Sayı: 237 DÜNYADA 138 ÜLKEYLE AYNI ANDA KUTLANAN GLOBAL GİRİŞİMCİLİK HAFTASI’NIN EN ÖNEMLİ ETKİNLİKLERİNDEN G3 FORUM’U TOBB, ULUSLARARASI GİRİŞİMCİLİK MERKEZİ VE GATE TÜRKİYE EV SAHİPLİĞİNDE, İSTANBUL’DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ. RİSK ALMADAN GiRiSiMCi . OLUNMAZ DOSYA: YENİLENEBİLİR ENERJİDE YENİ DÖNEM >s.24 DÜNYANIN EN REKABETÇİ ÜÇÜNCÜ ÜLKESİ FİNLANDİYA >s.36 DTÖ 9. BAKANLAR TOPLANTISI’NIN TÜRKİYE İÇİN ÖNEMİ >s.50 VAR ETTİNİZ, VAR OLUN... Darüşşafaka varsa sayenizde var. 150 yıldır iyi ki varsınız. Darüşşafaka’ya bağış yapın, annesi veya babası hayatta olmayan binlerce çocuğumuzun eğitimine katkıda bulunun. www.darussafaka.org | 444 1863 EKONOMİK FORUM Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Aylık Yayın Organı YÖNETİM TOBB Yönetim Kurulu Adına Sahibi M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU YAYIN KOORDİNATÖRÜ İÇİNDEKİLER 6 BAŞYAZI 20 TÜRKİYE İLE AZERBAYCAN N ARASINDAKİ TİCARET 10 YILDA 15 KAT ARTIŞ GÖSTERDİ 34 HUZURSUZ BACAK SENDROMU FARKLI HASTALIKLARIN HABERCİSİ OLABİLİR Çetin Osman BUDAK SORUMLU MÜDÜR Azmi ÖZGÜR TOBB Dumlupınar Bulvarı No: 252 Eskişehir Yolu / ANKARA Telefon : (0312) 218 20 00 Faks : (0312) 219 40 90 EDİTÖR Gülder DEMİR [email protected] Telefon : (0212) 440 27 77 GÖRSEL TASARIM Murat BEŞİKTAŞ 36 ÜLKE 42 GÖRSEL DESTEK ● TOBB Basın Yayın Müdürlüğü ● Dünya Gazetesi Arşiv ve Dokümantasyon Servisi Türkiye, Finlandiya İş Forumu’nda konuşan TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Finlandiyalı şirketleri Türkiye’ye yatırım yapmaya davet etti. REKLAM REZERVASYON Nazlı DEMİREL Telefon : (0212) 440 27 69 48 DAĞITIM Tele Kurye Dağıtım ve Kurye Hizmetleri AŞ Merkez Mh. Kağıthane Cd. No: 29/1 34407 Kağıthane / İSTANBUL-TÜRKİYE EN BÜYÜK 10 EKONOMİ ARASINA GİRMENİN YOLU YAPISAL REFORMLARDAN GEÇİYOR 56 8. YATIRIM DANIŞMA KONSEYİ, TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLERİNİ SIRALADI 60 AB-ABD ARASINDA TRANSATLANTİK İLİŞKİLER Sayı: 237 Ekonomik Forum dergisi ayda bir yayımlanır. 15 bin adet basılır. Dergi ağırlıkla özel seçilmiş adreslere gönderilir. Abonelik için yeni taleplerin [email protected] adresine yapılması gereklidir. AVRUPA BİRLİĞİ Sahip oldukları ortak değerleri, örtüşen ilgi alanları ve ortak hedefleri temelinde şekillenen AB-ABD ilişkileri Transatlantik Ortaklık olarak adlandırılıyor. Ekonomik Forum’da yer alan yazılar, aksi belirtilmedikçe, TOBB’un resmi görüşünü yansıtmaz. İmzalı yazılarda belirtilen görüşler sadece yazarlarına aittir. 60 77 TOBB BAŞKANI M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU: “ODA SİSTEMİ, AHİLİĞİN MODERN ŞEKLİDİR” 78 HABER ABD TİCARET ODASI HEYETİ TOBB’U ZİYARET ETTİ HABER TOBB YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI BUDAK: “FRANSA İLE TİCARETİ 50 MİLYAR DOLARA ÇIKARABİLİRİZ” GÜNCEL 80 KIRSAL KALKINMA YATIRIMLARINA %50 HİBE DESTEĞİ 86 TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOĞLU AHİLİK ÖZEL ÖDÜLÜ ALDI 92 HABER BASKI Dünya Yayıncılık A.Ş. Globus Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar/İST. Telefon : (0212) 440 24 24 YAYIN TÜRÜ Süreli, her ayın 15’inde yayımlanır 71 İŞ DÜNYASI TÜRK ÖZEL SEKTÖRÜ AVRUPA’YA İŞ ZİYARETLERİNDE BULUNDU SEKTÖRLER TOBB TÜRKİYE SEKTÖR MECLİSLERİNDEN HABERLER DÜNYANIN EN REKABETÇİ ÜÇÜNCÜ ÜLKESİ FİNLANDİYA Finlandiya güçlü ve güvenilir ekonomik yapısıyla kalıcı ticari ilişkiler ve yatırım yapma açısından risk taşımayan bir ülke. DÜZELTİ Ersel ERGÜZ EDİTORYAL HAZIRLIK Ajans D Dünya Süper Veb Ofset A.Ş. 100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar/İSTANBUL Telefon : (0212) 440 27 77 SAĞLIK Özel TOBB ETÜ Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Esra Mıhçıoğlu, huzursuz bacak sendromunun yorgunluğa ya da farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıktığını ve bacaklarda istemsiz hareketlerle kendini gösterdiğini söyledi. HAZIRLANMASINDA KATKIDA BULUNANLAR Nart BOZKURT ([email protected]) Recep ŞEN, Hakan GÜLDAĞ FOTOĞRAF Ender ÇEPEL, Mustafa KARACA, Pınar SEZER YANIKGİL HABER 94 96 HABER TOBB ETÜ PROF. DR. KAKAÇ’A, “ASME ŞEREF ÜYELİĞİ” PAYESİ VERİLDİ KÜTÜPHANE Her yöneticinin okuması ve kütüphanesinde olması gereken kitapları tanıtıyoruz. YENİ ÜRÜN Piyasaya çıkan yeni teknolojik ürünler hakkında bilinmesi gerekenler. 113 TÜRKİYE’NİN GÖSTERGELERİ HABER YÖNETİM KURULU 118 TOBB BAŞKAN YARDIMCISI HALİM METE: “DÖNÜŞÜM SÜRECİ TARİHİ BİR FIRSAT SUNUYOR 119 DÜNYADAN İŞ TEKLİFLERİ 128 SELECT NEWS SU KAPAK KONU BULDUN MU BIRAKMA 8 FİKRİ FIRSATI BULDUN MU KAÇIRMA! Tüm dünyada 138 ülkeyle aynı anda kutlanan Global Girişimcilik Haftası’nın en önemli etkinliklerinden g3 ö Forum’un üçüncüsü TOBB, F Uluslararası Girişimcilik U Merkezi ve GATE Türkiye ev M sahipliğinde, Vodafone ana sa sponsorluğunda, İstanbul sp Suada’da gerçekleştirildi. Su 101 ODA VE BORSALARDAN HABERLER k Keşan TSO Öğrenci Komitesi, Faaliyet Planlama Toplantısı yaptı, k Gümüşhane TSO, Gümüşhane Ticaret Meslek Lisesi öğrencileri tarafından ziyaret edildi, k Toprak sanayinin kömür sorununun çözümü için Salihli TSO devrede, k Orhangazi TSO, Gedelek Turşusu’nun tescili için çalışmalarını sürdürüyor, k GAPSHOES Fuarı açıldı, k Uşak TSO’dan Kişisel Performans ve Zaman Yönetimi Eğitimi, k Uzunköprü TB üyeleri Bursa Tarım Fuarı’nı gezdi, k Samsun TSO, işveren ile iş arayanlara köprü olacak, k Alaplı’da ALPORT Zirvesi yapıldı, k İnebolu TSO ISO 9001 Belgesi aldı, k ASLİDAŞ Bina ve Otomasyon Temel Atma Töreni yapıldı, k Çanakkale TSO’da girişimcilik eğitimlerinin yedincisi başladı, k Kütahya TSO, Kütahya’ya 30 girişimci daha kazandırdı, k Bursa TSO’nun “Sinerji Buluşmaları” devam ediyor, k Fatsa’da “Başarı Öyküleri 1/ İş’te Kadın” semineri yapıldı, k Edirne’de otel sektörünün sıkıntıları ele alındı, k Aydın’da “Hayallerimiz Gerçekleşsin” imza kampanyası başladı, k Biga’da girişimci adayları belgelerini aldı, k Erzurum TSO, KUYAP’la KOBİ’lerin eğitim merkezi olmayı hedefliyor, k Karacabey TSO, “Karar Vericiler için Üçüncü Göz” semineri düzenledi, k Arı sütü ve polen üretimi eğitimini bitiren 147 arıcı sertifika aldı, k Denizli TO, KOSGEB Müdürü Erkoç ve Ticaret Lisesi öğrencilerini ağırladı. ARAŞTIRMA 50 0 DTÖ 9 9. BAKANLAR TOPLANTISI’NIN TÜRKİYE İÇİN ÖNEMİ Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), Endonezya’nın Bali adasında yapılan ve 159 üye ülkenin katılımıyla gerçekleşen 9. Bakanlar Konferansı’nda Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması’nı kabul etti. 24 DOSYA YENİLENEBİLİR ENERJİDE YENİ DÖNEM Yenilenebilir enerjide yeni bir dönemin başladığını belirten sektör temsilcileri, tüketimi fazla olan şirketlerin, 1 MW sınırına takılmaksızın yapacağı “sınırsız üretimle” sektörün büyüyeceğini belirtiyor. JOSEPH E. STIGLITZ 88 90 98 Stiglitz, ABD Yargıtay İkinci Dairesi’nin akbaba şirketlerden biri lehine aldığı kararı gelişmekte olan ülkeler açısından irdeliyor. JEFFREY SACHS Sachs, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin tasarlanmasında Milenyum Kalkınma Hedefleri’nin yararlı olacağını belirtiyor. RÜŞTÜ BOZKURT Bozkurt, günümüz medyasını irdelerken Axel Springer’in yöneticisi Dr. Mathias Döpfner’den örnekler veriyor. BAŞYAZI 2014 yılı Türkiye açısından fırsat yılı olabilir M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU TOBB Başkanı Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (Eurochambres) Başkan Yardımcısı İslam Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası (ICCIA) Başkan Yardımcısı ve Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Yönetim Kurulu Üyesi [email protected] Küresel kriz sonrasında hızla toparlanan ekonomi, Avrupa’yla aradaki farkı biraz daha kapattı. Ancak arkamızdan gelen diğer gelişen ülkeler de en az bizim kadar ve hatta daha fazla büyüyerek bize yaklaştı. Şimdi onlar da bir süre yavaşlayacak, bu arada gelişmiş ülkelerdeki durgunluk sona yaklaşacak. 6 EKONOMİK FORUM K üresel kriz, 2013 yılında ABD ve Avrupa’dan sonra Asya’daki gelişen ülkeleri etkisi altına aldı. Böylece üçüncü ve muhtemelen son aşamasına geldi. Krizin başlangıç noktası olan ABD ekonomisinde ise giderek daha güçlü canlanma sinyalleri geliyor. Bunun sonucunda ABD Merkez Bankası (FED), beş yıldır uyguladığı genişletici para politikalarına son vermeyi planlıyor. Avrupa’daysa ülkelerin dağınık politik yapısı ve farklı öncelikleri hızlı adımlar atılmasını geciktirdiğinden toparlanma daha yavaş gerçekleşiyor. Yine de yaklaşık iki sene sonra Euro Bölgesi’nde ilk ekonomik büyüme rakamlarının görünmesi olumlu bir gelişme oldu. Türkiye’de ekonomide çarklar yeniden hızlandı. Rekor düzeye ulaşan dış açığın neden olduğu kırılganlığın sürdürülemeyecek boyuta ulaştığının görülmesiyle alınan önlemler, 2012 yılında ekonomiyi yavaşlatmıştı. Böylece, cari açık ilk defa bir kriz sonrası değil, uygulanan ekonomi politikayla düşürülebilmişti. Ancak ticaret ve yatırım da yavaşlamıştı. Ekonomideki makro temellerin sağlam tutulması, temkinli büyümeye ağırlık verilmesi sayesinde iş dünyasının güveni yeniden yükseldi. En büyük ihracat pazarımız Avrupa ekonomilerinde toparlanma da olumlu etkiledi. Böylece yılın ikinci yarısından itibaren ekonomideki büyüme hızlandı. 2014’e baktığımızda iş dünyasının beklentileri daha olumlu. Küresel iktisadi ortamdaki düzelmelerin devam edeceğini, petrol fiyatının mevcut düzeyini koruyacağını ve çevre ülkelerdeki siyasi gerginliğin bugünkünden fazla olmayacağını varsaydığımızda, 2014’ün, 2013’e kıyasla daha iyi bir yıl olmasını bekliyoruz. Öte yandan seçimlerle birlikte siyasi gündemin öne çıkması, ekonominin arka planda kalarak bekleyen yapısal reformların ertelenmesine yol açabilir. 2014 yılı Türkiye açısından fırsat yılı olabilir. Küresel kriz sonrasında hızla toparlanan ekonomi, Avrupa’yla aradaki farkı biraz daha kapattı. Ancak arkamızdan gelen diğer gelişen ülkeler de en az bizim kadar ve hatta daha fazla büyüyerek bize yaklaştı. Şimdi onlar da bir süre yavaşlayacak, bu arada gelişmiş ülkelerdeki durgunluk sona yaklaşacak. Büyüme tempomuzu yükseltip muhafaza edersek, dünya ligindeki konumumuzu daha ileri taşıma fırsatını yakalayabiliriz. Ama bu fırsatı değerlendirebilmek için yapmamız gereken ev ödevlerimiz bulunuyor. Türkiye’nin küresel ekonomide başarıya ulaşmış ve bunu sürekli kılabilen şirketlere ihtiyacı var. İhracatımız içinde orta teknolojili ürünlerin payı artarken ileri teknoloji gerektiren ürün ihracatının payının azalması, özellikle sanayimizdeki yapısal dönüşüm ihtiyacını gösteriyor. Yapılması gereken reel sektöre ağırlık vererek, üretimi, ihracatı milli mesele olarak algılamak ve artırmaktır. Üretim ve ihracat maliyetlerinin azaltılması, reel sektörün üzerindeki yüklerin indirilmesi, girdi maliyetlerinin makul seviyelere çekilmesi öncelikli hedeflerimiz olmalı. Vergi, eğitim, yargı ve kamu yönetimi reformlarını firmaların sağlıklı büyümelerine elverişi hale getirecek şekilde tasarlamak gerekiyor. Bunları başarmanın yolu, kamu ve özel sektörün bir arada çalışabilmeyi, kararları ortak tasarlamayı öğrenebilmesinden geçiyor. 2014 yılında yeni bir büyüme ÖNÜMÜZDEKİ YENİ DÖNEME DAİR TUTARLI, İNANDIRICI VE HAYATA GEÇİRİLEBİLİR YENİ BİR BÜYÜME HİKÂYESİ ORTAYA KOYABİLMELİYİZ. hikâyesi hazırlamaya başlamalıyız. Yüksek hızda nasıl büyüyeceğimize ve rekabet gücümüzü nasıl koruyabileceğimize ilişkin gündeme geri dönmeliyiz. Düşük tasarruf oranı engelini nasıl aşacağız? Kamu idaresinde kurumsal yapıyı nasıl yerleştireceğiz? İş gücü maliyetlerine dayalı ve giderek kaybettiğimiz rekabet gücümüzün yerine kaliteye ve yenilikçiliğe dayalı rekabeti getirebilecek miyiz? İşte bu soruların cevapları yeni büyüme hikâyemizin başlangıcıdır. Önümüzdeki yeni döneme dair tutarlı, inandırıcı ve hayata geçirilebilir yeni bir büyüme hikâyesi ortaya koyabilmeliyiz. Bu hikâye, 2023 hedefleri için gerekli atılımları yapabilmek için de bir yol haritası işlevi görecektir. EKONOMİK FORUM 7i KAPAK FİKRİ BULDUN MU BIRAKMA FIRSATI GÖRDÜN MÜ KAÇIRMA! Tüm dünyada 138 ülkeyle aynı anda kutlanan Global Girişimcilik Haftası’nın en önemli etkinliklerinden g3 Forum’un üçüncüsü TOBB, Uluslararası Girişimcilik Merkezi ve GATE Türkiye ev sahipliğinde, Vodafone ana sponsorluğunda, İstanbul Suada’da gerçekleştirildi. Forum’da 80 mentor, toplam 1500 yıllık iş deneyimlerini girişimcilerle paylaşmak üzere interaktif yuvarlak masa sohbetlerinde katılımcılarla bir araya geldi. 8 EKONOMİK FORUM KAPAK T üm dünyada 138 ülke ile aynı anda kutlanan Global Girişimcilik Haftası’nın en önemli etkinliklerinden biri olan Geleceğin Gücü Girişimciler (g3) Forum’un, Türkiye’deki ilki 2011 yılında gerçekleştirildi. Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB), Uluslararası Girişimcilik Merkezi (UGM) ve GATE Türkiye ev sahipliğinde bu yıl üçüncüsü yapılan Forum’a 750 girişimci adayı katıldı. Vodafone ana sponsorluğunda gerçekleşen g3 Forum’a Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Gökhan Öğüt ve Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın konuşmacı olarak katıldı. Yaklaşık 750 girişimci adayına ev sahipliği yapan Forum, aralarında Ali Sabancı, Gülden Yılmaz, Göktekin Dinçerler, Nev- zat Aydın, Burak Büyükdemir, Arda Kutsal, Turgut Gürsoy, Emre Kurttepeli gibi isimlerin bulunduğu 80 mentorun (iş dünyası temsilcisi) 1500 yıllık iş deneyimlerini girişimcilerle paylaşmak üzere interaktif yuvarlak masa sohbetlerinde katılımcılarla bir araya gelmeleriyle başladı. Mentorlar, “Fikrim Var Param Yok” masasında, iş fikri ve iş modeli olan, ekibini oluşturmuş, projesini uygulamaya başlamış fakat finansman arayışından tıkanmış girişimcilere yatırım bulmanın inceliklerini, “Fikrim Var Nasıl Yapacağımı Bilmiyorum” masasında iş fikri olan fakat projesini henüz hayata geçirememiş, iş modeli ve ekibi olmayan girişimci adaylarına iş modelini oluşturmanın püf noktalarını ve “Fikrim Yok Girişimci Olmak İstiyorum” masasında girişimcilik nedir, nasıl girişimci olunur, girişimcilikte nasıl risk alınır ve girişimcilik tutkusuyla ilgili bilgi ve tecrübelerini paylaştı. TOBB GGK’NIN GİRİŞİMCİLİKLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI TOBB Genç Girişimciler Kurulu olarak 2009’dan beri 81 ildeki il kurullarıyla girişimcilik ekosisteminin gelişmesine ve güçlenmesine katkı sağlayan projeler üzerinde çalıştıklarını ifade eden g3 Platform Başkanı Gülden Yılmaz, TOBB GGK’nın çalışmalarını şöyle özetledi: “Dört yılda Yozgat’tan Kütahya’ya, Kayseri’den Bitlis’e, 50 ilimizi ziyaret ettik, 81 il kurulumuzla görüşme imkânı bulduk, 50 üniversitede girişimcilik paneli yaptık ve yaklaşık 30 binden fazla öğrenciye ulaştık. EKONOMİK FORUM 9i KAPAK Bunlarla beraber, il kurullarımızın yaptığı ve bizim de desteklediğimiz önemli projeler de var. Örneğin, İstanbul GGK’nın üniversitelerdeki girişimci kulüpleriyle imzalamış olduğu Girişimcilik Protokolü, Ankara GGK’nın düzenlemiş olduğu Tekno Girişim Proje Pazarı gibi.” Global Girişimcilik Haftası’na TOBB GGK olarak 2009-2011 yılları arasında Endeavor Türkiye ile birlikte ev sahipliği yaptıklarını anımsatan Yılmaz, “Şimdi de Türkiye İcra Kurulu üyesiyiz ve son üç yıldır haftanın en büyük etkinliği olan g3 Forum’u düzenliyoruz. g3 Forum olarak amacımız, ülkemizde girişimciliğin gelişmesi için gerekli altyapının oluşmasına katkıda bulunmak. Her yıl girişimcilerden ve ekosistemden gelen talepler doğrultusunda g3 Forum şekillenir ve dünyada kutlanan Girişimcilik Haftası sırasında İstanbul’da organize edilir. İlk defa g3 Forum’da gerçekleştirilen interaktif yuvarlak masa formatında katılımcılar onar kişilik gruplar halinde hukuk, pazarlama, insan kaynakları, yatırımcıya sunum, teşvik ve hibeler, finans, mobil teknolojiler ve sosyal girişimcilik konularındaki iki uzman isimle yuvarlak masalarda oturarak, belirlenen konular hakkında bilgi edinme ve soru sorma fırsatı yakalandı. Her on beş dakikada bir çalınan gongla masa/konu değiştiren girişimci adayları, doksan dakika boyunca toplam üç farklı konunun uzmanıyla tanışma ve networking imkânı buldu” dedi. g3 FORUM FARKLI KONSEPTİYLE ÖNE ÇIKIYOR g3 Forum, sahip olduğu farklı konseptiyle bu zamana kadar yapılmış diğer konferanslardan ayrışıyor. Katılımcıların sadece mentorları dinlemek yerine, onlarla aynı masa etrafında toplandığı ve akıllarına takılan her soruyu anında sorabildiği bu etkinlikte önemli rakamlar ön plana çıkıyor. Alanında uzman 80 mentorun toplam iş deneyimi toplam yaklaşık 1500 yıl. Bu etkinliğe katılan girişimcilerin, bir günde yaklaşık 1500 yıllık tecrübeden yararlanabilmelerine olanak sağlanması anlamına geliyor. g3 Forum’da tecrübelerini aktarmak için hazır bulunacak 80 mentor, toplamda 45 farklı sektörde iş yapıyor. İnşaattan eğlen- Genç girişimcilerden çizgilerle “girişimcilik öyküleri” 10 EKONOMİK FORUM KAPAK ceye, pazarlamadan ulaşıma, tekstilden e-ticarete kadar farklı sektörleri kapsıyor. Böylece katılımcılar merak ettikleri sektörler hakkında bilgi alma fırsatı yakalıyor. Türkiye’de yaptığı yatırımlarla öne çıkan 13 melek yatırımcı ağı bulunuyor. Bu 13 melek yatırımcı ağının temsilcileri g3 Forum’da yer alıyor. g3 Forum, girişimcilerin melek yatırımcılara iş fikirlerini bire bir anlatabilme noktasında büyük bir fırsat yaratıyor. Türkiye’de yaptığı yatırımlarla öne çıkan 10 Venture Capital ağı bulunuyor. Bu 10 Venture Capital ağı temsilcilerinin tamamı g3 Forum’da yer alıyor. g3 Forum’da yurt dışından yatırım almış 35 şirketin ortak ve üst düzey yöneticileri mentor olarak görev yapıyor. İSTER KONUŞ, İSTER DİNLE g3 Forum, interaktif yapısıyla da diğer etkinliklerden ayrılıyor. Katılımcıların sadece dinlediği bir etkinlikten öte, ilişki geliştirebildikleri, akıllarına takılan her soruyu sorabildikleri bir ortam sunuyor. Bir panelde bir konuşmacı ortalama 60 dakika konuşuyor ve ortalama katılımcı sayısı 300 olarak değişiyor. Ancak g3 Forum’da sekiz katılımcıya iki mentor düşüyor. Bir konferansta izleyiciler konuşmacıya ortalama 30 metre mesafede otururken, g3 Forum’da katılımcılar mentorlara maksimum bir metre mesafede oturabiliyor. Panel ve konferanslarda bir saatte bir konuşmacıyı dinleyebiliyorken, g3 Forum’da bir saatte altı mentorla iletişim kurmak mümkün. SİMİT SARAYI NASIL GELİŞTİ Haluk Okutur, girişimciliğin mental açısına vurgu yaparak, “Hayatınızı değiştirecek fırsatlar var, görmek lazım. İş fikriniz yoksa hayalleriniz var. Hayallerinizi hayatınıza katın” dedi. Okutur, kararlılık, mücadele ve sabırlı olmanın altını çizerken Simit Sarayı’nın kuruluşunu anlattı. Bir zamanlar yatırım yapacak parası olmayan Okutur, çok önemli bir analiz yaptığını, insanların cebindeki parayla optimum neyi alabileceğini düşündüğünü ve ikinci şık olan simiti seçtiğini anlattı. 2003 yılında işe başlarken 2020 yılına kadar iş planının hazırladığını belirten Okutur, 2008’de Simit Sarayı’nın hedefine ulaştığı için bu planı tekrar revize etmek zorunda kaldığını dile getirdi. Okutur, “İlk açıldığı günlerdeki tek mağazaya günlük 1500 müşteri uğrarken, şimdi 300 mağazaya ulaşan ağda günlük 500 bin kişiyi ağırlıyor işletmemiz” dedi. EKONOMİK FORUM 11i KAPAK TOBB BAŞKANI M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU: “TÜRKİYE EKONOMİSİNİN ÜZERİNDE YÜKSELDİĞİ TEMEL DİREK, CESUR GİRİŞİMCİLERİDİR” Türkiye’de insanların refah düzeyinin artmasının tek yolunun girişimciliğin artırılması olduğunu söyleyen TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, kararlı, cesur ve özgüvene sahip olmanın, yapılmayanı yapmanın, iyi bir gözlemci olmanın, yılmadan, korkmadan çalışmanın girişimcilik için en önemli unsurlar olduğunu belirtti. T üm dünyada 138 ülke ile aynı anda kutlanan Global Girişimcilik Haftası’nın en önemli etkinliklerinden biri olan g3 Forum’un üçüncüsünde, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, girişimcilere hitap etti. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu kapanış oturumunda yaptığı konuşmasında, Türkiye’nin girişimcilikten başka çaresi olmadığını, dünyada petrolü, doğal 12 EKONOMİK FORUM m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, girişimci olmak için ihtiyacın artık paradan daha çok bir bilgisayar ve garaj olduğunu dile getirdi. gazı olan ülkelerin halklarının değil, girişimci sayısı çok olan ülkelerin halklarının daha zengin olduğunu söyledi. Girişimcilik ekosistemine katkı sağlayan en önemli etkinliklerden biri olan g3 Forum’un, girişimcilik bilincinin yerleşmesinde oynadığı önemli rolün altını çizen Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: “Bizim zenginlik kaynağımız yer altında değil, yer üstünde. Petrolümüz, doğal gazımız yok ama müthiş bir müteşebbis ruhumuz var. Türkiye ekonomisinin üzerinde yükseldiği temel direk, cesur girişimcileridir. Girişimcilerimiz ülkemizin esas zenginliğidir. Bunun en iyi göstergesi bundan 30 yıl önce yeterli sermaye birikiminden yoksun, teknolojiden uzak olan ülkemizin, sadece KAPAK çeyrek yüzyılda ekonomik alanda katettiği mesafedir.” Hisarcıklıoğlu, Almanya ve Japonya’nın 1945’te yerle bir olmalarına rağmen bugün dünyanın ikinci, üçüncü ekonomileri haline gelmelerinin girişimcileri sayesinde olduğunu ifade etti. Kazakistan’ın Dünya Bankası ve OECD’ye rapor hazırlattığını anımsatan Hisarcıklıoğlu, raporda “Petrol ve doğal gazımız bittiğinde zenginliğimizin devamının çözümü nedir” sorununa yanıtın girişimcilik olduğunu belirtti. Dünya Bankası ve OECD tarafından girişimcilerin örgütlenmesi noktasında TOBB’un rol modeli olarak gösterildiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Girişimcilik anlamında dünyaya rol modeli olduğumuz bir dönemde yetiştiniz. En büyük şansımız Başbakan Yardımcısı Ali Babacan. Girişimcinin önünü açan bir ismin ekonominin dümeninde olması büyük şans” dedi. Girişimcilik Haftası’nda 138 ülkede bu organizasyonun yapıldığını anlatan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Geçen sene en kapsamlı ve başarılısını biz yaptık. Bu sene de müthiş faydalı ve üst düzey bir format var. Gün boyu müthiş bir tecrübe aktarımı ve fikir alışverişi oldu. Bu imkânı başka hiçbir ortamda bulamazsınız” diye konuştu. GİRİŞİMCİ OLMANIN KURALLARI Girişimci olmak için beş ana kural olduğunu belirten TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, bunları şöyle şöyle sıraladı: “İlk kural kararlı olmaktır. Ben girişimci bir aileden geliyorum. Kuzenimle beraber kendi işimi kuracağım dedim. Bize ilk karşı çıkan ailem oldu. Ama biz verdiğimiz karardan dönmedik. Girişimcilik aslında bir risk işidir. Başarılı bir girişimci olmak için cesur olmak lazım. Bundan 5-6 sene önce, dil, adres bilmeyen, internet kullanamayan insanlar bunları başardı. Şimdi yeni nesil, dil biliyor, adres biliyor, interneti kullanabiliyor. Yapılamayanı yapmak gerekiyor. Buna yenilikçilik diyorlar. ‘Komşun ne iş yapıyorsa sen de onu yap’ eskiden iş yapmanın kuralıydı. Önümüzde başarılı bir örnek olurdu, onu takip ederdik. Günümüzde esas başarıyı, kimsenin yapmadığını yapmak getiriyor. m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, girişimci olmak için çok çalışılması, kararlı olunması ve sebat gösterilmesi gerektiğini belirtti. Bir girişimci iyi bir gözlemci olmalı. 10 yıl önce simit tablada satılırdı. Şimdi sarayda satılıyor. Simit yeniden mi icat edildi? Hayır. Satış yöntemini değiştirdi. Hanginiz hayal ederdiniz simit satarak milyon dolar ciro elde edileceğini. Şimdi ABD’ye ihraç ediliyor. Dünyaya taşındı. İşte bu yapılmayanı yapmak, düşünülmeyeni düşünmek başarıyı getiriyor. Girişimci olmak için çok çalışmamız lazım. Yılmayın, azimli olun. Kimse öyle bir anda başarılı da olmaz, zengin de olmaz. Bu iş çok çalışma ve sebat işidir. Bakın çoğunuz Angry Birds oyununu biliyorsunuz. Finlandiya’ya gittiğimizde ofislerini ziyaret ettik. Angry Birds’ü yazan firma Rovio, 2003 yılında kurulmuş. Kurucusu bu oyundan önce 51 oyun piyasaya sürmüş. Hiçbiri tutmamış, ama 52’nci denemesi olan Angry Birds üç yılda 12 milyon kopya satmış. Şimdi yılda 700 milyon kişi bu oyunu indiriyor. Oyun satışından yılda 10 milyon dolar kazanıyor. Bu rakam, reklam gelirinin yanında bir hiç. Yılda 10 milyar adet reklam gösterimiyle google’ı sollamış durumda. Şimdi bunun oyuncaklarını da satmaya, bunun frenchise’ını vermeye başladı. Kazanç o kadar büyük ki, iki sene önce bir firma oyunu 2,5 milyar dolara satın almak istedi, satmadı. İşte bu girişimci, ilk denemesinde vazgeçse hiçbir şey kazanamayacaktı, 50’nci denemede vazgeçse de hiçbir şey kazanamayacaktı. Ona kararlılığı azmi, yılmadan çalışması kazandırdı ve beraberinde başarıyı getirdi.” EKONOMİK FORUM 13i KAPAK REKABET, EKONOMİK BÜYÜMEYİ TETİKLİYOR Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, girişimciliğin özel sektörün canlılığını sürdüren temel faktör olduğunu vurgulayarak, “Rekabetin olduğu yerde daha fazla etkinlik ortaya çıkıyor ve ülke kaynakları daha verimli kullanılıyor. Rekabetin iyi işlediği ekonomiler nihayetinde büyüyen ekonomiler oluyor. O ülkenin halkı da daha ucuz ve daha kaliteli ürün ve hizmete ulaşabiliyor” dedi. G lobal Girişimcilik Haftası’nın önemli etkinliklerinden biri olan g3 Forum’da genç girişimcilere hitap eden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, girişimcilik ve başka birçok konuya devletin karışmasının faydalı olmadığını belirterek, özel sektörün kendi dinamikleriyle güzel işler yaptığını söyledi. Türkiye’de son 11 yıldaki ekonomik büyümenin tamamen özel sektörden geldiğine dikkat çeken Babacan, “Özel sektör harcadığı ve yatırım yaptığı zaman çok daha isabetli, verimli oluyor. Devletin girişimcilikle ilgili en önemli rolünü, engel olmamak ve gölge yapmamak olarak görüyorum” dedi. Girişimcilik destek programlarının burada sadece küçük bir tatlandırıcı niteliğinde olduğunu belirten Babacan, girişimcilikte başarı için cesaretli, sebatlı, çalışkan ve güvenilir olmanın son derece önemli olduğunu dile getirdi. Babacan, güven ve itibar varsa kaynak bulmanın kolaylaşacağını ifade ederek, tecrübeli kişilerle istişare etmenin ve fikrin bir ihtiyacı gidermeye yönelik olarak ortaya çıkmasının da girişimcilikte önemli olduğunu söyledi. “NİHAİ HEDEF, FIRSAT EŞİTLİĞİ SUNULMUŞ BİR REKABET YAPISI” Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, girişimciliğin özel sektörün canlılığını sürdüren temel faktör olduğunu vurgulayarak, “Rekabetin olduğu yerde daha fazla etkinlik ortaya çıkıyor ve ülke kaynakları daha verimli kullanılıyor. Her sektörde mutlaka rekabetin çok iyi çalışması gerekiyor. Problemlerimiz var, bunların farkındayız. Ancak nihai hedef, kuralları konmuş ve fırsat eşitliği sunulmuş bir rekabet yapısı. Rekabetin iyi işlediği ekonomiler nihayetinde büyüyen ekonomiler oluyor. O ülkenin halkı da daha ucuz ve daha kaliteli ürün ile hizmete ulaşabiliyor” diye konuştu. 14 EKONOMİK FORUM m Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Melek Yatırımcı sayısının 115’e yükseldiğini, başvuru yapıldıkça bu sayının yükseleceğini söyledi. Hükümet olarak yatırım ortamının iyileştirilmesi ve iş yapma ortamının kolaylaştırılmasının temel hedeflerinden biri olduğunu belirten Babacan, finansman ve vergi politikaları konusunda kolaylaştırıcı bazı uygulamaları hayata geçirdiklerini söyledi. Başlattıkları melek yatırımcı uygulamasına da değinen Babacan, şöyle konuştu: “İş meleği dediğimiz kişiler, yeni bir girişime yatırım yaptıklarında, ortak olmak için koydukları rakamı gelir vergisi matrahından düşüyoruz. Normalde %75, ama TÜBİTAK’ın Ar-Ge ve yüksek teknoloji ağırlıklı projesinin bir parçası ise %100’ünü vergi matrahından düşüyoruz. En az iki yıl ortak kalmak şartıyla, ortaklıktan çıktıklarında hisse almaları ile hisse satmaları arasındaki elde ettikleri kazanç da gelir vergisinden tamamen muaf. İlk defa Hazine’nin, girişim sermayesi amaçlı fonlara fon sağlayan fonlar için bir ortaklık imkânını getirdik, bunun yasasını çıkardık. İkincil düzenlemelerini istişareyle hazırlıyoruz. Bu da bittikten sonra devlet bunlara ortak olabilecek. Devletin buraya koyacağı rakamlar çok büyük rakamlar olmayacak ama kriterler koyacağız. Kriter koyduğumuz için dışarıdan bu işe bakanlar için bir kalite tescili olacak.” Melek yatırımcı sayısının 115’e yükseldiğini ve başvurular geldikçe hızlı bir şekilde değerlendirildiğini anlatan Babacan, “Ancak şu andaki başvuru sayısı maalesef çok yüksek değil. Bizim Türkiye’de binlerce melek yatırımcı görme arzumuz var. Buna hazırız. Yeter ki ‘Ben melek yatırımcı olmak, vergi avantajlarından istifade etmek istiyorum’ diye başvuru gelsin” dedi. KAPAK m TOBB GGK Başkanı Ali Sabancı, Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Gökhan Öğüt. GİRİŞİMCİ, BÜTÜN ZORLUKLARIN ÜSTESİNDE GELEBİLMELİ Global Girişimcilik Haftası’nda 80 iş dünyası temsilcisi iş deneyimlerini paylaştı. TOBB GGK Başkanı Ali Sabancı, “Gençlerimiz sadece ‘girişken’mi yoksa ‘girişimci’mi olduklarını bilmiyorlar. Girişimci bütün zorlukların üstesinden gelmenin yolunu bulandır” dedi. T OBB Genç Girişimciler Kurulu (GGK) ve Pegasus Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Gökhan Öğüt ile Akfen Holding ve TAV Hava Limanları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın’ın g3 Forum’da girişimcilik üzerine yaptıkları söyleşi büyük ilgi gördü. TOBB GGK Başkanı Ali Sabancı, Türkiye’deki girişimci adaylarının öncelikli sorununun zannedildiği gibi finansal kaynaklara erişim olmadığına dikkat çekerek, “girişken” ve “girişimci”nin birbirinden çok farklı iki kavram olduğunun altını çizerek şöyle konuştu: “Bizim girişimcilerimiz sadece girişken bir kişi mi yoksa girişimci mi olup olmadıklarını bilmiyorlar. Kendilerini girişimci olarak tanımlayıp, karşılaştıkları ilk sıkıntıda ‘kimse beni anla- mıyor’, ‘para yok’, ‘imkân yok’ gibi bahanelerle topu sürekli taca atan girişken kişileri iyi tespit etmek lazım. Girişimci bütün zorlukların üstesinden gelmenin yolunu bulandır. Bu ikisinin ayrımı önemli ve girişimciliğin en öncelikli sorunu da bu. Yoksa Türkiye’de girişimcilik için artık para var. Bundan beş yıl önce finansman önemli bir sorundu. Artık finansal kaynaklara erişim açısından güzel bir iklim oluştu.” AKIN: “İYİ BİR NETWORK, GİRİŞİMCİNİN HER ŞEYİDİR” Akfen Holding ve TAV Havalimanları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, gençlere ortakla iş kurduklarında hamallık yapmaktan, taviz vermekten, alttan almaktan kaçınmamalarını önererek şöyle konuştu: “Eğer işin içinde kaçırılmayacak bir fırsat varsa, en ağır işleri üstlenebilirsiniz, Ülkeler koalisyonlarla yönetiliyor ve birbiriyle hiç ilgisi olmayan partiler birbirine taviz EKONOMİK FORUM 15i KAPAK vererek bir arada kalıyor. Rahmetli Üzeyir Garih, ‘Büyük ortaksan sorun yok, senin sözün geçer. Küçüksen yine sorun yok, susarsın. Ama en zoru yüzde 50-50 ortaklıklardır. Eşit olanlardan birinin mutlaka alttan alması gerekir’ derdi.” Özellikle iyi iletişimin (network) önümüzdeki yıllarda en önemli kavramolacağını ifade eden Akın, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir işi oluşturmak için ihtiyacınız olan şey elbette ki bir miktar sermayedir. Ama ondan sonraki her şey, bu işle ilgili gerekli network’ünüzün olup olmadığına dayanır. Bu network’ün artık sadece yurt içinde değil yurt dışında da küreselleşen dünyanın her yerinde olması gerekiyor. Çünkü artık şirketlerimizi sadece kendi ülkemiz için üretmiyoruz. Dünya için üretiyoruz. Bunu böyle kabul etmemiz lazım. Eğer bunu böyle kabul edemiyorsak, sermayemizi büyütemeyiz. Sermayemizi büyütmemizin yolu, bu networke hâkim olmamız, bu network’ün ne istediğini biliyor olmamızdan geçer. Bu network’ün istediği gibi mal üretebilmemizden, bu network’ün istediği gibi aset, şirket üretebilmekten geçer. Eğer biz bunların şartlarına göre, yani dışarıda sermaye sahiplerinin ya da içeride sermaye sahiplerinin istediği gibi bir ürün üretemezsek, o şirket ömür boyu bizimle beraber olur ve bizden ayrılmayan bir parça haline gelir. Halbuki biz şirketleri, ömür boyu sırtımızda taşımak zorunda olduğumuz mallar olarak görmüyoruz. Biz şirketlerin hisselerini her an satabileceğimiz asetler olarak görüyoruz.” “ASLOLAN ŞİRKETİN YAŞAMASI” Akın, bir şirketi kurup büyütenlenlerin zaman içinde hisse devretmesi si gerektiğini vurgulayarak, “Biz o şirketlerin sahibi değil, hissedarıyız. Duygusal davranmayın. Ailesinden ayrılamayan şirket, ailesiyle birlikte ölmeye mâhkumdur. Biz ölünce o şirketin ölmemesi lazım, onun için hisselerinizi devredin. Şu anda yaşayan, ama 10 yıl sonra ölecek 10 tane şirket sayabilirim. İsim vermeyeyim, ama bunlar en iyi dönemlerinde hisse devri yapmayıp sonra da aşağı doğru giderken ‘hissemi 10 lirayken satmadım, şimdi di 7 lira’ deyip yine devirden kaçınıyor. yor. O nedenle diyoruz ki, ‘Bu şirketlerin n biz ölmeden hisseleri değişsin, hisseleri eri biz nakde çevirelim. Yeni insanlar gelsin in yeni 16 EKONOMİK FORUM m TOBB GGK Başkanı Ali Sabancı, girişimciler için finansmana erişimde sorun olmadığını söyledi. n g3 Platform Başkanı Gülden Yılmaz, bir ülkede girişimci sayısı ne kadar artarsa, istihdam oranının da o ölçüde artacağını belirtti. şirketler gelsin. Bizden daha iyi yönetebilecek olanlar gelsin, bu hisseleri alsın ve şirketi devam ettirsin’. Çünkü aslolan şirketin yaşamasıdır, ailenin yaşaması değil. Ya da şirketin sahibinin yaşaması değil. Asıl olan şey şirketin devamlılığıdır. Şirketin 100, 200, 300 yıllık şirket olabilmesi için sahibinin aynı olmaması gerekir. Sahibinin hep aynı olduğu 200-300 yıllık şirket çok nadirdir. Dolayısıyla, şirketin çalışanlarına devamlı iş imkânı verebilmesi için sahibinin kim olduğu hiç önemli değildir. Şirketin hisseleri el değiştirebilir. Bu çıkış iki türlü olur. İster halka arz edersiniz, ister blok satış yaparsınız” diye konuştu. “İNGİLİZCEYİ 50 YAŞINDA ÖĞRENDİM, SİZ DE ÖĞRENİN” Girişimci adaylarına yabancı dil öğrenmelerini tavsiye eden Akın, “İngilizce bilmiyorsanız mutlaka oturup öğrenin. Ben 50 yaşından sonra öğrendim. Herhalde sizler de öğrenirsiniz. Bundan hiç vazg vazgeçmeyin. Yaşınız kaç olursa olsun düzgün öğrenip, mutlaka iyi İngilizceyi doğru d ilişkilerinizin olduğu yurt dışından iş arkailişkilerin daşlarınızın olmasına gayret edin” dedi. daşları İİş insanlarına da tavsiyelerde bulunan Akın, “Telefonu kaldırdığınız lun zaman her ülkeden konuşabileceğiza niz bir iş arkadaşınız olsun. Türkin ye bunun için bir türlü Avrupa’ya, ABD’ye ya da dünyaya entegre olmakta zorluk çekiyor” diye konuştu. G3 FORUM ÖDÜLÜ BAŞBAKAN YARDIMCISI BABACAN’A VERİLDİ g3 Forum’un kapanış konuşmasında üç yıldır girişimcilik ekosistesı minin gelişimi için gayret gösterdikmin lerini dile getiren g3 Platform Başkanı lerin Koton Kurucu Ortağı Gülden Yılmaz, ve Kot farkındalık ve bilgilendirme önceki yıllarda yıl çalıştıklarını, ardından girişimcilere üzerine çalı KAPAK finansman konularına eğildiklerini ve sonra girişimcilikle ilgili politika geliştirme ve mevzuat çalışmalarına odaklandıklarını anlattı. Bugün gelinen noktada ise girişimcilik ekosistemi içerisinde hem mentorluk hem girişimci topluluklarının oluşumu için üstlerine düşeni yaptıklarını söyleyen Yılmaz, girişimci topluluklarının yerel bir olay ve girişimciliğe inanan, destekleyen girişimcilerin gayretiyle kendiliğinden gelişen bir olgu olduğunu söyledi. Bir ülkede girişimci sayısı ne kadar artarsa, istihdam oranının da o ölçüde artacağını ifade eden Yılmaz, “Girişimci sayısının artmasıyla toplumsal refah düzeyi ve insanların hayat standartları yükselecektir. Türkiye, girişimcilik konusunda hızlı bir ivmeyle yükselmeye devam ediyor ve gelişmeler gösteriyor ki Türkiye, girişimcilik konusunda bir ‘cazibe merkezi’ olmaya devam ediyor. Ülkemizin girişimcilik konusunda yakaladığı bu yükseliş trendi ile birlikte daha çok küresel başarı elde edecek girişimciler çıkarmamız mamız için yapmamız gereken en önemli şey, ekosistekosistemin güçlendirilmesi için çalışmaya devam evam etmektir” dedi. TOBB GGK kurulduğu günden n bu yana girişimcilik ekosistemine katkıda bulunan birçok girişime öncülük ettiklerini ve farklı kurumlar tarafından yapılan tüm girişimleri desteklediklerini dile getiren Yılmaz, “TOBB GGK, 81 ilde 7 bin 500 üyesi ile girişimcilik konusunda çalışan en büyük STK’lardan biridir. TOBB GGK 2009 yılında yola çıkarken iki hedef belirlemişti. Bunlardan biri ülkemizde girişimciliğin farkındalığının, diğeri de ülkemizdeki girişimmci rol modeli sayısının artmasını sağağlamak. İşte bu iki hedef doğrultusunda unda hem üst kurulumuz hem de il kurullarımız llarımız var gücüyle çalışmaktadır. Kurulduğumuz umuz gün- m g3 Forum Ödülü, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a verildi. n Global Girişimcilik Haftası Başkanı Jonathan Ortmans, bu yıl 138 ülkede 20 bin etkinlikle 7,5 milyon potansiyel girişimciye ulaşıldığını söyledi. den bu yana birçok projeye başladık ve yeni projeler geliştirmeye de devam ediyoruz. TOBB GGK’nın kurulduğu 2009 yılında Türkiye’de Global Entrepreneurship Monitor’e (GEM) göre girişimcilik oranı %6’ydı. 2012 yılı raporuna göre girişimcilik oranımız %12,2. Yani yüzde 100’ün de üzerinde bir artış var. Elimizde girişimcilik üzerine yapılmış tek detaylı araştırma sonucu bu ve bu çok güzel bir gelişme. Ekosistemdeki aktif kurumlardan biri olarak yaptığımız çalışmalarla bu başarıda büyük bir payımız olduğuna inanıyoruz” ifadesini kullandı. Global Girişimcilik Haftası Başkanı Jonathan Ortmans konuşmasında, “Girişimciliğin demokratikleşmesiyle, ABD gibi dünyada girişimcilik kültürünün öncüsü olan ülkeler erken başlama avantajlarını yitirdi. Global Girişimcilik Haftası bu yıl 138 ülkede 20 bin etkinlikle 7,5 milyon potansiyel girişimciye ulaşıyor. Artık Türkiye’de herhangi bir bireyin bir ekip kurması, yeni fikirler geliştirmesi, başarılı olması ve dünyaya katkıda bulunması çok daha kolaylaştı” dedi. Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel, kapanış konuşmasında şu görüşleri dile getirdi: “Günümüzün yeni küresel gerçekliğinde, girişimciler ekonominin itici gücü olarak en dinamik katmanını oluşturuyor ve değişimde katalizör görevi görüyor. Fırsatları toplumun avantajına dönüştüren girişimcilik ve inovasyonda gerçekleşen her %1’lik artış, ekonomide %0,8’lik büyümeye tekabül ediyor. Vodafone Türkiye olarak girişimciliği sahipleniyoruz. Dijital dönüşüm rişimcili hareketi çerçevesinde sektöre bu alanda liderlik ediyoruz. Ana sponsoru olduğumuz g3 Forum’u girişimcilerden ve ğum ekosistemden gelen talepler doğrultueko sunda şekillendirdik. Amacımız Türsu kkiye’de girişimciliğin gelişmesi için gerekli altyapının oluşmasına katkıda bulunmak ve teknolojimizi girişimcilerin hizmetine sunmak. Fark yaratacak girişimci potansiyeli taşıyan gençleri ve kadınları, sosyal sorumluluğumuzla destekleyerek, girişimcilik alanında yazılan nice başarı hikâyelerine katkı ssağlamanın gururunu yaşıyoruz.” Kapanış konuşmalarının ardından g3 Forum Ödülü Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a verildi. Her yıl, o dımc yıl içinde için girişimciliğe en çok destek olan kişi ya d da kuruluşa verilen bu ödülü, 2012 almıştı. yılında TEPAV T EKONOMİK FORUM 17i KAPAK n EEDEGE Başkanı Sophia Economacos, Eurochambres AB İşleri Üst Düzey Danışmanı Vincent Tilman ile Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komite Üyesi Madi Sharma. DİJİTAL ÇAĞDA KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komite Üyesi Madi Sharma, IT’nin çok dilli bir içerik olduğunu, bu alanı kullanmak için Türk ortaklara ihtiyaç duyduklarını dile getirdi. Kadın girişimciliğinde teknolojinin önemine değinen Sharma, IT alanında %40 oranında kadın girişimci bulunduğunu belirtti. E urochambres Ekonomik Forumu’nda “Dijital Çağda Kadın Girişimciliği” başlığıyla yapılan ve moderatörlüğünü Eurochambres Kadın Ağı (EEDEGE) Başkanı Sophia Economacos’un üstlendiği workshopta, Eurochambres AB İşleri Üst Düzey Danışmanı Vincent Tilman ile Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komite Üyesi, girişimci Madi Sharma yer aldı. Dünyada girişimciliğin yaygın olarak ekonomiyi uyarıcı bir faktör olarak görüldüğünü belirten Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komite Üyesi Madi Sharma, kadınların Eurochambres’ta 21. yüzyıla uygun şekilde temsil edilmesi gerektiğini vurguladı. Sharma, kadın girişimcileri harekete geçirmek için kendi hayatından örnekler 18 EKONOMİK FORUM vererek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ben aile içi şiddet gören bir kişiydim ve bu nedenle evliliğimi sonlandırdım. İki çocuğu olan, hiç parası olmayan, hiçbir beceri ve niteliği olmayan bir anne olarak tek seçeneğim evde kendi işimi kurmaktı. Evimin mutfağında kendi işimi kurarak başladığım girişimciliğim kısa bir sürede iki fabrika ve 35 personele ulaştı. Bu beni güçlendirdi ve Asyalı başarılı bir girişimci yaptı.” Madi İşveren Grubu’nun temsilcisi olan Sharma, bugün uluslararası özel sektörün kâr amacı gütmeyen şirketler ve STK’lar için çalışan bir girişimci olduğunu belirterek, amaçlarının sürdürülebilir bir toplum için yararlı küresel etkiler, yerel eylem uyarlanmış yenilikçi fikirler yaratmak olduğunu ifade etti. 25 yıldan beri girişimci olarak çalıştığını dile getiren Sharma, “Kadınların girişimciliğinde cinsiyet söz konusudur. Eşit muamele talep ediyoruz ama bunu topluma uygulamak zor” diye konuştu. Sharma, kadın girişimciliğinin neden tartışılması gerektiğini ise şöyle açıkladı: “Kadın girişimciliği iş, istihdam ve büyümeyle ilgili bir konu. ABD’de açıklanan istatistiki veriler incelendiğinde karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor: Kadın girişimciler dünyada 175 bin yeni iş yaratmış durumda. 565 bin kadın girişimci işini sürdürmüş ve 1,3 trilyon dolarlık ciroları var. KOBİ’ler göçmen kadın girişimciler tarafından yaratıldı. Kadınların olmadığı hiçbir sektör yok.” Türk kadınını Avrupa kadını olarak değerlendiren Sharma, kadınların ödünç almak yerine daha fazla risk alması gerektiğini söyledi. Eğitimin en önemli öncelik olduğunu belirten Sharma, iş dünyasında kadınların ilerleyebilmesi için bilgi toplamanın önemine dikkat çekti. Ayrıca, kadın girişimciliğinin KAPAK yalnızca sosyal bir konu olmadığını, bu konunun ekonomik bir konu olduğunu belirterek, kadınların iş dünyasında daha fazla yer alması gerektiğini vurguladı. “NE YAPTIĞIMIZI İYİ BİLMELİ VE KAYNAKLARI İYİ KULLANMALIYIZ” Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi’ne dört politika değişikliği önerdiklerini belirten Sharma, “Avrupa Komisyonu’nun 900 personeli var, 10’u KOBİ’lerle ilgili, bir kişi kadın girişimcilere bakıyor. Kadın girişimciler bürosu AB Ekonomi Bakanlığı içinde olmalı. IT alt yapı projeleri gelişmiş kentlerde kullanılıyor. Oysa kadın girişimciler kırsal alandan çıkıyor. Sosyal politikaların geliştirilmesinin yanı sıra uygulanması kadın girişimciliğinin gelişimi açısından ayrı bir öneme sahip. Kadın girişimciler hamile olduklarında ve doğum sonrası 18 hafta işinden uzakta kalıyor. Kadınların işlerinden uzaklaşmalarına neden olan bu süre ancak sosyal politikalarla değiştirilebilir. Kadınlar, erkekler kadar güçlü ve becerikli olduklarını düşünüyorlar. Kadın girişimciler daha çok mikro girişimciler. İş dünyasında kadınların devam etmesi için çocuk bakımıyla ilgili programı oluşturulmalı. Çocuk bakımında dünyada mükemmel uygulama yok.” Cinsiyetle ilgili yasaların doğru uygulanması gerektiğine dikkat çeken Sharma, “ABD çıkardığı bir yasayla 10 yıl içinde kadın girişimci sayısını ikiye katladı. Avusturya ve Kanada’da da uygulamalar başarılı oldu. AB ülkeleri de artık fazla politika istemiyor ancak değişiklik yaratacaksa kabul ediliyor. Basit ve pozitif etkisi olsa da 1 milyon imza toplamamız lazım. Bunun için odaların destek vermesi gerekiyor. AB’den de imza topluyoruz ki bu insanlarla kulis yapabilelim. Lobicilik yapmamız gerekiyor ve bunun için veri toplamalıyız. AB’de 3 milyon euro kadın girişimcilere ayrılmış durumda ve 350 rol modeli bulunuyor. Bu para odalara verilse daha farklı bir sonuç elde edilir” diye konuştu. “KADIN GİRİŞİMCİLER GELECEKTE NE YAPMALI?” Konuşmasında kadın işsizliğine de değinen Sharma, “Kadınlar açısından baktığımızda Güney ülkeleri kriz içinde ve kadınla- m Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komite Üyesi Madi Sharma, İngiltere’de yapılan bir araştırmada, kadın girişimcilere daha az fon sağlandığının ortaya çıktığını söyledi. rın işsizliği doğal karşılanıyor. Birinci çözüm teknoloji, ikinci çözüm kooperatifleşme. Birçok kadın kooperatiflerde kendine yer bulabiliyor. 