vankomisin,murkormikoz,zona,trikomonas vajiniti,rota virüs,orta

advertisement
VANKOMİSİN
VANKOMİSİN
Hücre duvarı sentezini inhibe ederek etki eden baktericidal
antibiyotiktir.
SPEKTRUM
S. aureus ( özellikle MRSA tedavisinde ),
S. epidermidis,
Streptokoklar,
Enterokoklar ( Vankomisine dirençli enterokoklar hariç),
Corynebakterium jeikeum,
Penisiline dirençli pnemokoklar,
Clostridium difficile,
Aşağıdaki bakterilere etkisizdir
Gram negatifler,
Anaerobların çoğu,
Vankomisine dirençli enterokoklar ( VRE ).
KLİNİK KULLANIM:
Stafİlokokal enfeksiyonlar MRSA dahil.
Metisiline dirençli S.epidermidise bağlı prostetik kapak
endokarditlerinde ( rifampisin veya genta ile kombine
olarak ).
Penisiline dirençli S. Pneumonia enfeksiyonlarında.
Penisiline allerjik hastaların Enterokokal endokardit ve
bakteriyemilerinde.
C.diffıcile kolitinde PO olarak.
Penisiline
allerjik
hastaların
endokardit
profılaksilerinde:
VANKOMİSİNİN YAN ETKİLERİ:
Vankomisin histamin deşarjına sebep olarak Red-man
sendromu yapabilir.
Döküntü.
Nörotoksik: Kulak
nefrotoksiktir.
çınlaması,
duyma
kaybı
Nadiren
MURKORMİKOZ
Zygomikoz; Mucormycosis;
Zygomycosis;
Mukormikoz sinüsler, beyin, akciğerler ve nadiren cildi içeren
mantar hastalığıdır. Çok ağır ve hızlı seyreden bir enfeksiyon
hastalığıdır. İmmün sistemi zayıf hastalarda ortaya çıkar.
Genellikle kısa
enfeksiyonudur.
sürede
ölümle
sonuçlanan
bir
mantar
Mukormikoz neden olur?
Hastalık doğada özellikle toprakta bolca bulunan mantarlar
nedeniyle ortaya çıkar. Mukor cinsi mantarlar çürüyen kütük ve
ağaçlarda, toprakta, gübrede, çöp alanlarında bol bulunur.
Vücuda kesik, çizik yada solunum ile bulaşır, mukozalardan
göze bulaşabilir. Vücuda bir kez yerleştikten sonra hızla
çoğalır ve yayılarak ölüme yol açar.
Sağlıklı bireylerde normal immün sistem mukor cinsi bu
mantarın yayılmasını durdurur ve herhangi bir hastalığa yol
açmadan mantarı öldürür, uzaklaştır. İmmün sistemin bozulduğu
durumlarda mantar hızla yayılır ve genellikle hızla ölüme yol
açar.
Mukormikoz kimlerde görülür?
Hastalık immün sistemi zayıflamış kişilerde görülür:
Kontrolsüz diyabet,
HİV enfeksiyonu ve AİDS,
Lösemi,
Lenfoma,
Organ nakli nedeniyle immün sistemi baskılayan ilaç
kullanımı,
Kemoterapi,
Uzun süre steroid ve kortizon kullanımı,
Demir zehirlenmesi nedeniyle deferroksamin kullanımı,
Metabolik asidoz varlığı,
Kronik sinüzit varlığı Mukormikoz için hazırlayıcı
nedenlerdir.
Mukormikoz belirtileri nelerdir?
Hastalığın yerleştiği alana göre şikayetler değişir. Solunum
sistemine yerleşen Mukormikoz da aşağıdaki bulgular görülür.
Mukormikoz un saatler içinde geliştiği ve bu bulguların birkaç
saat içinde ortaya çıkarak genel durumu hızla bozduğu
unutulmamalıdır:
Ateş,
Öksürük,
Yüz ağrısı,
Gözde şişme ve göz yuvarlağının dışarı doğru itilmesi,
Sinüsler üzerinde kızarıklık,
Kanlı öksürük,
Nefes darlığı,
Kanlı kusma,
Karın ve göğüs ağrısı,
Fenalık hissi, şuur bulanıklığı,
Uykuya meyil ve genel durumda hızla bozulma.
Cilt enfeksiyonlarında ise hızla gelişen kızarıklık,
enfeksiyon yerinde sıvı birikimi ve akıntı, şiddetli ağrı,
sertlik, şişlik ve siyahlaşma olur.
Mukormikoz teşhisi nasıl konur?
Enfeksiyon
yerinden
alınan
bir
örneğin
laboratuarda
incelenmesi ve kan testleri ile tanı konur.
Görüntülenme
yöntemleri, röntgen, bilgisayarlı tomografi ve MR sinüz
tutulumu hakkında bilgi verir.
Mukormikoz tedavisi:
Mukormikoz çok ciddi ve hızlı yayılan ölümcül bir mantar
hastalığıdır. Hastalıktan şüphe edilmesi bile hızla hastaneye
yatırılıp incelemeyi gerektirir. Tanı konur konmaz en hızlı
şekilde tedavi başlanmalıdır. Erken tedavi ile hayatta kalmak
mümkün olabilir. Tanı konur konmaz antifungal tedavi başlanır,
cerrahi istenir ve ölü dokuların hızla cerrahi olarak
çıkarılması gerekir.
Mukormikoz dan korunma
Doğada yaygın olarak bulunan mukor cinsi mantarlardan korunmak
mümkün değildir. Hastalıktan korunmanın en önemli yolu immün
sistemi bozan durumların bir an önce düzeltilmesidir.
Mukormikoz en sık kontrolsüz diyabet hastalarında görülür.
Diyabetin kontrolü immün sistemin normal çalışması için
şarttır.
Referanslar :
National Foundation for Infectious Diseases
http://www.nfid.org/
Centers for Disease Control and Prevention
http://www.cdc.gov/
The Canadian Lung Association
http://www.lung.ca/
Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/
Mucormycosis. Center for Disease Control and Prevention
(CDC)
website.
Available
at:
http://www.cdc.gov/fungal/mucormycosis/ . Accessed May
20, 2013.
Mucormycosis. EBSCO DynaMed website. Available at:
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated May
16, 2013. Accessed May 20, 2013.
Radha S, Tameem T, Fernandez DK, Satyanarayana G.
Gastric zygomycosis (mucormycosis). The Internet J
Pathol . 2007;5(2).
ZONA
Gece yanığı;
Zona deri sinirlerinin ağrılı döküntülü iltihabıdır. Herpes
zoster virüsü ile meydana gelir. Herpes zoster virüsü çocuk
çağda bulaşır ve ilk olarak suçiçeği yapar daha sonra sinir
hücreleri içinde saklanır yıllar sonra immün sistemin
zayıfladığı bir anda sinir iltihabı yapar, buna ZONA denir.
Suçiçeği
geçirmemiş
insanlarda
zona
olmaz.
Zona
tekrarlayabilir. Zonanın aşısı vardır. Zona aşısı 60 yaş üstü
herkese yapılabilir. Aşı zonanın ortaya çıkışını, ağırlığını,
komplikasyonlarını azaltır.
Zona Kimlerde olur ?
