Avrupagöz Engellileri Yalnız Bırakmadı! Sayfa 38 6 Aylık Bebeğin Dünyası Aydınlandı! Sayfa 40 Bahar Alerjilerine Dikkat! Sayfa. 20 Makula Dejenarasyonu Nedir? Sayfa 14 Benim Bebeğim Görüyor mu? Sayfa 12 Göz Kuruluğu Sayfa 26 KERATOKONUS Keratokunus Nedir? Belirtileri ve Tedavileri Nelerdir? Sayfa. 16'da MUTLULUĞUNUZ GÖZLERİNİZDEN OKUNSUN Prof. Dr. Ömer Kamil DOĞAN [email protected] Avrupagöz Medikal Direktörü Göz, doğumdan itibaren insan hayatını tüm renkleriyle tanıştıran, bilmek istediklerini öğreten, tüm olayları, kişileri, yaşamın barındırdığı tüm sihri anlamlandırmasını sağlayan tek organdır. Onlarla pek çok bilgi ediniyor; doğadaki güzelliklerin farkına varabiliyoruz. Gözlerimiz, vücudumuzdaki belki de en gelişmiş ve en değerli organımız… İnsanın anlatmak istediklerine ruhuna ve kişiliğine dair her şey gözlerinden okunabilir. Öyle ki bir bebeğin annesiyle ilk etkileşiminde sözler yoktur, yalnızca bakışlar vardır ve o bakışlarda tanık olduğumuz kısacık sahne bile bizi mutlu etmeye yeter. Kısacası göz; beş duyu organımız içerisinde en iyi tanıdığıdır yaşadıklarımızın… Sizler için hazırladığımız AVRUPAGÖZ mecmuamızın 6. sayısı ile yine sizlerle beraber olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Sıcak yaz günlerinin kapıya dayanmasıyla beraber güneşin tadını doyasıya çıkarmaya hazırlandığımız şu günlerde dopdolu bir dergi hazırladık sizler için. Avrupagöz’ün sayfalarında bebeğinizin doğumdan sonra ne kadar görebildiğinden sıkça karşılaşılan keratokonusa, yaşla beraber ortaya çıkan sarı nokta hastalığından göz kuruluğuna, baharın gelmesiyle baş gösteren göz alerjilerinden güneş gözlüğü seçmenin püf noktalarına dair bulabileceğiniz pek çok bilgilendirici konulara değindik dergimizde… AVRUPAGÖZ grubu olarak; siz değerli halkımız için sağlık alanında ulusal ve uluslararası yenilikleri, gelişmeleri yakından takip etmeye özen gösteriyoruz. Çok yakında Diyarbakır ve Trabzon’daki göz hastanelerimizle büyümeye ve göz sağlığı hizmeti vermeye devam edeceğiz. Sizlere sağlık ve huzur dolu günler dilerim… 2 3 İçindekiler Künye İMTİYAZ SAHİBİ AVRUPAGÖZ GRUP ADINA CEO Ousama Najjar GENEL YAYIN MÜDÜRÜ Tayyar Işıksaçan SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Benim Bebeğim Görüyor mu? Syf.12 Makula Dejenerasyonu (Sarı Nokta) Syf.14 Av. Hümeyra Çetin YAYIN DANIŞMANI Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan YAYIN KURULU Dr. Hakan Kazancı - Figen Yılmaz - Tahsin Kolsal Serkan Oral - Harun Erdağı - Ali Salih Varınca Yüksel Tuna - Özgür Çiçek - Nihat Gençgönül Altan İşal - Mustafa Gökhan Bulut Yunus Bülent Yazıcı - Hacı Yusuf İnal Keratokonus Nedir? Syf. 16 Bahar Alerjileri Syf. 20 EDİTÖR Sinem Alpkıray GÖRSEL YÖNETMEN Meryem Aravi REKLAM VE SATIN ALMA Emel Erbaş YÖNETİM YERİ Göz Kuruluğu Syf. 26 Yaz Güneşi Kabusa Dönüşmesin Syf. 34 Yeşilova Mah. 1012 Sok. No:5 İstanbul / Küçükçekmece Tel: 0 (212) 603 69 20 Faks: 0 (212) 603 69 24 [email protected] www.avrupagoz.com.tr BASKI Elyaf Matbaa Baskı Hizm. San. Tic. Ltd. Şti Yedikule Çırpıcı yolu Topkapı Ticaret Merkezi 2 No.81 Cevizlibağ / Topkapı / İSTANBUL 0212 699 99 70 Avrupagöz Engellileri Yalnız Bırakmadı! Syf. 38 Medikal Direktörümüz Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan'ın objektifinden Şavşat Syf. 50 5 HAKKIMIZDA 2005 yılından bu yana, Türkiye’de özel zincir hastanecilikte önde gelen AVRUPAGÖZ Grubu olarak; belirlediğimiz yatırım stratejisi doğrultusunda ulusal büyümeyi sürdürerek, genişleme izlemi ve ileri atılımlarıyla topluma eşit hizmet sunmayı amaçlıyoruz. Dünya üzerinde marka olma yolunda hedef belirleyen Avrupagöz; İstanbul’da Aksaray, Küçükçekmece, Beşyüzevler, Esenyurt, Sultanbeyli, Bağcılar olmak üzere altı noktada faaliyet göstermektedir. Ankara, Elazığ, Kütahya, Çorlu, Tekirdağ, Malatya ve Isparta’da oluşan zincirimizle yüksek kalite standartlarında uzman doktor kadrosuyla sağlık hizmeti vermekten onur duyarız. Amacımız özgün olarak büyümeyi sürdürerek göz sağlık hizmetlerini, uluslararası platformlara taşıyarak sağlık turizmine katkıda bulunmaktır. AVRUPAGÖZ Grubu kendi uzmanlık alanında, herkese özel modern sağlık hizmeti ihtiyaçlarını en iyi şekilde gidermek yönünde yenilikleri takip etmektedir. En iyi hizmet kalitesine ulaşmak ve başarıyı sürekli kılmak adına teknolojik çağdaş ve güncel tutulan bir alt yapı ile çalışmalarını sürdürmektedir. Avrupagöz, bugün yalnızca tanı ve tedavi hizmeti veren bir kurum olarak değil, göz sağlığının her alanında halkımıza kaliteli ve ekonomik koşullarda hizmet sunmaya ve üretmeye devam edecektir. AVRUPAGÖZ 6 MİSYONUMUZ Uzmanlaştığımız göz sağlık hizmetlerinde tıbbi etik ilkelerden ödün vermeden, hasta haklarına değer vererek, gelişmiş sağlık teknolojisi ile hastaların ve çalışanların memnuniyetine odaklı araştırmalarla kendini sürekli yenileyen, yüksek kalitede güncel sağlık hizmetini, uygun ekonomik koşullarda sunuyoruz. VİZYONUMUZ Göz sağlık alanındaki ulusal ve uluslararası yenilikler ile topluma ulaşarak, güvenilir ‘’Referans Göz Grubu’’ olma özelliğini öngörüyoruz. KALİTE POLİTİKAMIZ Misyon, vizyon ve üstün niteliklerimiz yönünde ulusal standartlarda hizmet veren, hasta ve çalışan memnuniyetini en üst düzeyde sağlayan, aktüel sağlık hizmetini yakından takip ederek, güvenilir sağlık hizmetini tanıştırıyoruz. İLKELERİMİZ • Faaliyet kolunda bilimselliği ile en güncel yeni teknolojileri kullanmak. • Tıbbi ahlâk kurallarından ödün vermemek. • Hasta memnuniyetini arttırmak. • Etik kurallara bağlı kalmak ve sağlık hizmetinde fark yaratmak. • Gelişimde sınır tanımamak. • Hasta ve hasta yakınlarının haklarına saygı göstermek. 7 Merkezlerimiz Bizden Haberler AVRUPAGÖZ'de İki yıl Medikal Direktörümüz Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan Avrupagöz’de ikinci yılını kutladı. Uzun yıllardır oftalmoloji alanında görev yapan ve göz hastalıkları dalında sayısız vaka deneyimine sahip Medikal Direktörümüz, yıl dönümü dolayısıyla Avrupagöz Tekirdağ çalışanları tarafından hazırlanan sürpriz kutlama karşısında mutluluğunu gizleyemedi. 2013 yılı itibariyle, AVRUPAGÖZ Grubunda Medikal Direktör ünvanıyla göreve başlayan Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan’a özel bir kutlama sürprizi yapan Avrupagöz Tekirdağ Hastanesi çalışanları, dolu dolu geçen koskoca iki yılın emeğini hastane müdürü Yunus Bülent Yazıcı, hastane doktorları ve sağlık personelleri ile birlikte kutladı. Duygu yüklü anlara sahne olan görüntülerde Doğan, "Beni onurlandıran iki yıldan bu yana beraber olduğumuz ve bu süreç içerisinde birlikte çalışmaktan, şu an burada bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum" ifadesinde bulanarak pastasını kesti. Aksaray Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız Prof. Dr. Kadircan Keskinbora Avrupagöz Aksaray Tıp Eğitimi: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi geçen Aksaray Şubesi, göz sağlığı alanında “Hizmetin en kutsalı Avrupagöz Grubu’nun ilk yatırımı olarak 1998 yılında faaliyete insana verilenidir” anlayışı ile ilerlemektedir. 2400 m² alana kurulan merkezimiz, modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman Uzmanlığını Aldığı Klinik: İstanbul Hastanesi medikal kadrosu ile aylık ortalama 10000 hastaya muayene, 1000 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir. Op. Dr. Mustafa Kizir Op. Dr. Sibel Pınar Tıp Eğitimi: Trakya Üniversitesi Edirne Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: 19 Mayıs Üniversitesi Op. Dr. Berkant Bozdağ Op. Dr. Mustafa Sait Polat Tıp Eğitimi: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aksaray Mah. Turgut Özal Millet Cad. No:5 Aksaray - Fatih / İstanbul [email protected] 8 9 Merkezlerimiz Küçükçekmece Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız Prof. Dr. Kadircan Keskinbora Avrupagöz Küçükçekmece 2011 yılının Temmuz ayında faaliyete geçen Avrupagöz Tıp Eğitimi: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Küçükçekmece Şubesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı Uzmanlığını Aldığı Klinik: İstanbul Hastanesi medikal kadrosu ile aylık 5000 hastaya muayene, 800 hastaya da insana verilenidir” anlayışıyla ilerlemektedir. 1950 m² alana kurulan merkezimiz; modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman ameliyat kapasitesine sahiptir. Op. Dr. Hasan Oğuzhan Op. Dr. Hatice Karakaya Tıp Eğitimi: İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi: Uludağ Üniversitesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Uludağ Üniversitesi Göz Kliniği Op. Dr. Okan Oral Op. Dr. İsmail Hakkı Dede Tıp Eğitimi: Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yeşilova Mah. 1012 Sok. No:3 Küçükçekmece / İstanbul [email protected] 11 Bakın bebeğiniz renkleri nasıl seçiyor! Hastalıklar Yeni doğan bebeğinizin renkleri seçebilme duyusu zamanla gelişir. Hayata gözlerini açtığı ilk günden bu yana bebeğiniz yetişkinlerde olduğu gibi pek çok ayrıntıyı göremez. Doğum esnasında bebeğinizin görüşünde bulanık olmasının yanı sıra, daha çok siyah, beyaz ve gri tonlarını görür. Doğumdan bir hafta sonra bebekler turuncu, sarı, kırmızı ve yeşili görebilirler. Fakat mavi ve mor rengi görmek biraz vakit alabiliyor. Çünkü, mavi renkteki ışık daha kısa dalga boyludur ve insan retinasında bu renge karşı daha az algılama reseptörü vardır. Bebeğiniz doğumdan birkaç ay sonra renklerin isimlerini bilmeden renkleri ayırt etmeye başlar. Bebekler güçlü kontrastlar görür ve bu yüzden annelerine baktıklarında annelerinin saç çizgisini duvara karşı, arkasına ya da saç çizgisini yüzüne zıt şekilde kontrastlı görürler ve yüzü iyice incelemeye anlamaya, benimsemeye çalışırlar. Eğer annenin başına bone veya eşarp gibi sınırları maskeleyici başlıklar takılırsa, bebeğin annenin yüzüne bakma tercihinin ortadan kalktığını gösterir. Benim Bebeğim Görüyor Mu? A nnelerin minik yavruları için endişeye kapıldığı ve sıkça sorduğu sorulardan biri olan, bebeğim doğduğu andan itibaren ne görebiliyor, ne kadar görebiliyor? Bebekler ilk günlerinde kendilerine yakın nesneleri gölgeler ve ışıltılar halinde seçebilirler. İkinci aydan itibaren nesnelerin biçimlerini ve insan yüzünü fark ederler. Parlak bir ışık karşısında gözlerini kırpıştırır, sıkıca yumar veya kapalı tutarlar. Üçüncü aydan sonra, yakınındaki nesne leri belirgin bir ayrıntıyla görmeye başlar. Biçimleri, desenleri ve çizgilerin düzenlenişini ayırt edebilirler. Bebeğiniz birinci yılını doldurduğunda ise, artık cisimleri keşfetmeye başlar. Böylece görme konusunda en büyük adımı atmış olur. Doğduğu anda bebeğinizin gözleri, yetişkinlik dönemindeki büyüklüğünün yaklaşık dörtte üçüne sahiptir. Sklera dediğimiz gözün beyaz kısmı mavimsi bir tonda olurken, renkli kısmı genellikle kolay tanımlanamayan bir mavi renge sahiptir. 12 Henüz yeni doğmuş bir bebeğin gözbebeği küçüktür ve ışığa tepki olarak hemen büzülmeyebilirler. Gözler her zaman ki gibi birlikte hareket eder şekilde görünmez. Dolayısıyla bebeğiniz muhtemelen gözlerini kapalı tutacaktır. Bu durum bebeğin göremediği anlamına elbette ki gelmiyor. Gerçekte, bugün doktorlar bebeklerin bulanıkta da olsa doğumdan hemen sonra görmeye başladığını bilmektedirler. Bebekler doğdukları zaman nasıl ki hemen konuşup yürüyemezlerse, bizim kadar net de göremezler. Görme konusunda onu çevreleyen dünyayı keşfettiğinde, o ana kadar her şeyi yassı, renksiz, hacimsiz ve derinliksiz gören bebek, iki gözü arasındaki uyumun gelişmesiyle çevresini üç boyutlu görmeye başlayacaktır. Bebekler doğumdan sonra ne kadar görebilir? Bebeklerin, doğumdan sonra aslında çok net ve çok uzağı görmeleri gerekmiyor. Çünkü minik yavrunuz için görme, tehlikeden korunmak ve besin bulmak için gereklidir. Böylelikle bebeğiniz tehlikeden korunmak maksadıyla aniden gelen yabancıya veya karartıya karşı gözlerini aralıksız açıp kapatır ardından da ağlamaya başlar. Acıktığında ise, açlığını giderebilmek için hemen hemen yarım metreden annesini görmesi yeterlidir. Dolayısıyla bebeğinizin görmesi 0.5-1 metre civarındadır. Eğer, bebeğinizin görmesini uyarmaya yardım etmek istiyorsanız, odasını parlak ve neşeli renklerle dekore edebilirsiniz. Yanlış Bilinenler! Önceden bebeklerin ilk doğduklarında duyu organlarının az gelişmiş olduğu sanılırdı. Bu yüzden de yeni doğanların ışık, ses, dokunma gibi uyaranlara tek düze cevap verdikleri zannedilirdi. Bebeklerin doğduklarında ilk görmedikleri ve görmeye başladıkları anda renkleri ayırt edemedikleri düşünülürdü. Bebeğinizin Görme Duyusu Gelişimi Doğumda Bebek karanlığın ve aydınlığın farkına varabilir. İlk Haftasında 6 - 60 cm yakındaki cisimlere gözlerini dikerek bakar. 2 Haftalık Bebek 90 cm yakındaki cisimlere sabit bakar. 4 Haftalık Bebek Tek göz etkendir. Büyük ve hareketli cisimleri gözleri ile izleyebilir. 6 Haftalık Bebek Hareketli cisimleri gözüyle belirgin bir şekilde izler. 12 Haftalık Bebek Baş ve göz hareketleri ile oynayan cisimleri seyredebilir. 16 Haftalık Bebek Açık ve parlak renklerden hoşlanır, kendi elini incelemeye başlar. 20 Haftalık Bebek Uyum refleksi gelişmiştir. 24 Haftalık Bebek El ve göz uyumu başlar. 28 Haftalık Bebek Her iki gözünü de bir cisim üzerinde sabitleştirerek bakar. 