ve proletarya

advertisement
.or
g
urd
ak
siv
ww
w.
ar
açıklayıcı
not:
ak
ur
d.o
rg
Makaleler/e ilgili
Bu kitapçıkta yer alan ilk üç yazı "Birleşik Sosyalist Parti Için Birlik Platform" un
belirtildigi nedenlerle
yaklaşık bir yıliince karara bagladıgı ancak daha sonra llnsüzde
nmak Uzere gönderildi.
yayınla
de
dergisin
tartışma
çıkmadıgı Platform' un ortak teorik
a Tezleri'ne
Tartışm
konular
aldıkları
ele
Bune den/e ilk üç yazının agırlı/da
için aktul
ülkemiz
bugünde
görüşler
önerilen
ilişkindir. Ancak tartışılan sorunlar ve
sorungereken
ması
'tartışıl
şılacak,
yorltartı
sorunlardır. Bu sorunlar bugün tartışılı
bu
başarısı.
sinin
milcad/e
kurtuluş
al
lardır. Çünkü Kürdistan' ın ulusal ve toplums
ayı:.
inancuul
oldugu
baglı
na
bulması
sarıurların çö:ümilne ve pratikte hayat
Son yazı ise, daha çok birlik konusunda bugün izlenen yöntem, nasıl bir birlik ve
kimin/e birlik konuları işlenmekte.
Sosyalist Parti Için Birlik Platformun' ca hazırlanan Tartışma Tezleri'ne
Dair Görüşlerimiz" başlıklı ilk yazı Tekoşina Sosyalist çevresinden H. Jelıal, M.
Şevder ve C. Haydar imzalarınıraşryor.
siv
"Birleşik
ar
"K. Kürdistan' da Sosyalistlerin Birligi Ozerine PYS-Tartışma Tezleri'nin Eleştiri"
aiıir.
başlıldı yazı yine Tikoşina Sosyalist çevresinden M. Zi/an' a
başlıklı yazı
eski Tekoşin kadrosu Ali Kemer tarafından
w.
"Devrimler Ve Proletarya"
kaleme alınmıştır.
ww
"Sosyalist Birlik Sorunu ve Açıklık Politikası Ozerine" başlıklı
Dergisi yazarlarından Lolanaıı Polaıtarafından kaleme alınmıştır.
yazı
Heviya Gel
Ekim 1991
Adres: Tekoşina Sosyalist
Box 408, Frejga tan 6, 114 79 Stockholm
Sweden
ÖNSÖZ YERINE
org
K. Kürdistan' da kendisine sosyalist diyen bazı parti, örgüt, grup ve kişilerin 1990
başlannda başlatıklan ve daha sonra "Birleşik Sosyalisı Parti Için Birlik Platfonnu"
ismini alan siyasi birlik çalışmaları yaklaşık 8 ay önce olumsuz sonuçlandı.
ww
w.
ars
i
va
k
urd
.
Her ne kadar konuya ilişkin resmi bir açıklama olmasada nkanmanın başlıça
nedeni, çalışmaların o tarihten sonra nasıl bir yöntemle sürdürülmesi gerektigi sorusuna verilen cevapta ortaya çıku. Bir kesim, (Peşeng ve KUK-SE) sorunun
çözümünü sadece bir program ve ıazuge bal!lıyarak kısa ama, sonucu başansız olan
bir yöntemle parti olmayı önerirken, biziınde içinde bulundugumuz diger bazı kesimler; aynlıldan, tüm kadrolann kauldılıt açık bir tamşma ve ülke sorunlaona ortak
pratik-politik müdahale eune yöntemini birlik çalışmalannda daha dogru ve başarılı
görüyordu.
Özellikle pratikte ortak iş yapma, bizim açımızdan birlige giden yolun miheng
taşı idi. Bugüne kadar yapılan her türden birlik çalışma ve çabaların başansızlıga
ugramasının başlıca nedenlerinden biri pratikte iş yapamamanın sonucu olduguna
inanıyoruz. Birlik sorunlannın dar bir lider kadronun kapalı kapılar ardında ve masa
başında çözmeye çalışma yöntemi hep başansızlıkla son buldu. Bu nedenle
ülkemizdeki gelişmelere ortak pratik adım atarak birlik çalışmalarını yürüunek hem
kadrolar arasında güvenin pekişmesine, hem kitlelerin yapılan birligi ciddiye
almasına hem de birlij!in önündeki teorik ayniıldan aşabilmenin yolunu açacakur.
Bizce birligin önündeki engelerin ve dagınıklıgın pan zehiri ortak iş yapmakur.
Birlik Platformun'da yer alan tarafiann arasındaki aynlık sonınlan elbette sadece
yönteme ilişkin dej!ildi. Aynca, "Kürdistan'da Nasıl bir sosyalist Parti", "Nasıl bir
İktidar", "Marksizm ve Leninzme bakış" vs gibi, ülkemizin ulusal ve toplumsal
kurtuluşu açısından can alıcı sisyasi sorunlarda da aynlıklar mevcuııu. Ancak bunlan
yukarda akıardıgımız açık tanışma ve ortak iş yapma yöntemi ile aşacagımıza
inanıyorduk, hala da inancımız odur. Belki birlik çalışmalanna katılan tüm taraflan
kapsamazdı ama büyük çoJ!unluj!unu kapsıyarak başanya olaşabilirdi.
"Birleşik Sosyalist Pani Için Birlik Plaıformu"nun çalışmalan bugün pratik
olarak son bulmuştur. Geriye bu çalışmalardan sosyalistler olarak olumlu yönde dersler çıkarmak kalıyor. Bunu yapacagız; yapılması da gerekir. Çünkü Kürdistan'da
genel olarak birlik, özel olarakta sosyalistlerin birligi hala sosyalistlerin üzerinde
çaba harçarnası, kafa yarması gerektigi en önemli sorunlardan biridir. Kürdistan
sosyalist hareketi örgütsel birligi başarmadan Kürdistan' da giderek gelişen kitle hare3
ars
i
va
k
urd
.
org
ketine örgüısel olarak cevap veremez. Kitle hareketi ile arasındaki gündem ve pratik
farklılıJ!ı oratdan kaldıramaz; Kürdistan gündemine gerekıilli düzeyde politik
müdaheled e de bulunamaz . Kısacası, sosyalist hareket ile kitle hareketi arasında
örgüısel anlamda yetersizlik sözkonusudur. Bunu gidermenin en gerçekci yolu sosya·
list hareketin örgütsel birligidir.
Günümüz koşullannda böyle bir birlilte hizmet edecek olan ve gerçeldeşme şansı
yüksek olan "Devrimc i Sosyalist bir Blok" olarak örgütlenm ektir. Devrimci
Sosyalisı bir Blok için aulması gereken ilk adımın "ortak bir il protramı"
üzerinde anlaşarak pratik hayat içinde, Kördistan'd aki gelişmelere ve gündeme
müdahale etme prensipini, siyasi birlik çalışmalannın temel koşullu olarak beniın­
senmelidır. Siyasi birlik çalışmasının diger (prol!ramsal ve stratejik) yönleri ise,
pratikte aulan ortak iş yapma adımının başarı ve başansızlıltına balttı olarak
geliştiren, adım adım, sonu fiyasko olan kolay ve kestirme çözümlerd en kaçınan,
ama önüne çıkan her olanaltı delterlendiren, titiz, ciddi ve sorumluluk duyan bir
Bu
çalışma ve yöntemle devrimci sosyalist parti sorununu çözmeye çalışmalıyız.
teminatlı
tek
için
yürümesi
saıtlıklı
uzun ve çetin bir yol olacaktır ama, birliklerin
yol olduıto inancındayız.
Devrimci Sosyalist bir Blok'u zorunlu kılan bazı koşulları şunlardır:
1- Kürdistan sosyalisı hareketinin örgütsel düzeyi Kürdistan' daki halk hareketinin
gerisinde ona yeımemekte/cevap verememekte.
2- Birbirine parti anlayışı, mücadele yöntemi ve başka birçok yönde yakın
görfişlere sahip olan devrimci sosyalist kadrtoların degişik, fakat ülkedeki halk hareketine cevap verebilece k düzyde olmayan sosyalist birkaç odakta oluşu: bu
daıtmıkhl!ın kitle ve dilter sosyalist unsurlarıla yaraul!ı güvensizlik;
3- Bu odakların mevcut kadro yapısıyla Kürdistan' da sosyalizmin teorik ve politik
ww
w.
üretkensiz ve çözümsüz olmalarıdır.
Bize göre,süreç ve koşullar bütün yönleriyle dikkate alındıj!ında sorunun iradi bir
müdahale bekledij!ini kavrayacaktır. Adım atmak için bu devrimci iradeye sahip
olmak ve onu doj!ru bir biçimde kolonmak gerekir. Aksi takdirde tükezlenecek ve
tükenecegiz.
Biz, bu iradeye sahip bütün devrimci sosyalist kişi, grup, hareket ve örgüıleri iradelerini birleştriıneye çagırıyoruz.
sorunlarında
Tekoşioa
Sosyalist
S Ekim 1991
4
rg
ak
ur
d.o
Birleşik
Sosyalist Parti
İçin
Birlik Platformun' ca
hazırlanan
"TARTIŞMA TEZLERİ"NE DAiR
GÖRÜŞLERİMiZ
H. Tehat!M.
Şevder/C,Haytlar
ww
w.
ar
siv
K. Kürdistanlı bir kısım parti, ürgüt, grup ve bireyin katılımıyla başlaolan
"Sosyalist Parti Için Birlik Platformu" geride bıraktıgımız yılın Agusıos'un da
yayınlanan "Tanışma Tezleri'yle ilk etabını tamamladı. Bundan sonrası için
öngiirülen sürecin ve gösterilecek çabalann beklenen düzeyde bir sonuç verip vemıey­
ecel!ini söylemek erken vanlmış bir yargı olur. Ama mevcut haliyle bu "Tezler"in
ortak bir zemin olarnayacal!ı açıktır. 'Tezler"de de belinildilli gibi ikna olmamış
olaniann yanında "farklı düşüncelere sahip olanlar da" var.
Bizler farldı düşüncelere sahip olanlardanız. Ortak olduJ!umuzu sandıj!ımız konular·
da bile, o konu üzerinde yogunlaştıkça, ıamamiyle farklı kavrayışiara sahip
oldugumuz ortaya çıkıyor.
"Tezler"i her yanıyla ele almak, öne sürdül!il her gürüşü irdelemek konumuzun
dışındadır. Çünkü her konu ayrı bir çalışmayı gerektiriyor. Şimdilik genel bir
çerçeveyle kendimizi sınırlayıp, hazırlanan "Tezler"in neyi temsil ettil!i üzerinde
dwacagız.
