türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinin belirlenmesine

advertisement
TÜRK MODA TASARIMCILARININ MARKALAŞMA SÜRECİNİN
BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA
CEREN ÖZ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
GİYİM ENDÜSTRİSİ VE MODA TASARIMI EĞİTİMİ ANA BİLİM
DALI
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
HAZİRAN, 2016
i
TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU
Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren
........(.....) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.
YAZARIN
Adı
: Ceren
Soyadı
: Öz
Bölümü
: Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi Anabilim Dalı
İmza
:
Teslim Tarihi :
TEZİN
Türkçe Adı
: Türk Moda Tasarımcılarının Markalaşma Sürecinin Belirlenmesine
Yönelik Bir Araştırma
İngilizce Adı : A Research for Determination of Turkish Fashion Designers'
Branding Process
i
ETİK İLKELERİ UYGUNLUK BEYANI
Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları
kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynaklarda belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki
tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.
Yazar Adı Soyadı : Ceren ÖZ
İmza:
ii
JÜRİ ONAY SAYFASI
Ceren ÖZ tarafından hazırlanan "Türk Moda Tasarımcılarının Markalaşma Sürecinin
Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma" adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy
birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi
Anabilim Dalı'nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.
Danışman : Doç. Dr. Esen ÇORUH
Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı
Eğitimi Anabilim Dalı
Gazi Üniversitesi
.....................................
Başkan : Prof. Dr. Fatma ÖZTÜRK
Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı
Eğitimi Anabilim Dalı
Gazi Üniversitesi
.....................................
Üye : Yrd. Doç. Dr. Songül KURU
Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü
Atılım Üniversitesi
.....................................
Tez Savunma Tarihi : 03/06/2016
Bu tezin Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi Anabilim Dalı'nda Yüksek Lisans
tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.
Prof. Dr. Tahir ATICI
Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürü
.....................................
iii
Yaz Ayşe'ye
iv
TEŞEKKÜR
Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinin belirlenmesine yönelik bir araştırma
olan bu çalışmamda; çalışmamın temelini oluşturmamda yardımcı ve rehber olan
saygıdeğer hocam Yrd. Doç. Dr. Songül Kuru'ya, beni yönlendiren ve çalışmamı
somutlaştırmamı sağlayan değerli tez danışmanım Doç. Dr. Esen Çoruh'a, desteklerini
esirgemeyen annem Aynur Özdemir ve babam Erhan Ekmel Özdemir'e, her zaman benimle
birlikte çabalayan ve yanımda olan eşim Serdar Öz'e, sürekli bana yardımda bulunan
kuzenlerim Ecem Uyanıker, Selcen Özdemir, Ezgi Uyanıker ve Berke Kır'a ve en önemlisi
vaktinden ayırdığım kızım Yaz Ayşe Öz'e teşekkürlerimi sunarım.
v
TÜRK MODA TASARIMCILARININ MARKALAŞMA SÜRECİNİN
BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA
(Yüksek Lisans Tezi)
Ceren Öz
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
HAZİRAN, 2016
ÖZ
Küreselleşen Dünya şartlarında insanların tüketim alışkanlıkları da değişime uğramıştır.
Teknolojinin gelişimi ile Dünya'da bilgiye hatta ürün ve hizmetlerin çeşitlerine ulaşım
olanakları artmıştır. Bu çeşitlilik insanlara seçici olabilecekleri ortamlar sağlamaktadır.
Temel yaşam ihtiyaçlarını karşılayan insanlar; bu ihtiyaçların bir adım ötesine geçerek
zevklerine yönelik alışveriş yapmaya başlamışlardır. Bu noktada tasarımın önemi ortaya
çıkmıştır. Markanın; ürünlere belli bir standart ve kalite getirmesi, insanların marka ürün
alma isteklerini doğurmaktadır. Moda tasarımcıları da gelişen rekabet şartlarında
tasarımları ile farklarını ortaya koymak durumunda kalmaktadırlar. Tasarımcılar bir moda
markası oluşturarak; farklılıklarını marka çatısı altında ortaya koyabilmekte ve gerek ülke
gerekse Dünya pazarına markası ile dahil olabilmektedir. Bu sebeple modada markalaşma
kaçınılmaz bir hal almıştır. Moda marka yaratma sürecinde bazı öğeler ve faktörler
etkilidir. Moda tasarımcısı markalaşma sürecinde bu öğe ve faktörlere hakim olduğu
takdirde markalaşma sürecini doğru bir şekilde yürütebilir. Dünya'da geleneksel moda
pazarlarına dahil olan ülkeler moda tasarımı sektörü ve markalaşmaya oldukça önem
vermekte ve ülkelerine katma değer sağlayabilmektedir. Bu avantajın farkına yeni varan
vi
ülkeler arasında Türkiye'de bulunmaktadır. Türkiye kültürel çeşitlilik, genç nüfusun
fazlalığı, hammadde kaynaklarına sahiplik ve yakınlık gibi faktörler sayesinde Dünya
çapında moda markaları yaratma potansiyeline sahiptir. Moda Tasarımcıları Derneği'nin
kurulması ve moda haftası vb. organizasyonların yapılması ile sektör canlanmaya
başlamıştır. Özellikle İstanbul merkezli bir Türk moda tasarımı sektöründen söz etmek
mümkün olmuştur. Fakat Dünya standartlarında moda markaları yaratmak için henüz
yeterli ortam sağlanamamaktadır. Dünya'daki hazır giyim devlerinin örneklerine bakılacak
olursa hazır giyim sektörü de artık fason imalattan ziyade moda tasarımı sektörü ile
beraber hareket ederek varlık göstermektedir. Ülkemizde de bu anlayış ile meslek birlikleri
ve moda tasarımcıları beraber hareket etmeye başlamışlardır. Bu araştırmada; Türk moda
tasarımcılarının markalaşma sürecinde karşılaştıkları problemlerin belirlenmesi ve
belirlenen problemlere çözüm önerileri getirilmesi amaçlanmıştır. Problemlerin
belirlenmesi için literatür araştırması yapılmış ve veri toplama yöntemlerinden anket
yöntemi uygulanmıştır. Literatür araştırması dahilinde moda ve moda tasarımcısı
kavramları, marka ve markalaşma kavramları, moda ve markalaşma ilişkisi, moda tasarımı
sürecinde etkili olan faktörler ve öğeler açıklanmış, Türk moda tasarımı sektörü her
yönüyle ele alınmıştır. Herhangi bir yaş aralığı gözetmeksizin altmış Moda Tasarımcıları
Derneği üyesine anket uygulanmıştır. Anket formundan elde edilen veriler bilgisayar
ortamında SPSS paket programına aktarılarak, çözümlenmiştir. Anket formunun
demografik bilgiler içeren birinci bölümüne verilen yanıtların analizi yapılırken frekans ve
yüzde dağılımları, likert tipi soruları içeren ikinci bölümüne verilen yanıtların analizi
yapılırken de aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanmıştır. Araştırmadan
elde edilen sonuçlara göre; araştırmaya katılan moda tasarımcılarının çoğunluğu moda
tasarımı eğitimi almış ve bir ile beş yıl arasında moda tasarımcılığı yapmaktadır. Bu moda
tasarımcılarının yaklaşık yarısının kendine ait moda markası bulunmaktadır. Tasarımcıların
çoğunluğunun Türkiye'de moda tasarımı sektörünün gelişmekte olduğu fakat moda
tasarımı eğitiminin, eğitimcilerin ve pazarlama eğitiminin yetersiz olduğu konusunda hem
fikir olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Moda tasarımcılarına göre Moda Tasarımcıları
Derneği'nin kurulması mesleki anlamda örgütlenme sağlarken, meslek birliklerinin desteği
ve temsilinin yetersiz kaldığı tespit edilmiştir. Tasarımcıların büyük çoğunluğunun kalıcı
başarı sağlamak için markalaşmak gerektiğine inandığı ve markalaşma sürecinde etkili
olan öğe ve faktörleri markalaşabilmek adına kullandığı sonucu elde edilmiştir. Fakat
tasarımcıların çoğunluğuna göre bu süreci doğru yönetmek adına profesyonel destek ve
kalifiye eleman eksikliği olduğu anlaşılmıştır. Markalaşma sürecinde devletin tasarımcılara
maddi desteği tasarımcılar tarafından yetersiz görülmüş, devletin uyguladığı mevzuat
süreci uzatıcı ve eksik bulunmuştur. Araştırmadan elde edilen bilgiler dahilinde Türk moda
tasarımcılarının markalaşma problemleri belirlenmiş, sektörün gelişimi ve moda
tasarımcılarının markalaşabilmesi için çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Genel olarak dört
ana öneri geliştirilmiştir. Bu öneriler eğitim düzenlemeleri getirilmesi, toplumun tasarım
algısının yükseltilmesi, tasarımcılara ve sektöre devlet desteği, devletin tasarımcıları
ilgilendiren konularda mevzuat geliştirmesi şeklindedir.
Anahtar Kelimeler
: Moda tasarımı, Küreselleşme, Moda tasarımcısı, Markalaşma,
Türk moda tasarım sektörü, Modada markalaşma
Sayfa Adedi
: 97
Danışman
: Doç. Dr. Esen Çoruh
vii
A RESEARCH FOR DETERMINATION OF TURKISH FASHION
DESİGNERS' BRANDİNG PROCESS
(M.S. Thesis)
Ceren ÖZ
GAZİ UNIVERSITY
INSTITUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES
JUNE, 2016
ABSTRACT
Under global world conditions, people’s consumption habits also have changed.
Technological developments have increased opportunities for accessing information and
even diversities of goods and services. This diversity provides people with environments in
which they can be selective. After fulfillement of basic needs, people have started to
consume with respect to their taste. This point emphasize the importance of design. Since
brands provide certain standard and quality for products, people demand brand products.
Accordingly, fashion designers also need to reveal their difference due to enhanced
competiton. Fashion designers can reveal their difference under the brand roof and they
can participate in both national and international markets by creating a fashion brand.
Therefore, it can be said that branding in fashion sector has become inevitable. There are
some factors effective in fashion brand creation process. If the fashion designer possesses
these factors, he or she can manage this process properly. Countries participating
traditional fashion markets give weight to fashion design sector and branding and thus they
can provide added value. Turkey is also a country currently realizing this advantage.
Owing to cultural diversity, high young population, possession of raw materials and being
close to these materials, Turkey has a potential to create worldwide fashion brands. The
sector has started to liven with foundation of Fashion Designers Association and some
organizations such as fashion week. It is possible to mention a Turkish fahion design sector
viii
particularly centered in İstanbul. Nevertheless, there is no adequate atmosphere for
creating worldwide fashion brands. By looking at examples of ready-to-wear giants around
the world, it can be seen that ready-to-wear sector also exists by cooperating with fashion
design sector instead of contract manifacturing. Accordingly, in Turkey, professional
associations and fashion designers have started to cooperate under this understanding. Aim
of this research is to define problems to which Turkish fashion designers are exposed and
to provide solutions for defined problems. In order to define the problems, a literature
research has been conducted and survey has been implemented as a data collection method.
The literature research has included explanations of concepts for fashion and for fashion
designers’ brand and branding and the relationship between fashion and branding, and
factors which are effective in fashion design process. In other words, Turkish fashion
design sector is handled in detail. Regardless of their age, sixty members of Fashion
Designers Association have been implemented to the survey. Informations gathered from
the questionnaire have been analyzed by transfering to SPSS packet programme in
computer. While data frequency and percentage distribution have been calculated for
analysing the answers in first part of the survey including demographic informations,
arithmetic mean and standart deviation have been calculated in analysis of second part in
which there are likert-type of questions. According to results, most of the fashion designers
participating the research have studied fashion design and they have been dealing with
fashion design for one to five years. About half of these fashion designers have had their
own brand. Besides, most of the designers agree that although fashion design sector in
Turkey is developing, education of fashion design and marketing and educators are still not
adequate. According to the fashion designers, foundation of Fashion Designers Association
provides professional organization but support for professional organizations and
representation are incomplere. In additon, most of the designers think that branding is
required for a continuous succes and they use factors which are effective in branding
process for the purpose of branding. However, again most of the designers think that
professional support and qualified staff are not enough for appropriate management of this
process. Financial support of state to designers in branding process is seen as inadequate
by participants of the survey and regulatory process is found as extended and incomplete.
Under the light of information gathered from the survey, branding problems of Turkish
fashion designers have been defined and some recommendations have been made for
developing the sector and branding of fashion designers. In general, four main
recommendations have been made which are to form regulations of education, to enhance
society’s perception about design, to create state support to the designers and the sector
and to develop legislation for issues about designers by the state.
Key Words : Fashion Design, Globalism, Fashion Designer, Branding, Turkish Fashion
Design Sector, Branding of Fashion
Page Number : 97
Supervisor : Assoc. Prof. Esen ÇORUH
ix
İÇİNDEKİLER
TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU .......................................................ii
ETİK İLKELERİ UYGUNLUK BEYANI ........................................................................ii
JÜRİ ONAY SAYFASI ..................................................................................................... iii
TEŞEKKÜR ......................................................................................................................... v
ÖZ ......................................................................................................................................... vi
ABSTRACT ...................................................................................................................... viii
İÇİNDEKİLER .................................................................................................................... x
TABLOLAR LİSTESİ..................................................................................................... xiii
SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ.................................................................. xv
BÖLÜM I .............................................................................................................................. 2
1. GİRİŞ ................................................................................................................................ 2
1.1. Problem Durumu....................................................................................................... 3
1.2. Problem Cümlesi ve Alt Problemler ........................................................................ 5
1.3. Araştırmanın Amacı ................................................................................................. 6
1.4. Araştırmanın Önemi ................................................................................................. 7
1.5. Sınırlılıklar ................................................................................................................. 8
1.6. Varsayımlar ............................................................................................................... 8
1.7. Tanımlar..................................................................................................................... 9
BÖLÜM II .......................................................................................................................... 11
2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR .................................... 11
2.1. Moda Tasarımı ve Markalaşma Kavramları........................................................ 11
2.1.1. Moda ve Moda Tasarımı Kavramı.................................................................. 11
2.1.2. Marka ve Markalaşma Kavramı..................................................................... 13
2.2. Moda Tasarımı - Markalaşma İlişkisi ................................................................... 15
2.2.1. Moda Tasarımı Sektöründe Markalaşma Sürecinin Öğeleri ....................... 18
2.2.1.1. İş Planı Oluşturma ...................................................................................... 18
2.2.1.2. Pazarlama Ve Satış Planı Oluşturma ......................................................... 19
x
2.2.1.3. Rekabet Analizi Yapma ............................................................................... 20
2.2.1.4. Operasyon Planı Oluşturma ....................................................................... 21
2.2.1.5. Finansal Analiz Yapma .............................................................................. 21
2.2.1.6. Şirket ve Ticari Marka İsminin Seçilmesi .................................................. 22
2.2.1.7. Profesyonel Hizmet Alma ........................................................................... 23
2.2.2. Moda Tasarımı Sektöründe Markalaşmayı Etkileyen Faktörler ................ 23
2.2.2.1. Moda Tasarımı Eğitimi ............................................................................... 23
2.2.2.2. Basın ve Halkla İlişkiler ............................................................................. 25
2.2.2.3. Defile Organizasyonu ................................................................................. 25
2.2.2.4. Moda Fotoğrafçılığı .................................................................................... 26
2.2.2.5. İnternet Faktörü.......................................................................................... 27
2.2.2.6. Mağaza Faktörü .......................................................................................... 28
2.2.2.7. Moda Sergilemek......................................................................................... 29
2.2.2.8. Tasarımcı-Marka İttifakları ....................................................................... 29
2.3. Türk Moda Tasarımı Sektörü ................................................................................ 30
2.3.1. Türk Moda Tasarımı Sektörünün Tarihsel Gelişimi .................................... 31
2.3.2. Türkiye'de Moda Tasarımı Eğitimi ................................................................ 33
2.3.3. Türk Moda Tasarımı Sektörünün Genel Durumu ve Sektörün Gelişiminde
Etkili Olan Kurum ve Kuruluşlar............................................... .................... 35
2.3.4. Türk Moda Tasarımı Sektörünün Gelişimde Etkili Olan Mevzuat ve
Yasalar....................................................................................... ........................ 40
2.4. İlgili Araştırmalar ................................................................................................... 45
BÖLÜM III ......................................................................................................................... 51
3. YÖNTEM........................................................................................................................ 51
3.1. Araştırmanın Modeli............................................................................................... 51
3.2. Evren ve Örneklem ................................................................................................. 51
3.3. Verilerin Toplanması .............................................................................................. 52
3.4. Verilerin Analizi ...................................................................................................... 53
BÖLÜM IV ......................................................................................................................... 55
4. BULGULAR VE YORUM ............................................................................................ 55
4.1. Kişisel (Demografik) Bilgilerin Analizi ................................................................. 55
4.2. Türk Moda Tasarımcılarının Markalaşma Sürecinde Yaşadıkları Problemlerin
Belirlenmesine İlişkin Soruların Analizi ...................................................................... 59
xi
BÖLÜM V........................................................................................................................... 72
5. SONUÇ VE ÖNERİLER............................................................................................... 72
5.1. Sonuç ........................................................................................................................ 72
5.2. Öneriler .................................................................................................................... 76
KAYNAKLAR ................................................................................................................... 83
EKLER................................................................................................................................91
EK 1. Anket Formu............................................................................................................92
ÖZGEÇMİŞ........................................................................................................................97
xii
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1. Örneklem Grubunun Moda Tasarımı Eğitimi Alma Durumları............................55
Tablo 2. Örneklem Grubunun Moda Tasarımcısı Olarak Çalıştıkları Süre........................56
Tablo 3. Örneklem Grubunun Bireysel Moda Markası Olma Durumları............................57
Tablo 4. Örneklem Grubunun Bir Markaya Koleksiyon Hazırlama Durumları..................58
Tablo 5. Türk Moda Tasarımcılarının Eğitim Durumları....................................................59
Tablo 6. Moda Tasarımı Sektöründeki Markalaşma Süreci.................................................62
Tablo 7. Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemler..................................................66
Tablo 8. Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemlerin Çözümü İle İlgili Öneriler....69
xiii
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1. Öneriler....................................................................................................................77
xiv
SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ
AB
Avrupa Birliği
ANDAM
Ulusal Moda Sanatını Geliştirme Kuruluşu
(Association Nationale de Développement des
Arts de la Mode )
CFDA
Amerika Moda Tasarımcıları Konseyi
(Counsel of Fashion Designers of America)
DTG
Deri Tanıtım Grubu
EA
Avrupa Akreditasyon Birliği
FNO
Fashion Night Out
FSEK
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
GLC
Londra Kent Konseyi
(Greater London Council)
IFCIC
Sinema ve Kültür Endüstrileri Finansmanı
Enstitüsü (Institut pour le Financement du
Cinéma et des Industries Culturelles)
İHKİB
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon
İhracatçıları Birliği
İMA
İstanbul Moda Akademisi
İTKİB
İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı
Birlikleri
MBFW
Mercedes Benz Fashion Week
xv
MLA
Karşılıklı Tanınma Anlaşması
MTD
Moda Tasarımcıları Derneği
ÖSYM
Öğrenci Seçme Yerleştirme Merkezi
SPSS
Statistical Package for the Social Sciences
TDK
Türk Dil Kurumu
TGSD
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği
TİM
Türkiye İhracatçılar Meclisi
TPE
Türk Patent Enstitüsü
TÜRKAK
Türk Akreditasyon Kurumu
1
BÖLÜM I
1. GİRİŞ
Dünya'da büyüyen pazar ve tüketici döngüsü içerisinde moda tasarımı sektörü her geçen
gün daha da fazla önem kazanmaktadır ve sürekli yeni tasarımcılara ihtiyaç duyulmaktadır.
Tasarımcılar da aynı şekilde sektörde var olma çabası içerisine girmektedirler. Moda
tasarımı sektöründe; küreselleşme ile birlikte arzın artması, internet üzerinden ürün satın
alınabilmesi, hatta bu alışverişin coğrafi sınırlara takılmaksızın gerçekleşmesi sektörün
ulaşılabilirliğini arttırmıştır. Bu artış sektörde yeni tasarımcılar için alan yaratarak avantaj
sağlasa da, aynı zamanda bilinçli tüketici nedeniyle tasarımcının farklılık yaratmasını ve
markasını doğru yönetip, doğru pazarlamasını gerekli kılmaktadır. Sektörde tutunmak için
tasarımcıların bazı özellikleri olması gerekmektedir. Bu özellikler tasarımcıyı marka ve
markalaşma kavramına götürmektedir.
Markalaşan tasarımcı sektörde tutunmak adına en önemli adımı atmış bulunmaktadır.
Fakat markalaşmak isteyen tasarımcı yalnızca iyi ve güzel tasarımlar yaparak bu amacına
ulaşamamaktadır. Davidson, markayı bir buz dağına benzetir. Bu buz dağının sadece küçük
bir bölümünün suyun üstünde görüldüğü ve diğer büyük bölümünün su seviyesinin altında
olduğuna dair bir benzetmedir (Davidson'dan aktaran Bridgewater, 2012, s.33). Moda
tasarımı sektöründe markalaşmak da; tasarımdan başlayarak, markalaşmayı etkileyen
faktörler ve daha da önemlisi pazarlama ve satış stratejilerini içeren öğelerden oluşan bir
süreçtir.
Bugün Türk moda tasarımı sektörü göz önüne alındığında; özellikle markalaşmanın önemi
ülke bazında 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda oldukça önemli bir hal almıştır. Türk
moda tasarımcıları markalaşmak adına çeşitli çalışmalar gerçekleştirmekte ve devlet
tasarımcılara bir takım desteklerde bulunmaktadır. Bütün bu gelişmeler paralelinde; Türk
2
moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde karşılaştıkları problemlerin belirlenmesi
markalaşma sürecini doğru bir şekilde yönetmek açısından önemlidir.
Bu bölümünde araştırmanın problem durumuna, problem cümlesi ve alt problemlerine,
araştırmanın amacına, önemine, sınırlılıklarına, varsayımlarına ve araştırmada kullanılan
tanımlara yer verilmiştir.
1.1. Problem Durumu
Türkiye; kültürel birikim, istihdam edilebilecek genç nüfus, geleneksel moda pazarlarına
jeopolitik konum itibari ile yakınlık, hammadde kaynakları bulundurma gibi moda
sektörünün gelişimi için etkili olabilecek özelliklere sahiptir. Dünya'daki Fransa, İngiltere,
Amerika, İtalya ve Japonya gibi geleneksel moda merkezlerine ek olarak gelişmekte olan
ülkelerde de moda merkezlerinin oluşuyor olduğu bilinmektedir. Özellikle İstanbul'un
önemli bir moda merkezi olabilmesi için batı stilindeki modayı ithal etmek yerine, batı ve
doğu sentezli moda tasarımlarının yaratılması oldukça önemlidir (Çoruh & Çeğindir, 2014,
s. 47).
Türk moda tasarımcılarının da kendi markasını oluşturup global pazarda rekabet
edebilmeleri ve Türkiye'nin İstanbul merkezli bir moda tasarımı merkezi haline
dönüşebilmesi için toplumun tasarıma ve tasarımcıya bakış açısı da etkili bir faktördür. Bu
bakış açısının oluşması için eğitimden başlayarak algı oluşturulması önemlidir. Doç. Dr.
Selçuk Şirin bu konu ile ilgili olarak şu şekilde bir görüş bildirmiştir;
Marka yaratıcılık demektir. Yaratıcılık da sanatla mümkündür. Türkiye'de tekstilin sanayi
kısmı, İtalya'dan çok daha gelişmiş noktadadır. Girdisi pamuk burada üretiliyor. İşçiliğimiz
ucuz. Ama bizim Dünya butiklerinde satılan bir tane markamız yok. Amerika Birleşik
Devletleri'ndeki havluların yüzde doksanı Türkiye'de üretiliyor. İşin hamallığı yapılarak zengin
olunmaz. Hamallıktan zenginliğe geçmek için; sanata ve sanatçıya saygı duyulmalı. Sanata ve
sanatçıya yatırım yapmayan bir ülkenin Dünya'da global bir marka üretmesi mümkün değildir
(Şirin'den aktaran Gümüşel Güner, 2016).
Türkiye'de moda tasarımı sektörü gelişmekte olan bir sektör olsa da, tasarımcılar
markalaşma sürecinde çeşitli problem yaşamaktadırlar. Bu problemler genel başlıklar
olarak moda tasarımı eğitiminin yetersizliği, tasarımcıları markalaşma sürecinde
yönlendirecek profesyonel desteğin ya da devlet desteğinin yeterli ve istenilen düzeyde
olmaması, tasarımcıların marka ve ürün tescil, patent işlemleri sırasında yaşadıkları
3
problemler, moda tasarımı alanında faaliyet gösteren meslek birliklerinin/derneklerinin
yeni yeni örgütlenmeye başlaması olarak sıralanabilir.
Moda tasarımı sektöründe markalaşma moda tasarımı eğitiminden başlayan bir süreç
olduğundan dolayı, eğitim kurumlarının tasarımcıyı sürece hazırlayacak müfredata sahip
olmaları önemlidir. Yalnızca tasarım konusunda ya da yalnızca giyim üretim teknikleri
konusunda yetiştirilen tasarımcılar markalaşma sürecinde yetersiz kalmaktadırlar.
Tasarımcı markalaşma faaliyetlerini sürdürebilmek için bir takım pazarlama bilgilerine de
sahip olmalıdır. Aksi takdirde markasını sürdürülebilir kılamaz. Moda tasarımı eğitimi
esnasında yalnızca moda tasarımcısı yetiştirmeye yönelik değil sektör için kalifiye eleman
yetiştirmeye de yönelik eğitimler verilirse, sektörde hem eğitim alan herkes için istihdam
sağlanabileceği gibi hem de tasarımcılar markasını oluştururken doğru ve nitelikli ekiplerle
çalışma olanağı bulmuş olur.
Türkiye'de tasarımcılar moda markalarını oluştururken onları yönlendirecek profesyonel
destek ve devlet desteği de oldukça önemlidir. Örneğin Fransa'da Kültür Bakanlığı, Ulusal
Moda Sanatını Geliştirme Kuruluşu (ANDAM) adlı kuruluş aracılığıyla ve yine aynı adla
verdiği para ödülüyle her yıl bir genç tasarımcıyı desteklemektedir. ANDAM'ın
şartlarından biri de kazanan tasarımcıların Paris'te ofis açma ve defilelerini burada yapma
zorunluluğu getirmesidir. Böylece iyi tasarımcıları kendi ülkesi bünyesinde toplayarak
moda pazarına hakim olmayı amaçlamaktadır. Ülke olarak modaya verilen destek
Fransa'nın moda merkezlerinden biri olmasında etkili olurken, tasarımcılar da kendilerine
destek bularak markalarını dünya çapında duyurabilme imkanı bulmaktadırlar (Andam
Fashion Awards, 2015). Türk tasarımcı Hakan Yıldırım da kendi markası Hakaan ile 2010
yılında ANDAM ödülüne layık görülmüştür (Andam Fashion Awards, 2010). İstanbul'un
da bir moda şehri olması yolunda yapılan İstanbul Moda Haftası, Galata Moda gibi
etkinlikler devlet tarafından yeterince desteklenmezse yetersiz kalacaktır ve ulusal bir
moda algısı oluşması güçleşecektir. Türk moda tasarımcılarının uluslararası düzeyde
tanınırlık sağlaması ve markasını tanıtması için devlet desteği alması oldukça önemlidir.