36 Haftalık Bebek Cisimlerin derinliğini fark etmeye başlar. 40 Haftalık Bebek Küçük cisimlere dikkat etmeye başlar. Başını arkaya eğerek bakar, görme oranı % 9’dur. 52 Haftalık Bebek Basit geometrik şekilleri birbirinden ayırt etmeye başlar. Görme oranı %10’dur. 12-18 Aylık Bebek İlgisini çeken resimlere bakmaya başlar. 2 Yaşında Uyum iyi gelişmiştir. Cisimlere, ışığa göre uyum sağlayabilmektedir. Görme oranı % 50’dir. 3 Yaşında Görme oranı % 70’dir. 4 Yaşında Görme % 100’dür. Görme duyusu tamamlanmıştır. 13 Hastalıklar Belirtiler ve Erken Teşhis Makula Dejenerasyonu (Sarı Nokta) Makula Dejenerasyonu dediğimiz diğer adıyla yaşa bağlı sarı nokta hastalığı, retina tabakasında görme hücrelerinin en yoğun olduğu, aynı zamanda keskin ve renkli görmeden sorumlu olan bölgedeki (Sarı nokta) hücrelerin fonksiyonlarını kaybetmesidir. Makula dejenerasyonu tipik göz bulguları olan ve genetik ileri yaştaki kişilerde görülen bir retina hastalığıdır. Makulada bulunan bazı özel pigmentler nedeniyle retina bu bölgede sarı göründüğü için bu şekilde anılmaktadır. Günümüzde yaşa bağlı sarı nokta hastalığı 50 yaş üzerindeki kişilerde en sık körlük sebepleri arasındadır. Hastaların ilk başvuru şikayeti görme düzeyinde azalma, orta noktayı görememe, düzensiz görme, görmede kırılma şeklindedir. Hastalığın Görülme Sıklığı ve Risk Faktörleri Sarı nokta hastalığı (Yaşa bağlı makula dejenerasyonu), ileri yaşlarda ortaya çıkan bir hastalıktır. 50 yaş üstü hastalarda görülmekte ve sıklığı yaşla birlikte paralel bir şekilde artmaktadır. Örneğin, 50’li yaşlarında yüzde 2 - 5 oranında görülürken, 75 yaş ve üzerinde yüzde 30 oranında görülmektedir. Kadınlarda erkeklere göre biraz daha yüksek görülür. Hastalığın risk faktörleri arasında ileri yaş, genetik faktörler, hareketsizlik, ultraviole ışık, vitamin eksikliği ve sigara yer alırken yaşa bağlı sarı nokta gelişiminde en önemli iki risk faktöründen biri genetik yapı, diğeri ise ileri yaştır. Yaşa bağlı sarı nokta hastalığı iki farklı şekilde gelişebilir: 1. Kuru Tip Makula Dejenerasyonu: Sıkça görülür ve yaşlanmaya bağlı gelişme gösterir. İleri yaşta etkisini gösteren hastalığın bu tipinde makula (Sarı nokta) dokusu incelir ve bunun sonucunda görme merkezinde bulanıklık meydana gelir. 2. Yaş Tip Makula Dejenerasyonu: Gözün arka bölgesinde gelişen damarlanmalar ve bu bölgelerde meydana gelen sızıntı ve kanamalarla belirti verir. Bu durumda ani görme kaybı gelişerek göz sağlığını tehdit eder. Bu tip hastalarda oluşan görme kaybı genellikle geri döndürülememektedir. Ancak iyi bir tedavi ile görme kaybının ilerlemesini durdurmak ve yavaşlatmak mümkündür. Sarı nokta hastalığı farklı kişilerde değişik belirtiler ile ortaya çıkabilmektedir. Bazen bir gözde ileri derecede görme kaybı yaşanırken diğer göz yıllarca sağlam kalabilmektedir. Hastalık yavaş ilerlediğinden erken evrelerde fark edilmeyebilir. Kuru tip makula dejenerasyonu; başlangıç safhalarında genellikle bulanık ve puslu görmeye neden olmaktadır. Görme alanının merkezi, bulanık ya da karanlık olabilmekte ve bu alan hastalık ilerledikçe büyümektedir. Kör noktalar giderek genişleyebilmekte renkleri ve detayları görmek zorlaşabilmektedir. Yaş tip makula dejenerasyonunda; yukarıdaki belirtilerin yanı sıra düz çizgiler de dalgalı görülmektedir. Ayrıca yine bu tip hastalıkta görüş kaybı hızla artmaktadır. Renkler gittikçe daha soluk biçimdedir. Okuma sırasında harfler eğiktir. Işığa hassasiyet ve gece görüşünde azalma belirtileri ile seyreder. Erken teşhis, sarı nokta hastalığının tedavisindeki başarı ve hasarın önlenmesi açısından çok önemlidir. Düzenli olarak yapılan rutin kontroller sayesinde erken tanı imkânı veriyor. Bu nedenle bahsedilen belirtileri olan kişilerin, özellikle 50 - 55 yaşından sonra mutlaka bir göz hekimi tarafından görülüp detaylı muayenenin yapılması gereklidir. Hastalar erken tedavi açısından kendilerince evde günlük olarak görme alan testi olan ‘Amsler Grid Testi’ni (Kareli kğıt testi) yapmalıdır. Bu yöntemde Mevcut çizgilerde kırılma, eğrilme ya da kaybolma geliştiğinde vakit geçirmeksizin acilen göz hekimine görünmelidir. Tedavide İzlenen Yollar Sarı nokta hastalığında hastalığın tipine göre tedavi uygulanmaktadır: Kuru tipte hastalar; koruyucu amaçla vitamin verilerek izlenir. A, C, E vitaminleri, çinko, selenyum gibi ağız yoluyla alınan ilaçlar kullanılır. Vitamin ve antioksidanlarla yapılan koruma amaçlı tedavide hastalığın Tedavide koruyucu olarak göz için gerekli vitamin ve mineralleri içeren antioksidan etkili ilaçlar kullanımı önerilmektedir. ilerlemesinin yavaşladığı görülmüştür. Yaş tipe dönüşme riski olduğundan doktor kontrolünde sık sık takip önerilmektedir. Yaş tipte hastalar; hastanın gözünde damar tıkanıklığı varsa ameliyathane koşullarında gözün vitreus tabaka içerisine bazı ilaçlar verilir. Burada vücudun damar üretici madde salgılamasını engellemektir. Yaş tipte uygulanan bir diğer yöntem ise; ‘fotodinamik tedavi’dir. Bu tedavide, hastaya damar yolu ile verilen özel bir ilaç yardımıyla 83 saniye süreyle göze lazer uygulanır. Lazer ışınları sayesinde içinde bir pıhtı meydana getirilerek damar tahrip edilir. Bu ilaç vücuttan 24 saatte atıldığı için hastalar, ilk 24 - 48 saatte gün ışığı ve parlak halojen lambalar ile direkt temas etmemeli, uzun kollu giysiler giymeli ve koruyucu gözlük takmalıdırlar. Takiplerde hastalığın tekrarlaması durumunda fotodinamik tedavi tekrar edilebilir. Ayrıca, sarı nokta hastalığından korunmak için erken yaşlardan itibaren güneş gözlükleri takılmalı, yeşil yapraklı sebze tüketimine ağırlık verilmeli ve özellikle sigara kullanılmamalıdır. Sarı nokta hastalığı ihmal edildiğinde ve tedaviye geç kalındığında ciddi görme kayıplarıyla sonuçlanabiliyor. Amsler Grid birbirine yakın paralel ve dikey çizgilerden oluşan bir kağıttır. Bir göz kapatılarak şemanın merkezine baktığınızda çizgilerde yamulma, eğrilme, siliklik veya karanlık bölgeler görüyorsanız sarı nokta hastalığından şüphelenilmelidir. Normal Görme 14 Bozuk Görme 15 Keratokonus korneanın yaralanması, bazı göz hastalıkları ve sistemik rahatsızlıklarla birlikte olabilir. Uygun olmayan gözlere "Excimer Laser" ameliyatı yapılmasından sonra gözün saydam tabakasının zayıflaması durumunda da ortaya çıkabilmektedir. Hastalıklar Keratokonus Nedir? Keratokonus Şüphesi 20'li yaşlara kadar çoğunlukla hiç belirti vermeyen ve nedeni bilinmeyen keratokonus hastalığında: Gözün ön bölümünde bulunan korneanın (Saydam tabaka) deforme olarak bombeliğini kaybetmesi ve incelmesi durumudur. Keratokonusta genetik geçiş özelliği var olur ve 2000 kişide bir görülür. Genelde 15 - 20 yaşlarında ortaya çıkan ve yavaş ilerleyen bir hastalıktır. Keratokonus teşhisi konan hastaların kardeşlerine yapılan göz muayenelerinde aynı hastalığa rastlanma olasılığı yüksek olduğundan dikkatli olunması gerekir. Keratokonus Belirtileri Nelerdir? Keratokonus hastalığının en sık yaşanan problemi bulanık görmedir. Keratokonus rahatsızlığı olanlarda kontrast duyarlılıkları bozulur. Renkleri canlı görememe şikâyetleri artar. Işığa karşı hassasiyet, baş ağrısı, gece görmede sorunlar, ilerleyen evrelerde okumada güçlük ve araba kullanırken uzaktaki cisimleri görememe yekınmaları ile doktora başvurulur. Keratokonus hastalarında en sık rastlanılan belirtiler arasında alerji yer almaktadır. Alerjik konjonktivit olan kişiler gözleri sık sık kaşıma ihtiyacı duyar. 16 sebebiyle hastanın görmesi azalır. Keratokonusun ilerlemesine bağlı olarak hastanın görme yeteneği ileri derecede kaybolur. Hastalar için 1 - 2 metre ötesini görme imkânsızlaşır. Hastalığın derecesine ve süresine göre belirtiler değişkenlik gösterir. Hastaların en büyük yakınmalarında sık sık gözlük değişimi olmaktadır. Ancak bir süre sonra bu da yetmeyip gözlüklerde yetersizlik ve görme bozukluğu meydana gelmektedir. Hafif düzeydeki keratokonus hastalığı bazen hiçbir belirti vermeyebilir. Çünkü hastanın görmesi normaldir. Genellikle hasta gözlüklü görmede azalma şikâyetiyle doktora başvurduğunda, yapılan muayene sonucunda korneanın yapısal analizini yapan topografi yardım cihazı ile tanı koyulur. Keratokonus hastalığı takipsiz bırakılmamalıdır. Eğer hastalık takip altında olmazsa korneada aşırı incelme oluşarak ödem ve bulanıklık • Yalnızca göz doktorunun anlayabileceği gözün en önünde yer alan saydam tabaka olan korneanın simetrik ve yuvarlak eğimini kaybederek öne doğru koni şeklinde bombeleşmesi durumlarında keratokonus hastalığından şüphe edilmeli ve gerekli tetkikler yapılmalıdır. Keratokonus’ta Tedavi Yöntemleri • Hızla ilerleyen bulanık görme, Kontakt Lens • Sürekli artan miyop ve düzensiz astigmat sonucu gözlük ile düzeltilemeyen görme bozukluğu, Başlangıç keratokonus olgularında görme genellikle gözlük ile düzeltilebilir. Ancak keratokonus ilerlediğinde gözlükler yeterli olmamakta, özel kontakt lens kullanımına ihtiyaç olmaktadır. • Gözlerde tekrarlayan alerji ve kaşınma, Bu da gözdeki kornea tabakasının zamanla bozulmasına neden olarak keratakonusu tetiklemektedir. Nadir görülen keratokonus rahatsızlığı hastalarda sürekli artan düzensiz 'astigmatizma' ve 'miyopi'ye sebep olur. İki taraflı tutulum olur. • Aile bireylerinde keratokonus hastalığının bulunulması, Hastaların görmesini arttırmak için önerilen yöntemlerden biri kontakt lens kullanmalarıdır. Hemen hemen her hastada lenslerle görme ileri bir düzeyde artar. Fakat lens kullanımının hastalığı yavaşlatma ya da durdurma ile hiçbir ilişkisi yoktur. Hastalar kontakt lensi taktıklarında net, çıkardıklarında ise bulanık görürler. Erken keratokonus başlangıcı olan hastalarda yumuşak torik lens kullanımı önerilir. Ancak çoğu hastalarda kaliteli bir görme için yarı sert kontakt lens kullanımı gereklidir. Yarı sert kontekt lens, korneanın bombeleşmiş olan yüzeyi üzerine baskı yaparak gözün ön kısmının düzelmesini sağlamaya yardımcı olur. 17 Cross-Linking (Çapraz Bağ Lazer) Tedavisi Görme kalitesinde azalma, korneasında giderek öne doğru sivrileşme ve incelme olan hastalar keratakonusu durdurmak için "CrossLinking" yöntemi için adaydır. Cross-Linking yöntemi korneanın direncini arttırarak, korneadaki incelmeyi ve hastalığın ilerlemesini durdurur. Keratakonusta kornea tabakası normalden daha zayıftır. Bu nedenle kornea ilerleyen zamanla beraber incelir ve bombeleşmiş bir hal alır. İlerleyici olan bu hastalık, bazı hastalarda ilerleme safhasında durabilir. Cross-Linking tedavisi, ilerleme görülen hastalarda kornea liflerini sağlamlaştırarak bu ilerlemeyi durdurarak zaman içerisinde mevcut gözlük numaralarında hafif bir düzelme elde edilir. Cross-Linking tedavisi tek göz için yaklaşık 25 dakika, iki göz için 30 - 35 dakika sürmektedir. Cerrahi sırasında göz damla ile uyuşturulur, genellikle ameliyat sırasında hastalar ağrı duymaz. Ameliyattan sonra yaklaşık üç gün ağrılı bir dönem vardır. Genellikle iyileşme beş günde tamamlanır. Tedavinin etkinliği 24 - 60 ay sürer. Korneal Halka (Ring) Tedavisi Keratoplasti (Kornea Nakli) Kornea içi halkalar kontakt lenslerde olduğu gibi hastada görme artışı sağlamak amacıyla uygulanır. Cerrahi bir yöntem olan kornea içi halkalar hastanın kontakt lens takamadığı durumlarda tercih edilir. Keratokonus hastalığında en önemli tedavi seçeneklerinden biri de kornea naklidir. Kornea nakli, gözlük ve kontakt lenslerle yeterli görmesi olmayan, Cross-Linking ve kornea halka tedavilerinin sonuç vermediği veya bu tedavilerden fayda görmeyecek kadar ileri seviyede keratokonus hastalığı olanlara yapılmaktadır. Sadece kornea tabakasını uyuşturan damlalarla yapılan bu işlemde, kornea içine yerleştirilen yarım daireler şeklinde halkalar kornea tabakasının merkezi kısmını gerginleştirerek düz bir hale getirir. Böylece keratokonusta oluşmuş bombeliği azaltır. Kornea içi halka uygulanan hastalarda ortalama yüzde 20 ile yüzde 30 oranında bir görme artışı sağlanabilmektedir. Ancak korneal halkalar hastalığın ilerlemesini durdurmaz. Kornea nakli yapılması gereken durumları sıralamak gerekirse: • Korneanın Cross-Linking yapılamayacak kadar ince olması, • Kornea merkezinde çatlaklar ve skarlar oluşması, • Kontakt lens kullanımına engel olabilecek şekilde korneanın sivrileşmesi durumlarında kornea nakli uygulanır. Sıkça Sorulan Sorular 1. Keratokonus her iki gözde birden oluşur mu? • Keratokonus olgularının % 95’ i her iki gözde de görülür. Hastalık bir gözde diğer gözden önce daha hızlı ilerler. • Keratokonus hastalığında birçok tedavi seçeneği olmakta ve gözü kör eden bir hastalık değildir. Fakat, keratokonus tedavi edilmez ise kornea nakli gerektiren ciddi görme sorunlarına sebep olabilir. 2. Keratokonus hastalığının bir yaşı var mıdır? 8. Korneal Cross-Linking tedavisi keratokonus hastalığını durdurabilir mi? • Genellikle ergenlik döneminde başlayan hastalık 20 - 40 yaş arasında ilerleme gösterip 40 - 45 yaştan sonra stabil bir evreye geçer. Genellikle 6 - 8 yaşlarında başlayan hastalık oldukça yavaş ilerler. • Korneaya uygulanan Cross-Linking tedavisi keratokonusun ilerlemesini durdurmada oldukça başarılı bir yöntemdir. Bu tedavi bir kez yapılır ve hastalığın ilerlemesini durdurmak amaçlı uygulanır. 