EMDR TürkiyE-Bülteni

advertisement
EMDR TürkiyE-Bülteni
ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 5 - Ekim 2013
Konuk Yazar
Türkiye’de İlk “Çocuklarla
EMDR” Eğitimi Gerçekleşti!
Prof. Dr. Ümran Korkmazlar
Çocuklar ve Ergenler ile EMDR – I. Düzey”
eğitimi ülkemizde ilk kez 30 Haziran - 1
Temmuz 2013 tarihlerinde İstanbul’da
gerçekleşmiştir.
Devamı 3. sayfada...
Araştırma
Panik Bozukluğu ve EMDR:
Bir Olgu Sunumu
Editörden
Yrd. Doç. Dr. Önder Kavakcı
Değerli EMDR terapistleri,
Yayın hayatımızda birinci yılımızı doldurduk. Yeni yayın döneminde daha üretken olabilmek ve daha güzel haberlerle sizlere
ulaşmak dileğiyle,
Uzm Dr. Dursun Hakan Delibaş
Bu olgu bildiriminde, panik bozukluğu olan
bir olguda EMDR uygulamasının literatür
ışığında tartışılması amaçlanmıştır.
Devamı 5. sayfada...
Sevgiler, saygılar.
Söyleşi
2013 EMDRIA Konferansı
Yayın Kurulu Başkanından
Uzm. Psk. Hejan Epözdemir
EMDR TürkiyE-Bülteni 1 Yaşında! Herkese merhaba, bundan
tam 1 yıl önce ilk sayımızla sizlerle buluştuk ve bugün 5. sayımızı
yayınlamanın gurur ve mutluluğu içerisindeyiz.
Devamını 2. sayfada bulabilirsiniz.
EMDR-TR Derneği Yayın Organı
Yayın Kurulu Başkanı: Hejan Epözdemir
Yayın Kurulu (Alfabetik Sırayla) : Berk Murat Ergun,
Emre Konuk, Hilal Akekmekçi, Muhammet Özkan,
Önder Kavakcı, Zeynep Zat,
Editör: Önder Kavakcı
Akademik Danışma Kurulu (Alfabetik Sırayla):
Dr. Derek Farell, Dr. Udi Ören, Prof Dr.
Emine Gül Kapçı, Uzm. Emre Konuk,
Doç. Dr. Feryal Çam Çelikel,
Uzm. Psk. Hejan Epözdemir, Dr. Jim Knipe,
Dr. Marilyn Luber, Prof Dr. Nahit Özmenler,
Uzm. Psk. Olcay Güner, Doç. Dr. Ömer Böke,
Yrd.Doç Dr. Önder Kavakcı, Dr.Richard Mitchell,
Prof. Dr. Ümran Korkmazlar, Prof. Dr. Vedat Şar
Gülbahar mah. Yenidere sk. No:21/A Şişli İstanbul
Tel: 0212 219 85 56 [email protected]
EMDR Alt Komiteleri
Uzm. Psk. Emre Konuk
Austin Texas’ta gerçekleşen EMDRIA
Konferansından yeni dönen Dernek
başkanımız Emre Konuk, Konferans
hakkındaki izlenimlerini paylaştı.
Devamı 12. sayfada...
Bu Sayıda
Araştırma / Başkan: Hejan Epözdemir
İletişim: [email protected]
Çeviri, Üye İşleri ve WEB / Başkan: Asena Yurtsever,
İletişim: [email protected]
Çocuk ve Ergen / Başkan: Ümran Korkmazlar
İletişim: [email protected]
Uluslar Arası İlişkiler, Akreditasyon, Eğitim ve Etik
Başkan: Önder Kavakcı , Emre Konuk
İletişim:[email protected] [email protected]
EMDR HAP ve Krize Müdahale / Başkan: Emre Konuk
İletişim: [email protected]
Genel Koordinatör: Şenel Karaman
İletişim: [email protected]
Klinik Uygulama ve Protokol Geliştirme
Başkan: Serin Öget İletişim: [email protected]
Yayın Kurulu Başkanından.........................................2
Konuk Yazar...................................................................3
Araştırma..............................................................................5
Çeviri...............................................................................9
Söyleşi............................................................................12
Bültene Yazı Gönderme Kuralları............................14
Psikoloji ve Psikyatri Dünyasından Haberler ...............15
Sayfa 1
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 5 - Ekim 2013
Uzm. Psk. Hejan Epözdemir
Yayın Kurulu Başkanından
EMDR TürkiyE-Bülteni
1 Yaşında…
Herkese merhaba,
Bundan tam 1 yıl önce ilk
sayımızla sizlerle buluştuk ve bugün 5. sayımızı
yayınlamanın gurur ve
mutluluğu içerisindeyiz.
Hejan Epözdemir
Bu sayıda Prof. Dr Ümran Korkmazlar’ın “Çocuklarla EMDR” konulu yazısını, Uzm. Dr. Dursun
Hakan Delibaş’ın “Panik Bozukluk ve EMDR”
başlıklı olgu sunumunu, Uzm. Psk. Zeynep Zat’ın
kaleme aldığı Uzm. Psk. Emre Konuk’un 11.
EMDRIA kongresinden izlenimlerini, Psk. Hilal
Akekmekçi’nin “Kayıp ve Yas Tedavisinde EMDR
Kullanımı: Kavramsal Değerlendirme ve Klinik
Yönergeler” adlı makale çeviri özetini ve alandan
duyuru ve haberleri de içeren pek çok metni
bulacaksınız. Ben de nacizane bültenin 1. yılını
geride bırakması suretiyle kısaca bültenin ortaya
çıkış öyküsünden ve şu zamana kadar neler
yaptığımızdan bahsetmek istiyorum.
Bülten fikrini ilk defa 2011 yılında ilkini gerçekleştirdiğimiz I. Ulusal EMDR Sempozyumu’nun
Araştırma Komitesi toplantısında ortaya attığımda
büyük heyecan yaratmıştı. Sonrasında ise
komitenin ilk gündem maddesi oldu ve yoğun
çalışmalar neticesinde Ekim 2012 yılında ilk sayısı
ile sizlerle buluştu. Bu tarihten itibaren de düzenli
olarak 3 ayda bir yayınlanmaya devam etti. Şu ana
kadar her biri kendi alanında kıymetli pek çok
konuk yazarı ağırlayan ve birbirinden ilginç
röportajlar, makale özetleri, alandan duyuru ve
haberler ile yayın hayatına devam eden bülten,
ayrıca 2147-4885
ISSN numarasını alarak
uluslararası standartlarda bir süreli yayın olma
niteliği kazandı.
Bu süreçte aktif çalışmalarından ötürü başta yayın
kurulu üyelerinden EMDR Türkiye Derneği Başkanı
Uzm. Psk. Emre Konuk’a, desteğini ve katkısını
esirgemeyen EMDR Avrupa Derneği Başkanı Psk.
Dr. Udi Oren’e, editörümüz Yrd. Doç. Dr. Önder
Kavakçı’ya, yayın kurulundaki diğer çalışma
arkadaşlarım Uzm. Dr. Berk Murat Ergun, Uzm.
Psk. Zeynep Zat ve Psk. Muhammed Özkan ile
akademik danışma kurulunda yer alan birbirinden
değerli yerli ve yabancı uzmanlara teşekkürlerimi
bir borç bilirim. Tabii bültenin mutfağında çalışan
Nuray Aktay ve içerik konusunda da destek
sağlayan Psk. Hilal Akekmekçi’nin emekleri
tartışılmaz. Daha da ötesinde, bu zamana kadar
özgün yazılarını ve araştırmalarını bizimle
paylaşan ve bülteni sizler için okuması keyifli hale
getiren değerli konuk yazarlarımıza da katkıları ve
çalışmalarını bizimle paylaştıkları için ayrıca
sonsuz teşekkürler…
Kasım ayında gerçekleşecek olan II. Ulusal EMDR
Sempozyumu’nda ilgilenen herkes ile komite
toplantısında buluşmayı umuyoruz. Ayrıca gerek
bilimsel araştırma, gerekse özgün yazılarınızla
katkılarınızı bekliyoruz. Bu süreçte soru ve
görüşleriniz için bize her zaman yazabilirsiniz. Geri
bildirimleriniz ve katkılarınızla bülten gerçeğini
dergi hayaline dönüştürmek dileğiyle…
Saygılarımla,
Uzm. Psk. Hejan Epözdemir,
Klinik Psikolog
Sayfa 2
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 5 - Ekim 2013
Konuk Yazar
Prof. Dr. Ümran Korkmazlar
Türkiye’de İlk “Çocuklarla EMDR” Eğitimi Gerçekleşti!”
