ÖRTÜYLE GELEN MUTLULUK Anneannemin ve babaannemin başındaki yemeniler, annemin eşarpları arkadaşlarımın şalları… Hepsi farklı şekilde farklı görünüşte kapanmış. Evet, bunun kapanmam üzerinde etkisi oldu yani cesaret etme sürecimi hızlandırdı ama esas kapanıyor olma sebebim Allah’ın emri olması. Tabii ki İslam dinine inanan birinin kapanmayı tam manasıyla anlamış birinin kapanmaması çok zor. İslam dinini kabul etmemiş birinin örtünmesinden bahsetmiyorum. Çevremdeki insanların çoğunun Müslüman olması sebebiyle, içinde bulunduğum bu kitle insanından söz edeceğim. Örtünmek bronz teni-beyaz teni, siyah-sarı saçı, bedenin güzel ve çirkin yönlerini saklar. Bu bedeni bırakıp ruha yönelmenin bir adımı değil midir? Kadınıyla erkeğiyle herkesin örtünmeye uygun davrandığı bir toplum hayal edin. Kadın da erkek de evden çıkınca bedenlerini sadece ruhlarını taşımak amacıyla kullansınlar. Böylece toplum olma bilinci ve akıl ön plana çıkmış olmaz mı? Benden bize, ancak bedenden akla erişebildiğimiz zaman ulaşırız. Örtü kadının güzelliğini çirkin gözlerden zararı beraberinde getirecek bakıştan saklıyor. Çoğu insanla birlikte ben de erkeklerin bakışlarını düzeltmeleri gerektiğine inanıyorum, aynı Örtüde Yetmiş Esma’da bahsedildiği gibi erkeklerin de yükümlülükleri var. Ama ayakkabının kullanılmaya başlandığı zaman ile ilgili hikâyedeki gibi, ayağımıza batan çakıl taşları yüzünden tüm şehri deri ile kaplamaktansa sadece ayağımızı deri ile kaplamamız daha mantıklı değil mi? Tüm erkeklerin bakış açılarını değiştiremeyiz ama kendimizi onlardan olabildiğince korumak için örtünebiliriz. Sadece biz değil dünyadaki diğer canlılar da örtülü olmaya müsaittir. Mesela yediğimiz meyveler hep bir örtüyle kapatılıp dışarının meyveye olumsuz etkileri en aza indirilmiş. Meyvenin örtüsünde yani kabuğunda en ufak bir zedelenme meyvenin içine de sirayet eder ve çürümesine sebep olur. İşte örtünmede eksiklik de içimize sirayet eder ve ruhsal bunalımlar yaşamamıza sebep olur. Örtünme olumsuz etkilerle aramıza çektiğimiz bir set olarak düşünülebilir. Bence ilk defa kapananların çok heyecanlanmaları da bu ruhsal yenilenme sebebiyledir. Böyle bir yenilenmeye ruhumun çok ihtiyacı vardı. Örtünme kadın ve erkeğin eşitlenmesidir. Örtüde Yetmiş Esma kitabında da belirtildiği gibi örtüyle insanlar arası farklılıklar ortadan kalkar. Ben de bir insan olarak vücudumun güzelliği veya çirkinliği ile değil, cinsiyetimle değil insanlığa bulunduğum katkılarla, savunduğum düşüncelerle, davamla anılmak isterim. Sadece erkekler dava insanı olacak değil ya! Saygı ve sevgiyle anılan örnek hanımlar: Hz. Hatice, Hz. Aişe, Hz. Fatıma ve burada adını zikredemediğim diğer hanım sahabeler… Davalarını örtünerek taşıdılar. Müslüman hanımlara örnek oldular. Müslüman bir hanım nasıl ilim sahibi olmalı, zenginliğini ve güzelliğini nasıl değerlendirmeli, iffetini koruyarak nasıl toplumdaki ve aile içindeki yerini doldurmalı biz onlardan öğrendik. İşte onlar benim ulaşmak istediğim hedeflere İslami bir bakışla baktılar ve ben de onları okumaya örtünerek devam etmekle örnek aldım. Örtünmek aynı zamanda Allah huzuruna çıktığımız giyiniş şeklini içeriyor. Yani örtünmüş bir şekilde yaşadığımız her zaman huzura çıkmaya hazır durumdayız demektir. Zaten peygamberimiz namazı müminin miracı olarak nitelendirmiştir. Namaz, müminin Allah’a en çok yaklaştığı zaman olduğu için mümine namazda uygun görülen giyiniş tarzına bir müminin her daim sahip olması ne büyük güzelliktir. Örtünme ile ideal bir Müslüman görüşüne ve hissiyatına daha çabuk ulaşacağıma inanıyorum. Ben kapanmanın gerekli olduğunu çok küçüklüğümden beri biliyordum fakat ayrıntılarıyla bilmediğimden olacak örtünmem çok sonraları gençliğimde nasip oldu. Hâlâ daha bu konuda öğrenmem gereken çok şey olduğunu düşünüyorum. Öğrenmeye muhtaç olan sade ben değilim, değil mi? İslam dininin hassasiyetine dayanılarak çoğumuzun bu konuda gerekli özeni göstermediği söylenebilir. Aslında Müslümanlar olarak hepimiz bu konuda daha bilinçli olmalıyız. Kendimize ve dinimize olan saygımız dolayısıyla örtünmeye ön yargısız bir bakış açısıyla yeniden bakmalıyız.