1- "Tezler"i
Koşatan
Hava.
Düşüncelerin simgesi halini alan olgular, teoriyle ilgileri ıaruşılmalı olsa dahi
degişildige ugradıldannda düşünceleri de etkilerler. Etkinin derecesi, kişinin, olgu ile
teori arasındaki ilişkiyi kavrama kapasitesine bal!lıdır. Eger olgu ile düşünce arasında
5
rg
tam bir eşitlik kurulmuş, olgu düşüncenin varoluş nedeni sayılmışsa, olgudaki her
devrinirn, cereyanın ampülde ışıga dönüşmesi gibi düşüncede yansır. Teori ile pratik
arasındaki kavrayış böyle de!!il de, olgu evrensel düşünce vadisinde bir akarsu olarak
algılanmışsa etkilenme derecesi minumum olur. Birinci kavrayış olgulann
baskılanması altında düşünmeyi, ikincisi evrensel düşünmeyi ifade eder.
Komünistlerin üstünlü!!ü, teori ile pratik arasında her zaman bir mesafe olduj!unu bildiklerinden, tarihin akış yönünde zik-zaklara yol açan ama onu degiştinneyen olguIann baskılanması altında düşünmemek fakat olanlan da görmezden gelmemektir.
telılikelisidir."
siv
oportanizmlerin en
ak
ur
d.o
Bunun her zaman geçerli olmadılıını biliyoruz. Bunun bilincinde olan komünistler
bile konjonktürün kurbanı olmaktan kurtulamamışlardır. Sosyalizmin tarihinde böyle
yaklaşırnlara bolca örnek vardır. Sosyalistlere karşı yasanın kaldırılmasından sonra
Alman Sosyal-demokra tlan büyük umutlara kapılmış ve hiç zor kullanmaksızın o
günkü toplumun gelişerek yavaş yavaş sosyalizme geçecej!ini ileri sürmüşlerdi.
Hazırlanan programa damgasım vuran günün koşullanydı ve o koşullar altında marksist teorinin esasını gözardı etmişlerdi.
Engels sözkonusu proj!ramı acımasızca eleştirmekten kaçınmamıştı. Bunun
"geçici başarılar utruna" "hareketin geleceti"nin "feda" edilmesi
oldu!!unu söylemişti. "BUtUn bun/ann namus/u nedenleri vardır belki de"
diyordu Engels, "ama bunlar oportanizmdir ve namuslu oportUnizm,
ww
w.
ar
Engels'ten sonra da bu gibi ej!ilimler ortaya çıktı. Birinci paylaşım savaşında farklı
nedenlerle aynı şeyler yaşandı. Bilinen örnek Kautsky'dir, ve Il. Enternasyonal'ın
büyük ço!!unluJ!u ... Lenin, Markszmin Bir Karikatürü ve Emperyalist Ekonomizmde
savaş konjonktüründe ki ideolojik ve politik savrulmalan ele alır. Lenin, Sosyal demokratik hareketin sorunlannı vb. ele almanın ayn, savaşın baskılanması altında
düşünmenin ayn oldugunu belirtir bu broşüründe.
Farklı zamanlarda ve farklı koşullarda Engels ile Lenin'in işledilli fikir aynıydı.
Engels sosyalistlere karşı yasanın kaldınlmasından sonra sosyaldemokrat hareketin
içine girdilli iyimserlik ve bunup dollurdullu tehlikeli sonuçlar üzerinde duruyordu.
Lenin de savaşın baskılanması altında kalarak tahlil yapmaya çalışaniann düştüllü
durumu irdeliyordu.
Engels ile Lenin'in vardıklan sonuç: olayiann baskılanması altında kalarak, ana
yönelimi deliii de tali görüngüleri ele alarak teori yapılarnayacaj!ı ve günün koşullan
uj!nına büyük ideallerdea vazgeçilemeyecegiydi.
Tarihsel gelişim Engels ile Lenin 'i yani marksist bakışı doJ!ruladı. Alman Sosyaldemokratlan giderek düzeııiçileştiler ve Engels'in ölümünden yalnızca yirmi yıl sonra
düzenle bütünleştiler. Bu süreç onlan anti- Bolşevik saliara itmekle kalmayacak,
Hitler'le işbirlil!ine kadar vardıracaktı.
6
"Tartışma
Tezleri"ne bakıldıJ!ında Engels ile Lenin'i eleştirdiideri konumda olgörülür. Neresinden bakılırsa balalsın "Tezler"in, sosyalist dünyadaki (şimdi
böyle bir dünya yok) bozgunun baskılanması altında şekillendigi açıkbr. Yaşanan
bozgundan olumsuz yönde cıkilenrnek Kürdistanlı sosyalisOere özgü dej!ildir. D.
Avrupa'da karşı-devrim fırtınalannda dönüşen Moskova'nın liberal ruzgarları bütün
dünyada komünist, sosyalist ve devrimci-demokratik hareketleri yerinden oynaıu.
"Yeni Politik Düşünüş"ün bir yüzü sosyalist dünyanın laj!vı; Sovyetlerdeki kapitalizasyon, D. Avrupa 'nın çöküşü ve kapitalizmle sosyaldemokrat kulvarda kolkota girmekse, diger yüzü TBKP gibi partilerin düzenin uslu muhalefeti haline gelınesi ve
yıJ!ınla insanın sosyalizme olan inancını yitirmesidir. Dün SB ve D. Avrupa
gerçeginde maıl<sizme-leninizme baJ!Wık yemini edenler aslında realiteye biat ediyorlardı. Bugün düzeniçileşmekle yapUklan aynı şeydir. Sorun bu şekilde ele alınırsa
bütün TBKP'lerin kendi çizgisinde tutarlı olduklan görülür. D. Avrupa onların nezdinde sosyalizm köbesinin yıkılınası ve onun ifade ettil!i marksist-leninist
düşüncenin de miadını doldurmasıdır. Bundan olayı reel sosyalizm eşittir marksizmleninizm denklemin yerine FAC aru DAC eşiuir sosyaldemokratizm denklemini
geçirmeleri ve politika arenasında buna göre konomianınalan anlaşılır bir şeydir.
Bu gerçeklil!in görülınesi ve neye karşılık düştügünün ortaya konması ayndır,
onun belirleyiciligi alunda "Tez" hazırlamak ayndır. "Tezler", Upkı düzeniçileşen
partiler gibi D. Avrupa ve reel sosyalizmle marksist-leninist teori arasıoda bir eşit
işareti koyuyor ve D. Avrupa nezdinde bütün teoriyi bir yana bırakıyor. Marksizm
deyip onun hiçbir normuyla/ilkesiyle kendisini sınırladırmamak ve ıamamiyla keyfiyeıe kaçmak; bilimsel sosyalizm deyip ortaya bir arayış sürmek; sosyalist demokrasiden parlamenter sosyalizm diye bir ucube türetınek; devletçi deyip sosyalist toplumun milikiyel biçiminin dol!rudan sonucu ve sosyalist kuruluşun saj!lanmasmda zorunlu olan merkezi planlamayı reddedip onun yerine serbest piyasayı koyınak vb. vb •
.. lşte "Tezler"in soluduJ!n havaya uygun olarak ortaya "sosyalizm" diye koyduj!u
şey bodur.
ww
w.
ars
iva
ku
rd.
org
dukları
2- Pire İçin Yakılan Yorgan
Olayların baskılanması alUnda "tez" hazırlamanın doJ!nrduJ!u en tehlikeli sonuç
marksist-leninSt teorinin reddedilıoesidir. Ne adına ve hangi kaygılanlan kalkılanık
yapılırsa yapılsın, vanlan yer budur. Buna "pire için yorgan yakmak" denir. Bu
deyimi kullanmalcia olanlan küçümsediJ!imiz sonucu çıkanlabilir. Sosyalisı
ülkelerdeki bunalımı ve D. Avrupa'nın çöküşünü küçümsemiyoruz. Sosyalizm hem
teori hem de pratik olarak, tarihinin en zor günlerini yaşıyor. Bir başına "Tartışma
Tezleri" bile, yaşanan bozgunun ne denli tehlikeli sonuçlar doj!urduj!una dair
önemli bilgiler verir bize.
7
ku
rd.
org
D.
Fakat, biz, tarihsel gelişmenin esas yönünü önemsiy oruz. Sosyaliz m,
koruvarlııtuu
zm
Avrupa'dan önce de vardı; ondan sonra da varolacaktır. Kapitali
dukça; toplumsal üretim araçlannın özel mülkiyetine dayalı işbölümü ve üretimin
.
sürmesi, giderek mülsüzleşen toplumun büyük kesimini sosyalizme dogru itecektir
geçici
nın
savaşımı
m
Bu tarihsel akışı içerisinde D. Avrupa, dünya ölçekli sosyaliz
bu
olarak kaybedilen bir muharebesidir. Tablonu n görünümü içaçıcı olmasa da,
stKapitali
deıtil.
miş
ülkelerdeki devrimc i dinamik ler henüz hertaraf edilebil
emperyalist dünya bu gerçekle karşı karşıya olduıtondan "geçiş süreci"ni oldukça
zamana yaymay a çalışıyor. D. Avrupa ülkelerinin yönelişi kapitali st dünyaya
çok kan, ve fethedoıtrudur fakat bu tamamlanmamış süreçte hala dökülmesi gereken
kalan proletarya,
başbaşa
la
dilmesi gereken çok kale vardır. Kazanımlarını korumak
benzemiyor.
edeceıte
pes
yönetirnde bulunanların da itiraf ettikleri gibi, öyle kolay
Iddia edilir ki, "Tezler ", marksist-leninst düşünceyi reddetmiyor; sadece, yaşanan
m" ve
pratik ışıltında yeniden konumlanıyor. 'Tezler" de sık sık kullanılan 'marksiz
ir.
verilebil
hak
iddiaya
bu
bakılırsa
ara
kavrarnl
"bilimsel sosyalizm" vb.
ww
w.
ars
iva
bir
Belli bir anlam verilmedilli müddetçe sözcükler soyunur fakat kavramlar bilinen
l
''bilimse
veya
zm"
şeyin kestirmeden ya da kısa yoldan ifade edilmesidir. "Marksi
kasu
olduıtun
sosyalizm" de böyledir. Bununla marksizmin, 2x2=4 gibi bir formül
bir
tetmiyoruz. Fakat o'nu bilinmeyen bir muamma olarak da sunamayız. Hele hele
mıyor.
kullanıl
hiç
arayışa hiç indirgiyeıneyiz. ömeıtin "marksizm-leninzm" kavramı
Bunun tesadüf olmadıltını biliyoruz. Marksizm kavramıyla belli bir aynının vurguönder
lanmak isıendiıli açıktır. Leninzmin bir kenara bırakılması sadece büyük
Lenin'in
a
zamand
(Marx)a daha bir önem vermek anlamına gelmiyo r; aynı
katkılarının üstüne bir çizgi çekildil!i anlamına da geliyor.
t
"Marksi zm" dendil!i zaman bir düşünce sisıematil!i anlaşılır. Eıter marksis
bir
göre
ona
ve
zmi)
(sosyali
ı
kuramın
olduıtumuzu söylüyo rsak onun toplum
mücadele perspektifi benimsernek zorundayız. Bu toplum kuramını benimsemiyor,
uzu
D. Avrupa ile birlikte hülyaya döndül!ünü söylüyo rsak marksis t oldul!um
söylememeliyiz.
