Giriş - ihop

advertisement
Giriş
Ayrımcılık, on yıllardır ulusal ve uluslararası düzeydeki insan hakları savunucularının önemli gündem maddelerinden
biri olmuştur. Bununla paralel olarak, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi gibi uluslar üstü yapılar tarafından
ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik alanında uluslararası standartlar belirlenmiş ve üye devletlerin bu standartları kendi iç
hukuklarına aktarması beklenmektedir.
Çok sayıda belgede ayrımcılık tanımlanırken farklı ayrımcılık temelleri ifade edilmiş ve bu temellerden kaynaklı olarak
herhangi bir kişi veya grubun haklarından yararlanmasını önleyen her türlü farklı muamele yasaklanmıştır. Yayının
ilerleyen bölümlerinde her belgenin kapsadığı ayrımcılık temellerine yer verilecektir ancak yine de bu tanımları
derlemek gerekirse ayrımcılık şu şekilde özetlenebilir:
“Irk, renk, dil, din, inanç, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsel kimlik, ulusal ve sosyal köken, etnik köken, felsefi ve siyasi
görüş, mülkiyet, sosyal statü, soy, hemşehrilik, hamilelik, sağlık durumu, engellilik, yaş ve benzeri temellerden bir
ya da daha fazlasına dayanarak kişi ve grupların hak ve özgürlüklerden eşit şekilde yararlanmasını engelleyen ya da
zorlaştıran her türlü farklı muamele1.”
Eğer kişiler yukarıda sıralanan temellerden birden fazlasına uğramışsa burada çoklu ayrımcılık devreye girmektedir.
Yukarıdaki tanımın doğrudan ayrımcılığa ait olduğunu belirtmek gerekir. Ayrımcılık, doğrudan ve dolaylı ayrımcılık
diye iki ayrılmaktadır. Doğrudan ayrımcılık, hakların gerçekleşmesini engelleyen farklı muamelenin yukarıdaki
temellere dayanarak açık bir şekilde yapılmasıdır. Dolaylı ayrımcılıkta ise, açıktan bir ayrımcılık yapılmamakla birlikte,
herkesin eşit koşullarda olduğunu varsayıp aynı muameleyi yaparak mevcut dezavantajlar göz ardı edilmektedir.
Yani, görünüşte aynı ve tarafsız olan bir politika, uygulama ve düzenlemenin belirli kişi ve gruplar üzerinde olumsuz
sonuçlar doğurması dolaylı ayrımcılık olarak değerlendirilmektedir. 2 Dolaylı ayrımcılıkta ayrı etkiler ve eşit olmayan
sonuçlar doğuran aynı muamele yasaklanmaktadır.3
Ayrımcılıkla mücadelenin etkili ve kapsamlı olabilmesi için doğrudan ve dolaylı ayrımcılık tanımlarının yanı sıra taciz
ve mağdurlaştırma gibi özel kavramların da bilinmesi ve yasalarda yer alması önemlidir. Taciz, özel bir ayrımcılık
türü olup uluslararası sözleşmelerde tanımlanmamıştır ama Avrupa Konseyi Direktifleri bu eksiği tamamlamakta
ve ülkelere yol göstermektedir. 2000/43/EC sayılı Irk Ayrımcılığı Direktifi4 ile 2000/78/EC sayılı İstihdamda Eşit
Muamele Direktifi5, direktiflerde yer alan ayrımcılık temellerine dayanarak bir kişinin değerine zarar vermek ve
aşağılayıcı, yıldırıcı, düşmanca, başkalarının gözünde alçaltıcı, haysiyet kırıcı, hakaret edici veya saldırgan bir ortam
yaratmak amacıyla veya bu sonucu doğuracak şekilde davranmayı taciz olarak nitelemiş ve ayrımcılık olarak kabul
etmiştir. Direktiflerde mağdurlaştırmaya da yer verilmiş ve devletlerin ayrımcılığa uğrayıp da şikayet başvurusu yapan
ve onları destekleyen kişilerin kötü ve farklı bir muameleyle karşılaşmamaları için korunmaları yönünde düzenleme
yapmaları gerektiği belirtilmiştir.
Hem taraf olduğu uluslararası sözleşmeler hem de 2004’ten beri süren Avrupa Birliği üyelik süreci nedeniyle
ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik konusunda Türkiye’nin pek çok yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülüklerden
en önemlisi Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kanunu’nun çıkarılması ve bu kanunda yer alan düzenlemelere göre
ülkede ayrımcılıkla mücadeleden sorumlu özelleşmiş bir kurum oluşturulmasıdır. 2009 yılında hükümetin gündeme
1
2
3
4
5
Bu tanımda Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’nde yasaklanan ayrımcılık temellerinin yanı sıra, 2009 yılında
İnsan Hakları Ortak Platformu koordinasyonunda çok sayıda sivil toplum örgütünün katkısıyla hazırlanan “Ayrımcılığın
Önlenmesi ve Ortadan Kaldırılması Kanunu Taslağı”ndan faydalanılmıştır. Taslak için bkz. http://www.ihop.org.tr/2010/03/16/
nsan-haklar-oerguetlerinin-ayrmclk-yasa-tasla-oenerisi/ (erişim tarihi: 28.06.2015)
İdil Işıl Gül ve Ulaş Karan (2011), Ayrımcılık Yasağı Eğitim Rehberi, Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul. Rehberin dijital
versiyonu için bkz. http://insanhaklarimerkezi.bilgi.edu.tr/media/uploads/2015/02/24/Ayrimcilik_Yasagi_Egitim_Rehberi.pdf
(erişim tarihi: 28.06.2015)
Ulaş Karan (2009), Avrupa Birliği Ülkelerinde Ayrımcılık Yasağı ve Eşitlik Kurumları, İnsan Hakları Ortak Platformu, Ankara.
Kitabın dijital versiyonu için bkz. http://insanhaklarisavunuculari.org/dokumantasyon/files/original/230b1af082c93483fd391a5
6339cf5c7.pdf (erişim tarihi: 28.06.2015)
Irk ve Etnik Kökene Bakılmaksızın Kişilere Eşit Muamele Edilmesi İlkesinin Uygulamaya Konmasına İlişkin 2000/43/EC
Sayılı Avrupa Birliği Konseyi Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:32000L0043:en:HTML
(erişim tarihi: 28.06.2015)
İstihdam ve İş Alanında Eşit Muamele için Genel Bir Çerçeve Oluşturulmasına ilişkin 2000/78/EC sayılı Avrupa Birliği Konseyi
Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:32000L0078:en:HTML (erişim tarihi: 28.06.2015)
1
getirdiği “Demokratik Açılım” projesi kapsamında bu yasa ve yasayla birlikte yetkilendirilen bir kurumun oluşturulacağı
duyurulmuştur. O zamana kadar başta İnsan Hakları Ortak Platformu olmak üzere sivil toplum örgütlerinin zaten
gündeminde olan bu konu, nihayet devletin de gündemine girmiş ve İçişleri Bakanlığı tarafından Ayrımcılıkla
Mücadele ve Eşitlik Kanunu Tasarısı Taslağı6 hazırlamıştır. Ne yazık ki bu süreç 2010 yılında dondurulmuş ve yasa
Ocak 2016’ya kadar bir daha gündeme gelmemiştir. Başbakanlık tarafından hazırlanan “Türkiye İnsan Hakları ve
Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı” 28 Ocak 2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderilmiştir7.
2016 başında yeniden gündeme gelen ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik tartışmalarına katkı sağlamayı amaçlayan
elinizdeki yayın8 dört bölümden oluşmaktadır. “Ayrımcılığı Yasaklayan Uluslararası Mekanizmalar” başlığını taşıyan
birinci bölümde Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği düzeyinde ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik
ülkesine yer veren ve bu konuda düzenleme yapan temel belgelere yer verilmiştir. İkinci bölümde ise, bu düzenlemelerin
uygulanması ve ülkelerde insan hakları ile eşitlik ilkesinin tesis edilmesini takip etmek amacıyla kurulması uluslararası
insan hakları mekanizmaları tarafından tavsiye edilen ulusal insan hakları kurumları ve eşitlik kurumlarına dair genel
bir çerçeve sunulacaktır. Üçüncü bölüm, önceki bölümlerde yer alan uluslararası ayrımcılıkla mücadele mevzuatı
ve eşitlik kurumlarına dair benimsenen standartları dikkate alarak Avusturya, Belçika, Birleşik Krallık, Bulgaristan,
Hollanda, Letonya, Macaristan ve Slovakya’da kurulan eşitlik kurumlarını mercek altına almaktadır. Dördüncü ve son
bölümde ise bu ülkelerde incelenen on dört kuruma dair genel bir değerlendirme yer almaktadır.
6
7
8
2
İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı kanun tasarısı taslağı için bkz. www.icisleri.gov.tr/ortak_icerik/www.icisleri/sgb/ayrimcilik.doc
(erişim tarihi: 28.06.2015)
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderilen Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kanunu Tasarısı için bkz. http://www2.tbmm.gov.
tr/d26/1/1-0596.pdf (erişim tarihi: 16.02.2016)
Bu çalışmanın başlangıç noktasını 2009 yılında Ulaş Karan tarafından İnsan Hakları Ortak Platformu için hazırlanan “Avrupa
Birliği Ülkelerinde Ayrımcılık Yasağı ve Eşitlik Kurumları” adlı kitap oluşturmuştur. Ulaş Karan’ın 27 Avrupa Birliği ülkesindeki
ayrımcılıkla mücadele mevzuatını ve eşitlik kurumlarını derlediği yayının kapsamı daraltılıp güncellenmiştir.
1. Ayrımcılığı Yasaklayan Uluslararası Mekanizmalar
Kişi ve gruplar arasında eşitliğin sağlanması, ayrımcılığı besleyen önyargıların yok edilmesi ve dışlanmanın önüne
geçilmesi amacıyla, gerek uluslararası alanda gerekse Avrupa Birliği’nde ayrımcılık yasağıyla ilgili çeşitli düzenlemeler
yapılmıştır.
1.1 Birleşmiş Milletler
10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve onu temel alarak hazırlanan birçok
sözleşmede ayrımcılık bir hak ihlali olarak tanımlanmış ve yasaklanmıştır.
- İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin9 ikinci maddesi, eşitlik ilkesine dikkat çekerek, herkesin ırk, renk,
cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya
başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin bildirgede belirtilen bütün hak ve özgürlüklere
sahip olduğunu vurgular.
- Ayrımcılık yasağı BM Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 2., 3. ve 26. maddelerinde
kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir. 10 İkinci maddeye göre Taraf Devletler, “…kendi ülkesinde yaşayan
ve yetkisi altında bulunan bütün bireylere ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka fikir, ulusal ya
da toplumsal köken, mülkiyet, doğum ya da başka bir statü bakımından hiçbir ayırım gözetmeksizin bu
Sözleşme’de tanınan hakları sağlamak ve bu haklara saygı göstermekle yükümlüdür.” Sözleşme, üçüncü
madde ile birlikte kadın ve erkeklerin bütün medeni ve siyasal haklardan eşit şekilde faydalanmasını
güvence altına alır. Ayrıca, sözleşmenin 26. maddesinde bütün bireylerin yasalar önünde eşit olduğuna yer
verilmiştir.
Medeni ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesinin imzacı ülkeler tarafından uygulanmasını izleyen
İnsan Hakları Komitesi, 1989 yılında kabul ettiği 18 No’lu Genel Yorum “Ayrımcılık Yasağı” başlığını
taşımaktadır11. Ayrımcılık yasağı, yasalar önünde eşitlik ve yasalar tarafından eşit şekilde korunmayı insan
haklarının korunmasında temel prensip olarak kabul eden Genel Yorum’da, Her Türlü Irk Ayrımcılığının
Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme ile Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan
Kaldırılması Sözleşmesi’nde yer alan ayrımcılık tanımlarından faydalanılarak ayrımcılığın tanımı yapılmış
ve neyin ayrımcılık olabileceğine açıklık getirilmiştir. Bu tanıma göre komite ayrımcılık ile, “ayırma, dışlama,
kısıtlama veya ırk, renk, cinsiyet, dil, din, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğum, siyasi veya diğer
görüşlere dayalı olarak gerçekleştirilen ve bütün hak ve hürriyetlerin herkes tarafından tanınmasını ve
kullanılmasını engelleyecek veya tanınmasını ve kullanılmasını sınırlandıracak ayrımcılığı kast etmektedir”.
Komite ayrıca, kriterleri makul ve nesnel olduğu ev sonuçları Sözleşme kapsamında meşru olduğu sürece
her farklı muamelenin ayrımcılık olarak değerlendirilemeyeceğini belirtmektedir.
-
BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin ikinci maddesinde12, herkesin ırk, renk,
cinsiyet, dil, din, siyasal veya diğer bir fikir, ulusal veya toplumsal köken, mülkiyet, doğum gibi her hangi
bir statüye bağlı olmaksızın ekonomik, sosyal ve kültürel haklara sahip olduğu ifade edilmiştir. Sözleşme,
üçüncü maddesiyle Taraf Devletlere bu hakların kadınlara ve erkeklere eşit sağlanması konusunda
yükümlülük getirmiştir.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, http://www.un.org/en/documents/udhr/ (erişim tarihi: 29.06.2015). Türkçe
tercümesi için bkz. http://www.unicef.org/turkey/udhr/_gi17.html (erişim tarihi: 29.06.2015)
10 Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, http://www.ohchr.org/EN/ProfessionalInterest/
Pages/CCPR.aspx (erişim tarihi: 29.06.2015). Türkçe tercümesi için bkz. http://insanhaklarisavunuculari.org/dokumantasyon/
items/show/127 (erişim tarihi: 29.06.2015)
11 Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi 18 No’lu Genel Yorumu, http://tbinternet.ohchr.org/_layouts/treatybodyexternal/
Download.aspx?symbolno=INT%2fCCPR%2fGEC%2f6622&Lang=en (erişim tarihi: 29.06.2015). Türkçe çevirisi için bakınız,
Lema Uyar, Birleşmiş Milletler’de İnsan Hakları Yorumları, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2006.
12 Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi, http://www.ohchr.org/EN/ProfessionalInterest/
Pages/CESCR.aspx (erişim tarihi: 29.06.2015). Türkçe tercümesi için bkz. http://www.unicankara.org.tr/doc_pdf/metin134.pdf
(erişim tarihi: 29.06.2015)
9
3
-
BM Her türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin birinci maddesinde
yer alan tanıma göre, siyasî, ekonomik, sosyal, kültürel veya toplumsal yaşamın herhangi bir alanında, insan
hakları ve temel özgürlüklerin tanınmasını, uygulanmasını, bu hak ve özgürlüklerden yararlanılmasını
ortadan kaldırmak veya zayıflatmak amacına ya da etkisine yönelik, ırk, renk, soy ya da ulusal veya etnik
kökene dayalı her türlü ayrım, dışlama, kısıtlama ya da tercih ırk ayrımcılığı olarak değerlendirilmelidir.13
Bu tanımın ardından Sözleşme, Taraf Devletlere ırk ayrımcılığını önlemeleri ve ortadan kaldırmaları için
çeşitli yükümlülükler getirmiştir
-
Devletlere kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığa karşı önlem almaları konusunda yükümlülükler getiren BM
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesinin birinci maddesinde kadınlara
yönelik ayrımcılığın tanımı yapılmıştır.14 Buna göre, kadınların, medeni durumlarına bakılmaksızın ve
kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve diğer sahalardaki insan
hakları ve temel özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan yararlanılmasını engelleyen veya
ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayırım, mahrumiyet
veya kısıtlamak, ayrımcılık kapsamına girmektedir. Sözleşme, Taraf Devletleri gerekli düzenlemeleri yaparak
kadınların eğitim, çalışma hayatı, yargı süreçleri, aile yaşamı ve siyasi yaşama eşit katılımını güvence altına
alması için yükümlü kılmaktadır.
-
BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin ikinci maddesi15 de devletlerin kendi yetkileri altında bulunan
çocuklar arasında kendilerinin, ana babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları, ırk, renk, cinsiyet,
dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler
nedeniyle ayrım yapmasını yasaklamıştır.
-
Engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını teşvik ve temin
etmek ile insanlık onurlarına saygıyı güçlendirmek amacıyla 2006 yılında kabul edilen BM Engelli
Kişilerin Haklarına Dair Sözleşme16, ikinci maddesiyle engelliliğe dayalı ayrımcılığı tanımlamış, ayrımcılığı
yasaklayan beşinci maddede de ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve engelli bireylerin eşitliğinin güvence
altına alınması için makul düzenlemelerin yapılması konusunda Taraf Devletlere yükümlülükler getirmiştir.
Türkiye’nin taraf olmasının üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen ne yazık ki sözleşmenin hükümleri hala iç
hukuka aktarılmamıştır.
Medeni ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nde olduğu gibi, yukarıdaki sözleşmelerin izlenmesinden sorumlu
organların genel yorumlarında da devletlerin ayrımcılığı önleyici düzenlemeler yapması gerektiği vurgulanmıştır.
Ayrıca, Türkiye’nin imzaladığı ve onayladığı yukarıdaki sözleşmelerin dışında, BM tarafından kabul edilen ve çeşitli
alanlarda ayrımcılık yasağını düzenleyen ancak henüz imzalamadığımız ve/veya onaylamadığımız bir dizi başka
sözleşme de bulunmaktadır.
13 Birleşmiş Milletler Her türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme, http://www.ohchr.org/
EN/ProfessionalInterest/Pages/CERD.aspx (erişim tarihi: 29.06.2015). Türkçe tercümesi için bkz. http://www.unicankara.org.tr/
doc_pdf/metin135.pdf (erişim tarihi: 29.06.2015)
14 BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi, http://www.ohchr.org/EN/ProfessionalInterest/
Pages/CEDAW.aspx (erişim tarihi: 29.06.2015). Türkçe tercümesi için bkz. http://www.unicankara.org.tr/doc_pdf/metin136.pdf
(erişim tarihi: 29.06.2015)
15 Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, http://www.ohchr.org/EN/ProfessionalInterest/Pages/CRC.aspx (erişim
tarihi: 29.06.2015). Türkçe tercümesi için bkz. http://www.gundemcocuk.org/belgeler/temel-dokumanlar/birlesmis-milletler/
temel-metinler/03%20-%20%C3%87ocuk%20Haklar%C4%B1na%20Dair%20S%C3%B6zle%C5%9Fme.pdf (erişim tarihi:
29.06.2015)
16Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Haklarına dair Sözleşme, http://www.ohchr.org/EN/HRBodies/CRPD/Pages/
ConventionRightsPersonsWithDisabilities.aspx (erişim tarihi: 29.06.2015). Sözleşmenin Türkçe tercümesi için bkz. www.ihop.
org.tr/dosya/sozlesme/engelli_sozlesme.doc (erişim tarihi: 29.06.2015)
4
1.2 Avrupa Birliği
Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi’ne üye devletler, iki temel sözleşmeyi onaylayarak ayrımcılığı ortadan kaldırmayı
taahhüt etmişlerdir.
- Avrupa Konseyi’ne üye hükümetlerin 4 Kasım 1950 tarihinde kabul ettiği İnsan Hakları ve Temel
Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme, yaygın bilinen adıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi,
“Ayrımcılık Yasağı” başlıklı 14. maddesinde Sözleşme’de tanınan hakların cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal
veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensupluk, servet, doğum veya herhangi
başka bir durum bakımından hiçbir ayırımcılık yapılmadan sağlanması gerektiğine kanaat getirmiştir.17
Konsey, sözleşmede tanınan haklarla sınırlı olan ayrımcılık yasağını Ek 12 Numaralı Protokolle genişletmiş
ve bireylerin hukuken temin edilmiş olan tüm haklardan eşit şekilde yararlanabilmesi konusunda Taraf
Devletleri yükümlü kılmıştır. Ayrıca, hiç kimsenin kamu kurumları tarafından ayrımcılığa maruz
bırakılamayacağı da belirtilmiştir. Türkiye, protokolü 18 Nisan 2001 tarihinde imzalamasına rağmen henüz
onaylamamıştır.
- Avrupa çapında insan haklarının tanınmasını zorunlu kılan bir diğer sözleşme olan Avrupa Sosyal Şartı18 da,
önsözünde hiçbir ırk, renk, cinsiyet, din, siyasal görüş, ulusal soy veya sosyal köken ayırımı gözetmeksizin
her bireye sosyal haklardan yararlanma hakkının sağlanması gerektiğine yer vermiştir. Ayrıca, eğitim,
sağlık, sosyal güvenlik, örgütlenme ve çalışma hakkını düzenleyen maddelerde eşitliğe vurgu yapılarak
Taraf Devletlere sosyal hakların sağlanması konusunda ayrımcılık yasağı getirilmiştir.
- Avrupa sınırları içindeki bireylerin haklarının tek bir dokümanda net bir şekilde tanımlanması amacıyla
2000 yılında kabul edilen ve 2009 yılında Lizbon Antlaşması’nın yürürlüğe girmesi ile AB kurumları ve
hükümetleri için bağlayıcı bir nitelik kazanan Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nın 21. maddesinde
cinsiyet, ırk, renk, etnik veya sosyal köken, genetik özellikler, dil, din veya inanç, siyasi veya diğer her türlü
düşünce, bir ulusal azınlığa mensubiyet, mülkiyet, doğum, engellilik, yaş veya cinsel yönelime dayalı her
türlü ayrımcılık yasaklanmıştır.19
Bir kısmı bağlayıcı olan bu insan hakları belgelerinin yanı sıra, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi düzeyinde ayrımcılıkla
mücadele konusunda kilit role sahip kurumlar da bulunmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile çizilen çerçeve
kapsamında ırk, dil, din, renk, cinsiyet, milliyet, ulusal ve etnik kökene ilişkin önyargı, şiddet ve ayrımcılığı önlemek
amacıyla 1993 yılında Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI) kurulmuştur. 2002 yılında
bağımsız bir izleme birimi statüsünü elde eden ECRI, belirli dönemlerde Avrupa Konseyi üyesi hükümetlere yönelik
periyodik raporlar ve genel politika tavsiye kararları yayınlamanın yanı sıra, mevzuat ve mevzuatın izlenmesinden
sorumlu yerel kurumlara (ör: eşitlik kurumu, ulusal insan hakları kurumu, ombudsman) dair rehberler hazırlayarak
Konsey üyesi ülkelerin ayrımcılıkla mücadele çabalarına destek olmaktadır. Ayrıca, ülkelerden gelen talebe göre
ayrımcılıkla mücadele ile ilgili mevzuat hazırlıklarını gözden geçirerek yorum yapmaktadır.
Avrupa Birliği’ni ilgilendiren ve amaçları kapsamına giren herhangi bir konuda devletlerin yerine getirmesi gereken
hukuki yükümlülükleri belirleyen20, birlik üyesi ülkelere doğrudan etki edebilecek ve ikincil mevzuat niteliğindeki
“Direktif”ler de oluşturulmuştur. Uygulamada izlenecek yöntem devletlerin içinde bulunduğu koşullara göre değişiklik
gösterebilse de, direktifler AB üyesi her devlet için bağlayıcıdır ve üye devletler direktifin yürürlüğe girmesinden sonra
belirli bir süre içinde iç hukuklarını direktifte işaret edilen yönde düzenlemelidir. Avrupa Birliği genelinde ayrımcılıkla
mücadele etmek ve bireyler arasında eşitliği tesis etmek amacıyla kullanılan araçlardan biri de bu direktifler olmuştur.
Özellikle 2000’lerin başında kabul edilen altı direktif, üye devletlerin ayrımcılıkla mücadele ile ilgili politikalarını
önemli ölçüde şekillendirmektedir.
17 İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme, http://www.echr.coe.int/Documents/Convention_ENG.
pdf (erişim tarihi: 30.06.2015). Türkçe tercümesi için bkz. http://www.echr.coe.int/Documents/Convention_TUR.pdf (erişim
tarihi: 30.06.2015)
18 (Gözden Geçirilmiş) Avrupa Sosyal Şartı, http://conventions.coe.int/Treaty/en/Treaties/Html/163.htm (erişim tarihi: 30.06.2015).
Türkçe tercümesi için bkz. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2007/04/20070409-1.htm (erişim tarihi: 30.06.2015)
19 Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı, http://www.europarl.europa.eu/charter/pdf/text_en.pdf (erişim tarihi: 30.06.2015)
20 Ulaş Karan (2009), Avrupa Birliği Ülkelerinde Ayrımcılık Yasağı ve Eşitlik Kurumları, İnsan Hakları Ortak Platformu, Ankara.
