DOĞAYA YÖNELİK GERÇEKLEŞTİRİLEN REKREATİF ETKİNLİKLERDE TÜKETİCİLERİN ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ: KAMPİNG ÖRNEĞİ Üzeyir KEMENT DOKTORA TEZİ REKREASYON YÖNETİMİ ANABİLİM DALI REKREASYON YÖNETİMİ BİLİM DALI GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MAYIS 2015 iv DOĞAYA YÖNELİK GERÇEKLEŞTİRİLEN REKREATİF ETKİNLİKLERDE TÜKETİCİLERİN ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ: KAMPİNG ÖRNEĞİ (Doktora Tezi) Üzeyir KEMENT GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Mayıs 2015 ÖZET KEMENT, Üzeyir. Doğaya Yönelik Gerçekleştirilen Rekreatif Etkinliklerde Tüketicilerin Çevre Dostu Rekreasyon Davranışlarının İncelenmesi: Kamping Örneği, Doktora Tezi, Ankara, 2015Çalışmanın amacı bireylerin doğaya yönelik rekreatif etkinliklere katılımları esnasında çevreye yönelik davranışlarının incelenmesidir. Arştırmada kullanılacak olan birincil veriler, Türkiye’de bulunan kamping işletmelerini ziyaret eden bireylere anket uygulanarak elde edilmiştir. Araştırmanın sonucunda kamping faaliyetinde bulunan bireylerin ekolojik tutumu, rekreasyonel motivasyonları ve algılanan tüketici etkililiği arttıkça, çevre dostu rekreasyon davranışlarının arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca rekreasyonel motivasyonun, ekolojik tutum ile çevre dostu rekreasyon arasında aracılık ettiği sonucu bulunmuştur. Diğer taraftan, ekolojik kaygı, sübjektif norm ve sorumluluk yükleme faktörlerinin çevre dostu rekreasyon davranışına olumlu bir etkisi olmadığı tespit edilmiştir. Araştırmada elde edilen veriler bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışlarının belirlenmesinde özellikle motivasyon düzeyleri, doğaya yönelik tutumları ve doğayı koruma hususunda ne kadar etkin oldukları gibi durumların önemli olduğunu göstermektedir. Bu sonuçlar gelecekte yapılacak olan çalışmalara da katkılar sağlamaktadır. Bilim Kodu : 1169 Anahtar Kelimeler : Rekreasyon, Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı, Kamping Sayfa Adedi : 132 Tez Danışmanı : Yrd. Doç. Dr. Evren GÜÇER v THE RESEARCH OF THE CUSTOMERS’ ENVİRONMENTALLY FRİENDLY RECREATİON BEHAVİORS İN RECREATİON ACTİVİTİES TOWARDS NATURE: CAMPİNG SAMPLE (Ph. D. Thesis) Üzeyir KEMENT GAZİ UNIVERSITY ENSTITUTE OF SOCIAL SCIENCES May 2015 ABSTRACT KEMENT, Uzeyir. The Research Of The Customers’ Environmentally Friendly Recreation Behaviors in Recreation Activities Towards Nature: Camping Sample, Ph. D. Thesis, Ankara, 2015. The purpose of this study is to explain environmentally friendly recreation behavior of camping individuals. Primary data is collected by means of survey method from the campings customers in Turkey. According to the multiple regression analysis results, environmental attitude, recreational motivation and perceived customer effectiveness influence environmentally friendly recreation behavior positively. İn addition, recreational motivation mediates on environmental attitude and environmentally firendly recreation behavior. On the contrary, environmental concern, ascribed responsibility and subjective norm do not have an influence on environmentally friendly recreation behavior. The collected data revealed that environmental attitude, perceived customer effectiveness and individual’s motivation is important to investigate environmentally friendly recreation behaviors. The results provide contribution to next studies. Science Code Key Words Page Number Supervisor : : : : 1169 Recreation, Environmentally Friendly Recreation Behavior, Camping 132 Asst Prof. Evren GÜÇER vi TEŞEKKÜR Doktora eğitimim boyunca yanımda olan, tez çalışması sürecinde emeğini, bilgisini esirgemeyen, bilimsel katkıları ile bana yardımcı olan çok değerli danışman hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Evren GÜÇER’ e teşekkür ederim. Ayrıca tüm eğitim hayatım boyunca, kendi hayatlarından fedakârlıklarda bulunarak verdikleri maddi ve manevi desteklerinden dolayı aileme, bu çalışmanın çeşitli safhalarında desteklerini esirgemeyen Berkan BAŞAR, Barış DEMİRCİ ve diğer arkadaşlarıma, varlığıyla bana güç veren, çok değerli eşim Aslıhan’a teşekkürlerimi sunuyorum. vii İÇİNDEKİLER ÖZET ....................................................................................................................................................... İV ABSTRACT .............................................................................................................................................. V TEŞEKKÜR ............................................................................................................................................. Vİ İÇİNDEKİLER ....................................................................................................................................... Vİİ ÇİZELGELER LİSTESİ ......................................................................................................................... İX ŞEKİLLER LİSTESİ ................................................................................................................................ X DENKLEMLER LİSTESİ ....................................................................................................................... Xİ RESİMLERİN LİSTESİ ......................................................................................................................... Xİİ SİMGELER VE KISALTMALAR ........................................................................................................ Xİİİ GİRİŞ ........................................................................................................................................................ 1 1. BÖLÜM ............................................................................................................................................ 5 REKREASYON VE ÇEVRE .................................................................................................................... 5 1.1. REKREASYON VE ÇEVRE İLİŞKİSİ ......................................................................................................5 1.1.1. Boş zaman ve rekreasyon .........................................................................................................5 1.1.2. Rekreasyon ve çevre ..............................................................................................................16 1.1.2.1. 1.1.2.2. 2. Çevreye yönelik rekreatif etkinlikler ................................................................................................ 23 Kamping faaliyetleri ......................................................................................................................... 34 BÖLÜM .......................................................................................................................................... 47 ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞI VE DEĞİŞKENLER ARASI İLİŞKİLER ............... 47 2.1. 2.2. 2.3. 2.4. 2.5. 2.6. 2.7. 2.8. 2.9. 3. GİRİŞ ...............................................................................................................................................47 ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞI (ÇDRD) .........................................................................47 EKOLOJİK TUTUM ............................................................................................................................51 SÜBJEKTİF NORM ............................................................................................................................56 SORUMLULUK YÜKLEME .................................................................................................................59 ALGILANAN TÜKETİCİ ETKİLİLİĞİ ...................................................................................................60 EKOLOJİK KAYGI .............................................................................................................................61 REKREASYONEL MOTİVASYON........................................................................................................62 ÇEVRE DOSTU DAVRANIŞA YÖNELİK ÇALIŞMALARIN İNCELENMESİ ..............................................65 BÖLÜM .......................................................................................................................................... 75 ÇEVREYE YÖNELİK GERÇEKLEŞTİRİLEN REKREATİF ETKİNLİKLERDE BİREYLERİN ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ: AMPİRİK ANALİZ ...... 75 3.1. YÖNTEM AMAÇ VE KAPSAM ...........................................................................................................75 3.1.1. Araştırma modeli ...................................................................................................................75 3.1.2. Evren ve örneklem .................................................................................................................76 3.1.3. Veri toplama yöntemi .............................................................................................................80 3.1.4. Veri analizi yöntemi ...............................................................................................................82 3.2. ARAŞTIRMAYA İLİŞKİN BULGULAR VE YORUMLAR.........................................................................84 viii 3.2.1. 3.2.2. 3.2.3. 3.2.4. 3.2.5. 3.2.6. 3.2.7. 3.2.8. 3.2.9. 3.2.10. Araştırmaya katılan bireylerin demografik özelliklerine ilişkin bulgular ..............................84 Araştırmaya katılan bireylerin rekreasyonel motivasyonlarına ilişkin bulgular .....................86 Araştırmaya katılan bireylerin sübjektif normlarına ilişkin bulgular .....................................87 Araştırmaya katılan bireylerin sorumluluk yükleme faktörüne ilişkin bulgular.....................88 Araştırmaya katılan bireylerin algıladığı tüketici etkililiğine ilişkin bulgular .......................89 Araştırmaya katılan bireylerin ekolojik kaygılarına ilişkin bulgular ......................................90 Araştırmaya katılan bireylerin ekolojik tutumlarına ilişkin bulgular .....................................90 Araştırmaya katılan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışına ilişkin bulgular ..............92 Araştırmada kullanılan boyutlara ilişkin faktör yükleri .........................................................93 Araştırma hipotezlerinin ölçülmesine yönelik istatistiki bulgular ..........................................94 SONUÇ VE DEĞERLENDİRME .........................................................................................................103 KAYNAKÇA ..........................................................................................................................................111 EKLER ...................................................................................................................................................127 EK-1: ANKET FORMU TÜRKÇE .......................................................................................................128 EK-2: ANKET FORMU İNGİLİZCE ...................................................................................................130 ix ÇİZELGELER LİSTESİ Tablo Sayfa TABLO 1: İNSAN DAVRANIŞLARININ ZAMAN AÇISINDAN ANALİZİ .....................................................................6 TABLO 2: BOŞ ZAMAN KAVRAMINA YÖNELİK YAPILAN ÇEŞİTLİ TANIMLAR ...................................................13 TABLO 3: REKREASYON KAVRAMINA YÖNELİK YAPILMIŞ OLAN BAZI TANIMLAR ..........................................15 TABLO 4: DOĞADA YAPILAN SPORTİF REKREASYON ETKİNLİKLERİ ................................................................32 TABLO 5: DOĞAL ALAN KULLANIMININ ÇEVRE ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ ...........................................................36 TABLO 6: REKREASYON AMAÇLI DOĞAL ALAN KULLANIMININ DOĞAL YAŞAM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ .........39 TABLO 7: DOĞADA EKOLOJİK AYAK İZİ BIRAKMAMA İLKELERİ VE YAPILMASI GEREKENLER.........................41 TABLO 8: ÇEVRE DOSTU DAVRANIŞI ÖLÇMEYE YÖNELİK YAPILMIŞ BAZI ÇALIŞMALARIN ANALİZİ ...............66 TABLO 9: ÖRNEKLEM BÜYÜKLÜĞÜNÜN HESAPLANMASINA İLİŞKİN FORMÜLLER ............................................78 TABLO 10: BÖLGELERE GÖRE KAMPİNG SAYILARI VE BÖLGELERDEN KULLANILAN ÖRNEKLEM SAYILARI ....80 TABLO 11: KATILIMCILARIN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİNE İLİŞKİN BULGULAR .............................................85 TABLO 12: REKREASYONEL MOTİVASYON DEĞİŞKENİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR ...............................................86 TABLO 13: SÜBJEKTİF NORM DEĞİŞKENİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR ....................................................................87 TABLO 14: SORUMLULUK YÜKLEME DEĞİŞKENİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR ........................................................88 TABLO 15: ALGILANAN TÜKETİCİ ETKİLİLİĞİ DEĞİŞKENİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR ..........................................89 TABLO 16: EKOLOJİK KAYGI DEĞİŞKENİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR ....................................................................90 TABLO 17: EKOLOJİK TUTUM DEĞİŞKENİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR ...................................................................91 TABLO 18: ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞI DEĞİŞKENİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR ...............................92 TABLO 19: KMO VE BARLETT TESTLERİ ..........................................................................................................93 TABLO 20: FAKTÖR ANALİZİ SONUÇLARI .........................................................................................................93 TABLO 21: KORELASYON ANALİZİ SONUÇLARI ................................................................................................95 TABLO 22: SÜBJEKTİF NORM, SORUMLULUK YÜKLEME, ALGILANAN TÜKETİCİ ETKİLİLİĞİ VE EKOLOJİK KAYGI DEĞİŞKENLERİNİN EKOLOJİK TUTUM ÜZERİNDEKİ ETKİSİNE YÖNELİK ÇOKLU REGRESYON ANALİZİ ...................................................................................................................................................96 TABLO 23: SÜBJEKTİF NORM, SORUMLULUK YÜKLEME, ALGILANAN TÜKETİCİ ETKİLİLİĞİ, EKOLOJİK KAYGI, EKOLOJİK TUTUM VE REKREASYONEL MOTİVASYON DEĞİŞKENLERİNİN ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNE YÖNELİK ÇOKLU REGRESYON ANALİZİ ............................................97 TABLO 24: DENKLEM 1: ARACI DEĞİŞKEN ÖLÇÜMÜ .....................................................................................99 TABLO 25: DENKLEM 2: ARACI DEĞİŞKEN ÖLÇÜMÜ .....................................................................................99 TABLO 26: DENKLEM 3A: ARACI DEĞİŞKEN ÖLÇÜMÜ ...................................................................................99 TABLO 27: DENKLEM 3B: ARACI DEĞİŞKEN ÖLÇÜMÜ .................................................................................100 x ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil Sayfa ŞEKİL 1: REKREATİF FAALİYETLERİN SINIFLANDIRILMASI ...............................................................................24 ŞEKİL 2: BİREYLERİN MEKÂN TERCİHLERİ BAKIMINDAN REKREASYON ÇEŞİTLERİ .........................................25 ŞEKİL 3: FONKSİYONEL AÇIDAN REKREASYON ÇEŞİTLERİ ...............................................................................28 ŞEKİL 4: ÇEVRE YANLISI MODELİ (KOLLMUSS VE AGYEMAN, 2002) ................................................................48 ŞEKİL 5: EKOLOJİK DAVRANIŞ MODELİ (FİETAU VE KESSEL, 1981) .................................................................49 ŞEKİL 6: ÇEVREYE SORUMLU DAVRANIŞ MODELİ (HİNES VD., 1986) ..............................................................50 ŞEKİL 7: DÜŞÜNÜLMÜŞ EYLEM TEORİSİ (DET) THEORY OF REASONED ACTİON .............................................57 ŞEKİL 8: PLANLANMIŞ DAVRANIŞ TEORİSİ (PDT) THE THEORY OF PLANNED BEHAVİOR ................................57 ŞEKİL 9: ÇALIŞMA MODELİ ...............................................................................................................................75 ŞEKİL 10: SOBEL TESTİ ...................................................................................................................................101 xi DENKLEMLER LİSTESİ Denklem Sayfa DENKLEM 1: ..................................................................................................................................................52 DENKLEM 2: ..................................................................................................................................................58 DENKLEM 3: ..................................................................................................................................................78 DENKLEM 4: ..................................................................................................................................................79 xii RESİMLERİN LİSTESİ Resim Sayfa RESİM 1: ÖRNEK BİR KAMP ALANI BÖLGE HARİTASI .......................................................................................43 xiii SİMGELER VE KISALTMALAR Kısaltmalar Açıklamalar A : Davranışa Yönelik Tutum Akt. : Aktaran ATE : Algılanan Tüketici Etkililiği B : Behavior (Davranış) 𝒃𝒊 : Her İnancın Gücü ÇDRD : Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı ÇYD : Çevre Yanlısı Davranış DET : Düşünülmüş Eylem Teorisi DİN : Değer İnanç Norm Teorisi 𝐞𝒊 : Değerlendirme Çıktıları EK : Ekolojik Kaygı ET : Ekolojik Tutum 𝐦𝒊 : Bireyin referans gruplarındaki bireylere uyma motivasyonu, 𝒏𝒊 : Referans gruplarına yönelik normatif inanç, N : Toplamı ifade eder PDT : Planlanmış Davranış Teorisi RM : Rekreasyonel Motivasyon RDT : Rekreasyon Deneyim Tercihi SN : Sübjektif Norm SY : Sorumluluk Yükleme xiv SPSS : Statistical Package Programme for Social Sciences (Sosyal Bilimler için İstatistik Programı) UKKF : Ulusal Kamp ve Karavan Federasyonu 1 GİRİŞ Tüketicilerin turistik ve rekreasyonel davranışlarını belirlemeye yönelik literatürde çeşitli model ve çalışmalar bulunmaktadır. Tarrant ve Green, 1999 yılında yapmış oldukları çalışmada, açık alan rekreasyon davranışlarına yönelik ekolojik tutumu belirleyebilmek için tutum, rekreasyon katılımı ve etkileşim değişkenlerinin davranışa yönelik etkisini incelemişlerdir. Berns ve Simpson (2009) yapmış oldukları çalışmada, açık alan rekreasyon aktiviteleri, demografik özellikler ve ekolojik davranış arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Ayrıca tüketicilerin açık alan rekreasyon davranışları sergilerken duydukları çevresel kaygıyı belirlemeye çalışmışlardır. Kolmuss ve Agyeman (2002) hazırlamış oldukları çalışmada ekolojik davranışa ekolojik bilginin ekolojik tutum aracılığıyla etkisini incelemişlerdir. Diğer bir ifade ile çevreye yönelik davranış göstermekte bireylerin ekolojik bilgileri sonucu nasıl bir tutum sergilediklerini belirlemeyi amaçlamışlardır. Kil, Holland ve Stein (2014) yaptıkları çalışmada bireylerin çevreye duyarlı davranışlarını belirlemek için diğer araştırmacıların kullandığı değişkenler dışında rekreasyonel motivasyon değişkenini kullanmışlardır. Ayrıca, ekolojik tutum değişkenini de kullanarak, bireylerin ekolojik tutumlarının rekreasyonel motivasyonlarını etkileyip etkilemediğini ölçmeye çalışmışlardır. Diğer bir ifade ile rekreasyonel motivasyon değişkeni çevreye duyarlı davranış ile ekolojik tutum arasında aracı değişken olarak kullanmışlardır. Bu çalışmada da çevre dostu rekreasyon davranışını etkilediği düşünülen değişkenler ile davranış arasında rekreasyonel motivasyon değişkeni, aracı değişken olarak kullanılmaktadır. Song vd. (2012) tarafından yapılan çalışmada ise festival ziyaretçilerinin karar verme sürecinde çevre dostu davranış sergilemeye yönelik algılarının etkisi incelenmektedir. Bu çalışmalar genel olarak incelendiğinde farklı değişkenler yardımı ile tüketicilerin çevreye duyarlı davranışlarını ve niyetlerini incelemeye çalışmışlardır. Bu çalışmada da bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışları incelenmektedir. Ayrıca davranışı etkilediği düşünülen faktörler genel olarak çevre ile ilgili olacak şekilde seçilmiştir. Zira bireylerin çevre dostu rekreatif davranış sergilemesinde çevre dostu faktörlerinden hangisinin özellikle etkisinin olduğunu belirlemek, bireylerin çevre dostu davranışlarının altında yatan etmen veya etmenleri belirlemede, daha bilinçli tüketicilerin oluşturulmasında etkili olacağı düşünülmektedir. 2 Dolayısıyla bu yönde yapılmış olan çalışmaların yönlendirdiği doğrultuda bu çalışmada çevre dostu rekreasyon davranışı ölçülmektedir. Çalışma bu yönüyle hem gelecekte yapılacak olan araştırmalara yol göstermesi hem de rekreatif etkinliklerin detaylı bir şekilde ekolojik değişkenlerle incelenmesi noktasında önemli görülmektedir. Zira geçmişte yapılan çalışmalar incelendiğinde rekreatif etkinliklere yönelik davranışlarda ekolojik değişkenlerin yetersiz kullanıldığı görülmektedir. Çalışmada istenilen amaca ulaşmak için çevresel rekreatif etkinliklerden biri olan kamping faaliyetlerine katılan bireylerin çevre dostu davranışları üzerinde etkili olan değişkenler belirlenmeye çalışılmıştır. Bu incelemenin yapılabilmesi için ekolojik tutum, ekolojik kaygı, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici etkililiği ve sübjektif norm değişkenleri rekreasyonel motivasyon aracı değişkeni kullanılmaktadır. Ayrıca insanlar, çalışma koşullarının ağır şartlarda olması, şehirleşme sonucu kalabalık ortamlarda yaşamlarını devam ettirmeleri, zihinsel ve bedensel yönden dinlenme, rahatlama arayışları gibi nedenlerden ötürü rekreatif etkinliklere yönelmektedir. Rekreatif etkinlikler insanların kendilerini yenilemelerine imkân tanır ve çalışma hayatında bireylerin daha aktif olmalarını sağlar. Bu bağlamda bireylerin çalışma ortamlarında verimli olmaları bakımından büyük önem arz ettiği görülmektedir. Ancak rekreatif etkinlikler gerçekleştirildiği ortamlarda oluşan kirlilik bakımında ve var olan kültürün olumsuz yönde etkilenmesi açısında negatif sonuçlar da ortaya çıkartabilir. Bu tür zararların oluşmaması için öncelikle bilinçli tüketiciler ve çevre dostu uygulamalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda bireylerin rekreatif etkinlikleri gerçekleştirirken çevresel sorunları da dikkate alarak davranması beklenmektedir. Bu çalışma ile bireylerin bu konudaki davranışlarını etkileyen bazı etmenlerin neler olduğu öğrenilebilir ve bu doğrultuda daha temiz ve sürdürülebilir bir çevre için gerekli çalışmalar gerçekleştirilebilir. Ayrıca Türkiye’de bu uygulama sahası ile ilgili çalışmaların yetersizliği de bu çalışmanın literatüre katkı sağlaması bakımından başka bir önemli noktası olarak görülebilir. Çalışmanın amacı bireylerin doğaya yönelik rekreatif etkinliklere katılımları esnasında çevreye yönelik davranışlarının incelenmesidir. Daha geniş bir ifade ile bireylerin davranışlarına özellikle çevresel yönden etki etmesi hususunda önemli görülen; sübjektif norm, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici etkililiği, ekolojik kaygı, ekolojik tutum ve rekreasyonel motivasyon değişkenlerinin çevre dostu rekreasyon davranışına 3 etkisi incelenmektedir. Öncelikle tüm bu değişkenlerin doğrudan çevre dostu rekreasyon davranışına ve ekolojik tutuma etkisi ölçülmeye çalışılmaktadır. Daha sonra ekolojik tutum ile çevre dostu rekreasyon davranışı arasında rekreasyonel motivasyonun aracılık özelliği ölçülmektedir. Çalışmanın alt amaçları ise aşağıdaki gibidir; - Bireylerin davranışlarına çevresel yönden etki etmesi noktasında önemli görülen sübjektif norm, ekolojik tutum, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici etkililiği ve ekolojik kaygı değişkenlerinin çevre dostu rekreatif davranışları etkileyp etkilemediğinin incelenmesi, - Bireylerin üzerinde hissettiği sosyal baskının çevre dostu rekreasyon davranışı sergilemesinde ne derece önemli olduğu belirlenecektir. Dolayısıyla toplum içerisinde çevrenin korunmasına yönelik bilicin ne düzeyde olduğu konusunda bir fikir sahibi olunması, - Ekolojik tutumun içinde genel olarak ele alınmayan sorumluluk yükleme, tüketici etkililiği ve kaygı gibi hususlar daha detaylı incelenerek ekolojik tutum oluşumunda hangi özelliklerin daha fazla önem arz ettiği konusunda sonuçlar elde edilmesi, - Rekreasyonel motivasyon değişkeninin aracı olarak kullanıldığı model kapsamında oluşturulan hipotezin vereceği sonuçlar dâhilinde çevre ile rekreasyon arasındaki ilişkide motivasyonun öneminden bahsedilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca kamp yapan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışının belirlenmesi kamping faaliyetlerinde ekolojik yönden görülen ihmallerin veya eksiklerin giderilmesinde ve gerekli tedbir ve önlemlerin alınmasında önemli görülmektedir. Araştırmanın kavramsal çerçevesi ve yönteminden önce, araştırmanın bu kısmında, çalışmanın dayandığı varsayımlara ve çalışmaya ilişkin sınırlılıklara değinmekte fayda görülmektedir. Türkiye’nin tüm bölgelerinde kamp yapan bireyler üzerinde uygulanan bu araştırma, aşağıdaki varsayımlar çerçevesinde yapılmıştır. 4 - Çalışma kapsamındaki ölçeklerin uygulanmasında katılımcıların ölçekte bulunan her bir ifadeyle ilgili gerçek durumu yansıtacak seklide cevap verdikleri varsayılmıştır. - Kullanılan ölçek, araştırmaya katılan bireylerin görüşlerine göre, çevre dostu rekreasyon davranışı düzeyini yeterli derecede belirlemektedir. - Araştırmada seçilen örneklem, evreni (ana kütleyi) temsil etmektedir. - Veri toplama aracı olarak kullanılan anket, örneklemi oluşturan tüm bireyler tarafından rahatlıkla anlaşılabilir ifadeler içermektedir. - Örneklemi oluşturan topluluktan elde edilen veriler geçerli ve güvenilirdir. Araştırmanın sınırlılıkları ise aşağıdaki gibidir: - Araştırma sadece Türkiye’de gerçekleştirilmiş olup, Ulusal Kamp ve Karavan Federasyonu (UKKF) tarafından oluşturulan kamp bölgeleri ile sınırlıdır. - Araştırma UKKF tarafından belirlenen yerlerde kamp yapan bireyler üzerinde yapılmış olup, belirlenen yerler dışında farklı destinasyonlarda kamp yapan bireyler ve seçilmiş destinasyonlarda bulunan ve kamp yapmayan bireyler çalışma kapsamı dışında bırakılmıştır. - Araştırmada, Türkiye’de kamp yapan tüm bireylere ulaşmanın mümkün olmamasından dolayı, örneklem alınma yoluna gidilmiştir. - Araştırmada, evreni ve örneklemi oluşturan kişilerin sayıca fazlalığı ve geniş bir alanda yer almasından dolayı anket, gözlem, deney, mülakat vb. araştırma teknikleri içerisinden sadece anket tekniği kullanılarak veri toplanmıştır. 5 1. BÖLÜM REKREASYON VE ÇEVRE Çalışmanın bu bölümünde boş zaman ve rekreasyon kavramları detaylı olarak ele alınarak, çevre olgusundan bahsedilmektedir. Çevreyi incelemekte önemli görülen ekoloji biliminden kısmen bahsedilerek, çevresel açıdan sorun oluşturan rekreatif etkinlikler açıklanmaktadır. Ayrıca çevreye ve doğaya yönelik rekreatif etkinlikler belirlenip sınıflandırılmakta ve bu etkinliklerden biri olan kamping faaliyetleri incelenmektedir. 1.1. Rekreasyon ve Çevre İlişkisi Rekreasyon bireylerin yenilenme amacıyla boş zamanlarında yaptıkları etkinlikleri kapsamaktadır. Bu kapsamda çevreye yönelik yapacakları etkinlikler de rekreasyonla doğrudan ilişki içinde olabilmektedir. Ekolojik yönden önem arz eden ve katılımı esnasında bir takım beraberinde sorunlar getirme olasılığı olan çeşitli rekreatif etkinlikler bulunmaktadır. Bireylerin doğa ile iç içe yaşamasında ve boş zamanlarında doğal ortamlarda zaman geçirmeleri ve kendilerini yenilemeleri noktasında rekreasyon ve çevre arasındaki ilişkinin incelenmesi gereklidir. Dolayısıyla bu tür faaliyetler için insanların bilinçlendirilmesi, doğanın korunmasına yönelik gerekli önlemlerin alınması, hem doğal ortamların sürdürülebilirliği hem de bireylerin istek ve arzularını gerçekleştirilebilmesi açısından önem arz etmektedir. 1.1.1. Boş zaman ve rekreasyon Zaman bir iş veya oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre veya vakittir (Hazar, 2009: 5). İnsanlık açısından incelendiğinde zaman, önemi yeterince algılanamayan ve yönetimi etkili bir biçimde yapılamayan bir olgu olarak bilinmektedir. Bu yönüyle modern toplumlarda insanlığın en temel sorunlarından biri olarak ortaya çıkmaktadır. Zaman olgusu ile ilgili çalışma yapan araştırmacıların tanımlamalarından yola çıkılırsa zaman, geçmişten bugüne, bugünden geleceğe aktarılan olayların birbirini takip ettiği ancak asla ve asla insanlığın hiçbir tasarrufunda bulunmayan kesintisiz olarak devam eden bir süreçtir (Smith, 1998: 24). Temelde kontrol altına alınarak bir tasarruf neticesinde miktarı ya da niceliğinin arttırılmasının imkânsız olduğu zamanın, ancak tasarruflu ve planlı şekilde kullanılması ile miktarı ve niceliği arttırılabilmektedir (Gürbüz ve Aydın, 2012). Dolayısıyla zamanın en 6 iyi bir biçimde yönetimi temel problem olarak görünmektedir. Birçok araştırmacı tarafından üzerinde çalışılan zamana, net ve kesin hatları olan bir tanım çerçevesinin yapılmasının mümkün olmadığı alan yazında yer alan tanımlardan da anlaşılmaktadır (Gül, 2014: 2). Güven ve Yeşil (2011) zamanı, önüne geçilemez bir şekilde, sabit bir hızla akıp giden ve tüm bireylerin eşit şekilde sahip olduğu önemli bir değer olarak tanımlarken, Açıkalın’a göre (1998) zaman, arka arkaya meydana gelen olay ve olayların algılanmasıdır. Zamanla ilgili literatürde bu tanımlara benzer birçok tanım bulunmaktadır. Tüm bu tanımlardan yola çıkarak, kesin bir zaman tanımlamasının yapılmasının ne kadar zor olduğu ve yapılabilecek tanımlama sayısının, zaman kavramı üzerinde araştırma yapan araştırmacı kadar arttırabileceği görülmektedir. Ayrıca insanların zorunlu davranışları mutlak zorunlu davranışlar ve kısmen zorunlu davranışlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İnsanların mutlak ve kısmen zorunlu davranışlar dışındaki eylemleri, boş zamanda gerçekleştirilen etkinlikleri kapsamaktadır. Bu durum daha detaylı olarak tablo 1’de gösterilmektedir. Tablo 1: İnsan Davranışlarının Zaman Açısından Analizi DAVRANIŞ TÜRÜ DAVRANIŞ ADI ZORUNLU DAVRANIŞ BOŞ ZAMAN DAVRANIŞI Eğitim Seramik Yapma Voleybol Oynama Sürücülük Mutlak Zorunlu Kısmen Zorunlu Okula Gitme Ev Ödevi Yapma Bağlama kursuna gitme İş (kazanç) için Ek iş olarak Hobi olarak seramik seramik yapma seramik yapma yapma İş gereği voleybol Ek iş olarak Amatörce voleybol oynama voleybol oynama oynama İş gereği taksi Ek iş olarak taksi Hobi olarak otomobil şoförlüğü şoförlüğü yarışlarına katılma Kaynak: Hazar, 2009: 8 7 Tablo 1’de yer alan insanların davranışları bir örnek aracılığı ile genel fikir vermektedir. Ancak bazı davranışların (kutlama yemeğine katılma vb.) tam olarak belli bir kategoriye yerleştirilmesi tartışma konusu olmaktadır. Dolayısıyla bireylerin zaman dilimleri ile ilgili davranışlarının açıklanmasında zorunlu zaman diliminin daha detaylı incelenmesi gerekmektedir. İnsanların hayatlarını bir program dâhilinde devam ettirebilmeleri için bir meslek edinmeleri ya da bir iş veya uğraşa sahip olmaları gerekmektedir. Bu kapsamda bireylerin zaman algısı içerisinde yaşamlarını devam ettirebilmeleri, konforlu ve düzenli bir hayat sürebilmeleri için çalışması gerekmektedir. Dolayısıyla, insan sahip olduğu zaman içerisinde çalışmanın yeri ve önemi belirtilmelidir. Çalışma, amaçlı bir dizi eylemde bulunmayı ve bir iş için geçirilen süreyi kapsamaktadır. Bu kavram çoğu kez, zorunluluk, bağlayıcılık, disipline olma, örgütsel kurallara dayanma gibi resmi bir yapılanmaya dayandırılmıştır. Modern anlamda çalışma, uzmanlaşmış, genel geçer kuralları ve ücretli bir karaktere sahip olan bir kavram olarak bilinmektedir (Roberts, l999: 2). Çalışma kavramının temeli incelendiğinde, bireylerin isteklerine ve doğasına hükmeden bir zorunluluk ve bağlayıcılık bulunmaktadır. Bu durumdan kaynaklı olarak çalışma hayatı, insanların bağımsız bir şekilde hareket etme özgürlüğünü devre dışı bırakmaktadır. Diğer bir ifade ile kişilerden ya da kurumlardan kaynaklı olarak bir zorunluluk çerçevesi içinde bir etkinlik veya faaliyette bulunmak, bağımsız olarak hareket etmek veya bireysel amaçlar için zaman tasarrufunda bulunmayı imkânsız hale getirmektedir (Aytaç, 2012: 230). Zamanı etkili ve planlı bir biçimde kullanmak isteyen bireylerin temelde yapması gereken en önemli şey plan içerisinde hareket etmektir. Dolayısıyla insanlığa lütuf edilen zaman olgusunu nicelik ve nitelik olarak yaşamın içerisinde en iyi biçimde kullanabilmesi çalışma yaşamına, toplumsal yaşamına, dinlenme ve eğlencesine, beşeri ihtiyaçlarının karşılanmasına ayıracağı zamanın dengesini iyi kurabilmesine bağlıdır. Descartes, ülkelerin, toplumların gelişmişlik düzeylerinin veya zenginliklerinin anlamlandırırken, zamanı kaynak olarak planlı ve programlı kullanarak çalışmaya ve dinlenmeye yeteri kadar zaman ayırmalarından kaynaklandığını ileri sürmektedir (Köktaş 8 ve Köktaş, 2007: 657). Dolayısıyla iş hayatının dışında kalan zamanın kıymeti göz önünde bulundurularak, arta kalan boş zamanın da ayrıca planlanması daha doğru olabilmektedir. Boş zaman kavramı genelde insanların çalışmayla ilişkili olarak gördüğü çalışma zamanından arta kalan, herhangi bir bağlayıcılık ve zorunluluktan uzak bir zaman olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir ifade ile bireylerin kendi hür iradesiyle, arzuları ve hissettikleri doğrultusunda kullanacağı veya tasarrufta bulunabileceği bir zaman olarak tanımlanmaktadır (Parker, l995: 28-31). Ancak boş kavramı yüzyıllar içerisinde özellikle de sanayi devrimi sonrası ve taşıdığı değer ve anlam ölçülerinde zamanla değişimler geçirmiştir. Bu sebepten dolayı sosyal bilim alanında araştırma yapan birçok araştırmacı, boş zamanın bireye ait bir zaman olarak ele alınmasına dünya tarihi içerisindeki kuşku ile bakmaktadır. Hatta modern anlamda boş zaman kavramı, bireysel tasarrufların çok ötesinde, değişik iktidar aygıtlarınca yönlendirilen bir zaman ve yaşam alanı haline getirilmiştir (Aytaç, 2005: 2). Bu kapsamda öncelikle boş zaman kavramının temelinden bahsederek, tarihsel süreç içerisinde değişiminin açıklanması gerekmektedir. Boş zamanın özerk bir yaşam alanı olarak algılanmasının tarihi çok eski değildir. Bağımsız bir algı olarak boş zaman algısı tüm yönleriyle modern döneme aittir. Sanayi devrimi ile birlikte değişen toplumsal ve kültürel hayat, kendi içinde özel ve bağımsız yaşam alanları ortaya çıkarmıştır. Çalışmanın; zorunlu, eşgüdümlü, kuralcı, örgütlü ve ritüel bir kurguya kavuşması beraberinde insanların iş yaşamı dışında kalan zamanlarını değerlendirmelerini spesifik bir yaşam biçimi haline getirmiştir (Kraus, 1998: 186-188). Ancak tarihsel süreçte çalışma ve boş zaman ilişkisi açısından tarihi süreç incelendiğinde; eski tarih kayıtları arasında insanların boş zamanlarında müzik, resim ve çeşitli spor faaliyetlerini kullandığı görülmektedir. Ayrıca taş devirleri diye adlandırılan ilk insanların yaşadığı ilkel hayat tarzının var olduğu dönemlerde pek olmasa da, insanların bir boş zaman algıların olduğu bilinmektedir (Aytaç, 2012: 231). Örneğin, Yontma Taş devrine ait mağara yaşamlarında duvarların çeşitli hayvan ve insan resimleri ile kaplı olması, dönem insanının duygularını aksettirme olanağını bulması yönünden bir boş zaman faaliyeti olarak gösterilebilir. Modern döneme doğru ilerlendiğinde insanlık boş zamanı, iyilik, hakikat ve bilgi gibi dünyanın üstün değerleriyle uğraşmak, bunlar üzerine düşünmek olarak 9 anlamlandırılmaya başlanmıştır. Bu kapsamda boş zaman, bir şey yapılmayan zaman olarak değil, aksine, seçkinlik, derin düşünme, estetik hazlar ve beğeni oluşturmak için ayrılan zaman olarak görülmüştür. Bu yönüyle boş zaman kavramından anlaşılan, çalışmayla ilişkilendirilmekten uzak bir olgu olarak görünmesi ve yaşanmasıdır. O dönemlerde çalışma ve boş zaman kavramları arasında farklılık ise sınıfsal düzeyde ortaya çıkmakta ve farklı değerler/anlamlar taşımaktadır. Çalışma alt sınıfa aidiyeti içeriyorken, boş vakit ise seçkinlere/iktidar çevrelerine ait bir ayrıcalık olarak görülüyordu (Juniu, 2000: 69). Antik Yunan dönemi incelendiğinde, boş zaman algısı değişik şekilde ortaya çıkmaktadır. Roma döneminde, boş zaman sınıfsal bir hak değil ve sosyal statü veya bir yaşam tarzını ifade etmemektedir. Roma dönemi insanlığı, eğlenceli boş vakit etkinlikleri için iş dışı zamanlarda planlamalar yapmışlardır. Boş zaman, üretici aktivitelerden sonra bireylerin kendilerine ayırmaları gereken bir zaman olarak düşünülmüş ve uygulanmıştır. Daha geniş bir ifade ile işi destekleyici, onu takviye edici olarak kullanılmıştır. Bu yüzden, yönetici kesim tarafından boş vaktin değişik eğlenceler yoluyla en uygun şekilde geçirilmesi teşvik edilmekteydi. Kitle boş zaman türleri (oyunlar, sporlar, gladyatör dövüşleri vs.) bu dönem içerisinde yaygınlaşmış ve gündelik yaşamın bir parçası haline gelmiştir (Juniu, 2000: 69). Roma döneminde var olan algının aksine, orta çağ döneminde boş zaman, sadece bir dinlenme ve etkinlik zamanı değil, aynı zamanda üst sosyal tabaka arasındaki bir sosyal temsil alanı olarak görülmüştür. Orta çağ boş zaman algısı, işten boşalma ve hangi etkinliğe katılacağını seçme özgürlüğünü ifade etmiştir. Ancak bu çağın ilerleyen kısmında boş zaman algısında farklı düşüncelerin ortaya çıkmasına neden olan bir boş zaman kullanımı gerçekleşmeye başlamıştır. Geç orta çağda, boş zaman; gösteriş, lüks, haz ve israfa doğru dönüşmeye başlamış ve bu zamanın kullanımı köleci çalışma düzeninin aksine bir soyluluk işareti olmuştur (Juniu, 2000: 70). Ayrıca bu dönemde oluşan bu boş zaman algısı modern günümüze bakıldığında halen izlerini taşımaktadır. Genel olarak sanayileşme öncesi arkaik ve toprağa bağlı toplumlarda veya ortaçağın ilerleyen dönemlerindeki çalışmanın ve dinlenmenin görünümü farklılaştırılmıştır. Yerleşik tarım ekonomisine geçişle eğlence ve dinlenmeler daha 10 disipline hale getirilmiştir. Böylece, çalışılan zaman kutsallık dışı zaman, eğlence ve gerçekleştirilen ayinle kutsal zaman olarak anılmaya başlanmıştır. Ayrıca bu dönemde boş zaman kullanımı her ne kadar kutsal zaman olarak anılsa da, yoğun çalışma ortamı oluşturulmuştur (Karaküçük, 2008: 38). Sanayi devrimi sonrasında ise arkaik ve toprağa bağlı çalışan insanların daha fazla gelir elde etmek üzere kentlere göç etmesiyle birlikte, insanların çalışma hayatlarında ani bir değişim yaşanmış ve insanlar 15, hatta 17 günlük çalışma saatlerine maruz bırakılmışlardır. İnsanlık tarihinde yaşanan bu gelişme insanların kültürel ve dini anlamda sahip olmuş olduğu boş zamanlarını neredeyse ortadan kaldırmıştır. 