KRONİK SOLUNUM YETMEZLİĞİ OLAN KİFOSKOLYOZ

advertisement
T.C.
Sağlõk Bakanlõğõ
Süreyyapaşa Göğüs Hastalõklarõ ve
Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştõrma Hastanesi
Şef Doç.Dr.Reha Baran
KRONİK SOLUNUM YETMEZLİĞİ OLAN KİFOSKOLYOZ
HASTALARINDA ALTI DAKİKA YÜRÜME MESAFESİ
(UZMANLIK TEZİ)
Dr. Ayşem Aşkõm Öztin Güven
İSTANBUL 2008
1
TEŞEKKÜR
Asistanlõk eğitimimde bilgisini ve deneyimlerini paylaşma olanağõ bulduğum, birlikte
çalõşmaktan mutluluk duyduğum değerli hocam Doç.Dr.Reha Baran’a,
Sağladõğõ olanaklarla uzmanlõk eğitimimi başarõyla sürdürmemi sağlayan Hastanemiz
Başhekimi Doç. Dr.Adnan Yõlmaz’a,
Asistanlõk eğitimimin ilk 3 yõlõnda eğitimimde emeği geçen Şef Doç.Dr.Haluk C.Çalõşõr’a,
Tez konumun seçiminde, tezimin her aşamasõnda yardõm ve desteğini gördüğüm, çalõşma
azmine ve yaşam enerjisine hayran olduğum tez danõşmanõm Uz. Dr. Zuhal Karakurt’a,
Eğitimim süresince bilgi ve deneyimlerinden yararlandõğõm Klinik Şef’lerimiz Şef Dr. Hatice
Türker, Şef Dr.Tülin Kuyucu, Şef Dr. Esen Akkaya, Şef Doç. Dr. Turan Karagöz, Şef Dr. Armağan
Hazar, Şef Dr. Melahat Kurutepe, Şef Doç. Dr. Atilla Saygõ’ya ve eski başhekimimiz Doç.Dr.Semih
Halezaroğlu’na, Göğüs Cerrahisi Klinik Şef’lerimiz , Şef Dr. Ali Atasalihi, Şef Doç. Dr. C. Asõm Kutlu ve
Şef Doç. Dr. İrfan Yalçõnkaya’ya,
Rotasyonlarõm boyunca eğitimime katkõlarõndan dolayõ S.B. Haydarpaşa Numune Eğitim ve
Araştõrma Hastanesi Başhekimi Doç.Dr.Hacõ Mehmet Sökmen, Kartal Lütfi Kõrdar Eğitim ve Araştõrma
Hastanesi Enfeksiyon Hastalõklarõ Klinik Şefi Dr.Serdar Özer, Göztepe Eğitim ve Araştõrma Hastanesi
Radyodiagnostik Klinik Şefi Dr.İhsan Kuru’ya,
Asistanlõğõm süresince kendilerinden çok şey öğrendiğim, çalõşmaktan mutluluk duyduğum,
her zaman sevgi ve saygõyla anacağõm uzmanlarõm Dr.Hilal Altõnöz, Dr. Gülbanu Horzum, Şef Yard.
Dr.Tülay Yarkõn ve Dr.Osman Hacõömeroğlu’na,
Bilgi ve deneyimlerinden faydalandõğõm tüm uzmanlarõma,
Asistanlõğõm süresince birlikte çalõşmaktan her zaman mutluluk duyduğum ve çok şey
paylaştõğõm sevgili arkadaşlarõm Uzm.Dr.Gülgün Çetintaş ve Dr.Şule Kõzõltaş’a,
Asistanlõğõmõn ilk yõllarõnda sevgi ve desteklerini unutamayacağõm kõdemlilerim Uzm.Dr.Elif
Köse, Uzm.Dr. Fatma Küçüker ve Uzm.Dr.Emin Maden’e,
Asistanlõğõm süresince zevkle çalõştõğõm servis arkadaşlarõm Dr.Özlem Soğukpõnar, Dr.Feyza
Çolak, Dr.Korkmaz Oruç, Dr.Sinem Ağca, Dr.Mustafa Irmak, Dr.Göksan Acar’a,
Eğitimim süresince aralarõnda olmaktan, birlikte çalõşmaktan mutluluk duyduğum tüm asistan
arkadaşlarõma ve V. Göğüs Hastalõklarõ Kliniği’nin tüm çalõşanlarõna,
Sevgi ve desteklerini, tüm sõcaklõğõyla, hep yanõbaşõmda hissettiğim annem, babam ve biricik
ağabeyime,
Sevgisi ve her konudaki desteği için sevgili eşim Murat’a,
Sonsuz teşekkürler…
2
İÇİNDEKİLER
1. GİRİŞ ve AMAÇ
5
2. GENEL BİLGİLER
6
• Kifoskolyoz
• Altõ Dakika Yürüme Testi
• Pulmoner Hipertansiyon
3. GEREÇ VE YÖNTEMLER
21
4. BULGULAR
25
5. TARTIŞMA
35
6. SONUÇ
38
7.TÜRKÇE ÖZET
39
8. İNGİLİZCE ÖZET
40
9. KAYNAKLAR
41
3
KISALTMALAR
AKG
BMI
CT
DSÖ
EKO
FEV1
FPAH
FVK
FRK
HCO3
HRCT
IAH
İPAH
KOAH
Mpap
MVV
NIMV
PaO2
PaCO2
PAH
PHT
PI max
PEmax
REM
RV
SaO2
SYBÜ
TLK
USOT
VK
6DYT
Arter kan gazõ
Vücut kitle indeksi
Bilgisayarlõ tomografi
Dünya Sağlõk Örgütü
Ekokardiyografi
Zorlu ekspiratuar volüm 1.saniye
Familyal pulmoner arteryel hipertansiyon
Zorlu vital kapasite
Fonksiyonel rezidüel kapasite
Bikarbonat
Yüksek çözünürlüklü bilgisayarlõ tomografi
İnterstisyel akciğer hastalõğõ
İdiopatik pulmoner arteryel hipertansiyon
Kronik obstruktif akciğer hastalõğõ
Ortalama pulmoner arter basõncõ
Maksimum istemli ventilasyon
Non-invaziv mekanik ventilasyon
Parsiyel arteriyel oksijen basõncõ
Parsiyel arteriyel karbondioksit basõncõ
Pulmoner arteryel hipertansiyon
Pulmoner hipertansiyon
Maksimum inspiratuar basõnç
Maksimum ekspiratuar basõnç
Rapid eye movement
Rezidüel volüm
Arteriyel oksijen saturasyonu
Solunumsal yoğun bakõm ünitesi
Total akciğer kapasitesi
Uzun süreli oksijen tedavisi
Vital kapasite
6 dakika yürüme testi
4
GİRİŞ VE AMAÇ
Akciğerin ekspansiyonunu iç veya dõş nedenlerle kõsõtlayan hastalõklar veya
deformiteler ‘‘restriktif akciğer hastalõklarõ’’ olarak adlandõrõlõr. Bu grupta yer alan
hastalõklardan biri olan kifoskolyoz sõk görülen bir spinal deformitedir. Skolyoz hemen hemen
daima kifozla birliktedir. Ağõr kifoskolyozun solunum sistemi üzerine temel patofizyolojik
etkisi; alveoler hipoventilasyon, hipoksik vazokonstruksiyon ve zamanla pulmoner arteriyel
hipertansiyon
ve
kor
pulmonale
ile
sonuçlanan
restriktif
akciğer
hastalõğõdõr.
Kardiyopulmoner hastalõğõn semptom ve bulgularõ genellikle dördüncü ve beşinci dekadlara
kadar ortaya çõkmaz. Kifoskolyozda solunum fonksiyon testlerinde karakteristik olarak total
akciğer kapasitesi ve vital kapasite azalõr. İlerlemiş hastalõkta hipoksemi ve hiperkapni varlõğõ
sõk rastlanan bir bulgudur. Şiddetli kifoskolyozlu hastalarda kronik solunum
yetmezliği
tedavi etmek için sõklõkla non-invaziv nokturnal ventilasyon kullanõlõr.
Şiddetli kifoskolyozlu hastalarda akciğer fonksiyonlarõndaki kötüleşme; solunum sistemi
kompliyansõnda azalma, solunum kaslarõnõn elastik yükünde artma ve solunum işindeki
artmadan kaynaklanõr. Şiddetli spinal deformiteli erişkinler solunum yetmezliği için risk
altõndadõr. Kardiyopulmoner yetmezlik geliştikten sonra nokturnal non-invaziv pozitif
basõnçlõ ventilasyona ilaveten konservatif önlemler semptomlarõ ve prognozu iyileştirir,
hospitalizasyonu azaltõr.
Altõ dakika yürüme testi uygulamasõ kolay, daha iyi tolere edilebilir ve diğer yürüme
testlerine göre günlük aktiviteleri daha iyi yansõtan bir testtir. 6DYT, hastalarõn 6 dakikalõk bir
sürede sert düz bir zeminde hõzla yürüyebileceği mesafeyi ölçerek, submaksimal fonksiyonel
kapasiteyi değerlendirmeyi amaçlayan bir testtir. Bilinen ingilizce literatürde kifoskolyozlarda
6DYT ile ilgili yeterli veri bulunamamõştõr.
Çalõşmamõzda, kronik solunum yetmezlikli evde NIMV kullanan kifoskolyozlu hastalarõn
6DYT mesafelerini etkileyen faktörleri araştõrmayõ amaçladõk. 6DYT mesafelerini; yaş,
cinsiyet, BMI, solunum fonksiyon testleri, arter kan gazõ değerleri, toraks radyolojisi ve
kardiyak fonksiyonel değerlendirme (ekokardiyografik değerlendirmede ejeksiyon fraksiyonu
ve pulmoner hipertansiyon varlõğõ) ile karşõlaştõrdõk.
5
GENEL BİLGİLER
RESTRİKTİF AKCİĞER HASTALIKLARI
Akciğerin ekspansiyonunu iç veya dõş nedenlerle kõsõtlayan hastalõklar veya
deformiteler ‘‘restriktif akciğer hastalõklarõ’’
olarak adlandõrõlõr. Bu grupta yer alan
hastalõklar beş grup altõnda toplanabilir:
1.Primer
akciğer
hastalõğõ
(Diffüz
İnterstisyel
Akciğer
Hastalõklarõ)
▪Granülomatöz hastalõklar (sarkoid, histositoz gibi sebebi bilinmeyenler;
hipersensitivite pnomonisi, inhalasyon veya ilaç pnomonisi gibi sebebi bilinenler)
▪İnhalasyon
▪Kalõtsal
▪İdyopatik
pulmoner
fibrozis(İPF)
▪Kollajen, vasküler bağ dokusu hastalõklarõ ve renal sendrom
2.ToraksDeformiteleri
▪Kifoskolyoz
▪Spondiloartrit
3.YumuşakDokuHastalõklarõ
▪Dermatomiyozit
▪Skleroderma
4.NöromüskülerHastalõklar
▪MiyasteniaGravis
▪Müsküler Distrofiler
5.PlevralHastalõklar
▪Efüzyon
▪Fibroz
▪Neoplazm
Yukarõda sayõlan hastalõklardan pulmoner nedenli olanlar gaz değişimini bozarken,
ekstrapulmoner olanlar mekanik olarak solunumu kõsõtlar, total kompliyansõ azaltõrlar.
Akciğer volümlerinde ciddi azalmalara neden olurken, öksürme yeteneğini önemli derecede
bozarlar.
6
KİFOSKOLYOZ
TANIM
Kifoskolyoz sõk görülen bir spinal deformitedir. Torakal omurganõn laterale yer
değiştirmesine skolyoz, anteroposterior angulasyonuna kifoz denir. Skolyoz hemen hemen
daima kifozla birliktedir.
Omurganõn lateral ve rotator hareketi kotlarõn şiddetli distorsiyonuna, posteriorda
interkostal aralõklarõn genişlemesine, anteriorda daralmasõna neden olur. Osteoporozlu yaşlõ
hastalarda kifoz tek başõna olabilir.
Bu anormallikler, özellikle de skolyoz sõk olsa da kardiyak veya pulmoner hastalõğõn
semptom ve bulgularõna yol açmaya yeterli olacak şekilde bir deformite nadirdir.
ETYOLOJİ
1) İdiopatik
2) Nöromuskuler Hastalõklar
▪ Muskuler Distrofi
▪ Poliomyelit
▪ Cerebral Palsi
▪ Friedreich Ataksisi
▪ Charcot-Marie-Tooth Hastalõğõ
3) Vertebral Hastalõklar
▪ Osteoporoz
▪ Osteomalazi
▪ Tüberküloz Spondilit
▪ Nörofibromatozis
4) Konnektif Doku Hastalõklarõ
▪ Marfan Sendromu
▪ Ehler Danlos Sendromu
▪ Morquio Sendrom
5) Göğüs Kafesi Anomalileri
▪ Torakoplasti
▪ Ampiyem
İdiopatik kifoskolyoz sõklõkla çocuklukta başlar ve kifoskolyozu olan olgularõn %80
ini oluşturur.
7
TANI
Ağõr kifoskolyoz, fizik muayene ile kolayca tanõmlanabilir. Ancak çocuk ve gençlerde
spinal eğrilik hafif olabilir ve tanõsõ için dikkatli bir fizik muayene yapõlmalõdõr. Ağõr
kifoskolyozlularda kronik hipokseminin sonucu olarak sağ kalp yetmezliği gelişebilir.
