tüketicilerin hastane seçiminde ağızdan ağıza iletişimin etkisi

advertisement
T.C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANA BİLİM DALI
REKLAMCILIK VE TANITIM BİLİM DALI
TÜKETİCİLERİN HASTANE SEÇİMİNDE AĞIZDAN
AĞIZA İLETİŞİMİN ETKİSİ
Nurcan GÜNAY
YÜKSEK LİSANS TEZİ
DANIŞMAN
Yrd. Doç. Dr. İmran UĞUR
KONYA-2014
i
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Öğrencinin
Bilimsel Etik Sayfası
Adı Soyadı
NURCAN GÜNAY
Numarası
094221021004
Ana Bilim / Bilim Dalı
Programı
Tezin Adı
HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM/REKLAMCILIK VE
TANITIM
Tezli Yüksek Lisans
Doktora
TÜKETİCİLERİN HASTANE SEÇİMİNDE AĞIZDAN
AĞIZA İLETİŞİMİN ETKİSİ
Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel
etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik
davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım
kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması
durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.
NURCAN GÜNAY
iii
ÖNSÖZ
Bu çalışmaya başladığımda öğrenci olup bir akademisyen olarak bu çalışmayı
teslim etmenin mutluluğunu öncelikle sizlerle paylaşmak istedim. Bu çalışıma çok
değerli kişilerin katkıları ile ortaya konuldu. Bu çalışmada onların isimlerine yer
vererek tekrar teşekkür etmek istiyorum.
Lisans ve yüksek lisans dönemlerinde engin bilgi ve tecrübeleriyle akademik
gelişmeme büyük bir katkısı olan Doç. Dr. Hüseyin Altunbaş’ a, konunun
belirlenmesi aşamasından tezin tamamlanma sürecine kadar yardımlarını benden
esirgemeyen danışmanım Yrd. Doç. Dr. İmran Uğur’a, manevi desteklerini hiçbir
zaman esirgemeyen Doç. Dr. Nejat Özüpek’e ve Yrd. Doç. Dr. Hasret Aktaş’a,
özellikle anket sorularımın hazırlanması konusunda yardımlarından ve fikirlerinden
yararlandığım Doç. Dr. Kadir Canöz’e, Doç. Dr. Ömer Bakan ve Yrd. Doç. Dr.
Hasan Topbaş’a, analiz konusundaki katkılarından dolayı Doç. Dr. Bünyamin
Ayhan’a ve Yrd. Doç. Dr. Erkan Turan Demirel’e, her zaman maddi ve manevi
desteğiyle yanımda olan çok kıymetli arkadaşlarıma ve aileme özellikle abim Dr.
Cengiz Günay’a, karşılaştığım engeller karşısında verdiğim mücadelede hoşgörüsü
ve verdiği destek ile her zaman yanımda olan bundan sonraki süreçlerde de hep
yanımda olacağına inandığım hayat arkadaşım Kemal Yılmaz’a sonsuz saygı ve
sevgilerimle teşekkür ederim.
Nurcan GÜNAY
Ocak, 2014
iv
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Adı Soyadı
NURCAN GÜNAY
Numarası
094221021004
Öğrencinin
Ana Bilim / Bilim Dalı
HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM/REKLAMCILIK
VE TANITIM
Programı
Tezli Yüksek Lisans
Tez Danışmanı
Yrd. Doç. Dr. İMRAN UĞUR
Tezin Adı
Doktora
TÜKETİCİLERİN HASTANE SEÇİMİNDE AĞIZDAN
AĞIZA İLETİŞİMİN ETKİSİ
ÖZET
Günümüzde hızla yaşanan ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal gelişmeler
önemli gelişim ve değişimler oluşturmuştur. Bu önemli değişim ve gelişim
pazarlama iletişiminde de önemli değişiklikleri beraberinde getirmiştir.
Bilgi
çağında yaşamaktayız ve çok yoğun bir bilgi bombardımanıyla boğuşmaktayız.
Günümüz pazarlarında çok sayıda işletmenin sunmuş olduğu ürün ve hizmet
çeşitliliği tüketicilerin satın alma aşamasında kararsızlık yaşamasına neden
olmaktadır. Bu kararsızlık da tüketicilerin daha bağımsız ve daha objektif bilgi
kaynaklarına yönelmesine neden olmaktadır. Tüketiciler çevrelerinde bulunan
kaynaklardan ürün ve hizmet hakkında bilgi toplamakta ve ağızdan ağıza iletişim
yoluyla elde ettikleri bilgilerin diğer kaynaklara göre daha güvenilir olduğunu
düşünmektedirler.
v
Birçok reklamın abartı içermesi ürün hakkındaki beklentilerin yükselmesine
sebep olmakta, çoğu zaman bu durum müşterilerin hayal kırıklığı yaşamasına yol
açmaktadır. Bu nedenle bireyler artık reklamlara daha şüpheci yaklaşmaktadır. Basılı
reklamların veya TV reklamlarının tüketici üzerindeki etkisini kaybetmesi pazarlama
yöntemlerinde farklı stratejilerin gelişmesini tetiklemektedir (Özer, 2009:1).
Geleneksel pazarlamanın artık güvenli bir yol olmadığı daha çok sayıda şirket için
gittikçe daha az verimli hale geldiğidir. Zaman müşterileri mutlu etmeye odaklanma
zamanı, güvenlerini ve saygılarını kazanma ve sattığınız şeyler hakkında
konuşmalarını söyleme zamanıdır (Sernovitz, 2012:33).
Bu çalışmanın temel amacı sağlık sektöründe henüz yeterince irdelenmemiş
olduğunu düşündüğümüz ağızdan ağıza iletişim kavramını ve bu konunun sağlık
kurumları için ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktır. Bu çalışmanın diğer
amaçları da tüketicilerin hastane seçiminde bulunurken ağızdan ağıza iletişimin etkili
olup olmadığının saptanması ve sağlık kuruluşu tercihinde kimlerin, hangi faktörlerin
etkili olduğu belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada tüketici davranışı ve ağızdan
ağıza iletişim ile ilgili literatür taraması yapılmıştır. Diyarbakır ilinde tesadüfî olarak
seçilen 500 kişi ile yüz yüze anket uygulaması Aralık, 2013 tarihinde
gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler spss programı kullanılarak analiz edilmiş,
tablolaştırılmış ve yorumlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Tüketici Davranışı, Ağızdan Ağıza İletişim WOM (Word of
Mouth), Ağızdan Ağıza Yayılma,
vi
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Adı Soyadı
NURCAN GÜNAY
Numarası
094221021004
Öğrencinin
Ana Bilim / Bilim Dalı
HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM/REKLAMCILIK VE
TANITIM
Programı
Tezli Yüksek Lisans
Tez Danışmanı
Yrd. Doç. Dr. İMRAN UĞUR
Doktora
Effect of Word of Mouth Communication on
Tezin İngilizce Adı
Consumers' Hospital Selection
SUMMARY
The experienced economical, social, cultural and political developments
nowadays have formed important advancements and changes. This important change
and development brought about important alterations in marketing communication.
We are now living at the age of information and wrestling against a very dense
information overload.
In the markets nowadays, the range of product and service presented by too
many businesses cause the consumers to waver at the purchase phase. And this
indecision causes the consumers to face much independent and objective information
sources. The consumers gather information from the sources available in their
surroundings about the product and service and consider the information they
gathered as word of mouth to be much reliable compared to other sources.
vii
As too many advertisements consist exaggerations cause the expectation for
the product to be high, often that case dissappoints the customers. Thus the
individuals are now much distrustful towards advertisements. That the published
advertisements and tale advertisements have lost their effect on the consumer triggers
different strategies to develop in the marketing manners (Özer, 2009:1). The
traditional marketing is no more a reliable way, became less productive progressively
for a great number of companies. It is high time to focus on satisfying customers, to
gain their trust and respect and tell them to talk about the products you sell to them
(Sernovitz, 2012:33).
The main purpose of this study is the term word of mouth communication
that we assumed to be poorly studied and to emphasise how important that case is for
the health institutions. Other purposes of this study are determining if the word of
mouth communication is effective for the consumers to choose their hospital and
who and which factors are the ones to affect the preference of health institution, have
been tried to sort out. Literature review has been carried out in the study about the
consumer behaviors and word of mouth connection. The public survey has been
carried out with 500 people selected incidentally in the province Diyarbakır, at the
date 2013 December. The obtained data has been analyzed, tabulated and interpreted
by means of spss programme.
Keywords: Consumer Behavior, Word of Mouth Communication, Word of Mouth
Spreading.
viii
İÇİNDEKİLER
Bilimsel Etik Sayfası ....................................................................................................i
Tez Kabul Formu ........................................................................................................ ii
Önsöz .......................................................................................................................... iii
Özet..............................................................................................................................iv
Abstract .......................................................................................................................vi
İçindekiler ................................................................................................................. vii
Şekiller ve Tablolar Listesi .........................................................................................xi
Giriş .............................................................................................................................1
BİRİNCİ BÖLÜM
TÜKETİCİ DAVRANIŞI VE TÜKETİCİ SATIN ALMA KARAR
SÜRECİ
1.1. Tüketici Kavramı ..................................................................................... 4
1.2. Tüketici Tercihleri ve Nitelikleri ............................................................. 5
1.3. Tüketici Davranışı .................................................................................... 6
1.3.1. Tüketici Davranışı Özellikleri ................................................... 7
1.3.2. Tüketici Davranış Türleri ...........................................................9
1.4. Tüketici Davranışlarını Etkileyen Faktörler ..........................................10
1.4.1. Kişisel Faktörler .......................................................................11
1.4.1.1. Yaş .............................................................................11
1.4.1.2. Meslek .......................................................................11
1.4.1.3. Gelir ...........................................................................12
1.4.1.4. Eğitim ........................................................................12
1.4.1.5. Yaşam Tarzı ..............................................................13
1.4.1.6. Kişilik .......................................................................13
1.4.2. Psikolojik Faktörler ..................................................................14
ix
1.4.2.1. Öğrenme ....................................................................15
1.4.2.2. Güdülenme ................................................................15
1.4.2.3. Algılama ....................................................................16
1.4.2.4. Tutum ve İnançlar .....................................................16
1.4.3. Sosyo-Kültürel Faktörler ..........................................................17
1.4.3.1. Kültür ve Alt kültür ...................................................17
1.4.3.2. Sosyal Sınıf ................................................................19
1.4.3.3. Referans (Danışma) Grupları ....................................20
1.4.3.4. Aile ............................................................................21
1.4.3.5. Sosyal Rol ve Statü ....................................................22
1.5. Tüketici Satın Alma Karar Süreci ...........................................................23
1.5.1. Tüketici Karar Verme Düzeyleri ..............................................26
1.5.1.1. Yoğun Sorun Çözme Davranışı .................................27
1.5.1.2. Sınırlı Sorun Çözme Davranışı ..................................28
1.5.1.3. Rutin (Otomatik) Satın Alma Davranışı ....................28
1.5.2. Tüketici Satın Alma Karar Süreci Aşamaları ...........................29
1.5.2.1. İhtiyacın ya da Problemin Tanımlanması .................30
1.5.2.2. Bilgi Arama ...............................................................31
1.5.2.3. Alternatiflerin Değerlendirilmesi ..............................32
1.5.2.4. Satın Alma Kararı ......................................................33
1.5.2.5. Satın Alma Sonrası Davranış ....................................33
İKİNCİ BÖLÜM
AĞIZDAN AĞIZA İLETİŞİM
2.1. Ağızdan Ağıza İletişim (WOM-Word of Mouth) Tanımı ......................36
2.2. Ağızdan Ağıza İletişimin Özellikleri ......................................................42
2.3. Ağızdan Ağıza İletişimin Türleri ............................................................43
2.3.1. Olumlu (Pozitif) Ağızdan Ağıza İletişim .................................45
2.3. 2. Olumsuz (Negatif) Ağızdan Ağıza İletişim ............................47
2.4. Ağızdan Ağıza İletişim Süreci ...............................................................49
x
2.4.1. İki Aşamalı İletişim Süreci .......................................................50
2.4.2. Çok Aşamalı İletişim Süreci ....................................................51
2.5. Ağızdan Ağıza İletişim Sürecinin Unsurları ...........................................52
2.5.1. Kaynak .....................................................................................53
2.5.2. Mesaj/Kodlama ........................................................................53
2.5.3. İletişim Kanalı ..........................................................................54
2.5.4. Alıcı (Hedef) ............................................................................54
2.5.6. Geri Bildirim ...........................................................................55
2.5.7. Gürültü .....................................................................................55
2.6. Ağızdan Ağıza İletişim Modelleri ...........................................................59
2.6.1. Buttle Modeli ...........................................................................59
2.6.2. Bansal ve Voyer Ağızdan Ağıza İletişim Modeli ....................57
2.6.3. Haywood Modeli ......................................................................59
2.6.4. Altı Pazar Modeli .....................................................................60
2.6.5. Ağızdan Ağıza İletişim Modeli Olarak Ağızdan Ağıza
Yayılma ..................................................................................61
2.6.5.1. Ağızdan Ağıza Yayılma Seviyeleri ...........................62
2.6.5.2. Ağızdan Ağıza Yayılma Kaynakları .........................65
2.6.5.3. Ağızdan Ağıza Yayılma Konusunda Temel
Gerçekler ....................................................................66
2.7. Ağızdan Ağıza İletişimin Tüketici Satın Alma Karar Sürecindeki
Yeri .........................................................................................................67
2.8. Ağızdan Ağıza İletişim İle İlgili Alt Kavramlar .....................................71
2.8.1. Viral Pazarlama ........................................................................71
2.8.2. Fısıltı Pazarlaması (Buzz Marketing) .......................................72
2.8.3. İnternet Üzerinden Ağızdan Ağıza Pazarlama .........................72
2.9. Ağızdan Ağıza İletişimin En Başarılı Olduğu Sektörler .........................74
2.10. Hizmet Sektöründe Ağızdan Ağıza İletişim .........................................76
2.11. Sağlık Hizmetinde Ağızda Ağıza İletişim İle İlgili Yapılan
Çalışmalar .............................................................................................80
xi
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Tüketicilerin Hastane Seçiminde Ağızdan Ağıza İletişimin Etkisi Üzerine Bir
Araştırma
3.1. Araştırmanın Problemi ............................................................................86
3.2. Araştırmanın Amacı ................................................................................87
3.3. Araştırmanın Önemi ................................................................................88
3.4. Araştırmanın Sorular ...............................................................................88
3.5. Araştırmanın Sınırlılıkları .......................................................................89
3.6. Araştırmanın Yöntemi .............................................................................89
3.7. Evren ve Örneklem .................................................................................90
3.8. Verilerin Analizi .....................................................................................90
3.9. Araştırmanın Bulguları ve Yorumları .....................................................90
3.9.1. Ankete Katılanların Demografik Özelliklerine Ait Bulgular................91
3.9.1.1. Cinsiyete Göre Dağılım..........................................................91
3.9.1.2. Medeni Duruma Göre Dağılım ..............................................91
3.9.1.3. Yaş Göre Dağılım ..................................................................92
3.9.1.4. Mesleki Duruma Göre Dağılım..............................................93
3.9.1.5. Eğitim Durumuna Göre Dağılım............................................93
3.9.1.6. Gelir Durumuna Göre Dağılım ..............................................94
3.9.1.7. Sosyal Güvence Durumuna Göre Dağılım.............................95
3.9.1.8. İkamet Edilen İlçe Göre Dağılım...........................................96
3.9.2. En Fazla Tercih Edilen Sağlık Kuruluşu Frekans Dağılımı..................96
3.9.3.Hastane Tercihinin Belirlenmesinde Etkili Olan Bilgi Kaynaklarının
Frekans Dağılımı .................................................................................97
3.9.4. Deneklerin Yargılara Katılım Frekans Dağılımları ..........................104
3.9.5. Hastane Tercihinin Belirlenmesinde En Önemli Olan Bilgi Kaynağına
Göre Frekans Dağılımı ......................................................................114
3.9.6. Katılımcıların Hastaneyi Tercih Etmesinde Etkili Olan Faktörler.....116
3.9.7. Katılımcıların Hastane Tercihinin Belirlenmesine Yönelik
Betimleyici İstatistikleri ....................................................................119
xii
3.9.8. Hastane Tercihinin Belirlenmesine Etki Eden Bilgi Kaynaklarının Bazı
Değişkenler İle Analizi ....................................................................121
3.9.8.1. Bilgi Kaynakları İle Yaş Arasında Tek Yönlü Anova Testi 121
3.9.8.2. Bilgi Kaynakları İle Gelir Arasında Tek Yönlü Anova Testi ..123
3.9.8.3. Bilgi Kaynakları İle Eğitim Düzeyi Arasında Tek
Yönlü Anova Testi ................................................................123
3.9.8.4. Bilgi Kaynakları İle Cinsiyet Arasında T Testi....................124
3.9.9. Deneklerin İfadelere Katılım Derecelerinin Bazı Değişkenler İle
İlişkisi ....................................................................................125
3.9.9.1. Deneklerin İfadelere Katılım Dereceleri İle Cinsiyet Arasında
T Testi ......................................................................................125
Sonuç .......................................................................................................................126
Kaynakça .................................................................................................................132
Ekler .........................................................................................................................148
xiii
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1. Yoğun, Sınırlı ve Rutin Karar Verme Süreçleri ...........................................27
Şekil 2. Tüketici Satın Alma Karar Süreci ................................................................30
Şekil 3. Ağızdan Ağıza İletişim Türleri .....................................................................44
Şekil 4. İki Aşamalı İletişim Modeli .........................................................................50
Şekil 5. Çok Aşamalı İletişim Modeli ....................................................................... 51
Şekil 6. Ağızdan Ağıza İletişim Süreci ......................................................................52
Şekil 7. Ağızdan Ağıza İletişim Modeli ....................................................................57
Şekil 8. Bansal ve Voyer Modeli................................................................................58
Şekil 9. Ağızdan Ağıza İletişimin Geleneksel Süreci İki Aşamalı Akış ....................59
Şekil 10. Altı Pazar Modeli .......................................................................................60
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1. Tüketici Davranışlarında Görülen Bazı Faaliyetler ..................................... 8
Tablo 2. Yüksek İlgilenim ve Düşük İlgilenimin Karşılaştırılması ..........................26
Tablo 3. Ağızdan Ağıza İletişim İle Pazarlama Bağlamında Ağızdan Ağıza İletişimin
Farklılıkları ................................................................................................43
Tablo 4. Ağızdan Ağıza Yayılma Seviyeleri ............................................................63
Tablo 5. Ağızdan Ağıza Yayılma Kaynakları ...........................................................65
Tablo 6. Katılımcıların Cinsiyete Göre Dağılımı.......................................................91
Tablo 7. Katılımcıların Medeni Durumuna Göre Dağılımı .......................................92
Tablo 8. Katılımcıların Yaşa Göre Dağılımı..............................................................92
Tablo 9. Katılımcıların Mesleki Durumuna Göre Dağılımı.......................................93
Tablo 10. Katılımcıların Eğitim Durumuna Göre Dağılımı.......................................94
Tablo 11. Katılımcıların Gelir Durumuna Göre Dağılımı .........................................95
Tablo 12. Katılımcıların Sosyal Güvence Durumuna Göre Dağılımı........................95
Tablo13. Katılımcıların İkamet Ettiği İlçeye Göre Dağılımı .....................................96
Tablo 14. En Fazla Tercih Edilen Sağlık Kuruluşuna Göre Dağılım ........................97
xiv
Tablo 15. Hastane Tercihinin Belirlenmesinde Etkili Olan Bilgi Kaynaklarına Göre
Dağılım .......................................................................................................98
Tablo 16. Hastane Tercihinin Belirlenmesinde Etkili Olan Bilgi Kaynaklarının
Betimleyici İstatistikleri................................................................................103
Tablo 17. Deneklerin Yargılara Katılım Derecelerine Göre Dağılımı.....................106
Tablo 18. Katılımcıların Yargı İfadelerine Yönelik Betimleyici İstatistikleri .........111
Tablo 19. Hastane Tercihinin Belirlenmesinde En Önemli Olan Bilgi Kaynağı
Dağılımı....................................................................................................115
Tablo 20. Katılımcıların Hastane Tercihinin Belirlenmesine Yönelik Faktör
Analizi......................................................................................................118
Tablo 21. Hastane Tercihinin Belirlenmesine Yönelik Betimleyici İstatistikler .....120
1
GİRİŞ
Günümüzde hızla yaşanan ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal gelişmeler
sonucunda önemli gelişme ve değişmeler olmuştur. Böylesine hızlı değişim ve
gelişim döneminde tüketici ön plana geçmiştir.
Artık günümüzde üreticilerin verdikleri ile yetinen tüketicilerin yerini, kendi
arzu ve isteklerini dile getirerek pazara hakim olma gücüne sahip tüketiciler
almaktadır (Zengin, 2009:2). Bu nedenle işletmeler için, tüketicilerin ilgilerini nasıl
çekecekleri, tüketicilerin mal ve hizmeti nasıl kabul edecekleri ve kullanmayı
sürdürecekleri, nasıl yeni müşteri bulacakları ve müşteri bağlılığı yaratacakları gibi
stratejik sorunlar gittikçe önem kazanmaktadır ve bu önem giderek artmaktadır (Lin
vd. 2003:443).
Günümüz rekabet koşullarında firmaların tüketicilere ulaşması günden güne
daha zor bir hal almaktadır. Çok sayıda firma, çok sayıda ürünle sınırlı sayıdaki
tüketicileri kendi müşterileri
haline
getirmeye
çalışmaktadır.
Bu
nedenle
pazaryerindeki tüketiciler, binlerce pazarlama iletişimi mesajının bombardımanı
altında kalmaktadır. İnternet gibi gelişen teknolojiler aracılığıyla da bu mesajlara
tüketicilerin bulunduğu her ortamda rastlamak mümkün olmaktadır (İslamoğlu ve
Altunışık, 2008:279). Örneğin, ortalama bir kişi her gün basılı reklam; ürün ambalajı;
otobüsler, metrolar, yollar ve radyo panoları; telefon görüşmeleri ve e-mailler;
bloglar; banner reklamları; şirket bültenleri; doğrudan posta; satış temsilcileri;
internet reklam afişleri; broşürler; uçak flamaları; tv reklamları şeklinde yaklaşık 200
ile 1000 arasında satış iletişimine maruz kalmaktadır (Silverman, 2001:57). Bu sayı
Amerika gibi ülkelerde daha da fazladır. Bu da reklamların artık iletişim sürecinde
eskiye oranla daha az dikkat çektiği anlamına gelmektedir. Basılı reklamların veya
TV reklamlarının tüketici üzerindeki etkisini kaybetmesi pazarlama yöntemlerinde
farklı stratejilerin gelişmesini tetiklemektedir (Özer, 2009:1).
2
Tüketicilerin kullandıkları mal ve hizmetler hakkında diğer tüketicilere
yaptıkları tavsiyelere dayanan Ağızdan Ağıza İletişim-WOM (Word of Mouth),
iletişim araçlarının güvenini yitirdiği ve her dakika onlarca reklam bombardımanına
tutulduğu bir ortamda güvenli bir pazarlama elemanı olarak pazarlamacıların ve
tüketicilerin ihtiyaçlarına cevap vermektedir (Şimşek, 2009:1). Özellikle gelişen
iletişim teknolojileri ve bütünleşik bir iletişim ağına dönüşen dünya üzerinde ağızdan
ağıza iletişim, ülke sınırlarının ötesinde de etkin olabilme özelliğine sahip,
tüketiciden tüketiciye hızla akan, tüketicilerin kendi deneyimlerine göndermede
bulundukları ticari kaygıdan arınmış, güvenilirlik unsurunun yüksek olduğu açık uçlu
bir iletişimdir (Zoral Yücebaş, 2010:2). Ağızdan ağıza iletişimin en geniş tanımında,
bir hedef nesne (firma, marka gibi) hakkındaki bilginin, bir kişiden diğerine kişi ya
da diğer iletişim aracıları vasıtasıyla transferi olarak tanımlanmaktadır (Brown vd.,
2005:125). Ağızdan ağıza iletişimin, müşterilerin şirkete yönelik bağlılığını artıran
bir araç olduğu, müşterilerdeki risk ya da belirsizlik hissini ve şüpheyi azalttığı,
tüketici tercihlerini, inançlarını ve şüphelerini etkileyen bir güç olduğu bilinmektedir.
Tüketiciler satın alma kararı verirken reklam ya da diğer ortamlar aracılığıyla
edinilen bilgidense yakınları ve arkadaşları tarafından verilen referans ya da
tavsiyelerden daha büyük oranda etkilenmektedirler (Arora, 2007:55-51). Ağızdan
ağıza iletişim pazarlamacılar tarafından doğrudan etkileme, harekete geçirme ya da
ölçme olmadan bir tüketici ile başka bir tüketici arasında oluştuğundan doğal
olmaktadır (Kozinets vd., 2010:72).
Hizmet işletmelerinin tamamını ilgilendiren, müşterinin isteklerine ve
beklentilerine uygun hizmet sunabilmenin önemi, sağlık hizmetlerinde de söz
konusudur. Sağlık hizmetlerinin müşterileri olan hastalar da, ancak kaliteli olarak
algıladıkları hizmetlerden memnun kalmaktadırlar (Erdem, 2007:1). Günümüzde, her
alanda olduğu gibi sağlık alanında da pazarlarını iyi tanıyan, tüketicinin istek ve
ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak hizmet sunan işletmeler başarılı olmaktadır
Sağlık hizmeti sunan kuruluşlarda pazarlamanın amacı; hedef pazarın tatmin
düzeyini geliştirmek ve tüketicilerin beklentilerini karşılayan daha nitelikli hizmetleri
sunarak
işletme
amaçlarına
ulaşmaktır.
Ancak
pazarlamanın
bu
amacını
3
gerçekleştirebilmesi diğer alanlarda olduğu gibi, sağlık sektöründe de rekabetin
yoğunlaşmasına paralel olarak ortaya çıkmaktadır. Rekabet olmayan ortamda olan
hastaneler istisnai haller hariç talebin arzı aştığı durumlarda tüketicilerine tatminkar
olmayan hizmetler sunarlar. Bu nedenle rekabetin gelişmesine paralel olarak sağlık
sektöründe pazarlama fonksiyonunun önemi artarak, tüketicilerin ihtiyaç ve
isteklerinin ölçülmesi ve tatmin edilmesi ön plana çıkmaktadır (Akkılıç, 2002:204216). Tüketicilerin çok farklı istek ve ihtiyaçlarını karşılamaları sürecinde tüketici ve
tüketici
davranışlarının
bilinmesi,
işletmelerin
müşteri
odaklı
pazarlama
faaliyetlerinin başarısında kaçınılmaz olarak kritik bir rol oynamaktadır (Bargh,
2002:281).
Araştırma üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde tüketici
ve tüketici davranışı, tüketici satın alma davranışlarını etkileyen faktörler, tüketici
satın alma karar süreci ve aşamaları incelenmiş, ikinci bölümde ağızdan ağıza
iletişim, ağızdan ağıza iletişim süreci ve unsurları, ağızdan ağıza iletişim modelleri
ile ilgili literatür taraması yapılmıştır. Bu alanda yapılan başka çalışmaların ilgili
sonuçlarına yer verilmiştir. Çalışmanın son bölümünde ise araştırmanın uygulanması
ve sonuçlarına yer verilmiştir.
4
BİRİNCİ BÖLÜM
TÜKETİCİ DAVRANIŞI VE TÜKETİCİ SATIN ALMA KARAR SÜRECİ
Bir pazarlama stratejisi belirlerken tüketicinin bir ürün ya da hizmet satın
alma davranışını bilmek, satın alma davranışı hakkında fikir sahibi olmak oldukça
önemlidir. Bu nedenle satın alma davranışlarına geçmeden önce tüketici ve tüketici
davranışları kavramları incelenecektir.
1.1. Tüketici Kavramı
Tüketici; Kişisel istek, arzu ve gereksinimleri için “pazarlama bileşenlerini”
satın alan veya alma kapasitesinde olan gerçek bir kişidir (Tek ve Özgül, 2010:163).
Tüketici, bir örgütün hedef pazarında yer alan ve kendine sunulan pazarlama
bileşenlerini kabul eden ya da etmeyen kişi olduğu ve bunların toplamı hedef
pazarını oluşturduğu için işletmelerin pazara yönelik faaliyetlerinde temel
belirleyicidir (İslamoğlu, 2003: 5). Bir başka tanıma göre de tüketiciler ekonomik,
sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını gidermek için mal ve hizmet satın almayı
gerçekleştiren kişilerdir (Erdem, 2006:69). Tüketiciler pazarda mal ve hizmetleri
satın almadaki amaçlarına göre iki büyük gruba ayrılmaktadır. Nihai Tüketiciler;
kişisel veya ailevi ihtiyaçlar için satın alırlar. Endüstriyel ve örgütsel tüketiciler;
kendi üretimlerine katmak veya onu desteklemek, tekrar satmak gibi ekonomik
faaliyetleri sürdürmek için satın alırlar (Mucuk, 1998:74).
Tüketici terimi çoğu zaman müşteri terimi ile karıştırılmaktadır. Tüketici
terimi ile son kullanım amacı ile ürün ve hizmetleri satın alan, kullanan kişi
anlatılmak istenmektedir (Odabaşı ve Barış, 2006:20). Müşteri ise bir işletmeden
sürekli hizmet alan ya da devamlı aynı markayı satın alan tüketicidir (İslamoğlu ve
Altunışık, 2008:5). Tüketici, müşteri, satın alan, kullanan gibi terimlerin benzer
anlamlarda kullanılması, pazarlama kavramının ve uygulamalarının son otuz yılda
yaygınlaşmasının bir sonucu olarak görülebilir (Odabaşı ve Barış, 2006:20).
5
Tüketiciler, pazarı etkileyebilecek güce sahiptirler. Mal ve hizmetlerin
üretimi, dağıtımı ve fiyatlama politikaları hep tüketici davranışına göre
belirlenmektedir. Tüketici, kendisine sunulan çeşitli malların yanında bu mallara
bağlı hizmetleri de beklemektedir (Bişkin, 2010:418). Böylece pazarlama
bileşenlerinin oluşturulmasına kadar olan her aşamada “tüketici” nin yer aldığını
görmek mümkündür.
Günümüzde tüketiciler fiilen üretim sürecine katkıda bulunabilmektedirler.
Örneğin, Chrysler, özel müşteri siparişine bağlı olan bir arabayı 16 günde
üretebilmektedir. Günümüzde işletmelerde bilişim teknolojilerinin yaygın bir
biçimde kullanılması tüketicilerin üreticiler ile daha fazla etkileşim içinde olmalarına
imkan sağlamaktadır. Bu gelişmelerin sonucunda, işletmelerin müşteri odaklı olması
gerektiği söylenebilir (Bişkin, 2010:417).
1.2. Tüketici Tercihleri ve Nitelikleri
Bir tüketicinin rasyonel bir seçim yapabilmesi için, önce karşılaştığı
alternatifleri tutarlı bir biçimde sıralaması gerekir. Bu sıralama tüketicilerin zevk ve
tercihlerini gösterir. Farklılık gösteren tüketici zevk ve tercihlerini dolayısıyla
tüketicilerin satın alma davranışlarını analiz edebilmek için belirli varsayımlardan
faydalanmak ve incelemeleri, söz konusu varsayımlara dayandırmak zorunluluğu
vardır. İktisatçılar bu varsayımları üç temel başlık altında toplamaktadır (Yaylalı,
2004:66-68):
•
Tercihlerin Tam Olması: Bir tüketicinin farklı mal bileşimlerinden
oluşan iki seçenekle ile karşı karşıya olduğunu varsayalım. Örneğin, mal
demetlerinden birisi 2 elma ve 1 portakaldan, diğeri de 1 elma ve 2
portakaldan oluşsun. Tüketici, birinci seçeneği ikinci seçeneğe tercih
edebilir veya ikinci seçeneği birinci seçeneğe tercih edebilir ve yahut
seçenekler arasında kayıtsız kalabilir.
6
•
Tercihlerin Geçişli ve Tutarlı Olması: Bir tüketicinin farklı mal
demetlerinden oluşan üç mal sepetine sahip olduğunu varsayalım. İlk
sepette 3 portakal ve 1 elma, ikinci sepette 1 portakal ve 3 elma, üçüncü
sepette ise 2 portakal ve 2 elma vardır. Tüketici birinci sepetteki malları
ikinci sepetteki mallara, ikinci sepetteki malları üçüncü sepetteki mallara
tercih etmiş ise, seçeneklerin geçişli ve tutarlı olabilmesi için birinci
sepetteki malları üçüncü sepetteki mallara tercih etmelidir.
•
Bir Malın Çoğunun Azına Tercih Edilmesi: Bir tüketicinin iki mal
sepetinin olduğunu varsayalım. Birinci sepette 3 portakal ve 1 elma, ikinci
sepette 2 portakal ve 1 elma olsun. Tüketici birinci sepetteki malları ikinci
sepetteki malları tercih edecektir. Çünkü birinci sepetteki mallar ikinci
sepetteki mallardan daha fazladır. Bu nedenle mallardan çok olan az olana
tercih edilmelidir. Ancak, bir malın çoğunun azına tercih edilmesi
malların iyi mal olması halinde geçerlidir. Mallar kötü mal ise, kötü malın
azı çoğuna tercih edilir.
1.3. Tüketici Davranışı
Kişinin çevre ile olan etkileşim süreci olarak tanımlanabilen insan davranışı,
temelde tüketici davranışının ana yapısını oluşturur. Her düşünce, duygu ya da eylem
insan davranışının bir parçasıdır.[…] Ancak, tüketici davranışlarının sınırını kişinin
pazar ve tüketim ile ilgili olan davranışları çerçevesinde çizmek gerekir (Odabaşı ve
Barış, 2006: 29).
Tüketici davranışları; bireylerin kendi ihtiyaçlarını ve/veya başkalarının
ihtiyaçlarını karşılayabileceklerini düşündükleri ürün ve hizmetleri değerlendirme,
arama, satın alma, kullanma ve elden çıkarma gibi fiziksel faaliyetleri ve bu
faaliyetleri etkileyen karar verme süreçlerini kapsar (Bozkurt, 2004: 92).
7
Tüketici davranışları bireylerin ihtiyaçları tatmin etmek amacıyla, ürünlerin
seçilmesi, satın alınması ve kullanılmasına yönelik bireysel aktivitelerden oluşur
(Zikmund vd., 1995:124’ ten ak. Kılıç ve Göksel, 2004:2). Bir başka deyişle, tüketici
davranışları, bireylerin ekonomik değeri olan ürün ve hizmetleri elde etmek ve
kullanmalarıyla doğrudan ilgili etkinlikler ve bu etkinliklere yol açan, bu etkinlikleri
belirleyen karar süreçlerdir (Tek ve Özgül, 2010: 164).
Tüketici davranışı, bir tüketicinin nasıl satın aldığından çok daha fazlasını
ortaya koyan bir kavramdır. Tüketicinin, ürünlerden, hizmetlerden ve fikirlerden elde
ettikleri kazançların, tüketimlerin ve tasarrufların yansımasından oluşan bir kararlar
sürecidir (Zikmund vd., 1996:172’ den ak. Durmaz vd., 2011:116). Tüketici
davranışının bir karar işlemi sonucu ortaya çıktığı görüşü, tüketiciyi kişisel olarak ele
alıp, yeni bir sorunla karşılaşan tüketicinin karara nasıl eriştiğiyle ilgilenmektedir
(Karabulut, 1989:17).
1.3.1. Tüketici Davranışı Özellikleri
Her konuda olduğu gibi tüketici davranışlarının incelenmesinde bazı
varsayımları ve özellikleri incelemek gerekmektedir. Tüketici davranışına ait
özellikleri yedi ana başlıkta toplamak mümkündür (Odabaşı ve Barış, 2006:30).
1. Tüketici davranışı bir amacı gerçekleştirmek üzere güdülenmiş bir
davranıştır. Gerçekleştirilmek istenen amaç ise, karşılanmadığında
gerilim yaratan ihtiyaç ve istekleri tatmin etmektir.
2. Tüketici davranışı, ihtiyacın ortaya çıkması, seçim yapma, satın alma ve
kullanma aşamalarını içeren dinamik bir süreçtir.
3. Tüketici davranışı, satın alma öncesi, satın alma ve satın alma sonrası bir
takım
faaliyetleri
gösterilmektedir.
içermektedir.
Bu
faaliyetler
Tablo
1’de
8
Tablo 1. Tüketici Davranışlarında Görülen Bazı Faaliyetler
Satın Alma Öncesi
Satın Alma
Faaliyetler
Faaliyetler
Mağazaları dolaşma
İnternette dolaşma
Satın
almaya
Satın Alma Sonrası
karar Ürünü kullanıma hazırlama
verme
Ürünü kullanma
Diğerlerini gözleme
Hangi marka?
Deneyimini arttırma
Satış elemanı ile görüşme
Ne kadara?
Ödemelerde bulunma
Reklamları izleme
Hangi tür?
Bakımın gerçekleştirilmesi
Hangi ürün?
ünü elden çıkarma
Nereden?
Nasıl?
Ne zaman?
Ürünler hakkında
Ödemeleri düzenleme
Aileye, arkadaşlara anlatma
düşünme
Ayrıntıları halletme
Satıcılara şikâyet
Seçenekleri
Ürünü temin etme
Bir sonraki satın almaya
değerlendirme
Nakliye-Montaj
hazırlanma
Bilgi kazanma
Önerileri alma
Kaynak: (Odabaşı ve Barış, 2006: 33).
4. Tüketici davranışı karmaşıktır ve zamanlama açısından farklılıklar gösterir.
5. Tüketici davranışı sürecinde farklı roller söz konusudur. Tüketici bu rollerden
farklı bileşimler ortaya çıkarabilir.
6. Tüketici davranışı çevre faktörlerden etkilenir. Bir başka deyişle tüketici
davranışı dış faktörlere uyum sağlayabilir veya dış faktörlere göre değişim
gösterebilir.
7.
Tüketici davranışı kişilere göre farklılık gösterir.
9
1.3.2. Tüketici Davranış Türleri
Tekrarlanan tüketim eylemleri, tüketicilerin benzer durumlar karşısında
benzer tüketim davranışlarında bulunmasına neden olabilmektedir. Tüketicilerin
davranışlarında ortaya koyduğu tutumlar itibariyle değişik tüketici davranışları
ortaya çıkmaktadır. Bunlar (Torlak, 2000:102);
•
Ekonomik Tüketici Davranışı: Daha çok sürekli olan ihtiyaçlar ile
aniden ortaya çıkan ihtiyaçlar karşısında, tüketicilerin ekonomik davranış
içerisinde oldukları görülmektedir. Tüketiciler bu tür ihtiyaçlarını sürekli
gidermek zorunda olduklarından, bütçelerini zorlamayacak şekilde hareket
etmek istemektedirler.
•
Rasyonel Tüketici Davranışı: Rasyonel tüketici, genellikle ekonomik
tüketicinin davranışlarına yakın davranışlar sergilese de bazı tüketim
ihtiyaçlarını karşılama konusunda ekonomik tüketiciden ayrılmaktadır.
Rasyonel davranan tüketici, biraz daha pahalı olmasına rağmen, daha uzun
süre kullanabileceği bir ürünü ya da markayı tercih edebilmektedir.
Rasyonel tüketici davranışları, şahsi tüketim eylemlerinden ziyade
genellikle kurumsal tüketim eylemlerinde görülmektedir. Rasyonel tüketici
davranışı gösterme eğiliminde olan insanların eğitim seviyelerinin nispeten
yüksek olması beklenmektedir.
• Faydacı Tüketici Davranışı: Faydacı tüketici davranışı sergileyen
tüketiciler, kendi ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında makul ve meşru
olanı değil, kendilerine daha fazla çıkar sağlayacak olan seçeneği seçmeye
yönelmektedirler. Bazı durumlarda, faydacı tüketim davranışının pek çok
insanı dolaylı yoldan etkileyebilmesi mevcuttur. Bazı doktorların,
kendilerine daha çok faydası dokunan ilaç şirketlerinin ilaçlarını, daha az
yararı olsa bile ilaç alternatifleri arasından hastalarına tavsiye etmesi bu
davranışa örnek olabilmektedir.
•
Duygusal Tüketici Davranışı: Duygusal tüketici davranışı, genellikle
lükse kaçan tüketimler ile haz ve tatmin ihtiyacını gidermeye yönelik
10
tüketim
eylemlerinde
kendini
göstermektedir.
Örneğin,
yardım
kampanyalarına bağışta bulunma duygusal tüketici davranışıdır. Arkadaş
edinme, dertleşme vb. gibi birçok manevi ihtiyacın giderilmesinde de
duygusal hareket tarzı hâkimdir.
•
Sosyal Tüketici Davranışı: Tüketimin toplumsal boyutlarının önemini
kavrayan ve bu eylemi bir araç olarak kullanabilen insanlar, sosyal tüketici
davranışı sergilemektedirler. Bu şekilde davranan insanlar, kendi şahsi
ihtiyaçlarını giderme noktasında bile toplumsal kaynakları israf etmemekte
ve toplumsal değerlere aykırı davranmamaktadırlar.
Bununla birlikte psikologlara göre, tüketiciyi davranışlarına göre belli
gruplara ayırmak mümkünse de; insanın değişken bir yapısı olması nedeniyle tüketici
davranışını çeşitli gruplar içine sokmak mümkün değildir (Bişkin, 2010:419).
1.4. Tüketici Davranışlarını Etkileyen Faktörler
Tüketici gerek birey olarak gerekse sosyal açılardan (çevre, aile, referans
grupları, rol ve statü vb.) birçok faktörün etkisi altındadır. Bu faktörler, tüketicinin
satın alma davranış kararlarını çeşitli biçimlerde etkilemektedir (Ünlüönen ve
Tayfun, 2003:3).
Pazarlamacılar tüketicilerin beklentilerine uygun ürün/hizmetler geliştirmek,
etkili tutundurma faaliyetleri planlamak ve ürün/hizmetler için güçlü rekabet avantajı
sağlayacak pazarlama plan ve stratejileri geliştirmek için tüketicilerin tüketim
kalıplarını, satın alma biçimlerini ve tüketici olarak etkilendikleri psikolojik ve
sosyo-kültürel özellikleri belirlemek zorundadır (Elden vd., 2007:104). Tüketici
ihtiyaçlarının tatmini için etkin olarak çalışan pazarlama sistemi içerisinde
tüketicileri etkileyen ve tüketici davranışlarını belirleyen faktörler bulunmaktadır
(Akat vd., 2006:15). Tüketici davranışlarını etkileyen faktörler kişisel, psikolojik,
sosyal-kültürel faktörler olmak üzere üç temel grupta açıklanmaktadır.
11
1.4.1. Kişisel Faktörler
Tüketicilerin satın alma davranışlarını etkileyen kişisel faktörleri yaş,
meslek, gelir, eğitim durumu, yaşam tarzı ve kişilik olarak sınıflandırabiliriz.
1.4.1.1. Yaş
İnsanların ihtiyaç ve gereksinimlerinin belirlenmesi, satın alma davranış
kalıplarının biçimi ve belli ihtiyaçların ön plana çıkmasında, içinde bulunduğu yaş
grubu önemli bir belirleyici olabilmekte ve bu durum belli ürün ya da hizmetlere
hedef kitlenin yönelme durumunu ortaya çıkarmaktadır (Elden vd., 2007:104).
İnsanların hayatı boyunca ihtiyaçlarının karşılanmasında yaş ve yaşam dönemi
aşamaları büyük rol oynamaktadır. Yaşlı tüketiciler bir markayla ilgili bilgi
birikimlerinden (deneyimlerinden) dolayı o markaya sadık kalabilirken, genç
tüketiciler bunun tersine tüketici bilinçlenmesini gerektirecek bir yaşam döngüsü
sürecindedir (Mittal ve Kamakura, 2001:135-132).
İnsanların farklı yaşlarda farklı hayat tarzları olur. Aynı zamanda, hayat
tarzları ne tür ürün ya da hizmetleri talep edeceklerini belirler. Yiyecek, giysi,
mobilya, eğlence vb. ihtiyaçlar ve istekler tüketicinin yaşıyla yakından ilgilidir.
Örneğin, 15- 20 yaş grubu plak, giysi malları talep ederken; 25- 30 yaş grubu
mesleğe yeni atılanlardan ve aile kuranlardan oluştuğundan, ev eşyalarına talepleri
daha çoktur (Cömert ve Durmaz, 2006:354). Pazarlamacılar, pazar planlarını ve
ürün/hizmetlerini belirlerken bu yaşam dönemlerini göz önünde bulundurmalı ve ona
uygun ürün/hizmet ve pazar planları geliştirmeliler.
1.4.1.2. Meslek
Kişilerin sahip oldukları meslekler, mal ve hizmet üretim ve satışını,
dolayısıyla satın alma davranışını etkiler. Söz gelişi, bilgisayar yazılımı pazarlayan
bir işletme, eczacılar, hekimler, gıda perakendecileri için ayrı ayrı programlar
12
geliştirmek, her bir meslek grubunun ihtiyaç ve isteklerine uygun özellikleri taşıyan
programlar geliştirmek zorundadır (Yükselen, 2000:83).
Meslek, gelir seviyesi doğrultusunda alımlar üzerinde etkili olabileceği gibi
belli alışkanlıklar, yaşam biçimleri, faklılaşan ihtiyaç ve gereksinimler doğrultusunda
da belli ürün ya da hizmetlere yönelmeye sebep olabilir (Erdem, 2006:84). İyi bir
mesleğe sahip olan kişilerin gelir durumu da yüksek olduğundan kaliteli ve daha
yüksek fiyatlı ürünleri tercih etmektedirler (Monroe, 1976:42).
1.4.1.3. Gelir
Gelir düzeyi, tüketicinin satın alma davranışını doğrudan etkileyen çok
önemli bir faktördür. Tüketicilerin kazançları, satın alma gücünün göstergesi
konumundadır. Kullanılabilir gelirlerinin bir bölümü, değişmez yükümlülüklere ve
yaşam için zorunlu ihtiyaçlara harcanmaktadır. Neyin ne ölçüde zorunlu olduğu
kolayca ölçülemez ama ev kirası, yiyecek, giysi, ulaştırma ve sağlık giderleri
değişmez ve zorunlu ihtiyaçlara yapılan harcamalar çıktıktan sonra, geriye kalan
gelir bölümü, isteğe bağlı gelir diye tanımlanmaktadır ve tüketici bu geliri istediği
gibi kullanabilmektedir (Köseoğlu, 2002:103).
Dolayısıyla gelir durumu iyi olan bir kişi, fiyatı ikinci plana atarak kaliteye
önem verecektir. Öte yandan gelir durumu analiz edilirken gelirin kişisel gelir mi
yoksa toplam aile geliri mi olduğu; bu geliri harcarken bireysel kararlar mı yoksa
ortak kararların mı alındığı saptanmalıdır (Kocabaş vd., 2004:104).
1.4.1.4. Eğitim
Eğitim de satın alma davranışını etkileyen diğer bir faktördür. Eğitim düzeyi
yüksek olan bir kimse ile eğitim düzeyi düşük bir kimsenin ürün ve hizmetlere olan
talebi farklılık gösterecektir. Bu nedenle tanıtım ve reklâm faaliyetlerinin ikna etme
açısından etkinliği de farklı olacaktır (Parlak, 2010:58). Eğitim durumu arttıkça
13
bireyler daha karmaşık estetik ürünlere yönelir ve seçimlerini daha dikkatli ve
bilinçli yaparlar (Kocabaş vd., 2004:104).
1.4.1.5. Yaşam Tarzı
Yaşam tarzı terimi, bireylerin değerleri, nerede yaşadıkları, ne yaptıkları, ne
yedikleri gibi günlük yaşantılarının her yönünü kapsayan kişiye ait özel yaşam
biçimidir. Yaşam tarzı bireyin faaliyetlerini, ilgi alanlarını, fikirlerini yansıtır, ayrıca
boş zamanda yapılan faaliyetleri içermektedir (Parlak, 2010:59). Bireyler, aynı
meslekten aynı sosyal sınıftan vs. olsalar dahi farklı yaşam tarzlarına sahip
olabilmektedirler. Farklı yaşam tarzları da birçok satın alma faaliyeti için temel
güdülenmeyi gerçekleştirmektedir (Alnıaçık, 2010:32).