1778’de Fransa’da ticaret düşmanı olarak adlandırılan tatil günleri; çalışma ahlakında kötülük ve tembellik kaynağı olarak görülen dinlenme, görmezlikten gelinmiş sarhoşluğu önleme bahanesiyle dini tatil günlerinin dahi çalışma günlerine dâhil edildiği görülmüştür (Languar, 1991: 16). Sanayileşme sürecine girilmesinin ilk yıllarında, çalışma çok fazla ön plana çıkartılmış, diğer taraftan boş zaman ise, tembellik ve savurganlık olarak nitelendirilmiştir (Sağcan, 1986: 3). Bu algının ortaya çıkması ile birlikte boş zaman algısı tarihsel yönden ilk defa bu kadar yoğun derecede değerini yitirmeye başlamış ancak kapitalist düzenin ilerleyen süreçlerinde üretilenleri tüketilmesi noktasında tekrar önem arz etmeye başlamıştır. Bu kapsamda, çalışma ve boş zaman arasında ortaya çıkan sanayi devrimi sonrası ilişki, 1930 itibaren ters dönmeye başlamıştır. Daha geniş bir ifade ile sanayi alanında meydana gelen gelişmeler ile birlikte üretim miktarının artmasıyla çok üreten ve çok kazanmaya başlayan toplumların, çalışma saatlerinde azalmalara gidilmiş ve buna bağlı olarak boş zamanların artmalar görülmüştür. Yıllar itibari ile yasalar çerçevesinde işçilerin ücretli izin haklarının oluşması ve haftalık 40 saat çalışma süresi uygulamaları, çalışan bireyler için sosyal hayatlarını zenginleştirmiş ve aktif, pasif ve ettirgen olarak boş zamanın değerlendirilmesine başlanmıştır (Karaküçük, 2008: 39). Bu kapsamda insanlık tarihinde önemli bir olgu olan boş zaman ve boş zamana sahip olma duygusunun alan yazında yer alan etimolojik yönden açıklanmasının ve kavram tanımlamalarının yapılması önem arz etmektedir. Literatürde yer alan “Boş Zaman” kavramı antik Grekçe “Leisure” kavramının çevirisi olarak Türkçe ’ye girmiştir. 11 Kavram olarak Leisure ilk olarak Antik Yunan sitelerinde kullanılmıştır (Gül, 2014: 7-8). Kavram ilk olarak, kent soyluların özgür düşünceyi ortaya çıkarmak üzere Skhole, Lyceum ya da Stoa adını verdikleri mekânlarda her şeyi özgürce tartışmaya açmak ve felsefi amaçlı tartışmaların gerçekleştirildiği mekânı tanımlamak üzere ortaya çıktığı bilinmektedir. Ancak kavramlardan ikisi olan Skhole ve Stoa, Lyceum olarak adlandırılan mekândan şekilsel olarak biraz daha farklı olarak genellikle, Apollon Lykos tapınaklarının yanlarında bulunan küçük ağaçlıklara verilen isimdir (Mclean, Hurd ve Roger, 2008: 20). Skole ve Lyceum kavramları, modern dünyanın eğitim kurumları modern dünyada İngilizce “School” ve Fransızca “Lycee” kavramlarını yerine kullanılması ayrı bir bakış acısı olarak bu bakımdan çok manidardır. Skhole ve Stoa, Lyceum olarak adlandırılan mekândan şekilsel olarak biraz daha farklı olarak genellikle, Apollon Lykos tapınaklarının yanlarında bulunan küçük ağaçlıklara verilen isimdir (Mclean vd., 2008: 20). Skhole mekân olarak, Lyceum olarak adlandırılan yerlere göre daha fazla kurumsal kamusal mekânları ifade etmesi nedeniyle, Lyceum’lar biraz daha zihinsel olarak rahatlamanın gerçekleştiği yerler olarak anlaşılmaktadır. Wichasin (2007: 21)’e göre, alan yazında yer alan diğer tanımlamalarda Leisure kavramının etimolojik kökeni Latince olarak “Lyceum, Licere” kavramı ile ifade edilmektedir (Gül, 2014: 7). Anlam olarak izinli ya da müsaadeli olma anlamında latince karşılığı olan Licere kelimesi paralel anlamda iki farklı dilde yakın anlamlarda kullanılmıştır. Fransızca da Loisir kelimesi “Özgür Zaman” anlamında kullanılırken, İngilizce de ise Leisure kelimesi ile karşılık bulmuş, “Özgürlük ve İzin” anlamlarında kullanılmaktadır (Goodale ve Witt, 1980). Boş zaman kavramı etimolojik olarak incelendiğinde çeşitli yazarlar tarafından kelimenin kökeni itibari ile farklı şekillerde nitelendirilmiş ve ifade edilmiştir. Ancak temel olarak her anlamın sonunda ortak bir noktaya ulaşılması söz konusudur. Genel olarak incelendiğinde, boş zaman olgusu, insanların çalışma ve iş hayatı için tanımlanan zorunlu zamanının ve tüm fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamak üzere ayrılan serbest zamanının dışında kalan süreç olarak ifade edilebilir. Ayrıca bu zaman dilimi bireylerin kendi hür iradesi doğrultusunda yapacağı tüm etkinlikleri içermesi gerektiği söylenebilir. Ancak bu koşullar dâhilinde boş zaman kavramından bahsedilebilir. 12 Boş zaman ile ilgili literatürde çeşitli yazarlar tarafında yapılmış olan tanımlamalar şu şekilde özetlenebilir: 13 Tablo 2: Boş Zaman Kavramına Yönelik Yapılan Çeşitli Tanımlar Kemp ve Pearson, 1997: 2 Çalışma, uyku, yemek yeme ve diğer zorunlu işler için ayrılan (harcanan) zaman sonrasında artan zaman dilimidir Howe ve Carpenter, 1985: 3 Aile ile geçirilen, profesyonel aktivitelerde bulunulan ya da farklı sosyal aktiviteler içeren zaman dilimidir Meyer, Brightbill ve İnsanların çalışma zamanı ve varoluşu ile ilgili ihtiyaçlarını gidermek Sessoms, 1969: 29 için harcadığı zaman diliminin dışında “işe gitme, yeme içme, ibadet ve uyuma” etkinliklerin yapıldığı zaman dilimidir Uyumak, yemek yeme, vücut temizliği yapmak, okula gidip gelmek, Abadan, 1981: 3 ders veya bir işte çalışmak dışında kalan vakit veya onu takiben, girişmekte olduğu, üretim dışında harcayabileceği süredir. Bireyin hem kendisi ve hem de başkaları için bütün zorunluluklardan Parker, 1979: 20 veya bağlantılardan kurtulduğu ve kendi isteğiyle seçeceği bir faaliyette uğraştığı zamandır Bireylerin yaşamsal fonksiyonları canlı tutmak amacıyla onları Bayer, 1974: 49 dinlendiren, eğlendiren, neşe veren ve çeşitli uğraşlardan haz almalarını sağlayan eylemleri yapmak veya bu etkinliklere katılarak fiziksel ve zihinsel canlanma olarak tanımlamaktadır İnsanoğlunun haz alma duyusu açısından doyurucu, duygusal ve zihinsel açıdan renovatif amaçlar taşıyan, sosyal, kültürel, ekonomik ve Kocaeski vd., 2012: 7 fizyolojik imkânları ile insanların iş vb. zamanlarından arta kalan boş zamanlarını değerlendirmeyi amaçlayan eylem ve etkinliklerin gerçekleştirildiği zamandır Kişinin işe, işle ilgili sorumluluklarına, kendisinin ve ailesinin bakımına Müftügil, 1993: 63 ayırdığı zamanın dışında kalan, dolayısıyla zorunlulukların olmadığı özgür bir zaman birimidir. Hacıoğlu, Gökdeniz ve Dinç 2003: 24 Bireyin çalışma saatleri dışında ve zaruri ihtiyaçları için harcadığı zaman dışında kalan ve bireyin istediği gibi kullanabileceği bir süredir İnsanların, çalışma ve fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanması dışındaki Tezcan, 1982: 10 özgürce dinlenme, başarı kazanma, kişisel gelişme, eğlenme için kullandıkları zamandır. Hacıoğlu, Gökdeniz ve Dinç, Bireyin, işe, işle ilgili sorumluluklarına, kendisinin ve ailesinin 2009: 18 bakımına ayırdığı zaman dışında kalan, dolayısıyla zorunlulukların olmadığı özgür bir zaman dilimidir 14 Tablo 2’de boş zamanla ilgili çeşitli yazarların yapmış olduğu tanımlamalardan bazıları yer almaktadır. Parker (1979), Tezcan (1982), Müftügil (1993) ve Hacıoğlu vd. (2003), Hacıoğlu vd. (2009) ve yapmış oldukları tanımda bireylerin aktif veya pasif şekilde boş zaman aktivitelerine katılımlarında hür iradelerini kullandıklarından bahsederken, özgürce ve gönüllü katılmaları esasından bahsetmektedir. hazırlamış oldukları çalışmada bireylerin Ayrıca Mayer vd. (1969) gerçekleştirmiş oldukları boş zaman aktivitelerine örnek verirken “ibadet etme, işe gitme” gibi eylemleri de dâhil etmiştir. Diğer yazarların tanımları incelendiğinde bu husustan bahseden bir çalışmanın olmadığı görülmektedir. Kocaeski vd. (2012) yapmış oldukları çalışmada boş zaman kavramını tanımlarken, kelime kökenini dikkate alarak hareket etmişler ve “renovatif” kelimesi, diğer bir deyişle “yenilenme” sözcüğünü boş zaman aktivitelerinin öncülü olduğu fikrini ortaya koymuşlardır. Bayer (1974) yapmış olduğu çalışmada “bireylerin yaşamsal fonksiyonlarını canlı tutmak amacıyla…” cümlesi ile aslında Kocaeski vd. (2012)’nin yapmış olduğu tanıma bir nevi referans niteliği taşımaktadır. Ayrıca Abadan (1985) yapmış olduğu çalışmada boş zaman diliminde yapılabilecek etkinliklerin üretim amacı taşımaması gerektiğini vurgulamıştır. Bireylerin boş zaman dilimleri çalışma dışına vurgu yaptığı için bu husus ayrıca önem arz etmektedir. Tüm bu bilgiler ışığında boş zaman; bireylerin çalışma ve serbest zamanı dışında kalan, duyusal, duygusal ve zihinsel açıdan haz almalarını ve kendilerini yenilemelerini sağlayan, dinlendiren, neşe veren, eğlendiren, eğiten vb. birçok yönden önem arz eden çeşitli faaliyetlere, hür iradelerini kullanmaları şartıyla, etken, edilgen veya ettirgen şekillerde üretim amacı gütmeden katılım gösterdikleri zaman dilimidir. Dolayısıyla boş zamanda gerçekleştirilen faaliyetler de rekreasyonu ortaya çıkarmaktadır. Zira bireylerin boş zamanlarında yapmış oldukları bütün etkinlikler birer rekreatif etkinlik olarak gösterilmektedir. Rekreatif etkinliklerin boş zamandan ayrılmış olduğu en önemli kısım ise toplumun zararına, ahlaki olmayan, şiddet vb. amaçlar taşıyan, insanın kendine zarar verdiği eylemleri kapsamamasıdır. Karaküçük ve Gürbüz (2007: 104-105)’e göre bu tür eylemler, diğer bir ifadeyle “A-Tipik Boş Zaman Davranışı ” şeklinde tanımlanmaktadır. Boş zaman kavramını derinlemesine inceledikten sonra bu zaman diliminde bireylerin gerçekleştirmiş oldukları aktivitelerin açıklanmasında önem arz eden rekreasyon kelimesinin incelenmesi önemli görülmektedir. Rekreasyonla ilgili literatürde boş zaman kavramı gibi üzerine çalışılarak oluşturulmuş birçok tanım bulunmaktadır. Bu tanımlardan en çok öne çıktığı düşünülenler tablo 3’te verilmektedir. 15 Tablo 3: Rekreasyon Kavramına Yönelik Yapılmış Olan Bazı Tanımlar İnsanoğlunun da bu boş zaman dilimi içerisinde gerçekleştirdiği her Bayer, 1992: 205 türlü etkinlik ve faaliyet, rekreasyon etkinliği ve faaliyeti olarak tanımlanmaktadır İnsanların, sınırlı yaşam süresinin zorunlu davranışları dışında kalan Hazar, 2009: 27 diliminde (boş zamanda), gönüllü olarak katıldıkları ve doyum sağladıkları etkinliklerdir İnsanoğlunun doğasına uygun ve uygulamaktan haz duyacağı bir etkinlik içerisinde bulunması ile sıradanlaşan ve aynı rutini tekrar Mirzeoğlu, 2006: 203 edercesine “iş-ev” arasında yaşadığı hayatı bir tarafa bırakarak, bu zorunlu hallerden ayrı olarak ruhsal ve zihinsel dinlenmeyi gerçekleştirerek diğer insanlarla kaynaşarak sosyal yaşam içerisinde yer almasıdır Pasif veya aktif olarak insanların münferit ya da grup halinde sportif, Lundberg, 1980: 4 kültürel, doğa ile ilişkili, tarihi amaçlı etkinlik ve faaliyetlere kişisel hiçbir zorlama ya da baskı altında kalmadan tamamıyla özgür iradesi ile fiziksel ve zihinsel haz almak üzere yapmış olduğu etkinliklerdir. Etkinliklere katılanlara mutluluk, tatmin, ruhsal denge, karakter, Parker, 1979: 20 rekabet etme gücü, ruhsal dinginlik, özgürlük, fiziksel ve sosyal aktivite ve entelektüel bakış açısı kazandıran etkinliklerdir. Arta kalan zaman boş zamanlarda eğlenme, zihinsel ve duygusal Sağcan, 1986: 1 yönden tatmin olma amacıyla gönüllü olarak katıldıkları ve bireylerin fiziksel ve zihinsel yorgunluklarını giderme ve güç kazanma amacıyla yapılan her türlü etkinlik ve faaliyetlerdir Bireylerin zorunlu zamanlarının dışında fiziksel ve zihinsel olarak Gül, 2013: 11 yenilenmek amacıyla uyuma, yeme-içme ve tüm fizyolojik ihtiyaçlara bağlı yapılması zaruri eylemlerin dışında yapılan tüm etken, edilgen ve ettirgen faaliyetlerdir. Butler, 1959: 3 Farklı bir aktivite deneyimi, iş karşıtı olan ve yenilenmek için yapılan etkinlikleri kapsamaktadır Baud-Bovy ve Lawson, 2002: 1 Boş zaman içinde (yapmak zorunlu olunan işlerin dışında kalan zaman) insanların uğraştıkları ve katıldıkları aktivitelerdir Broadhurst, 2001: 2 İnsanların boş zamanlarında yapmak için seçmiş oldukları aktivitelerdir Carlson, Deppe ve Bireylerin boş zamanlarında gönüllü olarak katıldığı ve bunun MacLean, 1972: 7 sonucunda aktivitelerdir doyuma ulaştığı eğlence amaçlı gerçekleştirilen 16 Tablo 3’te bazı yazarların rekreasyon kavramına yönelik yapmış oldukları tanımlar yer almaktadır. Yazarların yapmış oldukları tanımlar incelendiğinde hepsinin ortak noktasında rekreasyonun boş zaman içerisinde gerçekleştirildiği fikri ortaya çıkmaktadır. Ayrıca Carlson vd. (1972) yapmış oldukları çalışmada bireylerin gerçekleştirecekleri etkinliklerin sonucunda doyuma ulaşmalarının gerekliliğinden bahsetmektedir. Dolayısıyla bireylerin rekreatif etkinliklerden elde edeceği duyusal, duygusal ve zihinsel sonuçların da önemli olduğundan bahsedilebilir. Diğer yazarlar tarafından yapılan tanımlar da bu düşünceyi destekler niteliktedir. Yapılan tanımlar dikkate alındığına rekreasyon, bireylerin boş zamanlarında zihinsel ve fiziksel yönden yenilenmek amacıyla yapmış olduğu çeşitli aktiviteleri kapsamaktadır. Bu aktiviteler gezmek, eğlenmek, dinlenmek, kendini geliştirmek vb. birçok etkinliği içine almaktadır. Örneğin, bir bireyin tarihi, kültürel ve doğal güzellikleri bulunan bir destinasyonda kamp kurması ve bu destinasyonda doğa yürüyüşü yapması, dinlenmesi, müzik dinlemesi veya aktif olarak yapması vb. birçok aktivite rekreatif etkinliklerin içine girmektedir. Bu tür rekreatif etkinlikler ise rekreasyon ve çevre açısından ayrıca incelenebilir niteliktedir. 1.1.2. Rekreasyon ve çevre Çevre kavramı, çevre sorunlarıyla birlikte anılmaya başlanmış ve artık yaygın şekilde kullanılan bir kavram haline gelmiştir. Çevre kavramı ilk ekologlar tarafından ortaya atılmış zaman içerisinde çok geniş anlamlar yüklenerek kullanılmaya başlanmıştır (Yücel ve Morgil, 1998: 84). Dolayısıyla canlıların birbirleri ile ve çevreleriyle ilişkilerini inceleyen bilim dalı olarak ekoloji olmuştur. Biyolojinin bir alt dalı olan ekoloji biliminin kapsamı günümüzde genişlemiş, “insan ekolojisi” veya “çevre bilimleri” denilen yeni bir bilim dalının temelini oluşturmuştur (Kışlalıoğlu vd., 1997: 15). Bu bağlamda Çevre biliminin disiplinler arası bir bilim dalı olma özelliği, bu bilimin inceleme konusu olan çevreye yönelik bir tanım yapılmasını zorlaştırmıştır. Dolayısıyla hukuk, ekonomi, sosyoloji vb. her bilim dalı çevre kavramını kendi uğraş alanlarına göre ele aldığından, farklı çevre tanımları ortaya çıkmıştır. Genel bir tanımla çevre; bir organizmanın hayatını etkileyen fiziksel ve biyolojik unsurların bir birleşimidir (Kemp, 1998: 127). İnsanı baz alarak Keleş ve Hamamcı (2002)’nın yapmış olduğu tanıma göre ise; “ insan faaliyetleri üzerinde hemen ya da uzunca bir süre içinde dolaylı ya da dolaysız bir etkide bulunabilecek fiziksel, kimyasal, 17 biyolojik ve toplumsal etkenlerin belirli bir zamandaki toplamıdır”. Diğer yandan Uluğ (1997: 41- 42) çevreyi, insanları ve diğer canlıları etkileyen içsel ve dışsal etmenlerin karışımı olarak görmektedir. İçsel etmenlerin canlıların doğuştan sahip oldukları etmenler, dışsal etmenlerin sonradan maruz kaldıkları etmenler olduğunu ileri sürmektedir. Yapılan tanımlamaların sonucunda çevre ile ilgili üç temel nokta olduğu görülmektedir (Keleş, Hamamcı ve Çoban, 2009: 22); - İnsanın diğer insanlarla olan karşılıklı ilişkileri ve insanların bu ilişki sürecinde birbirlerini etkilemesi, - İnsanın kendisi dışında kalan tüm canlı varlıklarla, diğer bir deyişle bitki ve hayvan türleri ile olan karşılıklı ilişkileri ve etkileşimleri, - İnsanın canlılar dünyası dışında kalan hava, su, toprak, iklim, yeraltı zenginlikleri gibi cansız varlıklarla ilişkileri ve karşılıklı etkileşimleridir. Çevreyi oluşturan canlı öğeler; insanlar, bitki örtüsü, hayvan topluluğu ve mikroorganizmalardır. Cansız öğeler ise iklim, hava, su ve yer yuvarlağının yapısıdır. Canlı ve cansız öğeler karşılıklı olarak birbirilerini etkilemektedirler. Cansız öğeler canlıların bütün hareketlerini belirlemekte, canlılar da cansızların yapıları üzerinde etkiler ortaya koyabilmektedir (Kahraman ve Türkay, 2006: 20). Çevre kavramının ortaya koyduğu bu geniş alan içerisinde çevrenin farklı boyutlarından söz edilebilmektedir. Bu boyutlar nitelik açısından incelendiğinde çevre ikiye ayrılmaktadır. Fiziksel (Coğrafi) Çevre: bireyin içinde yaşadığı ev, mahalle, kent, köy gibi farklı mekânlardan oluşan çevredir (Kahraman ve Türkay, 2006: 21). Rekreasyon faaliyetlerinin yapıldığı birçok fiziki alandan bahsetmek mümkündür. Örneğin, bireylerin şehir içinde boş zamanlarında gezmek, dinlenmek vb. amaçlarla gitmiş oldukları parklar, sahil kenarları gibi birçok alan fiziki çevrenin içine girmektedir. Bookchin (1994: 30-32) hazırlamış olduğu çalışmada, doğal ve yapay çevre ayırımı yapmakta ve doğal çevre deyimi ile insan eli değmeden kendiliğinden oluşmuş olan çevreyi, yapay çevre deyimiyle de insan faaliyetleri sonucunda oluşmuş çevreyi ifade etmektedir. 18 Daha geniş bir ifade ile fiziki çevreler oluşumu bakımından doğal ve yapay çevre olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Doğal çevre, insanın oluşumunda katkıda bulunmadığı, yani insan elinden çıkmayan ve henüz insanın müdahale edemediği veya değiştiremediği tüm doğal varlıklardır (Kınacı vd., 2011: 22). Bireylerin rekreatif amaçlı doğa ve manzara gezilerine çıkmaları sonucu Ayder yaylasında gördükleri ve gezdikleri ormanlık alanlar, doğal çevreye bir örnek olarak gösterilebilir. Doğal çevrenin dışında bir diğer çevre türü yapay çevredir. Uşak (2006)’ya göre yapay çevre; insanlığın başlangıcından itibaren günümüze kadar insan tarafından doğal çevreden yararlanılarak oluşturulan tüm varlıklardır (s.4). Bireylerin rekreatif amaçlı (piknik, bisiklet turu, balıkçılık, gezinti vb.) olarak kullandıkları baraj gölleri yapay çevreye örnek olarak gösterilebilir. Toplumsal (Beşeri) Çevre: Aile üyeleri, akrabalar, yaşıtlar, arkadaşlar gibi insanlardan oluşan çevredir. İnsanların ekonomik, toplumsal ve siyasal alanlar nedeniyle gerçekleştirdikleri ilişkilerin tümü toplumsal çevreyi oluşturmaktadır (Kahraman ve Türkay, 2006: 21). Konser, tiyatro gibi sanatsal etkinlikler bünyesinde gerçekleşen ilişkiler, davranışlar toplumsal çevrenin ifadesi olarak gösterilebilir. Toplumsal ve fiziksel olarak ikiye ayrılan çevre bilimsel açıdan incelenmesi gereken bir alan olarak görülmeye başlanmıştır. Özellikle doğal ortamlarda başlayan bozulmalarını ortadan kaldırılması veya en az indirgenmesi amacıyla insanların davranışlarının incelenerek daha bilinçli kullanmalarını ve bu sayede doğanın sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla ekolojik incelemeler artmıştır. Ekoloji terimi ilk olarak 1866 yılında Alman biyolog Ernest Haeckel tarafından kullanılmıştır. 1927’ye kadar genel bir bilim olarak kalan ekoloji, Charles Elton’un yayınlanan “Hayvan Ekolojisi” adlı kitabı ile ilk kez dinamik bir sistem olarak incelenmiştir. Ekoloji, biyolojinin bir alt dalı olarak bu yüzyıl başında ortaya çıkmıştır ve disiplinler arası bir bilim olarak kabul edilmektedir. Önceleri genellikle bir bitki ve havyan ekolojisi olarak gelişen bu bilim dalı, ilerleyen süreçlerde çevre ve insanı da içine almıştır ve çevrebilimi olarak algılanmaktadır (Kınacı, Pehlivan ve Seyhan, 2011: 23). Ekoloji bilimiyle ilgili bazı yazarlar tarafından benzer yönleri olan bazı noktalarda farklılık gösteren çeşitli tanımlamalar yapılmıştır. Bunlardan bazıları incelendiğinde; Kocataş (1994: 2)’a göre, doğal varlıkların yapı ve özellikleriyle aralarındaki karşılıklı ilişkileri araştıran bir bilim dalı şeklinde ifade edilmektedir. Diğer yandan Çepel (1990: 178)’e göre, organizmalarla çevrelerini ve bu iki varlığa ait öğelerin karşılıklı etki ve 19 ilişkilerini araştıran bir bilim şeklinde tanımlanırken, İslam (2000: 50-78) yapmış olduğu çalışmada ekolojiyi, bir organizmanın veya organizmalar toplumunun yaşamı üzerinde etkili olan tüm faktörlerin bütününü ifade eden bir terim ve canlıların yaşamasını ve gelişmesini sağlayan fiziksel, kimyasal ve biyolojik faktörlerin bütünlüğü olarak iki farklı şekilde ifade etmektedir. Ayrıca Neyişçi (2002: 70) yapmış olduğu çalışmada ekoloji terimini, canlıların yaşam temellerini, dolayısıyla doğayı korumanın ilkelerini öğreten bir bilim dalıdır şeklinde tanımlarken, Boşagelmez (2000: 5) ise, insanın geleceğini sigorta etmeye çalışan bir bilim dalı diyerek tanımlamaktadır. Tüm bu bilgiler ışığında, insanların dünya üzerinde sahip olunan kaynakları kullanımında bilincin oluşturulmasında büyük öneme sahip olan ekoloji bilimi, canlıların birbiriyle ve maddi çevreleriyle çok yönlü ilişkilerini inceleyen (Elevli, 1998: 7) ve bu doğrultuda dünya üzerinde var olan canlıların, en uygun çevresel koşullar altında yaşayabilmeleri için araştırmalar yürüten bir bilim dalı olarak ifade edilebilir. Ekoloji biliminin sahip olduğu bir takım temel ilkeler bulunmaktadır. Bunlar (Kışlalıoğlu ve Berkes, 1993: 20-25); - Doğanın bütünlüğü ilkesi - Doğanın sınırlılığı ilkesi - Doğanın özdenetimi ilkesi - Artan nüfus çevre sorunlarını sadece ağırlaştırabilir ilkesi - Doğanın çeşitliliği ilkesi - Doğada hiç bir şey yok olmaz ilkesi - Doğanın geri tepmesi ilkesi - En uygun çözümü doğa bulmuştur ilkesi - Doğa ile birlikte gitme ilkesi Fiziksel, biyolojik ve sosyal kategorilere ayrılan çevre, insanoğlunun varoluşundan bu yana sürekli etki altındadır. İnsan toplu yaşama geçişle birlikte içinde yaşadığı çevreyi ve doğal kaynakları olabildiğince fazla oranda kullanabilmenin yollarını aramıştır. Bunun sonucunda kendiliğinden var olan doğaya karşı, bu doğanın yeninden üretildiği ve insan emeğinin ürünü olan yeniden üretilmiş ikinci doğa oluşturulmuştur. İlkel toplumlarda ve tarımcı toplumlarda insanın doğayı değiştirmesi ve doğal kaynakları kullanması sınırlı iken, modern endüstri çağında, insan refahını arttırmak için endüstrileşmenin ve bunun için de doğanın ve doğal kaynakların sınırsızca kullanımının zorunlu hale gelmesiyle insan 20 ürünü olan doğa ile kendiliğinden var olan doğa yaşamsal bir rekabete girmiştir (Kement, 2014: 108). Tüm bu rekabetin altında, insanların monotonluktan, sıkıcı bir şehir hayatından ve hareketsizlikten kaçış olarak, açık alan rekreatif etkinlikleri tercih etmeleri gösterilebilmektedir (Karaküçük, 2008: 222). Zira insanların bir gün içindeki zamanının sekiz saati genel olarak rekreatif etkinliklerle dolmaktadır. Ayrıca senelik izinler, hafta sonu izinler, dinlenme vb. amaçla yapılan izinler, özel günlerde gerçekleştirilen izinler gibi birçok zaman dilimi insanların doğa ile iç içe gezme, eğlenme ve dinlenme gibi etkinlikleri yapmalarına imkân tanımaktadır. Ayrıca gelişen çevre bilinci, insanları doğaya yöneltmekte, doğada gerçekleştirilebilecek çeşitli rekreatif etkinliklere teşvik etmekte ve doğada daha çok rekreatif faaliyet gerçekleşmesini sağlamaktadır (Gökdeniz ve Çetin, 2002: 46). Tüm bu ihtimaller beraberinde bir takım sorunların da gelmesine neden olabilmektedir. Haliyle bu hususların daha derinden incelenmesi gerekmektedir. Öncelikle gerçekleştirilen rekreatif etkinliklerin belirlenmesi ve bu kapsamda yapılan etkinliklerin sayısal verilerinin oluşturularak kayıtlara alınması, bu doğrultuda fark edilen eksikler ve aksaklıkların giderilmesi ve insanların ulaşabileceği bir takım sınırlılıklar getirilmesi gerekmektedir. Çevresel yönden önem arz eden rekreatif etkinler ekonomik açıdan faydaları ile dikkat çekerken, bireylerin yaşam kalitelerinin de artmasını sağlamaktadır. Bu yönleriyle de olması gereken etkinlikler olarak da düşünülebilmektedir. Ancak bu tür etkinliklerin yapılması noktasında gerekli önlem ve tedbirlerin alınması gerekliliği de unutulmamalıdır. Rekreasyon etkinliklerinin aynı zamanda etkinlik çeşidine göre değişik çevrelerde olumsuz etkileri olabilmektedir (Yıldızcı, 1976: 12). Örneğin; kıyı bölgelerde ve göl kenarlarında, insanların çeşitli rekreatif etkinliklerde bulunmaları sonucu sahil kumları aşınmakta ve erozyon başlamakta, beraberinde taşınan kumların insanlar ve taşıtlar tarafından çiğnenmesi kumları tarım arazilerine getirebilmekte ve bu tür tarım arazilerinin verimsizleşmelerine neden olmaktadır. Ayrıca taşınan kumlar da göllerde olumsuz durumlara yol açmaktadır. Diğer yandan rekreasyon etkinliklerinin çevreye olan olumsuz etkilerinden bir diğeri de ateş ve çöptür. Dikkatsiz ve kontrolsüz yakılan bir ateş bir doğa parçasını, içindeki bütün canlılarıyla beraber korkunç bir şekilde yok edebilmektedir. Çöp ise, özellikle sportif amaçlı yapılan rekreatif etkinliklerde büyük sorun teşkil etmektedir. Özellikle dağcılık sporunda, ana kamp yerleri bir çöplüğü andıran bir yer haline gelmektedir. Ayrıca yine spor etkinliklerinden nehirler, ırmaklar ve göllerde yapılan spor 21 etkinlikleri ve bu etkinliklere pasif katılım gösteren seyircilerin vermiş olduğu zararlar dikkat çeken bir diğer noktadır (Karaküçük, 2008: 222). Kamping faaliyetleri incelendiğinde ateş, çöplük, kum taşıması vb. doğa için tehlike arz eden birçok durumun dikkat çektiği görülmektedir. Bu bağlamda, kamping faaliyetleri yapan bireylerin doğada yapmış oldukları etkinlikler ve bu etkinlikler esnasında davranışları derinlemesine incelenmelidir. Rekreasyon faaliyetleri sonucu çevrenin olumsuz yönde etkilenmesine bir diğer örnek, avcılık yapan insanların bu işi bilinçsizce yapmaları sonucu hayvanların neslinin yok olmasına kadar giden bir doğa tahribatına yol açmalarıdır. Mevsim dışı ve uygun olmayan yöntemlerle yapılan avlanmalar, canlılara büyük zararlar vermektedir (Karaküçük, 2008: 223). Tüm bunların dışında, rekreatif etkinliklerin gerçekleştirilmesinde kullanılan birçok araçların da çevre kirliliği bakımından etkileri bulunmaktadır. Örneğin otomobil kullanımı, hava, ses kirliliği gibi olumsuz etkiler ortaya koyabilmektedir. Bu bağlamda, yürüme, bisiklet gelişmiş toplumlarda gerek işe gidiş-geliş, gerekse rekreatif etkinlikler için teşvik edilmektedir (Lowe, 1991: 73). Ancak yine kamping faaliyetlerinde kullanılan malzemelerin ne kadar doğaya uygun olduğu da ayrıca incelenmesi gereken bir husustur. Örneğin bir otomobil yerine bisikletten bahsedilmekte ancak kamp yapılan bölgenin taşıma kapasitesi ve çiğnenme sonucu ne tür bitki ve hayvan için risk arz ettiği gibi durumlar göz ardı edilmemelidir. Diğer bir ifade ile gidilen çevrenin ekolojik hassasiyeti ayrıca tespit edilmelidir. Rekreasyonun çevreye olumsuz etkileri olduğu gibi olumlu yönden de etkileri bulunmaktadır. Bunlar (Karaküçük, 2008: 223-224); a) İnsanların boş zamanlarını olumlu etkinliklerle değerlendirebilme bilincine ulaşmaları belirli bir eğitim almalarını gerektirmektedir. Bu eğitim ise, kişilere, boş zamanlarını çevreye zarar vererek değil, bilakis çevreyi koruyarak ve zenginleştirerek değerlendirmesi davranışını kazandıracaktır. b) Rekreasyon faaliyetlerine katılan bireylerin doğada bıraktıkları beslenme artıklarından diğer canlılar istifade etmektedirler. Burada çöp ile doğada kaybolacak ya da canlıların yiyebilecekleri artıkları ayırmakta fayda vardır. c) Çevrenin rekreasyon amaçlı kullanım talebinin artması sonucu kent içi veya kent dışı yeni düzenlemelere gidilmesi ihtiyacını doğurmaktadır. Kent içinde 22 düzgün, amaca uygun ve çevre güzelliğine katkı sağlayacak parklar, yeşil alanlar, oyun ve spor sahaları gibi yerler yapılabilmektedir. Kentlerin dışında ise, doğanın korunması daha dikkatli olmalıdır. Bu amaç doğrultusunda yasal düzenlemelerle beraber, vahşi doğanın korunması, rekreatif etkinliklere katılan bireyler için belirli bölgelerin düzenlenmesi gibi uygulamalar yapılmalıdır. Milli parklar çoğaltılmalı ve doğal yaşam denetim altına alınmalıdır (Karaküçük, 2008: 224). Rekreatif etkinliklerden özellikle açık hava rekreasyon faaliyetlerinde büyük önem arz eden çevrenin korunması, düzenlenmesi ve çeşitli tahribatlardan korunması oldukça önemli bir husustur. Zira bu sayede kentler için daha fazla rekreatif etkinlik alanları sağlanabildiği gibi insanların sürdürülebilir bir çevrede sağlıklı yaşam sürmelerine imkân tanınabilir. Dolayısıyla doğal çevrenin korunması ve düzenlenmesinde bazı temel ilkelere uygun olarak hareket etmek büyük önem taşımaktadır. Bu ilkeler (Olalı, 1981: 87): a) Kişisel toplumsal bilinç, çevre sevgisi ve duyarlılığı yaratılacak şekilde çeşitli yol ve yöntemlerle oluşturulmaya çalışılır. b) Ekonomik faaliyetler ve üretim türü sanayi yatırımları yörenin doğal kaynaklarına uygun biçimde belirlenir. Örneğin, tarıma elverişli alanlar, sadece o amaçla kullanılır ya da orman bölgelerinde yaşayan halk, ormanı yok edecek şekilde değil, koruyacak şekilde tarıma veya hayvancılığa yönlendirilir. c) Rekreasyonel ve turizm amaçlı kullanılan veya ilerde kullanılması öngörülen deniz, göl, dağ gibi doğal çevrelerin kullanım ve yararlanma biçimleri sağlıklı olarak belirlenir, bunların çirkinleşmesi ve tahrip olması önlenir. Örneğin; sahillerin bilinçsiz işgali betonlaşma ya da bu güzelliklere sanayi tesislerinin kurulması gibi eylemlerin önlenmesi gibi durumlar. d) Özellik arz eden doğa parçaları, milli parklar olarak organize edilir. e) Şehir planlaması, doğa da düşünülerek yapılır. f) Yollar ve güzergâhları doğayı tahrip ve işgal etmeyecek şekilde planlanır. Sonuç olarak bireylerin rekreasyon faaliyetleri taleplerinin olması, kaynakların bozulmadan, sonraki nesillere devredilecek bir miras olarak değerlendirilmesi gibi bu tür çalışmalara hız ve önem verilmesini sağlamaktadır. Ayrıca, insanların açık hava 23 rekreasyon etkinliklerine olan ilgilerinin artması çevrenin daha bakımlı ve kullanılabilir olması çalışmalarına hız verdirecektir (Kement, 2014: 112). 