TÜRK MODA TASARIMCILARININ MARKALAŞMA SÜRECİNİN BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA CEREN ÖZ YÜKSEK LİSANS TEZİ GİYİM ENDÜSTRİSİ VE MODA TASARIMI EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HAZİRAN, 2016 i TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren ........(.....) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir. YAZARIN Adı : Ceren Soyadı : Öz Bölümü : Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi Anabilim Dalı İmza : Teslim Tarihi : TEZİN Türkçe Adı : Türk Moda Tasarımcılarının Markalaşma Sürecinin Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma İngilizce Adı : A Research for Determination of Turkish Fashion Designers' Branding Process i ETİK İLKELERİ UYGUNLUK BEYANI Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynaklarda belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim. Yazar Adı Soyadı : Ceren ÖZ İmza: ii JÜRİ ONAY SAYFASI Ceren ÖZ tarafından hazırlanan "Türk Moda Tasarımcılarının Markalaşma Sürecinin Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma" adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi Anabilim Dalı'nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir. Danışman : Doç. Dr. Esen ÇORUH Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi Anabilim Dalı Gazi Üniversitesi ..................................... Başkan : Prof. Dr. Fatma ÖZTÜRK Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi Anabilim Dalı Gazi Üniversitesi ..................................... Üye : Yrd. Doç. Dr. Songül KURU Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü Atılım Üniversitesi ..................................... Tez Savunma Tarihi : 03/06/2016 Bu tezin Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi Anabilim Dalı'nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum. Prof. Dr. Tahir ATICI Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürü ..................................... iii Yaz Ayşe'ye iv TEŞEKKÜR Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinin belirlenmesine yönelik bir araştırma olan bu çalışmamda; çalışmamın temelini oluşturmamda yardımcı ve rehber olan saygıdeğer hocam Yrd. Doç. Dr. Songül Kuru'ya, beni yönlendiren ve çalışmamı somutlaştırmamı sağlayan değerli tez danışmanım Doç. Dr. Esen Çoruh'a, desteklerini esirgemeyen annem Aynur Özdemir ve babam Erhan Ekmel Özdemir'e, her zaman benimle birlikte çabalayan ve yanımda olan eşim Serdar Öz'e, sürekli bana yardımda bulunan kuzenlerim Ecem Uyanıker, Selcen Özdemir, Ezgi Uyanıker ve Berke Kır'a ve en önemlisi vaktinden ayırdığım kızım Yaz Ayşe Öz'e teşekkürlerimi sunarım. v TÜRK MODA TASARIMCILARININ MARKALAŞMA SÜRECİNİN BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA (Yüksek Lisans Tezi) Ceren Öz GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HAZİRAN, 2016 ÖZ Küreselleşen Dünya şartlarında insanların tüketim alışkanlıkları da değişime uğramıştır. Teknolojinin gelişimi ile Dünya'da bilgiye hatta ürün ve hizmetlerin çeşitlerine ulaşım olanakları artmıştır. Bu çeşitlilik insanlara seçici olabilecekleri ortamlar sağlamaktadır. Temel yaşam ihtiyaçlarını karşılayan insanlar; bu ihtiyaçların bir adım ötesine geçerek zevklerine yönelik alışveriş yapmaya başlamışlardır. Bu noktada tasarımın önemi ortaya çıkmıştır. Markanın; ürünlere belli bir standart ve kalite getirmesi, insanların marka ürün alma isteklerini doğurmaktadır. Moda tasarımcıları da gelişen rekabet şartlarında tasarımları ile farklarını ortaya koymak durumunda kalmaktadırlar. Tasarımcılar bir moda markası oluşturarak; farklılıklarını marka çatısı altında ortaya koyabilmekte ve gerek ülke gerekse Dünya pazarına markası ile dahil olabilmektedir. Bu sebeple modada markalaşma kaçınılmaz bir hal almıştır. Moda marka yaratma sürecinde bazı öğeler ve faktörler etkilidir. Moda tasarımcısı markalaşma sürecinde bu öğe ve faktörlere hakim olduğu takdirde markalaşma sürecini doğru bir şekilde yürütebilir. Dünya'da geleneksel moda pazarlarına dahil olan ülkeler moda tasarımı sektörü ve markalaşmaya oldukça önem vermekte ve ülkelerine katma değer sağlayabilmektedir. Bu avantajın farkına yeni varan vi ülkeler arasında Türkiye'de bulunmaktadır. Türkiye kültürel çeşitlilik, genç nüfusun fazlalığı, hammadde kaynaklarına sahiplik ve yakınlık gibi faktörler sayesinde Dünya çapında moda markaları yaratma potansiyeline sahiptir. Moda Tasarımcıları Derneği'nin kurulması ve moda haftası vb. organizasyonların yapılması ile sektör canlanmaya başlamıştır. Özellikle İstanbul merkezli bir Türk moda tasarımı sektöründen söz etmek mümkün olmuştur. Fakat Dünya standartlarında moda markaları yaratmak için henüz yeterli ortam sağlanamamaktadır. Dünya'daki hazır giyim devlerinin örneklerine bakılacak olursa hazır giyim sektörü de artık fason imalattan ziyade moda tasarımı sektörü ile beraber hareket ederek varlık göstermektedir. Ülkemizde de bu anlayış ile meslek birlikleri ve moda tasarımcıları beraber hareket etmeye başlamışlardır. Bu araştırmada; Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde karşılaştıkları problemlerin belirlenmesi ve belirlenen problemlere çözüm önerileri getirilmesi amaçlanmıştır. Problemlerin belirlenmesi için literatür araştırması yapılmış ve veri toplama yöntemlerinden anket yöntemi uygulanmıştır. Literatür araştırması dahilinde moda ve moda tasarımcısı kavramları, marka ve markalaşma kavramları, moda ve markalaşma ilişkisi, moda tasarımı sürecinde etkili olan faktörler ve öğeler açıklanmış, Türk moda tasarımı sektörü her yönüyle ele alınmıştır. Herhangi bir yaş aralığı gözetmeksizin altmış Moda Tasarımcıları Derneği üyesine anket uygulanmıştır. Anket formundan elde edilen veriler bilgisayar ortamında SPSS paket programına aktarılarak, çözümlenmiştir. Anket formunun demografik bilgiler içeren birinci bölümüne verilen yanıtların analizi yapılırken frekans ve yüzde dağılımları, likert tipi soruları içeren ikinci bölümüne verilen yanıtların analizi yapılırken de aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre; araştırmaya katılan moda tasarımcılarının çoğunluğu moda tasarımı eğitimi almış ve bir ile beş yıl arasında moda tasarımcılığı yapmaktadır. Bu moda tasarımcılarının yaklaşık yarısının kendine ait moda markası bulunmaktadır. Tasarımcıların çoğunluğunun Türkiye'de moda tasarımı sektörünün gelişmekte olduğu fakat moda tasarımı eğitiminin, eğitimcilerin ve pazarlama eğitiminin yetersiz olduğu konusunda hem fikir olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Moda tasarımcılarına göre Moda Tasarımcıları Derneği'nin kurulması mesleki anlamda örgütlenme sağlarken, meslek birliklerinin desteği ve temsilinin yetersiz kaldığı tespit edilmiştir. Tasarımcıların büyük çoğunluğunun kalıcı başarı sağlamak için markalaşmak gerektiğine inandığı ve markalaşma sürecinde etkili olan öğe ve faktörleri markalaşabilmek adına kullandığı sonucu elde edilmiştir. Fakat tasarımcıların çoğunluğuna göre bu süreci doğru yönetmek adına profesyonel destek ve kalifiye eleman eksikliği olduğu anlaşılmıştır. Markalaşma sürecinde devletin tasarımcılara maddi desteği tasarımcılar tarafından yetersiz görülmüş, devletin uyguladığı mevzuat süreci uzatıcı ve eksik bulunmuştur. Araştırmadan elde edilen bilgiler dahilinde Türk moda tasarımcılarının markalaşma problemleri belirlenmiş, sektörün gelişimi ve moda tasarımcılarının markalaşabilmesi için çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Genel olarak dört ana öneri geliştirilmiştir. Bu öneriler eğitim düzenlemeleri getirilmesi, toplumun tasarım algısının yükseltilmesi, tasarımcılara ve sektöre devlet desteği, devletin tasarımcıları ilgilendiren konularda mevzuat geliştirmesi şeklindedir. Anahtar Kelimeler : Moda tasarımı, Küreselleşme, Moda tasarımcısı, Markalaşma, Türk moda tasarım sektörü, Modada markalaşma Sayfa Adedi : 97 Danışman : Doç. Dr. Esen Çoruh vii A RESEARCH FOR DETERMINATION OF TURKISH FASHION DESİGNERS' BRANDİNG PROCESS (M.S. Thesis) Ceren ÖZ GAZİ UNIVERSITY INSTITUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES JUNE, 2016 ABSTRACT Under global world conditions, people’s consumption habits also have changed. Technological developments have increased opportunities for accessing information and even diversities of goods and services. This diversity provides people with environments in which they can be selective. After fulfillement of basic needs, people have started to consume with respect to their taste. This point emphasize the importance of design. Since brands provide certain standard and quality for products, people demand brand products. Accordingly, fashion designers also need to reveal their difference due to enhanced competiton. Fashion designers can reveal their difference under the brand roof and they can participate in both national and international markets by creating a fashion brand. Therefore, it can be said that branding in fashion sector has become inevitable. There are some factors effective in fashion brand creation process. If the fashion designer possesses these factors, he or she can manage this process properly. Countries participating traditional fashion markets give weight to fashion design sector and branding and thus they can provide added value. Turkey is also a country currently realizing this advantage. Owing to cultural diversity, high young population, possession of raw materials and being close to these materials, Turkey has a potential to create worldwide fashion brands. The sector has started to liven with foundation of Fashion Designers Association and some organizations such as fashion week. It is possible to mention a Turkish fahion design sector viii particularly centered in İstanbul. Nevertheless, there is no adequate atmosphere for creating worldwide fashion brands. By looking at examples of ready-to-wear giants around the world, it can be seen that ready-to-wear sector also exists by cooperating with fashion design sector instead of contract manifacturing. Accordingly, in Turkey, professional associations and fashion designers have started to cooperate under this understanding. Aim of this research is to define problems to which Turkish fashion designers are exposed and to provide solutions for defined problems. In order to define the problems, a literature research has been conducted and survey has been implemented as a data collection method. The literature research has included explanations of concepts for fashion and for fashion designers’ brand and branding and the relationship between fashion and branding, and factors which are effective in fashion design process. In other words, Turkish fashion design sector is handled in detail. Regardless of their age, sixty members of Fashion Designers Association have been implemented to the survey. Informations gathered from the questionnaire have been analyzed by transfering to SPSS packet programme in computer. While data frequency and percentage distribution have been calculated for analysing the answers in first part of the survey including demographic informations, arithmetic mean and standart deviation have been calculated in analysis of second part in which there are likert-type of questions. According to results, most of the fashion designers participating the research have studied fashion design and they have been dealing with fashion design for one to five years. About half of these fashion designers have had their own brand. Besides, most of the designers agree that although fashion design sector in Turkey is developing, education of fashion design and marketing and educators are still not adequate. According to the fashion designers, foundation of Fashion Designers Association provides professional organization but support for professional organizations and representation are incomplere. In additon, most of the designers think that branding is required for a continuous succes and they use factors which are effective in branding process for the purpose of branding. However, again most of the designers think that professional support and qualified staff are not enough for appropriate management of this process. Financial support of state to designers in branding process is seen as inadequate by participants of the survey and regulatory process is found as extended and incomplete. Under the light of information gathered from the survey, branding problems of Turkish fashion designers have been defined and some recommendations have been made for developing the sector and branding of fashion designers. In general, four main recommendations have been made which are to form regulations of education, to enhance society’s perception about design, to create state support to the designers and the sector and to develop legislation for issues about designers by the state. Key Words : Fashion Design, Globalism, Fashion Designer, Branding, Turkish Fashion Design Sector, Branding of Fashion Page Number : 97 Supervisor : Assoc. Prof. Esen ÇORUH ix İÇİNDEKİLER TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU .......................................................ii ETİK İLKELERİ UYGUNLUK BEYANI ........................................................................ii JÜRİ ONAY SAYFASI ..................................................................................................... iii TEŞEKKÜR ......................................................................................................................... v ÖZ ......................................................................................................................................... vi ABSTRACT ...................................................................................................................... viii İÇİNDEKİLER .................................................................................................................... x TABLOLAR LİSTESİ..................................................................................................... xiii SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ.................................................................. xv BÖLÜM I .............................................................................................................................. 2 1. GİRİŞ ................................................................................................................................ 2 1.1. Problem Durumu....................................................................................................... 3 1.2. Problem Cümlesi ve Alt Problemler ........................................................................ 5 1.3. Araştırmanın Amacı ................................................................................................. 6 1.4. Araştırmanın Önemi ................................................................................................. 7 1.5. Sınırlılıklar ................................................................................................................. 8 1.6. Varsayımlar ............................................................................................................... 8 1.7. Tanımlar..................................................................................................................... 9 BÖLÜM II .......................................................................................................................... 11 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR .................................... 11 2.1. Moda Tasarımı ve Markalaşma Kavramları........................................................ 11 2.1.1. Moda ve Moda Tasarımı Kavramı.................................................................. 11 2.1.2. Marka ve Markalaşma Kavramı..................................................................... 13 2.2. Moda Tasarımı - Markalaşma İlişkisi ................................................................... 15 2.2.1. Moda Tasarımı Sektöründe Markalaşma Sürecinin Öğeleri ....................... 18 2.2.1.1. İş Planı Oluşturma ...................................................................................... 18 2.2.1.2. Pazarlama Ve Satış Planı Oluşturma ......................................................... 19 x 2.2.1.3. Rekabet Analizi Yapma ............................................................................... 20 2.2.1.4. Operasyon Planı Oluşturma ....................................................................... 21 2.2.1.5. Finansal Analiz Yapma .............................................................................. 21 2.2.1.6. Şirket ve Ticari Marka İsminin Seçilmesi .................................................. 22 2.2.1.7. Profesyonel Hizmet Alma ........................................................................... 23 2.2.2. Moda Tasarımı Sektöründe Markalaşmayı Etkileyen Faktörler ................ 23 2.2.2.1. Moda Tasarımı Eğitimi ............................................................................... 23 2.2.2.2. Basın ve Halkla İlişkiler ............................................................................. 25 2.2.2.3. Defile Organizasyonu ................................................................................. 25 2.2.2.4. Moda Fotoğrafçılığı .................................................................................... 26 2.2.2.5. İnternet Faktörü.......................................................................................... 27 2.2.2.6. Mağaza Faktörü .......................................................................................... 28 2.2.2.7. Moda Sergilemek......................................................................................... 29 2.2.2.8. Tasarımcı-Marka İttifakları ....................................................................... 29 2.3. Türk Moda Tasarımı Sektörü ................................................................................ 30 2.3.1. Türk Moda Tasarımı Sektörünün Tarihsel Gelişimi .................................... 31 2.3.2. Türkiye'de Moda Tasarımı Eğitimi ................................................................ 33 2.3.3. Türk Moda Tasarımı Sektörünün Genel Durumu ve Sektörün Gelişiminde Etkili Olan Kurum ve Kuruluşlar............................................... .................... 35 2.3.4. Türk Moda Tasarımı Sektörünün Gelişimde Etkili Olan Mevzuat ve Yasalar....................................................................................... ........................ 40 2.4. İlgili Araştırmalar ................................................................................................... 45 BÖLÜM III ......................................................................................................................... 51 3. YÖNTEM........................................................................................................................ 51 3.1. Araştırmanın Modeli............................................................................................... 51 3.2. Evren ve Örneklem ................................................................................................. 51 3.3. Verilerin Toplanması .............................................................................................. 52 3.4. Verilerin Analizi ...................................................................................................... 53 BÖLÜM IV ......................................................................................................................... 55 4. BULGULAR VE YORUM ............................................................................................ 55 4.1. Kişisel (Demografik) Bilgilerin Analizi ................................................................. 55 4.2. Türk Moda Tasarımcılarının Markalaşma Sürecinde Yaşadıkları Problemlerin Belirlenmesine İlişkin Soruların Analizi ...................................................................... 59 xi BÖLÜM V........................................................................................................................... 72 5. SONUÇ VE ÖNERİLER............................................................................................... 72 5.1. Sonuç ........................................................................................................................ 72 5.2. Öneriler .................................................................................................................... 76 KAYNAKLAR ................................................................................................................... 83 EKLER................................................................................................................................91 EK 1. Anket Formu............................................................................................................92 ÖZGEÇMİŞ........................................................................................................................97 xii TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1. Örneklem Grubunun Moda Tasarımı Eğitimi Alma Durumları............................55 Tablo 2. Örneklem Grubunun Moda Tasarımcısı Olarak Çalıştıkları Süre........................56 Tablo 3. Örneklem Grubunun Bireysel Moda Markası Olma Durumları............................57 Tablo 4. Örneklem Grubunun Bir Markaya Koleksiyon Hazırlama Durumları..................58 Tablo 5. Türk Moda Tasarımcılarının Eğitim Durumları....................................................59 Tablo 6. Moda Tasarımı Sektöründeki Markalaşma Süreci.................................................62 Tablo 7. Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemler..................................................66 Tablo 8. Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemlerin Çözümü İle İlgili Öneriler....69 xiii ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil 1. Öneriler....................................................................................................................77 xiv SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ AB Avrupa Birliği ANDAM Ulusal Moda Sanatını Geliştirme Kuruluşu (Association Nationale de Développement des Arts de la Mode ) CFDA Amerika Moda Tasarımcıları Konseyi (Counsel of Fashion Designers of America) DTG Deri Tanıtım Grubu EA Avrupa Akreditasyon Birliği FNO Fashion Night Out FSEK Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu GLC Londra Kent Konseyi (Greater London Council) IFCIC Sinema ve Kültür Endüstrileri Finansmanı Enstitüsü (Institut pour le Financement du Cinéma et des Industries Culturelles) İHKİB İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği İMA İstanbul Moda Akademisi İTKİB İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri MBFW Mercedes Benz Fashion Week xv MLA Karşılıklı Tanınma Anlaşması MTD Moda Tasarımcıları Derneği ÖSYM Öğrenci Seçme Yerleştirme Merkezi SPSS Statistical Package for the Social Sciences TDK Türk Dil Kurumu TGSD Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği TİM Türkiye İhracatçılar Meclisi TPE Türk Patent Enstitüsü TÜRKAK Türk Akreditasyon Kurumu 1 BÖLÜM I 1. GİRİŞ Dünya'da büyüyen pazar ve tüketici döngüsü içerisinde moda tasarımı sektörü her geçen gün daha da fazla önem kazanmaktadır ve sürekli yeni tasarımcılara ihtiyaç duyulmaktadır. Tasarımcılar da aynı şekilde sektörde var olma çabası içerisine girmektedirler. Moda tasarımı sektöründe; küreselleşme ile birlikte arzın artması, internet üzerinden ürün satın alınabilmesi, hatta bu alışverişin coğrafi sınırlara takılmaksızın gerçekleşmesi sektörün ulaşılabilirliğini arttırmıştır. Bu artış sektörde yeni tasarımcılar için alan yaratarak avantaj sağlasa da, aynı zamanda bilinçli tüketici nedeniyle tasarımcının farklılık yaratmasını ve markasını doğru yönetip, doğru pazarlamasını gerekli kılmaktadır. Sektörde tutunmak için tasarımcıların bazı özellikleri olması gerekmektedir. Bu özellikler tasarımcıyı marka ve markalaşma kavramına götürmektedir. Markalaşan tasarımcı sektörde tutunmak adına en önemli adımı atmış bulunmaktadır. Fakat markalaşmak isteyen tasarımcı yalnızca iyi ve güzel tasarımlar yaparak bu amacına ulaşamamaktadır. Davidson, markayı bir buz dağına benzetir. Bu buz dağının sadece küçük bir bölümünün suyun üstünde görüldüğü ve diğer büyük bölümünün su seviyesinin altında olduğuna dair bir benzetmedir (Davidson'dan aktaran Bridgewater, 2012, s.33). Moda tasarımı sektöründe markalaşmak da; tasarımdan başlayarak, markalaşmayı etkileyen faktörler ve daha da önemlisi pazarlama ve satış stratejilerini içeren öğelerden oluşan bir süreçtir. Bugün Türk moda tasarımı sektörü göz önüne alındığında; özellikle markalaşmanın önemi ülke bazında 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda oldukça önemli bir hal almıştır. Türk moda tasarımcıları markalaşmak adına çeşitli çalışmalar gerçekleştirmekte ve devlet tasarımcılara bir takım desteklerde bulunmaktadır. Bütün bu gelişmeler paralelinde; Türk 2 moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde karşılaştıkları problemlerin belirlenmesi markalaşma sürecini doğru bir şekilde yönetmek açısından önemlidir. Bu bölümünde araştırmanın problem durumuna, problem cümlesi ve alt problemlerine, araştırmanın amacına, önemine, sınırlılıklarına, varsayımlarına ve araştırmada kullanılan tanımlara yer verilmiştir. 1.1. Problem Durumu Türkiye; kültürel birikim, istihdam edilebilecek genç nüfus, geleneksel moda pazarlarına jeopolitik konum itibari ile yakınlık, hammadde kaynakları bulundurma gibi moda sektörünün gelişimi için etkili olabilecek özelliklere sahiptir. Dünya'daki Fransa, İngiltere, Amerika, İtalya ve Japonya gibi geleneksel moda merkezlerine ek olarak gelişmekte olan ülkelerde de moda merkezlerinin oluşuyor olduğu bilinmektedir. Özellikle İstanbul'un önemli bir moda merkezi olabilmesi için batı stilindeki modayı ithal etmek yerine, batı ve doğu sentezli moda tasarımlarının yaratılması oldukça önemlidir (Çoruh & Çeğindir, 2014, s. 47). Türk moda tasarımcılarının da kendi markasını oluşturup global pazarda rekabet edebilmeleri ve Türkiye'nin İstanbul merkezli bir moda tasarımı merkezi haline dönüşebilmesi için toplumun tasarıma ve tasarımcıya bakış açısı da etkili bir faktördür. Bu bakış açısının oluşması için eğitimden başlayarak algı oluşturulması önemlidir. Doç. Dr. Selçuk Şirin bu konu ile ilgili olarak şu şekilde bir görüş bildirmiştir; Marka yaratıcılık demektir. Yaratıcılık da sanatla mümkündür. Türkiye'de tekstilin sanayi kısmı, İtalya'dan çok daha gelişmiş noktadadır. Girdisi pamuk burada üretiliyor. İşçiliğimiz ucuz. Ama bizim Dünya butiklerinde satılan bir tane markamız yok. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki havluların yüzde doksanı Türkiye'de üretiliyor. İşin hamallığı yapılarak zengin olunmaz. Hamallıktan zenginliğe geçmek için; sanata ve sanatçıya saygı duyulmalı. Sanata ve sanatçıya yatırım yapmayan bir ülkenin Dünya'da global bir marka üretmesi mümkün değildir (Şirin'den aktaran Gümüşel Güner, 2016). Türkiye'de moda tasarımı sektörü gelişmekte olan bir sektör olsa da, tasarımcılar markalaşma sürecinde çeşitli problem yaşamaktadırlar. Bu problemler genel başlıklar olarak moda tasarımı eğitiminin yetersizliği, tasarımcıları markalaşma sürecinde yönlendirecek profesyonel desteğin ya da devlet desteğinin yeterli ve istenilen düzeyde olmaması, tasarımcıların marka ve ürün tescil, patent işlemleri sırasında yaşadıkları 3 problemler, moda tasarımı alanında faaliyet gösteren meslek birliklerinin/derneklerinin yeni yeni örgütlenmeye başlaması olarak sıralanabilir. Moda tasarımı sektöründe markalaşma moda tasarımı eğitiminden başlayan bir süreç olduğundan dolayı, eğitim kurumlarının tasarımcıyı sürece hazırlayacak müfredata sahip olmaları önemlidir. Yalnızca tasarım konusunda ya da yalnızca giyim üretim teknikleri konusunda yetiştirilen tasarımcılar markalaşma sürecinde yetersiz kalmaktadırlar. Tasarımcı markalaşma faaliyetlerini sürdürebilmek için bir takım pazarlama bilgilerine de sahip olmalıdır. Aksi takdirde markasını sürdürülebilir kılamaz. Moda tasarımı eğitimi esnasında yalnızca moda tasarımcısı yetiştirmeye yönelik değil sektör için kalifiye eleman yetiştirmeye de yönelik eğitimler verilirse, sektörde hem eğitim alan herkes için istihdam sağlanabileceği gibi hem de tasarımcılar markasını oluştururken doğru ve nitelikli ekiplerle çalışma olanağı bulmuş olur. Türkiye'de tasarımcılar moda markalarını oluştururken onları yönlendirecek profesyonel destek ve devlet desteği de oldukça önemlidir. Örneğin Fransa'da Kültür Bakanlığı, Ulusal Moda Sanatını Geliştirme Kuruluşu (ANDAM) adlı kuruluş aracılığıyla ve yine aynı adla verdiği para ödülüyle her yıl bir genç tasarımcıyı desteklemektedir. ANDAM'ın şartlarından biri de kazanan tasarımcıların Paris'te ofis açma ve defilelerini burada yapma zorunluluğu getirmesidir. Böylece iyi tasarımcıları kendi ülkesi bünyesinde toplayarak moda pazarına hakim olmayı amaçlamaktadır. Ülke olarak modaya verilen destek Fransa'nın moda merkezlerinden biri olmasında etkili olurken, tasarımcılar da kendilerine destek bularak markalarını dünya çapında duyurabilme imkanı bulmaktadırlar (Andam Fashion Awards, 2015). Türk tasarımcı Hakan Yıldırım da kendi markası Hakaan ile 2010 yılında ANDAM ödülüne layık görülmüştür (Andam Fashion Awards, 2010). İstanbul'un da bir moda şehri olması yolunda yapılan İstanbul Moda Haftası, Galata Moda gibi etkinlikler devlet tarafından yeterince desteklenmezse yetersiz kalacaktır ve ulusal bir moda algısı oluşması güçleşecektir. Türk moda tasarımcılarının uluslararası düzeyde tanınırlık sağlaması ve markasını tanıtması için devlet desteği alması oldukça önemlidir. Tasarımdan başlayarak satış sonrası hizmetlere kadar devam eden moda tasarımı faaliyetleri; değerler zinciri olarak yıllar içinde büyük bir ticari sektöre dönüşmüştür. Moda tasarımı sektörünün bu değerler zinciri ister istemez bir hukukun doğmasını gerektirmiştir. Oluşan bu yeni dal moda hukukudur. Moda hukukunun başlıca konuları, moda üreticileri ve tüketiciler arasındaki iş hukuku, markalar arası rekabet hukuku ve en önemli olarak da 4 moda üreticilerinin fikir ve sınai haklarının korunmasıdır. Moda hukukunda bu koruma diğer özgün üretim dallarında olduğu gibi marka tescil ve patent işlemleriyle sağlanmaktadır. Markalaşan tasarımcı, marka ve ürünlerini patent ve tescil işlemlerini yaptırarak markasını koruma altına almalıdır. Ülkemizde moda tasarımı sektörüne verilen değerin artışı çeşitli dernek ve meslek birliklerinin kurulmasına olanak sağlamıştır. Özellikle Moda Tasarımcıları Derneği (MTD)'nin kurulması ile birlikte sektör adına büyük bir atılım gerçekleşmiştir. Dernek öncülüğünde ülkemize ait bir moda haftası düzenlenmeye başlamıştır ("Modanın Kapıları İstanbul'da Aralandı", 2014, s. 35). Fakat derneklerin yeni yeni örgütlenmesi sektörel gelişim anlamında gecikmelere neden olmaktadır. Türk tasarımcıların kendi ülkelerinde dahi markasını tutundurması ve ayakta kalması bir hayli zor iken, rekabetin oldukça yoğun yaşandığı Dünya pazarında markası ile var olabilmesi daha zor bir süreç haline dönüşmektedir. Fakat ülkemizi yurtdışında çok önemli platformlarda temsil eden Türk tasarımcılar da mevcuttur. Bu tasarımcılar Türk moda tasarımcılarının özellikle global olarak markalaşabileceğine kanıt niteliğindedirler ("Tasarıma Türk Dokunuşu", 2016, s. 226-231). Dünya'da markalaşabilen Türk tasarımcılar çoğaldıkça ve İstanbul Moda Haftası'na katılımda bulundukça Dünya'dan moda ile ilgilen kişiler, satın almacılar, moda dergileri ve sektörde önemli konumdaki insanlar da Türkiye'ye çekilmiş olacaktır. Süreç ilerledikçe önemli moda pazarlarından biri haline dönüşmek mümkün olabilecek ve sektöre yeni dahil olan tasarımcılar da kendilerini böylelikle daha geniş kitlelere ulaştırma imkanı bulabilecektir. 1.2. Problem Cümlesi ve Alt Problemler "Türk Moda Tasarımcılarının Markalaşma Sürecinde Karşılaştıkları Problemler" isimli çalışmada şu alt problemlere çözümler aranmıştır: 1- Türk moda tasarımcılarının kişisel özellikleri nelerdir? 2- Türk moda tasarımcılarının genel özellikleri ile ilgili bulgular nelerdir? 3- Moda tasarımı sektöründe markalaşma süreci nasıl gerçekleşmektedir? 4- Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemler nelerdir? 5 5- Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemlerin çözümü ile ilgili öneriler nelerdir? 1.3. Araştırmanın Amacı Büyük uluslararası tekstil şirketlerinin varlığı ve gücü, serbest ticaret anlaşmaları, Çin, Sovyetler Birliği gibi daha önce engellenen piyasaların aktif hale gelerek liberal ekonomide söz sahibi olması, iletişim ağlarındaki gelişmeler tüketicilerin hazır giyim ürünlerine kolayca ulaşmasını sağlamıştır. Farklılık isteyen tüketici özel tasarım ürünlere ilgi göstermeye başlamıştır. Bu talep sonucu moda tasarımı sektörü yükselişe geçmiştir. Hatta bu durumun farkına varan çeşitli hazır giyim şirketleri de tasarımcılar ile marka işbirliği yaparak bu talepten pay almaya çalışmışlardır. Bu gelişmeler paralelinde Türkiye'de de moda tasarımı sektöründe hareketlenmeler olmuş ve sektöre verilen önem artmıştır. Geçmiş yıllarda moda tasarımcısı kavramı dahi tam olarak anlaşılamamışken günümüzde Moda Tasarımcıları Derneği'nin katkılarıyla, İstanbul'da düzenlenen moda haftası etkinlikleri, Türk tasarımcıların Dünya üzerinde çeşitli fuarlara katılımları gibi moda tasarımı sektöründe oldukça önemli adımlar atılmıştır. Bütün bu gelişmeler ve deneyimler doğrultusunda markalaşmanın önemi kavranmış ve üzerinde durulması gereken asıl konunun Türk moda tasarımcılarının markalaşmalarının gerekliliği olduğu anlaşılmıştır. Türkiye ucuz hammadde, iş gücü ve kültürel alt yapısı ile hazır giyim sektöründe de gelişme potansiyeline sahiptir. Fakat bu potansiyelin doğru kullanımı günümüz rekabet şartları altında farklılaşma ile mümkün kılınmaktadır. Bu noktada da tasarımcıların önemi ortaya çıkmaktadır. Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemlerin belirlenmesi, tasarımcıların bu süreci doğru bir şekilde yürütmeleri için önem taşımaktadır. Bu araştırmanın amacı; öncelikle Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde karşılaştıkları problemleri belirlemek, bu problemlerden yola çıkarak markalaşma sürecini geliştirecek ve hızlandıracak çözüm önerileri sunabilmektir. Bu amaç doğrultusunda araştırmada; moda tasarımı sektöründe gelişen şartlar göz önüne alınarak markalaşma kavramının Türk moda tasarımcıları için, tasarımcıların markalaşma konusunda farkındalıklarının belirlenmesi, markalaşma sürecinin düzgün uygulanabilmesi için geçirilecek evrelerin analiz edilmesi, devletin markalaşma konusunda uyguladığı politikanın ve tasarımcıların devletten beklentilerinin irdelenmesi adına da önemlidir. 6 1.4. Araştırmanın Önemi Dünya'da ve Türkiye'de moda tasarımı algısı günden güne değer kazanmaktadır. Bu algı ve moda kavramı günümüzde belirli bir zümreye ait olmaktan çıkmaya başlamış, her kesimden insanı bir şekilde etkisi altına almaya başlamıştır. Bu dönüşüm içerisinde sektörde bir takım gelişmeler meydana gelmiştir. Yükselen pazar ve moda tasarımcısı sayısının artışı rekabet koşullarını beraberinde getirmektedir. Moda tasarımcıları yalnızca yeteneklerini sergileyip kıyafet tasarladıkları bir iş planı benimsediklerinde; bu rekabet ortamında eksik ve geride kalmaktadırlar. Dolayısıyla tasarımcılara yeni misyonlar yüklenmektedir. Tasarımcı adını duyurmak, rekabet ortamında var olabilmek dolayısıyla bir marka olabilmek, bir marka adına sahip olabilmek ihtiyacı duymaktadır. Türkiye'de de moda tasarımı sektöründe markalaşmanın önemi anlaşıldığından beri markalaşmak adına önemli atılımlar gerçekleşmiştir. Fakat moda tasarımcıların markalaşabilmeleri için; belirli bir iş planı geliştirebilmeleri, profesyonel bir ekip oluşturma becerilerine sahip olabilmeleri, halkla ilişkiler ve tanıtım faaliyetlerini yürütmeleri gibi vasıflara sahip olmaları gerekmektedir. Moda tasarımı eğitiminin yalnızca tasarım becerilerini geliştirmeye yönelik olması, tasarımcının bu vasıflara sahip olabilmesi adına yetersiz kalmaktadır. Türkiye'de moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde karşılaştığı problemlerin net bir biçimde belirlendiği, bir takım çözüm önerilerinin sunulduğu akademik kaynakların oldukça az sayıda olması moda tasarımcıların aldıkları eğitimde markalaşma kavramı üzerinde yeterince durulmamasının bir sonucudur. Dolayısıyla markalaşma süreci moda tasarımı eğitiminden başlayarak, tasarımcı sektöre dahil olduğunda da devam eden bir süreçtir. Bu süreçte tasarımcıların karşılaştığı problemlerin belirlenmesi, Türk moda tasarımcıları için önce Türkiye'de daha sonra da Dünya'da markasının adını duyurması, yalnızca Türkiye ile sınırlı kalmayarak Dünya'da önemli moda haftalarında tasarımlarını sergileme olanağı bulması ve moda tasarımı eğitimi almış ya da sektörde gelişmiş yeni nesil moda tasarımcılarına rehberlik etmesi için önemlidir. Türk moda tasarımı sektörünün Dünya moda pazarında yer edinmesi için de Türk moda tasarımcılarının markalaşması ve kendi markalarının adını duyurması gerekmektedir. Bu sayede Türkiye'ye yabancı basın ve satın alma sorumluları; moda haftaları ve tasarımcıların defilelerini izlemek için gelmekte, ilerleyen aşamalarda da bir moda turizminden söz edilebilmektedir. Moda turizmi gerek sektör için gerekse tasarımcılar için maddi kazancın yanında uluslararası tanınırlılık da sağlamaktadır. 7 Dünya tekstil ve moda tasarımı sektöründe oluşan yönelimler ile tasarımcı markaları ayrı bir önem kazanmıştır. Dünya moda merkezlerine bakıldığında gerek tasarımcı markaları gerekse de hazır giyim markalarının ünlü moda tasarımcılarıyla işbirlikleri popülerlik kazanmıştır. Bu işbirlikleri modayı ve trendleri etkileyen önemli bir unsur haline gelmiştir. Ünlü moda tasarımcılarına bakıldığında markaları için profesyonel bir şekilde hareket ettikleri ve sonucunda da bu pazarda yıldan yıla söz sahibi oldukları görülmektedir. İşte bu şartlar altında bu araştırmanın konusu olan Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde karşılaştıkları problemlerin belirlenmesi; mevcut moda tasarımcıları ve gelecek yeni nesil moda tasarımcıları için sürecin doğru analiz edilip, iş planının en doğru şekilde uygulanması açısından önemlidir. Bu problemlerin belirlenmesi; sektör için de moda tasarımcısının markalaşması ile birlikte Dünya pazarında yer edinebilmesi açısından oldukça önemlidir. 1.5. Sınırlılıklar 1- Bu araştırmanın konusu Türk moda tasarımcılarının markalaşma süreci ile sınırlandırılmıştır. 2- Bu araştırmanın konusu Türk moda tasarımcıların markalaşma sürecinde karşılaştığı problemler ile sınırlıdır. 3- Araştırmanın örneklem grubu Türk Moda Tasarımcıları derneğine üye olan moda tasarımcıları (belli bir yaş aralığı olmayan) ile sınırlandırılmıştır. 4- Araştırma veri toplama aracı olarak kullanılan anketlere verilen cevaplarla sınırlıdır. 1.6. Varsayımlar 1- Araştırmanın kavramsal çerçevesini oluşturmak için taranan kaynaklar güvenilir ve yeterli bilgi vermektedir. 2- Araştırmanın örneklemini oluşturan moda tasarımcıları ankete samimi ve doğru cevap vermişlerdir. 8 1.7. Tanımlar Blog: Yazarın adı ve yazdığı tarihi belirten, kronolojik sıraya göre yayınlanan ve yorum ekleme özelliğiyle belirli ölçüde etkileşime izin veren bir yayın mekanizmasıdır (Yengin & Sağıroğlu, 2012, s.2). Blogger: Blog yazarları için kullanılan kavramdır (Yurttaş, 2011, s.110). Defile: Belirli bir süreç içinde, mevsim koşulları, moda, modeller ve renkler göz önüne alınarak tasarlanmış olan giysileri tanıtmak amacıyla, belirli bir yer, müzik, dans ve koreografi eşliğinde yapılan tanıtımdır (Milli Eğitim Bakanlığı, 2008, s.3). Hazır giyim: İstatistik verilerden yararlanarak bulunan ortalama ölçüler alınarak, seri halde üretilen ve alıcının ölçülerine göre satılan giyim eşyasının tümüdür (Sezer'den aktaran Çivitçi & Sayğılı, 2010, s. 436). Hazır giyim sektörü: Kumaşın giysiye dönüştüğü üretim dağıtım ve satışın beraber yapılabildiği emek yoğun bir sektördür (Çivitçi & Küçükikiz, 2010, s. 92). Mağaza: Moda tasarımcılarının ürünlerinin satıldığı, sergilendiği yerdir. Marka: Bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretleri içerir (Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmü, 1995 : madde 5). Marka adı: Markanın sözcük ve harften oluşan ve söz ile söylenebilen kısmına verilen isimdir (Ateşoğlu, 2003, s. 40). Marka imajı: Tüketicilerin ürünle özdeşleştirdikleri anlam ya da tüketicilerin üründen anladıklarının toplamıdır (Akkaya'dan aktaran Erduğan, 2013, s. 3). Markalaşma: Ürünün rakiplerinden daha özgün, farklı rasyonel ve duygusal değerler yaratması, temsil etmesi, sunması, garanti etmesi anlamını taşımaktadır. Bu yönü ile markalaşmak, tüketiciye yeni değerler yaratmak, yaratılan değerleri onlara iletmek, sunmak ve yeni tüketici kesimleri kazanmaktır (Pekmezci & Demineli'den aktaran Kaya, 2008, s. 4). Moda: Yeni bir stilin birkaç grup tüketici tarafından benimsenmesiyle oluşan sosyal yayılım sürecidir (Solomon'dan aktaran Sevil, 2006, s.2). 9 Moda tasarımı: Bir konu doğrultusunda kullanıcının ekonomik ve sosyal yapısına uygun giysileri bir dizi araştırma ve geliştirme çalışmaları ile iki ve üç boyutlu olarak tasarlamadır (Tansoy, Vural & Ağaç'dan aktaran Çivitçi, 2013, s. 59). Moda tasarımcısı: Çizimlerle özgün model geliştirme, kalıp hazırlama, üretim yapma bilgi ve becerisine sahip, sürekli uygulanabilir fikirler üretebilen kişidir (Milli Eğitim Bakanlığı, 2006, s. 4). Tasarım ofisi: Sadece tasarım hizmeti ve/veya danışmanlığı faaliyetinde bulunan şirketleri ifade eder (Tasarım Desteği Hakkında Tebliğ, 2014 : madde 3). Tasarımcı şirketi: Ticari ve/veya sınaî faaliyette bulunan ve tasarımcının ortak olduğu şirketleri ifade eder (Tasarım Desteği Hakkında Tebliğ, 2014 : madde 3). Turquality: Türk malı imajının oluşturulması ve yerleştirilmesi amacıyla oluşturulmuş devlet destekli ilk ve tek markalaşma programıdır (Turquality, 2015). Vitrin: Bir dükkân veya mağazanın dışarıdan camla ayrılan ve mal sergilemek için kullanılan yeridir (Türk Dil Kurumu, 2015). 10 BÖLÜM II 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR Bu bölümde araştırma konusunun kavramsal çerçevesi ve ilgili araştırmalara yer verilmiştir. Kavramsal çerçeve kısmında moda tasarımı ve markalaşma kavramları açıklanmış, moda tasarımı sektöründe markalaşmayı etkileyen öğeler ve aktörlere değinilmiştir. Bu bilgiler paralelinde Türk moda tasarımı sektörünün genel durumu ve tarihsel gelişimi açıklanmıştır. İlgili araştırmalar kısmında ise araştırma konusu ile ilgili olan ve kaynak olarak da yararlanılan araştırmalar özet şeklinde açıklanmıştır. 2.1. Moda Tasarımı ve Markalaşma Kavramları Gelişen rekabet koşulları ile birlikte moda tasarımı ve markalaşma kavramları bir arada sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. Moda ve moda tasarımı temelde özgünlük gerektiren alanlardır. Rekabet koşullarında özgün olmak markalaşmayı gerektirmektedir. Moda tasarımcısı tasarım gücünün yanında marka oluşturma becerisine de sahip olmak zorunda kalmaktadır. Marka olmak bir takım öğeler ve faktörlerden oluşan süreci içermektedir. 2.1.1. Moda ve Moda Tasarımı Kavramı İnsanlar, ilk önce yaşadıkları koşulları kolaylaştırmak için alet, edevat ve giysi üretmişler, sonra da bunların daha iyisini, daha güzelini ve daha kalitelisini üretme yolunu seçmişlerdir. Zamanla gelişen toplumlarda öne çıkan bazı etmenler yaşam tarzlarında ve dolayısı ile talep edilen ürünlerde belirleyici unsur olmuştur. Dini ve askeri kurumlar, esnaf ve tüccarlar ile çiftçi gurupları gibi toplumu oluşturan gurupların talepleri, kullanacakları malzemelerle, üretilecek nesnenin belirlenmesinde temel faktör olmuştur. Ulaşım koşulları geliştikçe değişik bölgelerden gelen ürünlerin de pazarlarda yer almaya başladığı 11 görülmektedir. Böylece tüketici aynı ürünün değişik şekillerde üretilmiş çeşitlerini görme ve seçme şansına sahip olmaya başlamış ve moda kavramı bu şekilde biçimlenmeye, çağdaş şeklini almaya başlamıştır. Moda kavramının ne şekilde ve ne zaman ortaya çıktığı tam olarak belirlenememektedir. Moda kavram itibariyle yenilik demektir. Moda kavramından söz edebilmek için eskinin yerine yeni bir şeyler üretip, onu koyma düşüncesinin olması gerekir. Bu açıdan bakıldığında moda kavramının tarihin ilk çağlarından beri var olduğu kabul edilebilir. Modanın evrimini inceleyen bilim adamlarının ortak kanısı, modanın olabilmesi için talebin olması gerektiğidir. Moda birçok bilim dalına araştırma konusu olmuştur. Bunlardan biri olan sosyolojiye göre moda "Toplumun çeşitli alanlarında zaman zaman görülen, toplumca veya belirli bir grupça benimsenen, ancak geçici değişme kurallarından oluşan şekil, görüş ve değer yeniliğidir" (Çivitçi, 2013, s. 62). Türk Dil Kurumu (TDK) Büyük Türkçe Sözlüğü'ne göre ise moda tanımı; “Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik”, TDK halkbilim terimleri sözlüğünde ise “Göreneğe bakarak daha kısa süreli olan, çabuk değişebilen, yayılan geçici davranış, giyim ve yaşama biçimi” olarak tanımlanmıştır (Türk Dil Kurumu, 2015). Modanın başka bir yüzü de toplumun örf ve adetlerini değiştirme, yok etme ya da yeni örf ve adetler meydana getirme gücüne sahip olmasıdır. Şöyle ki 20. yüzyılda moda; giyim üzerinde ciddi oranda baskı kurmuş, insanların giyinme alışkanlıklarının değişmesinde çok etkili olmuştur. Böylelikle insanların örf ve adetlerinde ciddi değişimler yaratmıştır. Modanın giyim üzerindeki etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Günümüzde moda ve giysi ilişkisi çok iç içedir. Bunu şöyle açıklamak gerekirse tasarım kelimesi çok çeşitli anlamlar içerse de günümüzde moda tasarımı kelimesi kullanıldığında akla direk giysi tasarımı gelmektedir. Buradan da moda kavramının giysi kavramıyla özdeşleştiği görülmektedir. Giysiler bir nevi insanların toplum içerisinde ki yerini ve statüsünü belirleyen unsurlardır. Giysiler; insanların görünmek istedikleri, hissetmek istedikleri ve karşılanmak istedikleri insana dönüşmesine yardımcı olur. Moda fotoğrafçısı Vincent Peters; "Moda, hafife alınamayacak kadar yaygın bir olgudur. Modayla ilgilenmediğinizi söylemeniz bile en azından ona karşı çıkmak zorunda kaldığınızı gösterir. Moda her yerdedir. Giymeyi ya da giymemeyi seçtiğiniz şeyler sizin politik duruşunuz haline gelmiştir. Satın aldığınız şey, giysi değil, kimliğinizdir" (Tungate, 2006, s.14) sözleri ile bu durumu açıklamıştır. 12 Moda tasarımı, tasarım kavramının alt kollarından birisi olmasına rağmen, üretilen ürünler giyilebilmesi açısından farklı bir şekilde konumlanır ve değişik tanımları vardır. Bunlardan biri: Moda tasarımı, bir konu doğrultusunda kullanıcının ekonomik ve sosyal yapısına uygun giysileri bir dizi araştırma ve geliştirme çalışmaları ile iki ve üç boyutlu olarak tasarlamadır. Model çizimlerinin yapılması ve bu çizimlerin kalıba dönüştürülmesi ile iki boyutlu; kalıpların kumaşa uygulanıp, deneme ve dikme çalışmaları ile üç boyutlu yapılan tasarım, bu alandaki yaratıcılığın gelişmesi ve özgün modeller ortaya çıkmasına olanak sağlaması açısından önemli görülmektedir (Tansoy, Vural & Ağaç'dan aktaran Çivitçi, 2013, s. 59). Başka bir kaynağa göre moda tasarımı; belirli bir toplumda ortak zevklerin, zamana ve koşullara göre biçimlenerek, insanların görsel gereksinimlerini karşılayan yenilik olgusudur (Milli Eğitim Bakanlığı, 2006, s. 4). Sonuç olarak moda tasarımı kavramı giyim kültürü evriminin son halkasıdır. Moda ve moda tasarımı kavramları temelde yalnızca giysi modası ve ürününü temsil etmese de; insanların aklında giyim ile özdeşleşmiştir. Günümüzde moda ve moda tasarımı kavramları giyim alanında modayı ve tasarlanan ürünleri ifade etmek için kullanılır duruma gelmiştir. 2.1.2. Marka ve Markalaşma Kavramı İnsanlar çağlar boyunca gereksinimlerini kendileri karşılamaya çalışmışlardır. Ancak yeterli olamadıkları alanlarda, üretemedikleri şeyleri ise başkalarından temin etme yoluna gitmişlerdir. Başkalarından temin ettikleri ürünlerin en iyisini, en güzelini, en kalitelisini ve en ucuzunu alabilmek en önemli öncelikleri olmuştur. İnsanlar kurulan pazarlarda bu özelliklere uygun ürünleri ararken aynı zamanda üreticiler arasında rekabeti körüklemişlerdir. Ticaret ortamının gelişmesi ile rekabet daha da artmış, ürünün satılabilmesi için üretildiği yerden, kullanılan malzemelere kadar ürünün pazarlanmasında etken olmuştur. Örneğin Hint baharatı diyerek üretildiği yerin, Çin ipeği diyerek hem üretildiği yerin, hem de ürünün malzemesinin ve üretim tekniğinin ön plana çıkarıldığı görülür. Zamanla bu da yeterli olmamış ve 20. yüzyılın başlarından itibaren, özellikle ulaşımda sağlanan gelişmeler sonucu, ürünlerin daha geniş pazarlara ulaştırılması ile ağırlaşan rekabet ortamı; üreticilerin, tüketicilere yepyeni olanaklar sunmasına neden olmuştur. 13 Üreticiler için üretmek ve satmak yeterli olmamış, satış sonrası hizmetler denilen faktörler de etkin olmaya başlamıştır. İade koşulu, garanti, teknik hizmetler gibi koşullar ön plana çıkmaya başlamış, müşteri memnuniyeti denilen kavram giderek daha çok benimsenmiş ve yaygınlaşmıştır. Bu noktada müşterinin muhatabının kim olacağı sorunu doğmuştur ve yeni bir kavram ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu kavram marka kavramıdır. Üretici artık belli bir marka altında ürettiği ürünlerle müşteriye daha kolay ulaşabileceğini ve satış sonrası hizmetleri daha kolay götürebileceğini anlamıştır. Tüketici açısından ise marka, ürün hakkında bilgilendirme yaptığı ve ürünün kolayca hatırlanmasını sağladığı için ürünü tanımayı kolaylaştırmakta ve ürüne ilişkin şikâyetlerin ilgili yerlere ulaşmasına aracılık etmektedir (Eray, 1999, s. 111). Marka bir tercih nedeni olabilmektedir. Markalaşmak bir takım ihtiyaçlar sonucu ortaya çıkmış olsa da günümüz ticaretinin vazgeçilmez unsuru olmuştur. Kavram olarak açıklamak gerekirse de markanın çeşitli tanımları mevcuttur. Amerikan Pazarlama Birliğine göre marka "bir satıcı ya da satıcı grubunun mal ya da hizmetini rakiplerinden ayırt etmek için tanımladığı isim, kavram, işaret, sembol ya da tasarım ya da bunların kombinasyonudur" (Keller'den aktaran Kağnıcıoğlu, 2013, s. 180). Türk ticaret mevzuatında yer alan marka tanımına göre ise; Marka; bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretleri içerir (Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmü, 1995 : madde 5). Bugünün dünyasında her sektörde yükselen bir rekabet ortamı vardır. Bu ortamda işletmeler ya da tasarımcılar ürünlerini pazarlayabilmek için çeşitli yollara başvurmaktadırlar. Bu yolların en önemlisi markalaşmadır. İşletmeler ya da tasarımcılar kendi isimlerini, rumuzlarını, işaretlerini kısacası markalarını taşıyan ürünleri göstererek ürünlerinin diğer ürünlerden farklı olduğunu alıcıya söylerler ve ürünlerini satmaya çalışırlar. Marka, üretilen ürün ile tüketici arasındaki bağı ifade eden araçlardan biridir ve pazarlamanın uygulanması için oldukça önemlidir. Üretici için pazarlama, sürekliliğin olması gereken bir harekettir. Pazarlamada sürekliliğin sağlanması en kolay markalaşma ile sağlanmaktadır. Şöyle ki, marka, ürünün reklamının yapılmasını, tanıtılmasını, akılda kalmasını, kolay hatırlanmasını ve bağımlılık yaratmasını sağlayan en önemli araçtır. Bunlar da pazarlamanın önemli unsurlarındandır. İşletmeler için böylesi önemli bir misyonu olan markalaşmanın müşteriler için de önemi büyüktür. 14 Bazen markalar müşterilerin yaşam tarzlarını belirlemektedir. Müşteriler iyi bildikleri ve kaliteli olduğuna inandıkları ürünlerin yaşam standartlarını yükselttiğine inanmaktadırlar. Bu nedenle kaliteli markaların ürünlerini güvenerek ve sıklıkla tercih ederler. 2.2. Moda Tasarımı - Markalaşma İlişkisi İnsanlar eskiden beri daha iyiyi, daha güzeli elde etmek istemişlerdir ve toplu olarak yaşamaya başladıktan sonra ise bulundukları yere, konuma ve sosyal statüye göre diğer insanlardan faklı giyinme arzusu duymuşlardır. İnsanların bu ihtiyaçlarına göre giysileri hazırlayacak kişilerin, yani ilk moda tasarımcılarının bu şekilde ortaya çıktığı kabul edilebilir. Ancak bugün ki anlamıyla ilk moda tasarımı örnekleri, dolayısıyla ilk moda tasarımcısı 19. yüzyıl sonlarında görülmektedir. Charles Frederick Worth, 19. yüzyıl sonunda Paris'te ilk moda tasarımcısı kavramını oluşturmuştur. Fakat daha da önemli olan nokta Worth, moda tasarımı sektöründe ilk pazarlama tekniklerini kullanan ve markalaşan tasarımcıdır. Worth'e kadar terziler müşterilerinin istekleri doğrultusunda yeni bir bakış açısına ihtiyaç duymaksızın çalışmaktaydılar. Bu işleyiş Worth'e yetmemiş ve kendi tasarımlarını yapmaya başlamış, bir terziden farklı olarak moda tasarımcısı kavramını yaratmıştır. Paris'te bir kumaş dükkanında çalışan Worth boş zamanlarında tasarımlar yapmış ve eşine giydirmiştir. Daha sonra çalıştığı kumaşçı olan Gagalin and Opigez'de Worth'e bir oda vermişler ve Worth burada tasarımlarını sergilemeye başlamıştır. Böylece Worth'un tasarımlarını beğenen müşteriler artık onun tasarımlarından sipariş verebilmişlerdir. Daha sonraki yıllarda Worth, İsveçli zengin bir kumaş tüccarının mali desteğini alarak kendi mağazasını açmış ve marka olma yolunda en önemli adımları atmaya başlamıştır. Zengin ve hatırlı müşterileri olmasına karşın Worth en büyük etkiyi Avusturya'nın Paris büyükelçisinin eşini giydirmesinden sonra bırakmıştır. Worth, günümüz moda pazarlama stratejilerinden biri olarak görülen "ünlü desteği" faktörünü o günlerde kullanmıştır. Pazarlama stratejileri bu kadarla sınırlı kalmamıştır. O güne kadar ahşap modeller üstünde sergilenen kıyafetleri Worth bir defile aracılığıyla müşterilerine sergilemeyi akıl eden ilk tasarımcı olmuştur (Tungate, 2006, s. 21-22-23). Worth, moda pazarlama stratejilerine şekil veren bir moda tasarımcısıdır. Zamanındaki terzilerden ayrılmış ve bir marka olmayı başarmıştır. Onun bu stratejileri günümüzde dahi geçerli olan modada markalaşma elementlerini oluşturmaktadır. 