GiRiSiMCi

advertisement
Sayı: 237
DÜNYADA 138 ÜLKEYLE AYNI ANDA
KUTLANAN GLOBAL GİRİŞİMCİLİK
HAFTASI’NIN EN ÖNEMLİ
ETKİNLİKLERİNDEN G3 FORUM’U TOBB,
ULUSLARARASI GİRİŞİMCİLİK MERKEZİ
VE GATE TÜRKİYE EV SAHİPLİĞİNDE,
İSTANBUL’DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ.
RİSK
ALMADAN
GiRiSiMCi
.
OLUNMAZ
DOSYA: YENİLENEBİLİR
ENERJİDE YENİ
DÖNEM >s.24
DÜNYANIN EN REKABETÇİ
ÜÇÜNCÜ ÜLKESİ
FİNLANDİYA >s.36
DTÖ 9. BAKANLAR
TOPLANTISI’NIN TÜRKİYE
İÇİN ÖNEMİ >s.50
VAR ETTİNİZ,
VAR OLUN...
Darüşşafaka varsa sayenizde var.
150 yıldır iyi ki varsınız.
Darüşşafaka’ya bağış yapın, annesi veya babası hayatta
olmayan binlerce çocuğumuzun eğitimine katkıda bulunun.
www.darussafaka.org | 444 1863
EKONOMİK FORUM
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
Aylık Yayın Organı
YÖNETİM
TOBB Yönetim Kurulu Adına Sahibi
M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU
YAYIN KOORDİNATÖRÜ
İÇİNDEKİLER
6
BAŞYAZI
20
TÜRKİYE İLE AZERBAYCAN
N
ARASINDAKİ TİCARET
10 YILDA 15 KAT ARTIŞ
GÖSTERDİ
34
HUZURSUZ BACAK
SENDROMU FARKLI
HASTALIKLARIN HABERCİSİ
OLABİLİR
Çetin Osman BUDAK
SORUMLU MÜDÜR
Azmi ÖZGÜR
TOBB Dumlupınar Bulvarı No: 252
Eskişehir Yolu / ANKARA
Telefon : (0312) 218 20 00
Faks : (0312) 219 40 90
EDİTÖR
Gülder DEMİR
[email protected]
Telefon : (0212) 440 27 77
GÖRSEL TASARIM
Murat BEŞİKTAŞ
36
ÜLKE
42
GÖRSEL DESTEK
● TOBB Basın Yayın Müdürlüğü
● Dünya Gazetesi Arşiv ve
Dokümantasyon Servisi
Türkiye, Finlandiya İş Forumu’nda
konuşan TOBB/DEİK Başkanı
M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Finlandiyalı
şirketleri Türkiye’ye yatırım
yapmaya davet etti.
REKLAM REZERVASYON
Nazlı DEMİREL
Telefon : (0212) 440 27 69
48
DAĞITIM
Tele Kurye Dağıtım ve
Kurye Hizmetleri AŞ
Merkez Mh. Kağıthane Cd. No: 29/1 34407
Kağıthane / İSTANBUL-TÜRKİYE
EN BÜYÜK 10 EKONOMİ
ARASINA GİRMENİN YOLU
YAPISAL REFORMLARDAN
GEÇİYOR
56
8. YATIRIM DANIŞMA
KONSEYİ, TÜRKİYE’NİN
ÖNCELİKLERİNİ SIRALADI
60
AB-ABD ARASINDA
TRANSATLANTİK İLİŞKİLER
Sayı: 237
Ekonomik Forum dergisi ayda bir
yayımlanır. 15 bin adet basılır.
Dergi ağırlıkla özel seçilmiş adreslere
gönderilir. Abonelik için yeni taleplerin
[email protected] adresine yapılması
gereklidir.
AVRUPA BİRLİĞİ
Sahip oldukları ortak değerleri,
örtüşen ilgi alanları ve ortak
hedefleri temelinde şekillenen
AB-ABD ilişkileri Transatlantik
Ortaklık olarak adlandırılıyor.
Ekonomik Forum’da yer alan yazılar,
aksi belirtilmedikçe, TOBB’un resmi
görüşünü yansıtmaz. İmzalı yazılarda
belirtilen görüşler sadece
yazarlarına aittir.
60
77
TOBB BAŞKANI M. RİFAT
HİSARCIKLIOĞLU:
“ODA SİSTEMİ, AHİLİĞİN
MODERN ŞEKLİDİR”
78
HABER
ABD TİCARET ODASI HEYETİ
TOBB’U ZİYARET ETTİ
HABER
TOBB YÖNETİM KURULU
BAŞKAN YARDIMCISI BUDAK:
“FRANSA İLE TİCARETİ
50 MİLYAR DOLARA
ÇIKARABİLİRİZ”
GÜNCEL
80
KIRSAL KALKINMA
YATIRIMLARINA
%50 HİBE DESTEĞİ
86
TOBB BAŞKANI
HİSARCIKLIOĞLU AHİLİK
ÖZEL ÖDÜLÜ ALDI
92
HABER
BASKI
Dünya Yayıncılık A.Ş.
Globus Dünya Basınevi
100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar/İST.
Telefon : (0212) 440 24 24
YAYIN TÜRÜ
Süreli, her ayın 15’inde yayımlanır
71
İŞ DÜNYASI
TÜRK ÖZEL SEKTÖRÜ
AVRUPA’YA İŞ
ZİYARETLERİNDE BULUNDU
SEKTÖRLER
TOBB TÜRKİYE SEKTÖR
MECLİSLERİNDEN HABERLER
DÜNYANIN EN REKABETÇİ
ÜÇÜNCÜ ÜLKESİ FİNLANDİYA
Finlandiya güçlü ve güvenilir
ekonomik yapısıyla kalıcı ticari
ilişkiler ve yatırım yapma açısından
risk taşımayan bir ülke.
DÜZELTİ
Ersel ERGÜZ
EDİTORYAL HAZIRLIK
Ajans D
Dünya Süper Veb Ofset A.Ş.
100. Yıl Mahallesi 34204
Bağcılar/İSTANBUL
Telefon : (0212) 440 27 77
SAĞLIK
Özel TOBB ETÜ Hastanesi Nöroloji
Uzmanı Dr. Esra Mıhçıoğlu, huzursuz
bacak sendromunun yorgunluğa
ya da farklı nedenlere bağlı olarak
ortaya çıktığını ve bacaklarda
istemsiz hareketlerle kendini
gösterdiğini söyledi.
HAZIRLANMASINDA
KATKIDA BULUNANLAR
Nart BOZKURT ([email protected])
Recep ŞEN, Hakan GÜLDAĞ
FOTOĞRAF
Ender ÇEPEL, Mustafa KARACA,
Pınar SEZER YANIKGİL
HABER
94
96
HABER
TOBB ETÜ
PROF. DR. KAKAÇ’A,
“ASME ŞEREF ÜYELİĞİ”
PAYESİ VERİLDİ
KÜTÜPHANE
Her yöneticinin okuması ve
kütüphanesinde olması gereken
kitapları tanıtıyoruz.
YENİ ÜRÜN
Piyasaya çıkan yeni teknolojik
ürünler hakkında bilinmesi
gerekenler.
113 TÜRKİYE’NİN GÖSTERGELERİ
HABER
YÖNETİM KURULU
118 TOBB
BAŞKAN YARDIMCISI
HALİM METE:
“DÖNÜŞÜM SÜRECİ TARİHİ
BİR FIRSAT SUNUYOR
119 DÜNYADAN İŞ TEKLİFLERİ
128 SELECT NEWS
SU
KAPAK KONU
BULDUN MU BIRAKMA
8 FİKRİ
FIRSATI BULDUN MU KAÇIRMA!
Tüm dünyada 138 ülkeyle
aynı anda kutlanan Global
Girişimcilik Haftası’nın en
önemli etkinliklerinden g3
ö
Forum’un üçüncüsü TOBB,
F
Uluslararası Girişimcilik
U
Merkezi ve GATE Türkiye ev
M
sahipliğinde, Vodafone ana
sa
sponsorluğunda, İstanbul
sp
Suada’da gerçekleştirildi.
Su
101 ODA VE BORSALARDAN
HABERLER
k Keşan TSO Öğrenci Komitesi, Faaliyet
Planlama Toplantısı yaptı,
k Gümüşhane TSO, Gümüşhane Ticaret Meslek
Lisesi öğrencileri tarafından ziyaret edildi,
k Toprak sanayinin kömür sorununun çözümü
için Salihli TSO devrede,
k Orhangazi TSO, Gedelek Turşusu’nun tescili
için çalışmalarını sürdürüyor,
k GAPSHOES Fuarı açıldı,
k Uşak TSO’dan Kişisel Performans ve Zaman
Yönetimi Eğitimi,
k Uzunköprü TB üyeleri Bursa Tarım Fuarı’nı
gezdi,
k Samsun TSO, işveren ile iş arayanlara köprü
olacak,
k Alaplı’da ALPORT Zirvesi yapıldı,
k İnebolu TSO ISO 9001 Belgesi aldı,
k ASLİDAŞ Bina ve Otomasyon Temel Atma
Töreni yapıldı,
k Çanakkale TSO’da girişimcilik eğitimlerinin
yedincisi başladı,
k Kütahya TSO, Kütahya’ya 30 girişimci daha
kazandırdı,
k Bursa TSO’nun “Sinerji Buluşmaları” devam
ediyor,
k Fatsa’da “Başarı Öyküleri 1/ İş’te Kadın”
semineri yapıldı,
k Edirne’de otel sektörünün sıkıntıları ele alındı,
k Aydın’da “Hayallerimiz Gerçekleşsin” imza
kampanyası başladı,
k Biga’da girişimci adayları belgelerini aldı,
k Erzurum TSO, KUYAP’la KOBİ’lerin eğitim
merkezi olmayı hedefliyor,
k Karacabey TSO, “Karar Vericiler için Üçüncü
Göz” semineri düzenledi,
k Arı sütü ve polen üretimi eğitimini bitiren
147 arıcı sertifika aldı,
k Denizli TO, KOSGEB Müdürü Erkoç ve Ticaret
Lisesi öğrencilerini ağırladı.
ARAŞTIRMA
50
0
DTÖ 9
9. BAKANLAR
TOPLANTISI’NIN
TÜRKİYE İÇİN ÖNEMİ
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ),
Endonezya’nın Bali adasında
yapılan ve 159 üye ülkenin
katılımıyla gerçekleşen
9. Bakanlar Konferansı’nda
Ticareti Kolaylaştırma
Anlaşması’nı kabul etti.
24
DOSYA
YENİLENEBİLİR ENERJİDE
YENİ DÖNEM
Yenilenebilir enerjide yeni bir
dönemin başladığını belirten
sektör temsilcileri, tüketimi fazla
olan şirketlerin, 1 MW sınırına
takılmaksızın yapacağı
“sınırsız üretimle” sektörün
büyüyeceğini belirtiyor.
JOSEPH E. STIGLITZ
88
90
98
Stiglitz, ABD Yargıtay
İkinci Dairesi’nin
akbaba şirketlerden
biri lehine aldığı kararı
gelişmekte olan ülkeler
açısından irdeliyor.
JEFFREY SACHS
Sachs, Sürdürülebilir
Kalkınma Hedefleri’nin
tasarlanmasında
Milenyum Kalkınma
Hedefleri’nin yararlı
olacağını belirtiyor.
RÜŞTÜ BOZKURT
Bozkurt, günümüz
medyasını irdelerken
Axel Springer’in
yöneticisi Dr. Mathias
Döpfner’den örnekler
veriyor.
BAŞYAZI
2014 yılı
Türkiye açısından
fırsat yılı olabilir
M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU
TOBB Başkanı
Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği
(Eurochambres) Başkan Yardımcısı
İslam Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası (ICCIA) Başkan Yardımcısı ve
Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Yönetim Kurulu Üyesi
[email protected]
Küresel kriz sonrasında hızla toparlanan ekonomi, Avrupa’yla aradaki
farkı biraz daha kapattı. Ancak arkamızdan gelen diğer gelişen ülkeler de
en az bizim kadar ve hatta daha fazla büyüyerek bize yaklaştı.
Şimdi onlar da bir süre yavaşlayacak, bu arada gelişmiş ülkelerdeki
durgunluk sona yaklaşacak.
6
EKONOMİK FORUM
K
üresel kriz, 2013 yılında ABD ve Avrupa’dan sonra Asya’daki gelişen ülkeleri etkisi altına aldı. Böylece üçüncü ve muhtemelen son aşamasına geldi.
Krizin başlangıç noktası olan ABD ekonomisinde
ise giderek daha güçlü canlanma sinyalleri geliyor. Bunun
sonucunda ABD Merkez Bankası (FED), beş yıldır uyguladığı genişletici para politikalarına son vermeyi planlıyor.
Avrupa’daysa ülkelerin dağınık politik yapısı ve farklı
öncelikleri hızlı adımlar atılmasını geciktirdiğinden toparlanma daha yavaş gerçekleşiyor. Yine de yaklaşık iki sene
sonra Euro Bölgesi’nde ilk ekonomik büyüme rakamlarının
görünmesi olumlu bir gelişme oldu.
Türkiye’de ekonomide çarklar yeniden hızlandı. Rekor
düzeye ulaşan dış açığın neden olduğu kırılganlığın sürdürülemeyecek boyuta ulaştığının görülmesiyle alınan önlemler,
2012 yılında ekonomiyi yavaşlatmıştı. Böylece, cari açık ilk
defa bir kriz sonrası değil, uygulanan ekonomi politikayla
düşürülebilmişti. Ancak ticaret ve yatırım da yavaşlamıştı.
Ekonomideki makro temellerin sağlam tutulması, temkinli büyümeye ağırlık verilmesi sayesinde iş dünyasının güveni yeniden yükseldi. En büyük ihracat pazarımız Avrupa
ekonomilerinde toparlanma da olumlu etkiledi. Böylece yılın ikinci yarısından itibaren ekonomideki büyüme hızlandı.
2014’e baktığımızda iş dünyasının beklentileri daha
olumlu. Küresel iktisadi ortamdaki düzelmelerin devam
edeceğini, petrol fiyatının mevcut düzeyini koruyacağını ve
çevre ülkelerdeki siyasi gerginliğin bugünkünden fazla olmayacağını varsaydığımızda, 2014’ün, 2013’e kıyasla daha
iyi bir yıl olmasını bekliyoruz. Öte yandan seçimlerle birlikte siyasi gündemin öne çıkması, ekonominin arka planda kalarak bekleyen yapısal reformların ertelenmesine yol
açabilir.
2014 yılı Türkiye açısından fırsat yılı olabilir. Küresel
kriz sonrasında hızla toparlanan ekonomi, Avrupa’yla aradaki farkı biraz daha kapattı. Ancak arkamızdan gelen diğer gelişen ülkeler de en az bizim kadar ve hatta daha fazla
büyüyerek bize yaklaştı. Şimdi onlar da bir süre yavaşlayacak, bu arada gelişmiş ülkelerdeki durgunluk sona yaklaşacak. Büyüme tempomuzu yükseltip muhafaza edersek,
dünya ligindeki konumumuzu daha ileri taşıma fırsatını
yakalayabiliriz.
Ama bu fırsatı değerlendirebilmek için yapmamız gereken ev ödevlerimiz bulunuyor. Türkiye’nin küresel ekonomide başarıya ulaşmış ve bunu sürekli kılabilen şirketlere
ihtiyacı var. İhracatımız içinde orta teknolojili ürünlerin
payı artarken ileri teknoloji gerektiren ürün ihracatının
payının azalması, özellikle sanayimizdeki yapısal dönüşüm
ihtiyacını gösteriyor.
Yapılması gereken reel sektöre ağırlık vererek, üretimi, ihracatı milli mesele olarak algılamak ve artırmaktır.
Üretim ve ihracat maliyetlerinin azaltılması, reel sektörün üzerindeki yüklerin indirilmesi, girdi maliyetlerinin
makul seviyelere çekilmesi öncelikli hedeflerimiz olmalı.
Vergi, eğitim, yargı ve kamu yönetimi reformlarını firmaların sağlıklı
büyümelerine elverişi hale getirecek
şekilde tasarlamak gerekiyor. Bunları
başarmanın yolu, kamu ve özel sektörün bir arada çalışabilmeyi, kararları
ortak tasarlamayı öğrenebilmesinden
geçiyor.
2014 yılında yeni bir büyüme
ÖNÜMÜZDEKİ YENİ DÖNEME
DAİR TUTARLI, İNANDIRICI VE
HAYATA GEÇİRİLEBİLİR YENİ
BİR BÜYÜME HİKÂYESİ ORTAYA
KOYABİLMELİYİZ.
hikâyesi hazırlamaya başlamalıyız.
Yüksek hızda nasıl büyüyeceğimize ve
rekabet gücümüzü nasıl koruyabileceğimize ilişkin gündeme geri dönmeliyiz. Düşük tasarruf oranı engelini nasıl
aşacağız? Kamu idaresinde kurumsal
yapıyı nasıl yerleştireceğiz? İş gücü maliyetlerine dayalı ve giderek kaybettiğimiz rekabet gücümüzün yerine kaliteye
ve yenilikçiliğe dayalı rekabeti getirebilecek miyiz?
İşte bu soruların cevapları yeni
büyüme hikâyemizin başlangıcıdır.
Önümüzdeki yeni döneme dair tutarlı,
inandırıcı ve hayata geçirilebilir yeni
bir büyüme hikâyesi ortaya koyabilmeliyiz. Bu hikâye, 2023 hedefleri için
gerekli atılımları yapabilmek için de bir
yol haritası işlevi görecektir.
EKONOMİK FORUM
7i
KAPAK
FİKRİ BULDUN MU
BIRAKMA
FIRSATI GÖRDÜN MÜ
KAÇIRMA!
Tüm dünyada 138 ülkeyle aynı anda kutlanan Global Girişimcilik Haftası’nın en
önemli etkinliklerinden g3 Forum’un üçüncüsü TOBB, Uluslararası Girişimcilik Merkezi
ve GATE Türkiye ev sahipliğinde, Vodafone ana sponsorluğunda, İstanbul Suada’da
gerçekleştirildi. Forum’da 80 mentor, toplam 1500 yıllık iş deneyimlerini girişimcilerle
paylaşmak üzere interaktif yuvarlak masa sohbetlerinde katılımcılarla bir araya geldi.
8
EKONOMİK FORUM
KAPAK
T
üm dünyada 138 ülke ile aynı anda kutlanan Global
Girişimcilik Haftası’nın en önemli etkinliklerinden
biri olan Geleceğin Gücü Girişimciler (g3) Forum’un,
Türkiye’deki ilki 2011 yılında gerçekleştirildi. Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB), Uluslararası Girişimcilik Merkezi (UGM) ve GATE Türkiye ev sahipliğinde bu yıl
üçüncüsü yapılan Forum’a 750 girişimci adayı katıldı.
Vodafone ana sponsorluğunda gerçekleşen g3 Forum’a Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Gökhan Öğüt ve
Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın konuşmacı
olarak katıldı.
Yaklaşık 750 girişimci adayına ev sahipliği yapan Forum,
aralarında Ali Sabancı, Gülden Yılmaz, Göktekin Dinçerler, Nev-
zat Aydın, Burak Büyükdemir, Arda Kutsal,
Turgut Gürsoy, Emre Kurttepeli gibi isimlerin bulunduğu 80 mentorun (iş dünyası
temsilcisi) 1500 yıllık iş deneyimlerini girişimcilerle paylaşmak üzere interaktif yuvarlak masa sohbetlerinde katılımcılarla bir
araya gelmeleriyle başladı.
Mentorlar, “Fikrim Var Param Yok” masasında, iş fikri ve iş modeli olan, ekibini
oluşturmuş, projesini uygulamaya başlamış
fakat finansman arayışından tıkanmış girişimcilere yatırım bulmanın inceliklerini,
“Fikrim Var Nasıl Yapacağımı Bilmiyorum”
masasında iş fikri olan fakat projesini henüz hayata geçirememiş, iş modeli ve ekibi
olmayan girişimci adaylarına iş modelini
oluşturmanın püf noktalarını ve “Fikrim
Yok Girişimci Olmak İstiyorum” masasında
girişimcilik nedir, nasıl girişimci olunur, girişimcilikte nasıl risk alınır ve girişimcilik tutkusuyla ilgili bilgi ve tecrübelerini paylaştı.
TOBB GGK’NIN GİRİŞİMCİLİKLE İLGİLİ
ÇALIŞMALARI
TOBB Genç Girişimciler Kurulu olarak
2009’dan beri 81 ildeki il kurullarıyla girişimcilik ekosisteminin gelişmesine ve güçlenmesine katkı sağlayan projeler üzerinde
çalıştıklarını ifade eden g3 Platform Başkanı Gülden Yılmaz, TOBB GGK’nın çalışmalarını şöyle özetledi:
“Dört yılda Yozgat’tan Kütahya’ya, Kayseri’den Bitlis’e, 50 ilimizi ziyaret ettik, 81
il kurulumuzla görüşme imkânı bulduk, 50
üniversitede girişimcilik paneli yaptık ve
yaklaşık 30 binden fazla öğrenciye ulaştık.
EKONOMİK FORUM
9i
KAPAK
Bunlarla beraber, il kurullarımızın yaptığı
ve bizim de desteklediğimiz önemli projeler
de var. Örneğin, İstanbul GGK’nın üniversitelerdeki girişimci kulüpleriyle imzalamış olduğu Girişimcilik Protokolü, Ankara
GGK’nın düzenlemiş olduğu Tekno Girişim
Proje Pazarı gibi.”
Global Girişimcilik Haftası’na TOBB
GGK olarak 2009-2011 yılları arasında
Endeavor Türkiye ile birlikte ev sahipliği
yaptıklarını anımsatan Yılmaz, “Şimdi de
Türkiye İcra Kurulu üyesiyiz ve son üç yıldır haftanın en büyük etkinliği olan g3 Forum’u düzenliyoruz. g3 Forum olarak amacımız, ülkemizde girişimciliğin gelişmesi
için gerekli altyapının oluşmasına katkıda
bulunmak. Her yıl girişimcilerden ve ekosistemden gelen talepler doğrultusunda g3
Forum şekillenir ve dünyada kutlanan Girişimcilik Haftası sırasında İstanbul’da organize edilir. İlk defa g3 Forum’da gerçekleştirilen interaktif yuvarlak masa formatında
katılımcılar onar kişilik gruplar halinde hukuk, pazarlama, insan kaynakları, yatırımcıya sunum, teşvik ve hibeler, finans, mobil
teknolojiler ve sosyal girişimcilik konularındaki iki uzman isimle yuvarlak masalarda oturarak, belirlenen konular hakkında
bilgi edinme ve soru sorma fırsatı yakalandı. Her on beş dakikada bir çalınan gongla
masa/konu değiştiren girişimci adayları,
doksan dakika boyunca toplam üç farklı konunun uzmanıyla tanışma ve networking
imkânı buldu” dedi.
g3 FORUM FARKLI KONSEPTİYLE ÖNE ÇIKIYOR
g3 Forum, sahip olduğu farklı konseptiyle bu zamana kadar
yapılmış diğer konferanslardan ayrışıyor. Katılımcıların sadece
mentorları dinlemek yerine, onlarla aynı masa etrafında toplandığı ve akıllarına takılan her soruyu anında sorabildiği bu etkinlikte
önemli rakamlar ön plana çıkıyor.
Alanında uzman 80 mentorun toplam iş deneyimi toplam yaklaşık 1500 yıl. Bu etkinliğe katılan girişimcilerin, bir günde yaklaşık 1500 yıllık tecrübeden yararlanabilmelerine olanak sağlanması
anlamına geliyor.
g3 Forum’da tecrübelerini aktarmak için hazır bulunacak 80
mentor, toplamda 45 farklı sektörde iş yapıyor. İnşaattan eğlen-
Genç girişimcilerden çizgilerle “girişimcilik öyküleri”
10
EKONOMİK FORUM
KAPAK
ceye, pazarlamadan ulaşıma, tekstilden e-ticarete kadar farklı
sektörleri kapsıyor. Böylece katılımcılar merak ettikleri sektörler
hakkında bilgi alma fırsatı yakalıyor.
Türkiye’de yaptığı yatırımlarla öne çıkan 13 melek yatırımcı ağı
bulunuyor. Bu 13 melek yatırımcı ağının temsilcileri g3 Forum’da
yer alıyor. g3 Forum, girişimcilerin melek yatırımcılara iş fikirlerini
bire bir anlatabilme noktasında büyük bir fırsat yaratıyor.
Türkiye’de yaptığı yatırımlarla öne çıkan 10 Venture Capital
ağı bulunuyor. Bu 10 Venture Capital ağı temsilcilerinin tamamı
g3 Forum’da yer alıyor.
g3 Forum’da yurt dışından yatırım almış 35 şirketin ortak ve
üst düzey yöneticileri mentor olarak görev yapıyor.
İSTER KONUŞ, İSTER DİNLE
g3 Forum, interaktif yapısıyla da diğer
etkinliklerden ayrılıyor. Katılımcıların sadece dinlediği bir etkinlikten öte, ilişki geliştirebildikleri, akıllarına takılan her soruyu sorabildikleri bir ortam sunuyor.
Bir panelde bir konuşmacı ortalama
60 dakika konuşuyor ve ortalama katılımcı sayısı 300 olarak değişiyor. Ancak
g3 Forum’da sekiz katılımcıya iki mentor
düşüyor.
Bir konferansta izleyiciler konuşmacıya
ortalama 30 metre mesafede otururken, g3
Forum’da katılımcılar mentorlara maksimum bir metre mesafede oturabiliyor.
Panel ve konferanslarda bir saatte bir
konuşmacıyı dinleyebiliyorken, g3 Forum’da bir saatte altı mentorla iletişim kurmak mümkün.
SİMİT SARAYI NASIL GELİŞTİ
Haluk Okutur, girişimciliğin mental
açısına vurgu yaparak, “Hayatınızı değiştirecek fırsatlar var, görmek lazım. İş fikriniz
yoksa hayalleriniz var. Hayallerinizi hayatınıza katın” dedi. Okutur, kararlılık, mücadele ve sabırlı olmanın altını çizerken Simit
Sarayı’nın kuruluşunu anlattı. Bir zamanlar
yatırım yapacak parası olmayan Okutur,
çok önemli bir analiz yaptığını, insanların
cebindeki parayla optimum neyi alabileceğini düşündüğünü ve ikinci şık olan simiti
seçtiğini anlattı. 2003 yılında işe başlarken
2020 yılına kadar iş planının hazırladığını
belirten Okutur, 2008’de Simit Sarayı’nın
hedefine ulaştığı için bu planı tekrar revize
etmek zorunda kaldığını dile getirdi. Okutur, “İlk açıldığı günlerdeki tek mağazaya
günlük 1500 müşteri uğrarken, şimdi 300
mağazaya ulaşan ağda günlük 500 bin kişiyi
ağırlıyor işletmemiz” dedi.
EKONOMİK FORUM
11i
KAPAK
TOBB BAŞKANI M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU:
“TÜRKİYE EKONOMİSİNİN
ÜZERİNDE YÜKSELDİĞİ TEMEL
DİREK, CESUR GİRİŞİMCİLERİDİR”
Türkiye’de insanların refah düzeyinin artmasının tek yolunun girişimciliğin artırılması
olduğunu söyleyen TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, kararlı, cesur ve özgüvene
sahip olmanın, yapılmayanı yapmanın, iyi bir gözlemci olmanın, yılmadan,
korkmadan çalışmanın girişimcilik için en önemli unsurlar olduğunu belirtti.
T
üm dünyada 138 ülke ile aynı
anda kutlanan Global Girişimcilik Haftası’nın en önemli
etkinliklerinden biri olan g3
Forum’un üçüncüsünde, TOBB
Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, girişimcilere
hitap etti.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu
kapanış oturumunda yaptığı konuşmasında, Türkiye’nin girişimcilikten başka
çaresi olmadığını, dünyada petrolü, doğal
12
EKONOMİK FORUM
m TOBB Başkanı M.
Rifat Hisarcıklıoğlu,
girişimci olmak
için ihtiyacın artık
paradan daha çok
bir bilgisayar ve
garaj olduğunu dile
getirdi.
gazı olan ülkelerin halklarının değil, girişimci sayısı çok olan
ülkelerin halklarının daha zengin olduğunu söyledi.
Girişimcilik ekosistemine katkı sağlayan en önemli etkinliklerden biri olan g3 Forum’un, girişimcilik bilincinin yerleşmesinde oynadığı önemli rolün altını çizen Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
“Bizim zenginlik kaynağımız yer altında değil, yer üstünde.
Petrolümüz, doğal gazımız yok ama müthiş bir müteşebbis ruhumuz var. Türkiye ekonomisinin üzerinde yükseldiği temel direk,
cesur girişimcileridir. Girişimcilerimiz ülkemizin esas zenginliğidir. Bunun en iyi göstergesi bundan 30 yıl önce yeterli sermaye
birikiminden yoksun, teknolojiden uzak olan ülkemizin, sadece
KAPAK
çeyrek yüzyılda ekonomik alanda katettiği mesafedir.”
Hisarcıklıoğlu, Almanya ve Japonya’nın 1945’te yerle bir olmalarına rağmen bugün dünyanın ikinci, üçüncü ekonomileri
haline gelmelerinin girişimcileri sayesinde olduğunu ifade etti.
Kazakistan’ın Dünya Bankası ve OECD’ye rapor hazırlattığını anımsatan Hisarcıklıoğlu, raporda “Petrol ve doğal gazımız
bittiğinde zenginliğimizin devamının çözümü nedir” sorununa
yanıtın girişimcilik olduğunu belirtti. Dünya Bankası ve OECD
tarafından girişimcilerin örgütlenmesi noktasında TOBB’un rol
modeli olarak gösterildiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Girişimcilik anlamında dünyaya rol modeli olduğumuz bir dönemde
yetiştiniz. En büyük şansımız Başbakan Yardımcısı Ali Babacan.
Girişimcinin önünü açan bir ismin ekonominin dümeninde olması büyük şans” dedi.
Girişimcilik Haftası’nda 138 ülkede bu organizasyonun yapıldığını anlatan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Geçen sene en
kapsamlı ve başarılısını biz yaptık. Bu sene de müthiş faydalı ve
üst düzey bir format var. Gün boyu müthiş bir tecrübe aktarımı
ve fikir alışverişi oldu. Bu imkânı başka hiçbir ortamda bulamazsınız” diye konuştu.
GİRİŞİMCİ OLMANIN KURALLARI
Girişimci olmak için beş ana kural olduğunu belirten TOBB
Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, bunları şöyle şöyle sıraladı:
“İlk kural kararlı olmaktır. Ben girişimci bir aileden geliyorum. Kuzenimle beraber kendi işimi kuracağım dedim. Bize ilk
karşı çıkan ailem oldu. Ama biz verdiğimiz karardan dönmedik.
Girişimcilik aslında bir risk işidir. Başarılı bir girişimci olmak
için cesur olmak lazım. Bundan 5-6 sene önce, dil, adres bilmeyen, internet kullanamayan insanlar bunları başardı. Şimdi
yeni nesil, dil biliyor, adres biliyor, interneti kullanabiliyor.
Yapılamayanı yapmak gerekiyor. Buna yenilikçilik diyorlar.
‘Komşun ne iş yapıyorsa sen de onu yap’ eskiden iş yapmanın kuralıydı. Önümüzde başarılı bir örnek olurdu, onu takip ederdik. Günümüzde esas başarıyı, kimsenin yapmadığını yapmak getiriyor.
m TOBB Başkanı M.
Rifat Hisarcıklıoğlu,
girişimci olmak
için çok çalışılması,
kararlı olunması ve
sebat gösterilmesi
gerektiğini belirtti.
Bir girişimci iyi bir gözlemci olmalı. 10
yıl önce simit tablada satılırdı. Şimdi sarayda satılıyor. Simit yeniden mi icat edildi?
Hayır. Satış yöntemini değiştirdi. Hanginiz
hayal ederdiniz simit satarak milyon dolar
ciro elde edileceğini. Şimdi ABD’ye ihraç
ediliyor. Dünyaya taşındı. İşte bu yapılmayanı yapmak, düşünülmeyeni düşünmek
başarıyı getiriyor.
Girişimci olmak için çok çalışmamız lazım. Yılmayın, azimli olun. Kimse öyle bir
anda başarılı da olmaz, zengin de olmaz.
Bu iş çok çalışma ve sebat işidir. Bakın çoğunuz Angry Birds oyununu biliyorsunuz.
Finlandiya’ya gittiğimizde ofislerini ziyaret ettik. Angry Birds’ü yazan firma Rovio,
2003 yılında kurulmuş. Kurucusu bu oyundan önce 51 oyun piyasaya sürmüş. Hiçbiri tutmamış, ama 52’nci denemesi olan
Angry Birds üç yılda 12 milyon kopya satmış. Şimdi yılda 700 milyon kişi bu oyunu
indiriyor. Oyun satışından yılda 10 milyon
dolar kazanıyor. Bu rakam, reklam gelirinin
yanında bir hiç. Yılda 10 milyar adet reklam
gösterimiyle google’ı sollamış durumda.
Şimdi bunun oyuncaklarını da satmaya, bunun frenchise’ını vermeye başladı. Kazanç
o kadar büyük ki, iki sene önce bir firma
oyunu 2,5 milyar dolara satın almak istedi,
satmadı. İşte bu girişimci, ilk denemesinde vazgeçse hiçbir şey kazanamayacaktı,
50’nci denemede vazgeçse de hiçbir şey
kazanamayacaktı. Ona kararlılığı azmi, yılmadan çalışması kazandırdı ve beraberinde
başarıyı getirdi.”
EKONOMİK FORUM
13i
KAPAK
REKABET, EKONOMİK
BÜYÜMEYİ TETİKLİYOR
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, girişimciliğin özel sektörün canlılığını sürdüren
temel faktör olduğunu vurgulayarak, “Rekabetin olduğu yerde daha fazla etkinlik
ortaya çıkıyor ve ülke kaynakları daha verimli kullanılıyor. Rekabetin iyi işlediği
ekonomiler nihayetinde büyüyen ekonomiler oluyor. O ülkenin halkı da daha ucuz ve
daha kaliteli ürün ve hizmete ulaşabiliyor” dedi.
G
lobal Girişimcilik Haftası’nın
önemli etkinliklerinden biri
olan g3 Forum’da genç girişimcilere hitap eden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, girişimcilik
ve başka birçok konuya devletin karışmasının
faydalı olmadığını belirterek, özel sektörün
kendi dinamikleriyle güzel işler yaptığını söyledi.
Türkiye’de son 11 yıldaki ekonomik büyümenin tamamen özel sektörden geldiğine
dikkat çeken Babacan, “Özel sektör harcadığı
ve yatırım yaptığı zaman çok daha isabetli,
verimli oluyor. Devletin girişimcilikle ilgili en
önemli rolünü, engel olmamak ve gölge yapmamak olarak görüyorum” dedi.
Girişimcilik destek programlarının burada sadece küçük bir tatlandırıcı niteliğinde
olduğunu belirten Babacan, girişimcilikte başarı için cesaretli, sebatlı, çalışkan ve güvenilir olmanın son derece önemli olduğunu dile
getirdi.
Babacan, güven ve itibar varsa kaynak bulmanın kolaylaşacağını ifade ederek, tecrübeli
kişilerle istişare etmenin ve fikrin bir ihtiyacı
gidermeye yönelik olarak ortaya çıkmasının da
girişimcilikte önemli olduğunu söyledi.
“NİHAİ HEDEF, FIRSAT EŞİTLİĞİ
SUNULMUŞ BİR REKABET YAPISI”
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, girişimciliğin özel sektörün canlılığını sürdüren temel
faktör olduğunu vurgulayarak, “Rekabetin olduğu yerde daha fazla etkinlik ortaya çıkıyor ve
ülke kaynakları daha verimli kullanılıyor. Her
sektörde mutlaka rekabetin çok iyi çalışması
gerekiyor. Problemlerimiz var, bunların farkındayız. Ancak nihai hedef, kuralları konmuş
ve fırsat eşitliği sunulmuş bir rekabet yapısı.
Rekabetin iyi işlediği ekonomiler nihayetinde
büyüyen ekonomiler oluyor. O ülkenin halkı
da daha ucuz ve daha kaliteli ürün ile hizmete
ulaşabiliyor” diye konuştu.
14
EKONOMİK FORUM
m Başbakan
Yardımcısı Ali
Babacan, Melek
Yatırımcı sayısının
115’e yükseldiğini,
başvuru yapıldıkça
bu sayının
yükseleceğini
söyledi.
Hükümet olarak yatırım ortamının iyileştirilmesi ve iş yapma
ortamının kolaylaştırılmasının temel hedeflerinden biri olduğunu
belirten Babacan, finansman ve vergi politikaları konusunda kolaylaştırıcı bazı uygulamaları hayata geçirdiklerini söyledi.
Başlattıkları melek yatırımcı uygulamasına da değinen Babacan,
şöyle konuştu:
“İş meleği dediğimiz kişiler, yeni bir girişime yatırım yaptıklarında, ortak olmak için koydukları rakamı gelir vergisi matrahından düşüyoruz. Normalde %75, ama TÜBİTAK’ın Ar-Ge ve yüksek teknoloji
ağırlıklı projesinin bir parçası ise %100’ünü vergi matrahından düşüyoruz. En az iki yıl ortak kalmak şartıyla, ortaklıktan çıktıklarında
hisse almaları ile hisse satmaları arasındaki elde ettikleri kazanç da
gelir vergisinden tamamen muaf. İlk defa Hazine’nin, girişim sermayesi amaçlı fonlara fon sağlayan fonlar için bir ortaklık imkânını
getirdik, bunun yasasını çıkardık. İkincil düzenlemelerini istişareyle
hazırlıyoruz. Bu da bittikten sonra devlet bunlara ortak olabilecek.
Devletin buraya koyacağı rakamlar çok büyük rakamlar olmayacak
ama kriterler koyacağız. Kriter koyduğumuz için dışarıdan bu işe bakanlar için bir kalite tescili olacak.”
Melek yatırımcı sayısının 115’e yükseldiğini ve başvurular geldikçe hızlı bir şekilde değerlendirildiğini anlatan Babacan, “Ancak şu
andaki başvuru sayısı maalesef çok yüksek değil. Bizim Türkiye’de
binlerce melek yatırımcı görme arzumuz var. Buna hazırız. Yeter ki
‘Ben melek yatırımcı olmak, vergi avantajlarından istifade etmek istiyorum’ diye başvuru gelsin” dedi.
KAPAK
m TOBB GGK Başkanı Ali Sabancı,
Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Hamdi Akın ve Vodafone Türkiye İcra
Kurulu Başkanı Gökhan Öğüt.
GİRİŞİMCİ, BÜTÜN ZORLUKLARIN
ÜSTESİNDE GELEBİLMELİ
Global Girişimcilik Haftası’nda 80 iş dünyası temsilcisi iş
deneyimlerini paylaştı. TOBB GGK Başkanı Ali Sabancı,
“Gençlerimiz sadece ‘girişken’mi yoksa ‘girişimci’mi
olduklarını bilmiyorlar. Girişimci bütün zorlukların
üstesinden gelmenin yolunu bulandır” dedi.
T
OBB Genç Girişimciler Kurulu (GGK) ve Pegasus Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Gökhan Öğüt ile Akfen Holding ve TAV Hava Limanları Yönetim Kurulu Başkanı
Hamdi Akın’ın g3 Forum’da girişimcilik üzerine yaptıkları söyleşi büyük ilgi gördü.
TOBB GGK Başkanı Ali Sabancı, Türkiye’deki girişimci adaylarının öncelikli sorununun zannedildiği gibi finansal kaynaklara erişim olmadığına dikkat çekerek, “girişken” ve “girişimci”nin
birbirinden çok farklı iki kavram olduğunun altını çizerek şöyle
konuştu:
“Bizim girişimcilerimiz sadece girişken bir kişi mi yoksa girişimci mi olup olmadıklarını bilmiyorlar. Kendilerini girişimci
olarak tanımlayıp, karşılaştıkları ilk sıkıntıda ‘kimse beni anla-
mıyor’, ‘para yok’, ‘imkân yok’ gibi bahanelerle topu sürekli taca atan girişken kişileri iyi tespit etmek lazım. Girişimci bütün
zorlukların üstesinden gelmenin yolunu
bulandır. Bu ikisinin ayrımı önemli ve girişimciliğin en öncelikli sorunu da bu. Yoksa
Türkiye’de girişimcilik için artık para var.
Bundan beş yıl önce finansman önemli bir
sorundu. Artık finansal kaynaklara erişim
açısından güzel bir iklim oluştu.”
AKIN: “İYİ BİR NETWORK, GİRİŞİMCİNİN
HER ŞEYİDİR”
Akfen Holding ve TAV Havalimanları
Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, gençlere ortakla iş kurduklarında hamallık yapmaktan, taviz vermekten, alttan almaktan
kaçınmamalarını önererek şöyle konuştu:
“Eğer işin içinde kaçırılmayacak bir fırsat varsa, en ağır işleri üstlenebilirsiniz, Ülkeler koalisyonlarla yönetiliyor ve birbiriyle
hiç ilgisi olmayan partiler birbirine taviz
EKONOMİK FORUM
15i
KAPAK
vererek bir arada kalıyor. Rahmetli Üzeyir
Garih, ‘Büyük ortaksan sorun yok, senin
sözün geçer. Küçüksen yine sorun yok, susarsın. Ama en zoru yüzde 50-50 ortaklıklardır. Eşit olanlardan birinin mutlaka alttan alması gerekir’ derdi.”
Özellikle iyi iletişimin (network) önümüzdeki yıllarda en önemli kavramolacağını ifade eden Akın, konuşmasına şöyle
devam etti:
“Bir işi oluşturmak için ihtiyacınız olan
şey elbette ki bir miktar sermayedir. Ama
ondan sonraki her şey, bu işle ilgili gerekli
network’ünüzün olup olmadığına dayanır.
Bu network’ün artık sadece yurt içinde değil yurt dışında da küreselleşen dünyanın
her yerinde olması gerekiyor. Çünkü artık
şirketlerimizi sadece kendi ülkemiz için
üretmiyoruz. Dünya için üretiyoruz. Bunu
böyle kabul etmemiz lazım. Eğer bunu
böyle kabul edemiyorsak, sermayemizi
büyütemeyiz. Sermayemizi büyütmemizin yolu, bu networke hâkim olmamız, bu
network’ün ne istediğini biliyor olmamızdan geçer. Bu network’ün istediği gibi mal
üretebilmemizden, bu network’ün istediği
gibi aset, şirket üretebilmekten geçer. Eğer
biz bunların şartlarına göre, yani dışarıda
sermaye sahiplerinin ya da içeride sermaye
sahiplerinin istediği gibi bir ürün üretemezsek, o şirket ömür boyu bizimle beraber olur ve bizden ayrılmayan bir parça haline gelir. Halbuki biz şirketleri, ömür boyu
sırtımızda taşımak zorunda olduğumuz
mallar olarak görmüyoruz. Biz şirketlerin
hisselerini her an satabileceğimiz asetler
olarak görüyoruz.”
“ASLOLAN ŞİRKETİN YAŞAMASI”
Akın, bir şirketi kurup büyütenlenlerin zaman içinde hisse devretmesi
si
gerektiğini vurgulayarak, “Biz o şirketlerin sahibi değil, hissedarıyız.
Duygusal davranmayın. Ailesinden ayrılamayan şirket, ailesiyle
birlikte ölmeye mâhkumdur. Biz
ölünce o şirketin ölmemesi lazım,
onun için hisselerinizi devredin.
Şu anda yaşayan, ama 10 yıl sonra
ölecek 10 tane şirket sayabilirim.
İsim vermeyeyim, ama bunlar en
iyi dönemlerinde hisse devri yapmayıp sonra da aşağı doğru giderken
‘hissemi 10 lirayken satmadım, şimdi
di
7 lira’ deyip yine devirden kaçınıyor.
yor.
O nedenle diyoruz ki, ‘Bu şirketlerin
n biz
ölmeden hisseleri değişsin, hisseleri
eri biz
nakde çevirelim. Yeni insanlar gelsin
in yeni
16
EKONOMİK FORUM
m TOBB GGK
Başkanı Ali Sabancı,
girişimciler için
finansmana
erişimde sorun
olmadığını söyledi.
n g3 Platform
Başkanı Gülden
Yılmaz, bir ülkede
girişimci sayısı
ne kadar artarsa,
istihdam oranının
da o ölçüde
artacağını belirtti.
şirketler gelsin. Bizden daha iyi yönetebilecek olanlar gelsin, bu
hisseleri alsın ve şirketi devam ettirsin’. Çünkü aslolan şirketin
yaşamasıdır, ailenin yaşaması değil. Ya da şirketin sahibinin yaşaması değil. Asıl olan şey şirketin devamlılığıdır. Şirketin 100,
200, 300 yıllık şirket olabilmesi için sahibinin aynı olmaması
gerekir. Sahibinin hep aynı olduğu 200-300 yıllık şirket çok nadirdir. Dolayısıyla, şirketin çalışanlarına devamlı iş imkânı verebilmesi için sahibinin kim olduğu hiç önemli değildir. Şirketin
hisseleri el değiştirebilir. Bu çıkış iki türlü olur. İster halka arz
edersiniz, ister blok satış yaparsınız” diye konuştu.
“İNGİLİZCEYİ 50 YAŞINDA ÖĞRENDİM, SİZ DE ÖĞRENİN”
Girişimci adaylarına yabancı dil öğrenmelerini tavsiye eden
Akın, “İngilizce bilmiyorsanız mutlaka oturup öğrenin. Ben 50
yaşından sonra öğrendim. Herhalde sizler de öğrenirsiniz.
Bundan hiç vazg
vazgeçmeyin. Yaşınız kaç olursa olsun
düzgün öğrenip, mutlaka iyi
İngilizceyi doğru
d
ilişkilerinizin
olduğu yurt dışından iş arkailişkilerin
daşlarınızın olmasına gayret edin” dedi.
daşları
İİş insanlarına da tavsiyelerde bulunan Akın, “Telefonu kaldırdığınız
lun
zaman her ülkeden konuşabileceğiza
niz bir iş arkadaşınız olsun. Türkin
ye bunun için bir türlü Avrupa’ya,
ABD’ye ya da dünyaya entegre
olmakta zorluk çekiyor” diye konuştu.
G3 FORUM ÖDÜLÜ BAŞBAKAN
YARDIMCISI BABACAN’A
VERİLDİ
g3 Forum’un kapanış konuşmasında üç yıldır girişimcilik ekosistesı
minin gelişimi için gayret gösterdikmin
lerini dile getiren g3 Platform Başkanı
lerin
Koton Kurucu Ortağı Gülden Yılmaz,
ve Kot
farkındalık ve bilgilendirme
önceki yıllarda
yıl
çalıştıklarını, ardından girişimcilere
üzerine çalı
KAPAK
finansman konularına eğildiklerini ve sonra girişimcilikle ilgili
politika geliştirme ve mevzuat çalışmalarına odaklandıklarını
anlattı. Bugün gelinen noktada ise girişimcilik ekosistemi içerisinde hem mentorluk hem girişimci topluluklarının oluşumu
için üstlerine düşeni yaptıklarını söyleyen Yılmaz, girişimci topluluklarının yerel bir olay ve girişimciliğe inanan, destekleyen
girişimcilerin gayretiyle kendiliğinden gelişen bir olgu olduğunu
söyledi.
Bir ülkede girişimci sayısı ne kadar artarsa, istihdam oranının da o ölçüde artacağını ifade eden Yılmaz, “Girişimci sayısının artmasıyla toplumsal refah düzeyi ve insanların hayat
standartları yükselecektir. Türkiye, girişimcilik konusunda hızlı
bir ivmeyle yükselmeye devam ediyor ve gelişmeler gösteriyor
ki Türkiye, girişimcilik konusunda bir ‘cazibe merkezi’ olmaya
devam ediyor. Ülkemizin girişimcilik konusunda yakaladığı
bu yükseliş trendi ile birlikte daha çok küresel başarı elde edecek girişimciler çıkarmamız
mamız için
yapmamız gereken en önemli şey, ekosistekosistemin güçlendirilmesi için çalışmaya devam
evam
etmektir” dedi.
TOBB GGK kurulduğu günden
n
bu yana girişimcilik ekosistemine
katkıda bulunan birçok girişime
öncülük ettiklerini ve farklı kurumlar tarafından yapılan tüm
girişimleri desteklediklerini dile
getiren Yılmaz, “TOBB GGK, 81
ilde 7 bin 500 üyesi ile girişimcilik konusunda çalışan en büyük
STK’lardan biridir. TOBB GGK
2009 yılında yola çıkarken iki hedef belirlemişti. Bunlardan biri
ülkemizde girişimciliğin farkındalığının, diğeri de ülkemizdeki girişimmci rol modeli sayısının artmasını sağağlamak. İşte bu iki hedef doğrultusunda
unda
hem üst kurulumuz hem de il kurullarımız
llarımız
var gücüyle çalışmaktadır. Kurulduğumuz
umuz gün-
m g3 Forum
Ödülü, Başbakan
Yardımcısı Ali
Babacan’a verildi.
n Global
Girişimcilik Haftası
Başkanı Jonathan
Ortmans, bu yıl
138 ülkede
20 bin etkinlikle
7,5 milyon
potansiyel
girişimciye
ulaşıldığını söyledi.
den bu yana birçok projeye başladık ve yeni
projeler geliştirmeye de devam ediyoruz.
TOBB GGK’nın kurulduğu 2009 yılında
Türkiye’de Global Entrepreneurship Monitor’e (GEM) göre girişimcilik oranı %6’ydı.
2012 yılı raporuna göre girişimcilik oranımız %12,2. Yani yüzde 100’ün de üzerinde
bir artış var. Elimizde girişimcilik üzerine
yapılmış tek detaylı araştırma sonucu bu
ve bu çok güzel bir gelişme. Ekosistemdeki aktif kurumlardan biri olarak yaptığımız
çalışmalarla bu başarıda büyük bir payımız
olduğuna inanıyoruz” ifadesini kullandı.
Global Girişimcilik Haftası Başkanı
Jonathan Ortmans konuşmasında, “Girişimciliğin demokratikleşmesiyle, ABD gibi
dünyada girişimcilik kültürünün öncüsü
olan ülkeler erken başlama avantajlarını yitirdi. Global Girişimcilik Haftası bu yıl 138
ülkede 20 bin etkinlikle 7,5 milyon potansiyel girişimciye ulaşıyor. Artık Türkiye’de
herhangi bir bireyin bir ekip kurması, yeni
fikirler geliştirmesi, başarılı olması ve dünyaya katkıda bulunması çok daha kolaylaştı” dedi.
Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan
Süel, kapanış konuşmasında şu görüşleri
dile getirdi:
“Günümüzün yeni küresel gerçekliğinde, girişimciler ekonominin itici gücü
olarak en dinamik katmanını oluşturuyor
ve değişimde katalizör görevi görüyor. Fırsatları toplumun avantajına dönüştüren
girişimcilik ve inovasyonda gerçekleşen her
%1’lik artış, ekonomide %0,8’lik büyümeye
tekabül ediyor. Vodafone Türkiye olarak girişimciliği sahipleniyoruz. Dijital dönüşüm
rişimcili
hareketi çerçevesinde sektöre bu alanda
liderlik ediyoruz. Ana sponsoru olduğumuz g3 Forum’u girişimcilerden ve
ğum
ekosistemden gelen talepler doğrultueko
sunda şekillendirdik. Amacımız Türsu
kkiye’de girişimciliğin gelişmesi için
gerekli altyapının oluşmasına katkıda bulunmak ve teknolojimizi
girişimcilerin hizmetine sunmak.
Fark yaratacak girişimci potansiyeli taşıyan gençleri ve kadınları,
sosyal sorumluluğumuzla destekleyerek, girişimcilik alanında yazılan nice başarı hikâyelerine katkı
ssağlamanın gururunu yaşıyoruz.”
Kapanış konuşmalarının ardından g3 Forum Ödülü Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a verildi. Her yıl, o
dımc
yıl içinde
için girişimciliğe en çok destek olan
kişi ya d
da kuruluşa verilen bu ödülü, 2012
almıştı.
yılında TEPAV
T
EKONOMİK FORUM
17i
KAPAK
n EEDEGE Başkanı
Sophia Economacos,
Eurochambres AB
İşleri Üst Düzey
Danışmanı Vincent
Tilman ile Avrupa
Ekonomik ve
Sosyal Komite Üyesi
Madi Sharma.
DİJİTAL ÇAĞDA
KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ
Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komite
Üyesi Madi Sharma, IT’nin çok dilli bir
içerik olduğunu, bu alanı kullanmak
için Türk ortaklara ihtiyaç duyduklarını
dile getirdi. Kadın girişimciliğinde
teknolojinin önemine değinen Sharma,
IT alanında %40 oranında kadın girişimci
bulunduğunu belirtti.
E
urochambres Ekonomik Forumu’nda
“Dijital Çağda Kadın Girişimciliği”
başlığıyla yapılan ve moderatörlüğünü Eurochambres Kadın Ağı
(EEDEGE) Başkanı Sophia Economacos’un üstlendiği workshopta, Eurochambres AB İşleri Üst Düzey Danışmanı
Vincent Tilman ile Avrupa Ekonomik ve
Sosyal Komite Üyesi, girişimci Madi Sharma yer aldı.
Dünyada girişimciliğin yaygın olarak
ekonomiyi uyarıcı bir faktör olarak görüldüğünü belirten Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komite Üyesi Madi Sharma, kadınların
Eurochambres’ta 21. yüzyıla uygun şekilde
temsil edilmesi gerektiğini vurguladı.
Sharma, kadın girişimcileri harekete
geçirmek için kendi hayatından örnekler
18
EKONOMİK FORUM
vererek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ben aile içi şiddet gören
bir kişiydim ve bu nedenle evliliğimi sonlandırdım. İki çocuğu
olan, hiç parası olmayan, hiçbir beceri ve niteliği olmayan bir
anne olarak tek seçeneğim evde kendi işimi kurmaktı. Evimin
mutfağında kendi işimi kurarak başladığım girişimciliğim kısa
bir sürede iki fabrika ve 35 personele ulaştı. Bu beni güçlendirdi
ve Asyalı başarılı bir girişimci yaptı.”
Madi İşveren Grubu’nun temsilcisi olan Sharma, bugün uluslararası özel sektörün kâr amacı gütmeyen şirketler ve STK’lar
için çalışan bir girişimci olduğunu belirterek, amaçlarının sürdürülebilir bir toplum için yararlı küresel etkiler, yerel eylem uyarlanmış yenilikçi fikirler yaratmak olduğunu ifade etti.
25 yıldan beri girişimci olarak çalıştığını dile getiren Sharma, “Kadınların girişimciliğinde cinsiyet söz konusudur. Eşit
muamele talep ediyoruz ama bunu topluma uygulamak zor”
diye konuştu. Sharma, kadın girişimciliğinin neden tartışılması gerektiğini ise şöyle açıkladı:
“Kadın girişimciliği iş, istihdam ve büyümeyle ilgili bir
konu. ABD’de açıklanan istatistiki veriler incelendiğinde karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor: Kadın girişimciler dünyada 175
bin yeni iş yaratmış durumda. 565 bin kadın girişimci işini sürdürmüş ve 1,3 trilyon dolarlık ciroları var. KOBİ’ler göçmen
kadın girişimciler tarafından yaratıldı. Kadınların olmadığı
hiçbir sektör yok.”
Türk kadınını Avrupa kadını olarak değerlendiren Sharma,
kadınların ödünç almak yerine daha fazla risk alması gerektiğini söyledi. Eğitimin en önemli öncelik olduğunu belirten
Sharma, iş dünyasında kadınların ilerleyebilmesi için bilgi toplamanın önemine dikkat çekti. Ayrıca, kadın girişimciliğinin
KAPAK
yalnızca sosyal bir konu olmadığını, bu konunun ekonomik bir
konu olduğunu belirterek, kadınların iş dünyasında daha fazla
yer alması gerektiğini vurguladı.
“NE YAPTIĞIMIZI İYİ BİLMELİ VE KAYNAKLARI
İYİ KULLANMALIYIZ”
Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi’ne dört politika değişikliği önerdiklerini belirten Sharma, “Avrupa Komisyonu’nun
900 personeli var, 10’u KOBİ’lerle ilgili, bir kişi kadın girişimcilere bakıyor. Kadın girişimciler bürosu AB Ekonomi Bakanlığı
içinde olmalı. IT alt yapı projeleri gelişmiş kentlerde kullanılıyor. Oysa kadın girişimciler kırsal alandan çıkıyor. Sosyal politikaların geliştirilmesinin yanı sıra uygulanması kadın girişimciliğinin gelişimi açısından ayrı bir öneme sahip. Kadın girişimciler
hamile olduklarında ve doğum sonrası 18 hafta işinden uzakta
kalıyor. Kadınların işlerinden uzaklaşmalarına neden olan bu
süre ancak sosyal politikalarla değiştirilebilir. Kadınlar, erkekler kadar güçlü ve becerikli olduklarını düşünüyorlar. Kadın girişimciler daha çok mikro girişimciler. İş dünyasında kadınların
devam etmesi için çocuk bakımıyla ilgili programı oluşturulmalı. Çocuk bakımında dünyada mükemmel uygulama yok.”
Cinsiyetle ilgili yasaların doğru uygulanması gerektiğine
dikkat çeken Sharma, “ABD çıkardığı bir yasayla 10 yıl içinde
kadın girişimci sayısını ikiye katladı. Avusturya ve Kanada’da
da uygulamalar başarılı oldu. AB ülkeleri de artık fazla politika
istemiyor ancak değişiklik yaratacaksa kabul ediliyor. Basit ve
pozitif etkisi olsa da 1 milyon imza toplamamız lazım. Bunun
için odaların destek vermesi gerekiyor. AB’den de imza topluyoruz ki bu insanlarla kulis yapabilelim. Lobicilik yapmamız
gerekiyor ve bunun için veri toplamalıyız. AB’de 3 milyon euro
kadın girişimcilere ayrılmış durumda ve 350 rol modeli bulunuyor. Bu para odalara verilse daha farklı bir sonuç elde edilir”
diye konuştu.
“KADIN GİRİŞİMCİLER GELECEKTE NE YAPMALI?”
Konuşmasında kadın işsizliğine de değinen Sharma, “Kadınlar açısından baktığımızda Güney ülkeleri kriz içinde ve kadınla-
m Avrupa
Ekonomik ve
Sosyal Komite
Üyesi Madi Sharma,
İngiltere’de yapılan
bir araştırmada,
kadın girişimcilere
daha az fon
sağlandığının
ortaya çıktığını
söyledi.
rın işsizliği doğal karşılanıyor. Birinci çözüm
teknoloji, ikinci çözüm kooperatifleşme.