Kitabın dijital versiyonu için bkz. http://insanhaklarisavunuculari.org/dokumantasyon/files/original/230b1af082c93483fd391a5
6339cf5c7.pdf (erişim tarihi: 30.06.2015)
5
Aşağıda, bu altı direktif ayrımcılık ve eşitlik bağlamında kısaca değerlendirilecektir:
• Irk ve Etnik Kökene Bakılmaksızın Kişilere Eşit Muamele Edilmesi İlkesinin Uygulamaya Konmasına İlişkin
2000/43/EC Sayılı Avrupa Birliği Konseyi Direktifi
2000 yılında hazırlanan ve kısaca Irk Ayrımcılığı Direktifi diye adlandırılan bu direktifin amacı, Üye Devletlerde
eşit muamele ilkesini uygulamak amacıyla ırk ve etnik kökene dayalı ayrımcılıkla mücadele için bir çerçeve
geliştirmektir.21
Direktifte dolayı ayrımcılık, doğrudan ayrımcılık ve taciz tanımlandıktan sonra, üçüncü maddede, aşağıda
listelenen alanlarda, ırk ve etnik kökene bakılmaksızın herkese eşit muamele edilmesi gerektiği belirtilmiştir:
- seçim kriterleri ve işe alım koşulları dahil olmak üzere istihdama ve serbest mesleğe erişim;
- her türde ve düzeyde mesleki rehberlik ve eğitime erişim;
- işten çıkarılma ve maaş dahil olmak üzere istihdam ve çalışma koşulları;
- işçi ve işveren örgütleri ile meslek kuruluşlarına üyelik;
- sosyal güvenlik ve sağlık dahil olmak üzere sosyal koruma;
- sosyal avantajlar;
-eğitim;
- konut dahil olmak üzere kamuya sağlanan mal ve hizmetlere erişim ve bunların arzı.
Direktifte ayrıca, üye devletlerin ırk ve etnik köken ayrımı yapılmadan eşitliğin teşvik edilmesi için kurum veya
kuruluşlar görevlendirebileceği belirtilmiştir. Bu maddeye bir sonraki bölümde daha detaylı yer verilecektir.
Üye devletlerin, yaklaşık 3 yıllık bir süre içinde iç hukuk normlarını Direktifle uyumlu hale getirmeleri, eşit
muamele ilkesini ihlal eden düzenlemeleri kaldırmaları, hem özel hem de kamusal alanda ayrımcılık uygulayan
kişi ve kurumlara yönelik yaptırımlar ile mağdurlar için de tazminat getirmeleri gerektiği belirtilmiştir.
• İstihdam ve İş Alanında Eşit Muamele için Genel Bir Çerçeve Oluşturulmasına İlişkin 2000/78/EC sayılı Avrupa
Birliği Konseyi Direktifi
2000 yılında hazırlanan Direktifin amacı, birinci maddesinde “…üye devletlerde eşit muamele ilkesini uygulamak
amacıyla istihdam ve iş alanında din ya da inanç, engellilik, yaş ya da cinsel yönelime dayalı ayrımcılıkla mücadele
için bir çerçeve geliştirmek” olarak belirtilmiştir.22
Üye devletlere, Direktifin geçerli olduğu aşağıdaki alanlarda bütün insanlara eşit muameleyi güvence altına alacak
düzenlemeleri yapmaları için yaklaşık 3 yıllık bir süre tanınmıştır:
- faaliyetin türüne bakılmaksızın ve terfi dahil bütün mesleki hiyerarşik düzeylerde seçim kriterleri ve işe
alım koşulları dahil olmak üzere istihdam ve serbest mesleğe erişim;
- her türde ve her düzeyde mesleki rehberlik ve eğitime erişim;
- işten çıkarılma ve maaş dahil olmak üzere istihdam ve çalışma koşulları;
- işçi ve işveren örgütleri ile meslek kuruluşlarına üyelik.
AB üyesi devletler, bu düzenleme ile, üç yıl içinde iç hukuk normlarını Direktifle uyumlu hale getirmek,
eşit muamele ilkesini ihlal eden düzenlemeleri kaldırmak, eşit muamele ilkesini ihlal eden kontrat ve toplu iş
sözleşmelerini geçersiz saymak, hem özel hem de kamusal alanda ayrımcılık uygulayan kişi ve kurumlara yönelik
yaptırımlar ile mağdurlar için de etkili, caydırıcı ve orantılı tazminat getirmek zorunda bırakıldı.
21 Irk ve Etnik Kökene Bakılmaksızın Kişilere Eşit Muamele Edilmesi İlkesinin Uygulamaya Konmasına İlişkin 2000/43/EC
Sayılı Avrupa Birliği Konseyi Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:32000L0043:en:HTML
(erişim tarihi: 01.07.2015)
22 İstihdam ve İş Alanında Eşit Muamele için Genel Bir Çerçeve Oluşturulmasına ilişkin 2000/78/EC sayılı Avrupa Birliği Konseyi
Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:32000L0078:en:HTML (erişim tarihi: 01.07.2015)
6
• 76/207/EEC sayılı Direktifi değiştiren İstihdam, Mesleki Eğitim ve Terfiye Erişim ile Çalışma Koşullarında Kadın ve
Erkeklere Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2002/73/EC Sayılı Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi
Direktifi
Bu direktif, 1976 yılında istihdamda kadın ve erkeklere eşit muamele ilkesinin uygulanması için bir çerçeve
oluşturmak amacıyla hazırlanan 76/207/EEC sayılı direktifin23 kapsamını geliştirmek ve güncel koşullara uyarlamak
için 2002 yılında kabul edilmiştir.24
Direktifte doğrudan ve dolaylı ayrımcılık tanımlanmış; taciz ve cinsel tacizin yanı sıra kadınlara hamilelik ve
annelik nedeniyle farklı ve tercih edilmeyen muamele edilmesi de ayrımcılık olarak kabul edilmiştir.
Direktif kapsamında, aşağıdaki alanlarda kadınlara ve erkeklere eşit muamele yapılması yükümlülüğü getirilmiştir:
- faaliyetin türüne bakılmaksızın ve terfi dahil bütün mesleki hiyerarşik düzeylerde seçim kriterleri ve işe
alım koşulları dahil olmak üzere istihdam ve serbest mesleğe erişim;
- her türde ve her düzeyde mesleki rehberlik ve eğitime erişim;
- işten çıkarılma ve maaş dahil olmak üzere istihdam ve çalışma koşulları;
- işçi ve işveren örgütleri ile meslek kuruluşlarına üyelik.
Direktife göre, üye devletler, ulusal yasalar ile toplu iş sözleşmeleri ile uyumlu bir şekilde cinsiyete dayalı her
türlü ayrımcılığı önleyecek tedbirler almaları için işverenleri ve mesleki eğitimden sorumlu kişi ve kurumları
cesaretlendirmelidir. Devletlere, özel ve kamu sektöründe kadın erkek eşitliğini sağlayacak gerekli düzenlemeleri
yapmaları için 2005 yılına kadar zaman tanınmıştır.
• Mal ve Hizmetlere Erişimde ve Bunların Arzında Kadınlara ve Erkeklere Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına
İlişkin 2004/113/EC Sayılı Avrupa Birliği Konseyi Direktifi
2002 yılında kabul edilen Direktifin amacı, üye devletlerde kadınlar ve erkekler arasında eşit muamele ilkesini
uygulamak amacıyla mal ve hizmetlere erişimde ve bunların arzında cinsiyete dayalı ayrımcılıkla mücadele için bir
çerçeve geliştirmektir.25
Direktif, topluluk sınırları içinde kamuya yönelik mal ve hizmetleri sağlayan kişileri kapsamakta ve özellikle
kadınların bu mal ve hizmetlerin sunumu sırasında doğrudan ya da dolaylı ayrımcılığa uğramamasını ve erkeklerle
eşit muamele görmesini güvence altına almaktadır. Bu direktifte de, kadınların hamilelik ya da annelik nedeniyle
farklı muamele görmesi ayrımcılık olarak kabul edilmiştir. Belirli bir mal ya da hizmet ile bir cinsiyet meşru olarak
hedeflendiği takdirde yapılabilecek farklı muamele Direktifin kapsamı dışına bırakılmıştır.
AB üyesi devletlerin iç hukuk normları ile yasal ve idari düzenlemelerini bu Direktifle uyumlu hale getirmeleri için
2007 yılına kadar süre tanınmıştır.
• 75/117/EEC, 76/207/EEC, 86/378/EEC ve 97/80/EC sayılı Direktifleri Birleştiren İstihdam ve Meslek Konularında
Kadın ve Erkekler için Eşit Fırsatlar ve Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2006/54/EC Sayılı Avrupa
Parlamentosu ve AB Konseyi Direktifi
Avrupa Birliği düzeyinde ayrımcılıkla mücadele çalışmalarına örnek olarak gösterilebilecek direktiflerden
sonuncusunda, daha önce benzer konularda kadın ve erkek eşitliğini güvence altına almak için hazırlanan dört
23 İstihdam, Mesleki Eğitim ve Terfiye Erişim ile Çalışma Koşullarında Kadın ve Erkeklere Eşit Muamele İlkesinin
Uygulanmasına İlişkin76/207/EEC sayılı Konsey Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:
31976L0207:en:HTML (erişim tarihi: 01.07.2015)
24 76/207/EEC sayılı Direktifi değiştiren İstihdam, Mesleki Eğitim ve Terfiye Erişim ile Çalışma Koşullarında Kadın ve Erkeklere
Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2002/73/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi Direktifi, http://eur-lex.
europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=celex:32002L0073, (erişim tarihi: 01.07.2015)
25 Mal ve Hizmetlere Erişimde ve Bunların Arzında Kadınlara ve Erkeklere Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin
2004/113/EC Sayılı Avrupa Birliği Konseyi Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/legal-content/en/TXT/?uri=CELEX:32004L0113
(erişim tarihi: 01.07.2015)
7
direktif26 birleştirilip tek bir metin haline getirildi.27 Direktifin amacı, birinci maddede “istihdam ve meslek ile ilgili
meselelerde kadın ve erkekler için eşit fırsatlar ve eşit muamele ilkesinin uygulanmasını güvence altına almak”
olarak belirtilmiştir.
2006 yılında kabul edilen direktif aşağıdaki alanlarda eşit muamele ilkesinin uygulanması için düzenlemeler
içermektedir:
- Terfi dahil olmak üzere istihdama ve mesleki eğitime erişim:
- Maaş dahil olmak üzere çalışma koşulları;
- Mesleki sosyal güvenlik planları.
Direktifte, bütün bu alanlarda taciz ve cinsel taciz, cinsiyet temelli ayrımcılık ile hamilelik ve annelik nedeniyle
kadınların farklı muamele görmesi ayrımcılık olarak kabul edilip yasaklanmıştır.
Üye devletlerin eşit işe eşit ücret, sosyal güvenlik kapsamına giren konularda eşit muamele, emeklilik yaşı ve
kendi hesabına çalışan kişilerin hakları, annelik ve babalık izni, sosyal diyalog, eşitlik kurumları gibi konularda
eşitlik ilkesini ihlal eden düzenlemeleri kaldırarak ve gerekli yaptırım ile tazminat çerçevelerini belirleyerek iç
hukuk normlarını Direktifle uyumlu hale getirmeleri için iki yıllık bir süre tanınmıştır. Devletlerin, kanunlarını
değiştirirken, birleştirilen dört direktifi de feshetmesi ve o direktiflere yapılan atıfları mevcut ve güncel olan bu
Direktifle değiştirmesi gerekmiştir.
• 86/613/EEC Sayılı Direktifi Fesheden ve Serbest Meslek Faaliyetleriyle Uğraşan Kadın ve Erkekler için Eşit Muamele
İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2010/41/EU Sayılı Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi Direktifi
Serbest meslekle uğraşan ve kendi hesabına çalışan kadın ve erkeklere eşit muamele edilmesi için bir çerçeve
çizmeyi amaçlayan ve 7 Temmuz 2010 tarihinde kabul edilen bu direktif28 para kazanmak için serbest meslek
yürüten kişileri ve onların eşlerini ya da partnerlerini kapsamaktadır. Direktife göre eşit muamele ilkesi, bir işin
kurulması, donatılması veya genişletilmesi ya da farklı bir serbest meslek türünün başlatılması sırasında özel ya da
kamu sektöründe cinsiyete dayalı doğrudan veya dolaylı ayrımcılık yapılamayacağı anlamına gelmektedir. Diğer
direktiflerde olduğu gibi burada da taciz ve ayrımcılık yapılmasına dair talimat vermek ayrımcılık olarak kabul
edilmiştir.
Üye devletlere, yasal ve idari düzenlemelerini bu Direktifle uyumlu hale getirmeleri için iki yıllık bir süre tanınmıştır.
Yukarıda sıralanan ve AB mevzuatında önemli bir yer tutan bu direktifler hem kamusal hem de özel sektörde,
gerçek ve tüzel kişilerin ayrımcılık uygulamalarını yasaklamaktadır. Bu yasak nedeniyle şahsa ait işletme, şirketler,
belediyeler, bakanlık ya da diğer kamu kuruluşları Direktiflerce korunan alanlarda ayrımcılık yapmama konusunda
aynı sorumluluğa sahiptir.29
Irk ayrımcılığı ve istihdamda eşitlik direktifleri ırk, etnik köken, din ve inanç, yaş, engellilik ve cinsel yönelime
dayalı ayrımcılığa karşı Avrupa çapında yasal koruma getirse de ayrımcılık karşıtı kanunların hayata geçirilmesi, bu
konudaki bilginin kişi ve kurumlar arasında dağılımı ve farkındalık oluşturulması, sosyal diyalogun geliştirilmesi
26 İstihdam, mesleki eğitim ve terfiye erişim ile çalışma koşullarında kadın ve erkeklere eşit muamele ilkesinin uygulanmasına
ilişkin 76/207/EEC sayılı Konsey Direktifi, mesleki sosyal güvenlik planlarında kadın ve erkeklere eşit muamele ilkesinin
uygulanmasına ilişkin 86/378/EEC sayılı Konsey Direktifi, kadın ve erkeklere eşit ücret ilkesinin uygulanmasında Üye
Devletlerin yasalarının uyumlulaştırılmasına ilişkin 75/117/EEC sayılı Konsey Direktifi, cinsiyet temelli ayrımcılık vakalarında
ispat yüküne ilişkin 97/80/EC sayılı Konsey Direktifi.
27 75/117/EEC, 76/207/EEC, 86/378/EEC ve 97/80/EC sayılı Direktifleri Birleştiren İstihdam ve Meslek Konularında Kadın ve
Erkekler için Eşit Fırsatlar ve Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2006/54/EC Sayılı Avrupa Parlamentosu ve AB
Konseyi Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32006L0054&from=EN (erişim tarihi:
01.07.2015)
28 Serbest Meslek Faaliyetleriyle Uğraşan Kadın ve Erkekler için Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2010/41/EU
Sayılı Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX:32010L0041
(erişim tarihi: 01.07.2015)
29 Ulaş Karan (2009), Avrupa Birliği Ülkelerinde Ayrımcılık Yasağı ve Eşitlik Kurumları, İnsan Hakları Ortak Platformu, Ankara.
8
ve sivil toplum kuruluşları ile diyalogun teşvik edilmesi konusunda hala Direktiflerle yeterli uyumu sağlamayan AB
ülkeleri bulunmaktadır.30
Ayrımcılıkla etkin bir şekilde mücadele etmek için yasal düzenlemelerin yeterli olmadığı gerçeğinden hareketle,
direktiflerin yanı sıra, AB üyesi ve aday ülkeler arasında işbirliğini teşvik etmek amacıyla Topluluk Programları da
oluşturulmuş ve uygulanmıştır. Ayrımcılıkla mücadele alanında birbirini takip eden iki program yürütülmüştür:
Ayrımcılıkla Mücadele Topluluk Eylem Programı ile İstihdam ve Sosyal Dayanışma Topluluk Programı (PROGRESS).
Üye ve aday devletlerin ayrımcılıkla mücadele ve eşitliğin tesis edilmesi için önerdiği ve yürüttüğü faaliyetler bu
programlar aracılığıyla finanse edilmiştir.
Avrupa Birliği Konseyi’nin 27 Kasım 2000 tarihinde aldığı 2000/750/EC sayılı kararla31 2001 ve 2006 yılları arasında
uygulanmak üzere ırk ya da etnik köken, din ya da inanç, engellilik, yaş ve cinsel yönelime dayalı doğrudan veya dolaylı
ayrımcılıkla mücadele etmek için önlemler geliştirmek amacıyla bir Topluluk Eylem Programı oluşturulmuştur.
Uygulandığı beş yıllık süre için 98,4 milyon Euro ayrılan Ayrımcılıkla Mücadele Eylem Programı’nın başlıca hedefleri
şunlardı:
- Ayrımcılık ile ilgili bilincin arttırılması ve politika ve uygulamaların etkililiğinin değerlendirilmesi yoluyla
ayrımcılık meselesine dair anlayışın geliştirilmesi;
- Kuruluşların eylem araçlarını güçlendirerek, Avrupa düzeyinde bilgi alışverişi, iyi örnekler ve ağ kurmayı
destekleyerek ve ayrımcılığın farklı türlerine dair özel durumları dikkate alarak ülkelerin ayrımcılığı etkin
bir şekilde önleme ve ele alma kapasitelerinin geliştirilmesi;
- Farkındalık arttırıcı kampanyalar aracılığıyla ayrımcılıkla mücadelenin altında yatan değerlerin ve
uygulamaların teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması.
Bu program, 2007 yılında yerini kısaca “Progress” olarak adlandırılan İstihdam ve Sosyal Dayanışma Topluluk
Programı’na bırakmıştır. Avrupa Parlamentosu ve Konsey’in 24 Ekim 2006 tarihinde aldığı 1672/2006/EC sayılı
kararla32 oluşturduğu Progress, beş bölümden oluşmaktaydı: “istihdam”, “sosyal koruma ve içerme”, “çalışma
koşulları”, “ayrımcılıkla mücadele ve çeşitlilik” ve “toplumsal cinsiyet eşitliği”. Konumuzla ilgili olan ve ayrımcılıkla
mücadele ilkesinin etkili bir şekilde uygulanması ve Topluluk genelinde ana akımlaştırılmasını amaçlayan “ayrımcılıkla
mücadele ve çeşitlilik” bölümünde, bu amaca ulaşmak için aşağıdaki yolların izlenmesi uygun görülmüştür:
- Mevcut mevzuat, politikalar ve uygulamaların etkililiği ve etkilerinin değerlendirilmesinin yanı sıra, analiz
ve araştırmalar ile gerektiğinde istatistik ve göstergeler geliştirerek ayrımcılık ile ilgili duruma dair anlayışın
geliştirilmesi;
- Etkili izleme, alanda çalışanlar için seminerler düzenleme ve ayrımcılıkla mücadele alanında çalışan
özelleşmiş kurumlarla ağ kurma yoluyla Topluluğun ayrımcılıkla mücadele mevzuatının uygulanmasının
desteklenmesi;
- Ayrımcılıkla ilgili kilit sorunlar ve politikalarla ilgili farkındalığın arttırılması, bilginin yaygınlaştırılması
ve tartışmanın teşvik edilmesi ve sosyal ortaklar, STÖ’ler ile diğer paydaşlar da dahil olmak üzere bütün
Topluluk politikalarında ayrımcılıkla mücadelenin ana akımlaştırılması;
- Ayrımcılıkla mücadele alanındaki politika hedefleri ve stratejilerinin teşvik edilmesi ve geliştirilmesi için
Avrupa düzeyindeki kilit ağların kapasitelerinin güçlendirilmesi.
30 Isabelle Chopin ve Catharina Germaine-Sahl (2013), Developing Anti-discrimination Law in Europe: The 28 EU Member
States, the Former Yugoslav Republic of Macedonia, Iceland, Liechtenstein, Norway and Turkey compared, Avrupa Komisyonu,
Lüksemburg. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://ec.europa.eu/justice/discrimination/files/comparative_analysis_2013_
en.pdf (erişim tarihi: 02.07.2015)
31 Ayrımcılıkla Mücadele için bir Topluluk Eylem Programı Oluşturulmasına İlişkin 2000/750/EC sayılı Konsey Kararı, http://
eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=celex:32000D0750 (erişim tarihi: 02.07.2015)
32 İstihdam ve Sosyal Dayanışma Topluluk Programı (Progress) oluşturulmasına ilişkin 1672/2006/EC sayılı Avrupa Parlamentosu
ve Konsey Kararı, http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2006:315:0001:0008:en:PDF (erişim tarihi:
02.07.2015)
9
2007-2013 yılları arasında uygulanan program için kamu kurumları, yerel yönetimler, akademi, sivil toplum örgütleri,
medya vb. kuruluşlara dağıtılmak üzere 657.590.000 Euro ayrılmıştır.
1970’li yıllarda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı adıyla bir araya gelen devletlerin kurumsallaşma sürecinin
bir parçası olarak 1994 yılında kurduğu Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı da ayrımcılık meselesini sık sık
gündeme almış ve ilgili organlar ve mekanizmalar vasıtasıyla üye devletlere bu konuda çerçeve çizmiştir. 1975 tarihli
Helsinki Nihai Senedi’nde33 yer alan Katılımcı Devletler Arasındaki İlişkileri Düzenleyen İlkeler Bildirgesi’nin yedinci
bölümünde bütün devletlerin ırk, cinsiyet, dil ve inanç farkı gözetmeksizin insan hakları ve temel özgürlüklere saygı
göstereceği belirtilmiştir.
AGİT antlaşmalarının uygulanmasını izlemek amacıyla yapılan izleme toplantılarının üçüncüsü olan Viyana İzleme
Toplantısı’ndan sonra kabul edilen belgede – Viyana Belgesi – ayrımcılık dahil olmak üzere insan hakları alanında
ayrıntılı kararlar alınmıştır. Viyana Belgesi’nin 13. Maddesinin yedi ve sekizinci fıkralarında34 Katılımcı Devletlerin
ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi ya da diğer görüş, ulusal ya da sosyal köken, mülkiyet, doğum ya da diğer statülere
dayalı ayrım yapmaksızın sınırları ve egemenliği altında bulunan herkesin insan haklarını ve temel özgürlüklerini
güvence altına alacağı ifade edilmiştir. Hiçbir birey ve aile üyeleri, bu hakları kullandığı için ayrımcılığa uğrayamaz.
1990 yılında düzenlenen Kopenhag Toplantısında kabul edilen sonuç bildirgesinin – Kopenhag Belgesi – 5. ve 24.
maddeleri ayrımcılıkla ilgili hükümler içermektedir.35 Kopenhag Belgesi’nin beşinci maddesine göre herkes yasalar
önünde eşittir ve hiçbir ayrımcılık yapılmadan herkese eşit yasal koruma sağlanır. Ayrıca, yasalar her türlü ayrımcılığı
yasaklar ve herkese bütün ayrımcılık türlerine karşı eşit ve etkili koruma sağlar. Belgenin acil durumlarda insan hakları
ve temel özgürlüklerin sınırlandırılmasını düzenleyen 25. maddesinin dördüncü fıkrasında da bu tür önlemlerin ırk,
renk, cinsiyet, dil, din, sosyal köken veya azınlık üyeliği temelinde ayrımcılık yapamayacağı belirtilmiştir.
1990 tarihli Paris Şartı’nda AGİT katılımcısı devletlerin devlet ve hükümet başkanları, kimsenin temel hak ve
özgürlüklerden yararlanırken ayrımcılığa uğrayamayacağı ve herkesin kanun önünde eşit olduğuna dair kararlılıklarını
ifade etmiştir.36
33 AGİK Helsinki Nihai Senedi, https://www.osce.org/mc/39501?download=true (erişim tarihi: 08.07.2015)
34 AGİT Viyana İzleme Toplantısı Sonuç Bildirisi, http://www.osce.org/mc/40881?download=true (erişim tarihi: 08.07.2015)
35 AGİT Kopenhag İnsani Boyut Toplantısı Belgesi, http://www.osce.org/odihr/elections/14304?download=true (erişim tarihi:
08.07.2015)
36 Yeni Bir Avrupa için Paris Şartı, http://www.osce.org/mc/39516?download=true (erişim tarihi: 08.07.2015) Türkçe tercümesi
için bkz. https://www.tbmm.gov.tr/ul_kom/agit/paris_sarti.htm (erişim tarihi: 08.07.2015)
10
2. Ayrımcılıkla mücadele mekanizmaları ve eşitlik kurumları
Ayrımcılıkla mücadelede önemli bir rol ve işleve sahip eşitlik kurumlarını incelemeden önce, genellikle eşitlik
kurumlarının da bir parçası olduğu ve ortak bir kavram haline gelen “ulusal insan hakları kurumları”ndan bahsetmek
iyi olabilir.
2.1 Ulusal İnsan Hakları Kurumları
Ayrımcılıkla mücadelede önemli bir rol ve işleve sahip eşitlik kurumlarını incelemeden önce, genellikle eşitlik
kurumlarının da bir parçası olduğu ve ortak bir kavram haline gelen “ulusal insan hakları kurumları”ndan bahsetmek
iyi olabilir.