"Tezler "de, marksist düşüncenin reddi gayet ustalıkla yapılmaya çalışılıyor. Fakat
sosybu ustalık yetkiniiilin del\il, çaresiziiilin ürünüdür. Gayet masumarıe bir şekilde
deltil,
in"
yönetim
bu
veya
"şu
,
ülkenin"
bu
veya
alist ülkelerdeki burtalımın "şu
sosya"evrensel" oldugu söyleniyor. lik bakışta, bununla aniatılmak istenenin reel
Nispeten
budur.
manzara
tumuz
bulunduı
karşıya
lizm oldugu sanılır. Gerçekten karşı
AEP
iyi durumda olan Küba ile K. Kore'yi dışta wtarsak, son günlere kadar
bütün
dahil
luk
Arnavut
n
gösterile
olarak
kalesi"
zmin
çizgisinde yürüyenler "sosyali
ne
sosyalist ülkeler "bir adım ileri iki adım geri" (lrnel\idir. Fakat "evrensel" sözcül!ü
"uygun"
bu
sonra
paragraf
Bir
dir.
ötesinde
anın
tanımlam
yüklenen anlam bu gerçel\i
girişin
8
neden ıercih edildiili anlaşılıyor.
Maıl<sist düşünceyi reddedenler bugüne kadar 'Maıl<s'ın düşüncelerimiadını
du' diyerek açıktan ortaya çıkmadılar. Bu şekilde tavır alanlar istisnadır.
ku
rd
.or
g
doldurGenel
saadete
ve
deyip
"ama"
bir
sonra
övgülerden
düzülen
yöntem, marksist düşüneeye
gelınektir. Bunun nedeni kötü niyetten çok, marksist düşüneeye alternatif olarak bir
şey bulamamaktır. Marksizm, çıkışından beri yeryüzünün solmayan tek meşalesidir.
Ve onun güçü karşısında eli titremeden kalem oynaıabilen tek bir marksisı bile
yoktur. Çünkü pratik süreçler (D. Avrupa dabil) bizi, hergün biraz daha onun yol
göstericiligini görmeye itiyor.
"Tezler" bunu biliyor ve bundan dolayı kaldınp bir kenara atugı her şeyi ancak
D. Avrupa'ya malederek yapabiliyor. D. Avrupa'nın çöküşünden ve diger ülkelerdeki
onuç, "sosyalist de~rimle', ilretim araçlarının özel
bunalım
mii/lr.iyetine son ~erilerek. de~let milllr.iyetl" haline getirilmesinin,
dahilinde yapılmasının, "doğrudan"
"ilretlm ~e paylllşım"ın merkezi plan
toplumsal mülkiyeti dol!ıırmadıl!ıdır. Buna bal!lı olarak revaçta olan birçok şey
sıralanıyor. Sosyalizmin kapitalizme llstilnlük saglayamadıgı, vaadedilen (?)şeylerin
ars
iva
yerine getirilmedigi vb. gibi...
Çıkanlan bu sonuçtan anlıyoruz ki, ''Tezler" için sorun, pratikten ders alarak sosyalizmin Kürdistan' da kurnlması için çare bulmak del!il, pratige dayanarak teorinin
işe yaramazligını kanıtlamaktır. Engels'in dedigi gibi "bellr.l de biitiin bunlann
lıalr.lı nedenleri ~ardır." Ama bunlar yine de "opotilnizm"dir. Marksistleninisı teori ile pratik arasındaki mesafe görülmezse dol!al olarak vanlan sonuç bu
olur. Ve çare olarak da sosya!Odemokrasi görülür, bem de adına sosyalist denilerek.
lşte "pire için yorgan yakmak" dedigirniz olay budur.
3- "Devletçilik"
ww
w.
"Tezler"de sıkça anılan sosyalizmin çöküşünde esaslı faktörlerden biri kabul
edilen ve "kötülük timsaH" olarak gösterilen olgu/kavramlardan biri de
"devletçi"liktir. Daha önce de vurgnlamışUk, kavramlar, ifade ettikleriyle anlamlıdır.
Onlan içerdiklerinden soyutlayarak ele almanın olanallı yoktur. "Tezler" de
"devletçilik" konusunda da bir reddiye vardır. Ama diger yandan, Kürdistan'da büyük
çiftiikierin ve bütün sanayinin "ulusallaştırma"sından sözedilirken, reddedilen
konuma dUıjüldUl!ünUn ayırdına vanlmıyor. Bütün bu "ulusallaşunlmış" sanaii
bürokratlann yani devletin yönetecelli açıktır. Öyleyse başkalannın günahı olarak
gördügürDüz bir yoluiyordamı kendimiz için mübah sayınakla tutarsızlıga düşmüyor
muyuz diye bir soroyla karşı karşıya deltilmiyiz ? Buna yanıt olarak "anıa bizler iyi
niyetli devletçileriz" diyebilirmiyiz? Böyle bir yanıla kendimiz inanmadıgımıza göre
daha tutarlı bir yanıt var mı ? "Devletçilil!i peşinen reddettil!imize göre olumlu ve
ikna edici bir yarut bulamayacal!unız açıkUr.
9
Sosyalistlerin (marksizm-leninizmi benimseyen sosyalistlerin) kavram ve olgulara
tarihsel ve toplumsaldır. Devlet ve "devletçilik"e de aynı perspektiften bakarlar. Devlet nasıl ki gereklidir "devletçilik" de gereklidir. Bunlara duyulan ihtiyacın ortadan kalkması sürece ve dünya ölçekli sosyalist dönüşüıniare ba!!lıdır. SB ve di!!er
ülkelerdeki sapmalan mahkum euneye hakkımız vardır ama öncelikle durumu tespit
etmek gerekir. Bu yapılmadan literetürümüzden çıkarmaya karar verdigirniz her
kavramı bilerek degil, tepkiyen çıkarmış oluruz. Çünkü, pratigin olumsuz yanlannı
öne çıkararak terkettiilimiz her kavram bizzat ululanan ve bugün de geçerli oldu!!u
ileri sürülen marksizme aittir.
Sosyalizmde devlet ve "devletçilik"i a) sosyalizmin kuruluşunda devlet ve b) sosyalizm sürecinde devlet olmak üzere iki süreçte ele almak gerekmektedir. Öncelikle
Marx ile Engels'in soruna bakışlannı ortaya koyacagız, sonra da gerçekleşen prati!!i
ve teoriyle arasındaki mesafeyi, ve bunun nedenleri üzerinde duracagız.
a) Marksizm, sosyalizmin kurulabilmesi için proletaryanın egemen güç (devlet)
olarak örgütlenmesini zorunlu görür. "Proletaryanın kurtuluşu kendi eseri
olacaktır" parolası, ona kurtuluş vaadeden burjuvazi ve küçük-burjuvaziden
ba!!ımsızlaşarak iktidar mücadelesine girişınesi için verilmiştir. Çünkü sosyalizmi
ancak çıkarları ona uygun bir sınıf-proletarya kurabilir. Proleter devlet, diger
sınıfiann varoluş kuşullannı ortadan kaldırmanın yanında kendi varoluş koşullannı
da ortadan kaldırması nedeniyle, Marx 'ın deyimiyle, 'gerçek' arılarnda devlet degildir.
Onu 'devlet' olarak tanımlamamızın nedeni sosyalizmi kurmak gibi politik bir misyona sahip olmasıdır. Gerçek anlamda devlet olmayan böyle bir devletin gerçekten ortadan kalkması için politik varlı!!ını gereksiz hale getirecek olan koşullan yaratmasına baglıdır. Bunun ilk koşulu da proletaryanın devlet olıırak örgüdenmesidir.
Komünistleri işçi sınıfının diger akımlanndan ayıran özelliklerinden biri budur.
Reformisıler proletaryanın böyle bir eyleme girişınesini gerekli görmezler,
anarşistler ise proletaryanın devlet olarak örgütlenmesini... Komünistler toplumsal
devrimin bu u!!ral!ında "devletçi"dirler. Ama bunu sosyalizmi kurmak için zorunlu
ve proletaryanın da bu eylemiyle aynı zamanda devlet olarak kendi varlıl!ına son
vermiş oldu!!unu bilerek ...
Marx'ın "proletarya diktatörlüiü" konusundaki görüşleri komün deneyi
ışı!!ında yeniden şekillenir. Kom ün Marksist teori için kendisini yeniden gözden
geçirme deneyi olmuştur ve Marx Komünü diktatıırlük uygulamakla suçlayarıların
aksine, burjuvazi karşısında yeterince diktatıırlük uygulamamakla eleştirmiştir. Bu
deneyden çıkardıl!ı ders ve proletaryanın önüne yeniden koydu!!u görev, geri dönüşsöz
bir tarzda iktidara elkoymak ve burjuva sınıf egemeniillinin dayanagı olan toplumsal
üretim araclannın özel mülkiyetine son vermektir.
b) Proletarya iktidara ellcoyduktan sonra da devletin varlıgı devam eder. Bu noktada
ww
w.
ars
iva
ku
rd
.or
g
bakışı
10
4- Teori
Işıjtında
ak
ur
d.o
rg
"ne zamana kadar?" diye bir soru sorulabilir. Marksist teori, e~er devletin ortadan
kaldınlmasını kabul etmiş olsaydı bu soruya da yanıt bulmak durumunda olurdu.
Marksist teori "devlet ortadan kaldınlır" görüşünü benimsemedil!;inden bu sorunun
muhatabı del!ildir. Marxtan sonraki marksistler de devletin ortadan kaldırılaca~ı bir
tarih vermemişlerdir. Çünkü maıl<sist teori, devletin ortadan kaldırılmasını degil, ortadan kalkmasını öngürür. Peki bu neye baglıdır?
Marx ve Engels devletin sonmesini veya uykuya dalmasını, sosyalist toplumun
inşa sürecinde "toplumsal üretimdeki anarşinin yitmesi" ve insanın "kendi
öz toplumsal örgüt biçiminin efendisi" olması oranına baglı görürler.