15 Worth'un pazarlama stratejileri; günümüzde küreselleşen Dünya'da bilgiye ulaşmak kolaylaşıp, tüketim ihtiyaçları çeşitlilik göstermeye başladığı halde geçerliliğini korumaktadır. Tüketim döngüsü içerisinde yeni tasarımcılara, yeni yeteneklere ilgi ve istek gün geçtikçe artmaktadır. Dergiler her geçen gün yeni bir tasarımcıyı tanıtmakta, mağazalar genç yeteneklerle antlaşmalar imzalamaktadır. İnternet bütün bu yeniliklere kolayca erişebilme imkânı sağlamaktadır. Tüm bu olumlu atmosfer içerisinde yeni yetenekler için moda endüstrisinde pek de olumlu olmayan durumlar da görülmeye başlamıştır. Şöyle ki sektöre giren şirketlerin fazlalığı, ünlü insanların modaya artan ilgisi ve büyük moda ve hazır giyim perakendecilerinin pastadaki paylarını artırmaya çalışmaları olumsuz bir durum yaratmaktadır. Bu durumu şöyle açıklayabiliriz; moda tasarımı sektörü, sürekli yenilik arayan ve eskiyi arkasında bırakan, büyük beklentilerin olduğu bir sektör olarak tanımlanabilir. Bu döngü içerisinde varlığını sürdürmek, her sezon dikkat çekebilmek, beklentileri karşılayabilmek, tasarımcılar için yorucu ve yıpratıcı bir durumdur. Bu nedenle tasarımcı, her ne kadar kendi yeteneklerini sergiliyor olsa da bir takım stratejileri de geliştirmek zorunda kalmaktadır. Tasarımcı hem popüler olmalı, hem sanatını icra etmeli, hem de markasını kurumsallaştırmalıdır. Dior'un tasarımcılığını yapan Gianfranco Ferre; "Artık birçok genç tasarımcı markalarda baş tasarımcı olarak çalışıyor. Üstelik onların sadece tasarımcı değil, aynı zamanda marka yöneticisi olduğu düşünülüyor. Tüm kararları onlar veriyor. Ben zamanında Christian Dior'da çalışırken, sadece tasarım yapardım. Markanın yönetim sorunları beni ilgilendirmezdi (Zakuto, 2006, s. 336-337)" sözleriyle tasarımcıların günümüzde markalarının yönetimleri ile de ilgili olduklarını vurgulamıştır. Ferre'nin de vurguladığı gibi artık tasarımcıların sadece tasarım yaptıkları zamanlar geride kalmaya başlamıştır. Tasarımcılar olayın sadece tasarım ürünler meydana getirmek olmadığını ayrıca pazarlama hususunun da bir o kadar önemli olduğunu ve pazarlama içinde markalaşmanın olmazsa olmaz olduğunu görmüşlerdir. Tasarımcı Karl Lagerfeld'e göre ''Moda giyilen bir şeydir. Ne kadar yaratıcı olduğunuzu göstermek için defilelerde sunduğunuz bir şey değildir. Ayrıca elbise satmanın kötü bir yanı yoktur'' (Gehlhar, 2006, s. 20). İnsanlar nedeni ne olursa olsun giyinmek isterler. Eğer tasarımcı insanların giyebilecekleri şeyler üretebiliyorsa ve bunu da satabiliyorsa bunun kimseye zararı olmaması gerekir. Burada asıl sorun ürünün satılabilirliğini artırabilmektir. Yani ürünü cazip hale 16 getirebilmek, onun beğenilirliğini artırabilmek, hem fiyat hem kalite yönünden iyi bir ürün olduğuna ve hem de ürünün vazgeçilmez olduğuna, mutlaka alınması gerektiğine insanları inandırabilmektir. Bunun yolu da iyi bir marka olabilmektir. Christian Lacroix ve Louis Vuitton gibi markalarda çalışan moda danışmanı Jean-Jacques Picart bu konuda; Moda işinin tek bir amacı vardır: Marka çekiciliği yaratmak. Yapılan her şey insanların, markaya ilgi göstermesini sağlamaya yöneliktir. Bu endüstrideki her şey; defileler, reklamlar, ünlü modeller, basındaki haberler bir arada yürür ve eğer tasarımcı işini iyi yapmışsa birilerinin mağazadan içeri girmesini sağlar (Tungate, 2005, s. 21). Picart'ın dediği gibi modacılar öncelikle iyi ve güvenilir bir marka yaratırlar. Daha sonra yarattıkları bu markaya güvenerek insanları; basın yayın organları, defileler, reklamlar, ünlü modeller aracılığı ile nasıl giyinmeleri, ne giymeleri, ne renk giyinmeleri gerektiği konusunda yönlendirirler ve buna göre tasarladıkları giysileri satarlar. Görülüyor ki, tasarımdan üretime giden yolda en önemli faktör marka olabilmektir. Marka insanlara titizlik ve kalite konusunda güven verir. Marka ayrıca insanlara toplum içerisinde belli bir statüko kazandırır. Ünlü bir markanın tasarımlarını giymek iyi giyinmenin ölçütü olabilmektedir. Marka olabilmek için olaylara ayrı bakabilmek de çok önemlidir. Yeni bir marka olabilmek için diğer markalardan farklı olmak gereklidir. Elbette her farklı bakış yeni bir marka yaratmaz. Ürünün aynı zamanda kaliteli olması, gereksinimleri karşılayabilmesi, insanların kendilerini değişik hissetmelerini ve giysiyi giydikleri zaman daha iyi ve rahat olduklarını düşünmelerini sağlayacak olması, her şey bir yana satın alınabilecek bir ürün olması gereklidir. İnsanlar, tasarımcının ürünlerinizden birini elde etmenin ayrıcalık olduğunu düşünmelidir. Tasarımcı Tom Ford ile birlikte çalışan Fransız Vogue Dergisi'nin editörü Carine Roitfeld Tom Ford için, Moda tarihinde kesin olarak bir Tom Ford öncesi, bir de Tom Ford sonrası dönem vardır. Kendisi pazarlamanın gücünü gerçekten anlayan ilk çağdaş tasarımcılardan biriydi. İşi konusunda burnu büyük değildi; satmak için üretiyordu. İnsanların giymek istedikleri giysiler yarattı ve sonra da eğer bu giysileri satın alacak paraları yoksa en azından güneş gözlüklerini satın almalarını söyledi (Tungate, 2006, s. 33-34). Tasarımcı iyi bir marka yarattıysa, insanlar zaten ürününü almaya hazırdır. Yapılacak şey insanları üretilen ürüne gereksinimi olduğuna ikna etmektir. Moda faktörü burada devreye girmektedir. Unutulmamalı ki insanların yeni bir şeye ihtiyacı olabilmesi için eskinin işe yaramaz olduğunu kabul etmesi gerekir. Burada tasarımcının görevi başlar. Bir önceki 17 sezonun giysilerinin gözden düştüğünü, eski sezon giysileri içerisinde ne kadar kötü, hatta gülünç duracağına halkı inandırdıktan sonra, yeni sezon ürünlerinin daha güzel, daha rahat, daha kullanışlı olduğuna ve buna mutlaka ihtiyacı olduğuna inandırmak tasarımcıya düşen görevdir. Moda akademisyeni Bruno Remaury'nin de söylediği gibi, "Geleneksel pazarlama, gereksinim temeline dayanır. Var olan bir talebi karşılayacak bir ürün üretir ve ürününüzün, kendi kategorisi içinde en iyi olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız. Ama moda, gerçekte bir gereksinim söz konusu olmadığı halde gereksinim yaratmaya dayanır. Moda arzu üreten bir fabrikadır" (Tungate, 2006, s.20). Moda tasarımı sektöründe markalaşmak bir süreçtir ve bu süreci etkileyen çeşitli öğeler ve faktörler vardır. Tasarımcı bu süreci başarılı bir şekilde yönetmek istiyorsa, bu öğe ve faktörlere de hakim olmalıdır. 2.2.1. Moda Tasarımı Sektöründe Markalaşma Sürecinin Öğeleri Moda tasarımı sektöründe markalaşmak; tasarımcının sektörde tasarımlarını tanıtması, satışa sunması ve son olarak da satışı gerçekleştirmesi aşamalarını kapsayan bir süreçtir. Bu süreçte de tasarımcının sektörü iyi analiz etmesi, sektörün ve rekabet ortamının gerektirdiği koşulları göz önüne alarak bir iş planı oluşturması, bu iş planına uygun gerek hukuki gerek profesyonel desteği sağlayacak ekibi oluşturması gerekmektedir. 2.2.1.1. İş Planı Oluşturma Markalaşma söz konusu olduğunda akla ilk gelecek öğelerden birisi planlamadır. Çünkü markalaşma konusunda düzgün bir plan olmaması tasarımcılar için büyük bir engeldir. Doğru bir planlama ile markalaşma sürecinin doğru yönetilmesi ve bir sonraki adımın her zaman biliniyor olması işleri kolaylaştıracak, çıkabilecek engellere karşı daha dirençli olmayı sağlayacaktır. Tasarımcı Sandy Dalal "Markamı piyasaya çıkarmadan önce bir yıl boyunca iş planımı oluşturmak, detaylandırmak ve karşıma çıkabilecek engelleri ortadan kaldırabilmek için uğraştım" demiştir (Gehlhar, 2006, s.28). İş planını oluşturmak; marka yaratmak isteyen tasarımcının hedefini belirlemesi ve bu hedefe ulaşma yolundaki haritasını oluşturması açısından önemlidir. İş planı iş ile ilgili düşünceler, hedefler, maddi kaynaklar, harcamalar ve riskler gibi faktörleri içinde 18 barındırır. Bu faktörlerden birisini ya da birkaçını göz ardı etmek marka için olumsuz sonuçlar doğurabilir. Tasarımcı neden kendi moda markasını oluşturmak istiyor? Neden herhangi bir mağazanın veya markanın tasarımcısı olmak yerine, kendi markasını oluşturmak ve ürünlerini kendi markası altında tasarlamak istiyor? Bunun tasarımcıya ne tür faydaları olacaktır? Bu soruların cevaplarının iyi bir iş planı oluşturmak için her yönüyle düşünülmüş olması gerekmektedir. Tasarımcı marka oluşturmaya karar verdikten sonra, hedeflerini iyi belirlemeli, tasarımların kimlere hitap etmesi gerektiği araştırmalı, tasarım çalışmaları sırasındaki girdilerin ve personel giderlerinden, tanıtım amaçlı reklam ve defile faaliyetlerine kadar her türlü çıktıların ne tür maliyet gerektirdiğini iyi hesap etmelidir. Bütün aşamalarıyla düşünülmüş ve oluşturulmuş bir iş planı, markanın profesyonel olarak düzgün bir biçimde işlemesi ve hedefine ulaşmasına yardımcı olur. Kısacası bir moda tasarımcısı, kendi markasını yaratmadan önce hedefini ve izleyeceği yolu belirlemeli, iş planını bütün detayları düşünerek oluşturmalıdır. 2.2.1.2. Pazarlama ve Satış Planı Oluşturma Moda tasarımcısı pazarlama ve satış planı oluştururken öncelikle piyasayı iyi analiz etmeli, piyasa analizine bağlı kalarak hedef müşterisini seçmeli, bu hedef müşterinin gereksinimleri doğrultusunda da son olarak satış stratejilerini belirlemelidir. Piyasa analizi; markalaşma konusuna karar vermiş olan tasarımcının öncelikle çalışacağı dünyayı iyi tanıması için önemli bir adımdır. Planlarını bu analizlere göre yapmalıdır. Hangi pazar hedefindeyse o pazarlardaki piyasa şartlarını, rekabet şartlarını, cinsiyet faktörlerini, alım gücünü, sosyal etkenleri, iklim koşullarını vs. gibi durumları iyi irdelemeli ve adımlarını ona göre atmalıdır. Piyasadaki hedef grubu analiz edilirken o hedefe yönelik hareket eden rakipler de iyi irdelenmelidir, gerekirse yeni hedefler saptanmalıdır. Çünkü bazı hedef gruplarında rekabet ortamı bir hayli yüksek ve alım gücü ve mevsimsel şartlardan dolayı pazarlama imkanı kısıtlıdır. Böyle gruplarda ısrar etmektense daha esnek ve doygun olmayan hedeflere yönelmek pazarlama için daha kolaycıl bir yol olacaktır. Hedef müşteri kitlesinin belirlenmesi de diğer önemli noktadır. Piyasasını iyi tanımış tasarımcı için her şey bitmiş demek değildir. Hedef grubundaki kişileri de iyi analiz 19 etmelidir. Onların gelir durumları, yaş grupları, hoşlandıkları şeyler, meslek analizleri iyi irdelenmeli ona göre stratejilerini belirlemelidir. Bir diğer önemli adım olan satış stratejisi belirlemek planlamanın en önemli safhalarından birisidir. Çünkü nasıl satış yapacağını bilmemek diğer bilinen her şeyi boşa çıkarabilir. Hedef piyasada ortalama satış miktarı, hangi yollarla yapılan satışların ne kadar olduğu gibi bilgiler bu anlamda çok değerlidir. Satış stratejisi oluşturulurken düşünülecek şeyler, hangi insan kaynakları gücünden yararlanılacağı (satış uzmanı, pazarlamacı vs.), online alışveriş siteleri kurulup kurulmayacağı, satış alanlarının nerelerden olacağı, tasarımcının yurtiçi yada yurtdışı fuar veya tanıtım organizasyonları gibi etkinliklere katılıp katılmayacağı gibi önemli aktivitelerdir. 2.2.1.3. Rekabet Analizi Yapma Rekabet analizi yapma pazarda karşılaşılacak diğer rakipler ile ilgili ayrıntılı bilgi toplamak için çok önemli bir olaydır. Rekabet analizi yapmak daha önce o pazarda hali hazırda satış yapan diğer tasarımcıları gözlemlemek, ne gibi yollarla satış yaptıklarını, nasıl rekabet ettiklerini, birbirlerine karşı ve tasarımcının markasına karşı avantajlarını, dezavantajlarını ve pazarın mali potansiyelini anlamayı sağlamak açısından önemlidir. Rekabet analizi yapma rakiplerini tanımak, onların satış stratejilerini öğrenmek açısından önemlidir. Onların satış strateji doğrultusunda tasarımcı kendisine faydalı olabilecek stratejileri kullanabilir, eksik gördüğü noktalar ile ilgili olarak da değişiklikler yapabilir. Üretilen ürünle aynı karakteri taşıyan; yani kalite, hitap edilen kitle ve diğer bazı özellikleri ile benzer olan ürünler rekabet analizi yaparken kılavuz olarak ele alınabilir. Bu tarz ürünler tasarlayan tasarımcılardan piyasada daha önce yer edinmiş ve markalaşma sürecini başarı ile gerçekleştirmiş olanlarının tespit edilmesi ilk aşamadır. Daha sonra o tasarımcının ürünleri satın alınarak, defileleri ve fuarlara katılımları takip edilerek, gerekirse ürün üretim-satış zincirindeki çalışanları ile irtibata geçilerek iş planı hakkında bilgi edinmek önemlidir. Hatta bu tasarımcıların karşılaştıkları sorunları tespit etmek ve kendi markalaşma sürecinde bu sorunları çözüme ulaştıracak şekilde iş planı düzenlemek tasarımcı için büyük kolaylık olacaktır. 20 Tasarımcının kendi pazarı içinde rakip olarak gördüğü her tasarımcıdan bir adım öne geçebilmesi için öncelikle onu tanımaya ihtiyacı vardır. İş planını oluştururken rekabet analizi yapıp bu bilgiler ışığında planını oluşturması mantıklı olacaktır. 2.2.1.4. Operasyon Planı Oluşturma Operasyon planı üretilecek malın tasarım aşamasından alıcının eline ulaşıncaya kadar ki sürecin planlanması ve bu sürecin etkin yönetimidir. Operasyon planını oluşturma aşamasında rekabet analizi yaparken edinilen bilgiler de yardımcı olacaktır. Diğer tasarımcıların nereden ham madde, kumaş vs. aldıkları, nerede baskı yaptırdıkları gibi bilgiler tasarımcının kendi iş planını oluştururken göz önünde bulunduracağı bilgilerdir. Tasarımcı ne kadar özgün fikirleri ve yaratıcılığı olan kişi olsa da pazar koşullarını da göz önünde bulundurmak zorundadır. Unutulmamalı ki talep olmadan üretim olmaz. Hedef kitlenin belirlenmesinin önemi bu noktada ortaya çıkmaktadır. Buna göre pazar araştırması yaparak ve diğer tasarımcıların operasyon planlarını kıyaslayarak tasarımcı; kendisine en uygun olan ve özgün düşüncelerini yansıtabileceği, bir nevi kendi zevklerini, müşterilerin talepleri ile birleştirebildiği ve bunu kitlelere kabul ettirebileceği operasyon planını oluşturmalıdır. Bu sürecin önemi zamanın, iş yükünün ve finansal durumların optimum kullanılarak tasarımın üretime geçmesine yardımcı olmaktır. Operasyon planı da iş planını doğrudan etkilemektedir ve bu optimum kullanım iş planında artı zaman, iş yükü ve finansal kaynak olarak etkisini gösterecektir. 2.2.1.5. Finansal Analiz Yapma Planlama yaparken tasarımcının en dikkat edeceği hususlardan bir tanesi de finansal konulardır. Tüm planlama aşamasında tasarımcı her basamakta ki giderleri veya gelirleri net olarak saptayamazsa da yine de planlama hususunda işe ne kadar para harcayacağını, işe başladıktan sonra ki aşamalarda ne kadar gider olacağını ve sonunda işten ne gibi bir kazanç sağlayacağını yakın bir şekilde belirlemelidir. Tasarımcı bu işe ne kadar finansal bütçe ayıracaktır? Bu bütçenin ne kadarı nakit, ne kadarı kredi ile karşılanacaktır? Tüm bu soruların cevaplarını net olarak olmasa da yakın bir analiz ile kestirmek önemlidir. Rekabet koşullarının ağırlaştığı günümüzde, ürünlerin 21 maliyetlerini düşük, satış fiyatlarını yüksek tutmak gittikçe zorlaşmaktadır. Üretim maliyeti ve satış fiyatı arasındaki makas darlaşmıştır. Dolayısıyla gelir gideri düzgün bir şekilde hesaplayıp makas payını daha da darlaştırmamak asıl hedef olmalıdır. Aksi takdirde makasın kapanması yani tasarımcının markasının gelir giderinin eşit olması ya da gelirin giderden az olması durumu ortaya çıkar ve tasarımcı kazanca değil zarara geçmiş olur. Bu şekilde de uzun ömürlü bir markadan söz edilemez. Finansal planlama yapılırken bir profesyonelden yardım almak veya uzman bir ekonomist istihdam etmek seçenekleri de göz ardı edilmemeli ve gerektiğinde bu yollara başvurmaktan kaçınılmamalıdır. 2.2.1.6. Şirket ve Ticari Marka İsminin Seçilmesi Marka ismi müşterinin marka ile tanışmasında ilk rol oynayan öğedir. Bu sebeple oldukça önemli ve üzerinde iyi düşünülüp karar verilmesi gereken bir mevzudur. Marka ismi akılda kalıcılık, yaratıcılık ve marka imajını en iyi yansıtan özellikte olmalıdır. Fakat yaratıcı ve akılda kalıcı olma adına kafa karıştırıcı, uzun, anlamsız ve marka imajını yansıtmayan isimler hedef kitlesini şaşırtabilir ve markanın tercih edilirliğini etkiler. Genelde tasarımcılar kendi isimleri ile markalaşmayı tercih ederler. Örneğin markasını kurduğu ilk günlerde Kenzo Takada markasına Jap ismini vermiştir. Fakat daha sonra bunu Kenzo ile değiştirmeyi tercih etmiştir. Bunu da şu sözlerle ifade etmiştir. "İlk başladığım günlerde markaya kendi ismimi vermeyi hiç düşünmemiştim. Ama sonra Jap negatif anlamda bir Japon kısaltmasına dönüştü. 70’lerde ki ilk Amerika defilemin sonrasında, orda yaşayan Japonlar büyük tepki gösterdi. 1980’de kendi ismime dönmek zorunda kaldım. İyi ki de öyle oldu, çok daha fazla akılda kaldım" (Arna, 2013, s. 17). Tasarımcı markasını küresel alanda sunacaksa dahi bulunduğu yöreye uygun nitelikte isim seçmelidir. Müşterinin akılda tutabileceği, herhangi bir ayrımı akla getirmeyen, cinsiyetçi yaklaşımlardan uzak, isimden çok ürüne odaklanmayı sağlayacak isimler koymak tasarımcının işini kolaylaştıracaktır. Tasarımcının kendi ismi ile markalaşma yoluna gitmesi de bu nedenlerle mantıklı kabul edilebilir. Marka ismi ne olursa olsun, tasarımcı markasını temsil eden isim, logo, markayı temsil eden kelimeleri tescil ettirmek suretiyle koruma altına almalıdır. Aksi takdirde aynı isimle farklı ürünlerle piyasalarda karşılaşabilir. 22 2.2.1.7. Profesyonel Hizmet Alma Moda tasarımcısının, markalaşma sürecinde başarılı olması için kurumsal bir kimliğe sahip olması genel olarak kabul edilen bir gerçektir. Kurumsallaşma markalaşmanın en önemli olgularındandır. Kurumsallaşma yolunda atılacak adımlarda profesyonel insanlarla çalışmak süreç için çok daha etkilidir. Bir tasarımcının başarılı olabilmek için, daha önce bu konuda çalışmış, deneyimli ve işletmenin faaliyet göstereceği alanda bilgi sahibi olan insanlar ile çalışmaya ihtiyacı vardır. Ayrıca tasarımcı markalaşma sürecinde karşılaşacağı mali sorunlar, hukuki ve idari problemler ile ilgili profesyonel destek almaya ihtiyaç duyar. Markalaşma süreci öğelerden oluşmaktadır ve tasarımcı ne kadar yetenekli olursa olsun, markayı ileri taşıyacak konularda yetersiz kalacaktır. Markaları ileri taşıyacak insanlar; piyasayı iyi analiz etmiş finansçılar ve pazarlamacılar, alanında uzman hukuk insanları ve profesyonellerden oluşan çalışma ekibini kapsar. Beymen'in kreatif direktörü Murat Türkili yaratıcının satışla ne kadar ilgilenmesi gerekli sorusuna "Bu, ticaretin bir parçası, her konuda olduğu gibi bu konuda da profesyonel ekiplerle çalışma gerekliliği var. Pek tabii tasarımcı bu ekibin üyesidir ancak dinlemeli ve müdahaleye izin vermelidir" (Güven, 2014, s. 232) cevabını vererek profesyonel yardım almanın gerekliliğine vurgu yapmıştır. 2.2.2. Moda Tasarımı Sektöründe Markalaşmayı Etkileyen Faktörler Moda tasarımı sektöründe markalaşmak bir süreçte gelişmektedir. Bu süreci bir takım faktörler etkilemektedir. Bu faktörlerin yönetilme şekli süreci olumlu ya da olumsuz etkileyebilmektedir. Moda tasarımı sektöründe markalaşmayı etkileyen faktörler çeşitlidir. Moda tasarımı eğitiminden başlayarak marka oluşturma sürecinde markanın halkla ilişkilerinin yönetilmesi, marka tanıtımı için defile, moda fotoğrafçılığı, internet, basınyayın organlarının kullanımı, mağaza ve/veya sergilerde tasarımların sergilenmesi ve satışa sunulması, tasarımcıların marka işbirlikleri bu süreci etkileyen faktörlerdir. 2.2.2.1. Moda Tasarımı Eğitimi Moda tasarımı eğitimi; tasarımcılar için en temel bilgileri edinebilecekleri merkez konumundadır. Moda tasarımı eğitimi; tasarım süreci, nasıl çizim yapılması gerektiği, 23 uygun materyal seçimi, kalıp çıkarma, modelleme, moda akımları gibi en temel bilgileri verir. Özellikle Avrupa'da markalaşmış başarılı moda tasarımcıları mezun eden, moda tasarımı okulları oldukça fazladır. Tasarımcı adaylarının aldıkları temel bilgiler sayesinde tasarımlarını en iyi şekilde yapabilme ihtimalleri olmasına rağmen, günümüz moda tasarımı sektöründe adını duyurmak, farklılaşmak, marka olabilmek ve bunların nihai sonucu olarak satış yapabilmek konusunda tasarımcılar eksik kalmaktadırlar. Bu nedenle özellikle son yıllarda moda tasarımı eğitimi alanında tasarımcı adaylarına pazarlama ve muhasebe eğitimi vermenin önemi ortaya çıkmıştır. Hatta bazı üniversitelerde ve moda eğitim akademilerinde "Moda ve Pazarlama" adı altında yeni bölümler veya dersler verilmeye başlanmıştır. Artık dünyanın en iyi okullarından mezun olan tasarımcılar dahi pazarlama, işletme gibi konularda yetersiz kaldıklarını dile getirmişlerdir. Dünyanın en ünlü moda okullarından biri olan Central Saint Martin's'te dört yıl okuyan Emilio Pucci'nin tasarımcılığını yapan Matthew Williamson'ın sözleri bu konuda genel düşünceleri ortaya koymaktadır: ''Okulun olağanüstü bir ünü var ama ben gerçekten de oraya uyum sağlayamadım. Modanın ticari yönü ile ilgilenmiyorlar. Bana göre insanları suya atıyorlar, yüzemeyen boğuluyor'' (Tungate, 2006, s. 81). Türkiye'de de bu konuda tasarımcılar paralel düşünmektedir. Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı Mehtap Elaidi nasıl marka olduğuna dair sorulan sorulara "İşletme eğitimi almış olmanın da verdiği bir disiplinle belli bir iş planını takip ettim." diyerek cevap vermiştir (Ustaoğlu, 2013, s. 74). Moda Tasarımcısı Özlem Ahiakın ise bu konudaki görüşlerini şu şekilde dile getirmiştir. Bir markada tasarımlar kadar pazarlama da çok önemli. Sonuçta sanat eseri satmıyorum. Başkalarının tasarımlarıma bakarak; ‘güzel olmuş’ deyip de geçmeleri benim için pek önemli değil. Bir ürün doğru müşteriye, doğru bir şekilde satıldığı zaman başarılı sonuç elde edilir. Tasarımı yaptıktan sonra övgü alıp bir kenara koymak tek başına yeterli değildir. Doğru olan yarattıktan sonra onu kitlelere ulaştırmak. İşte bu noktada moda pazarlamada aldığım eğitim devreye girdi (Zakuto, 2011, s. 112). Moda tasarımı eğitiminde müfredatın önemini tasarımcılar sektöre atıldıktan sonra daha da iyi fark etmektedirler. Tasarım eğitiminin tasarımcıyı her yönden sektöre atılmaya hazır hale getirecek şekilde olması ve pazarlama eğitimi ile paralel şekilde devam etmesi tasarımcının marka oluşturma yolunda donanımlı hale gelmesi adına oldukça önemlidir. 24 2.2.2.2. Basın ve Halkla İlişkiler Basın; moda sektörünün itici gücüdür ve tüm dikkatleri bir anda tasarımcının üzerine çekebilecek ve talep patlaması yaratabilecek güce sahiptir (Gehlhar, 2006, s. 155). Basın, özellikle de moda dergileri, moda sektöründe yüksek derecede önem arz eder. Moda dergileri, haber yaptıkları tasarımcıya dikkat çeker ve doğrudan bir pazarlama oluştururlar. Tank Magazine Kraetif Direktörü ve Genel Yayın Yönetmeni Masoud Goldsorkhi ''Moda dergilerinin çoğu büyük moda şirketlerinin pazarlama departmanlarının birer uzantısıdır'' (Tungate, 2006, s. 154) sözleriyle moda dergilerinin önemini vurgulamıştır. Basının kullanımdaki en etkili faktör moda dergilerine reklam vermektir. Neredeyse bu sürecin tamamı reklam verme potansiyeliyle doğrudan orantılı olmuştur. Moda dergileri satın alma faaliyetlerini en çok etkileyen basın-yayın organı sayılabilir. Bu nedenle tasarımcılar, onların dikkatini çekmek zorundadır. "Look-book" adı verilen ve koleksiyonlarının tanıtımını içeren katalogları tasarımcılar, moda dergilerine bir şekilde ulaştırmalıdır. Moda dergilerinin dikkatini çekme noktasında halkla ilişkiler de devreye girmektedir. Tasarımcıların defilelerine gelen ünlüler basının ilgisini çekecek, tasarımlarını giyen ünlüler kıyafetleriyle haber olacaktır. Sonuçta ünlüler, fotoğrafçıların ve basının dikkatini çekmektedirler. Bugün sponsorluk antlaşmaları da bu düşünce yapısı üzerine kurulmuştur. İster bir ünlüyü bir davette veya günlük yaşamında giydirmek olsun, ister bir tv-sinema karakterini giydirmek olsun basının ilgisini çekmek daha da kolaylaşmaktadır. 2.2.2.3. Defile Organizasyonu Defile; belirli bir süreç içinde, mevsim koşulları, moda, modeller ve renkler göz önüne alınarak tasarlanmış olan giysileri tanıtmak amacıyla, belirli bir yer, müzik, dans ve koreografi eşliğinde yapılan tanıtımdır (Milli Eğitim Bakanlığı, 2008, s.3). Defilelerin amacı giysilerin tanıtılmasından çok bir markanın kendini tanıtmak, reklamını yapmak ve adından söz ettirmektir. Tasarımcılar ve firmalar karlarını arttırmak, imajlarını korumak ve özendirmeyi kuvvetlendirmek için defilelere katılmaktadır (Oyman & Erdoğan, 2012, s.114). Tasarımcılar, defileler aracılığı ile hem tasarımlarını ve isimlerini tanıtabilirler hem de fikirlerini doğrudan göstererek potansiyel alıcıları ile iletişime geçebilirler. Kimi 25 tasarımcılar defilelerini şova yönelik bir şekilde düzenlerken, kimi tasarımcılar da modellere ve satışa yönelik sade defileler düzenlerler. Moda gösterileri modada markalaşmayı etkileyen diğer faktörlerle de yakından ilişkilidir. Bu faktörlerin başında internet, basın-yayın ve halkla ilişkiler gelmektedir. Tasarımcıların defilelerine çağırdığı ve defileye katılan davetliler oldukça önemlidir. "Ünlü sattırır" kavramı burada devreye girer. Dünyadaki bütün moda haftalarında ön sıra konuklarına bu sebeple oldukça önem verilir. Ne kadar çok popüler isim defileyi izlemeye geldiyse basının o kadar çok ilgisini çekecek ve basında o kadar çok tasarımcının adı duyulacaktır. Moda dergileri artık moda haftaları için ayrı dergiler basmakta, bu dergilerde podyum görüntüleri yer almakta ve böylece insanlar tasarımcının koleksiyonunu bütünüyle görebilme şansını yakalamaktadır. Bu yöntem de, tasarımcının akılda kalması adına iyi bir reklamdır. Diğer bir etkileşim alanı ise internettir. Artık moda haftalarının ön sıralarında bloggerlara da yer verilmesi tamamen moda dünyasının internetin gücünü kabul etmesi nedeniyledir. Bloggerlar, bloglarında defileden bahsedecek ve tasarımcı için oldukça kolay bir reklam olacaktır. Bloggerlardan farklı olarak internet teknolojik anlamda da defileler için yenilikleri beraberinde getirmiştir. 2011 Londra Moda Haftası'nda İlkbahar-Yaz Burberry Prorsum defilesi buna en iyi örneklerden biridir. Burberry, İstanbul mağazasının da içinde bulunduğu 25 mağazasına dev ekranlar kurdurarak defilesini aynı anda yayınlatmıştır. Sınırlı sayıda katılımcı çağıran Burberry, defilenin sonunda dileyenlerin tablet bilgisayarlar aracılığı ile beğendikleri ürünü sipariş etmelerine olanak vermiştir. Bu etkinlik dünyada ilk defa gerçekleşmiştir ("Moda Tarihinde Bir İlk", 2010, s. 58). 2.2.2.4. Moda Fotoğrafçılığı Moda fotoğrafı bir yandan tüketim kültürü içinde marka imajını yansıtması bir yandan da potansiyel alıcıların algı dünyalarına seslenmesi açısından reklam fotoğrafçılığında önemli bir yer kaplar. Moda fotoğrafı 1920’lerde ortaya çıkmıştır. Otoritelerce kabul edilen ilk moda fotoğrafçısı Steichen olmuştur (Peres'den aktaran Özüdoğru, 2009, s.2). Alıcının ürün hakkında ilk izlenimi ve ürüne bağlanması için fotoğraf aracı rolü üstlenmektedir. Tasarımların sergileneceği katalogdan, koleksiyonun tanıtımının yapılacağı reklamlara, defilelere kadar her şey görsel birer dokümana dönüşmektedir. Daha da önemlisi bu görsel 26 dokümanlar günümüzün en önemli pazarlama araçlarından olan internette dolaşmakta, basında yer almakta, tasarımcının adı bu dokümanlarla insanların görsel hafızasına kazınmaktadır. Bu durumlar karşısında fotoğrafçılar, moda fotoğrafçılığı disiplininde uzmanlaşarak girdikleri moda sektöründe tanınırlık, akılda kalıcılık, şaşırtıcılık gibi etkilerle sektörü geliştirirler. 