Polonya`da Askeri Yönetim Dayanışma Sendikasını feshetti

advertisement
W
İŞÇİ POSTASI
1980 Yılında
100 bin TL.
üzerinde Vergi
ödeyenler; o/o 2
başyazı
Veıgi
Cenneti!
Yazımıza daha güzel, da­
ha çarpıcı, daha iyi ifade edi­
ci baslık bulmağa çalıştık. Ya
bu başlığı atacaktık, ya bu
gazetenin hiçbir zaman itibaı
etmediği fakat yakışık alan
nahoş bazı deyimler
çaktık. Anlattığımız
tında bu başlığın da düşüncele
rlınizi iyi ifade edeceğine hük­
mettik.
İŞÇİ POSTASI geçen
y ısında ve bu sayısında 1980
yılının resmi vergi bildirimle­
rini inceledi. Sonuçlarını da
kısa fakat gerçek tabloyu orta
ya koyucu biçimde yayınladı
Kısa ve öz söylemek ger«
kirse KTFD bir vergi cenneti
dir. Ama sadece ve sadece ça
lışan kesim dışındaki vergi
mükellefleri İçin Çünkü çalışan
kesim istese de vergisini ka­
çır amaz; kaçırma fırsatını bul
sa bile bu haram paranın mik
tarı devede kulaktır.
Kurumlar vergisine ta­
bi 1,027 müesseseden takriben
bir milyon veya daha fazla
geliri olan sadece ve sadece 43
müessese vardır. İnanmazsanız,
Lütfen Vergi ve Gelirler Dalresi'ııin Resmi Gazetede ya­
yınladığı listeye bakın , 984
kuruluş ise gelirinin bir mil
yon TL’nin altında olduğunu
veya hiç geliri olmadığını ve
ya zarar ettiğini bildirmiştir.
Kişisel vergilendirmede ise
1980 yılında vatandaşın
%77.9’u 373,000 TL.
altında
gelirle hayatını sürdürdüğünü
göstermektedir. Daha açıkçası
160 vergi mükellefinin dışın­
daki 7,483
vergi mükeUefiaylık 31 bin veya daha az bir
gelirle yemiş, içmiş, giyim
kuşam yapmış, çocuğunu okutmuştur.
Kurumlar vergisinde ol­
duğu gibi şahsi gelir vergi­
sindeki
uygulama
sosyd a
daietsizliğin buna karşı KTFD’
nin vergi cennetinin olduğunu
göstermektedir.
Dahası var!
İŞÇİ POSTASTnm geçen
sayısının
manşetinde de ya
ymlandığı üzere Nadir Hol
ding’e ait Unl-Pac 143 mil­
yon TL. olarak beyan ettiği
vergi için tek kuruş ödeme­
miştir. Bu İfşaatımızda yanıl­
dığımızı
görmek İstedik. Fa
kal çağrı yaptığımız halde en
küçük bir kıpırdamaya ta­
nık olmadık. Ama bu Şirke­
tin başkaca bir menfaatına
dokunan birkaç satırlık bir
haber yaymlasaydık, sayfalar
dolusu itiraz ve mekik dlplo
■ııaıııisl ile ikaz alacaktık.
Artık susma zamanı geç
iniştir.
Altında Menedesi,
lüks evi yaşam konforu yerin
de vatandaş vergi
vermeden
dü ediğine sahip olacak, hak
kını
isteyen
memur - işçi
Mııbir dereden su getirilerek
her zaman haksız sandalyesi­
ne oturtulacak.
(D rr— ı «sırta 41»)
Gelir ve Vergi Dairesi Mü­
dürünün Resmi Gazetede yayın
lan an 1980 yılm a ait vergi lis­
telerinde yer alan 7,643 vergi
mükellefinin 160’ı yani sadece
% 2 ,1 ’d 1980 yılı için 100 bin
TL üzerinde vergi beyanında
bulunmuştur.
Yapılan değerlendirmeye gö­
re evli ve iki çocuklu bir aile­
nin 1980 yılında 373 bin TL
geliri olması halinde ödemekle
yükümlü olduğu vergi mükelle
fiyeti 100 bin TL idi. Çalışan­
ların ve kamu
görevlilerinin
100 bin T L vergi karşılığı, ver
gi aylık taksitlerle ödendiği için
gelir 532,857 TL’nı bulmaktay
dı.
1980 yılında vergi rekortm e­
ni Kâzım, Yüksel ve Raşit Ah
m et Raşitler olmuştur. Ancak
vergi mükelleflerinin önemli bir
bölümünün ödediği vergi 100
bin ile 200 bin TL arasında de
ğişmektedir.
VRGİ BASAMAKLARINA
GÖRE DÖKÜM
1980 yılında
100 bin TL
üzerinde vergi beyanında bulu
nan mükelleflerin listesini ya yılılıyoruz. 100 bin T L üzerin­
de vergi beyanında bulunan mü
kelleflerin beyanlarına göre dö­
kümü şöytedir:
2
m ilyo TL üzeride
vergi beyanında bulunan 3 kişi
1 milyon TL üzerinde
vergi beyanında bulunan 2 kişi
500 bin T L üzerinde
vergi beyanında bulunan 3 kişi
400-500 bin T L arasında
vergi beyanında bulunan 6 kişi
300-400 bin T L arasında
vergi beyanında bulunan 8 kişi
200-300 bin T L arasında
vergi beyanında bulunan 23 kişi
100-200 bin T L arasında ver
gi beyanında bulunan 115 kişi
Yapılan bu tahlilden de an­
laşılacağı üzere vergi mükellef
lerinin gösterdikleri azami gelir
500 bin TL dolayında olm uştur
ki bu d a K T FD ’ni vergi m ü kelleflerin in cenneti olduğunu
göstermektedir.
zerinde vergi beyanında bulu­
nan 160 mükellefin bölgelere
göre dağılımı şöyledir:
BÖLGLERE GÖRE
DAĞILIM
1980 yılında 100 bin TL ü-
Ekonomi ve Maliye Bakanı
Salih Coşar, bir süre önce Bay
rak Radyosunda
yayınlanan
Lefkoşa’da 2654 vergi mükel
lefinden 103’ü
(% 3 .9 )
Gazi M ağusa'da 2345 vergi
mükellefinden
8'i
(% 0 .3 )
G irne’de 1510 vergi m ükel­
lefinden 21*1
(% 1.4)
G üzelyurt'ta 1134 vergi m ü­
kellefinden 28’i
(% 2 .5 )
Bu değerlendirmeye göre,
7643 vergi m ükellefinin sadece
% 2 .1 'i (160) 1980 yılında 100
bin T L üzerinde vergi beyanın
da bulunmuştur.
TOPLANAN VERGİ
işçi Postası’nm edindiği bil­
giye göre 1980 yılı için topla­
nan gelir vergisi (çalışanlardan
kesilenler dahil) 627 milyon
T L civarındadır. 1981 yılında
ise 850 milyon T L vergi top lanmış tır.
bir m ülâkatında 1981 yılında
toplanan vergi m iktarının milli
gelirin takriben % 10’unu, Dev
let gelirlerinin ise % 2'sini teş
kü ettiğini açıklamıştı. Bu he
saplm aalara göre
Devletin
1981 gelirleri 3.5 m ilyar TL
olarak ortaya çıkm aktadır.
HAZİN TABLO
Gelir ve Vergi Dairesi Mü­
dürünün Resmi Gazetede ya ■
yınlanan 1980 yılına ait vergi
listelerinin incelenmesinde orta
ya çıkan sonucun hazin olduğu
saptanmıştır. Binlerce vatanda«
hiçbir gelir göstermezken, bin­
lerce asgari ücretin altında ge­
lir göstererek gülünç bir tablo
yaratmışlardır.
Vergi mükelleflerinin gelirle
rini doğru olarak göstermeme­
leri üzerine birçok halde ilgili
Dairenin vergi mükellefiyetle­
rini resen yükselttikleri ancak
istisnalar dışında resen vergile
re itirazlarda bulunulduğu da
saptanmıştır.
~
13/10/1982
A
Ç A M ^M »A
SAYI: 122
YIL:
FEDERASYONU
YAYIN
ORGANI
3
KAT» l i TL.
1980 YILINDA 100 BİN TL OZERİNDF
VERGİ VERENLER
1. Kâzım A. Raşit
2,405,192
2. Yüksel A. Raşit
2,396,367
3. Raşit A. Raşit
2,389,869
4. Saffet Memet Ali
1,637,176
5. Derviş Babayiğit
1,248,324
6. M ehm et Boyacı
841 728
7. ö n d e r Y.A. Yorgancı
644,300
8. Rainiz M an yer a
572,540
9. Alptekin M ustafa
488,644
10. Ali Y ücel
468,712
11. M ustafa H. Yalyalı
467,100
12. Hilmi Serget
443,327
13. Tekin M. Birinci
426,676
14. M enteş Aziz
424,384
15. A rif Kale
386,055
16. Halil O ktay
366,906
17. A hm et Sönmez
360,250
18. Hüseyin H aşan
339,450
19. Yücel Hüseyin
328,468
20. A ylâ H alit Kâzım
327,750
21. İlker Y aşar
321,250
22. A hm et M. Yorgancı
316,050
23. Ali Şükrü
298,234
24. Ersoy Bullici
297,304
25. Ömer Bullici
297,304
26. Salih M. Boyacı Salih
295,222
Devamı sayfa 3’de
Polonya’da Askeri Yönetim
Dayanışma Sendikasını feshetti
On milyon üyesi bulunan
Dayanışma Sendikası'nın halen
firarda olan yöneticileri ise
sendikanın kapatılması kara­
rının kendilerini bağlamadığını
belirten ve işçileri kitle göste
Tilerinden özellikle kaçınm a­
ya çağıran bildiriler yayınladı
lar.
SIKI ÖNLEMLER
Polonya askeri yönetimi,
parlamentonun kararından son
ra çıkabilecek herhangi bir
olaya karşı cadde ve sokaklar
da sıkı güvenlik önlemleri aldı.
Oylama öncesi bir konuş­
ma yapan Başbakan Yardım
cısı Rakovvski, yeni sendika ya
sasının onaylanması ile Po­
lonya tarihinde bir sayfanın ka
panacağun söyledi.
Tüm ülkede hissedilir şe­
kilde artan gerginliğe deği­
nen Rakovvski, Dayanışma’nın
feshedilmesinin, verilmesi güç
POLONYA parlamentosu
geçen Cuma günü sıkı güven
Hk önlemleri altında yaptığı
toplantıda iki yd önce kuru­
lan bağımsız “Dayanışma Sen
dikası'nı feshederek Doğu Bloku’ndaki ilk özgür sendika
dönemini kapadı.
Büyük oy çoğunluğuyla aUnan kararda bundan sonra
kurulmasına izin verilecek sen
dikaların grev haklarının kı­
sıtlanmasını ve sendika fede­
rasyonlarının yerel olarak ku
rulabilmesini öngörülüyor.
10 MİLLETVEKİLİ
ALEYHTE
Dayanışma’nın kapatılm a­
sı kararı, parlamentoda uzun
süren tartışm alardan sonra 10
milletvekilinin aleyhte oyuna
karşılık oturum a katılan tüm
üyelerin olumlu oyuyla kabul
edildi. Oylamaya dokuz millet
vekUi ise katılmadı.
ancak gerekli bir karar oldu­
ğunu belirtti. Başbakan yar
dımcısı, Polonya’nın bundan
böyle geçen yıl yaşanan karı­
şıklığa taham mülü kalmadığı
nı da sözlerine ekledi.
YASA’N IN
ESASLARI
Yeni yasa şu esasları ihti­
va etmektedir:
1 Mevcut bütün sendikalar
geçersiz sayılacaktır. 1983 yı­
lında sadece işyeri esasına gö
re sendika kurabilecek, bunlar
ancak 1984’de işkolu esasına
göre birleşebilecek ve 1985’de
sendikalar bir konfederasyon
içinde toplanabilecektir.
2 Sendikalar kurulurken Anayasa, Komünist Partisinin
liderliğine, Polonya’nın ittifak
larına vs. bağlılık tahhüdünde
bulunacaktır.
Sendikaların
faaliyetleri
fevkalâde sınırlandırılm akta ve
Türk-Sen’le temaslarda
bulunan Wholey ayrıldı
1 ‘a
i
*
*.
Türk-Sen’le tem aslarda bu
lunmak üzere geçen hafta Sa
lı günü K T FD ’ne gelen Asya-Amerika H ür Çalışma Ens
titüsü (AAFLI) temsilcisi Robert W holey, geçen Cuma gü­
nü KTTD'nden ayrıldı.
Wholey ile Türk-Sen yet­
kilileri arasında yapılan görüş
melerde iki örgüt arasında ya
pılacak işbirliği alanları üze-
Tahsin, Türk-Sen Genel Başkam eşliğinde
G Ö REN
Alacaktan dere
Kıbrıs Türk Amine Memurları Sendikası Başkanı Er­
dal Süreç ve Yol-tş Sendikası Başkanı Bayram Çelik, ko­
münist Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu'ıııın (WFTU)
bir mesleki işkolu yan örgütünün toplantısına katılmak
üzere geçen hafta Çekoslavakya’nın başkenti Prag’a uç­
muşlardır.
Bu arkadaşlarımız Prağ’da komünist sendikalardan ne
öğrenecekler dersiniz?
WFTU, Polonya askeri yönetiminin Dayanışma İsimli
hür ve demokratik sendika hareketini ortadan kaldırmak
için Polonya askeri yönetiminin yanında yer ıdmıştır.
Bizim sendikacılar da hür ve demokratik sendikacılığın
nasıl yok edildiğini ve yerine nasıl parti uydusu sendikalar
kurulduğunu, VVFTU’nun engin tecrübesinden ders alarak
Kıbrıs’a dönerlerse şaşmayalım
GÖ Z
lamasında, k a ra n , “insanlığın
temel değerlerine bir darbe olaraık niteledi. Komite, yeni
yasanın reddedilmesinin savu­
nulması çağrısında da bulun­
du.