Aşağıdaki durumlar zona riskini arttırır;
50 yaş üstü kişiler,
İmmün sistemin bozulduğu durumlar,
Kanser tedavisi gören,
Kortizon kullanan,
Kemoterapi alan
Radyoterapi alan hastalar
Aşırı yorgunluk,
Kötü beslenme,
Fiziksel ve psikolojik stres,
Yukarıda sayılan faktörler olmadan da zona çıkabilir. Zona
kişiden kişiye bulaştırılmaz ancak zona geçiren kişi etrafa
suçiçeği bulaştırır.
Zona belirtileri nelerdir?
Bir sinir bölgesinde sınırlı içi sıvı dolu kaşıntılı
kabarçıklar,
Kırmızı zeminde içi sıvı dolu kesecikler görülür,
Tipik olarak vücudun bir yarısında bir sinir
alanında sınırlıdır öbür tarafa geçmez,
Hastalık birkaç sinir bölgesini tutabilir,
Kabarcıklar birkaç gün içinde kurur, kabuklanır
dökülür,
En çok göğüs gövde ve yüzde çıkar,
Kabarcıklar başlamadan 2 gün önce ve kabarcıklar
kabuklandıktan 5 gün sonraya kadar bulaşıcıdır,
Gözü tutar ise görmeyi ciddi şekilde bozar,
Döküntünün olduğu bölgede yanma tarzında çok şiddetli
ağrılar olur, bu ağrılar normal ağrıkesiciler ile
geçmez,
Hasta ağrıdan dolayı bitkin kalır,
Baş ağrısı vardır,
Döküntü çıkmadan birkaç gün önce o bölgede uyuşukluk ve
kaşıntı olur,
Döküntünün olduğu bölge dokunmaya karşı çok hassastır,
Ateş vardır,
Hastalık geçtikten sonra ağrısı kalabilir.
Hastalıktan sonra ağrı tekrar ortaya çıkabilir, bu zona
komplikasyonudur buna post herpetik nöralji denir, çok
şiddetli ve kontrolü güç ağrılar olabilir.
Zona hastalığının teşhisi nasıl konur?
Hastalık klinik görüntü ve kan testleri ile konur.
Zona hastalığının tedavisi:
Zona tedavisinde amaç ağrının dindirilmesi ve iyileşmenin
hızlandırılması ve iyileşme sonrası ağrının ortaya çıkmasını
engellemektir. Antiviral ilaçlar ilk 48-72 saat içinde
başlanır ise ağrıyı hafifletip iyileşmeyi hızlandırırlar.
Antiviral ilaçlar hastanın durumuna göre 7 – 21 gün
kullanılabilirler. Ağrıların dindirilmesi için ağrı kesiciler,
kaşıntı ve kabuklanma için lokal ilaçlar kullanılabilir.
Tedavide kortizon kullanılabilir, kortizonlu ilaçların ağrıyı
azalttığı iddia edilmektedir.
Post Herpetik Nöralji:
Zona sonrasında gelişen şiddetli, kontrolü zor ağrılardır.
Zona komplikasyonudur. Halsiz bırakan yıpratıcı ağrılarıdır.
Tedavide antiviral ilaçların kullanılması nöralji ağrılarının
gelişme şansını azaltır. Bu ağrıların kontrolu için ağrı
kesiciler, anti depresanlar, lokal anestezik maddeler hatta
sinirlerin
bloke
edilmesi
bile
tedavi
amacıyla
kullanılmaktadır.
Zona dan korunma:
Zona başlayan kişi etrafa suçiçeği
aşağıdaki önlemleri almalıdır:
bulaştırmamak
için
Döküntüler kuruyup dökülmeye başladıktan 5 gün sonraya
kadar bulaşıcıdır, bu süre içinde
hamileler,
çocuklar,
suçiçeği geçirmemiş erişkinler,
yeni doğmuş bebekler,
kanser tedavisi görenler, steroid kulanlar dan
uzak durmak gerekir.
Zona tekrarlayabilir.
Zona aşı ile önlenebilen bir hastalıktır.
Referanslar
1. Sampathkumar P, Drage LA, Martin DP. Herpes zoster
(shingles) and postherpetic neuralgia. Mayo Clin Proc. 2009
Mar;84(3):274-80. [PubMed: 19252116]
2. Whitley RJ. Varicella-Zoster virus. In: Mandell GL, Bennett
JE, Dolin R, eds. Principles and Practice of Infectious
Diseases. 7th ed. Philadelphia, Pa: Elsevier Churchill
Livingstone; 2009:chap 137.
3. Advisory Committee on Immunization Practices. Recommended
adult immunization schedule: United States, 2010. Ann Intern
Med. 2010;152:36-39
TRİKOMONAS VAJİNİTİ
Trikomonas vajinit yapan bir parazittir cinsel yolla bulaşır.
Sık rastlanır. Trichomonas vaginalis adlı parazit ile meydana
gelir. Hem kadın hem erkekte enfeksiyon yapar. Bulaştıktan 4
ila 20 gün sonra şikayetler başlar.
Belirtiler:
Kadında vajinit olur:
Bol köpüklü yeşil – sarı akıntı
Cinsel temas sırasında ağrı,
Kaşıntı, koku,
İdrar yaparken yanma olur.
Erkekte hemen hiç şikayet olmaz. Çok nadiren peniste hafif
beyaz akıntı, kaşıntı ve idrarda yanma yapar.
Trikomonas teşhisi nasıl konur?
Hastalık vajinal örneğin incelemesi ve kültürü ile teşhis
edilir. Erkekte üretral akıntıdan alınan örneğin incelenmesi
ile teşhis edilir.
Trikomonas tedavisi:
Trikomonas enfeksiyonu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur,
bu nedenle her iki eşinde aynı zamanda tedavi edilmesi
gerekir. Erkeklerde şikayet olmasa da her cinsel temasta
hastalığı bulaştırır. Trikomonas tedavisinde antibiyotikler
kullanılır. Tek doz tedavi yeterlidir.
Trikomonas komplikasyonları:
Trikomonas vajiniti tedavi edilmez ise birçok komplikasyona
neden olur.
• Vajinit olan hasta cinsel yolla bulaşan hastalıkları çok
kolay kapar. Hepatit, HİV, Herpes, gonore ve diğer
enfeksiyonlar daha kolay kapılır.
• Tedavi edilmemiş trikomonas enfeksiyonu gebelerde erken
doğuma ve düşük doğum tartısına neden olur.
• Pelvik inflamatuar hastalığa, dış gebeliklere ve kısırlığa
neden olabilir.
Trikomonas dan korunma:
Trikomonas tedavisinde eşlerin aynı zamanda tedavi edilmesi
önemlidir. Trikomonas vajiniti tekrarlar. Tedavi süresince
cinsel temastan kaçınmak gerekir. Kondom kullanımı trikomonas
bulaşmasını engeller.
Referanslar:
1- Centers for Disease Control and Prevention. Sexually
transmitted diseases treatment guidelines 2006. MMWR 2006: 55
(No. RR-11)
2- Krieger JN and Alderete JF. Trichomonas vaginalis and
trichomoniasis. In: K. Holmes, P. Markh, P. Sparling et al
(eds). Sexually Transmitted Diseases, 3rd Edition. New York:
McGraw-Hill, 1999, 587-604.
