Kalp Yetmezliğinde NatriüretikPeptidler Moderatörler: Danny C. C. Lin1 ve Eleftherios P. Diamandis2* Uzmanlar: James L. Lanuzzi3, Jr., Alan Maisel4, Allan S. Jaffe5 ve Aldo Clerico6 1 Klinik Kimya Misafir Öğretim Üyesi, Tıbbi Laboratuvar ve Patobiyoloji Bölümü, Toronto Üniversitesi, Toronto, Ontario, Kanada; 2Profesör ve Şef, Klinik Biyokimya Birimi, Tıbbi Laboratuvar ve Patobiyoloji Bölümü, Toronto Üniversitesi; Klinik Biyokimya Şefi, Klinik Biyokimya BölümüÜniversite Sağlık Ağı; Klinik Biyokimya Şefi, Tıbbi Laboratuvar ve Patobiyoloji Bölümü, Mount Sınai Hastanesi, Toronto, Ontario, Kanada; Tıbbi Laboratuvar ve Patobiyoloji Bölümü, Toronto Üniversitesi, Toronto, Ontario, Kanada; Tıbbi Laboratuvar ve Patobiyoloji Bölümü, Toronto Üniversitesi, Toronto, Ontario, Kanada; 3 Roman W. Desanctis Bursu Sahibi ve Direktör, Koroner Bakım Ünitesi, Massachusets Genel Hastanesi; Profesör, Harvard Tıp Fakültesi, Boston, MA; 4Tıp Profesörü, Kaliforniya Üniversitesi San Diego (UCSD); Direktör, Koroner Bakım Ünitesi ve Kalp Yetmezliği Programı, San Diego Emekli Sağlık Merkezi, UCSD, San Diego, CA;5Tıp Profesörü, Konsültan, Kardiyovasküler Hastalıklar Birimi ve Direktör, Klinik Bakım Laboratuvar Hizmetleri, Mayo Kliniği, Rochester, MN; 6 Kardiyovasküler Endokrinoloji ve Hücre Biyolojisi Laboratuvarı, Fondazione CNR-Toscana G. Monasterio, Pisa, İtalya. * Bu yazarın iletişim bilgileri: Department of PathologyandLaboratoryMedicine, Mount Sınai Hospital, 6th Floor, Rm. 6-201, Box 32, 60 Murray St., Toronto, Ontario, Canada M5T 3L9. Faks 416-619-5521; e-posta [email protected]. Standart dışı kısaltmalar: BNP, B-tip natriüretikpeptid; NT-proBNP, N-terminal proBNP; ACC/AHA, Amerikan Kardiyoloji Koleji/Amerikan Kalp Derneği; GUIDE IT, Biyolojik Belirteçleri Kullanarak Kanıta Dayalı Tedaviyi Yönlendirmek-Yoğunlaştırılmış Tedavi çalışması; STOP-HF, Kalp Yetmezliğini Önlemek İçin Tarama çalışması; PONTIAC, Kalp Hastalığı Öyküsü Olmayan Bir Diyabetik Hasta Grubunda Kardiyak Olayların Önlenmesi İçin NT-proBNP İle Seçilme çalışması; PROTECT, Ayaktan Kronik Kalp Yetmezliği Tedavisinde pro-BNP İle Ayarlama Yapılması çalışması. Kalp yetmezliği dünyada 23 milyon insanı etkileyen önemli bir sağlık problemidir. Daha fazla sayıda insan bu ilerleyici hastalıkla birlikte yaşamaya devamettiğindenprevalansınınyükeleceğini söylemek yanlış değildir. Belirti ve bulgular özgün olmadığından ve her zaman görülmediğinden yalnızca klinik tabloya dayanarak kalp yetmezliği tanısı koymak zor olabilir. B-tip natriüretikpeptid (BNP) ve Nterminal ProBNP doğru tanı koyma ve risk derecelendirmesi için prognoz hakkında bilgi sağlama açısından geçerlilikleri iyi bilinen biyolojik belirteçlerdir. Bu biyolojik belirteçlerin en üst düzeyde öneri olan ulusal ve uluslararası kalp yetmezliği kılavuzlarında yer almaları 10 yıldan uzun süredir klinik kullanımda olmalarını sağlamıştır. BNP kalp yetmezliğinde görülen hacim genişlemesi ve basınç yüklenmesinde kardiyomiyositler tarafından salgılanan bir hormondur. Diüretik, natriüretik ve vazodilatör etkileri ile beraber endotelyal işlevler ve vasküler yeniden şekillenme üzerindeki koruyucu görevleri kalp yetmezliğinin olumsuz sonuçlarını geri döndürmeye çalışmaktadır. Sentez aşamasında 108 aminoasitten oluşan inaktif öncülü proBNPproteolitik olarak parçalanarak 32 aminoasitli BNP ve 76 aminoasitli NT-proBNP ortaya çıkar. BNP fizyolojik etkilere sahipken, NT-proBNP değildir. Aynı oranda salgılanması, buna karşın daha uzun yarılanma ömrüne sahip olması (20 dakikaya karşılık 90-120 dakika) nedeniyle NTproBNP kalp yetmezliği için BNP ile eşdeğer klinik performansa sahip bir biyolojik belirteç olarak kabul edilir. Son