IC FT U ise Polonya Parla
mentosu’nun kararının Polonya
’nın uluslar-arası taahhüdlerinin açık bir ihlâli olduğunu be
lirtti. IC FT U , bildirisinde, ya
sanın, Polonya Cum huriyeti ta
TÜRK-SEN POLONYA ASKERİ YÖNETİMİNİN
KARARINI ŞİDDETLE KINADI
Türk-Sen Genel Başkanı
Necati Taşkın,
Polonya As­
keri Yönetiminin geçen Cu
m a günü Polonya Parlam ento
su m arifetiyle D ayanışm a Sen
dikası'nm feshini öngören ya­
sa önerisini kabül ettirmesi üzerine şu demeci vermiştir:
“Polonya Askeri Yönetimi,
13 Aralık, 1981 tarihinde ül­
kenin hem sendikal hem de
özgürlük güvencesi Dayanışma
Sendikasının faaliyetlerini as
kıya atmış, liderlerini ve üyele
rini tutuklamış,
grev hakkını
ortadan kaldırm ış ve tutuklula
ra insanlık dışı m uam ele yap
mıştır.
Askeri Yönetimin ülkenin
•
taraf olduğu uluslararası söz
leşmeleri
çiğneyen
tutum u­
na
karşı tepkilere rağmen
şimdi de Dayanışma Sendika
sı'nı yasal olarak kapatm asını,
grev hakkını ortadan kaldır­
masını, kom ünist partisi güdü
m ünde ve sadece isimi sendika
olacak cemiyetler kurulmasına
m üsaade etmesini şiddetle kı­
nar; Polonya halkının ve ça­
lışanlarının ezici çoğunluğunun
Dayanışma Sendikası'nın şah
sında gösterdiği sendikâl ve
özgürlük mücadele ve meşalesi
ni bütün im kânlarım ızla des­
teklemeğe devam
edeceğimizi
belirtiriz.”
rafından tasdik edilen Uluslar-arası Çalışm a ö rg ütü'nün
(ILO) sendikal özgürlükle ilgi
li sözleşmesiyle bağdaşam adığı
nı savundu.
85 m ilyon üyesi bulunan
IC FT U , Polonya
işçilerinin
haklarına saygının tem ini için
ILO nezdindeıki girişimlerini
artırarak sürdüreceğini belirtti.
IC FT U İcra K um lu, Kasım
Devamı Sayfa 4'ts
•
POLONYA’DA GREVLER BAŞLADI
Polonya’da geçen Cum a
günü Dayanışm a Sendikası’nın
kapatılm asından sonra önce­
ki gün Sendikanın doğum ye
ri otan G dansk’taki Lenin ter
sanesinde işçiler grev
yapa­
rak Dayanışm a’nın
kapatılm a
sından vazgeçilmesini talep et
m işlerdir. Grevin dünde de
vam etmesi beklenmekteydi.
Devlet televizyonu tersa
ne dışında biriken halkı da­
ğıtm ak için kuvvet kullandığını
açıklamıştır.
Batılı haber
ajanslarına
bilgi veren
tersane
işçileri,
Başbakan Mustafa Çağa­ teknik heyet eştiğinde Ankarada
tay, beraberinde bir heyetle
bulunan Başbakan Çağatay, Aekonomik konularda Anava­
navatan hükümetiyle 1983 büt
tan hükümetiyle
temaslarda
çesinl ve çeşidi ekonomik so­
bulunmak üzere geçen Cumar
runların çözümünü görüşecek
tesi günü Ankara’ya gitmiştir.
tir.
Ekonomi ve Maliye Bakanı Sa
Anavatan’da yapılacak gö
lih Coşar ile ulaştırma ve Ba
rüşmeler sırasında Anavatan’
yındıriık Bakam Mehmet Bay
’m KTFD’ne yapacağı mali
ram ve uzmanlardan oluşan bir
yardımların
belirlenmesi de
ofr**!
I f
T ı
rinde durulmuş ve uzun vade
li bir program gözden geçi­
rilmiştir.
AAFLI temsilcisi Robert
W holey, K T FD ’nde kalışı sıra
sında Türk-Sen’in çeşitli fa­
aliyetleri
hakkında bilgi at­
mış ve lş-Koop'un sosyal konut
ve diğer işyerlerinde inceleme
lerde bulunmuştur.
Wholey, sosyal konut ça­
yunda çok sert tepkilere yol
açtı.
Bürüksel’deki Dayanışma
Sendikası Ko-ordinasyon Ko­
mitesi, Polonya askeri yöneti
m inin kararının protesto edil­
mesi çağrısını
Uluslar-arası
H ür İşçi Sendikaları Konfede
rasyonu (ICFTU) destekledi.
Ko-ordinasyon Komitesi, açık
grev komitesi kurarak D aya­
nışma Sendikası'nın devamını
ve Lech
W alesa’nm serbest
bırakılm asını talep ettiklerini
bildirdiler.
MOSKOVA KARARI
DESTEKLEDİ
Devlet Kontrolündeki Moa
kova televizyonu,
Polonya
parlamento sunca alınan Da
yanışına Sendikası’nın kapa­
tılmasını
onaylayan ve ka­
ran normale
dönüş için öneımll Ur adım olarak nitele
yen yayın yapmıştır.
Ankara Başbakan Çağatay Ankara’da
Möble’de
Yangın
1
Sağlık ve Çalışma Bakanı Özel
R. YVholey’yi kabulü sırasında.
ağır cezai müeyyideler getir­
mektedir.
4 Keza grev hakkı da son
derece kısıtlanm akta ve birçok
işkolu da bu kısıtlı grev hak­
kından dahi yararlanm aktan
yoksun bırakılm aktadır.
SERT TEPK İLER
Dayanışm a Sendikası'nın
feshedilmesi, dünya kamu o• •
• •
AA FLI temsilcisi
(Foto: EN F.)
lışmaları ile ilgili olarak mey
dana çıkarılan eseri
“muhte­
şem” olarak
tanımlamıştır.
Sağlık ve Çalışma Bakanı
Özel Tahsin geçen Cum a günü
AA FLI temsilcisi W holey'i ka
bül ederek görüşmüştür. Bu
görüşmede
Türk-Sen Genel
Başkanı Necati Taşkın da h a ­
zır bulunmuştur.
Ankara MöMe
fabrika­
sında önceki gün çıkan yan­
gının yarım milyon TL. dola­
yında zarara neden
olduğu
bildirildi.
Fabrikanın
C ilâ
bölü­
münde çıkan yangının
bir
saat içerisinde söndürüldüğü
ancak cilâ bölüm ünün
bir
kısmı ile iki adet aspiratörün
yandığı öğrenildi.
Yangın sebebi hakkında
bilgi verilmemekte ' yangının
cereyanın kontak yapması so
nucu çıkmış olabileceği, hasa­
r a ise bir haftaya kadar tesbit
edilebileceği öğrenildi.
Yangında iki işçinin yaralan
dığı ve tedavi altına alındığı
İŞÇİ PO TA Srnca saptanm ış tır.
Türk-Sen Genel ve M ali Sek
reteri Lütfi Özter dün yangının
vuku bulduğu A nkara Möble
Fabrikasını ziyaret ederek işçi­
lerle görüşmüştür.
KTFD Başkanı
N e w -Y o rk’ a gitti
KTFD Başkanı Rauf Denk
taş, Birleşmiş Milletler Genel
Sekreteri Perez de Cuellar ile
görüşmelerde bulunmak üze­
re dün New-York’a gitti.
Detıktaş, önceki gün Er­
can Devlet Hava Alanından
ayrdışında
verdiği demeçte
“Sayın Cuellar’ın bize yeni
teklifler
sunacağı yolundaki
yayml ar kasıtlıdır ve yanlış­
tır. Çünkii Sayın Cuellar, Kıb
rıs meselesinde ancak, iki fava
fa yardımcı olmakla yetkili bir
makamı işgal etmektedir” de
dİ.
Bilindiği gibi Türk ve Rum
siyasi liderlerinin B.M. Ge­
nel Sekreteri ile Ekim ayında
Kıbrıs konusunda temaslvda
bulunmak İçin toplıumlar-arası
görüşmelere kasım ayı baş­
larına kadar aralık verildi Rum
Yönetimi Lideri Spiros Kibrianu, Cuellar ile görüşmeler
yaptıktan sonra Kıbrıs’a dön­
dü.
KTFD Başkam Denktaş’a
Cuellar ile tem aslım d a toplumlar-arası
görüşmelerdeki
Türk temsilcisi Ümit Süleyman
Onan ve Savunma ve Dış İşle
ri Bakanı Kenan Atakoi eşlik
edecektir.
beklenmektedir
Anavatan Başbakanı Bülend Ulusu İle görüşen Baş­
bakan Çağatay’ın bugün Dev
let Başkam Orgeneral Kenan
Evren tarafından kabül edile
c e $ açıklanmıştır.
Başbakan ve beraberindeki
heyet KTFD’ne yarrn dönecek-
Taşkın’ ın açıklaması
Türk • Sen Genel Başkam
Necati Taşkın, KTFD Başba­
kanı Mustafa Çağatay başkan
lığındaki bir heyetin temas­
larda bulunmak üzere Anka
ra’ya yapacağı ziyaretle ilgili
olarak geçen Cuma günü şu
demeci vermiştir:
“Başbakan Mustafa Çağa­
tay başkanlığında bir heyetin
Anavatan hükümetinin daveti
üzerine toplumumuzun ekono
mik konularını görüşmek ama
cıyle yarın (9 Ekim) Ankara’
ya gideceği resmen açıklanmış
tır.
Bu ziyaret ve temas müna
»ebetiyle Anavatan’ın şimdiye
kadarki diğer fiili yardımları
yanında KTFD’ne artarak de
vam eden maddi ve manevi yar
dunlarına karşı şükran duygu
tanınızı bir defa daha ifade
etmekten engin bir mutluluk
duymaktayız.
Toplumumuzun çok yön
lü ciddi ekonomik sorunlarla
karşı karşıya bulunduğu ve
şimdilik Anavatan’ın
yardımı
olmadan bu soranların üste
sinden gelinemeyeceği meydan­
dadır. Bu nedenle Anavatan hü
küme ti ile KTFD hükümeti arasında yapdacak görüşmeler
ve bu görüşmelerden çıkacak
sonuçlar, toplumumuz bakımın
dan hayati önemi haizdir.
Kamu görevlileri d a h i ça
lışanlann maaş ve ücret düzey
lerinin mevcut hayat şarttan
yorum
Dayanışma
Gönlümüzün
Tahtıdır
Necati TAŞKIN
Polonya’da Dayanışma Sendikası, 13 Ara
lık, 1981 tarihinden beri askeri yönetfcn al-
çerçevesinde
yeniden düzen­
lenmesi gerektiği ve bu yönde
yapıcı bir takım yaklaşmaiardanolumlu
sonuçların bek­
lendiği aynca ileriye dönük
h a» ciddi tedbirlerin alınması
için Hükümette Türk-Sen ara
sında görüşmelere
başlandığı
bir döneme rastlayan Sayın
Hükümet Başkanı nın Anava­
tan ziyaretine büyük önem at­
fettiğimizi belirtmeliyiz.
İçinde bulunulan dahili
siyasal şartların Sayın Başba
kanın yarınki Anavatan ziya­
retini olduğu gibi Anavatanla
temas ve ilişkilerimizin en İyi
v» en üst düşeyde tutulması
ve sürdürülmesini etkilememe­
si gerektiğine
inanmaktayız.”
tında bulunan Parlâmento tarafından geçen
Cuma akşamı geçirilen bir yasa ile feshedildi.
Yani artık Polonya’da, Polonya halkının ve
İşçisinin özgürlük meşalesi Dayanışma Sendi­
kasının hukuki varlığı ortadan kalkmıştır.
İki yıldan biraz fazla bir zaman önce kuru
lan ve kısa sürede ülkede 10 milyon işçiyi
bünyesinde toplayan ve komünist ülkelerdeki
klâsik komünist partilerinin uydıau du­
rumundaki sendikayı temelden çökerten Da •
yanışına Sendikan neden dünya çapında bir
ÜKİ uyandırdı ve dikkatleri üzerine çekti?
İSÇİ POSTASI bu sorunun cevabını aynntı
lan He şhndiye kadarki yayınlarında ve blDavamı Sayfa 4'ta
Sayfe 2
Anavatan da Danışma Meclisinin
kabul ettiği Anayasa maddeleri
ve tedbirlerini alır. Yanan o r­
m anların yerinde yeni orm an
yetiştirilir, bu yerlerde başka
çeşit tarım ve hayvancılık yapı
MADDE: 139
lamaz. Bütün orm anların göze
Vergi, herkesin kamu gidtrtimi devlete aittir. Devlet or­
M ADDE 149
lerine katılma payıdır.
m anlarının mülkiyeti devroluYüksek Hakem Kurulu ana­
Vergi yükünün adaletli ve
namaz. Devlet orm anları kayasanın 58. maddesinde öngö­
dengeli dağılımı, maliye politi
riuna göre, devletçe yönetilir
rülen hallerde doğrudan, grev
kasının sosyal amacıdır. Aylık
ve işletilir. Bu orm anlar za­
veya lokavtın 60 gün devam et
ve ücret gelirlerinden asgari
mesi halinde taraflardan biri manaşımı ile mülk edinilemez
ücrete tekabül eden miktarı
nin veya Çalışma Bakanlığının
ve kamu yararı dışında irtifak
vergilendirilmez.
başvurusu üzerine taraflar ara­
faik hakkına konu olamaz. Or
Vtrgi ve benzeri yükümlü sındaki uyuşmazlığı kesin ola­
m anlara zarar verebilecek hiç
lükler kanunla konulur, değiş­
rak çözümler. Taraflarla anla­
bir faaliyet ve eyleme m üsaa­
tirilir veya kaldırılır.
şarak grev veya lokavta baş de edilemez, orm anların tah vurmadan ya da grev veya lo­
rip edilmesine yol aaçn siyasi
Madde 156.