2011’de çıkarılan yasa sosyal ekonomiyi koruyor. Artık teknoloji kadınları girişimciliğe yönlendirmeli. Avrupa daha fazla kadın girişimciye ihtiyaç duyuyor. Gitgide daha fazla kapasiteye teknolojiyle ulaşılıyor olacak. Dolayısıyla kadınları evlerinden çıkarmamız lazım” ifadesini kullandı. Kadınların sürdürülebilir ekonomik tavsiyeleri henüz kullanmadığına dikkat çeken Sharma, Eurochambres Manifestosu’nun bütün ülkelerin odaları tarafından kabul edildiğini, Manifesto’nun içeriğinde kadınların eğitilmesi, girişimciliğe yönlendirilmesi ve bunlara erişebilirlik konularının yer aldığını belirtti. Sharma, en önemli konunun kadınların karar almak üzere oda yönetimlerinde olması ve finansmana erişimi olduğunu dile getirdi. Bütün bunların yanı sıra iş dünyasında internet üzerinden şirket kurmanın daha az riskli ve daha ucuz olduğunu vurgulayan Sharma, “İnternet üzerinden iş kurmak kadınların zihniyetiyle uyumlu mu diye baktığımızda sosyal ağlar aracılığıyla kadınların daha çok iş sahibi olduğunu görüyoruz. Yepyeni türde işler ve meslekler oluşuyor. IT işi genelde erkeklerin hâkimiyeti altında. Onlardan danışmanlık alınabilir” dedi. IT’nin çok dilli bir içerik olduğunu, bu alanı kullanmak için Türk ortaklara ihtiyaç duyduklarını dile getiren Sharma, kadın girişimciliğinde teknolojinin çok önemli olduğunu, bu alanda %40 oranında kadın girişimci bulunduğunu belirtti. EKONOMİK FORUM 19i HABER daki ticaret Türkiye ile Azerbaycan arasın 10 YILDA 15 KAT ARTIŞ GÖSTERDİ Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ekonomik işbirliğinin son yıllarda önemli gelişmeler gösterdiğini belirten TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Aramızdaki ticaret son 10 yılda 15 kat arttı. Türkiye-Azerbaycan arasındaki ticaret hacmi, küresel mali krize rağmen istikrarlı şekilde büyümeye devam etti. 2012 yılında ülkelerimiz arasındaki dış ticaret hacmi bir önceki yıla göre %16 oranında artarak 3 milyar dolara ulaştı” dedi. T ürkiye-Azerbaycan İşbirliği Toplantısı TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde TOBB Birlik Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın yanı sıra, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in resmi ziyareti çerçevesinde Türkiye’de bulunan Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Abid Şerifov, Eko20 EKONOMİK FORUM nomik Kalkınma ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev, Ulaştırma Bakanı Ziya Memmedov, İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Ali Abbasov, Enerji Bakanı Natig Aliyev ve Çalışma ile Sosyal Güvenlik Bakanı Selim Müslümov da katıldı. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu yaptığı konuşmada, iki ülke işbirliğinin önemine dikkat çekerek, son yıllarda ikili ilişkilerde somut adımlar atılmasından, büyük yatırımların hayata geçmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirip konuşmasına şöyle devam etti: HABER m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, modernizasyon çalışmalarına başlanan Çıldır-Aktaş Gümrük Kapısı’nın Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ticaret hacminin artmasına çok büyük katkısı olacağını söyledi. m Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Abid Şerifov, Ekonomik Kalkınma ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev, Ulaştırma Bakanı Ziya Memmedov’un yanı sıra Azeri bakanlar toplantı öncesi TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğluyla bir araya geldi. “Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı, iki kardeş ülkeyi birbirine enerjiyle bağlayan önemli bir köprü oldu. Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi, bu bağı daha da güçlendirecek. Bu iki enerji hattıyla, Avrupa enerji güvenliğine ciddi katkılarda bulunacağız. Bu hamlemiz, ülkelerimizin küresel alandaki ortak stratejik konumunu daha da güçlendirecektir. Ulaştırma alanında da ilklere imza atıyoruz. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı projesiyle Azerbaycan, Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlanacak. Yine bu sayede Türkiye de Azerbaycan üzerinden, Orta Asya ve Çin’e kadar uzanan geniş bir coğrafyaya açılacak. Bu projelerin en kısa sürede faaliyete geçmesiyle, yeni dünyanın ticaret hattı bu coğrafyada şekillenecek. Ve bu sayede ortak kaderimiz, ortak zenginliğe dönüşecek.” TİCARET HACMİ 3 MİLYAR DOLARA ULAŞTI İki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin son yıllarda önemli gelişmeler gösterdiğini belirten TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Aramızdaki ticaret son 10 yılda 15 kat arttı. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ticaret hacmi, küresel mali krize rağmen istikrarlı şekilde büyümeye devam etti. 2012 yılında ülkelerimiz arasındaki dış ticaret hacmi bir önceki yıla göre %16 oranında artarak 3 milyar dolara ulaştı” diye konuştu. Yatırım alanında da çok önemli mesafe alındığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, 1991-2011 yılları arasında Azerbaycan’da, Türk iş insanlarının sahip veya ortak olduğu 3 bin 700’ü aşkın Türk şirketi kurduğunu dile getirdi. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) 3 milyar dolarlık yatırımıyla birlikte Azerbaycan’da Türk iş dünyasının toplam yatırım tutarının 7 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Yatırımcılarımız Azerbaycan’da yaklaşık EKONOMİK FORUM 21i HABER 25 bin kişilik istihdam sağlarken, 20002012 yılları arasında yaklaşık 2,5 milyar dolar vergi ödeyerek Azerbaycan ekonomisine katkıda bulunmuştur. Buna mukabil, ulusal rezervleri hızla artan Azerbaycan şirketlerinin Türkiye’ye ilgileri de artmaktadır. Enerji sektöründe omuz omuza çalışıyoruz. PETKİM’in %61 hissesini satın alan SOCAR, aynı zamanda Star Rafinerisi’nin temelini attı. Azerbaycanlı kardeşlerimiz turizm sektörü başta olmak üzere, Türkiye’de çok sayıda şirket kurarak yatırım yaptı. Azerbaycan’ın Türkiye’deki yatırımları 4 milyar dolar civarındadır. Azerbaycanlı iş insanlarının Türkiye’ye yönelik yatırımları giderek artış gösteriyor” dedi. m Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Abid Şerifov ile TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu. ÇILDIR-AKTAŞ KAPISI’NIN TEMELİ ATILIYOR Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ticari ilişkilerde bütün bu gelişmelerin önemli rakamlar olduğunu ancak yetersiz kaldığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, kader ortaklığının ancak ekonomik ilişkilerin çok daha güçlenmesiyle mümkün olacağını söyledi. Hisarcıklıoğlu, 70 yıl önce birbirleriyle savaşan Avrupa ülkelerinin bugün Avrupa Birliği (AB) adıyla ortaya koydukları barış projesinin temelinin bile ekonomik işbirliğine dayandığını dile getirerek şunları söyledi: “Avrupa ülkeleri karşılıklı ekonomik ilişkilerini o kadar güçlendirdiler ki, bugün birbirlerinin her derdine ortak çözüm buluyorlar. Bugün Almanya’nın en büyük ticaret ortağı ne Çin, ne de Amerika’dır. Almanya’nın en büyük ticaret ortağı komşuları olan Fransa ve Hollanda’dır. Almanya tüm dış ticaretinin %16’sını sadece bu iki komşusuyla yapmaktadır. Biz de ülkelerimizin ortak çıkarlar etrafında birlikte hareket etmesini ve kalıcı işbirliğini hedefliyorsak, kardeşliğimizi daha sağlam bir zemine oturtmak istiyorsak, mutlaka ama mutlaka ekonomik ilişkilerimizi çok daha güçlendirmek zorundayız. Ekonomik işbirliğini güçlendirmek için öncelikli olarak gümrük, ulaştırma ve lojistik alanlarında gerekli olan; teknik, idari ve mevzuata ilişkin uyum çalışmalarını hızlandırmak zorundayız. Türk özel sektörü olarak, bu alanda da elimizi taşın altına koyuyoruz. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın vizyonuyla başladığımız projede, TOBB olarak Çıldır-Aktaş Gümrük Kapısı’nın modernizasyonu için 22 EKONOMİK FORUM temel atıyoruz. Çıldır-Aktaş Gümrük Kapısı bizim için çok önemli. Çünkü Gürcistan üzerinden Azerbaycan’a en yakın kara geçişimizi bu kapı sağlıyor. Çıldır-Aktaş Gümrük Kapısı’nın modernizasyonunu sekiz ay gibi kısa bir sürede tamamlayacağız. Tırlarımız, bu sınır kapısından geçip 250 kilometre sonra Azerbaycan’a giriş yapma imkânına kavuşacak. İnanıyoruz ki bu adım Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ticaret hacminin artmasına çok büyük katkı sunacak. Yine önümüzdeki günlerde, Nahcıvan’a açılan Dilucu Gümrük Kapısı’nın modernizasyonunu da aynı şekilde hayata geçireceğiz. Böylece Nahcıvanlı kardeşlerimizle daha fazla kucaklaşacak, Türkiye-Nahcıvan arasındaki mal ve insan geçişlerini artıracağız. Bu yatırımla birlikte çok önem verdiğimiz Nahcıvan’la bağımız bir kat daha güçlenecek. Diğer taraftan, Türk iş dünyasının küresel markası olan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve bünyesinde faaliyet gösteren Türk-Azerbaycan İş Konseyi, Kafkaslar’da barış, güvenlik ve refah üçgeninin n Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Kafkasya’da barış, istikrar ve kalkınmanın sağlanması için Türkiye ve Azerbaycan arasındaki dayanışmanın tartışılmaz önemde olduğunu söyledi. HABER iki ülke arasında ekonomik işbirliğinden, ekonomik entegrasyona geçme konusunda siyasilerimizin aldığı kararı sonuna kadar destekliyoruz. Biz küresel arenada daha fazla söz sahibi olan güçlü Türkiye ve güçlü Azerbaycan’ın hayalini kuruyoruz” dedi. tesis edilmesi için son hızla çalışmalarına devam ediyor. Önümüzdeki dönemlerde daha geniş kapsamlı projelerle ilişkilerimizi güçlendirmeye devam edecektir.” TERCİHLİ TİCARET ANLAŞMASI TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Tercihli Ticaret Anlaşması’na ilişkin çalışmaların da bir an önce sonuçlandırılarak anlaşmanın 2014 yılında imzaya hazır hale getirilmesi gerektiğine değindi. Bölgesel işbirliğinin geliştirilmesi çerçevesinde, Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan İş Forumu mekanizmasının güçlendirmesi gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Forumda alınan kararların uygulanmasını sağlamalıyız. Bu coğrafyada ortak sanayi bölgeleri ve ortak ekonomik alan gibi işbirliği modellerini mutlaka hayata geçirmeliyiz. TOBB olarak bu alanda tüm tecrübemizle hazırız. Türk iş dünyası olarak, n TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Abid Şerifov ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI YAZICI: “SIKI BAĞLARLA KENETLENMİŞ İKİ KARDEŞ ÜLKEYİZ” Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, TOBB Türkiye-Azerbaycan İşbirliği Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in seçimlerden sonra ilk ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirmiş olmasının Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin gelişmesi bakımından çok güçlü bir zemin oluşturacağını belirtti. Azerbaycan’ın bağımsızlıktan sonra istikrarlı politikalarıyla bütün dünyada büyük bir saygı uyandırdığını ifade eden Bakan Yazıcı, Azerbaycan ve Türkiye’yi “tek millet iki devlet” olarak nitelendirdi. Türkiye ve Azerbaycan’ın sıkı bağlarla kenetlenmiş kardeş ülkeler olduğunu vurgulayan Bakan Yazıcı, bu kardeşliğin sözde kalmadığını belirtti. Azerbaycan’ı bölgedeki en önemli stratejik ortakları olarak gördüklerini ifade eden Bakan Yazıcı, Azerbaycan’ın başarılarıyla gurur duyduklarını belirtti. Türkiye ve Azerbaycan olarak hem ikili hem de bölgesel konularda sergilenen dayanışmanın sürdürülmesi sürdürülm gerektiğine dikkat çeken Bakan Yazıcı, “Özellikle Kafkasya’da barış, kalkınmanın sağlanması için istikrar ve ka Azerbaycan arasındaki dayanışTürkiye ve Aze ma tartışılmaz önemdedir” dedi. İki ülke ara arasındaki siyasi ilişkilere paraalandaki ilişkilerin de lel olarak, ekonomik eko dile getiren Bakan Yazıcı, şöyle ilerlediğini dil konuştu: yılında 2,4 milyar dolar olan “2010 yı ticaretimizin, 2011 yılında 3,5 ikili ticare dolara, 2012 yılında 4,2 milmilyar do dolara yükselmesi memnuniyet yar dolar vericidir. Azerbaycan’a yapılan doğyatırımlarda da Türkiye ilk rudan ya olmaya devam ediyor. Yukarı sırada olm Karabağ ve işgal altındaki Azerbaycan en önemli dış polititoprakları konusu k ka gündem maddelerimiz arasında yer alıyor. Bu meselenin, Azerbaycan’ın bütünlüğü içerisinde barışçıl toprak bü bir çözüm çözüme kavuşması yönünde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” malarımı EKONOMİK FORUM 23i DOSYA YENİLENEBİLİR ENERJİDE Elektrik Piyasası Kanunu’ndaki yeniliklerin uygulamaya girmesi için gerekli yönetmelik, ekim ayında yayımlandı. Yenilenebilir enerjide yeni bir dönemin başladığını belirten sektör temsilcileri, tüketimi fazla olan şirketlerin, 1 MW sınırına takılmaksızın yapacağı “sınırsız üretimle” sektörün büyüyeceğini belirtiyor. L isanssız elektrik üretimi için 14 Mart 2013’te çıkartılan 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, sektör için büyük bir beklenti yaratsa da kanundaki yeniliklerin uygulamaya girmesi için çıkarılması gereken yönetmeliklerin ancak 2 Ekim tarihinde çıkarılması, sektörün neredeyse “durmasına” neden oldu. Enerji piyasası temsilcileri, yaklaşık beş aylık bir aranın ardından, yeni yönetmelikle yenilenebilir enerjide yeniden büyüme planları yapmaya başladı. Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle, artık isteyen herkes başvuruda bulunup, kendi evi ve işyeri için elektrik üretimine başlayabilecek. Yönetmeliğe göre, kendi elektriğini üretmek isteyenler için 24 EKONOMİK FORUM başvuruların önü açılırken, sektör temsilcileri, enerjide yeni bir dönemin başladığını belirtiyor. Yönetmelikle birlikte yaşanan en önemli gelişme, üretimdeki 500 kW sınırının 1 MW’a yükseltilmiş olması. Bu limit, ilerleyen dönemde gerekirse Bakanlar Kurulu kararıyla beş katına kadar da yükseltilebilecek. Sektör temsilcilerinin “halk, tüketici konumdan, üretici konumuna geçebilecek” yorumu yaptığı yönetmelikte, üretim sınırının yükseltilmesi, büyük şirket ve fabrikalar için de önemli bir gelişme oluyor. Belediyelerin de içme suyu ve atık suyu iletim hatlarında elektrik üretim tesisi kurabilme imkânının önü açılırken, kamuoyunun da “lisanssız elektrik üretimi” konusunda ilgili olacağı düşünülüyor. Bu arada yönetmelikle, lisanssız üretimden, lisanslı üretime veya lisanslı üretimden lisanssız üretime geçişler de serbest oldu. Ayrıca lisanssız üretim tesisleri enerji alım garantisi de alabilecek. Yönetmeliğin getirdiği önemli bir değişiklik de sınırsız elekt- DOSYA rik üretimi. Buna göre tüketimi fazla olan şirketler,1 MW sınırına takılmaksızın elektrik üretim tesisi kurabilecek. Ancak söz konusu şirketler, şebekeye enerji verse bile, bu işlem karşılığında para alamayacak. Bu durumda şirketler sadece kendi elektrik üretim ve tüketim giderlerini karşılamış olacak. Alışveriş merkezleri de bu kapsamda elektrik üretebilecek. Enerjide değişen iklimle sektör temsilcileri 2014 yılına kadar bin 500 başvuru olacağı öngörüsünde bulunuyor. ENERJİ İTHALATI, CARİ AÇIKTAKİ ARTIŞTA EN ÖNEMLİ KALEM Türkiye’de ekonominin gelişmesine paralel olarak enerji talebi artarken, enerji ithalatı, cari açıktaki artışta en önemli kalem haline geldi. Fosil kaynaklar bakımından komşuları kadar zengin olmayan ancak coğrafi konumu itibarıyla su, güneş, jeotermal ve rüzgâr potansiyeliyle birçok ülkeye nazaran avantajlı konumda bulunan Türkiye’de firmalar da bir süre- dir enerji yatırımlarını geleceğin kaynağı olan yenilenebilir enerjide şekillendirmeye başlamıştı. Bu doğrultuda su, güneş, rüzgâr ve jeotermalde yatırımlar artmaya başladı. Lisanssız Elektrik Üretim Derneği’nden (Li-Der) alınan bilgilere göre; mayıs ayı sonuna kadar rüzgar, güneş, biyokütle ve kojen ile ilgili toplam 980 başvuru alındı. Bunlardan toplam 250 MW’lık 659 başvuru olumlu sonuçlanırken, 10’un üzerinde tesis hizmete girerek lisanssız elektrik üretimine başladı. Lisanssız HES’ler konusunda ise henüz sisteme başvuru alınamadı. Bunun nedeni olarak, Devlet Su İşleri’nin (DSİ) kendi mevzuatlarındaki değişikliği henüz tamamlayamamış olması gösteriliyor. BaşEKONOMİK FORUM 25i DOSYA vurular gerçekleştiği taktirde, lisanssız HES’lerin de potansiyelinin yükselmesi bekleniyor. İlk etapta HES başvurularının 250 MW’tan bin MW’a çıkacağı öngörülürken, bu rakamın 2015 yılı sonunda en az 5 bin MW’a ulaşacağı düşünülüyor. YÖNETMELİKLE, RÜZGARDA KWH BAŞINA MALİYET AZALDI Çıkarılan yönetmelikle, rüzgâr enerjisi alanında ürün seçenekleri artarken, kWh başına maliyet azaldı. Fabrikalar artık 2,5 ile 3 MW’lık rüzgâr türbinini lisanssız elektrik üretimi kapsamında kurabilecek. Güneş enerjisi üretiminde ise aynı alanda daha fazla kurulum yapılmasıyla hem satın alma maliyetlerinin düşmesi hem de işletme, bakım ve izleme maliyetlerinin daha ekonomik hale gelmesi sağlanacak. Tüm bunların yanı sıra, yeni yönetmelikle, finans kuruluşlarının sektöre daha kolay kredi verebilecekleri değişiklikler de söz konusu. Yönetmelikle, OSB ve dağıtım şirketlerinin trafo kapasitelerini yılda dört defa, belli aylarda kendi internet sitelerinde yayınlanmak suretiyle açıklamak zorunda olması ise, sektörde planlama ve yatırım açısından yatırımcıya bir öngörü sağlayacağı için olumlu karşılandı. Ayrıca ilk defa, imdat grupları, şebekeden izole olan sistemler ve verimliliği kanunun belirttiği şekilde olan kojenerasyon sistemleri de lisanssız elektrik üretim kapsamına girdi. 26 EKONOMİK FORUM ÖZEL SEKTÖRÜN PAYI İKİ KAT ARTTI Bu arada son 10 yıl içinde elektrik üretim kapasitesi, doğalgaz ithalatı ve enerji tüketiminden her biri yaklaşık iki kat artış gösterdi. Bu gelişme ile birlikte elektrik enerjisi üretiminde kamunun payı yaklaşık yüzde 35 seviyelerine düşerken, özel sektörün payı yaklaşık iki kat artışla yüzde 38’den yüzde 65 seviyelerine yükseldi. Aynı zamanda kamunun elindeki dağıtım şirketlerinin ve hizmetlerin özelleştirilmesi tamamlanarak, bu alanda önemli bir atılım gerçekleşmiş oldu. Sektör aktörlerine göre, şu an için enerji sektöründe katılımcıların en önemli sıkıntısı, orta ve uzun vadede güvenilir ve şeffaf fiyat oluşumu ile öngörülebilirliği sağlayacak fiyat referansının ortaya çıkamaması. Özel sektör için uzun vadede ‘rekabetin adil olduğu, şeffaf ve serbest bir piyasa yapısı’, öncelikli hedef konumunda. Bunların yanı sıra, artık Enerji Piyasaları İşletme AŞ (EPİAŞ) DOSYA Türkiye elektrik enerjisinin yakıt cinslerine göre kurulu gücü (2012 yıl sonu – Ekim 2013 sonu) Kurulu Güç (MW) Katkı (%) Santral Sayısı (adet) Kurulu Güç (MW) Katkı (%) Santral Sayısı (adet) Fue-Oil + Asfaltit + Nafta + Motorin 1.362 2.4 23 1.338 2.2 22 Taş kömürü + Linyit 8.478 14.9 19 8.515 13.7 20 İthal kömür 3.912 6.9 7 3.912 6.3 7 Doğalgaz + LNG 17.170 30.1 190 19.375 31.3 215 Yenilebilir + Atık 158 0.3 29 224 0.4 38 Çok yakıtlılar katı + sıvı 675 1.2 8 675 1.1 8 3.269 5.7 45 3.219 5.2 44 13 Çok yakıtlılar sıvı + doğalgaz Jeotermal 162 0.3 9 310 0.5 Hidrolik barajlı 14.744 25.8 64 16.027 25.9 72 Hidrolik akarsu 4.864 8.5 317 5.696 9.2 374 Rüzgar 2.260 4 61 2.688 4.3 70 57,059 100 772 61,984 100 TOPLAM 883 Kaynak: TEİAŞ ve Borsa İstanbul (BIST) bünyesinde yapılan işlemlere, damga vergisi muafiyeti de getirildi. Tacirlerin kendi aralarında organize piyasalar dışında yaptıkları ticaret, bu muafiyet kapsamı dışında kaldı. Bu durum, bir yandan da EPİAŞ’ye ışık verecek tezgâh üstü piyasalardaki işlem hacminin gelişmesine engel oluyor. Sektör aktörlerine göre, Türkiye’de enerji piyasasının bir diğer önemli parçası olan doğalgaz piyasasında yaşanan önemli değişikliklerden birisi de Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ’nin (BOTAŞ) elindeki ithalat kontratlarının, özel sektöre devri konusunda gerçekleşen gelişmeler. GÜNEŞTE LİSANSLI YATIRIMLAR KISITLI KALDI Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarında ön sıralarda yer alan güneş enerjisinde potansiyel henüz yeterince değerlendirilemiyor. Aslında güneş enerjisinde Türkiye, İspanya’dan sonra Avrupa’nın en büyük ikinci potansiyeline sahip. Sektör aktörleri, güneş enerjisinde doğru politikaların uygulanması halinde birkaç yıl içinde 5 bin-10 bin MW arasında kurulu ek kapasite elde etmenin mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Bu da yaklaşık 5 ila 10 milyar dolar arasında yeni yatırım anlamına geliyor. Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği’nden (GENSED) alınan bilgilere göre, 14-15 Haziran 2013 tarihinde 600 MW değerinde fotovoltaik sistem kurulumu lisanslarının ihalesi için başvurular alındı. 357 firma, 585 başvuruyla, yaklaşık 9 bin MWp güneş santrali kurmak için başvurdu. Bunlar arasında 29 firma, dört ya da daha fazla başvuru ile 4 bin MW kurulumu için ihaleye girmek istiyor. İhalenin ise 2014 başında sonuçlanması bekleniyor. Lisanslama işlemlerinin 2014 başında sonuçlanmasının ardından ‘lisanslı’ kurulumların 2014’ten itibaren devreye alınabileceği öngörülüyor. Lisanssız elektrik üretimi ile ilgili 2011’de yayınlanan tebliğ ve 2012’de yayınlanan uygulama tebliğinin ardından, Mayıs 2013’e kadar bin 30 başvuru yapıldı. Bunun 538 adedi güneş santralleri içindi. Sektör aktörleri, lisansların henüz verilmemesi nedeniyle, 2013’ün ilk dokuz ayında güneşten elektrik üretimiyle ilgili yatırımların oldukça kısıtlı kaldığını dile getiriyor. RÜZGÂRDA 2014’TE KURULU GÜÇTE YILLIK 4 BİN MW’A ULAŞILACAK Yenilenebilir enerjinin bir diğer önemli alanını ise rüzgâr enerjisi oluşturuyor. Türkiye, rüzgârda her yıl 500 MW santrali işletmeye almaya başladı. Buna ek olarak, bu yıl sonunda 750-1000 MW civarı santralin hayata geçmesi bekleniyor. Ancak Türkiye enerji ihtiyacı göz önüne alındığında rüzgâr enerjisi yatırımları yeterli görülmüyor. 54 bin megawatt’lık enerji kurulu gücüne sahip Türkiye’nin enerji kapasitesinin yüzde 3 ila yüzde 4’ünü rüzgâr enerjisi oluşturuyor. 10 yıl içinde enerji kurulu gücünün 100 bin MW’a çıkması hedeflenirken, bunun yüzde 20’sinin rüzgâr enerjisinden oluşması bekleniyor. Bu durumda 2023’te Türkiye’de 20 bin MW’lık rüzgâr hedefine ulaşılırsa, yapılan hesaplara göre üretilen toplam elektriğin %18 ila %20’si rüzgârdan elde edilmiş olacak. EKONOMİK FORUM 27i DOSYA ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ: “HEDEFİMİZ, 2023’E KADAR ENERJİ MERKEZİ HALİNE GELMİŞ BİR TÜRKİYE” S on 10 yıldır siyasi istikrara bağlı olarak refah seviyesi her geçen gün artan Türkiye’nin enerji talebinin 10 yıl sonra iki katına çıkacağını belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, hem bu talebi karşılamak hem de enerji arz güvenliğini sağlamak için çalışmalara devam ettiklerini ifade etti. Yıldız, enerji sektöründe bugüne kadar olan gelişmeleri ve geleceğe yönelik hedeflerini şöyle dile getirdi: “Yerli ve yenilebilir kaynaklarımızı harekete geçiyoruz. 2002 yılında, 12 bin 241 MW olan hidrolik santral kurulu gücü şu an itibarıyla 20 bin MW’a çıktı. Göreve geldiğimizde yok denecek kadar az olan rüzgâr enerjisi kurulu gücü şu an itibarıyla 2 bin 604 MW. 10 yıl önce tamamen atıl vaziyette olan jeotermal kaynaklarımızı ülke ekonomisine kazandırmaya başladık. Elektrik, ısınma, termal turizm ve seracılık amacıyla 85 jeotermal sahayı özel sektörün yatırımına açtık. Son 10 yılda jeotermal uygulamalar elektrik sektöründe yedi kat artarak, 162 MW’e ulaştı. 2023’e kadar hidrolik santralı kurulu gücünü 36 bin MW’a, rüzgâr kurulu gücünü 20 bin MW’a, güneş kurulu gücünü 3 bin MW’a, jeotermal kurulu gücünü 600 bin MW’a çıkarmayı hedefliyoruz. Yerli kömüre dayalı yapılacak bütün termik santraller ile yıllık en az 12 milyar dolarlık doğal gaz ithalinin önüne geçme hedefimiz var. Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu’nun (TKİ) elindeki kömür sahalarını, termik santral kurma şartıyla ihaleyle özel sektöre devretmeye başladık. Bu anlamda, Adana Tufanbeyli’de 600 MW, Soma’da 450 MW, Bursa-Keles’te 270 MW, Kütahya Tunçbilek’te 300 MW, Bingöl Karlıova’da 150 MW kurulu gücünde santrallar kurulacak. Bolu-Göynük, Eskişehir-Mihallıççık, Silopi Harbul-Üçkardeşler ve Sereder’de de santrallarımızın inşası devam ediyor. Türkiye 28 EKONOMİK FORUM n Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, doğusunda enerji kaynakları açısından ihracatçı, batısında ithalatçı ülkelerle çevrili konumdaki Türkiye’nin, büyüyen ekonomisiyle büyük bir enerji pazarı olduğunu söyledi. Türkiye’de 10 yılda tam 100 milyar liralık enerji yatırımı yapıldı. Hedefimiz 2013’e kadar yapılacak 200 milyar liralık enerji yatırımıyla enerji arz güvenliğini perçinlemiş ve bölgesinde enerji merkezi haline gelmiş bir Türkiye’dir. linyit rezervinin yaklaşık %40’ını barındıran Afşin Elbistan’da 12 milyar dolarlık bir yatırımla toplam 8 bin MW gücünde santrallar kurulacak. En son Maden Tetkik ve Arama’nın (MTA) beş yıllık çalışmaları sonucunda Afyon Dinar’da 950 milyon tonluk linyit rezervi tespit ettik. Buraya da 5 milyar dolarlık yatırımla 3 bin 500 MW gücünde termik santral kurmayı hedefliyoruz. Santral, ayrıca inşası ve maden sahasında 6-7 bin kişilik bir istihdamı bölgeye sağlamış olacak. Konya Karapınar’da 1,8 milyar tonluk rezerve ulaşıldı. Bu kapasitenin daha da artabileceğini gözlemliyoruz. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının daha çok hâkim olması için temelli politikalarımız ve stratejilerimiz DOSYA çerçevesinde yolumuza devam ediyoruz. Karapınar’da 5 bin MW civarında bir havza çalışması yapmayı planladık. Bu şekilde Atatürk Barajı’nın iki katı kadar Türkiye’ye bir rezerv sağlamış olacağız. Yaklaşık 7-8 milyar dolarlık da bir yatırım öngörüyoruz. Rezerv kurulacak 5 bin MW gücündeki santralle 30-40 yıl rahatlıkla hizmet verebilecek. Türkiye’de 10 yılda tam 100 milyarlık enerji yatırımı yapıldı. Hedefimiz 2023’e kadar yapılacak 200 milyarlık enerji yatırımıyla enerji arz güvenliğini perçinlemiş ve bölgesinde ‘enerji merkezi’ haline gelmiş bir Türkiye’dir. Ayrıca 2023 yılına kadar iki nükleer santralin üretimine, birinin de inşasına başlamış olacağız.” TÜRKİYE, ENERJİDE CAZİBE MERKEZİ HALİNE GELİYOR Doğusunda enerji kaynakları açısından ihracatçı, batısında ise ithalatçı ülkelerle çevrili konumda bulunan Türkiye’nin büyüyen ekonomisiyle büyük bir enerji pazarı olduğunu vurgulayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, jeostratejik konumu itibarıyla da doğu-batı/kuzey-güney enerji güzergâhlarının kesişim noktasında olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: “Türkiye, enerji projelerini ve stratejisini savaşın değil istikrar, refah ve barışın gerekçesi olarak oluşturmakta ve uygulamaktadır. Siyasi ve ekonomik istikrarını sağlamış olan Türkiye, bölgesinde adeta bir mıknatıs gibi yatırımları çekmekte ve cazibe merkezi haline gelmektedir. Azerbaycan’la birlikte inşa edeceğimiz TANAP Doğalgaz Boru Hattı Projesi ve rafineri yapımı, modernizasyonuyla birlikte yapılacak toplam 17 milyarlık yatırım, yerli üretim, istihdam ve sanayimize önemli bir katkı sunacaktır. Türkiye Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı ve Bakü Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı projelerinin hayata geçirilmesiyle Kafkaslar’da kurduğu etkinliğin benzerini; TANAP Doğalgaz Boru Hattı’yla Balkanlarda tekrarlama şansına kavuşacak, Hazar ile Adriyatik’i enerji nakil hatlarıyla birleştirecektir. Savaş ve istikrarsızlıkların gölgesindeki Orta Doğu coğrafyasına barış ve istikrarın gelmesini isteyen Türkiye’nin bu hedefinde Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı’nın daha verimli çalışması ve yeni geliştirdiği projeler önemli bir yer tutmaktadır. Uluslararası Enerji Ajansı’nın önümüzdeki 30 yılda dünya petrol üretim artışının %40’ını tek başına karşılayacağını söylediği komşumuz Irak’ın tüm bölgelerinde geliştirilecek projeler içinde de olmaya devam edeceğiz.” BAZI BÖLGELERDE %50’LERE VARAN TASARRUF ORANLARINA ULAŞILDI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, enerji tasarrufu konusunda yapılması gerekenler konusunda bilgi verirken, Bakanlık olarak da bu alanda yaptıkları çalışmaları şöyle özetledi: “Bütün bu projelerin yanında enerjiyi verimli kullanmak adına başlattığımız ‘enerji verimliliği’ hareketi var. Enerjiyi sokak aydınlatmasında, yalıtımda, evde, tarımsal sulama, sanayi uygulamaları gibi birçok alanda, hayatımızın birçok noktasında daha verimli kullanma imkânımız var. Bizim yetiştiğimiz kültür, bizim bilgilenme yöntemlerimiz, geleneklerimiz, göreneklerimiz de zaten bunu söylüyor. O açıdan ben bu konuda çok ciddi mesafe kat edeceğimiz kanaatindeyim. Bildiğiniz gibi, 1 Ocak 2011 yılından sonra yalıtımı olmayan herhangi bir binanın ruhsat alma imkânı yok. Türkiye’de yalıtıma muhtaç olan 17 milyon adet hane bulunuyor. Yeni binalarımızda herhangi bir problem yok. Asıl yapmamız gereken, mevcut binalarımızı eski hallerinden kurtarmak. 150 kadar kamu binasının yalıtımıyla yaklaşık 45 milyon liralık enerji tasarrufu meydana gelecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı binamızda yaptığımız çalışmada %46’lık bir verim elde edildi. Bunu elde etmek için camların çift olması, duvarlarda da yalıtım yapılmış olması şartı var. Yuvarlak bir hesapla yarı yarıya tasarruf ettiğiniz bir işlem aslında yatırımcı için de, kamu için de, özel sektör kullanıcıları için de kârlı olacak. Sokak aydınlatmaları konusunda Ankara’da İnönü Bulvarı, Dikmen ve Muhsin Yazıcıoğlu caddesi gibi bölgelerde pilot çalışmaları yapıyoruz. TBMM ile Enerji Bakanlığı arasındaki bulvarın aydınlatılmasında yaklaşık %41’lik bir tasarruf söz konusu oldu. Bazı bölgelerde %50’lere varan tasarruf oranlarına ulaşıldı. Türkiye’nin toplam aydınlatmasını düşünürsek, 6 milyon adet- “YERLİ VE YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ DAHA ÇOK HÂKİM OLMASI İÇİN TEMELLİ POLİTİKALARIMIZ VE STRATEJİLERİMİZ ÇERÇEVESİNDE YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ.” lik armatürde her yıl yaklaşık 600 milyon liralık bir tasarruftan bahsediyoruz. LED ampullerle ilgili harcamalar kendisini dört yıl içinde amorti ediyor. Rüzgâr santrallerinden, güneş enerjisi panellerine, LED’lerden diğer enerji uygulamalarına varıncaya kadar ürünlerin Türkiye’de üretilmesini zorunlu kıldık. Herhangi bir yatırımcı eğer buraya gelip yalnızca bize LED’in satmak isterse bunun doğru olmadığını kendilerine iletiyoruz, onlar da yatırım kararları alabileceklerinden bahsediyorlar. Şu anda yerli firmalardan seri üretime geçme safhasına gelmiş olan fabrikalarımız var. Bu da Türkiye sanayisi için önemli bir nokta. Biz enerji sektörüne ilişkin cari açığı azaltmaya yönelirken aynı zamanda yatırımların da yerli kaynaklar haline gelmesine çalışıyoruz. Türkiye 2023 yılı hedeflerine diğer çalışmalarıyla birlikte bütün armatürlerini değiştirmiş ve bunların finansman ve amortismanlarını tamamlamış olarak girmiş olacak.” EKONOMİK FORUM 29i DOSYA TOBB TÜRKİYE ENERJİ MECLİSİ BAŞKAN YARDIMCISI ALPAY ÜNAL: “2014, YENİLENEBİLİR ENERJİYE DAYALI BİR ÜRETİM YILI OLACAK” Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimi amaçlı kullanımına ilişkin kanunda yapılan değişiklikle birlikte sektör hız kazandı. Lisanssız üretim başvurularına bakıldığında 2014’ün yenilenebilir enerjiye dayalı bir üretim yılı olacağı kanaatindeyim. E nerji sektörü gündemi, 2014’te de hareketli olacağını belirten TOBB Türkiye Enerji Meclisi Başkan Yardımcısı Alpay Ünal, “Elektrik ve doğal gazda serbestleşme çalışmalarının geleceği noktanın izleneceği bu yıl içinde büyük ölçekli elektrik üretim yatırımlarının devreye girmesini beklemekteyim” dedi. Ünal, enerji sektöründe fizibilite çalışmalarında karşılarına çıkan zorluklara değinerek, sektörde finansman daralmasının yatırımları ne yönde etkilediğini şöyle dile getirdi: “Bu yıl gerçekleşmesi beklenen yatırım ve özelleştirmeler göz önünde bulundurulduğunda, sektör için yeterli finansman bulunup bulunamayacağı en önemli sorulardan birini oluşturuyor. Sektör geliştikçe ve büyüdükçe daha rekabetçi ve şeffaf bir piyasa yapısına hızla ulaşılmasına da duyulan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Finansman daralması, yatırımları olumsuz olarak etkiliyor. Artan talebi karşılamak üzere devreye girmesi gereken üretim kapasitesinin gerektirdiği 3 milyar dolardan fazla yatırım, özelleştirme süreci tamamlanmamış dokuz elektrik dağıtım bölgesinin gerektirdiği finansmanla sektöre çok ciddi bir nakit girişi gerektiğini gösteriyor. Söz konusu finansman ihtiyacının tamamının karşılanabilmesi çok kolay olmayacak. Elektrik üretiminde yatırım kararı yeni alınacak santrallar için zor bir süreç bekleniyor. Burada fizibilite çalışmalarının önemi bir kez daha ön plana çıkmakta. Özellikle büyük doğal gaz santrali projeleri geliştirmek, rekabetçilik, kârlılık ve uy30 EKONOMİK FORUM gun lokasyon bulabilmek, geçmişe kıyasla çok daha zor olacak. Ancak küçük doğal gaz santralleri için durumun bu kadar zor olmayacağı görülüyor. Entegre yatırımların ise verimlilik açısından ön plana çıkması muhtemel.” 543 HİDROELEKTRİK SANTRALİ İNŞAATI DEVAM EDİYOR TOBB Türkiye Enerji Meclisi Başkan Yardımcısı Alpay Ünal, Türkiye enerji sektöründe rekabete dayalı olarak şeffaf bir piyasa yapısının oluşturulmasının önemi ve bu konuda yapılan çalışmalara yönelik şu bilgiyi verdi: “Türkiye enerji sektöründe rekabete dayalı olarak şeffaf bir piyasa yapısının oluşturulması yönünde adımlar atılmaya devam edilirken, 2011’in mart ayında Avrupa piyasasıyla tam k TOBB Türkiye Enerji Meclisi Başkan Yardımcısı Alpay Ünal, 2011 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimi amaçlı kullanımına ilişkin kanunda yapılan değişiklikle birlikte sektörün hız kazandığını belirtti. DOSYA uyumlu bir elektrik piyasası uygulamaya geçti. Özel sektöre açılan elektrik üretim sektöründe özellikle de yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yürürlüğe konulan yasal düzenlemelerin etkisiyle hidroelektrik santral yapmak üzere Ocak 2012 itibarıyla 15 bin 582.1 MW’lık 543 santral inşaatına başlamış olup, bu inşaatlar devam ediyor. 2004 yılı itibarıyla 18 MW düzeyinde olan rüzgâr enerjisi kurulu gücü 2011 yılında bin 691 MW’a ulaştı. 1 Kasım 2011 öncesinde 3 bin 180 MW rüzgâr lisansı verildiği ve bunlardan bin 677 MW’ının işletmeye alındığı biliniyor. Yaklaşık 600 MW’ın ise inşası devam ediyor. Başvurulardan sonra geçen süreçte 5 bin 500 MW için 13 grup projesi lisans almaya hak kazandı. 2012 yılı sonunda inşa halinde olan 600 MW’lık kapasitenin hayata geçmesi halinde ise toplamda 2 bin 300 MW kapasitede rüzgâr santralinin işletmede olması bekleniyor. 2013 yılında en az bir MW inşa halinde olan rüzgâr santralinin de devreye girmesi bekleniyor.” “ELEKTRİK ÜRETİMİNDE YATIRIM KARARI YENİ ALINACAK SANTRALLAR İÇİN ZOR BİR SÜREÇ BEKLENİYOR. BURADA FİZİBİLİTE ÇALIŞMALARININ ÖNEMİ BİR KEZ DAHA ÖN PLANA ÇIKMAKTA.” ÖZEL SEKTÖRÜN KURULU GÜCÜ TOPLAM 3 BİN 701 MW 2011 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimi amaçlı kullanımına ilişkin kanunda yapılan değişiklikle birlikte sektörün hız kazandığına dikkat çeken TOBB Türkiye Enerji Meclisi Başkan Yardımcısı Alpay Ünal, “Keza lisanssız üretim başvurularına bakıldığında 2014 yılının yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı bir üretim yılı olacağı kanaatindeyim. EPDK verilerine bakıldığında, Ocak 2012 itibarıyla proje fiili gerçekleşmesi %10’un üzerinde olan inşa halindeki santrallerin kapasite değerleri incelendiğinde yakın zamanda devreye girmesi planlanan kurulu güç kapasitesinin %53’ünü hidrolik, %16,5’ini doğal gaz, %11,4’ünü ithal kömür, %6,3’ünü ise rüzgâr santralleri oluşturuyor. 1 Ocak 2012 itibarıyla devreye alınan 129 özel sektör santralinin kurucu gücü ise toplamda 3 bin 701 Mw’a ulaştı. İnşa halindeki santrallerin de devreye girmesiyle özel sektör, enerji alanında büyük bir yatırıma imza atmış olacak. Türkiye ileride Avrupa’nın elektrik enerjisinin bir kısmının karşılamaya hazır hale gelecek. Bunun için sektörde, bürokrasi ve hükümetin koordineli bir şekilde çalışmaya devam etmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi, özellikle süreçlerin kısaltılması daha iyi sonuçlar verir” dedi. EKONOMİK FORUM 31i DOSYA Türkiye LPG pazarı 3,7 milyon tonluk yıllık tüketimle dünyada 15’inci, Avrupa’da petrokimya hariç tutulduğunda Rusya’nın ardından ikinci büyük pazar konumunda bulunuyor. Türkiye’yi sırasıyla İtalya, Fransa ve Polonya izliyor. Sektörümüzün iş hacmi 12 milyar dolar mertebesinde. T OBB Türkiye LPG Meclisi Başkanı ve Dünya LPG Birliği Başkan Yardımcısı Yağız Eyüboğlu, son derece dinamik, canlı ve umut veren ekonomiye sahip bir ülkede faaliyet gösterdiklerini vurgulayarak, “Dünya ekonomileri talep yaratmaya çalışırken biz, büyümekte olan talebi gelecekte nasıl karşılayacağımızı düşünüyoruz” dedi. Büyüyen Türkiye’nin her türlü enerjiye fazlasıyla ihtiyacı bulunduğuna dikkat çeken Yağız, “Fosil yakıt kaynağı bakımından zengin bir ülke değiliz. Bu kaynakların zengini olan ülkeler komşumuz durumunda. Ürünlerinin önemli bir kısmını bizim üzerimizden dünyaya ulaştırıyorlar. Coğrafi konumumuz bize enerji koridoru olarak önemli bir fırsat sunuyor. Bunlara ek olarak enerji verimliliğini ve tasarrufunu cesaretlendirecek uygulamalarla sahip olduğumuz potansiyeli en etkin şekilde kullanabileceğimize inanıyoruz” dedi. Yağız, LPG sektörüne bu noktada önemli bir rol düştüğünü vurgulayarak konuşmasına şöyle devam etti: “LPG, pişirmeden ısınmaya; araç yakıtından elektrik üretimine ve petrokimya alanında kullanımlarına kadar dünyada en çok tüketilen alternatif yakıtlardan biridir, stratejiktir. Özellikle doğal afetlerde elektrik ve doğal gaz bir şekilde hayatınızdan çıktığında, LPG yanınızdadır. Kolay taşınır, kolay depolanır ve kolayca pek çok alanda kullanılır. 32 EKONOMİK FORUM TOBB TÜRKİYE LPG MECLİSİ BAŞKANI YAĞIZ EYÜBOĞLU: “SEKTÖRÜN İŞ HACMİ 12 MİLYAR DOLAR DEĞERİNDE” DOSYA “DOĞAL GAZA KIYASLA TÜP GAZDAKİ VERGİ YÜKÜNDEN KAYNAKLI, ÜRÜNÜN DOĞAL GAZ KARŞISINDAKİ REKABET GÜCÜ ZAYIFLIYOR VE TÜP GAZ SEGMENTİNDE SATIŞ AZALMASI YAŞANIYOR.” Kamu otoritesinin ilgili kurumları, ulusal enerji stratejisini oluşturup uygulamada büyük bir kararlılık gösteriyorlar. Hem TOBB Türkiye LPG Meclisi hem de üyesi bulunduğumuz diğer sektörel kuruluşlar olarak, sürece katkıda bulunmak üzere çaba gösteriyoruz. Zira ülkemizin enerji havuzunda LPG’nin anlamlı bir alternatif sunduğunu, önemli bir işlevi yerine getirdiğini düşünüyoruz. Arz güvenliği, taşıma ve kullanım alanlarında sahip olduğu önemli avantajları sebebiyle LPG, hemen hemen dünyadaki her ülkenin enerji havuzunda stratejik bir değere sahip bulunuyor. Dünyanın dört bir tarafında üreticileri olduğu için, temini konusunda da sıkıntı olmuyor. Doğal gaz kaynaklarının çoğalmasıyla LPG’nin arzının gelecekte daha da artacağı ve daha çok tasarruf sağlayan bir yakıt olacağı öngörülüyor. Evlerimizde, sanayide ve otomobillerimizde yakıt olarak kullanılan LPG, her alanda verimliliği ve çevreciliğiyle daha fazla tercih edilen, geleceğin temiz dünyasına katkıda bulunan bir enerji kaynağı. Özetle, ülkemizin enerji havuzunun zenginleştirilmesinde LPG’nin önemine inanıyoruz.” TÜRKİYE LPG PAZARI DÜNYADA 15’İNCİ SIRADA TOBB Türkiye LPG Meclisi Başkanı ve Dünya LPG Birliği Başkan Yardımcısı Yağız Eyüboğlu, Türkiye’nin LPG pazarının 3,7 milyon tonluk yıllık tüketimle dünyada 15’inci, Avrupa’da petrokimya hariç tutulduğunda Rusya’nın ardından ikinci büyük pazar konumunda olduğunu belirterek, “Türkiye’yi sırasıyla İtalya, Fransa ve Polonya izliyor. Evsel LPG kullanımı açısından, Türkiye pazarı Rusya, İtalya, Fransa ve İspanya’nın ardından beşinci sırada yer alıyor” diye konuştu. Yağız, Türkiye’nin 3,5 milyonun üzerinde oto gaz kullanan araçla dünyanın en yüksek LPG’li araç sayısına sahip ülke, Avrupa’nın ise en büyük oto gaz pazarı olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: “Sektörümüzün iş hacmi 12 milyar dolar mertebesinde. Bu rakamlara, dönüşümcüler, kit üreticileri ve diğer yan sanayi kuruluşlarının sağladığı katma değer dahil değil. LPG sektörü yaklaşık 450 bin kişinin hem nicelik hem de sunulan ürün ve hizmetlerinin niteliğiyle Avrupa ve dünyanın önemli örnek pazarlarından biri. Tüp gaz sektöründe geçen yıl 890 bin ton olan satışın 2013 yılı ilk yedi ay neticelerine göre, yıl sonunda 834 bin tonu bulması bekleniyor. Oto gaz segmentinde geçen sene yaklaşık 2,7 milyon tonluk satış yapılırken, 2013 yılı yedi ay neticelerine göre satışların 2,8 milyon ton olması öngörülüyor. Dökme gazda geçen yıl 120 bin ton olan satışın da, bu yıl yaklaşık 110 bin ton olacağı tahmin ediliyor. 2013 yılı sonu Türkiye LPG pazarın büyüklüğünün hemen hemen aynı seviyede kalması bekleniyor. 2012 yılının ilk yedi ayında 2,1 milyon ton satış yapılan Türkiye LPG pazarında, 2013 yılının aynı döneminde yüzde 0,23 azalışla 2 milyon ton satış gerçekleşti. Aynı dönem içinde pazar detaylı incelendiğinde, oto gaz segmentindeki satışlar 2012 yılına göre %0,31 oranla yaklaşık 5 bin ton arttı. Geçmiş yıllara göre artışın azalmasında, yüksek seyreden pompa satış fiyatlarının rol oynadığını düşünülüyor. Tüp gaz segmentinde ise satışlar ilk yedi aylık dönemde %6,3’lük düşüşle yaklaşık 486 bin ton olarak gerçekleşti. Türkiye LPG pazarındaki daralmanın temel sebebi yıllardır değişmiyor; doğal gaza kıyasla tüp gazdaki vergi yükünden kaynaklı, ürünün doğal gaz karşısındaki rekabet gücü zayıflıyor ve tüp gaz segmentinde satış azalması yaşanıyor.” EKONOMİK FORUM 33i SAĞLIK Huzursuz Bacak Sendromu farklı hastalıkların habercisi olabilir H uzursuz Bacak Sendromu (HBS), uyku ya da istirahat esnasında (otururken veya yatarken) bacaklarda hissedilen rahatsızlık, huzursuzluk, hareket ettirme ihtiyacı, uyuşma, karıncalaşma bazen de tam olarak tanımlanamayan bir sağlık sorunu olduğunu dile getiren Özel TOBB ETÜ Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Esra Mıhçıoğlu, bacakların istemsiz olarak hareket ettirilmesinin başka hastalıkların belirtisi olabileceğine dikkat çekti. HBS şikâyetiyle doktora giden kişilere, iyice araştırılıp tanı konulduktan sonra ilaç tedavisi uygulanması gerektiğini vurgulayan Dr. Mıhçıoğlu, Ekonomik Forum Dergisi’nin sorularını şöyle yanıtladı: Huzursuz bacak sendromu (HBS) nedir? HBS, bacaklardaki zonklama, çekilme, ürperme gibi benzeri rahatsızlık veren belirtiler ve bazen de çok güçlü bacaklarını oynatma dürtüsüyle karakterize edilen nörolojik bir hastalıktır. Sıklıkla paresteziler 34 EKONOMİK FORUM Özel TOBB ETÜ Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Esra Mıhçıoğlu, Huzursuz Bacak Sendromunun yorgunluğa ya da farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıktığını ve bacaklarda İstemsiz hareketler olarak kendini gösterdiğini söyledi. Bunun kişiyi daha çok uykuya dalma esnasında veya dinlenme sırasında rahatsız ettiğini belirten Dr. Mıhçıoğlu, insanda yürüme ve hareket etme ihtiyacı doğurduğunu söyledi. (anormal hisler) veya dizesteziler (hoş olmayan anormal hisler) denen hislerin şiddeti bacaklarda rahatsızlıktan ağrıya kadar değişiklik gösterir. Belirtiler öncelikle kişinin gevşediği veya dinlendiği gece saatlerinde ortaya çıkar. Belirtilerin şiddeti gece boyunca artabilir, hasta bacaklarını hareket ettirdiğinde geçici bir rahatlama yaşanır. Bu hastalığın en ayırt edici ve alışılmadık tarafı uzanınca veya gevşemeye çalışıldığında belirtiler harekete geçer. HBS olan kişilerin çoğu uykuya dalmada ve uykuyu devam etmede güçlük yaşar. Tedavi edilmediğinde bu durum gündüz yorgunluğuna neden olur. HBS olan hastaların %80’inden fazlası 15-40 saniyede bir gelen ve bazen bütün gece süren istemsiz bacak seğirmeleri veya uyku sırasında görülen sıçrayıcı hareketler yaşar. Belirtiler gece boyu tekrarlayan uyanmalara ve ciddi uykusuzluğa neden olur. HBS olan hastalar uyku yoksunlukları nedeniyle işlerinin, kişisel ilişkilerinin ve günlük aktivitelerinin bu durumdan çok etkilendiğini ifade eder. Sıklıkla konsantrasyon güçlüğü, hafızada bozulma veya günlük görevleri yerine getirmede başarısızlık yaşanır. Bu durum seyahat etmeyi zorlaştırır ve depresyona neden olabilir. Yapılan araştırmalar orta ve şiddetli HBS’nun erişkinlerin %2-3’ünü etkilediğini gösteriyor. Bazı hastalar ciddiye alınmayacakları, şikâyetlerinin hafif olduğu veya durumlarının tedavi edilemeyeceği düşüncesiyle tıbbi yardım aramamakta, bazı hekimler de yanlış bir şekilde belirtileri, sinirlilik, uykusuzluk, stres,eklem iltihabı, kas krampları ve yaşlanmaya bağlamaktadır. HBS kadınlarda erkeklere göre iki kat daha sık görülür. Her hangi bir yaşta başlayabilir. Pek çok kişi orta yaş ve sonrasında ciddi şekilde etkilenir. Yaş ilerledikçe belirtiler daha sık hale gelir ve daha uzun sürer. HBS’nin nedeni nedir? Çoğu vakada HBS’nin nedeni belirsizdir. Bununla birlikte genetik unsurlar olduğu düşünülebilir. Kanıtlar beyindeki düşük demir seviyesinin HBS’nin sorumlu olabileceğine işaret ediyor HBS aşağıdaki faktörler veya durumlarla da ilişkili görünmektedir: ◆ Böbrek yetmezliği ve diyabet gibi kronik hastalıklar. ◆ Bazı ilaçlar belirtileri alevlendirir. Bu ilaçlar bulantı gidericiler psikiyatrik ilaçlar, antidepresanlar , soğuk algınlığı ve alerji ilaçlarıdır. ◆ Gebelik, özellikle üç aylık dönem. Çoğu vakalarda belirtiler doğum sonrası dördüncü haftada yatışır. ◆ Alkol ve uyku yoksunluğu bazı kişilerde belirtileri tetikikleyebilir veya alevlendirebilir. HBS tanısı nasıl konur? HBS için özel bir test yoktur. Tanı koymak için dört temel kriter şöyle sıralanır: ◆ Akşamları çok kötü olan belirtilerin gündüz olmaması veya ihmal edilebilir düzeyde olması. ◆ Etkilenen bacağı hareket ettirmek için çok güçlü ve baskın bir ihtiyaç veya dürtü hissedilmesi ◆ Duyu belirtilerinin dinlenme, gevşeme veya uyumayla tetiklenmesi. ◆ Duyu belirtilerinin hareketle yatışması ve hareket sürdük- çe bu durumun devam etmesi. HBS tanısı koymada nörolojik veya fiziki muayene, hastadan alınan tıbbi öykü, aile öyküsü ve kullandığı ilaçların listesi yardımcı olabilir. Başka tıbbi durumları ekarte etmek için laboratuvar testleri yapılabilir. Laboratuvar testlerinde demir eksikliği veya diğer vitamin eksilikleri HBS ile ilişkili diğer tıbbi durumları ortaya çıkarabilir. Bazı vakalarda hastalığın tedavisini etkileyebilecek uyku çalışmaları (uyku sırasında beyin dalgaları, kalp atımları, solunum ve bacak hareketlerini tüm gece boyunca kaydeden bir test) uyku bozukluğunun diğer sebeplerinin varlığını ortaya koyabilir (örneğin uyku apnesi). Çocuklarda HBS bazen “büyüme ağrıdikkat eksikliği sendromu olarak ları” veya v yanlış yanl tanımlanabilir. m Dr. Esra Mıhçıoğlu, Özel TOBB ETÜ Hastanesi Nöroloji Uzmanı HBS nasıl tedavi edilir? HBS belirtileri yatıştırmaya odaklanarak tedavi edilebilir. Etkilenen bacağı hareket ettirmek geçici bir rahatlama sağlar. Bazen HBS belirtileri diyabet veya böbrek yetmezliği gibi ilişkili bir tıbbi durumun tespiti ve tedavisiyle yatıştırılabilir. Bazı yaşam tarzı değişiklikleri ve aktiviteler hafif veya orta şiddette belirtileri olanlarda, o belirtileri azaltabilir. Kafein, alkol, tübe tün tüketimini azaltma, demir, folik asit magnezyum eksikliklerini telafi etme, ve ma orta şiddette bir egzersiz programı, bacak masajları, sıcak duş alımları veya soğuk ped uygulamaları gibi önlemlerle HBS hastaları bir miktar rahatlama yaşar. İlaçlar genellikle yardımcıdır ancak HBS’yi tüm kişiler için tedavi edebilecek tek bir ilaç yoktur. Farklı ilaçların denenmesi gerekebilir. HBS yaşam boyu süren bir durumdur. Yine de güncel tedaviler bozukluğu kontrol edebilir, belirtileri azaltabilir ve dinlendirici uyku süresini artırabilir. EKONOMİK FORUM 35i ÜLKE DÜNYANIN EN REKABETÇİ Ç ÜÇÜNCÜ ÜLKESİ FİNLANDİYA F inlandiya son yıllarda dünyayı etkisi altına alan ekonomik ve mali krizden etkilenmiş olsa da, Avrupa ülkeleri arasında krizin etkisini en çabuk atlatan ülkelerin başında geliyor. 