Kişinin arzu ettiği yaşam tarzı ihtiyaç ve tutumunu, tutum da davranışını
etkiler. Kişi satın alma kararını verirken yaşam tarzına uygunluğunu çoğu zaman
bilinçli bir şekilde irdelemez; bu yüzden, yaşam tarzının kişinin satın alma
davranışlarına etkisi çoğu kez örtülü ya da dolaylıdır (İslamoğlu, 2003:147). Farklı
nedenlerden ötürü, insanın yaşam tarzı zamanla değişebilir. Bu değişikliğin
kaynakları şunlar olabilir (Türk, 2004:39):
• Kadının, erkeğin ve ailenin rolündeki değişmeler,
• Toplumsal bakıştan bireyci bakışa ya da tersine bireyci bakıştan toplumsal
bakışa yönelme,
• Muhafazakâr toplum anlayışından açık toplum anlayışına geçiş,
• Ekonomik durumdaki değişmelerden kaynaklanan tasarruf ve harcama
eğilimlerindeki değişme.
1.4.1.6. Kişilik
Kişilik, kişinin iç ve dış çevresiyle kurduğu, onu diğer bireylerden ayırt eden,
tutarlı ve yapılaşmış bir ilişki biçimidir (Koç, 2008:207). Kişilik, genellikle bir
14
kimsenin kendine güven duyması, bağımsız olması, başkalarıyla birlikte olmayı
sevmesi, diğerlerine saygılı olması ve çevresine kolayca alışabilmesi gibi özelliklerle
ifade edilir (Kotler, 2000:170).
Her bireyin kişiliği onun satın alma davranışını etkiler. Kişilik kavramıyla
çevre sorumluluğunu üstlenebilen ve oldukça tutarlı davranmaya götüren psikolojik
özelliklerin ayırt edilmesi ifade edilmektedir. Kişilik, bazı ürün veya marka seçimi
için tüketici davranışı analizinde kullanılmaktadır (Cömert ve Durmaz, 2006:355).
Kişilik, doğru olarak tespit edilebildiği ve kişilik tipleri ile ürün ve marka seçimleri
arasında doğru bir ilişki kurulabildiği takdirde, tüketici davranışlarını analiz etmede
yararlı bir değişken olabilir (Kotler, 2000:170).
Tüketiciler sahip oldukları bu özelliklere göre satın alma davranış biçimlerini
sergilemektedir. Tüketicinin genç veya yaşlı olması, erkek veya kadın olması, evli
veya bekar olması, eğitim durumu ve sahip oldukları meslek tüketicilerin satın alma
davranışlarını etkileyecektir ve farklı demografik özelliklere sahip tüketicilerin satın
alma davranışında sergileyecekleri tutumlar farklı yönlerde olabilecektir (Akkaya,
2012:34).
1.4.2. Psikolojik Faktörler
Psikolojik faktörler; tüketicilerin istekleri, güdüleri, algılaması, tutumu,
öğrenme biçimidir. Bir mal ve hizmetin satılabilmesi onun için bir gereksinmenin var
olması veya uyarılması gerekir. Aynı gereksinmeye sahip iki kişinin benzer bir
davranış sergileyeceği söylenemez. Tüketicilerin hangi markayı seçecekleri, bir saat
için ne kadar para ödeyecekleri, nereden satın alacakları yaşam biçimi ve benzeri
faktörlere bağlı olacaktır (Karafakioğlu, 1997:93). Bu bağlamda bireylerin psikolojik
özelliklerinin bilinmesi, diğer değişkenlerle bir araya geldiğinde, insanların davranış
biçimleri, tüketim kalıpları, tutumları, kanaatleri, inançları hakkında yeterli bilgi
sağlanabilmektedir (Oktay, 2002:41).
15
1.4.2.1. Öğrenme
Davranışlarda meydana gelen kalıcı bir değişiklik olarak tanımlanmaktadır
(Odabaşı ve Barış, 2006:77). Öğrenme motivasyon, uyarı, işaret, tepki ve
kuvvetlendirmenin karşılıklı etkilemesi yoluyla meydana gelmektedir (Topcu,
2006:154). Yani, öğrenme bir şeyin öğrenilmesi, bilgilerin zihne kaydedilmesi ile
kalmayıp o insanın davranışlarının değişmesini de gerektirmektedir. Pazarlama ve
tüketici davranışı açısından öğrenme pazarlama iletişimi aracılığıyla hedef kitlenin
öğrendikleri sonucunda davranışlarını değiştirmesi –reklamı yapılan ürünü satın
alması (veya daha fazla/daha sık alması)- anlamına gelmektedir (Koç, 2008:110).
Bireyler hangi markaları seçeceğine, aldıkları ürünler ile ihtiyaçlarını nasıl tatmin
edeceklerine öğrenme ile karar vermektedirler (Odabaşı, 2002:77).
1.4.2.2. Güdülenme
Güdü, bir davranışı başlatan bu davranışın yön ve sürekliliğini belirleyen içsel
(bireye ait) bir güç olarak tanımlanmaktadır (Aydın, 2004:199). Bir ihtiyacın güdü
olabilmesi için, uyarılması gerekir. Güdü, uyarılmış ihtiyaçtır ve bu ihtiyaç
doyurulmalı, duyulan gerilim azaltılmalıdır. Güdülenme; kişinin içsel ya da dışsal bir
uyaranın etkisiyle eyleme geçmesi, demektir. Uyarıcının kaynağı, içsel-açlık gibi, ya
da dışsal (çevresel) olabilir- bir yiyecek reklamını görmek gibi (Cemalcılar,
1998:58).
Tüketicinin güdülenmesi, satın alma davranışını harekete geçiren, amacını
ortaya koyan ve insanı eyleme yönelten güçtür. Pazarlamacılar bir mal ya da
markanın tüketimini sağlamak için ürünün satın alınmasında rol oynayan güdüleri
tespit edip bu güdüyü uygun ortamlarda tüketiciye sunabilir ve satın alma davranışını
tetikleyebilirler (İslamoğlu, 2003:73-85).
16
1.4.2.3. Algılama
Algılama, duyu organları yardımıyla nesneleri, fikir ve düşünceleri anlamlı
hale getirmektir. Algılama ağırlıklı olarak kişisel nitelikli olup bireyin ihtiyaçlarına,
özelliklerine, değerlerine ve beklentilerine göre değişebilmektedir (İslamoğlu ve
Altunışık, 2008:98)
Birey, söz konusu iletileri ya değiştirerek ya da önceki bilgi birikimleri,
deneyimleri veya amacıyla bütünleştirerek ve yeniden düzenleyerek kabul
etmektedir. Tüketim davranışı da, bireyin çevresini algılama biçimine göre
belirlenmektedir
(Türk,
2004:49-50). Tüketici her gün yüzlerce uyaranla
karşılaşmaktadır. Kişi tüm uyaranları algılayamaz ancak içlerinden en çok dikkatini
çekenleri seçer ya da tüketici pek çok uyaran karşısında kaldığından, sürekli seçim
yapmak durumundadır (Kefe Vural, 2007:58).
1.4.2.4. Tutum ve İnançlar
Tutum, kişilerin kendileri de dâhil olmak üzere nesneleri ve olayları genel
anlamda değerlendirmeleridir. Tutumlar uzun süreli olup zamana karşı dayanıklılık
ve direnç göstermektedirler (Orhan, 2011:30). Pazarlama açısından tutum; bir ürünü
ya da markayı değerlendiren bireyin olumlu ya da olumsuz eğilimini ifade etmektedir
(İslamoğlu, 2003:107). Tutumlar, tüketici algılamalarını ve davranışlarını doğrudan
etkileyen etmenlerdir.
Satın alma kararı verilirken belirli bir tutumun pekiştirilmesi ya da
değiştirilmesini etkilemektedir. Her bireyin alışveriş yerlerine, ürünlere, markalara,
kişilere ve düşüncelere yönelik olumlu ya da olumsuz tutumları vardır.
Pazarlamacılar, farklı pazar bölümlerinin ürünlere ve markalara yönelik tutumlarını
iyi belirleyebilirlerse ve bu tutumlardaki değişmeleri ölçebilirlerse pazarlama
stratejilerinde bunu daha iyi yorumlayıp kullanabilirler (Odabaşı ve Barış, 2006:157).
17
İnanç ise, bireyin kendi dünyasının herhangi bir yönüne ilişkin algı ve
zihinsel yapılanmasının, tek boyutlu olarak örgütlenmesi, bir şeyin veya olaylar
bütününün olduğu gibi kabul edilmesidir (Erdem, 2006:100). Pazarlamacılar
tüketicilerin ürün ve servisler hakkındaki inançlarıyla yakından ilgilenmektedirler.
Bu inançlar ürün ve marka imajlarını yaratmada kullanılmakta ve tüketiciler de ürün
ve marka imajlarına göre hareket etmektedirler (Kotler, 2000:174).
Bireyin satın alma kararlarında, marka seçiminde geniş ölçüde tutum ve
inançlardan etkilendiği birçok araştırma sonucunda belirlenmiştir. Tutumlarda
bireyin geçmişteki deneyimleri, aile ve yakın çevresi ile olan ilişkileri ve aynı
zamanda kişiliği büyük rol oynamaktadır (Fettahlıoğlu, 2008:38).
1.4.3. Sosyo-Kültürel Faktörler
Tüketici davranışlarının şekillenmesi, bu davranışların pazarlama ve reklam
uygulamalarında belirleyici rol oynamasında etkili olan bir diğer faktör de sosyokültürel faktörlerdir. İnsan sosyolojik bir varlık olarak, içinde yaşadığı toplumun
özelliklerinden etkilenmekte ve çoğu kez yaşamını bu etkilenme doğrultusunda
biçimlendirmektedir (Elden vd.,2007:254).
1.4.3.1. Kültür ve Alt kültür
Kültür, insanların yarattığı değer sisteminin, ahlak, sanat, sembol, inanç,
gelenek ve göreneklerin karışımıdır. İnsanın istek ve davranışlarını belirleyen en
temel faktörlerden biridir (Tek ve Özgül, 2010:168). Çünkü hepimiz belli bir toplum
içinde yetişmekteyiz ve değer yargılarımızı, algılarımızı, tercih ve davranışlarımızı
bu toplumsal çevreden ve onun kültürel örüntüsünden edinmekteyiz (Kocabaş, vd.,
1999:124). Kültür insanların yaşam biçimlerini, yaşam biçimleri de tüketim
alışkanlıklarını etkilemektedir. Genel olarak Avrupa ülkelerinde öğlen yemeği
kültürü Türkiye kadar yaygın değildir. Hollanda da pek çok insan hiç öğlen yemeği
yemez. İngiltere de ise, çalışan nüfus öğlen yemeklerini sandviç ve kahve ile
18
geçiştirir. Türkiye de çalışan nüfusun bir kısmı İngilizlerden farklı öğlen yemekleri
yemeyi tercih etmektedir (Koç, 2008:246-247). Tüm kültürler için standart bir
pazarlama karması geliştirmek, yani global pazarlama yapabilmek gerçekten zordur
(Parlak, 2010:67). Kültürel farklılıklar özellikle uluslararası pazarlamacılar için ayrı
bir önem taşımaktadır. Bu nedenle çapraz kültürel araştırmaların önemi büyüktür.
Böylece ülke içerisindeki ve çeşitli ülkelerdeki kültürel değişmeler izlenerek buna
uygun ürün ve hizmetler tasarımlanabilir (Tek ve Özgül, 2010:168)
Kültürün daha iyi anlaşılması için özelliklerini sıralarsak (Erdem, 2006:73;
İslamoğlu, 2003: 160):
• Kültür keşfedilmiş olandır.
• Kültür öğrenilir.
• Kültür gelenekseldir.
• Kültür toplum üyelerince paylaşılan değer ve normlar bütünüdür.
• Kültür zamanla değişebilir.
• Kültür benzerlik olduğu kadar farklılıktır.
Diğer taraftan kültür tüm toplumu kapsamasına rağmen tüm bireylerin aynı
biçimde düşünmeleri, aynı duygularla yaşamaları ve aynı yolda hareket etmeleri
mümkün değildir. Bütün toplumlarda aynı toplumsal değerleri paylaşan, ancak
bunları farklı şekillerle ortaya koyan küçük toplumsal gruplar vardır. Bu gruplara alt
kültür adı verilir (Barış, 2006:233). Alt kültürler sınıflanırken sosyo-ekonomik
seviye (üst sınıf, alt sınıf), etnik gruplar (siyah, Latin Ameikalı), coğrafi bölge
(güney, ortadoğu), yaş (genç, yaşlı), toplum tipi (kentli, köylü), din (Katolik,
Müslüman), politik oluşum vb. içeren birçok farklılık kullanılmaktadır (Peter vd.,
1999:345).
Alt kültür, bir ana kültür içinde kendi değer yargıları, gelenek, görenek ve
davranımlarını sergileyen gruplardan oluşmaktadır. Tüketiciler genellikle hem bir
ana kültürün hem de bir alt kültürün mensubudurlar (Alnıaçık, 2010:29). Örneğin
Türkiye de kentler başta olmak üzere birçok kentte Gaziantep baklavacısı, İzmit
19
Pişmaniyesi, Urfa, Adana Kebapçısı gibi kuruluşlar hem (şehir-ürün) imajını
güçlendiren hem de bu alt kültürleri buluşturan sosyal temas noktaları olmaktadır
(Tek ve Özgül, 2010:169).
Hemen hemen hiçbir pazarda tam anlamı ile ve her yönüyle homojen bir
kültür yoktur. Bir toplumun farklı etnik kökenden, inançtan gelen insanlar tarafından
oluşturulması farklı coğrafik yapıların farklı kültür yaratmalarıdır. Bir kültürü
paylaşan bir birey aynı zamanda o kültürü oluşturan bir alt kültürden
olabileceğinden, pazarlamacı, hedef pazarına uygun olarak geliştireceği pazarlama
stratejilerini hangi alt kültüre ait olan tüketicilere göre düzenlenmesi gerektiğini
bilmelidir (İslamoğlu, 2003:168).
1.4.3.2. Sosyal Sınıf
Tüketici davranışını etkileyen en önemli dış faktörlerden biri olarak kabul
edilmektedir. Sosyal sınıf kişinin toplum içindeki konumudur (Hudson, 2007:47).
Genel anlamda “statü” bir sosyal hiyerarşide kişilerin belli kriterlere göre
derecelendirilmesidir (Odabaşı ve Barış, 2006:295). Sosyal sınıf, bir hiyerarşiye göre
toplum üyelerinin sınıflandırılmasıdır. Bu sınıflama genellikle meslek, gelir seviyesi,
gelirin kaynağı, eğitim, yaşanılan evin tipi, yaşanılan çevrenin yapısı, yaşam biçimi,
aile temeli, değer hükümleri, başarı vb. kriterlere göre yapılmakta ve bu kriterler
açısından benzerlik gösteren bireyler topluca onlara uygun olan sınıfın üyesi olarak
kabul edilmektedir (Sürücü, 1998:24’den ak. Penpece, 2006:36). Sosyal sınıf
bireylerin
satın
alıp
kullandığı
ürünlerin
türünü,
niteliğini
ve
niceliğini
etkilemektedir. Bireyin alışveriş yaptığı mağaza ve alışveriş şekli bile üyesi olduğu
sosyal sınıfın özelliklerine göre farklılık gösterebilmektedir (Fettahlıoğlu, 2008:26).
Farklı sosyal sınıflarda yer alan bireylerin marka tercihleri de farklı olmaktadır.
Belirli grup üyeliklerinde (spor kulübü gibi) diğerleri gibi olabilmenin koşulu aynı
markaları seçmek ve tercih etmektir (Hogg vd., 1998:294). Bu nedenle
pazarlamacılar uygulayacakları pazarlama çabalarını, sunacakları ürün niteliklerini
20
hedef aldıkları sosyal sınıfların niteliklerine ve sınıf üyelerinin tutumlarına göre
ayarlamaktadır (Fettahlıoğlu, 2008:26).
Hedef kitleyi oluşturan sosyal sınıfı tanımak için onun temel özelliklerin de
bilinmesi gerekir. Bir sosyal sınıfın altı temel özelliği vardır (İslamoğlu, 2003:179181):
• Sosyal sınıf statüyü gösterir.
• Sosyal sınıflar hiyerarşik özelliğe sahiptir.
• Sosyal sınıf çok boyutlu ve çok sayıda elemana sahip bir kavramı
oluşturur. Yani tek başına eğitim ya da gelir ölçütlerine göre belirlenemez.
• Sosyal sınıflar davranışı sınırlar. Sınıflar arası etkileşim her sınıfın kendini
tanımlamasından ötürü sınırlıdır.
• Sosyal sınıf homojendir.
• Sosyal sınıf dinamiktir. Birey bir sınıftan diğer sınıfa geçiş yapabilir ve
zamanla sosyal sınıfların önemi değişebilir.
1.4.3.3. Referans (Danışma) Grupları
Grup, bireysel ve karşılıklı amaçlarını gerçekleştirmek amacıyla bir araya
gelen, karşılıklı etkileşimde bulunan iki veya daha fazla kişiden oluşmaktadır
(Kocabaş vd., 2004:122).
Tüketici davranışını etkileyen faktörlerin en önemlilerinden bir tanesi
referans gruplarıdır. Referans grubu kişinin tutumlarını, fikirlerini, değer yargılarını
ve davranışlarını doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen bir insan topluluğudur (Tek
ve Özgül, 2010:171). Belli bir ürün ve hizmetten tatmin olan bir tüketici, bu ürünün
diğer grup üyeleri tarafından satın almasına neden olabilmektedir (Tekin, 2009:88).
Belli grupların üyeleri, benzer biçimde giyinirler, benzer moda aksesuarları
kullanırlar ve benzer saç sitiline sahiptirler. Tüketecekleri ürünleri satın alma kararı
verirken bu kişiler, referans gruplarından etkilenmektedir (Elden vd., 2007:335).
21
Danışma gruplarının bir mal ya da marka hakkındaki düşünceleri, tüketicileri
reklamlardan daha çok etkilemektedir (İslamoğlu, 2003:194).
Danışma grupları, tüketicinin ürünlerden ve markalardan haberdar olmasını;
ürün hakkında inanç ve bilgilerini, ürünü denemesini, ürünü nasıl kullanacağı ve
hangi ihtiyaçlarının tüketilen ürünle karşılanacağını etkiler. Bu etkileri yaparken grup
içinde biçimsel ve biçimsel olmayan iletişim ağını da etkilemektedir (Odabaşı ve
Barış, 2006:229-230).
Danışma grupları kişilerin değer, tutum ve davranışları üzerindeki olumlu
veya olumsuz etkileri kadar kişilerin gruba üyelik ve katılım derecesi bakımından da
sınıflandırılabilir (Kanuk ve Schiffman, 1997:326).
• Bağlantılı gruplar (contactual group): Bireyin üye olduğu veya yüz yüze
ilişkide olduğu ve değer, tutum ve standartlarını onayladığı gruplardır.
• Özenilen gruplar (aspirational group): Bireyin üyesi olmadığı ve yüz
yüze iletişimde bulunmadığı fakat üye olmak istediği gruplardır.
• Reddedilen Gruplar: Birey, bir grubun üyesi olduğu ve yüz yüze iletişim
kurduğu halde grubun değer, tutum ve inançlarını beğenmeyebilir. Bu
yüzden de bu birey aksine bir tutum ve davranış sergileyecektir.
• Kaçınılan Gruplar: Birey bu grubun üyesi olmadığı gibi yüz yüze iletişim
de kurmaz. Grubun değer, tutum ve davranışlarını tasvip etmemektedir.
Dolayısıyla birey kendi tutum ve davranışlarını aksi yönde geliştirecektir.
1.4.3.4. Aile
Aile, anne baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşup toplumu oluşturan en
küçük birimdir. Aile, kişinin tutum ve davranışlarını belirlemek bakımından, diğer
yapılardan daha güçlü bir etkiye sahiptir (Tekin, 2009:88). Aile hem kazanan hem
tüketen bir birim olduğundan tüketim üzerinde önemli bir etkiye sahiptir ve pek çok
ürün grubu için ana hedef kitlesini oluşturmaktadır (Odabaşı ve Barış, 2006:245).
22
Tüketici için, bilgi taşıyıcı ve birincil dereceden bir danışma grubu olan aile,
bireyin satın alma kararlarını pek çok yönden etkilemektedir. Ayrıca aile için yapılan
satın alım kararları da aile bireyleri tarafından yönlendirilmekte; karşılıklı bir
etkileşim oluşturmaktadır (İslamoğlu, 2003:196). Örneğin, bazı ebeveynler,
çocuklarına satın alma kararını ve eylemi gerçekleştirme de serbestlik tanırken,
bazıları ise tersine bağımlılık göstermektedir. Kadının etkin bir konuma sahip olduğu
ailelerde, örneğin mutfak eşyaları, elektronik cihazlar alımında ortak kararlar ağır
basabilmektedir.
Alışverişe
çocuklarını
almadan
çıkan
ebeveynler,
bugün
çocuklarının satın alınan giyecekleri beğenmediklerini görebilmektedir. Hipermarket
alışveriş merkezi gibi satış noktalarının gelişmesinin sonucu, tüm aile bireylerinin
birlikte alışverişe çıktıkları, satın alma kararlarını birlikte verdikleri görülmektedir
(Yükselen, 2000:82).
Toplumsal yaşantıda meydana gelen değişmeler; kadının çalışma hayatına
katılması, belirli alanlarda uzmanlaşması ve dış dünya ile daha fazla ilişki kurması,
ailenin küçülmesi, ailedeki demokratik değişiklik, boş zamanların ev dışında
geçirilmesine ilişkin eğilimler, çocuksuz aile tipinin ve yalnız yaşayan adam
kültürünün yaygınlaşması, aile için yapılan satın almalarda rollerin değişmesine
neden olmaktadır (İslamoğlu, 2003:196). Bu nedenle satın alma kararlarında
farklılıklar görülebilmektedir. Bu farklılıklar, babanın kararlarda üstün olduğu,
annenin kararlarda üstün olduğu veya annenin ve babanın eşit olduğu hatta annenin
ve babanın bağımsız karar verdiği durumlardan kaynaklanabilmektedir. Günümüz
toplumlarında çocuklar da aile içinde etkin karar verici role sahip olabilmektedir
(Erdem, 2006:81).
1.4.3.5. Sosyal Rol ve Statü
Rol; bireyin sosyal grup içindeki hak ve yükümlülüklerine göre sergilemiş
olduğu davranışlara göre tanımlanan bir kavramdır (İslamoğlu, 2003:192). Kişinin
sahip olduğu rol kişiye aynı zamanda statü yüklemektedir (Erdem, 2006:82). Statü;
23
bireyin üstlendiği roller topluluğu, bireyin toplum içindeki yerinin önem sırası olarak
tanımlanmaktadır (İslamoğlu, 2003:191).
Herkes gruplarda, örgütlerde ve kurumlarda bir pozisyona, bir statüye
sahiptir. Her pozisyonla ilgili olarak da kişinin bir rolü -o pozisyon gereği çevrenin
ve kişinin yapılacağı beklentisi içinde olduğu eylemler veya faaliyetler dizisi- vardır.
Arkadaş, öğrenci, işveren, anne, baba gibi kişinin çeşitli rolleri genel olarak
davranışlarını etkilediği gibi satın alma davranışını da etkiler. Örneğin, aile içinde
erkek, aile bireyleri birlikte “ortak hareket” tarzı ortaya koyarken, çalıştığı yerde
mühendis konumu ile grup yöneticisi olabilir (Yükselen, 2000:82).
1.5. Tüketici Satın Alma Karar Süreci
Günümüz pazarlamasında yoğun yaşanan rekabet ortamında işletmeler
pazarda etkili olabilmek ve rekabet üstünlüğü elde edebilmek için tüketicilerin satın
alma karar sürecini öğrenmeleri son derece önemlidir. Çünkü işletmeler satın alma
karar sürecini öğrenip benzersiz bir ürün ve hizmet üreterek, ürün farklılığını ortaya
koyarak tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılar. Böylece işletmeler
rakiplerinden ayrılır, müşterilerini kendilerine bağlı hale getirir ve pazarda daha etkin
konumda olurlar.
Karar vermek günlük yaşamın bir parçasıdır; her birey, her gün, günlük
yaşantısının değişik yönleriyle ilgili sayısız karar vermektedir. Bununla birlikte bu
kararları verirken, sürekli olarak “nasıl” yapacağını ve bu kararın neleri içereceğini
de düşünmektedir. En genel tanımıyla karar; birbirine alternatif olan iki ya da daha
fazla seçenek arasında bir seçim yapmaktır. Her seçim de diğer seçeneklerden
vazgeçmeyi zorunlu kılmaktadır (Kanuk ve Schiffman,
1997:625). Tüketicinin
alacağı kararda ürün ve hizmetin taşımış olduğu risk ya da alternatiflerin fazla olması
satın alacağı ürün ve hizmetle ilgili karar verme sürecini zorlamaktadır. Tüketiciler
kararlarına bir karmaşa yaşadıkları zaman bilgi toplama sürecine girerler.
Tüketicilerin böyle hareket etmesi sadece daha fazla bilgi almak değil aynı zamanda
bir satın almayı gerçekleştirmeyi amaçlamaktır.
24
Yeterince yüksek motive edilen bir kişi arzu ettiği amacına ulaşmak için
gerekli olan girişimlerde bulunacak, amacına ulaşmasına yardımcı olacak ürün ve
hizmetleri satın alma ve kullanma konusunda son derece istekli, heyecanlı olacak ve
kendini sürece verecektir. Tüketiciler bu süreçte karar alırken harcayacakları çabanın
miktarıyla ilgili düzeylerini belirleyen etmen ise ilgilenim olmaktadır (İslamoğlu ve
Altunışık, 2008:91).
İlgilenim Kavramı, tüketici davranışlarındaki önemli olgulardan biridir.
İlgilenim, kişinin ihtiyaçları, değer yargıları ve ilgi alanlarına bağlı olarak herhangi
bir obje/ürüne karşı algıladığı yakınlıktır/alakadır/ilgidir (Zaichkowsky, 1985:343).
Diğer bir ifade ile belirli bir durumda bir uyaran için hissedilen kişisel önem duygusu
ve ilgi düzeyidir (Odabaşı, 2002:121). Kişi izlediği reklam, bir ürün ya da bir satın
alma kararını kendisi ile ilgili olarak algıladığı zaman ilgilenimin varlığından
bahsedilmektedir. Kişi, kendisi ve sayılan bu üç konudan biri/birkaçı arasında bir bağ
hisseder. Reklamı kendisi ile bağlantılı hissederse ona karşı bir tepki göstermeye
motive olur. Ürünü kendi ihtiyaçları ve değerleri ile bağlantılı hissederse ürün
hakkındaki bilgilerle ilgilenir. Satın alma kararı vermesi gerekiyorsa daha dikkatlice
düşünmeye motive olur (Zaichkowsky, 1986:4).
Tüketici ilgileniminde önemli noktalar şunlardır (Wilkie, 1986:351-352’den
ak. Erdoğan, 2009:57).
• Tüketici ile ilgili özel durumlarda ortaya çıkar. Her tür tüketim faaliyeti
belli düzeyde ilgilenim içerir.
• İlgilenimin düzeyi tüketiciye ve duruma göre değişir.
• Kişinin benliği ilgilenimi etkiler. Örneğin, ailesine çok önem veren,
odaların döşenmesinde zevkli ve yaratıcı olmayı isteyen bir ev kadını,
benlik kavramı ile tüm ev dekorasyonunu ilişkilendirmektedir.
• İlgilenim duyguları ve düşünceleri içerir. Göreli önemleri farklılıklar
gösterse bile, ilgilenim hem duyguları hem de düşünceleri belirli düzeyde
içermektedir.
25
• İlgilenimle ilgili çalışmalar, bütün bu durumların nasıl gruplanacağına,
düşünceler ve duygularla ilgili enerjinin nasıl ölçüleceğine ve ilgilenimin
yönünün nasıl belirleneceğine karar vermeyi gerektirmektedir.
İlgilenimin yüksek ve düşük seviyeleri vardır. İlgilenim seviyesinin kişiden
kişiye farklılık göstermesi karar verme ve bilgi arama aktivitelerindeki kişisel
farklılıklara, kişilerin reklama maruz kaldıkları sırada zihinsel olarak pasif ya da aktif
olmalarına, reklamla sunulan bilgiyi işleme miktarına bağlıdır (Laurent ve Kapferer,
1985:41’ den ak. Çakır, 2006:668).
Yüksek İlgilenim, yüksek ilgilenimli alımlar tüketici için önemli olan ve
kişisel olarak onun ilgisini çeken, dolayısıyla alternatifler arasında seçim yapabilmek
için bilgi toplamasına sebep olan alımlardır (Josiam, vd., 2005:136). Yani yüksek
ilgilenim durumu önce tüketicinin o ürüne veya markaya ihtiyacını fark etmesiyle
başlamaktadır, tüketici bu ihtiyacını karşılamaya yönelik bilgi arayışı içine girmekte
ve ardından edinilen bilgiler bağlı olarak bir tutum geliştirmektedir. Eğer, tüketicinin
tutumu olumlu gelişmişse tüketici deneme aşamasına geçmektedir
(Odabaşı ve
Barış, 2006:342-343).
Tüketiciler genelde karmaşık karar vermeyi yüksek ilgilenimli satın
almalarda yaparlar. Yüksek ilgilenim gerektiren satın almalar yüksek miktarda
ekonomik, psikolojik ve performans riski içeren satın almalardır. Ürünün ekonomik
önemi tüketicinin gelirine göre tüketiciden tüketiciye farklılık gösterir. Kimi zaman
ucuz bir ürün, geliri düşük olan bir tüketici için yüksek ekonomik risk içerebilir
(Guiltinan ve Schoell, 1995:134’ten ak. Deneçli, 2009:39-40). Bu nedenle satın
alınacak ürünün önemi ve riski tüketici için arttıkça, tüketicinin satın alma kararı için
ürün veya markayı daha fazla araştırma içine gireceği söylenebilir (Deneçli,
2009:40). İşletmeler bu durumda varsa ürün riskini azaltmalı, ürünün önemini
vurgulamalı ve rakiplerinkinden farklı olmalı ki tüketiciler bu işletmelerin
markalarını satın alabilsin.
26
Tablo 2. Yüksek İlgilenim ve Düşük İlgilenimin Karşılaştırılması
Yüksek İlgilenim
Düşük İlgilenim
Bilgi arayışı etkin bir şekilde yapılır
Bilgi çok azdır veya aranmaz
Bilgiler ayrıntılı bir şekilde değerlendirilir
Değerlendirilmeden kabul edilir ya da elenir
Marka değerlendirmesi ayırıcıdır
Belli belirsiz genellemeler şekilde yapılır
Uzun zaman harcanır
Çok az zaman harcanır
Marka sadakati gelişme olasılığı yüksektir
Marka sadakati gelişme olasılığı zayıftır
Kaynak: (Fill, 1999:103-105).
Düşük İlgilenim, karar alma süreci yine farkına varma ile başlar, ancak
bireylerin bilgi toplama konusunda aktif çabası olmaz, bu nedenle sürekli tekrarlanan
mesajlar ile ürürü denemeye ikna edilmesi gerekir. Tutum, deneme sonucu ortaya
çıkar ve ürün kalitesi iyi ise bağlanma oluşur (Odabaşı ve Barış, 2006:345). Düşük
ilgilenimde tüketiciler dolaylı yöntemlerden etkilenmekte ve mesajın içeriğinde
ziyade reklamın/ortamın, mesajı ileten kişinin çekiciliği, ortamın atmosferi, müzik,
renkler vs. iknayı arttırmaktadır (Arslan ve Bakır, 2010:232).
1.5.1. Tüketici Karar Verme Düzeyleri
Tüketiciler, şimdiki ve gelecekteki ihtiyaçlarını tatmini amacıyla gereken
mal ve hizmetler ilgili olarak pek çok satın alma kararı vermektedir. Satın alma
kararlarının verilmesinde uygulanan başlıca yöntemler şunlardır (Mucuk, 1998:88):
1. Rutin (otomatik) satın alma davranışı
2. Sınırlı sorun çözme (sınırlı karar alma) davranış
3. Yaygın sorun çözme davranışı
Pazarlamacılar, satın alma kararı verme çabalarını kolaylaştırarak tüketicileri
etkilemektedir. Bunun içinde tüketicilerin ihtiyaç ve isteklerine uygun nitelikleri olan
27
malları pazarlarlar, malların niteliklerine ilişkin bilgiler verirler ve malları satın
alınmaya hazır kılarlar (Fırat ve Azmak, 2007:252).
Şekil 1. Yoğun, Sınırlı ve Rutin Karar Verme Süreçleri
(1)
(2)
(3)
Yoğun Sorun Çözümü Sınırlı Sorun Çözümü Rutin Sorun Çözümü
Yüksek İlgilenim
Düşük İlgilenim
Algılanan Risk Yüksek
Algılanan Risk Düşük
Ürün Kategorisinde Az
Ürün Kategorisinde Çok
Deneyim
Deneyim
Sıklıkla Alınmayan
Sıklıkla Alınan
Daha Fazla Zaman
Daha Az Zaman
Daha Yoğun Bilisel Çaba
Daha Az Bilişsel Çaba
Kaynak: (Odabaşı ve Barış, 2006:339).
1.5.1.1. Yoğun Sorun Çözme Davranışı
Yoğun sorun çözme, tüketicinin hakkında çok az bilgiye sahip olduğu,
önemli ve fiyatı yüksek bir malın satın alınmasına karar vermesi durumudur.
Algılanan
risk
düzeyi
yüksektir
(Erbaş,
2006:51).
Tüketiciler,
markaları
değerlendirirken birçok ölçüt kullanmaktadır. Bunun yanında bu tip ürünler sık satın
alınmadığından tüketiciler aşırı şekilde bilgiye gereksinim duymaktadır (Tekin,
2009:84). Yoğun problem çözmede tüketicinin, bilgi için ayrıntılı bir arama yapması
ve alternatifleri kapsamlı bir şekilde karşılaştırması beklenmektedir (Hudson,
2007:55).
Tüketicinin oldukça fazla zaman, çaba ve yatırıma ihtiyacı vardır. Ve daha
fazla risk söz konusudur. Örneğin ev, araba gibi büyük malların satın alımı bu
kategoriye girmektedir. Bu da tüketicinin olabildiğince fazla bilgi edinmeye ve karar
verme kriterinin ne olması gerektiğini oldukça bilinçli ve sistemli olarak düşünmeye
motive olduğu anlamına gelmektedir. Son kararın sadece rasyonel, bilinçli ve
fonksiyonel olarak verildiği söylenemez. Örneğin eğer iki araba benzer teknik
özelliklere, benzer fiyata, benzer satış sonrası hizmete vb. sahipse en son farklılaştığı
28
nokta hangi arabanın komşuları daha çok etkileyeceği şeklinde olabilecektir
(Brassington ve Pettitt, 2000:104).
1.5.1.2. Sınırlı Sorun Çözme Davranışı
Bu durumda tüketici biraz bilgi ve deneyim derecesine sahiptir (Hudson,
2007:55). Daha önceden alınan markayı yeniden satın alma olasılığı yüksek olsa da
bazı yeni şartların öğrenilmesi, diğer markaların üzerinde de durulması söz
konusudur (Mucuk, 1998:89). Daha çok beyaz eşya, mobilya gibi beğenmeli malların
satın alınmasında görülmektedir (Alnıaçık, 2010:39).
Sınırlı problem çözme daha az sıklıkla meydana gelmektedir ve rutin
problem çözmeye nazaran daha temkinli karar vermeyi gerekmektedir. Tüketicinin
gözünde ürünler makul pahalılıktadır ve ürünlerin uzun süre dayanması beklentisi
olduğundan yanlış karar vermedeki risk rutin problem çözmeye oranla daha fazladır.
Sınırlı problem çözme hizmet ürünlerinde de bulunabilir. Örneğin bir tatil satın
alındığında veya bir diş hekimine gidildiğinde tüketicinin doğru kararı vermesi için
bir şansı vardır. Tatile giderken uçakta veya diş hekimi koltuğunda pişman olmak
çok geçtir ve olumsuz sonuçlara neden olabilir. Bu nedenle de doğru seçim ilk
seferde önceden yapılmış iyi bir araştırma sayesinde yapılabilir (Brassington ve
Pettitt, 2000:103).
1.5.1.3. Rutin (Otomatik) Satın Alma Davranışı
Rutin satın alma davranışı, az değerlendirme gerektiren ya da hiç
değerlendirme gerektirmeyen, kısa bir arada test edilen ve denenmiş yinelenen bir
satın almadır (Hudson, 2007:55). Bu tür satın almada marka bağlılığı yüksektir ve
bu nedenle de bilgiye fazla ihtiyaç yoktur (İslamoğlu ve Altunışık, 2008:33). Çünkü
satın alma temelde tatmin edici bir deneyim esas alınarak yapılmaktadır (Hudson,
2007:55). Alıcının yerleşmiş alışkanlıkları vardır. Fazla düşünmeden bir markayı
almaktadır. Çeşitli marka seçeneklerini ve hatta güdülerini pek dikkate
29
almamaktadır. Dolayısıyla fazla bir karar alma sorunu yoktur. Bunlar daha çok düşük
maliyetli, sık satın alınan, rutin ürünler ve hizmetlerdir (Tek ve Özgül, 2010:192).
Tüketici ekmek, sigara, kibrit gibi ürünlerin satın alımlarında rutin bir satın alma
davranışı göstermektedir. Satın alma sonucu finansal zarar, hayal kırıklığı ve sosyal
statüyü zedeleme gibi olumsuz sonuçlara yol açmayan kolay ürünler, çok riskli
olmadığından
tüketiciler
doğru
kararı
verip
vermeme
konusunda
endişe
yaşamamaktadır (Brassington ve Pettitt, 2000:102).
1.5.2. Tüketici Satın Alma Karar Süreci Aşamaları
Tüketiciler satın alma kararı verirken “Ne satın alayım?, Ne kadar satın
alayım?, Nereden satın alayım?, Ne zaman satın alayım?, ve Nasıl satın alayım?”
gibi sorulara cevap arayarak kararlarını vermektedirler. Tüketici satın alma karar
süreci, ihtiyacın ortaya çıkması, bilgi toplama, alternatiflerin belirlenmesi ve
alternatiflerin değerlendirilmesi, satın alma kararırının verilmesi ve satın alma kararı
sonrası değerlendirme safhalarını içermektedir (Koç, 2008:298).
Bu sınıflandırma tüketici karar verme süreci için akılcı bir yaklaşım örneğidir.
Tüketici karar verme süreci için akılcı bir yaklaşım, tatmin edici bir karara ulaşmak
için fonksiyonel ürün özelliklerini ve kullanımını dikkatli bir şekilde değerlendirmeyi
ifade etmektedir. Akılcı hedefler fiyat, büyüklük ya da kapasite gibi ekonomik ya da
nesnel kriterlere dayanmaktadır. Schiffman ve Kanuk’a göre akılcı bir tüketici
kararını, tüketicinin seçenekleri en iyi şekilde tanımlayabildiği faydalar ve
dezavantajlar açısından ürün seçeneklerini doğru bir şekilde sıralama yeteneğine
sahip ve tüketicinin tüm ürün seçeneklerinin bilincinde olması şeklinde
tanımlamaktadır (Ak. Erasmus vd., 2001:83-84).
Tüketicinin satın alma kararı öncesinde, sırasında ve sonrasında hangi
aşamalardan geçtiğini, hangi etmenlerden etkilendiğini ve kararını nelere göre
şekillendirdiğini araştıran ve bu yönde bilgiler sunan söz konusu süreç, üreticilere ve
30
pazarlamacılara dikkat etmeleri gereken hususları açık biçimde işaret etmektedir
(Kitapcı ve Dörtyol 2009:332).
Şekil 2. Tüketici Satın Alma Karar Süreci
İhtiyacın
Tanımlanması
Bilgi Arama
Alternatiflerin
Satın Alma
Satın Alma
Değerlendiril-
Kararı Verme
Sonrası
mesi
Davranış
İçsel
Dışsal
-Ticari
-Mantıksal
Mal
Mal
Olumlu ya da
uyarıcı
uyarıcı
Kaynaklar
Değerlendirme
veya
veya
olumsuz
-Deneyimsel
-Sezgisel
hizmeti
hizmeti
ağızdan
Kaynaklar
Değerlendirme
satın
satın
ağıza iletişim
alma
almama
- Kişisel
Kaynaklar
(Ağızdan
ağıza İletişim)
Kaynak: Kotler ve Armstrong (2004:198).
1.5.2.1. İhtiyacın ya da Problemin Tanımlanması
Tüketici fizyolojik, zihinsel ve dış uyaranlar yardımıyla ihtiyacını fark
etmektedir (Koç, 2008:298). Mevcut durum ile arzulanan durum arasındaki fark, iki
kaynaktan çıkmaktadır. Birincisi, tüketicinin şimdiki durumundaki değişmeler,
ikincisi tüketicinin arzulanan durumundaki değişmelerdir. Bunlar: Tüketim
sonucunda eldeki ürün stokunun azalması, Eldeki ürünün artık işlevini getiremez
durumuna gelmesiyle doğan hoşnutsuzluk, Finansal durumdaki bozulma ve değişme,
Yeni ihtiyaç ve koşulların oluşması, Yeni istekler yaratan koşulların ortaya çıkması,
Yeni ürün fırsatlarının ortaya çıkması, Diğer ürünlerin satın alınmasıyla bir sorunun
varlığı belirlemek olarak sıralanabilmektedir (Odabaşı ve Barış, 2006:350-354).
31
Satın alma karar süreci bir ihtiyacın ortaya çıkmasıyla başlar (Türk, 2004:58).
İhtiyaç, açlık, susuzluk gibi bir ihtiyaç ise bir iç uyarıcı tarafından tetiklenir. Şayet
ihtiyaç, bir arkadaşla konuşulduktan veya bir dondurma reklamı gördükten sonra,
gidip dondurma yeme isteği şeklinde ise bu tür bir ihtiyaç dışsal uyarıcılar tarafından
tetiklenebilmektedir (Kılıçer, 2006:15).
Pazarlamacılar tüketicinin ihtiyaç ve isteklerini çok iyi şekilde belirlemek
zorundadır. Bir işletmenin ayakta kalabilmesi, pazarlama çabalarının boşa
harcanmaması için bu şarttır.
1.5.2.2. Bilgi Arama
Bilgi arama aşaması karar verme sürecinin ikinci aşamasıdır. Ne tip bir satın
almanın problemi çözeceği, nereden ve nasıl sağlanacağı, karara varmak için ne
bilgisine ihtiyaç duyulduğu ve bu bilginin nerden sağlanabileceği sorularının
cevabının verilmesi gerekmektedir (Brassington ve Pettitt, 2000:94). Bazı bilgi
türleri diğerlerinden daha değerlidir. Bilgilerin sadece satın alma kararı vermede
değil ürün hakkında bilgi edinmeye çalışan tüketiciler için yararlı olarak algılandığı
anlamına da gelmektedir (Kaikati, 2010:20).
Tüketici bir ihtiyacın var olduğunu görünce bilgi toplamaya başlamaktadır.
Tüketici çeşitli bilgiler arayacaktır. Bazılarına değinelim: Malların özellikleri,
satıcıların özellikleri, değişik markaların var olup olmadığı ve bunların özellikleri,
garantiler, kullanma bilgileri, fiyatlar vb. (Orhan, 2011:51).
Tüketici genellikle karar alma durumlarının çoğunda formüle edilmesi zor ve
eksik bilgi ile karşı karşıyadır (Erasmus vd., 2001:86). Bilgi tüketicilere birkaç
açıdan yardımcı olmaktadır (Odabaşı ve Barış, 2006:357):
•
Bilgilendikten sonra daha iyi ve kolay karar verilir.
•
Bilgi, yapılacak seçimin algılanan riskini azaltır.
32
•
Bilgilendikten sonra karara güven artar.
•
Bilgi, arzulanan seçenekleri ortaya koyup istenmeyen seçenekleri elemede
faydalı olur.
•
Bilgi; davranışı haklı çıkarmak için, yani egoyu koruyucu bir rol olarak da
kullanılabilir.
Kişi çeşitli kaynaklardan bilgi arama yoluna gider (Kılıçer, 2006:15). Bilgi
toplama da içsel kaynaklar denilen ve bireyin geçmiş deneyim ve öğrenmeleri ile
ilgili bilgilerle, dışsal kaynaklar denilen bireyin ailesi, arkadaşları, tezgahtarlar, satış
temsilcileri, broşürler, raporlar, istatistikler vb.’lere başvurabilmektedirler (Koç,
2008:299). Ağızdan ağıza iletişim kaynakları da tüketicinin bilgi arama sürecinde
faydalanabileceği kişisel kaynaklar arasında yer almaktadır (Kılıçer, 2006:16).
Ağızdan ağıza iletişim, pazarda bilgi aktarmak için etkili bir yaklaşımdır. Bireyleri
karar vermek için harekete geçirmektedir (Xu, 2007:43).
1.5.2.3. Alternatiflerin Değerlendirilmesi
Alternatiflerin Değerlendirilmesi aşaması, bilgi arama aşamasının açıklığa
kavuştuğu ya da tüketicilerin problemleri için potansiyel çözümler tanımladığı zaman
gerçekleşmektedir (Kılıç ve Göksel, 2004:5). Bilgi edinme aşaması sonucunda,
tüketicinin elinde birbiriyle karşılaştırabilecek birçok marka seçeneği olmaktadır. Bu
markaları ürün ve hizmette aradığı özelliklere göre değerlendirmektedir (Tekin,
2009:82). Bu aşama tüketicilerin satın alma sürecinde en çok zorlandıkları ve vakit
harcadıkları aşamadır. Yoğun iletişim içinde olan tüketici, çok fazla alternatifi
değerlendirmek zorunda olduğundan zorlanabilmekte ve süreç uzayabilmektedir.
Marka değerlendirmede tüketiciler hem objektif hem de subjektif kriterler
kullanmaktadırlar. Objektif kriterler ürünün/hizmetin fiyatı, kalitesi, özellikleri,
ürünün ambalajı ve garanti gibi özelliklerdir. Subjektif kriterler ise, tüketicinin
sosyo-ekonomik durumuna bağlı olarak değişebilen, markanın hatırlattığı duygular,
toplumsal ödüller, başkalarını etkileme ve toplumsal statü gibi kriterlerdir (Alnıaçık,
2010:42).
33
Eğer önerilen alternatifin seçilmesi uygun değilse araştırmaya devam edilir.
Alternatiflerin değerlendirilmesinde zaman unsuru da önemlidir. Eğer ihtiyacın
giderilmesi acil değilse sağlıklı bir tercih için daha fazla bilgi toplanabilir. Satın alma
kararı değerlendirmenin sonucu olumlu ise gerçekleşir (Kılıç ve Göksel, 2004:5).
1.5.2.4. Satın Alma Kararı
Alternatif değerlendirmesinden sonra tüketiciler kendilerine en yüksek
derecede tatmin sağlayacak markayı seçmeye karar vermektedir (Fırat ve Azmak,
2007:253). Tüketiciler kendisi için en uygun olan satış noktasına giderek
ürün/hizmeti satın alır. Satın alma noktasına kolay ulaşım, rahatça park edebilme
imkanları, beklemeden, kaliteli ve güler yüzlü hizmet alması gibi sebepler tüketicini
hangi satış noktasından ürün satın alacağı kararını belirleyen önemli faktörlerdir
(Koç, 2008:303).
Bazen beklenmedik durumlar bu kararını uygulanmasını engellemektedir.
Gelirde azalma, işsiz kalma, hastalanma son anda ürün renginde kararsızlık gibi
durumlar yaşanabilmektedir. Böyle anlarda tüketiciler karşılaştıkları riskli durumlara
göre
satın
alma
kararını
erteleyecekler,
değiştirecekler
ya
da
karardan
vazgeçeceklerdir (Kılıç ve Göksel, 2004:5).
1.5.2.5. Satın Alma Sonrası Davranış
Satın alma sonrası davranış aşamasında tüketicinin ürün veya hizmeti
kullanırken, onlardan beklediği yararları ne derecece de elde ettiğini belirlediği
aşamadır. Ürün tüketicilerin beklentilerine uygun çıkarsa, onu tatmin edecektir
(Tekin, 2009:84). Tüketicinin üründen tatmin derecesi, ürünü tekrar satın alıp
almamasını ve diğer tüketicilerle girdiği iletişimde ürünü tavsiye edip etmeyeceğini
belirlemektedir (Fırat ve Azmak, 2007:254).
