla birlikte asıl sebep bu hareketlerin “Kur’an’ı uygulanması gereken bir yasama kitabı” olarak görmeleridir. Bir anlamda onlara göre Kur’an ayetleri haberî kalıplar içerse de aslında inşâi bir formda anlaşılmalıdır. Örneğin “Faiz yemeyiniz” (Âl-i İmrân 3/131) ayeti inşâî bir yapı olup emirdir. Dolayısıyla fâiz bireysel ve toplumsal olarak yasaklanmıştır. Kamu düzeni de buna göre tesis edilmelidir. Öte yandan “Kısas size farz kılındı” (Bakara 2/178) ayeti haberî bir formda olmasına rağmen “kısas uygulayınız” şeklinde anlaşılmaktadır. Dolayısıyla Davet ve Islah metodunu kabul edenler “bu ayet benden ne yapmamı istiyor” sorusunun içeriğini doldurma peşinde olmuşlardır. Bu çalışmada Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Kur’an yorumlarını ele alacağız. Erbakan tarafından yazılmış olan ve ayetlere bakışını içeren müstakil bir kitabın varlığından bahsetmek mümkün görünmemektedir. Buna sebep olan amilin İlahiyat alanına müdahele etmeme ve ilim adamlarına saygıyı önemseyen tavrından kaynaklandığını söyleyebilmek mümkün olduğu gibi uzmanlık alanının farklılığından kaynaklandığını da söylemek mümkündür. Erbakan’ın yorumları, muhtelif yer ve zamanlarda yaptığı konuşmalarda, kaleme aldığı yazılarda, kendisiyle yapılan röportajlarda ve mensuplarına yönelik teşkilat içi çalışmalarında görülebilmektedir. Bu çalışmada –özellikle sadece “üyelere ve mensublara özel” olması hasebiyle detayları kamuoyuna aleni olarak deklare edilmeyen, topluma sadece “halkın anlayıp benimseyebileceği bir slogan veya kavram olarak, afişe edilmiş bir şekilde sunulan”- teşkilat içinde konuşulan ve fikirlerinin temelini oluşturan ayetlerin ve bunların yorumlarının üzerinde daha fazla durulmaya çalışılacaktır. Bunun yanında hareketin resmi düşüncesini yansıtan Milli Gazete’de yaklaşımlar da kaynaklık teşkil edecektir. 5. OTURUM Harun Bekiroğlu 1983’de Elazığ’da doğdu (Karakoçan/Sarıcan). Malatya İmam-Hatip Lisesi’nden (1999) ve Fırat Ünv. İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu (2003). Fırat Ünv. SBE’de “Nesefî Tefsirinde İ’câzu’l-Kur’an” isimli çalışmasıyla yüksek lisansını tamamladı (2005). DİB Pendik Haseki Eğitim Merkezi’nden mezun oldu (2009). Hitit Ünv. Okutman (Arapça) kadrosuna atandı (2010). Selçuk Ünv. SBE’de “el-Burhân ve el-İtkân Adlı Eserlerin Tefsir Metodolojisi Bakımından Değerlendirilmesi” isimli çalışmasıyla doktorasını tamamladı (2012). Evli ve üç çocuk babası olup halen Hitit Ünv. İlahiyat Fakültesi’nde Yrd. Doç olarak (Tefsir) çalışmalarını sürdürmektedir. Tefsir Usûlü, Felsefî Tefsir, Çağdaş Dönem Tefsir Düşüncesi, Tefsir-Mantık İlişkisi, Osmanlı Dönemi Tefsir Çalışmaları, Yazmalar ve Tahkik Usulü alanında yayımlanmış çalışmaları ve makaleleri bulunmaktadır. İbn Hibbân’ın es-Sîretü’n-Nebeviyye adlı eserinin tercümesi ise basım aşamasındadır. Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 31 30 EKİM 2016 PAZAR 6. OTURUM 11:30 13:00 MILLI GÖRÜŞÜN SIYASAL İLETIŞIMI Oturum Başkanı: Mansur Özdemir EMINE AKBAŞ DEMIRKAN Necmettin Erbakan‘ın İletişim Modelinin, Arşiv Kayıtlarından Yola Çıkarak Değerlendirilmesi HAMIT AKTÜRK Yumuşak İdeolojinin Gücü: Diğer İslami Hareketleri Besleyen Bir Ekol Olarak Milli Görüş Hareketi BAYRAM DALKILIÇ Erbakan (Politikasının Retoriğinde Kavram ve İşaret Bağlamında) Sembolizması ERHAN TECIM Bir Sosyal Hareket Olarak Milli Görüş Necmettin Erbakan‘ın İletişim Modelinin, Arşiv Kayıtlarından Yola Çıkarak Değerlendirilmesi Hiç şüphesiz siyaset ve etkili beden dili ayrılmaz bir bütündür. Siyasi tarihimizde bu iki olguyu etkin bir şekilde kullanarak kitleleri yönlendiren ve Türkiye tarihini değiştiren birçok siyasetçi yetişmiştir. Bu değerli şahsiyetlerden biri de Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’dır. Erbakan, yaşamı boyunca, renkli kişiliği, evrensel projeleri, çok yönlü zekası, etkili iletişim kabiliyeti ve daha sayamayacağımız bir çok yeteneği ile Türk siyasetinin önde gelen isimlerinden olmayı başarmıştır. Öyle ki onun iletişim tarzı analiz edildiği takdirde yaşamını yitirmesine rağmen hal ve hareketleriyle bugün halen Türk siyasetinin inceliklerini aydınlatabilecek ve yön verecek içeriktedir. Bu bakış açısıyla yola çıkarak hazırladığımız makalemizde veri olarak Erbakan’ın arşiv kayıtları, hayata geçirdiği projelerinde kullandığı dil ve iletişim yönetimi analiz edilmiştir. Erbakan’ın, iletişim süreci öğelerinden olan “Kaynak –Alıcı” arasında gerçekleşen iletişim akışında, tercih ettiği kanallar nelerdi? “Her bahar bir çiçekle başlar” anlayışıyla yola çıkıp, Türkiye’nin birçok bölgesinde kurulmasına öncülük ettiği kuruluşlar, Anadolu halkına kazanımlar sağladı mı? Bu çalışmalar içinde büyüyen bir nesil, ne tür kazanımlar elde etti? Araştırmamızda, hiç boş durmayarak ömrüne çok şey sığdırmayı başaran, geniş vizyonlu bu değerli şahsiyetin yaşamına dair benzer daha nice sorunun cevabı analiz edilmiştir. Makalemizde yer verilen bu analizler sayesinde günümüz siyasetçilerine model olması ve ışık tutması hedeflenmiştir! 6. OTURUM Emine Akbaş Demirkan 1979 Tokat Turhal doğumludur. Eğitimini burada tamamladıktan sonra Niğde Üniversitesi Tekstil Örme ve İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler Ve Tanıtım bölümünden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi HAYEF ‘de Pedagojik Formasyon eğitimi aldı. Eğitiminin dışında çalışma hayatının 20 yıllık kısmını, çeşitli Radyo, Televizyon ve Yapım Şirketlerinde, Habercilik, Programcılık, Yapımcılık, Yönetmenlik, Seslendirme, Metin Yazarlığı, Senaryo Yazarlığı, Program Müdürlüğü ve Program Koordinatörü gibi pek çok ayrı başlıkta sürdürdü. Tv5, Kanal 7, Flash Tv, Euro Star, Atv Avrupa, gibi çeşitli basın kuruluşlarına uzun süre program hazırlayarak televizyon programcılığında deneyim sahibi oldu. 2010 yılından sonra TRT televizyonları için belgesel yapım işlerinde görev aldı. Kabe Sesli Kariler (5 bölüm), Cumhuriyet Marşları, Para’nın İki Yüzü, belgesellerin de yapım ve yönetim görevini üslendi. Aynı zamanda Trt için Elif Lam Mim, Bad-ı Saba, Esma-ül Hüsna programlarında yapım ve yönetim işleri de yaptı. “Garp İzi” (4 bölüm) belgeselini hazırladı. Emine AKBAŞ DEMİRKAN iki yıla yakın sürededir İstanbul Medipol Üniversitesi SBMYO’unda öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Bu süreç içerisinde İletişim, Sunum teknikleri ve Araştırma Yöntemleri gibi dersler vermektedir. Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 33 Yumuşak İdeolojinin Gücü: Diğer İslami Hareketleri Besleyen Bir Ekol Olarak Milli Görüş Hareketi 6. OTURUM Bugün baktığımızda 70’li yıllar boyunca Milli Görüş hareketinin bir yönüyle diğer İslami hareketleri etkileyen, büyüten bir ekol/okul misyonu üstlenirken diğer bir yönüyle de olaylardan etkilenen, şartlara göre esneyen eklektik bir yapısının olduğu dikkatleri çekmektedir. Bu çalışmamızda biz, Milli Görüş hareketinin kendi içerisinden birçok farklı grubu çıkarması/beslemesi olgusunun ve olaylar karşısında tavır alışındaki değişimin arka planını incelemeye çalışacağız. Yumuşak ideolojik örgüsü ve benimsediği metot sayesinde Milli Görüş hareketi teşkilatlandığı günden bugüne bağlılarını tektip bir kimliğe zorlamamıştır. Belli kabuller ile birbirlerinden farklı pek çok dini fraksiyon kendilerini Milli Görüşçü olarak ifade edebilmiştir. Çalışmamızda biz, Milli Görüş hareketinin yumuşak ideolojik örgüsü ve tercih ettiği siyasi mücadele yönteminin onun hem en büyük avantajı hem de doğru yönetilemediğinde büyük kopuşların gerekçesi olduğunu göstermeye çalışacağız. Bu çalışma, aşağıda verdiğimiz temel ve alt hipotezler üzerine kurulmuştur. Çalışmamızda bu hipotezler tartışılacaktır. Milli Görüş hareketi daha sonra ortaya çıkacak “İslami hareketlerin” pek çoğu için gerek fikirsel gerekse kadro açısından temel bir ekol görevi görmüştür. Pek çok hareket bu yapıdan ayrılmış, pek çok ideolog ve aktivist bu mektepten geçmiş, teşkilatlarında görev almış, gazete veya dergilerinde yazmıştır. Milli Görüş hareketi teşkilatlanmaya başladığı 60’lı yılların sonundan günümüze kadar bazı değişimler geçirmiş, fikri yapısını oluşturan unsurlardan bazıları dönemin konjonktürüne göre öne çıkmış veya arka planda kalmıştır. Milli Görüş hareketi kendisini hem yerli, hem evrensel; hem ümmetçi hem milli, hem geleneğe yaslanan hem modern yöntemleri belirleyen bir hareket olarak konumlandırırken, bir arada bulunması zor uçları ve akımları bünyesinde barındırmıştır. Tercih ettiği yönteme ve beslendiği kaynaklara göre Milli Görüş hareketi kurumlaştığı günden bu güne kadar hiçbir zaman katı bir ideoloji benimsememiş, şartlara göre kullanılabilir ve faydalı olanı tercih etmiştir. Bu durum yer yer kendi iç tartışmalara neden olmuş ve kopuşlara neden olmuştur. Bu durum onun ideolojisinin olmadığı veya son derece pragmatist bir hareket olduğu anlamına gelmez. Teşkilatlandığı günden bu güne kadar dünya üzerinde ortaya çıkan bazı durumlar Milli Görüş hareketinin yöntem ve tavır alışını etkilemiştir. (İran İslam devrimi ve SSCB’nin yıkılması vs.) Tercih edilen siyasi mücadele yöntemi benimsenen ideolojinin katılıktan uzak bir formda kitlelere sunulmasını gerektirmiştir. Bu yumuşak ideoloji hareketin hem en güçlü tarafı olurken, sorunlu zamanlarda bölünmelerin de en önemli sebebi olmuştur. Hamit Aktürk Malatya’da doğdu. İlkokulu Akçadağ’da ortaöğretimi ise Malatya imam hatip lisesinde tamamladı. 2000 yılında, daha sonra ismi Necmettin Erbakan Üniversitesi olarak değiştirilecek olan Selçuk İlahiyattan mezun oldu. Aynı yıl Milli Eğitim Bakanlığında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak Elâzığ’da çalışmaya başladı. 2004 yılında Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Din Sosyolojisi bölümünden yükse lisansını tamamladı. 2013 yılında Erciyes Üniversitesi ilahiyat fakültesi felsefe ve din bilimleri bölümü din sosyolojisi bilim dalında doktorasını tamamladı. Aynı yıl içerisinde Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Din sosyolojisi dalında yardımcı doçent olarak göreve başladı. Halen aynı fakültenin felsefe ve din bilimleri bölüm başkanı olarak görevine devam etmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. 34 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi Erbakan (Politikasının Retoriğinde Kavram ve İşaret Bağlamında) Sembolizması Necmettin Erbakan, dünya ve Türkiye siyasetinde son 50 yıla damgasını vuran en önemli kişilerden birisidir. O, bu anlamda, ilk başta hatırlanan, unutulmayan, öne çıkan figürlerdendir. Onun sözleri ve işaretleri, kavram, örnek ve sembol bazında hafızalarda yer etmiş, insanların dikkatini çekmiştir. Erbakan, Türk siyaset tarihinde literatüre geçirdiği kavram, örnek ve sembollerle öne çıkmıştır. İnsanların bir kısmı, onun siyaset yaparken, politika üretip gerçekleştirirken kullandığı yöntem, sunum ve retorik konusunda bazen düşünmüş, bazen gülümsemiş, bazen gülmüş ve hatta bazen yadırgamış, bazen dalga/sını geçmiş, ironik bir yaklaşımla karşılamış ve dudak bükmüş, burun kıvırmışlardır. Erbakan’ın siyaset yaparken, politika üretip gerçekleştirirken kullandığı yöntem, sunum ve retorik konusunda katkısı, rakipleri ya da aynı çerçevede siyaset üreten diğer liderlerden geri kalmadığı gibi onların siyaset yapma ve üretme biçiminden öne çıkan bir durum sergilemiştir. Sürekli kapatılan; kurucusu olduğu partilerinin sembolleri olan amblemler, mitinglerinde yaptığı işaretler ve kullandığı kavramlar ile verdiği örnekler ve en önemlisi siyasete katılma, siyaset üretme ve siyaset yapma çerçevesinde öncelediği politika temelini oluşturan ilkeler, insanların hafızasında yer etmiş ve kazınmıştır. Mitos, ethos, pathos, sophos, logos kavramları, politik retorik alanında düşünme, konuşma ve tartışma noktasında önemli olan