Devlet bunu sagladıl!;ı ölçüde "gerekslz"dir.
Bu görüş, bize, devletin sönmesi önündeki engellerin ne oldugunu da verir.
Toplumsal üretimdeki anarşi devam ettikçe ve insan, süreç içinde kendi kendini
yönetebilecek olanaklara bilinç düzeyine erişmedikçe, üretim sürecini ve insanlararası
ilişkiyi düzenleyen bir politik güce ihtiyaç olacaktır. Burada ikili bir süreç
sözkonusudur. Bir yandan devlet kendi yokoluş koşullannı hazırlarken, diger yandan
insan kendi varoluş koşullannı hazırlanıaktadır. Insan kendi kendini yönetme bilincine eriştikçe veya ünlü del!;işi kullanırsak "zorunlulugun bilincine" vardıkça, devletin
politik yön u ortadan kalkar.
Pratik, Pratikte Teori ve Sorunlar
w.
alınmışlardır.
ar
siv
Yukanda Marx'ın Paris Komünü pratil!;inde teorisini yeniden gözden geçirdil!ini
söylemiştik. Proletarya diktatörlü~ünün ne oldugunu merak edenlere Paris
Komünü'nU gösterir Marx. Ve teoride öngürmedil!i birçok şeyi (özellikle yönetime
ilişkin) dol!rudan Komün'den alır. Marx'tan marksistler de bu deneyi örnek alır, teoriyi, KornUn tarzında inşa etmeye çalışırlar. Sonraki yönetimlere yöneltilen eleştiriler
KornUn'den kalkılarak yapılır. Sonraki pratikler Komüne ne kadar yakıniarsa o
oranda sosyalist, uzak olduklan oranda da bürokratik ve benzeri olarak ele
ww
Biz de pratikleri teori ışıl!;ında ele alacal!;ız. Fakat bire bir uygunluk şeklinde de~il;
bunun olınası da mümkün del!il; daha çok Komün tarzında ele alaca~ız. Komün nasıl
teoriye sıl!mamışsa ama teorinin geliştirilmesine yardımcı olmuşsa, sonraki pratikler
de ceryan ettikleri alan bakırnından Komün'e ve teoriye sıgmamışlardır. Bu durum,
hem teorinin geliştirilmesine hem de sakatlanmasına yol açmıştır. Bizce önemli olan
bu iki yanı görmek ve pratik ışıl!;ında teoriyi (Komün deneyiminde oldugu gibi) yeniden kapsayıcı hale getirmektir.
Marx'ın öngürüsünden pratige bakarsak bir tezatla karşılaşınz. Bu tezat, sönmesi
öngörülen devletin sönmemesi ve halkın denetiminin dışına çıkarak bürokratik bir
karekıere bürünmesidir. Bu olgu, sosyalizm teorisine aykırıdır. Aynı zamanda
prati~n başlıca sorunudur da.
11
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
Peki teorinin sorunlan yok mudur? Elbette vardır.
Marx ile Engels, sosyalizmin, ileri batı Avrupa ülkelerinde gerçekleşecellini
öngürmüşlerdi. Bu gelişme, sosyalizme hem ekonomik hem de siyasal zaferi kesinleştirme olanallı verecekti. En ileri kapitalist ülkelerin birkaçmda gerçekleşen sosyalizm giderek bütün dünyaya damgasını vuracaku. Avrupayı fetlıeuniş bir devrimin
karşısında durabilecek güçte dünyanın herhangi bir kapitalist devleti yoktu. O
koşullarda devletin gürevi üretimdeki anarşiyi giderdilli ve insanın kendi kendini
yöneune gelenelli arttıllı oranda azalacaktı.
Gerçekiiilin gelişimi başka yönde oldu. Devrim, Batı Avrupa'nın herhangi bir
ülkesinde degil, nispeten geriRıısya'da gerçekleşti. Bir başka farklılık, Avrupa proletaryasının sovyet proletaryasını izlememiş olmasıdır. Tarihsel bilinçle davranan
Avrupa proletaryası dellil, burjuvazisi oldu. Dünyanın bütün emperyalisı devletleri
ve gerici güçler, Avrupa burjuvazisinin Komün karşısındaki tutumunu örnek alıp
Sovyet Devrimi 'ni tasfiyeye çalıştılar. Emperyalizm bu amacına ulaşamadı fakat
devrim de Rusya karaparaçasma sıkışıp kaldı. Bolşeviklerin umudu ve beklentisi olan
Avrupa devriminin gerçekleşmemesi; 1918,1920 ve 1923 atılımlarının sonuç getirmemesiyle birlikte umutların sönmesi, devrimi, tek ülkenin sınırlan içinde sosyalizmi kurmakla yüz yüze gelmek gibi, bir zorunlulukla başbaşa bıraktı.
Komünistler, bu koşullar içinde hem devrimi koruyup kolluyacak, hem sosyalist
önlemler alacak ve hem de kullandıkları mekanizma (devlet), teoriye uygun olarak
sönecekti.
Yeniden teoriye döner ve Marx ile Engels'in Komün'den çıkardıkları dersler
ışıl';ında Ekim Devrimi'ne bakarsak şu sonuçlara vannz.
Ekim Devrimi kendini korumak zorundaydı. Bu amaçla alınan önlemler marksist
teoriye de aykın degildir. Marx, KornOn'ün yenilgisini, proletaryanın "iyi tabiatı'na
bal!Iar. Versailles'e yürümemelde iç savaşın ve aynı zamanda kendi yenilgisinin
koşullarını hazırlamış olmakla eleştirir. Marx 'a dayanılarak Bolşevik Parti 'nin iktidara elkoyması da eleştirilemez. Zira Marx, Komünü eleştirirken, MK'yi, Komün
icraat yapsın diye çok erken iktidarı teslim etti diye hatalı bulur.
ww
Marx, öngürdül!ü sosyalizmin ileri kapitalist ülkelerde gercekleşecegini
düşündül!ünden, devletin giderek sönecegini tespit ediyordu. Geri bir ülkede ve emperyalist koşauna alunda bir devrim düşünmedillinden o koşullarda devletin nasıl bir
seyir izleyecel!ine dıtir bir tespiti yoktu. Alman Ideolojisi'nde söyledikleri (bir
ülkeyle sınırlı kaldıkça devrimin yozlaşacagını ve yerel bir fenomen haline gelecel!;ini
söylüyor) bugünkü sorunlar hakkında genel bir perspektif verir bize ama yaşanagelen
sosyalizm praıillini izah eunekte yetersiz kalır. Bu konuda kitabi dellil, diyalektik
düşünmek gerekiyor. Lenin'in muazzam bir ordu kurulurken teoriyi unuttul!;ıınu veya
dikkate almadıgını söyleyemeyiz. O, bu tezatı görmüş ama Komün 'ün yaptıllı hatayı
12
Ekim 'in yaratıj!ı koşullar içinde Lenin, kendisinin de belirttij!i gibi,
olmayan, bir gün kalkıp gidecek olan mekanizmalarla devrimi korözgü
sosyalizme
ve sonraki süreçte devlet gerekliydi ve sonraki gelişmelerin
koşullarda
O
uyordu.
devlet olmasaydı devrim korunamazdı.
bir
güçlü
gibi,
gösterdilli
Marx ile Engels devletin sönmesini/politik yönünü yitirmesini üretim anarşisinin
yiunesine ve insanın kendi kendini yöneune yeteneginin gelişmesine baglamışlardı.
Fakat Sovyet devleti bunun ütesinde görevleele karşı karşıya idi. Üretimin
örgütlenmesi yetkinleştirilip devletin politik yönü törpülense bile, emperyalizmin
varlıj!ı devletin varlıj!ını koşullandırır. Bu konuda da açılma ihtiyacı olan ıeoridir.
Gerçeklik teorinin sınırlarını zorlaınıştır ve onu teoriye hapsetmek olanaksızdır. Teorinin bu yanı esas alınarak Sovyet devleti yargılanamaz; teori ye uygun degil de tersine bir gelişim gösterdi diye eleştirilemez.
Marx ile Engels, sönen devletin fonksiyonlannın yerini, insanın öz faaliyetinin
bu
alacaj!ını öngörüyorlardı. Fakat insan, dıırup dururken bu yetenege erişemez. Onu
ile
sönmesi
devletin
için
Bunun
ir.
yetenelde donatacak olan sosyalisı demokrasid
devletin
hem
demokrasi
Sosyalist
konmuşnır.
sosyalisı demokrasi arasına eşit işareti
sönmesini hem de insanın kendi kendini yönetınede yetkinleşmesini saj!layan bir
süreçtir.
Sovyet devletinin gerçekleştirmedigi budur. Bu konuda geride kalan teori degil pratiktir. Devrimin ilk yıllannda zorunlu olarak askıya alınan sosyalist demokrasi iyice
rafa kaldınlmış ve adeta sosyalizmi zayıflatıcı bir unsur olarak algılanmışur. Emperyalist kuşaunanın varlıgı demokratik kaulunın önündeki bir başka engel şeklinde
n
yorumlanmış ve Marx'ın söyeldiklerinin hayata geçirilmesi bu kuşatmanı
kaldm lmasına baglanmıştır. Oysa Marx, batalanndan dolayı Komün' ü eleştiernesine
biçim·
karşın, onun demokratik işleyişini yüceltıniş, 'en son keşfedilmiş politik
olarak degerlendirilmiştir. Demek oluyor ki, toplumun denetiminden sıynlan devlet,
ne denli inançlı komünistlerin elinde olursa olsun giderek özerkleşir ve toplumun
üzerinde ayncalıklı bir konuma oturur. Bu, hem devletin hem de toplumun
bir
gelişimini körelttir. Yönetimin bakkaniyerinden baj!ımsız, kendiliginden işleyen
demokrademek,
gereklilij!i
süreçtir bu. Oysa marksist-leninst teoriye göre, devletin
tik katılım ve yönetimin gereksizlij!i demek degildir. Sosyalist demokrasi devletin
ve
işlerlik biçimidir. Sosyalizmin ayakta kalmasının, kapitalizme üstün gelmesinin
insanı yönetebilir hale gelmesinin garantisi budur.
5-
ww
w.
ar
siv
a
ku
rd
.or
g
yapmamıştı.
Planlı
Ekonomi (üretim)
''Tezler"de, D. Avrupa'daki çöküş ve di!ıer ülkeler (özelikle SB.Çin)deki yönetim
gerekçe gösterilerek "Planlı üretim" reddediliyor. Bunun yerine, başına "sosyalist"
sözcügü getirilerek "piyasa ekonomisi" konuyor.
