berlın

advertisement
BERLIN
GEZİ REHBERİ
ORHAN BEŞİROĞLU
BERLIN
Berlin, Almanya'nın başkenti ve en büyük şehridir. Berlin, aynı zamanda bir
eyalet-kenttir. II. Dünya Savaşı öncesinde 4,3 milyon kişinin yaşadığı şehirde
(2015 Haziran itibarıyla) 3,5 milyon kişi yaşamaktadır. Berlin, Kuzey Almanya'da,
Spree ve Havel nehirlerinin arasındaki kumluk bölgeye kuruludur. 1949'dan
1990'a kadar (Komünist) Doğu ve Batı Berlin olarak ikiye ayrılmış olan kenti
1961’de yapılan ve ikiye bölen duvara (Berlin –Utanç- Duvarı) adı da verilmiştir.
Daha sonra duvar yıkılmıştır.
COĞRAFYA
Berlin'in doğudan-batıya uzunluğu 45 km'dir ve güneyden kuzeye ise 38 km'dir. Şehrin
yüzölçümü 892 km²'yi bulur. Berlin eyaleti, tek komşusu Brandenburg eyaletiyle çevrilidir.
Polonya sınırına sadece 70 km uzaklıktadır.
Berlin'in coğrafi oluşumu buzul çağının etkisiyle belirlenmiştir. Almanya'nın başkenti, Teltow ve
Barnim yaylaları arasında kalır. 20 bin yıl önce Berlin'in etrafı dev buzullarla çevriliydi, bunların
18 bin yıl önce erimesiyle Berlin'in coğrafyası oluşmuştur.
Berlin'den iki önemli ırmak geçmektedir.
Bunlar Spree ve Havel'dir. Spree ırmağı
doğudan batıya doğru akmaktadır. Irmak
daha sonra, batıdaki Spandau ilçesindeki
Havel ırmağıyla birleşir. Havel ırmağı ise
güneyden kuzeye Tegeler See ve Großer
Wannsee göllerinden geçerek akar.
Berlin'deki en yüksek doğal tepe Großer
Müggelberg'dir (115,4 m). Bu tepe
Treptow-Köpenick ilçesindedir. Geriye
kalan iki tepe II. Dünya Savaşından kalan
hafriyat ya da çöplerle oluşmuş tepelerdir.
Teufelsberg (114,7 m) Charlottenburg-Wilmersdorf ilçesinde yer alır. Ahrensfelder Berge (112,1
m) ise Marzahn-Hellersdorf ilçesindedir.
Semt
Nüfus
Charlottenburg-Wilmersdorf
Friedrichshain-Kreuzberg
Lichtenberg
Marzahn-Hellersdorf
Mitte
Neukölln
Pankow
Reinickendorf
Spandau
Steglitz-Zehlendorf
Tempelhof-Schöneberg
Treptow-Köpenick
321.501
271.548
262.899
251.659
335.430
314.452
373.393
242.381
227.427
296.475
337.031
243.570
Yüzölç.
(km²)
64,72
20,16
52,29
61,74
39,47
44,93
103,01
89,46
91,91
102,50
53,09
168,42
10 Haziran 1998 tarihinde çıkan yasa ile birlikte ilçe sayısı 23 olan Berlin, tasarruf ve
yönetilebilirliği kolaylaştırmak amacıyla 12 idari bölgeye ayrılmıştır. 1 Ocak 2001 tarihinden
itibaren uygulama şu şekildedir:
İKLİM
Berlin için aylık ortalama sıcaklıklar ve yağış tablosu
Max. ( ° C )
Min. (° C)
Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haz. Tem. Ağu.
2.9
4.2
-1.9
-1.5
Yağışlı
10.0
günler (gün)
8.0
Yağış (mm)
8.5
1.3
Eyl. Ekim Kas.
13.2 18.9 21.6 23.7 23.6 23.7 13.4
4.2
9,0
12.3 14.3 14.1 10.6
6.4
7.8
8.9
9.8
7.6
Ara.
ORT.
2.2
-0.4
5.9
9.6
11.4 106.3
7.1
4.4
13.4
42.3 33.3 40.5 37.1 53.8 68.7 55.5 58.2 45.1 37.3 43.6 55.3 570,7
9.1
8.4
7.9
7.8
Kaynak: DWD, veriler: 1971-2000
BAYRAK VE ARMA
Berlin eyaleti'nin sembolü bir ayıdır (Berliner Bär).
Arma gri ya da beyaz renktedir ve üzerinde bir siyah ayı
vardır. Bu ayının dili ve tırnakları kırmızıdır. Bu armanın
üzerinde beş ağaç yaprağından oluşan altın bir taç yer alır.
Taç aynı zamanda bir kale olarak da algılanabilmektedir.
Bu kalenin kapısı armanın tam ortasındadır. Berlin
ayısının neden Berlin'in simgesi olduğunu açıklayabilecek
kayıt veya belge yoktur. Ama onun yerine birçok kuram
vardır. Bunlardan biri Berlinlilerin Mark Brandenburg'un
kurucusu Albrecht der Bär' 'in (Albrecht ayısı) takma adı
Bär 'den (ayı) simge olarak aldıkları. Diğer kuram ise
Berlin'in adından geldiği yönündedir ( Ber(lin) = Bär ). Ayı
ilk defa 1280'de bir mühürde görülmektedir. Yüzyıllar
boyu Berlin ayısı kenti işaret eden mühürlerde, armalarda
ve bayraklarda yerini Prusya ve Brandenburg'un kartalı
ile paylaşmak zorunda kaldı. İlk defa 20. yüzyılda ayı tek
başına mühürlerde, armalarda ve bayraklarda yer aldı.
Berlin eyaletinin bayrağında da bir ayı vardır. Böylece, Berliner Bär beyaz zemin üzerindedir,
alttan ve üstten birer kırmızı çizgi geçer. Çok az değişime uğrayan bu bayrak ilk kez 1911'de
kullanıldı ve ilk kez 1913'te Rotes Rathaus'ta dalgalandı. Daha önceden Berlin için siyah-kırmızıbeyaz renkli bir bayrak kullanılıyordu. Bu bayrak, Alman İmparatorluğu'nun bayrağına çok
benzediğinden ve yanıltıcı olduğundan daha sonra Berlin ayısı bayrağı ile değiştirildi.
Eyalet sembolü ise bir gri armanın üzerinde olan bir ayı. Bu armada taç yoktur, sadece üç renk
kullanılmaktadır. Berlin içişleri ve spor senatosu tarafından kullanılmaktadır ve belirli kişilerin,
şirketlerin ve yüksek dairelerin Berlin'e ait olduklarını gösterir. Berlin'in ilçelerinde de
kendilerine ait armalar vardır. Bu armalarda Berlin'e ait olduklarını gösteren bir kale vardır.
TARİH
Özet: Kentin ortasından akan Spree nehrinin, iki kıyısında, Cölln ve Berlin adlı iki balıkçı köyü
iken ilk kez 1307 yılında birleşti. Brandenburg'un (daha sonra ise Prusya'nın) başkentliğini
yapan Berlin, 18. yüzyıla kadar önemli arz eden bir şehir değildi. Ancak Prusya'nın güçlenmesi
sürecinde öncelikle Kuzey Almanya'nın ve sonrasında da Avrupa'nın siyasi, ekonomik ve
kültürel anlamda önemli merkezlerinden biri haline geldi. 1871 yılında kurulan Alman
İmparatorluğu'na da başkentlik yapan Berlin, 1933 yılından itibaren Nazi Almanyası'nın da
başkentiydi. II. Dünya Savaşı'nda harabeye döndü, müttefik devletler tarafından işgal edildi.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra şehir dört sektöre bölündü ve tüm Almanya'da olduğu gibi Berlin de
ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve SSCB'nin kontrolüne girdi. Batılı ülkelerle Sovyetler Birliği
arasında hızla gelişen siyasi farklılık ülkeyi olduğu gibi kenti de doğu ve batı olmak üzere ikiye
böldü. 12 Ağustos 1961 tarihinde Berlin Duvarı'nın yapımına başlandı ve Berlinlilerin doğudan
batıya geçişi en katı yöntemlerle engellendi. Zamanın imparatorluk merkezi Mitte ile birlikte,
Berlin'i inşa eden mimar Karl Friedrich Schinkel'in tasarladığı binalar, büyükelçilikler, saraylar,
müzeler tamamen kentin doğu kesiminde kaldı. Türkiye'den kaçak yollarla getirilen Bergama
Sunağı'nın sergilendiği dünyanın en önemli müzelerinden biri olan Bergama Müzesi, Cölln ile
Berlin'i birleştiren anlaşmanın yapıldığı St. Nicholas Kilisesi de tıpkı diğer önemli yapılar gibi
Doğu Berlin'de kaldı.
1989'da duvarın yıkılışı ve 3 Ekim 1990'da iki Almanya'nın resmen birleşmesiyle Berlin eyalet
şehir olarak eski bütünlüğüyle birleşik Almanya Federal Cumhuriyeti'nin başkenti oldu.
ŞEHRİN KURULUŞU VE ORTAÇAĞ
Cölln şehri (çift kent Berlin-Cölln Spree adasında) ilk defa 1237'de resmi olarak kayıtlara geçti
ve 1244'de ilk defa Berlin adında anıldı. Berlin, Spree nehrinin kuzey kısmında yer alıyordu.