Tasarımdan başlayarak satış sonrası hizmetlere kadar devam eden moda tasarımı
faaliyetleri; değerler zinciri olarak yıllar içinde büyük bir ticari sektöre dönüşmüştür. Moda
tasarımı sektörünün bu değerler zinciri ister istemez bir hukukun doğmasını gerektirmiştir.
Oluşan bu yeni dal moda hukukudur. Moda hukukunun başlıca konuları, moda üreticileri
ve tüketiciler arasındaki iş hukuku, markalar arası rekabet hukuku ve en önemli olarak da
4
moda üreticilerinin fikir ve sınai haklarının korunmasıdır. Moda hukukunda bu koruma
diğer özgün üretim dallarında olduğu gibi marka tescil ve patent işlemleriyle
sağlanmaktadır. Markalaşan tasarımcı, marka ve ürünlerini patent ve tescil işlemlerini
yaptırarak markasını koruma altına almalıdır.
Ülkemizde moda tasarımı sektörüne verilen değerin artışı çeşitli dernek ve meslek
birliklerinin kurulmasına olanak sağlamıştır. Özellikle Moda Tasarımcıları Derneği
(MTD)'nin kurulması ile birlikte sektör adına büyük bir atılım gerçekleşmiştir. Dernek
öncülüğünde ülkemize ait bir moda haftası düzenlenmeye başlamıştır ("Modanın Kapıları
İstanbul'da Aralandı", 2014, s. 35). Fakat derneklerin yeni yeni örgütlenmesi sektörel
gelişim anlamında gecikmelere neden olmaktadır.
Türk tasarımcıların kendi ülkelerinde dahi markasını tutundurması ve ayakta kalması bir
hayli zor iken, rekabetin oldukça yoğun yaşandığı Dünya pazarında markası ile var
olabilmesi daha zor bir süreç haline dönüşmektedir. Fakat ülkemizi yurtdışında çok önemli
platformlarda temsil eden Türk tasarımcılar da mevcuttur. Bu tasarımcılar Türk moda
tasarımcılarının özellikle global olarak markalaşabileceğine kanıt niteliğindedirler
("Tasarıma Türk Dokunuşu", 2016, s. 226-231). Dünya'da markalaşabilen Türk
tasarımcılar çoğaldıkça ve İstanbul Moda Haftası'na katılımda bulundukça Dünya'dan
moda ile ilgilen kişiler, satın almacılar, moda dergileri ve sektörde önemli konumdaki
insanlar da Türkiye'ye çekilmiş olacaktır. Süreç ilerledikçe önemli moda pazarlarından biri
haline dönüşmek mümkün olabilecek ve sektöre yeni dahil olan tasarımcılar da kendilerini
böylelikle daha geniş kitlelere ulaştırma imkanı bulabilecektir.
1.2. Problem Cümlesi ve Alt Problemler
"Türk Moda Tasarımcılarının Markalaşma Sürecinde Karşılaştıkları Problemler" isimli
çalışmada şu alt problemlere çözümler aranmıştır:
1- Türk moda tasarımcılarının kişisel özellikleri nelerdir?
2- Türk moda tasarımcılarının genel özellikleri ile ilgili bulgular nelerdir?
3- Moda tasarımı sektöründe markalaşma süreci nasıl gerçekleşmektedir?
4- Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemler nelerdir?
5
5- Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemlerin çözümü ile ilgili öneriler
nelerdir?
1.3. Araştırmanın Amacı
Büyük uluslararası tekstil şirketlerinin varlığı ve gücü, serbest ticaret anlaşmaları, Çin,
Sovyetler Birliği gibi daha önce engellenen piyasaların aktif hale gelerek liberal
ekonomide söz sahibi olması, iletişim ağlarındaki gelişmeler tüketicilerin hazır giyim
ürünlerine kolayca ulaşmasını sağlamıştır. Farklılık isteyen tüketici özel tasarım ürünlere
ilgi göstermeye başlamıştır. Bu talep sonucu moda tasarımı sektörü yükselişe geçmiştir.
Hatta bu durumun farkına varan çeşitli hazır giyim şirketleri de tasarımcılar ile marka
işbirliği yaparak bu talepten pay almaya çalışmışlardır.
Bu gelişmeler paralelinde Türkiye'de de moda tasarımı sektöründe hareketlenmeler olmuş
ve sektöre verilen önem artmıştır. Geçmiş yıllarda moda tasarımcısı kavramı dahi tam
olarak anlaşılamamışken günümüzde Moda Tasarımcıları Derneği'nin katkılarıyla,
İstanbul'da düzenlenen moda haftası etkinlikleri, Türk tasarımcıların Dünya üzerinde çeşitli
fuarlara katılımları gibi moda tasarımı sektöründe oldukça önemli adımlar atılmıştır. Bütün
bu gelişmeler ve deneyimler doğrultusunda markalaşmanın önemi kavranmış ve üzerinde
durulması gereken asıl konunun Türk moda tasarımcılarının markalaşmalarının gerekliliği
olduğu anlaşılmıştır. Türkiye ucuz hammadde, iş gücü ve kültürel alt yapısı ile hazır giyim
sektöründe de gelişme potansiyeline sahiptir. Fakat bu potansiyelin doğru kullanımı
günümüz rekabet şartları altında farklılaşma ile mümkün kılınmaktadır. Bu noktada da
tasarımcıların önemi ortaya çıkmaktadır. Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemlerin
belirlenmesi, tasarımcıların bu süreci doğru bir şekilde yürütmeleri için önem taşımaktadır.
Bu araştırmanın amacı; öncelikle Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde
karşılaştıkları problemleri belirlemek, bu problemlerden yola çıkarak markalaşma sürecini
geliştirecek ve hızlandıracak çözüm önerileri sunabilmektir. Bu amaç doğrultusunda
araştırmada; moda tasarımı sektöründe gelişen şartlar göz önüne alınarak markalaşma
kavramının Türk moda tasarımcıları için, tasarımcıların markalaşma konusunda
farkındalıklarının belirlenmesi, markalaşma sürecinin düzgün uygulanabilmesi için
geçirilecek evrelerin analiz edilmesi, devletin markalaşma konusunda uyguladığı
politikanın ve tasarımcıların devletten beklentilerinin irdelenmesi adına da önemlidir.
6
1.4. Araştırmanın Önemi
Dünya'da ve Türkiye'de moda tasarımı algısı günden güne değer kazanmaktadır. Bu algı ve
moda kavramı günümüzde belirli bir zümreye ait olmaktan çıkmaya başlamış, her
kesimden insanı bir şekilde etkisi altına almaya başlamıştır. Bu dönüşüm içerisinde
sektörde bir takım gelişmeler meydana gelmiştir. Yükselen pazar ve moda tasarımcısı
sayısının artışı rekabet koşullarını beraberinde getirmektedir. Moda tasarımcıları yalnızca
yeteneklerini sergileyip kıyafet tasarladıkları bir iş planı benimsediklerinde; bu rekabet
ortamında eksik ve geride kalmaktadırlar. Dolayısıyla tasarımcılara yeni misyonlar
yüklenmektedir. Tasarımcı adını duyurmak, rekabet ortamında var olabilmek dolayısıyla
bir marka olabilmek, bir marka adına sahip olabilmek ihtiyacı duymaktadır.
Türkiye'de de moda tasarımı sektöründe markalaşmanın önemi anlaşıldığından beri
markalaşmak adına önemli atılımlar gerçekleşmiştir. Fakat moda tasarımcıların
markalaşabilmeleri için; belirli bir iş planı geliştirebilmeleri, profesyonel bir ekip
oluşturma becerilerine sahip olabilmeleri, halkla ilişkiler ve tanıtım faaliyetlerini
yürütmeleri gibi vasıflara sahip olmaları gerekmektedir. Moda tasarımı eğitiminin yalnızca
tasarım becerilerini geliştirmeye yönelik olması, tasarımcının bu vasıflara sahip olabilmesi
adına yetersiz kalmaktadır. Türkiye'de moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde
karşılaştığı problemlerin net bir biçimde belirlendiği, bir takım çözüm önerilerinin
sunulduğu akademik kaynakların oldukça az sayıda olması moda tasarımcıların aldıkları
eğitimde markalaşma kavramı üzerinde yeterince durulmamasının bir sonucudur.
Dolayısıyla markalaşma süreci moda tasarımı eğitiminden başlayarak, tasarımcı sektöre
dahil olduğunda da devam eden bir süreçtir.
Bu süreçte tasarımcıların karşılaştığı problemlerin belirlenmesi, Türk moda tasarımcıları
için önce Türkiye'de daha sonra da Dünya'da markasının adını duyurması, yalnızca
Türkiye ile sınırlı kalmayarak Dünya'da önemli moda haftalarında tasarımlarını sergileme
olanağı bulması ve moda tasarımı eğitimi almış ya da sektörde gelişmiş yeni nesil moda
tasarımcılarına rehberlik etmesi için önemlidir. Türk moda tasarımı sektörünün Dünya
moda pazarında yer edinmesi için de Türk moda tasarımcılarının markalaşması ve kendi
markalarının adını duyurması gerekmektedir. Bu sayede Türkiye'ye yabancı basın ve satın
alma sorumluları; moda haftaları ve tasarımcıların defilelerini izlemek için gelmekte,
ilerleyen aşamalarda da bir moda turizminden söz edilebilmektedir. Moda turizmi gerek
sektör için gerekse tasarımcılar için maddi kazancın yanında uluslararası tanınırlılık da
sağlamaktadır.
7
Dünya tekstil ve moda tasarımı sektöründe oluşan yönelimler ile tasarımcı markaları ayrı
bir önem kazanmıştır. Dünya moda merkezlerine bakıldığında gerek tasarımcı markaları
gerekse de hazır giyim markalarının ünlü moda tasarımcılarıyla işbirlikleri popülerlik
kazanmıştır. Bu işbirlikleri modayı ve trendleri etkileyen önemli bir unsur haline gelmiştir.
Ünlü moda tasarımcılarına bakıldığında markaları için profesyonel bir şekilde hareket
ettikleri ve sonucunda da bu pazarda yıldan yıla söz sahibi oldukları görülmektedir. İşte bu
şartlar altında bu araştırmanın konusu olan Türk moda tasarımcılarının markalaşma
sürecinde karşılaştıkları problemlerin belirlenmesi; mevcut moda tasarımcıları ve gelecek
yeni nesil moda tasarımcıları için sürecin doğru analiz edilip, iş planının en doğru şekilde
uygulanması açısından önemlidir. Bu problemlerin belirlenmesi; sektör için de moda
tasarımcısının markalaşması ile birlikte Dünya pazarında yer edinebilmesi açısından
oldukça önemlidir.
1.5. Sınırlılıklar
1- Bu araştırmanın konusu Türk moda tasarımcılarının markalaşma süreci ile
sınırlandırılmıştır.
2- Bu araştırmanın konusu Türk moda tasarımcıların markalaşma sürecinde
karşılaştığı problemler ile sınırlıdır.
3- Araştırmanın örneklem grubu Türk Moda Tasarımcıları derneğine üye olan
moda tasarımcıları (belli bir yaş aralığı olmayan) ile sınırlandırılmıştır.
4- Araştırma veri toplama aracı olarak kullanılan anketlere verilen cevaplarla
sınırlıdır.
1.6. Varsayımlar
1- Araştırmanın kavramsal çerçevesini oluşturmak için taranan kaynaklar güvenilir
ve yeterli bilgi vermektedir.
2- Araştırmanın örneklemini oluşturan moda tasarımcıları ankete samimi ve doğru
cevap vermişlerdir.
8
1.7. Tanımlar
Blog: Yazarın adı ve yazdığı tarihi belirten, kronolojik sıraya göre yayınlanan ve yorum
ekleme özelliğiyle belirli ölçüde etkileşime izin veren bir yayın mekanizmasıdır (Yengin &
Sağıroğlu, 2012, s.2).
Blogger: Blog yazarları için kullanılan kavramdır (Yurttaş, 2011, s.110).
Defile: Belirli bir süreç içinde, mevsim koşulları, moda, modeller ve renkler göz önüne
alınarak tasarlanmış olan giysileri tanıtmak amacıyla, belirli bir yer, müzik, dans ve
koreografi eşliğinde yapılan tanıtımdır (Milli Eğitim Bakanlığı, 2008, s.3).
Hazır giyim: İstatistik verilerden yararlanarak bulunan ortalama ölçüler alınarak, seri
halde üretilen ve alıcının ölçülerine göre satılan giyim eşyasının tümüdür (Sezer'den
aktaran Çivitçi & Sayğılı, 2010, s. 436).
Hazır giyim sektörü: Kumaşın giysiye dönüştüğü üretim dağıtım ve satışın beraber
yapılabildiği emek yoğun bir sektördür (Çivitçi & Küçükikiz, 2010, s. 92).
Mağaza: Moda tasarımcılarının ürünlerinin satıldığı, sergilendiği yerdir.
Marka: Bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya
hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler,
şekiller, harfler, sayılar malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen
veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her
türlü işaretleri içerir (Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmü, 1995 : madde 5).
Marka adı: Markanın sözcük ve harften oluşan ve söz ile söylenebilen kısmına verilen
isimdir (Ateşoğlu, 2003, s. 40).
Marka imajı: Tüketicilerin ürünle özdeşleştirdikleri anlam ya da tüketicilerin üründen
anladıklarının toplamıdır (Akkaya'dan aktaran Erduğan, 2013, s. 3).
Markalaşma: Ürünün rakiplerinden daha özgün, farklı rasyonel ve duygusal değerler
yaratması, temsil etmesi, sunması, garanti etmesi anlamını taşımaktadır. Bu yönü ile
markalaşmak, tüketiciye yeni değerler yaratmak, yaratılan değerleri onlara iletmek,
sunmak ve yeni tüketici kesimleri kazanmaktır (Pekmezci & Demineli'den aktaran Kaya,
2008, s. 4).
Moda: Yeni bir stilin birkaç grup tüketici tarafından benimsenmesiyle oluşan sosyal
yayılım sürecidir (Solomon'dan aktaran Sevil, 2006, s.2).
9
Moda tasarımı: Bir konu doğrultusunda kullanıcının ekonomik ve sosyal yapısına uygun
giysileri bir dizi araştırma ve geliştirme çalışmaları ile iki ve üç boyutlu olarak
tasarlamadır (Tansoy, Vural & Ağaç'dan aktaran Çivitçi, 2013, s. 59).
Moda tasarımcısı: Çizimlerle özgün model geliştirme, kalıp hazırlama, üretim yapma
bilgi ve becerisine sahip, sürekli uygulanabilir fikirler üretebilen kişidir (Milli Eğitim
Bakanlığı, 2006, s. 4).
Tasarım ofisi: Sadece tasarım hizmeti ve/veya danışmanlığı faaliyetinde bulunan şirketleri
ifade eder (Tasarım Desteği Hakkında Tebliğ, 2014 : madde 3).
Tasarımcı şirketi: Ticari ve/veya sınaî faaliyette bulunan ve tasarımcının ortak olduğu
şirketleri ifade eder (Tasarım Desteği Hakkında Tebliğ, 2014 : madde 3).
Turquality: Türk malı imajının oluşturulması ve yerleştirilmesi amacıyla oluşturulmuş
devlet destekli ilk ve tek markalaşma programıdır (Turquality, 2015).
Vitrin: Bir dükkân veya mağazanın dışarıdan camla ayrılan ve mal sergilemek için
kullanılan yeridir (Türk Dil Kurumu, 2015).
10
BÖLÜM II
2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
Bu bölümde araştırma konusunun kavramsal çerçevesi ve ilgili araştırmalara yer
verilmiştir. Kavramsal çerçeve kısmında moda tasarımı ve markalaşma kavramları
açıklanmış, moda tasarımı sektöründe markalaşmayı etkileyen öğeler ve aktörlere
değinilmiştir. Bu bilgiler paralelinde Türk moda tasarımı sektörünün genel durumu ve
tarihsel gelişimi açıklanmıştır. İlgili araştırmalar kısmında ise araştırma konusu ile ilgili
olan ve kaynak olarak da yararlanılan araştırmalar özet şeklinde açıklanmıştır.
2.1. Moda Tasarımı ve Markalaşma Kavramları
Gelişen rekabet koşulları ile birlikte moda tasarımı ve markalaşma kavramları bir arada
sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. Moda ve moda tasarımı temelde özgünlük gerektiren
alanlardır. Rekabet koşullarında özgün olmak markalaşmayı gerektirmektedir. Moda
tasarımcısı tasarım gücünün yanında marka oluşturma becerisine de sahip olmak zorunda
kalmaktadır. Marka olmak bir takım öğeler ve faktörlerden oluşan süreci içermektedir.
2.1.1. Moda ve Moda Tasarımı Kavramı
İnsanlar, ilk önce yaşadıkları koşulları kolaylaştırmak için alet, edevat ve giysi üretmişler,
sonra da bunların daha iyisini, daha güzelini ve daha kalitelisini üretme yolunu
seçmişlerdir. Zamanla gelişen toplumlarda öne çıkan bazı etmenler yaşam tarzlarında ve
dolayısı ile talep edilen ürünlerde belirleyici unsur olmuştur. Dini ve askeri kurumlar, esnaf
ve tüccarlar ile çiftçi gurupları gibi toplumu oluşturan gurupların talepleri, kullanacakları
malzemelerle, üretilecek nesnenin belirlenmesinde temel faktör olmuştur. Ulaşım koşulları
geliştikçe değişik bölgelerden gelen ürünlerin de pazarlarda yer almaya başladığı
11
görülmektedir. Böylece tüketici aynı ürünün değişik şekillerde üretilmiş çeşitlerini görme
ve seçme şansına sahip olmaya başlamış ve moda kavramı bu şekilde biçimlenmeye,
çağdaş şeklini almaya başlamıştır.
Moda kavramının ne şekilde ve ne zaman ortaya çıktığı tam olarak belirlenememektedir.
Moda kavram itibariyle yenilik demektir. Moda kavramından söz edebilmek için eskinin
yerine yeni bir şeyler üretip, onu koyma düşüncesinin olması gerekir. Bu açıdan
bakıldığında moda kavramının tarihin ilk çağlarından beri var olduğu kabul edilebilir.
Modanın evrimini inceleyen bilim adamlarının ortak kanısı, modanın olabilmesi için
talebin olması gerektiğidir. Moda birçok bilim dalına araştırma konusu olmuştur.
Bunlardan biri olan sosyolojiye göre moda "Toplumun çeşitli alanlarında zaman zaman
görülen, toplumca veya belirli bir grupça benimsenen, ancak geçici değişme kurallarından
oluşan şekil, görüş ve değer yeniliğidir" (Çivitçi, 2013, s. 62). Türk Dil Kurumu (TDK)
Büyük Türkçe Sözlüğü'ne göre ise moda tanımı; “Değişiklik gereksinimi veya süslenme
özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik”, TDK halkbilim terimleri sözlüğünde ise
“Göreneğe bakarak daha kısa süreli olan, çabuk değişebilen, yayılan geçici davranış, giyim
ve yaşama biçimi” olarak tanımlanmıştır (Türk Dil Kurumu, 2015).
Modanın başka bir yüzü de toplumun örf ve adetlerini değiştirme, yok etme ya da yeni örf
ve adetler meydana getirme gücüne sahip olmasıdır. Şöyle ki 20. yüzyılda moda; giyim
üzerinde ciddi oranda baskı kurmuş, insanların giyinme alışkanlıklarının değişmesinde çok
etkili olmuştur. Böylelikle insanların örf ve adetlerinde ciddi değişimler yaratmıştır.
Modanın giyim üzerindeki etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Günümüzde moda ve giysi
ilişkisi çok iç içedir. Bunu şöyle açıklamak gerekirse tasarım kelimesi çok çeşitli anlamlar
içerse de günümüzde moda tasarımı kelimesi kullanıldığında akla direk giysi tasarımı
gelmektedir. Buradan da moda kavramının giysi kavramıyla özdeşleştiği görülmektedir.
Giysiler bir nevi insanların toplum içerisinde ki yerini ve statüsünü belirleyen unsurlardır.
Giysiler; insanların görünmek istedikleri, hissetmek istedikleri ve karşılanmak istedikleri
insana dönüşmesine yardımcı olur. Moda fotoğrafçısı Vincent Peters; "Moda, hafife
alınamayacak kadar yaygın bir olgudur. Modayla ilgilenmediğinizi söylemeniz bile en
azından ona karşı çıkmak zorunda kaldığınızı gösterir. Moda her yerdedir. Giymeyi ya da
giymemeyi seçtiğiniz şeyler sizin politik duruşunuz haline gelmiştir. Satın aldığınız şey,
giysi değil, kimliğinizdir" (Tungate, 2006, s.14) sözleri ile bu durumu açıklamıştır.
12
Moda tasarımı, tasarım kavramının alt kollarından birisi olmasına rağmen, üretilen ürünler
giyilebilmesi açısından farklı bir şekilde konumlanır ve değişik tanımları vardır. Bunlardan
biri:
Moda tasarımı, bir konu doğrultusunda kullanıcının ekonomik ve sosyal yapısına uygun
giysileri bir dizi araştırma ve geliştirme çalışmaları ile iki ve üç boyutlu olarak tasarlamadır.
Model çizimlerinin yapılması ve bu çizimlerin kalıba dönüştürülmesi ile iki boyutlu; kalıpların
kumaşa uygulanıp, deneme ve dikme çalışmaları ile üç boyutlu yapılan tasarım, bu alandaki
yaratıcılığın gelişmesi ve özgün modeller ortaya çıkmasına olanak sağlaması açısından önemli
görülmektedir (Tansoy, Vural & Ağaç'dan aktaran Çivitçi, 2013, s. 59).
Başka bir kaynağa göre moda tasarımı; belirli bir toplumda ortak zevklerin, zamana ve
koşullara göre biçimlenerek, insanların görsel gereksinimlerini karşılayan yenilik
olgusudur (Milli Eğitim Bakanlığı, 2006, s. 4).
Sonuç olarak moda tasarımı kavramı giyim kültürü evriminin son halkasıdır. Moda ve
moda tasarımı kavramları temelde yalnızca giysi modası ve ürününü temsil etmese de;
insanların aklında giyim ile özdeşleşmiştir. Günümüzde moda ve moda tasarımı kavramları
giyim alanında modayı ve tasarlanan ürünleri ifade etmek için kullanılır duruma gelmiştir.
2.1.2. Marka ve Markalaşma Kavramı
İnsanlar çağlar boyunca gereksinimlerini kendileri karşılamaya çalışmışlardır. Ancak
yeterli olamadıkları alanlarda, üretemedikleri şeyleri ise başkalarından temin etme yoluna
gitmişlerdir. Başkalarından temin ettikleri ürünlerin en iyisini, en güzelini, en kalitelisini
ve en ucuzunu alabilmek en önemli öncelikleri olmuştur. İnsanlar kurulan pazarlarda bu
özelliklere
uygun
ürünleri
ararken
aynı
zamanda
üreticiler
arasında
rekabeti
körüklemişlerdir. Ticaret ortamının gelişmesi ile rekabet daha da artmış, ürünün
satılabilmesi için üretildiği yerden, kullanılan malzemelere kadar ürünün pazarlanmasında
etken olmuştur. Örneğin Hint baharatı diyerek üretildiği yerin, Çin ipeği diyerek hem
üretildiği yerin, hem de ürünün malzemesinin ve üretim tekniğinin ön plana çıkarıldığı
görülür. Zamanla bu da yeterli olmamış ve 20. yüzyılın başlarından itibaren, özellikle
ulaşımda sağlanan gelişmeler sonucu, ürünlerin daha geniş pazarlara ulaştırılması ile
ağırlaşan rekabet ortamı; üreticilerin, tüketicilere yepyeni olanaklar sunmasına neden
olmuştur.
13
Üreticiler için üretmek ve satmak yeterli olmamış, satış sonrası hizmetler denilen faktörler
de etkin olmaya başlamıştır. İade koşulu, garanti, teknik hizmetler gibi koşullar ön plana
çıkmaya başlamış, müşteri memnuniyeti denilen kavram giderek daha çok benimsenmiş ve
yaygınlaşmıştır. Bu noktada müşterinin muhatabının kim olacağı sorunu doğmuştur ve
yeni bir kavram ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu kavram marka kavramıdır. Üretici artık
belli bir marka altında ürettiği ürünlerle müşteriye daha kolay ulaşabileceğini ve satış
sonrası hizmetleri daha kolay götürebileceğini anlamıştır. Tüketici açısından ise marka,
ürün hakkında bilgilendirme yaptığı ve ürünün kolayca hatırlanmasını sağladığı için ürünü
tanımayı kolaylaştırmakta ve ürüne ilişkin şikâyetlerin ilgili yerlere ulaşmasına aracılık
etmektedir (Eray, 1999, s. 111). Marka bir tercih nedeni olabilmektedir. Markalaşmak bir
takım ihtiyaçlar sonucu ortaya çıkmış olsa da günümüz ticaretinin vazgeçilmez unsuru
olmuştur. Kavram olarak açıklamak gerekirse de markanın çeşitli tanımları mevcuttur.
Amerikan Pazarlama Birliğine göre marka "bir satıcı ya da satıcı grubunun mal ya da
hizmetini rakiplerinden ayırt etmek için tanımladığı isim, kavram, işaret, sembol ya da
tasarım ya da bunların kombinasyonudur" (Keller'den aktaran Kağnıcıoğlu, 2013, s. 180).
Türk ticaret mevzuatında yer alan marka tanımına göre ise;
Marka; bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden
ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar
malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade
edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretleri içerir (Markaların
Korunması Hakkındaki Kanun Hükmü, 1995 : madde 5).
Bugünün dünyasında her sektörde yükselen bir rekabet ortamı vardır. Bu ortamda
işletmeler
ya
da
tasarımcılar
ürünlerini
pazarlayabilmek
için
çeşitli
yollara
başvurmaktadırlar. Bu yolların en önemlisi markalaşmadır. İşletmeler ya da tasarımcılar
kendi isimlerini, rumuzlarını, işaretlerini kısacası markalarını taşıyan ürünleri göstererek
ürünlerinin diğer ürünlerden farklı olduğunu alıcıya söylerler ve ürünlerini satmaya
çalışırlar. Marka, üretilen ürün ile tüketici arasındaki bağı ifade eden araçlardan biridir ve
pazarlamanın uygulanması için oldukça önemlidir.
Üretici için pazarlama, sürekliliğin olması gereken bir harekettir. Pazarlamada sürekliliğin
sağlanması en kolay markalaşma ile sağlanmaktadır. Şöyle ki, marka, ürünün reklamının
yapılmasını, tanıtılmasını, akılda kalmasını, kolay hatırlanmasını ve bağımlılık yaratmasını
sağlayan en önemli araçtır. Bunlar da pazarlamanın önemli unsurlarındandır. İşletmeler
için böylesi önemli bir misyonu olan markalaşmanın müşteriler için de önemi büyüktür.
14
Bazen markalar müşterilerin yaşam tarzlarını belirlemektedir. Müşteriler iyi bildikleri ve
kaliteli olduğuna inandıkları ürünlerin yaşam standartlarını yükselttiğine inanmaktadırlar.
Bu nedenle kaliteli markaların ürünlerini güvenerek ve sıklıkla tercih ederler.
2.2. Moda Tasarımı - Markalaşma İlişkisi
İnsanlar eskiden beri daha iyiyi, daha güzeli elde etmek istemişlerdir ve toplu olarak
yaşamaya başladıktan sonra ise bulundukları yere, konuma ve sosyal statüye göre diğer
insanlardan faklı giyinme arzusu duymuşlardır. İnsanların bu ihtiyaçlarına göre giysileri
hazırlayacak kişilerin, yani ilk moda tasarımcılarının bu şekilde ortaya çıktığı kabul
edilebilir. Ancak bugün ki anlamıyla ilk moda tasarımı örnekleri, dolayısıyla ilk moda
tasarımcısı 19. yüzyıl sonlarında görülmektedir.
Charles Frederick Worth, 19. yüzyıl sonunda Paris'te ilk moda tasarımcısı kavramını
oluşturmuştur. Fakat daha da önemli olan nokta Worth, moda tasarımı sektöründe ilk
pazarlama tekniklerini kullanan ve markalaşan tasarımcıdır. Worth'e kadar terziler
müşterilerinin istekleri doğrultusunda yeni bir bakış açısına ihtiyaç duymaksızın
çalışmaktaydılar. Bu işleyiş Worth'e yetmemiş ve kendi tasarımlarını yapmaya başlamış,
bir terziden farklı olarak moda tasarımcısı kavramını yaratmıştır. Paris'te bir kumaş
dükkanında çalışan Worth boş zamanlarında tasarımlar yapmış ve eşine giydirmiştir. Daha
sonra çalıştığı kumaşçı olan Gagalin and Opigez'de Worth'e bir oda vermişler ve Worth
burada tasarımlarını sergilemeye başlamıştır. Böylece Worth'un tasarımlarını beğenen
müşteriler artık onun tasarımlarından sipariş verebilmişlerdir. Daha sonraki yıllarda Worth,
İsveçli zengin bir kumaş tüccarının mali desteğini alarak kendi mağazasını açmış ve marka
olma yolunda en önemli adımları atmaya başlamıştır. Zengin ve hatırlı müşterileri
olmasına karşın Worth en büyük etkiyi Avusturya'nın Paris büyükelçisinin eşini
giydirmesinden sonra bırakmıştır. Worth, günümüz moda pazarlama stratejilerinden biri
olarak görülen "ünlü desteği" faktörünü o günlerde kullanmıştır. Pazarlama stratejileri bu
kadarla sınırlı kalmamıştır. O güne kadar ahşap modeller üstünde sergilenen kıyafetleri
Worth bir defile aracılığıyla müşterilerine sergilemeyi akıl eden ilk tasarımcı olmuştur
(Tungate, 2006, s. 21-22-23).
Worth, moda pazarlama stratejilerine şekil veren bir moda tasarımcısıdır. Zamanındaki
terzilerden ayrılmış ve bir marka olmayı başarmıştır. Onun bu stratejileri günümüzde dahi
geçerli olan modada markalaşma elementlerini oluşturmaktadır.
15
Worth'un pazarlama stratejileri; günümüzde küreselleşen Dünya'da bilgiye ulaşmak
kolaylaşıp, tüketim ihtiyaçları çeşitlilik göstermeye başladığı halde geçerliliğini
korumaktadır. Tüketim döngüsü içerisinde yeni tasarımcılara, yeni yeteneklere ilgi ve istek
gün geçtikçe artmaktadır. Dergiler her geçen gün yeni bir tasarımcıyı tanıtmakta,
mağazalar genç yeteneklerle antlaşmalar imzalamaktadır. İnternet bütün bu yeniliklere
kolayca erişebilme imkânı sağlamaktadır.
Tüm bu olumlu atmosfer içerisinde yeni yetenekler için moda endüstrisinde pek de olumlu
olmayan durumlar da görülmeye başlamıştır. Şöyle ki sektöre giren şirketlerin fazlalığı,
ünlü insanların modaya artan ilgisi ve büyük moda ve hazır giyim perakendecilerinin
pastadaki paylarını artırmaya çalışmaları olumsuz bir durum yaratmaktadır. Bu durumu
şöyle açıklayabiliriz; moda tasarımı sektörü, sürekli yenilik arayan ve eskiyi arkasında
bırakan, büyük beklentilerin olduğu bir sektör olarak tanımlanabilir. Bu döngü içerisinde
varlığını sürdürmek, her sezon dikkat çekebilmek, beklentileri karşılayabilmek,
tasarımcılar için yorucu ve yıpratıcı bir durumdur. Bu nedenle tasarımcı, her ne kadar
kendi yeteneklerini sergiliyor olsa da bir takım stratejileri de geliştirmek zorunda
kalmaktadır. Tasarımcı hem popüler olmalı, hem sanatını icra etmeli, hem de markasını
kurumsallaştırmalıdır. Dior'un tasarımcılığını yapan Gianfranco Ferre; "Artık birçok genç
tasarımcı markalarda baş tasarımcı olarak çalışıyor. Üstelik onların sadece tasarımcı değil,
aynı zamanda marka yöneticisi olduğu düşünülüyor. Tüm kararları onlar veriyor. Ben
zamanında Christian Dior'da çalışırken, sadece tasarım yapardım. Markanın yönetim
sorunları beni ilgilendirmezdi (Zakuto, 2006, s. 336-337)" sözleriyle tasarımcıların
günümüzde markalarının yönetimleri ile de ilgili olduklarını vurgulamıştır.
Ferre'nin de vurguladığı gibi artık tasarımcıların sadece tasarım yaptıkları zamanlar geride
kalmaya başlamıştır. Tasarımcılar olayın sadece tasarım ürünler meydana getirmek
olmadığını ayrıca pazarlama hususunun da bir o kadar önemli olduğunu ve pazarlama
içinde markalaşmanın olmazsa olmaz olduğunu görmüşlerdir. Tasarımcı Karl Lagerfeld'e
göre ''Moda giyilen bir şeydir. Ne kadar yaratıcı olduğunuzu göstermek için defilelerde
sunduğunuz bir şey değildir. Ayrıca elbise satmanın kötü bir yanı yoktur'' (Gehlhar, 2006,
s. 20).
İnsanlar nedeni ne olursa olsun giyinmek isterler. Eğer tasarımcı insanların giyebilecekleri
şeyler üretebiliyorsa ve bunu da satabiliyorsa bunun kimseye zararı olmaması gerekir.
Burada asıl sorun ürünün satılabilirliğini artırabilmektir. Yani ürünü cazip hale
16
getirebilmek, onun beğenilirliğini artırabilmek, hem fiyat hem kalite yönünden iyi bir ürün
olduğuna ve hem de ürünün vazgeçilmez olduğuna, mutlaka alınması gerektiğine insanları
inandırabilmektir. Bunun yolu da iyi bir marka olabilmektir. Christian Lacroix ve Louis
Vuitton gibi markalarda çalışan moda danışmanı Jean-Jacques Picart bu konuda;
Moda işinin tek bir amacı vardır: Marka çekiciliği yaratmak. Yapılan her şey insanların,
markaya ilgi göstermesini sağlamaya yöneliktir. Bu endüstrideki her şey; defileler, reklamlar,
ünlü modeller, basındaki haberler bir arada yürür ve eğer tasarımcı işini iyi yapmışsa birilerinin
mağazadan içeri girmesini sağlar (Tungate, 2005, s. 21).
Picart'ın dediği gibi modacılar öncelikle iyi ve güvenilir bir marka yaratırlar. Daha sonra
yarattıkları bu markaya güvenerek insanları; basın yayın organları, defileler, reklamlar,
ünlü modeller aracılığı ile nasıl giyinmeleri, ne giymeleri, ne renk giyinmeleri gerektiği
konusunda yönlendirirler ve buna göre tasarladıkları giysileri satarlar. Görülüyor ki,
tasarımdan üretime giden yolda en önemli faktör marka olabilmektir. Marka insanlara
titizlik ve kalite konusunda güven verir.
Marka ayrıca insanlara toplum içerisinde belli bir statüko kazandırır. Ünlü bir markanın
tasarımlarını giymek iyi giyinmenin ölçütü olabilmektedir. Marka olabilmek için olaylara
ayrı bakabilmek de çok önemlidir. Yeni bir marka olabilmek için diğer markalardan farklı
olmak gereklidir.
Elbette her farklı bakış yeni bir marka yaratmaz. Ürünün aynı zamanda kaliteli olması,
gereksinimleri karşılayabilmesi, insanların kendilerini değişik hissetmelerini ve giysiyi
giydikleri zaman daha iyi ve rahat olduklarını düşünmelerini sağlayacak olması, her şey bir
yana satın alınabilecek bir ürün olması gereklidir. İnsanlar, tasarımcının ürünlerinizden
birini elde etmenin ayrıcalık olduğunu düşünmelidir. Tasarımcı Tom Ford ile birlikte
çalışan Fransız Vogue Dergisi'nin editörü Carine Roitfeld Tom Ford için,
Moda tarihinde kesin olarak bir Tom Ford öncesi, bir de Tom Ford sonrası dönem vardır.
Kendisi pazarlamanın gücünü gerçekten anlayan ilk çağdaş tasarımcılardan biriydi. İşi
konusunda burnu büyük değildi; satmak için üretiyordu. İnsanların giymek istedikleri giysiler
yarattı ve sonra da eğer bu giysileri satın alacak paraları yoksa en azından güneş gözlüklerini
satın almalarını söyledi (Tungate, 2006, s. 33-34).
Tasarımcı iyi bir marka yarattıysa, insanlar zaten ürününü almaya hazırdır. Yapılacak şey
insanları üretilen ürüne gereksinimi olduğuna ikna etmektir. Moda faktörü burada devreye
girmektedir. Unutulmamalı ki insanların yeni bir şeye ihtiyacı olabilmesi için eskinin işe
yaramaz olduğunu kabul etmesi gerekir. Burada tasarımcının görevi başlar. Bir önceki
17
sezonun giysilerinin gözden düştüğünü, eski sezon giysileri içerisinde ne kadar kötü, hatta