2.2.2.5. İnternet Faktörü Değişen yaşam tarzları, markaların kendilerini fark ettirme stratejileri, tüketici beklentileri, zamanın ve kolaylığın önemi gibi öğelerin sonucunda ortaya çıkan, istekleri karşılayan yeni iletişim aracı olarak internet bir başka deyişle dijital ortam her geçen gün kitlelerin yoğun ilgisiyle karşılaşmaktadır (Peltekoğlu'dan aktaran Yengin & Sağıroğlu, 2012, s.1). Kitlelerin yoğun ilgisini çeken internet, tasarımcılar için de bir pazarlama aracıdır. Defileler, tasarımları taşıyan ünlüler, moda haberleri hızlı bir şekilde insanlara ulaşmaktadır. Tasarımcılar internet aracılığı ile yorumları, eleştirileri dolayısıyla da müşterisinin ne istediğini sentezleme olanağı bulmaktadır. Bütün bu faydalarının yanında internet, tasarımcıya reklam ve satış olanakları da sunmaktadır. Bugün tasarımcıların hemen hemen hepsi kendi web adreslerine sahiptirler. Bu adreslerden tasarımcıların biyografileri, geçmişten bugüne tasarımları, çıkış noktaları hakkında bilgiler edinilebilir. Hatta tasarımcılar bunu daha da geliştirip, web siteleri aracılığı ile tasarımlarını satışa çıkarabilirler. İnternet aracılığı ile satış, hem herkese ulaşıp küresel pazara açılma olanağı sağlarken hem de daha ekonomik bir sistem olarak işler. SMG Knowledge (2012)’ın aktardığı ve Global Web Index tarafından 2011 yılında yapılan internetin tüketicilerin satın alma sürecindeki davranışlarında meydana getirdiği değişikliklerin incelendiği bir araştırmada, Türkiye’deki aktif internet kullanıcılarının %89’unun satın alma öncesi internette araştırma yaptığı, %62’sinin satın almayı düşündüğü ürün/marka hakkında araştırma yapmayı en önemli internet kullanma sebebi olarak gördükleri belirlenmiştir. Aynı araştırmada, katılımcıların % 72’sinin en az bir çevrimiçi platformda ürünler ve markalar hakkında fikirlerini, yorumlarını yazdığı, % 53’ünün çevrimiçi platformlarda tanımadığı birinden aldığı tavsiyenin “marka ile ilgili olumlu izlenim” oluşturduğunu ve % 40’ının çevrimiçi ortamlarda tanımadığı birinden aldığı tavsiyenin “ürün/hizmet hakkında bilgi” sağladığını düşündüğü görülmüştür (Knowledge'dan aktaran Kara & Coşkun, 2012, s. 75). 27 İnternet-moda ilişkisinde bloggerlar da önemli yer tutarlar. Moda bloggerları, bugün moda dünyasında oldukça önemsenen kişiler haline gelmişlerdir. Bloglarında takipçileri ile paylaştıkları yazılar, onu takip eden kitleyi doğrudan etkilemektedir. Tasarımcılar da bloggerların bu gücünü fark etmiştir. Basın ve ünlülerin yanı sıra artık defilelere bloggerlar da özel olarak davet edilmektedir. Bloggerlar, defilenin sonunda sosyal medya aracılığıyla defile hakkında yazılar yazarak, fotoğraflar paylaşarak aslında ekonomik bir şekilde tasarımcının reklamını yapmış olacaktır. Hatta bazı tasarımcılar özel olarak bloggerlar ile anlaşarak sponsorluk veya bloglarından hediye dağıtımı gibi etkinlikler düzenlemektedirler. Müşteriler kendilerini işletmenin, moda ekibinin ve moda endüstrisinin bir parçası olarak hissetmeye başlamış, bloglar aracılığıyla moda hakkında sorular sorulup cevaplanmaya, son ürünler ve indirimlerle ilgili bilgiler verilmeye başlanmıştır. Bu birebir iletişim sayesinde müşterilerin marka bağlılığı kuvvetlenmiştir (Bickle'den aktaran Altunkılıç, 2014, s.63). Bütün bunlar pazarlama stratejileridir. 2.2.2.6. Mağaza Faktörü Bir moda tasarımcısının kendi mağazasının olması oldukça önemlidir. Burada tasarımcı; tasarımları ile birlikte doğrudan kitlesine hitap edebilir. Mağaza, tasarımcının marka olması için gerekli etkenleri de tasarımcıya sağlar. Tasarımcı; mağazanın kapısındaki tabeladan, vitrininde ya da showroomunda sergilediği tasarıma, tasarımlardaki etikete, mağazanın dekorasyonuna kadar her şeyi bir paket halinde müşteriye sergileyebilir. Armani küresel iletişim sorumlusu Robert Triefus ''Mağazalar bir markanın yüzünü oluşturur. Göstermek istediğimiz imajımızı tümüyle ortaya koyar. Mimari, marka iletişiminin çok önemli bir parçasıdır. Bir mağazaya girdiğinizde markadan beklentilerinize uygun olduğunu görmeniz gerekir'' (Tungate, 2006, s. 99) sözleriyle markanın imajını sergilemekte mağazanın önemini vurgulamıştır. Tasarımcılar için kendi mağazasını açmanın yanında diğer bir seçenek de sektördeki büyük ve üst gelir grubuna hitap eden zincir mağazalarda satış yapmaktır. Bu zincir mağazaların çoğunun; mağaza için yeni tasarımcılar ve kaynaklar bulmakla görevli moda direktörleri ve satın alma yetkilileri vardır. 28 Tasarımcı Hüseyin Çağlayan da "Mağazalar her zaman var olmalı. Tasarımcının dünyasını somut anlamda temsil eden onlar" ("Geçmişe Selam, Geleceğe Bakış", 2015, s.276) sözleriyle mağazanın tasarımcı için gerekliliğine dikkat çekmiştir. 2.2.2.7. Moda Sergilemek Köklü moda markaları her geçen gün artan moda markaları arasında farkındalıklarını ortaya koymak adına bir takım yöntemler geliştirmektedirler. Köklü moda markası demek köklü geçmişe sahip olmak demek fikri üzerinden gelişen bu yöntemlerden en göze çarpanları müzeler ve sanat galerileridir. Bu müzeler ve sanat galerileri hem adını taşıdıkları markaların geçmişini göz önüne sermekte hem de markanın tanıtımında farklı bir etki sağlamaktadır. Loewe, Hermes ve Prada gibi markalar sanat galerilerini tercih ederken, Christian Dior, Yves Saint Laurent, Gucci, Ferragamo, Balenciaga gibi markalar müze uygulamasını tercih etmişlerdir. Örneğin, Christian Dior'un çocukluğunun geçtiği Granville'deki ev Christian Dior Müzesi'ne dönüştürülmüştür ve burada Dior markası için belirli dönemlerde sergiler düzenlenmektedir. Gucci ise Floransa'da kendine ait bir müze açarak geçmişten günümüze tasarımlarını burada tam zamanlı olarak sergilemektedir. Birçok tasarımcı markası artık müzelerde markalarının köklü tarihini insanlara bu şekillerde sunmaktadır. Ünlü İtalyan modacı Valentino Garavani ise dünyada müze sergileri konusunda bir ilk gerçekleştirmiş ve ilk sanal moda müzesini kurmuştur. Sanal müzesinde tasarımlarını sergileyen Valentino, ayrıca tasarım ile ilgilenen gençlere tavsiyelerde de bulunmaktadır. Resmi sayfasının adresinden Valentino'nun müzesi online olarak gezilebilmektedir (Valentino Garavani Museum, 2015). 2.2.2.8. Tasarımcı-Marka İttifakları Moda tasarımı sektörü bugünün küresel şartlarında; internet, basın-yayın gibi organlarla artık insanların evine kadar sızabilmektedir. İnsanlar bilgiye çok hızlı bir şekilde ulaşabilmekte ve tüketime dâhil olmak istemektedirler. Moda her yaşta, her statüde insanın farkına vardığı bir kavram haline gelmişken, herkesin erişebileceği bir konumu yoktur. Bu noktada devreye hazır giyim firmaları için tasarım yapan, onlara kapsül koleksiyonlar hazırlayan tasarımcılar girmektedir. İnsanlar bir 29 tasarımcının tasarımını dolaplarına taşıyabilmenin hazzını yaşarken tasarımcı için de durum oldukça karlıdır. Tasarımcı ilk olarak çok geniş kitlelere adını duyurabilecek reklamı sağlamaktadır. O hazır giyim zincirinin her mağazasında onun adı geçecek ve hazır giyim firmasının bütün reklam olanakları onun için de çalışmış olacaktır. Dahası, oldukça düşük maliyet ile tasarımlarını hayata geçirebilecektir. Bu sayede kendi koleksiyonunu hazırlamak için bütçesine katkı sağlayabilecektir. Hazır giyim firması da tasarımcı adı ile dikkat çekecek ve satışlarında artış gösterebilecektir. Bu üç elemanı da karlı çıkaran arz-talep dengesinde bir anlaşmadır. Bir marka için tasarım yapmanın başka avantajları da vardır. Sıfırdan bir marka yaratmakla uğraşmak yerine markalara dahil olmak, tasarımcı için işletme aşamasında zaman kaybetmeyi engeller. Daha da ileri aşamada tasarımcı kendi başına marka olmaya karar verdiğinde de bu markada elde ettiği bağlantılar ve ilişkiler markalaşma sürecinin pazarlama kısmında oldukça işine yarayacaktır. Kısacası marka tasarımcının önemli kaynaklara ulaşmasına aracılık edecektir. Amerika Moda Tasarımcıları Konseyi (Counsel of Fashion Designers of America-CFDA) yönetim direktörü Peter Arnold da bu konuda ''Bugünkü başarılı tasarımcıların hemen hepsi bir başkası için çalışmış, bir iş yerini idare etmenin tüm detaylarını öğrenmiş ya da en azından gözlemlemiş ancak ondan sonra kendi başlarına bir işletmenin başına geçmişlerdir'' (Gehlhar, 2006, s. 23) sözleriyle bir marka için tasarım yapmanın önemini dile getirmiştir. 2.3. Türk Moda Tasarımı Sektörü Türk moda tasarımı sektörü günden güne gelişmekte olan bir sektördür. Özellikle 2000'li yıllardaki gelişmelere paralel olarak değişim göstermektedir. Moda tasarımı eğitimi veren okullar, kurum ve kuruluşlarda günden güne bir artış görülmektedir. Özellikle Moda Tasarımcıları Derneği'nin kurulumuyla birlikte tasarımcılar gerek bireysel, gerek dernek bazlı, gerekse devlet desteği ile çeşitli çalışmalar, moda haftası, yurtiçi-yurtdışı fuar organizasyonları gibi ayrıcalıklara sahip olmaktadırlar. Yurtdışında Türk malı imajı oluşturmak amacı ile Turquality projesi devlet tarafından yönetilmekte, tasarımcıların ve tasarımların korunmasına yönelik yasa ve mevzuatlar oluşturulmaktadır. 30 2.3.1. Türk Moda Tasarımı Sektörünün Tarihsel Gelişimi Anadolu tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin kurulduğu ve birçok medeniyetin geçiş yaptığı bir yer olmuştur. Dolayısıyla çok çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Bu kültürel birikimlerin sonucu moda sektörünün oluşması ve gelişmesi için yeterli bir kültür alt yapısı oluşmuştur. Anadolu üç bin yıldır tekstil sanayi ve ticaretinde önde gelen bir ülkedir. Üç bin beş yüz yıl önce Hitit merkezi Kaniş’e (Kayseri civarı) Assur tekstil kervanlarının Güney Doğu Anadolu’da uğradığı kasabalar, sonraki dönemlerde tekstil sanayi ve ticaret merkezleri olarak yükselmiştir (İnalcık, 2008, s.7). 1400–1600 arası dönemde Anadolu, ürünlerini yalnızca Balkanlar’a ve Karadeniz’in kuzeyine değil, Batı ülkelerine de ihraç eden bir tekstil üretim bölgesi haline gelmiştir. Daha XIII. yüzyılda Türk halıları Suriye, Mısır ve Avrupa’ya ihraç edilen lüks mallar arasında olmuştur. Türkiye’de üretilen pahalı kemhalar ile sof kumaşı; Rus çarlarının, boyarlarının, İtalyan ve Fransız prens, prenseslerinin, İskoç piskoposlarının da aralarında bulunduğu Avrupa seçkinlerinden büyük ilgi gören lüks tekstil ürünleri haline gelmiştir. 1400 – 1600 arası dönemde, yalnızca lüks ipekliler değil, Fransa ve İtalya’da “boucassin” ya da “bocassino” diye bilinen ince pamuklular da Türkiye’den yapılan ithalat listelerinde yer almıştır. Türkiye’den Kefe, Akkerman ve Buda’ya ihraç edilen ürünler arasında, ucuz bir pamuklu türü olan kirbas gibi sıradan dokumalarda bulunmaktaydı. Ankara, ihraç ettiği değerli sofalarıyla ünlüydü. Bursa ipekli üretiminde, Aksaray, Gördes, Kula ve Uşak halı dokumacılığında uzmanlaşmıştı. Borlu, Isparta, Karaman, Tire, Menemen, Çorum, Tokat ve Kastamonu’da üretilen çok çeşitli pamuklu kumaşlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun her tarafına gönderilmekteydi. Kısacası, Avrupa’nın makine ürünü dokumaları, Türk ürünlerini pazardan sürüp çıkarana yani XIX. yüzyıla kadar, Anadolu dünyanın en önemli tekstil üretim yerlerinden biri idi (İnalcık, 2008, s.13). Türkiye'de Cumhuriyet Dönemi ile birlikte tekstil sektörü gelişim göstermiştir. Devlet tarafından kurulan fabrikaların sayısı artmıştır. 1923 yılı İzmir İktisat Kongresi’nde dokuma tekstilin önemi üzerinde durulmuş ve tekstil koruma altına alınmıştır. Bu kararla birlikte tekstil yatırımlarını artırmış ve tekstil üretim kapasitesi yükselişe geçmiştir. 19331945 yılları arasında ekonomide görülen başarılı büyüme ve devletçilik yaklaşımı ile devletin tekstil üretim ve tüketimi içerisindeki rolü artmıştır. Bu politika uyarınca üretimin 31 tarımsal üretime bağlı tutulması nedeniyle tekstilde ilk desteklenen üretim pamuk olmuştur (Eraslan, Bakan & Kuyucu, 2008, s. 273). 1933 yılında Sümerbank kurulmuştur. Sümerbank'ın kuruluş amacı sanayi üretimini üstlenmek, Osmanlı tekstil fabrikalarını devralmak ve kamuya ait tekstil üretim tesisleri kurmaktır. 1930’ların sonuna kadar imalat sanayinde katma değerin %60’ı geleneksel el ürünlerinin küçük atölyelerde üretilmesi yoluyla sağlanmıştır. Özel işletmeler 1939’da toplam pamuk ipliğinin %65’ini, pamuk kumaşın %40’ını ve deri ürünlerinin %38’ini üretir duruma gelmiştir. Hazır giyim devrimi olarak adlandırılabilecek bir süreçte Türkiye’de giyim kuşam devrimi ile küçük hazır giyim firmaları üretime geçmişlerdir. Örneğin, günümüzde büyük bir Türk markası olarak hazır giyim sektöründe faaliyet gösteren Vakko, bu dönemde şapka ve eşarp üretmek üzere 1934 yılında kurulmuştur (Seidman, 2004, s. 1). 1950’lerden itibaren sektörde küçük atölyeler şeklinde ilk özel yatırımlar görülmeye başlamıştır (Özben'den aktaran Eraslan, Bakan, & Kuyucu, 2008, s. 274). Bu yatırımlar ile birlikte sektöre yönelimin arttığı anlaşılmaktadır. 1963-1972 dönemi ile birlikte sektörde büyüme görülmüş, ekonomi açısından önemli hale gelmiştir. Yine aynı dönemde ilk tekstil ihracatı başlamıştır fakat Türkiye tekstil sektörü yatırım patlamasını 1970 ve 1980'li yıllarda gerçekleştirmiştir (Yaşar'dan aktaran Aras, 2002, s.4). 1980'li yıllardan itibaren Avrupa Birliği'ne girme çabalarıyla birlikte ve ekonomideki açılım politikaları sonucu ile tekstil sektöründe gelişme görülmüştür. Bu dönemde daha çok iplik, elyaf, kumaş vb. tekstil ürünleri ihraç ederken, 90'lı yıllarda konfeksiyon ağırlık kazanmıştır. Sektör, 1980-1984 döneminde tekstil ve konfeksiyon, 1985-1999 döneminde ise konfeksiyon ihracatına yönelik büyümüştür. 1980'li yıllarda ekonominin yapısının değişmesi ve daha çok dışa açılma politikası tekstil, bilahare konfeksiyon sektörünün gelişmesini, dolayısıyla Türkiye'nin en büyük sektörü olmasını sağlamıştır (Aras, 2002, s.4). Tekstil ve hazır giyim sektöründe uygulanmakta olan kotalar 1995 yılında Dünya Ticaret Örgütü tarafından kabul edilen ve 2005 yılında uygulamaya geçen anlaşmayla kaldırılmıştır. Bunun sonucu uluslararası pazarlarda yeni bir dönem başlamıştır. Tekstil ve hazır giyim sektörü daha önce maliyeti nispeten düşük olan ürünler bazında rekabet etmekteydi. Bu dönemle birlikte tekstil ve hazır giyim sektörü rekabetin yoğun olduğu 32 piyasada yüksek katma değerli tekstil ürünleriyle, markalaşarak ilerlemek durumunda kalmıştır (Ekti, 2013, s.10). Ancak uluslararası rekabetin çok güçlü olduğu bu sektörde sadece üretmek yetmemiştir. Özellikle gelişmekte olan üçüncü Dünya ülkelerinin yavaş yavaş bu sektöre el atmaları rekabeti daha da güçleştirmiş ve bu nedenle tüketicinin ürünlere yönlendirilmesi, ürünleri beğenmesinin sağlanması gerekmiştir. Firmalar yeni dönemle birlikte tasarım sürecini, üretim sürecine katma ihtiyacı hissetmiştir. 2000 yılı sonrasında moda tasarımı sektöründe önemli atılımlar gerçekleşmiştir. Hazır giyim ve tekstil birlikleri bu kapsamda devlet ve sektör desteğiyle eğitim, finans, tanıtım, ar-ge çalışmalarına yön verecek önemli yatırımlar yapmaya başlamıştır. Moda Tasarımcıları Derneği'nin 2006 yılında kurulması ile birlikte Ağustos 2009'dan itibaren İstanbul Moda Haftası düzenlenmeye başlamıştır. Yine ilgili birlikler sektörden ve özellikle kamudan aldığı destekle önemli projeler geliştirmişlerdir (Som, 2010, s. 10). Türk moda tasarımı sektörünün tarihsel gelişimi incelendiğinde Anadolu gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından tarih boyunca yüksek önem arz etmektedir. Gerek hammadde gerekse işlenmiş ürün ithalatı düşünüldüğünde başka ülkeler Anadolu ile sürekli ilişki halinde olmuştur ve Anadolu'nun ticari hacmi yüksek olmuştur. Günümüzde dahi popülerliğini koruyan ve "moda" olarak nitelendirilebilen denimin Anadolu'dan ihraç edilen "kaba mavi pamuklu" olarak isimlendirilen ürün orijinli olduğu bilinmektedir (İnalcık, 2008, s. 129). 2.3.2. Türkiye'de Moda Tasarımı Eğitimi Türkiye'de her ne kadar tekstil alanında verilen eğitim geçmişe dayansa da moda tasarımı alanında verilen eğitim yakın tarihlere dayanmaktadır. Fakat yakın tarihe dayanmasına rağmen özellikle son yıllarda moda tasarımı eğitimi veren okul ve kurumların sayısında yüksek bir artış gözlemlenmektedir. Bunun başlıca nedeni moda endüstrisinin Türkiye'de ve Dünya'da popülaritesinin artması ve buna bağlı olarak sektörde yeni, yetenekli moda tasarımcılarına ihtiyaç duyulmasıdır. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) 2015 yılı kılavuzuna göre Türkiye'de 44 ön lisans moda tasarımı bölümü, 10 lisans moda tasarımı bölümü bulunmaktadır (Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi, 2015). Ayrıca moda tasarımı eğitimi veren çok sayıda özel eğitim kurumları da bulunmaktadır. Moda 33 tasarımı eğitimi veren okul ve kurumların günden güne artması, mesleğe olan yönelimin bir sonucu olarak düşünülebilir. Özel eğitim veren moda okullarının sayısında da son yıllarda oldukça artış gerçekleşmiştir. Bu moda okullarının en önemlilerinden biri Avrupa Birliği (AB), Ekonomi Bakanlığı ile İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) işbirliğiyle 2007 yılında kurulan İstanbul Moda Akademisi (İMA)'dir. İMA’nın temel eğitim alanları 'Moda Tasarımı, Moda Yönetimi, Teknoloji ve Ürün Geliştirme, Moda Medya ve Fotoğrafçılığı'dır. Bu dört temel başlık çerçevesinde tüm eğitim programları kurgulanarak, tüm eğitim programları çeşitli seminerler, workshoplar ve projelerle desteklenmektedir (İstanbul Moda Akademisi, 2015). Bu okullara ek olarak dünyada eğitim veren önemli moda okulları da Türkiye'de eğitim kurumları açmaya başlamışlardır. Örneğin 1841 yılında Paris'te kurulan ve dünyanın ilk moda okulu olma özelliği taşıyan Esmod, İstanbul'da Vakko işbirliği ile bir moda akademisi açmış bulunmaktadır. Türkiye'de moda tasarımı eğitimi veren okullar ve özel kurumların çoğalmasına rağmen sektörde kalifiye elemana olan ihtiyaç, tasarımcılar ve firmalar tarafından sıklıkla vurgulanmaktadır. İmalat sektöründe özellikle son yıllarda istihdam sorununun ortaya çıkmasının temel nedenlerinden biri olarak ara eleman eksikliği gösterilmektedir. Ara eleman eksikliği de mesleki eğitiminin yetersizliğinin bir sonucudur. Koç Grubu mesleki eğitimin önemini vurgulamak amacı ile "Meslek Lisesi, Memleket Meselesi" isimli bir farkındalık çalışması yürütmektedir (Meslek Lisesi Memleket Meselesi, 2015). Okullarda tasarım konusunda eğitim verilirken teknik bilgi, teknik bilgi üzerine yoğunlaşırken de tasarım konusunda eksik kalındığı ortaya çıkmaktadır. Özellikle de pazarları tanımak ve hatta iyi bir pazarlamacı olmak tasarımcı için markalaşma konusunda en önemli hususların başında gelmektedir. Bu nedenle tasarımcılar tasarladıkları ürünü kime, ne şekilde satabileceklerini bilmek zorundadırlar ve bu bilgi eğitim aldıkları yerlerde de öğretilmelidir. Türkiye'de şu an daha çok özel eğitim veren kurumlar bu eksikliğin üzerine gitmişlerdir ve moda tasarımı eğitimi bölümlerine ek olarak moda yönetimi, moda pazarlaması gibi yeni bölümlerde de eğitim programları faaliyete geçirmişlerdir. Fakat devlet üniversitelerinde henüz bu yönde eğitimler yeterince verilmemektedir. Özel kurumların verdiği moda yönetimi eğitimlerinde tasarımcılara pazar analizinden başlayarak, kendi moda markalarını kurma aşamasına 34 kadar işleyen süreç müfredat olarak ele alınmaktadır. Vakko Esmod moda akademisi bu örneklerden biridir. Okulun eğitim prensiplerinden biri yaratıcılığı teşvik ederken, satış faktörünü unutmamaktır (Vakko Esmod İstanbul, 2015). Ülkemizde moda eğitiminde tasarım dışı konulara da önem verilmesi durumu gün geçtikçe gelişmektedir. Buna paralel olarak geleneksel moda pazarlarının geliştiği ülkelerde önemi daha önce anlaşılan moda hukuku konusu ülkemizde de dikkat çekmeye başlamış ve hatta Dünya'nın ikinci moda hukuku enstitüsü olma özelliğini taşıyan Moda Hukuku Enstitüsü 2012 yılında açılmıştır. Bu enstitü ile moda tasarımcısı için büyük önem arz eden marka tescil işlemleri ve buna benzer hukuki konuları içeren moda hukuku konusunda eğitimler verilmektedir (Moda Hukuku Enstitüsü, 2015). Bütün bu eğitim olanaklarına rağmen Türkiye'de modada markalaşma şartlarını yerine getirmek için gerekli moda eğitiminin eksikliği sektördeki tasarımcılar ve firmalar tarafından vurgulanmaktadır. Daha da önemlisi moda ile etkileşim halinde olan alt dallarda kalifiye eleman eksikliği oldukça hissedilmektedir ve bunun için yeterli eğitim kurumu bulunmamaktadır. 2.3.3. Türk Moda Tasarımı Sektörü Genel Durumu ve Sektörün Gelişiminde Etkili Olan Kurum ve Kuruluşlar Türkiye'de 2000 yılı itibariyle moda tasarımı sektöründe önemli atılımlar meydana gelmiştir. Moda Tasarımcıları Derneği (MTD), Türk moda tasarımı sektörünün oluşmasına katkıda bulunmuş yedi moda tasarımcısı tarafından 2006 yılında Türkiye moda tasarımı sektörünün, dünya moda akımlarının oluşumunda belirleyici bir "ekol" haline gelmesi vizyonuyla kurulmuştur (Tasarım Strateji Belgesi ve Eylem Planı, 2014: madde 3.3.1.3). Bu derneğin kurulması ile birlikte Türk moda tasarımı sektöründen tam anlamıyla bahsetmek mümkün olmuştur. Dernek misyonlarını da şu şeklide açıklamıştır; İstanbul'u kültürel parçaları ile birlikte, her yönden tasarım merkezi olarak düşünerek Türkiye'yi İstanbul merkezli moda tasarımı bölgesi yapmak, Medya iletişim araçlarını kullanarak tasarımın ekonomide yarattığı katma değer hakkında kamuoyunda farkındalık yaratmak, Marka olma aşamasında yaratıcılık arayan sanayici ile özgün ve yenilikçi olmak isteyen tasarımcılar arasında köprü olmak, 35 Türk moda tasarımı sektöründe mesleki standartlar ve etik kurallar oluşturarak sektörü kurumsal bir yapıya büründürmek, Türk moda tasarımı sektöründe günümüze kadar yaşamış tasarımcılar ve sektör hakkında düzenli bir arşiv oluşturmak, Türk tasarımcıları yurtiçi piyasada kalınır kılmak, Moda tasarımı sektörü ve sektörü ilgilendiren diğer disiplinler arasında iletişim kurarak sektörün yenilenmesine ve gelişmesine destek olmak (Turkish Fashion I-D, 2015). Kurulduğu günden itibaren çeşitli faaliyetler içinde olan MTD, Türkiye'nin özellikle de İstanbul'un bir moda kenti olması için çabalamaktadır. Bu faaliyetlerin başında Türkiye'nin bir moda haftasına sahip olması gelmektedir. İlk olarak 2009 yılının Ağustos ayında düzenlenen İstanbul Moda Haftası, o zamandan bu zamana istikrarlı bir şekilde devam etmektedir. Güncel adı Mercedes-Benz Fashion Week (MBFW) olan etkinlik ile birlikte tasarımcılar; Sonbahar/Kış ve İlkbahar/Yaz olmak üzere yılda iki defa koleksiyonlarını sunma olanağı bulmaktadırlar. İlk günden bu zamana kadar sürekli gelişen moda haftasını her yıl yurtdışından daha fazla alıcı takip etmektedir ("Modanın Kapıları İstanbul'da Aralandı", 2014, s.31). Mercedes Benz Fashion Week'de yabancı satın alma sorumluları ile tasarımcıları buluşturmak amacı ile 'The Core İstanbul' adlı bir organizasyon düzenlenmektedir. İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB), MTD ve İMA işbirliğiyle düzenlenen etkinliği Ekonomi Bakanlığı desteklemektedir. The Core İstanbul, Mercedes Benz Fashion Week İstanbul kapsamında koleksiyonlarını tanıtan tasarımcıların bilinirliğini arttırmayı ve katma değeri yüksek ihracat sağlamayı hedeflemekte ve endüstriyel kazancı maksimuma çıkarmayı planlamaktadır (The Core İstanbul, 2015). Son olarak 12-17 Ekim 2015 tarihlerinde düzenlenen The Core İstanbul etkinliğinde hem tasarımcılar hem de firmalar kendi koleksiyonlarını sergileme imkanı bulmuşlardır. Aynı zamanda farklı ülkelerden alıcı ve satın alma grupları etkinliğe davet edilerek sipariş almalarına ortam sağlanmaktadır. The Core İstanbul etkinliğinin özellikle moda haftası ile aynı anda yürütülmek istenmesinin nedeni; satın alıcıların hem defileleri izleyip hem ayrılan alanlarda ürünleri görüp sipariş verebileceği ticari bir sinerji alanı yaratmak istenmesidir (İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, 2015). 36 Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD), Türkiye'de 2015 yılında sekizincisi gerçekleşen İstanbul Moda Konferansı'nı düzenlemektedir. 14-15 Ekim 2015 tarihleri arasında sonuncusu düzenlenen konferans bu yıl Dünya Moda Kongresi işbirliği ile birlikte İstanbul'da gerçekleşmiştir. Dünya hazır giyim sanayicilerinin İstanbul'da bulunmaları ve konferansın The Core İstanbul ile aynı zamanda düzenlenmiş olması İstanbul'un moda merkezi konumuna gelmesi için fırsat olarak görülmektedir. Etkinlik kapsamında tasarımcılar ve markalar deneyimlerini paylaşmakta ve ikili iş görüşmeleri düzenlenerek iş birliklerinin sağlanmasına ortam hazırlanmaktadır (Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği, 2015). Moda Tasarımcıları Derneği'nin öncülük ettiği bir diğer önemli organizasyon da Galata Moda Etkinliği'dir. İlki 2007 yılında Galata'da gerçekleşen etkinliği Beyoğlu Belediyesi ve MTD ortak bir çalışmayla gerçekleştirmişlerdir. Galatamoda Festivali'nde tasarımcılara ait stantlar bulunmakta ve tasarımcılar burada tasarımlarını satışa sunmaktadır. Bu etkinlik sayesinde tasarımcılar hem gelir elde ederken hem de markasını duyulabilir kılmakta, halk da modayla yakınlaşmaktadır. Bugüne kadar Beyoğlu, Akaretler, Maçka Küçükçiftlik gibi İstanbul'un çeşitli noktalarında düzenlenen etkinlik, İstanbul ile sınırlı kalmayıp Çeşme Alaçatı'da da düzenlenmiştir. 2009 yılında Amerika Vogue dergisi genel yayın yönetmeni Anna Wintour tarafından düzenlenen ve amacı krizin sektörde yarattığı etkiyi azaltmak olan 'Fashion Night Out(FNO)' etkinliği 2010 yılından itibaren İstanbul'da da gerçekleşmektedir. Birleşmiş Markalar Derneği, Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği ile Tescilli Markalar Derneği de bu etkinliğe destek vermektedir. Etkinlikte moda yaratanlar ve tüketenlerin buluşması amaçlanmıştır. Bir alışveriş partisi olan FNO'un düzenlendiği gün anlaşmalı alışveriş merkezleri gece 00:00'a kadar açık olmakta, sokak partileri düzenlenmekte, markalar kampanyalar düzenleyerek ürünlerini satışa sunmaktadır. Her yıl belirlenen tasarımcılar FNO için özel çanta, tişört, gömlek gibi tasarımlar yapmakta ve bu tasarımlar da mağazalarda satışa sunulmaktadır. Tasarımcılar anlaştıkları mağazalarda ya da kendi mağazalarında stil danışmanlığı, sezon trendleri gibi konularda konuşmalar yapmakta, FNO'ya özel promosyonlar düzenlemektedir. FNO etkinliğinin halkın tasarım algısını yükselttiği ve İstanbul'un marka değerine katkısı olduğu düşünülmektedir ("Fashion's Night Out", 2014). 37 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)'in ortaklaşa belirlediği bir hedef olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin 100.yılında ülkemizin ihracatının 500 milyar dolar olması düşünülmektedir. Bu hedef doğrultusunda kamu, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla bütünlük içerisinde çeşitli çalıştaylar düzenlenmiş, bilimsel veriler ortaya konulmuş ve hedef doğrultusunda çalışmalara başlanmıştır. Bu çalışmalar doğrultusunda tekstil ve moda tasarımı sektörü de incelenmiş ve bu sektörlerde de hedefler belirlenmiştir. Bu hedeflere ulaşılması için ilk yapılması gerekenlerden birinin markalaşma ve ar-ge çalışmalarına verilecek önem olması gerektiği vurgulanmıştır (Büyükekşi, 2013, s.2). Bu hedef doğrultusunda tekstil ve moda tasarımı sektörüne düşen pay 60 milyar dolar olarak belirlenmiştir. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB)'nin yaptığı analizler sonucunda bu hedefe ulaşmak için moda tasarımı sektörünün her geçen gün daha da önemli hale geldiği ortaya çıkmıştır. Türkiye'de moda tasarımı sektörünün özellikle İstanbul'un moda tasarımı alanında parlamasının gerektiği düşünülerek çeşitli projeler de düzenlenmektedir. Moda Tasarımcıları Derneği (MTD), Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Bakanlığı ve İstanbul Kalkınma Ajansı'nın katkıları ile 2013 yılında 'Turkish Fashion-ID' isimli bir proje başlatılmıştır. Projenin genel hedefi resmi internet sitelerinde "Yüksek katma değer üreten ve İstanbul’un özgünlüğünü geliştiren yaratıcı endüstrilere odaklanarak İstanbul Bölgesi’nin küresel rekabet gücünün arttırılmasının yanı sıra, sosyal kalkınma, kentsel mekan kalitesi, çevresel ve kültürel sürdürülebilirliğe de katkı sağlamaktır" olarak verilmiştir. Moda tasarımcılarının girişimlerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi için kurumsal yapılanmayı sağlamak, İstanbul'u bir moda merkezi konumuna getirerek uluslararası nitelikte moda tasarımcısı yetiştirmek ve moda tasarımcılarının fikri mülkiyet haklarının düzenlenmesine yönelik bir politika geliştirmek projenin temel amaçlarındandır. Proje kapsamında moda tasarımcıları için çeşitli eğitim ve workshoplar düzenlenmektedir. Bu eğitim ve workshoplar; iş planı oluşturma, pazar araştırması, tasarımcı markası oluşturma, marka yönetimi, finansal yönetim gibi markalaşma sürecinin öğelerini barındıran müfredatlara sahiptir (Turkish Fashion. I-D, 2015). Tasarımcının her açıdan kendini geliştirmesi ve bir tasarımcı markası oluşturabilmesi açısından bu eğitimler oldukça önemlidir. Düzenlenen bu projelerin bir diğeri de Fashion Incube Moda Girişimcilik Merkezi Projesi'dir. İstanbul Fashion Incube Türkiye'nin ilk girişimcilik merkezi olarak 2013 38 yılında faaliyete başlamıştır. Projeye İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) kurumsal destek sağlarken İstanbul Kalkınma Ajansı da mali destek sağlamıştır. Merkezde proje geliştirme, iş planı, pazarlama, satış, markalaşma ve sunum gibi moda tasarımın alanlarında danışmanlık hizmeti verilmektedir ("İstanbul Fashion İncube Yoluna Devam Ediyor", 2014, s. 54). Türkiye'nin moda tasarımı sektöründe tanınırlığını arttırmak amacıyla uluslararası fuar ve organizasyonlara katılımının da önemi oldukça yüksektir. 