3- Weinstock H, Berman S, Cates W. Sexually transmitted
disease among American youth: Incidence and prevalence
estimates, 2000. Perspectives on Sexual and Reproductive
Health 2004; 36: 6-10
ROTA VİRÜS
Rota Enteriti;
Rota virüsü ile meydana gelen mide bağırsak enfeksiyonudur,
hastalık ishal bulantı kusma ve ateş ile seyreder ve her yaşta
görülür.
Mide barsak sisteminde enfeksiyona neden olur.
Bebekler ve küçük çocuklarda en sık ishal sebebidir.
Hızla yayılır, salgınlara neden olur.
Birçok çocuk kendi kendine düzelir.
1998 de Rota virüs aşısı kullanılmaya başlandı.
Rota virüs nedir ?
Rota virüs mide ve bağırsaklarda enfeksiyona neden olabilen
bir virüstür. Özellikle bebek ve çocuklarda ishalin en sık
sebebidir. Dünya çapında yaygın olarak görülür. Kış aylarında
ve ilk baharda salgınlar yapar. Yılda bir milyon çocuğun
ölümüne neden olur. 1998 de aşısı kullanılmaya başlandı.
Rota virüs belirtileri nelerdir ?
Rota virüs çok hızlı yayılır. Hastalık kirli ellerin ağza
teması sonucu bulaşır. Hasta kişinin etrafa dokunması,
tokalaşma, kirli oyuncaklar, kirli yüzeyler ile temas sonucu
kolayca bulaşır. Hasta çocuklar şikayetleri süresince ve
iyileştikten sonra bir süre hastalığı yayarlar. Kreşler ve
yuvalarda rota virüs salgınları sık görülür. Hastalık virüs
bulaştıktan 3 gün sonra başlar.
Rota virüs gastro enteriti
Ateş
Bulantı,
Kusma,
Kramp tarzında karın ağrıları,
Bol sulu kansız sümüksüz ishal ile seyreder.
İshal çok ağır değildir ancak 3 ila 9 gün sürer.
Birçok hasta bu sürenin sonunda kendi kendine iyileşse de
aşırı kusma ve ishal nedeniyle ciddi su kaybı olan bebeklerin
ve çocukların hastaneye yatırılmaları gerekir. Hastalık
bağışıklık bırakmaz ancak diğer rota vakaları giderek daha
hafif seyreder. Hastalık nadiren aşırı sıvı kaybına bağlı koma
ve ölümle sonuçlanabilir.
Rota enfeksiyonu nasıl teşhis edilir?
Hastalık dışkıda rota virüs testi ile teşhis edilir.
Rota enfeksiyonu kimlerde görülür?
Her çocuk hayatının ilk 5 yılında rota virüs enfeksiyonu
geçirir. 3 ila 35 ay arası bebeklerde rota enfeksiyonu ağır
seyreder ve şiddetli su kaybına neden olur. Rota virüs
enfeksiyonlarına bağlı hastane yatışlarının birçoğu bu yaş
gurubunda görülür. Çocuklar çok nadiren ardı ardına rota
enfeksiyonları geçirebilir. Büyük çocuklar ve erişkinlerde de
rota virüs ishalleri görülür. Çok çocuklu evlerde bebeklerde
başlayan rota enfeksiyonunun büyük kardeşlere hatta anne
babaya geçtiği görülebilir. Yaşlılarda rota virüs enfeksiyonu
nadirdir ancak tehlikeli su kabına ve koma ve ölüme yol
açabilir.
Rota virüs tedavisi
Viral enfeksiyonların tedavisinde antibiyotik kullanılmaz.
Rota virüs tedavisi bol sıvı takviyesi, destek tedavisi ve
istirahattır. Aşırı su kayıplarında vakit geçirmeden
hospitalizasyon gerekir.
Rota virüs enfeksiyonu nasıl önlenir
Rota virüs aşısı 1998 yılında kullanılmaya başlandı. Aşı
etkili ve kullanımı kolay bir aşıdır. Aşılama dışında
özellikle bebekli ve küçük çocuklu ailelerin el yıkama,
sanitasyon ve hijyen kurallarına dikkat etmesi önerilir.
Referanslar :
1. Reduction in Rotavirus After Vaccine Introduction — United
States, 2000-2009
MMWR. 2009; 58(41):1146-1149
2. Prevention of Rotavirus Gastroenteritis Among Infants and
Children Recommendations of the Advisory Committee on
Immunization Practices (ACIP)
MMWR. 2009; 58(RR02):1-25
3. Tate JE, Cortese MM, Payne DC, Curns AT, Yen C, Esposito
DH, et al. Uptake, Impact, and Effectiveness of Rotavirus
Vaccination in the United States. Pediatr Infect Dis J.
2011;30(1 Suppl):S56-60.
4. Yen C, Tate JE, Wenk JD, II Harris JM, Parashar UD.
Diarrhea-Associated Hospitalizations Among US Children Over 2
Rotavirus Seasons After Vaccine Introduction. Pediatrics.
doi:10.1542/peds.2010-1393.
5. Cortese MM, Tate JE, Simonsen L, Edelman L, Parashar UD.
Reduction in Gastroenteritis in United States Children and
Correlation With Early Rotavirus Vaccine Uptake From National
Medical Claims Databases.
2010;29(6):489-94
Pediatr
Infect
Dis
J.
ORTA KULAK İLTİHABI
Otit; Otitis
Infection
Media;
Akut
Otit;
Middle
Ear
Orta kulak: kulak zarı ile iç kulak arasında kalan zar ile
kaplı kısımdır. Orta kulağın iltihabi hastalığına otitis media
da denir. Orta kulak bir kanal ile boğaza açılır ( östaki
borusu). Orta kulak iltihapları bakteri ve virüsler ile
gelişir. En sık görülen organizmalar:
Streptococcus pneumoniae ( Pnemokok en sık görülen
mikroorganizmadır),
Haemophilus influenzae,
Moraxella (Branhamella) catarrhalis,
Streptococcus pyogenes. En sık görülen organizmalardır.
Aşağıdaki durumlar orta kulak iltihaplarına zemin hazırlar:
Yeni geçirilmiş gribal hastalıklar ( soğuk algınlığı,
nezle, grip),
Yeni geçirilmiş sinüzit,
Boğaz iltihapları ve anjin,
Bebek ve çocuklar,
Kış ayları ve soğuk havalar,
Bakım evlerinde kalan çocuklar,
Bebek maması ile beslenen çocuklar,
Östaki borusunda anormalliğe sebep olan hastalıklar;
Yarık damak,
Down sendromu,
Solunum ve gıda alerjileri,
Reflü hastalığı,
Gebelikte aşırı alkol kullanan kadınların çocukları,
Sigara dumanına maruz kalan çocuklarda orta kulak
iltihapları sık görülür.
Orta kulak iltihabının belirtileri nelerdir?
Kulak ağrısı
Bebekler ve küçük çocuklarda
Ağlama,
Huzursuzluk,
Kulağı tutmak, çekmek,
Elini yüzün o tarafına koymak gibi bulgular
görülür,
Ateş,
Huzursuzluk,
Uykusuzluk,
Duyma kaybı ( sıvı birikiminden dolayı geçici
olabilir),
İştahsızlık,
Kulak akıntısı,
Yürüme güçlüğü olabilir.
