Türkiye 2.Tanıtı Ekonomisi Kongresi. Eylül 1996 - Adana C'iit: 2 Sayfa: 9 AB İL E G Ü M R Ü K B İR L İĞ İ’ NE G İD İL M E S İN İN T Ü R K İY E ’ DE T A R IM S A L G İR D İ S A N A Y İİN E E T K İL E R İ Yrd.Doç.Dr.Cıınan I. G İR İŞ Türkiye, AB Ortaklık Konseyi nin 6 Mart 1995 tarihli toplantısında kabul edilen kararı ile. 22 yıllık hazırlık ve geçiş dönemlerini geride bırakarak, I Ocak 1996 tarihi itibariyle, AB ile Gümrük Birliğine gitmiştir. Gümrük Birliği en geniş ifadeyle, taraflar arasındaki ticarette mevcut gümrük vergisi, eş etkili vergiler ve miktar kısıtlamalarıyla, her türlü eş etkili tedbirin kaldırıldığı ve ayrıca, birlik dışında kalan üçüncü ülkelere yönelik olarak da, ortak gümrük tarifesinin uygulandığı bir ekonomik entegrasyon çeşidi olarak tanımlanmaktadır (Anonim, 1996). Türkiye-AB Gümrük Birliği, genel gümniik birliği tanımını aşarak, tarafların birbirlerine uyguladıkları gümrük vergileri ile eş etkili vergilerle, ikili ticaretin önündeki her türlü engeli kaldırmaları ve üçüncü ülkeler kaynaklı ürünlerde ortak bir gümrük vergisinin uygulanmasını içermekle kalmayıp, dünya ticaretinde G ATT kuralları bazında gelişen yeni koşullar ve A B ’nin 1992 yılında hayata geçirdiği Tek Pazar uygulamaları çerçevesinde. Topluluğun Ortak Ticaret ve Ortak Rekabet Politikalarının temel unsurlarına uyumunu da zorunlu kılmaktadır. Gümrük Birliği esas itibariyle sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Tarımda girdi olarak kullanılan fakat tarım sektöründen sağlanmayan he» türlü sanayi ürünü. Gümrük Birliği kapsamına girmektedir. Bu nitelikte gümrük birliğinden direkt olarak etkilenen önemli tarımsal girdiler olarak, gübre, tarım ilaçları, tarımsal alet ve ınakina sanayii sıralanabilir. Tohum ise, Roma antlaşmasının 38. maddesinde belirtilen U ııolu listede tarım ürünleri kapsamına girdiği için Gümrük Birliğine dahil değildir. Gümrük Birliğinin ekonominin değişik sektörlerini farklı düzeylerde etkilemesi söz konusudur. Bu çalışmada da sözü edilen tarımsal girdiler sanayilerinin Gümrük Birliğinden nasıl etkilenebileceği tartışılmıştır. Bu amaçla önce sektörde Gümrük Birliği öncesi durum, çeşitli yönlerden ortaya konulmuş, daha sonra da gümrük birliğinden etkilenme durumları incelenmiştir. 1 Ege Ü niversitesi. Z ira a t Fakültesi. T a rım E konom isi B ölüm ü. İZ M İR . Turkıyv 2. Tarım Ekonomisi Kongresi. Eylül 1996 - Adana ('ılı 2Sıi\||) l.T U R K IY E ’ DE T A R IM S A L G İR D İ SANAYİİNİN MEVCUT DURUMU Tarımsal ürünlerin yeterli miktarda ve ııygun fiyatlarla arzı ve üretimi her ülke için ekonomik ve politik öneme sahiptir Artan nufusun gıda ihtiyacını karşılamak, ekilebilir alanları se tarımsal liretimde verimi artırmakla mümkündür Ekilebilir alanların sınırlı olması, üretimin artırılması çabalarını verim artışına yöneltmiş, tohum ıslahı, bitki ve hayvan beslenmesi, tarımsal hastalıklarla mücadele, tarımsal mekanizasyon alanlarında gerçekleştirilen atılımlar sonucu tarımsal üretimde buvuk