VANKOMİSİN VANKOMİSİN Hücre duvarı sentezini inhibe ederek etki eden baktericidal antibiyotiktir. SPEKTRUM S. aureus ( özellikle MRSA tedavisinde ), S. epidermidis, Streptokoklar, Enterokoklar ( Vankomisine dirençli enterokoklar hariç), Corynebakterium jeikeum, Penisiline dirençli pnemokoklar, Clostridium difficile, Aşağıdaki bakterilere etkisizdir Gram negatifler, Anaerobların çoğu, Vankomisine dirençli enterokoklar ( VRE ). KLİNİK KULLANIM: Stafİlokokal enfeksiyonlar MRSA dahil. Metisiline dirençli S.epidermidise bağlı prostetik kapak endokarditlerinde ( rifampisin veya genta ile kombine olarak ). Penisiline dirençli S. Pneumonia enfeksiyonlarında. Penisiline allerjik hastaların Enterokokal endokardit ve bakteriyemilerinde. C.diffıcile kolitinde PO olarak. Penisiline allerjik hastaların endokardit profılaksilerinde: VANKOMİSİNİN YAN ETKİLERİ: Vankomisin histamin deşarjına sebep olarak Red-man sendromu yapabilir. Döküntü. Nörotoksik: Kulak nefrotoksiktir. çınlaması, duyma kaybı Nadiren MURKORMİKOZ Zygomikoz; Mucormycosis; Zygomycosis; Mukormikoz sinüsler, beyin, akciğerler ve nadiren cildi içeren mantar hastalığıdır. Çok ağır ve hızlı seyreden bir enfeksiyon hastalığıdır. İmmün sistemi zayıf hastalarda ortaya çıkar. Genellikle kısa enfeksiyonudur. sürede ölümle sonuçlanan bir mantar Mukormikoz neden olur? Hastalık doğada özellikle toprakta bolca bulunan mantarlar nedeniyle ortaya çıkar. Mukor cinsi mantarlar çürüyen kütük ve ağaçlarda, toprakta, gübrede, çöp alanlarında bol bulunur. Vücuda kesik, çizik yada solunum ile bulaşır, mukozalardan göze bulaşabilir. Vücuda bir kez yerleştikten sonra hızla çoğalır ve yayılarak ölüme yol açar. Sağlıklı bireylerde normal immün sistem mukor cinsi bu mantarın yayılmasını durdurur ve herhangi bir hastalığa yol açmadan mantarı öldürür, uzaklaştır. İmmün sistemin bozulduğu durumlarda mantar hızla yayılır ve genellikle hızla ölüme yol açar. Mukormikoz kimlerde görülür? Hastalık immün sistemi zayıflamış kişilerde görülür: Kontrolsüz diyabet, HİV enfeksiyonu ve AİDS, Lösemi, Lenfoma, Organ nakli nedeniyle immün sistemi baskılayan ilaç kullanımı, Kemoterapi, Uzun süre steroid ve kortizon kullanımı, Demir zehirlenmesi nedeniyle deferroksamin kullanımı, Metabolik asidoz varlığı, Kronik sinüzit varlığı Mukormikoz için hazırlayıcı nedenlerdir. Mukormikoz belirtileri nelerdir? Hastalığın yerleştiği alana göre şikayetler değişir. Solunum sistemine yerleşen Mukormikoz da aşağıdaki bulgular görülür. Mukormikoz un saatler içinde geliştiği ve bu bulguların birkaç saat içinde ortaya çıkarak genel durumu hızla bozduğu unutulmamalıdır: Ateş, Öksürük, Yüz ağrısı, Gözde şişme ve göz yuvarlağının dışarı doğru itilmesi, Sinüsler üzerinde kızarıklık, Kanlı öksürük, Nefes darlığı, Kanlı kusma, Karın ve göğüs ağrısı, Fenalık hissi, şuur bulanıklığı, Uykuya meyil ve genel durumda hızla bozulma. Cilt enfeksiyonlarında ise hızla gelişen kızarıklık, enfeksiyon yerinde sıvı birikimi ve akıntı, şiddetli ağrı, sertlik, şişlik ve siyahlaşma olur. Mukormikoz teşhisi nasıl konur? Enfeksiyon yerinden alınan bir örneğin laboratuarda incelenmesi ve kan testleri ile tanı konur. Görüntülenme yöntemleri, röntgen, bilgisayarlı tomografi ve MR sinüz tutulumu hakkında bilgi verir. Mukormikoz tedavisi: Mukormikoz çok ciddi ve hızlı yayılan ölümcül bir mantar hastalığıdır. Hastalıktan şüphe edilmesi bile hızla hastaneye yatırılıp incelemeyi gerektirir. Tanı konur konmaz en hızlı şekilde tedavi başlanmalıdır. Erken tedavi ile hayatta kalmak mümkün olabilir. Tanı konur konmaz antifungal tedavi başlanır, cerrahi istenir ve ölü dokuların hızla cerrahi olarak çıkarılması gerekir. Mukormikoz dan korunma Doğada yaygın olarak bulunan mukor cinsi mantarlardan korunmak mümkün değildir. Hastalıktan korunmanın en önemli yolu immün sistemi bozan durumların bir an önce düzeltilmesidir. Mukormikoz en sık kontrolsüz diyabet hastalarında görülür. Diyabetin kontrolü immün sistemin normal çalışması için şarttır. Referanslar : National Foundation for Infectious Diseases http://www.nfid.org/ Centers for Disease Control and Prevention http://www.cdc.gov/ The Canadian Lung Association http://www.lung.ca/ Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca/ Mucormycosis. Center for Disease Control and Prevention (CDC) website. Available at: http://www.cdc.gov/fungal/mucormycosis/ . Accessed May 20, 2013. Mucormycosis. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated May 16, 2013. Accessed May 20, 2013. Radha S, Tameem T, Fernandez DK, Satyanarayana G. Gastric zygomycosis (mucormycosis). The Internet J Pathol . 2007;5(2). ZONA Gece yanığı; Zona deri sinirlerinin ağrılı döküntülü iltihabıdır. Herpes zoster virüsü ile meydana gelir. Herpes zoster virüsü çocuk çağda bulaşır ve ilk olarak suçiçeği yapar daha sonra sinir hücreleri içinde saklanır yıllar sonra immün sistemin zayıfladığı bir anda sinir iltihabı yapar, buna ZONA denir. Suçiçeği geçirmemiş insanlarda zona olmaz. Zona tekrarlayabilir. Zonanın aşısı vardır. Zona aşısı 60 yaş üstü herkese yapılabilir. Aşı zonanın ortaya çıkışını, ağırlığını, komplikasyonlarını azaltır. Zona Kimlerde olur ? Aşağıdaki durumlar zona riskini arttırır; 50 yaş üstü kişiler, İmmün sistemin bozulduğu durumlar, Kanser tedavisi gören, Kortizon kullanan, Kemoterapi alan Radyoterapi alan hastalar Aşırı yorgunluk, Kötü beslenme, Fiziksel ve psikolojik stres, Yukarıda sayılan faktörler olmadan da zona çıkabilir. Zona kişiden kişiye bulaştırılmaz