3. Keratokonus kadınlarda mı, erkeklerde mi daha fazla görülür? 9. Kornea içine uygulanan halka ameliyatları keratokonusun ilerlemesini durdurur mu? • Kadın-erkek hastalarının dağılımında çok büyük bir fark yoktur. Yaklaşık her 2 bin kişiden birinde görülür. 4. Keratokonustan korunmak için ne yapmalıyım? • Gözünüzü ovalamayın, kaşımayın ve mutlaka her yıl genel göz muayenenizi yaptırmaya özen gösterin. 6. Keratokonusun tedavi yöntemleri nelerdir? • Kontakt lens, Cross-Linking, göz içi halkalar ve çok ilerlemiş durumlarda kornea nakli. • Kornea içine uygulanan halka ameliyatları öne doğru uzayan ve bombeliği artan korneanın şeklini düzelterek buna bağlı oluşan görme bozukluğunu düzeltmeyi ve astigmatı düşürmeyi amaçlar. Keratokonusun ilerlemesini durdurmak için uygun hastalarda Cross-Linking tedavisi ile başarı sağlanabilmektedir. 10. Korneal Cross-Linking tedavisi başka ameliyatlara engel midir? • Engel değildir. Bu tedavi sonrasında eğer gerekirse kornea içi halka ya da kornea nakli uygulanabilir. Keratokonus Hastalarının Şikâyetleri Nelerdir? Sıklıkla doktora başvurulan birinci temel nedende görme bulanıklığı yatıyor. Bununla beraber çift görme, ışık saçılmaları, okumada güçlük, baş ağrıları, gece araç kullanmada zorluk en sık görülen şikâyetler arasında yer almaktadır. Bu belirtiler keratokonus hastalığı riskinin yüksek oranda olduğunun habercisidir. Bu gibi durumlarda uzman bir hekime muayene olmakta yarar vardır. Çünkü keratokonus hastalığının erken tanı ve tedavisi, ileride ortaya çıkabilecek ciddi görme sorunlarının önlenmesi açısından büyük önem taşır. Keratonustan Nasıl Korunmalı? Keratokonus hastalarında, çocukluk dönemleri sorgulandığında genellikle alerji öyküsü saptanmaktır. Çocukluk döneminde mevsimsel alerjik konjonktivit oldukça sık görülmekte olup, alerji atakları sırasında çocukların yoğun olarak gözlerini kaşıması keratokonus hastalığını tetikleyebiliyor. Bu nedenle alerjik konjonktivit tanısı konan çocuklar mutlaka tedavi edilmelidir. Ayrıca, bahar aylarına girmeden önce polenlerden korunmak için baskılayıcı bir tedavinin yapılması bu hasta grubunda sıklıkla tercih edilmektedir. Yine ailesinde keratokonus bulunan çocukların göz muayeneleri daha sık ve düzenli aralıklarla yapılmalı gerekirse "korneal topografi" gibi testler ile ayrıntılı bir muayene sonucunda "gizli keratokonus" varsa açığa çıkartılmalı ve uygun tedaviye başlanmalıdır. 7. Keratokonus hastalığı gözü kör eder mi? 18 19 Baharın müjdecisi polenler yolda Hastalıklar Bahar Alerjileri Baharın gelmesiyle doğanın hareketlendiği, havanın, renklerin ve insanların canlandığı tartışılmaz bir gerçek. Havanın güzel olmasını fırsat bilip pencerelerinizi sonuna kadar açarsınız ya da yürümek istersiniz yollarda. Ancak karşılaşacağınız tek şey havanın güzelliği değildir; baharın vazgeçilmezi alerjiler, yine karşınızdadır… Baharda alerji şikâyetleri neden artar? Bahar ayının gelmesiyle havada polenler uçuşmaya başlar. Çiçeksiz bitkilerin polenleşmeleri rüzgar yardımıyla havada yoğun miktarda yayılmasına baş gösterir. Havadaki polenler, siz ne kadar istemeseniz de soluma yoluyla vücudunuza yerleşir. Bazı kişilerin vücutları polenlere karşı alerji geliştirirken hemen hemen hepsinde göz ve burun belirtileri görülür. Gözlerde sulanma, kaşıntı, kızarıklık, burun akıntısı, tıkanıklık, hapşırık ve burun kaşıntısı yakınmaları bahar mevsimiyle artar. Çünkü bahar mevsiminde Mart ayı ile birlikte polenler ortaya çıkmaktadır. Mevsimsel ilk ortaya çıkan polenler 'ağaç polenleri'dir. 'Çimen polenleri' ilkbahar sonundan yaz başına kadar, 'ot polenleri' yaz sonundan sonbahar başına kadar artan alerji sebebi olarak görülür. Özellikle rüzgâr ve yağmur sonrası polenler havaya daha çok dağıldığı için şikâyetlerin artmasına etkendir. Alerjik konjonktivit nedir? İlkbaharda canlanan doğayla birlikte ısınan hava bazı insanlarda daha aktif ve enerjik olmalarını sağlarken, bazılarının da alerjik tepkimelere neden olan "bahar alerjileri" yaşamasına sebep oluyor… 20 Alerji günümüzün hızla yayılan hastalıklarından biri. Özellikle duyarlı olanlarda herhangi bir maddeye karşı vücutta oluşan anormal bir tepki ve hassasiyet reaksiyonudur. Alerjik konjonktivit en sık rastlanan alerjik göz hastalıklarından bir tanesidir. Sıklıkla polen, tozlar ve kimyasal maddelere karşı alerji gelişmesi olarak tanımlanır. Verdiği rahatsızlık nedeniyle bir ya da birden fazla organı etkileyebilmektedir. Genellikle çocukluk döneminde daha fazla görülmenin yanı sıra gençlerde ve erkeklerde sıkça rastlanmaktadır. Alerjik konjonktivit belirtileri nelerdir? • Gözlerde kızarıklık: Gözdeki iltihaba bağlı konjonktiva damarlarının şişerek ödem oluşmasına yol açar. Erken teşhis ve tedavide görme hasarı gibi kalıcı zararlar vermez. • Şişkin kırmızı göz kapakları: Sıklıkla tek gözde başlayan bu belirtiler birkaç gün içerisinde diğer gözde de görülmeye başlar. Göz kapaklarının şişmesi bakteriyel ve alerjik konjonktivit’te daha yaygındır. • Gözlerde sulanma: Viral ve alerjik konjonktivit normalden daha fazla gözyaşı üretimine ve gözlerde aşırı sulanmaya neden olur. Kişiden kişiye farklı bulgular gösterebilir. • Kaşıntı ve gözlerde yanma: Göz alerjilerinin çeşitleri nelerdir? • Mevsimsel ve mevsimsel olmayan alerjik konjonktivit: Her iki gözde kaşıntı, sulanma ve yanma ile başlar. Bu şikâyetlere genellikle burundaki alerji eşlik eder. Göz kapaklarında şişlik, gözün beyaz tabakasında kabarıklıklar, su toplaması ve kızarıklık görülür. • Bahar keratokonjonktiviti: Pek nadir görülür. Hastaların ilk yakınması aşırı kaşıntıdır. Işığa karşı hassasiyet artışı, yanma, yabancı cisim hissi ve bulanık görme meydana gelir. • Atopik keratokonjonktivit: Körlük riski taşıyan alerji çeşididir. Erişkinlerde sıkça görülür. Astım, nezle, atopik dermatit ve yiyecek alerjisi gibi durumlara eşlik ederek yıllarca sürebilir. • Dev papiller konjonktivit: Hastaların gözünde yoğun kaşıntı ve kontakt lens kullanımına uyumsuzlukla başlar. Göz kapaklarının altında papilla denilen büyük kabarıklıklar görülür. Korneada görme bulanıklığına yol açabilir. • Temas göz alerjisi: İlaçlara ve ilaçların içindeki koruyucu maddelere ya da makyaj ürünlerine karşı gelişme gösterebilir. İleri safhalarda gözyaşı kanalında tıkanıklık, konjonktivada skarlaşma ve korneada damarlanma oluşturabilir. Alerjik konjonktivit’in en tipik belirtilerinden biridir. Hastalar gözlerini sürekli ovalar ve bu durum hastalığı daha da şiddetlendirir. • Çapak oluşumu: Viral ve bakteriyel konjonktivitte yaygın bir belirtidir. Çapak rengi yeşil-sarı olduğunda bakteriyel konjonktivitin belirtilerinden olabilir. • Işık hassasiyeti: Görme değişiklikleri, hafif ve şiddetli ışık hassasiyeti ya da şiddetli ağrı gibi ciddi belirtiler konjonktivitin ilerleyerek kornea tabakasında enfeksiyonun başladığının habercisi olabilir. 21 Tedavi yöntemleri nelerdir? Göz alerjilerinin tedavilerine iki farklı yönden yaklaşılması mümkündür. İlk olarak, göz alerjisine neden olan çevresel faktörlerin belirlenip, ortadan kaldırılması gerekir. Örneğin, açık bir alandaki polene ya da herhangi bir bitkiye alerjiniz varsa mümkün olduğu kadar bu ortamda bulunulmamaya çalışılmalıdır. Aynı şekilde evde beslenen evcil hayvanların da evin belli bir bölümünde tutulması göz alerjilerinin artması şikâyetinin önüne geçer. Çiçeksiz bitkileri evde bulundurmamakta bir diğer önlemler arasındadır. Göz alerjilerini ortadan kaldıracak diğer bir yol ise ilaçlı tedavidir. Uzman hekimler tarafından verilecek göz damlaları ile gözdeki alerji hafifletilebilir. Gözdeki şikâyetlerin bir nebzede olsa rahatlatılması açısından gözleri soğuk suyla yıkama ve suni gözyaşı damlaları yararlı olabilir. Çoğunlukla da antihistaminik ilaçlara, damarları büzen ilaçlara, alerjik şikayetleri ortaya çıkaran hücreleri dengeleyici ilaçlara, iltihap giderici ilaçlara ve kortizonlu ilaçlara ihtiyaç duyulmaktadır. Polen döneminde şikâyetleri uzun süren ve ilaç tedavisi ile istenilen sonuç alınamayan olgularda çok seyrek olarak halk arasında alerji aşısı olarak bilinen özgül immünoterapi yapılabiliyor. Cilt altına injeksiyon şeklinde uygulanabildiği gibi dil altına sprey şeklinde de verilebiliyor. İlkbaharda alerjiler çoğalıyor Polen alerjiniz varsa eğer hayatınızı kolaylaştırmak için bir takım tedbirler alabilirsiniz. İşte bu tedbirlerden bazıları: Merkezlerimiz Lens kullanıcılarına tavsiyeler • Gözdeki lenslerle kesinlikle uyunmamalıdır. • Lenslerle havuza ve denize girmemeye özen gösterilmelidir. • Allerjik şikâyet olduğunda lens kullanımına son verip tedaviye bir an önce başlanılmalıdır. • Solüsyon temizliğinin günlük olarak yapılmasına dikkat edilmelidir. • Sabahın erken saatlerinde mümkün olduğunca dışarı çıkmayın. • Uygun lensin alınması göz hekimi tarafından belirlenmelidir. • Bol soğuk suyla gözler gün aşırı yıkayın. Çocuklarda bahar alerjisine hangi önlemler alınmalı? 2012 yılının Mart ayında faaliyete geçen Avrupagöz Beşyüzevler Şubesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir” • Dışarıya çıkarken güneş gözlüğü, şapka ve filtreli koruyucu maske takın. Çocuklarda, bahar alerjisi konjonktivit sık karşılaşılan bir durumdur. Bahar alerjisi görülen çocukların dışarı çıkarken koruyucu güneş gözlüğü takmaları önerilir. Bir diğer önlem ise, ağız ve burnu kapatan koruyucu maskelerdir. 7500 hastaya muayene, 650 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir. • Evde ya da arabadayken camları açmamaya özen gösterin. Hava değişimi için klimadan yararlanın. • Gözlük kullanıyorsanız gözlüğünüze yapışacak olan polenleri temizlemek için düzenli olarak yıkamayı unutmayın. • Eğer şikâyetler giderek fazlalaşıyorsa hekim tavsiyesi ile antialerjik göz damlaları kullanılması gerekmektedir. Ayrıca, kıyafetlerin günlük olarak değiştirilmesi, banyo yapılması, gün içerisinde sık sık yüzün yıkanması, ağız ve burnun bol su ile gargara edilmesi dikkat edilecek hususlar arasındadır. Avrupagöz Beşyüzevler anlayışıyla ilerlemektedir. 2600 m² alana kurulan merkezimiz; modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman medikal kadrosu ile aylık Beşyüzevler Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız Op. Dr. Elvan Demiryay Öztürk Op. Dr. Yusufcan Yurtsever Tıp Eğitimi: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi: Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Op. Dr. Orkida Malile Tıp Eğitimi: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Ankara Numune Hastanesi Eski Edirne Asfaltı No: 183 Beşyüzevler - Bayrampaşa / İstanbul [email protected] 23 Merkezlerimiz Hastalıklar 10 Soruda Kornea Nakli Bazı insanların çeşitli nedenlerle korneası bulanıklaşıyor ve görmesi azalıyor. Görülen bu rahatsızlıkların tedavisinde bireyler çareyi kornea naklinde arıyor. Halk arasında ‘’göz nakli’’ olarak bilinen ameliyat, aslında sadece gözün ön kısmındaki camsı tabaka da denilen korneanın naklidir. Birçok kişi için görme umudu olan "keratoplasti" (Kornea nakli) ile ilgili merak edilen 10 soru… Kornea nedir? Kornea (Camsı tabaka) gözün ön kısmında yer alan yüksek derecede kırıcılığı olan şeffaf bir dokudur. Gelen ışınların retinaya ulaştırılmasında ilk mercek görevini yapar. Kornea hastalıkları nelerdir? Korneanın çok sayıda hastalıkları vardır. Kornea tabakasında korkulan göz hastalıkları arasında keratit, keratokonus ve kuru göz sendromu en sık karşılaşılanlarıdır. Korneanın iltihaplanması yani keratitin birçok çeşidi olup erken tanı konması tedavide büyük ölçüde başarı sağlıyor. Korneanın incelmesi ve sivrileşmesiyle oluşan "keratokonus" hastalığında zaman içerisinde ilerleyen miyop ve astigmatta, kişiye özel tetkiklerle erken dönemde teşhis konulabilir. Korneanın genetik kökenli dediğimiz 'kornea distrofileri'nde korneanın bulanıklaşmasına neden olan bazı birikintiler görülür ve görme kaybı ortaya çıkar. Tedavi de hangi yöntem kullanılıyor? Günümüzde femtosecond lazer (intralase) teknolojisinin gelişmesiyle birlikte korneada her türlü kesi yapılabilir hale gelmiştir. Intralase teknolojisinin kullanımı ilk olarak, lazerle miyop, hipermetrop, astigmat tedavisinde başlatılmıştır. 