artışlar ortaya çıkmıştır Butun ülkeler, tarım sektörünün tamamen dışa bağımlı olunamıyacak stratejik bir sektör olması nedeniyle, tarıma girdi sağlayan gübre, tohum, tarımsal ilaç ve tarım alet makinaları gibi sektörlerini, kaynaklarına gorc değişen ölçeklerde kurmuşlar ve geliştirmeye çalışmaktadırlar Türkiye’de de tarımsal girdi sanayiinde planlı donemde önemli gelişmeler sağlanmıştır Çalışma kapsamına dahil edilen tarımsal girdi sanayilerinin Gümrük Birliğinin yarattığı yeni koşullardan nasıl etkilenebileceğini belirlemeden önce, bu sektörlerin mevcut durumunun çeşitli yönlerden ortaya konulmasında yarar görülmüştür. 2.1.Gübre Sanayii Türkiye Gübre üretimi ve tüketimi, planlı dönemde doğrusal bir artış hızıyla ve önemli düzeyde artmıştır. 1980’ li yılların başında, üretimin tüketimi karşılama oranı %90’ının üzerinde iken, 1980’li yılların sonlarından itibaren tüketimin artması, düşük kapasite kullanımı ve yeni yatırımların yapılmaması nedeniyle 1993 yılı itibariyle üretimin tüketimi karşılama oranı %72 olarak gerçekleşmiştir Türkiye hammadde, ara madde ve gübrelerde ithalatçı konumdadır Ham ve ara maddelerde nitrik asitin tamamı, amonyak ve fosforik asitin yarısı dışında kalanlar ithalatla karşılanmaktadır(Tufan, 1995) Dış piyasalarda oluşan düşük fiyatlar nedeniyle, hemen hemen bütün gübre cinslerinin ithalatı yapılmaktadır Önemli hammaddelerin ülke gruplarına göre ithalatı incelendiğinde fosforik asit, amonyak ve ürenin %90’nın üzerinde bir oranla AB dışındaki ülkelerden, özellikle de Rusya ve Türk Cumhuriyetlerinden yapıldığı belirlenmiştir (bkz Çizelge I). Gübre ithalatına bakıldığında da, ithalatın büyük oranda üçüncü ülkelerden gerçekleştiği görülmektedir Türkiye 2.Tarım Ekonomisi Kongresi. Cilt: 2 Sayfa: 11 1996 - Adana Çizelge l:Gübre ve Başlıca Hammaddeleri İthalatının Ölke Gruplarına Göre Dağılımı Miktar (ton) "ul’ayı AH \ çfıııeü H«Pay I l ikeler AH l)ofier(IOOOS) l vimdı l İkeler "»Payı °ol\ıyı Ham Fosforik .Asit 16174 2.24 7056X6 97.76 7433 5.14 137294 madde- Amonyak 15519 1.24 1240049 98 7<> 2314 1 20 1X1X26 9X 74 ler* l ’re 41569 4 25 935623 95 75 6571 5.64 109946 94.3ı. 40451IX XX 13 61462 12 88 415779 87 12 (»Cibreler** 544980 II *1993/1995 yılları ortalaması * * 1992/1994 yılları ortalaması Kaynak HDTM, (1996), İstatistik Kayıtları. Ekonomik Araştırmalar Dairesi, Dış 94 XG Ticaret 2.2. Tarım İlaçları Sanayii Tarım ilaçlan sanayii, imalat sanayii bölümünde yer alan kimyasal üretim faaliyetlerinden bir bölümünü kapsamaktadır Ülkemizde bu alanda faaliyet yapan firmaların bir kısmı imal ve ithal, bir kısmı da yalnızca ithal yoluyla ülkeye tarım ilacı temin etmektedirler 1985-1993 döneminde temin edilen tarım ilacı değeri içinde ithalatın payı %48 17 ile %36 6l oranı arasında değişmiştir (Delen ve ark 1995,) Tarımsal ilaçların imalinde kullanılan ithal edilen hammaddelerin değerinin imalat içindeki payı da, %59.95 ile %77.35 arasında değişmektedir Bütün bu veriler tarım ilacı sektörünün ne