1307'de iki şehirde beraber kullandıkları bir belediye binasına sahip oldular. Berlin'in adının
armasındaki ayı (Almanca: Bär) ile ilgisi yoktur. Daha çok Slav dilinden gelen Berl
kelimesinden olduğu düşünülüyor. Berl Slav dilinde bataklık anlamına geliyor. Spandau ve
Köpenick, Berlin'den önce kuruldu. Berlin şehri tarihin geçen kısmında 1157'de Mark
Brandenburg'a ait oldu. 1415'de I. Friedrich Mark Brandenburg'un elektörü oldu ve 1440'a
kadar da elektör olarak kaldı. Hohenzollern Hanedanı Berlin'e 1918'e kadar hükümdarlık etti.
YENİÇAĞ'IN BAŞLARINDA BERLİN
Otuz Yıl Savaşları 1618'den 1648'e kadar sürdüğü sırada belki en çok Berlin'i vurdu. Evlerin üçte
biri hasar gördü ve nüfusun yarısı azaldı. Friedrich Wilhelm 1640'ta hükümdarlığı babasından
aldı ve Berlin'e Avrupa'nın çeşitli yerlerinden insanları davet etti. Dinlere karşı da hoşgörülüydü
kendisi. 1671'de 50 tane Yahudi ailesine Berlin'e Avusturya'dan taşınma izini verildi. 1685'te
Friedrich Wilhelm Fransız Huguenotları Mark Brandenburg'a davet etti. 15.000'nin üzerinde
gelen Huguenotların 6000'ini Berlin'e yerleşti. 1700'de Berlin'in nüfusunun yüzde 20'si
Fransızlardan oluşuyordu. Huguenotların Berlinlilere kültürel etkisi yoğundu. Ayrıca Bohemya,
Polonya ve Salzburg'danda çok göçmen Berlin'e.geldi .
PRUSYA VE ALMANYA İMPARATORLUĞU
1871'de Berlin Almanya İmparatorluğunun başkenti oldu ve 1701'de Birinci Friedrich'in taçı
Berlin'de takıldığı için Prusya'nın başkenti oldu. 1 Ocak 1710`da Berlin, Cölln, Friedrichswerder,
Dorotheenstadt ve Friedrichstadt'ın birleşip bir şehir oldu. 1861'de Wedding, Moabit,
Tempelhof, Schöneberg ve Spandau da Berlin ile birleşti.
WEİMAR C UMHURİYETİ VE N AZİ ALMANYASI
I. Dünya Savaşı'ndan sonra 9 Kasım 1918'de Berlin'de Weimar Cumhuriyeti kuruldu. 1920'de
komşu şehirlerle ve belediyelerle Berlin yeniden birleşince başkentin nüfusu 4 milyon oldu.
Nazi Partisi iktidara gelince 1933'te Berlin Nazi Almanyası'nın başkenti oldu. Naziler 1936'da
Berlin'de yapılan Olimpiyat Oyunlarını da propaganda için kullandı. Sonrasında Adolf Hitler ve
mimar Albert Speer Berlin'in yapısını değiştirip dev yapıların Roma stilinde yapılmasına karar
verdi.
Naziler Berlinli Yahudileri toplumdan soyutlayıp toplama kamplarına gönderdi, birkaç yıl sonra
da katlettiler. 1933'de başkentte 160.000 Yahudi yaşıyordu. 1938'de Kristal Gece olarak bilinen
geceden sonra Yahudilere yapılan saldırı ve tacizler artarak devam etti. II. Dünya Savaşı'nda
Berlin yoğun bombardımana tutuldu ve Berlin'deki evler ve yapılar hasar görüp yıkıldı. Eğer
Hitler savaşı kazansaydı Berlin'i Büyük Alman İmparatorluğu'nun başkenti yapmayı ve adını
Germania olarak değiştirmeyi planlıyordu.
ŞEHRİN B ÖLÜNÜŞÜ VE BİRLEŞMESİ
Berlin'in işgal güçlerince paylaşımı : Berlin Kızıl Ordu tarafından ele geçirilince, kent 8 Mayıs
1945'te kapitülasyona uğradı. Londra Antlaşmasına göre de bütün Almanya 4 sektöre
bölünecekti. Bunun yanı sıra Berlin'in de 4 sektöre bölünmesi kararlaştırıldı. Batılı Müttefikler
(ABD, Fransa ve Birleşik Krallık) şehrin batısını işgal ederken Sovyetler de kentin doğusunda söz
sahibi oldular.
Batılı Müttefiklerinin ve Sovyetlerin ideolojileri pek uyuşmadığından, Sovyetler 1948/49'da
Batı-Berlin'e ekonomik ambargo uygulamaya başladı. Bundan yılmayan Batılı Müttefikler Batı
Berlin'e havadan destek vermeye başladı (Luftbrücke).
BERLİN DUVARI
Almanya Federal Cumhuriyeti'nin Almanya'nın batısında kurulması üzerine doğuda Demokratik
Almanya Cumhuriyeti (DDR) 1949'da ilan edildi. Böylece Soğuk Savaşın etkisi Berlin'e de
yansıdı. Federal Cumhuriyeti başkentini Bonn olarak ilan edince, Doğu Almanlar Doğu Berlin'i
başkent ilan etti. Batı ve Doğu arasında ihtilaf daha da büyüdü ve 13 Ağustos 1961 Berlin
Duvarı'nın yapılmaya başlamasıyla bu ihtilaf en yüksek düzeye ulaştı.
Berlin'in doğusu ve batısı tamamen birbirinden ayrıydı. Geçişler yasaktı ve sadece belirli kontrol
noktalarından mümkündü. Sınır bölgelerine keskin nişancılar konulmuştu.
1989'da Berlin Duvarı yıkıldı ve iki ülke Almanya Federal Cumhuriyeti adı altında tekrar birleşti.
Bir süre sonra Berlin, Birleşik Almanya'nın başkenti oldu. 1991'de verilen kararla başkent
Bonn'daki bakanlıkların, yasama ve yönetim birimlerinin büyük bir kısmının Berlin'e taşınması
kararlaştırıldı. Hükûmet ve Federal Meclis 1 Eylül 1999 tarihinde Berlin'de işine başladı.
DİN
Berlin'in en büyük Şehitlik Camii - Neukölln
Merkezdeki Yeni Sinagog
Berlin'in 3,4 milyon nüfusunun % 59'u ateist veya agnostik, % 22,3'ü Protestan, % 9,1'i Katolik,
% 6,2'si Müslüman, % 2,7'si diğer Hıristiyan ve % 0,6'si diğer dinlere mensuptur. Berlin’de
yaşayan Müslümanların çoğu Türklerdir.
Berlin'de 11 sinagog, 76 cami ve 2 Budist tapınağı vardır.
NÜFUS
Berlin'in toplam nüfusu 3,4 milyondur ve Almanya'nın en kalabalık şehridir. 17. yüzyıla kadar
Berlin yöresinde çok az insan yaşıyordu ve 30 Yıl Savaşları sayesinde de bu nüfus yarı yarıya
inmişti. 1640 yılında hükümdarlığı babasından alan Friedrich Wilhelm Fransa'dan Berlin'e ve
yöresine çok sayıda Huguenot yerleştirmiştir. Böylece 1648'de 6 bin nüfuslu olan şehirde 1709
yılında nüfus 57 bine çıkmıştır. 1875'te şehrin nüfusu bir milyonu aşmıştır.
1920'de Berlin'in etrafındaki şehir ve belediyelerle birleşmesi sonucu bu sayı neredeyse 4
milyona ulaştı. II. Dünya Savaşı sonucu bu sayı düştü ve şehrin nüfusu bundan sonra 3,1 veya 3,6
milyon arasında hep aynı düzeyde kaldı.
Berlin her zaman göçe uğramış olan bir şehirdir. 17. yüzyılda Huguenotlar Berlin'e yerleşti. 19.
yüzyılın ortasından sonra pek çok Slav Berlin'e göç etti. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Güney
Avrupa'dan ve Türkiye'den göç olmuştur. Doğu Berlin'de ise Vietnamlılar Demokratik Almanya
Cumhuriyeti'nin konuk işçileri olarak buraya göç etti. 1980'lerde Alman asıllı Ruslar Berlin'e
gelmeye başladı.
TÜRKLER
Berlin’de Türk günü
Şu an Berlin'de yaklaşık 200.000 civarında Türk yaşamaktadır. Bu, Türkiye dışında yaşayan en
kalabalık Türk nüfusunu ve aynı zamanda Berlin'deki en kalabalık yabancı nüfusunu oluşturur.
Berlin'de en yoğun Türk nüfusu Kreuzberg semtinde ('Kroytsberg' diye okunur) bulunmaktadır.
149.884 nüfusa sahip Kreuzberg'de yaklaşık 50 bin yabancı kökenli yaşamaktadır.
PERGAMON (BERGAMA) MÜZESİ - BERGAMA ZEUS SUNAĞI
Bergama Zeus Sunağı ya da Zeus Altar'ı MÖ 2.
yüzyılda, Kuzey Batı Anadolu'da, İzmir'in
kuzeyinde bulunan antik Pergamon şehrinde
Pergamon Krallığı'nı yöneten Attalos hanedanı
tarafından yaptırılmış mermerden anıtsal dinsel
yapıdır. At nalı biçimdeki yapı Bergama
Akropolü
üzerinde
bulunur.