Vergi ve benzeri mali yü kavt sırasında uyuşmazlıüı, çö
propaganda yapılamaz, orman
(Kamu Hizmeti Görevlile
kümlülüklerin muaflık istisna zamlenmesi için, YHK’ye götü
suçları için af çıkarılamaz.
ri- Genel İlkeler): Devletin ve
lar ve indirimleriyle oran ve
rebüirler. YHK, kararlarını a31.12.1981 tarihinden önce bi­
diğer kamu tüzel kişilerinin
m iktarlarına ilişkin hükümle nayasanm 62. maddesindeki il
yürütmekle yüküm lü oldukla­
lim ve fen bakım ından orm an
rinde kanunun belirttiği yuka­
kelere uygun olarak
verir.
rı kamu hizmetlerini yerine
niteliğini ta m olarak kaybetmiş
rı ve aşağı sınırlar iç'nde de­
YHK’nin kuruluş ve çalışma
getiren kamu hizmeti görevli­
olan tarla, bağ, meyvelik, zey­
ğişiklik yapmak yetkisi Bakan­
usulleri, kanunla düzenlenir.
lerinin nitelikleri, hizmete gi­
tinlik, gibi çeşitli tarım alanla
lar Kuruluna veirlebilir.
rişleri ve yükseltilmeleri, görev
rında veya hayvancılıkta kulla
MADDE 150
leri ve hakları, aylık ve öde­
nıtmasında yarar olduğu tes M ADDE 140
İdare, kuruluş ve görevleıiy
nekleriyle diğer özlük işleri
bit edilen arazilerle, şehir, ka­
Devltt ile kamu tüzel kişile
le bir bütündür ve kanunla dq
kanunla düzenlenir. Devletin • saba ve köy yapılarının toplu
ri kanunların tanıdığı yetkiler
zenlenir. İdarenin kuruluş ve
ve diğer kamu tüzel kişilerinin
otarak bulunduğu yerler ve or­
çerçevesinde kredi anlaşmaları
göervleri, merkezden yönetim
yürüttükleri kamu hizmetleri­
m an olarak m uhafazasında bi yapabilirler ve tahvil çıkarta ve yerinden yönetim esaslarıma
nin gerektirdiği görevler, ka­
lim ve fen bakım ından hiçbir
bilirler.
dayanır, Kamu tüzel kişiliği,
nunun gösterdiği istismar dı­
fayda görülmeyen, aksine ta ancak kanunla veya kanunun
şında kamu hizmeti görevlile­
Hâzinenin nakit ihtiyacını
tim alanlarına dönüştürülme açıkça verdiği yetkiye dayanıla
ri eliyle görülür. Kamu hizme
karşılamak için, doğrudan ve­
sinde kesin olarak yarar oldu­
râk kurulur.
ti görevlileri yetenek ve Kya
ğu tesbit edilen yerler dışında
ya dolaylı olarak, T.C. Mer kat ilkelerine uygun olarak işe
orm an sınırlarından daraltm a
kez Bankası kaynakları kulla MADDE 151
alınırlar ve görevlerini eşitlik
yapılamaz.
nıtmaz. Ancak T.C. Merkez
Bakanlar Kurulu ve başba ve tarafsılık ilkelerine uygun
M A DDE 163
Bnakası Hazine’ye, miktarı ca
kanlık, bakanlıklar ve kamu tü
olarak yerine getirirler. Üst ka
ri yıl genel bütçe ödenekleri
Orman içinde veya bitişiğin­
ezl kişileri, kendi görev alanla
deme yöneticisi kamu hizmeti
toplamının özel kanunda göste
deki köyler halkının kalkındı­
rını ilgilendiren kanunların ve
görevlilerinin atanm a ve gö­
rilen oranını geçmemek üzere
rılması, orm anların -ve bütünlü
tüzüklerin uygulanmasını sağla
revden alınma usut ve esasla­
kısa vadeli avans hesabı açabi
ğünqn korunm ası bakımından,
mak üzeer ve bunlara aykırı
rı, kanunla özel olarak düzen­
lir. Her yıl için bu hesaba gö
orm an gözetilmesi ve işletilme
olmamak şartıyla yönetmelik lenir.
re hesaplanacak avans m ikta­
sinde devletle bu halkın işbirli­
ler çıkarabilirelr. Yönetmelik rından bir önccki yılda alman
ğini sağlayıcı tedbirlere 31.12.
ler Resmi Gazete’de yayınla M ADDE 157
avanslar mahsup edilir ve razi
1981 tarihinden önce bilim ve
mr.
Kamu hizmeti görevlileri A
neye o yıl sadece aradaki fark
fen bakım ından orm an niteliği
nayasa ve kanunlara sadık ka­
ödenebilir.
ni tam amen kaybetmiş yerlerin
M ADDE 152
larak faaliyette bulunmakla yü
değerlendirilmesi, bilim ve fen
İdarenin hukuka uygunluğu­
kümlüdürler.
M ADDE 142şl 43
bakım ından orm an olarak m u­
nu düzenli ve verimli bir şekil
Görevleriyle ilgili olarak ku
Devletin ve kamu iktisadi te
hafazasında yarar görülmeyen
de yürütülmesinin ve geliştiril­
surlu işlev ve eylemleriyle ida
şebbqsleri dışındaki kmau tüzel
yerlerin tesbiti ve orm an sınır
mesinin sağlanması amacıyla,
reye verdikleri zarardan so kişilerinin harcam aları, en faz
ları dışına çıkartılm ası, orman
cumhurbaşkanlığına btğlı ola rumludurlar.
la bir yıllık bütçelerle yapılır.
içindeki köyler halkının kısmen
rak kurulan devlet denetleme
Mali yıl başlangıcı ile genel
veya tam amen bu yerlere yer­
kurulu, cumhurbaşkanının iste­
Madde 158
ve katma bütçelerin nasıl hazır
leştirilmesi için devlet eliyle
ği üzerine, tüm kamu kurum
(Disiplin Kovuşturmasında Gü
lanacağt ve uygulanacağı ka •
ihya edilerek bu halkın yarar­
ve kuruluşlarında ve sermaye­
vence): Kamu hizmeti görev
nunla gösterilir. Kanun kalkın­
lanmasına tahsisi kanunla dü sinin yarısından fazlasına bu
lileri ile kamu niteliğinde mes
ma planlarıyla ilgili yatırım zenlenir. Devlet bu halkın işlet
kurum ve kuruluşların katıldı­
lek kuruluşları ve üst kuruluşla­
lar veya bir yıldan fazla süre
me araç ve gereçleriyle diğer
ğı her türlü kuruluşta, kamu
rı mensupları hakkında yapı­
cek iş ve hizmetler için özel
girdilerinin sağlanmasını kolay
kurumu niteliğinde olan mes lacak disiplin kovuşturm aların­
süre ve usuller koyabilir. Büt­
laştrııcı önlemleri alır. Orman
lek kuruluşlarında, her düzey­
da isnad olunan hususun ilgili
çe kanununa, bütçe ile ilgili
içinden nakledilen köylüler hal
deki işçi ve işveren meslek te ye açıkça ve yazılı olarak bil­
hükümler dışında hiçbir hü kına ait araziler devlet ormanı
şekküllerınde,
kamuya
yararlı
dirilmesi,
dinlenilmesi,
savun­
küm konulamaz, mevcut kanun
olarak derhal ağaçlandırılır.
demeklerle vakıflarda her tqrmasını yapma imkanı tanınması
larm hükümlerini açıkça veya
lü
inceleme,
araştırm
a
ve
de
zonıntudur.
Bu
esaslara
uyul
dolaylı olarak değiştiren veya
M A DDE 164
netlemeleri yapar, sonuçları ra
m adıkça disiplin cezası veri
kaldıran hükümler getirilemez.
Devlet, denizciliğimizin geliş
por halinde cumhurbaşkanına
lemez. Uyarm a ve kınam a ce­
mesi, özellikle deniz ticaret fi
sunar.
zalarıyla ilgili olanlar hariç, di­
MADDE 144
losu tonajının artırılm ası, li siplin
kararları
yargı
denetimi
Bakanlar Kurulu genel ve
m antarın geliştirilmesi ve gemi
M
A
DDE
153
dışında
bırakılamaz.
Silahlı
katma bütçe tasarılarıyla milli
inşası endüstrisinin desteklen İdarenin eylem ve işlemleri­
Kuvvetler mensupları ile hâkim
bütçe tahminlerini gösteren ra
mesi yolunda teşvik edici ön ne karşı yarg ıyolu açıktır.
ler hakkındaki hüküm ler sak
poru, mali yıl başından en az
lemleri alır.
Cumhurbaşkanının
anayasada
lıdır.
3 ay önce, Türkiye Büyük Mil
Devlet, havacılığımızın güç­
tek
başına
yapacağı
öngörülen
let Meclisine sunar. Bütçe tasa
lendirilmesini amaçlar ve sivil
işlemleri,
yargı
denetimi
dışın­
M
A
DDE
159
rıları ve rapor, 40 qyeden ku­
havacılığın kapasitesinin artırıl
dadır. İdari işlemlere karşı açı
M em urlar ve kamu iktisadi
rulu bütçe komisyonunda ince
masını, altyapı ve havacılık
tacakş
davalarda
süre,
yazılı
lenir, bu komisyona iktidar
teşebbüslerinde işçi niteliği ta­
endüstrisinin
geliştirilmesini
bildirim tarihinde başlar. İdari
grubu veya gruplarından en az
şımayan diğer görevliler ile ka
teşvik eder .
yargı yetkisi, idari işlem ve
2 i üye katılır. Komisyonun ka
mu yararına çalışan dernek
eylemlerin hukuka uygunluğu­
lan 15 üyesi oranlarına göre
veya vakıflardan özel gelir
M A DDE 165
diğer siyasi parti gruplarından
nun denetimi ile sınırlanır. 1da
kaynakları
ve özel imkânları
Üniversiteler, devlet eliyle
ri işlem ve eylem niteliğinde
ve bağımsızlardan oluşur. Büt­
kanunla sağlanmış olanların, ve kanunla kurulan, bilimsel
yargı kararı verilmez. Kanun,
çe Komisyonunun iki ay için­
merkez kurullarında görev alan
özerkliğe sahip kamu tüzel ki
de kabul edeceği metin TBMM
olağanüstü hallerde, sıkıyöne lar, siyasi partilere ve sendika
şileridir.
de görüşülür ve mali yıl başı­
tim ve savaş halinde, ayrıca
lara üye olamazlar. M emurlar
Üniversiteler çağdaş eğitim,
na kadar karara bağlanır. TB­
milli güvenlik, kamu düzeni ve
ve diğer kamu görevlileri görve
öğretim,
bilim
ve teknoloji
MM üyeleri genel kurulda ba genel sağlık nedenleriyle, yürüt
lerini yerine getirirken vatan esasları ve gereklerine dayanan
kanlık ve daire bütçeleriyle kat
menin durdurulması kararı ve­
daşlar arasında siyasi kana:ttıe
bir düezn ve güvenlik ortam ı
ma bütçeler hakkındaki düşün
rilmesini sınırlayabilir. İdari
rinden dolayı herhangi bir ay­
içinde, Statürk ilkeleri doğrul­
çelerini err bütçenin tümü üze
işlemin uygulanması hallerinde
rım yapam azlar .
tusunda ve kalkınm a planı çer
rindeki görüşmeler sırasında atelafisi güç veya imkânsız za­
Bu esaslara aykırı hareket et
çevesinde, milletin ve ülkenin
çıklar. Bölümler ve değişiklik
rarların doğması ve idari işle tikleri mahkeme hükmü ile sa
ihtiyaçlarına uygun düzeyde
önergeleri üzerinde ayrıcâ gö­
min açıkça hukuka aykırı olma
bil olanlar ayrıca bir yargı ka
ve m iktarda insan gücü yetiştir
rüşme yapılmaksızın okunur ve
sı şartlarının birlikte gerçekleş
rarına ihtiyaç olmadan kamu
mek üzere eğitim ve öğretim­
ya ova konur. TBMM qyeleri. mesi durumunda, gerekçe gös­
hizmetinden temelli çıkarlıırlar.
de bulunmak, bilimsel artştırbütçe kanunu tasarılarının ge tererek yürütmenin durdurul M em urlar ve diğer kamu gö
m a, yayın ve danışmanlık yap
nel kurulda görüşülmesi sırasın
masına karar verilebilir. İdare
revülerinin mesleki faaliyetleri
m ak amacıyla faaliyet göste da gider arttrıcı veya gelirltri
kendi işlem ve eylemlerinden
ni korum ak ve geliştirmek ama
ren çeşitli birimlerden oluşur.
azaltıcı önerilerde bulunamaz doğan zararları ödemekle yü cını güden kuruluşların bağlı
Üniversite öğretim üyeleri ve
lar.
kümlüdür.
olacakları esaslar kanunla dü yardım cıları serbestçe bilimsel
zenlenir.
araştırm a ve yayında bulunabi
MADDE 146
MADDE 154
Madde 160. (Plânlama): Elirler .