Birçok kadın kooperatiflerde kendine yer
bulabiliyor. 2011’de çıkarılan yasa sosyal
ekonomiyi koruyor. Artık teknoloji kadınları girişimciliğe yönlendirmeli. Avrupa daha
fazla kadın girişimciye ihtiyaç duyuyor. Gitgide daha fazla kapasiteye teknolojiyle ulaşılıyor olacak. Dolayısıyla kadınları evlerinden
çıkarmamız lazım” ifadesini kullandı.
Kadınların sürdürülebilir ekonomik tavsiyeleri henüz kullanmadığına dikkat çeken
Sharma, Eurochambres Manifestosu’nun
bütün ülkelerin odaları tarafından kabul
edildiğini, Manifesto’nun içeriğinde kadınların eğitilmesi, girişimciliğe yönlendirilmesi
ve bunlara erişebilirlik konularının yer aldığını belirtti. Sharma, en önemli konunun
kadınların karar almak üzere oda yönetimlerinde olması ve finansmana erişimi olduğunu dile getirdi.
Bütün bunların yanı sıra iş dünyasında
internet üzerinden şirket kurmanın daha
az riskli ve daha ucuz olduğunu vurgulayan
Sharma, “İnternet üzerinden iş kurmak kadınların zihniyetiyle uyumlu mu diye baktığımızda sosyal ağlar aracılığıyla kadınların
daha çok iş sahibi olduğunu görüyoruz. Yepyeni türde işler ve meslekler oluşuyor. IT işi
genelde erkeklerin hâkimiyeti altında. Onlardan danışmanlık alınabilir” dedi.
IT’nin çok dilli bir içerik olduğunu, bu
alanı kullanmak için Türk ortaklara ihtiyaç
duyduklarını dile getiren Sharma, kadın
girişimciliğinde teknolojinin çok önemli olduğunu, bu alanda %40 oranında kadın girişimci bulunduğunu belirtti.
EKONOMİK FORUM
19i
HABER
daki ticaret
Türkiye ile Azerbaycan arasın
10 YILDA 15 KAT
ARTIŞ GÖSTERDİ
Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ekonomik işbirliğinin son yıllarda önemli
gelişmeler gösterdiğini belirten TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Aramızdaki
ticaret son 10 yılda 15 kat arttı. Türkiye-Azerbaycan arasındaki ticaret hacmi,
küresel mali krize rağmen istikrarlı şekilde büyümeye devam etti. 2012 yılında
ülkelerimiz arasındaki dış ticaret hacmi bir önceki yıla göre %16 oranında artarak
3 milyar dolara ulaştı” dedi.
T
ürkiye-Azerbaycan İşbirliği Toplantısı TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde TOBB
Birlik Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Toplantıya Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın yanı sıra, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in resmi ziyareti
çerçevesinde Türkiye’de bulunan Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Abid Şerifov, Eko20
EKONOMİK FORUM
nomik Kalkınma ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev, Ulaştırma
Bakanı Ziya Memmedov, İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Ali
Abbasov, Enerji Bakanı Natig Aliyev ve Çalışma ile Sosyal Güvenlik Bakanı Selim Müslümov da katıldı.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu yaptığı konuşmada,
iki ülke işbirliğinin önemine dikkat çekerek, son yıllarda ikili
ilişkilerde somut adımlar atılmasından, büyük yatırımların hayata geçmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirip konuşmasına şöyle devam etti:
HABER
m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, modernizasyon çalışmalarına
başlanan Çıldır-Aktaş Gümrük Kapısı’nın Türkiye ile Azerbaycan arasındaki
ticaret hacminin artmasına çok büyük katkısı olacağını söyledi.
m Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Abid Şerifov, Ekonomik Kalkınma ve
Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev, Ulaştırma Bakanı Ziya Memmedov’un yanı
sıra Azeri bakanlar toplantı öncesi TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğluyla bir
araya geldi.
“Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı, iki kardeş ülkeyi birbirine enerjiyle bağlayan önemli bir köprü oldu. Trans Anadolu
Doğalgaz Boru Hattı Projesi, bu bağı daha da güçlendirecek. Bu
iki enerji hattıyla, Avrupa enerji güvenliğine ciddi katkılarda
bulunacağız. Bu hamlemiz, ülkelerimizin küresel alandaki ortak
stratejik konumunu daha da güçlendirecektir.
Ulaştırma alanında da ilklere imza atıyoruz. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı projesiyle Azerbaycan, Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlanacak. Yine bu sayede Türkiye de Azerbaycan üzerinden, Orta Asya ve Çin’e kadar uzanan geniş bir
coğrafyaya açılacak. Bu projelerin en kısa sürede faaliyete geçmesiyle, yeni dünyanın ticaret hattı bu coğrafyada şekillenecek.
Ve bu sayede ortak kaderimiz, ortak zenginliğe dönüşecek.”
TİCARET HACMİ 3 MİLYAR DOLARA ULAŞTI
İki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin son yıllarda
önemli gelişmeler gösterdiğini belirten TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Aramızdaki ticaret son 10 yılda 15 kat arttı. Türkiye
ile Azerbaycan arasındaki ticaret hacmi,
küresel mali krize rağmen istikrarlı şekilde büyümeye devam etti. 2012 yılında ülkelerimiz arasındaki dış ticaret hacmi bir
önceki yıla göre %16 oranında artarak 3
milyar dolara ulaştı” diye konuştu.
Yatırım alanında da çok önemli mesafe alındığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu,
1991-2011 yılları arasında Azerbaycan’da,
Türk iş insanlarının sahip veya ortak olduğu 3 bin 700’ü aşkın Türk şirketi kurduğunu dile getirdi.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) 3 milyar dolarlık yatırımıyla
birlikte Azerbaycan’da Türk iş dünyasının
toplam yatırım tutarının 7 milyar dolara
ulaştığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu,
“Yatırımcılarımız Azerbaycan’da yaklaşık
EKONOMİK FORUM
21i
HABER
25 bin kişilik istihdam sağlarken, 20002012 yılları arasında yaklaşık 2,5 milyar
dolar vergi ödeyerek Azerbaycan ekonomisine katkıda bulunmuştur. Buna mukabil, ulusal rezervleri hızla artan Azerbaycan şirketlerinin Türkiye’ye ilgileri
de artmaktadır. Enerji sektöründe omuz
omuza çalışıyoruz. PETKİM’in %61 hissesini satın alan SOCAR, aynı zamanda
Star Rafinerisi’nin temelini attı. Azerbaycanlı kardeşlerimiz turizm sektörü başta
olmak üzere, Türkiye’de çok sayıda şirket kurarak yatırım yaptı. Azerbaycan’ın
Türkiye’deki yatırımları 4 milyar dolar
civarındadır. Azerbaycanlı iş insanlarının
Türkiye’ye yönelik yatırımları giderek artış gösteriyor” dedi.
m Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Abid Şerifov ile TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu.
ÇILDIR-AKTAŞ KAPISI’NIN
TEMELİ ATILIYOR
Türkiye ile Azerbaycan arasındaki
ticari ilişkilerde bütün bu gelişmelerin
önemli rakamlar olduğunu ancak yetersiz
kaldığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, kader
ortaklığının ancak ekonomik ilişkilerin
çok daha güçlenmesiyle mümkün olacağını söyledi.
Hisarcıklıoğlu, 70 yıl önce birbirleriyle savaşan Avrupa ülkelerinin bugün Avrupa Birliği (AB) adıyla ortaya koydukları
barış projesinin temelinin bile ekonomik
işbirliğine dayandığını dile getirerek şunları söyledi:
“Avrupa ülkeleri karşılıklı ekonomik
ilişkilerini o kadar güçlendirdiler ki, bugün birbirlerinin her derdine ortak çözüm
buluyorlar. Bugün Almanya’nın en büyük
ticaret ortağı ne Çin, ne de Amerika’dır.
Almanya’nın en büyük ticaret ortağı komşuları olan Fransa ve Hollanda’dır. Almanya tüm dış ticaretinin %16’sını sadece bu
iki komşusuyla yapmaktadır. Biz de ülkelerimizin ortak çıkarlar etrafında birlikte
hareket etmesini ve kalıcı işbirliğini hedefliyorsak, kardeşliğimizi daha sağlam
bir zemine oturtmak istiyorsak, mutlaka
ama mutlaka ekonomik ilişkilerimizi çok
daha güçlendirmek zorundayız.
Ekonomik işbirliğini güçlendirmek
için öncelikli olarak gümrük, ulaştırma ve
lojistik alanlarında gerekli olan; teknik,
idari ve mevzuata ilişkin uyum çalışmalarını hızlandırmak zorundayız. Türk özel
sektörü olarak, bu alanda da elimizi taşın
altına koyuyoruz. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın vizyonuyla başladığımız projede, TOBB olarak Çıldır-Aktaş
Gümrük Kapısı’nın modernizasyonu için
22
EKONOMİK FORUM
temel atıyoruz. Çıldır-Aktaş Gümrük Kapısı bizim için çok
önemli. Çünkü Gürcistan üzerinden Azerbaycan’a en yakın
kara geçişimizi bu kapı sağlıyor.
Çıldır-Aktaş Gümrük Kapısı’nın modernizasyonunu sekiz
ay gibi kısa bir sürede tamamlayacağız. Tırlarımız, bu sınır
kapısından geçip 250 kilometre sonra Azerbaycan’a giriş yapma imkânına kavuşacak. İnanıyoruz ki bu adım Türkiye ile
Azerbaycan arasındaki ticaret hacminin artmasına çok büyük
katkı sunacak. Yine önümüzdeki günlerde, Nahcıvan’a açılan
Dilucu Gümrük Kapısı’nın modernizasyonunu da aynı şekilde
hayata geçireceğiz.
Böylece Nahcıvanlı kardeşlerimizle daha fazla kucaklaşacak, Türkiye-Nahcıvan arasındaki mal ve insan geçişlerini
artıracağız. Bu yatırımla birlikte çok önem verdiğimiz Nahcıvan’la bağımız bir kat daha güçlenecek. Diğer taraftan, Türk
iş dünyasının küresel markası olan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve bünyesinde faaliyet gösteren Türk-Azerbaycan
İş Konseyi, Kafkaslar’da barış, güvenlik ve refah üçgeninin
n Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Kafkasya’da barış, istikrar ve kalkınmanın sağlanması için
Türkiye ve Azerbaycan arasındaki dayanışmanın tartışılmaz önemde olduğunu söyledi.
HABER
iki ülke arasında ekonomik işbirliğinden,
ekonomik entegrasyona geçme konusunda siyasilerimizin aldığı kararı sonuna
kadar destekliyoruz. Biz küresel arenada
daha fazla söz sahibi olan güçlü Türkiye
ve güçlü Azerbaycan’ın hayalini kuruyoruz” dedi.
tesis edilmesi için son hızla çalışmalarına devam ediyor. Önümüzdeki dönemlerde daha geniş kapsamlı projelerle ilişkilerimizi güçlendirmeye devam edecektir.”
TERCİHLİ TİCARET ANLAŞMASI
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Tercihli Ticaret
Anlaşması’na ilişkin çalışmaların da bir an önce sonuçlandırılarak anlaşmanın 2014 yılında imzaya hazır hale getirilmesi
gerektiğine değindi. Bölgesel işbirliğinin geliştirilmesi çerçevesinde, Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan İş Forumu mekanizmasının güçlendirmesi gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu,
“Forumda alınan kararların uygulanmasını sağlamalıyız. Bu
coğrafyada ortak sanayi bölgeleri ve ortak ekonomik alan gibi
işbirliği modellerini mutlaka hayata geçirmeliyiz. TOBB olarak
bu alanda tüm tecrübemizle hazırız. Türk iş dünyası olarak,
n TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,
Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Abid Şerifov
ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI YAZICI:
“SIKI BAĞLARLA KENETLENMİŞ İKİ
KARDEŞ ÜLKEYİZ”
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, TOBB Türkiye-Azerbaycan İşbirliği
Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in
seçimlerden sonra ilk ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirmiş olmasının Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin gelişmesi
bakımından çok güçlü bir zemin oluşturacağını belirtti.
Azerbaycan’ın bağımsızlıktan sonra
istikrarlı politikalarıyla bütün dünyada
büyük bir saygı uyandırdığını ifade eden
Bakan Yazıcı, Azerbaycan ve Türkiye’yi
“tek millet iki devlet” olarak nitelendirdi. Türkiye ve Azerbaycan’ın sıkı bağlarla kenetlenmiş kardeş ülkeler olduğunu
vurgulayan Bakan Yazıcı, bu kardeşliğin
sözde kalmadığını belirtti.
Azerbaycan’ı bölgedeki en önemli stratejik ortakları olarak gördüklerini ifade
eden Bakan Yazıcı, Azerbaycan’ın başarılarıyla gurur duyduklarını belirtti. Türkiye ve Azerbaycan olarak hem ikili hem de
bölgesel konularda sergilenen dayanışmanın sürdürülmesi
sürdürülm gerektiğine dikkat çeken
Bakan Yazıcı, “Özellikle Kafkasya’da barış,
kalkınmanın sağlanması için
istikrar ve ka
Azerbaycan arasındaki dayanışTürkiye ve Aze
ma tartışılmaz önemdedir” dedi.
İki ülke ara
arasındaki siyasi ilişkilere paraalandaki ilişkilerin de
lel olarak, ekonomik
eko
dile getiren Bakan Yazıcı, şöyle
ilerlediğini dil
konuştu:
yılında 2,4 milyar dolar olan
“2010 yı
ticaretimizin, 2011 yılında 3,5
ikili ticare
dolara, 2012 yılında 4,2 milmilyar do
dolara yükselmesi memnuniyet
yar dolar
vericidir. Azerbaycan’a yapılan doğyatırımlarda da Türkiye ilk
rudan ya
olmaya devam ediyor. Yukarı
sırada olm
Karabağ ve işgal altındaki Azerbaycan
en önemli dış polititoprakları konusu
k
ka gündem maddelerimiz arasında yer
alıyor. Bu meselenin, Azerbaycan’ın
bütünlüğü içerisinde barışçıl
toprak bü
bir çözüm
çözüme kavuşması yönünde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
malarımı
EKONOMİK FORUM
23i
DOSYA
YENİLENEBİLİR ENERJİDE
Elektrik Piyasası Kanunu’ndaki yeniliklerin uygulamaya
girmesi için gerekli yönetmelik, ekim ayında yayımlandı.
Yenilenebilir enerjide yeni bir dönemin başladığını belirten
sektör temsilcileri, tüketimi fazla olan şirketlerin,
1 MW sınırına takılmaksızın yapacağı “sınırsız üretimle”
sektörün büyüyeceğini belirtiyor.
L
isanssız elektrik üretimi için 14
Mart 2013’te çıkartılan 6446 Sayılı
Elektrik Piyasası Kanunu, sektör
için büyük bir beklenti yaratsa da
kanundaki yeniliklerin uygulamaya girmesi için çıkarılması gereken yönetmeliklerin
ancak 2 Ekim tarihinde çıkarılması, sektörün neredeyse “durmasına” neden oldu.
Enerji piyasası temsilcileri, yaklaşık beş
aylık bir aranın ardından, yeni yönetmelikle yenilenebilir enerjide yeniden büyüme
planları yapmaya başladı.
Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle, artık isteyen herkes başvuruda bulunup, kendi evi ve işyeri için elektrik üretimine başlayabilecek. Yönetmeliğe göre,
kendi elektriğini üretmek isteyenler için
24
EKONOMİK FORUM
başvuruların önü açılırken, sektör temsilcileri, enerjide yeni bir
dönemin başladığını belirtiyor.
Yönetmelikle birlikte yaşanan en önemli gelişme, üretimdeki
500 kW sınırının 1 MW’a yükseltilmiş olması. Bu limit, ilerleyen
dönemde gerekirse Bakanlar Kurulu kararıyla beş katına kadar
da yükseltilebilecek.
Sektör temsilcilerinin “halk, tüketici konumdan, üretici konumuna geçebilecek” yorumu yaptığı yönetmelikte, üretim sınırının yükseltilmesi, büyük şirket ve fabrikalar için de önemli bir
gelişme oluyor. Belediyelerin de içme suyu ve atık suyu iletim
hatlarında elektrik üretim tesisi kurabilme imkânının önü açılırken, kamuoyunun da “lisanssız elektrik üretimi” konusunda ilgili olacağı düşünülüyor. Bu arada yönetmelikle, lisanssız üretimden, lisanslı üretime veya lisanslı üretimden lisanssız üretime
geçişler de serbest oldu. Ayrıca lisanssız üretim tesisleri enerji
alım garantisi de alabilecek.
Yönetmeliğin getirdiği önemli bir değişiklik de sınırsız elekt-
DOSYA
rik üretimi. Buna göre tüketimi fazla olan şirketler,1 MW sınırına takılmaksızın elektrik üretim tesisi kurabilecek. Ancak söz
konusu şirketler, şebekeye enerji verse bile, bu işlem karşılığında para alamayacak. Bu durumda şirketler sadece kendi elektrik
üretim ve tüketim giderlerini karşılamış olacak. Alışveriş merkezleri de bu kapsamda elektrik üretebilecek. Enerjide değişen
iklimle sektör temsilcileri 2014 yılına kadar bin 500 başvuru
olacağı öngörüsünde bulunuyor.
ENERJİ İTHALATI, CARİ AÇIKTAKİ ARTIŞTA
EN ÖNEMLİ KALEM
Türkiye’de ekonominin gelişmesine paralel olarak enerji
talebi artarken, enerji ithalatı, cari açıktaki artışta en önemli kalem haline geldi. Fosil kaynaklar bakımından komşuları
kadar zengin olmayan ancak coğrafi konumu itibarıyla su, güneş, jeotermal ve rüzgâr potansiyeliyle birçok ülkeye nazaran
avantajlı konumda bulunan Türkiye’de firmalar da bir süre-
dir enerji yatırımlarını geleceğin kaynağı
olan yenilenebilir enerjide şekillendirmeye başlamıştı. Bu doğrultuda su, güneş,
rüzgâr ve jeotermalde yatırımlar artmaya
başladı.
Lisanssız Elektrik Üretim Derneği’nden (Li-Der) alınan bilgilere göre; mayıs ayı
sonuna kadar rüzgar, güneş, biyokütle ve
kojen ile ilgili toplam 980 başvuru alındı.
Bunlardan toplam 250 MW’lık 659 başvuru
olumlu sonuçlanırken, 10’un üzerinde tesis
hizmete girerek lisanssız elektrik üretimine
başladı. Lisanssız HES’ler konusunda ise
henüz sisteme başvuru alınamadı. Bunun
nedeni olarak, Devlet Su İşleri’nin (DSİ)
kendi mevzuatlarındaki değişikliği henüz
tamamlayamamış olması gösteriliyor. BaşEKONOMİK FORUM
25i
DOSYA
vurular gerçekleştiği taktirde, lisanssız
HES’lerin de potansiyelinin yükselmesi
bekleniyor. İlk etapta HES başvurularının
250 MW’tan bin MW’a çıkacağı öngörülürken, bu rakamın 2015 yılı sonunda en az 5
bin MW’a ulaşacağı düşünülüyor.
YÖNETMELİKLE, RÜZGARDA KWH
BAŞINA MALİYET AZALDI
Çıkarılan yönetmelikle, rüzgâr enerjisi
alanında ürün seçenekleri artarken, kWh
başına maliyet azaldı. Fabrikalar artık
2,5 ile 3 MW’lık rüzgâr türbinini lisanssız
elektrik üretimi kapsamında kurabilecek.
Güneş enerjisi üretiminde ise aynı alanda
daha fazla kurulum yapılmasıyla hem satın alma maliyetlerinin düşmesi hem de
işletme, bakım ve izleme maliyetlerinin
daha ekonomik hale gelmesi sağlanacak.
Tüm bunların yanı sıra, yeni yönetmelikle,
finans kuruluşlarının sektöre daha kolay
kredi verebilecekleri değişiklikler de söz konusu. Yönetmelikle, OSB ve dağıtım şirketlerinin trafo kapasitelerini yılda dört defa,
belli aylarda kendi internet sitelerinde yayınlanmak suretiyle açıklamak zorunda olması ise, sektörde planlama ve yatırım açısından yatırımcıya bir öngörü sağlayacağı
için olumlu karşılandı. Ayrıca ilk defa, imdat grupları, şebekeden izole olan sistemler
ve verimliliği kanunun belirttiği şekilde
olan kojenerasyon sistemleri de lisanssız
elektrik üretim kapsamına girdi.
26
EKONOMİK FORUM
ÖZEL SEKTÖRÜN PAYI İKİ KAT ARTTI
Bu arada son 10 yıl içinde elektrik üretim kapasitesi, doğalgaz ithalatı ve enerji tüketiminden her biri yaklaşık iki kat
artış gösterdi. Bu gelişme ile birlikte elektrik enerjisi üretiminde kamunun payı yaklaşık yüzde 35 seviyelerine düşerken, özel
sektörün payı yaklaşık iki kat artışla yüzde 38’den yüzde 65 seviyelerine yükseldi. Aynı zamanda kamunun elindeki dağıtım
şirketlerinin ve hizmetlerin özelleştirilmesi tamamlanarak, bu
alanda önemli bir atılım gerçekleşmiş oldu. Sektör aktörlerine
göre, şu an için enerji sektöründe katılımcıların en önemli sıkıntısı, orta ve uzun vadede güvenilir ve şeffaf fiyat oluşumu ile
öngörülebilirliği sağlayacak fiyat referansının ortaya çıkamaması. Özel sektör için uzun vadede ‘rekabetin adil olduğu, şeffaf ve
serbest bir piyasa yapısı’, öncelikli hedef konumunda.
Bunların yanı sıra, artık Enerji Piyasaları İşletme AŞ (EPİAŞ)
DOSYA
Türkiye elektrik enerjisinin yakıt cinslerine göre
kurulu gücü (2012 yıl sonu – Ekim 2013 sonu)
Kurulu
Güç (MW)
Katkı
(%)
Santral
Sayısı
(adet)
Kurulu
Güç (MW)
Katkı
(%)
Santral
Sayısı
(adet)
Fue-Oil + Asfaltit + Nafta + Motorin
1.362
2.4
23
1.338
2.2
22
Taş kömürü + Linyit
8.478
14.9
19
8.515
13.7
20
İthal kömür
3.912
6.9
7
3.912
6.3
7
Doğalgaz + LNG
17.170
30.1
190
19.375
31.3
215
Yenilebilir + Atık
158
0.3
29
224
0.4
38
Çok yakıtlılar katı + sıvı
675
1.2
8
675
1.1
8
3.269
5.7
45
3.219
5.2
44
13
Çok yakıtlılar sıvı + doğalgaz
Jeotermal
162
0.3
9
310
0.5
Hidrolik barajlı
14.744
25.8
64
16.027
25.9
72
Hidrolik akarsu
4.864
8.5
317
5.696
9.2
374
Rüzgar
2.260
4
61
2.688
4.3
70
57,059
100
772
61,984
100
TOPLAM
883
Kaynak: TEİAŞ
ve Borsa İstanbul (BIST) bünyesinde yapılan işlemlere, damga
vergisi muafiyeti de getirildi. Tacirlerin kendi aralarında organize piyasalar dışında yaptıkları ticaret, bu muafiyet kapsamı
dışında kaldı. Bu durum, bir yandan da EPİAŞ’ye ışık verecek
tezgâh üstü piyasalardaki işlem hacminin gelişmesine engel oluyor. Sektör aktörlerine göre, Türkiye’de enerji piyasasının bir
diğer önemli parçası olan doğalgaz piyasasında yaşanan önemli
değişikliklerden birisi de Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ’nin
(BOTAŞ) elindeki ithalat kontratlarının, özel sektöre devri konusunda gerçekleşen gelişmeler.
GÜNEŞTE LİSANSLI YATIRIMLAR KISITLI KALDI
Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarında ön sıralarda
yer alan güneş enerjisinde potansiyel henüz yeterince değerlendirilemiyor. Aslında güneş enerjisinde Türkiye, İspanya’dan sonra Avrupa’nın en büyük ikinci potansiyeline sahip. Sektör aktörleri, güneş enerjisinde doğru politikaların uygulanması halinde
birkaç yıl içinde 5 bin-10 bin MW arasında kurulu ek kapasite
elde etmenin mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Bu da yaklaşık 5
ila 10 milyar dolar arasında yeni yatırım anlamına geliyor.
Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği’nden
(GENSED) alınan bilgilere göre, 14-15 Haziran 2013 tarihinde
600 MW değerinde fotovoltaik sistem kurulumu lisanslarının ihalesi için başvurular
alındı. 357 firma, 585 başvuruyla, yaklaşık
9 bin MWp güneş santrali kurmak için başvurdu. Bunlar arasında 29 firma, dört ya da
daha fazla başvuru ile 4 bin MW kurulumu için ihaleye girmek istiyor. İhalenin ise
2014 başında sonuçlanması bekleniyor. Lisanslama işlemlerinin 2014 başında sonuçlanmasının ardından ‘lisanslı’ kurulumların
2014’ten itibaren devreye alınabileceği öngörülüyor.
Lisanssız elektrik üretimi ile ilgili
2011’de yayınlanan tebliğ ve 2012’de yayınlanan uygulama tebliğinin ardından, Mayıs
2013’e kadar bin 30 başvuru yapıldı. Bunun
538 adedi güneş santralleri içindi. Sektör
aktörleri, lisansların henüz verilmemesi nedeniyle, 2013’ün ilk dokuz ayında güneşten
elektrik üretimiyle ilgili yatırımların oldukça kısıtlı kaldığını dile getiriyor.
RÜZGÂRDA 2014’TE KURULU GÜÇTE
YILLIK 4 BİN MW’A ULAŞILACAK
Yenilenebilir enerjinin bir diğer önemli
alanını ise rüzgâr enerjisi oluşturuyor. Türkiye, rüzgârda her yıl 500 MW santrali işletmeye almaya başladı. Buna ek olarak, bu
yıl sonunda 750-1000 MW civarı santralin
hayata geçmesi bekleniyor. Ancak Türkiye
enerji ihtiyacı göz önüne alındığında rüzgâr enerjisi yatırımları yeterli görülmüyor.
54 bin megawatt’lık enerji kurulu gücüne
sahip Türkiye’nin enerji kapasitesinin yüzde 3 ila yüzde 4’ünü rüzgâr enerjisi oluşturuyor. 10 yıl içinde enerji kurulu gücünün
100 bin MW’a çıkması hedeflenirken, bunun yüzde 20’sinin rüzgâr enerjisinden
oluşması bekleniyor. Bu durumda 2023’te
Türkiye’de 20 bin MW’lık rüzgâr hedefine
ulaşılırsa, yapılan hesaplara göre üretilen
toplam elektriğin %18 ila %20’si rüzgârdan
elde edilmiş olacak.
EKONOMİK FORUM
27i
DOSYA
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ:
“HEDEFİMİZ, 2023’E KADAR
ENERJİ MERKEZİ HALİNE
GELMİŞ BİR TÜRKİYE”
S
on 10 yıldır siyasi istikrara bağlı
olarak refah seviyesi her geçen gün
artan Türkiye’nin enerji talebinin
10 yıl sonra iki katına çıkacağını
belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız, hem bu talebi karşılamak hem
de enerji arz güvenliğini sağlamak için çalışmalara devam ettiklerini ifade etti. Yıldız, enerji sektöründe bugüne kadar olan
gelişmeleri ve geleceğe yönelik hedeflerini
şöyle dile getirdi:
“Yerli ve yenilebilir kaynaklarımızı
harekete geçiyoruz. 2002 yılında, 12 bin
241 MW olan hidrolik santral kurulu gücü
şu an itibarıyla 20 bin MW’a çıktı. Göreve
geldiğimizde yok denecek kadar az olan
rüzgâr enerjisi kurulu gücü şu an itibarıyla 2 bin 604 MW. 10 yıl önce tamamen atıl
vaziyette olan jeotermal kaynaklarımızı
ülke ekonomisine kazandırmaya başladık.
Elektrik, ısınma, termal turizm ve seracılık
amacıyla 85 jeotermal sahayı özel sektörün
yatırımına açtık. Son 10 yılda jeotermal
uygulamalar elektrik sektöründe yedi kat
artarak, 162 MW’e ulaştı. 2023’e kadar hidrolik santralı kurulu gücünü 36 bin MW’a,
rüzgâr kurulu gücünü 20 bin MW’a, güneş
kurulu gücünü 3 bin MW’a, jeotermal kurulu gücünü 600 bin MW’a çıkarmayı hedefliyoruz. Yerli kömüre dayalı yapılacak bütün
termik santraller ile yıllık en az 12 milyar
dolarlık doğal gaz ithalinin önüne geçme
hedefimiz var.
Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu’nun
(TKİ) elindeki kömür sahalarını, termik
santral kurma şartıyla ihaleyle özel sektöre
devretmeye başladık. Bu anlamda, Adana
Tufanbeyli’de 600 MW, Soma’da 450 MW,
Bursa-Keles’te 270 MW, Kütahya Tunçbilek’te 300 MW, Bingöl Karlıova’da 150
MW kurulu gücünde santrallar kurulacak.
Bolu-Göynük, Eskişehir-Mihallıççık, Silopi
Harbul-Üçkardeşler ve Sereder’de de santrallarımızın inşası devam ediyor. Türkiye
28
EKONOMİK FORUM
n Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız,
doğusunda enerji
kaynakları açısından
ihracatçı, batısında
ithalatçı ülkelerle
çevrili konumdaki
Türkiye’nin, büyüyen
ekonomisiyle büyük
bir enerji pazarı
olduğunu söyledi.
Türkiye’de 10 yılda tam 100 milyar liralık enerji
yatırımı yapıldı. Hedefimiz 2013’e kadar yapılacak
200 milyar liralık enerji yatırımıyla enerji arz
güvenliğini perçinlemiş ve bölgesinde enerji merkezi
haline gelmiş bir Türkiye’dir.
linyit rezervinin yaklaşık %40’ını barındıran Afşin Elbistan’da
12 milyar dolarlık bir yatırımla toplam 8 bin MW gücünde santrallar kurulacak. En son Maden Tetkik ve Arama’nın (MTA) beş
yıllık çalışmaları sonucunda Afyon Dinar’da 950 milyon tonluk
linyit rezervi tespit ettik. Buraya da 5 milyar dolarlık yatırımla
3 bin 500 MW gücünde termik santral kurmayı hedefliyoruz.
Santral, ayrıca inşası ve maden sahasında 6-7 bin kişilik bir istihdamı bölgeye sağlamış olacak. Konya Karapınar’da 1,8 milyar
tonluk rezerve ulaşıldı. Bu kapasitenin daha da artabileceğini
gözlemliyoruz. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının daha
çok hâkim olması için temelli politikalarımız ve stratejilerimiz
DOSYA
çerçevesinde yolumuza devam ediyoruz. Karapınar’da 5 bin MW
civarında bir havza çalışması yapmayı planladık. Bu şekilde Atatürk Barajı’nın iki katı kadar Türkiye’ye bir rezerv sağlamış olacağız. Yaklaşık 7-8 milyar dolarlık da bir yatırım öngörüyoruz.
Rezerv kurulacak 5 bin MW gücündeki santralle 30-40 yıl rahatlıkla hizmet verebilecek. Türkiye’de 10 yılda tam 100 milyarlık
enerji yatırımı yapıldı. Hedefimiz 2023’e kadar yapılacak 200
milyarlık enerji yatırımıyla enerji arz güvenliğini perçinlemiş ve
bölgesinde ‘enerji merkezi’ haline gelmiş bir Türkiye’dir. Ayrıca
2023 yılına kadar iki nükleer santralin üretimine, birinin de inşasına başlamış olacağız.”
TÜRKİYE, ENERJİDE CAZİBE MERKEZİ HALİNE GELİYOR
Doğusunda enerji kaynakları açısından ihracatçı, batısında
ise ithalatçı ülkelerle çevrili konumda bulunan Türkiye’nin büyüyen ekonomisiyle büyük bir enerji pazarı olduğunu vurgulayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, jeostratejik
konumu itibarıyla da doğu-batı/kuzey-güney enerji güzergâhlarının kesişim noktasında olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Türkiye, enerji projelerini ve stratejisini savaşın değil istikrar, refah ve barışın gerekçesi olarak oluşturmakta ve uygulamaktadır. Siyasi ve ekonomik istikrarını sağlamış olan Türkiye,
bölgesinde adeta bir mıknatıs gibi yatırımları çekmekte ve cazibe merkezi haline gelmektedir. Azerbaycan’la birlikte inşa edeceğimiz TANAP Doğalgaz Boru Hattı Projesi ve rafineri yapımı,
modernizasyonuyla birlikte yapılacak toplam 17 milyarlık yatırım, yerli üretim, istihdam ve sanayimize önemli bir katkı sunacaktır. Türkiye Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı ve Bakü
Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı projelerinin hayata geçirilmesiyle Kafkaslar’da kurduğu etkinliğin benzerini; TANAP
Doğalgaz Boru Hattı’yla Balkanlarda tekrarlama şansına kavuşacak, Hazar ile Adriyatik’i enerji nakil hatlarıyla birleştirecektir.
Savaş ve istikrarsızlıkların gölgesindeki Orta Doğu coğrafyasına
barış ve istikrarın gelmesini isteyen Türkiye’nin bu hedefinde
Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı’nın daha verimli çalışması
ve yeni geliştirdiği projeler önemli bir yer tutmaktadır. Uluslararası Enerji Ajansı’nın önümüzdeki 30 yılda dünya petrol üretim
artışının %40’ını tek başına karşılayacağını söylediği komşumuz
Irak’ın tüm bölgelerinde geliştirilecek projeler içinde de olmaya
devam edeceğiz.”
BAZI BÖLGELERDE %50’LERE VARAN
TASARRUF ORANLARINA ULAŞILDI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, enerji tasarrufu konusunda yapılması gerekenler konusunda bilgi verirken, Bakanlık olarak da bu alanda yaptıkları çalışmaları şöyle
özetledi:
“Bütün bu projelerin yanında enerjiyi verimli kullanmak
adına başlattığımız ‘enerji verimliliği’ hareketi var. Enerjiyi sokak aydınlatmasında, yalıtımda, evde, tarımsal sulama, sanayi
uygulamaları gibi birçok alanda, hayatımızın birçok noktasında
daha verimli kullanma imkânımız var. Bizim yetiştiğimiz kültür,
bizim bilgilenme yöntemlerimiz, geleneklerimiz, göreneklerimiz de zaten bunu söylüyor. O açıdan ben bu konuda çok ciddi
mesafe kat edeceğimiz kanaatindeyim. Bildiğiniz gibi, 1 Ocak
2011 yılından sonra yalıtımı olmayan herhangi bir binanın ruhsat alma imkânı yok. Türkiye’de yalıtıma muhtaç olan 17 milyon
adet hane bulunuyor. Yeni binalarımızda
herhangi bir problem yok. Asıl yapmamız
gereken, mevcut binalarımızı eski hallerinden kurtarmak. 150 kadar kamu binasının
yalıtımıyla yaklaşık 45 milyon liralık enerji
tasarrufu meydana gelecek. Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı binamızda yaptığımız
çalışmada %46’lık bir verim elde edildi.
Bunu elde etmek için camların çift olması,
duvarlarda da yalıtım yapılmış olması şartı
var. Yuvarlak bir hesapla yarı yarıya tasarruf ettiğiniz bir işlem aslında yatırımcı için
de, kamu için de, özel sektör kullanıcıları
için de kârlı olacak.
Sokak aydınlatmaları konusunda Ankara’da İnönü Bulvarı, Dikmen ve Muhsin
Yazıcıoğlu caddesi gibi bölgelerde pilot çalışmaları yapıyoruz. TBMM ile Enerji Bakanlığı arasındaki bulvarın aydınlatılmasında yaklaşık %41’lik bir tasarruf söz konusu
oldu. Bazı bölgelerde %50’lere varan tasarruf oranlarına ulaşıldı. Türkiye’nin toplam
aydınlatmasını düşünürsek, 6 milyon adet-
“YERLİ VE YENİLENEBİLİR
ENERJİ KAYNAKLARININ DAHA
ÇOK HÂKİM OLMASI İÇİN
TEMELLİ POLİTİKALARIMIZ VE
STRATEJİLERİMİZ ÇERÇEVESİNDE
YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ.”
lik armatürde her yıl yaklaşık 600 milyon
liralık bir tasarruftan bahsediyoruz. LED
ampullerle ilgili harcamalar kendisini dört
yıl içinde amorti ediyor. Rüzgâr santrallerinden, güneş enerjisi panellerine, LED’lerden diğer enerji uygulamalarına varıncaya
kadar ürünlerin Türkiye’de üretilmesini
zorunlu kıldık. Herhangi bir yatırımcı eğer
buraya gelip yalnızca bize LED’in satmak
isterse bunun doğru olmadığını kendilerine iletiyoruz, onlar da yatırım kararları
alabileceklerinden bahsediyorlar. Şu anda
yerli firmalardan seri üretime geçme safhasına gelmiş olan fabrikalarımız var. Bu da
Türkiye sanayisi için önemli bir nokta. Biz
enerji sektörüne ilişkin cari açığı azaltmaya yönelirken aynı zamanda yatırımların
da yerli kaynaklar haline gelmesine çalışıyoruz. Türkiye 2023 yılı hedeflerine diğer
çalışmalarıyla birlikte bütün armatürlerini değiştirmiş ve bunların finansman ve
amortismanlarını tamamlamış olarak girmiş olacak.”
EKONOMİK FORUM
29i
DOSYA
TOBB TÜRKİYE ENERJİ MECLİSİ BAŞKAN YARDIMCISI ALPAY ÜNAL:
“2014, YENİLENEBİLİR
ENERJİYE DAYALI BİR
ÜRETİM YILI OLACAK”
Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimi amaçlı kullanımına ilişkin
kanunda yapılan değişiklikle birlikte sektör hız kazandı. Lisanssız üretim
başvurularına bakıldığında 2014’ün yenilenebilir enerjiye dayalı bir üretim yılı
olacağı kanaatindeyim.
E
nerji sektörü gündemi, 2014’te de
hareketli olacağını belirten TOBB
Türkiye Enerji Meclisi Başkan Yardımcısı Alpay Ünal, “Elektrik ve
doğal gazda serbestleşme çalışmalarının
geleceği noktanın izleneceği bu yıl içinde
büyük ölçekli elektrik üretim yatırımlarının devreye girmesini beklemekteyim”
dedi.
Ünal, enerji sektöründe fizibilite çalışmalarında karşılarına çıkan zorluklara değinerek, sektörde finansman daralmasının
yatırımları ne yönde etkilediğini şöyle dile
getirdi:
“Bu yıl gerçekleşmesi beklenen yatırım
ve özelleştirmeler göz önünde bulundurulduğunda, sektör için yeterli finansman
bulunup bulunamayacağı en önemli sorulardan birini oluşturuyor. Sektör geliştikçe
ve büyüdükçe daha rekabetçi ve şeffaf bir
piyasa yapısına hızla ulaşılmasına da duyulan ihtiyaç her geçen gün artıyor.
Finansman daralması, yatırımları
olumsuz olarak etkiliyor. Artan talebi karşılamak üzere devreye girmesi gereken
üretim kapasitesinin gerektirdiği 3 milyar
dolardan fazla yatırım, özelleştirme süreci
tamamlanmamış dokuz elektrik dağıtım
bölgesinin gerektirdiği finansmanla sektöre çok ciddi bir nakit girişi gerektiğini
gösteriyor. Söz konusu finansman ihtiyacının tamamının karşılanabilmesi çok kolay
olmayacak.
Elektrik üretiminde yatırım kararı yeni
alınacak santrallar için zor bir süreç bekleniyor. Burada fizibilite çalışmalarının
önemi bir kez daha ön plana çıkmakta.
Özellikle büyük doğal gaz santrali projeleri geliştirmek, rekabetçilik, kârlılık ve uy30
EKONOMİK FORUM
gun lokasyon bulabilmek, geçmişe kıyasla çok daha zor olacak.
Ancak küçük doğal gaz santralleri için durumun bu kadar zor
olmayacağı görülüyor. Entegre yatırımların ise verimlilik açısından ön plana çıkması muhtemel.”
543 HİDROELEKTRİK SANTRALİ İNŞAATI DEVAM EDİYOR
TOBB Türkiye Enerji Meclisi Başkan Yardımcısı Alpay Ünal,
Türkiye enerji sektöründe rekabete dayalı olarak şeffaf bir piyasa yapısının oluşturulmasının önemi ve bu konuda yapılan
çalışmalara yönelik şu bilgiyi verdi:
“Türkiye enerji sektöründe rekabete dayalı olarak şeffaf
bir piyasa yapısının oluşturulması yönünde adımlar atılmaya
devam edilirken, 2011’in mart ayında Avrupa piyasasıyla tam
k TOBB Türkiye
Enerji Meclisi
Başkan Yardımcısı
Alpay Ünal, 2011
yılında yenilenebilir
enerji kaynaklarının
elektrik üretimi
amaçlı kullanımına
ilişkin kanunda
yapılan değişiklikle
birlikte sektörün
hız kazandığını
belirtti.
DOSYA
uyumlu bir elektrik piyasası uygulamaya
geçti. Özel sektöre açılan elektrik üretim
sektöründe özellikle de yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yürürlüğe konulan
yasal düzenlemelerin etkisiyle hidroelektrik santral yapmak üzere Ocak 2012 itibarıyla 15 bin 582.1 MW’lık 543 santral inşaatına başlamış olup, bu inşaatlar devam
ediyor.
2004 yılı itibarıyla 18 MW düzeyinde
olan rüzgâr enerjisi kurulu gücü 2011 yılında bin 691 MW’a ulaştı. 1 Kasım 2011
öncesinde 3 bin 180 MW rüzgâr lisansı
verildiği ve bunlardan bin 677 MW’ının
işletmeye alındığı biliniyor. Yaklaşık 600
MW’ın ise inşası devam ediyor. Başvurulardan sonra geçen süreçte 5 bin 500 MW
için 13 grup projesi lisans almaya hak kazandı. 2012 yılı sonunda inşa halinde olan
600 MW’lık kapasitenin hayata geçmesi
halinde ise toplamda 2 bin 300 MW kapasitede rüzgâr santralinin işletmede olması
bekleniyor. 2013 yılında en az bir MW inşa
halinde olan rüzgâr santralinin de devreye
girmesi bekleniyor.”
“ELEKTRİK ÜRETİMİNDE YATIRIM
KARARI YENİ ALINACAK
SANTRALLAR İÇİN ZOR BİR SÜREÇ
BEKLENİYOR. BURADA FİZİBİLİTE
ÇALIŞMALARININ ÖNEMİ BİR KEZ
DAHA ÖN PLANA ÇIKMAKTA.”
ÖZEL SEKTÖRÜN KURULU GÜCÜ
TOPLAM 3 BİN 701 MW
2011 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimi amaçlı kullanımına ilişkin kanunda yapılan değişiklikle
birlikte sektörün hız kazandığına dikkat
çeken TOBB Türkiye Enerji Meclisi Başkan
Yardımcısı Alpay Ünal, “Keza lisanssız üretim başvurularına bakıldığında 2014 yılının yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı
bir üretim yılı olacağı kanaatindeyim.
EPDK verilerine bakıldığında, Ocak
2012 itibarıyla proje fiili gerçekleşmesi
%10’un üzerinde olan inşa halindeki santrallerin kapasite değerleri incelendiğinde
yakın zamanda devreye girmesi planlanan
kurulu güç kapasitesinin %53’ünü hidrolik,
%16,5’ini doğal gaz, %11,4’ünü ithal kömür, %6,3’ünü ise rüzgâr santralleri oluşturuyor. 1 Ocak 2012 itibarıyla devreye
alınan 129 özel sektör santralinin kurucu
gücü ise toplamda 3 bin 701 Mw’a ulaştı.
İnşa halindeki santrallerin de devreye girmesiyle özel sektör, enerji alanında büyük
bir yatırıma imza atmış olacak. Türkiye
ileride Avrupa’nın elektrik enerjisinin bir
kısmının karşılamaya hazır hale gelecek.
Bunun için sektörde, bürokrasi ve hükümetin koordineli bir şekilde çalışmaya devam
etmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi,
özellikle süreçlerin kısaltılması daha iyi sonuçlar verir” dedi.
EKONOMİK FORUM
31i
DOSYA
Türkiye LPG pazarı
3,7 milyon tonluk yıllık
tüketimle dünyada 15’inci,
Avrupa’da petrokimya
hariç tutulduğunda
Rusya’nın ardından ikinci
büyük pazar konumunda
bulunuyor. Türkiye’yi
sırasıyla İtalya, Fransa
ve Polonya izliyor.
Sektörümüzün iş hacmi
12 milyar dolar
mertebesinde.
T
OBB Türkiye LPG Meclisi Başkanı
ve Dünya LPG Birliği Başkan Yardımcısı Yağız Eyüboğlu, son derece
dinamik, canlı ve umut veren ekonomiye sahip bir ülkede faaliyet gösterdiklerini vurgulayarak, “Dünya ekonomileri
talep yaratmaya çalışırken biz, büyümekte
olan talebi gelecekte nasıl karşılayacağımızı
düşünüyoruz” dedi.
Büyüyen Türkiye’nin her türlü enerjiye fazlasıyla ihtiyacı bulunduğuna dikkat
çeken Yağız, “Fosil yakıt kaynağı bakımından zengin bir ülke değiliz. Bu kaynakların
zengini olan ülkeler komşumuz durumunda. Ürünlerinin önemli bir kısmını bizim
üzerimizden dünyaya ulaştırıyorlar. Coğrafi konumumuz bize enerji koridoru olarak
önemli bir fırsat sunuyor. Bunlara ek olarak
enerji verimliliğini ve tasarrufunu cesaretlendirecek uygulamalarla sahip olduğumuz
potansiyeli en etkin şekilde kullanabileceğimize inanıyoruz” dedi.
Yağız, LPG sektörüne bu noktada
önemli bir rol düştüğünü vurgulayarak konuşmasına şöyle devam etti:
“LPG, pişirmeden ısınmaya; araç yakıtından elektrik üretimine ve petrokimya
alanında kullanımlarına kadar dünyada en
çok tüketilen alternatif yakıtlardan biridir,
stratejiktir. Özellikle doğal afetlerde elektrik ve doğal gaz bir şekilde hayatınızdan
çıktığında, LPG yanınızdadır. Kolay taşınır,
kolay depolanır ve kolayca pek çok alanda
kullanılır.
32
EKONOMİK FORUM
TOBB TÜRKİYE LPG MECLİSİ BAŞKANI
YAĞIZ EYÜBOĞLU:
“SEKTÖRÜN İŞ HACMİ
12 MİLYAR DOLAR
DEĞERİNDE”
DOSYA
“DOĞAL GAZA KIYASLA TÜP
GAZDAKİ VERGİ YÜKÜNDEN
KAYNAKLI, ÜRÜNÜN DOĞAL
GAZ KARŞISINDAKİ REKABET
GÜCÜ ZAYIFLIYOR VE TÜP GAZ
SEGMENTİNDE SATIŞ AZALMASI
YAŞANIYOR.”
Kamu otoritesinin ilgili kurumları, ulusal enerji stratejisini
oluşturup uygulamada büyük bir kararlılık gösteriyorlar. Hem
TOBB Türkiye LPG Meclisi hem de üyesi bulunduğumuz diğer
sektörel kuruluşlar olarak, sürece katkıda bulunmak üzere çaba
gösteriyoruz. Zira ülkemizin enerji havuzunda LPG’nin anlamlı
bir alternatif sunduğunu, önemli bir işlevi yerine getirdiğini düşünüyoruz. Arz güvenliği, taşıma ve kullanım alanlarında sahip
olduğu önemli avantajları sebebiyle LPG, hemen hemen dünyadaki her ülkenin enerji havuzunda stratejik bir değere sahip
bulunuyor. Dünyanın dört bir tarafında üreticileri olduğu için,
temini konusunda da sıkıntı olmuyor. Doğal gaz kaynaklarının
çoğalmasıyla LPG’nin arzının gelecekte daha da artacağı ve daha
çok tasarruf sağlayan bir yakıt olacağı öngörülüyor. Evlerimizde,
sanayide ve otomobillerimizde yakıt olarak kullanılan LPG, her
alanda verimliliği ve çevreciliğiyle daha fazla tercih edilen, geleceğin temiz dünyasına katkıda bulunan bir enerji kaynağı. Özetle, ülkemizin enerji havuzunun zenginleştirilmesinde LPG’nin
önemine inanıyoruz.”
TÜRKİYE LPG PAZARI DÜNYADA 15’İNCİ SIRADA
TOBB Türkiye LPG Meclisi Başkanı ve Dünya LPG Birliği
Başkan Yardımcısı Yağız Eyüboğlu, Türkiye’nin LPG pazarının
3,7 milyon tonluk yıllık tüketimle dünyada 15’inci, Avrupa’da
petrokimya hariç tutulduğunda Rusya’nın ardından ikinci büyük pazar konumunda olduğunu belirterek, “Türkiye’yi sırasıyla
İtalya, Fransa ve Polonya izliyor. Evsel LPG kullanımı açısından,
Türkiye pazarı Rusya, İtalya, Fransa ve İspanya’nın ardından beşinci sırada yer alıyor” diye konuştu.
Yağız, Türkiye’nin 3,5 milyonun üzerinde oto gaz kullanan araçla dünyanın en
yüksek LPG’li araç sayısına sahip ülke, Avrupa’nın ise en büyük oto gaz pazarı olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
“Sektörümüzün iş hacmi 12 milyar
dolar mertebesinde. Bu rakamlara, dönüşümcüler, kit üreticileri ve diğer yan sanayi
kuruluşlarının sağladığı katma değer dahil
değil. LPG sektörü yaklaşık 450 bin kişinin
hem nicelik hem de sunulan ürün ve hizmetlerinin niteliğiyle Avrupa ve dünyanın
önemli örnek pazarlarından biri.
Tüp gaz sektöründe geçen yıl 890 bin
ton olan satışın 2013 yılı ilk yedi ay neticelerine göre, yıl sonunda 834 bin tonu
bulması bekleniyor. Oto gaz segmentinde
geçen sene yaklaşık 2,7 milyon tonluk satış yapılırken, 2013 yılı yedi ay neticelerine
göre satışların 2,8 milyon ton olması öngörülüyor. Dökme gazda geçen yıl 120 bin
ton olan satışın da, bu yıl yaklaşık 110 bin
ton olacağı tahmin ediliyor. 2013 yılı sonu
Türkiye LPG pazarın büyüklüğünün hemen
hemen aynı seviyede kalması bekleniyor.
2012 yılının ilk yedi ayında 2,1 milyon
ton satış yapılan Türkiye LPG pazarında,
2013 yılının aynı döneminde yüzde 0,23
azalışla 2 milyon ton satış gerçekleşti. Aynı
dönem içinde pazar detaylı incelendiğinde,
oto gaz segmentindeki satışlar 2012 yılına
göre %0,31 oranla yaklaşık 5 bin ton arttı.
Geçmiş yıllara göre artışın azalmasında,
yüksek seyreden pompa satış fiyatlarının
rol oynadığını düşünülüyor. Tüp gaz segmentinde ise satışlar ilk yedi aylık dönemde %6,3’lük düşüşle yaklaşık 486 bin ton
olarak gerçekleşti. Türkiye LPG pazarındaki
daralmanın temel sebebi yıllardır değişmiyor; doğal gaza kıyasla tüp gazdaki vergi
yükünden kaynaklı, ürünün doğal gaz karşısındaki rekabet gücü zayıflıyor ve tüp gaz
segmentinde satış azalması yaşanıyor.”
EKONOMİK FORUM
33i
SAĞLIK
Huzursuz
Bacak
Sendromu
farklı hastalıkların
habercisi
olabilir
H
uzursuz Bacak Sendromu (HBS),
uyku ya da istirahat esnasında (otururken veya yatarken)
bacaklarda hissedilen rahatsızlık, huzursuzluk, hareket ettirme ihtiyacı,
uyuşma, karıncalaşma bazen de tam olarak
tanımlanamayan bir sağlık sorunu olduğunu dile getiren Özel TOBB ETÜ Hastanesi
Nöroloji Uzmanı Dr. Esra Mıhçıoğlu, bacakların istemsiz olarak hareket ettirilmesinin
başka hastalıkların belirtisi olabileceğine
dikkat çekti.
HBS şikâyetiyle doktora giden kişilere, iyice araştırılıp tanı konulduktan sonra
ilaç tedavisi uygulanması gerektiğini vurgulayan Dr. Mıhçıoğlu, Ekonomik Forum
Dergisi’nin sorularını şöyle yanıtladı:
Huzursuz bacak sendromu (HBS)
nedir?
HBS, bacaklardaki zonklama, çekilme,
ürperme gibi benzeri rahatsızlık veren belirtiler ve bazen de çok güçlü bacaklarını
oynatma dürtüsüyle karakterize edilen nörolojik bir hastalıktır. Sıklıkla paresteziler
34
EKONOMİK FORUM
Özel TOBB ETÜ Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Esra
Mıhçıoğlu, Huzursuz Bacak Sendromunun yorgunluğa
ya da farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıktığını
ve bacaklarda İstemsiz hareketler olarak kendini
gösterdiğini söyledi. Bunun kişiyi daha çok uykuya
dalma esnasında veya dinlenme sırasında rahatsız
ettiğini belirten Dr. Mıhçıoğlu, insanda yürüme ve
hareket etme ihtiyacı doğurduğunu söyledi.
(anormal hisler) veya dizesteziler (hoş olmayan anormal hisler)
denen hislerin şiddeti bacaklarda rahatsızlıktan ağrıya kadar
değişiklik gösterir. Belirtiler öncelikle kişinin gevşediği veya
dinlendiği gece saatlerinde ortaya çıkar. Belirtilerin şiddeti gece
boyunca artabilir, hasta bacaklarını hareket ettirdiğinde geçici
bir rahatlama yaşanır.
Bu hastalığın en ayırt edici ve alışılmadık tarafı uzanınca
veya gevşemeye çalışıldığında belirtiler harekete geçer. HBS olan
kişilerin çoğu uykuya dalmada ve uykuyu devam etmede güçlük
yaşar. Tedavi edilmediğinde bu durum gündüz yorgunluğuna neden olur. HBS olan hastaların %80’inden fazlası 15-40 saniyede
bir gelen ve bazen bütün gece süren istemsiz bacak seğirmeleri
veya uyku sırasında görülen sıçrayıcı hareketler yaşar. Belirtiler
gece boyu tekrarlayan uyanmalara ve ciddi uykusuzluğa neden
olur. HBS olan hastalar uyku yoksunlukları nedeniyle işlerinin,
kişisel ilişkilerinin ve günlük aktivitelerinin bu durumdan çok
etkilendiğini ifade eder. Sıklıkla konsantrasyon güçlüğü, hafızada bozulma veya günlük görevleri yerine getirmede başarısızlık
yaşanır. Bu durum seyahat etmeyi zorlaştırır ve depresyona neden olabilir.
Yapılan araştırmalar orta ve şiddetli HBS’nun erişkinlerin
%2-3’ünü etkilediğini gösteriyor. Bazı hastalar ciddiye alınmayacakları, şikâyetlerinin hafif olduğu veya durumlarının tedavi edilemeyeceği düşüncesiyle tıbbi yardım aramamakta, bazı hekimler
de yanlış bir şekilde belirtileri, sinirlilik, uykusuzluk, stres,eklem
iltihabı, kas krampları ve yaşlanmaya bağlamaktadır.
HBS kadınlarda erkeklere göre iki kat daha sık görülür. Her
hangi bir yaşta başlayabilir. Pek çok kişi orta yaş ve sonrasında
ciddi şekilde etkilenir. Yaş ilerledikçe belirtiler daha sık hale gelir
ve daha uzun sürer.
HBS’nin nedeni nedir?
Çoğu vakada HBS’nin nedeni belirsizdir. Bununla
birlikte genetik unsurlar olduğu düşünülebilir. Kanıtlar
beyindeki düşük demir seviyesinin HBS’nin sorumlu
olabileceğine işaret ediyor HBS aşağıdaki faktörler veya
durumlarla da ilişkili görünmektedir:
◆ Böbrek yetmezliği ve diyabet gibi kronik hastalıklar.
◆ Bazı ilaçlar belirtileri alevlendirir. Bu ilaçlar bulantı gidericiler psikiyatrik ilaçlar, antidepresanlar , soğuk
algınlığı ve alerji ilaçlarıdır.
◆ Gebelik, özellikle üç aylık dönem. Çoğu vakalarda belirtiler doğum sonrası dördüncü haftada yatışır.
◆ Alkol ve uyku yoksunluğu bazı kişilerde belirtileri tetikikleyebilir veya alevlendirebilir.
HBS tanısı nasıl konur?
HBS için özel bir test yoktur. Tanı koymak için dört temel
kriter şöyle sıralanır:
◆ Akşamları çok kötü olan belirtilerin gündüz olmaması
veya ihmal edilebilir düzeyde olması.
◆ Etkilenen bacağı hareket ettirmek için çok güçlü ve baskın
bir ihtiyaç veya dürtü hissedilmesi
◆ Duyu belirtilerinin dinlenme, gevşeme veya uyumayla tetiklenmesi.
◆ Duyu belirtilerinin hareketle yatışması ve hareket sürdük-
çe bu durumun devam etmesi.
HBS tanısı koymada nörolojik veya fiziki muayene, hastadan alınan tıbbi öykü,
aile öyküsü ve kullandığı ilaçların listesi
yardımcı olabilir. Başka tıbbi durumları
ekarte etmek için laboratuvar testleri yapılabilir. Laboratuvar testlerinde demir
eksikliği veya diğer vitamin eksilikleri HBS
ile ilişkili diğer tıbbi durumları ortaya çıkarabilir. Bazı vakalarda hastalığın tedavisini etkileyebilecek uyku çalışmaları (uyku
sırasında beyin dalgaları, kalp atımları,
solunum ve bacak hareketlerini tüm gece
boyunca kaydeden bir test) uyku bozukluğunun diğer sebeplerinin varlığını ortaya
koyabilir (örneğin uyku apnesi).
Çocuklarda HBS bazen “büyüme ağrıdikkat eksikliği sendromu olarak
ları” veya
v
yanlış
yanl tanımlanabilir.
m Dr. Esra
Mıhçıoğlu,
Özel TOBB ETÜ
Hastanesi Nöroloji
Uzmanı
HBS nasıl tedavi edilir?