Siyanoz, periferik ödem, boyun venlerinde belirginleşme, hepatomegali gibi bulgularla
karşõmõza çõkabilir.
Vakalarõn büyük bir çoğunluğunda skolyoz sağa doğru dõş bükeydir. Skolyozun
derecesi göğüs radyografisinden yararlanarak tanõmlanabilir. Kullanõlan metod Cobb açõsõ
olarak isimlendirilmiştir(1).
Cobb açõsõ : Omurganõn anteroposterior grafisinde izlenen eğimin en yukarõsõndaki
vertebral cismin üst, en aşağõsõndaki vertebral cismin de alt sõnõrõna paralel çizgiler çekilir. Bu
çizgilere dik çizilen çizgilerin kesişim noktasõndaki açõ ölçülür(şekil 1)
Cobb açõsõ; hastalõğõn prognozunu belirlemede, hastalõğõn akciğer fonksiyonlarõ
üzerine etkisini tahmin etmede ve solunum yetmezliği riskini belirlemede yararlõdõr. Açõ 100
derecenin üzerinde ise ağõr deformite olarak tanõmlanõr ve solunum yetmezliği ile ilişkilidir.
Şekil 1: Kifoz açõsõ ölçümü (Cobb metodu)
Kifoskolyozun yol açtõğõ maluliyet skolyozun açõsõ ve yaşla ilgilidir(2). Kifoz ve
skolyoz birlikteliği semptomlarõn ağõrlõğõnõ ve solunum yetmezliği gelişme olasõlõğõnõ
belirler(3).
8
PATOFİZYOLOJİ
Ağõr kifoskolyozun temel patofizyolojik etkisi ; alveoler hipoventilasyon, hipoksik
vazokonstruksiyon ve zamanla pulmoner arteriyel hipertansiyon ve kor pulmonale ile
sonuçlanan restriktif akciğer hastalõğõdõr. Kardiyopulmoner hastalõğõn semptom ve bulgularõ
genellikle dördüncü ve beşinci dekadlara kadar ortaya çõkmaz. Bu dönemde hastalõğõn seyri
bir anda hõzlanabilir ve pulmoner enfeksiyonla presipite olan tekrarlayan solunum ve sağ kalp
yetmezliği ataklarõ ile karakterizedir.
Solunum Fonksiyonu :
Kifoskolyozda solunum fonksiyon testlerinde karakteristik olarak total akciğer
kapasitesi ve vital kapasite azalõr (4). İdiopatik kifoskolyozlu gençlerde, spinal deformitenin
şiddeti ile restriktif proses ilişkilidir. Bu ilişki şu şekilde formüllendirilebilir (5):
VK(%predikte değer) = 87.6-0.338 x (Cobb açõsõ)
Cobb açõsõ 100 derecenin üzerinde olduğunda VK predikte değerin %50 sinden daha
az olur. Açõ 60-90 derece arasõnda ise (hafif-orta kifoskolyoz) VK predikte değerinin %50-65
i olur. Sekonder kifoskolyozlu hastalarda ise VK ile spinal deformite arasõnda daha az
korelasyon bulunmaktadõr. Bu hastalarda nöromuskuler güçsüzlük gibi ek faktörlerin vital
kapasite üzerinde daha güçlü etkisi bulunmaktadõr.
Kifoskolyozda hava yolu hastalõğõndan bağõmsõz olarak expiratuar akõm hõzlarõnda
azalma görülür.
Restriksiyon hem akciğer hem de göğüs duvarõ kompliyansõnõn
azalmasõndan
kaynaklanõr (6). Akciğer kompliyansõnõn azalmasõna neden olan mekanizma açõk değildir ;
ancak, mikroatelektazilere
veya göğüs duvarõ restriksiyonuna bağlõ gelişen akciğer
havalanma azlõğõnõn yol açtõğõ artmõş yüzey gerilimine veya her ikisine birden bağlõ olabilir.
Expiratuar akõm hõzlarõ genellikle sadece vital kapasitedeki azalmayla orantõlõ olarak
azalmõştõr ve hastalarõn büyük bir çoğunluğunda hava yolu direncinin direkt ölçümü normal
değerleri yansõtõr (7). Ancak, bazõ hastalarda akciğerdeki restriksiyona ek olarak bronşial
torsiyon ve santral hava yollarõndaki sõkõşmaya bağlõ olarak hava yolu obstruksiyonu da
olabilir (8).
Solunum Kontrolü ve Gaz Değişimi :
İlerlemiş hastalõkta hipoksemi ve hiperkapni varlõğõ sõk rastlanan bir bulgudur ve
yüzeysel soluma ve ventilasyon perfüzyon dengesizliğine sekonder gelişen alveoler
hipoventilasyona bağlanabilir(9). Hastalar özellikle uykuda gelişen solunum depresyonu ve
oksijen desaturasyonuna duyarlõ olabilirler (10).
9
Hipoksemi ventilasyon-perfüzyon dengesizliğinden, altta yatan atelektazi veya şanttan dolayõ
olabilir. Hipoventilasyon varsa hipoksemiyi kötüleştirir. Persistan hipoksemi; pulmoner
vazokonstruksiyona, sağ ventrikül hipertrofisine ve kor pulmonaleye neden olur. Pulmoner
arter düz kasõnda proliferasyon veya pulmoner vasküler yatağõn aşõrõ havalanmõş akciğer
tarafõndan kompresyonu pulmoner arter basõncõnõ istirahattte veya egzersiz esnasõnda
artõrabilir.
Egzersiz Kapasitesi :
Şiddetli kifoskolyozda egzersiz kapasitesi en çok bozulan parametredir. VO2max
beklenen değerin %60-80 ine kadar azalõr; en düşük FVK, FEV1
ve MVV değerleri
görülür(11). Ancak hafif ve orta derecede kifoskolyozlu hastalardaki egzersize solunum
cevabõ normal bireylere benzemektedir.
Uyku :
Kifoskolyozlu hastalar uyanõkken, interkostal ve aksesuar kaslar diafragmaya yardõmcõ
olurlar. Uyku esnasõnda ise, özellikle REM döneminde interkostal ve aksesuar kaslardaki
hipotoni nedeniyle hipoventilasyon olabilir(12,13). Bu hastalarda uykudaki oksihemoglobin
desaturasyonu KOAH ve IAH olan hastalardan daha şiddetlidir. Ayrõca bu hastalar
tekrarlayan obstruktif uyku apne epizodlarõna sahiptirler. Kifoskolyozlu hastalarda obstruktif
uyku apne insidansõ normal popülasyondan fazla değildir(14).
Respiratuar Kas Fonksiyonu :
Kifoskolyozlu hastalarda prevalansõ tam olarak bilinmemekle birlikte, restriktif
prosese inspiratuar kas güçsüzlüğü eklenmiş olabilir. İnspiratuar kas gücü PImax ve PEmax
ölçülerek hesaplanabilir. İnspiratuar ve ekspiratuar kas güçsüzlüğü varsa intrensek bir kas
hastalõğõndan dolayõ değildir, göğüs duvarõ geometrisinin kaslarõ etkilemesinden dolayõdõr.
KLİNİK
Genellikle hafif ve orta şiddette kifoskolyozlu hastalarõn prognozu çok iyidir. Bu
hastalar solunum yetmezliğini önlemek için özel tedavilere gereksinim duymazlar; semptom
ve yaşla birlikte akciğer volüm kaybõ değerleri kontrol grubu ile aynõdõr(15). Benzer olarak 35
yaşõndan küçük idiopatik kifoskolyozlu hastalarda da semptom yoktur. Tersine, orta yaşlõ
şiddetli idiopatik kifoskolyozlu hastalar; dispne gelişmesi, azalmõş egzersiz toleransõ
,tekrarlayan akut solunum yolu enfeksiyonlarõna yakalanma eğilimindedirler ve solunum
yetmezliği için risk altõndadõrlar(Tablo 1). Solunum yetmezliği insidansõ değişkendir.
Erişkinlerde kronik solunum yetmezliği %5 den azdõr. Kor pulmonale geliştikten sonra
10
prognoz kötüdür ve tedavisiz bõrakõldõğõnda ölüm 1 yõl içinde gerçekleşir. Herhangi bir
obstruktif akciğer prosesi ile ilişkili olarak prognoz kötüleşir(3).
Kifoskolyozda spinal deformitenin derecesi, solunum yetmezliği gelişimi ile ilişkilidir.
Kifozlu ve cobb açõsõ 100’den büyük olan hastalar solunum yetmezliği için ciddi risk
altõndadõr. Kifoz ve skolyoz birlikteyse etki additiftir. Ciddi skolyoza (açõ 100 dereceden
büyük), kifoz eşlik etmiyorsa (açõ 20 dereceden küçük) genellikle solunum yetmezliği olmaz.
Tablo 1
Kifoskolyozda Solunum Yetmezliğini Predispoze Eden Faktörler
•
Spinal deformitenin 100 dereceden fazla olmasõ
•
İnspiratuar kas güçsüzlüğü
•
Etyoloji
•
Başlangõç yaşõ
•
Uykuyla ilişkili anomaliler
TEDAVİ
Genel Özellikler :
Kifoskolyozlu erişkinler için medikal tedavi preventif ve destekleyici özelliktedir.
Başlõca tedavi yollarõ; immünizasyon, yeterli hidrasyon, solunum enfeksiyonlarõndan
korunma, sedatiflerden kaçõnma, oksijen tedavisinin dikkatlice monitorizasyonunu içerir.
İnaktive hastalarda fiziksel eğitim, egzersiz toleransõnõ iyileştirir. Eğer hiperkapni ve kor
pulmonale gelişirse; kronik solunum yetmezliği konservatif olarak göğüs fizyoterapisi,
bronkodilatörler, oksijen tedavisi ve ihtiyaç duyulursa diüretiklerle tedavi edilebilir. Ortaşiddetli kifoskolyozlularda ve kronik solunum yetmezlikli hastalarda istirahatte ve egzersiz
esnasõnda oksijen desteği, dispneyi ve egzersize bağlõ desaturasyonu minimize edebilir(16).
Mekanik Ventilasyon :
Kifoskolyoz;
kardiyopulmoner
yetmezlik
ile
komplike
olduğunda
prognoz
kötüdür(17). Solunum yetmezliği gelişimi ölümün önemli bir sebebidir. Ancak survi uygun
tedavi ile iyileştirilebilir. Kifoskolyozlu hastalarda solunumsal mekanikler bozulmuştur ve
özellikle uyku esnasõnda olmak üzere hipoventilasyona neden olur(17). Ayrõca inspiratuar kas
gücünde (özellikle diafragmada) azalma görülmektedir(18).Böylece uyku esnasõnda
oksihemoglobin desaturasyonu ve hiperkarbi meydana gelir(19). Ağõr kifoskolyozlu hastalar
uyku ile ilişkili hastalõklara sahiptirler ve bu durum solunum yetmezliği gelişimine katkõda
bulunabilir. Sonuç olarak noninvaziv nokturnal ventilasyon tedavide hedeftir. Uyku esnasõnda
11
kullanõlan solunumsal destek
solunumsal dekompansasyonu düzeltir ve klinik durumu
iyileştirir(19). Eğer hipoksemi ve hiperkarbi düzeltilemezse erken ölüm, restriktif göğüs
duvarõ hastalõklarõna sekonder hiperkapnik solunum yetmezlikli hastalarda kaçõnõlmaz bir
sonuçtur. Ayrõca bu grup hastalarda ölümler ek hastalõk veya pulmoner hipertansiyon
progresyonundan dolayõdõr.
Ağõr kifoskolyozlu 16 hasta ile yapõlmõş 6 aylõk izlem yapõlan prospektif bir çalõşmada,
NIPPV un klinik ve fonksiyonel parametrelerde iyileşme sağladõğõ gösterilmiş(18)
-
Klinik semptomlarda iyileşme
-
AKG değerlerinde ve solunum kas gücünde iyileşme
-
Nokturnal desaturasyon epizodlarõnda azalma, hiperkarbi gelişmeden hipokside
düzelme (nokturnal hipoksi ile pulmoner arter basõnç artõşõ arasõ ilişki bilindiğinden
optimal oksijenasyonu sağlamak önemli)(18)
NIPPV ile arter kan gazõ değerlerinde iyileşme gösterilmiş; gün boyu PaO2 de artõş, PaCO2
de azalma izlenmiş (18).Bunun sebepleri: (17)
-
Kronik yorgun solunum kaslarõnda dinlenme
-
Artmõş FRK’nin sonucu olarak (Azalmõş V/P oranõna sahip üniteleri
açõp şantõ
azaltarak)
-
Nokturnal kan gazlarõnda ve uykuda düzelme
NIPPV ile VK ve FVK de artõş sağlanmõş(18). Sonuçta NIPPV ile akciğer volümleri artar. Bu
artõş göğüs duvarõ ve akciğer kompliansõndaki değişikliklerden kaynaklanõr(17).
Özetle, non-invaziv pozitif basõnçlõ ventilasyonun yararlarõ(tablo 2); tidal volümde
artma, alveoler ventilasyonda iyileşme, kan gazlarõnda normalleşme, solunum işinde azalma,
solunum kas gücünde iyileşme, yaşam kalitesinde iyileşme, mortalitede azalma ve uyku
patternlerinin normalleşmesidir(13,20). Nokturnal pozitif basõnçlõ ventilasyon bu hastalarda
hem obstruktif, hem de non-obstruktif uyku bozukluklarõnõ da azaltarak yarar sağlayabilir.