25-28 Ocak 2014 tarihleri arasında düzenlenen ve Dünya'nın en büyük hazır giyim fuarı olma özelliğini taşıyan 'Who's Next Paris' fuarına Türkiye'den 41 tasarımcı ve hazır giyim markası katılmıştır. İstanbul Fashion Incube çatısı altında bulunan tasarımcılar son koleksiyonlarını fuarda sergilemiştirler. Aynı zamanda dört Türk tasarımcısı fuarda Paris Capitale De La Creation ödülüne layık görülmüştür ve bu da Türkiye'de modanın gelişmekte olduğunun bir göstergesidir ("Who's Next'in Konuk Ülkesi Türkiye", 2014, s. 36). Türk deri markalarını iç ve dış pazarlarda tanıtmak, pazar ve ihracat potansiyelini artırmak, hazırlanacak projeleri hayata geçirmek amacıyla 2005 yılında Deri Tanıtım Grubu (DTG) kurulmuştur. DTG moda tasarımcılar ile birlikte çalışmaktadır. Hatta 2013 yılında "Eight Designers for Eight Brands" projesini Milano'da sergilemiştir. DTG tasarımcılar ile çalışmalarının nedenini "Tasarım ve moda, Türk deri ürünlerini markalaştırmakta, katma değerli ihracat yolunu açmaktaki en önemli dayanağımızdır" sözleri ile açıklamıştır. Tasarımcıların özgün tasarımlar üreterek ve medya değeri taşıdıkları için markalaşma yolunda katkılarının olacağı düşünülmektedir (İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri, 2015). Bütün kurum ve kuruluşlar incelendiğinde; bu kurum ve kuruluşların Türk moda tasarımı sektörünün gelişimi için yaptıkları çalışmalar görülmektedir. Bu çalışmalar sektörün bugün ki konumuna gelmesinde etkili olmuştur ve Türkiye'de moda tasarımı sektöründe gelişen ülkelerden biri haline gelmiştir. Bu şartlar altında tasarımın ve tasarımcının öneminin günden güne fark edildiği bir sektörel yapılanmadan söz edilebilir. Fakat yine de bu gelişmeler yetersiz kalmakta Türkiye'nin Dünya'da ki moda devleri olarak nitelendirilen ülkelerden biri haline gelmesi için, belirlenen hedefler doğrultusunda çalışmalar geliştirilmektedir. 39 2.3.4. Türk Moda Tasarımı Sektörünün Gelişimde Etkili Olan Mevzuat ve Yasalar Moda tasarımı sektörünün kendi içinde işleyişini bir düzene sokmak, global dünyayla etkileşimini en yüksek ve en doğru biçimde gerçekleştirebilmek, sektörü rekabet şartlarına karşı teşvik etmek için bir takım düzenlemelere gidilmesi, moda tasarımı sektörü gelişmekte olan her ülke gibi ülkemiz için de bir zorunluluk haline gelmiştir. Buna bağlı olarak gerek hukuki düzenlemeler gerekse yurtiçi ve yurtdışı piyasalar için teşvik etmek adına önemli adımlar atılmıştır. Türk Tasarım Danışma Konseyi'nin 23 Ekim 2009 tarihinde aldığı karar doğrultusunda, 28 Ocak 2010 tarihinde İstanbul'da tasarım stratejisini oluşturma çalışmalarına katkı sağlayacak kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin, akademisyenlerin, serbest tasarımcıların ve ilgili diğer paydaşların katılımıyla Tasarım Strateji Belgesi ve Eylem Planı Çalıştayı gerçekleştirilmiştir (Tasarım Strateji Belgesi ve Eylem Planı, 2014: madde 4). Çalıştay; katma değeri yüksek tasarımların ortaya çıkması, ülkemiz tasarımcılarının Dünya pazarında rekabete girebilmesi ve tasarım kimliği oluşturmak adına idari, yasal ve teknik düzenlemeleri getirmeyi amaçlamaktadır. Tasarım Strateji Belgesi ve Eylem Planı bu amaçlar doğrultusunda 2014 yılında yürürlüğe girmiştir. Tasarım Strateji ve Eylem Planı Türkiye'deki tasarım sektörünün mevcut durumunu her yönden ele alarak incelemekte, eğitim, mesleki örgütlenme, yarışmalar, yayınlar, destekler açıklanmaktadır. Bu bilgiler doğrultusunda ülkedeki tasarım alanının güçlü ve zayıf yönleri ortaya konulup bu yönlerine göre hedefler belirlenmiştir. Hedeflerin uygulanması durumunda ülkede tasarım konusunda ortak bir bilinç oluşması ve Dünya'da Türk tasarımlarının kayda değer bir noktaya gelmesi mümkün olabilecektir (Tasarım Strateji Belgesi ve Eylem Planı, 2014: madde 2). Hukuki düzenlemeler hususunda bahsedilmesi gereken en önemli konu marka patent kavramıdır. Bu kavrama değinmeden; öncelikle moda hukukunun iyi irdelenmesi gerekmektedir. Modanın ticarette önemli bir alan olduğunun anlaşılması üzerine Batı ülkeleri moda hukukunda da çeşitli ilerlemeler kaydetmişlerdir. Ülkemizde de son yıllarda bu alanda çeşitli çalışmalar yapılmakta ve konuya verilen önem hızla artmaktadır. Moda hukukunun kapsamı markanın tescil işlemleri, tasarımların hangi haklara sahip olduğu ve ne şartlarda korunduğu gibi konuları içermektedir. Ülkemizde tasarımların korunmasına dair çıkarılan 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkındaki 40 Kanun Hükmünde Kararname moda tasarımlarının da tescil işlemlerini düzenleyen mevzuattır. Ülkemizde marka tescil işlemleri Türk Patent Enstitüsü (TPE) tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu konuyu Özdoğan ve İzgi (2011) şöyle açıklamıştır: 554 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK)’ ye göre “yenilik” ve “ayırt edicilik” özelliği taşıyan tasarımlar, anılan mevzuat kapsamında koruma kazanacaktır. Türk Patent Enstitüsü, önüne gelen bir tasarımda, tasarımın yenilik ve ayırt edicilik taşıyıp taşımadığını kendiliğinden incelemez. Bu hususların incelenebilmesi için, gerçek tasarım sahibi olan kişinin, tasarımın yayını tarihinden itibaren 6 aylık süre içersinde, Türk Patent Enstitüsü nezdinde itiraz etmesi gerekir. Aksi halde, başvuru kesinleşerek, tasarım tescil edilir. Burada vurgulanması gereken bir diğer noktada, başvuru aşamasında, tasarım sahibine tanınmış olan ve başvuru tarihinden itibaren en çok 30 ay sonrasına tekabül edecek olan yayın erteleme talebi hakkıdır. Bu hak, başvuru konusu ürünü henüz piyasaya çıkmamış olan tasarım hakkı sahipleri için önem arz etmektedir. Moda sektörünün hızla değişime uğrayan bir sektör olması ve tasarımların kopyalanma tehlikesine son derece açık olması bakımından önemli bir püf noktasıdır. Bununla beraber, tasarımların tek tek değil de, koleksiyonunun tümünün, genel de çoklu tasarım olarak tescil edilmesi de sık rastlanan bir durumdur. Her ne kadar moda tasarımlarının 554 sayılı KHK ile tescil imkânı olsa da Özdoğan ve İzgi (2011)'nin de belirttiği bazı durumlardan dolayı tasarımcıların tescil ihtiyacına tam anlamıyla cevap verdiği söylenemez. Bu durumlar tescil süresi ve sürecinin moda tasarımıyla olan ilişkisidir. Moda tasarımları sezonluk olarak tasarlanan ve en fazla 6-7 ay gibi bir süreçte dikkat çekmesi gereken ürünlerdir. Oysa tescil süreçleri ve dolayısıyla tescil sürelerinin anılan zaman dilimlerini geçmesi sonucu tasarımın tescil edilmesinin bir önemi kalmamış olmaktadır. Bu konu hakkında Avrupa Birliği(AB) müktesebatına getirilen yenilikler moda tasarımı sürecinin kendine has özellikleri dikkate alınarak tescil süreleri hakkında moda tasarımı endüstrisi için esneklikler getirmiş ama ülkemizde bununla uyumlu yasal bir düzenlemeye gidilmemiştir. Ancak ülkemiz mevzuatındaki başka bir kanun olan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ile de moda tasarımlarını tescilleme imkânı bulunmaktadır. Bu süreçte FSEK' ye göre yalnızca estetik değeri olan moda tasarımları güzel sanat eseri olarak kabul görmüştür. Ancak her moda tasarımının eser olarak kabul edilmesi düşünülemez. Moda tasarımlarının tescil çeşitleri ve bu tescillerin koruma sürelerini karşılaştırıldığında bir moda tasarımı endüstriyel bir tasarım olarak tescil ettirildiğinde koruma süresi her beş yıl sonunda yenilemek koşuluyla yirmi beş yıldır. Oysa Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 41 moda tasarımının güzel sanat eseri olarak kabul edilip tescillendiği takdirde, koruma süresi eser sahibinin yaşamı boyunca ve ölümünden yetmiş yıl sonrasına kadardır. Ülkemizde tüm bu tescil süreçleri moda hukuku olarak adlandırılan bir hukuk disiplini şeklini almıştır. Ülkemizde moda hukuku moda tasarımlarının korunmasından ziyade moda tasarımcısı isim veya markalarının korunması olarak uygulanmaktadır. Çünkü taklit pazarı ülkemizde oldukça gelişmiştir. Bu durumda tasarımlardan çok tasarımcının isim ve markasını etkilemektedir. Tasarımcı ya da tekstil şirketleri taklitle mücadele de birçok hukuki yolu kullanmaktadır. Aksi takdirde taklit mallar sebebiyle kendi markaları her yönden ciddi kayıplar yaşamaktadır. Bu kayıplar tüm Dünya'da yaşanmasına rağmen moda hukukunun yeni yeni oluştuğu ülkemizde tekstil firmalarına ve tasarımcılara zararı daha fazla olmaktadır. Bu gelişmeler paralelinde ülkemizde moda hukuku alanında önemli adımlar da atılmaktadır. Bu adımların en önemlilerinden birisi ülkemizde kurulan Moda Hukuku Enstitüsü olarak görülmektedir. Şöyle ki moda hukuku enstitüsü tasarımcılara, tescil konusunda eğitimler vermekte onları rekabet şartlarına uygun bir şekilde hazırlamaktadır (Moda Hukuku Enstitüsü, 2015). Teşvik konusunda ise ülkemizde özel sektörün önemli adımları olsa da devlet tarafından atılan adımlar da oldukça kayda değerdir. Dünyadaki ilk ve tek devlet destekli markalaşma programı olan Turquality, markalara hem maddi hem manevi güçlü destekler vererek onları rekabetçi koşullarla mücadele edebilen ve pazardan ciddi paylar almayı hedefleyen markalar oluşturmayı hedeflemektedir. Turquality markalara sadece ihracat destekleri vermek yerine onları markalaşma hususunda da geliştirmek ana hedefindedir. Turquality'nin amacı Dünya'da bir "Türk Markaları" imajı oluşturmaktır. Turquality'nin misyonu kurumsal sitesinde şu şekilde verilmektedir; Dünyaya açılan Türk markalarının Türkiye'deki markalara öncülük etmesini sağlamak, Şirketlere kurumsal altyapı oluşturmada destek olmak, Marka ve markalaşmanın önemi hakkında yurtiçinde farkındalık yaratmak. Turquality’nin Hedefleri ise kurumsal sitesinde şu şekilde açıklanmıştır; Küresel bir marka olma potansiyeli bulunan firmalara bunu gerçekleştirebilmeleri adına finansman sağlamak, Küresel Türk markaları oluşması için stratejik plan, operasyon planı, organizasyon ve teknolojik planlama açıdan yardımcı olmak, 42 Turquality kapsamındaki firmaların yönetici kademelerine eğitim yardımı sağlamak, Yurtdışında Türk malı imajının olumlu bir şekilde algılanması için çeşitli tanıtım organizasyonları düzenlemek, Türk firmalarının marka kavramı hakkında farkındalık yaratmak, Türk firmalarının girecekleri pazar hakkında fikir sahibi olmaları açısından istihbarat sağlamak, Turquality kapsamındaki firmalar için olgunlaştırıcı ve hızlandırıcı rol oynamak (Turquality, 2015). Turquality projesinin mevzuat yapısı ise İhracata Yönelik Devlet Yardımları Kararı'na dayanılarak hazırlanan Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu'nun 11/05/2006 tarihli ve 2006/7 sayılı Kararına istinaden hazırlanan ve halihazırda yürürlükte olan Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması, Türk Malı İmajının Yerleştirilmesi ve Turquality'nin Desteklenmesi Hakkındaki Tebliğ oluşturmaktadır. Bu tebliğ ile birlikte uygulamada olan Turquality moda tasarımcılarına ciddi bir altyapıya ve geleceğe yönelik maddi destekler vermektedir. Turquality projesi ile uluslararası danışmanlık firmaları Türk markalarına hizmet desteği sunmaktadır. Ayrıca proje ile marka yöneticilerine de kaliteli ve profesyonellerce verilen eğitimler ile marka yöneticilerinin de etkin ve yetkin olması amaçlanmaktadır. Turquality projesine göre moda tasarımcılarına verilecek destekler ise şu şekildedir: 1. Desteklenen markaların tescil ve koruması için yapacakları harcamaların %50'si ve yıllık en fazla 50.000 ABD Doları, 2. Projelerindeki hedef pazar olarak seçtikleri ülkelerde destek kapsamına alınan markaların tanıtım, reklam, pazarlama ile ilgili harcamalarına %50 oranında ve yıllık en fazla 300.000 ABD Doları, 3. Projelerindeki hedef pazar olarak seçtikleri ülkelerde destek kapsamına alınan markaların açtıkları veya açacakları yurtdışı birimleri için kira, demirbaş, hizmet harcamaları ve kiralama işlemlerinin hukuki danışmanlık harcamalarının %50'si ve yıllık en fazla 300.000 ABD Doları. Bu birimlerin açılması için emlak danışmanlığı, belediye payları ile mağaza mimari, dekorasyon harcamalarının %50'si ve yıllık en fazla 200.000 ABD Doları, 43 4. Projelerindeki hedef pazar olarak seçtikleri ülkelerde, farklı markaları bünyesinde bulunduran büyük mağazalarda, kendilerine ait reyonları olan markaların kiraladıkları veya kiralayacakları reyon, satış alanları ile ilgili kira, komisyon, hizmet harcamalarının %50'si ve yıllık en fazla 200.000 ABD Doları, 5. Projelerindeki hedef pazar olarak seçtikleri ülkelerde destek kapsamına alınan markaların satış amaçlı açtıkları veya açacakları ya da büyük mağazalarda satış amaçlı kiralayacakları showroomların dekorasyon, kira, komisyon gibi harcamalarının %50'si ve 200.000 ABD Doları, 6. Ürünlerin Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK), Avrupa Akreditasyon Birliği (EA) üyesi veya bu Birliğin Karşılıklı Tanıma Anlaşması (MLA) kapsamında yapacağı her türlü akredite çalışmaları ve bu akredite çalışmaları kapsamında alacağı işaret belgeleri için yapacağı harcamaların %50'si oranında ve yıllık en fazla 50.000 ABD Doları, 7. Destek kapsamına alınan markanın yurtdışı bayilik (franchise) vermesi durumunda, yurtdışında açılacak yıllık en fazla on mağazaya ait dekorasyon giderlerinin, mağaza başına %50'si ve en fazla 50.000 ABD Doları 8. Destek kapsamına alınan markanın kalıp setleri, moda ve ambalaj tasarımı gibi konularda alacakları danışmanlık hizmetinin %50'si ve yıllık en fazla 100.000 ABD Doları destek olarak verilmektedir (Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması, Türk Malı İmajının Yerleştirilmesi ve Turquality'nin Desteklenmesi Hakkındaki Tebliğ, 2006: madde 10). Ülkemizde moda tasarımcılarının teşviki konusunda gerçekleştirilen bir diğer uygulama ise "Tasarım Desteği Tebliği"dir. Bu tebliğ, tasarımcılara dünya çapında gerçekleştireceği aktivitelerde ciddi miktarlarda maddi destekler sunmayı amaçlamaktadır. Projenin amacı tebliğde şu şekilde açıklanmaktadır: Türkiye'de tasarım kültürünün oluşturulması ve yaygınlaştırılmasını teminen tasarımcı şirketleri, tasarım ofisleri ile birlikler, tasarım dernekleri-birliklerinin gerçekleştireceği tanıtım, reklam, pazarlama, istihdam, danışmanlık harcamaları ile yurt dışında açacakları birimlere ilişkin giderlerinin Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu'ndan karşılanmasıdır (Tasarım Desteği Hakkında Tebliğ, 2008 : madde 1). Amaçtan da anlaşılacağı üzere sadece tasarımcılar değil aynı zamanda hem tasarımcı ofislerine hem de tasarımcı birliklerine çeşitli olanaklar sunması sektör için olumlu bir gelişmedir. 44 Sonuç olarak; şu an yürürlükte moda tasarımcıları için çeşitli mevzuatlar ve yasalar bulunmaktadır. Ancak uygulamada yaşanılan eksikliklerden dolayı ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamamaktadır. Markalaşma konusunda atılacak adımlar konusunda gerçekleştirilen Çalıştay sonucunda varılan mutabakat üzerine yazılan Tasarım Strateji Belgesi ve Eylem Planı; markalaşma konusunda farkındalık yaratmak ve bir tasarım kimliği yaratmak için tasarım sektörünü her yönden ele almış, sektörün güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koyup bir hedef belirlemiştir. Markanın korunması konusu hakkında; tescil işlemlerinin süresinin uzun olması sezonluk ürün ortaya çıkaran tasarımcıların aleyhine bir durumdur. Çünkü sezonluk tescillenemeyen ürün, fason üretime elverişli duruma gelmektedir. Markanın teşviki konusunda ise; markalarını yurtdışında da sunmak isteyen moda tasarımcıları için devlet Turquality ve Tasarım Desteği Tebliği ile maddi ve profesyonel anlamda destek vermektedir. 2.4. İlgili Araştırmalar Bu bölümde çalışmanın kavramsal çerçevesi oluşturulurken yararlanılan tez, makale, kitap ve araştırma raporlarına yer verilmiştir. Arslan (2008), "Küresel Rekabet Baskısı Altında Tekstil ve Hazır Giyim Sektörünün Dönüşüm Stratejileri ve Yeni Yol Haritası" isimli sektörel araştırma raporunda öncelikle Dünya sonra da Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörünün genel durumu incelenmiştir. Bu genel durum doğrultusunda Türkiye'de rekabet ortamı ve sektörün genel sorunları üzerinde durulmuştur. Bu bilgiler ve sorunlar temelinde küreselleşme sürecinde Türkiye'de sektörel dönüşüm açıklanmış ve bu dönüşüm için çeşitli stratejiler geliştirilmiştir. Arslan (2009), "Moda Tasarımı" adlı Müsiad araştırma raporunda moda tasarımı tüm yönleriyle ele alınmakta ve markalaşma konusu sektör için olmazsa olmaz bir şart olarak görülmektedir. Tasarımın markalaşmak için gerekli olduğu, iyi bir tasarımın marka yaratacağı savunulmaktadır. Dünyada bazı ülkelerin tarihin eski zamanlarından beri tasarım kültürüyle iç içe iken, bazı ülkelerin tasarım kültürünün yeterince gelişmemiş olduğu üzerinde durulmuş ve Türkiye'nin gelişmemiş tasarım kültürüne sahip olduğundan bahsedilmiştir. Raporun amacı da tasarım bilinci ve kültürüne dikkat çekmek olarak belirtilmiştir. 45 Baydu (2007), "Hazır Giyim Sektöründe Marka Oluşturma Aşamasında Eğitimin Rolü" isimli yüksek lisans tezinde Türk hazır giyim sektörünün fason üretim yapan bir sektör olmaktan kurtulması gerektiğini vurgulanmış, sektörde marka ihraç edebilecek potansiyele vurgu yapılmıştır. Fakat bu marka oluşturma aşamasının yalnızca iyi bir eğitim ile mümkün olabileceği, aksi takdirde firmaların zaman ve para kaybı yaşacağı açıklanmıştır. Araştırma marka oluşturma sürecinde eğitimin etkilerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Araştırmadan elde edilen sonuca göre; işletmelerin büyük çoğunluğu yirmi yıldan fazladır kendi markasını kullanmakta ve yine işletmelerin çoğunluğu tek bir marka kullanmayı tercih etmektedir. İşletmelerin markalaşma sorumluları çoğunlukla lisans düzeyi eğitim almışlardır. İşletmelerin büyük bir kısmı marka değerini korumak adına reklam verme, ürün çeşitlendirme, mağaza açma ve defile yapma gibi tanıtım faaliyetlerine başvurmaktadırlar. Markalaşma sürecinin aşamalarının hedef kitle seçimi, özgün tasarımlar oluşturma, marka kimliği oluşturma, kaliteli üretim, marka adını belirleme şeklinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Dinç (2011), "Türk Hazır Giyim Sanayinde Markalaşma İçin Bir Model" isimli doktora tezinde Türkiye'de 1980'li yıllardan beri ihracatta önemli pay tutan hazır giyim sektörünün, dünyada artan rekabet ve ucuz iş gücü sağlayan dünya ülkeleri nedeniyle yerinin sarsılmasına dayanarak hazır giyim sanayisinde gerekli hale gelen strateji değişikliklerine değinilmiştir. Bu değişikliklere paralel olarak Türk hazır giyim sektörünün markalaşması için bir model önerisi sunulmuştur. Araştırmanın sonucuna göre oluşturulan model önerisi şu şekildedir; markanın mevcut durum analizi yapılır, şirket yönetimi markalaşmayı stratejik olarak değerlendirir, markalaşma için gerekli organizasyonel yapı kurulur, marka planlaması yapılır, markanın kurum içi iletişimi yapılır, pazarlama planı oluşturulur, marka değeri ölçülür, marka yönetimi gerçekleştirilir. Eraslan, Bakan & Kuyucu (2008), "Türk Tekstil ve Hazır Giyim Sektörünün Uluslararası Rekabetçilik Düzeyi" isimli makalede Türk tekstil ve hazır giyim sanayisinin içinde bulunduğu genel durum analiz edilerek, rekabet gücünün etkenlerini belirlenmiş ve rekabet gücünü yükseltmek için stratejiler önerilmiştir. Araştırmanın elde ettiği sonuca göre; sanayinin küresel anlamda sürdürülebilir bir rekabet gücüne sahip olması için maliyet, kalite ve çeşitliliği en etkin şekilde birleştirmesi ve AB pazarında sahip olduğu payı sürekli kılarken yeni pazarlarda niş ürünler ile yükselen bir büyüme eğilimi elde etmesi hedeflenmelidir. 46 Erdoğan (2011), "Bir Moda Tasarımcısının Koleksiyon Hazırlama Süreci ve Simay Bülbül Örneği" isimli yüksek lisans tez çalışmasında moda tasarımcılarının koleksiyon hazırlarken bağlı kalması gereken belli aşamalardan bahsedilmiştir. Bu aşamaların nasıl meydana geldiği ve tasarımcının koleksiyon hazırlama sürecini nasıl etkilediği üzerinde durulmuştur. Moda kavramı, tasarımların sunumu konuları açıklanmış, moda tasarımcısı Simay Bülbül'ün koleksiyon hazırlama ve sergileme süreci incelenmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlardan biri Simay Bülbül'ün tasarımlarını takip eden kitlenin belli bir moda bilincine sahip, kaliteyi ön planda tutan, sade ve minimal bir tarzı benimsemiş olduğudur. Diğer bir sonuç ise; tasarımcının her aşamada bilgisinin olması ve çalışanlarıyla doğru iletişim kurmasının çalışma sistemini kolaylaştırdığıdır. Son olarak tasarımcının tasarımlarını yansıtacak yeni arayışlar içine girmesinin moda sektöründeki özgünlüğe katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Ergül (2005), "Hazır Giyim İşletmelerinde Markalaşma Süreci ve Bu Süreçte Görev Alacak Personelin Eğitimi İçin Program Model Önerisi" isimli yüksek lisans tez çalışmasında markalaşma ile ilgili genel bilgiler, markalaşma süreci aşamaları ve bu aşamalarda kullanılan işlemler açıklanmış ve markalaşma ile ilgili bir ders program model önerisi sunulmuştur. Bu model önerisinde dersin genel hedefleri; bilişsel, psiko motor ve duyuşsal hedef ve davranışları belirlemek olarak açıklanmıştır. Gül (2011), "Küreselleşmenin Tekstil ve Moda Endüstrisine Etkileri" isimli yüksek lisans tez çalışmasında küreselleşmenin birçok sektörü etkilediği gibi tekstil sektörünü de etkisi altına aldığına dikkat çekilmiştir. Küreselleşme kavramı, tarihsel gelişim aşamaları açıklanmış, küreselleşmenin tekstil sektörüne etkileri ve tüketici satın alma alışkanlıklarına etkisi üzerinde durulmuştur. Küreselleşme ile tekstil sektöründe kullanılmaya başlanan yeni teknikler ve Türkiye'nin tekstil sektörünü bu şartlar altında ayakta tutmak adına yaptığı çalışmalar açıklanmıştır. Işık (2007), "Hazır Giyim Ürünlerinde Marka İmajı Yaratmanın Önemi ve İşletmeler Açısından İncelenmesi" isimli yüksek lisans tez çalışmasında Türkiye'de fason üretim yapan hazır giyim firmalarının markalaşma konusunda geri kalmış olduğu ortaya konarak, markalaşmanın gerekliliğine dikkat çekilmiştir. Bu bağlamda Türk hazır giyim sektörünün mevcut durumu, sektörün sorunları, Türk hazır giyim sektöründe marka ve Turquality konuları açıklanmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda; Türk hazır giyim sektöründe markalaşma yeterli düzeyde olmadığı, etkili olması için iyi tanıtım yapılması ve 47 devlet desteği gerektiği sonuçlarına ulaşılmaktadır. Dış pazarlara açılma konusunda finansman yetersizliği, bilgi eksikliği, rekabet güçlüğü sorunlarının olduğu görülmektedir. Türk markası imajını iyileştirmek için işletmelerin imaj çalışmalarına yönelmeleri önerilmiştir. Karakoç (2009), "2001 Sonrası Türk Hazır Giyim Sanayisinde Marka-İhracat İlişkisi ve Turquality" adlı yüksek lisans tez çalışmasında tekstil ve hazır giyim sektörü içinde yer alan firmaların küresel pazardaki durumları incelenmiş, pazarlama ve marka olmanın kaçınılmazlığı üzerinde durulmuştur. Dünya'nın ilk devlet destekli markalaşma programı Turquality'nin sektörde yeri ve önemi vurgulanmıştır. Araştırmanın sonucuna göre; sektördeki mevcut sıkıntılar ve yetersizliklerin çözümlenebilmesi için geliştirilen Turquality projesi; tekstil ve hazır giyim sektöründe markalaşma süreci ve pazarlama faaliyetlerini iyileştirerek, sektörün itici gücü olmuştur. Koçyiğit (2008), "Türk Hazır Giyim Sektöründe Kotaların Kalkmasıyla Görülen Markalaşma Durumu" isimli yüksek lisans tezinde ülkenin hazır giyim sektöründeki durumunun kotaların kalkması ile birlikte düşüşe geçtiği, potansiyeli olduğu halde geri kaldığı vurgulanmıştır. Sektörün tekrar yükselişe geçmesinin öncelikle markalaşma ile mümkün olduğu düşünülürken yalnızca markalaşmanın da yeterli olmadığı ucuz hammadde, ülkenin siyasi duruşu ve imajı, ürün imajı gibi faktörlerin de sağlanması gerektiği açıklanmıştır. Araştırmaya göre; diğer Asya ülkeleri Türkiye'den daha ucuza hammadde ve işçilik sağladıkları için rekabette avantajlı durumda oldukları, Türkiye'de sektörün kotaların kalkması ile oluşabilecek olumsuz koşullara karşı daha önceden bilinçlendirilmedikleri ve Türkiye'nin marka fason pazarına sahip olmadığı sonuçlarına ulaşılabilmektedir. Som (2010), "İstanbul'da Moda Tasarımı" adlı sektörel araştırma raporunda; Türkiye'de moda tasarımı sektörünün tarihsel gelişiminden başlayarak, Türkiye'de özellikle de İstanbul'da moda tasarımı sektörünün genel durumu, mekansal dağılımı, sektörün gelişimini etkileyen kurum ve kuruluşları işlemiştir. Araştırmanın son kısmında görülen sorunlar ve potansiyeller bağlamında moda tasarımı sektörünün gelişimi için önerilerde bulunmuştur. Bu öneriler öncelikle geleneksel moda pazarları ile rekabet edebilmek için kamu ve özel sektör yatırımlarının arttırılması, sektörün kalkınması için küçük ve orta ölçekli işletmelere kredi vb. finansal desteklerin sağlanması şeklindedir. Ayrıca markalaşmaya çalışan tasarımcılara vergi indirimi gibi finansal teşviklerin sağlanması, tasarlanan ürünün 48 korunması için yasaların yaptırım gücünün arttırılması, eğitim programlarında düzenleme getirilmesi de araştırmada verilen diğer önerilerdir. Sevil (2006), "Moda Sektöründe Küresel Marka Yaratılması: Markalaşma Çalışmaları Üzerine Bir Uygulama" isimli yüksek lisans tez çalışmasında; küreselleşme ile birlikte markalaşmanın kaçınılmaz hale geldiğine değinilmiştir. Küresel markaların stratejilerine, Türk hazır giyim ve moda sektörünün konumlanmasına ve kaynak ülkesi Türkiye olan küresel moda markaları çıkarmaya yönelik yapılan çalışmalara yer verilmiştir. Araştırmanın sonucunda sektörün yeniden yapılanması, kaynak ülke imajının gelişmesi, ürün ve dağıtım stratejileri geliştirilmesi, küresel değişim ve pazarlama trendlerine hakim olunması, marka odaklı bakış açısı geliştirilmesi, tutundurma ve iletişim, eğitim ve insana yatırım, sektörel işbirlikleri, teknoloji kullanımı ve devlet destekleri başlıkları altında öneriler verilmiştir. Yeşiltaş (2008), “Moda Sektöründe Marka Kimliği, Tüketici Algısı ve Mavi Jeans Örneği” isimli yüksek lisans tez çalışmasında marka kimliği, marka kavramı ve tüketici algısı hakkında detaylı bilgiler vermiş, marka kimliğinin tüketici gözünden incelenmesi amaçlanmıştır. Moda sektörü ve moda sektöründe bir marka olarak ele aldığı "mavi jeans örneği" ni araştırmış ve analiz etmiştir. Bu analizden elde edilen sonuçlara göre bazı öneriler geliştirilmiştir. Bu öneriler; markaya ait ürün ve bunların tasarımı, görsel öğeler, reklamlar gibi her unsurla marka kişilik özelliklerinin bütünleştirilmesi, genç bir tüketici kitlesine sahip olan markanın müşterilerine yönelik özel uygulamalar ile eğlenceli bir deneyim sunması ve bu sayede marka ile tüketici arasındaki duygusal bağın güçlenmesine yardımcı olması şeklindedir. İlgili araştırmalar incelendiğinde; Türkiye'de gerek hazır giyim sektöründe gerekse moda tasarımı sektöründe istenilen düzeye gelinmesi ve kalkınma sağlanması için markalaşmanın öneminin çeşitli tezler, makaleler ve araştırmalar ile desteklendiği görülmektedir. Genel olarak Türk hazır giyim sektörünün küreselleşme ile birlikte olumsuz yönde etkilendiği üzerinde durulmuştur. Bu olumsuz etkinin tasarım ve markalaşmaya ağırlık verilerek atlatılacağına vurgu yapılmıştır. Çeşitli araştırmalar ile bu olumsuzluğun giderilmesi için eğitim modelleri geliştirilmiş, markalaşma süreci ve süreci doğru yönetmek için öneriler verilmiştir. İlgili araştırmalardan elde edilen sonuçlar ve öneriler; bu araştırmanın kavramsal çerçevesi oluştururken dikkate alınmıştır. Türk hazır giyim sektörünün markalaşma ve tasarım ile kalkınacağı ortak görüşü moda tasarımı sektöründe 49 markalaşmanın temelini oluşturmuştur. Bu düşünce ile yola çıkarak, bu araştırmada; Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde karşılaştıkları problemlerin belirlenmesine çalışılmıştır. 