Genel ve katm a bütçelerle ve
Türkiye, merkezi idare kuru
konomik, sosyal ve kültürel kal
Üniversitelerin kuruluş ve iş
rilen ödenek, harcanabilecek
luşu bakımından, coğrafya du­
kınmayı, özellikle sanayi ve
leyişteri, organları ve bunların
miktarın sınırını gösterir. H ar­
rumuna, ekonomik şartlara ve
tarım ın gelişmesini ve ekono­
seçimleri, görev ve yetkileri,
canabilmek m iktar sınırını Ba
kamu hizmetlerinin gerekleri­
minin bütün alanlarıyla ülke
öğretim üye ve yardım cılarının
kanlar Kurulu kararıyla aşabi­
ne göre, illere,, iller de diğer
nin bütünün dengeli ve uyum
göreve alınm aları, yükseltilme­
leceğine dair bütçelere büküm
kademeli bölümlere ayrılır. İl­
lu biçimde kalkınmasını, ülke
leri, görevlerine son verilmesi
konulamaz. Bakanlar Kurulu ­
lerin idaresi yetki genişliği esa
kaynaklarının döküm ve değer
ve üniversiteler üzerin.y dev­
na kanun hükmünde kararna sına dayanır. Vali ilde devletin
lendirilmesini yaparak verimli
letin sahip bulunduğu gözetim
me üe bütçede değişiklik yap­
ev Bakanlar Kurulunun temsil
şekilde kullanılmasını planla­
ve denetim haklarını kullanm a
mak yetkisi verilemez. Cari yıl
cisi, il idaresinin başı ve tem­
mak, bu amaçla gerekli teşkilâ
usulleri, bilimsel özerklik esas
bütçesinde ödenek artışını ön­
silcisidir. Belli kamu hizmetle­
tı kurmak devletin görevidir,
larına aykın
olmam ak üzere
gören değişiklik tasarılarında
rinin görülmesinde verim ve
Planda milli tasarrufu ve üreti
kanunla düzenlenir.
ve tekliflerinde ilerki yıl bütçe
uyum sağlamak amcıyla bir­
mi artırıcı, fiyatlarda istikrar
Rektörler, üniversitelerdeki
lerine yük getirecek nitelikteki
den çok ili içine-alan yetki ge
ve dış ödemelerde dengeyi sağ
öğretim üyesi profesörler ara kanunlarda belirtilen giderleri
tyşliğine sahip kuruluşlar mey
layıcı, yatırım ve istihdamı ge
sından cumhurbaşkanınca seçi­
karşılayabilecek mali kaynak
dana getirilebilir. Valilerin bu
liştirici tedbirler ve yatırımlar
lir.
göstermek zorunludur.
kuruluşlar üzerindeki yetkileri
da toplum yararları ve gerek­
Devlet, yüksek öğretimi plan
kanunla düzenlenir.
leri gözetilir. Kaynakların ve
lamak, üniversitelerin ülke için
MADDE 147
rimli şekilde kullanılması dedeki dağılımlarını düzenlemek,
Kesin hesap kanun tasarıları
MADDE 155
def alınır. Kalkınma girişimle
yüksek öğretim kuruluşları ara
kanunda daha kısa bir süre ka
(Mahalli İdareler): Masalli
ri bu plana göre gerçekleştirilir.
smdaki öğretim üye ve yar bul edilmemiş ise, ilgili olduk­
idareler, 11, belediye ve köy
Kalkınma planlarının hazırlan
dımcı ihtiyacını, bilimsel özerk
ları mali yılın sonundan başla
halkının ortak mahalli ihtiyaçla
ması, Türkiye Büyük Millet
lik esaslarına uygun olarak kar
yarak en geç 6 ay sonra Ba­
rını karşılayan ve genel karar
Meclisi’nce
onaylanması ve
şılamak ve üniversitelerin daya
kanlar Kurulunca TBMM’ye
organları halk tarafından seçi
uygulanmasına ilişkin usul ve
lı bulunduğu orta öğretim ile
sunulur. Sayıştay, genel uy ten kamu tüzel kişilerdir. M a­
esasları kanunla düzenlenir. Kal
yüksek öğretim arasındaki den
gunluk bildirimini ilişkin oldu
halli idarelerin kuruluşları, gö
kınma planları, kamu kesimi
geyi sağlamak amcıyla üniverğu kesin hesap kanunu tasarı­
riv ve yetkileri ve mahalli ida­
içm emredici, özel kesim için
siteelrin temsilcilerinin de katıl
sının verilmesinden başlayarak
re hizmetlerinin görülme« ama
yol gösterici ve özendiricidir.
dığı bir merkezi teşkilât kurar.
en geç üç ay içinde TBMM’ye
cıyla bu idareler arasında mec
Madde 161. (Tabii Servet ve
Üniversitelerin bütçeleri, ge­
sunar. Kesin hesap kanunu ta­
buri veya ihtiyari birlik kurul­
Kaynakların Aranması ve İşle­
nel ve katm a bütçelerin bağlı
sarısı yeni yıl bütre kanunu ta
ması, yerinden yönetim ilkesi­
tilmesi): Tabii servetler ve kay
bulunduğu esaslara uygun ola­
sarısı ile birlikte bütçe komis­
ne uygun olarak kanunla dü­
naklar devletin hükqm ve ta­
rak yürürlüğe konulur ve denet
yonu gqndemine alınır. Bütçe
zenlenir. Kanun, büyük yerle­
sarrufu altındadır. Bunların alenir.
komisyonu, bütçe kanun tasa­
şim merkezleri için özel yöne
ranması ve işletilmesi devlete
rısı ile kesin hesap kanunu tasa
tim biçimleri getirebilir. Ma­
aittir. Aram a ve işletmenin,
Devlet, üniversiteler üzerin rısını genel kurula birlikte su­
halli idarelerin seçimleri, bu
devletin özel teşebbüsle ortak
de denetim ve gözetim hakkı­
nar. Genel kurul, kesip hesap
anayasanın 76’ncı maddesinde­
veya doğrudan doğruya özel
na her zaman için sahip olup,
kanun tasarısını, yeni yıl büt
ki esaslara göre 5 yılda bir ya
teşebbüs eliyle yapılması, kanu­
üniversitelerle onlara bağlı fa­
çe kanunu tasarısı ile beraber
pılır. Mahalli idarelerin seçil­
nun açık izine bağlıdır. Bu du
külte, enstitü, yüksek okul ve
görüşerek karara bağlar. Kesin
miş organları, organik sıfatını
rum da özel teşebbüsün uymala
diğer kuruluşların da öğrenim
hesap kanunu tasarısı ve genel
kazanmalarına ilişkin itirazla
rı gereken şartlar ve devletçe
ve öğretim hürriyetlerinin teh
uygunluk bildiriminin Türkiye
rın çözümü ve bu sıfatı kaybte
yapılacak denetim esasları ve
likeye düşmesi ve bu tehlike­
BilyÜk Millet Meclisine veril meleri konusundaki denetim
müeyyideler kanunda gösterilir.
nin olağan tedbirlerle giderilemiş olması, ilgili yıla ait Sayış
yargı yolu ile olur. Haklarında
Madde 162. (Ormanların
memesi hallerinde,
Bakanlar
tayca sonuçlandırılmamış dene
idari ve adli mercilerce soruşKorunması ve Geliştirilmesi):
Kurulu, ilgili
üniversitelerin
tim ve hesap yargılamsını ön­
Kamu iktisadi teşebbüsleri •
Devlet orm anlarının korunm a­
veya onlara bağlı fakülte ve
lemez ve bunların kaarra bağ turm a veya kovuşturma açılan
dı ve. sahalarının geliştirilmesi
birimlerin idarelerine el koya­
Iandığı anlamına gelmez.
mahalli idare organları veya
için gerekli kanunları koyar
bilir.
Geçen .Sayıdan Katan
6/10/1982 Çarşamba
İ Ş Çİ P O S T A S I
MADDE 148
nin Türkiye Büyük Millet Mec
lisinde denetlenmesi usul ve esasları kanunla düzenlenir.
bu organların üyelerinin idariB
makamlarca geçici bir tedbir o-n|
larak görevden alıkonulmasına ■
ilişkin esas ve usuller kanunla
düzenlenir. Devlet, Mahalli ida
reler üzeinrde, mahalli hizmet
lerin idarenin bütünlüğü ilkesi
ne Uygun şekilde yürütülmesi,
kamu görevlerinde birliğin sağ­
lanması, toplum yararının ko­
runması ve mahalli ihtiyaçla­
rın gereği gibi
karşılanması
amacıyla , kanunda belirtilen
esas ve usuller dairesinde ida
ri vesayet yetkisine sahiptir. „
Üniversite ve yüksek okullar
daki öğrencilere ev öğrenci ku
ruluşlarına sağlanacak
burs,
barınm a, beslenme ve benzeri
yardım ve kolaylıklar devlet ta
rafından düzenlenir ve devle­
tin denetim ve göeztimi altın­
da yürütülür.
M A DDE 165 a
Devlet, bilim ve teknoloji
nin geliştirilmesi amac( ile, ka
m u kuruluşları, bilimsel ve en­
düstriyel kuruluşlar arasında
işbirliği sağlayarak araştırm ala
rı teşvik eder ve destekler.
M A D D E 166
Yüksek öğretim kurum u ola
ark yüksek okullar, anayasanın
temel ilkeledi doğrultusunda,
T ürk kültürü ve ülke ihtiyaçla
rıyla istihdam planlaması çer­
çevesinde, belli bur mesleğe yö
nelik alanlarda faaliyette bu lunmak üzere üniversiteler ile
Milli Eğitim Bakanlığınca ku­
rulur.
M A DDE 167
Radyo ve televizyon istas yonları, ancak devlet eliyle ku­
rulur ve idareleri kamu tüzel
kişiliği halinde düzenlenir. Ka
nun, organlarının kuruluş bi çimini ve işleyişii tarafsızlık il
kesine uygun olarak düzenler,
yayınları, devlet ve milletin ya
Her türlü radyo - televizyon
rarları gözetilerek, tarafsızlık
esasına göre yapılır. H aber ve
program ların seçilmesinde, iş lenmesinde, sunulm asında Türk
kültür ve eğitimine yardım cı lık görevlerinin yerine getiril meşinde, devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğünşn, kam u düzeninin, toplum
huzurunun genel ahlâk ve asa­
yişin ve cumhuriyetin temel il
kelerine uyulur.
Haberlerin
doğruluğu sağlanır.
Radyo ve televizyon idaresi
genel m üdürü ile yönetim ku­
rulu üyelerinden üçü cum hur­
başkanınca atanır.
Devlet tarafından kurulan
veya devletten m ali yardım a lan haber ajanslarının tarafsız
lığı esastır.
M A DDE 168
A tatürk ilke ve inkılâpları nı, T ürk kültürünü, T ürk ta rihini ve T ürk dilini bilimsel
yoldan araştırm ak, tanıtmak,
yaymak ve yyaım lar yapmak
amacıyla kam u tüzel kişiliğine
sahip A tatürk Akademisi kuru­
lur.
Akademinin kurutuşu, çalış­
ma usulleri, yetkileri ve özlük
işleri kanunla düzenlenir.
MS DDE 169
Genel idare içinde yer alan
Diyanet İşleri Başkanlığı, İslâm
dininin gerçek kural ve ilkele­
ri doğrultusunda, bütün siyasi
görüş ve düşünüşlerin dışında
ve üstünde kalarak ve milletçe
dayanışma ve bütünleşmeyi am aç edinerek, özel kanunda
gösterilen görevleri yerine geti
rir. Diyanet İşleri Bakanı, özel
kanunda belirtilen nitelikleri
taşıyan ve Bakanlar Kurulunca
gösterile 3 aday
arasından
cum hurbaşkanınca tayi edilir.
M A DDE 170
Kamu kurum u niteliğindeki
meslekş kuruluşları, aynı nite tikteki üst kuruluşlar kanunla
m eydana getirilir ve orgaları
kendileri tarafıdan, kendi üye­
leri tarafıdan, kedi üyeleri ara
sından seçilir.
Meslek kuruluşlarının organ
larının seçimleri, üyelerin en
geniş biçimde katılım ını sağla
yacak ve hâkim, yönetim ve
denetiminde yapıtacak şekilde
kanunla düzenlenir.
Meslek kuruluşları, kuruluş
amaçları dışında faaliyet gös­
teremezler. Meslek kuruluşları
siyasetle
uğraşamazlar, siyasi
partiler, sendikalar ve dernek­
lerle ortak hareket edemezler.
Km au kurum ve kuruluşla­
rıyla kamu iktisadi teşebbüsle­
rinde devamlı olarak çalışanlar
meslek kuruluşlarına üye ola mazi ar.
Devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğünün, milli
güveitiğini, kamu
düzeninin,
başkalarının hak ve özgürlükle
rinin korunm ası, suçların ön lenmesi bakım ından gecikmesin
de sakınca bulunna hallerde,
mahallin en büyük m ülki âmi­
ri, hâkim karam a kadar, mes­
lek kuruluşunun seçilmiş or gantarını görevdne uzaklaştıra­
bilir.
Meslek kuruluşlarının tüzük
leri, yönetim ve işleyişleri de­
mokratik esaslara aykırı ola maz.
M A DDE 171
Hakimler, görevlerinde bağıb
sızdırlar. Anayasaya,
kanuna
ve hukuka uygun olarak vic­
dani kanaatlerine göre hüküm
verirter.
Hiçbir organ, m akam , m erci
veya kişi, yargı yetkisinin kul
Ianılmasında m ahkemelere ve
hâkim lere em ir ve talim at vere
mez, tavsiye veya telkinde bulunf maz.
Görülm ekte olan bir dava
hakkında yasama meclisinde
yargı yetkisinin kullanılması
ile ilgili soru sorulamaz, görüş
me yapılamaz veya herhangi
bir beyanda bulunulamaz.
Yasam a ve yürütm e organ­
ları ile idare, m hakem e karar­
larına uymak zorundadır, bu
organlar ve idare, mahkeme ka
rarlarını hiçbir surette değişti­
remez ve bunların yerine geti
rilmesini geciktiremez.
M A D D E 172
Hâkim ler ve savcılar meslek
ten azlolunamaz. Kendileri is­
temedikçe, anayasada gösteri len yaştan önce emekliye ayıılamaz, bir mahkemenin vevd
k a d m u n kaldırılması sebebiy­
le de olsa aylık ve ödenekle nnd»n voksun kılınamaz.
Meslekten çıkarmayı gerek -
tiren bir suçtan dolayı hüküm
giymiş olanlarla, görevini sağ
lık bakım ından yerine getire meyeceği kesin olarak anlaşı­
lanlar veya meslekte kalm ala­
rının uvgun olmadığına karar
verilenler hakkında kanundaki
istisnalar saklıdır.
M A DDE 173
Yargı yetkisi meslekten hâ­
kimler, cum huriyet
savcılığı
görevi de meslekten
savcılar
eliyle yürütülür. Ancak idare
ve vergi m ahkem elerinde nite­
lik ve çocuk m ahkem elerinde
zorunluluk sebebiyle meslek tenolm ayanların görev alm a ları mümkündür.
Hâkm iler ve cum huriyet sav
cılarının hâkim lik ve savcılık
mesleklerine alınm aları, nitelik
leri, bu mesleklere ayrılm aları
ve bu görevlere atanm aları,
hakları ve ödevleri, aylık ve
ödenekleri, meslekte ilerlem ek
ri, görevlerinin ve görev yer­
lerinin geçici veya sürekli ola­
rak değiştirilmesi,
haklarında
disiplin kovuşturması açılması
ve disiplin cezası verilmesi, gö
revleriyle ilgili ve görevleri sı
rasm da işledikleri suçlardan do
layı soruşturm a yapılm ası ve
yargılanm alarına k a rar veril mesi, meslekten çıkarm ayı ge rektiren suçluluk ve yetersizlik
halleri, mesek içi eğitimleri ve
diğer özlük işleri, hâkimlik ve
ya savcılık tem inatı esaslarına
göre kanunla düzenlenir ve Hâ
kimler ve Savcılar Yüksek Ku
rulu tarafından yürütülür.
Hâkim ler ve cumhuriyet sav
cilan ile bu mesleklerden sayı
lanlar, altmışbeş yaşını bitirin
ceye kadar hizm et görürter. As
keri hâkim ve savcıların yaş
haddi, yükselme ve emeklilikle
ri ile diğer özlük işleri hâkim
lik teminatı ve askeri yargının
özelliklerine göre, kanunla dü
zenlenir.