kavramlardır. Erbakan’ın ürettiği nevi şahsına mahsus siyaset yapma biçimlerinde, parti amblemlerinde ve yapmış olduğu konuşmalarında bu kavramlar, farklı farklı zaman ve noktalarda yerinde ve etkili bir biçimde bilinçli, vurucu, etkileyici simge ve sembollerin sunulduğu yontemin tezahürü olarak kendisi tarafından kullanılmıştır. Bu yöntem ve sembolizma, ince, iyice ve ayrıntılı olarak düşünülmüş bir çabanın ve bu çabanın ardalanını ortaya koyan, gösteren ince bir zekanın ve birikimin ürünü olup, bu zekanın ve birikimin işleyişinin dışa vurumu, açığa çıkarılmasıdır, Bu durum, rastgele ve tesadüfi bir durum olarak düşünülemez, değerlendirilemez. Tebliğimizde Erbakan’ın siyaset yapma tarzıyla, dünya ve Türk siyaset tarihinde yerini bulan kavram, örnek ve sembol bazındaki noktaları ayrı ayrı ve yerine göre karşılaştırmalı olarak ortaya koymaya, ele almaya değerlendirmeye ve çözümlemeye çalışacağız. 6. OTURUM Bayram Dalkılıç 1968 Afyonkarahisar/Sandıklı doğumludur. İlkokulu 1977 yılında Sandıklı/Hırka Köyünde bitirdi. Lise öğrenimini 1984 yılında Isparta/Keçiborlu İ.H.L.’de tamamladı. 1984 yılında başladığı Lisans öğrenimini 1989 yılında Konya’da S.Ü. İlâhiyât Fakültesi’nde bitirdi. Aynı yıl, S.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Din Felsefesi ve Mantık Bilim Dalında Yüksek Lisans’a başladı. 1990-91 yıllarında öğretmen olarak çalıştı. 1991 Nisan’ında S.Ü. İlâhiyât Fakültesi’nde Din Felsefesi ve Mantık Anabilim Dalında Araştırma Görevliliği’ne başladı. 1992 yılında “Yunus Emre’de Allah-Âlem-İnsan Münasebeti” adlı tezle Yüksek Lisansını tamamladı. 1992-97 yılları arasında S.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı, Din Felsefesi Bilim Dalında “Bertrand Russell’ın Felsefesinde Tanrı Problemi” başlıklı Doktora çalışmasını sürdürdü. Bu çalışmayı “Bertrand Russell Yirminci Yüzyılda Bir Ateist Düşünür” adıyla yayınladı (Kendözü Yayınları – Konya, 2000). 1996-1997’de Suriye/Şam’da Din Felsefesi ve Arapça ile ilgili araştırma ve çalışmalar yaptı. 2000 yılında S.Ü. İlâhiyât Fakültesi Din Felsefesi Anabilim Dalında Yardımcı Doçent, 2005 yılında Doçent, 2010 yılında Profesör kadrosuna atanan Dalkılıç, 2011 yılından beri aynı alanda N. E. Ü. İlahiyat Fakültesinde (Prof. Dr.) Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır. Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 35 Bir Sosyal Hareket Olarak Milli Görüş 6. OTURUM Milli görüş hareketinin ulusal düzeyde genişlemesi ve kolektif bir hareket olma kabiliyeti oldukça önemlidir. Necmettin Erbakan, milli görüş hareketi gibi bir kolektif duyarlılığın en tepesinde yer almış sembol isimlerin başında gelmektedir. Milli görüş hareketi tarihsel düzeyde farklı parti ve dernek çatısı altında onlarca yıl varlığını sürdürmüştür. Tabi ki bu sürdürülebilirlik hiçbir zaman normal koşullarda gerçekleşen bir rekabet şeklinde ortaya çıkmamıştır. Bilakis yıldırmalar, kapatmalar, mücadeleler ve yine yeniden diriliş ile mümkün olabilmiştir. Zümrüdü Anka kuşu misali her seferinde küllerinden yeniden doğan bir toplumsal hareket olmuştur. Milli görüş hareketinin kolektif bir hareket olma kabiliyeti aslında yeni bir oluşum olmamakla beraber bu hareket sadece bir siyasi parti veya bir grup dernek şeklinde algılanmış olabilir. Tabi ki bu oldukça sığ ve eksik bir düşünce olacaktır. Sosyal hareketler literatürü açısında milli görüş hareketi incelendiğinde bu hareketin oldukça mütevazı bir şekilde duruşunu ve diğer sosyal hareketler içerisindeki konumunu görebilmek mümkün olacaktır. Her şeyden önce milli görüş hareketi bir tipoloji dâhilinde kavramsal bir incelemeye tabi tutulursa diğer sosyal hareketlerden farkını görmek mümkün olacaktır. Bu sebeple bu çalışmada milli görüş hareketi aktörler, yapı, tema ve eylem açsısından değerlendirilecektir. Böyle bir değerlendirme sonucunda teorik olarak milli görüşün nasıl bir sosyal hareket olduğu veya sosyal hareket olma kabiliyeti irdelenmiş olacaktır. Erhan Tecim Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden 2001 yılında mezun olan Erhan Tecim yine sırasıyla aynı üniversitede Y. Lisans ve Doktora eğitimini tamamlamıştır. Öğrencilik yıllarında Erasmus öğrencisi olarak Polonya’da bir eğitim dönemi geçiren Tecim, daha sonraki yıllarda ABD’nin Kaliforniya eyaletinde San Jose Üniversitesinde bir dönem ziyaretçi hoca olarak bulunmuştur. Akademik hayatını Muş Alparslan ve Aksaray Üniversitelerinde sürdüren Tecim, halen Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesidir. “Sosyal Güven”, “Sağlık Sosyolojisi Yazıları” ve “Sosyal Hareketler Çağı” isimli kitapları neşreden Tecim Sağlık sosyolojisi, Din sosyolojisi, Toplumsal Hareketler ve Sosyal Sermaye konularında çalışmaktadır. 36 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 30 EKİM 2016 PAZAR 7. OTURUM 14:15 15:30 28 ŞUBAT POSTMODERN DARBESI VE MILLI GÖRÜŞ Oturum Başkanı: Ali Rıza Abay MEHMET BIREKUL & A.TARIK TÜRKMENOĞLU 28 Şubat’ın Artçı İzleri, Erbakan’ın Yok Sayılışı: Devrim Arabaları Filmi Üzerine Bir Değerlendirme ABDÜLHALIM İNAM & BEKIR GÜNDOĞMUŞ Avrupa’da Yükselen Sağ Siyaset ve İslam Düşmanlığı Karşısında Barışçı Bir Çaba Olarak Milli Görüş TALIP TUĞRUL Milli Görüş Hareketi’nin Temel Karakterleri HALIL İBRAHIM AŞGIN Farklı Bir Yerel Yönetim Yaklaşımı Olarak Milli Görüş Belediyeciliği 28 Şubat’ın Artçı İzleri, Erbakan’ın Yok Sayılışı: Devrim Arabaları Filmi Üzerine Bir Değerlendirme 7. OTURUM Bilindiği gibi Necmettin Erbakan, sadece Türk siyasi hayatının değil, İslam dünyasının ve Batı dünyasının da yakından izlediği ve siyasal girişimleri ile dünya siyasetine damga vuran bir isim olarak temayüz etmiştir. Bu etkisi nedeniyle Türk siyasi tarihi içerisinde Necmettin Erbakan’a karşı duruşlar pek çok farklı şekillerde gerçekleşmiştir. Partilerinin kapatılması ve son olarak 28 Şubat Post modern darbesi Erbakan’ın bu siyasal duruşu karşısında konumlandırılan