50 BÖLÜM III 3. YÖNTEM Bu bölümde araştırmanın modeli, araştırmanın evreni ve örneklemi açıklanmış; verilerin toplanma aşamaları ve toplanan verilerin analizine yer verilmiştir. 3.1. Araştırmanın Modeli Araştırmada, Türk moda tasarımcılarının markalaşma problemlerinin belirlenmesi ve çözüm önerileri getirebilmek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultunda araştırmada betimsel (survey) yöntem kullanılmıştır. Betimsel yöntem; olayların, objelerin, varlıkların, kurumların, grupların ve çeşitli alanların "ne" olduğunu betimlemeye çalışır. Betimleme araştırmaları, mevcut olayların daha önceki olay ve koşullarla ilişkilerini de dikkate alarak durumlar arasındaki etkileşimi açıklamayı hedefler (Kaptan, 1998, s. 59). Araştırmanın materyalini hazır giyim, moda sektörü ve markalaşma ile ilgili kaynaklar oluşturmuştur. Araştırmada veriler çoklu likert anket yoluyla toplanmıştır. Bu çerçevede örneklem grubuna, araştırmanın amacına uygun şekilde hazırlanmış olan anket araştırmacı tarafından uygulanmıştır. Anket sonuçlarına göre araştırmadan elde edilen sonuçlar tablolaştırılarak yorumlanmış ve öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır. 3.2. Evren ve Örneklem Araştırmanın evrenini; belirli bir yaş aralığı olmayan ve Türk Moda Tasarımcıları Derneği üyesi olan 130 moda tasarımcısı oluşturmuştur. Moda Tasarımcıları Derneği'nden elde edilen bilgiler doğrultusunda kayıtlı üye sayısı günden güne farklılık göstermekte olduğundan bu rakam çalışmanın yapıldığı esnada mevcut üye sayısını göstermektedir. 51 Araştırmanın örneklem grubuna ulaşmak için Moda Tasarımcıları Derneği ile görüşülmüş, üye sayısı ve portföyü incelenmiştir. Basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile belirli bir yaş aralığı olmayan, Moda Tasarımcıları Derneği üyesi olan moda tasarımcılarından bir örneklem grubu oluşturmuştur. Basit tesadüfi örneklemede evreni oluşturan her elemanın örneğe girme şansı eşittir. Dolayısıyla hesaplamalarda da her elemana verilecek ağırlık aynıdır (Arıkan, 2004, s.141). Örneklem grubunu oluştururken evrendeki birey sayısı (N) biliniyorken uygulanan; n N .t 2 . p.q formülünden yararlanılmıştır d 2 .( N 1) t 2 . p.q ("Örneklem Büyüklüğünün Hesaplanması", 2015). N : 130 t : 0.05 hata payına t tablosunda karşılık gelen değer : 1,96 d : Tolerans düzeyi : 0,1 p: İncelenen olayın görülüş sıklığı (gerçekleşme olasılığı) : 0,5 q: İncelenen olayın görülmeyiş sıklığı (gerçekleşmeme olasılığı) : 0,5 değerleri alındığında; 130.(1,96) 2 .(0,5).(0,5) N .t 2 . p.q n 2 = = 55,479 ≈ 56 değeri elde d .( N 1) t 2 . p.q (0,1) 2 .(130 1) (1,96) 2 .(0,5).(0,5) edilmiştir. Anketlerin cevaplanmama ve geçersiz olma ihtimalleri göz önüne alınarak 60 anket uygulanmıştır. 3.3. Verilerin Toplanması Araştırma kapsamında öncelikle konu ile ilgili literatür taraması yapılmıştır. Literatür taraması yapılırken konu ile ilgili makaleler, tezler, güncel dergiler ve günlük gazetelerden yararlanılmıştır. Anket formu hazırlanırken Türk moda tasarımcılarının genel özelliklerini, resmiyette markalaşma sürecinin nasıl gerçekleştiğini, 52 markalaşma sürecinde karşılaşılan problemlerini ve bu problemlerin çözüm önerilerini belirleyebilmek için alt problemler dikkate alınmıştır. Anket, araştırma için incelenen kaynaklar doğrultusunda problem ve alt problemlere yanıt olacak nitelikte hazırlanmıştır. Hazırlanan anket; kapsam geçerliliğini ve soruların açık, net, anlaşılabilir olduğunu kontrol etmek için hazır giyim firması için tasarım yapan iki moda tasarımcısı, kendi moda markasını kurmuş bir moda tasarımcısı ve iki akademisyen olmak üzere beş kişilik uzman grubuna sunulmuştur. Uzmanların görüş ve önerileri doğrultusunda anket formu tekrar düzenlenmiş ve örneklem grubuna uygulanmıştır. Anket iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm örneklem grubunun demografik (kişisel) bilgilerini saptamaya yönelik sorulardan oluşmaktadır. İkinci bölüm Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde yaşadıkları problemleri belirlemek amacıyla beşli likert ölçeğine göre düzenlenen sorulardan oluşmaktadır. Likert tipi formda bulunan; "Kesinlikle katılıyorum" seçeneğine beş (5), "katılıyorum" seçeneğine dört (4), "kısmen katılıyorum" seçeneğine üç (3), "katılmıyorum" seçeneğine iki (2), "kesinlikle katılmıyorum" seçeneğine bir (1) sayısal değerleri verilmiştir. Bu seçeneklere verilen puanlar ise; Kesinlikle katılıyorum 4,51 - 5 Katılıyorum 3,51 - 4,50 Kısmen katılıyorum 2,51 - 3,50 Katılmıyorum 1,51 - 2,50 Kesinlikle katılmıyorum 1,00 - 1,50 aralığında düşünülmüştür. Bulgularda yer alan tablolar bu puanlama doğrultusunda açıklanmıştır. 3.4. Verilerin Analizi Basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile Moda Tasarımcıları Derneği'ne üye belirli bir yaş aralığı gözetmeksizin seçilen moda tasarımcılarına uygulanan anketin değerlendirilmesi yapılırken; örneklem grubunun ankete verdiği cevaplardan elde edilen veriler, IBM Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) versiyon 22.0 paket programı kullanılarak bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Anket formunun demografik bilgiler içeren birinci bölümüne verilen yanıtların analizi yapılırken frekans ve yüzde dağılımları, likert 53 tipi soruları içeren ikinci bölümüne verilen yanıtların analizi yapılırken de frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanmıştır. 54 BÖLÜM IV 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Bu bölümde, araştırmanın veri toplama aracı olarak uygulanan anketteki sorulara Moda Tasarımcıları Derneği'ne üye olan moda tasarımcılarının verdiği cevaplardan elde edilen bulgular tablolar halinde gösterilmiş ve tartışılmıştır. 4.1. Kişisel (Demografik) Bilgilerin Analizi Alt Problem 1: Türk moda tasarımcılarının kişisel özellikleri nelerdir? Bu bölümde Türk moda tasarımcılarının kişisel özelliklerini belirlemek amacıyla örneklem grubuna yöneltilen sorulardan elde bulgular yer almaktadır. Bulgular tablolar haline sunulmuş ve yorumlanmıştır. Tablo 1'de araştırmanın örneklemini oluşturan moda tasarımcılarının moda tasarımı eğitimi alıp almadıkları görülmektedir. Tablo1. Örneklem Grubunun Moda Tasarımı Eğitimi Alma Durumları (n=60) Eğitim Alma Durumu Sayı % Moda tasarımı eğitimi almış olan tasarımcılar 41 68,33 Moda tasarımı eğitimi almamış olan tasarımcılar 19 31,66 60 100 Toplam 55 Tablo 1'e göre, araştırmaya katılan moda tasarımcılarından %68,33'lük kısmının moda tasarımı eğitimi almış olduğu, %31,66'lık kısmının ise moda tasarımı eğitimi almamış olduğu belirlenmiştir. Moda tasarımı sektörü günden güne değer kazanmaktadır. Sektörün değerini kavrayan ülkeler ve bu ülkelerde tasarımcılara verilen önem Dünya'da moda tasarımı sektörünü fark edilir kılmaktadır. Bu sayede moda tasarımı sektörü yeni gelişmekte olan ülkelerde de meslek olarak moda tasarımcılığı popülerleşmektedir. Bu bağlamda; moda tasarımı eğitimi veren okullar ve kursların günden güne artmasının sebebinin, moda tasarımcısı olmak isteyen kişilerin öncelikle eğitim almaya yönelmelerinin bir sonucu olduğu düşünülmektedir. Tablo 2'de örneklem grubunun moda tasarımcısı olarak çalıştıkları süreye dair bulgular yer almaktadır. Tablo2. Örneklem Grubunun Moda Tasarımcısı Olarak Çalıştıkları Süre (n=60) Yıl Aralıkları Sayı % 1-5 yıl arası 25 41,66 6-10 yıl arası 14 23,33 11-15 yıl arası 9 15 15-20 yıl arası 8 13,33 20 yıl ve üzeri 4 6,66 Toplam 60 100 Tablodan anlaşılacağı üzere araştırmaya katılan moda tasarımcılarından %41,66'lık kısmının 1-5 yıl arası, %23,33'lük kısmının 6-10 yıl arası, %15'lik kısmının 11-15 yıl arası, 56 %13,33'lük kısmının 15-20 yıl arası ve %6,66'lık kısmının ise 20 yıl ve üzeri süredir moda tasarımcılığı yapmakta olduğu belirlenmiştir. Bu bilgilere göre moda tasarımcılarının çoğunluğu 1-5 yıl arasında moda tasarımcılığı yapmışlardır. Türkiye moda tasarımı sektörü gelişmekte olan ülkelerdendir. Bu potansiyelin fark edilmesi ile birlikte moda tasarımcısı olmak isteyenlerin sayısında da bir artış söz konusu olmaktadır. Sonuç olarak; moda tasarımı sektörünün yükselişte olması ve ilgi çekmesi ile moda tasarımı eğitimi veren kurumların sayısında da çoğalma görülmektedir. Türk moda tasarımcılarının meslek yılı söz konusu olduğunda daha yakın zamandır moda tasarımcılığı yapmakta olan tasarımcıların çokluğundan dolayı meslek yılı ortalamasının düşük olduğu söylenebilir. Tablo 3'de araştırmanın örneklemini oluşturan moda tasarımcılarının bireysel moda markasına sahip olma veya olmama durumları görülmektedir. Tablo3. Örneklem Grubunun Bireysel Moda Markası Olma Durumları (n=60) Bireysel Moda Markası Olma Durumu Sayı % Bireysel moda markası var 31 51,66 Bireysel moda markası yok 29 48,33 60 100 Toplam Bu tabloya göre tasarımcıların %51,66'lık kısmının bireysel moda markası bulunurken, %48,33'lük kısmının bireysel moda markası bulunmamaktadır. Bireysel moda markası bulunan ve bulunmayan tasarımcıların oranları birbirine oldukça yakınlık göstermektedir. Bu yakın oranın nedeni; markalaşmanın öneminin henüz tam anlamıyla kavranmaması ve piyasa koşullarının markalaşmaya yeterince olanak tanımaması olarak yorumlanabilir. Bireysel moda markasını kurmak tasarımcılar için oldukça maliyetli bir süreçtir. Markalaşmak isteyen tasarımcılar yeterli destek ve kaynağı bulamayabilirler. Sektöre yeni atılan bir tasarımcının bu maliyeti karşılayabilmesi her 57 zaman mümkün olmayabilir. Ayrıca kendi markasını oluşturmadan önce farklı markalar ya da tasarımcılar ile çalışarak eksikliklerini gidermek ve sektörü tanımak adına da tasarımcılar kendi markalarını kurmamış olabilirler. Araştırmanın örneklemini oluşturan moda tasarımcılarının belirli bir dönemde herhangi bir moda markasına ya da hazır giyim markasına koleksiyon hazırlamış olma durumları Tablo 4'de görülmektedir. Tablo4. Örneklem Grubunun Bir Markaya Koleksiyon Hazırlama Durumları (n=60) Koleksiyon Hazırlama Durumu Sayı % Koleksiyon hazırlamış olan 44 73,33 Koleksiyon hazırlamamış olan 16 26,66 60 100 Toplam Tabloya göre; tasarımcıların %73,33'lük kısmı belirli bir dönemde herhangi bir moda markasına ya da hazır giyim markasına koleksiyon hazırlamış iken, %26,66'lık kısmı ise belirli bir dönemde herhangi bir moda markasına ya da hazır giyim markasına koleksiyon hazırlamamıştır. Bu bilgilere göre; moda tasarımcılarının genellikle bir hazır giyim firması ya da bir moda tasarımcı markasında sektöre atıldıkları ortaya çıkmaktadır. Bunun nedeni olarak, tasarımcıların bireysel moda markasını oluşturacak maddi kaynağa sahip olmamaları düşünülebilir. Bir başka neden olarak da eğitimdeki aksaklıklar görülebilir. Aldıkları moda tasarımı eğitimini yetersiz bulan tasarımcılar, sektöre bir hazır giyim ya da moda markası çatısı altında atılarak eksikliklerini giderebilir ve sektörü daha iyi tanıyacağını düşünebilir. Eğitim alanındaki düzenlemeler ile birlikte bu düşüncenin ortadan kalkacağı düşünülebilir. Bunun yanı sıra markalaşan tasarımcılar da bir hazır giyim ya da moda markası ile marka işbirliği kurabilirler. Bu sayede hem iki yönlü marka değerini kullanabilecek hem de maliyeti düşürebileceklerdir. 58 4.2. Türk Moda Tasarımcılarının Markalaşma Sürecinde Yaşadıkları Problemlerin Belirlenmesine İlişkin Soruların Analizi Alt Problem 2: Türk moda tasarımcılarının genel özellikleri ile ilgili bulgular nelerdir? Araştırmanın ikinci alt problemi Moda Tasarımcıları Derneği'ne bağlı moda tasarımcılarının genel özelliklerini belirlemek amacıyla moda tasarımcılarına sorulan sorulardan elde bulgular bu bölümde yer almaktadır ve bulgular Tablo 5'de sunularak yorumlanmıştır. Tablo5. Türk Moda Tasarımcılarının Eğitim Durumları (n=60) Tasarımcıların Eğitim Durumları x SS Türkiye'de moda tasarımı eğitimi veren eğitimciler yeterli donanıma sahiptir. 2,51 0,85 Türkiye'de moda tasarımı eğitimi yeterli düzeydedir. 2,43 0,85 Türkiye'de moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitimi yeterli düzeydedir. 1,98 0,85 Türkiye'de Moda Tasarımcıları Derneği'nin kurulması mesleki anlamda örgütlenmeye yeterince imkan sağlamıştır. 3,78 0,86 Türkiye'de meslek birlikleri (İHKİB, İTKİB vb.) moda tasarımcılarına yeterli desteği ve temsili sunmaktadır. 3,33 0,96 "Türkiye'de moda tasarımı eğitimi veren eğitimciler yeterli donanıma sahiptir." ifadesine verilen yanıtların ortalama değeri ( x =2,51) kısmen katılıyorum olarak belirlenmiştir. Ankete katılan moda tasarımcılarının, moda tasarımı eğitimi veren eğitimcilerin yeterli donanıma tam olarak sahip olmadıklarını düşünmesi, eğitimcilerin sektöre yönelik öğrenci yetiştirmemesinden ve tasarımcıların sektörde zorlanmasından kaynaklı olduğunu düşündürmektedir. Eğitimcilerin sektördeki değişimleri yakından takip eden öngörülü kişiler olması önemlidir. Geleneksel moda pazarlarından örnek verilirse; moda tasarımı eğitimi moda tasarımı sektörünün ilk ve temel basamağı olarak görülmektedir. Bu nedenle moda tasarımı eğitimine oldukça önem verilmektedir. Örneğin, gelecekte önemli bir süper 59 güç olacağı öngörülen Çin; moda eğitiminde ilerlemek amacıyla Avrupa ülkelerinden akademisyenleri daha yüksek ücretlerle kendi ülkelerine çekmeye çalışmaktadırlar (Oxford Economics'ten aktaran Som, s.37). "Türkiye'de moda tasarımı eğitimi yeterli düzeydedir." cümlesinin ortalama değeri ( x =2,43) katılmıyorum olarak belirlenmiştir. Ankete katılan moda tasarımcılarının Türkiye'de moda tasarımı eğitimini yetersiz düzeyde görmesi, eğitimcileri de yetersiz görmeleri ile bağlantılı kabul edilebilir. Sonuçtan moda tasarımı eğitimi sektöre yönelik tasarımcı ve kalifiye eleman yetiştirmeye yönelik değildir yorumu çıkarılabilir. Örneğin "Giyim Teknikleri ve Üretimi" dersi alan öğrencilerde belli miktarda öğrenmenin gerçekleştiği, programın etkililiğine kanıt sayılabilecek yeterli öğrenmenin olmadığı görülmüştür (Kuru, 1987, 54). Ayrıca ülkemizde moda tasarımı eğitimi veren bölümler yalnızca tasarımcı yetiştirmek amacı gütmeyip gerekirse moda pazarlama, moda hukuku, görsel düzenleme, moda ve stil danışmanlığı, moda fotoğrafçılığı, moda yönetimi, moda ekonomisi, moda sosyolojisi gibi bölümlere ayrılarak sektörün ihtiyacı profesyonellerce giderilebilir. Yurtdışında moda tasarımı eğitimi veren önemli okullar bu gibi alanlarda öğrenci yetiştirerek sektörün ihtiyacını karşılamakta ve sektörü canlı, sürdürülebilir bir pazar haline getirmektedir. Ayrıca bu okullara başka ülkelerden de öğrenci akışı gerçekleşmektedir ve ekonomiye katkı sağlanmaktadır. Ülkemizde de bu tarz da eğitim veren özel eğitim kurumları bulunmaktadır, fakat bu eğitimler yalnızca kısa kurslar veya sertifika programları şeklindedir. Asıl düzenlemelerin lisans düzeyinde olması önemlidir. "Türkiye'de moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitimi yeterli düzeydedir." ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =1,98) katılmıyorum olarak belirlenmiştir. Ankete katılan moda tasarımcılarının moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitimini yetersiz bulmalarının nedeni, genellikle moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitimi verilmemesiyle alakalı olarak yorumlanabilir. Türkiye'de moda tasarımı eğitimi yalnızca tasarıma ya da tekniğe yönelik olarak verilmekte, hem tasarım, hem teknik, hem de sektöre yönelik özellikle pazarlama alanında eğitim veren bir düzenleme bulunmamaktadır. Tasarımcıların eğitim beklentilerine karşılık bulamamasının nedeni bu düzenlemenin bulunmaması olarak görülebilir. Özellikle lisans ve ön lisans düzeyinde moda tasarımı eğitimi kapsamında pazarlama eğitimi verilmesi bu durumu ortadan kaldıracaktır. Okulların pazarlama ile direkt ilgili bölümlerinde görev yapmakta olan akademisyenler ile 60 birlikte yeni bir eğitim modeli hazırlanması bu olumsuz durumu olumluya çevirmek adına bir başlangıç olabilir. "Türkiye'de Moda Tasarımcıları Derneği'nin kurulması mesleki anlamda örgütlenmeye yeterince imkan sağlamıştır." cümlesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =3,78) katılıyorum olarak belirlenmiştir. Ankete katılan moda tasarımcılarının Türkiye'de Moda Tasarımcıları Derneği'nin kurulmasının mesleki anlamda örgütlenmeye yeterince imkan sağladığını düşünmesi, MTD'nin moda tasarımcıları gözünde önemli olduğunu düşündürmektedir. Ayrıca MTD'nin kuruluş misyonlarından biri olan mesleki örgütlenmeye de başlamış olduğu sonucuna varılabilir. Böylesi bir mesleki örgütlenme fikrinin moda tasarımcıları arasında farkındalığının artmasıyla, moda tasarımcılarının sorunlarının çözümü için birlikte hareket etme isteğinde oldukları düşünülebilir. Tasarımcılar; bu örgütlenme sayesinde eğitimden başlayarak sektördeki devam eden problemleri belirleyebilir ve bu problemleri ortadan kaldırmak adına çalışmalar geliştirebilirler. Bu sayede de sektör gelişebilir. Hammadde, kültürel altyapı, istihdam edilecek genç nüfus gibi etkenlere sahip olan Türkiye'den de yurtdışı pazarlarında da rekabet edebilecek moda markalarının çıkması adına bu örgütlenme önemlidir. "Türkiye'de meslek birlikleri (İHKİB, İTKİB vb.) moda tasarımcılarına yeterli desteği ve temsili sunmaktadır." ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =3,33) kısmen katılıyorum olarak belirlenmiştir. İHKİB ve İTKİB'in; tasarımcılara özellikle yurtdışında satış, pazarlama, profesyonel ve kurumsal destek sağlama, fuarlara katılım, danışmanlık konularında destek, yabancı yatırımcıları Türk moda tasarımcıları ile buluşturma gibi olumlu etkileri olduğu düşünülebilir. Fakat sonuçtan olumsuz bir ifadeye de varılabilmektedir. Ülkemizdeki meslek birliklerinin temelde hazır giyim sektörünün kalkınmasına yönelik kurulması bunun bir nedeni olabilir. Ülke olarak global moda markaları yaratmak adına hazır giyim markaları da fason imalat anlayışından çıkarak tasarımcılar ile iş birliğini ilerlettikleri takdirde moda tasarımı sektörü ve hazır giyim sektörü birlikte kalkınabilir. Meslek birliklerinin son yıllarda tasarımcılar ile birlikte hareket etmeye başlaması da bu kalkınma adına başlangıç niteliğindedir. Bu birliktelik arttıkça tasarımcıların meslek birliklerinin destek ve temsilini yeterli bulacağı düşünülebilir. 61 Alt Problem 3: Moda tasarımı sektöründe markalaşma süreci nasıl gerçekleşmektedir? Bu bölümde araştırmanın alt problemlerinden üçüncüsü olan "Resmiyette markalaşma süreci nasıl gerçekleşmektedir?" sorusuna cevap aramak amacıyla moda tasarımcılarına sorulan sorulardan elde edilen bulgular Tablo 6'da yer almakta ve yorumlanmaktadır. Tablo6. Moda Tasarımı Sektöründe Markalaşma Süreci (n=60) Sektördeki Markalaşma Süreci x Türk moda tasarımı sektörü gelişmekte olan bir sektördür 4,10 SS 0,87 Türk moda tasarımı sektöründe kalıcı başarı sağlamak için markalaşmak gereklidir. 4,51 0,62 Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı iş planı (planlama, satış stratejisi, rekabet analizi gibi) oluştururken yeterli destek ve kaynak bulabilmektedir. 2,30 0,99 Türkiye' de markalaşma süreci içinde basın- yayın ve internet kullanımı etkilidir. 4,01 0,79 Galata-moda ve moda haftası gibi etkinliklerin markalaşmaya önemli bir katkısı vardır. 4,08 0,76 Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı markasını oluşturmak için kendi mağazasını açmaya ihtiyaç duymaktadır. 3,30 0,96 Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı öncelikle başka tasarımcılar ya da hazır giyim markaları için çalışma ihtiyacı duyar. 3,40 0,88 Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devletin uyguladığı mevzuat ve yasalar yeterlidir. 2,11 0,82 "Türk moda tasarımı sektörü gelişmekte olan bir sektördür." ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =4,10) katılıyorum olarak belirlenmiştir. Buna göre; moda tasarımcılarının Türk moda tasarımı sektörünün gelişmekte olduğu konusunda hemfikir oldukları düşünülebilir. Geleneksel moda pazarlarına bakıldığında toplumun tasarım algısı ve tasarıma verilen önemin üst seviyelerde olduğu görülmektedir. Örneğin Fransa'da moda tasarımı sanat dalı olarak görülmekte ve eğitimi bu şekilde 62 verilmektedir. Bu şekilde tasarıma değer verip, geçmişten bugüne tasarım algısına sahip olan ülkeler günümüzde moda başkentleri olarak anılmaktadır. Toplumda tasarım algısı geliştikçe moda tasarımı sektörünün de yalnızca belirli bir zümreye ait olduğu düşüncesi de yıkılmış olacaktır. Türkiye'de de moda tasarımı sektörünün gelişmekte olduğunun düşünülmesinin nedeni bu algının yıkılması ile ters orantılı olarak düşünülebilir. "Türk moda tasarımı sektöründe kalıcı başarı sağlamak için markalaşmak gereklidir." ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =4,51) kesinlikle katılıyorum şeklinde ortaya çıkmıştır. Buna göre; markalaşmanın moda tasarımcıları için oldukça önemli olduğu sonucu çıkarılmaktadır. Ülke olarak yalnızca moda tasarımı sektörü değil, hazır giyim sektöründe de kalıcı markalaşmayı sağlamak önemlidir. Kalıcı markalaşmayı sağlamak için fason imalat anlayışından çıkılmalı ve tasarımın önemi kavranmalıdır. Bunun paralelinde firmalar tasarımcılar ile çalışarak özgün modeller ile pazara girebilir. Bugün İspanya'da bağımsız giyim perakendecileri (Zara, Mango, H&M, Stradivarius gibi.) son yıllarda dünya pazarında büyük gelişme kaydetmişlerdir (İTKİB Genel Sekreterliği, 2011, s. 10). Bu firmalar tasarımcılar ile çalışarak hatta bazıları her yıl farklı ve tanınmış tasarımcılar ile marka işbirliği yaparak ülkelerine katma değer yaratmaktadırlar. "Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı iş planı (planlama, satış stratejisi, rekabet analizi gibi) oluştururken yeterli destek ve kaynak bulabilmektedir." ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =2,30) katılmıyorum olarak belirlenmiştir. Bu değere göre; tasarımcılar iş planı oluştururken yeterli destek ve kaynak bulamadıklarını düşünmektedirler. İş planı oluşturmak tasarımcıların marka kurma aşamalarında izlemeleri gereken bir yol haritası konumundadır. Marka kurma kararı vermekten başlayarak, tüketiciye ürünü sorunsuz bir şekilde ulaştırmaya kadar izlenilecek kapsamlı bir iş planı oluşturmak önemlidir. Tasarımcıların ankete verdikleri cevaplardan pazarlama ve satış aşamalarında problemler yaşadıkları belirlenmiştir. Doğru bir iş planı bu problemleri en aza indirmeye yardımcı olabilir. MTD ve profesyonel danışmanlık veren özel ve devlet destekli kurumların artışı iş planı oluşturmak adına tasarımcılara kolaylık sağlayabilir. Ancak tasarımcılar için; rekabetin yüksek ama tasarımcı markalarının farkındalığının az olduğu ortamda iş planı oluşturmanın maliyetinin yüksek gelebilir. Özellikle meslek birlikleri, MTD ve devlet tabanlı fonlar ile iş planı oluşturma aşaması desteklenir ise; tasarımcıların yeterli kaynağı bulabilecekleri düşünülebilir. 63 "Türkiye'de markalaşma süreci içinde basın-yayın ve internet kullanımı etkilidir." ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =4,01) katılıyorum olarak ortaya çıkmıştır. Bu sonuca göre; moda tasarımcılarının basın-yayın ve internet kullanımının markalaşma sürecinde etkili olduğunu düşündükleri sonucuna ulaşılmaktadır. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte özellikle sosyal medyanın gücü moda tasarımı sektöründe de hissedilir hale gelmiştir. Tasarımcılar, defile ve koleksiyonlarını bu iletişim yollarını kullanarak sergileyebilmektedirler. Bu sayede reklam ve pazarlamanın hem maliyetini düşürüp hem de daha çok kitleye ulaşmasını sağlayabilirler. Moda blogları ve bloggerlarının tasarımcılardan bahsetmeleri de maliyetsiz tanıtımlardır. Ayrıca tasarımcılar sosyal medyada ürün tanıtım ve satış faaliyetlerini de yürütebilmektedir. Bütün bu sosyal medya faaliyetlerinin markalaşma aşamasında tasarımcılara olumlu katkıları vardır. Türkiye'de de markalaşma sürecinde tasarımcıların bu katkıları kullandıkları ve bu yöntemin markalaşma adına etkili olduğuna kanaat getirdikleri düşünülebilir. "Galata-moda ve moda haftası gibi etkinliklerin markalaşmaya önemli bir katkısı vardır" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =4,08) katılıyorum şeklinde olmuştur. Moda tasarımcılarının tüketiciye ulaşma kanallarını çeşitlendirmeleri hususunda düzenlenen Galata-moda etkinliği ve moda haftası hakkında, moda tasarımcılarının düşüncelerinin olumlu yönde olduğu görülmüştür. Bu tarz etkinliklerin moda tasarımcılarını tüketici ile buluşturma, moda tasarımcılarının toplum nezdinde bilinirliliğinin artması, tasarımcıları yerli ve yabancı satın alma sorumlusu ile buluşturma ve toplumda moda algısı yaratma açısından önemlidir. Dolayısı ile özellikle İstanbul'u bir moda şehri yapma amacına hizmet etmeleri nedeniyle tasarımcıların gözünde önemli olduğu sonucuna ulaşılabilir. Dünya'da moda başkentlerinden biri olarak görülen Fransa'nın bu tarz faaliyetleri pazarda yeni gelişmekte olan ülkelerin aksine 1970'lere dayanmaktadır. Paris Moda Haftası ilk olarak 1973 yılında başlatılmıştır ve Fransız Modacılar Federasyonu tarafından organize edilmektedir (Grail Research, 2009, s.8). "Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı markasını oluşturmak için kendi mağazasını açmaya ihtiyaç duymaktadır" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =3,30) kısmen katılıyorum olarak görülmektedir. Moda tasarımı sektöründe markalaşma sürecini etkileyen elemanlardan biri mağaza faktörüdür. Mağaza; tüketiciye direkt ulaşım kanallarından biridir. Bu yönü ile 64 tasarımcının kendi yerinin olması ve burada ürünlerini sergileyebilmesi adına etkili bir yöntemdir. Fakat gelişen teknoloji ile birlikte, daha önce de vurgulandığı gibi basın-yayın, internetin etkisi ve Galata-moda, moda haftası gibi etkinliklerin etkisinin mağaza açma ihtiyacını azalttığı düşünülebilir. Moda tasarımcıları bu kanallarla da tüketiciye kolaylıkla ulaşabilmektedir. Elde edilen sonuca göre moda tasarımcıları markalaşmak için mağaza açma gerekliliği hissetmemesi bu durumlarla bağlantılı olarak düşünülebilir. "Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı öncelikle başka tasarımcılar ya da hazır giyim markaları için çalışma ihtiyacı duyar" cümlesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =3,40) kısmen katılıyorum olarak belirlenmiştir. Bu sonuca göre; moda tasarımcılarının genellikle belli bir tecrübe kazanmak ve sektörü daha derinlemesine tanımak için bir tasarımcının ya da hazır giyim markasının bünyesinde çalışmaya ihtiyaç duyduğu anlaşılabilir. Bu ihtiyaç moda tasarımı eğitimindeki eksiklikler ile bağlantılı olarak düşünülebilir. Moda tasarımı eğitimi sektörün ihtiyaçlarına göre düzenlenip, o şekilde verildiği takdirde tasarımcılar sektörü öğrenmek adına bir tasarımcı ya da firmada çalışma hayatına başlamak zorunda kalmayabilirler. Kendi markasını kurmak isteyen tasarımcının öncelikle bir tasarımcı ya da hazır giyim firmasında çalışma hayatına başlamasının bir diğer nedeni olarak da tasarımcıların marka oluşturma aşamasında yeterli maddi desteği ve teşviki bulamamaları olarak da düşünülebilir. Eğitim düzenlemeleri yapıldıkça ve özellikle de devlet teşviki arttıkça sektöre direkt kendi markası ile dahil olan tasarımcıların da artacağı düşünülebilir. "Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devletin uyguladığı mevzuat ve yasalar yeterlidir" ifadesine cevapların ortalama değeri ( x =2,11) katılmıyorum olarak belirlenmiştir. Çıkan bu sonuca göre; moda tasarımcılarının mevcut olan mevzuat ve yasalardan memnun olmadıkları anlaşılmaktadır. Türk moda tasarımı sektörünün kendi içinde ve uluslararası alanda rekabet edebilmesi için moda tasarımcılarının hem haklarını hem de tasarımlarını koruyucu ve geliştirici kapsamlı bir mevzuat düzenlemesine gidilmesi önemlidir. Tasarımcıların haklarının korunmasında hukuki boşluklar ve bürokratik engeller olmamalıdır. Geleneksel moda pazarlarının olduğu ülkelerde moda hukuku bir dal olarak faaliyet sürdürmektedir. Ülkemizde de bu boşluğun farkına varılmış ve moda hukuku enstitüleri açılmaya başlanmıştır. Fakat mevzuatta ki eksiklikler hala moda tasarımcılarının ihtiyacı olan şekilde değildir. Devletin 65 mevzuat ve yasalarını tasarımcıların markalaşmasına destek olacak şekilde düzenleme yoluna gittiği takdirde, tasarımcıların mevzuat ve yasalardan memnun olmasının mümkün olacağı düşünülmektedir. Alt Problem 4: Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemler nelerdir? Bu bölümde araştırmanın alt problemlerinden dördüncüsü "Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemler nelerdir?" sorusuna cevap aramak amacıyla moda tasarımcılarına sorulan sorulardan elde edilen bulgular ve yorumlar yer almaktadır. Elde edilen bulgular Tablo 7'de verilmektedir. Tablo7. Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemler (n=60) Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemler x SS Markalaşma sürecinde tasarım aşaması haricinde kalan alanlarda (pazarlama, halkla ilişkiler, muhasebe, tedarik vb.) profesyonel eleman eksikliği vardır. 3,63 0,86 Markalaşma sürecinde karşılaşılabilecek maddi problemlere karşı kaynak bulmak zordur. 3,30 0,78 Markalaşma sürecinde marka tescil işlemlerinin uzaması süreci olumsuz etkilemektedir. 3,96 0,75 Türk moda tasarımı sektöründe markalaşma sürecinde pazarlama ve tanıtım faaliyetleri sonrası tüketiciye ulaşmada bir tedarik zinciri problemi yaşanmaktadır. 3,55 1,09 "Markalaşma sürecinde tasarım aşaması haricinde kalan alanlarda (pazarlama, halkla ilişkiler, muhasebe, tedarik vb.) profesyonel eleman eksikliği vardır" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =3,63) katılıyorum olarak çıkmıştır. Buna göre; tasarımcıların sektörde profesyonel eleman eksikliği çekmesinin nedeninin moda tasarımı eğitiminin yetersizliğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Eğitim alanında düzenlemeler ile sektörün ihtiyaç duyduğu ara eleman yetiştirildiği takdirde sektörün profesyonel eleman ihtiyacını karşılayabilecek potansiyel sağlanmış olacaktır. Bu potansiyeli istihdam edebilmek adına devlet; kendi markasını kurduktan sonra kalifiye ara eleman çalıştıran moda tasarımcılarına işgören teşviki sağlayabilir. Tekstil ve moda tasarımı sektörü istihdam için çok önemli bir alandır. İşsizlik sorununu sürekli yaşadığımız ülkemizde bu yöndeki mevzuat düzenlemeleriyle yatırımcıların daha çok eleman 66 çalıştırılabilmesinin yolları aranabilir. Çünkü işsizlik aynı zamanda sosyolojik bir olgudur. İstihdam arttıkça refah düzeyi de artacaktır. "Markalaşma sürecinde karşılaşılabilecek maddi problemlere karşı kaynak bulmak zordur" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =3,30) katılmıyorum olarak belirlenmiştir. Dünya'da devlet destekli ilk markalaşma programı olan Turquality tasarımcılara da maddi olanaklar sağlamaktadır. Bunun yanı sıra İHKİB ve İstanbul Kalkınma Ajansı'nın İstanbul Fashion Incube projesi ile de tasarımcılara kurumsal desteğin yanında finansal destek de sağlanmaktadır. Fakat bu destekler sektörün gelişmesi ve tasarımcıların markalaşmasını sağlaması için yeterli görülmemektedir. Tasarımcıların verdikleri yanıtlardan; gerek devlet gerekse özel kaynaklı maddi desteklerin arttırılmasını bekledikleri görülmektedir. Geleneksel moda pazarlarında da sektörün gelişimi için devlet desteği verilmektedir. Örneğin; moda sektörü oldukça gelişmiş olmasına rağmen; İtalya Hükümeti 2015 yılında moda tasarımı sektörüne yaptığı finansal desteği arttırmıştır. İtalya'nın Ekonomik Gelişme Bakan Yardımcısı Carlo Calenda, 2015 yılında moda endüstrisine 40 milyon euroluk yatırım yapmayı planladığını duyurmuştur. Calenda'ya göre İtalya'da yapılan yerli üretim; moda alanındaki fuar etkinliklerine fon sağlamak ve İtalya'nın bu alanda yurt dışındaki pozisyonunu güçlendirmek için kullanılacak para olmazsa tehlikeye girebilir (Drain, 2015). "Markalaşma sürecinde marka tescil işlemlerinin uzaması süreci olumsuz etkilemektedir" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =3,96) katılıyorum olarak ortaya çıkmıştır. Son yıllarda taklit ürünlerin artışı Türk moda tasarımcılarını da her yönden olumsuz etkilemektedir. Tasarımcılar bu tarz ürünlerden maddi bir kazanç sağlamadığı gibi, kötü bir imaja da sahip olmaktadırlar. Bu sebeplerden ötürü tasarımcılar ürünlerini koruma altına alma ihtiyacı hissetmektedirler. Moda sektöründe trendler sezonluk olarak değiştiği için ürünler de sezonluk olarak üretilmektedir. Marka tescil işlemlerinin uzaması nedeniyle tasarımcılar; o sezon ürünlerinin taklidinin piyasaya sürülmesine engel olamamaktadırlar. Özellikle ürün tescil işlemlerinin uzun zaman alması sezonluk üretim yapan tasarımcıyı süre olarak sıkıntıya sokmaktadır. Bu da taklitçiliğin önünü açmaktadır. Bu noktada tasarımcının ürününü mevzuat koruyamamaktadır. Taklitçiliğe karşı bir yasal yaptırım söz konusu değildir. Her ne kadar son yıllarda tasarım ile ilgili mevzuatlarda bir takım değişiklikler olduysa da yeterli olarak moda tasarımcılarını olumlu yönde etkileyememiştir. Bu nedenle marka-patent başvurularının yanında özellikle sezonluk ürün patentleri için işlemlerin kısa sürede halledilmesi bu sorunun ortadan kalkması adına önemlidir. 67 "Türk moda tasarımı sektöründe markalaşma sürecinde pazarlama ve tanıtım faaliyetleri sonrası tüketiciye ulaşmada bir tedarik zinciri problemi yaşanmaktadır" cümlesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =3,55) katılıyorum olarak belirlenmiştir. Ulaşılan bu sonuca göre; çeşitli müşteri ulaşım kanallarından gelen ürün taleplerinin doğru zamanda, doğru yerde ve doğru fiyata müşteriye ulaştırılması hususunda bir sıkıntı yaşandığı görülmektedir. Tasarımcılar; ürünlerini bireysel mağazalarında, çeşitli fuarlarda, ortak tasarım mağazalarında, moda haftalarında, Galata-moda gibi etkinliklerde ve internette tüketicilere ulaştırabilme olanağı bulabilmektedirler. Markalaşan tasarımcılar bu ulaşımı sorunsuz bir şekilde gerçekleştirmeli ve tüketici ile arasındaki alışverişi sürdürülebilir kılmalıdır. Tüketiciye ulaşım kanalları çeşitlendikçe, tedarik problemleri artmaktadır. Tasarımcıların bütün bu zinciri en doğru şekilde planlayacak ve uygulanabilir kılacak bir iş planına ihtiyaçları vardır. Bütün aşamalar doğru bir şekilde planlanıp, uygulandığında problemler de ortadan kalkabilir. Bu noktada tasarımcıların profesyonel danışmanlık hizmeti almasının önemi ortaya çıkmaktadır. Ayrıca zincirin sorunsuz işlemesi adına yine kalifiye ara elemanların ihtiyaca göre eğitim almasının gerekli olduğu düşünülebilir. Alt Problem 5: Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemlerin çözümü ile ilgili öneriler nelerdir? Bu bölümde araştırmanın alt problemlerinden beşincisi olan "Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemlerin çözümü ile ilgili öneriler nelerdir?" sorusuna cevap aramak amacıyla moda tasarımcılarına sorulan sorulardan elde edilen bulgular Tablo 8'de yer almakta ve yorumlanmaktadır. 68 Tablo8. Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemlerin Çözümü İle İlgili Öneriler (n=60) Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemlerin Çözümü İle İlgili Öneriler x SS Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devlet tarafından bir vergi indirimi veya muafiyeti getirilmelidir. 4,38 0,88 Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devlet finansal (kredi, teşvik vb.) destek vermelidir. 4,68 0,62 Moda tasarımı sektörüne kalifiye eleman yetiştirmek için eğitim düzenlemeleri yapılmalıdır. 4,61 0,66 Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına profesyonel danışmanlık hizmeti verilmelidir. 4,41 0,64 "Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devlet tarafından bir vergi indirimi veya muafiyeti getirilmelidir" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =4,38) katılıyorum olarak çıkmıştır. Buradan çıkan sonuca göre; tasarımcılar devletten vergi indirimi veya muafiyeti beklemektedirler. Devlet bu konuyla ilgili olarak "Tasarım Strateji Belgesi ve Eylem Planı" adı altında bir plan ortaya koymuş, çeşitli destek ve vergi muafiyeti verileceğini ilan etmiştir. Bu planla birlikte tasarımcıların markalaşma sürecinde yaşadıkları yüksek vergi uygulamalarının önemli ölçüde rahatlatılacağı düşünülmektedir. Devlet, tasarımcılara marka oluşturma aşamasında maddi desteğinin yanı sıra, moda haftaları, fuarlar, defileler, basın gibi markalaşmayı etkileyen faktörlerin kullanımda da sponsorluklar ve özel indirimler gibi destekler verebilir. Hatta devlet bünyesinde Dünya'da Türk tekstil ve moda tasarımı sektörlerini temsil edecek bir ajans kurulabilir, destek ve teşvikler bu sayede koordine edilebilir. Ülkeye de bu sayede katma değer kazandırılabilir. "Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devlet finansal (kredi, teşvik vb.) destek vermelidir" cümlesinin ortalama değeri ( x =4,68) kesinlikle katılıyorum olarak cevaplandırılmıştır. Bu sonuç gösteriyor ki; tasarımcılar devletten finansal bir destek beklemektedirler. Bu isteklerine karşılık devlet de çeşitli yasal düzenlemelerde bulunmuştur. Bunlara örnek 69 olarak Turquality Projesi ve "Tasarım Desteği Hakkında Tebliğ" verilebilir. Devlet ürettiği bu projeler ve yasal mevzuat ile tasarımcılara yurtdışı ve yurtiçinde çeşitli finansal destekler sunmaktadır. Geleneksel moda pazarlarından örneklendirmek gerekirse de; Fransız Hükümeti uzun zamandır moda şirketlerini desteklemektedir. Kültür ve Ekonomi Bakanlıkları tarafından desteklenen genç moda tasarımcıları için 2012 yılında Fransa'nın kültür alanındaki kuruluşu Sinema ve Kültür Endüstrileri Finansmanı Enstitüsü (IFCIC, Institut pour le Financement du Cinéma et des Industries Culturelles) de girişim başlatmıştır. IFCIC bu markaların koleksiyon üretebilmeleri için gerekli olan nakit akışını sağlamak amacı ile; yaşları 2 ile 10 yıl arasında değişen moda markalar için 100.000 euroluk krediler sağlamaktadır (Neuville, 2015). Sektörün gelişimi için tasarımcıların devletten bu tarz maddi destekler bekledikleri sonucuna ulaşılabilir. "Moda tasarımı sektörüne kalifiye eleman yetiştirmek için eğitim düzenlemeleri yapılmalıdır" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =4,61) kesinlikle katılıyorum olarak belirlenmiştir. Moda tasarımı sektöründe kalifiye eleman yetiştirmek için eğitim düzenlemeleri getirilmesi konusunda tasarımcılarının çoğunun hemfikir olduğu görülmektedir. Türkiye'de ki moda tasarımı sektöründe moda pazarlama, moda sosyolojisi, moda hukuku gibi uzmanlık alanları dışında da üretim ve tedarik aşamasında kalifiye eleman eksikliği bulunmaktadır. Ülkemizdeki meslek liselerinin, sektördeki eksikliğe göre istihdam sağlayacak şekilde yeniden müfredat düzenlemeleri bu durumu en aza indirgemede yardımcı olacaktır. Böylece hem meslek lisesi çıkışlı genç ve dinamik nüfus istihdam edilebilecek hem de sektörün ileri taşınması için gerekli iş gücü sağlanmış olacaktır. "Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına profesyonel danışmanlık hizmeti verilmelidir" ifadesine verilen cevapların ortalama değeri ( x =4,41) katılıyorum olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bilgilere göre; tasarımcıların moda markasını oluşturmak için, tasarım haricinde kalan alanlarda profesyonel desteğe ihtiyaç duydukları görülmektedir. Bu ihtiyaç dahilinde tasarımcılar alanlarına göre çeşitli uzmanlarla çalışma yoluna gidebilirler. Ancak bu konuda çoğu tasarımcı zorunlu olarak çalıştıkları uzmanlar (muhasebeci gibi) dışında, örneğin pazarlama gibi alanlarda uzmanlarla çalışmak yerine kendileri bu açığı kapatmaya çalışmaktadırlar. Uzmanlık gerektiren alanlarda uzmanla çalışmamak kısa vadede maddi olarak kazanç sağlasa da uzun vadede hem finansal hem itibari hem de marka konusunda 70 tasarımcıya kaybettirmektedir. Türk moda tasarımı sektörünün gelişmesi ile birlikte profesyonel destek sağlayan özel kurumların yanı sıra, devlet tabanlı profesyonel destekler de oluşturulmuştur. Tasarımcıların bu destekler sayesinde markasını oluşturma, tanıtma, pazarlama, satışını gerçekleştirme ve hatta dünya nezdinde tanınır hale getirme sürecini kolaylıkla idare edebileceği düşünülebilir. Elde edilen bulgulardan tasarımcıların sektöre dahil olmadan önce ve sektöre dahil olduktan sonraki süreçte karşılaştıkları problemler saptanmıştır. Kendi markasını kurmak isteyen tasarımcının eğitim almaya başlaması ile birlikte bir takım problemler ile karşı karşıya kaldığı ortaya çıkmaktadır. Moda tasarımı eğitimindeki yetersizlikler, eğitimcilerin yetersizliği ve pazarlama konusunda verilen eğitimin yetersizliği tasarımcıların eğitim konusundaki karşılaştıkları problemler olarak belirlenmiştir. Tasarımcılar kendi markalarını kurma aşamasında maddi kaynak, iş planı oluşturma ve uygulama aşamasında da profesyonel destek sıkıntısı yaşamaktadırlar. Bütün bu zorlukları bertaraf edip kendi markasını kurmayı başaran tasarımcılar dahi sektöre atıldıklarında bir takım problemler ile karşılaşmaktadırlar. Tasarımcılar reklam, pazarlama, dağıtım gibi satış faaliyetlerinde yeterli destek ve kaynağı bulamamaktadırlar. Ayrıca, toplumda tasarım algısı oluşmadığı için tasarımcının önemi tam olarak kavranmamaktadır. Türkiye pek çok açıdan tekstil ve moda tasarımı alanında global markalar yaratabilecek güce sahiptir. Tasarımcıların marka oluşturma aşamasındaki problemlerin belirlenmesi, bu problemlerin ortadan kalkması için öneriler geliştirebilmek adına oldukça önemlidir. 71 BÖLÜM V 5. SONUÇ VE ÖNERİLER Bu araştırmada, Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde karşılaştıkları problemlerin belirlenmesi amacıyla MTD üyesi olan moda tasarımcılarından oluşan örneklem grubuna anket uygulanmıştır. Bulgular ve yorum kısmında tespit edilen sonuçlar bu bölümde açıklanmıştır. Bu sonuçlara bağlı problemler belirlenmiş ve problemlerin ortadan kalkması için bir takım çözüm önerileri geliştirilmiştir. 5.1. Sonuç Araştırmada Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde yaşadıkları problemleri belirleyebilmek için örneklem grubuna uygulanan anketten bir takım bulgular elde edilmiştir. Türk moda tasarımcılarının kişisel özelliklerine ilişkin bulgulardan elde edilen sonuçlar şu şekildedir; Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarının büyük çoğunluğu (%68,33) moda tasarımı eğitimi almışlardır. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarının çoğunluğu (%41,66) 1-5 yıl arasında moda tasarımcılığı yapmışlardır. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarının yaklaşık yarısının (%51,66) bireysel moda markası bulunduğu tespit edilmiştir. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarının büyük çoğunluğu (%73,33) bir moda markasına ya da hazır giyim firmasına koleksiyon hazırlamıştır. 72 Türk moda tasarımcılarının genel özellikleri ile ilgili bulgulara dair sonuçlar şu şekildedir; Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarının çoğunluğuna göre ( x =4,10); Türk moda tasarımı sektörünün gelişmekte olduğu görülmüştür. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcıları; Türkiye'de moda tasarımı eğitimi veren eğitimcilerin yeterli donanıma sahip oldukları konusunda kısmen katılıyorum ( x =2,51) şeklinde görüş bildirmişlerdir. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; Türkiye'de moda tasarımı eğitiminin yeterli düzeyde olmadığı ( x =2,43) tespit edilmiştir. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; Türkiye'de moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitiminin yeterli olmadığı ( x =1,98) görülmüştür. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; MTD'nin kurulması mesleki anlamda örgütlenmeye yeterince imkan ( x =3,78) sağlamıştır. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; Türkiye'de meslek birliklerinin (İHKİB, İTKİB vb.) moda tasarımcılarına yeterli desteği ve temsili kısmen ( x =3,33) sunduğu anlaşılmıştır. Resmiyette markalaşma sürecinin gerçekleşmesine dair bulgulardan elde edilen sonuçlar şu şekildedir; Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarının büyük çoğunluğuna göre ( x =4,51); Türk moda tasarımı sektöründe kalıcı başarı sağlamak için markalaşmanın kesinlikle gerekli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; kendi moda markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı iş planı (planlama, satış stratejisi, rekabet analizi gibi.) oluştururken yeterli destek ve kaynak bulunmadığı ( x =2,30) anlaşılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; Türkiye'de markalaşma süreci içerisinde basın-yayın ve internet kullanımı etkili olduğu ( x =4,01) görülmüştür. 73 Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; Galata-moda ve moda haftası gibi etkinliklerin markalaşmaya önemli katkıları olduğu ( x =4,08) anlaşılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; kendi moda markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı, markasını oluşturmak için kendi mağazasını açmaya kısmen ( x =3,30) ihtiyaç duyduğu tespit edilmiştir. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcıları kısmen öncelikle başka tasarımcılar ya da hazır giyim markaları için çalışma ihtiyacı hissettiği ( x =3,40) sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; kendi moda markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devletin uyguladığı mevzuat ve yasalar yeterli olmadığı ( x =2,11) saptanmıştır. Markalaşma sürecinde yaşanan problemlere dair bulgulardan elde edilen sonuçlar şu şekildedir; Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; markalaşma sürecinde tasarım aşaması haricinde kalan alanlarda (pazarlama, halkla ilişkiler, muhasebe, tedarik vb.) profesyonel eleman eksikliğinin ( x =3,63) olduğu görülmüştür. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; markalaşma sürecinde karşılaşılabilecek maddi problemlere karşı kaynak bulmanın zor olduğu ( x =1,70) anlaşılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; markalaşma sürecinde marka tescil işlemlerinin uzamasının süreci olumsuz etkilediği ( x =3,96) sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; Türk moda tasarımı sektöründe markalaşma sürecinde pazarlama ve tanıtım faaliyetleri sonrası tüketiciye ulaşmada bir tedarik zinciri problemi yaşandığı ( x =3,55) anlaşılmıştır. Markalaşma sürecinde karşılaşılan problemlerin çözümü ile ilgili elde edilen bulgulara dair sonuçlar şu şekildedir; 74 Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarının çoğunluğuna göre ( x =4,38); kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devlet tarafından bir vergi indirimi veya muafiyeti getirilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısına devletin kesinlikle ( x =4,68) finansal (kredi, teşvik vb.) destek vermesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; moda tasarımı sektörüne kalifiye eleman yetiştirmek için kesinlikle ( x =4,61) eğitim düzenlemeleri yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan moda tasarımcılarına göre; kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısının profesyonel danışmanlık hizmeti alması gerektiği ( x =4,41) sonucu ortaya çıkmıştır. Sonuçlar incelendiğinde Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde yaşadıkları problemler görülmektedir. Türkiye; tarihi birikimi, etnik çeşitliliği ve coğrafya olarak geçmişten bugüne çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapması gibi etkenler ile çok çeşitli bir tasarım alt yapısına sahiptir. Toplum olarak da tasarım bilincinin gelişmesi ve bu sektörden gelir elde etme algısına sahip olunması ile hem sektör gelişirken hem işsiz genç ve dinamik nüfusa istihdam sağlanacaktır. Bunun sonucu olarak da; Türkiye'nin Dünya pazarında sektörel olarak bir yeri olacaktır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda markalaşma sürecini olumsuz etkileyen faktörlerin eğitim ile birlikte başladığı görülmektedir. Örneklem grubunun çoğunluğunun moda tasarımı eğitimi aldıkları ve yine çoğunluğunun aldıkları eğitimi yetersiz gördükleri bilgisi cevaplardan elde edilmiştir. Türkiye'de moda tasarımı eğitimi veren eğitimciler yeterli donanıma sahip değilken; eğitim de yeterli düzeyde değildir. Yalnızca tasarıma ya da üretime yönelik verilen eğitim üretimden sonra izlenilecek satış faaliyetlerini içermemektedir. Markalaşmak isteyen tasarımcı pazarlama ve satış faaliyetleri ile ilgili eğitimini okullarda alamamaktadır ve henüz bu konuda yeterince danışmanlık hizmeti veren kurum da bulunmamaktadır. Yalnızca tasarımcı ya da üretici yetiştirmeye yönelik eğitim sistemi moda sektörüne yönelik pazarlamacı, muhasebeci, halkla ilişkiler uzmanı gibi uzmanlaşma alanları sunmamaktadır. Bunun haricinde tasarımcının ihtiyaç duyduğu kalifiye özellikle de eğitimli kalifiye eleman ihtiyacı sektörde hissedilmektedir. Bu eksiklik 75 paralelinde de üretim sonrası tedarik problemleri ortaya çıkmaktadır. Bütün bu problemlerin paralelinde tasarımcılar, eğitim düzenlemeleri yapılması konusunda hem fikir olmuşlardır. Moda Tasarımcıları Derneği moda tasarımcılarının mesleki örgütlenmesi, sektörün gelişmesi ve Türkiye'de moda tasarımı algısı yaratmak amaçları ile kurulmuştur. Kurulması ile birlikte mesleki örgütlenmeye olanak sağlanmıştır. Sektörün gelişmesi için çeşitli projeler ve tasarımcılar için danışmanlık hizmetleri sağlamaktadırlar. Özellikle moda haftası ve Galata Moda gibi etkinliklerin markalaşmaya katkısı büyüktür. Gelişen Dünya standartları altında hazır giyim sektörü de moda tasarımı sektöründen bağımsız düşünülememektedir. Bu sebeple Türkiye'deki meslek birlikleri moda tasarımcılarına destek ve imkan sağlamaya başlamışlardır. Sektörel hedefler doğrultusunda meslek birlikleri ortak çalışmalar yürütmektedirler fakat tasarımcılar bu destek ve temsili yetersiz bulmaktadırlar. Özellikle meslek birliklerinin ve devletin maddi desteği yetersiz kalmaktadır. Devlet destekli teşvikler ve krediler tasarımcıların beklentileri arasındadır. Türk moda tasarımı sektörünün gelişmesi ve Dünya'da hatırı sayılır duruma gelmesi için kalıcı markalaşma yoluna gidilmesi gereklidir. Fakat bu markalaşma yolunda tasarımcı iş planı oluştururken yeterli destek ve kaynağı bulamamaktadır. Bunun haricinde markalaşmak isteyen tasarımcı süreci olumlu etkileyen faktörleri kullanmaktadır. Basınyayın ve internet kullanımı, kendi mağazasını oluşturmak, sektörü tanımak adına başka firma ya da tasarımcılar ile çalışmak gibi faktörler Türkiye'de de markalaşma sürecini olumlu etkilemektedir. Markalaşma sürecinde sektörde profesyonel eleman eksikliğinin hissedilmesi, maddi problemlere karşı kaynak bulmanın zorluğu, ürün tescil sürelerinin uzunluğu ve tedarik zincirinde yaşanan problemler de süreci olumsuz yönde etkilemektedir. Tasarımcılar devletin moda tasarımcısına uyguladığı mevzuat ve yasaları da yetersiz bulmaktadırlar. Bu konuda mevzuat tam olarak tamamlanmamış, moda tasarımcısının haklarını ve tasarımlarını tam anlamıyla koruyacağı bir sistem kurulmamıştır. 5.2. Öneriler Araştırmadan elde edilen sonuçlar doğrultusunda bir takım çözüm önerileri geliştirilmiştir. Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde yaşadıkları problemlere karşı geliştirilen 76 çözüm önerileri dört ana madde şeklinde açıklanmıştır. Bu dört madde eğitim düzenlemeleri, toplumda tasarım algısının oluşturulması, devlet desteği ve devletin tasarım ve mevzuat düzenlemeleri getirmesidir. Öneriler şu şekilde geliştirilmiştir: Eğitim Düzenlemeleri Lisans düzeyinde Toplumsal Tasarım Algısının Oluşturulması düzenlemeleri uzaklaşılması tasarımcılara destek, geliştirici mevzuat Meslek birlikleri ve teşvik, krediler düzenlemelerine devletin basın yayını sağlanması ve sektöre gidilmesi halinde olması algı yaratmak adına fon ayrılması Eğitimcilerin etkili kullanması Eğitimcilerin meslek Sezonluk ürün patent Hammadde işlemlerinin süresinin İlkokuldan itibaren üreticisinden, düzenlenmesi geliştirmesi müfredat yurtdışında Eğitimcilerin sektör düzenlemeleri ile markalaşan limiti bazında vergi ve öğrenci arasında tasarım algısı tasarımcıya kadar indirimi sağlanması köprü vazifesi oluşturulması geniş yelpazede Eğitimcilerin teşvik politikası çalıştıran Eğitimcilerin öğrencileri sanat ve geliştirilmesi tasarımcılara işgören eğitiminin eksiklikleri tasarım ile ilgili Hammadde teşviki sağlanması gidermeye yönelik etkinliklere üreticisine krediler yönlendirmesi sağlanması kurulan ajans Üreticilere periyodik yardımıyla eksikliklere yönelik Orta öğretim Toplumsal ön yargıyı Tasarımcılara satış Kalifiye eleman Devlet bünyesinde düzeyinde müfredat kırmak adına sanat ve eğitimler düzenlemeleri tasarım eğitiminde düzenlenilmesi eylem planı Eğitimciler, meslek sürece göre Hammaddeyi düzenlenmesi birlikleri ve değerlendirme Türkiye'den satın alan tasarımcıların ortak yapılması tasarımcılara vergi programı Sanat ve tasarım indirimi sağlanması geliştirilmesi bir eğitim planı Tasarımcıların haklarını koruyucu ve olması sürecinde görmesi Markalaşma Düzenlemeleri Getirilmesi anlayışından yenilikçi bakış açıları Fason imalat Devletin Tasarım ve Mevzuat müfredat birlikleri ile irtibat Devlet Desteği Moda haftaları, hazırlamaları eğitiminde önemli Meslek liselerini tasarımcı ve fuarlar gibi özendirici eğitim sanatçılar hakkında etkinliklere politikaları bilgilendirme sponsorluklar geliştirilmesi yapılması sağlanması Tasarımcıları temsil edecek devlet bünyesinde bir ajans oluşturulması Şekil 1. Öneriler 77 Yurtiçi markalaşma Moda tasarımcılarının marka oluşturma sürecini en düzgün şekilde yönetebilmeleri için moda tasarımı eğitimine düzenlemeler getirilebilir. Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde karşılaştıkları problemlere karşı geliştirilen eğitim düzenlemeleri ile ilgili öneriler şu şekildedir: Lisans düzeyinde moda tasarımı eğitimi veren akademik kurumların müfredatları sektörün ihtiyacına yönelik düzenlenebilir. Ülkemizdeki lisans düzeyindeki moda tasarımı eğitiminde yalnızca tasarım ya da teknik bilgi üzerinde durulmaktadır. Oysaki sektöre dahil olan tasarımcının pazarlama, iletişim, muhasebe gibi konulara da hakim olması gerekmektedir. Tasarımcıların sektöre dahil olduklarında karşılaşacakları diğer meslek kolları ile ilgili akademisyenler ile moda tasarımı eğitimi veren akademisyenler bir araya gelerek ortak bir müfredat hazırlayabilirler. Eğitimciler; meslek birlikleri ve tasarımcılar ile sürekli irtibat halinde kalarak eğitimdeki eksikliklere hakim olabilir ve sektöre dahil olacak öğrenciyi bu yönlü geliştirebilir. Moda tasarımı sektörü sürekli yeniliklere açık bir sektördür. Eğitimciler; modanın yenilikçi anlayışına uygun olarak yenilikçi ve ön yargısız kişiler olma çabasında olabilirler. Güncel modayı yakından takip ederek, sektöre hakim olabilirler, bakış açılarını bu yönlü geliştirebilirler. Eğitimciler sektör ve okul arasında köprü vazifesi görebilirler. Sektörel faaliyetleri takip ederek öğrencileri erkenden bu faaliyetlere katılım konusunda teşvik edebilirler. Böylece öğrenciler sektöre atılmadan sektörü tanıma imkanı bulabilirler. Ülkemizde lisans düzeyinde moda tasarımı eğitimi veren okullar genellikle yakın geçmişlidir. Bu sebeple moda tasarımı eğitimi veren eğitimcilerin tamamı bu yönlü bir eğitim almamışlardır. Sektöre yönelik öğrenci yetiştirmek için eğitimciler moda tasarımı eğitimi almış kişiler üzerinden seçilebilir. Markalaşma aşamalarının düzgün bir şekilde ilerlemesi sürecin her aşamasının profesyonellerce yürütülmesi ile mümkün olabilir. Bu nedenle tasarım haricinde kalan diğer alanlarda kalifiye eleman eksikliğinin giderilmesi için meslek liselerinde de müfredat düzenlemesi yapılabilir. 78 Müfredatı düzenlemek adına; meslek birlikleri ve tasarımcılar, sektöre atıldıklarında hangi alanlarda profesyonel eleman eksikliği çektiklerini eğitimciler ile tartışabilir ve buna göre bir eylem planı düzenlenebilir. Ülkemizde; istihdam edilmeyi bekleyen lisans düzeyinde genç nüfus oldukça fazladır. Bunun önünde geçebilmek adına, meslek liselerini özendirici bir politika izlenebilir. Böylece hem sektörün ihtiyacı karşılanırken hem de genç nüfusun istihdam edilebilmesi sağlanabilir. Moda tasarımı sektörünün, ülkeye belli bir katma değer sağlayabilmesi için toplumun tasarım algısının ve bilincinin oluşması önemlidir. Toplumda tasarım algısının ve bilincinin geliştirilmesine yönelik öneriler şu şekildedir: Ülke olarak yalnızca moda tasarımı sektörü değil, hazır giyim sektöründe de kalıcı markalaşmayı sağlamak için fason imalat anlayışından çıkılmalı ve tasarımın önemi kavranmalıdır. Bunun paralelinde firmalar tasarımcılar ile çalışarak özgün modeller ile pazara girebilirler. Toplumsal tasarım algının oluşması için devlet ve meslek birlikleri ortak hareket edebilir, faaliyetlerini daha çok halka indirgeyebilir, basın-yayın organlarını tanıtım ve algı yaratmak için kullanabilir. Tasarım kültürünün oluşması için ilkokuldan itibaren farkındalık yaratılabilir. Bu farkındalığı yaratmak adına; eğitimciler yalnızca temel derslere değil sanat ve tasarıma yönelik derslere de aynı önem ve özeni gösterebilir. Bu noktada yine eğitimde müfredat düzenlemelerine gidilmesi ve eğitimcilerin farklı bir bakış açısı geliştirmeleri önemlidir. Eğitimciler; öğrencileri sanat ve tasarım etkinliklerine götürerek, etkinliklerin sınıfta yapılmasını sağlayarak hatta velilerin çocukları ile bu tarz etkinliklere katılması için aracı olarak bu algının oluşmasına vesile olabilirler. Toplumsal bir algı yaratmak amaçlandığı için; sonuçta ortaya çıkan ürüne değil sürece göre öğrenci değerlendirilebilir. Bu sayede öğrencilerin hayal gücünü geliştirebilmesi ve öz güven zedelenmesi yaşamaması sağlanabilir. Toplumda sanata, sanatçıya, tasarıma ve tasarımcıya karşı geliştirilen önyargılı tutum bu sayede kırılabilir. Tasarım ve sanata yönelik dersler yalnızca ortaya bir ürün koyma amaçlı olarak yürütülmeyip, tarihteki ve günümüzdeki önemli sanatçıları ve tasarımcıları tanıtır nitelikte bilgiler verici olabilir. Bunun sonucunda öğrenciler; sanatçılar ve 79 tasarımcıların da önemli bireyler olduğu algısını geliştirebilir ve yeteneği olmayan öğrenciler de derse katılım yaparak sanat ve tasarıma yakın tutulabilir. Devlet desteği moda tasarımı sektörünün gelişimi için oldukça önemlidir. Geleneksel moda pazarlarında moda tasarımı sektörü ne kadar gelişmiş olsa da devletlerin sektöre desteklerde bulunduğu söylenebilir. Türk moda tasarımcılarının da kalıcı markalar ortaya çıkarması ve bu markalar ile Dünya pazarında ülkemizi temsil edebilmesi adına geliştirilen devlet desteği önerileri şu şekildedir: Devlet markalaşma noktasında tasarımcılara destek, teşvik ve krediler verebilir, sektörün gelişimi için bir fon ayırabilir. Türkiye hammadde ve iş gücü açısından birçok geleneksel moda pazarına sahip ülkeden daha avantajlı durumdadır. Türkiye; ipek böcekçiliği, dericilik, pamuk gibi tekstil sektörüne yönelik hammadde sağlama potansiyeline sahiptir. Ayrıca genç ve istihdam edilmeye hazır bir iş gücüne de vardır. Ancak; ucuz hammadde ve işçilik sağlayan Asya ülkeleri ile rekabet edememektedir. Aslında tedarik zinciri olarak da Türkiye; batıdaki geleneksel moda pazarlarına uygun jeopolitik konumdadır. Devlet; bu noktada sektörün gelişimi için hammadde üreticisinden, Dünya'da çeşitli mağazalar açabilme imkanı elde eden moda tasarımcılarına ve hazır giyim firmalarına kadar kapsamlı bir teşvik politikası izleyebilir. Devlet; hammadde üretimi ile uğraşan çiftçiye yakıt, tohum, gübre, sulama, elektrik teşviği, ekipman alımlarında uzun vadeli ve hasat dönemlerinde ödemeli düşük faizli krediler gibi maddi imkanlar sağlayabilir. Devlet; doğru ve bilinçli üretim için uzmanlar eşliğinde üreticileri yönlendirerek periyodik eğitimler düzenleyebilir. Bu şekilde sektöre hammadde sağlayan üreticilerin istihdam edileceği bir ortam sağlanabilir. Daha sonraki aşamalarda devlet; hazır giyim firmaları ve tasarımcıları Türkiye'de üretilen hammaddeyi kullanmaya teşvik edebilir. Hammaddeyi Türkiye'den alan firmalara ve tasarımcılara vergi indirimi ile bunu sağlayabilir. Bu sayede kaliteli ve ucuz hammadde ile işlenmiş, tasarlanmış ürün Dünya pazarında Türkiye'yi itibarlı bir konuma getirebilir. Devlet sektörün canlanması için temelden başlayarak en üst noktaya kadar destek sağlayabilir. Tasarımcılara marka oluşturma aşamasında maddi desteğinin yanı sıra, moda haftaları, fuarlar, defileler, basın gibi markalaşmayı etkileyen faktörlerin kullanımda sponsorluklar ve özel indirimler gibi destekler verebilir. 80 Devlet bünyesinde Dünya'da Türk tekstil ve moda tasarımı sektörlerini temsil edecek bir ajans kurulabilir, destek ve teşvikler bu sayede koordine edilebilir. Ülkeye de bu sayede katma değer kazandırılabilir. Markalaşma sürecinin sorunsuz işlemesi için tasarımcıların haklarının korunmasında hukuki boşluklar ve bürokratik engeller olmaması oldukça önemlidir. Geleneksel moda pazarlarının olduğu ülkelerde moda hukuku bir dal olarak faaliyet sürdürmektedir. Ülkemizde de bu boşluğun farkına varılmıştır fakat mevzuatta ki eksiklikler hala moda tasarımcılarının ihtiyacını karşılayacak şekilde değildir. Devletin moda tasarımcılarının haklarını koruyacak şekilde mevzuat ve yasalar düzenlemesi adına geliştirilen öneriler şu şekildedir: Türk moda tasarımı sektörünün kendi içinde ve uluslararası alanda rekabet edebilmesi için moda tasarımcılarının hem haklarını hem de tasarımlarını koruyucu ve geliştirici, kapsamlı bir mevzuat düzenlemesine gidilebilir. Ürün tescil işlemlerinin uzun zaman alması sezonluk üretim yapan tasarımcıyı süre olarak sıkıntıya sokmaktadır. Marka-patent başvurularının yanında özellikle sezonluk ürün patentleri için işlemlerin kısa sürede halledilebilmesi, taklitçiliğin önlenmesini sağlayabilir. Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcılarına; devlet vergi konusunda daha esnek bir mevzuat geliştirebilir. Örneğin yıllık belli bir satış limiti koyarak bu limiti geçemeyen moda tasarımcılarına vergi indirimi uygulanabilir. Kendi markasını kurduktan sonra kalifiye ara eleman çalıştıran moda tasarımcılarına işgören teşviği sağlanabilir. Moda tasarımcıları için; devlet temsilcileri, akademik dünyadan temsilciler, moda tasarımcılar ve konu ile ilgili toplantılara davet edilecek uzmanlardan oluşturulabilecek bir kurul veya ajans ile sektörün sorunlarının anında tespit edilmesi, atılacak adımların belirlenmesi, moda tasarımcılarına verilecek destekler ve teşvikler gibi konularda fikir alışverişi yapılması sağlanabilir. Mevzuatlar bu fikir alışverişleri paralelinde düzenlenebilir. Devlet destekli tek markalaşma programı olan Turquality'nin ve Tasarım Desteği Tebliği'nin tasarımcılar için yararı yüksek olsa da; bu program yurtdışına açılan ve açılmak isteyen tasarımcılara yöneliktir. Yurtiçinde de moda tasarımcılarının markalaşmalarına katkı sağlayabilecek devlet destekli kurumsal bir markalaşma programı geliştirilebilir. Böylelikle yurtiçinde 81 markalaşabilen tasarımcının yurtdışına açılmasının daha kolay bir adım olması sağlanabilir. 82 KAYNAKLAR Altunkılıç, D. (2014). Moda Alanında Faaliyet Gösteren Perakendecilerin Kullandığı İletişim Yöntemleri ve Görsel Mağazacılığın Günümüzdeki Yeri. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir. Andam Fashion Awards (2010). Winners. http://andam.fr/en/laureats-presentation/hakaanyildirim/ sayfasından erişilmiştir. Andam Fashion Awards (2015). Mission. http://andam.fr/en/mission sayfasından erişilmiştir. Aras, G. (2002). Avrupa Birliği Pazarı Karşısında Türk Tekstil Sektörünün Rekabet Yeteneği: Finansal Yaklaşım. ODTÜ Uluslararası Ekonomi Konferansı'nda sunulmuş bildiri, ODTÜ, Ankara. http://content.csbs.utah.edu/~ehrbar/erc2002/pdf/P059.pdf sayfasından erişilmiştir. Arıkan, R. (2004). Araştırma Teknikleri ve Rapor Hazırlama. Ankara : Asil yayın. Arna, S. (2013, Aralık 14). Kenzo'yu Kenzo Yapan Sekiz Sır. Hürriyet Cumartesi Gazetesi, s. 17. Arslan, K. (2008). Küresel Rekabet Baskısı Altında Tekstil ve Hazır Giyim Sektörünün Dönüşüm Stratejileri ve Yeni Yol Haritası (Rapor No: 57). http://www.musiad.org.tr/F/Root/Pdf/Araştırma%20Raporları/Araştırma%20Raporl arı/Tekstil_ve_Hazir_Giyim_Sektorunun_Yeni_Yol_Haritasi.pdf sayfasından erişilmiştir. Arslan, K. (2009). Moda Tasarımı (Rapor No: 60). http://www.musiad.org.tr/F/Root/Pdf/Araştırma%20Raporları/Araştırma%20Raporl arı/Moda_Tasarimi.pdf sayfasından erişilmiştir. 83 Ateşoğlu, İ. (2003). Türkiye'nin İhracatında Marka İmajının Etkisi. (Doktora Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir. Baydu, S. (2007). Hazır Giyim Sektöründe Marka Oluşturma Aşamasında Eğitimin Rolü. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir. Bridgewater, S. (2012). Futbol Markaları (L. Aydeniz, Çev.). İstanbul : Brandage. Büyükekşi, M. (2013, Temmuz). 2023'e Ulaştıracak Yolun Taşlarını, Markalaşma ve İnovasyon ile Döşemeliyiz. Turkistime Tim Akademi Sektörel Dergisi, 2. http://www.timakademi2023.org/wp-content/themes/a23/docs/tekstil-hazirgiyim.pdf sayfasından erişilmiştir. Çivitçi, Ş. (2013). Moda Tasarım. F. Curaoğlu (Ed.), Moda Tasarımı ve İnovasyon içinde (s. 57-81). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Web Ofset. http://eogrenme.anadolu. edu.tr/eKitap/EVI210U.pdf sayfasından erişilmiştir. Çivitçi, Ş., & Boğday Sayğılı, B. (2010). Kesim Bölümünde Çalışanlarının İş Sürecinde Karşılaştığı Ergonomik Problemler. E-Journal of New World Sciences Academy, 5(2), 436. http://www.newwsa.com/download/gecici_makale_dosyalari/NWSA350-5-4.pdf sayfasından erişilmiştir. Çivitçi, Ş., & Küçükikiz, E. (2010). Hazır Giyim Ürünlerini Satın Almada Müşterilerin Mağaza Vitrinlerinden Etkilenme Durumları. E-Journal of New World Sciences Academy, 5(2), 92. http://dergipark.ulakbim.gov.tr/nwsavoca/article/view/ 5000061838/5000058297 sayfasından erişilmiştir. Çoruh, E., & Çeğindir N. (2014). İstanbul As One Of The Future Fashion Centers. EJournal of New World Sciences Academy, 9(3), 38-49. http://dx.doi.org/10.12739/NWSA.2014.9.3.2C0050 sayfasından erişilmiştir. Dinç, N. (2011). Türk Hazır Giyim Sanayinde Markalaşma İçin Bir Model. (Doktora Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir. Drain, K. (2015). Italian Government Increases Fashion Financial Support In 2015. http://www.fashiontimes.com/articles/18928/20150227/italian-governmentincreases-fashion-financial-support-2015.htm sayfasından erişilmiştir. Ekti, E. (2013). Tekstil Sektörü Raporu. (Rapor No: 5). Düzce: Doğu Marmara Kalkınma Ajansı. 84 http://www.dogumarmarabolgeplani.gov.tr/pdfs/TEKSTİL%20SEKTÖRÜ.pdf sayfasından erişilmiştir. Eraslan, İ.H., Bakan İ., & Kuyucu, A.D.H. (2008). Türk Tekstil ve Hazırgiyim Sektörünün Uluslararası Rekabetçilik Düzeyinin Analizi. İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 13(7), http://ticaret.edu.tr/uploads/kutuphane/dergi/s13/265-300.pdf 273-275. sayfasından erişilmiştir. Eray, F. (2009). Hazır Giyim Sanayinde Marka-Reklam ve Tüketici İlişkisi. Mesleki Eğitim Dergisi, 1(2), 109-115. Erdoğan, D.İ. (2011). Bir Moda Tasarımcısının Koleksiyon Hazırlama Süreci ve Simay Bülbül Örneği.(Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir. Erduğan, Y.Y. (2013). Marka İmajı ve Marka Güveninin Marka Sadakati Üzerindeki Etkileri: Trakya Bölgesi'ndeki Kozmetik Sektöründe Bir Uygulama. (Yüksek Lisans Projesi). http://dspace.trakya.edu.tr:8080/jspui/bitstream/1/1655/1/71.pdf sayfasından erişilmiştir. Ergül, A. (2005). Hazır Giyim İşletmelerinde Markalaşma Süreci ve Bu Süreçte Görev Alacak Personelin Eğitimi İçin Program Model Önerisi. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir. Fashion's Night Out 2014 İstanbul. (2014). http://vogue.com.tr/haber/fashions-night-out2014-istanbul sayfasından erişilmiştir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu. (1951). T.C. Resmi Gazete, 7981, 13 Aralık 1951. Geçmişe Selam Geleceğe Bakış. (2015, Mart). Vogue Dergisi, 264-276. Gehlhar, M. (2006). Moda Tasarımcısının İş Kurma Rehberi (G. Karadağ, Çev.). İstanbul: Güncel. Grail Research (2009). The Global Fashion Industry- Growth in Emerging Markets. http://www.integreon.com/pdf/Blog/Global_Fashion_Industry_Growth_in_Emergi ng_Markets_260.pdf sayfasından erişilmiştir. Gül, G. (2011). Küreselleşmenin Tekstil ve Moda Endüstrisine Etkileri. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir. 85 Gümüşel Güner, S. (2016, Mart 29). Dünya Verilerle Karar Veriyor Biz İdeolojiyle. Aljazeera. http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/dunya-verilerle-karar-veriyorbiz-ideolojiyle sayfasından erişilmiştir. Güven, S. (2014, Eylül). Daha Çok Tasarımcı. Elle Dergisi, 232-228. Işık, E. (2007). Hazır Giyim Ürünlerinde Marka İmajı Yaratmanın Önemi ve İşletmeler Açısından İncelenmesi. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir. İnalcık, H. (2008). Türkiye Tekstil Tarihi. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. İstanbul Fashion İncube Yoluna Devam Ediyor (2014, Şubat/Mart). İTKİB Hedef Dergisi, 241, 54. http://www.itkib.org.tr/itkib/hedef/flip_hedef/2014/subat/241-HEDEF.pdf sayfasından erişilmiştir. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (2015). The Core İstanbul. http://www.ihkib.org.tr/tr/etkinlikler/the-core-istanbul/k-299 sayfasından erişilmiştir. İstanbul Moda Akademisi (2015). İMA. http://www.istanbulmodaakademisi.com/ima sayfasından erişilmiştir. İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (2015). Turkish Leather Brands. http://www.itkib.org.tr/download/dtg_micam_2013_davetvebilgi.pdf sayfasından erişilmiştir. İTKİB Genel Sekreterliği (2011). Tekstil ve Konfeksiyon Sektörleri Açısından İspanya. http://www.itkib.org.tr/ihracat/disticaretbilgileri/raporlar/dosyalar/ispanya_ulke_rap oru_eylul_2011.pdf sayfasından erişilmiştir. Kağnıcıoğlu, H. (2013). Moda Tasarım. F. Curaoğlu (Ed.), Pazarlama ve Marka içinde. (s. Eskişehir: 167-187). Anadolu Üniversitesi Web Ofset. http://eogrenme.anadolu.edu.tr/eKitap/EVI210U.pdf sayfasından erişilmiştir. Kaptan, S. (1977). Bilimsel Araştırma Teknikleri. Ankara : Tekışık Matbaası ve Rehber Yayınevi. Kara Y., & Coşkun A. (2012). Sosyal Ağların Pazarlama Aracı Olarak Kullanımı: Türkiye'deki Hazır Giyim Firmaları Örneği. Afyon Kocatepe Üniversitesi İİBF Dergisi, 2, 75. http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/5.pdf erişilmiştir. 86 sayfasından Karakoç, A.F. (2009). 2001 Sonrası Türk Hazır Giyim Sanayisinde Marka-İhracat İlişkisi ve Turquality. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir. Kaya, Ö. (2008). Türk Deri Konfeksiyon Sektöründe Küçük Ölçekli İşletmelerin Markalaşma Düzeylerinin İncelenmesi. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir. Koçyiğit, F. (2008). Türk Hazır Giyim Sektöründe Kotaların Kalkmasıyla Görülen Markalaşma Durumu. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir. Kuru, S. (1987). Mesleki Eğitim Fakültesi Giyim Endüstrisi ve Giyim Eğitimi Bölümü "Giyim Teknikleri ve Üretimi" Dersinin Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname. (1995). T.C. Resmi Gazete, 22326, 27 Haziran 1995. Meslek Lisesi Memleket Meselesi (2015). www.mesleklisesimemleketmeselesi.com sayfasından erişilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı (2006). MEGEP: Giyim Üretim Teknolojisi, Model Araştırmaları. http://hbogm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/kursprogramlari/giyim/moduller/mode l_arastirmalari.pdf sayfasından erişilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı (2008). MEGEP: Defile. http://hbogm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/kursprogramlari/halkla_iliskiler/modul ler/defile.pdf sayfasından erişilmiştir. Moda Hukuku Enstitüsü (2015). Moda Hukuku Enstitüsü Hakkında. http://modahukukuenstitusu.org/modahukuku-hakkimizda/ sayfasından erişilmiştir. Moda Tarihinde Bir İlk. (2010, Kasım). Marie Claire Dergisi, 58. Modanın Kapıları İstanbul'da Aralandı (2014, Ekim/Kasım). İTKİB Hedef Dergisi, 249, 35. http://www.itkib.org.tr/itkib/hedef/flip_hedef/2014/subat/241-HEDEF.pdf sayfasından erişilmiştir. Neuville, J. (2015). New Life in Paris. http://www.businessoffashion.com /articles/intelligence/new-life-in-paris sayfasından erişilmiştir. 87 Oyman, N.,R. & Erdoğan, D.,İ. (2012, Ekim). Defilenin Tarihteki Yeri Önemi ve Moda Pazarlamasına Etkileri. 1. Uluslar arası Moda ve Tekstil Tasarımı Sempozyumu'nda sunulmuş bildiri, Akdeniz Üniversitesi, Antalya. Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (2015). Kılavuzlar. http://www.osym.gov.tr/belge/122203/kilavuzlar.html sayfasından erişilmiştir. Örneklem Büyüklüğünün Saptanması (2015). http://www.istatistikanaliz.com/orneklem_buyuklugunu_saptanmasi.asp sayfasından erişilmiştir. Özdoğan, I., & İzgi, G. (2011). Moda Hukukunda Yaşanan Güncel Gelişmeler ve Uygulamadaki Sorunlar. http://www.morogluarseven.com/news/moda-hukukundayasanan-guncel-gelismeler-ve-uygulamadaki-sorunlar sayfasından erişilmiştir. Özüdoğru, Ş. (2009). Moda Fotoğraflarında Beden Dilinin Kullanımı ve Örnek Bir Çözümleme. Uluslararası Katılımlı Güzel Sanatlar ve Tasarım Sempozyumu'nda sunulmuş bildiri, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir. Seidman, L. (2004). Textile Workers in Turkey, 1922-2003. Textile conference IISH' de sunulmuş bildiri. http://webarchive.ncl.edu.tw/archive/disk14/30/27/94/72/05/200808073019/201010 08/web/iisg.nl/research/turkey2.pdf sayfasından erişilmiştir. Sevil, B. (2006). Moda Sektöründe Küresel Marka Yaratılması: Markalaşma Çalışmaları Üzerine Bir Uygulama. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir. Som, S. K. (2010, Aralık). İstanbul'da Moda Tasarım Sektörü. http://www.envanter.gov.tr/files/yayin/ISTANBULDA_MODA_TASARIM.pdf sayfasından erişilmiştir. Tasarım Desteği Hakkında Tebliğ. (2008). T.C. Resmi Gazete, 26851, 18 Nisan 2008. Tasarım Desteği Hakkında Tebliğ. (2014). T.C. Resmi Gazete, 29212, 21 Aralık 2014. Tasarım Strateji ve Eylem Planı. (2014). T.C. Resmi Gazete, 29163, 2 Kasım 2014. Tasarıma Türk Dokunuşu. (2016, Nisan). Marie Claire Dergisi, 226-231. The Core İstanbul (2015). The Core İstanbul Hakkında. http://thecore-istanbul.com/info sayfasından erişilmiştir. 88 Tungate, M. (2006). Modada Marka Olmak (G. Günay, Çev.). İstanbul: Rota. Turkish Fashion. I-D (2015). Moda Tasarımcıları Derneği Hakkında. http://turkishfashionid.com/hakkimizda/ sayfasından erişilmiştir. Turquality (2015). Misyon ve Hedeflerimiz. http://www.turquality.com/hakkimizda/misyon-ve-hedeflerimiz sayfasından erişilmiştir. Turquality (2015). Turquality Nedir? http://www.turquality.com/hakkimizda/turqualitynedir sayfasından erişilmiştir. Türk Dil Kurumu (2015). Büyük Türkçe Sözlük. http://www.tdk.gov.tr sayfasından erişilmiştir. Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması, Türk Malı İmajının Yerleştirilmesi ve Turquality'nin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ. (2006). T.C. Resmi Gazete, 26177, 24 Mayıs 2006. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (2015). İstanbul Moda Konferansı Hakkında. http://tgsd.org.tr/kayit-formu sayfasından erişilmiştir. Ustaoğlu, M. (2013). Mehtap Elaidi ile Az Üzerine. Fashion Turkey Dergisi, 73-74. http://issuu.com/fashionturkey/docs/fashion-ekim-aralik13 sayfasından erişilmiştir. Vakko Esmod İstanbul (2015). Vakko Esmod Hakkında. http://www.vakkoesmod.com/hakkinda.html sayfasından erişilmiştir. Valentino Garavani Museum (2015). http://www.valentinogaravanimuseum.com/ sayfasından erişilmiştir. Who's Next'in Konuk Ülkesi Türkiye (2014, Şubat/Mart). İTKİB Hedef Dergisi, 241, 36. http://www.itkib.org.tr/itkib/hedef/flip_hedef/2014/subat/241-HEDEF.pdf sayfasından erişilmiştir. Yengin, D., & Sağıroğlu, Y. (2012). Dijital Ortamda Marka İletişimi: Tekstil Sektöründe Moda Bloglarının Tüketici Üzerindeki Etkisi. The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication- TOJDAC Dergisi, 2(3), http://www.tojdac.org/tojdac/VOLUME2-ISSUE3_files/tojdac_v02i301.pdf sayfasından erişilmiştir. 89 1. Yeşiltaş, E. (2008). Moda Sektöründe Marka Kimliği, Tüketici Algısı ve Mavi Jeans Örneği. (Yüksek Lisans Tezi). http://tez.yok.gov.tr sayfasından erişilmiştir. Yurttaş, Ö. (2011). Blogların Marka Üzerindeki Gücü. İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7, http://fbd.aydin.edu.tr/makaleler/cilt1sayi7/12_ozge_ulug_yurttas.pdf 107-122. sayfasından erişilmiştir. Zakuto, D. (2011, Temmuz). Zamansız Tasarımlar. Marie Claire Dergisi, 112. Zakuto, D.(2006, Aralık). Modern Kadının Zerafeti. Marie Claire Dergisi, 336-337. 90 EKLER 91 EK 1. Anket Formu TÜRK MODA TASARIMCILARININ MARKALAŞMA SÜRECİNDE KARŞILAŞTIKLARI PROBLEMLERİN BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA Bu araştırma, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Giyim Endüstrisi ve Giyim Sanatları Eğitimi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programı Bitirme Tezi gereği yapılmaktadır. Anket formu, Türk moda tasarımcıların markalaşma problemlerini belirlemek ve çözüm önerileri getirebilmek amacıyla hazırlanmıştır. Anket iki bölümden oluşmaktadır. I. Bölüm araştırmaya katılan moda tasarımcılarının demografik bilgilerini belirlemeye yönelik sorulardan, II. Bölüm ise Türk moda tasarımcılarının markalaşma sürecinde yaşadıkları problemleri belirlemek amacıyla düzenlenen sorulardan oluşmaktadır. Ankete vereceğiniz cevaplar yalnızca bilimsel araştırmada kullanılacaktır. Anketin güvenilirliği ve geçerliliği için; ankete vereceğiniz cevapların samimi ve doğru olması önemlidir. Lütfen size en uygun seçeneğe "x" işareti koyarak cevap veriniz. Yardımınız için teşekkür ederim. Ceren ÖZ Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi Ana Bilim Dalı 92 ANKET SORULARI BÖLÜM I Kişisel Bilgiler (Demografik Bilgiler) 1. Anketi cevaplayan moda tasarımcısı moda tasarım eğitimi görmüş müdür? ( ) evet ( ) hayır 2. Anketi cevaplayan moda tasarımcısı kaç senedir moda tasarımcılığı yapmaktadır? ( ) 1-5 yıl arası ( ) 06-10 yıl arası () 11-15 yıl arası () 15-20 yıl arası () 20 yıl ve üzeri 3.Anketi cevaplayan moda tasarımcısının kendine ait bir markası bulunmakta mıdır? () evet () hayır 4. Anketi cevaplayan moda tasarımcısı belirli bir dönemde herhangi bir moda markasına ya da hazır giyim markasına koleksiyon hazırlamış mıdır? () evet () hayır 93 BÖLÜM II Türk Moda Tasarımcılarının Markalaşma Sürecinde Yaşadıkları Problemlerin Belirlenmesine İlişkin Sorular Türk Moda Tasarımcılarının Genel Özellikleri İle İlgili Bulgular Nelerdir? Kesinlikle katılıyorum 1- Türkiye' de moda tasarımı eğitimi veren eğitimciler yeterli donanıma sahiptir. 2- Türkiye' de moda tasarımı eğitimi yeterli düzeydedir. 3- Türkiye' de moda tasarımı eğitiminde pazarlama eğitimi yeterli düzeydedir. 4- Türkiye' de Moda Tasarımcıları Derneği' nin kurulması mesleki anlamda örgütlenmeye yeterince imkan sağlamıştır. 5- Türkiye' de meslek birlikleri (İHKİB, İTKİB vb.) moda tasarımcılarına yeterli desteği ve temsili sunmaktadır. 94 Katılıyorum Kısmen Katılıyorum Katılmıyorum Kesinlikle Katılmıyorum 2 - Moda Tasarım Sektöründe Markalaşma Süreci Nasıl Gerçekleşmektedir? Kesinlikle katılııyorum Katılıyorum Kısmen Katılıyorum Katılmıyorum Kesinlikle Katılmıyorum Kesinlikle katılııyorum Katılıyorum Kısmen Katılıyorum Katılmıyorum Kesinlikle Katılmıyorum 1- Türk moda tasarım sektörü gelişmekte olan bir sektördür. 2- Türk moda tasarımı sektöründe kalıcı başarı sağlamak için markalaşmak gereklidir. 3- Kendi markasını kurmak isteyen moda tasarımcısı iş planı (planlama, satış stratejisi, rekabet analizi gibi) oluştururken yeterli destek ve kaynak bulabilmektedir. 4- Türkiye' de markalaşma süreci içinde basın- yayın ve internet kullanımı etkilidir. 5- Galata-moda ve moda haftası gibi etkinliklerin markalaşmaya önemli bir katkısı vardır. 6- Kendi markasını yaratmak isteyen moda tasarımcısı markasını oluşturmak için kendi mağazasını açmaya ihtiyaç duymaktadır. 7- Kendi markasını yaratmak isteyen moda tasarımcısı öncelikle başka tasarımcılar ya da hazır giyim markaları için çalışma ihtiyacı duyar. 8- Kendi markasını yaratmak isteyen moda tasarımcısına devletin uyguladığı mevzuat ve yasalar yeterlidir. 3 - Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemler Nelerdir? 1- Markalaşma sürecinde tasarım aşaması haricinde kalan alanlarda (pazarlama, halkla ilişkiler, muhasebe, tedarik vb.) profesyonel eleman eksikliği vardır. 2- Markalaşma sürecinde karşılaşılabilecek maddi problemlere karşı kaynak bulmak kolaydır. 3- Markalaşma sürecinde marka tescil işlemlerinin uzaması süreci olumsuz etkilemektedir. 4- Türk moda tasarım sektöründe markalaşma sürecinde pazarlama ve tanıtım faaliyetleri sonrası tüketiciye ulaşmada bir tedarik zinciri problemi yaşanmaktadır. 95 4 - Markalaşma Sürecinde Karşılaşılan Problemlerin Çözümü İle İlgili Öneriler Nelerdir? Kesinlikle katılııyorum 1- Kendi markasını yaratmak isteyen moda tasarımcısına devlet tarafından bir vergi indirimi veya muafiyeti getirilmelidir. 2- Kendi markasını yaratmak isteyen moda tasarımcısına devlet finansal (kredi, teşvik vb.) destek vermelidir. 3- Moda tasarım sektörüne kalifiye eleman yetiştirmek için eğitim düzenlemeleri yapılmalıdır. 4- Kendi markasını yaratmak isteyen moda tasarımcısı profesyonel danışmanlık hizmeti almalıdır. 96 Katılıyorum Kısmen Katılıyorum Katılmıyorum Kesinlikle Katılmıyorum ÖZGEÇMİŞ Kişisel Bilgiler Soyadı, Adı Öz Ceren Uyruğu T.C. Doğum tarihi ve yeri 23.11.1986 / Ankara Medeni hali Evli Telefon 05547508881 Faks - E-posta [email protected] Eğitim Derecesi Mezuniyet Yılı Okul/ Program Lise Çankırı Anadolu Lisesi 2005 Üniversite Anadolu Üniversitesi/ Moda Tasarımı 2009 Yüksek Lisans Gazi Üniversitesi/ Giyim Endüstrisi ve Giyim Sanatları Eğitimi İş Deneyimi, Yıl Çalıştığı Yer Görev - - - Yabancı Dil İngilizce 97