Uzun dönem non-invaziv ventilasyonun kullanõmõ; gaz değişiminde, ventilasyonda ve
kardiak fonksiyonda iyileşme ile sonuçlanõr; mortaliteyi ve solunum hastalõklarõ için
hospitalizasyonu azaltõr, yaşam ve uyku kalitesini iyileştirir(21).Gebeliğin neden olduğu
nokturnal hipoventilasyonu da düzeltebilir.
Nokturnal pozitif basõnçlõ ventilasyonun kullanõmõ ile pulmoner fonksiyonlarõn
iyileşmesine neden olan faktörler, mikroatelektazilerin açõlmasõ ve akciğer kompliyansõnõn
artmasõdõr.
12
Tablo 2
Göğüs Duvarõ Hastalõklarõnda NIMV un Yararlarõ
Gaz değişimi
PO2 de artma
PCO2 de azalma
Hemodinamikler
PAP da artma
RV fonksiyonunda artma
Mekanikler
Solunum işinde azalma
Pİ max da artma
Uyku
Uyku patterninde düzelme
Apne epizodlarõnda azalma
Sonuç
Hospitalizasyonda azalma
Yaşam
kalitesinde
ve
dispnede iyileşme
Cerrahi Tedavi :
Cerrahi olarak vertebra stabilizasyonunu sağlayarak solunum yetmezliği gelişimini
önlemeye yönelik girişimlerin başarõ oranlarõ değişiktir. Harrington rodu tekniği ve spinal
füzyon gibi prosedürler genç hastalarda uygulanabilir. Cerrahi sonrasõ göğüs duvarõ ve
solunum sistemi kompliyansõnõn azalmasõ ile solunum fonksiyonlarõ kötüleşebilir. Uzun
yõllardõr yapõlan gözlemlere rağmen, pulmoner fonksiyonlar üzerinde spinal cerrahinin uzun
dönem yararlarõ tartõşmalõdõr. Gençlerde cerrahi prosedürlerin pulmoner fonksiyonlarõ
iyileştirmediği kabul edilmektedir(22).
Özetle ; şiddetli kifoskolyozlu hastalarda akciğer fonksiyonlarõndaki kötüleşme;
solunum sistemi kompliansõnda azalma, respiratuar kaslarõn elastik yükünde artma ve
solunum işindeki artmadan kaynaklanõr. Şiddetli spinal deformiteli erişkinler respiratuar
yetmezlik için risk altõndadõr.
SOLUNUM YETMEZLİĞİ
Solunum yetmezliği, karõşõk venöz kandan karbondioksitin uzaklastõrõlmasõ ve/veya
oksijenizasyon gibi gaz değisim fonksiyonun biri veya her ikisinde solunum sisteminin
yetersiz kalmasõdõr. Deniz seviyesinde nefes alan bir kişide (Fraksiyone inspire edilen oksijen
(FiO2): 0,21) solunum yetmezliğini gösteren sõnõrlar; AKG’de parsiyel oksijen basõncõnõn
(PaO2) 60 mmHg’dan düşük veya parsiyel karbondioksit basõncõnõn (PaCO2) 45 mmHg’dan
yüksek veya her ikisinin birlikte olmasõdõr (23,24).
13
Solunum Yetmezliğinde Sõnõflama
Solunum yetmezligi klinik seyrine göre ise akut ve kronik solunum yetmezliği olarak
sõnõflandõrõlmaktadõr.
Akut Solunum Yetmezliği :
Kardiyojenik akciğer ödemi veya solunum merkezinin ilaç intoksikasyonlarõnda
olduğu gibi genellikle bilinen eski bir solunum hastalõğõ olmaksõzõn kõsa sürede ortaya çõkan
solunum yetmezliğidir. Akut solunum yetmezliği dakikalar veya saatler içinde gelişir.
Etyolojik faktörlere bağlõ olarak AKG’de hipoksemi (PaO2 <55 mmHg) veya hõzlõ CO2
birikimi (PaCO2>45 mmHg) ile respiratuvar asidoz ön plandadõr.
Kronik Solunum Yetmezliği :
Kronik solunum yetmezliği, nöromuskuler hastalõklar, kifoskolyoz veya ileri evre
interstisyel akciğer hastalõğõ gibi altta yatan solunum problemi olan olgularda meydana
gelmektedir. Stabil dönemde AKG analizinde kronik hipoksi (PaO2<55 mmHg) ve/veya
hiperkapni (PaCO2>45 mmHg) vardõr. Hiperkapni, metabolik alkaloz ile kompanse edildiği
için pH>7.30’dur.
ALTI DAKİKA YÜRÜME TESTİ
Fonksiyonel egzersiz kapasitesini objektif olarak değerlendirmek için çeşitli testler
mevcuttur. En popüler klinik egzersiz testleri altõ dakika yürüme testi, merdiven çõkma testi,
shuttle walk test ve kardiyopulmoner egzersiz testidir (25,26). 1960’larõn başlarõnda, belirli
bir peryodda yürünen mesafenin ölçülmesiyle fonksiyonel kapasiteyi değerlendirmek için
basit bir test olan 12 dk yürüme testi geliştirildi (27,28). Solunumsal problemi olan hastalar
için 12 dakika yürüme çok yorucu olduğundan 6 dakika yürüme testi geliştirilmiştir(29).
Amerikan Toraks Derneği tarafõndan yayõnlanan rehbere göre, 6DYT uygulamasõ kolay, daha
iyi tolere edilebilir ve diğer yürüme testlerine göre günlük aktiviteleri daha iyi yansõtan bir
testtir(30).
Altõ dakika yürüme testi, hastalarõn 6 dakikalõk bir sürede sert düz bir zeminde hõzla
yürüyebileceği mesafeyi ölçerek, submaksimal fonksiyonel kapasiteyi değerlendirmeyi
amaçlayan bir testtir. Altõ dakika yürüme testinde koridor mesafesinin kõsa olmasõ, dönüşlerin
sõklõğõndan ötürü daha çok zaman alõr ve 6 dakika yürüme mesafesini azaltõr. Bir çok
çalõşmada 30 metre uzunluğunda koridor tercih edilmiştir.
6 dakika yürüme testinde primer ölçüm 6 dakika yürüme mesafesidir. Fakat oksijen
saturasyonu, nabõz
ve dispne ölçülebilir. 6 dakika yürüme testinde hastayla birlikte
14
yürünmemeli ve saturasyon cihazõnõn taşõnmasõna yardõm edilmemelidir. Hastalar, diğer
hastalarla birlikte değil, yalnõz yürümelidirler.
Sağlõklõ kişilerde 6 dakika yürüme mesafesi 400- 700 metre aralõğõndadõr. Bunun yanõ
sõra yapõlan birkaç çalõşmada farklõ metodlar uygulanarak çalõşmalar arasõnda beklenen
mesafelerde %30’a kadar bir farklõlõk görülmüştür.Testte düşük mesafe spesifik ve tanõsal
değildir. Eğer 6 dakika yürüme mesafesi düşükse; yetersizliğin altõnda yatan sebepler
araştõrõlmalõdõr. İleri aşamada solunum fonksiyonu, kardiyak fonksiyon, kas gücü, beslenme
durumu, ortopedik fonksiyon ve kognitif fonksiyon değerlendirmeleri tanõya yardõmcõ
olabilir.
Borg Dispne Skalasõ, 1982 yõlõnda Gunnar Borg tarafõndan fiziksel aktivitenin
yoğunlugunu tanõmlamak amacõyla geliştirilmiştir. Orjinal Borg skalasõnda 6-20 arasõnda
puanlama yapõlmaktadõr. Egzersizin ne kadar yoğun hissedildiği hakkõnda fikir verir. 6
maksimal kolay, 20 maksimal zorluk derecesini tanõmlar. 1986 yõlõnda “American College of
Sports Medicine” skalayõ 0-10 arasõnda bir puanlama yaparak yeniden düzenlemiştir.
Modifiye Borg Skalasõ, günümüzde sõklõkla efor dispne şiddetini tanõmlamak amacõyla
kullanõlmasõna rağmen, istirahat dispne şiddetini değerlendirmek için de kullanõlabilen bir
skaladõr. Derecelerine göre dispne şiddetini tanõmlayan on maddeden olusur. Puanlama 0 (hiç
yok)-10 (çok siddetli) arasõnda yapõlõr.
6 Dakika Yürüme Testi Endikasyonlarõ
■Tedavi Öncesi ve Tedavi Sonrasõnõn Karşõlaştõrõlmasõ :
▪ Akciğer transplantasyonu
▪ Akciğer volüm redüksiyon cerrahisi
▪ Akciğer rezeksiyonu
▪ Pulmoner rehabilitasyon
▪ KOAH
▪ Kalp yetmezliği
▪ Pulmoner hipertansiyon
■Fonksiyonel Durumun Ölçülmesi :
▪ KOAH
▪ Kistik Fibrozis
▪ Periferal vasküler hastalõk
▪ Fibromiyalji
▪ Yaşlõ hastalar
15
■Hastanede Kalõş ve Ölüm Tahmini :
▪ Kalp yetmezliği
▪ KOAH
▪ Primer pulmoner hipertansiyon
6 Dakika Yürüme Testi Kontrendikasyonlarõ
■Kesin Kontrendikasyon :
▪ Geçmiş ayda, stabil olmayan anjina öyküsü
▪ Geçmiş ayda geçirilmiş kalp krizi
■Relatif Kontrendikasyon :
▪ Dinlenme esnasõnda taşikardi (kalp hõzõ> 120/dk)
▪ Kontrol edilemeyen hipertansiyon (Sistolik kan basõncõ >180 mm Hg ve Diastolik
kanbasõncõ > 100 mm Hg)
6 Dakika Yürüme Mesafesine Etki Eden Faktörler
■Mesafeyi Kõsaltan Faktörler :
▪ Kõsa boy (kõsa bacak boyu)
▪ İleri yaş
▪ Kilo fazlalõğõ
▪ Cinsiyet (kadõn)
▪ Yürüme koridorunun kõsa olmasõ (fazla dönüş)
▪ Pulmoner hastalõk(KOAH, astõm, kistik fibrozis, interstisyel akciğer hastalõğõ)
▪ Kardiyovasküler hastalõk (Anjina, miyokard enfarktüsü, konjestif kalp yetmezliği, strok,
geçici iskemik atak, periferal vasküler hastalõk)
▪ Kas-iskelet sistemine ait hastalõk(Artritler; ayak bileği, diz veya kalça yaralanmalarõ, kas
zayõflõklarõ)
■Mesafeyi Uzatan Faktörler :
▪ Uzun boy (uzun bacak boyu)
▪ Erkek olmak
▪ Yüksek motivasyon
▪ Hastanõn testi daha önce uygulamõş olmasõ
▪ Testten önce performansõ etkileyen hastalõğõna yönelik ilaç kullanõmõ
▪ Egzersize bağlõ hipoksemisi olanlarda ilave oksijen kullanõmõ
16
6 Dakika Yürüme Testini Sonlandõrma Kriterleri
▪ Göğüs ağrõsõ
▪ Tolere edilemeyen dispne
▪ Bacak kramplarõ
▪ Soluk görünüm ve terleme
PULMONER HİPERTANSİYON
TANIM
Pulmoner Arteryel Hipertansiyon ilerleyici, pulmoner vasküler direncin artı ı ve
buna ba lı olarak geli en sa ventrikül i inin artması sonucu, sa ventrikül yetmezli ine
ba lı geli en ölümle karakterize bir sendromdur (31).
Pulmoner hipertansiyon , ortalama pulmoner arter basõncõnõn artmasõna neden olan bir
hastalõktõr. Pulmoner hipertansiyon; pulmoner arter wedge basõncõ 15 mmHg’nõn altõnda
olmak koşuluyla (normal) ortalama pulmoner arter basõncõnõn , dinlenme konumunda 25,
egzersiz konumunda ise 30 mmHg’nõn üzerine çõkmasõ olarak tanõmlanõr (32,33,34).
Çok sayõda değişik etken ve patolojik mekanizmalar pulmoner hipertansiyona neden
olur, ancak bunlarõn prekapiller pulmoner arterlerde yol açtõklarõ morfolojik değişiklikler
ortaktõr. Bunlar; prekapiller arterlerde yeniden yapõlanma ‘vasküler remodelling’
,
vazokonstruksiyon ve trombozdur.
EPİDEMİYOLOJİ
Hastalõk konusundaki tüm gelişmelere ve pulmoner arteriyel hipertansiyon
bilincindeki artõşa karşõn, pulmoner hipertansiyon halen tanõsõ geç konulan önemli ve
mortalitesi yüksek bir hastalõktõr. Hastalõğõn epidemiyolojisi konusunda sõnõrlõ sayõda veri
vardõr. Gerçek insidansõnõn bilinenin çok üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.
Idiopatik PAH insidansõ milyonda 1-2’dir. Kadõnlarda erkeklere oranla iki kez daha
sõk rastlanõr. Ortalama görülme yaşõ 36.6 dõr ve õrklar arasõ fark saptanmamõştõr. Tedavi
altõnda bile idiopatik PAH’larõn %40-50 sinde sağ kalõm 5 yõlõn altõndadõr (35,36). Tedavisiz
bõrakõldõğõnda median ortalama sağ kalõm 2.8 yõldõr (37).