24 Kornea nakli neden yapılıyor? Ameliyat nasıl gerçekleştiriliyor? En büyük ameliyatlardan biri de kornea naklidir. Görmeyi artırmak, korneada mevcut olan hastalığı tedavi etmek ve dış görüntüsünü düzeltmek amacı ile yapılır. Öncelikle nakil öncesi kişinin görme potansiyeli değerlendirilir. Birçok özel testlerden geçerek, şaşılık, göz tembelliği ya da göz tansiyonu, retina ve göz siniri hastalıkları, viral hastalıklar araştırılır. Kornea nakli ameliyatı genel anestezi altında yapılır ve ortalama 1 saat sürer. Mikroskop altında, yuvarlak özel bir bıçak ile hastanın bulanık korneasının merkezinden 6,5 8 mm çapında bir pencere çıkarılır ve kadavradan alınan şeffaf kornea dokusu uygun boyutta kesilerek bu bölgeye dikilir. Hangi durumlarda nakil gerekli? Göz içi cerrahisi sonrası korneanın şeffaf kalmasını sağlayan hücreler hasar görürse ve kornea bulanıklaşırsa, korneanın oval şeklinin bozulması konikleşirse (Keratokonus), korneada madde birikimleri ile ortaya çıkan distrofiler kalıtsal geçiş gösteren bazı kornea hastalıklarında, enfeksiyonlara bağlı korneada yara dokusu ve yeni damarlanma olursa (Herpes - uçuk virüsü - keratiti sonrası), kazalar nedeniyle kornea bulanıklaşırsa veya bütünlüğünde bozulma görülürse, kornea nakli sonrası vücut dokuyu reddetmesi durumunda kornea nakli gerekebilir. Uygun doku kimden, nereden alınabilir? Kornea, hayatını kaybeden sağlıklı kişilerden alınır. Kornea dokusu, göz bankalarından temin edilir. Göz bankaları, dokuyu ölüden almakla, uygun besleyici ortamlarda saklamak, alınan dokunun nakle uygun olup olmadığını belirlemek ve doku nakli yapılacak merkezlere ulaştırmakla yükümlüdür. Göz yüzeyi kurumuş, hasar görmüş ve herhangi bir göz ameliyatı geçirmemiş ayrıca lösemi ve lenfoma gibi kanserden hayatını kaybeden kişilerin korneaları alınamaz. Korneanın kullanılabilmesi için kişinin ölüm sebebinin bilinmesi gerekir. Nakil yapılacak kişiye herhangi bir hastalık bulaşmaması için vericinin kanında AIDS, hepatit gibi bulaşıcı hastalıklar araştırılır. Ayrıca ölüden alınan kornea dokusunun tazeliği yani ölümü takip eden ilk 6 saat içerisinde korneanın alınması ve vericinin yaşı da nakle uygun kişinin yaşıyla orantılı olması son derce önemlidir. Eğer hastanın kataraktı varsa, kornea nakli sırasında kataraktı da alınabilir. Kişinin nakilden fayda görebilmesi içinse gözün, kornea dışındaki tabakalarının sağlam olması gerekir. Bunun yanı sıra göz tansiyonu, damar tıkanıklıkları ve göz içi kanaması olan kişiler de bu ameliyatlardan yeteri kadar yararlanamaz. Ameliyat yöntemi nelerdir? Kornea nakli ameliyatı genellikle iki şekilde yapılır. Penetran keratoplasti yönteminde verici korneanın tüm katmanları, alıcı korneaya nakledilir. Lameller keratoplastide ise, korneanın bir bölümü alınarak hastaya verilir. Kornea naklinin riskleri var mıdır? Her ameliyatta olduğu gibi kornea naklide riskleri olan bir cerrahidir. Kornea naklinin en büyük riski çok nadir olmakla beraber enfeksiyondur. Nakil yapılan hastalarda glokom ve katarakt ve geç dönemde karşılaşılan doku reddi sayılabilir. Nakil yapılan bir hastada doku reddi nasıl anlaşılır? Nakil yapılan hastanın gözlerinde kızarıklık, ışık hassasiyeti, görmede azalma ve ağrı, doku reddine işaret eder. Doku reddi gelişen hastalarda steroidli damla tedavisi uygulanarak başarılı sonuç elde edilir. Eğer doku reddi tedavi edilemezse, kornea naklini yinelemek gerekebilir. Avrupagöz Esenyurt 2012 yılının Temmuz ayında faaliyete geçen Avrupagöz Esenyurt Şubesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir” anlayışıyla ilerlemektedir. 1600 m² alana kurulan merkezimiz; modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman medikal kadrosu ile aylık 4000 hastaya muayene, 450 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir. Esenyurt Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız Op. Dr. Kazım Savcı Op. Dr. Zafer Söyük Tıp Eğitimi: Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi: Ondokuz Eylül Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Op. Dr. Gökhan Aktuna Tıp Eğitimi: Hacettepe Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Fatih Mah. Bahçe Yolu Cad. No:14 Esenyurt / İstanbul [email protected] 25 Göz kuruluğuna yol açabilen ilaçlar: Hastalıklar • Diüretikler, Prof. Dr. Kadircan Keskinbora Göz Kuruluğu • Yüksek tansiyonu tedavi etmede kullanılan ilaçlar, • Antihistaminler ve dekonjestanlar, • Uyku hapları, • Trisiklik antidepresanlar, • Bazı ağrı hafifleticiler. Gözyaşı üretimi veya gözyaşı kalitesi ile ilgili olmayan sorunlar da gözlerde kuruluk ve kaşınmaya yol açabilir. Bunlar: • Göz kapakları kenarı boyunca olan iltihaplanma (Blefarit), Gözyaşı; su, yağlar, proteinler, elektrolitler, bakterilerle savaşan maddeler ve çeşitli hücre süreçlerini düzenleyen büyüme etkenlerinden oluşan karmaşık bir karışımdır. Bu karışım gözlerimizin yüzeyinin yumuşak ve temiz olmasına yardımcı olur. Gözyaşı filmi tabakası olmadan iyi görüş imkânsızdır. • Göz kapağının içe döndüğü rahatsızlık (Entropion), • Göz kapağının göz yuvarlağından sarktığı rahatsızlık (Ektropion), Gözyaşı zarı gözlerimizi korur, ıslatır ve yağlar. Göz kapaklarımız her kırpıldığında, gözlerimizin her türlü kalıntıdan temizlenmesine yardımcı olarak göz infeksiyonu riskini azaltır. Tozdan tahriş olduğunda, ya da rüzgar, duman veya isten zarar gördüğünde, yabancı maddelerin yıkanmasına yardımcı olmak üzere fazladan göz yaşı oluşur. • Duman, güneş, rüzgar, nem düşüklüğü, kapalı mekanda ısıtma gibi çevresel tahriş ediciler, Gözyaşı bezlerimizden gelen sıvıların üretiminde azalma gözyaşı zarının sağlamlığını bozarak, hızla parçalanmasına ve korneanın üzerinde, tahrişe ve görüş azalmasına neden olan kuru noktaların oluşmasına yol açar. Gözyaşı tabakasını oluşturan maddelerdeki bir dengesizlik de gözlerimizin kurumasına neden olabilir. • Göz kırpma refleksinde bozulma, • Göz damlalarına veya merhemlerine olan alerjik reaksiyon, Göz kuruluğunun, genellikle iki gözde de olması beklenen belirti ve bulguları arasında aşağıdakiler bulunabilir: Bazı insanlarda, göz kuruluğunun nedeni gözyaşlarının bileşimindeki dengesizliktir. Bazı insanlarda ise, gözler yeterli biçimde yağlanmış ve ıslanmış olarak kalmasını sağlayacak kadar gözyaşı üretmez. İlaçlar ve çevresel etkenler gibi başka nedenler de göz kuruluğuna yol açabilir. Gözyaşı üretiminde azalma veya kalitesinde olumsuzluk gelişimiyle göz kuruluğu oluşur. Tıpkı cilt ve saçta olduğu gibi, gözyaşı üretimimiz de genellikle 26 Çelişkili gelebilir, göz kuruluğuna rağmen yine de zaman zaman hastanın yanaklarından sicim gibi gözyaşı akabilir. Gözyaşlarının üretimi iki şekilde olur: • Akne tedavisine yönelik ilaçlar, Normal gözler sürekli olarak, göz kırpmaları arasında sağlam kalmak üzere tasarlanmış, kalıcı bir tabaka olan bir gözyaşı zarı ile kaplıdır. Sağlam bir gözyaşı tabakası gözümüzün şeffaf ön yüzeyi olan korneanın sinirlerinin tahriş olmasını engeller ve gözün net, rahat görüşünü korumasına olanak sağlar. • Gözde yabancı bir madde bulunduğu hissi, • Gözde batma, yanma veya kaşıntı hissi, • Gözün içinde ya da çevresinde ip gibi kalıntılar oluşması, • Duman veya rüzgarda gözün tahrişinde artma, • Uzun süren bir okumadan sonra göz yorgunluğu veya görme bulanıklığı, • Kontak lens kullananlarda lens takmada güçlük çekme. Ayrıca, romatoid artrit, sistemik lupus eritematozus, skleroderma ve sjogren sendromu gibi tıbbi rahatsızlıklarla da göz kuruluğu oluşabilir. yaşımız ilerledikçe azalma olur. Gözler yeterince gözyaşı üretmediği zaman, gözlerimiz kolayca tahriş olur. Bu rahatsızlığın tıbbi adı ‘keratokonjonktivitis sikka’dır. Gözyaşı zarının üç temel tabakası vardır: Yağ, su ve mukoza. Bu tabakaların herhangi birinde sorun olması göz kuruluğu semptomlarına yol açabilir. Göz kapaklarımız kırpılarak, gözlerimizin yüzeyinin her yanında, kesintisiz, ince bir zar halinde gözyaşını yayar. • Bir şeye görsel olarak yoğunlaştığınız zaman, söz gelimi bilgisayarda çalışırken, araç kullanırken veya bir şeyler okurken, göz kırpma süreleri arasında geçen sürenin uzaması. Göz kuruluğu hem erkekleri hem de kadınları her yaşta etkileyebilse de, rahatsızlık kadınlar arasında özellikle menopozdan sonra daha yaygındır. Bunun nedeni hormonal değişiklik olabilir. İltihaplanma veya radyasyondan ötürü gözyaşı bezlerinde meydana gelen hasar gözyaşı üretimini sekteye uğratabilir. 1. Temel gözyaşı üretiminde gözyaşları yavaş düzenli bir hızda üretilir ve gözleriniz yağlı tutulur. 2. Refleksten ötürü gözyaşı üretimi sürecinde, göz tahrişine veya duyulara tepki olarak büyük miktarlarda gözyaşı üretilir. Refleks gözyaşları temel gözyaşlarına göre daha fazla su içerir ve mukoza ile yağ miktarları düşüktür. Gözlerde kuruluktan ötürü tahriş olduğu zaman, lakrimal bezler gözleri refleks gözyaşlarından oluşan bir sele boğabilir. Sıvı, gözyaşı kanallarını doldurup taşırır ve gözkapaklarından taşar. Bu gözyaşları düşük kalitede olduğundan dolayı kuruluğu geçirmez. Bu da, daha fazla gözyaşı üretimine neden olabilir. Gözlerinizde uzun süren kızarıklık, tahriş hissi, yorgunluk veya acı varsa, yahut yukarıda belirtilen göz kuruluğu belirti veya bulguları sizde de varsa mutlaka doktorunuza görünün. Doktorunuz, gözlerinize neyin zarar verdiğini belirlemek için adım atabilir veya sizi bir uzmana yönlendirebilir. Göz kuruluğu olan çoğu insanda bu kronik bir rahatsızlıktır. Tedavinin amacı ‘kötü günlerin’ sayısını azaltmak ve bu zamanlarda çekilen sıkıntıların mümkün olduğunca aza indirgenmesini sağlamaktır. BİREYİN ALABİLECEĞİ ÖNLEMLER Koruma tedaviden üstündür. Önleyici adımlar atın. Her sıvı gibi, gözyaşları da havaya maruz kaldığı zaman buharlaşır. Buharlaşmayı yavaşlatmak amacıyla şu basit önlemler yararlıdır: • Gözlerinize hava üflenmesinden kaçının. Saç kurutma makinelerini, otomobil radyatörlerini, klimaları veya pervaneleri gözlerinize doğrultmayın. • Rüzgarlı günlerde gözlük takın. Gözlerin etrafını saran tarzdaki gözlükler rüzgarın etkilerini azaltmaya yardımcı olabilir. • Evinizdeki nem oranını yüzde 30 ila yüzde 50 arasında tutun. • Kışın kullanılabilecek bir nemlendirici içerinin kuru havasına nem katabilir. • Göz kırpmayı unutmayın. Bilinçli bir biçimde tekrar tekrar göz kırpmak kendi gözyaşlarınızın daha eşit olarak göze dağıtılmasına yardımcı olabilir. • Gözlerinizi ovmaktan kaçının. Gözlerinizi ovarak daha fazla tahriş edebilirsiniz. 27 Merkezlerimiz AVRUPAGÖZ VE MEDYA Sektörde olduğu kadar medya dünyasında da önemli ve saygın bir yere sahip AVRUPAGÖZ. Yazılı, görsel ve sesli medya dalında önemli bir yere sahip hekimlerimizin alanlarında yaptıkları öğretiler ile halkımızı bilgilendirmeye özen gösteriyoruz. Medyanın her alanında kurumsal çalışmalarımızı ile markamızı kitlelere ulaştırmak adına kimi zaman bilgilendirici reklamlar kimi zamanda haberlerle kamuoyu önünde yer alıyoruz. Tayyar IŞIKSAÇAN [email protected] Avrupagöz Kurumsal İletişim ve Medya Direktörü Avrupagöz Kurumsal İletişim ve Medya Direktörlüğü olarak gerçekleştirdiğimiz katılımlarda, medya ziyaretlerinde ve katıldığımızı programlarda markamıza gösterilen ilgiyi daha yakından görme fırsatı buluyoruz. Ulusal medyada yaptığımızı marka bilinirliğini arttıran ve bilgilendiren çalışmaları şubelerimizin bulunduğu bölgelerde de yerel medya üzerinde tekrar ediyoruz. Gazete okuyucusunu, televizyon seyircisini ve radyo dinleyicisini hem hizmet kalitemizden, hem de kurumumuz hakkında bilgilendirmek amaçlı düzenli olarak servis ettiğimiz bültenler medya sektöründe büyük ilgi görüyor. Yapılan bu çalışmalar hem marka bilinirliğini arttırmak hemde kamuoyunu bilgilendirmek amaçlı, sonuç odaklı çalışmalardır. Sadece medya üzerinde sektöre sunduğumuzu hizmetleri bilgilendirmekle değil aynı zamanda medya sektörünün kendi içinde düzenlediği etkinliklerde yer alarak katılımcı bir rol üstlenerek destek veriyoruz. Hızla gelişen ve geniş kitleler tarafından kullanılan sosyal medya üzerinde de AVRUPAGÖZ Grup olarak marka bilinirliğini arttırmak ve yaptığımızı bilgilendirme çalışmaları ile gün içinde milyonlarca insana ulaşıyoruz. Gelişen piyasa ve dünya şartlarında markamızın daha geniş kitlelere ulaşması açısından gerek sosyal medya, gerekse yazılı, görsel ve sesli medya üzerinde gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ile Avrupagöz’ü yurt içi ve yurt dışında yaptığımız çalışmalar, geçtiğimiz üç ay raporlamasında 50 haber ulusal gazetede, 500 haber yerel medyada ve 10 TV haber ve röportajı ile yer aldığımızı gösteriyor. Bundan sonrada marka bilinirliğimizi artırmak ve medya ile yaptığımız bu çalışmaları güçlendirmek adına atacağımız adımlar arasında kendi medya gücümüzü oluşturmak adına girişimlerimiz olacak. Avrupagöz Ankara 2013 yılının Şubat ayında faaliyete geçen Avrupagöz Ankara Şubesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir” anlayışıyla ilerlemektedir. 