gülünç duracağına halkı inandırdıktan sonra, yeni sezon ürünlerinin daha güzel, daha rahat,
daha kullanışlı olduğuna ve buna mutlaka ihtiyacı olduğuna inandırmak tasarımcıya düşen
görevdir.
Moda akademisyeni Bruno Remaury'nin de söylediği gibi, "Geleneksel pazarlama,
gereksinim temeline dayanır. Var olan bir talebi karşılayacak bir ürün üretir ve
ürününüzün, kendi kategorisi içinde en iyi olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız. Ama moda,
gerçekte bir gereksinim söz konusu olmadığı halde gereksinim yaratmaya dayanır. Moda
arzu üreten bir fabrikadır" (Tungate, 2006, s.20).
Moda tasarımı sektöründe markalaşmak bir süreçtir ve bu süreci etkileyen çeşitli öğeler ve
faktörler vardır. Tasarımcı bu süreci başarılı bir şekilde yönetmek istiyorsa, bu öğe ve
faktörlere de hakim olmalıdır.
2.2.1. Moda Tasarımı Sektöründe Markalaşma Sürecinin Öğeleri
Moda tasarımı sektöründe markalaşmak; tasarımcının sektörde tasarımlarını tanıtması,
satışa sunması ve son olarak da satışı gerçekleştirmesi aşamalarını kapsayan bir süreçtir.
Bu süreçte de tasarımcının sektörü iyi analiz etmesi, sektörün ve rekabet ortamının
gerektirdiği koşulları göz önüne alarak bir iş planı oluşturması, bu iş planına uygun gerek
hukuki gerek profesyonel desteği sağlayacak ekibi oluşturması gerekmektedir.
2.2.1.1. İş Planı Oluşturma
Markalaşma söz konusu olduğunda akla ilk gelecek öğelerden birisi planlamadır. Çünkü
markalaşma konusunda düzgün bir plan olmaması tasarımcılar için büyük bir engeldir.
Doğru bir planlama ile markalaşma sürecinin doğru yönetilmesi ve bir sonraki adımın her
zaman biliniyor olması işleri kolaylaştıracak, çıkabilecek engellere karşı daha dirençli
olmayı sağlayacaktır. Tasarımcı Sandy Dalal "Markamı piyasaya çıkarmadan önce bir yıl
boyunca iş planımı oluşturmak, detaylandırmak ve karşıma çıkabilecek engelleri ortadan
kaldırabilmek için uğraştım" demiştir (Gehlhar, 2006, s.28).
İş planını oluşturmak; marka yaratmak isteyen tasarımcının hedefini belirlemesi ve bu
hedefe ulaşma yolundaki haritasını oluşturması açısından önemlidir. İş planı iş ile ilgili
düşünceler, hedefler, maddi kaynaklar, harcamalar ve riskler gibi faktörleri içinde
18
barındırır. Bu faktörlerden birisini ya da birkaçını göz ardı etmek marka için olumsuz
sonuçlar doğurabilir. Tasarımcı neden kendi moda markasını oluşturmak istiyor? Neden
herhangi bir mağazanın veya markanın tasarımcısı olmak yerine, kendi markasını
oluşturmak ve ürünlerini kendi markası altında tasarlamak istiyor? Bunun tasarımcıya ne
tür faydaları olacaktır? Bu soruların cevaplarının iyi bir iş planı oluşturmak için her
yönüyle düşünülmüş olması gerekmektedir. Tasarımcı marka oluşturmaya karar verdikten
sonra, hedeflerini iyi belirlemeli, tasarımların kimlere hitap etmesi gerektiği araştırmalı,
tasarım çalışmaları sırasındaki girdilerin ve personel giderlerinden, tanıtım amaçlı reklam
ve defile faaliyetlerine kadar her türlü çıktıların ne tür maliyet gerektirdiğini iyi hesap
etmelidir. Bütün aşamalarıyla düşünülmüş ve oluşturulmuş bir iş planı, markanın
profesyonel olarak düzgün bir biçimde işlemesi ve hedefine ulaşmasına yardımcı olur.
Kısacası bir moda tasarımcısı, kendi markasını yaratmadan önce hedefini ve izleyeceği
yolu belirlemeli, iş planını bütün detayları düşünerek oluşturmalıdır.
2.2.1.2. Pazarlama ve Satış Planı Oluşturma
Moda tasarımcısı pazarlama ve satış planı oluştururken öncelikle piyasayı iyi analiz etmeli,
piyasa analizine bağlı kalarak hedef müşterisini seçmeli, bu hedef müşterinin
gereksinimleri doğrultusunda da son olarak satış stratejilerini belirlemelidir.
Piyasa analizi; markalaşma konusuna karar vermiş olan tasarımcının öncelikle çalışacağı
dünyayı iyi tanıması için önemli bir adımdır. Planlarını bu analizlere göre yapmalıdır.
Hangi pazar hedefindeyse o pazarlardaki piyasa şartlarını, rekabet şartlarını, cinsiyet
faktörlerini, alım gücünü, sosyal etkenleri, iklim koşullarını vs. gibi durumları iyi
irdelemeli ve adımlarını ona göre atmalıdır. Piyasadaki hedef grubu analiz edilirken o
hedefe yönelik hareket eden rakipler de iyi irdelenmelidir, gerekirse yeni hedefler
saptanmalıdır. Çünkü bazı hedef gruplarında rekabet ortamı bir hayli yüksek ve alım gücü
ve mevsimsel şartlardan dolayı pazarlama imkanı kısıtlıdır. Böyle gruplarda ısrar
etmektense daha esnek ve doygun olmayan hedeflere yönelmek pazarlama için daha
kolaycıl bir yol olacaktır.
Hedef müşteri kitlesinin belirlenmesi de diğer önemli noktadır. Piyasasını iyi tanımış
tasarımcı için her şey bitmiş demek değildir. Hedef grubundaki kişileri de iyi analiz
19
etmelidir. Onların gelir durumları, yaş grupları, hoşlandıkları şeyler, meslek analizleri iyi
irdelenmeli ona göre stratejilerini belirlemelidir.
Bir diğer önemli adım olan satış stratejisi belirlemek planlamanın en önemli safhalarından
birisidir. Çünkü nasıl satış yapacağını bilmemek diğer bilinen her şeyi boşa çıkarabilir.
Hedef piyasada ortalama satış miktarı, hangi yollarla yapılan satışların ne kadar olduğu
gibi bilgiler bu anlamda çok değerlidir. Satış stratejisi oluşturulurken düşünülecek şeyler,
hangi insan kaynakları gücünden yararlanılacağı (satış uzmanı, pazarlamacı vs.), online
alışveriş siteleri kurulup kurulmayacağı, satış alanlarının nerelerden olacağı, tasarımcının
yurtiçi yada yurtdışı fuar veya tanıtım organizasyonları gibi etkinliklere katılıp
katılmayacağı gibi önemli aktivitelerdir.
2.2.1.3. Rekabet Analizi Yapma
Rekabet analizi yapma pazarda karşılaşılacak diğer rakipler ile ilgili ayrıntılı bilgi
toplamak için çok önemli bir olaydır. Rekabet analizi yapmak daha önce o pazarda hali
hazırda satış yapan diğer tasarımcıları gözlemlemek, ne gibi yollarla satış yaptıklarını,
nasıl rekabet ettiklerini, birbirlerine karşı ve tasarımcının markasına karşı avantajlarını,
dezavantajlarını ve pazarın mali potansiyelini anlamayı sağlamak açısından önemlidir.
Rekabet analizi yapma rakiplerini tanımak, onların satış stratejilerini öğrenmek açısından
önemlidir. Onların satış strateji doğrultusunda tasarımcı kendisine faydalı olabilecek
stratejileri kullanabilir, eksik gördüğü noktalar ile ilgili olarak da değişiklikler yapabilir.
Üretilen ürünle aynı karakteri taşıyan; yani kalite, hitap edilen kitle ve diğer bazı özellikleri
ile benzer olan ürünler rekabet analizi yaparken kılavuz olarak ele alınabilir. Bu tarz
ürünler tasarlayan tasarımcılardan piyasada daha önce yer edinmiş ve markalaşma sürecini
başarı ile gerçekleştirmiş olanlarının tespit edilmesi ilk aşamadır. Daha sonra o
tasarımcının ürünleri satın alınarak, defileleri ve fuarlara katılımları takip edilerek,
gerekirse ürün üretim-satış zincirindeki çalışanları ile irtibata geçilerek iş planı hakkında
bilgi edinmek önemlidir. Hatta bu tasarımcıların karşılaştıkları sorunları tespit etmek ve
kendi markalaşma sürecinde bu sorunları çözüme ulaştıracak şekilde iş planı düzenlemek
tasarımcı için büyük kolaylık olacaktır.
20
Tasarımcının kendi pazarı içinde rakip olarak gördüğü her tasarımcıdan bir adım öne
geçebilmesi için öncelikle onu tanımaya ihtiyacı vardır. İş planını oluştururken rekabet
analizi yapıp bu bilgiler ışığında planını oluşturması mantıklı olacaktır.
2.2.1.4. Operasyon Planı Oluşturma
Operasyon planı üretilecek malın tasarım aşamasından alıcının eline ulaşıncaya kadar ki
sürecin planlanması ve bu sürecin etkin yönetimidir.
Operasyon planını oluşturma aşamasında rekabet analizi yaparken edinilen bilgiler de
yardımcı olacaktır. Diğer tasarımcıların nereden ham madde, kumaş vs. aldıkları, nerede
baskı yaptırdıkları gibi bilgiler tasarımcının kendi iş planını oluştururken göz önünde
bulunduracağı bilgilerdir. Tasarımcı ne kadar özgün fikirleri ve yaratıcılığı olan kişi olsa
da pazar koşullarını da göz önünde bulundurmak zorundadır. Unutulmamalı ki talep
olmadan üretim olmaz. Hedef kitlenin belirlenmesinin önemi bu noktada ortaya
çıkmaktadır. Buna göre pazar araştırması yaparak ve diğer tasarımcıların operasyon
planlarını kıyaslayarak tasarımcı; kendisine en uygun olan ve özgün düşüncelerini
yansıtabileceği, bir nevi kendi zevklerini, müşterilerin talepleri ile birleştirebildiği ve bunu
kitlelere kabul ettirebileceği operasyon planını oluşturmalıdır.
Bu sürecin önemi zamanın, iş yükünün ve finansal durumların optimum kullanılarak
tasarımın üretime geçmesine yardımcı olmaktır. Operasyon planı da iş planını doğrudan
etkilemektedir ve bu optimum kullanım iş planında artı zaman, iş yükü ve finansal kaynak
olarak etkisini gösterecektir.
2.2.1.5. Finansal Analiz Yapma
Planlama yaparken tasarımcının en dikkat edeceği hususlardan bir tanesi de finansal
konulardır. Tüm planlama aşamasında tasarımcı her basamakta ki giderleri veya gelirleri
net olarak saptayamazsa da yine de planlama hususunda işe ne kadar para harcayacağını,
işe başladıktan sonra ki aşamalarda ne kadar gider olacağını ve sonunda işten ne gibi bir
kazanç sağlayacağını yakın bir şekilde belirlemelidir.
Tasarımcı bu işe ne kadar finansal bütçe ayıracaktır? Bu bütçenin ne kadarı nakit, ne kadarı
kredi ile karşılanacaktır? Tüm bu soruların cevaplarını net olarak olmasa da yakın bir
analiz ile kestirmek önemlidir. Rekabet koşullarının ağırlaştığı günümüzde, ürünlerin
21
maliyetlerini düşük, satış fiyatlarını yüksek tutmak gittikçe zorlaşmaktadır. Üretim
maliyeti ve satış fiyatı arasındaki makas darlaşmıştır. Dolayısıyla gelir gideri düzgün bir
şekilde hesaplayıp makas payını daha da darlaştırmamak asıl hedef olmalıdır. Aksi
takdirde makasın kapanması yani tasarımcının markasının gelir giderinin eşit olması ya da
gelirin giderden az olması durumu ortaya çıkar ve tasarımcı kazanca değil zarara geçmiş
olur. Bu şekilde de uzun ömürlü bir markadan söz edilemez.
Finansal planlama yapılırken bir profesyonelden yardım almak veya uzman bir ekonomist
istihdam etmek seçenekleri de göz ardı edilmemeli ve gerektiğinde bu yollara
başvurmaktan kaçınılmamalıdır.
2.2.1.6. Şirket ve Ticari Marka İsminin Seçilmesi
Marka ismi müşterinin marka ile tanışmasında ilk rol oynayan öğedir. Bu sebeple oldukça
önemli ve üzerinde iyi düşünülüp karar verilmesi gereken bir mevzudur.
Marka ismi akılda kalıcılık, yaratıcılık ve marka imajını en iyi yansıtan özellikte olmalıdır.
Fakat yaratıcı ve akılda kalıcı olma adına kafa karıştırıcı, uzun, anlamsız ve marka imajını
yansıtmayan isimler hedef kitlesini şaşırtabilir ve markanın tercih edilirliğini etkiler.
Genelde tasarımcılar kendi isimleri ile markalaşmayı tercih ederler. Örneğin markasını
kurduğu ilk günlerde Kenzo Takada markasına Jap ismini vermiştir. Fakat daha sonra bunu
Kenzo ile değiştirmeyi tercih etmiştir. Bunu da şu sözlerle ifade etmiştir. "İlk başladığım
günlerde markaya kendi ismimi vermeyi hiç düşünmemiştim. Ama sonra Jap negatif
anlamda bir Japon kısaltmasına dönüştü. 70’lerde ki ilk Amerika defilemin sonrasında,
orda yaşayan Japonlar büyük tepki gösterdi. 1980’de kendi ismime dönmek zorunda
kaldım. İyi ki de öyle oldu, çok daha fazla akılda kaldım" (Arna, 2013, s. 17). Tasarımcı
markasını küresel alanda sunacaksa dahi bulunduğu yöreye uygun nitelikte isim
seçmelidir. Müşterinin akılda tutabileceği, herhangi bir ayrımı akla getirmeyen, cinsiyetçi
yaklaşımlardan uzak,
isimden çok ürüne odaklanmayı sağlayacak isimler koymak
tasarımcının işini kolaylaştıracaktır. Tasarımcının kendi ismi ile markalaşma yoluna
gitmesi de bu nedenlerle mantıklı kabul edilebilir.
Marka ismi ne olursa olsun, tasarımcı markasını temsil eden isim, logo, markayı temsil
eden kelimeleri tescil ettirmek suretiyle koruma altına almalıdır. Aksi takdirde aynı isimle
farklı ürünlerle piyasalarda karşılaşabilir.
22
2.2.1.7. Profesyonel Hizmet Alma
Moda tasarımcısının, markalaşma sürecinde başarılı olması için kurumsal bir kimliğe sahip
olması genel olarak kabul edilen bir gerçektir. Kurumsallaşma markalaşmanın en önemli
olgularındandır. Kurumsallaşma yolunda atılacak adımlarda profesyonel insanlarla
çalışmak süreç için çok daha etkilidir.
Bir tasarımcının başarılı olabilmek için, daha önce bu konuda çalışmış, deneyimli ve
işletmenin faaliyet göstereceği alanda bilgi sahibi olan insanlar ile çalışmaya ihtiyacı
vardır. Ayrıca tasarımcı markalaşma sürecinde karşılaşacağı mali sorunlar, hukuki ve idari
problemler ile ilgili profesyonel destek almaya ihtiyaç duyar. Markalaşma süreci öğelerden
oluşmaktadır ve tasarımcı ne kadar yetenekli olursa olsun, markayı ileri taşıyacak
konularda yetersiz kalacaktır. Markaları ileri taşıyacak insanlar; piyasayı iyi analiz etmiş
finansçılar ve pazarlamacılar, alanında uzman hukuk insanları ve profesyonellerden oluşan
çalışma ekibini kapsar.
Beymen'in kreatif direktörü Murat Türkili yaratıcının satışla ne kadar ilgilenmesi gerekli
sorusuna "Bu, ticaretin bir parçası, her konuda olduğu gibi bu konuda da profesyonel
ekiplerle çalışma gerekliliği var. Pek tabii tasarımcı bu ekibin üyesidir ancak dinlemeli ve
müdahaleye izin vermelidir" (Güven, 2014, s. 232) cevabını vererek profesyonel yardım
almanın gerekliliğine vurgu yapmıştır.
2.2.2. Moda Tasarımı Sektöründe Markalaşmayı Etkileyen Faktörler
Moda tasarımı sektöründe markalaşmak bir süreçte gelişmektedir. Bu süreci bir takım
faktörler etkilemektedir. Bu faktörlerin yönetilme şekli süreci olumlu ya da olumsuz
etkileyebilmektedir. Moda tasarımı sektöründe markalaşmayı etkileyen faktörler çeşitlidir.
Moda tasarımı eğitiminden başlayarak marka oluşturma sürecinde markanın halkla
ilişkilerinin yönetilmesi, marka tanıtımı için defile, moda fotoğrafçılığı, internet, basınyayın organlarının kullanımı, mağaza ve/veya sergilerde tasarımların sergilenmesi ve satışa
sunulması, tasarımcıların marka işbirlikleri bu süreci etkileyen faktörlerdir.
2.2.2.1. Moda Tasarımı Eğitimi
Moda tasarımı eğitimi; tasarımcılar için en temel bilgileri edinebilecekleri merkez
konumundadır. Moda tasarımı eğitimi; tasarım süreci, nasıl çizim yapılması gerektiği,
23
uygun materyal seçimi, kalıp çıkarma, modelleme, moda akımları gibi en temel bilgileri
verir.
Özellikle Avrupa'da markalaşmış başarılı moda tasarımcıları mezun eden, moda tasarımı
okulları oldukça fazladır. Tasarımcı adaylarının aldıkları temel bilgiler sayesinde
tasarımlarını en iyi şekilde yapabilme ihtimalleri olmasına rağmen, günümüz moda
tasarımı sektöründe adını duyurmak, farklılaşmak, marka olabilmek ve bunların nihai
sonucu olarak satış yapabilmek konusunda tasarımcılar eksik kalmaktadırlar. Bu nedenle
özellikle son yıllarda moda tasarımı eğitimi alanında tasarımcı adaylarına pazarlama ve
muhasebe eğitimi vermenin önemi ortaya çıkmıştır. Hatta bazı üniversitelerde ve moda
eğitim akademilerinde "Moda ve Pazarlama" adı altında yeni bölümler veya dersler
verilmeye başlanmıştır. Artık dünyanın en iyi okullarından mezun olan tasarımcılar dahi
pazarlama, işletme gibi konularda yetersiz kaldıklarını dile getirmişlerdir. Dünyanın en
ünlü moda okullarından biri olan Central Saint Martin's'te dört yıl okuyan Emilio Pucci'nin
tasarımcılığını yapan Matthew Williamson'ın sözleri bu konuda genel düşünceleri ortaya
koymaktadır: ''Okulun olağanüstü bir ünü var ama ben gerçekten de oraya uyum
sağlayamadım. Modanın ticari yönü ile ilgilenmiyorlar. Bana göre insanları suya atıyorlar,
yüzemeyen boğuluyor'' (Tungate, 2006, s. 81).
Türkiye'de de bu konuda tasarımcılar paralel düşünmektedir. Moda Tasarımcıları Derneği
Başkanı Mehtap Elaidi nasıl marka olduğuna dair sorulan sorulara "İşletme eğitimi almış
olmanın da verdiği bir disiplinle belli bir iş planını takip ettim." diyerek cevap vermiştir
(Ustaoğlu, 2013, s. 74). Moda Tasarımcısı Özlem Ahiakın ise bu konudaki görüşlerini şu
şekilde dile getirmiştir.
Bir markada tasarımlar kadar pazarlama da çok önemli. Sonuçta sanat eseri satmıyorum.
Başkalarının tasarımlarıma bakarak; ‘güzel olmuş’ deyip de geçmeleri benim için pek önemli
değil. Bir ürün doğru müşteriye, doğru bir şekilde satıldığı zaman başarılı sonuç elde edilir.
Tasarımı yaptıktan sonra övgü alıp bir kenara koymak tek başına yeterli değildir. Doğru olan
yarattıktan sonra onu kitlelere ulaştırmak. İşte bu noktada moda pazarlamada aldığım eğitim
devreye girdi (Zakuto, 2011, s. 112).
Moda tasarımı eğitiminde müfredatın önemini tasarımcılar sektöre atıldıktan sonra
daha da iyi fark etmektedirler. Tasarım eğitiminin tasarımcıyı her yönden sektöre
atılmaya hazır hale getirecek şekilde olması ve pazarlama eğitimi ile paralel şekilde
devam etmesi tasarımcının marka oluşturma yolunda donanımlı hale gelmesi adına
oldukça önemlidir.
24
2.2.2.2. Basın ve Halkla İlişkiler
Basın; moda sektörünün itici gücüdür ve tüm dikkatleri bir anda tasarımcının üzerine
çekebilecek ve talep patlaması yaratabilecek güce sahiptir (Gehlhar, 2006, s. 155). Basın,
özellikle de moda dergileri, moda sektöründe yüksek derecede önem arz eder. Moda
dergileri, haber yaptıkları tasarımcıya dikkat çeker ve doğrudan bir pazarlama oluştururlar.
Tank Magazine Kraetif Direktörü ve Genel Yayın Yönetmeni Masoud Goldsorkhi ''Moda
dergilerinin çoğu büyük moda şirketlerinin pazarlama departmanlarının birer uzantısıdır''
(Tungate, 2006, s. 154) sözleriyle moda dergilerinin önemini vurgulamıştır.
Basının kullanımdaki en etkili faktör moda dergilerine reklam vermektir. Neredeyse bu
sürecin tamamı reklam verme potansiyeliyle doğrudan orantılı olmuştur. Moda dergileri
satın alma faaliyetlerini en çok etkileyen basın-yayın organı sayılabilir. Bu nedenle
tasarımcılar, onların dikkatini çekmek zorundadır. "Look-book" adı verilen ve
koleksiyonlarının tanıtımını içeren katalogları tasarımcılar, moda dergilerine bir şekilde
ulaştırmalıdır.
Moda dergilerinin dikkatini çekme noktasında halkla ilişkiler de devreye girmektedir.
Tasarımcıların defilelerine gelen ünlüler basının ilgisini çekecek, tasarımlarını giyen
ünlüler kıyafetleriyle haber olacaktır. Sonuçta ünlüler, fotoğrafçıların ve basının dikkatini
çekmektedirler. Bugün sponsorluk antlaşmaları da bu düşünce yapısı üzerine kurulmuştur.
İster bir ünlüyü bir davette veya günlük yaşamında giydirmek olsun, ister bir tv-sinema
karakterini giydirmek olsun basının ilgisini çekmek daha da kolaylaşmaktadır.
2.2.2.3. Defile Organizasyonu
Defile; belirli bir süreç içinde, mevsim koşulları, moda, modeller ve renkler göz önüne
alınarak tasarlanmış olan giysileri tanıtmak amacıyla, belirli bir yer, müzik, dans ve
koreografi eşliğinde yapılan tanıtımdır (Milli Eğitim Bakanlığı, 2008, s.3). Defilelerin
amacı giysilerin tanıtılmasından çok bir markanın kendini tanıtmak, reklamını yapmak ve
adından söz ettirmektir. Tasarımcılar ve firmalar karlarını arttırmak, imajlarını korumak ve
özendirmeyi kuvvetlendirmek için defilelere katılmaktadır (Oyman & Erdoğan, 2012,
s.114). Tasarımcılar, defileler aracılığı ile hem tasarımlarını ve isimlerini tanıtabilirler hem
de fikirlerini doğrudan göstererek potansiyel alıcıları ile iletişime geçebilirler. Kimi
25
tasarımcılar defilelerini şova yönelik bir şekilde düzenlerken, kimi tasarımcılar da
modellere ve satışa yönelik sade defileler düzenlerler.
Moda gösterileri modada markalaşmayı etkileyen diğer faktörlerle de yakından ilişkilidir.
Bu faktörlerin başında internet, basın-yayın ve halkla ilişkiler gelmektedir. Tasarımcıların
defilelerine çağırdığı ve defileye katılan davetliler oldukça önemlidir. "Ünlü sattırır"
kavramı burada devreye girer. Dünyadaki bütün moda haftalarında ön sıra konuklarına bu
sebeple oldukça önem verilir. Ne kadar çok popüler isim defileyi izlemeye geldiyse basının
o kadar çok ilgisini çekecek ve basında o kadar çok tasarımcının adı duyulacaktır.
Moda dergileri artık moda haftaları için ayrı dergiler basmakta, bu dergilerde podyum
görüntüleri yer almakta ve böylece insanlar tasarımcının koleksiyonunu bütünüyle
görebilme şansını yakalamaktadır. Bu yöntem de, tasarımcının akılda kalması adına iyi bir
reklamdır.
Diğer bir etkileşim alanı ise internettir. Artık moda haftalarının ön sıralarında bloggerlara
da yer verilmesi tamamen moda dünyasının internetin gücünü kabul etmesi nedeniyledir.
Bloggerlar, bloglarında defileden bahsedecek ve tasarımcı için oldukça kolay bir reklam
olacaktır. Bloggerlardan farklı olarak internet teknolojik anlamda da defileler için
yenilikleri beraberinde getirmiştir. 2011 Londra Moda Haftası'nda İlkbahar-Yaz Burberry
Prorsum defilesi buna en iyi örneklerden biridir. Burberry, İstanbul mağazasının da içinde
bulunduğu 25 mağazasına dev ekranlar kurdurarak defilesini aynı anda yayınlatmıştır.
Sınırlı sayıda katılımcı çağıran Burberry, defilenin sonunda dileyenlerin tablet bilgisayarlar
aracılığı ile beğendikleri ürünü sipariş etmelerine olanak vermiştir. Bu etkinlik dünyada ilk
defa gerçekleşmiştir ("Moda Tarihinde Bir İlk", 2010, s. 58).
2.2.2.4. Moda Fotoğrafçılığı
Moda fotoğrafı bir yandan tüketim kültürü içinde marka imajını yansıtması bir yandan da
potansiyel alıcıların algı dünyalarına seslenmesi açısından reklam fotoğrafçılığında önemli
bir yer kaplar. Moda fotoğrafı 1920’lerde ortaya çıkmıştır. Otoritelerce kabul edilen ilk
moda fotoğrafçısı Steichen olmuştur (Peres'den aktaran Özüdoğru, 2009, s.2). Alıcının
ürün hakkında ilk izlenimi ve ürüne bağlanması için fotoğraf aracı rolü üstlenmektedir.
Tasarımların sergileneceği katalogdan, koleksiyonun tanıtımının yapılacağı reklamlara,
defilelere kadar her şey görsel birer dokümana dönüşmektedir. Daha da önemlisi bu görsel
26
dokümanlar günümüzün en önemli pazarlama araçlarından olan internette dolaşmakta,
basında yer almakta, tasarımcının adı bu dokümanlarla insanların görsel hafızasına
kazınmaktadır.
Bu durumlar karşısında fotoğrafçılar, moda fotoğrafçılığı disiplininde uzmanlaşarak
girdikleri moda sektöründe tanınırlık, akılda kalıcılık, şaşırtıcılık gibi etkilerle sektörü
geliştirirler.
2.2.2.5. İnternet Faktörü
Değişen yaşam tarzları, markaların kendilerini fark ettirme stratejileri, tüketici beklentileri,
zamanın ve kolaylığın önemi gibi öğelerin sonucunda ortaya çıkan, istekleri karşılayan
yeni iletişim aracı olarak internet bir başka deyişle dijital ortam her geçen gün kitlelerin
yoğun ilgisiyle karşılaşmaktadır (Peltekoğlu'dan aktaran Yengin & Sağıroğlu, 2012, s.1).
Kitlelerin yoğun ilgisini çeken internet, tasarımcılar için de bir pazarlama aracıdır.
Defileler, tasarımları taşıyan ünlüler, moda haberleri hızlı bir şekilde insanlara
ulaşmaktadır. Tasarımcılar internet aracılığı ile yorumları, eleştirileri dolayısıyla da
müşterisinin ne istediğini sentezleme olanağı bulmaktadır.
Bütün bu faydalarının yanında internet, tasarımcıya reklam ve satış olanakları da
sunmaktadır. Bugün tasarımcıların hemen hemen hepsi kendi web adreslerine sahiptirler.
Bu adreslerden tasarımcıların biyografileri, geçmişten bugüne tasarımları, çıkış noktaları
hakkında bilgiler edinilebilir. Hatta tasarımcılar bunu daha da geliştirip, web siteleri
aracılığı ile tasarımlarını satışa çıkarabilirler. İnternet aracılığı ile satış, hem herkese ulaşıp
küresel pazara açılma olanağı sağlarken hem de daha ekonomik bir sistem olarak işler.
SMG Knowledge (2012)’ın aktardığı ve Global Web Index tarafından 2011 yılında yapılan
internetin tüketicilerin satın alma sürecindeki davranışlarında meydana getirdiği değişikliklerin
incelendiği bir araştırmada, Türkiye’deki aktif internet kullanıcılarının %89’unun satın alma
öncesi internette araştırma yaptığı, %62’sinin satın almayı düşündüğü ürün/marka hakkında
araştırma yapmayı en önemli internet kullanma sebebi olarak gördükleri belirlenmiştir. Aynı
araştırmada, katılımcıların % 72’sinin en az bir çevrimiçi platformda ürünler ve markalar
hakkında fikirlerini, yorumlarını yazdığı, % 53’ünün çevrimiçi platformlarda tanımadığı
birinden aldığı tavsiyenin “marka ile ilgili olumlu izlenim” oluşturduğunu ve % 40’ının
çevrimiçi ortamlarda tanımadığı birinden aldığı tavsiyenin “ürün/hizmet hakkında bilgi”
sağladığını düşündüğü görülmüştür (Knowledge'dan aktaran Kara & Coşkun, 2012, s. 75).
27
İnternet-moda ilişkisinde bloggerlar da önemli yer tutarlar. Moda bloggerları, bugün moda
dünyasında oldukça önemsenen kişiler haline gelmişlerdir. Bloglarında takipçileri ile
paylaştıkları yazılar, onu takip eden kitleyi doğrudan etkilemektedir. Tasarımcılar da
bloggerların bu gücünü fark etmiştir. Basın ve ünlülerin yanı sıra artık defilelere bloggerlar
da özel olarak davet edilmektedir. Bloggerlar, defilenin sonunda sosyal medya aracılığıyla
defile hakkında yazılar yazarak, fotoğraflar paylaşarak aslında ekonomik bir şekilde
tasarımcının reklamını yapmış olacaktır. Hatta bazı tasarımcılar özel olarak bloggerlar ile
anlaşarak
sponsorluk
veya
bloglarından
hediye
dağıtımı
gibi
etkinlikler
düzenlemektedirler.
Müşteriler kendilerini işletmenin, moda ekibinin ve moda endüstrisinin bir parçası olarak
hissetmeye başlamış, bloglar aracılığıyla moda hakkında sorular sorulup cevaplanmaya,
son ürünler ve indirimlerle ilgili bilgiler verilmeye başlanmıştır. Bu birebir iletişim
sayesinde müşterilerin marka bağlılığı kuvvetlenmiştir (Bickle'den aktaran Altunkılıç,
2014, s.63). Bütün bunlar pazarlama stratejileridir.
2.2.2.6. Mağaza Faktörü
Bir moda tasarımcısının kendi mağazasının olması oldukça önemlidir. Burada tasarımcı;
tasarımları ile birlikte doğrudan kitlesine hitap edebilir. Mağaza, tasarımcının marka
olması için gerekli etkenleri de tasarımcıya sağlar.
Tasarımcı; mağazanın kapısındaki tabeladan, vitrininde ya da showroomunda sergilediği
tasarıma, tasarımlardaki etikete, mağazanın dekorasyonuna kadar her şeyi bir paket halinde
müşteriye sergileyebilir. Armani küresel iletişim sorumlusu Robert Triefus ''Mağazalar bir
markanın yüzünü oluşturur. Göstermek istediğimiz imajımızı tümüyle ortaya koyar.
Mimari, marka iletişiminin çok önemli bir parçasıdır. Bir mağazaya girdiğinizde markadan
beklentilerinize uygun olduğunu görmeniz gerekir'' (Tungate, 2006, s. 99) sözleriyle
markanın imajını sergilemekte mağazanın önemini vurgulamıştır. Tasarımcılar için kendi
mağazasını açmanın yanında diğer bir seçenek de sektördeki büyük ve üst gelir grubuna
hitap eden zincir mağazalarda satış yapmaktır. Bu zincir mağazaların çoğunun; mağaza
için yeni tasarımcılar ve kaynaklar bulmakla görevli moda direktörleri ve satın alma
yetkilileri vardır.
28
Tasarımcı Hüseyin Çağlayan da "Mağazalar her zaman var olmalı. Tasarımcının dünyasını
somut anlamda temsil eden onlar" ("Geçmişe Selam, Geleceğe Bakış", 2015, s.276)
sözleriyle mağazanın tasarımcı için gerekliliğine dikkat çekmiştir.
2.2.2.7. Moda Sergilemek
Köklü moda markaları her geçen gün artan moda markaları arasında farkındalıklarını
ortaya koymak adına bir takım yöntemler geliştirmektedirler. Köklü moda markası demek
köklü geçmişe sahip olmak demek fikri üzerinden gelişen bu yöntemlerden en göze
çarpanları müzeler ve sanat galerileridir.
Bu müzeler ve sanat galerileri hem adını
taşıdıkları markaların geçmişini göz önüne sermekte hem de markanın tanıtımında farklı
bir etki sağlamaktadır.
Loewe, Hermes ve Prada gibi markalar sanat galerilerini tercih ederken, Christian Dior,
Yves Saint Laurent, Gucci, Ferragamo, Balenciaga gibi markalar müze uygulamasını tercih
etmişlerdir. Örneğin, Christian Dior'un çocukluğunun geçtiği Granville'deki ev Christian
Dior Müzesi'ne dönüştürülmüştür ve burada Dior markası için belirli dönemlerde sergiler
düzenlenmektedir. Gucci ise Floransa'da kendine ait bir müze açarak geçmişten günümüze
tasarımlarını burada tam zamanlı olarak sergilemektedir. Birçok tasarımcı markası artık
müzelerde markalarının köklü tarihini insanlara bu şekillerde sunmaktadır.
Ünlü İtalyan modacı Valentino Garavani ise dünyada müze sergileri konusunda bir ilk
gerçekleştirmiş ve ilk sanal moda müzesini kurmuştur. Sanal müzesinde tasarımlarını
sergileyen Valentino, ayrıca tasarım ile ilgilenen gençlere tavsiyelerde de bulunmaktadır.
Resmi sayfasının adresinden Valentino'nun müzesi online olarak gezilebilmektedir
(Valentino Garavani Museum, 2015).
2.2.2.8. Tasarımcı-Marka İttifakları
Moda tasarımı sektörü bugünün küresel şartlarında; internet, basın-yayın gibi organlarla
artık insanların evine kadar sızabilmektedir. İnsanlar bilgiye çok hızlı bir şekilde
ulaşabilmekte ve tüketime dâhil olmak istemektedirler.
Moda her yaşta, her statüde insanın farkına vardığı bir kavram haline gelmişken, herkesin
erişebileceği bir konumu yoktur. Bu noktada devreye hazır giyim firmaları için tasarım
yapan, onlara kapsül koleksiyonlar hazırlayan tasarımcılar girmektedir. İnsanlar bir
29
tasarımcının tasarımını dolaplarına taşıyabilmenin hazzını yaşarken tasarımcı için de
durum oldukça karlıdır. Tasarımcı ilk olarak çok geniş kitlelere adını duyurabilecek
reklamı sağlamaktadır. O hazır giyim zincirinin her mağazasında onun adı geçecek ve
hazır giyim firmasının bütün reklam olanakları onun için de çalışmış olacaktır. Dahası,
oldukça düşük maliyet ile tasarımlarını hayata geçirebilecektir. Bu sayede kendi
koleksiyonunu hazırlamak için bütçesine katkı sağlayabilecektir. Hazır giyim firması da
tasarımcı adı ile dikkat çekecek ve satışlarında artış gösterebilecektir. Bu üç elemanı da
karlı çıkaran arz-talep dengesinde bir anlaşmadır.
Bir marka için tasarım yapmanın başka avantajları da vardır. Sıfırdan bir marka yaratmakla
uğraşmak yerine markalara dahil olmak, tasarımcı için işletme aşamasında zaman
kaybetmeyi engeller. Daha da ileri aşamada tasarımcı kendi başına marka olmaya karar
verdiğinde de bu markada elde ettiği bağlantılar ve ilişkiler markalaşma sürecinin
pazarlama kısmında oldukça işine yarayacaktır. Kısacası marka tasarımcının önemli
kaynaklara ulaşmasına aracılık edecektir. Amerika Moda Tasarımcıları Konseyi (Counsel
of Fashion Designers of America-CFDA) yönetim direktörü Peter Arnold da bu konuda
''Bugünkü başarılı tasarımcıların hemen hepsi bir başkası için çalışmış, bir iş yerini idare
etmenin tüm detaylarını öğrenmiş ya da en azından gözlemlemiş ancak ondan sonra kendi
başlarına bir işletmenin başına geçmişlerdir'' (Gehlhar, 2006, s. 23) sözleriyle bir marka
için tasarım yapmanın önemini dile getirmiştir.
2.3. Türk Moda Tasarımı Sektörü
Türk moda tasarımı sektörü günden güne gelişmekte olan bir sektördür. Özellikle 2000'li
yıllardaki gelişmelere paralel olarak değişim göstermektedir. Moda tasarımı eğitimi veren
okullar, kurum ve kuruluşlarda günden güne bir artış görülmektedir. Özellikle Moda