1.1.2.1. Çevreye yönelik rekreatif etkinlikler İnsanların boş zamanlarında gerçekleştirmiş oldukları rekreatif etkinlikler birçok yönden incelenirken çevre unsuru her bir kategorinin içinde yer alabilmektedir. Örneğin bir bireyin gerçekleştirebileceği sanatsal rekreatif bir etkinlik yapıldığı mekâna göre incelendiğinde; a) Açık alanda yapılıyor ise, yapıldığı alan fiziki çevreyi kapsamaktadır. Bu çevrede gerçekleştirilen her türlü fiziki durum da çevreyi etkileyebilir. Ayrıca toplumsal çevre açısından da değerlendirilebilir nitelik taşımaktadır. b) Kapalı bir alanda yapılıyor ise, yine fiziki alan yönünden kapsadığı gibi toplumsal çevre açısından da etkinliği içine almaktadır. Araştırmada doğal çevre unsuru dikkate alınarak bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışları incelenmektedir. Dolayısıyla daha çok fiziki çevre ile ilgili etkinlikler ön plana çıkmaktadır. Örneklem olarak ele alınan çevreye yönelik rekreatif faaliyetlerden biri olan kamping bunlardan biridir. Çevreye yönelik rekreatif faaliyetler ve bu faaliyetlerden biri olan kamping faaliyetini açıklamadan önce literatürde genel olarak birçok araştırmacı tarafından yapılmış rekreatif etkinliklerin sınıflandırılmasını incelemek gerekmektedir. Zira geçmişte yapılmış olan çalışmalarda sınıflandırılmış olan rekreatif etkinlik kategorilerinin her birinin içinde doğal alanları veya genel itibari ile çevreyi ilgilendiren etkinlikler bulunabilmektedir. Rekreasyon faaliyetlerinin sınıflandırılmasında esas önemli olan, bireylerin boş zamanları içerisinde rekreatif faaliyetlere katılmasını sağlayan amaçlar, istekler ve hazlar temel belirleyicilerdir (Karaküçük, 2008: 76). Ayrıca rekreatif faaliyetler bu temel unsurlara göre sınıflandırılabileceği gibi mekânsal, amaçsal, işlevsel vb. yönlere göre de kategorize edilebilmektedir (Hacıoğlu, 2009: 37). Bu bağlamda, literatürde yer alan sınıflandırmalar sınıflandırılabilir. göz önüne alındığında, rekreatif etkinlik alanları şu şekilde 24 Şekil 1: Rekreatif Faaliyetlerin Sınıflandırılması Kaynak: Gül, 2014: 21 Şekil 1’de rekreatif faaliyetlerin amaç, istek, haz, mekânsal vb. faktörler göz önüne alınarak çeşitli yazarlar tarafından yapılmış olan sınıflandırılması gösterilmektedir. Ancak Karaküçük (2013)’ e göre şekilde görülen faaliyetlerden “A-Tipik Boş Zaman Davranışı” bir rekreatif etkinlik değildir. Zira a-tipik boş zaman davranışları insan ve diğer canlılar için olumsuz durumlar oluşturan ve bireylerin çalışma hayatı dışında yapmış oldukları davranışlardır. Bu husustan ötürü rekreatif etkinliklerden farklı görülmektedir. Boş zaman ile rekreasyon arasındaki farklılığı oluşturan en büyük etmenlerden biri olarak da ifade edilebilir. Etkinliklere katılım biçimine göre rekreasyon İnsanların boş zamanları içerisinde ihtiyaç duyduğu rekreatif etkinliklerin bireylerin katılımları açısından literatürde yer alan sıralama bireylerin etkinliklerin içinde bizzat rol almaları, izleyici olmaları ya da uzman rekreatörlerin yönlendirme şeklinde gerçekleşen rekreatif faaliyetlere katılım şekli görülmektedir (Gül, 2014: 21). Bu katılım şekilleri şu şekildedir. 1. Etken (Aktif) Katılım 2. Edilgen (Pasif) Katılım 3. Ettirgen Katılım Bireylerin herhangi bir kamp alanında yapacakları faaliyetler aktif, bir kamp faaliyeti esnasında gerçekleşen oyunlara izleyici olarak katılmaları pasif, bir kafile halinde 25 kampa gidip, örneğin çadır kurma konusunda kafile başı veya işin ustası tarafından eğitim alması ettirgen katılımlı rekreasyona örnek olarak gösterilebilir. Etkinliklere katılanların mekân tercihleri bakımından rekreasyon İnsanların boş zamanlarını değerlendirmeleri amacıyla yapılacak mekânsal sınıflama klasik manada Açık ve Kapalı alan rekreasyonu olarak iki gruba ayrılmaktadır (Hazar, 2003: 23, Hacıoğlu, 2009: 37, Karaküçük, 2008: 77: Kocaeski vd., 2012: 16). Örneğin bireylerin yapmış olduğu kamping faaliyetleri açık alan rekreatif etkinliklere bir örnek olarak gösterilebilir. Bireylerin çevreye yönelik yapmış oldukları rekreatif etkinlikler açık alan rekreatif etkinliklere örnek olarak verilebilir. Ayrıca Kocaeski vd. (2012) yapmış oldukları sınıflamada açık mekân rekreatif faaliyetlerin kaynağına göre farklılık gösterdiğini ve kent içi ve kırsal olarak da mekana göre rekreatif etkinliklerin farklılık gösterdiğini ileri sürmüşlerdir. Bu durum daha detaylı olarak şekil 2’de gösterilmektedir. Şekil 2: Bireylerin Mekân Tercihleri Bakımından Rekreasyon Çeşitleri Kaynak: Gül, 2014: 21 Şekil 2’de görüldüğü gibi mekân tercihleri bakımından rekreasyon çeşitleri dörde ayrılmaktadır. Açık ve kapalı mekân dışında kent içi ve kent dışı (kırsal) rekreasyon çeşitleri yer almaktadır. Kent içi rekreasyona daha çok insanların kent içerisinde belediyeler tarafından inşa edilmiş oyun parkları, gezi parkuru vb. yerler dâhil olurken, kırsal rekreasyona kamping, doğa yürüyüşü, kuş gözlemciliği vb. doğaya yönelik gerçekleştirilen etkinlikler girmektedir. Karaküçük (2008: 80)’e göre ise kırsal rekreasyon, 26 kentsel rekreatif etkinliklere oranla insanların zihinsel olarak rahatlama ve yaşadıkları ortamlardan uzaklaşmak üzere daha çok tercih edilen rekreasyon etkinliğidir. Kırsal rekreasyon etkinliği, insanların hem kısa hem de uzun süreli boş zamanlarında ağırlıklı olarak yaşanılan şehrin dışına çıkılarak gerçekleştirilen faaliyetlerden oluşmaktadır. Özgüç (1984: 7)’e göre ise, kırsal rekreasyon etkinlikleri kentsel yerleşim yeri baz alınarak, kent dışında doğal bir çekim alanına gidilerek, o alanda kalma süresine göre günübirlik, hafta sonu ya da daha uzun süreli etkinliklerde gerçekleştirilen spor, tatil, sağlık vb. amaçlar taşıyan etkinliklerdir. Ayrıca açık mekânlarda gerçekleştirilen rekreatif etkinliklerin üç başlık altından incelendiği görülmektedir. Çevre temelli bu yaklaşıma göre, bireylerin insan eliyle yapılmamış ortamlarda (doğal çevre) gerçekleştirmiş oldukları her türlü etkinlik kaynak merkezli, hem doğal hem yapay olan ortamlarda gerçekleştirilen her türlü etkinlik aracı merkezli ve insan eliyle yapılmış olan diğer bir ifade ile doğal olmayan ortamlarda gerçekleştirilen her türlü etkinlik kullanıcı merkezli olarak gösterilmektedir. Etkinliklere katılanların sayısına göre rekreasyon İnsanlar rekreatif etkinlikleri bireysel ya da grup halinde gerçekleştirebilirler. Örneğin birey şehir hayatından uzaklaşarak kırsal bir mekânda tek başına çeşitli etkinlikler yapabilir veya grup haline bu eylemi gerçekleştirebilir. Etkinliklere katılanların yaşları bakımında rekreasyon İnsanlar rekreatif etkinlikleri gerçekleştirirken yaş unsuru da önemli görülmektedir. Zira yaşlarına göre de gerçekleştirdikleri rekreatif etkinlikler farklılık göstermektedir. Katılımcıların yaşlarına göre rekreasyon çeşitleri ise şunlardır (Hazar, 2009: 32): 1. Çocuk rekreasyonu 2. Gençlik rekreasyonu 3. Yetişkin rekreasyonu 4. Üçüncü yaş rekreasyonu Etkinliklere katılanların milliyetlerine göre rekreasyon Rekreatif etkinliklere katılım gösteren bireyler bulundukları ülke itibari ile incelendiğinde bulundukları ülkede (ulusal) veya farklı bir ülkede (uluslararası) 27 etkinliklerini gerçekleştirebilirler. İnsanların doğal ve kültürel amaçlı bulundukları ülkeden farklı bir ülkeye gitmeleri ve o destinasyonda rekreatif etkinlik gerçekleştirmeleri kültürel değerleri bakımından uluslararası rekreatif etkinliğe bir örnek olarak gösterilebilir. Etkinliklere katılanların zaman tercihi bakımından rekreasyon Rekreatif etkinlikler zamana göre incelendiğinde, bireylerin günübirlik yapmış olduğu rekreatif etkinlikler (kafeye gitme, günübirlik geziler, oyun oynama, sinemaya gitme vb.), hafta sonlarında gerçekleştirmiş oldukları etkinlikler (hafta sonu gezisi, kırsal mekânlara gitme ve kamp kurma vb.) ve uzun süreli gerçekleştirmiş oldukları rekreatif etkinlikler (senelik izin sebebi ile tatile gitme, uzun süreli dağ evine gidip dinlenme vb.) bulunmaktadır. Kamping faaliyetleri daha çok hafta sonu ve uzun süreli zaman zarflarında gerçekleştirilebilecek bir rekreatif etkinliktir. Dolayısıyla insanların doğa ile iç içe oldukları zamanın fazladır. Zamanın uzun olması doğanın korunması ve sürdürülebilirliği açısında önemlidir. Dolayısıyla bireylerin çevreye karşı duyarlılıklarının incelenmesinin önemli olduğu söylenebilir. Fonksiyonel açıdan rekreasyon Fonsiyonel açıdan rekreatif etkinlikler bireylerin fizyolojik, güvenlik, sosyal, psikolojik ya da kişisel tercihleri ve tatminleri bakımından farklılık göstermektedir (Gül, 2014: 41). Bu etkinlikler ise şunlardır. 28 Fonksiyonel Açıdan Rekreasyon Çeşitleri Ticari Nitelikli Rekreasyon Entelektüel Nitelikli Rekreasyon Sağlık ve Terapi Nitelikli Rekreasyon Turizm Nitelikli Rekreasyon Sosyal Nitelikli Rekreasyon Sportif Nitelikli Rekreasyon Gönüllülük Esasına Dayalı Rekreasyon Kültürel Nitelikli Rekreasyon Sanatsal Nitelikli Rekreasyon Şekil 3: Fonksiyonel Açıdan Rekreasyon Çeşitleri Şekil 3’te fonksiyonel açıdan rekreasyon çeşitleri verilmektedir. Ticari nitelikli rekreasayon, insanların ücret karşılığında boş zamanlarını değerlendirmesi şeklinde ifade edilebilir. Bireyin ücret vererek gitar kursuna gitmesi vb. durumlar örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca kamping esnasında çeşitli hususlarda (çadır kurma vb.) kişilerden belli bir ücret karşılığında eğitim almak da ticari nitelikli rekreatif etkinliklere bir örnektir. Kocaeski vd. (2012: 7)’e göre entelektüel nitelikli rekreasyon, bireylerin zorunlu çalışma zamanları dışında, kişisel zevk ve hazlarını gerçekleştirmek üzere bilgi ve görgülerini arttırmak ve buna bağlı olarak yaşam şeklini zenginleştirmek amacıyla, yüksek eğitim ve kültür düzeyine sahip insanların zihinsel olarak yaptıkları ve katıldıkları tüm etkinliklerdir. Bireylerin kamp yatıkları süreç içerisinde kişisel zevk ve hazlarını gerçekleştirmek üzere veya yaşam şekillerini zenginleştirmek üzere yapabilecekleri zihinsel etkinlikler bir örnek olarak gösterilebilir. Sağlık ve terapi nitelikli rekreasyon, bireylerin sağlıklı yaşam koşullarını sürdürmek üzere yaşadıkları kent içinde veya kent dışından bulunan termal, sağlık, kür ve SPA merkezlerine gitmeleridir. Bireylerin doktor raporu doğrultusunda bir sağlıkla ilgili merkeze gitmesi bu eylemin zorunluluk içermesinden ötürü rekreatif bir etkinlik olmasını ortadan kaldırır (doktor veya terapist tarafından sağlıklı yaşam için bir tavsiye aynı özelliği 29 taşımamaktadır). Zira rekreasyonda hür irade ve bireyin kendi isteği doğrultusunda etkinlikleri yapmak önemlidir. Doğa yönelik daha çok ilgili olan rekreasyon etkinlikleri içerisinde tüm fonksiyonel rekreasyon çeşitleri de sayılabilir. Yapılacak olan etkinliğin doğada olmasına göre bu durum farklılık gösterebilir. Ayrıca kamping faaliyetleri turizm nitelikli, sosyal nitelikli, kültürel nitelikli, sağlık nitelikli ve sportif nitelikli bir rekreasyon faaliyeti olarak görülebilir. Dolayısıyla etkinliklerin fonksiyonel olmasından ziyade doğaya yönelik olması konuyla ilişkisi bakımından daha çok önem arz etmektedir. Turizm nitelikli rekreatif etkinliklerde öncelikle konaklama işletmelerinde yer alan animasyon hizmetleri önemli görülmektedir. Turistlerin zaman geçirmelerinde çeşitli sanatsal, kültürel, eğitsel vb. etkinlikleri bünyesinde barındıran animasyon turizm nitelikli rekreasyon türüdür. Ayrıca kamping faaliyetleri doğa turizminin bir parçası iken aynı zamanda kırsal bir rekreatif etkinliktir. Dolayısıyla turizm ile rekreasyon zaman zaman benzer nitelikte etkinliklerde birleşmektedir. Bireyin başka bir destinasyona gitmesi, gezme, dinlenme, eğlenme vb. amaçlar taşıması ve en az yirmi dört saat bir çadırda konaklamış olması kamping faaliyetini doğa turizmi olarak adlandırırken, bireyin kendi hür iradesi altında, duygusal, zihinsel ve fiziksel açıdan kendini yenilemek amacıyla, çalışma ve serbest zamanı dışında kalan boş zamanında bir destinasyonda kamp kurması bu etkinliğin rekreatif etkinlik olarak ifade edilmesini sağlamaktadır. Diğer bir ifade ile turizm ve rekreasyon kamping faaliyetinde genel hatlarıyla iç içe yer almaktadır. Sosyal nitelikli rekreasyon, insanlar boş zamanlarında yapmış oldukları akraba ziyaretleri, arkadaş toplantıları, gün toplantıları, futbol maçı izlemeye gitme, kutlama toplantılarına gitme, düğün, nişan, nikâh etkinliklerine katılma, mevlit ve cenaze törenlerine katılma vb. etkinliklerdir. Ayrıca bireyin bir grup kapsamında doğaya yönelik gerçekleştirilen rekreatif etkinliklerden biri olan kamping aktivitesine katılması ve bu aktivite esnasında farklı insanlarla bir araya gelerek, çeşitli etkinlikler yapması da sosyal nitelikli bir rekreatif etkinlik olarak sayılabilir. Bireylerin mesleki amaçlar dışında sadece boş zamanlarında sağlık, eğlence ve kişisel tatmin amacıyla her türlü sportif faaliyeti aktif veya pasif olarak yapması sportif nitelikli rekreatif faaliyetlerdir. Ayrıca kamping esnasında bireylerin sabahları yürüyüş yapmaları, çeşitli sportif etkinlikler gerçekleştirmeleri de kamping etkinliğinin içinde sportif rekreatif etkinlikler barındırdığının bir kanıtı olarak söylenebilir. 30 Her yaştan bireyin, toplumsal sorumluluk kapsamında kamu veya özel teşebbüs tarafından desteklenen vakıf, dernek, sivil toplum kuruluşları vb. kuruluşların yapmış oldukları tüm çalışmalarda, kendilerine ayırdıkları boş zamanlarda herhangi bir ücret talep etmeden gerçekleştirmiş olduk çalışmaya gönüllülük esasına dayalı rekreasyon şeklinde ifade edilmektedir. Bu tür faaliyetlere şunlar örnek olarak gösterilebilir (Gül, 2014: 48): - Engelli bireylerin daha çok sosyalleşebilmesi ve toplum içerisinde birey farkındalığını olduklarının yaratmak üzere gönüllülerin rehabilitasyon merkezlerinde eğitim alan engellilere hafta sonu partnerliği yaparak, beraber parkta dolaşma, herhangi bir kafede kahve içmeye gitmek, siparişi vermeleri istemek vb. - Özellikle fiziki engeli bulunmayan dawn sendromlu bireylerin topluma entegre olmaları için sosyal ve beşeri faaliyetlerde bulunmalarını sağlamak. Bu kapsamda bireylerin bir kafe, restoran ve benzeri mekânlarda çalışmasının sağlanması ve toplumun diğer sağlıklı bireylerinin bu mekânlara giderek günlük ve hafta sonu için düşünmüş olduğu tüm boş zaman faaliyetlerini burada geçirmesi. - Darülaceze vb. bakım evlerinde ve kurumlarında yaşayan ileri yaşlardaki insanları ziyaret etmek, - Sayfiye yerlerinde, yerel yönetimler tarafından organize edilerek gerekli zamanı ayırabilecek insanlardan sahillerin ve ormanların temizliği için yeterli boş zamana sahip insanların organize edilerek yapılan rekreatif faaliyetlerdir. Ayrıca kamping faaliyetine katılmış engelli, down sendromlu, bakıma muhtaç yaşlı vb. insanların kamp alanlarına giderek boş zamanın onlarla geçirilmesi veya onlar için gönüllü olarak kamp esnasında çeşitli etkinliklerin aktif olarak yapılması örnek olarak gösterilebilir. Kültürel nitelikli rekreasyon insanların bilgi ve becerilerini artırmaya yönelik yapmış olduğu her türlü boş zaman etkinliğidir (Hazar, 2009: 35). Kamping faaliyeti esnasında bireylerin yapacakları gelenek ve göreneklere uygun oyunlar, kutlamalar vb. etkinlikler gibi boş zaman davranışları kültürel nitelikli rekreatif etkinliklere örnek olarak gösterilebilir. İnsanların sanatsal becerilerini kullanarak yapmış oldukları etkinlikler, sanatsal rekreatif etkinlikler olarak ifade edilebilir. Örneğin bireylerin kamping etkinliği esnasında müzik yapması, tiyatro sergilemesi, ağaç gerçekleştirmesi sanatsal rekreatif bir etkinliktir. oymacılığı vb. sanatsal faaliyetleri 31 Bentley vd. (2001: 33) yapmış oldukları çalışmada doğada yapılan sportif etkinlikleri bir tablo halinde sunmuşlardır. Tabloda bulunan sportif etkinlikler yoğunluklu olarak doğaya yönelik gerçekleştirilen rekreatif etkinliklere örnek olarak gösterilebilecek niteliktedir. Bu etkinlikler Tablo 4’te gösterilmektedir. 32 Tablo 4: Doğada Yapılan Sportif Rekreasyon Etkinlikleri Etkinlik Sınıflaması Etkinlik Adı Hand gliding Balon Gliding Havada Yapılanlar Paraşüt Paragliding Gezintü turları (küçük uçak, helilopter) Helikopterli bungy jumping Su altı raftingi Mağaracılık Tüplü- tüpsüz dalış Gemiyle seyahat Jet ski Jet botu Suda Yapılanlar Parasailing Rafting Nehir ve deniz kayağı Kano Nehir sörfü- nehir kızağı Su kayağı Rüzgar sörfü Balıkçılık Kros kayağı Yamaç kayağı Helikopterli kayak Kayaklı yürüyüş Trekking Araç safarisi Bungy jumping Karada Yapılanlar Bisiklet Buzul yürüyüşü Ata binme Avcılık Dağcılık Oryantiring İpli iniş Kaya tırmanışı Kaynak: Bentley, Page ve Laird, 2001: 33 33 Tabloda gösterilen etkinlikler daha çok sportif etkinlikler göz önüne alınarak düzenlenmiştir. Ancak bu tür etkinlikler aynı zamanda rekreasyona girmektedir. Doğada gerçekleştirilen rekreatif etkinlikler havada, suda ve karada yapılanlar olarak üçe ayrılmıştır. Ticari bir kaygı gütmediği sürece tüm bu etkinlikler açık havada doğaya yönelik gerçekleştirilen rekreatif etkinliklerden bazıları olarak ifade edilebilir. Ancak karada yapılan sportif etkinliklerden biri olarak gösterilen avcılık faaliyeti doğaya yönelik zarar verici ve insanlar tarafından doğanın dengesine karşı bir müdahale olmasından ötürü A-tipik boş zaman etkinliklerinden biridir. Dolayısıyla avcılık faaliyetinin rekreatif bir etkinlik olarak gösterilmesi mümkün değildir. Tüm bu sınıflamalar kapsamında düşünüldüğünde doğaya yönelik rekreatif etkinliklerin her bir kategorinin içinde yer aldığı söylenebilir. Diğer bir ifade ile doğaya yönelik gerçekleştirilen rekreatif etkinlikler bünyesinde fonksiyonel alçıdan birçok rekreatif nitelik taşıyan etkinlikleri barındırmaktadır. Ayrıca doğrudan çevre ile ilişkili olabileceği düşünülen rekreatif etkinlikler genel olarak şu şekilde sıralanabilir: - Balık tutmak - Yürüyüş yapmak - Kamping - Dağ bisikleti - Tırmanma - Rafting - Kayık, kano, deniz bisikleti vb. geziler - Su kayağı yapma - Yelkencilik - Piknik yapma - Yüzme - Kuş gözlemciliği - Safari - Hayvanat bahçesi gezme - At biniciliği - Milli parklar, tabiat koruma alanları vb. tarihi destinasyonları gezme - Yaylacılık etkinlikleri - Orman, ırmak, vadi vb. alanlarda yapılan etkinlikler - Fidan dikme, bahçecilik (hobi bahçeciliği) 34 - Kırsal alanlara spor, tatil, eğlenme vb. amaçlarla kısa veya uzun süreli gitme vb. etkinlikler doğaya yönelik gerçekleştirilen rekreatif etkinlikler olarak sınıflandırılabilir. 1.1.2.2. Kamping faaliyetleri 1930’lu yıllardan itibaren üretimin artmasıyla birlikte tüketim odaklı yaklaşım, şehirleşme oranlarının yükselmesi, stresli iş ortamlarının oluşması, çalışma saatlerinin azalması gibi durumlar, dünyanın önemli faaliyet alanlarından biri olan rekreasyonu güçlendirmekte ve farklı kullanım alanlarıyla, insanların ihtiyacı olan temel yaşam motivasyonlarının artmasını, kendilerinin yenilemelerini sağlamaktadır. Rekreatif etkinlikler önceki bölümlerde de bahsedildiği üzere gerçekleştirildiği mekana göre “açık” ve “kapalı” olarak ikiye ayrılmaktadır. açık havada gerçekleştirilen rekreasyon, doğal koşullar içerisinde gerçekleştirilen ve insanlara daha geniş hareket alanı sağlayan bir rekreasyon çeşididir. Bu tip rekreatif etkinliklerden biri de kampingdir. Daha geniş bir ifade ile özellikle Kentsel alanlardaki olumsuz koşullar ve açık hava rekreasyon kaynaklarının yetersizliği nedeniyle kent insanları, kent dışındaki açık hava rekreasyon kaynaklarına yönelmektedirler. Bu kaynaklardan en önemlilerinden biri kamp alanlarıdır. Kamp, doğada rekreatif veya sportif etkinliklerde bulunmak, kısa bir süreliğine konaklamak, dinlenmek gibi amaçlar doğrultusunda çadır, baraka, karavan benzeri konaklama araçlarından faydalanılarak gerçekleştirilen bir aktivitedir. Bu etkinliğin gerçekleştirildiği alanlar karayolları güzergâhları ve yakın çevreleri, kent girişleri, deniz, göl, dağ gibi doğal güzelliği olan yerler ve genellikle kampçıların kendi imkânlarıyla geceleme, yeme-içme, dinlenme, eğlence ve spor ihtiyaçlarını karşıladıkları en az 30 ünitelik karavan, çadır, bungalov gibi tesislerin bulunabileceği kamp alanlarıdır (Topay ve Koçan, 2009: 120). Kamp alanları gerektiği gibi ele alınıp planlanabilirse insanların açık hava rekreasyonundan daha çok zevk almalarına katkıda bulunacak bir araçtır. Daha az güçlü, daha yaşlı insanların, küçük çocukların ve engelli insanların doğal ortamlarda dinlenebilmelerini, güvenli ve ekonomik geziler gerçekleştirebilmelerini, kişilerin dünyaya açılmaları ve her gittikleri yerde yeni arkadaşlıklar kurabilmelerine olanak vermektedir (Sözen ve Şahin, 1988: 123). 35 Bireyler çevresiyle uyum içerisinde ve belli bir dengenin sağlanmasıyla yaşamını sürdüren, ancak bazı durumlarda dengeyi bozabilen bir varlıktır. İnsan ile çevresi arasındaki dengeyi sağlayan koşullar bozulmaya başlayınca, insanların gerekli bir takım önlemleri alma zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Çünkü doğada yapılan rekreatif etkinliklerin ham maddesi olan doğal çevrenin olumsuz etkilenmesi doğaya yönelik rekreatif etkinliklerin ve bu etkinliklerin yapıldığı alanda bulunan çeşitli canlıların yaşamlarının sürdürülebilirliğini de tehlikeye sokmaktadır (Koçak ve Balcı, 2010: 216). Kamping faaliyetlerinin çevresel yönden birçok olumsuz etkisinden bahsetmek mümkündür. Cole (1987: 142)’göre kamping faaliyetleri, bitki ve toprak kirliliği oluşturması noktasında incelenmesi gereken ve erozyon gibi ciddi sorunların ortaya çıkmaması için gerekli bilinçlendirmelerin yapılması ve önlemlerin alınması gerekebilen bir faaliyet türüdür. Hendee, Stankey ve Lucas (1990: 12-13)’a göre kamping faaliyetleri bireylerin davranışlarının incelenmesi ile bilinçli hareket etmelerini sağlayacak şekilde ekolojik yönden bilgilendirilmesi sonucu çevresel zararlar minimize edilebilir. Ayrıca bireylerin sağlıklı bir boş zaman etkinliği geçirmesine de olanak sağlar. Cole (1981: 88)’e göre tüm bu imkânlar için öncelikle kamping faaliyetleri amaçlı kullanılan bölgelerde bir takım taşıma kapasitesi ile ilgili sınırlamalar yapılarak, alanın uzun vadede kullanılabilecek şekilde kendini yenilemesine olanak tanımak gerekmektedir. Kuntay (2004) tarafından hazırlanan çalışma incelendiğinde kamping faaliyeti de dâhil olacak şekilde birçok ekolojik aktivitenin çevre üzerinde yapmış olduğu olumsuz etkiler gösterilmektedir. Bu etkiler ve ekolojik aktiviteler tabloda gösterilmektedir. 36 Tablo 5: Doğal Alan Kullanımının Çevre Üzerindeki Etkileri Ekolojik Etkilerin Peyzaj Dengesini Sağlayan Faktörler × × × Yelken, sörf, su × kayağı Motorlu kayık, su o kayağı × o × × o × × o × × o × × o o × o × Su altı sporları Balık avlama × Kaya tırmanışı × Dağcılık × × × × × o o o × × × × Kampçılık × × × × × o Hava sporları o o o o o Gezi yolları × × × × o o o o Alan için yol şebekesi, otopark o o Plajlar o İskeleler o Konaklama ve yeme-içme tesisleri Kamp ve karavan alanları Alana yönelik rekreasyon tesisleri × o o × o × o × o Kaynak: Altan, 1983: akt. Kuntay, 2004 × o × × Tür yığılması o o × × × Araba yarışları o Tür azalması × o Yüzme Trekking Tesislerin etkileri × Peyzaj görünümünün ve zenginliğinin azalması × × Alan kullanımı ile ekolojik durgunluk Atlı spor Görünümü Fauna Rahatsız edilmesi Akış hızının artması Taban suyu kirlenmesi Alanda koşu Flora Tür değişmesi Sportif aktivitelerin etkileri saptanabilmekte Toprak sıkışması olarak Su erozyonu O: Etki yoğun Rüzgar erozyonu saptanabilmekte Taban suyu azalması X: Etki Çevre Tür azalması Hava Gürültü Su Yüzey alanlarda kirlenme Toprak Hava kirliliği Yoğunluk Durumu o o × × × o o o o o × o o o o o × o × o o o × o o o 37 Tablo incelendiğinde koşu, yüzme, dağcılık, kampçılık gibi doğaya yönelik gerçekleştirilen rekreatif etkinliklerin çevreye verdiği zararlar gösterilmektedir. Araştırmanın örnekleminde kullanılan kamping faaliyetlerinin de çevreye bir takım zararları bulunmaktadır. Kamping faaliyetlerinin toprak, su, hava, flora, fauna ve çevre görünümü bakımından etkileri incelendiğinde, toprak bölümünde, “toprak sıkışması” etkisi, su bölümünde, “taban suyu azalması, taban suyu kirlenmesi ve akış hızının artması” kriterlerine etkisi bulurken yine su bölümünde “yüzey sularında kirlenme” noktasında yoğun etkisi olmaktadır. Ayrıca hava bölümünde “gürültü”, flora bölümünde “tür azalması ve değişmesi” hususunda yoğun etkisi, fauna bölümünde “rahatsız edilmesi” noktasında etkisi bulunurken, çevre görüntüsü ile ilgili herhangi bir etkisi bulunmamıştır. Ayrıca kamp ve karavan alanlarında bulunan çadır, karavan vb. alanların çevreye verdiği zararlar incelendiğinde, toprak bölümünde “su erozyonu” olayına etki ederken, “toprak sıkışması” olayına yoğun etkisi olmaktadır. Su bölümü incelendiğinde, sadece “taban suyunun kirlenmesi” noktasında ektisi görülürken, hava bölümü incelendiğinde, bir etkisi çıkmazken, flora bölümü incelendiğinde, “tür değişmesi ve tür azalması” noktasında yoğun etkisi olduğu tespit edilmiştir. Fauna bölümü incelendiğinde “tür azalması” durumuna yoğun etkisi bulunurken, “rahatsız edilmesi” noktasında da etkisi bulunmaktadır. Ayrıca çevre görünümü bölümü incelendiğinde, “alan kullanımı ile ekolojik durgunluk” kriterine etkisi, “peyzaj görünümünün ve zenginliğinin azalması” hususunda yoğun etkisi olduğu görülmektedir. Tüm bu bilgilerden yola çıkarak çevreye yönelik gerçekleştirilen rekreatif aktivitelerden biri olan kamping faaliyetlerinin bölgesel kullanımı, tüketicilerin bilinçlendirilmesi gibi hususlarda incelenmesi gerekmektedir. Zira gelecek nesillerin kullanımı, bugünün dünyası içinde daha sağlıklı bir hayat yaşanması ve flora ve faunaların yaşamlarını tehdit etmeyecek (doğaya müdahale) şekilde olabilmesi noktasında önemli bir husus olarak ortaya çıkmaktadır. Ewert (1999) tarafından hazırlanmış olan çalışmaya göre doğaya yönelik gerçekleştirilen rekreatif etkinliklere katılan bireylerin bu alanların üzerindeki etkileri ile ilgili bir takım özellikler bulunmaktadır. Bunlar şu şekilde gösterilmektedir. - Etkiler değişik boyutlardadır: Doğada yönelik gerçekleştirilen etkinliklere katılanların çevreye verebilecekleri etkilerin boyutları makro veya mikro düzeyde olabilir. 38 - Kullanım etki yaratır: Gerçekleştirilen tüm eğitsel uğraşlara rağmen bireyler, doğal alanlarda gerçekleştirdikleri etkinlikler sırasında çevreye dolaylı ya da dolaysız pek çok etkide bulunurlar. Bireylerin çevreye çöp atması vb. yapmış oldukları eylemler dolaysız etki olarak değerlendirilirken, bu durumların “ekolojik maliyetleri” dolaylı etki olarak değerlendirilir. - Kullanım etkileri zamana bağlıdır: Birçok durumda doğal alan kullanımından kaynaklanan etkilerin büyük kısmı kullanımın başlangıcında gerçekleşir. - Etkinliklerin türleri önemlidir: Doğal alanlarda faaliyetlerin türü, kullanıcı sayısı kadar önemlidir. Ateş yakmak, ata binmek vb. faaliyetler bazı alanlarda olumsuz etkileri nedeniyle sınırlandırılmaktadır. Ayrıca Ewert (1999) hazırlamış olduğu çalışmada rekreatif etkinliklerin doğal yaşam üzerindeki etkilerini ve nedenlerini detaylı olarak incelemiştir. Bu inceleme tablo da daha detaylı olarak gösterilmektedir. 39 Tablo 6: Rekreasyon Amaçlı Doğal Alan Kullanımının Doğal Yaşam Üzerindeki Etkileri Doğal Yaşam Üzerine Etkiler Etkinin Nedenleri Oyun rotalarının kalabalıkları Habitatın değişmesinin yaban hayatı davranışlarında meydana getirdiği değişiklikler Habitatın Değişmesi Hayvan yuvalarının ve beslenme alanlarının yok edilmesi Su/toprak kimyasında bozulmalar Barınma alanlarının yok edilmesi Beslenme Fotoğraf ve film çekme Barınma alanları Rahatsız Etme Yuvaların, beslenme alanlarının bulunması Otomobillerin etkisi Kar araçları/bisikletlerin etkisi İnsanların ve evcil hayvanların varlığı Plastik Yağ/petrol ürünleri Kirlilik Çeşitli yabancı yiyeceklerle hayvanları beslemeye çalışmak Tortullaşmanın artması Toplama Avlanma Tuzağa düşürme Toplayıcılık Balıkçılık - Satış amaçlı - Beslenme amaçlı - Rekreasyonel amaçlı Yem ya da predatör türlerin kaybolması Kaynak: Ewert, 1999: 62 Tablo da doğaya yönelik gerçekleştirilen rekreatif etkinliklerin doğal yaşam üzerine etkileri ve bu etkilerin nedenleri gösterilmektedir. Araştırmanın örneklemini oluşturan kamping faaliyetleri bu kapsamda incelendiğinde, habitatın değişmesi noktasında bir takım olumsuz yönde etkilerinden bahsedilebilir. Örneğin su ve toprak kimyasında bozulma oluşması, yaban hayatın davranışlarında oluşabilecek davranış değişikliği, hayvan yuvaları 40 ve beslenme alanlarının yok olması noktaları kamp yapan bireylerin kamp yaptıkları süreç içinde çevreye verebilecekleri zararlar arasında sayılabilir. Özellikle bireylerin kamp kurduğu alanın habitat için önemi ve bireylerin bu konularda sahip olduğu bilgi, kaygı vb. noktalar etki etme noktasında önemli görülmektedir. Kamping faaliyetinde bulunan insanların “rahatsız etme” noktasında etkileri incelendiğinde, karavanların çıkarabileceği sesler, kamp kurulan alanın beslenme bölgeleri ve yuvalarına yakın olması, kamp esnasında fotoğraf çekilmesi, bireylerin bu alanda bulunmuş olmaları ifade edilebilir. Kamping esnasında “kirlilik” kriteri incelendiğinde, kamp esnasında yiyecekler için kullanılan yağ atıkları, plastik atıklar, yabanıl hayvanlara yabancı yiyeceklerin verilmesi gibi hususlar çevresel kirlilikte önemli noktalar olarak görülmektedir. Kamp yapan bireylerin kamp alanı için çeşitli bitkileri toplayıp ateş amaçlı kullanması veya yiyecek amaçlı çeşitli flora ve faunaların kullanılması “toplayıcılık” kriteri kapsamında olumsuz etkiler olarak görülmektedir. Ayrıca bireyler kamping esnasında birçok faaliyette bulunabilmektedirler ve bu etkinlikler de ayrı ayrı rekreatif etkinlik olarak görülmektedir. Ancak bireylerin kamp yaptıkları esnada avcılık faaliyetinde bulunmaları A-tipik boş zaman etkinliğidir. Kamping faaliyetinin dışına çıkan daha farklı amaç güden bir etkinlik olarak ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla bireylerin amaç ve niyetleri etkinliğe ad koymakta ayrıca önem taşımaktadır. Kamping faaliyetleri gerçekleştirilirken bir takım önemler de alınabilir ve böylelikle doğal bozulmalar en aza indirgenebilir. Örneğin, Kamp alanında çadır kurmak için düz ve dayanıklı bir yüzey seçilmelidir. Hassas çimlerin ya da yeniden canlanması uzun zaman alacak habitatların bulunduğu alanlara çadır kurmaktan kaçınılmalıdır. Ziyaret edilen bölge koşulları aktive öncesinde kontrol edilmeli ateşe izin verilip verilmediği öğrenilmelidir. Açık bir ateş yerine yemek pişirmek için gaz ocağı ya da hafif yakıtlarla çalışan ocaklar kullanılmalıdır. Açık ateş kullanılacaksa bir ateş çukuru kullanılmalıdır. Ateş küçük ve bitkilerden, çadırlardan uzakta tutulmalıdır. Kamp çevresinde canlılar için hayati önemi olan ölü odun parçaları toplanmamalı, kamp yerinden ayrılmadan önce yakılan ateş mutlaka söndürülmelidir. Yangın tehlikesi olduğundan ateş kesinlikle aydınlatma olarak kullanılmamalıdır (Koçak ve Balcı, 2010: 220). Doğaya yönelik gerçekleştirilen rekreatif etkinliklerle ilgili alınabilecek önlemler detaylı olarak tablo da gösterilmektedir. 41 Tablo 7: Doğada Ekolojik Ayak İzi Bırakmama İlkeleri ve Yapılması Gerekenler Doğada Ekolojik Ayak İzi Bırakmama Yapılması Gerekenler İlkeleri Küçük gruplar halinde seyahat edilmelidir. Etkinlik öncesi plan hazırlanmalı Kullanım süresi sınırlandırılmalıdır. Sadece önemli ihtiyaçlar götürülülmelidir. (Örneğin, doğaya ekipman, yiyecek, içecek vb.). Mevcut kamp alanları ve yollar kullanılmalıdır. Gezinti ve kamp için dayanıklı yüzeyler seçilmeli Alan ihtiyacı minimuma indirilmelidir. (yemek yapma, çadır kurma vb.). Su kaynaklarının uzağında kamp kurulmalıdır. Atıkların uzaklaştırılması Bulduğun gibi bırak Tüm atıklar paketlenmelidir. Tarihi eserler, flora ve faunaya dokunulmamalıdır. Kamp ateşi çukurları kullanılmalıdır. Kamp ateşi etkilerini en aza indir Aydınlanma ve yemek yapmak için soba/fener kullanılmalıdır. Habitata saygı gösterilmeli Besinler hayvanlardan uzak tutulmalıdır. Uzaktan gözlem yapılmalıdır. Gürültüden kaçılmalıdır. Diğer ziyaretçilere saygı duyulmalı Diğer gruplardan uzakta kamp yeri seçilmelidir. Kaynak: Fresque ve Plummer, 2009: 596 Tabloda doğaya zarar vermeden doğaya yönelik faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için gereken ilkeler yazmaktadır. Kamping faaliyetleri kapsamında incelendiğinde, etkinlik öncesi plan dâhilinde hareket edilmesi ciddi önem arz etmektedir. Özellikle kullanım süresinin sınırlandırılması çevrenin üzerinde oluşabilecek etkiyi azaltırken doğanın kendini yenilemesine olanak tanımaktadır. Kamp kurulacak alanın seçimine dikkat edilmesi bölgede bulunan suların kirlenmesini önlerken, flora ve faunalardan uzak bir alana diğer bir ifade ile sık kullanılan bölgelere kamp kurulması canlıların yaşamlarını sürdürmelerine minimal etki bırakmaktadır. 42 Doğa ile iç içe yaşamak ve bir süreliğine de olsa vakit geçirmek istenildiğinde diğer insanların da bu hakka sahip olduğu ve bunu düşünerek hassas kullanmak da alınabilecek bir diğer önlemdir. Kamp yapan bireylerin de rahatsız olabileceği düşünülerek daha saygılı ve kimsenin rahatsız olmayacağı şekilde hareket etmeye özen göstermek gerekmektedir. Ayrıca kamp ateşleri çukur alanlarda yakılmalı ve kamp bölgesinde bulunan flora ve faunalar uzaktan gözlenmelidir. Ayrıca artık kamp alanları, çoğunlukla modern teknolojinin getirdiği olanak ve kolaylıkları, kırsal ve doğal ortamların sükûnetiyle birleştirme isteğini giderek daha fazla ihtiyaç olarak görmeye başlamaktadır. Modern kamp alanları, çadır yanı sıra alternatif olarak bungalov ve motelleri de bir arada kapsayabilir. Kısa bir süre öncesine kadar kamp alanı deyiminden rastgele bir araya gelen çadır ve birkaç karavan için ayrılmış yerler anlaşılıyordu. Bugün ise giderek artmış olan talep, konuyu gerek tasarım gerekse tesis bakımından oldukça karmaşık bir hale getirmiştir (Sözen ve Şahin, 1988: 129). Dolayısıyla kamp alanı planlama ve tasarımında bölgesel faktörlerin değerlendirilmesi çok önemli görülmektedir. Ana karayolları, su yüzeyleri, tarihsel ve kültürel özelliği olan yerler, önemli çekiciliğe sahip doğal alanlar ve uzun yürüme yolları vb. bilgilerin yer aldığı bir harita, düşünülen tesisin doğru konumda olmasını sağlayacağı düşünülmektedir. Bu tip harita ise resim 1’de gösterilmektedir. 