2000 m² alana kurulan merkezimiz; modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman medikal kadrosu ile aylık 2500 hastaya muayene, 250 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir. Ankara Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız Op. Dr. Kubilhan Elmas Op. Dr. Ragıp Gürsel Tıp Eğitimi: Hacattepe Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Ankara Numune Hastanesi Göz Kliniği Prof. Dr. Mehmet Zeki Bayraktar Op. Dr. Tuğhan Duran Tıp Eğitimi: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanlığını Aldığı Klinik: Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kocatepe Mah. Kızılırmak Sok. No:25 Kızılay / Ankara [email protected] 28 29 11 Ayın Sultanı Ramazan Ramazan, denince akla oruç gelir. Diğer aylar arasında seçkin bir yere sahip olan bu ayın yaşayışımız üzerinde çok büyük etkisi vardır. Hepimizin içinde ayrı bir Ramazan, Ramazan’ı anlatan ayrı kelime ve cümleler vardır. On bir ayın sultanı Ramazan duygu yüklü atmosferini dünyanın dört bir köşesinde yaşatıyor. Kardeşliğin, hoşgörünün, arınmanın ve paylaşmanın doruğa çıktığı bu ayda tüm Türkiye farklı bir iklime bürünür. Uzun sıcak yaz günlerinde tutulan oruçların bereketli iftar sofralarında açılmasının ardından sahur sonuna dek sürecek bir hareketlilik işler. Ramazana özel kitap fuarlarından sergilere, konserlerden şiir dinletilerine, geleneksel gösteri sanatlarından sohbetlere kadar onlarca etkinlik bu ayın bereket ve coşkusunu her yerde hissettirir. Minarelerde Ramazan ışıltısı Kimi zaman yapıldığı dönemin ihtişamını kimi zaman da sadeliğini yansıtan, Türkiye'nin asırlık camileri Ramazan ayında ibadet edeceklere hizmet vermek için büyük bir özenle hazırlanır. Ayrı ayrı her kentin o eşsiz, o ihtişamlı camileri Ramazan’ın gelmesiyle birlikte gece yıldızlarından farksız ışıldar. Ramazan, kutlu bir misafir gibi evimize, sokaklarımıza, yüreğimize misafir oluyor. Her bir ilde yemeğin çok ötesinde otuz gün boyunca manevi bir paylaşım hazırlar tüm insanlığa. Herkesi iftar sofralarında bir araya toplar. İftarla birlikte ışıldayan minarelere takılan geleneksel mahyalar verdikleri mesajlarla Ramazan’ın manevi atmosferini yaşatır. Sadece Türklere has olan bu güzel gelenek Ramazan gecelerini süsler. İftarın ardından tarihi camilerinde teravih coşkusu her yerde hissedilir. Bunlardan bazıları olan İstanbul’da Sultanahmet Camii, Kütahya’da Ulu Camii, Ankara’da Kocatepe Camii, Elazığ’da Harput Ulu Camii, Tekirdağ’da Rüstempaşa Camii, Malatya’da Yusuf Ziya Taş Camii, Isparta’da Kutlubey Ulu Camii’nde her biri birer mimari anıt olan muhteşem camiler tüm insanlara Ramazan ayında bambaşka bir ev sahipliği yapıyor. Paylaşmanın, sevgi ve hoşgörünün yansımasıyla her bir şehir ayrı ayrı manevi huzuru tadar. Ramazan’da bereket her kentte yemeklerin malzemeleri önceden alınır. Bunun yanı sıra, geleneksel lezzetler tezgâhlarda arz-ı endam eder. Eş, dost, akraba, komşu ziyaretleri iftar yemekleriyle beraber bir arada toplanır. Sokak iftarlarıyla insanlar Ramazan coşkusunu hınca hıç tadar. Özdeşleşmiş prestijli markaların yanı sıra saygın Türk markalarının ürünleri böyle bir ayda keşfedilme fırsatı yakalar. Onunla köyümüz, kasabamız, caddemiz, sokağımız, yuvamız, camilerimiz nur dolar. Geleneksel değerlerin kaybolmaması için arzu edilen ve meydanların Ramazan ayı boyunca buluşma noktası olmasındaki coşkusunu yaşayan insanlar her yıl bu heyecanı iple çekiyor. Ramazan’da çarşılar özellikle sanat çarşıları, tezgahlar, meydanlar, parklar, piknik alanları, sokaklar ve caddeler her zamankinden daha renkli bir hale bürünür. Ramazan ayında öncesinde ve sonrasında en çok gıda alışverişi yapılır. Bu ayın yaklaşması ile birlikte telaşla hazırlıklara başlanır. Ramazan boyunca yiyeceğimiz özel Şehirlerin ve camilerin ışıklandırılmasıyla birlikte bütün şehirler tamamen farklı bir kimliğe bürünür. Binlerce insana ev sahipliği yapan meydanlar, camiiler, türbeler ve sanatsal etkinlikler sayesinde iftar yemekleri daha eğlenceli hale gelir. Klasik Türk Müziği, Tasavvuf Müziği, Osmanlı Ezgileri'ni taşıyan izler, geleneksel Türk mutfağının binbir yemek ve tatlı çeşitleri eşliğinde ya da sokaklarda binlerce halkla dayanışma içinde açılan iftarlar çok daha özeldir. İftar yemeklerinden sonra başlayan geleneksel şaşalı Ramazan kutlamaları, ziyaretçilere güzel dakikalar geçirme fırsatı verir. İftara doğru Ramazan sofraları Bu ayda kalabalık iftar sofralarının güzelliklerini anlatmak kifayetsiz… Kentin hemen her meydanına kurulan iftar çadırları herkesi bir araya getirirken, çeşitli restoranların tamamında iftara özel menüler hazırlanır. Her şehrin emsalsiz manzarası eşliğinde nezih, ferah ve sıcak bir aile ortamında hizmet veren birçok mekân, Ramazan ayı boyunca iftar sofralarını renklendiren geleneksel tatlarla misafirlerini ağırlar. İftardan birkaç saat önce hazırlanmaya başlayan iftar yemekleri, iftarlıklar, tatlılar Ramazan’ın en telaşlı, ancak bir o kadar da neşeli geçen zaman dilimini oluşturur. Bir davet havasında donatılan iftar sofraları, doğudan batıya doğru, tüm şehirlerde oruç açıp lokmaların aynı anda yenildiği bir şölene dönüşür. Kimi insanlar ise oruçlarını camii, türbe gibi manevi mekânların parklarında, çimenler üzerinde bir piknik havasında keyifle açarlar. Fuarlar, kültürel etkinlikler Ramazan ayı boyunca düzenlenen çeşitli etkinliklerde, konserler, tiyatrolar, temaşa sanatları, mehter konserleri, eski meşhur davulcular, şişme karakterler, Karagöz, Hacivat ve hediyeli yarışmalar her yıl büyük ilgi topluyor. Özellikle de çocuklar için eğlence alanı oluşturuyor. Ramazan’da düzenlenen kitap fuarları, sergi ve konserler tüm şehirleri farklı bir cazibe merkezi kılıyor. Dünyaca ünlü hafızların, hat sanatkârlarının akın ettiği şehirler de kültürel paylaşım da zirveye çıkıyor. Ramazan ayının ilk gününden başlayan etkinliklerde mehter konserleri, heyecanlı yarışmalar, birbirinden renkli gösteriler sunuluyor. Tasavvuf müziğinin büyülü nağmeleri eşliğinde gerçekleşen sema gösterileri de manevi ruhu doruğa çıkarıyor. İşte Ramazan’ın vazgeçilmezleri… İftar'ın değişmez misafiri: Pide Her akşam iftar sofralarında ayrı yemeklerin pişirilmeye çalışıldığı bu kutsal aydaki olmazsa olmazlarından biri olan "Ramazan pidesi" olur. İftar saati ister bol susamlı, ister bol yumurtalı mis gibi ramazan pidesinin kokusu sofralara yerleşir. Adeta Ramazanın anlamı onunla çıkıyor gibi. Kokusunu içimize çekip, uzun bir kuyrukta bekledikten sonra daha da lezzetli olur sanki Ramazan pidesi. Yılın bir ayı boyunca iftar ve sahur sofralarımızdan eksik etmediğimiz pidenin bizim için bu kadar özel olması, sadece bu zaman dilimiyle kısıtlı olmasında yatıyor belki de... İftar sofrasına iftariyelikler dizildiğinde beyaz peynirin, yöresel peynirlerin, tulum peynirinin, kaşar peynirinin, reçellerin, pastırmanın, tereyağının yanında buram buram kokan sıcacık Ramazan pidesi olmazsa, iftar ve sahur sofralarımızın en önemli konuğunun eksik olduğunu hissederiz. Bu güzel geleneğimizin halen süregelmesi, bazı insanlarımızın bazı geleneklere ne kadar bağlı kaldığını da ispatlıyor. Ramazan aylarının değişmez pide sözcüğü, dilimize Yunanlılardan geçmiştir. Pide, mayalı hamurdan yapılır, genelde yuvarlak tiplidir, fakat çeşitli yörelerimizde değişik şekillerde yapıldığı da görülür. Merkezlerimiz düşünüldüğü için sair zamanlarda bulmak pek de mümkün olmuyor. Ramazan’ın gülü: Güllaç İftar sofraları Ramazan’ın bereketini yansıtırken tüm bu nimetlerin ardından geleneksel bir Türk tatlısı olan "güllaç" bize Osmanlı’nın armağanıdır. Osmanlı sarayında, orucunu açan şehzadelerin midesini yormayacak bir tatlı olarak baş tacı edilmiştir güllaç. Ramazan ayında klasik bir adet olan güllaç kültürü incelikli bir üretim aşamasından geçerek bizlerle buluşturuluyor. Osmanlı döneminde halk, mısır nişastasından yufka açıp stoklar ve havayla temas halinde olduğu için kuruyan bu yufkaları süt ve şekerle ıslatıp yerdi. Zamanla içine gülsuyunun da eklenmesiyle ortaya "güllü aş" adı verilen tatlı çıkarak adı "güllaç" olarak Ramazan ayında sofralarımızda yer almaya başlamıştır. Güllaç yaprakları, suyla karıştırılan mısır nişastası ve unun tavada pişirildikten sonra kurutulmasıyla yapılıyor. İçerdiği protein, B ve E vitaminleri nedeniyle güllacın bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği, sakinleştirici ve stresi azaltıcı etkileri olduğu, oruçtan ötürü düşen kan şekerinin normal seviyesine gelmesine yardımcı olmakta birebir. El maharetiyle yapılan güllaç ne yazık ki Ramazan haricinde tüketimi olmadığı Vitamin deposu: Hurma Ramazan’da alışveriş listesinin başında "hurma" gelir. Hurma, Ramazan ayında özellikle de iftar ve oruç açma ile özdeşleşen tatlı meyvelerden bir tanesidir. Hurma sıcak iklimlerde yetişen bir meyvedir. İçerisinde çok sayıda vitamin ve mineral bulunduran hurmanın faydalarını saymakla bitirebilmek pek de kolay değil. İftar vakti, vücudun beyin ve sinir hücreleri için gerekli olan glikozun en kolay şekilde karşılanması gereken öğündür. Hurma bunun için çok iyi bir kaynak olup, dengeli bir kan şekeri artışı sağlar. Kısacası; hurma kan şekerinin aniden yükselmesini de engellediği için iftar anında ve iftardan sonra belirli rahatsızlıkların yaşanmasını önler. Çocukluğumuzun şekeri: Osmanlı macunu Osmanlı’nın geleneksel lezzetlerinden olan "Osmanlı macunu" Ramazan ayıyla birlikte yine en çok rağbet gören tatlılar arasında yer alıyor. Osmanlı macunu birçok baharat ve meyvelerle karıştırılıp, şekerle kaynatılıp tepsiye dökülerek elde ediliyor. Soğuduktan sonra özel macun kaşığıyla çubuğa sarılıp ikram edilir. Ramazan gecelerinde şehirler için ün salmış olan bu lezzeti tattıran macuncular, Osmanlı kıyafetleri içinde stantların olmazsa olmazı. Küçükten büyüğe herkes macuncu amcanın sehpasının başında durup, üçgenlere ayrılmış tepsisinden söktüğü macun parçasını maharetle tahta çubuğa dolamasını hayranlıkla seyrederdi. Tarihi bir yolculuk yapmak isteyenler için sarı limonlu, turuncu portakallı, kırmızı, bazen çilekli, bazen vişneli, bazen güllü, bazen de yeşil naneli macun kıvamına getirilmiş boyalı şekerlere Ramazan gecelerinde rastlamak mümkün. Davul sesiyle sahura uyanmak Osmanlı döneminden bu yana devam ederek, bir gelenek halini alan ve Ramazan’ın en heyecan verici özelliğinden biride "Ramazan davulcuları" oluyor. Ramazan ayı geldiğinde, sahur vakti sokak aralarında gezerek mani eşliğinde ortaya çıkar davulcular. Uykunun en derin ve tatlı olduğu bir zamanda, sesleri duyulur. Davulcular neredeyse her zaman erkektir. Günümüzde çalar saat olmayan evin kalmaması Ramazan davulcusunun gerekliliğini ortadan kaldırdıysa da, geleneklerine bağlı muhafazakar kesim bunu nostaljik bulmakta ve halen davulun sesini beklemektedir. Avrupagöz Sultanbeyli 2013 yılının Aralık ayında faaliyete geçen Avrupagöz Sultanbeyli Şubesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir” anlayışıyla ilerlemektedir. 2900 m² alana kurulan merkezimiz; modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman medikal kadrosu ile aylık 2500 hastaya muayene, 400 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir. Sultanbeyli Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız Op. Dr. Tansel Atgın Op. Dr. Halit Özhisar Tıp Eğitimi: İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi: İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Ankara GATA Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Op. Dr. Nihal Borataç Op. Dr. Selçuk Çekmeceli Tıp Eğitimi: Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi: İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: İstanbul Beyoğlu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Abdurrahman Gazi Mah. Şanlıurfa Cad. No:70 Sultanbeyli / İstanbul [email protected] 32 33 Güneş gözlüğü kullanmanın yararları: • Kontrast duyarlılığını artırarak net görmeyi sağlar. • Güneşli havada dışarı çıkıyorsanız ve gözünüzde koruyucu güneş gözlüğünüz yoksa karanlıkta görmeyi azaltır. Ancak güneş gözlüğü takarak bu sorun önlenebilir. • Kontakt lenslerin çoğu ultraviyoleyi süzme yeteneğine sahip ancak lensler göz kapaklarının ışınlardan etkilenmesine engel olamazlar. Bu nedenle kontakt lens kullanıcılarının güneş gözlüğü takmalarında fayda var. • Güneş gözlüğü taktığımızda ışığın görüntüdeki dağılması ortadan kalkar ve keskin görmeyi sağlar. • Ayrıca numaralı gözlük ya da lens takıyorsanız, güneş gözlüklerini de numaralı kullanabilirsiniz. • Renklerde güneşin yarattığı dağınıklığı önleyerek renk kontrastını netleştirir. Sahte güneş gözlüğü kullanmayın! • Ayrıca, güneş gözlüğü yaş ilerledikçe daha da belirginleşen göz kenarlarındaki kırışıklıkları önler. Yaz Güneşi Kabusa Dönüşmesin! Yaşam süresi uzarken insanı ilk terk eden organlardan birisidir gözlerimiz. Güneşte, bilgisayar başında, televizyon seyrederken, araba kullanırken, evimize veya ofisimize aydınlatma seçerken gözlerimizi pek de önemsediğimiz söylenemez. Oysaki yaz aylarında güneş ışınları vücudumuzda sağlıktan çok birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. Güneşin tadını doyasıya çıkarmaya hazırlandığımız bol güneşli havalarda en yararlı aksesuardır güneş gözlüğü... Yaz ayları yaklaşıyor, uzun süren bir kış mevsiminden sonra güneşin parlak yüzünü görmek hepimizi mutlu ediyor. Ancak dikkatli olmak gerek çünkü bazen bu mutluluk yerini üzüntüye bırakabilir. Güneş ışınları vücudumuza pek çok zarar verirken, göz hastalıklarına da zemin hazırlıyor. Güneşin tadını doyasıya çıkarmaya hazırlandığımız yaz aylarında, ultraviyole (UV) ışınları gözlerimizde olumsuz etki gösteriyor. 