Orta kulak iltihabı teşhisi nasıl konur?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı
olur. Orta kulak zarının sıvı ile şişmiş olduğu görülür. Bu
sıvının boşaltılması için bir tüp konması iyileşmeyi
hızlandırır. Timpanosentez bu sıvının boşaltılması işlemidir.
Bu sırada önek alınıp incelenebilir. Ayrıca aşağıdaki
laboratuvar testleri tanıya yardım eder:
Hemogram,
ASO,
CRP,
Sedimentasyon,
Timpanostentez mayisinden kültür yapılması tanıya
destek olur.
Ayrıca işitme testlerinin yapılması da gerekebilir.
Ortakulak iltihaplarının tedavisi:
Bakteriyel
orta
kulak
iltihaplarının
tedavisinde
antibiyotikler kullanılır. Verilen antibiyotiklerin zamanında
ve tam olarak kullanılması tedavinin başarısında önemlidir.
Orta kulakta birikim var ise bunun timpano sentez ile
boşaltılması ve gerekirse tekrarının önlenmesi amacıyla
timpanostomi tüpü konulması tedavide önemlidir.
Viral orta kulak iltihaplarının tedavisinde antibiyotikler
etkili olmazlar. Orta kulak iltihapları tedavi ile 2-3 günde
düzelir, hastanın şikayetleri geriler. Tedavide ağrı
kesiciler, ödem çözücü dekonjesan ilaçlar da kullanılır. Küçük
çocuklarda karaciğer hasarı yaptığından viral enfeksiyonların
tedavisinde aspirin kullanılmamalıdır. Ağrı kesici kulak
damlaları şikayetleri azaltır.
Aşağıdaki önlemler orta kulak iltihaplarından
korunmada önemlidir:
Sigara dumanından uzak durmak,
En az 6 ay anne sütü vermek,
Çocuğa emzik vermemek,
Biberonla beslenen bebeğin mümkün olduğunca oturur
vaziyette beslenmesi,
Alerji testlerinin yapılması ve alerjenlerden
korunması,
Reflu var ise tedavisi,
El yıkama alışkanlığının kazandırılması,
Çocukluk aşılarının tamamlanması,
Pnemokok aşısının yapılması,
Yıllık grip aşısının yapılması,
Gereksiz antibiyotik kullanılmaması,
Gerektiği zaman timpanostomi tüpü kullanılması orta
kulak enfeksiyonlarının gelişimini engeller.
Referanslar:
1. American Academy of Otolaryngology, Head and Neck Surgery
http://www.entnet.org
2. National Institute on Deafness and Other Communication
Disorders
http://www.nidcd.nih.gov
3. Caring for Kids
http://www.caringforkids.cps.ca/
4. Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/index_e.html
5. Acute otitis media. EBSCO DynaMed website. Available at:
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated June 2008.
Accessed July 28, 2008.
6. Behrmann R, Kliegman R, Jenson HB. Nelson Textbook of
Pediatrics . 16th ed. Philadelphia, PA: WB Saunders; 2000.
7. Griffith HW. Griffith’s 5-Minute Clinical Consult .
Baltimore, MD: Williams & Wilkins; 1999.
8. Hurst DS, Amin K, Seveus L, Venge P. Evidence of mast cell
activity in the middle ears of children with otitis media with
effusion. Laryngoscope . 1999;109:471-477.
9. Otitis media (ear infection). National Institute on
Deafness and Other Communication Disorders website. Available
at: http://www.nidcd.nih.gov/ . Published July 2003. Accessed
July 29, 2008.
10. Phillips BL. Otitis media, milk allergy, and folk
medicine. Pediatrics .1972;50:346.
11. Side Effects. Antibiotics. Side Effects website. Available
at: http://side-effects.org/antibiotics . Accessed November
30, 2010.
12. 10/12/2006 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance
DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Spiro DM, Tay
KY, Arnold DH, Dziura JD, Baker MD, Shapiro ED. Wait-and-see
prescription for the treatment of acute otitis media: a
randomized controlled trial. JAMA . 2006;296:1235-1241.
13. 9/23/2008 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance
DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Coleman C,
Moore M. Decongestants and antihistamines for acute otitis
media in children. Cochrane Database of Systematic Reviews.
2008(3). CD001727. DOI: 10.1002/14651858.CD001727.pub4.
14. 6/5/2009 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Foxlee R,
Johansson A, Wejfalk J, Dawkins J, Dooley L, Del Mar C.
Topical analgesia for acute otitis media. Cochrane Database
Syst Rev. 2009;(2):CD005657.
15. 7/21/2009 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Pavia M, Bianco A,
Nobile CG, Marinelli P, Angelillo IF. Efficacy of pneumococcal
vaccination in children younger than 24 months: a metaanalysis. Pediatrics. 2009;123:e1103-1110.
16. 11/30/2010 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance
DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Coker TR, Chan
LS, Newberry SJ, et al. Diagnosis, microbial epidemiology, and
antibiotic treatment of acute otitis media in children: a
systematic review. JAMA. 2010;304(19):2161-2169.
KOLİ BASİLİ
E. coli; Escherichia coli; E. Coli enfeksiyonu;
Escherichia coli O157:H7; EHEC; ETEC; EPEC; EIEC.
E.coli insanların ve hayvanların bağırsaklarında bol miktarda
bulunan bir bakteridir. Yüzden fazla çeşidi vardır, bazı
çeşitleri gıdalar ve sular ile bulaşan salgınlara neden olur,
barsak enfeksiyonu yapar.
Koli basili hangi hastalıklara sebep olur?
Koli basilinin yüzlerce çeşidinden birkaç tanesi gıdalar ve
sular ile bulaşan salgınlara neden olur. Karın ağrısı, bulantı
kusma ve kanlı ishalle seyreden ciddi enfeksiyonlar yapar. Bu
tür enfeksiyonlara neden olan koli basilleri değişik isimler
alırlar:
EHEC: Entero Hemorajik E. Coli:
kanlı ishalle seyreden barsak enfeksiyonu yapar. Bu tür içinde
E. Coli O157 H7 bakterisi sığır etleri ile bulaşan ve ağır
kansızlık ve böbrek yetmezliği ile sonuçlanan Hemolitik üremik
sendrom denilen bir tabloya neden olur.
ETEC: Entero Toksijenik E. Coli:
Bol sulu ishal ve karın ağrısına neden olur. Turist ishali nin
en büyük sebebidir.
Koli basili nasıl bulaşır?
Koli basili genellikle hayvanlardan insanlara bulaşır. Hayvan
artıkları ile kirlenmiş gıdalar ve sular en sık bulaşma
yollarıdır. Özellikle:
Az pişmiş sığır etleri, özellikle hamburger,
Kirli sular,
Kirli sular veya gübre ile kirlenmiş sebze ve meyve,
Pastörize olmamış süt ve süt ürünleri,
Sığırlar ile uğraşan kişilere bulaşır.