Hâkim ler ve savcılar ile bu
mesleklerden sayılanlar kanun­
da belirtilenlerden başka genel
ve özel hiçbir görev alam az lar, görevlerinde ve özel hayat
larında tarafsızlıkları hakkın da çevrenin inancını sarsacak
davranışlardan kaçınm ak zorun
dadırlar.
Hâkim ler, m ahkem eleri ba­
ğımsızlığı ve hâkimlik teminatı
esaslarına göre görev ifa eder
ler.
Hâkim ler ve cum huriyet sav
cıları, idari görevleri yönün dm . Adalet Bakanlığına bağlıdııtar.
Kam u davas.nın açılması gö
revi, cumhuriyet s&vcısınındır.
Sdalet bakanı, kamu davası­
nı açması için, cumhuriyet
savcısına yazılı olarak em ir ve
rebilir.
Adli işlerde, zabıta görevlile
ri, cumhuriyet savcısının em rindedir.
Adalet bakanı, geoikmesinde
sakınca bulunan halterde hâ kimler ve cum huriyet savcıları
nı geçici yetki ite görevlendire
bilir. Bu kararı .Hâkim ler ve
S a v a la r Yüksek K urulu’nun
ilk toplantsıında onaya sunar.
Hâkim veya savcı sınıfından
olup da, Adalet Bakanlığının
merkez kuruluşunda geçici ve­
ya sürekli olarak çalıştırılacak­
ları atam a yetkiis adalet baka­
nına aittir, bunlar,
savcılar
hakkındaki hüküm lere tabidir.
Bakanlık hizmetin edçalışan hâ
kim ve cumhuriyet savcıları,
gerektiğinde adalet bakanının
teklifi üzerine, H âkim ler ve
Savcılar Yüksek Kurulu tara fından, durum larına uygun hâ
kimlik ve savcılık görevine ata
m rtar.
Bu m addede sözü edilen sav
cılık mesleği ile ilgili hüküm
ler için de geçerlidir.
M A D D E 74'
M ahkemelerde duruşm alar
herkese açıktır. Duruşm aların
bir kısmının veya tam amının
kapalı yapılm asına ancak genel
ahlâkn veya kam u güvenliği nin kesin olarak gerekli kıldı­
ğı hallerde karar verilebilir.
Küçüklerin yargılanması hak
kında kanunla özel hüküm ter
konulur.
Bi.tün mahkemelerin her tür
İÜ kararları gerekçeli olarak
yazılır.
Davaların en az giderle müm
kün olan süratle sonuçlandırıl
ması, yargının görevidir.
M A DDE 175
M ahkem elerin kuruluşu gö­
rev ve yetkileri, işleyişi ve yar
gılama usulleri kanunla düzen
lenir.
Genel adli ve idari yargıla­
ma, devletin im kânları ölçüsün
de, iki dereceli olarak yapılır.
M A DDE 176
Devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğü, hür de m okratik düzen ve nitelikleri
anayasada belirtilen cumhuriyet
aleyhine işlenen ve doğrudan
doğ/uya devtetin iç ve dış gü
venliğini ilgilendiren
suçlara
bakmakla görevli Devlet G ü­
venlik Mahkemeleri kurulur.
Ancak, sıkıyönetim ve sa\aş
haline ilişkin hüküm ter saktı dır.
Devlet G üvenlik Mahkemele
rinde bir başkan, iki asil ve
iki yedek üye ile bir savcı ve
yeteri kadar savcı yardımcısı
bulunur. Başkan, bir asil ve
bir yedek üye ile savcı, birinci
sınıfa yardım cıları da cumhu riyet savcıları ve yardım cüarı
arasından, Hâkim ler ve Savcı­
lar Yüksek Kurulu tarafından
atanır. Mahkemedeki bir asil
ve bir yedek üyenin atanması,
birinci sınıf askeri hâkim ler
arasından, yarı orandaki savcı
yardım cılarının
atanm ası ise,
askeri hâkim ler arasından, özel
kanunda gösterilen usule göre
yapılır.
Devlet Güvenlik M ahkeme lerinin işleyiş, görev ve yetki­
leri ve yargılam a
usulleriyle
ilgili diğer hüküm ler kanunda
gösterilir.
(Devamı gelecek (■yımıcda)
-DEĞİNMEK
İS TED İĞ İM - j - ş
ilçe Kongreleri
MaJuue» S. EMİRCAN
Ulusal Birlik Partisinin Lefkoşa v e Girne İlçe
K o n g re le r i g e ç tiğ im iz Pazar günü yapıldıHer siyasi partinin tüzüklerine uygun olarak
„ p , ^ , L g ö L » kongreleri g - e » * !«
• W T ^ n g r « » » » » " " " “<»
“T
nusunda olumlu veya olumsuz konuşmalar, yazışına
lar ver alır..
,
Şurası m u h a k k a k ki seçimlerin yapılmasın­
da ve seçime katılanlar konusunda hiç kimsenin
ısrarla söyleyebUeceği bir şey yoktur.
Seçim yapılması, Hür ve Demokratik kurum
ve kuruluşların bir gereği olduğu gibi seçime ka
tılma, seçme ve seçilme hakkı ise her üyenin vaz­
geçilmez hakkıdır.
Seçim kazananın seçime katılanlar arasın­
da en lâyık kişiler olduğunu kimsenin iddia ede
meyeceği bir gerçek olmakla beraber, seçim kay
beden kişilerin illede
haksızlığa uğradığı, çeşitti
kombinalar nedeniyle kaybettirildiğini düşünmek
ve savunmasını yapmakta kimsenin harcı olma­
malıdır.
Seçimler, olumlu veya olumsuz birçok olayla­
rın geçtiği, yapılabilir veya, yapılamaz birçok te­
minatların verildiği, “hayır”dan fazla ‘ Evet hak­
lısınız” sözlerinin kullanıldığı, kısaca KULİS
ÇALIŞMALARI diye adlandırılan
YASAL uğ­
raşların verildiği oluşumlardır.
Seçimlerde gerçek değerlerin kazandığı görü­
lebildiği gibi, gerçek değerini halen ısbatlayamamış
kişilerin de kazandığı görülebilir.
Bütün bunlar yasaldır ve her yasal işte oldu
ğu gibi sonucun genelde kabul edilmesi ve kırgın­
lıkların KÜSKÜNLÜK derecesine getirilmeden
unutulması, ilerisi için hazırlanılması icap eder..
Politika ile uğraşacaklar için en önemli ve ka
zançlı evsaf şüphesizki koşullara uygun olarak
KIRILMADAN
POZİSYONO GİREBİLMEK
vasfıdır.
Ve bu evsafa sahip olan kişi ille de BAŞARI­
LI politikacı değilse bile ÖMÜRLÜ bir politikacı
olmak avantajına sahip olur.
Pazar günü Lefkoşa ve Girne de yer alan UBP
ilçe kongreleri sonuçunda kazananlara bir göz
atanlar, bu kişilerin KTF Devleti yurttaşlarına hiç
de yabancı olmayan simalar olduklarını görecek­
lerdir.
Ya yıllardan bu yana politika dünyamızla
haşir neşir olmuşlardır ya da çeşitli sosyal faaliyet
lerde katkılarda bulunmuş kişilerdir hepsi de.
Her gün karşılaştığımız çeşitti konularda soh
bet ettiğimiz kişilerdir..
Kendi mesleki sahalarında “beceri sahibi” yurt
taşlardır.
KTF Devleti politikasına UBP vasıtasıyle ne
verebileceklerini ise zaınan gösterecektir.
Bunu hep birlikte görecek, alkışlayacak ve­
ya yereceğiz:.
Ama şunu unutmayalım.
Siyasi partinin Konngreler yapması Hür De­
mokratik nizamın bir gereğidir ve UBP Pazar gün
kü kongreleriyle, kendinden önce diğer siyasi par
tilerin yerine getirdiği görevi yerine getirmiş ol­
du.
Biz bu olayı memnunlukla karşılar ve KTF.
Devleti yurttaşlarına hayırlı olmasını dileriz.
enek
en
TÜRK-SEN
YÜCE
DEĞERDİ R
E ME Ğİ N
GÜCÜDÜR
Her Tüllü Baskı
işleriniıde
Türk-Sen
M a tb a a s ı
-t%2 - - kavİvIT:..
DAHA UCUZ... DAHA SÜRATLİ
VE TİTİZLİKLE YAPILIR
ADRfifi* ^*bit *Wa|an Mustafa Sukuk No. 19
829 Lefkoşa. Tels 72735
Sayfa 3
İ ŞÇİ P OS T A S I
6/10/1982Çarşamba
1980 Yılında 100 Bin TL. Üzerinden Vergi Ödeyenler HAFTADA BİR
Siyah Çelenk
EROL SOYSAL
Zarar Görmüş Güneyliler Cemiyeti, haklarını ala ınadıkları gerekçesiyle Devlet Başkanlığı, Başbakanlığın
ve Federe Meclis Başkanlığının önüne siyah çelenk bırak­
tılar.
Amma da aceleci! adamlarmış ha bu Güneyliler.
İskân Bakanı Sayın Eşber Serakmcı Eşdeğer Mal Ya
sasının en erken zamanda uygulanacağını söylemedi mi?
Aceleniz ne yani! hcnUz topu topu sekiz yıl geçti.
Bu yıl olmadı, gelecek yıl; gelecek yıl olmadı bir son
raki yıl; önümüzde yıllar çok.
“Bugün git yarın gel’den” usanmayanlar, belki bir
gün muradlannu ererler!
CÜMBÜŞ
VAR
KTFD’nde yeni yasama yılı 1 Ekim'de başladı.
— Desenize Federe Mecliste yine cümbüş var. Tatil­
den dönen bizim büyük! siyahiler yine ne altınlar yumurt­
layacaklar.
— 0 O 0—
BİZ BİZE BENZERİZ
Kervansaray’daki apartman evlerinin alt kıs»
park yerinde bulunan 10 milyon TL değerindeki lâcivert
son model Mercedes araba kundaklama sonucu tamamen
yandı.
Bir bu eksikti!..
Yavaş yavaş 12 Eylül öncesi Anavatanımıza benzi yoruz.
Rüşveti, torpili, kaçakçılığı, karaborsayı, koyu par­
ticiliği, adam kayırmayı daha önceden getirtmişiz bu
ülkeye.
Şimdi de kundaklama.
Geriye kala kala anarşi ve terör kaldı.
Boşuna dememişler “biz bize benzeriz” diye.
(Birinci Mjfadan katan)
27. Zafer Niyazi
28. İbrahim B. Kâyhan
29. Hüseyin Erdal
30. Niyazi Ali
31. Kemal Rus tem
32. Kâmil M. Özkan
33. M uhsin Enver
34. Nejdet Ali
35. Osman öztürk
36. Ahmet A. Yağcıojlu
37. Dr. Şemsi Kâzım
38. Osman H. Bayram
39. Ahmet M. Berberoğlu
40. Yılmaz Cemal Canateş
41. Faik Haşan
42. Çağlar S. Abahorlu
43. Zersin Selim
44. Asım Camgöz
45. Erol K. Samancıoğlu
46. özdem ir Gülen
47. Behıç Hüseyin
48. Esat Ahmet
49. Mehmet S. Gülok
50. Vedat Ali
51. G üner Celâl Akgül
52. Pervin Gürsen
53. Mehmet R. Akay
54. Salih Başman
55. Behiye özkayım
56. Mustafa Başman
57. Esat Mustafa
58. Erdoğan M. Işık
59. Hüseyin Şevketoğlu
60. Salim Mehmet
61. Ali R. Tahir
62. Kani Hüseyin
63. M ustafa Özkayım
64. Salâhi Abdurrahman
65. Ümit S. Onan
66. Şener Haşan
67. Altan Darbaz
68. ö zer M. Debbağ
69. Halil Şakir
70. Zeki M. Beyaz
71. Hizber Hikmet
72. Hüseyin Derviş Kandulu
73. Haşan Yusuf
74. Fahri Hüseyin
75. Yusuf H. Paralık
76. Celâl Cin
77. Mehmet Atom
78. Abdullah M. Onar
79. Erol Mehmet
80. İrfan Mustafa
81. Adem M. Kader
82. Biler Demircioğlu
83. O rhan Şevket
84. Ergün O. Şevket
85. Türkay Elmas Tekil
86. Zihni Salih özipek
84. Zeki T. Soycan
88.İlhan 1. Köle
89.
Ahmet M. Yıldız
90. Haşan Hilmi Mehmet
91. Kemal Ali
92. Hüseyin H. Genç
93. Ahmet Kavaz
94. Mehmet F. Rinler
290,456
275,750
271,185
268.749
265,157
262.499
241,359
240. 111
236.750
236,645
236.175
233,058
220,468
220,260
214,715
211,764
206.175
205,518
200,649
194.500
187,350
186,570
184.750
184.500
178,250 ,
176,400ü
176,004^
175.580L
174.650\
173,734
173,278
172,498
170,586
170,441
167,880
166,545
164.900
163,950
163,639
163,631
158,815
157,970
157,450
155.475
154.476
153,365
151.470
148,088
147,050
144,184
142.500
139,850
137,765
137,614
136,605
135,636
135.500
133,295
131.900
131,552
131,520
131.000
131.000
131.000
130.500
129,728
129.500
129,420
sen m
KIZ İLAYA
VURDUMDUYMAZLIK
KTFD hükümetini denetleme yetkisi bulunan Sayış
taylığın (Murakıplık) uyarılarına, hükümet aldırmıyor.
Bu hükümet kimin uyarılarına kulak asıyor ki !
İşçilerin mi?
Çiftçilerin mi?
Küçük esnafın mı?
Halkın mı?
Vurdumduymazlığın bu kadarına pes doğrusu!...