Daha önce de belirtildiği üzere, insan hakları alanındaki yasal çerçeve ne kadar iyi olursa olsun, yine de bu
düzenlemelerin hayata geçirilmesi için yeterli değildir. Yasal çerçevenin yanı sıra, hak ihlaline uğrayan bireyler
için birtakım güvenceler ve başvuru yollarının getirilmesi ve bu alanlarda özelleşmiş kurumların oluşturulması ve
desteklenmesi gerekir.37 Yani, insan haklarının hayata geçirilmesi ve korunması için ulusal altyapıların kurulması
önemli bir rol oynamaktadır. Ülke düzeyinde insan haklarının teşvik edilmesi ve korunması amacıyla devlet tarafından
kurulan kuruluşlardır. Ulusal insan hakları kurumları, görev ve yetkileri ülkeden ülkeye değişiklik gösterebilse de son
yıllarda birçok ülkede kurulmuştur ve insan hakları alanında özelleşmiş organlardır.38
Ulusal insan hakları kurumlarına dair tartışmalar 1970’lerden itibaren yoğunluk kazansa da, bu meselenin Birleşmiş
Milletler düzeyinde ilk ele alınması 1946 yılında olmuştur.Ekonomik ve Sosyal Konsey’in 1946’daki ikinci oturumunda
İnsan Hakları Komisyonu’nun görev ve yetkileri belirlenirken, Üye Devletlere de “İnsan Hakları Komisyonu’nun
çalışmalarını geliştirirken işbirliği yapabilecekleri, kendi ülkelerinde bilgi grupları ya da yerel insan hakları komiteleri
kurmayı düşünmeleri” için çağrı yapılmıştır.39
1991 yılında İnsan Hakları Komisyonu’nun çağrısıyla Paris’te toplanan İnsan Haklarının Teşvik Edilmesi ve
Korunması İçin Birinci Ulusal Kurumlar Çalıştayı’nda yıllardır yürütülen tartışmalar vücut buldu ve çalıştayın sonucu
olarak günümüzde kısaca “Paris İlkeleri” olarak adlandırılan “Ulusal Kurumların Statüsü ile ilgili İlkeler” oluşturuldu.
Bu ilkeler, 20 Aralık 1993 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilerek resmiyet kazandı.40 Aynı yıl
Viyana’da toplanan Dünya İnsan Hakları Konferansının bir sonucu olarak yayımlanan Viyana Bildirgesi ve Eylem
Programı’nda41 da her ülkenin, kendi ihtiyaçlarına göre en uygun çerçeve ve yapıyı belirleyebileceği ifade edilerek
Paris İlkelerine göre ulusal kurumların kurulmasına ve geliştirilmesine yönelik çağrı yapılmıştır. Paris İlkeleri hukuken
bağlayıcı olmayıp ulusal insan hakları kurumlarına dair tavsiye niteliğindeki bir ilkeler bütünü olsa da uluslararası
insan hakları hukukuna uyum için çaba sarf eden devletlerin başvurduğu önemli kararlardan biridir. Uygulanmadığı
takdirde yaptırımı olmasa da, devletler arasında bu ilkelerin yasal bağlayıcılığının sorgulanmadığını belirtmek gerekir.
Paris ilkelerinde, oluşumu, görev ve yetkileri anayasal ve yasal metinlerde açıkça ifade edilen ve yetki alanı mümkün
olduğunca geniş tutulan ulusal insan hakları kurumlarının aşağıdaki sorumluluklara sahip olduğu belirtilmiştir:
- İnsan haklarıyla ilgili yasal ve idari düzenlemelere, insan hakları ihlallerine, ülkede insan haklarının genel
durumuna ve insan haklarının geliştirilmesi ve korunmasına ilişkin Hükümete, parlamentoya ve diğer ilgili
bütün organlara, bunların talebi üzerine veya kendi inisiyatifleriyle görüş bildirmek, tavsiyelerde bulunmak,
öneriler ve raporlar sunmak;
37 Ulaş Karan, age.
38 Birleşmiş Milletler (1995), National Human Rights Institutions: A Handbook on the Establishment and Strengthening of
National Institutions for the Promotion and Protection of Human Rights, New York‐Cenevre.
39 Ekonomik ve Sosyal Konsey’in 21 Haziran 1946 tarihli 2/9 Sayılı Kararı için bkz. http://www.un.org/en/ga/search/view_doc.
asp?symbol=E/RES/9(II) (erişim tarihi: 06.07.2015)
40 National institutions for the promotion and protection of human rights, A/RES/48/134, http://www.un.org/documents/ga/
res/48/a48r134.htm (erişim tarihi: 06.07.2015). Paris İlkelerinin Türkçe tercümesi için bkz. http://www.ombudsman.gov.tr/
contents/files/717Paris-Prensipleri.pdf.
41 Viyana Bildirgesi ve Eylem Programı, http://www.ohchr.org/EN/ProfessionalInterest/Pages/Vienna.aspx (erişim tarihi:
06.07.2015)
11
- Ulusal mevzuatın ve uygulamaların, Devletin taraf olduğu uluslararası insan hakları belgeleriyle uyumlu
hale getirilmesini ve etkin bir şekilde hayata geçirilmesini teşvik etmek ve sağlamak;
- Yukarıda bahsedilen belgelerin onaylanmasını teşvik etmek ve bunların uygulanmasını güvence altına
almak;
- Devletlerin, sözleşmelerden doğan yükümlülüklerinin bir gereği olarak BM organlarına ve komitelerine
veya bölgesel kuruluşlara sundukları raporların hazırlanmasına katkıda bulunmak ve gerektiğinde
bağımsızlıklarına bağlı kalarak görüş bildirmek;
- İnsan haklarının teşvik edilmesi ve korunması için çalışan sistemi içindeki kuruluşlar, bölgesel kuruluşlar
ile diğer ülkelerin insan hakları kurumlarıyla işbirliği yapmak;
- İnsan hakları eğitimi ve araştırma programlarının oluşturulmasına yardımcı olmak ve bunların okul,
üniversite ve meslek çevrelerinde uygulanmasında yer almak;
- Bilgi ve eğitim yoluyla kamuoyu farkındalığını arttırarak ve bütün basın organlarını kullanarak insan
haklarını ve özellikle ırk ayrımcılığı olmak üzere ayrımcılıkla mücadele çabalarını tanıtmak.
Paris ilkelerinde bu sorumlulukların yanı sıra, ulusal insan hakları kurumlarının bağımsız, çoğulcu, açıkça belirlenmiş
ve olabildiğince geniş yetkilere ve kaynaklara sahip, erişilebilir, diğer kurumlarla işbirliğine hazır ve hesap verebilir
olması gerektiği belirtilmiştir.
İnsan hakları alanında özelleşmiş kurumların oluşumu, özellikleri ve görevlerine dair en derli toplu ve bütüncül belge
Paris İlkeleridir ancak gerek uluslararası insan hakları sözleşmeleri gerekse bu sözleşmelerin denetim organı olan
komitelerin yayınladığı yorum ve tavsiye kararlarında da yıllardır sözleşmelerin kapsadığı hakların geliştirilmesi ve
korunması için Taraf Devletler tarafından özel ve bağımsız kurumların kurulması gerektiği ifade edilmiştir. Örneğin
Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmenin 14. Maddesinde Taraf
Devletler için “…Sözleşme’de belirtilen haklardan birinin ihlalinden zarar gördüğünü iddia eden ve mevcut diğer
yerel olanakları tüketen, devletin yargı yetkisine tâbi bireylerden veya birey gruplarından dilekçe almaya ve incelemeye
yetkili olacak, kendi ulusal hukuk sistemi içinde bir birim oluşturabilir ya da böyle birim belirleyebilir.” ifadesi yer
almaktadır.42 Bu maddenin yanı sıra, sözleşmenin denetim organı olan Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması
Komitesi’nin 1993 yılında yayınladığı 17 No’lu Genel Yorum “Sözleşmenin Uygulanmasını Sağlamak üzere Ulusal
Kurumların Kurulması” başlığını taşımaktadır. 43 Komite, bu yorumda insanların herhangi bir ayrımcılığa maruz
kalmadan insan haklarından yararlanmasını teşvik etmek, hükümetin ırk ayrımcılığıyla mücadele politikalarını
incelemek, ulusal mevzuatın sözleşme ile uyumunu izlemek ve sağlamak, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükler
konusunda kamuoyunu eğitmek ve Komite’ye sunulacak raporlarda hükümete katkı sunmak üzere Taraf Devletlerin
ulusal yapılar oluşturmasını tavsiye etmiştir.
Irk ayrımcılığının ortadan kaldırılması sözleşmesi ve komitesinde olduğu gibi, aşağıda listelenen sözleşmeler ve
denetim organlarında44 da benzer talepler dile getirilmiştir:
- Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi’nin “Ulusal İnsan Hakları Kuruluşlarının Ekonomik, Sosyal
ve Kültürel Hakların Korunmasındaki Rolü” başlıklı 10 No’lu Genel Yorumu45;
42Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme, http://www.ohchr.org/EN/
ProfessionalInterest/Pages/CERD.aspx (erişim tarihi: 06.07.2015). Sözleşmenin Türkçe tercümesi için bkz. http://tihv.org.tr/herturlu-irk-ayrimciliginin-ortadan-kaldirilmasina-iliskin-uluslararasi-sozlesme/ (erişim tarihi: 06.07.2015)
43Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi 17 No’lu Genel Yorumu, http://tbinternet.ohchr.org/_layouts/
treatybodyexternal/Download.aspx?symbolno=INT%2fCERD%2fGEC%2f7489&Lang=en (erişim tarihi: 06.07.2015). Genel
Yorum İnsan Hakları Ortak Platformu tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir: http://www.ihop.org.tr/2008/03/26/irkayrmclnn-ortadan-kaldrlmas-komitesi/ (erişim tarihi: 06.07.2015)
44 Bu sözleşmelere ve komite yorumlarına ilişkin ayrıntılı bilgiye ilgili maddenin dipnotundan ulaşılabilir.
45 Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi 10 No’lu Genel Yorumu, http://tbinternet.ohchr.org/_layouts/treatybodyexternal/
Download.aspx?symbolno=E%2fC.12%2f1998%2f25&Lang=en (erişim tarihi: 06.07.2015) Genel Yorum İnsan Hakları Ortak
Platformu tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir: http://www.ihop.org.tr/2007/12/11/ekonomik-sosyal-ve-kueltuerel-haklarkomitesi/ (erişim tarihi: 06.07.2015)
12
- Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi’nin “Etkin Ulusal Mekanizma ve Tanıtım”
başlıklı 6 No’lu Genel Tavsiye Kararı46;
- Çocuk Hakları Komitesi’nin “Bağımsız Ulusal İnsan Hakları Kurumlarının Çocuk Haklarının
Yaygınlaştırılmasındaki ve Korunmasındaki Rolü” başlıklı 2 No’lu Genel Yorumu47;
- 2002 tarihli İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani ve Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı BM
Sözleşmesi’ne Ek İhtiyari Protokol48
Birleşmiş Milletlerdeki bu gelişmeler, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi’ni de etkilemiştir. Avrupa Konseyi Bakanlar
Komitesi’nin 30 Eylül 1997 tarihli ve R(97)14 sayılı kararında49, ulusal insan hakları kurumu olmayan üye devletlerde
çoğulcu ve etkili ulusal insan hakları kurumlarının kurulmasını ve bu kurumların mevcut ulusal kurumlarla işbirliği
ve deneyim paylaşımı içinde olmalarını tavsiye etmiştir. Ayrıca, Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu
(ECRI) da 1997 tarihinde yayınladığı 2 No’lu Genel Politika Tavsiye Kararı’nda50, ulusal düzeyde ırkçılık, yabancı
düşmanlığı ve antisemitizm ve hoşgörüsüzlükle mücadele amacıyla uzmanlık organlarının oluşturulmasını tavsiye
etmiş ve bu organların kuruluşu, oluşumu, görev ve yetkilerine dair ana ilkeler belirlemiştir. ECRI, Genel Politika
Tavsiye Kararlarının yanı sıra, ülke raporlarında ele aldığı ülkelere yönelik de ulusal kurumların oluşturulmasının ve
etkili bir şekilde çalışmasının önemine vurgu yapmaktadır.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın 2011 tarihinde Viyana’da düzenlediği Ulusal İnsan Hakları Kurumları
Hazırlık Toplantısı’nda Katılımcı Devletlere, ulusal düzeyde insan haklarının korunması için Paris İlkelerine uygun
olarak parlamentoya karşı sorumlu, işlevsel ve kurumsal olarak bağımsız kurumların kurulması tavsiye edilmiş ve bu
kurumların genel, yapısal, işlevsel, mali ve yapısal özelliklerine dair bir çerçeve çizilmeye çalışılmıştır.51
2.2 Eşitlik Kurumları
Eşitlik kurumları, ayrımcılık mağdurlarına destek olmak, ayrımcılık vakalarını izlemek ve raporlamak ve eşitliği teşvik
etmek ve uygulamaya geçirmek amacıyla devletler tarafından kurulan bağımsız kurumlardır. Avrupa’da ayrımcılık
hukuku kapsamında değerlendirilen karar ve belgelerin neredeyse hepsinde eşitlik kurumlarının kurulması ya da
mevcut olan insan hakları kurumu ve ombudsmanlık kurumuna eşitlik kurumunun sahip olması gereken görev ve
yetkilerin de verilmesi gerektiğinin altı çizilmiştir.
Üye devletler, Bölüm 1.2 altında açıklanan 2000/43/EC sayılı Irk Ayrımcılığı Direktifi ile 2002/73/EC, 2004/113/EC,
2006/54/EC ve 2010/41/EU sayılı Cinsiyet Eşitliği Direktifleri kapsamında AB yasalarında tanımlanan ayrımcılık
temelleriyle mücadele etmek ve eşitliği tesis etmek amacıyla eşitlik kurumları kurmak ya da insan haklarını ulusal
düzeyde savunmak için var olan kurumlara bu kurumları entegre etmekle yükümlü kılınmıştır. Bu düzenlemeler
ile görevlendirilen kurumların şikâyet sürecinde ayrımcılık mağdurlarını bağımsız yardım sağlamaları, ayrımcılık
konusunda bağımsız araştırmalar yürütmeleri, bağımsız raporlar yayınlamaları ve bu direktifler kapsamına giren
46 Kadınlara Karşı Ayırımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi 6 No’lu Genel Tavsiye Kararı, http://www.un.org/womenwatch/
daw/cedaw/recommendations/recomm.htm#recom6 (erişim tarihi: 06.07.2015)
Tavsiye Kararı, İnsan Hakları Ortak Platformu tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir: http://www.ihop.org.tr/2007/04/04/
kadnlara-kar-ayrmcln-ortadan-kaldrlmas-komitesi/ (erişim tarihi: 06.07.2015)
47 Çocuk Hakları Komitesi 2 No’lu Genel Yorum, http://tbinternet.ohchr.org/_layouts/treatybodyexternal/Download.aspx?symboln
o=CRC%2fGC%2f2002%2f2&Lang=en (erişim tarihi: 06.07.2015)
48 İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani ve Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı BM Sözleşmesi’ne Ek İhtiyari Protokol,
http://www.ohchr.org/EN/ProfessionalInterest/Pages/OPCAT.aspx (erişim tarihi: 06.07.2015). Ek Protokolün resmi çevirisi için
bkz. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/07/20110705M1-17-1.pdf (erişim tarihi: 06.07.2015)
49 Bakanlar Komitesi’nin İnsan Haklarının Teşvik Edilmesi ve Korunması için Bağımsız Ulusal Kurumların Kurulmasına İlişkin
R(97)14 Sayılı Tavsiye Kararı, https://wcd.coe.int/com.instranet.InstraServlet?command=com.instranet.CmdBlobGet&%20
InstranetImage=567349%20%20&SecMode=1&DocId=578706&Usage=2 (erişim tarihi: 06.07.2015)
50 2 No.lu ECRI Genel Politika Tavsiye Kararı : Ulusal Düzeyde Irkçılık, Yabancı Düşmanlığı, Antisemitizm ve Hoşgörüsüzlükle
Mücadele Konusunda Uzmanlık Organları, http://www.coe.int/t/dghl/monitoring/ecri/activities/GPR/EN/Recommendation_
N2/REC2-1997-36-TUR.pdf (erişim tarihi: 06.07.2015)
51 Recommendatıons from the Preparatory Meeting of National Human Rights Institutions (ombuds institutions, commissions,
institutes and other mechanisms) organised by the OSCE Office for Democratic Institutions and Human Rights, AGİT, 2011,
http://www.osce.org/odihr/84064?download=true (erişim tarihi: 08.07.2015)
13
ayrımcılık türleri ile ilgili konularda tavsiyelerde bulunmaları beklenmektedir. Eşitlik kurumları, ayrımcılık
mağdurlarına yardım sunmak için aşağıdaki yolları izleyebilir:
- herhangi bir ayrımcılık vakasının gerçekleşmesi durumunda ayrımcılık karşıtı yasalar ve tazminat için
başvurulabilecek yasal işlemler hakkında bilgi vermek;
- ayrımcılığa uğrayan kişileri, onlara yardım edebilecek kurum ve kuruluşlara yönlendirmek;
- ayrımcılığa uğrayan kişinin, ayrımcılık yapanla dostane çözüm ya da uzlaşmaya varması için yardımcı
olmak;
- ayrımcılığa uğrayan kişilere hukuki yardım sağlamak ve onları mahkemede temsil etmek.
Sadece 2010/41/EU sayılı Direktifin 11. maddesinde52, bu sorumluluklara ek olarak, eşitlik kurumlarının gerekli
bilgileri Avrupa Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Enstitüsü gibi ilgili Avrupa Kurumlarıyla paylaşma görevini üstlenmesi
gerektiği belirtilmiştir.
Direktiflerin yanı sıra, ayrımcılıkla mücadele konusunda katılımcı devletlere yönelik tavsiyelerini daha önce
paylaştığımız Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı da ayrımcılıkla etkin bir mücadele yürütebilmek için yasal
çerçeveyi değiştirmenin yeterli olmadığı ve ayrımcılık karşıtı politikaların geliştirilmesi, uygulanması ve izlenmesi için
kurumsal yapıların oluşturulması gerektiği gerçeğinden hareketle, özel olarak atanmış bağımsız eşitlik kurumlarının
kurulmasını önermektedir.53 AGİT, ayrıca, ayrımcılıkla mücadele için çalışacak kurumun mevcut bir ulusal insan
hakları kurumu bünyesinde kurulması için öncelikle o kuruma danışılması ve rızasının alınmasını önermektedir.54
Ulusal insan hakları kurumlarına ayrımcılıkla mücadele gibi ek görevler verirken de kuruma yeterli kaynağın tahsis
edilmesi önemlidir.
Bir sonraki bölümde, yukarıda yer verilen yükümlülükler çerçevesinde Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde kurulan eşitlik
kurumlarından örnekler incelenecektir.
52 Serbest Meslek Faaliyetleriyle Uğraşan Kadın ve Erkekler için Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2010/41/EU
Sayılı Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX:32010L0041
(erişim tarihi: 01.07.2015)
53 The Ljubljana Guidelines on Integration of Diverse Societies, OSCE High Commissioner on National Minorities (HCNM),
2012, http://www.osce.org/hcnm/96883?download=true (erişim tarihi: 08.07.2015)
54 Recommendatıons from the Preparatory Meeting of National Human Rights Institutions (ombuds institutions, commissions,
institutes and other mechanisms) organised by the OSCE Office for Democratic Institutions and Human Rights, AGİT, 2011,
http://www.osce.org/odihr/84064?download=true (erişim tarihi: 08.07.2015)
14
3. AB’den eşitlik kurumu örnekleri
Bir önceki bölümde yer verilen ayrımcılıkla mücadele mevzuatı ile bu mevzuatın hayata geçmesini güvence altına
alacak eşitlik kurumlarına dair düzenlemelerden hareketle, bütün Avrupa Birliği ülkelerinde özelleşmiş kurumlar
yer almaktadır. Direktiflerde bu kurumların kurulması önerilmesine rağmen, bunların nasıl çalışacağına dair Üye
Devletlere yönelik özel bir tanım veya standart yoktur. Bu nedenle, AB ülkelerinde eşitlik kurumlarına dair çok
çeşitli uygulamalara rastlanmaktadır. Öyle ki, bir kısmı Avrupa ayrımcılıkla mücadele mevzuatının gerektirdiği
gibi çalışma alanlarını sadece ırk ve etnik köken ile toplumsal cinsiyetle sınırlarken, diğerleri farklı ayrımcılık
temellerini de ele almaktadır. Ayrıca, bazı eşitlik kurumları yeni bir yapı olarak kurulurken, bazıları da direktiflerde
yer alan sorumlulukların mevcut bir kuruma – ulusal insan hakları kurumu ya da ombudsman – devredilmesiyle
oluşturulmuştur.
Bu bölümde, yukarıda bahsedilen çeşitliliği yansıtabilmek ümidiyle 28 AB üyesi ülke arasından sekizinde – Avusturya,
Belçika, Birleşik Krallık, Bulgaristan, Hollanda, Letonya, Macaristan ve Slovakya – yer alan eşitlik kurumları ele
alınacaktır. Her biri farklı özellikte olan bu örneklerin, Türkiye’deki İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu tartışmalarında
faydalı olması beklenmektedir.
15
3.1 Avusturya
Dokuz eyaletten oluşan ve içinde çeşitli azınlık gruplarını barındıran Avusturya’da her bölgenin ayrımcılıkla mücadele
alanında kendi belirlediği yasa ve çerçevelerle birlikte federal düzeyde oluşturulan düzenlemeler bulunmaktadır. Bu
bölümde, federal yasalarda yer alan ayrımcılıkla mücadele düzenlemeleri ve bu düzenlemelere dayanarak oluşturulan
kurumsal yapılar ele alınacaktır.
Ülkenin ayrımcılıkla mücadeledeki yasal çerçevesini oluşturan temel metinler şunlardır:
• Eşit Muamele Yasası55: Özel sektörü kapsar ve istihdamda toplumsal cinsiyet, etnik bağlılık, din ve inanç,
cinsel yönelim ve yaş temelli ayrımcılığı yasaklar. Sosyal güvenlik ve sağlık bakımını içeren sosyal koruma,
sosyal avantajlar,eğitim, barınma da dahil olmak üzere kamuya yönelik mal ve hizmetlere erişim alanlarında
ırk ayrımcılığının yasaklanması da kanun kapsamına alınmıştır.
• Federal Eşit Muamele Yasası: Federal düzeyde kamuda istihdamı kapsar ve toplumsal cinsiyet, etnik bağlılık,
din ve inanç, cinsel yönelim ve yaş temelli ayrımcılığı yasaklar.
• Eşit Muamele Komisyonu ve Eşit Muamele Ombud Ofisi Federal Yasası56: Bu yasa, cinsel kimlik ve
toplumsal cinsiyet, etnik bağlılık, din ve inanç, cinsel yönelim ve yaş temelli ayrımcılığa karşı Eşit Muamele
Komisyonu ve ulusal eşitlik kurumu olarak Eşit Muamele Ombud Ofisinin kuruluşu ile bu kurumların
görev ve yetkilerini düzenler.
• Engelli Kişilerin İstihdamına dair Yasa: Yasa, makul uyumlaştırmaya yer vererek istihdam ve meslekte
engelliliğe dayalı ayrımcılığı yasaklar.
• Federal Engellilere Eşitlik Yasası: İstihdam dışındaki alanlarda ve günlük yaşamda engellilik temelli
ayrımcılıkla mücadeleyi düzenleyen yasada barınma da dahil olmak üzere kamuya yönelik mal ve
hizmetlere erişimde ayrımcılık yasaklanmıştır. Bu nedenle yasa, koruma düzeyi bakımından 2000/78/EC
sayılı İstihdamda Eşit Muamele Direktifi’nin getirdiği asgari gerekliliklerin ötesine geçmiştir.
• Federal Engellilik Yasası: Bu yasa ile Federal Engelli Ombud Ofisi kurulmuştur.
Avusturya, AB’nin eşitlik direktiflerinde yer verilen temel prensipleri iç hukukuna aktaran ülkelerden biridir.
Yukarıda kısaca açıklanan yasalarda, direktiflerdeki doğrudan ve dolaylı ayrımcılık tanımlarının yanı sıra, taciz ve
mağdurlaştırma da yer almıştır.
Avusturya’da ulusal eşitlik kurumu olarak nitelendirilebilecek üç ayrı yapı yer almaktadır. Ancak resmi olarak ulusal
eşitlik kurumu görevi yapan birimin Avusturya Eşit Muamele Ombud Ofisi olduğunu belirtmek gerekir.
1991 yılında Eşit Muamele Yasası ile kurulan Eşit Muamele Ombud Ofisi, Irk Ayrımcılığı Direktifi ile uyumlu bir
şekilde 2004 yılında yürürlüğe giren Eşit Muamele Komisyonu ve Eşit Muamele Ombud Ofisi Federal Yasası ile
birlikte resmi olarak ulusal eşitlik kurumu statüsü kazanmış ve yetki alanını genişletmiştir. Bu yasa ile birlikte çalışma
alanı, toplumsal cinsiyetin yanı sıra direktifte yer alan ayrımcılık temellerini de – engellilere yönelik ayrımcılık hariç
– kapsar hale gelmiştir.