Tasarımcıları Derneği'nin kurulumuyla birlikte tasarımcılar gerek bireysel, gerek dernek
bazlı, gerekse devlet desteği ile çeşitli çalışmalar, moda haftası, yurtiçi-yurtdışı fuar
organizasyonları gibi ayrıcalıklara sahip olmaktadırlar. Yurtdışında Türk malı imajı
oluşturmak amacı ile Turquality projesi devlet tarafından yönetilmekte, tasarımcıların ve
tasarımların korunmasına yönelik yasa ve mevzuatlar oluşturulmaktadır.
30
2.3.1. Türk Moda Tasarımı Sektörünün Tarihsel Gelişimi
Anadolu tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin kurulduğu ve birçok medeniyetin geçiş
yaptığı bir yer olmuştur. Dolayısıyla çok çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Bu
kültürel birikimlerin sonucu moda sektörünün oluşması ve gelişmesi için yeterli bir kültür
alt yapısı oluşmuştur.
Anadolu üç bin yıldır tekstil sanayi ve ticaretinde önde gelen bir ülkedir. Üç bin beş yüz yıl
önce Hitit merkezi Kaniş’e (Kayseri civarı) Assur tekstil kervanlarının Güney Doğu
Anadolu’da uğradığı kasabalar, sonraki dönemlerde tekstil sanayi ve ticaret merkezleri
olarak yükselmiştir (İnalcık, 2008, s.7).
1400–1600 arası dönemde Anadolu, ürünlerini yalnızca Balkanlar’a ve Karadeniz’in
kuzeyine değil, Batı ülkelerine de ihraç eden bir tekstil üretim bölgesi haline gelmiştir.
Daha XIII. yüzyılda Türk halıları Suriye, Mısır ve Avrupa’ya ihraç edilen lüks mallar
arasında olmuştur. Türkiye’de üretilen pahalı kemhalar ile sof kumaşı; Rus çarlarının,
boyarlarının, İtalyan ve Fransız prens, prenseslerinin, İskoç piskoposlarının da aralarında
bulunduğu Avrupa seçkinlerinden büyük ilgi gören lüks tekstil ürünleri haline gelmiştir.
1400 – 1600 arası dönemde, yalnızca lüks ipekliler değil, Fransa ve İtalya’da “boucassin”
ya da “bocassino” diye bilinen ince pamuklular da Türkiye’den yapılan ithalat listelerinde
yer almıştır. Türkiye’den Kefe, Akkerman ve Buda’ya ihraç edilen ürünler arasında, ucuz
bir pamuklu türü olan kirbas gibi sıradan dokumalarda bulunmaktaydı. Ankara, ihraç ettiği
değerli sofalarıyla ünlüydü. Bursa ipekli üretiminde, Aksaray, Gördes, Kula ve Uşak halı
dokumacılığında uzmanlaşmıştı. Borlu, Isparta, Karaman, Tire, Menemen, Çorum, Tokat
ve Kastamonu’da üretilen çok çeşitli pamuklu kumaşlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun her
tarafına gönderilmekteydi. Kısacası, Avrupa’nın makine ürünü dokumaları, Türk ürünlerini
pazardan sürüp çıkarana yani XIX. yüzyıla kadar, Anadolu dünyanın en önemli tekstil
üretim yerlerinden biri idi (İnalcık, 2008, s.13).
Türkiye'de Cumhuriyet Dönemi ile birlikte tekstil sektörü gelişim göstermiştir. Devlet
tarafından kurulan fabrikaların sayısı artmıştır. 1923 yılı İzmir İktisat Kongresi’nde
dokuma tekstilin önemi üzerinde durulmuş ve tekstil koruma altına alınmıştır. Bu kararla
birlikte tekstil yatırımlarını artırmış ve tekstil üretim kapasitesi yükselişe geçmiştir. 19331945 yılları arasında ekonomide görülen başarılı büyüme ve devletçilik yaklaşımı ile
devletin tekstil üretim ve tüketimi içerisindeki rolü artmıştır. Bu politika uyarınca üretimin
31
tarımsal üretime bağlı tutulması nedeniyle tekstilde ilk desteklenen üretim pamuk olmuştur
(Eraslan, Bakan & Kuyucu, 2008, s. 273).
1933 yılında Sümerbank kurulmuştur. Sümerbank'ın kuruluş amacı sanayi üretimini
üstlenmek, Osmanlı tekstil fabrikalarını devralmak ve kamuya ait tekstil üretim tesisleri
kurmaktır. 1930’ların sonuna kadar imalat sanayinde katma değerin %60’ı geleneksel el
ürünlerinin küçük atölyelerde üretilmesi yoluyla sağlanmıştır. Özel işletmeler 1939’da
toplam pamuk ipliğinin %65’ini, pamuk kumaşın %40’ını ve deri ürünlerinin %38’ini
üretir duruma gelmiştir. Hazır giyim devrimi olarak adlandırılabilecek bir süreçte
Türkiye’de giyim kuşam devrimi ile küçük hazır giyim firmaları üretime geçmişlerdir.
Örneğin, günümüzde büyük bir Türk markası olarak hazır giyim sektöründe faaliyet
gösteren Vakko, bu dönemde şapka ve eşarp üretmek üzere 1934 yılında kurulmuştur
(Seidman, 2004, s. 1).
1950’lerden itibaren sektörde küçük atölyeler şeklinde ilk özel yatırımlar görülmeye
başlamıştır (Özben'den aktaran Eraslan, Bakan, & Kuyucu, 2008, s. 274). Bu yatırımlar ile
birlikte sektöre yönelimin arttığı anlaşılmaktadır.
1963-1972 dönemi ile birlikte sektörde büyüme görülmüş, ekonomi açısından önemli hale
gelmiştir. Yine aynı dönemde ilk tekstil ihracatı başlamıştır fakat Türkiye tekstil sektörü
yatırım patlamasını 1970 ve 1980'li yıllarda gerçekleştirmiştir (Yaşar'dan aktaran Aras,
2002, s.4).
1980'li yıllardan itibaren Avrupa Birliği'ne girme çabalarıyla birlikte ve ekonomideki
açılım politikaları sonucu ile tekstil sektöründe gelişme görülmüştür. Bu dönemde daha
çok iplik, elyaf, kumaş vb. tekstil ürünleri ihraç ederken, 90'lı yıllarda konfeksiyon ağırlık
kazanmıştır. Sektör, 1980-1984 döneminde tekstil ve konfeksiyon, 1985-1999 döneminde
ise konfeksiyon ihracatına yönelik büyümüştür. 1980'li yıllarda ekonominin yapısının
değişmesi ve daha çok dışa açılma politikası tekstil, bilahare konfeksiyon sektörünün
gelişmesini, dolayısıyla Türkiye'nin en büyük sektörü olmasını sağlamıştır (Aras, 2002,
s.4).
Tekstil ve hazır giyim sektöründe uygulanmakta olan kotalar 1995 yılında Dünya Ticaret
Örgütü tarafından kabul edilen ve 2005 yılında uygulamaya geçen anlaşmayla
kaldırılmıştır. Bunun sonucu uluslararası pazarlarda yeni bir dönem başlamıştır. Tekstil ve
hazır giyim sektörü daha önce maliyeti nispeten düşük olan ürünler bazında rekabet
etmekteydi. Bu dönemle birlikte tekstil ve hazır giyim sektörü rekabetin yoğun olduğu
32
piyasada yüksek katma değerli tekstil ürünleriyle, markalaşarak ilerlemek durumunda
kalmıştır (Ekti, 2013, s.10).
Ancak uluslararası rekabetin çok güçlü olduğu bu sektörde sadece üretmek yetmemiştir.
Özellikle gelişmekte olan üçüncü Dünya ülkelerinin yavaş yavaş bu sektöre el atmaları
rekabeti daha da güçleştirmiş ve bu nedenle tüketicinin ürünlere yönlendirilmesi, ürünleri
beğenmesinin sağlanması gerekmiştir.
Firmalar yeni dönemle birlikte tasarım sürecini, üretim sürecine katma ihtiyacı hissetmiştir.
2000 yılı sonrasında moda tasarımı sektöründe önemli atılımlar gerçekleşmiştir. Hazır
giyim ve tekstil birlikleri bu kapsamda devlet ve sektör desteğiyle eğitim, finans, tanıtım,
ar-ge çalışmalarına yön verecek önemli yatırımlar yapmaya başlamıştır. Moda
Tasarımcıları Derneği'nin 2006 yılında kurulması ile birlikte Ağustos 2009'dan itibaren
İstanbul Moda Haftası düzenlenmeye başlamıştır. Yine ilgili birlikler sektörden ve
özellikle kamudan aldığı destekle önemli projeler geliştirmişlerdir (Som, 2010, s. 10).
Türk moda tasarımı sektörünün tarihsel gelişimi incelendiğinde Anadolu gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkeler açısından tarih boyunca yüksek önem arz etmektedir. Gerek
hammadde gerekse işlenmiş ürün ithalatı düşünüldüğünde başka ülkeler Anadolu ile
sürekli ilişki halinde olmuştur ve Anadolu'nun ticari hacmi yüksek olmuştur. Günümüzde
dahi popülerliğini koruyan ve "moda" olarak nitelendirilebilen denimin Anadolu'dan ihraç
edilen "kaba mavi pamuklu" olarak isimlendirilen ürün orijinli olduğu bilinmektedir
(İnalcık, 2008, s. 129).
2.3.2. Türkiye'de Moda Tasarımı Eğitimi
Türkiye'de her ne kadar tekstil alanında verilen eğitim geçmişe dayansa da moda tasarımı
alanında verilen eğitim yakın tarihlere dayanmaktadır. Fakat yakın tarihe dayanmasına
rağmen özellikle son yıllarda moda tasarımı eğitimi veren okul ve kurumların sayısında
yüksek bir artış gözlemlenmektedir. Bunun başlıca nedeni moda endüstrisinin Türkiye'de
ve Dünya'da popülaritesinin artması ve buna bağlı olarak sektörde yeni, yetenekli moda
tasarımcılarına ihtiyaç duyulmasıdır. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)
2015 yılı kılavuzuna göre Türkiye'de 44 ön lisans moda tasarımı bölümü, 10 lisans moda
tasarımı bölümü bulunmaktadır (Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi, 2015). Ayrıca
moda tasarımı eğitimi veren çok sayıda özel eğitim kurumları da bulunmaktadır. Moda
33
tasarımı eğitimi veren okul ve kurumların günden güne artması, mesleğe olan yönelimin
bir sonucu olarak düşünülebilir.
Özel eğitim veren moda okullarının sayısında da son yıllarda oldukça artış gerçekleşmiştir.
Bu moda okullarının en önemlilerinden biri Avrupa Birliği (AB), Ekonomi Bakanlığı ile
İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) işbirliğiyle 2007 yılında
kurulan İstanbul Moda Akademisi (İMA)'dir. İMA’nın temel eğitim alanları 'Moda
Tasarımı, Moda
Yönetimi, Teknoloji
ve
Ürün Geliştirme, Moda Medya
ve
Fotoğrafçılığı'dır. Bu dört temel başlık çerçevesinde tüm eğitim programları kurgulanarak,
tüm eğitim programları çeşitli seminerler, workshoplar ve projelerle desteklenmektedir
(İstanbul Moda Akademisi, 2015).
Bu okullara ek olarak dünyada eğitim veren önemli moda okulları da Türkiye'de eğitim
kurumları açmaya başlamışlardır. Örneğin 1841 yılında Paris'te kurulan ve dünyanın ilk
moda okulu olma özelliği taşıyan Esmod, İstanbul'da Vakko işbirliği ile bir moda
akademisi açmış bulunmaktadır.
Türkiye'de moda tasarımı eğitimi veren okullar ve özel kurumların çoğalmasına rağmen
sektörde kalifiye elemana olan ihtiyaç, tasarımcılar ve firmalar tarafından sıklıkla
vurgulanmaktadır. İmalat sektöründe özellikle son yıllarda istihdam sorununun ortaya
çıkmasının temel nedenlerinden biri olarak ara eleman eksikliği gösterilmektedir. Ara
eleman eksikliği de mesleki eğitiminin yetersizliğinin bir sonucudur. Koç Grubu mesleki
eğitimin önemini vurgulamak amacı ile "Meslek Lisesi, Memleket Meselesi" isimli bir
farkındalık çalışması yürütmektedir (Meslek Lisesi Memleket Meselesi, 2015).
Okullarda tasarım konusunda eğitim verilirken teknik bilgi, teknik bilgi üzerine
yoğunlaşırken de tasarım konusunda eksik kalındığı ortaya çıkmaktadır. Özellikle de
pazarları tanımak ve hatta iyi bir pazarlamacı olmak tasarımcı için markalaşma konusunda
en önemli hususların başında gelmektedir.
Bu nedenle tasarımcılar tasarladıkları ürünü kime, ne şekilde satabileceklerini bilmek
zorundadırlar ve bu bilgi eğitim aldıkları yerlerde de öğretilmelidir. Türkiye'de şu an daha
çok özel eğitim veren kurumlar bu eksikliğin üzerine gitmişlerdir ve moda tasarımı eğitimi
bölümlerine ek olarak moda yönetimi, moda pazarlaması gibi yeni bölümlerde de eğitim
programları faaliyete geçirmişlerdir. Fakat devlet üniversitelerinde henüz bu yönde
eğitimler yeterince verilmemektedir. Özel kurumların verdiği moda yönetimi eğitimlerinde
tasarımcılara pazar analizinden başlayarak, kendi moda markalarını kurma aşamasına
34
kadar işleyen süreç müfredat olarak ele alınmaktadır. Vakko Esmod moda akademisi bu
örneklerden biridir. Okulun eğitim prensiplerinden biri yaratıcılığı teşvik ederken, satış
faktörünü unutmamaktır (Vakko Esmod İstanbul, 2015).
Ülkemizde moda eğitiminde tasarım dışı konulara da önem verilmesi durumu gün geçtikçe
gelişmektedir. Buna paralel olarak geleneksel moda pazarlarının geliştiği ülkelerde önemi
daha önce anlaşılan moda hukuku konusu ülkemizde de dikkat çekmeye başlamış ve hatta
Dünya'nın ikinci moda hukuku enstitüsü olma özelliğini taşıyan Moda Hukuku Enstitüsü
2012 yılında açılmıştır. Bu enstitü ile moda tasarımcısı için büyük önem arz eden marka
tescil işlemleri ve buna benzer hukuki konuları içeren moda hukuku konusunda eğitimler
verilmektedir (Moda Hukuku Enstitüsü, 2015).
Bütün bu eğitim olanaklarına rağmen Türkiye'de modada markalaşma şartlarını yerine
getirmek için gerekli moda eğitiminin eksikliği sektördeki tasarımcılar ve firmalar
tarafından vurgulanmaktadır. Daha da önemlisi moda ile etkileşim halinde olan alt dallarda
kalifiye eleman eksikliği oldukça hissedilmektedir ve bunun için yeterli eğitim kurumu
bulunmamaktadır.
2.3.3. Türk Moda Tasarımı Sektörü Genel Durumu ve Sektörün Gelişiminde
Etkili Olan Kurum ve Kuruluşlar
Türkiye'de 2000 yılı itibariyle moda tasarımı sektöründe önemli atılımlar meydana
gelmiştir. Moda Tasarımcıları Derneği (MTD), Türk moda tasarımı sektörünün oluşmasına
katkıda bulunmuş yedi moda tasarımcısı tarafından 2006 yılında Türkiye moda tasarımı
sektörünün, dünya moda akımlarının oluşumunda belirleyici bir "ekol" haline gelmesi
vizyonuyla kurulmuştur (Tasarım Strateji Belgesi ve Eylem Planı, 2014: madde 3.3.1.3).
Bu derneğin kurulması ile birlikte Türk moda tasarımı sektöründen tam anlamıyla
bahsetmek mümkün olmuştur. Dernek misyonlarını da şu şeklide açıklamıştır;
 İstanbul'u kültürel parçaları ile birlikte, her yönden tasarım merkezi olarak düşünerek
Türkiye'yi İstanbul merkezli moda tasarımı bölgesi yapmak,
 Medya iletişim araçlarını kullanarak tasarımın ekonomide yarattığı katma değer
hakkında kamuoyunda farkındalık yaratmak,
 Marka olma aşamasında yaratıcılık arayan sanayici ile özgün ve yenilikçi olmak isteyen
tasarımcılar arasında köprü olmak,
35
 Türk moda tasarımı sektöründe mesleki standartlar ve etik kurallar oluşturarak sektörü
kurumsal bir yapıya büründürmek,
 Türk moda tasarımı sektöründe günümüze kadar yaşamış tasarımcılar ve sektör
hakkında düzenli bir arşiv oluşturmak,
 Türk tasarımcıları yurtiçi piyasada kalınır kılmak,
 Moda tasarımı sektörü ve sektörü ilgilendiren diğer disiplinler arasında iletişim kurarak
sektörün yenilenmesine ve gelişmesine destek olmak
(Turkish Fashion I-D, 2015).
Kurulduğu günden itibaren çeşitli faaliyetler içinde olan MTD, Türkiye'nin özellikle de
İstanbul'un bir moda kenti olması için çabalamaktadır. Bu faaliyetlerin başında Türkiye'nin
bir moda haftasına sahip olması gelmektedir.
İlk olarak 2009 yılının Ağustos ayında düzenlenen İstanbul Moda Haftası, o zamandan bu
zamana istikrarlı bir şekilde devam etmektedir. Güncel adı Mercedes-Benz Fashion Week
(MBFW) olan etkinlik ile birlikte tasarımcılar; Sonbahar/Kış ve İlkbahar/Yaz olmak üzere
yılda iki defa koleksiyonlarını sunma olanağı bulmaktadırlar. İlk günden bu zamana kadar
sürekli gelişen moda haftasını her yıl yurtdışından daha fazla alıcı takip etmektedir
("Modanın Kapıları İstanbul'da Aralandı", 2014, s.31).
Mercedes Benz Fashion Week'de yabancı satın alma sorumluları ile tasarımcıları
buluşturmak amacı ile 'The Core İstanbul' adlı bir organizasyon düzenlenmektedir. İstanbul
Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB), MTD ve İMA işbirliğiyle
düzenlenen etkinliği Ekonomi Bakanlığı desteklemektedir. The Core İstanbul, Mercedes
Benz Fashion Week İstanbul kapsamında koleksiyonlarını tanıtan tasarımcıların
bilinirliğini arttırmayı ve katma değeri yüksek ihracat sağlamayı hedeflemekte ve
endüstriyel kazancı maksimuma çıkarmayı planlamaktadır (The Core İstanbul, 2015). Son
olarak 12-17 Ekim 2015 tarihlerinde düzenlenen The Core İstanbul etkinliğinde hem
tasarımcılar hem de firmalar kendi koleksiyonlarını sergileme imkanı bulmuşlardır. Aynı
zamanda farklı ülkelerden alıcı ve satın alma grupları etkinliğe davet edilerek sipariş
almalarına ortam sağlanmaktadır. The Core İstanbul etkinliğinin özellikle moda haftası ile
aynı anda yürütülmek istenmesinin nedeni; satın alıcıların hem defileleri izleyip hem
ayrılan alanlarda ürünleri görüp sipariş verebileceği ticari bir sinerji alanı yaratmak
istenmesidir (İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, 2015).
36
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD), Türkiye'de 2015 yılında sekizincisi
gerçekleşen İstanbul Moda Konferansı'nı düzenlemektedir. 14-15 Ekim 2015 tarihleri
arasında sonuncusu düzenlenen konferans bu yıl Dünya Moda Kongresi işbirliği ile birlikte
İstanbul'da gerçekleşmiştir. Dünya hazır giyim sanayicilerinin İstanbul'da bulunmaları ve
konferansın The Core İstanbul ile aynı zamanda düzenlenmiş olması İstanbul'un moda
merkezi konumuna gelmesi için fırsat olarak görülmektedir. Etkinlik kapsamında
tasarımcılar ve markalar deneyimlerini paylaşmakta ve ikili iş görüşmeleri düzenlenerek iş
birliklerinin sağlanmasına ortam hazırlanmaktadır (Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği,
2015).
Moda Tasarımcıları Derneği'nin öncülük ettiği bir diğer önemli organizasyon da Galata
Moda Etkinliği'dir. İlki 2007 yılında Galata'da gerçekleşen etkinliği Beyoğlu Belediyesi ve
MTD ortak bir çalışmayla gerçekleştirmişlerdir. Galatamoda Festivali'nde tasarımcılara ait
stantlar bulunmakta ve tasarımcılar burada tasarımlarını satışa sunmaktadır. Bu etkinlik
sayesinde tasarımcılar hem gelir elde ederken hem de markasını duyulabilir kılmakta, halk
da modayla yakınlaşmaktadır. Bugüne kadar Beyoğlu, Akaretler, Maçka Küçükçiftlik gibi
İstanbul'un çeşitli noktalarında düzenlenen etkinlik, İstanbul ile sınırlı kalmayıp Çeşme
Alaçatı'da da düzenlenmiştir.
2009 yılında Amerika Vogue dergisi genel yayın yönetmeni Anna Wintour tarafından
düzenlenen ve amacı krizin sektörde yarattığı etkiyi azaltmak olan 'Fashion Night
Out(FNO)' etkinliği 2010 yılından itibaren İstanbul'da da gerçekleşmektedir. Birleşmiş
Markalar Derneği, Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği ile Tescilli Markalar
Derneği de bu etkinliğe destek vermektedir. Etkinlikte moda yaratanlar ve tüketenlerin
buluşması amaçlanmıştır. Bir alışveriş partisi olan FNO'un düzenlendiği gün anlaşmalı
alışveriş merkezleri gece 00:00'a kadar açık olmakta, sokak partileri düzenlenmekte,
markalar kampanyalar düzenleyerek ürünlerini satışa sunmaktadır. Her yıl belirlenen
tasarımcılar FNO için özel çanta, tişört, gömlek gibi tasarımlar yapmakta ve bu tasarımlar
da mağazalarda satışa sunulmaktadır. Tasarımcılar anlaştıkları mağazalarda ya da kendi
mağazalarında stil danışmanlığı, sezon trendleri gibi konularda konuşmalar yapmakta,
FNO'ya özel promosyonlar düzenlemektedir. FNO etkinliğinin halkın tasarım algısını
yükselttiği ve İstanbul'un marka değerine katkısı olduğu düşünülmektedir ("Fashion's
Night Out", 2014).
37
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)'in ortaklaşa
belirlediği bir hedef olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin 100.yılında ülkemizin ihracatının 500
milyar dolar olması düşünülmektedir. Bu hedef doğrultusunda kamu, özel sektör,
üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla bütünlük içerisinde çeşitli çalıştaylar
düzenlenmiş, bilimsel veriler ortaya konulmuş ve hedef doğrultusunda çalışmalara
başlanmıştır. Bu çalışmalar doğrultusunda tekstil ve moda tasarımı sektörü de incelenmiş
ve bu sektörlerde de hedefler belirlenmiştir. Bu hedeflere ulaşılması için ilk yapılması
gerekenlerden birinin markalaşma ve ar-ge çalışmalarına verilecek önem olması gerektiği
vurgulanmıştır (Büyükekşi, 2013, s.2). Bu hedef doğrultusunda tekstil ve moda tasarımı
sektörüne düşen pay 60 milyar dolar olarak belirlenmiştir. İstanbul Hazırgiyim ve
Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB)'nin yaptığı analizler sonucunda bu hedefe
ulaşmak için moda tasarımı sektörünün her geçen gün daha da önemli hale geldiği ortaya
çıkmıştır.
Türkiye'de moda tasarımı sektörünün özellikle İstanbul'un moda tasarımı alanında
parlamasının gerektiği düşünülerek çeşitli projeler de düzenlenmektedir. Moda
Tasarımcıları
Derneği
(MTD),
Türkiye
Cumhuriyeti
Kalkınma
Bakanlığı
ve İstanbul Kalkınma Ajansı'nın katkıları ile 2013 yılında 'Turkish Fashion-ID' isimli bir
proje başlatılmıştır. Projenin genel hedefi resmi internet sitelerinde "Yüksek katma değer
üreten ve İstanbul’un özgünlüğünü geliştiren yaratıcı endüstrilere odaklanarak İstanbul
Bölgesi’nin küresel rekabet gücünün arttırılmasının yanı sıra, sosyal kalkınma, kentsel
mekan kalitesi, çevresel ve kültürel sürdürülebilirliğe de katkı sağlamaktır" olarak
verilmiştir. Moda tasarımcılarının girişimlerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi için
kurumsal yapılanmayı sağlamak, İstanbul'u bir moda merkezi konumuna getirerek
uluslararası nitelikte moda tasarımcısı yetiştirmek ve moda tasarımcılarının fikri mülkiyet
haklarının düzenlenmesine yönelik bir politika geliştirmek projenin temel amaçlarındandır.
Proje kapsamında moda tasarımcıları için çeşitli eğitim ve workshoplar düzenlenmektedir.
Bu eğitim ve workshoplar; iş planı oluşturma, pazar araştırması, tasarımcı markası
oluşturma, marka yönetimi, finansal yönetim gibi markalaşma sürecinin öğelerini
barındıran müfredatlara sahiptir (Turkish Fashion. I-D, 2015). Tasarımcının her açıdan
kendini geliştirmesi ve bir tasarımcı markası oluşturabilmesi açısından bu eğitimler
oldukça önemlidir.
Düzenlenen bu projelerin bir diğeri de Fashion Incube Moda Girişimcilik Merkezi
Projesi'dir. İstanbul Fashion Incube Türkiye'nin ilk girişimcilik merkezi olarak 2013
38
yılında faaliyete başlamıştır. Projeye İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları
Birliği (İHKİB) kurumsal destek sağlarken İstanbul Kalkınma Ajansı da mali destek
sağlamıştır. Merkezde proje geliştirme, iş planı, pazarlama, satış, markalaşma ve sunum
gibi moda tasarımın alanlarında danışmanlık hizmeti verilmektedir ("İstanbul Fashion
İncube Yoluna Devam Ediyor", 2014, s. 54).
Türkiye'nin moda tasarımı sektöründe tanınırlığını arttırmak amacıyla uluslararası fuar ve
organizasyonlara katılımının da önemi oldukça yüksektir. 25-28 Ocak 2014 tarihleri
arasında düzenlenen ve Dünya'nın en büyük hazır giyim fuarı olma özelliğini taşıyan
'Who's Next Paris' fuarına Türkiye'den 41 tasarımcı ve hazır giyim markası katılmıştır.
İstanbul Fashion Incube çatısı altında bulunan tasarımcılar son koleksiyonlarını fuarda
sergilemiştirler. Aynı zamanda dört Türk tasarımcısı fuarda Paris Capitale De La Creation
ödülüne layık görülmüştür ve bu da Türkiye'de modanın gelişmekte olduğunun bir
göstergesidir ("Who's Next'in Konuk Ülkesi Türkiye", 2014, s. 36).
Türk deri markalarını iç ve dış pazarlarda tanıtmak, pazar ve ihracat potansiyelini artırmak,
hazırlanacak projeleri hayata geçirmek amacıyla 2005 yılında Deri Tanıtım Grubu (DTG)
kurulmuştur. DTG moda tasarımcılar ile birlikte çalışmaktadır. Hatta 2013 yılında "Eight
Designers for Eight Brands" projesini Milano'da sergilemiştir. DTG tasarımcılar ile
çalışmalarının nedenini "Tasarım ve moda, Türk deri ürünlerini markalaştırmakta, katma
değerli ihracat yolunu açmaktaki en önemli dayanağımızdır" sözleri ile açıklamıştır.
Tasarımcıların özgün tasarımlar üreterek ve medya değeri taşıdıkları için markalaşma
yolunda katkılarının olacağı düşünülmektedir (İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı
Birlikleri, 2015).
Bütün kurum ve kuruluşlar incelendiğinde; bu kurum ve kuruluşların Türk moda tasarımı
sektörünün gelişimi için yaptıkları çalışmalar görülmektedir. Bu çalışmalar sektörün bugün
ki konumuna gelmesinde etkili olmuştur ve Türkiye'de moda tasarımı sektöründe gelişen
ülkelerden biri haline gelmiştir. Bu şartlar altında tasarımın ve tasarımcının öneminin
günden güne fark edildiği bir sektörel yapılanmadan söz edilebilir. Fakat yine de bu
gelişmeler yetersiz kalmakta Türkiye'nin Dünya'da ki moda devleri olarak nitelendirilen
ülkelerden biri haline gelmesi için, belirlenen hedefler doğrultusunda çalışmalar
geliştirilmektedir.
39
2.3.4. Türk Moda Tasarımı Sektörünün Gelişimde Etkili Olan Mevzuat ve
Yasalar
Moda tasarımı sektörünün kendi içinde işleyişini bir düzene sokmak, global dünyayla
etkileşimini en yüksek ve en doğru biçimde gerçekleştirebilmek, sektörü rekabet şartlarına
karşı teşvik etmek için bir takım düzenlemelere gidilmesi, moda tasarımı sektörü
gelişmekte olan her ülke gibi ülkemiz için de bir zorunluluk haline gelmiştir. Buna bağlı
olarak gerek hukuki düzenlemeler gerekse yurtiçi ve yurtdışı piyasalar için teşvik etmek
adına önemli adımlar atılmıştır.
Türk Tasarım Danışma Konseyi'nin 23 Ekim 2009 tarihinde aldığı karar doğrultusunda, 28
Ocak 2010 tarihinde İstanbul'da tasarım stratejisini oluşturma çalışmalarına katkı
sağlayacak kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin, akademisyenlerin,
serbest tasarımcıların ve ilgili diğer paydaşların katılımıyla Tasarım Strateji Belgesi ve
Eylem Planı Çalıştayı gerçekleştirilmiştir (Tasarım Strateji Belgesi ve Eylem Planı, 2014:
madde 4). Çalıştay; katma değeri yüksek tasarımların ortaya çıkması, ülkemiz
tasarımcılarının Dünya pazarında rekabete girebilmesi ve tasarım kimliği oluşturmak adına
idari, yasal ve teknik düzenlemeleri getirmeyi amaçlamaktadır. Tasarım Strateji Belgesi ve
Eylem Planı bu amaçlar doğrultusunda 2014 yılında yürürlüğe girmiştir. Tasarım Strateji
ve Eylem Planı Türkiye'deki tasarım sektörünün mevcut durumunu her yönden ele alarak
incelemekte, eğitim, mesleki örgütlenme, yarışmalar, yayınlar, destekler açıklanmaktadır.
Bu bilgiler doğrultusunda ülkedeki tasarım alanının güçlü ve zayıf yönleri ortaya konulup
bu yönlerine göre hedefler belirlenmiştir. Hedeflerin uygulanması durumunda ülkede
tasarım konusunda ortak bir bilinç oluşması ve Dünya'da Türk tasarımlarının kayda değer
bir noktaya gelmesi mümkün olabilecektir (Tasarım Strateji Belgesi ve Eylem Planı, 2014:
madde 2).
Hukuki düzenlemeler hususunda bahsedilmesi gereken en önemli konu marka patent
kavramıdır. Bu kavrama değinmeden; öncelikle moda hukukunun iyi irdelenmesi
gerekmektedir. Modanın ticarette önemli bir alan olduğunun anlaşılması üzerine Batı
ülkeleri moda hukukunda da çeşitli ilerlemeler kaydetmişlerdir. Ülkemizde de son yıllarda
bu alanda çeşitli çalışmalar yapılmakta ve konuya verilen önem hızla artmaktadır.
Moda hukukunun kapsamı markanın tescil işlemleri, tasarımların hangi haklara sahip
olduğu ve ne şartlarda korunduğu gibi konuları içermektedir. Ülkemizde tasarımların
korunmasına dair çıkarılan 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkındaki
40
Kanun Hükmünde Kararname moda tasarımlarının da tescil işlemlerini düzenleyen
mevzuattır. Ülkemizde marka tescil işlemleri Türk Patent Enstitüsü (TPE) tarafından
gerçekleştirilmektedir. Bu konuyu Özdoğan ve İzgi (2011) şöyle açıklamıştır:
554 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK)’ ye göre “yenilik” ve “ayırt edicilik” özelliği
taşıyan tasarımlar, anılan mevzuat kapsamında koruma kazanacaktır. Türk Patent Enstitüsü,
önüne gelen bir tasarımda, tasarımın yenilik ve ayırt edicilik taşıyıp taşımadığını kendiliğinden
incelemez. Bu hususların incelenebilmesi için, gerçek tasarım sahibi olan kişinin, tasarımın
yayını tarihinden itibaren 6 aylık süre içersinde, Türk Patent Enstitüsü nezdinde itiraz etmesi
gerekir. Aksi halde, başvuru kesinleşerek, tasarım tescil edilir.
Burada vurgulanması gereken bir diğer noktada, başvuru aşamasında, tasarım sahibine
tanınmış olan ve başvuru tarihinden itibaren en çok 30 ay sonrasına tekabül edecek olan yayın
erteleme talebi hakkıdır. Bu hak, başvuru konusu ürünü henüz piyasaya çıkmamış olan tasarım
hakkı sahipleri için önem arz etmektedir. Moda sektörünün hızla değişime uğrayan bir sektör
olması ve tasarımların kopyalanma tehlikesine son derece açık olması bakımından önemli bir
püf noktasıdır. Bununla beraber, tasarımların tek tek değil de, koleksiyonunun tümünün, genel
de çoklu tasarım olarak tescil edilmesi de sık rastlanan bir durumdur.
Her ne kadar moda tasarımlarının 554 sayılı KHK ile tescil imkânı olsa da Özdoğan ve İzgi
(2011)'nin de belirttiği bazı durumlardan dolayı tasarımcıların tescil ihtiyacına tam
anlamıyla cevap verdiği söylenemez.
Bu durumlar tescil süresi ve sürecinin moda tasarımıyla olan ilişkisidir. Moda tasarımları
sezonluk olarak tasarlanan ve en fazla 6-7 ay gibi bir süreçte dikkat çekmesi gereken
ürünlerdir. Oysa tescil süreçleri ve dolayısıyla tescil sürelerinin anılan zaman dilimlerini
geçmesi sonucu tasarımın tescil edilmesinin bir önemi kalmamış olmaktadır. Bu konu
hakkında Avrupa Birliği(AB) müktesebatına getirilen yenilikler moda tasarımı sürecinin
kendine has özellikleri dikkate alınarak tescil süreleri hakkında moda tasarımı endüstrisi
için esneklikler getirmiş ama ülkemizde bununla uyumlu yasal bir düzenlemeye
gidilmemiştir.
Ancak ülkemiz mevzuatındaki başka bir kanun olan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu (FSEK) ile de moda tasarımlarını tescilleme imkânı bulunmaktadır. Bu süreçte
FSEK' ye göre yalnızca estetik değeri olan moda tasarımları güzel sanat eseri olarak kabul
görmüştür. Ancak her moda tasarımının eser olarak kabul edilmesi düşünülemez.
Moda tasarımlarının tescil çeşitleri ve bu tescillerin koruma sürelerini karşılaştırıldığında
bir moda tasarımı endüstriyel bir tasarım olarak tescil ettirildiğinde koruma süresi her beş
yıl sonunda yenilemek koşuluyla yirmi beş yıldır. Oysa Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile
41
moda tasarımının güzel sanat eseri olarak kabul edilip tescillendiği takdirde, koruma süresi
eser sahibinin yaşamı boyunca ve ölümünden yetmiş yıl sonrasına kadardır.
Ülkemizde tüm bu tescil süreçleri moda hukuku olarak adlandırılan bir hukuk disiplini
şeklini almıştır. Ülkemizde moda hukuku moda tasarımlarının korunmasından ziyade moda
tasarımcısı isim veya markalarının korunması olarak uygulanmaktadır. Çünkü taklit pazarı
ülkemizde oldukça gelişmiştir. Bu durumda tasarımlardan çok tasarımcının isim ve
markasını etkilemektedir. Tasarımcı ya da tekstil şirketleri taklitle mücadele de birçok
hukuki yolu kullanmaktadır. Aksi takdirde taklit mallar sebebiyle kendi markaları her
yönden ciddi kayıplar yaşamaktadır. Bu kayıplar tüm Dünya'da yaşanmasına rağmen moda
hukukunun yeni yeni oluştuğu ülkemizde tekstil firmalarına ve tasarımcılara zararı daha
fazla olmaktadır. Bu gelişmeler paralelinde ülkemizde moda hukuku alanında önemli
adımlar da atılmaktadır. Bu adımların en önemlilerinden birisi ülkemizde kurulan Moda
Hukuku Enstitüsü olarak görülmektedir. Şöyle ki moda hukuku enstitüsü tasarımcılara,
tescil konusunda eğitimler vermekte onları rekabet şartlarına uygun bir şekilde
hazırlamaktadır (Moda Hukuku Enstitüsü, 2015).
Teşvik konusunda ise ülkemizde özel sektörün önemli adımları olsa da devlet tarafından
atılan adımlar da oldukça kayda değerdir. Dünyadaki ilk ve tek devlet destekli markalaşma
programı olan Turquality, markalara hem maddi hem manevi güçlü destekler vererek
onları rekabetçi koşullarla mücadele edebilen ve pazardan ciddi paylar almayı hedefleyen
markalar oluşturmayı hedeflemektedir. Turquality markalara sadece ihracat destekleri
vermek yerine onları markalaşma hususunda da geliştirmek ana hedefindedir.
Turquality'nin amacı Dünya'da bir "Türk Markaları" imajı oluşturmaktır. Turquality'nin
misyonu kurumsal sitesinde şu şekilde verilmektedir;