yıllarda geçiş sonrası farklılanma ve salgılanma süreçlerinin karmaşıklığının daha iyi anlaşılmasına bağlı olarak natriüretikpeptidlerin basit modellemesinde dramatik bir değişiklik ortaya çıkmıştır. ProBNP’nin N terminalleri ve merkezi bölümlerindeki çok sayıda amino asitin o-glikolizasyona uğradığı ve sonuç olarak glikolize NT-proBNP formlarının arttığı saptanmıştır. Ayrıca proBNP’nin sağlıklı kişilerde de bulunduğu, ancak kalp yetmezliğinde arttığı farkedilmiştir. Dahası dolaşımdaki BNP, proBNP ve NT-proBNP’nin N- ve C- terminallerinden parçalanma eğiliminde olduğu, dolayısıyla başka moleküler formların bulunduğu anlaşılmıştır. Bu soru-yanıt bölümünde dört uzman kalp yetmezliğinin tanı, prognoz ve tedavisinde natriüretikpeptidlerin klinik kullanımı ile BNP, proBNP ve NT-proBNP’nin çok sayıda moleküler formunun bulunmasının ölçülmeleri ve kalp yetmezliğinin fizyopatolojisiüzeine olan etkilerini tartışmaktadır. Natrüretikpeptidler kalp yetmezliğinin klinik tanısında nasıl kullanılmaktadır? BNP ve NT-proBNP hangi şartlarda en fazla kullanım alanına sahiptir? James L. Januzzi, Jr.:Natriüretikpeptidlerin en ağırlıklı kullanım alanı akut dekompanse kalp yetmezliği. Solunum sıkıntısı ile gelen bir hastada dekompanse kalp yetmezliği bulunup bulunmadığını doğru olarak belirlemek amacıyla sıklıkla kullanılırlar. Ayrıca konsantrasyonları ile ilgili olarak prognoz açısından çok önemli olan kalp yetmezliğinin derecesi hakkında da bilgi verirler. Bu kullanım alanlarının tamamı klinisyenler açısından değerli olan ileriye dönük çalışmalarda gösterilmiştir. Hastaların rutin ya da kör BNP ya da NT-proBNP ölçümü yapılan gruplara rastgele ayrıldığı çalışmalarda bu biyolojik belirteçlerle değerlendirilenlerin tanılarının daha güvenilir olduğu, hastanede daha kısa süre kaldığı ve bakım maliyetlerinin daha düşük olduğu belirlenmiştir. Bunun sonucunda BNP ve NT-proBNP Amerikan Kalp Koleji/Amerikan Kalp Derneği (ACC/AHA) kılavuzlarında akut kalp yetmezliğinin tanı ve prognozu için birinci sınıf, A düzeyi kanıt olarak yerini almıştır. Şüphesiz ki her iki peptidin kronik kalp yetmezliğinde de yeri vardır. Varlığını/yokluğunu gösterme ya da prognozunu belirleme konusunda benzer değere sahiptir. Ayrıca tedavinin gidişini izleme, hatta tedavi hedefi haline getirme gibi kullanım alanları da ortaya çıkmaya başlamıştır. Kalp yetmezliği hastalarında BNP veya NT-proBNP kullanımının temelinde düzeylerinde dekompansasyon ve rekompansasyona bağlı değişiklikler (yükselme ve sonra düşme) görülmesi şeklindeki gözlemler yatmaktadır. Kalp yetmezliği tedavisi için kullanılan ajanlar, hasta düzeldikçe BNP ve NT-proBNP düzeylerinde paralel düşüşler oluşturmaktadır. Tedavi değişikliğinden sonra BNP veya NT-proBNP’nin daha fazla düşmesi prognozun daha iyi olacağı anlamına gelmektedir. Hastanelerde BNP veya NT-proBNP düzeylerinde ciddi düşüşlere yol açan tedavilerin, daha az (örneğin <%30) düşüşler oluşturan tedavilere göre daha olumlu sonuç verdiği gözlenmiştir. Düşüş düzeyleri yetersiz olan hastalarda yeniden hastaneye yatma ve ölüm oranlarının daha yüksek olduğu saptandığından çoğu klinisyen taburculuk kararını BNP ya da NT-proBNP düzeylerindeki ciddi düşüşlere dayandırmaktadır. Muayenehanede durum biraz farklıdır, çünkü burada hasta ayakta olduğuna göre daha hafif bir kalp yetmezliği söz konusudur. Bu peptidlerin klinik bulgularla paralel değerlendirildiği çalışmalar yürütülmüş ve bu çalışmalarda tedaviyle natriüretiklerinin düzeyinin belli bir eşiğin altına düşürülmesi hedeflenmiştir. Hedeflerin daha düşük tutulduğu ve bu amaca erişildiği çalışmalarda biyolojik belirteçlere dayanarak hareket etmenin yalnızca klinik bulgulara dayalı kalmaktan