34
Tüketici, satın alma sonrasında üç durumdan biri ile karşılaşmaktadır
(Odabaşı ve Barış, 2006:387):
• Tatmin olmuştur: (Yeniden aynı marka ya da ürünü satın alma ihtimali çok
yüksektir).
• Kısmen tatmin olmuştur: (Bilişsel çelişki içindedir. Tüketici tatmin
olmuştur ancak iki ya da daha fazla seçenek arasında çelişkiye düşmüştür.)
• Tatmin olmamıştır: (Şikayetçi davranışlar içindedir. Tüketicinin marka
hakkındaki düşünceleri ve tutumları olumsuz bir hale gelmektedir.
Tüketici, ihtiyacı elde edememenin yarattığı bir gerilim içerisine
girmektedir.)
Tüketicinin satın alma sonrası eğilimleri ve davranışları öğrenilerek
pazarlama stratejilerine girdiler sağlanabilmektedir (Odabaşı ve Barış, 2006:394). Bu
nedenle pazarlamacıların işi ürünün satın alınmasıyla sona ermez. Ürünü ya da
markayı satın aldıktan sonra tüketici, satın alma sonrası davranışlar gösterecektir. Bu
aşamada tüketici kararını tekrar gözden geçirmektedir. Böylece belleğindeki
deneyimler setini zenginleştirmekte; ne kadar iyi bir tüketici olduğunu irdelemekte
ve gelecekteki satın almalarla ilgili stratejilerle uyarlamalar yapmaktadır. Bu aşama
tüketicilerin kararlarından ders alma ve öğrenme sürecidir. Çünkü burada tüketici
doğru seçim yapıp yapmadığına göre değerlendirme yapacaktır (Akgün, 2008:50).
Çağdaş pazarlama anlayışında müşteri ile olan ilişkide süreklilik kazanılması
gereklidir. Firmanın ya da belli bir markanın ürününü satın alıp deneyen ancak
üründen veya satış sonrası hizmetlerinden memnun kalmayarak başka bir markayı
tercih eden müşterinin, tekrar işletmeye kazandırılması için yapılacak harcamalar,
potansiyel müşterilere ulaşmak için yapılacak harcamalardan çok daha büyük zaman
ve emek kaybına neden olmaktadır (Parlak, 2010:75). Mevcut müşteriyi korumak
yeni müşteriyi korumaktan daha az maliyetli olmaktadır.
Bu nedenle mevcut
müşterinin sayısını arttırmak, müşterilerle kalıcı, uzun vadeli ve kazançlı ilişkiler
kurarak müşteri sadakati oluşturmak işletmelerin karlarını arttırmak için öncelikli
amaçları olmalıdır. Bu da mevcut müşteriyi memnun etmek, ihtiyaçlarını ve
35
gereksinimlerini karşılamak, müşterinin aynı ürünü tekrar satın almasını ya da
iletişimde bulunduğu kişilere ürünü tavsiye edip etmeyeceğini belirleyecektir.
Bir işletmenin kalıcı bir başarıya ulaşması sahip olduğu tatmin edilmiş
müşteri sayısıyla yakından ilgilidir. Çünkü işletmeyi ayakta tutan ve varlığını
sürdürmesini sağlayan müşterileridir.
36
İKİNCİ BÖLÜM
AĞIZDAN AĞIZA İLETİŞİM
Özellikle gelişen iletişim teknolojileri ve bütünleşik bir iletişim ağına
dönüşen dünya üzerinde Ağızdan Ağıza İletişim, ülke sınırlarının ötesinde de etkin
olabilme özelliğine sahip, tüketiciden tüketiciye hızla akan, tüketicilerin kendi
deneyimlerine göndermede bulundukları ticari kaygıdan arınmış, güvenilirlik
unsurunun yüksek olduğu açık uçlu bir iletişimdir (Zoral Yücebaş, 2010:2).
Müşterilerin satın alma kararı, reklam ya da diğer ortamlar aracılığıyla
edinilen bilgidense yakınları ve arkadaşları tarafından verilen referans ve
tavsiyelerden daha büyük oranda etkilenmektedir (Arora, 2007:51). Tüketicilerin
kullandıkları mal ve hizmetler hakkında diğer tüketicilere yaptıkları tavsiyelere
dayanan Ağızdan Ağıza İletişim-WOM (Word of Mouth), iletişim araçlarının
güvenini yitirdiği ve her dakika onlarca reklam bombardımanına tutulduğu bir
ortamda güvenli bir pazarlama elemanı olarak pazarlamacıların ve tüketicilerin
ihtiyaçlarına cevap vermektedir (Şimşek, 2009:1). Tüketiciler ağızdan ağıza iletişim
ile elde ettiği bilgiye daha çok güvenmekte ve tüketicilerin çok sayıda maruz kaldığı
karmaşık mesaj içinden sıyrılmasında bir çıkış yolu olmaktadır.
2.1. Ağızdan Ağıza İletişim (WOM-Word of Mouth) Tanımı
Ağızdan ağıza kavramı, dünya pazarlama stratejilerinde çok kısa sürede
popüler olmuş ve özellikle pazarlama sektöründe yer alan kişi ve kuruluşların her
geçen gün daha çok odaklandıkları bir kavram özelliğine sahip olmuştur (Şimşek,
2009:25). Son araştırmalara göre, pazarlamacıların 2008’de ağızdan ağıza
iletişimlerine 1.54 milyar $’dan daha fazla harcadıkları ve bu miktarın 2013’ te 3
milyar $’a yükselmesi öngörülmektedir (Kozinets vd., 2010:71).
37
Araştırmacılar ağızdan ağıza iletişim’i çeşitli şekillerde tanımlamaktadır (Sun
ve Qu, 2011:213). Ağızdan ağıza iletişim konusunu inceleyen ilk araştırmacılardan
biri olan Arndt’a (1967:292) göre ağızdan ağıza iletişim “bir ürün, marka veya
hizmet hakkında, bir alıcı ve bir verici arasında gerçekleşen, ticari olmayan, yüz yüze
olan iletişim şeklidir”. Ağızdan ağıza iletişim’i insanların, kullandıkları ya da sahip
oldukları ürünler hakkında deneyimlerini informal şekilde, başka insanlarla paylaşma
süreci olarak tanımlamaktadır (Westbrook, 1987:261). Ağızdan ağıza iletişim’i
tüketicilerin karar alma sürecinde önemli bir rol oynayan kişiler arası etki süreci
olarak tanımlamaktadır (Leonard-Barton, 1985’ten ak. Sun ve Qu, 2011:213).
Ağızdan ağıza iletişim’i, yüz yüze, interaktif, kısa süreli ve spontane olması,
zekice cümle ya da tekerleme özellikleri içermemesi dolayısıyla reklamdan
ayırmaktadır (Stern, 1994’ten ak. Akar, 2009:115). Ağızdan ağıza iletişim; karşılıklı
yarar sağlayan tüketici-tüketici ve tüketici-pazarlamacı iletişimlerini inşa etmenin
bilimi ve sanatıdır (Posey vd., 2009:138). Taraflar arasında gerçekleşen ürün ve
hizmet konulu iletişimin ticari bir amaç gütmemesidir. Ağızdan ağıza iletişim günlük
hayatta kendiliğinden gelişmektedir (İslamoğlu ve Altunışık, 2008:279). Ağızdan
ağıza iletişimde her iki tarafta satıştan doğrudan ticari bir kazanç elde etmemektedir.
Ortada ticari amaç güden bir bilgi kaynağı olmadığı için kişilerarası bir iletişim söz
konusudur.
Ağızdan ağıza iletişim, tüketicilerin mevcut ve/veya potansiyel tüketicileri,
özellikle yakın çevresindeki akraba ve arkadaşlarını, kullandıkları ürün, marka, firma
hakkında kendi yorumları ile bilgilendirmeleri, bu ürün ya da firmayı tavsiye etmeleri
ya da etmemeleri, kullanmaları ya da kullanmamaları için cesaretlendirmeleri ile oluşan
sözlü ve resmi olmayan iletişimlerdir (Marangoz, 2007:396). Ağızdan ağıza iletişim
pazarlamacılar tarafından doğrudan etkileme, harekete geçirme ya da ölçme olmadan
bir tüketici ile başka bir tüketici arasında oluştuğundan doğaldır (Kozinets vd.,
2010:72). Tüketiciler yiyecek ve içecekler, restoranlar, müzik, moda, elektronik,
yatırımlar, gezilecek yerler, filmler, arabalar, sağlık ve diğer konular hakkında
arkadaşları, aile üyeleri, meslektaşları, komşuları vb. ile konuşmaktadır (Karlicek
38
vd., 2010:1) ve tüketiciler yardım almak için genellikle diğer insanlara
güvendiğinden ağızdan ağıza iletişim alışveriş sürecinin merkezinde yer almaktadır
(Kaikati, 2010:1). Ürün ve hizmetlerle ilgili ağızdan ağıza iletişim kişilerin karar
vermesinde güçlü bir etkiye sahiptir. İletilen mesajlar son derece güvenilir ve tarafsız
bir kaynaktan (bizim gibi insanlar) geldiği için de ikna edici olmaktadır (Karlicek
vd., 2010:1).
Her ne kadar kendi kendimize yeterli olduğumuzu ve kendi kararlarımızı
kendimizin
aldığını
düşünsek
bile
aslında
insan
ırkı,
davranışlarımızın,
düşüncelerimizin ve duygularımızın başkalarının yaptıkları, söyledikleri ve
düşündüklerinden çok derinden ve sürekli etkilenmesi üzerine kurulmuştur (Earls,
2009:176).
Literatürde ağızdan ağıza iletişim, ağızdan ağıza yayılma, tavsiye, fısıltı,
kulaktan kulağa iletişim, kulaktan ağıza iletişim, organik ağızdan ağıza iletişim, sanal
ağızdan ağıza iletişim, ağızdan ağıza iletişimle pazarlama olarak da yer almaktadır.
Zaman zaman ağızdan ağıza pazarlama yerine de kullanılmaktadır.
Ağızdan Ağıza İletişimle Pazarlama Birliği (Word Of Mouth Marketing
Association), ağızdan ağıza iletişimle pazarlamayı, ürün ve hizmetlerle ilgili
konuşmak için insanlara bir sebep verme ve bu tarz konuşmanın olmasını
kolaylaştırmak olarak tanımlamaktadır. Ağızdan ağıza iletişimle pazarlama, aslında
ağızdan ağıza iletişim yaratmakla ilgili değildir, bunun pazarlama amaçları içerisinde
nasıl yürütüleceğinin öğrenilmesiyle ilgilidir. Her şeye rağmen ağızdan ağıza iletişim
teşvik edilebilir ve kolaylaştırılabilir. Şirketlerin memnuniyet sağlamak için
müşterilerini dinlemesi, arkadaşlarına "söylemeyi" kolaylaştırması ve bir mal ya da
hizmetin kalitesiyle ilgili bireyleri etkilemeyi garanti altına alması mümkündür. Bu
bağlamda ağızdan ağıza iletişimle pazarlama, kendi deneyimlerini paylaşması için
insanları güçlendirmektedir. Markanın iyiliği için müşteri sesini kullanan ağızdan
ağıza iletişimle pazarlama, aynı zamanda memnun olmayan müşterinin aynı derecede
güçlü olduğunu kabul etmektedir (Womma, 2005).
39
Ağızdan ağıza iletişim ile pazarlama bağlamında ağızdan ağıza iletişim
kavramları değerlendirildiğinde fazla olan pazarlama kelimesinin yaratmış olduğu
fark göze çarpmaktadır. Geleneksel ağızdan ağıza iletişim, bir maksat ve kasıt
olmaksızın yapılan yüz-yüze sözlü iletişimlerdir. Buna karşılık pazarlama
bağlamında ağızdan ağıza iletişim, planlı bir şekilde pazarlama faaliyetinin bir
parçası olarak yapılan ve desteklenen yüz-yüze sözlü iletişimleri içermektedir (Akar,
2009:119).
Ağızdan ağıza pazarlama, insanlara sattığınız şeyler hakkında
konuşmaları için bir sebep sunmak ve bu sohbetin gerçekleşmesini kolaylaştırmak
olarak tanımlamaktadır (Sernovitz, 2012:16).
Bir pazarlama stratejisi veya taktiği olarak kullanılabilen pazarlama
bağlamında ağızdan ağıza iletişim; gerçek ve hilesizdir, insanların ne söylediği ile
ilgilenir ve ağızdan ağıza iletişimin güçlendirilmiş şeklidir. Buna göre aldatıcı ve
sahte olmayıp, reklamın yerine geçmez, mesajı kontrol etmeyi içermez ve şirketlerin
ne söylediği ile ilgili değildir (Gl Market Research, 2007’den ak. Akar, 2009:119).
Tablo 3. Ağızdan Ağıza İletişim İle Pazarlama Bağlamında Ağızdan Ağıza İletişimin
Farklılıkları
Ağızdan Ağıza İletişim
Pazarlama Bağlamında Ağızdan Ağıza İletişim
Pazarlama
Doğal olarak mevcuttur
amaçlı
çalışması
öğrenilmektedir.
Herhangi bir diğer pazarlama şekli gibi hareket
edilebilen, izlenebilen ve planlanabilen yeni bir
uzmanlık alanıdır.
Gerçek
insanlar
arasında Bu konuşmalar içerisine sokulmaya çalışılmaktadır.
doğal konuşmalardır.
Bu yüzden insanlar sizinle ilgili konuşmaktadır.
Bu
konuşmalara
birleşmekte
bunların
içine
Orijinal tüketici
katılmaktadır, fakat herhangi bir şekilde onun temel
konuşmaları hakkındadır
doğruluğunu asla küçük düşürücü, aldatıcı ya da
manupüle edici tarzda değildir
Kaynak: (Sernovitz vd. 2006:4-5’ ten ak. Akar, (2009:119).
40
Ağızdan ağıza iletişimin pazarlamaya uygulanması ile insanlar ürünler,
hizmetler, markalar, şirketler veya reklamlar hakkında konuşarak, birbirlerine olumlu
ya da olumsuz bir şeyler anlatarak pazarlama eylemlerine katılmaktadır. İnsanlar,
kullandıkları ya da satın aldıkları ürün veya hizmetler ya da deneyimler ve markalar
hakkında ağızdan ağıza iletişimle birbirlerine hep tecrübelerini aktarmaktadırlar
(Gülmez, 2011:30).
Tüketiciler ile iletişim kurmada, kitle iletişimin yanında, kişiler arasında oluşan
iletişim de önemli bir yer tutmaktadır. Kitle iletişim araçları ürün/hizmet farkındalığı
yaratmada etkili olurken, tüketicileri ikna etmede kişisel iletişim etkili olmaktadır
(Bayus, 1985: 31’den ak. Avcılar, 2005:335). Kişilerarası etkileşim sosyal psikoloji
alanında çok büyük ilgi toplamıştır ve bireyler tüketiminde, arasında bulunduğu
çeşitli durumlarda seçim yaparken kişilerarası iletişimlerin de bu seçimler üzerinde
etkili olduğunu gösteren yeterli sayıda kanıtlara ulaşılmıştır. Bu etki aynı zamanda
tüketici davranışında da araştırılmıştır ve tüketici davranış modelleri, hem bilgi
verilmesi hem de bilginin araştırılması durumlarında kişilerarası etkileşimi göz
önünde bulundurmaktadır. Deneysel çalışmalar hizmetlerin soyut ve aktif yapısından
dolayı, müşterilerin hizmet bağlamında ağızdan ağıza iletişim olarak bilinen bu
kişilerarası iletişimlere daha çok güvendiklerini göstermektedir (Matos ve Rossi,
2008:578).
Geleneksel pazarlama araçlarının tüketicileri ikna etmede etkinliğini
kaybettiğine işaret etmekte, ağızdan ağıza iletişim toplumda bilgi paylaşımı için
gittikçe arttan yararlı bir kanal haline gelmekte ve önemi giderek artmaya devam
etmektedir (Keller ve Berry, 2003’ten ak. Sun ve Qu, 2011:211). Kurumsal veriler de
tüketici mal ve hizmetlerinin seçiminde ağızdan ağıza iletişim’in önemli olduğunu
göstermektedir çünkü reklamlar inandırıcı değildir (Posey vd., 2009:138). Bugün,
ağızdan ağıza iletişim’in, tüketicilerin bir ürün ve reklama karşı tepkileri üzerinde
önemli bir etkiye sahip olduğu konusunda yöneticiler, pazarlama araştırmacıları ve
sosyologlar arasında fikir birliği bulunmaktadır (Hogan vd., 2004:272). Geleneksel
reklam yara almıştır çünkü tüketiciler ona güvenmemekte, onun iç yüzünü görmekte
41
ve onu duymazdan gelmektedir (Sernovitz, 2012:80). Ağızdan ağıza iletişim,
tüketicilerin deneyimlerine dayalı bilgileri paylaşma isteğinden kaynaklanmaktadır.
Ağızdan ağıza iletişimin her yerde hazır olmasının nedeni hem bilgi göndericisinin
hem de bilgi alıcısının farklı ihtiyaçlarını tatmin etme isteğinden kaynaklanmaktadır
(Mowen ve Minor, 1998:492).
Amerikalı tüketicilerin 3.5 milyarı her gün ağızdan ağıza iletişim
konuşmalarına katılmakta ve bu tüketicilerden bazıları diğer insanları ve
davranışlarını etkilemek için konuşmayı kullanma eğilimindedir (Sun ve Qu,
2011:210). ABD’li tüketicilerin % 40’ından fazlası doktorlar, avukatlar ve oto
tamircileri gibi hizmetler için alışveriş yaptığında diğerlerinin tavsiyelerine
güvenmektedir (Kaikati, 2010:1). Bir pazarlama araştırması şirketinin 1000’in
üzerinde tüketiciyle yaptığı bir diğer araştırmaya, göre Amerikan tüketicilerinin
neredeyse dörtte üçü (%70) yeni aldıkları bir ürünü arkadaşlarına ve ailelerine
tavsiye etmektedirler. Aynı araştırmada katılımcıların yarıdan fazlası (%53) yeni
ürünleri satın alırken bildikleri ve güvendikleri markaları daha çok tercih ettiklerini
belirtmişlerdir. Ayrıca tüketicilerin yeni ürünler hakkında bilgi kaynakları olarak aile
ve arkadaşlar %55 oranla birinci sırada yer alırken, bunu %53 oranla reklam ve %48
oranla mağaza için reklam ve gösteriler izlemektedir (MM, 2004:7’den ak. Kılıçer,
2006:11).
Reklam ve kişisel satış hiçbir şekilde tüketicilerin ürünlerle ilgili bilgiye
ulaştığı tek kaynak değil tüketici pazarında bulunan güçlü “kişilerarası ilişki ağı” da
bu amaçla kullanılmaktadır (Arora, 2007:53). Ağızdan ağıza iletişim tüketiciler
tarafından bilgi aktarımının en etkili kaynaklarından birini temsil etmektedir (Khare
vd., 2011:111).
Satın alma kararlarında ve ürün/marka değerlendirmelerinde
önemlidir ve kişiler arası iletişimin temelini oluşturmaktadır (Grewal, 2003:188’ den
ak. Şimşek, 2009:26). Birey ağızdan ağıza iletişim için bir anahtardır. Belirli bir ürün
için bu bilgi ağı o ürünü satın alan kişiyle başlamaktadır. Bu alıcılar üretici için satıcı
olmaya ve onlar üründen memnun kaldıktan sonra kendi sosyal gruplarında ürün
hakkında atıfta bulunmaya yönelmektedir. Farkında olmadan satıcı gibi davranarak
42
yeni müşterileri belli ürünleri satın almaya zorlayan bir güç haline gelmektedirler. Bu
alıcı-satıcılar son aldıkları ürünlerle ilgili arkadaşlarını ve yakınlarını sık sık teşvik
etmektedir. Onların bu çabaları üretici için güçlü bir satış jeneratörü olarak
kanıtlanabilmektedir (Arora, 2007:53). Akranlar arası ve müşteriler arası “etki”, iş
ile müşteri arasındaki veya iş ile çalışan arasındaki “ikna”dan çok daha önemlidir
(Earls, 2009:176).
2.2. Ağızdan Ağıza İletişimin Özellikleri
Ağızdan ağıza iletişim’in, reklam ve diğer pazarlama iletişimi kaynaklarına
göre davranış üzerinde daha etkin bir role sahiptir buna rağmen fazla ihmal
edilmiştir. Geleneksel iletişim biçimlerinden daha güçlü bir pazarlama aracı
olmasının pazarlamadaki öneminin artmasının çeşitli sebeplerini Silverman şu
şekilde sıralamıştır (Silverman, 2007: 129).
• Objektif ve bağımsızdır. Bu sebeple güvenilirdir ve en dürüst iletişim
aracıdır. Çünkü bilgiyi veren kişi herhangi bir işletmenin reklamını yapan
ve bu yolla kazanç elde eden kişi değildir. Yani karar veren kişi, işletmenin
bakış açısını yansıtmakla menfaati olan bir kişiden bilgi almaktan ziyade
çarpıtılmamış doğruyu bütün bir şekilde ileten üçüncü kişilerden bilgi
almaktadır.
• Bir deneyim paylaşma tekniğidir. Tüketicinin satın alacağı ürünle ilgili o
zamana kadar öğrendikleri bilgi soyut ve bir şekilde gerçek hayattan uzak
olduğudur. Aslında tüketici ürünü kullanarak gerçek hayat deneyimlerini
yaşamak ve düşük risk almak istemektedir. İşte bu noktada ağızdan ağıza
iletişim tüketicinin bu ihtiyacını en iyi karşılayan iletişim biçimidir.
• Kişiye özeldir ve bütünü kapsar. Kişiye özel olmasının sebebi o anda
sohbete katılanlara yönelik olmasıdır. Bir film, bir kitap veya başka bir
ürün hakkında konuşan kişi, karşısındaki kişi hiç tanımadığı veya çok
resmi olduğu birisi değil de, orda onu dinleyen arkadaşı vs. olduğu için bu
deneyimi paylaşır. Yani deneyimi paylaştığı kişi kendine yakın hissettiği
43
kişidir. Bütünü kapsar çünkü kaynak durumundaki kişi karşısındakinin
bütün sorularını cevaplar ve genellikle geçiştirmez.
• Tüketici yönlüdür. Çünkü tüketici kiminle konuşacağını veya kime soru
soracağını kendisi belirleme şansına sahiptir. Ayrıca ağızdan ağıza
iletişimin gerçekleştiği sohbetin içinde yer alıp almamayı kendisi
belirleyebilir. Ağızdan ağıza iletişim yoluyla bilgi elde etme, kişiye çok
büyük zaman kazandırır ve bu iletişim yoluyla bilgi sahibi olmak ve sahip
olunan bilgiyi genişletmek diğer pazarlama türlerine göre daha ucuzdur.
• Ağızdan ağıza iletişimin hızı ve içeriği sınırsızdır. Herhangi bir deneyim
bir kişiyle bile paylaşılsa, bu deneyim büyük bir hızla başkalarına
ulaşmaktadır. Ağızdan ağıza iletişimde sınırlı bilgi değil, kaynağın istediği
boyutta bilgi karşı tarafa aktarılmaktadır.
2.3. Ağızdan Ağıza İletişimin Türleri
Ağızdan ağıza iletişim, kişilerin bir mal ya da hizmet satın alımı sonucu
yaşanılan memnuniyet ya da memnuniyetsizlik düzeyine göre genel olarak olumsuz
(negatif) ağızdan ağıza iletişim ve olumlu (pozitif) ağızdan ağıza iletişim olmak
üzere iki şekilde ortaya çıkmaktadır (Özer, 2009:59).
Şekil 3. Ağızdan Ağıza İletişim Türleri
Olumsuz Ağızdan Ağıza
İletişim
Yokluğu
İletişim (-)
Kötü Hizmet
Olumlu Ağızdan Ağıza
İyi ya da Uygun Hizmet
iletişim (+)
Üstün Hizmet
Kaynak: (Odabaşı ve Barış, 2006: 273).
Sundaram ve arkadaşlarının tüketim deneyimi ve olumlu-olumsuz ağızdan
ağıza iletişimi doğuran sebepler arasındaki ilişkiyi incelediği araştırmasında tüketici
deneyimleri kritik 4 grupta toplanmıştır; ürün performansı, ürün ya da satın alma ile
44
ilgili problemin karşılanması, fiyat/değer algısı ve işgören tutumu/davranışıdır
(Sundaram vd., 1998:528-529).
• Ürün performansı gerek olumlu gerekse olumsuz ağızdan ağıza iletişimi
başlatacak etkiye sahiptir. Bir üründen aşırı memnun kalmak ya da
benzersiz
faydalar
sağlamak
olumlu
ağızdan
ağıza
iletişim
başlatabilirken, ürün performansından kaynaklanan kabul edilemez bir
tüketim deneyimi de tam tersi etki yaratabilir. Örneğin ürünün kısa sürede
bozulması, başka ürünlere zarar vermesi, performansın beklentilerin
altında kalması olumsuz ağızdan ağıza iletişimi başlatabilir. Sundram ve
arkadaşları
araştırmalarında
rapor
edilen
olumlu
ağızdan
ağıza
iletişimlerin %37’sinin, olumsuz ağızdan ağıza iletişimlerin %23’ünün
ürün performansı ile ilgili tüketim dayanımları içerdiğini belirlemişlerdir.
• Sorunla karşılaşılması durumunda şirketin ürünü yenisiyle değiştirmesi,
para iadesinde bulunması veya tamiri için gerekli çabayı göstermesi
tüketicinin firma hakkında başkalarıyla olumlu konuşma eğiliminde
olmasını sağlarken, şikayetlerin yanıtlanmasında geç ya da yetersiz
kalınması, garanti sisteminin işletilememesi, müşterinin suçlu konumuna
düşürülmesi, kabul edilemez, değiştirme ya da iade koşulları öne
sürülmesi de olumsuz ağızdan ağıza iletişim eğilimini arttırmaktadır.
Sundram ve arkadaşları araştırmalarında rapor edilen olumlu ağızdan
ağıza iletişimlerin %21’inin, olumsuz ağızdan ağıza iletişimlerin
%34’ünün problemin karşılanması ile ilgili tüketim dayanımları içerdiğini
belirlemişlerdir.
• Fiyat
değer
(eder)
algısı
da
olumlu
ve
olumsuz
iletişimi
tetikleyebilmektedir. Alınan ürünün makul fiyatta olması, ödenen paraya
göre iyi bir alış veriş olarak görülmesi ya da çok iyi bir indirimden
faydalanıldığının
düşünülmesi
olumlu
ağızdan
ağıza
iletişimi
başlatabilmektedir. Bunun tam tersi ederinin üzerinde para verildiğinin,
45
ödenen bedel karşılığında sunulan kalitenin düşük kaldığının düşünülmesi
olumsuz ağızdan ağıza iletişim için birer sebep teşkil edebilmektedir.
Sundram ve arkadaşları araştırmalarında rapor edilen olumlu ağızdan
ağıza iletişimlerin %19’unun, olumsuz ağızdan ağıza iletişimlerin
%24’ünün fiyat/değer algısı ile ilgili tüketim deneyimleri içerdiğini
belirlemişlerdir.
• İşgörenin davranışları da olumlu ve olumsuz ağızdan ağıza iletişimde
önemli rolü olan faktörlerdir. İşgörenin yardımcı, hasas, arkadaşça
bulunması yaşanan deneyimin olumlu olması ağızdan ağıza iletişimi
olumlu yönde etkilemektedir. Kaba, ilgisiz, küstah bir satıcının yaşanacak
deneyimi olumsuzlaştırması ve sonucunda olumsuz ağızdan ağıza
iletişimi
tetiklemesi
söz
konusudur.
Sundram
ve
arkadaşları
araştırmalarında rapor edilen olumlu ağızdan ağıza iletişimlerin
%23’ünün, olumsuz ağızdan ağıza iletişimlerin %19’unun işgören
performansı ile ilgili tüketim deneyimleri içerdiğini belirlemişlerdir.
2.3.1. Olumlu (Pozitif) Ağızdan Ağıza İletişim
Olumlu ağızdan ağıza iletişim özellikle bir ürün ya da hizmetin satın
alınmasıyla sonuçlanan insanların aralarında yaydıkları bilgi memnuniyetidir.
Olumlu ağızdan ağıza iletişim bir firmanın ürün ve hizmet tanıtımı için özellikle
değerli bir araç olarak kabul edilmektedir (Arora, 200:57).
Sundaram ve arkadaşları, olumlu ağızdan ağıza iletişimi başlatan sebepleri 4
kategoride gruplandırmışlardır (Sundaram vd.,1998:529-530);
• Alturizm: Herhangi bir karşılık beklemeksizin başkaları için bir şeyler
yapmaya alturizm denir. İnsanlar yaşadıkları tüketim deneyimlerinin
diğerleri için de faydalı, bilgilendirici olmasını isteyebilirler. Bu kişiler,
yakın çevrelerindeki insanların tatmin edici bir satın alma yaşamaları için
yardım etme eğilimindedirler.
46
• Ürün İlgisi: Ürünü kullanma ve satın almanın neden olduğu gerilim ya da
heyecana denir. Önem derecesi yüksek olarak algılanan ve ilgi duyulan
ürünler heyecan uyandırır ve olumlu duygular insanları ağızdan ağıza
iletişime yönlendirir.
• Kendini Geliştirme: İnsanlar başkalarının gözünde akıllı, başarılı bir
alışverişçi olduklarının takdir edilmesini isteyebilirler. Bu imajlarını
güçlendirmek için yaşadıkları olumlu satın alma deneyimlerini ağızdan
ağıza iletişimle başkalarıyla paylaşırlar. Burada arzulanan, başkalarınca
takdir edilmek, alışverişteki uzmanlığı sergilemek ve sonuçta bununla bir
statü kazanmaktır.
• Firmaya yardım etmek: Bu etken bir tür alturizm davranışı olmasına
rağmen ağızdan ağıza iletişim ile başkalarına değil, firmaya yardımcı olma
isteği yattığından ayrı bir kategori olarak ele alınmıştır. Bu konuşmalar
mesajın
kaynağını,
belirli
bir
şirket
müşterisi
olduğunu
açıkça
göstermektedir.
Sundaram vd. (1998), insanları olumlu ağızdan ağıza iletişime geçmeye iten
etkenlerin %28,7’sinin alturizm, % 33.3’ünün ürün ilgisi, %20’sinin kendini
geliştirme ve %18’inin firmaya yardım etme isteğinin olduğunu belirtmiştir.
Bazı insanlar ürünler ve hizmetler hakkında konuşmaktan, yeni aldıkları bir
ürünü başkalarına tavsiye etmekten, duydukları hazzı başkalarıyla paylaşmaktan
hoşlanmaktadır. Bu paylaşım sonucu oluşan olumlu ağızdan ağıza iletişim kişilerin
kararlarını etkileyebilmektedir. May 6, 2002, BusinessWeek’de yayınlanan bir
araştırmada, görüşülen kişilerin % 69’u son bir yıl için restoran seçimiyle ilgili karar
verirken en az bir kere olumlu ağızdan ağıza iletişimden faydalandıklarını kabul
etmişlerdir. Aynı araştırmada katılımcıların %36’sı bilgisayar yazılım ve donanımı,
%24’ü elektronik eşya, %22’si seyahat, %18’i otomobil ve %9’u finansal hizmetler
47
ile ilgili satın alma kararlarında olumlu ağızdan ağıza iletişimden etkilendiklerini
belirtmişlerdir (Pruden ve Vavra, 2004:26).
Olumlu ağızdan ağıza iletişim sadece işletmelerin pazarlama harcamalarının
azalmasına sebep olmamakta bunun yanında yeni müşteriler ikna ve cezp edildiği
takdirde işletmenin gelirlerinin artmasını da sağlamaktadır. Starbucks, Cheesecake
Factory, Jet Blue, Harley Davidson gibi işletmeler diğer pazarlama etkinliklerinde
daha az çaba sarf ederek olumlu ağızdan ağza iletişim sayesinde önemli başarılara
ulaşmış işletmelerdir. Bu işletmeler memnun müşterilerinin yardımıyla daha az
reklâm harcamasıyla büyümeye devam etmektedirler (Goodman, 2005:61’den ak.
Şimşek, 2009:31). Çünkü memnun bir müşteri genellikle ürün ve servis hakkında
olumlu bir deneyimini yaklaşık olarak 3-5 kişiye anlatır ve bu fikirler hızlanarak
yayılan çarpıcı bir etkiye yol açmaktadır (Pruden ve Vavra, 2004:27).
Kişilerin olumlu ağızdan ağıza iletişim eğilimlerinin arttırılması, işletmelerin
mal ve hizmetlerinin hedef kitleye tanıtılması açısından önemlidir. Bu sebeple
işletmeler olumlu ağızdan ağıza iletişim düzeyini arttıracak birtakım çabalar içine
girmek durumundadır. Firmalar insanların ürünleri veya kendileri hakkında olumlu
konuşmasını sağlamak için motive edici bazı uygulamalar yapabilir. Örneğin, ücret
alamadan ek bazı ürün ve hizmetler verebilir, fiyat indirimleri, grup indirimleri,
üyelik vb. yapabilir (Karaca, 2010:107).
2.3. 2. Olumsuz (Negatif) Ağızdan Ağıza İletişim
Ağızdan ağıza iletişimde verilen mesajlar her zaman olumlu olmayabilir ya
da başka bir ifadeyle mesaj olumsuz bir içeriğe sahip olabilir (Odabaşı ve Barış,
2006: 273). Tüketicilerin tüketim deneyimleri onlarda nefret duygusu uyandırdığı
zaman, ağızdan ağıza iletişimin içeriği olumsuz olmaktadır (Wetzer vd., 2007:661).
Tüketiciler bir ürün veya hizmetten memnun kalmadıklarında ya ürün veya
hizmeti aldıkları yere şikayet ederler ya da negatif ağızdan ağıza iletişim yoluyla
48
başkalarına bu durumdan bahseder, ürünü almayı keserler ya da hepsini bir arada
yaparlar (Richins,1983’ten ak. İslamoğlu ve Altunışık, 2008:289). Olumsuz ağızdan
ağıza iletişim bir çeşit müşterinin şikâyet davranışı olarak düşünülebilir. Teorisyenler
son zamanlarda memnuniyetsiz müşterilerin ceza olarak bulundukları 3 farklı tepkiyi
kavramsallaştırmışlardır (Buttle, 1998:248) ;
• İlişkiyi kesmek
• Sosyal ağlar yoluyla olumsuz ağızdan ağıza iletişimi başlatmak
• Tatminsizliğini bir şekilde satıcıya dile getirmektir.
Bu tepkilerle birlikte müşteri memnuniyetsizliği arttıkça müşterilerde
özellikle negatif ağızdan ağıza iletişimi yayma olasılığı da artabilir. Bunun
sonucunda negatif ağızdan ağıza iletişim tüketicilerin beklentilerini, firmanın imajını
daha da önemlisi firmanın satışları ve karlılığı etkileyebilir.
Bir mesajın algılanan değerini artırabilen ya da azaltabilen faktörler çok
sayıdadır ve bu faktörler durum ya da ürünün özellikleri ile ilgili olabilmektedir.
Örneğin bir ürün ya da hizmetle ilgili deneyim pozitif (Ör; Restoran gerçekten çok
iyi) ya da negatif (Ör; Restoran çok kötü) iletimi göz önünde bulundurur. Pozitif
bilgiyle kıyaslandığında negatif bilgi ürün değerlendirmelerinde daha ağır
gelmektedir. Bugünkü tüketiciler yüksek kalite kategorisindeki bir ürünle ilgili
pozitif bilgi vermektense, düşük kalite kategorisinde yer alan bir ürünle ilgili negatif
bilgiyi daha kolay vermektedir (Kaikati, 2010:20).
Memnun olmayan tüketiciler olumsuz deneyimlerini ortalama olarak 9 kişiye
anlatmaktadır (Blodgett vd., 1993’ten ak. Khare vd., 2011:111). Yaşanan olumsuz
bir deneyimi insanların %54’ü yalnızca 1 saat içerisinde en az bir kişiye
anlatmaktadır. %20’si yarım gün içerisinde, %16’sı bir gün içinde, %8’i 1 hafta
içinde, yalnızca %2’si 1 haftadan daha geç bir sürede biriyle paylaşmaktadır.
Tüketiciler, olumsuz ağızdan ağıza iletişimi çoğunlukla (%39) ilk olarak
akrabalarıyla gerçekleştirmektedir. Bunun ardından (%22) eş ile, (%22) yakın
49
arkadaş ile, (%8) bir tanıdıkla, (%8) iş arkadaşıyla ve çok düşük bir oranda (% 1) bir
yabancıyla bu deneyimi paylaşmaktadır (Wetzer vd., 2007:669- 675).
Olumsuz ağızdan ağıza iletişim ile bazen gerçekte var olmayan bilgilerde
karşı tarafa aktarılmaktadır. Söylentiler, işletmeler açısından oldukça tehlikeli
sonuçlara sebep olabilir. Çünkü bilgi kişiler arasında transfer edilirken, değişme
eğilimi gösterebilir ve sonuçta ortaya çıkan mesaj, orijinal mesaja genellikle tam
anlamıyla benzemeyebilir. Doğruluğu belli olmayan ve ağızda dolaşan bu haber
çeşitli bilgi boşluklarını doldurmakta ve insanların tutum ve tavırlarını etkilemektedir
(Karaca, 2010:105). Bu durum Hindistan bankası ICICI örneğiyle çok daha iyi
açıklanabilir. ICICI bankasının ATM’sinde nakit olmadığından dolayı birkaç yıl
önce bankanın mevduat ödemesi yoktu şeklinde bir söylenti çıktı. ATM kavramı ülke
için yeni olduğundan bu mesaj bankanın nakit parası yoktu şeklinde algılandı. Bu
olumsuz bilgi ülkede birkaç dakikada yayıldı ve ülkenin dört bir yanında insanlar
paralarını çekmek için kuyruğa girmeye başladı. RBI ve banka yöneticileri bunun bir
söylenti olduğunu, bankanın nakit problemi olmadığını açıklayana kadar (Arora,
2007:58).
2.4. Ağızdan Ağıza İletişim Süreci
Bütün toplumsal ve kişisel ilişkilerde, yeterli bir düzeyde iletişime ihtiyaç
vardır. İnsan ve insanın karşılaştığı, ilişki kurduğu her yerde, her durumda, toplumsal
yaşamın oluşturulmasında bir iletişim süreci yaşamaktadır. İnsanlar bir taraftan kitle
iletişiminin hedef kitlesini oluştururken, diğer taraftan da kendileri arasında sözel ve
biçimsel olmayan bir iletişim ağı içerisinde yer almaktadır (Odabaşı ve Oyman,
2006:15-26). Ağızdan ağıza yayılma sürecinin iletişim boyutuna vurgu yapan Arndt,
ağızdan ağıza iletişimin genellikle amaçlı olduğunu ve iletişimdeki kaynak ile alıcı
için önemli sonuçlara hizmet ettiğini vurgulamaktadır. Bazı durumlarda bilginin
aktarılmasına etki eden güç bir arkadaşa yardımcı olmazken, başka bir durumda
kişisel savunma (ego-defence) veya uyumsuzluğun azaltılması işlevlerine hizmet
etmekte bazen de bilgi vericinin statüsünü güçlendirmesini sağlamaktadır. Ağızdan
50
ağıza yayılma farklı amaçlara hizmet edebilse de, sonuçta iki anahtar oyuncu kaynak ve alıcı - boyunca bilginin yayılması temel süreçtir (Arndt, 1967:31’den ak.
Zoral Yücebaş, 2010:72).
Kişilerarasında ağızdan ağıza bilginin akışının nasıl olduğuna dair geçerli
olan iki süreç modeli mevcuttur. Bunlar iki aşamalı ve çok aşamalı iletişim
modelleridir (Okutan, 2007:41).
2.4.1. İki Aşamalı İletişim Süreci
Katz ve Lazarsfeld, ağızdan ağıza iletişim sürecini ilk tanımlayanlar arasında
yer almaktadır. Bu iletişim sürecini, kitlesel medyadan fikir liderlerine ve fikir
liderlerinden
de
takipçilere
olmak
üzere
iki
aşamalı
bir
akış
olarak
tanımlamaktadırlar. İki aşamalı iletişim akışı aşağıda Şekil 4’te gösterilmektedir
(Hüseyinoğlu, 2009:9).
Şekil 4. İki Aşamalı İletişim Modeli
Adım 1
Kitle İletişim
Adım 2
Fikir Liderleri
Fikir Alıcıları
Araçları
Kaynak: (Wells ve Prensky, 1996:464’ten ak. Özer, 2009: 46).
Pazarlamacılar tarafından yapılan reklam gibi toplu mesaj verme çabasında
olan faaliyetler önce fikir liderlerini etkilemekte daha sonra fikir liderleri de iletişime
geçen sıradan tüketicileri etkilemektedir. 1. adım pazarlamanın kontrol edebildiği
süreçtir. Yani tutundurma karmasıyla yapılan faaliyetler etkileyici konumda olan
başta fikir liderleri olmak üzere, yenilikçilere ve pazar kurtlarına yönelik olarak; 2.
adımda da iletişim sıradan tüketicilerle (fikir alıcılar) gerçekleşmektedir (Okutan,
2007: 41).
51
Geliştirildiği dönemde tarihi bir buluş niteliği kazanan bu modelin doğruluğu,
daha sonra çeşitli sebeplerle eleştirilmiştir. İlk eleştiri, modelin iddia ettiği gibi
tüketicilerin bilgi arayışında pasif bir durumda olmadığı yönündedir (Engel vd.,
1990:158’den ak. Özer, 2009:46). Diğer eleştiri ise bilginin sadece fikir liderlerinden
tüketicilere iletilmediği yönündedir. Fikir liderleri aktif olabileceği gibi pasif bir
konumda da yer alabilir. Her iki taraf da bilgi değişiminde bulunur. Bilgi,
tüketicilerden fikir liderlerine de iletilebilir (Wells ve Prensky, 1996:464-465’ten ak.
ak. Özer, 2009:46).
2.4.2. Çok Aşamalı İletişim Süreci
Bu modelde iki yönlü etkilenme durumu dikkate alınmaktadır. İki aşamalı
modelde olduğu gibi yalnızca fikir liderleri takip edenleri değil takip edenlerin de
fikir liderlerini etkilediği anlayışı kabul edilmektedir. Etkileşim iki yönlü, yani
karşılıklıdır. Kitle iletişim araçlarından gelen mesajlar fikir liderleri ve diğer
tüketicilere aynı anda ulaşabilmekte, bilgi akışı mutlaka fikir liderlerinden takip
edenlere doğru gerçekleşmemektedir. Tüketici pasif olarak değerlendirilmez. İstediği
bilgileri kendi de arayabilen tüketici, kitle iletişim mesajlarına doğrudan maruz
kalabilmektedir. Kitle iletişim mesajları çoğu kez hedef alıcıya kitle iletişim
araçlarından ya da diğer kaynaklardan, değişik yollardan ulaşabilmektedir (Zoral
Yücebaş, 2010: 74).
Şekil 5. Çok Aşamalı İletişim Modeli
Kitle İletişim
Araçları
Adım 1 a
Fikir
Liderleri
Adım 2
Adım 3
Fikir
Alanlar
Bilgi
Adım 1 b
(Schiffman ve Kanuk 2000’den ak. Okutan, 2007: 42).
Alanlar
52
Şekilde de görüldüğü gibi Adım 1a ve 1b kitle iletişim araçlarından gelen
mesajlar fikir liderleri ve diğer tüketicilere (ne etkilenen ne de etkileyen ) aynı anda
ulaşabilmektedir. Adım 2 fikir liderlerinden diğerlerine, Adım 3 de diğerlerinden
fikir liderlerine bilgi akışı olduğunu göstermektedir. Yani pazardaki tüm tüketiciler
pazarlamacılar tarafından kitle iletişim araçları vasıtasıyla yapılan yığın iletişime
sadece fikir liderleri yoluyla değil, doğrudan da maruz kalabilmektedir (Okutan,
2007:42).
2.5. Ağızdan Ağıza İletişim Sürecinin Unsurları
Ağızdan ağıza iletişim’de diğer iletişim biçimlerinde olduğu gibi, fikirlerin
karşılıklı aktarılması çeşitli unsurlardan oluşan bir süreç yoluyla gerçekleşmektedir.
Dolayısıyla genel iletişim sürecini oluşturan unsurlar ağızdan ağıza iletişim süreci
için de geçerlidir. Bu unsurlar kaynak (gönderici), mesaj, iletişim kanalı, alıcı
(hedef), geri bildirim (tepki) ve gürültü şeklinde sıralanabilir (Kılıçer, 2006:40).
Şekil 6. Ağızdan Ağıza İletişim Süreci
Kaynak
(Fikir liderleri,
Kodlama
İletişim Kanalı
Pazar kurtları, mal
ya da hizmeti
Alıcı
Kod Açma
(Yüz yüze, telefon,
(Aile üyeleri,
yakın arkadaşlar,
İnternet)
Mesaj
iş arkadaşları,
deneyen kişiler,
komşular, ilk kez
karşılaşılan
ki il
Gürültü
Geri Bildirim
(Kotler ve Armstrong, 2004:471).
Tepki
i t
t
53
Ağızdan ağıza iletişim süreci, bir bilgi kaynağının alıcıya iletmek istediği
mesajı kodlamasıyla başlamaktadır. Kodlanan mesaj daha sonra çeşitli iletişim
kanalları aracılığıyla alıcıya gönderilir. Kullanılan iletişim kanalları mesajın
yorumlanma biçimini etkiler. Bu yolla karşı tarafa ulaştırılan mesaj alıcı tarafından
kodu çözülerek yorumlanır. Alıcının yorumu kaynağa geri bildirim yoluyla iletilir
(Mowen ve Minor, 2001:148).
2.5.1. Kaynak
İletişim sürecinin başlangıç noktası olarak kabul edilen kaynak, hedefe
ulaştırmayı istediği bir iletiye sahiptir. Kaynak iletiyi simgelere dönüştürerek iletişim
kanalına bırakmaktadır. Kısaca iletiyi oluşturan, içeriğini belirleyen ve gönderen
iletişim birimidir (Kocabaş vd., 2004:13). Hangi iletinin, hangi kanalla, hangi araçla,
hangi alıcıya gönderileceğine kaynak karar vermektedir (Şimşek, 2009:32). Ağızdan
ağıza iletişim sürecinde kaynak konumundaki kişi mal ya da hizmeti satın alarak
deneyen bir kişi, bir fikir lideri ya da bir pazar kurdu olabilir. Bunun yanı sıra
kaynak, mal ya da hizmeti satın almayıp reklam, satış elemanı ya da çevresindeki
kişiler yoluyla ürün hakkında bilgi sahibi olan bir tüketici ya da internette gezinirken
bir şekilde o ürün ile ilgili bilgilere ulaşan bir internet kullanıcısı ya da bir alışveriş
arkadaşı da olabilmektedir (Yavuzyılmaz, 2008: 73).
2.5.2. Mesaj/Kodlama
Kaynak düşüncelerini alıcıya aktarabilmesi için, bu düşünceleri alıcının
anlayabileceği bir şekle dönüştürmesi gerekmektedir. Bu durumda kaynak öncelikle
mesajı aktarmak için ihtiyacı olan şeyleri belirler. Daha sonra mesajı ifade etmek için
uygun sözcükleri, resimleri, sembolleri seçer. Bu durum kodlama olarak
adlandırılmaktadır (Fill, 1999:25). Kodlama işlemiyle fikirler aktarılmaya hazır hale
getirilir. Yani kaynak alıcıya ileteceği mesajı oluşturmuştur. Mesaj kaynağın alıcıya
aktaracağı semboller bütünüdür (Kotler ve Armstrong, 2004:471).
54
2.5.3. İletişim Kanalı
Pazarlamada mesajın hangi kanalla hedef alıcıya ulaştırılacağı kararı son
derece önemlidir. Ağızdan ağıza iletişim, bir tür yüz yüze iletişimdir. Burada
bireylerin birbirlerine erişimleri yüz yüze sohbet şeklinde olabileceği gibi telefon
konuşmaları, yazışmalar, internet ortamında gönderilen kişisel e-postalar ya da
sohbet odalarındaki yorumlar yoluyla da olabilmektedir. Yapılan pek çok araştırma,
ağızdan ağıza iletişimin öteki iletişim türlerine göre daha etkili olduğunu
göstermektedir. Telekomünikasyon, elektronik ve bilgisayar alanlarındaki gelişmeler,
mesajların iletilmesinde yeni ortamları, araçları popüler hale getirmiştir. İnternet gibi
yeni elektronik ortamlar ağızdan ağıza iletişimi de inanılmaz bir erişim büyüklüğüne
ve hızına kavuşturmuştur (Zoral Yücebaş, 2010:77).