HBS belirtileri yatıştırmaya
odaklanarak tedavi edilebilir. Etkilenen bacağı hareket ettirmek
geçici bir rahatlama sağlar. Bazen
HBS belirtileri diyabet veya böbrek yetmezliği gibi ilişkili bir tıbbi
durumun tespiti ve tedavisiyle yatıştırılabilir. Bazı yaşam tarzı değişiklikleri ve aktiviteler hafif veya
orta şiddette belirtileri olanlarda,
o
belirtileri azaltabilir. Kafein, alkol, tübe
tün tüketimini azaltma, demir, folik asit
magnezyum eksikliklerini telafi etme,
ve ma
orta şiddette bir egzersiz programı, bacak
masajları, sıcak duş alımları veya soğuk ped
uygulamaları gibi önlemlerle HBS hastaları
bir miktar rahatlama yaşar. İlaçlar genellikle yardımcıdır ancak HBS’yi tüm kişiler için
tedavi edebilecek tek bir ilaç yoktur. Farklı
ilaçların denenmesi gerekebilir.
HBS yaşam boyu süren bir durumdur.
Yine de güncel tedaviler bozukluğu kontrol
edebilir, belirtileri azaltabilir ve dinlendirici uyku süresini artırabilir.
EKONOMİK FORUM
35i
ÜLKE
DÜNYANIN
EN REKABETÇİ
Ç
ÜÇÜNCÜ
ÜLKESİ
FİNLANDİYA
F
inlandiya son yıllarda dünyayı etkisi altına alan ekonomik ve mali
krizden etkilenmiş olsa da, Avrupa ülkeleri arasında krizin etkisini en çabuk atlatan ülkelerin başında geliyor. 2011 yılında ihracatta meydana gelen
önemli artışlar, ülkenin ekonomik iyileşmesini hızlandıran en önemli faktör olurken
işsizlik oranlarında da iyileşmeye yol açıyor.
Ancak, özellikle ülkenin bütçe açıklarında
ve borçlanma yapısında önümüzdeki birkaç
yıldan önce önemli bir iyileşme beklenmiyor. Uzun dönemde ise Finlandiya ekonomisi için en önemli tehdit hızla yaşlanan
nüfus yapısıyla, rekabetçi piyasa koşullarına uyum sağlamasında ortaya çıkıyor.
Uzun süreli güçlü büyüme sonrasında
36
EKONOMİK FORUM
Finlandiya’nın üretim performansının zayıflayarak yavaşlaması
neticesinde bilgi, iletişim teknolojileri ve kamu sektöründe zayıf performansa yol açması üretimi artırıcı, elverişli yapısal reformların gündeme geldi. Üretimdeki daralma özellikle orman
sanayisi sektöründe kendini gösterirken, elektrik, mühendislik
ürünleri ve elektronik ürünlerinde hafif düşüşler yaşandı. Bunun yanı sıra metal ve kimya sanayisi ürünlerinde de büyüme
yaşanmadığı görülüyor.
GENEL EKONOMİK DURUM
Avrupa’da derinleşen borç krizi 2012 yılının dördüncü çeyreğinde Finlandiya’nın ihracatını etkileyerek ekonomisini de
yavaşlattı. Yaşanan finansal kriz önemli ölçüde ülkeye olan
doğrudan yabancı yatırımları etkiledi. 2011 yılında özel sektör yatırımlarında yaşanan %5’lik artış ve inşaat alanındaki
%4’lük yükselişten sonra, 2012 yılı başında yeni inşaatların yapım sayısında azalma görüldü. Finlandiya’nın GSYİH hasılası
ÜLKE
Finlandiya güçlü ve güvenilir ekonomik
yapısıyla kalıcı ticari ilişkiler ve yatırım
yapma açısından risk taşımayan bir
ülke. Kişi başına düşen milli geliri
32,025 euro olan ülkenin satın alma
gücünün yüksekliği Finlandiya pazarını
cazip hale getiriyor. Dünya Ekonomik
Forumu, geçen yıldan sonra bu yıl da
Finlandiya’yı dünyanın en rekabetçi
üçüncü ülkesi olarak belirledi.
2012 yılında bir önceki yıla göre biraz düşüş göstererek büyüme %0,3 oranında gerçekleşirken, 2013 yılında büyüme %0,4
oranında oldu. 2013 yılındaki büyümenin yavaşlığı Finlandiya’nın ihracatındaki düşüşe bağlanıyor. OECD raporlarına göre
Finlandiya’daki işsizliğin 2013’te %8,4 oranındaki artışının nedeni, emeklilik yaşına ulaşmış yaş gruplarının büyüklüğü emek
arzındaki düşüşün beraberinde işsizlikte büyümeyi getirmesi
olarak açıklanıyor.
Finlandiya ekonomisinin temeli sayılan mobil telefon şirketi Nokia’nın pazar payındaki düşüş ve geleneksel ihracat dalı
olan kâğıt sektörü talebindeki zayıflamanın, 20 yıl boyunca
bütçe fazlası veren Finlandiya ekonomisini büyük oranda etkilediği gözlemleniyor. Ülkenin cari hesabı 2011 yılındaki 3,1
milyar euroluk rakamdan sonra genişleyerek, 2012 yılında 3,3
milyar euro (4,4 milyar dolar) oldu.
Finlandiya’nın sınai üretimi 2012 yılında ortalama %2,1
oranında azaldı. En büyük üretim azalışı %6,8’le elektrik ve
elektronik endüstrisinde görülüyor. En
büyük üretim artışı da %14,4’le elektrik,
gaz, buhar, klima endüstrisinde yaşandı.
Finlandiya, AB içinde, tüketici fiyatları endeksinin en yüksek olduğu ülkeler
arasında ön sıralarda yer alıyor. Dünya
Ekonomik Forumu’nun 2012 yılı Küresel
Rekabetçilik Raporu’nda yapılan ülke sıralamasına göre, Finlandiya rekabet gücü
açısından üçüncü sırada yer alıyor.
Finlandiya’nın 2012 yılında en çok ihracat yaptığı ülkeler İsveç, Rusya, Almanya, ABD, Hollanda olurken, en fazla ithalat yaptığı ülkeler Rusya, Almanya, İsveç,
Çin Halk Cumhuriyeti ve Hollanda olarak
sıralanıyor. Rusya’nın Dünya Ticaret Örgütü üyeliğiyle birlikte iki ülke arasındaki
EKONOMİK FORUM
37i
ÜLKE
ticari kısıtlamaların azalarak, piyasaya girişin ve gümrük vergilerindeki azalmanın iki
ülke arasındaki ticareti pozitif yönde etkileyerek daha da artıracağı öngörülüyor.
Finlandiya’nın 2012’de ithal ettiği
ürünlerin büyük çoğunluğu abiyotik ürünler, enerji mineralleri, petrol ürünleri,
kimyasallar ve metaller olurken, en çok
ihraç ettiği ürünler arasında nükleer reaktörler, orman sanayisi ürünleri, mineral
yakıtlar, demir ve çelik ihracatı geliyor.
FİNLANDİYA SANAYİSİNE GENEL BAKIŞ
Finlandiya İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, 2012 yılının ikinci çeyreğinde
ülkenin imalat sanayisi gelirleri, bir önceki
yılının ikinci çeyreğine göre %0,7 oranında
düşüş gösterdi. 2012 yılının ilk çeyreğinde
iç satışlar %1,5 düşerken ihracat gelirleri
2011’in ikinci çeyreğine göre %0,1 nispetinde azaldı. Sanayi gelirleri 2011’e göre
düşmüş ve düşüşler elektrik ve elektronik
mamuller endüstrisinde %-13,2, tekstil
giyim ve deri endüstrisinde %-6,6 ve orman endüstrisinde %-4,2 arasında düşerken kimya %9,2 ve gıda da %3,1 yükseliş
gösterdi.
Finlandiya’nın başlıca sanayi kolları
ormancılık ve kâğıt ürünleri, madencilik
ürünleri, metaller ve metal ürünler, kimyasal ürünler, gemi yapımı, imalat sanayisi
ürünleri, tekstil ve giyim, elektrik, gaz, buhar, sıcak su, metal ürünlerinden oluşuyor.
Finlandiya’nın AB hedefleri doğrultusunda, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve 2020 yılına kadar tüm enerji tüketi38
EKONOMİK FORUM
Finlandiya’nın İthalatında İlk 20 Ülke (¨)
ÜLKELER
2013
(Ocak-Nisan)
ÜLKELER
2012
ÜLKELER
10,582,261,870 Rusya
2011
Rusya
3,717,191,131
Rusya
Almanya
2,420,702,111
Almanya
7,331,163,889 Almanya
11,319,422,458
7,528,214,147
İsveç
2,117,234,838
İsveç
6,362,752,811 İsveç
6,029,419,156
Çin
1,215,926,008
Çin
4,597,741,655 Çin
4,397,609,537
Hollanda
1,119,179,865
Hollanda
3,363,725,942 Hollanda
3,151,233,376
ABD
661,439,478
Norveç
2,163,180,282 ABD
2,226,256,413
Estonya
648,753,842
ABD
1,991,135,797 Norveç
1,949,868,184
Danimarka
596,530,041
Fransa
1,819,158,408 Fransa
1,980,148,199
Fransa
592,237,499
İngiltere
1,753,950,972 İngiltere
1,777,386,392
İngiltere
575,215,047
İtalya
1,592,103,334 Danimarka
1,341,646,742
İtalya
469,863,902
Estonya
1,542,279,595 Belçika
1,268,455,120
Norveç
450,821,174
Danimarka
1,378,779,629 Estonya
1,554,138,555
Belçika
416,342,190
Belçika
1,256,773,170 Çek Cumhuriyeti
Polonya
404,658,158
Polonya
1,190,925,000 Brezilya
İspanya
295,547,237
Güney Kore
871,340,750 İtalya
1,583,436,859
Brezilya
271,275,618
Brezilya
810,662,911 Polonya
1,184,243,127
Japonya
244,521,328
İspanya
752,435,979 Japonya
930,156,601
İsviçre
225,355,570
Japonya
739,050,511 Hindistan
672,763,324
Çek Cumhuriyeti
19,712,5432
İsviçre
672,976,097 İspanya
800,757,118
Çek Cumhuriyeti
609,175,402 İsviçre
Kazakistan
TOPLAM
16,414,310
16,656,334,779
51,381,574,004
706,003,144
838,692,373
647,292,881
51,887,143,706
minin %38’ini karşılayacak şekilde yenilenebilir enerji üretimi
konusunda çalışmalarına hız verdiği görülüyor. İklim koşulları
ve enerji yoğun endüstri nedeniyle enerji tüketimi hayli yüksek
olan Finlandiya’da, üretilen elektriğin yaklaşık %30’u mevcut
dört nükleer reaktör (Loviisa 1, Loviisa 2,Olkiluoto 1,Olkiluoto 2) ile karşılanıyor. Artan enerji ihtiyacı ve dışa bağımlığının
azaltılabilmesi amacıyla nükleer enerjiden vazgeçmeyen Finlandiya, diğer AB ülkelerinin aksine yeni nükleer projeler üretiyor. Yapım aşamasındaki nükleer santral Olkiluoto 3’ün yanı
ÜLKE
sıra iki adet nükleer santral daha (Olkiluoto 4 ve Hanhikivi 1)
kurma planı yapılıyor.
Büyük ölçüde endüstrileşmiş serbest piyasa ekonomisine
sahip olan Finlandiya’nın, doğal kaynakları arasında ormanlar
önemli bir yer tutuyor. Ülke yüzölçümünün %75’i ormanlarla
kaplı olan Finlandiya, orman ürünleri ihracatı bakımından Kanada’dan sonra dünyada ikinci sırada yer alıyor.
Geleneksel olarak tarım ve ormancılığın bir karışımı olan
Finlandiya’da yaz aylarında tarla çalışmaları, kış aylarında
odunculuk yapılıyor. Küçük aile çiftliklerinin, tarımın temelini teşkil ettiği Finlandiya’da, buğday ve çavdar, ülkenin üretim
sezonunun 200 günün üzerinde olduğu
güneybatı kesiminin ana ürünleri arasında
sayılıyor. Bunları yine büyük miktarlarda yetişen yulaf, arpa, patates ve çavdar
takip ediyor. Üretim sezonunun 150 günün altına düştüğü kuzey bölgelerindeki
tarım arazisi, geniş otlaklardan oluşuyor.
Bu otlaklarda özellikle süt üretimi için iki
milyon civarında küçük ve yine iki milyon
civarında da büyükbaş hayvan besleniyor.
Demir, bakır, nikel, zink, krom, titan,
kalay ve kobalt Finlandiya’da çıkarılan başlıca madenler arasında bulunuyor. Ayrıca,
kuzey Finlandiya’da önemli platinyum rezervleri bulunduğu belirtiliyor.
Finlandiya’da uzun süren kış mevsimi
nedeniyle kış turizmini tercih eden turistler için çeşitli imkânlar bulunuyor. 2012
yılında 7,3 milyon yabancı turistin Finlandiya’ya turizm amacıyla geldiği turizm verilerinden anlaşılıyor. Bunun yanı sıra turizm
amaçlı olarak dışarıya giden Finlandiyalı
turist sayısı 4,3 milyon. Türkiye’yi ziyaret eden Finlandiyalı turist sayısı, 2012’de
2011 yılına göre %4,57 artış gösteriyor.
EKONOMİK FORUM
39i
ÜLKE
YATIRIMLAR AÇISINDAN FİNLANDİYA
Finlandiya ekonomisine hizmetler sektörü hâkim ve düşük nüfuslu ülkede imalat
sektörünün rekabetinin yüksek seviyede
olduğu görülüyor. Pek çok sektörde yüksek
ihracat hacmiyle önemli üretim kapasitesine ulaşmış olan Finlandiya sanayisi, dünya ekonomilerinde istikrarsızlık ve krizler
gibi dışsal etkilere, diğer ülkelerden daha
açık bulunuyor. Bu nedenle, esas olarak
elektrikli ve elektronik ürünler, kâğıt ve
metal sanayisinde yaratılan katma değere
aşırı bağımlı bir sanayi yapısına sahip olan
Finlandiya, muhtemel dışsal ekonomik
krizlerin etkisini minimize etmek için,
ürün ve pazar çeşitliliği arayışında.
2012 itibarıyla Finlandiya’da yabancı
yatırımlar AB ortalamasının gerisinde kalırken, AB’nin GSYH’nin %41’i yabancı yatırım hesapları olarak gerçekleşiyor.
Finlandiya’ya yapılan yatırımların temelinde, ülkedeki mükemmel altyapı, iletişim ağları, profesyonel uzmanlık alanları
yatıyor. Ülkede bulunan birçok yabancı
şirketin diğer kuzey ülkelerinde, Baltık
bölgesi ve Rusya’da iş yönetimleri bulunuyor. Finlandiya’daki yabancı ortaklı şirketler ülkenin kurumsal sermayesinin %20
’sinden fazlasını ellerinde bulunduruyor.
Finlandiya Ekonomi ve İstihdam Bakanlığı’nın finanse ettiği ve bir uzman servis organizasyonu olan Invest in Finland,
ülkeye yatırım çekmeyi teşvik ediyor ve
ülke Ar-Ge çalışmaları açısından dünyada
üçüncü sırada yer alıyor.
Finlandiya’da dört serbest bölge ve
40
EKONOMİK FORUM
yedi serbest antrepo bölgesi bulunuyor. Serbest bölgelerden
en büyük olanı, güney Finlandiya’da Helsinki’nin batısında yer
alan Hanko şehrinde bulunuyor. Hanko aynı zamanda, Finlandiya’nın en önemli araç giriş ve çıkış terminalleri arasında ve
Finlandiya’da kayıtlı olan araç ithalatçılarının toplam ithalatının %90’ının gümrük işlemleri bu kapıdan gerçekleşiyor. Finlandiya’da, serbest bölge ve antrepo işletme lisansları çoğunlukla belediyelere ve diğer yerel idarelere verilmiş durumda.
Ancak, yerel gümrük idareleri tarafından onaylanmış birçok
ticari işletmeci, serbest bölge alanı içerisinde faaliyet gösterebiliyor. Vergiden muaf olan bu depolama alanlarından, yerli ve
yabancı firmalar yararlanabiliyor.
TÜRKİYE İLE FİNLANDİYA ARASINDAKİ TİCARİ İLİŞKİ
Finlandiya İstatistik Kurumu’nun euro bazındaki verileri
incelendiğinde, 2012 yılında Türkiye’nin Finlandiya’ya ihra-
Finlandiya’nın Ekonomik Göstergeleri
GSYİH
(Milyar $)
Büyüme (%)
Kişi Başına
Gelir ($)
Enflasyon
Oranı (%)
2002
132.2
1.6
25,423
2003
161.4
2
31,006
2004
186.2
3.6
2005
196
2006
208
2007
245.7
2008
2009
2010
Yıllar
İhracat
(Milyar $)
İthalat
(Milyar $)
1.6
46
31
0.9
52.5
39
35,808
0.2
61.2
48.4
3.1
37,692
0.9
65.5
55.9
4.4
40,000
2.3
77.6
66
4.8
47,250
2.6
90.1
77.6
270.7
1.2
52,058
3.4
96.9
86.7
238.6
-8.1
45,885
-0.6
62.7
57.7
242.3
3.1
34,429
1.7
74.5
69.7
Kaynak: Economist Intelligence Unit
catı 234,321 milyon euro, Finlandiya’dan ithalatı ise 863,907
milyon euro olarak gerçekleşiyor. 2011 yılı rakamlarıyla kıyaslandığında, Türkiye’nin Finlandiya ile olan ticaret hacminde
düşüş olduğu görülüyor.
Finlandiya pazarının küçüklüğü, ülkedeki iş gücü, vergi
maliyetlerinin yüksekliği ve coğrafi uzaklık Türkiye’yle ihracatı olumsuz yönde etkiliyor. Türkiye’nin Finlandiya’ya ihraç
ettiğimiz başlıca ürünler motorlu kara taşıtları, çeşitli makine ve aksamı, örme giyim eşyası, metal cevheri, mensucattan
mamul eşyalar, seramik mamüller, demir ile çelikten eşya,
gıda müstahzarları ve inorganik kimyasallar olarak sıralanıyor. Türkiye’nin Finlandiya’dan ithal ettiği başlıca ürünler ise
kâğıt, çeşitli makina ve aksamı, elektrikli cihazlar, plastikler,
demir ve çelik, odun hamuru, organik kimyasallar ve eczacılık
ürünleri.
Türkiye ile Finlandiya arasında, 1995 yılından yürürlüğe
giren Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması bulunuyor. Türkiye’de, yabancı sermaye mevzuatı çerçevesinde, Hazine Müsteşarlığı’nın verilerine göre 49 Finlandiya
sermayeli firma faaliyet gösteriyor. Hâlihazırda, ana şirkete
bağlı ofis kapsamında faaliyet gösteren Finlandiya firmaları
ile acente, distribütör gibi anlaşmalı firmalar dâhil Türkiye’de toplam 168 temsilcilik bulunuyor. Diğer taraftan, Finlandiya’da Türk girişimcileri tarafından
kurularak, hizmet sektörü (restoran, lokanta, bar ve diğer kollar) haricinde faaliyet gösteren Türk girişimcileri madencilik, bisiklet ve kondüsyon aletleri, tekstil,
mobilya, elektronik ürünler, havuz ekipmanları, oyun parkları, el halısı, ambalaj
malzemeleri, alkollü içecekler, porselen
banyo ve mutfak eşyaları, turizm, paketlenmiş et ve sebze, teşhiste kullanılan
kitler, gübre, inşaat gibi alanlarda faaliyet gösteriyor. Söz konusu işletmelerin
sayısının 400 civarında olduğu tahmin
ediliyor.
Finlandiya’da faaliyet gösteren Türk
iş insanları, Finlandiyalı şirketlerle gerçekleştirdikleri ticari ilişkiler vasıtasıyla,
özellikle elektrik ve elektronik, tıbbi cihaz
ve ekipmanları, çevre teknolojileri ve bu
alanlarda Ar-Ge faaliyetleri konularında
yeni işbirliği alanlarını geliştiriyor. Bu
sektörlerde maliyet avantajını ve rekabet üstünlüğünü kaybetmek istemeyen
Finlandiya’nın dış yatırımlarını hızlandıracağı belirtiliyor. Finlandiya’da gelişmiş
teknoloji ve know-how’a sahip pazar arayışında bulunan birçok firmanın olması
nedeniyle, bu alanda yatırım yapmak isteyen büyük Türk firmalarının bu firmalarla
ortaklık kurarak veya bu firmalara yatırım
yapma yoluyla Finlandiya pazarına girmeleri ve bu gelişmiş teknolojileri Türkiye’ye
taşımaları mümkün görünüyor.
EKONOMİK FORUM
41i
İŞ DÜNYASI
TÜRK ÖZEL SEKTÖRÜ
AVRUPA’YA
İŞ ZİYARETLERİNDE
BULUNDU
Helsinki’de gerçekleştirilen Türkiye Finlandiya İş Forumu’nda konuşan
TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye ile Finlandiya arasındaki
ekonomik ilişkilerin, iki ülke ekonomilerinin hak ettiği noktada olmadığını
belirterek, Finlandiyalı şirketleri Türkiye’ye yatırım yapmaya davet etti.
T
ürk Özel Sektör Heyeti, TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun öncülüğünde
ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ile
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) organizasyonunda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
5-9 Kasım 2013 tarihleri arasında Finlandiya, İsveç
ve Polonya’ya yaptığı resmi ziyarete iştirak etti.
42
EKONOMİK FORUM
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TOBB/DEİK
Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, oda/borsa başkanları ve özel sektör
temsilcilerinin katıldığı programlarda ikili iş forum-
İŞ DÜNYASI
ları gerçekleştirildi. 6 Kasım 2013 tarihinde Helsinki’de Türkiye-Finlandiya İş
Forumu, 7 Kasım 2013 tarihinde Stockholm’de Türkiye-İsveç İş Forumu ve 8
Kasım 2013 tarihinde Varşova’da Türkiye-Polonya İş Forumu yapıldı. Ayrıca, 8
Kasım 2013 tarihinde, Polonya’da TOBB
ile Polonya Ticaret Odası arasında bir işbirliği anlaşması imzalandı.
HİSARCIKLIOĞLU, FİNLANDİYALI
ŞİRKETLERİ TÜRKİYE’YE YATIRIM
YAPMAYA DAVET ETTİ
Helsinki’de gerçekleştirilen Türkiye Finlandiya İş Forumu’nda konuşan
TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye ile Finlandiya arasındaki
ekonomik ilişkilerin, iki ülke ekonomilerinin hak ettiği noktada olmadığını
söyleyerek, Finlandiyalı şirketleri Türkiye’ye yatırım yapmaya davet etti.
Türk iş dünyası olarak, Türkiye’yi
dünyanın en büyük 10 ekonomisinden
biri haline getirme hedefi doğrultusunda
çalıştıklarını anlatan Hisarcıklıoğlu, “Bu
bağlamda, ülke olarak çok önemli gelişmeler kaydettik. Ekonomide istikrarı
sağladık. Avrupa küresel krizde küçülürken, biz büyüme rekorları kırdık. Yatırım
ortamını iyileştirdik, bürokrasiyi en aza
indirerek yabancı yatırımcının önündeki
engelleri kaldırdık. Kişi başına gelirimizi son 10 yılda üç kat artırdık. 200’den
fazla ülkeye 20 binin üzerinde mal satabilen bir sanayi ülkesi haline geldik.
Bunlar hayata geçirdiklerimizden sadece
birkaçı. Gerçekleştirdiğimiz ekonomik
dönüşümle 155 milyar dolarlık bir ihracat potansiyeli yakaladık” diye konuştu.
m Türkiye
Finlandiya İş
Forumu’na
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Ekonomi Bakanı
Zafer Çağlayan,
AB Bakanı Egemen
Bağış, TOBB/DEİK
Başkanı M. Rifat
Hisarcıklıoğlu, TİM
Başkanı Mehmet
Büyükekşi ile Türk
ve Finlandiyalı iş
insanları katıldı.
n TOBB/DEİK
Başkanı M. Rifat
Hisarcıklıoğlu,
Finlandiyalı
şirketleri Türkiye’ye
yatırım yapmaya
davet etti.
FİNLANDİYA İLE İHRACAT SADECE
300 MİLYON DOLAR
İhracatın yarısından fazlasını Avrupa ve ABD gibi, dünyanın en rekabetçi pazarlarına yaptıklarını belirten Hisarcıklıoğlu, kaliteleriyle fark yarattıklarını, ama yaklaşık 80
milyar dolarlık ithalat yapan Finlandiya ile ihracatlarının
sadece 300 milyon dolar olduğunu söyledi.
Hisarcıklıoğlu, ihracat rakamlarının, iki ülke arasındaki
iş dünyalarının birbirini tanımadığının en büyük göstergesi
olduğunu vurguladı. Finlandiya’nın, rekabet gücü bakımından özellikle yüksek teknolojide dünyanın en iyilerinden
biri olduğunun altını çizen Hisarcıklıoğlu, “Peki, son yılların
en hızlı büyüyen ekonomilerinden, yılda 230 milyar doların
üzerinde ithalat yapan Türkiye’ye ne kadar mal satıyorsunuz? Sadece 1,1 milyar dolar. İşte bunu değiştirmek için buradayız. Ben deneyimli Finlandiya ile dinamik Türkiye’nin
çok iyi iki ortak olacağını düşünüyorum” dedi.
“Birbirine rakip olan değil, birbirini tamamlayan üretim
yapılarına sahip iki ülkeyiz” ifadesini kullanan TOBB/DEİK
Başkanı Hisarcıklıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Eğer fırsatları iyi değerlendirirsek, iki ülke olarak Avrupa’da yeni bir büyüme hikâyesi yazabileceğimize inanıyorum. Ticaretin yanı sıra yatırımlar alanında da ciddi bir
potansiyel olduğu kanaatindeyim. Türkiye, son 10 yılda 123
milyar dolarlık doğrudan yatırım çekti. Finlandiya iş dünyası
da bu dönemde Türkiye’ye 5 milyar dolar yatırım yaptı. Ama
bunun çok daha fazlasını yapabiliriz. Finlandiyalı şirketleri
Türkiye’ye yatırım yapmaya davet ediyorum. Gelin birlikte
yüksek teknoloji ve bilişim sektörlerinde ortak projeler geliştirelim. 21.yüzyılın örnek ortaklıklarını kuralım. Çünkü
Türkiye, Finlandiyalı iş insanları için gelişen ekonomisi ve
konumu itibarıyla, Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’yı
kapsayan yaklaşık 1 milyarlık bir pazara açılan kapıdır. Bu
geniş coğrafyada birlikte iş yapabilir, ortaklıklar kurabiliriz.
Nüfusun hızla arttığı, orta sınıfın hızla geliştiği bu coğrafyada ciddi fırsatlar bizleri bekliyor.”
EKONOMİK FORUM
43i
İŞ DÜNYASI
TÜRK ŞİRKETLERİNİN AVRUPA
PAZARINDA REKABET GÜCÜ
ZAYIFLATILIYOR
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB)
adaylık statüsü kararının Finlandiya dönem başkanlığında gerçekleştirilen Helsinki Zirvesi’nde açıklandığını anımsatan TOBB/DEİK Başkanı Hisarcıklıoğlu,
Finlandiya’nın, dostane ve yapıcı tutumuyla AB’ye üyelik sürecinde Türkiye’yi
destekleyen önemli bir aktör olduğunu
söyledi.
Türkiye’nin hem üyelik müzakerelerinde, hem de Gümrük Birliği uygulamalarında haksız bazı uygulamalara maruz
kaldığını anlatan Hisarcıklıoğlu, “Gümrük Birliği felsefesine aykırı bir şekilde
haksız vize ve taşıma kotalarıyla, Türk
şirketlerinin Avrupa pazarındaki rekabet gücü zayıflatılıyor. Bu aslında bizim
olduğu kadar AB’nin de sorunudur. Bu
gibi adaletsiz uygulamaların önüne geçmek için yanımızda olmanızı, bize destek vermenizi bekliyoruz” dedi.
AB’nin imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarına Türkiye’nin dâhil edilmemesinden son derece rahatsız olduklarını
da ifade eden Hisarcıklıoğlu, sözlerine
şöyle devam etti:
“Özellikle son dönemde ABD ve AB
arasında Transatlantik Ticaret ve Yatırım
Ortaklığı (TTIP) müzakereleri başladı.
Küresel ticaretin yeni kurallarını belirleyecek olan bu anlaşmada, Türkiye’nin
de yer alması Türkiye için önemli olduğu
kadar, AB üyelerinin rekabet gücü açısından da önemlidir. Türk iş dünyası olarak
Gümrük Birliği’nin ve tek pazarın felsefesi gereği Türkiye’nin bu müzakerelerde
taraf olması gerektiğini düşünüyoruz. Ve
AB’den, TTIP müzakerelerine davet beklediğimizi açıkça ifade etmek istiyorum.”
“GÜMRÜK BİRLİĞİ
FELSEFESİNE AYKIRI BİR
ŞEKİLDE HAKSIZ VİZE VE
TAŞIMA KOTALARIYLA,
TÜRK ŞİRKETLERİNİN
AVRUPA PAZARINDAKİ
REKABET GÜCÜ
ZAYIFLATILIYOR.”
M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU
TOBB/DEİK Başkanı
44
EKONOMİK FORUM
TOBB/DEİK BAŞKANI
M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU:
“Türkiye
AB-ABD
serbest ticaret
anlaşmasında
yer almalı”
TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,
Türkiye’nin AB ile ABD arasındaki serbest
ticaret müzakerelerinde yer almasının hem
Türkiye’nin hem de Avrupa’nın yararına
olacağını belirtti ve AB’den Transatlantik
Ticaret ve Yatırım Ortaklığı müzakerelerine
davet beklediklerini söyledi.
T
ürkiye İsveç İş Forumu, TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat
Hisarcıklıoğlu, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, İsveç
Maliye Bakanı Anders Borg, Business Sweeden CEO’su
Bo Dankis, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin katılımıyla Stockholm’da yapıldı.
TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasında,
küresel ekonominin yeni bir dönüşüm sürecinden geçtiğini, Avrupa ile komşu coğrafyaların mali krizler ve halk hareketleriyle
yeniden şekillendiğini, Türkiye’nin ise bu dalgalı iklimde istikrarlı adımlarla büyümeye ve gelişmeye devam ettiğini söyledi.
m TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye İsveç
İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ekonomisiyle
bölgenin en önemli aktörlerinden biri olduğunu söyledi.
Bu başarının altında sağlam temeller
yattığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Son
10 yılda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
önderliğinde Türkiye, hem siyasi hem de
ekonomik alanda çok önemli gelişmeler
kaydetti. Türkiye bugün rekabet edebilir,
gelişmiş bir iş gücüne ve sürdürülebilir kalkınmaya dayanan ekonomisiyle bölgesindeki en önemli aktörlerden biridir. Türkiye
artık bu bölgenin en büyük sanayi üreticisi,
en büyük sanayi ihracatçısı, en büyük lojistik merkezi ve en sağlam finansal sisteme
sahip ülkesidir” dedi.
Türkiye’nin, tamamına yakını sanayi
ürününden oluşan ihracatıyla bölgenin en
önemli sanayi malı tedarikçisi olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Ancak bizim hedeflerimiz daha büyük. Gitmemiz gereken daha
çok yol, atmamız gereken daha çok adım
olduğuna inanıyoruz. Bu bağlamda İsveç’in
ekonomik gelişimini yakından takip ediyoruz” ifadesini kullandı.
İSVEÇ’İN İHTİYACI OLAN
TAZE KAN TÜRKİYE
TOBB/DEİK Başkanı Hisarcıklıoğlu,
gelişmiş ekonomilerin duraklamaya baş-
m İsveç Maliye
Bakanı Anders
Borg, TOBB/DEİK
Başkanı M. Rifat
Hisarcıklıoğlu,
Ekonomi Bakanı
Zafer Çağlayan ve
Business Sweeden
CEO’su Bo Dankis.
n İsveç Maliye
Bakanı Anders
Borg, İsveç olarak
Türkiye’nin
AB üyeliğini
desteklediklerini
belirtti.
ladığı ve gelişmekte olan ülkelerin ivme kazandığı bu dönemde, İsveç’in güçlü ekonomik yapısını koruyabilmesi için taze
kana ihtiyacı olduğunu, bu taze kanı da dinamik ve genç nüfusu, gelişen ekonomisi, kârlı yatırım ortamıyla Türkiye’nin
sağlayabileceğini söyledi.
Türkiye’de İsveç sermayeli 265 şirketin 3,3 milyar dolarlık yatırımı olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, “Biz Türk özel
sektörü olarak daha çok İsveç firmasını Türkiye’ye davet ediyoruz. Gelin Türkiye’ye yatırım yapın, Türk şirketleriyle ticaret yapın. Hep birlikte kazanalım” dedi.
EKONOMİK VE SİYASİ İŞBİRLİKLERİ
İkili ilişkilerde her alanda işbirliğinden yana olduklarını anlatan Hisarcıklıoğlu, ekonomik ortaklıkların yanı sıra,
siyasi işbirliklerinin de son derece önemli olduğunun altını
çizerek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bildiğiniz üzere Türkiye, imzaladığı Ankara Anlaşması’yla resmi olarak 1963’ten beri AB serüveninin içinde. Bu
serüvenimizde bazı dönüm noktaları oldu. 1996’da Gümrük
Birliği’ne katılışımız, 1999’da Helsinki Zirvesi’nde tam üyelik statümüzün tescil edilmesi, 2005’te müzakerelere başlamamız bunlardan birkaçı. Büyük bir istekle başladığımız bu
yolculukta maalesef eski heyecanımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. German Marshall Fund’ın araştırmasına
göre, Türklerin AB üyeliğine olan desteği 2004’te %73 iken,
bugün %44’e geriledi. Bunun birincil sebebi bazı üye ülkeler
tarafından Türkiye’nin önüne haksız engeller konulması,
haksızlığa uğraması ve çifte standarda maruz kalmasıdır.”
İş dünyası olarak karşılaştıkları sorunları da dile getiren
Hisarcıklıoğlu, Türk girişimcilerinin AB pazarına girişte halen vize sorunları yaşadığını, hem kazanmak hem de kazandırmak amacıyla hareket eden Türk iş insanlarının vize engeliyle uğraşmak zorunda bırakılmasına anlam veremediklerini
söyledi.
Bir diğer sorunun ise taşıma kotaları olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Kotalar 1996’dan beri bir parçası olduğumuz Gümrük Birliği’nin mantığıyla taban tabana zıt. Bu soruna da muhakkak kalıcı bir çözüm bulunması gerekli” dedi.
Üçüncü ülkelerle yapılan STA’larda da sorunların ortaya
çıktığını ifade eden Hisarcıklıoğlu şunları söyledi:
EKONOMİK FORUM
45i
İŞ DÜNYASI
“KOTALAR 1996’DAN
BERİ BİR PARÇASI
OLDUĞUMUZ
GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN
MANTIĞIYLA
TABAN TABANA
ZIT. BU SORUNA
DA MUHAKKAK
KALICI BİR ÇÖZÜM
BULUNMASI GEREKLİ”
M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU
TOBB/DEİK Başkanı
“Son dönemde hepimizi büyük ölçüde etkileyecek gelişmelerden biri ABD
ve AB arasında müzakereleri yürütülen
Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) Anlaşması. TTIP tamamlanınca küresel ekonominin ve yatırımların
%70’ine hükmeden, dünyanın en büyük
serbest bölgesi oluşacak. Böylesine büyük bir anlaşmanın içinde Türkiye’nin
muhakkak yer alması gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca, Türk iş dünyası olarak
Gümrük Birliği’nin felsefesi gereği Türkiye’nin bu müzakerelerde taraf olması
gerektiğini düşünüyoruz. Ve AB’den TTIP
müzakerelerine davet beklediğimizi açıkça ifade etmek istiyorum.
Biz Türk ve İsveç iş insanları olarak,
bugüne kadar sorunlarımızın çözümü
ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde
siyasi iradenin desteğini hep yanımızda
hissettik. Bu sorunların da kesin biçimde
çözülmesi için, yine siz bakanlarımızın
desteğine ihtiyacımız var.”
İSVEÇ MALİYE BAKANI ANDERS BORG
Forumda konuşan İsveç Maliye Bakanı Anders Borg da, Türkiye’de son yıllarda
yaşanan büyüme rakamlarından örnekler
vererek, Türkiye ekonomisinin gelişimini
takdirle karşıladığını ifade etti.
Borg, büyümenin bugünkü oranda
devam etmesi halinde 20-30 yıl içinde
Türkiye’nin ya Finlandiya ya da Almanya olacağını söyledi. Türkiye’nin küresel
alanda önemli bir aktör olduğunu vurgulayan Borg, Türk ekonomisinde yaşanan
gelişmelere neden olarak yapısal reformları gösterdi. Borg, ayrıca İsveç olarak
Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediklerini dile getirdi.
46
EKONOMİK FORUM
“Türkiye ve
Polonya
Avrupa’nın
iki yıldızı”
TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,
Türkiye-Polonya İş Forumu’nda yaptığı
konuşmada, Avrupa ekonomisinin
iki dinamik yıldızı olarak bir araya
geldiklerini, Avrupa’daki tüm ekonomiler
krizlerle boğuşurken, Türkiye ve
Polonya’nın büyüme rekorları kırmayı
başardığını söyledi.
T
OBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Varşova’da gerçekleştirilen Türkiye Polonya İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye ve Polonya iş
dünyasının büyük bir başarı hikâyesi yazdığını ifade
ederek, “Gelişmiş ülkelerdeki zengin iş insanları paralarını
nerede saklayacaklarını düşünürken, bizler risk aldık ve ülkelerimizin geleceğine yatırım yapmaya devam ettik. Daha
çok ürettik, daha çok ihracat yaptık, daha çok istihdam sağladık” dedi.
Avrupa’nın hızlı balıkları olan Türkiye ve Polonya’nın iş
dünyalarının birbirini tanımadığına ve yeterince iş yapama-
İŞ DÜNYASI
da da ciddi bir potansiyel olduğu kanaatindeyim. Türkiye,
son 10 yılda 123 milyar dolarlık doğrudan yatırım çekti.
Aynı şekilde Polonya da AB’nin en fazla yatırım çeken ülkelerinden, ama rakamlar yatırımlarımızın ‘sıfır’ mertebesinde, çok düşük olduğunu gösteriyor.”
dıklarına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu,
“Tarihi bağlarımız çok güçlü. Gelecek
sene diplomatik ilişkilerimizin 600’üncü
yılını kutlayacağız. Ama maalesef ekonomik ilişkilerimiz çok zayıf ” ifadesini
kullandı.
Türkiye ekonomisi hakkında bilgi
veren Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
“Bugün Türkiye, İtalya ile Çin arasındaki geniş bölgenin en büyük sanayi
üreticisi, en büyük lojistik merkezi ve
en sağlam finansal sisteme sahip ülkesi.
100’ü aşkın ülkede inşaat projeleri tamamlayan müteahhitlerimiz, dünyanın
en büyük ikinci gücü konumunda. Yılda
32 milyon turist ağırlayan turizmcilerimiz, dünyanın altıncı büyük kapasitesine sahip. Türkiye, tamamına yakını
sanayi ürününden oluşan 160 milyar
dolarlık ihracatıyla bölgesinin en önemli
sanayi malı tedarikçisi. İhracatın yarısından fazlasını da Avrupa ve ABD gibi
dünyanın en rekabetçi pazarlarına yapıyoruz. Yani kalitemizle fark yaratıyoruz.
Peki, yaklaşık 200 milyar dolar ithalat yapan Polonya’ya ne satıyoruz? Sadece 1,8 milyar dolar. Aynı şey Polonya için
de geçerli. 230 milyar doların üzerinde
ithalat yapan Türkiye’ye Polonya ne kadar mal satıyor? Sadece 3 milyar dolar.
Bu aslında, iş dünyalarımızın birbirini
yeterince tanımadığının en büyük göstergesidir ve bunu değiştirmek bizlerin
elinde. Birlikte çalışarak bu tabloyu çok
daha parlak hale getirebiliriz.
Ticaretin yanı sıra yatırımlar alanın-
TOBB İLE POLONYA TİCARET ODASI ARASINDA
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASI İMZALANDI
TOBB/DEİK Başkanı Hisarcıklıoğlu, Polonyalı şirketleri Türkiye’ye ticaret yapmaya davet ederek, “Gelin birlikte
ortak projeler geliştirelim, 21. yüzyılın örnek ortaklıklarını
kuralım. Avrupa’nın geleceğini birlikte şekillendirelim. İki
tarafın da oldukça başarılı olduğu sektörler var. Yeni nesil
mekanizmalar, ortaklık modelleri, uygun hukuki ve idari altyapının tesis edilmesiyle deneyimlerimizi birbirimize aktarabiliriz” diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin, Polonyalı iş insanları için
Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’yı kapsayan yaklaşık
1 milyarlık bir pazara açılan kapı olduğunu, bu geniş coğrafyada birlikte iş yapabileceklerini belirtti.
AB’nin yeni üyeleri arasında parlayan Polonya ile üyelik
müzakereleri devam eden Türkiye’nin başarılarının Birliğin
geleceği için son derece önemli olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Türkiye’nin tam üyelik süreci haksız gerekçelerle bazı AB üyelerince bloke ediliyor, sürecin önü tıkanıyor. Gümrük Birliği felsefesine aykırı bir şekilde haksız vize
ve taşıma kotalarıyla, Türk şirketlerinin Avrupa pazarındaki
rekabet gücü zayıflatılıyor” diyerek, bu adaletsiz uygulamaların önüne geçmek için destek istedi.
Türkiye-Polonya İş Forumu’nda konuşmaların ardından,
iki ülke arasında sanayi, eğitim, inşaat, demir yolları gibi
birçok sektörün gelişmesine yönelik mutabakat zaptı imzalandı. Ayrıca, TOBB ile Polonya Ticaret Odası arasında bir
işbirliği anlaşması imzalandı.
EKONOMİK FORUM
47i
HABER
En büyük
10 ekonomi arasına
girmenin yolu yapısal
reformlardan geçiyor
T
ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ticaret
ve Sanayi Odaları Konseyi
ile Ticaret Odaları Konseyi
Müşterek Toplantısı, TOBB Başkanı
M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde, Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı’nın da katılımıyla gerçekleştirildi. TOBB Yönetim Kurulu
üyeleri ile Ticaret ve Sanayi Odaları,
Ticaret Odaları Konsey Başkanları ve
üyelerinin katıldığı toplantının açılışında konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı’nın çalışmalarına değinerek
şunları söyledi:
“Meclisimizin tatile girdiği dönemde bile Gümrük ve Ticaret Bakanımız yoğun bir şekilde çalışmaya
devam etti. Bu süreçte Türkiye için, Türk
iş dünyası için çok önemli, reformların hazırlığını tamamladı. Meclisin açılmasından
hemen sonra da bu reformların kanunlaşması için Meclis’te gündeme getirdi.
Tüketicinin Korunması Kanunu Meclis’ten geçerek Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül’e sunuldu.
Yıllardır sürekli vurguladığımız ancak
bir türlü çıkaramadığımız Perakende Ya48
EKONOMİK FORUM
TOBB Başkanı
M. Rifat Hisarcıklıoğlu,
iş yapma şartlarının,
rekabet ettikleri
ülkelerin şartlarıyla aynı
standartlara getirilmesini
istediklerini belirterek,
“O zaman biz Türkiye’yi,
dünyanın en büyük
10 ekonomisinden
biri yaparız diyoruz.
Bunun yolu da
yapısal reformları
hızla tamamlamaktan
geçiyor” diye konuştu.
sası, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı’nın vizyonuyla hazırlandı. İlgili kesimlerin görüşüne sunuldu. Bu reformların mimarı olan Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı’ya Türk özel sektörü adına
teşekkür ediyorum.”
OYUN SAHASINI DÜZELTMEK İÇİN
ÖNEMLİ ADIMLAR
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın bugüne kadar üretime, ihracata,
istihdama katkı sağlamak amacıyla özel
sektörün sorunlarıyla yakından ilgilendiğini belirten TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu,
“Oyun sahamızı düzeltmek için çok önemli
adımlar attı ve bu süreçte reel sektörle istişareye büyük önem verdi. Sadece istişare
etmedi, özel sektörün önünü açacak alanlarda kamu ve özel sektör ortaklıklarına
vizyon verdi. Bu kapsamda, ülkemizin kara sınır kapıları TOBB
tarafından modernize edildi. Sınır kapılarımızın modernizasyonu tüm dünyaya örnek oldu ve Birleşmiş Milletler (BM) raporunda örnek olarak gösterildi. Çıldır-Aktaş Sınır Kapısı yapıldığında Kars ve Ardahan’ı Gürcistan’ın gelişmekte olan güney
kesimine bağlayacak. Böylece Ahıska Türkleriyle ticari ilişkilerimiz güçlenecek.
Önümüzdeki süreçte Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın istişare ve diyaloğa devam ederek reel sektörümüzün
sorunlarını çözmeye devam edeceğini biliyoruz. Hükümetimiz,
HABER
l TOBB Başkanı M.
Rifat Hisarcıklıoğlu,
Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati
Yazıcı’nın süreçte
reel sektörle
istişareye büyük
önem verdiğini
belirtti.
Meclisimiz bizim önümüzü açtıkça biz de daha fazla üretim, yatırım, istihdam ve ihracat sağlayarak Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasının güvencesi olacağız” dedi.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI YAZICI:
“KAPILAR SAHİPSİZ DEĞİL”
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, 2008 yılında ortaya
çıkan küresel krizin üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen
dünya ekonomisinde arzulanan düzeyde bir gelişmenin gerçekleştirilemediğini vurgulayarak, “ABD, ekonomisinde bir miktar
toparlanma görülse de bütçe konusundaki siyasi anlaşmazlıkların da etkisiyle istihdam ve büyüme yeterliliği sorunları yaşıyor. Avrupa’da da yüksek kamu borçları ve işsizlik nedeniyle
ekonomik istikrar sağlandı, sosyal sorunlar halen sürüyor. Kriz
sonrasında hızla büyüyen ekonomilerde de büyüme hız kesmiş
durumda. Dünya ticaretindeki büyüme, beklentilerin altında
gerçekleşiyor. ABD dâhil olmak üzere gelişmiş ülkeler yıllık
n Gümrük ve
Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı,
Suriye’yle gümrük
kapılarının
önemine değinerek,
“Ticaret devletler
arasında değil,
halklar arasında
olur” dedi.
bütçe rakamlarını bile belirlemekte zorluk
çekiyor” diye konuştu.
Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı’nı hazırladıklarını ve Bakanlığın internet sitesinde görüşe açtıklarını anımsatan Bakan
Yazıcı, “Taslakta yer alan hususlar aynen
gerçekleşecek anlamında değil. Bunlar
müzakereye açık. Bu süreçte katılımcı anlayışla, yapılacak tartışmalarla nihai şeklini alacak” dedi.
Sınır kapılarındaki yoğunluğa da değinen Bakan Yazıcı, konuşmasına şöyle devam etti:
“Özellikle Habur Gümrük Kapısıyla
alakalı değişik yerlerdeki yakınmalar bize
ulaşıyor. Bu kapılar sahipsiz değil. Bütün
kapılarımızı günbegün takip ediyoruz.
Görmediğiniz, hiç tahmin etmediğiniz uygulamalarla karşılaşabilirsiniz. Bunları hemen bize ileteceksiniz” dedi.
Suriye’yle Türkiye arasında yedi kapı
olduğuna dikkat çeken Bakan Yazıcı, Habur
Gümrük Kapısı’nın Irak ile Türkiye arasında aktif olan tek kapı olduğunu söyledi. Bakan Yazıcı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ticaret devletler arasında değil, halklar arasında olur. Dolayısıyla Türk tüccarları Suriye’deki tüccarlarla iletişim
sağlayarak Cilvegözü’nde, Öncüpınar’da,
Akçakale’de aktarma yapmak suretiyle ticareti gerçekleştiriyor. Bu sene Suriye’yle
Türkiye arasındaki ticaret rakamlarında
artış var. Suriye’de bu olaylar yaşanmadan
önce günlük ticaret hacmi 2,5 milyar dolar
düzeyindeydi. Hedefimiz bunu 5 milyar
dolara çıkarmaktır.”
EKONOMİK FORUM
49i
ARAŞTIRMA
DTÖ 9. Bakanlar Toplantısı’nın
TÜRKİYE İÇİN ÖNEMİ
Dünya Ticaret Örgütü, Endonezya’nın Bali adasında yapılan ve 159 üye ülkenin
katılımıyla gerçekleşen 9. Bakanlar Konferansı’nda Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması’nı
kabul etti. Kısaca “Bali Paketi” olarak adlandırılan anlaşma, korumacılığın son yıllarda
giderek artan şekilde hâkim olmaya başladığı küresel ticaretin liberalleştirilmesini, mal
ve hizmetlerin sınırlardan basit ve hızlı mekanizmalarla geçişinin sağlanmasını, ticari
işlemlerdeki bürokrasinin hafifletilmesini amaçlıyor.
D
ünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ)
Bali Bakanlar Toplantısı öncesinde, toplantı sonuçlarına
ilişkin beklentiler asgari düzeydeydi. 2001 yılında başlayan Doha Turu’nda üye ülkeler arasında hiçbir konuda tam
bir uzlaşıya varılamamış olması DTÖ’nün
etkinliğinin sorgulanmasına yol açmıştı.
Dünya ticaretinde ekonomik blokların ön
plana çıkmaya başladığı bölgesel (regional) ticaret anlaşmaları, çok taraflı (multi50
EKONOMİK FORUM
lateral) arayışlardan daha fazla gündeme geliyordu. Çok taraflı
ticaret düzeninde 1994’te Uruguay Turu’nun tamamlanmasından bu yana kapsamlı bir iyileştirilme yapılamaması çok taraflı
ticaret sistemine olan inancın her geçen gün azalmasına sebep
oluyordu. Bu nedenlerle ciddi gelişmelerle sonuçlanması beklenmemekle beraber Bakanlar Toplantısı’nda kısıtlı da olsa bir
anlaşmaya varılması, gerek küresel ticaret sistemi için gerek
DTÖ’nün güvenilirliği için önem taşımaktaydı.
Toplantıdan beklentilerin asgari düzeyde olması nedeniyle
önceki müzakere süreçlerinde mesafe katedilen ve olgunlaşan az
sayıdaki hususun “erken hasat” şeklinde sonuçlandırılması bek-
Ô Celal Can ÖZATAY
Araştırmacı
TEPAV Ekonomi Etütleri
leniyordu. Doha Turu’nda ele alınan temel konularda kapsamlı
ilerleme sağlanamayacak olsa dahi en azından belirlenen dar
gündem maddeleri üzerinden çalışılıp sonuca varılarak turun
geleceği için umutların yeşermesi isteniyordu. Toplantı öncesinde, müzakere konuları üç ana başlık altında toplandı: Ticaretin
kolaylaştırılması, tarım ve kalkınma. Bunlara ek olarak önceden
kararlaştırılan Yemen’in 160’ıncı üye olarak DTÖ’ye katılımı,
toplantıda resmiyet kazanacaktı.
TİCARETİN KOLAYLAŞTIRILMASINA YÖNELİK
ALINAN KARARLAR
Bali 9. Bakanlar Toplantısı’nın ana konularından ticaretin
kolaylaştırılması alanında; gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması ve saydamlaştırılması, gümrük işlemlerinin otomasyonu, tarife reformları gibi hususlar ele alındı. Ticaretin kolaylaştırılması
denildiğinde, ticaret ve gümrük işlemlerinin modernizasyonu,
işlemlerde aşırı bürokrasinin önüne geçilmesi (cutting red tape),
gümrük çalışanlarının eğitimi, gümrük tesislerinin ve teknolojisinin geliştirilmesi anlaşılmalıdır. Bazı durumlarda gelişme yolundaki ülkelerde (GYÜ) tek bir ihracat veya ithalat işlemi için
40’a varan sayıda gümrük belgesi gerekebilmesi gibi örnekler bu durumun önemini
açıkça ortaya koymaktadır.
Bali toplantısından bir hafta önce Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı notta ticaretin kolaylaştırılması konusunda olası
bir uzlaşının etki analizi yapıldı. Analizde
GYÜ’de ticaret prosedürlerinin maliyetinin
toplam ticari işlem maliyetlerinin yaklaşık
olarak %4-5’ine denk geldiği ortaya kondu.
Analizde, etkili bir ticaret kolaylaştırma
süreciyle, GYÜ ticaret maliyetlerinin yılda
325 milyar euro civarında azaltılabileceği
öngörüldü.1
120’den fazla ülkenin ticaret ve ekonomi bakanlarının katılımıyla gerçekleşen
Bakanlar Toplantısı sonucunda, ticaretin
kolaylaştırılması alanında mutabık kalındı.
Bu anlaşma, Uruguay Turu’ndan bu yana,
19 senedir DTÖ müzakereleri sonucu kaEKONOMİK FORUM
51i
ARAŞTIRMA
bul görmüş ilk çok taraflı anlaşmadır. Anlaşmanın DTÖ sistemine somut katkılar
sağlaması bakımından önemi yadsınamaz.
Buna göre, gümrük işlemlerinin basitleştirilmesi konusunda 20 alanda işbirliğini öngören hususlar kabul edildi. Bunlar, bağlayıcı mutabakatlarla gelişmiş ülkelerin (GÜ),
GYÜ’ye teknik ve kapasite artırımı konusunda yardımcı olacağı varsayılıyor.
Türkiye’nin AB ile olan Gümrük Birliği
neticesinde, gümrük idareleriyle ilgili yaptığı düzeltmeler sonucunda Türk gümrük
idarelerinin yöntem ve uygulamalarında
Avrupa Birliği’ne (AB) önemli ölçüde uyum
sağlandı. Dolayısıyla, Türkiye’nin gümrük
sisteminde ve uygulamalarında önemli bir
değişiklik yapılmasına gerek görülmüyor.
Ticaretin kolaylaştırılması alanında
Türkiye açısından en önemli konu transit
serbestisi oldu. Türk ihracatçısının pazara
girişte transit kotalar türünden tarife dışı
engellerle karşılaşıyor olması nedeniyle,
Türkiye toplantılarda bu konuyu gündeme
taşıdı. Türkiye, AB’yle olan Gümrük Birliği
ilişkisi ve 2023 vizyonundaki ihracat hedefleri nedeniyle, toplantıda özellikle bu konunun üzerinde ısrarla durdu ve Türkiye’nin
çabalarıyla Bali Paketi’ne bir madde eklendi. Türkiye’nin metne ekletmeyi başardığı
kısma göre; DTÖ’de, transit kotalarının
kaldırılmasına yönelik bir anlayış yer aldı.
DTÖ transit geçişte hizmete ilişkin alınan
ücretler dışında geçiş izni karşılığı alınan
ücretlere karşıdır. Ekonomi Bakanlığı’nın
basın açıklamasında da, “Transitte kota ve
52
EKONOMİK FORUM
benzeri gönüllü kısıtlamaların uygulanamayacağı” belirtildi. Bu
husus, ücret karşılığı satılan transit geçiş belgelerinin DTÖ’nün
meşru görmeyeceğine ilişkin anlayışını içeriyor.2
TARIM ALANINDA DÖRT YENİ MUTABAKATA VARILDI
Tarım alanında gıda güvenliği önerisi, dış satım destekleri,
tarife kota yönetimi ve genel hizmetler hususları, uzun müzakere edilen konular oldu. Toplantı öncesinde tarım konusunda
müzakerelerin tıkanabileceği, hatta bu tıkanmanın bütün toplantıya etki etmesiyle genel bir tıkanma yaşanabileceğinden endişe ediliyordu.
Tarım konusunda en çok üzerinde durulan konu gıda güvenliği başlığı altında ele alınan iç destekler konusuydu. Hindistan’ın
gündeme getirdiği, ülke için önemli olan gıda maddelerinin arzı-
ARAŞTIRMA
na yönelik yapılacak devlet desteğinin, ticareti kısıtlayıcı uygulama olarak kabul edilmemesini amaçlayan, yani bir anlamda devlet yardımları alanında bir muafiyet sağlanmasını öngören bu
öneri G33 ülkelerinin önerisi olarak ortaya çıktı. Tarım alanında
varılan dört yeni mutabakattan biri de bu konuda oldu. Bir barış
koşulu (peace clause) olarak nitelendirilen bu anlaşmayla, yeni
bir anlaşma yapılana kadar Hindistan’ın önerisi kabul gördü.
Daha açık bir ifadeyle, gıda güvenliği çerçevesinde, kamu stok
programlarında DTÖ tarım anlaşmasında belirtilen iç destek
taahhütlerini aşan ülkelere anlaşmazlıkların halli mekanizması
kurallarından muafiyet getirilerek kolaylık sağlandı. Buna karşılık ülkelere saydamlık yükümlülüğü getirildi. Bu yükümlülüğe
göre, iç destekler anlaşmasından yararlanan GYÜ gerekli bilgi ve
istatistiksel verileri sağlamak zorunda. 2017 yılında yapılacak
11. Bakanlar Toplantısı’na kadar bu konu
üzerinde anlaşma sağlanması öngörüldü.
“Genel hizmetler” olarak adlandırılan
müzakere konuları, kırsal kesimde kalkınmanın desteklenmesi ve yoksulluğun
azaltılması amacı taşıyan, ticaret sapması
yaratmayan “yeşil kutu” (green box) konuları oldu. Toplantıda mutabakata varılan bu
konular tam olarak; arazi rehabilitasyonu,
toprak muhafazası ve kaynak yönetimi, kuraklık yönetimi ve sel kontrolü, kırsal istihdam programları, mülkiyet hakkı tesisi ve
çiftçinin yapılandırılması programlarıydı.
Tarım alanındaki mutabakatlardan diğer
ikisi ise tarım ürünleri tedarikinde tarife
kotası uygulanmasına dair belge ve tarım
ihracatında rekabet alanlarında. Uluslararası ticareti bozan bu durumlar yapılan
anlaşmalarla tarım ürünleri ihracatçısı ülkelerin mağduriyetlerini giderecek şekilde
ayrıntılı kullanım usullerine tabi kılındı.
Türkiye, tarımdan geçimini sağlayan
nüfusu toplam nüfusunun %24’ü olan bir
ülke olarak bu anlaşmaları destekledi. Özellikle G33 üyesi bir ülke olması nedeniyle,
gıda güvenliği konusu kendisini yakından
ilgilendiren Türkiye, gelişmeleri olumlu
karşıladı.