en önemli hamleler olarak değerlendirilebilir. Necmettin Erbakan siyasal kişiliğinin yanında aynı zamanda bilim adamı sıfatıyla da ülkeye hizmet üreten önemli isimlerden biridir. Özellikle mühendislik kabiliyeti ve tescil edilmiş başarıları da Türk halkının malumudur. Türk siyasal hayatında derin izler bırakan Necmettin Erbakan’ın bilhassa 28 şubat süreci ile birlikte hem siyasal hem de sosyal ve bilimsel olarak bir yok sayılış sürecine tabi tutulduğunu söylemek mümkündür. Bu zihinsel yok sayılış süreci 28 Şubatın önemli artçılarından biri olarak kabul edilebilir. Bu çalışma söz konusu tarihsel gerçekliğe ışık tutacak bir alan olarak medya-toplum ilişkisi bağlamında Erbakan’ın yok sayılış sürecini gündeme getirmeye odaklanmaktadır. Erbakan’ın bilimsel kimliği üzerinden yok sayılışının çarpıcı bir örneği olarak “Devrim Arabaları” filmi ve konuyla ilgili yapılan belgeseller analiz edilerek medyanın Erbakan ve düşüncesi etrafında ideolojik olarak konumlandırılış sürecine dikkat çekilecektir. Mehmet Birekul Konya’da doğdu. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Din Sosyolojisi alanında yüksek lisansını ve doktorasını tamamladıktan sonra İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğretim üyesi ve Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi Sosyoloji ve Antropoloji Bölümü’nde kısa süreli misafir öğretim üyesi olarak çalıştı. 2016 yılında Kültür Sosyolojisi alanında doçent ünvanı aldı. Halen Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Sosyoloji Bölümü öğretim üyesidir. “Peygamber Günlerinde Sosyal Hayat ve Aile” (Konya / 2001) “Peygamber Günlerinde Kadın” (Konya / 2004) ve Avrupa Birliği, Türkiye ve Dinî Hayat” (Amsterdam / 2011), Armağan Kültürü (İstanbul / 2015) isimli kitapları ve birçok ulusal ve uluslararası dergide makaleleri ve tebliğleri bulunmaktadır. A.Tarık Türkmenoğlu Samsun Havza’da doğdu. İlk orta ve öğrenimini Havza İmam Hatip Lisesinde tamamladı. Lise sonrası bir dönem Kıbrıs’ta eğitim gördükten sonra Lisans eğitimini Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesinde tamamladı. Araştırma Yöntemleri bilim dalında “Kamuoyu Araştırmalarının Siyasal Davranış Üzerindeki Etkisi” konulu teziyle yüksek lisans eğitimini tamamladı. “Siyasal Toplumsallaşma ve Medya” konulu tez çalışmasıyla doktora eğitimine devam etmekte olan Türkmenoğlu “Türk Dizilerinin Mısırlı Gençler Üzerindeki Sosyo-Kültürel Etkileri” konulu araştırmayı yürütmek üzere 2015 yılında Mısırda bulundu. Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğü’nde bir dönem Uzman olarak görev yapan Türkmenoğlu 2011 yılından beri Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışmakta. 38 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi Avrupa’da Yükselen Sağ Siyaset ve İslam Düşmanlığı Karşısında Barışçı Bir Çaba Olarak Milli Görüş İslam’ın Avrupa’daki varlığı on üç asrı aşkın bir geçmişe sahip olmakla birlikte II. Dünya Savaşı’nın ardından Avrupa’da başlatılan sanayileşme hamleleri Avrupa-İslam ilişkisinde yeni bir dönemin de habercisi olmuştur. Artan işgücü ihtiyacını karşılamak üzere Fas, Cezayir, Pakistan, Türkiye gibi halkı Müslüman olan ülkelerle yapılan işgücü anlaşmaları Avrupa ülkelerinde İslam’ın tedricen görünür hale gelmesinin önünü açmıştır. Misafir işçi olarak geldikleri Avrupa’da kalıcı hale gelen Müslümanlar kurdukları sivil toplum kuruluşları ile örgütlü bir yapı haline gelerek Avrupa’nın siyasi ve sosyal yapısını etkilemeye başlamıştır. Özellikle 11 Eylül olaylarının ardından Avrupa’da artış gösteren İslam ve yabancı düşmanlığı aynı zamanda İslam’ın varlığı ile ilgili tartışmaları da gün yüzüne çıkartmıştır. İslam ile şiddet ve terörün ilişkili olduğu yönündeki savlar, bir taraftan Müslümanların temel hak ve özgürlüklerinin korunmasına diğer yandan da İslam’ın doğru bir şekilde tanıtılmasına yönelik politika ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Bu çalışmanın amacı, Avrupa’da yükselen aşırı sağ siyaset ve İslam düşmanlığı karşısında IGMG’nin tutumunun, pratiğe yansıyan faaliyetleri ele alınarak, ortaya konulmasıdır. Bu kapsamda, IGMG’nin faaliyetlerinin, İslam düşmanlığına yönelik tartışmalar zemininde konumlandığı yer tartışılacaktır. Çalışmada, kuruluşundan itibaren hiçbir şiddet olayının içerisinde yer almayan IGMG’nin İslam’ın tanıtılmasına yönelik düzenlediği “Buyrun Ben Müslüman’ım”, “Açık Cami Günleri” ve “Komşularla İftar” etkinlikleri ile İslam düşmanlığı içeren saldırı ve tartışmalara karşı izlediği hukuki politikalar analiz edilerek Avrupa’da yükselen sağ siyaset ve İslam düşmanlığı karşısında barışçı bir politika yürüttüğü ortaya konulmaya çalışılacaktır. 7. OTURUM Abdülhalim İnam 1971 yılında Devrek’te doğdu. İlköğretimden sonra 1986 yılında hafızlığını tamamladı. 1993 yılında Devrek İHL’den mezun oldu. 2000 yılında A.Ü. İşletme Fakültesi’nden mezun oldu. 2007 yılında S.Ü. İlahiyat Fakültesinde ‘’Belçika’da Katolik Din Dersi Öğretmenlerinin Yetiştirme Programları ve Öğretmenlerin Mesleki Problemleri’’ konulu teziyle Yüksek lisansını, 2013 yılında ‘’Belçika Katolik Eğitim Kurumlarında Okul Öncesi Din Eğitimi’’ başlıklı teziyle doktorasını tamamladı. ‘’ Avrupa’da Müslüman Gençliğin Asimilasyondan Korunmasında Ailenin Rolü’’ ve Belçika Devlet Okullarında Moral Dersleri’’ konulu makaleleri olan İNAM, Avrupa’da bulunan Türk vatandaşlarımızın Türk dilinin korunması ve problemlerin çözümü noktasında 2. Münih Kongresinin tertip heyetinde görev aldı. Batı Avrupa’da MEB’e bağlı İHL açılmasına öncülük yaptı. Koordinatörlük görevinde bulundu. İNAM halen Avrupa’nın en büyük STK’larından biri olan IGMG’de Gnl. Bşk. Yrd. Ve Eğitim Başkanı olarak görev yapmaktadır. Bekir Gündoğmuş 1982 Çankırı doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimini Çankırı’da, lisans eğitimini Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’nde tamamladı. 