2.5.4. Alıcı (Hedef)
Alıcı ya da hedef, kaynağın bilgi ya da düşüncelerini paylaşmak istediği kişi
ya da kişilerdir. Diğer bir değişle mesajı okuyan, gören, dinleyen ve mesajın kodunu
açan kişilerdir (Tenekecioğlu vd., 2004:216’dan ak. Kılıçer, 2006: 53). Kod açma,
mesajın zihinde dönüştürülmesi ve yorumlanması sürecidir. Bu süreç, alıcının
anlama alanından etkilenir. Alıcının anlama alanı, hem kaynağın hem de alıcının
deneyimleri, tutumları, algıları ve değerleri ile çevrilmiştir. Alıcının kaynağı anlama
düzeyi ve kod açma deneyimlerinin sayısı arttıkça, mesajın yorumlanması daha
başarılı bir şekilde gerçekleşecektir (Fill, 1999:26).
Etkili bir iletişimin
gerçekleşmesi için kaynağın kodlaması ve alıcının kod açması çakışmalıdır. Zaten
iletişimin yalnız anlamların aktarımı olarak değil, iletişimde taraf olanların
yarattıkları ortak anlamların paylaşımı olarak düşünülmesi gerekir (Yüksel,
1994:21).
55
2.5.6. Geri Bildirim
Gönderenin mesajına alıcının verdiği tepkiye geri bildirim (besleme) denir.
İletişimde kişisel ya da kişilerarası düzeyde, karşılıklı etkiyi ima eden etkileşim
kavramı vardır. Eğer iletişim bir tepkiyi, karşıtlığı, geri dönüşü, alışverişi, değiş
tokuşu anlatıyorsa, geri bildirimsiz iletişim olamaz. İletişim sürecinde geri bildirim,
denetleme ve izleme görevini görmektedir (Erdoğan, 2008:57).
Geri besleme bireyin hem kendisinin öğrenmesine hem de karşısındakilere
göre kendisini ayarlamasına yardım etmektedir. Fikir, düşünce ve duyguları
paylaşırken bireye diğerleriyle bağ kurma imkanı sunar. Alıcı mesajla ilgili
anlaşılmayan her şeyi kaynağa doğrudan sorabilir, tepki doğrudan iletilebilir böylece
iletişim etkin biçimde gerçekleşir. Geri bildirim kimi zaman (yüzyüze iletişimde)
sözlü ya da sözsüz olabilirken kimi zaman telefon, elektronik posta veya msn yoluyla
da olabilmektedir (Zoral Yücebaş, 2010:78).
2.5.7. Gürültü
Tüm iletişim sürecini saran ve mesajın doğruluğunu ve güvenilirliğini azaltan
her şey ağızdan ağza iletişimde gürültü olarak anılmaktadır. Gürültü, mesajın
alınmasını ve geri bildirimin kalitesini etkileyen, karışıklık yaratan faktörlerden
birisidir. İletişim süreci içinde birçok dış etken mesajın alımını bozabilmektedir.
Bütün iletişim türlerinde az da olsa gürültü vardır (Fill, 1999:27).
Ağızdan ağıza iletişimde ortamdaki ses düzeyi, telefon hatlarındaki bozulma,
elektrik kesintileri, bilgisayarın kilitlenmesi, internet bağlantısının kesilmesi,
iletişimin kurulduğu sayfalara zarar vermesi gibi birçok dış faktör iletişim sürecini
olumsuz yönde etkileyebilir. Bu faktörlerin yanı sıra işitme, görme, konuşma
bozuklukları ile açlık, yorgunluk gibi bazı fizyo-nörolojik gürültü kaynaklarını da
ağızdan ağıza iletişim sürecini olumsuz yönde etkileyebilmektedir (Şimşek,
2009:38).
56
2.6. Ağızdan Ağıza İletişim Modelleri
2.6.1. Buttle Modeli
Ağızdan ağıza iletişim modelini kişisel iç çevre değişkenleri (intrapersonal
variables) ve kişisel dış çevre değişkenleri (extrapersonal variables) olarak iki grup
değişken üzerinde açıklamaktadır. İç çevre değişkenleri ağızdan ağıza iletişim
girdisini arama ya da çıktısını iletme ile ilgili durumlar ve süreçlerdir. Ağızdan ağıza
iletişim çıktısının hizmet veya ürüne dair tüketici deneyimlerinin yaygın bir sonucu
olarak düşünülür. Uyumsuzluk paradigmasına (disconfirmation paradigm) göre
müşterilerin beklentileri karşılanırsa tatmin, karşılanmazsa (beklentilerin altında
kalırsa) tatminsizlik, beklentiler aşılırsa hoşnutluk (delight) durumu gerçekleşir.
Tatmin olma ve hoşnutluk olumlu ağızdan ağıza iletişimi, algılar ve beklentiler
arasındaki tatmin edici olmayan durum ise olumsuz ağızdan ağıza iletişimi ortaya
çıkarır. Diğer yandan ağızdan ağıza iletişime geçme eğiliminin müşterinin değer ve
kalite algısı ile ilintili olduğudur. Müşterinin algı düzeyi arttıkça olumlu ağızdan
ağıza iletişime geçme eğilimi de daha güçlü olmaktadır. Satın alma sürecinde
yaşananlar da aynı sonuca sebep olabilir. İkinci değişken grubu ise kişisel dış çevre
değişkenleridir. Dış çevre değişkenleri, ağızdan ağıza iletişim girdisinin aranmasına
ya da ağızdan ağıza iletişim çıktısının üretimine etki eden bağlamsal şartlardır.
Kültür, sosyal ağlar, teşvikler, iş çevresi ağızdan ağıza iletişim davranışına etki eden
birer dış çevre değişkenleridir (Buttle, 1998:246-247).
57
Şekil 7. Ağızdan Ağıza İletişim Modeli
DIŞ ÇEVRE
KÜLTÜR
SOSYAL
DÜRTÜLER
İŞ
AĞLAR
ÖDÜLLER
ÇEVRESİ
İÇ ÇEVRE
GİRDİ
Hoşnutluk
arama
verme
(b> g)
AAİ
ÇIKTI
AAİ
verme
arama
Uyumsuzluk Süreci
BEKLENTİLER
ÜZERİNDEKİ
DİĞER ETKİLER
Tatmin
Hoşnutsuzluk
(beklenti=
(beklenti<
DİĞER
DAVRANIŞLAR
Kaynak: (Buttle, 1998:246).
2.6.1.2. Bansal ve Voyer Ağızdan Ağıza İletişim Modeli
Hizmet
satın
alma
kararlarında
ağızdan
ağıza
iletişim
sürecini
araştırmışlardır. Hizmetin satın alınmasında kişilerarası güçlerin (interpersonal
forces; bağın gücü ve ağızdan ağıza bilgi arayışında olmanın şiddeti) ve kişilerarası
olmayan güçler (non-interpersonal forces; alıcının uzmanlığı, alıcının algıladığı risk
ve alıcının uzmanlığı) etkileri üzerinde çalışmışlardır. Şekilde 3 temel ilişki ortaya
koymuşlardır; Birincisi hizmet satın alma kararında kişilerarası olmayan kuvvetlerin
ağızdan ağıza iletişim üzerindeki etkileri, ikinci olarak kişilerarası kuvvetlerin
ağızdan ağıza iletişim üzerindeki etkileri ve son olarak kişilerarası olmayan
58
kuvvetlerin kişilerarası kuvvetler üzerindeki etkileridir (Bansal ve Voyer, 2000:166167).
Şekil 8. Bansal ve Voyer Modeli
Kişilerarası Olmayan Kuvvetler
Alıcının Uzmanlığı
Göndericinin
Uzmanlığı
Alıcının
Algıladığı Risk
Alıcının Satın Alma
Kararında Göndericinin
Aai Etkisi
Alıcının Aktif Olarak
Aai Araması
Kişilerarası
Kuvvetler
Bağın Gücü
Kaynak: (Bansal ve Voyer, 2000:168).
Geliştirilen modelde şu sonuçlar ortaya konmuştur; aktif olarak ağızdan ağıza
bilgi arandığında ağızdan ağıza iletişimin satın alma kararına etkisi daha fazla
olmaktadır. Kaynak ile alıcı arasındaki bağ güçlendikçe, ağızdan ağıza bilginin satın
alma kararındaki etkisi artmaktadır ve bağın gücü bilginin ne kadar aktif aranacağı
ile doğrudan ilgilidir. Model, alıcının tecrübesi ve bilgi arama derecesi arasında çok
güçlü pozitif bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Tecrübe (deneyim, bilgi sahibi
olma) aynı zamanda risk algısını da etkilemektedir. Hizmete/ürüne dair bilgi arttıkça
risk algısı azalmaktadır. Risk kaygısı arttıkça bilgi araştırma ihtiyacı da artmaktadır.
59
Kaynağın tecrübesi arttıkça satın alma kararı üzerindeki etkisi artmaktadır. Kaynağın
bilgili olduğu algısı oluştukça, alıcının ağızdan ağıza iletişimle gelen bilgiye yönelik
ilgisi artmakta ve bilgi alma arzusu da yoğunlaşmaktadır (Zoral Yücebaş, 2010: 49).
2.6.3. Haywood Modeli
Geleneksel anlamda ağızdan ağıza iletişim iki aşamalı iletişim modeli ile
açıklanmakta ancak birçok tüketici ya da karar verici pasif değil, aksine aktif olarak
bilgi aradığı için bu modelin aslında ağızdan ağıza iletişimi açıklamakta yetersiz
olduğunu söylemiştir (Haywood, 1989:58).
Şekil 9. Ağızdan Ağıza İletişimin Geleneksel Süreci İki Aşamalı Akış
Aşama 1
Firma Pazarlama
Faaliyetleri
İlk müşteriler
Hedef pazar
Aşama 2
Benimseyenler
Fikir Lideri Aracılığı ile
Ağızdan Ağıza İletişim
Kaynak: (Haywood, 1989:58).
Ağızdan ağıza iletişim iş arkadaşları ya da birçok müşteriden oluşan kişisel
ağ üzerinden yükselen birbirine danışmaların bir sonucu olabilmektedir. İletişimin
akışında çok aşama ya da kişisel etki zincirleri bulunmaktadır. Ayrıca, fikir liderleri
ve takipçiler arasındaki roller her zaman çok belirgin ve genel olmayabilir. Görüş
alışverişi ya da ağızdan ağıza iletişim faaliyeti bir sohbet şeklinde gerçekleşebilir.
Haywood, tüm bu görüşleri dikkate alan daha çağdaş bir model ile ağızdan ağıza
iletişimi açıklamak gerektiğini söylemiştir. Haywood’a göre ağızdan ağıza iletişim
kişilerin (müşteriler, tedarikçiler, iş ortakları, rakipler, kamu ve diğer paydaşlar)
firma ya da firma çalışanlarıyla temasların, iletişimlerin ve geçmişten gelen
60
birikimlerin bir sonucu olup, ağızdan ağıza iletişim süreci şirketlerin formal (biçimli)
iletişimleri ve şirket temsilcilerinin tutumlarıyla oluşmaktadır. Şirketler bugün birçok
hedeflerine ulaşmak için – tatmin, satış, kar, teslimat, tahsilat, ödeme vb - ilişkilerin
öneminin farkında ve formal ya da informal her tür iletişim bu ilişkileri
beslemektedir. Şirketlerin hedeflerine ulaşmalarında ağızdan ağıza iletişimin etkili
bir araç olduğunu söyleyen Haywood, ağızdan ağıza iletişimin şirket performansını
tamamlayan bir unsur olduğunun unutulmaması gerektiğini vurgulamaktadır
(Haywood, 1989:58).
2.6.4. Altı Pazar Modeli
Ağızdan ağıza iletişim sadece ürünün satışını artırmakla kalmaz aynı
zamanda şirketin marka değerini de arttırmaktadır. Eğer şirketin marka değeri artarsa
şirketin uzun vade de sürdürebilirliğini güvence altına alan saygınlığının ve pazar
değerinin artmasıyla sonuçlanır. Müşteriler ağızdan ağıza iletişim için tek katılımcı
değildir. Ağızdan ağıza iletişim sürecine dahil olan daha birçok katılımcı vardır. Bu
katılımcılara, bilginin yayılması ve sürecin verimliliğinin sağlanması için yeterli
önem verilmelidir. Ağızdan ağıza iletişim’den tam yarar sağlamak için yöneticiler
tüm ağızdan ağıza iletişim katılımcılarına önem vermelidir. Bunlar hem iç hem de dış
katılımcılardır. Bu katılımcılar örgütün işini etkilemektedir (Arora, 2007:55).
Şekil 10. Altı Pazar Modeli
Tedarikçiler
İç müşteriler
Başvuranlar
Müşteri pazarı
Etkileyiciler
Çalışanlar
Kaynak: (Christopher vd., 1991’den ak. Buttle, 1998:244).
61
Altı pazar modeline göre pazarlamacılar, iç müşteriler, tedarikçiler, çalışanlar,
danışma grupları (başvurulanlar) gibi farklı etki alanlarında karşılıklı faydaya dayalı
ilişkiler kurmak ve sürdürmek isterler
(Buttle, 1998:243). Altı Pazar modeli
şöyledir:
Internal Market: Çalışanlar.
Referral
Market:
Müşterilerin,
mevcut
müşteriler
tarafından
yönlendirilmesi.
Influence Market: Mali ve Yatırımcı Grup, Sendika, Sanayi Kuruluşları, İş
Basını ve Medya, Kullanıcı ve Değerlendirici Grup, Çevre Grubu, Siyasi ve
Devlet Kurumları ve Rakipler.
Recruitment Market: İş arayanlar.
Supplier/ Alliance Market: Destekleyici ve müttefik ortaklar.
Customer Market : Alıcılar, aracılar ve tüketiciler.
Yukarıdaki tüm katılımcılar şirketin ürün, hizmet, süreç, değer vb. ile ilgili
bilgi yaydıkları kendi sosyal ağlarına sahiptir ve bu durum şirketin kendini devam
ettirebilme potansiyeline etki etmektedir. Birçok durumda, bu grubun üyeleri farklı
sosyal ilişki temeline dayanan resmi olmayan başka bir grup oluşturmaktadır. Ayrıca
bu grup ağızdan ağıza iletişim yoluyla şirket hakkında bilgi taşımaktadır (Arora,
2007:56).
2.6.5. Ağızdan Ağıza İletişim Modeli Olarak Ağızdan Ağıza Yayılma
Ağızdan ağıza yayılma, ürünü veya hizmeti sunan şirketten bağımsız bilinen
insanlar arasında, şirketten bağımsız bilinen bir ortamda ürünler ve hizmetler ile ilgili
etkili iletişimdir. Ağızdan ağıza yayılma piyasadaki üstün, en etkin güçtür yani
geleneksel pazarlamadan bile binlerce kez daha etkilidir (Silverman, 2007:43). Çoğu
insan ağızdan ağıza iletişimin objektifliğinden ve bağımsızlığından söz etmektedir.
Çünkü bir karar verici bozulmamış gerçeğin tamamını şirketin ürün ve hizmetini
tanıtmada çıkarı olan bir kişiden ziyade daha bağımsız üçüncü bir kişiden alma
olasılığı daha yüksek olmaktadır (Silverman, 2001:68).
62
Kişileri işe ve bilgi toplama riskine dahil etmenin ve ürünleri denetlemenin
yolu olarak bakıldığında bu sayede zaman ayırmak, kaynakları harcamak ve kendiniz
yaptığınızda ortaya çıkan riskleri almak zorunda kalmazsınız. Bu nedenle
(Silverman, 2007:40);
• Karı
artırmanın
en
uygun
yolu
karar
vermeyi
olumlu
yönde
hızlandırmaktır.
• Karar vermeyi hızlandırmanın en iyi yolu onları kolaylaştırmaktır.
• Kararları kolaylaştırmanın yolu ise reklam, satışlar ve diğer alışılagelmiş
pazarlama halinde kafa karıştıran, inanılırlığı zayıf bilgi yerine ağızdan
ağza yayılmadır.
Zor ve karmaşık bir dünyada ağızdan ağıza iletişim kararları güçlü bir şekilde
daha kolay ve basit yapmanın en etkili yoludur (Silverman, 2001:30).
2.6.5.1. Ağızdan Ağıza Yayılma Seviyeleri
Ağızdan ağıza yayılmanın birbirinden oldukça farklı, hem özellik hem de
yoğunluk olarak değişen “-4” seviyesinden “+4” seviyesine uzanan dokuz seviyesi
olduğu savunulmaktadır (Silverman, 2007: 57-63). Bu seviyeler ve seviyelerin
özellikleri Tablo 4’te gösterilmektedir.
63
Tablo 4. Ağızdan Ağıza Yayılma Seviyeleri
SEVİYELER
ÖZELLİKLERİ
•
Ürünü kullanan insanlar üründen hiç memnun kalmamışlardır.
•
Sürekli üründen şikayet ederler ve diğer insanları üründen
-4
vazgeçirmeye çalışırlar.
•
Ürünle ilgili durum skandal boyutundadır.
•
Söz konusu durum, kısa süreli bir krizse hızlı ve sorumlu
davranıldığı takdirde ürünün kurtulma şansı vardır.
•
Söz konusu durum, uzun dönemli bir krizse ürünün tek
kurtulma şansı pazarda rakibinin olmamasına yani tekelleşmiş
olmasına bağlıdır.
•
Müşteriler diğer insanlara ürünü kullanmamalarını öğütler fakat
durum skandal boyutunda değildir.
-3
•
Bu durumdan kurtulmak en az -4 seviyesindeki durumdan
kurtulmak kadar zordur.
•
Ürünle ilgili sorunlar vardır fakat müşteriler ürünü kullanmaya
devam ederler ve ürün hakkında sorulmadığı sürece olumsuz
konuşmazlar.
-2
•
Ürünün satışları yavaş yavaş düşmeye başlar, süreç yavaştır
çünkü müşteriler ürünü kötülemeye çok hevesli değildirler.
•
Bu dönemde fazla reklam yapmak yangına körükle gitmekten
farksızdır.
Ürünü kullananlar üründen tatmin olmamışlardır fakat ürün
-1
hakkında kötü konuşacak ve olumsuzlukları yayacak kadar kızgın
değildirler. Ancak kendilerine ürün sorulduğunda olumsuz şeyler
söyleyeceklerdir.
Ürün kullanıcıları ürün hakkında konuşmaya fikirlerini söylemeye
istekli değildirler.
0
•
Bu seviyedeki ürünler hakkında ya çok az konuşulur ya da
hiç konuşulmaz.
64
•
Sorulduğunda ürün hakkında olumlu şeyler söylenir fakat
insanlar memnuniyetlerini kendiliğinden açıklamaz.
1
•
Bu aşamada reklam gibi geleneksel pazarlama araçları
kullanıldığı takdirde ürünün 2 seviyesine geçme şansı
yüksektir.
•
2
Müşteriler ürüne bayılmaktadır. Sorduğunuzda ürünün ne
kadar muhteşem olduğunu anlatırlar.
•
Bu aşamadaki ürünler için geleneksel pazarlama araçlarını
kullanmak çok gerekli değildir.
3
•
Müşterileri ürünü kullanmaları için diğer insanları ikna
etmeye çalışır.
•
Ürüne çok olumlu duygular beslenir, insanlar ürün hakkında
konuşmaya heveslidir, öyle ki ürün insanların gündeminde
önemli bir yer teşkil eder.
•
4
Ürün gündem yaratmıştır. İnsanlar mütemadiyen ürünü
konuşmakta ve ürünün muhteşemliğini anlatmaktadır.
•
Ürün hakkında arzu edilen duyurunun sağlandığı bu safhada
ürün satışları patlar.
•
Bu
seviyede
önemlidir.
Kaynak: (Silverman, 2007:57-63).
insanların
beklentilerini
yönetmek
çok
65
2.6.5.2. Ağızdan Ağıza Yayılma Kaynakları
Ağızdan ağıza üç farklı yayılma türü vardır (Silverman, 2007:101-107).
• Uzmandan uzmana: Bilgisayar ve telekomünikasyondaki gelişmelerin
ortaya koyduğu bilgiyi oluşturma ve bilgiye erişim becerisi bir bilgi
yüklemesi yaratmıştır. Bu bilgi yüklemesi artıkça uzmanlar daha önemli
hale gelecektir. Çünkü uzmanlar büyük miktarda bilgiyi filtreleyebilir,
damıtabilir, sentezle birleştirilebilir. Uzmanlar, ağızdan ağıza yayılmanın
en etkili ve en önemli destekçi kaynağıdır.
• Uzmandan akrana: İnsanlar önce ürünün üstteki potansiyelini görmek
isterler. Buna ürünün vaadi denir. Bu noktada iddiası veya vaadi için
şirkete ve üst potansiyeli doğrulaması için uzmana yönelirler. Uzman
görüşü bu noktada oldukça önem kazanır.
• Akrandan akrana: Müşteriler uzman görüşleri kadar olmasa da kendi
çevrelerinin görüşlerine de inanırlar. Bu aşamada yapılan olumlu bir
pazarlama faaliyeti müşteriler arasında da önem kazanmaya devam
edecektir.
Tablo 5. Ağızdan Ağıza Yayılma Kaynakları
Kaynak
İşlev
İçerik
(sağlamış olduğu şey)
Şirket “avukatları
Bilgi
İddialar, faydalar
Uzmanlar
Tasdik
En iyi şartlarda üstte ve alttaki
potansiyel
Akranlar
Onay
Gerçek dünyada, tipik durumlarda
ne beklemeli
Kaynak: (Silverman, 2007: 107).
66
2.6.5.3. Ağızdan Ağıza Yayılma Konusunda Temel Gerçekler
Son iki yıl içinde toplanan temel veriler pazarlama güdümlü ağızdan ağıza
yayılma konusunda bazı temel gerçekleri ortaya koymuştur. Arkadaşlarınıza
söyleyebileceğiniz 4 büyük ağızdan ağıza yayılma (AYY) gerçeği; (Earls, 2009:188).
•
Gerçek 1: AYY, alım kararı üzerindeki diğer etkilerden daha
önemlidir. Yıllar içinde yapılan pek çok çalışma, kişilerin alım kararları
üzerinde başkalarının söylediklerinin, şirketlerin bu kararları değiştirmek
üzere doğrudan uyguladığı faaliyetlerden (reklam gibi) daha etkili
olduğunu ortaya koymuştur. Örneğin, 1955 yılında Columbia Üniversitesi
sosyologları Lazarsfeld ile Katz marka değişimini motive etmekte ağızdan
ağıza yayılmanın gazete veya dergi reklamlarından 7 kat daha etkili
olduğunu tahmin etmişlerdir. 20 yıl sonra, Roper Organization, ağızdan
ağıza yayılmanın yeni ürün ve hizmetler konusunda en iyi bilgi kaynağı
(% 67) olduğunu, bunu reklam (%53) veya editöryel metinlerin (%47)
izlediğini göstermiştir.
•
Gerçek 2: AYY, giderek daha da önemli hale gelmektedir. Roper
Organization’ın bulgularına göre, Amerikan tüketicileri açısından
bakıldığında, yeni ürünler için bilgi ve fikir kaynağı olarak ağızdan ağıza
yayılmanın önemi son 30 yılda ciddi ölçüde (katılımcıların % 67’sinden
%91’ine) artmıştır. Roper bu değişimin özellikle 1990’lı yıllarda meydana
geldiğini ve bu dönemde hükümet, politika ve iş dünyası gibi geleneksel
kaynaklara duyulan güvenin azaldığına işaret etmektedir. İletişim şirketi
Edelman dünyanın fikir liderlerine duyulan güven konusunda hazırladığı
beşinci yıllık raporunda şöyle diyor: İnsanlar geleneksel yetkililere
duydukları
güvenin
yerine
birbirlerine
olan
güveni
koyuyor.
Kişiselleştirilmiş “güven ağları” kuruyorlar ve meslektaş, arkadaş ve aile
üyeleri gibi kendilerini yakın gördükleri insan ve kaynaklardan seçici bir
67
şekilde bilgi alıyorlar. Ve aldıkları bu mesajları kabul etmek için aynı
mesajı farklı kaynaklardan almak istiyorlar.
•
Gerçek 3: AYY, hem şirketler hem de şirketlerle müşteriler arasında
etkili olmaktadır. Keller ve MediaEdge CIA tarafından ortaya konduğu
üzere, ağızdan ağıza yayılma B2B (şirketler arası e-ticaret) pazarında
olduğu kadar tüketici piyasasında da önemlidir. Tüketiciler artık giderek
daha fazla şirketler arası bilgiye erişim olanağına sahip olduğunda,
tüketiciler arasındaki ağızdan ağıza yayılan bilgiler, iş dünyasında alınan
kararları da etkilemektedir.
•
Gerçek 4: AYY, sadece Amerika’da değil, küresel düzeyde
gerçekleşen bir olaydır. Her ne kadar Amerikan pazarlama topluluğu,
ağızdan ağıza yayılmanın davranışlar üzerindeki gücü konusunda tüm
dünyaya liderlik etmiş olsa da ağızdan ağıza yayılmanın gücü hakkında
başka ülkelerde de örnekler mevcuttur. İngiliz seyahat sektöründe
arkadaş/aile ve meslektaşlardan gelen bilgiler 27 çeşit iletişim yöntemi
içinde 3. gelmektedir. Fransa’da kişisel temizlik ürünleri ile ilgili olarak
arkadaş/aile tavsiyeleri önem sıralamasında 35 unsur arasında 7. sırda yer
almaktadır. Almanya’da kişisel lüks bakım ürünleri alım kararı verilirken
35 unsurun önem sıralamasında arkadaş/aile tavsiyesi 6. sırada yer
almaktadır.
2.7. Ağızdan Ağıza İletişimin Tüketici Satın Alma Karar Sürecindeki Yeri
Karar verme insanın günlük yaşantısının bir parçasıdır. İnsanlar her gün bir
dolu karar vermekle karşı karşıyadır. Bu karar, içinde yıllarca yaşanılacak eve karar
vermek gibi ciddi bir karar olabileceği gibi, ne yemek yeneceğine karar vermek gibi
kolay bir karar da olabilir. Bununla birlikte karar vermede en önemli nokta karar
verilen anda kararın sonuçlarından emin olunamayışıdır. İşte karar vermeyi böylesine
önemli kılan nokta da budur (Odabaşı ve Barış, 2006:332).
68
Tüketicilerin kendi tecrübe ve deneyimlerini, algılarını ağızdan ağıza iletişim
yoluyla çevrelerine yaymaları tüketici davranışlarının şekillenmesi bakımından çok
önemlidir (Marangoz, 2007:397). Meslektaşlar, arkadaşlar ve aile ile yapılan
konuşmalar, ürünler, hizmetler ve markalarla ilgili deneyimleri içerdiğinden diğer
tüketiciler, başkalarının tüketim davranışlarını bilinçsizce etkileyen sıradan
insanlardır (Sun ve Qu, 2011:210).
Iglesias vd. (2001); Reichheld ve Schefter, (2000); Ward ve Lee, (2000) ve
Ha (2004), yaptıkları araştırmalar ile ağızdan ağza iletişimin, tüketicilerin
beklentilerini, farkındalıklarını, algılamalarını, tutumlarını, davranış niyetlerini ve
davranışlarını etkilediğini ortaya koymuşlardır. Bu nedenle ağızdan ağza iletişim,
tüketici tercihinde, bağlılığında ve değiştirme davranışında önemli bir güçtür.
Wangenheim ve Bayon (2004:1182) yaptıkları araştırmada ağızdan ağza iletişimin
tüketicilerin satın aldıkları hizmeti değiştirmelerinde etkili olduğunu bulmuşlardır.
Yine Mangold vd. (1999) ve Silverman’na (1997) göre, ağızdan ağıza iletişim satın
alma davranışında etkili bir faktördür ve satın alma davranışı ağızdan ağıza iletişim
sonucunda ortaya çıkmaktadır. Gruen vd. (2006), ağızdan ağıza iletişim satın alma
davranışı sonrası algılar üzerinde de etkili olduğunu belirtmektedir (Ak. Marangoz,
2007:397).
Silverman’a göre ağızdan ağıza yayılma en samimi satışçıdan çok daha
güvenilirdir ve satın almanın tetikleyicisidir. Bunun nedeni ağızdan ağıza
yayılmanın, satın almadan hemen önce gerçekleşiyor olmasıdır (Silverman,
2007:42). Zaman zaman gazete, dergi ve televizyon gibi kanallar aracılığıyla asılsız
reklam arttığında ve tüketiciler kendileri için doğru ürünler, hizmetler hakkında
doğru bilgi almada zorluk çektiğinde satın alma kararları için referans noktası olarak
ürünlerin bazı bilgisine sahip ve özellikle markaları kullanmış olan meslektaş ve
arkadaşlarına başvurabilmektedir (Sun ve Qu, 2011:210). Satın almanın hemen
öncesinde çoğunlukla bir arkadaş veya bir meslektaşla ürün hararetle konuşulur,
baskıdan uzak bir sohbet gerçekleşir. Güvenilir arkadaşların, akıl verenlerin veya
uzmanların tavsiyeleriyle insanlar büyük alımlar yapmaya yatkındırlar (Silverman,
2007:42).
69
Bugüne kadar ki akademik araştırmaların çoğu ağızdan ağıza iletişimin
önemli sonuçlarına odaklanmıştır. Bu önemli sonuçlardan biri “mikro düzeyde” ikna
edici etkilerdir. İnsanların televizyon ve radyo gibi medyalar yerine başka
tüketicilerin bilgileri tarafından ikna edilme olasılığı daha yüksektir.
Katz ve
Lazersfeld (1955) ağızdan ağıza iletişimin gazete ve dergi reklamlarından 7 kat,
kişisel satıştan 4 kat ve radyo reklamlarından 2 kat daha etkili olduğunu
bulmuşlardır. Ağızdan ağıza iletişim “mikro düzeyde” ikna etmenin yanı sıra diğer
önemli bir sonucu tüketiciler arasında hızlı bir şekilde yayılan “makro düzeyde”
yayılmadır. Ürünle ilgili bilgi paylaşımının faydaları maliyetli tuzaklardan kaçınmak
ve bilinçli kararlar almaktır (Kaikati, 2010:4-20). Bu faydalar alıcının daha sonraki
kararlarına kolaylık sağlayacaktır.
Silverman Kararı Hızlandırmanın Beş Sırrı’nı şöyle açıklamaktadır (Silverman,
2007:208-210).
•
Her zaman "en iyi" ürün kazanmaz. Üzerinde karar verilmesi en kolay
olan ürün kazanır. Çoğu durumda, en iyi ürünün, üzerinde karar verilmesi
en kolay ürün olduğunu anlayın. Zor bir karar verme döngüsü gerektiren
"en iyi" ürüne takılıp kalmayın. Karar verme konusundaki engeller, o
ürünü listenin başından çok çok aşağılara düşürecektir. Müşteriye satış
yapmayın. Onun satın almasına yardım edin. Müşterinin satın almasına
yardım etmek, onun en iyi, en kolay, en az zaman alacak kararı vermesine
yardım etmek demektir. Ürününüzü, satın alınması en kolay ürün
durumuna getirin.
•
Karar vermenin çabukluğu, ürününüzü ya çıkaracak ya batıracaktır.
Karar verme çabukluğunu, pazarlamada en önemli tek etken, pek çok
durumda da marka seçiminden daha önemli bir etken olarak görün. Karar
vermeyi rakiplerinizden daha kolay duruma getirerek müşterilerinizin
sayısını rakiplerinizden daha hızlı çoğaltın.
70
•
İnsanların karar verirken geçtikleri beş can alıcı aşama, herkes için
aynıdır. Bu aşamaların özellikleri birbirinden çok farklıdır; bunlar, sizin
ürününüzü ya batıracak ya çıkaracaktır. Karar vermeyi, müşteri için en iyi
duruma getirin ve çabuklaştırın. Karar verirken insanların geçtikleri
aşamaları, başından sonuna kadar iyice anlayın. Bu, bir sonraki sır
nedeniyle yaşamsal önemdedir. Bu beş aşama şunlardır:
• Karar vermeye karar vermek
• Seçenekler arasından seçim yapmak
• Denemek
• Uygulamak / sürekli kullanmak
• Bağlanmayı yaygınlaştırmak
•
Karar verme sürecini çabuklaştırmak için çok sayıda gizli yöntem
vardır. Aşırı güvenceler vermek, işi sonundan yakalamak için ürünü
bedava vermek, ortaklaşa pazarlamak, çılgınca sunuşlarda bulunmak,
olmayacak denemelere girişmek ve ürünlere meydan okumak gibi
alışılmamış yöntemlere başvurmayın. Karar vermeyi kolaylaştırmaya ve
çabuklaştırmaya
odaklanmak
amacıyla,
müşterinin,
rakiplerinizin
ürününü değil de sizinkini seçmesini sağlamak için harcadığınız kadar
zaman harcayın.
•
Karar verme sürecini çabuklaştırmanın en iyi yolu, bu süreçteki
adımları sistemli olarak belirleyip saptamak, sonra da tıkanma
noktalarını ortadan kaldırmaktır. Karar verme döngüsündeki beş
aşamanın, sizin ürününüz açısından nasıl işlediğini belirleyip saptayın.
Bu karar aşamalarını başından sonuna kadar acımasızca inceleyin ve
bütün gizli engelleri, tıkanıklıkları ve kısıtlamaları ortadan kaldırın.
71
2.8. Ağızdan Ağıza İletişim İle İlgili Alt Kavramlar
Literatürde ağızdan ağıza iletişim kapsamında yer alıp, farklı isimlerle ifade
edilen bir takım yeni pazarlama teknikleriyle karşılaşılmaktadır. Ancak bu teknikler
arasındaki farkların ne olduğu ile ilgili net bir görüş birliği bulunmamaktadır.
Teknikler, farklı yazarlarca farklı biçimde tanımlanmış ve adlandırılmıştır (Kılıçer,
2006: 30). Ağızdan ağıza pazarlama kavramı (Word of Mouth Marketing-WOMM),
Word of Mouse Marketing, Buzz Marketing (vızıltı pazarlaması), Viral Marketing
(sözlü pazarlama) olarak da kullanıldığı görülmüştür. Bu kavramlardan Word of
Mouse ve Viral kavramları klasik anlamdaki Mouth kavramının elektronik ortamdaki
(İnternet’teki) karşılığı olarak düşünülebilir (Gülmez, 2011:31)
2.8.1. Viral Pazarlama
Ağızdan ağıza iletişim teknikleri internet pazarlamasında da önemlidir.
Tüketiciler genellikle arkadaşlarından gelen bir elektronik posta mesajını en
güvenilir kaynak olarak görmektedir. Bir araştırmacı olan Draper Fisher Jurvetson,
1997 yılında biyolojik virüsün yayılmasına benzer bir şekilde elektronik ortamda
mesajın yayılması arasındaki benzerliğe dikkat çekerek “viral pazarlama” terimini
kullanmıştır (Deal ve Abel, 2001: 38’den ak. Argan ve Argan, 2006: 233).
Kelime anlamı olarak bakıldığında virüslerle bulaşan anlamına gelen viral,
pazarlamada var olan iletişim ağlarında ağızdan ağıza iletişimle adeta bir virüs gibi
mesajların internet üzerinde yayılmasıdır. Yani viral pazarlama firma, ürün veya
hizmet ile ilgili bilgilerin internet üzerinden tavsiye edilmesine dayanır. Halihazırda
var olan networklerde başlatılan tanıtım, kişilerin tanıdıkları vasıtasıyla yapılır.
Firmaların müşterilerine tanıtım amaçlı gönderdikleri e-postalar viral pazarlama
tanımına girmez (Zoral Yücebaş, 2010: 68). Tüketiciler arasında çabuk ve katlanarak
artan bir şekilde yayılan bir pazarlama mesajını iletme çabasıdır. Son yıllarda
özellikle de forum sitelerinde insanlar yaşadıkları sağlık deneyimlerini birbirlerine
aktarmakta ve okuyucular bu deneyimlerden oldukça etkilenmektedirler (Aba,
72
2011:47). Çok daha ucuz ve hızlı bir pazarlama yöntemi olmasından ağızdan ağıza
iletişimi kolaylaştırmaktadır.
2.8.2. Fısıltı Pazarlaması (Buzz Marketing)
Ağızdan ağıza iletişimin alt kavramlarından bir diğeri fısıltı yoluyla
pazarlamadır. Küreselleşen dünyada en popüler pazarlama trendlerinden biri haline
gelmeye başlamıştır. İngilizce terminolojide "buzz marketing" olarak geçmektedir.
Genelde dedikodu ya da fısıltı pazarlaması olarak anılmaktadır (Hughes, 2005:2’den
ak. Şimşek, 2009:62). Bu ağızdan ağıza pazarlama uygulaması eğlenceli haberler
üzerinde bir araya getirilen insanların markayla ilgili konuşmalarının sağlanması
tekniğidir. Genellikle konusunda uzman ya da tanınmış kişilerin ürün ya da
hizmetlerle ilgili düşüncelerinin asıl etkiyi yaratacağı varsayılan ağızdan ağıza
pazarlama tekniğidir. Buzz pazarlama yönteminde temel amaç, sözü edilmeye değer
bir deneyim yaratmak ve bu deneyim üzerinden daha fazla insana dokunmaktır.
(Çepni, 2011:52). Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde kişilerin deneyimlerini
büyük kitlelere aktarma olanakları ortaya çıkmış bu sebeple de söylenti
pazarlamasının etkileri güçlenmiştir. Ürün ve hizmet sunumunda bu yöntemin etkin
kullanılmasının önemi giderek artmaktadır. Çünkü bu tür pazarlama yönteminde
sosyal ve şebeke (network) etkilerinden yararlanma olanağı ortaya çıkmıştır. Bu
yöntemin çıkış noktası şirketlerin artık yalnızca bireylere değil, müşteri şebekelerine
satış yapma düşüncesini geliştirmeleri ve bu konuda etki yaratacak yöntemleri
keşfederek uygulamalarıdır. Bireyleri alıma teşvik eden etkilerin başında sosyal etki
gelmektedir. Bu etki popüler kültüre dahil olabilmek için yaratılmakla birlikte,
pazarlamacıların karşısına, izlenecek farklı yollar çıkarmaktadır (Kalyoncu’dan ak.
Özer, 2009: 57).
2.8.3. İnternet Üzerinden Ağızdan Ağıza Pazarlama
İletişim teknolojilerinin kaydettiği gelişime bağlı olarak ortaya çıkan internet,
gündelik hayatın önemli araçlarından birisi konumuna gelmiştir. Pek çok insan
73
internetten farklı amaçlarla herhangi bir şekilde yararlanmaktadır. İnterneti dünyanın
farklı coğrafyalarında bilgisayarların birbirlerine bağlanarak oluşturdukları ve
milyonlarca kullanıcının aynı anda veya değişik zamanlarda kullandığı bir iletişim
ağı olarak tanımlamak mümkündür (Bakan, 2008: 373).
Günümüzdeki en ucuz, en hızlı ve en kolay iletişim aracı şüphesiz internet’tir.
İnternet’le birlikte gelişme gösteren, e-posta, haber grupları, postalama listeleri,
anında mesaj sistemleri (MSN gibi), Facebook, Twitter, Linkedin, FriendFeed gibi
sosyal paylaşım siteleri pek çok kullanıcının kullandığı, iletişim ve haberleşme
araçlarıdır. Günümüzde internet, günlük yaşantımızın bir parçası olmakta, insanlar
internet sayesinde haberleşmekte, mesaj iletmektedir. Günlük hayatta karşılaştığı
sosyal, kültürel, ekonomik sorunları başkalarıyla paylaşabilmektedir. Alışveriş
esnasında yaşadıklarını üçüncü kişilere duyurmaktadır. Artık internet bir tür ağızdan
ağıza iletişimin bir mecrası olmuş durumdadır (Gülmez, 201:31). Günümüzde
tüketiciler interneti kullanarak geniş kitlelere ürün ve hizmetle ilgili duygularını ve
düşüncelerini kolay bir şekilde aktarabilmektedir (Schindler ve Bickart, 2005:35).
İnternetin rolü ve açtığı yeni iletişim yolları, ağızdan ağıza iletişim’in beklenmedik
bir şekilde yayılmasının önemli bir birleşenidir. Çünkü çok fazla insana
düşüncelerini paylaşma gücü verdiğinden blog ve sosyal medyanın önemi büyüktür
(Sernovitz, 2012:18). Etkileşimli bir araç olarak tüketicilere ve işletmelere yer ve
zaman kısıtlaması olmaksızın birbirleri ile doğrudan iletişim kurma fırsatı
sunmaktadır (Çabuk ve Yağcı, 2007:335). Bugün fikir virüsleri çok hızlı
taşınabilmektedir. Onları taşımakta kullanılan araç ucuz ve hızlı olduğu için, fikirler
her gün biraz daha hızlı, biraz daha ucuz yol alabilmektedir. Stephen King'in yeni
romanındaki sözcükler (internette yayımlandığı ilk hafta içinde 600.000'den fazla
insan tarafından okunmuştur) gibi bir fikrin dolaşıma girme süresi giderek sıfıra
doğru yaklaşmaktadır (Godin, 2006:17).
İnternette ağızdan ağıza iletişimden en etkin şekilde faydalanmak için
yapılması gereken altı madde vardır. Bunlar (Silverman, 2007:129-130):
74
1. İnsanlara ürün satışlarını etkileyebilecek her forum, liste grubu ve diğer
internet araştırma ortamını takip etmeleri görevi verin. Bazıları yalnızca
müşterilere açık olacaktır; bu yüzden giremezsiniz. Bu durumda
müşterilerinizden birisinin en azından size rapor vermesini ya da ilgili
bilginin kopyalarını göndermesini sağlayın.
2. Çeşitli ağızdan ağza yayılma özelliklerini sitenize uygulayın.
3. Web sitenizin tamamında testimonyaller ve uzman onayları olmasını
sağlayın. Mesajların karar sürecinin aşamasına ve ikna etmeye çalıştığınız
müşterilerin benimseme kategorisine uyduğundan emin olun.
4. Bunu nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız, her şeyi bırakın ve e-posta
programınıza nasıl dağıtım listeleri kuracağınızı öğrenin.
5. İnsanları konuşturarak sıra dışı şeylerin hepsini iletmek ve göstermek için
web sitenizi kullanın.
6. Kendi alanlarına ürünler tavsiye eden uzmanlar ve servislere bağlanın.
Bilginin aracılarını öğrenin ve onlara bağlanın.
2.9. Ağızdan Ağıza İletişimin En Başarılı Olduğu Sektörler
Ağızdan ağıza iletişim stratejilerinin işletme tarafından kullanılabilmesi için
öncelikle işletmenin iyi bir mal ya da hizmete sahip olması gerekmektedir. Aksi
takdirde sadece mal ya da hizmetle ilgili kötü haberler yayılacaktır. Tek başına
ağızdan ağıza iletişim stratejileriyle mal ya da hizmetin olumsuz yönlerinin
yayılması önlenememektedir. İkinci önemli faktör, işletmenin çalışanlarının ağızdan
ağıza iletişimdeki payının gözden kaçırılmamasıdır. İyi ya da kötü konuşulan her şey,
son derece etkili olabilmektedir. İşletme içinden bir çalışan, işletme hakkında
olumsuz konuşmaya başladığında müşteriler bu olumsuzlukları büyük bir özenle
toplayıp, diğerlerine ileteceklerdir. Bu sebeple işletmenin çalışanlarını koşullar ne
kadar kötü olursa olsun, olumsuz ağızdan ağıza iletişimden kaçınmaları hususunda
eğitmesi gerekmektedir (Wilson, 1991’den ak. Kılıçer, 2006:37).
75
Ağızdan ağıza pazarlamanın keşfedildiği Amerika’da bir danışmanlık
şirketinin yaptığı araştırmaya göre tüketiciler sırasıyla (Schiffman ve Kanuk,
2004:197’den ak. Şimşek, 2009:56):
1- Otomotiv
2- İçecekler
3- Çocuk Ürünleri
4- Finansal Hizmetler(Bankacılık Hizmetleri)
5- Yeme/içme
6- Sağlık ve Sağlık Harcamaları
7- Aile Ürünleri
8- Teknoloji
9- Seyahatler gibi konularda birbirlerine tavsiyelerde bulunmakta aynı
zamanda kullandıkları mal ve hizmetlerin de ağızdan ağıza pazarlamasını
yapmaktadırlar.
Ağızdan ağıza pazarlama bazı sektörlerde çok daha etkili olmaktadır. Bu
etkinin bazı koşullarda değer değiştirmesi; geleneksel reklamların etkisine, ürün ve
fiyat kategorisine, öngörülen riske, sahip olunan bilgiye, ihtiyaç duyulan bilginin
bulunabilirliğine ve ulaşılabilirliğine, bilginin değerine vb. bağlı olmaktadır
(Hüseyinoğlu, 2009:71). Bu faktörler dışında ağızdan ağıza bilgi alış-verişi yapılacak
ürünün, bilgiyi paylaşacak bireyler tarafından ne derece hassas ve gizlilik gerektiren
bir konu olduğu da önem taşımaktadır. Örneğin, tüketicilerin kuaförleri hakkında
konuşması oldukça kolaydır. Başka bir tüketicinin sorusu ile bireyler kendi kuaförleri
hakkında tereddüt etmeden konuşabilmektedirler. Buna karşılık birçok kişi, özel
terapistinden bahsetmek isteyemeyebilir. Tüketici konuyu ne zaman açacağından
emin olmayabilir ya da kullanacağı sözcükleri titizlikle seçmeye çalışır (Godin,
2006:27).
Ağızdan ağıza pazarlamaya daha hızlı cevap verecek ve daha başarılı
sonuçlar doğurabilecek sektörler; Hızlı Tüketim Malları Sektörü, Hizmet Sektörü
(Sağlık, Finans, Eğitim), İlaç Sektörü, Bilgi Teknolojileri, Lüks Mallar Sektörü
olarak sıralanabilmektedir (Hüseyinoğlu, 2009:73).
76
2.10. Hizmet Sektöründe Ağızdan Ağıza İletişim
Hizmet pazarlama sektöründe ağızdan ağıza iletişimin gücü, müşterilere ilgi
gösterdiği için diğer herhangi bir sanayi sektöründen daha önemli olduğu kabul
edilmektedir (Sun ve Qu, 2011:211). Tüketiciler hizmet satın alımından kaynaklanan
riski ve belirsizliği azaltmak için ağızdan ağıza pazarlamaya güvenmişlerdir. Ürün
alıcılarıyla karşılaştırıldığında, hizmet alıcılarının kişisel kaynakların satın alım
öncesi tavsiyelerine güvendikleri gibi konu hakkındaki bilgilerine de daha fazla
güvendikleri belirtilmiştir (Murray, 1991:17).
Hizmet sektörünün tüketicilere sunduklarının el ile tutulamayacak türden
olmasından dolayı satın alım yapacak bireylerin değerlendirme yapması göreceli
olarak zordur (Çelikkan, 2009:8). Hizmet pazarlaması literatürü hizmetin
dokunulmazlık düzeyi arttıkça tüketicinin karar alma sürecinde algıladığı riskin de
arttığını, dolayısıyla hizmetlerde var olan dokunulmazlık düzeyini en aza indirmenin
önemli olduğunu öne sürmektedir (Çepni, 2011:55). Bunun bir sonucu olarak
tüketiciler, daha önce ilgili hizmetten satın alım yapmış veya halihazırda ilgili
hizmeti kullanan kimselerden fikir almaya çalışmaktadır (Çelikkan, 2009:8).
Hizmet kalitesinde müşterinin algısı, diğer müşteriler arasında olumlu
söylentiler yaymak için önemli bir rol oynadığı yaygın olarak kabul edilmektedir. Bu
nedenle insanlar diğer pazarlama kanallarına güvenmekten daha çok hizmeti
deneyimlemiş başka kişilerin fikirlerine güvenmektedirler (Sun ve Qu, 2011:211).