KALKINMA TURU’DA GÜNDEME
GELEN KONULAR
Kalkınma alanında ise Doha “Kalkınma” Turu’nda gündeme gelen ve çoğunlukla
en az gelişmiş ülkeleri (EAGÜ) ilgilendiren
konular ele alındı. Kalkınma başlığı altında
EKONOMİK FORUM
53i
ARAŞTIRMA
mutabakata varılan konular; tercihli menşe
düzenlemeleri, EAGÜ’nün dünya hizmetler
ticaretinde pazara girişlerinin desteklenmesi, özel ve lehte muamele hükümlerinin
gözetimi ve son olarak da EAGÜ’ye tarifesiz
kotasız pazar erişimi sağlanması oldu. Bu
konudaki iyileştirmeler yoğun çaba (best endeavour) ibaresiyle kabul edildi.
Bunlara ek olarak, pamuk ihraç eden ülkelere ilişkin bir madde de dört az gelişmiş
Afrika ülkesini (Benin, Burkina Faso, Çad,
Mali) yakından ilgilendirdiği için tarım
konusunda değil de kalkınma alanında ele
alındı. C-4 ülkeleri olarak da bilinen bu ülkelerin en önemli doğal kaynağı pamuk olduğu için, ihracatlarının önemli bir kısmını
pamuk oluşturuyor. C-4 ülkeleri, başta ABD
olmak üzere GÜ uygulama ve sübvansiyonlarının pamuk fiyatlarının yapay olarak düşük seviyelerde kalmasına sebep olduğunu,
bu nedenle pamuğa bağlı ekonomilerinin
zarar gördüğünü belirtti. Bu nedenle EAGÜ’den ihraç edilen pamuğa tarifesiz, kotasız pazar erişimi istekleri dile getirildi.3
Bali Bakanlar Toplantısı’nda, EAGÜ’deki pamuk sektörünün kalkındırılmasına ve
EAGÜ’den ihraç edilen pamukta uygulanan
tarife ve tarife dışı engellere ilişkin mutaba54
EKONOMİK FORUM
kata varıldı. İyileştirmeler bu konuda da yoğun çaba (best endeavour) ibaresiyle kabul edildi.
Ayrıca Yemen’in 160’ıncı üye olarak DTÖ’ye katılımı konusundaki müzakereler toplantıda son buldu. 2000 yılında DTÖ’ye
üyelik başvurusunda bulunan Yemen, Birleşmiş Milletler (BM)
kriterlerine göre EAGÜ arasında yer alıyor. Yemen, başvuru tarihinden bu yana, katılıma hazırlanmak için birtakım yasal ve
kurumsal reformlar yaptı. Avrupa Komisyonu’nun basın açıkla-
ARAŞTIRMA
BALİ,, DOHA TURU’NDA
VE DÜNYA TİCARETİNDE
KARŞILAŞILAN
TÜM ZORLUKLARIN
YENİL
LDİĞİ BİR
R GİRİŞİM
M
OLM
MAMAKLA BERABER,
İLER
RİY
YE DÖNÜK
KARAMSAR HAVANIN
DAĞILMASIN
NDA BİR
R
UMUT IŞIĞ
ĞI OLDU.
masına göre, katılım paketinin onanması için Yemen’in önünde
altı ayı olması dolayısıyla Yemen, onanma tarihinden 30 gün
sonra resmi olarak DTÖ’nün 160’ıncı üyesi oluyor.4
BALİ BAKANLAR TOPLANTISI’NIN TÜRKİYE AÇISINDAN
DEĞERLENDİRİLMESİ
Sonuç olarak, kısıtlı beklentilerle başlayan Bali Bakanlar Toplantısı, umulduğu gibi ancak bu kısıtlı beklentileri karşılayabildi.
Bu bakımdan Bakanlar Toplantısı, çok taraflı ticaret sisteminin
geleceği açısından hayati bir önem taşıyor. DTÖ’nün işlevselliği
açısından soru işaretleri bir nebze de olsa giderildi. 1994’teki Uruguay Turu’ndan bu yana DTÖ’nün çok taraflı ticaret sisteminden
hiçbir anlaşma çıkmamış olması, Doha Kalkınma Turunun geleceği açısından da soru işaretleri oluşturuyordu. Dokuzuncu Bakanlar
Toplantısı’nda, DTÖ’nün Doha Kalkınma Turu’nu tamamlayabileceğine ilişkin umut ışığı görüldü. Bali Bakanlar Bildirgesi’nde
kabul edilen çalışma programı da bu konuya verilen önemi gözler
önüne serdi. DTÖ’nün küresel ticaret açısından oynadığı hâkim
rol vurgulanarak, Bali Bakanlar Toplantısı’nın Doha Turu’nun tamamlanması için önemli bir altyapı oluşturacağı düşünülüyor.
Bali sonrası çalışma programında, sadece Doha Turu’na değil,
DTÖ’nün diğer işlerine de bağlılık esası içinde olunacağı belirtildi.
Özellikle gıda güvenliği konusundaki geçici maddeye uzun süreli
bir anlaşmayla sonuç alınmasının önemi vurgulandı.5
Türkiye açısından bakıldığında ise ithalata dayalı ihracat sistemiyle 2023 vizyonundaki ihracat hedeflerine ulaşabilmesi için çok
taraflı sistemdeki gelişmeler önem taşıyor. Ticaretin kolaylaştırılması konusunda Türkiye’nin metne ekletmeyi başardığı transit
geçiş kotalarına ilişkin ifadeler uluslararası
planda bu konuya yaklaşım aksettirmesi bakımından önemli.
Böylece pazara girişte, özellikle AB pazarlarına girişte Türk ihracatçısı rahatlatılmış
oldu. Ayrıca Türkiye, AB ile Gümrük Birliği
Anlaşması’nın getirdiği yükümlülüklerden
dolayı müzakerelerde cesaretlendirici bir
tavır sergiledi. Türkiye’nin müzakerelere bu
yaklaşımı “sui generis” (Hiç bir kategoriye
girmeyen, kendine özgü davranış) konumuyla ilgiliydi.6
Diğer taraftan G33 üyesi ülke sıfatıyla da
Türkiye, gelişme yolundaki ülkeleri ve en az
gelişmiş ülkeleri ilgilendiren anlaşmaları desteklerken, tarım alanındaki ilerlemeleri olumlu karşılıyor. Türkiye’nin müzakerelerde tarım
alanındaki tutumunun, tarımdan geçimini
sağlayan nüfusun çokluğuyla da ilgisi var.
Bali, sonuçları itibarıyla, Doha Turu’nda
ve dünya ticaret sisteminde karşılaşılan tüm
zorlukların yenildiği bir girişim olmamakla
beraber, ileriye dönük karamsar havanın dağılmasında bir umut ışığı oldu.
Kaynaklar:
1 Avrupa Komisyonu. (29 Kasım 2013). Ninth WTO
Ministerial Conference (Bali, Indonesia, 3-6 December
2013).
2 Ekonomi Bakanlığı. (10 Aralık 2013). Bali Paketi ile
dünya ticaretinin önündeki engellerin kaldırılmasında
önemli yol alındı.
http://www.ekonomi.gov.tr/index.cfm?sayfa=bakanlikofisi
&bolum=arsiv (Basın Açıklaması) http://europa.eu/rapid/
press-release_MEMO-13-1076_en.htm (Basın Açıklaması)
3 ICTSD. (2013). “Bridges Special Edition | WTO
Ministerial: Bali Package Hanging in the Balance”
(Müzakere Bilgilendirmesi). http://ictsd.org/downloads/
bridgesweekly/bridgesweekly17-40.pdf
4 Avrupa Komisyonu (4 Aralık 2013). European
Commission welcomes Yemen’s accession to the World
Trade Organisation (Basın Açıklaması). http://trade.
ec.europa.eu/doclib/press/index.cfm?id=997
5 Washington Trade Daily (9 Aralık 2013). “Bali” Reached
(Basın Açıklaması). http://www.washingtontradedaily.com/
6 Aran, Bozkurt (2013). “Dünya Ticaret Örgütü Bali
Bakanlar Toplantısına İlişkin Beklentiler ve Türkiye”
(Değerlendirme Notu N201340).
EKONOMİK FORUM
55i
HABER
8. Yatırım Danışma Konseyi
Türkiye’nin
önceliklerini
sıraladı
T
ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Ekonomi Bakanlığı’nca düzenlenen 8. Yatırım Danışma
Konseyi (YDK) Toplantısı’na katıldı. Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi’nde yapılan
toplantıya Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra,
Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim,
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ekonomi
Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türk Sanayicileri ve İşadamları
Derneği (TÜSİAD) Başkanı Muharrem Yılmaz, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YA56
EKONOMİK FORUM
SED) Başkanı Serpil Timuray ile aralarında
Başbakan
Citigroup, Alstom, EON, Hitachi, Huawei,
Sumitimo, ThyssenKrup, Burgan Bank ve
Recep
Suud Nesma Holding gibi dünya devi
Tayyip Erdoğan’ın
şirketlerin olduğu 17 büyük grubun
başkanlığındaki
başkan ve CEO’ları katıldı.
8. Yatırım Danışma
Konseyi Toplantısı’nın sonuç
SONUÇ BİLDİRGESİ AÇIKLANDI
8. YDK Toplantısı’nın ardından,
bildirgesinde, toplantının,
ortak sonuç bildirgesi açıklandı. 17
küresel anlamda ekonomik
şirketin tepe yöneticisinin Türkiiyileşmenin tam anlamıyla
ye’ye yönelik yatırım planlarını ve
sağlanamadığı
buradaki yatırım ortamına ilişkin
görüşlerinin paylaşıldığı sonuç bilbir dönemde
dirgesinde, toplantıda değerlendirilen
gerçekleştirildiği
konular şöyle dile getirildi:
belirtildi.
HABER
m TOBB Başkanı M.
Rifat Hisarcıklıoğlu,
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın
başkanlığında
yapılan 8. Yatırım
Danışma Konseyi
Toplantısı’na
katıldı.
l TOBB Başkanı M.
Rifat Hisarcıklıoğlu
ve TÜSİAD Başkanı
Muharrem Yılmaz.
8. YDK Toplantısı, küresel anlamda ekonomik iyileşmenin
tam anlamıyla sağlanamadığı bir dönemde gerçekleştirilmektedir. Son dönemde ülkeler tarafından önemli riskleri azaltmaya yönelik olarak politik tedbirler alınmasına rağmen, küresel ekonomide iş dünyasının güvenle ve uzun vadeli yatırım
kararı almasını engelleyen birtakım ciddi sorunlar mevcuttur.
Küresel ekonominin ülkeleri birbirine bağımlı kılan yapısı,
büyüme odaklı politikaları benimseyen ülkeler açısından küresel risklerden korunmayı imkânsız hale getirmektedir.
Son 10 yıllık dönemde yükselen ekonomilerin birçoğunda,
makroekonomik politik önlemler ve yapısal reform çalışmaları gelişme göstermiştir. Bununla birlikte, son dönemdeki
gelişmeler, yükselen ekonomilerin gelişmiş ülkelerin uyguladığı politikaların olumsuz etkilerinden korunmak için yapısal
uyum politikalarında özen göstermeleri gerektiğine işaret etmektedir.
Türkiye’nin küresel belirsizlik ortamı
ve bölgesindeki jeopolitik gerilimin olumsuz etkileri nedeniyle oluşan riskleri başarılı bir şekilde yönettiğini gözlemledik.
Bu çerçevede, Hükümetin ekonominin esnekliğini ve piyasaların güvenini koruyan
güçlü liderliğini de takdirle karşılıyoruz.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye
ekonomisinin son 11 yıldaki ortalama büyümesinin %5,2 seviyesinde gerçekleşmesindeki temel etkenin başarılı bir şekilde
hayata geçirilen yapısal reformlar olduğunu ve bu kapsamdaki reformlara önümüzdeki dönemde de devam edileceğini ifade
etti. Bakan ayrıca cari açıktan kaynaklanan riskleri azaltmak üzere Hükümetin,
500 milyar dolar mal, 150 milyar dolar
hizmet ihracatının hedeflendiği 2023 vizyonunu gerçekleştirmeye yönelik olarak
İhracata Dayalı Üretim Stratejisi, Girdi
Tedarik Stratejisi, Yatırım Teşvik Sistemi,
İhracat Pazarlarının Çeşitlendirilmesi ve
Hizmet İhracatının Artırılması gibi stratejiler izlediğini de dile getirdi.
Dünya Bankası Başkanı Jim Yong
Kim, Türkiye’nin ekonomik potansiyeli,
istihdam yaratmada ve ekonomik büyümenin olumlu etkilerini artırmadaki
başarısından söz etti. Kim ayrıca, Türkiye’nin ekonomik yapısını dönüştürmesi,
üretim ve hizmetler sektörlerinde faaliEKONOMİK FORUM
57i
HABER
yet gösteren firmalarının rekabet gücünü yükseltecek yollar bularak orta gelir
seviyesinde takılı kalan ülke konumunda çıkması gerektiğini ifade etti. Kim,
yüksek kaliteli eğitim sistemi, Ar-Ge faaliyetlerinin geliştirilmesi için etkin bir
fikri-sınai mülkiyet hakları rejiminin
varlığı, üniversite-sanayi ve iş dünyası
arasında güçlü bağ oluşturulması, kamu
desteklerinin artırılması hususlarına
dikkat çekti. Yatırımcılar için idari çerçevenin geliştirilmesi amacıyla gelir vergisi
kanunu, işten ayrılma tazminatları ve
şirket tasfiyesi süreçlerinin iyileştirilmesi gerektiğini dile getiren Kim, yenilikçi
faaliyetlerin ve önümüzdeki dönem için
planlanan altyapı projelerinin desteklenmesinde finansal derinleşmenin, yurt içi
yatırımlarla alternatif finansman mekanizmalarının geliştirilmesi, ayrıca yurt
içi tasarrufların artırılması gerektiğini
ifade etti. Bunun yanı sıra Kim, Türkiye’nin devam eden başarısının temel
unsurları olan kanıt ve taahhüde dayalı
politikaların inşasına yönelik olarak Hükümetin sergilediği kararlığın önemini
vurguladı.
TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLERİ
Özellikle yapısal reformların Türkiye ekonomisinin rekabet gücünü ve dış
şoklara karşı dayanıklılığını artıracağı
bir dönemde, bu platforma olan siyasi
desteğin güçlü bir şekilde devam etmesi
gerektiğine inanıldığı ifade edilen 8. YDK
Toplantısı sonuç bildirgesinde, “Konsey
üyeleri olarak bizler, Türkiye’nin ekonomi politikalarının ülkenin üretim yapısında dönüşüm sağlayarak uluslararası
rekabet gücünün artırılmasına odaklanması gerektiğine inanıyoruz” görüşü dile
getirildi.
10. Kalkınma Planı ve Girdi Tedarik
Stratejisi gibi Ulusal Politika metinlerindeki hedeflerin de, hükümetin 2023 vizyonunu hayata geçirilebilmesi için önüne koyduğu hedeflerle aynı doğrultuda
olduğu belirtilen bildiride, bu dönüşümü
sağlayacak ekonomi politikalarının tasarlanmasının yatırım ortamının gelişimine
de önemli katkılar sağlayacağı ifade edildi. Bildirgede, bu çerçevede hükümetin
gelecek dönemde öncelik vermesi gereken
konular da şöyle sıralandı:
“Türkiye ekonomisinin hedeflenen
büyüme oranlarını yakalayabilmesi için
kaynakları, tasarım, bilgi ve iletişim teknolojileri, finansal hizmetler, makine
58
EKONOMİK FORUM
m TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 8. Yatırım Danışma Konseyi
Toplantısı’na katılan yabancı şirketlerin CEO’larıyla görüştü.
m TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu.
imalatı, altyapı, yaşam ve sağlık endüstrileri gibi katma değeri, yenilikçiliği ve verimliliği yüksek üretim ve hizmet alanlarına yönelten destekleyici politikalar önem arz etmektedir.
Bu tür faaliyetler için elverişli bir yatırım ortamı sağlanmasına yönelik, nitelikli insan kaynağı, Ar-Ge desteği, teşvik tedbirleri ve mevzuat çerçevesi gibi somut ihtiyaçlar belirlenmeli
ve ilgili politika yapıcı kurumlar tarafından temin edilmelidir.
Son 10 yıllık dönemde fiziki altyapı alanındaki gelişmeler,
ekonominin genelinde verimlilik artışına katkı sağlamıştır.
Büyüyen tüm sektörlerin enerji, telekomünikasyon, ulaşım
HABER
8. YDK SONUÇ BİLDİRGESİ’NDE
TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLERİ
8. YDK Toplantısı’nın ardından açıklanan ortak sonuç bildirgesinde Türkiye’nin öncelik vermesi istenen konular şöyle sıralandı:
◆ Yüksek katma değerli ve
verimlilik artışı sağlayan
ekonomik faaliyetlere
dönüşüm.
◆ KOBİ’lerin büyümesi
ve uluslararasılaşmasının
desteklenmesi.
◆ Gelişmiş altyapı imkânları
aracılığıyla verimlilik artışının
sürdürülebilir hale getirilmesi.
◆ Sağlık sisteminin
etkinliğinin artırılması.
◆ Yatırım arazisine erişim.
m 8. Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı’nın bitiminde günün anısına aile
fotoğrafı çektirildi.
ve lojistik ihtiyaçlarının, uluslararası finansman kaynakları da dikkate alınarak kamu ve özel sektör tarafından çeşitli
programlar aracılığıyla zamanında gerçekleştirilecek altyapı
yatırımlarıyla karşılanmasına devam edilmelidir.”
Açıklanan bildirgede, Türkiye’nin büyüme ve istihdam hedeflerine daha fazla katkıda bulunabilmeleri için KOBİ’lerin
büyümesine ve uluslararasılaştırılmasına katkı sağlayacak çeşitlendirilmiş programlarla yönlendirmesi ve destek sağlanması gerektiği dile getirildi.
Bildirgede ayrıca, yaşam süresinin uzatılması ve vatandaşların sağlık hizmetlerine eşit şekilde erişimini sağlamak üzere
sağlık sisteminin geliştirilmesi çalışmalarının sürdürülmesi
gerektiğine değinilerek, bu çerçevede, sağlık eğitimine ve yenilikçiliğe daha fazla yatırım yapılmasının ve kronik hastalıkların yönetilmesinin reform gündeminde yer alması gerektiği
bilgisi verildi.
Türkiye’nin, yatırımcıların ilgisinden etkin bir şekilde istifade edebilmek için yatırımcıların ihtiyaçlarına uygun yatırım
yeri taleplerini hızlı bir şekilde karşılaşmasına dikkat çekilen
açıklamada, şu görüşe yer verildi:
“Bugüne kadar alınan tedbirlere ilaveten Türkiye, imalat, madencilik ve enerji sektörlerini de içeren arazi tahsisi
teşvikinden yararlanabilecek yatırım projeleri başta olmak
üzere yatırım yeri temini sürecinin etkinliğinin artırılması
◆ İş gücü piyasasının
iyileştirilmesi.
◆ Yargı sisteminin etkinliğinin
artırılması.
◆ İş yapma kolaylığı.
◆ Kamu ihale sürecinde
teknoloji boyutunun
güçlendirilmesi.
◆ Küresel anlamda finans
sisteminin izlenmesi ve
geliştirilmesi, tavsiye ediliyor.
amacıyla mevcut idari ve teknik çerçeveyi gözden geçirmeli ve iyileştirmelidir.
Yayımlanacak olan Ulusal İstihdam Stratejisi hedefleri, ekonomideki verimliliği
artırmak amacıyla takvimlendirildiği şekilde gerçekleştirilmeli, ayrıca iş gücü piyasasının esnekliği arttırılmalıdır. Ayrıca
mevcut iş sağlığı ve güvenliği standartlarının uygulanmasına yönelik hükümetin
devam eden çabaları güçlendirilmelidir.
Türkiye, iş dünyasının ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla, ticari uyuşmazlıkların çözüm süreçlerinin hızlandırılması başta olmak üzere, yargı reformu
çalışmalarını sürdürmelidir. Kamu ihale
sistemi, mal ve hizmet alımını içeren
ihalelerde sadece fiyatı değil teknoloji ve
kaliteyi de göz önüne almalıdır.”
İş dünyasının öncelikleri ve hızla değişen ihtiyaçlarıyla uyumlu olarak, özellikle vergi sisteminin öngörülebilirliğinin
ve tutarlılığının artırılması, yabancıların
çalışma izinleri ve tasfiye süreçleri ile
Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED)
sürecinin daha rasyonel hale getirilmesine yönelik çalışmalara YOİKK koordinasyonunda devam edilmesi önerilen
bildirgede, “Yatırım teşvik sisteminin
uygulanmasına kararlılıkla devam edilecektir. Yukardaki hususlara paralel olarak
Konseyimiz, Türk finansal piyasalarının
yüksek performansının sürdürülmesi
amacıyla küresel piyasalarda oluşabilecek
potansiyel dalgalanmaların değerlendirilmesine, bu doğrultuda finansal sistemin
yakından izlenmesine ve geliştirilmesine
devam edilmesini tavsiye etmektedir. Finansal sektörün derinliğinin arttırılması
ve alternatif finansal kaynakların oluşturulması hususları dikkate alınmalıdır”
tespiti yapıldı.
YDK üyelerinin Türk ekonomisine
olan güveninin bir kez daha teyit edildiği
bildirgede, “Gelecek için önemli yatırım
ve büyüme planlarımız olduğunu vurgulamak isteriz” ifadesi yer aldı.
EKONOMİK FORUM
59i
AVRUPA BİRLİĞİ
AB-ABD arasında
TRANSATLANTİK
İLİŞKİLER
Sahip oldukları ortak değerleri, örtüşen ilgi alanları ve ortak
hedefleri temelinde şekillenen AB-ABD ilişkileri Transatlantik Ortaklık
olarak adlandırılıyor. Karşılıklı faydalara sahip geniş ticari ve
yatırım ilişkisinde olan AB ve ABD’nin yakın işbirliği içinde olması
küresel alanda ne AB’nin ne de ABD’nin tek başına gösterdiği
etkiden daha büyük bir başarı sağlar.
60
EKONOMİK FORUM
Ô Gökhan KİLİT
Uzman Yardımcısı, İKV
A
vrupa ile Amerika ilişkileri 15. yüzyıla kadar uzanıyor. 1492’de Avrupalılar tarafından keşfedilen
Amerika Kıtası’na İspanya, Portekiz, Fransa ve İngiltere’den gelen Avrupalılar, ABD’deki topraklarını
genişlettikten sonra, İngiltere başta olmak üzere çeşitli ülkelerden göçmenleri buralara yerleştirerek koloniler kurdular. 18.
yüzyıl ortalarında, bu Avrupalı koloniler ABD’nin temelini oluşturdu. Bu iki kardeş kıtanın öyküsü yüzyıllar içinde birçok süreçten geçti. Güçlü Avrupa karşısında kolonilerden oluşan ABD
zamanla hem Avrupa hem de dünya üzerinde güç odağı oldu. İki
kutuplu 20. yüzyıldan tek kutuplu 21. yüzyıla Atlantik’in iki yakasında kardeşlik önemli aşamalar geçirmeye devam ediyor
Sahip oldukları ortak değerleri, örtüşen ilgi alanları ve ortak
hedefleri temelinde şekillenen AB-ABD ilişkileri Transatlantik
Ortaklık olarak adlandırılıyor. Zaman içinde güvenlik stratejileri ve ekonomi açısından birbirine bağımlı bir büyüme gösteren
Atlantik’in iki yakası; ekonomik kaygılar, teröre ve nükleer silahların yayılmasına karşı mücadele, enerji güvenliği ve istikrarı
tehdit eden gelişmelere karşı ortak tavır sergilemeye çalıştı. Aynı
zamanda demokrasinin güçlü savunucuları olan AB ile ABD açık
toplum, insan hakları ve serbest piyasa konularında birbirlerine
yakın hassasiyetler gösteriyor. Karşılıklı faydalara sahip geniş
ticari ve yatırım ilişkisinde olan AB ve ABD’nin yakın işbirliği
içerisinde olması küresel alanda ne AB’nin
ne de ABD’nin tek başına gösterdiği etkiden
daha büyük başarı sağlar. Küresel alanda
uzun yıllar paralel hareket etmiş olan AB
ve ABD’nin gelişen ekonomiler olmaları
ve kritik coğrafi konumları nedeniyle Çin,
Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerle olan
ilişkilerine özen göstermeleri gerekiyor.
Bunun yanında, Balkanlar’daki istikrar,
eski Sovyet Cumhuriyetleriyle olan ilişkiler,
Orta Doğu barış süreci ve Afrika ülkelerine yapılacak insani ve kalkınma yardımları
konularında da bu iki partnere önemli rol
düşüyor.1
AB ve ABD arasındaki ilişkilerin günümüzdeki haline gelmesi yaşanan iki dünya
savaşı sonrası siyasi ve ekonomik olarak
yara alan Avrupa üzerinden ABD’nin öncü
bir rol üstlenmesiyle başlıyor. 1947 yılında
dönemin ABD Başkanı Harry Truman tarafından hazırlanan, ABD’nin uluslararası
politikasının değiştiğini, bu yeni politikada Sovyet karşıtlığının temel olduğunu
EKONOMİK FORUM
61i
AVRUPA BİRLİĞİ
ilan eden, komünizm tehdidi altındaki
devletlere mali ve askeri yardım yapılacağını belirten Truman Doktrini yanı
sıra 1948-1951 yılları arasında yürürlüğe
konan ve 16 Avrupa ülkesine ekonomik
kalkınma yardımı sağlayan ABD kaynaklı
Marshall Planı’nın, Avrupa’nın yeniden
yapılandırılmasında belirleyici bir rol oynadığı biliniyor.
Ayrıca uluslararası para sistemini ve
dünyanın önde gelen devletleri arasındaki
ticari ve finansal işlemlerde uyulması gereken kuralları belirleyen, ilk kez bağımsız
devletlerin kendi aralarında ortak bir parasal düzen üzerinde anlaşmaları sonucunda
uygulamaya konan ve Dünya Bankası ile
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) kurulmasına zemin hazırlayan Bretton Woods Sistemi’nin ortaya çıkışı ilişkileri bir sonraki
aşamaya taşıdı. Güvenlik alanında ise Birleşmiş Milletler ve daha sonra NATO’nun
kuruluşu, ABD’nin öncülüğünü üstlendiği
yeni sistemde Avrupa’nın küresel alanda
ABD’nin yanındaki konumunu belirledi.2
Avrupa’da doğan güç boşluğunu demokratik ve özgür bir Avrupa’yla doldurulacağını düşünen ABD’nin, Avrupa’nın yeniden
yapılanmasını ve ekonomik olarak güçlenmesini hedefleyen Marshall Planı uyarınca,
ABD dış yardımının %95’i, Avrupa’ya aktarılırken, Sovyet tehdidi ve komünizme karşı ABD taraflı bir politika olgusuna sahip
bir müttefik hedefi güdüldü.
Özellikle 1945-70 yılları arasında, dünya ve Avrupa ekonomisi üzerinde önemli
bir güce sahip olan ABD, 70’ler sonrasında
küreselleşme süreci ve Avrupa’nın giderek
güçlenmesiyle ortaklık temasını ön plana
çıkardı. Avrupa’nın, siyasi ve ekonomik
olarak giderek güçlenmesi ve Avrupa Topluluğu yapısı etrafında siyasi bir birlik haline
dönüşmeye başlaması, Avrupa-ABD ilişkilerini Amerikan egemenliğinden çıkararak
güçlü bir müttefik haline dönüştürdü. 1990
yılında sonuçlandırılan Transatlantik Deklarasyonu ile yeni bir ortaklık mekanizması oluşturularak, ilişkiler AB-ABD zirveleri
etrafında ilk kez formülize olurken resmi
olarak üst düzeyde ele alınmaya başlandı. Ardından 1995 yılında ilan edilen Yeni
Transatlantik Gündem, ilişkilerin kurumsal
birimlerini ve alt gündem maddelerini tespit etti.3
BUSH VE OBAMA DÖNEMLERİ
AB-ABD ilişkileri, özellikle Bush döneminde, 11 Eylül saldırılarının ardından
ABD’nin takındığı tavır nedeniyle, terö62
EKONOMİK FORUM
rizme karşı Transatlantik işbirliği vaatlerine rağmen birbirinden uzaklaşma görüntüsü veriyordu. Uzun vadeli hedefleri ve
küresel politikalar konusunda ortak hareket çabası içinde olan
iki blokta yaşanan bu uzaklaşma uluslararası güvenlik sistemi
ve ekonomik ilişkileri etkileyebilecek konularda da görüş ayrılıklarına neden oldu. AB’nin aksine ABD, Uluslararası Ceza
Mahkemesi’ne (ICC), çevre konuları ve iklim değişikliğine dair
Kyoto Protokolü’ne, kara mayınlarının yasaklanmasına dair
anlaşmaya, Biyoçeşitlilik Anlaşması’na ve Biyolojik Silahları
Kontrol Anlaşması’na dair oluşturulan sisteme taraf olmadı.
Bush’un iktidara gelmesiyle hızlanan Ulusal Füze Savunma
Sistemi konusundaki farklı yaklaşımlar, AB ve ABD’yi birbirinden ayıran başka bir konu oldu. Kapsamlı Nükleer Deneme
Yasağı Anlaşması, BM Silah Ticareti Anlaşması, Dünya Ticaret
Örgütü (DTÖ) içinde çevre konuları ve özellikle BM içinde kriz
önleme ve uluslararası yardım konularında anlaşmazlıklar da
bu dönemde öne çıktı.
Uluslararası arenada güvenlik, ekonomi ve siyaset alanlarında ortaya çıkan anlaşmazlıklar pek çok konuda birlikte hareket eden bu ikili arasındaki ilişkileri germekteydi. Aslında bu
anlaşmazlıklar ABD’nin dünyada yaşanan gelişmeler karşısında
AVRUPA BİRLİĞİ
takındığı tavır nedeniyle sadece AB ile değil pek çok konuda
uluslararası alanda yalnız kalmasına neden oldu.
Atlantik’in iki yakası arasında zamanla artan görüş farkı
aslında Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle ABD’nin politikalarına
verilen siyasi desteğin büyük ölçüde azalmasından kaynaklanmaktaydı. Artık yeni dönemde iç politikalar daha önemli hale gelirken ülkelerin dış politikaları da bu eksende şekillendi. Bu bakış açısı özellikle dünyada güvenlik, çevre, insan hakları, sosyal
haklar, azınlık hakları gibi önemli konulara ABD’nin yeteri kadar hassasiyet göstermemeye başlaması, bunun yanında AB’nin
de bu konulara daha fazla öncelik vermesi ikili arasında anlayış
farkının derinleşmesine neden oldu. Ulusal çıkarları karşısında
gerektiğinde müttefiklerinden bağımsız hareket etmeye eğilimli
politikalar gösteren ABD’nin aksine AB, üye ülkeler çerçevesinde müzakere yeteneğini geliştiren politikalar üretti. Obama’nın
2008 yılında ABD Başkanı olarak seçilmesiyle AB-ABD ilişkilerinde yeni bir sürece girileceği düşünülmekteydi. Obama da
bunu destekleyecek şekilde, özellikle Bush döneminde yaşanan
sıkıntılar nedeniyle yıpranan ABD imajını düzeltmek için bir yol
haritası hazırladı.
Obama dönemindeki olumlu havanın göstergelerinden biri
de uzun zamandır BM Uluslararası Silah
Ticareti Anlaşması’na imza atmaya direnen ABD’nin anlaşmayı imzalaması oldu.
24 Eylül 2013 tarihinde ABD adına anlaşmayı imzalayan Dışişleri Bakanı John Kerry, anlaşmanın terörist ve suç gruplarının
silah edinmesini engellemesinin yanında
ABD’nin güvenliğine de katkıda bulunacağını belirtti.
2012 yılında yapılan analizlerde Amerikalıların çoğunluğunun ve Avrupalıların
üçte ikisinden fazlasının, ABD Başkanı Barack Obama’nın uluslararası politikalarını
onayladığı ancak Obama’nın Avrupa’dan
aldığı desteğin bazı AB ülkelerinde, özellikle Doğu Avrupa’da önemli ölçüde düştüğü
gözlendi.4
AB-ABD-NATO EKSENİNDE İLİŞKİLER
1989 yılına kadar ABD-AB-NATO üçgeninde işbirliği öne çıkmaktaydı. Ne var
ki ortak Sovyet tehdidinin ortadan kalkmasıyla NATO’nun varoluş sebebi giderek
daha fazla sorgulanmaya başlandı. Soğuk
Savaş’ın bitmesiyle birlikte AB, kendisini
ABD’ye karşı olan bağımlılıktan kurtarma
düşüncesi içinde oldu. Gerginliklerin tırmandığı Bush döneminden sonra göreve
gelen Obama ise ilişkilerin yumuşaması
adına olumlu sinyalleri daha ilk günlerden
verdi. AB’nin güvenini yeniden kazanmak
niyetinde olduğunu 2008 yılında Berlin’de
yaptığı konuşmayla ifade eden Obama yalnızca AB liderlerinin değil AB kamuoyunun
da sempatisini kazandı. Önceki dönemlerde yapılan hatalara değinen Obama yeni
dönemin işbirliği ve ortaklık dönemi olduğunu ve ABD’nin AB’den daha iyi bir ortağı
olmadığını vurguladı. AB’nin ve NATO’nun
genişleme süreçlerini desteklediğini ve
güçlü bir AB ve NATO’nun hem Amerika
hem de Avrupa kıtasındaki güvenliğin ve
refahın kilidi olduğunu belirtti.
AB-ABD ilişkilerinin geleceği NATO’nun geleceği açısından oldukça önemli. Soğuk Savaş sonrası Varşova Paktı gibi
kendini feshetmek yerine genişleyerek
yeniden yapılanmaya giden NATO, 2009
yılında 60’ıncı yılını kutlarken önemli bir
gelişmeye de sahne oldu. AB-ABD-NATO ilişkileri açısından da önemli olan bu
gelişme, 1966 yılında NATO’nun askeri
kanadından kendi isteğiyle ayrılan Fransa’nın tüm üyelerin oluruyla geri dönmesiydi. Bu gelişme ABD’yi memnun ederken,
NATO-AB ilişkilerini de olumlu yönde etkileyen bir adım oldu. Fransa’nın askeri
kanada dönmesinin yanında aynı yıl HırvaEKONOMİK FORUM
63i
AVRUPA BİRLİĞİ
tistan ve Arnavutluk’un NATO’ya katılımı,
ABD’nin etki alanını da genişletti.
Bu süreçte ABD’nin etki alanının NATO
vasıtasıyla bu denli genişlemesi kamuoyunda farklı seslerin çıkmasına neden olurken
Obama yaptığı açıklama ile bir kez daha AB
liderlerini ve kamuoyunu telkin etti. Obama, Avrupa’nın patronu olmak istemediklerini aksine AB ile ortak olmak istediklerini
ve AB’nin savunma alanında gücünü artırmasıyla ortak sorunlara karşı daha uyumlu
hareket edilebileceğini vurguladı.
Obama döneminde AB’ye karşı yürütülen olumlu politikayı anlamak için ABD’nin
2008 sonrası ulusal güvenlik stratejisine
bakmakta fayda var. Beş ana hedef etrafında şekillenen stratejide; Irak’taki savaşı
sorumlu bir şekilde sonlandırmak, El Kaide
ve Taliban’la savaşı bitirmek, teröristlerin
ve kötü niyetli devletlerin nükleer silah ve
maddelere erişimini engellemek, enerji güvenliğini sağlamak ve 21. yüzyılın zorluklarına karşı ABD’nin ittifaklarını yenilemek
yer aldı. Tüm bu hedeflerin başarıya ulaşabilmesi için AB’nin güçlü desteğine ihtiyacı olan Obama, AB’ye yönelik politikasını
buna göre belirledi.
AB’nin klasik ortak politikalarından ayrışan ve 1990’ların sonunda oluşturulmaya başlanan Avrupa Güvenlik ve Savunma
Politikası (AGSP), AB’nin NATO ve ABD ile
ilişkilerini doğrudan ilgilendiriyor. Küresel
alanda ekonomik olarak söz sahibi olan AB,
iki kutuplu dünya düzeninin sona ermesinden sonra uluslararası arenada etkili siyasi
güce sahip olmak amacıyla hareket etti.
1990’ların sonu ve 2000’lerin başında Ortak Dış ve Güvenlik Politikası’nın (ODGP)
bir parçası olarak AGSP oluşturuldu.
Özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde
ABD’nin kendisi açısından çok önem taşımayan olaylara müdahil olmaması ve NATO’nun işleyişindeki sorunlar AB’nin AGSP
çerçevesinde kendi kriz yönetimini geliştirmesine neden oldu. 2009 yılında yürürlüğe
giren Lizbon Antlaşması’yla AGSP ile ilgili
hükümler ilk defa Birlik anlaşmalarında
yer alırken, 2008 yılına kadar AGSP’nin
kurumsal yapısı, karar alma mekanizması, operasyonlar yürütme kapasitesi büyük
ölçüde tamamlandı. AGSP’nin oluşturulmasıyla Avrupa’nın güvenlik alanında daha
fazla özerklik sahibi kılınması amaçlanıyordu. Avrupa’nın söz konusu özerkliği, Avrupa’nın Avrupa-Atlantik ittifakı içerisinde
ayrılması anlamına değil, eylem araçlarının
geliştirilmesi anlamına geliyor.5
Balkanlar’da kriz yönetimi olarak orta64
EKONOMİK FORUM
ya çıkan AGSP, zamanla AB’nin uluslararası ilişkilerde oynadığı rolünü güçlendiren önemli bir kurala dönüştü. Günümüzde
kurumsal yapısı büyük ölçüde tamamlanmış bulunan AGSP’nin
AB’ye, ABD ve NATO’nun müdahil olmak istemediği kriz bölgelerinde askeri ve sivil operasyonlar yapabilmesi için olanak
sağlanabilir.
AGSP bu sayede AB’nin ekonomik ve diplomatik olanaklarını güçlendirecektir. Operasyonel AGSP’nin oluşturulması,
AB’nin dış ilişkilerinde askeri güç kullanımını tamamen dışlamadığının en önemli kanıtıdır. Soğuk Savaş sonrası dönemde
Batılı devletlerin güvenlik stratejilerinin değişmesi, NATO’nun
misyon değişikliği, AGSP’nin oluşturulması ve operasyonel
hale getirilmesi, askeri endüstri ve diğer ilgili sektörlerin yeniden önem kazanması, Avrupa’yla ABD (AB-NATO) arasında
görev paylaşımına dayalı “stratejik ortaklığın” varlığını ispatlar
niteliktedir.6
Etkili bir AGSP aracılığıyla ABD ile Avrupa arasında daha
dengeli ortaklık ilişkilerinin kurulması hedefleniyor. NATO’dan
“özerk”, fakat NATO endeksli AGSP, Batı hâkimiyetinin gelecekte de devamını sağlama amacı taşıyan bir araç olarak görülebilir.7
Kuzey Atlantik İttifakı bünyesinde yük paylaşımına dair yaşanan Atlantik ötesi tartışmaya rağmen, AB’de ciddi bir çoğun-
AVRUPA BİRLİĞİ
luk NATO’yu güvenlik için gerekli görmeye devam ettiğini vurguluyor. NATO’ya yönelik ABD desteği biraz düşmüştür, ancak
destek hala çoğunluk tarafından ifade ediliyor.8
EKONOMİK İLİŞKİLER VE TRANSATLANTİK ORTAKLIK
Gelişmekte olan ülkelerin giderek ön plana çıktığı ve tektonik bir değişimin yaşandığı küresel sistemde, yeni oyuncular
gelişmiş ülkeler için önemli bir tehdit oluşturuyor. Batı ekonomilerinin krizden çıkması ve yeni istihdam alanları yaratılabilmesi için stratejik işbirliği ortaklıklarına ihtiyaç duyuluyor. Bu
konuda AB ve ABD aralarındaki ekonomik işbirliğini daha ileriye
taşımak amacıyla kapsamlı bir ticaret ve yatırım anlaşması için
müzakerelere başladı. Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) olarak adlandırılan bu anlaşma dünyanın en önemli
iki ekonomisini bir araya getirerek, en büyük serbest ticaret ve
TRAN
NSA
ATLA
ANTİK
K ANLA
AŞM
MASI’N
NIN
N AB
EKON
NOMİSİİNE
E YIL
LDA
A 119
9 MİL
LYA
AR EU
URO
O,
ABD EK
KONO
OMİSSİN
NE İSE
E YIILD
DA 95
5 MİL
LYAR
R
EURO
O KAZA
ANÇ
Ç SAĞL
LAMA
ASI BEK
KLE
ENİİYO
OR.
yatırım alanını oluşturacak. Bu girişim ekonomik bir adım olmasının yanında, küresel değerleri yeniden belirleyecek bir jeostratejik hamle.
AB ile ABD arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı müzakerelerinin ilk turu temmuz ayında tamamladı.
İkili arasındaki ekonomik ilişkiler toplam dünya mal ticaretinin
%30’unu ve dünya hizmet ticaretinin ise %40’ını oluşturuyor.
TTIP ile tarifelerin indirilmesi, pazara erişimin artırılması, tarife dışı engellerin kaldırılması, sağlık ve bitki sağlığı önlemlerine yönelik düzenlemelerdeki farklılıkların giderilmesi
ve teknik engellerin kaldırılması hedefleniyor. Bunun yanında
fikri mülkiyet hakları ve çevre gibi ticaretle ilgili konularda da
işbirliği içinde olunması bekleniyor. Söz konusu tedbirler, ticaret
ilişkilerini canlandırmayı ve aynı zamanda
iki taraf için de daha iyi iş ve yatırım çevresi oluşturmayı amaçlarken, bu anlaşmanın aynı zamanda gelecekte yürütülen çok
taraflı müzakereler için de önemli bir referans olması öngörülüyor.
AB’nin 2012 yılında ABD’ye 291,7 milyar euroluk mal ihracatı toplam AB ihracatının %17,3’ünü oluştururken, AB’nin
2012 yılında ABD’den yaptığı 205,8 milyar
euroluk mal ithalatı toplam AB ithalatının
%11,5’ine denk geliyor. Bu ticarette AB,
2012 yılında 85,9 milyar euro değerinde ticaret fazlasına sahip oluyor.
AB ve ABD yatırımları Transatlantik
ilişkilerinin gelişmesinde önemli bir itici güç. ABD, %28 ile (ki bu 119,5 milyar
euroluk bir tutara denk geliyor) AB’de en
büyük yurt dışı doğrudan yabancı yatırım
stokuna sahip. ABD aynı zamanda AB’de en
önemli yurt içi doğrudan yabancı yatırım
stoklarına sahip ülke konumunda. ABD’nin
yurda gelen doğrudan yabancı yatırımdaki %41’lik payı 120,1 milyar euro tutarına
ulaşıyor. Tamamlandığı takdirde en kapsamlı ve en büyük ikili ticaret anlaşması
olacak olan Transatlantik Anlaşması, AB ve
ABD’de ekonomik büyümenin artırılması
nıve istihdam yaratılmasını önemli oranda
destekleyecektir.
Ekonomi Politikaları Araştırma Merkezi (CEPS) tarafından Transatlantik Anlaşması’nın olası etkileri üzerine yapılan bir
araştırmaya göre, AB ekonomisine yılda
119 milyar euro, ABD ekonomisine ise yılda
95 milyar euro kazanç sağlaması bekleniyor. Bununla birlikte AB’nin ABD’ye yaptığı
ihracatın %28 oranında artması ve ürün ve
hizmet ihracatlarında da 187 milyar euroluk kazanç sağlanması öngörülüyor. Anlaşma tamamen uygulamaya konulduğunda,
aynı zamanda Avrupa ekonomisinin yıllık
gelirinin %0,5 artması bekleniyor. Tarafların ikili ticaret ilişkileri ve diğer üçüncü
ülkelerle ticaret ilişkilerindeki artış neticesinde, AB ihracatının toplam %6, ABD
ihracatının ise toplam %8’lik bir artış kaydetmesi bekleniyor. ABD ve AB’nin güçlü
bir irade ortaya koyduğu TTIP müzakere
sürecinin 2015’te sonuçlandırılması hedefleniyor.
DİNLEME SKANDALI…
Geçtiğimiz aylarda CIA’nin eski ajanı
Edward Snowden’ın Amerikan Milli Güvenlik Ajansı’nın (NSA) Prism programı çerçevesinde AB’nin tüm iletişim ağı üzerinde
dinleme faaliyetinde bulunduğunun ortaya
EKONOMİK FORUM
65i
AVRUPA BİRLİĞİ
çıkması ilişkileri gerdi. ABD’nin Avrupa’da
casusluk yaptığı iddiaları Atlantik’in iki
kıyısında yer alan müttefiklerin ilişkilerini
gölgelemeyi sürdürürken, AB Amerika’nın
dost ülkelerde casusluk yapmasını kabul
edilemez olduğunu belirtti. ABD’nin söz
konusu casusluk faaliyetlerini terör saldırılarını engellemek için değil de, iktisadi
çıkarlar doğrultusunda yaptığının ortaya
çıkmasının ilişkileri daha da gerdiği gözleniyor. NSA’nın AB ülkelerinde casusluk
yapması ve özellikle Snowden’ın belirttiğine göre bunu en çok AB’nin uluslararası
ticareti ve iktisadi istikrarı üzerinde yapmış
olması konuyu daha da önemli hale getirdi.
TTIP müzakerelerinin başladığı ve stratejik
olarak büyük öneme sahip olan bu anlaşmanın sürdüğü ortamda AB kendisini Amerika’nın dijital sınırları dışında görüyor ve
arkadan vurulmuş gibi hissediyor.
Atlantik’in iki yakasında da çoğunluk
karşılıklı olumlu görüşlere sahip olmaya
devam ederken, dünyada güçlü ABD ve AB
liderliğinin arzu edildiği ifade ediliyor. Her
üç Avrupalı ve Amerikalının ikisi, iki tarafın uluslararası sorunlarda işbirliği yapacak
ölçüde ortak değerlere ve çıkarlara sahip olduğuna inanıyor.9
TERÖRE KARŞI İŞBİRLİĞİ
AB ve ABD 28 Haziran 2010 tarihinde
uluslararası terörle mücadele kapsamında, ABD’nin Terörizm Finansmanı Takip
Programı’nın (Terrorist Financing Tracking
Programme /TFTP) AB vatandaşlarının Belçika merkezli Uluslararası Bankalararası Finansal Telekomünikasyon Kurumu SWIFT
(Society for Worldwide Interbank Financial
Telecommunication) tarafından muhafaza
edilen banka bilgilerine erişimine izin veren
anlaşmayı imzaladı. 1 Ağustos 2010 tarihinde yürürlüğe giren anlaşmayla ABD, AB vatandaşlarının Avrupa bankalarındaki isim,
adres ve uluslararası havale detayları gibi
bilgilerine TFTP ile erişim sağlayabiliyor.
11 Eylül saldırıları, Mart 2004’te Madrid’de ve Temmuz 2005’te Londra’da yaşanan patlamalar sonucu harekete geçen AB,
terörle mücadele kapasitesini güçlendirmek
ve koordine etmek için çaba gösterdi. AB bu
alana olan ilgisini artırırken, ABD ile AB ülkeleri arasındaki ikili istihbarat paylaşımı
ve güvenlik alanlarındaki işbirliği terörist
eylemlere sekte vurdu ve bunlara karışanları cezalandırmakta önemli etkenler olarak yer aldı. Uzmanlara göre Avrupa halen
radikal İslamcı örgütlerin başlıca hedefi ve
aynı zamanda ABD’ye karşı saldırılar dü66
EKONOMİK FORUM
zenlemek isteyen yapılanmalar için muhtemel üs konumunda
bulunuyor.
Amerikalı ve Avrupalı yetkililer ülke güvenliği ve terörle mücadele konularında düzenli bir diyalog sürdürüyor. Son yıllarda
ABD ve AB polisi ile yargı kurumları çeşitli bilgi paylaşımı düzenlemeleri içeren işbirlikçi ilişkiler kurdu. 2010 yılında, suçluların
ülkelerine iadesi ve karşılıklı yasal yardım konularında yeni ABABD anlaşmaları yürürlüğe girdi. ABD ve AB aynı zamanda, havacılık, ulaşım ve sınır güvenliğini geliştirmeye yönelik çabaların
bir parçası olarak konteyner güvenliği ve hava yolu yolcu verisi
üzerine anlaşmalar yaptılar. 10
Geçtiğimiz 10 yılda, ABD ve AB terör örgütü olarak kabul
ettikleri yapılanmaların listesini büyük ölçüde belirledi. Yine
de, özellikle Hizbullah konusundaki görüş ayrılıkları uzun süre
AVRUPA BİRLİĞİ
UZMA
ANLARA GÖ
ÖRE
AVRU
UPA HA
ALE
EN
RADİİKA
AL İSSLA
AMCII
ÖRGÜT
TLE
ERİN
N BAŞL
LIC
CA
HEDE
EFİİ VE AYNII
ZAMAN
NDA ABD’YE
E
KARŞ
ŞI SALD
DIR
RILAR
R
DÜZE
ENL
LEMEK İST
TEY
YEN
YAPIILA
ANMALAR
R
İÇİİN MUH
HTE
EMEL
L
ÜS KON
NUMU
UNDA
A
BULU
UNU
UYOR
R.
şekilde istikrarsızlaştırma ya da parçalama
amacı taşıyan organizasyonlar, terör örgütü listesine alınıyor. Aynı zamanda AB terör
örgütü listesine alınan grup ve şahısların
AB’deki mal varlıkları donduruluyor, bunlara mali yardımda bulunmak yasaklanıyor.
Ayrıca emniyet güçleri ve adli kurumlar bu
grup ve şahıslar hakkında daha sıkı tedbirler uyguluyor. Alınan bu karar Atlantik’in
diğer yakasındaki ABD’yi memnun ederken
bu konuda uzun zamandır yaşanan sıkıntının giderilmesini sağladı.
Anlaşmazlıklara rağmen AB ve ABD
hâlâ birbirleri için vazgeçilmez önemlerini koruyor. Teröre karşı işbirliği, TTIP gibi
yeni girişimler iki tarafı giderek daha fazla
birbirlerine bağlarken, yükselen yeni güçler
karşısında da güçlerini birleştirmek ihtiyacını daha fazla hissediyorlar.
Kaynakça
devam etti. Hizbullah, İngiltere ve Hollanda’nın terör örgütü
listesinde yer alırken, diğer üye ülkeler Hizbullah’ın askeri kanadından ayrı olarak siyasi ve toplumsal boyutlarının da bulunduğunu savunuyorlardı. Kongre üyeleri ve ABD yönetimi uzun
süre AB’ye Hizbullah’ı terör örgütleri listesine eklemesi yönünde
baskı yaptı. Temmuz 2012’de Bulgaristan’da İsrailli turistlere
yönelik yapılan saldırının ardından Şubat 2013’te Bulgar yetkililer saldırılarla ilgili resmi soruşturmalarını tamamladıklarını ve
Hizbullah’ın saldırılardan sorumlu olduğunu açıkladı. Yaşanan
gelişmeler ve süren tartışmalar sonucunda saldırıdan yaklaşık
bir yıl sonra Temmuz 2013’te AB, Hizbullah’ın askerî kanadının
AB terör örgütleri listesine alınmasına karar verdi. Bilindiği gibi
AB kriterlerine göre, rehin alma veya adam öldürme gibi ağır suç
işleyen, halkı sindirme ve bir ülkenin temel yapılarını ciddi bir
1 Deren E.Mix, The United States and Europe: Current
Issues, Congressional Research Service, 20 Mart 2013.
2 Türk- Amerikan İlişkilerine Bakış: Ana Temalar ve Güncel
Gelişmeler, TÜSİAD ABD Temsilciliği Değerlendirme
Raporu-Temmuz 2002.
3 http://eeas.europa.eu/us/ Erişim tarihi: 1 Kasım 2013.
4 http://trends.gmfus.org/files/2012/09/TT2012KFR_
Turkish.pdf
5 Galym Zhussipbek, Avrupa Güvenlik ve Savunma
Politikası’nın Tanımı ve Düşünsel Arka Planı, Uluslararası
Hukuk ve Politika, Cilt 5 Sayı 19.
6 http://www.usak.org.tr/dosyalar/dergi/zhussipbekmakale.
pdf
7 Galym Zhussipbek, Avrupa Güvenlik ve Savunma
Politikası’nın Tanımı ve Düşünsel Arka Planı, Uluslararası
Hukuk ve Politika Cilt 5 Sayı 19.
8 http://trends.gmfus.org/files/2012/09/TT2012KFR_
Turkish.pdf
9 http://trends.gmfus.org/files/2012/09/TT2012KFR_
Turkish.pdf
10 Deren E.Mix, The United States and Europe: Current
Issues, Congresional Research Service.
EKONOMİK FORUM
67i
HABER
TOBB Başkanı M. Rifat
Hisarcıklıoğlu, ABD iş
çevrelerinde Türkiye’nin
daha fazla konuşulmasını
ve iktisadi ilişkilere
derinlik kazandırmayı
amaçladıklarını belirterek,
“Gelişecek işbirliğiyle
Türkiye-ABD ekonomik
ilişkilerinin gelişimi
iki ülkeye çok şey
kazandıracak. Türkiye’nin
iktisadi dönüşümü bundan
yararlanacak, 2023 vizyonu
daha anlamlı olacak” dedi.
ABD TİCARET ODASI HEYETİ
TOBB’U ZİYARET ETTİ
T
ürkiye-ABD ilişkilerinin iktisadi
yönüne katkı sağlamak amacıyla,
TOBB ile ABD Ticaret Odası arasında 14 Aralık 2012 tarihinde
imzalanan işbirliği protokolü kapsamında Türkiye’yi ziyarete gelen ABD Ticaret
Odası Başkan Yardımcısı Myran Brilliant
başkanlığındaki heyet, TOBB Başkanı M.
Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen akşam yemeğine katıldı. Yemekte
bir konuşma yapan Hisarcıklıoğlu, “Türkiye-ABD ekonomik ilişkilerinin gelişimi iki
ülkeye çok şey kazandıracak. Türkiye’nin
iktisadi dönüşümü bundan yararlanacak,
2023 vizyonu daha anlamlı olacak” dedi.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu Türkiye’nin iktisadi dönüşüm sürecinde bugüne
kadar, Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinden
yararlandığını dile getirerek, “Dış ticaretini
68
EKONOMİK FORUM
k ABD Ticaret
Odası Başkan
Yardımcısı Myran
Brilliant, ABD
Ankara Büyükelçisi
Francis Ricciardone
ve TOBB Başkanı M.
Rifat Hisarcıklıoğlu.
daha çok AB ile yaptı. Türkiye’deki doğrudan yabancı yatırımlar
ağırlıklı olarak AB ülkelerinden geldi. Şimdi, Türkiye’nin AB’yle
yakaladığı seviyedeki iktisadi ilişkiyi ABD’yle yakalamayı arzu
ediyoruz. TOBB ve ABD Ticaret Odası işbirliğini, bu vizyonu
destekleyecek çok önemli bir girişim olarak görüyoruz” ifadesini
kullandı.
Türkiye-ABD ekonomik ilişkilerinin geçmişine ilişkin bilgi ve-
m TOBB Başkanı M. Rifat
Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin
yurt dışına yaptığı doğrudan
yatırımların %78’inin AB ve
ABD’ye gittiğini belirtti.
l TOBB Başkanı
M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve
ABD Ticaret Odası Başkan
Yardımcısı Myran Brilliant.
ren Hisarcıklıoğlu, Türkiye ekonomisinin gelişim süreciyle ilgili
olaraksa Winston Churchill’in 1942’de, Mısır’da Alman ordularına karşı elde edilen El Alameyn zaferi üzerine yaptığı konuşmayı anımsatarak, “Churchill ne diyordu? Bu zafer, bir son değildir.
Hatta sonun başlangıcı bile değildir, ama başlangıcın sonudur.
Türkiye’nin dönüşüm sürecinde yapılması gerekenler henüz tamamlanmadı ve tamamlama sürecinin son aşamasına başlıyor da
değiliz. Olsa olsa, Türkiye’nin iktisadi, sosyal ve siyasi dönüşüm
sürecinde, başlangıcın sonuna gelmiş sayılabiliriz” dedi.
G20 SÜRECİNİN ÖNEMİ
Türkiye ile ABD arasında iktisadi işbirliği imkânlarının eskiden son derece sınırlı olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugün imkânlar setimiz genişledi.
Ama rakamlar hâlâ tam iyileşmedi. Bu bir
araya geliş, Türkiye ve TOBB için çok özel.
Çünkü yıllardır TOBB ve ABD Ticaret Odası
olarak birlikte çalışmak istedik. Karşılıklı
iktisadi ilişkilerin geliştirilmesi için rol ve
sorumluluk almak istedik. Bizleri bugüne
getiren süreçte, Türkiye ile ABD ilişkilerinin sorumluluğunu, sadece diplomatların
ve siyasilerin omzuna yüklemenin doğru
olmayacağını vurguladık. İlişkilerimizin
siyasi ve askeri boyutunu, iktisadi ilişkilerle tamamlamak ve daha da güçlendirmek
istedik. Şimdi artık ABD ekonomisinin çeEKONOMİK FORUM
69i
HABER
k TOBB Başkanı M.
Rifat Hisarcıklıoğlu,
ABD Ticaret Odası
Başkan Yardımcısı
Myran Brilliant’a
günün anısına bir
plaket verdi.
şitliliğini daha bir farkındayız. Her eyaletin
bir karşılaştırmalı üstünlüğü olduğunu biliyoruz. Dünyada ne üretiliyorsa, hepsi de
Amerika’da üretilebiliyor. ABD Ticaret Odası’nın kendi yapısıyla bize bu alanda rehberlik edebileceğini de biliyoruz. Nitekim çalışmaya da başladık. Üzerinde çalıştığımız
konular arasında Türkiye-ABD ilişkilerinin
iktisadi boyutunu kapsayan karşılıklı ticaret, karşılıklı yatırım, turizm, girişimcilik,
know-how transferi ve üçüncü ülkelerde
işbirliği gibi çok geniş bir yelpaze var.
Gelişecek ve derinleşecek işbirliğiyle
Türkiye-ABD ekonomik ilişkilerinin gelişimi iki ülkeye çok şey kazandıracak. Türkiye’nin iktisadi dönüşümü bundan yararlanacak. Türkiye’nin 2023 vizyonu daha
anlamlı olacak. Türkiye bugüne kadar, iktisadi dönüşüm sürecinde, AB ile ilişkilerinden çok yararlandı. Dış ticaretini daha çok
AB ile yaptı. Türkiye’deki doğrudan yabancı
yatırımlar ağırlıklı olarak AB ülkelerinden
geldi.