ölçüde dışa bağımlı olduğunu göstermektedir Tarımsal ilaç ithalatının ülke gruplarına göre dağılımı incelendiğinde A B ’niıı payırnn oldukça fazla olduğu anlaşılmaktadır (bkz Çizelge 2). Tarımsal ilaç imalinde kullanılan etkili maddeler, 29 nolu gümrük tarife istatistik pozisyon nosundan giriş yapmaktadır. Bu fasıldaki etkili maddelerin ne kadarının tarımsal ilaç imalinde kullanıldığının belirlenmesinin güçlüğü nedeniyle, etkili madde ithalatının ülke gruplarına göre dağılımında. 29 nolu fasıldaki tüm maddeler dikkate alınmıştır Etkili madde ithalatının miktar ve değer olarak, yarıya yakını AB’den yapılmaktadır. Türkiye 2.Torun EkonomisiKongresi, -i-6 I 'T)i> - Adana ( 'iİt:2 Sav/a: 12 Çizelge 2: Tarımsal İlaç ve Etkili Madde İthalatının (ilke AB Üçüncü Ülkeler Toplam AB Üçüncü Ülkeler Toplam Tarımsal İlaç İthalatı* (1992/94 ort ) Değer(lOOOS) Miktar (ton) %Payı 136697 12074 62 91 67209 37 09 7118 %Payı 67 04 32.96 203906 100 00 19192 Etkili Madde İthalatı** (1994) Değer (1000$) Miktar (ton) %Pavı 446020 48 64 598755 429824 470890 51 36 %Payı 58 21 41 79 1028579 100 00 916910 100.00 100 00 *3X()X 10 00. 3XdX 20 10, 3X0X 20 l)l), 3X(IX 3(1 10. 3XUX 30 20. 3X0X 3(1 31). 3X0K 40 00. 3X0X 00 I I, 3X0X ‘>0 12. 3X0X 00 |0 (i.T I P ııolu maddeleri kapsamakladır. **2 o ( i l ! P ııolu maddelerin tümünü kapsamakladır Kaynak HDTM, (1996), Ekonomik Araştırmalar Dairesi, Dış Ticaret İstatistik Kayıtları DİE, (1994), Dış Ticaret İstatistikleri, Yayın No: 1848, Ankara, s 106. 2.3. Tarım Alet ve Makiııaları Sanayii 1992 yılı itibariyle yurtiçinde satışı yapılan 22204 adet traktörün %97 71'i yurt içinde üretilmiştir Ancak yıldan yıla traktör üretiminde önemli dalgalanmalar görülmektedir(Zeren ve Ark., 1995).Üretim miktarlarındaki dalgalanmalar, doğrudan talepteki dalgalanmaların imalata yansımasıdır. Traktör üretiminde bulunan firmaların kapasite kullanım oranı %24 ci varındadır( Yaltırık, 1991) Traktör üretimi için uygulanan yöntemde parçalar: çoğunluğu AB ülkelerinden olan CKD(Completely Knock Down) ithalatı, yan sanayi üretimi ve ana fabrika üretimi, olmak üzere üç değişik kaynaktan elde edilmektedir. Üretim yöntemi ve teknoloji aynı sektörde üretim yapan gelişmiş ülke kuruluşlarının uygulamalarına çok benzerdir Sebebi, traktör üretim hacminin otomobil üretiminde olduğu gibi, büyük miktarlarda olmaması ve yüksek otomasyon gerektirmemesidir. Bununla birlikte traktör ihracatı düşük düzeylerde gerçekleşmektedir Geçmişte ihtiyacın tamamı ithal yoluyla karşılanmasına karşın, günümüzde tarım alet ve makinaları imalat sanayinin kurulu kapasitesi 650 makina/yıl olup, bu kapasitenin ancak %20-30'u üretime Tiirkıvc 2.Tanın /■kanamışıKongresi.. 4-f> I {)')(> - \ ıhına Cİh: 2 Sayfa: 13 dönüştürülebilmektedir Tarım iş makiııalarmda yerlileştirme oranı %90’na ulaşmıştır Başlıca üretim girdilerinin (demir, çelik, saç. jant v b) tamamı yurt içinde üretilmektedir Tarım iş makinaları ihracatı. 