ancak zona geçiren kişi etrafa suçiçeği bulaştırır. Zona belirtileri nelerdir? Bir sinir bölgesinde sınırlı içi sıvı dolu kaşıntılı kabarçıklar, Kırmızı zeminde içi sıvı dolu kesecikler görülür, Tipik olarak vücudun bir yarısında bir sinir alanında sınırlıdır öbür tarafa geçmez, Hastalık birkaç sinir bölgesini tutabilir, Kabarcıklar birkaç gün içinde kurur, kabuklanır dökülür, En çok göğüs gövde ve yüzde çıkar, Kabarcıklar başlamadan 2 gün önce ve kabarcıklar kabuklandıktan 5 gün sonraya kadar bulaşıcıdır, Gözü tutar ise görmeyi ciddi şekilde bozar, Döküntünün olduğu bölgede yanma tarzında çok şiddetli ağrılar olur, bu ağrılar normal ağrıkesiciler ile geçmez, Hasta ağrıdan dolayı bitkin kalır, Baş ağrısı vardır, Döküntü çıkmadan birkaç gün önce o bölgede uyuşukluk ve kaşıntı olur, Döküntünün olduğu bölge dokunmaya karşı çok hassastır, Ateş vardır, Hastalık geçtikten sonra ağrısı kalabilir. Hastalıktan sonra ağrı tekrar ortaya çıkabilir, bu zona komplikasyonudur buna post herpetik nöralji denir, çok şiddetli ve kontrolü güç ağrılar olabilir. Zona hastalığının teşhisi nasıl konur? Hastalık klinik görüntü ve kan testleri ile konur. Zona hastalığının tedavisi: Zona tedavisinde amaç ağrının dindirilmesi ve iyileşmenin hızlandırılması ve iyileşme sonrası ağrının ortaya çıkmasını engellemektir. Antiviral ilaçlar ilk 48-72 saat içinde başlanır ise ağrıyı hafifletip iyileşmeyi hızlandırırlar. Antiviral ilaçlar hastanın durumuna göre 7 – 21 gün kullanılabilirler. Ağrıların dindirilmesi için ağrı kesiciler, kaşıntı ve kabuklanma için lokal ilaçlar kullanılabilir. Tedavide kortizon kullanılabilir, kortizonlu ilaçların ağrıyı azalttığı iddia edilmektedir. Post Herpetik Nöralji: Zona sonrasında gelişen şiddetli, kontrolü zor ağrılardır. Zona komplikasyonudur. Halsiz bırakan yıpratıcı ağrılarıdır. Tedavide antiviral ilaçların kullanılması nöralji ağrılarının gelişme şansını azaltır. Bu ağrıların kontrolu için ağrı kesiciler, anti depresanlar, lokal anestezik maddeler hatta sinirlerin bloke edilmesi bile tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Zona dan korunma: Zona başlayan kişi etrafa suçiçeği aşağıdaki önlemleri almalıdır: bulaştırmamak için Döküntüler kuruyup dökülmeye başladıktan 5 gün sonraya kadar bulaşıcıdır, bu süre içinde hamileler, çocuklar, suçiçeği geçirmemiş erişkinler, yeni doğmuş bebekler, kanser tedavisi görenler, steroid kulanlar dan uzak durmak gerekir. Zona tekrarlayabilir. Zona aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Referanslar 1. Sampathkumar P, Drage LA, Martin DP. Herpes zoster (shingles) and postherpetic neuralgia. Mayo Clin Proc. 2009 Mar;84(3):274-80. [PubMed: 19252116] 2. Whitley RJ. Varicella-Zoster virus. In: Mandell GL, Bennett JE, Dolin R, eds. Principles and Practice of Infectious Diseases. 7th ed. Philadelphia, Pa: Elsevier Churchill Livingstone; 2009:chap 137. 3. Advisory Committee on Immunization Practices. Recommended adult immunization schedule: United States, 2010. Ann Intern Med. 2010;152:36-39 TRİKOMONAS VAJİNİTİ Trikomonas vajinit yapan bir parazittir cinsel yolla bulaşır. Sık rastlanır. Trichomonas vaginalis adlı parazit ile meydana gelir. Hem kadın hem erkekte enfeksiyon yapar. Bulaştıktan 4 ila 20 gün sonra şikayetler başlar. Belirtiler: Kadında vajinit olur: Bol köpüklü yeşil – sarı akıntı Cinsel temas sırasında ağrı, Kaşıntı, koku, İdrar yaparken yanma olur. Erkekte hemen hiç şikayet olmaz. Çok nadiren peniste hafif beyaz akıntı, kaşıntı ve idrarda yanma yapar. Trikomonas teşhisi nasıl konur? Hastalık vajinal örneğin incelemesi ve kültürü ile teşhis edilir. Erkekte üretral akıntıdan alınan örneğin incelenmesi ile teşhis edilir. Trikomonas tedavisi: Trikomonas enfeksiyonu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur, bu nedenle her iki eşinde aynı zamanda tedavi edilmesi gerekir. Erkeklerde şikayet olmasa da her cinsel temasta hastalığı bulaştırır. Trikomonas tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Tek doz tedavi yeterlidir. Trikomonas komplikasyonları: Trikomonas vajiniti tedavi edilmez ise birçok komplikasyona neden olur. • Vajinit olan hasta cinsel yolla bulaşan hastalıkları çok kolay kapar. Hepatit, HİV, Herpes, gonore ve diğer enfeksiyonlar daha kolay kapılır. • Tedavi edilmemiş trikomonas enfeksiyonu gebelerde erken doğuma ve düşük doğum tartısına neden olur. • Pelvik inflamatuar hastalığa, dış gebeliklere ve kısırlığa neden olabilir. Trikomonas dan korunma: Trikomonas tedavisinde eşlerin aynı zamanda tedavi edilmesi önemlidir. Trikomonas vajiniti tekrarlar. Tedavi süresince cinsel temastan kaçınmak gerekir. Kondom kullanımı trikomonas bulaşmasını engeller. Referanslar: 1- Centers for Disease Control and Prevention. Sexually transmitted diseases treatment guidelines 2006. MMWR 2006: 55 (No. RR-11) 2- Krieger JN and Alderete JF. Trichomonas vaginalis and trichomoniasis. In: K. Holmes, P. Markh, P. Sparling et al (eds). Sexually Transmitted Diseases, 3rd Edition. New York: McGraw-Hill, 1999, 587-604. 3- Weinstock H, Berman S, Cates W. Sexually transmitted disease among American youth: Incidence and prevalence estimates, 2000. Perspectives on Sexual and Reproductive Health 2004; 36: 6-10 ROTA VİRÜS Rota Enteriti; Rota virüsü ile meydana gelen mide bağırsak enfeksiyonudur, hastalık ishal bulantı kusma ve ateş ile seyreder ve her yaşta görülür. Mide barsak sisteminde enfeksiyona neden olur. Bebekler ve küçük çocuklarda en sık ishal sebebidir. Hızla yayılır, salgınlara neden olur. Birçok çocuk kendi kendine düzelir. 