13
Bu tercihin ne anlama geldi~ açıktır ama nelere ınaloldugu açık delf;ildir. Biz,
planlı üretim anlayışından vazgeçmeden önce, nelerin dikkate alınması gerekiilli
üzerinde duracaJ!ız. Yanıt bulunması zoruulu sorular şunlardır:
1- Bu kavram kime aittir? Adı sık sık anılan Marksizme mi yoksa reel sosyalizme
mi?
ww
w.
ar
siv
a
ku
rd
.or
g
2- Planlı ekonomi anlayışı neyin sonucudur? Sosyalizm onsuz yapabilir mi?
3- Planlı ekonomi pratikte nasıl bir sonuç doJ!urmustur?
1- Kavram Marx' a aittir. Gerek Marx, gerekse Engels, kapiıalizme alternatif sosyalist topluma ilişkin düşüncelerini açıkladıklan her yapıtlannda planlı üretimden
sözederler. Bu -planlı üretim-, sosyalist toplumu kapitalist toplumdan ayıran bir
özellik o !anık ortaya konur. Kapiıalist üretimin karakterisiilli nasıl üretim anarşisi
demek olan serbest piyasa ekonomisiyse, sosyalist toplumun karakteristil!;i de planlı
üretirndir. Marx'ı izleyenierin Marksizme bir kalkısı degildir; zorunluluk sonucu
veya rasıgele bulunmuş bir kavram da de~ldir; bilimsel sosyalisı düşüncenin (Marksizmin) kendine özgü üretim sistematil!ini anlatan bir kavramdır. Ondan kartulmak,
herhangi bir marksistle deJ!il, Marx'ın kendisiyle hesapiaşmayı gerektirir.
2- Marx, bu kavramı, yalnızca anarşinin elf;emen oldugu kapiıalist üretime karşılık
kuUanmıyor. Bu bir yanıdır ama daha önemlisi, kamu iktidanna el koyarak toplumsal hale gelıniş üretim araçlannın özel mülkiyetine son veren proletaryanın eyleminin dogai ve mantiki sonucudur. Bunun nedeni açıktır. Toplumsal üretim araçlannın
özel mülkiyet altında bulundul!u kapitalist toplumda üretim nasıl piyasaya göre
yapılıyorsa, durumun tersine çevrildigi sosyalizmde de üretim, Engels'in deyimiyle
"önceden hazırlanmış bir plan dahilinde" yapılır. Bu iki olgu (sosyalizm ile
planlı üretim), birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Biri digerini koşullandırır. Sosyalisı ülkelerde planlı üretirnden uzaldaşıldıkça üretim araçlannın özel mülkiyetine hak
tanınması veya üretim araçlarının özel mülkiyetine hak tanındıkça piyasaya vize verilmesi rastlantı degildir. Özel mülkiyete dayalı bir üretim, önünde, ürününü serbestçe pazariayabilecek bir alan ister. Bu sadece aşın !W hırsıyla fazla üretim yapmak
ihtiyacından dol!maz; piyasa. rakipierin birbirini rekabet yoluyla elimine etti~. sermaye birikimini sal!ladıJ!ı ve bütün ekonomiyi birkaç kapiıalistin denetimine
soktul!u için de bir ibtiyaçtır. Proletaryanın ihtiyaçlan farklıdır. Son vermek istedilli
tam da kapiıalist üretim ve onun bütün sonuçlandır. Toplumsal üretim araçlannın
özel mülkiyetine son vermesi eyleminin ilk adımlanndan biriyse, dilleri de planlı
üretirndir. Proletarya, kapitalisı toplumda, ürettil!i ürünün esiridir. Marx'ın deyimiyle "ürünler pazarda" proletaryanın karşısına "onu yöneten nesneler olarak
çıkarlar." Bunun nedeni onlann sermaye niıeli~ almış olmasıdır. Proletaryanın,
"sermaye balini alan ürünlerio esiri" olmaktan çıkmasının yolu da planlı
üretirnden geçer. Böylece proletarya onlar tarafından yönetilınekten kurtulur ve onları
yöneten olur.
14
3- Planlı üretim her ne kadar gözden düşürülmeye çalışılıyorsa da asla piyasa ile
Teoride söylenenleri gürmezlikten gelsek bile haşanlarla dolu bir
pratik var karşımızda. Kapitalist dünyarun onlarca yıllık en iyi piyasa ekonomileri
bile, toplumun temel sorunlan olan iş, konut, eltitim, saltlık vb. gibi sorunlan
çözebiimiş deJtildirler. Artarak devam ediyor bu sorunlar. Sözde "serpest" gerçekte
kapitalist devletin sonsuz desteltine sahip olan piyasa ekonomisi ancak milyonlarca
insaru ölüme terkederek işliyebilir. Kapitalizmin tarihi buna tanıktır ve güncel afetler
piyasanın gayri insani oldugu düşüncemizi pekiştirmektedir. Doltada seleksiyon,
toplumda sosyal-darvinizm neyse, ekonomide serbest piyasa odur. Güçlüler yaşar,
güçsüzler güçlülerin yaşaması için helAk olur.
Planlı veya piyasayı tercih etmek sadece ekonomik üretime dair degildir, aynı zamanda insana ilişkindir. Kapitalist üretim için insan araçtır, onu piyasanın insafına
terk etmesi bundandır. Sosyalist üretimde ise insan amaçur; bütün üretim ve
paylaşım insanın yaşamını
ur
d.o
rg
kıyaslanamaz.
daha kolaylaştırmak amacıyla planlanır.
ak
İstatistik verilerle konuyu sıkıcı hale getirmeden, Sovyet devriminin seyrinde
w.
ar
siv
planlı üretimin başanlarını görebiliriz. Sovyet tarihinin on yıllık (1930-1940) bir
kesiti, kapitalizmin bir asrına bedeldir. Bunda belirleyici olan planlı üretim
anlayışıdır. Bu gerçegi sosyalizmin düşnuınlan bile inkar edemiyorlar. Planlı üretim
diger sosyalist ülkelerde de başarılı olmuştur. Burjuvazi siyasal parti olarak
örgUtlenmeyi komünistlerden öj!rendi. Ekonominin örgütlenmesinde bazen kullandıj!ı planı ise sosyalist ülkelerden aldı. Planlı üretim aynı zamanda aldın ve bilimin üstünlül!üdür de. Demek oluyor ki, güneele maledilerek bir kenara bırakılan
marksizm ve bilimsel düşüncedir. Planlı ekonominin sorunlan yok mudur'! Elbette
ki vardır ve bunları, nedenlerini ileriki bölümlerde ele alacaj!ız.
6- Burjuva Demokrasisi mi, Sosyalist Demokrasi mi?
ww
"Tezler"de "sosyalizm" diye ortaya konan burjuva-demokrasisidir; ''parlamenter
sosyalizm" denmesi zevahiri bile kurtarmaz. Haklı nedenlere dayıman birçok eleştiri,
ortaya konan alternatif gözönüne alınmadıj!ında haldılıj!ını yitiriyor. Bir yanlıştan
kıırtolayım derken bir başka yanlışa düşOlUyor. Sosyalizm, demokratik kanlım ve
yönetim demektir. Bu perspektiften kalkarak "monolotik"lilti, partinin, kendi
öncülügOnü mücadeleyle degil de "anayasa! güvenceler''e dayandırmasıru ve devletin
"bürokratik" örgütlenmesini eleştirrnek marksist-leninst olmanın gereltidir. Fakat
buna tepkiyen "çok partililik"i, "parlamenter sosyalist bir deınokrasi"yi "yasama,
yürütme ve yargının aynlıltı"nı, "yargının kesin baJtımsızlıj!ı"nı vb. savunmak
sosyalizmin teorisine aykındır ve "kapiytalizme üstünlük sal!lama"nın yolu
biç degildir. Bu yol, tam da kapitalistlerin egemen oldugu bir yoldur.
"Parlamenter burjuva demokrasisi"nin devletin "burjuva kanıkteri"ni ortadan
kaldırmaılıltı dogrudur. Çünkü "parlamenterizm" burjuva devlet örgütlenmesinin
15
sonucudur. Kapitalistlerin serbest yarışı için serpest piyasa nasıl gerekliyse,
burjuva fraksiyonlannın kendi ekonomik çıkarları için hükümeti yönlendinnede serbestçe yarışacak.ları parlamento öylesine gereklidir. Marx parlamento için "burjuva
ahırı" der. Gerçekten, pazarda vahşice kapışan kapitalistler, halkın denetiminden
çıkarılmış bu kurumda ekonomik çıkarlannı koruyacak politikalar üretmek için alabildil!ine didişirler. Kendi amaçlannı ve politikalannı toplumun çoj!unlul!u (ki bu
çogunluk tirübünlere itilmiş, ancak karşı takımı tartaklama ihtiyacı duyulduj!unda
sahaya inmesine izin verilen bir çol!unluktur)nun talepleri haline getirmesini başaran
kazanır ve yasalarla belirlenmiş süre içinde politikalannı uygular. Burjuva devlet ise,
burjuva fraksiyonlarının çıkarlannı degil, sınıf olarak burjuvazinin (günümüzde tekelci burjuvazinin çıkarlarına göre örgütlenmiştir burjuvazi devletler veya tekelci
burjuvazi, devleti, kendi çıkarlan doj!rultusunda kullanmak için dilter burjuva fraksiyonlara göre daha çok olanaga sahiptir.} çıkarlarını savunur. Devletin örgüilenişi buna
uygun tarzda yapılmıştır. Kuvvetler aynlıj!ı'nın kabul edilmesi bu manuııın
ürünüdür. Yasama-yürütme-yargının birbirleri karşısındaki bagımsızlı~ mutlak
degildir. Yasa yapıcılann ayn, yürütmecilerin ayn ve yargıçların ayn olması, onların
karşıtlıj!ını dej!il, burjuva devlet çausı alunda birlikteiiliini ifade eder ve burjuva
hukuk hepsini hal!lar. Öınej!in yargı, burjuva hukuk çerçevesinde, herbir burjuva
fraksiyonundan bagımsızdır veya tarafsızdır ve davayı yasama organınca hazırlanan
çerçeve içinde ele alır (bu teorik işlerliktir. Pratikte belirleyici olan güç, rüşvet vb.
dir) ama burjuva düzeni hedef alanlar karşısında tarafsız dej!ildir. Bu tutum, buuın
burjuva kurumlar için geçerlidir. Demek oluyor ki, parlamenter demokrasinin burjuva devletin karakterini dej!iştirınemesi, devletin örgüilenişi yle ilgili bir olaydır.