17
KLİNİK SINIFLAMA
Pulmoner Hipertansiyon Yeni Sõnõflama (Dana-Point 2008)
1) Pulmoner Arteriyel Hipertansiyon
!
diyopatik PAH
! Genetik geçi li PAH
- BMPR2 mutasyonu
- ALK 1 mutasyonu
- Bilinmeyenler
! PAH ile birlikte olanlar( laçlar ve toksinler, kollajen doku hastalı ı, portal
hipertansiyon, HIV infeksiyonu, hemoglobinopatiler, depo hastalıkları)
! Belirgin venöz veya kapiller tutulumla ilişkili
! Yeni do anın ısrarlı pulmoner hipertansiyonu
2) Sol kalp hastalı ıyla birlikte pulmoner hipertansiyon
! Sistolik kalp hastalıklarõ
! Diastolik kalp hastalıklarõ
! Kapak hastalıklarõ
3) Solunum Sistemi Hastalı ı veya hipoksemi ile birlikte pulmoner hipertansiyon
! KOAH, İAH, uyku ile ili kili akci er hastalıkları, alveolar hipoventilasyon, yüksek
rakımda ya am, konjenital anomaliler
4)Kronik trombotik ve/veya embolik hastalığa bağlı pulmoner hipertansiyon
5)Açıklanamayan çok faktörlü mekanizmalarla birlikte olan pulmoner hipertansiyon
! Hematolojik
Hastalıklar,
sistemik
hastalıklar(vaskülitler),
sarkoidoz,
histiyositozis X, metabolik hastalıklar (gaucher), LAM, fibrozan mediastinit
FONKSİYONEL SINIFLAMA
Pulmoner
Hipertansiyon
Hastalarõnõn
NYHA/WHO
Fonksiyonel
Durum
Sõnõflandõrõlmasõ(38) :
Sõnõf
I : Fiziksel aktivitesinde kõsõtlanma olmayan pulmoner hipertansiyon hastalarõ.
Olağan fiziksel aktiviteler, dispne ya da yorgunluğa, göğüs ağrõsõsõna ya da presenkopa neden olmaz.
18
Sõnõf II : Fiziksel aktivitesinde hafif kõsõtlanma olan pulmoner hipertansiyon hastalarõ.
Hastalar dinlenme sõrasõnda rahattõr. Olağan fiziksel aktiviteler, aşõrõ dispne ya da
yorgunluğa,
göğüs
ağrõsõna
ya
da
pre-senkopa
yol
açar.
Sõnõf III : Fiziksel aktivitesinde belirgin kõsõtlanma olan pulmoner hipertansiyon
hastalarõ. Hastalar dinlenme sõrasõnda rahattõr. Olağandan daha az fiziksel aktivite,
aşõrõ dispne ya da yorgunluğa, göğüs ağrõsõna ya da pre-senkopa yol açar.
Sõnõf IV:Hiçbir fiziksel aktiviteyi semptomsuz olarak gerçekleştiremeyen pulmoner
hipertansiyon hastalarõ. Bu hastalarda sağ kalp yetmezliği bulgularõ vardõr. Dispne
ve/veya yorgunluk dinlenme sõrasõnda bile görülebilir. Rahatsõzlõk herhangi bir fiziksel
aktivite ile artar.
PATOGENEZ
Normal pulmoner dolaşõm; basõncõ düşük, akõm hõzõ yüksek , dü ük vasküler dirence
kar ı çalı an ve perfüze olmayan damarlarõ açarak genişleyebilme kapasitesi yüksek
dolaşõm sistemidir(39). Pulmoner arter duvarlarõ incedir. PAH’da özellikle
bir
0.5 mm’den
küçük çaptaki pulmoner arterlerde damar duvarõ kalõnlaşmõş, pulmoner arter lümeni daralmõş,
hatta tõkanmõştõr. Bunlarõn sonucunda da pulmoner direnç ve dolayõsõ ile pulmoner arter
basõnçlarõ artmõş ve sağ ventrikül yetersizliği gelişmiştir. Pulmoner damar direncinin artõşõna
yol açan temel patolojik
değişiklikler
pulmoner
damar
duvarõndaki remodeling,
vazokonstruksiyon ve trombozistir. Vasküler proliferasyon ve remodeling PAH patogenezinin
en önemli bulgusudur ve damar duvarõnõn tüm tabakalarõnõ kapsar.
Pulmoner hipertansiyon geli imi için kabul gören güncel hipotez, predispozan
faktörlerin (genetik faktörler) varlı ında tetikleyici etkenler (e lik eden hastalıklar) ve çevresel
etkenler arasındaki etkile im sonucu geli ti idir (40).
KLİNİK
Semptomlar : PAH’da sõk görülen semptomlar ; soluk darlõğõ, yorgunluk hissi,
anginal göğüs ağrõsõ, senkop, ödem ve öksürüktür. Egzersiz dispnesi en sõk gelişen
semptomdur.
Fizik muayene bulguları : Pulmoner hipertansiyonun kardiyo-vasküler bulguları sa
ventrikül basınç artı ını yansıtır. Boyun venöz "a" dalgası belirginle ir. Sa parasternal
kaldırma hareketi, yine sistolik pulsasyon sol ikinci interkostal aralıkta palpe edilebilir. kinci
kalp sesinde çiftle me , pulmoner komponentte belirginle me duyulabilir. Yine sa ventriküle
19
ait S4 duyulabilir. Daha ilerlemi hastalıkta sa ventrikül yetersizli ine ait bulgular tespit
edilir; hepatomegali , periferik ödem ve asit .
TANI
PAH tanõsõnda ilk adõm klinik kuşku eşiğini yüksek tutmak olmalõdõr. Rutin tanõ
yöntemleri ; EKG, akciğer grafisi ve ekokardiyografidir. EKG, sa ventrikül hipertrofisini
gösterebilir; ancak spesifik olmasına ra men sensitif bir bulgu de ildir.
PAH 'un tipik tele bulgusu, ana pulmoner arter ve major dallarında geni leme ile
birlikte periferik vasküler yapıların ani kaybolmasıdır ( budanmı a aç manzarası). PAH' un
geç bir bulgusu olan sa venrikül hipertrofisi p-a grafide gözlenemezken lateral grafilerde
retrosternal bo lu un kapanması eklinde bulgu verir.
Hastadaki egzersiz toleransõnõ tanõmlamaya yardõmcõ olan en kolay yöntem altõ dakika
yürüme testidir. Altõ dakika yürünen mesafenin ayrõca prognostik önemi de vardõr. Tedavinin
en önemli hedeflerinden biri hastanõn yürüme mesafesini 380 m’nin üzerine çõkartmaktõr.
Transtorasik Dopler ekokardiyografi hastalõğõn tanõ tarama ve izlem sürecinde
kullanõlan önemli bir tanõ yöntemidir. Sağ kalp kataterizasyonu, pulmoner hipertansiyonda
altõn standart olan güvenilir bir kesin tanõ yöntemidir. Pulmoner kapiller wedge basõncõ 15
mmHg altõnda ve pulmoner vasküler direnç 3 wood ünitesi üzerinde iken , ortalama pulmoner
arter basõncõnõn dinlenme konumunda 25, egzersiz sõrasõnda 30 mmHg üzerinde olmasõ
pulmoner hipertansiyon tanõsõnõ kesinleştirir. Sağ kalp kataterizasyonu sõrasõnda tedavinin
yöntemi için zorunlu olan vazoreaktivite testi de yapõlmalõdõr.
Arter kan gazı incelemesinde hipoksemi gözlenebilir. Solunum fonksiyon testi
idiopatik
pulmoner
hipertansiyonda,
vital
kapasitede
azalma
dı ında
normaldir.
Karbonmonoksit difüzyon testi (DLCO) idiopatik pulmoner hipertansiyonda azalmı difüzyon
kapasitesini
gösterir.
Hastalı ın
iddeti
ile
difüzyon
kapasitesinde
azalma
daha
belirginle ir(41).
Akci er ventilasyon-perfüzyon sintigrafisi idiopatik pulmoner hipertansiyonda normal
veya normale yakın olmasına ra men tromboembolizme sekonder pulmoner hipertansiyonda;
lober, segmental veya subsegmental perfüzfon defektleri gözlenir. PAH 'da da perfüzyon
defektleri gözlenebilmesine kar ın buradaki defektler yama tarzındadır ve tromboembolik
pulmoner hipertansiyondaki anatomik uyum gözlenmez.
GEREÇ ve YÖNTEM
20
HASTALAR
SYBÜ polikliniğinde kronik solunum yetmezliği nedeni ile evde NIMV endikasyonu
olup BİPAP ile takipte olan kifoskolyozlu hastalar çalõşmaya alõndõ.(resim 1 ve 2)
Resim 1
Resim 2
USOT verilme kriterleri :
! PaO2 ≤55 mmHg ya da SaO2 ≤%88 ya da
! hastada pulmoner hipertansiyon, konjestif kalp yetersizliğini düşündüren periferik
ödem ya da polisitemi (hematokrit > %55) bulgularõ varsa , PaO2 55-60 mmHg
arasõnda ya da SaO2 %88
Kronik solunum yetmezliği ve evde NIMV kriterleri :
! Radyolojik kifoskolyoz varlõğõ
! Stabil klinik ile AKG da pH ≥ 7. 35 ve PaCO2 ≥ 45 mmHg
Hastalar evlerinden telefon ile aranarak SYBÜ polikliniğinde görüldü. Demografik
özellikleri poliklinik takip dosyalarõndan kayõt edildi. Cihaz tipi, cihazõn kullanõm süresi,
inspiratuar ve ekspiratuar basõnçlarõ kayõt edildi. Hastalardan AKG ve solunum fonksiyon
testi, 6 dakika yürüme testi, transtorasik ekokardiografi (EKO) ve Toraks HRCT tetkikleri
istendi.
ARTER KAN GAZI
21
Arter kan gazõ analizi, hasta oturur konumda iken, sterilize ve en az 0.1 ml heparin ile
yõkanmõş olan enjektör ile Allen manevrasõ sonrasõnda radial artere dike yakõn açõ ile girilerek
alõndõ. AKG değerlendirilmesi, hastanemiz Yoğun Bakõm Ünitesi’nde Bayer Rapidlab 348
marka arter kan gazõ ölçüm cihazõ kullanõlarak yapõlmõş olup PaO2, PaCO2, Ph, HCO3 ve
SaO2 parametrelerine bakõldõ.
SOLUNUM FONKSİYON TESTİ
Çalõşmaya alõnan hastalarõn 21 tanesine spirometrik inceleme hastanemiz Solunum
Fonksiyon Testi Laboratuarõ’nda ZAN-GPI.3.00 marka spirometre cihazõ ile yapõldõ. 4 hasta
teste uyum sağlayamadõğõndan spirometrik inceleme yapõlamadõ. Değerler mutlak değer ve o
yaş ve boy için beklenilen değerin yüzdesi olarak alõndõ. Hastalarõn kilolarõ tartõldõ, boy
ölçümleri ise iki kol mesafesi orta parmak ucu arasõ değerler esas alõnarak yapõldõ.
ALTI DAKİKA YÜRÜME TESTİ
Çalõşmaya alõnan hastalarõn 24 tanesine Altõ Dakika Yürüme Testi
2002 ATS
Konsensusuna göre uygulandõ(30).
Hastalar 3m’lik mesafelerle işaretlenmiş toplam 30m’lik koridor boyunca 6 dakikalõk
sürede tek gözlemci tarafõndan yürütüldü(Resim 3). Altõ dakika süresince kendi yürüme
tempolarõnda olabildiğince hõzlõ yürümeleri istendi. Teste başlamadan önce, çok fazla
nefessizlik hissederlerse test sõrasõnda dinlenebilecekleri ve bu sürenin test süresine dahil
olduğu açõklandõ.
Resim 3
Test başlangõcõnda ve bitiminde saturasyon değerleri, nabõz değerleri, dispne skalasõ
(borg skalasõ) kaydedildi. Borg skalasõ, nefes darlõğõnõ 0-10 arasõnda değerlendiren bir
22
kategori skalasõdõr. Saturasyon değerleri pulse oksimetre ile ölçüldü. USOT tedavisi almakta
olan hastalar oksijen desteği ile yürütüldü. Test sonunda 6 dakika yürüme mesafesi kaydedildi
Hastalarõn 6DYT sonuçlarõ değerlendirildiğinde yürüme mesafelerinin mean 274 m,
median 270 m olduğu görüldü. Hastalarõn 25. persentilde 200 m , 50. persentilde 270 m , 75.
persentilde 330 m yürüdükleri görüldü. Hastalar ; 200m, 250m,275m ve 330m üzerinde ve
altõnda yürüme mesafelerine göre gruplandõrõlarak; yaş,cinsiyet,BMI,arter kan gazõ değerleri,
solunum fonksiyon parametreleri, 6DYT başlangõç ve bitiş nabõz,saturasyon ve dispne skor
değerleri, PAH varlõğõ, HRCT de patoloji varlõğõ ve USOT kullanõmõ karşõlaştõrõldõ.