Küresel ekonomideki gelişmeler, G20
sürecinin bundan böyle daha da önemli olduğunu göstermektedir. Küresel yönetişimde yeni bir işbirliği mekanizması
geliştirmek gerekiyor. Küresel sistemin
sağlıklı işleyişi açısından, küresel ekonomi
politikaları koordinasyonu daha sağlıklı bir
mutabakata bağlanmalıdır. Bu çerçevedeki
görüşlerimizi B20 platformunda gündeme
getiriyoruz.
Türkiye’nin yurt dışına yaptığı doğrudan yatırımların %78’i AB ve ABD’ye
gidiyor. Dolayısıyla, Türkiye ekonomisi,
AB ile ABD arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması’ndan doğrudan etkilenecektir. Bu nedenle,
Türkiye’nin bu süreçte yer almasına önem
veriyoruz.”
70
EKONOMİK FORUM
m TOBB Başkanı M.
Rifat Hisarcıklıoğlu,
ABD Ticaret Odası
Başkan Yardımcısı
Myran Brilliant
başkanlığında
Türkiye’ye gelen
ABD’li iş insanları
heyetini TOBB’da
ağırladı.
BRILLIANT: “TÜRKİYE-ABD DAHA SOMUT İŞBİRLİKLERİ
YAPMAYI DÜŞÜNMELİ”
ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Myran Brilliant yaptığı
konuşmada, iki ülke ilişkilerinin önemine değinerek, işbirliğini
artırmak istediklerini vurguladı. Türkiye’de iki günde dokuz bakanlık tarafından kabul edildiklerini ifade eden Brilliant, ekonomik işbirliğinin temeli ne kadar güçlü atılırsa diğer ilişkilerin de
o kadar güçlü olacağını ifade etti.
ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Myran Brilliant, Orta
Doğu’da şu anda çok derin belirsizlikler yaşandığına değindi.
Brilliant, “Bölgede her şey sallantıda. Sorunlar var. Arap Baharı
tam olarak gerçekleşmedi. İşte bu ortamda Türkiye ve ABD daha
somut işbirliği yapmayı düşünmeli” dedi.
Türkiye’nin Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya için önemli bir
ticari merkez olduğunu ifade eden Brilliant, ABD’nin bu bölgelerde Türkiye’yle birlikte daha fazla şansının olduğunu söyledi.
Brilliant, iki ülke ticaretinde çok önemli fırsatlar bulunduğuna
dikkat çekerek, çok farklı alanlarda işbirliğinin mümkün olduğunu belirtti.
SEKTÖR
TOBB TÜRKİYE
SEKTÖR MECLİSLERİNDEN
HABERLER
EKONOMİK FORUM
71i
SEKTÖR
İklimlendirme sektöründen
“Yerli üreticiyi koruyan
genelge uygulansın” çağrısı
T
OBB Türkiye İklimlendirme Meclisi, kamu
ihalelerinde yerli ürünlerin önünün açılmasına ilişkin düzenlemeyi masaya
yatırdı. Bu konuya ilişkin 6 Eylül
2011 tarih ve 28046 sayılı “Yerlii
Ürün Kullanılması” konulu Başbabakanlık Genelgesi bulunduğunu anımsatan sektör temsilcileri, düzenlemeye
emeye
göre teknik şartnamelerde Türkiye’de
üretilen ürünlerin engellenemeyeceğini
ancak uygulamada sıkıntılar yaşandığını
vurguladı.
Meclis üyeleri, ithal ürünler ya da belirli bir ülkenin malının teklif edilmesine
yönelik özel düzenlemeler yapılmasının
da önüne geçildiğini, buna rağmen söz
konusu genelgenin kamu ihalelerinde
halen dikkate alınmadığını ifade etti.
72
EKONOMİK FORUM
TOBB
Türkiye
İklimlendirme
Meclisi toplantısında,
sektör temsilcileri,
“Yerli üreticiyi
koruyan genelge
uygulansın”
çağrısında
bulundu.
Toplantıda, ihale süreçlerinde yerli ve yabancı istekliler arasında eşitliğin sağlanmasına yönelik olarak, ilgili kurumlar nezdinde
girişimde bulunulmasının faydalı olacağı dile
getirildi.
POYRAZ: “ULUSLARARASI
PO
STANDARTLARDA REKABET EDEBİLİR
STAN
DURUMDA OLMALIYIZ”
DURUM
Türkiye İklimlendirme Meclisi Başkanı Zeki
TOBB T
Poyraz, yerli üretime ilişkin sorunun yerel idarenin güvenini
kazanmadan aşılamayacağını belirterek “Alttaki ilgili memurun Türk malına inancını sağlayamazsak, vatanına milletine
sevgisini sağlayamazsak bunu aşma şansımız yok. Koreli diyor ki, ‘Kore’de Kore malından başka bir arabaya binilmez’. Bu
ruhu kazandırmamız gerekir. Tabii bizim de sanayici olarak
uluslararası standartlarda rekabet edebilir durumda olmamız
lazım. Hem kalite hem hizmet hem de anlayışta bir adım daha
önde olmalıyız” diye konuştu.
İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İS-
SEKTÖR
KİD) Başkanı Naci Şahin de, “Yerli üretime destek noktasında bir genelge çıkarıldı ve ihalelerde yerli ürünler lehine
%15’e kadar fiyat avantajı sağlayabilen
bir durum söz konusu. Ancak karşılaştığımız örnekler avantajlı olma durumunu bir tarafa bırakın, eşitlik noktasında
dahi zaaflar gösteriyor. Direkt olarak
herhangi bir standarda bağlanmadan,
herhangi bir referans tanımlanmadan
idare içindeki unsurlar bir tercih ortaya
koyabiliyorlar ve bu zaman zaman direkt adres göstermek şeklinde de yapılabiliyor. Bu sektörün önünde çok önemli
bir sıkıntı olarak duruyor. Yapılan girişimler de, genelde devletin bürokrasisi
içinde kayboluyor, yok oluyor. Bir de
idare, malzeme seçimini direkt olarak
onama yetkisini kendinde tutuyor. Malzemeden herhangi birini ya da sunulmasını istediği adresi gösterip seçime
yönelebiliyor. Ana ihalede olmamasına
rağmen, ihaleyi alan firmanın ürün kullanımında belli bir adresi işaret edebiliyor” açıklamasında bulundu.
İKLİMLENDİRME BİLİM DALI
ÖĞRENCİLERİ İÇİN AYRICALIKLI
İMKÂNLAR
Toplantıda söz alan Isıtma Soğutma
Klima Araştırma ve Eğitim Vakfı (İSKAV)
Başkanı Cafer Ünlü, Yıldız Teknik Üniversitesi İklimlendirme Bölümü’ndeki
öğrencilerin hepsinin son sınıfa geçtiğini, bu dalı seçenlere teşvik amaçlı olarak
tanınan burs, staj, yurt içi fabrika ve yurt
dışı fuar gezileri gibi imkânları anlattı.
2014 eğitim dönemi için Dekanlığa burs
koşullarının iletildiğini de ifade eden
Ünlü, en iyi not ortalamasını tutturan
öğrencinin bu yaz İngiltere’ye lisans eğitimine gönderileceğini söyledi.
TOBB Türkiye Otomotiv
Ticaret Meclisi, hurdaya
ayrılmış araçların
bertarafını görüştü
T
OBB Türkiye Otomotiv Ticaret Meclisi, Meclis Başkanı Yüksel Mermer başkanlığında İstanbul’da toplandı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkilileri, ömrünü tamamlamış araçların hurdaya ayrılarak bertaraf
edilmesi konusundaki hukuki düzenlemelerBakanlığın gelmiş olduğu aşama
le ilgili B
konusunda
bilgi verdi. Toplantıda
konus
ayrıca,
sanal ticaretin ikinci el araç
ayr
TOBB
sektöründe
yarattığı sıkıntılar ele
se
Türkiye
alındı.
a
Otomotiv Ticaret
İkinci el araç satışına metMeclisi toplantısında,
rekare, sermaye gibi kriterlerin
sanal ticaretin ikinci el
getirilmesi, ikinci el satıcılaaraç sektöründe yarattığı
rının bir belgeye tabi olması,
sıkıntıların detaylı
donanımsız insanların bu işi
yyapmasının önüne geçilmesi gibi
olarak araştırılmasına
kkonuların masaya yatırıldığı topkarar verildi.
lantıda,
pert olan arabaların tekrar
lan
satılması, kilometre değiştirilmesi
satılm
gibi işle
işlemleri yapan donanımsız satıcıların da bu kr
kriterlerle azaltılabileceği yönünde
öneriler getirildi.
Meclis üyeleri, ikinci el motorlu araç ticaretinde uzun süre
satılmayan araçlarda altı aylık veya birer yıllık süreler için araçların Motorlu Taşıtlar Vergisi’nden muaf olmalarını sağlayacak ve aylık olarak işleyecek bir uygulama getirilmesini istedi.
Böylece yılın son aylarında araç almak isteyen müşterilerin sadece bir ay için vergi ödememek amacıyla araç alım işlemlerini
bekletmelerinin önüne geçileceği ifade edildi.
Ayrıca Karadeniz Havzası’nda son zamanlarda Gürcistan’dan vekâlet yoluyla lüks araç giriş çıkışının yapıldığına dikkat çekilerek, bu araçların Türkiye’de internet üzerinde satışının yapıldığı dile getirildi. Meclis üyeleri bu konunun detaylı
olarak araştırılmasına karar verdi.
EKONOMİK FORUM
73i
SEKTÖR
Eğitim sisteminde
yeni model değerlendirildi
T
OBB Türkiye Eğitim Meclisi,
Meclis Başkan Yardımcıları Cem
Gülan ve Eyyüp Kılcı başkanlığında sektörü etkileyen güncel
konuları görüşmek üzere, kamu, özel
sektör ve sivil toplum kuruluşlarının
üst düzey temsilcilerinin de katılımıyla
TOBB’un ev sahipliğinde bir araya geldi.
Sektörün büyüklüğüne vurgu yapılan toplantıda, rekabetin seviyeli olması
gerektiğine dikkat çekildi. Meclis Başkan
Yardımcıları Gülan ve Kılcı, TOBB çatısı
altında birleşmenin sektör temsilcileri
için iyi bir fırsat olduğunu ve her sektörün
meclis çatısı altında eşit temsil edilebilmesi için gayret sarf edildiğini dile getirdi.
SINAV SİSTEMİ DEĞİŞİKLİKLERİ
Temel eğitimden ortaöğretime geçiş
sistemiyle ilgili değerlendirme yapılan
toplantıda,
toplantıd yeni modelin amacı, uygulanmapuan hesaplaması ele alındı. Sistemin
sı, pua
olumlu yönlerine de değinen Meclis
olum
TOBB
üyeleri,
her yıl öğrencinin önüne çıüy
Türkiye
kan
yeni
bir sınav sisteminin olumk
Eğitim Meclisi
suzluklara da yol açabileceği konutoplantısında, sektör
sunda görüş birliğine vardı.
temsilcileri yeni eğitim
Son dönemde gündemde sıkça
modelinin amacı,
yer alan dershanelerin kapatılması
uygulanması ve
konusunu da ele alan Meclis üyelepuan hesaplaması
ri, konunun henüz netleşmediğine
konuları üzerinde
dikkat
çekerek, konuyla ilgili gelişmed
durdu.
lerin
ler ülkenin ve sektörün lehine olmasını ttemenni ettiklerini belirtti.
Ortaöğretim
kurumlarına öğrenci yerOrt
leştirmede yaşanan sıkıntılara da değinen sektör temsilcileri tarafından, toplam kontenjanın 662
bin civarında olduğu, buna rağmen ek kayıtla ilgili bilgilerin
paylaşılmadığı, öğrencilerin 597 bini yerleştirilirken 64 bin
kişilik bir kontenjan açığı olduğu ifade edildi.
KİK ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı ele alındı
TOBB Türkiye Özel Güvenlik
Hizmetleri Sektör Meclisi, Kamu
İhale Kurumu Mevzuatı ve
uygulanmasıyla ilgili sorunları
görüşmek üzere TOBB Birlik
Merkezi’nde bir araya geldi.
“Hizmet Sektöründe
Faaliyet Gösteren Firmaların,
KİK ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Mevzuatı’ndan
Kaynaklanan Sorunları ve
Çözüm Önerileri” konulu
74
EKONOMİK FORUM
toplantı, TOBB Genel Sekreter
Yardımcısı Cengiz Özcan
başkanlığında, TOBB Türkiye
Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör
Meclisi başkan ve başkan
yardımcılarının ev sahipliğinde,
oda/borsa yetkilileri ile sektör
temsilcilerinin katılımıyla
TOBB’da gerçekleştirildi.
Toplantıda, sektörün,
Kamu İhale Kurumu Mevzuatı
ve uygulanmasıyla ilgili
yaşadığı sorunlar, katılımcılar
tarafından detaylı bir şekilde
ele alındı. Ayrıca, kamudan
katılan temsilciler tarafından
mevzuat ve uygulamalarla
ilgili detaylı bilgi verilerek,
sektör katılımcılarının soruları
yanıtlandı.
SEKTÖR
Savunma sanayi offset
uygulamalarının sivil sanayiye de
yönlendirilmesi isteniyor
T
durumlarda birçok ülOBB Türkiye Savunma Sanayi Meclisi toplantısınplantısın
iş payı almadığı
alm
sanayisine destek sağlayacağı
da, özel sektör ile kamu kesiminin üst düzey
kenin sa
temsilcileri bir araya geldi. Toplantıda, sekekifade edildi. Bu kapsamda savunTOBB
törün birçok öncelikli konusu ele alınama sanayindeki tedarik moTürkiye
delinin
mutlaka ulaştırma,
rak, savunma sanayi offset uygulamalarının sid
Savunma Sanayi
enerji, sağlık gibi diğer sekvil sanayiye yönlendirilmesi konusu tartışmaya
Meclisi toplantısında,
törlerde de kullanılmasının
açıldı.
sektörün öncelikli
gerektiği vurgulandı.
Toplantıda Meclis üyeleri, savunma sanayinin ihracat yapılan ülkeyle lojistik destek
konuları ve offset
KDV ALACAKLARI
yoluyla dışarıda bağımlılık yaratabilecek bir
uygulamalarının
KABARIYOR
sektör olduğuna dikkat çekerek, Savunma Sasivil sanayiye
nayii Müsteşarlığı’nın tedarik yönetiminin diToplantıda ayrıca KDV
yönlendirilmesi
ğer kamu alımlarına da yansıtılmasının ülke kaiadeleri
sürecinde yaşanan
ia
ele alındı.
zancına destek sağlayacağını savundu. Türkiye’nin
aksaklıklar
dile getirildi. Mecn
aksa
hazır olarak aldığı uçak, nükleer santral, tren gibi
lis Ba
Başkanı Yılmaz Küçükseyhan,
yurt dışı bağlantılı büyük alımlarından yerli katkıı ya da
KDV Kanunu’nun
13/f maddesi kapKan
samındaki
d ki yatırım istisnasının uygulamasında, savunma sanayi firmalarının
alımlarının tamamının KDV’siz yapılamaması ve KDV iade sürecinde yaşanan
sorunlar nedeniyle devreden KDV’nin
ciddi finansman yükü oluşturduğunu
dile getirdi. Küçükseyhan, bu sorunun
sektörün yurt dışı firmalarla rekabet
gücünü olumsuz etkilediğini anlattı.
Küçükseyhan, halen 4-5 savunma sanayi firmasının geçmiş yıllara ait önemli
miktarda KDV alacağı bulunduğuna
dikkat çekerek, bu KDV alacaklarının
şirket bilançolarında büyük şişkinlikler
yarattığını söyledi.
EKONOMİK FORUM
75i
SEKTÖR
Orman Ürünleri Meclisi, sektörün
sorunlarını görüştü
T
OBB Türkiye Orman Ürünleri
Meclisi, Meclis Başkanı Ahmet
Kahraman başkanlığında, kamu,
özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının üst düzey temsilcilerinin de
katılımıyla İstanbul’da toplandı. Toplantıya, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Orman
Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Zeki Temur da iştirak etti.
Orta Anadolu İhracatçılar Birliği’nden
Ar-Ge Şube Şefi Sevil Sakarya tarafından
ağaç mamulleri ve orman ürünleri sektörüne yönelik bir sunum yapıldı. Sakarya,
yaptığı sunumda, Türkiye’nin ihracat ve
ithalat rakamlarını ele alıp, ağaç mamulleri ve orman ürünleri sektöründe ihracattan ve ithalattan en fazla pay alan alt
grupları üyelerle paylaştı. Türkiye’nin
son 10 yılda istikrarlı bir ithalatı ol-
TOBB
Türkiye
Orman Ürünleri
Meclisi toplantısında,
Türkiye’deki
ormanlarda kalite
problemi olduğuna
dikkat çekilerek,
önlem alınması
istendi.
mamasına rağmen, ihracatta
tablonun daha farklı olduğuna
değinen Sakarya, 2003 yılından
2008 yılına kadarki dönemde sürekli
re artış gösteren ihracatın, yaşanan ekonomik krizle beraber düşüşe
geçtiğini
belirtti.
geçti
SEKTÖRÜN PAYDAŞLARI
SIKINTILARINI ELE ALDI
Sektörün tüm paydaşlarının bir araya geldiği toplantıda,
kerestecilerin, kontrplakçıların, yonga levhacıların, palet ve
orman dışı tali ürüncülerin sorunları tek tek ele alınıp, çözüm
önerileri geliştirildi. Üyelerce, sektörün en büyük sorunları
arasında ham madde, vergiler ve yüksek fiyatlar olduğu dile
getirilerek, Orman Genel Müdürlüğü’yle birlikte bu sorunların
üstesinden nasıl gelineceği tartışıldı.
Ayrıca Türkiye’deki ormanlarda kalite problemi olduğuna
değinen Meclis üyeleri tarafından orman teşkilatlarının amacının kâr elde etmekten ziyade, ormanları büyütmek ve sanayiyi geliştirmek olması gerektiğine vurgu yapıldı.
ORMAN KANUNU’NDA YENİ DÜZENLEME İSTEĞİ
Meclis toplantısına davet edilen Orman Genel Müdürlüğü
Genel Müdür Yardımcısı M. Zeki Temur, sektör temsilcilerinin tüm sıkıntılarını dinleyerek, kendi görüşlerini paylaştı.
Türkiye’de orman ürünleri kullanımının arttığını belirten Temur, sektörün sorunların bilincinde ve sektör paydaşlarının
yanında olduklarını belirtti. Temur, Orman Kanunu’nda bir
an evvel değişiklik yapılmasının önemine de dikkat çekti.
76
EKONOMİK FORUM
HABER
TOBB BAŞKANI M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU:
“Oda sistemi Ahiliğin
modern şeklidir”
K
ırşehir Ticaret ve Sanayi Odası’nı (KTSO) ziyaret
eden TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, oda sisteminin, Ahiliğin modern şekli olduğunu söyledi.
KTSO üyelerine seslenen Hisarcıklıoğlu, “Oda
sistemini bırakalım diyenlere, ‘900 yıllık geleneğimizden vaz mı
geçelim’ deyin. Bunu her fırsatta dile getirin” dedi.
Bugün odaya kayıt olma zorunluluğu olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, Ahilik sisteminde de Şed kuşanılması gerektiğinin
altını çizdi.
HİSARCIKLIOĞLU:
“Gençlerimizi
girişimci olmaya
yönlendirelim”
Mucur Ticaret ve
Sanayi Odası’nı (TSO)
ziyaret eden TOBB Başkanı
M. Rifat Hisarcıklıoğlu,
“Seçildiğiniz makam,
Mucur tüccar ve
sanayicisinin temsil
noktasıdır. Türkiye’nin en
demokratik kurumunun
çatısı altına seçilerek
geldiniz” dedi.
Kadın ve genç
girişimciliğin önemine
değinen Hisarcıklıoğlu,
Türkiye’de girişimcilerin
sadece %6’sının kadın
olduğunu anımsatarak,
“Kızlarımızı en azından
kendi işlerimizde öne
çıkarmaya çalışmalıyız.
Genç kızlarımıza rol
modelleri çıkarmamız
Yeni seçilen Oda yönetimine ve meclisine hayırlı olsun ziyaretinde bulunmak
üzere KTSO’ya geldiğini anımsatan TOBB
Başkanı Hisarcıklıoğlu, 152 odanın 5 yıldızlı hizmet vermeye başladığını anımsatarak, KTSO’nun da önümüzdeki dönemde 5 yıldızlı oda olması temennisinde
bulundu.
Kendi değerlerine sahip çıkmayan insanların başarılı olamayacağına dikkat
çeken Hisarcıklıoğlu, merhum halk ozanı
Neşet Ertaş’ın felsefesinin önemli olduğunu ve Neşet’te insanlığı gördüğünü söyledi.
lazım. Ayrıca gençleri
girişimciliğin içerisine
sokuyor olmamız lazım”
ifadesini kullandı.
Ortaklık kültürünün
önemine vurgu yapan
Hisarcıklıoğlu, “Ortaklık
yapmazsak, büyüyebilme
şansımız yok. Artık küçük
olsun benim olsun anlayışı
bitti. Kazanabilmek,
işimizi büyütebilmek için
gücümüzü birleştirmeliyiz”
dedi.
EKONOMİK FORUM
77i
HABER
n Türk-Fransız İş Konseyi Eş Başkanı
Jean Lemierre başkanlığında
MEDEF heyeti TOBB’u ziyaret etti.
TOBB YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI BUDAK:
“Fransa ile ticareti 50 milyar
dolara çıkarabiliriz”
Türkiye programı kapsamında TOBB’u ziyaret eden MEDEF heyetine ev sahipliği yapan
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, Türk-Fransız ilişkilerinin
Avrupa’nın en köklü ilişkilerinden olduğunu vurgulayarak, “Siyasal alandaki güçlü
ilişkileri, başta ekonomi olmak üzere her alanda geliştirmek istiyoruz” dedi.
F
ransız İşadamları Derneği (MEDEF) heyeti, Türkiye programı
kapsamında TOBB’u ziyaret
yaret etti.
TOBB Birlik Merkezi’nde
de ziyaret
kapsamında düzenlenen çalışma
ma yemeğinde konuk heyeti TOBB Yönetim
tim Kurulu Başkan Yardımcısı Çetin Osman
man Budak
ağırladı.
TOBB Yönetim Kurulu Başkan
şkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, Türkiye’nin
ürkiye’nin
bölgesinde istikrarlı, güçlü ve dengeleyici
engeleyici
bir ülke olduğuna dikkat çekerek,
rek, “152
milyar dolarlık ihracatıyla Türkiye
ye bu coğrafyanın en güçlü sanayisine sahiptir.
hiptir. Avrupa’da satılan her dört beyaz eşyadan
biri Türkiye’de üretilmektedir. Çin’den
sonra dünyanın en büyük müteahhitlik
ahhitlik
gücü bizim. Dünyanın en büyük
k altıncı
turizm destinasyonuna sahip Türkiye,
yılda 32 milyon turist ağırlamaktadır”
maktadır”
diye konuştu.
Türkiye ile Fransa arasındaki
ki ticaret
hacminin 15 milyar dolar seviyesinde
sinde ol78
EKONOMİK FORUM
n TOBB Yönetim
Kurulu Başkan
Yardımcısı Çetin
Osman Budak, TürkFransız İş Konseyi
Eş Başkanı Jean
Lemierre günün
anısına bir
plaket
takdim etti.
duğunu anımsatan Budak, bu rakamın 40-50 milyar dolarları
bulmasının mümkün olduğunu belirtti. Doğrudan yatırımların önemine dikkat çeken Budak, üçüncü ülkelerde işbirliği
yapmaya da hazır olduklarını anlattı.
Kazan-kazan anlayışıyla önlerindeki
fırsatları sağlam ortaklıklara dönüştürebileceklerini açıklayan
TOBB Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Budak, TOBB ve
muhatap kuruluşun ilişkileriNİ
kurumsal temeller üzerine oturt-
HABER
tuğunu ve Fransa Odalar Birliği’yle yakın
çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
TOBB olarak Türkiye’nin AB’ye üye olmasını her zaman desteklediklerinin altını çizen Budak şöyle konuştu:
“Fakat bazı çevrelerde AB ile ilişkilerimiz sanki dün başlamış gibi bir algı var.
Hâlbuki biz 1959’dan beri bu sürecin içerisindeyiz. 1996’da Gümrük Birliği’ne üye
olarak tam üyelik yolunda önemli bir adım
attık.”
Türk iş insanlarının en büyük sorunlarından birinin vize konusu olduğuna
değinen Budak, “Mallarımız Avrupa’da
serbestçe dolaşırken, onları üreten biz iş
insanları dolaşamıyoruz. Vize ve taşıma
kotaları sorunlarının bir an önce çözülmesini bekliyoruz” dedi.
TÜRK-FRANSIZ İŞ KONSEYİ
EŞ BAŞKANI LEMİERRE: “İKİLİ
ANLAŞMALAR BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR”
Türk-Fransız İş Konseyi Eş Başkanı
Jean Lemierre konuşmasına, TOBB’un
Birlik Merkezi’nin bulunduğu İkiz Kuleler’den çok etkilendiğini belirterek başladı. Lemierre “Bizim de böyle görkemli bir
binaya ihtiyacımız var” dedi.
İş insanları olarak her zaman diyalogdan yana olduklarını ifade eden Lemierre, büyüme konusunda da katma değeri
yüksek ürünlerin önemini anlattı. Kişilerin ve malların serbest dolaşımı ile AB
üyesi ülkelerin diğer ülkelerle olan ticaret
anlaşmalarının Türkiye’ye yansıması konusuna da değinen Türk-Fransız İş Konseyi Eş Başkanı Lemierre, MEDEF olarak
çözüm bulunmasından yana
bu konulara
kon
olduklarını açıkladı. Lemierre, ancak bu
oldukl
meselelerin siyasi bileşenleri bulunduğumesele
na da dikkat
çekti.
d
Çok pazarlı bir dünyada ikili anlaşmaönem taşıdığını belirten Leların büyük
b
mierre, ABD ve AB arasındaki görüşmemierre
de başarıyla sonuçlanmasını umut
lerin d
ettiğini söyledi.
ettiğin
Avrupa’da yaşanan ekonomik krize de
Avr
değinen Türk-Fransız İş Konseyi Eş Başdeğine
kanı Lemierre,
işlerin yavaş yavaş düzelL
meye başladığını dile getirdi. Avrupa’da
Türk şirketlerince de
olup bitenlerin
b
yakından takip edildiğini ifade eden Leyakınd
mierre, özellikle Euro bölgesine ilişkin somierre
rulara da yanıt vermek istediğini belirtti.
Toplantı, Türkiye Ekonomi PolitikaTop
Vakfı’nın (TEPAV) Türları Araştırma
A
kiye’ye ekonomisi hakkında sunumuyla
devam etti.
TOBB, BM ve bağlı
örgütleriyle yakın
işbirliği içinde
n BM Genel Sekreter
Yardımcısı Sigrid Kaag
TOBB’u ziyaret etti.
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çetin Osman
Budak, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı
Sigrid Kaag ile TOBB Birlik Merkezi’nde gerçekleşen çalışma
yemeğinde bir araya geldi. BM ve TOBB arasında uzun
yıllardır süregelen köklü işbirliğine atıfta bulunan Budak,
“TOBB olarak, BM ve bağlı örgütleriyle yakın işbirliği içinde
ortak projeler yürütüyoruz” dedi.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun UNICEF
Milli Komite Onur Üyesi olduğunu belirten Budak,
“Oda meclislerimizde kadınlarımız yer alıyor. İlerleyen
dönemlerde kendilerini başkan olarak da görmeyi
umuyoruz. UNICEF tarafından gerçekleştirilen ‘Haydi
Kızlar Okula’ kampanyasına Birlik olarak 500 bin lira maddi
katkıda bulunduk. Kadınlarımızın toplumdaki yerine önem
veriyoruz” ifadesini kullandı.
Eğitimin önemine vurgu yapan Budak, konuşmasını
şöyle sürdürdü:
“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İŞKUR ve Milli
Eğitim Bakanlığı işbirliğinde UMEM Beceri’10 Projesi’ni
hayata geçirdik. Lise mezunu işsiz gençlerimize mesleki
eğitim fırsatı vererek istihdam yarattık. BM ile başlattığımız
Sürdürülebilir İstihdam İçin Küresel İttifak Girişimi’ni
güçlendirmemiz lazım. TOBB olarak yeni projelerde işbirliği
içinde olmaktan mutluluk duyarız.”
KAAG: “TÜRKİYE’NİN KOMŞU ÜLKELERLE
ÇOK GENİŞ TİCARİ AĞI VAR”
BM olarak TOBB’un çalışmalarını yakından takip
ettiklerini, sosyal sorumluluk projelerini ve eğitim alanındaki
katkılarını takdirle karşıladıklarını dile getirdi. Zorluk
ve karmaşıklıkları çözme konusunda TOBB’u oldukça
başarılı gördüğünü ifade eden Kaag, “Stratejik fırsatları
yakalayıp işbirliği içinde çalışabiliriz. Gelişim, deneyimlerin
paylaşımıyla olur. Türkiye’den bu noktada birçok şey
öğrenebiliriz. Türkiye mesleki eğitim konusunda model bir
ülke. Gelişmiş ülkelerde bile BM Binyıl Kalkınma Hedefleri’ni
uygulama hususunda pek çok sorunla karşı karşıya kaldık.
Çünkü gündemleri istihdam ihtiyacına yönelik değildi.
Analitik beceri kazandırmıyordu” diye konuştu.
Türkiye’nin komşu ülkelerde çok geniş bir ticari
ağının olduğunu belirten Kaag, Türk özel sektörünün bu
etkinliğinin mesleki eğitimde de kullanılabileceğini söyledi.
EKONOMİK FORUM
79i
GÜNCEL
Gıda, Tarım
ve Hayvancılık
Bakanlığı, Kırsal
Kalkınma Yatırımlarının
Desteklenmesi Programı
kapsamında 300 bin lira ile 800
bin liraya kadar olan tarımsal
yatırımlara %50 hibe desteği
sağlıyor. Desteklemeye ilişkin
Tebliğ,14 Aralık 2013
tarihli Resmi Gazete’de
yayımlandı.
G
ıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal
üretim ve tarımsal sanayi entegrasyonunun sağlanması, alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması ve basınçlı
sulama sistemlerinin geliştirilmesi için
hazırlanan 9’uncu etap Kırsal Kalkınma
Yatırımlarının Desteklenmesi Programı
kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi Tebliği yayımlandı. Tebliğ ile tarımsal ürünlerin işlenmesi,
depolanması ve paketlenmesine yönelik
kurulacak tesislere 800 liraya kadar %50
hibe desteği sağlanıyor.
Desteklemeye ilişkin Tebliğ, 14 Aralık
2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.
80
EKONOMİK FORUM
a
Kırsal Kalkınma Yatırımların
K
HİBE
DESTEĞİ
Tebliğde belirtilen usul ve esaslara göre hazırlanan proje tekliflerinin, Tebliğin yayım tarihinden itibaren 45 gün içinde il
müdürlüklerine teslim edilmesi istendi.
Tebliğe göre, hibe desteği verilecek yatırım konuları şöyle:
◆ Tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik yeni tesislerin yapımı, mevcut faal olan veya
olmayan tesislerin kapasite artırımı ve teknoloji yenilenmesi,
kısmen yapılmış yatırımların tamamlanması.
◆ Alternatif enerji kaynakları kullanan yeni seraların yapımı.
◆ Tebliğ kapsamında bulunan konularla ilgili tarımsal faaliyetlere yönelik yapılmış veya yapılacak tesislerde kullanılmak
üzere, alternatif enerji kaynaklarından jeotermal, biyogaz, güneş ve rüzgâr enerjisi üretim tesislerinin yapımı.
◆ Koyun, keçi ve manda konularında sabit yatırım projeleri.
Bakanlığın yayımladığı tebliğ kapsamında, tarımsal ürünlerin üretimine yönelik bir hibe desteği yok. Tarımsal ürünlerin
işlenmesi kapsamında, başka bir yatırım tesisinde ilk işlemesi
yapılan mamul ürünün ikincil işlenmesine
ve paketlenmesine yönelik yatırım teklifleri hibe desteği kapsamında değerlendirilmiyor. Sadece sert kabuklu meyvelerde
ürünün ikincil işlenmesine ve paketlenmesine destek veriliyor.
Un ve karma yem konularında yeni yatırım tesisi başvuruları, kütlü pamuk konusunda teknoloji yenileme ve kapasite artırımı dışındaki başvurular kabul edilmeyecek.
Çay konusunda sadece yaş çay üretiminin yapıldığı illerdeki başvurular kabul
edilecek.
Tarımsal ürünlerin depolanmasına yönelik yeni tesis başvurularında sadece çelik silo ve soğuk hava deposu, hibe desteği
kapsamında değerlendiriliyor.
EKONOMİK FORUM
81i
GÜNCEL
HİBE DESTEĞİ İLE İLGİLİ KOŞULLAR
Yatırımcılar Tebliğ kapsamında ekonomik yatırım konularında ülke genelinde
sadece bir adet proje başvurusunda bulunabilecek. Kısmen yapılmış tesislerin tamamlanmasına yönelik başvuruların hibe desteği
kapsamında değerlendirilebilmesi için, mutlaka başvuruya konu olan yatırımın orijinal
amacıyla ayni ve yasal izinlerinin alınmış olması gerekiyor.
Yeni tesis ve tamamlama yatırımlarına
yönelik başvurularda yatırım yerinin başvuru sahibi adına olması ya da hazine, belediye, il özel idaresi, ticaret odası, sanayi odası,
ziraat odası, ticaret borsası, organize sanayi
bölgesi, tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgesi ve küçük ihtisas sanayi sitesinden
başvuru sahibi adına tahsis/irtifak tesis
edilmiş veya hazine, belediye, il özel idaresi,
ticaret odası, sanayi odası, ziraat odası, ticaret borsasından kiralanmış olması gerekiyor.
Kapasite artırımı ve teknoloji yenilenmesine
yönelik başvurularda ise yukarıda belirtilen
kiralamalar dışındaki kiralamalar da kabul
ediliyor.
Ülke genelinde 81 ile yönelik uygulanacak program kapsamında hibe desteği verilecek yatırım projelerinin 1 Aralık 2014 tarihine kadar tamamlanması şartı var. Bu tarihe
kadar tamamlanamayan projelerin, yatırımcıların talebi ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl
Müdürlüğü’nün uygun görmesi halinde kendi kaynaklarıyla sekiz ayı aşmamak üzere verilecek ek sürede tamamlanması gerekiyor.
HİBE DESTEĞİNDEN KİMLER
YARARLANABİLİR?
Ekonomik yatırımlar için yatırım konularını gerçekleştirmek üzere hazırlanacak
proje başvuruları gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılır.
Başvuru sahibi gerçek ve tüzel kişilerin
Bakanlık tarafından oluşturulan çiftçi kayıt
sistemine veya Bakanlık tarafından oluşturulmuş diğer kayıt sistemlerine son başvuru
tarihinden önce kayıtlı olması gerekiyor.
Ekonomik yatırımlara yönelik proje ko82
EKONOMİK FORUM
GÜNCEL
nularına başvurabilecek gerçek ve tüzel kişilerin idari ve mali açıdan kamudan bağımsız
olmaları gerekiyor.
Ekonomik yatırımlar için son başvuru
tarihinden önce kurulan kolektif şirket, limited şirket ve anonim şirket şeklinde kurulmuş olan şirketler ve bunların aralarında
oluşturdukları ortaklıklar, tarımsal amaçlı
kooperatif ve birlikler ile bunların üst birlikleri, ekonomik yatırım konularına tüzel
kişilik olarak başvurulabilir. Bu kuruluşlar,
kuruluş tüzüklerinde/ana sözleşmelerinde
belirtilen faaliyet alanları ile ilgili yatırım konularına başvurulabilir.
HİBEYE ESAS PROJE TOPLAM TUTARLARI
VE DESTEKLEME ORANI
Ekonomik yatırımlar için proje başvurularında hibeye esas proje tutarının, gerçek
kişi başvurularında 300 bin Türk lirasını, tüzel kişi başvuruları için ise 800 bin Türk lirasını geçmemesi gerekiyor. Hibeye esas proje
tutarının %50’sine hibe yoluyla destek verilecek. Diğer %50’si oranındaki tutarı başvuru
sahipleri kendi kaynaklarından temin etmekle yükümlü olacak. Proje bütçesi KDV (Katma
Değer Vergisi) hariç hazırlanacak.
Proje toplam tutarının; gerçek kişi başvuru tekliflerinde 300 bin lirayı, tüzel kişi
başvuruları için 800 bin lirayı aşması durumunda, artan kısma ait işlerin proje sahiplerince ayni katkı olarak finanse edilmesi
ve yatırım süresi içerisinde tamamlanması
gerekiyor. Bu durumun hibe başvurusuyla
beraber taahhüt edilmesi şartı bulunuyor.
EKONOMİK FORUM
83i
GÜNCEL
BM 2014’ü
“Aile Çiftliği
Yılı” ilan etti
BM, gıda güvenliği ve fakirlik konularına çözüm
olarak aile çiftliklerinin desteklenmesi gerektiğini
vurgulayarak, 2014’ü “Aile Çiftliği Yılı” ilan etti. BM
bunun kırsal bölgelerde, sağlık ve çevre korunması
konularında en etkili çözüm olacağını belirtiyor.
B
irleşmiş Milletler (BM) 2014 yılını “Uluslararası Aile Tarımı Yılı”
kısacası “Aile Çiftçiliği Yılı” ilan
etti. Bu demektir ki, dünya bir yıl
boyunca aile çiftçiliğinin önemini, sorunlarını konuşacak. Sürdürülebilir tarım için
aile çiftçiliği modelini ayakta tutmaya çalışacak. Avrupa Birliği (AB) çalışmalara çoktan başladı bile. Yakın zamanda Avrupa
Parlamentosu’nda onaylanan 2014-2020
bütçesinde, tarımsal destekleme politikasında aile çiftçiliğini öne çıkardı. Bu konuda özel destekler verileceğini ilan etti.
Avrupa Komisyonu Brüksel’de, Aile
Çiftçiliği: Avrupa’da ve Dünyada Daha Sürdürülebilir ve Krizlere Dirençli Bir Tarım
Yolunda Diyalog konulu bir konferans düzenledi.
Konferansta, BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Genel Müdürü Graziano da Silva,
AB Tarım ve Kırsal Kalkınma Komisyoneri
Dacian Cioloş, AB Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürü Jerzy Bogdan Plewa,
Avrupa Genç Çiftçiler Konseyi Başkanı
Matteo Bartolini, Uluslararası Yavaş Gıda
Hareketi (Slow Food) Başkanı Carlo Petrini’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda
panelist görüşlerini açıkladı.
Yaklaşık 80 ülkeden 300 temsilcinin
yer aldığı konferansa, Türkiye’den de Et ve
84
EKONOMİK FORUM
Süt Kurumu Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu ile Gıda Mühendisi Bekir Yıldız katıldı.
Konferans katılımcıları tarımda aile işletmelerinin çok
önemli olduğu ve mutlaka desteklenmesi, sürdürülebilir tarım
için bir model olarak yaşatılması gerektiği konusunda görüş
birliğine vardı. Ayrıca, aile işletmelerinin güçlenmesi için ürettikleri ürünlerin, yerel markaların pazara, tüketiciye ulaşması
konusunda da desteklenmesi gerektiği ifade edildi.
AİLE İŞLETMELERİ NEDEN ÖNEMLİ?
Yıllarca bize çok büyük, devasa işletmelerle tarım yaptığı
söylenen ABD’de bile tarımda, özellikle hayvancılıkta büyük
şirketlerin payı sadece %3-4 civarında. İşletmelerin %96-97’si
aile işletmesi. Amerika’nın tarımsal üretimde, ihracatta başarısı varsa bunu aile işletmelerine borçlu olduğu belirtiliyor.
GÜNCEL
AB’de de durum pek farklı değil. İşletmelerin %98’i aile
işletmesi. Birlik kapsamında 172 milyon hektar tarım arazisi
işleniyor. Tarımsal üretim yapan 12 milyon tarım işletmesinde
istihdam edilen iş gücünün %84’ü aile fertlerinden oluşuyor.
Avrupa ve ABD’de hayvancılıkta besicilik yapanlarla, yetiştiricilik yapanlar genel olarak birbirinden ayrılıyor. Yetiştiricilik
yapanlar, hayvanları besiciden buzağı olarak alıp belli bir kiloya
ulaştırdıktan sonra satıyor. Ama besicilik yapanlar hayvancılık
kültürünü kuşaklar boyunca yaşatan ailelerden oluşuyor.
Aile işletmeleri ve tarım için dünyanın hemen her yerinde
temel sorun, tarım nüfusunun yaşlanması. Avrupa’da tarımla
uğraşanların yaş ortalaması ortalama 50’nin üzerinde. Avrupa’nın en önemli iki tarım ülkesi Polonya ve Fransa’da da temel
sorunun tarımdaki yaşlı nüfus olduğu belirtiliyor. Genç kuşak
tarımdan kopuyor. BM’nin 2014’ü “Aile Çiftçiliği Yılı” ilan et-
mesi bu açıdan da büyük önem taşıyor.
Genç nüfusun tarımda kalması ve tarımsal
faaliyetin kuşaktan kuşağa aktarılması hedefleniyor.
Türkiye açısından bakıldığında özellikle 1980 yılından bu yana, yani 40 yılı aşkın
bir süredir aile işletmelerinin yok edilmesi
için sanki yoğun bir çaba harcanıyor. “İşletmeler çok küçük, araziler parçalı” denilerek, ölçek ekonomisine geçmek için
sürekli büyük işletme kurulması, tarımda
şirketleşmenin sağlanması için yoğun lobi
ve çalışmalar yapılıyor. Aile işletmeleri
tarıma, hayvancılığa küsmüş durumda.
Kırsaldan kentlere büyük göçler oluyor.
Dolayısıyla Türkiye, aile işletmeleriyle
değil, büyük işletmelerle övünen bir ülke
oldu. Büyük işletmeler de olsun. Fakat devlet olarak büyük
işletmeler üzerinden bir politika oluşturulur ve sadece işletme büyüklüğüyle övünülürse,
aile işletmeleri yok sayılırsa
kentler yaşanmaz hale gelir.
Hayvancılık da hayvanıyla, yemiyle, etiyle, kurbanıyla, samanıyla ithalata bağımlı hale
gelir. Son dört yılda kurulan o
büyük işletmelerin hemen tamamı zor durumda olduğunu
söylüyor. Çünkü hayvancılık
bilinmiyor. Urfa’daki hayvancılık işletmesi İstanbul’dan yönetilmeye kalkıldığında sonu
hüsranla bitiyor.
Aile işletmesindekiler hayvanıyla, toprağıyla bir
aidiyet duygusu yaşıyor. O kültürü nesilden nesile taşıyor. Bu
d
birikim, bu deneyim
b
hiçbir yerden öğrenileh
mez. Bazı kişiler “Dedem
den kalma yöntemlerle
de
tarım olmaz, hayvancılık
ta
olmaz” der. Oysa Avruol
pa, ABD ve gelişmiş ülpa
keler tarımda teknolojiyi,
kel
gelişmeyi dededen gelen o
gel
alışkanlıkların, birikimin
alış
üzerinden sürdürüyor. Baüze
şarıları da oradan geliyor.
Özetle, sürdürülebilir tarımın temel
taşı olan aile işletmeciliğinde Türkiye’nin
de aile işletmeciliğine dayalı kendi özgün
modelini kurması ve desteklemesi gerekiyor. Şirketleşmeyle sürdürülebilir tarım
yapmak çok zor.
EKONOMİK FORUM
85i
HABER
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu
Ahilik Özel Ödülü aldı
Ahi Evran Külliyesi’nde gerçekleşen törende Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’a Ahilik Onur Ödülü verildi. Başbakan Erdoğan, TOBB
Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nu Ahilik Özel Ödülü'nü almasından
Mahir Solak’ı da, "Yılın Ahisi" seçilmesinden dolayı tebrik etti.
Hisarcıklıoğlu yaptığı konuşmada, “Ahilik, sadece esnaf teşkilatının
değil, tacir ve sanayicilerin mesleki örgütlenmesinin de atasıdır” dedi.
A
hi Evran Külliyesi’nde gerçekleştirilen törene, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim
Kılıç, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, TBMM
Başkanvekili Sadık Yakut, TBMM İdare
Amiri Salim Uslu, AK Parti Genel Başkan
Yardımcıları Süleyman Soylu ve Salih Kapusuz, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ile Kırşehir
Valisi Özdemir Çakacak katıldı.
Törende konuşan TOBB Başkanı M.
Rifat Hisarcıklıoğlu, 26’ncı Ahilik Hafta-
8
86
6
EKONOMİK
EEK
KONOMİK
ON
ONO
NO
N
OMİK
MİİKK FOR
M
F
FO
FORUM
ORUM
M
n TOBB
Başkanı M. Rifat
Hisarcıklıoğlu’na
Ahilik Özel
Ödülü Başbakan
Recep Tayyip
Erdoğan
tarafından
verildi.
sı için Kırşehir’de olduklarını belirterek, Ahilik kültürünün
TOBB için yerinin ayrı olduğunu vurguladı. Hisarcıklıoğlu,
“Bugün gurur duyduğumuz oda/borsa camiamız, 900 yıllık
ahilik ve lonca geleneğinin günümüzde tezahür etmiş halidir.
Ahilik, sadece esnaf teşkilatının değil, tacir ve sanayicilerin
mesleki örgütlenmesinin de atasıdır. 900 yıl önce kethüdalar
neyse, şimdi de bizim oda başkanlarımız odur” diye konuştu.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, günümüzde yabancıların öğretmeye kalktığı iş ahlakı, meslek standartları, mesleki eğitim,
fikri mülkiyet hakları gibi kavramları 900 yıl önce öğretisiyle
ortaya koyan Ahilikle ve Ahi Evran başta olmak üzere tüm ahi
babalarıyla gurur duyduklarını ifade etti.
TOBB olarak, Ahi Evran Külliyesi’ne en büyük katkıyı veren
kurumlardan biri olmaktan gurur duyduklarını dile getiren Hisarcıklıoğlu, “Pirimiz Ahi Evran, ‘Hak ile sabır dileyip bize gelen bizdendir. İlim, akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir’
demiş. Biz de 76 milyon olarak bu çağrıya kulak vermeli, dün-
m TOBB
Başkanı M. Rifat
Hisarcıklıoğlu,
Kırşehir’de
düzenlenen
26’ncı Ahilik
Haftası
kutlamalarına
katıldı.
yanın ilk 10 ekonomisi arasına girecek, daha mutlu ve huzurlu
bir Türkiye için kenetlenmeliyiz” ifadesini kullandı.
BAŞBAKAN ERDOĞAN: “AHİLİĞİ İNKÂR ETMEK,
KİMLİĞİMİZİ İNKAR ETMEKTİR”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, “Ahi Esnafı Belgesi”
verilecek ustalarla, hafta kapsamında gerçekleştirilen resim,
kompozisyon, şiir ve öykü dallarında dereceye girenleri tebrik
etti. Başbakan Erdoğan, “Ahilik Özel Ödülü alan TOBB Başkanı
Hisarcıklıoğlu’nu, 'Yılın Ahisi' seçilen Mahir Solak’ı ayrıca tebrik ediyor, şahsıma tevdi edilen Ahilik Onur Ödülü’nden dolayı
şükranlarımı ifade ediyorum” diye konuştu.
Ahilik teşkilatıyla, geleneğiyle her zaman gurur duyduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, dünyada bu kadar köklü ve
yaygın etkisi olan bir teşkilata rastlamanın zor olduğunu dile
getirdi. Ahilik teşkilatının temellerinin 13’ncü yüzyılda merhum Ahi Evran tarafından atıldığını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi
“Bugünün dünyasının, özellikle de bugünün küresel ekono-
mik sisteminin, ahilerimizden alacağı, ahilerimizden öğreneceği inanın çok önemli
dersler var. Hırs ve tamahın dünyamızı kasıp kavurduğu şu günlerde dünyanın ahilerimizden kanaati öğrenmesi gerekiyor.
Haksız rekabetin, kıran kırana rekabetin,
insanı sadece tüketici olarak gören anlayışın ahilerden özellikle de ahilik kültüründen çok şey öğrenmesi gerekiyor.”
Başbakan Erdoğan, ahinin malının
çokluğuyla değil, kazancının bereketiyle
övündüğünün altını çizerek, “Ahiliği inkâr
etmek, kendimizi inkâr etmektir. Kimliğimiz, tarihimizi, ceddimizi, kendi öz
medeniyetimizi inkâr etmektir. İşte onun
için yüzyılların içinden süzülerek gelen
bu geleneği, bu kültürü, bu ruh ve mayayı
çok hassas şekilde muhafaza etmek, güçlendirmek ve gelecek nesillere aktarmak
zorundayız” ifadesini kullandı.
Ahiliğin Selçuklu ve Osmanlı’da olduğu
gibi, Cumhuriyetin de mayası olarak varlığını sürdürmesi gerektiğini vurgulayan
Başbakan Erdoğan, bu noktada esnafın
çok büyük sorumluluk taşıdığını dile getirdi. Hükümet olarak esnafı güçlendirecek
adımları sürekli attıklarını ve atmaya devam edeceklerini belirten Başbakan Erdoğan, “Esnafımızın da ruhuna sirayet etmiş
ahilik geleneğiyle, toplumsal yapımızı bir
arada tutmaya, Hacı Bektaş Veli’nin deyimiyle, Türkiye’yi bir olarak, iri olarak, diri
olarak, geleceğe taşımaya devam edeceğine inanıyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Konuşmaların ardından, Ahilik kültürünün yaşatılmasına katkılarından dolayı
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’na,
Ahilik özel ödülü ve fahri hemşehrilik beratı verildi. Daha sonra Hisarcıklıoğlu, Şed
kuşandı.
EKONOMİK FORUM
87i
ANALİZ
JOSEPH E. STIGLITZ
Akbabanın zaferi
Şirketler kullandıkları dava açma stratejisinde tüm talep
sahiplerine eşit davranılmasını sağlama amaçlı (pari passu
adı verilen) standart bir sözleşme maddesinden yararlandı.
New York’taki ABD Yargıtay İkinci Dairesi’nin, Arjantin’in borç
yapılandırılmasını kabul edenlere olan borcunun tamamını
ödemesi halinde, akbabalara olan borcunun da tamamını
ödemek zorunda olmasına karar vermesi akıl almaz bir şey…
A
Joseph E. Stiglitz,
Columbia Üniversitesi’nde
Profesör ve Nobel Ekonomi
Ödülü sahibidir. Son kitabı
The Price of Inequality How Today’s Divided
Society Endangers our
Future - Eşitsizliğin Bedeli:
Günümüzün Bölünmüş
Toplumu Geleceğimizi
Nasıl Tehdit Ediyor ismini
taşımaktadır.
88
EKONOMİK FORUM
BD temyiz mahkemesinden çıkan
son kararlardan biri küresel kamu
borcu piyasalarını altüst etme tehlikesi içeriyor. Hatta ABD’nin kamu
borcu verilebilecek iyi bir yer olduğu fikrinin
çürütülmesiyle bile sonuçlanabilir. En azından,
standart borç sözleşmeleri kapsamındaki bütün borç yapılandırmalarını uygulanamaz hale
getirir. Bu süreçte, modern kapitalizmin temel
prensiplerinden biri olan borçlular alacaklılara
ödeme yapamayınca yeni bir sayfa açılması ilkesi de altüst olur.
Sıkıntı, Arjantin’in kendi para biriminin değerini düşürmek ve borcunda temerrüde düşmek dışında bir seçeneğinin kalmadığı 12 yıl
önce başladı. Ülke, mevcut yönetimin elinde,
bugün Yunanistan’da ve Avrupa’nın başka yerlerinde görülen türden hızlı bir düşüş yaşıyordu.
İşsizlik artıyordu ve mali dengeleri yeniden kurmak yerine kemer sıkma politikası uygulanınca
ekonomik çöküş tek kelimeyle şiddetlendi.
Devalüasyon ve borç yapılandırması işe ya-
radı. Sonraki yıllarda, 2008’de küresel mali krizin patlamasına kadar, Arjantin’de yıllık GSMH
artışı %8 ya da daha fazla olup dünyanın en hızlı
oranlarından biriydi.
Eski alacaklılar bile bu esneklikten yararlandı. Arjantin oldukça yenilikçi bir adım atarak
eski borcu yeni borçla (1 dolar için yaklaşık 30
cent ya da daha azı karşılığında) ve GSMH’ya
endeksli tahville takas etti. Arjantin ne kadar
büyüdüyse, eski alacaklılarına da o kadar daha
fazla ödedi. Arjantin’in menfaatleriyle alacaklılarının menfaatleri de bu sebeple paraleldi. Her
ikisi de büyümek istiyordu. Bu durum ABD şirket borçlarında yapılan ve borcun hisselerle değiş tokuş edilerek eski tahvil sahiplerinin yeni
hissedarlar haline getirildiği “11. Bölüm” yeniden yapılanmasına denkti.
AKBABA FONLARI ARJANTİN’İN
SANCILARINDAN YARARLANDI
Borçların yeniden yapılandırılmasında çoğu
zaman farklı talep sahipleri arasında ihtilaflar
olur. Bu nedenle, yerel borç anlaşmazlıkları için
ülkelerde iflas yasaları ve mahkemeleri vardır.
Ama uluslararası borç ihtilaflarında hakemlik
yapacak böyle bir mekanizma yok.
Bir zamanlar, Meksika, Venezuela, Mısır ve
diğer bazı ülkelerin 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın
başlarında büyük bedeller ödeyerek öğrendiği gibi, bu tür sözleşmeler silahlı müdahaleyle
uygulanıyordu. Arjantin’deki krizden sonra,
Başkan George W. Bush hükümeti kamu borçlarının yeniden yapılandırılması için bir mekanizma kurmaya yönelik önerileri veto etti.
Bunun sonucunda, adil ve verimli yeniden yapılanmalara kalkışılamadı.
Yoksul ülkeler, ev sahibi ülkelerin güçlü
hükümetlerine sırtını dayamış olan çok uluslu
büyük borç verenlerle pazarlıkta genellikle oldukça dezavantajlı konumdadır. Çoğu zaman,
borçlu ülkeler ödemeyi yapabilmek için o kadar
sıkıştırılır ki, birkaç yıl sonra yine iflas ederler.
Ekonomistler, Arjantin’in GSMH’ye bağlı
tahvillerle desteklenmiş derin bir yeniden yapılanmayla bu kaderden kaçınma teşebbüsünü alkışladı. Ama en kötüsü milyarder Paul E.
Singer’ın elinde bulunan Elliott Management
koruma fonu olmak üzere, birkaç “akbaba”* Arjantin halkı üzerinden büyük kârlar elde etmek
için Arjantin’in sancılarından yararlandı. Eski
tahvilleri itibari değerlerinin çok altında bir
fiyata satın alarak, Arjantin’i 1 dolar için 100
cent ödemeye zorlamak amacıyla dava açtı.
Amerikalılar, finans şirketlerinin kendi
menfaatlerini nasıl ülke ve dünya menfaatlerinin önüne koyduğunu gördü. Akbaba fonlarıyla** hırs yeni bir seviyeye taşındı.
Şirketler kullandıkları dava açma stratejisinde tüm talep sahiplerine eşit davranılmasını
sağlama amaçlı (pari passu adı verilen) standart bir sözleşme maddesinden yararlandı. Bu
durumda New York’taki ABD Yargıtay İkinci
Dairesi’nin, Arjantin’in borç yapılandırılmasını kabul edenlere olan borcunun tamamını
ödemesi halinde, akbabalara olan borcunun
da tamamını ödemek zorunda olmasına karar
vermesi akıl almaz bir şey... Eğer bu ilke geçerli
olursa hiç kimse borç yapılanmasını kabul etmeyecektir. Asla yeni bir sayfa açılamayacak ve
bunu bir sürü nahoş sonuç izleyecektir.
ABD MAHKEMESİNİN EKONOMİK AÇIDAN
TEHLİKELİ KARARI
Borç krizlerinde, suçlanan taraf hep borçlular olur. Çok fazla borç almışlardır, ama alacaklılar da eşit derecede suçludur. Çünkü çok
fazla ve tedbirsizce borç vermişlerdir. Aslında
borç verenlerin risk yönetimi ve değerlendirmesi alanında uzman olmaları beklenir ve bu
anlamda, mesuliyet onların üzerinde olmalıdır.
Temerrüt riski veya borç yapılandırması alacaklıları borç verme kararlarında daha dikkatli
olmaya götürür.
Bu adli hatanın yankıları uzun bir süre hissedilebilir. Sonuçta, ABD mahkemeleri, mali
menfaatlerin kamu menfaatini gölgede bırakmasına izin verirse kendi vatandaşlarının uzun
vadeli menfaatlerini düşünen hangi gelişmekte
olan ülke ABD finans sistemi aracılığıyla tahvil
çıkarır?
Ülkeler gelecekteki borçlanma sözleşmelerine pari passu maddeler koymama ya da en
azından bunu yaparken amacı tam olarak açıklama konusunda uyarılmalıdır. Bu tür sözleşmelerde ayrıca akbaba fonlarının borç yapılanmasını engellemelerini imkânsız hale getiren
toplu eylem maddeleri olmalıdır. Yeterli sayıda
alacaklı bir yeniden yapılandırma planı üzerinde anlaşırsa (Arjantin’de, ülkedeki borcun
%90’ını elinde tutanlar bunu yaptı) diğerleri de
eşlik etmeye zorlanabilir.
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF), ABD
Adalet Bakanlığı’nın ve yoksullukla mücadele
eden sivil toplum örgütlerinin akbaba fonlarına karşı gelmede el ele vermiş olması açıklayıcıdır, ama onların iddialarına fazla önem verilmediğini gösteren mahkeme kararı da öyle.
Gelişmiş ülkelere kin besleyen gelişmekte
olan ülkelerde veya yükselen piyasa ülkelerinde yaşayanların elinde artık zengin ülkelerin,
özellikle de buralardaki finans sektörlerinin
menfaatlerine hizmet etmesi istenmiş bir küreselleşme markasından hoşnut olmamak için
bir neden daha var.
Küresel mali krizin ardından, Birleşmiş
Milletler’e bağlı Uluslararası Para ve Finans
Sistemi Reformu Uzman Komisyonu kamu
borcunu yeniden yapılandırmak için verimli ve
adil bir sistem tasarlamamızı istedi. ABD mahkemesinin taraflı ve ekonomik açıdan tehlikeli
kararı da şimdi neden böyle bir sisteme ihtiyaç
duyulduğunu açıklıyor.