Çocuklar ve Ergenler ile EMDR – I. Düzey” eğitimi
ülkemizde ilk kez 30 Haziran - 1 Temmuz 2013
tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşmiştir.
Prof. Dr. Ümran Korkmazlar
“Çocuklar ve Ergenler ile EMDR – I. Düzey” eğitimi
ülkemizde ilk kez 30 Haziran - 1 Temmuz 2013
tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşmiştir. EMDR
Türkiye ailesinin uzun zamandır beklediği bu
eğitim, EMDR-TR Derneği Çocuk & Ergen Komitesinin Sorumlusu Prof. Dr. Ümran Korkmazlar
önderliğinde, Fide Danışmanlık Merkezi tarafından
düzenlenmiştir. Eğitim, EMDR Avrupa Akreditasyonlu Çocuk ve Ergen Eğitmeni Joanne MorrisSmith tarafından verilmiştir. Joanne Morris-Smith,
“EMDR Europe Child & Adolescent Committe”
başkanıdır. Türkiye’nin farklı şehir-lerinden gelen
ve çocuk-ergen eğitimi, gelişimi ve ruh sağlığı
alanında çalışan 46 meslektaşımız (ikisi burslu
olmak üzere) eğitime katılmışlardır.
Çocuklarla standart EMDR eğitimi on yıllık bir
geçmişe sahiptir. “EMDR Europe Child & Adolescent
Committe”nin 2000 yılında kurulmasının
ardından, “Çocuklarla EMDR” eğitim modeli ve el
kitabı 2003 yılında oluşturulmuştur.
Ümran
Korkmazlar, 2000 yılından bu yana EMDR Avrupa
Çocuk Komitesi’nde Türkiye temsilcisidir.
Bu yıl komiteye Türkiye’den ikinci temsilci olarak
Billur Kurt kabul edilmiştir. Komite yılda iki kez
toplanarak çocuklarla EMDR terapisini, eğitimini ve
el kitabını güncellemektedir.
Geçmiş senelerde “Çocuklarla EMDR” eğitimi,
EMDR 2. Düzey eğitiminin tamamlanmasının
ardından alınabilirken, son yıllarda bu ilke
değiştirilmiştir. Çocuk ve ergenlerle çalışan uzmanlar, EMDR 1. Düzey eğitimini almış ve yeterince
uygulayıp
öğrenmişlerse
çocuklarla
EMDR
eğitimini alabilmektedir. Yine bu eğitimden
öğrendiklerini
yeterince
uygulayıp
hazır
olduklarında Çocuklarla EMDR 2. Düzey eğitimini
alabilirler.
Sayfa 3
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 5 - Ekim 2013
Çocuklarla EMDR 1. Düzey eğitiminde eğitmen
Joanne Morris-Smith, travmanın gelişimsel nörobiyolojisini, adaptif bilgi işleme modelini, hafızanın
gelişimini, bağlanmanın önemini, gelişimsel EMDR
protokolünü vaka videoları ile detaylı olarak ele
almıştır. Eğitimde Ümran Korkmazlar da, çocuklarla
grup EMDR protokolünü anlatmış, vaka videosu ile
eğitime katkıda bulunmuştur.
Çocuklarla çalışmak farklı eğitim ve terapi becerilerini gerektirdiğinden, çocuk ve gençlere EMDR
terapisi uygulamada da fizyolojik, nörolojik, bilişsel,
duygusal ve sosyal açıdan yetişkinlere göre farklı
bilgi ve deneyimlere gereksinim vardır. Bu nedenlerle, çocuklar ve ergenlerle EMDR eğitimi, terapistin
bu alanda becerisini arttırmayı hedeflemektedir.
Araştırmalarla da gösterildiği gibi, çocuklarla EMDR
yalnızca travmada değil, öfke, kaygı, korku gibi
duygular, bağlanma sorunları, öğrenme bozukluğu,
dikkat eksikliği ve hiperaktivite, otizm, psikosomatik
bozukluklar ve performans arttırma ile çalışırken de
etkili bir tekniktir.
Sayfa 4
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 5 - Ekim 2013
Araştırma
Uzm Dr. Dursun Hakan Delibaş
Panik Bozukluğu ve EMDR: Bir olgu sunumu
Uzm Dr. Dursun Hakan Delibaş* ve Psk. Emre Konuk**
*Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Psikiyatri Kliniği
**Davranış Bilimleri Enstitüsü
Özet
Panik bozukluğu yaşam kalitesi ve bireysel
psikososyal fonksiyonlarda bozulmaya yol açan
kronik ve tekrarlayıcı bir durumdur. Güncel tedavi
rehberlerinde serotonin geri alım inhibitörleri
ve/veya belirli sayıda seans uygulanan Bilişsel
Davranışçı Terapi birinci sırada tedaviler olarak
önerilmektedir. Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR: Eye Movement
Desensitization and Reprocessing), bilinen farklı
yaklaşımları bir araya getiren ve temelde
psikopatolojiyi 'işlenmemiş travmatik anılara'
(olumsuz yaşam olayları) bağlayan bir terapi
yaklaşımıdır. Travma Sonrası Stres Bozukluğu
(TSSB) için etkinliği gösterilmiş ve son yıllarda
diğer bazı psikopatolojilerde başarılı olgu serileri ve
sonuç araştırmaları bildirilmiştir. Bu olgu
bildiriminde de, panik bozukluğu olan bir olguda
EMDR uygulamasının literatür ışığında tartışılması
amaçlanmıştır.
Abstract
Panic disorder is a chronic and recurrent condition
that impairs an individual’s psychosocial functioning and quality of life. Selective serotonin reuptake
inhibitors and/or Cognitive Behavior Therapy is
recommend as a treatment of choice by treatment
guidelines. Eye Movement Desensitization and
Reprocessing (EMDR) is known as a method that
combines different approaches. Post-Traumatic
Stress Disorder (PTSD) was shown to be effective
and successful case series and outcome studies
have been reported recently in some other mental
and psychological disorders. In this case report,
application of EMDR to a client with panic disorder
is discussed within the available literature.
Key words: Panic disorder, treatment, therapy,
EMDR
Anahtar Kelimeler; Panik bozukluğu, tedavi, terapi,
EMDR
Sayfa 5
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 5 - Ekim 2013
Panik Bozukluğu ve EMDR: Bir Olgu Sunumu
Panik bozukluğu (PB) yenileyici, beklenmedik panik
atakları ile giden, oluşabilecek yeni panik atakları
korkusu ile işlevsellikte kayıplara neden olan bir
anksiyete bozukluğudur (DSM-IV-TR). Anksiyete
atakları tipik olarak aniden başlar ve 10 dakika
içinde doruk noktasına ulaşacak şekilde giderek
şiddetlenir. Ataklarla giden PB’ nin genel
popülasyonda yaşam boyu yaygınlığı %2.1 olarak
bulunmuştur (Kathleen RM 2007). Kadınlarda iki
kat daha fazla görülmekte ve 15-24 yaş arasında
görülme sıklığı artmaktadır (Öztürk O. 2008).
Güncel tedavi rehberlerinde serotonin geri alım
inhibitörleri (SGİ) ve/veya belirli sayıda seans
uygulanan Bilişsel Davranışçı Terapileri (BDT)
birinci sırada tedaviler olarak önerilmektedir (Alkın
T. ve ark. 2006). Farmakolojik ve psikososyal
tedavilere doğal izlem çalışmalarında hastaların
1/3’ nün cevap vermediği düşünülmektedir
(DSM-IV-TR).
Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden
İşleme (EMDR; Eye Movement Desensitization and
Reprocessing), Psikodinamik, Bilişsel, Davranışçı
ve Danışan Merkezli yaklaşımlar gibi çok iyi bilinen
farklı yaklaşımları bir araya getiren bir yöntemdir
(Kavakçı Ö. 2012). Başlangıçta EMDR etkinliği
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) için
gösterilmiş, son dönemde diğer anksiyete
bozuklukları, depresyon, somatoform bozukluklar,
dissosiyatif bozukluklar, alkol-madde kullanımı
bozuklukları gibi durumlarda tedavi protokolü
geliştirilmekte, başarılı olgu serileri ve araştırmalar
yayınlanmaktadır (Young WC. 1994, Goldstein ve
ark. 2000, Schneider ve ark. 2007, Nijdam M. ve
ark. 2012, Marr j. 2012).
PB genellikle sevilen bir kişinin ölümü, boşanma,
ekonomik yitim gibi duygusal açıdan zorlayıcı
yaşam olayları ya da durumlar nedeniyle
başlamaktadır (Bayraktar E. 2007). Bu yazıda
yakın dönemde ebeveyn kaybı sonrasında
başlayan PB hastasına uygulanan EMDR terapisi
sürecinin
literatür
ışığında
tartışılması
planlanmıştır.
Olgu
Devlet memuru, 24 yaşında, erkek hasta, üniversite
mezunu. Başvuru yakınmaları: Huzursuzluk, sıkıntı
hissi, gece olunca eve yalnız girememe, ölecekmiş
gibi olma, çarpıntı, titreme terleme, kendisini
kaybedecekmiş gibi olma, dışarı çıkamamama. Bu
yakınmaları yaklaşık bir ay önce babasını kaybettikten bir süre sonra ortaya çıkmış. Panik atağı ilk
kez yakını ile beraber yüksek bir mekândan aşağı
bakarken, “Acaba burası yıkılır mı? Oturduğumuz
yerin altı boşalır, düşer miyim?” şeklinde
düşüncelerle birlikte başlamış ve bir saat sürmüş.
Bu olaydan sonra yüksek binalardan kaçınma,
uçağa binme düşüncesinden rahatsız olma
başlamış. İlk günlerde hemen her gün özellikle
akşamları iki-üç kez kalp çarpıntısı, nefes
alamama, terleme, titreme, öleceğini düşünmenin
eşlik ettiği panik atakları olmuş, geceleri
uyuyamıyor, acil servise başvuruyor sakinleştirici
yapılıp evine gönderiliyormuş. Özellikle son bir
haftadır evde yalnız kalamama, yüksek binaların
yanından geçememe, dışarı çıkamama şeklinde
kaçınma davranışları başlamış. Her an panik
ataklarının tekrarlayacağı korkusu yoğunlaşmış.
Özgeçmişinde ve soy geçmişinde herhangi bir
psikiyatrik hastalık olmayan hastanın fizik ve
nörolojik muayenesi olağandı. Ruhsal durum
muayenesinde: Bilinç açık, yönelim tamdı. Anksiyöz duygulanım gözlendi, anksiyöz duygudurum
tanımlandı. Öyküde anksiyetenin bedensel ve
bilişsel belirtileri, atağın her an olacağı korkusu ile
beklenti anksiyetesi tanımlandı. Panik atağının
olacağı yer ve durumlardan kaçınma şeklinde
agorofobik davranışları vardı. Öyküde herhangi bir
madde kullanımı, tıbbı hastalık bildirilmedi. Yapılan
laboratuvar tetkikleri olağandı.
Hastanın tanısı; bir aydan fazla süredir, yineleyen,
beklenmedik panik ataklarının, beklenti anksiyetesinin,
ataklarla
ilgili
belirgin
davranış
değişikliklerinin, agorofobinin olması, panik
atakların bir maddenin ya da genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı olmaması
ve başka bir mental bozuklukla daha iyi
açıklanamaması nedeni ile DMS IV-TR’ a göre
Panik
Bozukluğu,
agorofobi
olan
olarak
değerlendirildi.
Hastaya panik bozukluğu, kaygı döngüsü hakkında
bilgi verildi. Kaygı kontrol etme açısından gevşeme
egzersizi öğretildi. EMDR tekniği ile ilgili olarak da
bilgi verildikten sonra aydınlatılmış onamı alınarak,
60-90 dakikalık toplam sekiz seans, dört hafta
içerisinde EMDR uygulandı. Görüşmelerden önce
Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ) ile hasta takip edildi.
Sayfa 6
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 5 - Ekim 2013
Hastanın ayrıntılı öyküsü alındı. Shapiro tarafından
önerilen sekiz aşamalı EMDR prosedürü uygulandı.
Ardışık hedefleme çalışması ile en rahatsız eden,
ilk ve diğer travmatik anılar çıkarıldı. Rahatsızlık
dereceleri belirlendi. Güvenli yer çalışması ve
kaynak geliştirme çalışıldı. İzleyen süreçte toplam
sekiz seansta ilk travmatik anıdan başlanarak tüm
rahatsız eden anı ağları çalışılarak rahatsızlık
dereceleri sıfırlandı. Tüm protokoller, geçmiş,
şimdiki zaman (tetikleyiciler) ve geleceğe (gelecek
şablonu) odaklanan üç yönlü yaklaşımla çalışıldı.
İki seans sonunda hastanın uykuları belirgin şekilde
düzeldi, evde atakları olmadı, acile başvurmadı.
Dönem dönem huzursuzluk sıkıntı hissettikçe
güvenli yer çalışması kendi kendine uygulayarak
rahatladığını ifade etti.
EMDR terapisi sekiz seansı sonunda hastanın BAÖ
puanları 43 Puanından 10 puana kadar geriledi.
Terapi sonlandırıldıktan sonra tedavisiz olarak
birinci hafta, ikinci hafta, ilk ay ve ikinci ayda tekrar
değerlendirilen olgu hiç anksiyete atakları
yaşamadı. İşlevselliği tamamen düzeldi, işine
dönebildi tedavi öncesi düşüncesinden bile
korktuğu uçak ile seyahat edebildi.
Tartışma
EMDR
yaygın
kullanılan
psikoterapi
yaklaşımlarının farklı yanlarını bir araya getiren,
sekiz aşamalı bir protokolden oluşan, entegratif bir
tedavi yaklaşımıdır. Özellikle Travma Sonrası Stres
Bozukluğunda
(TSSB)
etkilidir
ve
çeşitli
kılavuzlarda TSSB için ilk sıra tedaviler arasında
gösterilmektedir (Kavakçı Ö. 2012). Ayrıca son
dönemde yayınlarda çeşitli psikiyatrik tablolar
içinde etkili olduğunu bildiren olgu serileri ve
araştırmalar yayınlanmıştır.
Diğer
hastalıklarda
etkinliği
şu
şekilde
açıklanmıştır; sadece TSSB' da olduğu gibi hayatı
tehdit eden travmalar değil, hayat içerisinde oluşan
küçük travmaların da psikopatolojilerin temel
nedeni olduğu ileri sürülmüş ve anılar yaşanırken
bilgi işleme sürecinde oluşan aksamaların, bilginin
işlenememesine ve uygun olmayan bir biçimde
depolanmasına neden olduğu ileri sürülmüştür
(Shapiro F. 2001). EMDR ile Adaptif Bilgi İşleme
modeli uygulanarak anıların aksayan işleme süreci
aşılmakta, hastada psikopatolojiye neden olan
durum düzelmektedir (Shapiro F. 2001).
Olgumuzda panik ataklarının başladığı ilk an olan
yüksekten
aşağıya
baktığı
anda
gelişen
düşecekmiş gibi olma hissi, bu anıya ilişkin
“özgüvensiz biriyim” olumsuz bilişinden (kendiyle
ilgili olumsuz inanç) yola çıkılarak ulaşılan daha
önce bu şekilde hissettiği ilk anısı ve diğer anıları
belirlendi. Tüm anılar çalışılarak rahatsızlık dereceleri sıfırlandı. Panik ataklarına neden olan şimdiki
zaman tetikleyicileri de hiç rahatsızlık vermeyinceye kadar EMDR’ nin sekiz aşaması uygulandı.