BORG SKALASI
0 Dispne yok
0.5 Çok Çok Hafif
1 Çok Hafif
2 Hafif
3 Orta
4
5 Şiddetli
6
7 Çok Şiddetli
8
9
10 Çok Çok Şiddetli
TRANSTORASİK EKO
Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’nde 2 kardiyolog
tarafõndan kardiak monitörizasyon yapõlarak transtorasik EKO (Vivid 5 GE Healthcare)
değerlendirmesi yapõldõ. Sağ ve sol kalp fonksiyonlarõ değerlendirildi. Ejeksiyon fraksiyonu
(EF) %65 üstü olanlar normal sol ventrikül fonksiyonu olarak değerlendirildi. Kapak
patolojileri, miyokard ve septum hareket bozukluğu varsa kayõt edildi. Sağ kalp boşluklarõ
değerlendirildi, dilatasyonlar kayõt edildi.
Pulmoner arter basõnç ölçümü:
(1) triküspid kapak yetersizliği olanlarda sistolik PAB hesaplanabilir.
(2) Pulmoner kapakta yetmezlik varsa ortalam PAB hesaplanabilir.
Sistolik PAP: (TY velosite karesi x 4 )+ sağ Atriyum basõncõ
23
Sağ atriyum basõncõ: 5 ile 20 mmHg arasõndadõr.
EKO probu subcostal bakõda, vena kava inferiorun çapõ gözlenir, solunum ile değişim
gösteriyorsa 5 mmHg, göstermiyorsa 20 mmHg basõnç ilave edilir.
Ortalama PAB: PY velosite karesi x 4
Sistolik PAB > 40 mmHg olan hastalar pulmoner hipertansiyon hastasõ olarak kabul edildi.
TORAKS YÜKSEK ÇÖZÜNÜRLÜKLÜ BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ
Merkezimizdeki Tomografi Ünitesinde Sõemens Somatom Spirit marka multislice BT
cihazõ ile 10 mm aralõklarla 1’er mm lik kesit alõnarak toraks HRCT çektirildi. Grafiler tek
radyolog tarfõndan değerlendirilerek hastalar öncelikle 2 gruba ayrõldõ.
Grup 1 hastalar: normal HRCT
Grup 2 hastalar: anormal HRCT
Anormal toraks HRCT bulgularõ ise 3 gruba ayrõldõ,
1) amfizem belirgin hastalar,
2) sekel belirgin hastalar,
3) ikisinin birlikte olduğu ve bronşektazili hastalar.
İSTATİSTİKSEL ANALİZ
Sürekli değişkenler olan yaş, BMI, FEV1,FVC,FEV1%,FVC%, FEV1/FVC,pH ,
pCO2 , pO2 ,HCO3,BE,satO2 değişkenlerinin karşõlaştõrõlmasõ parametrik t testi ile yapõldõ.
p < O.O5 ise istatistiksel olarak anlamlõ kabul edildi.
Kategorik değişkenler olan cinsiyet, nabõz >100/dk ve <100/dk olmasõ, USOT kullanõmõ,
PAH varlõğõ, HRCT de patoloji varlõğõnõn karşõlaştõrõlmasõ 2x2 tablo ve Ki-kare testi ile
yapõldõ. Değişkenlerde <5 olanlarda Fischer Exact testi kullanõldõ. p < 0.05 ise istatistiksel
olarak anlamlõ kabul edildi.
BULGULAR
24
Çalõşmaya Sağlõk Bakanlõğõ Süreyyapaşa Göğüs Hastalõklarõ ve Göğüs Cerrahisi
Eğitim ve Araştõrma Hastanesi Solunumsal Yoğun Bakõm Ünitesi Polikliniği’nde kronik
solunum yetmezlikli evde NIMV ile takip edilen 34 kifoskolyoz hastasõ alõndõ. Çalõşma
döneminde 4 hastaya telefon ile ulaşõlamadõ, 3 hasta EKO yaptõrmadõ, 2 hasta HRCT
randevusuna gelmedi. Çalõşmayõ 25 hasta tamamladõ.
Çalõşmaya alõnan hastalarõn 8’i (%32) kadõn, 17’si (%68) erkekti. Olgularõn yaşlarõ 29
ile 67 arasõnda değişmekte idi. Çalõşmaya alõnan tüm hastalarõn yaş ortalamasõ 48±2.6, BMI
ortalamasõ 27.5±5.2 olarak hesaplandõ. Olgularõn 6’sõnda(%24) PAH saptanmõştõr.
Olgularõn 5’inin (%20) HRCT’sinde patoloji yoktu.
Hastalarõn arter kan gazõ değerleri ve solunum fonksiyon testi değerleri tablo 3 ve
tablo 4’de özetlendi. 6DYT mesafelerine göre gruplarõn parametrelerinin karşõlaştõrõlmasõ
Tablo 5’te görülmektedir.
Tablo 3. Arter kan gazõ değerleri
pH
PaCO2
PaO2
HCO3
BE
Sat
Hasta no
21
21
21
21
21
21
ortalama
7.39
52.0
63.8
30.4
6.9
89.7
Std Sapma
0.03
1.3
3.6
0.7
0.6
1.3
Median
7.39
52.0
63.8
30.4
6.9
89.7
Minimum
7.30
41.0
38.9
24
1.9
72.7
Maksimum
7.48
66.1
115.9
38.9
25.0
98.0
Tablo 4 . Solunum fonksiyon testi değerleri
FEV 1 L
FEV1 %
FVK L
FVK %
FEV1/FVK
Hasta no
21
21
21
21
21
ortalama
0.740
31.5
0.890
31.6
83.4
Median
0.740
31.5
0.890
31.6
83.4
Minimum
0.410
18
0.530
16
71
Maksimum
1.14
65
1.53
74
96
25
26
Tablo 5 : 6DYT Mesafelerine Göre Gruplarõn Parametrelerinin Karşõlaştõrõlmasõ
6 DYT
330 m
p
275m
p
250m
> 330
< 330
>275
< 275
>250
< 250
Sayõ
7
18
11
14
15
10
Yaş
41(12)
53(9)
.02
43(10)
55(9)
.007
44(9)
59(9)
Cinsiyet E
6/1
11/7
N
10/1
7/7
.03
13/2
4/6
BMI, mean 24(5)
29(5)
.02
26(5)
29(5)
N
26(5)
35(5)
BMI >30
10
.01
3
7
N
3
7
BMI <30
7
8
8
7
12
3
FEV1 ml
830(193)
717(213)
N
800(200)
705(215)
N
726(210)
753(220)
FEV1%
29(4)
32(13)
N
26(6)
33(12)
N
26(6)
38(13)
FVC ml
915(207)
884(279)
N
900(175)
885(303)
N
840(197)
944(322)
FVC%
27(3)
33(15)
N
25(5)
35(16)
N
25(4)
39(17)
FEV1/FVC 90(4)
82(7)
N
88(8)
81(8)
N
85(8)
81(9)
pH
7.400(.005) 7.396(.003 N
7.393(.002 7.400(.002 N
7.397(.002 7.397(.002)
PaCO2
51(9)
52(7)
N
51(7)
52(7)
N
52(7)
52(8)
PaO2
65(10)
64(20)
N
61(11)
66(21)
N
65(18)
62(19)
HCO3
30(4)
31(4)
N
30(3)
31(4)
N
31(3)
30(4)
BE
6(2)
7(6)
N
5(2)
6(8)
N
6(2)
9(7)
Sat
92(4)
89(7)
N
90(6)
90(6)
N
90(6)
87(7)
Nabõz baş
92(13)
87(13)
N
93(12)
84(13)
N
92(12)
82(14)
Nabõz bitiş 127(12)
125(16)
N
128(15)
123(15)
N
128(13)
122(17)
SatO2 baş
92(4)
94(2)
N
92(4)
94(2)
N
93(3)
94(2)
SatO2 bitiş 72(7)
78(11)
N
73(10)
81(10)
.06
75(10)
82(11)
BORG başl 0(0)
.5(.9)
.03
0
.6(1.0)
.04
0(0)
.9(1.1)
BORG bitiş 2.7(2.5)
4.9(2.3)
.04
3.5(2.6)
5(2.3)
N
3.4(2.2)
5.6(2.3)
PAH, n
3
3
N
4
2
N
4
2
HRCT anor 4
15
N
8
11
N
9
7
USOT, n
6
12
N
9
9
N
10
8
N
.01
N
.01
N
N
N
N
N
N
N
.06
.07
N
N
.004
.03
N
N
N
.001
.02
.04
.01
p
200 m
>200
< 200
19
6
46(10)
61(9)
16/3
1/5
26(5)
32(3)
5
5
14
1
746(215)
720(215)
27(6)
42(16)
888(234)
895(350)
27(6)
43(20)
84(9)
83(9)
7.400(.004) 7.386(.002)
52(7)
52(9)
66(19)
59(13)
31(4)
29(3)
7(6)
6(3)
90(6)
88(7)
91(13)
78(7)
127(14)
120(16)
93(3)
94(2)
75(9)
85(12)
.1(.5)
1.0(1.2)
3.7(2.3)
6.0(2.5)
5
1
4
15
13
5
N
.01
N
.01
N
N
N
N
N
N
N
.02
N
N
.055
.02
.06
N
N
N
.003
.01
.002
.02
p
Hastalarõn Altõ Dakika Yürüme Testi sonuçlarõ değerlendirildiğinde yürüme mesafelerinin
mean 274 m, median 270 m olduğu görüldü (Şekil 2). Hastalarõn 25. persentilde 200 m , 50.
persentilde 270 m , 75. persentilde 330 m yürüdükleri görüldü. Hastalarõ; 200m, 250m,275m
ve 330m üzerinde ve altõnda yürüme mesafelerine göre gruplandõrarak karşõlaştõrma yapõldõ.
Kifoskolyozda 6 DYT m
6
5
4
3
2
Frequency
Std. Dev = 76,17
1
Mean = 274,4
N = 25,00
0
175,0
225,0
200,0
275,0
250,0
325,0
300,0
375,0
350,0
425,0
400,0
Şekil 2 Kifoskolyozda 6 DYT m
I ) OLGULARIN SOLUNUM FONKSİYON PARAMETRELERİNİN VE ARTER
KAN GAZI DEĞERLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
■ ≥200 m ve <200 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn solunum
fonksiyon parametrelerinin karşõlaştõrõlmasõ tablo 6’de görülmektedir. FEV1 ve FVC değerleri
karşõlaştõrõldõğõnda ; istatistiksel fark bulunmadõ. Ancak FEV1 ve FVC yüzdeleri
karşõlaştõrõldõğõnda , istatistiksel açõdan anlamlõdõr(p<0.01).
Tablo 6 . ≥200 m ve <200 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn solunum
fonksiyon parametrelerinin karşõlaştõrõlmasõ
SFT parameteleri
6DYT mesafesi
p
≥200 m
<200 m
746±215
720± 215
N
FEV1 ml
27±
6
42±
16
0.01
FEV1%
888± 234
895± 350
N
FVC ml
27± 6
43± 20
0.01
FVC%
84± 9
83± 9
N
FEV1/FVC
27
■ ≥200 m ve <200 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn arter kan gazõ
değerlerinin karşõlaştõrõlmasõ tablo 7’te görülmektedir.Gruplarõn AKG değerleri arasõnda
istatistiksel açõdan anlamlõ fark bulunmadõ (p>0.05).
Tablo 7 . ≥200 m ve <200 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn arter kan
gazõ değerlerinin karşõlaştõrõlmasõ
AKG değerleri
6DYT mesafesi
p
≥200 m
<200 m
7.400±0.004
7.386± 0.002
N
pH
52± 7
52± 9
N
PaCO2
66± 19
59± 13
N
PaO2
31± 4
29± 3
N
HCO3
7± 6
6± 3
N
BE
90±6
88± 7
N
Sat
■ ≥250 m ve <250 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn solunum
fonksiyon parametrelerinin karşõlaştõrõlmasõ tablo 8’te görülmektedir. FEV1 ve FVC değerleri
karşõlaştõrõldõğõnda, istatistiksel fark bulunmadõ. Ancak FEV1 ve FVC yüzdeleri
karşõlaştõrõldõğõnda, istatistiksel açõdan anlamlõ fark bulundu(p<0.01).
Tablo 8 . ≥250 m ve <250 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn solunum
fonksiyon parametrelerinin karşõlaştõrõlmasõ
SFT parameteleri
6DYT mesafesi
p
≥250 m
<250 m
726± 210
753± 220
N
FEV1 ml
26±6
38± 13
0.01
FEV1%
840±
197
944±
322
N
FVC ml
25± 4
39± 17
0.01
FVC%
85± 8
81± 9
N
FEV1/FVC
28
■ ≥250 m ve <250 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn arter kan gazõ
değerlerinin karşõlaştõrõlmasõ tablo 9’da görülmektedir. AKG değerleri arasõnda istatistiksel
açõdan anlamlõ fark bulunmadõ(p>0.05).
Tablo 9 . ≥250 m ve <250 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn arter kan
gazõ değerlerinin karşõlaştõrõlmasõ
AKG değerleri
6DYT mesafesi
p
≥250 m
<250 m
7.397± 0.002
7.397± 0.002
N
pH
52±7
52±8
N
PaCO2
65±18
62± 19
N
PaO2
31± 3
30± 4
N
HCO3
6± 2
9± 7
N
BE
90± 6
87± 7
N
Sat
■ ≥275 m ve <275 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn solunum
fonksiyon parametrelerinin karşõlaştõrõlmasõ tablo 10’de görülmektedir. FEV1 ve FVC
değerleri karşõlaştõrõldõğõnda ; istatistiksel fark bulunmadõ.