Hizmet tüketicileri, sponsor, promosyon kaynaklarından ziyade arkadaşlarından,
ailelerinden, eşlerinden bilgi aramayı tercih ettiklerini bulmuştur. Hizmetler tüketim
öncesinde ölçülmesi zor olan yüksek itimat özelliklerine sahiptir. Hizmetin
soyutluluğu ve potansiyel heterojen performansı ağızdan ağıza iletişim’e neden
olmaktadır (Murray, 1991’den ak. Buttle, 1998:250).
77
Özellikle hizmet pazarlamasında, ağızdan ağıza pazarlamanın önemli
olmasına sebep olan 4 boyut bulunmaktadır (File vd., 1992:6-7’den ak. Çelikkan,
2009:9).
•
İlgililik: Satın alım yapılacak olan hizmet türünün, tüketici için önemini
ve bu hizmetin tüketicinin kendi değerlerini ve imajını yansıtmasıyla ilgili
boyutu açıklamaktadır. Tüketiciler, ilgililik boyutuna göre hizmet grupları
arasında farklılık göstermektedirler.
•
Algılanan Risk: Tüketiciler, genellikle çeşitli şartlar altında risk algılar.
Örneğin; hedefleri belirsiz olduğunda, kendi beklentileriyle en iyi uyuşan
hizmetin hangisi olacağını belirlemede şüpheleri bulunduğunda veya
beklentilerinin tam tersiyle karşılaşacakları bir hizmeti ve/veya markayı
tercih etmeleri durumları karşısında risk algıları oluşmaktadır. Tüketiciler,
algılanan riskin üstesinden gelmek için iki yola başvurmaktadır. Birincisi,
olumsuz neticelerin büyüklüğünü azaltmaya çalışmak, ikincisi ise olumlu
çıktıların kesinliğini arttırmaktır.
•
Değerlendirme
Güçlüğü:
Hizmetlerin,
mallara
göre
daha
zor
değerlendiriliyor olmasından tüketicilerin ağızdan ağıza pazarlamaya
fazlasıyla başvurdukları bilinmektedir. Bunun sebebi, hizmet kalitesini
ölçmenin tek yolunun daha önce satın alım yapmış tüketicilerin tatmin
durumlarıyla ilgili değerlendirmelerinin önemli olmasıdır.
•
Karmaşıklık ve Ayrılma: Karmaşıklık açısından yüksek bir hizmeti
değerlendirmek için pek çok aşamayı tamamlamak gerekmektedir ve bu
tür hizmetleri değerlendirmek görece zordur. Yüksek ayrılma ise hizmet
sağlayıcının tüketiciye çok farklı alternatifler sunduğu durumdur. Böyle
koşullarda tüketici, olası getirilerin belirsizliğinden dolayı ağızdan ağıza
pazarlamaya önem vermektedir.
78
Hizmetlerin farklı özelliklerinin farklı bir pazarlama yaklaşımı gerektireceği
bugün artık yaygın olarak kabul görmüş bir olgudur. Ağızdan ağıza iletişimin birçok
hizmet pazarında önemli olması, reklamları bu eğilimden yararlanacak biçimde
kullanma fırsatı yaratmasıdır. Memnun müşterilerin deneyimlerini diğer insanlara
aktarmaları için ikna etmek, müşterileri, müşteri olmayanlara ulaştırmaları amacıyla
iletişim materyalleri geliştirmek, reklamlarda fikir liderlerini hedeflemek ya da
muhtemel müşterileri ağızdan ağıza iletişim yoluyla bilgi sahibi olmaları için
yönlendirmek ve reklamlarda memnun müşterilerin yorumlarını açıklamaları bu
konuda örnek gösterilebilir (Öztürk, 2006:103-104)
Kişisel bilgi hizmet sektöründe, ürün sektöründe olduğundan çok daha güçlü
bir etki yaratmaktadır
(Mangold vd., 1999:74). Bu nedenle, hizmet sektörünün
içinde yer alan eğitim, finans ve sağlık konuları özellikle ağızdan ağıza pazarlamanın
aktif olarak kullanıldığı alanlardır (Uzunal ve Uydacı, 2010:89). Bazı hizmetlerde
risk yüksektir ve bu riski azaltmanın en güvenilir yolu çevrenizdeki insanların size
vermiş oldukları tavsiyelerdir. Hizmetin soyut özelliğinden dolayı da tüketiciler
ağızdan ağıza iletişime başvurmaktadır.
Sağlık sektöründe tüketiciler, karşılaşılan herhangi bir sağlık sorununda
karşılaştırma yapılacak fiyat gibi objektif bir bilgiye değil, sonuçta amaçlanan
iyileşme veya iyileşememe sonuçlarına, yani yarara önem vermektedirler.
Karşılaşılan hastalık, teşhis, tedavi… vb. gibi riske atılmayacak bir durumda da yine
reklam vb. güvenilirlikleri tartışılır kaynaklara değil, dost ve arkadaş tavsiyelerine,
hatta özellikle böyle bir durumla (karşılaşılan hastalık vb.) karşılaşan ve kar amacı
gütmeyen bireylerle iletişime geçmektedirler (Uzunal ve Uydacı, 2010:89).
Profesyonel hizmet bağlamında müşteriler bilgi girişini diğer müşterilerden
öğrenmeye çalışmaktadırlar. Bu satın alma kararı üzerinde çok etkili olmaktadır
(Buttle, 1998:250).
Günümüz sağlık hizmetleri, profesyonel işletmecilik bakış açısı ile
şekillenmektedir. Daha fazla hasta çekme, gelen hastaları memnun etme ve hastanın
79
ihtiyaç duyduğunda tekrar aynı hastaneyi tercih etmesini sağlama sağlık
yöneticilerinin gündemlerindeki konulardandır (Uzunal ve Uydacı, 2010:89). Sağlık
kurumlarının başarısı ve yaşamını devam ettirebilmesi, büyük ölçüde hastalarının
istek ve beklentilerini karşılayabilme becerisine bağlı olmaktadır. Tüm müşteri
gruplarının istek ve beklentileri birbirinden farklı olduğu için sağlık kurumları
yöneticilerinin her müşteriyi tatmin etmek için farklı stratejiler geliştirmesi
gerekmektedir. Bunun yanında müşteri tatmininin sağlanmasının başka bir yararı da
vardır. Müşteriler daha çok hoşlandıkları işletmeler hakkında diğer potansiyel
müşterilerle konuşmaktadır. Bu ağızdan çıkan olumlu kelimeler sayesinde yeni
müşterileri kazanma işini daha kolay yapabilmektedir (Woodruff ve Gardial,
1996:5’ten ak. Kılıç, 2008:312).
Ayrıca ağızdan ağıza iletişimden yararlanmak, kaynakları kısıtlı olan kâr
amacı gütmeyen sağlık kurumları için de iyi bir tutundurma yöntemi olabilir.
İnsanlar doğru doktoru, öğretmeni, tamirciyi, berberi bulabilmek için daha önce
deneyimi olan kişilerin fikirlerinden yararlanırlar. Sağlık hizmetlerinden memnun
olmuş bir hastanın referans olacağı kişi sayısının, sağlığın hayati önemini de hesaba
katarak diğer hizmet sektörlerine göre daha fazla olması beklenir. Başka bir deyimle,
hizmet alanların beklentilerini aşan bir sağlık hizmetinin tutundurma aracı olarak
kullanılmasının oldukça etkili ve ucuz olduğu söylenebilir. Bundan dolayı sağlık
hizmetleri, tutundurma yöntemi olarak ağızdan ağıza iletişimin kullanılması için
oldukça elverişlidirler. Özellikle de estetik cerrahi, kadın hastalıkları, psikiyatri gibi
mahrem kabul edilen dallarda ağızdan ağıza iletişimden yararlanmak daha kolay
olabilir. Zira bu hizmetlerin hizmet alanın mahremiyetine giren özelliğinden dolayı
bu iletişim çemberi sadece bu hizmeti alanlarla ve bu hizmeti almak için en iyi yeri
seçmek durumunda olan kişilerle sınırlıdır. Örneğin yapılan bilimsel araştırmalar
kadınların cinsel konularla ilgili bilgilerini ve bu konuda hizmet alabilecekleri
kurumları genellikle yakın çevrelerinden öğrendiklerini göstermektedir
(Karakaya, 2004’ten ak. http://saglikpazarlamasi.com.tr/WOM).
80
Özellikle az rastlanır veya her yerde konuşulması tercih edilmeyen
rahatsızlıklarda online ortamlar güçlü bir alternatif oluşturmaktadır. Bu alanda
kurulan bloglar ve dayanışma grupları ağızdan ağza iletişim yolluyla benzer durumda
olan hastalara çözüm önerileri sunmaktadır. Bu grupların maddi anlamda bir çıkar
sağlamaması ve ortak deneyimleri yaşamış olması bireylerin bu topluluklara
güvenmesini sağlamaktadır (Hüseyinoğlu,
2009:76).
Tüketiciler kaliteli sağlık
uzmanlarını bulabilmek için tavsiyelere diğer sektöre nazaran sağlıkta daha çok
ihtiyaç duymaktadır.
2.11. Sağlık Hizmetinde Ağızda Ağıza İletişim İle İlgili Yapılan Çalışmalar
Günümüze kıyasla geçmişte hastane ve doktor sayısı sınırlı olduğundan
hastalar gideceği hastaneye ya da seçeceği doktora karar verirken çevresindeki
kişilerin yorumlarına çok fazla ihtiyacı yoktu. Aynı zamanda hastaların hekim seçme
şansı da bulunmamaktaydı. 7 Ekim 2007 tarih ve 9379 sayılı Sağlık Hizmeti
Sunumunda hastalar hekim seçme ve değiştirme hakkı elde etmiştir. Bu hak ile
birlikte hangi hastane ve doktora gideceğine kendisi karar vermektedir. Ancak
tüketiciler bazı durumlarda dost ve arkadaş tavsiyelerine özellikle de benzer
hastalıkları yaşayan kişilerle de iletişime geçmektedir.
Teknolojideki gelişmelere bağlı olarak günümüzde tüketiciler sağlıklarıyla
ilgili bilgileri araştırmaya daha fazla yönelmektedirler. Dolayısıyla tüketiciler, sağlık
sorunlarının ve bunların çözümlerine yönelik tedavi alternatiflerinden daha fazla
farkında olmakta ve sağlık kuruluşlarını/hastaneleri araştırmaktadırlar (Sanchez,
2002:20). Sağlık hizmetinin tüketicisi olan hastalar hastane seçimlerinde pasif
durumdan daha aktif bir duruma geçmiştir. Ticari amaç gütmeyen kişilerden alınan
bilgilerle hizmetlerin belirsizlikleri ve risklerini minimize etmektedirler.
Yıllardır ağızdan ağıza iletişimin insanların ne bildikleri, ne hissettikleri ve ne
yaptıkları üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğu kabul edilmektedir (Buttle,
81
1998:241). Sunulan sağlık hizmetinin soyut olmasından dolayı tüketiciler hastane
seçiminde de ağızdan ağıza iletişime başvurmaktadır.
Hastane seçimiyle ilgili olarak literatürde yer alan çalışmalarda konunun
farklı yönlerinin ele alındığı görülmektedir. Literatürde konuya ilişkin yapılmış olan
çalışmaların bazıları aşağıda yer almaktadır.
Gombeski vd., hastalara yaptığı ankette yeni hastaların % 50’sinin bir sağlık
merkezi ile ilgili tanıdıklarından alınan iletilerin karar üzerinde çok etkili olduğunu
bulmuşlardır. Johnson ve Meischke, tarafından yapılan örneklendirmede hastaların
kanser tedavisi için doktorlardansa arkadaş ve ailelerinden alınan bilgileri daha fazla
tercih ettiklerini göstermiştir (Gombeski vd., 1988; Johnson ve Meischke, 1991’den
akt. Buttle, 1998:250). Hastaların Mayo Kliniği seçme nedenlerinin belirlenebilmesi
amacıyla uluslararası düzeyde yapılan çalışmada birinci sırayı yüksek bir oranla
(yaklaşık % 65) arkadaş ve akraba tavsiyesinin aldığı tespit edilmiştir (Hathaway ve
Seltman, 2001:21). Yapmış oldukları çalışmada, hastaların özel hastane tercihlerinde
birinci sırada önemli olan etkenin (% 31) o hastaneden daha önce hizmet almış
hastaların tavsiyeleri olduğu tespit edilmiştir. Hastaların hastane tercihinde
davranışsal niyetlerden tavsiyenin önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Hastaların
% 49’u tavsiye üzerine (eski hasta tavsiyesi, doktoru tanıma ve hastanede yakınının
olması) ve %26’sı geçmiş tecrübelerine dayanarak (eski hastası olma, hastanenin
temiz, bakımlı ve modern olması) tekrar bu hastaneyi tercih ettiklerini belirtmişlerdir
(Varinli ve Çakır, 2004:43-44). Hastane tercihinde etkili olan faktörlerin belirlenmesi
amacıyla yapılan çalışmada, üniversite hastanesinde yatan hastaların sürekli gittiği
doktorun olması %48, belirli bir doktorun tavsiye edilmesi %34, daha önceden
hastanede yatma %38, daha önceden hastanede ziyarete gitme %38, arkadaş tavsiyesi
%26 ve pazarlama iletişimi %10’dur (Trevor vd., 1990:6).
Usta ve Tengilimoğlu, (2000), sağlık hizmetlerinde reklam ve hastaların
reklama bakış açısı konulu yapılan çalışmada, hastaların sağlık hizmetleri konusunda
kullandıkları en önemli bilgi kaynakları arasında arkadaş, akraba tavsiyeleri (% 28,3)
82
yer aldığı tespit edilmiştir. Alkibay ve Kılıçlar (2002), doğal beslenme destekleri
konulu çalışmasında, doğal beslenme desteği kavramının duyulduğu iletişim
kaynakları arasında gazete, dergi, Tv (% 30) ilk sırada yer alırken, aile ve arkadaş
tavsiyeleri ikinci (% 26, 4) ve üçüncü (% 22,3) sırayı almıştır. (Tokuç ve ark., 2005),
15-49 yaş evli kadınların aile planlaması hakkında bilgi düzeylerinin belirlenebilmesi
amacıyla yapılan çalışmada, kadınların kontraseptif yöntemlerini ve sağlığa olan
yarar/zararlarını öğrenme kaynakları arasında ebe ve hemşireler ilk sırada yer alırken
(% 61,9), eş, dost ve akrabalar ikinci sırada (% 40,1) yer almıştır. Ferguson ve ark.
(2006),
hastane
seçiminde
pozitif
ağızdan
ağıza
iletişimin
öneminin
belirlenebilmesine yönelik yapılan çalışmada, en çok tavsiyesine başvurulan kişilerin
daha önce o hastaneden memnun kalmış olan hastalar (% 49) ve doktordan (% 34)
sonra arkadaş ve akrabaların tavsiyelerinin (% 13) yer aldığı belirlenmiştir. ColonRamos ve ark. (2009), sağlık ve beslenme ile ilgili bilgiyi hangi kaynaktan aldıkları
yönündeki çalışmada birinci sırada aile üyelerinden (4.0/5.0), ikinci sırayı da
doktordan (3.7/5.0) ve arkadaşlardan (3.7/5.0) aldıkları tespit edilmiştir (Ak. Aba,
2011:57-58). Aba 2011, yaptığı çalışmada da bireylerin özel hastane tercihlerinde %
24,4, özel muayenehane tercihlerinde % 22,4, sağlıkla ilgili konularda tavsiyesine
güvendikleri kişiler arasında % 41 ve sağlık ile ilgili bilgileri öğrenme kaynakları
arasında da % 18,6 ile bireylerin yakın çevresinin (aile, dost, komşu, akraba) etkili
olduğu söylenebilir
Dr. Siyami Ersek Hastanesi’nin 250 yatan hastasına, sağlık hizmeti aldıkları
sağlık kurumuna ilişkin markanın önemli olup olmadığını araştırmak amacıyla
yaptığı çalışmada, hastaların hastaneden haberdar olmak için kullandıkları bilgi
kaynakları incelendiğinde; yüksek oranda (%74,4) tavsiye ile bilgilendiğini
söylemiştir (Öztürk, 2007:88). Dördü kamuya ait olmak üzere toplam on hastaneden
hizmet almış olan toplam 374 hasta üzerinden gerçekleştirdikleri çalışmada,
araştırmaya katılan hastaların, hizmet aldıkları hastaneleri tercih etmelerini etkileyen
ikinci önemli nedenin (4,63), çevrenin tavsiyesi (eş, dost, akraba, komşu, arkadaş
gibi) olduğu görülmektedir (Zerenler ve Öğüt, 2007:515). Marmara Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi’nde 135 hasta üzerinde gerçekleştirilen bir çalışmada, hastaların
83
% 70.7’si de bir yakını için gerekirse hastaneyi tavsiye edeceklerini belirtmişler
(Önsüz vd., 2008:36). Hastalara “sizi muayene eden doktoru başkasına tavsiye eder
misiniz?” sorusuna araştırmaya katılan hastaların % 88,3’ü kendilerini muayene ve
tedavi eden doktoru başkasına tavsiye edebileceğini ifade ederken, % 7’si bu konuda
çekimser görüş bildirmiş, % 4,7’si de olumsuz görüş bildirmiştir (Zaim ve Tarım,
2010:18). Bir grup yaşlı bireyde ilaç kullanım uygulamaları ve ilaç bilgi düzeylerinin
belirlenmesi amacıyla yapmış oldukları çalışmada, reçetesiz ilaç kullananların % 6’sı
eş, dost, komşu tavsiyesi yüzünden kullandıkları belirlenmiştir (Dolu ve Bilgili,
2010:39). Yapmış oldukları çalışmada hastaların %25,77’si sağlık hizmeti almadan
önce karar verirken en çok arkadaştan daha sonra %24,74’ü ile iş arkadaşından,
%17,53’ü ile akrabasından etkilendiğini söylemişlerdir (Uzunal ve Uydacı, 2010:90).
Karaman il merkezindeki Özel Selçuklu Hastanesinde yapmış olduğu çalışmada,
“tercih nedenleri hastaneye geliş sıklığına göre incelendiğinde”, kuruma ilk defa
gelen hastaların %41.4’ ünün tavsiye üzerine geldiği görülmüştür (Bal, 2011:114).
Konya da gerçekleştirdiği hekim seçme uygulaması ile ilgili çalışmada analiz
sonucuna göre, hekimlerin seçilme özelliklerinin yer aldığı yedi itemi bir grupta
toplayan ve toplam varyansın % 10,49’unu açıklayan ikinci faktör tavsiye olarak
belirlenmiştir (Uludağ, 2011:131).
Yapılan araştırmalara bakarak kişilerin hastane seçiminde ya da sağlık ile
ilgili konularda, eş, dost ya da akrabalarının tavsiyelerine başvurdukları görülmüştür.
Ülkemizde hastane tercihini belirleyen etmenlerin ortaya çıkarılması
konusunda yapılan çalışmalar çoğunlukla belirli bölgeler / merkezler çerçevesinde ve
sınırlı örneklemler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu anlamda tüm ülkeyi kapsayacak
ve ülkemizde sağlık sektöründe hizmet veren kuruluşların tercih edilirliğini
inceleyecek şekilde bir araştırma henüz yapılmamıştır. Sağlık kurumuna başvuran
hastaların sayısını belirleyen en önemli etken elbette ki hastaların doğrudan
kendileridir. Bireyin hastalanma durumunda tedavi hizmeti almak için hangi sağlık
kurumuna başvurmayı tercih edeceği ve bu tercihini etkileyen etmenlerin neler
olduğu giderek artan bir araştırma konusudur (Özkoç, 2013:268-269).
84
Bu konuda ülkemizde yapılan çalışmalardan biri Ankara Üniversitesi İbn-i
Sina Hastanesi, Gazi Üniversitesi Gazi Hastanesi, SSK Etlik Eğitim Hastanesi
polikliniklerinde özel muayene olan hastalar ile bir özel hastanede muayene olan
hastalar üzerinde gerçekleştirilmiş olan çalışmadır. Çalışmada hastane seçiminde
birinci derecede etkili olan faktörün sağlık kuruluşunun yakınlığı olduğu tespit
edilmiştir (Tengilimoğlu, 2001:90-94). Hastaların hastane tercihinde etkili olan
halkla ilişkiler faaliyetlerini belirlemek amacıyla yapılan çalışmada, deneklerin
hastane tercihinde etkili olan faktörlerin başında %45,1 ile iyi ve başarılı bir imajının
olması gelmektedir (Canöz ve Ayhan (2006:81).
Dördü kamuya ait olmak üzere toplam on hastaneden hizmet almış olan
toplam 374 hasta üzerinden gerçekleştirdikleri çalışmada hastaların hastane tercih
nedenlerini araştırmışlardır. Çalışmada sağlık kurum tercihini en çok etkileyen
etmenin “sosyal güvenlik kurumu anlaşmasının olması” (% 4,87) önemli ölçüde
etkili olduğu görülmektedir (Zerenler ve Öğüt, 2007:515). Marmara Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi’nde 135 hasta üzerinde gerçekleştirilen bir çalışmada hastanenin
tercih edilme nedenleri içerisinde sosyal güvence ve sevk (%42.2) birinci sırada yer
almıştır (Önsüz vd., 2008:36).
Akıncı ve arkadaşları, Ankara’da 1 özel ve 3 devlet hastanesinden hizmet
alan hastaların hastane seçim kararlarını etkileyen faktörleri araştırmışlardır. Çalışma
sonucuna göre, hastanenin erişilebilirliği, hastanenin imajı, hastanenin fiziksel
görünümü ve teknolojik yeterliliği hastane seçimini etkileyen başlıca faktörlerdir.
Tengilimoğlu ve arkadaşları ise Ankara’da devlet, özel ve üniversite hastanesinden
hizmet alan 971 hasta üzerinde yaptıkları çalışmalarında halka ilişkiler faaliyetlerinin
hastane seçimini nasıl etkilediğini ortaya koymuşlardır. Çalışma sonucuna göre,
halkla ilişkiler faaliyeti olarak personelin davranış ve tutumları hastane seçiminde
başlıca değişken olan hastanenin ününü desteklemektedir. Adaman ve arkadaşları,
İstanbul’da kamu ve özel sağlık hizmeti sağlayıcıları arasındaki seçimi etkileyen
hasta karakteristiklerini incelemişlerdir. Gelişmekte olan ülkelerde hastane
hizmetlerine erişim kolaylığını belirleyen bir faktör olan sosyal ağların varlığını
85
araştırmışlardır. Sosyal ağlar, bireyin sosyal sermayesine katkı sağlayan bireyler
arasındaki resmi olmayan bağlar ağıdır. Sosyal ağların kullanımı bilgi değişimi,
sosyal öğrenme, işbirliği-güven ve risk paylaşımı gibi 4 kategori altında
toplanmaktadır. Sosyal ağlar, sosyal bir çevrede bireyler arasındaki yakın ilişkilerle
bağlantılıdır. Çalışma sonucuna göre, yüksek düzeyde sosyal ağları olan haneler,
hastaneye erişim konusunda bu ağları kullanabilmektedirler (Akıncı vd. (2005);
Tengilimoğlu vd. (2008), Adaman vd., (2009)’dan ak. Özdemir vd., 2010:10).
Özdemir vd., Sosyal Güvenlik Reformu sonrasında hastaların hastane seçiminde
hangi demografik değişkenlerin ilişkili olduğunu araştırmışlardır. Bursa’daki üç
hastanede (özel, devlet ve üniversite hastanesi) ayakta tedavi gören 569 hastayla
kişisel görüşme sonucunda Soysal Güvenlik Reformu sonrasında tüketici olarak
hastaların hastane seçimlerinde demografik açıdan farklılıklar olduğunu ortaya
koymuşlardır.
Yıldırım
vd.
tarafından
Haseki
Eğitim
ve
Araştırma
Hastanesi
polikliniklerinde 550 hasta üzerinde gerçekleştirilmiş olan bir çalışmada bu
hastanenin tercih edilme sebeplerinden ilkinin doktorlara duyulan güven olduğu ve
bu etkeni randevu sisteminin işlerliğinin takip ettiği sonucuna ulaşılmıştır (Yıldırım
vd. 2009’ dan ak. Özkoç, 2013:268).
Özkoç (2013), hastane tercihleri ve bu
tercihleri etkileyen etmenlerin incelendiği çalışmada 2010 yılında TÜİK tarafından
gerçekleştirilen Yaşam Memnuniyeti Anketi verilerinden yararlanılarak yaptığı
araştırma sonuçlara göre ülkemizde bireylerin bir sağlık kurumunu tercih etmesinde
en büyük etkenlerden biri söz konusu kuruma ulaşım imkânıdır. Gerek uygunluk
analizi gerekse Nested Logit Model sonucunda gelir seviyesinin gidilen sağlık
kurumu tercihini oldukça yüksek derecede etkilediği belirlenmiştir
86
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Tüketicilerin Hastane Seçiminde Ağızdan Ağıza İletişimin Etkisi Üzerine
Bir Araştırma
Bu bölümde tüketicilerin hastane seçiminde ağızdan ağza iletişimin etkisi
üzerine araştırma bulguları ve yorum kısmına yer verilmiştir.
3.1. Araştırmanın Problemi
Son yıllarda Türkiye’de sağlık sektöründe yaşanan gelişmeler özellikle özel
hastanelerin sayısındaki artış rekabeti beraberinde getirmiştir. Bu rekabette özel
sağlık kuruluşlarının öncelikli amacı bireylerin daha sağlıklı bir hayat sürmeleri için
hizmet sunmuş olmaktır. Ancak özel sağlık kuruluşları bu hizmeti sunmak, rekabet
ortamında ayakta kalabilmek, hastaların tercih edilebilir bir kuruluş olmasını
sağlamak için de belirli finansal girdilere ihtiyaç duymaktadır. Bu da özel sağlık
kuruluşlarını ister istemez sunmuş olduğu hizmetlerden kar amacı gütmeye
yöneltmektedir. Tüm amaçlar dikkate alındığında, hastane yöneticilerinin daha etkili
pazarlama faaliyetleri gerçekleştirmelerini gerekli kılmıştır. Fakat ülkemizde sağlık
kuruluşlarının reklam ve tanıtım yapmasında bir takım kısıtlamalar söz konusudur.
İşte bu noktada sağlık kuruluşlarının geleneksel reklam ve pazarlama faaliyetlerinin
yanında sağlık hizmetinin tutundurma aracı olarak ağızdan ağıza iletişime gereken
önemin verilmediği düşünülmektedir. Burada önemli olan ağızdan ağıza iletişimin
diğer sektörler için olduğu kadar sağlık sektörü için de rakiplere üstünlük sağlama
açısından ne kadar önemli olduğunun gözden kaçırılmaması gerektiğidir.
Ağızdan ağıza iletişim kavramı özellikle yurt dışında önemli bir yere sahiptir.
Yapılan literatür taraması sonucunda ülkemizde ağızdan ağıza iletişim ilgili yüksek
lisans çalışmalarına ve makalelere rastlanmıştır. Bu alanla ilgili basılmış Türkçe
kaynak kitapların da yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Ağızdan ağıza
iletişim ile ilgili konular farklı açılardan ele alınmıştır. Sağlık alanında hasta
87
memnuniyetleri, tatmin düzeyleri ve hastaların algılamış oldukları hizmet kalitesi
düzeyleri vb. hakkında çalışmalar yer almaktadır. Sağlık sektöründe ağızdan ağıza
iletişim kavramının henüz yeterince irdelenmemiş olduğunu düşünülmektedir. Sağlık
alanında ağızdan ağıza iletişim ile ilgili çalışmaların çok az sayıda olduğu
saptanmıştır. Bu boşluğu gidermek adına araştırma yapılmaya değer görülmüştür
3.2. Araştırmanın Amacı
Genel olarak pazarda ve tüketicide meydana gelen önemli değişimler
geleneksel reklam ve pazarlama araçları ile tüketiciye hedeflenen şekilde ulaşılmayı
engellemektedir. Özellikle son yıllarda sağlık alanında gerçekleşen ilerlemeler ve
doktor/sağlık kuruluşu sayısındaki artış tüketicileri bir karmaşaya itmektedir. Bu
karmaşadan kurtulmak ve sunulan sağlık hizmetinin soyut olması, bazı ürünler gibi
kolay deneneme imkanın olmaması tüketicileri daha bağımsız ve daha objektif olan
bilgi kaynaklarına yönelmektedir.
Bu çalışmanın temel amacı, Diyarbakır il merkezinde yaşayan kişilerin sağlık
kuruluşları seçiminde ağızdan ağıza iletişimin etkisinin belirlenebilmesi amacıyla
yapılmıştır. Hastane seçiminde başkalarının tavsiyelerinin ne derece etkili olduğu ve
hastane tercihinde etkili olan faktörlerin neler olduğu gibi bilgiler ortaya koymak
amaçlanmaktadır.
Bu çalışmanın diğer amaçları; ağızdan ağıza iletişimin tüketici ve pazarlama
ihtiyacını karşılayacak pazarlama faaliyetlerinden etkili bir yöntem olup olmadığını
elde edilen sonuçlarla ortaya koymak, sağlık sektöründe henüz yeterince
irdelenmemiş olduğunu düşündüğümüz ağızdan ağıza iletişim kavramını ve bu
konunun sağlık kurumları için önemli olduğunu vurgulamak amaçlanmaktadır.
88
3.3. Araştırmanın Önemi
Özellikle yüksek bedel ödenmesi gereken ürünlerin satın alınmasında
fikirlerine güvenilen kişilerin görüşleri tüketiciler açısından oldukça önemliyken
tüketiciler sağlık hizmetinde de ticari amaç gütmeyen kişilerden tavsiye almaya
yönelmektedir.
Ağızdan ağıza iletişimin, tüketicilerin hastane seçiminde etkili olup
olmadığını belirlemek ve pazarlama iletişimi faaliyetlerine göre önemli bir etkiye
sahip olduğu düşünülen ağızdan ağıza iletişimin sağlık hizmeti satın almada katkısını
ortaya koymak açısından önem arz etmektedir. Sağlık alanında ağızdan ağıza iletişim
ile ilgili çalışmaların çok az sayıda olduğu saptanmıştır. Bu eksikliğin giderilmesi
açısından incelenmesi büyük önem taşımaktadır.
Bu çalışma ağızdan ağıza iletişim kavramının yeniden yükselen değerine
akademisyenlerin, hastane yöneticilerinin ilgisini çekmek ve bu alanda çalışmak
isteyenlere kaynak oluşturması açısından önemli görülmektedir.
3.4. Araştırmanın Soruları
Tüketicilerin hastane seçiminde ağızdan ağza iletişimin etkisini ortaya
koymak amacıyla yapılan çalışmanın temel araştırma soruları şu şekilde ifade
edilebilir;
S 1) Hastane tercihinin belirlenmesinde en önemli görülen bilgi kaynağı
hangisidir?
S 2) Başkalarının yaydığı olumsuz görüşler, bireylerin sürekli gittiği
hastaneyle ilgili görüşlerini etkilemekte midir?
S 3) Tüketiciler edindiği hastane hizmetindeki memnuniyetini başkalarına
aktarmakta mıdır?
89
S 4) Hastanenin tercih edilmesinde önem verilen faktörler ve önem düzeyleri
nelerdir?
S 5) Ağızdan ağıza iletişim tüketicilerin hastane hizmetinden haberdar
olmasını sağlayan etkili bir yöntem midir?
3.5. Araştırmanın Sınırlılıkları
Araştırma tüketicilerin hastane seçiminde kullanmış olduğu ağızdan ağıza
iletişim ile sınırlandırılmıştır. Bu amaçla Diyarbakır ilindeki hastanelerden hizmet
alan 16 yaş ve üzeri rastgele seçilmiş 500 kişi ile Aralık, 2013 tarihinde yüz yüze
anket yapılmıştır.
3.6. Araştırmanın Yöntemi
Çalışmamızda öncelikle tüketici davranışı ve ağızdan ağıza iletişim
kavramlarına yönelik ilgili literatür taranmış; yerli ve yabancı yazındaki araştırmalar
incelenerek çalışmanın teorik kısmı hazırlanmıştır. Araştırmada kullanılacak yöntem
nicel araştırma yöntemlerinden saha araştırmasıdır. Bu çalışmada saha araştırması
esas alınmıştır. Veriler Diyarbakır ilinde yaşayan kişiler ile yüz yüze görüşmeye
dayalı anket tekniği uygulanarak toplanmıştır.
Literatür taramasından elde edilen bilgiler ışığında tüketicilerin hastane
seçiminde ağızdan ağza iletişimin etkisini ortaya koymak üzere bir anket
hazırlanmıştır. 30 kişi üzerinde ön test gerçekleştirilmiştir. Ön test neticesinde anket
formunda gerekli değişiklikler yapılarak uygulamaya hazır hale getirilmiştir.
Kişilere 50 soruluk bir anket uygulanmıştır. Bu anket formunda 1. ve 23.
Sorular kapalı uçlu, 2-22/24-42. Sorular 5’li likert ölçeğini kullanıldığımız tutum
soruları oluştururken, 43-50. sorular da sosyo-demografik özelliklere ilişkin
sorulardır. (5’li likert tipi ölçekli sorularda ölçeğin seçenekleri; Hiç Etkili Değil (1),
Etkili Değil (2),
Kararsızım (3), Etkilidir (4), Çok Etkilidir (5); Kesinlikle
Katılmıyorum (1), Katılmıyorum (2), Kararsızım (3), Katılıyorum (4), Tamamen
90
Katılıyorum (5); Çok Önemli Değil (1), Önemli Değil (2), Kararsızım (3), Önemli
(4), Çok Önemli (5) olarak yer verilmiştir (Ek 1).
Her bir anket formu istatistik paket programı (SPSS 19.0) kullanılarak
bilgisayar ortamına aktarılmış ve analiz edilmiştir. Elde edilen verilerin analizi için
bir takım tanımlayıcı (frekanslar ve yüzde analizi),
açıklayıcı (faktör analizi-
exploratrory factor), Anova ve Bağımsız iki Örneklem (t testi) gibi istatistikler
kullanılmıştır.
3.7. Evren ve Örneklem
Araştırmanın evrenini Diyarbakır il merkezinde yaşayan ve hastanelerden
hizmet alan tüm kişiler oluştururken, bu kişiler içerisinden basit rastlantısal örneklem
ile seçilen 16 yaş ve üstü 500 kişi olarak belirlenmiştir. Çalışma Diyarbakır ilinde
Aralık, 2013 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Yapılan 500 anketten 21’i boş, doldurulan
49 anket eksik ve hatalı olduğu için geçersiz sayılmıştır. 430 anketin analizi yapılmıştır.
3.8. Verilerin Analizi
Araştırma kapsamında elde edilen verilerin analiz edilmesinde SPSS 19.0
programı kullanılmıştır. Analiz yöntemlerinden frekans, aritmetik ortalama, faktör
analizi ve anova, t testi kullanılmıştır. Bu kapsamda veriler frekans dağılım tabloları
alınarak çözümlenmiş, yargı cümlelerinin katılım düzeyleri açısından farklılıkları
görmek amacıyla da aritmetik ortalama ve standart sapmaları gibi betimleyici
istatistik değerleri alınmıştır.
3.9. Araştırmanın Bulguları ve Yorumları
Diyarbakır il merkezinde yaşayan kişilerle yapılın anket sonuçlarından elde
edilen bulgular ve yorumlara yer verilmiştir. Sonuçlar tablolar halinde düzenlenmiş
ve yorumlanmıştır.
91
3.9.1. Ankete Katılanların Demografik Özelliklerine Ait Bulgular
500 hastaya uygulanan anketin son 8 sorusu cinsiyet, medeni durum, yaş,
meslek, eğitim durumu, gelir durumu, sağlık güvencesi ve ikamet edinilen ilçe gibi
demografik bilgilerden oluşmaktadır.
3.9.1.1. Cinsiyete Göre Dağılım
Araştırmaya katılan kişilerin % 54,0’ ünü (232 kişi) kadınlar, % 44,7’sini ise
(192 kişi) erkekler oluşturmaktadır. Araştırmaya katılanlardan % 1,4’ü (6 kişi)
cinsiyet ile ilgili soruyu yanıtlamamıştır. Bu oran, katılımcıların az bir farkla
çoğunluğunun kadınlardan oluştuğunu göstermektedir.
Tablo 6. Katılımcıların Cinsiyete Göre Dağılımı
SAYI
YÜZDE GEÇERLİ YÜZDE
Kadın
232
54,0
54,7
Erkek
192
44,7
45,3
TOPLAM
424
98,6
100,0
6
1,4
430
100,0
Cevapsız
TOPLAM
3.9.1.2. Medeni Duruma Göre Dağılım
Katılımcıların % 52,3’ü (225 kişi) evli, % 45,8’i (197 kişi) bekar olduğunu
belirtmiştir. Araştırmaya katılanlardan % 1,9’u (8 kişi) medeni durum ile ilgili
soruyu yanıtlamamıştır.
92
Tablo 7. Katılımcıların Medeni Durumuna Göre Dağılımı
SAYI
YÜZDE
GEÇERLİ YÜZDE
Bekar
197
45,8
46,7
Evli
225
52,3
53,3
TOPLAM
422
98,1
100,0
Cevapsız
8
1,9
430
100,0
TOPLAM
3.9.1.3. Yaş Göre Dağılım
Anket sorularını yanıtlayan kişilerin yaş aralıklarına baktığımızda; % 38,6’sı
(166 kişi) 26-35 yaş arası, % 30,7’si (132 kişi) 16-25 yaş arası, % 20,7’si (89 kişi)
36-45 yaş arası, % 6,5’i (28 kişi) 46-55 yaş arası, % 1,6’sı (7 kişi) 56-65 yaş arası, %
0,5’i (2 kişi) 66 ve üzeri olduğunu belirtmiştir. Araştırmaya katılanlardan % 1,4’ü (6
kişi) yaş ile ilgili soruyu yanıtlamamıştır. 16-35 yaş aralığındaki hizmet alıcılarının
(% 69,3) ankete en fazla cevap veren grup olduğu görülmektedir.
Tablo 8. Katılımcıların Yaşa Göre Dağılımı
SAYI
16-25
132
30,7
31,1
26-35
166
38,6
39,2
36-45
89
20,7
21,0
46-55
28
6,5
6,6
56-65
7
1,6
1,7
66+
2
,5
,5
424
98,6
100,0
6
1,4
430
100,0
TOPLAM
Cevapsız
TOPLAM
YÜZDE GEÇERLİ YÜZDE
93
3.9.1.4. Mesleki Duruma Göre Dağılım
Araştırmaya katılan kişilerin meslek gruplarına baktığımızda; % 24,4’ü (105
kişi) ile memur ilk sırada yer almaktadır. % 21,2’si (91 kişi) işçi, % 17,2’si (74 kişi)
öğrenci, % 15,8’i (68 kişi) ev hanımı olarak sıralanırken % 9,1’i (39 kişi) serbest
meslek, % 4,0’ü (17 kişi) esnaf, % 3,5’i (15 kişi) diğer meslekler şeklinde
sıralanmaktadır. % 1,4’ü (6 kişi) emekli ve % 1,2’si (5 kişi) işsiz’ dir. Araştırmaya
katılanlardan % 2,3’ü (10 kişi) meslek ile ilgili soruyu yanıtlamamıştır.
Tablo 9. Katılımcıların Mesleki Durumuna Göre Dağılımı
SAYI
İşçi
YÜZDE
GEÇERLİ YÜZDE
91
21,2
21,7
105
24,4
25,0
Esnaf
17
4,0
4,0
Serbest Meslek
39
9,1
9,3
6
1,4
1,4
68
15,8
16,2
5
1,2
1,2
Öğrenci
74
17,2
17,6
Diğer
15
3,5
3,6
TOPLAM
420
97,7
100,0
Cevapsız
10
2,3
430
100,0
Memur
Emekli
Ev hanımı
İşsiz
TOPLAM
3.9.1.5. Eğitim Durumuna Göre Dağılım
Araştırmaya sonuçlarına göre katılımcıların % 36,5’i (157 kişi) üniversite
mezunu olduğu, % 34,9’u (150 kişi)
lise mezunu olduğu, % 18.1’i (78 kişi)
ilköğretim mezunu olduğu, % 4,4’ü (199 kişi) okur-yazar olduğu, % 2,6’sı (11 kişi)
ise okur-yazar olmadığı ortaya çıkmaktadır. % 1,9’u da (8 kişi) lisansüstü mezunu
olduğu belirtmiştir. Araştırmaya katılanlardan % 1,6’sı (7 kişi) eğitim durumu ile
94
ilgili soruyu yanıtlamamıştır. Bu oranlara göre araştırmaya katılanların yarısından
fazlasının (% 71,4) üniversite ve lise eğitim seviyesine sahip olması, katılımcıların
eğitim düzeylerinin yüksek olduğunu göstermektedir.
Tablo 10. Katılımcıların Eğitim Durumuna Göre Dağılımı
SAYI
YÜZDE
GEÇERLİ YÜZDE
Okuryazar değil
11
2,6
2,6
Okur-yazar
19
4,4
4,5
İlköğretim
78
18,1
18,4
Lise
150
34,9
35,5
Üniversite
157
36,5
37,1
Lisansüstü
8
1,9
1,9
TOPLAM
423
98,4
100,0
7
1,6
430
100,0
Cevapsız
TOPLAM
3.9.1.6. Gelir Durumuna Göre Dağılım
Katılımcıların gelir durumları incelendiğinde; % 45,3’ü (195 kişi) 1000 tl
ve altı gelir grubu ile ilk sırada yer aldığı saptanmıştır. Diğer gelir grupları şöyle
sıralanmaktadır; % 21,6’sı (93 kişi) 1001-2000 tl arası gelire sahip, % 16,5’i (71 kişi)
2001-3000 tl arası gelire sahip, % 3,0’ü (13 kişi) 3001-4000 tl arası gelire sahip, %
1,4’ü (6 kişi) 4001-5000 tl arası gelire sahip ve son olarak da % 0,9’u (4 kişi) 5001 tl
ve üzeri arası gelire sahiptir. Araştırmaya katılanlardan % 11,2’si (48 kişi) gelir
durumu ile ilgili soruyu yanıtlamamıştır. Aylık ortalama gelir sorusunda öğrenciler
ve ev hanımları, kendilerinin çalışmadığını, belli bir aylık gelire sahip olmadığını
düşünerek bu soruyu boş bırakıldığı görülmüştür. Bu sonuçlara göre, araştırmaya
katılan kişilerin yarıya çok yakının (% 45,3) 1000 tl ve altı gelir grubunda yer alması
gelir seviyesinin bir hayli düşük olduğunu göstermektedir. Bu oranlara göre
araştırmaya katılanların yarısından fazlasının (%66,9) 2000 tl ve altı gelir seviyesine
sahip olması katılımcıların gelir seviyesinin bir hayli düşük olduğunu göstermektedir.
95
Tablo 11. Katılımcıların Gelir Durumuna Göre Dağılımı
SAYI
YÜZDE
GEÇERLİ YÜZDE
1000 TL Altı
195
45,3
51,0
1001-2000 TL
93
21,6
24,3
2001-3000 TL
71
16,5
18,6
3001-4000 TL
13
3,0
3,4
4001-5000 TL
6
1,4
1,6
5001 TL ve üzeri
4
,9
1,0
TOPLAM
382
88,8
100,0
Cevapsız
48
11,2
430
100,0
TOPLAM
3.9.1.7. Sosyal Güvence Durumuna Göre Dağılım
Anket sorularını yanıtlayan kişilerin % 50,2 (216 kişi) Ssk, 101 kişi (%
23,5) Emekli Sandığı, % 16,0’sı (69 kişi) Yeşilkart, % 8,1’i (35 kişi) Bağkur
mensubu olduğu % 2,1’i
(9 kişi) Sosyal güvenlik kurumuna bağlı olmadığını
belirtmiştir. Bu sonuçlara göre katılımcıların tamamına yakının (% 97,9) sağılık
güvencesi olduğunu görülmektedir.
Tablo 12. Katılımcıların Sosyal Güvence Durumuna Göre Dağılımı
SAYI
Ssk
YÜZDE
GEÇERLİ YÜZDE
216
50,2
50,2
Yeşilkart
69
16,0
16,0
Bağkur
35
8,1
8,1
101
23,5
23,5
9
2,1
2,1
430
100,0
100,0
Emekli Sandığı
Sosyal
güvenlik
kurumuna bağlı değilim
TOPLAM
96
3.9.1.8. İkamet Edilen İlçe Göre Dağılım
Ankete katılan bireylerin % 29,5’i (127 kişi) Kayapınar ilçesinde, % 23,7’si
(102 kişi) Bağlar ilçesinde, % 20,7’si (89 kişi) Yenişehir ilçesinde, % 17,2’si (74
kişi) Diğer, % 6,5’i (28 kişi) Sur ilçesinde ikamet ettiğini belirtmiştir. Araştırmaya
katılanlardan % 2,3’ü (10 kişi) ikamet ettiği ilçe ile ilgili soruyu yanıtlamamıştır.
Ankete katılanların yarısının biraz fazlasını (% 53,2) Kayapınar ve Bağlar ilçelerinde
yaşayanlar oluşturmaktadır. Diyarbakır merkez ilçelerini oluşturan bu dört ilçede
yaşayan çeşitli sayıda kişilerin ankete dahil olduğu söylenebilir.
Tablo13. Katılımcıların İkamet Ettiği İlçeye Göre Dağılımı
SAYI
TOPLAM
YÜZDE
GEÇERLİ YÜZDE
Yenişehir
89
20,7
21,2
Kayapınar
127
29,5
30,2
Bağlar
102
23,7
24,3
Sur
28
6,5
6,7
Diğer
74
17,2
17,6
TOPLAM
420
97,7
100,0
Cevapsız
10
2,3
430
100,0
3.9.2. En Fazla Tercih Edilen Sağlık Kuruluşu Frekans Dağılımı
“En fazla tercih ettiğiniz sağlık kuruluşu hangisidir” sorusuna katılımcıların
% 33,5’i (144 kişi) özel hastaneleri, % 30,9’u (133 kişi) devlet hastanesi, % 20,0’si
(86 kişi) eğitim ve araştırma hastanesi, % 9,1’i (39 kişi) üniversite hastanesi, % 4,2’si
(18 kişi) aile ve sağlık merkezlerini tercih ettiklerini belirtmiştir. Araştırmaya
katılanlardan % 2,3’ü (10 kişi) en fazla tercih ettiğiniz sağlık kuruluşu ile ilgili
97
soruyu yanıtlamamıştır. Bu oranlara baktığımızda özel ve devlet hastanelerini tercih
edenlerin oranlarının hemen hemen bir birine yakın olduğu saptanmıştır.
Tablo 14. En Fazla Tercih Edilen Sağlık Kuruluşuna Göre Dağılım
SAYI
Üniversite Hastanesi
Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Özel Hastaneler
Devlet hastanesi
Aile ve Sağlık Merkezleri
TOPLAM
Cevapsız
TOPLAM
YÜZDE GEÇERLİ YÜZDE
39
86
144
133
18
420
10
9,1
20,0
33,5
30,9
4,2
97,7
2,3
430
100,0
9,3
20,5
34,3
31,7
4,3
100,0
Bu oranları kamu hastaneleri açısından incelediğimizde katılımcıların %
64,2’si en fazla tercih etmiştir. Yüz yüze gerçekleştirdiğim ankete katılanların bir
kısmı devlet hastanelerini mecburiyetten seçtiklerini, maddi durumlarının özel
hastaneler için müsait olmadığını; çok az bir kısmı da yeşil kartlı olduğu için tercih
ettiklerini belirtmişler. Cevaplayıcıların gelir seviyeleri bu durumu desteklemektedir.
Diğer bir kısmı devlet hastanesinin yoğunluğundan özel hastaneleri tercih ettiğini
belirtmiştir.
3.9.3.
Hastane Tercihinin Belirlenmesinde Etkili Olan Bilgi Kaynaklarının
Frekans Dağılımı
Hastane tercihinizin belirlenmesinde ailenizin tavsiyesi sizce ne derece
etkilidir sorusuna araştırmaya katılanların % 37,9’u (163 kişi) çok etkilidir, % 36,3’ü
(156 kişi) etkili olduğunu, % 13,3’ü (57 kişi) hiç etkili olmadığını, % 5,8’i (25 kişi)
etkili olmadığını belirtirken, % 4, 9’u (21 kişi) kararsız olduğunu ifade etmiştir.
Araştırmaya katılanların % 1,9’u (8 kişi) bu soruyu yanıtlamamıştır. Verilen cevaplar
incelendiğinde, katılımcıların büyük bir çoğunluğunun (% 74,2) bu konu hakkında
98
etkilidir şeklinde olumlu cevap vermeleri, hastane tercihlerinin belirlenmesinde
ailelerinin tavsiyesinin ilk sırada etkili olduğunu göstermektedir.