Öyleyse öncelikle ele alınması gereken biçim degil, özdür. Bize gerekli olan, proletaryanın çıkarlannı savunan bir devlettir. Fakat unutulmaması gereken bu devlet,
kendi yokoluşunu örgütleyen bir devlettir. Bundan dolayı, burjuva toplumda oldugu
gibi, profesyonel ururolaşmayı arttırınayı dej!il, azalunayı hedefler. Parlamento,
halkın denetiminin dışında, belirlenmiş süre içinde görev yapan, burjuva toplumsal
düzen için gerekli, sosyalist toplum için gerekli olmayan bir kurumdur. "Parlamento" ile "sosyalizm" bal!daşınaz. Sosyalizm "profesyonel kurunılaiJIIa"ya dej!il,
her an feshedilebilir organiara dayanır. Burjuva devlet, profesyonel kadıolardan oluşan
ve halkın denetimi dışında ıaınamiyle kapitalist toplumun bekası için iş gören profesyonel kurum ve kuruluşlara dayanmadan varlıj!ını koruyanıaz. Yargıçların, yasamacıların ve yürütücülerin burjuva toplum için rahatça şalışabilmeleri devletin
verdigi güvenceye baj!lıdır. Bir general, polis şefi veya yargıç halk tarafından
görevinden alınamaz. Onların görevden alma yetkisi, "baskı gücü" demek olan
yürütmeye verilmiştir. Yürüıme ise, halkın denetiminde olan bir kurum del!il, burjuva devletin denetiminde olan bir kurunıdur.
"Profesyonelleşme" burjuva devlet için ne kadar yararlı ysa, proleter devlet için o
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
manuııı
16
siv
ak
ur
d.o
rg
kadar zararlıdır. llginç olan, bürokratizm ve benzerinden yakınan "Tezler"in,
bürokrasinin en yetkin hali olan profesyonelleşmeyi savunmasıdır. Profesyonel her
kurum giderek kendi detemıinizmini oluşturur. Kuşkusuz, sosyalizmin de kendi yasa
koyuculan, yürUtücüleri, yargıçlan vb. olacaktır. Ama bunlann hiçbiri, burjuva
toplumda olduıto gibi, halkın iradesinin ve onun denetiminin dışında olamayacaktır.
Burjuva toplumda geçerli olan temsili, (irade devri) sistemdir. Insanlar irade
kullammına del!il, devrine itilmektedirler. Sosyalizm irade devrine del!il, kullanımına
dayanır. Mevcut sosyalist ülkelerde bu anlayışın/ilkenin körelliimiş olınası, bir daha
hiç gerçeldeşmeyeceıti anlamına gelmez. Marx, proleter devletin bu tarz işleyişini
KornUn'de gördü ve ondan alarak geliştirdi. Marx onu [Komün'U], "yeni bir
tarihi oluşum" ve "en sonunda keşfedilen politik biçim" olarak
del!erlendirdi. Bu işleyiş, yahnızca Komün'le sınırlı kalmadı, başta Sovyetler olmak
üzere, merl<ezi burjuva hükümetlerin yıkıldıltı veya yıkılına eşij!ine geldigi her yerde
yıj!ın eyleminin dol!al bir sonucu gibi kendini gösterdi. örneıtin Sovyetler, ilk
yıllannda, hem yasama hem de yürütme yetkisine sahip olan, doj!rudan kaulıma
dayah çahşan organlardır. Sosyalizmde üzerinde durulınası gereken -aynı zamanda
sosyalizm pratiklerinden çıkarılabilecek en büyük dersdir bu-, kururnlaşmamanın kurumlaştırılması diyebileceıtimiz bu örgütlenme ve yönetim biçiminin
kalıcılaştırılmasıdır. ''Tezler"de ileri sürüldüj!ü gibi, bugün tam da gelişmiş burjuva
toplumlarda geçerli ve Lenin'in deyimiyle "sömürünün rahatça sürdürülmesi
için en ideal yönetim biçimi" olan burjuva demokrasisi deltiL
7- Sosyalizmi Deıtil, Kapitalizmi İnşa Yolu.
ww
w.
ar
"Tezler"de ilginç olan, mevcut pıatildere dayandırılarak, onlarca yıllık bir tarihe
sahip olan sosyalizme geçiş yolunun yadsınmasıdır. Sosyalizme geçiş biçimlerinin
fari<lı oıacagını, her ülkede bir başka özgünlülle bürUnecej!ini herkes kabul ediyor.
örnegin SB'de başka, Çin'de başka ve Küba'da daha başka olınuştur. SB'de devrimin
temel ve önder gücü işçi-kOylU-asker Sovyetleri olınuştur. (yönlendirici politika ve
siyasi iradeden sözetmiyoruz). Çin'de işçi-köylü-asker Sovyetleri ortaya bile
çıkaramamıştır; aıtırlıklı olarak yoksul köylülül!e dayanan, Kızıl Siyasi Üsler iş
görmüştür. Küba'da bunların hiçbiri olmamıştır; gerilla mücadelesi karşısında soluksuz ve hareketsiz kalan diktatorlük, genel bir grev ve ayaldanmayla devrilip
gitmiştir.
"Her ülke kendisine özgü yollardan sosyalizme geçer" sözünden
gereken b nd ur. Ama sosyalizmin inşası için her devrimin mutlaka
yapması gereken "aynı" şeyler vardır. Bunlardan birincisi, proletaryanın egemen güç
olarak örgütlenmesi, eski devleti bütün kurum ve kuruluşlanyla ilga etmesidir.
Ikincisi, kaınu iktidanna el koyan proletaryanın, onun aracılıgıyla ve kaınu adına
bütün toplumsal üretim araçlannı kaınulaştırması; dış ticaret, finans kuruluşlan vb.
anlaşılması
17
devletleştirınesi;
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
yeralu ve yerüstü zenginlik kaynaklarım toplumun ortak malı
haline getirmesidir vb. Üçüncüsü, toplumun refahını anurmayı perspektif edinerek
bütün üretimi, "önceden belirlenmiş bir plan dahilinde" örgütlemektir.
Dördüncüsü, üretim ve yönetime do~ katılımı öngören demokratik bir yönetim.
Gerek Marx ve Engels, gerekse onlan izleyen marksistler farldı bir "geçiş"
önermedHer ve "geçiş biçimi"nin "farklı"lıgını, yapılması zorunlu girişimleri
"yapılmasa da olur" tarzında yorumlarnadılar. ''Tezler"de yapılan bir hata degilse
doj!rudan marksizmin inkandır. Sosyalizme geçiş için zorunlu olan yukardaki
önlemleri almayı yadsıyan ''Tezler", her konuda oldugu gibi, D. Avrupa ve SB'ye
dayanıyor. Sosyalist devrimle, üretim araçlannın özel mülkiyetine son verilmesiyle
ve planlı üretimle bir yere vanlmadıgı ileri sürülüyor. Bu iddiaların her biri hem
teori hem de pratik ışıJ!ında uzun uzun tarbşılabilir ve rahatlıkla geçersiz bale getirilebilirler ama bu, konumuzun dışındadır ve şunu söylemek yeterli olacakur. Sosyalist devrim, toplumsal üretim araçlarının özel mülkiyetine son verilmesi, planlı
üretim vb. sosyalizmi dogurmamışsa, "Tezler"delci yol hiç dogurarnaz. Bu "yol"un
marksizme aykınlıgını bir tarafa bırakıyonız; pratik deneyiere bakugımızda ''yol"
olmadılıını görüyoruz. Acaba D. Avrupa'nın başına gelenlenle yıllardır özendirilip
güçlendirilen özel girişimin hiç rolü yok mudur? Nikaragua 'nın başına gelenlerde palazlanması için desteklenen orta burjuvazinin rolü yok mudur? D. Avrupagerçeginde
görüldüıtü gibi, kapitalizmden kopuşun derin ve köklü oldugu ülkelerde resterasyon
agır, opuşun yüzeysel oldugu ülkelerde ise hızlı ilerliyor. D. Almanya'nın özgün
durumu dışında, diger ülkelerde açıkça görülen budur. SB ve Çin' deki ilirencin nedeni,
bu ülkelerde kapitalizmden nispeten derin bir kopuş saglanmış olmasıdır. Eksik olan,
kopuşa denk düşen bir inşaanın sagıanarnamış olınasıdır; gidilen yolun yanlışlıgı
deJ!il.
''Tezler"de önerilen yol Kürdistan'da izlenirse, bundıın o kadar kötülenen bir D.
Avrupa bile çıkmaz. Olsa olsa kötü bir kapitalizm ve süreç içinde buna teslim olacak
olan bürokratik bir yönetim olur. ·sosyalist önlemlere dayanmayan her "demokratik
cumhuriyet" özünde bir burjuva cumhuriyetti ve örneklerinde oldugu gibi burjuva
diktatörlültüne dönüşmeye mahkumdur.
8- "Bilimsel
Kuşkuculuk"
Olayların baskılanması
Mü, "Bekle Görcülük" Mü?
alunda düşünmenin ve ''Tez" hazırlamanın dogurdul!n bir
sonuç, "bilimsel kuşkuculuk" adına içine girilen "bekle görcülük ve bilinmezci"liktir.
"Tezler"de, geçmiş uygularnaların iflas ettilti ve sosyalist mülkiyet ilişkilerini
dogurmadıj!ı," söyleniyor. Bu ifade tarzı olgu hakkında enine boyuna düşünüldükten
sonra varılmış kesin bir yargıyı belirtiyor. Yani sosyalist mülkiyet ilişkilerini
dogurmayan uygulamalar iflas etmiştir. Böyle bir yargı karşısında herkesin şu soruyu
başka
18
ww
w
.ar
siv
a
ku
rd
.or
g
sorma hakkı vardır: "Bugüne kadar ki uygulamalara ve ortaya çıkan
mülkiyet bıçimine ve bir bütün olarak toplumsal sistemin kendisine
ne ad verilebilir?"
Bu soru hakknnızı saklı tunıp bir başka görüşe geçelim. Özet olarak; bugünkü uygulamalann (kast edilen uygulamalar Glasnoss ve Perestroyka dır. TS.)''sosyalist
mülkiyet ilişkilerine götüreceği kanıtlanmış değildir" denmiyor ve devamla şu tespit yapılıyor: "hatta kimi uygulamaların daha bugünden bile
ciddi zaaf ve tehlikeleri belirmiş bulunuyor."
Türncenin birinci kısmı yeni yönelimlerin bizi ikna edebilecek (olumlu yönde) bir
kanıt ortaya koymadılı;ını anlauyor. Ikinci kısmı, yönelimlerin olumlu yönde değil,
olumsuz yönde kanıtlar ortaya koyduğunu söylüyor. Öyleyse, dün olduğu gibi bugün
de uygulamalar olumsuzdur ve rahatlıkla bugünkü uygulamalara karşı tavır alma
hakkına sahibiz. Oysa "Tezler"in bize önerdiği bu değildir. Uygulamalan "ne
peşin yargıyla kapitalizme götürüyor" diye "reddetmeli, ne de
körükörüne" benimsemeliyiz, diyor "Tezler."