1998 de Rota virüs aşısı kullanılmaya başlandı. Rota virüs nedir ? Rota virüs mide ve bağırsaklarda enfeksiyona neden olabilen bir virüstür. Özellikle bebek ve çocuklarda ishalin en sık sebebidir. Dünya çapında yaygın olarak görülür. Kış aylarında ve ilk baharda salgınlar yapar. Yılda bir milyon çocuğun ölümüne neden olur. 1998 de aşısı kullanılmaya başlandı. Rota virüs belirtileri nelerdir ? Rota virüs çok hızlı yayılır. Hastalık kirli ellerin ağza teması sonucu bulaşır. Hasta kişinin etrafa dokunması, tokalaşma, kirli oyuncaklar, kirli yüzeyler ile temas sonucu kolayca bulaşır. Hasta çocuklar şikayetleri süresince ve iyileştikten sonra bir süre hastalığı yayarlar. Kreşler ve yuvalarda rota virüs salgınları sık görülür. Hastalık virüs bulaştıktan 3 gün sonra başlar. Rota virüs gastro enteriti Ateş Bulantı, Kusma, Kramp tarzında karın ağrıları, Bol sulu kansız sümüksüz ishal ile seyreder. İshal çok ağır değildir ancak 3 ila 9 gün sürer. Birçok hasta bu sürenin sonunda kendi kendine iyileşse de aşırı kusma ve ishal nedeniyle ciddi su kaybı olan bebeklerin ve çocukların hastaneye yatırılmaları gerekir. Hastalık bağışıklık bırakmaz ancak diğer rota vakaları giderek daha hafif seyreder. Hastalık nadiren aşırı sıvı kaybına bağlı koma ve ölümle sonuçlanabilir. Rota enfeksiyonu nasıl teşhis edilir? Hastalık dışkıda rota virüs testi ile teşhis edilir. Rota enfeksiyonu kimlerde görülür? Her çocuk hayatının ilk 5 yılında rota virüs enfeksiyonu geçirir. 3 ila 35 ay arası bebeklerde rota enfeksiyonu ağır seyreder ve şiddetli su kaybına neden olur. Rota virüs enfeksiyonlarına bağlı hastane yatışlarının birçoğu bu yaş gurubunda görülür. Çocuklar çok nadiren ardı ardına rota enfeksiyonları geçirebilir. Büyük çocuklar ve erişkinlerde de rota virüs ishalleri görülür. Çok çocuklu evlerde bebeklerde başlayan rota enfeksiyonunun büyük kardeşlere hatta anne babaya geçtiği görülebilir. Yaşlılarda rota virüs enfeksiyonu nadirdir ancak tehlikeli su kabına ve koma ve ölüme yol açabilir. Rota virüs tedavisi Viral enfeksiyonların tedavisinde antibiyotik kullanılmaz. Rota virüs tedavisi bol sıvı takviyesi, destek tedavisi ve istirahattır. Aşırı su kayıplarında vakit geçirmeden hospitalizasyon gerekir. Rota virüs enfeksiyonu nasıl önlenir Rota virüs aşısı 1998 yılında kullanılmaya başlandı. Aşı etkili ve kullanımı kolay bir aşıdır. Aşılama dışında özellikle bebekli ve küçük çocuklu ailelerin el yıkama, sanitasyon ve hijyen kurallarına dikkat etmesi önerilir. Referanslar : 1. Reduction in Rotavirus After Vaccine Introduction — United States, 2000-2009 MMWR. 2009; 58(41):1146-1149 2. Prevention of Rotavirus Gastroenteritis Among Infants and Children Recommendations of the Advisory Committee on Immunization Practices (ACIP) MMWR. 2009; 58(RR02):1-25 3. Tate JE, Cortese MM, Payne DC, Curns AT, Yen C, Esposito DH, et al. Uptake, Impact, and Effectiveness of Rotavirus Vaccination in the United States. Pediatr Infect Dis J. 2011;30(1 Suppl):S56-60. 4. Yen C, Tate JE, Wenk JD, II Harris JM, Parashar UD. Diarrhea-Associated Hospitalizations Among US Children Over 2 Rotavirus Seasons After Vaccine Introduction. Pediatrics. doi:10.1542/peds.2010-1393. 5. Cortese MM, Tate JE, Simonsen L, Edelman L, Parashar UD. Reduction in Gastroenteritis in United States Children and Correlation With Early Rotavirus Vaccine Uptake From National Medical Claims Databases. 2010;29(6):489-94 Pediatr Infect Dis J. ORTA KULAK İLTİHABI Otit; Otitis Infection Media; Akut Otit; Middle Ear Orta kulak: kulak zarı ile iç kulak arasında kalan zar ile kaplı kısımdır. Orta kulağın iltihabi hastalığına otitis media da denir. Orta kulak bir kanal ile boğaza açılır ( östaki borusu). Orta kulak iltihapları bakteri ve virüsler ile gelişir. En sık görülen organizmalar: Streptococcus pneumoniae ( Pnemokok en sık görülen mikroorganizmadır), Haemophilus influenzae, Moraxella (Branhamella) catarrhalis, Streptococcus pyogenes. En sık görülen organizmalardır. Aşağıdaki durumlar orta kulak iltihaplarına zemin hazırlar: Yeni geçirilmiş gribal hastalıklar ( soğuk algınlığı, nezle, grip), Yeni geçirilmiş sinüzit, Boğaz iltihapları ve anjin, Bebek ve çocuklar, Kış ayları ve soğuk havalar, Bakım evlerinde kalan çocuklar, Bebek maması ile beslenen çocuklar, Östaki borusunda anormalliğe sebep olan hastalıklar; Yarık damak, Down sendromu, Solunum ve gıda alerjileri, Reflü hastalığı, Gebelikte aşırı alkol kullanan kadınların çocukları, Sigara dumanına maruz kalan çocuklarda orta kulak iltihapları sık görülür. Orta kulak iltihabının belirtileri nelerdir? Kulak ağrısı Bebekler ve küçük çocuklarda Ağlama, Huzursuzluk, Kulağı tutmak, çekmek, Elini yüzün o tarafına koymak gibi bulgular görülür, Ateş, Huzursuzluk, Uykusuzluk, Duyma kaybı ( sıvı birikiminden dolayı geçici olabilir), İştahsızlık, Kulak akıntısı, Yürüme güçlüğü olabilir. Orta kulak iltihabı teşhisi nasıl konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. Orta kulak zarının sıvı ile şişmiş olduğu görülür. Bu sıvının boşaltılması için bir tüp konması iyileşmeyi hızlandırır. Timpanosentez bu sıvının boşaltılması işlemidir. Bu sırada önek alınıp incelenebilir. Ayrıca aşağıdaki laboratuvar testleri tanıya yardım eder: Hemogram, ASO, CRP, Sedimentasyon, Timpanostentez mayisinden kültür yapılması tanıya destek olur. Ayrıca işitme testlerinin yapılması da gerekebilir. Ortakulak iltihaplarının tedavisi: Bakteriyel orta kulak