43 Resim 1: Örnek Bir Kamp Alanı Bölge Haritası Kaynak: Sözen ve Şahin, 1988: 129 Resimde gösterildiği üzere flora ve fauna kamp alanlarının en büyük kaynağıdır olarak gösterilebilir. Başta sahip olunanı yitirmemek, bakımını sağlamak ve zarar vermekten kaçınmak, yeniden oluşturmadan daha iyidir. Bu nedenle, planlamaya başlamadan önce çalışma alanına ilişkin mevcut bitki örtüsü hâlihazır haritalarda gösterilmelidir. Kamping alanlarının seçiminde, iklim, toprak özellikleri, topoğrafik yapı ve ulaşılabilirlik mutlaka dikkat edilmesi gereken niteliklerdir. Kamping alanları açık alanlarda gerçekleştirildiği için, fazla yağış almayan, kuvvetli rüzgârlardan korunmuş alanlarda kurulması gerekmektedir. Kamping alanlarının topoğrafik yapısı ise çadır kurmayı ve karavanların hareketini kolaylaştıracak şekilde oldukça düz bir yerde 44 seçilmelidir. Kamp alanının hafif eğimli olması ise yağış sularından çadır ve karavan kullanıcılarının etkilenmelerini önler (Gök, 2011: 14-15). Sözen ve Şahin (1988: 121-122)’in hazırlamış olduğu çalışmaya göre %5’e kadar olan topoğrafik eğimler, yollar, yapılar ve kamp yeri için en ideal eğimdir. Teraslama ya da tesviye yapılmak koşulu ile %5-15 arasındaki eğimler kamp yerleri için seçilebilir. Kamp alanlarının kurulabileceği toprak yapılarından killi-tınılı topraklar orta derecede uygunluk gösterirken, kumlu ve tınılı topraklar en ideal kamp alanlarını oluşturmaktadır. Kamping alanlarının ana trafik yollarına uzaklığı ulaşılabilirlik açısından önemlidir. Ana trafik ağına yakın çevrede kurulan kampinglerde uzun süreli kullanıcıların yanında, bu yollardan geçenlerin kamping alanında geceleme olanağı bulması, kampingin kullanım kapasitesini arttırmaktadır. Tüm bunların dışında kamping alanlarının yeşil alanlara, diğer rekreasyon aktivitelerine özellikle de su, elektrik, telefon hattı gibi kamu hizmet birimlerine yakın bulunmaları yer seçimini etkileyen faktörler bazılarıdır (Gülez, 1990: 133). Son yollarda, insanların şehirlerin vermiş olduğu yoğunluktan ve iş stresinden uzaklaşabilmek için kamp faaliyetlerine yöneldiği görülmektedir. Örneğin Cordell ve Super (2000: 135)’e göre Amerika Birleşik Devletleri’nde nüfusun 2/3’sinin iş hayatının dışında kalan zaman diliminde kamp kurdukları görülmektedir. Türkiye’de kamping faaliyetleri incelendiğinde öncelikle kamp ve karavan faaliyetlerinin 1966 yılında Türkiye Kamp ve Karavan Derneği (TKKD) kurulması ile ilk defa bir dernek çatısı altında toplandığı görülmektedir (UKKF, 2015). Camping (2015) verilerine göre Türkiye’de 113 kamp alanı bulunmaktadır. Kampkaravan (2015) internet sitesi incelendiğinde kayıtlı 56 kamp alanı görülmektedir. UKKF (2015)’nin resmi sayfası incelendiğinde Türkiye’de toplam 103 kamping alanının kayıtlı olduğu görülmektedir. Ayrıca TÜİK verilerine göre 2013 yılından gerçekleştirilen araştırma sonucunda 5 adet turizm yatırım belgeli tesis ve 5 adet turizm işletme belgeli tesis bulunmaktadır. Ayrıca 2003 yılında 79 tesis, 2006 yılında yapılan araştırma incelendiğinde ise bu sayının 54 olduğu istatistiki veriler sonucunda tespit edilmiştir. Dolayısıyla geçen zaman içerisinde kamping tesis sayılarının azaldığı gözlenmektedir. Bu bağlamda kamp karavan sayıları ile ilgili elde bulunan verilerin tam anlamıyla Türkiye’de bulunan kamp alanlarını vermediği söylenebilir. Ayrıca bireylerin sürekli 45 yaşadıkları evlerin çok uzak olmayan alanlarında bireysel olarak da kamp kurabileceği düşünüldüğünde ülkede bulunan bütün kamp alanlarına ulaşmanın pek mümkün olmadığı söylenebilir. 46 47 2. BÖLÜM ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞI VE DEĞİŞKENLER ARASI İLİŞKİLER 2.1. Giriş Çalışmanın bu bölümünde çalışmanın amacı doğrultusunda oluşturulmuş modelde yer alan değişkenler ele alınarak, çevre dostu rekreasyon davranışı açıklanmaktadır. Çevre dostu rekreasyon davranışından bahsedildikten sonra ekolojik kaygı, sorumluluk yükleme, ekolojik tutum, algılanan tüketici etkililiği ve rekreasyonel motivasyon değişkenleri incelenmektedir. Ayrıca geçmişte çevre dostu davranış ile ilgili yapılmış çalışmalar derlenerek, bir tablo halinde gösterilmiş ve bu çalışmaların amacı ve sonuçları gibi hususlarda değerlendirmelerde bulunulmuştur. 2.2. Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı (ÇDRD) Bilim, teknoloji ve endüstrinin gelişimi ile birlikte kirlilik ve çevresel yıkım gibi birçok ekolojik yönden ciddi sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu durum doğal kaynakların tükenmesine ve gelecek kuşaklar için tehlike arz etmektedir. Çalışma ortamlarında kullanılan birçok ürün veya endüstrileşme sonucu kurulan fabrikaların atıkları, evlerde kullanılan birçok teknolojik ürün, yiyecek atıkları gibi daha birçok sayılabilecek çevreye zararlı maddeler artık toplumda ciddi bir tehlike olarak anılmaya başlanmış ve artık üretilen bütün ürünleri çevreye zarar vermeyecek şekilde hazırlanmasına dikkat edilmeye başlanmıştır. Sadece bireylerin çalışma ortamlarında değil arta kalan zamanlarında da birçok rekreatif etkinlik gerçekleştirdiği ve bu süreçte kullandıkları ürünler veya yapmış oldukları aktivitelerin çevreye karşı etkileri de önem arz etmeye başlamıştır. Rekreatif yönden gerçekleştirilen aktivitelerin sadece ekonomik ve sosyo-kültürel faydaları değil aynı zamanda sürdürülebilirliği de önem arz eden bir diğer husus haline gelmektedir (Newsome, Moore ve Dowling, 2002: 266-267). Dolayısıyla, gerçekleştirilen etkinlerde oluşan ekolojik bozulmalar bireylerin çevreye yönelik daha duyarlı tutum ve davranışlar sergilemesini de etkilemeye başlamıştır (Kaiser, Ranner, Harting ve Bowler, 1999: 60-61). 48 Çevre dostu davranış literatürde çevrenin yararına veya çevreye olumlu yönde etki edebilecek doğrudan veya dolaylı bireysel ya da grup olarak davranışların sergilenmesi olarak tanımlanmaktadır. Farklı şekillerde çevre dostu davranışlardan bahsetmek mümkündür. Bunlar (Stern, 2000: 261); - Çevresel etkinlikler (gerçekleştirilen çevresel organizasyonlara katılım vb.) - Etkinlik olmaksızın politik davranışlar (çevresel problemlere yönelik dilekçeler oluşturma, kamu kurum ve kuruluşlarına yazma vb.) - Özel çevrecilik (yeşil ürün satın alma vb.) Olarak üç şekilde ifade edilmektedir. Bu tür davranışlar kaynakların korunması ve muhafaza edilmesini sağlamakla birlikte doğal çevrenin sürdürülebilirliği noktasında da önemli görülmektedir (Cottrell, 2003; Lee, 2011; Kill, Holland ve Stein, 2014). Literatürde birçok çalışma çevreye yönelik davranış değişkeninden farklı isimler altında faydalanmıştır (Çevreye duyarlı davranış, çevre dostu davranış, çevresel davranış, çevreye karşı sorumlu davranış vb.) (Kaiser, Wolfing ve Fuhrer, 1999; Kollmuss ve Agyeman, 2002; Kilbourne ve Pickett, 2008; Hallpenny, 2010; Milfont ve Duckitt, 2010; Song vd, 2012; Kill vd., 2014). Ayrıca çevre dostu davranışı ölçmek amacıyla bazı araştırmacılar tarafından farklı ölçekler oluşturulmuştur. Geçmiş yıllarda çevre yanlısı davranışı oluşturduğu düşünülen çevresel kaygı ve çevresel farkındalığın sonucu olan çevresel bilgiyi baz alarak basit bir çevre yanlısı modeli oluşturulmuştur. Bu modelle ilgili detaylı bilgi şekil 4’te gösterilmektedir. Ekolojik Bilgi Çevre Yanlısı Davranış Ekolojik Tutum Şekil 4: Çevre Yanlısı Modeli (kollmuss ve Agyeman, 2002) Şekil 4’te çevre yanlısı davranışı ölçmek için çok basit bir şekilde oluşturulan model gösterilmektedir. Modele göre; çevresel bilgi çevresel tutumu etkilerken; çevresel tutum da çevre yanlısı davranışa etki etmektedir. Model 1970’li yıllarda geliştirilmiş ve ilerleyen süreçte çevre dostu davranışı açıklamakta yetersiz kalmıştır. Ayrıca Burgess, Harrison ve Filius (1998: 1447) tarafından kullanılan model, eğitimli insanların diğer insanlara nazaran çevreye karşı daha duyarlı davranışlar sergileyebileceğini 49 varsaymaktadır. Zaman içerisinde davranışın üzerinde bilgi dışında etkenlerin de önemli olduğu belirlenmiştir. Ayrıca Ajzen ve Fishbein (1975; 1980) tarafından oluşturulan Düşünülmüş Eylem Teorisi (Theory Reasoned Action) ve Planlanmış Davranış Teorisi (Theory of Planned Behavior) davranış ile ilgili yapılacak olan çalışmalarda öncü olmuştur (Kollmuss ve Agyeman, 2002: 241). Diğer yandan, Fietkau ve Kessel (1981) yapmış oldukları çalışmada çevre yanlısı davranış (Pro-Environmental Behavior) veya bir diğer adıyla ekolojik davranış modelini oluşturmuşlardır. Modellerinde çevre yanlısı davranışı doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen beş değişken yer almaktadır. Hazırlanmış olan model daha detaylı haliyle şekil 5’te gösterilmektedir. Çevre Yanlısı Davranış Gerçekleştirme Olasılığı Ekolojik Tutum ve Değer Ekolojik Bilgi Çevre Yanlısı Davranış Çevre Yanlısı Davranış Teşvikleri Algılanan Davranışsal Sonuç Şekil 5: Ekolojik Davranış Modeli (Fietau ve Kessel, 1981) Şekil 5’te gösterilen çevre yanlısı davranış modeli incelendiğinde, davranışın algılanan sonuçları, çevre yanlısı davranış teşvikleri, çevre yanlısı davranış gerçekleştirme olanakları ve çevresel tutum ve değer değişkenleri çevre yanlısı davranışı doğrudan etkilediği ifade edilirken, çevresel bilginin de dolaylı etkisi olduğu anlatılmaktadır. Hines, Hungerford ve Tomera (1986) yapmış oldukları çalışmada, Fishbein ve Ajzen (1980)’in kurmuş olduğu Düşünülmüş Eylem Teorisi (DET) modelini temel alarak Çevreye Sorumlu Davranış Modeli’ni (Model of Responsible Environmental Behavior) kurmuşlardır. Model şekil 6’da detaylı olarak gösterilmektedir. 50 Durumsal Faktörler Tutum Kontrol Odağı Kişisel Faktörler Kişisel Sorumluluk Konuya Yönelik Bilgi Niyet Çevre Yanlısı Davranış Gerçekleştirilen Stratejilere Yönelik Bilgi Davranış Becerileri Şekil 6: Çevreye Sorumlu Davranış Modeli (Hines vd., 1986) Şekil 6’da görülmekte olan modele göre çevre yanlısı davranışı, durumsal faktörler ve davranışsal niyet doğrudan etkilerken; kişisel faktörler, konuya yönelik bilgi, gerçekleştirilen stratejilere yönelik bilgi ve davranış becerileri davranışsal niyeti etkilemektedir. Ayrıca tutum, kişisel sorumluluk ve kontrol odakları kişisel faktörleri oluşturmaktadır. Kollmuss ve Agyeman (2002)’a göre araştırmacıların kurmuş olduğu çalışma Ajzen ve Fishbein (1980)’in kurmuş olduğu modelden daha karmaşık olmasına rağmen çevre yanlısı davranışı açıklamakta yeterli görülmemektedir. Dolayısıyla araştırmacılar modelde buluna ve niyeti etkileyen değişkenlerin dışında ekonomik kısıtlar, sosyal baskı ve farklı durumlarda seçmek için fırsatlar şeklinde üç durumu içinde barındıran “durumsal faktörler” değişkenini eklemişlerdir. Çalışmanın amacı itibari ile çevre dostu rekreasyon davranışının belirlenmesi, hem toplumda çevreye yönelik algıların ne derece yeterli olduğu hem de gerçekleştirilen etkinliklerde ne kadar çevrenin gözetildiği gibi hususlarda ciddi bir önem taşımaktadır. 51 Doğayla daha fazla etkileşim halinde olan insanlar çevre dostu ürünler satın alma, çevrecilik ile ilgili yapılan etkinliklerde yer alma gibi hususlarda daha fazla bulunmaktadırlar (Andereck, 2009). Özellikle kamp yapan birçok bireyden doğa ile daha fazla uyum içinde olanlar, daha fazla çevre dostu davranış göstermektedirler (atıkların toplanması, kamp alanlarında bulunan bitki ve hayvanlara dokunmama vb.). Böylelikle rekreatif etkinliklere katılan bireylerin çevreye yönelik davranışlarının pozitif yönde olduğunu ve gerçekleştirmiş oldukları etkinliklerde çevreci davrandıkları söylenebilmektedir. Ayrıca çevre dostu rekreasyon davranışı tüketici davranışı literatüründe rekreasyonistlerin çevre dostu ürünler kullanması, gerçekleştirmiş oldukları etkinliklerde çevreyi gözeterek hareket ettikleri şeklinde ifade edilmektedir (Song, Lee, Kang ve Boo, 2012: 1421). Diğer bir ifade ile kamping yapan bireylerin bu esnada davranışlarının incelenmesinde çevre dostu rekreasyon davranışı değişkeni tüketicilerin çevre ile ilgili düşüncelerinin ve bu düşünceler doğrultusunda gerçekleştirdikleri davranışların belirlenmesinde önemli bilgiler vermektedir. Bu bağlamda çevre dostu rekreasyon davranışı değişkeni çalışmanın sonucunda ulaşılmak istenen en önemli değişkenlerden biri olarak görülmektedir. Örneğin bireylerin kamp yaptıkları esnada kullanmış oldukları malzemelerin çevreye zararı olmayan, geri dönüşümü gerçekleştirilebilen ürünler olup olmadığı, kamp kurdukları alanda bulunan bitkilerin yaşam alanları engellenip engellenmediği, hayvanların doğal yaşam alanlarına yönelik bir sorun oluşup oluşmadığı, bireyin kamp yaparken bu ve buna benzer durumları dikkate alıp almadığı gibi birçok sorunun cevabının belirlenmesi noktasında çevre dostu rekreasyon davranışı değişkeni çalışma için önemli görülmektedir. 2.3. Ekolojik Tutum Ajzen (1991) 1970’li yıllardan itibaren gerçekleştirilen tutum ve davranış arasındaki ilişkileri inceleyen araştırmalarda, tutumların davranışı tahmin etmede başarılı bir rolünün olduğu ifade ederek, buradan hareketle, tüketicilerin tutumlarının, davranışlarını tahmin etmede kullanılabilirliğinin kabul gördüğünü açıklamaktadır. Bu doğrultuda birçok modern sosyal psikolog tutum oluşumunu açıklayabilmek için bilişsel ya da bilgi süreçli yaklaşımları ele almaktadır. Bu yaklaşımlara örnek olarak Ajzen ve Fishbein tarafından 1975 yılında düzenlenen model (Denklem 1) örnek olarak 52 gösterilebilir. Modele göre tutum, bireylerin inançları doğrultusunda gelişmektedir (Ajzen, 1991). Bireylerin negatif veya pozitif bir tutuma sahip olması davranışsal inançların ve sübjektif değerlendirmelerin birleşmesiyle oluşmaktadır. Dolayısıyla davranışsal inançların, tutumun oluşmasına yönelik olumlu ya da olumsuz olması değerlendirme çıktılarına (sübjektif değerlere) dayalıdır (Ajzen, 2012). Diğer bir ifade ile bireyin bir davranışı gerçekleştirmesi sonucunda ortaya çıkacak olan ihtimalleri (değerlendirme çıktıları) kafasında düşünerek (sübjektif değer) o davranışı gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceğine yönelik sahip olduğu inancı (davranışsal inanç) tutumun oluşmasına etki etmektedir (Kement, 2013: 15). Örneğin, “çevreye duyarlı rekreatif etkinliklerden biri olan kamping faaliyetini tercih eden bir birey, kamping yaptığı bölgede bulunan flora ve faunaları koruması, çevreye atıklarını atmaması gibi çevreyi korumaya yönelik davranışları doğanın korunmasına yardımcı olur” şeklindeki bir inanç ifadesinde davranış “kamping esnasında çevreye duyarlı davranışlar sergilemesi, çıktı ise “çevrenin korunmasıdır”. Çevreye duyarlı rekreatif davranış örneğinde, birey bir yandan bu davranışın çevrenin korunmasına yardımcı olacağı sonucunu doğuracağına inanırken, diğer yandan bu davranışın çevreyi korumaya yeterli olmadığını veya çevrenin hiçbir şekilde kullanıma açık olmaması gerektiği vb. durumlara inanabilir. Bu inançlardan hangisinin davranış üzerinde daha fazla etkisinin olacağı ise, bireyin söz konusu çıktılara verdiği önem düzeyine bağlıdır. Açıklanmakta olan ilişki Denklem 1’de gösterilmektedir (Fishbein ve Ajzen, 1975; Ajzen, 1991; 2012); DENKLEM 1: 𝐧 𝐀 ∞ ∑(𝒃𝒊 𝐞𝒊 ) 𝐢=𝟏 𝒃𝒊 : Her İnancın Gücü 𝐞𝒊 : Değerlendirme Çıktıları n: İnançların Toplamı A: Davranışa Yönelik Tutum 53 Denklem de, her inancın gücü (b) ile sübjektif değerlendirmelerin (e) çarpımı ve bu çarpım ile ortaya çıkan sonuçların toplamlarının (n) doğrusal orantısı (∞) sonucu davranışa yönelik tutumun (A) olumlu veya olumsuz olarak ortaya çıktığı ifade edilmektedir (Ajzen, 1991). Sonuç olarak birey bir davranışı gerçekleştirmenin sonucunun pozitif olacağına inanıyorsa (bu inancın gücü subjektif değerlendirmeler sonucunda elde edilir) o davranışa yönelik olumlu bir tutuma sahip olacaktır. Diğer taraftan sonucunun negatif olacağına inanıyorsa o davranışa yönelik olumsuz bir tutuma sahip olacaktır (Kement, 2013: 16). Ajzen ve Fishbein tarafından yapılan birçok araştırma tutumun, davranışın öncülerinden biri olduğunu göstermektedir. Tüm bu bilgiler ışığında ekolojik tutum ise bireylerin doğal çevreye yönelik faaliyetler sonucunda oluşabilecek ihtimalleri olumlu veya olumsuz şekilde değerlendirilmesini gösteren psikolojik bir hareket olarak ifade edilmektedir (Milfont, 2009). Ayrıca Himmelfarb (1993)’e göre tutum örtük bir yapıya sahiptir ve doğrudan gözlenebilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bireylerin ekolojik yönden var olan ihtimallere yönelik düşünceleri önem arz etmektedir. Diğer bir ifade ile bu düşüncelere yönelik değerlendirmeleri tutumlarının tahmin edilmesine yardımcı olduğu söylenebilir. Tutuma yönelik ölçekler genellikle, doğrudan bilgi alınan öz bildirim rapor metodu ve dolaylı ölçüm teknikleri şeklinde oluşturulmaktadır (Krosnick, Judd ve Wittenbrink, 2005). Ekolojik tutumla ilgili yapılan çalışmalar incelendiğinde yoğunlukla doğrudan öz bildirim rapor metotları (görüşmeler, anketler vb.) kullanılmaktadır (Milfont ve Duckitt, 2010: 80). Bu araştırmada da doğrudan bilgi alınmasını sağlayan anket yöntemi kullanılmaktadır. Dolayısıyla bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışlarının tespit edilmesinde anket yöntemiyle toplanan ekolojik tutumla ilgili sonuçların etkisinin incelenmesi önemlidir. Bu doğrultuda ekolojik tutumun çevre dostu rekreasyon davranışı üzerinde etkisinin olup olmadığının incelenmesi amacıyla H5 oluşturulmuştur. Buna göre: H5: Katılımcıların ekolojik tutumları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler. Han ve Kim (2010)’a göre literatür incelendiğinde sübjektif norm ve tutum arasında uygun bir bağlantı tasarlanmış ve bu doğrultuda testler yapılmıştır. Örneğin, Chang (1998) Ajzen ve Fishbein (1980) tarafından geliştirilen Planlanmış Davranış Teorisi modelini 54 değiştirerek geliştirmiştir. Sübjektif normdan tutuma bir bağlantı ekleyerek modelin yapısına yönelik uygun gerekli gelişmeler bulmuştur. Ryu ve Jang (2006) hizmet sektöründe yönelik yapmış oldukları çalışmada bireylerin belli bir davranışa karşı tutumu ile sübjektif normunun pozitif ilişki içinde olduğunu belirlemişlerdir. Benzer şekilde, bireylerin çevre dostu davranışlarını açıklamada, Han, Hsu ve Sheu (2010) yapmış oldukları çalışma ile bireylerin yeşil yıldızlı bir otele karşı tutumu ile sübjektif normu arasında pozitif bir ilişkinin olduğunu doğrulamışlardır. Dolayısıyla, bireyin bir davranışı olumlu veya olumsuz şekilde değerlendirmesi konusunda bazı referanslar (aile, akraba, arkadaş vb.) tarafından algıladığı sosyal baskının etkisi olduğu varsayılmaktadır (Han vd., 2010). Bu doğrultuda bireylerin sübjektif normlarının ekolojik tutumları üzerindeki etkisinin incelenmesi amacıyla H8 kurulmuştur. Buna göre: H8: Katılımcıların sübjektif normları, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler. Çevreye yönelik bireylerin gerçekleştirmiş olduğu aktiviteler sonucu veya bilinçsiz kullanım vb. durumlardan ötürü doğal çevrenin maruz kaldığı olumsuz durumlar son yıllarda tüketici çevresinde de dikkatle incelenen bir konu haline gelmiştir (Han ve Kim, 2010). Bireylerin doğal çevre konusundaki önleyici tutumlarını etkileyen hususların en başında da çevrenin bozulmaya başlaması gelmektedir (Wolfe ve Shanklin, 2001). Daha geniş bir ifade ile bireylerin çevreye yönelik faaliyetleri sonucu olumsuz şartların artması onların nasıl bir davranış göstermeleri gerekliliğine ilişkin tutumlarını etkilemiş ve olayları kafalarında değerlendirmeleri sonucunda çevrenin etkilenmemesi, herkesin bu hususta hassasiyet göstermesi gerekliliği gibi noktalara önem vermeye başlamışlardır. Bireylerin çevreye yönelik önem verdikleri hususlardan biri olan diğer bireylerin de bu hususta dikkatli davranmaları ve doğal çevreyi koruyarak hayatlarını sürdürmeleri veya doğaya yönelik gerçekleştirecekleri faaliyetlerde duyarlı davranmaları gerekliliği gibi durumlar bireylerin davranışlarının ya da tutumlarının açıklanmasında önemli görülmektedir (Han, 2015: 166). Bu bağlamda De Groot ve Steg (2009: 426)’e göre bu kavram “sorumluluk yükleme” değişkeni olarak ifade edilmekte ve “sosyalleşme yanlısı faaliyetlerin olumsuz sonuçları için sorumluluk hissetme” şeklinde tanımlanmaktadır. Tamlamadan da anlaşılacağı üzere bireylerin ekolojik tutumlarını açıklamakta sorumluluk yükleme değişkeninin dikkate alınması önemli görülmektedir. Bu bağlamda sorumluluk 55 yükleme faktörünün ekolojik tutuma etkisini tespit etmek amacıyla H9 oluşturulmuştur. Buna göre: H9: Sorumluluk yükleme faktörü, katılımcıların ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler. Literatür incelendiğinde ekolojik kaygı, doğal kaynakların tükenmesi, kirlilik ve doğa ve çevrenin bozulması gibi her türlü çevresel problemlere yönelik olumsuz algılarını ifade etmektedir (Han vd., 2010: Paco ve Raposo, 2009; Song vd., 2012). Ayrıca Milfont ve Duckitt (2010) tarafından yapılmış olan çalışmada ekolojik tutum envanterinde bulunmakta ve ekolojik konularda önemli bir faktör olarak gösterilmektedir. Bu bağlamda ekolojik kaygının, ekolojik tutuma olan etkisini tespit etmek amacıyla H10 oluşturulmuştur. H10: Katılımcıların ekolojik kaygıları, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler. Bireylerin çevre dostu tutum ve davranışlarını ölçmekte önemli görülen faktörlerden biri de algılanan tüketici etkililiğidir (ATE). ATE incelendiğinde, sosyal çelişki teorisi çerçevesinde önemli görülmektedir (Lee vd., 2014: 2099). Daha geniş bir ifade ile sosyal çelişki teorisine göre bireylerin tutum ve davranışlarını incelenmesinde ATE yardımcı olabilmektedir (Ellen, Wiener ve Cobb-Walgren, 1991; Bandura, 1994; Lee vd., 2014). Bu kapsamda bireylerin ekolojik tutumuna ATE’nin etkisini belirlemek amacıyla H11 oluşturulmuştur. Buna göre: H11: Katılımcıların algılanan tüketici etkililiği, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler. Litreratür incelendiğinde bireylerin ekolojik tutumlarının çevre dostu davranışlara etkisinin incelendiği gibi rekreasyonel motivasyonun da çevre dostu davranışlara etkisinin belirlenmesi amacıyla çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca Kil vd. (2014: 19) tarafından hazırlanmış olan çalışmada ekolojik tutum ile çevreye karşı duyarlı davranış arasında rekreasyonel motivasyon değişkeni aracı olarak kullanılmıştır. Sonuç olarak, bireylerin ekolojik tutumları ile çevreye karşı duyarlı davranışı arasında rekreasyonel motivasyonun aracılık ettiği tespit edilmiştir. Buradan hareketle, çalışmanın amacı doğrultusunda H7 oluşturulmuştur. H7: Rekreasyonel motivasyon, ekolojik tutum ile çevre dostu rekreasyon davranışı arasında aracılık yapmaktadır. 56 2.4. Sübjektif Norm Sübjektif norm, bireyin çevresinde önemli gördüğü kişiler (ailesi, akrabaları, yakın arkadaşları, iş arkadaşları vb) tarafından davranışı gerçekleştirip gerçekleştirmeme konusunda üzerinde hissettiği sosyal baskıyı ifade etmektedir (Baker ve White, 2010). Diğer bir ifade ile herhangi bir davranışın gerçekleşmesi amacıyla bireye yakın çevresi (ailesi, dostları ve iş arkadaşları) tarafından uygulanan sosyal baskıdır (Ajzen ve Fishbein, 1980). Literatürde yapılmış olan çalışmalar incelendiğinde (Taylor ve Todd, 1995; Marc ve Woodside, 2005; Quintal vd., 2010; Cheng vd., 2005; Mullan ve Wong, 2010; Moan ve Rise, 2011; Hamilton vd., 2011) sübjektif norm ve davranış arasında önemli bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. Örneğin, Peace, Galletta ve Thong (2003) düşünülmüş eylem teorisi, planlanmış davranış teorisi, beklenti-fayda teorisi ve caydırıcılık teorisi gibi çeşitli çalışmacılar tarafından oluşturulmuş modeller dâhilinde korsan yazılım davranışları üzerinde çalışmışlardır. Çalışmanın sonucunda, sübjektif norm yazılımların yasal olmayan yollarla çoğaltılması konusunda niyetin önemli bir öngörücüsü şeklinde tespit edilmiştir. Subjektif Norm, Normatif İnançların ve Motivasyon Uyumunun bir fonksiyonudur. Normatif inançlar; aile, akrabalık, arkadaşlık, komşuluk gibi aralarında önemli ilişkilere sahip toplumsal gruplardan (referans gruplarından) birinde bulunan bireylerin algılanan davranışsal beklentisidir (Han ve Kim, 2010). Motivasyon Uyumu; bir bireyin bir davranışa yönelik, referans gruplarından birinde bulunan herhangi bir bireyin düşüncesine uyma isteğini kapsamaktadır (Ajzen ve Fishbein, 1980). Bu bağlamda bazı modellerde kullanılmıştır. Örneğin Ajzen ve Fishbein (1975; 1981) tarafından oluşturulan düşünülmüş eylem teorisinde (DET) ve Ajzen (1985; 1991) tarafından DET’in zaman içerisinde davranışları açıklamada yetersiz bulunması sonucunda algılanan davranışsal kontrol değişkeninin eklenmesiyle ortaya çıkan planlanmış davranış teorisinde (PDT) kullanılmıştır. DET ve PDT modelleri subjektif norm değişkeninin daha iyi açıklanması amacıyla iki farklı şekil yardımı ile gösterilmektedir. 57 TUTUM NİYET DAVRANIŞ SUBJEKTİF NORM Şekil 7: Düşünülmüş Eylem Teorisi (DET) Theory of Reasoned Action Kaynak: Ajzen ve Madden (1986;454) Şekilde Ajzen ve Fishbein (1975; 1981) yıllarında oluşturulmuş olan DET modeli gösterilmektedir. Modele göre bireylerin tutum ve sübjektif normları niyetlerini, niyetleri ise davranışlarını açıklamaktadır. Davranışsal İnançlar Tutum Normatif İnançlar Subjektif Norm Kontrol İnançları Algılanan Davranışsal Kontrol Niyet Davranış Şekil 8: Planlanmış Davranış Teorisi (PDT) The Theory of Planned Behavior Kaynak: (Hrubes ve Ajzen, 2001: 21) Şekilde Ajzen (1985; 1991) tarafından DET’in yeniden düzenlenmiş hali olan PDT modeli gösterilmektedir. Modele göre bireylerin tutum ve sübjektif normları davranışları açıklamakta yetersiz kalmışlardır. Bu bağlamda bireylerin iradeleri dışında gerçekleşen durumların da davranışlarına olan etkisini belirlemek amacıyla algılanan davranışsal 58 kontrol değişkeni eklenmiştir. Ayrıca DET ve PDT modellerinden de görüldüğü üzere bireylerin davranışlarını açıklamakta sübjektif norm ayrı bir önem arz etmektedir. Sübjektif norm değişkeni daha detaylı incelendiğinde temelinde motivasyon uyumu ve normatif inançların olduğu görülmektedir. Her bir normatif inancın gücü, motivasyon uyumuna bağlı olarak artmaktadır (Ajzen, 2012). Diğer bir ifade ile kişinin davranışı gerçekleştirmeye yönelik, referans gruplarından her bireyin düşüncelerine uyma isteği (motivasyon uyumu) normatif inancın şiddetinin/gücünün olumlu veya olumsuz yönde oluşmasını sağlamaktadır (Kement, 2013: 17). Örneğin, çevreye yönelik rekreatif etkinliklerden biri olan kamping faaliyeti yapan bir bireyin “ailem kamping yaptığım esnada çevreye duyarlı davranmamı ister” şeklindeki kanısı, bir normatif inançtır. Bireylerin sahip olduğu bu kanılar farklı referans gruplarındaki bireyler için farklı oluşabilmektedir. Örnekteki rekreasyonist, bir yandan ailesinin söz konusu davranışını destekleyeceğini belirtirken, diğer yandan “ama bazı arkadaşlarım çevreye duyarlılık konusunu abarttığımı düşünebilirler veya çevrenin insanlar için var olduğunu düşünebilirler dolayısyla dilediğim gibi kullanmam gerekli” diyebilir. Hangi inancın davranışa daha çok etkisinin olacağı ise, bireyin bu normlara motivasyon uyumu düzeyiyle bağlantılıdır. Açıklanmakta olan ilişki Denklem 2’de verilmektedir (Ajzen, 1991): DENKLEM 2: 𝐧 𝐒𝐍 ∞ ∑(𝒏𝒊 𝐦𝒊 ) 𝐢=𝟏 SN: Sübjektif norm, 𝒏𝒊 : Referans gruplarına yönelik normatif inanç, 𝐦𝒊 : Bireyin referans gruplarındaki bireylere uyma motivasyonu, n: Normatif inançların toplamını ifade etmektedir Denklemde her bir referans grubunun düşüncesine yönelik bireyde oluşan normatif inançların motivasyon uyumu ile çarpılması ve bu çarpımların toplamı ile sübjektif normun belirlendiği ifade edilmektedir (Ajzen, 1991). 59 Sonuç olarak bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışlarının belirlenmesinde sübjektif norm önemli bir değişken olarak gösterilebilir. Bireylerin karar vermesinde önemli olarak görülen sübjektif norm çevreye yönelik yapılan çalışmalarda bireylerin yakın çevrelerinin de davranışları ve tutumları ile ilgili düşüncelerinin tespit edilmesi noktasında önem arz etmektedir. Bu bağlamda bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışlarına sübjektif normun etkisini ölçmek amacıyla H1 oluşturulmuştur. Buna göre; H1: Katılımcıların sübjektif normları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler. 2.5. Sorumluluk Yükleme Norm aktivasyon modeli bireylerin bencilce olmayacak şekilde başkalarını da düşünerek davranış sergilemelerini inceleyen bir teoridir. Norm aktivasyon teorisi üç farklı değişken üzerine kurulmuştur. Bu değişkenlerden biri de sorumluluk yükleme faktörüdür (Schwartz, 1977). Dolayısıyla bu teori birçok çevreye yönelik yapılan çalışmalarda kullanılmıştır (Han, 2015: 166). Değer modeli ve norm aktivasyon modelinin bir araya getirilmesiyle de değer inanç norm teorisi (DİN) oluşturulmuştur (Stern vd., 1999: 83). Bu teori içinde yer alan değişkenler şu şekilde gösterilebilir: - Sonuçların farkındalığı (Awareness Consequences) - Sorumluluk yükleme (Ascription of Responsibility) - Kişisel norm (Personel Norm) - Sosyalleşme yanlısı niyet (Pro- Social İntenion) DİN teorisinde de yer alan sorumluluk yükleme değişkeni, bireylerin çevreye yönelik karar verme sürecinin açıklanmasında önemli görülmektedir (Stern vd., 1999; Stern, 2000; Han, 2015). Tüm bu bilgiler ışığında DİN teorisine göre sorumluluk yükleme değişkeni, sosyalleşme yanlısı faaliyetlerin olumsuz sonuçları için sorumluluk hissetme şeklinde ifade edilmektedir (De Groot ve Steg, 2009: 426). Bireylerin kendilerine sorumluluk yüklemelerinde hissetmiş oldukları kişisel normlar da önemli görülmektedir. Zira bir bireyin kişisel normlarını çevreye yönelik atfedeceği sorumluluk düzeyi etkileyebilmektedir. Örneğin De Groot ve Steg (2009: 428) hazırlamış oldukları çalışmada bireylerin kısa zaman içerisinde sorumluluk yükleme algılarının düşük olduğunu ve bunun da kişisel normlarını etkilediğini tespit etmişlerdir. 