34 Özellikle güneş gözlüğü takmadan güneşe çıkmanın ciddi sorunlara neden olabileceği görülüyor. Son yıllarda ozon tabakasının incelmesi nedeniyle güneşten gelen zararlı ışınların miktarı daha da artmıştır. Bu nedenle, ultraviyolenin zararlı etkilerinden korunmak için öncelikle güneş ışınlarının en dik geldiği 10.0016.00 saatleri arasında olmak üzere, güneşe asla çıplak gözle bakmamak ve güneş gözlüğü kullanmak gerekiyor. Güneş gözlüğü alırken dikkat edilmesi gerekenler: • İyi bir güneş gözlüğü zararlı ultraviyole ışınları süzebilmelidir. • Gözlük camlarının renginin ve koyuluğunun ultraviyole ışınlarını kesme derecesiyle herhangi bir ilişkisi yoktur. • Kaliteli güneş gözlüklerinin birçoğu ultraviyole ışınların (UV-A ve UV-B) % 95’inden fazlasını süzerken bu oran % 99 ve daha yüksek de olabilir. Yazın özellikle alerjik göz hastalıklarında ciddi bir artış izlenmektedir. Ayrıca konjonktivit, göz nezlesi bu aylarda daha sık görülür. • Güneş gözlüğü seçimi, yüz şekline göre yapılmalıdır. Yüzü saran yanlardan ışık almayı engelleyen türdeki gözlükler tercih edilmelidir. Bunun yanında katarakt gelişimi ve sarı nokta hastalığının oluşumunda da güneş ışığı etkilidir. • Güneş gözlüklerinin kalite belgesi olması gerekir. Alınacak olan güneş gözlüğünün ultraviyole ya da mor ötesi ışınları kestiğine dair bir sertifikası mutlaka olmalıdır. Halk arasında gözde büyüyen et oluşumu olarak bilinen göz yüzeyinde kabarık kızarık kitleler de güneşle beraber büyüme gösterir. belli bir açıdan bakıldığında ekran görüntüsü kaybolabileceği için araçlarında bu tür göstergeleri olan sürücüler daha dikkatli olmalıdır. Sahte güneş gözlükleri farklı göz hastalıklarına neden oluyor. İyi bir güneş gözlüğünün ultraviyole ışınlarını önlemesi gerekirken, önlemeyen gözlüklerin kesinlikle takılmaması gerekmektedir. Sahte güneş gözlükleri kullananlar birçok göz problemleriyle karşı karşıya kalmaktadır. Ucuz olmasından dolayı kesinlikle sahte güneş gözlükleri tercih edilmemeli. Gözlük, mutlaka sertifikası olan mağazalardan alınmalı. Sahte güneş gözlükleri aldatıcı bir karanlık oluşturarak, gözbebeğinin büyümesine neden oluyor, büyüyen gözbebeği, tüm ultraviyole ışınlarını gözün içine alır. Bu da kısa süreli kullanımda gözde kızarmaya neden olurken, uzun süreli kullanımda katarakt, göz bebeğinde et yürümesi (Pterjium) ve retinada yanıklara neden olabiliyor. Bu nedenle gözleri korumak için sertifikalı güneş gözlüğü kullanılmalı ya da hiç kullanılmamalıdır. Çocuklar daha hassas! Çocuklarda göz merceğinin ultraviyole ışınları süzebilme yeteneği yetişkinlere göre daha azdır. Bu sebeple her yaştaki çocuklar ultraviyole ışınlarından korunmaya ihtiyaç duyar. Çocuklarda gözleri korumak için her türlü önlem alınmalı özellikle yüksek miyop varsa mutlaka güneş gözlüğü kullanılmalıdır. Ayrıca ebeveynler de çocukları güneş ışığının dik geldiği 10.00-16.00 saatleri arasında dışarı çıkarmamalıdırlar. Çocuk güneş gözlüklerinde ise %100 UV filtreli polarize camlar tercih edilmelidir. Dolayısıyla ebeveynler çocuklarda küçük yaşta güneş gözlüğü alışkanlığı kazandırmalı ve güneşin zararlı ışınlarından korunmak için sokağa çıkarken geniş kenarlı şapka takmaya özen göstermeleri gerekiyor. • Polarize camlı güneş gözlükleri ultraviyole ışınları süzerken, düz yüzeylerde oluşan ışık parlamalarını engelleyerek daha kaliteli bir görüş sağlama özelliğine sahiptir. Ancak polarize camlarla LCD ekranlara 35 Merkezlerimiz Bizden Haberler Sanat Dünyası Yine Avrupagöz’ü Tercih Etti! Avrupagöz Elazığ 2013 yılının Mayıs ayında faaliyete geçen Avrupagöz Elazığ Şubesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir” anlayışıyla ilerlemektedir. 2700 m² alana kurulan merkezimiz; modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman medikal kadrosu ile aylık 4000 hastaya muayene, 900 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir. Elazığ Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız Göz sağlığına önem veren ünlü sunucu ve manken İpek Tanrıyar Avrupagöz’de muayene oldu. Ünlü sunucu ve manken İpek Tanrıyar Avrupagöz Küçükçekmece Göz Merkezine giderek genel göz kontrolünden geçti. Herhangi bir göz şikâyeti olmadığını söyleyen Tanrıyar’ın muayenesini yapan Op. Dr. İsmail Hakkı Dede göz sağlığının yerinde olduğunun bilgisini verdi. Daha sonra Op. Dr. Dede bir yandan Tanrıyar’ın göz sağlığına dair merak ettiği soruları teker teker cevaplarken, diğer yanda da göz çevresi ve bakımı hakkında bir takım önemli bilgiler vermeyi de unutmadı. Op. Dr. Azat Alınak Op. Dr. Mehmet Kaan Kaya Göz sağlığında Avrupagöz’ü tercih eden Tanrıyar, muayene öncesinde Şube Müdürü Tahsin Kolsal ile bir araya gelerek son derece keyifli bir sohbet geçirdi. Tıp Eğitimi: Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi: Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Muayene sonrasında büyük bir keyifle hastaneyi gezen Tanrıyar, başta Op. Dr. İsmail Hakkı Dede olmak üzere, Şube Müdürü Tahsin Kolsal ve hastane çalışanlarına yoğun ilgiden dolayı teşekkür ederek hastaneden ayrıldı. Uzmanlığını Aldığı Klinik: Fırat Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Uzmanlığını Aldığı Klinik: Fırat Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Op. Dr. Sermal Arslan Tıp Eğitimi: Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Fırat Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Sürsürü Mah. Malatya Cad. No:1 Elazığ [email protected] 36 37 Merkezlerimiz Bizden Haberler AVRUPAGÖZ ENGELLİLERİ YALNIZ BIRAKMADI! Avrupagöz Isparta 2014 yılının Ocak ayında faaliyete geçen Avrupagöz Isparta Hastanesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir” anlayışıyla ilerlemektedir. 1250 m² alana kurulan merkezimiz; modern hastane olarak yapılan binamızda, son teknoloji cihazları ve uzman medikal kadrosu ile aylık 4500 hastaya muayene, 600 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir. Isparta Hastanemizde Görev Yapan Doktorlarımız AVRUPAGÖZ Grup Onursal Başkanı Ramazan Burak Telli’nin yönetim kurulu üyesi olduğu Engelsiz Yaşam Vakfı, Ankara’da "Dünya Down Sendromlular Farkındalık Günü" organizasyonuna ev sahipliği yaptı. Ankara Şube Müdürümüz Ali Salih Varınca ve ekibinin davet salonunda hazırladıkları Avrupagöz standını ziyaret eden misafirler gece öncesinde Avrupagöz hakkında bilgi aldılar. Op. Dr. Neşe Erten Op. Dr. Yenal Erten Tıp Eğitimi: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi: Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Op. Dr. Saadettin Özcan Onursal Başkanımız Ramazan Burak Telli ile Kurumsal İletişim ve Medya Direktörümüz Tayyar Işıksaçan’ın da katıldığı organizasyonda ayrıca TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Eşi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ve Eşi, Fener Rum Ortodoks Patriği Sayın Patrik I.Bartholomeos, Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, Kosova Sağlık Bakanı Imet Rrahmani ve Down Sendromlular Dans Grubu ile KKTC’den Down Sendromlu Dans 38 Grubu ile sanatçı Rafet ve Ceren El Roman çifti de hazır bulundular. Türkiye'de hizmet veren down sendromlular eğitim merkezlerinin yanı sıra geceye KKTC’den de katılım gerçekleşti. Geliri down sendromlu çocukların eğitiminde harcanmak üzere hazırlanan takvimde de yer alan Fener Rum Ortodoks Patriği Sayın Patrik I.Bartholomeos’a teşekkür plaketini Onursal Başkanımız Ramazan Burak Telli verdi. AVRUPAGÖZ Grup olarak birçok sosyal projenin destekçisi olduğumuzun altını çizen Telli, "AVRUPAGÖZ Grup üzerine düşen görevi her alanda yerine getirmekten gurur duyuyor. Bu kardeşlerimizin her zaman yanında yer almak ve adımızın onlarla anılmasıyla onurlanıyoruz" dedi. Tıp Eğitimi: Ankara Üniversitesi Antalya Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çelebiler Mah. 1414 Sk. No: 22 Isparta [email protected] 39 Merkezlerimiz Bizden Haberler 6 AYLIK BEBEĞİN DÜNYASI AYDINLANDI 6 Aylık Miraç bebek, Tekirdağ Avrupagöz Hastanesi’nde gerçekleşen katarakt cerrahisi ile sağlığına kavuştu. Miraç bebek henüz 6 aylık. 20 bin de bir görülen bir rahatsızlıktan dolayı sağ gözünde katarakt olduğu belirlendi. Aylardır çevresine puslu gözlerle bakan Miraç bebeğe Tekirdağ Avrupagöz Hastanesi’nde katarakt ameliyatı yapıldı. Türkiye’de göz sağlığı alanında hızla büyüyen Avrupagöz’ün, 2013 yılında Tekirdağ’da hizmet vermeye başlayan hastanesinde ilk kez 6 aylık bir bebeğe katarakt ameliyatı yapılmış oldu. Miraç bebek, genel anestezi altında 30 dakika süren bir ameliyatla görme kabiliyetine kavuştu. Bebeğin sağ gözündeki katarakt tamamen temizlendi. 6 aylık bebeğin gözünde neden katarakt çıkar? Operasyonu gerçekleştiren Tekirdağ Avrupagöz Hastanesi doktorlarından Op. Dr. Selim Serhan Aytekin, genellikle yaşlılarda görülen kataraktın yeni doğan bebeklerde ve çocuklarda doğumsal olarak görülebildiğini açıkladı. Op. Dr. Aytekin "20 binde bir olsa da bir yaşının altındaki bebeklerde de katarakt görülebiliyor. Biz bunlara 'konjenital katarakt' diyoruz. Doğuştan katarakt bir veya iki gözde görülebilir. Miraç bebek, iki yaşını geçtikten sonra ikinci bir operasyonla göz içerisine mercek yerleştirilecek" şeklinde konuştu. Avrupagöz Bağcılar 2013 yılının Eylül ayında faaliyete geçen Bağcılar Avrupagöz Şubesi, göz sağlığı alanında “Hizmetin en kutsalı insana verilendir” anlayışı ile ilerlemektedir. 2000 m² alana kurulu Merkezimiz, modern binası, son teknoloji cihazları, alanında uzman medikal kadrosu ve güler yüzlü personeli ile aylık ortalama 6000 hastaya muayene, 500 hastaya ameliyat kapasitesine sahiptir. Bağcılar Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız Op. Dr. Celaleddin Nayman Op. Dr. Abdulkadir Oduncu Tıp Eğitimi: Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi: Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Haseki Eğitim ve Araştırma Göz Kliniği Uzmanlığını Aldığı Klinik: Maltepe Üniversitesi Miraç bebek, bundan sonraki süreçte gözünde tembellik oluşmaması ve görmesinin düzene girmesi için gözlük kullanımına devam edecek. Mutluluk gözyaşlarına boğulan aile Miraç bebeğin etrafına daha anlamlı baktığını söyleyerek Op. Dr. Aytekin’e teşekkür etti. Hastanede ilgi odağı olan Miraç bebeğin kontrolleri Avrupagöz Tekirdağ Hastanesi’nde sıkı bir şekilde devam ediyor. Yavuz Selim Mah. 26 / 1 Sok. No:29 Bağcılar / İstanbul [email protected] 40 41 Merkezlerimiz Etkinlik Avrupagöz’e Bir Ödülde Magazincilerden 15.'si düzenlenen gecede internet medyası "Yılın En İyileri" ödül töreninde AVRUPAGÖZ Grubu yılın sağlık kuruluşu ödülünü aldı. Ataköy Sheraton İstanbul Hotel’de düzenlenen magazinci.com internet sitesinin gecesinde 2014’ün en iyileri ödüllerini aldılar. Buket Aydın Baykal, Cem Seymen, Ece Üner, Gülay Afşar katıldı. İş ve sanat dünyasının bir araya geldiği gecede grubumuz adına ödülü Onursal Başkanımız Ramazan Burak Telli aldı. 15.'si düzenlenen "Yılın En İyileri" ödül töreninde Onursal başkanımız Ramazan Burak Telli yılın girişimcisi ödülünü alırken AVRUPAGÖZ Grup’da yılın sağlık kuruluşu ödülünü aldı. Televizyon, müzik, medya, internet, siyaset, sinema, kategorilerinde ‘Yılın En İyileri’nin ödüllendirildiği geceye Türkiye’nin önde gelen sanat ve ekran yıldızlarının yanı sıra birçok ünlü ve seçkin davetli katıldı. Sağlık sektöründe olduğu kadar medya sektöründe de büyük ilgi gören AVRUPAGÖZ Gruba bir ödülde gazeteci Nurettin Soydan’ın sahibi olduğu magazinci.com internet sitesinden geldi. Geceye katılan ve ödül alanlar arasında Kadir İnanır, Serdar Gökhan, Muazzez Ersoy, Kıraç, Hande Yener, Berksan, Hande Subaşı, Ferman Toprak, Alişan, Çağla Şikel, Mustafa Topaloğlu, Oya Aydoğan, Pakize Suda, Zahide Yetiş, Yudum, Olcay Bolelli, Elif Kaya ile ekran yıldızları Ersin Düzen, Avrupagöz Kütahya 2014 yılının Haziran ayında faaliyete geçen Kütahya Avrupagöz Şubesi, göz sağlığı alanında “Hizmetin en kutsalı insana verilendir” anlayışı ile ilerlemektedir. 1500 m² alana kurulan merkezimiz, modern binası, son teknoloji cihazları, alanında uzman medikal kadrosu ve güler yüzlü personeli ile aylık ortalama 2000 hastaya muayene, 250 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir. Kütahya Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız Op. Dr. Hacı Koç Ödül töreninde bir konuşma yapan Telli, "Avrupagöz olarak medya emekçilerinin her zaman yanında yer aldık ve almaya devam edeceğiz. Bu akşam burada ödül hanemize bir yenisini ekliyoruz ve bunun bir medya grubundan olması bizi çok mutlu etti" dedi. Tıp Eğitimi: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 100. yıl Mah. Afyon Karayolu 3.km Süleymanoğlu Plaza Kütahya [email protected] 42 43 Merkezlerimiz Güncel Akıllı Telefon ve Tabletleri Çocuklarınızdan Uzak Tutun Avrupagöz Küçükçekmece Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hatice Karakaya son yıllarda giderek daha yaygın kullanılan, hatta günlük hayatın parçası haline gelen akıllı telefon kullanımının çocukların göz sağlığını olumsuz etkilediğini vurguladı. Yeni nesil kuşakların küçük yaştan itibaren akıllı telefon kullanmasının göz rahatsızlıklarında negatif etkisi olduğunu belirten Op. Dr. Hatice Karakaya, sürekli telefon ekranına yakın mesafeden bakmanın miyopinin tetiklediğini ve artmasına etken olduğunu açıkladı. Miyopi, bir göz kusurudur. Miyopi gözlerin yakındaki cisimleri net olarak gördüğü ama uzaktaki cisimleri net olarak göremediği bir durumdur. Araştırmalara göre, "American Academy Of Ophtthalmology" dergisinde yayımlanan, son yıllarda muayeneye gelen çocuklarda telefon ve tablet kullanımından dolayı miyopi rahatsızlığının artış gösterdiği saptanmıştır. Op. Dr. Karakaya özellikle yeni kuşağın hem okul hem de evde, başta bilgisayar, tablet ve telefon olmak üzere teknolojik aletlerle zaman geçirmesinin bu rahatsızlığı bir alışkanlığa dönüştürdüğünü ve çocukların çok yakın mesafeden bu araçları kullanmaması gerektiği yönünde uyardı. Günümüzde gözlük kullanma yaşının 4 - 5 yaşlara kadar indiğini belirten Op. Dr. Karakaya, bunda en büyük etkenlerden bir tanesi çocukların yakın mesafeden telefon ya da tablet kullanması olduğunu söyledi. Okuma mesafesi 40 - 50 cm olmasına karşın akıllı telefonları çok daha yakın mesafeden kullanmak, küçük cisimleri görmeye çalışmak, gözü yoruyor. Bu da miyobun ortaya çıkmasında önemli bir risk faktörü oluşturuyor. Çocuğunuzla beraber tablet kullanın Zamanın büyük bir kısmını tablette ve telefonda oyun oynayarak harcayan çocuğun gözünde uyum kasılması meydana geliyor. Göz içerisindeki lensin kasılı kalmasından dolayı miyop ortaya çıkıyor. Ebeveynler olarak çocuğunuzun vakit geçirmesini sağladığınız o akıllı telefonlar aslında onların küçük yaşta göz sağlığını tehlikeye atıyor. Bunun yanında hem göz sağlığı, hem ruhsal hem de bedensel sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Tablet ve akıllı telefon kullanımı 30’uncu aydan 13 yaşına kadar aile kontrolünde 44 Op. Dr. Hatice Karakaya Avrupagöz Tekirdağ 2013 yılının Aralık ayında faaliyete geçen Avrupagöz Tekirdağ Hastanesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir” anlayışıyla ilerlemektedir. 