2004-2009 arası dönemde gazetecilik mesleğini icra etti. 2010 yılından bu yana Şırnak Üniversitesi’nde öğretim elemanı olarak çalışmaktadır. Yüksek lisans eğitimini İnönü Üniversitesi Siyaset ve Sosyal Bilimler Bilim Dalı’nda tamamlarken, doktora eğitimini de 2012 yılından itibaren yine aynı üniversitede devam ettirmektedir. Tezini, Avrupa’da faaliyet gösteren İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) teşkilatı hakkında hazırlamaktadır. Bu kapsamda Nisan – Temmuz 2016 tarihleri arasında üç ay süreyle (TÜBİTAK destek kapsamında) misafir araştırmacı olarak Almanya’da bulundu. Siyasal katılım, siyasal hayat ve kurumlar alanında çalışmalarını sürdürürken, saha çalışmalarına da önem vermektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 39 Milli Görüş Hareketi’nin Temel Karakterleri 7. OTURUM Milli Görüş hareketi, 1960’lı yılların sonlarında ortaya çıkmış, İslami mücadelede siyaset metodunu aralamış, Necmettin Erbakan tarafından kurulan ve yeni bir model olarak “Adil Düzen” tezini sunmuş “siyasal ıslahatçı” bir İslami harekettir. Bu hareket sosyal, siyasal ve kültürel alanlarda Türkiye ölçeğinde önemli değişimlerin muharrik kuvveti olmuştur. Aynı zamanda dünya İslami hareketlerinden bazılarına model olmuş, onlara moral, motivasyon ve heyecan anlamında katkıda bulunmuştur. Bu durum, Milli Görüş hareketinin karakterleriyle/yapısal özellikleriyle ilgilidir. Tespit edebildiğimiz kadarıyla Milli Görüş hareketinin temel karakterleri şunlardır: İslamcılık, ümmetçilik, İslam birliği ideali, ıslahatçılık, mezhepler üstü duruş, Ehl-i Sünnet mensubiyeti, tasavvufî menşeli oluş, antiemperyalizm, antisiyonizm, yerellik, siyasallık, karizmatik lider tiplilik, kuşatıcılık ve aktivizm. Bahsedilen bu karakterlerin Milli Görüş mefkûresinde karşılıkları ise şöyle açıklanabilir: İslamcılık; İslam’ın siyasal tezini kabul etmesi, ümmetçilik; anti milliyetçi bir fikriyata sahip olması, İslam birliği ideali; küresel ölçekte Müslümanların siyasal vb. alanlarda birlikteliğini önemsemesi ve D-8 gibi projelerle hayata geçirmeye çalışması, ıslahatçılık; sömürgeci güçlere karşı Müslümanların süregelen problemlerini ıslah etmeyi hedefleyen bir İslami algıya sahip olması, mezhepler üstü duruş, mezhepleri Müslümanların oluşturmuş olduğu amelî ve itikadî sistemler olarak kabul edip, benimsemekle birlikte mezhepleri farklı olan Müslümanların, Batının tasallutu karşısında beraber hareket etmeleri ve mezhebi ihtilafları ötelemeleri gerektiğini iddia etmesi, Ehl-i Sünnet mensubiyeti; itikaî ve amelî olarak Ehl-i Sünnete mensup olması ve sünnî gelenekte “hurûc bi’s-seyf” olarak kavramsallaşmış olan, silahlı mücadeleye yeltenmemesi, tasavvufî menşeli oluş; tasavvufi bir çevreden neşet etmesi ve bu algıya saygılı oluşu, antiemperyalizm; Emperyalist Batılı devletlerin İslam beldelerindeki emellerine karşı duruşu, antisiyonizm; Siyonizmin yerel ve küresel ölçekteki hedeflerine karşı oluşu, yerellik; hareketin beslendiği fikri kaynakların millî oluşu ve tarihsel hafızamıza vurgu yapan bir dilinin mevcudiyeti, siyasallık; organizasyon ve mücadele aracı olarak siyasal parti metodunu da kullanması, karizmatik lider tiplilik; hareketin kurucusu Necmettin Erbakan’ın liderlik özelliklerinden dolayı sahip olunan avantajları, kuşatıcılık; hareketin farklı İslami düşünce ekollerine bağlı şahısları barındırabilmesi, aktivizm; hareketin pratik tarafının, teorik tarafına göre daha kuvvetli oluşu. Birbirlerinden ayırmak nerdeyse imkânsız ise de, hareketin İslamcılığı, ümmetçiliği, İslam birliği ideali, ıslahatçılığı, mezhepler üstü duruşu, Ehl-i Sünnet mensubiyeti ve tasavvufî menşeli oluşu İslami düşüncesiyle; antiemperyalist ve antisiyonist oluşu, dünya görüşüyle; Ehl-i sünnet mensubiyeti, yerel özelliklere sahip oluşu, siyaset metodunu kullanması, karizmatik lider tipli bir hareket olması, kuşatıcılığı ve aktivist tarafı, hareket metoduyla alakalıdır. Bütün bu özellikler bir bütün olarak düşünüldüğünde, Milli Görüş hareketinin “siyasal ıslahatçı” bir İslami hareket olduğunu söylemek zor olmayacaktır. Bu çalışma, Milli Görüş hareketinin bahsedilen bu karakterleri üzerinden yapısal bir analiz yapmayı hedeflemektedir. Talip Tuğrul Talip Tuğrul, 01.03.1976 yılında Elazığ, Merkez Ulukent Köyünde dünyaya geldi. Elazığ İmam-Hatip Lisesi’nden 1994 yılında mezun oldu. 1995 yılında başladığı Selçuk Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi’nden 2000 yılında mezun oldu. Eğitim yıllarında özel dersler aldı. 2002-2006 yılları arasında Avusturya’da bulundu. 2006 yılında Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İlahiyat Anabilim Dalı, İslam Mezhepleri Tarihi Bilim Dalı’nda “Tunceli Aleviliğinde İnanç ve İbadet (Sarı Saltık Ocağı Örneği)” adlı teziyle yüksek lisansını bitirdi. Daha sonra aynı alanda Atatürk Üniversitesi’nde doktoraya başladı. “Küleyni’nin Şiî Düşünce Tarihindeki Yeri” adlı doktora tez çalışmasına devam etmektedir. 2007 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde, memuriyet hayatına başlayıp, 2010 yılında Erzurum Ömer Nasuhi Bilmen Eğitim Merkezi’ne kursiyer olarak atandı. Mart 2012 tarihinde Muş Alparslan Üniversitesi’ne Öğretim Görevlisi kadrosuyla intisap etti. Halen görevine devam eden Tuğrul, İslam Mezhepleri Tarihi, Şiîlik ve Alevîlik üzerine çalışmalarını sürdürmektedir. 