2011 yılında ihracatta meydana gelen önemli artışlar, ülkenin ekonomik iyileşmesini hızlandıran en önemli faktör olurken işsizlik oranlarında da iyileşmeye yol açıyor. Ancak, özellikle ülkenin bütçe açıklarında ve borçlanma yapısında önümüzdeki birkaç yıldan önce önemli bir iyileşme beklenmiyor. Uzun dönemde ise Finlandiya ekonomisi için en önemli tehdit hızla yaşlanan nüfus yapısıyla, rekabetçi piyasa koşullarına uyum sağlamasında ortaya çıkıyor. Uzun süreli güçlü büyüme sonrasında 36 EKONOMİK FORUM Finlandiya’nın üretim performansının zayıflayarak yavaşlaması neticesinde bilgi, iletişim teknolojileri ve kamu sektöründe zayıf performansa yol açması üretimi artırıcı, elverişli yapısal reformların gündeme geldi. Üretimdeki daralma özellikle orman sanayisi sektöründe kendini gösterirken, elektrik, mühendislik ürünleri ve elektronik ürünlerinde hafif düşüşler yaşandı. Bunun yanı sıra metal ve kimya sanayisi ürünlerinde de büyüme yaşanmadığı görülüyor. GENEL EKONOMİK DURUM Avrupa’da derinleşen borç krizi 2012 yılının dördüncü çeyreğinde Finlandiya’nın ihracatını etkileyerek ekonomisini de yavaşlattı. Yaşanan finansal kriz önemli ölçüde ülkeye olan doğrudan yabancı yatırımları etkiledi. 2011 yılında özel sektör yatırımlarında yaşanan %5’lik artış ve inşaat alanındaki %4’lük yükselişten sonra, 2012 yılı başında yeni inşaatların yapım sayısında azalma görüldü. Finlandiya’nın GSYİH hasılası ÜLKE Finlandiya güçlü ve güvenilir ekonomik yapısıyla kalıcı ticari ilişkiler ve yatırım yapma açısından risk taşımayan bir ülke. Kişi başına düşen milli geliri 32,025 euro olan ülkenin satın alma gücünün yüksekliği Finlandiya pazarını cazip hale getiriyor. Dünya Ekonomik Forumu, geçen yıldan sonra bu yıl da Finlandiya’yı dünyanın en rekabetçi üçüncü ülkesi olarak belirledi. 2012 yılında bir önceki yıla göre biraz düşüş göstererek büyüme %0,3 oranında gerçekleşirken, 2013 yılında büyüme %0,4 oranında oldu. 2013 yılındaki büyümenin yavaşlığı Finlandiya’nın ihracatındaki düşüşe bağlanıyor. OECD raporlarına göre Finlandiya’daki işsizliğin 2013’te %8,4 oranındaki artışının nedeni, emeklilik yaşına ulaşmış yaş gruplarının büyüklüğü emek arzındaki düşüşün beraberinde işsizlikte büyümeyi getirmesi olarak açıklanıyor. Finlandiya ekonomisinin temeli sayılan mobil telefon şirketi Nokia’nın pazar payındaki düşüş ve geleneksel ihracat dalı olan kâğıt sektörü talebindeki zayıflamanın, 20 yıl boyunca bütçe fazlası veren Finlandiya ekonomisini büyük oranda etkilediği gözlemleniyor. Ülkenin cari hesabı 2011 yılındaki 3,1 milyar euroluk rakamdan sonra genişleyerek, 2012 yılında 3,3 milyar euro (4,4 milyar dolar) oldu. Finlandiya’nın sınai üretimi 2012 yılında ortalama %2,1 oranında azaldı. En büyük üretim azalışı %6,8’le elektrik ve elektronik endüstrisinde görülüyor. En büyük üretim artışı da %14,4’le elektrik, gaz, buhar, klima endüstrisinde yaşandı. Finlandiya, AB içinde, tüketici fiyatları endeksinin en yüksek olduğu ülkeler arasında ön sıralarda yer alıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2012 yılı Küresel Rekabetçilik Raporu’nda yapılan ülke sıralamasına göre, Finlandiya rekabet gücü açısından üçüncü sırada yer alıyor. Finlandiya’nın 2012 yılında en çok ihracat yaptığı ülkeler İsveç, Rusya, Almanya, ABD, Hollanda olurken, en fazla ithalat yaptığı ülkeler Rusya, Almanya, İsveç, Çin Halk Cumhuriyeti ve Hollanda olarak sıralanıyor. Rusya’nın Dünya Ticaret Örgütü üyeliğiyle birlikte iki ülke arasındaki EKONOMİK FORUM 37i ÜLKE ticari kısıtlamaların azalarak, piyasaya girişin ve gümrük vergilerindeki azalmanın iki ülke arasındaki ticareti pozitif yönde etkileyerek daha da artıracağı öngörülüyor. Finlandiya’nın 2012’de ithal ettiği ürünlerin büyük çoğunluğu abiyotik ürünler, enerji mineralleri, petrol ürünleri, kimyasallar ve metaller olurken, en çok ihraç ettiği ürünler arasında nükleer reaktörler, orman sanayisi ürünleri, mineral yakıtlar, demir ve çelik ihracatı geliyor. FİNLANDİYA SANAYİSİNE GENEL BAKIŞ Finlandiya İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, 2012 yılının ikinci çeyreğinde ülkenin imalat sanayisi gelirleri, bir önceki yılının ikinci çeyreğine göre %0,7 oranında düşüş gösterdi. 2012 yılının ilk çeyreğinde iç satışlar %1,5 düşerken ihracat gelirleri 2011’in ikinci çeyreğine göre %0,1 nispetinde azaldı. Sanayi gelirleri 2011’e göre düşmüş ve düşüşler elektrik ve elektronik mamuller endüstrisinde %-13,2, tekstil giyim ve deri endüstrisinde %-6,6 ve orman endüstrisinde %-4,2 arasında düşerken kimya %9,2 ve gıda da %3,1 yükseliş gösterdi. Finlandiya’nın başlıca sanayi kolları ormancılık ve kâğıt ürünleri, madencilik ürünleri, metaller ve metal ürünler, kimyasal ürünler, gemi yapımı, imalat sanayisi ürünleri, tekstil ve giyim, elektrik, gaz, buhar, sıcak su, metal ürünlerinden oluşuyor. Finlandiya’nın AB hedefleri doğrultusunda, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve 2020 yılına kadar tüm enerji tüketi38 EKONOMİK FORUM Finlandiya’nın İthalatında İlk 20 Ülke (¨) ÜLKELER 2013 (Ocak-Nisan) ÜLKELER 2012 ÜLKELER 10,582,261,870 Rusya 2011 Rusya 3,717,191,131 Rusya Almanya 2,420,702,111 Almanya 7,331,163,889 Almanya 11,319,422,458 7,528,214,147 İsveç 2,117,234,838 İsveç 6,362,752,811 İsveç 6,029,419,156 Çin 1,215,926,008 Çin 4,597,741,655 Çin 4,397,609,537 Hollanda 1,119,179,865 Hollanda 3,363,725,942 Hollanda 3,151,233,376 ABD 661,439,478 Norveç 2,163,180,282 ABD 2,226,256,413 Estonya 648,753,842 ABD 1,991,135,797 Norveç 1,949,868,184 Danimarka 596,530,041 Fransa 1,819,158,408 Fransa 1,980,148,199 Fransa 592,237,499 İngiltere 1,753,950,972 İngiltere 1,777,386,392 İngiltere 575,215,047 İtalya 1,592,103,334 Danimarka 1,341,646,742 İtalya 469,863,902 Estonya 1,542,279,595 Belçika 1,268,455,120 Norveç 450,821,174 Danimarka 1,378,779,629 Estonya 1,554,138,555 Belçika 416,342,190 Belçika 1,256,773,170 Çek Cumhuriyeti Polonya 404,658,158 Polonya 1,190,925,000 Brezilya İspanya 295,547,237 Güney Kore 871,340,750 İtalya 1,583,436,859 Brezilya 271,275,618 Brezilya 810,662,911 Polonya 1,184,243,127 Japonya 244,521,328 İspanya 752,435,979 Japonya 930,156,601 İsviçre 225,355,570 Japonya 739,050,511 Hindistan 672,763,324 Çek Cumhuriyeti 19,712,5432 İsviçre 672,976,097 İspanya 800,757,118 Çek Cumhuriyeti 609,175,402 İsviçre Kazakistan TOPLAM 16,414,310 16,656,334,779 51,381,574,004 706,003,144 838,692,373 647,292,881 51,887,143,706 minin %38’ini karşılayacak şekilde yenilenebilir enerji üretimi konusunda çalışmalarına hız verdiği görülüyor. İklim koşulları ve enerji yoğun endüstri nedeniyle enerji tüketimi hayli yüksek olan Finlandiya’da, üretilen elektriğin yaklaşık %30’u mevcut dört nükleer reaktör (Loviisa 1, Loviisa 2,Olkiluoto 1,Olkiluoto 2) ile karşılanıyor. Artan enerji ihtiyacı ve dışa bağımlığının azaltılabilmesi amacıyla nükleer enerjiden vazgeçmeyen Finlandiya, diğer AB ülkelerinin aksine yeni nükleer projeler üretiyor. Yapım aşamasındaki nükleer santral Olkiluoto 3’ün yanı ÜLKE sıra iki adet nükleer santral daha (Olkiluoto 4 ve Hanhikivi 1) kurma planı yapılıyor. Büyük ölçüde endüstrileşmiş serbest piyasa ekonomisine sahip olan Finlandiya’nın, doğal kaynakları arasında ormanlar önemli bir yer tutuyor. Ülke yüzölçümünün %75’i ormanlarla kaplı olan Finlandiya, orman ürünleri ihracatı bakımından Kanada’dan sonra dünyada ikinci sırada yer alıyor. Geleneksel olarak tarım ve ormancılığın bir karışımı olan Finlandiya’da yaz aylarında tarla çalışmaları, kış aylarında odunculuk yapılıyor. Küçük aile çiftliklerinin, tarımın temelini teşkil ettiği Finlandiya’da, buğday ve çavdar, ülkenin üretim sezonunun 200 günün üzerinde olduğu güneybatı kesiminin ana ürünleri arasında sayılıyor. Bunları yine büyük miktarlarda yetişen yulaf, arpa, patates ve çavdar takip ediyor. Üretim sezonunun 150 günün altına düştüğü kuzey bölgelerindeki tarım arazisi, geniş otlaklardan oluşuyor. Bu otlaklarda özellikle süt üretimi için iki milyon civarında küçük ve yine iki milyon civarında da büyükbaş hayvan besleniyor. Demir, bakır, nikel, zink, krom, titan, kalay ve kobalt Finlandiya’da çıkarılan başlıca madenler arasında bulunuyor. Ayrıca, kuzey Finlandiya’da önemli platinyum rezervleri bulunduğu belirtiliyor. Finlandiya’da uzun süren kış mevsimi nedeniyle kış turizmini tercih eden turistler için çeşitli imkânlar bulunuyor. 2012 yılında 7,3 milyon yabancı turistin Finlandiya’ya turizm amacıyla geldiği turizm verilerinden anlaşılıyor. Bunun yanı sıra turizm amaçlı olarak dışarıya giden Finlandiyalı turist sayısı 4,3 milyon. Türkiye’yi ziyaret eden Finlandiyalı turist sayısı, 2012’de 2011 yılına göre %4,57 artış gösteriyor. EKONOMİK FORUM 39i ÜLKE YATIRIMLAR AÇISINDAN FİNLANDİYA Finlandiya ekonomisine hizmetler sektörü hâkim ve düşük nüfuslu ülkede imalat sektörünün rekabetinin yüksek seviyede olduğu görülüyor. Pek çok sektörde yüksek ihracat hacmiyle önemli üretim kapasitesine ulaşmış olan Finlandiya sanayisi, dünya ekonomilerinde istikrarsızlık ve krizler gibi dışsal etkilere, diğer ülkelerden daha açık bulunuyor. Bu nedenle, esas olarak elektrikli ve elektronik ürünler, kâğıt ve metal sanayisinde yaratılan katma değere aşırı bağımlı bir sanayi yapısına sahip olan Finlandiya, muhtemel dışsal ekonomik krizlerin etkisini minimize etmek için, ürün ve pazar çeşitliliği arayışında. 2012 itibarıyla Finlandiya’da yabancı yatırımlar AB ortalamasının gerisinde kalırken, AB’nin GSYH’nin %41’i yabancı yatırım hesapları olarak gerçekleşiyor. Finlandiya’ya yapılan yatırımların temelinde, ülkedeki mükemmel altyapı, iletişim ağları, profesyonel uzmanlık alanları yatıyor. Ülkede bulunan birçok yabancı şirketin diğer kuzey ülkelerinde, Baltık bölgesi ve Rusya’da iş yönetimleri bulunuyor. Finlandiya’daki yabancı ortaklı şirketler ülkenin kurumsal sermayesinin %20 ’sinden fazlasını ellerinde bulunduruyor. Finlandiya Ekonomi ve İstihdam Bakanlığı’nın finanse ettiği ve bir uzman servis organizasyonu olan Invest in Finland, ülkeye yatırım çekmeyi teşvik ediyor ve ülke Ar-Ge çalışmaları açısından dünyada üçüncü sırada yer alıyor. Finlandiya’da dört serbest bölge ve 40 EKONOMİK FORUM yedi serbest antrepo bölgesi bulunuyor. Serbest bölgelerden en büyük olanı, güney Finlandiya’da Helsinki’nin batısında yer alan Hanko şehrinde bulunuyor. Hanko aynı zamanda, Finlandiya’nın en önemli araç giriş ve çıkış terminalleri arasında ve Finlandiya’da kayıtlı olan araç ithalatçılarının toplam ithalatının %90’ının gümrük işlemleri bu kapıdan gerçekleşiyor. Finlandiya’da, serbest bölge ve antrepo işletme lisansları çoğunlukla belediyelere ve diğer yerel idarelere verilmiş durumda. Ancak, yerel gümrük idareleri tarafından onaylanmış birçok ticari işletmeci, serbest bölge alanı içerisinde faaliyet gösterebiliyor. Vergiden muaf olan bu depolama alanlarından, yerli ve yabancı firmalar yararlanabiliyor. TÜRKİYE İLE FİNLANDİYA ARASINDAKİ TİCARİ İLİŞKİ Finlandiya İstatistik Kurumu’nun euro bazındaki verileri incelendiğinde, 2012 yılında Türkiye’nin Finlandiya’ya ihra- Finlandiya’nın Ekonomik Göstergeleri GSYİH (Milyar $) Büyüme (%) Kişi Başına Gelir ($) Enflasyon Oranı (%) 2002 132.2 1.6 25,423 2003 161.4 2 31,006 2004 186.2 3.6 2005 196 2006 208 2007 245.7 2008 2009 2010 Yıllar İhracat (Milyar $) İthalat (Milyar $) 1.6 46 31 0.9 52.5 39 35,808 0.2 61.2 48.4 3.1 37,692 0.9 65.5 55.9 4.4 40,000 2.3 77.6 66 4.8 47,250 2.6 90.1 77.6 270.7 1.2 52,058 3.4 96.9 86.7 238.6 -8.1 45,885 -0.6 62.7 57.7 242.3 3.1 34,429 1.7 74.5 69.7 Kaynak: Economist Intelligence Unit catı 234,321 milyon euro, Finlandiya’dan ithalatı ise 863,907 milyon euro olarak gerçekleşiyor. 2011 yılı rakamlarıyla kıyaslandığında, Türkiye’nin Finlandiya ile olan ticaret hacminde düşüş olduğu görülüyor. Finlandiya pazarının küçüklüğü, ülkedeki iş gücü, vergi maliyetlerinin yüksekliği ve coğrafi uzaklık Türkiye’yle ihracatı olumsuz yönde etkiliyor. Türkiye’nin Finlandiya’ya ihraç ettiğimiz başlıca ürünler motorlu kara taşıtları, çeşitli makine ve aksamı, örme giyim eşyası, metal cevheri, mensucattan mamul eşyalar, seramik mamüller, demir ile çelikten eşya, gıda müstahzarları ve inorganik kimyasallar olarak sıralanıyor. Türkiye’nin Finlandiya’dan ithal ettiği başlıca ürünler ise kâğıt, çeşitli makina ve aksamı, elektrikli cihazlar, plastikler, demir ve çelik, odun hamuru, organik kimyasallar ve eczacılık ürünleri. Türkiye ile Finlandiya arasında, 1995 yılından yürürlüğe giren Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması bulunuyor. Türkiye’de, yabancı sermaye mevzuatı çerçevesinde, Hazine Müsteşarlığı’nın verilerine göre 49 Finlandiya sermayeli firma faaliyet gösteriyor. Hâlihazırda, ana şirkete bağlı ofis kapsamında faaliyet gösteren Finlandiya firmaları ile acente, distribütör gibi anlaşmalı firmalar dâhil Türkiye’de toplam 168 temsilcilik bulunuyor. Diğer taraftan, Finlandiya’da Türk girişimcileri tarafından kurularak, hizmet sektörü (restoran, lokanta, bar ve diğer kollar) haricinde faaliyet gösteren Türk girişimcileri madencilik, bisiklet ve kondüsyon aletleri, tekstil, mobilya, elektronik ürünler, havuz ekipmanları, oyun parkları, el halısı, ambalaj malzemeleri, alkollü içecekler, porselen banyo ve mutfak eşyaları, turizm, paketlenmiş et ve sebze, teşhiste kullanılan kitler, gübre, inşaat gibi alanlarda faaliyet gösteriyor. Söz konusu işletmelerin sayısının 400 civarında olduğu tahmin ediliyor. Finlandiya’da faaliyet gösteren Türk iş insanları, Finlandiyalı şirketlerle gerçekleştirdikleri ticari ilişkiler vasıtasıyla, özellikle elektrik ve elektronik, tıbbi cihaz ve ekipmanları, çevre teknolojileri ve bu alanlarda Ar-Ge faaliyetleri konularında yeni işbirliği alanlarını geliştiriyor. Bu sektörlerde maliyet avantajını ve rekabet üstünlüğünü kaybetmek istemeyen Finlandiya’nın dış yatırımlarını hızlandıracağı belirtiliyor. Finlandiya’da gelişmiş teknoloji ve know-how’a sahip pazar arayışında bulunan birçok firmanın olması nedeniyle, bu alanda yatırım yapmak isteyen büyük Türk firmalarının bu firmalarla ortaklık kurarak veya bu firmalara yatırım yapma yoluyla Finlandiya pazarına girmeleri ve bu gelişmiş teknolojileri Türkiye’ye taşımaları mümkün görünüyor. EKONOMİK FORUM 41i İŞ DÜNYASI TÜRK ÖZEL SEKTÖRÜ AVRUPA’YA İŞ ZİYARETLERİNDE BULUNDU Helsinki’de gerçekleştirilen Türkiye Finlandiya İş Forumu’nda konuşan TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye ile Finlandiya arasındaki ekonomik ilişkilerin, iki ülke ekonomilerinin hak ettiği noktada olmadığını belirterek, Finlandiyalı şirketleri Türkiye’ye yatırım yapmaya davet etti. T ürk Özel Sektör Heyeti, TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun öncülüğünde ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ile Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) organizasyonunda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 5-9 Kasım 2013 tarihleri arasında Finlandiya, İsveç ve Polonya’ya yaptığı resmi ziyarete iştirak etti. 42 EKONOMİK FORUM Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, oda/borsa başkanları ve özel sektör temsilcilerinin katıldığı programlarda ikili iş forum- İŞ DÜNYASI ları gerçekleştirildi. 6 Kasım 2013 tarihinde Helsinki’de Türkiye-Finlandiya İş Forumu, 7 Kasım 2013 tarihinde Stockholm’de Türkiye-İsveç İş Forumu ve 8 Kasım 2013 tarihinde Varşova’da Türkiye-Polonya İş Forumu yapıldı. Ayrıca, 8 Kasım 2013 tarihinde, Polonya’da TOBB ile Polonya Ticaret Odası arasında bir işbirliği anlaşması imzalandı. HİSARCIKLIOĞLU, FİNLANDİYALI ŞİRKETLERİ TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPMAYA DAVET ETTİ Helsinki’de gerçekleştirilen Türkiye Finlandiya İş Forumu’nda konuşan TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye ile Finlandiya arasındaki ekonomik ilişkilerin, iki ülke ekonomilerinin hak ettiği noktada olmadığını söyleyerek, Finlandiyalı şirketleri Türkiye’ye yatırım yapmaya davet etti. Türk iş dünyası olarak, Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirme hedefi doğrultusunda çalıştıklarını anlatan Hisarcıklıoğlu, “Bu bağlamda, ülke olarak çok önemli gelişmeler kaydettik. Ekonomide istikrarı sağladık. Avrupa küresel krizde küçülürken, biz büyüme rekorları kırdık. Yatırım ortamını iyileştirdik, bürokrasiyi en aza indirerek yabancı yatırımcının önündeki engelleri kaldırdık. Kişi başına gelirimizi son 10 yılda üç kat artırdık. 200’den fazla ülkeye 20 binin üzerinde mal satabilen bir sanayi ülkesi haline geldik. Bunlar hayata geçirdiklerimizden sadece birkaçı. Gerçekleştirdiğimiz ekonomik dönüşümle 155 milyar dolarlık bir ihracat potansiyeli yakaladık” diye konuştu. m Türkiye Finlandiya İş Forumu’na Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AB Bakanı Egemen Bağış, TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ile Türk ve Finlandiyalı iş insanları katıldı. n TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Finlandiyalı şirketleri Türkiye’ye yatırım yapmaya davet etti. FİNLANDİYA İLE İHRACAT SADECE 300 MİLYON DOLAR İhracatın yarısından fazlasını Avrupa ve ABD gibi, dünyanın en rekabetçi pazarlarına yaptıklarını belirten Hisarcıklıoğlu, kaliteleriyle fark yarattıklarını, ama yaklaşık 80 milyar dolarlık ithalat yapan Finlandiya ile ihracatlarının sadece 300 milyon dolar olduğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu, ihracat rakamlarının, iki ülke arasındaki iş dünyalarının birbirini tanımadığının en büyük göstergesi olduğunu vurguladı. Finlandiya’nın, rekabet gücü bakımından özellikle yüksek teknolojide dünyanın en iyilerinden biri olduğunun altını çizen Hisarcıklıoğlu, “Peki, son yılların en hızlı büyüyen ekonomilerinden, yılda 230 milyar doların üzerinde ithalat yapan Türkiye’ye ne kadar mal satıyorsunuz? Sadece 1,1 milyar dolar. İşte bunu değiştirmek için buradayız. Ben deneyimli Finlandiya ile dinamik Türkiye’nin çok iyi iki ortak olacağını düşünüyorum” dedi. “Birbirine rakip olan değil, birbirini tamamlayan üretim yapılarına sahip iki ülkeyiz” ifadesini kullanan TOBB/DEİK Başkanı Hisarcıklıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Eğer fırsatları iyi değerlendirirsek, iki ülke olarak Avrupa’da yeni bir büyüme hikâyesi yazabileceğimize inanıyorum. Ticaretin yanı sıra yatırımlar alanında da ciddi bir potansiyel olduğu kanaatindeyim. Türkiye, son 10 yılda 123 milyar dolarlık doğrudan yatırım çekti. Finlandiya iş dünyası da bu dönemde Türkiye’ye 5 milyar dolar yatırım yaptı. Ama bunun çok daha fazlasını yapabiliriz. Finlandiyalı şirketleri Türkiye’ye yatırım yapmaya davet ediyorum. Gelin birlikte yüksek teknoloji ve bilişim sektörlerinde ortak projeler geliştirelim. 21.yüzyılın örnek ortaklıklarını kuralım. Çünkü Türkiye, Finlandiyalı iş insanları için gelişen ekonomisi ve konumu itibarıyla, Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’yı kapsayan yaklaşık 1 milyarlık bir pazara açılan kapıdır. Bu geniş coğrafyada birlikte iş yapabilir, ortaklıklar kurabiliriz. Nüfusun hızla arttığı, orta sınıfın hızla geliştiği bu coğrafyada ciddi fırsatlar bizleri bekliyor.” EKONOMİK FORUM 43i İŞ DÜNYASI TÜRK ŞİRKETLERİNİN AVRUPA PAZARINDA REKABET GÜCÜ ZAYIFLATILIYOR Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) adaylık statüsü kararının Finlandiya dönem başkanlığında gerçekleştirilen Helsinki Zirvesi’nde açıklandığını anımsatan TOBB/DEİK Başkanı Hisarcıklıoğlu, Finlandiya’nın, dostane ve yapıcı tutumuyla AB’ye üyelik sürecinde Türkiye’yi destekleyen önemli bir aktör olduğunu söyledi. Türkiye’nin hem üyelik müzakerelerinde, hem de Gümrük Birliği uygulamalarında haksız bazı uygulamalara maruz kaldığını anlatan Hisarcıklıoğlu, “Gümrük Birliği felsefesine aykırı bir şekilde haksız vize ve taşıma kotalarıyla, Türk şirketlerinin Avrupa pazarındaki rekabet gücü zayıflatılıyor. Bu aslında bizim olduğu kadar AB’nin de sorunudur. Bu gibi adaletsiz uygulamaların önüne geçmek için yanımızda olmanızı, bize destek vermenizi bekliyoruz” dedi. AB’nin imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarına Türkiye’nin dâhil edilmemesinden son derece rahatsız olduklarını da ifade eden Hisarcıklıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle son dönemde ABD ve AB arasında Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) müzakereleri başladı. Küresel ticaretin yeni kurallarını belirleyecek olan bu anlaşmada, Türkiye’nin de yer alması Türkiye için önemli olduğu kadar, AB üyelerinin rekabet gücü açısından da önemlidir. Türk iş dünyası olarak Gümrük Birliği’nin ve tek pazarın felsefesi gereği Türkiye’nin bu müzakerelerde taraf olması gerektiğini düşünüyoruz. Ve AB’den, TTIP müzakerelerine davet beklediğimizi açıkça ifade etmek istiyorum.” “GÜMRÜK BİRLİĞİ FELSEFESİNE AYKIRI BİR ŞEKİLDE HAKSIZ VİZE VE TAŞIMA KOTALARIYLA, TÜRK ŞİRKETLERİNİN AVRUPA PAZARINDAKİ REKABET GÜCÜ ZAYIFLATILIYOR.” M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU TOBB/DEİK Başkanı 44 EKONOMİK FORUM TOBB/DEİK BAŞKANI M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU: “Türkiye AB-ABD serbest ticaret anlaşmasında yer almalı” TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin AB ile ABD arasındaki serbest ticaret müzakerelerinde yer almasının hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın yararına olacağını belirtti ve AB’den Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı müzakerelerine davet beklediklerini söyledi. T ürkiye İsveç İş Forumu, TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, İsveç Maliye Bakanı Anders Borg, Business Sweeden CEO’su Bo Dankis, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin katılımıyla Stockholm’da yapıldı. TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasında, küresel ekonominin yeni bir dönüşüm sürecinden geçtiğini, Avrupa ile komşu coğrafyaların mali krizler ve halk hareketleriyle yeniden şekillendiğini, Türkiye’nin ise bu dalgalı iklimde istikrarlı adımlarla büyümeye ve gelişmeye devam ettiğini söyledi. m TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye İsveç İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ekonomisiyle bölgenin en önemli aktörlerinden biri olduğunu söyledi. Bu başarının altında sağlam temeller yattığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Son 10 yılda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde Türkiye, hem siyasi hem de ekonomik alanda çok önemli gelişmeler kaydetti. Türkiye bugün rekabet edebilir, gelişmiş bir iş gücüne ve sürdürülebilir kalkınmaya dayanan ekonomisiyle bölgesindeki en önemli aktörlerden biridir. Türkiye artık bu bölgenin en büyük sanayi üreticisi, en büyük sanayi ihracatçısı, en büyük lojistik merkezi ve en sağlam finansal sisteme sahip ülkesidir” dedi. Türkiye’nin, tamamına yakını sanayi ürününden oluşan ihracatıyla bölgenin en önemli sanayi malı tedarikçisi olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Ancak bizim hedeflerimiz daha büyük. Gitmemiz gereken daha çok yol, atmamız gereken daha çok adım olduğuna inanıyoruz. Bu bağlamda İsveç’in ekonomik gelişimini yakından takip ediyoruz” ifadesini kullandı. İSVEÇ’İN İHTİYACI OLAN TAZE KAN TÜRKİYE TOBB/DEİK Başkanı Hisarcıklıoğlu, gelişmiş ekonomilerin duraklamaya baş- m İsveç Maliye Bakanı Anders Borg, TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Business Sweeden CEO’su Bo Dankis. n İsveç Maliye Bakanı Anders Borg, İsveç olarak Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediklerini belirtti. ladığı ve gelişmekte olan ülkelerin ivme kazandığı bu dönemde, İsveç’in güçlü ekonomik yapısını koruyabilmesi için taze kana ihtiyacı olduğunu, bu taze kanı da dinamik ve genç nüfusu, gelişen ekonomisi, kârlı yatırım ortamıyla Türkiye’nin sağlayabileceğini söyledi. Türkiye’de İsveç sermayeli 265 şirketin 3,3 milyar dolarlık yatırımı olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, “Biz Türk özel sektörü olarak daha çok İsveç firmasını Türkiye’ye davet ediyoruz. Gelin Türkiye’ye yatırım yapın, Türk şirketleriyle ticaret yapın. Hep birlikte kazanalım” dedi. EKONOMİK VE SİYASİ İŞBİRLİKLERİ İkili ilişkilerde her alanda işbirliğinden yana olduklarını anlatan Hisarcıklıoğlu, ekonomik ortaklıkların yanı sıra, siyasi işbirliklerinin de son derece önemli olduğunun altını çizerek, konuşmasına şöyle devam etti: “Bildiğiniz üzere Türkiye, imzaladığı Ankara Anlaşması’yla resmi olarak 1963’ten beri AB serüveninin içinde. Bu serüvenimizde bazı dönüm noktaları oldu. 1996’da Gümrük Birliği’ne katılışımız, 1999’da Helsinki Zirvesi’nde tam üyelik statümüzün tescil edilmesi, 2005’te müzakerelere başlamamız bunlardan birkaçı. Büyük bir istekle başladığımız bu yolculukta maalesef eski heyecanımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. German Marshall Fund’ın araştırmasına göre, Türklerin AB üyeliğine olan desteği 2004’te %73 iken, bugün %44’e geriledi. Bunun birincil sebebi bazı üye ülkeler tarafından Türkiye’nin önüne haksız engeller konulması, haksızlığa uğraması ve çifte standarda maruz kalmasıdır.” İş dünyası olarak karşılaştıkları sorunları da dile getiren Hisarcıklıoğlu, Türk girişimcilerinin AB pazarına girişte halen vize sorunları yaşadığını, hem kazanmak hem de kazandırmak amacıyla hareket eden Türk iş insanlarının vize engeliyle uğraşmak zorunda bırakılmasına anlam veremediklerini söyledi. Bir diğer sorunun ise taşıma kotaları olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Kotalar 1996’dan beri bir parçası olduğumuz Gümrük Birliği’nin mantığıyla taban tabana zıt. Bu soruna da muhakkak kalıcı bir çözüm bulunması gerekli” dedi. Üçüncü ülkelerle yapılan STA’larda da sorunların ortaya çıktığını ifade eden Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: EKONOMİK FORUM 45i İŞ DÜNYASI “KOTALAR 1996’DAN BERİ BİR PARÇASI OLDUĞUMUZ GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN MANTIĞIYLA TABAN TABANA ZIT. BU SORUNA DA MUHAKKAK KALICI BİR ÇÖZÜM BULUNMASI GEREKLİ” M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU TOBB/DEİK Başkanı “Son dönemde hepimizi büyük ölçüde etkileyecek gelişmelerden biri ABD ve AB arasında müzakereleri yürütülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) Anlaşması. TTIP tamamlanınca küresel ekonominin ve yatırımların %70’ine hükmeden, dünyanın en büyük serbest bölgesi oluşacak. Böylesine büyük bir anlaşmanın içinde Türkiye’nin muhakkak yer alması gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca, Türk iş dünyası olarak Gümrük Birliği’nin felsefesi gereği Türkiye’nin bu müzakerelerde taraf olması gerektiğini düşünüyoruz. Ve AB’den TTIP müzakerelerine davet beklediğimizi açıkça ifade etmek istiyorum. Biz Türk ve İsveç iş insanları olarak, bugüne kadar sorunlarımızın çözümü ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde siyasi iradenin desteğini hep yanımızda hissettik. Bu sorunların da kesin biçimde çözülmesi için, yine siz bakanlarımızın desteğine ihtiyacımız var.” İSVEÇ MALİYE BAKANI ANDERS BORG Forumda konuşan İsveç Maliye Bakanı Anders Borg da, Türkiye’de son yıllarda yaşanan büyüme rakamlarından örnekler vererek, Türkiye ekonomisinin gelişimini takdirle karşıladığını ifade etti. Borg, büyümenin bugünkü oranda devam etmesi halinde 20-30 yıl içinde Türkiye’nin ya Finlandiya ya da Almanya olacağını söyledi. Türkiye’nin küresel alanda önemli bir aktör olduğunu vurgulayan Borg, Türk ekonomisinde yaşanan gelişmelere neden olarak yapısal reformları gösterdi. Borg, ayrıca İsveç olarak Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediklerini dile getirdi. 46 EKONOMİK FORUM “Türkiye ve Polonya Avrupa’nın iki yıldızı” TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye-Polonya İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, Avrupa ekonomisinin iki dinamik yıldızı olarak bir araya geldiklerini, Avrupa’daki tüm ekonomiler krizlerle boğuşurken, Türkiye ve Polonya’nın büyüme rekorları kırmayı başardığını söyledi. T OBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Varşova’da gerçekleştirilen Türkiye Polonya İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye ve Polonya iş dünyasının büyük bir başarı hikâyesi yazdığını ifade ederek, “Gelişmiş ülkelerdeki zengin iş insanları paralarını nerede saklayacaklarını düşünürken, bizler risk aldık ve ülkelerimizin geleceğine yatırım yapmaya devam ettik. Daha çok ürettik, daha çok ihracat yaptık, daha çok istihdam sağladık” dedi. Avrupa’nın hızlı balıkları olan Türkiye ve Polonya’nın iş dünyalarının birbirini tanımadığına ve yeterince iş yapama- İŞ DÜNYASI da da ciddi bir potansiyel olduğu kanaatindeyim. Türkiye, son 10 yılda 123 milyar dolarlık doğrudan yatırım çekti. Aynı şekilde Polonya da AB’nin en fazla yatırım çeken ülkelerinden, ama rakamlar yatırımlarımızın ‘sıfır’ mertebesinde, çok düşük olduğunu gösteriyor.” dıklarına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Tarihi bağlarımız çok güçlü. Gelecek sene diplomatik ilişkilerimizin 600’üncü yılını kutlayacağız. Ama maalesef ekonomik ilişkilerimiz çok zayıf ” ifadesini kullandı. Türkiye ekonomisi hakkında bilgi veren Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün Türkiye, İtalya ile Çin arasındaki geniş bölgenin en büyük sanayi üreticisi, en büyük lojistik merkezi ve en sağlam finansal sisteme sahip ülkesi. 100’ü aşkın ülkede inşaat projeleri tamamlayan müteahhitlerimiz, dünyanın en büyük ikinci gücü konumunda. Yılda 32 milyon turist ağırlayan turizmcilerimiz, dünyanın altıncı büyük kapasitesine sahip. Türkiye, tamamına yakını sanayi ürününden oluşan 160 milyar dolarlık ihracatıyla bölgesinin en önemli sanayi malı tedarikçisi. İhracatın yarısından fazlasını da Avrupa ve ABD gibi dünyanın en rekabetçi pazarlarına yapıyoruz. Yani kalitemizle fark yaratıyoruz. Peki, yaklaşık 200 milyar dolar ithalat yapan Polonya’ya ne satıyoruz? Sadece 1,8 milyar dolar. Aynı şey Polonya için de geçerli. 230 milyar doların üzerinde ithalat yapan Türkiye’ye Polonya ne kadar mal satıyor? Sadece 3 milyar dolar. Bu aslında, iş dünyalarımızın birbirini yeterince tanımadığının en büyük göstergesidir ve bunu değiştirmek bizlerin elinde. Birlikte çalışarak bu tabloyu çok daha parlak hale getirebiliriz. Ticaretin yanı sıra yatırımlar alanın- TOBB İLE POLONYA TİCARET ODASI ARASINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASI İMZALANDI TOBB/DEİK Başkanı Hisarcıklıoğlu, Polonyalı şirketleri Türkiye’ye ticaret yapmaya davet ederek, “Gelin birlikte ortak projeler geliştirelim, 21. yüzyılın örnek ortaklıklarını kuralım. Avrupa’nın geleceğini birlikte şekillendirelim. İki tarafın da oldukça başarılı olduğu sektörler var. Yeni nesil mekanizmalar, ortaklık modelleri, uygun hukuki ve idari altyapının tesis edilmesiyle deneyimlerimizi birbirimize aktarabiliriz” diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin, Polonyalı iş insanları için Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’yı kapsayan yaklaşık 1 milyarlık bir pazara açılan kapı olduğunu, bu geniş coğrafyada birlikte iş yapabileceklerini belirtti. AB’nin yeni üyeleri arasında parlayan Polonya ile üyelik müzakereleri devam eden Türkiye’nin başarılarının Birliğin geleceği için son derece önemli olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Türkiye’nin tam üyelik süreci haksız gerekçelerle bazı AB üyelerince bloke ediliyor, sürecin önü tıkanıyor. Gümrük Birliği felsefesine aykırı bir şekilde haksız vize ve taşıma kotalarıyla, Türk şirketlerinin Avrupa pazarındaki rekabet gücü zayıflatılıyor” diyerek, bu adaletsiz uygulamaların önüne geçmek için destek istedi. Türkiye-Polonya İş Forumu’nda konuşmaların ardından, iki ülke arasında sanayi, eğitim, inşaat, demir yolları gibi birçok sektörün gelişmesine yönelik mutabakat zaptı imzalandı. Ayrıca, TOBB ile Polonya Ticaret Odası arasında bir işbirliği anlaşması imzalandı. EKONOMİK FORUM 47i HABER En büyük 10 ekonomi arasına girmenin yolu yapısal reformlardan geçiyor T ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ticaret ve Sanayi Odaları Konseyi ile Ticaret Odaları Konseyi Müşterek Toplantısı, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın da katılımıyla gerçekleştirildi. TOBB Yönetim Kurulu üyeleri ile Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları Konsey Başkanları ve üyelerinin katıldığı toplantının açılışında konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın çalışmalarına değinerek şunları söyledi: “Meclisimizin tatile girdiği dönemde bile Gümrük ve Ticaret Bakanımız yoğun bir şekilde çalışmaya devam etti. Bu süreçte Türkiye için, Türk iş dünyası için çok önemli, reformların hazırlığını tamamladı. Meclisin açılmasından hemen sonra da bu reformların kanunlaşması için Meclis’te gündeme getirdi. Tüketicinin Korunması Kanunu Meclis’ten geçerek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunuldu. Yıllardır sürekli vurguladığımız ancak bir türlü çıkaramadığımız Perakende Ya48 EKONOMİK FORUM TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, iş yapma şartlarının, rekabet ettikleri ülkelerin şartlarıyla aynı standartlara getirilmesini istediklerini belirterek, “O zaman biz Türkiye’yi, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yaparız diyoruz. Bunun yolu da yapısal reformları hızla tamamlamaktan geçiyor” diye konuştu. sası, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın vizyonuyla hazırlandı. İlgili kesimlerin görüşüne sunuldu. Bu reformların mimarı olan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’ya Türk özel sektörü adına teşekkür ediyorum.” OYUN SAHASINI DÜZELTMEK İÇİN ÖNEMLİ ADIMLAR Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın bugüne kadar üretime, ihracata, istihdama katkı sağlamak amacıyla özel sektörün sorunlarıyla yakından ilgilendiğini belirten TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Oyun sahamızı düzeltmek için çok önemli adımlar attı ve bu süreçte reel sektörle istişareye büyük önem verdi. Sadece istişare etmedi, özel sektörün önünü açacak alanlarda kamu ve özel sektör ortaklıklarına vizyon verdi. Bu kapsamda, ülkemizin kara sınır kapıları TOBB tarafından modernize edildi. Sınır kapılarımızın modernizasyonu tüm dünyaya örnek oldu ve Birleşmiş Milletler (BM) raporunda örnek olarak gösterildi. Çıldır-Aktaş Sınır Kapısı yapıldığında Kars ve Ardahan’ı Gürcistan’ın gelişmekte olan güney kesimine bağlayacak. Böylece Ahıska Türkleriyle ticari ilişkilerimiz güçlenecek. Önümüzdeki süreçte Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın istişare ve diyaloğa devam ederek reel sektörümüzün sorunlarını çözmeye devam edeceğini biliyoruz. Hükümetimiz, HABER l TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın süreçte reel sektörle istişareye büyük önem verdiğini belirtti. Meclisimiz bizim önümüzü açtıkça biz de daha fazla üretim, yatırım, istihdam ve ihracat sağlayarak Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasının güvencesi olacağız” dedi. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI YAZICI: “KAPILAR SAHİPSİZ DEĞİL” Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, 2008 yılında ortaya çıkan küresel krizin üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen dünya ekonomisinde arzulanan düzeyde bir gelişmenin gerçekleştirilemediğini vurgulayarak, “ABD, ekonomisinde bir miktar toparlanma görülse de bütçe konusundaki siyasi anlaşmazlıkların da etkisiyle istihdam ve büyüme yeterliliği sorunları yaşıyor. Avrupa’da da yüksek kamu borçları ve işsizlik nedeniyle ekonomik istikrar sağlandı, sosyal sorunlar halen sürüyor. Kriz sonrasında hızla büyüyen ekonomilerde de büyüme hız kesmiş durumda. Dünya ticaretindeki büyüme, beklentilerin altında gerçekleşiyor. ABD dâhil olmak üzere gelişmiş ülkeler yıllık n Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Suriye’yle gümrük kapılarının önemine değinerek, “Ticaret devletler arasında değil, halklar arasında olur” dedi. bütçe rakamlarını bile belirlemekte zorluk çekiyor” diye konuştu. Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı’nı hazırladıklarını ve Bakanlığın internet sitesinde görüşe açtıklarını anımsatan Bakan Yazıcı, “Taslakta yer alan hususlar aynen gerçekleşecek anlamında değil. Bunlar müzakereye açık. Bu süreçte katılımcı anlayışla, yapılacak tartışmalarla nihai şeklini alacak” dedi. Sınır kapılarındaki yoğunluğa da değinen Bakan Yazıcı, konuşmasına şöyle devam etti: “Özellikle Habur Gümrük Kapısıyla alakalı değişik yerlerdeki yakınmalar bize ulaşıyor. Bu kapılar sahipsiz değil. Bütün kapılarımızı günbegün takip ediyoruz. Görmediğiniz, hiç tahmin etmediğiniz uygulamalarla karşılaşabilirsiniz. Bunları hemen bize ileteceksiniz” dedi. Suriye’yle Türkiye arasında yedi kapı olduğuna dikkat çeken Bakan Yazıcı, Habur Gümrük Kapısı’nın Irak ile Türkiye arasında aktif olan tek kapı olduğunu söyledi. Bakan Yazıcı, sözlerini şöyle tamamladı: “Ticaret devletler arasında değil, halklar arasında olur. Dolayısıyla Türk tüccarları Suriye’deki tüccarlarla iletişim sağlayarak Cilvegözü’nde, Öncüpınar’da, Akçakale’de aktarma yapmak suretiyle ticareti gerçekleştiriyor. Bu sene Suriye’yle Türkiye arasındaki ticaret rakamlarında artış var. Suriye’de bu olaylar yaşanmadan önce günlük ticaret hacmi 2,5 milyar dolar düzeyindeydi. Hedefimiz bunu 5 milyar dolara çıkarmaktır.” EKONOMİK FORUM 49i ARAŞTIRMA DTÖ 9. Bakanlar Toplantısı’nın TÜRKİYE İÇİN ÖNEMİ Dünya Ticaret Örgütü, Endonezya’nın Bali adasında yapılan ve 159 üye ülkenin katılımıyla gerçekleşen 9. Bakanlar Konferansı’nda Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması’nı kabul etti. Kısaca “Bali Paketi” olarak adlandırılan anlaşma, korumacılığın son yıllarda giderek artan şekilde hâkim olmaya başladığı küresel ticaretin liberalleştirilmesini, mal ve hizmetlerin sınırlardan basit ve hızlı mekanizmalarla geçişinin sağlanmasını, ticari işlemlerdeki bürokrasinin hafifletilmesini amaçlıyor. D ünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) Bali Bakanlar Toplantısı öncesinde, toplantı sonuçlarına ilişkin beklentiler asgari düzeydeydi. 2001 yılında başlayan Doha Turu’nda üye ülkeler arasında hiçbir konuda tam bir uzlaşıya varılamamış olması DTÖ’nün etkinliğinin sorgulanmasına yol açmıştı. Dünya ticaretinde ekonomik blokların ön plana çıkmaya başladığı bölgesel (regional) ticaret anlaşmaları, çok taraflı (multi50 EKONOMİK FORUM lateral) arayışlardan daha fazla gündeme geliyordu. Çok taraflı ticaret düzeninde 1994’te Uruguay Turu’nun tamamlanmasından bu yana kapsamlı bir iyileştirilme yapılamaması çok taraflı ticaret sistemine olan inancın her geçen gün azalmasına sebep oluyordu. Bu nedenlerle ciddi gelişmelerle sonuçlanması beklenmemekle beraber Bakanlar Toplantısı’nda kısıtlı da olsa bir anlaşmaya varılması, gerek küresel ticaret sistemi için gerek DTÖ’nün güvenilirliği için önem taşımaktaydı. Toplantıdan beklentilerin asgari düzeyde olması nedeniyle önceki müzakere süreçlerinde mesafe katedilen ve olgunlaşan az sayıdaki hususun “erken hasat” şeklinde sonuçlandırılması bek- Ô Celal Can ÖZATAY Araştırmacı TEPAV Ekonomi Etütleri leniyordu. Doha Turu’nda ele alınan temel konularda kapsamlı ilerleme sağlanamayacak olsa dahi en azından belirlenen dar gündem maddeleri üzerinden çalışılıp sonuca varılarak turun geleceği için umutların yeşermesi isteniyordu. Toplantı öncesinde, müzakere konuları üç ana başlık altında toplandı: Ticaretin kolaylaştırılması, tarım ve kalkınma. Bunlara ek olarak önceden kararlaştırılan Yemen’in 160’ıncı üye olarak DTÖ’ye katılımı, toplantıda resmiyet kazanacaktı. TİCARETİN KOLAYLAŞTIRILMASINA YÖNELİK ALINAN KARARLAR Bali 9. Bakanlar Toplantısı’nın ana konularından ticaretin kolaylaştırılması alanında; gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması ve saydamlaştırılması, gümrük işlemlerinin otomasyonu, tarife reformları gibi hususlar ele alındı. Ticaretin kolaylaştırılması denildiğinde, ticaret ve gümrük işlemlerinin modernizasyonu, işlemlerde aşırı bürokrasinin önüne geçilmesi (cutting red tape), gümrük çalışanlarının eğitimi, gümrük tesislerinin ve teknolojisinin geliştirilmesi anlaşılmalıdır. Bazı durumlarda gelişme yolundaki ülkelerde (GYÜ) tek bir ihracat veya ithalat işlemi için 40’a varan sayıda gümrük belgesi gerekebilmesi gibi örnekler bu durumun önemini açıkça ortaya koymaktadır. Bali toplantısından bir hafta önce Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı notta ticaretin kolaylaştırılması konusunda olası bir uzlaşının etki analizi yapıldı. Analizde GYÜ’de ticaret prosedürlerinin maliyetinin toplam ticari işlem maliyetlerinin yaklaşık olarak %4-5’ine denk geldiği ortaya kondu. Analizde, etkili bir ticaret kolaylaştırma süreciyle, GYÜ ticaret maliyetlerinin yılda 325 milyar euro civarında azaltılabileceği öngörüldü.1 120’den fazla ülkenin ticaret ve ekonomi bakanlarının katılımıyla gerçekleşen Bakanlar Toplantısı sonucunda, ticaretin kolaylaştırılması alanında mutabık kalındı. Bu anlaşma, Uruguay Turu’ndan bu yana, 19 senedir DTÖ müzakereleri sonucu kaEKONOMİK FORUM 51i ARAŞTIRMA bul görmüş ilk çok taraflı anlaşmadır. Anlaşmanın DTÖ sistemine somut katkılar sağlaması bakımından önemi yadsınamaz. Buna göre, gümrük işlemlerinin basitleştirilmesi konusunda 20 alanda işbirliğini öngören hususlar kabul edildi. Bunlar, bağlayıcı mutabakatlarla gelişmiş ülkelerin (GÜ), GYÜ’ye teknik ve kapasite artırımı konusunda yardımcı olacağı varsayılıyor. Türkiye’nin AB ile olan Gümrük Birliği neticesinde, gümrük idareleriyle ilgili yaptığı düzeltmeler sonucunda Türk gümrük idarelerinin yöntem ve uygulamalarında Avrupa Birliği’ne (AB) önemli ölçüde uyum sağlandı. Dolayısıyla, Türkiye’nin gümrük sisteminde ve uygulamalarında önemli bir değişiklik yapılmasına gerek görülmüyor. Ticaretin kolaylaştırılması alanında Türkiye açısından en önemli konu transit serbestisi oldu. Türk ihracatçısının pazara girişte transit kotalar türünden tarife dışı engellerle karşılaşıyor olması nedeniyle, Türkiye toplantılarda bu konuyu gündeme taşıdı. Türkiye, AB’yle olan Gümrük Birliği ilişkisi ve 2023 vizyonundaki ihracat hedefleri nedeniyle, toplantıda özellikle bu konunun üzerinde ısrarla durdu ve Türkiye’nin çabalarıyla Bali Paketi’ne bir madde eklendi. Türkiye’nin metne ekletmeyi başardığı kısma göre; DTÖ’de, transit kotalarının kaldırılmasına yönelik bir anlayış yer aldı. DTÖ transit geçişte hizmete ilişkin alınan ücretler dışında geçiş izni karşılığı alınan ücretlere karşıdır. Ekonomi Bakanlığı’nın basın açıklamasında da, “Transitte kota ve 52 EKONOMİK FORUM benzeri gönüllü kısıtlamaların uygulanamayacağı” belirtildi. Bu husus, ücret karşılığı satılan transit geçiş belgelerinin DTÖ’nün meşru görmeyeceğine ilişkin anlayışını içeriyor.2 TARIM ALANINDA DÖRT YENİ MUTABAKATA VARILDI Tarım alanında gıda güvenliği önerisi, dış satım destekleri, tarife kota yönetimi ve genel hizmetler hususları, uzun müzakere edilen konular oldu. Toplantı öncesinde tarım konusunda müzakerelerin tıkanabileceği, hatta bu tıkanmanın bütün toplantıya etki etmesiyle genel bir tıkanma yaşanabileceğinden endişe ediliyordu. Tarım konusunda en çok üzerinde durulan konu gıda güvenliği başlığı altında ele alınan iç destekler konusuydu. Hindistan’ın gündeme getirdiği, ülke için önemli olan gıda maddelerinin arzı- ARAŞTIRMA na yönelik yapılacak devlet desteğinin, ticareti kısıtlayıcı uygulama olarak kabul edilmemesini amaçlayan, yani bir anlamda devlet yardımları alanında bir muafiyet sağlanmasını öngören bu öneri G33 ülkelerinin önerisi olarak ortaya çıktı. Tarım alanında varılan dört yeni mutabakattan biri de bu konuda oldu. Bir barış koşulu (peace clause) olarak nitelendirilen bu anlaşmayla, yeni bir anlaşma yapılana kadar Hindistan’ın önerisi kabul gördü. Daha açık bir ifadeyle, gıda güvenliği çerçevesinde, kamu stok programlarında DTÖ tarım anlaşmasında belirtilen iç destek taahhütlerini aşan ülkelere anlaşmazlıkların halli mekanizması kurallarından muafiyet getirilerek kolaylık sağlandı. Buna karşılık ülkelere saydamlık yükümlülüğü getirildi. Bu yükümlülüğe göre, iç destekler anlaşmasından yararlanan GYÜ gerekli bilgi ve istatistiksel verileri sağlamak zorunda. 