iltihaplarının tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Verilen antibiyotiklerin zamanında ve tam olarak kullanılması tedavinin başarısında önemlidir. Orta kulakta birikim var ise bunun timpano sentez ile boşaltılması ve gerekirse tekrarının önlenmesi amacıyla timpanostomi tüpü konulması tedavide önemlidir. Viral orta kulak iltihaplarının tedavisinde antibiyotikler etkili olmazlar. Orta kulak iltihapları tedavi ile 2-3 günde düzelir, hastanın şikayetleri geriler. Tedavide ağrı kesiciler, ödem çözücü dekonjesan ilaçlar da kullanılır. Küçük çocuklarda karaciğer hasarı yaptığından viral enfeksiyonların tedavisinde aspirin kullanılmamalıdır. Ağrı kesici kulak damlaları şikayetleri azaltır. Aşağıdaki önlemler orta kulak iltihaplarından korunmada önemlidir: Sigara dumanından uzak durmak, En az 6 ay anne sütü vermek, Çocuğa emzik vermemek, Biberonla beslenen bebeğin mümkün olduğunca oturur vaziyette beslenmesi, Alerji testlerinin yapılması ve alerjenlerden korunması, Reflu var ise tedavisi, El yıkama alışkanlığının kazandırılması, Çocukluk aşılarının tamamlanması, Pnemokok aşısının yapılması, Yıllık grip aşısının yapılması, Gereksiz antibiyotik kullanılmaması, Gerektiği zaman timpanostomi tüpü kullanılması orta kulak enfeksiyonlarının gelişimini engeller. Referanslar: 1. American Academy of Otolaryngology, Head and Neck Surgery http://www.entnet.org 2. National Institute on Deafness and Other Communication Disorders http://www.nidcd.nih.gov 3. Caring for Kids http://www.caringforkids.cps.ca/ 4. Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca/index_e.html 5. Acute otitis media. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated June 2008. Accessed July 28, 2008. 6. Behrmann R, Kliegman R, Jenson HB. Nelson Textbook of Pediatrics . 16th ed. Philadelphia, PA: WB Saunders; 2000. 7. Griffith HW. Griffith’s 5-Minute Clinical Consult . Baltimore, MD: Williams & Wilkins; 1999. 8. Hurst DS, Amin K, Seveus L, Venge P. Evidence of mast cell activity in the middle ears of children with otitis media with effusion. Laryngoscope . 1999;109:471-477. 9. Otitis media (ear infection). National Institute on Deafness and Other Communication Disorders website. Available at: http://www.nidcd.nih.gov/ . Published July 2003. Accessed July 29, 2008. 10. Phillips BL. Otitis media, milk allergy, and folk medicine. Pediatrics .1972;50:346. 11. Side Effects. Antibiotics. Side Effects website. Available at: http://side-effects.org/antibiotics . Accessed November 30, 2010. 12. 10/12/2006 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Spiro DM, Tay KY, Arnold DH, Dziura JD, Baker MD, Shapiro ED. Wait-and-see prescription for the treatment of acute otitis media: a randomized controlled trial. JAMA . 2006;296:1235-1241. 13. 9/23/2008 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Coleman C, Moore M. Decongestants and antihistamines for acute otitis media in children. Cochrane Database of Systematic Reviews. 2008(3). CD001727. DOI: 10.1002/14651858.CD001727.pub4. 14. 6/5/2009 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Foxlee R, Johansson A, Wejfalk J, Dawkins J, Dooley L, Del Mar C. Topical analgesia for acute otitis media. Cochrane Database Syst Rev. 2009;(2):CD005657. 15. 7/21/2009 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Pavia M, Bianco A, Nobile CG, Marinelli P, Angelillo IF. Efficacy of pneumococcal vaccination in children younger than 24 months: a metaanalysis. Pediatrics. 2009;123:e1103-1110. 16. 11/30/2010 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Coker TR, Chan LS, Newberry SJ, et al. Diagnosis, microbial epidemiology, and antibiotic treatment of acute otitis media in children: a systematic review. JAMA. 2010;304(19):2161-2169. KOLİ BASİLİ E. coli; Escherichia coli; E. Coli enfeksiyonu; Escherichia coli O157:H7; EHEC; ETEC; EPEC; EIEC. E.coli insanların ve hayvanların bağırsaklarında bol miktarda bulunan bir bakteridir. Yüzden fazla çeşidi vardır, bazı çeşitleri gıdalar ve sular ile bulaşan salgınlara neden olur, barsak enfeksiyonu yapar. Koli basili hangi hastalıklara sebep olur? Koli basilinin yüzlerce çeşidinden birkaç tanesi gıdalar ve sular ile bulaşan salgınlara neden olur. Karın ağrısı, bulantı kusma ve kanlı ishalle seyreden ciddi enfeksiyonlar yapar. Bu tür enfeksiyonlara neden olan koli basilleri değişik isimler alırlar: EHEC: Entero Hemorajik E. Coli: kanlı ishalle seyreden barsak enfeksiyonu yapar. Bu tür içinde E. Coli O157 H7 bakterisi sığır etleri ile bulaşan ve ağır kansızlık ve böbrek yetmezliği ile sonuçlanan Hemolitik üremik sendrom denilen bir tabloya neden olur. ETEC: Entero Toksijenik E. Coli: Bol sulu ishal ve karın ağrısına neden olur. Turist ishali nin en büyük sebebidir. Koli basili nasıl bulaşır? Koli basili genellikle hayvanlardan insanlara bulaşır. Hayvan artıkları ile kirlenmiş gıdalar ve sular en sık bulaşma yollarıdır. Özellikle: Az pişmiş sığır etleri, özellikle hamburger, Kirli sular, Kirli sular veya gübre ile kirlenmiş sebze ve meyve, Pastörize olmamış süt ve süt ürünleri, Sığırlar ile uğraşan kişilere bulaşır. Koli basili ince bağırsak enfeksiyonu yapar. Bakterinin çeşidine göre bol sulu ishal yada dizanteri benzeri kanlı ishale neden olur. EHEC bakterisi ise kansızlık ve böbrek yetmezliğine ve ölüme yol açabilir. Koli basili enfeksiyonları herkezde ve her yaşta görülebilir, en çok: Çocuklarda ve yaşlılarda, Kronik hastalığı olanlarda ( diyabet, kanser tedavisi görenler, mide