35,64
m
genişliğinde 33,4 m derinliğindedir. Yapının ön
tarafında bulunan merdivenler 20 metre
genişliğindedir.
Dışında ve iç mekanlarında bulunan mermer
kaplama üzerindeki freskler sanat tarihinin en
önemli yapıtları arasında sayılır.
Zeus Sunağı'nın Bergama Akropolü'nde
temellerin bulunduğu yer.
Dış cephe freskleri antik Helen dünyasının Olympos tanrıları ile devler -Gigantlar- arasındaki
savaşı, iç alandaki freskler Pergamon'un kuruluş söylecesi olan Telefos söylencesini anlatır.
Bu görkemli yapının kalıntıları 1870'li yıllarda Alman mühendisi Carl Humann tarafından, o
zamanın Prusya'sına götürülmüştür. Bugün, Berlin'de bulunan Pergamon (Bergama) Müzesi'nde
sergilenmekte ve her yıl binlerce insan tarafından ziyaret edilmektedir.
Müzenin merkez salonunda, sunağın batı tarafı ve titanlarla tanrıların savaşlarını canlandıran
büyük rölyef friz orijinalindeki sıraya göre, merdiven yanlarına ve müzenin duvarlarına
yerleştirilmiştir.
BERLIN’İN KARDEŞ ŞEHİRLERİ
Buddy Bär: Hoşgörü ve özgürlük için Berlin sembolü
Berlin'in toplam 18 tane kardeş şehri vardır:
1967 :
1987 :
1988 :
1989 :
1990 :
1991 :
1992 :
1993 :
1994 :
1995 :
2000 :
2006 :
Los Angeles, Amerika Birleşik Devletleri
Paris, Fransa
Madrid, İspanya
İstanbul, Türkiye
Moskova, Rusya
Budapeşte, Macaristan,
Varşova, Polonya
Brüksel, Belçika
Cakarta, Endonezya,
Mexico City, Meksika,
Taşkent, Özbekistan
Buenos Aires, Arjantin,
Pekin, Çin,
Tokyo, Japonya
Prag, Çek Cumhuriyeti
Londra, Birleşik Krallık,
Windhoek, Namibya
Antakya, Türkiye
BERLIN ÜZERİNE KÜÇÜK NOTLAR
BERLIN’DE TOPLU ULAŞIM
 Bugün bu şehirde metrodan çıktım ve otobüsümün durakta olduğunu görünce
yakalayabilmek için küçük bir depar attım. Otobüsün ön kapısına kadar ulaşmış olmama
rağmen şoför gözümün içine baka baka otobüsün kapılarını yüzüme kapadı ve yoluna devam
etti. Ben de otobüsün arkasından bakakaldım. Otobüs ordaydı, ben ordaydım. tek yapması
gereken 1 sn. beklemekti, daha fazlası değil.
Baktım 5 dk. sonra yeni bir otobüs geldi. Bu yeni gelen otobüs duraktaki elektronik
göstergede görünenden 1 dakika bile şaşmadan tam vaktinde geldi.
Bir an İstanbul’u düşündüm. İstanbul’da otobüsler asla vaktinde gelmezdi. Yine de hiçbir
zaman bir şoför yüzüme kapıyı kapatmamıştı. Bununla beraber tv’de bir İETT şoförünün bir
kadınla önce tükürük yarışına girdiğini sonra da kadına tekme tokat giriştiğini izlemiştim.
Tabii daha bunun gibi onlarca fantastik olay daha.
Böyle düşününce birden kızgınlığım geçti. Bu olay mükemmel bir örnek değil belki ama
Berlin hiçbir şeyi kişisel algılayamayacağınız bir şehir. Sizi üzen, kızdıran birçok şeyi
rasyonelize edebileceğiniz, ne kadar disiplinsiz olursanız olun, kendinizi kuralları takdir edip
uymak için azami çaba sarf ederken bulacağınız bir şehir. Belki de bu şehir insanı motive
eden, edemediği zamanlarda da Polyanna eden bir şehir!
 Berlin’de toplu ulaşımı kaçak kullanmak:
Berlin : 4 gün boyunca sayısız defa para vermeden U-bahn'ından, S-bahn'ından
faydalandığımız şehir. Berlin’deki son akşam yine kaçak olarak metroya binmiş olmanın
huzurunu yaşarken bir anda elinde pos cihazı benzeri aletlerle trene binen 2 kişinin
"fahrkartenkontrolle bitte!" anonsu Almanca bilmeyen fakat "kontrol"ü seçmiş olan
bünyeleri iliklerine kadar titretir. Kurallara sorgusuz itaat eden Almanların tamamı şak diye
kartları çıkartır, kontrolü yaptırır. Görevliler bize yaklaştığı esnada soğuk terler enseden
kuyruk sokumuna doğru inmektedir. Sıra korku dolu kaçaklara gelir, görevliler "sizi dışarıya
almak zorundayız" çeker, içten içe tir tir titreyen bünye görevlilere karşı ölümüne inkâr,
ölümüne saf turisti oynasa da tabi ki Alman affetmez ve "cezanız kişi başı 60 euro"yu
yapıştırır.
Biz 1-2 ağlaşırken görevliler kendi arasında konuşur, aralarından beyaz tenli, sarışın ve mavi
gözlü "olmayanı" kaçaklara döner, elimize başka bir bilet tutuşturup Türkçe olarak "bakın bu
biletler yarına kadar geçerli, hemen yeni bilet alın, cezası 60 öyro. Almanlar affetmez. Şimdi
kaybolun." der. Kaçaklar, bilet görevlisinin Türk çıkmasının şoku, son anda cepte kalan 60
euronun sevincine karışmış bir halet-i ruhiye içerisinde topukları neticesine vura vura
Berlin’i terk edip Hamburg'a doğru yola çıkar.
Kıssadan hisse:
1. Berlin’de günlük toplu taşıma bileti kişi başı 7.5 euro.
2. Bu şehirde beleş beleş metroya binebilirsiniz, ancak rastgele kontroller yapılıyor ve
yakalanırsanız cezası kişi başı 60 euro.
3. Almanya sınırları içerisinde böyle bir kuralı yıkıp cezasız kurtulmanın tek yolu kontrolü
yapan kişinin bir Türk çıkması olabilir.
Geçireceğiniz gün sayısıyla birlikte yukarıdaki maddeleri dikkate alarak olasılık hesaplarını
yapınız. Risk alınmaya değer mi değmez mi... Karar sizin.
 Dünyanın en karmaşık metro ağına ve sistemine sahip olduğunu düşündüğüm şehir. Gün
içinde bin kez kaybolup, yolumu bulup, tekrar kaybolduğum olmuştur. Alman politikaları sağ
olsun, turistler için tek bir İngilizce kelime dahi yok hiçbir yerde. Almanya’ya geliyorsan
Almanca öğren!!!
BERLIN VE BERLIN’DE TÜRKLER
 Arkadaşlar arasında "Little İstanbul" olarak da tanımlanır.
 Almanya’nın görülmeye değer tek kenti. Türkiye dışında Türklerin nüfusunun en yoğun
oldugu şehir: 150.000.
 Her gün 1 saatini Türkçe yayına ayıran Multi-Kulti adlı radyoya ev sahipliği yapan şehir.
 Yakın zamanda en son vilayet olarak ülkemize katacağımız yer. Sokaklarda ''Hans'' diye
bağırdığınız zaman kimse bakmazken ''Mehmet'' dendiği zaman en az üç adet kelle size
doğru dönüyor.
 Hiç alman taksici var mı burada diye sorduran şehirdir. Bindiğimiz tüm taksiciler Türk
çıktı.
 En az zenci barındıran metropol.
 Kreuzberg yakınında sigara almak için girdiğiniz bakkaldan, elinizde taze yoğurulmuş
etli çiğ köfteyle çıkmanız mümkün bu şehirde. Cidden.
 Berlin’de Türk lirasını kendi kurundan nasıl bozdurabilirim. Bilen yazarlar lütfen
yeşillendirsin. Türk lirasına 4.4 kur çeken memleket.
 Doyçland'in Güngören’i. Köpekler sıçsın içine. Ayrıca oğlanları göbekli, karıları koca
götlü. O ne öyle ayol. Kopekler sıçsın içine.
 Türk istilasından mustarip güzel Alman kenti. İstilada Arapların hakkını da yememek
gerekir. Metroya inip binerken bir sürü insanın Selamünaleyküm nidalarına maruz
kalmamak işten değil. Hatta bu tip bir serzenişe özne olmak için illa Türk veya Arap olma
zorunluluğu da aranmıyor. Berlin’de, nice Alman teyzeler gördüm. Ne dedin sen ne dedin
sen? diye isyan eden. Özellikle Wedding ve Gesundbrunnen semtlerinde döner ve falafel
çatışmaları, helal et pazarları arasındaki rekabet ve duvarlardaki Yıldız Tilbe, Kıraç
posterleri insanı paranoyak yapıyor, acaba gerçekten Almanya’da mıyım, yoksa biri
benimle taşak mı geçiyor dedirtiyor.
 Bu güzide Alman şehrinde otobüse (Bkz: BVG) bindiğinizde otobüsün basamağında
Türkçe olarak hoş geldiniz yazar.