2017 yılında yapılacak 11. Bakanlar Toplantısı’na kadar bu konu üzerinde anlaşma sağlanması öngörüldü. “Genel hizmetler” olarak adlandırılan müzakere konuları, kırsal kesimde kalkınmanın desteklenmesi ve yoksulluğun azaltılması amacı taşıyan, ticaret sapması yaratmayan “yeşil kutu” (green box) konuları oldu. Toplantıda mutabakata varılan bu konular tam olarak; arazi rehabilitasyonu, toprak muhafazası ve kaynak yönetimi, kuraklık yönetimi ve sel kontrolü, kırsal istihdam programları, mülkiyet hakkı tesisi ve çiftçinin yapılandırılması programlarıydı. Tarım alanındaki mutabakatlardan diğer ikisi ise tarım ürünleri tedarikinde tarife kotası uygulanmasına dair belge ve tarım ihracatında rekabet alanlarında. Uluslararası ticareti bozan bu durumlar yapılan anlaşmalarla tarım ürünleri ihracatçısı ülkelerin mağduriyetlerini giderecek şekilde ayrıntılı kullanım usullerine tabi kılındı. Türkiye, tarımdan geçimini sağlayan nüfusu toplam nüfusunun %24’ü olan bir ülke olarak bu anlaşmaları destekledi. Özellikle G33 üyesi bir ülke olması nedeniyle, gıda güvenliği konusu kendisini yakından ilgilendiren Türkiye, gelişmeleri olumlu karşıladı. KALKINMA TURU’DA GÜNDEME GELEN KONULAR Kalkınma alanında ise Doha “Kalkınma” Turu’nda gündeme gelen ve çoğunlukla en az gelişmiş ülkeleri (EAGÜ) ilgilendiren konular ele alındı. Kalkınma başlığı altında EKONOMİK FORUM 53i ARAŞTIRMA mutabakata varılan konular; tercihli menşe düzenlemeleri, EAGÜ’nün dünya hizmetler ticaretinde pazara girişlerinin desteklenmesi, özel ve lehte muamele hükümlerinin gözetimi ve son olarak da EAGÜ’ye tarifesiz kotasız pazar erişimi sağlanması oldu. Bu konudaki iyileştirmeler yoğun çaba (best endeavour) ibaresiyle kabul edildi. Bunlara ek olarak, pamuk ihraç eden ülkelere ilişkin bir madde de dört az gelişmiş Afrika ülkesini (Benin, Burkina Faso, Çad, Mali) yakından ilgilendirdiği için tarım konusunda değil de kalkınma alanında ele alındı. C-4 ülkeleri olarak da bilinen bu ülkelerin en önemli doğal kaynağı pamuk olduğu için, ihracatlarının önemli bir kısmını pamuk oluşturuyor. C-4 ülkeleri, başta ABD olmak üzere GÜ uygulama ve sübvansiyonlarının pamuk fiyatlarının yapay olarak düşük seviyelerde kalmasına sebep olduğunu, bu nedenle pamuğa bağlı ekonomilerinin zarar gördüğünü belirtti. Bu nedenle EAGÜ’den ihraç edilen pamuğa tarifesiz, kotasız pazar erişimi istekleri dile getirildi.3 Bali Bakanlar Toplantısı’nda, EAGÜ’deki pamuk sektörünün kalkındırılmasına ve EAGÜ’den ihraç edilen pamukta uygulanan tarife ve tarife dışı engellere ilişkin mutaba54 EKONOMİK FORUM kata varıldı. İyileştirmeler bu konuda da yoğun çaba (best endeavour) ibaresiyle kabul edildi. Ayrıca Yemen’in 160’ıncı üye olarak DTÖ’ye katılımı konusundaki müzakereler toplantıda son buldu. 2000 yılında DTÖ’ye üyelik başvurusunda bulunan Yemen, Birleşmiş Milletler (BM) kriterlerine göre EAGÜ arasında yer alıyor. Yemen, başvuru tarihinden bu yana, katılıma hazırlanmak için birtakım yasal ve kurumsal reformlar yaptı. Avrupa Komisyonu’nun basın açıkla- ARAŞTIRMA BALİ,, DOHA TURU’NDA VE DÜNYA TİCARETİNDE KARŞILAŞILAN TÜM ZORLUKLARIN YENİL LDİĞİ BİR R GİRİŞİM M OLM MAMAKLA BERABER, İLER RİY YE DÖNÜK KARAMSAR HAVANIN DAĞILMASIN NDA BİR R UMUT IŞIĞ ĞI OLDU. masına göre, katılım paketinin onanması için Yemen’in önünde altı ayı olması dolayısıyla Yemen, onanma tarihinden 30 gün sonra resmi olarak DTÖ’nün 160’ıncı üyesi oluyor.4 BALİ BAKANLAR TOPLANTISI’NIN TÜRKİYE AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Sonuç olarak, kısıtlı beklentilerle başlayan Bali Bakanlar Toplantısı, umulduğu gibi ancak bu kısıtlı beklentileri karşılayabildi. Bu bakımdan Bakanlar Toplantısı, çok taraflı ticaret sisteminin geleceği açısından hayati bir önem taşıyor. DTÖ’nün işlevselliği açısından soru işaretleri bir nebze de olsa giderildi. 1994’teki Uruguay Turu’ndan bu yana DTÖ’nün çok taraflı ticaret sisteminden hiçbir anlaşma çıkmamış olması, Doha Kalkınma Turunun geleceği açısından da soru işaretleri oluşturuyordu. Dokuzuncu Bakanlar Toplantısı’nda, DTÖ’nün Doha Kalkınma Turu’nu tamamlayabileceğine ilişkin umut ışığı görüldü. Bali Bakanlar Bildirgesi’nde kabul edilen çalışma programı da bu konuya verilen önemi gözler önüne serdi. DTÖ’nün küresel ticaret açısından oynadığı hâkim rol vurgulanarak, Bali Bakanlar Toplantısı’nın Doha Turu’nun tamamlanması için önemli bir altyapı oluşturacağı düşünülüyor. Bali sonrası çalışma programında, sadece Doha Turu’na değil, DTÖ’nün diğer işlerine de bağlılık esası içinde olunacağı belirtildi. Özellikle gıda güvenliği konusundaki geçici maddeye uzun süreli bir anlaşmayla sonuç alınmasının önemi vurgulandı.5 Türkiye açısından bakıldığında ise ithalata dayalı ihracat sistemiyle 2023 vizyonundaki ihracat hedeflerine ulaşabilmesi için çok taraflı sistemdeki gelişmeler önem taşıyor. Ticaretin kolaylaştırılması konusunda Türkiye’nin metne ekletmeyi başardığı transit geçiş kotalarına ilişkin ifadeler uluslararası planda bu konuya yaklaşım aksettirmesi bakımından önemli. Böylece pazara girişte, özellikle AB pazarlarına girişte Türk ihracatçısı rahatlatılmış oldu. Ayrıca Türkiye, AB ile Gümrük Birliği Anlaşması’nın getirdiği yükümlülüklerden dolayı müzakerelerde cesaretlendirici bir tavır sergiledi. Türkiye’nin müzakerelere bu yaklaşımı “sui generis” (Hiç bir kategoriye girmeyen, kendine özgü davranış) konumuyla ilgiliydi.6 Diğer taraftan G33 üyesi ülke sıfatıyla da Türkiye, gelişme yolundaki ülkeleri ve en az gelişmiş ülkeleri ilgilendiren anlaşmaları desteklerken, tarım alanındaki ilerlemeleri olumlu karşılıyor. Türkiye’nin müzakerelerde tarım alanındaki tutumunun, tarımdan geçimini sağlayan nüfusun çokluğuyla da ilgisi var. Bali, sonuçları itibarıyla, Doha Turu’nda ve dünya ticaret sisteminde karşılaşılan tüm zorlukların yenildiği bir girişim olmamakla beraber, ileriye dönük karamsar havanın dağılmasında bir umut ışığı oldu. Kaynaklar: 1 Avrupa Komisyonu. (29 Kasım 2013). Ninth WTO Ministerial Conference (Bali, Indonesia, 3-6 December 2013). 2 Ekonomi Bakanlığı. (10 Aralık 2013). Bali Paketi ile dünya ticaretinin önündeki engellerin kaldırılmasında önemli yol alındı. http://www.ekonomi.gov.tr/index.cfm?sayfa=bakanlikofisi &bolum=arsiv (Basın Açıklaması) http://europa.eu/rapid/ press-release_MEMO-13-1076_en.htm (Basın Açıklaması) 3 ICTSD. (2013). “Bridges Special Edition | WTO Ministerial: Bali Package Hanging in the Balance” (Müzakere Bilgilendirmesi). http://ictsd.org/downloads/ bridgesweekly/bridgesweekly17-40.pdf 4 Avrupa Komisyonu (4 Aralık 2013). European Commission welcomes Yemen’s accession to the World Trade Organisation (Basın Açıklaması). http://trade. ec.europa.eu/doclib/press/index.cfm?id=997 5 Washington Trade Daily (9 Aralık 2013). “Bali” Reached (Basın Açıklaması). http://www.washingtontradedaily.com/ 6 Aran, Bozkurt (2013). “Dünya Ticaret Örgütü Bali Bakanlar Toplantısına İlişkin Beklentiler ve Türkiye” (Değerlendirme Notu N201340). EKONOMİK FORUM 55i HABER 8. Yatırım Danışma Konseyi Türkiye’nin önceliklerini sıraladı T ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Ekonomi Bakanlığı’nca düzenlenen 8. Yatırım Danışma Konseyi (YDK) Toplantısı’na katıldı. Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi’nde yapılan toplantıya Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra, Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Muharrem Yılmaz, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YA56 EKONOMİK FORUM SED) Başkanı Serpil Timuray ile aralarında Başbakan Citigroup, Alstom, EON, Hitachi, Huawei, Sumitimo, ThyssenKrup, Burgan Bank ve Recep Suud Nesma Holding gibi dünya devi Tayyip Erdoğan’ın şirketlerin olduğu 17 büyük grubun başkanlığındaki başkan ve CEO’ları katıldı. 8. Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı’nın sonuç SONUÇ BİLDİRGESİ AÇIKLANDI 8. YDK Toplantısı’nın ardından, bildirgesinde, toplantının, ortak sonuç bildirgesi açıklandı. 17 küresel anlamda ekonomik şirketin tepe yöneticisinin Türkiiyileşmenin tam anlamıyla ye’ye yönelik yatırım planlarını ve sağlanamadığı buradaki yatırım ortamına ilişkin görüşlerinin paylaşıldığı sonuç bilbir dönemde dirgesinde, toplantıda değerlendirilen gerçekleştirildiği konular şöyle dile getirildi: belirtildi. HABER m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapılan 8. Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı’na katıldı. l TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz. 8. YDK Toplantısı, küresel anlamda ekonomik iyileşmenin tam anlamıyla sağlanamadığı bir dönemde gerçekleştirilmektedir. Son dönemde ülkeler tarafından önemli riskleri azaltmaya yönelik olarak politik tedbirler alınmasına rağmen, küresel ekonomide iş dünyasının güvenle ve uzun vadeli yatırım kararı almasını engelleyen birtakım ciddi sorunlar mevcuttur. Küresel ekonominin ülkeleri birbirine bağımlı kılan yapısı, büyüme odaklı politikaları benimseyen ülkeler açısından küresel risklerden korunmayı imkânsız hale getirmektedir. Son 10 yıllık dönemde yükselen ekonomilerin birçoğunda, makroekonomik politik önlemler ve yapısal reform çalışmaları gelişme göstermiştir. Bununla birlikte, son dönemdeki gelişmeler, yükselen ekonomilerin gelişmiş ülkelerin uyguladığı politikaların olumsuz etkilerinden korunmak için yapısal uyum politikalarında özen göstermeleri gerektiğine işaret etmektedir. Türkiye’nin küresel belirsizlik ortamı ve bölgesindeki jeopolitik gerilimin olumsuz etkileri nedeniyle oluşan riskleri başarılı bir şekilde yönettiğini gözlemledik. Bu çerçevede, Hükümetin ekonominin esnekliğini ve piyasaların güvenini koruyan güçlü liderliğini de takdirle karşılıyoruz. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye ekonomisinin son 11 yıldaki ortalama büyümesinin %5,2 seviyesinde gerçekleşmesindeki temel etkenin başarılı bir şekilde hayata geçirilen yapısal reformlar olduğunu ve bu kapsamdaki reformlara önümüzdeki dönemde de devam edileceğini ifade etti. Bakan ayrıca cari açıktan kaynaklanan riskleri azaltmak üzere Hükümetin, 500 milyar dolar mal, 150 milyar dolar hizmet ihracatının hedeflendiği 2023 vizyonunu gerçekleştirmeye yönelik olarak İhracata Dayalı Üretim Stratejisi, Girdi Tedarik Stratejisi, Yatırım Teşvik Sistemi, İhracat Pazarlarının Çeşitlendirilmesi ve Hizmet İhracatının Artırılması gibi stratejiler izlediğini de dile getirdi. Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim, Türkiye’nin ekonomik potansiyeli, istihdam yaratmada ve ekonomik büyümenin olumlu etkilerini artırmadaki başarısından söz etti. Kim ayrıca, Türkiye’nin ekonomik yapısını dönüştürmesi, üretim ve hizmetler sektörlerinde faaliEKONOMİK FORUM 57i HABER yet gösteren firmalarının rekabet gücünü yükseltecek yollar bularak orta gelir seviyesinde takılı kalan ülke konumunda çıkması gerektiğini ifade etti. Kim, yüksek kaliteli eğitim sistemi, Ar-Ge faaliyetlerinin geliştirilmesi için etkin bir fikri-sınai mülkiyet hakları rejiminin varlığı, üniversite-sanayi ve iş dünyası arasında güçlü bağ oluşturulması, kamu desteklerinin artırılması hususlarına dikkat çekti. Yatırımcılar için idari çerçevenin geliştirilmesi amacıyla gelir vergisi kanunu, işten ayrılma tazminatları ve şirket tasfiyesi süreçlerinin iyileştirilmesi gerektiğini dile getiren Kim, yenilikçi faaliyetlerin ve önümüzdeki dönem için planlanan altyapı projelerinin desteklenmesinde finansal derinleşmenin, yurt içi yatırımlarla alternatif finansman mekanizmalarının geliştirilmesi, ayrıca yurt içi tasarrufların artırılması gerektiğini ifade etti. Bunun yanı sıra Kim, Türkiye’nin devam eden başarısının temel unsurları olan kanıt ve taahhüde dayalı politikaların inşasına yönelik olarak Hükümetin sergilediği kararlığın önemini vurguladı. TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLERİ Özellikle yapısal reformların Türkiye ekonomisinin rekabet gücünü ve dış şoklara karşı dayanıklılığını artıracağı bir dönemde, bu platforma olan siyasi desteğin güçlü bir şekilde devam etmesi gerektiğine inanıldığı ifade edilen 8. YDK Toplantısı sonuç bildirgesinde, “Konsey üyeleri olarak bizler, Türkiye’nin ekonomi politikalarının ülkenin üretim yapısında dönüşüm sağlayarak uluslararası rekabet gücünün artırılmasına odaklanması gerektiğine inanıyoruz” görüşü dile getirildi. 10. Kalkınma Planı ve Girdi Tedarik Stratejisi gibi Ulusal Politika metinlerindeki hedeflerin de, hükümetin 2023 vizyonunu hayata geçirilebilmesi için önüne koyduğu hedeflerle aynı doğrultuda olduğu belirtilen bildiride, bu dönüşümü sağlayacak ekonomi politikalarının tasarlanmasının yatırım ortamının gelişimine de önemli katkılar sağlayacağı ifade edildi. Bildirgede, bu çerçevede hükümetin gelecek dönemde öncelik vermesi gereken konular da şöyle sıralandı: “Türkiye ekonomisinin hedeflenen büyüme oranlarını yakalayabilmesi için kaynakları, tasarım, bilgi ve iletişim teknolojileri, finansal hizmetler, makine 58 EKONOMİK FORUM m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 8. Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı’na katılan yabancı şirketlerin CEO’larıyla görüştü. m TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu. imalatı, altyapı, yaşam ve sağlık endüstrileri gibi katma değeri, yenilikçiliği ve verimliliği yüksek üretim ve hizmet alanlarına yönelten destekleyici politikalar önem arz etmektedir. Bu tür faaliyetler için elverişli bir yatırım ortamı sağlanmasına yönelik, nitelikli insan kaynağı, Ar-Ge desteği, teşvik tedbirleri ve mevzuat çerçevesi gibi somut ihtiyaçlar belirlenmeli ve ilgili politika yapıcı kurumlar tarafından temin edilmelidir. Son 10 yıllık dönemde fiziki altyapı alanındaki gelişmeler, ekonominin genelinde verimlilik artışına katkı sağlamıştır. Büyüyen tüm sektörlerin enerji, telekomünikasyon, ulaşım HABER 8. YDK SONUÇ BİLDİRGESİ’NDE TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLERİ 8. YDK Toplantısı’nın ardından açıklanan ortak sonuç bildirgesinde Türkiye’nin öncelik vermesi istenen konular şöyle sıralandı: ◆ Yüksek katma değerli ve verimlilik artışı sağlayan ekonomik faaliyetlere dönüşüm. ◆ KOBİ’lerin büyümesi ve uluslararasılaşmasının desteklenmesi. ◆ Gelişmiş altyapı imkânları aracılığıyla verimlilik artışının sürdürülebilir hale getirilmesi. ◆ Sağlık sisteminin etkinliğinin artırılması. ◆ Yatırım arazisine erişim. m 8. Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı’nın bitiminde günün anısına aile fotoğrafı çektirildi. ve lojistik ihtiyaçlarının, uluslararası finansman kaynakları da dikkate alınarak kamu ve özel sektör tarafından çeşitli programlar aracılığıyla zamanında gerçekleştirilecek altyapı yatırımlarıyla karşılanmasına devam edilmelidir.” Açıklanan bildirgede, Türkiye’nin büyüme ve istihdam hedeflerine daha fazla katkıda bulunabilmeleri için KOBİ’lerin büyümesine ve uluslararasılaştırılmasına katkı sağlayacak çeşitlendirilmiş programlarla yönlendirmesi ve destek sağlanması gerektiği dile getirildi. Bildirgede ayrıca, yaşam süresinin uzatılması ve vatandaşların sağlık hizmetlerine eşit şekilde erişimini sağlamak üzere sağlık sisteminin geliştirilmesi çalışmalarının sürdürülmesi gerektiğine değinilerek, bu çerçevede, sağlık eğitimine ve yenilikçiliğe daha fazla yatırım yapılmasının ve kronik hastalıkların yönetilmesinin reform gündeminde yer alması gerektiği bilgisi verildi. Türkiye’nin, yatırımcıların ilgisinden etkin bir şekilde istifade edebilmek için yatırımcıların ihtiyaçlarına uygun yatırım yeri taleplerini hızlı bir şekilde karşılaşmasına dikkat çekilen açıklamada, şu görüşe yer verildi: “Bugüne kadar alınan tedbirlere ilaveten Türkiye, imalat, madencilik ve enerji sektörlerini de içeren arazi tahsisi teşvikinden yararlanabilecek yatırım projeleri başta olmak üzere yatırım yeri temini sürecinin etkinliğinin artırılması ◆ İş gücü piyasasının iyileştirilmesi. ◆ Yargı sisteminin etkinliğinin artırılması. ◆ İş yapma kolaylığı. ◆ Kamu ihale sürecinde teknoloji boyutunun güçlendirilmesi. ◆ Küresel anlamda finans sisteminin izlenmesi ve geliştirilmesi, tavsiye ediliyor. amacıyla mevcut idari ve teknik çerçeveyi gözden geçirmeli ve iyileştirmelidir. Yayımlanacak olan Ulusal İstihdam Stratejisi hedefleri, ekonomideki verimliliği artırmak amacıyla takvimlendirildiği şekilde gerçekleştirilmeli, ayrıca iş gücü piyasasının esnekliği arttırılmalıdır. Ayrıca mevcut iş sağlığı ve güvenliği standartlarının uygulanmasına yönelik hükümetin devam eden çabaları güçlendirilmelidir. Türkiye, iş dünyasının ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla, ticari uyuşmazlıkların çözüm süreçlerinin hızlandırılması başta olmak üzere, yargı reformu çalışmalarını sürdürmelidir. Kamu ihale sistemi, mal ve hizmet alımını içeren ihalelerde sadece fiyatı değil teknoloji ve kaliteyi de göz önüne almalıdır.” İş dünyasının öncelikleri ve hızla değişen ihtiyaçlarıyla uyumlu olarak, özellikle vergi sisteminin öngörülebilirliğinin ve tutarlılığının artırılması, yabancıların çalışma izinleri ve tasfiye süreçleri ile Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin daha rasyonel hale getirilmesine yönelik çalışmalara YOİKK koordinasyonunda devam edilmesi önerilen bildirgede, “Yatırım teşvik sisteminin uygulanmasına kararlılıkla devam edilecektir. Yukardaki hususlara paralel olarak Konseyimiz, Türk finansal piyasalarının yüksek performansının sürdürülmesi amacıyla küresel piyasalarda oluşabilecek potansiyel dalgalanmaların değerlendirilmesine, bu doğrultuda finansal sistemin yakından izlenmesine ve geliştirilmesine devam edilmesini tavsiye etmektedir. Finansal sektörün derinliğinin arttırılması ve alternatif finansal kaynakların oluşturulması hususları dikkate alınmalıdır” tespiti yapıldı. YDK üyelerinin Türk ekonomisine olan güveninin bir kez daha teyit edildiği bildirgede, “Gelecek için önemli yatırım ve büyüme planlarımız olduğunu vurgulamak isteriz” ifadesi yer aldı. EKONOMİK FORUM 59i AVRUPA BİRLİĞİ AB-ABD arasında TRANSATLANTİK İLİŞKİLER Sahip oldukları ortak değerleri, örtüşen ilgi alanları ve ortak hedefleri temelinde şekillenen AB-ABD ilişkileri Transatlantik Ortaklık olarak adlandırılıyor. Karşılıklı faydalara sahip geniş ticari ve yatırım ilişkisinde olan AB ve ABD’nin yakın işbirliği içinde olması küresel alanda ne AB’nin ne de ABD’nin tek başına gösterdiği etkiden daha büyük bir başarı sağlar. 60 EKONOMİK FORUM Ô Gökhan KİLİT Uzman Yardımcısı, İKV A vrupa ile Amerika ilişkileri 15. yüzyıla kadar uzanıyor. 1492’de Avrupalılar tarafından keşfedilen Amerika Kıtası’na İspanya, Portekiz, Fransa ve İngiltere’den gelen Avrupalılar, ABD’deki topraklarını genişlettikten sonra, İngiltere başta olmak üzere çeşitli ülkelerden göçmenleri buralara yerleştirerek koloniler kurdular. 18. yüzyıl ortalarında, bu Avrupalı koloniler ABD’nin temelini oluşturdu. Bu iki kardeş kıtanın öyküsü yüzyıllar içinde birçok süreçten geçti. Güçlü Avrupa karşısında kolonilerden oluşan ABD zamanla hem Avrupa hem de dünya üzerinde güç odağı oldu. İki kutuplu 20. yüzyıldan tek kutuplu 21. yüzyıla Atlantik’in iki yakasında kardeşlik önemli aşamalar geçirmeye devam ediyor Sahip oldukları ortak değerleri, örtüşen ilgi alanları ve ortak hedefleri temelinde şekillenen AB-ABD ilişkileri Transatlantik Ortaklık olarak adlandırılıyor. Zaman içinde güvenlik stratejileri ve ekonomi açısından birbirine bağımlı bir büyüme gösteren Atlantik’in iki yakası; ekonomik kaygılar, teröre ve nükleer silahların yayılmasına karşı mücadele, enerji güvenliği ve istikrarı tehdit eden gelişmelere karşı ortak tavır sergilemeye çalıştı. Aynı zamanda demokrasinin güçlü savunucuları olan AB ile ABD açık toplum, insan hakları ve serbest piyasa konularında birbirlerine yakın hassasiyetler gösteriyor. Karşılıklı faydalara sahip geniş ticari ve yatırım ilişkisinde olan AB ve ABD’nin yakın işbirliği içerisinde olması küresel alanda ne AB’nin ne de ABD’nin tek başına gösterdiği etkiden daha büyük başarı sağlar. Küresel alanda uzun yıllar paralel hareket etmiş olan AB ve ABD’nin gelişen ekonomiler olmaları ve kritik coğrafi konumları nedeniyle Çin, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerle olan ilişkilerine özen göstermeleri gerekiyor. Bunun yanında, Balkanlar’daki istikrar, eski Sovyet Cumhuriyetleriyle olan ilişkiler, Orta Doğu barış süreci ve Afrika ülkelerine yapılacak insani ve kalkınma yardımları konularında da bu iki partnere önemli rol düşüyor.1 AB ve ABD arasındaki ilişkilerin günümüzdeki haline gelmesi yaşanan iki dünya savaşı sonrası siyasi ve ekonomik olarak yara alan Avrupa üzerinden ABD’nin öncü bir rol üstlenmesiyle başlıyor. 1947 yılında dönemin ABD Başkanı Harry Truman tarafından hazırlanan, ABD’nin uluslararası politikasının değiştiğini, bu yeni politikada Sovyet karşıtlığının temel olduğunu EKONOMİK FORUM 61i AVRUPA BİRLİĞİ ilan eden, komünizm tehdidi altındaki devletlere mali ve askeri yardım yapılacağını belirten Truman Doktrini yanı sıra 1948-1951 yılları arasında yürürlüğe konan ve 16 Avrupa ülkesine ekonomik kalkınma yardımı sağlayan ABD kaynaklı Marshall Planı’nın, Avrupa’nın yeniden yapılandırılmasında belirleyici bir rol oynadığı biliniyor. Ayrıca uluslararası para sistemini ve dünyanın önde gelen devletleri arasındaki ticari ve finansal işlemlerde uyulması gereken kuralları belirleyen, ilk kez bağımsız devletlerin kendi aralarında ortak bir parasal düzen üzerinde anlaşmaları sonucunda uygulamaya konan ve Dünya Bankası ile Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) kurulmasına zemin hazırlayan Bretton Woods Sistemi’nin ortaya çıkışı ilişkileri bir sonraki aşamaya taşıdı. Güvenlik alanında ise Birleşmiş Milletler ve daha sonra NATO’nun kuruluşu, ABD’nin öncülüğünü üstlendiği yeni sistemde Avrupa’nın küresel alanda ABD’nin yanındaki konumunu belirledi.2 Avrupa’da doğan güç boşluğunu demokratik ve özgür bir Avrupa’yla doldurulacağını düşünen ABD’nin, Avrupa’nın yeniden yapılanmasını ve ekonomik olarak güçlenmesini hedefleyen Marshall Planı uyarınca, ABD dış yardımının %95’i, Avrupa’ya aktarılırken, Sovyet tehdidi ve komünizme karşı ABD taraflı bir politika olgusuna sahip bir müttefik hedefi güdüldü. Özellikle 1945-70 yılları arasında, dünya ve Avrupa ekonomisi üzerinde önemli bir güce sahip olan ABD, 70’ler sonrasında küreselleşme süreci ve Avrupa’nın giderek güçlenmesiyle ortaklık temasını ön plana çıkardı. Avrupa’nın, siyasi ve ekonomik olarak giderek güçlenmesi ve Avrupa Topluluğu yapısı etrafında siyasi bir birlik haline dönüşmeye başlaması, Avrupa-ABD ilişkilerini Amerikan egemenliğinden çıkararak güçlü bir müttefik haline dönüştürdü. 1990 yılında sonuçlandırılan Transatlantik Deklarasyonu ile yeni bir ortaklık mekanizması oluşturularak, ilişkiler AB-ABD zirveleri etrafında ilk kez formülize olurken resmi olarak üst düzeyde ele alınmaya başlandı. Ardından 1995 yılında ilan edilen Yeni Transatlantik Gündem, ilişkilerin kurumsal birimlerini ve alt gündem maddelerini tespit etti.3 BUSH VE OBAMA DÖNEMLERİ AB-ABD ilişkileri, özellikle Bush döneminde, 11 Eylül saldırılarının ardından ABD’nin takındığı tavır nedeniyle, terö62 EKONOMİK FORUM rizme karşı Transatlantik işbirliği vaatlerine rağmen birbirinden uzaklaşma görüntüsü veriyordu. Uzun vadeli hedefleri ve küresel politikalar konusunda ortak hareket çabası içinde olan iki blokta yaşanan bu uzaklaşma uluslararası güvenlik sistemi ve ekonomik ilişkileri etkileyebilecek konularda da görüş ayrılıklarına neden oldu. AB’nin aksine ABD, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ICC), çevre konuları ve iklim değişikliğine dair Kyoto Protokolü’ne, kara mayınlarının yasaklanmasına dair anlaşmaya, Biyoçeşitlilik Anlaşması’na ve Biyolojik Silahları Kontrol Anlaşması’na dair oluşturulan sisteme taraf olmadı. Bush’un iktidara gelmesiyle hızlanan Ulusal Füze Savunma Sistemi konusundaki farklı yaklaşımlar, AB ve ABD’yi birbirinden ayıran başka bir konu oldu. Kapsamlı Nükleer Deneme Yasağı Anlaşması, BM Silah Ticareti Anlaşması, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) içinde çevre konuları ve özellikle BM içinde kriz önleme ve uluslararası yardım konularında anlaşmazlıklar da bu dönemde öne çıktı. Uluslararası arenada güvenlik, ekonomi ve siyaset alanlarında ortaya çıkan anlaşmazlıklar pek çok konuda birlikte hareket eden bu ikili arasındaki ilişkileri germekteydi. Aslında bu anlaşmazlıklar ABD’nin dünyada yaşanan gelişmeler karşısında AVRUPA BİRLİĞİ takındığı tavır nedeniyle sadece AB ile değil pek çok konuda uluslararası alanda yalnız kalmasına neden oldu. Atlantik’in iki yakası arasında zamanla artan görüş farkı aslında Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle ABD’nin politikalarına verilen siyasi desteğin büyük ölçüde azalmasından kaynaklanmaktaydı. Artık yeni dönemde iç politikalar daha önemli hale gelirken ülkelerin dış politikaları da bu eksende şekillendi. Bu bakış açısı özellikle dünyada güvenlik, çevre, insan hakları, sosyal haklar, azınlık hakları gibi önemli konulara ABD’nin yeteri kadar hassasiyet göstermemeye başlaması, bunun yanında AB’nin de bu konulara daha fazla öncelik vermesi ikili arasında anlayış farkının derinleşmesine neden oldu. Ulusal çıkarları karşısında gerektiğinde müttefiklerinden bağımsız hareket etmeye eğilimli politikalar gösteren ABD’nin aksine AB, üye ülkeler çerçevesinde müzakere yeteneğini geliştiren politikalar üretti. Obama’nın 2008 yılında ABD Başkanı olarak seçilmesiyle AB-ABD ilişkilerinde yeni bir sürece girileceği düşünülmekteydi. Obama da bunu destekleyecek şekilde, özellikle Bush döneminde yaşanan sıkıntılar nedeniyle yıpranan ABD imajını düzeltmek için bir yol haritası hazırladı. Obama dönemindeki olumlu havanın göstergelerinden biri de uzun zamandır BM Uluslararası Silah Ticareti Anlaşması’na imza atmaya direnen ABD’nin anlaşmayı imzalaması oldu. 24 Eylül 2013 tarihinde ABD adına anlaşmayı imzalayan Dışişleri Bakanı John Kerry, anlaşmanın terörist ve suç gruplarının silah edinmesini engellemesinin yanında ABD’nin güvenliğine de katkıda bulunacağını belirtti. 2012 yılında yapılan analizlerde Amerikalıların çoğunluğunun ve Avrupalıların üçte ikisinden fazlasının, ABD Başkanı Barack Obama’nın uluslararası politikalarını onayladığı ancak Obama’nın Avrupa’dan aldığı desteğin bazı AB ülkelerinde, özellikle Doğu Avrupa’da önemli ölçüde düştüğü gözlendi.4 AB-ABD-NATO EKSENİNDE İLİŞKİLER 1989 yılına kadar ABD-AB-NATO üçgeninde işbirliği öne çıkmaktaydı. Ne var ki ortak Sovyet tehdidinin ortadan kalkmasıyla NATO’nun varoluş sebebi giderek daha fazla sorgulanmaya başlandı. Soğuk Savaş’ın bitmesiyle birlikte AB, kendisini ABD’ye karşı olan bağımlılıktan kurtarma düşüncesi içinde oldu. Gerginliklerin tırmandığı Bush döneminden sonra göreve gelen Obama ise ilişkilerin yumuşaması adına olumlu sinyalleri daha ilk günlerden verdi. AB’nin güvenini yeniden kazanmak niyetinde olduğunu 2008 yılında Berlin’de yaptığı konuşmayla ifade eden Obama yalnızca AB liderlerinin değil AB kamuoyunun da sempatisini kazandı. Önceki dönemlerde yapılan hatalara değinen Obama yeni dönemin işbirliği ve ortaklık dönemi olduğunu ve ABD’nin AB’den daha iyi bir ortağı olmadığını vurguladı. AB’nin ve NATO’nun genişleme süreçlerini desteklediğini ve güçlü bir AB ve NATO’nun hem Amerika hem de Avrupa kıtasındaki güvenliğin ve refahın kilidi olduğunu belirtti. AB-ABD ilişkilerinin geleceği NATO’nun geleceği açısından oldukça önemli. Soğuk Savaş sonrası Varşova Paktı gibi kendini feshetmek yerine genişleyerek yeniden yapılanmaya giden NATO, 2009 yılında 60’ıncı yılını kutlarken önemli bir gelişmeye de sahne oldu. AB-ABD-NATO ilişkileri açısından da önemli olan bu gelişme, 1966 yılında NATO’nun askeri kanadından kendi isteğiyle ayrılan Fransa’nın tüm üyelerin oluruyla geri dönmesiydi. Bu gelişme ABD’yi memnun ederken, NATO-AB ilişkilerini de olumlu yönde etkileyen bir adım oldu. Fransa’nın askeri kanada dönmesinin yanında aynı yıl HırvaEKONOMİK FORUM 63i AVRUPA BİRLİĞİ tistan ve Arnavutluk’un NATO’ya katılımı, ABD’nin etki alanını da genişletti. Bu süreçte ABD’nin etki alanının NATO vasıtasıyla bu denli genişlemesi kamuoyunda farklı seslerin çıkmasına neden olurken Obama yaptığı açıklama ile bir kez daha AB liderlerini ve kamuoyunu telkin etti. Obama, Avrupa’nın patronu olmak istemediklerini aksine AB ile ortak olmak istediklerini ve AB’nin savunma alanında gücünü artırmasıyla ortak sorunlara karşı daha uyumlu hareket edilebileceğini vurguladı. Obama döneminde AB’ye karşı yürütülen olumlu politikayı anlamak için ABD’nin 2008 sonrası ulusal güvenlik stratejisine bakmakta fayda var. Beş ana hedef etrafında şekillenen stratejide; Irak’taki savaşı sorumlu bir şekilde sonlandırmak, El Kaide ve Taliban’la savaşı bitirmek, teröristlerin ve kötü niyetli devletlerin nükleer silah ve maddelere erişimini engellemek, enerji güvenliğini sağlamak ve 21. yüzyılın zorluklarına karşı ABD’nin ittifaklarını yenilemek yer aldı. Tüm bu hedeflerin başarıya ulaşabilmesi için AB’nin güçlü desteğine ihtiyacı olan Obama, AB’ye yönelik politikasını buna göre belirledi. AB’nin klasik ortak politikalarından ayrışan ve 1990’ların sonunda oluşturulmaya başlanan Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP), AB’nin NATO ve ABD ile ilişkilerini doğrudan ilgilendiriyor. Küresel alanda ekonomik olarak söz sahibi olan AB, iki kutuplu dünya düzeninin sona ermesinden sonra uluslararası arenada etkili siyasi güce sahip olmak amacıyla hareket etti. 1990’ların sonu ve 2000’lerin başında Ortak Dış ve Güvenlik Politikası’nın (ODGP) bir parçası olarak AGSP oluşturuldu. Özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde ABD’nin kendisi açısından çok önem taşımayan olaylara müdahil olmaması ve NATO’nun işleyişindeki sorunlar AB’nin AGSP çerçevesinde kendi kriz yönetimini geliştirmesine neden oldu. 2009 yılında yürürlüğe giren Lizbon Antlaşması’yla AGSP ile ilgili hükümler ilk defa Birlik anlaşmalarında yer alırken, 2008 yılına kadar AGSP’nin kurumsal yapısı, karar alma mekanizması, operasyonlar yürütme kapasitesi büyük ölçüde tamamlandı. AGSP’nin oluşturulmasıyla Avrupa’nın güvenlik alanında daha fazla özerklik sahibi kılınması amaçlanıyordu. Avrupa’nın söz konusu özerkliği, Avrupa’nın Avrupa-Atlantik ittifakı içerisinde ayrılması anlamına değil, eylem araçlarının geliştirilmesi anlamına geliyor.5 Balkanlar’da kriz yönetimi olarak orta64 EKONOMİK FORUM ya çıkan AGSP, zamanla AB’nin uluslararası ilişkilerde oynadığı rolünü güçlendiren önemli bir kurala dönüştü. Günümüzde kurumsal yapısı büyük ölçüde tamamlanmış bulunan AGSP’nin AB’ye, ABD ve NATO’nun müdahil olmak istemediği kriz bölgelerinde askeri ve sivil operasyonlar yapabilmesi için olanak sağlanabilir. AGSP bu sayede AB’nin ekonomik ve diplomatik olanaklarını güçlendirecektir. Operasyonel AGSP’nin oluşturulması, AB’nin dış ilişkilerinde askeri güç kullanımını tamamen dışlamadığının en önemli kanıtıdır. Soğuk Savaş sonrası dönemde Batılı devletlerin güvenlik stratejilerinin değişmesi, NATO’nun misyon değişikliği, AGSP’nin oluşturulması ve operasyonel hale getirilmesi, askeri endüstri ve diğer ilgili sektörlerin yeniden önem kazanması, Avrupa’yla ABD (AB-NATO) arasında görev paylaşımına dayalı “stratejik ortaklığın” varlığını ispatlar niteliktedir.6 Etkili bir AGSP aracılığıyla ABD ile Avrupa arasında daha dengeli ortaklık ilişkilerinin kurulması hedefleniyor. NATO’dan “özerk”, fakat NATO endeksli AGSP, Batı hâkimiyetinin gelecekte de devamını sağlama amacı taşıyan bir araç olarak görülebilir.7 Kuzey Atlantik İttifakı bünyesinde yük paylaşımına dair yaşanan Atlantik ötesi tartışmaya rağmen, AB’de ciddi bir çoğun- AVRUPA BİRLİĞİ luk NATO’yu güvenlik için gerekli görmeye devam ettiğini vurguluyor. NATO’ya yönelik ABD desteği biraz düşmüştür, ancak destek hala çoğunluk tarafından ifade ediliyor.8 EKONOMİK İLİŞKİLER VE TRANSATLANTİK ORTAKLIK Gelişmekte olan ülkelerin giderek ön plana çıktığı ve tektonik bir değişimin yaşandığı küresel sistemde, yeni oyuncular gelişmiş ülkeler için önemli bir tehdit oluşturuyor. Batı ekonomilerinin krizden çıkması ve yeni istihdam alanları yaratılabilmesi için stratejik işbirliği ortaklıklarına ihtiyaç duyuluyor. Bu konuda AB ve ABD aralarındaki ekonomik işbirliğini daha ileriye taşımak amacıyla kapsamlı bir ticaret ve yatırım anlaşması için müzakerelere başladı. Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) olarak adlandırılan bu anlaşma dünyanın en önemli iki ekonomisini bir araya getirerek, en büyük serbest ticaret ve TRAN NSA ATLA ANTİK K ANLA AŞM MASI’N NIN N AB EKON NOMİSİİNE E YIL LDA A 119 9 MİL LYA AR EU URO O, ABD EK KONO OMİSSİN NE İSE E YIILD DA 95 5 MİL LYAR R EURO O KAZA ANÇ Ç SAĞL LAMA ASI BEK KLE ENİİYO OR. yatırım alanını oluşturacak. Bu girişim ekonomik bir adım olmasının yanında, küresel değerleri yeniden belirleyecek bir jeostratejik hamle. AB ile ABD arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı müzakerelerinin ilk turu temmuz ayında tamamladı. İkili arasındaki ekonomik ilişkiler toplam dünya mal ticaretinin %30’unu ve dünya hizmet ticaretinin ise %40’ını oluşturuyor. TTIP ile tarifelerin indirilmesi, pazara erişimin artırılması, tarife dışı engellerin kaldırılması, sağlık ve bitki sağlığı önlemlerine yönelik düzenlemelerdeki farklılıkların giderilmesi ve teknik engellerin kaldırılması hedefleniyor. Bunun yanında fikri mülkiyet hakları ve çevre gibi ticaretle ilgili konularda da işbirliği içinde olunması bekleniyor. Söz konusu tedbirler, ticaret ilişkilerini canlandırmayı ve aynı zamanda iki taraf için de daha iyi iş ve yatırım çevresi oluşturmayı amaçlarken, bu anlaşmanın aynı zamanda gelecekte yürütülen çok taraflı müzakereler için de önemli bir referans olması öngörülüyor. AB’nin 2012 yılında ABD’ye 291,7 milyar euroluk mal ihracatı toplam AB ihracatının %17,3’ünü oluştururken, AB’nin 2012 yılında ABD’den yaptığı 205,8 milyar euroluk mal ithalatı toplam AB ithalatının %11,5’ine denk geliyor. Bu ticarette AB, 2012 yılında 85,9 milyar euro değerinde ticaret fazlasına sahip oluyor. AB ve ABD yatırımları Transatlantik ilişkilerinin gelişmesinde önemli bir itici güç. ABD, %28 ile (ki bu 119,5 milyar euroluk bir tutara denk geliyor) AB’de en büyük yurt dışı doğrudan yabancı yatırım stokuna sahip. ABD aynı zamanda AB’de en önemli yurt içi doğrudan yabancı yatırım stoklarına sahip ülke konumunda. ABD’nin yurda gelen doğrudan yabancı yatırımdaki %41’lik payı 120,1 milyar euro tutarına ulaşıyor. Tamamlandığı takdirde en kapsamlı ve en büyük ikili ticaret anlaşması olacak olan Transatlantik Anlaşması, AB ve ABD’de ekonomik büyümenin artırılması nıve istihdam yaratılmasını önemli oranda destekleyecektir. Ekonomi Politikaları Araştırma Merkezi (CEPS) tarafından Transatlantik Anlaşması’nın olası etkileri üzerine yapılan bir araştırmaya göre, AB ekonomisine yılda 119 milyar euro, ABD ekonomisine ise yılda 95 milyar euro kazanç sağlaması bekleniyor. Bununla birlikte AB’nin ABD’ye yaptığı ihracatın %28 oranında artması ve ürün ve hizmet ihracatlarında da 187 milyar euroluk kazanç sağlanması öngörülüyor. Anlaşma tamamen uygulamaya konulduğunda, aynı zamanda Avrupa ekonomisinin yıllık gelirinin %0,5 artması bekleniyor. Tarafların ikili ticaret ilişkileri ve diğer üçüncü ülkelerle ticaret ilişkilerindeki artış neticesinde, AB ihracatının toplam %6, ABD ihracatının ise toplam %8’lik bir artış kaydetmesi bekleniyor. ABD ve AB’nin güçlü bir irade ortaya koyduğu TTIP müzakere sürecinin 2015’te sonuçlandırılması hedefleniyor. DİNLEME SKANDALI… Geçtiğimiz aylarda CIA’nin eski ajanı Edward Snowden’ın Amerikan Milli Güvenlik Ajansı’nın (NSA) Prism programı çerçevesinde AB’nin tüm iletişim ağı üzerinde dinleme faaliyetinde bulunduğunun ortaya EKONOMİK FORUM 65i AVRUPA BİRLİĞİ çıkması ilişkileri gerdi. ABD’nin Avrupa’da casusluk yaptığı iddiaları Atlantik’in iki kıyısında yer alan müttefiklerin ilişkilerini gölgelemeyi sürdürürken, AB Amerika’nın dost ülkelerde casusluk yapmasını kabul edilemez olduğunu belirtti. ABD’nin söz konusu casusluk faaliyetlerini terör saldırılarını engellemek için değil de, iktisadi çıkarlar doğrultusunda yaptığının ortaya çıkmasının ilişkileri daha da gerdiği gözleniyor. NSA’nın AB ülkelerinde casusluk yapması ve özellikle Snowden’ın belirttiğine göre bunu en çok AB’nin uluslararası ticareti ve iktisadi istikrarı üzerinde yapmış olması konuyu daha da önemli hale getirdi. TTIP müzakerelerinin başladığı ve stratejik olarak büyük öneme sahip olan bu anlaşmanın sürdüğü ortamda AB kendisini Amerika’nın dijital sınırları dışında görüyor ve arkadan vurulmuş gibi hissediyor. Atlantik’in iki yakasında da çoğunluk karşılıklı olumlu görüşlere sahip olmaya devam ederken, dünyada güçlü ABD ve AB liderliğinin arzu edildiği ifade ediliyor. Her üç Avrupalı ve Amerikalının ikisi, iki tarafın uluslararası sorunlarda işbirliği yapacak ölçüde ortak değerlere ve çıkarlara sahip olduğuna inanıyor.9 TERÖRE KARŞI İŞBİRLİĞİ AB ve ABD 28 Haziran 2010 tarihinde uluslararası terörle mücadele kapsamında, ABD’nin Terörizm Finansmanı Takip Programı’nın (Terrorist Financing Tracking Programme /TFTP) AB vatandaşlarının Belçika merkezli Uluslararası Bankalararası Finansal Telekomünikasyon Kurumu SWIFT (Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication) tarafından muhafaza edilen banka bilgilerine erişimine izin veren anlaşmayı imzaladı. 1 Ağustos 2010 tarihinde yürürlüğe giren anlaşmayla ABD, AB vatandaşlarının Avrupa bankalarındaki isim, adres ve uluslararası havale detayları gibi bilgilerine TFTP ile erişim sağlayabiliyor. 11 Eylül saldırıları, Mart 2004’te Madrid’de ve Temmuz 2005’te Londra’da yaşanan patlamalar sonucu harekete geçen AB, terörle mücadele kapasitesini güçlendirmek ve koordine etmek için çaba gösterdi. AB bu alana olan ilgisini artırırken, ABD ile AB ülkeleri arasındaki ikili istihbarat paylaşımı ve güvenlik alanlarındaki işbirliği terörist eylemlere sekte vurdu ve bunlara karışanları cezalandırmakta önemli etkenler olarak yer aldı. Uzmanlara göre Avrupa halen radikal İslamcı örgütlerin başlıca hedefi ve aynı zamanda ABD’ye karşı saldırılar dü66 EKONOMİK FORUM zenlemek isteyen yapılanmalar için muhtemel üs konumunda bulunuyor. Amerikalı ve Avrupalı yetkililer ülke güvenliği ve terörle mücadele konularında düzenli bir diyalog sürdürüyor. Son yıllarda ABD ve AB polisi ile yargı kurumları çeşitli bilgi paylaşımı düzenlemeleri içeren işbirlikçi ilişkiler kurdu. 2010 yılında, suçluların ülkelerine iadesi ve karşılıklı yasal yardım konularında yeni ABABD anlaşmaları yürürlüğe girdi. ABD ve AB aynı zamanda, havacılık, ulaşım ve sınır güvenliğini geliştirmeye yönelik çabaların bir parçası olarak konteyner güvenliği ve hava yolu yolcu verisi üzerine anlaşmalar yaptılar. 10 Geçtiğimiz 10 yılda, ABD ve AB terör örgütü olarak kabul ettikleri yapılanmaların listesini büyük ölçüde belirledi. Yine de, özellikle Hizbullah konusundaki görüş ayrılıkları uzun süre AVRUPA BİRLİĞİ UZMA ANLARA GÖ ÖRE AVRU UPA HA ALE EN RADİİKA AL İSSLA AMCII ÖRGÜT TLE ERİN N BAŞL LIC CA HEDE EFİİ VE AYNII ZAMAN NDA ABD’YE E KARŞ ŞI SALD DIR RILAR R DÜZE ENL LEMEK İST TEY YEN YAPIILA ANMALAR R İÇİİN MUH HTE EMEL L ÜS KON NUMU UNDA A BULU UNU UYOR R. şekilde istikrarsızlaştırma ya da parçalama amacı taşıyan organizasyonlar, terör örgütü listesine alınıyor. Aynı zamanda AB terör örgütü listesine alınan grup ve şahısların AB’deki mal varlıkları donduruluyor, bunlara mali yardımda bulunmak yasaklanıyor. Ayrıca emniyet güçleri ve adli kurumlar bu grup ve şahıslar hakkında daha sıkı tedbirler uyguluyor. Alınan bu karar Atlantik’in diğer yakasındaki ABD’yi memnun ederken bu konuda uzun zamandır yaşanan sıkıntının giderilmesini sağladı. Anlaşmazlıklara rağmen AB ve ABD hâlâ birbirleri için vazgeçilmez önemlerini koruyor. Teröre karşı işbirliği, TTIP gibi yeni girişimler iki tarafı giderek daha fazla birbirlerine bağlarken, yükselen yeni güçler karşısında da güçlerini birleştirmek ihtiyacını daha fazla hissediyorlar. Kaynakça devam etti. Hizbullah, İngiltere ve Hollanda’nın terör örgütü listesinde yer alırken, diğer üye ülkeler Hizbullah’ın askeri kanadından ayrı olarak siyasi ve toplumsal boyutlarının da bulunduğunu savunuyorlardı. Kongre üyeleri ve ABD yönetimi uzun süre AB’ye Hizbullah’ı terör örgütleri listesine eklemesi yönünde baskı yaptı. Temmuz 2012’de Bulgaristan’da İsrailli turistlere yönelik yapılan saldırının ardından Şubat 2013’te Bulgar yetkililer saldırılarla ilgili resmi soruşturmalarını tamamladıklarını ve Hizbullah’ın saldırılardan sorumlu olduğunu açıkladı. Yaşanan gelişmeler ve süren tartışmalar sonucunda saldırıdan yaklaşık bir yıl sonra Temmuz 2013’te AB, Hizbullah’ın askerî kanadının AB terör örgütleri listesine alınmasına karar verdi. Bilindiği gibi AB kriterlerine göre, rehin alma veya adam öldürme gibi ağır suç işleyen, halkı sindirme ve bir ülkenin temel yapılarını ciddi bir 1 Deren E.Mix, The United States and Europe: Current Issues, Congressional Research Service, 20 Mart 2013. 2 Türk- Amerikan İlişkilerine Bakış: Ana Temalar ve Güncel Gelişmeler, TÜSİAD ABD Temsilciliği Değerlendirme Raporu-Temmuz 2002. 3 http://eeas.europa.eu/us/ Erişim tarihi: 1 Kasım 2013. 4 http://trends.gmfus.org/files/2012/09/TT2012KFR_ Turkish.pdf 5 Galym Zhussipbek, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası’nın Tanımı ve Düşünsel Arka Planı, Uluslararası Hukuk ve Politika, Cilt 5 Sayı 19. 6 http://www.usak.org.tr/dosyalar/dergi/zhussipbekmakale. pdf 7 Galym Zhussipbek, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası’nın Tanımı ve Düşünsel Arka Planı, Uluslararası Hukuk ve Politika Cilt 5 Sayı 19. 8 http://trends.gmfus.org/files/2012/09/TT2012KFR_ Turkish.pdf 9 http://trends.gmfus.org/files/2012/09/TT2012KFR_ Turkish.pdf 10 Deren E.Mix, The United States and Europe: Current Issues, Congresional Research Service. EKONOMİK FORUM 67i HABER TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ABD iş çevrelerinde Türkiye’nin daha fazla konuşulmasını ve iktisadi ilişkilere derinlik kazandırmayı amaçladıklarını belirterek, “Gelişecek işbirliğiyle Türkiye-ABD ekonomik ilişkilerinin gelişimi iki ülkeye çok şey kazandıracak. Türkiye’nin iktisadi dönüşümü bundan yararlanacak, 2023 vizyonu daha anlamlı olacak” dedi. ABD TİCARET ODASI HEYETİ TOBB’U ZİYARET ETTİ T ürkiye-ABD ilişkilerinin iktisadi yönüne katkı sağlamak amacıyla, TOBB ile ABD Ticaret Odası arasında 14 Aralık 2012 tarihinde imzalanan işbirliği protokolü kapsamında Türkiye’yi ziyarete gelen ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Myran Brilliant başkanlığındaki heyet, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen akşam yemeğine katıldı. Yemekte bir konuşma yapan Hisarcıklıoğlu, “Türkiye-ABD ekonomik ilişkilerinin gelişimi iki ülkeye çok şey kazandıracak. Türkiye’nin iktisadi dönüşümü bundan yararlanacak, 2023 vizyonu daha anlamlı olacak” dedi. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu Türkiye’nin iktisadi dönüşüm sürecinde bugüne kadar, Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinden yararlandığını dile getirerek, “Dış ticaretini 68 EKONOMİK FORUM k ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Myran Brilliant, ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu. daha çok AB ile yaptı. Türkiye’deki doğrudan yabancı yatırımlar ağırlıklı olarak AB ülkelerinden geldi. Şimdi, Türkiye’nin AB’yle yakaladığı seviyedeki iktisadi ilişkiyi ABD’yle yakalamayı arzu ediyoruz. TOBB ve ABD Ticaret Odası işbirliğini, bu vizyonu destekleyecek çok önemli bir girişim olarak görüyoruz” ifadesini kullandı. Türkiye-ABD ekonomik ilişkilerinin geçmişine ilişkin bilgi ve- m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin yurt dışına yaptığı doğrudan yatırımların %78’inin AB ve ABD’ye gittiğini belirtti. l TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Myran Brilliant. ren Hisarcıklıoğlu, Türkiye ekonomisinin gelişim süreciyle ilgili olaraksa Winston Churchill’in 1942’de, Mısır’da Alman ordularına karşı elde edilen El Alameyn zaferi üzerine yaptığı konuşmayı anımsatarak, “Churchill ne diyordu? Bu zafer, bir son değildir. Hatta sonun başlangıcı bile değildir, ama başlangıcın sonudur. Türkiye’nin dönüşüm sürecinde yapılması gerekenler henüz tamamlanmadı ve tamamlama sürecinin son aşamasına başlıyor da değiliz. Olsa olsa, Türkiye’nin iktisadi, sosyal ve siyasi dönüşüm sürecinde, başlangıcın sonuna gelmiş sayılabiliriz” dedi. G20 SÜRECİNİN ÖNEMİ Türkiye ile ABD arasında iktisadi işbirliği imkânlarının eskiden son derece sınırlı olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün imkânlar setimiz genişledi. Ama rakamlar hâlâ tam iyileşmedi. Bu bir araya geliş, Türkiye ve TOBB için çok özel. Çünkü yıllardır TOBB ve ABD Ticaret Odası olarak birlikte çalışmak istedik. Karşılıklı iktisadi ilişkilerin geliştirilmesi için rol ve sorumluluk almak istedik. Bizleri bugüne getiren süreçte, Türkiye ile ABD ilişkilerinin sorumluluğunu, sadece diplomatların ve siyasilerin omzuna yüklemenin doğru olmayacağını vurguladık. İlişkilerimizin siyasi ve askeri boyutunu, iktisadi ilişkilerle tamamlamak ve daha da güçlendirmek istedik. Şimdi artık ABD ekonomisinin çeEKONOMİK FORUM 69i HABER k TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Myran Brilliant’a günün anısına bir plaket verdi. şitliliğini daha bir farkındayız. Her eyaletin bir karşılaştırmalı üstünlüğü olduğunu biliyoruz. Dünyada ne üretiliyorsa, hepsi de Amerika’da üretilebiliyor. ABD Ticaret Odası’nın kendi yapısıyla bize bu alanda rehberlik edebileceğini de biliyoruz. Nitekim çalışmaya da başladık. Üzerinde çalıştığımız konular arasında Türkiye-ABD ilişkilerinin iktisadi boyutunu kapsayan karşılıklı ticaret, karşılıklı yatırım, turizm, girişimcilik, know-how transferi ve üçüncü ülkelerde işbirliği gibi çok geniş bir yelpaze var. Gelişecek ve derinleşecek işbirliğiyle Türkiye-ABD ekonomik ilişkilerinin gelişimi iki ülkeye çok şey kazandıracak. Türkiye’nin iktisadi dönüşümü bundan yararlanacak. Türkiye’nin 2023 vizyonu daha anlamlı olacak. Türkiye bugüne kadar, iktisadi dönüşüm sürecinde, AB ile ilişkilerinden çok yararlandı. Dış ticaretini daha çok AB ile yaptı. Türkiye’deki doğrudan yabancı yatırımlar ağırlıklı olarak AB ülkelerinden geldi. Küresel ekonomideki gelişmeler, G20 sürecinin bundan böyle daha da önemli olduğunu göstermektedir. Küresel yönetişimde yeni bir işbirliği mekanizması geliştirmek gerekiyor. Küresel sistemin sağlıklı işleyişi açısından, küresel ekonomi politikaları koordinasyonu daha sağlıklı bir mutabakata bağlanmalıdır. Bu çerçevedeki görüşlerimizi B20 platformunda gündeme getiriyoruz. Türkiye’nin yurt dışına yaptığı doğrudan yatırımların %78’i AB ve ABD’ye gidiyor. Dolayısıyla, Türkiye ekonomisi, AB ile ABD arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması’ndan doğrudan etkilenecektir. Bu nedenle, Türkiye’nin bu süreçte yer almasına önem veriyoruz.” 