ilaçları kullananlar vb), Çiftlik çalışanlarında daha sık görülür. Koli basili belirtileri nelerdir? Hastalık şiddeti kişiden kişiye değişmekle birlikte koli basili enfeksiyonlarında: Kramp tarzında karın ağrıları, Bol sulu ishal, Su kaybına bağlı halsizlik, bitkinlik, Yorgunluk, çabuk yorulma, Kanlı ishal, Hafif ateş, Bulantı ve kusma görülür. Koli basilinin cinsine bağlı olarak bu hastalık tablosuna ağır kansızlık, üre artışı ve böbrek yetmezliği tablosu eklenebilir. Koli basili teşhisi nasıl konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcıdır. Koli basili enfeksiyonunun kesin teşhisi laboratuar testleri ile konur. E. Coli enfeksiyonu şüphesinde aşağıdaki testler istenmelidir: Tam kan sayımı, Üre, Kreatinin, Dışkı kültürü, Dışkıda EHEC tespiti istenmelidir. Koli basili hastalıkları nasıl tedavi edilir? Koli basili enfeksiyonlarının ve sebep oldukları komplikasyonların tedavisi ayrı ayrı değerlendirilir. Sıvı takviyesi: Birçok hasta sıvı takviyesi ile 5 – 10 günde kendi kendine iyileşir. Hastalar nadiren hastaneye yatırılır. Sıvı tedavisi sırasında ishal kesici ilaçlar kullanmamak ve ishali durdurmaya çalışmamak gerekir. Kaybedilen su ve tuz yerine konur. Hasta içebiliyor ise ağızdan içemiyor ise damardan serumla sıvı takviyesi yapılır. Sıvı takviyesi ile hastanın toparlanmasını beklemek gerekir. Hemolitik üremik sendrom tedavisi: Entero Hemorajik E. Coli ( EHEC) bakterisinin bir çeşidi olan O157 H7 tipi nin neden olduğu gıdalar ile bulaşan ve salgınlar yapan barsak enfeksiyonunun ağır bir komplikasyonudur. Kan damar içinde parçalanmaya ve ağır bir kansızlık tablosuna, pıhtılaşma bozukluğuna, böbrek fonksiyonlarının bozulmasına ve ağır bir böbrek yetmezliğine yol açar. Hastalığın ölümcül ve tehlikeli komplikasyonudur. İshali olan hastanın günler saatler içinde kansız kaldığı idrar yapmakta zorlandığı nefesinde idrar kokusu gelmeye başladığı ve şuurunun bulandığı görülür. Hastada: Halsizlik, Solukluk, Huzursuzluk, Vücutta morartılar, Ağız, burun kanamaları, En ufak bir yaralanma ve iğne batmasında uzun süre kanama görülür. Hastanın derhal yoğun bakım ünitesi olan bir merkezde tedaviye alınması gerekir. Hemolitik üremik sendrom tedavisinde: kan nakli ve diyaliz yapılır. Koli basilinden korunma : Koli basili enfeksiyonlarından korunmak için temizlik ve hijyen koşullarına dikkat etmek gerekir, ayrıca: Tüm sığır etleri ve özellikle hamburgerlerin iyi pişirilmesi, Az pişmiş etlerin yenmemesi, Az pişmiş salam, sosis, sucuk, Pişmemiş etler ile pişmiş etlerin ayrı tutulması, Çiğ et işlenen tezgahların her işlemden sonra sabunlu sular ile temizlenmesi, Pastörize olmamış sütlerin kullanılmaması, Pastörize olmamış sütten yapılan süt ürünlerinin kullanılmaması, Çiğ sebze, meyve ve salataların iyi temizlenmesi ve yıkanması, Çeşme suyunun uygun şekilde klorlanması, El yıkama alışkanlığının kazanılması koli basili enfeksiyonlarından korunmak için gereklidir. Referanslar: 1. Centers for Disease Control and Prevention http://www.cdc.gov/ 2. National Institute of Allergy and Infectious Diseases http://www.niaid.nih.gov/ 3. Canadian Food Inspection Agency http://www.inspection.gc.ca/ 4. Public Health Agency of Canada http://www.phac-aspc.gc.ca/ 5. E. coli infection. American Academy of Family Physicians website. Available at: http://familydoctor.org/242.xml . Accessed February 28, 2007. 6. Escherichia coli O157:H7. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/ncidod/dbmd/diseaseinfo/escherichiacoli_g.h tm . Accessed February 28, 2007 KIZAMIK Kızamık; Measles; Rubeola; Morbili; Kızamık viral, çok bulaşıcı, döküntüler ile seyreden viral bir enfeksiyon hastalığıdır. Kızamık solunum yoluyla havadan bulaşır, tüm vücuda yayılır. İlk kez 7. yüzyılda tanımlanmış. Aşı öncesi dönemde çocukluk çağının en yaygın hastalığı idi. Aşısı 1963 de bulundu. Halen az gelişmiş ülkelerde sık görülür ve ölüm oranı yüksektir. Kızamık virüsü ısı ve ışıkta hemen ölür, insan vücudu dışında uzun süre canlı kalamaz. İnsandan başka canlıda hastalık yapamaz. Sadece insandan insana bulaşır. Kızamık virüsü: Reservoir ( kaynak ) İnsandır. Nezaman görülür: Kış sonu ilkbahar aylarında görülür. Nasıl bulaşır: Solunum yoluyla havadan bulaşır. Kime bulaşır: Bütün insanlara bulaşabilir yaş cins ayrımı yapmaz. Bulaşması: Döküntüler başlamadan 4 gün önce ve döküntüler solduktan 4 gün sonraya kadar bulaşıcıdır. Bağışıklık: 1- Aşı ile 2- hastalığı geçirerek bağışıklık kazanılır. Kızamık kimlerde görülür? Kızamık tüm yaş gurubunda görülebilir, Çocuklar özellikle aşısız çocuklar kızamık tehlikesi altındadır, Öğrenciler Uluslar arası seyahat edenler Sağlık çalışanları kızamık için risk altındadır. Ne zaman kızamıktan şüphelenelim? 