Bütıln bu 'izaahat'tan sonra bir çelişkinin olduğunu açıkça görebiliriz. Bunun
nedeni, sosyalistlerin birlikıeliğini amaçlayan ''Tezler"in, her ej!ilime bir "mavi
boncnk" daj!ıtma anlayışıdır. Ortak zeminden anlaşılan, herkesin kendisinden
birşeyler bulduj!u bir alandır. Boyle bir "birlik" için bile, yukarda aktardılı;ımız görüş
(ler) çerçevesinde görmesi gereken bir hesap vardır. Eğer uygulamalar bize olumlu
dej!il de olumsuz kanıtlar sunuyorsa, bunlara "kapitalizme götürüyor" demek
önyargılık olmaz. Durum bunun tersine ise, uygularnaları olurolamak ve onlardan
ders çıkarıDak "körükörüne'1ik olmaz. "Körükürüne" ve "peşin yargı" sözcükleri, o
ana kadar ortaya çıkan beliniler veya olgular ışığında gelişmenin yönüne bakmadan,
araşunp inceleme zahmetine katianmadan takınılan tavn ifade ederler. Oysa,
görüyonız Id, "Tezler" bize "olumsuzluk" belirten kanıtlar sunuyor. Yapılması gereken buna uygun bir yaklaşım ortaya koymak iken, "bağımsız bakışaçısı" adına
''Tezler"in ortaya sürdüj!ü "bekle gör"cülüktür. "Baj!ımsız bakışaçısı", herhangi biri
veya birilerinin sözüyle/anlayışıyla olgulara yaklaşınayı reddeder ama bu, olgular
hakkında görüş belirlemeyi dışlarnak anlamında değildir. ''Tezler"deki "baj!ımsız
bakışaçısı" bu anlamda "kendine özgü"nlüj!ü değil, kimsenin etlisine-sütlüsüne dokıınmamayı vaaz'ediyor.
Gerçekten bu tutumu gerektirecek bir durum var mı ortada? Herkesin rahatlıkla
görebildilli kanıtlar bir tavır belirlemeye yetmiyor mu? Uygulantalan iki bilinmeyenli bir denklem haline sokup "bilinrnezci"lij!e düşmeye gerek var mı? Kirnileri
için sorun " ... yoğurdu üfleyerek içmek" olabilir. Fakat "hayal kınklıj!ı"nı ve
"yanılgı "lan veri alıp ve bundan kalkarak "şimdiden bir belirleme yapmayalım, yeniden yanılabiliriz; kapitalizm diye karşı çıkuj!ımız sosyalizm çıkabilir." sonucuna
varınak ne denli "bilimsel kuşku"culuk olabilir! Bilimsel yaklaşım olguları veri alıp
19
ku
rd
.or
g
soyutlama yapmak ve sornotu bu çerçevede ele almak ise, nasıl olur da olgular
görmezden gelinir. "olumsuz" olmalan bize bu hakkı vermez elbette.Sovyetle r
Birligi, Çin ve diller ülkelerde, içinde bulunulan durumdan kurtulmak için "uygulama
ve araşurmalara geçilmiş" olmasından sözediliyor. "Tezler"in diliyle bu uygulamalar: "Kooperatifçil ik temelinde kişisel mülkiyeti, toprakların kişilere
devredilmesi, işçilerin fabrikalara ortak edilmesi ve planlamalarda n
vezgeçi"lerek "planlı sosyalist pazar nygulamaları (ne kadar çelişkili bir
tanım 1) "na geçilmesi vb.
Demek oluyor ki ortada, degerienditip bir yargıya varmak için yeterli derecede delil
var. Bütün bu delillerin (veya uygulamalann) ne anlama geldiklerini ve neye hizmet
ettiklerini sadece teoriye göre degil, pratik sonuçlanna da bakarak aıılayabiliriz. Hiç
kimsenin görmezden gelemeyecegi sonuçlar var ortada. Ortak bir norm bulmak da wr
dellil. Sosyalizm, toplumsal refahın artması ve yönetime katılınarun derinleşmesidir
özet olarak. Bizim için esas alınması gereken, uygulamalann bu süreci derinleştirip
deriııleştirmedigidir.
ww
w
.ar
siv
a
önce Çin' e bakalun.
Tien-An-Men Meyılanı'na "özgürlük Kraliçesi"nin maketi kondugunda ve bunun ne
anlama geldigi herkes taıafından açıkça görüldülllinde bütün görevlerinden aziedilen
Zao Ziyaııg, Çin 'in yönetimini anlaunak için şu atasözünü rehber edinmişti: "Fare
tutan kedinin rengi önemli delildir."
Çinliler, sonradan birinin (hem de "komünistim" diyen birinin) ortaya çıkıp bu
atasözünü halka karşın kendi emelleri dol!rultusunda kullanacaııını bilselerdi, herhalde
ortak bir deJ!er olarak benimsemekte teredüt ederlerdi. Çinli emekçiler için bu sözün
degeri başka Zao Ziyang için başkadır. Zao Ziyang bu atasözünü tam bir kapitalist
zihniyetie-toplu msal üretim araçlarının özel mülkiyetini, emek sömürüsünün,
karşıtıila göre işleune anlayışını vb. meşrulaştırmak için benimsiyordu. Bu politikanın sonuçları, her şey gelip Tien-An-Men Meydanı'ında geçici çözüme
bal!lanmadan önce, işsizlik, hayat pahalılıgı, sefaJet ve diller yandan
türedimil yonerierin ortaya çıkması; halkın yönetime kanlunının daha da azalnlması,
ve bürokrasinin artarak pekişınesi oldu. Cüce Deng, Parti üyelerine kapitalistleşme
konusunda da halka öncülük yapmalan çagnsında bulunuyordu. Böylece Deng liderlillindeki ÇKP'nin komünist harekete katkısı, türedi milyonerierin parti üyeligine
kabul edilmesi oluyordu. "Kültür Devrimi"nin kurbanlanndan olan Deng ÇKP'ye
bunun özeleştirisini yapbrdıktan sonra, büyük vaadlerle başlaıuj!ı reform sürecinin
çıkmazında bütün yapnl!ı bir özeleştiri daha oldu. Bu reformlann sonucunda kazançlı
çıkan kim oldu ? Işçi sınıfı mı ? Bunu kimse iddia edemez 1 Sonuçta kazançlı çıkan,
kapitalizmin seralan olan serbest bölgelerde yeşeren ve giderek toplumu içten içe kemirip çürüten sermaye olmuştur.
Ya "Perestroyka" ve ''Glasnost" ? Sosyalizmi derinleştirebildi mi ? Buna olumlu
20
ww
w.
ar
siv
a
ku
rd
.or
g
bir yanıt vemıek için ortada herhangi bir neden yok. Her şey bir yana bırakllsa bile,
''Tezler", YPD (Yeni Politik Düşünüş) nin nasıl bir sonuç verıliginin kanıtıdır. Kimileri "Perestroyka"nın olumlu kimi sonuçlarından sözedip onu meşrulaştırmaya
çalışıyor. Her olumsuzlugu n bir olumlu yanı vardır. "Perestroyka " ile bir olanak
ortaya çıkınıştır ama tamamen onun amaçları dışındadır. Bu olanak, resmi aJ!ızların
tekelinde biçimlendiril en, dokunulmaz hale getirilip sosyalist ve işçi hareketine
kabul ettirilmeye çalışılan sosyalizm tanımının ve sosyalizmin ne olup ne
olmadıgmın komünist hareket ve devrimci yıl!ınlar içinde, hiçbir koşullanma altında
kalınmaksızın, teori ve pratigin ışıgında yeniden sorgulanmasıdır. Bu olanagı olumlu
yönde kullananların katkılarıyla. evrensel ölçekte tartışılan sosyalizm, evrensel katkı
ve oluşurnlara açık hale geliyor. Hangi özgünlükıe somutlaşacagı henüz belli olmamakla birlikte (yine en büyük olanak Sovyet proletaryasının ve komünistlerin in
elindedir ama bu olanagı hangi yönde kullanacaklan önemlidir.) bu everensel katkı ve
dellerler dol!rultusunda bir mayalanmanın oldugu kuşku götürmez. Daha şimdiden
bunun dinamikleri görünüyor. Gorbaçovcul ugun karşısına marksizm-len inzmle
çıkanlar, sosyalizmin sorunlarını sosyalizrnle aşmaya çalışanlar vb. sadece teoriyi
temsil etmiyorlar, aynı zamanda kapitalist dünyadaki emekçilerin, SB'de, Çin'de ve
D.Avrupa ülkelerinde kapitalist gelişmeye set çekmeye çalışan işçi sınıfının
özlemlerini de temsil ediyorlar. Neye karşı olduklannı şimdiden bilince çıkarmış olan
bu dinamikler ne istedikleri konusunda da giderek netleşiyorlar. Sosyalistlere düşen
görev, ortaya çıkan bu olanaktan yararlanarak evrensel kaynaşmayı hızlandırmak ur.
Fakat bu olanagı olumsuz yönde kullananlar da var. ''Tezler"de oldugu gibi, D.
Avrupa bozgununa dayanarak kendilerini, sosyalizmi reddetmek için somut bir kanıt
sahibi saymaktadırlar. Ortaya çıkan olanagı bu dol!rulıuda kullanmaya çalışanlar
başarılı olamayacakur. Tabi "perestroyka" ya umut baglayanlar da Bunu anlamak için
"perestroyka"nın bugüne kadarki icraatına ve sonuçlarına bakmak yeterlidir. Bu
icraat, ''peresıroyka"nın gelecej!i hakkında da bilgi verir bize.
"Perestroyka"nın altı yıllık icraatına şöyle bir bakalım; gelinen yer: Uluslararası
alanda sosyalist kazanımların terkedilmesi; devrimci mücadele içinde olan güçlerin
ABD ile işbirlil!i yapılarak basunlması veya etkisiz kılınması ve "yeni çal!" teorisi
adına emperyalizm e teslim olunması; ülke içinde ise, üretim araçlarının özel
mülkiyetine izin verilmesi; kapitalist üretimin teşvik edilmesi ve bunun dol!rudan
sonucu olan "serbest piyasa"nın emekçilerin başında Demoklasin kılıcı gibi sallandırılması; "glasnost" adına sosyalizm düşmanlıgının ve Batı hayraniılıının pohpohlanması; "sosyalist demokrasi" adına parlaınenterizmin benimsenmes i ve halkın
yönetime katılunının önüne yeni setler çekihnesi; dünyanın en zengin ekonomik potansiyellerin e sahip olan bir ülkenin 270 milyon insanının Batı'nın yardımına
muhtaç hale getirihnesidir.