çok daha üstün olduğu görülmüştür. Şu anda bu yaklaşımla ilgili çalışmalar yürütülmektedir. Alan Maisel:Natriüretikpeptidler solunum sıkıntısı bulunan tüm hastalarda kullanılmalıdır. Bu peptidler kullanılacak eşik değerlerine bağlı olarak mükemmel düzeyde duyarlılık ve özgünlük sahibidir. Natriüretikpeptidler tek başlarına değil, hastanın öyküsü, klinik bulguları ve diğer laboratuvar sonuçları ile birlikte değerlendirilmelidir. Kuşkusuz en yararlı oldukları nokta hekimin kalp yetersizliğinin bulunup bulunmadığı konusunda kararsız kaldığı hastalar olacaktır. Allan S. Jaffe:Natriüretikpeptidlerin en önemli kullanım alanı kalp yetmezliği tanısı ile ilgili kararsız kalınan durumlardır. Hekimlerin konu hakkında bilgiye sahip olma oranları çok değişkendir; bu nedenle yeterli deneyime sahip olmayan hekimler, bu hasta grubunun verilerine daha alışkın olan hekimlere göre natriüretikpeptid ölçümünden daha fazla yararlanırlar. Acil servis ya da dahiliye polikliniğindeki en azından bu endikasyonla kullanımının bir kardiyolog ya da kalp yetmezliği uzmanından farklı olduğunu düşünüyorum. AldoClerico: Son kılavuzlara göre B-tip natriüretikpeptidlerin ölçülmesinin en önemli kullanım alanı solunum sıkıntısı ile gelen bir hastada kalp yetmezliğinin ekarte edilmesidir. BNP veya NTproBNP ölçümü genellikle çok yüksek duyarlılık ve negatif ön belirleme değerine sahiptir (her ikisi de >%90). Ancak klinik duyarlılığı en yüksek düzeye çıkarmak, dolayısıyla kalp yetmezliği olasılığını en doğru şekilde ekarte etmek için eşik değerlerin yaş, cinsiyet ve vücut kitle indeksine göre ayarlanması gerekir. Bazı uluslararası kılavuzlarda (örneğin, Ulusal Sağlık ve Klinik Mükemmeliyet Enstitüsü ve Avrupa Kalp Derneği) tüm BNP tetkikleri için tek bir eşik değer kullanılması önerilmekteyken, son çalışmalarda bazı ölçüm yöntemlerinde diğerlerinin yaklaşık yarısı düzeyinde değerler elde edilmesi eşik değerlerin kullanılan yönteme bağlı olduğunu düşündürmektedir. Natriüretikpeptidler nispeten düşük özgünlükleri ve pozitif ön belirleyici değerleri nedeniyle kalp yetmezliği tanısı koydurma konusunda çok yararlı değildir. BNP ve NT-proBNP fizyolojik (gebelik, ağır fiziksel egzersiz) ve patolojik durumlarda (renal, hepatik, metabolik, endokrinolojik, neoplastik ve inflamatuvar hastalıklar), madde bağımlılığında (amfetamin, alkol) ve zehirlenmelerde (özellikle karbon monoksit) yükselebilir. Klinik çalışmalarda BNP ve NT-proBNP’nin kalp yetmezliğinin biyolojik belirteci olarak yaklaşık aynı performansı gösterdiği saptanmış olmakla beraber, birinin diğerine üstün olduğu durumlar var mıdır? James L. Januzzi, Jr: Açıkçası aralarında birinin diğerinin yerine kullanılmasını gerektirecek kadar önemli bir fark olduğunu düşünmüyorum. Çalışmalarda çoğu grupta eşdeğer oldukları, hatta bir etkilenme söz konusu ise ikisinin de eşdeğer düzeyde etkilendiği gösterilmiştir. Kalp yetmezliği hastalarının ayaktan takibi sırasında karşılaştırma değerleri hakkında daha az bilgi vardır. Bu alanda BNP ile yapılmış az sayıda çalışma mevcuttur, dolayısıyla bariz bir ihtiyaç söz konusudur. Ne mutlu ki bu amaca yönelik çalışmalar planlanmaktadır. Allan S. Jaffe: Klinik performansları arasında büyük farklılıklar bulunacağı bir durum düşünemiyorum. Belki amiloid kalp hastalığı bir istisna olabilir; bu konuda BNP hakkında elde edilmiş veri bulunduğuna dair bir bilgim yok, ancak en az NT-proBNP kadar iş göreceğinden şüphem yok. Son dönem böbrek hastalığı gibi bazı durumlarda NT-proBNP düzeyi bazen o kadar yükselir ki, klinisyenler yorum yapmakta zorlanır. Ancak zamanla bu sorunun üstesinden gelineceğini düşünüyorum. Numuneler yeterince hızlı işlenmediğinde ya da doğru