Yıkılan duvarı, doğuda Sovyetlerden kalan mimarisi ve Ampelmann ile beni çocukluğuma
götürür. Bir de Tiergarten (hayvanat bahçesi) vardır ki insan kaybolur içinde.
 İstanbul sımsıcacıkken bok gibi yağmurun yağdığı şehir. Allah cezanı vermeye...
 Kozmopolit ama medeniyetin de olduğu bi yer. Bence İstanbul’un medeni hali diyebiliriz.
Kısacası tam anlamıyla yaşanacak şehir.
Yalnız ben bunu önce dedim, sonra da bi İzmirli olarak şunu düşündüm. Ulan demek ki
deniz o kadar da önemli değil.
Berlin’de yaşama imkanım olsa yaşamam mı?? Öff balıklama atlarım hem de. Eee
merkezinde gidip vapurları izleyeceğin bi deniz var mı?? Yok. Nehir var sadece ufak.
Demek ki deniz ihtiyacı diye bir şey yok lan. Bildiğin götümüzden element uyduruyoruz
burda biz. Yok Ankara kötü denizi yok falan. Bildiğin saçma sapan bahaneler.
Neyse Berlin güzel de denizi yok abi. Deniz olmadan yaşanmaz!
 İnsanları gerçekten çok yardımcı. Adres sormak için çevirdiğim 10 kişiden 9’u İngilizce
biliyordu. Şehirde İngilizceniz varsa hiçbir sorun yaşamıyorsunuz. İngilizceniz yoksa da
şehirde çok fazla Türk var. İllaki denk gelirsiniz birilerine. Kaybolmazsınız korkmayın.
 İstanbul’a bayılıyorum. İstanbul’da yaşamaya bayılıyorum. Ama Berlin’i gördüğümden
beri Berlin’de yaşamak istiyorum. Öyle güzel.
 Bazı bölgelerinde yürüyüş yaparken kendimi Ankara’da hissetmemi de eski Ankara
semtlerinin cumhuriyet mimarisi döneminde alman mimarlar ve planlamacılar
tarafından tasarlanmasına bağlıyorum.
 Döneri burada bulmuşlar. Gerçek anlamda burada yapılan dönerler nam-ı diğer gemüse
kebablar Türkiye’dekinden daha güzel. Tamam, genel olarak et fabrikasyon geliyor. Her
yerde standart biraz. Ancak Türkiye’deki dönerlerin içinde o kadar lezzetli ve güzel
marul olmuyor. Resmen marulun tadı varmış lan dedim. Ayrıca o lavaşa sürülen
yoğurtumsu sos da çok güzel bir tat katıyor. Bence İstanbul’da bir tane gemüse kebab
yapan yer olmalı.
BERLIN İZLENİMLERİ
 Almanya’nın açık ara en güzel şehri. 11 senesi oralarda geçmiş ve heryeri görmüş biri olarak
çok net söyleyebilirim. 2. olarak da Hamburg diyorum.
 Özlediğim şehir. Gezmeye değil, yaşamaya gidin. Yoksa gider duvar önünde foto çektirir,
döner yer, iki cluba gider ve "amaan Berlin Berlin dedikleri bu muymuş" der dönersiniz.
 Almanya’nın sevdiğim şehirlerinden biri. Zamanınız dar ise 2 günde rahat gezebilirsiniz.
Şehir içi ulaşım ufak şehirlere göre çok rahat. Müzeler adasına mutlaka gidin. Aslında bir
gününüzü tamamen oraya ayırmak daha verimli oluyor. Etkilendiğim tek yer Berlin duvarı
oldu. Sevmediğim tek yanı ise kalabalık olması oldu. farklı bir havası var bu şehrin. Kalabalık
ama melankolik biraz. Tam da filmlerde olduğu gibi aslında.
 20 Nisan 1945 ile 2 Mayıs 1945 tarihleri arasında Kızılordu kuşatmasına maruz kalan ve 2.
Dünya Savaşı boyunca neredeyse her gün müttefik uçakları tarafından bombalanarak harabe
haline gelen tarihi Alman başkenti. Sovyetlerin şehir için verdikleri kayıp 300.000 ölü
olmuştur.
 Bir hafta gibi kısa bir sürede fazlasıyla ısındığım, geniş caddelerinin daha dolu olmasını,
trafiğinin hep sakin kalmasını, bira bardaklarının ise hiçbir köşesinden eksik olmamasını
dilediğim, 6’da müzelerin, 8’de marketlerin kapanmasıyla beni deli eden güzel ve düzenli
şehir.
 Batı Avrupa disiplini denilen olguyu aniden damarlarınızda hissettiğiniz bir şehir. Bir
Akdenizli olarak yapılması gereken şey Potsdamer Platz denen yerde Balzac Kafe’de kahve
içip, damarlarınızda dolaşan şeyin donduğunu hissetmek!
 Hava sıcaklığının Ocak ayında -20’ye dek inebildiği, Potsdam'a yarım saat mesafede olan,
Cumartesileri 16:00 sonrasına kaldığınızda midenizin dona kalabileceği şehir.
 Avrupa’nın en yaşanılası şehridir. Zaten diğer Türkler de bu durumu tescillemiş. Berlin’i
mesken tutmuşlardır. Kreuzberg denilen muhitte de bir nevi 'little Turkey' inşa
etmişlerdir..Berlin’de Avrupa’nın diğer şehirlerindeki snob (Paris), kaotik (Londra),
müzemsi (Viyana), sapkın (Amsterdam) vs. hava yoktur. Almanlar öyle dış görünüşe filan da
aldırmaz. İnsan çuval da giyip çıkabilir dışarı, rahat eder. Büyük şehirden başka yerde
yaşayamam ama trafikten bıktım, doğal güzellik de ruhun gıdasıdır diyen bünyeler örneğin
ıhlamur ağaçları altında bir yürüyüşten sonra Spree'de kısa bir tur atıp ardından Potsdam'ın
parklarına, çıplaklık serbest bahçelerine doğru yol alabilir, az biraz dinlendikten sonra
üşenmeyip Kulturforum'da sebil kültürel aktivitelerden birine katılabilirsiniz. Bunu
beğenmediyseniz merak etmeyin Berlin’de her dakika yapacak bir şey, gidecek bir yer
vardır. Pazar günü in cin top atan sokakların gündelik hali de genelde boş olduğundan toplu
taşımada aşmış Almanlar ayrıca bisiklete binmeyi pek sevdiklerinden trafik diye bir şey
yoktur. Ayrıca herkes kurallara uyar. Uymazsanız anında karşınıza bir Alman çıkıp sizi
durduracaktır. Ayrıca Alman erkekleri özellikle de Bavyera bölgesinden olanlar (ki bunlar
çoğunluğun aksine koyu kumral hatta esmer olup kahverengi gözlüdür) hafızalarda kalıcı
izler bırakabilir.
 Gidip görmeden önce hiç bu kadar etkileneceğimi tahmin etmezdim. Öyle çok güzel değil,
muazzam mimarisi, doğal güzelliği, kendine has kent dokusu pek yok. Ama aynı Arap
istilasına uğramadan önceki İstanbul gibi "bu şehirde yıllarca yaşasam gene de keyifle
keşfedecek köşelerini bulurum" hissi beliriyor insanda. Yakın tarihe ve Alman müzik ve
sinemasına ilgili olanlar içinse bir cennet. Gidilen her bölge ve sokakla ilgili bir referans hali
hazırda mevcutsa kafada, bambaşka bir deneyime dönüşüyor Berlin. Çirkin olduğu halde
tuhaf bir hayranlık uyandırıyor. En azından bende böyle oldu.
 Şirketimin göndermesi ile iş için 4 günlüğüne bulundum Berlin’de. Gidecek arkadaşlara
tecrübelerimi paylaşmak isterim:
Havası inanılmaz derecede temiz. Şehirde bol bol ağaç ve orman var. Uçakla şehrin üstünden
geçerken bile Amazonlara mı geldim Berlin’e mi geldim diye tereddüt ettim. Oksijen o kadar
fazla ki sigara içerken bile zorlandım açıkçası. Yarısına kadar içip attım defalarca.
Gezi için Berlin duvarı, Checkpoint Charlie, Brandenburg kapısı, TV kulesi, Katedral,
Parlamento binası görülebilecek yerler. Ayrıca şehirde bol miktarda müze mevcut. Güzel cafe
ve barları da var.
Ulaşım çok kolay. Havalimanından alacağınız ücretsiz harita ile şehri çok iyi
tanıyabiliyorsunuz. Haritanın bir yüzü ulaşım haritası (otobüs, tren hatları) diğer yüzü ise
turistik harita. Şehrin hemen hemen her yerine metro ve otobüs mevcut. Şahsen gittiğim
şehirlerde insanların yaşamlarını da görmek için taksi kullanmamaya özen gösterip genelde
toplu taşıma kullanırım. Alacağınız 6,90 €'luk bir bilet ile 24 saat boyunca şehirdeki tüm
toplu taşıma araçlarına binebiliyorsunuz. Bunun 3 günlük 1 haftalık 1 aylık versiyonları da
mevcut fakat fiyatlarını bilmiyorum. Ben 1 günlük aldım.
Alışveriş Türkiye’den çok olmamakla birlikte biraz daha ucuz. Aşırı ucuz fiyatlar beklemeyin
tabii ki. Hemen hemen aynı fiyatlar.