Hastane tercihinizin belirlemesinde akrabanızın tavsiyesine derece etkili olup
olmadığı sorusu sorulmuştur. Araştırmaya katılan cevaplayıcıların % 35,8’i (154
kişi) etkili olduğunu,
% 19,1’i (82 kişi) hiç etkili olmadığını, % 16,0’sı (69 kişi)
etkili olmadığını belirtirken,% 13,5’i (58 kişi) çok etkili olduğunu % 12, 1’i (52 kişi)
kararsız olduklarını ifade etmiştir. Araştırmaya katılanların % 3,5’i (15 kişi) bu
soruyu yanıtlamamıştır.
Ortaya çıkan bu sonuç, katılımcıların % 49,3 oranında
akrabasının tavsiyesinin hastane tercihlerinin belirlenmesinde etkili olduğunu
göstermektedir.
Tablo 15. Hastane Tercihinin Belirlenmesinde Etkili Olan Bilgi
% 4,9
% 5,8
% 13,3
Akrabamın tavsiyesi
% 13,5
% 35,8
% 12,1
% 16,0
% 19,1
Arkadaşlarımın tavsiyesi
% 16,5
% 40,0
% 12,3
% 11,6
% 17,0
Komşularımın tavsiyesi
% 13,3
% 25,6
% 16,5
% 18,6
% 22,8
% 35,6
% 29,5
% 12,3
% 8,1
% 11,9
Hastane broşürleri
% 8,4
% 18,4
% 13,0
% 24,7
% 32,3
Sağlık programları
% 17,9
% 24,7
% 10,5
% 17,9
% 25,6
% 12,8
% 25,6
% 11,2
% 15,8
% 30,9
% 8,6
% 22,6
% 11,9
% 17,2
% 38,9
Benzer
şikayetlere
sahip
kişilerin tavsiyesi
Kitle iletişim araçları (Radyo,
Televizyon, Gazete)
Sosyal medya
değil
Etkili değil
% 36,3
Hiç etkili
Kararsızım
% 37,9
etkilidir
Ailemin tavsiyesi
Çok
Etkilidir
Kaynaklarına Göre Dağılım
99
Hastane tercihinizin belirlemesinde arkadaşlarınızın tavsiyesi ne derece
etkilidir sorusunu yanıtlayan katılımcıların % 40,0’ı (172 kişi) etkilidir, % 17,0’si
(73 kişi) hiç etkili olmadığını, % 16,5’i (71 kişi) çok etkili, % 11,6’sı (50 kişi) etkili
olmadığını belirtirken, % 12,3’ü (53 kişi) kararsız olduğunu ifade etmiştir.
Araştırmaya katılanların % 2,6’sı (11 kişi) bu soruyu yanıtlamamıştır. Bu oranlar
incelendiğinde, katılımcıların yarısından fazlası (% 56,5) etkilidir şeklinde olumlu
görüş belirtmiştir. Hastane tercihlerinin belirlenmesinde arkadaşlarının tavsiyesinin
üçüncü ve önemli bir sırada yer aldığı saptanmıştır.
Hastane tercihinizin belirlemesinde komşularınızın tavsiyesi sizce ne derece
etkilidir sorusuna araştırmaya katılanların % 25,6’sı (110 kişi) etkilidir, % 22,8’i (98
kişi) hiç etkili olmadığını, % 18,6’sı (80 kişi) etkili olmadığını, % 16,5’i (71 kişi)
kararsız olduğunu, % 13,3’ü (57 kişi) çok etkili olduğunu belirtmiştir. Araştırmaya
katılanların % 3,3’ü (14 kişi)
bu soruyu yanıtlamamıştır. Verilen cevaplar
incelendiğinde ortaya çıkan sonuç, katılımcıların komşuların tavsiyesinin hastane
tercihlerinin belirlenmesinde % 41,4 oranda etkili olmadığı şeklinde negatif, % 38,9
oranında etkilidir şeklinde pozitif olarak neredeyse birbirlerine çok yakın oranlarda
görüş bildirmişlerdir.
Hastane tercihinizin belirlemesinde benzer şikayetlere sahip kişilerin
tavsiyesinin ne derece etkili olup olmadığı sorusu sorulmuştur. Araştırmaya katılan
cevaplayıcıların % 35,6’sı (153 kişi) çok etkili, % 29,5’i (127 kişi) etkili olduğunu
belirtirken, 12,3’ü (53 kişi) kararsız olduğunu, % 11,9’u (51 kişi) hiç etkili ve % 8,1’i
(35 kişi) ise etkili olmadığını ifade etmiştir. Araştırmaya katılanların % 2,6’sı (11
kişi) bu soruyu yanıtlamamıştır. Ortaya çıkan bu sonuç, katılımcıların önemli
çoğunluğunun (% 65,1) benzer şikayetlere sahip kişilerin tavsiyesinin hastane
tercihlerini belirlenmesinde etkilidir şeklinde pozitif olarak ifade etmiştir. Benzer
şikayetlere
sahip
kişilerin
tavsiyesinin
katılımcıların
hastane
tercihlerinin
belirlenmesinde, ailemin tavsiyesinden sonra ikinci sırada yer aldığı ortaya
konulmuştur.
100
Hastane tercihinizin belirlemesinde hastane broşürleri ne derece etkilidir
sorusunu yanıtlayan katılımcıların % 32,3’ü (139 kişi) hiç etkili olmadığını, %
24,7’si (106 kişi) ise etkili olmadığını, % 18,4’ü (79 kişi) etkili olduğunu ifade
ederken, % 13,0’ü (56 kişi) kararsız, % 8,4’ü (36 kişi) çok etkili olduğunu ifade
etmiştir. Araştırmaya katılanların % 3,3’ü 14 kişi bu soruyu yanıtlamamıştır. Oranlar
incelendiğinde, katılımcıların yarısından fazlası (% 57,0) etkili olmadığı yönünde
negatif olarak görüş bildirmiştir. Hastane tercihlerinin belirlenmesinde hastane
broşürlerinin son sırada yer aldığı tespit edilmiştir.
Hastane tercihinizin belirlemesinde sağlık programlarının ne derece etkili
olup olmadığına dair görüşleri sorulduğunda bu soruyu cevaplayanların % 25,6’sı
(110 kişi) hiç etkili olmadığını, % 24,7’si (106 kişi) etkili olduğunu ifade ederken, %
17,9’u (77 kişi) çok etkili olduğunu söylerken aynı oranda katılımcıların % 17,9’u
(77 kişi) etkili olmadığını belirtmiştir. % 10,5’i kararsız oldukları yönde görüş
bildirmişlerdir. Araştırmaya katılanların % 3,5’i (15 kişi) bu soruyu yanıtlamamıştır.
Sonuçlar
değerlendirildiğinde
katılımcıların
sağlık
programlarının
hastane
tercihlerini belirlemelerinde % 43,5 oranda etkili olmadığı şeklinde olumsuz bir
görüş bildirirken, % 42,6 oranında etkili olduğu yönde birbirlerine çok yakın
oranlarda görüş bildirmişlerdir.
Hastane tercihinizin belirlemesinde kitle iletişim araçları (radyo, televizyon,
gazete) sizce ne derece etkilidir sorusuna araştırmaya katılanların % 30,9’u (133 kişi)
hiç etkili olmadığını, % 25,6’sı (110 kişi) etkili olduğunu, % 15,8’i (68 kişi) etkili
olmadığını ifade ederken, % 12,8’i (55 kişi) çok etkili olduğunu, % 11,2’si (48 kişi)
kararsız olduğunu belirtmiştir. Araştırmaya katılanların % 3,7’si (16 kişi) bu soruyu
yanıtlamamıştır. Ortaya çıkan sonuçlara göre katılımcıların yarısından çok azının (%
46,7) etkili olmadığı şeklinde negatif olarak görüş bildirmiştir.
Hastane tercihinizin belirlemesinde sosyal medya ne derece etkili olup
olmadığı sorusu sorulmuştur. Araştırmaya katılan cevaplayıcıların % 38,4’ü (165
kişi) hiç etkili olmadığını, % 22,6’sı (97 kişi) ise etkili olduğunu, % 17,2’si (74 kişi)
101
etkili olmadığını belirtirken, % 11,9’u (51 kişi) kararsız, % 8,6’sı (37 kişi) çok etkili
olduğunu ifade etmiştir. Araştırmaya katılanlardan % 1,4’ü (6 kişi) bu soruyu
yanıtlamamıştır. Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde katılımcıların çoğunluğu
(% 55,6) sosyal medyanın hastane tercihinin belirlenmesinde etkili olmadığını
belirtmiştir.
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, ankete katılan katılımcıların büyük
çoğunluğunun ağızdan ağıza iletişim kaynaklarını oluşturan yakın çevresinin (aile,
komşu, arkadaş vb) ve tanışılan bilgisine güven duyulan kişilerin (özellikle benzer
hastalıklara sahip kişilerin) görüşlerinin hastane tercihinin belirlenmesinde etkili
olduklarını olumlu cevaplar vererek belirtmişlerdir. Oransal olarak sıralama şöyle yer
almaktadır: % 75,6 Ailemin tavsiyesi, % 66,8 Benzer şikayetlere sahip kişilerin
tavsiyesi, % 58,0 Arkadaşlarımın tavsiyesi % 51,1 Akrabanızın tavsiyesi, % 40,1
Komşularınızın tavsiyesi’dir.
% 74,2 oranla ailemin tavsiyesi hastane tercihlerinin belirlenmesinde ilk
sırada yer almaktadır. Satın alma kararlarında aileler önemli bir yer tutmaktadır.
Özellikle hizmet alımlarında risk faktörünün yüksek olması kişiler, algılanan riski
azaltma, satın alma kararını kolaylaştırmak için yakın çevresindeki kişilerden bilgi
toplamaya yönelmektedir. Bu durumda özellikle aile bireylerinden birinin sağlığı söz
konusu ise en önemli bilgi taşıyıcı, danışılan ve kararı vermede son merci olarak
görülen ailenin tavsiyesi hastane tercihlerinin belirlenmesinde daha etkili olmaktadır.
Katılımcıların sağlık hizmeti satın alma kararında diğer tavsiyelerden ve ticari
reklâmlardan ziyade aile üyelerinin tavsiyelerinden daha fazla etkilendiği
söylenebilir.
Sağılık hizmetinin soyut olması, satın almadan önce kullanma imkanının
olmaması durumları bireyleri değerlendirme yapma ve karar verme sürecinde zorluk
yaşatmaktadır. Bu karar sürecini kolaylaştırmak için de benzer hastalıkları yaşamış
kişilerin tavsiyesi önemli bir bilgi edinme kaynağı olarak görülmektedir. İnsanlar
endişelerini gidermek, başka insanların deneyimlerinden yararlanmak ve geçirmiş
102
oldukları tedavi sürecine yönelik bilgi edinme de bu kişilere başvurmaktadır. Ankete
cevap veren kişilerin önemli bir çoğunluğu da hastane tercihinin belirlenmesin de
benzer hastalıkları yaşamış kişilerden etkilendiğini göstermektedir.
Üçünü sırada yer alan arkadaşlarımın tavsiyesi de etkili bir bilgi kaynağı
olarak görülmektedir. Bireyler arkadaşlarıyla birlikte çok daha fazla vakit
geçirmektedir. Bunun sonucu olarak da birbirlerinin düşüncelerini ve davranışlarını
etkilemesi kaçınılmaz olmaktadır. Hemen hemen herkes herhangi bir şey satın
almadan önce bir arkadaşı ya da ailesinden biriyle konuşmaktadır. Katılımcıların bir
sağlık hizmeti satın almada yani hastane tercihinin belirlenmesinde önemli bir bilgi
kaynağı olarak arkadaşlarının tavsiyesinden etkilendikleri söylenebilir.
Yapılan değerlendirmeler soncunda katılımcıların komşularımın tavsiyesinin
(% 41,4 olumlu - % 38,9 olumsuz) ve sağlık programlarının (olumlu % 43,5 - % 42,6
olumsuz) hastane tercihlerinin belirlenmesinde pozitif ve negatif olarak bildirdikleri
görüşler arasında çok az bir fark olduğudur. Bir diğer bulgu da katılımcıların çok
yakın çevresinde yer alan komşularının tavsiyesinden sağlık programlarına oranla
daha az etkilendikleri söylenebilir. Modern yaşamın getirmiş olduğu hızlı kentleşme,
bina ve site kültürünün iyice yaygınlaşması, değişen toplum koşulları komşuluk
ilişkilerini olumsuz yönde etkilemiştir. Bu nedenlerle katılımcılar, komşularıyla çok
az etkileşim içinde bulunduğu için hastane tercihinin belirlenmesinde etkililik
oranının az olmasının gayet doğal olduğu düşünülmektedir.
Kişisel bilgi kaynakların dışındaki verileri incelediğimizde ankete katılan
kişilerin diğer bir bölümü de hastane tercihlerinin belirlenmesinde hastane
broşürlerinin, sosyal medyanın, sağlık programlarının, kitle iletişim araçlarının etki
düzeylerinin düşük olduğu yani etkili olmadığı yönünde görüş belirtmiştir.
Bu
sonuçlardaki sıralamalara baktığımızda: % 57,0 Hastane broşürleri, % 55,6 Sosyal
medya, % 46,7’si Kitle iletişim araçları, % 43,5 oranda Sağlık programları’dır.
103
Elde edilen veriler ışığında hastane broşürleri ve sosyal medyanın
katılımcıların hastane tercihlerinin belirlenmesinde kitle iletişim araçları ve sağlık
programlarına göre etkili olmama düzeyinin biraz daha yüksek olduğunu
söylenebilir.
Hastaneler kendi kurumları ile ilgili bilgileri özellikle hastane broşürlerini
kullanarak iletmektedir. Oysaki yapılan araştırma sonucunda katılımcıların
çoğunluğunun (% 57,0) hastane broşürlerini hastane tercihini belirlerken etkili bir
bilgi kaynağı olarak görmemektedir. İletişim ve teknolojideki gelişmeler insanlara
çok sayıda kolaylık sağlamıştır. Bireyler tanıdığı, yakın çevresindeki kişilerden ürün
ve hizmet ile ilgili bilgi edinirken internet sayesinde tanımadığı kişilerin ürün ve
hizmetlerle ilgili fikirlerine de ulaşabilme imkanına sahip olmuştur. Ancak araştırma
sonuçlarında sosyal medyanın (% 55,6) hastane tercihinin belirlenmesinde yeteri
derecede kullanılmadığı, çok da etkili olmadığı ortaya çıkmıştır. Yapılan anket
görüşmelerinde katılımcıların önemli çoğunluğunun hiç yararlanmadıklarını ifade
etmişlerdir. İşte bu noktada ağızdan ağıza iletişimin hastaneyi tanıtma da doğru bir
araç olduğu söylenebilir.
Tablo 16. Hastane Tercihinin Belirlenmesinde Etkili Olan Bilgi Kaynaklarının
Betimleyici İstatistikleri
N
Min. Max.
mean
Ailemin tavsiyesi
422
1
5
3,81
Benzer şikayetlere sahip kişilerin tavsiyesi
419
1
5
3,71
Arkadaşlarımın tavsiyesi
419
1
5
3,28
Akrabamın tavsiyesi
415
1
5
3,09
Sağlık programları
415
1
5
2,91
Komşularımın tavsiyesi
416
1
5
2,88
Kitle iletişim araçları (Radyo, Televizyon, Gazete)
414
1
5
2,72
Sosyal medya
424
1
5
2,45
Hastane broşürleri
416
1
5
2,44
104
Araştırmanın bu kısmında 5’li likert tipinde (1= Hiç etkili değil, 5= Çok
etkilidir) hazırlanan 9 maddelik bir ölçekle ankete katılanlara hastane tercihinizin
belirlenmesinde bilgi kaynaklarının ne derece etkili olduğu sorusu sorulmuştur.
Madde puanlarının aritmetik ortalamaları hesaplanmıştır.
Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde katılımcılara yöneltilen soruda
3,81’lik aritmetik ortalama değeriyle birinci sırayı “ailemin tavsiyesi” yer almıştır.
“Benzer şikayetlere sahip kişilerin tavsiyesi” 3,71’lik oranla ikinci yüksek değer
olarak karşımıza çıkmaktadır. 3,28’lik bir oranla da “arkadaşlarımın tavsiyesi”
puanlamada üçüncü olarak ön plana çıkmaktadır. Bu sıralamayı “akrabamın
tavsiyesi” de 3,09 bir aritmetik ortalamayla takip etmektedir.
Bunların yanında daha düşük puan verilerek karşımıza çıkan sıralama ise
şöyle yer almaktadır: “sağlık programları” (M = 2,91), “komşularımın tavsiyesi” (M
= 2,88), ve “kitle iletişim araçları (radyo, televizyon, gazete)” (M = 2,72), “sosyal
medya” (M = 2,45) ve son sırayı da “hastane broşürleri” (M = 2,44)’nin yer aldığı
ortaya çıkmaktadır.
Bu sonuçlar bize katılımcıların son sıralarda tercih ettikleri seçeneklerin
özelikle tanıtım ve reklam faaliyetlerinden çok da fazla etkilenmediğini
göstermektedir. Zaten kısıtlı olarak reklam yapan sağlık kuruluşları için bu bir
dezavantaj olmaktadır. Araştırmaya katılanların tanıdıkları ve yakın olarak gördüğü
birincil çevrelerin görüşlerinin hastane tercihlerinin belirlenmesinde etkili olması bu
kişilerin görüşlerini dikkate alarak hareket etmeleri aynı zamanda bu kaynaklara
güvendiklerini de göstermektedir. Ağızdan ağıza iletişimin kaynağı kısıtlı olan sağlık
kurumları için iyi bir tutundurma yöntemi olabileceği söylenebilir.
3.9.4. Deneklerin Yargılara Katılım Frekans Dağılımları
“Edindiğim hastane hizmetindeki memnuniyetsizliğimi başkalarına aktarırım”
sorusuna katılımcıların vermiş olduğu cevaplar incelendiğinde, araştırmaya katılan
105
kişilerin % 69,1’i (297 kişi) kesinlikle katıldığını, % 19,5’i (84 kişi) katıldığını, %
3,3’ü (14 kişi) kararsız olduğunu benzer oranda
% 3,3’ü (14 kişi) kesinlikle
katılmadığını, % 3,0’ü (13 kişi) katılmadığını belirtmiştir. Araştırmaya katılanların %
1,9’u (8 kişi) bu soruyu yanıtlamamıştır. Ortaya çıkan veriler incelendiğinde
katılımcıların önemli çoğunluğunun (% 88,6) ifadeye katıldığını göstermektedir.
Araştırmaya
katılan
katılımcılar
edindiği
hastane
hizmetindeki
memnuniyetini başkalarına aktarıp aktarmadığına ilişkin bir soru yöneltilmiştir. Bu
soruyu cevaplayanların % 68,6’sı (295 kişi) kesinlikle katıldığını, % 23,7’si (102
kişi) katıldığını belirtirken, % 3,3’ü (14 kişi) kararsız olduğunu, % 2,8’si (12 kişi)
katılmadığını ve % 0,7’si (3 kişi) kesinlikle katılmadığını belirtmiştir. Araştırmaya
katılanların % 9’u (4 kişi) bu soruyu yanıtlamamıştır. Verilen cevaplar
incelendiğinde, katılımcıların büyük çoğunluğunun (% 92,3) memnuniyetini
başkalarına aktaracağını ifade etmiştir.
“Sürekli gittiğim hastaneyle ilgili başkalarının olumlu görüşleri beni etkiler”
sorusuna katılımcıların % 40,5’i (174 kişi) kesinlikle katıldığı, % 37,9’u (163 kişi)
katıldığı, % 8,6’sı (37 kişi) kararsız olduğu şeklinde cevap verirken, ifadeye %
7,2’si (31 kişi) katılmadığı, % 4,7’si (20 kişi) kesinlikle katılmadığı şeklinde cevap
vermiştir. Araştırmaya katılanların % 1,2’si (5 kişi) bu soruyu yanıtlamamıştır. Bu
oranlar incelendiğinde ankete katılanların büyük bir kısmı (% 78,4) sürekli gittiği
hastane ile alakalı başkalarının olumlu görüşlerinden etkilendiğini belirtmiştir.
106
Edindiğim
hastane
hizmetindeki
katılmıyorum
Kesinlikle
Katılmıyorum
Kararsızım
Katılıyorum
katılıyorum
Kesinlikle
Tablo 17. Deneklerin Katılım Derecelerine Göre Dağılımı
% 69,1
% 19,5
% 3,3
% 3,0
% 3,3
% 68,6
% 23,7
% 3,3
% 2,8
% 0,7
% 40,5
% 37,9
% 8,6
% 7,2
% 4,7
% 35,3
% 31,2
% 11,2
% 9,3
% 9,5
% 71,9
% 16,5
% 5,3
% 2,8
% 1,2
% 46,3
% 26,0
% 9,3
% 7,0
% 6,3
% 45,3
% 34,9
% 9,1
% 4,9
% 3,5
% 19,1
% 24,7
% 15,1
% 24,7
% 11,4
% 60,7
% 25,8
% 6,0
% 3,5
% 1,6
% 47,7
% 24,0
% 13,0
% 9,5
% 3,3
kararımda
% 25,6
% 34,9
% 14,7
% 13,7
% 8,4
Tavsiyeler hastanenin hizmetleri konusundaki
% 18,8
% 25,3
% 16,3
% 25,3
% 12,8
memnuniyetsizliğimi başkalarına aktarırım
Edindiğim
hastane
hizmetindeki
memnuniyetimi başkalarına aktarırım
Sürekli gittiğim hastaneyle ilgili başkalarının
olumlu görüşleri beni etkiler
Sürekli gittiğim hastaneyle ilgili başkalarının
olumsuz görüşleri beni etkiler
Hastane personelinin hastaya karşı saygılı
/ilgili oluşu memnuniyetimi arttırır
Tavsiye edilen hastaneden hizmet almak için
uzak mesafelere gitmeyi göze alırım
Daha önce hizmet almış kişilerin bilgi ve
deneyimlerinden yararlanırım
Arkadaşlarımın tavsiyelerini yeterli bulursam
bilgi toplama aşamasından vazgeçerim
Hastanenin hizmetinden memnun kaldıysam
diğer kişilere tavsiye ederim
En iyi tanıtım aracı hastane hizmetinden
memnun olan hastaların fikirleridir
Hastane
hizmetini
alma
başkalarının tavsiyeleri etkilidir
kuşkularımı ortadan kaldırır
107
“Sürekli gittiğim hastaneyle ilgili başkalarının olumsuz görüşleri beni etkiler”
yargısını cevaplayanların % 35,3’ünün (152 kişi) kesinlikle katıldığını, % 31,2’sinin
(134 kişi) katıldığını belirtirken, % 11,2’si (48 kişi) kararsız olduğu, % 9,5’i (41 kişi)
kesinlikle katılmadığı, % 9,3’ünün (40 kişi)
katılmadığı şeklinde bildirmiştir.
Araştırmaya katılanlardan % 3,5’i (15 kişi) bu soruyu yanıtlamamıştır. Ortaya çıkan
veriler incelendiğinde katılımcıların önemli çoğunluğu (% 66,5) katılıyorum şeklinde
görüş belirtmiştir.
“Hastane personelinin hastaya karşı saygılı/ilgili oluşu memnuniyetimi
arttırır” sorusuna ilişkin cevapların dağılımına bakıldığında araştırmaya katılanların
% 71,9’u (309 kişi) belirtilen yargıya kesinlikle katıldığını, % 16,5’inin (71 kişi)
katıldığını, % 5,3’ü (23 kişi) kararsız olduğunu, % 2,8’i (12 kişi) katılmadığını ve %
1,2’si (5 kişi) kesinlikle katılmadığını ifade etmiştir. Araştırmaya katılanların %
2,3’ü (10 kişi) bu soruyu yanıtlamamıştır. Katılımcıların çok büyük bir kısmı (%
88,4) yargıya katıldığını belirtmiştir.
Araştırmaya katılan katılımcılara tavsiye edilen hastaneden hizmet almak için
uzak mesafelere gitmeyi göze alıp almadığına ilişkin bir soru yöneltilmiştir. Bu
soruyu cevaplayanların % 46,3’ü (199 kişi) kesinlikle katıldığını, % 26,0’sı (112
kişi) katıldığını, % 9,3’ü (40 kişi) kararsız olduğunu, % 7,0’si (30 kişi) katılmadığını,
% 6,3’ü (27 kişi) kesinlikle katılmadığını, belirtmiştir. Araştırmaya katılanların %
5,1’i (22 kişi)
bu soruyu yanıtlamamıştır.
Verilen cevaplar incelendiğinde,
katılımcıların çok önemli bir kısmı (% 72,3) bu ifadeye olumlu olarak cevap
vermiştir.
“Daha önce hizmet almış kişilerin bilgi ve deneyimlerinden yararlanırım”
sorusuna katılımcıların vermiş olduğu cevaplar incelendiğinde, araştırmaya katılan
kişilerin % 45,3’ünün (195 kişi) kesinlikle katıldığı, % 34,9’unun (150 kişi) katıldığı
yönünde görüş bildirirken, % 9,1’inin (39 kişi) kararsız olduğu, % 4,9’u (21kişi)
katılmadığı, % 3,5’i de (15 kişi) kesinlikle katılmadığı yönünde görüş belirtmiştir.
Araştırmaya katılanların % 2,3’ü (10 kişi) bu soruyu yanıtlamamıştır. Bu sonuca göre
pozitif görüş belirtenlerin toplam yüzdesi % 80,2’dir.
108
“Arkadaşlarımın tavsiyelerini yeterli bulursam bilgi toplama aşamasından
vazgeçerim” yargısına katılım derecelerini belirtmeleri istendiğinde cevaplayanların
% 24,7’si (106 kişi) katıldığını eşit oranda olan 24,7’si (106 kişi) katılmadığını ifade
ederken, 19,1’i (82 kişi) kesinlikle katıldığını, % 15,1’i (65 kişi ) kararsız olduğunu,
% 11,4’ü (49 kişi) kesinlikle katılmadığını ifade etmiştir. Araştırmaya katılanların %
5,1’i (22 kişi) bu soruyu yanıtlamamıştır.
Ortaya çıkan veriler incelendiğinde
katılımcıların yarıya yakını (% 43,8) katılıyorum şeklinde görüş bildirmiştir.
“Hastanenin hizmetinden memnun kaldıysam diğer kişilere tavsiye ederim”
sorusuna ilişkin cevapların dağılımına bakıldığında araştırmaya katılan kişilerin %
60,7’si (261 kişi) kesinlikle katıldığını belirtmiştir. Bu yargıya % 25,8’i (111 kişi)
katıldığını, % 6,0’sı (26 kişi) kararsız olduğunu, % 1,6’sı (6 kişi) kesinlikle
katılmadığını ifade ederken, % 3,5’i (15 kişi) katılmadığını belirtmiştir. Araştırmaya
katılanların % 2,3’ü (10 kişi) bu soruyu yanıtlamamıştır. Ankete katılanların büyük
bir çoğunluğu (% 86,5) yargıya katıldığını ifade etmiştir.
“En iyi tanıtım aracı hastane hizmetinden memnun olan hastaların
fikirleridir” sorusuna katılımcıların vermiş olduğu cevaplar incelendiğinde,
araştırmaya katılan kişilerin % 44,7’si (205 kişi) kesinlikle katıldığı, %24,0’ü (103
kişi) katıldığı yönünde görüş bildirirken, % 13,0’ ü (56 kişi) kararsız olduğu, % 9,5’i
(41 kişi) katılmadığı, % 3,3’ü de (14 kişi) kesinlikle katılmadığını yönünde görüş
belirtmiştir. Araştırmaya katılanlardan 2,6’sı (11 kişi) bu soruyu yanıtlamamıştır.
Verilen cevaplar değerlendirildiğinde büyük bir çoğunluk (% 68,7) yargıya
katıldığını belirtmiştir.
Hastane hizmetini alma kararınızda başkalarının tavsiyelerinin etkili olup
olmadığı sorusu katılımcılara sorulmuştur. Katılımcıların vermiş olduğu cevaplar
incelendiğinde, araştırmaya katılan kişilerin % 34,9’u (150 kişi) katıldığını, %
25,6’sı (110 kişi) kesinlikle katıldığını, % 14,7’si kararsız olduğunu bildirmiştir. %
13,7’si (59 kişi) katılmadığını belirtirken, % 8,4’lük (36 kişi) bir kısım da kesinlikle
katılmadığını ifade etmiştir. Araştırmaya katılanlardan % 2,8’i (12 kişi) bu soruyu
yanıtlamamıştır. Veriler değerlendirildiğinde bu soruya cevap verenlerin önemli bir
çoğunluğu (% 60,5) katıldığını ifade etmiştir.
109
“Tavsiyeler hastanenin hizmetleri konusundaki kuşkularımı ortadan kaldırır”
yargısına katılımcıların vermiş olduğu cevaplar değerlendirildiğinde, katılımcılardan
katılıyorum ve katılmıyorum diyenlerin sayısı ve oranı aynı olup % 25,3 (109
kişi)’tür. Katılımcıların % 18,8’i (81 kişi) bu yargıya kesinlikle katıldığını, % 16,3’ü
(70 kişi) kararsız olduğunu, % 12,8’i (55 kişi) kesinlikle katılmadığı yönünde görüş
belirtmiştir. Araştırmaya katılanların % 1,4 ‘ü (6 kişi) ise bu soruyu yanıtlamamıştır.
Buna bağlı olarak ankete katılanların % 44,1‘i katılıyorum şeklinde olumlu olarak
belirtmiştir.
Katılımcıların
katılımcıların
önemli
yargılara
verdikleri
cevaplar
çoğunluğu
(%
edindiği
88,6)
değerlendirildiğinde;
hastane
hizmetindeki
memnuniyetsizliğini başkalarına aktaracağı olumsuz ağızdan ağıza iletişimi
gerçekleştirdiklerinin açık göstergesidir. Aynı şekilde büyük çoğunluğunun (% 92,3)
edinmiş olduğu hastane hizmetindeki memnuniyeti başkalarına aktarması da olumlu
ağızdan ağıza iletişimi kullanarak görüşlerini ilettiğini göstermektedir. Bu oranlara
baktığımızda
katılımcıların
hastane
hizmetinden
edinmiş
olduğu
olumlu
deneyimlerini sahip olduğu olumsuz deneyimlere göre biraz daha fazla bir oranda
başkalarına aktarmaya istekli olduğu ortaya konulmuştur.
Ankete katılanların büyük bir kısmı (% 78,4) sürekli gittiği hastane ile alakalı
başkalarının olumlu görüşlerinden etkilendiğini belirtmiştir. Bu da katılımcılar da
doğru tercih yaptığı algısının oluşmasını sağladığı düşünülebilir. % 66,5 gibi önemli
çoğunluğun da sürekli gittiği hastaneyle ilgili başkalarının olumsuz görüşlerinden
etkilenmesi, katılımcıların hastanenin hizmetini deneyimlemiş yani bire bir hizmet
almış olsa bile çevreden duyduğu negatif görüşlerden etkilendiğini ortaya
koymaktadır.
Kişiler karşılaştığı herhangi bir sağlık personelinden ilgi, şefkat ve saygı
görme gibi birçok beklenti içerisine girmektedir. Beklentilerinin karşılanma
derecesine göre bir memnuniyet şekli ortaya çıkmaktadır. Buna bağlı olarak
katılımcıların çok büyük bir kısmı (% 88,4) hastane personelinin saygılı/ilgili
110
olmasının kendilerinde bir memnuniyet oluşturacağını ifade etmişlerdir. Ağızdan
ağıza iletişimin yayılmasında da memnuniyetin önemi göz ardı edilemez bir
gerçektir. Söz konusu sağlık ve elde edilecek faydaya bağlı olarak mesafe olarak
uzak ancak tavsiye edilmiş hastanelere katılımcıların çok önemli bir kısmı (% 72,3)
gideceklerini belirtmiştir. Buna göre anketi cevaplayanların tavsiyelere güven
duyarak hareket ettiği söylenebilir.
Anketi yanıtlayanların çok önemli bir kısmının (% 80,2) ağızdan ağıza
iletişim yoluyla yayılan bilgiye ve aktarılan deneyimlere önem verdiklerini
göstermektedir. Elde edilen oranlara bakıldığında katılımcıların (% 43,8)
arkadaşlarının
tavsiyelerini
yeterli
bulursa
bilgi
toplama
aşamasından
vazgeçeceklerini belirtmeleri, arkadaşlarının tavsiyelerini dikkate alarak karar
verdiklerinin göstergesidir. Veriler incelendiğinde hastane tercihinin belirlenmesinde
arkadaşların tavsiyesi katılımcıların düşüncelerini etkilemede önemli bir orana (%
58,0) sahipken, bu orana biraz yakın olmakla birlikte katılımcıların (%43,8) bilgi
toplama aşamasından vazgeçerken arkadaşlarının tavsiyelerini yeterli buldukları
söylenebilir.
Ankete katılanların büyük bir çoğunluğu (% 86,5) hastane hizmetinden
memnun kalırsa başkalarına tavsiye edeceğini bildirmesi, yaşanan memnuniyet ile
ağızdan ağıza iletişimin yayılmasında doğru bir orantı olduğu söylenebilir.
Katılımcıların önemli bir kısmının (% 68,7) hastane hizmetinden memnun olan
hastaların fikirlerinin en iyi tanıtım aracı olarak belirtmeleri, geleneksel pazarlama
araçlarından ziyade memnun hastaların fikirleri hastaneyi tanıtmada önemli bir rol
üstlenmiştir. Katılımcıların önemli bir çoğunluğunda (% 60,5) hastane hizmeti alma
kararında başkalarının tavsiyesinin etkili olması, karar alırken başkalarıyla fikir
alışverişinde oldukları ve tavsiyeye önem verdikleri söylenebilir. “Tavsiyeler
hastanenin hizmetleri konusundaki kuşkularımı ortadan kaldırır” ifadesine verilen
olumlu/olumsuz cevapların oranlarına baktığımızda oranlar arasında çok ciddi bir
fark görülmemektedir. Katılımcılar her ne kadar tavsiyelerin hastane hizmetleri
konusundaki kuşkularını ortadan kaldırdığını belirtse de kuşkularının devam ettiği
söylenebilir.
111
Tablo 18. Katılımcıların Yargı İfadelerine Yönelik Betimleyici İstatistikleri
Hastane personelinin hastaya karşı saygılı /ilgili
N
Min.
Max.
Mean
SD
420
1
5
4,59
,81
426
1
5
4,58
,75
422
1
5
4,51
,94
420
1
5
4,44
,88
420
1
5
4,16
1,02
419
1
5
4,06
1,14
425
1
5
4,04
1,10
408
1
5
4,04
1,21
415
1
5
3,76
1,30
418
1
5
3,57
1,25
408
1
5
3,16
1,33
424
1
5
3,12
1,33
oluşu memnuniyetimi arttırır
Edindiğim hastane hizmetindeki memnuniyetimi
başkalarına aktarırım
Edindiğim hastane hizmetindeki
memnuniyetsizliğimi başkalarına aktarırım
Hastanenin hizmetinden memnun kaldıysam diğer
kişilere tavsiye ederim
Daha önce hizmet almış kişilerin bilgi ve
deneyimlerinden yararlanırım
En iyi tanıtım aracı hastane hizmetinden memnun
olan hastaların fikirleridir
Sürekli gittiğim hastaneyle ilgili başkalarının
olumlu görüşleri beni etkiler
Tavsiye edilen hastaneden hizmet almak için
uzak mesafelere gitmeyi göze alırım
Sürekli gittiğim hastaneyle ilgili başkalarının
olumsuz görüşleri beni etkiler
Hastane hizmetini alma kararımda başkalarının
tavsiyeleri etkilidir
Arkadaşlarımın tavsiyelerini yeterli bulursam
bilgi toplama aşamasından vazgeçerim
Tavsiyeler hastanenin hizmetleri konusundaki
kuşkularımı ortadan kaldırır
Araştırmanın bu bölümünde 5’li likert tipinde (1= Kesinlikle Katılmıyorum,
5= Kesinlikle Katılıyorum) hazırlanan 12 maddelik bir ölçekle katılımcıların yer alan
112
yargılara ne derece katıldıkları sorgulanmıştır. Yer alan maddelerin aritmetik
ortalaması hesaplanmıştır.
Yapılan araştırma sonucunda elde edilen verilere göre; katılımcılara
yöneltilen katılım ifadelerinde ilk sırayı 4,59 aritmetik ortalama değeriyle “hastane
personelinin hastaya karşı saygılı /ilgili oluşu memnuniyetimi arttırır” ifadesi yer
almaktadır. Birinci sıradaki ortalamaya çok yakın 4,58 aritmetik ortalama değeriyle
“edindiğim hastane hizmetindeki memnuniyetimi başkalarına aktarırım” ifadesi bir
başka maddeyi oluşturmaktadır. Edindiği hastane hizmetindeki memnuniyetsizliğini
başkalarına aktarması 4,51’lik oranla katılımcılar tarafından çok puanlanan üçüncü
bir ifade olarak ön plana çıkmaktadır. Bu orana çok yakın olan “hastanenin
hizmetinden memnun kaldıysam diğer kişilere tavsiye ederim” yargısı da 4,44’lük
gibi bir aritmetik ortalama değeriyle önemli bir sıralamada yer almaktadır. Yapılan
sıralamada dikkat çeken diğer önemli aritmetik ortalama değerleri işe şu şekilde
sıralanmaktadır; (M = 4,16) “daha önce hizmet almış kişilerin bilgi ve
deneyimlerinden yararlanırım”, (M = 4,06) “en iyi tanıtım aracı hastane hizmetinden
memnun olan hastaların fikirleridir”. (M = 4,04) “sürekli gittiğim hastaneyle ilgili
başkalarının olumlu görüşleri beni etkiler” ifadesi ile “tavsiye edilen hastaneden
hizmet almak için uzak mesafelere gitmeyi göze alırım” (M = 4,04) ifadesinin eş
değerde bir aritmetik ortalamaya sahip olduğu saptanmıştır.
Bunlarla birlikte biraz daha düşük puan verilerek karşımıza çıkan sıralama
şöyle yer almaktadır: “sürekli gittiğim hastaneyle ilgili başkalarının olumsuz
görüşleri beni etkiler” (M = 3,76), “hastane hizmetini alma kararımda başkalarının
tavsiyeleri etkilidir” (M = 3,57), ve “arkadaşlarımın tavsiyelerini yeterli bulursam
bilgi toplama aşamasından vazgeçerim (M = 3,16), “tavsiyeler hastanenin hizmetleri
konusundaki kuşkularımı ortadan kaldırır” (M = 3,12).
Yargı ifadeleri değerlendirildiğinde ilk dört sırada yer alan maddeler
katılımcıların memnuniyetlerine bağlı olarak çevresindeki kişilerle ağızdan ağıza
iletişimin gerçekleşmesinde önemli bir rol üslendiği görülmektedir. Katılımcılar
113
sağlık hizmeti satın alma da karşılaştığı olumlu ya da olumsuz durumları bir şekilde
özellikle yakın ilişki kurdukları ya da tanımadıkları kişilere aktarmaktadır. Yaşanan
memnuniyet sonucunda ya hastane tavsiye edilecek ya da edilmeyecektir. Ağızdan
ağıza
iletişimin
yayılmasında
da
memnuniyetin
önemi
vurgulanmaktadır.
Katılımcılar daha önce hizmet almış kişilerin bilgi ve deneyimlerinden yararlanması
da sıralamalarda üst sırada yer almaktadır. Soyut bir hizmet olan sağlık hizmetinden
kaynaklanan belirsizliği ve riski azaltmak için daha önce hizmet almış kişilerin bilgi
ve tecrübelerinden yararlandığı ortaya çıkmaktadır.
Hastane hizmetinden memnun olan hastaların fikirlerinin en iyi tanıtım aracı
da katılımcıların yargı değerlendirmelerinde 4,06’lık bir ortalama ile altıncı sırada
yer almaktadır. Hastane hizmetinden memnun olmuş kişilerin fikirlerinin geleneksel
reklam araçlarına göre hastaneyi tanıtmada önemli bir katkısı olduğu söylenebilir.
Katılımcılar sürekli gittiği hastaneyle ilgili başkalarının olumlu görüşlerinin
kendilerini etkilediği ve tavsiye edilen hastaneden hizmet almak için uzak mesafeyi
göze aldığı ifadeleri aynı orana (M = 4,04) sahip olduğu gözlenmiştir. “Sürekli
gittiğim hastaneyle ilgili başkalarının olumsuz görüşleri beni etkiler”, “hastane
hizmetini alma kararımda başkalarının tavsiyeleri etkilidir” ve “arkadaşlarımın
tavsiyelerini yeterli bulursam bilgi toplama aşamasından vazgeçerim”, “tavsiyeler
hastanenin hizmetleri konusundaki kuşkularımı ortadan kaldırır” şeklinde yer alan
diğer ifadelerin ortalama değerlerinin düşük olması sebebiyle son sıralarda yer
almaktadır.
114
3.9.5. Hastane Tercihinin Belirlenmesinde En Önemli Olan Bilgi Kaynağına
Göre Frekans Dağılımı
Veriler değerlendirildiğinde bu soruya cevap veren katılımcıların % 43,3’ü
(186 kişi) sağlık personeli (doktor, hemşire vb.)’nin hastane tercihinin belirlemesinde
en önemli bilgi kaynağı olduğunu ifade etmiştir. Diğer sıralamalar şöyledir; %
22,6’sı (97 kişi) aile üyeleri, % 19,5’i (84 kişi) benzer hastalıkları yaşamış kişilerin
tavsiyesi, % 4,0’ü (17 kişi) arkadaşlar, % 2,3’ü (10 kişi) akrabalar, % 1,6’sı (7 kişi)
sosyal medya, % 1,2’si (5 kişi) komşular olduğunu belirtirken, % 0,9’u (4 kişi)
yardımcı personel (idari personel, hasta bakıcı, temizlik görevlisi vb.), yardımcı
personel tercihi ile aynı orana sahip hastane ile ilgili basında yer alan haberler (%
0,9), % 0,2’si (1 kişi) hastane broşürleri /reklamlar olduğunu ifade etmiştir.
Araştırmaya katılanların % 3,5’i (15 kişi) bu soruyu yanıtlamamıştır.
Elde edilen sonuçlar, katılımcıların hastane hizmetini nereden satın alacağı
konusunda bir karar verirken en önemli bilgi kaynağını % 43,3’lük bir oranla sağlık
personeli oluştururken % 22,6 oranla aile üyeleri ve % 19,5 oranla benzer hastalıkları
yaşamış kişilerin tavsiyesi de diğer bilgi kaynaklarına göre en önemli bilgi
kaynakları arasında yer almıştır. Katılımcıların bu kişilerin görüşlerine daha çok
önem verdikleri söylenebilir.
115
Tablo 19. Hastane Tercihinin Belirlenmesinde En Önemli Olan Bilgi Kaynağı
Dağılımı
GEÇERLİ
SAYI
YÜZDE
YÜZDE
Aile üyeleri
97
22,6
23,4
Akrabalar
10
2,3
2,4
Arkadaşlar
17
4,0
4,1
Komşular
5
1,2
1,2
Sosyal medya
7
1,6
1,7
186
43,3
44,8
4
,9
1,0
Hastane ile ilgili basında yer alan haberler
4
,9
1,0
Hastane broşürleri /Reklamlar
1
,2
,2
84
19,5
20,2
TOPLAM
415
96,5
100,0
Cevapsız
15
3,5
430
100,0
Sağlık personeli (Doktor, Hemşire vb.)
Yardımcı personel (İdari Personel, Hasta
Bakıcı, Temizlik Görevlisi vb.)
Benzer
hastalıkları
tavsiyesi
TOPLAM
yaşamış
kişilerin
Sağlığın riske atılmayacak bir durum olması bireylerin öncelikli olarak, sağlık
alanında uzman görülen, tıbbı beceriye sahip olan kişileri hastane tercihinin
belirlemesinde en önemli bilgi kaynağı olarak ilk sıraya koyması, sağlıklı bir karar
vermesi için önem arz etmektedir. Çünkü kaynağının bilgili olduğu algısı kişilerde,
bu kaynaktan gelen bilgiye ilgilerini arttırırken aynı zamanda daha fazla bilgi edinme
arzusu da oluşmaktadır.
Tüketiciler için bilgi taşıyıcı ve görüşüne başvurulan, önem verilen bir
kaynak olan aile de bireylerin çeşitli satın alma kararlarında etkisi göz ardı edilemez
116
bir gerçektir. Aynı şekilde bireylerin sağlık hizmeti satın almasında/hastane tercihini
belirlemede sağlık personelinden sonra ikinci önemli görülen kaynağın aile olduğu
saptanmıştır.
Sağlık hizmetinin stoklanamaması, hizmetler içerisinde soyut olarak yer
alması satın almadan önce deneme imkanının olmaması durumları bireyleri
değerlendirme ve karar verme sürecinde zorluk yaşatmaktadır. Bunun bir sonucu
olarak da katılımcılar, benzer hastalıkları yaşamış kişilerin tavsiyesini yani bu
hizmeti satın almış kimselerin fikirlerini hastane tercihini belirlerken üçüncü önemli
bir bilgi kaynağı olarak belirtmiştir.
Anketi cevaplayanlar arkadaşlar, akrabalar, sosyal medya, komşular, yardımcı
personel (idari personel, hasta bakıcı, temizlik görevlisi vb.), hastane ile ilgili basında
yer alan haberler, hastane broşürleri /reklamlar gibi bilgi kaynakları ise hastane
tercihinin belirlenmesinde daha az önemli gördüklerini belirtmişlerdir.
3.9.6. Katılımcıların Hastaneyi Tercih Etmesinde Etkili Olan Faktörler
Faktör analizine dâhil edilen 16 maddenin güvenilirlik katsayısı (Cronbach’s
α = . 805) genel olarak yüksek bulunmuştur. Analiz sonucunda ortaya konan dört
faktör, katılımcıların hastane tercihlerindeki toplam varyansın yüzde 50.6’sını
açıklamaktadır (bkz. Tablo 20).
Hastane tercihinin belirlenmesinde ilk ve en önemli faktörün “hizmet faktörü”
olduğudur. Bu faktörü oluşturan maddelere bakıldığında;
tetkik ve tedavinin
belirtilen zamanda yapılması, hastane personelinin hastaya karşı sabırlı/hoşgörülü
olması, personelin iyi/düzgün görünüşlü olması, sosyal ihtiyaçlar (kantin/kafeterya,
ibadethane, emzirme odası), işlem hızı /bekleme süresi, daha önce aldığım
hizmetlerden memnuniyet olarak ortaya çıkmaktadır. İlk üç sırayı oluşturan faktörler
katılımcıların hastane tercihinin belirlenmesinde diğer unsurlara göre daha çok
önemsedikleri söylenebilir.
117
“Halkla İlişiler” olarak adlandırılan ikinci faktör; doktorlarının tanınmışlığıbilinirliği, hastanenin bilinirliği ve köklü oluşu, iyi ve başarılı bir imajının olması,
hastanede bütün bölümlerin yer alması, hastanenin modern donanım ya da
teknolojiye sahip olması gibi maddeleri bir araya getirmiştir. Katılımcılar için
doktorların tanınmış ve bilinir olması yine hastanenin bilinirliliği ve köklü olması
hastanenin iyi ve başarılı bir imaja sahip olmasına göre hastane tercihlerinde daha ön
plana çıktığı görülmektedir. Başka faktörler altında bulunan maddelerin bu faktör
altında yer aldığı saptanmıştır. Hastanede bütün bölümlerin yer alması (hizmet
faktörü) ve hastanenin modern donanım ya da teknolojiye sahip olması (fiziksel
faktör) gibi faktörlerin yük değeri hizmet faktöründe daha yüksek çıktığı için bu
bölümde değerlendirilmiştir.
Analiz sonucunda ortaya çıkan üçüncü faktör ise tavsiye’dir. Bu faktör;
hizmet almış kişilerin tavsiyesi, dost/arkadaş tavsiyesi, hastane personelinin tavsiyesi
(doktor, hemşire, idari personel, hasta bakıcı vb.), çalıştığım kurumla anlaşması
olması şeklinde yer almaktadır. Sonuçlar değerlendirildiğinde katılımcıların hastane
personelinin tavsiyesine oranla daha önce hizmet alan kişilerin ve dost/arkadaş
tavsiyene hastane tercihinde daha çok önem verdikleri ortaya çıkmaktadır. Bir hizmet
faktörü olan çalıştığım kurumla anlaşması olması da bu faktör altında yer aldığı
görülmüştür.