128,299
95. Afşin Rinler
127,590
96. Rüstem Z. T atar
126,991
97. Esat H. Dedezade
126,701
89. Dr. Selma Fehim
123,500
99. Kem al Halil
122,706
100. Feyyaz M. Emin
122,450
101. izzet M ustafa
121,520
102. Mehmet Ali
120,851
103. Necati Haşan
120,819
104. HasanM. Lâtif
120,380
105. Dr. Ali Niyazi Fikret
118,608
106. Ali Rıza Veli
118,140
107. Kıvanç M. Rıza
117,996
108. Cahit Ertaç
117,686
109. O rhan Celâl
117,525
110. Raif Veli
117,143
111. Halil İbrahim Atik
117,000
102. H alil Ham za
116,500
113. Günay M. Cenap
116.500
114. Asim H. Metli
116,250
115. Sinan M uharrem
116,150
llö.S oner Tavukçuoğlu
116,059
117. V edat A. Çelik
118. Derry H om er Evaus
116,000
114,960
119. A hm et Cemal
114,382
120. Mehmet M ertan
121. Bilâl Direk
113,605
113,478
122. Suzan Uzunoğlu
113,350
123. Mesut H. Emre
113,333
124. Rüstem C. M ünür
113,021
125. Ahm et M. Akpınar
112,143
126. İbrahim Necip
112,000
127. Ahm et Niyazi
111.953
128. üleyman Hüseyin
111,880
129. Ali M ehm et Emin
111,500
130. Salih M uharrem
111,000
131. Osman Halil Veli
109,283
132. Akay M. Derviş
108,621
133. Mehmet S. Faiz
108,500
134. Zeki Özerem
108,500
135. Osman Ahmet
107,907
136. Erdal Orhan
107,474
137. T aner Memali
106,880
138. Altan C. Macila
139, M ustafa Bilâl
106,750
106,000
140. Celâl Beyit
141. E rtuğ A. Orhan
106,000
106.000
142. İbrahim Hacı Şevki
105.290
128. Eray Cemil
105,200
144. Kemal Yaşar
105,114
145. M ustafa Mis
104,421
146. Enis D ündar
104,421
147. Habibe G ül D ündar
104,421
148 Tülin Dündar
104,421
149. Kâzım D ündar
109,567
150. Haşan Özak
103,550
151. Suat M usa Manioğulları
103,458
152. Altan Remzi
102,800
153. İrfan Akman
102.140
154. M ustafa Kâmil
101,248
155. Haşan Y ı r t ıc ı ''
101,000
156. İsmail Mertan
101, 000
157. Artemel Hüseyin Fakin
100,756
158. Ahmet N. Kale
159. Yücel Köken
100,462
160. Cemal Bafidı
100,000
isim lerinin karşısında »işaretli bulunanların
beyan ettiği vergiler, Vergi Dairesince resen a rtı­
rılmış olup, artırılm ış m iktarlar ihtilaflıdır.)
ÜYE
OLUNUZ
Adra» ı 24 Tı
(İPS VE KURU YEMİŞLERİ
THALASSEMIALILARA
YARDIM
DAHA LEZZETLİSİ YOKTUR...
KAMPANYASINA
Massey Ferguson 165
ZEKİ DAĞLARCA
Geçende günlük basında çok ilginç ve düşündürücü
bir haber iç sayfalan işgal etınişti.
Haberde turizmin 1977 yılına oranla gerilediği res­
men açıklanıyordu.
Birkaç hafta önce de ekonomi gazetesi ayni haberi
resmi istatistiklere dayandırarak veriyordu.
Haberi okuyunca aklıma Ercan Devlet Hava Alanı
geldi. O Ercan ki Kıbrıs Türk Federe Devletinin dış ülke
lere açılan kapısı... O Ercan ki gelen veya gelecek olan
turistin, Federe Devletimiz için duyacağı ve unutamıyut
ğı ilk intibaları..
Bir dost Ankara’dan gelecekti.. Saat 23.00’de Ercan
da olması gereken yolcumuz, alışılan ve bilinen nedenler­
le saat 24.00’te Ercan’a ulaştı. Uçak piste inince kulağımı
za hoş gelen o anons müziği ile uçağın hava limanımıza
indiği danışmadaki görevli tarafından müjdelendi. Buraya
kadar güzel de, bundan sonra, yani uçak pistteki yerini
alıp da bagaj indirme işlemine geçilince göze ve kulağa
hoş gelmeyen bir manzara ile karşılaştık.
Bagajları taşıyacak çekici olarak bir Massey Ferguson
traktörün kullanıldığı görüldü.
Şimdi Allah aşkına düşünün ve karar verin. Bu top­
lumda bu devlette bu maksat için kullanılabilecek başka
bir araç - çekici - yok mu? Diğer hava limanlarında da
bu işlemler Massey Fergusonlar veya ne bileyim Fent’ler
le mi yapılıyor? Ve en önemlisi, devletimize ayak basan
bir turistin bu manzara karşısında bize vereceği puan ne
olabilir, hiç düşünüldü mü?
Turizmdeki gerilemeyi tabii ki hava alanımızda ba gaj çekicisi olarak Massey Ferguson kullanılmasına bağ lamak doiru değildir ama, bu basit bir örnek olduğu ve
kolay anlaşılabildiği için yazmak ihtiyacım hissettik.
Hem de işin doğrusunu öğrenmek isterseniz onu da
yazalım.. Yaramaz çocuğumuza hava alanına gideceğiz di
ye söz verdik. Ondan sonra hava alanına gidince çocuk
Mesarya ovasına gittik diye tutturmaz mı? Üstelik çocuk
haklı; koca gövdesi ve hava limanındaki sessizliği bozan
sesi ile Fergusonu gören çocuğa bu işi nasıl anlatabilir dim? Kısacası, çocuğa hava olanına gittiğimizi anlatıp is­
pat etmekte zorluk çektim de..
KATILALIM
C üt/i
Sendikal harekette
endüstriyel gelişme
(Geçen sayıdan kalan)
Kooperatiller, çağdışı ve antidemokratik bir ya
sanın denetimi altında çalışmalarım sürdürmekte ve
her an hükümetlerin baskı ve denetimi altında
bulunmaktadırlar. Siyasi baskılar karşılaşılan güç­
lüklerin bir diğer yönünü teşkil etmektedir. Fınan
sel kaynakların kısıtlılığı veya Kooperatillerin Mer
kez Bankası durumundaki üst örgüte kaynak teş­
kil eden yerlerin siyasiler elinde bulunuşu, siyası
baskılar yanında finansman kısıntısı şeklindeki bas
kılan da yoğunlaştırmakta ve devlet desteğini zo­
runlu kılmaktadır.
Çok sayıdaki küçük Kooperatif oluşturulmuş
bulunması yanında İşçi hareketinin bölünmüşlüğü
Sendikalarla Kooperatiflerin gösterdiği coğrafik
dağılımın farkdıhğı, üretici köylülerle, tüketici iş­
çiler arasında çıkması muhtemel menfaat çalışmala­
rı dikkate alınması gerekli unsurlardır. Yine Sen­
dikaların Kooperatiflere veya Kooperatiflerin Sen
dikalara üye veya ortak oklularının yasal açıdan
çıkarması muhtemel zorluklar üzerinde aynca
durulmalıdır.
Sendikaların üyelerine kooperatifler aracılığı
ile hizmet verme yönüne girmesi çabalarında çe­
kimser davranmalarının bir nedeni de Devletin
kooperatifleri etkileyebilmesi, yönetimlerine miidehalede bulunabilmesi nedeniyle sendikal hiirri
yetlerin kaybedilebileceği endişesidir. Bu endişe
nin ortadan kaldınlabîlmesinin yegâne yolu De­
mokratik Kooperatif hareketin gelişmesine yasal
olanak sağlamaktır.
Sendikalarla, Kooperatifler arasındaki işbirli
ğinde görülebilecek zorluklardan biri de, Sendika
lann kooperatifleri işveren olarak değerlendirmek
ridir. Bazı Kooperatif yöneticilerinin sendikal faa­
liyetleri hoşgörü ile kabüllenmesi de konunun bir
diâer yönüdür.
Teoride tarafların çıkarlarının ayni olmasına
rağmen uygulamada işçi - yönetici soranlarının za­
man zaman su yüzüne çıkmasının kaçınılmazlığı
ortadadır. Kooperitiflerin ekonomik alanda yete­
rince kârlı çalışamamasının işçi - işveren ilişkilerin­
de yapacağı olumsuz etki de dikkate alınmak zo­
rundadır.
Kooperatiflerin sendikalara karşı takındıkları
tavırlarda çoğu zaman işbirliğini önleyen faktörler
arasındadır. Kooperatifleri ellerinde bulunduran­
lar sendikalarla güçlü bir işbirliği sonucu kontro­
lün Sendikaların eline geçmesinden çekinmekte­
dirler.
Siyasilerin etkisi de işbirliğini
surlardan biridir..
BOHTAS LTD.
“Bir Alana Sorunuz...”
ünlü G O LF D İZEL V A N ...
V I 1 — 1, * — a TONLUK
VOLKSWAGEN VANLAR.
DÜNYANIN İ N EKONOMİK VE GÜÇLÜ 19 ARABALARI.»
AjmmİoI »»Hä«« Ur ya
ANADOL
zorlaştıran un­
İŞBİRLİĞİ ŞEKİLLERİ
Sendikalarla, Kooperatifler arasında yapılabil«
cek işbirliğinin muhtelif «dölleri vardır. Bunları
şöylece sıralayabiliriz:
1. Mevcut Kooperatifler sendikalarla birlikte
ortak işletmeler kurabilir, teşebbüsler yapabilirler.
2. Sendikalar Kooperatifler kurabilir ve bu
kooperatiflerin yönetimlerini sürekli olarak elle­
rinde bulundurabilirler.
3. Kooperttiflerle sendikaların ayni çatı al­
tında toplanabileceği yeni örgütler oluşturulabilir ki
işbirliğinin son aşaması ve en başardı şekli bu ola­
bilir.
4. Çok amaçlı kooperatiflerin sendikal görev­
leri de üstlenebileceği düzenlemeler gerçekleştirile­
bilir.
BİRLİKTE ÇALIŞMA
»Çik t* modern görünüş!»
16
MOBYLETTE
BOL YEDEK PARÇA
SATIŞ SONRASI SERVİS«
1. Atatürk Caddol
Yrntahin Teli 73231/73322
ö ıltr
82 MODEL
DERHAL
TESLİM.
ParitctaM «oruna olmayan
yakıt aldığınız raman» unatacajuin
ÇAĞIMIZIN ARACI
Bütçeniz* uygun ödem* kolaylıklarıyla...
B0MTAŞ
İşçi Sendikaları üretim, tasarruf, kredi, tüke­
tim, sigorta, sağlık konut gibi konularda faaliyet
gösterecek güçKi kooperatiflerin oluşmasına des­
tek olmak suretiyle fiyatları etkileme ve Sosyal Gü
venlik kurulularının yetersiz kaldığı alanlarda
üyelerine hizmet götürme olanağına kavuşabilirler.
Sendikalarla kooperatiflerin birlikte uygulayacak­
ları projelerin finansman, merkez fonlardan sağ­
lanabileceği gibi, bu kuruluşların ellerindeki yedek
akçelerden ve devletle, bankalardan borçlanmak
suretiyle sağlanabilir. H atta ortak merkez bankası
kurulabilir veya kurulmuş bankalara sendikaların
ortak olması sağlanabilir.
Türk-Sen: hayali
düşmanlık
duygularının tahriki
barışa katkıda
bulunamaz
T rk-Sen, Kıbrıs işçi Fide • rina yakışmayacak bir uslup
ve sorumsuzlukla, Lübnan olay
rasyonu (PEO) Genel Sekertelarının etkisiyle Anavatan As­
ri Andreas Ziartldesi'n Kıbrıs
keri Yönetimi nin Kıbrıs’ın ba
konusundaki çeşitli iddiaları
ğımsızlığını yok etmek için ay
Ue llfliü olarak şu açıklamayı
ni şiddet yollarına başvuraca­
yapmıştır.
ğından endişe duyduklarını id­
“Kıbrıs işçi
Federasyonu
dia ederek, İsrail saldırısını ilk
(PEO) Genel Sekreteri Andreas
protesto edenler arasında ken­
Ziartides, Prağ’da
yayınlanan
di deyimiyle ‘Kıbrıs
çalışan
Prace gazetesine verdiği ve ay
halkının’ bulunmasının bu ne­
ni zam anda Çekoslovak resmi
dene bağlı olduğunu öne sür­
CTK bülteninde yayınlanan
müştür.
mülakatında, son Lübnan olay
PEO Genel Sekreteri Andre
larını bahane ederek Anavata­
as İZartides’in, Kıbrıs olayları
nımız Türkiye'yi Kıbrıs'ın yarı
nın gerçek yüzünü ortaya koy
sim işgal etmekle suçlamış,
maktan kaçındığı ve tarihi ger
böyleoe Kıbrıs
gerçeklerini
çekleri bütünüyle saptırdığı ilk
dünya kamu oyundan gizleme defa vaki olmamıştır, özellikle
eğ çalışmış ve bilinen rum pro­
toplumlararası görüşmeleri ve
pagandasını tekrarlamıştır.
Kıbrıs’taki iki halk arasında
Ziartides, daha da ileri gide
dostluğu ve barışı savunur görü
rek, bulunduğu PEO G enel
nen İZartides’in dünya kamu
Sekreteri ve milletvekili sıfatla
HAYAT PAHALILIĞINDA TIRMANIŞ
DEVAM EDİYOR
Devlet Plânlama örg ü tü ’nce yayınlanan hayat pahalılığı en­
deksinde Eylül ayında % 4 'e yakın bir artış kaydedUerek endeks
% 14.17’ye yükselmiştir. Endeks Ağustos ayı sonunda % 10.59 idi.
Geçen yılın eş döneminde endeks % 16.66 idi.
M art - Eylül dönemini kapsayan hayat pahalılığı endeksi
şöyledir;
13.16
50155
44321
I. Yiyecek ve İçecekler
5389
4320
a. Ekmek un ve hububat çeşitleri
8424
8259
b. E t ve et mamülleri
747
552
c. Balık ve deniz ürünleri
2984
3144
d. Nebati ve hayvani yağlar
5965
4892
e. Yum urta ve süt mamulleri
20860
17901
f. Sebze ve meyveler
2781
3080
g. Şeker ve şekerleme
1021
900
h. Alkollü İçkiler
1399
1349
i. Meşrubat
286
223
j. Diğer tüketim maddeleri
17.91
11356
9631
II. Ev ve av m asrafları
2181
2077
a. Kira ve tam irat
6331
5228
b. Dayanıklı tüketim maddeleir
2844
2326
c. Dayanıksız tüketim maddeleri
18.58
15683
13226
III. Giyim
5.9
1073
1021
IV. ilâç ve Tıp
676
728
a. ilâçlar
345
345
b. Tıp Servisleri
12.84
802
905
V. Eğitim
13253
14.80
11544
VI. Taşıt
5.60
733
1830
VII. Hizmetler
1499
992
51.11
VIII. Eğlence ve Okuma
3.77
6805
6558
IX. Tütün
331
12.97
293
X. Şahsi Harcam alar
90121
102890
14.17
TOPLAM
oyuna karşı yaptığı bu beyan­
larda bu savunm alarının tam
tersi bir yaklaşımı benimseme
si, rum politikasının bilinen ka
rakterindeki iki yüzlülüğün ye
ni ve somut örneğidir.