Koli basili ince bağırsak enfeksiyonu yapar. Bakterinin
çeşidine göre bol sulu ishal yada dizanteri benzeri kanlı
ishale neden olur. EHEC bakterisi ise kansızlık ve böbrek
yetmezliğine ve ölüme yol açabilir.
Koli basili enfeksiyonları herkezde ve her yaşta görülebilir,
en çok:
Çocuklarda ve yaşlılarda,
Kronik hastalığı olanlarda ( diyabet, kanser tedavisi
görenler, mide ilaçları kullananlar vb),
Çiftlik çalışanlarında daha sık görülür.
Koli basili belirtileri nelerdir?
Hastalık şiddeti kişiden kişiye değişmekle birlikte koli
basili enfeksiyonlarında:
Kramp tarzında karın ağrıları,
Bol sulu ishal,
Su kaybına bağlı halsizlik, bitkinlik,
Yorgunluk, çabuk yorulma,
Kanlı ishal,
Hafif ateş,
Bulantı ve kusma görülür.
Koli basilinin cinsine bağlı olarak bu hastalık
tablosuna ağır kansızlık, üre artışı ve böbrek
yetmezliği tablosu eklenebilir.
Koli basili teşhisi nasıl konur?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcıdır.
Koli basili enfeksiyonunun kesin teşhisi laboratuar testleri
ile konur. E. Coli enfeksiyonu şüphesinde aşağıdaki testler
istenmelidir:
Tam kan sayımı,
Üre,
Kreatinin,
Dışkı kültürü,
Dışkıda EHEC tespiti istenmelidir.
Koli basili hastalıkları nasıl tedavi edilir?
Koli basili enfeksiyonlarının ve sebep oldukları
komplikasyonların tedavisi ayrı ayrı değerlendirilir.
Sıvı takviyesi:
Birçok hasta sıvı takviyesi ile 5 – 10 günde kendi kendine
iyileşir. Hastalar nadiren hastaneye yatırılır. Sıvı tedavisi
sırasında ishal kesici ilaçlar kullanmamak ve ishali
durdurmaya çalışmamak gerekir. Kaybedilen su ve tuz yerine
konur. Hasta içebiliyor ise ağızdan içemiyor ise damardan
serumla sıvı takviyesi yapılır. Sıvı takviyesi ile hastanın
toparlanmasını beklemek gerekir.
Hemolitik üremik sendrom tedavisi:
Entero Hemorajik E. Coli ( EHEC) bakterisinin bir çeşidi olan
O157 H7 tipi nin neden olduğu gıdalar ile bulaşan ve salgınlar
yapan barsak enfeksiyonunun ağır bir komplikasyonudur. Kan
damar içinde parçalanmaya ve ağır bir kansızlık tablosuna,
pıhtılaşma bozukluğuna, böbrek fonksiyonlarının bozulmasına ve
ağır bir böbrek yetmezliğine yol açar. Hastalığın ölümcül ve
tehlikeli komplikasyonudur. İshali olan hastanın günler
saatler içinde kansız kaldığı idrar yapmakta zorlandığı
nefesinde idrar kokusu gelmeye başladığı ve şuurunun bulandığı
görülür. Hastada:
Halsizlik,
Solukluk,
Huzursuzluk,
Vücutta morartılar,
Ağız, burun kanamaları,
En ufak bir yaralanma ve iğne batmasında uzun süre
kanama görülür.
Hastanın derhal yoğun bakım ünitesi olan bir merkezde tedaviye
alınması gerekir. Hemolitik üremik sendrom tedavisinde: kan
nakli ve diyaliz yapılır.
Koli basilinden korunma :
Koli basili enfeksiyonlarından korunmak için temizlik ve
hijyen koşullarına dikkat etmek gerekir, ayrıca:
Tüm sığır etleri ve özellikle hamburgerlerin iyi
pişirilmesi,
Az pişmiş etlerin yenmemesi,
Az pişmiş salam, sosis, sucuk,
Pişmemiş etler ile pişmiş etlerin ayrı tutulması,
Çiğ et işlenen tezgahların her işlemden sonra sabunlu
sular ile temizlenmesi,
Pastörize olmamış sütlerin kullanılmaması,
Pastörize olmamış sütten yapılan süt ürünlerinin
kullanılmaması,
Çiğ sebze, meyve ve salataların iyi temizlenmesi ve
yıkanması,
Çeşme suyunun uygun şekilde klorlanması,
El yıkama alışkanlığının kazanılması koli basili
enfeksiyonlarından korunmak için gereklidir.
Referanslar:
1. Centers for Disease Control and Prevention
http://www.cdc.gov/
2. National Institute of Allergy and Infectious Diseases
http://www.niaid.nih.gov/
3. Canadian Food Inspection Agency
http://www.inspection.gc.ca/
4. Public Health Agency of Canada
http://www.phac-aspc.gc.ca/
5. E. coli infection. American Academy of Family Physicians
website. Available at: http://familydoctor.org/242.xml .
Accessed February 28, 2007.
6. Escherichia coli O157:H7. Centers for Disease Control and
Prevention
website.
Available
at:
http://www.cdc.gov/ncidod/dbmd/diseaseinfo/escherichiacoli_g.h
tm . Accessed February 28, 2007
KIZAMIK
Kızamık; Measles; Rubeola; Morbili;
Kızamık viral, çok bulaşıcı, döküntüler ile seyreden viral bir
enfeksiyon hastalığıdır.
Kızamık solunum yoluyla havadan bulaşır, tüm vücuda
yayılır.
İlk kez 7. yüzyılda tanımlanmış.
Aşı öncesi dönemde çocukluk çağının en yaygın hastalığı
idi.
Aşısı 1963 de bulundu.
Halen az gelişmiş ülkelerde sık görülür ve ölüm oranı
yüksektir.
Kızamık virüsü ısı ve ışıkta hemen ölür, insan vücudu
dışında uzun süre canlı kalamaz.
İnsandan başka canlıda hastalık yapamaz. Sadece
insandan insana bulaşır.
Kızamık virüsü:
Reservoir ( kaynak ) İnsandır.
Nezaman görülür: Kış sonu ilkbahar aylarında görülür.
Nasıl bulaşır: Solunum yoluyla havadan bulaşır.
Kime bulaşır: Bütün insanlara bulaşabilir yaş cins
ayrımı yapmaz.
Bulaşması: Döküntüler başlamadan 4 gün önce ve
döküntüler solduktan 4 gün sonraya kadar bulaşıcıdır.
Bağışıklık: 1- Aşı ile 2- hastalığı geçirerek
bağışıklık kazanılır.
Kızamık kimlerde görülür?
Kızamık tüm yaş gurubunda görülebilir,
Çocuklar özellikle aşısız çocuklar kızamık tehlikesi
altındadır,
Öğrenciler
Uluslar arası seyahat edenler
Sağlık çalışanları kızamık için risk altındadır.
Ne
zaman kızamıktan şüphelenelim?
3 günden uzun süren generalize döküntü varsa,
38,3 derecenin üstünde ateş varsa ve aşağıdakilerden en
az birtanesi
Öksürük yada burun akıntısı yada konjoktivit den en az
birtanesi var ise kızamıkdan şüphelenmek gerekir.
Kızamık virüsü nasıl bulaşır?