40 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi Farklı Bir Yerel Yönetim Yaklaşımı Olarak Milli Görüş Belediyeciliği Düşünsel kökenleri çok gerilere dayanmakla birlikte, 1951 yılında kurulup ancak 6 ay yaşayabilen Cevat Rıfat Atılhan’ın İslami Demokratik Parti’sini saymazsak, Türkiye’de açık İslami referanslara sahip ilk siyasi parti 1970’te Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın liderliğinde kurulan Milli Nizam Partisi (MNP)’dir. MNP yıllardır sağ partiler tarafından oy deposu olarak kullanılmış dindar kesimin, eğitimli seçkinleri aracılığıyla siyasi arenada ilk bağımsız yer alışıdır. MNP, sağ ve sol çatışmalarının ivme kazandığı bir dönemde kendisini sağ ve sol tanımlamalardan ayrı gören yeni bir hareketin adıdır. MNP, Milli Selamet Partisi (MSP), Refah Partisi (RP), Fazilet Partisi (FP) ve günümüzde Saadet Partisi (SP) ideolojik duruşlarını “Milli Görüş” olarak ifade etmektedirler. Mevcut anayasa ve kanunların İslami kavram ve sembollerin açıkça kullanılmasına müsaade etmediği göz önünde bulundurulursa “milli görüş” ile kastedilenin özünde “İslami görüş” olduğu çok açıktır. Milli Görüşü geniş halk kitleleriyle buluşturarak bu düşünceyi tabana yayan, bu hareketi Türk siyasi yaşamında bir markaya dönüştüren ve hareketin lideri Erbakan’ı 28 Haziran 1996 tarihi itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı makamına taşıyan etmenlerin başında Milli Görüş Partilerine mensup belediyelerin sergilediği başarılar yer almaktadır. Özellikle Refah Partili yıllarda, Milli Görüş Belediyeciliğinin bir efsaneye dönüştüğünü iddia edenler bile vardır. Bu bildiride; siyasette kendisini sağ ve sol kavramsallaştırmalarından ayrı bir yerde konumlandıran Milli Görüş Hareketinin belediyecilik anlayışı tartışılacaktır. Bu bağlamda, Milli Görüş belediyeciliğinin temel ilkeleri çerçevesinde Çorum Belediyesinin 1994-1999 yılları arasındaki uygulama ve faaliyetleri ele alınarak anlamaya ve yorumlanmaya çalışılacaktır. Örnek olarak Çorum Belediyesinin tercih edilmesinin birinci nedeni, dönemin belediye başkanı Prof. Dr. Arif Ersoy’un Milli Görüş Hareketinin bir dönem söyleminin merkezine oturttuğu “Adil Düzen”in teorisyenlerinden birisi olarak kabul edilmesidir. Dönem olarak 1994-1999 tarihlerinin seçilmesi de 28 Şubat Post Modern Darbesiyle hükümeti bırakmak zorunda kalan RP’nin, buna koşut olarak yerel yönetimlerde de iktidarını ilerleyen yıllarda sürdürememiş olmasıdır. 7. OTURUM Halil İbrahim Aşgın 1973 yılında Çorum’da doğdu. 1993 yılında Çorum İmam Hatip Lisesi’nden, 1997 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldu. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim Bilim Dalında, “5393 Sayılı Belediye Kanunu Çerçevesinde Yerel Özerklik Açısından Belediyeler” teziyle yüksek lisansını tamamladı. Halen, Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı, Din Sosyolojisi Bilim Dalında, “Din-Siyaset İlişkisi Bağlamında Milli Görüş Hareketi” tez konusuyla doktora eğitimine devam etmektedir. 1998 – 2015 yılları arasında, özel sektörde eğitim alanında faaliyette bulunan bir kurumun kurucu müdürlüğünü yaptı. Şubat 2015 itibariyle başladığı Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Yerel Yönetim Programındaki Öğretim Görevliliği vazifesi halen devam etmektedir. Birçok Sivil Toplum kuruluşunda yöneticilik de yapmış olan Aşgın evli ve dört çocuk babasıdır. Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 41 30 EKİM 2016 PAZAR 8. OTURUM 16:00 17:30 MÜHENDIS VE SANAYICI: SIYASET ÖNCESI ERBAKAN Oturum Başkanı: Önder Kutlu SEDAT ÖZGÜR Siyaset Öncesi Erbakan: Gümüş Motor ve Sanayileşme Fikri ABDULLAH DEMIR Milli Görüş Hareketi’nin Sanayileşme Tasavvuru ve Yeni Bir Sanayileşme Okuması NECATI ATABERK Siyasal Yaşamı Öncesinde Necmettin Erbakan YÜKSEL ÇAVUŞOĞLU Bir Dünya Lideri Erbakan Siyaset Öncesi Erbakan: Gümüş Motor ve Sanayileşme Fikri Necmettin Erbakan’ın tecrübe ve girişimleriyle ortaya çıkan Gümüş Motor fabrikası Milli Görüş Hareketinin ilk fikri ve fiili çalışmasının adı olmuştur. 1956 yılında şirket olarak kurulan, 1960 yılında seri imalata başlayan fabrika, Milli Görüş’ün temel dinamiklerini göstermesi açısından önem taşımaktadır. 8. OTURUM Gümüş Motor, Cumhuriyet Türkiye’sinde İslami hassasiyete sahip insanların inandıkları gibi yaşayabilme ve karşılaştıkları toplumsal sorunlara bir çözüm üretme girişimidir. Faizsiz sermaye ile teşekkül ettirilmesi, faizsiz borç verme yapısının kurulması, ortaklarının birlik ve beraberliğinin sağlanması, Gümüş Motor’un temel dinamikleri arasında yer alır. Yabancıların Türkiye’yi bir “ziraat memleketi” ve büyük bir pazar olarak gördükleri bir dönemde milli ve manevi kalkınma modeli olarak karşımıza çıkar. “Motor” gibi sanayinin önemli bir alanında gelişmeyi hedefler. Gümüş Motor, 1969 yılında Bağımsızlar hareketi ile siyaset sahnesi çıkan, partiler kuran ve hükümet ortaklıkları yapan Necmettin Erbakan ve Mili Görüş Hareketinin ortaya koyduğu düşünce ve eylemlerinin de özünü oluşturur. Sedat Özgür 1980 yılında Malkara’da doğdu. Ortaokul ve liseyi Malkara İHL’de tamamladı. 2003 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Yaklaşık 8 yıl özel okullarda ve devlet okullarında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak çalıştı. “Necmettin Erbakan ve Gümüş Motor” (2014) adlı kitabını neşretti. Halen İmam Hatip Lisesi meslek dersleri öğretmeni olarak görev yapmaktadır. Evli ve 2 çocuk babasıdır. Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 43 Milli Görüş Hareketi’nin Sanayileşme Tasavvuru ve Yeni Bir Sanayileşme Okuması 8. OTURUM Tarih sahnesinde yer alan her toplumun; ekonomik, siyasal ve kültürel kodlarına dayanan bir sanayi ve teknoloji tasavvuru olmuştur. İlahi kültürü hayatlarının eksenine yerleştirmiş olan milletlerin temel amacı da bütün teknik/alet ilmi imkanlarını seferber ederek iyilikleri/imarı özendirmek ve kötülükleri/ifsadı önlemek olmuştur/olmalıdır. Yaşadığı dönemin en önemli bilim, aksiyon ve siyaset isimlerinden biri olan Milli Görüş Hareketinin Kurucu Lideri Necmettin Erbakan; sadece Milli Görüş Hareketi’nin lideri değil aynı zamanda kimliğinde, yönünde ve rotasında sapma olan bir millete; şümullü hedefler göstermiş, yeniden hayaller kurulabileceğini öğretmiş, bu hedeflerin ve hayallerin gerçekleşebilmesi için yılmaz bir mücadele örneği göstermiştir. Aynı zamanda son iki asırdır milletimizi, maruz olduğu ve