70 EKONOMİK FORUM m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Myran Brilliant başkanlığında Türkiye’ye gelen ABD’li iş insanları heyetini TOBB’da ağırladı. BRILLIANT: “TÜRKİYE-ABD DAHA SOMUT İŞBİRLİKLERİ YAPMAYI DÜŞÜNMELİ” ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Myran Brilliant yaptığı konuşmada, iki ülke ilişkilerinin önemine değinerek, işbirliğini artırmak istediklerini vurguladı. Türkiye’de iki günde dokuz bakanlık tarafından kabul edildiklerini ifade eden Brilliant, ekonomik işbirliğinin temeli ne kadar güçlü atılırsa diğer ilişkilerin de o kadar güçlü olacağını ifade etti. ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Myran Brilliant, Orta Doğu’da şu anda çok derin belirsizlikler yaşandığına değindi. Brilliant, “Bölgede her şey sallantıda. Sorunlar var. Arap Baharı tam olarak gerçekleşmedi. İşte bu ortamda Türkiye ve ABD daha somut işbirliği yapmayı düşünmeli” dedi. Türkiye’nin Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya için önemli bir ticari merkez olduğunu ifade eden Brilliant, ABD’nin bu bölgelerde Türkiye’yle birlikte daha fazla şansının olduğunu söyledi. Brilliant, iki ülke ticaretinde çok önemli fırsatlar bulunduğuna dikkat çekerek, çok farklı alanlarda işbirliğinin mümkün olduğunu belirtti. SEKTÖR TOBB TÜRKİYE SEKTÖR MECLİSLERİNDEN HABERLER EKONOMİK FORUM 71i SEKTÖR İklimlendirme sektöründen “Yerli üreticiyi koruyan genelge uygulansın” çağrısı T OBB Türkiye İklimlendirme Meclisi, kamu ihalelerinde yerli ürünlerin önünün açılmasına ilişkin düzenlemeyi masaya yatırdı. Bu konuya ilişkin 6 Eylül 2011 tarih ve 28046 sayılı “Yerlii Ürün Kullanılması” konulu Başbabakanlık Genelgesi bulunduğunu anımsatan sektör temsilcileri, düzenlemeye emeye göre teknik şartnamelerde Türkiye’de üretilen ürünlerin engellenemeyeceğini ancak uygulamada sıkıntılar yaşandığını vurguladı. Meclis üyeleri, ithal ürünler ya da belirli bir ülkenin malının teklif edilmesine yönelik özel düzenlemeler yapılmasının da önüne geçildiğini, buna rağmen söz konusu genelgenin kamu ihalelerinde halen dikkate alınmadığını ifade etti. 72 EKONOMİK FORUM TOBB Türkiye İklimlendirme Meclisi toplantısında, sektör temsilcileri, “Yerli üreticiyi koruyan genelge uygulansın” çağrısında bulundu. Toplantıda, ihale süreçlerinde yerli ve yabancı istekliler arasında eşitliğin sağlanmasına yönelik olarak, ilgili kurumlar nezdinde girişimde bulunulmasının faydalı olacağı dile getirildi. POYRAZ: “ULUSLARARASI PO STANDARTLARDA REKABET EDEBİLİR STAN DURUMDA OLMALIYIZ” DURUM Türkiye İklimlendirme Meclisi Başkanı Zeki TOBB T Poyraz, yerli üretime ilişkin sorunun yerel idarenin güvenini kazanmadan aşılamayacağını belirterek “Alttaki ilgili memurun Türk malına inancını sağlayamazsak, vatanına milletine sevgisini sağlayamazsak bunu aşma şansımız yok. Koreli diyor ki, ‘Kore’de Kore malından başka bir arabaya binilmez’. Bu ruhu kazandırmamız gerekir. Tabii bizim de sanayici olarak uluslararası standartlarda rekabet edebilir durumda olmamız lazım. Hem kalite hem hizmet hem de anlayışta bir adım daha önde olmalıyız” diye konuştu. İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İS- SEKTÖR KİD) Başkanı Naci Şahin de, “Yerli üretime destek noktasında bir genelge çıkarıldı ve ihalelerde yerli ürünler lehine %15’e kadar fiyat avantajı sağlayabilen bir durum söz konusu. Ancak karşılaştığımız örnekler avantajlı olma durumunu bir tarafa bırakın, eşitlik noktasında dahi zaaflar gösteriyor. Direkt olarak herhangi bir standarda bağlanmadan, herhangi bir referans tanımlanmadan idare içindeki unsurlar bir tercih ortaya koyabiliyorlar ve bu zaman zaman direkt adres göstermek şeklinde de yapılabiliyor. Bu sektörün önünde çok önemli bir sıkıntı olarak duruyor. Yapılan girişimler de, genelde devletin bürokrasisi içinde kayboluyor, yok oluyor. Bir de idare, malzeme seçimini direkt olarak onama yetkisini kendinde tutuyor. Malzemeden herhangi birini ya da sunulmasını istediği adresi gösterip seçime yönelebiliyor. Ana ihalede olmamasına rağmen, ihaleyi alan firmanın ürün kullanımında belli bir adresi işaret edebiliyor” açıklamasında bulundu. İKLİMLENDİRME BİLİM DALI ÖĞRENCİLERİ İÇİN AYRICALIKLI İMKÂNLAR Toplantıda söz alan Isıtma Soğutma Klima Araştırma ve Eğitim Vakfı (İSKAV) Başkanı Cafer Ünlü, Yıldız Teknik Üniversitesi İklimlendirme Bölümü’ndeki öğrencilerin hepsinin son sınıfa geçtiğini, bu dalı seçenlere teşvik amaçlı olarak tanınan burs, staj, yurt içi fabrika ve yurt dışı fuar gezileri gibi imkânları anlattı. 2014 eğitim dönemi için Dekanlığa burs koşullarının iletildiğini de ifade eden Ünlü, en iyi not ortalamasını tutturan öğrencinin bu yaz İngiltere’ye lisans eğitimine gönderileceğini söyledi. TOBB Türkiye Otomotiv Ticaret Meclisi, hurdaya ayrılmış araçların bertarafını görüştü T OBB Türkiye Otomotiv Ticaret Meclisi, Meclis Başkanı Yüksel Mermer başkanlığında İstanbul’da toplandı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkilileri, ömrünü tamamlamış araçların hurdaya ayrılarak bertaraf edilmesi konusundaki hukuki düzenlemelerBakanlığın gelmiş olduğu aşama le ilgili B konusunda bilgi verdi. Toplantıda konus ayrıca, sanal ticaretin ikinci el araç ayr TOBB sektöründe yarattığı sıkıntılar ele se Türkiye alındı. a Otomotiv Ticaret İkinci el araç satışına metMeclisi toplantısında, rekare, sermaye gibi kriterlerin sanal ticaretin ikinci el getirilmesi, ikinci el satıcılaaraç sektöründe yarattığı rının bir belgeye tabi olması, sıkıntıların detaylı donanımsız insanların bu işi yyapmasının önüne geçilmesi gibi olarak araştırılmasına kkonuların masaya yatırıldığı topkarar verildi. lantıda, pert olan arabaların tekrar lan satılması, kilometre değiştirilmesi satılm gibi işle işlemleri yapan donanımsız satıcıların da bu kr kriterlerle azaltılabileceği yönünde öneriler getirildi. Meclis üyeleri, ikinci el motorlu araç ticaretinde uzun süre satılmayan araçlarda altı aylık veya birer yıllık süreler için araçların Motorlu Taşıtlar Vergisi’nden muaf olmalarını sağlayacak ve aylık olarak işleyecek bir uygulama getirilmesini istedi. Böylece yılın son aylarında araç almak isteyen müşterilerin sadece bir ay için vergi ödememek amacıyla araç alım işlemlerini bekletmelerinin önüne geçileceği ifade edildi. Ayrıca Karadeniz Havzası’nda son zamanlarda Gürcistan’dan vekâlet yoluyla lüks araç giriş çıkışının yapıldığına dikkat çekilerek, bu araçların Türkiye’de internet üzerinde satışının yapıldığı dile getirildi. Meclis üyeleri bu konunun detaylı olarak araştırılmasına karar verdi. EKONOMİK FORUM 73i SEKTÖR Eğitim sisteminde yeni model değerlendirildi T OBB Türkiye Eğitim Meclisi, Meclis Başkan Yardımcıları Cem Gülan ve Eyyüp Kılcı başkanlığında sektörü etkileyen güncel konuları görüşmek üzere, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının üst düzey temsilcilerinin de katılımıyla TOBB’un ev sahipliğinde bir araya geldi. Sektörün büyüklüğüne vurgu yapılan toplantıda, rekabetin seviyeli olması gerektiğine dikkat çekildi. Meclis Başkan Yardımcıları Gülan ve Kılcı, TOBB çatısı altında birleşmenin sektör temsilcileri için iyi bir fırsat olduğunu ve her sektörün meclis çatısı altında eşit temsil edilebilmesi için gayret sarf edildiğini dile getirdi. SINAV SİSTEMİ DEĞİŞİKLİKLERİ Temel eğitimden ortaöğretime geçiş sistemiyle ilgili değerlendirme yapılan toplantıda, toplantıd yeni modelin amacı, uygulanmapuan hesaplaması ele alındı. Sistemin sı, pua olumlu yönlerine de değinen Meclis olum TOBB üyeleri, her yıl öğrencinin önüne çıüy Türkiye kan yeni bir sınav sisteminin olumk Eğitim Meclisi suzluklara da yol açabileceği konutoplantısında, sektör sunda görüş birliğine vardı. temsilcileri yeni eğitim Son dönemde gündemde sıkça modelinin amacı, yer alan dershanelerin kapatılması uygulanması ve konusunu da ele alan Meclis üyelepuan hesaplaması ri, konunun henüz netleşmediğine konuları üzerinde dikkat çekerek, konuyla ilgili gelişmed durdu. lerin ler ülkenin ve sektörün lehine olmasını ttemenni ettiklerini belirtti. Ortaöğretim kurumlarına öğrenci yerOrt leştirmede yaşanan sıkıntılara da değinen sektör temsilcileri tarafından, toplam kontenjanın 662 bin civarında olduğu, buna rağmen ek kayıtla ilgili bilgilerin paylaşılmadığı, öğrencilerin 597 bini yerleştirilirken 64 bin kişilik bir kontenjan açığı olduğu ifade edildi. KİK ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı ele alındı TOBB Türkiye Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclisi, Kamu İhale Kurumu Mevzuatı ve uygulanmasıyla ilgili sorunları görüşmek üzere TOBB Birlik Merkezi’nde bir araya geldi. “Hizmet Sektöründe Faaliyet Gösteren Firmaların, KİK ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı’ndan Kaynaklanan Sorunları ve Çözüm Önerileri” konulu 74 EKONOMİK FORUM toplantı, TOBB Genel Sekreter Yardımcısı Cengiz Özcan başkanlığında, TOBB Türkiye Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclisi başkan ve başkan yardımcılarının ev sahipliğinde, oda/borsa yetkilileri ile sektör temsilcilerinin katılımıyla TOBB’da gerçekleştirildi. Toplantıda, sektörün, Kamu İhale Kurumu Mevzuatı ve uygulanmasıyla ilgili yaşadığı sorunlar, katılımcılar tarafından detaylı bir şekilde ele alındı. Ayrıca, kamudan katılan temsilciler tarafından mevzuat ve uygulamalarla ilgili detaylı bilgi verilerek, sektör katılımcılarının soruları yanıtlandı. SEKTÖR Savunma sanayi offset uygulamalarının sivil sanayiye de yönlendirilmesi isteniyor T durumlarda birçok ülOBB Türkiye Savunma Sanayi Meclisi toplantısınplantısın iş payı almadığı alm sanayisine destek sağlayacağı da, özel sektör ile kamu kesiminin üst düzey kenin sa temsilcileri bir araya geldi. Toplantıda, sekekifade edildi. Bu kapsamda savunTOBB törün birçok öncelikli konusu ele alınama sanayindeki tedarik moTürkiye delinin mutlaka ulaştırma, rak, savunma sanayi offset uygulamalarının sid Savunma Sanayi enerji, sağlık gibi diğer sekvil sanayiye yönlendirilmesi konusu tartışmaya Meclisi toplantısında, törlerde de kullanılmasının açıldı. sektörün öncelikli gerektiği vurgulandı. Toplantıda Meclis üyeleri, savunma sanayinin ihracat yapılan ülkeyle lojistik destek konuları ve offset KDV ALACAKLARI yoluyla dışarıda bağımlılık yaratabilecek bir uygulamalarının KABARIYOR sektör olduğuna dikkat çekerek, Savunma Sasivil sanayiye nayii Müsteşarlığı’nın tedarik yönetiminin diToplantıda ayrıca KDV yönlendirilmesi ğer kamu alımlarına da yansıtılmasının ülke kaiadeleri sürecinde yaşanan ia ele alındı. zancına destek sağlayacağını savundu. Türkiye’nin aksaklıklar dile getirildi. Mecn aksa hazır olarak aldığı uçak, nükleer santral, tren gibi lis Ba Başkanı Yılmaz Küçükseyhan, yurt dışı bağlantılı büyük alımlarından yerli katkıı ya da KDV Kanunu’nun 13/f maddesi kapKan samındaki d ki yatırım istisnasının uygulamasında, savunma sanayi firmalarının alımlarının tamamının KDV’siz yapılamaması ve KDV iade sürecinde yaşanan sorunlar nedeniyle devreden KDV’nin ciddi finansman yükü oluşturduğunu dile getirdi. Küçükseyhan, bu sorunun sektörün yurt dışı firmalarla rekabet gücünü olumsuz etkilediğini anlattı. Küçükseyhan, halen 4-5 savunma sanayi firmasının geçmiş yıllara ait önemli miktarda KDV alacağı bulunduğuna dikkat çekerek, bu KDV alacaklarının şirket bilançolarında büyük şişkinlikler yarattığını söyledi. EKONOMİK FORUM 75i SEKTÖR Orman Ürünleri Meclisi, sektörün sorunlarını görüştü T OBB Türkiye Orman Ürünleri Meclisi, Meclis Başkanı Ahmet Kahraman başkanlığında, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının üst düzey temsilcilerinin de katılımıyla İstanbul’da toplandı. Toplantıya, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Zeki Temur da iştirak etti. Orta Anadolu İhracatçılar Birliği’nden Ar-Ge Şube Şefi Sevil Sakarya tarafından ağaç mamulleri ve orman ürünleri sektörüne yönelik bir sunum yapıldı. Sakarya, yaptığı sunumda, Türkiye’nin ihracat ve ithalat rakamlarını ele alıp, ağaç mamulleri ve orman ürünleri sektöründe ihracattan ve ithalattan en fazla pay alan alt grupları üyelerle paylaştı. Türkiye’nin son 10 yılda istikrarlı bir ithalatı ol- TOBB Türkiye Orman Ürünleri Meclisi toplantısında, Türkiye’deki ormanlarda kalite problemi olduğuna dikkat çekilerek, önlem alınması istendi. mamasına rağmen, ihracatta tablonun daha farklı olduğuna değinen Sakarya, 2003 yılından 2008 yılına kadarki dönemde sürekli re artış gösteren ihracatın, yaşanan ekonomik krizle beraber düşüşe geçtiğini belirtti. geçti SEKTÖRÜN PAYDAŞLARI SIKINTILARINI ELE ALDI Sektörün tüm paydaşlarının bir araya geldiği toplantıda, kerestecilerin, kontrplakçıların, yonga levhacıların, palet ve orman dışı tali ürüncülerin sorunları tek tek ele alınıp, çözüm önerileri geliştirildi. Üyelerce, sektörün en büyük sorunları arasında ham madde, vergiler ve yüksek fiyatlar olduğu dile getirilerek, Orman Genel Müdürlüğü’yle birlikte bu sorunların üstesinden nasıl gelineceği tartışıldı. Ayrıca Türkiye’deki ormanlarda kalite problemi olduğuna değinen Meclis üyeleri tarafından orman teşkilatlarının amacının kâr elde etmekten ziyade, ormanları büyütmek ve sanayiyi geliştirmek olması gerektiğine vurgu yapıldı. ORMAN KANUNU’NDA YENİ DÜZENLEME İSTEĞİ Meclis toplantısına davet edilen Orman Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı M. Zeki Temur, sektör temsilcilerinin tüm sıkıntılarını dinleyerek, kendi görüşlerini paylaştı. Türkiye’de orman ürünleri kullanımının arttığını belirten Temur, sektörün sorunların bilincinde ve sektör paydaşlarının yanında olduklarını belirtti. Temur, Orman Kanunu’nda bir an evvel değişiklik yapılmasının önemine de dikkat çekti. 76 EKONOMİK FORUM HABER TOBB BAŞKANI M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU: “Oda sistemi Ahiliğin modern şeklidir” K ırşehir Ticaret ve Sanayi Odası’nı (KTSO) ziyaret eden TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, oda sisteminin, Ahiliğin modern şekli olduğunu söyledi. KTSO üyelerine seslenen Hisarcıklıoğlu, “Oda sistemini bırakalım diyenlere, ‘900 yıllık geleneğimizden vaz mı geçelim’ deyin. Bunu her fırsatta dile getirin” dedi. Bugün odaya kayıt olma zorunluluğu olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, Ahilik sisteminde de Şed kuşanılması gerektiğinin altını çizdi. HİSARCIKLIOĞLU: “Gençlerimizi girişimci olmaya yönlendirelim” Mucur Ticaret ve Sanayi Odası’nı (TSO) ziyaret eden TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Seçildiğiniz makam, Mucur tüccar ve sanayicisinin temsil noktasıdır. Türkiye’nin en demokratik kurumunun çatısı altına seçilerek geldiniz” dedi. Kadın ve genç girişimciliğin önemine değinen Hisarcıklıoğlu, Türkiye’de girişimcilerin sadece %6’sının kadın olduğunu anımsatarak, “Kızlarımızı en azından kendi işlerimizde öne çıkarmaya çalışmalıyız. Genç kızlarımıza rol modelleri çıkarmamız Yeni seçilen Oda yönetimine ve meclisine hayırlı olsun ziyaretinde bulunmak üzere KTSO’ya geldiğini anımsatan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, 152 odanın 5 yıldızlı hizmet vermeye başladığını anımsatarak, KTSO’nun da önümüzdeki dönemde 5 yıldızlı oda olması temennisinde bulundu. Kendi değerlerine sahip çıkmayan insanların başarılı olamayacağına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, merhum halk ozanı Neşet Ertaş’ın felsefesinin önemli olduğunu ve Neşet’te insanlığı gördüğünü söyledi. lazım. Ayrıca gençleri girişimciliğin içerisine sokuyor olmamız lazım” ifadesini kullandı. Ortaklık kültürünün önemine vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, “Ortaklık yapmazsak, büyüyebilme şansımız yok. Artık küçük olsun benim olsun anlayışı bitti. Kazanabilmek, işimizi büyütebilmek için gücümüzü birleştirmeliyiz” dedi. EKONOMİK FORUM 77i HABER n Türk-Fransız İş Konseyi Eş Başkanı Jean Lemierre başkanlığında MEDEF heyeti TOBB’u ziyaret etti. TOBB YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI BUDAK: “Fransa ile ticareti 50 milyar dolara çıkarabiliriz” Türkiye programı kapsamında TOBB’u ziyaret eden MEDEF heyetine ev sahipliği yapan TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, Türk-Fransız ilişkilerinin Avrupa’nın en köklü ilişkilerinden olduğunu vurgulayarak, “Siyasal alandaki güçlü ilişkileri, başta ekonomi olmak üzere her alanda geliştirmek istiyoruz” dedi. F ransız İşadamları Derneği (MEDEF) heyeti, Türkiye programı kapsamında TOBB’u ziyaret yaret etti. TOBB Birlik Merkezi’nde de ziyaret kapsamında düzenlenen çalışma ma yemeğinde konuk heyeti TOBB Yönetim tim Kurulu Başkan Yardımcısı Çetin Osman man Budak ağırladı. TOBB Yönetim Kurulu Başkan şkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, Türkiye’nin ürkiye’nin bölgesinde istikrarlı, güçlü ve dengeleyici engeleyici bir ülke olduğuna dikkat çekerek, rek, “152 milyar dolarlık ihracatıyla Türkiye ye bu coğrafyanın en güçlü sanayisine sahiptir. hiptir. Avrupa’da satılan her dört beyaz eşyadan biri Türkiye’de üretilmektedir. Çin’den sonra dünyanın en büyük müteahhitlik ahhitlik gücü bizim. Dünyanın en büyük k altıncı turizm destinasyonuna sahip Türkiye, yılda 32 milyon turist ağırlamaktadır” maktadır” diye konuştu. Türkiye ile Fransa arasındaki ki ticaret hacminin 15 milyar dolar seviyesinde sinde ol78 EKONOMİK FORUM n TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, TürkFransız İş Konseyi Eş Başkanı Jean Lemierre günün anısına bir plaket takdim etti. duğunu anımsatan Budak, bu rakamın 40-50 milyar dolarları bulmasının mümkün olduğunu belirtti. Doğrudan yatırımların önemine dikkat çeken Budak, üçüncü ülkelerde işbirliği yapmaya da hazır olduklarını anlattı. Kazan-kazan anlayışıyla önlerindeki fırsatları sağlam ortaklıklara dönüştürebileceklerini açıklayan TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Budak, TOBB ve muhatap kuruluşun ilişkileriNİ kurumsal temeller üzerine oturt- HABER tuğunu ve Fransa Odalar Birliği’yle yakın çalışmalar yürüttüklerini söyledi. TOBB olarak Türkiye’nin AB’ye üye olmasını her zaman desteklediklerinin altını çizen Budak şöyle konuştu: “Fakat bazı çevrelerde AB ile ilişkilerimiz sanki dün başlamış gibi bir algı var. Hâlbuki biz 1959’dan beri bu sürecin içerisindeyiz. 1996’da Gümrük Birliği’ne üye olarak tam üyelik yolunda önemli bir adım attık.” Türk iş insanlarının en büyük sorunlarından birinin vize konusu olduğuna değinen Budak, “Mallarımız Avrupa’da serbestçe dolaşırken, onları üreten biz iş insanları dolaşamıyoruz. Vize ve taşıma kotaları sorunlarının bir an önce çözülmesini bekliyoruz” dedi. TÜRK-FRANSIZ İŞ KONSEYİ EŞ BAŞKANI LEMİERRE: “İKİLİ ANLAŞMALAR BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR” Türk-Fransız İş Konseyi Eş Başkanı Jean Lemierre konuşmasına, TOBB’un Birlik Merkezi’nin bulunduğu İkiz Kuleler’den çok etkilendiğini belirterek başladı. Lemierre “Bizim de böyle görkemli bir binaya ihtiyacımız var” dedi. İş insanları olarak her zaman diyalogdan yana olduklarını ifade eden Lemierre, büyüme konusunda da katma değeri yüksek ürünlerin önemini anlattı. Kişilerin ve malların serbest dolaşımı ile AB üyesi ülkelerin diğer ülkelerle olan ticaret anlaşmalarının Türkiye’ye yansıması konusuna da değinen Türk-Fransız İş Konseyi Eş Başkanı Lemierre, MEDEF olarak çözüm bulunmasından yana bu konulara kon olduklarını açıkladı. Lemierre, ancak bu oldukl meselelerin siyasi bileşenleri bulunduğumesele na da dikkat çekti. d Çok pazarlı bir dünyada ikili anlaşmaönem taşıdığını belirten Leların büyük b mierre, ABD ve AB arasındaki görüşmemierre de başarıyla sonuçlanmasını umut lerin d ettiğini söyledi. ettiğin Avrupa’da yaşanan ekonomik krize de Avr değinen Türk-Fransız İş Konseyi Eş Başdeğine kanı Lemierre, işlerin yavaş yavaş düzelL meye başladığını dile getirdi. Avrupa’da Türk şirketlerince de olup bitenlerin b yakından takip edildiğini ifade eden Leyakınd mierre, özellikle Euro bölgesine ilişkin somierre rulara da yanıt vermek istediğini belirtti. Toplantı, Türkiye Ekonomi PolitikaTop Vakfı’nın (TEPAV) Türları Araştırma A kiye’ye ekonomisi hakkında sunumuyla devam etti. TOBB, BM ve bağlı örgütleriyle yakın işbirliği içinde n BM Genel Sekreter Yardımcısı Sigrid Kaag TOBB’u ziyaret etti. TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı Sigrid Kaag ile TOBB Birlik Merkezi’nde gerçekleşen çalışma yemeğinde bir araya geldi. BM ve TOBB arasında uzun yıllardır süregelen köklü işbirliğine atıfta bulunan Budak, “TOBB olarak, BM ve bağlı örgütleriyle yakın işbirliği içinde ortak projeler yürütüyoruz” dedi. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun UNICEF Milli Komite Onur Üyesi olduğunu belirten Budak, “Oda meclislerimizde kadınlarımız yer alıyor. İlerleyen dönemlerde kendilerini başkan olarak da görmeyi umuyoruz. UNICEF tarafından gerçekleştirilen ‘Haydi Kızlar Okula’ kampanyasına Birlik olarak 500 bin lira maddi katkıda bulunduk. Kadınlarımızın toplumdaki yerine önem veriyoruz” ifadesini kullandı. Eğitimin önemine vurgu yapan Budak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İŞKUR ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğinde UMEM Beceri’10 Projesi’ni hayata geçirdik. Lise mezunu işsiz gençlerimize mesleki eğitim fırsatı vererek istihdam yarattık. BM ile başlattığımız Sürdürülebilir İstihdam İçin Küresel İttifak Girişimi’ni güçlendirmemiz lazım. TOBB olarak yeni projelerde işbirliği içinde olmaktan mutluluk duyarız.” KAAG: “TÜRKİYE’NİN KOMŞU ÜLKELERLE ÇOK GENİŞ TİCARİ AĞI VAR” BM olarak TOBB’un çalışmalarını yakından takip ettiklerini, sosyal sorumluluk projelerini ve eğitim alanındaki katkılarını takdirle karşıladıklarını dile getirdi. Zorluk ve karmaşıklıkları çözme konusunda TOBB’u oldukça başarılı gördüğünü ifade eden Kaag, “Stratejik fırsatları yakalayıp işbirliği içinde çalışabiliriz. Gelişim, deneyimlerin paylaşımıyla olur. Türkiye’den bu noktada birçok şey öğrenebiliriz. Türkiye mesleki eğitim konusunda model bir ülke. Gelişmiş ülkelerde bile BM Binyıl Kalkınma Hedefleri’ni uygulama hususunda pek çok sorunla karşı karşıya kaldık. Çünkü gündemleri istihdam ihtiyacına yönelik değildi. Analitik beceri kazandırmıyordu” diye konuştu. Türkiye’nin komşu ülkelerde çok geniş bir ticari ağının olduğunu belirten Kaag, Türk özel sektörünün bu etkinliğinin mesleki eğitimde de kullanılabileceğini söyledi. EKONOMİK FORUM 79i GÜNCEL Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında 300 bin lira ile 800 bin liraya kadar olan tarımsal yatırımlara %50 hibe desteği sağlıyor. Desteklemeye ilişkin Tebliğ,14 Aralık 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. G ıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal üretim ve tarımsal sanayi entegrasyonunun sağlanması, alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması ve basınçlı sulama sistemlerinin geliştirilmesi için hazırlanan 9’uncu etap Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi Tebliği yayımlandı. Tebliğ ile tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik kurulacak tesislere 800 liraya kadar %50 hibe desteği sağlanıyor. Desteklemeye ilişkin Tebliğ, 14 Aralık 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. 80 EKONOMİK FORUM a Kırsal Kalkınma Yatırımların K HİBE DESTEĞİ Tebliğde belirtilen usul ve esaslara göre hazırlanan proje tekliflerinin, Tebliğin yayım tarihinden itibaren 45 gün içinde il müdürlüklerine teslim edilmesi istendi. Tebliğe göre, hibe desteği verilecek yatırım konuları şöyle: ◆ Tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik yeni tesislerin yapımı, mevcut faal olan veya olmayan tesislerin kapasite artırımı ve teknoloji yenilenmesi, kısmen yapılmış yatırımların tamamlanması. ◆ Alternatif enerji kaynakları kullanan yeni seraların yapımı. ◆ Tebliğ kapsamında bulunan konularla ilgili tarımsal faaliyetlere yönelik yapılmış veya yapılacak tesislerde kullanılmak üzere, alternatif enerji kaynaklarından jeotermal, biyogaz, güneş ve rüzgâr enerjisi üretim tesislerinin yapımı. ◆ Koyun, keçi ve manda konularında sabit yatırım projeleri. Bakanlığın yayımladığı tebliğ kapsamında, tarımsal ürünlerin üretimine yönelik bir hibe desteği yok. Tarımsal ürünlerin işlenmesi kapsamında, başka bir yatırım tesisinde ilk işlemesi yapılan mamul ürünün ikincil işlenmesine ve paketlenmesine yönelik yatırım teklifleri hibe desteği kapsamında değerlendirilmiyor. Sadece sert kabuklu meyvelerde ürünün ikincil işlenmesine ve paketlenmesine destek veriliyor. Un ve karma yem konularında yeni yatırım tesisi başvuruları, kütlü pamuk konusunda teknoloji yenileme ve kapasite artırımı dışındaki başvurular kabul edilmeyecek. Çay konusunda sadece yaş çay üretiminin yapıldığı illerdeki başvurular kabul edilecek. Tarımsal ürünlerin depolanmasına yönelik yeni tesis başvurularında sadece çelik silo ve soğuk hava deposu, hibe desteği kapsamında değerlendiriliyor. EKONOMİK FORUM 81i GÜNCEL HİBE DESTEĞİ İLE İLGİLİ KOŞULLAR Yatırımcılar Tebliğ kapsamında ekonomik yatırım konularında ülke genelinde sadece bir adet proje başvurusunda bulunabilecek. Kısmen yapılmış tesislerin tamamlanmasına yönelik başvuruların hibe desteği kapsamında değerlendirilebilmesi için, mutlaka başvuruya konu olan yatırımın orijinal amacıyla ayni ve yasal izinlerinin alınmış olması gerekiyor. Yeni tesis ve tamamlama yatırımlarına yönelik başvurularda yatırım yerinin başvuru sahibi adına olması ya da hazine, belediye, il özel idaresi, ticaret odası, sanayi odası, ziraat odası, ticaret borsası, organize sanayi bölgesi, tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgesi ve küçük ihtisas sanayi sitesinden başvuru sahibi adına tahsis/irtifak tesis edilmiş veya hazine, belediye, il özel idaresi, ticaret odası, sanayi odası, ziraat odası, ticaret borsasından kiralanmış olması gerekiyor. Kapasite artırımı ve teknoloji yenilenmesine yönelik başvurularda ise yukarıda belirtilen kiralamalar dışındaki kiralamalar da kabul ediliyor. Ülke genelinde 81 ile yönelik uygulanacak program kapsamında hibe desteği verilecek yatırım projelerinin 1 Aralık 2014 tarihine kadar tamamlanması şartı var. Bu tarihe kadar tamamlanamayan projelerin, yatırımcıların talebi ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nün uygun görmesi halinde kendi kaynaklarıyla sekiz ayı aşmamak üzere verilecek ek sürede tamamlanması gerekiyor. HİBE DESTEĞİNDEN KİMLER YARARLANABİLİR? Ekonomik yatırımlar için yatırım konularını gerçekleştirmek üzere hazırlanacak proje başvuruları gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılır. Başvuru sahibi gerçek ve tüzel kişilerin Bakanlık tarafından oluşturulan çiftçi kayıt sistemine veya Bakanlık tarafından oluşturulmuş diğer kayıt sistemlerine son başvuru tarihinden önce kayıtlı olması gerekiyor. Ekonomik yatırımlara yönelik proje ko82 EKONOMİK FORUM GÜNCEL nularına başvurabilecek gerçek ve tüzel kişilerin idari ve mali açıdan kamudan bağımsız olmaları gerekiyor. Ekonomik yatırımlar için son başvuru tarihinden önce kurulan kolektif şirket, limited şirket ve anonim şirket şeklinde kurulmuş olan şirketler ve bunların aralarında oluşturdukları ortaklıklar, tarımsal amaçlı kooperatif ve birlikler ile bunların üst birlikleri, ekonomik yatırım konularına tüzel kişilik olarak başvurulabilir. Bu kuruluşlar, kuruluş tüzüklerinde/ana sözleşmelerinde belirtilen faaliyet alanları ile ilgili yatırım konularına başvurulabilir. HİBEYE ESAS PROJE TOPLAM TUTARLARI VE DESTEKLEME ORANI Ekonomik yatırımlar için proje başvurularında hibeye esas proje tutarının, gerçek kişi başvurularında 300 bin Türk lirasını, tüzel kişi başvuruları için ise 800 bin Türk lirasını geçmemesi gerekiyor. Hibeye esas proje tutarının %50’sine hibe yoluyla destek verilecek. Diğer %50’si oranındaki tutarı başvuru sahipleri kendi kaynaklarından temin etmekle yükümlü olacak. Proje bütçesi KDV (Katma Değer Vergisi) hariç hazırlanacak. Proje toplam tutarının; gerçek kişi başvuru tekliflerinde 300 bin lirayı, tüzel kişi başvuruları için 800 bin lirayı aşması durumunda, artan kısma ait işlerin proje sahiplerince ayni katkı olarak finanse edilmesi ve yatırım süresi içerisinde tamamlanması gerekiyor. Bu durumun hibe başvurusuyla beraber taahhüt edilmesi şartı bulunuyor. EKONOMİK FORUM 83i GÜNCEL BM 2014’ü “Aile Çiftliği Yılı” ilan etti BM, gıda güvenliği ve fakirlik konularına çözüm olarak aile çiftliklerinin desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, 2014’ü “Aile Çiftliği Yılı” ilan etti. BM bunun kırsal bölgelerde, sağlık ve çevre korunması konularında en etkili çözüm olacağını belirtiyor. B irleşmiş Milletler (BM) 2014 yılını “Uluslararası Aile Tarımı Yılı” kısacası “Aile Çiftçiliği Yılı” ilan etti. Bu demektir ki, dünya bir yıl boyunca aile çiftçiliğinin önemini, sorunlarını konuşacak. Sürdürülebilir tarım için aile çiftçiliği modelini ayakta tutmaya çalışacak. Avrupa Birliği (AB) çalışmalara çoktan başladı bile. Yakın zamanda Avrupa Parlamentosu’nda onaylanan 2014-2020 bütçesinde, tarımsal destekleme politikasında aile çiftçiliğini öne çıkardı. Bu konuda özel destekler verileceğini ilan etti. Avrupa Komisyonu Brüksel’de, Aile Çiftçiliği: Avrupa’da ve Dünyada Daha Sürdürülebilir ve Krizlere Dirençli Bir Tarım Yolunda Diyalog konulu bir konferans düzenledi. Konferansta, BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Genel Müdürü Graziano da Silva, AB Tarım ve Kırsal Kalkınma Komisyoneri Dacian Cioloş, AB Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürü Jerzy Bogdan Plewa, Avrupa Genç Çiftçiler Konseyi Başkanı Matteo Bartolini, Uluslararası Yavaş Gıda Hareketi (Slow Food) Başkanı Carlo Petrini’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda panelist görüşlerini açıkladı. Yaklaşık 80 ülkeden 300 temsilcinin yer aldığı konferansa, Türkiye’den de Et ve 84 EKONOMİK FORUM Süt Kurumu Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu ile Gıda Mühendisi Bekir Yıldız katıldı. Konferans katılımcıları tarımda aile işletmelerinin çok önemli olduğu ve mutlaka desteklenmesi, sürdürülebilir tarım için bir model olarak yaşatılması gerektiği konusunda görüş birliğine vardı. Ayrıca, aile işletmelerinin güçlenmesi için ürettikleri ürünlerin, yerel markaların pazara, tüketiciye ulaşması konusunda da desteklenmesi gerektiği ifade edildi. AİLE İŞLETMELERİ NEDEN ÖNEMLİ? Yıllarca bize çok büyük, devasa işletmelerle tarım yaptığı söylenen ABD’de bile tarımda, özellikle hayvancılıkta büyük şirketlerin payı sadece %3-4 civarında. İşletmelerin %96-97’si aile işletmesi. Amerika’nın tarımsal üretimde, ihracatta başarısı varsa bunu aile işletmelerine borçlu olduğu belirtiliyor. GÜNCEL AB’de de durum pek farklı değil. İşletmelerin %98’i aile işletmesi. Birlik kapsamında 172 milyon hektar tarım arazisi işleniyor. Tarımsal üretim yapan 12 milyon tarım işletmesinde istihdam edilen iş gücünün %84’ü aile fertlerinden oluşuyor. Avrupa ve ABD’de hayvancılıkta besicilik yapanlarla, yetiştiricilik yapanlar genel olarak birbirinden ayrılıyor. Yetiştiricilik yapanlar, hayvanları besiciden buzağı olarak alıp belli bir kiloya ulaştırdıktan sonra satıyor. Ama besicilik yapanlar hayvancılık kültürünü kuşaklar boyunca yaşatan ailelerden oluşuyor. Aile işletmeleri ve tarım için dünyanın hemen her yerinde temel sorun, tarım nüfusunun yaşlanması. Avrupa’da tarımla uğraşanların yaş ortalaması ortalama 50’nin üzerinde. Avrupa’nın en önemli iki tarım ülkesi Polonya ve Fransa’da da temel sorunun tarımdaki yaşlı nüfus olduğu belirtiliyor. Genç kuşak tarımdan kopuyor. BM’nin 2014’ü “Aile Çiftçiliği Yılı” ilan et- mesi bu açıdan da büyük önem taşıyor. Genç nüfusun tarımda kalması ve tarımsal faaliyetin kuşaktan kuşağa aktarılması hedefleniyor. Türkiye açısından bakıldığında özellikle 1980 yılından bu yana, yani 40 yılı aşkın bir süredir aile işletmelerinin yok edilmesi için sanki yoğun bir çaba harcanıyor. “İşletmeler çok küçük, araziler parçalı” denilerek, ölçek ekonomisine geçmek için sürekli büyük işletme kurulması, tarımda şirketleşmenin sağlanması için yoğun lobi ve çalışmalar yapılıyor. Aile işletmeleri tarıma, hayvancılığa küsmüş durumda. Kırsaldan kentlere büyük göçler oluyor. Dolayısıyla Türkiye, aile işletmeleriyle değil, büyük işletmelerle övünen bir ülke oldu. Büyük işletmeler de olsun. Fakat devlet olarak büyük işletmeler üzerinden bir politika oluşturulur ve sadece işletme büyüklüğüyle övünülürse, aile işletmeleri yok sayılırsa kentler yaşanmaz hale gelir. Hayvancılık da hayvanıyla, yemiyle, etiyle, kurbanıyla, samanıyla ithalata bağımlı hale gelir. Son dört yılda kurulan o büyük işletmelerin hemen tamamı zor durumda olduğunu söylüyor. Çünkü hayvancılık bilinmiyor. Urfa’daki hayvancılık işletmesi İstanbul’dan yönetilmeye kalkıldığında sonu hüsranla bitiyor. Aile işletmesindekiler hayvanıyla, toprağıyla bir aidiyet duygusu yaşıyor. O kültürü nesilden nesile taşıyor. Bu d birikim, bu deneyim b hiçbir yerden öğrenileh mez. Bazı kişiler “Dedem den kalma yöntemlerle de tarım olmaz, hayvancılık ta olmaz” der. Oysa Avruol pa, ABD ve gelişmiş ülpa keler tarımda teknolojiyi, kel gelişmeyi dededen gelen o gel alışkanlıkların, birikimin alış üzerinden sürdürüyor. Baüze şarıları da oradan geliyor. Özetle, sürdürülebilir tarımın temel taşı olan aile işletmeciliğinde Türkiye’nin de aile işletmeciliğine dayalı kendi özgün modelini kurması ve desteklemesi gerekiyor. Şirketleşmeyle sürdürülebilir tarım yapmak çok zor. EKONOMİK FORUM 85i HABER TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu Ahilik Özel Ödülü aldı Ahi Evran Külliyesi’nde gerçekleşen törende Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Ahilik Onur Ödülü verildi. Başbakan Erdoğan, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nu Ahilik Özel Ödülü'nü almasından Mahir Solak’ı da, "Yılın Ahisi" seçilmesinden dolayı tebrik etti. Hisarcıklıoğlu yaptığı konuşmada, “Ahilik, sadece esnaf teşkilatının değil, tacir ve sanayicilerin mesleki örgütlenmesinin de atasıdır” dedi. A hi Evran Külliyesi’nde gerçekleştirilen törene, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, TBMM İdare Amiri Salim Uslu, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Süleyman Soylu ve Salih Kapusuz, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ile Kırşehir Valisi Özdemir Çakacak katıldı. Törende konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 26’ncı Ahilik Hafta- 8 86 6 EKONOMİK EEK KONOMİK ON ONO NO N OMİK MİİKK FOR M F FO FORUM ORUM M n TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’na Ahilik Özel Ödülü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildi. sı için Kırşehir’de olduklarını belirterek, Ahilik kültürünün TOBB için yerinin ayrı olduğunu vurguladı. Hisarcıklıoğlu, “Bugün gurur duyduğumuz oda/borsa camiamız, 900 yıllık ahilik ve lonca geleneğinin günümüzde tezahür etmiş halidir. Ahilik, sadece esnaf teşkilatının değil, tacir ve sanayicilerin mesleki örgütlenmesinin de atasıdır. 900 yıl önce kethüdalar neyse, şimdi de bizim oda başkanlarımız odur” diye konuştu. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, günümüzde yabancıların öğretmeye kalktığı iş ahlakı, meslek standartları, mesleki eğitim, fikri mülkiyet hakları gibi kavramları 900 yıl önce öğretisiyle ortaya koyan Ahilikle ve Ahi Evran başta olmak üzere tüm ahi babalarıyla gurur duyduklarını ifade etti. TOBB olarak, Ahi Evran Külliyesi’ne en büyük katkıyı veren kurumlardan biri olmaktan gurur duyduklarını dile getiren Hisarcıklıoğlu, “Pirimiz Ahi Evran, ‘Hak ile sabır dileyip bize gelen bizdendir. İlim, akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir’ demiş. Biz de 76 milyon olarak bu çağrıya kulak vermeli, dün- m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Kırşehir’de düzenlenen 26’ncı Ahilik Haftası kutlamalarına katıldı. yanın ilk 10 ekonomisi arasına girecek, daha mutlu ve huzurlu bir Türkiye için kenetlenmeliyiz” ifadesini kullandı. BAŞBAKAN ERDOĞAN: “AHİLİĞİ İNKÂR ETMEK, KİMLİĞİMİZİ İNKAR ETMEKTİR” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, “Ahi Esnafı Belgesi” verilecek ustalarla, hafta kapsamında gerçekleştirilen resim, kompozisyon, şiir ve öykü dallarında dereceye girenleri tebrik etti. Başbakan Erdoğan, “Ahilik Özel Ödülü alan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nu, 'Yılın Ahisi' seçilen Mahir Solak’ı ayrıca tebrik ediyor, şahsıma tevdi edilen Ahilik Onur Ödülü’nden dolayı şükranlarımı ifade ediyorum” diye konuştu. Ahilik teşkilatıyla, geleneğiyle her zaman gurur duyduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, dünyada bu kadar köklü ve yaygın etkisi olan bir teşkilata rastlamanın zor olduğunu dile getirdi. Ahilik teşkilatının temellerinin 13’ncü yüzyılda merhum Ahi Evran tarafından atıldığını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi “Bugünün dünyasının, özellikle de bugünün küresel ekono- mik sisteminin, ahilerimizden alacağı, ahilerimizden öğreneceği inanın çok önemli dersler var. Hırs ve tamahın dünyamızı kasıp kavurduğu şu günlerde dünyanın ahilerimizden kanaati öğrenmesi gerekiyor. Haksız rekabetin, kıran kırana rekabetin, insanı sadece tüketici olarak gören anlayışın ahilerden özellikle de ahilik kültüründen çok şey öğrenmesi gerekiyor.” Başbakan Erdoğan, ahinin malının çokluğuyla değil, kazancının bereketiyle övündüğünün altını çizerek, “Ahiliği inkâr etmek, kendimizi inkâr etmektir. Kimliğimiz, tarihimizi, ceddimizi, kendi öz medeniyetimizi inkâr etmektir. İşte onun için yüzyılların içinden süzülerek gelen bu geleneği, bu kültürü, bu ruh ve mayayı çok hassas şekilde muhafaza etmek, güçlendirmek ve gelecek nesillere aktarmak zorundayız” ifadesini kullandı. Ahiliğin Selçuklu ve Osmanlı’da olduğu gibi, Cumhuriyetin de mayası olarak varlığını sürdürmesi gerektiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, bu noktada esnafın çok büyük sorumluluk taşıdığını dile getirdi. Hükümet olarak esnafı güçlendirecek adımları sürekli attıklarını ve atmaya devam edeceklerini belirten Başbakan Erdoğan, “Esnafımızın da ruhuna sirayet etmiş ahilik geleneğiyle, toplumsal yapımızı bir arada tutmaya, Hacı Bektaş Veli’nin deyimiyle, Türkiye’yi bir olarak, iri olarak, diri olarak, geleceğe taşımaya devam edeceğine inanıyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı. Konuşmaların ardından, Ahilik kültürünün yaşatılmasına katkılarından dolayı TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’na, Ahilik özel ödülü ve fahri hemşehrilik beratı verildi. Daha sonra Hisarcıklıoğlu, Şed kuşandı. EKONOMİK FORUM 87i ANALİZ JOSEPH E. STIGLITZ Akbabanın zaferi Şirketler kullandıkları dava açma stratejisinde tüm talep sahiplerine eşit davranılmasını sağlama amaçlı (pari passu adı verilen) standart bir sözleşme maddesinden yararlandı. New York’taki ABD Yargıtay İkinci Dairesi’nin, Arjantin’in borç yapılandırılmasını kabul edenlere olan borcunun tamamını ödemesi halinde, akbabalara olan borcunun da tamamını ödemek zorunda olmasına karar vermesi akıl almaz bir şey… A Joseph E. Stiglitz, Columbia Üniversitesi’nde Profesör ve Nobel Ekonomi Ödülü sahibidir. Son kitabı The Price of Inequality How Today’s Divided Society Endangers our Future - Eşitsizliğin Bedeli: Günümüzün Bölünmüş Toplumu Geleceğimizi Nasıl Tehdit Ediyor ismini taşımaktadır. 88 EKONOMİK FORUM BD temyiz mahkemesinden çıkan son kararlardan biri küresel kamu borcu piyasalarını altüst etme tehlikesi içeriyor. Hatta ABD’nin kamu borcu verilebilecek iyi bir yer olduğu fikrinin çürütülmesiyle bile sonuçlanabilir. En azından, standart borç sözleşmeleri kapsamındaki bütün borç yapılandırmalarını uygulanamaz hale getirir. Bu süreçte, modern kapitalizmin temel prensiplerinden biri olan borçlular alacaklılara ödeme yapamayınca yeni bir sayfa açılması ilkesi de altüst olur. Sıkıntı, Arjantin’in kendi para biriminin değerini düşürmek ve borcunda temerrüde düşmek dışında bir seçeneğinin kalmadığı 12 yıl önce başladı. Ülke, mevcut yönetimin elinde, bugün Yunanistan’da ve Avrupa’nın başka yerlerinde görülen türden hızlı bir düşüş yaşıyordu. İşsizlik artıyordu ve mali dengeleri yeniden kurmak yerine kemer sıkma politikası uygulanınca ekonomik çöküş tek kelimeyle şiddetlendi. Devalüasyon ve borç yapılandırması işe ya- radı. Sonraki yıllarda, 2008’de küresel mali krizin patlamasına kadar, Arjantin’de yıllık GSMH artışı %8 ya da daha fazla olup dünyanın en hızlı oranlarından biriydi. Eski alacaklılar bile bu esneklikten yararlandı. Arjantin oldukça yenilikçi bir adım atarak eski borcu yeni borçla (1 dolar için yaklaşık 30 cent ya da daha azı karşılığında) ve GSMH’ya endeksli tahville takas etti. Arjantin ne kadar büyüdüyse, eski alacaklılarına da o kadar daha fazla ödedi. Arjantin’in menfaatleriyle alacaklılarının menfaatleri de bu sebeple paraleldi. Her ikisi de büyümek istiyordu. Bu durum ABD şirket borçlarında yapılan ve borcun hisselerle değiş tokuş edilerek eski tahvil sahiplerinin yeni hissedarlar haline getirildiği “11. Bölüm” yeniden yapılanmasına denkti. AKBABA FONLARI ARJANTİN’İN SANCILARINDAN YARARLANDI Borçların yeniden yapılandırılmasında çoğu zaman farklı talep sahipleri arasında ihtilaflar olur. Bu nedenle, yerel borç anlaşmazlıkları için ülkelerde iflas yasaları ve mahkemeleri vardır. Ama uluslararası borç ihtilaflarında hakemlik yapacak böyle bir mekanizma yok. Bir zamanlar, Meksika, Venezuela, Mısır ve diğer bazı ülkelerin 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında büyük bedeller ödeyerek öğrendiği gibi, bu tür sözleşmeler silahlı müdahaleyle uygulanıyordu. Arjantin’deki krizden sonra, Başkan George W. Bush hükümeti kamu borçlarının yeniden yapılandırılması için bir mekanizma kurmaya yönelik önerileri veto etti. Bunun sonucunda, adil ve verimli yeniden yapılanmalara kalkışılamadı. Yoksul ülkeler, ev sahibi ülkelerin güçlü hükümetlerine sırtını dayamış olan çok uluslu büyük borç verenlerle pazarlıkta genellikle oldukça dezavantajlı konumdadır. Çoğu zaman, borçlu ülkeler ödemeyi yapabilmek için o kadar sıkıştırılır ki, birkaç yıl sonra yine iflas ederler. Ekonomistler, Arjantin’in GSMH’ye bağlı tahvillerle desteklenmiş derin bir yeniden yapılanmayla bu kaderden kaçınma teşebbüsünü alkışladı. Ama en kötüsü milyarder Paul E. Singer’ın elinde bulunan Elliott Management koruma fonu olmak üzere, birkaç “akbaba”* Arjantin halkı üzerinden büyük kârlar elde etmek için Arjantin’in sancılarından yararlandı. Eski tahvilleri itibari değerlerinin çok altında bir fiyata satın alarak, Arjantin’i 1 dolar için 100 cent ödemeye zorlamak amacıyla dava açtı. Amerikalılar, finans şirketlerinin kendi menfaatlerini nasıl ülke ve dünya menfaatlerinin önüne koyduğunu gördü. Akbaba fonlarıyla** hırs yeni bir seviyeye taşındı. Şirketler kullandıkları dava açma stratejisinde tüm talep sahiplerine eşit davranılmasını sağlama amaçlı (pari passu adı verilen) standart bir sözleşme maddesinden yararlandı. Bu durumda New York’taki ABD Yargıtay İkinci Dairesi’nin, Arjantin’in borç yapılandırılmasını kabul edenlere olan borcunun tamamını ödemesi halinde, akbabalara olan borcunun da tamamını ödemek zorunda olmasına karar vermesi akıl almaz bir şey... Eğer bu ilke geçerli olursa hiç kimse borç yapılanmasını kabul etmeyecektir. Asla yeni bir sayfa açılamayacak ve bunu bir sürü nahoş sonuç izleyecektir. ABD MAHKEMESİNİN EKONOMİK AÇIDAN TEHLİKELİ KARARI Borç krizlerinde, suçlanan taraf hep borçlular olur. Çok fazla borç almışlardır, ama alacaklılar da eşit derecede suçludur. Çünkü çok fazla ve tedbirsizce borç vermişlerdir. Aslında borç verenlerin risk yönetimi ve değerlendirmesi alanında uzman olmaları beklenir ve bu anlamda, mesuliyet onların üzerinde olmalıdır. Temerrüt riski veya borç yapılandırması alacaklıları borç verme kararlarında daha dikkatli olmaya götürür. Bu adli hatanın yankıları uzun bir süre hissedilebilir. Sonuçta, ABD mahkemeleri, mali menfaatlerin kamu menfaatini gölgede bırakmasına izin verirse kendi vatandaşlarının uzun vadeli menfaatlerini düşünen hangi gelişmekte olan ülke ABD finans sistemi aracılığıyla tahvil çıkarır? Ülkeler gelecekteki borçlanma sözleşmelerine pari passu maddeler koymama ya da en azından bunu yaparken amacı tam olarak açıklama konusunda uyarılmalıdır. Bu tür sözleşmelerde ayrıca akbaba fonlarının borç yapılanmasını engellemelerini imkânsız hale getiren toplu eylem maddeleri olmalıdır. Yeterli sayıda alacaklı bir yeniden yapılandırma planı üzerinde anlaşırsa (Arjantin’de, ülkedeki borcun %90’ını elinde tutanlar bunu yaptı) diğerleri de eşlik etmeye zorlanabilir. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF), ABD Adalet Bakanlığı’nın ve yoksullukla mücadele eden sivil toplum örgütlerinin akbaba fonlarına karşı gelmede el ele vermiş olması açıklayıcıdır, ama onların iddialarına fazla önem verilmediğini gösteren mahkeme kararı da öyle. Gelişmiş ülkelere kin besleyen gelişmekte olan ülkelerde veya yükselen piyasa ülkelerinde yaşayanların elinde artık zengin ülkelerin, özellikle de buralardaki finans sektörlerinin menfaatlerine hizmet etmesi istenmiş bir küreselleşme markasından hoşnut olmamak için bir neden daha var. Küresel mali krizin ardından, Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Para ve Finans Sistemi Reformu Uzman Komisyonu kamu borcunu yeniden yapılandırmak için verimli ve adil bir sistem tasarlamamızı istedi. ABD mahkemesinin taraflı ve ekonomik açıdan tehlikeli kararı da şimdi neden böyle bir sisteme ihtiyaç duyulduğunu açıklıyor. Telif Hakkı: Project Syndicate, 2013. www.project-syndicate.org ABD mahkemeleri, mali menfaatlerin kamu menfaatini gölgede bırakmasına izin verirse kendi vatandaşlarının uzun vadeli menfaatlerini düşünen hangi gelişmekte olan ülke, ABD finans sistemi aracılığıyla tahvil çıkarır? EDİTÖR NOTU: * Akbaba: Batık borç senetlerini ucuza alıp, zamanı geldiğinde tam bedeli takibe alma ve dava açma konusunda uzman finans şirketleri. **Akbaba Fonu: Yeni finansal yapı; bütünleşik dev bankalar ile yatırım bankaları, “akbaba fonları” denilen vurgun peşindeki kısa vadeli oynak fonlar ve bankaların yarattığı özel yatırım araçlarından oluşan “gölge bankacılık sistemi”nin tamamı. EKONOMİK FORUM 89i GÖRÜŞ Prof. JEFFREY D. SACHS Küresel kalkınmanın galibiyet golleri Uluslararası kalkınma hedeflerinin belirlenmesi, özellikle de gezegenin en yoksul köşelerindeki insanların yaşamında muazzam fark yarattı. Sahra Altı Afrika Milenyum Kalkınma Hedefleri’nden büyük yarar sağladı. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni tasarlarken bu başarıdan ders alabiliriz. Jeffrey D. Sachs Columbia Üniversitesi’nde Sürdürülebilir Kalkınma Profesörü, Sağlık Politikası ve Yönetimi Profesörü ve Dünya Enstitüsü Direktörüdür. Ayrıca Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne Milenyum Kalkınma Hedefleri konusunda Özel Danışmanlık yapmaktadır. 90 EKONOMİK FORUM D ünya hükümetleri Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 25 Eylül tarihli özel oturumunda bir araya gelerek Milenyum Kalkınma Hedefleri’nde (MKH) daha hızlı ilerleme kaydetmenin yollarını tartıştı ve ayrıca yeni birtakım Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) için zaman çizelgesi belirledi. 2000 yılında kabul edilen MKH 2015 yılında sonuçlanıyor. Ardından, büyük olasılıkla 2015-2030 dönemi için, SKH’ler gelecek. MKH’nin odak noktası aşırı yoksulluğun, açlığın ve önlenebilir hastalıkların sona erdirilmesidir. Bunlar BM tarihinin en önemli küresel kalkınma hedefleri oldu. SKH aşırı yoksullukla mücadeleye devam edecek, ama buna daha adil ekonomik büyümenin ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması gibi güçlükler ve özellikle de insan kaynaklı iklim değişikliği tehlikelerinin kontrol altına alınması şeklindeki temel amaç da eklenecek. Uluslararası kalkınma hedeflerinin belirlenmesi, özellikle de gezegenin en yoksul köşelerindeki insanların yaşamında muazzam fark yarattı. Sahra Altı Afrika, MKH’lerden büyük yarar sağladı. SKH’yi tasarlarken bu başarıdan ders alabiliriz. MKH’DEN 10 YIL ÖNCE 10 YIL SONRA MKH’nin Sahra Altı Afrika açısından önemini görmek için, bu hedefler uygulanmadan önceki 10 yıllık dönemle uygulandıktan sonraki 10 yıllık dönemi karşılaştırmak yeterli. MKH’den önceki 10 yılda, bölgedeki ekonomik büyüme yavaştı, yoksulluk oranı yüksekti ve yükseliyordu, HIV/AIDS ve sıtma dâhil ağırlığı giderek artan bir hastalık yükü vardı. MKH’nin kabul edilmesiyle beraber Afrika hükümetleri, sivil toplum kuruluşları, BM temsilcileri, uluslararası bağışçılar, vakıflar ve aktivistler dikkatlerini yoksulluk, açlık ve hastalıkla mücadelenin aciliyetine odakladı. MKH’ler ayrı- ca Afrika’daki en yoksul ülkelerden çoğunun karşı karşıya olduğu felç edici borç yüküne de ışık tutarak Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası önderliğinde bir borç silme sürecinin önünü açtı. 2000 ile 2010 arasında, Sahra Altı Afrika’nın yoksulluk oranı (günde 1.25 dolardan az gelirle geçinenlerin oranı olarak ifade edilir) 1990-1999 döneminde %56,5’ten %58’e yükselmesinin ardından %48,5’e düşerken, 1990 ile 2000 arası ortalama %2,3 olan genel yıllık ekonomik büyüme oranı 2000-2010 döneminde iki kattan fazla artarak %5,7 oldu. Hastalıkların kontrolünde de önemli iyileşmeler oldu. Her yıl sıtmadan ölenlerin sayısı 1990’dan zirve yaptığı yıl olan 2004’e kadar kabaca 800 binden 1.6 milyona çıktı. Bu noktadan sonra, MKH’den ilham alınarak herkese sıtma önleyici cibinlik dağıtılmasıyla beraber sıtmadan ölümler azalmaya başladı. 2010 yılında yaklaşık 1.1 milyona ve bugün belki de daha düşük seviyelere indi. Benzer şekilde, 2000 yılında, yoksul Afrikalıların AIDS için virüs önleyici tedavi görmesine yardımcı olacak, bağışçıların desteklediği resmi programlar hâlâ yoktu. MKH’nin gündem belirleme gücü sayesinde, AIDS ile mücadele için bağışçı programları uygulanmaya başlandı ve bugün 6 milyondan fazla Afrikalı, resmi bağışçı programlarıyla desteklenen virüs önleyici tedavi görüyor. 2001 yılından bu yana (2006’ya kadar Kofi Annan ve 2007’den bu yana Ban Ki-moon olmak üzere) BM Genel Sekreteri’nin MKH ile ilgili Özel Danışmanı olarak, birçok Afrika hükümetinin bu hedefleri nasıl ciddiye aldığını ve bunları kullanarak öncelikler belirlediğini, paydaşları harekete geçirdiğini, halkın bilincini ve motivasyonunu yükselttiğini, bakanlara sorumluluk verdiğini gördüm. Zaman içinde, BM ve yüksek gelirli ülkelerdeki bağışçı temsilcileri de Afrika’daki kendi çalışmalarını düzenlemek için MKH giderek daha çok kullanmaya başladı. MKH, 2000 yılından bu yana meydana gelen iyileşmelerin temelinde yatan tek faktör olmasa da, önemli rol oynadı. SKH’NİN HEDEFLERİ NELER OLMALI? Elbette MKH’de belirlenen hedeflere ulaşma yolunda hızlı ilerleme kaydetmek için daha yapılacak çok iş var. En önemlisi, yeterli mali kaynak bulunursa sağlık alanında önemli kazançlar elde edilebilir. Bağışçı ülkeler bu yılın sonlarına doğru AIDS, TB (tüberküloz) ve Sıtmayla Küresel Mücadele Fonu’na bolca ikmal desteği vererek, bu hayati kurumun başarılarının devamını sağlamalı. Bunun için ilk önce, BM üyesi devletler sıradaki küresel kalkınma hedeflerine yöneldiklerinde MKH’den ders almalıdır. Öncelikle SKH listesinin nispeten kısa olması (en fazla 10 tane) hatırlamayı kolaylaştırır ve bu da halkı seferber etmeye yardımcı olur. İkincisi, zengin ya da yoksul bütün hükümetler, SKH’ye uygulayıcı olarak ulaşmakla yükümlü olmalıdır. MKH, uygulayıcı olarak yoksul ülkeler, bağışçı olarak da zengin ülkeler için geçerliydi. SKH uygulayıcı olarak bütün ülkeler için ve ayrıca bağışçı olarak zengin ülkeler için geçerli olmalıdır. Aslında, söz konusu olan yeni SKH’lerin özünü oluşturan iklim değişikliği gibi sorunlar ise zengin ülkelerin önünde, yoksul ülkelere göre yapacakları daha çok iş var. Üçüncüsü, SKH, MKH temeline oturmalıdır. MKH ile küresel aşırı yoksulluk yarıdan fazla oranda azaltıldı. SKH de aşırı yoksulluğu sonsuza kadar ortadan kaldırmaya çalışmalıdır. Dünya Bankası aşırı yoksulluğu 2030 yılına kadar sona erdirme amacını kendi adına zaten üstlendi. BM üyesi ülkeler de aynısını yapmalı. Son olarak, SKH sürdürülebilir kalkınmanın temel güçlükleri çevresinde uzmanları seferber etmelidir. MKH ilk ortaya atıldığında, konuyla ilgili uzmanlar kendi aralarında organize olarak, bunlara nasıl ulaşılacağı hakkında tavsiyeler verdi. BM Milenyum Projesi’nde yaklaşık 250 küresel uzmanın kalkınma konulu hayati meseleler hakkındaki önerileri bir araya getirildi. Tamamı SKH’de görülebilecek olan düşük karbonlu enerji, sürdürülebilir tarım, esnek şehirler ve evrensel sağlık kapsamı gibi meseleler üzerinde de uzmanların tavsiyelerinden ve problem çözümlerinden oluşan aynı süreç acilen uygulanmalı. 50 yıl önce, ABD Başkanı John F. Kennedy şöyle konuştu: “Hedefimizi daha yönetilebilir ve daha ulaşılabilir göstererek daha net belirlersek, herkesin onu görmesini, ona umut bağlamasını ve ona doğru karşı konulmaz bir şekilde ilerlemesini sağlayabiliriz.” MKH, yoksullukla mücadelede bu görevin yerine getirilmesine yardım etti. SKH de, sürdürülebilir kalkınmanın başarılması gibi karmaşık bir işte aynısını yapabilir. BM Milenyum Projesi’nde yaklaşık 250 küresel uzmanın kalkınma konulu hayati meseleler hakkındaki önerileri bir araya getirildi. Tamamı Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nde görülebilecek düşük karbonlu enerji, sürdürülebilir tarım, esnek şehirler ve evrensel sağlık kapsamı gibi meseleler üzerinde de uzmanların tavsiyelerinden ve problem çözümlerinden oluşan aynı süreç acilen uygulanmalı. Telif Hakkı: Project Syndicate, 2013. www.project-syndicate.org EKONOMİK FORUM 91i TOBB ETÜ Prof. Dr. Kakaç’a, “ASME Şeref Üyeliği” payesi verildi TOBB ETÜ Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadık Kakaç, ASME’nin dünyada, sadece beş bilim insanı ve makine mühendisine verdiği 2013 Yılı Şeref Üyeliği payesini ABD'de düzenlenen törenle aldı. T OBB ETÜ Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadık Kakaç, Amerikan Uluslararası Makine Mühendisleri Birliği’nin (ASME) dünyada, sadece beş bilim insanı ve makine mühendisine verdiği 2013 Yılı Şeref Üyeliği (ASME Honorary Member) payesini ABD'nin Sen Diego kentinde düzenlenen törenle aldı. “Hocaların Hocası” unvanını taşıyan Prof. Dr. Kakaç’a bu paye, ısı transferinin önemli konularında yapmış olduğu ileri 92 EKONOMİK FORUM bilimsel çalışmalar, ısı transferi ve ısı değiştirgeçleri üzerine yazdığı kitapları, mühendisliğe yapmış olduğu sürekli bilimsel katkılar ve uygulamaları nedeniyle verildi. Şeref Üyeliği, ASME tarafından 1880 yılından bu yana yani 133 yıldır verilirken, Prof. Dr. Kakaç şeref üyeliğine Türkiye’deki bir üniversiteden seçilen ilk bilim insanı oldu. Prof. Dr. Kakaç, 1880 yılından beri ısı transferi alanında çalışan ve şeref üyeliğine seçilen 24’üncü kişi olarak tarihe geçti. PROF. DR. KAKAÇ: “MADALYAMI GENÇ BİLİMCİLERLE PAYLAŞIYORUM” ABD’nin San Diego kentinde 18 Kasım 2013 tarihinde düzenlenen törene ailesiyle katılan Prof. Dr. Kakaç, madalyasını TOBB ETÜ Prof. Dr. Vedat Özsoy, “Görsel Sanatlar Eğitimi Onur Ödülü”nü aldı Görsel Sanatlar Eğitimi Derneği’nin (GÖRSED) geleneksel hale getirdiği ve bu yıl beşincisi verilen “Görsel Sanatlar Eğitimi Onur Ödülü”, TOBB ETÜ Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Vedat Özsoy’ın oldu. Ödül, sanat ve tasarım eğitimi alanında Türkiye’de ve uluslararası düzeyde üstün hizmetleri olan eğitimci ve araştırmacılara veriliyor. Prof. Dr. Vedat Özsoy’a ödülü, Dumlupınar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde düzenlenen 24 Kasım Öğretmenler Günü sergi ve panel etkinlikleri sırasında, bu fakültenin Dekanı Prof. Dr. Ahmet Altuncu tarafından sunuldu. GÖRSED’in Görsel Sanatlar Eğitimi Onur Ödülü’nü alanlar arasında; Gazi Üniversitesi’nden emekli olan ünlü eğitimci ve heykeltıraş Burhan Alkar, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nin kuruluşunda büyük emeği olan ünlü sanatçı ve eğitimci Prof. Dr. Adnan Turani gibi isimler yer alıyor. ve beratını ASME’nin Kanadalı Başkanı Madiha El Mehelmy Kotb’un elinden aldı. Prof. Dr. Kakaç, Başkan Kotb'a teşekkür ederek, bu madalyayı Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Miami Üniversitesi ve TOBB ETÜ’de kendisiyle çalışıp destek vererek, ısı transferi konusunda bilime ve mühendislik uygulamalarına değerli katkılarda bulunan yüksek lisans öğrencileri ve genç bilimcilerle paylaştığını vurguladı. Prof. Dr. Kakaç, sürekli desteğinden dolayı ailesine minnettarlığını belirtip, dünyaca tanınmış bilim insanları listesinde bulunmaktan dolayı, ASME Ödül Komitesi ve ASME Yönetim Kurulu’na teşekkür ederek konuşmasını tamamladı. Ödül töreni sırasında, bir kısmı TOBB ETÜ Teknoloji Merkezinde çekilen Prof. Dr. Kakaç’ın yaşamı ve çalışmalarını anlatan kısa bir belgesel film de gösterildi. Prof. Dr. Kakaç’a ayrıca 29 Kasım 2013’te TOBB ETÜ’de düzenlenen bir törenle, ASME Türkiye Şubesi tarafından Yaşam Boyu Başarı Ödülü (Lifetime Achievement Award) verildi. EKONOMİK FORUM 93i KÜTÜPHANE Krizlerden çıkarılan dersler Finansal Krizler Tarihi Robert Z. Aliber&Charles P. Kindleberger Çeviren: Ümit Şensoy İş Bankası Kültür Yayınları 514 Sayfa, Eylül 2013 İstanbul Charles P. Kindleberger, “kökü kurumayan döngüler” diye tanımladığı mali krizleri açıklarken, öncelikle bu m kkonuda genel bir tanımlamaya gitmenin zzor olduğunu, ancak spekülasyona yol aaçan koşullarla birlikte parasal boyutlarda kkredinin genişlemesi ve mali sıkıntılarla bbaşlayıp, panik ve ardından çöküşle birlikte tamamlanan kriz modelinin analizlerle ta çıkarsamalara arka plan sağladığına dikkat çı çekiyor. çe “Finansal Krizler Tarihi”, zaman geçip krizlerin her biri silikleştikçe çıkarılan kri derslerin unutulduğu, ağaçların arşa kadar uzayacağına yatırımcıların yeniden inandığı konusunda okuyucuları uyarıyor. Çılgınlıkların, paniklerin ve çöküşlerin, “Sana nasıl davranılmasını istiyorsan sen de başkalarına öyle davran” kuralına bağlılığı değil; hırs, hile ve açgözlülüğü besleyen bir ekonomik ortamın neticesi olduğunu çok etkili bir biçimde anlatıyor. Kariyer için hayat feda etme sanatı İmalat dünyası hakkında gerçekler Kitapta, birçok uygulanmış akıllı imalat tekniği ve bunların güçlü sonuçlar yaratacak şekilde nasıl bütünleştirildiği yer alıyor. Dünyada rekabet şiddetleniyor. Pazarın talebi hızla değişiyor. Fabrikadaki insanlar açısından, bu kitap sürekli iyileştirme teknikleri ve bunun içyüzünü anlamalarını sağlıyor. Ofislerdeki insanlar açısından kitap, fabrikayla aralarındaki uçuruma köprü kurma fırsatını veriyor. Ayrıca benzer bir disiplini ofis ortamına uygulamayı düşünmek için bir yöntem de sunuyor. Tepe yönetimi açısından kitap, rekabetçi konumlar oluştururken insanları ve teknikleri birbirlerine bağlayarak, şirket faaliyetini daha iyi bir perspektifle bütünleştirmenin yollarını gösteriyor. 94 EKONOMİK FORUM İmalatta Mükemmellik Yolu Kiyoshi Suzaki Çeviren: Saadet Özkul Optimist Yayınevi 285 Sayfa, Kasım 2013 İstanbul Kariyerinin en parlak zamanlarından, tam da iki sene içinde genel müdür, beş sene içinde C-Level Yönetici, ondan sonra da artık kısmette hangi mevki varsa o olmayı hedeflerken kendisine konulan hastalık teşhisiyle hayata bakışı değişen Sarp Mogan, tamamen kurşunla kaplı birkaç metrekarelik bir odada yazdığı bu kitapta, mutluluğun parlak bir kariyerle tanımlandığı günümüz iş hayatının pratiklerini mercek altına alıyor. Mogan, insanların yaşadıkları muhitin kalitesi, kullandıkları arabanın modeli ve banka hesaplarındaki Beyaz Yalaka rakamlar kadar var olduğu Sarp Mogan bir dünyada, zirvelere Okuyan Us Yayınları tırmanmak için hangi yolların 238 Sayfa, Aralık 2013 izleneceğini, nelerden İstanbul vazgeçilerek bu yolculukta bireyin “neye” dönüşeceğinin resmini çiziyor. Mogan kitabında, “Sen artık sen değilsin. Sen artık bir ürünsün. Kendini bir ürün gibi görmezsen kariyer yapmayı unut gitsin. Kariyer yapmak, asla ve asla kendin olmamak demektir. Bir roldür. Bir markalaşma, pazarlama ve halkla ilişkiler çalışmasıdır” diyor. KİTAP Gülder DEMİR | [email protected] GÖNDERMEK Ekonomik Forum Dergisi, Dünya Yayıncılık AŞ, İÇİN... 100. Yıl Mahallesi, Kat: 3 34440 Bağcılar/İSTANBUL Gelecekten kareler ABD’li fizikçi Michio Kaku, 300 bilim insanıyla görüşerek yazdığı Geleceğin Fiziği “Geleceğin Fiziği” adlı kitapta 2100 yılında insanlığı nasıl bir geleceğin Michio Kaku beklediğini anlatıyor. Kitabında “Tarih, eksik kalmış başarısız gelecek ODTÜ Yayıncılık 416 Sayfa, tahminleriyle dolu” diyor Kaku. 2100 teknolojilerinin özünde “yüksek Ekim 2013 dokunurluk” (high touch) olacağını belirten Kaku’ya göre mağazada Ankara olmasak bile giysileri elimizle seçiyormuş gibi hissettiren, stadyumda bulunmasak da maçı sahada izlettiren aygıtlar 2100’de bizi bekliyor. Kaku’ya göre tanrılara dönüşmek 2100’deki kaderimiz, ama aracımız, ne sihir ne de iksir; bilgisayar teknikleri, nanoteknoloji, yapay zekâ, biyoteknoloji ve hepsinden öte tüm teknolojilerin temelindeki kuantum teorisi. Gelecek yüzyıl “mükemmel kapitalizm çağı” olacak. Piyasaları bu kez gerçekten görünmez bir el değil, sınırsız bilgi şekillendirecek. Her ürünü en ince ayrıntısına kadar analiz eden kontakt lensler, fiyatları mükemmel doğruluğa çekecek. Yani kazık yemek yok! Tümör 2100’lerin anlamını bile bilmediği bir kelime olacak, çünkü tedavi yöntemleri tümör oluşumuna artık asla izin vermeyecek. Kanser değil, kanserden ölmek tarihe karışacak. Turist rehber kitapları ve haritalara gerek kalmayacak. Kontakt lensler yol gösterecek. Yemek pişirmek artık sadece robotların işi olacak. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftler bebeklerinin ismi gibi, ne tip genlere sahip olacağı konusunda da uzlaşmak zorunda kalacak... Efsane yatırımcıya dair her şey Bu kitap Warren Buffett’in kariyerindeki 46 yıla ışık tutuyor. Kitabın son yazısı, üç yatırım türünü ve onun hangisini tercih ettiğini anlatıyor. Fortune 1966 yılında ilk kez Warren Buffett’ten söz ettiğinde Berkshire hissesi 22 dolar civarındaydı. 2013 Aralık ayı sonunda bir adet A grubu Berkshire hissesinin değeri 176.900 dolar. 1966 yılında kendi şehri dışında bir kaç yatırımcı Warren’ı iyi tanıyordu, çünkü onları zengin ediyordu. 1983’te Buffett’in hissedarlara yazdığı mektupları haber yapması için Fortune tarafından görevlendirilen serbest gazeteci Andrew Tobias, Dansla İşe Gitmek Buffett’ın adını bile duymamıştı. Berkshire 1965 yılında Warren devraldığı Warren Buffett Çeviri: Canan Feyyat zaman Fortune 500 listesine giremeyecek kadar küçük, New Englandlı bir Scala Yayıncılık şirketti. 2011 yılında ise listenin yedi numarası oldu. Bütün bunlar bir insanın 484 Sayfa, Aralık 2013 yaşam süresi içinde oldu ve hâlâ devam ediyor. Warren Buffett’i yatırımlardan İstanbul uzaklaştırabilirsiniz, ama yatırımı ondan uzaklaştıramazsınız. Markanızı zihinlere, görsel çekicin duygusal gücüyle işleyin Pazarlama stratejileri bugüne kadar sözcüklerin hâkimiyeti üzerine kurulu bir bakış açısıyla belirleniyordu. Pazarlama planları, sloganları ve mesajları öncelikli olarak kelimeler yoluyla kurgulanırken görsel kullanımı bu çalışmalarda zenginleştirici bir ek unsur olmaktan öteye gidemiyordu. Oysa pazarlamanın gözden kaçırdığı bir durum, imgenin gücü, çoğu zaman sözün gücünü aşarak tüketicilerle markalar arasında Görsel Çekiç/ kurulan bağın duygusallığını artırıyor. Visual Hammer Markaların sözcüklerle ifade edilen konumu sözel çivi, konumlandırma Laura Ries çivisini tüketicinin zihnine işleyecek aleti ise görsel çekiç olarak tanımlayan Mediacat Yayıncılık 176 Sayfa, dünyaca ünlü marka stratejisti Laura Ries, görüntüyü bir dekorasyon değil Eylül 2013 tam tersine bütünün bir diğer önemli yarısı olarak değiştirerek markaların İstanbul tüketicilerin zihninde yer etmeleri için yeni bir açılım sunuyor. EKONOMİK FORUM 95i YENİ ÜRÜN Dar alanda üstün performans: TT Junior Türk tarım sektörünün öncü ismi TürkTraktör, ideal ölçüleriyle bahçe işlerinde yüksek performans ve yüksek verim elde edilmesini sağlayacak yeni New Holland TTJ Serisi traktörlerini çiftçilere tanıttı. New Holland TTJ Serisi, 50 HP’den 72 HP’ye kadar dört farklı beygir gücüne sahip modelleriyle gücü ve ekonomiyi bir araya getiriyor. TTJ Serisi, sekiz ileri sekiz geri transmisyon özelliğiyle çiftçilerin, tarımsal işlerde istenilen hız aralıklarını kolayca yakalamalarını sağlayarak, maksimum verim sunuyor. Direksiyonun yanında konumlandırılmış ileri geri mekik kolu ve kademe kollarıyla da sürücülere çok daha kolay bir kontrol imkânı sağlıyor. Ayrıca elektronik olarak kullanılabilen çift çeker ve diferansiyel kilidi sistemleri tek tuşla devreye alınıp devre dışı bırakılabiliyor. Yeni TTJ Serisi, iddialı, güçlü ve modern kaporta tasarımı, ergonomik olarak tasarlanmış platformu ve kolay kullanım olanağı sunan kumanda kolları sayesinde çiftçilere konforlu çalışma ortamı yaratıyor. Operatörlerin kolayca kullanabilmesi için direksiyonun altına yerleştirilmiş servo kuyruk mili özelliği sayesinde, kuyruk milini devreye alıp çıkarmak artık çok daha kolay ve rahat şekilde gerçekleşiyor. Sahip olduğu teknoloji sayesinde traktör durdurulduğunda, kuyruk mili kendiliğinden devre dışı kalarak emniyetli bir kullanım sağlıyor. Gaggenau 200, havalandırma serisine üç yeni model ekledi Ankastre mutfak aletlerinin öncü markası Gaggenau, yeni teknoloji ve üstün verimlilikle donatılmış üç yeni modeliyle 200 havalandırma serisini genişletiyor. Yeni modeller işlevsellikleri, farklı dizaynları ve 96 EKONOMİK FORUM kolay kullanım özellikleriyle öne çıkıyor. Bulaşık makinesinde yıkanabilen, yeni kenar emme yağ filtreli AW 250, AI 240, AW 240/241 ile AI/AW 230 ada ve duvar tipi davlumbazlar sensör tuşlarıyla etkinleşebiliyor. Geliştirilmiş hava dolaşım modülüyle kokuları %95 oranında azaltabiliyor. Ayrıca otomatik çalışma modları sayesinde kullanıcılar, enerjiden tasarruf ediyor. Seride, klasik kutu ve merdiven şeklindeki davlumbazlar veya eğik davlumbazlarla coanda etkili AI/AW 280/281 ada ve duvar tipi davlumbazlar ile AH 900/AH 250/AF 280 yassı davlumbazlar kullanıcıların tercihine sunuluyor. Gaggenau’nun 200 serisi, Vario 200 serisi pişirme cihazlarıyla ideal bir kombinasyon oluşturan tekne havalandırmasıyla tamamlanıyor. Ô Gülder DEMİR | Editör [email protected] O bir klasik: Yeni Nokia 515 Lenovo’dan ergonomik tablet Lenovo şimdiye kadar görülmemiş bir tasarıma ve kullanım formuna sahip Yoga Tablet’i üretti. Ürünün tasarımda Lenovo’da tasarım mühendisi olarak işe başlayan, sinema dünyasından tanıdığımız Ashton Kutcher görev aldı. Yoga Tablet 8 ve 10 inç ekran seçenekleri, farklı kullanım fonksiyonları ve 18 saati aşan pil ömrüyle diğer tabletleri geride bırakıyor. 10 inçlik ekranında klavye seçeneği de bulunan, HD görüntüler sunan tablette, ekranın düz geçiş (IPS) teknolojisi sayesinde 178 derece geniş açıyla film seyretmek de mümkün. Dolby ses sistemine sahip Yoga Tablet’in ön kısımlarına yerleştirilen hoparlörleri ve kulaklıkları, ses deneyimini en üst seviyeye taşıyor. 5 MP’lik otomatik odaklı arka kamera, 32 GB’ye kadar depolama alanı seçenekleri, Wi-Fi ve isteğe bağlı 3G ile mikro USB bağlantı sunan tabletin 10 inçlik modelinde kapak işlevi gören ve ayrıldığında tableti uyandıran isteğe bağlı bir bluetooth klavye de mevcut. Kullanıcıların taleplerinden yola çıkılarak tasarlanan tabletin silindirik tutma kısmı, el ergonomisine uyumlu rahat bir tutuş sağlıyor. Ayrıca özel ayakçığı sayesinde film izlerken dik şekilde, okuma sırasında ise daha iyi görüntüleme açısı için yatay stand modunda kullanılma imkânına sahip. Cihaz, kapalı modda elde tutulduğunda ise âdeta çok şık bir çantayı andırıyor. Zarif ve şık tasarımının yanında kamerası ve sosyal ağlarla gelişmiş kamer uyumluluğuyla Nokia 515, klasik sevenlerin gözdesi. HD ses telefon sevenle sosyal medya kalitesi, 3.5G bağlantısı, ba uygulamalarıyla Nokia 515, ve e-posta uygu tüketicilerden bbüyük ilgi görüyor. Kristal berraklığında HD H ses kalitesinin keyfini süren kullanıcılar, kullanıcıl güvenilir pil ömrüyle uzun uzun sohbet sohb ediyor. Klasik Nokia ve rahatlığını arayanlar tasarımının şıklığını şık Nokia 515 ile bbir cep telefonunda istedikleri kavuşuyor. özelliklere kavu Nokia 515’ 515’in tam odaklı, 5 megapiksel kamerasıyla daha da iyi görüntüler çekebilir; LED flaşla fotoğraf çekerken ışığın az foto olduğu ortamlarda mükemmel görüntüler yakalayabilirsiniz. Ayrıca fotoğraflarınızı Nokia’nın zengin uygulamalarıyla daha renkli kılabilir, Panorama özelliğiyle bütün bir manzarayı resme sığdırabilirsiniz. Dâhili sosyal ağ uygulamaları ve Mail for Exchange ile iletişimi kesintisiz sürdürmenizi sağlayan Nokia 515, hareket halindeyken bile kusursuz internet bağlantısı için cihazınızı 3.5G modeme dönüştürmenizi de sağlıyor. Banyolarda teknoloji tasarımla buluşuyor Banyo dekorasyonu evlerin diğer bölümleri kadar özen gösterilmesi gereken bir konu. Geberit, banyosuna şık ve farklı bir tasarım arayan ve sadelikten yana olanlar için Sigma60 kumanda kapağını sunuyor. Teknoloji ve kusursuz tasarımı bir araya getiren Geberit, Sigma60 ile banyoları yaratıcı çözümlere kavuşturuyor. Geberit Sigma gömme rezervuarlarıyla uyumlu Sigma60 kumanda kapağı, banyosunu sade ve kusursuz bir görünüme bürümek isteyenlere faklı bir tasarım sunuyor. Sigma60 kumanda kapağı, duvar ile hemzemin görüntü oluşturuyor. Geberit bir yandan banyonuz için bütünlük yaratırken, diğer yandan şık dizaynıyla beğeni topluyor. EKONOMİK FORUM 97i YÖNETİM RÜŞTÜ BOZKURT Dr. Mathias Döpfner’in dedikleri... Medya, “fırsatların” alabildiğine önüne serildiği bir gelişme aşamasından geçiyor. Her fırsatın mutlaka “tehlike” yaratacağı da unutulmamalı. “Öngörme ve önlem alma” insanları diğer canlılardan ayıran en önemli özellik. Enerjimizi gelişmeleri öngörmeye, önlemler almaya harcamalı, basit kurnazlıklara dayanarak “…miş gibi” yapma kasaba kültüründen hızla uzaklaşmalıyız. [email protected] 98 EKONOMİK FORUM A xel Springer bir medya devi. Üstelik son 300 yılda dünya medyasına yön veren Batı’nın teknoloji geliştirme öncülüğünü yapan ülkelerde etkinliğini sürdürüyor. Dr. Mathias Döpfner, Axel Springer’in yöneticisi. Medya sektöründe gelişmeleri ayrıntıda izlemesi gereken bir konuma sahip. Hakan Güldağ’ın 20-21 Kasım 2013’te Dünya Gazetesi’nde yayımlanan Dr. Mathias Döpfner’le yaptığı söyleşiden ödünç aldığımız bazı genellemeler üstüne düşünelim. Çekirdek yetenek ve yetkinlikler üzerine çalışmış ve düşünmüş biri olarak, Dr. Döpfner’in “… Biz bir medya kuruluşu olarak sadece çekirdek rekabet yeteneklerimiz neredeyse orada aktif biçimde varız. Ve bir yayınevi üç geleneksel çekirdek yeteneğe sahiptir. Bir, markanızla bağlantılı içeriğin yaratılması, yani mükemmel gazetecilik. İki, bu içeriğin pazarlanması ve doğru reklam verene ulaşılması yani reklam pazarlaması. Son olarak da, sınırlandırılmış ilan platformu. Bir zamanlar küçük ilanlar ve sarı sayfalarda yaptığımız gibi…” saptamasını, medyadaki gelişmeleri dert edinenlerin iyice içselleştirmiş olmaları gerektiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Önce yaptığınız yayının bir “marka” olması gerekiyor. Kalitesiyle, işleviyle, yarattığı sonuçlarla kitleler üzerinde “güven yaratmış” bir medya aracına sahip olmalıyız. Marka yaratma özünde “iç tutarlılık” gerektiren uzun soluklu bir çaba. Tutarlılık özün, sözün ve davranışın uyumlu olması demek. Uyumlu olmak tek başına yeterli değil. Değişen koşullarda uyumu aksatacak gelişmeler karşısında “ilkeli tutumdan” ödün vermemek de gerekiyor. Eğer “içeriğin pazarlanması ve doğru reklam verene ulaşma” konusunda “öngörme ve önlem alma disiplininden yoksun” bir algının peşinden sürükleniyorsak, uzun dönemli geleceği güven altına alacak bir medya kuruluşu yaratamayız. Pazarlanabilecek bir içerik yaratmak da yetmiyor. İçeriği kimlerle paylaşacağımızı net olarak tanımlamamışsak yola eksik çıkmanın sorunlarıyla yüzleşiriz. Medya kuruluşlarının “fon yaratma gücü” zayıfladıkça, sınırsız ilan platformlarına yöneliş hızlanıyor. Medya kuruluşlarının çoğalması, “içerik kalitesi” yerine, ilkesizliği, günü birlik ihtiyaca göre bir uçtan ötekine savrulan tutumları tutarsızlığı ve güvensizliği de birlikte getiriyor. YENİ MEDYA MECRALARI Bilim ve teknolojideki gelişmeler yeni mecralar yaratıyor. Bu mecraları yaratan dijital yayıncılık daha şimdiden gelirlerin yarısını oluşturacak güce erişmiş durumda. Dr. Döpfner, Axel Springer’in durumunu anlatırken, “Operasyon gelirimizin %47’si ve kazancımızın %40’ı dijital yayıncılıktan” diyor. Gelişmeler, ünlü yöneticinin anlatımıyla giderek “Multimedya kuruluşlarını” ortaya çıkarıyor. Bu koşullarda, “gazetecilik, reklam pazarlama ve ilanlar” konusunu yeniden tanımlamak, yeni ekonomik ve yapısal özelliklere göre bir konumlanma gerektiriyor. Yeni koşullara uyum göstermenin önemli araçlarından biri, kendimizi sorgulamak, sorunlarımızla yüzleşmesini bilmeyi gerektiriyor. Dr. Döpfner, engin birikimiyle, “… Kendinize yamyamlık yapmaktan korkmayın! Mevcut işlerine zarar vermekten korkup hiçbir şey yapamayanlar zaten kaybettiler bile… Eğer kendi kontrolünüzle gerekli adımları atamadıysanız, zaten rakipleriniz sizin kendinize yapmaktan korktuğunuz şeyi size yapacaklar” uyarısında bulunuyor. Genelde iş yaşamı, özelinde de medya işletmeciliği sorunlu alanlar. Halkımızın binlerce yıllık akıl birikimiyle söylersek, “İş yaşamında ağrısız baş kabaktan sayılır!” özdeyişini akıldan hiç çıkarılmamalıyız. Medyayı etkileyen dünya genelindeki eğilimleri, o eğilimlerin yarattığı fırsat ve tehlikeleri gazeteciliğin özünü oluşturan “fikri takip” ilkesiyle izlemeliyiz. Böylesi biri tutum içindeysek, Dr. Döpfner’in şu genellemesini daha iyi anlayabiliriz: “… bize bu yolda en çok yardımcı olan şeylerden biri, çapraz medya reklam uygulamalarını piyasaya erken bir dönemde giremememiz oldu.” BİLGİ VEREN DEĞİL, KOLAYLAŞTIRAN… Axel Springer’in CEO’sunun, “Aldığımız bilgi ne kadar değerli? Hikâye ne kadar etkileyici?” sorusu, gelişmeleri yakından izleyen tüm medya ilgililerinin gündeminde yaklaşık 10 yıldır ilk sıralardaki yerini koruyor. Haber veren, bilgi aktaran medya artık müşterinin gereksinimini karşılayamıyor. Üstelik “büyük verinin” etkileri, “kirlenmiş bilginin” alabildiğine yaygınlığı dikkate alındığında, üretilen bilginin değerini artırmak, hikâyeyi etkileyici hale getirmek için “uzmanlık” ihtiyacı alabildiğine artıyor. Analitik yetenek, medya editörleri için gerekli şart haline geliyor. Alışkanlıkların ve popüler kültürün tuzağına düşmeden, okuyucunun işini kolaylaştırıcı bir çizgi izlemek de gerekiyor. Dr. Döpfner, “… Sunduğumuz kaliteli, işe yarar içeriği fiyatlandırmaya ihtiyacımız var!” diye uyarıyor. Kaliteyi artırmanın, araştırmacılığı derinleştirmenin, işe yarar bilgiyle işe yaramayanı ayıklamanın, bilgiyi doğru paketlemenin ve dağıtmanın faktörleri değiştiği gibi, karşılıklı bağımlılığa dayanan ağlar da farklılaşıyor. Medya alanında “çalışanın kalitesi”, kalite içerik ve uygun fiyat almanın da gerekli şartı haline geliyor. Medyada çalışanların “med cezir çöpçülüğü yapma” dönemi kapanıyor. Türkiye’de, günlük gazete kültürüne dayalı haberler ve yorumların ilgilendiği kitleler olabilir, ama popüler kültüre dayalı haber ve yorumlarla gelecek yaratılamaz. Her sözcüğün, kavramın ve terimin önünü ve arkasını belirleme, bileşenlerini netleştirme, her yapının yaratabileceği sonuçlar hakkında bilgi sahibi olma sorumluluğu artıyor. Ayrıca teknik gelişmelerin yarattığı kolaylık ve dolaylı yarar sağlayabilme olanakları da netleşmiş değil. Dijital gazeteciliğin fiyat/maliyet dengesine ilişkin oturmuş sağlam bir karşılıklı bağımlılık ağı da oluşmuş değil. Belirsizlik koşullarında Dr Döpfner’in, “… dijital aboneliğin gazeteden daha ucuz olması için hiçbir neden göremiyorum” genellemesi üzerinde enine boyuna düşünmek gerekiyor. Özellikle fikri hakların korunması, başkalarının emeğini sömürme imkânlarının sorumsuzca kullanılmasına karşı tepkiler büyüyor. O nedenle Döpfner, “… Hiç kimse hiçbir yapı hırsızlığa ve Medyada üretilen bilginin değerini artırmak, hikâyeyi etkileyici hale getirmek için “uzmanlık” ihtiyacı alabildiğine artıyor. Analitik yetenek, medya editörleri için gerekli şart haline geliyor. Alışkanlıkların ve popüler kültürün tuzağına düşmeden, okuyucunun işini kolaylaştırıcı bir çizgi izlemek de gerekiyor. EKONOMİK FORUM 99i YÖNETİM Herhangi bir teorik çerçeve yaratmadan, o çerçeve sınırları içinde kaynakları koordine etmeden, teknolojiyi en ileri düzeyde kullanmadan, ürünlerde hüner ve yaratıcılık aşamalarına geçmeden öne çıkmak giderek medya işletmelerinde de zorlaşıyor. kanalları fırsatlar yarattığı gibi, kısıtlayıcı ve gelişmeleri yavaşlatıcı etkileri de oluyor. Orhan Pamuk’un bir denemesinde belirttiği gibi, kısa mesajlarla iletişim kurulabilir, ama düşünce geliştirilemez. Başka bir yönüyle Döpfner’in saptaması Orhan Pamuk’u doğruluyor: “… tweet’le haber arasında büyük farklar var. Ne Twitter ne Facebook editoryal süzgeçten geçmiş medyalar. Okurların işine yarayacak biçimde işlenmiş ya da tasarlanmış değiller. Herkesin canının istediği bir şeyi yazıp dağıtıma soktuğu platformlar sadece. Doğru, yanlış, önemli, önemsiz ne varsa. Bizim yayınlarımız ise birer marka. O markalar altında tasarlanmış, işlenmiş içerikle toplumun karşısına çıkıyoruz. Ve tabii yayımladığımız her şeyin sorumluluğunu da alarak. Markalı içeriğin değerli olmasını sağlayan da bu.” suça bağışık değil. Ve entelektüel sermaye, en az fiziki sermaye kadar önemli ve korunmaya değer. Ben hırsızlığın türleri arasında etik bir fark göremiyorum” diyor. EKONOMİ GAZETECİLİĞİ Ekonomide akışlar giderek hızlanıyor. Mal ve hizmetlerin akışı, iş gücünün akışı, para ve fikirlerin akışı hızını artırıyor. Bu hız, aynı zamanda “sorun çözecek bilgi” akışının da hızlanmasını gerektiriyor. Dr. Döpfner, ihtisas gazeteciliğinin önemli alanlarından biri olan ekonomi gazeteciliğiyle ilgili gözlemlerini şöyle açıklıyor: “… Ekonomi gazeteciliği dijital dönüşümden daha çok etkilendi. Çünkü ekonomik enformasyonun profesyonel tüketicileri, hızlı haberciliğe daha fazla ihtiyaç duyuyor. Gelişmelerden anında haberdar olmak için son derece kritik. Bu da ancak real time olarak mümkün. Bunun da bize getirdiği görev çok açık. Şirket haberleri ve fiyat hareketleri online bölümümüzde mümkün olan en hızlı şekilde yer alabilmeli.” Daha derine bakıldığında, “Bir kere bugün gazeteciliği teknolojik uzmanlık dışında, teknolojik deneyim dışında tasavvur etmek mümkün değil” sözleri üzerinde özenle durmak gerekiyor. İnsan yaşamını kolaylaştırıcı ve zorlaştırıcı yönleriyle her gelişmenin iki yüzü var. Yeni iletişim 100 EKONOMİK FORUM İÇERİK NEDİR? “İçerik kalitesinden” söz ettiğimizde aynı zamanda “sürdürebilirlikten” de söz etmiş oluruz. Bir oluşumun, olgunun, yapının, algının, görüntünün ve özün bileşen ile bağlamlar dengesi, birikim yeteneğini belirler. Sağlıklı ve değer üreten içerik, rekabet eden yapılar arasında “farklılığı” yaratan, bileşen ve bağlam arasındaki dengedir. Bütün medyalarda birikim yeteneğini koruyarak uzun dönemli geleceği güven altına almanın “gerekli şartı” içerik zenginliği yaratabilme gücüdür. Herhangi bir teorik çerçeve yaratmadan, o çerçeve sınırları içinde kaynakları koordine etmeden, teknolojiyi en ileri düzeyde kullanmadan, ürünlerde hüner ve yaratıcılık aşamalarına geçmeden öne çıkmak giderek medya işletmelerinde de zorlaşıyor. Dr. Döpfner’in “… Öne çıkan bir medya kuruluşu görürseniz bilin ki onu yukarı çeken şey ürettiği içeriktir” saptaması hepimize rehber olmalı. İçeriği korumak, başkalarının emeğine saygılı olmak mutlaka bir düzenleme gerektiriyor. Gelişmeleri sürekli izleyerek, alternatif tepki biçimlerini belirlemeden istikrarlı bir ilerleme yaratamayız. O zaman, Axel Springer CEO’sunun Almanya örneğine bizim de kafa yormamız gerekiyor: “Almanya’nın en sonunda gazetecilik performansını bir değer olarak kabul eden ek bir copyright düzenlemesine sahip olmasından son derece mutluyum.” Medya önünde “fırsatların” alabildiğine serildiği bir gelişme aşamasından geçiyor… Her fırsatın mutlaka “tehlike” yaratacağını da unutmamalıyız. “Öngörme ve önlem alma” insanları diğer canlılardan ayıran en önemli özellik. Enerjimizi gelişmeleri öngörmeye, önlemler almaya harcamalı, basit kurnazlıklara dayanarak “…miş gibi” yapma kasaba kültüründen hızla uzaklaşmalıyız. GÜNDEM ODALAR VE BORSALARDAN HABERLER 102 ODALAR ve BORSALAR TOBB ÜYELERİ HABERLER, GELİŞMELER VE GÖRÜŞLER Keşan TSO Öğrenci Komitesi Faaliyet Planlama Toplantısı yaptı Keşan Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) bünyesinde, üniversiteyle ticaret işbirliğini geliştirmek ve güçlendirmek amacıyla oluşturulan Keşan TSO Üniversite Öğrenci Komitesi, Faaliyet Planlama Toplantısı yaptı. Keşan TSO’nun Öğrenci Komitesi’nden sorumlu Meclis Başkan Yardımcısı Sevtap Engin, Meclis Üyesi Evren Yörük ve Akreditasyon Sorumlusu Seda Havale ile Komite üyesi öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen toplantı Keşan TSO Meclis Toplantı Salonu’nda yapıldı. Toplantının açış konuşmasını yapan Meclis Başkan Yardımcısı Sevtap Engin, üniversite ticaret işbirliği kapsamında, Trakya Üniversitesi ve Keşan TSO tarafından oluşturulan Öğrenci Komitesi’nin 2014 yılı faaliyet çalışmalarıyla ilgili planlama toplantısı yapa- caklarını belirterek şöyle konuştu: “Öğrenci Komitemiz, 2014 yılında daha sağlıklı bir zeminde ve çok daha güzel işlerle çalışmalarını artırarak sürdürecek. Şehirdeki öğrencilerin neler istediğini duyarak ve bu bölgede yaşayan öğrencilerin hayatını nasıl kolaylaştırabiliriz, neler yapabiliriz konularında konuşup çözümler getireceğiz. Şu anda hem üniversite ticaret işbirliğini artırmak hem de gençlere iş kollarıyla ilgili saha deneyimi yaşatmak konusunda işbirliğini sürdürülebilirlik ilkesi içinde planlamak istiyoruz. Bu planlama toplantılarından çıkan fikir ve sonuçları değerlendirip bir an önce uygulamaya koyacağız.” Engin’in konuşmasının ardından devam eden toplantıda, üniversite ticaret işbirliği çerçevesinde uygulanabilecek fikir ve görüşler sunularak faaliyet planlamasının ilk ayağı tamamlandı. Gümüşhane TSO, Gümüşhane Ticaret Meslek Lisesi öğrencileri tarafından ziyaret edildi Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası (GTSO), Gümüşhane Ticaret Meslek Lisesi Muhasebe Finansman 10. sınıf öğrencilerinden 55 kişilik bir grupla Okul Müdürü Nihat Olgun ve öğretmenler Birsen Yurttaş, Belgüzar Olgun, Seyit Yolcu ve Meryem Akşam’ı ağırladı. Ticaret siciliyle ilgili okulda verilen teorik bilgilerin uygulama alanında öğrencilere gösterilmesinin amaçlandığını dile getiren GTSO Yönetim Kurulu Başkan İsmail Akçay, ticaret ve sanayi odalarının kuruluşu, GTSO’nun tarihçesi, organları, idari yapısı, kimlerin kayıt olması gerektiği, üyelere verilen hizmetler, üyelerin odaya karşı sorumlulukları hakkında bilgi verdi. Akçay ayrıca, ticaret sicili ve görevleri, ticaret siciline kayıt olacak gerçek ve tüzel kişiler, ticaret sicilinde tescil talebinin reddedileceği durumlar, tica102 EKONOMİK FORUM ret sicil bilgilerine erişim, ticaret siciline kayıt yaptırmadan ticaret yapmanın tespiti ve uygulanacak cezai müeyyideler, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü ve işleyişi, sicile kayıtlı işletmelerin kayıt silme usulleri, ticaret siciline kayıt edilmesi zorunlu hususlar, tescil terkin ve değişikliklerin yapılış şekli konularında sunum eşliğinde açıklama yaptı. Ziyaret, öğrencilere hediye verilmesiyle sona erdi. ODALAR ve BORSALAR Toprak sanayinin kömür sorununun çözümü için Salihli TSO devrede Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TSO), üyelerinin sorunlarını tespit etmek ve çözümüne yardımcı olmak amacıyla düzenlediği “Üye Anketi” çerçevesinde olumlu adımlar atıldı. Salihli TSO’nun, halen faaliyette bulunan 16 tuğla ve kiremit fabrikası temsilcileriyle yaptığı görüşmeler sonucunda, fabrikaların kömür ihtiyaçla- rını karşılamakta sorun yaşadıkları ortaya çıktı. Bu sorun Oda’da yapılan sektör ortak toplantısında yeniden dile getirildi. Salihli TSO Yönetim Kurulu, toplantıda ele alınan bu konunun çözümüne ilişkin bir adım atarak, Soma TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Eroğul ve Soma TSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi İsmail Hak- kı Kutlu’nun da eşliğinde, Soma’da bulunan Ege Linyitleri İşletmesi (ELİ) Müdürü Hakkı Duran’la görüştü. Görüşmeye, Salihli TSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yüksel, Toprak Sanayicileri Derneği Başkanı ve Salihli TSO Meclis Başkanı Süleyman Oral, toprak sanayi temsilcileri Şahin Balantekin, Mahmut Karademir ve Ayfer Alpaslan katıldı. ELİ Müdürü Hakkı Duran’a Salihli’deki tuğla ve kiremit fabrikalarının kapasite raporları sunuldu. Salihli TSO Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel, üyeler arasında yaptıkları araştırmada kömür sorununun ilk sıralarda yer aldığını tespit ettiklerini belirterek, Salihli’de 2 bin kişiye istihdam olanağı sağlayan sektörün bu talebinin imkânlar ölçüsünde karşılanmasının önemine dikkat çekti. Yüksel, sıcak karşılama için Soma TSO yönetimine ve ELİ Müdürü Duran’a teşekkür etti. Fabrikaların yıl boyunca ihtiyacı olan kömürün ancak yarısının ELİ’den karşılanabildiğini belirten Dernek Başkanı ve TSO Meclis Başkanı Süleyman Oral, geri kalanın özel sektörden sağlandığını vurgulayarak, “Dışardan temin edilen kömür, gerek fiyatının yüksekliği, gerekse de standart kalitede olmaması nedeniyle sorun yaratıyor” görüşünü dile getirdi. Orhangazi TSO, Gedelek Turşusu’nun tescili için çalışmalarını sürdürüyor Orhangazi Ticaret ve Sanayi Odası (TSO), Gedelek Turşusu’nun coğrafi işaretini almak için çalışmalarını sürdürüyor. Danışmanlık firmalarıyla yapılan görüşmeler sonucunda, bir danışmanlık firmasıyla anlaşma sağlayan Orhangazi TSO, Gedelek Turşusu’nun, coğrafi işaretinin alınması için yapılacak olan çalışmaların ilk adımını atmış oldu. Çalışmaların devamında ise, turşu üreticileriyle bir araya gelinerek, Gedelek Turşusu’nun coğrafi işaretinin alınması hususunda, üreticilerin görüş ve tavsiyeleri dinlendi. Toplantıya katılan turşu üreticileri, Gedelek Turşusu’nun özelliğinin Pınarbaşı suyundan kaynaklandığını ifade etti. Danışmanlık firması temsilcisi Ali Peker, Pınarbaşı suyunu analize yollayarak, suyun özelliğinin yapılan test sonuçlarıyla kanıtlanmasıyla, coğrafi işaret için büyük bir yol katedeceklerini belirtti. Orhangazi TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Efendioğlu, Gedelek Turşusu’nun Orhangazi için büyük bir marka değeri ol- duğunu ve coğrafi işaret almak için gerekli bütün çalışmaları yapacaklarını ifade etti. Efendioğlu, “Orhangazi’nin tanıtımını yaparken, meşhurluğu ilgili makamlarca da onaylanmış olan Gedelek Turşu’sunu her alanda tanıtarak, ürünümüzün marka değerini artırmak istiyoruz. Coğrafi işareti alınacak Gedelek Turşu’suylabirlikte, ürünün kalitesi, geleneksel üretim metodu ve coğrafi kaynağı arasında kurulan sıkı bağ sayesinde tüketicinin güveni turşularımıza ilgiyi daha da artıracak ve tanıtım ataklarıyla bu ürüne olan talep gün geçtikçe artarak devam edeceği gibi bu sayede üreticilerimize çok daha fazla katma değer sağlanacaktır” dedi. EKONOMİK FORUM 103i ODALAR ve BORSALAR GAPSHOES Fuarı açıldı Gaziantep Sanayi Odası (GSO) ve Akort Fuarcılık işbirliğiyle düzenlenen 18. Uluslararası Ayakkabı, Terlik, Saraciye ve Yan Sanayi Fuarı (GAPSHOES), Ortadoğu Fuar Merkezi’nde törenle açıldı. GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu, Gaziantep’ten yapılan ayakkabı ihracatının bu yıl 11 ayda 98 milyon dolar olduğunu belirterek, “Ayakkabıcılık, lokomotif sektörlerimizden biridir” dedi. Türkiye’de son dönemlerde ihracatını artıran en büyük sektörlerden birinin ayakkabı sektörü olduğunu belirten Konukoğlu, Türkiye’nin ayakkabı ürünleri ihracatının Ocak-Eylül 2013 döneminde %28 artışla 551 milyon dolara ulaştığını ve geçen yıl yapılan toplam ihracatın bu yıl dokuz ayda yapıldığını söyledi. Uşak TSO’dan Kişisel Performans ve Zaman Yönetimi Eğitimi Uşak Ticaret ve Sanayi Odası (UTSO), Atatürk Kültür Merkezi’nde “Kişisel Performans ve Zaman Yönetimi” konulu eğitim düzenledi. UTSO Kadın ve Genç Girişimciler Kurulu üyelerinin organize ettiği eğitim, TOSYÖV Proje Koordinatörü Cüneyt Örkmez tarafından verildi. Eğitimle ilgili açıklama yapan UTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kuvvet, “Yaşam içinde zamanın önemini kavrayamıyoruz. İş hayatının yoğun temposu ve devam etmesi, zorunlu olan gündelik işler bir araya geldiğinde etrafımızdan en çok duyduğumuz sözler, ‘Fırsat bulamıyoruz, zaman çok hızlı geçiyor, 104 EKONOMİK FORUM işler yetişmiyor’ oluyor. Zaman yönetiminin herkesi yakından ilgilendiren bir konu olduğuna inanıyorum. Hepimiz zamanın bir parçasıyız. Günümüzde yaşadığımız bu zaman sorununu, düzenlenen farkındalık eğitimleriyle etkili ve verimli zaman kullanımına çevirebileceğimize inanıyorum” diye konuştu. Üyelerine farklı konularda eğitimler vermeye çalıştıklarını vurgulayan Kuvvet, UTSO üyelerine hem kişisel geli- AK Parti Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer de konuşmasında, “Gaziantep Türkiye’nin iki katı büyüyen bir şehir. 