saklanmadığında BNP’nin parçalanmaya eğiliminin daha fazla olduğu unutulmamalıdır. AldoClerico: BNP aktif hormondur, buna karşın NT-proBNP analitik özellikleri daha iyi olan inaktif bir peptiddir. Olumlu özellikleri arasında in vivo ve in vitro olarak daha az parçalanması, daha yüksek konsantrasyonlarda bulunması, biyolojik değişkenliğinin daha düşük olması ve farklı tüp tiplerinde (EDTA, heparinize serum veya plazma) alınan numunelerde ölçülebilmesi sayılabilir. Teorik olarak, kardiyak endokrin sistemin gerçek aktivasyon düzeyinin ölçülmesinin hedeflendiği tüm fizyolojik ve patolojik durumlarda BNP ölçülmesi tercih edilmelidir. Ne yazık ki piyasada bulunan BNP kitlerinin hepsi, belki de kalp yetmezliği hastalarında baskın olan B-tip natriüretikpeptidininaktif bir öncülü tarafından etkilenir. Bu etkileşimler aktif peptidin analitik özgünlüğünü ciddi derecede bozabilir. BNP ile NT-proBNP’nin kalp yetmezliği hastalarında benzer sonuçlar vermesi öncül proBNP ile benzer şekilde etkileşmeleri ile ilişkili olabilir. BNP ve NT-proBNP’ninprognozu gösterme konusundaki yetkinlikleri iyi bilinmektedir. Natriüretikpeptidlerin ölçülmesi ile prognoz hakkında sağlanan bilgi en iyi ne şekilde kullanılabilir? Prognoz hakkında BNP ve NT-proBNP tarafından sağlanan bilginin yeterli düzeyde kullanılmadığını düşünüyor musunuz? James L. Januzzi, Jr.:Prognoz hakkında BNP ve NT-proBNP tarafından sağlanan bilginin bu iki peptidin en güçlü uygulama alanları olduğunu düşünüyorum ve bu nedenle hak ettiklerinden daha az kullanıldıkları kanaatindeyim. Her ikisinin de farklı hasta gruplarında hastalığın gidişini eşit düzeyde gösterdiği ve bu özelliklerinin seri ölçümlerle daha da belirginleştiği gösterilmiştir. Şu anda her ikisi de prognoz, klinik ve araştırma çalışmalarında biyolojik belirteç olarak altın standarttır. Alan Maisel: Acil Servis’te konsantrasyonların yüksek olduğu hastalar izlenmeye devam edilmelidir, çok düşük olduğu hastalar ise taburcu edilebilir. Natriüretikpeptidkonsantrasyonları yüksek olan hastalar taburcu edilirse sıklıkla geri döner. Ayaktan tedavi sırasında konsantrasyonların sabit kalması prognozun iyi olduğunu gösterir. Ayaktan tedavi edilen hastalarda konsantrasyonların yükselmesi tedavinin yoğunlaştırılması gerektiğini gösterir. Evet, bu alanda yeterli kullanım hala yoktur. Allan S. Jaffe:Natriüretikpeptidlerinkonsantrasyonlarının çok yükselmesinin olumsuz sonuçlarla ilişkili olduğu istatistiksel olarak bilinmektedir. Konu bununla ilgili ne yapılabileceği veya ne yapılması gerektiğidir. Benim görüşüme göre natriüretikpeptidlerin risk derecelendirmesi için yeterince kullanılmamasının nedeni kanıtlanmış bir tedavi stratejisinin bulunmamasıdır. Bu açıdan bakılırsa, başlangıç değerinin bilinmesi konsantrasyonlar yükseldiğinde nelerin beklenebileceğini, düşmeye başladığında tedaviye yanıt alındığını göstermesi nedeniyle önemlidir. Uzun vadede natriüretikpeptidlerden tedavinin titrasyonu için yararlanılabileceğini düşünüyorum, ancak bugün için böyle bir yaklaşımı destekleyecek veriler yeterince güçlü değildir. AldoClerico: Benim görüşüme göre prognoz hakkında BNP ve NT-proBNP tarafından sağlanan bilgiler klinisyenler tarafından yeterince kullanılmamaktadır. Aynı hastadan elde edilen seri ölçümlerin tek bir ölçüme göre tedavi yanıtı ve prognoz hakkında çok daha fazla bilgi sağladığı bir çok çalışmada gösterilmiştir. Akut kalp yetmezliği ile gelen hastalarda tedavi ile BNP/NT-proBNP düzeylerinde belirgin derecede (>%30) azalma sağlanmasının istenmeyen olay sayısını ve mortalite oranlarını düşürdüğü saptanmıştır. Ancak günümüzde yüksek maliyet, hastalara verdiği rahatsızlık ve hekimler tarafından özel olarak