• Virüs solunum yoluyla havadan bulaşır.
• Boğazda çoğalarak lenf bezlerine yerleşir.
• Bulaştıktan 2 – 3 gün sonra tüm vicuda yayılır.
• Bulaştıktan 5 – 6 gün sonra tüm dokulara yerleşir ve
döküntü, ateş başlar.
Kızamık belirtileri nelerdir?
Kuluçka dönemi 10 – 12 gündür.
Hastalık üşüme, tireme ile ateşin 38,3 dereceye çıkması
ile başlar, hastada grip şikayetleri vardır, daha sonra
döküntü başlar.
Kızamıkta genellikle aşağıdakilerden biri vardır:
Konjoktivit (gözlerde kızarıklık),
Burun akıntısı,
Öksürük.
Kızamık döküntüsünün özelliği nedir?
Döküntü şikayetler başladıktan 2-4 gün sonra başlar ve
14 gün sürer.
Kızamık döküntüsü yüz ve boyundan (kulak arkası)
başlayarak kollara bacaklara doğru yayılır.
Kırmızı, ciltten hafif kabarık ve basmakla solan
döküntülerdir.
Avuç içi, ayak tabanı ve ağız içinde de döküntü
görülmesi önemlidir.
Küçük döküntüler daha sonra birleşerek büyür.
Döküntüler başladığı yerden başlayarak solar,
esmerleşir, pullanır ve kaybolur.
Kızamık tehlikeli bir hastalık mıdır?
Evet kızamık tehlikelşi bir hastalıktır. Kızamık sonrası
hastalarda aşağıdaki komplikasyonlar ortaya çıkabilir:
İshal % 8
Orta kulak iltihabı %7
Zatürre %6
Beyin iltihabı %0,1
Hastaneye yatış %18
Ölüm %0,2
Kızamık komplikasyonu 5 yaş altı ve 20 yaş üstünde artar.
Kızamık teşhisi nasıl konur?
Kızamık teşhisi
Boğaz örneği, kan veya idrardan virüs tespiti.
Kanda kızamık antikorlarının tespiti.
Boğaz, idrar ve örneklerde PCR ile virüs tespiti
ile konur.
Günümüzde kızamık vakaları nasıl ?
Salgınlar görülmüyor.
Nadir tek tek vakalar görülüyor.
Vakalar genellikle erişkin.
Vakalar genellikle yurt dışı ve aşılamanın şüpheli
olduğu ülkelerle ilgili.
Ülkemizde 2011 Ocak ayında 2 erikin vaka görülmüştür.
Atipik kızamık ne demek?
Çok hafif seyirli, veya
Çok ağır seyirli veya
Şok tablosuyla seyreden kızamık veya
Kanamalar ile seyreden kızamık tabloları atipik kızamık
diye adlandırılır.
Kızamık aşısı:
Canlı atenüe virüs aşısıdır.
% 95 etkilidir.
Hayat boyu koruma sağlar.
2 doz yapılır.
Kızamık Kızamıkcık Kabakulak ile birlikte yapılır. (
karma aşı = MMR aşısı )
12 ay üstü ve aşılanmamış erişkinlere yapılır.
İlk doz genellikle 18. ayda
2. doz 4- 6 yaş arasında yapılır.
Kızamık aşısının yan etkisi var mı?
Kızamık aşısı en güvenilir aşılardan birisidir. Çok az yan
etkisi vardır:
Ateş 5%-15%
Döküntü 5%
Eklem şikayetleri 25%
Thrombocytopenia <1/30,000 doz da bir
Parotit nadir
Sağırlık nadir
Ansefalit <1/1,000,000 doz da bir.
Kızamık aşısı kimlere yapılmaz:
Kızamık aşısı canlı aşıdır bu nedenle hamilelere ve immün
sistemi bozuk olanlara yapılmaz:
İlk dozda kızamık aşısına karşı ağır alerjik reaksiyon
olmuş ise.
Hamilelik varsa.
İlaca veya hastalığa bağlı bağışıklık bozukluğu varsa.
Akut hastalık hali varsa kızamık aşısı yapılmaz.
Kızamık nasıl tedavi edilir?
• Kızamığın tedavisi yoktur.
• Birçok kızamık vakası yatak istirahatı ve destek tedavisi
ile düzelir.
o Destek tedavisinde ateş düşürücü ilaçlar, öksürük kesici ve
bronş açıcı ilaçlar ile vitamin A takviyesi yapılır.
Kızamığa
yapılır?
bağlı
yan
etkilerin
tedavisi
nasıl
Hastalığın düzelme döneminde tekrar ateşin çıkması yada
ateşin 4. günden itibaren halen yüksek devam etmesi,
Kuru öksüsüğün yerine balgam çıkartan dolu öksürük
başlaması ve iltihabi balgam,
Kulak ağrısı, başağrısı başlaması komplikasyon
işaretidir.
İmmun sistemi bozuk hastalarda komplikasyon riski de
fazladır.
Akciğer tutulumu: zatüre, bronşit,
Orta kulak iltihabı,
Sinüzit,
Beyin tutulumu : ansefalit, Kızamık hastalığının
komplikasyonlarıdır.
Kızamık komplikasyonlarının tedavisinde antibiyotik
gerekebilir. Yukarıdaki şikayetlerin varlığında hastanın
doktora götürülmesi gerekir.
Kızamık aşı ile önlenebilen bir hastalıktır.
Referanslar:
1. Centers for Disease Control and Prevention
http://www.cdc.gov/
2. National Foundation for Infectious Disease
http://www.nfid.org/
3. Caring for Kids
http://www.caringforkids.cps.ca/
4. Public Health Agency of Canada
http://www.phac-aspc.gc.ca/
5. Bellini WJ, Rota JS, Lowe LE, et al. Subacute sclerosing
panencephalitis: more cases of this fatal disease are
prevented by measles immunization than was previously
recognized. J Infect Dis . 2005 Nov 15;192(10):1686-93.
6. Berkow R. The Merck Manual of Medical Information . 17th
ed. New York, NY: Simon and Schuster, Inc; 2000.
7. Glickman-Simon R. Measles vaccine. EBSCO Health Library
website.
:
http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81 .
Updated February 2008. July 22, 2008.
8. Kassianos G. Vaccination for tomorrow: the need to improve
immunisation rates. J Fam Health Care . 2010;20(1):13-6.
9. Peter G, Gardner P. Standards for immunization practice for
vaccines in children and adults. Infect Dis Clin North Am .
2001;15:9-19.
10. Red Book: 2003 Report of the Committee on Infectious
Diseases . 26th ed. Washington, DC: American Academy of
Pediatrics; 2003.
KABAKULAK
Mumps;
Kabakulak viral bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Tükürük
bezlerinde şişme ağrı ve ateş ile seyreder. Aşı ile
önlenebilen bir hastalıktır. Genellikle çocuk çağda geçirilir,
buluğ çağında ve erişkin yaşta erkeklerde kısırlığa sebep
olabilir. Hastalık damlacıklar ile havadan ya da direk temas
ile yayılır. Aile içinde ve çocuklar arasında kolayca yayılır
salgınlar yapar.
kabakulak kimlerde görülür?