Genel fikrim: Berlin gezmek için çok yer bulunduran bir yer değil. 1-2 gün içerisinde tüm
Berlin’i gezersiniz. Fakat yaşamak için gerçekten çok güzel bir yere benziyor. İnsanlar
gerçekten kaliteli yaşıyorlar. Yaşam tarzları hayranlık veriyor. Trafikte falan çok saygılılar.
Bisiklet süren takım elbiseli insanlar görebilirsiniz. Bayan otobüs şöförleri de görebilirsiniz.
Tekrar gitmek isterim açıkçası. Güzeldi Berlin. Beğendim.
 Eğer ki, amiyane tabir ile, bir İstanbul çocuğuysanız yani Beyoğlu’nda içip Bebek’te
eğlenmeye giden bir eğlence anlayışınız var ise ve/veya yurdumun kasıntı ve kazık turistik
eğlence merkezlerinde eğlenmeyi adet edindiyseniz, Berlin sizi kabul etmeyecektir. Onun
boğazında kalacaksınızdır ya da en nihayetinde sizi kusacaktır.
 Türkiye genel anlamıyla bir küçük Amerika’dır. Almanya ise görünürde kapitalizm içinde
sosyalizmi yaşayan neredeyse yegane ülkedir. Hele ki bir de Almanya’nın kuzeyinde örneğin
Berlin’de iseniz burada paranın gücü yoktur. Burada parayla mekânlara giremezsiniz, pahalı
restoranlarda karnınızı doyuramazsınız, doyurduğunuzu sanırsınız ama ruhunuz hala açtır.
Benim param var her yerde eğlenirim kardeşim demeyin. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
Kızdırmayın Berlin’i. suyuna gitmeye çalışın. İstemiyorsa zorlamayın. Paranızla rezil
olduğunuzla kalırsınız sonra.
 Tanım: 5 senedir yasadığım ilim irfan yuvası güzide multi kültürel, kâğıt üstünde bir Alman
şehridir. desem de siz inanmayın. Berlin’i anlatan kimseye inanmayın. Hatta siz yukarda
yazdıklarıma da inanmayın. Gelin, Berlin’i kendiniz yaşayın. Daha önce gördüğünüz şehirleri,
tattığınız zevkleri ve çektiğiniz fotoğrafları gerinizde bırakarak.
Neden mi? Çünkü:
Du bist verrückt, mein kind. Du musst nach berlin!
 Barcelona gibi bir şehir varken kendisine neden seksi denmiş, anlamadığım ve dahi
sokaklarını bok götüren şehir. Gelmeyin beyler.
 Gri şehir. ilk tanımı bu olabilir, bu yüzden az biraz Ankara’yı anımsattı bana. Buraya gitmek
isteyenlere ilk öneri şehrin merkezinde bir otel bulmaları, hatta çok tuzlu gelmezse
Movenpick vardı mesela, ya da ibis budget ikisi de merkezde, bu yüzden bunlardan birinde
kalırsanız şehrin ana noktalarına gitmek çok çok kolay.
Öncelikle, Berlin katedralinin öyle çok acayip bir özelliği yok, dışarıdan daha güzel (bir nevi
kız kulesi hesabı), içine girmeseniz de olur, tepesine çıkmasanız da olur. (boşuna para
vermeye gerek yok).
İkinci olarak Holocaust Memorial, bir mimari harikası. Mutlaka gidilmeli, devamında
soykırımda kaybedilen ailelerin öyküsünün anlatıldığı bir müze kısmı var, çok etkileyici ve
insanı gerçekten derin bir kedere sürüklüyor. Eğer nasıl bu noktaya gelinmiş, adım adım
öğrenmek istiyorsanız bu müze size tam olarak da bunu sağlıyor. Bu arada nerdeyse tüm
ülkelerin, hatta Yunanistan’ın bile bir dönem bünyesindeki Yahudileri toplama kamplarına
yolladığını görünce bir an şok geçirdim ve tekrar her ne kadar tarihimizi çok az bilsek de
yine yeniden ülkemle gurur duydum. Orda yer almayan ender ülkelerden biriydik zira.
Sonrasında, Brandenburg Kapısı var tabii, zafer anıtı. Yine bu da çok merkezde.
Brandenburger Tor durağından sonra hemen karşınıza çıkıyor.
Beni en çok etkileyen iki yerden biriydi Checkpoint Charlie müzesi. Kaçmaya çalışan
insanların, yârdim edenlerin, askerlerin, kazılan tünellerin hikayesi var.
Ve Bergama Müzesi. Gerçekten olağanüstü bir müze. Belki de benim için bu kadar etkileyici
olmasının sebebi, pek çok Anadolu ögesini barındırmasıydı. Hemen hemen herkesin dediği
gibi, gezerken ne çalmışlar dedirtti elbette.
Ve elbette ki East Side Gallery. Zamanınız olursa mutlaka uğrayın, bir iki fotoğraf çekilin vs.
sosyal mesaj içerikli duvar yazılarını geçtim, arada Türkçe yazılan şiirler yazılar vardı ki
insan hakikaten kendini mutlu hissediyor. Ha gider de, "hadi iç de cay koyayım” yazısını
görürseniz selam olsun 
Ve son olarak, Türk mahallesi Kreuzberg. Resmen bir Esat. Duraktan çıktık, gördüğümüz ilk
yazı Kreuzberg Alışveriş Merkezi. Ayrıca da çok güzel etli ekmek yapan bir restoran var,
gittiğinde Türk yemeği yemek isteyen yeşillendirsin.
 Gidildiğinde:
∗ Hayvanat bahçesi yanındaki "akvaryum"un,
∗ Maalesef bizden yürütülmüş Zeus sunağının bulunduğu Bergama Müzesi’nin
(Pergamon Museum)
∗ Reichstag'ın
∗ Brandenburg Kapısının
∗ Gedaechtniskirche'nin
görülmesi gereken şehir.
her seye ragmen, ostbahnhofta halen dijital tabelalarin gorulmemesi, unter den linden
uzerinden, tvturmu gecerek alexanderplatza yurudukten sonra karl-marx-allee ve onu
ostbahnhofa birlestiren strasse der parisien komune (ya daparis komunu anlamina gelen benzer
isimli bir cadde) dogu berlinin kalintilarini ve havasini, ve bir zamanlar iki farkli sehrin nasil iki
farkli karakterlere burunmus olduklarini cok iyi yansitiyor.
gecen haftalarda ordaydim.
benim sanssizligim sanirim hep yagmur ve firtina vardi. ancak berlin hakkinda yapilan
yorumlara aldanmayin, asiri abartilmis yorumlar var. asya yi uzak doguyu amerikayi diger
avrupa ulkelerini goren birisi kesinlikle begenmez. beklentinizi buyuk tutmayin sirf tatilde
berlini gormeye gider misin dersen kesinlikle hayir derim. yolunuz duserse ugrayin yeter bence,
ozel zaman ayirmaya degmez.
gezip gördüğüm avrupa şehirleri arasında en itici, en çekilmez bulduğum şehir.
merkel oturum verse yine gitmem.
BERLIN’DE MÜZELER
atla çekilen, yaylı, karşılıklı iki oturma yeri bulunan, dört tekerlekli, pencereli, üstü körüklü
araba.
1890-1900 yılları arasında çok tutulmuş, iki dörtlük ölçüde, polka müziği ile beraber yapılan bir
dans.
bands reunited programi tarafindan son bir kez bir araya getirilip, on the metro sarkisi ve diger
hitlerini bir grup hayranlarina icra etmis 80ler grubu.
sony plazaya girdiğinizde başınızı gökyüzüne kaldırdığınızda kendini uzay istasyonunda
hissettiğiniz, içinizde dönme isteği oluşturan, her dönüşünüzde farklı bir yapı ile
karşılaştığınız,insanların ortadaki havuz başında inceden kar yağarken laptopları ile nete
bağlandığı, berlinin geneline bakıldığında, farklı bir yerde olduğunuz hissini veren,haricen içinde
pide yapan minik bir mağazanında bulunduğu elektronik,internet cenneti.
sony center cinestarın büyük ve oldukça konforlu salonlarında film izlemenin keyfinin
çıkarılması gereken şehir.
café einstein'dan yürümek istediginde bes dakikada nollendorf platz'dasin.
bu meydandan geceleri gecerken dikkatli olmak gerek, junkie'ler mesken tutmus orayi.
sürekli bekleyen bir polis arabasi meydan sakinlerini yalniz birakmamakta.
metronun üstündeki dükkanlar sık sık degismekte, manzara ise kapali carsi'nin bir karikatürü.
linie 1'e binmeyip güneye yönelirsen winterfeldt platz üzerinden goltzstr.'ye varirsin. bu sokak
adini bir prusya generali olan goltz'dan almis, general türk tarihine de goltz pasa olarak gecmis.
berlin film museum vardir bir de
sinemayla alakasi olan herkes gidip orada saatlerce buyulenebilir
gece kulüplerinin metro haritasına yerleştirildiği şehir. biz büfeleri yapsak ancak böyle bir şey
çıkar ortaya.
hala bundesliga'da takımı olmayan şehir.
bayburt musunuz lan siz ?
edit: şimdi bir arkadaş bilgilendirdi, sağ olsun, bir sürü takımları varmış bundesliga'da.
bayburt mu sanıyorsunuz lan siz bu şehri ?