1988-1994 yılları arasında, yıllık 5-10 milyon dolar arasında değişirken, ithalat bu değerlerin çok üstünde gerçekleşmiştir 1992-1994 yılları arası tarım alet ve makinalarının ülke gruplarına göre ithalatı incelendiğinde, gerçekleşen ithalatın önemli bir bölümünün AB’den yapıldığı anlaşılmaktadır Ancak 1994 yılı itibariyle Üçüncü Ülkelerden yapılan ithalatta önemli biı artış olduğu göriilmektedir(bkz Çizelge3) Çizelge 3: Tarım Alet ve Makiıınları İthalatının Ülke Gruplarına Göre Dağılımı (1000$) 1993 1994 1992 Değer Değer Deüer %Payı %Payı 0oPayı 88 79 52 17 55234 85 93 35113 AB 46653 32197 5891 9043 47 83 Üçüncü 11.21 14.07 Ülkeler 100,00 100,00 100 00 64277 673 10 Toplam 52544 Kaynak HDTM (1996), Ekonomik Araştırmalar Dairesi, Dış Ticaret İstatistik Kayıtları 2.GÜMRÜK B İRLİĞİ İLE KABUL EDİLEN YENİ KOŞULLAR Türkiye, 31 Aralık 1995 tarihi itibariyle, AB’den yapacağı sanayi mamulleri ithalatı sırasında tahsil edilmekte olan gümrük vergileri ve eş etkili ithalat vergilerini tamamen kaldırmıştır Malların serbest dolaşımı üzerinde bir gümrük vergisi etkisi yaratan eş etkili vergiler kapsamına. Toplu Konut Fonu, Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu, Madencilik Fonu ve diğer dış ticaret fonları gelmektedir Türkiye ayrıca AB’ne dahil olmayan ülkelerden (üçüncü ülkelerden) yapılacak ithalatta da, bütün Toplu Konut Fonlarını kaldırmış, gümrük vergilerini de A B ’de uygulanmakta olan gümrük vergileri (OGT) seviyesine getirmiştir. Çizelge 4’de tarımsal girdiler için Gümrük Birliği öncesi ve sonrası geçerli olan gümrük vergisi oranları verilmiştir Gümrük Birliği öncesi, tarımsal İlaçlar ile bu ilaçların imalinde kullanılan teknik maddeler ve teknik madde imalinde kullanılan hammaddeler gümrük vergisi ve toplu konut liirktye 2.Tarım Ekonomisi Kongresi, Evlili 1996ı - Adana ( H l :2 Sayfa: 14 fonundan muaf olarak ithal edilmekteydi (T C. Resmi Gazete, 1993) Gümrük Birliği sonrası, OGT uyarınca üçüncü ülkelerden ithal edilen tarımsal ilaçlar ve etkili maddelere °o6-7.6 arasında gümrük vergisi uygulanmaktadır Önemli gübre hammadleri saf amonyak ve fosforik asit, gümrük birliği öncesi, gümrük verilisinden muaf iken >1 Aralık 1995 İthalat Rejim Kararma göre 9 9 oranında gümrük vergisine tabi olmuştur Ancak ithalat rejimine ek bir kaıaı ile 31 Aralık 1996 tarihine kadar bu maddelere gümrük muafiyeti tanınmıştır Çizelge 4: Bazı Tarımsal Girdilerin Gümrük Birliği Öncesi ve Sonrası _________ Gümrük Vergi Oranları_______________________________ M adde İsmi 31 A ralık 1994 İthalat Rejim 31 A ra lık 1995 İthalat Rejim Kararma Göre K ararına Göre AT ve EFTA Ü lkeleri G .V İçııı D iğer Ü lkeler İçin G .V \e EFTA Ü lkeleri G .V AT İçin D iğer Ü lke le r G .V İçin Saf A ın o m a k M uaf M uaf M uaf j Fosforik A sil M uaf M uaf M uaf v v V9 ti-1.2 0-8 M uaf 3.2-7. *7 M uaf 2 M uaf M uaf 6-7.<> 4.4 M uaf 39 Harm an \e Hasal M a k i ilaları <).