Telif Hakkı: Project Syndicate, 2013.
www.project-syndicate.org
ABD
mahkemeleri,
mali
menfaatlerin
kamu menfaatini
gölgede
bırakmasına izin
verirse kendi
vatandaşlarının
uzun vadeli
menfaatlerini
düşünen hangi
gelişmekte
olan ülke, ABD
finans sistemi
aracılığıyla
tahvil çıkarır?
EDİTÖR NOTU:
* Akbaba: Batık borç senetlerini
ucuza alıp, zamanı geldiğinde tam
bedeli takibe alma ve dava açma
konusunda uzman finans şirketleri.
**Akbaba Fonu: Yeni finansal
yapı; bütünleşik dev bankalar ile
yatırım bankaları, “akbaba fonları”
denilen vurgun peşindeki kısa
vadeli oynak fonlar ve bankaların
yarattığı özel yatırım araçlarından
oluşan “gölge bankacılık sistemi”nin
tamamı.
EKONOMİK FORUM
89i
GÖRÜŞ
Prof. JEFFREY D. SACHS
Küresel kalkınmanın
galibiyet golleri
Uluslararası kalkınma hedeflerinin belirlenmesi, özellikle de
gezegenin en yoksul köşelerindeki insanların yaşamında
muazzam fark yarattı. Sahra Altı Afrika Milenyum Kalkınma
Hedefleri’nden büyük yarar sağladı. Sürdürülebilir Kalkınma
Hedefleri’ni tasarlarken bu başarıdan ders alabiliriz.
Jeffrey D. Sachs
Columbia Üniversitesi’nde
Sürdürülebilir Kalkınma
Profesörü, Sağlık Politikası
ve Yönetimi Profesörü
ve Dünya Enstitüsü
Direktörüdür. Ayrıca
Birleşmiş Milletler Genel
Sekreteri’ne Milenyum
Kalkınma Hedefleri
konusunda Özel
Danışmanlık yapmaktadır.
90
EKONOMİK FORUM
D
ünya hükümetleri Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 25
Eylül tarihli özel oturumunda bir
araya gelerek Milenyum Kalkınma
Hedefleri’nde (MKH) daha hızlı ilerleme kaydetmenin yollarını tartıştı ve ayrıca yeni birtakım
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) için
zaman çizelgesi belirledi. 2000 yılında kabul edilen MKH 2015 yılında sonuçlanıyor. Ardından,
büyük olasılıkla 2015-2030 dönemi için, SKH’ler
gelecek.
MKH’nin odak noktası aşırı yoksulluğun,
açlığın ve önlenebilir hastalıkların sona erdirilmesidir. Bunlar BM tarihinin en önemli küresel
kalkınma hedefleri oldu. SKH aşırı yoksullukla
mücadeleye devam edecek, ama buna daha adil
ekonomik büyümenin ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması gibi güçlükler ve özellikle de
insan kaynaklı iklim değişikliği tehlikelerinin
kontrol altına alınması şeklindeki temel amaç da
eklenecek.
Uluslararası kalkınma hedeflerinin belirlenmesi, özellikle de gezegenin en yoksul köşelerindeki insanların yaşamında muazzam fark yarattı. Sahra Altı Afrika, MKH’lerden büyük yarar
sağladı. SKH’yi tasarlarken bu başarıdan ders
alabiliriz.
MKH’DEN 10 YIL ÖNCE 10 YIL SONRA
MKH’nin Sahra Altı Afrika açısından önemini görmek için, bu hedefler uygulanmadan
önceki 10 yıllık dönemle uygulandıktan sonraki
10 yıllık dönemi karşılaştırmak yeterli. MKH’den
önceki 10 yılda, bölgedeki ekonomik büyüme yavaştı, yoksulluk oranı yüksekti ve yükseliyordu,
HIV/AIDS ve sıtma dâhil ağırlığı giderek artan
bir hastalık yükü vardı.
MKH’nin kabul edilmesiyle beraber Afrika
hükümetleri, sivil toplum kuruluşları, BM temsilcileri, uluslararası bağışçılar, vakıflar ve aktivistler dikkatlerini yoksulluk, açlık ve hastalıkla
mücadelenin aciliyetine odakladı. MKH’ler ayrı-
ca Afrika’daki en yoksul ülkelerden çoğunun karşı karşıya olduğu felç edici borç yüküne de ışık
tutarak Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya
Bankası önderliğinde bir borç silme sürecinin
önünü açtı.
2000 ile 2010 arasında, Sahra Altı Afrika’nın
yoksulluk oranı (günde 1.25 dolardan az gelirle
geçinenlerin oranı olarak ifade edilir) 1990-1999
döneminde %56,5’ten %58’e yükselmesinin ardından %48,5’e düşerken, 1990 ile 2000 arası
ortalama %2,3 olan genel yıllık ekonomik büyüme oranı 2000-2010 döneminde iki kattan fazla
artarak %5,7 oldu.
Hastalıkların kontrolünde de önemli iyileşmeler oldu. Her yıl sıtmadan ölenlerin sayısı
1990’dan zirve yaptığı yıl olan 2004’e kadar kabaca 800 binden 1.6 milyona çıktı. Bu noktadan
sonra, MKH’den ilham alınarak herkese sıtma
önleyici cibinlik dağıtılmasıyla beraber sıtmadan
ölümler azalmaya başladı. 2010 yılında yaklaşık
1.1 milyona ve bugün belki de daha düşük seviyelere indi.
Benzer şekilde, 2000 yılında, yoksul Afrikalıların AIDS için virüs önleyici tedavi görmesine
yardımcı olacak, bağışçıların desteklediği resmi
programlar hâlâ yoktu. MKH’nin gündem belirleme gücü sayesinde, AIDS ile mücadele için bağışçı
programları uygulanmaya başlandı ve bugün 6
milyondan fazla Afrikalı, resmi bağışçı programlarıyla desteklenen virüs önleyici tedavi görüyor.
2001 yılından bu yana (2006’ya kadar Kofi
Annan ve 2007’den bu yana Ban Ki-moon olmak üzere) BM Genel Sekreteri’nin MKH ile
ilgili Özel Danışmanı olarak, birçok Afrika hükümetinin bu hedefleri nasıl ciddiye aldığını
ve bunları kullanarak öncelikler belirlediğini,
paydaşları harekete geçirdiğini, halkın bilincini
ve motivasyonunu yükselttiğini, bakanlara sorumluluk verdiğini gördüm. Zaman içinde, BM
ve yüksek gelirli ülkelerdeki bağışçı temsilcileri
de Afrika’daki kendi çalışmalarını düzenlemek
için MKH giderek daha çok kullanmaya başladı.
MKH, 2000 yılından bu yana meydana gelen iyileşmelerin temelinde yatan tek faktör olmasa da,
önemli rol oynadı.
SKH’NİN HEDEFLERİ NELER OLMALI?
Elbette MKH’de belirlenen hedeflere ulaşma
yolunda hızlı ilerleme kaydetmek için daha yapılacak çok iş var. En önemlisi, yeterli mali kaynak
bulunursa sağlık alanında önemli kazançlar elde
edilebilir. Bağışçı ülkeler bu yılın sonlarına doğru AIDS, TB (tüberküloz) ve Sıtmayla Küresel
Mücadele Fonu’na bolca ikmal desteği vererek,
bu hayati kurumun başarılarının devamını sağlamalı.
Bunun için ilk önce, BM üyesi devletler sıradaki küresel kalkınma hedeflerine yöneldiklerinde MKH’den ders almalıdır. Öncelikle SKH
listesinin nispeten kısa olması (en fazla 10 tane)
hatırlamayı kolaylaştırır ve bu da halkı seferber
etmeye yardımcı olur.
İkincisi, zengin ya da yoksul bütün hükümetler, SKH’ye uygulayıcı olarak ulaşmakla yükümlü
olmalıdır. MKH, uygulayıcı olarak yoksul ülkeler,
bağışçı olarak da zengin ülkeler için geçerliydi.
SKH uygulayıcı olarak bütün ülkeler için ve ayrıca bağışçı olarak zengin ülkeler için geçerli olmalıdır. Aslında, söz konusu olan yeni SKH’lerin
özünü oluşturan iklim değişikliği gibi sorunlar
ise zengin ülkelerin önünde, yoksul ülkelere göre
yapacakları daha çok iş var.
Üçüncüsü, SKH, MKH temeline oturmalıdır.
MKH ile küresel aşırı yoksulluk yarıdan fazla
oranda azaltıldı. SKH de aşırı yoksulluğu sonsuza kadar ortadan kaldırmaya çalışmalıdır. Dünya
Bankası aşırı yoksulluğu 2030 yılına kadar sona
erdirme amacını kendi adına zaten üstlendi. BM
üyesi ülkeler de aynısını yapmalı.
Son olarak, SKH sürdürülebilir kalkınmanın
temel güçlükleri çevresinde uzmanları seferber
etmelidir. MKH ilk ortaya atıldığında, konuyla
ilgili uzmanlar kendi aralarında organize olarak,
bunlara nasıl ulaşılacağı hakkında tavsiyeler verdi. BM Milenyum Projesi’nde yaklaşık 250 küresel uzmanın kalkınma konulu hayati meseleler
hakkındaki önerileri bir araya getirildi. Tamamı
SKH’de görülebilecek olan düşük karbonlu enerji, sürdürülebilir tarım, esnek şehirler ve evrensel
sağlık kapsamı gibi meseleler üzerinde de uzmanların tavsiyelerinden ve problem çözümlerinden
oluşan aynı süreç acilen uygulanmalı.
50 yıl önce, ABD Başkanı John F. Kennedy
şöyle konuştu: “Hedefimizi daha yönetilebilir ve
daha ulaşılabilir göstererek daha net belirlersek,
herkesin onu görmesini, ona umut bağlamasını
ve ona doğru karşı konulmaz bir şekilde ilerlemesini sağlayabiliriz.” MKH, yoksullukla mücadelede bu görevin yerine getirilmesine yardım
etti. SKH de, sürdürülebilir kalkınmanın başarılması gibi karmaşık bir işte aynısını yapabilir.
BM Milenyum
Projesi’nde
yaklaşık 250
küresel uzmanın
kalkınma konulu
hayati meseleler
hakkındaki
önerileri bir
araya getirildi.
Tamamı
Sürdürülebilir
Kalkınma
Hedefleri’nde
görülebilecek
düşük karbonlu
enerji,
sürdürülebilir
tarım, esnek
şehirler ve
evrensel sağlık
kapsamı gibi
meseleler
üzerinde de
uzmanların
tavsiyelerinden
ve problem
çözümlerinden
oluşan aynı
süreç acilen
uygulanmalı.
Telif Hakkı: Project Syndicate, 2013.
www.project-syndicate.org
EKONOMİK FORUM
91i
TOBB ETÜ
Prof. Dr. Kakaç’a, “ASME
Şeref Üyeliği” payesi
verildi
TOBB ETÜ Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Sadık Kakaç, ASME’nin dünyada, sadece beş bilim insanı ve makine
mühendisine verdiği 2013 Yılı Şeref Üyeliği payesini ABD'de düzenlenen törenle aldı.
T
OBB ETÜ Mühendislik Fakültesi
Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadık Kakaç,
Amerikan Uluslararası Makine
Mühendisleri Birliği’nin (ASME) dünyada, sadece beş bilim insanı ve makine
mühendisine verdiği 2013 Yılı Şeref Üyeliği (ASME Honorary Member) payesini
ABD'nin Sen Diego kentinde düzenlenen
törenle aldı.
“Hocaların Hocası” unvanını taşıyan
Prof. Dr. Kakaç’a bu paye, ısı transferinin
önemli konularında yapmış olduğu ileri
92
EKONOMİK FORUM
bilimsel çalışmalar, ısı transferi ve ısı değiştirgeçleri üzerine
yazdığı kitapları, mühendisliğe yapmış olduğu sürekli bilimsel
katkılar ve uygulamaları nedeniyle verildi.
Şeref Üyeliği, ASME tarafından 1880 yılından bu yana yani
133 yıldır verilirken, Prof. Dr. Kakaç şeref üyeliğine Türkiye’deki bir üniversiteden seçilen ilk bilim insanı oldu. Prof. Dr.
Kakaç, 1880 yılından beri ısı transferi alanında çalışan ve şeref
üyeliğine seçilen 24’üncü kişi olarak tarihe geçti.
PROF. DR. KAKAÇ: “MADALYAMI GENÇ BİLİMCİLERLE
PAYLAŞIYORUM”
ABD’nin San Diego kentinde 18 Kasım 2013 tarihinde düzenlenen törene ailesiyle katılan Prof. Dr. Kakaç, madalyasını
TOBB ETÜ
Prof. Dr. Vedat Özsoy,
“Görsel Sanatlar
Eğitimi Onur
Ödülü”nü aldı
Görsel Sanatlar Eğitimi Derneği’nin
(GÖRSED) geleneksel hale getirdiği ve bu
yıl beşincisi verilen “Görsel Sanatlar Eğitimi
Onur Ödülü”, TOBB ETÜ Güzel Sanatlar,
Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Vedat Özsoy’ın oldu.
Ödül, sanat ve tasarım eğitimi
alanında Türkiye’de ve uluslararası
düzeyde üstün hizmetleri olan eğitimci
ve araştırmacılara veriliyor. Prof. Dr. Vedat
Özsoy’a ödülü, Dumlupınar Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi’nde düzenlenen
24 Kasım Öğretmenler Günü sergi ve
panel etkinlikleri sırasında, bu fakültenin
Dekanı Prof. Dr. Ahmet Altuncu tarafından
sunuldu.
GÖRSED’in Görsel Sanatlar Eğitimi
Onur Ödülü’nü alanlar arasında; Gazi
Üniversitesi’nden emekli olan ünlü eğitimci
ve heykeltıraş Burhan Alkar, Hacettepe
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile
Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım
ve Mimarlık Fakültesi’nin kuruluşunda
büyük emeği olan ünlü sanatçı ve eğitimci
Prof. Dr. Adnan Turani gibi isimler yer alıyor.
ve beratını ASME’nin Kanadalı Başkanı Madiha El Mehelmy
Kotb’un elinden aldı.
Prof. Dr. Kakaç, Başkan Kotb'a teşekkür ederek, bu madalyayı Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Miami Üniversitesi ve TOBB ETÜ’de kendisiyle çalışıp destek vererek, ısı transferi konusunda bilime ve mühendislik uygulamalarına değerli
katkılarda bulunan yüksek lisans öğrencileri ve genç bilimcilerle paylaştığını vurguladı.
Prof. Dr. Kakaç, sürekli desteğinden dolayı ailesine minnettarlığını belirtip, dünyaca tanınmış bilim insanları listesinde
bulunmaktan dolayı, ASME Ödül Komitesi ve ASME Yönetim
Kurulu’na teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.
Ödül töreni sırasında, bir kısmı TOBB ETÜ Teknoloji Merkezinde çekilen Prof. Dr. Kakaç’ın yaşamı ve çalışmalarını anlatan kısa bir belgesel film de gösterildi. Prof. Dr. Kakaç’a ayrıca
29 Kasım 2013’te TOBB ETÜ’de düzenlenen bir törenle, ASME
Türkiye Şubesi tarafından Yaşam Boyu Başarı Ödülü (Lifetime
Achievement Award) verildi.
EKONOMİK FORUM
93i
KÜTÜPHANE
Krizlerden
çıkarılan
dersler
Finansal Krizler Tarihi
Robert Z. Aliber&Charles
P. Kindleberger
Çeviren: Ümit Şensoy
İş Bankası Kültür
Yayınları
514 Sayfa, Eylül 2013
İstanbul
Charles P. Kindleberger, “kökü
kurumayan döngüler” diye tanımladığı
mali krizleri açıklarken, öncelikle bu
m
kkonuda genel bir tanımlamaya gitmenin
zzor olduğunu, ancak spekülasyona yol
aaçan koşullarla birlikte parasal boyutlarda
kkredinin genişlemesi ve mali sıkıntılarla
bbaşlayıp, panik ve ardından çöküşle birlikte
tamamlanan kriz modelinin analizlerle
ta
çıkarsamalara arka plan sağladığına dikkat
çı
çekiyor.
çe
“Finansal Krizler Tarihi”, zaman geçip
krizlerin her biri silikleştikçe çıkarılan
kri
derslerin unutulduğu, ağaçların arşa
kadar uzayacağına yatırımcıların yeniden
inandığı konusunda okuyucuları uyarıyor.
Çılgınlıkların, paniklerin ve çöküşlerin, “Sana
nasıl davranılmasını istiyorsan sen de başkalarına
öyle davran” kuralına bağlılığı değil; hırs, hile
ve açgözlülüğü besleyen bir ekonomik ortamın
neticesi olduğunu çok etkili bir biçimde anlatıyor.
Kariyer için hayat feda
etme sanatı
İmalat dünyası
hakkında gerçekler
Kitapta, birçok uygulanmış akıllı imalat
tekniği ve bunların güçlü sonuçlar yaratacak
şekilde nasıl bütünleştirildiği yer alıyor.
Dünyada rekabet şiddetleniyor. Pazarın talebi
hızla değişiyor. Fabrikadaki insanlar açısından,
bu kitap sürekli iyileştirme teknikleri ve bunun
içyüzünü anlamalarını
sağlıyor. Ofislerdeki
insanlar açısından kitap,
fabrikayla aralarındaki
uçuruma köprü kurma
fırsatını veriyor. Ayrıca
benzer bir disiplini ofis
ortamına uygulamayı
düşünmek için bir yöntem de
sunuyor.
Tepe yönetimi açısından
kitap, rekabetçi konumlar
oluştururken insanları
ve teknikleri birbirlerine
bağlayarak, şirket faaliyetini
daha iyi bir perspektifle
bütünleştirmenin yollarını
gösteriyor.
94
EKONOMİK FORUM
İmalatta
Mükemmellik Yolu
Kiyoshi Suzaki
Çeviren: Saadet Özkul
Optimist Yayınevi
285 Sayfa, Kasım 2013
İstanbul
Kariyerinin en parlak zamanlarından, tam da iki
sene içinde genel müdür, beş sene içinde C-Level
Yönetici, ondan sonra da artık kısmette hangi mevki
varsa o olmayı hedeflerken kendisine konulan
hastalık teşhisiyle hayata bakışı değişen Sarp
Mogan, tamamen kurşunla kaplı birkaç metrekarelik
bir odada yazdığı bu kitapta, mutluluğun parlak
bir kariyerle tanımlandığı günümüz iş hayatının
pratiklerini mercek altına alıyor.
Mogan, insanların yaşadıkları muhitin kalitesi,
kullandıkları arabanın modeli
ve banka hesaplarındaki
Beyaz Yalaka
rakamlar kadar var olduğu
Sarp Mogan
bir dünyada, zirvelere
Okuyan Us Yayınları
tırmanmak için hangi yolların
238 Sayfa,
Aralık 2013
izleneceğini, nelerden
İstanbul
vazgeçilerek bu yolculukta
bireyin “neye” dönüşeceğinin
resmini çiziyor.
Mogan kitabında, “Sen artık sen değilsin. Sen
artık bir ürünsün. Kendini bir ürün gibi görmezsen
kariyer yapmayı unut gitsin. Kariyer yapmak,
asla ve asla kendin olmamak demektir. Bir roldür.
Bir markalaşma, pazarlama ve halkla ilişkiler
çalışmasıdır” diyor.
KİTAP Gülder DEMİR | [email protected]
GÖNDERMEK Ekonomik Forum Dergisi, Dünya Yayıncılık AŞ,
İÇİN... 100. Yıl Mahallesi, Kat: 3 34440 Bağcılar/İSTANBUL
Gelecekten kareler
ABD’li fizikçi Michio Kaku, 300 bilim insanıyla görüşerek yazdığı
Geleceğin Fiziği
“Geleceğin Fiziği” adlı kitapta 2100 yılında insanlığı nasıl bir geleceğin
Michio Kaku
beklediğini anlatıyor. Kitabında “Tarih, eksik kalmış başarısız gelecek
ODTÜ Yayıncılık
416 Sayfa,
tahminleriyle dolu” diyor Kaku. 2100 teknolojilerinin özünde “yüksek
Ekim 2013
dokunurluk” (high touch) olacağını belirten Kaku’ya göre mağazada
Ankara
olmasak bile giysileri elimizle seçiyormuş gibi hissettiren, stadyumda
bulunmasak da maçı sahada izlettiren aygıtlar 2100’de bizi bekliyor.
Kaku’ya göre tanrılara dönüşmek 2100’deki kaderimiz,
ama aracımız, ne sihir ne de iksir; bilgisayar teknikleri, nanoteknoloji, yapay zekâ,
biyoteknoloji ve hepsinden öte tüm teknolojilerin temelindeki kuantum teorisi.
Gelecek yüzyıl “mükemmel kapitalizm çağı” olacak. Piyasaları bu kez gerçekten
görünmez bir el değil, sınırsız bilgi şekillendirecek. Her ürünü en ince ayrıntısına kadar
analiz eden kontakt lensler, fiyatları mükemmel doğruluğa çekecek. Yani kazık yemek yok!
Tümör 2100’lerin anlamını bile bilmediği bir kelime olacak, çünkü tedavi
yöntemleri tümör oluşumuna artık asla izin vermeyecek. Kanser değil, kanserden
ölmek tarihe karışacak. Turist rehber kitapları ve haritalara gerek kalmayacak. Kontakt
lensler yol gösterecek. Yemek pişirmek artık sadece robotların işi olacak. Çocuk sahibi
olmak isteyen çiftler bebeklerinin ismi gibi, ne tip genlere sahip olacağı konusunda da
uzlaşmak zorunda kalacak...
Efsane yatırımcıya dair her şey
Bu kitap Warren Buffett’in kariyerindeki 46 yıla ışık tutuyor. Kitabın son yazısı, üç yatırım türünü ve
onun hangisini tercih ettiğini anlatıyor. Fortune 1966 yılında ilk kez Warren Buffett’ten söz ettiğinde
Berkshire hissesi 22 dolar civarındaydı. 2013 Aralık ayı sonunda bir adet A grubu Berkshire hissesinin
değeri 176.900 dolar.
1966 yılında kendi şehri dışında bir kaç yatırımcı Warren’ı iyi tanıyordu, çünkü onları zengin
ediyordu. 1983’te Buffett’in hissedarlara yazdığı mektupları haber yapması
için Fortune tarafından görevlendirilen serbest gazeteci Andrew Tobias,
Dansla İşe Gitmek
Buffett’ın adını bile duymamıştı. Berkshire 1965 yılında Warren devraldığı
Warren Buffett
Çeviri: Canan Feyyat
zaman Fortune 500 listesine giremeyecek kadar küçük, New Englandlı bir
Scala Yayıncılık
şirketti. 2011 yılında ise listenin yedi numarası oldu. Bütün bunlar bir insanın
484 Sayfa, Aralık 2013
yaşam süresi içinde oldu ve hâlâ devam ediyor. Warren Buffett’i yatırımlardan
İstanbul
uzaklaştırabilirsiniz, ama yatırımı ondan uzaklaştıramazsınız.
Markanızı zihinlere, görsel çekicin
duygusal gücüyle işleyin
Pazarlama stratejileri bugüne kadar sözcüklerin hâkimiyeti üzerine kurulu bir bakış açısıyla
belirleniyordu. Pazarlama planları, sloganları ve mesajları öncelikli olarak kelimeler yoluyla
kurgulanırken görsel kullanımı bu çalışmalarda zenginleştirici bir ek unsur olmaktan öteye
gidemiyordu. Oysa pazarlamanın gözden kaçırdığı bir durum, imgenin
gücü, çoğu zaman sözün gücünü aşarak tüketicilerle markalar arasında
Görsel Çekiç/
kurulan bağın duygusallığını artırıyor.
Visual Hammer
Markaların sözcüklerle ifade edilen konumu sözel çivi, konumlandırma
Laura Ries
çivisini tüketicinin zihnine işleyecek aleti ise görsel çekiç olarak tanımlayan
Mediacat Yayıncılık
176 Sayfa,
dünyaca ünlü marka stratejisti Laura Ries, görüntüyü bir dekorasyon değil
Eylül 2013
tam tersine bütünün bir diğer önemli yarısı olarak değiştirerek markaların
İstanbul
tüketicilerin zihninde yer etmeleri için yeni bir açılım sunuyor.
EKONOMİK FORUM
95i
YENİ ÜRÜN
Dar alanda üstün
performans:
TT Junior
Türk tarım sektörünün öncü
ismi TürkTraktör, ideal ölçüleriyle
bahçe işlerinde yüksek performans
ve yüksek verim elde edilmesini
sağlayacak yeni New Holland TTJ
Serisi traktörlerini çiftçilere tanıttı.
New Holland TTJ Serisi, 50 HP’den 72
HP’ye kadar dört farklı beygir gücüne
sahip modelleriyle gücü ve ekonomiyi
bir araya getiriyor. TTJ Serisi, sekiz
ileri sekiz geri transmisyon özelliğiyle
çiftçilerin, tarımsal işlerde istenilen
hız aralıklarını kolayca yakalamalarını
sağlayarak, maksimum verim sunuyor.
Direksiyonun yanında konumlandırılmış
ileri geri mekik kolu ve kademe kollarıyla
da sürücülere çok daha kolay bir kontrol
imkânı sağlıyor. Ayrıca elektronik olarak
kullanılabilen çift çeker ve diferansiyel
kilidi sistemleri tek tuşla devreye alınıp
devre dışı bırakılabiliyor.
Yeni TTJ Serisi, iddialı, güçlü ve
modern kaporta tasarımı, ergonomik
olarak tasarlanmış platformu ve kolay
kullanım olanağı sunan kumanda
kolları sayesinde çiftçilere konforlu
çalışma ortamı yaratıyor. Operatörlerin
kolayca kullanabilmesi için direksiyonun
altına yerleştirilmiş servo kuyruk
mili özelliği sayesinde, kuyruk milini
devreye alıp çıkarmak artık çok daha
kolay ve rahat şekilde gerçekleşiyor.
Sahip olduğu teknoloji sayesinde
traktör durdurulduğunda, kuyruk
mili kendiliğinden devre dışı kalarak
emniyetli bir kullanım sağlıyor.
Gaggenau 200, havalandırma
serisine üç yeni model ekledi
Ankastre mutfak aletlerinin öncü
markası Gaggenau, yeni teknoloji ve üstün
verimlilikle donatılmış üç yeni modeliyle
200 havalandırma serisini genişletiyor. Yeni
modeller işlevsellikleri, farklı dizaynları ve
96
EKONOMİK FORUM
kolay kullanım özellikleriyle öne çıkıyor.
Bulaşık makinesinde yıkanabilen,
yeni kenar emme yağ filtreli AW 250, AI
240, AW 240/241 ile AI/AW 230 ada ve
duvar tipi davlumbazlar sensör tuşlarıyla
etkinleşebiliyor. Geliştirilmiş hava dolaşım
modülüyle kokuları %95 oranında
azaltabiliyor. Ayrıca otomatik çalışma
modları sayesinde kullanıcılar, enerjiden
tasarruf ediyor.
Seride, klasik kutu ve merdiven
şeklindeki davlumbazlar veya eğik
davlumbazlarla coanda etkili AI/AW 280/281
ada ve duvar tipi davlumbazlar ile AH
900/AH 250/AF 280 yassı davlumbazlar
kullanıcıların tercihine sunuluyor.
Gaggenau’nun 200 serisi, Vario 200 serisi
pişirme cihazlarıyla ideal bir kombinasyon
oluşturan tekne havalandırmasıyla
tamamlanıyor.
Ô Gülder DEMİR |
Editör
[email protected]
O bir klasik: Yeni Nokia 515
Lenovo’dan
ergonomik
tablet
Lenovo şimdiye kadar
görülmemiş bir tasarıma ve kullanım
formuna sahip Yoga Tablet’i üretti.
Ürünün tasarımda Lenovo’da tasarım
mühendisi olarak işe başlayan,
sinema dünyasından tanıdığımız
Ashton Kutcher görev aldı. Yoga
Tablet 8 ve 10 inç ekran seçenekleri,
farklı kullanım fonksiyonları ve 18
saati aşan pil ömrüyle diğer tabletleri
geride bırakıyor. 10 inçlik ekranında
klavye seçeneği de bulunan, HD
görüntüler sunan tablette, ekranın
düz geçiş (IPS) teknolojisi sayesinde
178 derece geniş açıyla film
seyretmek de mümkün. Dolby ses
sistemine sahip Yoga Tablet’in ön
kısımlarına yerleştirilen hoparlörleri
ve kulaklıkları, ses deneyimini en üst
seviyeye taşıyor. 5 MP’lik otomatik
odaklı arka kamera, 32 GB’ye kadar
depolama alanı seçenekleri, Wi-Fi ve
isteğe bağlı 3G ile mikro USB bağlantı
sunan tabletin 10 inçlik modelinde
kapak işlevi gören ve ayrıldığında
tableti uyandıran isteğe bağlı bir
bluetooth klavye de mevcut.
Kullanıcıların taleplerinden yola
çıkılarak tasarlanan tabletin silindirik
tutma kısmı, el ergonomisine uyumlu
rahat bir tutuş sağlıyor. Ayrıca özel
ayakçığı sayesinde film izlerken dik
şekilde, okuma sırasında ise daha iyi
görüntüleme açısı için yatay stand
modunda kullanılma imkânına
sahip. Cihaz, kapalı modda elde
tutulduğunda ise âdeta çok şık bir
çantayı andırıyor.
Zarif ve şık tasarımının yanında
kamerası ve sosyal ağlarla
gelişmiş kamer
uyumluluğuyla Nokia 515, klasik
sevenlerin gözdesi. HD ses
telefon sevenle
sosyal medya
kalitesi, 3.5G bağlantısı,
ba
uygulamalarıyla Nokia 515,
ve e-posta uygu
tüketicilerden bbüyük ilgi görüyor. Kristal
berraklığında HD
H ses kalitesinin keyfini
süren kullanıcılar,
kullanıcıl güvenilir pil ömrüyle
uzun uzun sohbet
sohb ediyor. Klasik Nokia
ve rahatlığını arayanlar
tasarımının şıklığını
şık
Nokia 515 ile bbir cep telefonunda istedikleri
kavuşuyor.
özelliklere kavu
Nokia 515’
515’in tam odaklı, 5 megapiksel
kamerasıyla daha
da iyi görüntüler çekebilir;
LED flaşla fotoğraf
çekerken ışığın az
foto
olduğu ortamlarda mükemmel görüntüler
yakalayabilirsiniz. Ayrıca fotoğraflarınızı
Nokia’nın zengin uygulamalarıyla daha
renkli kılabilir, Panorama özelliğiyle bütün
bir manzarayı resme sığdırabilirsiniz.
Dâhili sosyal ağ uygulamaları ve Mail
for Exchange ile iletişimi kesintisiz
sürdürmenizi sağlayan Nokia 515, hareket
halindeyken bile kusursuz internet
bağlantısı için cihazınızı 3.5G modeme
dönüştürmenizi de sağlıyor.
Banyolarda teknoloji
tasarımla buluşuyor
Banyo dekorasyonu evlerin diğer bölümleri
kadar özen gösterilmesi gereken bir konu.
Geberit, banyosuna şık ve farklı bir tasarım
arayan ve sadelikten yana olanlar için Sigma60
kumanda kapağını sunuyor. Teknoloji ve
kusursuz tasarımı bir araya getiren Geberit,
Sigma60 ile banyoları yaratıcı çözümlere
kavuşturuyor.
Geberit Sigma gömme rezervuarlarıyla
uyumlu Sigma60 kumanda kapağı, banyosunu
sade ve kusursuz bir görünüme bürümek
isteyenlere faklı bir tasarım sunuyor. Sigma60
kumanda kapağı, duvar ile hemzemin görüntü
oluşturuyor. Geberit bir yandan banyonuz için
bütünlük yaratırken, diğer yandan şık dizaynıyla
beğeni topluyor.
EKONOMİK FORUM
97i
YÖNETİM
RÜŞTÜ BOZKURT
Dr. Mathias
Döpfner’in dedikleri...
Medya, “fırsatların” alabildiğine önüne serildiği bir gelişme
aşamasından geçiyor. Her fırsatın mutlaka “tehlike” yaratacağı
da unutulmamalı. “Öngörme ve önlem alma” insanları diğer
canlılardan ayıran en önemli özellik. Enerjimizi gelişmeleri
öngörmeye, önlemler almaya harcamalı, basit kurnazlıklara
dayanarak “…miş gibi” yapma kasaba kültüründen hızla
uzaklaşmalıyız.
[email protected]
98
EKONOMİK FORUM
A
xel Springer bir medya devi. Üstelik son 300 yılda dünya medyasına
yön veren Batı’nın teknoloji geliştirme öncülüğünü yapan ülkelerde
etkinliğini sürdürüyor. Dr. Mathias Döpfner,
Axel Springer’in yöneticisi. Medya sektöründe
gelişmeleri ayrıntıda izlemesi gereken bir konuma sahip. Hakan Güldağ’ın 20-21 Kasım 2013’te
Dünya Gazetesi’nde yayımlanan Dr. Mathias
Döpfner’le yaptığı söyleşiden ödünç aldığımız
bazı genellemeler üstüne düşünelim.
Çekirdek yetenek ve yetkinlikler üzerine çalışmış ve düşünmüş biri olarak, Dr. Döpfner’in
“… Biz bir medya kuruluşu olarak sadece çekirdek rekabet yeteneklerimiz neredeyse orada
aktif biçimde varız. Ve bir yayınevi üç geleneksel çekirdek yeteneğe sahiptir. Bir, markanızla
bağlantılı içeriğin yaratılması, yani mükemmel
gazetecilik. İki, bu içeriğin pazarlanması ve doğru reklam verene ulaşılması yani reklam pazarlaması. Son olarak da, sınırlandırılmış ilan platformu. Bir zamanlar küçük ilanlar ve sarı sayfalarda
yaptığımız gibi…” saptamasını, medyadaki gelişmeleri dert edinenlerin iyice içselleştirmiş olmaları gerektiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Önce yaptığınız yayının bir “marka” olması gerekiyor. Kalitesiyle, işleviyle, yarattığı sonuçlarla kitleler üzerinde “güven yaratmış” bir
medya aracına sahip olmalıyız. Marka yaratma
özünde “iç tutarlılık” gerektiren uzun soluklu
bir çaba. Tutarlılık özün, sözün ve davranışın
uyumlu olması demek. Uyumlu olmak tek başına
yeterli değil. Değişen koşullarda uyumu aksatacak gelişmeler karşısında “ilkeli tutumdan” ödün
vermemek de gerekiyor.
Eğer “içeriğin pazarlanması ve doğru reklam
verene ulaşma” konusunda “öngörme ve önlem
alma disiplininden yoksun” bir algının peşinden
sürükleniyorsak, uzun dönemli geleceği güven
altına alacak bir medya kuruluşu yaratamayız.
Pazarlanabilecek bir içerik yaratmak da yetmiyor. İçeriği kimlerle paylaşacağımızı net olarak
tanımlamamışsak yola eksik çıkmanın sorunlarıyla yüzleşiriz.
Medya kuruluşlarının “fon yaratma gücü”
zayıfladıkça, sınırsız ilan platformlarına yöneliş hızlanıyor. Medya kuruluşlarının çoğalması,
“içerik kalitesi” yerine, ilkesizliği, günü birlik
ihtiyaca göre bir uçtan ötekine savrulan tutumları tutarsızlığı ve güvensizliği de birlikte getiriyor.
YENİ MEDYA MECRALARI
Bilim ve teknolojideki gelişmeler yeni mecralar yaratıyor. Bu mecraları yaratan dijital yayıncılık daha şimdiden gelirlerin yarısını oluşturacak güce erişmiş durumda. Dr. Döpfner, Axel
Springer’in durumunu anlatırken, “Operasyon
gelirimizin %47’si ve kazancımızın %40’ı dijital
yayıncılıktan” diyor. Gelişmeler, ünlü yöneticinin anlatımıyla giderek “Multimedya kuruluşlarını” ortaya çıkarıyor. Bu koşullarda, “gazetecilik,
reklam pazarlama ve ilanlar” konusunu yeniden
tanımlamak, yeni ekonomik ve yapısal özelliklere göre bir konumlanma gerektiriyor.
Yeni koşullara uyum göstermenin önemli
araçlarından biri, kendimizi sorgulamak, sorunlarımızla yüzleşmesini bilmeyi gerektiriyor. Dr.
Döpfner, engin birikimiyle, “… Kendinize yamyamlık yapmaktan korkmayın! Mevcut işlerine
zarar vermekten korkup hiçbir şey yapamayanlar
zaten kaybettiler bile… Eğer kendi kontrolünüzle gerekli adımları atamadıysanız, zaten rakipleriniz sizin kendinize yapmaktan
korktuğunuz şeyi size yapacaklar”
uyarısında bulunuyor.
Genelde iş yaşamı, özelinde
de medya işletmeciliği sorunlu
alanlar. Halkımızın binlerce yıllık akıl birikimiyle söylersek, “İş
yaşamında ağrısız baş kabaktan
sayılır!” özdeyişini akıldan hiç
çıkarılmamalıyız. Medyayı etkileyen dünya genelindeki eğilimleri,
o eğilimlerin yarattığı fırsat ve
tehlikeleri gazeteciliğin özünü oluşturan “fikri
takip” ilkesiyle izlemeliyiz. Böylesi biri tutum
içindeysek, Dr. Döpfner’in şu genellemesini
daha iyi anlayabiliriz: “… bize bu yolda en çok
yardımcı olan şeylerden biri, çapraz medya reklam uygulamalarını piyasaya erken bir dönemde
giremememiz oldu.”
BİLGİ VEREN DEĞİL, KOLAYLAŞTIRAN…
Axel Springer’in CEO’sunun, “Aldığımız bilgi
ne kadar değerli? Hikâye ne kadar etkileyici?”
sorusu, gelişmeleri yakından izleyen tüm medya ilgililerinin gündeminde yaklaşık 10 yıldır
ilk sıralardaki yerini koruyor. Haber veren, bilgi
aktaran medya artık müşterinin gereksinimini
karşılayamıyor. Üstelik “büyük verinin” etkileri, “kirlenmiş bilginin” alabildiğine yaygınlığı
dikkate alındığında, üretilen bilginin değerini
artırmak, hikâyeyi etkileyici hale getirmek için
“uzmanlık” ihtiyacı alabildiğine artıyor. Analitik
yetenek, medya editörleri için gerekli şart haline
geliyor. Alışkanlıkların ve popüler kültürün tuzağına düşmeden,
okuyucunun işini kolaylaştırıcı
bir çizgi izlemek de gerekiyor.
Dr. Döpfner, “… Sunduğumuz
kaliteli, işe yarar içeriği fiyatlandırmaya ihtiyacımız var!” diye
uyarıyor. Kaliteyi artırmanın,
araştırmacılığı derinleştirmenin,
işe yarar bilgiyle işe yaramayanı
ayıklamanın, bilgiyi doğru paketlemenin ve dağıtmanın faktörleri
değiştiği gibi, karşılıklı bağımlılığa dayanan ağlar da farklılaşıyor. Medya alanında “çalışanın kalitesi”, kalite içerik ve uygun fiyat
almanın da gerekli şartı haline geliyor.
Medyada çalışanların “med cezir çöpçülüğü
yapma” dönemi kapanıyor. Türkiye’de, günlük
gazete kültürüne dayalı haberler ve yorumların
ilgilendiği kitleler olabilir, ama popüler kültüre
dayalı haber ve yorumlarla gelecek yaratılamaz.
Her sözcüğün, kavramın ve terimin önünü ve
arkasını belirleme, bileşenlerini netleştirme, her
yapının yaratabileceği sonuçlar hakkında bilgi
sahibi olma sorumluluğu artıyor.
Ayrıca teknik gelişmelerin yarattığı kolaylık ve
dolaylı yarar sağlayabilme olanakları da netleşmiş
değil. Dijital gazeteciliğin fiyat/maliyet dengesine
ilişkin oturmuş sağlam bir karşılıklı bağımlılık
ağı da oluşmuş değil. Belirsizlik koşullarında Dr
Döpfner’in, “… dijital aboneliğin gazeteden daha
ucuz olması için hiçbir neden göremiyorum” genellemesi üzerinde enine boyuna düşünmek gerekiyor. Özellikle fikri hakların korunması, başkalarının emeğini sömürme imkânlarının sorumsuzca
kullanılmasına karşı tepkiler büyüyor. O nedenle
Döpfner, “… Hiç kimse hiçbir yapı hırsızlığa ve
Medyada
üretilen bilginin
değerini artırmak,
hikâyeyi
etkileyici hale
getirmek için
“uzmanlık”
ihtiyacı
alabildiğine
artıyor. Analitik
yetenek, medya
editörleri için
gerekli şart
haline geliyor.
Alışkanlıkların
ve popüler
kültürün tuzağına
düşmeden,
okuyucunun işini
kolaylaştırıcı bir
çizgi izlemek de
gerekiyor.
EKONOMİK FORUM
99i
YÖNETİM
Herhangi bir
teorik çerçeve
yaratmadan,
o çerçeve
sınırları içinde
kaynakları
koordine
etmeden,
teknolojiyi en
ileri düzeyde
kullanmadan,
ürünlerde hüner
ve yaratıcılık
aşamalarına
geçmeden
öne çıkmak
giderek medya
işletmelerinde de
zorlaşıyor.
kanalları fırsatlar yarattığı gibi, kısıtlayıcı ve
gelişmeleri yavaşlatıcı etkileri de oluyor. Orhan
Pamuk’un bir denemesinde belirttiği gibi, kısa
mesajlarla iletişim kurulabilir, ama düşünce geliştirilemez. Başka bir yönüyle Döpfner’in saptaması Orhan Pamuk’u doğruluyor: “… tweet’le
haber arasında büyük farklar var. Ne Twitter ne
Facebook editoryal süzgeçten geçmiş medyalar.
Okurların işine yarayacak biçimde işlenmiş ya da
tasarlanmış değiller. Herkesin canının istediği
bir şeyi yazıp dağıtıma soktuğu platformlar sadece. Doğru, yanlış, önemli, önemsiz ne varsa.
Bizim yayınlarımız ise birer marka. O markalar
altında tasarlanmış, işlenmiş içerikle toplumun
karşısına çıkıyoruz. Ve tabii yayımladığımız her
şeyin sorumluluğunu da alarak. Markalı içeriğin
değerli olmasını sağlayan da bu.”
suça bağışık değil. Ve entelektüel sermaye, en az
fiziki sermaye kadar önemli ve korunmaya değer.
Ben hırsızlığın türleri arasında etik bir fark göremiyorum” diyor.
EKONOMİ GAZETECİLİĞİ
Ekonomide akışlar giderek hızlanıyor. Mal ve
hizmetlerin akışı, iş gücünün akışı, para ve fikirlerin akışı hızını artırıyor. Bu hız, aynı zamanda
“sorun çözecek bilgi” akışının da hızlanmasını
gerektiriyor. Dr. Döpfner, ihtisas gazeteciliğinin
önemli alanlarından biri olan ekonomi gazeteciliğiyle ilgili gözlemlerini şöyle açıklıyor:
“… Ekonomi gazeteciliği dijital dönüşümden
daha çok etkilendi. Çünkü ekonomik enformasyonun profesyonel tüketicileri, hızlı haberciliğe
daha fazla ihtiyaç duyuyor. Gelişmelerden anında haberdar olmak için son derece kritik. Bu da
ancak real time olarak mümkün. Bunun da bize
getirdiği görev çok açık. Şirket haberleri ve fiyat
hareketleri online bölümümüzde mümkün olan
en hızlı şekilde yer alabilmeli.”
Daha derine bakıldığında, “Bir kere bugün
gazeteciliği teknolojik uzmanlık dışında, teknolojik deneyim dışında tasavvur etmek mümkün
değil” sözleri üzerinde özenle durmak gerekiyor.
İnsan yaşamını kolaylaştırıcı ve zorlaştırıcı yönleriyle her gelişmenin iki yüzü var. Yeni iletişim
100
EKONOMİK FORUM
İÇERİK NEDİR?
“İçerik kalitesinden” söz ettiğimizde aynı zamanda “sürdürebilirlikten” de söz etmiş oluruz.
Bir oluşumun, olgunun, yapının, algının, görüntünün ve özün bileşen ile bağlamlar dengesi, birikim yeteneğini belirler. Sağlıklı ve değer üreten
içerik, rekabet eden yapılar arasında “farklılığı”
yaratan, bileşen ve bağlam arasındaki dengedir.
Bütün medyalarda birikim yeteneğini koruyarak uzun dönemli geleceği güven altına
almanın “gerekli şartı” içerik zenginliği yaratabilme gücüdür. Herhangi bir teorik çerçeve yaratmadan, o çerçeve sınırları içinde kaynakları
koordine etmeden, teknolojiyi en ileri düzeyde
kullanmadan, ürünlerde hüner ve yaratıcılık aşamalarına geçmeden öne çıkmak giderek medya
işletmelerinde de zorlaşıyor.
Dr. Döpfner’in “… Öne çıkan bir medya kuruluşu görürseniz bilin ki onu yukarı çeken şey
ürettiği içeriktir” saptaması hepimize rehber
olmalı. İçeriği korumak, başkalarının emeğine
saygılı olmak mutlaka bir düzenleme gerektiriyor. Gelişmeleri sürekli izleyerek, alternatif tepki biçimlerini belirlemeden istikrarlı bir ilerleme
yaratamayız. O zaman, Axel Springer CEO’sunun Almanya örneğine bizim de kafa yormamız
gerekiyor:
“Almanya’nın en sonunda gazetecilik performansını bir değer olarak kabul eden ek bir
copyright düzenlemesine sahip olmasından son
derece mutluyum.”
Medya önünde “fırsatların” alabildiğine serildiği bir gelişme aşamasından geçiyor… Her
fırsatın mutlaka “tehlike” yaratacağını da unutmamalıyız. “Öngörme ve önlem alma” insanları
diğer canlılardan ayıran en önemli özellik. Enerjimizi gelişmeleri öngörmeye, önlemler almaya
harcamalı, basit kurnazlıklara dayanarak “…miş
gibi” yapma kasaba kültüründen hızla uzaklaşmalıyız.
GÜNDEM
ODALAR VE BORSALARDAN
HABERLER
102
ODALAR ve BORSALAR
TOBB ÜYELERİ HABERLER, GELİŞMELER VE GÖRÜŞLER
Keşan TSO Öğrenci Komitesi
Faaliyet Planlama Toplantısı yaptı
Keşan Ticaret ve Sanayi Odası
(TSO) bünyesinde, üniversiteyle ticaret
işbirliğini geliştirmek ve güçlendirmek
amacıyla oluşturulan Keşan TSO Üniversite Öğrenci Komitesi, Faaliyet Planlama Toplantısı yaptı. Keşan TSO’nun
Öğrenci Komitesi’nden sorumlu Meclis
Başkan Yardımcısı Sevtap Engin, Meclis
Üyesi Evren Yörük ve Akreditasyon Sorumlusu Seda Havale ile Komite üyesi
öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen toplantı Keşan TSO Meclis Toplantı
Salonu’nda yapıldı.
Toplantının açış konuşmasını yapan Meclis Başkan Yardımcısı Sevtap
Engin, üniversite ticaret işbirliği kapsamında, Trakya Üniversitesi ve Keşan
TSO tarafından oluşturulan Öğrenci
Komitesi’nin 2014 yılı faaliyet çalışmalarıyla ilgili planlama toplantısı yapa-
caklarını belirterek şöyle konuştu:
“Öğrenci Komitemiz, 2014 yılında
daha sağlıklı bir zeminde ve çok daha
güzel işlerle çalışmalarını artırarak sürdürecek. Şehirdeki öğrencilerin neler istediğini duyarak ve bu bölgede yaşayan
öğrencilerin hayatını nasıl kolaylaştırabiliriz, neler yapabiliriz konularında
konuşup çözümler getireceğiz. Şu anda
hem üniversite ticaret işbirliğini artırmak hem de gençlere iş kollarıyla ilgili
saha deneyimi yaşatmak konusunda
işbirliğini sürdürülebilirlik ilkesi içinde
planlamak istiyoruz. Bu planlama toplantılarından çıkan fikir ve sonuçları
değerlendirip bir an önce uygulamaya
koyacağız.”
Engin’in konuşmasının ardından devam eden toplantıda, üniversite ticaret
işbirliği çerçevesinde uygulanabilecek
fikir ve görüşler sunularak faaliyet planlamasının ilk ayağı tamamlandı.
Gümüşhane TSO, Gümüşhane Ticaret Meslek
Lisesi öğrencileri tarafından ziyaret edildi
Gümüşhane Ticaret ve Sanayi
Odası (GTSO), Gümüşhane Ticaret
Meslek Lisesi Muhasebe Finansman 10.
sınıf öğrencilerinden 55 kişilik bir grupla Okul Müdürü Nihat Olgun ve öğretmenler Birsen Yurttaş, Belgüzar Olgun,
Seyit Yolcu ve Meryem Akşam’ı ağırladı. Ticaret siciliyle ilgili okulda verilen
teorik bilgilerin uygulama alanında öğrencilere gösterilmesinin amaçlandığını
dile getiren GTSO Yönetim Kurulu Başkan İsmail Akçay, ticaret ve sanayi odalarının kuruluşu, GTSO’nun tarihçesi,
organları, idari yapısı, kimlerin kayıt olması gerektiği, üyelere verilen hizmetler, üyelerin odaya karşı sorumlulukları
hakkında bilgi verdi.
Akçay ayrıca, ticaret sicili ve görevleri, ticaret siciline kayıt olacak gerçek
ve tüzel kişiler, ticaret sicilinde tescil
talebinin reddedileceği durumlar, tica102
EKONOMİK FORUM
ret sicil bilgilerine erişim, ticaret siciline kayıt yaptırmadan ticaret yapmanın
tespiti ve uygulanacak cezai müeyyideler, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü ve işleyişi, sicile kayıtlı işletmelerin kayıt silme usulleri, ticaret siciline
kayıt edilmesi zorunlu hususlar, tescil
terkin ve değişikliklerin yapılış şekli
konularında sunum eşliğinde açıklama
yaptı.
Ziyaret, öğrencilere hediye verilmesiyle sona erdi.
ODALAR ve BORSALAR
Toprak sanayinin kömür
sorununun çözümü için
Salihli TSO devrede
Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nın
(TSO), üyelerinin sorunlarını tespit etmek
ve çözümüne yardımcı olmak amacıyla
düzenlediği “Üye Anketi” çerçevesinde
olumlu adımlar atıldı. Salihli TSO’nun, halen faaliyette bulunan 16 tuğla ve kiremit
fabrikası temsilcileriyle yaptığı görüşmeler
sonucunda, fabrikaların kömür ihtiyaçla-
rını karşılamakta sorun yaşadıkları ortaya
çıktı. Bu sorun Oda’da yapılan sektör ortak
toplantısında yeniden dile getirildi. Salihli
TSO Yönetim Kurulu, toplantıda ele alınan
bu konunun çözümüne ilişkin bir adım
atarak, Soma TSO Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Mustafa Eroğul ve Soma TSO
Yönetim Kurulu Sayman Üyesi İsmail Hak-
kı Kutlu’nun da eşliğinde, Soma’da bulunan Ege Linyitleri İşletmesi (ELİ) Müdürü
Hakkı Duran’la görüştü.
Görüşmeye, Salihli TSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yüksel, Toprak Sanayicileri Derneği Başkanı ve Salihli TSO
Meclis Başkanı Süleyman Oral, toprak
sanayi temsilcileri Şahin Balantekin, Mahmut Karademir ve Ayfer Alpaslan katıldı.
ELİ Müdürü Hakkı Duran’a Salihli’deki tuğla ve kiremit fabrikalarının kapasite
raporları sunuldu. Salihli TSO Yönetim
Kurulu Başkanı Yüksel, üyeler arasında
yaptıkları araştırmada kömür sorununun
ilk sıralarda yer aldığını tespit ettiklerini
belirterek, Salihli’de 2 bin kişiye istihdam
olanağı sağlayan sektörün bu talebinin
imkânlar ölçüsünde karşılanmasının önemine dikkat çekti. Yüksel, sıcak karşılama
için Soma TSO yönetimine ve ELİ Müdürü
Duran’a teşekkür etti.
Fabrikaların yıl boyunca ihtiyacı olan
kömürün ancak yarısının ELİ’den karşılanabildiğini belirten Dernek Başkanı ve
TSO Meclis Başkanı Süleyman Oral, geri
kalanın özel sektörden sağlandığını vurgulayarak, “Dışardan temin edilen kömür,
gerek fiyatının yüksekliği, gerekse de standart kalitede olmaması nedeniyle sorun
yaratıyor” görüşünü dile getirdi.
Orhangazi TSO, Gedelek Turşusu’nun tescili
için çalışmalarını sürdürüyor
Orhangazi Ticaret ve
Sanayi Odası (TSO), Gedelek Turşusu’nun coğrafi işaretini almak için çalışmalarını
sürdürüyor. Danışmanlık firmalarıyla yapılan görüşmeler
sonucunda, bir danışmanlık
firmasıyla anlaşma sağlayan Orhangazi TSO, Gedelek
Turşusu’nun, coğrafi işaretinin alınması için yapılacak
olan çalışmaların ilk adımını atmış oldu.
Çalışmaların devamında ise, turşu
üreticileriyle bir araya gelinerek, Gedelek
Turşusu’nun coğrafi işaretinin alınması
hususunda, üreticilerin görüş ve tavsiyeleri dinlendi. Toplantıya katılan turşu üreticileri, Gedelek Turşusu’nun özelliğinin
Pınarbaşı suyundan kaynaklandığını ifade
etti. Danışmanlık firması temsilcisi Ali Peker, Pınarbaşı suyunu analize yollayarak,
suyun özelliğinin yapılan test sonuçlarıyla
kanıtlanmasıyla, coğrafi işaret için büyük
bir yol katedeceklerini belirtti.
Orhangazi TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Efendioğlu, Gedelek Turşusu’nun
Orhangazi için büyük bir marka değeri ol-
duğunu ve coğrafi işaret almak
için gerekli bütün çalışmaları
yapacaklarını ifade etti. Efendioğlu, “Orhangazi’nin tanıtımını yaparken, meşhurluğu
ilgili makamlarca da onaylanmış olan Gedelek Turşu’sunu
her alanda tanıtarak, ürünümüzün marka değerini artırmak istiyoruz. Coğrafi işareti
alınacak Gedelek Turşu’suylabirlikte, ürünün kalitesi, geleneksel üretim
metodu ve coğrafi kaynağı arasında kurulan sıkı bağ sayesinde tüketicinin güveni
turşularımıza ilgiyi daha da artıracak ve
tanıtım ataklarıyla bu ürüne olan talep
gün geçtikçe artarak devam edeceği gibi bu
sayede üreticilerimize çok daha fazla katma değer sağlanacaktır” dedi.
EKONOMİK FORUM
103i
ODALAR ve BORSALAR
GAPSHOES Fuarı açıldı
Gaziantep Sanayi Odası (GSO) ve
Akort Fuarcılık işbirliğiyle düzenlenen
18. Uluslararası Ayakkabı, Terlik, Saraciye ve Yan Sanayi Fuarı (GAPSHOES),
Ortadoğu Fuar Merkezi’nde törenle açıldı. GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu, Gaziantep’ten yapılan ayakkabı
ihracatının bu yıl 11 ayda 98 milyon dolar olduğunu belirterek, “Ayakkabıcılık,
lokomotif sektörlerimizden biridir” dedi.
Türkiye’de son dönemlerde ihracatını artıran en büyük sektörlerden birinin
ayakkabı sektörü olduğunu belirten Konukoğlu, Türkiye’nin ayakkabı ürünleri
ihracatının Ocak-Eylül 2013 döneminde
%28 artışla 551 milyon dolara ulaştığını
ve geçen yıl yapılan toplam ihracatın bu
yıl dokuz ayda yapıldığını söyledi.
Uşak TSO’dan Kişisel
Performans ve Zaman
Yönetimi Eğitimi
Uşak Ticaret ve Sanayi Odası
(UTSO), Atatürk Kültür Merkezi’nde “Kişisel Performans ve Zaman Yönetimi”
konulu eğitim düzenledi. UTSO Kadın ve
Genç Girişimciler Kurulu üyelerinin organize ettiği eğitim, TOSYÖV Proje Koordinatörü Cüneyt Örkmez tarafından verildi.
Eğitimle ilgili açıklama yapan UTSO
Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kuvvet, “Yaşam içinde zamanın önemini
kavrayamıyoruz. İş hayatının yoğun
temposu ve devam etmesi, zorunlu olan
gündelik işler bir araya geldiğinde etrafımızdan en çok duyduğumuz sözler, ‘Fırsat bulamıyoruz, zaman çok hızlı geçiyor,
104
EKONOMİK FORUM
işler yetişmiyor’ oluyor. Zaman yönetiminin herkesi yakından ilgilendiren bir
konu olduğuna inanıyorum. Hepimiz
zamanın bir parçasıyız. Günümüzde yaşadığımız bu zaman sorununu, düzenlenen farkındalık
eğitimleriyle etkili ve verimli zaman kullanımına çevirebileceğimize inanıyorum”
diye konuştu.
Üyelerine farklı konularda eğitimler
vermeye çalıştıklarını vurgulayan Kuvvet, UTSO üyelerine hem kişisel geli-
AK Parti Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer de konuşmasında, “Gaziantep
Türkiye’nin iki katı büyüyen bir şehir.
30 milyar dolar ihracat hedefi olan, bu
yıl 6,5 milyar dolarlık ihracatıyla beşinci sırada yer alacak bir şehir. Her türlü
sıkıntıya rağmen Suriye ile ihracatını
ikiye katlayan bir şehir. Ar-Ge’nin, inovasyonun, yenilikçiliğin, markalaşmanın
ve birçok projenin Türkiye’de öncüsü bir
şehir. Bu fuarın önümüzdeki yıl çok daha
büyüyeceğine inanıyorum” dedi.
Gaziantep Valisi Erdal Ata konuşmasında, oluşturduğu istihdam ve ihracat
artışıyla ekonomik büyümesini hep Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleştiren Gaziantep’e binlerce kez teşekkür
ettiğini dile getirdi.
Konuşmaların ardından Vali Erdal
Ata, AK Parti Milletvekili Nejat Koçer,
GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu, Akort Fuarcılık Genel Müdürü
Hülya Akkaya ile diğer davetliler kurdeleyi keserek, GAPSHOES Fuarı’nın açılışını
gerçekleştirdi.