30 milyar dolar ihracat hedefi olan, bu yıl 6,5 milyar dolarlık ihracatıyla beşinci sırada yer alacak bir şehir. Her türlü sıkıntıya rağmen Suriye ile ihracatını ikiye katlayan bir şehir. Ar-Ge’nin, inovasyonun, yenilikçiliğin, markalaşmanın ve birçok projenin Türkiye’de öncüsü bir şehir. Bu fuarın önümüzdeki yıl çok daha büyüyeceğine inanıyorum” dedi. Gaziantep Valisi Erdal Ata konuşmasında, oluşturduğu istihdam ve ihracat artışıyla ekonomik büyümesini hep Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleştiren Gaziantep’e binlerce kez teşekkür ettiğini dile getirdi. Konuşmaların ardından Vali Erdal Ata, AK Parti Milletvekili Nejat Koçer, GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu, Akort Fuarcılık Genel Müdürü Hülya Akkaya ile diğer davetliler kurdeleyi keserek, GAPSHOES Fuarı’nın açılışını gerçekleştirdi. Suriye, Irak ve Çin’den de katılımcıların olduğu fuarda, Gaziantep’in yanı sıra İstanbul, İzmir, Konya, Kayseri, Antalya, Adana, Şanlıurfa, Kırklareli ve Balıkesir illerinden gelen 220 civarında firma stant açtı. şimleri hem de mesleki ffaaliyetleri konusunda destek olmaya çalıştıkd llarını belirtti. TOSYÖV Proje Koordinatörü Cüneyt Örko mez de, “Eğitimin amacı m zamana ve yaşama daha za doğru bir bakışla, doğru do tekniklerle yaklaşarak, te daha etkin sonuç üreten da çalışma alışkanlıkları yaçal ratmak, verimliliği artırrat mak, kişisel performansı ma yükseltmek ve zaman yönetimi konusunda uygulanabilir beceriler kazandırmaktır” dedi. Zamanın, ödünç verilemeyen, satın alınamayan ve geri getirilemeyen bir kavram olduğunun altını çizen Örkmez, zamanı etkin kullanmak konusunda öncelikle planlı olmanın önemli olduğunu söyledi. ODALAR ve BORSALAR Uzunköprü TB üyeleri Bursa Tarım Fuarı’nı gezdi Uzunköprü Ticaret Borsası (UZTB) üyeleri, 4-5 Ekim 2013 tarihinde BURTARIM 2013, Bursa 11. Uluslararası Tarım, Tohumculuk, Fidancılık ve Süt Endüstrisi Fuarı ile Bursa 6. Uluslararası Hayvancılık ve Ekipmanları Fuarı’nı ziyaret etti. 11 yıldır başarıyla düzenlenen ve bu sene rekor katılıma gsahne olan Bursa Tarım ve Hayvancılık Fuarı Çin, Belçika, Hindistan ve Yunanistan başta olmak üzere 27 ülkeden 538 firma ve firma temsilciliğinin katılımıyla, yedi ayrı salonda, 40 bin metrekare kapalı, 30 bin metrekare açık sergileme alanından oluşan 70 bin metrekare alanda düzenlendi. Fuarı ziyaret eden UZTB’nin 45 üyesi stantlarda ikili iş görüşmeleri yaptı. Mekanizasyon ekipmanları, zirai donanım ve hayvancılık ekipmanları alım satımı yapan kurum yetkilileriyle tanışarak sektörleriyle ilgili yenilik ve gelişmeleri yerinde gören UZTB üyeleri katılımcı firmalarla iş bağlantıları kurdu. Fuar gezisi kapsamında UZTB Yöne- Samsun TSO, işveren ile iş arayanlara köprü olacak Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ile İŞKUR İl Müdürlüğü, işverenin nitelikli eleman sıkıntısını giderme noktasında önemli bir adım attı. İki kurumun ortaklaşa yapacağı çalışmada, ilk etapta imalat ve hizmet sektöründe belirlenecek firmalarla, bire bir görüşülerek nitelikli eleman ihtiyaç talepleri alınacak. Daha sonra açılacak, Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri Projesi (UMEM) ve benzeri kurslarla nitelikli eleman yetiştirilerek işverenin talebi karşılanacak. Samsun TSO’da yapılacak çalışmanın detaylarının görüşüldüğü toplantıya, Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Kemal Şa- hin, İŞKUR İl Müdürü Hasan Kılıçaslan ve iki kurumun yöneticileri katıldı. Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, işverenin nitelikli eleman bulma konusunda ciddi sıkıntı yaşadığını belirterek, “İşveren nitelikli işçi arıyor, bulamıyor. İşverenleri- tim Kurulu Başkanı Egemen Aslan, Meclis Başkanı Ahmet Gür ve Meclis Üyesi Serhat Eren, Bursa Ticaret Borsası’nı (BTB) ziyaret ederek Meclis Başkanı Mehmet Aydın’la görüştü. BTB Meclis Başkanı Mehmet Aydın, Bursa’nın Türkiye’de yumurta, salça, meyve, meyve suyu, süt ve süt ürünleriyle kanatlı ve büyükbaş hayvancılık sektörlerinde lokomotif şehir olduğunu dile getirdi. Ziyarette, Uzunköprü ve Bursa tarımı ve tarımsal sanayinin durumuyla, Uzunköprü için geliştirilebilecek alternatif sektörler ve yapılabilecek çalışmalar hakkında fikir alışverişinde bulunuldu. UZTB Yönetim Kurulu Başkanı Egemen Aslan, Meclis Başkanı Ahmet Gür ve Meclis Üyesi Serhat Eren Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nı (BTSO) da ziyaret ederek, BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ve BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Fahrettin Gülener’le görüştü. mizin çoğu bunun sebebini mesleki nitelik ve beceri eksikliği olarak belirtiyor. Her işverenin nitelikli çalışana ihtiyacı var. Yani Türkiye’nin temel sorunu mesleksizlik sorunudur” dedi. İŞKUR ile birlikte yürütülecek projeyi çok önemsediklerini belirten Murzioğlu, “İŞKUR’la kalifiye eleman sorununun çözümü noktasında Türkiye’de örnek olabilecek güzel bir işbirliğine imza attık. Proje kapsamında ilk etapta imalat ve hizmet sektöründe belirlenecek firmalarla bire bir anket çalışması yapılarak, hangi mesleklerde eleman ihtiyacı var o belirlenecek. Daha sonra gerekli tüm imkânları sağlayarak kurs düzenleyeceğiz. Böylelikle hem vasıfsız işçileri meslek sahibi yapmış olacağız hem de işverenin ihtiyacını karşılamış olacağız. Bu projeyi il geneline yayacağız. Böylelikle Samsunlu işverenlerimizin büyük bir sorununu da çözmüş olacağız” dedi. EKONOMİK FORUM 105i ODALAR ve BORSALAR Alaplı’da ALPORT zirvesi yapıldı Alaplı Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) koordinasyonunda, bölgedeki TSO Yönetim Kurulu ve Meclis başkanlarının katılımıyla ALPORT Alaplı Limanı istişare toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya Alaplı Belediye Başkanı Dr. Nevzat Çimenoğlu, Alaplı TSO Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ocak, Alaplı TSO Meclis Başkanı Hasan Öztürk, Alaplı TSO Yönetim Kurulu Başkan yardımcıları Tarık Yazıcı, Nedim Kaplancan, Alaplı TSO Yönetim Kurulu üyeleri Burak Yaman, Selçuk Oktay ve Alaplı TSO Genel Sekreteri Taner Arslan, Karadeniz Ereğli TSO Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Tetiker, Meclis Başkanı Faruk Yazıcı, Düzce TSO Meclis Başkanı Ertan Civak, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Öz, Meclis Üyesi Şemsi Durdu, Akçakoca TSO Meclis Başkanı Hüsnü Koç, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Nazım Pazvant ve iş insanları katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Alaplı TSO Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ocak, bölgenin geleceği adına projeye destek olunması gerektiğini vurguladı. Ocak, “Alaplı Liman Projesi ile Karadeniz Ereğli, Alaplı Akçakoca, Düzce, Bolu illerimizde faaliyet gösteren tüm sanayicilerin, imalatçıların, ithalat ve ihracata yönelik çalışan tüm sektörlerdeki işletmelerin sevkiyatları- nı hızlandırmak, maliyetlerini daha düşük seviyelere çekmek, bölgeye bir hareketlilik kazandırmak, ilçemizde istihdam sağlamak, önemli bir ekonomik girdi sağlamak amacıyla bu proje hayata geçirildi. Alaplı OSB limana sadece 2,5 kilometre mesafededir. Hemen yanı başında yer alan Karadeniz Ereğli OSB’de yatırım yapacak firmalar için ürettikleri ürünleri Alaplı Limanı’ndan istedikleri bölgelere ya da ülkelere hiç beklemeden zaman kaybetmeden sevkiyat edebilmeleri rekabet açısından son derece büyük önem taşımaktadır” dedi. İş adamı Emrullah Turanlı da, Alaplı Liman Projesi kendisine sunulduğunda yaptığı araştırmalarda bölge halkının, STK’ların, çevre il ve ilçelerin bu projeye komple destek verdiğini öğrenince harekete geçtiğini belirterek, “Alaplı, Karadeniz Ereğli, Akçakoca, Düzce oda başkanlarının proje için zaman ayırmaları konuya ciddi anlamda destek verdiklerini gösteriyor” ifadesini kullandı. Karadeniz Ereğli TSO Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Tetiker, Düzce TSO Meclis Başkanı Ertan Civak, Akçakoca TSO Meclis Başkanı Hüsnü Koç da, bu projeye Akçakoca sanayicisinin ihtiyacı olduğunu, Oda olarak kendilerinin de bu projeye destek verdiklerini söyledi. Toplantı karşılıklı istişarelerin ardından sona erdi. İnebolu TSO Yönetim Kurulu Başkanı Şakir İşeri, “Bugün itibarıyla vizyonumuzu, misyonumuzu ve kalite politikamızı da ortaya koyan İSO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi Belgemizi alıyoruz. Görevi devraldığımızda İnebolu TSO’nun İnebolu’ya yakışır, ileriye dönük, çağdaş, güvenilir, aktif bir oda olmasını hedefle- dik. Zamanla bu hedefimize ulaşıyoruz. Bu kapsamda kalite belgemizi alarak ilk adımı atmış bulunuyoruz. Bundan sonraki hedeflerimiz, ilk önce hizmet binamızı yenileyerek 5174 sayılı TOBB Kanunu’nun verdiği görev ve sorumluluk ile ilgili mevzuat çerçevesinde çağdaş ve modern odacılık ilkesiyle üyelerimize, halkımıza verdiğimiz hizmet kalitesini artırmaktır. Böylece İnebolu’da sürdürülebilir kalkınma modellinin oluşumunda söz sahibi olan örnek saygın ve Avrupa standartlarında bir oda olmayı hedefliyoruz. Belgelendirme aşamasında emeği geçen bütün arkadaşlarıma ve personelimize çok teşekkür ederim” dedi İnebolu TSO ISO 9001 Belgesi aldı İnebolu Ticaret ve Sanayi Odası (TSO), ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi belgesi aldı. Uzun süreli eğitim ve yapılan denetimlerle bu belgeyi almaya hak kazanan İnebolu TSO’da, Kaymakam Gökhan Görgülüarslan, İlçe Emniyet Müdürü Oktay Topal, İnebolu TSO Yönetim Kurulu Başkanı Şakir İşeri, İnebolu TSO Meclis Başkanı Ahmet Çeçen, İnebolu TSO Yönetim Kurulu ve üyelerinin katıldığı ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi belgesi takdimi töreni yapıldı. Törende kalite yönetim belgesini alan 106 EKONOMİK FORUM ODALAR ve BORSALAR ASLİDAŞ Bina ve Otomasyon Temel Atma Töreni yapıldı Konya Ticaret Borsası (KTB) bünyesinde kurulan Anadolu Selçuklu Tarım Ürünleri ve Lisanslı Depoculuk AŞ (ASLİDAŞ) tarafından faaliyetine başlanacak olan lisanslı depoculuk için çelik siloların yapımı son hızla devam ediyor. ASLİDAŞ’ın faaliyetlerine, toplamda 300 bin ton kapasiteli çelik siloların ilk etapta 100 bin tonluk kısmının bitirilmesiyle başlanacak. ASLİDAŞ Bina ve otomasyon sisteminin temel atma töreni Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın katılımıyla yapıldı. Törene, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, Konya Valisi Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, AK Parti Konya milletvekilleri İlhan Yerlikaya, Kerim Özkul, Ayşe Türkmenoğlu, Gülay Samancı ve Hüseyin Üzülmez, KOP BİK Başkanı Prof.Dr. Mehmet Babaoğlu, TMO yetkilileri, KTB üyeleri ve çok sayıda üretici katıldı. ASLİDAŞ bina ve otomasyon merkezinin temel atma töreni açılış konuşmasını yapan KTB Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Uğur Kaleli, “Üreticinin pazarlama sorunu yaşamadan, hazineye yük getirmeyecek şekilde çağdaş depolama imkânına kavuşması ve pazarlama mekanizmasının kurulması ancak lisans- Çanakkale TSO’da girişimcilik eğitimlerinin yedincisi başladı lı depoculukla mümkündür. Bugün ülkemizde hububatın %80’i yeterli depolar olmadan piyasaya sürülüyor. Avrupa ve ABD’de nerdeyse 100 yıllık bir geçmişi olan bu sisteme, Türkiye yeni kavuştu. KTB bünyesindeki ASLİDAŞ’ın 100 bin tonluk lisanslı depoculuk yatırımıyla bu çağ değişimini yaşayacağız. Artık üreticimiz, tüccarımız ve sanayicimiz ürünü depolamak üzere, sağlıklı imkânlara kavuşacak, ürününü hiçbir kaygıya kapılmadan bu lisanslı bu depolara teslim edecektir. Ayrıca bu sistem sayesinde, tarım ürünleri ticareti kayıt altına alınarak, kaliteli üretim teşvik edilecektir. Tarımsal üretim miktarı ve kalitesi hakkında daha kesin veriler elde edilecek, tarımsal üretimde ve tarımsal ticarette çok daha etkili politikalar oluşturulacaktır. Sistem ile üreticimiz, nihai tüketicimiz, sanayicimiz, tüccarımız ve devletimiz kazanacaktır” dedi. Elektronik Satış Salonu, BorsaKonya Platformu ve lisanslı depoculuk yatırımlarını gerçekleştiren KTB’nin yeni hedefinin 2023 vizyonuna uygun bir şekilde ticaret merkezleri oluşturulması olduğunu açıklayan Kaleli, “Ticaret merkezlerinde bitkisel ve hayvansal ürünler, modern imkânlarla ulusal ve uluslararası piyasalarla buluşacaktır. KTB olarak, ilk aşamada sekiz ilçemizde kurmayı planladığımız ve toplam maliyeti 100 milyon dolar olan ticaret merkezleriyle bölgemiz tarımsal ticaretin de merkezi olacaktır. Ticaret merkezlerinin oluşturulması yönünde çalışmalarımıza gerekli desteğin verileceğine inanıyoruz” ifadesini kullandı. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ÇTSO), KOSGEB’le işbirliği yaparak başlattığı Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri’nin yedincisi başladı. ÇTSO Kongre ve Fuar Merkezi’nde verilen eğitimler dokuz iş gününü ve eğitimin süresi 70 ders saatini buluyor. Girişimcilik kurslarının sonunda katılımcılar 27 bin liraya kadar hibe kredi ve geri dönüşümlü 70 bin liralık yatırım kredisi alabiliyor. ÇTSO ile KOSGEB işbirliğinde düzenlenen eğitimlere 30 kişi katılırken, dersleri konunun uzmanı eğitimci Barış Göker veriyor. EKONOMİK FORUM 107i ODALAR ve BORSALAR Kütahya TSO, Kütahya’ya 30 girişimci daha kazandırdı Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) ile KOSGEB arasında, kendi işini kurmak isteyen girişimcilere destek olmak amacıyla Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi İşbirliği Protokolü imzalandı. İmzalanan protokol kapsamında KUTSO’da, 2-18 Kasım 2013 tarihleri arasında, 30 katılımcıyla 70 saat süreli girişimcilik eğitimi gerçekleştirildi. Eğitmen Yrd. Doç. Dr. Aydın Kayabaşı tara- Bursa TSO’nun “Sinerji Buluşmaları” devam ediyor Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) “Sinerji Buluşmaları”nın ikincisi Orhangazi Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TSO) ev sahipliğinde gerçekleştirildi. İznik’te gerçekleştirilen toplantıya, BTSO Meclis Başkanı Remzi Topuk, Yönetim Kurulu üyeleri Emin Akça, Fahrettin Gülener, Hasan Gürses ve Aytuğ Onur katıldı. Toplantıda ayrıca, Bursa Ticaret Borsası, Gemlik Ticaret ve Sanayi Odası, Gemlik Ticaret Borsası, İznik Ticaret ve Sanayi Odası, Karacabey Ticaret ve Sanayi Odası, Karacabey Ticaret Borsası, Mustafakemalpaşa Ticaret ve Sanayi Odası, Mustafakemalpaşa Ticaret Borsası, Yenişehir Ticaret ve Sanayi Odası ile Yenişehir Ticaret Borsası da yönetim kurulu ve meclis başkanları katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay “tanımlanan” değil “tanım108 EKONOMİK FORUM layan” Bursa olmak için yola çıktıkları sinerji buluşmalarının önemine dikkat çekerek, hızla değişen ve dönüşen dünyada ekonomilerin artık ülkeler değil kentler üzerinden yarıştığını vurguladı. Burkay, “Ülkelerin gelişmişliğini, cazibe merkezi kentlerinin sayısı ve gücü belirliyor. Bu nedenle Bursa’yı yalnızca ülkemizde ve bölgemizde değil dünya- fından verilen girişimcilik eğitiminde girişimcilik özellikleri, iş fikri geliştirme, pazarlama, üretim, yönetim ve finans planı, iş planı hazırlanması, sunulması ile örnek uygulamalar konularında kendi işini kurmak isteyen girişimcilere bilgi verildi. Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi’ni tamamlayan ve katılım belgesi almaya hak kazanan girişimci adaylarının belgeleri, KUTSO’da düzenlenen törenle, KUTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Bağırgan ve KUTSO Yönetim Kurulu üyeleri tarafından takdim verildi. KUTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Bağırgan, girişimcilik eğitimine katılan kursiyerleri tebrik ederek, başarılar diledi. KUTSO Yönetim Kurulu Üyesi Enver Özer ve Fatih Alkış da, KOSGEB’le yapılan işbirliğinden ve KOSGEB Kütahya Hizmet Merkezi Müdürlüğü’nün çalışmalarından duyulan memnuniyeti dile getirdi. Girişimci adayları, Girişimcilik Belgesiyle kuracakları işyerleri için, KOSGEB’in Yeni Girişimci Desteği’ne başvurabilecek ve bu destek kapsamında, 30 bin ile 70 bin larasındaki desteklerden yararlanabilecek. da bir çekim merkezi yapabilmek için vizyonumuzu birkaç basamak daha üste taşımalı, farklı bir gelecek için mutlaka daha değerli adımlar atmalıyız” dedi. OTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Efendioğlu da Orhangazi’nin sanayi ve tarımda oldukça güçlü durumdayken, turizm açısından henüz arzu edilen noktaya gelemediğini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “İlçemizden geçecek olan Gebze-Orhangazi-İzmir otoyoluyla birlikte İstanbul gibi büyük bir metropole olan uzaklığımız 45 dakikaya inecek. Bu sayede ilçemizin turizmden de hak ettiği payı alacağını düşünüyorum. Keramet köyü ılıcasıyla, İznik Gölü’yle, Gürle Dağı yamaç paraşütü ve doğa yürüyüşü parkurlarıyla, su sporları imkânlarıyla ilçemiz, özellikle hafta sonları İstanbulluların dinlence merkezi haline gelecektir.” ODALAR ve BORSALAR Fatsa’da “Başarı Öyküleri 1/ İşte Kadın” semineri yapıldı Fatsa Ticaret ve Sanayi Odası (FATSO) Kadın Girişimciler Kurulu’nun (KGK) organizasyonuyla Fatsa Kaymakamlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün desteğiyle “Başarı Öyküleri 1/ İşte Kadın” semineri yapıldı. Seminere Kaymakam Bekir Atmaca, FATSO Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Karataş, FATSO KGK üyeleri, öğretmenler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Seminerin açılış konuşmasını yapan FATSO KGK Başkanı Ferhunde Olgun, “Yoğun iş programının arasında Fatsa’ya gelerek kadın girişimcilerle buluşan Koton AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Genç Girişimciler Kurulu (GGK) Başkanı Gülden Yılmaz’a teşekkür ediyorum. Ayrıca bu önemli organizasyonun gerçekleşmesinde yoğun çaba har- cayan FATSO Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Karataş ve ekibine de sonsuz teşekkürler sunuyorum. Programımızın tüm kadın girişimciler için faydalı geçeceğini ümit ediyorum” dedi. FATSO Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Karataş da, “FATSO özellikle kadın Edirne’de otel sektörünün sıkıntıları ele alındı Edirne Ticaret ve Sanayi Odası’nda (ETSO), düzenlenen ve kentteki otel sektörünün sorunlarının konuşulduğu toplantıya çok sayıda otel temsilcisi katıldı. ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Recep Zıpkınkurt toplantının açılış konuşmasında ETSO olarak, tarihsel ve kültürel zenginliklere sahip Edirne’yi turizmde daha ilerilere taşımak istediklerini belirtti. Zıpkınkurt, “Turizm sektöründe önemli bir yeri olan otel sektöründeki sorunları konuşmak ve ETSO’dan beklentilerinizi dinlemek için bu toplantıyı gerçekleştirdik. Valilikten, ETSO’dan ve Belediyemizden beklentilerinizin neler olduğunu bilmek istiyoruz. El ele, kol kola girerek sorunları çözüme kavuşturacağımıza inanıyorum. ETSO olarak her zaman sizlerin yanınızdayız” dedi. Edirne’de otel sektörüne yeni katılanları da tebrik eden Zıpkınkurt, Edirne’ye yap- tıkları yatırımlardan dolayı teşekkür etti. ETSO’da göreve geldiklerinden bu yana Edirne turizmi için çalışma yaptıklarını söyleyen Zıpkınkurt, turizmde tanıtımın sürekliliğinin sağlanması için yelpazenin genişletilerek çeşitliliğin artırılması gerektiğini ifade etti. Zıpkınkurt, “Food in Life” dergisi organizasyonuyla 2013’ün eylül ayında yemek yazarı, gurme ve beş yıldızlı otellerin mutfak şeflerinden oluşan yaklaşık 40 kişilik bir heyetin yemek girişimcilerimize önem veren kurumların başında geliyor. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye genelinde kadın girişimcilere heyecan yaşatıyor, Biz de bunu Fatsa’da yaşatmaya çalışıyoruz. Nüfusunun yarıdan fazlası kadın olan bir ülkede, ticaret açısından bakıldığında aynı oranı göremiyoruz. Bu noktada FATSO KGK güzel çalışmalara imza atıyor” ifadesini kullandı. Seminerin açılış konuşmalarının ardından TOBB GGK Başkanı Gülden Yılmaz, “Fatsa bizim başımızı döndürdü, çok etkilendik ve unutmamız mümkün değil. Kadınlarımız, Türkiye’miz için çok büyük bir değer. Fatsalı kadın girişimcileri bir arada görmek çok önemli ve girişimcilik konusunda kendilerine naçizane rol modeli olmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Yılmaz, iş yaşamından örnekler verdiği konuşmasının ardından “Başarı Öyküleri 1” adlı sunumu yaptı. çeşitlerini yerinde tatmak, ticarileştirmeye yönelik değerlendirmeler ve önerilerde bulunmak amacıyla Edirne’yi ziyaret edeceğini belirtti. Zıpkınkurt, bu ziyaretin Edirne’nin turistik tanıtımında yararlı olacağını vurguladı. ETSO Meclis Başkanı Mehmet Eren de, turizmde önemli bir yere sahip otel sektörünün sorunlarının olduğuna dikkat çekerek, “Toplantı sonunda çıkacak sonucu ilgili mercilere ileteceğiz. Toplantı, sektörün sorunlarının çözülmesi noktasında önemli bir adım olacak” dedi. Açılış konuşmalarının ardından, otel temsilcileri kendilerini tanıtarak sektörle ilgili sorunları dile getirdi. EKONOMİK FORUM 109i ODALAR ve BORSALAR Aydın’da “Hayallerimiz Gerçekleşsin” imza kampanyası başladı Aydın Sanayi Odası (AYSO), Aydın Ticaret Odası (AYTO), Aydın Ticaret Borsası (ATB) ile Aydın Ziraat Odası tarafından Çıldır Havaalanı’nın yolcu taşımacılığına açılması ve 2023 yılı Yatırım Programına alınan İzmir-Aydın Denizli Hızlı Tren Taşımacılığı Projesi’nin 2014 yılında başlatılması için “Hayallerimiz Gerçekleşsin” temasıyla imza kampanyası düzenlendi. “Bir imza da sen at” sloganıyla başlatılan kampanya boyunca toplanan imzalar, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na iletilecek. AYTO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ülken, “Aydın 2014 Mart ayı itibarıyla artık büyükşehir statüsünde olacak. Günümüzdeki ticari imkânlar, lojistik maliyetler, ulaşım ve iş insanlarının birbirleriyle iletişimlerinin maliyetleri düşünüldüğünde Aydın’da mutlaka hem hava yolunun hem de demir yolunun aktif olması gerekiyor. Buna paralel olarak da uzun süredir gündemde olan Çıldır Havaalanı’nın yolcu taşımacılığına ve aynı zamanda tarımsal ürünlerimizin transferine imkân sağlayabilecek şekilde hazır hale getirilmesi şart. Dolayısıyla 2023 planının içerisine dâhil edilmiş olan Hızlı Tren Projesi’nin 2023 beklenmeden 2014 yılı itibarıyla Aydın’a kazandırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yönde üyelerimizden ve kamuoyundan destek gördüğümüz için bir imza kampanyası başlattık. Aydınlıların bu konuda duyarlı olduğunu biliyoruz” diye konuştu. AYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yunus Şahin de, “Aydın, Muğla ve Biga’da girişimci adayları belgelerini aldı Biga Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ile KOSGEB işbirliğiyle düzenlenen Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi’ni başarıyla bitiren kursiyerlere belgeleri verildi. Biga TSO’da yapılan Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi belge törenine, Biga Kaymakamı Fatih Genel, Biga Belediye Başkanı Mehmet Özkan, KOSGEB Çanakkale Hizmet Merkezi Müdürü Erdoğan Yüksel, Biga İş Adamları Derneği Başkanı Habib Yeni, Biga TSO Yönetim Kurulu Başkanı Şa110 EKONOMİK FORUM dan Doğan, Biga TSO Yönetim Kurulu ve Meclis üyeleri, Biga Ticaret Borsası Genel Sekreteri Halil Erol, basın men- Denizli’nin demir yolu projesi uzun zamandır devam ediyor. Aydın için demir yolu olmazsa olmaz. Projenin 2014 yılına dâhil edilmesi için bir imza kampanyası başlattık. Bu kampanyaya Aydın halkı büyük ilgi gösteriyor. Bu ilgiye layık bir sonuç almak istiyoruz. Havaalanıyla ilgili olarak da çalışmalar devam ediyor hatta son aşamalara gelindi. Türk Hava Yolları (THY) konuyla ilgileniyor” ifadesini kullandı. ATB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bosnalı, hem havaalanının hem de tren yolunun Aydın’ın ihtiyacını olduğunu ifade ederek, “2023 yılı dâhilinde Hızlı Tren Projesi onaylandı, ama biz bunun daha erkene alınmasını istiyoruz. Bununla beraber havaalanı konusunda da ısrarcıyız. Zaten bu yönde çalışmalar devam ediyor. Ama hızlandırılması konusunda istikrarlı bir şekilde hareket etmek zorundayız. Bu nedenle de bir imza kampanyası başlattık. Havaalanı ve hızlı tren Aydın ekonomisini de canlanacaktır” dedi. supları ile girişimci adayları katıldı. Biga TSO Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Doğan törende yaptığı konuşmada, “Bu eğitimler, yeni iş yerlerinin açılmasına ve yeni istihdam alanlarının oluşmasına katkı sağlamaktadır. Türkiye’mizin 2023 hedeflerine ulaşmasında girişimcilik anahtar rol üstlenmektedir. Eğitimlere katılan girişimcilerimiz yalnızca kendilerine değil, ülke ekonomisine de katkı sağlayacaklardır. Eğitimci Selim Gökaslan tarafından iki haftada verilen bu eğitim en üst düzeyde katılımla gerçekleştirildi. Eğitimleri başarıyla tamamlayıp yeni iş fikirlerini hayata geçirenlere, 30 bin lira hibe ve 70 bin liraya kadar da faizsiz kredi desteği veriliyor” dedi. ODALAR ve BORSALAR Erzurum TSO, KUYAP’la KOBİ’lerin eğitim merkezi olmayı hedefliyor Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ETSO) ev sahipliğinde Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile aralarında ETSO’nun da bulunduğu beş oda tarafından finanse edilen, Çalışanların ve İşverenlerin Küresel Ekonomideki Değişimlere Uyum Yeteneğinin Artırılması Projesi’nin (KUYAP), ilk tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut, ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik, ETSO Meclis Başkanı Saim Özakalın, ETSO Yönetim Kurulu ve Meclisi üyeleriyle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TOBB, AB Türkiye Delegasyonu temsilcileri, proje illerinden yetkililer, projeyi yürüten Teknik Destek Ekibi uzmanları ve basın mensupları katıldı. ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik toplantının açılış konuşmasında, kısa adı KUYAP olan projenin, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma adına, insan kaynaklarına yatırımda bulunarak işveren ve çalışanların küresel ekonomideki değişimlere uyum yeteneğini artırmayı hedeflediğini belirtti. Projenin, ETSO’nun ortak olduğu önemli eğitim projelerinden biri olduğunu vurgulayan Yücelik, “24 aylık bir uygulama sürecine sahip olan KUYAP’ın başarıya ulaşması için projeye Odamız kadar üyelerimizin de sahip çıkması büyük önem taşıyor. Neyi, nasıl ve ne zaman yapmamız gerektiğini çok iyi etüt etmemiz gerekiyor. Bunun en iyi yöntemi de iyi bir eğitim almaktır. ETSO olarak, KOBİ’lerimizin yönetici ve çalışanlarının ücretsiz eğitim ile danışmanlık hizmetleri alabilmesi için üzerimize düşeni yapıyoruz. KOBİ’lerimizden de aynı heyecan ve istekle bu projelere sahip çıkmasını bekliyoruz. Odamız, ilimizin ve bölgemizin kalkınmasına katkı sağlayacak bütün kurum ve kuruluşlara her türlü desteği veriyor. Başta AB projeleri olmak üzere Odamıza gelen bütün işbirliği tekliflerine şehrimizin ve üyelerimizin fayda sağlaması adına sahip çıkıyoruz” diye konuştu. Toplantıda KUYAP Teknik Destek Ekip Lider Vekili Carlo Penco, projenin tanıtım sunumunu yaptı. Penco, yeni koşullara uyum sağlamak için, değişimin hayatın gerçeği olduğu bilinciyle davranış biçimlerinin de yenilenmesi gerektiğini dile getirdi. Karacabey TSO, “Karar Vericiler İçin Üçüncü Göz” semineri düzenledi Karacabey Ticaret ve Sanayi Odası’nın (KTSO) seminer ve eğitim faaliyetleri kapsamında 5’inci Meslek Komitesi’nin organizasyonuyla Karar Vericiler İçin Üçüncü Göz semineri yapıldı. Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü İstatistik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Işığıçok’un sunumunda gerçekleştirilen seminere KTSO üye ve çalışanlarıyla Karacabeyliler katıldı. Küreselleşmenin acımasız rekabet koşullarında girişimcilere, yöneticilere, politikacılara ve tüm karar vericilere artık iki gözün yetmediğini anlatan Prof. Dr. Erkan Işığıçok, gelinen noktada insanların karar alırken farklı bir gözle bak- masının kaçınılmaz olduğunu ve pek çok firmanın rekabet koşullarına dayanamayarak yok olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Işığıçok, başarılı yapılan istatistiğin olaylardan önce doğru karar aşamasında önleyici tedbirler almaya katkı sağlayan, yenilikçi ve sistematik yaklaşımlara sahip olduğunu belirtti. Ar-Ge ve inovasyon kavramları doğrultusunda firmaların çalışmalarını hızlandırmaları gerektiğine de değinen Prof. Dr. Işığıçok, istatistik verilerin önemine dikkat çekti. Seminerin sonunda Karacabey TSO Yönetim Kurulu Başkanı Naci Güncü, katılımcılara teşekkür ederek, Prof. Dr. Erkan Işığıçok’a günün anısına bir tablo hediye etti. EKONOMİK FORUM 111i ODALAR ve BORSALAR Arı sütü ve polen üretimi eğitimini bitiren 147 arıcı sertifika aldı Marmaris Ticaret Odası (MTO) Osmaniye Köyü Marmaris Bal Evi’nde, Marmaris Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü, İlçe Tarım, Hayvancılık ve Gıda Müdürlüğü, Marmaris Bal Evi ve Muğla Üniversitesi işbirliğiyle arı sütü ve polen üretimine yönelik eğitim gören 147 arıcı sertifikalarını aldı. Marmaris Bal Evi’nde düzenlenen sertifika törenine il ve ilçelerin Tarım, Hayvancılık ve Gıda müdürlerinin yanı sıra MTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Baysal, Marmaris Halk Eğitim Merkezi Müdürü Kazım Doğan, Jandarma Komutanı Yarbay Cafer Öz, Müftü Hasan Ersöz, daire amirleri, civar köy muhtarları ve arıcılar katıldı. Sertifika töreninde sertifika alan arıcılar adına konuşma yapan Mehmet Kaya, arı sütü üretimine başladıktan sonra gelirinde artış olduğunu belirtti. Osmaniye Köyü Muhtarı Hasan Hüseyin Aydın da konuşmasında, “Artık halkımız ve turistler Çin’den gelen ithal arı sütünü değil Osmaniye Arı Sütü’nü yiyecekler” dedi. Aydın, kaliteli ürün üretildiği takdirde arıcının da emeğinin karşılığını alacağını söyledi. Aydın ayrıca, Marmaris’te bir soğuk hava deposunun kurulması gerektiğine dikkat çekerek, kurum ve kuruluşlardan destek istedi. Marmaris İlçe Tarım, Hayvancılık ve Gıda Müdürü Nazif Çiftçi de, 147 arıcıya arı sütü ve polen üretimiyle ilgili hem teorik hem de uygulamalı eğitim verildiğini, bu eğitimlerden sonra kovan başına yaklaşık 5 kilogram artış beklediklerini dile getirdi. Üretimin ve kalitenin artması için eğitim verildiğine dikkat çeken Çiftçi, “Çin’den gelen arı sütü yerine bölgemizde üretilen arı sütünü tüm dünyaya pazarlamalıyız” dedi. Konuşmaların ardından arıcılara sertifikaları dağıtıldı. Bal Evi’ni gezen arıcılara ve davetlilere ballı yoğurt, ballı lokma ve gözleme gibi çeşitli ikramlarda bulunuldu. Denizli TO, KOSGEB Müdürü Erkoç ve Ticaret Lisesi öğrencilerini ağırladı Denizli Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Özer, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Denizli Müdürü Selim Erkoç ile beraberindeki Ticaret Lisesi öğretmen ve öğrencilerini kabul etti. Ziyarette konuşan KOSGEB Denizli Müdürü Selim Erkoç, Avrupa KOBİ Haftası kapsamında DTO’yu ziyaret ettiklerini belirterek, “Türkiye’deki işletmelerin %99’u KOBİ’dir. Bu KOBİ’lerin de çatı kuruluşu olan DTO’nun faaliyetlerinin öğrencilerimiz tarafından yakından tanınması amacıyla bir ziyaret gerçekleştirdik” diye konuştu. Üyelerinin KOBİ’lerden oluştuğunu ifade eden DTO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Özer, konuşmasına şöyle devam etti: “DTO’da Yönetim Kurulu Başkanı olmamın yanında şu anda TOBB Yönetim 112 EKONOMİK FORUM Kurulu Üyesi’yim. Denizli’de 15 bin, TOBB bünyesinde de 1,5 milyon üyemiz var. Yasal mevzuat çerçevesinde ve sosyal sorumluluğumuz gereği Denizli’de çeşitli faaliyetler gerçekleştiriyoruz. KOBİ’lerden oluşan üyelerimizin işlerine katkı sağlaması, yeni müşteriler edinmeleri amacıyla yurt içinde düzenlenen fuarlara ücretsiz olarak katılımlarını sağlıyoruz. Ayrıca yurt dışında düzenlenen fuarlarda da yeni teknolojilerle tanışmalarını ve yeni pazarlarda yer edinebilmeleri için KOSGEB destekli iş seyahatleri düzenlenmeye başladık.” Denizli’nin üreten ve ürettiğini dünyanın 174 ülkesine ihraç eden bir yapıda olduğunu dile getiren Özer, “İhracat sıralamasında Denizli sekizinci sıradadır. Dolayısıyla şanslı bir ilde yaşıyoruz” ifadesini kullandı. Özer, öğrencilere mutlaka bir sivil toplum kuruluşunda görev almalarını tavsiye ederek, “Hangi işle meşgul olursanız olun, işinizi aksatmadan bir sivil toplum kuruluşuna üye olun. Zira bu sosyal bir sorumluluktur ve sizlerin ufkunu daha da açacaktır” dedi. Ô Alaattin AKTAŞ GÖSTERGELER [email protected] PROJEKSİYON REEL KUR: % 0.01 artarak neredeyse Çok geriye gitmeye geDöviz yukarı, reel kur aşağı… sabit kalmıştı. Buna karşırek yok, daha yıl ortalarınlık, TL’ye karşı ay ortalamada Merkez Bankası “Reel Aylık ortalama Reel kur endeksi sı bazında dolar %1.6, euro efektif döviz kuru endeksi Dolar Euro ise %0.6 değer kazanmıştı. 120’nin çok üstüne çıkma Ocak 120,57 1,7639 2,3414 Yarım dolar ve yarım euroeğilimi gösterirse, yani TL Şubat 119,75 1,7699 2,3689 dan oluşan döviz sepetinde reel olarak çok değer kazaMart 120,32 1,8072 2,3448 ise %1 düzeyinde bir artış nırsa müdahale ederiz, hele Nisan 121,41 1,7965 2,3355 olmuştu. Enflasyon sabit hele 130’un üstüne çıkılırsa Mayıs 119,82 1,8228 2,3666 kalırken dövizin artması çok sert önlemleri devreye Haziran 115,29 1,8945 2,4987 TL’nin değer yitirdiği anlasokarız” görüşünü dile geTemmuz 114,59 1,9305 2,5240 mına geliyordu ve bunun tiriyordu. Ama ne zamanki Ağustos 111,77 1,9547 2,6018 doğal sonucu olarak da reel FED mayısta bir açıklamayEylül 108,68 2,0171 2,6902 efektif döviz kuru geriledi. la tüm dengeleri değiştirdi, Ekim 110,23 1,9903 2,7132 Kuşkusuz reel efektif bizde de artık TL’nin değerKasım 109,41 2,0217 2,7291 döviz kurunu belirleyen lenmesinden ve bunun sayalnızca TL’nin dolar ve eukıncalarından söz edilmez roya karşı olan durumu ve bizde oluşan enfoldu. Artık gündemde TL’nin çok değer yitirlasyonun düzeyi değil. Reel kur endeksi, çok mesi gerçeği vardı. sayıda döviz ve karşı ülkelerdeki enflasyon Reel efektif döviz kuru endeksi kasım da dikkate alınarak hesaplanıyor. Ancak, çok ayında 109.41’e indi ve ekim ayındaki 110.23’e açık ki, reel kur hesabında dolar ve euronun göre %0.7 geriledi. Ekim ayı endeksinin daha önemli bir ağırlığı var. Ayrıca, karşı ülkelerönce 109.99 olarak açıklandığını ve revize deki enflasyon da çok fazla etki yaratmamış edildiğini belirtelim. olacak ki, kur artışının tam tersi olarak reel Reel efektif döviz kuru endeksinin kasımefektif döviz kuru endeksinde bir geri gidiş da ekime göre gerilemesi zaten beklenen bir oldu. durumdu. Kasımda tüketici fiyatları yalnızca Zaten grafikteki eğri de yarım dolar ve yarım eurodan oluşan döviz sepetiyle reel efektif Döviz ve reel kur döviz kuru endeksinin tam zıt yönlü bir gelişme sergilediğini gösteriyor. yengeç gibi TL FAZLA DEĞER YİTİRMİŞ SAYILIYOR 2003 yılı baz alınarak, yani söz konusu yılın ortalaması 100 kabul edilerek oluşturulan reel efektif döviz kuru endeksinin, kasım ayında 109.41 düzeyinde bulunduğunu belirttik. Merkez Bankası, reel efektif döviz kuru endeksinin her yıl ortalama 1.5 puan kadar büyümesinin normal olduğu görüşünde. Yani şu durumda endeksin 115 dolayında olması EKONOMİK FORUM 113i GÖSTERGELER gerekiyor. Oysa endeks, 109.41’e gerilemiş durumda. Eğer 115’i olması gereken düzey ve bir hedef kabul edersek, endeksin buraya gelebilmesi için TL’nin hızla değerlenmesi, yani başta dolar ve euro olmak üzere yabancı paraların TL’ye karşı gerilemesi gerekecek. Endeksin 115’e çıkmasının bir başka yolu da, kurda fazla bir oynama yaşanmadan enflasyonun hızlanması olacak. Enflasyon çok yüksek seyrederken, kur artışının bu hıza ayak uyduramaması TL’nin değerlenmesi anlamına gelecek, sonuçta bu durum da reel efektif döviz kurunu yukarı çekecek. Ama elbette böyle bir amaç olamaz. Reel efektif döviz kuruyla ilgili düzey bir amaç değil, çünkü reel kur bir sonuç. kısa sürede 2.40’ın üstüne çıktı ve bu düzeyde salınacak gibi. Dolayısıyla kurun biraz daha yukarı gidecek gibi görünmesi, en azından mevcut tabloya göre böyle bir eğilimin belirmesi, reel efektif döviz kuru endeksinin aralık ayında bir miktar daha gerileyeceğinin öncü göstergesi gibi. Ancak, tabii ki, aralık ayında yaşanacak enflasyon da reel efektif döviz kurunun alacağı düzeyde önemli rol oynayacak. Aralık enflasyonu, akaryakıta gelen zamların etkisiyle yüksek çıkarsa ve kur artışı daha düşük kalırsa, bu kez de reel efektif kuru yönünü yukarı çevirecek. DEĞER KAYBI HIZLANACAĞA BENZİYOR Reel efektif döviz kuru endeksinin yükselmek bir yana önümüzdeki dönemde biraz daha gerilemesi söz konusu olabilir. Yarım dolar ve yarım eurodan oluşan döviz sepetinin kasım ayı ortalaması 2.37 oldu. Oysa sepet Önce bardağın dolu tarafına bakalım… Enflasyonun 2013’ü % 8’in üstünde kapatma riski pek kalmadı. Bu risk tümüyle ortadan kalkmadı ama yine de çok azaldı. Kasım ayındaki %0.01’lik artıştan, yani neredeyse hiç değişmeyen fiyatlardan sonra 11 aylık artış %6.91 oldu, yıllık artış da %7.32’ye indi. 2013’ü, çok büyük olasılıkla %8’in altında kapatabileceğiz. Bu, bardağın dolu tarafı. Ama bardağın tümü dolu değil ki… Bardağın en az yarısı da boş. Biz yıla hangi enflasyon hedefiyle başladık, %5.3 ile. Son olarak tahminimizi kaça çıkardık, %6.8’e. Yani hedefin çok uzağındayız, büyük olasılıkla tahminin de bir miktar uzağında kalacağız. Dolayısıyla enflasyon %8’e ulaşmayacak diye (ulaşmazsa eğer) sevinelim sevinmesine de, arada bir de hedefe bakıp ne oldu da bu kadar sapma yaşadık diye kendimize soralım. 3 2 1 0 ENFLASYON: -1 Ocak 2012 0.56 2013 1.65 Şubat Mart Nisan Mayıs Haz. Tem. Ağus. Eylül Ekim Kas. Ara. 0.56 0.30 0.41 0.66 1.52 0.42 -0.21 0.15 -0.90 0.76 -0.23 0.31 0.56 -0.10 1.03 0.77 1.96 1.80 0.38 0.02 0.38 12 10 8 6 4 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haz. Tem. Ağus. Eylül Ekim Kas. Ara. 2012 10.61 10.43 7.03 10.43 7.29 11.14 6.13 8.28 6.51 8.87 8.30 9.07 8.88 8.88 8.17 9.19 7.88 7.80 7.71 6.37 7.32 6.16 2013 114 7.31 EKONOMİK FORUM RİSK AZALDI AMA BİTMEDİ 2013 enflasyonunun %8 eşiğini geride bırakma riski azaldı, ama tümüyle bitmedi. Aralık ayı başında LPG ve benzine gelen yüklü zamların etkisiyle enflasyonda bir hızlanma görülmesi şaşırtıcı olmaz. Kaldı ki bu yılın fiyatlara henüz tam olarak yansımadığı belirtilen olumsuz tortusu da kur artışı. TL’deki değer kaybından kaynaklanan yükün maliyetlere tam olarak yansımadığı görüşü hâkim. Bu yansıma aralıkta mı olur, yoksa daha sonraki aylara mı sarkar, zaman içinde göreceğiz. Dolayısıyla mevcut durumda, “TÜFE’nin ağırlıklı olarak %8’in altında kalacağını, küçük bir olasılıkla bu düzeyin aşılacağını” söylemek en doğrusu. Yeri gelmişken belirtelim, aralık ayındaki artış %1.1 olursa, yıllık oran %8’in az da olsa üstüne çıkabilir. BİR BAKIŞTA ÜÇ YILIN EKONOMİK GÖSTERGELERİ ÜFE (% değ.) 2011 2012 2013 Ocakk O 2.36 0.38 -0.18 Şubat Ş b t 1.72 -0.09 Mart M t 1.22 0.36 Nisan Ni 0.61 0.08 M Mayıs 0.15 0.53 -0.13 0.81 -0.51 1.00 TÜFE (% değ.) 2011 2012 2013 0.41 0.56 1.65 0.73 0.56 0.42 0.41 0.87 1.52 2.42 -0.21 0.30 0.66 0.42 0.15 İhracat (Aylık) (milyon $) 2011 2012 2013 9 551 10 348 11 484 10 059 11 748 11 811 13 209 12 388 13 125 11 873 12 630 12 471 İthalat (Aylık) (milyon $) 2011 2012 2013 16 905 17 469 18 802 17 520 17 787 21 643 20 677 20 559 T Tem. -0.03 -0.31 Ağ Ağus. 1.76 0.26 EEylül lül 1.55 1.03 Eki Ekim 1.60 0.17 K Kasım 0.65 1.66 1.46 0.99 0.04 0.88 0.69 0.62 -1.43 -0.90 -0.41 -0.23 0.73 0.56 0.75 1.03 3.27 1.96 1.73 0.38 0.76 0.31 -0.10 0.77 1.80 0.01 10 943 13 132 13,279 11 350 13 231 12,396 11 860 12 831 13,066 11 245 12 831 10 751 12 953 11 907 13 191 11 079 13 753 12 477 12 605 11,149 13,077 12,105 20 953 19 273 22 825 21 107 21 750 23,245 21 605 20 438 21,011 21 061 20 835 22,967 19 679 18 828 21 204 19 924 19 919 18 787 18 649 20 948 20 594 19 827 18,195 20,624 19,480 Cari denge (milyon $) 2011 2012 2013 -5,939 -5,805 -5,798 -5,960 -4,263 -9,461 -6,259 -5,628 -7,538 -4,585 -8,106 -7,695 -5,348 -7,597 -7,612 -3,993 -4,774 -5,150 -4,134 -6,306 -4,143 -1,180 -5,236 -4,078 -6,507 -4,877 İç borç stoku (milyar ¨) 2011 2012 2013 353.3 372.2 389.0 357.5 377.0 362.0 374.7 393.6 362.7 375.9 395.2 362.7 377.7 395.8 363.9 382.1 401.0 366.4 387.8 368.8 386.5 390.9 359.9 375.2 392.8 İç borç faizi (%) 2011 2012 2013 7.73 10.49 6.46 8.67 9.41 8.96 9.55 9.03 9.63 8.83 9.46 9.14 9.10 9.13 8.00 10.46 7.16 10.34 5.77 6.17 6.47 6.56 5.69 8.37 Bütçe geliri (Aylık) (milyon ¨) 2011 2012 2013 23,499 28,087 36,872 24,556 27,518 20,674 21,813 23,523 29,131 27,133 30,826 26,686 24,804 29,032 33,362 24,057 27,302 Bütçe gideri (Aylık) (milyon ¨) 32,500 24,768 30,488 34,901 31,404 37,086 31,905 30,122 30,018 2011 2012 2013 22,494 26,347 30,933 23,568 30,159 26,792 27,344 22,467 27,719 24,298 26,239 23,597 31,074 24,226 28,302 29,495 31,822 23,932 29,037 24,574 31,749 26,886 27,943 42,279 42,758 33,948 30,157 29,893 30,337 32,603 36,774 35,050 34,847 33,188 Reel kur end. (TÜFE’ye göre) (2003=100) 2011 2012 2013 121.23 112.48 120.57 117.38 115.94 115.87 114.23 118.37 115.95 117.29 116.83 113.34 117.02 109.45 118.26 103.57 118.89 104.96 116.28 106.74 117.39 110.49 119.39 109.63 118.18 119.75 120.32 121.41 119.82 115.29 114.59 111.77 108.68 110.23 109.41 Aylık Ort. $ (¨) 2011 2012 2013 1.5538 1.8389 1.7639 1.5828 1.7511 1.5747 1.7793 1.5156 1.7798 1.5642 1.7970 1.5940 1.8161 1.6467 1.8049 1.7442 1.7858 1.7865 1.7956 1.8271 1.7941 1.8038 1.7855 1.7699 1.8072 1.7965 1.8228 1.8945 1.9305 1.9547 2.0171 1.9903 2.0217 Aylık Ort.Euro (¨) 2011 2012 2013 2.0738 2.3723 2.3414 2.1597 2.3146 2.2026 2.3504 2.1869 2.3432 2.2489 2.3052 2.2934 2.2747 2.3528 2.2222 2.4998 2.2113 2.4636 2.3051 2.4990 2.3283 2.4469 2.2909 2.3689 2.3448 2.3355 2.3666 2.4987 2.5240 2.6018 2.6902 2.7132 2.7291 Mevduat (Milyar ¨) 2011 2012 2013 378.1 416.7 470.2 388.2 412.3 394.8 416.5 394.7 420.9 408.9 419.4 411.2 427.3 415.2 434.3 409.7 454.8 475.0 480.1 489.1 501.9 511.2 DTH (Milyar $) 2011 2012 2013 97.3 105.1 116.3 100.3 107.9 106.0 106.6 108.3 108.6 104.0 106.0 104.0 108.3 112.1 111.3 114.8 111.8 108.9 113.7 118.8 122.1 125.2 126.7 Kredi (Milyar ¨) 2011 2012 2013 429.0 562.6 668.3 442.5 564.8 452.0 581.9 467.4 590.2 485.2 601.3 499.0 615.0 514.6 612.1 534.0 625.8 544.6 632.0 545.3 635.5 552.0 649.6 688.3 704.5 718.3 757.8 783.7 790.3 821.9 837.7 837.4 860.3 Tük.kredileri (Milyar ¨) 2011 2012 2013 127.3 162.1 188.2 130.5 162.9 134.4 165.3 140.3 167.0 144.6 169.1 149.7 172.3 152.7 173.2 154.8 175.4 157.0 177.4 159.3 179.5 159.8 182.3 192.5 197.2 200.9 207.6 213.6 218.1 222.3 225.8 227.7 232.1 Kredi kartları (Milyar ¨) 2011 2012 2013 44.8 58.0 76.9 45.3 58.6 45.9 59.9 47.1 62.0 49.3 64.1 51.1 65.7 52.3 67.5 53.5 68.7 54.2 70.8 55.1 72.5 55.4 73.1 77.2 78.2 80.9 83.1 84.5 84.5 87.6 89.7 89.5 90.3 San.ür.ende.değ. (%) (Arındırılmamış endekse göre) 2011 2012 2013 19.1 2.6 2.3 14.3 5.4 11.7 3.7 0.1 9.6 2.7 4.7 9.7 6.0 1.9 9.9 2.1 2.9 7.0 3.3 5.9 5.7 -2.6 14.2 4.9 10.3 -6.3 8.7 13.3 3.7 -2.8 1.5 -1.3 6.4 San.ür.ende.değ. (%) (Arındırılmış endekse göre) 2011 2012 2013 19.1 1.6 2.0 14.4 2.5 11.9 3.7 9.7 4.0 8.6 5.7 10.0 2.1 8.4 3.3 8.1 0.5 8.3 3.5 10.4 0.8 7.0 3.8 3.8 -1.8 4.4 1.4 3.5 1.0 4.2 4.6 -0.1 6.4 Protestolu senet (Milyon ¨) 2011 2012 2013 419.9 326.3 380.4 368.0 362.1 369.3 384.4 395.0 458.2 474.6 479.1 485.0 494.2 729.0 430.0 414.0 467.0 510.6 583.3 571.4 615.8 690.6 721.8 769.2 681.3 534.1 543.0 568.1 636.2 592.9 710.1 590.9 649.0 646.0 Dış borç öde. (Milyon $) 2011 2012 2013 1,743 1,756 2,810 1,024 1,121 1,094 840 910 676 899 1,263 1,614 570 823 2,127 1,235 789 962 902 583 1,129 1,067 931 869 653 1,008 997 644 957 498 666 337 846 696 579 19 395 -5,076 Haziran H i 0.01 -1.49 -3,741 -1,326 -6,110 -2,657 -2,434 -3,281 366.6 384.9 366.6 387.7 368.0 391.3 404.4 407.9 406.9 8.94 7.93 8.14 7.89 8.43 7.52 9.03 9.27 9.79 8.51 20,714 28,056 32,256 30,250 22,061 23,207 22,633 27,345 421.7 414.5 408.0 515.8 436.5 513.1 445.7 529.9 449.5 525.6 102.5 107.8 100.7 107.9 98.0 109.8 103.8 110.8 Aralık 1.00 0.12 0.58 0.38 1.8589 1.7791 2.4522 2.3332 417.3 470.7 528.1 100.3 110.0 100.6 113.4 565.6 665.2 162.1 185.9 56.4 75.2 EKONOMİK FORUM 115i GÖSTERGELER GSYH Fiyatlar (yüzde değişim) Birinci çeyrek İkinci çeyrek Üçüncü çeyrek Dördüncü çeyrek Yıllık 2013 2.9 2012 3.1 4.4 2.8 1.5 1.4 2.2 2011 12.4 9.3 8.7 5.3 8.8 (yüzde değişim) 2010 12.6 10.4 5.3 9.3 9.2 2013 .On bir aylık .Yıllık .Yıllık ortalama 2012 Değ.(%) ÜFE .Kasım 2012 0.62 5.80 5.67 4.10 TÜFE .Kasım 1.66 2.58 3.60 6.98 .On bir aylık .Yıllık .Yıllık ortalama 2013 2012 0.01 6.91 7.32 7.39 0.38 5.76 6.37 9.26 Repo Hacmi (Bin ¨) Dış Ticaret (Milyon $) 2013 Ekim . Müşterilerle yapılan . İhracat 12,105 13,191 -8.23 . İthalat 19,480 18,787 3.69 . Açık -7,375 -5,596 31.79 62.1 70.2 .İhracat/ithalat (%) . Mali kuruluşlar arasında yapılan 02/12/13 03/12/12 Değ. (%) 1,757,186 1,432,733 22.65 32,315,221 18,847,147 71.46 Merkezi Yönetim Bütçesi (Milyon ¨) (Ocak-Ekim) Ocak-Ekim 2013 271,037 289,791 -18,754 24,502 320,064 327,728 -7,664 38,583 Değ.(%) 18.09 13.09 . İhracat 124,539 126,103 . İthalat 207,104 195,770 5.79 . Açık -82,565 -69,667 18.51 60.1 64.4 . İhracat 150,898 149,660 0.83 29/11/13 30/11/12 . İthalat 247,878 235,013 5.47 TOPLAM 528,069,858 454,753,542 16.12 . Açık -96,980 -85,353 13.62 . Vadesiz 87,843,634 68,017,557 29.15 60.9 63.7 . Vadeli 440,226,224 386,735,985 13.83 .İhracat/ithalat (%) -1.24 2012 18.09 13.09 -59.13 57.47 Cari İşlemler Dengesi (Milyon $) (Ocak-Eylül) CARİ İŞLEMLER DENGESİ Döviz geliri . İhracat . Turizm . Faiz . Diğer 2012 -38,370 Fark 10,630 Değ.