Gelecek şablonu, danışanın geçmiş ilk anıları ve
güncel sorunları çözümlendikten sonra danışanda
gelecekte olması istenen davranış ve tepkilerle ilgili
olumlu bilişlerin güçlendirilmesidir (Kavakçı Ö.
2012). Olguda da tetikleyicilere imgelemle maruz
bırakılarak
hiçbir
tetikleyiciden
rahatsız
olmayıncaya kadar gelecek şablonu çalışıldı. Bu
iyilik halinin EMDR tamamlandıktan iki ay sonrada
devam ettiği gözlendi.
BDT, PB tedavi kılavuzlarında ilk sıralarda önerilmektedir ve BDT’nin temelinde kişinin uyumsuz
olan temel inançları üzerinde çalışılmakta, hastaya
davranışsal ödevler verilmekte, ortalama 12- 15
seans devam etmektedir (Manfro, G. ve ark 2008).
EMDR içerisinde BDT’ye özgü uygulamaları da
barındıran bir tekniktir ayrıca BDT'ye kıyasla,
sunulan bu olguda da olduğu gibi, EMDR daha kısa
sürede etkili olmakta, hastaya ödev verme,
hastanın
bu
ödevlere
uyma
zorunluluğu
bulunmamaktadır (Kavakçı Ö. 2013). EMDR
içerisinde, güvenli yer, kaynak geliştirme gibi rahatlama teknikleri olduğu için hastaların ilaç tedavisine
yine bu vakada olduğu gibi daha az ihtiyaçları
olabileceği düşünülebilir.
Tek olgu ile olan bir sunumun getirdiği kısıtlılığa
rağmen, genel olarak PB’ nin duygusal olarak
zorlayıcı olaylardan sonra çıktığı düşünüldüğünde,
hastalarda stresli yaşam olayları araştırmak ve
buna odaklı EMDR uygulamanın yararlı olabileceği
ileri sürülebilir. EMDR’ nin panik bozukluğunda
etkinliğinin kanıtlanması için kontrollü çalışmalara
ihtiyaç vardır.
(Not: Bu makale 49.Ulusal Psikiyatri Kongresi'nde
poster bildirisi olarak sunulmuştur.)
Sayfa 7
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 5 - Ekim 2013
Kaynakça
Alkın, T. ve Onur, E. & Monkul, S. (2006). Panik
bozukluğunun farmakolojik tedavisi. Türkiye Psikiyatri Derneği: Anksiyete Bozuklukları, Birinci Baskı.
Ankara: Pozitif Matbaacılık, pp:116.
Amerikan Psikiyatri Birliği. (2000). Ruhsal
Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı,
Dördüncü Baskı Yeniden Gözden Geçirilmiş Tam
Metin (DSM-IV-TR), Amerikan Psikiyatri Birliği,
Washington DC. (E. Köroğlu, Çev.). Ankara: Hekimler Yayın Birliği.
Bayraktar E. (2007). Panik bozukluğu ve agorafobi.
Psikiyatri Temel Kitabı, ikinci baskı. Ankara: Hekimler Yayın Birliği, pp:304-18.
Goldstein, A. J., de Beurs, E., Chambless, D. L., &
Wilson, K. A. (2000). EMDR for panic disorder with
agoraphobia: Comparison with waiting list and
credible attention-placebo control conditions.
Journal of Consulting and Clinical Psychology,
68(6), 947.
Kathleen RM. (2007). Anxiety disorders: Clinical
features. Kaplan, Sadock's, comprehensive
textbook of psychiatry. 8ª ed. Philadelphia: Lippincott Williams & Wilkins, pp. 1720-8.
Nijdam, M. J., Gersons, B. P., Reitsma, J. B., de
Jongh, A., & Olff, M. (2012). Brief eclectic psychotherapy v. eye movement desensitisation and
reprocessing therapy for post-traumatic stress
disorder: Randomised controlled trial. The British
Journal of Psychiatry, 200(3), 224-231.
Öztürk O. Uluşahin A. (2008). Ruh Sağlığı ve
Bozuklukları. 11. Baskı. Ankara: Tuna Matbaacılık
pp: 457.
Schneider, J., Hofmann, A., Rost, C., & Shapiro, F.
(2007). EMDR in the treatment of chronic phantom
limb pain. Pain Medicine, 9(1), 76-82.
Shapiro F. (2001). Eye movement desensitization
and reprocessing: Basic principles, protocols and
procedures. Second ed., New York: Guilford Press,
pp: 4-126.
Young, W. C. (1994). EMDR treatment of phobic
symptoms in multiple personality disorder. Dissociation: Progress in the Dissociative Disorders,
7(2), 129-13.
Kavakçı Ö. (2012). Ruhsal Travma Tedavisi İçin
EMDR. Ankara: Hekimler Yayın Birliği.
Dursun Hakan Delibaş
İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Kavakçı Ö. (2013). EMDR TürkiyE-Bülteni, Çeviri
Köşesi.
Sayı
3;
http://www.emdrtr.org/Assets/Documents/Content/emdr-e-bulten-nisan.pdf
Tel
: 0506 292 21 41
İş
: 0232 250 50 50 (5823)
Faks : 0232 241 44 44
E-posta: [email protected]
Manfro, G. G., Heldt, E., Cordioli, A. V., & Otto, M.
W. (2008). Cognitive-behavioral therapy in panic
disorder. Terapia cognitivo-comportamental no
transtorno de pânico. Rev Bras Psiquiatr, (30 Suppl
II), S81-7.
Marr, J. (2012). EMDR Treatment of ObsessiveCompulsive Disorder: Preliminary Research. Journal of EMDR Practice and Research, 6(1), 2-15.
Sayfa 8
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 5 - Ekim 2013
Psk. Hilal Akekmekçi
Çeviri Köşesi
Makale Özeti
Makale Adı: Kayıp ve Yas Tedavisinde EMDR
Kullanımı: Kavramsal Değerlendirme ve Klinik
Yönergeler *
Yazar: R.M.Solomon & T.A.Rando
Dergi: European Review of Applied Psychology
(Revue européenne de psychologie appliquée)
Sayı: 2012; 62; 231-239.
Çeviri özet: Hilal Akekmekçi
Solomon ve Rando, bu makalede, travma tedavisinde
etkinliği
bilimsel
araştırmalarca
desteklenmiş olan EMDR yaklaşımının, kayıp ve
yas tedavisinde kullanılma gerekçelerini ve uygulama esnasında göz önünde bulundurulması
gereken klinik yönergeleri incelemektedir.
Amerikan Psikiyatri Derneği, Amerika Savaş
Gazileri ve Savunma Departmanı da dahil olmak
üzere pek çok uluslararası kurum tarafından
travma tedavisinde birinci dereceden etkin bir
tedavi olarak önerilen EMDR yaklaşımının, kayıp
ve yas süreçlerine müdahaledeki etkinliği Sprang
ve ekibinin (2001) yürüttüğü bir çalışma ile de
bulgulanmıştır. Çalışmanın sonuçları, EMDR tedavisi ile az sayıda seansla oldukça kısa bir zaman
dilimi içinde tedavinin olumlu etkilerinin görülmeye
başladığını, travma semptomlarındaki azalmaya
bağlı olarak yas sürecinin de kısaldığını ve “kayıp”
kişi ile ilgili hatırlanan olumlu anıların sayısında
hızlı bir artış gözlendiğini ortaya koymaktadır.
Nitekim alanda yapılan çalışmalar ve klinik gözlemler, Adaptif Bilgi İşleme (AIP) Modeli’nin öne
sürdüğü, kişinin yaşadığı kayba eşlik eden ve
mevcut problemlerinin temelini oluşturan yetersizlik
ve suçluluk duygularının işlenmesinin, mevcut
kayıpla başa çıkmayı kolaylaştırdığı varsayımını
destekler niteliktedir.