İsrail’in Lübnan’ı işgali ve
Anavatan Türkiye’nin Kıbrıs’a
müdahalesinin şartları arasında
bir paralellik kurarak sonuçla­
ra varmak ve bu hayali sonuç
lardan endişe izhar ederek,
dünya kamu oyunu bu endişe­
ye taraf yapmağa kalkışmak,
ne iZartides’e, ne de rum hal­
kına yararlı bir hizmet sağlar.
Tarihi gerçeklere gelince;
VERGİ CENNETİ!
Birinci tayfadan kalan)
Vergi mükellefiyetinin pe
şiııc takınılınca se s le r gürle
yerek protesto gösterilerinde
sııs-pııs olunacak ve dosyala
rın
tozlanmağa terki
İçin
zorlamalara
boyun
eğilecek
Siyasilerin seçimleri se­
bebiyle diyet borçlan
var­
sa bunları ceplerinden çıkarıp
ödesinler.
Devlet
hazînesi,
siyasilerin çiftliği değildir.
Ekonomi ve Maliye Bakiminin son zamanlarda ver
giler konusunda cesur
bazı
çıkışlarına tanık oldıık. Bu
tutumunu daha aktif ve bilhas
sa vergi kaçakçılarının taki­
binde ve vergilerin
ödenme­
sinde sürdürdüğü takdirde na
imisin sessiz kitleyi arkasında
bulacak, umduğundan daha
çok destekiçisi olacağını gö­
recektir. Ama hareket sözde de
ğil, fiiliyatta görüldüğü takdir
de güven ve destek gerçek an
lamda kendini gösterecektir.
Sayın Ekonomi ve Maliye
Bakanı'nın önünde şimdi her
halde Uni-Pac'in 143 milyon
liralık vergi borcunun dosya­
sı durmaktadır. Bu borcun tah
sili ve Devlete intikalinin açık
lannuLSi, kararlılığının önem­
li bir göstergesi olacaktır. Ver
gi Cennetinin
vergi adaleti
cennetine dönştüğiinü
fiili­
yatta gördükçe destek ve alkışı­
mızı yetkililer daha iyi anlaya
taklardır.
Aına önce icraat...
İŞÇİ POSTASI
Dişlerinizin beyazlığını keşfedin...
Kıbrıs’ın Y unnaistan’a ilha­
kı kampanyası, 1954 yılında
EOKA tethiş örgütünün Yuna
nistan’ın m addi ve fiili deste ğiyle doruğuna ulaşmıştır. Kıb
rıs’ın Y unanistan'a
ilhakıyle
Kıbrıs komünist partisi AKEL
in Yunan kom ünist partileriyle
birleşerek onlara güç katacağı
gerekçesini savunan Ziartides’in de koyu bdr ENOS1S taraf
tart otduğu gizli değildir. EO­
KA tethiş örgütünün Kıbrıs’ta
akıttığı kan ve göz yaşından
Kıbrıs Rum ları kadar Yunanis
tan'ın da sorum lu olduğu unu
tulamaz, gözardı edilemez.
Aralık, 1963'te yine Yuna ■
nistan’ın fiili desteğiyle Kıb rıs T ürk halkına karşı başlatı­
lan topyekün silâhlı saldırıla­
rın on bir yıl aralıksız devam
ettiğini, Kıbrıs T ürk halkının
bu süre içinde kendi ülkesinde
ikinci sınıf vatandaş olarak ve
korku içinde yaşadığını, en iyi
bilenlerden birisi yine Z iarti des’tir. Hiçbir haki ive meşru
sebebi olmadan Yunanistan'ın
Aralık, 1963’ten som a Kıbrıs’ı
bir barut fıçısı haline getirerek
Kıbrıs’a yasa dı&ı asker ve si
lâh soktuğunu Ziartides biz den d a h a iyi bilmelidir. Yuna
mistan’ın
garantörlük sıfatını
çiğneyerek Aralık, 1963’ten bu
yana Kıbrıs’ı fiilen işgai ettiği
ni Ziartides'in görmezlikten gel
mesi acı ve düşündürücüdür.
15 Tem m uz, 1974 darbesi yi
ne Y unanistan’ın fiili desteğiy
le ve nosis’in yerçekleşmesi i çin yapılmıştır.
16 Ağustos, 1960’da kuru lan bağımsız Kıbrıs Cum huri yetinin üç garantör Devletin den biri olan Türkiye, diğer iki
garantör Devletin sorum luluk­
tan kaçınması üzerine 20 Tem
muz, 1974’te Kıbrıs Cum huri­
yetinin bağımsızlığını korumak,
T ürk halkının topyekün imhası
nı ve Kıbrıs’ın Yunanistan’a il
hakim önlemek
için Kıbrıs'a
silâhlı müdahalede bulumuş tur.
Türkiye’nin Kıbırs’ta ilhak
emeli olsaydı m üdahaleyi gerek
tiren sebebleri sınırlı tutmaz,
Kıbrıs'ın tam amını alabilir ve
bunu yapmağa güc üde yeter­
di. Ayrıca Türkiye’nin Kıbrısa
müdahalesi sonucunda Tem muz, 1974’ten itibaren silâhlı
çatışm alar durm uş ve adamıza
bu bakım dan da sukun gelmiş
tir.
Bu tarihi ve fiili gerçekleri
gizleyerek hiçbir m eşru hakkı
ve yeterli bir gerekçesi olm a­
dan ve sadece saldırgan amaç larla, İsrail'in Lübnan’ı işgal
etmesini ve Füistin halkına kar
şı soykırım uygulamasını ba­
hane ederek Türkiye’nin de ay
ni yöntemleri uygulayacağını
iddia etmek, sağcısıyla, solcu­
suyla ram ların sinsi niyetleri­
nin kasıtlı ve m aksatlı bir bi­
çimde tezahüründen başka birşey değildir.
Kıbrıs Rum halkını ve dün­
ya kam u oyunu hayali düşman
lık duygularıyle tahrik etm e nin, Rum halkının çıkarlarına
ve K ıbrıs'a barışçı bir çözüm
bulma gayretlerine katkısı ola­
m az.”
Faridı bir diş macunudur Floran.
Temizleme gücü,bilinen tüm diş macunlarından üstündür.
Bileşiminde.ileri temizleme ve beyazlatma
gücü olan bir madde vardır; K A LSİM lN .
KALSlMİNdişleri temizlerken güçlendirir
eşsiz bir beyazlık, parlaklık kazandırır.
Deneyin Floran’ı... Dişlerinizin beyazlığını keşfedin.
Hep gülümseyin/
FLORAN
TK FD EN
İHRACI MECLİSTİ
BİLDİRİLDİ
Toplum cu Kurtuluş Parti
si (TKHJ, bir süre önce Dısip
lin Kurulu kararıyle Partiden
ihraç edilen G irne Milletvekı
lı H aşan O zbailim n ihraç ka­
rarını geçen Cum a günü Mec
lis'e budırmiştir.
KOM PO ZıaVON DEG1$TI
H aşan Ozbaflı’nın TKP
den ihracı üe Meclıs'te temsu
edilen siyasal partilerin sayı­
sal ve kom itelerin kompozısyo
nunda değişiklikler olmuştur..
13 Milletvekili
bulunan
TK P'nin mılleıvekdi sayısı 12
ye düşerken, bir süre önce
T ürk birlik Partisi genel baş
kam Gazi M ağusa Mületvekı
li İsmail Tezer ı Disiplin Ku­
rulu kararı üe ihraç ettiği için
M eclisteki temsılıyetini yitir­
miştir.
Meclis’te siyasi partilerin
sayısal gücü şöyledir:
Ulusal Birlik Partisi 18
Toplum cu Kurtuluş Partisil2
Cum huriyetçi T ürk Partisi 6
Dem okratik H alk Partisi 1
Bağımsız
3
TK P den
özbaflı’nın ih­
raç edilmesiyle idari ve Sosyal
İşler Komitesinin Kompozisyo
nu d a değişmiştir. Geçen Cu
m a günü yemden oluşturulan
Komitede siyasal partilerin tem
sılıyeti şöyledir: UJBP 4, TK P 2
ve C T P 1.
AKEL ÇALIŞANLARIN
MAAŞLARININ ÇOK
OLDUĞUDAN ŞİKAYETÇİ!.
Güney Kıbrıs’ta komünist
AKEL partisi yarı resmi ku­
ruluşlarda çalışanların maai
ve ünitelerinin yüksek oldu­
ğunu iddia ederek Meclis’e soru
sordu.
İşverenler Federasyonu’nun yarı resmi kuruluşlarda­
ki çalışanların maaşlarının eko
nomi genel düzeyinin üzerin
de ve kaldıramayacağı boyut
larda olduğunu iddia etmesi
üzerine AKEL Genel Sekrete
linin konuyu Meclise getirmesi
hayret uyandırdı.
Bilindiği gibi Kıbrıs Rad­
yo Yayın Korporasyonu
ge­
çen hafta Rum Radyo ve Televizyonu'nda maaş ve organı
zasyon
konularındaki uyuş­
mazlık
nedeniyle kademeli
grev uygulamıştı.
Güney Kıbrıs'ta yarı res
mİ kuruluşlarda çalışanların ezici çoğunluğunun Kıbrıs İşçi­
leri Konfederasyonuma (SEK)
bağlı olması nedeniyle AKEL
in bir yan kuruluşu olan Kıb
rıs İşçi Federasyonu (PEO) da
radyo müstahdemlerinin
gre­
vini politik amaçlı olarak nite­
leyen bir bildiri yayınlamıştı.
POLONYA’DA ASKERİ
YÖNETİM DAYANIŞM A
SENDİKASINI
FESHETTİ
1 W « V fataı k a ta
ayı içerisinde yapacağı toplan
tıda alacağı diğer som ut tedbir
leri kararlaştıracaktır.
Bürüksel’deki Dayanışma
Sendikası Ko-ordinasyon Ko­
mitesi, yasanın Dayanışma sen
d ikasını dağıtm ada başarılı ol­
mayacağını da belirtti.
E TU C 'U N TEPKİSİ
Avrupa İşçi Sendikaları
Konfederasyonu
(ETUC) da
Polonya askeri yönetiminin Da
yanışma Sendikası’nı kapatm a­
sını telin etti. Türk-Sen da­
hil sendikalarına telgrafla bil­
gi veren ETU C, üyesi sendika
ların alması gereken tedbirleri
de duyurdu.
H Ü KÜM ETLER DE
Am erika Cum hurbaşkanı
Ronald
Reagan, Dayanışma
Sendikası’nın kapatılm asına ka
ytısız kalm ayacaklarını belirte
rek Polonya’nın
Birleşik Am erika ile olan ticaretinde “en
fazla ayrıcalıklı ülke” statüsü
nün
kaldırıldığını
açıkladı.
Reagan ayrıca Polonya’nın Am erika’ya
yaptığı ihracata
konulan gümrük tarifesinin ar
tırıldığını ve ihraç m allarının
m iktarının azaltıldığını söyle
di.
Regan, Polonya’ya karşı
daha ileri adım lar atm ayı dü
şündüklerini ve ortak bir ta­
vır için m üttefikleri ile te­
m asta olduklarını açıkladı.
İngiltere hükümeti de ka
rara karşı tepki göstererek, Po­
lonya yönetimini kutuplaşm a
yaratm akla suçladı ve Ingil
tere ile Polonya arasındaki iliş
kileri geliştirme girişimlerinin
bu kararla engellendiğini açık
ladı.
DGB GREV ÇAĞRISI
YAPTI
Alman işçi Sendikaları
Federasyonu (DGB) ise Po­
lonya hükümetinin kararının
protesto edilmesi için bfa* daki
kalık bir “mini grev” çağrısın
da bulundu.
Tam Sayfa
Yarım Sayla
„
ÖZBAFLI’NLN
i Sayfa
20,000 TL.
10,000 TL.
5,000 TL.
Kalstmm'li Diş Macunu
Di& rt beyazlık ve parlaklık kazandırır:
inç Sütunu
150 TL.
ILER1GELEN
BİR LİDER
TUTUKLANDI
Dayanışma Sendikası’m n ön
de gelen ve geçen 13 A ralık’ta
askeri yönetimin sıkıyönetim
uygulamağa başlam asından son
ra yeraıltı faaliyetlerini yürüten
Frasyniuk geçen hafta güven lik kuvvetlerince tutuklanm ış tır. T utuklam a haberini Devlet
radyosu vermiştir.
Haberde Frasyniuk’in Polon­
ya’nın güney batısındaki endüstriel bölge olan Aşağı Silez
ya’da yeraltı m uhalefetini ö r gütleyen başlıca kişi olduğu
kaydedilmiştir.
Fransyniuk, kamu düzenini
bozan gösteriler düzenlemekle
suçlanm ıştır .
Türk Iş’in Konseye
sunduğu Anayasa
Taslağının içeriği belli oldu
TÜRK-lş'in anayasa tasa­
rısıyla ilgili olarak 23 Eylül
1982 tarihinde M11U Güvenlik
Konseyi Genel Sekreteri Or
general Necdet Ü™ğ artalığıy
la Devlet Başkanı ve MHU Gü
venlik Konseyi üyelerine sun
duğu raporda, “Türkiye’nin ya­
rınlarının yeniden şekillendirildiği, dem okratik düzenin ye
niden tehlikeye
düşürülmesi­
nin önlenmeye çalışüdığı bu­
günlerde, T ürk-lş, özellikle ça
lışma hayatını düzenleyen ana
yasa tasarısı hüküm leri karşı­
sında derin bir kaygı içindedir"
denilmektedir.