>*?.5 3.5-7.1 M uaf 2 1 Toprak 1.5-3.5 3.5-8.2 M uaf 2 1 Gübreler Tarım sal İlaçlar P ulvariza törlcr E kim . İşleme. D ik im ve Gübrelem e M a k iııa la rı Üçüncü ülkelerden yapılan ithalatta AB ülkeleri tarafından uygulanmakta olan, kota ithalat yasaklaması, anti damping vergileri gibi kısıtlayıcı unsurlar ülkemizde de yürürlüğe girmiştir. Sanayi ürünleri için ülkemizden AB'ye dahil ülkeler tarafından yapılacak ithalatta hiçbir gümrük vergisi ve miktar kısıtlaması uygulanmayacaktır Türkiye, Katma Protokolün 19/2’nci maddesi çerçevesinde, bazı ürünler itibariyle, 01. Ocak 2001 tarihine kadar. OGT üzerinde vergi uygulayabilecektir Hassas ürünler listesinde tarımsal girdi sanayi ile ilgili olarak bazı taraktorler ve gübre torbaları yer almaktadır. Türkiye 2.Tarım Ekonomisi Kongresi. 4-6 1996 - Adana ( 'ih:2 Sayfa: 15 Türkiye, 1996 yılından itibaren beş yıl içinde A B ’ nin yapmış olduğu bütün uluslararası anlaşmalara uyum sağlayacaktır. Türkiye, fikri, sınai ve ticari mülkiyet haklarının korunmasıyla ilgili uluslararası kurallarını aynen yürürlüğe koyacaktır Bu koşullarla, Türkiye, Avrupa tek pazarının bir parçası olacak ve gerek Türk, gerekse AB ye dahil ülkelerde ticari faaliyetlerde bulunan kuruluşlar nerede faaliyette bulunurlarsa bulunsunlar, aynı kurallara tabi olacaklardır 4.G İJM R Ü K B İR L İĞ İN İN OLASI E T K İL E R İ 4. LG üııırük Birliğinin Genel Etkileri Gümrük Birliği, ülke ekonomilerini iki yönlü etkilemektedir Birincisi gümrük birliğinin ticareti artırıcı etkisi, diğeri ise saptırıcı etkisidir (Seyidoğlu, 1996). Ticareti artırıcı etki, üye ülkeler arasındaki ticareti engelleyen hususların ortadan kaldırılmasıyla dış ticaret hacminin genişlemesidir. Bugün Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliğinden beklentisi özellikle bu noktada odaklaşmakta, büyük ölçüde ihracatın arttırılması amaçlanmaktadır. Ancak burada ithalatın da aynı paralelde artış gösterebileceği söz konusudur. Ticareti saptırıcı etki ise, AB dışındaki ülkelerle yapılacak ticarette AB ile birlikte aynı ortak gümrük tarifesi esasları uygulanacağı için dış ticaret hacminin daralması ya da ticaret yapılan üçüncü ülkelere A B 'niıı uyguladığı OGT oranlarının diişük/yüksek olması durumunda ticaretin yönünün vergi oranı düşük uygulanan ülkelere doğru değişmesi beklenebilir. Gümrük Birliğinin Türkiye ekonomisine katkıları yalnız dış ticaret yönünden değil, yerel ekonomi bazında tüm sektörler üzerinde etkili olacağı beklenmektedir. Birincisi ülke pazarının dış pazarlara açılması nedeniyle hem iç pazarda hem de AB pazarında Türk firmaları için yoğun bir rekabet sözkonusıı olacaktır. Özellikle yaklaşık son on yıldan beri çeşitli sektörlerde ortak girişim yoluyla yabancı bir firma ile ortak çalışan Türk firmalarının ve bu firmalar ile rekabet halinde olan yerli sermayeli güçlü firmaların rekabete dayanabilecekleri tahmin edilmektedir (Tatlıdil, 1995). Gümrük B irliğ i’ nin sağlayacağı bir başka etki, yüksek teknoloji ürünlerinin kullanılmasıyla AB pazarındaki üretim kalitesine yetişmek ve aynı standartta üretimi gerçekleştirmek olarak görülmektedir. Türkiye 2. Tnrıııı l-'.kımantısı Kaııyıvsi, 4-h l,.