Adaptif Bilgi işleme (AIP) Modeli’ne göre, kişilerin
deneyimleri beyinlerinde fiziksel anılar olarak
kaydedilir ve anı ağları içinde depolanır. Bu anı
ağları, kişilerin, yeni yaşantılarını anlamlandırmalarında, mevcut duygu, düşünce ve davranışlarını
şekillendirmede belirleyici rol oynar. Kişiye
rahatsızlık veren küçük veya büyük çaplı travmatik
yaşantılar olması durumunda ise, bu sistemin
işleyişinde aksama meydana gelir ve anı ağlarına
entegre edilemeyen “işlenmemiş” anılar, olay
anındaki duygu, düşünce ve beden duyumlarını
olduğu gibi saklayarak tetiklenmeye hazır biçimde
depolar. EMDR protokolünün amacı, işlevsiz
biçimde depolanmış bu anıların işlenmesini ve
adaptif anı ağlarına entegrasyonunu sağlamaktır.
Bilişsel
Davranışçı
Terapiler’de
uygulanan
duyarsızlaştırma tekniğinden farklı olarak, EMDR
uygulaması esnasında danışanın travmatik anıyı
tüm ayrıntılarıyla anlatması veya ev ödevleri
yapması gerekmez. Uygulamadaki bu farklılığın
ötesinde, EMDR müdahalesi yalnızca danışanın
travmatik anı karşısında duyarsızlaşmasını
sağlamakla kalmaz; ayrıca, danışanın travmatik
anıya bakış açısı ve olaya dair duygu, düşünce ve
bedensel duyumlarında da olumlu bir dönüşüm
sağlar. EMDR terapisinin temel bileşeni olan göz
hareketlerinin ve değerlendirme aşamalarının
tedavi sürecinde özellikle önemli olduğu düşünülse
de, yöntemin etkinliğini açıklayan nörobiyolojik
mekanizmaların tam olarak aydınlatılabilmesi için
daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Kayıp ve yas sürecinin yarattığı semptomlar, pek
çok kişide zaman içinde ölüm gerçeğinin kabullenilmesi ve ölen kişiyle ilgili içselleştirilmiş temsillerin
bu gerçek doğrultusunda uyarlanmasıyla ortadan
kayboluyorsa da, bazı durumlarda bu uyum
sağlama sürecinin sekteye uğraması nedeniyle
patolojik veya uzamış yas olarak adlandırılan tablo
ortaya çıkmaktadır. Normal yas sürecinde, ölen kişi
ile ilgili olumlu anı ve duyguların hatırlanmasına
karşın, patolojik yas vakalarında kaybedilen kişi ile
ilgili
anı
ağlarına
erişimin
engellendiği
anlaşılmaktadır. Adaptif Bilgi İşleme (AIP) Modeli
perspektifine göre, kayıp yaşantısıyla başa
çıkamayan kişide ölümle ilgili anılar işlenmeden
depolandığı için kolayca tetiklenmekte ve sevilen
kişi ile ilgili diğer anılara erişimi engellemektedir. Bu
klinik tablonun ortaya çıkmasında, geçmişte
yaşanmış gelişimsel travmatik süreçlerin de etkisi
olabileceği
göz
önünde
bulundurulmalıdır.
Değerlendirme Aşaması’nda mevcut semptomların
temelini oluşturan işlenmemiş anıların ve
çözümlenmemiş travmaların saptanması tedavi
planının doğru oluşturulması için oldukça önemlidir.
Sayfa 9
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 5 - Ekim 2013
EMDR, geçmiş, şimdi ve geleceğe odaklanan, 3
yönlü bir protokol çerçevesinde uygulanır. Bu
çerçeve, danışana şu anda acı ve sıkıntı veren
geçmiş anıların işlenmesi, sıkıntının ve işlevsiz baş
etme stratejilerinin devam etmesine neden olan
güncel tetikleyicilerin belirlenmesi ve olumlu bir
gelecek şablonu oluşturulmasını içerir. EMDR,
kişinin kayba ilişkin yaşadığı travmatik süreci
atlatması ve yas sürecini tamamlaması için kısa bir
yol sunmaz; EMDR, işlevsiz biçimde depolanmış
anılarının işlenerek anı ağlarına entegre olmasını
sağlayarak, yas sürecini karmaşıklaştıran faktörleri
ortadan kaldırabilir ve kişinin doğal yas sürecini
tamamlamasını sağlayabilir. Bazı danışanlar,
EMDR tedavisinin onlara sevdikleri ölen kişiyi
tamamen unutturacağından korkarlar; ancak
araştırma ve klinik gözlem sonuçları, bu
korkularının aksine EMDR tedavisinin ölen kişiye
dair olumlu anıları ve duyguları hatırlamayı
kolaylaştırdığını göstermektedir. Standart EMDR
Protokolü’nün 8 aşamasının kayıp ve yas tedavisinde uygulanması, bu makalede vak’a örnekleri
üzerinden açıklanmıştır.
1. Danışan Geçmişi:
Kayıp ve yas ile çalışılırken, danışanın kişisel
öyküsünün yanı sıra, ölen kişi ile ilişkisine dair de
bilgi alınır. Bu aşamada danışanın EMDR tedavisine uygunluğunu değerlendirmek önemlidir.
Önemli bir kişinin kaybının ardından hissizlik, inkar
veya disosiyasyon gözlendiği durumlarda EMDR
uygulanmamalıdır. Danışan hazır değilken EMDR
uygulanması,
danışanı
baş
edemeyeceği
yoğunlukta olumsuz duygularla yüzleşmek durumunda bırakarak zarar verici olabilir. Kayıp sonrası
ilk aşamada danışanın psikolojik ilk yardım desteği
alması, aile ve arkadaşlarıyla birlikte olması önemlidir. EMDR ilk şok atlatıldıktan ve olumsuz duygular hissedilmeye başladıktan sonra, danışanın
terapi esnasında ortaya çıkabilecek yoğun
duygulanımı tolere edebilecek gücü ve stabilizasyonunu sağlayacak yeterli iç ve dış kaynak
bulunduğunda uygulanabilir.
2. Hazırlık:
Bu aşamada, terapist ile danışan arasında işbirliği
kurulması ve danışanın kayıp ve yas süreci ile
EMDR terapisinin semptomlar üzerindeki etkileri
gibi
konularda
bilgilendirilmesi
amaçlanır.
Terapistin EMDR tekniklerinin yanı sıra, çalıştığı
popülasyona bağlı olarak kayıp ve yas süreci ve bu
süreçte kullanılan başa çıkma mekanizmaları
üzerine bilgi ve deneyim sahibi olması önemlidir.
İşlevsiz biçimde depolanmış anının, adaptif anı
ağlarına entegrasyonu yapılmadan önce adaptif anı
ağlarının varlığı araştırılır. Örneğin, bağlanma
sorunları yaşayan bir danışanın ilişkilere dair
olumlu
anılar
barındıran
bir
anı
ağı
bulunmadığından, bu anı ağının terapist ile kurulan
ilişki ile terapi esnasında inşa edilmesi gerekir.
Hazırlık aşamasında ayrıca danışanlara, işleme
aşamasında gerçeklikle bağlarını koruyabilmelerini
sağlayabilmeleri için
öz-denetim teknikleri ve
gevşeme egzersizleri öğretilir.
3. Değerlendirme:
Bu aşamada hedef anı belirlenir ve bu anı ile
bağlantılı olarak en kötü görüntü, negatif kognisyon, duygular ve beden duyumları saptanır.
Hedef anının danışana ne kadar rahatsızlık verdiği
Öznel Rahatsızlık Düzeyi (SUD) ile değerlendirilir.
Negatif kognisyonun yerini alması istenen pozitif
kognisyon belirlenir ve bu düşüncenin şimdiki
zamanda geçerliliği (VOC) de değerlendirilir.
4. Duyarsızlaştırma:
Bu aşamada çift yönlü uyarım (BLS) uygulanarak
yeniden işlemeye başlanır. Bu aşamada amaç,
hedef anının adaptif anı ağına entegrasyonunu
sağlamaktır. Standart EMDR uygulamasında bu
aşama tamamlandığında danışanın SUD puanının
0’a eşitlenmesi beklense de, kayıp ve yas sürecinde 1 veya 2 olması da yaşanan ekolojik denge
açısından uygundur ve kabul edilebilir.