Aşı nedeniyle görülme sıklığı çok azalmıştır ancak,
Aşısı yapılmamış insanlarda,
Aşıya ulaşma imkanının düşük olduğu bölgelerde,
1956 dan sonra doğmuş, kabakulak geçirmemiş ve 1yaşını
doldurduktan sonra aşı olmamış kişilerde,
10 – 19 yaş arasında,
Kış aylarında,
İmmün sistemi bozulmuş hastalarda ( aşı olsalar dahi )
kabakulak geçirme ihtimali yüksektir.
Kabakulak şikayetleri nelerdir?
Hastalığın kuluçka süresi 2-3 haftadır. Hastaların yarıdan
çoğunda hastalığa rağmen hiçbir şikayet ve bulgu olamaz. En
sık görülen şikayetler:
Tükürük bezlerinin iltihabı sonucu
Kulak önü ve yanak bölgesinde ağrılı şişlik,
Şişlikler kulağı arkaya doğru iter kaba bir
görüntü oluşur ( kabakulak )
Yemek sırasına ağrı,
Ateş,
Boğaz ağrısı,
Baş ağrısı,
Ense de sertlik – ağrı,
Bulantı, kusma,
Seste boğuklaşma dır.
Ayrıca dilaltı ve çene altındaki tükürük bezleri de şiş ve
ağrılı olabilir, erkeklerde testislerde şişme ve ağrı
olabilir, kızlarda over iltihaplanması, karın ağrısı ve
hassasiyetine neden olabilir.
Kabakulak teşhisi:
Kaba kulak klinik görünüm, şikayetler ve muayene bulguları ile
teşhis edilir, kesin teşhis kan testleri ile konur.
Kabakulak tedavisi:
Kabakulak hastalığının özel bir tedavisi yoktur. İstirahat ve
ağrı kesici ilaçlar verilir. Kabakulak tedavisinde antibiyotik
kullanılmaz. Hastalık 10- 12 günde iyileşir, hasta tüm bu süre
içinde bulaştırıcıdır. Şikayetleri azaltmak için
Şişlikler üzerine sıcak ve/veya soğuk kompres
yapılabilir,
Tuzlu su ile gargara boğaz ağrısını hafifletir,
İlaçlar ile ateş kontrol edilebilir, çocuklara aspirin
verilmez
Bol su verilir ( limon suyu, portakal vb, ekşi gıda ve
içecekler tükürük
salgısını arttırır ve ağrıyı
arttırır ),
Yumuşak dengeli beslenme önerilir.
Kabakulak tehlikeli bir hastalıkmı dır?
Birçok çocukta kabakulak komplikasyonsuz
büyüdükçe
komplikasyonlar
artar.
En
komplikasyonlar :
seyreder. Yaş
sık
görülen
Sağırlık ( kalıcı değildir),
Beyin, pankreas, kalp ve diğer organ tutulumları ve
iltihabı: ciddi olabilir,
Testis iltihabı: adolesan erkekler ve erişkin yaşta
çıkan kabakulak vakalarının % 20 sinde görülür,
kısırlığa neden olabilir.
Kabakulaktan korunma:
Kabakulak aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Aşı en önemli
korunma yoludur. Aşı canlı aşıdır ve immün sistemi bozuk
kişilere, hamilelere yapılmaz. Aşı genellikle kombine halde
kızamık ve kızamıkçık ile birlikte ( MMR) yapılır. Erişkin
çağda yapılabilir. Normal aşı şeması 2 dozdur. İlk doz 12- 15.
Aylarda, 2. Doz 4- 6 yaş arasında yapılır. Eğer aşılanmamış
iseniz yada kabakulak aşısını olduğunuzdan emin değilseniz
kabakulak hastası ile temas etmeyin, aşı imkanını doktorunuza
danışın.
Refernaslar:
1- American Academy of Family Physicians
http://www.aafp.org/
2- American Academy of Pediatrics
http://www.aap.org/
3- AboutKidsHealth
http://www.aboutkidshealth.ca/
4- Canadian Family Physician
http://www.cfpc.ca/cfp/
5- Braunwald E. Harrisons Principles of Internal Medicine.
15th ed. New York, NY: McGraw Hill; 2001.
6- Infertility in men. University of Maryland Medical Center
website.
Available
at:
http://www.umm.edu/patiented/articles/what_causes_of_male_infe
rtility_000067_4.htm. Updated October 2006. Accessed July 28,
2008.
7- Kassianos G. Vaccination for tomorrow: the need to improve
immunisation rates. J Fam Health Care. 2010;20(1):13-6.
8- Mumps. EBSCO DynaMed website. Available at:
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php. Updated July 2008.
Accessed July 28, 2008
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ
Kırım Kongo hastalığı 2002 yılından bu yana ülkemizde giderek
yayılan viral bir hastalıktır. Keneler aracılığıyla yayılan
hastalık tedaviye rağmen % 10 oranında ölümcül seyretmektedir.
Bilgilenmek hastalığa karşı en önemli silahtır.
KKK nedir?
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Bunyavirus ailesinden Nairoviruslar
ile meydana gelen keneler aracılığıyla bulaşan kanamalarla
karakterize viral bir hastalıktır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi
zoonoz karakterli bir hastalık olup sporadik vakalar şeklinde
veya salgınlarla seyreder, vakaların çoğu asemptomatiktir.
Hastalık ilk olarak 1944 de Kırımda 1969 da Kongoda tespit
edildiğinden adı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olarak konmuştur.
Hastalık nerelerde bulunur ?
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi genellikle Doğu Avrupa, Sovtyetler
Birliği, Doğu Akdeniz , Orta Doğu, Kuzey Afrika, , Hindistan,
Orta Asya Kuzey Çin ülkelerinde bulunur. Ülkemizde özellikle
İç Anadolu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu
Anadoluda görülmektedir.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virusu İxodid Hyalomma cinsi sert
kenelerle yayılır. Keneler virusun hem rezervuarı hemde
vektörüdür.
Virüs insanlar dışında doğada tavşan, dağ keçisi, kuşlar,
kemirgenler gibi hayvanları, ayrıca inek, koyun, keçi gibi
evcil hayvanları da infekte ederek çoğalır ve keneler yoluyla
yayılır. Hastalık kuşlarda çok hafif seyreder, çiflik
hayvanlarında da çok ölümcül seyirli değildir. Virüs insanlara
kene ısırması yada infekte hayvanların kan ve çıkartılarıyla
temas sonucu hematojen yolla bulaşır. Virus insandan insana
kan ve çıkartılarla temas sonucu bulaşabilir. Hastalık en çok
kırsal alanda yaşayanlarda, hayvancılıkla uğraşanlarda ve
mezbaha çalışanlarında görülmektedir.
Kırım-Kongo kanamalı ateşi belirtileri nelerdir?
Virüs, sığır, koyun, keçi, tavşan ve tilki gibi hayvanlardan
tespit edilmiştir. KKKA virusu kenelerin konakladığı
hayvanlara bulaşmasına rağmen hayvanlarda; bazen hafif ateş
çıkabilir, bunun dışında hastalık belirtisi görülmemektedir.
Buna karşılık hayvanlar hastalığın yayılmasında aracı rol
(portör) oynamaktadır.