Tablo 10 . ≥275 m ve <275 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn solunum
fonksiyon parametrelerinin karşõlaştõrõlmasõ
SFT parameteleri
6DYT mesafesi
P
≥275 m
<275 m
800± 200
705± 215
N
FEV1 ml
26± 6
33± 12
N
FEV1%
900± 175
885± 303
N
FVC ml
25± 5
35± 16
N
FVC%
88± 8
81± 8
N
FEV1/FVC
29
■ ≥275 m ve <275 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn arter kan gazõ
değerlerinin karşõlaştõrõlmasõ tablo 11’de görülmektedir. AKG değerleri arasõnda istatistiksel
açõdan anlamlõ fark bulunmadõ (p>0.05).
Tablo 11 . ≥275 m ve <275 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn arter kan
gazõ değerlerinin karşõlaştõrõlmasõ
AKG değerleri
6DYT mesafesi
P
≥275 m
<275 m
7.393±0.002
7.400± 0.002
N
pH
51±7
52± 7
N
PaCO2
61± 11
66± 21
N
PaO2
30±3
31±4
N
HCO3
5±2
6± 8
N
BE
90±6
90± 6
N
Sat
■ ≥330 m ve <330 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn solunum
fonksiyon parametrelerinin karşõlaştõrõlmasõ tablo 12’da görülmektedir. FEV1 ve FVC
değerleri karşõlaştõrõldõğõnda ; istatistiksel fark bulunmadõ (p>0.05).
Tablo 12 . ≥330 m ve <330 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn solunum
fonksiyon parametrelerinin karşõlaştõrõlmasõ
SFT parameteleri
6DYT mesafesi
P
≥330 m
<330 m
830± 193
717± 213
N
FEV1 ml
29± 4
32± 13
N
FEV1%
915± 207
884± 279
N
FVC ml
27± 3
33± 15
N
FVC%
90± 4
82± 7
N
FEV1/FVC
30
■ ≥330 m ve <330 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn arter kan gazõ
değerlerinin karşõlaştõrõlmasõ tablo 13’da görülmektedir. AKG değerleri arasõnda istatistiksel
fark bulunmadõ (p>0.05).
Tablo 13 . ≥330 m ve <330 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn arter kan
gazõ değerlerinin karşõlaştõrõlmasõ
AKG değerleri
6DYT mesafesi
P
≥330 m
<330 m
7.400± 0.005
7.396± 0.003
N
pH
51± 9
52±7
N
PaCO2
65±
10
64±
20
N
PaO2
30±4
31± 4
N
HCO3
6± 2
7± 6
N
BE
92± 4
89± 7
N
Sat
II ) OLGULARIN ANTROPOMETRİK ÖZELLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
■ 200 m ve üzeri yürüyenlerin yaş ortalamalarõ ve BMI’leri, 200 m’den az yürüyen gruba
göre düşük bulundu ( sõrasõyla p<0 .003, p<0.02).
200 m ve üzeri yürüyenlerle, 200 m’den az yürüyenlerin cinsiyetleri karşõlaştõrõldõğõnda;
erkeklerin yürüme mesafesi daha fazla bulundu(p<0.01).(tablo 14)
Tablo 14 . ≥200 m ve <200 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn
antropometrik özelliklerinin değerlendirilmesi
6DYT mesafesi
P
> 200
< 200
19
6
Sayõ
46± 10
61±9
0.003
Yaş ort.
16/3
1/5
0.01
Cinsiyet E/K
26± 5
32± 3
0.002
BMI ort.
31
■250 m ve üzeri yürüyenlerin yaş ortalamalarõ ve BMI’leri, 250 m’den az yürüyen gruba göre
düşük bulundu (p<0.001,p<0.04).
250 m ve üzeri yürüyenlerle, 250 m’den az yürüyenlerin cinsiyetleri karşõlaştõrõldõğõnda;
erkekler daha fazla yürümüştür (p<0.01).(tablo 15)
Tablo 15 . ≥250 m ve <250 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn
antropometrik özelliklerinin değerlendirilmesi
6DYT mesafesi
p
> 250
< 250
15
10
Sayõ
44± 9
59±9
0.001
Yaş ort.
13/2
4/6
0.02
Cinsiyet E/K
26±5
35± 5
0.04
BMI ort.
■275 m ve üzeri yürüyenlerin yaş ortalamalarõ , 275 m’den az yürüyen gruba göre düşük
bulundu (p<0.007).
275 m ve üzeri yürüyenlerle, 275 m’den az yürüyenlerin BMI’leri karşõlaştõrõldõğõnda ;
istatistiksel fark bulunmadõ (p>0.05).(tablo 16)
Tablo 16 . ≥275 m ve <275 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn
antropometrik özelliklerinin değerlendirilmesi
6DYT mesafesi
p
> 275
< 275
11
14
Sayõ
43± 10
55± 9
0.007
Yaş ort.
10/1
7/7
0.03
Cinsiyet E/K
26± 5
29± 5
N
BMI ort.
■330 m ve üzeri yürüyenlerin yaş ortalamalarõ ve BMI’leri , 330 m’den az yürüyen gruba
göre düşük bulundu (p<0.02, p<0.02).(tablo 17)
Tablo 17 . ≥330 m ve <330 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn
antropometrik özelliklerinin değerlendirilmesi
6DYT mesafesi
p
> 330
< 330
7
18
Sayõ
41± 12
53± 9
0.02
Yaş ort.
6/1
11/7
N
Cinsiyet E/K
24± 5
29± 5
0.02
BMI ort.
32
III ) OLGULARIN TESTİN BAŞLANGIÇ VE BİTİŞ NABIZ, SATURASYON VE
DİSPNE SKOR DEĞERLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
■200 m ve üzeri yürüyenlerle, 200 m’den az yürüyenlerin 6DYT başlangõç nabõz değerleri
karşõlaştõrõldõğõnda ; çok yürüyenlerin nabõz değerleri yüksek bulundu(p<0.02).Ancak 6DYT
bitiş nabõz değerleri arasõnda istatistiksel açõdan anlamlõ fark bulunmadõ(p>0.05).
200 m ve üzeri yürüyenlerle, 200 m’den az yürüyenlerin 6DYT bitiş saturasyon değerleri
karşõlaştõrõldõğõnda ; çok yürüyenlerin saturasyon değerleri daha düşük bulundu(p<0.05).
200 m ve üzeri yürüyenlerle, 200 m’den az yürüyenlerin 6DYT başlangõç dispne skoru
karşõlaştõrõldõğõnda ; çok yürüyenlerin dispne skoru daha düşük bulundu(p<0.02).(tablo 18)
Tablo 18. ≥200 m ve <200 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn testin
başlangõç ve bitiş nabõz, saturasyon ve dispne skor değerlerinin karşõlaştõrõlmasõ
6DYT mesafesi
p
> 200
< 200
91± 13
78± 7
0.02
Nabõz baş
127± 14
120± 16
N
Nabõz bitiş
93± 3
94± 2
N
SatO2 baş
75± 9
85± 12
0.055
SatO2 bitiş
0.1± 0.5
1.0± 1.2
0.02
BORG başl
3.7± 2.3
6.0± 2.5
0.06
BORG bitiş
■250 m ve üzeri yürüyenlerle, 250 m’den az yürüyenlerin 6DYT başlangõç nabõz değerleri
arasõnda istatistiksel açõdan anlamlõ fark bulunmadõ(p>0.05).
250 m ve üzeri yürüyenlerle, 250 m’den az yürüyenlerin 6DYT bitiş saturasyon değerleri
arasõnda istatistiksel açõdan anlamlõ fark bulunmadõ(p>0.05).
250 m ve üzeri yürüyenlerle, 250 m’den az yürüyenlerin 6DYT başlangõç dispne skoru
karşõlaştõrõldõğõnda ; çok yürüyenlerin dispne skoru daha düşük bulundu(p<0.004).(tablo 19)
Tablo 19 . ≥250 m ve <250 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn testin
başlangõç ve bitiş nabõz, saturasyon ve dispne skor değerlerinin karşõlaştõrõlmasõ
6DYT mesafesi
p
> 250
< 250
92± 12
82± 14
0.06
Nabõz baş
128± 13
122± 17
0.07
Nabõz bitiş
93± 3
94± 2
N
SatO2 baş
75± 10
82± 11
N
SatO2 bitiş
0±0
.9± 1.1
0.004
BORG başl
3.4±
2.2
5.6±
2.3
0.03
BORG bitiş
33
■275 m ve üzeri yürüyenlerle, 275 m’den az yürüyenlerin 6DYT başlangõç nabõz değerleri
arasõnda istatistiksel açõdan anlamlõ fark bulunmadõ(p>0.05).
275 m ve üzeri yürüyenlerle, 275 m’den az yürüyenlerin 6DYT bitiş saturasyon değerleri
arasõnda istatistiksel açõdan anlamlõ fark bulunmadõ(p>0.05).
275 m ve üzeri yürüyenlerle, 275 m’den az yürüyenlerin 6DYT başlangõç dispne skoru
karşõlaştõrõldõğõnda ; çok yürüyenlerin dispne skoru daha düşük bulundu(p<0.04).(tablo 20)
Tablo 20 . ≥275 m ve <275 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn testin
başlangõç ve bitiş nabõz, saturasyon ve dispne skor değerlerinin karşõlaştõrõlmasõ
6DYT mesafesi
p
> 275
< 275
93± 12
84± 13
N
Nabõz baş
128± 15
123± 15
N
Nabõz bitiş
92±
4
94±
2
N
SatO2 baş
73±10
81± 10
0.06
SatO2 bitiş
0±0
0.6± 1.0
0.04
BORG başl
3.5± 2.6
5± 2.3
N
BORG bitiş
■330 m ve üzeri yürüyenlerle, 330 m’den az yürüyenlerin 6DYT başlangõç nabõz değerleri
arasõnda istatistiksel açõdan anlamlõ fark bulunmadõ(p>0.05).
330 m ve üzeri yürüyenlerle, 330 m’den az yürüyenlerin 6DYT bitiş saturasyon değerleri
arasõnda istatistiksel açõdan anlamlõ fark bulunmadõ(p>0.05).
330 m ve üzeri yürüyenlerle, 330 m’den az yürüyenlerin 6DYT başlangõç dispne skoru
karşõlaştõrõldõğõnda ; çok yürüyenlerin dispne skoru daha düşük bulundu(p<0.03).(tablo 21)
Tablo 21 . ≥330 m ve <330 m 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn testin
başlangõç ve bitiş nabõz, saturasyon ve dispne skor değerlerinin karşõlaştõrõlmasõ
6DYT mesafesi
p
> 330
< 330
92± 13
87±13
N
Nabõz baş
127±12
125± 16
N
Nabõz bitiş
92±
4
94±2
N
SatO2 baş
72±7
78± 11
N
SatO2 bitiş
0±0
0.5±0.9
0.03
BORG başl
2.7± 2.5
4.9± 2.3
0.04
BORG bitiş
34
IV ) OLGULARIN PAH VARLIĞI, HRCT DE PATOLOJİ VARLIĞI VE USOT
KULLANIMI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
■200 m ve üstü yürüyenlerle, 200 m’den az yürüyenler; 250 m ve üstü yürüyenlerle, 250
m’den az yürüyenler; 275 m ve üstü yürüyenlerle, 275 m’den az yürüyenler; 330 m ve üstü
yürüyenlerle, 330 m’den az yürüyenler PAH varlõğõ, HRCT de patoloji varlõğõ ve USOT
kullanõmõ açõsõndan karşõlaştõrõldõğõnda, istatistiksel açõdan anlamlõ fark bulunmadõ (p>0.05).
(tablo 22)
Tablo 22 . 6DYT mesafesine göre gruplandõrõlan hastalarõn PAH varlõğõ, HRCT’de
patoloji varlõğõ ve USOT kullanõmõ açõsõndan karşõlaştõrõlmasõ
200 m
250 m
275m
330 m
>250
> 330
>200
< 200
< 250
>275
< 275
< 330
1
4
2
4
2
3
3
PAH, n 5
15
9
7
8
11
4
15
HRCT 4
anor
5
10
8
9
9
6
12
USOT, 13
n
V) DİĞER BULGULAR
Test esnasõnda oksijen desteği almayan 17 hastanõn ortalama yürüme mesafesi 298± 78 m,
oksijen desteği alanlarõn ortalama yürüme mesafesi 223±35 m’dir. Oksijen desteği alan
hastalarõn yürüme mesafesi daha fazladõr(p<0.05).
Test esnasõnda oksijen desteği alan ve almayan hastalarõn FEV1 ve FVC değerleri arasõnda
istatistiksel açõdan anlamlõ fark saptandõ( p<0.05).
Test esnasõnda oksijen desteği alan ve almayan hastalarda PAH birlikteliği açõsõndan
istatistiksel açõdan anlamlõ fark saptanmadõ(p>0.05).
Test başlangõcõnda nabõz değeri 100’den büyük olan 6 hastanõn ortalama yürüme mesafesi
333m ve nabõz değeri 100’den küçük olan 19 hastanõn ortalama yürüme mesafesi 255 m
olarak bulundu . Taşikardik hastalarõn yürüme mesafesi daha fazladõr(p<0.05).