5. Yerleştirme:
Bu aşamada travmatik anının pozitif kognisyon ile
eşlenmesi sağlanarak, danışanın ölüm travması
nedeniyle kendisiyle ilgili oluşturduğu negatif
düşüncelerin yerini pozitif düşüncelere bırakması,
sakinleşmesi ve olumlu duygular hissetmesi
amaçlanır. Tedavinin etkinliğini değerlendirmek
amacıyla pozitif kognisyonun geçerliliği (VOC)
sorgulanır.
6. Beden Tarama:
EMDR terapisi, danışanın sözlü ifadelerinin yanı
sıra beden ifadelerine de önem verdiğinden
işlemenin tamamlandığının anlaşılması ancak
hedef anı ile ilgili rahatsızlık verici bedensel
duyumların tamamen ortadan kalkmasıyla mümkündür. Bu aşamada danışanın hedef anıyı ve
pozitif kognisyonu eş zamanlı olarak düşünmesi ve
bedensel duyumlarını taraması istenir. Rahatsızlık
Sayfa10
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 5 - Ekim 2013
hisleri bulunması halinde çift yönlü uyarım
uygulanır. Bu aşamada kişinin kendini güçlü ve
güvenli hissetmesine bağlı olarak olumlu
duyumların ortaya çıkmasına oldukça sık rastlanılır.
7. Kapanış:
Bu aşamada danışanın seanstan psikolojik denge
ve uyum halinde ayrılmasını sağlamak amacıyla
güvenli yer gibi stabilizasyona yönelik uygulamalara ağırlık verilir. Danışana bir sonraki seansa
kadar öz bakımına dikkat etmesi gerektiği
hatırlatılır.
8. Yeniden Değerlendirme:
Bu aşamada danışanın bir önceki seansta edindiği
kazanımların günlük hayatına yansımaları, mevcut
psikolojik durumu ve son seanstan sonra hatırladığı
rüyalar, bir anda aklına gelen geçmişe dair
sahneler/anılar (flashback) ve diğer hatıralar
değerlendirilerek tedavinin geleceği planlanır.
Mevcut tetikleyiciler, danışanın içinde bulunduğu
zaman diliminde kişinin ölüm ile ilgili yaşadığı acı
ve üzüntü hislerinin artmasına veya sevdiği bir
kişinin ölümü nedeniyle yaşadığı veya yaşayacağı
ikincil kayıpların farkına varmasına yol açan
durumlardır. Bu durumların belirlenmesi ve tedavide ele alınması önemlidir.
Gelecek şablonu, danışanın yaşadığı kayıp nedeniyle ileride yaşayacağını düşündüğü zorlukları
gözünde canlandırması esnasında yaşadığı
gerginlik, direnç ve engellerin terapide işlenmesini
içerir. Gelecek şablonu, danışanın, ölen kişinin
yokluğunda yeni hayatına adapte olmasını
sağlamakta oldukça önemlidir. Gelecek şablonu,
danışanın ölen kişi ile ilişkisine yatırdığı enerjiyi
başka alanlara yönelterek, anlamlı ve üretken bir
hayat yaşamasına yardımcı olur.
Yazarların da makalenin özet kısmında belirttiği
üzere, her tür travmatik yaşantının tedavisinde
etkinliği kanıtlanmış olan EMDR yöntemi, patolojik
yas tedavisinde de oldukça yardımcıdır. Kayıp ve
ardından gelen yas sürecinin doğal seyrinde
yaşanmasını engelleyen olumsuz travma ve
deneyimlerin işlenerek adaptif anı ağlarına
entegrasyonunu sağlayan ve kişiyi acı verici duygu
ve düşüncelerin etkisinden kurtaran EMDR,
danışanın doğal bir yas süreci içine girmesine
yardımcı olur. Burada önemli olan terapistin kayıp
ve yas ile çalışmaya dair kapsamlı bir terapi
çerçevesi oluşturması ve EMDR yöntemini bu
çerçeve içinde uygun biçimde uygulamaya önem
vermesidir. Yalnızca danışanın kendi uyarılma
seviyesini kontrol altına alabildiği ve gerçeklikten
kopmadığı durumlarda uygulanabilen EMDR
yönteminin zamanlaması ve hızı, danışanın
ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Ayrıca terapistin
danışanın stabilizasyonunu sağlayacak yöntemler
hakkında bilgili ve deneyimli olması, kayıp sürecine
dair danışana psiko-eğitim sunabilmesi ve yas
sürecine dair dinamiklerle ilgili klinik bilgilere sahip
olması tedavi başarısını arttıracaktır.
*Kaynak: Solomon, R.M. & Rando, T.A. (2012).
Treatment of grief and mourning through EMDR:
Conceptual considerations and clinical guidelines.
Revue européenne de psychologie appliquée, 62,
241-251.
Sayfa11
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 5 - Ekim 2013
Uzm. Psk. Zeynep Zat
Söyleşi
Austin Texas’ta gerçekleşen EMDRIA Konferansından
yeni dönen Dernek başkanımız Emre Konuk, Konferans
hakkındaki izlenimlerini paylaştı.
SORU: Konferansın açılış konuşmalarında
EMDR'nin nörobiyoloji ile ilişkisi ve 'yeniden
işlemenin' altında yatan mekanizmalara dair
yeni bulgulara yer verileceği duyurulmuştu.
Konuşmalara katılma şansınız olduysa bu yenilikler hakkında bilgi verebilir misiniz?
EMDR, Adaptif Bilgi İşleme (AIP) Modeli’ne
dayanır. Bu model de nörobiyolojiyi referans alır.
Yakın zamanlara kadar EMDR’nin AIP Modeli ve
travma perspektifi ile beyin mekanizmaları
arasındaki bağlar çok açık değildi. Son yıllarda
beyin araştırmaları hız kazandı. Bu kongrede
EMDR Terapisi anlatılırken, beynin bilgiyi işleme
süreçleri ile nörobiyolojik mekanizmaların ilişkisini
açıklayan sunumlar oldukça ağırlıklı yer alıyordu.
Beyin araştırmalarının EMDR teorisini (AIP) güçlü
şekilde desteklediğini görmek heyecan veren bir
gelişme. Kongrede bu konuyu irdeleyen sunumlardan birini paylaşacak olursak alanda çok
deneyimli olan Uri Bergman’ın 'EMDR’nin Nörobiyolojisi' diyebileceğimiz çalışmasını anlatmak
isterim. Konuşmanın özü şuydu: Beyin doğuştan bir
potansiyel ile gelmekle birlikte ağırlıklı olarak
kendini çocuklukta yapılandırıyor. Beyin haritaları
özellikle çocuğun kendisine bakım verenlerle ve
çevresiyle kurduğu ilişki içinde şekilleniyor. Yani
çocuğun dünya ile nasıl baş edeceği bu ilişkilerde
yapılandırılıyor. Bu dönemde yaşanan travmalar
nöral haritaların normal gelişimini engelleyebiliyor.
Uri
kompleks
travma
vak’alarının
nöral
haritalarının, beyin yapılanmalarının ve yeni gelen
enformasyonları işleme süreçlerinin normallerden
ne kadar farklı olduğunu fMRI sonuçları ile gösterdi.
Burada çok enterasan bir bulguya değinmek
isterim. Uri, EMDR ve psikanalizde farklı teknikler
kullanılmakla
birlikte
nörobiyolojik
temelde
beyindeki adımlarının çok belirgin paralellik ve benzerlikler gösterdiğini vurguladı. Örneğin, çocuk ile
ona bakım veren kişi arasındaki ilişkinin gelişimi
sırasında kaydedilen nörobiyolojik adımların,
danışan ile psikanalist arasında kurulan ilişki
sırasında ortaya çıkan nörobiyolojik yapılanmalar
Uzm. Psk. Emre Konuk
ve değişimler ile çok paralel olduğunu gösterdi.
Beyin görüntülemelerinde EMDR terapisinde de
aynı benzerlikler olduğu görülüyor.