3500 m² alana kurulan merkezimiz; modern hastane olarak yapılan binamızda, son teknoloji cihazları ve uzman medikal kadrosu ile aylık 5000 hastaya muayene, 1200 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir. gerçekleşmeli. Genellikle bu yaşlardaki çocuklar otokontrol sağlayamadıkları için gelişim sağlayamazlar. Bu nedenle ailelerin özellikle altı yaşına kadar bu araçları çocuklarıyla birlikte kullanmaları gerekiyor. Çocuğunuzun göz muayenesini aksatmayın! Çocuklarda çok sayıda göz sorunlarının görülmesinin yanı sıra, gözlük ihtiyacı olup kullanmamanın da miyop rahatsızlığının artması yönünde ciddi bir etken olarak kaydedilmektedir. Bu sebeple göz sağlığında erken teşhis ve tedavi önemli bir yer almaktadır. Çocuklarda ilk muayene bir yaşında, ikinci muayene üç yaşında, okul öncesi muayene ise beş yaşında mutlaka bir göz hekimi tarafından yapılmalıdır. Çocuklarınızın okul ve sosyal başarı ve gelişimini engelleyen göz hastalıkları için zamanında önleminizi almada fayda var. Tekirdağ Hastanemizde Görev Yapan Doktorlarımız Op. Dr. S. Serhan Aytekin Op. Dr. Nurcan Sonat Tıp Eğitimi: İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi: GATA Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: GATA Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: GATA Tıp Fakültesi Op. Dr. Reya Çelebi Tıp Eğitimi: Trakya Üniversitesi Tıp Fkültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Kartal Devlet Hastanesi Hürriyet Mah. İstanbul Yolu Üzeri Dereağzı Yalıkolu Mevkii No: 4 Tekirdağ [email protected] 45 Merkezlerimiz Etkinlik Galatasaraylı Eski Futbolculardan Anlamlı Maç Avrupagöz Malatya 2014 yılının Ocak ayında faaliyete geçen Avrupagöz Malatya Şubesi, göz sağlığı alanında “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir” anlayışı ile ilerlemektedir. 2000 m² alana kurulan merkezimiz, modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman medikal kadrosu ile aylık 3500 hastaya muayene, 250 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir. Malatya Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız Galatasaraylı eski futbolcular, down sendromlu çocuklarla Florya Metin Oktay Tesisleri’nde gösteri maçı yaptı. Aşık, Ergün Penbe, Hakan Ünsal yer alırken AVRUPAGÖZ Grup adına da Onursal Başkanımız Ramazan Burak Telli forma giydi. AVRUPAGÖZ Grup ana sponsorluğunda Engelsiz Yaşam Vakfı'nın düzenlediği "21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık" organizasyonuna iş ve spor dünyasının ünlü isimleri katıldı. Down sedromlu çocuklar ile eski sarı kırmızılı yıldızların maçı adeta bir eğlenceye dönüştü. Futbol sahasında oldukça heyecanlanan çocuklar yapılan karşılaşmada top koşturdular. Renkli görüntülere sahne olan mücadelede, çocukların eğlenceli zaman geçirdikleri görüldü. bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyduk. Keyifli dakikalar geçirdik. Bugün onların heyecanına ortak olmak bizi heyecanlandırdı" dediler. Op. Dr. Murat Uğuralp Op. Dr. Faruk Kapu Tıp Eğitimi: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi: Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Uzmanlığını Aldığı Klinik: Ankara Ulucanlar Göz Hastanesi Oldukça keyifli geçen maç bitiminde kameralar karşısına geçen Ramazan Burak Telli, Hakan Ünsal, Bülent Korkmaz ve Emre Aşık "Her zamanki gibi bu sosyal sorumluluk projesinin Galatasaray spor kulübünün Florya Metin Oktay Tesisleri’nde "Sizinle tamamız" sloganıyla gerçekleşen organizasyonda, UEFA ve Süper Kupa şampiyonluğu yaşayan takımın oyuncularından Bülent Korkmaz, Emre 46 Efsanevi oyuncularımız, karşılaşmanın ardından down sendromlu çocuklarla hatıra fotoğrafı çektirdi. Atatürk Cad. 1. Ara No: 14 Malatya [email protected] 47 Müşteri temsilcilerimizin eğitimlerini sürekli tazeleyerek onları donanımlı ve yeterli hale getirmeye çalışıyoruz. Yaptığımız hasta memnuniyeti aramaları ile kendimizi ölçme ve değerlendirme şansı buluyor ve eksiklerimizi bu yönde tamamlıyoruz. Şikâyet yönetimi konusunda özellikle çok hassas davranıyoruz. Röportaj Çağrı Merkezi Avrupagöz Grubu sağlık alanında yetkin, dinamik ve tecrübeli temsilcileri ile 7/24 0850 520 00 00 numaralı telefon hattından "Çağrı merkezi" hizmeti sunuyor. Avrupagöz çağrı merkezini arayarak randevu alma, göz merkezi, anlaşmalı kurumlar, doktorlar ve göz rahatsızlıkları hakkında bilgi edinme, öğrenme gibi pek çok hizmetten faydalanmanız mümkün… Avrupagöz Çağrı Merkezi Yöneticisi Beyza Denizhan ile hastane, hasta ve yakınları arasında köprü vazifesini üstlenen "Çağrı merkezi çalışmaları ve önemini" sizler için derledik. Ayrıca www.avrupagoz.com.tr üzerinden gelen online randevu, online iletişim ve doktorunuza sorun bölümleri de çağrı merkezi tarafından cevaplanmaktadır. Hastalarımızı bilgilendirmek amacı ile belirli dönemlerde sms çalışmaları da yapmaktayız. Bizlere çağrı merkezinin önemini anlatır mısınız? Beyza Denizhan kimdir? 1981 İstanbul doğumluyum. Öğrenim hayatımın tamamını İstanbul’da bitirdim. Çağrı merkezi sektörü ile ilk tanışmam 2000 yılında Telsim’de müşteri temsilcisi olarak göreve başlamam ile oldu. Daha sonra eğitmen, takım lideri ve yönetici olarak kariyerime çağrı merkezi sektöründe devam ettim. Şu anda Avrupagöz çağrı merkezinde yönetici olarak kariyerime devam etmekteyim. Çağrı merkezi çalışmalarından bahseder misiniz? Avrupagöz çağrı merkezinde 24 saat İnbound çağrı karşılanmakta, Outbound aramalarla hastanemizde operasyon geçiren hastalarımızın memnuniyetleri ölçülmekte. Sosyal medya üzerinden gelen talepler karşılanmakta. 48 90’lı yıllardan itibaren çağrı merkezleri firmaların asıl yüzü olmuştur. Çünkü firma ile aranızda ki bağ çağrı merkezi ile kurulur. Aldığınız hizmetin iyi ya da kötü olması durumunda bir şeyler söylemek istediğinizde karşınızda sadece bir kişiyle muhatapsınızdır. Bu kişide çağrıyı karşılayan müşteri temsilcisidir. Sizi yönlendirir, dilek ve şikâyetlerinizi alır. Müşteri temsilcisi, bir firmanın sese bürünmüş halidir. Bu sebeple müşteri temsilcisi sadece telefona bakan kişi konumundan uzak olmalıdır. Bir firmanın müşterilerine, hastanenin hastalarına dokunduğu ilk birimlerin başında çağrı merkezi gelir. Bu durum firmalar açısından da oldukça önemli bir yer tutar. Çağrı merkezinden alınan olumlu ya da olumsuz geribildirimlere göre kendilerini hangi yönde geliştirmeleri gerektiğini belirleyebilirler. Kısaca özetlemek gerekirse çağrı merkezinin hem hizmeti alanlar hem de bu hizmeti verenler açısından önemi büyüktür. Çağrı merkezi firma ile müşteriler arasında köprü görevi görür, müşteri sadakatinin artmasında olumlu yönde etki sağlar, hizmet süreç iyileştirmeleri için geri besleme oluşturur, müşteri memnuniyetini artırır ve şirket imajına olumlu katkıda bulunur. Bana göre müşteri temsilcisinde olması gereken en temel özellikler; • İyi bir dinleyici olmalı, • İhtiyaçları tanımlamalı, • Hastaların kendilerini önemli ve değerli hissetmelerini sağlamalı, Sizce müşteri temsilcisinde hangi nitellikler olmalıdır? • Hastaların, nasıl bir sistemde hizmet verdiğimizi anlamasına yardım etmeli, Çağrı merkezinde çalışanların en önemli özelliklerinin başında "empati kurabilme" gelir. Bunun dışında sabırlı ve pratik olunmalıdır. Karşınızda ki kişiyi anlamalı, onu dinlerken sabır göstermeli ve pratik çözümler üretebilmelisiniz. Agent bir kalıba konmamalıdır karşılaştığı duruma göre şekil alabilmelidir. • Nasıl özür dileyeceğinizi bilmeli ve en önemlisi ‘Evet’in gücünü bilmeli. Makul olduğu sürece hastalarımızın her isteklerine karşılık verebilmeliyiz. İşbaşı yapan personellere çağrı merkezi ile ilgili gerekli eğitimler veriliyor ama daha sonrası kişinin kendisiyle bağlantılı. Yukarıda söylediğim özelliklerin dışında en önemlisi bu işi ne kadar severek yaptığınız. Çünkü bizi bir adım daha öteye taşıyan hastalarımızdan gelen geri dönüşler olacaktır. Bu nedenle bize iletilen istek, öneri, şikâyetleri oldukça dikkate alarak değerlendiriliyor ve hastalarımıza konu hakkında mutlaka geri dönüş sağlıyoruz. Avrupagöz çağrı merkezi hizmetlerinden bahsedecek olursak… Hastanemizin web sitesi üzerinden yapılan online randevu başvurularına, çağrı merkezimizce titizlikle ve en hızlı sürede dönüşler yapılıyor. göz merkezlerimize ve hastanelerimize nasıl ulaşacaklarına kadar pek çok konuda bilgi alabiliyorlar. Hasta ve hasta yakınları çağrı merkezimiz aracılığıyla haftanın 7 günü göz merkezleri ve hastanelerimize ulaşabilirler. Konusunda uzman ve eğitimli temsilcilerimiz ile bu hizmeti etkin ve hızlı bir şekilde veriyoruz. Bu da hasta ve hasta yakınlarına zaman kazandırıyor. Öneri, şikâyet ve beklentilerini de bir telefon ile kurumumuza iletebiliyorlar. İletişim hızımızı arttırmak ve daha verimli hale getirmek için sürekli kendimizi geliştiriyoruz Hasta ve hasta yakınları ile bilinçli olarak kurulan, hızlı ve etkin iletişimin kurumumuza olumlu etkilerini de gözlemliyoruz. Tıbbi hizmetlerimiz ile ilgili randevu alma, bilgi edinme gibi işlemleri, çağrı merkezimiz aracılığıyla yüksek standart ve kalitede sunmayı önemsiyoruz. Peki, çağrı merkezindeki hedefleriniz nelerdir? Çağrı merkezi hizmetini profesyonel olarak yürütmenin yanında tüm görüşmeler gizli tutularak kayıt altına alınmaktadır. Hedeflerimizin başında tabii ki hastalarımıza hep daha iyi kalitede bir hizmet sunmak geliyor. Hasta ve hasta yakınları randevu hizmetleri ve genel bilgiler dışından da, Artık açıköğretim ve örgün öğretimde eğitim veren üniversitelerde çağrı merkezi bölümleri var, bu da yaptığımız işin meslek olarak adlandırılması adına olumlu bir gelişme. Bu meslekte en iyi tecrübeyi tabii ki çağrı merkezinde uzun süre çalışarak ediniyorsunuz. 49 Medikal Direktörümüz Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan'ın objektifinden... Doğu Karadeniz'in İncisi ŞAVŞAT O doğaya aşık bir doktor… Yıllardır başarılı bir göz hekimi olarak görevini sürdüren ve Tıp fakültesini bitirdiği günden bu yana yüzlerce kişinin gözlerini tedavi eden Avrupagöz Medikal Direktörü Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan tam bir doğa aşığı… Yemyeşil yaylaları, karlı yüksek dağları, tepeleri, tarihi kiliseleri, köprüleri ve camileri, dağların doruklarındaki doğa harikası Karagölleriyle Türkiye’nin saklı cennetleri arasında gösterilen Artvin, sessiz ve kendine özgü bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyor bizlere. 1948 Artvin doğumlu olan Prof. Dr. Doğan, hekimliğin yanı sıra; doğa ile iç içe olmak, gezmek, fotoğraf çekmek onun için bir yaşam tarzı. Prof. Dr. Doğan, adeta bir yeryüzü cennetini andıran, renklerin binbir tonunu barındıran Şavşat’ı; doğduğu toprakları sizler için fotoğrafladı. İşte Karadenizin incisi Şavşat’tan mükkemmel kareler ve bilmediğiniz her şey... 50 Köylerden Ponoramik Görünüm Şavşat, Doğu Karadeniz’in doğusunda dört yanı sıra dağlarla çevrili, dört mevsimin bir arada yaşandığı, Anadolu ve Kafkas kültürünün harmanlandığı, yoğrulduğu, beyaz köpüklü çağlayan berrak sularında kırmızı benekli alabalıkların oynaştığı, yemyeşil tepelerin yıldızlarla buluştuğu, buz gibi pınarlarının çağladığı, misafirperver insanlarının yaşadığı, görülmeye değer doğa harikası bir cennet. Uzunluğu 35 km olan Artvin baraj gölünü geçtikten sonra sizlere Şavşat güzergâhını gösteren yeşilin değişik tonlarıyla bezenmiş, o güzelim ağaçları ve Çoruh nehrinin ana damarlarından olan; Şavşat suyunu takiben Şavşat’a ulaşabilirsiniz. Özellikle yaz ayları için en uygun ulaşım ise Kars havalimanıdır. Kars havalimanından çıkınca sizleri selamlayan gelincik tarlalarını takiben, yol boyunca hayvan sürülerinin yayıldığı rengarenk çiçeklerle bezenmiş otlakların, tarla ve çayırlıkların arasından ilerleyerek, bol bol fotoğraf çekebileceğiniz güzel yaylalardan geçerek Ardahan iline ulaşırsınız. Göl manzaralı seyahat etmek ve balık yemek isterseniz Çıldır gölünden ve Çıldır ilçesinden geçerek Ardahan’a ulaşabilirsiniz. Yine burada ilçeye bağlı tüm köylerin hemen hemen hepsinde keşfedilmemiş nice doğal güzellikler mevcuttur. 