3 günden uzun süren generalize döküntü varsa, 38,3 derecenin üstünde ateş varsa ve aşağıdakilerden en az birtanesi Öksürük yada burun akıntısı yada konjoktivit den en az birtanesi var ise kızamıkdan şüphelenmek gerekir. Kızamık virüsü nasıl bulaşır? • Virüs solunum yoluyla havadan bulaşır. • Boğazda çoğalarak lenf bezlerine yerleşir. • Bulaştıktan 2 – 3 gün sonra tüm vicuda yayılır. • Bulaştıktan 5 – 6 gün sonra tüm dokulara yerleşir ve döküntü, ateş başlar. Kızamık belirtileri nelerdir? Kuluçka dönemi 10 – 12 gündür. Hastalık üşüme, tireme ile ateşin 38,3 dereceye çıkması ile başlar, hastada grip şikayetleri vardır, daha sonra döküntü başlar. Kızamıkta genellikle aşağıdakilerden biri vardır: Konjoktivit (gözlerde kızarıklık), Burun akıntısı, Öksürük. Kızamık döküntüsünün özelliği nedir? Döküntü şikayetler başladıktan 2-4 gün sonra başlar ve 14 gün sürer. Kızamık döküntüsü yüz ve boyundan (kulak arkası) başlayarak kollara bacaklara doğru yayılır. Kırmızı, ciltten hafif kabarık ve basmakla solan döküntülerdir. Avuç içi, ayak tabanı ve ağız içinde de döküntü görülmesi önemlidir. Küçük döküntüler daha sonra birleşerek büyür. Döküntüler başladığı yerden başlayarak solar, esmerleşir, pullanır ve kaybolur. Kızamık tehlikeli bir hastalık mıdır? Evet kızamık tehlikelşi bir hastalıktır. Kızamık sonrası hastalarda aşağıdaki komplikasyonlar ortaya çıkabilir: İshal % 8 Orta kulak iltihabı %7 Zatürre %6 Beyin iltihabı %0,1 Hastaneye yatış %18 Ölüm %0,2 Kızamık komplikasyonu 5 yaş altı ve 20 yaş üstünde artar. Kızamık teşhisi nasıl konur? Kızamık teşhisi Boğaz örneği, kan veya idrardan virüs tespiti. Kanda kızamık antikorlarının tespiti. Boğaz, idrar ve örneklerde PCR ile virüs tespiti ile konur. Günümüzde kızamık vakaları nasıl ? Salgınlar görülmüyor. Nadir tek tek vakalar görülüyor. Vakalar genellikle erişkin. Vakalar genellikle yurt dışı ve aşılamanın şüpheli olduğu ülkelerle ilgili. Ülkemizde 2011 Ocak ayında 2 erikin vaka görülmüştür. Atipik kızamık ne demek? Çok hafif seyirli, veya Çok ağır seyirli veya Şok tablosuyla seyreden kızamık veya Kanamalar ile seyreden kızamık tabloları atipik kızamık diye adlandırılır. Kızamık aşısı: Canlı atenüe virüs aşısıdır. % 95 etkilidir. Hayat boyu koruma sağlar. 2 doz yapılır. Kızamık Kızamıkcık Kabakulak ile birlikte yapılır. ( karma aşı = MMR aşısı ) 12 ay üstü ve aşılanmamış erişkinlere yapılır. İlk doz genellikle 18. ayda 2. doz 4- 6 yaş arasında yapılır. Kızamık aşısının yan etkisi var mı? Kızamık aşısı en güvenilir aşılardan birisidir. Çok az yan etkisi vardır: Ateş 5%-15% Döküntü 5% Eklem şikayetleri 25% Thrombocytopenia <1/30,000 doz da bir Parotit nadir Sağırlık nadir Ansefalit <1/1,000,000 doz da bir. Kızamık aşısı kimlere yapılmaz: Kızamık aşısı canlı aşıdır bu nedenle hamilelere ve immün sistemi bozuk olanlara yapılmaz: İlk dozda kızamık aşısına karşı ağır alerjik reaksiyon olmuş ise. Hamilelik varsa. İlaca veya hastalığa bağlı bağışıklık bozukluğu varsa. Akut hastalık hali varsa kızamık aşısı yapılmaz. Kızamık nasıl tedavi edilir? • Kızamığın tedavisi yoktur. • Birçok kızamık vakası yatak istirahatı ve destek tedavisi ile düzelir. o Destek tedavisinde ateş düşürücü ilaçlar, öksürük kesici ve bronş açıcı ilaçlar ile vitamin A takviyesi yapılır. Kızamığa yapılır? bağlı yan etkilerin tedavisi nasıl Hastalığın düzelme döneminde tekrar ateşin çıkması yada ateşin 4. günden itibaren halen yüksek devam etmesi, Kuru öksüsüğün yerine balgam çıkartan dolu öksürük başlaması ve iltihabi balgam, Kulak ağrısı, başağrısı başlaması komplikasyon işaretidir. İmmun sistemi bozuk hastalarda komplikasyon riski de fazladır. Akciğer tutulumu: zatüre, bronşit, Orta kulak iltihabı, Sinüzit, Beyin tutulumu : ansefalit, Kızamık hastalığının komplikasyonlarıdır. Kızamık komplikasyonlarının tedavisinde antibiyotik gerekebilir. Yukarıdaki şikayetlerin varlığında hastanın doktora götürülmesi gerekir. Kızamık aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Referanslar: 1. Centers for Disease Control and Prevention http://www.cdc.gov/ 2. National Foundation for Infectious Disease http://www.nfid.org/ 3. Caring for Kids http://www.caringforkids.cps.ca/ 4. Public Health Agency of Canada http://www.phac-aspc.gc.ca/ 5. Bellini WJ, Rota JS, Lowe LE, et al. Subacute sclerosing panencephalitis: more cases of this fatal disease are prevented by measles immunization than was previously recognized. J Infect Dis . 2005 Nov 15;192(10):1686-93. 6. Berkow R. The Merck Manual of Medical Information . 17th ed. New York, NY: Simon and Schuster, Inc; 2000. 7. Glickman-Simon R. Measles vaccine. EBSCO Health Library website. : http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81 . Updated February 2008. July 22, 2008. 8. Kassianos G. Vaccination for tomorrow: the need to improve immunisation rates. J Fam Health Care . 2010;20(1):13-6. 9. Peter G, Gardner P. Standards for immunization practice for vaccines in children and adults. Infect Dis Clin North Am . 2001;15:9-19. 10. Red Book: 2003 Report of the Committee on Infectious Diseases . 26th ed. Washington, DC: American Academy of Pediatrics; 2003. KABAKULAK Mumps; Kabakulak viral bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Tükürük bezlerinde şişme ağrı ve ateş ile seyreder. Aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Genellikle çocuk çağda geçirilir, buluğ çağında ve erişkin yaşta erkeklerde kısırlığa sebep olabilir. Hastalık damlacıklar ile havadan ya da direk temas ile yayılır. Aile içinde ve çocuklar arasında kolayca yayılır salgınlar yapar. kabakulak kimlerde görülür? Aşı nedeniyle görülme sıklığı çok azalmıştır ancak, Aşısı yapılmamış insanlarda, Aşıya ulaşma imkanının düşük olduğu bölgelerde, 1956 dan sonra doğmuş, kabakulak geçirmemiş ve 1yaşını doldurduktan sonra aşı olmamış kişilerde, 10 – 19 yaş arasında, Kış aylarında, İmmün sistemi bozulmuş hastalarda ( aşı olsalar dahi ) kabakulak geçirme ihtimali yüksektir. Kabakulak şikayetleri nelerdir? Hastalığın kuluçka süresi 2-3 haftadır. Hastaların yarıdan çoğunda hastalığa rağmen hiçbir şikayet ve bulgu olamaz. En sık görülen şikayetler: Tükürük bezlerinin iltihabı sonucu Kulak önü ve yanak bölgesinde ağrılı şişlik, Şişlikler kulağı arkaya doğru iter kaba bir görüntü oluşur ( kabakulak ) Yemek sırasına ağrı, Ateş, Boğaz ağrısı, Baş ağrısı, Ense de sertlik – ağrı, Bulantı, kusma, Seste boğuklaşma dır. Ayrıca dilaltı ve çene altındaki tükürük bezleri de şiş ve ağrılı olabilir, erkeklerde testislerde şişme ve ağrı olabilir, kızlarda over iltihaplanması, karın ağrısı ve hassasiyetine neden olabilir. Kabakulak teşhisi: Kaba kulak klinik görünüm, şikayetler ve muayene bulguları ile teşhis edilir, kesin teşhis kan testleri ile konur. Kabakulak tedavisi: Kabakulak hastalığının özel bir tedavisi yoktur. İstirahat ve ağrı kesici ilaçlar verilir. Kabakulak tedavisinde antibiyotik kullanılmaz. Hastalık 10- 12 günde iyileşir, hasta tüm bu süre içinde bulaştırıcıdır. Şikayetleri azaltmak için Şişlikler üzerine sıcak ve/veya soğuk kompres yapılabilir, Tuzlu su ile gargara boğaz ağrısını hafifletir, İlaçlar ile ateş kontrol edilebilir, çocuklara aspirin verilmez Bol su verilir ( limon suyu, portakal vb, ekşi gıda ve içecekler tükürük salgısını arttırır ve ağrıyı arttırır ), Yumuşak dengeli beslenme önerilir. Kabakulak tehlikeli bir hastalıkmı dır? Birçok çocukta kabakulak komplikasyonsuz büyüdükçe komplikasyonlar artar. En komplikasyonlar : seyreder. Yaş sık görülen Sağırlık ( kalıcı değildir), Beyin, pankreas, kalp ve diğer organ tutulumları ve iltihabı: ciddi olabilir, Testis iltihabı: adolesan erkekler ve erişkin yaşta çıkan kabakulak vakalarının % 20 sinde görülür, kısırlığa neden olabilir. Kabakulaktan korunma: Kabakulak aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Aşı en önemli korunma yoludur. Aşı canlı aşıdır ve immün sistemi bozuk kişilere, hamilelere yapılmaz. Aşı genellikle kombine halde kızamık ve kızamıkçık ile birlikte ( MMR) yapılır. Erişkin çağda yapılabilir. Normal aşı şeması 2 dozdur. İlk doz 12- 15. Aylarda, 2. Doz 4- 6 yaş arasında yapılır. Eğer aşılanmamış iseniz yada kabakulak aşısını olduğunuzdan emin değilseniz kabakulak hastası ile temas etmeyin, aşı imkanını doktorunuza danışın. Refernaslar: 1- American Academy of Family Physicians http://www.aafp.org/ 2- American Academy of Pediatrics http://www.aap.org/ 3- AboutKidsHealth http://www.aboutkidshealth.ca/ 4- Canadian Family Physician http://www.cfpc.ca/cfp/ 5- Braunwald E. Harrisons Principles of Internal Medicine. 15th ed. New York, NY: McGraw Hill; 2001. 6- Infertility in men. University of Maryland Medical Center website. Available at: http://www.umm.edu/patiented/articles/what_causes_of_male_infe rtility_000067_4.htm. Updated October 2006. Accessed July 28, 2008. 7- Kassianos G. Vaccination for tomorrow: the need to improve immunisation rates. J Fam Health Care. 2010;20(1):13-6. 8- Mumps. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php. Updated July 2008. Accessed July 28, 2008 KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ Kırım Kongo hastalığı 2002 yılından bu yana ülkemizde giderek yayılan viral bir hastalıktır. Keneler aracılığıyla yayılan hastalık tedaviye rağmen % 10 oranında ölümcül seyretmektedir. Bilgilenmek hastalığa karşı en önemli silahtır. KKK nedir? Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Bunyavirus ailesinden Nairoviruslar ile meydana gelen keneler aracılığıyla bulaşan kanamalarla karakterize viral bir hastalıktır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi zoonoz karakterli bir hastalık olup sporadik vakalar şeklinde veya salgınlarla seyreder, vakaların çoğu asemptomatiktir. Hastalık ilk olarak 1944 de Kırımda 1969 da Kongoda tespit edildiğinden adı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olarak konmuştur. Hastalık nerelerde bulunur ? Kırım Kongo Kanamalı Ateşi genellikle Doğu Avrupa, Sovtyetler Birliği, Doğu Akdeniz , Orta Doğu, Kuzey Afrika, , Hindistan, Orta Asya Kuzey Çin ülkelerinde bulunur. Ülkemizde özellikle İç Anadolu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadoluda görülmektedir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virusu İxodid Hyalomma cinsi sert kenelerle yayılır. Keneler virusun hem rezervuarı hemde vektörüdür. Virüs insanlar dışında doğada tavşan, dağ keçisi, kuşlar, kemirgenler gibi hayvanları, ayrıca inek, koyun, keçi gibi evcil hayvanları da infekte ederek çoğalır ve keneler yoluyla yayılır. Hastalık kuşlarda çok hafif seyreder, çiflik hayvanlarında da çok ölümcül seyirli değildir. Virüs insanlara kene ısırması yada infekte hayvanların kan ve çıkartılarıyla temas sonucu hematojen yolla bulaşır. Virus insandan insana kan ve çıkartılarla temas sonucu bulaşabilir. Hastalık en çok kırsal alanda yaşayanlarda, hayvancılıkla uğraşanlarda ve mezbaha çalışanlarında görülmektedir. Kırım-Kongo kanamalı ateşi belirtileri nelerdir? Virüs, sığır, koyun, keçi, tavşan ve tilki gibi hayvanlardan tespit edilmiştir. KKKA virusu kenelerin konakladığı hayvanlara bulaşmasına rağmen hayvanlarda; bazen hafif ateş çıkabilir, bunun dışında hastalık belirtisi görülmemektedir. Buna karşılık hayvanlar hastalığın yayılmasında aracı rol (portör) oynamaktadır. Kırım-Kongo kanamalı ateşi salgınlarını etkileyen doğa şartları nelerdir? Doğu Avrupa ve Asya’daki Kırım-Kongo hemorajik ateş salgınlarının genellikle insanlar tarafından oluşturan çevresel şartlara bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir. Kırım’daki ilk salgının, İkinci Dünya Savaşı yıllarında kene ile enfekte olmuş bölgelerin tarıma açılması nedeniyle oluştuğu sanılmaktadır. Daha sonra eski Sovyetler Birliği ve Bulgaristan’ da olan salgınlarda ise ziraatçılık ve hayvancılıktaki değişmelerin rol oynadığı