yorumlanma zorunluluğu nedeniyle seri ölçüm yapılmamaktadır. Gelecekteki kılavuzlarda bu konunun öneminin anlaşılacağını umut ediyorum. Kalp yetmezliği tedavisinin BNP ve NT-proBNP düzeylerini düşürdüğü gözlemlenince tedaviyi bu ölçümlere göre yönlendirmek gündeme gelmiştir. Tedaviyi BNP ve NT-proBNP düzeylerine göre yönlendirmenin avantajları nelerdir ve rutin kullanımlarını sağlamak için neye ihtiyaç vardır? James L. Januzzi, Jr.:BNP ve NT-proBNP’ninprognoz hakkında bilgi verme ve kalp yetmezliği tedavisinin izlenmesini sağlama yetenekleri bir arada ele alıdığında, tedavinin yönlendirilmesinde kullanılmalarını düşünmek normaldir. Standart klinik yaklaşıma biyolojik belirteçlerin eklemlenmesinin nedeni kalp yetmezliği tedavisinin yeterliliği hakkında karar vermenin bazen en deneyimli hekimler için bile çok kolay olmamasıdır. Ayrıca BNP ve NT-proBNP kalp yetmezliğinin fizyopatolojisini doğrudan yansıtan barometrelerdir ve değerlerini düşürmeye yönelik tedaviler hastalardaki anormal biyolojiyi düzeltmektedir. Kalp yetmezliği ile ilgilenen hekimlerde her hasta mümkün olan tüm seçenekler en yüksek dozda kullanılarak tedavi edilmeli inanışından kaynaklanan bir direnç vardır. Ancak gerçekte bu hedefe çok az hastada ulaşılır; dolayısıyla hastaların çoğu yeterli tedaviyi almaz. Bu şartlarda biyolojik belirteçlerin kullanılması yüksek riskli hastaların belirlenmesi için nesnel bir değerlendirme imkanı tanımaktadır. BNP veya NT-proBNP kılavuzluğunda yürütülen tedaviler ile ilgili çalışmalar genelde küçük ve güçsüz olmakla beraber çoğu belli şartlar karşılandığında yeterli yarar sağlandığını düşündürmektedir. Hedefin küçük tutulması hayati önem taşımaktadır. Hastada hedeflenen BNP/NT-proBNP değeri çok yüksek olursa tedavi yetersiz kalır. Düşük değerleri hedefleyen klinisyenler (örneğin, BNP için 100 ng/L, NT-proBNP için 1000 ng/L) kardiyovasküler olayları azaltmada standart tedavileri tercih edenlere göre daha başarılı olur. Tedaviler bu hedefler doğrultusunda düzenlenmelidir. Bu hedeflere uzak kalan tedaviler başarısız olmaktadır, ancak strateji denenmemiştir. Hasta klinik açıdan dengeli görünse bile, BNP veya NT-proBNP düzeyleri çok yüksekse dengeden bahsetmek mümkün değildir. Hedefe ulaşılmalıdır: kalp yetmezliği tedavisi ile BNP/NT-proBNP düzeylerini düşürmek önemlidir, yoksa hastanın prognozu iyi değildir. Daha önce belirtildiği gibi Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü NT-proBNP tarafından yönlendirilen tedavinin etkinliğini değerlendirmek üzere Biyolojik Belirteçleri Kullanarak Kanıta Dayalı Tedaviyi Yönlendirmek-Yoğunlaştırılmış Tedavi (GUIDE IT) çalışmasını yürütmektedir. BNP üzerine odaklanmış çalışmalar da planlanma aşamasındadır. Bilinen kalp yetmezliği bulunan hastalardaki kullanımlarının yanında, yeni tamamlanan Kalp Yetmezliğini Önlemek İçin Tarama çalışması (STOP HF) ve Kalp Hastalığı Öyküsü Olmayan Bir Diyabetik Hasta Grubunda Kardiyak Olayların Önlenmesi İçin NT-proBNP İle Seçilme çalışması (PONTIAC) sırasıyla BNP ve NT-proBNP’nin kalp yetmezliği riski olan hastaların belirlenmesinde klinik yargıdan daha üstün olduğunu göstermiştir. Bu belirteçler hastalarda kalp yetmezliği gelişmeden kullanılabilirse bu hastaların tedavisinde esas devrim gerçekleşecektir. Alan Maisel: Bu belirteçlerden herhangi biri tedavinin yönlendirilmesi için kullanılabilir. Hastane başvurularının ve ölüm olgularının azaldığı randomize çalışmalarda gösterilmelidir. Natriüretik peptid konsantrasyonlarının düşürülmesine çalışılmalıdır. Bu konsantrasyonlara göre hareket edilmelidir. Evde parmak ucundan yapılacak BNP ölçümleri hekimlerin natriüretik peptid konsantrasyonlarını izlemesine olanak sağlayacaktır. Allan