51 Karadeniz’i özgürce yaşayın... Şavşat, doğuda Ardahan ili ve Hanak ilçesi, Kuzeydoğuda Posof ilçesi, güney ve güneybatısı Artvin ilinin Ardanuç ilçesi, batısı Artvin merkez, Borçka ilçesi ve Kuzeyden Gürcistan Devleti ile çevrilmiştir. Ciritdüzü Köyü Evleri Ovadan ayrılıp Sahara dağına tırmanış, çam geçidinin güzelliğini anlatmak çok zor olsa da araçlardan inip o havayı teneffüs etmek, bol bol fotoğraf çekmek gelir içinizden. Çam geçidini geçip Kocabey yaylasına vardığınızda sizleri büyüleyen o muhteşem doğayla göz göze gelirsiniz. Sahara dağının kıvrılan yollarından inerken, doğa harikası yaylaları, mezraları ve köyleri geçerek Kars havalimanına 137 km uzaklıkta ki bu dünyanın ve Doğu Karadeniz’in cennet köşesine varırsınız. Bu cennet ilçeden direkt Artvin, Ardahan, Rize, Trabzon ve Erzurum’a, Ankara, Bursa, İstanbul ve Samsun illerine ise Artvin merkez üzerinden gidiş ve dönüş, otobüs - minibüs seferleri bulunmaktadır. Doğu Karadeniz'in en uzak yerleşim yeri olan bu güzel bölgeye yolu düşenler; kuş gözlemciliği, bitki gözlemciliği, yaban hayvanları gözlemciliği, doğa yürüyüşü, kaya tırmanışı, av turizmi, dağ turizmi, jeep safari, foto safari, kamp ve karavan turizmi gibi pek çok aktiviteler yapabilir. Konaklama yapabileceğiniz otel, motel, pansiyon gibi konaklama tesislerinin yanında ev pansiyonculuğu da yapılmaktadır. Kocabey Kışlası Şavşat’ta kaldığınız sürede kışın üzerinde top oynayabileceğiniz şekilde buz tabakası ile örtülü olan, yaz aylarında ise görenleri büyüleyen karagöl’ü, yüzen adalarında bulunduğu boğa gölü, kız gölü gibi irili ufaklı birçok gölleri olan arsiyan yaylası, cancır yaylası, cengelek yaylalarını gezebilirsiniz. Yine cevizli köyündeki Tibet Manastırı gibi tarihi yerleri, şellaleleri ve daha birçok güzellikleri gezip görme fırsatı bulabilirsiniz. Özetle, tarihi varlıkları ve tabiat güzellikleri ile Şavşat, Doğu Karadeniz'de görülmesi gereken bir ilçedir. 1317 km²’lik dağlık ve engebeli bir arazi üzerine yayılmış bulunan Şavşat ilçesinin dört yanı yüksek dağlarla kaplıdır. 3537 metreye yükselen karçal dağları, batı ve kuzeybatı yönünü sınırlandırır. Kuzeyde 3000 metreyi aşan göze dağı ve cin dağları bulunmaktadır. Doğuda Ardahan, Artvin sınırlarını teşkil eden yalnızçam silsilesinden 2650 metre yükseklikteki sahara dağları, Güneyde ise 3050 metreyi bulan bilbilan dağları vardır. Şavşat ardanuç sınırı teşkil eden barevan sırtları 2000 metreyi bulmaktadır. Çevrede bulunan göllerin en büyüğü bilbilan dağlarında bulunan bilbilan karagöl’dür. Göl sularından sulama suyu olarak da istifade edilir. Meşeli Köyü orman içi mevkiinde Milli parklar kapsamı içerisinde bulunan ikinci bir Karagöl mevcut olup piknik yapılarak rahatlanabilecek, şehrin gürültüsünden kurtulup doğayla iç içe olunabilecek, bir ortam özelliği içerir. Tertemiz havası ve eşsiz güzelliği ile insan kendisini ayrıcalıklı hisseder burada. Pınarlı köyü yakınlarında balık gölü Arsiyan yaylasında ise Kız gölü, Boğa gölü ve Koyun gölü isminde göller bulunmaktadır. İlçe dahilinde şifalı maden suları mevcuttur. Bunlardan Çermik Köyündeki sıcak su Romatizmal hastalıklara çok iyi gelmektedir. İlçe bitki örtüsü bakımından zengindir. Zengin orman alanları mevcut olduğu gibi alçak rakımlı yerlerde her türlü geniş yapraklı ağaçlara da rastlanır. Şavşat ilçesinde bulunan KaragölSahara Milli Parkı iki ayrı sahadan oluşmaktadır. Bunlar karagöl ve sahara yaylasıdır. Karagöl, Şavşat ilçesinin 45 km kuzeyinde meşeli köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Sahara ise Şavşat ilçe merkezine 17 km uzaklıkta bulunmaktadır. Karagöl ve çevresinde genel olarak paleojen ve neojen arazileri yer alır. Kayaçlar genellikle sedimenter kökenlidir. Göl çevresi ladin ve çamların meydana getirdiği yoğun ormanlarla kaplıdır. Bu doğal öğelerin ördüğü karagöl, ender manzara güzelliklerine sahiptir. Ayrıca gölün kuzeydoğusundaki bagat mevkii ve çevresinde çim kayağı pisti niteliğine sahip alanlar mevcuttur. Tamamen doğal botanik park konumunda olan bu güzel ilçede, yaz ve kış turizminin yanında alternatif turizm çeşitlerine de uygundur. Kısacası Şavşat bir şehirden, kasabadan, kent kültüründen yeni medeniyetlere açılan bir kapıdır. Sizi kendisine çağıran bu şirin ilçenin baştan sona tüm doğal güzellikleri size yorgunluğunuzu unutturacak. Karagöl 52 53 Yemek KURU DOMATES ÇORBASI Malzemeler • 1 Kase domates kurusu • 1 tatlı kaşığı biber salçası • 1 tatlı kaşığı domates salçası • 1 çorba kaşığı tereyağı • 2 çorba kaşığı un • 2 diş sarımsak • 1 su bardağı et suyu • 1 çay kaşığı tane karabiber • Su • Tuz Hazırlanışı Domates kurusunu üzeri biraz geçecek kadar soğuk suda yarım saat kadar bekletin. Bu arada tencereye tereyağını alarak eritin. İçerisine unu ekleyip kavurmaya başlayın daha sonra sarımsağı rendeleyip ekleyin. Domates salçası ile biber salçasını ekledikten sonra kavurmaya devam edin. Domates kurusunu suyu ile birlikte çorbaya ekleyin. Et suyu, tuz ve biraz daha su ile pişirin. Çorba pişince domates kurularını robottan geçirin. Çorba piştikten sonra 3-4 dilim ekmeği küp şeklinde doğrayıp 1-2 kaşık tereyağında geniş bir tavada kızartın. Servis öncesi küp doğranmış ekmekleri üzerine ekleyerek yiyebilirsiniz. ROKA SALATASI Malzemeler • 1 demet roka • 2 adet orta boy domates • 1 adet salatalık • 1 adet küçük kuru soğan • Yarım kahve fincanı zeytinyağı • Yarım kahve fincanı sirke • 1 çay kaşığı tuz • 50 gr. ceviz içi (İsteğe bağlı) Hazırlanışı Rokanın kök kısmını kesip güzelce yıkayın ve bir müddet soğuk suyun içinde bırakın. Soğanı, domatesleri ve salatalığı dilim dilim kesin. Sirkeyle zeytinyağını güzelce karıştırın. Rokayı süzüp servis tabağına aldıktan sonra dilimlediğiniz malzemeleri ekleyin. Sosunu üstüne döküp bekletmeden servis yapın. İsterseniz üstüne ceviz de serpebilirsiniz. GÜLLAÇ Malzemeler ÇÖKERTME KEBABI Malzemeler • 1 kilo biftek • 6 adet patates • 4 yemek kaşığı yoğurt • Sıvı yağ • 10 yaprak güllaç • 1,5 litre süt • 2 su bardağı şeker • Çekilmiş ceviz • 2 yemek kaşığı gül suyu (İsteğe göre) Etleri marine etmek için: • 3 - 4 yemek kaşığı sızma zeytinyağı • 2 yemek kaşığı sirke • 3 diş doğranmış sarımsak • File Fıstık • Ceviz • Nar tanesi Hazırlanışı Etleri uzun şeritler halinde doğrayın ve bir kaba alın. Üzerine marine etmek için gerekli olan malzemeleri koyup elinizle iyice yoğurun ve kabın ağzını kapatıp buzdolabına kaldırın. 5 - 6 saat marine edin. Patatesleri incecik doğrayıp yağ kızdırdığınız genişçe bir tavada kızartın. Yoğurdu ayrı bir kapta, bir tel çırpıcı ile iyice çırpın. Marine ettiğiniz etleri yağsız, iyice kızdırdığınız bir döküm tavada pişirin. Tabağınıza önce kızarttığınız patatesleri, üzerine yoğurdu, en üste de pişirdiğiniz etleri koyup sıcak servis yapın. http://www.tumayinmutfagi.com/TarifYorum-627-yemek-tarifleri_cokertme-kebabi.htm 54 Üzeri İçin: Hazırlanışı Sütü ve şekeri tencereye alarak ısıtın, şekerler tamamen erisin. Sütü oda sıcaklığında ılınmaya bırakın. Güllaç yaprağının parlak kısmı üste gelecek şekilde derince bir tepsiye koyun. Üzerine her yanı ıslanacak şekilde bir iki kepçe süt dökün. Beş güllaç yaprağına aynı işlemi tekrarlayarak beşinci katı da ıslattıktan sonra bu kata ceviz serpin ve üzerine diğer güllaç yapraklarını aynı şekilde ıslatarak serin. Kalan şekerli sütten bir su bardağı kadar alarak içerisine 2 yemek kaşığı gül suyu ekleyip tatlının üzerine gezdirin. Sonra buzdolabında soğumaya bırakın. En az 2 - 3 saat dinlendirdikten sonra üzerini isteğe göre süsleyerek servis edebilirsiniz. . AFIYET OLSUN... 55 Anlaşmalı Kurumlar Özel Sigortalar • Güneş Sigorta • Demir Hayat Sigorta • Ergo Sigorta • Mapfre Genel Sigorta • Mapfre Tamamlayıcı Sağlık Sigortası • Axa Sigorta • Axa Tamamlayıcı Sağlık Sigortası • Allianz Sigorta • Yapı Kredi Sigorta • Acıbadem Sigorta • Acıbadem Tamamlayıcı Sağlık Sigortası • Ray Sigorta • Ray Tamamlayıcı Sağlık Sigortası • Türkiye Büyük Millet Meclisi • Groupama Sigorta • Groupama Tamamlayıcı Sağlık Sigortası • Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi • Ak Sigorta • Cgm Group Medical • Fortis Bank Sandık (Çalışan ve Bağımlıları) • Eureko Sigorta • Eureko Tamamlayıcı Sağlık Sigortası • Ziraat Sigorta • Ziraat Tamamlayıcı Sağlık Sigortası • Sompo Japan Sigorta (Fiba) • Zurich Sigorta • Hdı Sigorta • Halk Sigorta (Birlik) • Generali Sigorta • Ace European Sigorta • Ankara Anonim Türk Sigorta • Türk Nippon Sigorta • Inter Partner Asıstance • Işık Sigorta - Acil Tedavi Sigortası • Ray Sigorta - Acil Tedavi Sigortası • Ray Sigorta - Medline Acil Tedavi Sigortası • Axa Ppp • Life Guıde Card (Ttı Grup) • Sbn Sigorta Acil Tedavi Sigortası • Cenoa Sigorta Acil Tedavi Sigortası • Medline Sağlık Paketi ve Acil Tedavi Sigortası • Güneş Sigorta Acil Tedavi Sigortası • Deniz Emeklilik Acil Tedavi Sigortası • Metro Turizm Seyahat Organizasyon • Ing Emeklilik Acil Tedavi Sigortası • Mta Grup • Benefit Card • Benefit Global Aıg Card • Benefit Global & Fortis Bank İş Birliği İle İlaç Tasarruf Planı Card • Bank Asya Platinum Card • Dr. Back-Up Kişisel Sağlık Sistemi Temel Sağlık Paketi Acil Tedavi Sigortası • Halk Sigorta Acil Tedavi Sigortası • Türkiye Assist Card • Safıran Travel Vip Assistance Card • Dr. Back-Up Kişisel Sağlık Sistemi & Fortis Bank Card • Life Center (Medikamed Sağlık) (Medika Group) • Dr. Back-Up Kişisel Sağlık Sistemi • Back-Up Kişisel Sağlık Sistemi • Ipa Card • Ipa Privilege Card • Türkiye Ekonomi Bankası • Tıcket Restaurant - (Ipa) Asistans Hizmetleri • Life Partner Card • Türkassistcard • Allianz Sigorta Tamamlayıcı Sağlık Sigortası • Demir Hayat Sigorta Tamamlayıcı Sağlık Sigortası CGM Sağlıkta Avantajlar Dünyası • Medline Box Üyeleri Bireysel • Medline Box Üyeleri Kurumsal • Groupama Emeklilik • Kobi Sağlık Paketi Üyeleri • Roche Diagnostik • Assist Line • Ege Sigorta • Hdı Sigorta Acil Sağlık Sigortası • Hdı-Gs Sigorta - Galatarasay Aslan Yürek - Aslan Taraftarım Güvende • Ace Group Sigorta Üyeleri • Care& Create (C&C) • Mobile Plus Asist • A-Prestige Card • Türk Asist Card Anlaşmalı Kurumlar • Bilgi Ve Teknolojileri Kurumu • Care & Create Kry Grup • Remo Grup Telekomünikasyon (Türkasist) • Medical Life Group (Gökyüzü Sağlık Yaşam Destek Hizmetleri) • Medilap Asist • Luc Global (Vip Hayat) • Benefit Global • İstanbul Sanayi Odası • İstanbul Ticaret Odası • Tavşanlı Ticaret Odası (Kütahya) Özel Sandıklar • Türkiye Halk Bankası Emekli Sandığı Vakfı • Şekerbank - Personeli Sosyal Sigorta Sandığı Vakfı • Ptt Sağlık Yardım Sandığı • Türkiye İş Bankası Mensupları Emekli Sandığı • Yapı Kredi Bankası Mensupları Emekli Sandığı • Türk Telekom Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı • T.C. Ziraat Bankası Emekli Sandığı Vakfı Okullar • Özel Uğur Dersanesi • Kültür Koleji • Aydın Üniversitesi • Bank Street Dil Okulları • Early Amerikan English Spor Kulubü, Dernek, Sendika ve Odalar • Fiader • Öz Gıda İş Sendikası • Tes-İş Sendikası İstanbul • Harb-İş Sendikası • Çorlu Şehir Klübü Derneği • Trakya Emlak Müşavirleri Derneği • Çorlu Gazeteciler Derneği • Çorlu İş İnsanları ve Sanayiciler Derneği • Trakya Aktif Genç İş Adamları Derneği • Tuv-Sud Türkiye Emekliler Derneği Bankalar • Denizbank • Bankasya • Şekerbank • TEB • Halk Bankası Emekliler Sandığı Şirketler • İspark • Spor • Mercedes-Benz Türk Electrolux • Cisco Yazılım • Derindere Turizm Otomotiv • Hamidiye • İstanbul Halk Ekmek • Armada Otel • Matraş Deri • İstanbul Şehir Hatları İstanbul • Deniz Otobüsleri Altur Turizm • Horoz Lojistik • Hürriyet Gazetecelik • Kaya Ramada Plaza • Samsung • Eren Raf • Bayer Kimya • Sistem Alüminyum • Korozo • Pekom • Ülker Çikolata • Pelit • Deva Holding • Dizayn Grup • Wyndham Hotel • Wow Otel • Anadolu Kimya • Yaysat • Altınbaş Altın • Angora Halı • İstanbul Seyahat • İsmak • İgdaş • Beltur • Kral Fm (Kral Tv) • Türfad • Pepsico Çorlu Fabrika • LCW • Hattat Holding • Doğuş Otomotiv • Şimşek Ege Etiket • Akkim Yapı Kimyasalları • Not: Alacağınız hizmet çeşitliliğine bağlı olarak sigorta koşulları değişiklik gösterebilir. Lütfen detaylı bilgi isteyiniz. 0850 520 00 00 Kültür / Sanat MUCİZELER YAĞARKEN / KRİSTİN HANNAH Bazen bağışlamak, umut etmek ve mucizelere inanmak gerekir. Hayatının en büyük ihanetine uğrayan, terk edilen ve çok zor bir yıl geçiren Joy Candellaro, noel yaklaşırken hep hayalini kurduğu maceraya atılmaya karar verir. Joy hayallerle gerçeğin arasında bocalarken umudun peşinden gitmeyi seçer ve bir mucizeye tanıklık eder. BEN BENİM / EDDI ANTER Ölümün varlığına rağmen "Ben kimim, nereden geldim ve nereye gideceğim" sorularına cevap ararken kitap boyunca okuyucunun yaşayacağı serüven daha anlamlı ve daha değerli bir hal alıyor. "Kural olarak, insan, olmasını umduğu şeye inanır." ALLAH SEVEN KALPLERDEDİR / GANİRE PAŞAYEVA Allah'a ancak aşkla varılır… Allah aşkının var olan bütün sevgilerin kaynağı olduğu, sevgisiz hiçbir kalpte Allah'ın var olamayacağı tezine dayanan "Allah Seven Kalplerdedir" kitabı okurun kalbine dokunmayı, yüzünde bir tutam ümit yeşertmeyi yeğliyor. 58 Esentepe Mahallesi T. Erdönmez Sokak No: 7 Esentepe - Şişli / İstanbul 0 (212) 288 19 60 Bizi Takip Edin!.. /avpgoz /avrupagoz /+avrupagoz /avpgoz /avrupagoz /avrupagoz