\lid ('ıh: 2 Sayfa |(, 4.2. Gübre Sanayii İ'zerine Olası Etkileri Türkiye Gübre Sanayinde. Gümrük Birliği öncesindeki durum, gııbre hammaddelerinin ithalatında kolaylaştırıcı önlemler, gübrenin ithalatını kısmen sınırlayıcı önlemlerle karekterize olmuştur Türkiye, gübrelerde gıııımik birliği öncesi topluluğa °o0-| 2 arasında değişen oranlarda gümrük vergisi uygulamakla birlikte, gııbre ithalatının %80'nin üzerindeki bolumu üçüncü ülkelerden gerçekleşmiştir Vergilerin kaldırılmasının topluluktan yapılan gübre dış ticaretine önemli bir etkisinin olacaüı beklenmemektedir Hammadde açısından vııksek oranda dışa bağımlılık sektörün (iıımruk Birliğinden erkilenme oranını yükselten en önemli etkendir Türkiye (iümrıık Birliği öncesi, sektörün önemli hammaddeleri olan amonyak ve fosforik asite gümrük matiyeti uygulamakta ve bu hammaddeleri °«97'sinden fazlasını üçuncıı ülkelerden ithal emekte idi Oysa (iıımruk Birliği anlaşmasının yumrlıığe girmesi ile bu hammaddeler ıçiıı A B ’nin ııçüncü ülkelere uyguladığı giimruk vergilerini uygulama yükümlülüğü doğmuştur, Topluluk da fosforik asit ithalatçısı olduğundan süspansiyon ve topluluk tercihler sistemi çerçevesinde vergisiz ithalat yapmaktadır Bu nedenle Türkiye de aynı çerçevede ithalat yaptığı için fosforik asitte problem gözükmemektedir Her ne kadar ek bir karar ile 31 Aralık 1996 tarihine kadar söz konusu hammaddelerin gümrük muafiyeti uzatılmış ise de, bu koruma yıl sonundan sonra devanı etıniyecek olursa amonyağa vergi ıııygulanması durumunda amonyak maliyeti artmış olacak, bu artış da CAN, AS, DAP ve kompoze 20 20 nin maliyetlerini yükseltecektir Mevcut anti-damping önlemlere uyulması durumunda gübre üreticileri üzerinde potasyum klorür ve ürenin olumsuz etkisi olacaktır Özellikle ham madde ve gübre olarak ithal edilen ürenin büyük kısmı Rusya ve Libya'dan geldiğinden uygulanacak anti-damping vergi, kompoze gübre maliyetlerini yükseltecektir Gübre maliyetlerinin artması, yurt içi gübre tüketimini ve dolayısıyla tarım sektörünü ve gübre ihracatını olumsuz yönde etkileyecektir TKF nuıı kalkması ile sektördeki mevcut koruma da kalkmış olmaktadır Korumanın kaldırılması ile, ülke içi giibre üretici kuruluşların rekabet güçleri azalacaktır Teknik mevzuatta uyum sağlamak için Topluluk gübre direktiflerinin yasalaştırılması gerekmektedir Direktiflerin üreticilere getirdiği her hangi bir yük ve sınırlama yoktur Bu konudaki tek eksiklik, tehlikeli maddeler sınıfına giren %28'den fazla azot içeren amonyum nitratların özellikleri ve bu W Türkiye 2.lorun EkonomisiKongresi, Kyliil 1996 - Adana ( 'ili:2 Sayfa: 17 özelliklerin test yöntemleri ile bu gübrelerin depolanması ve taşınmasında uyulacak kurallardır. 