Eşit Muamele Ombud Ofisi’nde 3 ayrı Ombud bulunmaktadır:
• Aynı zamanda kurumun direktörü olan ve istihdam ile meslek alanında toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık
vakalarını ele alan İstihdam ve Meslekte Kadın ve Erkeklere Yönelik Eşit Muamele Ombudu
• İstihdam ile meslek alanında etnik köken, din veya inanç, yaş veya cinsel yönelim temelli ayrımcılık
vakalarını ele alan İstihdam ve Meslekte Etnik Köken, Din veya İnanç, Yaş veya Cinsel Yönelim fark
etmeksizin Eşit Muamele Ombudu
• İstihdam ve meslek dışındaki alanlarda etnik köken ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık vakalarını ele
alan Diğer Alanlarda Etnik Köken ve Toplumsal Cinsiyet fark etmeksizin Eşit Muamele Ombudu
55 Yasanın İngilizce metni için bkz http://www.gleichbehandlungsanwaltschaft.at/DocView.axd?CobId=55789 (erişim tarihi:
11.11.2015)
56 Yasanın İngilizce metni için bkz http://www.gleichbehandlungsanwaltschaft.at/DocView.axd?CobId=55790 (erişim tarihi:
11.11.2015).
16
Ulusal eşitlik kurumunun, Viyana’daki merkezi ofisinin yanı sıra Avusturya’nın dört bölgesinde hizmet verdiği
bölgesel ofisleri yer almaktadır. Bu ofislerin hepsi ayrımcılık mağdurlarına danışmanlık vermek ve onları desteklemek
adına telefon ve kişisel randevu yoluyla başvuru almaktadır.
Yukarıda sınıflandırılan alanlarda ayrımcılığa uğradığını düşünen ve Ombud Ofisine başvuran kişilerin şikayetleri
hakkında yapılan incelemelerin ardından verilen ihlal kararı sonucu ofisin müdahalesi istenebilir. Ofis müdahalesi, ya
ayrımcılık yapan kişi ile mağdur arasında uzlaştırma/arabulucu pozisyonunu ya da bu sürecin başarısız olması sonucu
vakanın Eşit Muamele Komisyonu’na sevk edilmesini ve Komisyon önünde mağdurun temsil edilmesini kapsar.
Eşit Muamele Ombud Ofisi, hukuki destek ve danışmanlık hizmetinin yanı sıra, Avusturya genelinde ayrımcılığa
dair bilgi ve farkındalığın artması için de çalışmalarda bulunur. Bu kapsamda bağımsız raporlar hazırlar ve özel bir
konuda araştırma yürütür, eylem planı/programı hazırlanma sürecinde yer alır, hizmet sunucular ve yurttaşlar yönelik
kaynaklar ve eğitim programları üretir, kurumlar için ayrımcılığa karşı davranış kodları hazırlar.
Kurum, Federal Meclise iki yılda bir faaliyet raporu sunar. Kuruma, sadece bilgi ve farkındalık faaliyetleri için her yıl
yaklaşık 50.000 € tutarında bütçe ayrılmaktadır. Personel ve ofis giderleri ile birlikte ofisin toplam bütçesinin yaklaşık
2 milyon Euro olduğunu söyleyebiliriz57.
Avusturya’da eşit muamele Ombud Ofisinin yanı sıra ayrımcılık vakalarını ele alan iki ayrı ofisin daha bulunduğunu
belirtmiştik. Bunlardan ilki, 2006 yılında Federal Engellilik Yasası’nda yapılan değişiklikle kurulan Federal Engellilik
Ombudsmanıdır58. Çalışma, Sosyal İşler ve Tüketiciyi Koruma Bakanlığı’na bağlı bu ombudsman, Engelli Kişilerin
İstihdamına dair Yasa ile Federal Engellilere Eşitlik Yasası kapsamına giren ayrımcılık vakalarını ele almaktadır.
İstihdam ve meslek, kamu hizmetleri, eğitim ve öğrenim, tüketicinin korunması, inşaat ve konut ile toplu taşıma
hizmetleri, Ombudsmanın çalışma alanlarından bazılarıdır.
Yukarıda belirtilen alanlarda ayrımcılığa uğradığını düşünen kişilerin başvurusu üzerine tavsiye ve destek faaliyetlerinde
bulunur. Ayrıca, gerekli olduğunda ayrımcılık vakalarının çözümünde güvenilir üçüncü şahıs olarak yer alır. Diğer
eşitlik kurumları gibi Federal Engellilik Ombudsmanı da başvuru almak ve danışmanlık hizmeti vermenin yanı sıra,
engelli kişilerin durumuna ilişkin araştırma yapabilir, rapor hazırlayabilir, açıklama ya da görüş bildirebilir.
Ülkede federal düzeyde oluşturulan diğer bir eşitlik kurumu, yarı yargısal nitelikte olan Eşit Muamele Komisyonu59’dur.
Eşit Muamele Ombud Ofisi bünyesindeki üç ombud ile aynı çalışma alanlarına sahip “Senato”lara ayrılan Komisyon
için üst kurum değerlendirilmesi yapılabilir. Şöyle ki, Avusturya’nın ulusal eşitlik kurumu statüsündeki Eşit Muamele
Ombud Ofisi’nde ihlal kararı verilen bir ayrımcılık vakasında uzlaşma sürecinden sonuç alınmadığı takdirde Ombud,
başvuruyu Eşit Muamele Komisyonu’na havale eder. Bakanlık yetkilileri, işçi ve işveren örgütlerinin üye olarak yer
aldığı Senatoların kapalı toplantılarda aldığı kararlar bağlayıcı değildir ancak mağdur kişi ve kurumlara dava açma
hakkı kazandırır. Bağlayıcı kararlar alamadığı için yaptırım uygulama yetkisi olmayan Komisyon, başvurulara ilişkin
sonuçları isim vermeden yayınlamakla yükümlüdür. Komisyon, karar alma süreçlerinde dava konusu kişilerin yanı
sıra uzmanların ve alanda çalışan sivil toplum örgütlerinin görüşlerine başvurur.
Yukarıda özetlenen Avusturya eşitlik kurumlarının ortak özelliğinin, kolay bir başvuru sisteminin varlığı olduğu
söylenebilir. Yani, ayrımcılığa uğradığını düşünen kişiler gerekli bilgileri telefonla alabilir ve hatta telefon ya da
eposta aracılığıyla verdikleri bilgiler ışığında bir soruşturma süreci başlatabilir. Hak ihlaline uğrayan kişilerin şikayet
sürecinde karşı karşıya kaldığı bürokratik işlemlerin yorucu ve yıldırıcı bir etkisi olduğu düşünüldüğünde, bu tür
kolay başvuru sistemlerinin insanları teşvik edeceğini belirtmek yanlış olmayacaktır.
57 Equinet websitesinde yer alan Avusturya ülke profilinde Eşit Muamele Ombudu Ofisinin 2012 yılı bütçesinin 1.996.674 €
olduğu belirtilmiştir. Bkz. http://www.equineteurope.org/-Austria- (erişim tarihi: 12.11.2015)
58 Federal Engellilik Ombudsmanı websitesi, http://www.behindertenanwalt.gv.at/ (erişim tarihi: 12.11.2015)
59 https://www.bka.gv.at/site/6814/default.aspx#a1 (erişim tarihi: 12.11.2015)
17
3.2 Belçika
Belçika, 11 milyonun üzerinde nüfusa sahip üç politik gücün bulunduğu federal bir devlettir. Federal yönetim,
konuşulan dillere (Flamanca, Fransızca, Almanca) göre ayrılan üç topluluk ve bölgelere göre (Flaman, Valon, Brüksel)
ayrılan üç topluluktan oluşan 7 farklı yönetim alanı bulunmaktadır. Belçika’nın federal yapısından kaynaklı olarak,
her bölge ve topluluk ayrımcılık karşıtı AB Direktiflerini uygulamak için kendi yasalarını oluşturmuştur. Bu bölümde,
bölge ve toplulukların ayrımcılıkla mücadele için aldığı tedbirlerden çok Avrupa Birliği Direktiflerinin de yansıtıldığı
federal düzeydeki düzenlemeler ve kurumlara yer verilecektir.
Belçika’da günümüz ayrımcılıkla mücadele mevzuatının temelini 1981 tarihli Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığının
Cezalandırılması Yasası oluşturmaktadır. Günümüzde atıfta bulunan yasaların neredeyse hepsinin, ırkçılıkla
mücadele yasasının üzerine yapılan eklemelerle oluşturulduğu söylenebilir. Yasada ırk, renk, soy, ulusal ve etnik
kökene dayalı ayrımcılık ve ayrımcılığı tahrik eden davranışlar yasaklanmış ve suç sayılmıştır. 1994 yılında yasada
ayrımcılığın tanımına yer verilmiş ve yasanın kapsamı çalışma hayatı ile mal ve hizmetlere erişimi de içine alacak
şekilde genişletilmiştir60. Bu yasanın kapsamının sadece ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile sınırlı olması nedeni ile,
2003 yılında Federal Ayrımcılıkla Mücadele Yasası61 kabul edilmiştir. Bu yasada doğrudan ve dolaylı ayrımcılık ile
makul uyumlaştırma tanımlanmıştır. Yasada mal ve hizmetlere erişim, kamu sektörü ve özel sektörde istihdama
erişim, çalışma koşulları, atama ve terfi, resmi evraklardaki ifadeler, kamuya açık ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi
etkinliklere katılım gibi alanlarda cinsiyet, ırk, renk, soy, ulusal ve etnik köken, medeni hal, cinsel yönelim, doğum,
miras, yaş, din ve inanç, sağlık durumu, engellilik ya da fiziksel özelliklere dayalı ayrımcılık yasaklanmıştır. Ayrıca,
aşağıda detaylandırılacak olan Irkçılıkla Mücadele ve Eşit Fırsatlar Merkezi’nin de yetki alanı bu yasayla genişletilmiştir.
Ülkede ayrımcılıkla mücadelenin kapsamını genişleten ancak yine de AB direktifleriyle tam uyum içinde olmayan bu
yasa, 10 Mayıs 2007 tarihli yeni bir Ayrımcılıkla Mücadele Yasası ile değiştirilmiştir62. 2007 tarihli yasa ile ayrımcılığın
tanımı daha da genişletilerek yaş, cinsel yönelim, inanç, birlik inancı, medeni hal, doğum, varlık, siyasi inanç, dil,
sağlık durumu, fiziksel ve genetik özellikler ve sosyal kökene dayalı ayrımcılık yasaklanmıştır. Ayrımcılığın yanı sıra
nefret suçuna da yasada yer verilmiş ve bu suçların ağır bir şekilde cezalandırılması öngörülmüştür. Ayrımcılıkla
Mücadele Yasası’nın uygulama alanının bütün kamusal alanları, yani istihdam (kamu sektörü ve özel sektör), mal ve
hizmetlerin sunumu (otel, restoran ve yemek endüstrisi, ticaret, emlak, sigorta, vb.), sosyal güvenlik ve sağlık bakımı
ile kamuya açık ekonomik, sosyal, kültürel veya siyasi faaliyetlere katılımı içerdiğini belirtmek gerekir.
Yukarıda kısaca özetlenen yasalara dayanarak Belçika genelinde Paris İlkelerine göre ulusal eşitlik kurumu görevini
yerine getiren yapı, Başbakanlığa bağlı özerk bir kurum olan Eşit Fırsatlar Merkezi’dir63. 1993 yılında göç akımlarının
analiz edilmesi, yabancıların temel haklarının korunması ve insan ticaretiyle mücadeleyi amaçlaması ve ırkçılığı
odağına alması beklendiği için Irkçılıkla Mücadele ve Eşit Fırsatlar Merkezi adıyla kurulan Merkez64, görev alanının
ve mücadele ettiği ayrımcılık temellerinin genişlemesi ile zamanla Eşit Fırsatlar Merkezi ismini almıştır. Merkeze,
Birleşmiş Milletler tarafından 2010 yılında B Tipi Ulusal İnsan Hakları Kurumu akreditasyonu verilmiştir.
İlk başta federal bir yapı olarak kurulan merkez, 2014 yılına kadar sadece federal ayrımcılıkla mücadele yasaları
kapsamında çalışıyordu ve Topluluklar ile Bölgelerle kurumsal bağı olmadığı için bölgesel ayrımcılıkla mücadele
yasalarının uygulanmasından sorumlu değildi. 12 Ocak 2013 tarihinde imzalanan Federal Yönetim ile Topluluklar
ve Bölgeler arasında imzalanan İşbirliği Anlaşması65 ile Eşit Fırsatlar ve Irkçılıkla Mücadele Merkezi “inter-federal”
60 Ulaş Karan (2009), Avrupa Birliği Ülkelerinde Ayrımcılık Yasağı ve Eşitlik Kurumları, İnsan Hakları Ortak Platformu, Ankara.
Kitabın dijital versiyonu için bkz. http://insanhaklarisavunuculari.org/dokumantasyon/files/original/230b1af082c93483fd391a5
6339cf5c7.pdf (erişim tarihi: 14.11.2015).
61 Yasanın İngilizce metni için bkz. http://www.diversitybelgium.be/act-february-25-2003-pertaining-combat-discrimination
62 2007 tarihli Ayrımcılıkla Mücadele Yasası’nın İngilizce açıklaması için bkz. http://www.diversitybelgium.be/anti-discriminationlaw-10-may-2007
63 Eşit Fırsatlar Merkezi’nin web sitesi için bkz. http://www.diversitybelgium.be/ (erişim tarihi: 14.11.2015)
64 15 Şubat 1993 tarihli Irkçılıkla Mücadele ve Eşit Fırsatlar Merkezinin kurulmasına ilişkin yasanın İngilizce metni için bkz.
http://www.diversitybelgium.be/law-15-february-1993-establishing-federal-migration-centre (erişim tarihi: 15.11.2015)
65 İşbirliği Anlaşması’nın İngilizce metni için bkz. http://www.diversitybelgium.be/sites/default/files/documents/law/cooperation_
agreement_0.pdf (erişim tarihi: 15.11.2015).
18
bir merkeze dönüştürülmüştür. Bu anlaşma ile Merkez, bölgesel ve federal düzeydeki çeşitli ayrımcılıkla mücadele
araçlarında yer alan ayrımcılık temellerine dayanan her türlü farklı muamele, dışlama ve sınırlama ile mücadele etmek
ve fırsat eşitliğinin arttırılması için çalışmaya başlamıştır66. Anlaşma kapsamında bölgelerde Eşit Fırsatlar Merkezi
adına başvuru noktaları kurulmuştur.
Ayrımcılıkla mücadele, göç, insan ticareti ve yoksulluk alanında yetkin olan Merkeze, 2011 yılında Federal Devlet,
Topluluklar ve Bölgelerin aldığı kararla Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Haklarına dair Sözleşme’nin uygulanmasının
teşvik edilmesi ve izlenmesinden sorumlu bağımsız mekanizma görevi de verilmiştir. Merkezin çalışmalarının iki
ana yönde şekillendiğini belirtebiliriz: “Ayrımcılık ve Eşit Fırsatlar” ile “Göç”. 2014 yılında Eşit Fırsatlar ve Irkçılıkla
Mücadele Merkezi bu iki ana başlıkla uyumlu olarak, bünyesinde Interfederal Eşit Fırsatlar Merkezi ve Federal Göç
Merkezi67 adlı iki ayrı merkezi barındırmaya başlamıştır. Merkezin üç temel görevi vardır:
• Ayrımcılık iddiaları ve yabancıların temel haklarına dair bireysel şikayet başvurularını alıp bunları
incelemek;
• Ayrımcılıkla mücadele, engelli hakları, göç, insan ticareti ve yoksulluk ile ilgili bilgi, eğitim ve farkındalık
faaliyetleri yürütmek;
• Hükümet görevlilerine yönelik mevzuat, eylem planları vb. konularında görüş ve tavsiyeler sunmak.
Avrupa Eşitlik Kurumları Ağı’nda (Equinet) yer alan profiline68 göre Merkez ülke düzeyinde yoğun başvuru almaktadır.
2012 yılı verilerine göre ayrımcılık alanında 4162, göç alanında da yaklaşık 900 başvuru alınmıştır. Merkezin bu
başvurulara dair aldığı kararlar tavsiye niteliğindedir ve bağlayıcı değildir. Ayrıca, verilen ihlal kararları sistematik
olarak mahkemeye yansımamaktadır. Yine de, web sitesinde verilen bilgiye göre 2010 yılında çoğunluğu nefret suçu
ile ilgili olan 16 vaka mahkemeye taşındığını belirtmek gerekir.
Avrupa Ayrımcılıkla Mücadele alanında Hukuki Uzmanlar Ağı’nın 2013 yılına ait Belçika raporuna göre Merkez’e
devlet tarafından ayrılan bütçe her yıl artmaktadır. Örneğin, 2009 yılında 4.480.000 € olan bütçesi, 2013 yılında
7.596.000 €’ya kadar yükselmiştir. Ayrıca, 2013’te imzalanan İşbirliği Anlaşması’nda da Merkez’e 2014 ve 2015 yılları
için ayrılan bütçe sırasıyla 7.705.200 € ve 7.840.000 € olarak belirlenmiştir. Artık interfederal bir yapı olması nedeniyle
Topluluklar ve Bölgeler de bütçeye katkı sağlamaktadır.
Merkez, en fazla 11’inin aynı cinsiyetten olduğu 21 kişiden oluşan interfederal yönetim kurulu tarafından idare
edilmektedir. Kurul temsilcileri, federe yapıların ve Belçika Temsilciler Merkezi’nin atadığı hukukçular, sivil toplum
temsilcileri ve sosyal ortaklardan oluşmaktadır.
Eşit Fırsatlar Merkezi’nin toplumsal cinsiyet eşitliği alanında çalışmadığını belirtmek gerekir. Bunun için federal
düzeydeki başka bir eşitlik kurumu olan Kadın ve Erkek Eşitliği Enstitüsü69 kurulmuştur. 16 Aralık 2002 tarihli Kadın
ve Erkek Eşitliği Enstitüsü’nün Kurulmasına Dair Yasa70 ile federal hükümete bağlı özerk statü ile kurulan merkezin
amacı yeterli yasal çerçeve, uygun yapılar, stratejiler, araçlar ve eylemler yoluyla hayatın her alanında toplumsal
cinsiyete dayalı her türlü ayrımcılık ve eşitsizlikle mücadele etmek ve kadın-erkek eşitliğini güvence altına almaktır.
Kadın ve Erkek Eşitliği Enstitüsü yarı-yargısal bir yapı olmaktan çok, de Eşit Fırsatlar Merkezi gibi hukuki destek
sağlayan ve farkındalık faaliyetleri yürüten bir eşitlik kurumudur. Toplumsal cinsiyetin ana akımlaştırılması, karar
alma mekanizmaları, istihdam, kadına yönelik şiddet, transseksüel bireylerin hakları, hukuki destek, uluslararası
66 Emmanuelle Bribosia ve Isabelle Rorive (2013), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and
2000/78/EC: Belgium Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital
versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=761&Itemid=295
(erişim tarihi: 15.11.2015).
67 Eşit Fırsatlar ve Irkçılıkla Mücadele Merkezi’nin yeni yapısıyla ilgili bilgi notu için bkz. http://www.diversitybelgium.be/sites/
default/files/documents/article/presentation_centre_roashow_en_vf.pdf (erişim tarihi: 15.11.2015)
68 Eşit Fırsatlar Merkezi’nin Equinet profili için bkz. http://www.equineteurope.org/spip.php?action=telecharger&arg=1459&type=
application.pdf (erişim tarihi: 15.11.2015)
69 Kadın ve Erkek Eşitliği Enstitüsü’nün web sitesi için bkz. http://igvm-iefh.belgium.be/ (erişim tarihi: 15.11.2015)
70 Yasanın Fransızca metni için bkz. http://igvm-iefh.belgium.be/sites/default/files/downloads/oprichting_IGVM_fr.pdf (erişim
tarihi: 15.11.2015)
19
mekanizmalar, hibe programları Enstitünün başlıca çalışma alanlarıdır. Enstitüye bu sıralanan alanlarda yüklenen
görevler genel olarak aşağıdaki gibidir:
• Kadın ve erkek eşitliği alanındaki çalışma ve araştırmaları yürütmek ve desteklemek
• Kamu yetkililerine yönelik mevcut mevzuatı iyileştirecek tavsiyeleri vermek
• Araştırma sonuçlarını temel alarak kamu yetkililerinin yanı sıra bireylere ve özel sektör temsilcilerine
tavsiye ve öneride bulunmak
• Kadın ve erkek eşitliği alanında çalışan dernekleri ve bu konudaki projeleri desteklemek
• Kişilere toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili bilgi ve danışmanlık hizmeti vermek
• Kadın ve erkek eşitliğini sağlamayı amaçlayan ceza yasaları ve diğer yasalardan kaynaklanan anlaşmazlıklarda
hukuki yollara başvurmak
• Toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili yasa ve düzenlemeleri izlemek ve değerlendirmek
• Yetkililerden, ayrımcı muamelelerin devam etmesine neden olan unsurlarla ilgili bilgi toplamasını ve bu
unsurlarla ilgili analizini paylaşmasını talep etmek
• Toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki kilit paydaşlarla bir ağ kurmak
Cinsiyet temelli ayrımcılık başvurularının alınması, Enstitünün faaliyetlerinin sınırlı bir bölümünü oluşturuyor.
Avrupa Eşitlik Kurumları Ağı’nda (Equinet) yer alan profile71 göre yılda ortalama 200-250 başvuru alınıyor. Enstitünün
başvurulara ilişkin verdiği kararlar bağlayıcı olmayıp tavsiye niteliğindedir. Enstitü yargı kurumu olmamasına rağmen
mahkemeye taşınan cinsiyet temelli ayrımcılık başvurularında mağdurlar temsil edilebilmekte veya mağdurlarla ortak
hareket edilebilmektedir.
Yine Equinet’te yer alan bilgiye göre, sadece ulusal eşitlik kurumu faaliyetleri için Enstitüye yılda ortalama 500.000 €
ayrılmaktadır. Bu miktara personel giderleri, STÖ’lere verilen hibeler ve idari giderlerin dahil olmadığını belirtelim.
Bu bütçe karşılığında her yıl Federal Meclise faaliyet raporu sunulmaktadır.
Yaklaşık 35 personele sahip Kadın ve Erkek Eşitliği Enstitüsü, bir direktör ve 17 kişilik bir yönetim kurulu tarafından
yönetilmektedir. Kurul üyeleri ve direktör, Eşit Fırsatlar Bakanı ya da Bakanlar Kurulu tarafından atanmaktadır.
Belçika’da hem ayrımcılık ve göç hem de toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili iki ayrı kurumun olması olumlu bir durum
olarak görülebilir. Ne var ki, eşitlik kurumlarının kurumsal yapıları ve çalışma şekilleri özellikle çoklu ayrımcılık
vakalarının ele alınmasında sorunlar yaşanmasına neden olabilmektedir.72 Örneğin, çoklu ayrımcılık mağduru
kadınların bu eşitlik kurumlarına yaptığı şikayet başvurularının, kurumların ele aldığı ayrımcılık temelleri farklılık
gösterdiği için etkili kararlarla sonuçlanamadığı belirtilmektedir. 2014 yılında Eşit Fırsatlar Merkezi tarafından
yapılan açıklamaya73 göre, Belçika’da Interfederal Eşit Fırsatlar Merkezi, Federal Göç Merkezi ve Kadın ve Erkek
Eşitliği Enstitüsü’nün tek bir çatı altında toplanacağı yeni bir ulusal insan hakları kurumunun kurulmasına yönelik
çalışmalar devam etmektedir. Bu şekilde, ayrımcılık mağdurlarının başvurabileceği ve bu başvuruların üç yapının
koordinasyonu içinde değerlendirilebileceği tek bir kurum oluşturularak çoklu ayrımcılık ile mücadele konusunda
daha etkili çalışmalar yapılması hedeflenmektedir.
71 Kadın ve Erkek Eşitliği Enstitüsü’nün Equinet profili için bkz. http://www.equineteurope.org/spip.php?action=telecharger&arg=
1007&type=application.pdf (erişim tarihi: 15.11.2016)
72 Emmanuelle Bribosia ve Isabelle Rorive (2013), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and
2000/78/EC: Belgium Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital
versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=761&Itemid=295
(erişim tarihi: 15.11.2015).
73 “From one Centre to Two: Meeting in Brussels” Toplantı Notu, http://www.diversitybelgium.be/sites/default/files/documents/
article/presentation_centre_roashow_en_vf.pdf (erişim tarihi: 15.11.2015).
20
3.3 Birleşik Krallık
İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda’dan oluşan Birleşik Krallık, parlamenter demokrasi ile yönetilmektedir.
2011 yılında yapılan nüfus sayımına74 göre 63.182.000 nüfusa sahip ülkede farklı etnik ve dini gruplar yaşamaktadır.
Sayıca baskın gruplar Galliler, İskoçlar ve İrlandalılar oluşturmaktadır ancak aynı sayımda nüfusun yüzde 6.94’ünü
diğer grupların oluşturduğu ortaya çıkmıştır. Bu bölümde, İngiltere, Galler ve İskoçya’nın oluşturduğu Büyük Britanya
geneli ile Kuzey İrlanda’daki ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik mevzuatını ve mekanizmaları incelenecektir.