60 Dolayısıyla sorumluluk yükleme değişkeni bireylerin davranışlarını etkileyebileceği gibi kişisel normlarını da etkileyebilmektedir. Ayrıca geçmişte yapılan çalışmalar incelendiğinde bireylerin davranışa yönelik verdikleri değeri belirlemede sorumluluk yükleme değişkeni değerin önemli bir açıklayıcısı olarak da gösterilmektedir (Dietz, Fitzgerald ve Shwom, 2005; Dunlap, Van Liere, Mertig ve Jones, 2000: 437). Bu bağlamda değer teorisi ile norm aktivasyon teorisinin bir araya gelmesiyle çevreye yönelik davranış ölçülmesine yönelik yapılan birçok çalışmada sorumluluk yükleme değişkeni kullanılmıştır (Heywood ve Murdock, 2002; De Groot, Steg, 2009; Russel ve Russell, 2010; Zhang, Zhang, Zhang ve Cheng, 2014; Han, 2015). Bu kapsamda çalışmada istenilen amaca ulaşılabilmesi için H2 oluşturulmuştur. Buna göre; H2: Sorumluluk yükleme faktörü, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler. 2.6. Algılanan Tüketici Etkililiği Geçmişte yapılmış birçok çalışmada yazarlar tutumun davranışı belirlemede yeterli olduğuna inanmışlardır. Bazı yazarlar ise tutumun davranışı ölçmekte tek yeterli olmadı kanısını ortaya koymuşlardır. Bu yetersizliği veya boşluğu doldurmak için bazı yazarlar sosyal çelişki teorisini kullanarak davranışı belirlemeye çalışmışlardır (Gupta ve Ogden, 2009; Smith, Haugtvedt ve Petty, 1994; Lee, Kim, Kim ve Choi, 2014). Sosyal çelişki herhangi bir grup üyelerinin grup çıkarlarını göz önüne alarak birlikte hareket etmeleri veya kişisel çıkarlarını göz önüne alarak gruptan ayrılmaları seçenekleriyle yüz yüze kalmalarını ifade etmektedir (Lee vd, 2014; 2099). Örneğin bireylerin çevreyi gözeterek konaklama esnasında yeşil otelleri seçmeleri ve bu otellerin ücretli pahalı dahi olsa kişisel çıkarlarından ziyade toplumun çıkarlarını göz önüne alarak hareket etmesi durumudur. Ayrıca bu kişi bireysel çıkarlarını düşünerek kendine daha yakın bir oteli de seçebilir veya daha ucuz bir otelde de konaklayabilir. Ancak böyle bir durumda birey toplum çıkarlarını değil bireysel çıkarlarını düşünerek hareket etmiş olacaktır. Tüm bu bilgiler ışığında sosyal çelişki teorisine göre algılanan tüketici etkililiği (ATE) bireylerin herhangi bir sosyal çelişki durumunda karar ve davranışlarının açıklanmasını sağlayabilmektedir. Buradan hareketle ATE, bir bireyin ortaya konulan 61 problemin çözümü için yapacağı katkılara yönelik çabalarının derecesini ifade etmektedir (Bandura, 1994; Ellen, Wiener ve Cobb-Walgren, 1991). Yapılmış olan birçok çalışma bireylerin herhangi bir sosyal çelişki durumunda inançları gereği daha çok toplumun veya grubun faydasına yönelik hareket ettiğini ve daha az bireysel çıkarlarını gözeten davranışlar sergilediğini ifade etmektedir (Lee vd, 2014: 2099; Berger ve Corbini 1992). Berger ve Corbin (1992)’e göre ATE bireylerin çevreye yönelik eylemlerinin tahmin edilmesi noktasında etkililiği artmaktadır. Ancak Ellen vd. (1991)’ne göre insanların davranışları farklılıklar oluşturmak için tek başına yeterli değildir. Diğer bir ifade ile bireyler böylesi bir süreçte daha çok politik davranması gerekmekte ve daha çok insanın bir araya gelerek hareket etmesi gerekmektedir. Örneğin Ellen vd., (1991) yapmış oldukları çalışmada “bireylerin algılanan bireysel davranışları bir farklılık oluşturmak için yeterli değildir” iddiasını ortaya koymuşlardır. İnsanlar birliktelik oluşturarak değişimi gerçekleştirebilir düşüncesinden hareket etmişler ve bu doğrultuda sonuçlara ulaşmışlardır. Literatürde yer alan ortak düşünceye göre insanların kendilerini mutlu hissedecekleri konularda bireysel olarak toplumun yararına olacak bir davranış sergilemesi olası görüldüğü gibi böyle bir davranıştan sonra insanlar, diğerlerinin de aynı şekilde davranmalarını beklemektedirler (Lee ve Holden, 1999; Kim ve Choi ,2005; Rice, 2006; Song vd., 2012). Bu bilgiden hareketle çalışmada istenilen amaca ulaşmak için H3 kurulmuştur. Buna göre; H4: Katılımcıların algılanan tüketici etkililiği, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler. 2.7. Ekolojik Kaygı Geçmişte yapılan çalışmalar incelendiğinde genel olarak ekolojik kaygı durumu, tüketicilerin çevreye yönelik tehditlere karşı tutumlarını ifade etmektedir (Straughan ve Roberts, 1999; Chan, 2001; İshaswini ve Saroj, 2011; Pinto, Nique, Anana ve Herter, 2011). Çeşitli çalışmalar incelendiğinde çevreye yönelik yapılan çalışmalarda davranışların belirlenmesinde ekolojik kaygı değişkenin önemli olduğu görülmektedir (Ellen vd., 1991; Lee vd., 2014). Ellen vd. (1991) hazırlamış oldukları çalışmada daha önce ifade edilen ATE değişkeni gibi ekolojik kaygı değişkeni de çevreye duyarlı satın alma davranışı, geri 62 dönüşüme katkıda bulunma davranışı, toplumun faydasına yönelik imza kampanyası vb. davranışların belirlenmesinde önemli bir değişken olarak gösterilmektedir. Ayrıca Lee vd. (2014) yapmış oldukları çalışmada çevreci bireylerin, çevresel olayları vatandaşlık görevi olarak gören bireylerin ve yeşil davranışları destekleyen bireylerin davranışlarını ölçmekte ekolojik kaygı değişkenini kullanmışlardır. Zira bireylerin çevreye karşı duymuş olduğu kaygıların çevre ile daha fazla ilgi içerisinde olabileceklerini göstermektedir. Song vd. (2012: 1418) yapmış oldukları çalışmada genişletilmiş amaca yönelik davranış modelinde ekolojik kaygı değişkenine yer vermişlerdir. Zira bireylerin çevreye yönelik davranışlarının ölçülmesinde ekolojik kaygı değişkeni önem arz etmektedir. Yazarlar çevre dostu turizm davranışını belirlemek amacıyla ekolojik kaygı değişkenini kullanmışlardır. Boryeong Mud festivalini ziyaret eden turistlerin niyetlerini ve bu davranışın çevreye olan etkilerini tespit etmek amacıyla yapılan çalışmada ekolojik kaygı değişkeni de bireylerin festival esnasındaki davranışlarını ve bu davranışların çevreye olan etkisinin belirlenmesinde kullanılan değişkenlerden biridir. Tüm bu bilgiler ışığında çalışmada istenilen amaca ulaşabilmek amacıyla ekolojik kaygının çevre dostu rekreasyon davranışı üzerindeki etkisini belirlemeye yönelik H3 oluşturulmuştur. Buna göre: H3: Katılımcıların ekolojik kaygıları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler. 2.8. Rekreasyonel Motivasyon Geçmişte yapılan çalışmalar incelendiğinde, rekreatif etkinliklere katılan bireylere yönelik yapılan çalışmalarda dikkatle incelenen noktalardan biri bireylerin bu tür etkinliklere neden katıldığı, neden katılmadığı, nelerin bireyleri katılıma teşvik ettiği gibi durumlardır. Bu hususlara yönelik çalışmaların, yetmişli yıllardan itibaren özellikle boş zaman motivasyonu kavramı ile ilgili kapsamlı bir literatürün oluşturulmasında büyük etkisi olmuştur (Kim, Heo, Chun ve Lee, 2011). Vromm (Akt. Öztürk ve Dündar, 2003: 58)’un hazırlamış olduğu çalışmaya göre motivasyon, insanı harekete geçiren ve hareketlerin yönlerini belirleyen, onların düşünceleri, umutları, inançları kısaca arzu ihtiyaç ve korkularıdır. Carroll ve Alexandris 63 (1997: 281)’e göre ise motivasyon içsel ve dışsal uyarıcılar tarafından oluşmakta ve birey uyarıcılar veya güdüler yolu ile belirli bir motivasyon düzeyine ulaşmaktadır. Bu durum ise bireyin boş zaman etkinliğine katılmasında önemli rol oynamaktadır. Iso-Aloha (1980) rekreasyonel motivasyonu açıklamak amacıyla bir buzdağı modeli ortaya koymuş ve bu modelde tepede yer alan faktörler açık ve kolayca görülebilen boş zaman davranışı nedenlerini ortaya koyarken (bu aktiviteden zevk alıyorum), bir alt tabanda yer alan faktörler ise gizli nedenleri göstermektedir (kalıtımla geçen özellikler, toplumsal etki vb.) (Fawcett, Garton ve Dandy, 2009: 176). Tinsley ve Kass, (1978: 194) yapmış oldukları çalışmada 44 adet rekreatif etkinlik ihtiyacını keşfederek bir araya getirmişlerdir. Ayrıca bu kriterleri azaltarak sekize indirmişlerdir. Buna göre kategorize edilmiş motivasyonlar şunlardır: - Kendini ifade etme - Arkadaşlık / eşlik etme - Güç - Mükâfat edinme/ zararı karşılama - Güvenlik - Hizmet - Entelektüel estetik - Kendi başına olma isteği Rekreasyonel motivasyon değişkeni, rekreasyon deneyim tercihi (RDT) ölçeğinden alınmıştır. RDT ölçeği Driver (1976; 1983) tarafından geliştirilmiştir. RDT rekreasyonistlerin açık alanda gerçekleştirilen rekreatif aktivitelerden ve deneyimlerden elde ettikleri faydaları araştıran bir ölçektir (Manfredo, Driver ve Tarrant, 1996: 188). Ölçekte bahsedilen fayda boyutları eğlenme (doğa araştırmaları vb.), öğrenme ve mental/fiziksel sağlıklı eylemleri ile ilişkili rekreasyonel ve turistik etkinlikleri kapsamaktadır. Rekreatif veya turistik amaçlı aktivitelerde bulunan bireylerin yapmış olduğu etkinlikleri kapsayan bu faaliyetler motivasyon ölçeği için önemli görülmektedir. İso-Ahola, 1999). RTD ölçeğine göre rekreatif etkinlikler bireylerin bir takım psikolojik veya fiziksel faydaları sağlamak amacıyla gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla bireylerin herhangi bir rekreatif etkinliği gerçekleştirmesinde onları motive eden durumların olduğu 64 söylenebilmektedir (Driver ve Tocher, 1970). Örneğin bireylerin şehirleşme ortamlarının verdiği stres, aşırı gürültü veya yaptıkları işlerin etkisiyle oluşan aşırı bunalım ve stres gibi durumlar onların kendilerine zaman ayırma istek ve arzularını artırarak, balık tutmaya gitme, kırsal alanlarda gezintiye çıkma, arkadaşlarla veya aileyle birlikte piknik yapma, yakınlarla birlikte eğlenme, gezme vb. rekreatif etkinliklere yönelik motivasyonlarının oluşmasını sağlamaktadır (Wellman, 1979; Manfredo, 1984). Driver (1976; 1983) RTD ölçeğine göre motivasyonu 39 adet ölçek şeklinde oluşturmuş ve daha sonra bu sayıyı 19’a indirmiştir. Manfredo vd. (1996) yapmış oldukları çalışmada ölçek üzerinde çalışarak sayıyı daha da aza, 11’e indirmişlerdir. Yazarların hazırlamış olduğu motivasyon ölçeği ise şu şekildedir; - Başarı - Bağımsızlık - Benzer insanlar - Yeni insanlar - Öğrenme - Doğada eğlenme - İçe bakış/ içe yönelme - Sosyal kaçış - Fiziksel kaçış - Öğretme - Risk azaltma Rosenthal, Waldman ve Driver (1982: 91) yapmış oldukları çalışmada doğaya yönelik yapılacak olan çalışmalarda Driver (1976; 1976) tarafından oluşturulan 39 RTD ölçeğinden sekizinin önemli olduğunu vurgulamışlardır. Yazarlara göre motivasyon kaynakları doğaya yönelik yapılacak olan rekreatif etkinliklere göre farklılaşabilmektedir. 1990’lı yıllara gelindiğinde, Tinsley ve Eldredge (1995) yapmış oldukları çalışmada boş zaman ile ilgili oluşturdukları paragrafta araştırmayı yapacakları katılımcılara sormak için motivasyon ölçeği ile ilgili çalışma yaparak 10 tane rekreasyon motivasyonunu sağlayan kriter tespit etmişlerdir. Bu kriterler ise şunlardır: - Yenilikçi - Güvende olma isteği 65 - Hizmet - Duygusal eğlence - Bilişsel dürtü - Kendini ifade etme - Yaratıcılık - Rekabet - Dolaylı rekabet - Rahatlama Son olarak İso-Ahola (1982; 1980) tarafından yapılan çalışmaya göre rekreasyon davranışını etkileyen sadece iki motivasyon boyutu bulunmaktadır. Bu boyutlar ise; kaçış ve araştırma olarak ifade edilmektedir. Tüm bu bilgiler ışında araştırmada istenilen amaca ulaşmak için rekreasyonel motivasyon ölçümü ile ilgili birkaç fayda boyutu göz önünde bulundurulmuştur. Bu boyutlar ise doğadan haz alma (doğaya yakın olma vb.), kendi başına olma, ruhsal sağlık, öğrenme ve yenilik (farklı ve yeni şeyler keşfetme vb.) şeklinde ayrılmaktadır. Ayrıca çalışmada istenilen amaca ulaşmak için bireylerin çevre dostu rekreatif davranışlarını belirlemek için H5 oluşturulmuştur. Buna göre: H6: Katılımcıların rekreasyonel motivasyonu, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler. 2.9. Çevre Dostu Davranışa Yönelik Çalışmaların İncelenmesi Çalışmanın bu bölümünde geçmiş yıllarda çeşitli yazarlar tarafından çevre dostu davranışların ölçülmesi ve bu davranışa etki eden etmenlerin belirlenmesine yönelik yapılan bazı çalışmaların amaçları, verileri ve sonuçları incelenmektedir. Bu hususta yapılan çalışmalar daha geniş şekilde tabloda verilmektedir. 66 Ekolojik Tutum Tutum Algılanan Davranışsal Kontrol Subjektif Norm Ekolojik Kaygı Yükümlülük Algılanan Tüketici Etkililiği Rekreasyonel Motivasyon Ekolojik Farkındalık Rekreasyonel Bağlılık Ekolojik Bilgi Kişisel Norm Özgecil Değer Egoistik Değer Ekolojik Değer Genel Değer Algılanan Değer Tahribat Sonuçlarının Farkındalığı Destinasyon Bağlılığı İstek Ekolojik İnanç Geçmiş Davranış Sıklığı Müşteri Tatmini Sorumluluk Hissetme Büyüleyicilik Uzak olma Uyumluluk Niyet Uygunluk Öz Yeterlilik Talep Değerlendirmeleri İhtiyaç Farkındalığı Durumsal Sorumluluk Problemle Başa Çıkma Kontrol Odakları Çevreye Yönelik Gönüllü Çabalama Açık Alan Rekreatif Etkinlikler Pozitif Yönlü Duygu Negatif Yönlü Duygu Ekolojik Saygınlık Aktivite Bağlılığı + : Pozitif yönlü bir ilişki var + Han, 2015 Han ve Yoon, 2015 Lee vd., 2014 Zhang vd., 2014 Chiu, Lee ve Chen, 2014 + + Kil , Holland ve Stein, 2014 Latif vd., 2013 Song vd., 2012 Davis, Le ve Coy, 2011 Thapa, 2010 Hwnag, Kim ve Jeng, 2010 Berns ve Simpson, 2009 Kilbourne ve Pickett, 2008 Homburg ve Stolberg, 2006 Harland, Staats ve Wilke, 2007 Kaiser ve Fuhrer, 2003 Nordlund ve Garvill, 2002 Kaiser vd., 1999 Hartig, Kaiser ve Bowler, 2001 Ölçülen Değişkenler Kaiser ve Shimoda, 1999 Tablo 8: Çevre Dostu Davranışı Ölçmeye Yönelik Yapılmış Bazı Çalışmaların Analizi + + + + + + + + + + + + + + + + - + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + - : Negatif yönlü bir ilişki var 67 Tabloda çevre dostu davranışları ölçmeye yönelik hazırlanmış olan bazı çalışmaların sonuçlarına yönelik analizler verilmektedir. Bu doğrultuda çevre dostu davranışı ölçmeye yönelik hazırlanan bazı çalışmalar özetler halinde açıklanmaya çalışılmıştır. Kaiser ve Shimoda (1999) hazırlamış oldukları çalışmada ekolojik davranışın belirlenmesinde sorumluluk faktörünün etkisini belirlemeyi amaçlamışlardır. Bu doğrultuda sorumluluk faktörünün alt bileşenlerini detaylı olarak inceleyip ekolojik davranışa yönelik etkilerinin neler olabileceğini tartışmışlardır. Yazarlara göre ekolojik davranışa yönelik oluşabilecek sorumluluk eylemi ya ahlaken ya da geleneksel şekilde gerçekleşebilmektedir. Ahlaki sorumluluk bireyin daha çok kendine sorumluluk yüklemesi ve çevreye karşı bir suçluluk hissederek oluşturduğu sorumluluk türüdür. Geleneksel sorumluluk ise bireyin sosyal beklentileri doğrultusunda oluşan farkındalık sonucu ortaya çıkan sorumluluk türüdür. Yazarlar iki adet İsviçre ulaştırma kurumundan 445 kişiye anket yapmışlardır. Araştırma sonuçlarına göre insanların çevreye yönelik ahlaki sorumlulukları geleneksel sorumluluklarından daha yüksektir. İnsanların ahlaki sorumluluk hislerinin %44’ü doğaya karşı suçlu hissetmelerinden kaynaklanırken, sorumluluk alma düşünceleri %45 seviyelerinde tespit edilmiştir. Ayrıca sorumluluk hislerini ifade eden değişkenler, ekolojik davranışın %55’ini açıklamaktadır. %45’lik kısım ise başka değişkenlerden kaynaklanmaktadır. Bu kapsamda elde edilen sonuçlara göre, insanlar çevreye yönelik yapmış olduklarından ötürü kendilerini suçlu hissederek ekolojik yönden olumlu davranışlar gösterirken, ahlaki yönden de çevreye karşı kendilerini sorumlu hissetmektedirler. Kaiser vd., (1999) tarafından hazırlanan çalışmada, çevresel tutuma yönelik oluşturulan, genişletilmiş rasyonel seçim modelini kapsamında çevreye yönelik bireysel yükümlülükler ve ekolojik davranışa yönelik niyet değişkenleri kullanılarak bireylerin ekolojik davranışlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda iki ayrı örneklem kullanılarak çalışma gerçekleştirilmiştir. Birinci çalışmada örneklem olarak 436 İsviçreli yetişkin ele alınırken, ikinci çalışmada California’da öğrenim görmekte olan 488 öğrenci örneklem olarak seçilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, ekolojik bilgi, ekolojik değer ve sorumluluk hissetme değişkenleri ilk çalışmada çevreye yönelik niyeti %45, ikinci çalışmada ise %50 etkilemekte olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca çalışma ekolojik davranışı ilk çalışmada %76, ikinci çalışmada ise %94 açıklamaktadır. Sonuç olarak özellikle 68 ekolojik davranışların belirlenmesinde sorumluluk hissetme değişkeni önemli bir etken olduğu görülmüştür. Hartig, Kaiser ve Bowler (2001) çevrenin bozulmasına yönelik korku ve kızgınlık içinde olanlar, kendini suçlu hissedenler doğal alanlara yönelik daha koruyucu ve düzenleyici şekilde davranmaktadırlar hipotezi ile çalışmalarını ortaya koymuşlardır. Bu kapsamda 488 öğrenciye anket uygulamışlardır. Bireylerin çevresel hareket çeşitliliğini açıkladığı düşünülen uzak olma, büyüleyicilik, uygunluk ve uyumluluk boyutları çalışmada kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre boyutlar genel olarak ekolojik davranışın %23’ünü açıklamaktadır. Ayrıca büyüleyicilik boyutun diğer değişkenler ile ekolojik davranış arasında aracı bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. Nordlund ve Garvil (2002) hazırlamış oldukları çalışmada genel değer, ekolojik değer, problem farkındalığı ve kişisel normların genel olarak çevre yanlısı davranışa olan etkisini belirlemeyi amaçlamışlardır. Araştırmada, kişisel normun, değerler ve problem farkındalığı ile çevre yanlısı davranış arasında aracılık etmesi beklenmektedir. Araştırmada 1400 İsviçreli sivil örneklem olarak kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, kişisel norm problem farkındalığı, ekoloji merkezlilik tarafından etki görmektedir. Ayrıca çalışmada beklendiği gibi kişisel norm, genel değerler, çevresel değer ve problem farkındalığı ile çevre yanlısı davranış arasında aracılık etmektedir. Kaiser ve Fuhrer (2003) yapmış oldukları çalışmada ekolojik davranışa bilginin neden etkisi olduğunu açıklamayı amaçlamışlardır. Öncelikle davranışın açıklanmasında bilginin salt şekilde yeterli olmadığını söylemektedirler. İkinci olarak bilginin ekolojik davranışının incelenmesinde yeterli şekilde ele alınmadığını ve bilginin farklı boyutlarıyla ele alınması gerekliliğini vurgulamaktadırlar. Üçüncü olarak bilgi gibi psikolojik faktörlerin durumsal etkiler daha fazla dikkate alındığı için ekolojik davranış üzerinde sınırlı etkiye sahip olduğu ifade edilmektedir. Ancak ekolojik davranışa yönelik yapılacak olan ölçülerde durumsal etkilerden ziyade bilgi gibi psikolojik faktörlerin davranışa önemli derecede etkisi olduğunu iddia etmektedirler. Araştırmacılar çalışmada farklı yazarlar tarafından (Kaiser vd., 1999; Levy-Leboyer, 1996) elde edilen sonuçlar doğrultusunda çalışmalarında bilginin ekolojik davranış ile arasında güçlü bir ilişkinin olduğunu ve bilginin ekolojik davranışı etkilediğini tespit etmişlerdir. Ayrıca bilginin niyeti etkilediği ve niyetin de ekolojik davranış üzerinde etkisi olduğu sonuçlarına ulaşmışlardır. 69 Homburg ve Stolberg (2006) bireysel çevre yanlısı davranışı açıklamak amacıyla algısal stres teorisi kapsamında bir model hazırlamışlardır. Modele göre, çevresel strese neden olan yerel kirlilik, iş ortamları gibi hususlar değerlendirme süreçleri (talep değerlendirmeleri, öz yeterlilik) ile probleme odaklanma boyutları arasında aracılık ettiğ düşünülmektedir. Dolayısıyla bu durumun davranış ile ilgili yollarla (sosyal yükümlülük, özel alan ve çalışma alanı) çevre yanlısı davranışa yol açtığı düşünülmektedir. Araştırmada dört ayrıç çalışma yapılmıştır. Yapılan iki çalışmanın sonuçları teorinin, çevre yanlısı davranışı açıklamakta olduğu tespit edilmiştir. Ancak öz yeterlilik boyutunun problem çözme ve çevre yanlısı davranışa bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Gerçekleştirilen diğer iki çalışmanın sonuçlarda ise araştırmada kurulan hipotezleri desteklediği ve çevre yanlısı davranışa etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Harland, Staats ve Wilke (2007) tarafından hazırlanan çalışmada çevre yanlısı davranışın belirlenmesinde önemli görülen kişisel norm, ihtiyaç farkındalığı ve durumsal sorumluluk boyutları kapsamında Schwartz (1977) tarafından oluşturulmuş norm uygulama modeli (Norm Activation Model) kullanılmıştır. Modelin diğer durumsal uygulayıcıları olan; yeterlilik ve kabiliyet, sonuçların farkındalığı ve sorumlulukların inkârı boyutları bu çalışmada kullanılmamıştır. Araştırmada 345 adet genel halktan, 166 adet ise laboratuvar deneyimi olan üniversite birinci sınıf öğrencilerinden olmak üzere iki farklı örneklem kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, kişisel norm çevre yanlısı davranış ile diğer boyutlar arasında aracı değişken özelliğine sahip olduğu belirlenmiştir. Ayrıca ihtiyaç farkındalığı ve durumsal sorumluluk değişkenlerinin, modelin çevre yanlısı davranışı açıklamasında önemli olduğu tespit edilmiştir. Kilbourne ve Pickett (2008) hazırlamış oldukları çalışmada, maddecilik, ekolojik inanç, ekolojik kaygı ve ekolojik davranış arasındaki ilişkiyi açıklamayı amaçlamışlardır. Araştırmada 337 Amerikalı’ya telefon aracılığıyla anket uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, maddecilik boyutu ile ekolojik inanç boyutu arasında negatif yönlü bir ilişkinin olduğu tespit edilirken, ekolojik inanç boyutunun ekolojik kaygı ve çevreye karşı sorumlu davranışa olumlu yönde etki ettiği bulunmuştur. Berns ve Simpson (2009) hazırlamış oldukları çalışmada birçok eğitimcinin, açık alan rekreatif faaliyetlere katılan birçok bireyin yaşadıkları deneyim sayesinde çevresel farkındalıklarının ve bağlılıklarının arttığına yönelik fikre sahip olduklarını ifade etmektedirler. Yazarlar bu çalışma ile eğitimcilerin fikirlerinin doğruluk payını 70 araştırmaktadırlar. Çalışmada çeşitli açık alan rekreatif etkinliklere yönelik sınıflandırmalar yapılırken geçmiş yıllarda yapılan çalışmalar da gözden geçirilmektedir. Ayrıca çevresel yönden yapılmış çalışmalar incelenirken ekolojik anlamda kullanılan terminolojilerin de incelemesi gerçekleşmektedir. Araştırma sonuçlarına göre açık alan rekreatif etkinlikler ekolojik davranışın belirlenmesinde önemli bir değişken olarak ifade edilebilirken, ekolojik tutumun oluşturulmasında açık alan rekreatif etkinlikler önemli görülmemektedir. Hwang, Kim ve Jeng (2000) yapmış oldukları çalışmada tutum modelini kullanmaktadırlar. Tutum modeli doğal kaynakların korunmasını sağlayarak çevreye yönelik sorumlu davranışların oluşması noktasında kullanılan bir modeldir. Yazarlar tutum modelinden ekolojik konu bilgisi, kontrol odakları, tutum ve bireysel sorumluluk boyutlarını ile Hine (1986) tarafından oluşturulmuş nedensellik modeli kapsamında çevreye sorumlu davranış boyutunu bir araya getirip çalışmanın çatısını oluşturmuşlardır. Araştırmada istenilen sonuca ulaşmak için Kore’de bulunan Kwang-Reung Arboretum kırsal alan ve ormanlarını ziyaret eden 523 misafire anket uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre ekolojik davranış üzerinde kontrol odakları ve tutum değişkenleri diğerlerine nazaran daha yüksek etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Ayrıca yazarlar, ekolojik yönden sorumlu davranışların elde edilebilmesi için çevresel yönden eğitimlerin ve çevrenin korunmasına yönelik yapılması gereken durumların açıklanmasına ilişkin eylemlerin oluşturulması gerekliliğini vurgulamışlardır. Thapa (2010)’a göre son zamanlarda bireyler açık alana yönelik rekreatif etkinliklere daha fazla katılım göstermektedir. Bu bağlamda araştırmacıların bu artıştan ötürü doğal kaynakların yönetim politikaları için rekreasyonistlerin ekolojik değerlerinin, aktivite stillerinin, genel özelliklerinin ve konuma göre gerçekleşen özel tutumlarının incelenmesi önem arz etmektedir. Yazar bu araştırmayla bireylerin ekolojik tutum ve davranışları arasındaki ilişkiyi ve açık alan aktivite oryantasyonunun iki boyut arasında aracılık edip etmediğini tespit etmektedir. Araştırma sonuçlarına göre bireylerin konumlarına göre göstermiş oldukları özel tutumları çevreye yönelik davranışlara etki etmektedir. Ayrıca bireylerin aktivite katılımları tutum ile davranış arasında aracılık etmemektedir. Davis, Le ve Coy (2011) hazırlamış oldukları çalışmada bireylerin doğal çevreye yönelik etkilerini ve doğal çevre ile olan ilişkilerini açıklamayı planlamaktadırlar. 71 Araştırmada sorumluluk faktörü çevreye duyarlı davranışları belirlemek için kullanılmaktadır. Yükümlülük boyutu kendi içinde tatmin, alternatifler ve yatırımlar olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Araştırmada yapılan faktör analizi sonucunda üç boyut elde edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre yükümlülük faktörünün alt başlıkları olan yatırımlar ve tatminin ekolojik davranışlara etkisi olduğu tespit edilirken alternatifler alt boyutunun bir etkisi olmadığı sonucu elde edilmiştir. Ayrıca yükümlülük boyutunun tatmin ile ekolojik davranış ve çevreye yönelik gönüllü çabalama arasında aracılık ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmada yapılan regresyon analizi sonuçlarına göre yükümlülük boyutu ekolojik davranış ve çevreye yönelik gönüllü çabalama değişkenlerini olumlu yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Song vd. (2012) hazırlamış oldukları çalışmada Güney Kore’de gerçekleştirilen Boryeong çamur festivaline katılan bireylerin davranışsal niyetinin çevre dostu davranış algılarına etkisini incelemektedirler. 400 katılımcının doldurmuş olduğu anketlerden elde edilen sonuçlara amaca yönelik davranış modeli kapsamında (Goal-directed Behavior Model) ulaşılmıştır. Ayrıca modelin çalışmada genişletilmiş hali kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, tutum, sübjektif norm ve olumlu beklenen duygu faktörleri istek faktörünü etkilerken, istek ise davranışsal niyeti etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca algılanan davranışsal kontrol ve olumsuz yönde beklenen duygu boyutlarının istek boyutuna etkisinin olmadığı ve geçmiş davranış sıklığının çevreye duyarlı davranışa olumlu yönde etkisi şeklinde oluşturulan hipotez kabul edilmemiştir. Zira ziyaretçilerin geçmiş yıllarda festivale katılmaları ile davranışları arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı tespit edilmiştir. Latif vd. (2013) hazırlamış oldukları çalışmada yüksek oranda doğal kaynak tüketiminin çevreye olan olumsuz etkisinden bahsetmektedirler. Çalışmada bir yerde oturan bölge sakinlerinin ekolojik bilgisi ile çevreye duyarlı davranışları arasındaki ilişki ve ekolojik değerin bu iki değişken arasındaki aracılığı incelenmektedir. Araştırma anketleri Malezya’da beş tane kırsal bölgede oturan insanlara uygulanmıştır. Araştırma sonuçları incelendiğinde, bölge sakinlerinin ekolojik bilgilerinin ekolojik değerlerini etkilediği ve ekolojik değerlerinin de çevre yanlısı davranışlarını etkilediği tespit edilmiştir. Chiu, Lee ve Chen (2014) hazırlamış oldukları çalışmada ekoturizm faaliyetinde bulunan turistlerin çevreye karşı sorumlu davranışlarını incelemeyi amaçlamışlardır. 72 Turistlerin çevreye duyarlı davranışlarını belirlemek ve şekillendirmek amacıyla algılanan değer, aktivite bağlılığı ve müşteri tatmini değişkenleri kullanılmıştır. Bu kapsamda çalışmada istenilen amaca ulaşmak için 328 kişiye anket uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre algılanan değer çevreye duyarlı davranışları doğrudan etkilerken, tatmin ve aktivite bağlılığı değişkenleri davranışa kısmi olarak aracılık etmektedir. Dolayısıyla bireylerin ekoturizm faaliyetine yönelik algılamış oldukları değerin çevreye duyarlı davranış sergilemelerinde de önemli bir etken olarak görüldüğü söylenebilir. Kil, Holland ve Stein (2014) hazırladıkları çalışmada ekolojik tutum, açık alan rekreasyon motivasyonu ve çevreye duyarlı davranış değişkenleri arasındaki ilişkiyi ölçmeyi amaçlamaktadır. Araştırma sonuçlarına göre üç değişken arasında olumlu yönde güçlü bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmada motivasyon boyutunun tutum ile davranış arasında kısmi olarak aracılık ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla bireylerin çevreye duyarlı davranışlar sergilemesinde ekolojik tutum ve rekreasyon motivasyonu değişkenlerinin önemli olduğu ifade edilebilir. Zhang vd. (2014) yapmış oldukları çalışmada Çin’de bulunan Great Jiuzhai turizm kentinde yaşayan insanların çevre yanlısı davranışlarını incelemeyi amaçlamışlardır. Yazarlar istenilen amaca ulaşmak için tahribat sonuçlarının farkındalığı, egoistik ve özgecil değer ve destinasyon bağlılığı değişkenlerini, inanç norm teorisi (Belief-norm Theory) ve destinasyon bağlılığı teorisi (Theory of Place Attachement) kapsamında kullanmışlardır. Araştırma sonuçlarına göre tahribat sonuçlarının farkındalığı, egoistik ve özgecil değer ve destinasyon bağlılığı değişkenlerinin çevre yanlısı davranışa olumlu yönde etkisi olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca değer değişkenlerinden özgecil değerin egositik değere kıyasla ve destinasyon bağlılığının da tahribat sonuçlarının farkındalığı değişkenine nazaran daha güçlü pozitif yönde etkisi olduğu yapılan analizler sonucu elde edilmiştir. Lee vd. (2014) yapmış oldukları çalışmada geçmişte yapılan çalışmalarda ölçülmesi hedeflenen ekolojik davranış değişkenini farklı şekilde almışlardır. Ekolojik davranışı üçe ayırarak, iyi vatandaşlık davranışı, ekoloji merkezci davranışı ve yeşil satın alma davranışı şeklinden ifade etmektedirler. Yazarlar ekolojik davranışı üç farklı şekilde açıklayarak bu değişkenlerin üzerinde oluşan etkileri belirlemeyi hedeflemektedirler. Araştırmada istenilen amaca ulaşmak için anketler Güney Kore’de yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, özgecil değer değişkeninin davranışlara doğrudan etkisinin olmadığı ancak algılanan 73 tüketici etkililiği ve ekolojik kaygı değişkenleri aracılığıyla etki ettiği tespit edilmiştir. Algılanan tüketici etkililiğinin her üç davranışın üzerinde etkisi olduğu belirlenirken, ekolojik kaygının iyi vatandaş davranışı ve yeşil ürün satın alma davranışı üzerinde etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Han (2015) hazırlamış olduğu çalışmada inanç-norm teorisi ve planlanmış davranış teorisi (Planned Behavior Theory) kapsamında ziyaretçilerin çevre yanlısı davranış ve niyetlerini incelemeyi amaçlamıştır. Bu kapsamda örneklem olarak 402 ziyaretçiye anket uygulamıştır. Araştırma sonuçlarına göre bireylerin çevreye yönelik önemler almada zihinlerinde oluşan yükümlülük hissi değişkeni, tutum, sübjektif norm ve algılanan davranışsal kontrol değişkenlerinin çevre yanlısı niyet ve davranışlara olumlu yönde etkisinin olduğu belirlenmiştir. Ayrıca katılımcıların yaşamlarını sürdürdükleri çevreye yönelik değerlerinin (biyosfer değeri) ekoloji görüşlerine etkisinin olduğu ve sorumluluk yükleme değişkeninin de sorumluluk hissi değişkenine etkisinin olduğu yapılan analizler sonucu tespit edilmiştir. Han ve Yoon (2015) yapmış oldukları çalışmada konaklama endüstrisi kapsamında çevreye duyarlı davranışları incelemeyi amaçlamışlardır. Son yıllarda tüketiciler tarafından artan çevre dostu ürünlerin satın alınması eylemi artık konaklama sektörünün de çevreyi gözeten nitelikte faaliyetlere başlatması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu sebeple artık yeşil yıldız, beyaz yıldız gibi kavramlar ortaya çıkmış ve ülkelerin ilgili kamu kurumları da bu faaliyetleri destekler nitelikte etkinlikleri artırmaya başlamışlardır. Yazarlar da bu kapsamda yapılan faaliyetlerin tüketiciler tarafından nasıl algılandığını irdelemektedir. Araştırma bu yönüyle önemli görünmektedir. Araştırmada amaca yönelik teorisi modeli ve bu modele ek olarak tüketicilerin çevre dostu davranışlarını belirlemede önemli olduğu düşünülen değişkenler (ekolojik farkındalık, algılanan etkililik, ekolojik saygınlık ve çevre dostu davranış) kullanılmıştır. Ayrıca araştırmada tutum ve istek değişkenleri aracı değişkenler olarak kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, tüketicilerin algıladıkları etkililik ve ekolojik farkındalığının çevre dostu davranış üzerinde olumlu yönde etkisinin olduğu, bu ekolojik davranışların çevre dostu otelleri tekrar ziyaret etme niyetine yol açtığı, ekolojik saygınlığın ve isteğin tekrar ziyaret niyetini olumlu yönde etkilediği ve olumsuz yönlü duygu, olumlu yönlü duygu, sübjektif norm ile tekrar ziyaret niyeti arasında istek değişkeninin aracılık etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Ancak algılanan davranışsal kontrol ile tekrar ziyaret niyeti arasında istek değişkeninin aracılığının söz konusu olmadığı belirlenmiştir. 74 75 3. BÖLÜM ÇEVREYE YÖNELİK GERÇEKLEŞTİRİLEN REKREATİF ETKİNLİKLERDE BİREYLERİN ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ: AMPİRİK ANALİZ 3.1. Yöntem Amaç ve Kapsam 3.1.1. Araştırma modeli Araştırmanın amaçlarına ve hipotezlerin test edilmesine yönelik bir model geliştirilmiştir. Araştırma modelini oluşturmak için Greeley (1993), Chawla (1999), Kollmuss ve Agyeman (2002), Milfont ve Duckitt (2010), Song vd. (2012), Zhang ve Lei (2012) ve Kil vd. (2014)'in yapmış olduğu çalışmalardan yararlanılmıştır. Çalışmada kullanılmak üzere oluşturulmuş model şekilde gösterilmektedir. Şekil 9: Çalışma Modeli Şekilde gösterilen çalışma modeline göre; sübjektif norm, sorumluluk yükleme, ekolojik kaygı ve algılanan tüketici etkililiği boyutlarının ekolojik tutuma etkisi, bu değişkenler, ekolojik tutum ve rekreasyonel motivasyonun doğrudan çevre dostu rekreasyon davranışına etkisi ve ekolojik tutumun rekreasyonel motivasyon değişkeni aracılığında çevre dostu rekreasyon davranışına etkisi belirlenmeye çalışılmaktadır. 76 Çalışma modeli kapsamında araştırmada istenilen amaca ulaşabilmek için hipotezler oluşturulmuştur. Bu hipotezler şu şekildedir: H1: Katılımcıların sübjektif normları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler. H2: Sorumluluk yükleme faktörü, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler. H3: Katılımcıların ekolojik kaygıları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler. H4: Katılımcıların algılanan tüketici etkililiği, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler. H5: Katılımcıların ekolojik tutumları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler. H6: Katılımcıların rekreasyonel motivasyonu, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler. H7: Rekreasyonel motivasyon, ekolojik tutum ile çevre dostu rekreasyon davranışı arasında aracılık yapmaktadır. H8: Katılımcıların sübjektif normları, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler. H9: Sorumluluk yükleme faktörü, katılımcıların ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler. H10: Katılımcıların ekolojik kaygıları, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler. H11: Katılımcıların algılanan tüketici etkililiği, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler. 3.1.2. Evren ve örneklem Çalışmada istenilen amaca ulaşmak için çevresel rekreatif etkinliklerden biri olan kamping faaliyetlerine katılan bireylerin çevre dostu davranışları üzerinde etkili olan değişkenler belirlenmeye çalışılmıştır. Daha geniş bir ifade ile çalışmanın evrenini Türkiye’de çevreye yönelik rekreatif etkinlikler oluşturmaktadır. Çalışmanın örneklemini ise çevreye yönelik rekreatif etkinliklerden biri olan kamping faaliyeti oluşturmaktadır. Bu 77 bağlamda Türkiye’nin çeşitli bölgelerine kamping yapmak için seyahat eden ve yaşadıkları destinasyonlarda kamping yapan bireylere, çalışmada istenilen amaca ulaşmak için bir takım sorular anket yardımı ile sorulmaktadır. Çalışma kapsamında araştırma evreninin çok geniş olması, bütün evrene ulaşılmasını imkânsız kılmaktadır, bu nedenle gerek maliyet gerekse zaman açısından evreni temsil edebilecek bir örneklemin alınması yolu tercih edilmiştir. Bilimsel araştırmalarda evreni temsil edebilecek örneklem büyüklüğünün saptanması araştırma sonuçlarının evrene genellenebilmesini sağlayan temel unsurlardan birisi olarak örneklem büyüklüğünün saptanması için göz önüne alınması gereken bir dizi unsur bulunmaktadır (Ural ve Kılıç 2005: 40). Bu unsurlar: Kullanılacak örneklem yöntemi, Evrenin büyüklüğü, Araştırma değişkeni/değişkenleri açısından evrenin yapısı-evrenin homojenliği ya da heterojenliği, Değişkenin/değişkenlerin türü- niceliği, niteliği, Değişkene/değişkenlere ilişkin grup sayısı, Araştırmacı tarafından beklenen parametreler- standart sapma, standart hata ve anlamlılık düzeyidir. Bu unsurlar da göz önüne alınarak literatürde örneklem büyüklüğünün hesaplanmasına yönelik olarak çeşitli formüller bulunmaktadır (Davis ve Cosenza, 1998, Bas, 2001; Karasar, 1999; Özdamar 2001; Sekaran, 2003; Ural ve Kılıç, 2005). İçerdiği birim (denek) sayısı 10.000 den az olan evrenler sınırlı evren, içerdiği birim sayısı 10.000 den fazla olan evrenler ise sınırsız evren olarak nitelenmiş ve araştırma konusu ile ilgili değişkenlerin türünü (nitel, nicel) de dikkate alarak, örneklem büyüklüğünün hesaplanmasına ilişkin formüller tabloda verilmektedir. 78 Tablo 9: Örneklem Büyüklüğünün Hesaplanmasına İlişkin Formüller Değişken Türü Sınırlı Evren (N<10.000) Sınırsız Evren (N>10.000) Nicel (Ortalama İçin) 𝑁. 𝜎 2 . 𝑍𝑎2 𝑛= (𝑁 − 1). 𝐻 2 + 𝑍𝑎2 . 𝜎 2 𝜎 2 . 𝑍𝑎2 𝑛= 𝐻2 Nitel (Oran İçin) 𝑛= 𝑁. P. Q. 𝑍𝑎2 (𝑁 − 1). 𝐻 2 + 𝑍𝑎2 . 𝑃. 𝑄 𝑛= P. Q. 𝑍𝑎2 𝐻2 Kaynak: Ural ve Kılıç, 2005: 41 n: Örneklem büyüklüğü (örnekleme dâhil edilecek birey sayısı) N: Evren büyüklüğü σ: Standart sapma değeri H: Standart hata değeri -örnekleme hatasız: Belirli bir anlamlılık düzeyine -yanılma olasılık değerine- “α” veya güven düzeyine “1-α” karşılık gelen ve teorik değer (Çift yönlü hipotez ve sonsuz serbestlik derecesinde α = 0,05 için z0,05=1,96 ve α = 0,01 için z0,01=2,58’dir) P: Evrende bir olayın gözlenme oranı Q: Evrende bir olayın gözlenmeme oranı (1-P) Araştırmaya ilişkin veri toplamadaki değişkenlerin, nicel karakter taşıması ve evrenin içerdiği birim sayısının diğer bir ifade ile kamping faaliyetinden faydalanan bireylerin sayısının da 10.000’den fazla olması hususu göz önüne alındığında, araştırmada örnekleme alınma işleminde denklem 3’te kare içerisine alınan örnekleme formülü kullanılmıştır. DENKLEM 3: 𝜎 2 . 