gezelim - görelim amacıyla gelenlerin zinhar "abi aldık bileti ucuza gidiyoruz. bir bok bilmeden
akışına bırakıcaz" mantığı ile gitmemesi gereken şehir. birçok başka şehrin aksine, bu plansız
programsız her türlü maceraya açık seyahat kafası burada işlemez( özellikle türkler için) sonra
kendinizi şehrin ataşehir misali çirkinlik abidesi (alexander platz) meydanında şanzelize kafe /
türkü evi karması herhangi bir kokteyl evinde distopik bir ortamda çamurdan hallice kokteyl
içip, baharat ve sos bombası döner / humus yerken -alman mutfağı adına- ve lafayette / harrods
ayağına 200 -300 euroya eczane stayla ortopedik ayakkabı vs. alışverişinde (bkz: karlstadt),
bodrum halikarnas, katamaran kıvamında çılgın gece hayatında (bkz: matrix club) bulabilir.
berlin berlin dedikleri bu mu ulan diye hayat boyu unutamayacağınız travmatik bir tatil
geçirebilirsiniz. o yüzden duyduğunuz o çılgın gece hayatının, sanat ortamının vintage alışveriş
öykülerinin gazına gelmeden siz siz olun adam gibi araştırma yapıp gidin berlin'e. işte o zaman
anlarsınız neden bu kadar özel ve popüler olduğunu.
geceyarisi bile olsa sokaklarinda kaliteli muzisyenleri, sokak sanatcilarini bulabileceginiz guzel
sehir.
savaşlarda yerle bir olduğundan, tarihi yapılar bakımından o kadar zengin bir yer değildir. bu
eksikliğini, kültürel atmosferiyle fazlasıyla kapatır. teknolojiden sanata, gece hayatından yeşil
alanlara her şeyin en iyileri berlin'de fazlasıyla mevcuttur.
gezilecek görülecek yerleri hakkında çok fazla yazı var benim farklı olarak ekleyebeileceğim
almanların yaşam tarzılarına yönelik olacak, her sabah müze, park, bahçe gezmek amaçlı sokağa
çıktığımda ilk iş bir markete girip su ve red bull stoklamak oluyordu, o saatlerde amcalar
teyzeler ya da işsizlik maaşı ile geçinenler, depozitli şişelerini geri dönüşüme atıp günlük
yiyecekleri kadar alış verişlerini yapıp tin tin evin yolunu tutuyordu, 1 - 2 saat sonra aynı kişileri
çevredeki kafelerde kahvelerini yudumlarken görüyorsunuz, ertesi sabah ve öğlen yine aynı,
kimse sepetini bizim gibi üç aylık tuvalet kağıdı, 2 kilo domates ve 4lü paket süt ile doldurmuyor.
bir diğer dikkatimi çeken durum yaz ortası, sıcak, etraf yanıyor, ne toplu taşımada ne de mağaza
ya da kafe tarzı yerlerde klimalar ortamı buzhane gibi yapmıyor. toplu taşımada insanlar
yolculuk yaparken ellerinde gerekmedikçe cep telefonu ya da tablet olmuyor, herkes kitap, dergi
ya da gazete okuyor, hem de o kadar ilginç dergiler var ki şaştım kaldım, 4 çeşit linux dergisi
gördüm biz de hiç yok. seyyar satıcı olayınada gireyim bir çok avrupa ülkesinde örnek vermek
gerekirse paris, her yerde anahtarlık, hediyelik eşyacı, romada vatikanda sıra beklerken skip the
linecı görmek mümkün ama berlinde hiç görmedim. bu olaylar uzar gder ama şu bir özet
cümlesidiir, biz ne yapıyorsak tersini yapıyorlar ya da biz... tam tersi.
1-2 gunde muzeler haric gezilebilecek sehirdir. hayatim boyunca yasamak isteyecegim bir sehir
degil ama almanya dahilinde en yasanabilir sehir sanirim.
bu şehirde gece hayatı saat cuma gecesi 12'de başlar.pazartesi sabah 5'e kadar durmadan
sürer.bir mekana girdiğiniz taktirde,içerde yatıp uyuyabileceğiniz koltuklar mevcuttur.o yüzden
yanınıza mutlaka kulak tıkacı alın.
eğer baloya gider gibi giyinip,elinize vodka redbull'a mekanı ayakta kesmek istiyorsanız sizi
reina ya da lucca'ya alalım.berlin gece hayatı underground'un dibidir ve lütfen gelmeden önce
şık elbiselerinizi dolabınızda bırakın daha tarz ve rahat şeyleri üstünüze giyin.burda mekanlara
giriş inanılmaz zordur.hani öyle çekeyim kapıya mersedesi,koluma da mankenleri takayım kafası
yok.kimleri kimleri kapıdan çevirdiler.o yüzden gideceğiniz mekanın kapı politikasını önceden
bir araştırın.genelde tek ya da iki kişi,salaş ve sorun çıkarmayacak tipleri içeri alırlar.tabi
kafanızın ayık olması lazım.çok fazla birşey kullandıysanız içeri giremezsiniz.
mekanlar yanyana değildir aralarında epey mesafe farkı vardır.ama rahat olun haftasonu u-bahn
24 saat çalışır.
homofobikseniz ya da içinizde biraz muhafazakarlık varsa gene evde oturmanızı tavsiye ederim
çünkü neredeyse tüm mekanlarda uyuşturucu ve cinsellik açıkca (evet açıkca tuvaletlerde değil
pistlerde) işlenmektedir.göreceğiniz şeyler sizi epey şaşırtacaktır.çırılçıplak insanlar,ellerinde
kırbaçlarla dolaşanlar görürseniz şaşırmayın.hiçbir mekanın girişinde isim yazmaz o yüzden
google maps'den detaylı olarak araştırın ya da lokallere sorun onlar gösterir.ayrıca sıra
beklemeyi göze alın.herhangi bir yere girmek için minimum 1 maksimum 5 saat bekleyeceksiniz.
berlin'in real madrid'i berghain'dir.dünyanın en tarz en uçuk gece klübüdür.lokaller en uygun
saatin pazar sabahı oldugunu söyler ama cuma gecesi sabrınız ve şansınız varsa,5 saatte sıra size
gelir ve içeriye girmeniz risklidir.sven sizi önce bir süzer ya eliyle içeriyi gösterir ya da diğer
eliyle dışarıyı gösterir.burası eski bir trafo fabrikasıdır.2 katlıdır.iki katında da aynı konsept
olmasına rağmen iki farklı tarzda müzik çalmaktadır.dinlenme odaları gözlem için
inanılmazdır.burda
görceklerinizi
bir
ömür
boyu
unutamazsınız.içerisi
gayet
ucuzdur.tuvaletlerinde istediğiniz herşeyi bulabilirsiniz.1.katında pistin arkasında karanlık
odalar vardır.içerisi kasap gibi kokar ve neler oldugunu duymak bile istemezsiniz.
1997 yılından beri kutlanan bira festivaliyle de dikkat çeken türk-alman şehri.
http://www.dw.com/en/international-beer-festival-in-berlin/a-18634166
https://www.youtube.com/watch?v=Va8iQySNxww
schönhauser allee'de konaklama fırsatı buldum eğer konaklayacak bir yer arayan varsa gayet
hoş biryer,u-bahn'ı var böylece heryere ulaşımınızı sağlarsınız,ayrıca biraz allee'den ileri
yürürseniz kocaman bir yeşillik alanı görürsünüz orası da mauerpark'tır orada müthiş bir bit
pazarı kurulur,gözlemeden tutunda kocaman eski rozetlere,eski kitaplara cdlere ve vintage
kıyafetlere kadar her şeyi sıkı bir pazarlıkla gayet makul fiyatlarla alabilirsiniz ama yok ben bit
pazarı sevmem diyorsanız kaufhaus des westens yanı meşhur kadewe,alexa ve mall o berlin var
benim bildiğim alışveriş merkezleri,bütçe sınırlıysa alexa'ya veya mall of berlin'den alışveriş
yapmak daha mantıklı ha eğer gerçekten ucuz kıyafetler bakıyorum derseniz primark en ama en
iyi seçenek.
"berlin is not a city but a state of mind" derler.
berlin'i sevmek için ona alışmak gerekir. turist olarak buraya gelmektense amsterdam'a, prag'a,
barcelona'ya, roma'ya, londra'ya falan gidim derim.
çok kez belirtilmiş ama tekrarlayalım: berlin almanya değildir. alman da değildir.
bir alman arkadaşım yakın zamanda berlin'de ana dilini konuşamamaktan yakınıyordu. işte
ingilizce, evde ingilizce, dışarda ingilizce ve türkçe*
BERLIN’DE BİSİKLET
Metro vagonlarında bisiklet bölümü bulunan güzel şehir.
Geniş kaldırımlarında 10 kişi yanyana yürüyebilir, en kalabalık yerlerinde kimseye çarpmadan
yürümenin mutluluğunu yaşarsınız. Lakin bazı mahallerinde Almanya’da olduğunuzu
unutturacak kadar çok Türk vardır. Hayatımın ilk kültür şokunu da bu şehir bana yaşatmıştır.
Siz haksızsınız arkadaşlar. Biriniz bile Berlin kaldırımlarındaki bisiklet teröründen
bahsetmemiş.