Bir beyin araştırmacısı olan Lanius, EMDR’yi
keşfettikten sonra EMDR süreçlerinin nörobiyolojik
paralelliklerini görebilmek için beyin araştırmaları
yürütüyor. Kongrede, disossiyatif bozukluk ile
EMDR terapisi arasındaki nörobiyolojik bağları
gösterdi. Alanında çok değerli bir araştırmacı olan
Colin Ross psikozun, nörobiyoloji, travma ve AIP
Modeli’ne göre nasıl açıklanabileceğine dair
geliştirdiği teoriyi anlattı ve buna dayanarak
geliştirilen ve kullanılan psikozla başa çıkacak
stratejileri dile getirdi. Obsesif Kompulsif Bozukluk
üzerine çalışan travma dünyasının önemli isimleri
Christie Sprowlz ve Priscilla Marquiz, bu
bozukluğun nörobiyolojik temelini anlattılar. Her bir
obsesif ve kompulsif semptom ile nasıl
çalışılacağına dair ayrı ayrı protokoller ve EMDR
Stratejileri anlattılar.
SORU: Bu konferansta size EMDR’ın gelişimine
katkıda bulunabileceğini düşündüren farklı
çalışmalar hangileri oldu?
Kaiser Permanente adında, amacı önleyici tıp ve
sağlık politikaları üretmek olan bir sağlık organizasyonu var. Orta sınıf Amerikalılar ile yaklaşık
yirmi yıl sürmüş olan bir araştırmanın sonuçlarını
araştırmanın yöneticisi olan Vincent Felitti paylaştı.
Kaiser Permenante Vakfı, 1995 ile 1997 arasında
kendisine değişik tıbbi hastalıklarla başvuran
insanlar ile çalışırken 10 travma alanını içeren bir
travma ölçeği oluşturmuş. Çocuklukta yaşanan
olumsuz yaşam olayları travma olarak tanımlanıyor
ve ölçeğe ACE adı veriliyor. Ölçek 10 üzerinden
değerlendiriyor; yüksek puan, çok sayıda travmatik
yaşantıya işaret ediyor.
Sayfa12
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 5 - Ekim 2013
Bu ölçeği 17.500 kişiye uygulamışlar ve toplanan
verileri analiz etmişler. Bu araştırmada çocukluk
dönemindeki travmalar ile sağlık, sosyal hayat ve
ekonomik riskler arasında nasıl bir ilişki olduğunu
görmeyi hedefliyorlar. Özetle, erken yaştaki travmatik süreçlerle sonraki yaştaki psikiyatrik
bozukluklar ve fiziksel hastalıklar arasında
yüksek
korelasyonlar
olduğunu
buluyorlar.
Örneğin, kalp, akciğer kanseri, diyabet,
bağışıklık sistemi bozuklukları, depresyon,
şiddet ve intihar ile çocukluk döneminde
yaşanan travmalar arasında yüksek korelasyonlar bulunmuş. Felitti de bütün bu verilere bakarak
hastalıkların oluşmadan önlenmesine yönelik
programlar oluşturmak üzere Vakıf ile politikalar
üretiyor.
Bu çalışmanın EMDR’nin gelişimine
katkıda bulunabileceğini düşünüyorum. Çünkü
bozukluklara travma perspektifinden bakmakla ne
kadar doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor. Bu
çalışmanın sosyal ve sağlık politikaları
oluşturmak istendiğinde önemli bir kaynak
olduğunu söyleyebiliriz.
SORU: Konferans Programı’nda EMDR HAP
çalışmalarına yer ayrıldığını biliyoruz. EMDR
HAP‘in uluslararası platformdaki gelişimi ve
gelecekte atılması planlanan adımlar hakkında
bilgi verebilir misiniz?
EMDR HAP 20 senedir bir felaket söz konusu
olduğunda oraya EMDR eğitimleri ve uygulamaları
ile destek veriyor. Deneyimler bu eğitimin ardından
süpervizyonun devam etmesinin ve projeye sahip
çıkacak bir organizasyonun gerektiğini gösteriyor.
Gelecekte EMDR HAP çalışmalarını iyi projelendirebilecek, organize edebilecek ve yürütecek lokal
bir kuruluş olması ve süpervizyonların devamının
sağlamasına karar verildi. Yıl sonunda İngiltere’de
bu konu ile ilgili ayrıntılı bir toplantının yapılmasına
karar verildi.
SORU: Siz çalışmalarınızdan hangisini sundunuz?
Geçen yıl yaptığım EMDR ve Kronik Başağrısı
çalıştayı çok beğenilmişti ve tekrar sunmam talep
edildi. Bu yıl dinleyici sayısı daha yüksekti, salonda
ayakta kalanlar vardı. Baş ağrısı tedavisine dair
geliştirdiğimiz
protokolü
ve
yürüttüğümüz
araştırmayı sundum. Migren gibi, büyük ölçüde
tedavisi olmadığı düşünülen bir sorunun
aşılabileceğine inanmak çok zor. Senin yaklaşık 25
yıldır başı ağrıyan kronik migren hastasının 7 seansta
baş ağrısının nasıl geçtiğini gösteren videosunu
gösterdim. Katılımcılar memnun ayrıldılar ve çok
öğretici olduğunu söylediler.
SORU: Amerika ve Avrupa’daki deneyimli
EMDR terapistleri bir aradaydınız toplantılardan
ve birebir görüşmelerden aktarmak istedikleriniz var mı?
Şimdiye kadar yurt dışından 42 EMDR’ciyi davet
etmişiz. Önümüzdeki yıllarda grup halinde gelmek
ve güney sahillerinde gezmek istiyorlar. Dolayısı ile
hem gezdiğimiz hem çalıştay yaptığımız bir organizasyonumuz olacak.
SORU: Kasım ayında düzenlenecek olan EMDR
Türkiye sempozyumu var hani, kendileri ile
bunu paylaştınız mı?
Sempozyuma Elan Shapiro gelecek ve yakın
geçmişte yaşanan travma ile nasıl çalışılacağına
dair formel bir eğitim verecek. Yakın tarihli travma
dediğimiz zaman bomba patladı, bina çöktü, araba
kazası gibi bir şey anlaşılır. Halbuki travmayı biz
malum 'olumsuz hayat olayı' olarak tanımlıyoruz.
Dolayısı ile bir insanı ya da bir çocuğu, ergeni
etkileyen her türlü yakın tarihli problemden söz
ediyoruz. EMDR terapistlerinin yakın tarihli olumsuz bir olay nedeniyle travmatik bir süreç yaşandığı
zaman buna nasıl müdahale edeceği ile ilgili beceri
setini oluşturması ve pratik etmeleri gerekebiliyor.
Bu açıdan yakın geçmişteki travmalar ile çalışabilir
olmak için bu eğitim çok önemli. Ayrıca, Ana
Gomez eğitim verecek. Ana Gomez de özellikle
erken dönem travmaları ve disosiyasyonla ilgili çok
ciddi birikimleri olan çok önemli bir uzman. Bunları
onlarla paylaştığımda, 'biz niye yokuz' filan dediler.
Ben de 'seneye EMDR Kongresi olacak sizi oraya
sakladım' dedim.
SORU: Austin’i görme şansınız oldu mu? Orayı
nasıl buldunuz?
Austin, Texas Amerika’nın müzik şehri diye bilinir.
Çok iyi müzik kulüpleri vardır. İki akşam müzik
dinlemeye gittik. . Bir tanesine ben bastırdım ve
güzel bir Jazz dinledik. Tabii Texas kovboy memleketi. Bir gece de kovboy danslarını izledik. Bizim
çayda çıramız varsa onların da kovboy dansları var.
Sıcaklık 33 derece ve aşırı rutubet vardı. Otel de
ucuz olsun diye şehir merkezinden uzaktı. Bu iki
gece dışında dışarı çıkmadım.
Bugüne kadar katıldığım tüm kongrelerin kayıtları
ve sunumları var. Yakında bunları erişilebilir hale
getireceğiz. Ne yazık ki İngilizce.
Sayfa13
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 5 - Ekim 2013
Yazım Kuralları Genel İlkeler
1. E-bültene gönderilecek araştırma yazıları, A4
boyutlarında beyaz kağıda üst, alt, sağ ve sol
boşluk 2,5 cm. Bırakılarak (16 x 24,7’lik alana) çift
aralıklı ve düz metin olarak yazılmalıdır (Bu ölçüler,
gönderilen tablo ve grafiklerin dergi sayfa boyutları
dışına taşmamasını ve daha kolay kullanılmasını
sağlayacaktır).