Dünyaya açılan Türk markalarının Türkiye'deki markalara öncülük etmesini sağlamak,

Şirketlere kurumsal altyapı oluşturmada destek olmak,

Marka ve markalaşmanın önemi hakkında yurtiçinde farkındalık yaratmak.
Turquality’nin Hedefleri ise kurumsal sitesinde şu şekilde açıklanmıştır;

Küresel bir marka olma potansiyeli bulunan firmalara bunu gerçekleştirebilmeleri
adına finansman sağlamak,

Küresel Türk markaları oluşması için stratejik plan, operasyon planı, organizasyon ve
teknolojik planlama açıdan yardımcı olmak,
42

Turquality kapsamındaki firmaların yönetici kademelerine eğitim yardımı sağlamak,

Yurtdışında Türk malı imajının olumlu bir şekilde algılanması için çeşitli tanıtım
organizasyonları düzenlemek,

Türk firmalarının marka kavramı hakkında farkındalık yaratmak,

Türk firmalarının girecekleri pazar hakkında fikir sahibi olmaları açısından istihbarat
sağlamak,

Turquality kapsamındaki firmalar için olgunlaştırıcı ve hızlandırıcı rol oynamak
(Turquality, 2015).
Turquality projesinin mevzuat yapısı ise İhracata Yönelik Devlet Yardımları Kararı'na
dayanılarak hazırlanan Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu'nun 11/05/2006 tarihli ve
2006/7 sayılı Kararına istinaden hazırlanan ve halihazırda yürürlükte olan Türk Ürünlerinin
Yurtdışında Markalaşması, Türk Malı İmajının Yerleştirilmesi ve Turquality'nin
Desteklenmesi Hakkındaki Tebliğ oluşturmaktadır.
Bu tebliğ ile birlikte uygulamada olan Turquality moda tasarımcılarına ciddi bir altyapıya
ve geleceğe yönelik maddi destekler vermektedir. Turquality projesi ile uluslararası
danışmanlık firmaları Türk markalarına hizmet desteği sunmaktadır. Ayrıca proje ile
marka yöneticilerine de kaliteli ve profesyonellerce verilen eğitimler ile marka
yöneticilerinin de etkin ve yetkin olması amaçlanmaktadır.
Turquality projesine göre moda tasarımcılarına verilecek destekler ise şu şekildedir:
1. Desteklenen markaların tescil ve koruması için yapacakları harcamaların %50'si ve yıllık
en fazla 50.000 ABD Doları,
2. Projelerindeki hedef pazar olarak seçtikleri ülkelerde destek kapsamına alınan
markaların tanıtım, reklam, pazarlama ile ilgili harcamalarına %50 oranında ve yıllık en
fazla 300.000 ABD Doları,
3. Projelerindeki hedef pazar olarak seçtikleri ülkelerde destek kapsamına alınan
markaların açtıkları veya açacakları yurtdışı birimleri için kira, demirbaş, hizmet
harcamaları ve kiralama işlemlerinin hukuki danışmanlık harcamalarının %50'si ve yıllık
en fazla 300.000 ABD Doları. Bu birimlerin açılması için emlak danışmanlığı, belediye
payları ile mağaza mimari, dekorasyon harcamalarının %50'si ve yıllık en fazla 200.000
ABD Doları,
43
4. Projelerindeki hedef pazar olarak seçtikleri ülkelerde, farklı markaları bünyesinde
bulunduran büyük mağazalarda, kendilerine ait reyonları olan markaların kiraladıkları veya
kiralayacakları reyon, satış alanları ile ilgili kira, komisyon, hizmet harcamalarının %50'si
ve yıllık en fazla 200.000 ABD Doları,
5. Projelerindeki hedef pazar olarak seçtikleri ülkelerde destek kapsamına alınan
markaların satış amaçlı açtıkları veya açacakları ya da büyük mağazalarda satış amaçlı
kiralayacakları showroomların dekorasyon, kira, komisyon gibi harcamalarının %50'si ve
200.000 ABD Doları,
6. Ürünlerin Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK), Avrupa Akreditasyon Birliği (EA)
üyesi veya bu Birliğin Karşılıklı Tanıma Anlaşması (MLA) kapsamında yapacağı her türlü
akredite çalışmaları ve bu akredite çalışmaları kapsamında alacağı işaret belgeleri için
yapacağı harcamaların %50'si oranında ve yıllık en fazla 50.000 ABD Doları,
7. Destek kapsamına alınan markanın yurtdışı bayilik (franchise) vermesi durumunda,
yurtdışında açılacak yıllık en fazla on mağazaya ait dekorasyon giderlerinin, mağaza
başına %50'si ve en fazla 50.000 ABD Doları
8. Destek kapsamına alınan markanın kalıp setleri, moda ve ambalaj tasarımı gibi
konularda alacakları danışmanlık hizmetinin %50'si ve yıllık en fazla 100.000 ABD Doları
destek olarak verilmektedir (Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması, Türk Malı
İmajının Yerleştirilmesi ve Turquality'nin Desteklenmesi Hakkındaki Tebliğ, 2006: madde
10).
Ülkemizde moda tasarımcılarının teşviki konusunda gerçekleştirilen bir diğer uygulama ise
"Tasarım Desteği Tebliği"dir. Bu tebliğ, tasarımcılara dünya çapında gerçekleştireceği
aktivitelerde ciddi miktarlarda maddi destekler sunmayı amaçlamaktadır. Projenin amacı
tebliğde şu şekilde açıklanmaktadır:
Türkiye'de tasarım kültürünün oluşturulması ve yaygınlaştırılmasını teminen tasarımcı
şirketleri, tasarım ofisleri ile birlikler, tasarım dernekleri-birliklerinin gerçekleştireceği
tanıtım, reklam, pazarlama, istihdam, danışmanlık harcamaları ile yurt dışında açacakları
birimlere ilişkin giderlerinin Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu'ndan karşılanmasıdır
(Tasarım Desteği Hakkında Tebliğ, 2008 : madde 1). Amaçtan da anlaşılacağı üzere sadece
tasarımcılar değil aynı zamanda hem tasarımcı ofislerine hem de tasarımcı birliklerine
çeşitli olanaklar sunması sektör için olumlu bir gelişmedir.
44
Sonuç olarak; şu an yürürlükte moda tasarımcıları için çeşitli mevzuatlar ve yasalar
bulunmaktadır. Ancak uygulamada yaşanılan eksikliklerden dolayı ihtiyaçlarını tam olarak
karşılayamamaktadır. Markalaşma konusunda atılacak adımlar konusunda gerçekleştirilen
Çalıştay sonucunda varılan mutabakat üzerine yazılan Tasarım Strateji Belgesi ve Eylem
Planı; markalaşma konusunda farkındalık yaratmak ve bir tasarım kimliği yaratmak için
tasarım sektörünü her yönden ele almış, sektörün güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koyup bir
hedef belirlemiştir. Markanın korunması konusu hakkında; tescil işlemlerinin süresinin
uzun olması sezonluk ürün ortaya çıkaran tasarımcıların aleyhine bir durumdur. Çünkü
sezonluk tescillenemeyen ürün, fason üretime elverişli duruma gelmektedir. Markanın
teşviki konusunda ise; markalarını yurtdışında da sunmak isteyen moda tasarımcıları için
devlet Turquality ve Tasarım Desteği Tebliği ile maddi ve profesyonel anlamda destek
vermektedir.
2.4. İlgili Araştırmalar
Bu bölümde çalışmanın kavramsal çerçevesi oluşturulurken yararlanılan tez, makale, kitap
ve araştırma raporlarına yer verilmiştir.
Arslan (2008), "Küresel Rekabet Baskısı Altında Tekstil ve Hazır Giyim Sektörünün
Dönüşüm Stratejileri ve Yeni Yol Haritası" isimli sektörel araştırma raporunda öncelikle
Dünya sonra da Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörünün genel durumu incelenmiştir. Bu
genel durum doğrultusunda Türkiye'de rekabet ortamı ve sektörün genel sorunları üzerinde
durulmuştur. Bu bilgiler ve sorunlar temelinde küreselleşme sürecinde Türkiye'de sektörel
dönüşüm açıklanmış ve bu dönüşüm için çeşitli stratejiler geliştirilmiştir.
Arslan (2009), "Moda Tasarımı" adlı Müsiad araştırma raporunda moda tasarımı tüm
yönleriyle ele alınmakta ve markalaşma konusu sektör için olmazsa olmaz bir şart olarak
görülmektedir. Tasarımın markalaşmak için gerekli olduğu, iyi bir tasarımın marka
yaratacağı savunulmaktadır. Dünyada bazı ülkelerin tarihin eski zamanlarından beri
tasarım kültürüyle iç içe iken, bazı ülkelerin tasarım kültürünün yeterince gelişmemiş
olduğu üzerinde durulmuş ve Türkiye'nin gelişmemiş tasarım kültürüne sahip olduğundan
bahsedilmiştir. Raporun amacı da tasarım bilinci ve kültürüne dikkat çekmek olarak
belirtilmiştir.
45
Baydu (2007), "Hazır Giyim Sektöründe Marka Oluşturma Aşamasında Eğitimin Rolü"
isimli yüksek lisans tezinde Türk hazır giyim sektörünün fason üretim yapan bir sektör
olmaktan kurtulması gerektiğini vurgulanmış, sektörde marka ihraç edebilecek potansiyele
vurgu yapılmıştır. Fakat bu marka oluşturma aşamasının yalnızca iyi bir eğitim ile
mümkün olabileceği, aksi takdirde firmaların zaman ve para kaybı yaşacağı açıklanmıştır.
Araştırma marka oluşturma sürecinde eğitimin etkilerini belirlemeyi amaçlamaktadır.
Araştırmadan elde edilen sonuca göre; işletmelerin büyük çoğunluğu yirmi yıldan fazladır
kendi markasını kullanmakta ve yine işletmelerin çoğunluğu tek bir marka kullanmayı
tercih etmektedir. İşletmelerin markalaşma sorumluları çoğunlukla lisans düzeyi eğitim
almışlardır. İşletmelerin büyük bir kısmı marka değerini korumak adına reklam verme,
ürün çeşitlendirme, mağaza açma ve defile yapma gibi tanıtım faaliyetlerine
başvurmaktadırlar. Markalaşma sürecinin aşamalarının hedef kitle seçimi, özgün tasarımlar
oluşturma, marka kimliği oluşturma, kaliteli üretim, marka adını belirleme şeklinde olduğu
sonucuna ulaşılmıştır.
Dinç (2011), "Türk Hazır Giyim Sanayinde Markalaşma İçin Bir Model" isimli doktora
tezinde Türkiye'de 1980'li yıllardan beri ihracatta önemli pay tutan hazır giyim sektörünün,
dünyada artan rekabet ve ucuz iş gücü sağlayan dünya ülkeleri nedeniyle yerinin
sarsılmasına dayanarak hazır giyim sanayisinde gerekli hale gelen strateji değişikliklerine
değinilmiştir. Bu değişikliklere paralel olarak Türk hazır giyim sektörünün markalaşması
için bir model önerisi sunulmuştur. Araştırmanın sonucuna göre oluşturulan model önerisi
şu şekildedir; markanın mevcut durum analizi yapılır, şirket yönetimi markalaşmayı stratejik
olarak değerlendirir, markalaşma için gerekli organizasyonel yapı kurulur, marka planlaması
yapılır, markanın kurum içi iletişimi yapılır, pazarlama planı oluşturulur, marka değeri ölçülür,
marka yönetimi gerçekleştirilir.
Eraslan, Bakan & Kuyucu (2008), "Türk Tekstil ve Hazır Giyim Sektörünün Uluslararası
Rekabetçilik Düzeyi" isimli makalede Türk tekstil ve hazır giyim sanayisinin içinde
bulunduğu genel durum analiz edilerek, rekabet gücünün etkenlerini belirlenmiş ve rekabet
gücünü yükseltmek için stratejiler önerilmiştir. Araştırmanın elde ettiği sonuca göre;
sanayinin küresel anlamda sürdürülebilir bir rekabet gücüne sahip olması için maliyet,
kalite ve çeşitliliği en etkin şekilde birleştirmesi ve AB pazarında sahip olduğu payı sürekli
kılarken yeni pazarlarda niş ürünler ile yükselen bir büyüme eğilimi elde etmesi
hedeflenmelidir.
46
Erdoğan (2011), "Bir Moda Tasarımcısının Koleksiyon Hazırlama Süreci ve Simay
Bülbül Örneği" isimli yüksek lisans tez çalışmasında moda tasarımcılarının koleksiyon
hazırlarken bağlı kalması gereken belli aşamalardan bahsedilmiştir. Bu aşamaların nasıl
meydana geldiği ve tasarımcının koleksiyon hazırlama sürecini nasıl etkilediği üzerinde
durulmuştur. Moda kavramı, tasarımların sunumu konuları açıklanmış, moda tasarımcısı
Simay Bülbül'ün koleksiyon hazırlama ve sergileme süreci incelenmiştir. Araştırmadan
elde edilen sonuçlardan biri Simay Bülbül'ün tasarımlarını takip eden kitlenin belli bir
moda bilincine sahip, kaliteyi ön planda tutan, sade ve minimal bir tarzı benimsemiş
olduğudur. Diğer bir sonuç ise; tasarımcının her aşamada bilgisinin olması ve çalışanlarıyla
doğru iletişim kurmasının çalışma sistemini kolaylaştırdığıdır. Son olarak tasarımcının
tasarımlarını yansıtacak yeni arayışlar içine girmesinin moda sektöründeki özgünlüğe
katkıda bulunduğu düşünülmektedir.
Ergül (2005), "Hazır Giyim İşletmelerinde Markalaşma Süreci ve Bu Süreçte Görev
Alacak Personelin Eğitimi İçin Program Model Önerisi" isimli yüksek lisans tez
çalışmasında markalaşma ile ilgili genel bilgiler, markalaşma süreci aşamaları ve bu
aşamalarda kullanılan işlemler açıklanmış ve markalaşma ile ilgili bir ders program model
önerisi sunulmuştur. Bu model önerisinde dersin genel hedefleri; bilişsel, psiko motor ve
duyuşsal hedef ve davranışları belirlemek olarak açıklanmıştır.
Gül (2011), "Küreselleşmenin Tekstil ve Moda Endüstrisine Etkileri" isimli yüksek lisans
tez çalışmasında küreselleşmenin birçok sektörü etkilediği gibi tekstil sektörünü de etkisi
altına aldığına dikkat çekilmiştir. Küreselleşme kavramı, tarihsel gelişim aşamaları
açıklanmış, küreselleşmenin tekstil sektörüne etkileri ve tüketici satın alma alışkanlıklarına
etkisi üzerinde durulmuştur. Küreselleşme ile tekstil sektöründe kullanılmaya başlanan
yeni teknikler ve Türkiye'nin tekstil sektörünü bu şartlar altında ayakta tutmak adına
yaptığı çalışmalar açıklanmıştır.
Işık (2007), "Hazır Giyim Ürünlerinde Marka İmajı Yaratmanın Önemi ve İşletmeler
Açısından İncelenmesi" isimli yüksek lisans tez çalışmasında Türkiye'de fason üretim
yapan hazır giyim firmalarının markalaşma konusunda geri kalmış olduğu ortaya konarak,
markalaşmanın gerekliliğine dikkat çekilmiştir. Bu bağlamda Türk hazır giyim sektörünün
mevcut durumu, sektörün sorunları, Türk hazır giyim sektöründe marka ve Turquality
konuları açıklanmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda; Türk hazır giyim
sektöründe markalaşma yeterli düzeyde olmadığı, etkili olması için iyi tanıtım yapılması ve
47
devlet desteği gerektiği sonuçlarına ulaşılmaktadır. Dış pazarlara açılma konusunda
finansman yetersizliği, bilgi eksikliği, rekabet güçlüğü sorunlarının olduğu görülmektedir.
Türk markası imajını iyileştirmek için işletmelerin imaj çalışmalarına yönelmeleri
önerilmiştir.
Karakoç (2009), "2001 Sonrası Türk Hazır Giyim Sanayisinde Marka-İhracat İlişkisi ve
Turquality" adlı yüksek lisans tez çalışmasında tekstil ve hazır giyim sektörü içinde yer
alan firmaların küresel pazardaki durumları incelenmiş, pazarlama ve marka olmanın
kaçınılmazlığı üzerinde durulmuştur. Dünya'nın ilk devlet destekli markalaşma programı
Turquality'nin sektörde yeri ve önemi vurgulanmıştır. Araştırmanın sonucuna göre;
sektördeki mevcut sıkıntılar ve yetersizliklerin çözümlenebilmesi için geliştirilen
Turquality projesi; tekstil ve hazır giyim sektöründe markalaşma süreci ve pazarlama
faaliyetlerini iyileştirerek, sektörün itici gücü olmuştur.
Koçyiğit (2008), "Türk Hazır Giyim Sektöründe Kotaların Kalkmasıyla Görülen
Markalaşma Durumu" isimli yüksek lisans tezinde ülkenin hazır giyim sektöründeki
durumunun kotaların kalkması ile birlikte düşüşe geçtiği, potansiyeli olduğu halde geri
kaldığı vurgulanmıştır. Sektörün tekrar yükselişe geçmesinin öncelikle markalaşma ile
mümkün olduğu düşünülürken yalnızca markalaşmanın da yeterli olmadığı ucuz
hammadde, ülkenin siyasi duruşu ve imajı, ürün imajı gibi faktörlerin de sağlanması
gerektiği açıklanmıştır. Araştırmaya göre; diğer Asya ülkeleri Türkiye'den daha ucuza
hammadde ve işçilik sağladıkları için rekabette avantajlı durumda oldukları, Türkiye'de
sektörün kotaların kalkması ile oluşabilecek olumsuz koşullara karşı daha önceden
bilinçlendirilmedikleri ve Türkiye'nin marka fason pazarına sahip olmadığı sonuçlarına
ulaşılabilmektedir.
Som (2010), "İstanbul'da Moda Tasarımı" adlı sektörel araştırma raporunda; Türkiye'de
moda tasarımı sektörünün tarihsel gelişiminden başlayarak, Türkiye'de özellikle de
İstanbul'da moda tasarımı sektörünün genel durumu, mekansal dağılımı, sektörün
gelişimini etkileyen kurum ve kuruluşları işlemiştir. Araştırmanın son kısmında görülen
sorunlar ve potansiyeller bağlamında moda tasarımı sektörünün gelişimi için önerilerde
bulunmuştur. Bu öneriler öncelikle geleneksel moda pazarları ile rekabet edebilmek için
kamu ve özel sektör yatırımlarının arttırılması, sektörün kalkınması için küçük ve orta
ölçekli işletmelere kredi vb. finansal desteklerin sağlanması şeklindedir. Ayrıca markalaşmaya
çalışan tasarımcılara vergi indirimi gibi finansal teşviklerin sağlanması, tasarlanan ürünün
48
korunması için yasaların yaptırım gücünün arttırılması, eğitim programlarında düzenleme
getirilmesi de araştırmada verilen diğer önerilerdir.
Sevil (2006), "Moda Sektöründe Küresel Marka Yaratılması: Markalaşma Çalışmaları
Üzerine Bir Uygulama" isimli yüksek lisans tez çalışmasında; küreselleşme ile birlikte
markalaşmanın kaçınılmaz hale geldiğine değinilmiştir. Küresel markaların stratejilerine,
Türk hazır giyim ve moda sektörünün konumlanmasına ve kaynak ülkesi Türkiye olan
küresel moda markaları çıkarmaya yönelik yapılan çalışmalara yer verilmiştir.
Araştırmanın sonucunda sektörün yeniden yapılanması, kaynak ülke imajının gelişmesi,
ürün ve dağıtım stratejileri geliştirilmesi, küresel değişim ve pazarlama trendlerine hakim
olunması, marka odaklı bakış açısı geliştirilmesi, tutundurma ve iletişim, eğitim ve insana
yatırım, sektörel işbirlikleri, teknoloji kullanımı ve devlet destekleri başlıkları altında
öneriler verilmiştir.
Yeşiltaş (2008), “Moda Sektöründe Marka Kimliği, Tüketici Algısı ve Mavi Jeans Örneği”
isimli yüksek lisans tez çalışmasında marka kimliği, marka kavramı ve tüketici algısı
hakkında detaylı bilgiler vermiş, marka kimliğinin tüketici gözünden incelenmesi
amaçlanmıştır. Moda sektörü ve moda sektöründe bir marka olarak ele aldığı "mavi jeans
örneği" ni araştırmış ve analiz etmiştir. Bu analizden elde edilen sonuçlara göre bazı
öneriler geliştirilmiştir. Bu öneriler; markaya ait ürün ve bunların tasarımı, görsel öğeler,
reklamlar gibi her unsurla marka kişilik özelliklerinin bütünleştirilmesi, genç bir tüketici
kitlesine sahip olan markanın müşterilerine yönelik özel uygulamalar ile eğlenceli bir
deneyim sunması ve bu sayede marka ile tüketici arasındaki duygusal bağın güçlenmesine
yardımcı olması şeklindedir.
İlgili araştırmalar incelendiğinde; Türkiye'de gerek hazır giyim sektöründe gerekse moda
tasarımı
sektöründe
istenilen
düzeye
gelinmesi
ve
kalkınma
sağlanması
için
markalaşmanın öneminin çeşitli tezler, makaleler ve araştırmalar ile desteklendiği
görülmektedir. Genel olarak Türk hazır giyim sektörünün küreselleşme ile birlikte olumsuz
yönde etkilendiği üzerinde durulmuştur. Bu olumsuz etkinin tasarım ve markalaşmaya
ağırlık verilerek atlatılacağına vurgu yapılmıştır. Çeşitli araştırmalar ile bu olumsuzluğun
giderilmesi için eğitim modelleri geliştirilmiş, markalaşma süreci ve süreci doğru
yönetmek için öneriler verilmiştir. İlgili araştırmalardan elde edilen sonuçlar ve öneriler;
bu araştırmanın kavramsal çerçevesi oluştururken dikkate alınmıştır. Türk hazır giyim
sektörünün markalaşma ve tasarım ile kalkınacağı ortak görüşü moda tasarımı sektöründe
49
markalaşmanın temelini oluşturmuştur. Bu düşünce ile yola çıkarak, bu araştırmada; Türk
moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde karşılaştıkları problemlerin belirlenmesine
çalışılmıştır.
50
BÖLÜM III
3. YÖNTEM
Bu bölümde araştırmanın modeli, araştırmanın evreni ve örneklemi açıklanmış; verilerin
toplanma aşamaları ve toplanan verilerin analizine yer verilmiştir.
3.1. Araştırmanın Modeli
Araştırmada, Türk moda tasarımcılarının markalaşma problemlerinin belirlenmesi ve
çözüm önerileri getirebilmek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultunda araştırmada betimsel
(survey) yöntem kullanılmıştır. Betimsel yöntem; olayların, objelerin, varlıkların,
kurumların, grupların ve çeşitli alanların "ne" olduğunu betimlemeye çalışır. Betimleme
araştırmaları, mevcut olayların daha önceki olay ve koşullarla ilişkilerini de dikkate alarak
durumlar arasındaki etkileşimi açıklamayı hedefler (Kaptan, 1998, s. 59).
Araştırmanın materyalini hazır giyim, moda sektörü ve markalaşma ile ilgili kaynaklar
oluşturmuştur. Araştırmada veriler çoklu likert anket yoluyla toplanmıştır. Bu çerçevede
örneklem grubuna, araştırmanın amacına uygun şekilde hazırlanmış olan anket araştırmacı
tarafından uygulanmıştır. Anket sonuçlarına göre araştırmadan elde edilen sonuçlar
tablolaştırılarak yorumlanmış ve öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.
3.2. Evren ve Örneklem
Araştırmanın evrenini; belirli bir yaş aralığı olmayan ve Türk Moda Tasarımcıları Derneği
üyesi olan 130 moda tasarımcısı oluşturmuştur. Moda Tasarımcıları Derneği'nden elde
edilen bilgiler doğrultusunda kayıtlı üye sayısı günden güne farklılık göstermekte
olduğundan bu rakam çalışmanın yapıldığı esnada mevcut üye sayısını göstermektedir.
51
Araştırmanın örneklem grubuna ulaşmak için Moda Tasarımcıları Derneği ile görüşülmüş,
üye sayısı ve portföyü incelenmiştir. Basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile belirli bir yaş
aralığı olmayan, Moda Tasarımcıları Derneği üyesi olan moda tasarımcılarından bir
örneklem grubu oluşturmuştur.
Basit tesadüfi örneklemede evreni oluşturan her elemanın örneğe girme şansı eşittir.
Dolayısıyla hesaplamalarda da her elemana verilecek ağırlık aynıdır (Arıkan, 2004, s.141).
Örneklem grubunu oluştururken evrendeki birey sayısı (N) biliniyorken uygulanan;
n
N .t 2 . p.q
formülünden yararlanılmıştır
d 2 .( N  1)  t 2 . p.q
("Örneklem Büyüklüğünün Hesaplanması", 2015).
N : 130
t : 0.05 hata payına t tablosunda karşılık gelen değer : 1,96
d : Tolerans düzeyi : 0,1
p: İncelenen olayın görülüş sıklığı (gerçekleşme olasılığı) : 0,5
q: İncelenen olayın görülmeyiş sıklığı (gerçekleşmeme olasılığı) : 0,5 değerleri
alındığında;
130.(1,96) 2 .(0,5).(0,5)
N .t 2 . p.q
n 2
=
= 55,479 ≈ 56 değeri elde
d .( N  1)  t 2 . p.q (0,1) 2 .(130  1)  (1,96) 2 .(0,5).(0,5)
edilmiştir.
Anketlerin cevaplanmama ve geçersiz olma ihtimalleri göz önüne alınarak 60 anket
uygulanmıştır.
3.3. Verilerin Toplanması
Araştırma kapsamında öncelikle konu ile ilgili literatür taraması yapılmıştır. Literatür
taraması yapılırken konu ile ilgili makaleler, tezler, güncel dergiler ve günlük gazetelerden
yararlanılmıştır.
Anket formu hazırlanırken Türk moda tasarımcılarının genel özelliklerini, resmiyette
markalaşma
sürecinin
nasıl
gerçekleştiğini,
52
markalaşma
sürecinde
karşılaşılan
problemlerini ve bu problemlerin çözüm önerilerini belirleyebilmek için alt problemler
dikkate alınmıştır.
Anket, araştırma için incelenen kaynaklar doğrultusunda problem ve alt problemlere yanıt
olacak nitelikte hazırlanmıştır. Hazırlanan anket; kapsam geçerliliğini ve soruların açık,
net, anlaşılabilir olduğunu kontrol etmek için hazır giyim firması için tasarım yapan iki
moda tasarımcısı, kendi moda markasını kurmuş bir moda tasarımcısı ve iki akademisyen
olmak üzere beş kişilik uzman grubuna sunulmuştur. Uzmanların görüş ve önerileri
doğrultusunda anket formu tekrar düzenlenmiş ve örneklem grubuna uygulanmıştır.
Anket iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm örneklem grubunun demografik (kişisel)
bilgilerini saptamaya yönelik sorulardan oluşmaktadır. İkinci bölüm Türk moda
tasarımcılarının markalaşma sürecinde yaşadıkları problemleri belirlemek amacıyla beşli
likert ölçeğine göre düzenlenen sorulardan oluşmaktadır. Likert tipi formda bulunan;
"Kesinlikle katılıyorum" seçeneğine beş (5), "katılıyorum" seçeneğine dört (4), "kısmen
katılıyorum" seçeneğine üç (3), "katılmıyorum" seçeneğine iki (2), "kesinlikle
katılmıyorum" seçeneğine bir (1) sayısal değerleri verilmiştir.
Bu seçeneklere verilen puanlar ise;
Kesinlikle katılıyorum
4,51 - 5
Katılıyorum
3,51 - 4,50
Kısmen katılıyorum
2,51 - 3,50
Katılmıyorum
1,51 - 2,50
Kesinlikle katılmıyorum
1,00 - 1,50
aralığında düşünülmüştür. Bulgularda yer alan
tablolar bu puanlama doğrultusunda açıklanmıştır.
3.4. Verilerin Analizi
Basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile Moda Tasarımcıları Derneği'ne üye belirli bir yaş
aralığı gözetmeksizin seçilen moda tasarımcılarına uygulanan anketin değerlendirilmesi
yapılırken; örneklem grubunun ankete verdiği cevaplardan elde edilen veriler, IBM
Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) versiyon 22.0 paket programı
kullanılarak bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Anket formunun demografik bilgiler içeren
birinci bölümüne verilen yanıtların analizi yapılırken frekans ve yüzde dağılımları, likert
53
tipi soruları içeren ikinci bölümüne verilen yanıtların analizi yapılırken de frekans,
aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanmıştır.
54
BÖLÜM IV
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
Bu bölümde, araştırmanın veri toplama aracı olarak uygulanan anketteki sorulara Moda
Tasarımcıları Derneği'ne üye olan moda tasarımcılarının verdiği cevaplardan elde edilen
bulgular tablolar halinde gösterilmiş ve tartışılmıştır.
4.1. Kişisel (Demografik) Bilgilerin Analizi
Alt Problem 1: Türk moda tasarımcılarının kişisel özellikleri nelerdir?
Bu bölümde Türk moda tasarımcılarının kişisel özelliklerini belirlemek amacıyla örneklem
grubuna yöneltilen sorulardan elde bulgular yer almaktadır. Bulgular tablolar haline
sunulmuş ve yorumlanmıştır.
Tablo 1'de araştırmanın örneklemini oluşturan moda tasarımcılarının moda tasarımı eğitimi
alıp almadıkları görülmektedir.
Tablo1.
Örneklem Grubunun Moda Tasarımı Eğitimi Alma Durumları (n=60)
Eğitim Alma Durumu
Sayı
%
Moda tasarımı eğitimi almış olan tasarımcılar
41
68,33
Moda tasarımı eğitimi almamış olan tasarımcılar
19
31,66
60
100
Toplam
55
Tablo 1'e göre, araştırmaya katılan moda tasarımcılarından %68,33'lük kısmının moda
tasarımı eğitimi almış olduğu, %31,66'lık kısmının ise moda tasarımı eğitimi almamış
olduğu belirlenmiştir.
Moda tasarımı sektörü günden güne değer kazanmaktadır. Sektörün değerini kavrayan
ülkeler ve bu ülkelerde tasarımcılara verilen önem Dünya'da moda tasarımı sektörünü fark
edilir kılmaktadır. Bu sayede moda tasarımı sektörü yeni gelişmekte olan ülkelerde de
meslek olarak moda tasarımcılığı popülerleşmektedir. Bu bağlamda; moda tasarımı eğitimi
veren okullar ve kursların günden güne artmasının sebebinin, moda tasarımcısı olmak
isteyen
kişilerin
öncelikle
eğitim
almaya
yönelmelerinin
bir
sonucu
olduğu
düşünülmektedir.
Tablo 2'de örneklem grubunun moda tasarımcısı olarak çalıştıkları süreye dair bulgular yer
almaktadır.
Tablo2.
Örneklem Grubunun Moda Tasarımcısı Olarak Çalıştıkları Süre (n=60)
Yıl Aralıkları
Sayı
%
1-5 yıl arası
25
41,66
6-10 yıl arası
14
23,33
11-15 yıl arası
9
15
15-20 yıl arası
8
13,33
20 yıl ve üzeri
4
6,66
Toplam
60
100
Tablodan anlaşılacağı üzere araştırmaya katılan moda tasarımcılarından %41,66'lık
kısmının 1-5 yıl arası, %23,33'lük kısmının 6-10 yıl arası, %15'lik kısmının 11-15 yıl arası,
56
%13,33'lük kısmının 15-20 yıl arası ve %6,66'lık kısmının ise 20 yıl ve üzeri süredir moda
tasarımcılığı yapmakta olduğu belirlenmiştir.
Bu bilgilere göre moda tasarımcılarının çoğunluğu 1-5 yıl arasında moda tasarımcılığı
yapmışlardır. Türkiye moda tasarımı sektörü gelişmekte olan ülkelerdendir. Bu
potansiyelin fark edilmesi ile birlikte moda tasarımcısı olmak isteyenlerin sayısında da bir
artış söz konusu olmaktadır. Sonuç olarak; moda tasarımı sektörünün yükselişte olması ve
ilgi çekmesi ile moda tasarımı eğitimi veren kurumların sayısında da çoğalma
görülmektedir. Türk moda tasarımcılarının meslek yılı söz konusu olduğunda daha yakın
zamandır moda tasarımcılığı yapmakta olan tasarımcıların çokluğundan dolayı meslek yılı
ortalamasının düşük olduğu söylenebilir.
Tablo 3'de araştırmanın örneklemini oluşturan moda tasarımcılarının bireysel moda
markasına sahip olma veya olmama durumları görülmektedir.
Tablo3.
Örneklem Grubunun Bireysel Moda Markası Olma Durumları (n=60)
Bireysel Moda Markası Olma Durumu
Sayı
%
Bireysel moda markası var
31
51,66
Bireysel moda markası yok
29
48,33
60
100
Toplam
Bu tabloya göre tasarımcıların %51,66'lık kısmının bireysel moda markası bulunurken,
%48,33'lük kısmının bireysel moda markası bulunmamaktadır.
Bireysel moda markası bulunan ve bulunmayan tasarımcıların oranları birbirine oldukça
yakınlık göstermektedir. Bu yakın oranın nedeni; markalaşmanın öneminin henüz tam
anlamıyla kavranmaması ve piyasa koşullarının markalaşmaya yeterince olanak
tanımaması olarak yorumlanabilir. Bireysel moda markasını kurmak tasarımcılar için
oldukça maliyetli bir süreçtir. Markalaşmak isteyen tasarımcılar yeterli destek ve kaynağı
bulamayabilirler. Sektöre yeni atılan bir tasarımcının bu maliyeti karşılayabilmesi her
57
zaman mümkün olmayabilir. Ayrıca kendi markasını oluşturmadan önce farklı markalar ya
da tasarımcılar ile çalışarak eksikliklerini gidermek ve sektörü tanımak adına da
tasarımcılar kendi markalarını kurmamış olabilirler.
Araştırmanın örneklemini oluşturan moda tasarımcılarının belirli bir dönemde herhangi bir
moda markasına ya da hazır giyim markasına koleksiyon hazırlamış olma durumları Tablo
4'de görülmektedir.
Tablo4.
Örneklem Grubunun Bir Markaya Koleksiyon Hazırlama Durumları (n=60)
Koleksiyon Hazırlama Durumu
Sayı
%
Koleksiyon hazırlamış olan
44
73,33
Koleksiyon hazırlamamış olan
16
26,66
60
100
Toplam
Tabloya göre; tasarımcıların %73,33'lük kısmı belirli bir dönemde herhangi bir moda
markasına ya da hazır giyim markasına koleksiyon hazırlamış iken, %26,66'lık kısmı ise
belirli bir dönemde herhangi bir moda markasına ya da hazır giyim markasına koleksiyon
hazırlamamıştır.
Bu bilgilere göre; moda tasarımcılarının genellikle bir hazır giyim firması ya da bir moda
tasarımcı markasında sektöre atıldıkları ortaya çıkmaktadır. Bunun nedeni olarak,
tasarımcıların bireysel moda markasını oluşturacak maddi kaynağa sahip olmamaları
düşünülebilir. Bir başka neden olarak da eğitimdeki aksaklıklar görülebilir. Aldıkları moda
tasarımı eğitimini yetersiz bulan tasarımcılar, sektöre bir hazır giyim ya da moda markası
çatısı altında atılarak eksikliklerini giderebilir ve sektörü daha iyi tanıyacağını düşünebilir.
Eğitim alanındaki düzenlemeler ile birlikte bu düşüncenin ortadan kalkacağı düşünülebilir.
Bunun yanı sıra markalaşan tasarımcılar da bir hazır giyim ya da moda markası ile marka
işbirliği kurabilirler. Bu sayede hem iki yönlü marka değerini kullanabilecek hem de
maliyeti düşürebileceklerdir.
58
4.2. Türk Moda Tasarımcılarının Markalaşma Sürecinde Yaşadıkları Problemlerin
Belirlenmesine İlişkin Soruların Analizi
Alt Problem 2: Türk moda tasarımcılarının genel özellikleri ile ilgili bulgular nelerdir?
Araştırmanın
ikinci
alt
problemi
Moda
Tasarımcıları
Derneği'ne
bağlı
moda
tasarımcılarının genel özelliklerini belirlemek amacıyla moda tasarımcılarına sorulan
sorulardan elde bulgular bu bölümde yer almaktadır ve bulgular Tablo 5'de sunularak
yorumlanmıştır.
Tablo5.
Türk Moda Tasarımcılarının Eğitim Durumları (n=60)
Tasarımcıların Eğitim Durumları
x
SS
Türkiye'de moda tasarımı eğitimi veren eğitimciler yeterli
donanıma sahiptir.
2,51
0,85
Türkiye'de moda tasarımı eğitimi yeterli düzeydedir.
2,43