belirtilmektedir. Hastalık yaklaşık 1-3 günlük bir kuluçka döneminin ardında aniden ortaya çıkan yüksek ateş, başağrısı, sırt ağrısı, kas eklem ağrıları, bulantı kusma karın ağrısı gibi gribal şikayetlerle başlar. Göz aklarında kızarıklık, kırmızı yüz, kızarık boğaz, yumuşak damakta enantemler sık görülür. İlk günlerdeki yüz ve göğüsteki peteşilerle konjoktivalarda kızarıklık dikkat çeker. Ağır vakalarda hepatit ve sarılık, huy değişiklikleri, duyusal algılarda bozukluklar olabilir. Hastalığın dördüncü gününden itibaren yaygın ekimozlar, şiddetli burun kanamaları, melena, hematemez, enjeksiyon yerinden sürekli kanama ve sızıntılar gibi hemorajik diatezler başlar. Hastalığın kanamalı dönemi 2 hafta kadar sürebilir. Patogenezden yaygın karaciğer ve endotel hasarıyla ağır trombositopeni sorumludur. Ağır vakalarda 5. Günden itibaren hepatorenal ve pulmoner yetersizlikler görülür. Ölüm genellikle 2. Haftada ve MSOF nedeniyledir. Laboratuar tahlillerinde lökopeni, trombositopeni, ALT, AST de artış, CK ve bilirubin artışı, ALT, GGT, LDH artişi görülür. INR, PT ve aPTT de uzama vardır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarında %9 ila %50 arasında değişen mortalite oranları bildirilmiştir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi nasıl teşhis edilir? Şüpheli vakalarda ilk iki hafta içinde Nairovirus RNA PCR pozitif bulunabilir. Nairovirus IgM 9. Günden sonra pozitif olur. Hastalığa bağlı antikorlar ELİSA yöntemiyle tespit edilebilir. Erken dönemde IgM antikorlarının artması yada IgG antikorlarında 4 kat artış gösterilmesi tanı koydurur. Bu testler spesifik testler olduklarından sadece belli kurumlar tarafından yapılabilmektedir. Kırım kongo kanamalı ateşinini tedavisi varmı? Kırım Kongo Kanamalı Ateşi de ana tedavi destek tedavisidir. Metabolik ve hemodinamik parametreler yerinde tutulmaya çalışılır. Hastalığın spesifik bir tedavisi bulunmamakla birlikte, antiviral ilâçlardan ribavirinin, oral veya parenteral olarak kullanılabileceği bildirilmektedir. Ayrıca hastalığı geçirmiş kişilerden hazırlanan anti serumlar tedavi ve koruma amacıyla kullanılmış fakat istatistiksel anlamlı sonuçlar alınamamıştır. KKK den korunma ve kontrol: Tüm enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ’NDE de korunma ve kontrol önlemlerinin alınması çok önemli ve gereklidir. Doğu Avrupa da üretilmiş fare beyninden elde edilen bir aşının %70 koruma sağladığı bildirilmiştir fakat halihazırda dünya sağlık örgütünün onayladığı bir aşı yoktur. Hasta ve hastanın sekresyonları ile temas sırasında mutlaka üniversel önlemler (eldiven, önlük, gözlük, maske vb.) alınmalıdır. Genellikle hava yolu ile bulaşmadan bahsedilmemektedir. Ancak, kan ve vücut sıvıları ile temastan kaçınılmalıdır. Bu şekilde bir temasın söz konusu olması halinde, temaslının en az 14 gün kadar ateş ve diğer belirtiler yönünden takip edilmesi gerekmektedir. Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut sıvıları ile temas sırasında da gerekli korunma önlemleri alınmalıdır. Kene mücadelesi çok önemli olmakla birlikte oldukça zor görülmektedir. Keneler yumurta dönemleri hariç diğer biyolojik evrelerinde insanlara hücum ederek kan emebilir. Hem mera keneleri hem de mesken keneleri gelişmelerini sürdürebilmek ve nesillerini devam ettirebilmek için konakçılarından kan emmek zorundadırlar; genel olarak da konakçı spesifitesi göstermezler. Coğrafik bölgelere ve türlere göre değişmekle beraber, KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ’yı bulaştıran Hyalomma soyuna ait keneler genel olarak Nisan ve Ekim aylarında aktiftirler; bu dönemlerdeki salgınların sebebi de budur. Bu nedenle öncelikle konakçılar kenelerden uzak tutulmalı ve kenelerin kan emmeleri engellenmelidir. Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınılması gerekmektedir. Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği alanlarda bulunulması durumunda, vücut belirli aralıklarla kene yönünden muayene edilmeli; vücuda yapışmamış olanlar dikkatlice toplanıp öldürülmeli, yapışan keneler ise kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) alınmalıdır. Diğer önemli hususlardan birisi de piknik amaçlı olarak su kenarları ve otlak şeklindeki yerlerde bulunanlar döndüklerinde, mutlaka üzerlerini kene bakımından kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalıdır. Çalı, çırpı ve gür ot bulunan yerlerden uzak durulmalı, bu gibi yerlere çıplak ayakla veya kısa giysilerle girilmemelidir. Ormanlarda çalışan işçilerin ve ava çıkanların lastik çizme giymeleri veya pantolonlarının paçalarını çorap içine almaları kenelerden koruyucu olabilmektedir. Hayvan sahipleri hayvanlarını kenelere karşı uygun akarisitlerle ilâçlamalı, hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkân vermeyecek şekilde yapılmalı, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır. Kene bulunan hayvan barınakları uygun akarisitlerle usulüne göre ilâçlanmalıdır. Gerek insanları gerekse hayvanları kene enfestasyonlarından korumak için repellent olarak bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir. Repellentler sıvı, losyon, krem, katı yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup, cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek uygulanabilmektedir. Aynı maddeler hayvanların baş veya bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca, bu maddelerin emdirildiği plâstik şeritler, hayvanların kulaklarına veya boynuzlarına takılabilir. İçinde DEET içeren akarisitler kullanılmalıdır