𝑍𝑎2 𝑛= 𝐻2 “Tablodan seçilmiş olan formülü oluşturan parametrelerin belirlenmesinde, araştırmacının önceden bazı kestirimlerde bulunması gerekmektedir. Değerlendirmelerin verilere ilişkin ortalamalara göre yapılacağı araştırmalar için ortalamaya göre katlanılabilir hata değeri standart hata olan “H” evren ve örneklem ortalaması arasında 79 izin verilebilecek en yüksek düzeydeki fark olup, araştırmacının evren değerini tahmin etmede gösterebileceği toleransın bir ifadesidir. Araştırmacı, ölçümü yapılan özelliğin duyarlılık derecesine bağlı olarak hata değerini büyük ya da küçük alabilir. Bu değerin küçük tutulması, duyarlılığı artıracağı gibi örneklem hacminin de daha büyük olmasını gerektirmektedir. Diğer taraftan, standart sapma değeri için ise, evrenden alınacak küçük bir pilot grup üzerinde yapılacak ölçümler kullanılabilir. Araştırmacı tarafından belirlenen diğer bir parametre ise, güven düzeyidir. Araştırmacı tarafından belirlenen diğer bir parametre ise anlamlılık düzeyidir ki anlamlılık düzeyi (α), 0,01 (%1) veya 0,05 (%5) olarak seçilebilir (Ural ve Kılıç 2005: 42)”. Söz konusu bilgiler ışığında evren ve örneklem ortalaması arasında izin verilebilir hata değeri (H) ±0,10 olarak alınmış ve anlamlılık düzeyi de (α) 0,05 alınarak değerlendirilmiştir. Buna göre örneklem büyüklüğü; α=0,05 için z0,05=1,96 ve =1 H=±0,1 değerleri için DENKLEM 4: 𝑛= 2 12 .1,96 0,12 = 384 olmalıdır. Bu çalışma kapsamında 384 kişiden oluşan örneklem grubuna ulaşmak için hazırlanmış olan ölçek, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yer alan kamping tesislerinde yapılmaktadır. Ulusal Kamp ve Karavan Federasyonu’ndan (UKKF) elde edilen bilgiye göre Türkiye’de toplam 103 kamping bulunmaktadır (UKKF, 2015). Bu kampinglerin 15’i Karadeniz bölgesinde, 14’ü Marmara bölgesinde, 12’si Kuzey Ege’de, 24’ü Güney Ege’de, 17’si Akdeniz bölgesinde, 15’i İç Anadolu bölgesinde, 2’si Güney Doğu Anadolu bölgesinde ve 4’ü Doğu Anadolu bölgesinde bulunmaktadır. Bu doğrultuda kolayda örnekleme yöntemiyle, her bölgede orantısal olarak eşit olacak şekilde anket yapılmaktadır. Örneğin Güney Doğu Anadolu bölgesinde bulunan iki adet kampingden 30 adet, Güney Doğu Anadolu ile orantısal olarak eşit olacak şekilde her kamping için 15 katılımcı şeklinde düşünüldüğünde Karadeniz bölgesinde bulunan 15 kampingden 225 anket yapılması planlanmıştır. Yapılacak toplam anket sayısı ve bölgelere göre dağılımı tabloda gösterilmektedir. 80 Tablo 10: Bölgelere Göre Kamping Sayıları ve Bölgelerden Kullanılan Örneklem Sayıları BÖLGELER KAMPİNG SAYISI ÖRNEKLEM SAYISI Karadeniz Bölgesi 15 116 Marmara Bölgesi 14 98 Kuzey Ege Bölgesi 12 115 Güney Ege Bölgesi 24 108 Akdeniz Bölgesi 17 145 İç Anadolu Bölgesi 15 147 Doğu Anadolu Bölgesi 4 74 Güney Doğu Anadolu Bölgesi 2 203 103 1006 TOPLAM Tablodan da görüldüğü üzere çalışmada örneklemin evreni temsil etmesi amacıyla toplam 1006 anket yapılmıştır. Ancak araştırmanın yapıldığı dönemde mevsimsel olarak kamping faaliyetlerinin az olması, ülke içerisinde yer alan bütün işletmelere ulaşım zorluğu, bazı işletmelerin araştırma kapsamında yapılan anketlere yönelik negatif tutumu gibi sebeplerden ötürü yine her bölgeden yaklaşık olarak eşit olabilecek şekilde anket toplanmıştır. Bu doğrultuda toplam 1028 ankete ulaşılmış, elde edilen anketlerden 22 tanesinde boşluklar, yazım hataları vb. sorunlar olduğu için söz konusu anketler iptal edilmiştir. Sonuç olarak toplamda 1006 anket sayısına ulaşılmıştır. Verilerin toplanmasında daha önce konu ile ilgili olarak yapılan araştırmaların ışığında ve uzman görüşleri alınarak oluşturulan anket formları kullanılmıştır. Soru formlarını uygulamadan önce pilot çalışma yapılıp, işlemeyen ya da anlaşılmayan sorular üzerinde gerekli düzeltme ve değişiklikler yapılmıştır. 3.1.3. Veri toplama yöntemi Araştırmada örneklemden elde edilen verilerin toplanmasında, anket tekniğinden faydalanılmıştır. İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanan anket iki bölüm ve toplam 42 sorudan oluşmaktadır. 81 Anketin ilk bölümünde katılımcıların özelliklerini tespit etmeye yönelik sorular yöneltilmiştir. Sorular, katılımcının yaşını (1=‹18, 2=18-24, 3=25-34, 4=35-44, 5=45-54, 6=55-64, 7=65≤), katılımcının cinsiyetini (1= Erkek, 2= Kadın), doğum tarihini (açık uçlu), medeni durumunu (1= Evli-çocuklu, 2=Evli-çocuksuz, 3=Bekâr), ikamet edilen ülke standartları çerçevesinde aile gelir düzeyini (1= Çok Düşük, 2= Düşük, 3= Orta, 4= Yüksek, 5= Çok Yüksek) ve eğitim düzeyini (1= İlköğretim, 2= Lise, 3= Ön Lisans, 4= Lisans, 5= Yüksek Lisans/Doktora) tespit etmek üzere oluşturulmuştur. Anketin birinci bölümü katılımcıların özelliklerden oluşurken ikinci bölümünde çalışma modelinde yer alan değişkenlere ilişkin sorulara yer verilmiştir. Kamping faaliyetinde bulunan bireylerin sübjektif normlarını ölçmek için oluşturulmuş 1. 2. 3. sorular, sorumluluk yükleme değişkenini ölçmek için oluşturulmuş 4. 5. 6. sorular, algılanan tüketici etkililiğini ölçmek için oluşturulmuş 7. 8. 9. ve 10. sorular, ekolojik kaygıyı ölçmek için oluşturulmuş 11. 12. 13. ve 14. sorular, ekolojik tutumu ölçmek için oluşturulmuş 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. ve 23. sorular ve çevre dostu rekreasyon davranışını ölçmek için oluşturulmuş 24. 25. 26. ve 27. sorular 5’li likert ölçeğine göre düzenlenmiştir. Ayrıca katılımcıların rekreasyonel motivasyonlarını belirlemek amacıyla oluşturulmuş 7. Sorunun altında yer alan özellikler (1) hiç önemli değil, (7) çok önemli şeklinde ölçeklendirilmiştir. Literatürde, çevre dostu davranış kapsamında çeşitli araştırmacılar tarafından, farklı destinasyonlarda, zamanlarda ve evrenlerde uygulanmış farklı anket formları, bulunmaktadır. Çevre dostu davranışla ilgili farklı yazarlar tarafından geçmişte yapılmış birçok çalışma bulunmaktadır. Araştırmada istenilen amaca ulaşmak için Song vd. (2012) tarafından, Güney Kore’de gerçekleştirilen Boryeong çamur festivaline katılan bireylerin çevre dostu davranışlarını belirlemeye yönelik yapılan çalışmadan davranış soruları alınmıştır. Song vd. (2012) çalışmalarında çevresel rekreatif etkinliklerden biri olan, doğaya yönelik gerçekleştirilen festivalleri uygulama alanı olarak belirlemişlerdir. Yazarlar tarafından hazırlanan çalışma bu yönüyle şu anda yapılan araştırmada uygulama alanı olarak kullanılan kamping faaliyetleri ile benzerlik göstermektedir. Dolayısıyla kamping faaliyetinde bulunan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışlarını ölçmek için oluşturulmuş 24. 25. 26. ve 27. sorular ve ekolojik kaygıyı ölçmek için oluşturulmuş 11. 12. 13. ve 14. sorular Song vd. (2012)’nin çalışmalarından alınmıştır. 82 Araştırmada kamping faaliyetinde bulunan bireylerin ekolojik tutumlarını ölçmek için oluşturulmuş 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. ve 23. sorular ve rekreasyonel motivasyonu ölçmek için oluşturulmuş 7. soru, Kil vd. (2014)’nin yapmış olduğu çalışmadan alınmıştır. Ayrıca çalışma modelinde kullanılan değişkenlerden algılanan tüketici etkililiğini ölçmek için oluşturulmuş 7. 8. 9. ve 10. sorular Lee vd. (2014)’nin yapmış olduğu çalışmadan, sorumluluk yükleme değişkenini ölçmek için oluşturulmuş 4. 5. 6. sorular Han (2015)’in yapmış olduğu çalışmadan ve katılımcıların sübjektif normunu ölçmek için oluşturulmuş 1. 2. 3. sorular ise Han vd. (2010)’nin yapmış olduğu çalışmadan alınmıştır. Ölçeklerdeki sorular, ilgili literatür taraması ve uzmanların görüşleri doğrultusunda belirlenmiş (kapsam geçerliliği) daha sonra da; öncelikle kamping alanlarının genelinde dağıtılmadan önce, 30 kişilik, kamping yapan bir grup üzerinde ön uygulama yapılmış ve (görünüş geçerliliği kapsamında) yanlış anlaşılan ya da anlaşılmayan ifadeler düzeltilmiştir. Çalışmada ekolojik tutumu ölçmekte olan 23. soru olumsuz ifade içerdiği için analiz aşamasında ters çevrilmiş ve bu bölümle ilgili yapılan analizler dönüşüm sonrası ortaya çıkan yeni değerler ile gerçekleştirilmiştir. Ayrıca yapılan Cronbach Alpha analizlerinde, ekolojik tutumu ölçmek için kullanılan 22. soru dahil olduğu boyutla ilgisiz olduğu ortaya çıktığı için değerlendirmeye alınmamıştır. 3.1.4. Veri analizi yöntemi Araştırma kapsamında ankete katılan kişilerin bireysel özelliklerine ilişkin frekans ve yüzde dağılımları hesaplanmış ve tablo halinde gösterilmiştir. Ayrıca, bireylerin, çevre dostu davranışlarını belirlemek için oluşturulmuş modelde bulunan değişkenlerin her bir ifadesine ilişkin vermiş oldukları cevapların, frekans ve yüzde dağılımları ile birlikte, her bir ifadeye ilişkin aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanarak yorumlanmıştır. Araştırmada elde edilen verilerinin analizleri SPSS 15.0 istatistik programı ile yapılmıştır. Araştırmaya katılan turistlerin sahip oldukları destinasyon imajı ve Antalya’nın özelliklerine ilişkin algılamaların, bireysel özelliklerine, bilgi kaynaklarına ve seyahat tutumlarına göre anlamlı farklılık gösterip göstermediği, parametrik testler kullanılarak analiz edilmiştir. Söz konusu analizlerde parametrik testlerin kullanılmasının sebebi ise, 83 araştırma kapsamındaki değişken ve elde edilen verilerin parametrik test koşulları olarak sağlamasıdır. Parametrik test koşulları ise aşağıdaki gibidir (Ural ve Kılıç, 2005: 57): - Veriler nicel özellikte olmalıdır. - Veriler normal dağılıma sahip olmalıdır. - Varyanslar homojen olmalıdır yani dağılımları yaygınlıkları benzer olmalıdır - Örneklemi oluşturan birimler- denekler- evrenden yansız olarak seçilmelidir. - Örneklemi oluşturan birimler- denekler- birbirinden bağımsız olmalıdır. - Örneklem büyüklüğü 10’dan az olmamalıdır. Araştırmanın yukarıda sayılan parametrik test koşullarını sağlaması nedeniyle iki grup içeren değişkenler için (cinsiyet gibi) “Bağımsız Örneklemleri” için t-testi” ve ikiden fazla grup içeren değişkenler için (yas, eğitim düzeyi, medeni durum gibi) “Bağımsız Örneklemler” için Tek-Faktörlü Varyans Analizi (Anova)” kullanılarak analiz yapılmıştır. Analizler sonucu ikiden fazla grup içeren değişkenlerde ortaya çıkan anlamlı farklılığın, hangi değişkenlerden kaynaklandığını belirlemek için ise “Çoklu Karşılaştırma (Tukey HSD)” analizi yapılmıştır. Araştırmada, çalışma modeli kapsamında oluşturulmuş hipotezlerin test edilmesine yönelik yapılacak olan regresyon analizinin ön koşulu olan, değişkenler arasındaki ilişkinin düzeyinin ve yönünün belirlenmesi amacıyla “Basit Korelâsyon Analizi” kullanılmış ve bütün değişkenler arasındaki “Pearson Korelâsyon Katsayısı” hesaplanmıştır. Korelâsyon katsayısının 1 olması, değişkenler arasında doğru yönlü (pozitif) tam bir ilişkinin olduğunu; -1 olması değişkenler arasında ters yönlü (negatif) tam bir ilişkinin olduğunu; 0 olması ise değişkenler arasında hiçbir ilişkinin olmadığını göstermektedir (Çil, 2002, Ural ve Kılıç, 2005). Korelâsyon katsayısının 0- 0,20 arasında olması durumunda çok zayıf; 0,20-0,40 arasında olması durumunda zayıf; 0,40-0,60 arasında olması durumunda orta; 0,60-0,80 arasında olması durumunda kuvvetli/yüksek ve 0,80-1 arasında olması durumunda ise çok kuvvetli/çok yüksek düzeyde ilişki olduğu kabul edilmektedir (Akgül ve Çevik, 2003). Çalışma kapsamında ayrıca araştırmada kullanılan ölçeğe yönelik faktör analizi ve güvenirlik testi de yapılmıştır. Faktör analizi, gözlemlenenden çok sayıdaki değişken içerisinden gruplandırılmış temel değişkenler ya da faktörler tanımlayarak değişken sayısını azaltmak amacıyla yapılmaktadır (Ural ve Kılıç, 2005). Söz konusu analiz değişkenlerin faktör yüklerini belirleyerek gruplandırılmasına imkân tanımaktadır. Faktör 84 analizinde boyutları oluşturacak olan ifadelerin yüklerinin en az 0,30 olması önerilmektedir (Büyüköztürk, 2003). 3.2. Araştırmaya İlişkin Bulgular ve Yorumlar Araştırmanın bu bölümünde katılımcıların çevre dostu rekreasyon davranışlarının belirlenmesine ilişkin oluşturulmuş hipotez sonuçlarına ilişkin bulgular yorumlamalara yer verilmiştir. 3.2.1. Araştırmaya katılan bireylerin demografik özelliklerine ilişkin bulgular Bu bölümde katılımcıların demografik özelliklerine, çevreye duyarlı davranışlarını incelemeye yönelik oluşturulmuş hipotezlerin sonuçlarına yer verilmektedir. Tabloda yer alan araştırma bulgularına göre, katılımcıların %51,9’u erkek, %48,1’i kadındır. Katılımcıların yaşa göre dağılımı incelendiğinde, dağılımın %19,4’ünün 45-54 yaş, %19,4’ünün 65≤ yaş ve %17,2’sinin 25-34 arası yaş grubunda olduğu, eğitim durumları incelendiğinde; %52,8’inin lisans, %22,4’ünün ise ön lisans düzeyinde oldukları tespit edilmiştir. 85 Tablo 11: Katılımcıların Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular Demografik Değişkenler Cinsiyet Yaş Medeni Durumu Yaşadığı Yer Eğitim Durumu Aile Gelir Durumu n % Erkek 522 51,9 Kadın 484 48,1 <18 37 3,7 18-24 95 9,4 25-34 173 17,2 35-44 168 16,7 45-54 195 19,4 55-64 163 16,2 65≤ 175 17,4 Evli-Çocuklu 478 47,5 Evli-Çocuksuz 119 11,8 Bekâr 409 40,7 Marmara Bölgesi 159 15,8 Ege Bölgesi 152 15,1 Akdeniz Bölgesi 119 11,8 İç Anadolu Bölgesi 119 11,8 Karadeniz Bölgesi 83 8,3 Doğu Anadolu Bölgesi 68 6,8 Güney Doğu Anadolu Bölgesi 113 11,3 Yabancı 193 19,2 İlkokul 18 1,8 Lise 127 12,6 Ön Lisans 225 22,4 Lisans 531 52,8 Y. Lisans/Doktora 105 10,4 Çok Düşük 22 2,2 Düşük 75 7,5 Orta 265 26,3 Yüksek 430 42,7 Çok Yüksek 214 21,3 Tabloya göre ayrıca katılımcıların medeni durumları incelendiğinde %47,5’inin evli-çocuklu, %40,7’sinin bekâr olduğu ve %11,8’inin ise evli olmasında rağmen çocuğunun olmadığı görülmektedir. Katılımcıların ikamet ettikleri yer incelendiğinde %19,2’sinin Türkiye’ye yurt dışından geldikleri, %15,8’inin Marmara bölgesinden, 86 %15,1’inin ise ege bölgesinden geldiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca katılımcıların gelir düzeyi incelendiğinde; %42,7’sinin “yüksek” gelir, %26,3’ünün “orta” gelir grubunda oldukları tespit edilmiştir. Dolayısıyla kamp faaliyeti gerçekleştiren bireylerin maddi imkânların iyi olduğu söylenebilir. 3.2.2. Araştırmaya katılan bireylerin rekreasyonel motivasyonlarına ilişkin bulgular Çalışmanın bu bölümünde araştırmaya katılan bireylerin rekreasyonel motivasyonlarını ölçmek için kullanılan ifadelerin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri incelenmektedir. İfadelere ilişkin detaylı bilgiler tabloda gösterilmektedir. İnsanlardan Uzak Olmam Yalnız Başına Deneyim Yaşama İmkânı Çevreyi Keşfetme İsteğim Doğa İle İlgili Daha Fazla Şey Öğrenme İsteğim Yeni ve Farklı Şeyler Yaşama İsteğim Çok Önemli Kendi Başıma Olmam Önemli Doğaya Yakın Olması Karasızım Doğa Deneyimi İmkânlarının Olması f % f % f % f % f % f % f % f % f % Önemli Değil Manzaradan Hoşlanmam Hiç Önemli Değil İfadeler Dağılım Tablo 12: Rekreasyonel Motivasyon Değişkenine İlişkin Dağılımlar 9 4 16 56 921 ,9 ,4 1,6 5,6 91,6 - 5 13 67 921 - ,5 1,3 6,7 91,6 2 2 12 63 927 ,2 ,2 1,2 6,3 92,1 6 15 26 100 859 ,6 1,5 2,6 9,9 85,4 5 7 33 81 880 ,5 ,7 3,3 8,1 87,5 5 14 31 69 887 ,5 1,4 3,1 6,9 88,2 1 3 14 41 947 ,1 ,3 1,4 4,1 94,1 - 2 13 27 964 - ,2 1,3 2,7 95,8 - 4 10 33 959 - ,4 1,0 3,3 95,3 s.s. 4,86 0,52 4,89 0,38 4,89 0,38 4,78 0,62 4,81 0,56 4,80 0,60 4,91 0,36 4,94 0,30 4,93 0,32 Tabloda araştırmaya katılan bireylerin rekreasyonel motivasyonlarına ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya katılan bireylerin en az düzeyde motive oldukları ifade, 4,78’lik bir ortalama ile “kendi başıma 87 olmam” ifadesidir. Ayrıca rekreasyonel motivasyon başlığı altında oluşturulmuş dokuz ifade genel olarak araştırmaya katılan bireyleri, kamp yapmaya yönelik motive eden etmenler olarak söylenebilir. Zira bütün ifadelerin ortalamaları incelendiğinde 4,00 ortalamasının üzerindedir. Diğer ifadelerin ortalamaları ise sırasıyla şu şekildedir; “manzaradan hoşlanmam” ( = 4,86), “doğa deneyimi imkânlarının olması” ve “doğaya yakın olması ifadeleri” ( = 4,89), “insanlardan uzak olmam” ( = 4,81), “yalnız başına deneyim yaşama imkânı” ( = 4,80), “çevreyi keşfetme isteğim” ( = 4,91), “doğa ile ilgili daha fazla şey öğrenme isteğim” ( = 4,94) ve “yeni ve farklı şeyler yaşama isteğim” ( = 4,93) ifadeleri bulunmaktadır. 3.2.3. Araştırmaya katılan bireylerin sübjektif normlarına ilişkin bulgular Çalışmanın bu bölümünde araştırmaya katılan bireylerin sübjektif normlarını ölçmek için kullanılan ifadelerin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri incelenmektedir. İfadelere ilişkin detaylı bilgiler tabloda gösterilmektedir. Kesinlikle katılmıyorum Düşüncelerine değer verdiğim kişiler kamp yaparken çevre dostu davranmamı tercih ederler - Katılıyorum Benim için önemli çoğu kişi kamp yaparken çevre dostu davranmamı ister f % f % f % Karasızım Benim için önemli olan çoğu kişi kamping yaptığım esnada çevre dostu davranmam gerektiğini düşünür Katılmıyorum İfadeler Kesinlikle katılmıyorum Dağılım Tablo 13: Sübjektif Norm Değişkenine İlişkin Dağılımlar 6 ,6 5 ,5 5 ,5 31 3,1 26 2,6 18 1,8 69 6,9 91 9,0 88 8,7 900 89,5 884 87,9 895 89,0 𝑿 s.s. 4,85 0,47 4,84 0,46 4,86 0,42 Tabloda araştırmaya katılan bireylerin sübjektif normlarına ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya katılan bireylerin sübjektif normlarını açıkladığı düşünülen üç ifade araştırmada kullanılmaktadır. Bu ifadelerin ortalamaları incelendiğinde, “benim için önemli olan çoğu kişi kamping yaptığım esnada çevre dostu davranmam gerektiğini düşünür” ( = 4,85), “benim için önemli çoğu kişi kamp yaparken çevre dostu davranmamı ister” ( = 4,84), “düşüncelerine değer verdiğim kişiler kamp yaparken çevre dostu davranmamı tercih ederler” ( = 4,86) şeklindedir. Bu doğrultuda araştırmada kullanılan sübjektif norm ifadelerinin 88 ortalamalarının yüksek olduğu ve dolayısıyla bireylerin çevrelerinde bulunan insanların fikirlerine önem verdikleri ve bu doğrultuda hareket etmeye eğilimli oldukları söylenebilir. 3.2.4. Araştırmaya katılan bireylerin sorumluluk yükleme faktörüne ilişkin bulgular Çalışmanın bu bölümünde araştırmaya katılan bireylerin diğer bireylere yönelik yükledikleri sorumlulukları ölçmek için kullanılan ifadelerin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri incelenmektedir. İfadelere ilişkin detaylı bilgiler tabloda gösterilmektedir. Katılıyorum Kesinlikle katılmıyorum Kamping yapan her birey, kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel sorunlara karşı sorumluk almalıdır - Karasızım Kamp yapan her bireyin kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel bozulmadan müşterek olarak sorumlu olduğu kanısındayım f % f % f % Katılmıyorum İnanıyorum ki kamp yapan her birey kısmen de olsa kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel problemlere karşı sorumludur Kesinlikle katılmıyorum İfadeler Dağılım Tablo 14: Sorumluluk Yükleme Değişkenine İlişkin Dağılımlar 1 ,1 1 ,1 15 1,5 18 1,8 13 1,3 75 7,5 81 8,1 72 7,2 916 91,1 906 90,1 920 91,5 𝑿 s.s. 4,89 0,35 4,88 0,38 4,89 0,34 Tabloda araştırmaya katılan bireylerin sorumluluk yüklemelerine ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya katılan bireylerin diğerlerine yükledikleri sorumlulukları açıkladığı düşünülen üç ifade araştırmada kullanılmaktadır. Bu ifadelerin ortalamaları incelendiğinde, “inanıyorum ki kamp yapan her birey kısmen de olsa kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel problemlere karşı sorumludur” ( = 4,89), “kamp yapan her bireyin kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel bozulmadan müşterek olarak sorumlu olduğu kanısındayım” ( = 4,88), “kamping yapan her birey, kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel sorunlara karşı sorumluk almalıdır” ( = 4,89) şeklindedir. Bu doğrultuda araştırmada kullanılan sorumluluk yükleme ifadelerinin ortalamalarının yüksek olduğu ve dolayısıyla bireylerin çevrelerinde bulunan insanlara çevre dostu davranmalarına ilişkin bir takım sorumluluklar yükledikleri ifade edilebilir. 89 3.2.5. Araştırmaya katılan bireylerin algıladığı tüketici etkililiğine ilişkin bulgular Çalışmanın bu bölümünde araştırmaya katılan bireylerin algıladığı tüketici etkililiğini ölçmek için kullanılan ifadelerin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri incelenmektedir. İfadelere ilişkin detaylı bilgiler tabloda gösterilmektedir. Her birey, çevreyi korumaya teşvik desteği amaçlı bir dilekçe imzalayarak toplumda olumlu yönde bir etkiye sahip olabilir f % f % f % f % 1 ,1 1 ,1 10 1,0 1 ,1 4 ,4 5 ,5 11 1,1 4 ,4 27 2,7 38 3,8 59 5,9 27 2,7 67 6,7 95 9,4 101 10,0 80 8,0 Kesinlikle katılmıyorum Katılıyorum Çevresel problemlerin çözümüne yardım etme hususunda kendimi yeterli hissediyorum Karasızım Kampta su ve enerji kullanımını en aza indirerek doğal kaynaklarla ilgili sorunların çözümünde yardımcı olabileceğimi hissediyorum. Katılmıyorum Kamp yaptığım süreç içerisinde çevre dostu ürünler kullanarak/satın alarak çevreyi koruyabilirim Kesinlikle katılmıyorum İfadeler Dağılım Tablo 15: Algılanan Tüketici Etkililiği Değişkenine İlişkin Dağılımlar 907 90,2 867 86,2 825 82,0 894 88,9 𝑿 s.s. 4,86 0,45 4,81 0,52 4,70 0,71 4,85 0,46 Tabloda araştırmaya katılan bireylerin algıladığı tüketici etkililiğine ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya katılan bireylerin en az düzeyde algıladıkları tüketici etkililiği ifadesi, 4,70’lik bir ortalama ile “çevresel problemlerin çözümüne yardım etme hususunda kendimi yeterli hissediyorum” ifadesidir. Ayrıca algılanan tüketici etkililiği başlığı altında oluşturulmuş dört ifade genel olarak araştırmaya katılan bireylerin, diğer insanların çevresel olaylarda etkisi olduğunu gösterir nitelikte sonuçlar vermektedir. Algılanan tüketici etkililiğini açıklayan diğer ifadelerin ortalamaları ise sırasıyla şu şekildedir; “kamp yaptığım süreç içerisinde çevre dostu ürünler kullanarak/satın alarak çevreyi koruyabilirim” ( = 4,86), “kampta su ve enerji kullanımını en aza indirerek doğal kaynaklarla ilgili sorunların çözümünde yardımcı olabileceğimi hissediyorum” ( = 4,81) ve “her birey, çevreyi korumaya teşvik desteği amaçlı bir dilekçe imzalayarak toplumda olumlu yönde bir etkiye sahip olabilir” ( = 4,85) ifadeleri bulunmaktadır. 90 3.2.6. Araştırmaya katılan bireylerin ekolojik kaygılarına ilişkin bulgular Çalışmanın bu bölümünde araştırmaya katılan bireylerin ekolojik kaygılarını ölçmek için kullanılan ifadelerin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri incelenmektedir. İfadelere ilişkin detaylı bilgiler tabloda gösterilmektedir. Ticari reklamları yapılan ürünlerin çevresel yönden dezavantajlarından bahsedilmesi gerekmektedir Üretimi ve tüketimi esnasında çevreyi kirleten ürünler vergilendirilmelidir 3 ,3 2 ,2 3 ,3 2 ,2 7 ,7 8 ,8 9 ,9 8 ,8 30 3,0 25 2,5 28 2,8 26 2,6 100 9,9 99 9,8 82 8,2 64 6,4 Kesinlikle katılmıyorum Katılıyorum Üreticilerin çalışmaları esnasında geri dönüştürülmüş ürünleri kullanmaları gerekmektedir f % f % f % f % Karasızım Geri dönüşümü olmayan ürünler israfı azaltmak amacıyla ayrıca vergilendirilmelidir Katılmıyorum İfadeler Kesinlikle katılmıyorum Dağılım Tablo 16: Ekolojik Kaygı Değişkenine İlişkin Dağılımlar 866 86,1 872 86,7 884 87,9 906 90,1 𝑿 s.s. 4,80 0,54 4,82 0,51 4,82 0,53 4,85 0,49 Tabloda araştırmaya katılan bireylerin ekolojik kaygılarına ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya katılan bireylerin ekolojik kaygılarını açıkladığı düşünülen dört ifade araştırmada kullanılmaktadır. Bu ifadelerin ortalamaları incelendiğinde, “geri dönüşümü olmayan ürünler israfı azaltmak amacıyla ayrıca vergilendirilmelidir” ( = 4,80), “Üreticilerin çalışmaları esnasında geri dönüştürülmüş ürünleri kullanmaları gerekmektedir” ( = 4,82), “ticari reklamları yapılan ürünlerin çevresel yönden dezavantajlarından bahsedilmesi gerekmektedir” ( = 4,82) ve “üretimi ve tüketimi esnasında çevreyi kirleten ürünler vergilendirilmelidir” ( = 4,85) şeklindedir. Bu doğrultuda araştırmada kullanılan ekolojik kaygı ifadelerinin ortalamalarının yüksek olduğu ve dolayısıyla bireylerin çevresel bozulmalara yönelik bir ekolojik kaygı güttükleri düşünülebilir. 3.2.7. Araştırmaya katılan bireylerin ekolojik tutumlarına ilişkin bulgular Çalışmanın bu bölümünde araştırmaya katılan bireylerin ekolojik tutumlarını ölçmek için kullanılan ifadelerin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri incelenmektedir. İfadelere ilişkin detaylı bilgiler tabloda gösterilmektedir. 91 Çevresel koşullar var olan şekliyle devam ederse, kısa bir süre sonra büyük çaplı ekolojik felaketler yaşayacağız Bitki ve hayvanlar insanların sahip olduğu kadar hakka sahiptir Hayvanlar ihtiyaçları olduğu kadar doğal çevrede değişiklik yapma hakkına sahiptir İnsanların doğa üzerinde hakka sahip olması, bitki ve hayvanlardan sonra doğanın geri kalanı üzerinde hâkim olması anlamına gelir Eğer biz var olan doğal kaynakları nasıl geliştirebileceğimizi öğrenirsek dünya pek çok doğal kaynaklara sahiptir Ekolojik kriz şeklinde adlandırılan durumu insanlar oldukça abartmaktadır 2 ,2 17 1,7 11 1,1 11 1,1 15 1,5 14 1,4 11 1,1 10 1,0 35 3,5 58 5,8 43 4,3 48 4,8 45 4,5 47 4,7 43 4,3 53 5,3 124 12,3 Kesinlikle katılmıyorum Katılmıyorum 1 ,1 1 ,1 - Katılıyorum İnsanlar doğanın işleyişine karıştığı zaman bu durum genellikle kötü sonuçlar doğurmaktadır f % f % f % f % f % f % f % f % Karasızım Biz dünyanın sınırlı sayıda insanı taşıyabileceği yönünde yaklaşım sergilemekteyiz Kesinlikle katılmıyorum İfadeler Dağılım Tablo 17: Ekolojik Tutum Değişkenine İlişkin Dağılımlar 930 92,4 952 94,6 947 94,1 945 93,9 945 93,9 952 94,6 943 93,7 845 84,0 𝑿 s.s. 4,90 0,35 4,93 0,28 4,93 0,29 4,92 0,32 4,92 0,31 4,93 0,28 4,92 0,29 4,79 0,50 Tabloda araştırmaya katılan bireylerin ekolojik tutumlarına ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya katılan bireylerin en az düzeydeki ekolojik tutum ifadesi, 4,79’luk bir ortalama ile “ekolojik kriz şeklinde adlandırılan durumu insanlar oldukça abartmaktadır” ifadesidir. Ayrıca ekolojik tutum başlığı altında oluşturulmuş sekiz ifadenin ortalaması incelendiğinde yüksek olduğu görülmektedir. Buradan hareketle, bireylerin çevreye yönelik tutumlarının olumlu yönde olduğu söylenebilir. Ekolojik tutumu açıklayan diğer ifadelerin ortalamaları incelendiğinde “biz dünyanın sınırlı sayıda insanı taşıyabileceği yönünde yaklaşım sergilemekteyiz” ( = 4,90), “insanlar doğanın işleyişine karıştığı zaman bu durum genellikle kötü sonuçlar doğurmaktadır” ( = 4,93), “çevresel koşullar var olan şekliyle devam ederse, kısa bir süre sonra büyük çaplı ekolojik felaketler yaşayacağız” ( = 4,93), “bitki ve hayvanlar insanların sahip olduğu kadar hakka sahiptir” ( = 4,92), “hayvanlar ihtiyaçları olduğu kadar doğal çevrede değişiklik yapma hakkına sahiptir” ( = 4,92), “insanların doğa üzerinde hakka sahip olması, bitki ve hayvanlardan sonra doğanın geri kalanı üzerinde 92 hâkim olması anlamına gelir” ( = 4,93) ve “eğer biz var olan doğal kaynakları nasıl geliştirebileceğimizi öğrenirsek dünya pek çok doğal kaynaklara sahiptir” ( = 4,92), şeklinde ortaya çıkmaktadır. 3.2.8. Araştırmaya katılan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışına ilişkin bulgular Çalışmanın bu bölümünde araştırmaya katılan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışını ölçmek için kullanılan ifadelerin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri incelenmektedir. İfadelere ilişkin detaylı bilgiler tabloda gösterilmektedir. Kesinlikle katılmıyorum Doğaya dayalı rekreatif etkinlikleri veya eko turizm faaliyetlerini tercih ederim Katılıyorum Kamp yaptığım süreç içerisinde davranışlarımın doğal çevreye etkisini minimize etmeye çalışıyorum - Karasızım Bireylerin hangi tür davranışlarının doğal çevreye etki ettiği hakkında fikir sahibiyim f % f % f % f % Katılmıyorum Mümkün olduğunca kamp yaptığım süreç içerisinde çevreye karşı duyarlı davranıyorum Kesinlikle katılmıyorum İfadeler Dağılım Tablo 18: Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı Değişkenine İlişkin Dağılımlar 1 ,1 - 19 1,9 27 2,7 26 2,6 21 2,1 74 7,4 92 9,1 93 9,2 77 7,7 913 90,8 886 88,1 887 88,2 908 90,3 𝑿 s.s. 4,88 0,36 4,85 0,43 4,85 0,41 4,88 0,38 Tabloda araştırmaya katılan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışına ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya katılan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışını açıkladığı düşünülen dört ifade araştırmada kullanılmaktadır. Bu ifadelerin ortalamaları incelendiğinde, “mümkün olduğunca kamp yaptığım süreç içerisinde çevreye karşı duyarlı davranıyorum” ( = 4,88), “bireylerin hangi tür davranışlarının doğal çevreye etki ettiği hakkında fikir sahibiyim” ( = 4,85), “kamp yaptığım süreç içerisinde davranışlarımın doğal çevreye etkisini minimize etmeye çalışıyorum” ( = 4,85) ve “doğaya dayalı rekreatif etkinlikleri veya eko turizm faaliyetlerini tercih ederim” ( = 4,88) şeklindedir. Bu doğrultuda araştırmada kullanılan çevre dostu rekreasyon davranışı ifadelerinin ortalamalarının yüksek olduğu ve dolayısıyla bireylerin çevreye duyarlı şekilde davrandıkları söylenebilir. 93 3.2.9. Araştırmada kullanılan boyutlara ilişkin faktör yükleri Araştırmada kullanılan ölçeklerin faktör analizi ile gruplandırılmasının yapılması gerekliliğini belirlemek amacıyla KMO ve Barlett testleri yapılmaktadır. Buna ilişkin veriler tabloda detaylı olarak gösterilmektedir. Tablo 19: KMO ve Barlett testleri Kaiser – Meyer – Olkin Örneklem Yeterliliği Ölçümü Barlett Küresellik Testi 0,919 Yaklaşık Ki-kare 17677,105 Sd 325 Anlamlılık ,000 Barlett Küresellik Testi anlamlı (p<,001) ve KMO testi sonucu 0,91 çıkmıştır. Dolayısıyla faktör analizi uygulamak son derece önemli görülmektedir. Bu kapsamda ölçeğe ilişkin sorularla ilgili faktör analizi yapılmıştır. Bu analiz daha detaylı olarak tabloda gösterilmektedir. Biz dünyanın sınırlı sayıda insanı taşıyabileceği yönünde yaklaşım sergilemekteyiz İnsanlar doğanın işleyişine karıştığı zaman bu durum genellikle kötü sonuçlar doğurmaktadır Çevresel koşullar var olan şekliyle devam ederse, kısa bir süre sonra büyük çaplı ekolojik felaketler yaşayacağız Bitki ve hayvanlar insanların sahip olduğu kadar hakka sahiptir Hayvanlar ihtiyaçları olduğu kadar doğal çevrede değişiklik yapma hakkına sahiptir İnsanların doğa üzerinde hakka sahip olması, bitki ve hayvanlardan sonra doğanın geri kalanı üzerinde hakim olması anlamına gelmektedir Eğer biz var olan doğal kaynakları nasıl geliştirebileceğimizi öğrenirsek dünya pek çok doğal kaynaklara sahiptir Ekolojik kriz şeklinde adlandırılan durumu insanlar oldukça abartmaktadır Mümkün olduğunca kamp yaptığım süreç içerisinde çevreye karşı duyarlı davranıyorum Bireylerin hangi tür davranışlarının doğal çevreye etki ettiği hakkında fikir ,779 ,830 ,823 ,824 ,840 ,856 ,811 ,438 ,795 ,836 Faktör VI (Sorumluluk Yükleme) Faktör V (Sübjektif Norm) Faktör IV (Ekolojik Kaygı) Faktör III (Algılanan Tük. Etkililiği) Faktör II (Çevre Dostu Rekr. Dav) İfadeler Faktör I (Ekolojik Tutum) Tablo 20: Faktör analizi sonuçları 94 sahibiyim Kamp yaptığım süreç içerisinde davranışlarımın doğal çevreye etkisini minimize etmeye çalışıyorum Doğaya dayalı rekreatif etkinlikleri veya eko turizm faaliyetlerini tercih ederim Kamp yaptığım süreç içerisinde çevre dostu ürünler kullanarak/satın alarak çevreyi koruyabilirim Kamp yaptığım süreç içerisinde su ve enerji kullanımını en aza indirerek doğal kaynaklarla ilgili sorunların çözümünde yardımcı olabileceğimi hissediyorum Çevresel problemlerin çözümüne yardım etme hususunda kendimi yeterli hissediyorum Her birey, çevreyi korumaya teşvik desteği amaçlı bir dilekçe imzalayarak toplumda olumlu yönde bir etkiye sahip olabilir Geri dönüşümü olmayan ürünler israfı azaltmak amacıyla ayrıca vergilendirilmelidir. Üreticilerin çalışmaları esnasında geri dönüştürülmüş ürünleri kullanmaları gerekmektedir. Ticari reklamları yapılan ürünlerin çevresel yönden dezavantajlarından bahsedilmesi gerekmektedir. Üretimi ve tüketimi esnasında çevreyi kirleten ürünler vergilendirilmelidir. Benim için önemli olan çoğu kişi kamping yaptığım esnada çevre dostu davranmam gerektiğini düşünür Benim için önemli çoğu kişi kamp yaparken çevre dostu davranmamı ister Düşüncelerine değer verdiğim kişiler kamp yaparken çevre dostu davranmamı tercih ederler İnanıyorum ki kamp yapan her birey kısmen de olsa kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel problemlere karşı sorumludur. Kamp yapan her bireyin kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel bozulmadan müşterek olarak sorumlu olduğu kanısındayım. Kamping yapan her birey, kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel sorunlara karşı sorumluk almalıdır. ,811 ,823 ,820 ,824 ,726 ,796 ,794 ,851 ,860 ,812 ,877 ,895 ,860 Araştırmanın amacı kapsamında ölçeğe ilişkin ifadeler üzerinde faktör analizi yapılmıştır. Bu kapsamda yedi boyut ortaya çıkmıştır. Yapılan faktör analizi sonuçlarına göre öz değeri 1’den büyük yedi boyut çıkarılmış ve bu boyutların “ekolojik tutum”, “çevreye duyarlı rekreasyon davranışı”, “algılanan tüketici etkililiği”, “ekolojik kaygı”, “sübjektif norm” ve “sorumluluk yükleme” oldukları doğrulanmıştır. 