0,85
Türkiye'de moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitimi
yeterli düzeydedir.
1,98
0,85
Türkiye'de Moda Tasarımcıları Derneği'nin kurulması
mesleki anlamda örgütlenmeye yeterince imkan sağlamıştır.
3,78
0,86
Türkiye'de meslek birlikleri (İHKİB, İTKİB vb.) moda
tasarımcılarına yeterli desteği ve temsili sunmaktadır.
3,33
0,96
"Türkiye'de moda tasarımı eğitimi veren eğitimciler yeterli donanıma sahiptir." ifadesine
verilen yanıtların ortalama değeri ( x =2,51) kısmen katılıyorum olarak belirlenmiştir.
Ankete katılan moda tasarımcılarının, moda tasarımı eğitimi veren eğitimcilerin yeterli
donanıma tam olarak sahip olmadıklarını düşünmesi, eğitimcilerin sektöre yönelik öğrenci
yetiştirmemesinden ve tasarımcıların sektörde zorlanmasından kaynaklı olduğunu
düşündürmektedir. Eğitimcilerin sektördeki değişimleri yakından takip eden öngörülü
kişiler olması önemlidir. Geleneksel moda pazarlarından örnek verilirse; moda tasarımı
eğitimi moda tasarımı sektörünün ilk ve temel basamağı olarak görülmektedir. Bu nedenle
moda tasarımı eğitimine oldukça önem verilmektedir. Örneğin, gelecekte önemli bir süper
59
güç olacağı öngörülen Çin; moda eğitiminde ilerlemek amacıyla Avrupa ülkelerinden
akademisyenleri daha yüksek ücretlerle kendi ülkelerine çekmeye çalışmaktadırlar (Oxford
Economics'ten aktaran Som, s.37).
"Türkiye'de moda tasarımı eğitimi yeterli düzeydedir." cümlesinin ortalama değeri
( x =2,43) katılmıyorum olarak belirlenmiştir.
Ankete katılan moda tasarımcılarının Türkiye'de moda tasarımı eğitimini yetersiz düzeyde
görmesi, eğitimcileri de yetersiz görmeleri ile bağlantılı kabul edilebilir. Sonuçtan moda
tasarımı eğitimi sektöre yönelik tasarımcı ve kalifiye eleman yetiştirmeye yönelik değildir
yorumu çıkarılabilir. Örneğin "Giyim Teknikleri ve Üretimi" dersi alan öğrencilerde belli
miktarda öğrenmenin gerçekleştiği, programın etkililiğine kanıt sayılabilecek yeterli
öğrenmenin olmadığı görülmüştür (Kuru, 1987, 54). Ayrıca ülkemizde moda tasarımı
eğitimi veren bölümler yalnızca tasarımcı yetiştirmek amacı gütmeyip gerekirse moda
pazarlama, moda hukuku, görsel düzenleme, moda ve stil danışmanlığı, moda
fotoğrafçılığı, moda yönetimi, moda ekonomisi, moda sosyolojisi gibi bölümlere ayrılarak
sektörün ihtiyacı profesyonellerce giderilebilir. Yurtdışında moda tasarımı eğitimi veren
önemli okullar bu gibi alanlarda öğrenci yetiştirerek sektörün ihtiyacını karşılamakta ve
sektörü canlı, sürdürülebilir bir pazar haline getirmektedir. Ayrıca bu okullara başka
ülkelerden de öğrenci akışı gerçekleşmektedir ve ekonomiye katkı sağlanmaktadır.
Ülkemizde de bu tarz da eğitim veren özel eğitim kurumları bulunmaktadır, fakat bu
eğitimler yalnızca kısa kurslar veya sertifika programları şeklindedir. Asıl düzenlemelerin
lisans düzeyinde olması önemlidir.
"Türkiye'de moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitimi yeterli düzeydedir." ifadesine
verilen cevapların ortalama değeri ( x =1,98) katılmıyorum olarak belirlenmiştir.
Ankete katılan moda tasarımcılarının moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitimini
yetersiz bulmalarının nedeni, genellikle moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitimi
verilmemesiyle alakalı olarak yorumlanabilir. Türkiye'de moda tasarımı eğitimi yalnızca
tasarıma ya da tekniğe yönelik olarak verilmekte, hem tasarım, hem teknik, hem de sektöre
yönelik özellikle pazarlama alanında eğitim veren bir düzenleme bulunmamaktadır.
Tasarımcıların eğitim beklentilerine karşılık bulamamasının nedeni bu düzenlemenin
bulunmaması olarak görülebilir. Özellikle lisans ve ön lisans düzeyinde moda tasarımı
eğitimi kapsamında pazarlama eğitimi verilmesi bu durumu ortadan kaldıracaktır.
Okulların pazarlama ile direkt ilgili bölümlerinde görev yapmakta olan akademisyenler ile
60
birlikte yeni bir eğitim modeli hazırlanması bu olumsuz durumu olumluya çevirmek adına
bir başlangıç olabilir.
"Türkiye'de Moda Tasarımcıları Derneği'nin kurulması mesleki anlamda örgütlenmeye
yeterince imkan sağlamıştır." cümlesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =3,78)
katılıyorum olarak belirlenmiştir.
Ankete katılan moda tasarımcılarının Türkiye'de Moda Tasarımcıları Derneği'nin
kurulmasının mesleki anlamda örgütlenmeye yeterince imkan sağladığını düşünmesi,
MTD'nin moda tasarımcıları gözünde önemli olduğunu düşündürmektedir. Ayrıca
MTD'nin kuruluş misyonlarından biri olan mesleki örgütlenmeye de başlamış olduğu
sonucuna varılabilir. Böylesi bir mesleki örgütlenme fikrinin moda tasarımcıları arasında
farkındalığının artmasıyla, moda tasarımcılarının sorunlarının çözümü için birlikte hareket
etme isteğinde oldukları düşünülebilir. Tasarımcılar; bu örgütlenme sayesinde eğitimden
başlayarak sektördeki devam eden problemleri belirleyebilir ve bu problemleri ortadan
kaldırmak adına çalışmalar geliştirebilirler. Bu sayede de sektör gelişebilir. Hammadde,
kültürel altyapı, istihdam edilecek genç nüfus gibi etkenlere sahip olan Türkiye'den de
yurtdışı pazarlarında da rekabet edebilecek moda markalarının çıkması adına bu
örgütlenme önemlidir.
"Türkiye'de meslek birlikleri (İHKİB, İTKİB vb.) moda tasarımcılarına yeterli desteği ve
temsili sunmaktadır." ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =3,33) kısmen
katılıyorum olarak belirlenmiştir.
İHKİB ve İTKİB'in; tasarımcılara özellikle yurtdışında satış, pazarlama, profesyonel ve
kurumsal destek sağlama, fuarlara katılım, danışmanlık konularında destek, yabancı
yatırımcıları Türk moda tasarımcıları ile buluşturma gibi olumlu etkileri olduğu
düşünülebilir. Fakat sonuçtan olumsuz bir ifadeye de varılabilmektedir. Ülkemizdeki
meslek birliklerinin temelde hazır giyim sektörünün kalkınmasına yönelik kurulması
bunun bir nedeni olabilir. Ülke olarak global moda markaları yaratmak adına hazır giyim
markaları da fason imalat anlayışından çıkarak tasarımcılar ile iş birliğini ilerlettikleri
takdirde moda tasarımı sektörü ve hazır giyim sektörü birlikte kalkınabilir. Meslek
birliklerinin son yıllarda tasarımcılar ile birlikte hareket etmeye başlaması da bu kalkınma
adına başlangıç niteliğindedir. Bu birliktelik arttıkça tasarımcıların meslek birliklerinin
destek ve temsilini yeterli bulacağı düşünülebilir.
61
Alt Problem 3: Moda tasarımı sektöründe markalaşma süreci nasıl gerçekleşmektedir?
Bu bölümde araştırmanın alt problemlerinden üçüncüsü olan "Resmiyette markalaşma
süreci nasıl gerçekleşmektedir?" sorusuna cevap aramak amacıyla moda tasarımcılarına
sorulan sorulardan elde edilen bulgular Tablo 6'da yer almakta ve yorumlanmaktadır.
Tablo6.
Moda Tasarımı Sektöründe Markalaşma Süreci (n=60)
Sektördeki Markalaşma Süreci
x
Türk moda tasarımı sektörü gelişmekte olan bir sektördür
4,10
SS
0,87
Türk moda tasarımı sektöründe kalıcı başarı sağlamak için
markalaşmak gereklidir.
4,51
0,62
Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı iş planı
(planlama, satış stratejisi, rekabet analizi gibi) oluştururken
yeterli destek ve kaynak bulabilmektedir.
2,30
0,99
Türkiye' de markalaşma süreci içinde basın- yayın ve internet
kullanımı etkilidir.
4,01
0,79
Galata-moda ve moda haftası gibi etkinliklerin markalaşmaya
önemli bir katkısı vardır.
4,08
0,76
Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı markasını
oluşturmak için kendi mağazasını açmaya ihtiyaç
duymaktadır.
3,30
0,96
Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı öncelikle
başka tasarımcılar ya da hazır giyim markaları için çalışma
ihtiyacı duyar.
3,40
0,88
Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devletin
uyguladığı mevzuat ve yasalar yeterlidir.
2,11
0,82
"Türk moda tasarımı sektörü gelişmekte olan bir sektördür." ifadesine verilen cevapların
ortalama değeri ( x =4,10) katılıyorum olarak belirlenmiştir.
Buna göre; moda tasarımcılarının Türk moda tasarımı sektörünün gelişmekte olduğu
konusunda hemfikir oldukları düşünülebilir. Geleneksel moda pazarlarına bakıldığında
toplumun tasarım algısı ve tasarıma verilen önemin üst seviyelerde olduğu görülmektedir.
Örneğin Fransa'da moda tasarımı sanat dalı olarak görülmekte ve eğitimi bu şekilde
62
verilmektedir. Bu şekilde tasarıma değer verip, geçmişten bugüne tasarım algısına sahip
olan ülkeler günümüzde moda başkentleri olarak anılmaktadır. Toplumda tasarım algısı
geliştikçe moda tasarımı sektörünün de yalnızca belirli bir zümreye ait olduğu düşüncesi de
yıkılmış olacaktır. Türkiye'de de moda tasarımı sektörünün gelişmekte olduğunun
düşünülmesinin nedeni bu algının yıkılması ile ters orantılı olarak düşünülebilir.
"Türk moda tasarımı sektöründe kalıcı başarı sağlamak için markalaşmak gereklidir."
ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =4,51) kesinlikle katılıyorum şeklinde
ortaya çıkmıştır.
Buna göre; markalaşmanın moda tasarımcıları için oldukça önemli olduğu sonucu
çıkarılmaktadır. Ülke olarak yalnızca moda tasarımı sektörü değil, hazır giyim sektöründe
de kalıcı markalaşmayı sağlamak önemlidir. Kalıcı markalaşmayı sağlamak için fason
imalat anlayışından çıkılmalı ve tasarımın önemi kavranmalıdır. Bunun paralelinde
firmalar tasarımcılar ile çalışarak özgün modeller ile pazara girebilir. Bugün İspanya'da
bağımsız giyim perakendecileri (Zara, Mango, H&M, Stradivarius gibi.) son yıllarda dünya
pazarında büyük gelişme kaydetmişlerdir (İTKİB Genel Sekreterliği, 2011, s. 10). Bu
firmalar tasarımcılar ile çalışarak hatta bazıları her yıl farklı ve tanınmış tasarımcılar ile
marka işbirliği yaparak ülkelerine katma değer yaratmaktadırlar.
"Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı iş planı (planlama, satış stratejisi,
rekabet analizi gibi) oluştururken yeterli destek ve kaynak bulabilmektedir." ifadesine
verilen cevapların ortalama değeri ( x =2,30) katılmıyorum olarak belirlenmiştir.
Bu değere göre; tasarımcılar iş planı oluştururken yeterli destek ve kaynak bulamadıklarını
düşünmektedirler. İş planı oluşturmak tasarımcıların marka kurma aşamalarında izlemeleri
gereken bir yol haritası konumundadır. Marka kurma kararı vermekten başlayarak,
tüketiciye ürünü sorunsuz bir şekilde ulaştırmaya kadar izlenilecek kapsamlı bir iş planı
oluşturmak önemlidir. Tasarımcıların ankete verdikleri cevaplardan pazarlama ve satış
aşamalarında problemler yaşadıkları belirlenmiştir. Doğru bir iş planı bu problemleri en
aza indirmeye yardımcı olabilir. MTD ve profesyonel danışmanlık veren özel ve devlet
destekli kurumların artışı iş planı oluşturmak adına tasarımcılara kolaylık sağlayabilir.
Ancak tasarımcılar için; rekabetin yüksek ama tasarımcı markalarının farkındalığının az
olduğu ortamda iş planı oluşturmanın maliyetinin yüksek gelebilir. Özellikle meslek
birlikleri, MTD ve devlet tabanlı fonlar ile iş planı oluşturma aşaması desteklenir ise;
tasarımcıların yeterli kaynağı bulabilecekleri düşünülebilir.
63
"Türkiye'de markalaşma süreci içinde basın-yayın ve internet kullanımı etkilidir." ifadesine
verilen cevapların ortalama değeri ( x =4,01) katılıyorum olarak ortaya çıkmıştır.
Bu sonuca göre; moda tasarımcılarının basın-yayın ve internet kullanımının markalaşma
sürecinde etkili olduğunu düşündükleri sonucuna ulaşılmaktadır. Teknolojinin gelişmesi ile
birlikte özellikle sosyal medyanın gücü moda tasarımı sektöründe de hissedilir hale
gelmiştir. Tasarımcılar, defile ve koleksiyonlarını bu iletişim yollarını kullanarak
sergileyebilmektedirler. Bu sayede reklam ve pazarlamanın hem maliyetini düşürüp hem
de daha çok kitleye ulaşmasını sağlayabilirler. Moda blogları ve bloggerlarının
tasarımcılardan bahsetmeleri de maliyetsiz tanıtımlardır. Ayrıca tasarımcılar sosyal
medyada ürün tanıtım ve satış faaliyetlerini de yürütebilmektedir. Bütün bu sosyal medya
faaliyetlerinin markalaşma aşamasında tasarımcılara olumlu katkıları vardır. Türkiye'de de
markalaşma sürecinde tasarımcıların bu katkıları kullandıkları ve bu yöntemin markalaşma
adına etkili olduğuna kanaat getirdikleri düşünülebilir.
"Galata-moda ve moda haftası gibi etkinliklerin markalaşmaya önemli bir katkısı vardır"
ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =4,08) katılıyorum şeklinde olmuştur.
Moda tasarımcılarının
tüketiciye
ulaşma
kanallarını
çeşitlendirmeleri hususunda
düzenlenen Galata-moda etkinliği ve moda haftası hakkında, moda tasarımcılarının
düşüncelerinin olumlu yönde olduğu görülmüştür. Bu tarz etkinliklerin moda
tasarımcılarını
tüketici
ile
buluşturma,
moda
tasarımcılarının
toplum
nezdinde
bilinirliliğinin artması, tasarımcıları yerli ve yabancı satın alma sorumlusu ile buluşturma
ve toplumda moda algısı yaratma açısından önemlidir. Dolayısı ile özellikle İstanbul'u bir
moda şehri yapma amacına hizmet etmeleri nedeniyle tasarımcıların gözünde önemli
olduğu sonucuna ulaşılabilir. Dünya'da moda başkentlerinden biri olarak görülen
Fransa'nın bu tarz faaliyetleri pazarda yeni gelişmekte olan ülkelerin aksine 1970'lere
dayanmaktadır. Paris Moda Haftası ilk olarak 1973 yılında başlatılmıştır ve Fransız
Modacılar Federasyonu tarafından organize edilmektedir (Grail Research, 2009, s.8).
"Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı markasını oluşturmak için kendi
mağazasını açmaya ihtiyaç duymaktadır" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri
( x =3,30) kısmen katılıyorum olarak görülmektedir.
Moda tasarımı sektöründe markalaşma sürecini etkileyen elemanlardan biri mağaza
faktörüdür. Mağaza; tüketiciye direkt ulaşım kanallarından biridir. Bu yönü ile
64
tasarımcının kendi yerinin olması ve burada ürünlerini sergileyebilmesi adına etkili bir
yöntemdir. Fakat gelişen teknoloji ile birlikte, daha önce de vurgulandığı gibi basın-yayın,
internetin etkisi ve Galata-moda, moda haftası gibi etkinliklerin etkisinin mağaza açma
ihtiyacını azalttığı düşünülebilir. Moda tasarımcıları bu kanallarla da tüketiciye kolaylıkla
ulaşabilmektedir. Elde edilen sonuca göre moda tasarımcıları markalaşmak için mağaza
açma gerekliliği hissetmemesi bu durumlarla bağlantılı olarak düşünülebilir.
"Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı öncelikle başka tasarımcılar ya da hazır
giyim markaları için çalışma ihtiyacı duyar" cümlesine verilen cevapların ortalama değeri
( x =3,40) kısmen katılıyorum olarak belirlenmiştir.
Bu sonuca göre; moda tasarımcılarının genellikle belli bir tecrübe kazanmak ve sektörü
daha derinlemesine tanımak için bir tasarımcının ya da hazır giyim markasının bünyesinde
çalışmaya ihtiyaç duyduğu anlaşılabilir. Bu ihtiyaç moda tasarımı eğitimindeki eksiklikler
ile bağlantılı olarak düşünülebilir. Moda tasarımı eğitimi sektörün ihtiyaçlarına göre
düzenlenip, o şekilde verildiği takdirde tasarımcılar sektörü öğrenmek adına bir tasarımcı
ya da firmada çalışma hayatına başlamak zorunda kalmayabilirler. Kendi markasını
kurmak isteyen tasarımcının öncelikle bir tasarımcı ya da hazır giyim firmasında çalışma
hayatına başlamasının bir diğer nedeni olarak da tasarımcıların marka oluşturma
aşamasında yeterli maddi desteği ve teşviki bulamamaları olarak da düşünülebilir. Eğitim
düzenlemeleri yapıldıkça ve özellikle de devlet teşviki arttıkça sektöre direkt kendi
markası ile dahil olan tasarımcıların da artacağı düşünülebilir.
"Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devletin uyguladığı mevzuat ve
yasalar yeterlidir" ifadesine cevapların ortalama değeri ( x =2,11) katılmıyorum olarak
belirlenmiştir.
Çıkan bu sonuca göre; moda tasarımcılarının mevcut olan mevzuat ve yasalardan memnun
olmadıkları anlaşılmaktadır. Türk moda tasarımı sektörünün kendi içinde ve uluslararası
alanda rekabet edebilmesi için moda tasarımcılarının hem haklarını hem de tasarımlarını
koruyucu ve geliştirici kapsamlı bir mevzuat düzenlemesine gidilmesi önemlidir.
Tasarımcıların haklarının korunmasında hukuki boşluklar ve bürokratik engeller
olmamalıdır. Geleneksel moda pazarlarının olduğu ülkelerde moda hukuku bir dal olarak
faaliyet sürdürmektedir. Ülkemizde de bu boşluğun farkına varılmış ve moda hukuku
enstitüleri açılmaya başlanmıştır. Fakat mevzuatta ki eksiklikler hala moda tasarımcılarının
ihtiyacı
olan
şekilde
değildir.
Devletin
65
mevzuat
ve
yasalarını
tasarımcıların
markalaşmasına destek olacak şekilde düzenleme yoluna gittiği takdirde, tasarımcıların
mevzuat ve yasalardan memnun olmasının mümkün olacağı düşünülmektedir.
Alt Problem 4: Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemler nelerdir?
Bu bölümde araştırmanın alt problemlerinden dördüncüsü "Markalaşma sürecinde
karşılaşılan problemler nelerdir?" sorusuna cevap aramak amacıyla moda tasarımcılarına
sorulan sorulardan elde edilen bulgular ve yorumlar yer almaktadır. Elde edilen bulgular
Tablo 7'de verilmektedir.
Tablo7.
Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemler (n=60)
Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemler
x
SS
Markalaşma sürecinde tasarım aşaması haricinde kalan
alanlarda (pazarlama, halkla ilişkiler, muhasebe, tedarik vb.)
profesyonel eleman eksikliği vardır.
3,63
0,86
Markalaşma sürecinde karşılaşılabilecek maddi problemlere
karşı kaynak bulmak zordur.
3,30
0,78
Markalaşma sürecinde marka tescil işlemlerinin uzaması
süreci olumsuz etkilemektedir.
3,96
0,75
Türk moda tasarımı sektöründe markalaşma sürecinde
pazarlama ve tanıtım faaliyetleri sonrası tüketiciye ulaşmada
bir tedarik zinciri problemi yaşanmaktadır.
3,55
1,09
"Markalaşma sürecinde tasarım aşaması haricinde kalan alanlarda (pazarlama, halkla
ilişkiler, muhasebe, tedarik vb.) profesyonel eleman eksikliği vardır" ifadesine verilen
cevapların ortalama değeri ( x =3,63) katılıyorum olarak çıkmıştır.
Buna göre; tasarımcıların sektörde profesyonel eleman eksikliği çekmesinin nedeninin
moda tasarımı eğitiminin yetersizliğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Eğitim alanında
düzenlemeler ile sektörün ihtiyaç duyduğu ara eleman yetiştirildiği takdirde sektörün
profesyonel eleman ihtiyacını karşılayabilecek potansiyel sağlanmış olacaktır. Bu
potansiyeli istihdam edebilmek adına devlet; kendi markasını kurduktan sonra kalifiye ara
eleman çalıştıran moda tasarımcılarına işgören teşviki sağlayabilir. Tekstil ve moda
tasarımı sektörü istihdam için çok önemli bir alandır. İşsizlik sorununu sürekli yaşadığımız
ülkemizde bu yöndeki mevzuat düzenlemeleriyle yatırımcıların daha çok eleman
66
çalıştırılabilmesinin yolları aranabilir. Çünkü işsizlik aynı zamanda sosyolojik bir olgudur.
İstihdam arttıkça refah düzeyi de artacaktır.
"Markalaşma sürecinde karşılaşılabilecek maddi problemlere karşı kaynak bulmak zordur"
ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =3,30) katılmıyorum olarak belirlenmiştir.
Dünya'da devlet destekli ilk markalaşma programı olan Turquality tasarımcılara da maddi
olanaklar sağlamaktadır. Bunun yanı sıra İHKİB ve İstanbul Kalkınma Ajansı'nın İstanbul
Fashion Incube projesi ile de tasarımcılara kurumsal desteğin yanında finansal destek de
sağlanmaktadır. Fakat bu destekler sektörün gelişmesi ve tasarımcıların markalaşmasını
sağlaması için yeterli görülmemektedir. Tasarımcıların verdikleri yanıtlardan; gerek devlet
gerekse özel kaynaklı maddi desteklerin arttırılmasını bekledikleri görülmektedir.
Geleneksel moda pazarlarında da sektörün gelişimi için devlet desteği verilmektedir.
Örneğin; moda sektörü oldukça gelişmiş olmasına rağmen; İtalya Hükümeti 2015 yılında
moda tasarımı sektörüne yaptığı finansal desteği arttırmıştır. İtalya'nın Ekonomik Gelişme
Bakan Yardımcısı Carlo Calenda, 2015 yılında moda endüstrisine 40 milyon euroluk
yatırım yapmayı planladığını duyurmuştur. Calenda'ya göre İtalya'da yapılan yerli üretim;
moda alanındaki fuar etkinliklerine fon sağlamak ve İtalya'nın bu alanda yurt dışındaki
pozisyonunu güçlendirmek için kullanılacak para olmazsa tehlikeye girebilir (Drain, 2015).
"Markalaşma sürecinde marka tescil işlemlerinin uzaması süreci olumsuz etkilemektedir"
ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =3,96) katılıyorum olarak ortaya çıkmıştır.
Son yıllarda taklit ürünlerin artışı Türk moda tasarımcılarını da her yönden olumsuz
etkilemektedir. Tasarımcılar bu tarz ürünlerden maddi bir kazanç sağlamadığı gibi, kötü bir
imaja da sahip olmaktadırlar. Bu sebeplerden ötürü tasarımcılar ürünlerini koruma altına
alma ihtiyacı hissetmektedirler. Moda sektöründe trendler sezonluk olarak değiştiği için
ürünler de sezonluk olarak üretilmektedir. Marka tescil işlemlerinin uzaması nedeniyle
tasarımcılar; o sezon ürünlerinin taklidinin piyasaya sürülmesine engel olamamaktadırlar.
Özellikle ürün tescil işlemlerinin uzun zaman alması sezonluk üretim yapan tasarımcıyı
süre olarak sıkıntıya sokmaktadır. Bu da taklitçiliğin önünü açmaktadır. Bu noktada
tasarımcının ürününü mevzuat koruyamamaktadır. Taklitçiliğe karşı bir yasal yaptırım söz
konusu değildir. Her ne kadar son yıllarda tasarım ile ilgili mevzuatlarda bir takım
değişiklikler olduysa da yeterli olarak moda tasarımcılarını olumlu yönde etkileyememiştir.
Bu nedenle marka-patent başvurularının yanında özellikle sezonluk ürün patentleri için
işlemlerin kısa sürede halledilmesi bu sorunun ortadan kalkması adına önemlidir.
67
"Türk moda tasarımı sektöründe markalaşma sürecinde pazarlama ve tanıtım faaliyetleri
sonrası tüketiciye ulaşmada bir tedarik zinciri problemi yaşanmaktadır" cümlesine verilen
cevapların ortalama değeri ( x =3,55) katılıyorum olarak belirlenmiştir.
Ulaşılan bu sonuca göre; çeşitli müşteri ulaşım kanallarından gelen ürün taleplerinin doğru
zamanda, doğru yerde ve doğru fiyata müşteriye ulaştırılması hususunda bir sıkıntı
yaşandığı görülmektedir. Tasarımcılar; ürünlerini bireysel mağazalarında, çeşitli fuarlarda,
ortak tasarım mağazalarında, moda haftalarında, Galata-moda gibi etkinliklerde ve
internette tüketicilere ulaştırabilme olanağı bulabilmektedirler. Markalaşan tasarımcılar bu
ulaşımı sorunsuz bir şekilde gerçekleştirmeli ve tüketici ile arasındaki alışverişi
sürdürülebilir kılmalıdır. Tüketiciye ulaşım kanalları çeşitlendikçe, tedarik problemleri
artmaktadır. Tasarımcıların bütün bu zinciri en doğru şekilde planlayacak ve uygulanabilir
kılacak bir iş planına ihtiyaçları vardır. Bütün aşamalar doğru bir şekilde planlanıp,
uygulandığında problemler de ortadan kalkabilir. Bu noktada tasarımcıların profesyonel
danışmanlık hizmeti almasının önemi ortaya çıkmaktadır. Ayrıca zincirin sorunsuz
işlemesi adına yine kalifiye ara elemanların ihtiyaca göre eğitim almasının gerekli olduğu
düşünülebilir.
Alt Problem 5: Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemlerin çözümü ile ilgili öneriler
nelerdir?
Bu bölümde araştırmanın alt problemlerinden beşincisi olan "Markalaşma sürecinde
karşılaşılan problemlerin çözümü ile ilgili öneriler nelerdir?" sorusuna cevap aramak
amacıyla moda tasarımcılarına sorulan sorulardan elde edilen bulgular Tablo 8'de yer
almakta ve yorumlanmaktadır.
68
Tablo8.
Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemlerin Çözümü İle İlgili Öneriler (n=60)
Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemlerin Çözümü
İle İlgili Öneriler
x
SS
Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devlet
tarafından bir vergi indirimi veya muafiyeti getirilmelidir.
4,38
0,88
Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devlet
finansal (kredi, teşvik vb.) destek vermelidir.
4,68
0,62
Moda tasarımı sektörüne kalifiye eleman yetiştirmek için
eğitim düzenlemeleri yapılmalıdır.
4,61
0,66
Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına
profesyonel danışmanlık hizmeti verilmelidir.
4,41
0,64
"Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devlet tarafından bir vergi indirimi
veya muafiyeti getirilmelidir" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =4,38)
katılıyorum olarak çıkmıştır.
Buradan çıkan sonuca göre; tasarımcılar devletten vergi indirimi veya muafiyeti
beklemektedirler. Devlet bu konuyla ilgili olarak "Tasarım Strateji Belgesi ve Eylem
Planı" adı altında bir plan ortaya koymuş, çeşitli destek ve vergi muafiyeti verileceğini ilan
etmiştir. Bu planla birlikte tasarımcıların markalaşma sürecinde yaşadıkları yüksek vergi
uygulamalarının önemli ölçüde rahatlatılacağı düşünülmektedir. Devlet, tasarımcılara
marka oluşturma aşamasında maddi desteğinin yanı sıra, moda haftaları, fuarlar, defileler,
basın gibi markalaşmayı etkileyen faktörlerin kullanımda da sponsorluklar ve özel
indirimler gibi destekler verebilir. Hatta devlet bünyesinde Dünya'da Türk tekstil ve moda
tasarımı sektörlerini temsil edecek bir ajans kurulabilir, destek ve teşvikler bu sayede
koordine edilebilir. Ülkeye de bu sayede katma değer kazandırılabilir.
"Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devlet finansal (kredi, teşvik vb.)
destek vermelidir" cümlesinin ortalama değeri ( x =4,68) kesinlikle katılıyorum olarak
cevaplandırılmıştır.
Bu sonuç gösteriyor ki; tasarımcılar devletten finansal bir destek beklemektedirler. Bu
isteklerine karşılık devlet de çeşitli yasal düzenlemelerde bulunmuştur. Bunlara örnek
69
olarak Turquality Projesi ve "Tasarım Desteği Hakkında Tebliğ" verilebilir. Devlet ürettiği
bu projeler ve yasal mevzuat ile tasarımcılara yurtdışı ve yurtiçinde çeşitli finansal
destekler sunmaktadır. Geleneksel moda pazarlarından örneklendirmek gerekirse de;
Fransız Hükümeti uzun zamandır moda şirketlerini desteklemektedir. Kültür ve Ekonomi
Bakanlıkları tarafından desteklenen genç moda tasarımcıları için 2012 yılında Fransa'nın
kültür alanındaki kuruluşu Sinema ve Kültür Endüstrileri Finansmanı Enstitüsü (IFCIC,
Institut pour le Financement du Cinéma et des Industries Culturelles) de girişim
başlatmıştır. IFCIC bu markaların koleksiyon üretebilmeleri için gerekli olan nakit akışını
sağlamak amacı ile; yaşları 2 ile 10 yıl arasında değişen moda markalar için 100.000
euroluk krediler sağlamaktadır (Neuville, 2015). Sektörün gelişimi için tasarımcıların
devletten bu tarz maddi destekler bekledikleri sonucuna ulaşılabilir.
"Moda tasarımı sektörüne kalifiye eleman yetiştirmek için eğitim düzenlemeleri
yapılmalıdır" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =4,61) kesinlikle katılıyorum
olarak belirlenmiştir.
Moda tasarımı sektöründe kalifiye eleman yetiştirmek için eğitim düzenlemeleri
getirilmesi konusunda tasarımcılarının çoğunun hemfikir olduğu görülmektedir. Türkiye'de
ki moda tasarımı sektöründe moda pazarlama, moda sosyolojisi, moda hukuku gibi
uzmanlık alanları dışında da üretim ve tedarik aşamasında kalifiye eleman eksikliği
bulunmaktadır. Ülkemizdeki meslek liselerinin, sektördeki eksikliğe göre istihdam
sağlayacak şekilde yeniden müfredat düzenlemeleri bu durumu en aza indirgemede
yardımcı olacaktır. Böylece hem meslek lisesi çıkışlı genç ve dinamik nüfus istihdam
edilebilecek hem de sektörün ileri taşınması için gerekli iş gücü sağlanmış olacaktır.
"Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına profesyonel danışmanlık hizmeti
verilmelidir" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =4,41) katılıyorum olarak
ortaya çıkmaktadır.
Bu bilgilere göre; tasarımcıların moda markasını oluşturmak için, tasarım haricinde kalan
alanlarda profesyonel desteğe ihtiyaç duydukları görülmektedir. Bu ihtiyaç dahilinde
tasarımcılar alanlarına göre çeşitli uzmanlarla çalışma yoluna gidebilirler. Ancak bu
konuda çoğu tasarımcı zorunlu olarak çalıştıkları uzmanlar (muhasebeci gibi) dışında,
örneğin pazarlama gibi alanlarda uzmanlarla çalışmak yerine kendileri bu açığı kapatmaya
çalışmaktadırlar. Uzmanlık gerektiren alanlarda uzmanla çalışmamak kısa vadede maddi
olarak kazanç sağlasa da uzun vadede hem finansal hem itibari hem de marka konusunda
70
tasarımcıya kaybettirmektedir. Türk moda tasarımı sektörünün gelişmesi ile birlikte
profesyonel destek sağlayan özel kurumların yanı sıra, devlet tabanlı profesyonel destekler
de oluşturulmuştur. Tasarımcıların bu destekler sayesinde markasını oluşturma, tanıtma,
pazarlama, satışını gerçekleştirme ve hatta dünya nezdinde tanınır hale getirme sürecini
kolaylıkla idare edebileceği düşünülebilir.
Elde edilen bulgulardan tasarımcıların sektöre dahil olmadan önce ve sektöre dahil
olduktan sonraki süreçte karşılaştıkları problemler saptanmıştır. Kendi markasını kurmak
isteyen tasarımcının eğitim almaya başlaması ile birlikte bir takım problemler ile karşı
karşıya kaldığı ortaya çıkmaktadır. Moda tasarımı eğitimindeki yetersizlikler, eğitimcilerin
yetersizliği ve pazarlama konusunda verilen eğitimin yetersizliği tasarımcıların eğitim
konusundaki
karşılaştıkları
problemler
olarak
belirlenmiştir.
Tasarımcılar
kendi
markalarını kurma aşamasında maddi kaynak, iş planı oluşturma ve uygulama aşamasında
da profesyonel destek sıkıntısı yaşamaktadırlar. Bütün bu zorlukları bertaraf edip kendi
markasını kurmayı başaran tasarımcılar dahi sektöre atıldıklarında bir takım problemler ile
karşılaşmaktadırlar. Tasarımcılar reklam, pazarlama, dağıtım gibi satış faaliyetlerinde
yeterli destek ve kaynağı bulamamaktadırlar. Ayrıca, toplumda tasarım algısı oluşmadığı
için tasarımcının önemi tam olarak kavranmamaktadır. Türkiye pek çok açıdan tekstil ve
moda tasarımı alanında global markalar yaratabilecek güce sahiptir. Tasarımcıların marka
oluşturma aşamasındaki problemlerin belirlenmesi, bu problemlerin ortadan kalkması için
öneriler geliştirebilmek adına oldukça önemlidir.
71
BÖLÜM V
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu araştırmada, Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde karşılaştıkları
problemlerin belirlenmesi amacıyla MTD üyesi olan moda tasarımcılarından oluşan
örneklem grubuna anket uygulanmıştır. Bulgular ve yorum kısmında tespit edilen sonuçlar
bu bölümde açıklanmıştır. Bu sonuçlara bağlı problemler belirlenmiş ve problemlerin
ortadan kalkması için bir takım çözüm önerileri geliştirilmiştir.
5.1. Sonuç
Araştırmada Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde yaşadıkları problemleri
belirleyebilmek için örneklem grubuna uygulanan anketten bir takım bulgular elde
edilmiştir.
Türk moda tasarımcılarının kişisel özelliklerine ilişkin bulgulardan elde edilen sonuçlar şu
şekildedir;