S. Jaffe: Kalp yetmezliği hastalarının ne zaman dekompanse aşamaya geçtiğini veyaa tedaviden sonra ne zaman başlangıçtaki durumlarına döndüğünü ayırt etmek çok zordur. Çünkü belirtilerin değerlendirilmesi büyük ölçüde özneldir. Açıkça nesnel ölçütlere gereksinim vardır ve natriüretik peptidler bu gereksinimi karşılayabilir. Daha az agresif tedavilerle natriüretik peptid düzeylerinde önemli değişiklikler oluşturulabiliyor gibi görünmektedir. Biyolojik değişkenlik verilerinden beklenenin çok altında farklılık bulunduğu sonucuna varan çok sayıda yayın vardır. Bizim verilerimiz sonuçların etkilenmesi için çok daha büyük değişikliklerin oluşması gerektiğini düşündürmektedir. Bu görüş Januzzi ve arkadaşlarının Ayaktan Kronik Kalp Yetmezliği Tedavisinde pro-BNP İle Ayarlama Yapılması (PROTECT) çalışmasında elde ettiği verilerle uyumludur. Aldo Clerico: Bizim kurumumuzda 1990’lı yıllardan beri kalp yetmezliği hastalarının tedavisi natriüretik peptid ölçümlerine göre yönlendirilmektedir. Böylece endokrin kardiyak işlev harekete geçirilirken sıvı-elektrolit dengesi de korunabilmektedir. Standart farmakolojik tedaviyle BNP veya NT-proBNP konsantrasyonları hatırı sayılır ölçüde düşürülemeyen, yani tedaviye yanıt vermeyen hastalarda beraberinde bulunabilecek başka hastalıklara yönelik yeniden değerlendirme yapılması ve/veya daha agresif başka tedavi seçenekleri kullanılması düşünülmelidir. BNP tarafından yönlendirilen tedaviden yarar görecek ve görmeyecek hasta alt gruplarının önceden ayırt edilmesini sağlayacak ölçütlerin belirlenmesi için iyi tasarlanmış klinik çalışmalara gerek olduğu düşüncesindeyim. Teorik olarak biyolojik belirteçler kalp yetmezliğinin başlangıç aşamasındaki hastalarda tedaviye dirençli hale gelmiş son evre hastalarına göre çok daha fazla yarar sağlar. Tedaviye yanıt verenlerin çoğu yetmiş yaşın altında, beraberinde başka sorunun bulunmadığı hastalardır. Bu tür bir çalışma tasarlanırken hastada volüm yüklenmesinin olmadığı zamanki BNP konsantrasyonu hedef alınmalıdır. BNP konsantrasyonları dengedeki hastalarda bile büyük değişkenlikler gösterebilir. Bazı hastalarda BNP veya NT-proBNP konsantrasyonları nispeten yüksekken klinik denge sağlanabilir. Bu hastalarda natriüretik peptid düzeylerini daha da düşürmeye yönelik agresif girişimler (örneğin, diüretikler) olumsuz sonuçlara yol açabilir. Son veriler natriüretik peptidlerin üretim ve salgılanmalarının karmaşık olduğunu göstermiştir. Gerek sağlıklı bireylerin, gerekse kalp yetmezliği hastalarının dolaşımlarında sağlam proBNP yanında glikolize ve proteolitik olarak parçalanmış formlar da bulunur. Tüm mevcut tetkiklerin proBNP ile çapraz reaksiyon verdiğini, NT-proBNP tetkiklerinin de glikolize formları ölçmediğini göz önüne aldığınızda özgünlüğü daha yüksek yeni testlere ihtiyaç olduğunu düşünüyor musunuz? Alan Maisel: Eğer akut kalp yetmezliğinde daha fazla görülen bir form gösterilecekse evet. Ejeksiyon fraksiyonunun normal olduğu bir kalp yetmezliği olgusunu düştüğü bir kalp yetmezliği olgusundan ayırabilecekse evet. Asemptomatik olguların hastalık açısından izlenmesini sağlayacaksa evet. Allan S. Jaffe: Günümüzde kullanılan inceleme yöntemleri basit anlatımla karşılayıcı sistemin ne kadar kuvvetli bir baskı altında olduğunu yansıtır. Ölçümler bu uyarının işlevsel sonuçları hakkında herhangi bir bilgi vermez. Uzun vadede ne kadar aktif natriüretik peptidin bulunduğunu, hatta hangi formlardan oluştuğunu söylemek mümkün olabilecek gibi görünmektedir. İkincisi daha az aktif formların azaltılmasını hedefleyen ve in vivo uyarının işlevsel sonuçlarını iyileştiren yaklaşımlara yol açma potansiyeline sahiptir. Nihayet, gelecekte hangi