Hastalarõn PaO2 düzeyleri ile nabõz değerleri karşõlaştõrõldõğõnda ; nabzõ 100’den büyük
olanlarõn ortalama PaO2 düzeyi 58 mmHg; nabzõ 100’den küçük olanlarõn ortalama PaO2
düzeyi 65 mmHg bulundu. Ancak istatistiksel açõdan anlamlõ fark saptanmadõ(p>0.05).
35
Hastalarõn HRCT bulgularõ ile arter kan gazõ değerleri, yürüme mesafeleri, nabõz ve
saturasyon değerleri karşõlaştõrõldõğõnda istatistiksel açõdan anlamlõ fark saptanmadõ(p>0.05).
Hastalarõn HRCT bulgularõ ile PAH varlõğõ karşõlaştõrõldõğõnda; HRCT’de patoloji olan 19
hastanõn 2’sinde PAH saptanõrken, HRCT’de patoloji olmayan 5 hastanõn 3’ünde PAH
saptandõ. Bu bulgular istatistiksel açõdan anlamlõdõr(p<0.05).
36
TARTIŞMA
Çalõşmamõzda, kronik solunum yetmezlikli evde NIMV kullanan kifoskolyozlu 25
hastanõn altõ dakika yürüme testi mesafelerinde ortalama 275 m yürüdükleri ve bu mesafenin
üzerinde yürüyen olgularõn genç, yürüme testi sonunda daha hipoksik ve taşikardik olduklarõ
gösterildi. Genç kifoskolyoz olgularõnda astõmda olduğu gibi dispne algõlamada yanõlgõ
olduğu, subjektif dispne sorgulamasõna (BORG) yanõtlarõ oksijen saturasyonlarõ ve dakika
nabõz değerleri ile uyumlu bulunmadõğõ görüldü. İngilizce literatürde kronik solunum
yetmezlikli kifoskolyoz olgularõnda 6 DYT ile ilgili az sayõda veri vardõr(42,43). Çalõşmamõz,
bu grup hastanõn 6DYT değerlerini inceleyen bir çalõşmadõr.
Kifoskolyoz gibi göğüs duvarõ deformiteli hastalar; bozulmuş egzersiz kapasitesine
sahiptir ve bu dispneden dolayõ olabilir(42). Bununla beraber hastalarõn egzersiz
intoleransõnõn derecesi 6DYT kullanõlarak değerlendirilebilir. Ancak bu hastalarda 6DYT ile
ilgili yapõlmõş çok sõnõrlõ sayõda çalõşma mevcut (42,43).
1379 KOAH hastasõnda 6 DYT ile ilgili yapõlmõş bir çalõşmada 350 m den az yürüme
mesafesinin artmõş mortalite ile ilişkili olduğu bulunmuş (44). KOAH lõ 294 hasta ile yapõlan
başka bir çalõşmada 5 yõllõk izlem sonucunda 6DYT’nin KOAH şiddetinin artõşõnõn takibinde
yararlõ bir test olduğu sonucuna varõlmõş. 6DYT mesafesinin zamanla şiddetli obstruksiyonu
olan hastalarda azaldõğõ sonucuna varõlmõş( 45). Aynõ grubun yeni bir çalõşmasõnda, 576
KOAH olgusunda en az 60 ay izlem sonucu 6 DYT sõrasõnda desaturasyon ( %90 altõ yada
başlangõca göre %4 düşüş ) olmasõnõn mortalite riskini 2.6 kat arttõrdõğõ, FEV1 değerinin de
%50 den düşük olmasõnõn mortalite üzerine anlamlõ etkisi olduğu gösterilmiş(46).
Egzersiz esnasõnda göğüs duvarõ deformitesinin mekanik etkisinden dolayõ
hipoventilasyon belirgindir ve düşük inspiratuar kapasite nedeniyle solunum kõsõtlanarak
egzersizde oksijen desaturasyonu meydana gelir. Stabil kifoskolyozlu 12 hastada yapõlmõş bir
çalõşmada (42), KOAH’lõ hastalardan farklõ olarak kifoskolyozlu hastalarda egzersiz
kapasitesindeki kötüleşme mekanik faktörlere bağlanmõş. Ancak KOAH’lõlara benzer olarak
egzersiz esnasõnda oksijen desteği ile düzelebilen, belirgin oksijen desaturasyonu
izlenmiş(42).Oksijen desaturasyonu ile egzersiz dispnesi ilişkili bulunmuş. Ayrõca bahsedilen
çalõşmada oksijen desteği ile dispnede ve oksijen desaturasyonunda önemli derecede iyileşme
gözlemlenmiş. Bizim çalõşmamõzda da benzer olarak, 6 dakika yürüme testi mesafesi ile
37
oksijen desaturasyon derecesi anlamlõ bulundu. Hastalarõmõzõn 6DYT başlangõç ve bitiminde
dispne skorlarõ değerlendirildiğinde başlangõç skoru sõfõr ve bitiş skoru düşük olanlarõn daha
fazla yürüdüğü görüldü.
6DYT mesafelerini; yaş, cinsiyet, BMI, solunum fonksiyon testleri, arter kan gazõ
değerleri, toraks radyolojisi ve kardiak fonksiyonel değerlendirme (ejeksiyon fraksiyonu ve
ölçülmüşse pulmoner arter basõncõ) ile karşõlaştõrdõk.
Hastalarõn 6DYT sonuçlarõ değerlendirildiğinde yürüme mesafelerinin ortalama 274
m, median 270 m olduğu görüldü . Hastalarõn 25. persentilde 200 m, 50. persentilde 270 m,
75. persentilde 330 m yürüdükleri görüldü.
Çalõşmamõzdaki 1. bulgu; kronik solunum yetmezlikli evde NIMV kullanan
kifoskolyozlu hastalarõn ortalama altõ dakika yürüme testi mesafeleri 275 m olarak bulundu.
İkinci bulgu; yürüme mesafesi arttõkça hastalarõn oksijen desaturasyonlarõnda ve nabõzda artõş
olmasõna rağmen; dispne skalasõ değerlerinin düşük olduğudur. İstatistiksel olarak sõnõrda
anlamlõlõk mevcuttur. Bu bulgu bize hastalarõn dispne algõlarõnda yanõlsama olduğunu
düşündürmektedir. Üçüncü bulgumuz; kadõnlarõn erkeklere göre 6DYT mesafelerinin az
olduğu, ayrõca hastalarõn yaş ve BMI’leri arttõkça yürüme mesafelerinin anlamlõ derecede
azaldõğõ görüldü. Obezitenin önemi ortalama değerin altõnda yürüyenlerde daha belirgindir.
Kifoskolyozlu hastalarda; göğüs duvarõnõn ve solunum sisteminin mekanik
özelliklerinde olan değişiklikler fonksiyonel kapasite kaybõna yol açar (18).Restriktif akciğer
hastalõklarõnda düşük VK ve TLK değerleri izlenmektedir. Alveoler hipoventilasyona
mekanik faktörler katkõda bulunur(42). Olgularõmõzõn hepsinde ciddi alveolar hipoventilasyon
olup, olgularõmõz evde NIMV cihazlarõ kullanmaktadõr. 16 ağõr kifoskolyozlu hastanõn 36
aylõk takibinin yapõldõğõ bir çalõşmada hastalarda düşük FVK ve yüksek PaCO2 değerleri
saptanmõş(18). İdiopatik skolyozlu 24 hastanõn 20 yõllõk izlemine dayanan bir çalõşmada
hastalarda solunumsal kas gücünde azalma saptanmõş(47). Çalõşmamõzdaki hastalarõmõzõn
spirometrik incelemelerinde de bahsedilen çalõşmalarla tutarlõ olarak düşük FVK değerleri ve
arter kan gazlarõnda artmõş PaCO2 değerleri ( > 45 mmHg) saptandõ.
Hastalarõmõzõn yürüme mesafeleri ile FVK ve FEV1 değerleri arasõnda istatistiksel
olarak anlamlõlõk bulunmamakla beraber FVK yüzdesi istatistiksel olarak anlamlõ
bulundu(p<0,01).
Bu,
hastalarõmõzõn
klinik
olarak
benzer
düzeyde
olmasõndan
kaynaklanmaktadõr. FVK yüzdeleri düşük olan hastalarõn daha fazla yürüdükleri görüldü, bu
da bize hastalarõn kendilerini zorladõklarõnõ düşündüren diğer bir bulgudur.
Çalõşmamõzda, USOT kullanmakta olan hastalar, oksijen desteği ile yürütüldü. Oksijen
desteği ile yürütülen 8 hastanõn ortalama yürüme mesafesi 223 m, oksijensiz yürüyen 17
38
hastanõn ortalama yürüme mesafesi 298 m olarak bulundu( p< 0.05). Bu hastalarõn yürüme
mesafeleri ile FEV1 ve FVK değerleri karşõlaştõrõldõğõnda da istatistiksel olarak anlamlõ
bulundu. Oksijen desteği ile yürüyen hastalar daha düşük FEV1 ve FVK değerlerine sahiptir.
Hastalardan test öncesi nabzõ normal (<100/dk) olan 19 kişinin yürüme mesafesi
ortalama 255 m, taşikardik ( >100/dk) olan 6 kişinin yürüme mesafesi ortalama 333 m
bulundu(p< 0.05). Taşikardinin istatistiksel anlamlõ olmamakla birlikte hipoksemiye sekonder
olduğu düşünüldü(65mmHg karşõn 58 mmHg p>0.05).Olgularõmõzda aritmi( atrial
fibrilasyon, vs ) bulunmamaktadõr.
Kifoskolyoz, nadiren sekonder pulmoner hipertansiyona neden olabilir(48).
Çalõşmamõzda 6 olgunun PABs >40 mmHg transtorasik EKO da bulundu. Çalõşmaya
alõnan 25 hastanõn 6’inde (%24) PABs 40 mmHg üzeri saptandõ. Bu 6 pulmoner hipertansiyon
vakasõnõn 3’ünün HRCT sinde parankimal lezyon olmadõğõ görüldü. PABs > 40 mmHg olan
olgularõn diğer olgulara göre PaO2 değerleri benzerdi (64 e karşõn 63 mmHg, p>.05). Egzersiz
sonrasõndaki bitiş saturasyon değerleri ise benzerdi ( SaTO2 %79 a karşõn 77, p>0.05). Bu,
kifoskolyozda PAH için hipoksi dõşõnda diğer etyolojilerin sorumlu olduğunu ve araştõrõlmasõ
gerektiğini düşündürmektedir. Kifoskolyozlu hastalarda pulmoner hipertansiyon hakkõnda
yapõlmõş çalõşmalardan biri 1961 yõlõnda yapõlmõş(49). 2003 yõlõnda ise pulmoner
hipertansiyonun nedeni olarak kifoskolyozu gösteren bir vaka çalõşmasõ bildirilmiş(48).
Nokturnal hipoksemi PAH oluşumunda göz önünde bulundurulmasõ gereken bir durumdur.
Primer pulmoner hipertansiyonlu hastalarla yapõlmõş bir çalõşmada hastalarõn %77’sinde apne
ve hipopne varlõğõndan bağõmsõz olarak nokturnal hipoksemi saptanmõş(50).Genellikle
hastalarda OSAS olmadõkça nokturnal oksijen saturasyonu monitorize edilmemektedir. Ancak
tedavi edilmemiş nokturnal hipoksemi pulmoner arter basõnç artõşõna ve progressif sağ
ventrikül disfonksiyonuna yol açabilir. Bazõ çalõşmalarda obstruktif ve restriktif akciğer
hastalõğõ olan hastalarõn normal oksijen saturasyon değerlerine sahip olmalarõna rağmen
nokturnal hipoksemiye sahip olduklarõ gösterilmiş(51,52). Ayrõca normal pulmoner parankim
varlõğõnda nokturnal hipoksemi olduğu da gösterilmiş(53). Ancak normal pulmoner parankim
ve normal oksijen saturasyonu ile pulmoner hipertansiyon varlõğõnõn nedeni açõk değildir ve
bu konuda ileri çalõşmalara ihtiyaç vardõr. Bizim çalõşmamõzda hastalarõmõzda nokturnal
hipoksemi varlõğõ araştõrõlmadõ.Yürüme esnasõnda olan oksijen saturasyon değerleri nokturnal
hipoksemi için bir prediktör olabilir. Çünkü yürürken desature olan hastalarõn, nokturnal
hipoksemiye sahip olduğu gösterilmiş(50). Bizim çalõşmamõzda da tüm hastalarõmõz altõ
dakika yürüme testinde desature oldular.
39
SONUÇ
Çalõşmamõzda evde NIMV cihazõ olan, kronik solunum yetmezlikli, kifoskolyoz
olgularõ 6DYT’de ortalama 275 m yürüdüler. Genç kifoskolyozlar daha desatüre ve taşikardik
olsalar da bu mesafeden fazla yürüdüler. Kifoskolyozda da, astõmda olduğu gibi dispne
algõlamada
yanõlsama
olduğu
düşünüldü.
Kronik
solunum
yetmezliği
gelişmeyen
kifoskolyozlu olgularda 6DYT yapõldõğõnda 275 m ve altõ yürüyen olgularõn hipoventilasyon
bulgularõ olmasa bile hipoksemi gelişme riski olduğundan yakõn takipleri gerekmektedir.