2. Yazılarda Türk Dil Kurumu’nun yazım kılavuzu
örnek alınmalı, yabancı sözcükler yerine
olabildiğince Türkçe sözcükler kullanılmalıdır.
Türkçe’de pek alışılmamış sözcükler yazıda
kullanılırken ilk geçtiği yerde yabancı dildeki
karşılığı parantez içinde verilmelidir (Türkçe ve
İngilizce).
3. Araştırma yazıları başlık sayfası, özet (Türkçe ve
İngilize), anahtar kelimeler, ana metin, kaynaklar,
ekler, tablolar, şekil başlıkları, şekiller, yazar notları
ve yazışma adresi ile genişletilmiş İngilize uzun
özet (summary) bölümlerini içermelidir.
a) Başlık sayfası: Sadece araştırma yazısı başlığı
ve kısa başlık bu sayfada yer almalıdır. Yazarların
adı ve soyadı, unvanı ve çalıştığı kurumu içeren
bilgiler de bu sayfada yer almalıdır.
b) Özet ve anahtar sözcükler: Araştırma yazısı,
Türkçe ve İngilizce olmak üzere her iki dilde ‘Özet’
ve ‘Abstract’ başlıkları altında 250 kelimeyi
geçmeyecek şekilde olmalıdır. Anahtar kelimeler (3
ile 6 arasında) Türkçe özetin altında ‘Anahtar
kelimeler’ ve İngilizce özetin altında ‘Key words’
başlığı kullanılarak verilmelidir. Türkçe ve İngilizce
özetin her biri yeni bir sayfadan başlamalıdır.
c) Ana metin: Yeni bir sayfadan başlamalıdır.
Görgül makalelerde (araştırma yazılarında) metin,
sırasıyla giriş, yöntem, sonuçlar ve tartışma bölümlerinden oluşmalıdır. Derleme türü yazılarda da
yöntem bölümü dışında diğer adımlar benzer
şekilde yazılmalıdır. Makalenin başlığı ana metnin
ilk sayfasında yer almalı ve başlıktan sonra, “Giriş”
alt başlığı yazılmadan paragraf ile metne
başlanmalıdır. Yöntem, Sonuçlar ve Tartışma
bölümleri yeni bir sayfadan başlamamalıdır; bir
bölüm bittikten sonra, aynı sayfada diğeri onu
izlemelidir.
Giriş bölümü, yapılan araştırma ile ilgili olarak,
literatürdeki yaklaşım ve sonuçlar ile araştırmanın
amacını içermelidir. Yöntem bölümü örneklem, veri
toplama araçları ve işlem olmak üzere 3 alt bölümden oluşmalıdır.
Sonuçlar, araştırmada kullanılan istatistiksel analizleri, her değişkene ait ortalama ve standart sapma
değerlerini içermelidir. Tablolar ve şekiller ayrı bir
sayfada yazının en sonunda verilmelidir. Verilecek
olan tablolarda ortalamalar ortalama işareti, standart
sapmalar ise “s” ile gösterilmelidir.
d) Kaynaklar: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Metin
içinde belirtilen tüm kaynaklar ‘Kaynakça’ listesi
içinde yer almalıdır. APA 5 formatına uygun
yazılmalıdır.
e) Ekler: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Araştırmada
kullanılan ölçekler gibi ek bilgileri içerir.
f) Tablolar: Yeni bir sayfadan başlamalıdır ve her bir
tablo ayrı bir sayfada verilmedir. Tablo numarası
(Tablo 1: gibi) ve Tablo başlığı tablonun üstünde
kelimelerin yalnızca baş harfleri büyük olarak yer
almalıdır.
g) Şekil başlıkları ve şekiller: Yeni bir sayfadan
başlamalıdır. Şekil numarası ve şekil başlıkları
kelimelerin baş harfleri büyük olarak aynı sayfada alt
alta verilmelidir. Şekillerin her biri ise ayrı sayfalarda
verilmelidir.
h) Yazar notları: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Eğer
araştırma bir tez çalışmasının özeti ise veya
araştırmayı destekleyen kurum(lar) var ise bu
bölümde belirtilmelidir. Ayrıca araştırmacının,
araştırmaya katkılarından dolayı teşekkür etmek
istediği kişiler de bu sayfada belirtilmelidir.
ı) Yazışma adresi: Yeni bir sayfadan başlamalıdır.
Yazarın veya yazarlardan bağlantı kurulabilecek
olan kişinin adresi, telefon numarası ve varsa faks
numarası ile e-posta adresi bu bölümde yer almalıdır
i) Genişletilmiş İngilizce özet (Summary): Yeni bir
sayfadan başlamalıdır. Çift aralıklı, 4-10 sayfa
uzunluğunda olmalı; giriş, yöntem, bulgular ve
tartışma bölümlerini içermelidir. İngilizce kısa başlık
mutlaka belirtilmelidir.
4) Yazılardan ifade edilen düşüncelerden yazarları
sorumludur.
5) Yayın Kurulu, yazıda gerekli gördüğü sözcükleri
değiştirebilir.
6) Kurallara uymayan yazılar yayınlanmaz.
7) Yayınlanan her araştırmanın verilerinin 5 yıl süre
ile araştırmacı tarafından saklanması zorunludur.
Çalışma iki kopya halinde [email protected] adresine
gönderilmelidir. Bunlar: a)-Kimlik bilgilerini içeren başlık sayfası
dahil b) Kimlik bilgilerini içeren başlık sayfası hariç.
Sayfa14
EMDR TürkiyE-Bülteni
Sayı 5 - Ekim 2013
Psikoloji ve Pskiyatri Dünyasından Haberler
II. Ulusal EMDR Sempozyumu, 8-10 Kasım
tarihleri arasında İstanbul Şehir Üniversitesi
Batı Kampüsü’nde gerçekleştirilecektir.
Detaylı bilgi www.emdr-tr.org adresindedir.
Kognitif ve Davranış Terapileri Derneği 3.Ulusal
Kongresi, “Zor Vakalar, Yeni Yaklaşımlar”
temasıyla 14 - 17 Kasım 2013 tarihleri arasında
İstanbul’da gerçekleşecektir.
Kongre ile ilgili detaylı bilgi
http://www.kdtdkongreleri.org adresindedir.
8.Avrupa Aile Terapisi Kongresi, 24-27 Ekim
2013 tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar
Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda
gerçekleşecektir.
Kongre programı ve kayıt bilgileri,
www.efta2013.org adresinde duyurulmaktadır.
18. Ulusal Psikoloji Kongresi 9-12 Nisan 2014
tarihleri arasında Bursa’da yapılacaktır.
Sözel bildiri, poster sunumu, çalışma grubu ya da
panel önerileri için son başvuru tarihi 15 Ekim
2013’tür. Kongre ile ilgili detaylı bilgi
http://www.psikoloji2014.org/ adresindedir.
EMDR Avrupa 2014 Kongresi 26-29 Haziran
2014 tarihleri arasında Edinburgh’ta
gerçekleştirilecektir.
Bildiri gönderimleri için son tarih 13 Ocak 2014
olarak belirlenmiştir. Kongre ile ilgili detaylı bilgiye
http://emdr2014.com/conference/index.html
adresinden ulaşılabilir.
Amerika Evlilik ve Aile Terapileri Derneği’nin
2013 yılı konferansı, “Raising Vibrant Children”
temasıyla 17-20 Ekim tarihleri arasında
Portland, Oragon’da gerçekleştirilecektir.
Detaylı bilgiye, www.aamft.org adresinden
ulaşılabilir.
5-8 Mart 2014 tarihleri arasında “Technology,
Families and Effective Therapy” temasıyla
İzmir’de gerçekleşmesi planlanan Uluslar arası
Aile Terapisi Derneği (IFTA)’nın 22.yıllık
konferansı’nın Panama’da yapılmasına karar
verilmiştir.
Detaylı bilgiye http://www.ifta-congress.org/
adresinden ulaşılabilir.
Sayfa15
Download