Büyük Britanya’da ayrımcılıkla mücadeledeki temel çerçevesini oluşturan yasa, 2010 Tarihli Eşitlik Yasası’dır75
(Equality Act 2010). Bu yasa, yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2010’dan önce oluşturulan yaklaşık 116 mevzuat belgesini tek
bir çatı altında toplamıştır76. Buradaki amaç Büyük Britanya’daki eşitlik yasalarını basit, uyumlu ve daha güçlü hale
getirmek, yeni ayrımcılık türlerini önlemek ve kökleşmiş eşitsizlikleri ele almaktır.
Eşitlik Yasası, AB Direktifleriyle uyum sağlamakta ve yaş, engellilik, cinsiyet değiştirme, evlilik ve birliktelik, gebelik ve
annelik, ırk, din ve inanç, cinsiyet ve cinsel yönelim temelli ayrımcılığı yasaklamaktadır. Bu dokuz ayrımcılık temeli,
yasada “korunan özellikler” olarak adlandırılmıştır. Oldukça kapsamlı olan Eşitlik Yasasında her özelliğin anlamı ve
kapsamı detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Yasa ile birlikte işyeri, kamu hizmetleri, mal ve hizmetlerin sunumu, toplu
taşıma, kulüp ve dernek üyeliği, yerel ve merkezi devlet kurumlarıyla iletişim gibi alanlarda doğrudan, dolaylı ve çoklu
ayrımcılık ile taciz ve mağdurlaştırma yasaklanmıştır.
Büyük Britanya’da Paris İlkelerine uygun olarak eşitlik kurumu görevini yürüten yapı, A statüsünde akreditasyona
sahip olan Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonudur77. Komisyon, 2006 tarihli Eşitlik Yasası78 ile bağımsız bir kurum
olarak kurulmuştur. Bu yapı, Eşit Fırsatlar Komisyonu, Irk Eşitliği Komisyonu ve Engelli Hakları Komisyonu’nun
sorumlulukları birleştirilerek Ekim 2007’de faaliyetlerine başlamıştır. Farklı ayrımcılık türleriyle mücadele eden
komisyonların birleştirilmesi ile çoklu ayrımcılıkla daha etkili mücadele edilmesi amaçlanmıştır.
Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu, insan hakları ve Eşitlik Yasası ile korunan özelliklere dair hukuki destek sağlayan
ve farkındalık arttırıcı faaliyetler yürüten bir kuruluştur. Mahkemede mağdurlarla birlikte hareket etmek; bazı
ayrımcılık vakalarını mahkemeye taşımak; stratejik dava açmak; “mahkeme dostu79” olarak dava süreçlerine katılmak;
eşitlik ve insan hakları ile ilgili kanunların etkililiği ve gerektiğinde değiştirilmesi için merkezi hükümete tavsiyeler
vermek; eşitlik, çeşitlilik ve insan hakları konularında araştırmalar yürütmek, ayrımcılık iddialarıyla ilgili soruşturma
yürütmek; eşitlik yasaları kapsamına giren anlaşmazlıklar için uzlaşma yollarını aramak; hizmet sağlayıcılara ve
yurttaşlara yönelik eğitim ve yayın faaliyetleri yürütmek Komisyonun başlıca faaliyetleri arasındadır. Komisyonun,
bunların dışında yerine getirdiği önemli bir çalışma da eşitlik ve insan hakları alanında yürürlüğe giren yasalar ile
ilgili uygulama esasları ve rehberlerin geliştirilmesidir. Örneğin işverenler, çalışanlar, STÖ’ler, eğitim kurumları,
öğrenciler ve toplumun geneline yönelik ayrı ayrı hazırlanan Eşitlik Yasası Rehberleri80, Büyük Britanya’da ayrımcılıkla
mücadelede önemli bir araç olan 2010 tarihli yasanın günlük hayatta uygulanmasını ve toplum tarafından anlaşılıp
kullanılmasını kolaylaştırmaktadır.
Ayrımcılık ile ilgili bireysel başvurular, 2012 yılına kadar Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu yardım hattı aracılığıyla
alınıyordu. Avrupa Eşitlik Kurumları Ağı’nda yer alan kurum profiline göre 2010/2011 döneminde yardım hattı
aracılığıyla 50 bin başvuru alınmış, 22 bin posta ve e-posta yanıtlanmış, stratejik dava ve müdahillik yoluyla 66
74 Wikipedia, Demography of the United Kingdom, https://en.wikipedia.org/wiki/Demography_of_the_United_Kingdom#National_
identity (erişim tarihi: 17.11.2015).
75 2010 tarihli Eşitlik Yasası’nın İngilizce metni için bkz. http://www.legislation.gov.uk/ukpga/2010/15/pdfs/ukpga_20100015_
en.pdf (erişim tarihi: 16.11.2015)
76 Eşitlik Yasası ile birleştirilen belli başlı ayrımcılıkla mücadele yasaları şunlardır: 1970 tarihli Eşit Ücret Yasası, 1975 tarihli
Cinsiyet Ayrımcılığı Yasası, 1976 tarihli Irksal İlişkiler Yasası, 1995 tarihli Engelli Ayrımcılığı Yasası, 2003 tarihli İstihdamda
Eşitlik (Din ve İnanç) Yönetmeliği, 2003 tarihli İstihdamda Eşitlik (Cinsel Yönelim) Yönetmeliği, 2006 tarihli İstihdamda Eşitlik
(Yaş) Yönetmeliği, 2006 tarihli Eşitlik Yasası, 2007 tarihli Eşitlik Yasası (Cinsel Yönelim) Yönetmeliği.
77 Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu’nun web sitesi için bkz. http://www.equalityhumanrights.com/ (erişim tarihi: 17.11.2015)
78 Bu yasa, 2010 tarihli Eşitlik Yasası ile birleştirilmiştir. Yasanın İngilizce metni için bkz. http://www.legislation.gov.uk/
ukpga/2006/3/pdfs/ukpga_20060003_en.pdf (erişim tarihi: 17.11.2015).
79 Amicus curiae.
80 2010 tarihli Eşitlik Yasası için hazırlanan rehberler için bkz. http://www.equalityhumanrights.com/legal-and-policy/legislation/
equality-act-2010/equality-act-guidance-codes-practice-and-technical-guidance (erişim tarihi: 18.11.2015).
21
dava izlenmiş ve 59 vaka için uzlaşma yolları aranmıştır. Ancak Hükümet Eşitlik Ofisi’nin 2011 yılında Komisyon
tarafından yürütülen bilgi, tavsiye ve destek faaliyetlerini değerlendirmesinin ardından ortaya çıkan sonuç, yardım
hattının uygun maliyetli olmadığı, Komisyonun diğer faaliyetleri ile bağlantısının tam olarak kurulamadığı ve bu
faaliyetleri olumsuz etkilediği olmuştur81. Bu nedenle, vatandaşlara eşitlik ve insan hakları alanında bilgi ve tavsiye
sunacak bağımsız bir sistem kurulmasına karar verilmiştir. 2012 yılında başlatılan Eşitlik Danışma Destek Servisi82,
ayrımcılık ve insan hakları ile ilgili yasalar ve uygulamaları konusunda uzman bilgisi, tavsiyesi ve desteğine ihtiyacı
olan bireyleri hedeflemektedir. Bu servis, telefon, faks, internet ve posta yoluyla Büyük Britanya’da yaşayan bireylere
ayrımcılık konusunda tavsiye vermekte, ayrımcılık mevzuatı kapsamındaki yasal haklar ve çözüm yollarını açıklamakta,
mahkeme dışı çözüm seçeneklerini açıklamakta; uzlaşma ve aracılık hizmeti sağlamakta ve hukuki yardım talep
edenleri ilgili kurumlara ulaşabilmeleri için desteklemektedir. Servis, faaliyetine başlamasının ikinci yılını kutladığı
mesajında şimdiye kadar 60 bin başvuru aldığını ilan etmiştir83. Servisin bilgi ve yönlendirme faaliyetlerini yürütürken
Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu ve benzer hizmetleri sağlayan diğer kuruluşlarla koordinasyon içinde çalıştığını
belirtmek gerekir.
Yaklaşık 200 çalışanı olan Komisyon, bir yönetici ve sayıları 10 ila 15 arasında değişen yönetim kurulu tarafından
idare edilmektedir. Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu’nun yıllık raporuna84 göre 2014/2015 döneminde gerçekleşen
bütçesi toplam 19.159.000 £ tutarındadır. Komisyonun mali sponsoru Kültür, Medya ve Spor Bakanlığı’dır.
Komisyonun bütçesi, 2010 genel seçimlerinin ardından kamu harcamalarında yapılan kesintiyle birlikte yaklaşık
yüzde 55 azaltılmıştır85. Devletlerin kemer sıkma politikalarının insan hakları üzerindeki olumsuz etkileri göz önünde
bulundurulduğunda, bu etkilerle mücadele etmesi beklenen komisyonun bütçesinin azaltılması endişe vericidir.
Kamu fonlarıyla çalışmalarını yürüttüğü için Komisyon, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri gereğince her yıl
faaliyetlerini ve harcamalarını raporlamak ve Parlamentoya sunmak zorundadır. Komisyonun her üç yılda bir
hazırlayacağı stratejik planın yanı sıra Eşitlik Yasası kapsamında meydana gelen gelişmeleri yansıtan bir rapor
hazırlaması da beklenmektedir. Ayrıca, personele ödenen maaşların gerek yıllık raporlarda gerek Eşitlik ve İnsan
Hakları Komisyonu web sitesinde yayınlanması da önemli bir şeffaflık göstergesidir.
Etki alanı İngiltere, İskoçya ve Galler’i kapsayan Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu’nun Londra, Manchester ve
Cardiff, Glasgow ve Edinburgh’da bulunan ofislerinin yanı sıra İngiltere’de dokuz, Kuzey Galler’de de bir bölgesel
iletişim noktası bulunmaktadır.
Büyük Britanya’nın dışında kalan Kuzey İrlanda’da Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu ile koordinasyon içinde çalışan
ancak farklı bir yapı olan Kuzey İrlanda Eşitlik Komisyonu, 1998 tarihli Kuzey İrlanda Yasası86 ile kurulmuştur. Büyük
Britanya’da olduğu gibi burada da daha önce faaliyet yürüten Irk Ayrımcılığı Komisyonu, Eşit Fırsatlar Komisyonu,
Adil İstihdam Komisyonu ve Engelli Konseyi birleştirilerek tek çatı altında toplanmıştır. Fırsat eşitliği ve pozitif
ayrımcılığı teşvik etmek, ayrımcılık ve tacizin ortadan kaldırılması için çalışmak, ilgili mevzuatı gözden geçirmek,
farklı ırk grupları arasında iyi ilişkiler ile engellilere yönelik hizmetleri geliştirmek, kamu otoritelerinin eşitlik ile ilgili
görevlerinin etkili olup olmadığını izlemek Komisyonun87 amaçları arasında yer almaktadır. Komisyon bu amaçlar
ışığında bireylere ve kuruluşlara tavsiye ve destek sunabilir; konferans, seminer ve yayın yoluyla bilgilendirme
faaliyetlerinde bulunabilir; araştırma ve eğitim faaliyetlerinde bulunabilir, ayrımcılık şikayetlerini alarak bunlara
81 Government Equalities Office (2011), Information, Advice and Support on Equality and Human Rights Issues: A Report by
the Government Equalities Office. Raporun dijital versiyonu için bkz. https://www.gov.uk/government/uploads/system/uploads/
attachment_data/file/85452/review-information-advice.pdf (erişim tarihi: 18.11.2015)
82 Eşitlik Danışma Destek Servisi’nin web sitesi için bkz. https://www.equalityadvisoryservice.com/ (erişim tarihi: 18.11.2015)
83 Mesajın İngilizce metni için bkz. https://www.equalityadvisoryservice.com/ci/fattach/get/15392/1412335025/redirect/1/filename/
WEB%202nd%20Year%20Celebration%2003.10.pdf (erişim tarihi: 18.11.2015)
84 Equality and Human Rights Commission Annual Report and Accounts 1 April 2014 – 31 March 2015. Raporun dijital versiyonu
için bkz. http://www.equalityhumanrights.com/sites/default/files/publication_pdf/2904124_EHRC_AnnualReport2015_acc.pdf
(erişim tarihi: 18.11.2015)
85 Equal Opportunities Review (2010), Kasım 2010, Sayı 206. Derginin dijital versiyonu için bkz. http://www.eordirect.co.uk/
default.aspx?id=1134638 (erişim tarihi: 18.11.2015)
86 Kanunun İngilizce metni için bkz. http://www.legislation.gov.uk/ukpga/1998/47/pdfs/ukpga_19980047_en.pdf (erişim tarihi:
18.11.2015)
87 Kuzey İrlanda Eşitlik Komisyonu’nun web sitesi için bkz. http://www.equalityni.org/ (erişim tarihi: 26.11.2015)
22
dair soruşturma yürütebilir; eşitliğin daha iyi sağlanması için politika ve uygulamaların geliştirilmesi yönünde karar
vericileri etkileyebilir.
Komisyon, istihdam, eğitim, barınma, sosyal koruma ile mal ve hizmetlerin sağlanmasında engellilik, ırk, dini
inanç ve siyasi görüş, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve yaşa dayalı ayrımcılığı önlemek için çalışmakta ve bu
konulardaki ayrımcılık vakalarına dair başvurular almaktadır. Kişiler, internet ya da telefonla yaptıkları başvurularda
ya ayrımcılığın tespiti ve başvurulacak yollara dair tavsiye almayı ya da gerçekleştiğinden emin oldukları ayrımcılık
vakalarının soruşturulmasını talep etmektedir. Kuzey İrlanda Eşitlik Komisyonu, yarı-yargısal bir kurum olmasa da
kanunda belirtilen temellerde meydana gelen ayrımcılık vakalarıyla ilgili birtakım hukuki yollara başvurabilmektedir.
Bu kapsamda, kendi adına mahkemeye başvurabilir, davalara müdahil olabilir, “mahkeme dostu” olarak bu süreçlerde
yer alabilir ve ayrımcılık mağdurlarını mahkeme önünde temsil edebilir. Örneğin, 2013/2014 döneminde mahkemeye
taşınmak istenen 315 ayrımcılık vakasından 110’unda88 Komisyon’un desteği olmuştur89.
Eşitlik Komisyonu’nun Kuzey İrlanda’da eşitliğin sağlanması yolunda yürüttüğü önemli çalışmalardan biri de, sadece
bireyleri hedeflemeyip aynı zamanda mal ve hizmet sunan özel sektör ve kamu kurumlarına da ulaşmaya çalışmasıdır.
Bu çalışmalar kapsamında küçük ve büyük işletmelere gerek işe alım gerekse personel yönetimi süreçlerinde ayrımcılık
yapmamaları için uyması gereken kuralları öğreten, kamu kurumlarına da ulusal ve uluslararası yasalardan doğan
yükümlülüklerini hatırlatan çeşitli yayınlar oluşturmakta ve bu kurumlara özel eğitimler düzenlemektedir. Ayrıca,
işverenler de ihtiyaç duydukları zaman işyerinde ayrımcılıkla mücadele ve eşitliğin tesis edilmesi yönünde tavsiye
almak için Komisyon’a başvuru yapabilmektedir. Örneğin, 2013/2014 yıllık raporuna göre Komisyon’a bu dönemde
mal ve hizmetleri sunan kesimler tarafından tavsiye almak amacıyla toplam 3088 başvuru yapılmıştır90. Aynı rapora
göre ayrımcılığa uğradığını düşünen kişilerin yaptığı başvuru sayısı da 3330 olmuştur.
110 personelin çalıştığı Kuzey İrlanda Eşitlik Komisyonu, bir yönetici ve en fazla 20 üyenin yer aldığı bir yönetim
kurulu tarafından idare edilen bağımsız bir kurumdur. Yönetim kurulu, Komisyonun stratejik yönü ile politika
çerçevesini belirlemek ve planlanan çalışmaları denetlemekle sorumludur. Komisyon üyeleri Birleşik Krallık’ta Kuzey
İrlanda’dan Sorumlu Bakan tarafından atanmaktadır.
Eşitlik Komisyonu’nun sponsor kuruluşu, Kuzey İrlanda Birinci Bakanı Ofisidir. Yıllık rapora göre 2013/2014 dönemi
için Komisyon’a 6.246.000 £ tutarında bir bütçe ayrılmıştır. Bu bütçenin karşılığında Komisyonun her yıl faaliyetlerini,
kaynaklarının kullanımını ve eşitliğin tesis edilmesi yolunda kendi attığı ya da diğer kamu kurumlarının attığı adımları
içeren bir rapor hazırlaması beklenmektedir.
Birleşik Krallık’ta eşitlik kurumu olarak faaliyet gösteren iki komisyona dair genel bir değerlendirme yapmak
gerekirse, kurumların hak sahipleriyle olan ilişkilerinin ve ayrımcılığı ele alma yollarının bir sistematiğe oturmuş
olduğunu söyleyebiliriz. Ülkede bilgilendirme ve yönlendirme hizmetlerinin İkinci Dünya Savaşı döneminden beri
var olmasının ve bununla bağlantılı olarak da devletin mali kaynaklarından önemli bir bölümün bu hizmetlere
aktarılmasının kurumsallığın sağlanmasındaki rolü oldukça büyüktür. Bu sistematiğin içinde bağımsızlık, şeffaflık,
hesap verebilirlik ve erişilebilirlik gibi yurttaşlara yönelik hizmetlerin olmazsa olmazı olan ilkeleri barındırdığını
da belirtmek gerekir. Kurumların özellikle erişilebilirlik politikası sadece engelli bireyleri değil, ülkede yaşayan
yurttaşların tümünü kapsamayı amaçlamaktadır. Kuzey İrlanda Eşitlik Komisyonu’nun web sitesinin İngilizcenin
yanı sıra Letonca, Litvanca, Lehçe, Portekizce ve Slovence de yayın yapması bu aşamada önemli bir noktadır. Ayrıca,
Komisyonlara başvurunun sadece posta ile sınırlı olmaması ve telefon ile eposta yoluyla da hizmet alınması hak arama
yollarındaki bürokratik engelleri kaldırmakta ve ayrımcılıkla mücadeleyi kolaylaştırmaktadır.
88 Equality Commission For Northern Ireland (2014), Improving People’s Lives: Annual Report and Accounts 2013-2014, Belfast.
Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalityni.org/ECNI/media/ECNI/Publications/Corporate/Annual%20Reports/
AnnualReport2013-14.pdf (erişim tarihi: 26.11.2015)
89 Eşitlik Komisyonu’nun desteklediği davaların listesi için bkz. http://www.equalityni.org/cases?ground=All&nature=&area=&pa
ge=1 (erişim tarihi: 26.11.2015)
90 Equality Commission For Northern Ireland (2014), Improving People’s Lives: Annual Report and Accounts 2013-2014, Belfast.
Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalityni.org/ECNI/media/ECNI/Publications/Corporate/Annual%20Reports/
AnnualReport2013-14.pdf (erişim tarihi: 26.11.2015)
23
3.4 Bulgaristan
2014 verilerine göre yaklaşık 7.2 milyon nüfusuyla91 Bulgaristan, içinde çeşitli etnik ve dini grupları barındırmaktadır.
2011’de yapılan nüfus sayımı92, ülkede yaşayanların yüzde 84,8’ini Bulgarlar, yüzde 8,8’ini Türkler, yüzde 4,9’unu da
Romanların oluşturduğunu göstermiştir. Aynı sayıma göre Bulgaristan’da yaşayan başlıca din grupları da Ortodoks,
Müslüman, Protestan, Katolik, Doğu Ortodoks, Yahudi ve Ateistlerden oluşmaktadır. Dil, din ve etnik köken
bakımından ortaya çıkan bu çeşitlilik içinde toplumsal dengenin sağlanması için ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik
mevzuatı ile kurumsal yapıların güçlü ve kapsayıcı olması önem kazanmaktadır.
2004 tarihli Ayrımcılığa Karşı Koruma Yasası93, Bulgaristan’ın ayrımcılıkla mücadele konusundaki temel mevzuatını
oluşturmaktadır. Yasa, insanların hukuk önünde eşitliğini, sosyal hayata katılımda eşit muamele ve eşit fırsatların
sağlanmasını ve ayrımcılığa karşı etkin korumayı amaçlamaktadır. Avrupa Birliği Direktifleri’nin iç hukuka
aktarılması için çıkarılan yasanın yasakladığı ayrımcılık temelleri şunlardır: cinsiyet, ırk, soy, etnisite, milliyet, köken,
din ve inanış, eğitim, inançlar, politik bağlar, kişisel ya da kamusal statü, engellilik, yaş, cinsel yönelim, aile statüsü,
mülkiyet. Bunların yanı sıra, uluslararası insan hakları sözleşmelerinin hükümleri doğrudan uygulanabildikleri için,
Bulgaristan’ın taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde tanınmış diğer ayrımcılık temelleri de yasaklanmıştır. Ayrıca, 25
Mart 2015’te yapılan düzenleme ile kanunda yer alan “cinsiyet” kelimesinin cinsiyet değiştirme vakalarını, yani trans
bireyleri de içerdiği belirtilmiştir94.
Kapsadığı ayrımcılık temelleri açısından oldukça geniş bir kesime hitap eden yasanın uygulamasında birtakım
sorunlar yaşandığı görülmektedir. Avrupa Ayrımcılıkla Mücadele alanında Hukuki Uzmanlar Ağı’nın 2013 yılına
ait Bulgaristan raporuna göre95, ondan önce çıkarılan ve hala yürürlükte olan bütün yasaların Ayrımcılığa Karşı
Koruma Yasası ile uyumlu olacak şekilde gözden geçirilmesi gerekirken, bu yasalar arasında ne ayrımcılık tanımı ne
de korunan alanlar bakımından bir uyum var. Bu uyumsuzluk da ayrımcılık vakalarının gerek mahkeme öncesinde
gerekse mahkeme süreçlerinde yeterli yaptırımla sonuçlanmasını ve etkin bir mücadeleyi engellemektedir. Aynı
raporda belirtilen bir diğer sorun da, yasadaki dolaylı ayrımcılık tanımında yer alan cümle diziliminin hakimler ve
eşitlik kurumunun bu kavramı doğrudan ayrımcılık ile karıştırarak hatalı kararlar vermelerine neden olmasıdır. Öyle
ki, dolaylı ayrımcılığı yasada tanımlarken ayrımcılık temellerinin telaffuz edilmesi, nötr uygulamaların şikayet konusu
olmasını engellemekte ve bu nedenle de dolaylı ayrımcılığın tespit edilmesini ve cezalandırılmasını önlemektedir.
Ayrımcılığa Karşı Koruma Yasası, Bulgaristan’ın ayrımcılıkla mücadele konusundaki temel referans belgesi olmasının
yanı sıra, ülkede eşitlik kurumu olarak görev yapan Ayrımcılığa Karşı Koruma Komisyonu’nun kurulmasını da
düzenlemektedir. Komisyon96, 2005 yılında yarı-yargısal işleve sahip bir eşitlik kurumu olarak kurulmuş olup Yasada
yer alan 18 temelde ayrımcılığın önlenmesi, bireylerin ayrımcılığa karşı korunması ve kamuoyunda farkındalığın
arttırılmasından sorumludur. Komisyonun başlıca yetkileri ayrımcılık mağdurlarından gelen şikayetleri ve üçüncü
taraflardan alınan bilgileri muhakeme etmek, ayrımcılığa karşı yasal bağlayıcılığı olan kararlar almak, mali yaptırım
uygulamak, onarım ve önleme için zorunlu talimatlar yayınlamak olarak belirlenmiştir. Bunların yanı sıra fark ettiği bir
ayrımcılık olayına karşı başvuru beklemeden re’sen harekete geçebilir ve ayrımcılıkla mücadele alanında oluşturulan
kanun taslaklarını inceleyip bunlara dair görüş belirtebilir. Yarı-yargısal bir kurum olmasından hareketle Komisyon,
yasal bağlayıcılığı olan kararlar vermekte ve kurumlar için uygulanması zorunlu idari tedbirler getirmektedir. Bu
91 Bulgaristan Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün “Population and Demographic Processes in 2014 (2014 Nüfus ve Demografik
Süreçler)” başlıklı bilgi notu için bkz. http://nsi.bg/sites/default/files/files/pressreleases/Population2014_en_2Y19BGI.pdf (erişim
tarihi: 27.11.2015)
92 Bulgaristan Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün 2011 nüfus sayımına ilişkin bilgi notu için bkz. http://www.nsi.bg/census2011/
PDOCS2/Census2011final_en.pdf (erişim tarihi: 27.11.2015)
93 Ayrımcılığa Karşı Koruma Yasası’nın İngilizce metni için bkz. http://www.accessfacility.org/sites/default/files/Law%20on%20
the%20protection%20against%20discrimination.pdf (erişim tarihi: 27.11.2015)
94 Söz konusu düzenlemenin 07.04.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Bulgarca metni için bkz. http://dv.parliament.bg/
DVWeb/showMaterialDV.jsp?idMat=93361 (erişim tarihi: 27.11.2015)
95 Margarita Ilieva (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Bulgaria
Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz.
http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=763&Itemid=295 (erişim tarihi:
04.12.2015)
96 Ayrımcılığa Karşı Koruma Komisyonu’nun web sitesi için bkz. http://www.kzd-nondiscrimination.com/ (erişim tarihi:
09.12.2015)
24
tedbirler, ayrımcılık yaratan durumun onarılması, ayrımcılığın sonlandırılması ve önlenmesi için zorunlu talimatları
içermektedir. Verdiği kararlar ve önerilen tedbirlerin uygulanıp uygulanılmadığının izlenmesi de Komisyonun
görevlerinden biridir.