Kifoskolyozda PAH tanõmlansa da
bu konudaki veriler yetersizdir. Çalõşmamõzda
olgularõmõzõn %24’ünde PABs > 40 mmHg
bulundu. Bu olgularõn AKG ve egzersiz
sõrasõndaki saturasyon değişimleri PABs < 40 mmHg olanlara göre farklõ değildi. Tek başõna
kifoskolyoz varlõğõnõn PAH gelişimi için bir risk oluşturmadõğõ söylenebilir. Sonuç olarak
mortalite çalõşmamõz olmamasõna rağmen, kronik solunum yetmezlikli, evde NIMV kullanan
kifoskolyozlu hastalarõn takiplerinde, 6DYT
belirleyen faktörlerden biri olabilir.
40
mesafelerindeki değişiklikler mortaliteyi
ÖZET
AMAÇ: Kronik solunum yetmezliği ( KSY) olan kifoskolyozlu hastalarda 6 DYT
mesafesinin yaş, cinsiyet, BMI, AKG, pulmoner fonksiyon ve EKO değerleri ile
karşõlaştõrõlmasõ.
YÖNTEM: Prospektif klinik çalõşma
YER: SYBU polikliniği
HASTALAR: YBU polikliniğinde takip edilen evde NIMV endikasyonu olan kronik
solunum yetmezlikli kifoskolyoz olgularõ çalõşmaya alõndõ. Hastalar telefon ile evlerinden
aranarak çağõrõldõ.Demografik özellikleri dosyalarõndan kayõt edildi, transtorasik EKO, 6
DYT, SFT, AKG, HRCT yapõldõ. 6DYT değerleri diğer veriler ile karşõlaştõrõldõ.
BULGULAR : Çalõşmaya 34 hasta alõndõ. Çalõşmayõ 25 (17 erkek) olgu tamamladõ.
Olgularõn 6DYT mesafesi ortalamasõ 275 m idi. Bu mesafeden çok yürüyen grubun genç,
erkek, yüksek nabõzda ve daha desatüre olduğu bulundu. Olgularõn 6 sõnda (%24) EKO da
PABs >40 mmHg ölçüldü. Bu olgular diğer olgulara göre hipoksi yönünden farklõ değildi.
SONUÇ: Sonuç olarak, kronik solunum yetmezliği olan kifoskolyozlu hastalarõn yürüme
mesafeleri genç yaş ve erkeklerde daha fazladõr.Fazla yürüyenlerin desature ve taşikardik
olmasõ kendilerini zorladõğõ ve dispne algõlamasõnda yanõlsama olduğu kanaati uyandõrmõştõr.
Kifoskolyoz olgularõnda PAH gelişiminde hipoksemi dõşõ etiyolojilerin varlõğõ aklõmõza
gelmelidir.
41
SUMMARY
PURPOSE : The comparison of the age, gender, BMI, arterial blood gases, pulmonary
function tests and ECHO results of the kyphoscoliosis patients with chronic respiratory
failure.
METHOD : Prospective clinical study in Respiratory Intensive Care Unit.
PATIENTS : The kyphoscoliosis patients with chronic respiratory failure followed by the
intensive care unit with non-invazive home mechanical ventilation are included.The patients
are called and their demographic characteristics are recorded as well as transthoracic ECHO,
six minute walking test, spirometer, arterial blood gases and HRCT results. Six minute
walking test results are compared with the others.
RESULTS : Thirtyfour patients were taken into study but 25 were eligible. The mean six
minute walking distance was 275 meters. The longer walking group was younger, male,
tachicardic and more desaturated. The mean pulmonary artery pressure in 6 (%24) cases was
more than 40mmHg and these cases were not different from the others, by means of hypoxia.
CONCLUSION : We conclude that the walking distances of kyphoscoliotic chronic
respiratory failure patients were longer in the younger and male ones. Their desaturation and
tachycardia make us think that, they force themselves while walking and their perception of
dyspnea is defective. The nonhypoxic reasons must also be kept in mind in the ethiology of
pulmonary arterial hypertension occuring in the kyphoscoliosis patients.
42
KAYNAKLAR
1)James J: Scoliosis.Baltimore,Williams&Wilkins,1968.
2)Bjure J,Grimby G, Kasalicky J,et al:Respiratory impairment and airway closure in patients
with untreatd idiopathic scoliosis.Thorax 1970;25:451-456.
3)Bergofsky
EH,Turino
GM,Fishman
AP:
Cardiorespiratory
failure
in
kyphoscoliosis.Medicine (Baltimore) 1959; 38:263-317.
4)Weber B,Smith JP,Briscoe WA,et al: Pulmonary function in asymptomatic adolescents with
idiopathic scoliosis. Am Rev Respir Dis 1975;111:389-397.
5) Kafer ER:Idiopathic scoliosis: Mechanical properties of the respiratory system and the
ventilatory response to carbondioxide J Clin Invest 1975;53:1160-1163.
6)Conti G,Rocco M,Antonelli M,et al: Respiratory system mechanics in the early phase of
acute respiratory failure due to severe kyphoscoliosis. Intensive Care Med 1997;23:539-544.
7)Bates D,Macklem P,Christie R: Respiratory Function in Disease: An Introduction
Integrated Study of the Lung, ed 2.Philadelphia,WB Saunders,1971.
8)Al-Kattan K,Simonds A,Chung KF,et al: Kyphoscoliosis and bronchial torsion.Chest
1997;111:1134-1137.
9) Kafer ER: Respiratory function in paralytic scoliosis.Am Rev Respir Dis 1974; 110: 450457.
10)McNicholas WT : Impact of sleep in respiratory failure.Eur Respir J 1997;10:920-933.
11) Ketsen S, Garfinkel SK, Wright T, et al : Impaired exercise capacity in adults with
moderate scoliosis. Chest 1991:99;663-666.
12) Sawicka E.H, Branthwaite MA : Respiration during sleep in kyphoscoliosis. Thorax
1987;42:801-808.
13) Mc Nicholas WT : Impact of sleep in respiratory failure.Eur Respir J
1997;10: 920-933.
14) Guilleminault C,Kurlan G,Wirkle R : Severe kyphoscoliosis, breathing and sleep.Chest
1981;79:626-630.
15) Pehrsson K, Bake JB, Larsson S, et al : Lung function in adult idiopathic scoliosis : A 20year follow-up. Thorax 1991;46:474-478.
16) Strom K, Pehrsson K, Boe J,et al : Survival of patients with sevre thoracic spine
deformities receiving domiciliary oxygen therapy. Chest 1992;102:164-168.
43
17) B. Buyse, W. Meersseman and M. Demedts .Treatment of chronic respiratory failure in
kyphoscoliosis: oxygen or ventilation? Eur Respir J 2003; 22:525-528.
18) Cruz Gonzalez, MD; Gloria Ferris, MD, PhD; Juan Diaz, RN; Inmaculada Fontana, RN;
Julio Nuñez, MD and Julio Marín, MD, PhD, FCCP. Kyphoscoliotic Ventilatory Insufficiency
Effects of Long-term Intermittent Positive-Pressure Ventilation .Chest. 2003;124:857-862.
19) ER Ellis, RR Grunstein, S Chan, PT Bye and CE Sullivan. Noninvasive ventilatory
support during sleep improves respiratory failure in kyphoscoliosis .Chest, Vol 94, 811-815.
20) Carrey Z, Gottfried SG, Lewy RD : Ventilatory muscle support in respiratory failure
withnasal positive-pressure ventilation. Chest 1990;97:150-158.
21) Leger P,Bedicam JM, Cornette A, et al : Nasal intermittent positive pressure ventilation :
Long-term follow-up in patients with severe chronic respiratory insufficiency. Chest
1994;105:100-105.
22) Swank S, Lonstein J, Moe J, et al : Surgical treatment of adult scoliosis.
J Bone J Surg 1981;63:268-287.
23) Roussos C, Koutsoukou A. Respiratory failure. Eur respir J 2003,22:Suppl.47 3-14.
24) Markou NK, Mryianthefs PM, Baltopoulos GJ. Respitory Failure LWW/CCNQ
2004;27:353-379.
25) Wasserman K, Hansen JE, Sue DY, Casaburi R, Whipp BJ. Principles of exercise testing
and interpretation, 3rd edition. Philadelphia: Lippincott,Williams & Wilkins; 1999.
26) Weisman IM, Zeballos RJ. An integrated approach to the interpretation
of cardiopulmonary exercise testing. Clin Chest Med 1994;15:421–445.
27) Balke B. A simple field test for the assessment of physical fitness. CARI Report
1963;63:18.
28) Cooper KH. A means of assessing maximal oxygen intake: correlation between field and
treadmill testing. JAMA 1968;203:201–204.
29) Butland RJA, Pang J, Gross ER, Woodcock AA, Geddes DM. Two-,
six-, and 12-minute walking tests in respiratory disease. BMJ 1982; 284:1607–1608.
30) ATS Statement : Guidelines for the Six-Minute Walk Test American Journal of
Respiratory and Critical Care Medicine 2002; 166: 111-117.
31) Gaine SP, Rubin LJ. Primary Pulmonary Hypertension. Lancet 1998; 352: 719-725.
32) Rich ,et al.Ann Int Med 1987;107:216-223.
33) Rubin,et al. N Engl J Med 1997;36:111-117.
34) Rubin LJ,Chest 2004;126:75-105.
44
35) Mc Laughlin W,et al.Efficacy and safety of treprostinil. J Cardivasc Pharmacol
2008;41:293-299.
36) Opitz CF,et al.Clinical efficacy and survival with firstline inhaled iloprost therapy in
patients with IPAH.Eur Heart J 2005;26:1895-1902.
37) Rich S.Primary pulmonary hypertension: A national prospective study Ann Intern Med
1987;107:216-228.
38) Galiè N, Ghofrani HA, Torbicki A et al. Sildenafil citrate therapy for pulmonary arterial
hypertension. N Engl J Med 200-257.
39) Vallerie V. McLaughlin,MD; Michael D.McGoon, MD.Ciculation. 2006;114:1417-1431.
40) Yuan JXJ,Rubin LJ.Pathogenesis of pulmonary arterial hypertension:the need for multiple
hits.Circulation.2005;111:534-538.
41) Xing-Guo Sun,MD,James E.Hansen ,MD,Ronald J.Oudiz,MD,FACC and Karlman W
asseman,PhD ,MD Pulmonary function in primary pulmonary hypertension J Am Coll
Cardiol,2003;41:1028-1035.
42) DJ Jones, EA Paul, JH Bell, and JA Wedzicha. Ambulatory oxygen therapy in stable
kyphoscoliosis. Eur Respir J 1995; 8: 819-823.
43) Brooks D, De Rosie J, Mousseau M, Avendano M, Goldstein RS.Long term follow-up of
ventilated patients with thoracic restrictive or neuromuscular disease. Can Respir J.2002; 2:
99-106.
44) C. G. Cote, C. Casanova, J. M. Marín, M. V. Lopez, V. Pinto-Plata, M. M. de Oca, L. J.
Dordelly, H. Nekach and B. R. Celli .Validation and comparison of reference equations for
the 6-min walk distance test. Eur Respir J.2008; 31: 571-578.
45) C. Casanova , C.G. Cote, J.M. Marin, J.P. de Torres, A. Aguirre-Jaime, R. Mendez, L.
Dordelly and B.R. Cell .The 6-min walking distance: long-term follow up in patients with
COPD. Eur Respir J 2007; 29: 535–540.
46) Ciro Casanova, MD; Claudia Cote, MD, FCCP; José M. Marin, MD; Víctor Pinto-Plata,
MD, FCCP; Juan P. de Torres, MD; Armando Aguirre-Jaíme, PhD; Carlos Vassaux, MD and
Bartolome R. Celli, MD, FCCP Distance and Oxygen Desaturation During the 6-min Walk
Test as Predictors of Long-term Mortality in Patients With COPD Chest 2008, 134:746-752.
47) Kerstin Pehrsson, Bjorn Bake, Sven Larsson, Alf Nachemson. Lung function in adult
idiopathic scoliosis: a 20 year follow up. Thorax 1991;46:474-478.
48) Schröder A, Schumacher T, Tromm A.Kyphoscoliosis as a cause of pulmonary
hypertension. Med Klin (Munich). 2003 Feb 15;98(2):100-103.
45
49) NAEYE RL. Kyphoscoliosis and cor pulmonale; a study of the pulmonary vascular
bed.Am J Pathol. 1961 May;38:561-573.
50) Albert L. Rafanan, MD; Joseph A. Golish, MD, FCCP; Dudley S. Dinner, MD;L.
Kathleen Hague, RN; and Alejandro C. Arroliga, MD, FCCP . Nocturnal Hypoxemia Is
Common in Primary Pulmonary Hypertension CHEST 2001; 120:894–899.
51 ) Phillipson EA, Goldstein RS. Breathing during sleep in chronic obstructive pulmonary
disease: state of the art. Chest 1984; 85(suppl):24---30.
52 ) Tatsumi K, Kimura H, Kunitomo F, et al. Arterial oxygen desaturation during sleep in
interstitial pulmonary disease: correlation with chemical control of breathing during
wakefulness. Chest 1989; 95:962---967.
53) Rubin LJ. Primary pulmonary hypertension. Chest 1993;104:236–250.
46
Download