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarının büyük çoğunluğu
(%68,33) moda tasarımı eğitimi almışlardır.

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarının çoğunluğu
(%41,66) 1-5 yıl arasında moda tasarımcılığı yapmışlardır.

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarının yaklaşık yarısının
(%51,66) bireysel moda markası bulunduğu tespit edilmiştir.

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarının büyük çoğunluğu
(%73,33) bir moda markasına ya da hazır giyim firmasına koleksiyon hazırlamıştır.
72
Türk moda tasarımcılarının genel özellikleri ile ilgili bulgulara dair sonuçlar şu
şekildedir;
 Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarının çoğunluğuna göre
( x =4,10); Türk moda tasarımı sektörünün gelişmekte olduğu görülmüştür.
 Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcıları; Türkiye'de moda
tasarımı eğitimi veren eğitimcilerin yeterli donanıma sahip oldukları konusunda
kısmen katılıyorum ( x =2,51) şeklinde görüş bildirmişlerdir.
 Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; Türkiye'de
moda tasarımı eğitiminin yeterli düzeyde olmadığı ( x =2,43) tespit edilmiştir.
 Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; Türkiye'de
moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitiminin yeterli olmadığı ( x =1,98)
görülmüştür.
 Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; MTD'nin
kurulması mesleki anlamda örgütlenmeye yeterince imkan ( x =3,78) sağlamıştır.
 Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; Türkiye'de
meslek birliklerinin (İHKİB, İTKİB vb.) moda tasarımcılarına yeterli desteği ve
temsili kısmen ( x =3,33) sunduğu anlaşılmıştır.
Resmiyette markalaşma sürecinin gerçekleşmesine dair bulgulardan elde edilen
sonuçlar şu şekildedir;

Araştırmanın
örneklem
grubunu
oluşturan
moda
tasarımcılarının
büyük
çoğunluğuna göre ( x =4,51); Türk moda tasarımı sektöründe kalıcı başarı
sağlamak için markalaşmanın kesinlikle gerekli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; kendi moda
markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı iş planı (planlama, satış stratejisi,
rekabet analizi gibi.) oluştururken yeterli destek ve kaynak bulunmadığı ( x =2,30)
anlaşılmıştır.

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; Türkiye'de
markalaşma süreci içerisinde basın-yayın ve internet kullanımı etkili olduğu
( x =4,01) görülmüştür.
73

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; Galata-moda
ve moda haftası gibi etkinliklerin markalaşmaya önemli katkıları olduğu ( x =4,08)
anlaşılmıştır.

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; kendi moda
markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı, markasını oluşturmak için kendi
mağazasını açmaya kısmen ( x =3,30) ihtiyaç duyduğu tespit edilmiştir.

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; kendi
markasını kurmak isteyen moda tasarımcıları kısmen öncelikle başka tasarımcılar
ya da hazır giyim markaları için çalışma ihtiyacı hissettiği ( x =3,40) sonucuna
ulaşılmıştır.

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; kendi moda
markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devletin uyguladığı mevzuat ve
yasalar yeterli olmadığı ( x =2,11) saptanmıştır.
Markalaşma sürecinde yaşanan problemlere dair bulgulardan elde edilen sonuçlar şu
şekildedir;

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; markalaşma
sürecinde tasarım aşaması haricinde kalan alanlarda (pazarlama, halkla ilişkiler,
muhasebe, tedarik vb.) profesyonel eleman eksikliğinin ( x =3,63) olduğu
görülmüştür.

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; markalaşma
sürecinde karşılaşılabilecek maddi problemlere karşı kaynak bulmanın zor olduğu
( x =1,70) anlaşılmıştır.

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; markalaşma
sürecinde marka tescil işlemlerinin uzamasının süreci olumsuz etkilediği ( x =3,96)
sonucuna ulaşılmıştır.

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; Türk moda
tasarımı sektöründe markalaşma sürecinde pazarlama ve tanıtım faaliyetleri sonrası
tüketiciye ulaşmada bir tedarik zinciri problemi yaşandığı ( x =3,55) anlaşılmıştır.
Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemlerin çözümü ile ilgili elde edilen bulgulara
dair sonuçlar şu şekildedir;
74

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarının çoğunluğuna göre
( x =4,38); kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devlet tarafından bir
vergi indirimi veya muafiyeti getirilmesi gerektiği tespit edilmiştir.

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; kendi
markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devletin kesinlikle ( x =4,68) finansal
(kredi, teşvik vb.) destek vermesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; moda tasarımı
sektörüne kalifiye eleman yetiştirmek için kesinlikle ( x =4,61) eğitim düzenlemeleri
yapılması gerektiği anlaşılmıştır.

Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; kendi
markasını kurmak isteyen moda tasarımcısının profesyonel danışmanlık hizmeti
alması gerektiği ( x =4,41) sonucu ortaya çıkmıştır.
Sonuçlar incelendiğinde Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde yaşadıkları
problemler görülmektedir. Türkiye; tarihi birikimi, etnik çeşitliliği ve coğrafya olarak
geçmişten bugüne çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapması gibi etkenler ile çok çeşitli bir
tasarım alt yapısına sahiptir. Toplum olarak da tasarım bilincinin gelişmesi ve bu sektörden
gelir elde etme algısına sahip olunması ile hem sektör gelişirken hem işsiz genç ve dinamik
nüfusa istihdam sağlanacaktır. Bunun sonucu olarak da; Türkiye'nin Dünya pazarında
sektörel olarak bir yeri olacaktır.
Elde edilen sonuçlar doğrultusunda markalaşma sürecini olumsuz etkileyen faktörlerin
eğitim ile birlikte başladığı görülmektedir. Örneklem grubunun çoğunluğunun moda
tasarımı eğitimi aldıkları ve yine çoğunluğunun aldıkları eğitimi yetersiz gördükleri bilgisi
cevaplardan elde edilmiştir. Türkiye'de moda tasarımı eğitimi veren eğitimciler yeterli
donanıma sahip değilken; eğitim de yeterli düzeyde değildir. Yalnızca tasarıma ya da
üretime yönelik verilen eğitim üretimden sonra izlenilecek satış faaliyetlerini
içermemektedir. Markalaşmak isteyen tasarımcı pazarlama ve satış faaliyetleri ile ilgili
eğitimini okullarda alamamaktadır ve henüz bu konuda yeterince danışmanlık hizmeti
veren kurum da bulunmamaktadır. Yalnızca tasarımcı ya da üretici yetiştirmeye yönelik
eğitim sistemi moda sektörüne yönelik pazarlamacı, muhasebeci, halkla ilişkiler uzmanı
gibi uzmanlaşma alanları sunmamaktadır. Bunun haricinde tasarımcının ihtiyaç duyduğu
kalifiye özellikle de eğitimli kalifiye eleman ihtiyacı sektörde hissedilmektedir. Bu eksiklik
75
paralelinde de üretim sonrası tedarik problemleri ortaya çıkmaktadır. Bütün bu
problemlerin paralelinde tasarımcılar, eğitim düzenlemeleri yapılması konusunda hem fikir
olmuşlardır.
Moda Tasarımcıları Derneği moda tasarımcılarının mesleki örgütlenmesi, sektörün
gelişmesi ve Türkiye'de moda tasarımı algısı yaratmak amaçları ile kurulmuştur.
Kurulması ile birlikte mesleki örgütlenmeye olanak sağlanmıştır. Sektörün gelişmesi için
çeşitli projeler ve tasarımcılar için danışmanlık hizmetleri sağlamaktadırlar. Özellikle
moda haftası ve Galata Moda gibi etkinliklerin markalaşmaya katkısı büyüktür. Gelişen
Dünya standartları altında hazır giyim sektörü de moda tasarımı sektöründen bağımsız
düşünülememektedir. Bu sebeple Türkiye'deki meslek birlikleri moda tasarımcılarına
destek ve imkan sağlamaya başlamışlardır. Sektörel hedefler doğrultusunda meslek
birlikleri ortak çalışmalar yürütmektedirler fakat tasarımcılar bu destek ve temsili yetersiz
bulmaktadırlar. Özellikle meslek birliklerinin ve devletin maddi desteği yetersiz
kalmaktadır. Devlet destekli teşvikler ve krediler tasarımcıların beklentileri arasındadır.
Türk moda tasarımı sektörünün gelişmesi ve Dünya'da hatırı sayılır duruma gelmesi için
kalıcı markalaşma yoluna gidilmesi gereklidir. Fakat bu markalaşma yolunda tasarımcı iş
planı oluştururken yeterli destek ve kaynağı bulamamaktadır. Bunun haricinde
markalaşmak isteyen tasarımcı süreci olumlu etkileyen faktörleri kullanmaktadır. Basınyayın ve internet kullanımı, kendi mağazasını oluşturmak, sektörü tanımak adına başka
firma ya da tasarımcılar ile çalışmak gibi faktörler Türkiye'de de markalaşma sürecini
olumlu etkilemektedir.
Markalaşma sürecinde sektörde profesyonel eleman eksikliğinin hissedilmesi, maddi
problemlere karşı kaynak bulmanın zorluğu, ürün tescil sürelerinin uzunluğu ve tedarik
zincirinde yaşanan problemler de süreci olumsuz yönde etkilemektedir.
Tasarımcılar devletin moda tasarımcısına uyguladığı mevzuat ve yasaları da yetersiz
bulmaktadırlar. Bu konuda mevzuat tam olarak tamamlanmamış, moda tasarımcısının
haklarını ve tasarımlarını tam anlamıyla koruyacağı bir sistem kurulmamıştır.
5.2. Öneriler
Araştırmadan elde edilen sonuçlar doğrultusunda bir takım çözüm önerileri geliştirilmiştir.
Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde yaşadıkları problemlere karşı geliştirilen
76
çözüm önerileri dört ana madde şeklinde açıklanmıştır. Bu dört madde eğitim
düzenlemeleri, toplumda tasarım algısının oluşturulması, devlet desteği ve devletin tasarım
ve mevzuat düzenlemeleri getirmesidir. Öneriler şu şekilde geliştirilmiştir:
Eğitim Düzenlemeleri


Lisans düzeyinde
Toplumsal Tasarım Algısının
Oluşturulması


düzenlemeleri
uzaklaşılması
tasarımcılara destek,
geliştirici mevzuat
Meslek birlikleri ve
teşvik, krediler
düzenlemelerine
devletin basın yayını
sağlanması ve sektöre
gidilmesi
halinde olması
algı yaratmak adına
fon ayrılması
Eğitimcilerin
etkili kullanması
Eğitimcilerin meslek



Sezonluk ürün patent
Hammadde
işlemlerinin süresinin
İlkokuldan itibaren
üreticisinden,
düzenlenmesi
geliştirmesi
müfredat
yurtdışında
Eğitimcilerin sektör
düzenlemeleri ile
markalaşan
limiti bazında vergi
ve öğrenci arasında
tasarım algısı
tasarımcıya kadar
indirimi sağlanması
köprü vazifesi
oluşturulması
geniş yelpazede
Eğitimcilerin
teşvik politikası
çalıştıran
Eğitimcilerin
öğrencileri sanat ve
geliştirilmesi
tasarımcılara işgören
eğitiminin eksiklikleri
tasarım ile ilgili
Hammadde
teşviki sağlanması
gidermeye yönelik
etkinliklere
üreticisine krediler
yönlendirmesi
sağlanması
kurulan ajans
Üreticilere periyodik
yardımıyla
eksikliklere yönelik
Orta öğretim




Toplumsal ön yargıyı




Tasarımcılara satış
Kalifiye eleman
Devlet bünyesinde
düzeyinde müfredat
kırmak adına sanat ve
eğitimler
düzenlemeleri
tasarım eğitiminde
düzenlenilmesi
eylem planı
Eğitimciler, meslek
sürece göre
Hammaddeyi
düzenlenmesi
birlikleri ve
değerlendirme
Türkiye'den satın alan
tasarımcıların ortak
yapılması
tasarımcılara vergi
programı
Sanat ve tasarım
indirimi sağlanması
geliştirilmesi
bir eğitim planı

Tasarımcıların
haklarını koruyucu ve
olması


sürecinde
görmesi

Markalaşma
Düzenlemeleri Getirilmesi
anlayışından
yenilikçi bakış açıları


Fason imalat
Devletin Tasarım ve Mevzuat
müfredat
birlikleri ile irtibat

Devlet Desteği



Moda haftaları,
hazırlamaları
eğitiminde önemli
Meslek liselerini
tasarımcı ve
fuarlar gibi
özendirici eğitim
sanatçılar hakkında
etkinliklere
politikaları
bilgilendirme
sponsorluklar
geliştirilmesi
yapılması
sağlanması

Tasarımcıları temsil
edecek devlet
bünyesinde bir ajans
oluşturulması
Şekil 1. Öneriler
77

Yurtiçi markalaşma
Moda tasarımcılarının marka oluşturma sürecini en düzgün şekilde yönetebilmeleri için
moda tasarımı eğitimine düzenlemeler getirilebilir. Türk moda tasarımcılarının
markalaşma sürecinde karşılaştıkları problemlere karşı geliştirilen eğitim düzenlemeleri ile
ilgili öneriler şu şekildedir:

Lisans düzeyinde moda tasarımı eğitimi veren akademik kurumların müfredatları
sektörün ihtiyacına yönelik düzenlenebilir.

Ülkemizdeki lisans düzeyindeki moda tasarımı eğitiminde yalnızca tasarım ya da
teknik bilgi üzerinde durulmaktadır. Oysaki sektöre dahil olan tasarımcının
pazarlama, iletişim, muhasebe gibi konulara da hakim olması gerekmektedir.
Tasarımcıların sektöre dahil olduklarında karşılaşacakları diğer meslek kolları ile
ilgili akademisyenler ile moda tasarımı eğitimi veren akademisyenler bir araya
gelerek ortak bir müfredat hazırlayabilirler.

Eğitimciler; meslek birlikleri ve tasarımcılar ile sürekli irtibat halinde kalarak
eğitimdeki eksikliklere hakim olabilir ve sektöre dahil olacak öğrenciyi bu yönlü
geliştirebilir.

Moda tasarımı sektörü sürekli yeniliklere açık bir sektördür. Eğitimciler; modanın
yenilikçi anlayışına uygun olarak yenilikçi ve ön yargısız kişiler olma çabasında
olabilirler. Güncel modayı yakından takip ederek, sektöre hakim olabilirler, bakış
açılarını bu yönlü geliştirebilirler.

Eğitimciler sektör ve okul arasında köprü vazifesi görebilirler. Sektörel faaliyetleri
takip ederek öğrencileri erkenden bu faaliyetlere katılım konusunda teşvik
edebilirler. Böylece öğrenciler sektöre atılmadan sektörü tanıma imkanı
bulabilirler.

Ülkemizde lisans düzeyinde moda tasarımı eğitimi veren okullar genellikle yakın
geçmişlidir. Bu sebeple moda tasarımı eğitimi veren eğitimcilerin tamamı bu yönlü
bir eğitim almamışlardır. Sektöre yönelik öğrenci yetiştirmek için eğitimciler moda
tasarımı eğitimi almış kişiler üzerinden seçilebilir.

Markalaşma aşamalarının düzgün bir şekilde ilerlemesi sürecin her aşamasının
profesyonellerce yürütülmesi ile mümkün olabilir. Bu nedenle tasarım haricinde
kalan diğer alanlarda kalifiye eleman eksikliğinin giderilmesi için meslek
liselerinde de müfredat düzenlemesi yapılabilir.
78

Müfredatı
düzenlemek
adına;
meslek
birlikleri
ve
tasarımcılar,
sektöre
atıldıklarında hangi alanlarda profesyonel eleman eksikliği çektiklerini eğitimciler
ile tartışabilir ve buna göre bir eylem planı düzenlenebilir.