Sadece kamu kurum ve kuruluşlarına karşı açılan ayrımcılık davalarının ele alınmaması ve bireyler, şirketler, STÖ’ler
ve belediyelerin de ayrımcılık yapması durumunda şikayete konu olabilmesi, ayrımcılıkla mücadeledeki aktörlere
ilişkin bütünsel bir yaklaşımın benimsenmesi açısından önemlidir.
Komisyon, özellikle medya ve ifade özgürlüğü ile uluslararası insan hakları normları ve standartlarının uygulanması
konusunda önemli kararlara ve çalışmalar imza atsa da, özellikle re’sen harekete geçme konusunda birtakım sorunlar
görülmektedir. Kendi adına açtığı soruşturmaların stratejik ve bütünlüklü olmaktan uzak olduğu ve önemli ayrımcılık
meselelerini zaman zaman hafife aldığı yönünde eleştiriler vardır97. Özellikle Bulgaristan’da dezavantajlı gruplardan
biri olan Roman toplumunun eğitim ve barınma alanında yaşadığı ayrımcılık konusunda en ciddi sorunları ele almakta
başarısız olduğu belirtilmektedir98.
Avrupa Ayrımcılıkla Mücadele alanında Hukuki Uzmanlar Ağı’nın raporuna göre Komisyonun zayıf olarak görüldüğü
başka bir alan da, alınan bağlayıcı kararların ayrımcılık uygulayan taraflarca dikkate alınma ve yürürlüğe konulma
oranının düşük olmasıdır. Bu tür davalarda eşitlik kurumunun daha fazla ceza vermek dışında resmi bir yaptırım
gücü olmamaktadır. Ayrıca, Bulgaristan Helsinki Komitesi’nin 2014 yılında ülkedeki insan haklarının durumunu
değerlendirdiği yıllık rapora göre Yüksek İdare Mahkemesi, Komisyon’un ayrımcılık başvurularında verdiği kararları
değerlendirirken verilen cezaları yersiz bulup iptal edebilmektedir99. Yüksek mahkemenin bu tür müdahaleleri,
Ayrımcılığa Karşı Koruma Komisyonu’nun yasalardan aldığı yetki gücünü daraltmakta ve zaten düşük olan kararların
uygulanma oranını olumsuz etkilemektedir.
Kurum içinde başvuruları değerlendirmek üzere kurulmuş her biri farklı ayrımcılık temelleri üzerine çalışan ve
kalıcı statüye sahip 5 farklı jüri heyeti oluşturulmuştur. Birinci heyet ırk ve etnik köken; ikinci heyet cinsiyet, insan
genomu, çalışma hayatı ve kişisel statü; üçüncü heyet milliyet, vatandaşlık, soy, din ve inanç; dördüncü heyet eğitim,
mahkumiyet, siyasi aidiyet, sosyal statü ve mülkiyet; beşinci heyet engellilik, yaş, cinsel yönelim ve medeni hal temelli
ayrımcılık vakalarını ele almaktadır. Bu jürilerin dışında çoklu ayrımcılık alanındaki başvuruları değerlendiren ve
soruşturma yürüten Beş Üyeli Heyet ile yukarıda listelenmeyip AB mevzuatında yer alan ve eşit muamele ilkesini
ihlal eden vakalara dair başvuruları değerlendiren Geçici Heyet kurulmuştur. Komisyona yapılan başvurular, en fazla
60 gün içinde soruşturulduktan ve şikayete konu olan taraflardan gerekli bilgi ve belgeler alındıktan sonra, yukarıda
bahsedilen heyetlerden uygun olanı, kamuya açık duruşmalar düzenleyip tarafları canlı dinleme imkanına sahiptir.
Bu duruşmaların ardından ayrımcılık yaptığına kanaat getirilen bireyler ve kurumlara ceza verilir. Soruşturma ve
yargılama sürecinde uygun görüldüğü zaman uzlaşma yoluna da gidilebilmektedir; bu durumlarda Komisyon aracı
rolünü üstlenmektedir.
Ayrımcılığa Karşı Koruma Komisyonu, beş yıllığına Parlamento ve Cumhurbaşkanı tarafından seçilen 7 üyeden
oluşmaktadır. Komisyonu kuran yasada, görev yapan üye sayısı 9 olarak belirtilmiş olsa da, Nisan 2010’da Parlamentoda
tartışılan yasa ile mali nedenlerden kaynaklı olarak üye sayısının 5’e indirilmesi düşünülmüştür. Ancak sivil toplumun
tepkisi, öngörülen 5 üyenin 7 üyeye çıkarılmasını sağlamıştır. Komisyon üyesi sayısındaki bu azalmanın, önceki
bölümlerde incelenen eşitlik kurumlarının bütçelerindeki kesintiden farksız olduğunu ve diğer AB ülkelerinde olduğu
gibi Bulgaristan’da da tasarrufa gidilen dönemlerde ilk etkilenen sektörün insan hakları alanındaki hizmetlerin
olduğunu söyleyebiliriz.
97 Margarita Ilieva (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Bulgaria
Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz.
http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=763&Itemid=295 (erişim tarihi:
09.12.2015)
98 Avrupa Roma Hakları Merkezi (2013), Written Comments by the ERRC concerning Bulgaria For Consideration by the
European Commission on the Transposition and Application of the Race Directive and on the Legal Issues Relevant to
Roma Integration. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.errc.org/cms/upload/file/bulgaria-red-written-comments-5april-2013.pdf (erişim tarihi: 09.12.2015)
99 Bulgaristan Helsinki Komitesi (2015), Human Rights in Bulgaria in 2014: Annual Report of the Bulgarian Helsinki Committee,
Sofya. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.bghelsinki.org/media/uploads/annual_reports/annual_bhc_report_2014_
en.pdf (erişim tarihi: 11.12.2015).
25
Komisyon üyeleri haricinde, eşitlik kurumunun personel sayısı 65-70 civarındadır. Merkezi Sofya’da olan Komisyonun
20 ilde temsilciliği bulunmaktadır100. Bu temsilciliklerin kurulmuş olması, özellikle Komisyonun sadece yazılı ve imzalı
başvuru aldığı düşünüldüğünde, ayrımcılığa uğrayan bireylerin komisyona erişimini kolaylaştırmaktadır. Yine de,
Komisyonun web sitesinin Bulgarca dışındaki dillere etkin çeviri sağlamaması ve engelliler için erişilebilir olmaması,
internet üzerinden başvuru yapamıyor olsalar bile bireylerin ve kurumların nasıl başvuru yapacağını öğrenmesinin
önünde engel oluşturmaktadır.
Komisyonun yıllık raporları en son 2010’da İngilizceye çevrildiği için ve Avrupa Eşitlik Kurumları Ağı’nda yer alan
bilgiler de 2011 yılına ait verileri içerdiği için alınan ayrımcılık başvuruları konusunda güncel bilgiye sahip değiliz.
2011 verilerine göre 846 şikayet başvurusu alınmış, bunlardan 359’u dava dosyasına dönüştürülmüştür. Komisyon
web sitesinde yer alan karar listesinde yer alan 2014 tarihli kararların sayısı da 54’tür101.
Ayrımcılığa Karşı Koruma Yasası’nda bağımsız ve uzmanlaşmış bir devlet kurumu olarak tanımlanan Komisyonun
harcamaları devlet bütçesinden karşılanmaktadır. Web sitesinde yer alan bütçe raporuna göre 2015 yılı için Komisyona
yaklaşık 650.000 € ayrılmıştır. Komisyon, her yıl Parlamentoya ve Cumhurbaşkanlığına faaliyetlerini ve mali bilgilerini
içeren bir rapor sunmakla yükümlüdür.
Birleşmiş Milletler düzeyinde B tipi akreditasyona sahip Ayrımcılığa Karşı Koruma Komisyonu, bağlayıcı kararlar
verebilen ve yarı-yargısal statüye sahip bir eşitlik kurumu olması açısından önem arz etse de, kolay başvuru
yöntemlerinin benimsenmemiş olması, personel sayısı ve bütçede yapılan kesintiler, verilen cezaların uygulanmaması
komisyonun etkin çalışmasının önünde engel oluşturmaktadır. Ayrıca, Bulgaristan eşitlik mevzuatını oluşturan
yasaların da bütüncül, kapsamlı ve birbiri ile tamamen uyumlu olmaması da ayrımcılıkla mücadelenin etkili bir
şekilde yürütülmesini zorlaştırmaktadır.
100 Ayrımcılığa Karşı Koruma Komisyonu’nun Equinet ülke profili için bkz. http://www.equineteurope.org/spip.php?action=telecha
rger&arg=1009&type=application.pdf (erişim tarihi: 11.12.2015)
101 Komisyonun karar sayfası için bkz. http://www.kzd-nondiscrimination.com/layout/index.php/publi4en-registyr (erişim tarihi:
11.12.2015)
26
3.5 Hollanda
Yaklaşık 20 milyonluk nüfusu ile Hollanda, içinde farklı toplumlardan gelen yoğun bir göçmen nüfusu barındırmaktadır.
Türkler (2,35%), Faslılar(2,25%), Endonezyalılar (2,19%), Almanlar (2,15%) ve Surinamlılar (2,06%) ülkede en
kalabalık olan göçmen gruplardır102. Bu grupların dışında Hollanda’da Karayipler, Polonya, Belçika, Eski Yugoslavya
ve Çin kökenli kişiler de yaşamaktadır. Ülke, ayrıca, Katolik, Protestan, Müslüman, Hindu ve diğer dini inançlara
sahip grupları da barındırması açısından çeşitlilik göstermektedir.
Hollanda’da ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik ilkelerine yer veren belli başlı düzenlemeler aşağıda listelemektedir103:
• Eşit Muamele Yasası: 1994’te çıkarılan ve 2005’te yeniden düzenlenen yasa ile bireylere istihdam, meslek, mal
ve hizmetlere erişim, eğitim ve barınma gibi alanlarda din, inanç, siyasi görüş, ırk, cinsiyet, milliyet, cinsel
yönelim ve medeni duruma dayalı ayrımcılığa karşı koruma sağlanmıştır. Bu yasa ile ayrıca, ayrımcılıkla
mücadele mevzuatıyla uyumu teşvik edecek ve iyileştirecek, eşitlik standartlarına dair tavsiye ve bilgi
verecek Eşit Muamele Komisyonu’nun kurulması kararlaştırılmıştır. 2012 yılında bu Komisyon, az sonra
ayrıntılı incelenecek olan ulusal insan hakları kurumu ile birleştirilmiştir. Bu birleşim ile birlikte, yasanın
Komisyon’un görevlerini ve yapısını düzenleyen bölümü kaldırılmış; sadece eşti muamele ilkeleriyle ilgili
bölüm kalmıştır.
• Engellilik ve Kronik Hastalık temellerinde Eşit Muamele Yasası: 2003 tarihli bu yasa ile engellilere ve kronik
hastalığı olan kişilere istihdam, mesleki eğitim, barınma ve toplu taşıma alanlarında ayrımcılık yapılması
yasaklanmıştır.
• Yaş Ayrımcılığı Yasası: Bu yasa, 2000/78/EC sayılı AB direktifinin etkin bir şekilde uygulanması için istihdam,
meslek ve mesleki eğitim alanlarında yaşa dayalı ayrımcılığın yasaklanması gerektiğinden hareketle 2004
yılında çıkarılmıştır. İstihdam, serbest meslek, mesleki eğitim, meslek örgütleri ve sendikalara üyelik gibi
alanlar yasa kapsamına alınmış olup gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra Eşit Muamele Komisyonu’nun
bu alanda da çalışması karara bağlanmıştır.
• Kadın ve Erkeklere Eşit Muamele Yasası: Hollanda mevzuatını 1976 tarihli AB Direktifi ile uyumlu hale
getirmek amacıyla 1980 yılında oluşturulan bu yasa ile kadınlar ve erkeklerin işe alınma, sözleşme ve
çalışma koşullarını da kapsayacak şekilde istihdam, terfii ve iş ilişkisinin sonlanması süreçlerinde eşit
muamele görmesi ilgili kurumlar için bir yükümlülük haline gelmiştir. Yasa, serbest meslek imkanlarına
erişim, mesleki eğitim fırsatları ve iş ilanlarında da kadın ve erkekler arasında eşit muameleyi güvence altına
almıştır.
• Medeni Kanun: Hollanda Medeni Kanunu’nda işverenlerin iş sözleşmesi, hizmet içi eğitim, işçilerin
yönlendirilmesi, çalışma koşulları, terfii ve iş sözleşmesinin sonlandırılması gibi konularda kadınlar
ve erkekler arasında ayrım yapması yasaklanmıştır. Bir kişi ayrımcılığa uğradığını düşünüyorsa aksini
ispatlama yükümlülüğü işverendedir. Ayrıca, Eşit Muamele Komisyonu’na bu alanlardaki ayrımcılık
iddialarını araştırma yetkisi tanınmıştır.
• Merkezi ve Yerel Yönetim Personel Yasası: Bu yasada, hem bakanlıklarda hem de yerel yönetimlerde çalışan
personel arasında çalışma saatleri ve iş sözleşmesinin niteliği bakımından hiçbir ayrım yapılamayacağı
belirtilmiştir. Yasa kapsamına giren ayrımcılık koşullarından herhangi birinin oluşup oluşmadığını
inceleme ve karar verme yetkisi de Eşit Muamele Komisyonu’na verilmiştir.
Hollanda’da eşitlik kurumu olarak değerlendirilebilecek iki tür kurum olsa da uluslararası insan hakları standartlarına
uygun olan sadece Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü’dür. Diğer kurum ise yerel düzeyde ayrımcılık iddialarını
araştıran ve her belediyede bulunan Ayrımcılıkla Mücadele Bürolarıdır. Bu bölümde Ulusal İnsan Hakları Kurumu
ayrıntılı olarak incelenecektir ancak yerel düzeydeki bürolara da bölüm sonunda kısaca değinilecektir.
102 Hollanda İstatistik Kurumu verileri için bkz. http://statline.cbs.nl/StatWeb/publication/?DM=SLNL&PA=37325&D1=0&D2=a
&D3=0&D4=0&D5=a&D6=l&HDR=G2,G3&STB=G1,G5,T,G4&VW=T (erişim tarihi: 15.12.2015)
103 Bu bölümde Hollanda Ulusal İnsan Hakları Kurumu’nun Eşit Muamele Mevzuatı dokümanından faydalanılmıştır. Ayrıntılı
bilgi için bkz. https://mensenrechten.nl/sites/default/files/2013-05-08.Legislation%20Equal%20Treatment.pdf (erişim tarihi:
15.12.2015)
27
Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü104, ülkede insan haklarını korumak, geliştirmek ve izlemek amacıyla 2012
yılında kurulmuştur. Daha önce belirtildiği üzere, Enstitü kurulduktan sonra, Eşit Muamele Komisyonu’nun görev ve
yetkilerini de devralmıştır. Hollanda Hükümeti, Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü’nün kurulmasına ilişkin hazırladığı
bilgi notunda105 bu devir sürecini birkaç gerekçeye dayandırmıştır. Bunlardan ilki, eşitlik hakkının başlı başına bir
hak olmasının yanı sıra, diğer insan haklarının da önemli bir bileşeni olmasıdır. Kurumların birleştirilmesi, hakların
gerçekleşmesinde bir sinerji yaratacak ve haklar arasındaki ilişkiyi güçlendirecektir. Ayrıca, insan hakları ve eşitlik
ilkelerine dair farkındalık arttırmayı hedefleyen faaliyetleri birlikte yürütmek, kişi ve kurumlara daha geniş ve
kapsamlı bir resim sunmayı olanaklı kılacaktır. Son olarak, Hollanda Hükümeti, Birleşik Krallık gibi ülkelerdeki
başarılı örnekleri görerek, kamu kurumları arttırmak yerine farklı alanlarda aynı işi yapan kurumların yetkilerini
genişletmenin daha uygun olacağını düşünmüştür.
2012 yılındaki bu birleşimle birlikte Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü, Eşit Muamele Komisyonu’nun eşit
muamele mevzuatının izlenmesi; işyeri, eğitim ya da gündelik hayatın diğer alanlarında meydana gelen bireysel
ayrımcılık vakalarının değerlendirilmesi ve bunlara dair görüş bildirilmesi gibi görevlerinin tamamını üzerine almıştır.
Bu işleri yapması için Enstitü’de ayrı bir bölüm kurulmuştur.
2014 yılında A tipi akreditasyon için hak kazanan Enstitü’nün başlıca görevleri şunlardır:
• İnsan hakları ihlalleri ile ayrımcılık iddialarını araştırmak ve raporlamak
• Ülkede insan haklarının durumuna ilişkin rapor hazırlayarak tavsiyeler yayınlamak
• İnsan haklarıyla doğrudan ya da dolaylı olarak ilişkili taslak yasa ve politikalara dair görüş sunmak
• İnsan hakları alanındaki bilgileri derlemek, yaygınlaştırmak ve insan hakları eğitimlerini koordine etmek
• İnsan hakları alanındaki araştırmaları teşvik etmek
• Sivil toplum örgütleri, ulusal ve uluslararası kurumlar ve AB kurumlarıyla yapısal işbirlikleri kurup ortak
çalışmalar üretmek
• Hollanda Hükümeti’ne insan hakları sözleşmelerini onaylaması, uygulaması ve takip etmesi ve bu
sözleşmelerdeki çekincelerin kaldırılması için çağrı yapmak
• Uluslararası insan hakları kurumları ve komitelerinin bağlayıcı kararlarının uygulanması ve izlenmesi için
hükümete çağrı yapmak
• Avrupa ve Birleşmiş Milletler düzeyinde insan haklarına ilişkin yapılan tavsiyelerin izlenmesi için hükümete
çağrı yapmak.
Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü yarı-yargısal niteliğe sahip bir kurumdur ancak yarı yargısal olan diğer
eşitlik kurumlarından en önemli farkı, verdiği kararların yasal bağlayıcılığının olmamasıdır. Enstitü, yalnızca bir
durumun eşit muamele mevzuatına uygun olmadığını açıklayabilir ve kararları “görüş” niteliğindedir. Enstitü, bu
görüşleri yayınlarken ayrımcılık yapan tarafa duruma ilişkin tavsiyelerini iletebilir ancak ayrımcılık mağdurlarına
ödenmesi için para cezası ya da tazminata hüküm veremez. Yine de, Enstitü bulgularını ilgili bakanlıklara, işveren ve
işçi örgütlerine ve ilgili danışma organlarına ileterek bir etki yaratabilir. Belirli vakalarda, eşit muamele ve ayrımcılıkla
mücadele mevzuatına aykırı düşen uygulamaların yasadışı olduğuna dair mahkemelere başvurabilir. Ayrıca, ayrımcılık
mağdurlarının Enstitü’nün karar ve görüşleriyle mahkemelere başvurmasının yargı sürecini olumlu etkilediği de
belirtilmektedir106.
104 Hollanda İnsan Hakları Enstitüsü’nün web sitesi için bkz. https://mensenrechten.nl/ (erişim tarihi: 16.12.2015)
105 1 Ocak 2011 tarihli açıklayıcı memorandum için bkz. http://crvdm-zoeken.stippacceptatie.nl/StippWebDLL/Resources/Handlers/
DownloadBestand.ashx?id=1795 (erişim tarihi: 16.12.2015)
106 Ricki Holtmaat (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Netherlands
Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz.
http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=805&Itemid=295 (erişim tarihi:
16.12.2015)
28
Enstitünün 2014 yılındaki faaliyetlerini ve mali durumunu yayınladığı yıllık rapora göre107, 2014 yılında telefon ya da
e-posta aracılığıyla 1657 kişi eşit muamele ile ilgili soru sormak üzere kurumla iletişime geçmiştir. En fazla sorulan
sorular, Enstitü’nün kapsadığı temel ayrımcılık alanları olan engellilik/kronik hastalık, toplumsal cinsiyet ve ırk
ile ilgili olmuştur. Ayrıca, 463 kişi de soru sormanın ötesinde Enstitü’den belirli bir olayın araştırılmasını ve görüş
yayınlanmasını talep etmiştir. Ne var ki, bunlardan sadece 179’u, yani yaklaşık yüzde 40’ı için görüş yayınlanmıştır.
Raporda, her başvurunun görüş yayınlanması ile sonlanmayacağına gerekçe olarak resmi uzlaşma yolunun tercih
edilmesi, Enstitü arabulucu olmadan başvurucunun karşı tarafla anlaşması ve başvurusunu geri çekmesi ya da
başvurunun yasalarda yer alan eşit muamele kapsamına girmemesi belirtilmiştir. Hollanda Ulusal İnsan Hakları
Enstitüsü’nün kişi ve kurumlar için bağlayıcı olmayan görüşlerinin yüzde 11’i sadece ayrımcılıktan etkilenen taraf için
düzenleme yapılması, yani bireysel önlemlerle sonuçlanırken yüzde 35’i de ayrımcılık olayının gelecekte de meydana
gelmesini önlemek amacıyla getirilen yapısal düzenlemelerle sonuçlanmıştır. Görüşlerin yüzde 16.7’si için hiçbir
önlem alınmazken, yüzde 36’sı için hem bireysel hem de yapısal önlemler alınmıştır.
Yukarıdaki verilere göre Enstitü kararları ya da görüşlerinin uygulanma oranı yüzde 84 civarındadır. Bu oranın yüksek
olmasının yanı sıra, verilen kararların takibinin ayrıntılı bir şekilde yapılması da eşitlik kurumları arasında örnek
oluşturacak niteliktedir.
Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü, altı yıllığına atanan 12 üyenin yer aldığı bir komisyon tarafından
yönetilmektedir. Ayrıca, hem kurumun faaliyetlerine yönelik tavsiyeler veren hem de Komisyon üyelerinin seçilmesine
ilişkin Güvenlik ve Adalet Bakanlığı’na tavsiyelerde bulunan on kişilik bir Danışma Kurulu da bulunmaktadır.
Danışma Kurulu’nda ilgili kamu kurumları, işçi ve işveren örgütleri, sivil toplum örgütlerinden temsilcilerin yanı
sıra herhangi bir kurumu temsil etmeyen bireyler de yer alabilmektedir. Kurumun yıllık raporuna göre yönetim
kademesinin dışında kurumda 66 personel çalışmaktadır.
Enstitü, çalışmalarının yanı sıra mali açıdan da özerk bir yapıya sahiptir. Öyle ki, bütçenin dağılımına – ülkede kabul
gören mali ve muhasebe standartlarını dikkate alarak – Enstitünün kendisi karar vermektedir. Kurumun bütçesinden
sorumlu olan temel bakanlık Güvenlik ve Adalet Bakanlığı’dır. İçişleri ve Kraliyet İşleri Bakanlığı, Sağlık, Refah ve Spor
Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ile Eğitim, Kültür ve Bilim Bakanlığı da bu bakanlık üzerinden kurumun finansmanına
katkı sağlamaktadır. Yıllık rapora göre Enstitü’nün 2014 yılına ait bütçesi 5.772.000 € olarak gerçekleşmiştir. Ancak
bu bütçenin ne kadarının ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik alanında harcandığına dair ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır.
Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü’nün yanı sıra ülkede ayrımcılık alanında başvuru alan ve Irk Ayrımcılığı
Direktifi’ne göre eşitlik kurumu olarak sayılabilecek diğer bir yapı Ayrımcılıkla Mücadele Bürolarıdır108. Hollanda
sınırları içinde yer alan bütün belediyelerin açmak zorunda olduğu bu bürolar ayrımcılık şikayetlerini kaydeder,
araştırır ve görev yaptığı yereldeki ayrımcılık ve eşitlik durumunu izler. Başvuru almanın yanı sıra, okullara ve
işyerlerine giderek ayrımcılık konusunda bilgi sağlar. Ayrıca, yerel düzeyde ayrımcılığın önlenmesi ve ayrımcılıkla
mücadele edilmesi için savcılık ve polisle de işbirliği yapar. Yurttaşlar bilgi almak ya da başvuru yapmak için bu
bürolara gitmenin yanı sıra, ulusal ayrımcılık yardım hattını da kullanabilir. Bu telefon hattına yapılan her başvuru
ilgili kuruma iletilmektedir109.