(%) 27.7 160,449 156,961 3,488 120,862 120,138 724 0.6 21,283 18,836 2,447 13.0 2.2 1,285 1,326 -41 -3.1 17,019 16,661 358 2.1 Döviz gideri -209,449 -195,331 14,118 7.2 . İthalat . Turizm . Faiz . Diğer Eylül itibariyle yıllık -181,462 -170,981 10,481 6.1 -3,405 -2,825 580 20.5 -4,236 -4,291 -55 -1.3 TOPLAM .Döviz rezervi .Altın -20,346 -17,234 3,112 18.1 -59,135 -54,256 4,879 9.0 29/11/13 134,617 114,282 20,335 $) 30/11/12 118,366 100,166 18,200 Değişim (%) 13.73 14.09 11.73 Reel Kur Endeksi (2003=100) (TÜFE’ye göre) Kasım 06 Kasım 07 Kasım 08 Kasım 09 112.49 129.95 115.27 116.51 Kasım 10 Kasım 11 Kasım 12 Kasım 13 131.02 110.49 119.40 109.41 TOPLAM . ABD Doları . Euro (Dolar karşılığı) .Diğer dövizler (dolar karşılığı) 23/11/13 23/11/12 435,975,922 24.82 . Vadesiz ve yedi gün ihbarlı 89,750,997 65,001,638 38.07 . Bir ay vadeli 67,724,744 57,541,300 17.70 . Üç ay vadeli 334,835,311 255,935,352 30.83 . Altı ay vadeli 27,141,559 41,698,907 -34.91 . Bir yıl vadeli ve daha uzun vadeli 24,716,102 15,798,725 56.44 203,342,364 50.41 . Vadesiz ve yedi gün ihbarlı 59,452,266 34,738,347 71.14 . Bir ay vadeli 39,864,976 37,282,773 6.93 . Üç ay vadeli 148,218,968 96,416,530 53.73 . Altı ay vadeli 24,725,980 13,605,616 81.73 . Bir yıl vadeli ve daha uzun vadeli 33,595,071 21,299,098 57.73 29/11/13 30/11/12 Değ.(%) Tüketici Kredileri ve Kredi Kartları 322,412,085 255,411,270 26.23 . Tüketici kredileri 232,075,855 182,323,783 27.29 99,699,713 77,716,414 28.29 TOPLAM 860,330,919 649,642,438 32.43 Yurtiçi krediler 856,200,942 646,539,744 32.43 Konut .¨ krediler 650,124,721 508,522,049 27.85 Taşıt .Yabancı para krediler 206,076,221 138,017,695 49.31 Diğer 4,129,977 3,102,694 33.11 2013 2012 Değ.(%) 16,537 10,294 60.65 .Hizmetler 13,843 12,142 14.01 .İmalat 26,390 15,495 70.31 7,193 1,816 296.09 63,963 39,747 60.93 EKONOMİK FORUM 7,822,246 7,298,959 7.17 124,553,896 97,308,410 28.00 90,336,230 73,087,487 23.60 . Tüketici kredileri 5,267,386 4,149,074 26.95 . Kredi kartları 4,884,796 4,170,569 17.13 .Kredi kartları Tasfiye olunacak Yatırım Teşvikleri Belgeleri (Milyon ¨) (Ocak-Ekim) 116 Değ. (%) 305,857,261 b-Yabancı para mevduat Değ. (%) Toplam Değ. (%) 14.21 7.71 19.40 24.98 3.47 544,168,713 a- ¨ mevduat 30/11/12 .Madencilik 30/11/12 101,898 61,015 29,885 38,836 2,047 Mevduatın Vade Dağılımı (Bin ¨) 29/11/13 .Enerji 29/11/13 116,374 65,719 35,683 48,537 2,118 Tüketici Kredileri ve Kredi Kartları (Bin ¨) Mevduat Bankaları Kredileri (Bin ¨) Yurtdışı krediler Değ. (%) Yurtiçi Yerleşiklere Ait DTH (Milyon $) 2013 -49,000 Merkez Bankası Döviz Rezervi (Milyon 57.47 Yurtiçindekilerin toplam ¨ mevduatı (Bin ¨) Ekim itibariyle yıllık .İhracat/ithalat (%) -59.13 Şirket Kuruluşları (Ocak-Ekim) 2013 2012 . Kurulan 40,085 32,459 Değ.(%) 23.49 . Kapanan 12,101 10,847 11.56 En Yüksek Faiz Oranları (20 Kasım 2013 itibariyle) ¨ mevduata uygulanan faiz (%) ABD Doları mevduata uygulanan faiz (%) İnşaat Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesi Euro mevduata uygulanan faiz (%) Daire sayısı (Ocak-Eylül) 2013 2012 Değ.(%) . Ruhsat 591,014 533,221 10.84 490,990 374,138 31.23 . Bir aya kadar vadeli 3,00 -20,00 . Bir aya kadar vadeli 0,25 - 9,50 . Bir aya kadar vadeli 0,25 - 9,50 . Yapı kullanma izin belgesi . Üç aya kadar vadeli 4,00 -20,00 . Üç aya kadar vadeli 0,25 - 9,50 . Üç aya kadar vadeli 0,25 - 9,50 İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (Yüzde) 4,00 -18,00 . Altı aya kadar vadeli 0,25 - 9,50 . Altı aya kadar vadeli 0,25 - 9,50 .Kasım 4,00 -18,00 . Bir yıla kadar vadeli 0,25 - 9,50 . Bir yıla kadar vadeli 0,25 - 9,50 Protestolu Senetler (Ocak-Ekim) . Altı aya kadar vadeli . Bir yıla kadar vadeli İç Borç Stoku (Milyar ¨) .Ekim sonu 2012 406.9 Değ.(%) 391.3 . Tutar (Bin ¨ ) 2012 75.6 74.0 Değ.(%) 2013 2012 912,096 862,107 5.80 6,199,298 5,498,680 12.74 . Adet 2013 2013 3.99 İşsizlik Verileri (Bin Kişi) Para Arzı (Bin ¨) M1 Ağustos 13 Temmuz 13 .15 ve daha yukarı yaştaki nüfus 55,715 55,642 54,841 27.22 .İşgücü durumu 28,766 28,785 27,812 25,960 26,099 25,367 2,806 2,686 2,445 9.8 9.3 8.8 29/11/13 30/11/12 Değ. (%) 196,982,694 154,833,404 Ağustos 12 DOLAŞIMDAKİ PARA 66,828,205 53,720,680 24.40 … İstihdam edilenler Dolaşıma Çıkan Banknot + Madeni Para 75,928,415 61,407,476 23.65 … İşsizler 9,100,210 7,686,796 18.39 VADESİZ MEVDUAT (¨ ) .İşsizlik oranı (%) 88,859,238 66,992,260 32.64 .Tarım dışı işsizlik oranı (%) 12.3 11.8 11.3 Mevduat Bankaları 81,176,421 62,139,294 30.64 .Genç nüfusta işsizlik oranı (%) 18.7 18.0 17.2 7,674,906 4,844,909 58.41 Banka Kasaları (-) Katılım Bankaları TCMB 7,911 8,057 -1.81 VADESİZ MEVDUAT (YP) 41,295,251 34,120,464 21.03 Mevduat Bankaları 37,923,893 31,618,713 19.94 3,362,545 2,471,825 36.03 8,813 29,926 -70.55 M2 861,021,174 710,044,199 21.26 VADELİ MEVDUAT (¨ ) 453,239,614 393,047,121 15.31 Katılım Bankaları TCMB Mevduat Bankaları Katılım Bankaları 426,057,288 370,328,853 15.05 27,182,326 22,718,268 19.65 DIŞ BORÇ STOKU (Milyon $) 2013 2.Ç. 2013 1.Ç. Türkiye brüt dış borç stoku (toplam) 367,343 2012 2011 2010 349,895 337,492 304,361 291,969 Kısa vadeli 125,687 114,944 100,832 81,934 77,326 Uzun vadeli 241,656 234,951 236,660 222,427 214,643 89,081 Kamu sektörü (toplam) 108,595 103,324 103,290 94,281 Kısa vadeli 15,382 12,598 11,040 7,013 4,290 Uzun vadeli 93,213 90,726 92,250 87,268 84,791 11,565 - - TCMB (toplam) 6,395 6,637 7,088 9,334 VADELİ MEVDUAT (YP) 210,798,866 162,163,674 29.99 Kısa vadeli 963 980 1,036 1,239 1,553 Mevduat Bankaları 196,077,478 150,220,285 30.53 Uzun vadeli 5,432 5,657 6,052 8,095 10,012 14,721,388 11,943,389 23.26 Özel sektör (toplam) 191,324 - - 900,271,667 751,052,599 TCMB Katılım Bankaları TCMB M3 REPO 19.87 5,742,919 4,660,466 23.23 PARA PİYASASI FONLARI (B TİPİ LİKİT FONLAR) 11,141,988 17,440,742 -36.12 İHRAÇ EDİLEN MENKUL DEĞERLER 22,365,586 18,907,192 18.29 Tüketici Güven Endeksi Ekim 13 Eylül 13 Değ.(%) 252,353 239,934 227,114 200,747 Kısa vadeli 109,342 101,366 88,756 73,682 71,483 Uzun vadeli 143,011 138,568 138,358 127,065 119,841 ÖNCEKİ DÖNEME GÖRE FARK (Milyon Dolar) 17,448 12,403 33,131 12,392 22,864 Kısa vadeli 10,743 14,112 18,898 4,608 28,333 Uzun vadeli 6,705 -1,709 14,233 7,784 -5,469 5,271 34 9,010 5,200 5,599 Türkiye brüt dış borç stoku (toplam) Kamu sektörü (toplam) TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ(*) 75.5 72.1 4.7 .Hanenin maddi durum beklentisi 92.2 90.3 2.1 Kısa vadeli 2,784 1,558 4,027 2,723 692 .Genel ekonomik durum beklentisi 101.6 95.8 6.1 Uzun vadeli 2,487 -1,524 4,983 2,477 4,907 84.0 82.2 2.2 TCMB (toplam) -242 -451 -2,246 -2,231 -1,597 Kısa vadeli -17 -56 -203 -314 -211 Uzun vadeli -225 -395 -2,043 -1,917 -1,386 .İşsiz sayısı beklentisi (**) .Tasarruf etme ihtimali 24.3 20.1 20.9 (*)Beklentiler gelecek 12 aylık dönem için sorgulanıyor. (**)Söz konusu endeksin artması, işsiz sayısı beklentisinde azalışı, azalması ise işsiz sayısı beklentisinde artışı gösteriyor. Özel sektör (toplam) Sanayi Üretimi Değişimi (%) Eylül 2013 Eylül 2012 .Arındırılmamış endekse göre (yıllık) 6.4 4.9 .Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre (yıllık) 6.4 3.5 .Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endekse göre (bir önceki aya göre) 5.8 0.6 Dış Borç Anapara ve Faiz Ödemesi (Milyon $) (Ocak-Kasım) Toplam . Kamu . Merkez Bankası . IMF'ye ödemeler 2013 9,626 8,423 345 858 2012 12,105 9,650 425 2,030 Değ.(%) -20.48 -12.72 -18.82 -57.73 12,820 26,367 9,423 18,863 7,976 12,610 15,074 2,199 27,852 Uzun vadeli 4,443 210 11,293 7,224 -8,989 ÖNCEKİ DÖNEME GÖRE DEĞİŞİM (Yüzde) 5.0 3.7 10.9 4.2 8.5 Kısa vadeli 9.3 14.0 23.1 6.0 57.8 Uzun vadeli 2.9 -0.7 6.4 3.6 -2.5 5.1 0.0 9.6 5.8 6.7 22.1 14.1 57.4 63.5 19.2 Türkiye brüt dış borç stoku (toplam) Kamu sektörü (toplam) Kısa vadeli Uzun vadeli 2.7 -1.7 5.7 2.9 6.1 TCMB (toplam) -3.6 -6.4 -24.1 -19.3 -12.1 Kısa vadeli -1.7 -5.4 -16.4 -20.2 -12.0 Uzun vadeli -4.0 -6.5 -25.2 -19.1 -12.2 5.2 5.6 13.1 4.9 10.9 Özel sektör (toplam) Turist Sayısı Ocak-Eylül 12,419 Kısa vadeli 2013 2012 Değ.(%) Kısa vadeli 7.9 14.2 20.5 3.1 63.8 28,355,164 25,756,984 10.09 Uzun vadeli 3.2 0.2 8.9 6.0 -7.0 EKONOMİK FORUM 117i HABER TOBB YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI HALİM METE: “Dönüşüm süreci tarihi bir fırsat sunuyor” TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, son beş yılda bölgede yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmelere değinerek, yaşanan dönüşüm sürecinin, bölgeyi ç tarihi bir fırsat sunduğunu ğ istikrarlı ve müreffeh hale getirmek için belirtti. T OBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, Ekonomi Bakanlığı’nın Ankara’daki Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Komşu Ülkeler Ticaret Müşavirleri Değerlendirme Toplantısı kapsamında, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) organizasyonunda düzenlenen “Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Komşu Ülkeler Ticaret Müşavirleri Firma Buluşmaları Etkinliği”ne katıldı. Orta Doğu, Kuzey Afrika ve komşu ülkeler ticaret müşavirleri ile katılımcı firmaların yer aldığı etkinliğe Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Vekili İbrahim Şenel, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Başkanı Dr. Hasan Sert, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Bostan, Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (INTES) Başkanı M. Şükrü Koçoğlu, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Başkanı Mustafa Koca ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener de katıldı. TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete konuşmasında, son beş yılda bölgede yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmelere değinerek, yaşanan dönüşüm sürecinin, bölgeyi istikrarlı ve müreffeh hale getirmek için tarihi bir fırsat sunduğunu belirtti. Bölgedeki insanların yüzyıllar boyunca birlikte yaşadığını ifade eden Mete, müşterek hayat tarzı ve tarihin derinliklerinden gelen ortak değerler sayesinde herkesle kolay diyalog kurabilme ve anlaşabilme olanağına sahip olduklarını vurguladı. 118 EKONOMİK FORUM Gelişmiş ülkelere bakıldığında, ticaretlerinin büyük bir kısmını komşu ülkelerle gerçekleştirdiğini dile getiren TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, 1 trilyon doların üzerinde ihracatı bulunan Almanya’nın ürünlerinin %74’ünü, Avrupa ülkeleriyle yaptığını, Türkiye’nin de komşşularıyla y ticaretini geliştirmesi gerektiğini ifade etti. Mete konuşmasında, “Uzun süredir Me Türkiye, ticaretinin büyük bir kısmını Türk Avrupa ülkeleriyle gerçekleştirmiştir. Av Ancak Türkiye yeni düzen ve güç A dengesiyle birlikte artık bölgedeki yatırım ve iş pazarlarını genişletiyor. Afrika’ya açıldık, Latin Amerika’yı zorluyoruz. Diğer taraftan, Transatlantik Ticaret ve Yatırım ortaklığı sürecine dâhil olmak istiyoruz. Artık sadece komşunun aldığıyla yetinmiyor, dünyanın öbür ucundaki pazarları da hedefö liyoruz. Vizyonumuz genişledi, bekliy lentilerimiz büyüdü” dedi. lent Mete ayrıca, küresel güç dengesinin Me Orta Doğu, Doğ Kuzey Afrika ve yakın komşuların bulunduğu coğrafyanın merkezinde odakl b l d landığını belirtti. Türkiye ekonomisinin son 10 yıllık dönüşümüne de değinen Mete, bulundukları coğrafya içinde ticaretin kolaylaştırılmasını, ekonomik işbirliği ve karşılıklı yatırım ilişkilerinin geliştirilmesini istediklerini, bunun da kapsamlı ve çok boyutlu bir süreç içinde ele alınmasıyla mümkün olabileceğini söyledi. DÜNYADAN İŞ TEKLİFLERİ İşbirliği Teklifleri Bülteni 120 İşbirliği Teklifleri Bülteni’nde, çeşitli ülkelerdeki firma ve kuruluşlardan TOBB’a gönderilen ticari, mali ve teknik işbirliği teklifleri duyurulmaktadır. Bu bilgilere www.tobb.org.tr adresinden de ulaşabilmektedir. Burada yer alan işbirliği teklifleri, kaynak belirtilmesi koşuluyla yayımlanabilir. Duyurusu yapılan yabancı firmalarla temaslar ve müzakereler konusunda TOBB’un herhangi bir aracılık, tercüme veya danışmanlık hizmeti bulunmamaktadır. Bültende yer alan bilgilerin doğruluğu ve güncelliği konusunda TOBB’un herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. TOBB, tekliflerin içeriğinden, size değişikliğe uğrayarak ya da geç ulaşmasından sorumlu tutulamaz. Öte yandan, siz de mal ve hizmet alışverişine yönelik ticari, ortak yatırım ve finansmana yönelik mali ve teknoloji alışverişine yönelik teknik nitelikteki teklif ya da taleplerinizin İngilizce olarak yurtdışındaki ekonomi ve ticaret çevrelerine iletilmesini istiyorsanız, lütfen http://boft.tobb.org.tr adresine bağlanınız. Adres: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği - Dış Ticaret Müdürlüğü TOBB İkiz Kuleleri, Eskişehir Yolu 9. Km (Bilkent Kavşağı) 06530 - ANKARA Tel: 0 (312) 218 22 29 Faks: 0 (312) 218 22 09 e-posta: [email protected] EKONOMİK FORUM 119i İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ YYur ur tdışından tdd ışındd an İşbirliği İ şbb i rll i ğ i TTeklifleri ekk l i f l er Tarım, bahçıvanlık, avcılık ve ilgili ürünler HiNDiSTAN 201300203 FİRMA ADI: CHREOTECHNICS INC e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Inderneeil A Mukherjjee / Export Manager Hindistan menşeli tarımsal ürünler (baharatlar, bakliyat, Basmati pirinci, suyu alınmış sebzeler, yağlı tohumlar ve yemlik bitkiler) ihracatçısı olan firma, ürünlerine Türkiye’den de müşteriler aradığını bildirmiştir. Ormancılık ve tomruk endüstrisi ürünleri MACARiSTAN 201300199 FİRMA ADI: KMY TRADE Kft. TEL: ++36 (70) 555-9554 FAKS: ++36 (20) 419 2199 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Bekir Öztürk Macaristan’da faaliyet gösteren ticaret şirketi, yılbaşı için 150 bin adet çam ağacı (ağaç boyu: 1-2 m - Weihnachtsbaum) almak istediğini bildirmiştir. Kömür, linyit, turba ve kömür esaslı diğer ürünler RUSYA 201300213 FİRMA ADI: SHARK INTERMODAL SYSTEMS Socialisticheskaya 14A, office 713, 191119, Saint-Petersburg, Russia TEL: ++7 (812) 309 75 65 FAKS: ++7 (812) 309 75 65 e-posta: [email protected] Leningrad Bölgesi Ticaret ve Sanayi Odası üyesi olan Shark Intermodal Systems Ltd. Şti.’nin çeşitli niteliklerde turba toprakları, torf substratları, farklı alanlarda kullanılabilecek torf toprak karışımları ve turba yakıt briketlerini ihraç etmek istediği bildirilmiştir. Şirketin ticari teklifini incelemek için tıklayınız. 120 EKONOMİK FORUM Madencilik, taş ocağı işletme ve diğer ilgili ürünler PAKiSTAN 201300216 FİRMA ADI: GLOBAL ENTERPRISES No. 101-K, Block-2, P.E.C.H.S. Shah rah -e- Quaideen, Karachi ‘ 75400, Pakistan TEL: ++92 (21) 34546162 FAKS: ++92 (21) 345 46162 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: M. I. AHMED Firma petrol sondajı için topak ya da toz biçiminde barit (baryum sülfat), boya ve diğer sanayi için topak ya da toz biçiminde beyaz barit, sabun taşı (talk), kil (çin kil, ateş tuğlası kili, bentonit), kalker (kalsiyum karbonat), alçı, ufalanmış ya da toz biçiminde fosfat, silisli kum (SIO2), kuvars vs. satmak istediğini bildirmiştir. Gıda maddeleri ve içecekler BULGARiSTAN 201300187 FİRMA ADI: BRIZI NATURAL TEL: ++359 (894) 077777 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Vezhdi Ormanov Köpüklü soğuk içecek ve soğuk çay (Ice Tea) imalatı yapan firma, dağıtımcılık vermek üzere Türk firmalarla bağlantı kurmak istediğini bildiriyor. 201300195 FİRMA ADI: NİVEL IMPORT - EXPORT TEL: +359 (889) 256456 FAKS: +359 (2492) 2344 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Niyazi Karataban İthalat, ihracat alanında faaliyet gösteren firma, Türkiye’ye Bulgaristan’ın yerli üretimi olan Osmancık ve Baldo pirinç satmak istediğini bildiriyor. İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ konusunda da işbirliği yapmak istediğini bildirmiştir. Firma, Eylül ayı içerisinde Türkiye’ye bir iş gezisi yapma arzusunda olduğunu da belirtmiştir. KARADAĞ 201300220 FİRMA ADI: PRIMUS ELECTRONICS TEL: ++382 (67) 300 592 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Xhaudet (Cevdet) Cakuli Karadağ’ın büyük firmalarından olup, Ulcinj şehrinde faaliyet gösteren Primus Electronics (www.primus-el.com) firması; T.C. Podgorica Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla Birliğimize başvurarak Türk malı dondurulmuş gıda, şeker, sakız, bisküvi, kraker, gofret, dondurma, çikolata ve çikolatalı ürünlerin bölge bayiliğini (Karadağ, Kosova, Arnavutluk) almak istediğini bildirmiştir. MALi CUMHURiYETi 201300185 FİRMA ADI: CCM- Compaigne Commercial du Mali BP.E 1805 Bamako Mali TEL: +223 (71) 254057 e-posta: [email protected] HiNDiSTAN 201300204 FİRMA ADI: CHREOTECHNICS INC FİRMA ADI: GLOBAL ANDES COMPANY LIMITED TEL: +852 (3188) 2309 FAKS: +852 (3188) 2307 e-posta: [email protected] e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Inderneeil A Mukherjjee / Export Manager Hindistan menşeli tarımsal ürünler (baharatlar, bakliyat, Basmati pirinci, suyu alınmış sebzeler, yağlı tohumlar ve yemlik bitkiler) ihracatçısı olan firma, ürünlerine Türkiye’den de müşteriler aradığını bildirmiştir. Yetkili Kişi: Ms. Jessie CHAN Firma Türkiye’den yaş meyve/ sebze ithal etmek istiyor. Söz konusu talep Birliğimize, T.C. Hong Kong Başkonsolosluğu Ticaret Ataşeliği aracılığıyla iletilmiştir. HONG KONG 201300189 201300198 FİRMA ADI: Geo & Co. Limited 2502 Exchange Tower, 33 Wang Chiu Road, Kowloon Bay, Hong Kong TEL: ++852 (2815) 7665 FAKS: ++852 (2815) 7661 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Ms. Suki Wong / PA to CEO Çeşitli sektörlere pazara giriş, işletme çözümleri, satın alma ve satış danışmanlığı alanlarında hizmet veren yönetim danışmanlığı firması, Asya Pasifik ülkelerine ihracata ilgi duyan zeytinyağı, lokum, çay ve şarap üreticisi/tedarikçisi Türk firmalarıyla bağlantı kurmak ve aynı zamanda söz konusu ürünlerin pazarlanması Yetkili Kişi: Traore Abdoulaye/ Managing Director Firma, Mali menşeli susam tohumu satmak üzere Türk firmalarla bağlantı kurmak istediğini bildiriyor. RUSYA 201300222 FİRMA ADI: RUSYA FEDERASYONU TÜRKİYE TİCARET TEMSİLCİLİĞİ Atatürk Bulvarı, No.106, Kavaklıdere / ANKARA TEL: ++90 (312) 425 4690 FAKS: ++90 (312) 425 2090 e-posta: [email protected] Rusya Federasyonu Türkiye Ticaret Temsilciliği’nden Birliğimize gönderilen bir yazıda, Rusya’nın Helal Sertifika Merkezi’nin (http:// EKONOMİK FORUM 121i İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ en.halalcenterrussia.ru/) Türkiye ile işbirliği yapmak istediği bildirilmiştir. Temsilcilik yazısında, ilgilenenlerin kendilerine de başvurabilecekleri belirtilmektedir. YUNANiSTAN 201300225 FİRMA ADI: Galip GALİP FAKS: +30 (253) 1023677 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Galip GALİP Firma, Yunanistan’a ithal etmek için, kuruyemiş ve kurutulmuş meyve talep ediyor. Tekstil ve tekstil malzemeleri ARJANTiN 201300219 FİRMA ADI: Imcopesa S.A. e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Miguel Angel Di Gennaro 122 EKONOMİK FORUM T.C. Buenos Aires Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği tarafından, görev bölgelerinde yerleşik Imcopesa S.A. firmasının Türkiye’den HS kodu 5509.32 olan sentetik devamsız liflerden iplikler (akrilik iplik) ithal etmek istediği bildirilmiştir. Elbise ve ayakkabı RUSYA 201300212 FİRMA ADI: BUDU MAMOY 195271, St. Petersburg, Kondratyevskiy Street. 83 Block 1 Russia TEL: ++7 (812) 543 32 52 FAKS: ++7 (812) 543 01 12 e-posta: [email protected] GÜNEY AFRiKA 201300186 FİRMA ADI: SAWomEng TEL: +27 (83) 3902 915 FAKS: +27 (86) 6046 761 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Naadiya Moosajee Firma, gece giysisi, bayan iş kıyafetleri ve bayan palto kumaşları almak istediğini bildiriyor. Söz konusu talep, Birliğimize Güney Afrika Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği vasıtasıyla iletilmiştir. Yetkili Kişi: Inna L. NATHA Merkezi Rusya Federasyonu’nun St. Petersburg şehrinde bulunan ve hamile hanımlar için iç ve dış giyim ürünleri alanında 20 mağazasıyla faaliyet gösteren Budu Mamoy (Anne Olacağım) firmasının hamile ve emzikli anneler için korseli iç çamaşırı, mayo, korse (bandaj) ve külotlu çorap siparişlerini verebilmek amacıyla İstanbul’a yakın olan bölgelerde yerleşik olan iç çamaşırı üretim fabrikaları aradığı bildirilmiştir. Firmanın ürünlerinin fiyat açısından orta ve ekonomik düzeyde olduğu belirtilmiştir. Kimyasal maddeler, kimyasal ürünler ve yapay elyaflar BAŞKORTOSTAN CUMHURİYETİ 201300221 FİRMA ADI: Ishimbay Specialized Chemical Plant of Catalysts 453203, Bashkortostan, Ishimbay, Levyi bereg, 6 RUSSIA TEL: ++7 (3473) 21 63 09 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Shchepin Alexander Borisovich / Head of Marketing and Sales Department Rusya’nın Başkortostan Cumhuriyeti’nde bulunan KNT Group’a bağlı katalizör üreticisi Ishimbay Specialized İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ Chemical Plant of Catalysts (ISCPC) Firması; Rusya Ticaret Mümessilliği aracılığıyla Birliğimize başvurarak, Türkiye’deki petrol ve gaz rafinerilerinin tedarikçisi olmak istediğini bildirmiştir. İşbirliği teklifinin ayrıntısı için tıklayınız. RUSYA 201300223 FİRMA ADI: RUSYA FEDERASYONU TÜRKİYE TİCARET TEMSİLCİLİĞİ Atatürk Bulvarı, No.106, Kavaklıdere / ANKARA TEL: ++90 (312) 425 4690 FAKS: ++90 (312) 425 2090 e-posta: [email protected] İNGiLTERE 201300193 FİRMA ADI: Bridwell Company Limited TEL: +44 (207) 278855 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: John Sullivan Yaprak gübresi, bitki besleyicisi, tarım ilacı, organik gübre, bitki gelişim düzenleyici üreticisi olan İngiliz firma, pek çok ülkeye ihracat yapmakta olup, Türk Tarım pazarına açılmak istediğini bildiriyor. Firma ayrıca, bu alanda faaliyet gösteren Türk firmalarla bağlantı kurmak, ürünlerini Türkiye’ye satmak ve distribütörlük vermek istediğini bildiriyor. Rusya Federasyonu Türkiye Ticaret Temsilciliği’nden Birliğimize gönderilen bir yazıda, Rusya’nın Helal Sertifika Merkezi’nin (http:// en.halalcenterrussia.ru/) Türkiye ile işbirliği yapmak istediği bildirilmiştir. Temsilcilik yazısında, ilgilenenlerin kendilerine de başvurabilecekleri belirtilmektedir. Kauçuk, plastik ve pelikülfilm ürünler A.B.D. 201300190 FİRMA ADI: Gold Cup Logistics Summit NJ TEL: +1 (908) 4185865 FAKS: +1 (279) 0313 e-posta: [email protected] e-posta: www.goldcuplogistics.com Yetkili Kişi: Mehmet Timur Türkiye ile İsviçre arasında ticari ilişkileri olan firmalara işletme, hukuk, finans, muhasebe vb. alanlarda danışmanlık ve aracılık hizmetleri sunan firma, Körfez ülkelerinin birinde inşa edilen 720 odalı 3 yıldızlı otelin teşrifinde kullanılacak olan mobilya ve PVC kapılar için üretici firmalar ile acil bağlantı kurmak istediğini bildirmiştir. TIM GROUP ile işbirliği yapma arzusunda olan firmaların, şirket bilgilerini ve ilgi beyanlarını, [email protected] e-posta adresine göndermeleri istenmektedir. Amerikalı bir lojistik firması, siyah alçıpan vidası, galvanizli ahşap vidası, galvanizli kancalı vida, çekmece kulpu ve su hortumu ithal etmek istediklerini bildiriyor. ARJANTiN 201300218 FİRMA ADI: Protefilm SRL e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Alberto Vazquez T.C. Buenos Aires Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği tarafından, görev bölgelerinde yerleşik Protefilm SRL firmasının Türkiye’den HS kodu 3901.10 olan etilen polimerleri ithal etmek istediği bildirilmiştir. İSViÇRE 201300208 FİRMA ADI: TIM GROUP (Switzerland) Alte Dorfstr. 22, CH-8910 Affoltern a/A SWITZERLAND TEL: ++41 (44) 761 74 24 FAKS: ++41 (44) 760 04 83 Metalik olmayan diğer ürünler ARJANTiN 201300217 FİRMA ADI: IVA S.A. e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Marcelo Perez T.C. Buenos Aires Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği tarafından, görev bölgelerinde yerleşik I.V.A.S.A. firmasının Türkiye’den HS kodu 70.02.10, 70.02.20, 70.02.30, 70.10.90, 70.17.10, 70.17.20 ve 70.17.90 olan cam ürünleri ithal etmek istediği bildirilmiştir. Mamul ürün ve malzemeler A.B.D. 201300191 FİRMA ADI: Gold Cup Logistics Summit NJ TEL: +1 (908) 4185865 FAKS: +1 (279) 0313 e-posta: www.goldcuplogistics.com Amerikalı bir lojistik firması, siyah alçıpan vidası, galvanizli ahşap vidası, galvanizli kancalı vida, çekmece kulpu ve su hortumu ithal etmek istediklerini bildiriyor. AVUSTURYA 201300197 FİRMA ADI: Avusturya Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarlığı EKONOMİK FORUM 123i İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ Armada İş Merkezi, Eskişehir Yolu 6, A Blok, Kat. 13, No.19 06520 Söğütözü - Ankara TEL: ++90 (312) 219 21 41 FAKS: ++90 (312) 219 21 45 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Konstantin Bekos / Avusturya Ticaret Müsteşarı Farklı materyallerden oluşan yer ve duvar döşemeleri için yenilikçi çözümleri sunan Avusturyalı ‘Leitner Handels GmbH’ Firması, Avusturya Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarlığı aracılığıyla Birliğimize başvurarak Türkiye’de Ortak ya da temsilci arayışında olduğunu bildirmiştir. Firmanın TERRA LEVEL www.terra-level.com adındaki ürününün kendi buluşu olduğu ve tüm Avrupa’da patentli olduğu belirtilmiştir. Söz konusu ürünün taş, seramik, fayans, kalebodur ve beton plaka döşemelerinde, yenilikçi ve yüksek kalitede çözüm yöntemleri sunduğu ve başka herhangi bir materyal kullanılmadan döşeme yapılabildiği belirtilmiştir. İstekli Türk şirketlerinin, ilgi beyanlarını Avusturya Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarlığı aracılığıyla ‘Leitner Handels GmbH’ Firmasına iletebilecekleri bildirilmiştir. MEKSiKA 201300200 FİRMA ADI: EHURISA Consultores y Constructores S.A. de C.V. TEL: ++52 (1) 55 48706699 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Ulaş ORHANÖZEY Meksika’nın Mexico City şehrinde inşaat (Ehurisa) ve köpek eğitimi (Etac) üzerine hizmet veren Türk firması, Türkiye’den iş geliştirmek veya fuarlara katılmak üzere Meksika ya da diğer Latin Amerika ülkelerine gelecek firmalarla işbirliği yapma arzusunda olduklarını bildirmiştir. 124 EKONOMİK FORUM PAKiSTAN 201300183 FİRMA ADI: Sahyadri Industries Ltd 39, D, Jawaharlal Nehru Road, Gultekadi, Opp. Apsara Theatre Pune, Mah. TEL: +91 (20) 26444625 FAKS: +91 (20) 26458888 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Sanjay Gurav/ Business Development Manager Selüloz- fiber karışımı çimento levha (Cellulose Fiber Cement boards) dağıtımcısı olan firma, inşaat malzemeleri ithalatçıları ve mimarlar ile bağlantı kurmak istediklerini bildiriyor. RUSYA 201300194 FİRMA ADI: Omskkrovlya, JSC 644040, Russia, Omsk 38 Kombinatskaya street TEL: +7 (960) 99 333 22 Oviedo, FL 32765 USA TEL: +1 (407) 951 6750 e-posta: [email protected] e-posta: [email protected] Rusya’da yüksek kaliteli çatı bitümü, Sibirya’nın sert hava şartlarına dayanıklı olan yumuşak çatı ve su yalıtım malzemeleri üreticisi olan firma, Türk firmalarıyla işbirliği yapmak istemektedir. Söz konusu işbirliği teklifi Birliğimize, Rusya Federasyonu Türkiye Ticaret Temsilciliği aracılığıyla iletilmiştir. Yetkili Kişi: David A. Warar/ CEO Saç kurutması, saç maşası, saç kesme makinesi (hair clippers and trimmers), kişisel bakım seti (personal groomers) ve tıraş makineleri gibi elektrikli bakım ürünleri ile tost makinesi, kahve makinesi, blender, meyve suyu sıkacağı, mutfak robotu, ızgara ve ütü gibi elektrikli küçük ev aletleri üreticileri ile bağlantı kurmak istediklerini bildiren firma, bu alanda faaliyet gösteren imalatçı ve tedarikçilerle işbirliği yapmak orta vadede ise Türkiye’ye yatırım yapmak istediklerini bildiriyor. Firma tarafından, talep kapsamında yıllık 300 Makineler, ekipmanlar, aletler, cihazlar ve ilgili ürünler A.B.D. 201300188 FİRMA ADI: Global Strategy, Inc. 1750 W. Broadway St., Ste. 103, İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ milyon ABD Doları hacmindeki tedarikin ülkemize kaydırılması, miktar bazında ise toplam 14 milyon adet ürünün ülkemizde üretimi ve ihracatının gerçekleştirilmesi söz konusu olduğu belirtilmiştir. İlgili talep Birliğimize, T.C. New York Başkonsolosluğu Miami Ticaret Ataşeliğimiz vasıtasıyla iletilmiştir Ayrıntılar için tıklayınız. AVUSTURYA 201300182 FİRMA ADI: KUMERA Antriebstechnik GmbH Raiffeisenstrasse 38-40 8010 Graz/ Austria TEL: ++43 (316) 47 15 24 - 27 FAKS: ++43 (316) 46 25 50 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Mr. Helmut Hochegger Buharlı kurutma sistemleri sunan Kumera Corporation isimli Avusturyalı bir firma, Avusturya Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarlığı aracılığıyla Birliğimize başvurarak, Türkiye’de temsilci ya da dağıtımcı aradığını bildirmiştir. Firma, yeni ve özel geliştirmiş olduğu, diğer sistemlere göre teknik ve ekonomik açıdan daha üstün, kömür bazlı kurutma sistemini Türkiye piyasasına sunmak için bir ortak aramaktadır. LÜKSEMBURG 201300205 FİRMA ADI: LÜKSEMBURG BÜYÜK DUKALIĞI ANKARA BÜYÜKELÇİLİĞİ Reşit Galip Cad. No:70/2 GOP 06700 Ankara TEL: ++90 (312) 459 14 00 FAKS: ++90 (312) 436 50 55 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Esra UyanustaMisrahi / Ekonomi Danışmanı Lüksemburg Büyük Dukalığı Ankara Büyükelçiliği tarafından, Lüksemburglu bir firmanın Türkiye’de metal işleme (metalworking) alanında tedarikçi firma aradığı bildirilmiştir. Özellikle uydu yer kesimi antenleri alanında çalıştığı ifade edilen firmanın, kendi mühendislik bölümünün vereceği çizimler doğrultusunda yüksek kalitede üretim yapan firma aradığı belirtilmiştir. İşbirliği yapılabilecek firmaların, ISO9001 kalite sertifikası ve kaynak yapımı ile ilgili sertifikalarının bulunması gerektiği ve aynı zamanda ürünlerin koşullandırılması, ambalajlanması ve nakliyesini de sağlayabilmesi ve aşağıdaki teknik özellikleri de sağlayabilmesi gerektiği bildirilmiştir. [1- Procuring metal sheets (max. thickness 50-70 mm), structural steel S275 or better, 2- Plasma cutting of metal sheets to suitable sizes (max. 4 x 2 m), 3- Preparing the sheets for welding, 4- Welding of the separate parts into the needed structure, 5Reworking, 6- Machining of all features needed, for example milling, drilling holes. The dimensions of the components to be machined are W: 2-3m x H: 2-3m x D: 2-3m and the tolerances required are very tight (for critical dimensions better than 0.1mm dimensional) in order to reach the required antenna precision, 7- Sand blasting and painting]. Bildirilen temel koşulları sağlayan ve bu firma ile işbirliği yapma arzusunda olan firmaların, şirket bilgilerini ve ilgi beyanlarını, Lüksemburg Büyük Dukalığı Ankara Büyükelçiliği’ne göndermeleri gerekmektedir. POLONYA 201300215 FİRMA ADI: FEN CELMA S.A. Papiernicza 7 Street, 92-312 Lodz - POLAND TEL: ++48 (426) 777 762 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Malgorzata Kuchcinska / Export Coordinator Taş, metal ve ahşap işlerinde kullanılan matkaplar, taşlamalar, akülü vidalamalar, dekupaj testereler, kırıcılar ve deliciler, karıştırıcılar vb. elektrikli el aletleri üreticisi olan firma; ürünlerini ülkemizde de satabilmek için profesyonel elektrikli el aletleri toptancıları ve dağıtımcıları ile işbirliği yapmak istediğini bildirmiştir. TUNUS 201300207 FİRMA ADI: Les Mains d’Or ROUTE AEROPORT KLM 3,5 OUAD CHAABOUNI SFAX TEL: ++216 (21) 727 000 FAKS: ++216 (74) 680 268 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Helmi ABID Tunuslu firma, T.C. Tunus Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği aracılığıyla Birliğimize başvurarak, Türkiye’den PVC profil kesme makinesi almak istediğini bildirmiştir. Radyo, televizyon, iletişim, telekomünikasyon ve ilgili ekipman ve düzenekler LÜKSEMBURG 201300206 FİRMA ADI: LÜKSEMBURG BÜYÜK DUKALIĞI ANKARA BÜYÜKELÇİLİĞİ Reşit Galip Cad. No:70/2 GOP EKONOMİK FORUM 125i İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ 06700 Ankara TEL: ++90 (312) 459 14 00 FAKS: ++90 (312) 436 50 55 Büyükelçiliği’ne göndermeleri gerekmektedir. e-posta: [email protected] Optik ve hassas ölçüm aygıtları, saatler, eczacılık ürünleri ve tıbbi tüketim malzemeleri RUSYA 201300196 FİRMA ADI: T.C. St. Petersburg Başkonsolosluğu Ticaret Ataşeliği 191119, St. Petersburg, Russia, BC “Renaissance Plaza”, Ul. Marata, 69-71, Lit. A, V Block, 3-rd floor TEL: ++7 (812) 363 35 92 FAKS: ++7 (812) 363 35 94 Yetkili Kişi: Esra UyanustaMisrahi / Ekonomi Danışmanı Lüksemburg Büyük Dukalığı Ankara Büyükelçiliği tarafından, Lüksemburglu bir firmanın Türkiye’de metal işleme (metalworking) alanında tedarikçi firma aradığı bildirilmiştir. Özellikle uydu yer kesimi antenleri alanında çalıştığı ifade edilen firmanın, kendi mühendislik bölümünün vereceği çizimler doğrultusunda yüksek kalitede üretim yapan firma aradığı belirtilmiştir. İşbirliği yapılabilecek firmaların, ISO9001 kalite sertifikası ve kaynak yapımı ile ilgili sertifikalarının bulunması gerektiği ve aynı zamanda ürünlerin koşullandırılması, ambalajlanması ve nakliyesini de sağlayabilmesi ve aşağıdaki teknik özellikleri de sağlayabilmesi gerektiği bildirilmiştir. [1- Procuring metal sheets (max. thickness 50-70 mm), structural steel S275 or better, 2- Plasma cutting of metal sheets to suitable sizes (max. 4 x 2 m), 3- Preparing the sheets for welding, 4- Welding of the separate parts into the needed structure, 5Reworking, 6- Machining of all features needed, for example milling, drilling holes. The dimensions of the components to be machined are W: 2-3m x H: 2-3m x D: 2-3m and the tolerances required are very tight (for critical dimensions better than 0.1mm dimensional) in order to reach the required antenna precision, 7- Sand blasting and painting]. Bildirilen temel koşulları sağlayan ve bu firma ile işbirliği yapma arzusunda olan firmaların, şirket bilgilerini ve ilgi beyanlarını, Lüksemburg Büyük Dukalığı Ankara 126 EKONOMİK FORUM Vologda Bölgesi Geliştirme Birliği, T.C. St. Petersburg Ticaret Ataşeliği aracılığıyla Birliğimize başvurarak, Bölgesinde üretilen yüksek kaliteli ürünlerin ihracatının geliştirilmesi için faaliyette bulunduklarını bildirmiş ve Türkiye’de optik lens ticareti konusunda faaliyet gösteren ve Rusya ile işbirliği yapabilecek Türk şirketleri ile bağlantı kurmak istediğini bildirmiştir. İstekli Türk şirketleri, ilgi beyanlarını T.C. St. Petersburg Ticaret Ataşeliğimiz aracılığıyla Vologda Bölgesi Geliştirme Birliği’ne iletebilirler. e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Dilek DOĞRUER / St. Petersburg Ticaret Ataşesi 201300210 FİRMA ADI: VOMZ - Vologda optical-and-mechanical plant JSC 54, Maltseva str., Vologda, 160009, Russia TEL: ++7 (8172) 21 06 10 FAKS: ++7 (8172) 72 61 45 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Nadezhda Schelkunova / Sales Manager Av tüfekleri, nişancılık eğitiminde kullanılan tüfekler ve spor amaçlı kullanılan tüfeklerin dürbünleri, tüfek dürbün ayakları ve bu alandaki optik ve mekanik ürünleri üreten firmanın, ürünlerini satmak için işbirliği yapabileceği firmalar aradığı bildirilmiştir. Firmanın ürünlerine ilişkin katalog ve fiyat listesini görebilmek için lütfen tıklayınız. İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ Mamul ürünler, mobilya, el işleri, özel amaçlı ürünler ve bunlarla ilgili tüketim maddeleri İSViÇRE 201300209 FİRMA ADI: TIM GROUP (Switzerland) Alte Dorfstr. 22, CH-8910 Affoltern a/A SWITZERLAND TEL: ++41 (44) 761 74 24 FAKS: ++41 (44) 760 04 83 Yetkili Kişi: Mr. Tibethan MEMİŞOĞLU/Co-ordinator of Abuja Industrial Park Firma, Nijerya’nın başkenti Abuja’da Organize Sanayi Bölgesi altyapısına başladığını belirterek, bu projeye yatırım yapmak isteyen ve Afrika pazarına açılmak isteyen Türk firmalarıyla işbirliği yapmak istediğini bildiriyor. e-posta: [email protected] Mimarlık, inşaat, hukuk, muhasebe ve işletme konularında hizmetler MEKSiKA 201300202 FİRMA ADI: EHURISA Consultores y Constructores S.A. de C.V. TEL: ++52 (1) 55 48706699 Yetkili Kişi: Mehmet Timur Türkiye ile İsviçre arasında ticari ilişkileri olan firmalara işletme, hukuk, finans, muhasebe vb. alanlarda danışmanlık ve aracılık hizmetleri sunan firma, Körfez ülkelerinin birinde inşa edilen 720 odalı 3 yıldızlı otelin teşrifinde kullanılacak olan mobilya ve PVC kapılar için üretici firmalar ile acil bağlantı kurmak istediğini bildirmiştir. TIM GROUP ile işbirliği yapma arzusunda olan firmaların, şirket bilgilerini ve ilgi beyanlarını, info@ timswitzerland.ch e-posta adresine göndermeleri istenmektedir. RUSYA 201300211 FİRMA ADI: VOMZ - Vologda optical-and-mechanical plant JSC 54, Maltseva str., Vologda, 160009, Russia TEL: ++7 (8172) 21 06 10 FAKS: ++7 (8172) 72 61 45 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Nadezhda Schelkunova / Sales Manager Av tüfekleri, nişancılık eğitiminde kullanılan tüfekler ve spor amaçlı kullanılan tüfeklerin dürbünleri, tüfek dürbün ayakları ve bu alandaki optik ve mekanik ürünleri üreten firmanın, ürünlerini satmak için işbirliği yapabileceği firmalar aradığı bildirilmiştir. Firmanın ürünlerine ilişkin katalog ve fiyat listesini görebilmek için lütfen tıklayınız. e-posta: [email protected] Elektrik, gaz, nükleer enerji ve yakıtlar, buhar, sıcak su ve diğer enerji kaynakları ROMANYA 201300192 FİRMA ADI: XBS Energy TEL: +40 (722) 484650 FAKS: +40 (318) 171469 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Adrian MIHAILOVICI/ General Manager Fotovoltaik projeler konusunda uzmanlaşmış olan Rumen firma, Türk firmalarıyla işbirliği yapmak istediğini bildiriyor. Söz konusu teklif Birliğimize T.C. Bükreş Ticaret Müşavirliği tarafından iletilmiştir. İnşaat işleri MEKSiKA 201300201 FİRMA ADI: EHURISA Consultores y Constructores S.A. de C.V. TEL: ++52 (1) 55 48706699 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Ulaş ORHANÖZEY Meksika’nın Mexico City şehrinde inşaat (Ehurisa) ve köpek eğitimi (Etac) üzerine hizmet veren Türk firması, Türkiye’den iş geliştirmek veya fuarlara katılmak üzere Meksika ya da diğer Latin Amerika ülkelerine gelecek firmalarla işbirliği yapma arzusunda olduklarını bildirmiştir. NiJERYA 201300184 FİRMA ADI: Zeberced Ltd. Tekstilkent KOZA PLAZA B Blok K:25 NO: 93EsenlerIstanbul TEL: +90 (212) 4382348 FAKS: +90 (212) 4382966 e-posta: [email protected] Yetkili Kişi: Ulaş ORHANÖZEY Meksika’nın Mexico City şehrinde inşaat (Ehurisa) ve köpek eğitimi (Etac) üzerine hizmet veren Türk firması, Türkiye’den iş geliştirmek veya fuarlara katılmak üzere Meksika ya da diğer Latin Amerika ülkelerine gelecek firmalarla işbirliği yapma arzusunda olduklarını bildirmiştir. RUSYA 201300224 FİRMA ADI: RUSYA FEDERASYONU TÜRKİYE TİCARET TEMSİLCİLİĞİ Atatürk Bulvarı, No.106, Kavaklıdere / ANKARA TEL: ++90 (312) 425 4690 FAKS: ++90 (312) 425 2090 e-posta: [email protected] Rusya Federasyonu Türkiye Ticaret Temsilciliği’nden Birliğimize gönderilen bir yazıda, Rusya’nın Helal Sertifika Merkezi’nin (http:// en.halalcenterrussia.ru/) Türkiye ile işbirliği yapmak istediği bildirilmiştir. Temsilcilik yazısında, ilgilenenlerin kendilerine de başvurabilecekleri belirtilmektedir. EKONOMİK FORUM 127i SELECT NEWS ECONOMIC FORUM Never let go of an idea, never miss an opportunity! The Global Entrepreneurship Week, celebrated in 138 countries throughout the world, held one of its most important events, the third g3 Forum, in Suada, İstanbul hosted by TOBB, the International Entrepreneurship Center and GATE Turkey, sponsored by Vodafone. At the Forum 80 mentors with an accumulated total business experience of 1500 years shared their experiences with attendees in interactive round table discussions. TOBB PRESIDENT M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU:: “The main support upon which Turkey is rising is our brave entrepreneurs” TOBB President M. Rifat Hisarcıklıoğlu and Deputy Prime Minister Ali Babacan addressed entrepreneurs during the third g3 Forum, one of the most important events of the Global Entrepreneurship Week which is celebrated in 138 countries throughout the world. Stating that the only way to increase the wealth 128 EKONOMİK FORUM of Turkey’s people is to increase the number entrepreneurs, TOBB President Hisarcıklıoğlu emphasized that determination, courage, confidence, doing what is considered impossible, being observant as well as working tirelessly and without fear are important factors for entrepreneurship. Ô Mehmet Baybulat AŞETEY TOBB Bilgi Erişim Uzman Yardımcısı A new era in renewable energy The amendment for the changes to the Electric Market Law was published in October. Stating that a new era in renewable energy is beginning, sector representatives predict that the production without the 1 MW limit of companies with high consumption will assist in the growth of the sector. Stating that Turkey’s energy demand will double in 10 years as a result of the increasing rate of wealth as a result of the political stability of the last 10 years, the Energy and Natural Resources Minister Taner Yıldız said that they are working to address this demand and ensure energy security. Trade between Turkey and Azerbaijan has increased by 15 times in 10 years Turkey-Azerbaijan Cooperation Meeting was held at the TOBB Union Center with TOBB President M. Rifat Hisarcıklıoğlu hosting the event. Attending the meeting in addition to the Customs and Commerce Minister Hayati Yazıcı were Azerbaijan Prime Minister Deputy Abid Şerifov, Economic Development and Industry Minister Şahin Mustafayev, Transportation Minister Ziya Memmedov, Communication and Information Technologies Minister Ali Abbasov, Energy Minister Natig Aliyev as well as the Labor and Social Security Minister Selim Müslümov who were in Turkey as a part of the Azerbaijan President İlham Aliyev’s visit. Stating that economic cooperation between Turkey and Azerbaijan has shown significant developments in recent years, TOBB President M. Rifat Hisarcıklıoğlu said, “Trade between us and Azerbaijan has increased by 15 times in the last 10 years. The Turkey-Azerbaijan bilateral trade volume has continued to consistently increase despite the global financial crisis. In 2012, the bilateral trade between our two countries has increased by 16%, reaching 3 billion USD.” Turkish private sector conducts visits in Europe The Turkish Private Sector Delegation, led by TOBB/DEİK President M. Rifat Hisarcıklıoğlu as a part of an organization by the Foreign Economic Relations Council (DEİK) and Turkey Exporters Council (TİM), accompanied Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan’s state visit to Finland, Sweden and Poland between the 5th and 9th of November. Speaking at the Turkey – Finland Business Forum which took place in Helsinki, TOBB/DEİK President M. Rifat Hisarcıklıoğlu stated that economic relations between Turkey and Filand are not at a level befitting the relations of the two countries and invited Finnish companies to invest in Turkey. EKONOMİK FORUM 129i SELECT NEWS ECONOMIC FORUM WTO 9. Ministers’ Meeting results and importance for Turkey US Chamber of Commerce Delegation visited TOBB Visiting Turkey in order to contribute to financial aspect of Turkey-USA relations and as a part of the cooperation signed between TOBB and the US Chamber of Commerce on December 14th, 2012, the delegation led by the US Chamber of Commerce Vice President Myran Brilliant attended the business dinner hosted by TOBB President M. Rifat Hisarcıklıoğlu. Giving a speech at the dinner TOBB President Hisarcıklıoğlu, said that Turkey needs to be a more discussed subject in US business circles and that they plan to deepen financial relations, “The cooperation which will be developed will provide many benefits to both countries. Turkey’s financial transformation will benefit from it. Turkey’s 2023 vision will become even more meaningful.” The Trade Facilitation Agreement was signed during the World Trade Organization’s 9th Ministers’ Meeting held in Bali, Indonesia, with the attendances of 159 members. Referred to as the “Bali Package”, the agreement aims for the liberalization of the UN declares 2014 “the International Year of Family Farming” The United Nations (UN) declared 2014 the International Year of Family Farming” or “Family Farming Year” for short. This means that, throughout the year, the world will discuss the issues effecting family farming. It will attempt to uphold the family farming model for sustainable agriculture. The 130 EKONOMİK FORUM global trade which has taken on more and more of a protectionist stance in recent years, to ensure that mechanisms to allow goods and services to cross borders easily as well as lessening the bureaucratic burden of financial procedures. European Union (EU) has already begun work on the issue. The 2014-2020 budget approved at the European Parliament recently has brought family farming to the fore with policies for agricultural support. It was announced that there would be special subsidies in this regard. ÞàáD~NYASÑNÑNáELITI AlÑLDÑ NLøLOLND\U´WRSODQW´VDORQX RGDõWDO\DQPXWID÷´QGDQ RULMLQDOOH]]HWOHUVXQDQ /ÕROLYD5HVWDXUDQW &RIIHH&RPSDQ\J²Q²NH\LñL øHNLOGHVRQODQG´UDFD÷´Q´] 2QH%DU\´OG´]O´NRQIRU (OLWH:RUOG%XVLQHVV+RWHO KDYDDODQ´QDGDNLNDODULLQGH XODøDELOHFH÷LQL]PHVDIHGH HQLQFHD\U´QW´V´QDNDGDU VHNLQELUKL]PHWDQOD\´ø´\OD KD]´UODQG´ E-5 karayolu üzeri, Florya Kavşağı - İstanbul +90 212 411 4646 [email protected] eliteworldhotels.com.tr