3.2.10. Araştırma hipotezlerinin ölçülmesine yönelik istatistiki bulgular Araştırmada H1, H2, H3, H4, H5, H6, H8, H9, H9, H10 ve H11 hipotezleri tek taraflı etkinin belirlenmesi amacıyla regresyon analizi ile test edilmiştir. Ayrıca hipotezlerin testlerine yönelik öncelikle aralarında ilişki olup olmadığını belirlemek için korelasyon analizi yapılmıştır. Daha sonra aralarındaki ilişki göz önünde bulundurularak regresyon analizi uygulanmıştır. Bu kapsamda öncelikle korelasyon testi uygulanmıştır. Korelasyon testinden elde edilen sonuçlar tabloda daha detaylı gösterilmektedir. ,859 ,828 ,826 95 Araştırmada oluşturulmuş hipotezlerin regresyon analizi yöntemiyle ölçülmesi için, regresyon analizinin ön koşulu olan korelasyon analizi yapılmaktadır. Korelasyon analizine ilişkin veriler tabloda detaylı bir şekilde gösterilmektedir. Tablo 21: Korelasyon Analizi Sonuçları Rekreasyonel motivasyon Rekreasyonel motivasyon Sübjektif Norm Sorumluluk yükleme Algılanan Tüketici Etkililiği Ekolojik Kaygı Ekolojik Tutum Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı Pearson Correlation Sig. (2-tailed) N Pearson Correlation Sig. (2-tailed) N Pearson Correlation Sig. (2-tailed) N Pearson Correlation Sig. (2-tailed) N Pearson Correlation Sig. (2-tailed) N Pearson Correlation Sig. (2-tailed) N Pearson Correlation Sig. (2-tailed) N Sübjektif Norm Sorumluluk yükleme Algılanan Tüketici Etkililiği Ekolojik Kaygı Ekolojik Tutum Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı 1 ,216(**) ,257(**) ,180(**) ,220(**) ,301(**) ,283(**) 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,216(**) 1 ,300(**) ,222(**) ,202(**) ,289(**) ,199(**) ,000 1006 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,257(**) ,300(**) 1 ,356(**) ,246(**) ,392(**) ,310(**) ,000 1006 ,000 1006 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,180(**) ,222(**) ,356(**) 1 ,169(**) ,266(**) ,307(**) ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,220(**) ,202(**) ,246(**) ,169(**) 1 ,289(**) ,230(**) ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,301(**) ,289(**) ,392(**) ,266(**) ,289(**) 1 ,601(**) ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 1006 ,000 1006 ,283(**) ,199(**) ,310(**) ,307(**) ,230(**) ,601(**) 1 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 ,000 1006 1006 ** : p0.01 * : p0.05 Tabloda araştırmada kullanılan değişkenler arası ilişkilerin belirlenmesine yönelik oluşturulmuş korelasyon testi gösterilmektedir. Buna göre katılımcıların rekreasyonel motivasyonu, sübjektif normu, sorumluluk yüklemeleri, algıladıkları tüketici etkililiği, ekolojik kaygıları ve ekolojik tutumları ile çevre dostu rekreasyon davranışları arasında anlamlı bir ilişki (p<0,01) vardır. Değişkenler arasında doğru yönlü (pozitif) bir ilişki vardır. Diğer bir ifade ile katılımcıların motivasyonu, yakın çevrelerinden (aile, arkadaş, iş arkadaşları) gördükleri sosyal baskı, diğer insanların sorumlu olduğunu düşündükleri 96 çevresel durumlar, tüketicilerin çevresel olaylara ilişkin ne kadar etkili olduklarına ilişkin algıları, çevreye yönelik oluşan kaygıları ve doğal çevrede oluşan negatif durumlara yönelik tutumları arttıkça kamping alanlarında çevre dostu rekreasyon davranışları da artmaktadır. Araştırma hipotezlerinin ölçülmesine yönelik korelasyon testinde elde edilen sonuçlar çalışmanın amacı doğrultusunda regresyon testinin yapılmasının uygunluğunu doğrulamıştır. Bu bağlamda ölçülmesi hedeflenen hipotezler regresyon testi kapsamında açıklanmaktadır. İlgili hipotezlerin sonuçları tabloda gösterilmektedir. Tablo 22: Sübjektif Norm, Sorumluluk Yükleme, Algılanan Tüketici Etkililiği ve Ekolojik Kaygı Değişkenlerinin Ekolojik Tutum Üzerindeki Etkisine Yönelik Çoklu Regresyon Analizi Değişken B Standart Hata Sabit 2,529 0,139 Sübjektif Norm 0,098 0,019 0,220 Sorumluluk Yükleme Algılanan Tüketici Etkililiği Ekolojik Kaygı R= ,476 β t P 18,136 0,000 0,150 5,062 0,026 0,265 0,067 0,018 0,106 0,018 R2= ,227 ∆R2= ,224 F(4,1001)= 73,371 Tolerance VIF 0,000 0,880 1,136 8,512 0,000 0,799 1,252 0,109 3,628 0,000 0,854 1,171 0,175 6,038 0,000 0,916 1,091 Durbin-Watson= 1,811 p< 0,000 Bağımlı Değişken: Ekolojik Tutum Tabloda sübjektif norm, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici etkililiği ve ekolojik kaygı değişkenlerinin ekolojik tutum üzerindeki etkisi gösterilmektedir. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde, sübjektif norm, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici etkililiği ve ekolojik kaygı ile ekolojik tutum arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı (p<0,01) bulunmuştur. Ekolojik tutum ile diğer değişkenler arasında pozitif yönlü (r:0,476) bir ilişki vardır. Ayrıca belirlilik katsayısı (r2:0,227) hesaplanmış olup, bireylerin ekolojik tutumlarındaki değişimin %22,7’sinin sübjektif norm, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici etkililiği ve ekolojik kaygı değişkenlerine bağlı olduğu söylenebilir. Kamping faaliyetinde bulunan bireylerin ekolojik tutumlarını en çok etkileyen değişkenin sorumluluk yükleme (0,265) olduğu tespit edilmiştir. Diğer bir ifade ile sorumluluk yükleme faktöründeki bir birimlik artış katılımcıların ekolojik tutumlarını 97 0,265 birim artırmaktadır. Diğer değişkenlerin ekolojik tutuma etkisi incelendiğinde, sırasıyla ekolojik kaygı (0,175), sübjektif norm (0,150) ve algılanan tüketici etkililiği (0,109) şeklinde olduğu görülmektedir. Araştırmanın amacı doğrultusunda oluşturulmuş; “H8: Katılımcıların sübjektif normları, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler”, “H9: Sorumluluk yükleme faktörü, katılımcıların ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler”, H10: Katılımcıların ekolojik kaygıları, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler”, “H11: Katılımcıların algılanan tüketici etkililiği, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler” hipotezleri kabul edilmiştir. Tablo 23: Sübjektif Norm, Sorumluluk Yükleme, Algılanan Tüketici Etkililiği, Ekolojik Kaygı, Ekolojik Tutum ve Rekreasyonel Motivasyon Değişkenlerinin Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı Üzerindeki Etkisine Yönelik Çoklu Regresyon Analizi Değişken B Standart Hata Sabit 0,183 0,202 Sübjektif Norm -0,015 0,023 0,034 β T P 0,903 0,367 -0,018 -0,662 0,032 0,031 0,116 0,022 Ekolojik Kaygı 0,026 Ekolojik Tutum Rekreasyonel Motivasyon Sorumluluk Yükleme Algılanan Tüketici Etkililiği R= ,628 F(6,999)= 108,546 Tolerance VIF 0,508 0,850 1,176 1,070 0,285 0,737 1,356 0,140 5,230 0,000 0,841 1,189 0,021 0,032 1,222 0,222 0,873 1,145 0,699 0,038 0,520 18,313 0,000 0,750 1,333 0,099 0,029 0,089 3,374 0,001 0,862 1,161 R2= ,395 ∆R2= ,391 Durbin-Watson= 1,490 p< 0,000 Bağımlı Değişken: Çevreye Dostu Rekreasyon Davranışı Tabloda sübjektif norm, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici etkililiği, ekolojik kaygı, Ekolojik tutum ve rekreasyonel motivasyon değişkenlerinin çevre dostu rekreasyon davranışı üzerindeki etkisi gösterilmektedir. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde, algılanan tüketici etkililiği (p<0,01), ekolojik tutum (p<0,01) ve rekreasyonel motivasyon(p<0,05) ile çevre dostu rekreasyon davranışı arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Ekolojik tutum ile modelde yer alan değişkenler arasında pozitif yönlü (r:0,628) bir ilişki vardır. Ayrıca belirlilik katsayısı (r2:0,395) hesaplanmış olup, bireylerin 98 çevre dostu rekreasyon davranışlarındaki değişimin %39,5’inin modeldeki değişkenlere bağlı olduğu söylenebilir. Kamping faaliyetinde bulunan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışlarını en çok etkileyen değişkenin ekolojik tutum (0,520) olduğu tespit edilmiştir. Diğer bir ifade ile bireylerin ekolojik tutumlarındaki bir birimlik artış katılımcıların çevre dostu rekreasyon davranışlarını 0,520 birim artırmaktadır. Diğer değişkenlerin çevre dostu rekreasyon davranışına etkisi incelendiğinde, algılanan tüketici etkililiği (0,140) ve rekreasyonel motivasyon (0,089) şeklinde olduğu görülmektedir. Dolayısıyla araştırmanın amacı doğrultusunda oluşturulmuş; “H4: Katılımcıların algılanan tüketici etkililiği, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler.”, “H5: Katılımcıların ekolojik tutumları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler.” ve “H6: Katılımcıların rekreasyonel motivasyonu, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler.” hipotezleri kabul edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, sübjektif norm, sorumluluk yükleme ve ekolojik kaygı değişkenleri ile çevre dostu rekreasyon davranışı arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığı bulunmuştur. Dolayısıyla araştırmanın amacı doğrultusunda oluşturulmuş; “H1: Katılımcıların sübjektif normları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler.”, “H2: Sorumluluk yükleme faktörü, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler.” ve “H3: Katılımcıların ekolojik kaygıları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler.” hipotezleri kabul edilmemiştir. Araştırmada ölçülmesi hedeflenen H7 hipotezine göre, ekolojik tutumun çevre dostu rekreasyon davranışını etkilemesi rekreasyonel motivasyon aracılığıyla olmaktadır. Hipotez oluşturma aşamasında da belirtildiği gibi “rekreasyonel motivasyon” değişkeninin “aracılık” durumunun ortaya çıkabilmesi için bazı kriterlerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede gerekli olan kriterler aşağıda verilmiştir (Baron ve Kenny, 1986: 1173); 1. Denklemde, ekolojik tutum (bağımsız değişken), rekreasyonel motivasyonu (aracı değişken) anlamlı şekilde etkilemelidir. 2. Denklemde, ekolojik tutum (bağımsız değişken), çevre dostu rekreasyon davranışını anlamlı şekilde etkilemelidir. 99 3a. Denkleminde, rekreasyonel motivasyon (aracı değişken), çevre dostu rekreasyon davranışını (bağımlı değişken) etkilemelidir. Bu denklemdeki sonuçlar beklendiği gibi anlamlı çıkar ise aracılık, 3a denklemindeki bağımsız değişkenin katsayısının, 2. denklemdeki bağımsız değişkenin katsayısından düşük olmasına bağlıdır (Baron ve Kenny, 1986: 1173). Rekreasyonel motivasyon değişkeninin aracılığını test etmek amacıyla, denklemler dâhilinde yapılmış regresyon analiz istatistiksel olarak anlamlıdır. Bir sonraki aşamaya geçmeden önce yapılan regresyon analizi sonuçları tablo 24, 25 ve 26 ve 27’de verilmiştir. Tablo 24: DENKLEM 1: Aracı Değişken Ölçümü Değişken B Standart Hata Sabit 3,068 0,180 Ekolojik Tutum 0,368 0,037 R2= ,091 ∆R2= ,090 R= ,301 F(1,1004)= 100,312 β 0,301 t P 17,001 0,000 10,016 0,000 Tolerance VIF 1,000 1,000 Tolerance VIF 1,000 1,000 Tolerance VIF 1,000 1,000 Durbin-Watson= 1,687 p< 0,000 Bağımlı Değişken: Rekreasyonel Motivasyon Tablo 25: DENKLEM 2: Aracı Değişken Ölçümü Değişken B Standart Hata Sabit 0,906 0,167 Ekolojik Tutum 0,807 0,034 R2= ,361 ∆R2= ,361 R= ,601 F(1,1004)= 567,695 β 0,601 t P 5,437 0,000 23,826 0,000 Durbin-Watson= 1,509 p< 0,000 Bağımlı Değişken: Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı Tablo 26: DENKLEM 3a: Aracı Değişken Ölçümü Değişken B Standart Hata Sabit 3,352 0,163 Rekreasyonel Motivasyon 0,311 0,033 R2= ,080 ∆R2= ,079 R= ,283 F(1,1004)= 87,210 p< 0,000 Bağımlı Değişken: Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı β 0,283 t P 20,588 0,000 9,339 0,000 Durbin-Watson= 1,617 100 Yapılan analizler sonucunda 3a denkleminin bağımsız değişkeninin katsayısının (Bmotivasyon: 0,283) 2. Denklemin katsayısından (Btutum: 0,601) düşük olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, bağımsız değişken ve aracı değişkenin aynı anda bağımsız değişkeni etkilemesi durumunda (3b) Tablo 27: DENKLEM 3b: Aracı Değişken Ölçümü Değişken B Standart Hata Sabit 0,528 0,187 Ekolojik Tutum 0,123 0,029 Rekreasyonel Motivasyon 0,762 0,035 R2= ,373 ∆R2= ,371 R= ,610 F(2,1003)= 297,761 β t P Tolerance VIF 2,818 0,005 0,112 4,259 0,000 0,909 1,100 0,567 21,628 0,000 0,909 1,100 Durbin-Watson= 1,505 p< 0,000 Bağımlı Değişken: Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı a) Bağımsız değişkenin (0.567; p<0.001) ve aracı değişkenin çevre dostu rekreasyon davranışına etkisinin anlamlı çıkması (B=0.112; p<0.001) b) Bu denklemdeki bağımsız değişkeninin (3b Denklemindeki Xtutum=0.567), 2. denklemdeki bağımsız değişkenin bağımlı değişkene etkisinden (Xtutum=0.601) düşük çıkması (0.567<0<0.601) gerekmektedir (Muller, Judd ve Yzerbyt, 2005;859). Dolayısıyla, rekreasyonel motivasyon, ekolojik tutum ile çevre dostu rekreasyon davranışı arasında aracılık yapmaktadır. Bu çalışmada, yukarıda sonuçları verilen aracılık analizin “sağlama”sı niteliğinde olan, daha karmaşık modellerde de kullanılabilen Sobel Testi (Baron ve Kenny, 1986: 1175) de yapılmıştır. Baron ve Kenny (1986)’nın aracılık testinin yanı sıra Sobel Testi (Soper, 2010; Baron ve Kenny, 1986: 1175) de bağımsız değişkenin bağımlı değişkeni dolaylı olarak bir aracı değişken vasıtası ile etkileme durumunu test etmektedir. Şekilde verilen bağımsız değişkenden aracıya giden yol “a” ve standart hata, “sa”; aracıdan bağımlı değişkene giden yol “b” ve standart hata, “sb” olarak gösterilmektedir. 101 Aracı Değişken a (Sa) b (Sb) Bağımsız Değişken Bağımlı Değişken Şekil 10: Sobel Testi Sobel Testi’ni yapmak için kullanılan formül (Baron ve Kenny, 1986) aşağıda verilmiştir (Formül 1). Aracının Anlamlılık Düzeyi = √b 2 𝑠𝑎2 + a2 𝑠𝑏2 + 𝑠𝑎2 𝑠𝑏2 Anlamlılık Düzeyi = √(0,567 ∗ 0,037)2 + (0,301 ∗ 0,035)2 + (0,037 ∗ 0,035) Sobel testini yapmak için regresyon analizlerinden elde edilen değerler yukarıda verilen denklemde yerine yerleştirildiğinde anlamlılık 0.014 (0,0144843743) olarak tespit edilmiştir. Dolayısıyla, rekreasyonel motivasyon değişkeni Sobel testinin sonuçlarına göre de anlamlı olup aracılık özelliği taşımaktadır (p<0.05). Buna göre, “H7:Rekreasyonel motivasyon, ekolojik tutum ile çevre dostu rekreasyon davranışı arasında aracılık yapmaktadır.” hipotezi kabul edilmiştir. Buraya kadar olan H1, H2, H3, H4, H5, H6, H8, H9, H10, H11 hipotezlerinin test edilmesinde bağımsız değişkenin bağımlı değişkene olan etkisini diğer bağımsız değişken(ler) in etkisini göz ardı eden geleneksel yaklaşım (Lewis- Beck, 1995: 65) takip edilmiştir (örn. Y=a+b1x1+b2x2+b3x3+e). Diğer bir ifade ile geleneksel yaklaşımdaki regresyon analizi sonucu, bağımsız değişkendeki (x1) bir birimlik değişikliğin, bağımlı değişkende (Y), x2, x3 veya xk’nin değerinden bağımsız olarak b1’lik değişime neden olduğunu tespit etmektedir (Lewis-Beck, 1995: 65). Ayrıca H7 hipotezinin test edilmesinde bağımsız değişken ile bağımlı değişken arasında aracı değişkenin etkisini belirlemek amacıyla regresyon testi ve sağlaması için sobel testi uygulanmıştır. 102 103 SONUÇ VE DEĞERLENDİRME Çalışma bireylerin doğaya yönelik rekreatif etkinliklere katılımları esnasında çevreye yönelik davranışlarının incelenmesi amacıyla hazırlanmıştır. Daha geniş bir ifade ile bireylerin davranışlarına özellikle çevresel yönden etki etmesi hususunda önemli görülen; ekolojik tutum, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici etkililiği ve ekolojik kaygı değişkenlerinin çevre dostu rekreasyon davranışına etkisi ve ekolojik tutum ile çevre dostu rekreasyon davranışı arasında rekreasyonel motivasyonun aracılık etkisi incelenmektedir. Çevreye yönelik gerçekleştirilen rekreatif etkinliklerden kamping faaliyetinde bulunan bireylerin çevre dostu davranışlarını belirlemek amacıyla sübjektif norm, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici etkililiği, ekolojik kaygı, rekreasyonel motivasyon ve çevre dostu rekreasyon davranışı değişkenlerinin soruları kullanılmış, yapılan faktör analizi sonuçlarına göre özdeğeri 1’den büyük olan bu değişkenler tespit edilmiştir. Bu kapsamda yedi boyut ortaya çıkmıştır. Yapılan faktör analizi sonuçlarına göre öz değeri 1’den büyük yedi boyut çıkarılmış ve bu boyutların “ekolojik tutum”, “çevreye duyarlı rekreasyon davranışı”, “algılanan tüketici etkililiği”, “ekolojik kaygı”, “sübjektif norm” ve “sorumluluk yükleme” oldukları doğrulanmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda hipotezler oluşturulmuş, hipotezlerin regresyon analizi kapsamında çevre dostu rekreasyon davranışına etkisi olup olmadığı analiz edilmiştir. Katılımcıların demografik özelliklerine ilişki elde edilen sonuçlar incelendiğinde, %51,9’u erkek, %48,1’i kadın, %19,4’ünün 45-54 yaş, %19,4’ünün 65≤ yaş ve %17,2’sinin 25-34 arası yaş grubunda olduğu, %52,8’inin lisans, %22,4’ünün ise ön lisans düzeyinde eğitim sahibi oldukları tespit edilmiştir. Ayrıca, katılımcıların %47,5’inin evli-çocuklu, %40,7’sinin bekâr olduğu ve %11,8’inin ise evli olmasında rağmen çocuğunun olmadığı, %19,2’sinin Türkiye’ye yurt dışından geldikleri, %15,8’inin Marmara bölgesinden, %15,1’inin ise ege bölgesinden geldiği sonuçları elde edilmiştir. Katılımcıların gelir düzeyi incelendiğinde; %42,7’sinin “yüksek” gelir, %26,3’ünün “orta” gelir grubunda oldukları tespit edilmiştir. Dolayısıyla kamp faaliyeti gerçekleştiren bireylerin maddi imkânların iyi olduğu söylenebilir. Araştırmaya katılan bireylerin rekreasyonel motivasyonlarına ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri incelendiğinde, bireylerin en az düzeyde motive oldukları ifade, 4,78’lik bir ortalama ile “kendi başıma olmam” ifadesidir. 104 Ayrıca rekreasyonel motivasyon başlığı altında oluşturulmuş dokuz ifade genel olarak araştırmaya katılan bireyleri, kamp yapmaya yönelik motive eden etmenler olarak söylenebilir. Zira bütün ifadelerin ortalamaları incelendiğinde 4,00 ortalamasının üzerindedir. Bireylerin sübjektif normlarına ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya katılan bireylerin sübjektif normlarını açıkladığı düşünülen üç ifade araştırmada kullanılmaktadır. Bu ifadelerin ortalamaları incelendiğinde, “benim için önemli olan çoğu kişi kamping yaptığım esnada çevre dostu davranmam gerektiğini düşünür” ( = 4,85), “benim için önemli çoğu kişi kamp yaparken çevre dostu davranmamı ister” ( = 4,84), “düşüncelerine değer verdiğim kişiler kamp yaparken çevre dostu davranmamı tercih ederler” ( = 4,86) şeklindedir. Bu doğrultuda araştırmada kullanılan sübjektif norm ifadelerinin ortalamalarının yüksek olduğu ve dolayısıyla bireylerin çevrelerinde bulunan insanların fikirlerine önem verdikleri ve bu doğrultuda hareket etmeye eğilimli oldukları söylenebilir. Araştırmaya katılan bireylerin sorumluluk yüklemelerine ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri incelendiğinde, “inanıyorum ki kamp yapan her birey kısmen de olsa kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel problemlere karşı sorumludur” ( = 4,89), “kamp yapan her bireyin kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel bozulmadan müşterek olarak sorumlu olduğu kanısındayım” ( = 4,88), “kamping yapan her birey, kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel sorunlara karşı sorumluk almalıdır” ( = 4,89) şeklindedir. Bu doğrultuda araştırmada kullanılan sorumluluk yükleme ifadelerinin ortalamalarının yüksek olduğu ve dolayısıyla bireylerin çevrelerinde bulunan insanlara çevre dostu davranmalarına ilişkin bir takım sorumluluklar yükledikleri ifade edilebilir. Bireylerin algıladığı tüketici etkililiğine ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri incelendiğinde, bireylerin en az düzeyde algıladıkları tüketici etkililiği ifadesi, 4,70’lik bir ortalama ile “çevresel problemlerin çözümüne yardım etme hususunda kendimi yeterli hissediyorum” ifadesidir. Ayrıca algılanan tüketici etkililiği başlığı altında oluşturulmuş dört ifade genel olarak araştırmaya katılan bireylerin, diğer insanların çevresel olaylarda etkisi olduğunu gösterir nitelikte sonuçlar vermektedir. Araştırmaya katılan bireylerin ekolojik kaygılarına ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri incelendiğinde, bireylerin ekolojik kaygılarını açıkladığı düşünülen dört ifade araştırmada kullanılmaktadır. Bu ifadelerin ortalamaları incelendiğinde, “geri dönüşümü olmayan ürünler israfı azaltmak amacıyla ayrıca vergilendirilmelidir” ( = 4,80), “Üreticilerin çalışmaları esnasında geri dönüştürülmüş ürünleri kullanmaları gerekmektedir” ( = 4,82), “ticari reklamları yapılan ürünlerin çevresel yönden dezavantajlarından bahsedilmesi 105 gerekmektedir” ( = 4,82) ve “üretimi ve tüketimi esnasında çevreyi kirleten ürünler vergilendirilmelidir” ( = 4,85) şeklindedir. Bu doğrultuda araştırmada kullanılan ekolojik kaygı ifadelerinin ortalamalarının yüksek olduğu ve dolayısıyla bireylerin çevresel bozulmalara yönelik bir ekolojik kaygı güttükleri düşünülebilir. Bireylerin ekolojik tutumlarına ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri incelendiğinde, bireylerin en az düzeydeki ekolojik tutum ifadesi, 4,79’luk bir ortalama ile “ekolojik kriz şeklinde adlandırılan durumu insanlar oldukça abartmaktadır” ifadesidir. Ayrıca ekolojik tutum başlığı altında oluşturulmuş sekiz ifadenin ortalaması incelendiğinde yüksek olduğu görülmektedir. Buradan hareketle, bireylerin çevreye yönelik tutumlarının olumlu yönde olduğu söylenebilir. Araştırmaya katılan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışına ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri incelendiğinde, bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışını açıkladığı düşünülen dört ifade araştırmada kullanılmaktadır. Bu ifadelerin ortalamaları incelendiğinde, “mümkün olduğunca kamp yaptığım süreç içerisinde çevreye karşı duyarlı davranıyorum” ( = 4,88), “bireylerin hangi tür davranışlarının doğal çevreye etki ettiği hakkında fikir sahibiyim” ( = 4,85), “kamp yaptığım süreç içerisinde davranışlarımın doğal çevreye etkisini minimize etmeye çalışıyorum” ( = 4,85) ve “doğaya dayalı rekreatif etkinlikleri veya eko turizm faaliyetlerini tercih ederim” ( = 4,88) şeklindedir. Bu doğrultuda araştırmada kullanılan çevre dostu rekreasyon davranışı ifadelerinin ortalamalarının yüksek olduğu ve dolayısıyla bireylerin çevreye duyarlı şekilde davrandıkları söylenebilir. Araştırmaya katılan bireylerin sübjektif norm, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici etkililiği, ekolojik kaygı, ekolojik tutum ve rekreasyonel motivasyonun çevre dostu rekreasyon davranışına etkisi incelenmiş; algılana tüketici etkililiği, ekolojik tutum ve rekreasyonel motivasyonun çevre dostu rekreasyon davranışına etkisi olduğu sonucuna ulaşılırken, sübjektif norm, sorumluluk yükleme ve ekolojik kaygının bir etkisi olmadığı tespit edilmiştir. Han (2015) yapmış olduğu çalışmada planlanmış davranış teorisi kapsamında bireylerin sübjektif normlarının davranışsal niyetlerine etkisini incelemiştir. Elde edilen sonuçlara bakıldığında bireylerin sübjektif normlarının davranışsal niyetlerine etkisi olduğu tespit edilmiştir. Nordlund ve Garvil (2002) hazırlamış oldukları çalışmada, kişisel normların diğer değişkenlerle çevre yanlısı davranış arasındaki aracı etkisini belirlemeyi amaçlamışlardır. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde kişisel normların aracı etkisi olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Hazırlanan çalışmalar bu araştırmada elde edilen sonuçla farklı doğrultudadır. Araştırma kapsamında elde edilen H1 bulgusu bireylerin yakın 106 çevrelerinden almış oldukları baskının ekolojik tutum sergilemelerinde bir etkisi olmadığı gözlenmektedir. Bireylerin kamp yaptıkları esnada çevre dostu davranmalarında yakın çevrelerinden bir baskı görmediği veya görse de bu durumun bireylerde bir etki yaratmadığı sonucu çıkartılabilir. Bunun nedeni olarak bireylerin çevreye duyarlılık hususunda üzerlerinde yeterince baskı hissetmemeleri veya bireylerin başkalarından böyle bir baskı görmeyecek kadar yüksek bir çevre hassasiyetine sahip oldukları söylenebilir. Araştırmada sorumluluk yükleme faktörünün çevre dostu davranışa bir etkisi olmadığı tespit edilmiştir. Bunun nedeni olarak kamp yapan bireylerin kendilerine veya diğer insanlara, çevreye dostça davranmaları konusunda yeterince sorumluluk yüklememeleri gösterilebilir. Diğer bir bakış açısı ile bireylerin çevre dostu davranışlar sergilemesinde bireylerin başkalarına bu hususla ilgili sorumluluk yüklememeleri düşünülebilir. Zhang vd. (2014) yapmış oldukları çalışmada bireylerin çevre dostu davranışlarının ölçülmesinde sorumluluk yükleme faktörünü kullanmışlar ve sorumluluk yükleme faktörünün kişisel normlara etkisi olduğu, normların da davranışa etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen bu sonuç bu araştırma ile farklı bulgulara sahiptir. Bunun nedeni olarak Zhang vd. ‘nin yapmış olduğu çalışmanın bir turizm kentinde hazırlanmış olması gösterilebilir. Ayrıca Türkiye’de kamp yapmak bir rekreatif etkinlik olarak ne derece önem arz ettiği ve dolayısıyla bu yönde bireylerin sorumluluk yükleme derecelerinin ne düzeyde olduğu tartışılabilir. Elde edilen sonuç göre bu düzeyin yetersiz olduğu söylenebilir. Ayrıca De Groot ve Steg (2009) yapmış oldukları çalışmada sorumluluk yükleme faktörünü davranış ile kişisel norm arasında düzenleyici değişken olarak ve sorumluluk yükleme faktörünün davranışa aracı değişken ile birlikte etkisini incelemişlerdir. Elde edilen sonuçlar bu çalışma ile farklı doğrultuda çıkmıştır. Bireylerin ekolojik kaygılarının daha önceki yapılan çalışmalarda (Kilbourne ve Pickett, 2008; Lee vd., 2014; Song vd., 2012) davranışa etkisi çıktığı görülürken bu çalışmada bir etkisi olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuç bireylerin çevreye yönelik kaygılarının kamp yaptıkları alanlarda çevre dostu davranmalarına bir etki etki etmediğini göstermektedir. Bireylerin çevre dostu davranmalarına etki etmemesine neden olarak çevreye yönelik kamp alanlarında böyle bir kaygı gütmemeleri gösterilebilir. Kamp yapan bireylerin ekolojik tutumlarının çevre dostu davranmalarına etki ettiği görülmektedir. Ayrıca rekreasyonel motivasyonlarının çevre dostu davranmalarına etki ettiği, gelecek yıllarda da bu davranışı gerçekleştirmek için çevreyi koruyucu davranışlar sergilemelerinde önemli bir etken olduğu ifade edilebilir. Ayrıca bireylerin algıladıkları 107 tüketici etkililiğinin davranışlarına etki ettiği görülmektedir. Örneğin kamp yapan bireylerin, diğer kamp yapanların su ve enerji kullanımlarında tasarruflu olmalarının veya çevre dostu ürünler satın almalarının çevre dostu davranışlar sergilemelerinde etkisi olduğu görülmektedir. Geçmişte yapılan çalışmaların (Kil vd., 2014; Thapa, 2010; Han ve Yoon, 2015; Lee vd., 2014) bu araştırma ile aynı doğrultuda olduğu görülmektedir. Araştırmaya katılan bireylerin sübjektif norm, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici etkililiği ve ekolojik kaygılarının ekolojik tutuma etkisi incelenmiş, bütün faktörlerin ekolojik tutuma etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Taylor ve Todd (1995) yapmış oldukları çalışmada planlanmış davranış teorisi kapsamında sübjektif normun tutuma etkisini incelemişler ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda sübjektif normun tutuma etkisi olduğunu tespit etmişlerdir. Kement (2013) hazırladığı tez çalışmasında yeşil yıldızlı otel müşterilerinin sübjektif normlarının tutumlarına etkisi olduğu sonucuna ulaşmıştır. Han ve Kim (2010) hazırlamış oldukları çalışmada yeşil yıldızlı otelleri ziyaret eden otel müşterilerinin bu otelleri tekrar ziyaret etme niyetlerini tahmin etmeyi amaçlamışlarıdır. Bu kapsamda planlanmış davranış teorisi modeli kapsamında otel müşterilerinin sübjektif normlarının tutumlarına etkisi incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde bireylerin sübjektif normlarının tutumlarına etki ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Daha önceden hazırlanmış olan çalışmalardan elde edilen sonuçlar bu çalışma ile aynı doğrultudadır. Ayrıca araştırmada kamp yapan bireylerin sorumluluk yüklemelerinin ekolojik tutumu etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla insanların ekolojik tutum oluşturmalarının arkasında sorumluluk yükleme faktörünün de etkisi olduğu görülmektedir. Araştırma sonuçlarına göre bireylerin ekolojik yönden var olan kaygılarının ekolojik tutumlarını etkilediği görülmektedir. Dolayısıyla bireylerin ekolojik tutum sergilemelerinde bir diğer faktörün de ekolojik kaygı olduğu tespit edilmiştir. Bireyler ekolojik kaygı kapsamında geri dönüşümü olmayan ve çevreyi kirleten ürünlerin vergilendirilmesi gibi noktalarda hassastırlar. Bu kaygılarının da ekolojik tutumlarına etki ettiği görülmektedir. Ayrıca bireylerin çevreye yönelik algılamış olduğu tüketici etkililiği kamp yapan bireylerin ekolojik tutumlarını etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Bireyler çevreye karşı olabildiğince etkili bir biçimde duyarlı çıkmışlar ve bu duyarlılıklarının da ekolojik tutumu etkilediği sonucuna varılmıştır. Han ve Yoon (2015) yapmış oldukları çalışmada algılanan etkililiğin tutuma olan etkisini incelemişler ve elde edilen sonuçlarda 108 algılanan etkililiğin tutuma etkisi olduğunu tespit etmişlerdir. Elde edilen sonuç bu araştırma ile aynı doğrultudadır. Türkiye’de yer alan kamp alanları son yıllarda insanların bulundukları yoğun şehirleşme yapıları ve iş ortamlarından uzaklaşmaları bakımından önem arz etmeye başlamıştır. Ancak küresel anlamda önemi kavranan çevrenin, insanlar tarafından bilinçli şekilde kullanımı gerekmektedir. Bu kapsamda son zamanlarda tüm dünyada ülkeler sahip oldukları doğal çevreleri korumaya yönelik uygulamalar başlatmışlardır. Akademik yönden de bu doğrultuda çeşitli çalışmalar yapılmaya başlanmış ve bu sayede bireylerin doğal alanlara ihtiyaç duyma nedenleri, kullanımı hususunda tutum ve davranışları vb. birçok tüketici davranışları irdelenmektedir. Hazırlanan çalışma bu yönüyle literatüre katkı sağlayabilecek bulgulara sahiptir. Zira çevre dostu davranan bireylerin bu davranışlarının altında yatan etmenlerin bilinmesi, daha doğru şekillerde doğal çevrenin kullanılmasına katkı sağlayacaktır. Dolayısıyla hazırlanmış olan çalışma rekreasyonel yönden kullanılan çevrenin daha bilinçli şekilde kullanımına olanak tanımaktadır. Ayrıca çalışma sonucunda elde edilen bulgular doğrultusunda bireylerin çevre dostu davranışlarını ekolojik tutum, algılanan tüketici etkililiği ve rekreasyonel motivasyon faktörlerinin etkilediği tespit edilmiştir. Dolayısıyla bu değişkenlerin etkisi göz önüne alınarak bireylerin davranışları irdelenebilir. Gelecek çalışmalarda bireylerin çevre dostu davranışlarının incelenmesi için ekolojik bilgi, ekolojik naziklik, ekolojik dünya görüşü değişkenleri de kullanılabilir. Bu kapsamda yapılacak çalışma bireylerin çevre dostu davranışlarına etki eden faktörlerin daha detaylı bir şekilde incelenmesinde önemli olabilir. Ayrıca çevreye yönelik gerçekleştirilen rekreasyonel etkinlik olarak kamping dışında diğer etkinlikler kapsamında da bu çalışma yapılabilir ve bireylerin davranışlarına etki eden faktörlerin farklı çıkıp çıkmadığı detaylandırılabilir. Dolayısıyla çevreye yönelik rekreatif etkinliklere bireylerin farklı bakış açıları ile bakıp bakmadığı tespit edilebilir. Çalışmanın yapıldığı zamanın ilkbahar dönemine denk gelmesi çalışmanın kısıtlarından biri olarak ifade edilebilir. Zira yaz aylarında özellikle akdeniz ve ege bölgelerinde bireylerin deniz kum güneş üçlüsü amacıyla deniz kenarında bulunan kamp alanlarına akın etmesi bireylerin bakış açılarının farklı olmasına neden olabilirdi. İlerleyen çalışmalarda kamp alanlarının bulundukları coğrafik konumlar da dikkate alınarak yeni bir araştırma yapılabilir. Böylelikle bölgesel anlamda kamp alanlarını ziyaret eden bireylerin farklı davranış şekillerinin olup olmadığı veya kamp alanlarının coğrafik açıdan farklı olmasının ortaya çıkabileceği farklılıklar incelenebilir. 109 Ayrıca kamp alanları ile ilgili hukuki yönden daha detaylı düzenlemeler geliştirilerek çevre bilincinin daha yüksek seviyelere çıkartılması sağlanabilir. Zira iş yeri sahiplerinin alanları daha fazla kazanç elde etme amaçlı doğal alanları hiçe sayarak kullanmaları ve hizmete açmaları doğal alanların sürdürülebilirliği açısından riskler taşımaktadır. Türkiye’de bulunan turizm fakültelerinin bünyesinde kurulmuş olan rekreasyon yönetimi bölümlerinde rekreasyon ve çevre arasındaki ilişkiyi incelemeye yönelik uygulamalı derslerin yer almasında fayda vardır. Ayrıca kamping faaliyetinin temel özelliklerinin tanıtılması ve bu konuda uzman bireylerin yetiştirilmesi beraberinde tüketicilerin de eğitilmesine olanak tanıyabilir. 110 111 KAYNAKÇA Ajzen, I. (1985). From Intentions to Actions: A Theory of Planned Behavior. In J. Kuhl & J. Beckman (Eds.), Action Control, From Cognition to Behaviour, Springer- Verlag Berlin Heidelberg, ss. 11-39. Ajzen, I. (1988). Attitudes, Personality and Behaviour. Milton Keynes, UK: Open University Press. Ajzen, I. (1991). The Theory Of Planned Behavior. Organizational Behavior and Human Decision Processes, 50(2), 179-211. Ajzen, I. (2012). Martin Fishbein’s Legacy The Reasoned Action Approach. The Annals of the American Academy of Political and Social Science, 640(1), 11-27. Ajzen, I. ve Fishbein, M. (1980). Understanding Attitude and Predicting Social Behavior. Prentice-Hall, Englewood Cliffs, NJ. Ajzen I. ve Madden, T. J. (1986). Prediction of Goal-Directed Behavior: Attitudes, İntentions and Perceived Behavioral Control. Journal of Experimental Social Psychology, 22, 453-474. Akgül, A. ve Çevik, O. (2003). İstatistiksel Analiz Teknikleri, "SPSS'te işletme Yönetimi Uygulamaları". Emek Ofset Ltd. Ştd., Ankara. Andereck, K. L. (2009). Tourists' Perceptions of Environmentally Responsible İnnovations at Tourism Businesses. Journal of Sustainable Tourism Research, 17(4), 489-499. Baker, R. K. ve White K. M. (2010). Predicting Adoloscents’ Use of Social Networking Sites from An Extended Theory of Planned Behavior Perspective. Computers in Human Behavior, 26, 1591-1597. Bandura, A. (1994). Social Cognitive Theory and Exercise of Control Over HIV İnfection. In Ralph J. DiClemente, & John L. Peterson (Eds.), Preventing AIDS: Theories and Methods of Behavioral İnterventions (pp. 347–375). New York: Plenum. 112 Baron, R. M. ve Kenny, D. A. (1986). The Moderator–Mediator Variable Distinction in Social Psychological Research: Conceptual, Strategic, and Statistical Considerations. Journal of Personality and Social Psychology, 51(6), 1173. Baş, T. (2001). Anket, Seçkin Yayıncılık, Ankara. Bayer, M. Z. (1992). Turizme Giriş, İstanbul: İşletme Fakültesi Yayınları. Baud-Bovy, M. ve Lawson, F. (1998). Tourism and recreation: handbook of planning and design. Butterworth-Heinemann Ltd. Bentley, T. A., Page, S. J. ve Laird, I. S. (2001). Accidents in the New Zealand adventure tourism industry. Safety Science, 38(1), 31-48. Berger, I. E. ve Corbin, R. M. (1992). Perceived Consumer Effectiveness and Faith in Others As Moderators of Environmentally Responsible Behaviors. Journal of Public Policy & Marketing, 11(2), 78–88. Berns, G. N. ve Simpson, S. (2009). Outdoor Recreation Participation and Environmental Concern: A Research Summary. Journal of Experiential Education, 32(1), 79-91. Bookchin, M. (1994). Özgürlüğün Ekolojisi, İstanbul, Ayrıntı Yayınları. Boşgelmez, A. (2000). Ekoloji I II (2. Baskı). Ankara: İmge Yayınevi. Broadhurst, R. (2001). Managing Environments for Leisure and Recreation. Routledge, Taylor & Francis Group, London. Butler, C. G. (1959). The World of the Honeybee. London. Collins. Burgess, J., Harrison, C. M. ve Filius, P. (1998). Environmental communication and the cultural politics of environmental citizenship. Büyüköztürk, S. (2003). Sosyal Bilimler için Veri Analizi El Kitabı. Pegema Yayıncılık, Ankara. Chang, M. K. (1998). Predicting unethical behavior: A Comparison of The Theory of Reasoned Action and Theory of Planned Behavior. Journal of Business Ethics, 17, 1825–1834. 