Suriye, Irak ve Çin’den de katılımcıların olduğu fuarda, Gaziantep’in yanı sıra
İstanbul, İzmir, Konya, Kayseri, Antalya,
Adana, Şanlıurfa, Kırklareli ve Balıkesir illerinden gelen 220 civarında firma
stant açtı.
şimleri hem de mesleki
ffaaliyetleri konusunda
destek olmaya çalıştıkd
llarını belirtti.
TOSYÖV Proje Koordinatörü Cüneyt Örko
mez de, “Eğitimin amacı
m
zamana ve yaşama daha
za
doğru bir bakışla, doğru
do
tekniklerle yaklaşarak,
te
daha etkin sonuç üreten
da
çalışma alışkanlıkları yaçal
ratmak, verimliliği artırrat
mak, kişisel performansı
ma
yükseltmek ve zaman
yönetimi konusunda uygulanabilir beceriler kazandırmaktır” dedi. Zamanın,
ödünç verilemeyen, satın alınamayan ve
geri getirilemeyen bir kavram olduğunun altını çizen Örkmez, zamanı etkin
kullanmak konusunda öncelikle planlı
olmanın önemli olduğunu söyledi.
ODALAR ve BORSALAR
Uzunköprü TB üyeleri
Bursa Tarım Fuarı’nı gezdi
Uzunköprü Ticaret Borsası (UZTB) üyeleri, 4-5 Ekim 2013
tarihinde BURTARIM 2013, Bursa
11. Uluslararası Tarım, Tohumculuk, Fidancılık ve Süt Endüstrisi Fuarı ile Bursa 6. Uluslararası Hayvancılık ve Ekipmanları
Fuarı’nı ziyaret etti. 11 yıldır başarıyla düzenlenen ve bu sene rekor katılıma gsahne olan Bursa
Tarım ve Hayvancılık Fuarı Çin,
Belçika, Hindistan ve Yunanistan
başta olmak üzere 27 ülkeden 538
firma ve firma temsilciliğinin katılımıyla, yedi ayrı salonda, 40 bin
metrekare kapalı, 30 bin metrekare açık
sergileme alanından oluşan 70 bin metrekare alanda düzenlendi.
Fuarı ziyaret eden UZTB’nin 45 üyesi
stantlarda ikili iş görüşmeleri yaptı. Mekanizasyon ekipmanları, zirai donanım
ve hayvancılık ekipmanları alım satımı
yapan kurum yetkilileriyle tanışarak
sektörleriyle ilgili yenilik ve gelişmeleri yerinde gören UZTB üyeleri katılımcı
firmalarla iş bağlantıları kurdu.
Fuar gezisi kapsamında UZTB Yöne-
Samsun TSO, işveren ile
iş arayanlara köprü olacak
Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ile İŞKUR
İl Müdürlüğü, işverenin nitelikli eleman sıkıntısını giderme noktasında önemli bir
adım attı. İki kurumun ortaklaşa yapacağı çalışmada,
ilk etapta imalat ve hizmet
sektöründe belirlenecek firmalarla, bire bir görüşülerek
nitelikli eleman ihtiyaç talepleri alınacak. Daha sonra
açılacak, Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri
Projesi (UMEM) ve benzeri
kurslarla nitelikli eleman yetiştirilerek
işverenin talebi karşılanacak.
Samsun TSO’da yapılacak çalışmanın
detaylarının görüşüldüğü toplantıya,
Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkanı
Salih Zeki Murzioğlu, Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı Mustafa Kemal Şa-
hin, İŞKUR İl Müdürü Hasan Kılıçaslan
ve iki kurumun yöneticileri katıldı.
Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, işverenin
nitelikli eleman bulma konusunda ciddi
sıkıntı yaşadığını belirterek, “İşveren nitelikli işçi arıyor, bulamıyor. İşverenleri-
tim Kurulu Başkanı Egemen Aslan, Meclis Başkanı Ahmet Gür ve Meclis Üyesi
Serhat Eren, Bursa Ticaret Borsası’nı
(BTB) ziyaret ederek Meclis Başkanı
Mehmet Aydın’la görüştü. BTB
Meclis Başkanı Mehmet Aydın,
Bursa’nın Türkiye’de yumurta,
salça, meyve, meyve suyu, süt
ve süt ürünleriyle kanatlı ve büyükbaş hayvancılık sektörlerinde
lokomotif şehir olduğunu dile
getirdi. Ziyarette, Uzunköprü ve
Bursa tarımı ve tarımsal sanayinin durumuyla, Uzunköprü için
geliştirilebilecek alternatif sektörler ve yapılabilecek çalışmalar
hakkında fikir alışverişinde bulunuldu.
UZTB Yönetim Kurulu Başkanı Egemen Aslan, Meclis Başkanı
Ahmet Gür ve Meclis Üyesi Serhat Eren
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nı (BTSO)
da ziyaret ederek, BTSO Yönetim Kurulu
Başkanı İbrahim Burkay ve BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Fahrettin Gülener’le
görüştü.
mizin çoğu bunun sebebini mesleki nitelik ve beceri eksikliği olarak belirtiyor.
Her işverenin nitelikli çalışana ihtiyacı
var. Yani Türkiye’nin temel sorunu mesleksizlik sorunudur” dedi.
İŞKUR ile birlikte yürütülecek projeyi çok önemsediklerini belirten Murzioğlu,
“İŞKUR’la kalifiye eleman
sorununun çözümü noktasında Türkiye’de örnek olabilecek güzel bir işbirliğine
imza attık. Proje kapsamında ilk etapta imalat ve hizmet sektöründe belirlenecek firmalarla bire bir anket
çalışması yapılarak, hangi
mesleklerde eleman ihtiyacı var o belirlenecek. Daha
sonra gerekli tüm imkânları
sağlayarak kurs düzenleyeceğiz. Böylelikle hem vasıfsız işçileri meslek sahibi
yapmış olacağız hem de işverenin ihtiyacını karşılamış olacağız. Bu projeyi il
geneline yayacağız. Böylelikle Samsunlu
işverenlerimizin büyük bir sorununu da
çözmüş olacağız” dedi.
EKONOMİK FORUM
105i
ODALAR ve BORSALAR
Alaplı’da ALPORT zirvesi yapıldı
Alaplı Ticaret ve Sanayi Odası
(TSO) koordinasyonunda, bölgedeki TSO
Yönetim Kurulu ve Meclis başkanlarının
katılımıyla ALPORT Alaplı Limanı istişare
toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıya Alaplı Belediye Başkanı Dr.
Nevzat Çimenoğlu, Alaplı TSO Yönetim
Kurulu Başkanı Recep Ocak, Alaplı TSO
Meclis Başkanı Hasan Öztürk, Alaplı TSO
Yönetim Kurulu Başkan yardımcıları Tarık
Yazıcı, Nedim Kaplancan, Alaplı TSO Yönetim Kurulu üyeleri Burak Yaman, Selçuk
Oktay ve Alaplı TSO Genel Sekreteri Taner
Arslan, Karadeniz Ereğli TSO Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Tetiker, Meclis Başkanı
Faruk Yazıcı, Düzce TSO Meclis Başkanı Ertan Civak, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Öz, Meclis Üyesi Şemsi Durdu,
Akçakoca TSO Meclis Başkanı Hüsnü Koç,
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Nazım Pazvant ve iş insanları katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan
Alaplı TSO Yönetim Kurulu Başkanı Recep
Ocak, bölgenin geleceği adına projeye destek olunması gerektiğini vurguladı. Ocak,
“Alaplı Liman Projesi ile Karadeniz Ereğli,
Alaplı Akçakoca, Düzce, Bolu illerimizde
faaliyet gösteren tüm sanayicilerin, imalatçıların, ithalat ve ihracata yönelik çalışan
tüm sektörlerdeki işletmelerin sevkiyatları-
nı hızlandırmak, maliyetlerini daha düşük
seviyelere çekmek, bölgeye bir hareketlilik
kazandırmak, ilçemizde istihdam sağlamak, önemli bir ekonomik girdi sağlamak
amacıyla bu proje hayata geçirildi. Alaplı
OSB limana sadece 2,5 kilometre mesafededir. Hemen yanı başında yer alan Karadeniz Ereğli OSB’de yatırım yapacak firmalar
için ürettikleri ürünleri Alaplı Limanı’ndan
istedikleri bölgelere ya da ülkelere hiç beklemeden zaman kaybetmeden sevkiyat
edebilmeleri rekabet açısından son derece
büyük önem taşımaktadır” dedi.
İş adamı Emrullah Turanlı da, Alaplı Liman Projesi kendisine sunulduğunda yaptığı araştırmalarda bölge halkının, STK’ların,
çevre il ve ilçelerin bu projeye komple destek
verdiğini öğrenince harekete geçtiğini belirterek, “Alaplı, Karadeniz Ereğli, Akçakoca,
Düzce oda başkanlarının proje için zaman
ayırmaları konuya ciddi anlamda destek verdiklerini gösteriyor” ifadesini kullandı.
Karadeniz Ereğli TSO Yönetim Kurulu
Başkanı Yaşar Tetiker, Düzce TSO Meclis
Başkanı Ertan Civak, Akçakoca TSO Meclis
Başkanı Hüsnü Koç da, bu projeye Akçakoca
sanayicisinin ihtiyacı olduğunu, Oda olarak
kendilerinin de bu projeye destek verdiklerini söyledi. Toplantı karşılıklı istişarelerin
ardından sona erdi.
İnebolu TSO Yönetim Kurulu Başkanı
Şakir İşeri, “Bugün itibarıyla vizyonumuzu, misyonumuzu ve kalite politikamızı
da ortaya koyan İSO 9001:2008 Kalite
Yönetim Sistemi Belgemizi alıyoruz. Görevi devraldığımızda İnebolu TSO’nun
İnebolu’ya yakışır, ileriye dönük, çağdaş,
güvenilir, aktif bir oda olmasını hedefle-
dik. Zamanla bu hedefimize
ulaşıyoruz. Bu kapsamda
kalite belgemizi alarak ilk
adımı atmış bulunuyoruz.
Bundan sonraki hedeflerimiz, ilk önce hizmet binamızı yenileyerek 5174 sayılı
TOBB Kanunu’nun verdiği
görev ve sorumluluk ile ilgili
mevzuat çerçevesinde çağdaş
ve modern odacılık ilkesiyle
üyelerimize, halkımıza verdiğimiz hizmet kalitesini artırmaktır. Böylece İnebolu’da sürdürülebilir kalkınma
modellinin oluşumunda söz sahibi olan
örnek saygın ve Avrupa standartlarında
bir oda olmayı hedefliyoruz. Belgelendirme aşamasında emeği geçen bütün arkadaşlarıma ve personelimize çok teşekkür
ederim” dedi
İnebolu TSO
ISO 9001
Belgesi aldı
İnebolu Ticaret ve Sanayi Odası
(TSO), ISO 9001:2008 Kalite Yönetim
Sistemi belgesi aldı. Uzun süreli eğitim ve
yapılan denetimlerle bu belgeyi almaya
hak kazanan İnebolu TSO’da, Kaymakam
Gökhan Görgülüarslan, İlçe Emniyet Müdürü Oktay Topal, İnebolu TSO Yönetim
Kurulu Başkanı Şakir İşeri, İnebolu TSO
Meclis Başkanı Ahmet Çeçen, İnebolu
TSO Yönetim Kurulu ve üyelerinin katıldığı ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi
belgesi takdimi töreni yapıldı.
Törende kalite yönetim belgesini alan
106
EKONOMİK FORUM
ODALAR ve BORSALAR
ASLİDAŞ Bina ve Otomasyon
Temel Atma Töreni yapıldı
Konya Ticaret Borsası (KTB) bünyesinde kurulan Anadolu Selçuklu Tarım Ürünleri ve Lisanslı Depoculuk AŞ
(ASLİDAŞ) tarafından faaliyetine başlanacak olan lisanslı depoculuk için çelik
siloların yapımı son hızla devam ediyor.
ASLİDAŞ’ın faaliyetlerine, toplamda 300
bin ton kapasiteli çelik siloların ilk etapta 100 bin tonluk kısmının bitirilmesiyle
başlanacak. ASLİDAŞ Bina ve otomasyon
sisteminin temel atma töreni Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın katılımıyla yapıldı. Törene, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız,
Konya Valisi Muammer Erol, Büyükşehir
Belediye Başkanı Tahir Akyürek, AK Parti Konya milletvekilleri İlhan Yerlikaya,
Kerim Özkul, Ayşe Türkmenoğlu, Gülay Samancı ve Hüseyin Üzülmez, KOP
BİK Başkanı Prof.Dr. Mehmet Babaoğlu,
TMO yetkilileri, KTB üyeleri ve çok sayıda üretici katıldı.
ASLİDAŞ bina ve otomasyon merkezinin temel atma töreni açılış konuşmasını yapan KTB Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Uğur Kaleli, “Üreticinin
pazarlama sorunu yaşamadan, hazineye
yük getirmeyecek şekilde çağdaş depolama imkânına kavuşması ve pazarlama
mekanizmasının kurulması ancak lisans-
Çanakkale TSO’da girişimcilik
eğitimlerinin yedincisi başladı
lı depoculukla mümkündür. Bugün ülkemizde hububatın %80’i yeterli depolar
olmadan piyasaya sürülüyor. Avrupa ve
ABD’de nerdeyse 100 yıllık bir geçmişi
olan bu sisteme, Türkiye yeni kavuştu.
KTB bünyesindeki ASLİDAŞ’ın 100 bin
tonluk lisanslı depoculuk yatırımıyla bu
çağ değişimini yaşayacağız. Artık üreticimiz, tüccarımız ve sanayicimiz ürünü depolamak üzere, sağlıklı imkânlara
kavuşacak, ürününü hiçbir kaygıya kapılmadan bu lisanslı bu depolara teslim
edecektir. Ayrıca bu sistem sayesinde, tarım ürünleri ticareti kayıt altına alınarak,
kaliteli üretim teşvik edilecektir. Tarımsal üretim miktarı ve kalitesi hakkında
daha kesin veriler elde edilecek, tarımsal
üretimde ve tarımsal ticarette çok daha
etkili politikalar oluşturulacaktır. Sistem
ile üreticimiz, nihai tüketicimiz, sanayicimiz, tüccarımız ve devletimiz kazanacaktır” dedi.
Elektronik Satış Salonu, BorsaKonya
Platformu ve lisanslı depoculuk yatırımlarını gerçekleştiren KTB’nin yeni hedefinin 2023 vizyonuna uygun bir şekilde ticaret merkezleri oluşturulması olduğunu
açıklayan Kaleli, “Ticaret merkezlerinde
bitkisel ve hayvansal ürünler, modern
imkânlarla ulusal ve uluslararası piyasalarla buluşacaktır. KTB olarak, ilk aşamada sekiz ilçemizde kurmayı planladığımız
ve toplam maliyeti 100 milyon dolar olan
ticaret merkezleriyle bölgemiz tarımsal
ticaretin de merkezi olacaktır. Ticaret
merkezlerinin oluşturulması yönünde
çalışmalarımıza gerekli desteğin verileceğine inanıyoruz” ifadesini kullandı.
Çanakkale Ticaret ve Sanayi
Odası’nın (ÇTSO), KOSGEB’le işbirliği
yaparak başlattığı Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri’nin yedincisi başladı.
ÇTSO Kongre ve Fuar Merkezi’nde verilen eğitimler dokuz iş gününü ve eğitimin süresi 70 ders saatini buluyor.
Girişimcilik kurslarının sonunda katılımcılar 27 bin liraya kadar hibe kredi
ve geri dönüşümlü 70 bin liralık yatırım
kredisi alabiliyor.
ÇTSO ile KOSGEB işbirliğinde düzenlenen eğitimlere 30 kişi katılırken,
dersleri konunun uzmanı eğitimci Barış
Göker veriyor.
EKONOMİK FORUM
107i
ODALAR ve BORSALAR
Kütahya TSO, Kütahya’ya
30 girişimci daha kazandırdı
Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası
(KUTSO) ile KOSGEB arasında, kendi işini
kurmak isteyen girişimcilere destek olmak
amacıyla Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi
İşbirliği Protokolü imzalandı.
İmzalanan protokol kapsamında
KUTSO’da, 2-18 Kasım 2013 tarihleri
arasında, 30 katılımcıyla 70 saat süreli
girişimcilik eğitimi gerçekleştirildi. Eğitmen Yrd. Doç. Dr. Aydın Kayabaşı tara-
Bursa TSO’nun “Sinerji
Buluşmaları” devam ediyor
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası
(BTSO) “Sinerji Buluşmaları”nın ikincisi
Orhangazi Ticaret ve Sanayi Odası’nın
(TSO) ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
İznik’te gerçekleştirilen toplantıya, BTSO
Meclis Başkanı Remzi Topuk, Yönetim
Kurulu üyeleri Emin Akça, Fahrettin
Gülener, Hasan Gürses ve Aytuğ Onur
katıldı. Toplantıda ayrıca, Bursa Ticaret
Borsası, Gemlik Ticaret ve Sanayi Odası,
Gemlik Ticaret Borsası, İznik Ticaret ve
Sanayi Odası, Karacabey Ticaret ve Sanayi Odası, Karacabey Ticaret Borsası, Mustafakemalpaşa Ticaret ve Sanayi Odası,
Mustafakemalpaşa Ticaret Borsası, Yenişehir Ticaret ve Sanayi Odası ile Yenişehir Ticaret Borsası da yönetim kurulu ve
meclis başkanları katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay “tanımlanan” değil “tanım108
EKONOMİK FORUM
layan” Bursa olmak için yola çıktıkları
sinerji buluşmalarının önemine dikkat
çekerek, hızla değişen ve dönüşen dünyada ekonomilerin artık ülkeler değil
kentler üzerinden yarıştığını vurguladı.
Burkay, “Ülkelerin gelişmişliğini, cazibe merkezi kentlerinin sayısı ve gücü
belirliyor. Bu nedenle Bursa’yı yalnızca
ülkemizde ve bölgemizde değil dünya-
fından verilen girişimcilik eğitiminde
girişimcilik özellikleri, iş fikri geliştirme,
pazarlama, üretim, yönetim ve finans
planı, iş planı hazırlanması, sunulması
ile örnek uygulamalar konularında kendi
işini kurmak isteyen girişimcilere bilgi
verildi.
Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi’ni tamamlayan ve katılım belgesi almaya hak
kazanan girişimci adaylarının belgeleri,
KUTSO’da düzenlenen törenle, KUTSO
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet
Bağırgan ve KUTSO Yönetim Kurulu üyeleri tarafından takdim verildi.
KUTSO Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Ahmet Bağırgan, girişimcilik eğitimine katılan kursiyerleri tebrik
ederek, başarılar diledi. KUTSO Yönetim
Kurulu Üyesi Enver Özer ve Fatih Alkış da, KOSGEB’le yapılan işbirliğinden
ve KOSGEB Kütahya Hizmet Merkezi
Müdürlüğü’nün çalışmalarından duyulan
memnuniyeti dile getirdi.
Girişimci adayları, Girişimcilik Belgesiyle kuracakları işyerleri için, KOSGEB’in
Yeni Girişimci Desteği’ne başvurabilecek
ve bu destek kapsamında, 30 bin ile 70 bin
larasındaki desteklerden yararlanabilecek.
da bir çekim merkezi yapabilmek için
vizyonumuzu birkaç basamak daha üste
taşımalı, farklı bir gelecek için mutlaka
daha değerli adımlar atmalıyız” dedi.
OTSO Yönetim Kurulu
Başkanı Ergün Efendioğlu
da Orhangazi’nin sanayi ve
tarımda oldukça güçlü durumdayken, turizm açısından
henüz arzu edilen noktaya gelemediğini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İlçemizden geçecek olan
Gebze-Orhangazi-İzmir otoyoluyla birlikte İstanbul gibi
büyük bir metropole olan uzaklığımız 45
dakikaya inecek. Bu sayede ilçemizin turizmden de hak ettiği payı alacağını düşünüyorum. Keramet köyü ılıcasıyla, İznik Gölü’yle, Gürle Dağı yamaç paraşütü
ve doğa yürüyüşü parkurlarıyla, su sporları imkânlarıyla ilçemiz, özellikle hafta
sonları İstanbulluların dinlence merkezi
haline gelecektir.”
ODALAR ve BORSALAR
Fatsa’da “Başarı Öyküleri 1/
İşte Kadın” semineri yapıldı
Fatsa Ticaret ve Sanayi
Odası (FATSO) Kadın Girişimciler Kurulu’nun (KGK) organizasyonuyla Fatsa Kaymakamlığı ve
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün
desteğiyle “Başarı Öyküleri 1/
İşte Kadın” semineri yapıldı.
Seminere Kaymakam Bekir Atmaca, FATSO Yönetim Kurulu
Başkanı Tayfun Karataş, FATSO
KGK üyeleri, öğretmenler ve çok
sayıda vatandaş katıldı.
Seminerin açılış konuşmasını yapan FATSO KGK Başkanı
Ferhunde Olgun, “Yoğun iş programının
arasında Fatsa’ya gelerek kadın girişimcilerle buluşan Koton AŞ Yönetim Kurulu
Başkanı ve TOBB Genç Girişimciler Kurulu
(GGK) Başkanı Gülden Yılmaz’a teşekkür
ediyorum. Ayrıca bu önemli organizasyonun gerçekleşmesinde yoğun çaba har-
cayan FATSO Yönetim Kurulu Başkanı
Tayfun Karataş ve ekibine de sonsuz teşekkürler sunuyorum. Programımızın tüm kadın girişimciler için faydalı geçeceğini ümit
ediyorum” dedi.
FATSO Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Karataş da, “FATSO özellikle kadın
Edirne’de otel sektörünün
sıkıntıları ele alındı
Edirne Ticaret ve Sanayi Odası’nda
(ETSO), düzenlenen ve kentteki otel
sektörünün sorunlarının konuşulduğu toplantıya çok sayıda otel temsilcisi
katıldı. ETSO Yönetim Kurulu Başkanı
Recep Zıpkınkurt toplantının açılış konuşmasında ETSO olarak, tarihsel ve
kültürel zenginliklere sahip Edirne’yi
turizmde daha ilerilere taşımak istediklerini belirtti.
Zıpkınkurt, “Turizm sektöründe
önemli bir yeri olan otel sektöründeki
sorunları konuşmak ve ETSO’dan beklentilerinizi dinlemek için bu toplantıyı
gerçekleştirdik. Valilikten, ETSO’dan ve
Belediyemizden beklentilerinizin neler
olduğunu bilmek istiyoruz. El ele, kol
kola girerek sorunları çözüme kavuşturacağımıza inanıyorum. ETSO olarak
her zaman sizlerin yanınızdayız” dedi.
Edirne’de otel sektörüne yeni katılanları
da tebrik eden Zıpkınkurt, Edirne’ye yap-
tıkları yatırımlardan dolayı teşekkür etti.
ETSO’da göreve geldiklerinden bu yana
Edirne turizmi için çalışma yaptıklarını
söyleyen Zıpkınkurt, turizmde tanıtımın
sürekliliğinin sağlanması için yelpazenin
genişletilerek çeşitliliğin artırılması gerektiğini ifade etti. Zıpkınkurt, “Food in
Life” dergisi organizasyonuyla 2013’ün
eylül ayında yemek yazarı, gurme ve beş
yıldızlı otellerin mutfak şeflerinden oluşan yaklaşık 40 kişilik bir heyetin yemek
girişimcilerimize önem veren kurumların
başında geliyor. TOBB Başkanı M. Rifat
Hisarcıklıoğlu, Türkiye genelinde kadın
girişimcilere heyecan yaşatıyor, Biz de
bunu Fatsa’da yaşatmaya çalışıyoruz. Nüfusunun yarıdan
fazlası kadın olan bir ülkede,
ticaret açısından bakıldığında
aynı oranı göremiyoruz. Bu
noktada FATSO KGK güzel çalışmalara imza atıyor” ifadesini kullandı.
Seminerin açılış konuşmalarının ardından TOBB GGK
Başkanı Gülden Yılmaz, “Fatsa bizim başımızı döndürdü,
çok etkilendik ve unutmamız
mümkün değil. Kadınlarımız,
Türkiye’miz için çok büyük bir
değer. Fatsalı kadın girişimcileri bir arada
görmek çok önemli ve girişimcilik konusunda kendilerine naçizane rol modeli olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Yılmaz, iş yaşamından örnekler verdiği
konuşmasının ardından “Başarı Öyküleri 1”
adlı sunumu yaptı.
çeşitlerini yerinde tatmak, ticarileştirmeye yönelik değerlendirmeler ve önerilerde
bulunmak amacıyla Edirne’yi ziyaret edeceğini belirtti. Zıpkınkurt, bu ziyaretin
Edirne’nin turistik tanıtımında yararlı
olacağını vurguladı.
ETSO Meclis Başkanı Mehmet Eren
de, turizmde önemli bir yere sahip otel
sektörünün sorunlarının olduğuna dikkat
çekerek, “Toplantı sonunda çıkacak sonucu ilgili mercilere ileteceğiz. Toplantı, sektörün sorunlarının çözülmesi noktasında
önemli bir adım olacak” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından, otel
temsilcileri kendilerini tanıtarak sektörle
ilgili sorunları dile getirdi.
EKONOMİK FORUM
109i
ODALAR ve BORSALAR
Aydın’da “Hayallerimiz Gerçekleşsin”
imza kampanyası başladı
Aydın Sanayi Odası
(AYSO), Aydın Ticaret Odası
(AYTO), Aydın Ticaret Borsası
(ATB) ile Aydın Ziraat Odası tarafından Çıldır Havaalanı’nın
yolcu taşımacılığına açılması
ve 2023 yılı Yatırım Programına alınan İzmir-Aydın Denizli Hızlı Tren Taşımacılığı
Projesi’nin 2014 yılında başlatılması için “Hayallerimiz
Gerçekleşsin” temasıyla imza
kampanyası düzenlendi. “Bir
imza da sen at” sloganıyla
başlatılan kampanya boyunca
toplanan imzalar, Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı’na iletilecek.
AYTO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ülken, “Aydın 2014 Mart ayı itibarıyla artık büyükşehir statüsünde olacak.
Günümüzdeki ticari imkânlar, lojistik
maliyetler, ulaşım ve iş insanlarının birbirleriyle iletişimlerinin maliyetleri düşünüldüğünde Aydın’da mutlaka hem
hava yolunun hem de demir yolunun
aktif olması gerekiyor. Buna paralel olarak da uzun süredir gündemde olan Çıldır Havaalanı’nın yolcu taşımacılığına
ve aynı zamanda tarımsal ürünlerimizin
transferine imkân sağlayabilecek şekilde
hazır hale getirilmesi şart. Dolayısıyla
2023 planının içerisine dâhil edilmiş olan
Hızlı Tren Projesi’nin 2023 beklenmeden
2014 yılı itibarıyla Aydın’a kazandırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yönde
üyelerimizden ve kamuoyundan destek
gördüğümüz için bir imza kampanyası
başlattık. Aydınlıların bu konuda duyarlı
olduğunu biliyoruz” diye konuştu.
AYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yunus Şahin de, “Aydın, Muğla ve
Biga’da girişimci adayları
belgelerini aldı
Biga Ticaret ve Sanayi
Odası (TSO) ile KOSGEB işbirliğiyle düzenlenen Uygulamalı
Girişimcilik Eğitimi’ni başarıyla bitiren kursiyerlere belgeleri
verildi.
Biga TSO’da yapılan Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi
belge törenine, Biga Kaymakamı Fatih Genel, Biga Belediye
Başkanı Mehmet Özkan, KOSGEB Çanakkale Hizmet Merkezi Müdürü Erdoğan Yüksel, Biga İş
Adamları Derneği Başkanı Habib Yeni,
Biga TSO Yönetim Kurulu Başkanı Şa110
EKONOMİK FORUM
dan Doğan, Biga TSO Yönetim Kurulu
ve Meclis üyeleri, Biga Ticaret Borsası
Genel Sekreteri Halil Erol, basın men-
Denizli’nin demir yolu projesi uzun zamandır devam
ediyor. Aydın için demir yolu
olmazsa olmaz. Projenin 2014
yılına dâhil edilmesi için bir
imza kampanyası başlattık.
Bu kampanyaya Aydın halkı
büyük ilgi gösteriyor. Bu ilgiye
layık bir sonuç almak istiyoruz. Havaalanıyla ilgili olarak
da çalışmalar devam ediyor
hatta son aşamalara gelindi.
Türk Hava Yolları (THY) konuyla ilgileniyor” ifadesini
kullandı.
ATB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan
Bosnalı, hem havaalanının hem de tren
yolunun Aydın’ın ihtiyacını olduğunu ifade ederek, “2023 yılı dâhilinde Hızlı Tren
Projesi onaylandı, ama biz bunun daha
erkene alınmasını istiyoruz. Bununla beraber havaalanı konusunda da ısrarcıyız.
Zaten bu yönde çalışmalar devam ediyor.
Ama hızlandırılması konusunda istikrarlı
bir şekilde hareket etmek zorundayız. Bu
nedenle de bir imza kampanyası başlattık. Havaalanı ve hızlı tren Aydın ekonomisini de canlanacaktır” dedi.
supları ile girişimci adayları katıldı.
Biga TSO Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Doğan törende yaptığı konuşmada,
“Bu eğitimler, yeni iş yerlerinin açılmasına ve yeni istihdam alanlarının
oluşmasına katkı sağlamaktadır.
Türkiye’mizin 2023 hedeflerine
ulaşmasında girişimcilik anahtar
rol üstlenmektedir. Eğitimlere
katılan girişimcilerimiz yalnızca
kendilerine değil, ülke ekonomisine de katkı sağlayacaklardır.
Eğitimci Selim Gökaslan tarafından iki haftada verilen bu eğitim
en üst düzeyde katılımla gerçekleştirildi. Eğitimleri başarıyla
tamamlayıp yeni iş fikirlerini
hayata geçirenlere, 30 bin lira hibe ve 70
bin liraya kadar da faizsiz kredi desteği
veriliyor” dedi.
ODALAR ve BORSALAR
Erzurum TSO, KUYAP’la KOBİ’lerin eğitim
merkezi olmayı hedefliyor
Erzurum Ticaret ve Sanayi
Odası’nın (ETSO) ev sahipliğinde Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) ile aralarında ETSO’nun
da bulunduğu beş oda tarafından finanse edilen, Çalışanların
ve İşverenlerin Küresel Ekonomideki Değişimlere Uyum Yeteneğinin Artırılması Projesi’nin
(KUYAP), ilk tanıtım toplantısı
gerçekleştirildi. Toplantıya Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Hikmet Koçak, Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut, ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik, ETSO
Meclis Başkanı Saim Özakalın, ETSO
Yönetim Kurulu ve Meclisi üyeleriyle,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
TOBB, AB Türkiye Delegasyonu temsilcileri, proje illerinden yetkililer, projeyi
yürüten Teknik Destek Ekibi uzmanları
ve basın mensupları katıldı.
ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik toplantının açılış konuşmasında, kısa adı KUYAP olan projenin,
sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ve
sosyal kalkınma adına, insan kaynaklarına yatırımda bulunarak işveren ve
çalışanların küresel ekonomideki değişimlere uyum yeteneğini artırmayı hedeflediğini belirtti. Projenin, ETSO’nun
ortak olduğu önemli eğitim projelerinden biri olduğunu vurgulayan Yücelik,
“24 aylık bir uygulama sürecine sahip
olan KUYAP’ın başarıya ulaşması için
projeye Odamız kadar üyelerimizin de
sahip çıkması büyük önem taşıyor. Neyi,
nasıl ve ne zaman yapmamız gerektiğini çok iyi etüt etmemiz
gerekiyor. Bunun en iyi yöntemi
de iyi bir eğitim almaktır. ETSO
olarak, KOBİ’lerimizin yönetici
ve çalışanlarının ücretsiz eğitim ile danışmanlık hizmetleri
alabilmesi için üzerimize düşeni
yapıyoruz. KOBİ’lerimizden de
aynı heyecan ve istekle bu projelere sahip çıkmasını bekliyoruz.
Odamız, ilimizin ve bölgemizin
kalkınmasına katkı sağlayacak
bütün kurum ve kuruluşlara her
türlü desteği veriyor. Başta AB projeleri
olmak üzere Odamıza gelen bütün işbirliği tekliflerine şehrimizin ve üyelerimizin fayda sağlaması adına sahip çıkıyoruz” diye konuştu.
Toplantıda KUYAP Teknik Destek
Ekip Lider Vekili Carlo Penco, projenin
tanıtım sunumunu yaptı. Penco, yeni
koşullara uyum sağlamak için, değişimin hayatın gerçeği olduğu bilinciyle
davranış biçimlerinin de yenilenmesi
gerektiğini dile getirdi.
Karacabey TSO, “Karar Vericiler İçin
Üçüncü Göz” semineri düzenledi
Karacabey Ticaret ve Sanayi
Odası’nın (KTSO) seminer ve eğitim
faaliyetleri kapsamında 5’inci Meslek
Komitesi’nin organizasyonuyla Karar
Vericiler İçin Üçüncü Göz semineri yapıldı. Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü
İstatistik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Erkan Işığıçok’un sunumunda
gerçekleştirilen seminere KTSO üye ve
çalışanlarıyla Karacabeyliler katıldı.
Küreselleşmenin acımasız rekabet
koşullarında girişimcilere, yöneticilere,
politikacılara ve tüm karar vericilere artık iki gözün yetmediğini anlatan Prof.
Dr. Erkan Işığıçok, gelinen noktada insanların karar alırken farklı bir gözle bak-
masının kaçınılmaz olduğunu ve pek çok
firmanın rekabet koşullarına dayanamayarak yok olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Işığıçok, başarılı yapılan istatistiğin olaylardan önce doğru karar
aşamasında önleyici tedbirler almaya katkı sağlayan, yenilikçi ve sistematik yaklaşımlara sahip olduğunu belirtti. Ar-Ge
ve inovasyon kavramları doğrultusunda
firmaların çalışmalarını hızlandırmaları
gerektiğine de değinen Prof. Dr. Işığıçok,
istatistik verilerin önemine dikkat çekti.
Seminerin sonunda Karacabey TSO
Yönetim Kurulu Başkanı Naci Güncü,
katılımcılara teşekkür ederek, Prof. Dr.
Erkan Işığıçok’a günün anısına bir tablo
hediye etti.
EKONOMİK FORUM
111i
ODALAR ve BORSALAR
Arı sütü ve polen üretimi
eğitimini bitiren 147 arıcı
sertifika aldı
Marmaris Ticaret Odası (MTO)
Osmaniye Köyü Marmaris Bal Evi’nde,
Marmaris Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü, İlçe Tarım, Hayvancılık ve Gıda
Müdürlüğü, Marmaris Bal Evi ve Muğla
Üniversitesi işbirliğiyle arı sütü ve polen
üretimine yönelik eğitim gören 147 arıcı
sertifikalarını aldı.
Marmaris Bal Evi’nde düzenlenen
sertifika törenine il ve ilçelerin Tarım,
Hayvancılık ve Gıda müdürlerinin yanı
sıra MTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Baysal, Marmaris Halk Eğitim Merkezi Müdürü Kazım Doğan, Jandarma
Komutanı Yarbay Cafer Öz, Müftü Hasan
Ersöz, daire amirleri, civar köy muhtarları ve arıcılar katıldı.
Sertifika töreninde sertifika alan
arıcılar adına konuşma yapan Mehmet
Kaya, arı sütü üretimine başladıktan
sonra gelirinde artış olduğunu belirtti.
Osmaniye Köyü Muhtarı Hasan Hüseyin
Aydın da konuşmasında, “Artık halkımız
ve turistler Çin’den gelen ithal arı sütünü
değil Osmaniye Arı Sütü’nü yiyecekler”
dedi. Aydın, kaliteli ürün üretildiği takdirde arıcının da emeğinin karşılığını alacağını söyledi. Aydın ayrıca, Marmaris’te
bir soğuk hava deposunun kurulması
gerektiğine dikkat çekerek, kurum ve kuruluşlardan destek istedi. Marmaris İlçe
Tarım, Hayvancılık ve Gıda Müdürü Nazif Çiftçi de, 147 arıcıya arı sütü ve polen
üretimiyle ilgili hem teorik hem de uygulamalı eğitim verildiğini, bu eğitimlerden
sonra kovan başına yaklaşık 5 kilogram
artış beklediklerini dile getirdi. Üretimin
ve kalitenin artması için eğitim verildiğine dikkat çeken Çiftçi, “Çin’den gelen arı
sütü yerine bölgemizde üretilen arı sütünü tüm dünyaya pazarlamalıyız” dedi.
Konuşmaların ardından arıcılara sertifikaları dağıtıldı. Bal Evi’ni gezen arıcılara
ve davetlilere ballı yoğurt, ballı lokma ve
gözleme gibi çeşitli ikramlarda bulunuldu.
Denizli TO, KOSGEB Müdürü Erkoç ve
Ticaret Lisesi öğrencilerini ağırladı
Denizli Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Özer, Küçük
ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve
Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB)
Denizli Müdürü Selim Erkoç ile beraberindeki Ticaret Lisesi öğretmen ve öğrencilerini kabul etti.
Ziyarette konuşan KOSGEB Denizli
Müdürü Selim Erkoç, Avrupa KOBİ Haftası kapsamında DTO’yu ziyaret ettiklerini belirterek, “Türkiye’deki işletmelerin
%99’u KOBİ’dir. Bu KOBİ’lerin de çatı kuruluşu olan DTO’nun faaliyetlerinin öğrencilerimiz tarafından yakından tanınması amacıyla bir ziyaret gerçekleştirdik”
diye konuştu.
Üyelerinin KOBİ’lerden oluştuğunu ifade eden DTO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Özer, konuşmasına şöyle devam etti:
“DTO’da Yönetim Kurulu Başkanı olmamın yanında şu anda TOBB Yönetim
112
EKONOMİK FORUM
Kurulu Üyesi’yim. Denizli’de 15 bin, TOBB
bünyesinde de 1,5 milyon üyemiz var. Yasal mevzuat çerçevesinde ve sosyal sorumluluğumuz gereği Denizli’de çeşitli faaliyetler gerçekleştiriyoruz. KOBİ’lerden oluşan
üyelerimizin işlerine katkı sağlaması, yeni
müşteriler edinmeleri amacıyla yurt içinde
düzenlenen fuarlara ücretsiz olarak katılımlarını sağlıyoruz. Ayrıca yurt dışında
düzenlenen fuarlarda da
yeni teknolojilerle tanışmalarını ve yeni pazarlarda yer edinebilmeleri
için KOSGEB destekli iş
seyahatleri düzenlenmeye
başladık.”
Denizli’nin üreten ve
ürettiğini dünyanın 174
ülkesine ihraç eden bir yapıda olduğunu dile getiren
Özer, “İhracat sıralamasında Denizli sekizinci sıradadır. Dolayısıyla
şanslı bir ilde yaşıyoruz” ifadesini kullandı.
Özer, öğrencilere mutlaka bir sivil
toplum kuruluşunda görev almalarını
tavsiye ederek, “Hangi işle meşgul olursanız olun, işinizi aksatmadan bir sivil
toplum kuruluşuna üye olun. Zira bu sosyal bir sorumluluktur ve sizlerin ufkunu
daha da açacaktır” dedi.
Ô Alaattin AKTAŞ
GÖSTERGELER
[email protected]
PROJEKSİYON
REEL KUR:
% 0.01 artarak neredeyse
Çok geriye gitmeye geDöviz yukarı,
reel kur aşağı…
sabit kalmıştı. Buna karşırek yok, daha yıl ortalarınlık, TL’ye karşı ay ortalamada Merkez Bankası “Reel
Aylık
ortalama
Reel kur
endeksi
sı bazında dolar %1.6, euro
efektif döviz kuru endeksi
Dolar
Euro
ise %0.6 değer kazanmıştı.
120’nin çok üstüne çıkma
Ocak
120,57
1,7639 2,3414
Yarım dolar ve yarım euroeğilimi gösterirse, yani TL
Şubat
119,75
1,7699 2,3689
dan oluşan döviz sepetinde
reel olarak çok değer kazaMart
120,32
1,8072 2,3448
ise %1 düzeyinde bir artış
nırsa müdahale ederiz, hele
Nisan
121,41
1,7965 2,3355
olmuştu. Enflasyon sabit
hele 130’un üstüne çıkılırsa
Mayıs
119,82
1,8228 2,3666
kalırken dövizin artması
çok sert önlemleri devreye
Haziran
115,29
1,8945 2,4987
TL’nin değer yitirdiği anlasokarız” görüşünü dile geTemmuz
114,59
1,9305 2,5240
mına geliyordu ve bunun
tiriyordu. Ama ne zamanki
Ağustos
111,77
1,9547 2,6018
doğal sonucu olarak da reel
FED mayısta bir açıklamayEylül
108,68
2,0171 2,6902
efektif döviz kuru geriledi.
la tüm dengeleri değiştirdi,
Ekim
110,23
1,9903 2,7132
Kuşkusuz reel efektif
bizde de artık TL’nin değerKasım
109,41
2,0217 2,7291
döviz kurunu belirleyen
lenmesinden ve bunun sayalnızca TL’nin dolar ve eukıncalarından söz edilmez
roya karşı olan durumu ve bizde oluşan enfoldu. Artık gündemde TL’nin çok değer yitirlasyonun düzeyi değil. Reel kur endeksi, çok
mesi gerçeği vardı.
sayıda döviz ve karşı ülkelerdeki enflasyon
Reel efektif döviz kuru endeksi kasım
da dikkate alınarak hesaplanıyor. Ancak, çok
ayında 109.41’e indi ve ekim ayındaki 110.23’e
açık ki, reel kur hesabında dolar ve euronun
göre %0.7 geriledi. Ekim ayı endeksinin daha
önemli bir ağırlığı var. Ayrıca, karşı ülkelerönce 109.99 olarak açıklandığını ve revize
deki enflasyon da çok fazla etki yaratmamış
edildiğini belirtelim.
olacak ki, kur artışının tam tersi olarak reel
Reel efektif döviz kuru endeksinin kasımefektif döviz kuru endeksinde bir geri gidiş
da ekime göre gerilemesi zaten beklenen bir
oldu.
durumdu. Kasımda tüketici fiyatları yalnızca
Zaten grafikteki eğri de yarım dolar ve yarım eurodan oluşan döviz sepetiyle reel efektif
Döviz ve reel kur
döviz kuru endeksinin tam zıt yönlü bir gelişme sergilediğini gösteriyor.
yengeç gibi
TL FAZLA DEĞER YİTİRMİŞ SAYILIYOR
2003 yılı baz alınarak, yani söz konusu
yılın ortalaması 100 kabul edilerek oluşturulan reel efektif döviz kuru endeksinin, kasım
ayında 109.41 düzeyinde bulunduğunu belirttik. Merkez Bankası, reel efektif döviz kuru
endeksinin her yıl ortalama 1.5 puan kadar
büyümesinin normal olduğu görüşünde. Yani
şu durumda endeksin 115 dolayında olması
EKONOMİK FORUM
113i
GÖSTERGELER
gerekiyor. Oysa endeks, 109.41’e gerilemiş
durumda.
Eğer 115’i olması gereken düzey ve bir
hedef kabul edersek, endeksin buraya gelebilmesi için TL’nin hızla değerlenmesi, yani başta dolar ve euro olmak üzere yabancı paraların
TL’ye karşı gerilemesi gerekecek.
Endeksin 115’e çıkmasının bir başka yolu
da, kurda fazla bir oynama yaşanmadan enflasyonun hızlanması olacak. Enflasyon çok
yüksek seyrederken, kur artışının bu hıza ayak
uyduramaması TL’nin değerlenmesi anlamına
gelecek, sonuçta bu durum da reel efektif döviz
kurunu yukarı çekecek. Ama elbette böyle bir
amaç olamaz. Reel efektif döviz kuruyla ilgili
düzey bir amaç değil, çünkü reel kur bir sonuç.
kısa sürede 2.40’ın üstüne çıktı ve bu düzeyde
salınacak gibi.
Dolayısıyla kurun biraz daha yukarı gidecek gibi görünmesi, en azından mevcut
tabloya göre böyle bir eğilimin belirmesi, reel
efektif döviz kuru endeksinin aralık ayında bir
miktar daha gerileyeceğinin öncü göstergesi
gibi. Ancak, tabii ki, aralık ayında yaşanacak
enflasyon da reel efektif döviz kurunun alacağı düzeyde önemli rol oynayacak. Aralık enflasyonu, akaryakıta gelen zamların etkisiyle
yüksek çıkarsa ve kur artışı daha düşük kalırsa, bu kez de reel efektif kuru yönünü yukarı
çevirecek.
DEĞER KAYBI HIZLANACAĞA BENZİYOR
Reel efektif döviz kuru endeksinin yükselmek bir yana önümüzdeki dönemde biraz
daha gerilemesi söz konusu olabilir. Yarım
dolar ve yarım eurodan oluşan döviz sepetinin
kasım ayı ortalaması 2.37 oldu. Oysa sepet
Önce bardağın dolu tarafına bakalım…
Enflasyonun 2013’ü % 8’in üstünde kapatma riski pek kalmadı. Bu risk tümüyle ortadan kalkmadı ama yine de çok azaldı. Kasım
ayındaki %0.01’lik artıştan, yani neredeyse
hiç değişmeyen fiyatlardan sonra 11 aylık artış %6.91 oldu, yıllık artış da %7.32’ye indi.
2013’ü, çok büyük olasılıkla %8’in altında kapatabileceğiz. Bu, bardağın dolu tarafı.
Ama bardağın tümü dolu değil ki… Bardağın en az yarısı da boş. Biz yıla hangi enflasyon hedefiyle başladık, %5.3 ile. Son olarak tahminimizi kaça çıkardık, %6.8’e. Yani
hedefin çok uzağındayız, büyük olasılıkla
tahminin de bir miktar uzağında kalacağız.
Dolayısıyla enflasyon %8’e ulaşmayacak
diye (ulaşmazsa eğer) sevinelim sevinmesine
de, arada bir de hedefe bakıp ne oldu da bu
kadar sapma yaşadık diye kendimize soralım.
3
2
1
0
ENFLASYON:
-1
Ocak
2012
0.56
2013 1.65
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haz.
Tem.
Ağus.
Eylül
Ekim
Kas.
Ara.
0.56
0.30
0.41
0.66
1.52
0.42
-0.21
0.15
-0.90
0.76
-0.23
0.31
0.56
-0.10
1.03
0.77
1.96
1.80
0.38
0.02
0.38
12
10
8
6
4
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haz.
Tem.
Ağus.
Eylül
Ekim
Kas.
Ara.
2012 10.61
10.43
7.03
10.43
7.29
11.14
6.13
8.28
6.51
8.87
8.30
9.07
8.88
8.88
8.17
9.19
7.88
7.80
7.71
6.37
7.32
6.16
2013
114
7.31
EKONOMİK FORUM
RİSK AZALDI AMA BİTMEDİ
2013 enflasyonunun %8 eşiğini geride
bırakma riski azaldı, ama tümüyle bitmedi.
Aralık ayı başında LPG ve benzine gelen yüklü zamların etkisiyle enflasyonda bir hızlanma görülmesi şaşırtıcı olmaz.
Kaldı ki bu yılın fiyatlara henüz tam olarak yansımadığı belirtilen olumsuz tortusu
da kur artışı. TL’deki değer kaybından kaynaklanan yükün maliyetlere tam olarak yansımadığı görüşü hâkim. Bu yansıma aralıkta
mı olur, yoksa daha sonraki aylara mı sarkar,
zaman içinde göreceğiz.
Dolayısıyla mevcut durumda, “TÜFE’nin
ağırlıklı olarak %8’in altında kalacağını, küçük bir olasılıkla bu düzeyin aşılacağını” söylemek en doğrusu. Yeri gelmişken belirtelim,
aralık ayındaki artış %1.1 olursa, yıllık oran
%8’in az da olsa üstüne çıkabilir.
BİR BAKIŞTA ÜÇ YILIN EKONOMİK GÖSTERGELERİ
ÜFE
(% değ.)
2011
2012
2013
Ocakk
O
2.36
0.38
-0.18
Şubat
Ş b t
1.72
-0.09
Mart
M t
1.22
0.36
Nisan
Ni
0.61
0.08
M
Mayıs
0.15
0.53
-0.13
0.81
-0.51
1.00
TÜFE
(% değ.)
2011
2012
2013
0.41
0.56
1.65
0.73
0.56
0.42
0.41
0.87
1.52
2.42
-0.21
0.30
0.66
0.42
0.15
İhracat (Aylık)
(milyon $)
2011
2012
2013
9 551
10 348
11 484
10 059
11 748
11 811
13 209
12 388
13 125
11 873
12 630
12 471
İthalat (Aylık)
(milyon $)
2011
2012
2013
16 905
17 469
18 802
17 520
17 787
21 643
20 677
20 559
T
Tem.
-0.03
-0.31
Ağ
Ağus.
1.76
0.26
EEylül
lül
1.55
1.03
Eki
Ekim
1.60
0.17
K
Kasım
0.65
1.66
1.46
0.99
0.04
0.88
0.69
0.62
-1.43
-0.90
-0.41
-0.23
0.73
0.56
0.75
1.03
3.27
1.96
1.73
0.38
0.76
0.31
-0.10
0.77
1.80
0.01
10 943
13 132
13,279
11 350
13 231
12,396
11 860
12 831
13,066
11 245
12 831
10 751
12 953
11 907
13 191
11 079
13 753
12 477
12 605
11,149
13,077
12,105
20 953
19 273
22 825
21 107
21 750
23,245
21 605
20 438
21,011
21 061
20 835
22,967
19 679
18 828
21 204
19 924
19 919
18 787
18 649
20 948
20 594
19 827
18,195
20,624
19,480
Cari denge
(milyon $)
2011
2012
2013
-5,939
-5,805
-5,798
-5,960
-4,263
-9,461
-6,259
-5,628
-7,538
-4,585
-8,106
-7,695
-5,348
-7,597
-7,612
-3,993
-4,774
-5,150
-4,134
-6,306
-4,143
-1,180
-5,236
-4,078
-6,507
-4,877
İç borç stoku
(milyar ¨)
2011
2012
2013
353.3
372.2
389.0
357.5
377.0
362.0
374.7
393.6
362.7
375.9
395.2
362.7
377.7
395.8
363.9
382.1
401.0
366.4
387.8
368.8
386.5
390.9
359.9
375.2
392.8
İç borç faizi
(%)
2011
2012
2013
7.73
10.49
6.46
8.67
9.41
8.96
9.55
9.03
9.63
8.83
9.46
9.14
9.10
9.13
8.00
10.46
7.16
10.34
5.77
6.17
6.47
6.56
5.69
8.37
Bütçe geliri
(Aylık)
(milyon ¨)
2011
2012
2013
23,499
28,087
36,872
24,556
27,518
20,674
21,813
23,523
29,131
27,133
30,826
26,686
24,804
29,032
33,362
24,057
27,302
Bütçe gideri
(Aylık)
(milyon ¨)
32,500
24,768
30,488
34,901
31,404
37,086
31,905
30,122
30,018
2011
2012
2013
22,494
26,347
30,933
23,568
30,159
26,792
27,344
22,467
27,719
24,298
26,239
23,597
31,074
24,226
28,302
29,495
31,822
23,932
29,037
24,574
31,749
26,886
27,943
42,279
42,758
33,948
30,157
29,893
30,337
32,603
36,774
35,050
34,847
33,188
Reel kur end.
(TÜFE’ye göre)
(2003=100)
2011
2012
2013
121.23
112.48
120.57
117.38
115.94
115.87
114.23
118.37
115.95
117.29
116.83
113.34
117.02
109.45
118.26
103.57
118.89
104.96
116.28
106.74
117.39
110.49
119.39
109.63
118.18
119.75
120.32
121.41
119.82
115.29
114.59
111.77
108.68
110.23
109.41
Aylık Ort. $
(¨)
2011
2012
2013
1.5538
1.8389
1.7639
1.5828
1.7511
1.5747
1.7793
1.5156
1.7798
1.5642
1.7970
1.5940
1.8161
1.6467
1.8049
1.7442
1.7858
1.7865
1.7956
1.8271
1.7941
1.8038
1.7855
1.7699
1.8072
1.7965
1.8228
1.8945
1.9305
1.9547
2.0171
1.9903
2.0217
Aylık Ort.Euro
(¨)
2011
2012
2013
2.0738
2.3723
2.3414
2.1597
2.3146
2.2026
2.3504
2.1869
2.3432
2.2489
2.3052
2.2934
2.2747
2.3528
2.2222
2.4998
2.2113
2.4636
2.3051
2.4990
2.3283
2.4469
2.2909
2.3689
2.3448
2.3355
2.3666
2.4987
2.5240
2.6018
2.6902
2.7132
2.7291
Mevduat
(Milyar ¨)
2011
2012
2013
378.1
416.7
470.2
388.2
412.3
394.8
416.5
394.7
420.9
408.9
419.4
411.2
427.3
415.2
434.3
409.7
454.8
475.0
480.1
489.1
501.9
511.2
DTH
(Milyar $)
2011
2012
2013
97.3
105.1
116.3
100.3
107.9
106.0
106.6
108.3
108.6
104.0
106.0
104.0
108.3
112.1
111.3
114.8
111.8
108.9
113.7
118.8
122.1
125.2
126.7
Kredi
(Milyar ¨)
2011
2012
2013
429.0
562.6
668.3
442.5
564.8
452.0
581.9
467.4
590.2
485.2
601.3
499.0
615.0
514.6
612.1
534.0
625.8
544.6
632.0
545.3
635.5
552.0
649.6
688.3
704.5
718.3
757.8
783.7
790.3
821.9
837.7
837.4
860.3
Tük.kredileri
(Milyar ¨)
2011
2012
2013
127.3
162.1
188.2
130.5
162.9
134.4
165.3
140.3
167.0
144.6
169.1
149.7
172.3
152.7
173.2
154.8
175.4
157.0
177.4
159.3
179.5
159.8
182.3
192.5
197.2
200.9
207.6
213.6
218.1
222.3
225.8
227.7
232.1
Kredi kartları
(Milyar ¨)
2011
2012
2013
44.8
58.0
76.9
45.3
58.6
45.9
59.9
47.1
62.0
49.3
64.1
51.1
65.7
52.3
67.5
53.5
68.7
54.2
70.8
55.1
72.5
55.4
73.1
77.2
78.2
80.9
83.1
84.5
84.5
87.6
89.7
89.5
90.3
San.ür.ende.değ. (%)
(Arındırılmamış
endekse göre)
2011
2012
2013
19.1
2.6
2.3
14.3
5.4
11.7
3.7
0.1
9.6
2.7
4.7
9.7
6.0
1.9
9.9
2.1
2.9
7.0
3.3
5.9
5.7
-2.6
14.2
4.9
10.3
-6.3
8.7
13.3
3.7
-2.8
1.5
-1.3
6.4
San.ür.ende.değ. (%)
(Arındırılmış
endekse göre)
2011
2012
2013
19.1
1.6
2.0
14.4
2.5
11.9
3.7
9.7
4.0
8.6
5.7
10.0
2.1
8.4
3.3
8.1
0.5
8.3
3.5
10.4
0.8
7.0
3.8
3.8
-1.8
4.4
1.4
3.5
1.0
4.2
4.6
-0.1
6.4
Protestolu senet
(Milyon ¨)
2011
2012
2013
419.9
326.3
380.4
368.0
362.1
369.3
384.4
395.0
458.2
474.6
479.1
485.0
494.2
729.0
430.0
414.0
467.0
510.6
583.3
571.4
615.8
690.6
721.8
769.2
681.3
534.1
543.0
568.1
636.2
592.9
710.1
590.9
649.0
646.0
Dış borç öde.