kaldığı özgüven eksikliğinden ve yenilmişlik psikolojisinden kurtarmak için; Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya gibi üç önemli hedefi de işaret etmiştir. Kurucu Lider bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için; sık sık milletimizin hem manevi hem de maddi sahada kalkınarak saadet ve selamete erişmesini, manevi kalkınma olmadan maddi kalkınmanın olmayacağını, ayrıca batı ile rekabet edebilmek için Türkiye’nin ihtiyacı olan temel şeylerin tarih bilinci, maneviyat ve iman olduğunu belirtmiştir. Bu bağlamda sanayileşme hamleleri hem işsizlikten kurtulmanın hem de dış ticaret açığını kapatmanın ve ağır sanayiye sahip olarak fabrikalarını kendisi kuran güçlü bir Türkiye’nin reçetesini içerisinde barındırmıştır. Necmettin Erbakan 1977’de yaptığı bir konuşmada “Büyük tarihi ağır sanayi hamlesini, manevi kalkınma hamlesiyle beraber yürüttüklerini ondan dolayı bu kalkınmanın hakiki ve sağlam bir kalkınma olduğunu” belirtmiştir. Bu çalışmada Milli Görüş Hareketinin Türkiye’nin sanayileşmesine yaptığı katkı/lar hem söylem hem de eylem bazlı incelenerek; “sanayi/leşme temelli büyüme” bağlamında yeni bir sanayileşme okumasının umdeleri değerlendirilecektir. Abdullah Demir 1973 yılında Trabzon’da doğdu. İlk, orta ve liseyi Trabzon’da tamamladı. 1996 yılında MÜTEF Makine Eğitimi Bölümünden Otomotiv Öğretmeni olarak mezun oldu. 1999 yılında “Toplu Taşım Araçlarında Otomatik Vites Kutusu Uygulaması ve İşletme Maliyetlerine Etkisi” konulu tez çalışmasıyla yüksek lisansını tamamladı. 3 yıl süreyle Marmara Üniversitesinde Araştırma Görevlisi olarak çalıştı. 2009 yılında Kocaeli Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde “Fren Disklerine Uygulanan Kaplamaların Frenleme Performansına Etkisinin Deneysel İncelenmesi” konulu tez çalışmasıyla doktor unvanını aldı. 5 yıl süreyle İSPARK AŞ’de müdür olarak çalışan Demir, 2011 yılında Marmara Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde Yardımcı Doçent unvanıyla öğretim üyeliğine başladı. Başta otomotiv olmak üzere, güç aktarma organları, alternatif yakıtlar, ulaşım ve otopark yönetimi alanlarında ulusal ve uluslararası dergilerde, kongre ve sempozyumlarda yayımlanmış yaklaşık 40 makale çalışması bulunmaktadır. Ayrıca “Otopark Uygulamalarında Teknoloji, Çevre ve Emniyet Faktörleri” ve 52 bin kelimelik “Otomotiv ve Temel Teknik Bilimler Sözlüğü” gibi yayımları bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır. 44 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi Siyasal Yaşamı Öncesinde Necmettin Erbakan Türk siyasi yaşamının önemli şahsiyetlerinden Prof. Dr. Necmettin Erbakan genellikle bir siyasal önder olarak Türk halkının bilincinde yer etmiştir. Yaşamının önemli bir bölümünü siyasette geçirdiğinden kendisi hakkında böyle bir görüşe sahip olunması doğal karşılanabilir. Ancak Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın siyasete girmeden önceki yaşamı bir akademisyen olarak ele alınmalı ve siyasi yaşamı bu perspektiften değerlendirilmelidir. Siyasal yaşamından bağımsız bir Prof. Dr. Necmettin Erbakan nasıl düşünülemezse akademik yönü de en az o kadar ele alınmalı ve yorumlanmalıdır. Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı siyasete yönlendiren kuvvet akademik çalışmalarının sonuçlarını almadaki zorluklar olmuştur. Akademik yaşamı devam ederken üzerinde çalıştığı konular sadece akademik açıdan değil aynı zamanda endüstriyel uygulama açısından da dönemine göre son derece önemli çalışmalardır. Siyasete girdikten sonra da Prof. Dr. Necmettin Erbakan belki öğrencilik yıllarından beri gerçekleştirmeyi planladığı konuları Türkiye’nin gündeminde tutmuş ve hayata geçirmek için büyük çaba sarf etmiştir. Akademik çalışmalarının odağını dizel motorları ve yakıtlar konusu oluşturmaktadır. Sürekli aynı konuda çalışmak yerine ele aldığı konuyu tüm yönleri ile incelemek ve uygulamaya dönük çalışmalar yapmak Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın yöntemi olmuştur denilebilir. Bu çalışmada Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Odalar Birliğine girişine kadarki dönemde yaptığı teorik ve deneysel çalışmalardan bir bölüm ele alınmıştır. Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ele aldığı konular bu gün bile üzerinde çalışılması gereken ve Türkiye’ye ekonomik katkı sağlama potansiyeli olan konulardır. Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın yürüttüğü her akademik çalışmanın ayrı ayrı ele alınarak detaylı incelemeler yapılması gerekmektedir. Gelecekte yapılması planlanan çalışmalarda Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Doçentlik çalışması başta olmak üzere akademik yaşamı boyunca yaptığı tüm çalışmalar ayrı ayrı ele alınmalı ve uygulamaya dönük çalışma yapmak isteyen araştırıcılar tarafından bir referans kabul edilerek yeni çalışmalara başlanmalıdır. 8. OTURUM Necati Ataberk Necati Ataberk, 1965 yılında Konya’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Konya’da, Lisans ve Yüksek Lisans eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesinde , doktora eğitimini Selçuk Üniversitesinde tamamladı. 2008 yılında Yardımcı doçent, 2012 yılında Doçent oldu. Halen Necmettin Erbakan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanlığı görevini yürüten Dr. Ataberk, evli dört çocuk babasıdır. Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanmış makaleleri, Katıldığı bilimsel konferanslarda sunulmuş bildirileri, sonuçlandırılmış projeleri olan Dr. Ataberk lisans ve lisans üstü seviyede dersler vermektedir. Dr. Ataberk’in akademik çalışma konuları kırılma mekaniği, yorulma ve nano malzemelerdir. Bu konularda devam etmekte olan projeleri bulunan Dr Ataberk Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kamu Üniversite Sanayi İşbirliği (KÜSİ) çalışma grubu Konya bölgesi üyesidir. Bu görev kapsamında Konya Sanayisi ile Akademisyenlerin işbirliğini arttırma çalışmalarını da yürütmektedir. Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 45 Bir Dünya Lideri Erbakan 8. OTURUM Her milletin Kahramanları vardır. Bizim milletimiz tarihinde de isimleri altın harflerle, altın sayfalara yazılmış, üstün vasıflı lider, devlet adamı, komutan vs kahramanlarımız olmuştur. Peygamber (sav)’den başlayıp, Alparslan gazi ile Selçuklu Osmanlı-Türk tarihindeki muhteşem kahramanları yanı sıra yakın tarihte Türk milletinin, isimli isimsiz birçok kahramanı elbette sayılabilir. İnkıtaa uğrayan liderlik anlayışı Tarihin makûs akışında; 1960’lı yıllarda tekrar ele alınarak 1500 yıllık medeniyetin yeniden liderliğine çabası şeklinde neşvü nema bulma temayülünü göstermiştir. Kültürün, medeniyetin, var oluşun, kahramanlığın, kıyamın farklı yeni bir versiyonu veya veçhesiyle ile şekillendiği görülmektedir. Milletimiz mantalitesinde, yeni bir devir başlamış ve Anadolu’nun bağrında bu milletin, inananların bir sesi duyulmaya ve yükselme tezahürü hissedilmiştir. Sanki sancak düştüğü yerden kaldırılmaya başlanmıştır. Mahşeri vicdanda, millet nezdinde Çok ciddi bir makes bulan bu dava sesi, bilim ve siyaset adamı Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve arkadaşlarınındı. Bu sempatik, gür, özlenen ve vasıflı ses bir bilim adamınındı. Aynı zamanda, üretim ve ticaret erbabı, siyaset Adamı olan Erbakan’ındı. Medeniyeti ihata etmeye çalışan sesin haiz bulunduğu toplum içinde, yetişmiş mümtaz vasıfları yanı sıra temayüz eden güvenirliliği ile çok kısa zamanda ismi dalga dalga masum ve mazlumların bütün coğrafyasını kapsamaya, ihtiva ve muhtefa etmeye başlamıştır. Mezkur toplumu, şahsı maneviyesinde, ümitlendiren ve Ümmet fikrini ortaya çıkmasını tetikleyen ve tevdi edilen lider misyonu özelliklerine haiz idi. Binaenaleyh, tamamen kapitalizmin ve komünizmin felsefesine, kıskacın a itilmeye, çalışan bir ülke. Bu ülkenin, değerlerinden kopma ve cazibelerle, sömürge yapmak isteyen güçlerin ceberut arzularına tutsak olma gayretlerine rağmen milli değerlerine temayül eden bir millet. İmamesi kopmuş dağılmaya maruz bırakılmış Osmanlıyı veya büyük devleti Ali’yi parçalayan, daha küçük parçalara bölünmeye çalışan yedi düvele karşı direnip mukavemet gösteren bir dava şuuru. Köleleşmemiş, ama değerlerini kaybetmiş kendi milletine kendi değerlerine yabancılaşmış toplum. Böyle bir zamanda Türk Milleti temsilcilerine rağmen, vahiy kaynaklı yeni bir muştu sunmaya çalışan inançlı ve cesur bir hareket planı sunulmaya başlanmıştır. Bölgedeki bütün dengeleri ayarlayan ABD gibi yabancı düşüncelere rağmen yeni bir aks veya eksen belirleyerek Abdülhamit’ten sonraki şirazesi bozulmuş, şakulünü Anadolu’ya çevirmeye, çekmeye çalışan, inanç ve maddi kalkınmaya birlikte gayret ve tavır ortaya konmaya başlanmıştır. Büyük millet, Büyük dava, Cihat anlayışını, cumhuriyet mefhumu içerisinde, demokrasi enstrümanlarıyla yeni bir ruhi konsepti içerisinde icraata dönüştürülme hedeflenmiştir. Erbakan, böyle bir düşünce ve fikrin tetiklenmesi ve fiiliyatı, icraatının doğmasını gündeme taşımayı hedefleyen bir liderdi. Böyle nice kahramanlık destanları ile dolu milletimizin, nesillerine yeniden bilhassa siyasi şuur kazandırmayı azmetmiş bir dava ada’mı mütefekkir idi. Asaleti ve Adalet muvacehesinde, çalışma gayreti, tekniği, imalat fikrini, ağır sanayi ve bilgi üretim teknolojilerini, yeniden kaybolduğu yerden bulmaya hasretti. Masum ve mazlum coğrafyadaki bir türlü sömürgeleştirilememiş bir milletin, “yetersiz ve kifayetsiz muhteris insanlar ve liderleri” bertaraf edilerek, ülkelerarası sömürü Sistemine karşı topyekûn hareketiyle yeniden adaletin yerleşmesi teessüs etmesinin bir zaruret olduğuna müdrikti. Toplumun içerisinde bulunduğu amansız zilleti bertaraf etmek ve yeniden toparlanmasının mümkün olacağına inanan, akl’ eden ve bunu azmeden, stratejik bir medeniyet geliştirip yer yüzüne uygulamasını sağlayacak yeni bir lider idi. Yüksel Çavuşoğlu Prof. Dr. Yüksel Çavuşoğlu - 1948’de Konya’da dünyaya gelmiştir. İlk ve orta öğretimini Karaman’da tamamlamıştır. 1973’de YTÜ’ Makine Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 1976, Yüksek Lisansını, Ege Ün Makine Mühendislik bölümünde tamamlamıştır. 1983’İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü’nde Doktorasını tamamlamıştır. 1978’de İTÜ SAK.Ü’ de Doçentliğe geçiş yeterlik tezini tamamlamıştır. 1984, SÜ’nde Yrd. Doç. 1988, MÜ’de Doç. Dr. 1994’te Profesör olmuştur. 1976’da Sakarya Akademisi’ne asistan olarak girmiştir. Makine Elemanları, Statik, Malzeme, Teknik Resim ve Ziraat Makinaları derslerini asiste etmiştir. 1984’te Yard. Doç. Olarak Selçuk Ü. Öğretim üyeliğine başlamıştır. Makine Elemanları, Mukavemet, Kompozit malzemeler ve İnşaat Makineleri derslerini vermiştir. Bu arada Makine Mühendisliği Konstrüksiyon ABD başkanlığını yürütmüş ve Mühendislik dergisinde bilim konseyi üyeliği yapmıştır. Yemek Yürütme Kurulu Başkanlığını yapmıştır. Büyük kapasiteli statik Hidrolik projesini yürütmüştür. 16 tane üretime yönelik yüksek lisans danışmanlığı ve 9 doktora danışmanlığı yapmıştır. 1988’de Yrd. Doç. Olarak geldiği Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi’nde doçentlikten sonra, ABD ve Makine Eğitimi bölüm başkanlıkları yapmıştır. Makine Elemanları, Statik Mukavemet, Malzeme, CAD/CAM, Hidrolik ve Lisansüstünde Sonlu elemanlar ve kompozit malzemeler derslerini vermiştir. Çok sayıda yüksek lisans ve doktora danışmanlıkları yaptır. DPT destekli üç tane ciddi proje gerçekleştirmiştir 2002’de 22. Dönem Karaman Milletvekili olmuştur. 46 Doğumunun 90. Yılında Necmettin Erbakan ve Milli Görüş Düşüncesi 30 EKİM 2016 PAZAR KAPANIŞ 17:30-18:00 Önder Kutlu Mahmut Atay Lütfi Sunar Mahmut Hakkı Akın 47 28-30 Ekim 2016 MEVLANA KÜLTÜR MERKEZI, KONYA erbakansempozyumu.org erbakansempozym erbakansempozyum Bildiri Özetleri