4.3.Tarımsal İlaç Sanayiine Olası Etkileri Tarımsal ilaç sanayii de hammadde bakımından büyük ölçüde dışa bağımlı durumdadır Bu nedenle sektörün gelişmesi amacıyla Gümrük B irliği öncesinde etkili maddeler ve tarımsal ilaç preparatlan gümrük vergisinden muaf tutulmuştur Hammadde ve tarımsal ilaç preparatlarınm ithalatının büyük bir çoğunluğu AB ülkelerinden yapılmaktadır Bu sebeble, tarımsal ilaç maliyetleri üzerinde. Gümrük Birliğinin olumlu ya da olumsuz etkisinden söz etmek güçtür. AB de çok güçlü bir sanayi olan tarımsal ilaç sanayii ile rekabet olanağı çok düşüktür. Ancak AB ülkeleri ile ortaklık kuran firmalar rekabette şanslı görülmektedir. 4.4.Tarım Alet ve Makinaları Sanayii Üzerine Olası Etkileri AB ile Gümrük Birliğine gidilmesi sonucu çeşitli tarım alet ve makinalannda topluluk için yürürlükte olan %0.5-3.5 oranında gümrük vergilerinin sıfırlanması ve OGT uygulanmasının sonucunda ve ithalatın önemli bir bölümünün A B ’den yapıldığı dikkate alındığında, tarım alet ve makinaları fiyatlarında bir azalma beklenmektedir. İthal yoluyla getirilen tarım alet ve makina aksam ve parçalarında da gümrük vergilerinin sıfırlanmış olması aynı etkiyi yaratacaktır. Böylece tarım alet ve makinaları sanayii sadece A B ’ nin değil tüm ülkelerin rekabetine açık hale gelmektedir Gümrük Birliği anlaşmasının sektöre ilişkin diğer önemli yansıması standartlar konusundadır. 6 Mart 1995 ortaklık konseyi kararı ile teknik standartlara uyum için Türkiye’ye beş yıllık bir süre tanınmaktadır AB standartları Türkiye’de yürürlüğe girdiği andan itibaren, bu standartlara uygun üretilmeyen hiç bir malın ihraç edilmemesi bir yana, iç pazarda dahi satılma şansı bile ortadan kalkabilecektir. Türkiye 2.Tarım Ekonomisi Kongresi, Eyiıil 1996 - Adana ( 'ili: 2 Sayfa: 18 K AYNAKLAR AN O N İM ,(1996) Dış Ticaret Yönüyle Gümrük Birliği El Kitabı, TC. Başbakanlık Dış Ticaret Müstşarlığı AKDER, Halis,( 1994),“ AB ve GB’nin Türk Gıda Sanayii ve Tarımına Etkileri” , Fonım, Aralık , s.8-11. DELEN ve ark.(199S), “ Tarım İaçları Kullanım ve Üretimi” ,TMMOB, Türkiye Ziraat Mühendisliği IV Teknik Kongresi,) 9-13 Ocak 1995, T C Ziraat Bankası Kültür Yayınları No 26, Ankara, s 1015-1028 DİE, (1994), Dış Ticaret İstatistikleri, Yayın No 1848, Ankara, s 106 HDTM, (1996). Ekonomik Araştırmalar Dairesi, Dış Ticaret İstatistik Kayıtları T A T LID İL, Rezzan ( l995),” Tiirkiye-AB İlişkileri ve Gümrük Birliği” Türkiye-AB İlişkileri ve Gümrük Birliği Sürecinde Sektörlerimiz. İzmir Ticaret Odası Yayın No: 13, s 1-9, İzmir T C.Resmi Gazete ( 1993),No:21493, Karar Sayısı 93/4005. TUFAN, Ayhan, Cengiz SAYIN,( 1995),” AB ile Gümrük Birliği’nin Gerçekleştirilmesi Durumunda, Türkiye’de Gübre Kullanımını Yönlendirecek Yeni Politikalar’Türkiye I Tarım Ekonomisi Kongresi, 8-9 Eylül 1994, Ege Üniversitesi Basımevi, ISBN 975-7833-029, s.320-334, İzmir. YALT1R1K, Apti,( 1991),"Tarımsal Mekanizasyonda Mevcut Durum, Sorunlar Çözüm Önerileri” ,TKB Dergisi, Sayı:70, s. 17-21. ZEREN ve Ark( 1995), “ Tarım Alet ve Makina ve Ekipman Kullanım ve Üretimi” ,TMMOB, Türkiye Ziraat Mühendisliği IV. Teknik Kongresi,) 9-13 Ocak 1995, T C Ziraat Bankası Kültür Yayınları No:26, Ankara, s. 1047-1068