hastalarda natriüretik peptidlerin işlenmesini ya da yerine konmasını sağlayacak ilaçlar gerekeceği yolunda bir bakış açısı oluşturulabilecektir. Aldo Clerico: Roche Diagnostics tarafından geliştirlen NT-proBNP tetkiki glikolize proBNP’den etkilenmezken piyasada bulunan diğer BNP ölçüm yöntemleri değişik düzeylerde çapraz reaksiyonlar nedeniyle etkilenir. Glikolize olan ve olmayan BNP’ler arasındaki fizyopatolojik bağlantı iyi bilinmemektedir. Bu nedenle glikolize BNP formlarının fizyolojik ve/veya klinik rollerinin daha iyi değerlendirilmesi ve glikolize olan ya da olmayan BNP’lerin özgün olarak ölçülmesini sağlayacak yöntemlerin önerilmesi için daha ileri çalışmalara gerek vardır. Sizce proBNP düzeyi kalp yetmezliğinde kullanılabilecek bir biyolojik belirteç olabilir mi? BNP veya NT-proBNP ölçümü ile bütünleşmesi nasıl sağlanır? James J. Lanuzzi, Jr.: Bu alandaki veriler çelişkilidir. Bazı araştırmacılar prognoz açısından proBNP/BNP ya da proBNP/NT-proBNP oranının tek başına BNP ya da NT-proBNP ölçümünde daha fazla bilgi sağladığını ileri sürmektedir. Çoğu çalışmada bu yönde belirgin bir ihtiyaç bulunmadığı ve tek başına BNP ya da NT-proBNP ölçümünün yeterli olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle bugün için bu konuda bir değişiklik öngörmek pek mümkün değildir. Alan Maisel: Eğer proBNP’nin diğerlerinden birine oranı hastalığın daha iyi değerlendirilmesini sağlayacaksa bu soruya verilecek yanıt evettir. Ne yazık ki testlerin bir bölümünde antikorların bağlanacağı çok sayıda bölge ve çok sayıda çapraz reaksiyon söz konusudur. Allan S. Jaffe: Elimizdeki az sayıda veriye göre proBNP tetkiki diğer natriüretik peptidlerle karşılaştırılabilir biilgiler sağlamaktadır, ancak numune sayısı azdır. Gene de bu tetkik belli bir hastada bulunabilecek özgün formlarla ilgili daha önce dile getirilen konulara açıklık getirmeye yönelik çabaların bir başlangıcı olarak kabul edilebilir. Kitle spektrometrisi ile yaptığımız çalışmalarda sabit bir yolak görmedik, ancak hasta sayımız yalnızca 70’ti. Bir analiz proBNP/BNP oranının prognoz hakkında önemli bilgi sağladığını düşündürmüştür. Ancak bizim verilerimizle henüz bu sonuca varmak doğru değildir. Aldo Clerico: Gerek aktif BNP, gerekse öncül proBNP için daha özgün yöntemler geliştirilmesine gerek vardır. Analitik bir bakış açısı ile değerlendirilirse biyolojik bir belirteç olarak proBNP’nin bazı teorik avantajları vardır (daha kararlı bir molekül olması, molekül ağırlığının daha yüksek olması, biyolojik değişkenliğinin daha düşük olması). Gelecekte aynı plazma numunesinde eş zamanlı olarak hem proBNP, hem de BNP’nin ölçülmesi kardiyomiyositlerde B-tip peptidlerin yapımı/salınması ve kardiyak endokrin işlevler hakkında daha doğru bir bilgi edinmemizi sağlayabilir. Böylece hastalığın ilerlemesinin ve kardiyak endokrin bozukluğun fizyopatolojisini daha iyi anlayabiliriz. Kronik sistolik kalp yetmezliği bulunan hastalarla yapılan ve yeni tamamlanan bir çalışmada BNP ve proBNP’nin bir arada ölçülmesinin özellikle BNP düzeyi düşük olanlarda olumsuz sonuç gelişme riskinin saptanmasına yönelik ek bilgi sağladığı gösterilmiştir. BNP, NT-proBNP ve proBNP ölçümlerinin tek başlarına ya da bir arada kullanımlarının tanı ve prognoz hakkında bilgi verme derecelerinin değerlendirileceği karşılaştırmalı klinik çalışmalara gerek vardır. Kalp yetmezliğinde biyolojik olarak inaktif olan proBNP’nin salgılanmasının artışının BNP’lerin işlenmesindeki bir bozukluğu yansıttığı öne sürülmüştür. Kalbin endokrin işlevlerinin bozulmasının kalp yetmezliğinin fizyopatolojisi üzerine bir etkisi bulunabilir mi? James L. Januzzi, Jr.: Olabilir. Her ne kadar proBNP’nin tanısal ve prognostik