Arkadaş, biz memlekette alışmışız kaldırımda yayıla yayıla yürümeye. Kaldırım dediğin şey
bizde zor bulunan bir nimet olduğundan, kaldırımı bulduk mu kendi evimiz gibi sahipleniyoruz.
Hatta yeri geliyor sandalye masa atıyoruz, tavla bile oynuyoruz. Alman milleti ise kaldırımı yarı
yarıya bölmüş, bir kısmını bisikletlilere tahsis etmiş. Ama bunca yıllık Anadolu çocuğu buna
nasıl ayak uydursun, konuşurken ederken birdenbire "çın çın çın çın" diye sesler geldi mi
yandın işte. Bisiklet yolundan kaçabilirsen kaçıyorsun, kaçamazsan ya bisikletli sana çarpıyor
ya da kendi yola savruluyor. Her seferinde "bir daha şuna dikkat edeyim" dediysem de kaç defa
farkında olmadan bisiklet yolundan yürüyüp bir sürü kaza bela atlattım. Alışmamış götte don
durmuyor nitekim.
Kısacık seyahatim esnasında entschuldigung (afedersiniz) demekten dilimde tüy bitti. Bisiklet
zili sesini duyar duymaz bombalı araçtan atlayan James Bond gibi kendimi köşelere atar oldum,
Pavlov'un köpeğine döndüm. Neyse ki medeni insanlarmış, o bisikletli gruplar, o ergen çeteler
bir sürü fırça kaydılar ama beni hiç dövmediler. Ama gariplik bunlarda hacım, bizim
mantığımıza göre kaldırım yayaya aittir, yarı yarıya bölüp bisiklet yolu yapmak da ne
demekmiş? Bir de saçma sapan bir sınır koymuşlar, şehir içi trafiğinde 50'yi geçemiyorsun,
trafik yok, önün boş, ama yine de tintini tintini 50'yle gidiyorsun. Böyle şey olmaz aga. Bunların
hep düzeltilmesi lâzım. Vatandaşın metroya binmeden evvel kartını akbilini okutup, ondan
sonra binmesi lazım. Sokakta gezer gibi metroya elini kolunu sallaya sallaya biniyorsun, Hacı
Baba tekkesi mi orası? Belediyecilik nedir hiç öğrenememiş bunlar. İnşallah ileride Türk bir
belediye başkanı olur da şunlara bir ayar çeker, Türkiye’den gezmeye gidince çok sıkıntı oluyor
çünkü. 
Berlin benim için bir bisiklettir. Şehirdeki binlerce bisikletten biri, mavi pembe renklerde,
merkezi sayılabilecek bir semtteki bir köprüye bağlanmış. Belli ki çok uzun zamandır orada
duruyor. Üstünü koca koca örümcek ağları kaplamış, bazı yerleri paslanmış, lastikleri inmiş. Kim
bilir ne zaman bırakmış sahibi onu köprüye, kim bilir neden geri dönüp almamış... Ama kimse bu
bisikleti ellememiş, ön takımına sıkıştırılmış içi dolu küçük beyaz kese kâğıdına bile
dokunulmamış. Daha yıllarca orada kalabilir bu bisiklet ve kimse de onun huzurunu kaçırmaz.
Berlin böyle bir şehir işte.
BERLİN İN BİN (HOP ON – HOP OFF) ŞEHİR TURU
Berlin şehir turu için City Circle otobüslerini tercih edeceğiz. Otobüsler iki katlıdır. Bu
otobüslerin Berlin’de görülmesi gereken 18 önemli noktada durağı vardır. Sabah 10:00’dan
itibaren 10 veya 20 dakikada bir otobüsleri vardır. İstediğiniz durakta inebilir, istediğiniz
duraktan tekrar binebilirsiniz. İndi-bindi sayısında sınır yoktur. Biletiniz o gün boyunca
geçerlidir ve otobüse binerken biletinizi gösterirsiniz.
Otobüse ilk binişinizde size verilecek kulaklıklarla o an geçmekte olduğunuz yerler hakkında
istediğiniz dilde bilgi alabilirsiniz. Turun başlangıç noktası ve son varış durağı otelimizin
yakınıdır. Son turun hareket saati 17:00’dir. Tam tur 2 saat 15 dakika sürer.
1
1a
1b
2
3
4
5
Kurfürstendamm 216/Fasanenstraße
6
7
8
9
10
11
12
13
Checkpoint Charlie
14
15
16
17
18
Hauptbahnhof (Central Station)
Kurfürstendamm 220/225/Meinekestraße
Kurfürstendamm/Rankestraße
KaDeWe
Lützowplatz/Hotel Berlin, Berlin
Kulturforum/Philharmonie (Philharmony)
Potsdamer Platz/Potsdamer Str. 1
Gendarmenmarkt
Alexanderplatz/Park Inn Hotel
Neptunbrunnen/Fernsehturm (TV Tower)
DomAquarée
Lustgarten/Berliner Dom/Museumsinsel (Museum Island)
Unter den Linden/Friedrichstraße
Brandenburger Tor (Brandenburg Gate)/Reichstag
Siegessäule (Victory Column)
Straße des 17. Juni/Flohmarkt (Flea Market)
Schloss Charlottenburg (Charlottenburg Palace)
Antiquitätenmeile
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:00 hrs
10:10 hrs
10:15 hrs
1.











Kurfürstendamm 216/Fasanenstraße
Berlin'in canlı bulvarı, zarif yan sokakları: alışveriş, eğlence, yaşam ve iş merkezi.
A’dan Z’ye alışveriş | Alışveriş Apple - ZARA
Kempinski Hotel Bristol
Café & Restaurant Reinhard Kurfürstendamm
Kathe Kollwitz Müzesi
Café im Literaturhaus
Ku'damm Karree: Kurfürstendamm, tiyatro ve Komedi
Berlin Öyküsü : Berlin’in multimedya yolculuğu ile anlatımı
Ur-Berliner Kneipe: Kaplumbağa
The Pearl (İnci) - High Class Gece hayatı
City Circle ofisi
1a. Kurfürstendamm 220/225/Meinekestraße
 Zoologischer Garten
 Alışveriş ve eğlence , DB Bahn biletleri, S-Bahn, U-Bahn, otobüs ve tramvay
 Helmut Newton Vakfı Fotoğraf Müzesi
 C / O Berlin - Amerika Haus Fotoğraf Sergi Evi
 Neues Kranzler Eck - modern cam cephe yapısı, Mağazalar ve restoranlar ile yapı
kompleksi
 Hard Rock Cafe Berlin
 Q-Club Berlin – Berlin’in en eski diskoteği
1b. Kurfürstendamm/Rankestraße
 Zoo & Aquarium - Dünyanın en zengin hayvanat bahçesi
Hayvanat Bahçesi 09: 00-19: 00, Akvaryum 09: 00-18: 00
 Hotel Waldorf Astoria Berlin - Berlin'in kalbinde zarafet
 Bikini Berlin - Berlin yeni alışveriş merkezi
 Kaiser Wilhelm Memorial Kilisesi
 Europe Center (Avrupa Merkezi)- Berlin Turizm Danışma Avrupa Merkezi'nde
2. KaDeWe
 KaDeWe - Avrupa kıtasındaki en büyük mağaza
 Wittenbergplatz Metro istasyonu - Berlin'deki en eski metro istasyonu
3.







4.







Lützowplatz/Hotel Berlin, Berlin
Lutzowplatz - Meydan
Hotel Berlin, Berlin - Almanya'nın en büyük otellerinden biri
Harry's New York Bar – Berlin merkezinin tartışmasız kralı
Urania – Bilimsel cemiyet
Schwules Gay Museum Berlin
Bauhaus Archiv – Tasarım müzesi
Elçilikler Bölgesi: İskandinavya elçilikleri, Meksika, Monako, Malta
Kulturforum/Philharmonie (Philharmony)
Alman Direniş Anıtı
Filarmoni – Müzik Salonu
Müzik Aletleri Müzesi
Resim galerisi
Yeni Ulusal Galeri (Mies van der Rohe tarafından inşa edildi, tadilatta)
Kunstgewerbemuseum (Dekoratif Sanatlar Müzesi)
Devlet kütüphanesi
5.

















Potsdamer Platz/Potsdamer Str. 1
Potsdamer Platz, - Berlin’de yeni bir merkez. 130 Mağaza, bar ve restoranlar
Sony Center - Yedi cam ve çelik bina ve (Eğlence, Yeme-içme ve Etkinlikler)
Film ve Sinema Müzesi
Hotel Ritz Carlton - Unutulmaz 5 yıldızlı Superior Hotel
Sony Center Restoran Lindenbrau
CineStar Sony Center
Sahne Tiyatrosu | Blue Man Group Şov
Kollhoff Tower manzara noktası
Yıldızlar Bulvarı
Gece Hayatı: Adagio & E4 Club Berlin
Spielbank Berlin – 4 katlı casino
LEGOLAND® Discovery Centre Berlin
Dalí - Potsdamer Platz sergisi
Berlin Casus Müzesi - 3.000 m². Multimedya. 350'den fazla sergi
Prusya Eyalet Parlamentosu
Bundesrat
Martin Gropius-Bau - Fuar Merkezi
6.