Ayrımcılıkla Mücadele Büroları, sadece Utrecht’te bulunan Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü’nün faaliyetlerinin
yerele yaygınlaştırılmasında kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca, Enstitü’nün bağımsızlık ve objektifliğini yitirmemek
adına yayınladığı görüşleri mahkemeye taşımayı tercih etmemesi ve mağdurlara hukuki danışmanlık sağlamaması
gibi önemli eksiklikleri de gidermektedir. Ne var ki, Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu’nun
Hollanda’daki duruma ilişkin yayınladığı 2013 tarihli raporda,yılda altı binin üzerinde ayrımcılık başvurusu alan ve iş
yükü ağır olan bu bürolara yeterince kaynak ayrılmadığı belirtilmektedir110.
107Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü (2015), Annual Report 2014, Utrecht. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://
crvdm-zoeken.stippacceptatie.nl/StippWebDLL/Resources/Handlers/DownloadBestand.ashx?id=2615 (erişim tarihi: 16.12.2015)
108 Ricki Holtmaat (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Netherlands
Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz.
http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=805&Itemid=295 (erişim tarihi:
16.12.2015)
109Daha fazla bilgi için bkz Hollanda Hükümeti’nin web sitesi: https://www.government.nl/topics/discrimination/contents/
reporting-discrimination (erişim tarihi: 16.12.2015)
110 Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu’nun raporu için bkz. https://www.coe.int/t/dghl/monitoring/ecri/Countryby-country/Netherlands/NLD-CbC-IV-2013-039-ENG.pdf (erişim tarihi: 16.12.2015)
29
3.6 Letonya
Letonya, yaklaşık iki milyonluk bir nüfusa sahip ve özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte sınırları
içinde çeşitli etnik grupları barındırmaya başlayan bir ülkedir. Merkezi İstatistik Bürosu’nun 2015 verilerine111 göre
ülkede en kalabalık olan etnik gruplar Letonlar (61,6%), Ruslar (25,8%), Belaruslular (3,4%), Ukraynalılar (2,2%)
ve Polonyalılardır (2,1%). Etnik grupların yanı sıra, nüfus vatandaşlık bağına sahip olanlar ve olmayanlar diye ikiye
ayrılmaktadır. Ülkenin yüzde 9,7’sinin ne Letonya ne de Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra kurulan ülkelerde
vatandaşlığı bulunmamaktadır112. Hükümet tarafından özel bir statü verilen bu grupla vatandaşlık bağı olan kişilerin
hakları arasında bazı farklılıklar görülebilmektedir.
Anayasasının 91. maddesinde ülke içindeki herkesin hukuk ve mahkemeler önünde eşit olduğu ve insan haklarının
ayrımcılık olmaksızın tanınacağı113 yazılan Letonya’da, ayrımcılık yasağı ile ilgili özel bir yasa bulunmamaktadır.
Ülkenin ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik mevzuatı 35 kanuna dağıtılan hükümlerden oluşmaktadır. İş Kanunu,
Engelliler Kanunu, Sosyal Güvenlik Kanunu, Hasta Hakları Yasası, Tüketici Haklarını Koruma Kanunu, ve Eğitim
Kanunu içinde ayrımcılık yasağı ile ilgili hükümler barındıran kanunlarından bazılarıdır. Ülkede ayrımcılıkla
mücadeleye özel bir kanunun olmaması, tek ve kapsamlı bir ayrımcılık tanımının olmamasına yol açmaktadır. Her
kanunda farklı bir ayrımcılık tanımı yer almakta ve her tanımda farklı ayrımcılık temelleri kapsanmaktadır. Bu
kanunlardan bazılarının, özellikle AB Direktiflerinden önce çıkarılan ve hala yürürlükte olanların, direktiflerde yer
alan ayrımcılık temellerinin hepsini içermediği belirtilmektedir114. Her ne kadar anayasa ve Letonya’nın taraf olduğu
uluslararası sözleşmeler doğrudan uygulanabilir olsa da, bütün yargı süreçlerinde referans gösterilebilecek özel bir
düzenlemenin olmaması bireylere ve gruplara yeterli koruma sağlanmasının önüne geçmektedir.
Letonya’da eşitlik kurumu olarak görev yapan yapı, Ombudsman Ofisidir. Ofis, 2006 tarihli Ombudsman Yasası’na
dayanarak 2007 yılında kurulmuştur. Letonya Parlamentosu tarafından beş yıllığına seçilen Ombudsman, eylemlerinde
tamamen bağımsızdır ve sadece kanundaki hükümlerle yönetilir. Merkezi ve yerel düzeydeki hiçbir yönetici
Ombudsman’ın ve genel olarak kurumun faaliyetlerini ve görevlerini etkileyemez115.
İnsan haklarının korunması ve iyi yönetişim ile hukuk devleti ilkesinin güvence altına alınması gibi genel yetkilerinin
yanı sıra, Ombudsman’ın eşit muamele ilkesinin gözetilmesinin sağlanması ve her türlü ayrımcılığın engellenmesi
gibi sorumlulukları da vardır. Bu sorumlulukları yerine getirmek için Ombudsman bireysel başvuruları değerlendirir;
değerlendirme yaparken başvuruya konu olan taraflardan gerekli bilgi ve belgeleri alır; ayrımcılık ve hak ihlali yapan
kurumlara faaliyetlerinin yasallığı ve etkileri hakkında tavsiye ve görüş sunar; insan hakları ve ayrımcılık konularında
özel kişi ve kurumlar arasındaki anlaşmazlıkları çözer; taraflar arasında arabuluculuk yapar; yasama süreçlerinde
Parlamento, Kabine, yerel yönetimler veya diğer kurumlara tavsiyelerde bulunur; insan hakları üzerine kişilere
danışma hizmeti verir; ve ülkede insan haklarının durumunu araştırır, analiz eder ve buna dair görüş bildirir.
Kurumda ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik alanında çalışmak üzere “Kanun Önünde Eşitlik Bölümü” kurulmuştur116.
Ülkede tek bir ayrımcılıkla mücadele yasası ve tanımı olmamasına rağmen, bu birim 35 yasada yer alan ayrımcılık
temellerini de kapsayacak şekilde eğitim, istihdam, kamu hizmetlerine erişim, özel sektörde mal ve hizmetlere
erişim gibi alanlarda ırk ve ulusal köken, toplumsal cinsiyet, yaş, engellilik, dil, sosyal arka plan ya da mali durum,
cinsel yönelim, sağlık durumu, siyasi ve diğer inançlar ile diğer bütün temellere dayalı ayrımcılık başvurularını
111Letonya nüfusunun etnik gruplara göre dağılımı için bkz. http://data.csb.gov.lv/pxweb/en/Sociala/Sociala__ikgad__iedz__
iedzskaits/IS0070.px/table/tableViewLayout1/?rxid=562c2205-ba57-4130-b63a-6991f49ab6fe (erişim tarihi: 17.12.2015)
112 Letonya nüfusunun vatandaşlık bağına göre dağılımı için bkz. http://data.csb.gov.lv/pxweb/en/Sociala/Sociala__ikgad__iedz__
iedzskaits/IS0090.px/table/tableViewLayout1/?rxid=562c2205-ba57-4130-b63a-6991f49ab6fe (erişim tarihi: 17.12.2015)
113 Letonya Anayasası’nın İngilizce metni için bkz. http://www.saeima.lv/en/legislation/constitution (erişim tarihi: 17.12.2015)
114 Anhelita Kamenska (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Latvia
Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz.
http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=799&Itemid=295 (erişim tarihi:
18.12.2015)
115Ombudsman Yasası’nın İngilizce metni için bkz. http://www.tiesibsargs.lv/en/civil-acts/tiesibsarga-likums (erişim tarihi:
18.12.2015)
116Ombudsman Ofisi’nin birimleri ve bu birimlerin görev alanları için bkz. http://www.tiesibsargs.lv/en/about-us/tiesibsargabirojs/darbibas-jomas (erişim tarihi: 18.12.2015)
30
kabul etmektedir. Birim, özel olarak odaklandığı Engelli Kişilerin Haklarına Dair Sözleşme’nin yanı sıra ayrımcılık
alanındaki diğer ulusal ve uluslararası sözleşmelerin de uygulanması ve korunmasını izlemektedir.
Yukarıda tanımlanan çerçevede hukuki destek sağlayan ve farkındalık faaliyetleri yürüten Ombudsman Ofisi’nin
başvurular sonucunda verdiği kararların yasal bağlayıcılığı yoktur. Ayrımcılık yasağının ihlal edildiği durumlarda
mağdurlara hukuki yardım Kanun Önünde Eşitlik Birimi tarafından sağlanmaktadır. Birim insanların başvurularını
beklemeden re’sen soruşturma başlatabildiğini de belirtmek gerekir.
Ombudsman Ofisi, her yıl Letonya Parlamentosu ve Cumhurbaşkanı’na yıllık faaliyet ve mali rapor sunmakla
yükümlüdür. 2015 yılında Birleşmiş Milletler sisteminde A statüsünde akreditasyon almaya hak kazanan Ombudsman
Ofisi’nin faaliyetleri ve mali durumu hakkında bilgi verdiği yıllık raporunda117 yer alan bilgilere göre, 2014 yılında
kurumun değerlendirdiği toplam 1877 başvuru arasından 87’sini Kanun Önünde Eşitlik Bölümü değerlendirmiştir.
Bu başvurular genel olarak kamu hizmetlerine erişim, özel sektörde mal ve hizmetlere erişim, eğitim, istihdam
alanında ayrımcılık uygulanıp uygulanmadığına ve yönetmeliklerin eşitlik ilkesine uygunluğuna dair görüş almayı
amaçlamıştır. 38 kişiye danışmanlık hizmeti veren birim, ayrıca 146 web tabanlı soruyu yanıtlamıştır.
Yıllık rapora göre kurumda 42 personel görev yapmaktadır. Bu kişilerden 31’i hukuki analiz ve danışmanlık
hizmetinden sorumludur. Ne yazık ki, raporda kaç personelin özel olarak ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik alanında
çalıştığına ilişkin bilgi mevcut değildir.
Ombudsman Yasası’na göre Ofis’in bütçesi devlet bütçesinden karşılanmaktadır. Yıllık rapora göre 2014 yılında
kurumun bütçesi 1.131.770 € olarak gerçekleşmiştir. Tıpkı personel dağılımı gibi bütçenin de bölümlere nasıl ayrıldığı
raporda yer almadığı için bu miktarının ne kadarının ayrımcılıkla mücadele alanında harcandığı bilinmemektedir.
Letonya’daki ayrımcılıkla mücadele araçlarına dair genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, ayrımcılığı kapsamlı
bir şekilde tanımlayan ve ayrımcılıkla mücadele alanında özelleşmiş bir yasanın olmaması ve eşit muamele ilkelerinin
35 kanuna dağılmasının önemli bir eksiklik olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca, her ne kadar insan hakları kurumlarına
yeterli ve düzenli bütçenin ayrılmasının önemi birçok uluslararası denetim mekanizmasının raporunda belirtilse
de, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Letonya’da da hissedilen finansal krizden öncelikli olarak etkilenen kurum
yine Ombudsman Ofisi olmuştur. Avrupa Ayrımcılıkla Mücadele Alanında Hukuki Uzmanlar Ağı’nın 2013 yılına
ait Letonya raporuna göre, Ofis’in 2013 yılına ait bütçesi 2008 yılına oranla yaklaşık yüzde 50 oranında azalma
göstermiştir118. Bütçe kesintisine paralel olarak personel sayısı da 50’den 42’ye düşmüştür.
117 Letonya Cumhuriyeti Ombudsman Ofisi (2015), Report on the year 2014 By the Ombudsman of the Republic of Latvia, Riga.
Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.tiesibsargs.lv/files/content/zinojumi/Tiesibsarga%20zinojums_2014_ENG_
FINAL.pdf (erişim tarihi: 18.12.2015)
118 Anhelita Kamenska (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Latvia
Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz.
http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=799&Itemid=295 (erişim tarihi:
18.12.2015)
31
3.7 Macaristan
2004 yılından beri Avrupa Birliği üyesi olan ve parlamenter cumhuriyet sistemle yönetilen Macaristan’ın nüfusu
9.879.000’dir119. 2011 nüfus sayımına göre ülkenin yüzde 3,6’sını ülkenin en geniş azınlık grubu olan Romanlar/
Çingeneler oluşturmaktadır120. Ülkedeki diğer başlıca etnik gruplar Almanya, Romanya, Slovakya, Hırvatistan,
Sırbistan ve Slovenya asıllıdır.
Macaristan Anayasası’nda Madde XV, ülkedeki ayrımcılık yasağına ilişkin genel bir çerçeve çizmektedir. Herkesin
hukuk önünde eşit olduğu ve hiçbir ayrımcılık olmadan temel haklardan faydalanması gerektiği ifadelerine yer
vermektedir121. Macaristan ayrımcılıkla mücadele mevzuatının temel belgelerinden biri, 27 Ocak 2004 tarihinde
yürürlüğe giren Eşit Muamele ve Fırsat Eşitliğinin Geliştirilmesi Yasası’dır122. Yasada, Avrupa Birliği’nin ayrımcılıkla
mücadele ve eşit muamele direktifleri ile uyumlu hükümler yer almaktadır. Yasada, direktiflerdeki tanımlara
dayanarak, doğrudan ve dolaylı ayrımcılık, ayrıştırma, taciz ve mağdurlaştırma tanımı yapılmıştır.
Yasanın kapsadığı ayrımcılık temelleri, direktifleri de aşacak şekilde geniş tutulmuştur. Yasa, özellikle kamu sektöründe
cinsiyet, ırksal köken, renk, milliyet, etnik köken, ana dili, engellilik, sağlık durumu, dini veya ideolojik inanç, siyasi
görüş, aile durumu, annelik (hamilelik) veya babalık, cinsel yönelim, cinsel kimlik, yaş, sosyal köken, finansal statü, iş
sözleşmesinin niteliği, işçilerin çıkarlarını temsil eden örgütlere üyelik veya diğer her türlü özelliğe dayalı ayrımcılığı
yasaklamıştır. Kamu sektörünü genel olarak kapsayan yasada, özel sektörde sadece dört grubun eşit muamele ilkelerini
göz önünde bulundurması gerektiği belirtilmiştir: ihale ya da kira çağrısı yapanlar; müşterilere açık alanlarda mal ve
hizmet satışı yapanlar; serbest meslek sahibi olanlar ve devlet kaynaklarını kullanan tüzel kişilikler; ve işverenler.
Eşit Muamele ve Fırsat Eşitliğinin Geliştirilmesi Yasası’na dayanarak, 2005 yılında Macaristan’ın ayrımcılıkla
mücadeleden sorumlu kurumu olan Eşit Muamele Kurumu kurulmuştur123. Özerk bir kamu kurumu olan Eşit
Muamele Kurumu, çalışmaları bakımından bağımsızdır ve bu konuda hiçbir kişi ve kurumdan talimat almamaktadır.
Kurum, eğitim, istihdam, barınma, sosyal koruma, mal ve hizmetlerin sunumu gibi alanlarda eşit muamele ilkesinin
ihlal edildiğine dair şikayetlerin araştırılması ve bu ilkenin uygulamasının yaygınlaştırılmasından sorumludur.
Bu sorumluluğu yerine getirmesi için Eşit Muamele Kurumu’na geniş yetkiler124 tanınmıştır. Kurum, ayrımcılık
yapıldığına dair aldığı şikayet başvurularını değerlendirir ve ihlal bulduğu takdirde bu ve gelecek ihlallerin
önlenmesine yönelik talep ve tavsiyelerinin olduğu kararlar yayınlar. Bu başvurularda arabuluculuk yaparak tarafların
uzlaşmasında da aktif rol oynar ve uzlaşan tarafların anlaşma hükümlerini yerine getirip getirmediklerini izler.
Kurum, başvuru almanın yanı sıra Macaristan Devleti’nin ve ona bağlı kurumların ayrımcılık yapıp yapmadığına dair
re’sen araştırma da yapabilir. Ek olarak, bazı vakaları yargı süreçlerine taşıyabilir ya da mahkeme önünde mağdurları
temsil edebilir.Kurum tarafından mağdurlara hukuki danışmanlık da sunulabilmektedir. Eşit Muamele Kurumu,
yargısal bu görevlerinin yanı sıra, yükümlülük sahipleri ve kamuoyuna yönelik eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri
yürütür; araştırma projeleri, bülten ve raporlar hazırlar; Eşit Muamele ve Fırsat Eşitliğinin Geliştirilmesi Yasası’ndaki
hükümleri düzenli bir şekilde takip ederek Hükümet’e değişiklik yapılmasını yönünde tavsiyede bulunur; ve sivil
toplum örgütleri, yerel yönetimler ve kamu kurumları ile işbirliği sağlayarak ayrımcılıkla mücadele ve eşit muamele
ilkelerinin her düzeyde uygulanmasını güvence altına alır.
Kurumun çalışma ofisi Budapeşte’dedir ancak ülkenin 19 farklı bölgesinde görev yapmak üzere bir eşitlik danışmanları
ağı oluşturulmuştur. Bu danışmanlar ücretsiz danışmanlık hizmeti verir; bütün şikayetleri kaydeder ve başvuruların
hazırlanması ve Kurum’a iletilmesi konusunda ayrımcılık mağdurlarına yardımcı olur. Ayrıca, yasada belirtilen yerel
119 Bu bilgiler Avrupa Birliği sitesindeki Macaristan sayfasından alınmıştır. http://europa.eu/about-eu/countries/member-countries/
hungary/index_en.htm (erişim tarihi: 20.12.2015)
120 Macaristan Merkezi İstatistik Ofisi’nin 2011 nüfus sayımına ilişkin hazırladığı rapor için bkz. http://www.ksh.hu/docs/hun/xftp/
idoszaki/nepsz2011/nepsz_03_00_2011.pdf (erişim tarihi: 20.12.2015)
121Macaristan Anayasası’nın İngilizce metni için bkz. http://www.mfa.gov.hu/NR/rdonlyres/8204FB28-BF22-481A-9426D2761D10EC7C/0/FUNDAMENTALLAWOFHUNGARYmostrecentversion01102013.pdf (erişim tarihi: 20.12.2015)
122 Eşit Muamele ve Fırsat Eşitliğinin Geliştirilmesi Yasası için bkz http://www2.ohchr.org/english/bodies/cescr/docs/E.C.12.HUN.3Annex3.pdf (erişim tarihi: 20.12.2015)
123 Eşit Muamele Kurumu’nun web sitesi için bkz. http://www.egyenlobanasmod.hu/ (erişim tarihi: 20.12.2015)
124 Eşit Muamele Kurumu’nun Equinet profili için bkz. http://www.equineteurope.org/spip.php?action=telecharger&arg=1017&typ
e=application.pdf (erişim tarihi: 20.12.2015)
32
eşit fırsat planlarının hazırlanmasında yerel yönetimlere yardımcı olur; ayrımcılıkla mücadele konusunda farkındalık
arttırıcı faaliyetlerde bulunur ve eşit muamele ile ilgili bilgiyi yerelde yaygınlaştırılması konusunda çalışır. 19 kişilik
bu danışmanlar ağının kurulması, Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI) tarafından kurumun
faaliyetlerinin yaygınlaştırılması açısından önemli bir gelişme olarak görülmüştür125.
Yarı-yargısal bir kurum olan Eşit Muamele Kurumu’nun verdiği kararlar yasal olarak bağlayıcıdır. Kurum126, eşit
muamele ilkesinin ihlal edildiğini tespit ettiğinde ihlalin sonlandırılmasına yönelik talimat verebilir; ihlalin devam
etmesini yasaklayabilir; ihlali açıklayan kararının ihlalci taraf tarafından yayınlanmasını talep edebilir; 50 ila 6 milyon
Macaristan Forinti arasında bir ceza verebilir; ve usul giderlerinin ihlalci kişi veya kurum tarafından karşılanmasına
karar verebilir.
Kurumun 2014 yılına ait faaliyetlerini yayınladığı yıllık raporda belirtildiği üzere127, 2014 yılında 110’u yerel
danışmanlardan gelen toplam 818 başvuru alınmıştır. Geçen yıldan kalan başvurularla birlikte Eşit Muamele
Kurumu’nun ilgilendiği vaka sayısı 1005 olmuştur. Bu vakalardan 432’sine dair soruşturma açılmış, 573’ü de
ayrımcılık şikayeti olarak değerlendirilemeyeceği için başvuru sahiplerine diğer kurumlar hakkında bilgi verilmiştir.
Soruşturma açılan şikayet başvurularından 251’i hakkında idari karar yayınlanmış; bunların 23’ünde eşit muamele
ilkesinin ihlal edildiğine hükmedilirken 100’ünde ayrımcılık iddiası reddedilmiştir. 27 kararda taraflar arasında
anlaşma sağlanması gerektiği belirtilmiş; geri kalan 101 vakada da başvuru sahibi sürece devam etmediği için karar
verilmeden dava sonuçlanmış ya da esas hakkında incelenmesine gerek olmadan başvuru reddedilmiştir. Kurumun
2014 yılında ele aldığı vakalar ağırlıkla engellilik (98) ve ulusal/etnik azınlığa (69) üyeliğe dayalı ayrımcılık iddialarını
içermiştir. Şikayet konusu olan eylemin ayrımcılık olduğu ifade edilen 23 kararın yaklaşık üçte birinde para cezası
uygulanmış, yüzde 82,6’snda da gelecekte meydana gelebilecek ihlallerin önlenmesine dönük yaptırımlar getirilmiştir.
Ne yazık ki, yıllık raporda ayrımcılık yapan tarafa getirilen yaptırımların uygulanıp uygulanmadığına dair bilgiye yer
verilmemiştir.
Eşit Muamele Kurumu, Cumhurbaşkanı’nın dokuz yıllığına atadığı bir Başkan tarafından yönetilmektedir. Başkan
yardımcısı ve diğer personel ise kurum başkanı tarafından Kamu Personeli Kanunu’yla uyumlu olarak süresiz
atanmaktadır128. 2012 yılına kadar Kurum ile işbirliği halinde olan ve Kurum’un faaliyetlerine destek olan bir Eşit
Muamele Danışma Kurulu129 görev yapmaktaydı ancak 2011 yılında kabul edilen bir yasayla Kurum’a olabilecek
her konuda rehberlik sağladığı, aynı işlevi Yargıtay’ın da yerine getirdiği ve artık ihtiyaç kalmadığı gerekçesi ile bu
danışma kurulu kaldırılmıştır. Avrupa Ayrımcılıkla Mücadele Alanında Hukuki Uzmanlar Ağı, sürekli değişen hukuki
ve toplumsal bağlamda Danışma Kurulu’na ihtiyaç kalmadığına dair bir gerekçenin şüpheli olduğunu belirtmiştir.
Bunun yanı sıra, kurul üyelerinin sivil toplum örgütleri ile istişare sonucu seçildiğine ve bazılarının bu örgütlerden
geldiğine dikkat çekerek, böyle bir yapının kaldırılmasının ayrımcılıkla mücadele alanında çalışan örgütlerin bilgi
ve deneyimlerinin doğrudan Kurum çalışmalarına aktarılma imkanının ortadan kalkmasına neden olduğunu ifade
etmiştir.
Eşit Muamele Kurumu’nun mali bağımsızlığı, Eşit Muamele ve Fırsat Eşitliğinin Geliştirilmesi Kanunu ile güvence
altına alınmıştır. Yasanın 13. Maddesinde, kurumun bütçesinin Parlamento bütçesi içinde ayrı bir bölüm oluşturduğu
ve bu şekilde herhangi bir bakanlığa bağlı olmaksızın merkezi bütçeden doğrudan pay alabildiği ifade edilmektedir.
Kurum, bu nedenle yılda iki defa Hazine’ye mali rapor sunmakla yükümlüdür. Faaliyet raporu ise yılda bir defa
hükümete sunulmaktadır. Yıllık raporda Eşit Muamele Kurumu’nun mali bilgileri yer almadığı için güncel bütçeye
125 ECRI beşinci Macaristan raporu için bkz. https://www.coe.int/t/dghl/monitoring/ecri/Country-by-country/Hungary/HUN-CbCV-2015-19-ENG.pdf (erişim tarihi: 20.12.2015)
126 Eşit Muamele Kurumu’nun tanıtıcı broşürü için bkz. http://www.egyenlobanasmod.hu/data/EBH_Altalanos2_ENG.pdf (erişim
tarihi: 20.12.2015)
127Macaristan Eşit Muamele Kurumu (2015), Report on the activity of the Equal Treatment Authority in 2014, Budapeşte.
Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.egyenlobanasmod.hu/app/webroot/files/img/articles/8745bda54b1ed94d06475a
f17cb3a40f/EBH_besz%C3%A1mol%C3%B3_2014_angol.pdf (erişim tarihi: 21.12.2015)
128 Eşit Muamele Kurumu’nun Equinet profili için bkz. http://www.equineteurope.org/spip.php?action=telecharger&arg=1017&typ
e=application.pdf (erişim tarihi: 20.12.2015)
129András Kádár (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Hungary
Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz.
http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=785&Itemid=295 (erişim tarihi:
20.12.2015)
33
dair bilgi veremiyoruz ancak Avrupa Ayrımcılıkla Mücadele Alanında Hukuki Uzmanlar Ağı, kurumun her yıl artan iş
yüküne rağmen bütçesinde kayda değer bir artış olmadığına dikkat çekmektedir130. Örneğin, 2013 yılında ve kurumun
aldığı başvuru sayısı bir önceki yıla göre neredeyse iki katına çıkmışken, bütçede personel için ayrılan miktar her iki
yılda da sabit kalmış ve personel artırımına gidilmemiştir.