bir araç olarak kullanılabileceğinden emin değilsem de, ölçülmesinin kalp yetmezliğinin biyolojisini yansıtma açısından bir değer taşıyabileceği inancındayım. Bu peptid sağlıklı insanlarda çok düşük konsantrasyonlarda salınır ve yalnızca kalp yetmezliği ilerlerse yükselmeye başlar. Biyolojik olarak aktif olan BNP’nin azalmasını kalbin bu şekilde kompanse etmeye çalıştığı düşünülebilir. O halde, proBNP’nin parçalanmasının neden kaybedildiğinin anlaşılması önemli bir gelişme sağlayacaktır; parçalanmayı arttıracak stratejiler geliştirilerek çok ileri derecede kalp yetmezliği bulunan hastaların yararına girişimler oluşturulabilecektir. Alan Maisel: Kalp yetmezliğinin fizyopatolojisinde endokrin etkileşimlerin yeri iyi bilinmektedir. Ancak bugün için inaktif olan proBNP’nin salgılanmasındaki artışının BNP’lerin işlenmesindeki bir bozukluğu yansıttığı yolunda bir bilgiye sahip değiliz. Eğer öyleyse, bunun klinik sonuçlarının neler olduğunu da bilmiyoruz. Pratikte zaten inaktif bir bileşen olan NT-proBNP’yi ölçüyoruz. Allan S. Jaffe: Natriüretik peptid sistemindeki işlev bozukluğunun kalp yetmezliğinde karakteristik olduğunu söylemek için yeterli veri mevcuttur, ancak birincil mi yoksa ikincil mi olduğu bilinmemektedir. Dolaşımda bulunan corin gibi dönüştürücü enzimlerin ölçülmesi aydınlatıcı olmamıştır. Aldo Clerico: Deneysel modellerde ve kronik kalp yetmezliği bulunan hastalarda farmakolojik dozlarda kardiyak natriüretik hormonlar uygulandıktan sonra küntleşmiş bir natriüretik yanıt görülmesi bu hormonların biyolojik etkilerine bir direnç geliştiğini düşündürmektedir. Bu direnç reseptör öncesi, reseptör ve reseptör sonrası düzeyde farklı mekanizmalarla ortaya çıkıyor olabilir. Reseptör öncesi düzeyde BNP sisteminin biyosentetik öncüllerinde geçiş sonrası yetersiz olgunlaşma oluşuyor olabilir. Bir transmembran serin proteazı olan ve proBNP’yi parçalayabilen corin enzimi dolaşımdaki sağlam natriüretik hormon öncüllerini de paraçalama kapasitesine sahiptir. Bu durum proBNP öncülünün dolaşımda bulunan bir prohormon olabileceğini düşündürmektedir. Dolaşımdaki proBNP periferde belli kurallara göre düzenlenmektedir ki bu süreç kalp yetmezliği hastalarında bozuluyor olabilir. Bu durum kalp yetmezliği tedavisinde yeni ufuklar açabilir. Bu hipotezle ilgili olarak ileri derecede kalp yetmezliği bulunan hastalarda yapılan kitle spektrometrisi çalışmalarında aktif peptid BNP’nin dolaşımda çok düşük konsantrasyonlarda bulunduğu, hatta hiç bulunmadığı saptanmıştır. Gelecekte tedavinin yeni hedefi prohormon proBNP’nin aktif peptide, yani BNP’ye olgunlaşmasını düzenleyen corin gibi enzimler olabilir. Yazar Katkıları: Tüm yazarlar bu makalenin bilimsel içeriğine katkıda bulunduklarını ve şu üç gereksinimi yerine getirdiklerini ifade eder: (a) kavram ve tasarıma, verilerin toplanmasına veya analiz edilmesi ve yorumlanmasına anlamlı katkı; (b) makalenin bilimsel içerik açısından hazırlanması ve gözden geçirilmesi; ve (c) yayımlanma için nihai onay. Yazarların Olası Çıkar Çatışması Beyanları: Yazarlar olası bir çıkar çakışması beyanında bulunmamıştır. İstihdam veya Yöneticilik: E. P. Diamandis, Clinical Chemistry, AACC. Danışmanlık: J. L. Januzzi, Jr., Roche, Critical Diagnostics ve Sphingotec; A. Maisel, BG Medicine ve Alere; A. S. Jaffe, Beckman-Coulter, Ortho Diagnostics, Alere, Roche, Radiometer, Abbott, Trinity, ET Healthcare, Amgen ve Critical Diagnostics. Hissedarlık: A. Maisel, Critical Diagnostics. Onursal Ücretler: A. Maisel, Alere, BG Medicine ve Critical Diagnostics; A. S. Jaffe, Radiometer. Araştırma Desteği: Roche, Thermo Fisher ve Singulex. Uzman Tanıklığı: Bildirilmemiştir. Patentler: Bildirilmemiştir.