Değişiklik önerileriyle bdr
likte 25 sayfadan oluşan ra­
porda özetle şöyle devam edildi:
“Bu kaygının bir sebebi
işçi h a k ve özgürlüklerinde ka
zanılmışı ortadan kaldıran kı­
sıtlam aların
kaçınılm az şe­
kilde yolaçacağı sosyal huzur
suzluk, diğeri de, zam an için­
de
kısıtlam aların
siyasette
malzeme yapılması ve bu yol
dan T ürkiye’nin yeniden kamp
laşm alara,
demokrasiyi yeni
den tehlikeye sokabilecek bir
çekişme ortam ına sürüklenme
sidir.
Oysa, T ürk işçilerinin ge­
rek kam u sektöründe gerekse
özel sektörde büyük çoğunlu­
ğunu temsil eden bir kuruluş
olarak Türk-lş, böyle bir so­
nucu değil, yurt çıkarları ve im
kanlarıyla uyumlu bir biçim
de, işçilerin mesleki hak ve
çıkarlarını korum ak ve geliş­
tirm ek istemektedir.
Mesleki hak ve çıkarların
korunabilm esi ve geliştirilme­
si, öncelikle serbest toplu pa
zarlık’ düzeninin arızasız iş­
letilebilmesine bağlıdır.”
TOPLU PAZARLIK
HAKKI KÂĞIT
ÜZRINDE KALDI
Raporda, bu konuda ana­
yasadaki maddelerden dolayı
ciddi tereddütlerin ortaya çık­
tığı kaydedUerek, Yüksek Ha­
kem Kurulu'nun anayasada yer
alması, grev ertelemeleri, gre­
vin 60 günden fazla sürme­
mesi gibi maddelere âtıf ya­
pılarak özetle şöyle denildi:
“Bu yaklaşım la serbest top
lu pazarlık işçi-işveren ilişki
terinin düzenlenmesinde vasi
ta olm aktan çıkm aktadır.
Ertelenm ese bile en çok
60 gün süreceği başından bili
nen bir grev yapılamaz. Kuşku
suz am aç grev yapm ak de­
ğildir, am a şartlar gerektirir­
se de grev yapılamayacak, top
lu pazarlık masasında daha
başlnagıçta işverenin şartla n n a boyun
eğmiş olacaktır.
Bu çerçevede serbest toplu
pazarlık hakkından söz et­
mek m üm kün değildir, hak
kâğıt üzerinde kalacaktır.”
SİYASET YASAĞI
H ak grevinin kaldırılm a­
sının toplu iş sözleşmelerinin
yürürlükleri sırasında işçile­
rin aleyhine bir durum
yara
tacağının yer aldığı raporda,
genel siyaset
yasağıyla
ilgi
li olarak da şu görüş dile geti
rildi:
“T ürk sendikacılık hare­
ketinin siyasal partilerin işle
vini üstlenmeye kalkmaması,
mesleki hak ve çıkarları ko
rum a görevini yerine getirir­
ken siyasi parti gibi hareket et
memesi, siyasi partilerin haki
miyeti altına girmemesi, hiç
kuşkusuz, doğru yaklaşımdır.
Ancak bu yapılırken, işçilerin
ekonomik hak ve m enfaatlerini
korum a çabasında, sendikala­
rın her zam an siyaset yapıyor
olm akla suçlanabilecekleri ve
cezaandırılabilecekleri bir dü­
zen de kurulm am alıdır. T ak­
dir edileceği üzere, sendikala­
rın siyasi partiler karşısında
bağımsızlığın korunm ası başka
her hareketin siyaset yapmakla
suçlanabileceği bir düzenleme
gene başkadır. T ürk-lş şartla
rm en uygunsuz olduğu dö­
nemde dahi bu sınavı başarı
Ue vermiş, işçi hareketin ln
bağımsızlığını koruyabilm iş bir
kuruluştur. Bu, işçüerin büyük
çoğunluğunu saflarında
top­
layan ve bu sebeple güçlü olan
bir teşkilâtın
siyasi
faaliyet
konusundaki tereddütleri o r­
tadan kaldırabileceğinin işare­
tidir.”
İŞÇİ AİD A TLA RI
İşçi aidatlarıyla ilgili olarak da şöyle denildi:
“Bir diğer tereddüt
ko­
nusu işçi üyelik aidatlarının
ücret bordrolarından
kesilme
si usulünün
kaldırılm aya ça­
lışılm asından
doğm aktadır.
İşçi üyelik aidatlarının
ücret
bordrolarından kesilmemesi is­
temekle, mali denetim
ge­
reği üzerinde durm ak, te melde
birbirleriyle
çelişir.
A idatların
bordrolardan
ke
silmesi halinde ister özel sek
törde,
isterse kam u
sektö­
ründe devlet sendikalara ne
kadar para yatırılm akta oldu
ğunu her zam an denetleyebi­
lir. Bordrolar
bilindiği
gibi
on yıl
saklanm ası zorunlu
belgelerdir.
Bu usulün terkedilmesi ha
linde ise gelir
kaynaklarını
izleyebilmek
m üm kün değil­
dir. Kaldı ki, böyle bir uygu­
lam a işçiler
üzerinde
yeni­
den tehdit odaklan oluşm ası­
na yolaçabilir. Dürüst, hesabı
belli her çeşit denetime açık
kuruluşlar tahsilat güçlükle­
ri, tahsilat
sırasında gerekli
denetim in
sağlanam am ası se
behiyle hesap verem ez d u ra ­
m a düşebilirler. N ihayet böy­
le bir uygulam a
sonucunda
sendikalar m ali m üzayakaya
da düşebilirler ve dolayısıyle
disiplinli bir teşkilât
yapı­
sı koranam ayabilir.”
LOKAVT HA K D E Ğ İL D İR
Genel Başkan Şevket Yıl m az ve Genel Eğitim Sekrete
ri Kaya özdem ir’in im zalarıy­
la sunulan
raporda, lokavtla
ilgili olarak, “Lokavt bir sos­
yal hak değildir. Anayasada bu
lunması
gerekmez.
Esasen
yürürlükteki kanun lokavta yer
vermiştir.
D ünyanın hiçbir
anayasasında lokavt yoktur”
denildi.
Ulusal tatil günleriyle il
gili olarak da şu görüşe yer
verildi;
“Son bir değerlendirm e de
ulusal
bayram , genel tatil
günleri Ue yıllık izinlerin üc
retsiz olm asına imkan vere­
cek bir düzenleme getirmekte
dir. Bu yaklaşım hem ulus
Dayanışm a
bonlumuzun
T ahtidir
r *
••
ı **
**
••
(birinci sayfadan kalan)
zinı de bu sütunumuzda anlatmışsa da gele •
ceğe ışık tutmak bakımından cevabı bir kere
daha özetleyerek sunmakta yarar görüyoruz.
Komünist ülkelerde egemen olan sadece
komünist partisidir. Başka bir siyasi partinin
kurulmasına kesinlikle izkı verilmez. “Demok
rasi”, komünist partisine kabul edilen sınırlı
sayıdaki üyelere katı disiplin kuralları çer­
çevesinde tanınan bir “imtiyazdır.” Sendika lar komünist partisinin organik bir yan örgü­
tüdür.
Ülkenin üretim kaynakları çalışanlar m
malıdır bahanesiyle grev hakkının bulunma­
yışı yanında toplu sözleşme de yoktur. Bu
nedenlerle “sendikaların” faaliyetleri, işyerle­
rinde disiplin ve verim gihi konularda işçile­
ri denetlemektir.
Polonya iki yıl öncesine kadar komünist
ülkelerde özetlediğimiz siyasal ve sendikal ol
gular bakımından bir istisna teşkil etmiyor­
du. Ancak, 1980 Ağustos’unda “Dayanışma”
isimli sendikanın çekirdeğinin atılmasından
itibaren Polonya’da hür ve demokratik sen­
dikacılık, beklenmedik bir süratle milyonlarca
İşçi ile bütünleşmiş ve özgürlüğe susamış Po
lonya halkı ve işçisinin sadece hür re demok
ratik sendikacılık değil ayni zamanda özgür­
lük mücadelesinin en kudretU vmıtmı halin»
gelmişti. Polonya komünist yönetkni, önceleri
bu selin karşısında durmayı denemişse de
başardı olamamış, neticede Dayanışma Şendi
kasının hukuki ve fiili varlığını kabul etmek
ve grev hakkına “evet” demek zorunda kal­
mıştı.
lararası uygulam aya
hem de
kazanılm ış hakların
korun­
ması ilkesine aykırıdır.”
R aporda asgari ücretin
bölgelere göre farklı olarak
tesbit edilmesi de eleştirildi
ve işçiler
arasında
gereksiz
çekişm elere yolaçtığı dUe ge
tirUdi.
Ö N ER İL E R
T ürk-lş raporunda
baş­
la n g ıc ın d a k i
genel
eleştiri­
lerden
sonra dokuz madde
üzerinde yeni öneriler
getiri­
liyor. İlk öneri, “Çalışm a H ak
kı ve ö d e v i" başlıklı 52. mad
deyle ilgili. Bu öneride devle
tin sosyal, ekonom ik ve mali
önlem lerle çalışanları korum a
sı ve işsizliği önleyici tedbir­
ler alm ası istenmekte.
Dinlenm e
hakkıyla ilgUi 54. m addede
ulusal tatil
günleri
ve h afta izinlerinin
“ücretli izin”
olarak
kalm a
sı önerilm ekte.
Sendika kurm ayla
ilgili
55. m adde ise genel olarak
benim senm ekte ancak mevcut
m addede yer alan ve kısıtla­
yıcı nitelik taşıdığı belirtilen
“çalışm a ilişkilerinde” terimi
nin çıkartılm ası istenmekte.
56. m addedeki “sendikal
faaliyet” bölüm ünün siyasetleilişkileri konusunda şu görü­
şe yer verüiyor:
“G erçekten
çalışanların
ekonom ik ve sosyal h a k ve
çıkarlarını korum ak ve geliş
tirm ekle ödevli sendikalar, hiç
bir zam an siyasal partUerin iş
levini üstlenemez. Ancak çalı
şanların temel işlevi, ekono­
m ik ve sosyal hak ve m enfaat
lerini korum ak ve geliştirmek
de olsa, sendikaların çalışm ala
rını siyasetten soyutlayabilm ek
m üm kün değildir. Sendikalar
baskı grubudur. O rtak m enfa
atler etrafında birleşen bas­
kı grupları, bu m enfaatlerin ger
çekleştirilebilmesi için siyasal
otoriteler üzerinde etki yap
m aya çalışırlar. Ekonom ik ve
sosyal alanda hakları korum a
ve geliştirme işlevinin siyaset
dışı kalacağını böylesine ge­
nel nitelikteki bir kurala bağ­
lam ak, anayasada düzenlenm e
sinin aykırılığı yanında, ulus
lararası norm lara d a aykırıdır.”
A nayasa tasarısının toplu
iş sözleşmesi, grev ve lokavt­
la ilgili 57. ve 58 m addelerin
sert bir dille eleştirildiği rapor
da, serbest toplu pazarlık sis
tem ini engelleyici hüküm lerin
tasarıdan
çıkartılm ası isteni­
yor.
Küçük işletmelerle ilgili 59
m addede T ürkiye’deki işletme
lerin yüzde 60’ının küçük iş
letme niteliğinde olduğu belir
tilerek bu uygulam ayla
işyer
lerinden yüzde 60’ının toplu
iş sözleşmesi dışında kalaca
ğı belirtiliyor ve m addenin ta
sarıdan çıkarılm ası öneriliyor.
62. m addede aylıklar ve
ücretler bölüm ünün devletin
güvencesi altına
alınm ası is
teninken Yüksek H akem Ku
rulu’yla ilgili 149. m addenin
ise serbest toplu
pazarlık sis
tem ini tam am en ortadan kal
dırdığı belirtilerek bu konuda
yürürlükteki yasa hüküm leri
çerçevesinde
kalınm ası öneri­
liyor.
Kısa zanuında hür ve demokratik sendikacdık işlerini başarılı bir yörüngeye oturtan
Dayanışma Sendikasının faaliyetlerini, Polon­
ya halkının ve işçilerinin özgürlük emellerini
gerçekleştirme alanına da kaydırınca komü nist sistem kendi kuralları içinde bunun yol
larını aramağa başlamıştı.
Polonya’daki gelişmeler sadece Polonya’­
nın sınırları içinde düşünülemezdi. Polonya
yönetiminden ziyade rahatsız olan Sovyetler
Birliği vardı ki, beyaz ayının sabrı, Polonya
yönetiminin “müsamahası” veya “teslimiyeti”
karşısında taşmağa başlamıştı. Aslında Sovyet
ler Blrliği'nde ve diğer komünist ülkelerde bü
tün sansürlere rağmen Dayanışma Sendikası’
mn varlığı ve faaliyetleri ile ilgili haber ve
özentiler yaygınlaşmağa başlamıştı.
Nihayet, 13 Aralık, 1981’de silâhlı kuvvet­
ler, Dayanışma Sendikasının siyasal özgürlük
yolunda aldığı mesafenin hedefine ulaşmasını
önlemek için ülkenin yönetimine el koymuş,
Dayanışma Sendikası’nın ileri gelen liderleri­
ni ve üyelerini tutuklamış ve grev hakkını
kaldırmıştı.
Polonya yönetiminin Dayanışma Sendika
sim tamamen ortadan kaldırmak ve hür ve
demokratik .sendikacılığa son vermek için mü
nasip zamanı koUadığı bilinmeyen birşey de­
ğildi ve nihayet bu münasip zamanı geçen Cu
ma günü bulmuştur.
özgürlük sesini boğmada sorumlu Polon
ya yönetimi ile birlikte Sovyetler Birliği’dir.
Öyle inanıyoruz ki kısa bir süre dahi ol­
sa hür ve demokratik sendikacılığın ve özgür
lüğün tadını tatmış olan Polonya halkı ve iş­
çisi, mücadelesini büyük bir azim, kararlılık
ve fedakârlıkla sürdürecektir.
Dayanışma, hukuken kapatılsa bile fiilen
işlevini; işçinin işçiyi desteklemesini simgele­
yen Dayanışma ismi ise gönüllerimizdeki tah
tını sürdürecektir.
lam.
Dayanışma sendikasına gönül dolusu se-
Jaruzelski yönetimine ve Sovyet komünist
diktatörlerine son.
Download