Checkpoint Charlie
Checkpoint Charlie Müzesi
Friedrichstrasse - Berlin genç alışveriş caddesi
Kochstrasse - Berlin gazete bölgesi
Topography of Terror Documentation Center
BlackBox Soğuk Savaş - Sergi
Trabi Müzesi
asisi Panometer Berlin - bölünmüş Berlin panoraması
Deutsches Currywurst Museum – Sosis Müzesi
Currywurst, Almanya'da özellikle de Berlin'de yaygın olarak tüketilen, kızarmış domuz
sosisinin üzerine ketçap (veya domates salçası) ve toz halinde köri serpilerek servis edilen
yanında da ekmek veya patates kızartması ile genellikle bira tüketilen bir fast food yemek
türüdür.
 İletişim Müzesi
7.











Gendarmenmarkt
Gendarmenmarkt - Berlin en güzel yerlerden biri
Alman Katedrali parlamento tarihsel sergisi ile
Fransız Katedrali | Fransız Friedrichstadtkirche
Konzerthaus Berlin eski Kraliyet Tiyatrosu'nda
Schillerdenkmal
Ritter Sport Bunte Schokowelt
Galeries Lafayette - zevk yaşam Fransız yolu
Hotel Hilton Berlin - modern bir atmosfer ve kolay erişim
Berlin dönüm
Borchardt restoran - Berlin'in lüks restoranlar arasında klasik
Restoran Lutter & Wegner - Gelenek 1811 yılından bu yana am Gendarmenmarkt
8.
















9.








Alexanderplatz/Park Inn Hotel
Alexanderplatz – Eski Doğu Berlin’in merkez meydanı ve ana ulaşım kavşağı
Park Inn Hotel - 37 katlı, 1000'den fazla odası ile büyük Berlin şehir oteli
Baz Uçan Park Inn Hotel (Ekim Nisan),
Berlin TV Kulesi - 368 m, asansörle 40 saniyede gözlem güvertesine ulaşılır
Ekim 9 Mart: 00-24: 00 / Kasım 10 Şubat: 00-24: 00
Eşsiz manzara ve unutulmaz görünümü
İnsanlar Müzesi - 200 benzersiz Plastinatların ile tartışmalı sergi
Alışveriş : Department Store Galeria Kaufhof, Satürn ve Alışveriş Merkezi Alexa
Kırmızı Belediye Sarayı - belediye başkanı koltuk
CineStar Cubix
Dünya saati - hem sonra ve şimdi yerli ve turistler için toplantı yeri
Nikolaiviertel ile Nikolai Kilisesi - eski Berlin bir parça
Eski Berlin Restoranları: Mutter Hoppe & To Gerichtslaube
Heinrich Zille Müzesi
Minyatür Worlds LOXX - Büyük dünya minyatür
Berliner DDR Motorrad Müzesi
Öğretmenevi - GDR savaş sonrası modernizm İnşaatı
Kino Uluslararası - GDR savaş sonrası modernizm İnşaatı
Neptunbrunnen/Fernsehturm (TV Tower)
Berlin TV Kulesi
İnsanlar Müzesi - 200 benzersiz Plastinatların ile tartışmalı sergi
Kırmızı Belediye Sarayı - belediye başkanı koltuk
St. Marienkirche - Kilise
Neptün Çeşmesi
Nikolaiviertel - Eski Berlin’den bir parça
Eski Berlin Restoranları: Mutter Hoppe & To Gerichtslaube
Marx-Engels-Forum – Doğu Almanya’dan kalanlar
10. DomAquarée
 DomAquarée - Berlin'in merkezinde en modern şehir bölge
 AquaDom & Sea Life Berlin
 Radisson Blu Hotel - Experience "deniz"
 DDR Museum - İnteraktif Deneyim Müzesi
 Pazartesi-Pazar 10: 00-20: 00, Cumartesi 10: 00-22: 00
 Pier Nikolaiviertel yıldız ve daire navigasyon GmbH
Yaklaşık 1 saatlik yolculuk City daire KombiTicket katılın "Tarihi şehir turları - Gösterimler Berlin
merkezi" Stern ve Kreisschiffahrt GmbH şirketi ait.
11. Lustgarten/Berliner Dom/Museumsinsel (Museum Island)
 Lustgarten - Müze Adası'nda yeşil alan
 Berlin Katedrali - Almanya Protestan Kilisesi Berlin en büyük kilise ve merkezi konumu
 Humboldt-Box - Berliner Schloss Bilgi Merkezi
 Berlin Sarayı'nın İmar
 Müzeler Adası
 Pergamon Museum, Altes Müzesi, Neues Museum,
 Alte Nationalgalerie, Bode Müzesi, James Simon Galerisi,
 Arkeoloji Merkezi, Museumshöfe
 Eski GDR Staatsratsgebäude
 dışişleri bakanlığı
 tophane | Deutsches Historisches Museum
12. Unter den Linden/Friedrichstraße
 Unter den Linden - bulvarı ve görkemli
 eski Prusya metropol kalbi
 Friedrichstrasse - Berlin genç alışveriş caddesi
 Njoy Berlin - Tur kesme noktasında doğrudan Café & olay yeri
 Bebelplatz - Berlin'in en güzel yerlerinden biri
 Eski kütüphane - kendi şekil ve Göğüs adını
 Hedwig Katedrali
 Devlet Operası - Berlin'in en önemli opera binası
 Binicilik Frederick Büyük
 Devlet kütüphanesi
 Humboldt Üniversitesi
 Neue Wache Memorial - savaş ve zulüm kurbanları için
 tophane | Deutsches Historisches Museum
 Kronprinzenpalais
 Prinzessinnenpalais
 Madame Tussauds
 Günlük 10: 00-19: 00 (son giriş: 18.00)
 Ağustos günlük 10: 00-20: 00 (son giriş: 19:00)
 Kunsthalle Alman banka tarafından - çağdaş sanat için yeni bir platform
 Bahnhof Friedrichstrasse
 Alışveriş ve şölen , DB Bahn biletleri , S-Bahn ve U-Bahn, otobüs ve tramvay
13. Brandenburger Tor (Brandenburg Gate)/Reichstag
 Brandenburg Kapısı - Pariser Platz üzerinde Berlin'in amblemi
 Berlin sembolik anıt
 Berlin Tourist Information Brandenburg Kapısı'nda
 Alman Federal Meclisi | Parlamento Binası
 Reichstag Kubbesi 8 günlük ziyarete açık: 00-24: 00 Roof Restaurant Käfer Alman
Federal
 Parlamento çeyrek
 Federal Chancellery ile Hükümet çeyrek
 Hotel Adlon Kempinski
 Holocaust Memorial - Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı
 Sovyet Savaş Anıtı Straße des 17. Juni üzerinde
14. Hauptbahnhof (Central Station)
 Hauptbahnhof - mimari vurgulamak ve en büyük ve
Avrupa'nın en modern geçiş istasyonu Alışveriş ve şölen , DB Bahn için bilet , S-Bahn ve UBahn, otobüs ve tramvay
 Berlin Turist Danışma - Hauptbahnhof
 Federal Başbakanlık
 Oteller: InterCity , A & O , Motel One , Meininger , Steigenberger
 Hamburger Bahnhof - Müze für Gegenwart
 Doğa Tarihi Müzesi - Almanya'nın en büyük doğal tarih müzesi
 Spreeufer
 Metaxa Körfezi - Hayat bir Plajı (yaz sezonu)
15. Siegessäule (Victory Column)
 Zafer Sütunu - Berlin'de en çok tanınan yerlerinden biri
 Bellevue Şatosu - Federal Cumhurbaşkanının koltuğu
 Strasse des 17. Juni - Unter den Linden bir uzantısı olarak Brandenburg Kapısı başlar
 Tiergarten – Berlin’de yeşilin kalbi
 İngiliz Bahçesi'nde Çayevi - Barış, gevşeme ve lezzetler bakımlı vaha
16. Straße des 17. Juni/Flohmarkt (Flea Market)
 Bit Pazarı - Orijinal Berlin bit pazarı Cumartesi / Pazar 10: 00-17: 00
 Strasse des 17. Juni - Unter den Linden bir uzantısı olarak Brandenburg Kapısı başlar
 KPM Kraliyet Porselen Fabrikası, Berlin
 Charlottenburg Kapısı - anıt
 Berlin Teknik Üniversitesi
 Gaslights Freilichtmuseum - Alman 25 den gaslights
 ve 11 Avrupa kentlerinde
 Cafe am Neuen See - Tiergarten Restaurant & Biergarten
17. Schloss Charlottenburg (Charlottenburg Palace)
 Schloss Charlottenburg - bir topluluk içinde Prusya ihtişam
 Café-Restaurant Kleine Orangerie Charlottenburg Sarayı
 Berlin Sarayı Konser Charlottenburg Sarayı Büyük limonluk
 Charlottenburg Sarayı Belvedere - bir görüntüleme köşk ve Teahouse olarak görev
 Kale bahçesinde Türbe - sonsuza kadar Kraliçe Luise tapınak
 Brohan Museum - Art Nouveau, Art Deco ve Berlin Secession için Özel Müze
 Museum Berggruen - Koleksiyonlar Klasik Modern
18. Antiquitätenmeile
 Antik Alışveriş - 35 antika mağazaları taramak için davet
 Lietzensee ve Lietzenseepark - en güzel yeşil vahalar biri Berlin
Download