Macaristan’da Eşit Muamele Kurumu’nun yanı sıra Temel Haklar Komisyoneri/Ombudsmanı131 da 2000/43 sayılı Irk
Ayrımcılığı Direkifi’nin gerektirdiği bazı işleri yapmaktadır. 2011 yılında yürürlüğe giren CXI sayılı Temel Haklar
Komisyoneri Yasası ile yeniden yapılandırılan kurumun, Ulusal Azınlıkların Haklarından Sorumlu Komisyoner
Yardımcısı aracılığıyla ayrımcılıkla ilgili bağımsız araştırmalar yürütmek, bağımsız raporlar yayınlamak ve ayrımcılık
konusunda tavsiyeler sunmak gibi yetkileri vardır. Ayrıca, ırk ve etnik kökene dayalı ayrımcılık mağdurlarından,
sadece kamu kurumları ve kamusal hizmetlerin şikayet edilebildiği başvurular alabilmektedir.
Özetle, Macaristan ve Eşit Muamele Kurumu, hem AB Direktiflerinin uygulanması ve ele aldığı ayrımcılık temellerinin
genişliği bakımından iyi bir örnek oluşturabilir. Yapısı, yetkileri ve yasal çerçevesi itibariyle ECRI gibi uluslararası
mekanizmaların tavsiyelerinde yer alan ve ayrımcılıkla mücadele eden kurumların nasıl olması gerektiğine dair
ilkelerle uyumludur132. Ne var ki, sivil toplumla işbirliği ve iletişim kanallarının sınırlı oluşu ile iş yüküyle orantılı ve
yeterli bütçe ayrılmaması Kurumun etkili işleyişinin önünde engel oluşturabilmektedir.
130András Kádár (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Hungary
Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz.
http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=785&Itemid=295 (erişim tarihi:
20.12.2015)
131 Temel Haklar Komisyoneri/Ombudsmanı Ofisi’nin web sitesi için bkz. http://www.ajbh.hu/en/web/ajbh-en/main_page (erişim
tarihi: 20.12.2015)
132 ECRI beşinci Macaristan raporu için bkz. https://www.coe.int/t/dghl/monitoring/ecri/Country-by-country/Hungary/HUN-CbCV-2015-19-ENG.pdf (erişim tarihi: 20.12.2015)
34
3.8 Slovakya
Yaklaşık beş buçuk milyon kişiden oluşan Slovakya nüfusu, farklı etnik ve dini gruplardan oluşmaktadır. 2011 nüfus
sayımına133 göre ülkedeki en büyük etnik gruplar Slovaklar (80,7%), Macarlar (8,5%), Romanlar/Çingeneler (2%) ve
Çeklerdir (0,6 %). Aynı sayımda herhangi bir dine inandığını belirten yüzde 86,6’nın 18 farklı din ve mezhep grubunu
içerdiği ortaya çıkmıştır134. Bu din ve mezheplerden inanan sayısı bakımından öne çıkanları Roma Katolik Kilisesi,
Yunan Katolik Kilisesi, Evanjelik Kilisesi ve Protestan Kilisesidir.
Slovakya Anayasası’nın135 12. maddesi ayrımcılık yasağı ve eşitliğe ayrılmıştır. Bu maddeye göre herkes onur ve haklar
bakımından eşittir ve kimseye cinsiyet, ırk, renk, dil, din ve inanç, siyasi görüş, ulusal ve toplumsal köken, ulusal ya da
etnik gruba aidiyet, mülkiyet, soy ya da başka bir duruma dayalı olarak ayrımcılık yapılamaz. Ayrıca, anayasanın 36.
Maddesinde çalışanları işyerinde ayrımcılığa karşı koruyan bir hüküm bulunmaktadır. 2004’ten beri Avrupa Birliği
üyesi olan ülkede, yine anayasaya göre, insan hakları ve temel özgürlüklerle ilgili uluslararası sözleşmeler ve bağlayıcı
AB kanunları, ulusal yasalarla bir anlaşmazlık ya da iç hukukta boşluk söz konusu olduğunda doğrudan uygulanabilir.
Slovakya’nın ayrımcılıkla mücadele mevzuatının temel çerçevesini 2004 yılında kabul edilen Bazı Alanlarda Eşit
Muamele ve Ayrımcılığa Karşı Koruma Yasası136 (kısaca Ayrımcılıkla Mücadele Yasası) oluşturmaktadır. Yasada
ayrımcılığın doğrudan ayrımcılık, dolaylı ayrımcılık, taciz, cinsel taciz, mağdurlaşma, ayrımcılık talimatı verme
ve ayrımcılığı kışkırtmayı içerdiği belirtilmiştir. Bu kavramların hepsi yasanın ikinci maddesinde tanımlanmıştır.
Kanunda yasaklanan ayrımcılık temelleri Anayasa’ya oranla biraz daha genişletilmiş ve cinsel yönelim, engellilik, yaş,
suça karışmış olma ya da herhangi bir kabahatinden dolayı insanlara ayrımcılık yapılması yasaklanmıştır. Yasanın
üçüncü maddesine göre, istihdam ve benzeri iş ilişkileri, sosyal güvenlik, sağlık hizmetleri, mal ve hizmetlerin
sağlanması ile eğitim alanında herkes eşit muamele ilkesine bağlı davranmakla yükümlüdür. Eşit muamele ilkesi de
sadece ayrımcılık yapmamayı içermez, ayrımcılığa karşı gerekli tedbirlerin alınmasını da gerektirir.
Ayrımcılıkla Mücadele Yasası, Avrupa Birliği’nin ayrımcılıkla mücadele Direktiflerinin iç hukuka aktarılmasında
temel asgari standartları karşılamasına rağmen hem kapsam hem de uygulama açısından birtakım sorunları
da barındırmaktadır. İlk olarak, yasada sürekli ulusal mevzuatta yer alan kanunlara gönderme yapılmasının ve
bunların ayrımcılıktan korunmanın koşulu gibi sunulmasının uluslararası mevzuatı ve özellikle de Direktifleri
dışarıda bırakacağından ve dolayısıyla da korumanın kapsamını daraltacağından endişe edilmektedir137. Ek olarak,
ayrımcılık vakalarında mağdurlar adına yargı sürecini başlatan sivil toplum örgütlerinin mahkeme masrafları
karşılanmamaktadır138. Bu da, kaynakları kısıtlı olan örgütlerin daha fazla vaka üstlenmelerinin önüne geçmektedir.
Aynı işi yapan avukatlar veya Barolar mağdurlara ödene tazminattan pay alırken ayrımcılıkla mücadele eden örgütlere
bu imkanın tanınmaması, STÖ’leri ayrımcılık davası açmak için avukat tutmak zorunda bırakabilmektedir.Son olarak,
Avrupa Roma Hakları Merkezi’ne göre139 barınma hakkının yasa kapsamında olmaması, özellikle ülkede dezavantajlı
konumda bulunan Romanlara yönelik ayrımcılıkla mücadelenin önüne geçmektedir.
133 Slovakya Cumhuriyeti İstatistik Ofisi’nin hazırladığı 2011 nüfusunun milliyete göre dağılım tablosu için bkz. http://slovak.statistics.
sk/wps/wcm/connect/bd447dc5-c417-48d6-89e1-0a2d60053cf6/Table_10_Population_by_nationality_2011_2001_1991.
pdf?MOD=AJPERES (erişim tarihi: 21.12.2015)
134Slovakya Cumhuriyeti İstatistik Ofisi’nin hazırladığı 2011 nüfusunun dine göre dağılım tablosu için bkz. http://slovak.
statistics.sk/wps/wcm/connect/87ee3f0c-54fd-4647-b083-67c399e68bfb/Table_14_Population_by_religion_2011_2001_1991.
pdf?MOD=AJPERES (erişim tarihi: 21.12.2015)
135Slovakya Anayasası’nın İngilizce metni için bkz. https://www.ustavnysud.sk/ustava-slovenskej-republiky (erişim tarihi:
21.12.2015)
136 20 Mayıs 2004 tarihinde kabul edilen 365/2004 sayılı Bazı Alanlarda Eşit Muamele ve Ayrımcılığa Karşı Koruma Yasası’nın
İngilizce metni için bkz. http://www.snslp.sk/CCMS/files/AntidiskriminacnyZakon_ENG-1.1.2015.pdf (erişim tarihi: 21.12.2015)
137 Janka Debrecéniová ve Zuzana Dlugošová (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and
2000/78/EC: Slovakia Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital
versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=819&Itemid=295
(erişim tarihi: 21.12.2015)
138A.g.e
139 Avrupa Roma Hakları Merkezi (2013), Slovakia: Country Profile 2011-2012, Budapeşte. Raporun dijital versiyonu için bkz.
http://www.errc.org/cms/upload/file/slovakia-country-profile-2011-2012.pdf (erişim tarihi: 21.12.2015)
35
Slovakya’da eşitlik kurumu olarak görev yapan yapı, aynı zamanda ulusal insan hakları kurumu olan Slovak Ulusal
İnsan Hakları Merkezi140’dir. 365/2004 sayılı yasa ile birlikte Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi’ni kuran 308/1993
sayılı kanunda değişiklik yapılarak merkezin görev ve yetkileri ayrımcılıkla mücadeleyi de kapsayacak şekilde
genişletilmiştir. 2004 yılından beri bu alanda çalışan Merkezin başlıca görevleri141 şunlardır:
• Eşit muamele ilkesinin ve Ayrımcılıkla Mücadele Yasası’nın uygulanmasını izlemek ve değerlendirmek
• Slovakya Cumhuriyeti’nde ırkçılık, yabancı düşmanlığı, Antisemitizm hakkında bilgi toplamak ve talep
üzerine bunları sunmak
• Toplumda hoşgörüyü arttırmak amacıyla eğitim faaliyetleri hazırlamak ve bilgilendirme kampanyalarına
katılmak
• Ayrımcılık ve hoşgörüsüzlük mağdurlarına hukuki yardım sağlamak
• Özel ve tüzel kişilerin talebi ya da kendi inisiyatifiyle Ayrımcılıkla Mücadele Yasası kapsamındaki eşit
muamele ilkesinin uygulanmasıyla ilgili konularda uzman görüşü hazırlamak
• Ayrımcılıkla ilgili bağımsız araştırmalar yürütmek
• Ayrımcılıkla ilgili rapor ve tavsiyeler hazırlayıp sunmak
Hukuki destek sağlayan ve farkındalık faaliyetleri yürüten bir kurum olan Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi, eşit
muamele ilkesinin ihlal edildiğine dair iddialarla ilgili aldığı başvurularda verdiği kararlar bağlayıcı değildir ve tavsiye
niteliğindedir. Merkez, ayrımcılık kararı verdiği vakaları yargıya taşıyabilir ve mahkemelerde mağdurları temsil
edebilir. Ne var ki, merkezin de sivil toplum örgütleri gibi mağdurları temsil etme yetkisi asıl mahkemelerle – yani
birinci ve ikinci derece mahkemeler – sınırlıdır142. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi’nde kanuni temsilin mümkün
olmaması, hak arama çabasını yetersiz ve etkisiz bırakabilmektedir. Merkez, ayrıca avukatları aracılığıyla ayrımcılık
başvurularında arabuluculuk yaparak uzlaşma yoluna da gidebilir.
Yıllık faaliyet raporunda143 yer alan bilgilere göre Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi’nin 2014 yılında şahsen ve
posta, eposta ve telefon ile aldığı 2413 başvurudan 1005’i eşit muamele ilkesinin ihlal edildiği iddiasıyla yapılmıştır.
Bununla birlikte, mahkemeye taşınan beş dava takip edilmiştir. Şikayet başvurularının sayısının yüksekliğinin yanında
takip edilen davaların sayısının sadece beş olması, merkezin ayrımcılığa karşı verdiği hukuki mücadele ile ilgili, soru
işaretleri doğurmaktadır. Raporda, maalesef alınan başvuruların kaçının sonuçlandığına dair bilgi bulunmamakta ve
verilen kararların yarattığı sonuçlara yer verilmemektedir.
Başvuruların çoğunun konusu işyerinde taciz ve mobbing olmuştur. Ayrıca, rapora göre, işe alım ve iş sonlandırma
süreçlerinde ayrımcılık ile çalışma koşullarında eşitsizlik de merkezin şikayet başvurularında ilgilendiği önemli
alanlardır. Ele alınan diğer önemli bir konu da özellikle Romanların maruz kaldığı mal ve hizmetlerin sunumunda
eşit muamele ilkesinin ihlali olmuştur. Ulusal İnsan Hakları Merkezi, başvuruları değerlendirirken sadece bilgi ve
belgelerin taraflardan istenmesi ile sınırlı kalmamakta, kararını verirken şikayet konusu olan tarafla yaptığı birebir
toplantılardan da faydalanmaktadır.
Ulusal İnsan Hakları Merkezi, etkisi sınırlı olan kararlarda vurguladığı ilkeleri hem idareciler hem de topluma
yayabilmek amacıyla özel ve tüzel kişilerin talebiyle uzman görüşleri de yayınlayabilmektedir. Bu kapsamda, 2014
yılında hepsi istihdam ile ilgili olmak üzere 11 uzman görüşü yayınlamıştır144.
140 Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi’nin web sitesi için bkz. http://www.snslp.sk/?locale=sk#actual=1 (erişim tarihi: 21.12.2015)
141 Merkezin eşitlik kurumu olarak görev yetkileri ile ilgili detaylı bilgi için bkz. http://www.snslp.sk/?locale=en#menu=2481 (erişim
tarihi: 21.12.2015)
142 Janka Debrecéniová ve Zuzana Dlugošová (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and
2000/78/EC: Slovakia Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital
versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=819&Itemid=295
(erişim tarihi: 21.12.2015)
143 Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi (2015), The Annual Report on the Activities of the Slovak National Centre for Human
Rights 2014, Bratislava. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.snslp.sk/CCMS/files/1THE_ANNUAL_REPORT_ON_
THE_ACTIVITIES_OF_THE_SLOVAK_NATIONAL_CENTRE_FOR_HUMAN_RIGHTS_2014.pdf (erişim tarihi: 21.12.2015)
144A.g.e
36
Merkezin yönetiminden ve faaliyetlerinden Direktör ve Yönetim Kurulu sorumludur. 308/1993 Sayılı Slovak Ulusal
İnsan Hakları Merkezi’nin Kurulmasına dair Yasa’da bu organların oluşumu ve yetkileri düzenlenmiştir145. Direktör,
Yönetim Kurulu tarafından üç yıllığına seçilir. Öte yandan, toplam sayısı dokuz olan Yönetim Kurulu üyelerinin
biri Cumhurbaşkanı, biri Parlamento Başkanı, biri Ombud, biri sivil toplum örgütlerinin aday göstermesi üzerine
Başbakan, biri Çalışma, Sosyal İşler ve Aile Bakanlığı, dördü de dört farklı hukuk fakültesi dekanları tarafından üç
yıllığına seçilir.
303/1993 sayılı yasanın ikinci maddesinde, eşitlik kurumunun bağımsız bir tüzel kişilik olduğu belirtilmektedir.
Ne var ki, Yönetim Kurulu’nun yapısı ve oluşumu bu bağımsızlığın tam olarak hayata geçirilmesinin önünde engel
oluşturabilmektedir. Üyelerin yarısından fazlası kamu idaresi tarafından seçilmekle birlikte, sivil toplum örgütleri
sadece Başbakan’ın atayacağı bir üyenin seçim sürecine dahil olabilme imkanına sahiptir. Ayrıca, Avrupa Ayrımcılıkla
Mücadele Alanında Hukuki Uzmanlar Ağı’nın Slovakya’daki ayrımcılıkla mücadele önlemleri değerlendirdiği 2013
raporuna146 göre, raporun yazıldığı dönemde Merkezin Direktörü ve iki Yönetim Kurulu üyesi, ülkede iktidarda olan
siyasi partinin eski ve yeni milletvekillerinden oluşmaktaydı. Bu durum, üyelerin bağımsız olmadığının göstergesi
olarak değerlendirilmektedir. Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu da Slovakya üzerine yazdığı
dördüncü147 ve beşinci148 dönem izleme raporlarında kurumun ve organlarının bağımsızlığına dair şüphelere dikkat
çekmiş ve ilgili mevzuatın bu sorunları aşacak ve bağımsızlığı sağlayacak şekilde değiştirilmesini tavsiye etmiştir.
Ulusal İnsan Hakları Merkezi’nin faaliyetleri, Slovakya Devleti’nin mali kaynakları ile finanse edilmektedir. Hükümet,
Merkez’in faaliyetlerini yürütebilmesi ve bağımsızlığını sağlayabilmesi için ihtiyaç duyduğu asgari finansal araçları
sağlamakla yükümlüdür. Ancak asgari bütçeyi düzenleyen yasal ve anayasal hiçbir güvence olmadığı için, Devletin yıllık
bütçesini öneren hükümet ile bu öneriyi onaylayan ve hükümeti temsil eden siyasi partilerden oluşan Parlamentoya
karşı mali anlamda bir koruma sağlanmamıştır. Sadece siyasi partilerin karar verici olduğu böyle bir mekanizma, keyfi
bütçe kesintilerine yol açabilir ve Merkez’in siyasi iktidardan bağımsız olup olmadığına dair şüpheleri doğurabilir.
Önceki bölümlerde incelediğimiz eşitlik kurumlarında olduğu gibi, Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi de bütçe
kesintilerinden etkilenmiştir. Hukuki Uzmanlar Ağı’nın raporuna göre 2011 yılında gerçekleşen bütçe kesintisi149,
2007 yılında yapılan Slovakya’da dezavantajlı nüfusun yaşadığı farklı bölgelerde yapılan durum analizi sonucunda
açılan bölge ofislerini olumsuz etkilemiştir. Ofislerde çalışan personelin çalışma saatleri yarıya indirilmiş ve sonuç
olarak ofislerin işleyişi düzensiz hale gelmiştir. Kurumun Bratislava’da yer alan merkez ofisinin yanı sıra şu anda üç
bölgesel ofisi bulunmakta ve her ofiste de sadece bir avukat çalışmaktadır.
145 308/1993 Sayılı Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi’nin Kurulmasına dair Yasa’nın İngilizce metni için bkz. http://www.snslp.
sk/CCMS/files/Act_on_Centre.pdf (erişim tarihi: 21.12.2015)
146 Janka Debrecéniová ve Zuzana Dlugošová (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and
2000/78/EC: Slovakia Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital
versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=819&Itemid=295
(erişim tarihi: 21.12.2015)
147ECRI’nin dördüncü izleme döneminde hazırladığı Slovakya raporu için bkz. http://hudoc.ecri.coe.int/XMLEcri/ENGLISH/
Cycle_04/04_CbC_eng/SVK-CbC-IV-2009-020-ENG.pdf (erişim tarihi: 21.12.2015)
148 ECRI’nin beşinci izleme döneminde hazırladığı Slovakya raporu için bkz. https://www.coe.int/t/dghl/monitoring/ecri/Countryby-country/Slovakia/SVK-CbC-V-2014-037-ENG.pdf (erişim tarihi: 21.12.2015)
149 Equinet’te yer alan profile göre Merkez’in bütçesi 2011 yılında 643.081 €, 2012 yılında da 528.464 € olarak gerçekleşmiştir.
Ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.equineteurope.org/spip.php?action=telecharger&arg=1186&type=application.pdf (erişim
tarihi: 21.12.2015)
37
4. Sonuç ve Değerlendirme
Üçüncü bölümde incelenen sekiz ülke ve bu ülkelerde ayrımcılıkla mücadele alanında çalışan on dört farklı eşitlik
kurumu, bu alanda kabul gören uluslararası ilke ve standartların uygulanmasındaki çeşitliliği ve karşılaşılan sorunları
ortaya koymaktadır. Neredeyse bütün kurumların ve yetkilerinin dayandığı yasaların kapsamı ve ele aldığı ayrımcılık
temelleri Direktiflere uygun olmakla birlikte, özel sektörü de bu kurumların denetimine açmak için daha fazla çaba
gerekmektedir.
Ulusal eşitlik kurumlarının mali ve operasyonel bağımsızlığı, Paris Prensipleri’nin kabul edilmesinden bu yana bütün
insan hakları denetim mekanizmalarının dikkat çektiği bir konudur. İncelenen kurumlardan kimi karar ve tavsiyelerin
bağımsızlığı konusunda ikna edici olurken kimi yönetim organlarında siyasi parti bağlantılı kişilerin yer alması
nedeniyle güvensizlik yaratmaktadır. Ayrıca, ülkelerin hepsinin, belki de ekonomik krizlerin insan haklarına olan
olumsuz etkilerini ve ihlalleri arttıran yönünü gözden kaçırarak, durgunluk dönemlerinde insan hakları kurumlarının
bütçelerinde kesintiye gittiği görülmektedir. Kesintiden ilk etkilene kurumların eşitlik kurumları olması, kanunlarda
iddia edilen bağımsızlık ve özerkliğin tam olarak sağlanamadığının bir göstergesidir. Bağımsızlığın sadece yasalarda
değil, uygulamada da sağlanması için kurumların karar organlarının oluşumu için şeffaf ve izlenebilir kriterlerin
getirilmesi önemlidir. Ayrıca, kurumların bütçelerini güvence altına alacak düzenlemelerin getirilmesi, iş yüklerinin
artabileceği kriz dönemlerinde sürdürülebilirliklerini sağlamak açısından kritiktir.
Eşitlik kurumlarının işleyişlerinin önemli bir parçası olarak kabul edilen şeffaflık, her kurumda farklı düzeyde
gözlemlenmiştir. Kurumların, her yıl düzenli olarak yürütülen faaliyetleri ve yapılan harcamaları açıkladığı yıllık
faaliyet raporu hazırlaması, yetki ve kaynaklarının nasıl kullanıldığını hem resmi denetim organlarının hem de
yurttaşların öğrenmesi açısından önemlidir. Ne var ki, bazı kurumların mali bilgilerine bu raporlarda yer verilmediği
ve bu bilgilerin devletin mali denetim organlarına gönderilen raporlarda yer aldığı belirtilmiştir. Ayrıca, ayrımcılıkla
mücadelenin faaliyetlerden sadece bir bölümünü oluşturduğu kurumlarda bütçenin ve alınan başvuruların faaliyet
alanlarına göre dağılımına yer verilmemektedir. Bu da, kurumun ayrımcılıkla mücadeleye ne kadar kaynak ve zaman
ayırdığını öğrenmemizi engellemiştir. Ek olarak, faaliyet raporlarının sadece ülkenin resmi dillerinde – en fazla
İngilizce’ye tercüme edilerek – yayınlanması da farklı dilde konuşan ve aynı zamanda kuruma başvuru yapma hakkına
sahip kişi ve grupların bilgiye erişimlerini kısıtlamaktadır.
Ulusal insan hakları kurumlarının ve eşitlik kurumlarının verdiği kararların yaptırım gücü ve uygulanıp uygulanmaması
sıkça tartışılan konulardan biridir. Verilen kararların ayrımcılık yapan tarafta karşılık bulup bulmadığını ve herhangi
bir düzenlemeye gidilip gidilmediğini takip etmek de eşitlik kurumlarının görevleri arasında yer almalıdır. Ne yazık
ki, incelenen 14 kurumun çok azı raporlarında böyle bir veriye yer vermiştir. Yarı yargısal olmayan ve kararları tavsiye
niteliğinde olan kurumların ayrımcılık başvuruları sonucu verdiği kararlar taraflarca uygulanmayabilmektedir. Tabii
bu konuda istisnalar da vardır. Örneğin, Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü ağırlıklı olarak hukuki destek ve
farkındalık faaliyetleri yürüten ve tavsiye niteliğinde kararlar veren bir kurum olsa da, kararlarının uygulanma oranının
84% olduğu görülmektedir. Öte yandan, Bulgaristan’daki Ayrımcılığa Karşı Koruma Komisyonu’nun kararları
hukuken bağlayıcı olmasına rağmen diğer kurumlar tarafından uygulanmadığına dair eleştirilerle karşılaşılmaktadır.
Ayrımcılıkla mücadele alanında Avrupa Birliği düzeyinde hazırlanan yasalar ve kurulan yapıları incelerken herhangi
bir karşılaştırma ve kıyaslama yapılmamaya özen gösterilmiştir. Bu yayınla da, her biri farklı özellikte olan ülkeler
ve kurumları iyi ya da kötü örnek olarak mercek altına almak değil, her kurumun yaşadığı özgün problemleri ve
eşitlik kurumlarının bir bütün olarak deneyimlediği genel durumu ortaya koyabilmek amaçlanmıştır. Umuyoruz,
yukarıda yer alan örnekler Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun yasal çerçevesinin oluşturulduğu bu günlerde
tartışmalara katkı sunar.
38
Download