Kırım-Kongo
kanamalı
ateşi
salgınlarını
etkileyen
doğa
şartları nelerdir?
Doğu Avrupa ve Asya’daki Kırım-Kongo hemorajik ateş
salgınlarının genellikle insanlar tarafından oluşturan
çevresel şartlara bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir.
Kırım’daki ilk salgının, İkinci Dünya Savaşı yıllarında kene
ile enfekte olmuş bölgelerin tarıma açılması nedeniyle
oluştuğu sanılmaktadır. Daha sonra eski Sovyetler Birliği ve
Bulgaristan’ da olan salgınlarda ise ziraatçılık ve
hayvancılıktaki değişmelerin rol oynadığı belirtilmektedir.
Hastalık yaklaşık 1-3 günlük bir kuluçka döneminin ardında
aniden ortaya çıkan yüksek ateş, başağrısı, sırt ağrısı, kas
eklem ağrıları, bulantı kusma karın ağrısı gibi gribal
şikayetlerle başlar. Göz aklarında kızarıklık, kırmızı yüz,
kızarık boğaz, yumuşak damakta enantemler sık görülür. İlk
günlerdeki yüz ve göğüsteki peteşilerle konjoktivalarda
kızarıklık dikkat çeker. Ağır vakalarda hepatit ve sarılık,
huy değişiklikleri, duyusal algılarda bozukluklar olabilir.
Hastalığın dördüncü gününden itibaren yaygın ekimozlar,
şiddetli burun kanamaları, melena, hematemez, enjeksiyon
yerinden sürekli kanama ve sızıntılar gibi hemorajik diatezler
başlar. Hastalığın kanamalı dönemi 2 hafta kadar sürebilir.
Patogenezden yaygın karaciğer ve endotel hasarıyla ağır
trombositopeni sorumludur. Ağır vakalarda 5. Günden itibaren
hepatorenal ve pulmoner yetersizlikler görülür. Ölüm
genellikle 2. Haftada ve MSOF nedeniyledir.
Laboratuar tahlillerinde lökopeni, trombositopeni, ALT, AST de
artış, CK ve bilirubin artışı, ALT, GGT, LDH artişi görülür.
INR, PT ve aPTT de uzama vardır.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarında %9 ila %50 arasında
değişen mortalite oranları bildirilmiştir.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi nasıl teşhis edilir?
Şüpheli vakalarda ilk iki hafta içinde Nairovirus RNA PCR
pozitif bulunabilir. Nairovirus IgM 9. Günden sonra pozitif
olur. Hastalığa bağlı antikorlar ELİSA yöntemiyle tespit
edilebilir. Erken dönemde IgM antikorlarının artması yada IgG
antikorlarında 4 kat artış gösterilmesi tanı koydurur. Bu
testler spesifik testler olduklarından sadece belli kurumlar
tarafından yapılabilmektedir.
Kırım kongo kanamalı ateşinini tedavisi varmı?
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi de ana tedavi destek tedavisidir.
Metabolik ve hemodinamik parametreler yerinde tutulmaya
çalışılır. Hastalığın spesifik bir tedavisi bulunmamakla
birlikte, antiviral ilâçlardan ribavirinin, oral veya
parenteral olarak kullanılabileceği bildirilmektedir. Ayrıca
hastalığı geçirmiş kişilerden hazırlanan anti serumlar tedavi
ve koruma amacıyla kullanılmış fakat istatistiksel anlamlı
sonuçlar alınamamıştır.
KKK den korunma ve kontrol:
Tüm enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi KIRIM KONGO
KANAMALI ATEŞİ’NDE de korunma ve kontrol önlemlerinin alınması
çok önemli ve gereklidir.
Doğu Avrupa da üretilmiş fare beyninden elde edilen bir aşının
%70 koruma sağladığı bildirilmiştir fakat halihazırda dünya
sağlık örgütünün onayladığı bir aşı yoktur.
Hasta ve hastanın sekresyonları ile temas sırasında
mutlaka üniversel önlemler (eldiven, önlük, gözlük,
maske vb.) alınmalıdır. Genellikle hava yolu ile
bulaşmadan bahsedilmemektedir. Ancak, kan ve vücut
sıvıları ile temastan kaçınılmalıdır. Bu şekilde bir
temasın söz konusu olması halinde, temaslının en az 14
gün kadar ateş ve diğer belirtiler yönünden takip
edilmesi gerekmektedir.
Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut
sıvıları ile temas sırasında da gerekli korunma
önlemleri alınmalıdır.
Kene mücadelesi çok önemli olmakla birlikte oldukça zor
görülmektedir. Keneler yumurta dönemleri hariç diğer
biyolojik evrelerinde insanlara hücum ederek kan
emebilir. Hem mera keneleri hem de mesken keneleri
gelişmelerini sürdürebilmek ve nesillerini devam
ettirebilmek
için
konakçılarından
kan
emmek
zorundadırlar; genel olarak da konakçı spesifitesi
göstermezler. Coğrafik bölgelere ve türlere göre
değişmekle beraber, KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ’yı
bulaştıran Hyalomma soyuna ait keneler genel olarak
Nisan ve Ekim aylarında aktiftirler; bu dönemlerdeki
salgınların sebebi de budur. Bu nedenle öncelikle
konakçılar kenelerden uzak tutulmalı ve kenelerin kan
emmeleri engellenmelidir.
Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan
kaçınılması gerekmektedir. Hayvan barınakları veya
kenelerin
yaşayabileceği
alanlarda
bulunulması
durumunda, vücut belirli aralıklarla kene yönünden
muayene edilmeli; vücuda yapışmamış olanlar dikkatlice
toplanıp öldürülmeli, yapışan keneler ise kesinlikle
ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle
sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) alınmalıdır.
Diğer önemli hususlardan birisi de piknik amaçlı olarak
su kenarları ve otlak şeklindeki yerlerde bulunanlar
döndüklerinde, mutlaka üzerlerini kene bakımından
kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak
vücuttan uzaklaştırmalıdır. Çalı, çırpı ve gür ot
bulunan yerlerden uzak durulmalı, bu gibi yerlere çıplak
ayakla veya kısa giysilerle girilmemelidir.
Ormanlarda çalışan işçilerin ve ava çıkanların lastik
çizme giymeleri veya pantolonlarının paçalarını çorap
içine almaları kenelerden koruyucu olabilmektedir.
Hayvan sahipleri hayvanlarını kenelere karşı uygun
akarisitlerle ilâçlamalı, hayvan barınakları kenelerin
yaşamasına imkân vermeyecek şekilde yapılmalı, çatlaklar
ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır. Kene
bulunan hayvan barınakları uygun akarisitlerle usulüne
göre ilâçlanmalıdır.
Gerek
insanları
gerekse
hayvanları
kene
enfestasyonlarından korumak için repellent olarak
bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde
kullanılabilir. Repellentler sıvı, losyon, krem, katı
yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup,
cilde
sürülerek
veya
elbiselere
emdirilerek
uygulanabilmektedir. Aynı maddeler hayvanların baş veya
bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca, bu maddelerin
emdirildiği plâstik şeritler, hayvanların kulaklarına
veya boynuzlarına takılabilir. İçinde DEET içeren
akarisitler kullanılmalıdır
Download