Ülkemizde; istihdam edilmeyi bekleyen lisans düzeyinde genç nüfus oldukça
fazladır. Bunun önünde geçebilmek adına, meslek liselerini özendirici bir politika
izlenebilir. Böylece hem sektörün ihtiyacı karşılanırken hem de genç nüfusun
istihdam edilebilmesi sağlanabilir.
Moda tasarımı sektörünün, ülkeye belli bir katma değer sağlayabilmesi için toplumun
tasarım algısının ve bilincinin oluşması önemlidir. Toplumda tasarım algısının ve
bilincinin geliştirilmesine yönelik öneriler şu şekildedir:

Ülke olarak yalnızca moda tasarımı sektörü değil, hazır giyim sektöründe de kalıcı
markalaşmayı sağlamak için fason imalat anlayışından çıkılmalı ve tasarımın önemi
kavranmalıdır. Bunun paralelinde firmalar tasarımcılar ile çalışarak özgün modeller
ile pazara girebilirler.

Toplumsal tasarım algının oluşması için devlet ve meslek birlikleri ortak hareket
edebilir, faaliyetlerini daha çok halka indirgeyebilir, basın-yayın organlarını tanıtım
ve algı yaratmak için kullanabilir.

Tasarım kültürünün oluşması için ilkokuldan itibaren farkındalık yaratılabilir. Bu
farkındalığı yaratmak adına; eğitimciler yalnızca temel derslere değil sanat ve
tasarıma yönelik derslere de aynı önem ve özeni gösterebilir. Bu noktada yine
eğitimde müfredat düzenlemelerine gidilmesi ve eğitimcilerin farklı bir bakış açısı
geliştirmeleri önemlidir.

Eğitimciler; öğrencileri sanat ve tasarım etkinliklerine götürerek, etkinliklerin
sınıfta yapılmasını sağlayarak hatta velilerin çocukları ile bu tarz etkinliklere
katılması için aracı olarak bu algının oluşmasına vesile olabilirler.

Toplumsal bir algı yaratmak amaçlandığı için; sonuçta ortaya çıkan ürüne değil
sürece göre öğrenci değerlendirilebilir. Bu sayede öğrencilerin hayal gücünü
geliştirebilmesi ve öz güven zedelenmesi yaşamaması sağlanabilir. Toplumda
sanata, sanatçıya, tasarıma ve tasarımcıya karşı geliştirilen önyargılı tutum bu
sayede kırılabilir.

Tasarım ve sanata yönelik dersler yalnızca ortaya bir ürün koyma amaçlı olarak
yürütülmeyip, tarihteki ve günümüzdeki önemli sanatçıları ve tasarımcıları tanıtır
nitelikte bilgiler verici olabilir. Bunun sonucunda öğrenciler; sanatçılar ve
79
tasarımcıların da önemli bireyler olduğu algısını geliştirebilir ve yeteneği olmayan
öğrenciler de derse katılım yaparak sanat ve tasarıma yakın tutulabilir.
Devlet desteği moda tasarımı sektörünün gelişimi için oldukça önemlidir. Geleneksel moda
pazarlarında moda tasarımı sektörü ne kadar gelişmiş olsa da devletlerin sektöre
desteklerde bulunduğu söylenebilir. Türk moda tasarımcılarının da kalıcı markalar ortaya
çıkarması ve bu markalar ile Dünya pazarında ülkemizi temsil edebilmesi adına geliştirilen
devlet desteği önerileri şu şekildedir:

Devlet markalaşma noktasında tasarımcılara destek, teşvik ve krediler verebilir,
sektörün gelişimi için bir fon ayırabilir.

Türkiye hammadde ve iş gücü açısından birçok geleneksel moda pazarına sahip
ülkeden daha avantajlı durumdadır. Türkiye; ipek böcekçiliği, dericilik, pamuk gibi
tekstil sektörüne yönelik hammadde sağlama potansiyeline sahiptir. Ayrıca genç ve
istihdam edilmeye hazır bir iş gücüne de vardır. Ancak; ucuz hammadde ve işçilik
sağlayan Asya ülkeleri ile rekabet edememektedir. Aslında tedarik zinciri olarak da
Türkiye; batıdaki geleneksel moda pazarlarına uygun jeopolitik konumdadır.
Devlet; bu noktada sektörün gelişimi için hammadde üreticisinden, Dünya'da çeşitli
mağazalar açabilme imkanı elde eden moda tasarımcılarına ve hazır giyim
firmalarına kadar kapsamlı bir teşvik politikası izleyebilir.

Devlet; hammadde üretimi ile uğraşan çiftçiye yakıt, tohum, gübre, sulama, elektrik
teşviği, ekipman alımlarında uzun vadeli ve hasat dönemlerinde ödemeli düşük
faizli krediler gibi maddi imkanlar sağlayabilir.

Devlet; doğru ve bilinçli üretim için uzmanlar eşliğinde üreticileri yönlendirerek
periyodik eğitimler düzenleyebilir. Bu şekilde sektöre hammadde sağlayan
üreticilerin istihdam edileceği bir ortam sağlanabilir.

Daha sonraki aşamalarda devlet; hazır giyim firmaları ve tasarımcıları Türkiye'de
üretilen hammaddeyi kullanmaya teşvik edebilir. Hammaddeyi Türkiye'den alan
firmalara ve tasarımcılara vergi indirimi ile bunu sağlayabilir. Bu sayede kaliteli ve
ucuz hammadde ile işlenmiş, tasarlanmış ürün Dünya pazarında Türkiye'yi itibarlı
bir konuma getirebilir.

Devlet sektörün canlanması için temelden başlayarak en üst noktaya kadar destek
sağlayabilir. Tasarımcılara marka oluşturma aşamasında maddi desteğinin yanı sıra,
moda haftaları, fuarlar, defileler, basın gibi markalaşmayı etkileyen faktörlerin
kullanımda sponsorluklar ve özel indirimler gibi destekler verebilir.
80

Devlet bünyesinde Dünya'da Türk tekstil ve moda tasarımı sektörlerini temsil
edecek bir ajans kurulabilir, destek ve teşvikler bu sayede koordine edilebilir.
Ülkeye de bu sayede katma değer kazandırılabilir.
Markalaşma sürecinin sorunsuz işlemesi için tasarımcıların haklarının korunmasında
hukuki boşluklar ve bürokratik engeller olmaması oldukça önemlidir. Geleneksel moda
pazarlarının olduğu ülkelerde moda hukuku bir dal olarak faaliyet sürdürmektedir.
Ülkemizde de bu boşluğun farkına varılmıştır fakat mevzuatta ki eksiklikler hala moda
tasarımcılarının ihtiyacını karşılayacak şekilde değildir. Devletin moda tasarımcılarının
haklarını koruyacak şekilde mevzuat ve yasalar düzenlemesi adına geliştirilen öneriler şu
şekildedir:

Türk moda tasarımı sektörünün kendi içinde ve uluslararası alanda rekabet
edebilmesi için moda tasarımcılarının hem haklarını hem de tasarımlarını
koruyucu ve geliştirici, kapsamlı bir mevzuat düzenlemesine gidilebilir.

Ürün tescil işlemlerinin uzun zaman alması sezonluk üretim yapan tasarımcıyı
süre olarak sıkıntıya sokmaktadır. Marka-patent başvurularının yanında
özellikle sezonluk ürün patentleri için işlemlerin kısa sürede halledilebilmesi,
taklitçiliğin önlenmesini sağlayabilir.

Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcılarına; devlet vergi konusunda
daha esnek bir mevzuat geliştirebilir. Örneğin yıllık belli bir satış limiti koyarak
bu limiti geçemeyen moda tasarımcılarına vergi indirimi uygulanabilir.

Kendi markasını kurduktan sonra kalifiye ara eleman çalıştıran moda
tasarımcılarına işgören teşviği sağlanabilir.

Moda tasarımcıları için; devlet temsilcileri, akademik dünyadan temsilciler,
moda tasarımcılar ve konu ile ilgili toplantılara davet edilecek uzmanlardan
oluşturulabilecek bir kurul veya ajans ile sektörün sorunlarının anında tespit
edilmesi, atılacak adımların belirlenmesi, moda tasarımcılarına verilecek
destekler ve teşvikler gibi konularda fikir alışverişi yapılması sağlanabilir.
Mevzuatlar bu fikir alışverişleri paralelinde düzenlenebilir.

Devlet destekli tek markalaşma programı olan Turquality'nin ve Tasarım
Desteği Tebliği'nin tasarımcılar için yararı yüksek olsa da; bu program
yurtdışına açılan ve açılmak isteyen tasarımcılara yöneliktir. Yurtiçinde de
moda tasarımcılarının markalaşmalarına katkı sağlayabilecek devlet destekli
kurumsal bir markalaşma programı geliştirilebilir. Böylelikle yurtiçinde
81
markalaşabilen tasarımcının yurtdışına açılmasının daha kolay bir adım olması
sağlanabilir.
82
KAYNAKLAR
Altunkılıç, D. (2014). Moda Alanında Faaliyet Gösteren Perakendecilerin Kullandığı
İletişim Yöntemleri ve Görsel Mağazacılığın Günümüzdeki Yeri. (Yüksek Lisans
Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir.
Andam Fashion Awards (2010). Winners. http://andam.fr/en/laureats-presentation/hakaanyildirim/ sayfasından erişilmiştir.
Andam Fashion Awards (2015). Mission. http://andam.fr/en/mission sayfasından
erişilmiştir.
Aras, G. (2002). Avrupa Birliği Pazarı Karşısında Türk Tekstil Sektörünün Rekabet
Yeteneği: Finansal Yaklaşım. ODTÜ Uluslararası Ekonomi Konferansı'nda
sunulmuş
bildiri,
ODTÜ,
Ankara.
http://content.csbs.utah.edu/~ehrbar/erc2002/pdf/P059.pdf sayfasından erişilmiştir.
Arıkan, R. (2004). Araştırma Teknikleri ve Rapor Hazırlama. Ankara : Asil yayın.
Arna, S. (2013, Aralık 14). Kenzo'yu Kenzo Yapan Sekiz Sır. Hürriyet Cumartesi
Gazetesi, s. 17.
Arslan, K. (2008). Küresel Rekabet Baskısı Altında Tekstil ve Hazır Giyim Sektörünün
Dönüşüm
Stratejileri
ve
Yeni
Yol
Haritası
(Rapor
No:
57).
http://www.musiad.org.tr/F/Root/Pdf/Araştırma%20Raporları/Araştırma%20Raporl
arı/Tekstil_ve_Hazir_Giyim_Sektorunun_Yeni_Yol_Haritasi.pdf sayfasından
erişilmiştir.
Arslan,
K.
(2009).
Moda
Tasarımı
(Rapor
No:
60).
http://www.musiad.org.tr/F/Root/Pdf/Araştırma%20Raporları/Araştırma%20Raporl
arı/Moda_Tasarimi.pdf sayfasından erişilmiştir.
83
Ateşoğlu, İ. (2003). Türkiye'nin İhracatında Marka İmajının Etkisi. (Doktora Tezi).
http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir.
Baydu, S. (2007). Hazır Giyim Sektöründe Marka Oluşturma Aşamasında Eğitimin Rolü.
(Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir.
Bridgewater, S. (2012). Futbol Markaları (L. Aydeniz, Çev.). İstanbul : Brandage.
Büyükekşi, M. (2013, Temmuz). 2023'e Ulaştıracak Yolun Taşlarını, Markalaşma ve
İnovasyon ile Döşemeliyiz. Turkistime Tim Akademi Sektörel Dergisi, 2.
http://www.timakademi2023.org/wp-content/themes/a23/docs/tekstil-hazirgiyim.pdf sayfasından erişilmiştir.
Çivitçi, Ş. (2013). Moda Tasarım. F. Curaoğlu (Ed.), Moda Tasarımı ve İnovasyon içinde
(s. 57-81). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Web Ofset. http://eogrenme.anadolu.
edu.tr/eKitap/EVI210U.pdf sayfasından erişilmiştir.
Çivitçi, Ş., & Boğday Sayğılı, B. (2010). Kesim Bölümünde Çalışanlarının İş Sürecinde
Karşılaştığı Ergonomik Problemler. E-Journal of New World Sciences Academy,
5(2), 436. http://www.newwsa.com/download/gecici_makale_dosyalari/NWSA350-5-4.pdf sayfasından erişilmiştir.
Çivitçi, Ş., & Küçükikiz, E. (2010). Hazır Giyim Ürünlerini Satın Almada Müşterilerin
Mağaza Vitrinlerinden Etkilenme Durumları. E-Journal of New World Sciences
Academy,
5(2),
92.
http://dergipark.ulakbim.gov.tr/nwsavoca/article/view/
5000061838/5000058297 sayfasından erişilmiştir.
Çoruh, E., & Çeğindir N. (2014). İstanbul As One Of The Future Fashion Centers. EJournal
of
New
World
Sciences
Academy,
9(3),
38-49.
http://dx.doi.org/10.12739/NWSA.2014.9.3.2C0050 sayfasından erişilmiştir.
Dinç, N. (2011). Türk Hazır Giyim Sanayinde Markalaşma İçin Bir Model. (Doktora Tezi).
http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir.
Drain, K. (2015). Italian Government Increases Fashion Financial Support In 2015.
http://www.fashiontimes.com/articles/18928/20150227/italian-governmentincreases-fashion-financial-support-2015.htm sayfasından erişilmiştir.
Ekti, E. (2013). Tekstil Sektörü Raporu. (Rapor No: 5). Düzce: Doğu Marmara Kalkınma
Ajansı.
84
http://www.dogumarmarabolgeplani.gov.tr/pdfs/TEKSTİL%20SEKTÖRÜ.pdf
sayfasından erişilmiştir.
Eraslan, İ.H., Bakan İ., & Kuyucu, A.D.H. (2008). Türk Tekstil ve Hazırgiyim Sektörünün
Uluslararası Rekabetçilik Düzeyinin Analizi. İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal
Bilimler
Dergisi,
13(7),
http://ticaret.edu.tr/uploads/kutuphane/dergi/s13/265-300.pdf
273-275.
sayfasından
erişilmiştir.
Eray, F. (2009). Hazır Giyim Sanayinde Marka-Reklam ve Tüketici İlişkisi. Mesleki
Eğitim Dergisi, 1(2), 109-115.
Erdoğan, D.İ. (2011). Bir Moda Tasarımcısının Koleksiyon Hazırlama Süreci ve Simay
Bülbül Örneği.(Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir.
Erduğan, Y.Y. (2013). Marka İmajı ve Marka Güveninin Marka Sadakati Üzerindeki
Etkileri: Trakya Bölgesi'ndeki Kozmetik Sektöründe Bir Uygulama. (Yüksek Lisans
Projesi). http://dspace.trakya.edu.tr:8080/jspui/bitstream/1/1655/1/71.pdf sayfasından
erişilmiştir.
Ergül, A. (2005). Hazır Giyim İşletmelerinde Markalaşma Süreci ve Bu Süreçte Görev
Alacak Personelin Eğitimi İçin Program Model Önerisi. (Yüksek Lisans Tezi).
http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir.
Fashion's Night Out 2014 İstanbul. (2014). http://vogue.com.tr/haber/fashions-night-out2014-istanbul sayfasından erişilmiştir.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu. (1951). T.C. Resmi Gazete, 7981, 13 Aralık 1951.
Geçmişe Selam Geleceğe Bakış. (2015, Mart). Vogue Dergisi, 264-276.
Gehlhar, M. (2006). Moda Tasarımcısının İş Kurma Rehberi (G. Karadağ, Çev.). İstanbul:
Güncel.
Grail Research (2009). The Global Fashion Industry- Growth in Emerging Markets.
http://www.integreon.com/pdf/Blog/Global_Fashion_Industry_Growth_in_Emergi
ng_Markets_260.pdf sayfasından erişilmiştir.
Gül, G. (2011). Küreselleşmenin Tekstil ve Moda Endüstrisine Etkileri. (Yüksek Lisans
Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir.
85
Gümüşel Güner, S. (2016, Mart 29). Dünya Verilerle Karar Veriyor Biz İdeolojiyle.
Aljazeera. http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/dunya-verilerle-karar-veriyorbiz-ideolojiyle sayfasından erişilmiştir.
Güven, S. (2014, Eylül). Daha Çok Tasarımcı. Elle Dergisi, 232-228.
Işık, E. (2007). Hazır Giyim Ürünlerinde Marka İmajı Yaratmanın Önemi ve İşletmeler
Açısından İncelenmesi. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından
erişilmiştir.
İnalcık, H. (2008). Türkiye Tekstil Tarihi. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
İstanbul Fashion İncube Yoluna Devam Ediyor (2014, Şubat/Mart). İTKİB Hedef Dergisi,
241, 54. http://www.itkib.org.tr/itkib/hedef/flip_hedef/2014/subat/241-HEDEF.pdf
sayfasından erişilmiştir.
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (2015). The Core İstanbul.
http://www.ihkib.org.tr/tr/etkinlikler/the-core-istanbul/k-299 sayfasından erişilmiştir.
İstanbul Moda Akademisi (2015). İMA. http://www.istanbulmodaakademisi.com/ima
sayfasından erişilmiştir.
İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (2015). Turkish Leather Brands.
http://www.itkib.org.tr/download/dtg_micam_2013_davetvebilgi.pdf
sayfasından
erişilmiştir.
İTKİB Genel Sekreterliği (2011). Tekstil ve Konfeksiyon Sektörleri Açısından İspanya.
http://www.itkib.org.tr/ihracat/disticaretbilgileri/raporlar/dosyalar/ispanya_ulke_rap
oru_eylul_2011.pdf sayfasından erişilmiştir.
Kağnıcıoğlu, H. (2013). Moda Tasarım. F. Curaoğlu (Ed.), Pazarlama ve Marka içinde. (s.
Eskişehir:
167-187).
Anadolu
Üniversitesi
Web
Ofset.
http://eogrenme.anadolu.edu.tr/eKitap/EVI210U.pdf sayfasından erişilmiştir.
Kaptan, S. (1977). Bilimsel Araştırma Teknikleri. Ankara : Tekışık Matbaası ve Rehber
Yayınevi.
Kara Y., & Coşkun A. (2012). Sosyal Ağların Pazarlama Aracı Olarak Kullanımı:
Türkiye'deki Hazır Giyim Firmaları Örneği. Afyon Kocatepe Üniversitesi İİBF
Dergisi,
2,
75.
http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/5.pdf
erişilmiştir.
86
sayfasından
Karakoç, A.F. (2009). 2001 Sonrası Türk Hazır Giyim Sanayisinde Marka-İhracat İlişkisi
ve Turquality. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir.
Kaya, Ö. (2008). Türk Deri Konfeksiyon Sektöründe Küçük Ölçekli İşletmelerin
Markalaşma Düzeylerinin İncelenmesi. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr
sayfasından erişilmiştir.
Koçyiğit, F. (2008). Türk Hazır Giyim Sektöründe Kotaların Kalkmasıyla Görülen
Markalaşma Durumu. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından
erişilmiştir.
Kuru, S. (1987). Mesleki Eğitim Fakültesi Giyim Endüstrisi ve Giyim Eğitimi Bölümü
"Giyim Teknikleri ve Üretimi" Dersinin Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi, Gazi
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname. (1995). T.C. Resmi
Gazete, 22326, 27 Haziran 1995.
Meslek Lisesi Memleket Meselesi (2015). www.mesleklisesimemleketmeselesi.com
sayfasından erişilmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı (2006). MEGEP: Giyim Üretim Teknolojisi, Model Araştırmaları.
http://hbogm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/kursprogramlari/giyim/moduller/mode
l_arastirmalari.pdf sayfasından erişilmiştir.
Milli
Eğitim
Bakanlığı
(2008).
MEGEP:
Defile.
http://hbogm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/kursprogramlari/halkla_iliskiler/modul
ler/defile.pdf sayfasından erişilmiştir.
Moda
Hukuku
Enstitüsü
(2015).
Moda
Hukuku
Enstitüsü
Hakkında.
http://modahukukuenstitusu.org/modahukuku-hakkimizda/ sayfasından erişilmiştir.
Moda Tarihinde Bir İlk. (2010, Kasım). Marie Claire Dergisi, 58.
Modanın Kapıları İstanbul'da Aralandı (2014, Ekim/Kasım). İTKİB Hedef Dergisi, 249, 35.
http://www.itkib.org.tr/itkib/hedef/flip_hedef/2014/subat/241-HEDEF.pdf
sayfasından erişilmiştir.
Neuville,
J.
(2015).
New
Life
in
Paris.
http://www.businessoffashion.com
/articles/intelligence/new-life-in-paris sayfasından erişilmiştir.
87
Oyman, N.,R. & Erdoğan, D.,İ. (2012, Ekim). Defilenin Tarihteki Yeri Önemi ve Moda
Pazarlamasına Etkileri. 1. Uluslar arası Moda ve Tekstil Tasarımı Sempozyumu'nda
sunulmuş bildiri, Akdeniz Üniversitesi, Antalya.
Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (2015). Kılavuzlar. http://www.osym.gov.tr/belge/122203/kilavuzlar.html sayfasından erişilmiştir.
Örneklem
Büyüklüğünün
Saptanması
(2015).
http://www.istatistikanaliz.com/orneklem_buyuklugunu_saptanmasi.asp sayfasından
erişilmiştir.
Özdoğan, I., & İzgi, G. (2011). Moda Hukukunda Yaşanan Güncel Gelişmeler ve
Uygulamadaki Sorunlar. http://www.morogluarseven.com/news/moda-hukukundayasanan-guncel-gelismeler-ve-uygulamadaki-sorunlar sayfasından erişilmiştir.
Özüdoğru, Ş. (2009). Moda Fotoğraflarında Beden Dilinin Kullanımı ve Örnek Bir
Çözümleme. Uluslararası Katılımlı Güzel Sanatlar ve Tasarım Sempozyumu'nda
sunulmuş bildiri, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir.
Seidman, L. (2004). Textile Workers in Turkey, 1922-2003. Textile conference IISH' de
sunulmuş
bildiri.
http://webarchive.ncl.edu.tw/archive/disk14/30/27/94/72/05/200808073019/201010
08/web/iisg.nl/research/turkey2.pdf sayfasından erişilmiştir.
Sevil, B. (2006). Moda Sektöründe Küresel Marka Yaratılması: Markalaşma Çalışmaları
Üzerine Bir Uygulama. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından
erişilmiştir.
Som,
S.
K.
(2010,
Aralık).
İstanbul'da
Moda
Tasarım
Sektörü.
http://www.envanter.gov.tr/files/yayin/ISTANBULDA_MODA_TASARIM.pdf
sayfasından erişilmiştir.
Tasarım Desteği Hakkında Tebliğ. (2008). T.C. Resmi Gazete, 26851, 18 Nisan 2008.
Tasarım Desteği Hakkında Tebliğ. (2014). T.C. Resmi Gazete, 29212, 21 Aralık 2014.
Tasarım Strateji ve Eylem Planı. (2014). T.C. Resmi Gazete, 29163, 2 Kasım 2014.
Tasarıma Türk Dokunuşu. (2016, Nisan). Marie Claire Dergisi, 226-231.
The Core İstanbul (2015). The Core İstanbul Hakkında. http://thecore-istanbul.com/info
sayfasından erişilmiştir.
88
Tungate, M. (2006). Modada Marka Olmak (G. Günay, Çev.). İstanbul: Rota.
Turkish
Fashion.
I-D
(2015).
Moda
Tasarımcıları
Derneği
Hakkında.
http://turkishfashionid.com/hakkimizda/ sayfasından erişilmiştir.
Turquality
(2015).
Misyon
ve
Hedeflerimiz.
http://www.turquality.com/hakkimizda/misyon-ve-hedeflerimiz
sayfasından
erişilmiştir.
Turquality (2015). Turquality Nedir? http://www.turquality.com/hakkimizda/turqualitynedir sayfasından erişilmiştir.
Türk Dil Kurumu (2015). Büyük Türkçe Sözlük. http://www.tdk.gov.tr sayfasından
erişilmiştir.
Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması, Türk Malı İmajının Yerleştirilmesi ve
Turquality'nin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ. (2006). T.C. Resmi Gazete, 26177,
24 Mayıs 2006.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (2015). İstanbul Moda Konferansı Hakkında.
http://tgsd.org.tr/kayit-formu sayfasından erişilmiştir.
Ustaoğlu, M. (2013). Mehtap Elaidi ile Az Üzerine. Fashion Turkey Dergisi, 73-74.
http://issuu.com/fashionturkey/docs/fashion-ekim-aralik13 sayfasından erişilmiştir.
Vakko
Esmod
İstanbul
(2015).
Vakko
Esmod
Hakkında.
http://www.vakkoesmod.com/hakkinda.html sayfasından erişilmiştir.
Valentino
Garavani
Museum
(2015).
http://www.valentinogaravanimuseum.com/
sayfasından erişilmiştir.
Who's Next'in Konuk Ülkesi Türkiye (2014, Şubat/Mart). İTKİB Hedef Dergisi, 241, 36.
http://www.itkib.org.tr/itkib/hedef/flip_hedef/2014/subat/241-HEDEF.pdf
sayfasından erişilmiştir.
Yengin, D., & Sağıroğlu, Y. (2012). Dijital Ortamda Marka İletişimi: Tekstil Sektöründe
Moda Bloglarının Tüketici Üzerindeki Etkisi. The Turkish Online Journal of
Design,
Art
and
Communication-
TOJDAC
Dergisi,
2(3),
http://www.tojdac.org/tojdac/VOLUME2-ISSUE3_files/tojdac_v02i301.pdf
sayfasından erişilmiştir.
89
1.
Yeşiltaş, E. (2008). Moda Sektöründe Marka Kimliği, Tüketici Algısı ve Mavi Jeans
Örneği. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir.
Yurttaş, Ö. (2011). Blogların Marka Üzerindeki Gücü. İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyal
Bilimler
Dergisi,
7,
http://fbd.aydin.edu.tr/makaleler/cilt1sayi7/12_ozge_ulug_yurttas.pdf
107-122.
sayfasından
erişilmiştir.
Zakuto, D. (2011, Temmuz). Zamansız Tasarımlar. Marie Claire Dergisi, 112.
Zakuto, D.(2006, Aralık). Modern Kadının Zerafeti. Marie Claire Dergisi, 336-337.
90
EKLER
91
EK 1. Anket Formu
TÜRK MODA TASARIMCILARININ MARKALAŞMA SÜRECİNDE
KARŞILAŞTIKLARI PROBLEMLERİN BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR
ARAŞTIRMA
Bu araştırma, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Giyim Endüstrisi ve Giyim
Sanatları Eğitimi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programı Bitirme Tezi gereği
yapılmaktadır. Anket formu, Türk moda tasarımcıların markalaşma problemlerini
belirlemek ve çözüm önerileri getirebilmek amacıyla hazırlanmıştır.
Anket iki bölümden oluşmaktadır. I. Bölüm araştırmaya katılan moda tasarımcılarının
demografik bilgilerini belirlemeye yönelik sorulardan, II. Bölüm ise Türk moda
tasarımcılarının markalaşma sürecinde yaşadıkları problemleri belirlemek amacıyla
düzenlenen sorulardan oluşmaktadır.
Ankete vereceğiniz cevaplar yalnızca bilimsel araştırmada kullanılacaktır. Anketin
güvenilirliği ve geçerliliği için; ankete vereceğiniz cevapların samimi ve doğru olması
önemlidir. Lütfen size en uygun seçeneğe "x" işareti koyarak cevap veriniz. Yardımınız
için teşekkür ederim.
Ceren ÖZ
Gazi Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Giyim Endüstrisi ve Moda
Tasarımı Eğitimi Ana Bilim Dalı
92
ANKET SORULARI
BÖLÜM I
Kişisel Bilgiler (Demografik Bilgiler)
1. Anketi cevaplayan moda tasarımcısı moda tasarım eğitimi görmüş müdür?
( ) evet
( ) hayır
2. Anketi cevaplayan moda tasarımcısı kaç senedir moda tasarımcılığı yapmaktadır?
( ) 1-5 yıl arası
( ) 06-10 yıl arası
() 11-15 yıl arası
() 15-20 yıl arası
() 20 yıl ve üzeri
3.Anketi cevaplayan moda tasarımcısının kendine ait bir markası bulunmakta mıdır?
() evet
() hayır
4. Anketi cevaplayan moda tasarımcısı belirli bir dönemde herhangi bir moda markasına
ya da hazır giyim markasına koleksiyon hazırlamış mıdır?
() evet
() hayır
93
BÖLÜM II
Türk Moda Tasarımcılarının Markalaşma Sürecinde Yaşadıkları Problemlerin
Belirlenmesine İlişkin Sorular
Türk Moda Tasarımcılarının Genel Özellikleri İle İlgili
Bulgular Nelerdir?
Kesinlikle
katılıyorum
1- Türkiye' de moda tasarımı eğitimi veren eğitimciler
yeterli donanıma sahiptir.
2- Türkiye' de moda tasarımı eğitimi yeterli düzeydedir.
3- Türkiye' de moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitimi
yeterli düzeydedir.
4- Türkiye' de Moda Tasarımcıları Derneği' nin kurulması
mesleki anlamda örgütlenmeye yeterince imkan sağlamıştır.
5- Türkiye' de meslek birlikleri (İHKİB, İTKİB vb.) moda
tasarımcılarına yeterli desteği ve temsili sunmaktadır.
94
Katılıyorum
Kısmen
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kesinlikle
Katılmıyorum
2 - Moda Tasarım Sektöründe Markalaşma Süreci Nasıl
Gerçekleşmektedir?
Kesinlikle
katılııyorum
Katılıyorum
Kısmen
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kesinlikle
Katılmıyorum
Kesinlikle
katılııyorum
Katılıyorum
Kısmen
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kesinlikle
Katılmıyorum
1- Türk moda tasarım sektörü gelişmekte olan bir sektördür.
2- Türk moda tasarımı sektöründe kalıcı başarı sağlamak
için markalaşmak gereklidir.
3- Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı iş planı
(planlama, satış stratejisi, rekabet analizi gibi) oluştururken
yeterli destek ve kaynak bulabilmektedir.
4- Türkiye' de markalaşma süreci içinde basın- yayın ve
internet kullanımı etkilidir.
5- Galata-moda ve moda haftası gibi etkinliklerin
markalaşmaya önemli bir katkısı vardır.
6- Kendi markasını yaratmak isteyen moda tasarımcısı
markasını oluşturmak için kendi mağazasını açmaya ihtiyaç
duymaktadır.
7- Kendi markasını yaratmak isteyen moda tasarımcısı
öncelikle başka tasarımcılar ya da hazır giyim markaları için
çalışma ihtiyacı duyar.
8- Kendi markasını yaratmak isteyen moda tasarımcısına
devletin uyguladığı mevzuat ve yasalar yeterlidir.
3 - Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemler
Nelerdir?
1- Markalaşma sürecinde tasarım aşaması haricinde kalan
alanlarda (pazarlama, halkla ilişkiler, muhasebe, tedarik vb.)
profesyonel eleman eksikliği vardır.
2- Markalaşma sürecinde karşılaşılabilecek maddi
problemlere karşı kaynak bulmak kolaydır.
3- Markalaşma sürecinde marka tescil işlemlerinin uzaması
süreci olumsuz etkilemektedir.
4- Türk moda tasarım sektöründe markalaşma sürecinde
pazarlama ve tanıtım faaliyetleri sonrası tüketiciye ulaşmada
bir tedarik zinciri problemi yaşanmaktadır.
95
4 - Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemlerin
Çözümü İle İlgili Öneriler Nelerdir?
Kesinlikle
katılııyorum
1- Kendi markasını yaratmak isteyen moda tasarımcısına
devlet tarafından bir vergi indirimi veya muafiyeti
getirilmelidir.
2- Kendi markasını yaratmak isteyen moda tasarımcısına
devlet finansal (kredi, teşvik vb.) destek vermelidir.
3- Moda tasarım sektörüne kalifiye eleman yetiştirmek için
eğitim düzenlemeleri yapılmalıdır.
4- Kendi markasını yaratmak isteyen moda tasarımcısı
profesyonel danışmanlık hizmeti almalıdır.
96
Katılıyorum
Kısmen
Katılıyorum
Katılmıyorum
Kesinlikle
Katılmıyorum
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Soyadı, Adı
Öz Ceren
Uyruğu
T.C.
Doğum tarihi ve yeri
23.11.1986 / Ankara
Medeni hali
Evli
Telefon
05547508881
Faks
-
E-posta
[email protected]
Eğitim Derecesi
Mezuniyet Yılı
Okul/ Program
Lise
Çankırı Anadolu Lisesi
2005
Üniversite
Anadolu Üniversitesi/ Moda
Tasarımı
2009
Yüksek Lisans
Gazi Üniversitesi/ Giyim Endüstrisi
ve Giyim Sanatları Eğitimi
İş Deneyimi, Yıl
Çalıştığı Yer
Görev
-
-
-
Yabancı Dil
İngilizce
97
Download