113 Camping, (2015). http://tr.camping.info/t%C3%BCrkiye/kamp-alanlari. Erişim tarihi; 3.04.2015. Carlson, R. E., Deppe, T. R. ve MacLean, J. R. (1972). Recreation in American life. The National Agricultural Library, USA. Carroll, B. ve Alexandris, K. (1997). Perception of Constraints and Strength of Motivation: Their Relationship to Recreational Sport Participation in Greece. Journal of Leisure Research, 29(3), 279-299. Chan, R. Y. K. (2001). Determinants of Chinese Consumers' Green Purchasing Behavior. Psychology and Marketing, 18(4), 389–413. Chawla, L. (1999). Life Paths into Effective Environmental Action. The Journal of Environmental Education, 31(1), 15-26. Cheng, S., Lam T. ve Hsu C. H. C. (2005). Testing the Sufficiency of the Theory of Planned Behavior: A Case of Customer Dissatisfaction Responses in Restaurants. Hospitality Management, 24, 475-492. Chiu, Y. T. H., Lee, W. I. ve Chen, T. H. (2014). Environmentally Responsible Behavior in Ecotourism: Antecedents and implications. Tourism Management, 40, 321-329. Cole, D. N. (1981). Managing ecological impacts at wilderness campsites: an evaluation of techniques. Journal of Forestry, 79, 86-89. Cole, D. N. (1987). Research on soil and vegetation in wilderness: a state-of-knowledge review. In Proceedings National Wilderness Research Conference: Issues, State-ofKnowledge, Future Directions, July 23-26, 1985, Fort Collins, CO (Lucas, R. C., comp), pp. 135-177. General Technical Report INT-220. Ogden, UT: USDA Forest Service, Intermountain Research Station. Cordell, H.K. and Super, G.R. (2000) Trends in American’s outdoor recreation. In: Gartner, W.C. and Lime, D.W. (eds.) Trends in Outdoor Recreation, Leisure and Tourism. CABI Publishing, Wallingford, pp. 133-144. 114 Cottrell, S. P. (2003). Influence of Socio Demographics and Environmental Attitudes on General Responsible Environmental Behavior Among Recreational Boaters. Environment and Behavior, 35, 347–375. Crompton, J. L., Love, L. L., ve More, T. A. (1997). An empirical study of the role of recreation, parks and open space in companies'(re) location decisions. Journal of Park and Recreation Administration, 15, 37-58. Çepel, N. (1990). Ekoloji Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Tema Vakfı Yayınları. Çil, B. (2002). İstatistik. Detay Yayıncılık, Ankara. Davis, D. ve Cosenza, R. M. (1998). Business Resarch for Decision Making, Boston: PWS-Kent Publishing Company. Davis, J. L., Le, B. ve Coy, A. E. (2011). Building a model of commitment to the natural environment to predict ecological behavior and willingness to sacrifice. Journal of Environmental Psychology, 31(3), 257-265. De Groot, J. I. ve Steg, L. (2009). Morality and Prosocial Behavior: The Role of Awareness, Responsibility, and Norms in the Norm Activation Model. The Journal of Social Psychology, 149(4), 425-449. Dietz, T., Fitzgerald, A. ve Shwom, R. (2005). Environmental values. Annuals Review Environment Resource, 30, 335-372. Do Paco, A. M. F., Raposo, M. L. B. ve Filho, W. L. (2009). Identifying the Green Consumer: A Segmentation Study. Journal of Targeting, Measurement and Analysis for Marketing, 17(1), 17-25. Driver, B. L. (1976). Quantification o f outdoor recieationsts’ preferences, p. 165-187 in Research camping and environmental education. Betty van der Smissen (ed.) Penn State Series II, Univ. Park, Pa. Driver, B. L. (1977). Item Pool for Scales Designed to Quantify The Psychological Outcomes Desired and Expected from Recreation Participation. Rocky Mountain Forest and Range Experiment Station. 115 Driver, B. L. (1983). Master List of İtems for Recreation Experience Preference Scales and Domains. USDA For. Serv. Rocky Mountain Forest and Range Experiment Station, Ft. Collins, Colo. Unpubl. doc. Driver, B. L. ve Tocher, S. R. (1970). Toward a Behavioral İnterpretation of Recreational Engagements, with İmplications for Planning. Elements of Outdoor Recreation Planning, 8, 9-31. Dunlap, R. E., Van Liere, K. D., Mertig, A. G. ve Jones, R. E. (2000). New Trends İn Measuring Environmental Attitudes: Measuring Endorsement of the New Ecological Paradigm: A Revised NEP Scale. Journal Of Social İssues, 56(3), 425-442. Elevli, B. (1998). Madencilik Çevre ve ÇED Raporu. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları. Ellen, P. S., Wiener, J. L. ve Cobb-Walgren, C. (1991). The Role of Perceived Consumer Effectiveness in Motivating Environmentally Conscious Behaviors. Journal of Public Policy & Marketing, 102-117. Ewert, A. (1999). Outdoor Recreation and Natural Resource Management: An Uneasy Alliance. Parks & Recreation, 39(2): 58-67. Fawcett, L. M., Garton, A. F. ve Dandy, J. (2009). Role of motivation, self-efficacy and parent support in adolescent structured leisure activity participation. Australian Journal of Psychology, 61(3), 175-182. Fıetkau, H. J. ve Kessel, H. (1981). Umweltlernen: Veraenderungsmoeglichkeiten des Umweltbewusstseins. Modell-Erfahrungen (Koenigstein, Hain). Fishbein, M. ve Ajzen, I. (1975). Belief, Attitude, İntention and Behavior: An İntroduction to Theory And Research. Reading, MA: Addison-Wesley Fresque, J. ve Plummer, R. (2009). Accounting for consumption related to outdoor recreation: An application of ecological footprint analysis. Leisure/Loisir, 33(2), 589-614. 116 Gärling, T., Fujii, S., Gärling, A. ve Jakobsson, C. (2003). Moderating Effects of Social Value Orientation on Determinants of Pro-environmental Behavior İntention. Journal of Environmental Psychology, 23(1), 1-9. Gökdeniz, A. ve Çetin, İ. (2002). Turistlerin Seyahat Anlayışlarında Değişme Eğilimleri ve Ekoturizm. Turizm Akademik Dergisi, Ankara: Gazi Üniversitesi Vakfı Yayınları. Gök, Y. (2011). Kozan Baraj Gölü Ve Çevresinin Rekreasyonel Alan Kullanım Kararlarının Belirlenmesi. Peyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Çukurova Üniversitesi, Adana. Greeley, A. (1993). Religion and Attitudes Toward the Environment. Journal for the Scientific Study of Religion, 19-28. Gupta, S. ve Ogden, D. T. (2009). To Buy or Not to Buy? A Social Dilemma Perspective on Green Buying. Journal of Consumer Marketing, 26(6), 376-391. Gül, T. (2014). Rekreasyona Giriş. Boş zaman ve rekreasyon, 1. Bölüm. Edt. Yaylı, A. Rekreasyona Giriş. Detay Yayıncılık, Ankara Gülez, S. (1990). Ormaniçi rekreasyon potansiyelinin saptanması için geliştirilen bir değerlendirme yöntemi. Journal of the Faculty of Forestry Istanbul University (JFFIU), 40(2), 133-147. Hacıoğlu, N., Gökdeniz, A. ve Dinç, Y. (2003). Boş Zaman ve Rekreasyon Yönetimi. Ankara: Detay Yayıncılık. Hacıoğlu, N., Gökdeniz, A. ve Dinç, Y. (2009). Boş Zaman ve Rekreasyon Yönetimi “Örnek Animasyon Uygulamaları, Ankara: Detay Yayıncılık. Halpenny, E. A. (2010). Pro-Environmental Behaviours and Park Visitors: The Effect of Place Attachment. Journal of Environmental Psychology, 30(4), 409-421. Hamilton, K., Daniels L., White K. M., Murray N. ve Walsh A. (2011). Predicting Mothers’ Decision to İntroduce Complementary Feeding at 6 Months: An İnvestigation Using an Extended Theory of Planned Behaviour. Appetite, 56, 674681. 117 Han, H. (2015). Travelers' pro-environmental behavior in a green lodging context: Converging value-belief-norm theory and the theory of planned behavior. Tourism Management, 47, 164-177. Han, H. Hsu, L. ve Sheu, C. (2010). Application of The Theory of Planned Behavior to Green Hotel Choice: Testing The Effect of Environmental Friendly Activities. Tourism Management, 31, 325–334. Han, H. ve Kim, Y. (2010). An investigation of green hotel customers’ decision formation: Developing an extended model of the theory of planned behavior. International Journal of Hospitality Management, 29(4), 659-668. Han, H. ve Yoon, H. J. (2015). Hotel Customers’ Environmentally Responsible Behavioral İntention: Impact of Key Constructs on Decision in Green Consumerism. International Journal of Hospitality Management, 45, 22-33. Harland, P., Staats, H. ve Wilke, H. A. (2007). Situational and personality factors as direct or personal norm mediated predictors of pro-environmental behavior: Questions derived from norm-activation theory. Basic and Applied Social Psychology, 29(4), 323-334. Hartig, T., Kaiser, F. G. ve Bowler, P. A. (2001). Psychological restoration in nature as a positive motivation for ecological behavior. Environment and Behavior, 33(4), 590607. Hazar, A. (2003). Rekreasyon ve Animasyon. Detay Yayıncılık, Ankara. Hazar, A. (2009). Rekreasyon ve Animasyon. Detay Yayıncılık. Heywood, J. L. ve Murdock, W. E. (2002). Social Norms in Outdoor Recreation: Searching for the Behavior-Condition Link. Leisure Sciences, 24(3-4), 283-295. Hendee, J. C., Stankey, G. H. and Lucas, R. C. (1990). Wilderness Management (2nd edn). Golden, CO: North American Press. Himmelfarb, S. (1993). The Measurement of Attitudes. The Psychology of Attitudes, 2387. 118 Hines, J. M., Hungerford, H. R. ve Tomera, A. N. (1986/87). Analysis and synthesis of research on responsible environmental behavior: A meta-analysis. Journal of Environmental Education, 18, 1-8. Homburg, A. ve Stolberg, A. (2006). Explaining pro-environmental behavior with a cognitive theory of stress. Journal of Environmental Psychology, 26(1), 1-14. Hrubes, D., Ajzen I. ve Daigle J. (2001). Predicting Hunting İntentions and Behavior: An Application of the Theory of Planned Behavior, Leisure Sciences, 23, 165-178. Hwang, Y. H., Kim, S. I. ve Jeng, J. M. (2000). Examining the causal relationships among selected antecedents of responsible environmental behavior. The Journal of Environmental Education, 31(4), 19-25. Ishaswini, ve Datta, S. K. (2011). Pro-Environmental Concern İnfluencing Green Buying: A Study on Indian Consumers. International Journal of Business and Management, 6(6), 124–133. İslam, B. (2000). Ekoloji Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Birleşik Yayınları. Iso-Ahola, S. (1982). Towards a Social Psychology of Tourism Motivation: A Rejoinder. Annals of Tourism Research, 9, 256–261. Iso-Ahola S. E. (1980). Experience-related factors as determinants of leisure satisfaction. Scandinavian Journal of Psychology. 23(1), 141–146, September. Iso-Ahola, S. E. (1999). Motivational foundations of leisure. In E. L. Jackson, & T. L. Burton (Eds.), Leisure studies: Prospects for the twenty-first century (pp. 35–51). State College, PA: Venture Publishing. Kahraman, N. ve Türkay, O. (2006). Turizm ve çevre. Detay Yayıncılık. Kaiser, F. G. ve Shimoda, T. A. (1999). Responsibility as a predictor of ecological behaviour. Journal of Environmental Psychology, 19(3), 243-253. Kaiser, F. G. ve Fuhrer, U. (2003). Ecological behavior's dependency on different forms of knowledge. Applied Psychology, 52(4), 598-613. 119 Kaiser, F. G., Ranney, M., Hartig, T. ve Bowler, P. A. (1999). Ecological Behavior, Environmental Attitude, and Feelings of Responsibility for the Environment. European Psychologist, 4(2), 59-74. Kaiser, F. G., Wolfing, S. ve Fuhrer, U. (1999). Environmental Attitude and Ecological Behavior. Journal of Environmental Psychology. Karaküçük, S. (2008). Rekreasyon (Boş Zamanları Değerlendirme), Gazi Kitabevi, Ankara Karaküçük, S. (2013). Rekreatif Kısıtlayıcılar Ders Notları. Rekreasyon Yönetimi Ana Bilim Dalı Doktora Dersi. Gazi Üniversitesi. Ankara. Karasar, N. (1999). Bilimsel Araştırma Yöntemi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Kampkaravan, (2015). http://www.kampkaravan.org.tr/kampingler.html.Erişim tarihi; 03.04.2015. Keleş, R., ve Hamamcı, C. (2002). Çevrebilim. İmge Kitabevi. Ankara. Keleş, R., Hamamcı, C., Çoban, A., (2009), Çevre Politikası, İmge Kitabevi, Ankara. Kement, Ü. (2013). Genişletilmiş Planlanmış Davranış Teorisi Modeli Kapsamında Otel Müşterilerinin Yeşil Yıldızlı Otelleri Tekrar Ziyaret Etme Niyetlerinin İncelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İşletme Ana Bilim Dalı, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Hacettepe Üniversitesi, Ankara. Kemp, D. D. (1998). The environment dictionary. Psychology Press. Kınacı, B., Pehlivan, N., A., ve Seyhan, G. (2011). Turizm Çeşitleri ve Çevre. Pegem Akademi Yayıncılık. 1. Baskı, Ankara. Kışlalıoğlu, M. ve Berkes, F. (1993). Ekoloji ve Çevre Bilimleri, Remzi Kitabevi, İstanbul. Kışlalıoğlu, M. ve Berkes, F. (1997). Çevre ve Ekoloji, İstanbul: Remzi Kitabevi. Kilbourne, W. ve Pickett, G. (2008). How Materialism Affects Environmental Beliefs, Concern, and Environmentally Responsible Behavior. Journal of Business Research, 61(9), 885-893. 120 Kil, N., Holland, S. M. ve Stein, T. V. (2014). Structural Relationships Between Environmental Attitudes, Recreation Motivations, and Environmentally Responsible Behaviors. Journal of Outdoor Recreation and Tourism, 7, 16-25. Kim, B., Heo, J., Chun, S. ve Lee, L. (2011). Validation of the Leisure Facilitator Scale, Leisure/Loisir, 35(4), 391-405. Kim, Y. ve Choi, S. M. (2005). Antecedents of Green Purchase Behavior: An Examination of Collectivism, Environmental Concern, and PCE. Advances in Consumer Research, 32, 592–599. Kocaeski, S., Sevil, T., Şimşek, K. Y., Katırcı, H. Çelik, O. ve Çeliksoy, M. A. (2012). Boş zaman ve Rekreasyon, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları. Kocataş, A. (1994). Ekoloji ve Çevre Biyolojisi. İzmir: Ege Üniversitesi Yayınları. (2.Baskı). Koçak F. ve Balcı, V. (2010). Doğada Yapılan Sportif Etkinliklerde Çevresel Sürdürülebilirlik. Ankara Üniversitesi Çevrebilimleri Dergisi, 2(2): 213-222. Kollmuss, A. ve Agyeman, J. (2002). Mind the Gap: Why Do People Act Environmentally and What Are the Barriers to Pro-Environmental Behavior? Environmental Education Research, 8(3), 239-260. Krosnick, J. A., Judd, C. M. ve Wittenbrink, B. (2005). The measurement of attitudes. The handbook of attitudes, 21-76. Kuntay, O. (2004). Sürdürülebilir turizm planlaması. Alp Yayınevi. Latif, S. A., Omar, M. S., Bidin, Y. H. ve Awang, Z. (2013). Role of Environmental Knowledge in Creating Pro-Environmental Residents. Procedia-Social and Behavioral Sciences, 105, 866-874. Lee, J. A. ve Holden, S. J. (1999). Understanding the Determinants of Environmentally Conscious Behavior. Psychology and Marketing, 16(5), 373-392. Lee, Y. K., Kim, S., Kim, M. S. ve Choi, J. G. (2014). Antecedents and İnterrelationships of Three Types of Pro-Environmental Behavior. Journal of Business Research, 67(10), 2097-2105. 121 Lee, T. H. (2011). How recreation involvement, place attachment and Conservation Commitment Affect Environmentally Responsible Behavior. Journal of Sustainable Tourism, 19, 895–915. Lévy-Leboyer, C., Bonnes, M., Chase, J., Ferreira-Marques, J. ve Pawlik, K. (1996). Determinants of pro-environmental behaviors: A five-countries comparison. European Psychologist, 1(2), 123. Lewis-Beck, M. (1995). Data Analysis an İntroduction. Sage University Paper Series on Quantitative Applications in the Social Sciences 07-103. Thousand Oaks, CA: Sage. Lowe, J. J. (1991). Stratigraphic Resolution And Radiocarbon Dating Of Late Devensian Lateglacial Sediments. IN: Radiocarbon Dating: Recent Applications and Future Potential. Quaternary Proceedings, 1. Quaternary Research Association, Cambridge. Lundberg, D. E. (1980). The Tourist Businesss, IV. Edition, Boston: CBI Publishing Inc. Manfredo, M. J. (1984). The Comparability of on Site and Off Site Measures of Recreation Needs. Journal of Leisure Research. Manfredo, M. J., Driver, B. L. ve Tarrant, M. A. (1996). Measuring Leisure Motivation: A Meta-Analysis of the Recreation Experience Preference Scales. Journal of Leisure Research, 28(3), 188. March, R. ve Woodside A. G. (2005). Testing Theory of Planned Versus Realized Tourism Behavior. Annals of Tourism Research, 32(4), 905-924. Milfont, T. L. (2009). The Effects of Social Desirability on Self-Reported Environmental Attitudes and Ecological Behaviour. The Environmentalist, 29(3), 263-269. Milfont, T. L. ve Duckitt, J. (2010). The Environmental Attitudes İnventory: A valid and Reliable Measure to Assess the Structure of Environmental Attitudes. Journal of Environmental Psychology, 30(1), 80-94. Mirzeoğlu, N. (Editör)., (2006). Spor Bilimlerine Giriş, Ankara: Spor Yayınevi. Moan, I. S. ve Rise J. (2011). Predicting İntentions Not to ‘Drink and Drive’ Using an Extended Version of The Theory of Planned Behavior. Accident Analysis and Prevention, 43, 1378-1384. 122 Mullan, B. ve Wong C. (2010). Using the Theory of Planned Behavior to Desing a Food Hygiene İntervention. Food Control, 21, 1524-1529. Muller, D. Judd, C. M. ve Yzerbyt, V. Y. (2005). When Moderation is Mediated and Mediation is Moderated. Journal of Personality and Social Psychology, 89 (6), 852863. Newsome, D., Dowling, R. K. ve Moore, S. A. (2005). Wildlife tourism. Channel View Publications. Neyişçi, T. (2002). Ekoloji’ de Tanım Anlayış Sorunları ve Karakulaklar. Bilim ve Ütopya (95), 68-77. Nicholas, J. J., Rybarczyk, B., Meyer, P. M., Lacey, R. F., Haut, A. ve Kemp, P. J. (1998). Rehabilitation staff perceptions of characteristics of geriatric rehabilitation patients. Archives of physical medicine and rehabilitation, 79(10), 1277-1284. Nordlund, A. M. ve Garvill, J. (2002). Value Structures Behind Pro-environmental Behavior. Environment and Behavior, 34(6), 740-756. Olalı H. (1981). Turizm. Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara. Onwezen, M. C., Antonides, G. ve Bartels, J. (2013). The Norm Activation Model: An Exploration of the Functions of Anticipated Pride and Guilt in Pro-Environmental Behaviour. Journal of Economic Psychology, 39, 141-153. Özdamar, K. (2001). Paket Programlar ve İstatistiksel Veri Analizi (Çok Değişkenli Analizler). (4. Baskı), Kaan Yayınları, Eskişehir. Özgüç, N. (1984). Turizm Coğrafyası, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Yayıncılık, İstanbul. Öztürk, Z. ve Dündar, H. (2003). Örgütsel Motivasyon ve Kamu Çalışanlarını Motive Eden Faktörler. CÜ İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 4(2), 57-67. Parker, J. H. (1983). Landscaping to reduce the energy used in cooling buildings. Journal of Forestry, 81(2), 82-105. 123 Peace, A. G., Galletta, D. F. ve Thong, J. Y. (2003). Software Piracy in the Workplace: A Model and Empirical Test. Journal of Management Information Systems, 20(1), 153177. Pinto, D. C., Nique, W. M., Anana, E. ve Herter, M. M. (2011). Green Consumer Values: How Do Personal Values İnfluence Environmentally Responsible Water Consumption? International Journal of Consumer Studies, 35(2), 122–131. Rice, G. (2006). Pro-environmental Behavior in Egypt: Is There a Role for Islamic Environmental Ethics? Journal of Business Ethics, 65(4), 373–390. Rosenthal, D. H., Waldman, D. A. ve Driver, B. L. (1982). Construct Validity of İnstruments Measuring Recreationists’ Preferences. Leisure Sciences, 5(2), 89-108. Russell, D. W. ve Russell, C. A. (2010). Experiential Reciprocity: The Role of Direct Experience in Value Perceptions. Journal of Travel & Tourism Marketing, 27(6), 624-634. Ryu, K. ve Jang, S, (2006). Intention to Experience Local Cuisine in A Travel Destination: The Modified Theory of Reasoned Action. Journal of Hospitality & Tourism Research, (30)4, 507–516. Quintal, V. A., Lee J. A. ve Soutar G. N. (2010). Risk, Uncertainty and the Theory of Planned Behavior: A Tourism Example. Tourism Management, 31, 797-805. Sağcan, M. (1986). Rekreasyon ve Turizm. Cumhuriyet Basımevi. Schwartz, S. H. (1977). Normative İnfluences on Altruism. In L. Berkowitz (Ed.), Advances in Experimental Social Psychology (Vol. 10). New York: Academic Press. Sekaran, U. (2003). Research Methods for Business. New York: John Wiley. Smith, S. M., Haugtvedt, C. P. ve Petty, R. E. (1994). Attitudes and Recycling: Does The Measurement of Affect Enhance Behavioral Prediction? Psychology & Marketing, 11(4), 359-374. Song, H. J., Lee, C. K., Kang, S. K. ve Boo, S. J. (2012). The Effect of Environmentally Friendly Perceptions on Festival Visitors’ Decision-Making Process Using an 124 Extended Model of Goal-Directed Behavior. Tourism Management, 33(6), 14171428. Soper, D. S. (2010). The Free Statistics Calculators Website. Online Software, http://www.danielsoper.com/statcalc/. Sözen, N. Ve Şahin, Ş., 1988, Kamping Planlama-Uygulama-İşletme, Peyzaj Mimarisi Derneği Yayınları, s. 7-151. Ankara. Stern, P. C. (2000). Toward a Coherent Theory of Environmentally Significant Behavior. Journal of Social Issues, 56(3), 407-424. Stern, P. C., Dietz, T., Abel, T., Guagnano, G. A. ve Kalof, L. (1999). A Value-BeliefNorm Theory of Support for Social Movements: the Case of Environmentalism. Research in Human Ecology, 6(2), 81-97. Straughan, R. D. ve Roberts, J. A. (1999). Environmental Segmentation Alternatives: A Look at Green Consumer Behavior in the New Millennium. Journal of Consumer Marketing, 16(6), 558-575. Tarrant, M. A. ve Green, G. T. (1999). Outdoor Recreation and the Predictive Validity of Environmental Attitudes. Leisure Sciences, 21(1), 17-30. Taylor, S. ve Todd, P. A. (1995). Understanding İnformation Technology Usage: A Test of Competing Models. Information Systems Research, 6(2), 144-176. Thapa, B. (2010). The Mediation Effect of Outdoor Recreation Participation on Environmental Attitude-Behavior Correspondence. The Journal of Environmental Education, 41(3), 133-150. Tinsley, H. E. ve Eldredge, B. D. (1995). Psychological benefits of leisure participation: A taxonomy of leisure activities based on their need-gratifying properties. Journal of Counseling Psychology, 42(2), 123. Tinsley, H. E. ve Kass, R. A. (1978). Leisure Activities and Need Satisfaction: A Replication and Extension. Journal of Leisure Research, 10(3), 191-202 Topay, M., Koçan, N. (2009). Kamping/Çadırlı Kamp İçin Alan Seçim Kriterlerinin Belirlenmesi ve Bartın-Uluyayla’da Örnek Bir Uygulama, Süleyman Demirel 125 Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi Seri:A, Sayı: 1, Yıl: 2009, ISSN: 1302-7085, ss: 116-128. UKKF, (2015). http://www.ukkf.org/bolgeler-gore-kamplar. Erişim tarihi: 09.04.2015. Uluğ, E. (1997). Çevre Kirlenmesinin Boyutları. İnsan-Çevre-Toplum, İmge Kitabevi, 2. Baskı, 41-64. Ulusal Kamp ve Karavan Federasyonu (UKKF), (2015); http://www.ukkf.org/bolgelergore-kamplar/ Erişim Tarihi; 01.04.2015. Ural, A. ve Kılıç, İ. (2005). Bilimsel Araştırma Süreci ve SPSS ile Veri Analizi (SPSS 10.00-12.0 For Windows). Detay Yayıncılık, Ankara. Uşak, M. (2006). Çevre Nedir?, Çevre Bilimi, Anı Yayıncılık, Ankara, 2006 Vromm, V. (1964). Work and Motivation, New York: Willey Publishers. Wellman, J. D. (1979). Recreational Response to Privacy Stress: A Validation Study. Journal of Leisure Research, 11(1), 61-73. Wolfe, K. L. ve Shanklin, C. W. (2001). Environmental Practices and Management Concerns of Conference Center Administrators. Journal of Hospitality & Tourism Research, 25(2), 209-216. Yıldızcı, A. C. (1976). Rekreasyon ve Etkileri. İTÜ Mimarlık Fakültesi Dergisi. (11), 5767. Yücel, A. S. ve Morgil, İ. (1999). Çevre Eğitiminin Geliştirilmesi. Balıkesir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 1(1), 76-89. Zhang, H. ve Lei, S. L. (2012). A Structural Model of Residents’ İntention to Participate in Ecotourism: The Case of A Wetland Community. Tourism Management, 33(4), 916925. Zhang, Y., Zhang, H. L., Zhang, J. ve Cheng, S. (2014). Predicting Residents' ProEnvironmental Behaviors at Tourist Sites: The Role of Awareness of Disaster's Consequences, Values, and Place Attachment. Journal of Environmental Psychology, 40, 131-146. 126 127 EKLER 128 EK-1: ANKET FORMU TÜRKÇE Değerli Katılımcı, Bu anket hazırlamakta olduğumuz “Doğaya Yönelik Gerçekleştirilen Rekreatif Etkinliklerde Tüketicilerin Çevre Dostu Rekreasyon Davranışlarının İncelenmesi” konulu akademik çalışma ile ilgilidir. Yalnızca birkaç dakikanızı ayırarak anket sorularına vereceğiniz yanıtlar gerek bu çalışmaya gerekse çevreye duyarlılık davranışını ölçmeye yönelik yapılacak olan akademik çalışmaya önemli katkılar sağlayacaktır. Tüm yanıtlar gizli kalacak ve yalnızca akademik amaçlı kullanılacaktır. Katılımınızdan dolayı sizlere çok teşekkür ederiz. Yrd. Doç. Dr. Evren GÜÇER Öğr. Gör. Üzeyir KEMENT Gazi Üniversitesi, Turizm Fakültesi MYO Bingöl Üniversitesi, Sosyal Bilimler Rekreasyon Yönetimi Bölümü Turizm İşletmeciliği Bölümü [email protected] [email protected] 1. 2. 3. 4. 5. 6. Sürekli Yaşadığınız Şehir/Ülke Neresidir? ---------------------------------------Yaşınız : <18 18-24 25-34 35-44 45-54 55-64 65≤ Cinsiyetiniz : Erkek Kadın Medeni Durumunuz : Evli-Çocuklu Evli-Çocuksuz Bekar Eğitiminiz : İlköğretim Lise Ön Lisans Lisans Y. Lisans/Doktora İkamet Ettiğiniz Ülke Standartları Çerçevesinde Aile Gelir Durumunuz: Çok Düşük Düşük Orta Yüksek Çok Yüksek 7. Türkiye’nin farklı bölgelerinde kamping yapan bireylerin rekreasyonel motivasyonlarını açıkladığı düşünülen özellikler aşağıda verilmiştir. Bu özellikleri aşağıdaki ölçeğe göre değerlendiriniz. Lütfen her bir ifadeye ilişkin verdiğiniz önem derecesini ilgili kutucuğu (1) “Hiç önemli değil” - (5) “Çok önemli” olacak şekilde işaretleyerek belirtiniz. Hiç Önemli Değil 1 Hiç Önemli Değil 1 Hiç Önemli Değil 1 Hiç Önemli Değil 1 Hiç Önemli Değil 1 Hiç Önemli Değil 1 Hiç Önemli Değil 1 Hiç Önemli Değil 1 Hiç Önemli Değil 1 Manzaradan Hoşlanmam 2 3 4 5 Çok Önemli Doğa Deneyimi İmkânlarının Olması 2 3 4 5 Çok Önemli Doğaya Yakın Olması 2 3 4 5 Çok Önemli Kendi Başıma Olmam 2 3 4 5 Çok Önemli İnsanlardan Uzak Olmam 2 3 4 5 Çok Önemli Yalnız Başına Deneyim Yaşama İmkânı 2 3 4 5 Çok Önemli Çevreyi Keşfetme İsteğim 2 3 4 5 Çok Önemli Doğa İle İlgili Daha Fazla Şey Öğrenme İsteğim 2 3 4 5 Çok Önemli Yeni ve Farklı Şeyler Yaşama İsteğim 2 3 4 5 Çok Önemli 129 EK-1: ANKET FORMU TÜRKÇE (DEVAMI) 8. Türkiye’nin farklı bölgelerinde kamping yapan bireylerin çevre dostu rekreatif davranışlarını açıkladığı düşünülen özellikler aşağıda verilmiştir. Bu özellikleri kamping yaptığınız destinasyonu göz önüne alarak aşağıdaki ölçeğe göre değerlendiriniz. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 Kesinlikle Katılmıyorum (1) -- Kesinlikle Katılıyorum (5) Benim için önemli olan çoğu kişi kamping yaptığım esnada çevre dostu davranmam 1 2 3 4 5 gerektiğini düşünür Benim için önemli çoğu kişi kamp yaparken çevre dostu davranmamı ister 1 2 3 4 5 Düşüncelerine değer verdiğim kişiler kamp yaparken çevre dostu davranmamı tercih 1 2 3 4 5 ederler İnanıyorum ki kamp yapan her birey kısmen de olsa kamping faaliyetinin sebep olduğu 1 2 3 4 5 çevresel problemlere karşı sorumludur. Kamp yapan her bireyin kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel bozulmadan 1 2 3 4 5 müşterek olarak sorumlu olduğu kanısındayım. Kamping yapan her birey, kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel sorunlara karşı 1 2 3 4 5 sorumluk almalıdır. Kamp yaptığım süreç içerisinde çevre dostu ürünler kullanarak/satın alarak çevreyi 1 2 3 4 5 koruyabilirim. Kamp yaptığım süreç içerisinde su ve enerji kullanımını en aza indirerek doğal 1 2 3 4 5 kaynaklarla ilgili sorunların çözümünde yardımcı olabileceğimi hissediyorum. Çevresel problemlerin çözümüne yardım etme hususunda kendimi yeterli hissediyorum. 1 2 3 4 5 Her birey, çevreyi korumaya teşvik desteği amaçlı bir dilekçe imzalayarak toplumda 1 2 3 4 5 olumlu yönde bir etkiye sahip olabilir. Geri dönüşümü olmayan ürünler israfı azaltmak amacıyla ayrıca vergilendirilmelidir. 1 2 3 4 5 Üreticilerin çalışmaları esnasında geri dönüştürülmüş ürünleri kullanmaları 1 2 3 4 5 gerekmektedir. Ticari reklamları yapılan ürünlerin çevresel yönden dezavantajlarından bahsedilmesi 1 2 3 4 5 gerekmektedir. Üretimi ve tüketimi esnasında çevreyi kirleten ürünler vergilendirilmelidir. 1 2 3 4 5 Biz dünyanın sınırlı sayıda insanı taşıyabileceği yönünde yaklaşım sergilemekteyiz. 1 2 3 4 5 İnsanlar doğanın işleyişine karıştığı zaman bu durum genellikle kötü sonuçlar doğurmaktadır. Çevresel koşullar var olan şekliyle devam ederse, kısa bir süre sonra büyük çaplı ekolojik felaketler yaşayacağız. Bitki ve hayvanlar insanların sahip olduğu kadar hakka sahiptir. Hayvanlar ihtiyaçları olduğu kadar doğal çevrede değişiklik yapma hakkına sahiptir. İnsanların doğa üzerinde hakka sahip olması, bitki ve hayvanlardan sonra doğanın geri kalanı üzerinde hakim olması anlamına gelmektedir. Eğer biz var olan doğal kaynakları nasıl geliştirebileceğimizi öğrenirsek dünya pek çok doğal kaynaklara sahiptir. Doğa, modern endüstriyel ulusların etkisiyle başa edebilmek için yeterli derecede güce sahiptir. Ekolojik kriz şeklinde adlandırılan durumu insanlar oldukça abartmaktadır. Mümkün olduğunca kamp yaptığım süreç içerisinde çevreye karşı duyarlı davranıyorum. Bireylerin hangi tür davranışlarının doğal çevreye etki ettiği hakkında fikir sahibiyim. Kamp yaptığım süreç içerisinde davranışlarımın doğal çevreye etkisini minimize etmeye çalışıyorum. Doğaya dayalı rekreatif etkinlikleri veya eko turizm faaliyetlerini tercih ederim. 1 2 3 4 5 1 2 3 4 5 1 1 2 2 3 3 4 4 5 5 1 2 3 4 5 1 2 3 4 5 1 2 3 4 5 1 1 1 2 2 2 3 3 3 4 4 4 5 5 5 1 2 3 4 5 1 2 3 4 5 130 EK-2: ANKET FORMU İNGİLİZCE Dear Participant, This questionnaire ise part of my Ph. D. Dissertation on research to Environmentally Friendly Recreation Behaviors in Camping Activities that I have been preparing in Gazi University, Enstitute of Social Sciences, Department of Recreation Management. Your valuable answers are vitally important for my thesis. All response will be kept confidential and only be used for academic purpose. I would like to thank for your contribution. Assist. Prof. Dr. Evren GÜÇER Lecturer Üzeyir KEMENT Bingöl University, High School of Social Sciences Gazi University, Faculty of Tourism Department of Recreation Management Department of Tourism Administration [email protected] 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. [email protected] Country of residence? : ---------------------------------------Your Age : <18 18-24 25-34 35-44 45-54 55-64 65≤ Gender : Male Female Marital Status : Married With Children Married Without Child Single Education : Primary School High School Some University University Master or Phd Household Income Level Status resident country in the Framework of Standards: Very Low Low Middle High Very High Please evaluate your opinions in each centences set by checking appropriate box about your relatives thoughts about which you set up camping destination. Not at All Important 1 Not at All Important 1 Not at All Important 1 Not at All Important 1 Not at All Important 1 Not at All Important 1 Not at All Important 1 Not at All Important 1 Not at All Important 1 Enjoy the Scenery 3 4 5 Experience Nature 2 3 4 5 Be Close to Nature 2 3 4 5 Be on My Own 2 3 4 5 Be Away from People 2 3 4 5 Experience Solitude 2 3 4 5 Explore the Area 2 3 4 5 Learn More About the Nature 2 3 4 5 Experience New and Different Things 2 3 4 5 2 Very Important Very Important Very Important Very Important Very Important Very Important Very Important Very Important Very Important 131 EK-2: ANKET FORMU İNGİLİZCE (DEVAMI) 8. Variables of people environmentally Friendly Recreation Behaviors are given below. Listed questionnaire form below by regarding variables of camping destinations where you set up a camp. Please note your level of disagreement (1)- agreement (7) with each statements listed below. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 Strongly Agree (1) – Strongly Disagree (5) Most people who are important to me think I should behave environmentally friendly 1 2 3 4 5 during camping Most people who are important to me would want to be environmentally friendly during 1 2 3 4 5 camping People whose opinions I value would prefer that I behave environmentally friendly 1 2 3 4 5 during camping I believe that every person is partly responsible for the environmental problems caused 1 2 3 4 5 by the camping activities I feel that every person is jointly responsible for the environmental deteriorations caused 1 2 3 4 5 by the camping activities Every person must take responsibility for the environmental problems caused by camping 1 2 3 4 5 I can protect the environment by buying products that are friendly to the environment 1 2 3 4 5 during the camping I feel I can help solve natural resource problems by conserving water and energy during 1 2 3 4 5 the camping I feel capable of helping solve environmental problems. 1 2 3 4 5 Each person's behavior can have a positive effect on society by signing a petition in 1 2 3 4 5 support of promoting the environment 1 2 3 4 5 Non-recyclable products should be taxed to reduce waste. Manufacturers should be required to use recycled materials in their operation. Commercial advertising should be required to mention the environmental disadvantages of products. Products that pollute the environment during manufacturing or consumption should be taxed. We are approaching the limit of the number of people the earth can support When humans interfere with natüre it often produces disastrous consequences If things continue on their present course, we will soon experience a majör ecological catastrophe Plants and animals have as much right as humans to exist Humans have the right to modify the natural environment to suit their needs Humans were meant to rule over the rest of nature The earth has plenty of natural resources if we just learn how to develop them The balance of natüre is strong enough to cope with the impacts of modern industrial nations Theso-called “ecological crisis” facing human kind has been greatly exaggerated I try to purchase environmentally friendly recreation products and services if possible. I think about how people’ behaviors could impact natural environments. I try to minimize my recreation behaviors to influence natural environments. I prefer nature-based or eco-tourism. 1 2 3 4 5 1 2 3 4 5 1 2 3 4 5 1 1 2 2 3 3 4 4 5 5 1 2 3 4 5 1 1 1 1 2 2 2 2 3 3 3 3 4 4 4 4 5 5 5 5 1 2 3 4 5 1 1 1 1 1 2 2 2 2 2 3 3 3 3 3 4 4 4 4 4 5 5 5 5 5 132 ÖZGEÇMİŞ Kişisel Bilgiler Soyadı, adı : Kement Üzeyir Uyruğu : T.C. Doğum tarihi ve yeri : Ordu 01.01.1988 Medeni hali : Evli Telefon : 05432667445 Faks : ………………… e-mail : [email protected] Eğitim Derece Eğitim Birimi Mezuniyet tarihi Yüksek lisans Hacettepe Üniversitesi 17.07.2013 Lisans Gazi Üniversitesi 24.08.2009 Lise Turizm ve Otelcilik Lisesi 18.05.2005 İş Deneyimi Yıl 2014- ... Yer Bingöl Üniversitesi Yabancı Dil İngilizce Yayınlar ……………… Hobiler …………………. Görev Öğretim Görevlisi