118
Tablo 20. Katılımcıların Hastane Tercihinin Belirlenmesine Yönelik Faktör
Analizi
Yükleme Değeri
Açıklama Oranı
1. Faktör: Hizmet
Tetkik ve tedavinin belirtilen zamanda yapılması
.782
Hastane
.779
personelinin
hastaya
karşı
sabırlı/hoşgörülü olması
Personelin iyi/düzgün görünüşlü olması
Sosyal
ihtiyaçlar
.744
(Kantin/kafeterya,
İbadethane, Emzirme odası)
.690
İşlem hızı /Bekleme süresi
.561
Daha önce aldığım hizmetlerden memnuniyet
.402
% 16,8
2. Faktör: Halkla İlişiler
Doktorlarının tanınmışlığı-bilinirliği
.745
Hastanenin bilinirliği ve köklü oluşu
.720
İyi ve başarılı bir imajının olması
.599
Hastanede bütün bölümlerin yer alması
.580
Hastanenin
modern
donanım
ya
da
% 11,9
.474
teknolojiye sahip olması
3. Faktör: Tavsiye
Hizmet almış kişilerin tavsiyesi
.822
Dost/Arkadaş tavsiyesi
.721
Hastane personelinin tavsiyesi (Doktor,
Hemşire, İdari Personel, Hasta Bakıcı vb.)
.635
Çalıştığım kurumla anlaşması olması
.311
% 11,4
4. Faktör: Fiziksel
Tanıtım/Reklâm etkinlikleri
.765
Tanınmış ünlü kişilerin tavsiyesi (Siyaset,
.753
Sanat, Spor vb.)
Evime/iş yerime yakın olması
.465
Otopark hizmeti
.451
Toplam
% 10,4
% 50,6
119
Dördüncü faktör “fiziksel” olarak adlandırılmıştır. Fiziksel faktör içinde
değerlendirilen hastanenin evime/iş yerime yakın olması ve otopark hizmetinin
katılımcılar için hastane tercihinde en az önem verilen unsurlar olarak yer
almaktadır. Faktöre atanan diğer maddeler ise; tanıtım/reklâm etkinlikleri, tanınmış
ünlü kişilerin tavsiyesi (siyaset, sanat, spor vb.) oluşturmaktadır.
Yapılan analize göre hizmet faktörü, % 16,8 bir oranla ilk sırada yerini
korumaktadır. İkinci sırayı % 11,9 oranla halkla ilişkiler faktörü oluştururken, sahip
olduğu oran düşük olmamakla birlikte üçüncü sırayı % 11,4’lük oranla tavsiye
faktörü ve son sırayı da % 10,4’lük bir oranla fiziksel faktör oluşturmaktadır.
3.9.7. Katılımcıların Hastane Tercihinin Belirlenmesine Yönelik Betimleyici
İstatistikleri
Araştırmanın bu bölümünde de 5’li likert tipinde (1= Çok Önemli Değil, 5=
Çok Önemli) katılımcıların hastane tercihlerini belirlemede yer alan faktörlerin ne
derece önemli olduğuna yönelik 19 maddelik bir ölçekten yararlanılmıştır.
Ankete katılan kişilere yöneltilen hastaneyi tercih etmenizde faktörlerin ne
derece önemli olduğu sorusuna verilen cevapların aritmetik ortalaması göz önüne
alındığında: “Hastane personelinin hastaya karşı sabırlı/hoş görülü olması” 4,60’lık
aritmetik ortalama değeriyle katılımcıların en çok önem verdikleri madde olmuştur.
Ardından ise 4,55 ile “hastanede bütün bölümlerin yer alması”, 4,54 oranıyla
“hastanenin modern donanım ya da teknolojiye sahip olması”, 4,49’la “tetkik ve
tedavinin belirtilen zamanda yapılması, yine buna çok yakın 4,44’lük bir ortalama
değeri ile “daha önce aldığım hizmetlerden memnuniyet” yer alırken, 4,34 oranıyla
“doktorlarının tanınmışlığı-bilinirliği, 4,28’lik bir ortalamaya sahip “iyi ve başarılı
bir imajının olması” tekrar bu orana çok daha yakın 4,27’lik bir aritmetik ortalama
değer olan “personelin iyi/düzgün görünüşlü olması” takip etmektedir.
120
Bu sıralamalara ek olarak diğer aritmetik ortalama değerleri işe şu şekilde yer
almaktadır; (M = 4,18) “işlem hızı /bekleme süresi”, (M =4,14) “hastanenin
bilinirliği ve köklü oluşu”, (M = 4,05) “sosyal ihtiyaçlar (kantin/kafeterya,
ibadethane, emzirme odası), (M = 3,96) “hizmet almış kişilerin tavsiyesi”, (M =
3,94) “hastane personelinin tavsiyesi (doktor, hemşire, idari personel, hasta bakıcı
vb.)” (M = 3,70) “çalıştığım kurumla anlaşması olması”, (M = 3,56) “dost/arkadaş
tavsiyesi”, (M = 3,54) “evime/iş yerime yakın olması” ve (M = 3,17) “otopark
hizmeti”dir.
Tablo 21. Hastane Tercihinin Belirlenmesine Yönelik Betimleyici
İstatistikler
N
Min. Max. Mean
Hastane personelinin hastaya karşı sabırlı/hoş görülü olması
419
1
5
4,60
Hastanede bütün bölümlerin yer alması
418
1
5
4,55
Hastanenin modern donanım ya da teknolojiye sahip olması
417
1
5
4,54
Tetkik ve tedavinin belirtilen zamanda yapılması
411
1
5
4,49
Daha önce aldığım hizmetlerden memnuniyet
416
1
5
4,44
Doktorlarının tanınmışlığı-bilinirliği
421
1
5
4,34
İyi ve başarılı bir imajının olması
409
1
5
4,28
Personelin iyi/düzgün görünüşlü olması
411
1
5
4,27
İşlem hızı /Bekleme süresi
410
1
5
4,18
Hastanenin bilinirliği ve köklü oluşu
415
1
5
4,14
Sosyal ihtiyaçlar (Kantin/kafeterya, İbadethane, Emzirme odası)
412
1
5
4,05
Hizmet almış kişilerin tavsiyesi
421
1
5
3,96
Hastane personelinin tavsiyesi (Doktor, Hemşire, İdari Personel,
Hasta Bakıcı vb.)
Çalıştığım kurumla anlaşması olması
413
1
5
3,94
411
1
5
3,70
Dost/Arkadaş tavsiyesi
406
1
5
3,56
Evime/iş yerime yakın olması
421
1
5
3,54
Otopark hizmeti
408
1
5
3,17
Tanıtım/Reklâm etkinlikleri
411
1
5
2,66
Tanınmış ünlü kişilerin tavsiyesi (Siyaset, Sanat, Spor vb.)
410
1
5
2,60
121
Bunlarla birlikte daha düşük puan verilerek yer alan ve birbirini çok yakın
takip eden sıralama ise 2,66’lık bir oranda tanıtım/reklâm etkinlikleri, 2,60 bir
aritmetik ortalama değeriyle de “tanınmış ünlü kişilerin tavsiyesi (siyaset, sanat, spor
vb.)” daha az önem verilen maddeler olarak karşımıza çıkmaktadır.
3.9.8. Hastane Tercihinin Belirlenmesine Etki Eden Bilgi Kaynaklarının Bazı
Değişkenler İle Analizi
Araştırmanın bu kısmında 5’li likert tipinde (1= Hiç etkili değil, 5= Çok
etkilidir) hazırlanan 9 maddelik bir ölçekle katılımcıların hastane tercihinin
belirlenmesine etki eden bilgi kaynakları (ailemin tavsiyesi, benzer şikayetlere sahip
kişilerin tavsiyesi, arkadaşlarımın tavsiyesi, akrabamın tavsiyesi, sağlık programları,
komşularımın tavsiyesi, kitle iletişim araçları, sosyal medya, hastane broşürleri) ile
yaş, gelir ve eğitim düzeyi arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığı Anova Testi
ile analiz edilmiştir. Katılımcıların hastane tercihinin belirlenmesine etki eden bilgi
kaynaklarının cinsiyetlerine göre değişip değişmediğini ortaya koymak amacıyla da
değişken boyutunun iki olması (Erkek, Kadın) nedeniyle Independent Samples TTest uygulanmıştır.
3.9.8.1. Bilgi Kaynakları İle Yaş Arasında Tek Yönlü Anova Testi
Bilgi kaynakları ile yaş arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığı analiz
edilmiştir. Ailemin tavsiyesi, komşularımın tavsiyesi ve hastane broşürlerinde (p
<0,05) anlamlı bir fark olduğu tespit edilmiştir. P > 0,05 sonucuna göre hastane
tercihlerinin belirlenmesinde yer alan diğer bilgi kaynakları (arkadaşlarımın
tavsiyesi, benzer şikayetlere sahip kişilerin tavsiyesi, akrabamın tavsiyesi, sağlık
programları, kitle iletişim araçları, sosyal medya) ile yaş arasında anlamlı bir farklılık
olmadığı bulgusuna ulaşılmıştır (Ek - 3.1).
Hastane tercihinin belirlenmesinde bilgi kaynağı olarak yer alan ailemin
tavsiyesi ile yaş arasındaki ilişkiyi incelendiğinde p= ,001 <0,05 sonucuna göre
122
aralarında anlamlı bir farkın olduğu görülmektedir. Ortalamalar açısından
bakıldığında 66 + yaş grubunun diğer gruplara göre ailesinin tavsiyesine en yüksek
(5,00) ortalama ile cevap verdikleri görülürken en az (3,36) ortalama ile cevap veren
yaş grubunun 36-45 yaş grubu olduğu görülmektedir. Diğer ortalamalar ise sırasıyla
56-65 yaş grubu (4,86), 16-25 yaş grubu (4,07), 26-35 yaş grubu (3,80) ve 46-55 yaş
grubu (3,75) olarak gerçekleşmiştir. Buna göre en yaşlı grup ailesinin tavsiyesine
yani çocuklarının, torunlarının görüşlerine hastane tercihini belirlerken oldukça önem
vermektedir. 36-45 yaş grubu da hastane tercihinin belirlenmesinde ailesinin
tavsiyesine en az önem verdiğini göstermektedir. Ortalama dağılımlarına
baktığımızda özellikle 56-65 yaş grubunun 66 + yaş grubunu ve 16-25 yaş grubunun
da 26-35 yaş grubunu takip eden bir ortalama yer almaktadır. Ayrıca en genç grubun
ailesinin tavsiyesine önem vermede 4,07 gibi bir oranla üçüncü sırada yer aldığı
görülmektedir.
Hastane
tercihinin
belirlenmesinde
bilgi
kaynağı
olarak
yer
alan
komşularımın tavsiyesi ile yaş faktörü incelendiğinde p= ,009 <0,05 sonucuna göre
aralarında anlamlı bir farkın olduğuna ulaşılmıştır. Ortalamalar değerlendirildiğinde
56-65 yaş grubu 3,86 ortalama ile diğer yaş gruplarına göre ilk sırada yer almıştır. 66
+ yaş grubu ise 1,00 ortalama ile hastane tercihinin belirlenmesinde komşularının
tavsiyesine en az önem verdiği ortaya çıkmaktadır. Diğer ortalamalar ise şöyle yer
almaktadır; 26-35 yaş grubu (M= 3,11), 46-55 yaş grubu (M= 2,73), 36-45 yaş
grubu (M= 2,70), 16-25 yaş grubu (M= 2,70). Bu sonuca göre 56-65 yaş grubu
hastane tercinin belirlenmesinde komşularının tavsiyesini daha çok önemsedikleri
söylenebilir. 56-65 yaş ve 66 + yaş grubu dışındaki yaş grupları arasında çok fazla
bir farklılık bulunmamaktadır. 36-45 yaş ve 16-25 yaş grubunun ortalamalarının (M=
2,70) aynı olduğu gözlenmiştir.
Hastane tercihinin belirlenmesinde bilgi kaynağı olarak yer alan hastane
broşürleri ile yaş faktörünü değerlendirildiğinde p= ,040 < 0,05 sonucuna göre
aralarında anlamlı bir farkın olduğu bulunmuştur. Ortalamalar incelendiğinde 56-65
yaş grubu 3,43 ortalama ile diğer yaş gruplarına göre birinci sıradadır. 66 + yaş
grubu ise 1,00 ortalama ile hastane tercihlerinin belirlenmesinde hastane broşürlerini
123
daha dikkate aldığı ortaya çıkmaktadır. Diğer ortalamalar ise; 26-35 yaş grubu (M=
2,57), 16-25 yaş grubu (M= 2,37), 36-45 yaş grubu (M= 2,38), 46-55 yaş grubu (M=
1,96) olarak sıralanmıştır. Bu açıdan değerlendirildiğinde 56-65 yaş grubunun diğer
yaş gruplarına göre hastane broşürlerine daha çok önem verdiği söylenebilir. 16-25
ve 36-45 yaş grubunun ortalamalarının birbirine çok yakın olduğu gözlenmiştir. 5665 yaş grubuna göre diğer yaş gruplarının önem düzeyi düşük olduğu görülmektedir.
3.9.8.2. Bilgi Kaynakları İle Gelir Arasında Tek Yönlü Anova Testi
Yapılan analiz sonucunda ailemin tavsiyesi ile gelir arasında (p <0,05)
anlamlı bir fark olduğu tespit edilmiştir. P > 0,05 sonucuna göre hastane tercihlerinin
belirlenmesinde yer alan diğer bilgi kaynakları ile gelir arasında anlamlı bir
farklılaşma meydana getirmediği ortaya çıkmaktadır (Ek - 3.2).
Hastane tercihinin belirlenmesinde bilgi kaynağı olarak yer alan ailemin
tavsiyesi ile gelir değişkenini incelediğimizde p= ,007 <0,05 sonucuna göre
aralarında anlamlı bir farkın olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ortalamalara baktığımızda
1000 tl ve altı gelir seviyesine sahip olanlar ailesinin tavsiyesine 3,91 ortalama ile
cevap verdikleri görülürken, en az (M= 1,60) ortalama ile cevap veren grubun 40015000 tl gelir seviyesine sahip olan kişiler olduğu görülmektedir. Diğer ortalamalar;
1001-2000 tl (M= 3,81), 2001-3000 tl (M= 3,76), 3001-4000 tl (M= 3,42), 5001 tl ve
üzeri (M= 3,25) şeklinde sıralanmaktadır. Yer alan sıralamayı incelediğimizde 4000
tl ve altı itibari ile gelir seviyesi düştükçe katılımcıların hastane tercihinin
belirlenmesinde ailesinin tavsiyesini daha çok dikkate aldığı söylenebilir.
4001-5000 tl gelir seviyesine sahip kişiler hem 5001 tl ve üzeri hem de 4000
tl ve altı gelire sahip kişilere göre hastane tercihinin belirlenmesinde ailesinin
tavsiyesinden daha az önemsediği söylenebilir.
3.9.8.3. Bilgi Kaynakları İle Eğitim Düzeyi Arasında Tek Yönlü Anova Testi
Çalışmada bilgi kaynakları ile eğitim düzeyi arasında bir ilişkinin olup
olmadığı incelenmiştir. Yapılan Anova analizine göre sağlık programları ve sosyal
124
medya arasında anlamlı (p <0,05)
ilişki bulunmuştur. P > 0,05 sonucuna göre
hastane tercihinizin belirlenmesinde yer alan diğer bilgi kaynakları ile eğitim düzeyi
arasında anlamlı bir farkın olmadığı görülmektedir (Ek - 3.3).
Hastane tercihinin belirlenmesinde bilgi kaynağı olarak yer alan sağlık
programları ile eğitim düzeyini incelediğimizde p= ,032 <0,05 sonucuna göre
aralarında anlamlı bir farkın olduğu tespit edilmiştir. Cevap ortalamaları açısından
bakıldığında; lisansüstü grubun 3,57 ortalamayla hastane tercihinin belirlenmesinde
daha çok önem vermektedir. Okur-yazar olan grup ise 1,94 ortalama ile en az önem
veren grubu oluşturmaktadır. Diğer ortalamalar sırasıyla üniversite grubu (M= 3,07),
okur-yazar olmayan grup (M= 3,00), lise (M= 2,95), ilköğretim grubu (M= 2,68)
olarak yer almaktadır. Bu sonuçlara göre lisansüstü ve üniversite eğitim seviyesi
daha yüksek olan grup ile okur-yazar olmayan diğer bir değişle eğitim seviyesi çok
daha düşük olan grubun sağlık programlarına daha fazla önem verdiği saptanmıştır.
Hastane tercihinin belirlenmesinde bilgi kaynağı olarak yer alan sosyal medya
ile eğitim düzeyini değerlendirdiğimizde p= ,001 <0,05 sonucuna göre aralarında
anlamlı bir farkın olduğu tespit edilmiştir. Ortalamalar açısından incelediğimizde;
lisansüstü grup 2,75 ortalama ile üniversite grubu ise 2,74 ortalamayla sosyal
medyayı diğer eğitim seviyelerine göre daha çok önemsediği ortaya çıkmaktadır. En
az önem veren grubu ise 1,56 ortalama ile okur-yazar olan grup oluşturmaktadır.
Diğer ortalamalar; lise (M= 2,49), ilköğretim grubu (M= 2,08), okur-yazar olmayan
grup (M= 2,00) olarak sıralanmaktadır. Genel olarak baktığımızda katılımcıların
eğitim seviyesi arttıkça sosyal medyaya daha çok önem verdiği söylenebilir.
3.9.8.4. Bilgi Kaynakları İle Cinsiyet Arasında T Testi
Yapılan t testi analizi sonucunda t = 1,515 (p= ,005 <0,05) olarak bulunmuş
olup bilgi kaynaklarından ailemin tavsiyesi ile cinsiyet arasında anlamlı bir
farklılaşma olduğu gözlenmiştir. Kadınların erkeklere göre hastane tercihinin
belirlenmesinde ailesinin tavsiyesini daha fazla önemsedikleri ortaya konulmuştur.
125
Analiz sonucunda değişkenler arasındaki ilişkiye bakıldığında diğer bilgi kaynakları
ile cinsiyet arasında (p > 0,05) anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir (Ek - 3.4).
3.9.9. Deneklerin İfadelere Katılım Derecelerinin Bazı Değişkenler İle İlişkisi
5’li likert tipinde (1= Kesinlikle Katılmıyorum, 5= Kesinlikle Katılıyorum)
hazırlanan 12 maddelik bir ölçekle katılımcıların yer alan ifadeleri ile yaş, gelir ve
eğitim düzeyi arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığı Anova Testi ile, cinsiyet
değişkenine göre değişip değişmediği de T Testi ile analiz edilmiştir.
Yapılan varyans analizi sonucunda p > 0,05 sonucuna ulaşıldığı ve deneklerin
katılım dereceleri ile yaş grupları (Ek - 3.5), gelir durumları (Ek - 3.6), eğitim
düzeyleri (Ek - 3.7) arasında herhangi bir anlamlılık bulunmamıştır.
3.9.9.1. Deneklerin İfadelere Katılım Dereceleri İle Cinsiyet Arasında T Testi
Yapılan Independent Samples T Testi analizi sonucunda t = 1,377 (p= ,042
<0,05) olarak bulunmuş olup katılımcıların sürekli gittiği hastaneyle ilgili
başkalarının olumlu görüşlerinden etkilendiği ile cinsiyet arasında anlamlı bir
farklılık olduğu saptanmıştır. Analiz sonucuna göre erkeklerin kadınlara göre
başkalarının olumlu görüşlerinden daha çok etkilendikleri söylenebilir. Bir diğer
farklılıkta katılımcıların hastane personelinin hastaya karşı saygılı/ilgili oluşu
memnuniyetlerini arttıracağı ifadesinde ortaya çıkmaktadır. Veriyi incelediğimizde t
= 2,658 (p= ,000 <0,05) sonuç ile erkeklere nazaran kadınlar hastane personelinin
saygılı/ilgili olmasında memnuniyetlerini arttırdığına daha fazla önem verdiği ortaya
çıkmaktadır.
Geriye kalan 10 maddelik katılım ifadesi ile cinsiyet arasında p > 0,05
sonucuna göre anlamlı bir farklılaşma ortaya konmamıştır (Ek - 3.8).
126
SONUÇ
Tüketiciler bilinçlenme konusunda çok fazla yol kat etmiş ve klasik olarak
yapılan pazarlama çalışmalarına pek rağbet etmemektedirler. Gelen iletilere kapalı
olduklarından ulaşılması git gide zorlaşan kitleler haline dönüşmektedirler. Her gün
binlerce iletiye maruz kalan tüketiciler kendilerince bir savunma mekanizması
kurmuşlar ve ayarını en yüksek seviyeye getirmişlerdir. İlgilenmedikleri ürün veya
hizmetlerle ilgili olarak gelen iletileri hiç bakmadan silmektedirler. Fakat hiçbir insan
arkadaşlarının, akrabasının vb. kişilerin tavsiyelerine kulaklarını tıkamamaktadır.
Çoğu zaman insanlar çevresindekileri arayarak almak istedikleri ürün veya hizmet
hakkında bilgi tedarik etmektedir. Bizzat öneri istemektedirler. Bunun nedeni ise,
satın alma karanını verirken çevresindeki insanların samimi, dürüst, yapıcı ve alacağı
ürün veya hizmet konusunda deneyimli olmaları ve onlara daha çok güvenmeleridir
(Yavuzyılmaz, 2008:68).
Son yıllarda Türkiye’de sağlık sektöründe yaşanan gelişmeler özellikle özel
hastanelerin sayısındaki artış rekabeti beraberinde getirmiştir. Bu rekabette özel
sağlık kuruluşlarının öncelikli amacı bireylerin daha sağlıklı bir hayat sürmeleri için
hizmet sunmuş olmaktır. Ancak özel sağlık kuruluşları bu hizmeti sunmak, rekabet
ortamında ayakta kalabilmek, hastaların tercih edilebilir bir kuruluş olmasını
sağlamak için de belirli finansal girdilere ihtiyaç duymaktadır. Bu da özel sağlık
kuruluşlarını ister istemez sunmuş olduğu hizmetlerden kar amacı gütmeye
yöneltmektedir. Tüm amaçlar dikkate alındığında, hastane yöneticilerinin daha etkili
pazarlama faaliyetleri gerçekleştirmelerini gerekli kılmıştır. Fakat ülkemizde reklam
ve tanıtım kısıtlaması olan sağlık kuruluşları için geleneksel reklam ve pazarlama
faaliyetlerinin yanında sağlık hizmetinin tutundurma aracı olarak ağızdan ağıza
iletişime yer vermesini gerekli hale getirmiştir.
Diğer sektörlerde olduğu gibi sağlık sektöründe de bireyler arası iletişimden
edinilen bilgiler işletme kontrolünde olan reklam ve tanıtımlardan daha inandırıcı ve
güvenilir olabilmektedir. Tüketiciler sağlık hizmetinin soyut olması, satın alım
127
öncesi kullanma imkanının olmaması ve kaynaklanan belirsizliği ve riski azaltmak
için çeşitli bilgi kaynaklarına başvurmaktadır. Tüketiciler dost ve arkadaş
tavsiyelerine özellikle de benzer hastalıkları yaşayan kişilerle iletişime geçmektedir.
Ağızdan ağıza iletişim ile elde edilen bilgi, tüketicilerin çok sayıda maruz kaldığı,
karmaşık olarak yer alan mesajlardan sıyrılmasında bir çıkış yolu olmaktadır.
Diyarbakır il merkezinde basit tesadüfi yöntemiyle seçilen 500 kişi ile yapılan
anket çalışması sonucunda elde edilen sonuçlar aşağıda özetlenmektedir;
Katılımcılara sorulan “en fazla tercih ettiğiniz sağlık kuruluşu hangisidir”
sorusuna özel ve devlet hastanelerini tercih edenlerin oranlarının hemen hemen bir
birine yakın olduğu görülmektedir. Bu oranları kamu hastaneleri açısından
incelendiğinde katılımcıların % 64,2’si en fazla kamu hastanelerini tercih etmektedir.
Yüz yüze gerçekleştirdiğim ankete katılanların bir kısmı devlet hastanelerini
mecburiyetten seçtiklerini, maddi durumlarının özel hastaneler için müsait
olmadığını; çok az bir kısmı da yeşil kartlı olduğu için tercih ettiklerini belirtmiştir.
Cevaplayıcıların gelir seviyeleri bu durumu desteklemektedir. Kişiler kamu
hastanelerinde gerekli işlemlerini gerçekleştirirken çok az bir ücret ödemekteyken
özel hastanelere gittiklerinde ücret farkı, tetkik ve tahlil için istenilen ücretler gibi
çeşitli miktarlarda bir katkı payı ödemektedir. Diğer bir kısmı da devlet hastanesinin
yoğunluğundan özel hastaneleri tercih ettiğini belirtmiştir.
“Hastane Tercihinin Belirlenmesinde aşağıda yer alan bilgi kaynakları sizce
ne derece etkilidir (bkz. Tablo 15)” sorusunu değerlendirdiğimizde, katılımcıların
büyük çoğunluğunun ağızdan ağıza iletişim kaynaklarını oluşturan yakın çevresinin
(aile, komşu, arkadaş vb) ve tanışılan bilgisine güven duyulan kişilerin (özellikle
benzer hastalıklara sahip kişilerin) görüşlerinin hastane tercihinin belirlenmesinde
etkili olduklarını olumlu cevaplar vererek belirtmiştir. Oransal olarak sıralama şöyle
yer almaktadır: % 75,6 Ailemin tavsiyesi, % 66,8 Benzer şikayetlere sahip kişilerin
tavsiyesi, % 58,0 Arkadaşlarımın tavsiyesi. Kişisel bilgi kaynakların dışındaki
verileri incelendiğinde ankete katılan kişilerin diğer bir bölümü de hastane tercihinin
128
belirlenmesinde hastane broşürlerinin, sosyal medyanın, sağlık programlarının, kitle
iletişim araçlarının etki düzeylerinin düşük olduğu yani etkili olmadığı yönünde
görüş belirtmişler. Tüm bu sonuçlara göre diğer ortamlar aracılığıyla edinilen
bilgidense yakın çevreleri gibi bilgi kaynaklarından verilen tavsiyelerin katılımcıların
hastane tercihinin belirlenmesinde büyük oranda etkili olduğu ortaya çıkmaktadır.
Sadece sağlık hizmeti satın alma kararı verirken değil tüketici davranışları açısından
da herhangi bir ürün ve hizmetin satın alınmasına karar verirken de yakın çevrenin
tavsiyelerinin etkili olduğu düşünüldüğünde bu durum olağan kabul edilebilir.
Ağızdan ağıza iletişimin kişileri karar vermek için harekete geçirmede önemli bir
etkisi olduğu söylenebilir. Riskli satın alımlardan kaynaklanan endişeleri giderme,
bilgi elde etme sürecini kısaltma ve güvenilir bilgi kaynağına sahip olma noktasında
ağızdan ağıza iletişimin önemi yadsınamaz bir gerçektir.
Katılımcıların
yargılara
verdikleri
cevaplar
değerlendirildiğinde;
katılımcıların hastane hizmetinden edinmiş olduğu olumlu deneyimlerini sahip
olduğu olumsuz deneyimlere göre biraz daha fazla bir oranda başkalarına aktarmaya
istekli olduğu ortaya konulmuştur. Bu sonuca göre katılımcıların memnuniyetlerini
iletmede olumlu ağızdan ağıza iletişimi daha çok kullandıklarını göstermektedir.
Anketi yanıtlayanların önemli çoğunluğunun (% 66,5) sürekli gittiği hastaneyle ilgili
başkalarının olumsuz görüşlerinden etkilenmesi, hastanenin hizmetini deneyimlemiş
yani bire bir hizmet almış olsa bile bir karar verirken çevrenin fikirlerini göz ardı
etmediği, bu görüşlere önem verdikleri söylenebilir.
Kişiler karşılaştığı herhangi bir sağlık personelinden ilgi, şefkat ve saygı
görme gibi birçok beklenti içerisine girmektedir. Beklentilerinin karşılanma
derecesine göre bir memnuniyet şekli ortaya çıkmaktadır. Ağızdan ağıza iletişimin
yayılmasında da memnuniyetin önemi göz ardı edilemez bir gerçektir. Anketi
cevaplayanların çok büyük bir kısmı da (% 88, 4) hastane personelinin hastaya karşı
saygılı/ilgili
olması
memnuniyetlerinin
arttıracağını
belirtmiştir.
Hastane
personelinin olumlu ve olumsuz ağızdan ağıza iletişimin yayılmasında önemli bir rol
üstlendiği görülmektedir. Söz konusu sağlık ve elde edilecek faydaya bağlı olarak
129
mesafe olarak uzak ancak tavsiye edilmiş hastanelere katılımcıların çok önemli bir
kısmının (% 72,3) gitmesi verilen tavsiyelere güven duyarak hareket ettiklerini
göstermektedir.
Anketi yanıtlayanların çok önemli bir kısmının (% 80,2) ağızdan ağıza
iletişim yoluyla yayılan bilgiye ve aktarılan deneyimlere önem verdikleri, bunları
dikkate alarak bir karar verdikleri ortaya çıkmaktadır. Veriler incelendiğinde hastane
tercihinin belirlenmesinde arkadaşların tavsiyesi katılımcıların düşüncelerini
etkilemede önemli bir orana (% 58,0) sahipken, bu orana biraz yakın olmakla birlikte
katılımcıların (%43,8) bilgi toplama aşamasından vazgeçerken arkadaşlarının
tavsiyelerini yeterli buldukları söylenebilir.
Ankete katılanların büyük bir çoğunluğunun (% 86,5) hastane hizmetinden
memnun kalırsa başkalarına tavsiye etmeleri, memnuniyet ile tavsiye arasında doğru
bir orantı yani ağızdan ağıza iletişimin yayılmasında memnuniyetin çok önemli bir
yere sahip olduğunu göstermektedir.
Katılımcıların hastaların fikirlerinin en iyi
tanıtım aracı olarak belirtmelerinde ise geleneksel pazarlama araçlarından ziyade
memnun hastaların fikirlerinin hastaneyi tanıtmada önemli bir rol üstlendiği
görülmektedir.
Katılımcıların
%
43,3’ü
sağlık
personelinin
hastane
tercihinin
belirlenmesinde en önemli bilgi kaynağı olduğunu ifade ederken sağlık alanında
uzman görülen, tıbbı beceriye sahip olan kişileri en önemli bilgi kaynağı olarak ilk
sıraya koyması, sağlıklı bir karar vermesi için önem arz etmektedir. Veriler ışığında
aile üyeleri ve benzer hastalıkları yaşamış kişilerin tavsiyesi katılımcıların hastane
tercihlerini belirlemesinde en çok etkili iki kaynak olarak yer alırken, en önemli
olarak görülen bilgi kaynağı sağlık personeli olmuştur. Katılımcıların ağızdan
iletişime başvurarak diğer bir değişle sağlık personeli, aile üyeleri ve benzer kişilerin
tavsiyelerini daha çok dikkate alarak bu kişileri önemli bir bilgi kaynağı görüp
hastane tercihinin belirlenmesinde yararlandıkları ortaya çıkmaktadır.
130
Hastane tercihlerinin belirlenmesine yönelik yapılan faktör analiz sonuçları
da şöyle yer almaktadır; hizmet faktörü, % 16,8 bir oranla ilk sırada yerini
korumaktadır. İkinci sırayı % 11,9 oranla halkla ilişkiler faktörü oluştururken, sahip
olduğu oran düşük olmamakla birlikte üçüncü sırayı % 11,4’lük oranla tavsiye
faktörü ve son sırayı da % 10,4’lük bir oranla fiziksel faktör oluşturmaktadır.
Ankete katılan kişilere yöneltilen hastaneyi tercih etmenizde faktörlerin ne
derece önemli olduğu sorusuna verilen cevapların aritmetik ortalaması göz önüne
alındığında: “Hastane personelinin hastaya karşı sabırlı/hoş görülü olması” 4,60’lık
aritmetik ortalama değeriyle katılımcıların en çok önem verdikleri madde olmuştur.
Gelen hastaya karşı hassas davranması, yardımcı olması olumlu ağızdan ağıza
iletişimin yaşanmasını tam tersi bir durumda yaşanacak deneyim olumsuz ağızdan
ağıza iletişimi tetikleyecektir.
Belirlenen değişkenler ile bilgi kaynakları ve ifadelere katılım arasındaki
ilişkiyi genel olarak değerlendirdiğimizde yargı ve bilgi kaynaklarına göre çok
önemli değişiklikler göstermediği sonucuna ulaşılmıştır.
Araştırmada tüketicilerin hastane seçiminde ağızdan ağıza iletişiminden
etkilendikleri sonucuna varılmıştır. Yapılan incelemeler sonucunda araştırma soruları
cevaplanmıştır. Tüketiciler hastane seçimlerini belirlerken en etkili olan kaynağı aile
üyeleri oluşturmaktadır. Ağızdan ağıza iletişim kaynaklarının içerisinde yer alan aile
bir sağlık hizmeti satın alınmasında etkili olduğu görülmüştür. Hastane tercihinin
belirlenmesinde
sağlık
personeli
de
en
önemli
görülen
bilgi
kaynağını
oluşturmaktadır. Tüketicilerin sürekli gittiği hastane ile ilgili olumsuz görüşlere
oranla olumlu görüşlerden daha çok etkilendiği tespit edilmiştir. Tavsiyenin,
insanların tutum ve davranışlarını değiştirmede önemli rol üstlendiği söylenebilir.
Memnuniyet ile hastaneyi yakınlarına tavsiye etme arasında bir ilişki olduğu
görülmüştür. Memnun olan kişilerin olumlu ağızda ağıza iletişim gerçekleştirirken
memnuniyetsizlik durumunda olumsuz ağızdan iletişimin gerçekleştireceği sonunca
ulaşılmış. Hastane hizmetinden memnun olmuş kişilerin fikirlerinin geleneksel
131
reklam araçlarına göre hastaneyi tanıtmada önemli bir katkısı olduğunu yani
insanların hizmetten haberdar olmasını sağladığı söylenebilir.
Günümüzdeki gelişmiş iletişim araçları sayesinde insanların yoğun mesaj
bombardımanına tutulduğu bir zaman diliminde sağlık işletmelerinin klasik
pazarlama iletişimi faaliyetlerinden ziyade sağlık hizmetinin tutundurma aracı olarak
müşterilerin kazanılması onların elde tutulması konusunda ağızdan ağıza iletişim
önemli bir güce sahiptir ve maliyet açısından da ekonomik bir iletişim aracıdır.
Ağızdan ağıza iletişim sayesinde hastaneler kendilerini rakiplerinden bir adım öne
taşıyacak rekabet avantajı elde etmiş olacaktır.
132
KAYNAKÇA
KİTAPLAR
Aydın, Orhan (2004). Güdüler ve Duygular, (Editör: Enver Özkalp),
Davranış Bilimlerine Giriş, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi (197212).
Bakan, Ömer (2008). Halkla İlişkiler Aracı Olarak İnternet, (Editör:Ahmet
Kalender, Mehmet Fidan), Halkla İlişkiler, Konya:Tablet Kitabevi,
(373-386).
Barış, Gülfidan (2006). Tüketici Davranışı ve Kültür, (Editör: Rıdvan
Karalar), Tüketici Davranışları, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi
Yayınları, (225-242).
Bozkurt, İzzet (2004). İletişim Odaklı Pazarlama: Tüketiciden Müşteri
Yaratmak. İstanbul: MediaCat Yayınları.
Brassington, Frances and Pettitt, Stephen (2000). Principles of Marketing
(second Edition). Italy: Prentice Hall.
Cemalcılar, ilhan (1998). Pazarlama: Kavramlar Kararlar. İstanbul: Beta
Yayınları.
Çabuk, Serap ve Yağcı, Mehmet İ. (2007). Pazarlamaya Çağdaş Yaklaşım
(1.Baskı), Adana: Nobel Kitabevi.
Earls, Mark (2009). Sürü - Kitle Davranışı Nasıl Yönetilir? Nasıl
değiştirilir? (1. Baskı). İstanbul: Mediacat Yayınları.
Elden, Müge; Ulukök, Özkan; Yeygel, Sinem (2007). Şimdi Reklamlar (2.
Baskı). İstanbul: İletişim Yayınları.
Erdem, Ayhan (2006). Tüketici Odaklı Bütünleşik Pazarlama İletişimi (1.
Baskı). Ankara: Nobel Yayınları.
Erdoğan, İrfan (2008). İletişimi Anlamak (3. Baskı). Ankara: Erk Yayıncılık.
133
Fill, Chris (1999). Marketing Communications: Contexts, Contents and
Strategies (Second Edition). London:Prentice Hall Europe.
İslamoğlu, Ahmet Hamdi (2003). Tüketici Davranışları. İstanbul: Beta
Yayınları.
İslamoğlu, Ahmet Hamdi ve Altunışık, Remzi (2008). Tüketici Davranışları
(3. Baskı). İstanbul: Beta Basım
Kanuk, Leslie Lazar and Lean G. Schiffman (1997). Consumer Behaviour
(Sixth Edition). New Jersey: Prentice Hall International.
Karabulut, Muhittin (1989).
Tüketici Davranışı (3. Baskı). İstanbul
Üniversitesi İşletme Fakültesi Yayınları.
Karaca, Yusuf (2010). Tüketici Satın Alma Karar Sürecinde Ağızdan Ağıza
Pazarlama (1.Baskı). İstanbul: Beta Yayınları.
Karafakioğlu, Mehmet (1997). Uluslararası Pazarlama Yönetimi: Teori,
Uygulama ve Örnek Olaylar (2. Baskı). İstanbul: Beta Basım.
Kocabaş, Füsun; Elden, Müge; Yurdakul, Nilay (2004). Reklam ve Halkla
İlişkilerde Hedef Kitle (4. Baskı). İstanbul: İletişim Yayınları.
Koç, Erdoğan (2008). Tüketici Davranışı ve Pazarlama Stratejileri: Global
ve Yerel Yaklaşım. (2. Baskı). Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Kotler, Philip (2000). Marketing Management, (The Millennium Edition),
New Jersey: Prentice-Hall Inc.
Kotler, Philip ve Gary Armstrong (2004). Principles of Marketing (Tenth
Edition).Pearson: Prentice Hall.
Mowen, John C. and Minor, Michael (1998). Consumer (Fifth Edition). New
Jersey: Prentice Hall International.
Mucuk, İsmet (1998). Pazarlama İlkeleri (10.Baskı). İstanbul: Türkmen
Kitapevi.
134
Odabaşı, Yavuz (2002). Tüketici Davranışı (3.Baskı). İstanbul: Mediacat
Yayınları,
Odabaşı, Yavuz ve Gülfidan, Barış (2006). Tüketici Davranışları (6.Baskı).
İstanbul: Mediacat Yayınları.
Odabaşı, Yavuz ve Oyman, Mine (2006). Pazarlama İletişimi Yönetimi
(6.Baskı). İstanbul: Mediacat Yayınları.
Oktay, Mahmut (2002). Politikada Halkla İlişkiler. İstanbul: Derin Yayınları.
Peter, J.Paul; Olson, Jerry C.; Grunert, Klaus G. (1999). Consumer Behavior
and Marketing Strategy. London: Mcgraw-Hıll.
Sernovitz, Andy; Kawasaki, Guy; Godin, Seth (2012). Fısıltının Gücü: Akıllı
Şirketler Ağızdan Ağıza Pazarlamayı Nasıl Kullanıyor. (Çev: İdil
Çetin), (1. Baskı). İstanbul: Optimist yayınları.
Silverman, George (2001), The Secrets Of Word Of Mouth Marketing:How To
Trigger Exponential Sales Through Runway Word Of Mouth (Second
Edition). Newyork:Amacom.
Silverman, George (2007). Ağızdan Ağıza Pazarlama: Dünyanın En Güçlü
Pazarlama Yönteminin 28 Sırrı, (Çev: Ender Orfanlı), (2.Baskı).
İstanbul: Mediacat Yayınları.
Tek, Ömer Baybars (1999). Pazarlama İlkeleri, Türkiye Uygulamaları (8.
Baskı). İstanbul: Beta Yayıncılık.
Tek, Ömer Baybars ve Özgül, Engin (2010). Modern Pazarlama İlkeleri (3.
Baskı). İstanbul: Beta Yayıncılık.
Tekin, Nadir Vasfi (2009). Pazarlama İlkeleri: Politikalar-StratejilerTaktikler (2. Baskı). Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Torlak, Ömer (2000). Tüketim-Bireysel Eylemin Toplumsal Dönüşümü
(1.Baskı). İstanbul: İnkılab Yayınları.
135
Uludağ, Ayhan (2011). “Doktor-hasta iletişimi açısından Hastanelerde hekim
seçme uygulaması: Karşılaştırmalı bir çalışma”, Yayımlanmamış
Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi SBE, Konya.
Yaylalı, Muammer. (2004). Mikroiktisat, (3. Baskı). İstanbul: Beta Yayınevi
Yüksel, Ahmet Haluk (1994). Bireylerarası İletişime Giriş. Eskişehir:Anadolu
Üniversitesi Yayınları.
Yükselen, Cemal. (2000). Pazarlama: İlkeler –Yönetim (2. Baskı). Ankara:
Detay Yayıncılık.
İNTERNET KAYNAKLARI
Çakır, Vesile (2006). “Reklamların Beğenilmesinin Tüketicilerin Marka
Tutumlarına
Etkisi”.
http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/
makaleler/Vesile%20%C3%87AKIR/ZZ%20%C3%87AKIR,%20Vesil
e.pdf, Erişim Tarihi: [15. 08.2011].
Fırat, Aytekin ve Azmak, Eda (2007). “Satın alma Karar Sürecinde Beyaz Eşya
Kullanıcılarının Marka Bağlılığı”.
http://iibfdergi.kmu.edu.tr/userfiles/file/aralik2007/PDF/13.pdf, Erişim
Tarihi: [11.08. 2011].
Godin, Seth (2000). Unleashing the Ideavirus (e-books)
http://books.google.com.tr/books?id=jk3FZ6KzPg8C&printsec=fro
ntcover&hl=tr&source=gbs_ge_summary_r&cad=0#v=onepage&q
&f=false [15.08.2011].
Karliček, Miroslav; Tomek, Ivan; Křížek, Miroslav (2010).
Word-of-Mouth Marketing: An Integrated Model, [12.11.2013].
“Sağlık Pazarlaması/Wom” http://saglikpazarlamasi.com.tr/WOM, [09.4.2011].
136
Schindler,
Robert M. and Bickart, Barbara (2004). “Published Word of
Mouth: Referable, Consumer-Generated Information on the Internet”.
http://camdensbc.rutgers.edu/FacultyStaff/research/schindler/Schindler
%20%26%20Bickart%20(2005).pdf [07.12.2013].
“Yeni Pazarlama Ekibiniz: Fikir Liderleri”,
http://www.fikrimuhim.com/Public/Static/RT007.aspx, [21.12.2010].
Womma, (2005). "Word of Mouth 101 An Introduction to Word of Mouth
Marketing" A Womma White Paper, February 8,
http://www.marketingpower.com/ResourceLibrary/Documents/Content
%20Partner%20Documents/WOMMA/WOM%20101.pdf,
[21.12.2011].
MAKALELER
Aba, Gökhan (2011). “Sağlık Hizmetlerinde Ağızdan Ağıza Pazarlama: Bir
Alan Araştırması”. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:6, Sayı:16,
ss.45-60.
Arndt, Johan (1967). “Role of Product-Related Conversations in the Diffusion
of a New Product”. Journal of Marketing Search, Vol. 4. No. 3, pp.
291-295.
Akar, Erkan (Ocak, Haziran 2009). “ Pazarlama Bağlamında Geleneksel ve
İnternette
Ağızdan Ağıza İletişim: Kuramsal Bir Çerçeve”. Erciyes Üniversitesi İktisadi
ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Say.32, ss.113-134.
Akat, Ömer; Taşkın, Çağatan; Özdemir, Aysun
(2006), ‘‘Uluslar arası
Alışveriş Merkezi Tüketicilerinin Satın Alma Davranışı: Bursa İlinde
Bir Uygulama’’. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:6/2,
ss.13-30.
137
Akkılıç, M. Emin (2002). “Sağlık Hizmetlerinin Pazarlanması ve Elazığ’daki
Bazı Yataklı Tedavi Kuruluşlarında Bir Uygulama (Tüketicilere
Yönelik Anket Uygulaması)”. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi, Cilt:12, Sayı:1, ss. 203-218.
Argan, Metin ve Argan Tokay, Mehpare (2006). “Viral Pazarlama veya
İnternet Üzerinde Ağızdan Ağıza Reklam: Kuramsal Bir Çerçeve”.
Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı.2, ss.231-250
Arslan, F. Müge ve Ozan, Bakır (2010). “Tüketicilerin İlgilenim Düzeylerine
Göre Alışveriş Merkezlerini Tercih Etme Nedenleri ve Sadakate
Etkisi”. Marmara
Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt.XXVIII, Sayı.I,
ss.227-259.
Arora, Harsh (2007). “Word of Mouth in the World of Marketing”. The Icfai
Journal of Marketing Management, Vol. VI, No. 4 ss.51-65.
Avcılar, Yüksel Mutlu (2005). “Kişisel Etki Kaynakları ve Ağızdan Ağıza
iletişim Ağı”. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi / Journal Of Economics
And Administrative Sciences, Cilt 19, Sayı 2, ss.333-347.
Bargh, John A. (2002). “Losing Consciousness: Automatic Influences on
Consumer Judgment, Behavior, and Motivation”. Journal of Consumer
Research, Volume:29, Issue:2, pp.280-285.
Bansal, S. Harvir, and Voyer, A. Peter (2000). “Word of Mouth Processes
Within a Services Purchase Decision Context”. Journal of Service
Research, Volume.3, No. 2, pp.166-177.
Bişkin, Ferdi (2010). “Markanın Pazarlama Açısından Önemi ve Tüketici
Tercihleri-Memnuniyeti Çerçevesinde Otomobil Sahipleri Üzerinde Bir
Araştırma”. Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, Cilt.14, Sayı.20,
ss.411-434.
Buttle, Francis A. (1998), “Word of Mouth: Understanding and Managing
Referral Marketing”. Journal of Strategic Marketing, Vol. 6, ss.241254.
138
Canöz, Kadir ve Ayhan, Bünyamin (2006). “Hastaların Hastane Tercihinde
Etkili Olan Halkla İlişkiler Faaliyetleri”. II. Ulusal Halkla İlişkiler
Sempozyumu, Kocaeli İletişim Fakültesi, ss.71-90.
Cömert, Yavuz ve Yakup Durmaz (2006). “Tüketicinin Tatmini İle Satın Alma
Davranışlarını Etkileyen Faktörlere Bütünleşik Yaklaşım ve Adıyaman
İlinde Bir Alan Çalışması”. Journal of Yasar University, Vol.1, Sayı.4,
ss.351-375.
Dolu, Çakır İlknur ve Bilgili Naile (2010). “Ankara’da Yaşayan Bir Grup
Yaşlı Bireyde İlaç Kullanım Uygulamaları ve İlaç Bilgi Düzeylerinin B
elirlenmesi”. TAF Preventive Medicine Bulletin, 9(1), ss. 37-44.
Durmaz, Yavuz; Oruç, Reyhan Bahar; Murat Kurtlar (2011). “Kişisel
Faktörlerin Tüketici Satın Alma Davranışlarına Etkisi Üzerine Bir
Araştırma”. Akademik Yaklaşımlar Dergisi, Cilt.2, Sayı.1, ss.114-133.
Erasmus, Alet C.; Boshoff, Elizabeth; Rousseau, GG (2001). “Consumer
Decision-Making Models Within The Discipline Of Consumer Science:
A Critical Approach”. Journal of Family Ecology and Consumer
Sciences, Vol 29, pp. 82-90.
Erciş, Aysel; Ünal, Sevtap; Can, Polat (2007). “Yaşam Tarzlarının Satın Alma
Karar Süreci Üzerindeki Rolü”. Atatürk Üniversitesi İİBF Dergisi,
Cilt.21, Sayı.2, ss.281-311.