(Milyon $)
2011
2012
2013
1,743
1,756
2,810
1,024
1,121
1,094
840
910
676
899
1,263
1,614
570
823
2,127
1,235
789
962
902
583
1,129
1,067
931
869
653
1,008
997
644
957
498
666
337
846
696
579
19 395
-5,076
Haziran
H i
0.01
-1.49
-3,741
-1,326
-6,110
-2,657
-2,434
-3,281
366.6
384.9
366.6
387.7
368.0
391.3
404.4
407.9
406.9
8.94
7.93
8.14
7.89
8.43
7.52
9.03
9.27
9.79
8.51
20,714
28,056
32,256
30,250
22,061
23,207
22,633
27,345
421.7
414.5
408.0
515.8
436.5
513.1
445.7
529.9
449.5
525.6
102.5
107.8
100.7
107.9
98.0
109.8
103.8
110.8
Aralık
1.00
0.12
0.58
0.38
1.8589
1.7791
2.4522
2.3332
417.3
470.7
528.1
100.3
110.0
100.6
113.4
565.6
665.2
162.1
185.9
56.4
75.2
EKONOMİK FORUM
115i
GÖSTERGELER
GSYH
Fiyatlar
(yüzde değişim)
Birinci çeyrek
İkinci çeyrek
Üçüncü çeyrek
Dördüncü çeyrek
Yıllık
2013
2.9
2012
3.1
4.4
2.8
1.5
1.4
2.2
2011
12.4
9.3
8.7
5.3
8.8
(yüzde değişim)
2010
12.6
10.4
5.3
9.3
9.2
2013
.On bir aylık
.Yıllık
.Yıllık ortalama
2012
Değ.(%)
ÜFE
.Kasım
2012
0.62
5.80
5.67
4.10
TÜFE
.Kasım
1.66
2.58
3.60
6.98
.On bir aylık
.Yıllık
.Yıllık ortalama
2013
2012
0.01
6.91
7.32
7.39
0.38
5.76
6.37
9.26
Repo Hacmi (Bin ¨)
Dış Ticaret (Milyon $)
2013
Ekim
. Müşterilerle yapılan
. İhracat
12,105
13,191
-8.23
. İthalat
19,480
18,787
3.69
. Açık
-7,375
-5,596
31.79
62.1
70.2
.İhracat/ithalat (%)
. Mali kuruluşlar arasında yapılan
02/12/13
03/12/12
Değ. (%)
1,757,186
1,432,733
22.65
32,315,221
18,847,147
71.46
Merkezi Yönetim Bütçesi (Milyon ¨) (Ocak-Ekim)
Ocak-Ekim
2013
271,037
289,791
-18,754
24,502
320,064
327,728
-7,664
38,583
Değ.(%)
18.09
13.09
. İhracat
124,539
126,103
. İthalat
207,104
195,770
5.79
. Açık
-82,565
-69,667
18.51
60.1
64.4
. İhracat
150,898
149,660
0.83
29/11/13
30/11/12
. İthalat
247,878
235,013
5.47
TOPLAM
528,069,858
454,753,542
16.12
. Açık
-96,980
-85,353
13.62
. Vadesiz
87,843,634
68,017,557
29.15
60.9
63.7
. Vadeli
440,226,224
386,735,985
13.83
.İhracat/ithalat (%)
-1.24
2012
18.09
13.09
-59.13
57.47
Cari İşlemler Dengesi (Milyon $) (Ocak-Eylül)
CARİ İŞLEMLER DENGESİ
Döviz geliri
. İhracat
. Turizm
. Faiz
. Diğer
2012
-38,370
Fark
10,630
Değ.(%)
27.7
160,449
156,961
3,488
120,862
120,138
724
0.6
21,283
18,836
2,447
13.0
2.2
1,285
1,326
-41
-3.1
17,019
16,661
358
2.1
Döviz gideri
-209,449
-195,331
14,118
7.2
. İthalat
. Turizm
. Faiz
. Diğer
Eylül itibariyle yıllık
-181,462
-170,981
10,481
6.1
-3,405
-2,825
580
20.5
-4,236
-4,291
-55
-1.3
TOPLAM
.Döviz rezervi
.Altın
-20,346
-17,234
3,112
18.1
-59,135
-54,256
4,879
9.0
29/11/13
134,617
114,282
20,335
$)
30/11/12
118,366
100,166
18,200
Değişim (%)
13.73
14.09
11.73
Reel Kur Endeksi (2003=100) (TÜFE’ye göre)
Kasım 06
Kasım 07
Kasım 08
Kasım 09
112.49
129.95
115.27
116.51
Kasım 10
Kasım 11
Kasım 12
Kasım 13
131.02
110.49
119.40
109.41
TOPLAM
. ABD Doları
. Euro
(Dolar karşılığı)
.Diğer dövizler (dolar karşılığı)
23/11/13
23/11/12
435,975,922
24.82
. Vadesiz ve yedi gün ihbarlı
89,750,997
65,001,638
38.07
. Bir ay vadeli
67,724,744
57,541,300
17.70
. Üç ay vadeli
334,835,311
255,935,352
30.83
. Altı ay vadeli
27,141,559
41,698,907
-34.91
. Bir yıl vadeli ve daha uzun vadeli
24,716,102
15,798,725
56.44
203,342,364
50.41
. Vadesiz ve yedi gün ihbarlı
59,452,266
34,738,347
71.14
. Bir ay vadeli
39,864,976
37,282,773
6.93
. Üç ay vadeli
148,218,968
96,416,530
53.73
. Altı ay vadeli
24,725,980
13,605,616
81.73
. Bir yıl vadeli ve daha uzun vadeli
33,595,071
21,299,098
57.73
29/11/13
30/11/12
Değ.(%)
Tüketici Kredileri ve Kredi Kartları
322,412,085
255,411,270
26.23
. Tüketici kredileri
232,075,855
182,323,783
27.29
99,699,713
77,716,414
28.29
TOPLAM
860,330,919
649,642,438
32.43
Yurtiçi krediler
856,200,942
646,539,744
32.43
Konut
.¨ krediler
650,124,721
508,522,049
27.85
Taşıt
.Yabancı para krediler
206,076,221
138,017,695
49.31
Diğer
4,129,977
3,102,694
33.11
2013
2012
Değ.(%)
16,537
10,294
60.65
.Hizmetler
13,843
12,142
14.01
.İmalat
26,390
15,495
70.31
7,193
1,816
296.09
63,963
39,747
60.93
EKONOMİK FORUM
7,822,246
7,298,959
7.17
124,553,896
97,308,410
28.00
90,336,230
73,087,487
23.60
. Tüketici kredileri
5,267,386
4,149,074
26.95
. Kredi kartları
4,884,796
4,170,569
17.13
.Kredi kartları
Tasfiye olunacak
Yatırım Teşvikleri Belgeleri (Milyon ¨) (Ocak-Ekim)
116
Değ. (%)
305,857,261
b-Yabancı para mevduat
Değ. (%)
Toplam
Değ. (%)
14.21
7.71
19.40
24.98
3.47
544,168,713
a- ¨ mevduat
30/11/12
.Madencilik
30/11/12
101,898
61,015
29,885
38,836
2,047
Mevduatın Vade Dağılımı (Bin ¨)
29/11/13
.Enerji
29/11/13
116,374
65,719
35,683
48,537
2,118
Tüketici Kredileri ve Kredi Kartları (Bin ¨)
Mevduat Bankaları Kredileri (Bin ¨)
Yurtdışı krediler
Değ. (%)
Yurtiçi Yerleşiklere Ait DTH (Milyon $)
2013
-49,000
Merkez Bankası Döviz Rezervi (Milyon
57.47
Yurtiçindekilerin toplam ¨ mevduatı (Bin ¨)
Ekim itibariyle yıllık
.İhracat/ithalat (%)
-59.13
Şirket Kuruluşları (Ocak-Ekim)
2013
2012
. Kurulan
40,085
32,459
Değ.(%)
23.49
. Kapanan
12,101
10,847
11.56
En Yüksek Faiz Oranları (20 Kasım 2013 itibariyle)
¨ mevduata
uygulanan faiz (%)
ABD Doları mevduata
uygulanan faiz (%)
İnşaat Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesi
Euro mevduata
uygulanan faiz (%)
Daire sayısı (Ocak-Eylül)
2013
2012
Değ.(%)
. Ruhsat
591,014
533,221
10.84
490,990
374,138
31.23
. Bir aya kadar
vadeli
3,00 -20,00
. Bir aya kadar
vadeli
0,25 - 9,50
. Bir aya kadar
vadeli
0,25 - 9,50
. Yapı kullanma izin belgesi
. Üç aya kadar
vadeli
4,00 -20,00
. Üç aya kadar
vadeli
0,25 - 9,50
. Üç aya kadar
vadeli
0,25 - 9,50
İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (Yüzde)
4,00 -18,00
. Altı aya kadar
vadeli
0,25 - 9,50
. Altı aya kadar
vadeli
0,25 - 9,50
.Kasım
4,00 -18,00
. Bir yıla kadar
vadeli
0,25 - 9,50
. Bir yıla kadar
vadeli
0,25 - 9,50
Protestolu Senetler (Ocak-Ekim)
. Altı aya kadar
vadeli
. Bir yıla kadar
vadeli
İç Borç Stoku (Milyar ¨)
.Ekim sonu
2012
406.9
Değ.(%)
391.3
. Tutar (Bin ¨ )
2012
75.6
74.0
Değ.(%)
2013
2012
912,096
862,107
5.80
6,199,298
5,498,680
12.74
. Adet
2013
2013
3.99
İşsizlik Verileri (Bin Kişi)
Para Arzı (Bin ¨)
M1
Ağustos 13
Temmuz 13
.15 ve daha yukarı yaştaki nüfus
55,715
55,642
54,841
27.22
.İşgücü durumu
28,766
28,785
27,812
25,960
26,099
25,367
2,806
2,686
2,445
9.8
9.3
8.8
29/11/13
30/11/12
Değ. (%)
196,982,694
154,833,404
Ağustos 12
DOLAŞIMDAKİ PARA
66,828,205
53,720,680
24.40
… İstihdam edilenler
Dolaşıma Çıkan Banknot + Madeni Para
75,928,415
61,407,476
23.65
… İşsizler
9,100,210
7,686,796
18.39
VADESİZ MEVDUAT (¨ )
.İşsizlik oranı (%)
88,859,238
66,992,260
32.64
.Tarım dışı işsizlik oranı (%)
12.3
11.8
11.3
Mevduat Bankaları
81,176,421
62,139,294
30.64
.Genç nüfusta işsizlik oranı (%)
18.7
18.0
17.2
7,674,906
4,844,909
58.41
Banka Kasaları (-)
Katılım Bankaları
TCMB
7,911
8,057
-1.81
VADESİZ MEVDUAT (YP)
41,295,251
34,120,464
21.03
Mevduat Bankaları
37,923,893
31,618,713
19.94
3,362,545
2,471,825
36.03
8,813
29,926
-70.55
M2
861,021,174
710,044,199
21.26
VADELİ MEVDUAT (¨ )
453,239,614
393,047,121
15.31
Katılım Bankaları
TCMB
Mevduat Bankaları
Katılım Bankaları
426,057,288
370,328,853
15.05
27,182,326
22,718,268
19.65
DIŞ BORÇ STOKU (Milyon $)
2013 2.Ç. 2013 1.Ç.
Türkiye brüt dış borç stoku (toplam) 367,343
2012
2011
2010
349,895
337,492
304,361
291,969
Kısa vadeli
125,687
114,944
100,832
81,934
77,326
Uzun vadeli
241,656
234,951
236,660
222,427
214,643
89,081
Kamu sektörü (toplam)
108,595
103,324
103,290
94,281
Kısa vadeli
15,382
12,598
11,040
7,013
4,290
Uzun vadeli
93,213
90,726
92,250
87,268
84,791
11,565
-
-
TCMB (toplam)
6,395
6,637
7,088
9,334
VADELİ MEVDUAT (YP)
210,798,866
162,163,674
29.99
Kısa vadeli
963
980
1,036
1,239
1,553
Mevduat Bankaları
196,077,478
150,220,285
30.53
Uzun vadeli
5,432
5,657
6,052
8,095
10,012
14,721,388
11,943,389
23.26
Özel sektör (toplam)
191,324
-
-
900,271,667
751,052,599
TCMB
Katılım Bankaları
TCMB
M3
REPO
19.87
5,742,919
4,660,466
23.23
PARA PİYASASI FONLARI (B TİPİ LİKİT FONLAR)
11,141,988
17,440,742
-36.12
İHRAÇ EDİLEN MENKUL DEĞERLER
22,365,586
18,907,192
18.29
Tüketici Güven Endeksi
Ekim 13
Eylül 13
Değ.(%)
252,353
239,934
227,114
200,747
Kısa vadeli
109,342
101,366
88,756
73,682
71,483
Uzun vadeli
143,011
138,568
138,358
127,065
119,841
ÖNCEKİ DÖNEME GÖRE FARK (Milyon Dolar)
17,448
12,403
33,131
12,392
22,864
Kısa vadeli
10,743
14,112
18,898
4,608
28,333
Uzun vadeli
6,705
-1,709
14,233
7,784
-5,469
5,271
34
9,010
5,200
5,599
Türkiye brüt dış borç stoku (toplam)
Kamu sektörü (toplam)
TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ(*)
75.5
72.1
4.7
.Hanenin maddi durum beklentisi
92.2
90.3
2.1
Kısa vadeli
2,784
1,558
4,027
2,723
692
.Genel ekonomik durum beklentisi
101.6
95.8
6.1
Uzun vadeli
2,487
-1,524
4,983
2,477
4,907
84.0
82.2
2.2
TCMB (toplam)
-242
-451
-2,246
-2,231
-1,597
Kısa vadeli
-17
-56
-203
-314
-211
Uzun vadeli
-225
-395
-2,043
-1,917
-1,386
.İşsiz sayısı beklentisi (**)
.Tasarruf etme ihtimali
24.3
20.1
20.9
(*)Beklentiler gelecek 12 aylık dönem için sorgulanıyor.
(**)Söz konusu endeksin artması, işsiz sayısı beklentisinde azalışı, azalması ise işsiz sayısı
beklentisinde artışı gösteriyor.
Özel sektör (toplam)
Sanayi Üretimi Değişimi (%)
Eylül 2013
Eylül 2012
.Arındırılmamış endekse göre (yıllık)
6.4
4.9
.Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre (yıllık)
6.4
3.5
.Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endekse göre
(bir önceki aya göre)
5.8
0.6
Dış Borç Anapara ve Faiz Ödemesi (Milyon $) (Ocak-Kasım)
Toplam
. Kamu
. Merkez Bankası
. IMF'ye ödemeler
2013
9,626
8,423
345
858
2012
12,105
9,650
425
2,030
Değ.(%)
-20.48
-12.72
-18.82
-57.73
12,820
26,367
9,423
18,863
7,976
12,610
15,074
2,199
27,852
Uzun vadeli
4,443
210
11,293
7,224
-8,989
ÖNCEKİ DÖNEME GÖRE DEĞİŞİM (Yüzde)
5.0
3.7
10.9
4.2
8.5
Kısa vadeli
9.3
14.0
23.1
6.0
57.8
Uzun vadeli
2.9
-0.7
6.4
3.6
-2.5
5.1
0.0
9.6
5.8
6.7
22.1
14.1
57.4
63.5
19.2
Türkiye brüt dış borç stoku (toplam)
Kamu sektörü (toplam)
Kısa vadeli
Uzun vadeli
2.7
-1.7
5.7
2.9
6.1
TCMB (toplam)
-3.6
-6.4
-24.1
-19.3
-12.1
Kısa vadeli
-1.7
-5.4
-16.4
-20.2
-12.0
Uzun vadeli
-4.0
-6.5
-25.2
-19.1
-12.2
5.2
5.6
13.1
4.9
10.9
Özel sektör (toplam)
Turist Sayısı
Ocak-Eylül
12,419
Kısa vadeli
2013
2012
Değ.(%)
Kısa vadeli
7.9
14.2
20.5
3.1
63.8
28,355,164
25,756,984
10.09
Uzun vadeli
3.2
0.2
8.9
6.0
-7.0
EKONOMİK FORUM
117i
HABER
TOBB YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI HALİM METE:
“Dönüşüm süreci
tarihi bir fırsat sunuyor”
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, son beş yılda bölgede yaşanan
ekonomik ve siyasi gelişmelere değinerek, yaşanan dönüşüm sürecinin, bölgeyi
ç tarihi bir fırsat sunduğunu
ğ
istikrarlı ve müreffeh hale getirmek için
belirtti.
T
OBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, Ekonomi
Bakanlığı’nın Ankara’daki Orta
Doğu, Kuzey Afrika ve Komşu
Ülkeler Ticaret Müşavirleri Değerlendirme Toplantısı kapsamında, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) organizasyonunda
düzenlenen “Ortadoğu, Kuzey Afrika ve
Komşu Ülkeler Ticaret Müşavirleri Firma
Buluşmaları Etkinliği”ne katıldı.
Orta Doğu, Kuzey Afrika ve komşu
ülkeler ticaret müşavirleri ile katılımcı
firmaların yer aldığı etkinliğe Ekonomi
Bakanlığı Müsteşar Vekili İbrahim Şenel,
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur
Meral, Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Başkanı Dr. Hasan Sert,
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği
(MÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi Adnan
Bostan, Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (INTES) Başkanı M. Şükrü Koçoğlu, Anadolu Aslanları
İşadamları Derneği (ASKON) Başkanı
Mustafa Koca ve Uluslararası Nakliyeciler
Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih
Şener de katıldı.
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete konuşmasında, son
beş yılda bölgede yaşanan ekonomik ve
siyasi gelişmelere değinerek, yaşanan dönüşüm sürecinin, bölgeyi istikrarlı ve müreffeh hale getirmek için tarihi bir fırsat
sunduğunu belirtti.
Bölgedeki insanların yüzyıllar boyunca birlikte yaşadığını ifade eden Mete,
müşterek hayat tarzı ve tarihin derinliklerinden gelen ortak değerler sayesinde
herkesle kolay diyalog kurabilme ve anlaşabilme olanağına sahip olduklarını vurguladı.
118
EKONOMİK FORUM
Gelişmiş ülkelere bakıldığında, ticaretlerinin büyük bir
kısmını komşu ülkelerle gerçekleştirdiğini dile getiren TOBB
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, 1 trilyon
doların üzerinde ihracatı bulunan Almanya’nın ürünlerinin
%74’ünü, Avrupa ülkeleriyle yaptığını, Türkiye’nin de komşşularıyla
y ticaretini geliştirmesi gerektiğini ifade
etti.
Mete konuşmasında, “Uzun süredir
Me
Türkiye, ticaretinin büyük bir kısmını
Türk
Avrupa
ülkeleriyle gerçekleştirmiştir.
Av
Ancak
Türkiye yeni düzen ve güç
A
dengesiyle birlikte artık bölgedeki
yatırım ve iş pazarlarını genişletiyor. Afrika’ya açıldık, Latin Amerika’yı zorluyoruz. Diğer taraftan,
Transatlantik Ticaret ve Yatırım
ortaklığı sürecine dâhil olmak istiyoruz. Artık sadece komşunun
aldığıyla yetinmiyor, dünyanın
öbür
ucundaki pazarları da hedefö
liyoruz.
Vizyonumuz genişledi, bekliy
lentilerimiz büyüdü” dedi.
lent
Mete ayrıca, küresel güç dengesinin
Me
Orta Doğu,
Doğ Kuzey Afrika ve yakın komşuların
bulunduğu
coğrafyanın merkezinde odakl
b l d
landığını belirtti.
Türkiye ekonomisinin son 10 yıllık dönüşümüne de değinen
Mete, bulundukları coğrafya içinde ticaretin kolaylaştırılmasını, ekonomik işbirliği ve karşılıklı yatırım ilişkilerinin geliştirilmesini istediklerini, bunun da kapsamlı ve çok boyutlu bir süreç
içinde ele alınmasıyla mümkün olabileceğini söyledi.
DÜNYADAN
İŞ TEKLİFLERİ
İşbirliği Teklifleri Bülteni
120
İşbirliği Teklifleri Bülteni’nde, çeşitli ülkelerdeki firma ve kuruluşlardan TOBB’a
gönderilen ticari, mali ve teknik işbirliği teklifleri duyurulmaktadır. Bu bilgilere
www.tobb.org.tr adresinden de ulaşabilmektedir.
Burada yer alan işbirliği teklifleri, kaynak belirtilmesi koşuluyla yayımlanabilir.
Duyurusu yapılan yabancı firmalarla temaslar ve müzakereler konusunda TOBB’un
herhangi bir aracılık, tercüme veya danışmanlık hizmeti bulunmamaktadır.
Bültende yer alan bilgilerin doğruluğu ve güncelliği konusunda TOBB’un herhangi
bir sorumluluğu bulunmamaktadır. TOBB, tekliflerin içeriğinden, size değişikliğe
uğrayarak ya da geç ulaşmasından sorumlu tutulamaz.
Öte yandan, siz de mal ve hizmet alışverişine yönelik ticari, ortak yatırım ve
finansmana yönelik mali ve teknoloji alışverişine yönelik teknik nitelikteki teklif ya
da taleplerinizin İngilizce olarak yurtdışındaki ekonomi ve ticaret çevrelerine
iletilmesini istiyorsanız, lütfen http://boft.tobb.org.tr adresine bağlanınız.
Adres: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği - Dış Ticaret Müdürlüğü
TOBB İkiz Kuleleri, Eskişehir Yolu 9. Km (Bilkent Kavşağı) 06530 - ANKARA
Tel: 0 (312) 218 22 29 Faks: 0 (312) 218 22 09 e-posta: [email protected]
EKONOMİK FORUM
119i
İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ
YYur
ur tdışından
tdd ışındd an İşbirliği
İ şbb i rll i ğ i TTeklifleri
ekk l i f l er
Tarım, bahçıvanlık, avcılık ve
ilgili ürünler
HiNDiSTAN
201300203
FİRMA ADI:
CHREOTECHNICS INC
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Inderneeil A
Mukherjjee / Export Manager
Hindistan menşeli tarımsal
ürünler (baharatlar, bakliyat,
Basmati pirinci, suyu alınmış
sebzeler, yağlı tohumlar ve
yemlik bitkiler) ihracatçısı olan
firma, ürünlerine Türkiye’den
de müşteriler aradığını
bildirmiştir.
Ormancılık ve tomruk
endüstrisi ürünleri
MACARiSTAN
201300199
FİRMA ADI: KMY TRADE Kft.
TEL: ++36 (70) 555-9554
FAKS: ++36 (20) 419 2199
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Bekir Öztürk
Macaristan’da faaliyet
gösteren ticaret şirketi,
yılbaşı için 150 bin adet
çam ağacı (ağaç boyu: 1-2
m - Weihnachtsbaum) almak
istediğini bildirmiştir.
Kömür, linyit, turba ve kömür
esaslı diğer ürünler
RUSYA
201300213
FİRMA ADI: SHARK
INTERMODAL SYSTEMS
Socialisticheskaya 14A, office
713, 191119, Saint-Petersburg,
Russia
TEL: ++7 (812) 309 75 65
FAKS: ++7 (812) 309 75 65
e-posta: [email protected]
Leningrad Bölgesi Ticaret ve
Sanayi Odası üyesi olan Shark
Intermodal Systems Ltd.
Şti.’nin çeşitli niteliklerde turba
toprakları, torf substratları,
farklı alanlarda kullanılabilecek
torf toprak karışımları ve turba
yakıt briketlerini ihraç etmek
istediği bildirilmiştir. Şirketin
ticari teklifini incelemek için
tıklayınız.
120
EKONOMİK FORUM
Madencilik, taş ocağı işletme
ve diğer ilgili ürünler
PAKiSTAN
201300216
FİRMA ADI: GLOBAL
ENTERPRISES
No. 101-K, Block-2, P.E.C.H.S.
Shah rah -e- Quaideen, Karachi ‘
75400, Pakistan
TEL: ++92 (21) 34546162
FAKS: ++92 (21) 345 46162
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: M. I. AHMED
Firma petrol sondajı için topak
ya da toz biçiminde barit
(baryum sülfat), boya ve diğer
sanayi için topak ya da toz
biçiminde beyaz barit, sabun
taşı (talk), kil (çin kil, ateş
tuğlası kili, bentonit), kalker
(kalsiyum karbonat), alçı,
ufalanmış ya da toz biçiminde
fosfat, silisli kum (SIO2),
kuvars vs. satmak istediğini
bildirmiştir.
Gıda maddeleri ve içecekler
BULGARiSTAN
201300187
FİRMA ADI: BRIZI NATURAL
TEL: ++359 (894) 077777
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Vezhdi Ormanov
Köpüklü soğuk içecek ve soğuk
çay (Ice Tea) imalatı yapan
firma, dağıtımcılık vermek
üzere Türk firmalarla bağlantı
kurmak istediğini bildiriyor.
201300195
FİRMA ADI: NİVEL
IMPORT - EXPORT
TEL: +359 (889) 256456
FAKS: +359 (2492) 2344
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Niyazi Karataban
İthalat, ihracat alanında faaliyet
gösteren firma, Türkiye’ye
Bulgaristan’ın yerli üretimi
olan Osmancık ve Baldo pirinç
satmak istediğini bildiriyor.
İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ
konusunda da işbirliği yapmak
istediğini bildirmiştir. Firma,
Eylül ayı içerisinde Türkiye’ye
bir iş gezisi yapma arzusunda
olduğunu da belirtmiştir.
KARADAĞ
201300220
FİRMA ADI: PRIMUS
ELECTRONICS
TEL: ++382 (67) 300 592
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Xhaudet (Cevdet)
Cakuli
Karadağ’ın büyük firmalarından
olup, Ulcinj şehrinde faaliyet
gösteren Primus Electronics
(www.primus-el.com) firması;
T.C. Podgorica Büyükelçiliği
Ticaret Müşavirliği aracılığıyla
Birliğimize başvurarak Türk
malı dondurulmuş gıda, şeker,
sakız, bisküvi, kraker, gofret,
dondurma, çikolata ve çikolatalı
ürünlerin bölge bayiliğini
(Karadağ, Kosova, Arnavutluk)
almak istediğini bildirmiştir.
MALi CUMHURiYETi
201300185
FİRMA ADI: CCM- Compaigne
Commercial du Mali
BP.E 1805 Bamako Mali
TEL: +223 (71) 254057
e-posta: [email protected]
HiNDiSTAN
201300204
FİRMA ADI:
CHREOTECHNICS INC
FİRMA ADI: GLOBAL ANDES
COMPANY LIMITED
TEL: +852 (3188) 2309
FAKS: +852 (3188) 2307
e-posta: [email protected]
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Inderneeil A
Mukherjjee / Export Manager
Hindistan menşeli tarımsal
ürünler (baharatlar, bakliyat,
Basmati pirinci, suyu alınmış
sebzeler, yağlı tohumlar ve
yemlik bitkiler) ihracatçısı olan
firma, ürünlerine Türkiye’den de
müşteriler aradığını bildirmiştir.
Yetkili Kişi: Ms. Jessie CHAN
Firma Türkiye’den yaş meyve/
sebze ithal etmek istiyor. Söz
konusu talep Birliğimize, T.C.
Hong Kong Başkonsolosluğu
Ticaret Ataşeliği aracılığıyla
iletilmiştir.
HONG KONG
201300189
201300198
FİRMA ADI: Geo & Co. Limited
2502 Exchange Tower, 33 Wang
Chiu Road, Kowloon Bay,
Hong Kong
TEL: ++852 (2815) 7665
FAKS: ++852 (2815) 7661
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Ms. Suki Wong /
PA to CEO
Çeşitli sektörlere pazara
giriş, işletme çözümleri, satın
alma ve satış danışmanlığı
alanlarında hizmet veren
yönetim danışmanlığı firması,
Asya Pasifik ülkelerine ihracata
ilgi duyan zeytinyağı, lokum,
çay ve şarap üreticisi/tedarikçisi
Türk firmalarıyla bağlantı
kurmak ve aynı zamanda söz
konusu ürünlerin pazarlanması
Yetkili Kişi: Traore Abdoulaye/
Managing Director
Firma, Mali menşeli susam
tohumu satmak üzere Türk
firmalarla bağlantı kurmak
istediğini bildiriyor.
RUSYA
201300222
FİRMA ADI: RUSYA
FEDERASYONU TÜRKİYE
TİCARET TEMSİLCİLİĞİ
Atatürk Bulvarı, No.106,
Kavaklıdere / ANKARA
TEL: ++90 (312) 425 4690
FAKS: ++90 (312) 425 2090
e-posta: [email protected]
Rusya Federasyonu Türkiye
Ticaret Temsilciliği’nden
Birliğimize gönderilen bir
yazıda, Rusya’nın Helal
Sertifika Merkezi’nin (http://
EKONOMİK FORUM
121i
İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ
en.halalcenterrussia.ru/)
Türkiye ile işbirliği yapmak
istediği bildirilmiştir.
Temsilcilik yazısında,
ilgilenenlerin kendilerine
de başvurabilecekleri
belirtilmektedir.
YUNANiSTAN
201300225
FİRMA ADI: Galip GALİP
FAKS: +30 (253) 1023677
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Galip GALİP
Firma, Yunanistan’a ithal etmek
için, kuruyemiş ve kurutulmuş
meyve talep ediyor.
Tekstil ve tekstil malzemeleri
ARJANTiN
201300219
FİRMA ADI: Imcopesa S.A.
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Miguel Angel Di
Gennaro
122
EKONOMİK FORUM
T.C. Buenos Aires Büyükelçiliği
Ticaret Müşavirliği tarafından,
görev bölgelerinde yerleşik
Imcopesa S.A. firmasının
Türkiye’den HS kodu 5509.32
olan sentetik devamsız
liflerden iplikler (akrilik
iplik) ithal etmek istediği
bildirilmiştir.
Elbise ve ayakkabı
RUSYA
201300212
FİRMA ADI: BUDU MAMOY
195271, St. Petersburg,
Kondratyevskiy Street. 83 Block
1 Russia
TEL: ++7 (812) 543 32 52
FAKS: ++7 (812) 543 01 12
e-posta: [email protected]
GÜNEY AFRiKA
201300186
FİRMA ADI: SAWomEng
TEL: +27 (83) 3902 915
FAKS: +27 (86) 6046 761
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Naadiya Moosajee
Firma, gece giysisi, bayan
iş kıyafetleri ve bayan palto
kumaşları almak istediğini
bildiriyor. Söz konusu
talep, Birliğimize Güney
Afrika Cumhuriyeti Ankara
Büyükelçiliği vasıtasıyla
iletilmiştir.
Yetkili Kişi: Inna L. NATHA
Merkezi Rusya Federasyonu’nun
St. Petersburg şehrinde bulunan
ve hamile hanımlar için iç ve
dış giyim ürünleri alanında 20
mağazasıyla faaliyet gösteren
Budu Mamoy (Anne Olacağım)
firmasının hamile ve emzikli
anneler için korseli iç çamaşırı,
mayo, korse (bandaj) ve külotlu
çorap siparişlerini verebilmek
amacıyla İstanbul’a yakın
olan bölgelerde yerleşik olan
iç çamaşırı üretim fabrikaları
aradığı bildirilmiştir. Firmanın
ürünlerinin fiyat açısından orta
ve ekonomik düzeyde olduğu
belirtilmiştir.
Kimyasal maddeler, kimyasal
ürünler ve yapay elyaflar
BAŞKORTOSTAN
CUMHURİYETİ
201300221
FİRMA ADI: Ishimbay
Specialized Chemical Plant of
Catalysts
453203, Bashkortostan,
Ishimbay, Levyi bereg, 6 RUSSIA
TEL: ++7 (3473) 21 63 09
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Shchepin
Alexander Borisovich / Head
of Marketing and Sales
Department
Rusya’nın Başkortostan
Cumhuriyeti’nde bulunan
KNT Group’a bağlı katalizör
üreticisi Ishimbay Specialized
İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ
Chemical Plant of Catalysts
(ISCPC) Firması; Rusya Ticaret
Mümessilliği aracılığıyla
Birliğimize başvurarak,
Türkiye’deki petrol ve gaz
rafinerilerinin tedarikçisi
olmak istediğini bildirmiştir.
İşbirliği teklifinin ayrıntısı için
tıklayınız.
RUSYA
201300223
FİRMA ADI: RUSYA
FEDERASYONU TÜRKİYE
TİCARET TEMSİLCİLİĞİ
Atatürk Bulvarı, No.106,
Kavaklıdere / ANKARA
TEL: ++90 (312) 425 4690
FAKS: ++90 (312) 425 2090
e-posta: [email protected]
İNGiLTERE
201300193
FİRMA ADI: Bridwell Company
Limited
TEL: +44 (207) 278855
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: John Sullivan
Yaprak gübresi, bitki besleyicisi,
tarım ilacı, organik gübre,
bitki gelişim düzenleyici
üreticisi olan İngiliz firma,
pek çok ülkeye ihracat
yapmakta olup, Türk Tarım
pazarına açılmak istediğini
bildiriyor. Firma ayrıca, bu
alanda faaliyet gösteren Türk
firmalarla bağlantı kurmak,
ürünlerini Türkiye’ye satmak ve
distribütörlük vermek istediğini
bildiriyor.
Rusya Federasyonu Türkiye
Ticaret Temsilciliği’nden
Birliğimize gönderilen bir
yazıda, Rusya’nın Helal
Sertifika Merkezi’nin (http://
en.halalcenterrussia.ru/)
Türkiye ile işbirliği yapmak
istediği bildirilmiştir.
Temsilcilik yazısında,
ilgilenenlerin kendilerine
de başvurabilecekleri
belirtilmektedir.
Kauçuk, plastik ve pelikülfilm
ürünler
A.B.D.
201300190
FİRMA ADI: Gold Cup Logistics
Summit NJ
TEL: +1 (908) 4185865
FAKS: +1 (279) 0313
e-posta: [email protected]
e-posta: www.goldcuplogistics.com
Yetkili Kişi: Mehmet Timur
Türkiye ile İsviçre arasında ticari
ilişkileri olan firmalara işletme,
hukuk, finans, muhasebe
vb. alanlarda danışmanlık ve
aracılık hizmetleri sunan firma,
Körfez ülkelerinin birinde inşa
edilen 720 odalı 3 yıldızlı otelin
teşrifinde kullanılacak olan
mobilya ve PVC kapılar için
üretici firmalar ile acil bağlantı
kurmak istediğini bildirmiştir.
TIM GROUP ile işbirliği yapma
arzusunda olan firmaların, şirket
bilgilerini ve ilgi beyanlarını,
[email protected]
e-posta adresine göndermeleri
istenmektedir.
Amerikalı bir lojistik firması,
siyah alçıpan vidası, galvanizli
ahşap vidası, galvanizli
kancalı vida, çekmece kulpu
ve su hortumu ithal etmek
istediklerini bildiriyor.
ARJANTiN
201300218
FİRMA ADI: Protefilm SRL
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Alberto Vazquez
T.C. Buenos Aires Büyükelçiliği
Ticaret Müşavirliği tarafından,
görev bölgelerinde yerleşik
Protefilm SRL firmasının
Türkiye’den HS kodu 3901.10
olan etilen polimerleri ithal
etmek istediği bildirilmiştir.
İSViÇRE
201300208
FİRMA ADI: TIM GROUP
(Switzerland)
Alte Dorfstr. 22, CH-8910
Affoltern a/A SWITZERLAND
TEL: ++41 (44) 761 74 24
FAKS: ++41 (44) 760 04 83
Metalik olmayan diğer
ürünler
ARJANTiN
201300217
FİRMA ADI: IVA S.A.
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Marcelo Perez
T.C. Buenos Aires Büyükelçiliği
Ticaret Müşavirliği tarafından,
görev bölgelerinde yerleşik
I.V.A.S.A. firmasının
Türkiye’den HS kodu 70.02.10,
70.02.20, 70.02.30, 70.10.90,
70.17.10, 70.17.20 ve 70.17.90
olan cam ürünleri ithal etmek
istediği bildirilmiştir.
Mamul ürün ve malzemeler
A.B.D.
201300191
FİRMA ADI: Gold Cup Logistics
Summit NJ
TEL: +1 (908) 4185865
FAKS: +1 (279) 0313
e-posta: www.goldcuplogistics.com
Amerikalı bir lojistik firması,
siyah alçıpan vidası, galvanizli
ahşap vidası, galvanizli
kancalı vida, çekmece kulpu
ve su hortumu ithal etmek
istediklerini bildiriyor.
AVUSTURYA
201300197
FİRMA ADI: Avusturya
Büyükelçiliği Ticaret
Müsteşarlığı
EKONOMİK FORUM
123i
İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ
Armada İş Merkezi, Eskişehir
Yolu 6, A Blok, Kat. 13, No.19
06520 Söğütözü - Ankara
TEL: ++90 (312) 219 21 41
FAKS: ++90 (312) 219 21 45
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Konstantin Bekos
/ Avusturya Ticaret Müsteşarı
Farklı materyallerden oluşan
yer ve duvar döşemeleri için
yenilikçi çözümleri sunan
Avusturyalı ‘Leitner Handels
GmbH’ Firması, Avusturya
Büyükelçiliği Ticaret
Müsteşarlığı aracılığıyla
Birliğimize başvurarak
Türkiye’de Ortak ya da
temsilci arayışında olduğunu
bildirmiştir. Firmanın TERRA
LEVEL www.terra-level.com
adındaki ürününün kendi
buluşu olduğu ve tüm Avrupa’da
patentli olduğu belirtilmiştir.
Söz konusu ürünün taş,
seramik, fayans, kalebodur ve
beton plaka döşemelerinde,
yenilikçi ve yüksek kalitede
çözüm yöntemleri sunduğu ve
başka herhangi bir materyal
kullanılmadan döşeme
yapılabildiği belirtilmiştir.
İstekli Türk şirketlerinin,
ilgi beyanlarını Avusturya
Büyükelçiliği Ticaret
Müsteşarlığı aracılığıyla ‘Leitner
Handels GmbH’ Firmasına
iletebilecekleri bildirilmiştir.
MEKSiKA
201300200
FİRMA ADI: EHURISA
Consultores y Constructores
S.A. de C.V.
TEL: ++52 (1) 55 48706699
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Ulaş
ORHANÖZEY
Meksika’nın Mexico City
şehrinde inşaat (Ehurisa) ve
köpek eğitimi (Etac) üzerine
hizmet veren Türk firması,
Türkiye’den iş geliştirmek veya
fuarlara katılmak üzere Meksika
ya da diğer Latin Amerika
ülkelerine gelecek firmalarla
işbirliği yapma arzusunda
olduklarını bildirmiştir.
124
EKONOMİK FORUM
PAKiSTAN
201300183
FİRMA ADI: Sahyadri
Industries Ltd
39, D, Jawaharlal Nehru Road,
Gultekadi, Opp. Apsara Theatre
Pune, Mah.
TEL: +91 (20) 26444625
FAKS: +91 (20) 26458888
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Sanjay Gurav/
Business Development Manager
Selüloz- fiber karışımı çimento
levha (Cellulose Fiber Cement
boards) dağıtımcısı olan firma,
inşaat malzemeleri ithalatçıları
ve mimarlar ile bağlantı kurmak
istediklerini bildiriyor.
RUSYA
201300194
FİRMA ADI: Omskkrovlya, JSC
644040, Russia, Omsk 38
Kombinatskaya street
TEL: +7 (960) 99 333 22
Oviedo, FL 32765 USA
TEL: +1 (407) 951 6750
e-posta: [email protected]
e-posta: [email protected]
Rusya’da yüksek kaliteli çatı
bitümü, Sibirya’nın sert hava
şartlarına dayanıklı olan
yumuşak çatı ve su yalıtım
malzemeleri üreticisi olan
firma, Türk firmalarıyla
işbirliği yapmak istemektedir.
Söz konusu işbirliği teklifi
Birliğimize, Rusya Federasyonu
Türkiye Ticaret Temsilciliği
aracılığıyla iletilmiştir.
Yetkili Kişi: David A. Warar/
CEO
Saç kurutması, saç maşası, saç
kesme makinesi (hair clippers
and trimmers), kişisel bakım
seti (personal groomers) ve tıraş
makineleri gibi elektrikli bakım
ürünleri ile tost makinesi,
kahve makinesi, blender, meyve
suyu sıkacağı, mutfak robotu,
ızgara ve ütü gibi elektrikli
küçük ev aletleri üreticileri ile
bağlantı kurmak istediklerini
bildiren firma, bu alanda
faaliyet gösteren imalatçı ve
tedarikçilerle işbirliği yapmak
orta vadede ise Türkiye’ye
yatırım yapmak istediklerini
bildiriyor. Firma tarafından,
talep kapsamında yıllık 300
Makineler, ekipmanlar,
aletler, cihazlar ve ilgili
ürünler
A.B.D.
201300188
FİRMA ADI: Global Strategy,
Inc.
1750 W. Broadway St., Ste. 103,
İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ
milyon ABD Doları hacmindeki
tedarikin ülkemize kaydırılması,
miktar bazında ise toplam 14
milyon adet ürünün ülkemizde
üretimi ve ihracatının
gerçekleştirilmesi söz konusu
olduğu belirtilmiştir. İlgili
talep Birliğimize, T.C. New
York Başkonsolosluğu Miami
Ticaret Ataşeliğimiz vasıtasıyla
iletilmiştir Ayrıntılar için
tıklayınız.
AVUSTURYA
201300182
FİRMA ADI: KUMERA
Antriebstechnik GmbH
Raiffeisenstrasse 38-40 8010
Graz/ Austria
TEL: ++43 (316) 47 15 24 - 27
FAKS: ++43 (316) 46 25 50
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Mr. Helmut
Hochegger
Buharlı kurutma sistemleri
sunan Kumera Corporation
isimli Avusturyalı bir firma,
Avusturya Büyükelçiliği Ticaret
Müsteşarlığı aracılığıyla
Birliğimize başvurarak,
Türkiye’de temsilci ya da
dağıtımcı aradığını bildirmiştir.
Firma, yeni ve özel geliştirmiş
olduğu, diğer sistemlere göre
teknik ve ekonomik açıdan
daha üstün, kömür bazlı
kurutma sistemini Türkiye
piyasasına sunmak için bir ortak
aramaktadır.
LÜKSEMBURG
201300205
FİRMA ADI: LÜKSEMBURG
BÜYÜK DUKALIĞI ANKARA
BÜYÜKELÇİLİĞİ
Reşit Galip Cad. No:70/2 GOP
06700 Ankara
TEL: ++90 (312) 459 14 00
FAKS: ++90 (312) 436 50 55
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Esra UyanustaMisrahi / Ekonomi Danışmanı
Lüksemburg Büyük Dukalığı
Ankara Büyükelçiliği tarafından,
Lüksemburglu bir firmanın
Türkiye’de metal işleme
(metalworking) alanında
tedarikçi firma aradığı
bildirilmiştir. Özellikle uydu
yer kesimi antenleri alanında
çalıştığı ifade edilen firmanın,
kendi mühendislik bölümünün
vereceği çizimler doğrultusunda
yüksek kalitede üretim yapan
firma aradığı belirtilmiştir.
İşbirliği yapılabilecek firmaların,
ISO9001 kalite sertifikası
ve kaynak yapımı ile ilgili
sertifikalarının bulunması
gerektiği ve aynı zamanda
ürünlerin koşullandırılması,
ambalajlanması ve nakliyesini
de sağlayabilmesi ve
aşağıdaki teknik özellikleri
de sağlayabilmesi gerektiği
bildirilmiştir. [1- Procuring
metal sheets (max. thickness
50-70 mm), structural steel
S275 or better, 2- Plasma
cutting of metal sheets to
suitable sizes (max. 4 x 2
m), 3- Preparing the sheets
for welding, 4- Welding
of the separate parts into
the needed structure, 5Reworking, 6- Machining
of all features needed, for
example milling, drilling
holes. The dimensions of the
components to be machined
are W: 2-3m x H: 2-3m x
D: 2-3m and the tolerances
required are very tight (for
critical dimensions better than
0.1mm dimensional) in order
to reach the required antenna
precision, 7- Sand blasting
and painting]. Bildirilen temel
koşulları sağlayan ve bu firma
ile işbirliği yapma arzusunda
olan firmaların, şirket bilgilerini
ve ilgi beyanlarını, Lüksemburg
Büyük Dukalığı Ankara
Büyükelçiliği’ne göndermeleri
gerekmektedir.
POLONYA
201300215
FİRMA ADI: FEN CELMA S.A.
Papiernicza 7 Street, 92-312
Lodz - POLAND
TEL: ++48 (426) 777 762
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Malgorzata
Kuchcinska / Export
Coordinator
Taş, metal ve ahşap işlerinde
kullanılan matkaplar,
taşlamalar, akülü vidalamalar,
dekupaj testereler, kırıcılar
ve deliciler, karıştırıcılar vb.
elektrikli el aletleri üreticisi olan
firma; ürünlerini ülkemizde
de satabilmek için profesyonel
elektrikli el aletleri toptancıları
ve dağıtımcıları ile işbirliği
yapmak istediğini bildirmiştir.
TUNUS
201300207
FİRMA ADI: Les Mains d’Or
ROUTE AEROPORT KLM 3,5
OUAD CHAABOUNI SFAX
TEL: ++216 (21) 727 000
FAKS: ++216 (74) 680 268
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Helmi ABID
Tunuslu firma, T.C. Tunus
Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği
aracılığıyla Birliğimize
başvurarak, Türkiye’den PVC
profil kesme makinesi almak
istediğini bildirmiştir.
Radyo, televizyon, iletişim,
telekomünikasyon ve ilgili
ekipman ve düzenekler
LÜKSEMBURG
201300206
FİRMA ADI: LÜKSEMBURG
BÜYÜK DUKALIĞI ANKARA
BÜYÜKELÇİLİĞİ
Reşit Galip Cad. No:70/2 GOP
EKONOMİK FORUM
125i
İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ
06700 Ankara
TEL: ++90 (312) 459 14 00
FAKS: ++90 (312) 436 50 55
Büyükelçiliği’ne göndermeleri
gerekmektedir.
e-posta: [email protected]
Optik ve hassas ölçüm
aygıtları, saatler, eczacılık
ürünleri ve tıbbi tüketim
malzemeleri
RUSYA
201300196
FİRMA ADI: T.C. St. Petersburg
Başkonsolosluğu Ticaret
Ataşeliği
191119, St. Petersburg, Russia,
BC “Renaissance Plaza”, Ul.
Marata, 69-71, Lit. A, V Block,
3-rd floor
TEL: ++7 (812) 363 35 92
FAKS: ++7 (812) 363 35 94
Yetkili Kişi: Esra UyanustaMisrahi / Ekonomi Danışmanı
Lüksemburg Büyük Dukalığı
Ankara Büyükelçiliği tarafından,
Lüksemburglu bir firmanın
Türkiye’de metal işleme
(metalworking) alanında
tedarikçi firma aradığı
bildirilmiştir. Özellikle uydu
yer kesimi antenleri alanında
çalıştığı ifade edilen firmanın,
kendi mühendislik bölümünün
vereceği çizimler doğrultusunda
yüksek kalitede üretim yapan
firma aradığı belirtilmiştir.
İşbirliği yapılabilecek firmaların,
ISO9001 kalite sertifikası
ve kaynak yapımı ile ilgili
sertifikalarının bulunması
gerektiği ve aynı zamanda
ürünlerin koşullandırılması,
ambalajlanması ve nakliyesini
de sağlayabilmesi ve
aşağıdaki teknik özellikleri
de sağlayabilmesi gerektiği
bildirilmiştir. [1- Procuring
metal sheets (max. thickness
50-70 mm), structural steel
S275 or better, 2- Plasma
cutting of metal sheets to
suitable sizes (max. 4 x 2
m), 3- Preparing the sheets
for welding, 4- Welding
of the separate parts into
the needed structure, 5Reworking, 6- Machining
of all features needed, for
example milling, drilling
holes. The dimensions of the
components to be machined
are W: 2-3m x H: 2-3m x
D: 2-3m and the tolerances
required are very tight (for
critical dimensions better than
0.1mm dimensional) in order
to reach the required antenna
precision, 7- Sand blasting
and painting]. Bildirilen temel
koşulları sağlayan ve bu firma
ile işbirliği yapma arzusunda
olan firmaların, şirket bilgilerini
ve ilgi beyanlarını, Lüksemburg
Büyük Dukalığı Ankara
126
EKONOMİK FORUM
Vologda Bölgesi Geliştirme
Birliği, T.C. St. Petersburg
Ticaret Ataşeliği aracılığıyla
Birliğimize başvurarak,
Bölgesinde üretilen yüksek
kaliteli ürünlerin ihracatının
geliştirilmesi için faaliyette
bulunduklarını bildirmiş ve
Türkiye’de optik lens ticareti
konusunda faaliyet gösteren ve
Rusya ile işbirliği yapabilecek
Türk şirketleri ile bağlantı
kurmak istediğini bildirmiştir.
İstekli Türk şirketleri, ilgi
beyanlarını T.C. St. Petersburg
Ticaret Ataşeliğimiz aracılığıyla
Vologda Bölgesi Geliştirme
Birliği’ne iletebilirler.
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Dilek DOĞRUER /
St. Petersburg Ticaret Ataşesi
201300210
FİRMA ADI: VOMZ - Vologda
optical-and-mechanical plant
JSC
54, Maltseva str., Vologda,
160009, Russia
TEL: ++7 (8172) 21 06 10
FAKS: ++7 (8172) 72 61 45
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Nadezhda
Schelkunova / Sales Manager
Av tüfekleri, nişancılık
eğitiminde kullanılan tüfekler
ve spor amaçlı kullanılan
tüfeklerin dürbünleri, tüfek
dürbün ayakları ve bu alandaki
optik ve mekanik ürünleri
üreten firmanın, ürünlerini
satmak için işbirliği yapabileceği
firmalar aradığı bildirilmiştir.
Firmanın ürünlerine ilişkin
katalog ve fiyat listesini
görebilmek için lütfen tıklayınız.
İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ
Mamul ürünler, mobilya,
el işleri, özel amaçlı ürünler
ve bunlarla ilgili tüketim
maddeleri
İSViÇRE
201300209
FİRMA ADI: TIM GROUP
(Switzerland)
Alte Dorfstr. 22, CH-8910
Affoltern a/A SWITZERLAND
TEL: ++41 (44) 761 74 24
FAKS: ++41 (44) 760 04 83
Yetkili Kişi: Mr. Tibethan
MEMİŞOĞLU/Co-ordinator of
Abuja Industrial Park
Firma, Nijerya’nın başkenti
Abuja’da Organize Sanayi
Bölgesi altyapısına başladığını
belirterek, bu projeye yatırım
yapmak isteyen ve Afrika
pazarına açılmak isteyen Türk
firmalarıyla işbirliği yapmak
istediğini bildiriyor.
e-posta: [email protected]
Mimarlık, inşaat, hukuk,
muhasebe ve işletme
konularında hizmetler
MEKSiKA
201300202
FİRMA ADI: EHURISA
Consultores y Constructores
S.A. de C.V.
TEL: ++52 (1) 55 48706699
Yetkili Kişi: Mehmet Timur
Türkiye ile İsviçre arasında ticari
ilişkileri olan firmalara işletme,
hukuk, finans, muhasebe
vb. alanlarda danışmanlık ve
aracılık hizmetleri sunan firma,
Körfez ülkelerinin birinde
inşa edilen 720 odalı 3 yıldızlı
otelin teşrifinde kullanılacak
olan mobilya ve PVC kapılar
için üretici firmalar ile acil
bağlantı kurmak istediğini
bildirmiştir. TIM GROUP ile
işbirliği yapma arzusunda olan
firmaların, şirket bilgilerini
ve ilgi beyanlarını, info@
timswitzerland.ch e-posta
adresine göndermeleri
istenmektedir.
RUSYA
201300211
FİRMA ADI: VOMZ - Vologda
optical-and-mechanical plant
JSC
54, Maltseva str., Vologda,
160009, Russia
TEL: ++7 (8172) 21 06 10
FAKS: ++7 (8172) 72 61 45
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Nadezhda
Schelkunova / Sales Manager
Av tüfekleri, nişancılık
eğitiminde kullanılan tüfekler
ve spor amaçlı kullanılan
tüfeklerin dürbünleri, tüfek
dürbün ayakları ve bu alandaki
optik ve mekanik ürünleri
üreten firmanın, ürünlerini
satmak için işbirliği yapabileceği
firmalar aradığı bildirilmiştir.
Firmanın ürünlerine ilişkin
katalog ve fiyat listesini
görebilmek için lütfen tıklayınız.
e-posta: [email protected]
Elektrik, gaz, nükleer enerji
ve yakıtlar, buhar, sıcak su ve
diğer enerji kaynakları
ROMANYA
201300192
FİRMA ADI: XBS Energy
TEL: +40 (722) 484650
FAKS: +40 (318) 171469
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Adrian
MIHAILOVICI/ General
Manager
Fotovoltaik projeler konusunda
uzmanlaşmış olan Rumen
firma, Türk firmalarıyla
işbirliği yapmak istediğini
bildiriyor. Söz konusu teklif
Birliğimize T.C. Bükreş
Ticaret Müşavirliği tarafından
iletilmiştir.
İnşaat işleri
MEKSiKA
201300201
FİRMA ADI: EHURISA
Consultores y Constructores
S.A. de C.V.
TEL: ++52 (1) 55 48706699
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Ulaş
ORHANÖZEY
Meksika’nın Mexico City
şehrinde inşaat (Ehurisa) ve
köpek eğitimi (Etac) üzerine
hizmet veren Türk firması,
Türkiye’den iş geliştirmek
veya fuarlara katılmak üzere
Meksika ya da diğer Latin
Amerika ülkelerine gelecek
firmalarla işbirliği yapma
arzusunda olduklarını
bildirmiştir.
NiJERYA
201300184
FİRMA ADI: Zeberced Ltd.
Tekstilkent KOZA PLAZA B
Blok K:25 NO: 93EsenlerIstanbul
TEL: +90 (212) 4382348
FAKS: +90 (212) 4382966
e-posta: [email protected]
Yetkili Kişi: Ulaş ORHANÖZEY
Meksika’nın Mexico City
şehrinde inşaat (Ehurisa) ve
köpek eğitimi (Etac) üzerine
hizmet veren Türk firması,
Türkiye’den iş geliştirmek
veya fuarlara katılmak üzere
Meksika ya da diğer Latin
Amerika ülkelerine gelecek
firmalarla işbirliği yapma
arzusunda olduklarını
bildirmiştir.
RUSYA
201300224
FİRMA ADI: RUSYA
FEDERASYONU TÜRKİYE
TİCARET TEMSİLCİLİĞİ
Atatürk Bulvarı, No.106,
Kavaklıdere / ANKARA
TEL: ++90 (312) 425 4690
FAKS: ++90 (312) 425 2090
e-posta: [email protected]
Rusya Federasyonu Türkiye
Ticaret Temsilciliği’nden
Birliğimize gönderilen bir
yazıda, Rusya’nın Helal
Sertifika Merkezi’nin (http://
en.halalcenterrussia.ru/)
Türkiye ile işbirliği yapmak
istediği bildirilmiştir.
Temsilcilik yazısında,
ilgilenenlerin kendilerine
de başvurabilecekleri
belirtilmektedir.
EKONOMİK FORUM
127i
SELECT NEWS
ECONOMIC FORUM
Never let go of an idea, never miss an opportunity!
The Global Entrepreneurship Week, celebrated in
138 countries throughout the world, held one of its most
important events, the third g3 Forum, in Suada, İstanbul
hosted by TOBB, the International Entrepreneurship Center
and GATE Turkey, sponsored by Vodafone. At the Forum
80 mentors with an accumulated total business experience
of 1500 years shared their experiences with attendees in
interactive round table discussions.
TOBB PRESIDENT M. RİFAT HİSARCIKLIOĞLU::
“The main support upon which
Turkey is rising is our brave
entrepreneurs”
TOBB President M. Rifat
Hisarcıklıoğlu and Deputy Prime
Minister Ali Babacan addressed
entrepreneurs during the third
g3 Forum, one of the most
important events of the Global
Entrepreneurship Week which
is celebrated in 138 countries
throughout the world.
Stating that the only
way to increase the wealth
128
EKONOMİK FORUM
of Turkey’s people is
to increase the number
entrepreneurs, TOBB President
Hisarcıklıoğlu emphasized
that determination, courage,
confidence, doing what is
considered impossible, being
observant as well as working
tirelessly and without fear
are important factors for
entrepreneurship.
Ô Mehmet Baybulat AŞETEY
TOBB Bilgi Erişim Uzman Yardımcısı
A new era in renewable energy
The amendment for the
changes to the Electric Market
Law was published in October.
Stating that a new era in
renewable energy is beginning,
sector representatives predict
that the production without the
1 MW limit of companies with
high consumption will assist in
the growth of the sector.
Stating that Turkey’s energy
demand will double in 10 years
as a result of the increasing
rate of wealth as a result of the
political stability of the last 10
years, the Energy and Natural
Resources Minister Taner Yıldız
said that they are working to
address this demand and ensure
energy security.
Trade between Turkey
and Azerbaijan has
increased by 15 times
in 10 years
Turkey-Azerbaijan Cooperation
Meeting was held at the TOBB
Union Center with TOBB President
M. Rifat Hisarcıklıoğlu hosting
the event. Attending the meeting
in addition to the Customs and
Commerce Minister Hayati Yazıcı
were Azerbaijan Prime Minister
Deputy Abid Şerifov, Economic
Development and Industry
Minister Şahin Mustafayev,
Transportation Minister Ziya
Memmedov, Communication and
Information Technologies Minister
Ali Abbasov, Energy Minister
Natig Aliyev as well as the Labor
and Social Security Minister Selim
Müslümov who were in Turkey as
a part of the Azerbaijan President
İlham Aliyev’s visit.
Stating that economic
cooperation between Turkey
and Azerbaijan has shown
significant developments in recent
years, TOBB President M. Rifat
Hisarcıklıoğlu said, “Trade between
us and Azerbaijan has increased
by 15 times in the last 10 years.
The Turkey-Azerbaijan bilateral
trade volume has continued to
consistently increase despite the
global financial crisis. In 2012, the
bilateral trade between our two
countries has increased by 16%,
reaching 3 billion USD.”
Turkish private sector
conducts visits in Europe
The Turkish Private Sector
Delegation, led by TOBB/DEİK
President M. Rifat Hisarcıklıoğlu
as a part of an organization by
the Foreign Economic Relations
Council (DEİK) and Turkey Exporters
Council (TİM), accompanied Prime
Minister Recep Tayyip Erdoğan’s
state visit to Finland, Sweden and
Poland between the 5th and 9th of
November. Speaking at the Turkey
– Finland Business Forum which
took place in Helsinki, TOBB/DEİK
President M. Rifat Hisarcıklıoğlu
stated that economic relations
between Turkey and Filand are not
at a level befitting the relations
of the two countries and invited
Finnish companies to invest in
Turkey.
EKONOMİK FORUM
129i
SELECT NEWS
ECONOMIC FORUM
WTO 9. Ministers’ Meeting results
and importance for Turkey
US Chamber
of Commerce
Delegation
visited TOBB
Visiting Turkey in order to
contribute to financial aspect of
Turkey-USA relations and as a part
of the cooperation signed between
TOBB and the US Chamber of
Commerce on December 14th,
2012, the delegation led by the
US Chamber of Commerce Vice
President Myran Brilliant attended
the business dinner hosted by TOBB
President M. Rifat Hisarcıklıoğlu.
Giving a speech at the dinner
TOBB President Hisarcıklıoğlu, said
that Turkey needs to be a more
discussed subject in US business
circles and that they plan to deepen
financial relations, “The cooperation
which will be developed will
provide many benefits to both
countries. Turkey’s financial
transformation will benefit from it.
Turkey’s 2023 vision will become
even more meaningful.”
The Trade Facilitation
Agreement was signed during the
World Trade Organization’s 9th
Ministers’ Meeting held in Bali,
Indonesia, with the attendances
of 159 members. Referred to as
the “Bali Package”, the agreement
aims for the liberalization of the
UN declares 2014
“the International Year of
Family Farming”
The United Nations (UN)
declared 2014 the International
Year of Family Farming” or “Family
Farming Year” for short. This means
that, throughout the year, the world
will discuss the issues effecting
family farming. It will attempt to
uphold the family farming model
for sustainable agriculture. The
130
EKONOMİK FORUM
global trade which has taken on
more and more of a protectionist
stance in recent years, to ensure
that mechanisms to allow goods
and services to cross borders
easily as well as lessening the
bureaucratic burden of financial
procedures.
European Union (EU) has already
begun work on the issue. The
2014-2020 budget approved at
the European Parliament recently
has brought family farming to the
fore with policies for agricultural
support. It was announced that
there would be special subsidies in
this regard.
ÞàáD~NYASÑNÑNáELITI
AlÑLDÑ
NLøLOLND\U´WRSODQW´VDORQX
RGDõWDO\DQPXWID÷´QGDQ
RULMLQDOOH]]HWOHUVXQDQ
/ÕROLYD5HVWDXUDQW
&RIIHH&RPSDQ\J²Q²NH\LñL
øHNLOGHVRQODQG´UDFD÷´Q´]
2QH%DU\´OG´]O´NRQIRU
(OLWH:RUOG%XVLQHVV+RWHO
KDYDDODQ´QDGDNLNDODULžLQGH
XODøDELOHFH÷LQL]PHVDIHGH
HQLQFHD\U´QW´V´QDNDGDU
VHžNLQELUKL]PHWDQOD\´ø´\OD
KD]´UODQG´
E-5 karayolu üzeri, Florya Kavşağı - İstanbul
+90 212 411 4646 [email protected] eliteworldhotels.com.tr
Download