Gülmez, Mustafa (2011). “İnternet Üzerinde Ağızdan Ağıza Pazarlama
Uygulama Örnekleri”. İnternet Uygulamaları ve Yönetimi Dergisi,
Vol.4, No.2, ss. 29-36.
Haywood K. Michael (1989). “Managing Word of Mouth Communications”.
The Journal of Services Marketing, Spring (3) 2, pp. 55-67
Hathaway, Mist and Seltman, Kent (2001). “International Market Research at
the Mayo Clinic”. Marketing Health Services, 21(4), pp.18-2.
139
Hogan, John E.;N. Lemon, Katherina; Libai, Barak (2004). “Quantifying the
Ripple: Word of Mouth and Advertising Effectiveness”. Journal of
Advertising Research, September, ss.271-280.
Hogg, Margaret K.; Bruce, Margaret; Hill, Alexander J.(1998).,“Fashion brand
preferences among young consumers”. International Journal of
Retail&Distribuiton Managament, Volume.26 ,Number.8, pp. 293–300
İlban, Oğuzhan Mehmet; Akkılıç, Emin Mehmet; Yılmaz, Özer (2011).
“Tüketicilerin Beyaz Eşya Satın Alma Karar Sürecinde Marka
Algılarına Yönelik Bir Araştırma”. Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt.8, Sayı.15, ss.63-84.
Josiam, M. Bharath; Kinley, R. Tammy; Kim, Youn- Kyung (2005).
“Involvement and The Tourist Shopper: Using the Involvement
Construct to Segment the American Tourist Shopper at the Mall”.
Journal of Vacation Marketing, , Vol.11/2, pp.135-154.
Khare, Adwait; Labrecque, I. Lauren; Asare, K. Anthony ( 2011). “The
Assimilative and Contrastive Effects of Word-of-Mouth Volume: An
Experimental Examination of Online Consumer Ratings”. Journal of
Retailing 87, pp. 111–126.
Kılıç, Sabiha ve Göksel, Aykut (2004). “Tüketici Davranışları: İndirim
Kartlarının Tüketici Satın Alma Karar Süreci Üzerindeki Etkisine Dair
Ampirik Bir Çalışma”. Gazi Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt.6, Sayı.2,
ss.147-163.
Kitapcı, Olgun ve Dörtyol, İ. Taylan (2009). “Tüketici Satın Alma Karar
Sürecinde Aile Bireylerinin Etkileri: Kadının Değişen Rolü Sivas İlinde
Bir Uygulama”. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, Cilt.18, Sayı.2, ss.331-348.
140
Kozinets, Robert V.; Valck, Kristine de; Wojnicki, Andrea C.; Wilner, Sarah
J.S. (2010). “Networked Narratives: Understanding Word-of-Mouth
Marketing in Online Communities”. Journal of Marketing, Vol. 74,
pp.71–89.
Lin, Chin Tsai; Wang, Su-Man; Hsieh, Huei-Ying (2003), “The BrandSwitching Behaviour Of Taipei Female Consumers When Purchasing
U-V Skincare Products”, International
Journal of Management,
Vol.20, No.4. pp.443-452.
Marangoz, Mehmet (2007).
“Ağızdan Ağıza İletişimin Müşterilerin Satın
Alma Davranışlarına Etkileri: Cep Telefonu Pazarına Yönelik Bir
Araştırma”.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, Cilt.16, Sayı.2, ss. 395-412.
Mangold, W. Glynn; Miller, Fred; R. Brockway, Gary (1999). “Word-of-mouth
communication in theservice marketplace”. The Journal of Services
Marketing, Vol:13 No:1, pp. 73-89.
Matos, Celso Augustu De and Rossi, Carlos Alberto Vargas (2008). “Word-ofmouth Communications İn Marketing: A Meta-Analytic Review Of The
Antecedents And
Moderators”. Journal of the Academy Marketing
Science, Vol.36, pp.578–596.
Mittal, Vikas and Kamakura, Wagner A. (2001). “Satisfaction, Repurchase
Intent, and Repurchase Behavior: Investigating The Moderating Effect
Of Customer Characteristics”. Journal of Marketing Research, Vol:38,
pp.131-142.
Monroe, Kent B. (1976).“The Influence of Price Differences and Brand
Familiarity Of Brand Preferences”, Journal of Consumer Research,
Vol. 3, No.1, pp. 42-49.
Murray, Keith B. (1991). “A Test of Services Marketing Theory: Consumer
Information Acquisition Activities”. Journal of Marketing, 55(1),
pp.10–25.
141
Önsüz, M. Fatih; Topuzoğlu, Ahmet; Cöbek, U. Can; Ertürk, Sercan, Yılmaz,
Fatma ve Birol, Selim (2008). “İstanbul’da Bir Tıp Fakültesi
Hastanesinde Yatan Hastaların Memnuniyet Düzeyi”. Marmara
Medical Journal, 21 (1), ss.33-49.
Özdemir, Erkan; Kılıç, Serkan; Aydın, Z. Berna (2010). Sosyal Güvenlik
Reformu Sonrası Tüketici Olarak Hastaların Hastane Seçimi: Pazarlama
Açısından Bir Alan Araştırması”. Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt XXIX, Sayı 1, ss. 1-27.
Özkoç Hatice (2013).
“Hastaların Sağlık Kurumu Tercihlerini Etkileyen
Faktörlerin Belirlenmesi: Uygunluk Analizi ve Nested Logit Model”.
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:15,
Sayı:2, ss. 267-280.
Öztürk, Sevgi (2006). “Hizmet Reklamlarında Kuramsal Yaklaşımlar ve
Uygulama Farklılıkları: Türkiye’de Hizmet Reklamlarına İlişkin Bir
İçerik Analizi”. Sosyal Bilimler Dergisi, 2, ss.101–120.
Posey, Boyd Kristen; Layden, Deborah Yarborough; Neuby, Barbara L. (2009).
“Word of Mouth Marketing and İnternational Adoption Agencies”. Int
Rev Public Nonprofit Mark. Springer-Verlag, Vol.6, pp.137–149.
Pruden, Douglas R. and Vavra, Terry G. (2004). “Controlling the Grapevine”.
Marketing Management. Vol. 13, Issue.4, pp.25-30.
Sundram D.S.; Kaushik, Mitra;Webster, Cynthia (1998). “Word of Mouth
Communications: A Motivational Anaylysis”, Advances in Consumer
Research, (25) pp.527-531
Sun, Lucia Bongran and Qu, Hailin (2011). “Is There Any Gender Effect On
The Relationship Between Service Quality
and Word-Of-Mouth?”.
Journal of Travel & Tourism Marketing, 28, pp. 210–224.
Uzunal, Beyza ve Uydacı, Mert (2010). “Sağlık Kurumlarında Ağızdan Ağıza
Pazarlama ve Bir Pilot Çalışma”. Cilt.9, Sayı.34. ss. 87-95.
142
Ünüsan, Çağatay; Pirtini Serdar; Bilge Osman Faik (2004). “Tüketicilerin
Satın Alma Davranışları Açısından Marka, Mağaza ve Franchising
Sistemi İlişkisinin İncelenmesi Üzerine Bir Araştırma”, Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Hakemli Dergisi, Öneri, 6(22), ss. 45-57.
Ünlüönen, Kurban ve Tayfun, Ahmet (2003). “Turistlerin Yerli Halkın Tüketim
Davranışlarına Etkileri Üzerine Ampirik Bir Araştırma”. Muğla
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 10.
Varinli, İnci ve Çakır, Aysel (2004). “Hizmet Kalitesi, Değer, Hasta Tatmini
ve Davranışsal Niyetler Arasındaki İlişki: Kayseri'de Poliklinik
Hastalarına Yönelik Bir Araştırma”. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,
17(2), ss.33-52.
Zaichkowsky, Judith L. (1985) “Measuring The Involvement Construct”,
Journal of Consumer Research, Vol.12, No.3, pp. 341-352.
Zaichkowsky, Judith L. (1986) “Conceptualizing Involvement”, Journal Of
Advertising, Vol. 15, No.2, pp. 4–14.
Zaim, Halil ve Tarım, Mehveş (2010). “Hasta Memnuniyeti: Kamu Hastaneleri
Üzerine Bir Alan Araştırması”. Sosyal Siyaset Konferansları, Sayı:
59/2, ss.1–24.
Zerenler, Muammer ve Öğüt, Adem (2007). “Sağlık sektöründe algılanan
hizmet kalitesi ve hastane tercih nedenleri araştırması: Konya örneği”.
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 18, ss. 501-519.
Tengilimoğlu, Dilaver (2001). “Hastane seçimine etkili olan faktörler: Bir alan
uygulaması”. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, 3 (1):85-98.
Trevor A. Fisk; Brown, Carmhial J.; Cannizzaro, Kathieen; Naftal, Barbara
(1990). “Creating Patient Satisfaction and Loyalty”. Journal of Health
Care Marketing, Vol: 10, No:2, pp.5-15.
143
Westbrook, Robert A. (1987). “Product/Consumption Based Affective
Responses and Postpurchase Processes”. Journal of Marketing
Research, 24(3), pp.258–270.
Wetzer, Inge M.; Zeelenberg, Marcel; Pieters, Rik (2007). “Never Eat in that
Restaurant, I Did!: Exploring Why People Engage in Negative Wordof-Mouth Communication”, Psychology&Marketing, No:24(8), ss.661669.
TEZLER
Akgün, V. Özlem (2008). “Modern Alışveriş Merkezlerinin Tüketici
Davranışları Üzerindeki Etkisi ve Konya İlinde Bir Uygulama”,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi SBE,
Konya.
Akkaya, Suat (2012). “İnternetteki Tüketici Yorumlarının Tüketici Satın Alma
Davranışlarına
Etkisi:
İstanbul
Sultanbeyli’de
Görev
Yapan
Öğretmenler Üzerinde Bir Araştırma Çalışması” Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi EBE, Ankara.
Alnıaçık, Burcu
(2010). “Tüketici Davranışlarındaki Değişimin Marka
Sadakatine Yansıması”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Marmara Üniversitesi SBE, İstanbul.
Bal, Mustafa (2011). “Çalışan Personelin Kurumsal İmaj Oluşumuna
Etkisi”.Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi
SBE, Konya.
Çelikkan, Can Ahmet (2009). “Ağızdan Ağıza Pazarlama İle Satın Alma
Esnasında Karşılaşılan Sürpriz Arasındaki İlişkinin Belirlenmesine
Yönelik Bir Pilot Araştırma”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul Üniversitesi SBE, İstanbul.
144
Çepni, Büşra (2011). “Ağızdan Ağıza Pazarlama Kapsamında Demografik ve
Sosyal Faktörlerin Üniversite Öğrencilerinin Sinema Filmi Tercihleri
üzerindeki etkilerinin Belirlenmesi”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi SBE, Trabzon.
Deneçli, Ceyda (2009). “Marka Değerinin Satınaldırma Üzerindeki Etkileri ve
Bir Uygulama.” Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Marmara
Üniversitesi SBE, İstanbul.
Erbaş, Ayça (2006). “Marka Sadakatinin Tüketici Satın Alma Davranışına
Etkileri; Ayakkabı Sektöründe Klasik Ayakkabı Kullanıcıları Üzerine
Bir Araştırma”,Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Marmara
Üniversitesi SBE, İstanbul.
Fettahlıoğlu, Hatice Seçil (2008). “Tüketicilerin Satın Alma Davranışlarında
Özel
Markaların
Tüketici
Tutumları
Üzerine
Etkileri”,
Yayımlanmamış Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi SBE,
İzmir.
Hüseyinoğlu, Beyza (2009). “Tüketici Tarafından Yaratılan Medya Ortamında
Ağızdan Ağıza Pazarlama ve Bir Uygulama”, Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi SBE, İstanbul.
Jang, Dongsuk (2007). “Effects Of Word-Of-Mouth Communication On
Purchasing Decesion In Restaurants A Path Analytic Study”, For the
Degree of Doctor Of Philosophy, Graduate College University Of
Nevada, Las Vegas.
Kaikati, Andrew Mark (2010). “Word-Of-Mouth Communication As Helping
Behavior”,
For the Degree of Doctor Of Philosophy, Graduate
School Of the University of Minnesota.
Kefe Vural, Rabia (2007). “Tüketici Davranışını Etkileyen Bir Faktör Olarak
Kaynak Ülke Etkisinin Değerlendirilmesi”, Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi SBE, Ankara.
145
Köseoğlu, Özgür (2002). “Değişim Fenomeni Karşısında Markalaşma Süreci
ve Bu Süreçte Halkla İlişkilerin Rolü”, Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Ege Üniversitesi SBE, İzmir.
Kılıçer, Tuğba (2006). “Tüketicilerin Satın Alma Kararlarında Ağızdan Ağıza
İletişimin Etkisi: Anadolu Üniversitesi Öğretim Elemanları Üzerinde
Bir Araştırma”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Anadolu
Üniversitesi SBE, Eskişehir.
Okutan, Semih (2007). “Bir Pazarlama Stratejisi Olarak Ağızdan Ağıza
İletişim Üzerine Bir Araştırma”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Sakarya Üniversitesi SBE, Sakarya.
Orhan, Aylin Türe
(2011). “Tüketicilerin Marka Tercihlerine İlişkin
Tutumlarının Belirlenmesinde Reklamın Rolü”, Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi SBE, İstanbul.
Özer, Kezban (2009). “Womm (Ağızdan Ağıza Pazarlama) İletişimi ve Msn
(Messenger) Reklamları”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Selçuk Üniversitesi SBE, Konya.
Öztürk, Ezgi (2006). “Tüketicilerin Satın Alma Davranışında Kalite
Belgelerinin Yeri ve Önemi”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Marmara Üniversitesi SBE, İstanbul.
Öztürk, Handan (2007). “Sağlık Hizmetlerinin Pazarlanmasında Markanın
Önemi”,
Yayımlanmamış
Yüksek
Lisans
Tezi,
Marmara
Üniversitesi SBE, İstanbul.
Parlak, Filiz (2010). “Sosyal Medya Ve Tüketici Satın Alma Karar Sürecine
Etkileri: Nitel Bir Uygulama”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Marmara Üniversitesi SBE, İstanbul.
Penpece, Dilek (2006).“Tüketici Davranışlarını Belirleyen Etmenler: Kültürün
Tüketici Davranışları Üzerindeki Etkisi”, Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Sütçü İmam Üniversitesi SBE, Kahramanmaraş.
146
Şimşek, Özkan (2009). “Ağızdan Ağıza İletişimin Satın Alma Kararı
Üzerindeki
Etkisi-
Bankacılık
Sektöründe
Bir
Uygulama”,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi SBE,
Erzurum.
Topcu, Yavuz (2006). “Erzurum, Süt Ürünlerinde Marka Rekabeti Ve
TüketiciDavranışları: Erzurum İli Örnegi”, Yayımlanmamış Doktora
Tezi, Atatürk Üniversitesi FBE, Erzurum.
Türk, Zehra (2004). “Tüketici Satın Alma Davranışını Etkileyen Faktörler ve
Perakendeci Markası Üzerine Bir Alan Araştırması”, Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Muğla Üniversitesi SBE, Erzurum.
Yavuzyılmaz, Oğuz (2008). “Ağızdan Ağıza Pazarlama (Kocaeli’de Bulunan
Dershanelerdeki
Öğrenciler
Üzerine
Örnek
Bir
Araştırma)”,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi SBE,
Kocaeli.
Zengin, A. Mücahid (2010). “Dogrudan Pazarlama Aracı Olarak Cep Telefonu
Kullanımı ve Tüketici Tutumları”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Selçuk Üniversitesi SBE, Konya.
Zoral Yücebaş, Mutlu Yelda (2010). “Müşteri Memnuniyetsizliğinde Ağızdan
Ağıza İletişimin Sonuçları Üzerine Bir Uygulama”, Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi SBE, İzmir.
147
EKLER
148
EK-3.1. Bilgi Kaynakları İle Yaş Arasında Tek Yönlü Anova Testi
Ailemin tavsiyesi
N
Mean
16-25
131
4,07
26-35
160
3,80
36-45
89
3,36
46-55
28
3,75
56-65
7
4,86
66+
2
5,00
417
3,81
16-25
129
2,98
26-35
158
3,19
36-45
86
2,99
46-55
28
3,04
56-65
7
3,86
66+
2
4,50
TOPLAM
Akrabamın tavsiyesi
TOPLAM
Arkadaşlarımın tavsiyesi
410
3,09
16-25
131
3,16
26-35
162
3,48
36-45
86
3,12
46-55
28
3,00
56-65
5
3,60
66+
2
4,50
414
3,28
16-25
129
2,70
26-35
159
3,11
36-45
88
2,70
46-55
26
2,73
56-65
7
3,86
TOPLAM
Komşularımın tavsiyesi
66+
2
1,00
411
2,87
16-25
127
3,79
26-35
162
3,73
36-45
88
3,65
46-55
28
3,36
56-65
7
3,29
66+
2
4,50
TOPLAM
Benzer şikayetlere sahip
kişilerin tavsiyesi
TOPLAM
Hastane broşürleri
414
3,70
16-25
128
2,37
26-35
160
2,57
36-45
86
2,38
46-55
28
1,96
56-65
7
3,43
2
1,00
411
2,43
66+
TOPLAM
Sig.
,001
,269
,110
,009
,568
,040
149
Sağlık programları
16-25
127
2,93
26-35
161
2,99
36-45
87
2,89
46-55
26
2,46
56-65
7
3,86
66+
2
TOPLAM
Kitle iletişim araçları (Radyo,
Televizyon, Gazete)
2,92
16-25
128
2,79
26-35
159
2,72
36-45
88
2,76
46-55
26
2,23
56-65
7
3,00
66+
Sosyal medya
1,00
410
2
1,00
410
2,72
16-25
132
2,54
26-35
162
2,52
36-45
88
2,52
46-55
28
1,79
56-65
7
2,14
2
1,00
419
2,46
TOPLAM
66+
TOPLAM
,115
,288
,086
Ek - 3.2. Bilgi Kaynakları İle Gelir Arasında Tek Yönlü Anova Testi
Ailemin tavsiyesi
N
Mean
Sig.
1000 TL ALTI
190
3,91
,007
1001-2000 TL
93
3,81
2001-3000 TL
71
3,76
3001-4000 TL
12
3,42
4001-5000 TL
5
1,60
5001 TL VE ÜZERİ
Akrabamın tavsiyesi
Arkadaşlarımın tavsiyesi
4
3,25
TOPLAM
375
3,80
1000 TL ALTI
189
3,06
1001-2000 TL
89
3,25
2001-3000 TL
70
3,14
3001-4000 TL
11
3,18
4001-5000 TL
6
2,17
5001 TL VE ÜZERİ
4
2,50
TOPLAM
369
3,10
1000 TL ALTI
188
3,16
1001-2000 TL
91
3,47
2001-3000 TL
71
3,38
3001-4000 TL
13
3,69
4001-5000 TL
5
2,40
5001 TL VE ÜZERİ
4
4,00
372
3,30
TOPLAM
,445
,150
150
Komşularımın tavsiyesi
1000 TL ALTI
189
2,92
1001-2000 TL
92
2,78
2001-3000 TL
67
2,73
3001-4000 TL
13
3,23
4001-5000 TL
6
2,50
5001 TL VE ÜZERİ
Benzer şikayetlere sahip
kişilerin tavsiyesi
3
2,67
TOPLAM
370
2,85
1000 TL ALTI
192
3,70
1001-2000 TL
91
3,82
2001-3000 TL
69
3,51
3001-4000 TL
13
3,69
4001-5000 TL
5
3,40
5001 TL VE ÜZERİ
Hastane broşürleri
4
3,75
TOPLAM
374
3,69
1000 TL ALTI
188
2,47
1001-2000 TL
91
2,40
2001-3000 TL
69
2,42
3001-4000 TL
13
2,77
4001-5000 TL
6
1,83
5001 TL VE ÜZERİ
Sağlık programları
Kitle iletişim araçları (Radyo,
Televizyon, Gazete)
Sosyal medya
4
2,75
TOPLAM
371
2,44
1000 TL ALTI
190
2,90
1001-2000 TL
91
2,87
2001-3000 TL
68
3,06
3001-4000 TL
13
3,15
4001-5000 TL
6
2,83
5001 TL VE ÜZERİ
4
3,50
TOPLAM
372
2,94
1000 TL ALTI
186
2,76
1001-2000 TL
92
2,73
2001-3000 TL
68
2,56
3001-4000 TL
13
2,92
4001-5000 TL
5
2,60
5001 TL VE ÜZERİ
4
3,50
TOPLAM
368
2,73
1000 TL ALTI
190
2,38
1001-2000 TL
93
2,43
2001-3000 TL
71
2,62
3001-4000 TL
13
3,00
4001-5000 TL
6
2,83
5001 TL VE ÜZERİ
4
3,25
377
2,47
TOPLAM
,782
,803
,789
,902
,812
,419
151
Ek - 3.3. Bilgi Kaynakları İle Eğitim Düzeyi Arasında Tek Yönlü Anova Testi
N
11
4,36
Okur-yazar
19
4,26
78
4,01
Lise
144
3,82
Üniversite
156
3,59
8
4,00
Lisansüstü
TOPLAM
Akrabamın tavsiyesi
416
3,81
Okuryazar değil
11
3,36
Okur-yazar
19
3,32
İlköğretim
73
3,18
Lise
145
3,17
Üniversite
153
2,85
8
4,00
Lisansüstü
TOPLAM
Arkadaşlarımın tavsiyesi
409
3,08
Okuryazar değil
10
3,20
Okur-yazar
19
3,53
İlköğretim
77
3,14
Lise
145
3,18
Üniversite
154
3,34
Lisansüstü
8
4,25
413
3,27
Okuryazar değil
11
3,55
Okur-yazar
19
2,89
TOPLAM
İlköğretim
Komşularımın tavsiyesi
77
3,05
Lise
146
2,86
Üniversite
150
2,75
7
2,43
Lisansüstü
TOPLAM
Benzer şikayetlere sahip
kişilerin tavsiyesi
410
2,87
Okuryazar değil
11
4,18
Okur-yazar
18
4,17
İlköğretim
76
3,82
Lise
147
3,67
Üniversite
153
3,58
8
3,63
Lisansüstü
TOPLAM
Hastane broşürleri
Sig.
Okuryazar değil
İlköğretim
Ailemin tavsiyesi
Mean
413
3,70
Okuryazar değil
11
2,64
Okur-yazar
17
2,47
İlköğretim
75
2,23
Lise
145
2,46
Üniversite
154
2,48
8
2,13
410
2,42
Lisansüstü
TOPLAM
,079
,075
,248
,343
,369
,746
152
Sağlık programları
Okuryazar değil
11
3,00
Okur-yazar
17
1,94
İlköğretim
75
2,68
Lise
148
2,95
Üniversite
151
3,07
7
3,57
Lisansüstü
TOPLAM
Kitle iletişim araçları (Radyo,
Televizyon, Gazete)
409
2,91
Okuryazar değil
11
2,27
Okur-yazar
18
1,78
İlköğretim
77
2,60
Lise
143
2,76
Üniversite
152
2,86
8
2,88
409
2,71
Okuryazar değil
11
2,00
Okur-yazar
18
1,56
İlköğretim
77
2,08
Lise
147
2,49
Üniversite
157
2,74
8
2,75
418
2,46
Lisansüstü
TOPLAM
Sosyal medya
Lisansüstü
TOPLAM
,032
,064
,001
153
Ek - 3.4. Bilgi Kaynakları İle Cinsiyet Arasında T Testi
Independent
Levene's Test for
Samples Test
Equality of
Variances
t-test for Equality of Means
95% Confidence
Ailemin tavsiyesi
Equal variances
assumed
tavsiyesi
assumed
tavsiyesi
assumed
tailed)
Difference
Difference
Lower
Upper
Lower
Upper
Lower
Upper
Lower
7,923
,005
1,172
,280
2,764
,097
Equal variances
not assumed
Komşularımın
Equal variances
tavsiyesi
assumed
1,410
,236
Equal variances
not assumed
Benzer
Difference
df
not assumed
Equal variances
Interval of the
t
Equal variances
Arkadaşlarımın
Std. Error
Sig.
not assumed
Equal variances
Mean
F
Equal variances
Akrabamın
Sig. (2-
1,515
Upper
Lower
415
,131
,203
,134
-,060
,467
1,501 385,464
,134
,203
,135
-,063
,469
-,376
408
,707
-,051
,136
-,319
,217
-,378 399,147
,706
-,051
,136
-,319
,216
412
,924
,013
,134
-,251
,276
,096 408,969
,923
,013
,133
-,249
,275
409
,216
,171
,138
-,100
,442
1,244 401,263
,214
,171
,137
-,099
,440
1,470
412
,142
,197
,134
-,067
,461
1,469 397,658
,143
,197
,134
-,067
,461
-,715
409
,475
-,095
,133
-,356
,166
-,719 405,554
,473
-,095
,132
-,354
,165
-,100
,921
-,015
,149
-,307
,278
,096
1,238
Equal variances
şikayetlere sahip assumed
,276
,600
kişilerin tavsiyesi
Equal variances
not assumed
Hastane
Equal variances
broşürleri
assumed
1,604
,206
Equal variances
not assumed
Sağlık
Equal variances
programları
assumed
5,612
,018
408
154
Equal variances
-,100 403,856
,920
-,015
,148
-,305
,276
-,342
408
,733
-,050
,146
-,338
,238
-,342 396,366
,732
-,050
,146
-,337
,237
417
,238
-,164
,139
-,438
,109
-1,181 406,749
,238
-,164
,139
-,438
,109
not assumed
Kitle
iletişim Equal variances
araçları
(Radyo, assumed
Televizyon,
,565
,453
Gazete)
Equal variances
not assumed
Sosyal medya
Equal variances
assumed
,002
,967
-1,181
Equal variances
not assumed
Ek - 3.5. Deneklerin Katılım Dereceleri İle Yaş Grupları Arasında Tek Yönlü Anova Testi
N
Mean
Sig.
16-25
131
4,53
,962
26-35
163
4,49
Edindiğim hastane hizmetindeki
36-45
88
4,55
memnuniyetsizliğimi başkalarına
46-55
27
4,52
aktarırım
56-65
6
4,33
66+
2
5,00
417
4,52
16-25
131
4,44
26-35
165
4,65
Edindiğim hastane hizmetindeki
36-45
89
4,65
memnuniyetimi başkalarına
46-55
27
4,70
aktarırım
56-65
7
4,57
66+
2
5,00
421
4,59
16-25
132
3,98
TOPLAM
TOPLAM
26-35
163
4,04
Sürekli gittiğim hastaneyle ilgili
36-45
88
4,00
başkalarının olumlu görüşleri beni
46-55
28
4,18
etkiler
56-65
7
4,57
66+
2
5,00
TOPLAM
420
4,04
16-25
127
3,72
26-35
162
3,74
Sürekli gittiğim hastaneyle ilgili
36-45
87
3,86
başkalarının olumsuz görüşleri beni
46-55
26
3,73
etkiler
56-65
7
3,43
66+
2
4,50
411
3,76
TOPLAM
,117
,547
,880
155
Hastane personelinin hastaya karşı
saygılı /ilgili oluşu memnuniyetimi
arttırır
16-25
128
4,58
26-35
163
4,64
36-45
88
4,53
46-55
28
4,50
56-65
7
4,29
66+
2
5,00
416
4,58
16-25
125
4,12
26-35
157
3,93
36-45
87
4,11
46-55
26
4,00
56-65
7
4,29
66+
2
4,50
404
4,04
16-25
128
4,16
26-35
163
4,18
36-45
88
4,20
46-55
28
3,96
56-65
7
4,00
66+
2
4,50
TOPLAM
Tavsiye edilen hastaneden hizmet
almak için uzak mesafelere gitmeyi
göze alırım
TOPLAM
Daha önce hizmet almış kişilerin
bilgi ve deneyimlerinden
yararlanırım
TOPLAM
Arkadaşlarımın tavsiyelerini yeterli
bulursam bilgi toplama
aşamasından vazgeçerim
416
4,16
16-25
125
2,95
26-35
159
3,14
36-45
84
3,30
46-55
26
3,50
56-65
7
4,00
66+
2
3,50
403
3,16
16-25
130
4,34
26-35
163
4,44
36-45
86
4,52
46-55
28
4,54
56-65
7
4,57
66+
2
5,00
416
4,44
16-25
131
3,98
26-35
161
4,07
36-45
86
4,07
46-55
28
4,32
56-65
7
3,43
TOPLAM
Hastanenin hizmetinden memnun
kaldıysam diğer kişilere tavsiye
ederim
TOPLAM
En iyi tanıtım aracı hastane
hizmetinden memnun olan
hastaların fikirleridir
66+
2
5,00
415
4,05
16-25
127
3,54
26-35
164
3,60
36-45
86
3,48
46-55
28
3,57
56-65
7
4,14
66+
2
5,00
414
3,57
TOPLAM
Hastane hizmetini alma kararımda
başkalarının tavsiyeleri etkilidir
TOPLAM
,737
,739
,896
,128
,594
,348
,458
156
Tavsiyeler hastanenin hizmetleri
konusundaki kuşkularımı ortadan
kaldırır
16-25
131
3,04
26-35
164
3,07
36-45
88
3,32
46-55
28
3,11
56-65
7
3,29
2
4,00
420
3,12
66+
TOPLAM
,605
157
Ek - 3.6. Deneklerin Katılım Dereceleri İle Gelir Durumları Arasında Tek Yönlü Anova
Testi
N
Mean
Sig.
1000 TL ALTI
193
4,51
,347
1001-2000 TL
91
4,70
Edindiğim hastane hizmetindeki
2001-3000 TL
70
4,60
memnuniyetsizliğimi başkalarına
3001-4000 TL
13
4,38
aktarırım
4001-5000 TL
5
4,00
5001 TL VE ÜZERİ
4
4,75
Total
376
4,56
1000 TL ALTI
193
4,59
1001-2000 TL
92
4,67
Edindiğim hastane hizmetindeki
2001-3000 TL
71
4,68
memnuniyetimi başkalarına
3001-4000 TL
13
4,69
4001-5000 TL
6
4,83
5001 TL VE ÜZERİ
4
4,50
379
4,63
aktarırım
TOPLAM
1000 TL ALTI
191
3,95
1001-2000 TL
93
4,13
Sürekli gittiğim hastaneyle ilgili
2001-3000 TL
71
4,25
başkalarının olumlu görüşleri beni
3001-4000 TL
13
3,85
4001-5000 TL
6
4,67
5001 TL VE ÜZERİ
4
4,50
378
4,07
etkiler
TOPLAM
1000 TL ALTI
188
3,70
1001-2000 TL
89
3,81
Sürekli gittiğim hastaneyle ilgili
2001-3000 TL
70
3,87
başkalarının olumsuz görüşleri beni
3001-4000 TL
12
3,92
etkiler
4001-5000 TL
6
4,50
5001 TL VE ÜZERİ
4
4,50
369
3,79
1000 TL ALTI
190
4,59
TOPLAM
1001-2000 TL
93
4,66
Hastane personelinin hastaya karşı
2001-3000 TL
69
4,61
saygılı /ilgili oluşu memnuniyetimi
3001-4000 TL
13
4,46
arttırır
4001-5000 TL
6
4,33
5001 TL VE ÜZERİ
4
4,50
TOPLAM
375
4,60
1000 TL ALTI
187
4,02
1001-2000 TL
89
3,94
Tavsiye edilen hastaneden hizmet
2001-3000 TL
66
4,20
almak için uzak mesafelere gitmeyi
3001-4000 TL
12
4,00
göze alırım
4001-5000 TL
5
4,60
5001 TL VE ÜZERİ
4
4,50
363
4,05
TOPLAM
,834
,188
,520
,908
,656
158
1000 TL ALTI
192
4,23
1001-2000 TL
90
4,10
Daha önce hizmet almış kişilerin
2001-3000 TL
70
4,21
bilgi ve deneyimlerinden
3001-4000 TL
13
3,85
yararlanırım
4001-5000 TL
6
4,50
5001 TL VE ÜZERİ
4
4,50
375
4,19
1000 TL ALTI
185
3,15
TOPLAM
1001-2000 TL
88
3,10
Arkadaşlarımın tavsiyelerini yeterli
2001-3000 TL
71
3,17
bulursam bilgi toplama
3001-4000 TL
10
3,50
aşamasından vazgeçerim
4001-5000 TL
6
4,33
5001 TL VE ÜZERİ
4
4,00
TOPLAM
364
3,18
1000 TL ALTI
190
4,47
1001-2000 TL
91
4,58
Hastanenin hizmetinden memnun
2001-3000 TL
70
4,47
kaldıysam diğer kişilere tavsiye
3001-4000 TL
13
4,23
ederim
4001-5000 TL
6
4,50
5001 TL VE ÜZERİ
4
4,00
TOPLAM
374
4,49
1000 TL ALTI
189
3,95
1001-2000 TL
92
4,16
En iyi tanıtım aracı hastane
2001-3000 TL
70
4,21
hizmetinden memnun olan
3001-4000 TL
12
4,08
hastaların fikirleridir
4001-5000 TL
6
4,67
5001 TL VE ÜZERİ
4
4,75
373
4,08
TOPLAM
1000 TL ALTI
189
3,47
1001-2000 TL
91
3,70
2001-3000 TL
71
3,69
3001-4000 TL
13
3,69
4001-5000 TL
6
2,83
5001 TL VE ÜZERİ
4
4,75
374
3,58
Hastane hizmetini alma kararımda
başkalarının tavsiyeleri etkilidir
TOPLAM
1000 TL ALTI
192
3,02
1001-2000 TL
93
3,16
Tavsiyeler hastanenin hizmetleri
2001-3000 TL
71
3,30
konusundaki kuşkularımı ortadan
3001-4000 TL
13
3,46
kaldırır
4001-5000 TL
5
3,00
5001 TL VE ÜZERİ
4
4,25
378
3,13
TOPLAM
,624
,227
,564
,239
,123
,309
159
Ek - 3.7. Deneklerin Katılım Dereceleri İle Eğitim Düzeyleri Arasında Tek Yönlü Anova
Testi
N
Mean
Sig.
Okuryazar değil
11
4,91
,637
Okur-yazar
19
4,47
Edindiğim hastane hizmetindeki
İlköğretim
78
4,50
memnuniyetsizliğimi başkalarına
Lise
145
4,53
Üniversite
155
4,52
Lisansüstü
8
4,13
aktarırım
TOPLAM
416
4,52
Okuryazar değil
11
4,64
Okur-yazar
19
4,47
İlköğretim
77
4,73
Lise
148
4,57
Üniversite
157
4,55
Lisansüstü
8
4,63
420
4,59
Okuryazar değil
11
4,18
Okur-yazar
18
4,00
İlköğretim
76
3,84
Edindiğim hastane hizmetindeki
memnuniyetimi başkalarına
aktarırım
TOPLAM
Sürekli gittiğim hastaneyle ilgili
Lise
150
4,21
Üniversite
156
3,94
Lisansüstü
8
4,38
419
4,04
Okuryazar değil
11
3,55
Okur-yazar
19
3,89
İlköğretim
76
3,67
başkalarının olumlu görüşleri beni
etkiler
TOPLAM
Sürekli gittiğim hastaneyle ilgili
Lise
142
3,75
Üniversite
154
3,79
Lisansüstü
8
4,13
410
3,76
Okuryazar değil
11
4,55
Okur-yazar
19
4,58
İlköğretim
76
4,58
Lise
148
4,60
Üniversite
153
4,56
Lisansüstü
8
5,00
415
4,59
Okuryazar değil
11
3,73
Okur-yazar
18
3,56
başkalarının olumsuz görüşleri beni
etkiler
TOPLAM
Hastane personelinin hastaya karşı
saygılı /ilgili oluşu memnuniyetimi
arttırır
TOPLAM
Tavsiye edilen hastaneden hizmet
İlköğretim
73
4,16
almak için uzak mesafelere gitmeyi
Lise
146
3,95
Üniversite
147
4,12
8
4,88
403
4,04
göze alırım
Lisansüstü
TOPLAM
,568
,138
,909
,813
,087
160
Okuryazar değil
11
3,91
Okur-yazar
19
4,21
İlköğretim
76
4,25
Lise
149
4,15
Üniversite
152
4,13
Daha önce hizmet almış kişilerin
bilgi ve deneyimlerinden
yararlanırım
Lisansüstü
8
4,75
415
4,17
Okuryazar değil
11
2,82
Okur-yazar
17
3,53
İlköğretim
71
2,93
Lise
143
3,13
Üniversite
152
3,22
Lisansüstü
8
4,00
TOPLAM
Arkadaşlarımın tavsiyelerini yeterli
bulursam bilgi toplama
aşamasından vazgeçerim
TOPLAM
402
3,15
Okuryazar değil
11
4,18
Okur-yazar
17
4,35
İlköğretim
76
4,54
Lise
147
4,46
Üniversite
156
4,38
Lisansüstü
8
4,63
Hastanenin hizmetinden memnun
kaldıysam diğer kişilere tavsiye
ederim
TOPLAM
415
4,44
Okuryazar değil
11
3,64
Okur-yazar
18
3,50
En iyi tanıtım aracı hastane
İlköğretim
77
3,92
hizmetinden memnun olan
Lise
146
4,16
Üniversite
154
4,10
Lisansüstü
8
4,50
414
4,06
Okuryazar değil
10
3,70
Okur-yazar
19
3,53
İlköğretim
74
3,57
hastaların fikirleridir
TOPLAM
Hastane hizmetini alma kararımda
Lise
148
3,57
Üniversite
154
3,56
Lisansüstü
8
3,38
413
3,56
Okuryazar değil
11
2,91
Okur-yazar
19
2,68
İlköğretim
77
3,16
başkalarının tavsiyeleri etkilidir
TOPLAM
Tavsiyeler hastanenin hizmetleri
konusundaki kuşkularımı ortadan
kaldırır
TOPLAM
Lise
147
3,20
Üniversite
157
3,08
Lisansüstü
8
3,38
419
3,12
,540
,177
,698
,093
,997
,660
161
Ek - 3.8. Deneklerin Katılım Dereceleri İle Cinsiyet Arasında T Testi
Levene's Test for
Independent Samples Test
Equality of
Variances
t-test for Equality of Means
95% Confidence
Edindiğim hastane
Equal
hizmetindeki
assumed
Sig. (2-
Mean
Std. Error
Interval of the
F
Sig.
t
df
tailed)
Difference
Difference
Difference
Lower
Upper
Lower
Upper
Lower
Upper
Lower
Upper
Lower
variances
memnuniyetsizliğimi
2,289
,131
,720
415
,472
,066
,092
-,115
,248
,711
378,118
,477
,066
,093
-,117
,250
,330
419
,742
,024
,072
-,118
,165
,331
407,896
,741
,024
,072
-,117
,165
1,356
418
,176
,146
,108
-,066
,358
1,377
417,061
,169
,146
,106
-,063
,355
1,690
409
,092
,218
,129
-,036
,471
1,691
392,636
,092
,218
,129
-,035
,471
2,658
414
,008
,213
,080
,055
,371
2,583
333,191
,010
,213
,082
,051
,375
1,202
402
,230
,146
,121
-,093
,385
1,194
373,369
,233
,146
,122
-,094
,386
2,945
414
,003
,296
,100
,098
,493
2,889
358,972
,004
,296
,102
,094
,497
başkalarına aktarırım
Equal
variances
not assumed
Edindiğim hastane
Equal
hizmetindeki memnuniyetimi
assumed
variances
,019
,890
başkalarına aktarırım
Equal
variances
not assumed
Sürekli gittiğim hastaneyle
Equal
ilgili başkalarının olumlu
assumed
variances
4,141
,042
görüşleri beni etkiler
Equal
variances
not assumed
14. Sürekli gittiğim
Equal
hastaneyle ilgili başkalarının
assumed
variances
olumsuz görüşleri beni
,536
,464
etkiler
Equal
variances
not assumed
Hastane personelinin
Equal
hastaya karşı saygılı /ilgili
assumed
variances
22,996
,000
oluşu memnuniyetimi arttırır
Equal
variances
not assumed
Tavsiye edilen hastaneden
Equal
hizmet almak için uzak
assumed
variances
mesafelere gitmeyi göze
,584
,445
alırım
Equal
variances
not assumed
Daha önce hizmet almış
Equal
kişilerin bilgi ve
assumed
variances
deneyimlerinden
1,538
,216
yararlanırım
Equal
variances
not assumed
162
Arkadaşlarımın tavsiyelerini
Equal
yeterli bulursam bilgi
assumed
variances
toplama aşamasından
,010
,921
-,675
402
,500
-,090
,133
-,352
,172
-,674
385,436
,501
-,090
,134
-,353
,173
1,404
414
,161
,123
,087
-,049
,295
1,395
391,207
,164
,123
,088
-,050
,296
,002
413
,999
,000
,113
-,223
,223
,002
401,825
,999
,000
,113
-,223
,223
,067
412
,947
,008
,124
-,236
,252
,067
409,323
,947
,008
,123
-,234
,251
-1,261
418
,208
-,165
,131
-,423
,092
-1,263
408,646
,207
-,165
,131
-,423
,092
vazgeçerim
Equal
variances
not assumed
Hastanenin hizmetinden
Equal
memnun kaldıysam diğer
assumed
variances
1,987
,159
kişilere tavsiye ederim
Equal
variances
not assumed
En iyi tanıtım aracı hastane
Equal
hizmetinden memnun olan
assumed
variances
,000
,997
hastaların fikirleridir
Equal
variances
not assumed
Hastane hizmetini alma
Equal
kararımda başkalarının
assumed
variances
2,354
,126
tavsiyeleri etkilidir
Equal
variances
not assumed
Tavsiyeler hastanenin
Equal
hizmetleri konusundaki
assumed
variances
,513
,474
kuşkularımı ortadan kaldırır
Equal
variances
not assumed
163
Ek-4 Anket Formu
1. En fazla tercih ettiğiniz sağlık kuruluşu aşağıdakilerden hangisidir?
Kararsızım
Etkili değil
2. Ailemin tavsiyesi
3. Akrabamın tavsiyesi
4. Arkadaşlarımın tavsiyesi
5
5
5
4
4
4
3
3
3
2
2
2
1
1
1
5. Komşularımın tavsiyesi
6. Benzer şikayetlere sahip kişilerin tavsiyesi
7. Hastane broşürleri
8. Sağlık programları
9. Kitle iletişim araçları (Radyo, Televizyon, Gazete)
5
5
5
5
5
4
4
4
4
4
3
3
3
3
3
2
2
2
2
2
1
1
1
1
1
10.Sosyal medya
5
4
3
2
1
Kesinlikle
katılıyorum
Katılıyorum
Kararsızım
Katılmıyorum
Hastane tercihinizin belirlenmesinde aşağıdaki bilgi kaynakları sizce ne derece etkilidir?
Kesinlikle
katılmıyorum
Katılım derecenize göre 5, 4, 3, 2 ve 1 seçeneklerinden birisini işaretleyebilirsiniz.
Etkilidir
Hiç etkili değil
Üniversite Hastanesi
Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Özel Hastaneler
Devlet hastanesi
Aile ve Sağlık Merkezleri
Çok etkilidir
1.
2.
3.
4.
5.
11. Edindiğim hastane hizmetindeki memnuniyetsizliğimi başkalarına aktarırım
12. Edindiğim hastane hizmetindeki memnuniyetimi başkalarına aktarırım
13. Sürekli gittiğim hastaneyle ilgili başkalarının olumlu görüşleri beni etkiler
14. Sürekli gittiğim hastaneyle ilgili başkalarının olumsuz görüşleri beni etkiler
15. Hastane personelinin hastaya karşı saygılı /ilgili oluşu memnuniyetimi arttırır
16. Tavsiye edilen hastaneden hizmet almak için uzak mesafelere gitmeyi göze alırım
17. Daha önce hizmet almış kişilerin bilgi ve deneyimlerinden yararlanırım
18. Arkadaşlarımın tavsiyelerini yeterli bulursam bilgi toplama aşamasından vazgeçerim
5
5
5
5
5
5
5
5
4
4
4
4
4
4
4
4
3
3
3
3
3
3
3
3
2
2
2
2
2
2
2
2
1
1
1
1
1
1
1
1
19. Hastanenin hizmetinden memnun kaldıysam diğer kişilere tavsiye ederim
5
4
3
2
1
20. En iyi tanıtım aracı hastane hizmetinden memnun olan hastaların fikirleridir
21. Hastane hizmetini alma kararımda başkalarının tavsiyeleri etkilidir
22. Tavsiyeler hastanenin hizmetleri konusundaki kuşkularımı ortadan kaldırır
5
5
5
4
4
4
3
3
3
2
2
2
1
1
1
Aşağıda yer alan ifadelere katılım derecenize göre 5, 4, 3, 2 ve 1 seçeneklerinden birisini
işaretleyebilirsiniz.
23. Hastane tercihinizin belirlenmesinde en önemli olan bilgi kaynağı hangisidir?
1. Aile üyeleri
2. Akrabalar
3. Arkadaşlar
4. Komşular
5. Sosyal medya
6. Sağlık personeli (Doktor, Hemşire vb.)
7. Yardımcı personel (İdari Personel, Hasta Bakıcı, Temizlik
Görevlisi vb.)
8. Hastane ile ilgili basında yer alan haberler
9. Hastane broşürleri /Reklamlar
10. Benzer hastalıkları yaşamış kişilerin tavsiyesi
43. Cinsiyetiniz:
1( ) Kadın
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
4
2 ( ) Erkek
44. Medeni Durumunuz: 1( )Bekâr
2 ( ) Evli
45. Yaşınız: 1 ( ) 16-25 2 ( ) 26-35 3 ( ) 36-45 4 ( ) 46-55 5 ( ) 56-65 6 ( ) 66 +
46. Mesleğiniz: 1( ) İşçi
2 ( ) Memur 3 ( ) Esnaf 4 ( ) Serbest Meslek
6 ( ) Ev Hanımı 7 ( ) İşsiz
8 ( ) Öğrenci
5 ( ) Emekli
9 ( ) Diğer (Lütfen Belirtiniz):.................
47. Eğitim Düzeyiniz:
1( ) Okur-Yazar Değil 2( ) Okur-yazar
3( ) İlköğretim
4( ) Lise
5( ) Üniversite 6( ) Lisansüstü
48. Aylık Ortalama Geliriniz (Lütfen belirtiniz):
1 ( ) 1000 tl ve altı
4( ) 3001-4000 arası
2( ) 1001-2000 tl arası
5( ) 4001-5000 tl arası
3( ) 2001- 3000 tl arası
6 ( ) 5001 tl ve üzeri
49. Bağlı bulunduğunuz sosyal güvenlik kuruluşu hangisidir?
1( ) Ssk 2( ) Yeşil Kart
3( ) Bağkur 4 ( ) Emekli Sandığı 4( ) Sosyal güvenlik kurumuna
bağlı değilim
50. İkamet Ettiğiniz İlçe: 1( ) Yenişehir
2( ) Kayapınar 3( ) Bağlar
5( ) Diğer (Lütfen Belirtiniz):......................................
4( ) Sur
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
3
Çok önemli değil
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
Önemli değil
24. Evime/iş yerime yakın olması
25. Hastanenin modern donanım ya da teknolojiye sahip olması
26. Hastanede bütün bölümlerin yer alması
27. Doktorlarının tanınmışlığı-bilinirliği
28. Hastanenin bilinirliği ve köklü oluşu
29. İyi ve başarılı bir imajının olması
30. Çalıştığım kurumla anlaşması olması
31. Otopark hizmeti
32. Hastane personelinin tavsiyesi (Doktor, Hemşire, İdari Personel, Hasta Bakıcı vb.)
33. Daha önce aldığım hizmetlerden memnuniyet
34. Hizmet almış kişilerin tavsiyesi
35. Dost/Arkadaş tavsiyesi
36. Tanınmış ünlü kişilerin tavsiyesi (Siyaset, Sanat, Spor vb.)
37. Tanıtım/Reklâm etkinlikleri
38. İşlem hızı /Bekleme süresi
39. Sosyal ihtiyaçlar (Kantin/kafeterya, İbadethane, Emzirme odası)
40. Tetkik ve tedavinin belirtilen zamanda yapılması
41. Personelin iyi/düzgün görünüşlü olması
42. Hastane personelinin hastaya karşı sabırlı/hoş görülü olması
Kararsızım
(Katılım derecenize göre 5, 4, 3, 2 ve 1 seçeneklerinden birisini işaretleyebilirsiniz)
Önemli
Hastaneyi tercih etmenizde aşağıdaki faktörler ne derece önemlidir?
Çok önemli
164
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
Download