Bunlar somut şeylerdir, "perestroyka"nın olası sonuçları dej!il. Sosyalistlerin
21
9·
Nasıl
Bir
ku
rd
.or
g
görmesi ve Kürdistan'ın geleceJıi için ''Tez" hazırlarken ele alıp sonuç çıkarması gerekenler bunlardır. EJıer bunlar, tercih edilen yolun açmazlıJıına dair yeterli kanıt
sayılmıyorsa, söylenebilecek tek şey, kanıtlardan farklı şeyler anladıJıunızdır.
Bugün marksist-leninst olmak, GorbaçovculuJıa karşı olmakla birdir. Ortada iki
seçenek duruyor: Ya sosyalizmin teori ve pratiJıini hiçe indirgeyip onun yerine
sosyal-demokratizmi geçiren Gorbaçovculuk ya da "Tezler"in en başında belirtildiJıi
gibi, h3la insanlıJıın biricik kurtuluş yolu olan marksizm ! Bunlann ortası, tarihte
ömel!i görülmüş olan "iki-buçuk"uncu entemasyonalizmdir.
Yaklaşım/ Anlayış.
ww
w.
ar
siv
a
1- Marksistler, geçmiş kavramdan gelecejtin dogru yönde inşa edilemeyeceıtine
inanırlar. Bu, sınıf mücadelelerinin dramatik, trajik yenilgilerinin ve şanlı zaferlerinin güneesi olan tarihe yaklaşımda oldujtu gibi, sosyalist hareketin proletaryanın
sınıf savaşımına yön verdiJıinden beri oluşup gelen kendi özel tarihi bakunından da
geçerlidir. Subjektifızme kaçmadan, günün koşullanyla kendimizi sınırlamadan ve
ana yönelimi gözden kaçırmadan secerimizi tutmak, özelilde içinde bulunduJıumuz
bozgun döneminden nasıl kurtlacajtırnızı kavramak bakımından önemlidir.
Unuıulmaması gereken yan, tarih bilinciyle davranmanın komünistlere özgü
olmadıJııdır. Sınıf düşmanımız olan burjuvazi de bu bilince sahiptir. Komün 'ün
Avrupa burjuvazisi tarafından kanla bastırılması bu bilincin hem nedeni hem de sonucudur. Monarşiye karşı işçi sınıfıyla ittifakın nereye varacaJıı sorusuna Paris
Komünü'yle yanıt bulmuştur burjuvazi. Ve ondan bu yan monarşiyi iktidırrdan
Junker tipi geçişin ekonomik yüzü
uzaklaşurmak yerine uzlaşmayı yeıtlemiştir.
uzlaşması ve işçi sınıfına
monarşiyle
tedrici geçiş ise, siyasal yüzü burjuvazinin
karşı savaş ilan etmesidir.
Rusya'da burjuvazinin Çar'ın saflannda yer alması yalnızca onun güçsüzlüJıüne
baltlanmarnalıdır. Bir burjuva cumhuriyet kurmaya yanaşmaması salıanatının
ötesindedir. O, Avrupa'daki proleter sınıf savaşımlanndan, KornUn ömejtinden ve
1905 devriminden aldıJıı derslerle davranıyordu. Yaşanan deneyler ona, işçi sınıfıyla
ittifakın kendi sonunu hazırlayabilecek bir potansiyel taşıdıJıını anlanyordu.
Dönemin marksistleri bunun bilincindeydiler. Hem proletarya hem de burjuvazi
bakımından Ekim Devrimi bunun kanıu oldu. Ekim Devrimi, Komünü kanla boltan
Avrupa burjuvazisine verilen bir yanıtu, sınıf intikarnıydı. Proletarya, Paris'te kaybetti~ni Moskova'da kazandı. Ve Ekim'den bu yana bu biçim alunda cereyan eden
devrim ve karşı-devrim hareketleri devarn eden sınıfkininin tezahürleridir. Ama burjuvazi bunu bilinçli, proletarya ise "bilinçsiz" sürdürüyor.
DoJıu Avrupa ülkelerinde olanlarda görüldüJıu gibi burjuvazi, edinmiş oldugu tarih
bilincini koruyor. Her fırsatta Ekim'in ve onun izinde yürüyen devrimierin inti-
22
karnını almaya çalışıyor. Malta anlaşmasıyla burjuvazi "savaş alanında kaybedilen
banş masasında kazanıldı" derken, ne denli kuvvetli bir beliege ve sınıf kinine sahip
oldugunu ortaya koyuyordu. Sözde komünistler bu olayı farldı yorumladılar: "Soguk
son bulması, banş ve özgürlük çagının başlaması... "
Komünist hareketin içinde bulunduj!u en tehlikeli durum, tarih bilincini yitirmesi
ve sınıf kinini rafa kaldırmasıdır. Bu yaklaşımı reddediyoruz. Sovyet proJetaryası
Paris Komünü'nU unutmadı; Ekim Devrimi'yle dünya burjuvazisine yanıtını vertli.
Tarih bize Malta'yı unubna hakkını dej!il, onun intikamını alma görevi veriyor.
2- Marksizm gökten zembille inmedi. Durup dururken akıllı bilgin Marxm ortaya
attıl!t bir şey de dej!iltlir.lşçi sınıfı hareketinin ürünüdür. Marx, işçi sınıfı hareketinin oluşumunu ve mücadelesini inceledi, izledi ve onun elyordamıyla yürüyüşüne
rehber olabilecek bir felsefe oluştıırdu. Tarihin belli bir kesitinde kapitalizmin "zorunlu" ortaya çıkışını ve gelecekte "zorunlu" yok oluşunu bilimsel tarzda ortaya
koyan Marx, proletaryaya, kendisini köleleştiren bu düzeni ortadan kaldırma
görevinin düştül!ünü ve gelecek toplumun (sosyalizmin) ana çerçevesini açıkladı. ·
Marx ana hatlanyla, proletaryanın nasıl bir eylem içinde olması gerektiginı de
açıkladı: burjuva ve küçük-burjuva akımlardan bağımsızlaşmak, iktidar olmayı bedeneyen bir mücadele yürütmek.
Marx, sosyalist topluma ilişkin de aynnnlı çözümlemelerde bulundu. Toplumun
ekonomik ve siyasal yapısını, işleyişini vb. açıkladı. Proletaryanın, eyleminin
mantıksal sonucu olarak, egemen güç olarak örgütlenmesinin, toplumsal üretim
araçlannı kamulaştırmasuun ve belli bir plan dahilinde üretim yapmasının zorunluıuguna işaret etti. Proletarya, ancak bu şekilde bütün insanlıl!tn kurtulacagı
komünist topluma geçişin yolunu açabilirdi.
Marx, hiçbir zaman teorisini donuldaştırmadı. Onu bitiriimiş bir eser olarak
görmedi. Proleter hareketin sonucu olan ıeorisinin, proleter hareketin gelişimiyle birlikte gelişecegini, o günün koşullan içinde eksik kalan birçok konunun ancak gelecekte ele alınabilecegini biliyordu. Nitekim Marx, sosyalizm teorisini, proleter hareketin praıil!iyle sıkı bir ilişki içerisinde ele almış ve pratik geliştikçe, teorisinin eksikliklerini tamamlamıştır. Ama bu "tamamlama" mükemmel degiltlir. Her teori,
nesnelligin bir yanının ele alınıp yan etkilerinden soyutlanmasına dayanır. Teori, tealitenin zihinde yeniden yaratılmasıdır. Yaratının hakikat kısıası, pratik süreçtir.
Pratik süreci izleyen Marx, ne teorisinin eksik yanlarını giderebilir ne de proletarya
dikıatörlül!üne ilişkin daha saglam bir teori oluştorabilirdi. Marx'ın Kapital'i, herhangi bir ülkede olmayan ama uygulandıgında ber ülkede göriilebilecek bir kapitalizmi anlatır. Marx, günümüz koşullannda yaşasaydı, Kapital'i, günümüz kapitalizminin bir girişi sayardı.
Her teori bir soyutlamadır. Her soyutlama, gerçeklikten uzaklaşııgı oranda
mükemmeleşir; gerçeklige yaklaştıl!t oranda mükemmel olmaktan uzaklaşır. Mark23
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
savaşın
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
sist teori, pratikle sıkı bir ilişki içinde olduJlundan ve pratige yön verıneyi konu
edindiginden, sınıf savaşımının her aşamasında kendisini sınar. Buna karşın yine de
mükemmel olmaz. Çünkü çözüme kavuşturdugu her pratik, onun önüne yeni
görevler koyar ve o görevleri yerine gelinnesi için yeni teorik çabalara iıer.
3. Marksisı ıeori, bırakıldıgı şekliyle kalmadı. Bir yandan işçi sınıfının eylemi,
diger yandan marksist teoriyi pratik ışıj!ında yorumlayan ve yeniden üreıenlerin
katkısıyla gelişti. Ama bu katkı, marksist TeOriyi bir kenara atanlardan del!il, onu,
sınıf savaşımının eylem kılavuzu saymış ve temel olarak kabnl etmiş olanlardan
geldi.
Bu katkıda en büyük pay Bolşeviklere aittir. Çürtkü marksizmi devrimci tarzda yorumlayıp hayata geçirenler onlar oldu. Emperyalizm tahlili, ulusal ve sömürgeler sorununun yeniden ele alınıp açıklıga kavuştürulması, eşitsiz gelişme TeOrisi; devlet,
devrim ve örgüt teorisi vb. Lenin'in marksizme katkılandır. Aynca Lenin, Marx'ın
özel olarak üzerinde durmadıgı birçok konuda da açıklarnalarda bulunmuşnır. Ama
Lenin 'in ve onun partisinin Marksizme en büyük katkısı, siyasal mücadeleden taviz
vermeden işçi sınıfını iktidara taşımış olmasıdır.
Ekim Devrimi, marksist TeOrinin zaferidir. Marksist Teori, praıil!i yorumlayışıyla
ve onu bilinçle yeniden üretmesiyle praıige yön verdi~ini, Ekim Devrimi 'yle
kanıılamışıır. Ekim Devrimi, aynı zamanda Lenin'in marksist Teoriyi doj!ru
kavradıgının ve onu siyasal mücadele alanına yaratıcı tarzda taşıdı~ının da kanıtıdır.
Bundan dolayı marksizm-leninizm birbirinden aynlmaz bir bütündür. Teorik
katkılannın yanında Leninizm, Marksist Teorinin reformisı ve kendili~indenci
yorumu karşısında devrimci ve iradi yorumunu temsil eder. Marksist düşünceyi yeniden dünya proletaryasının gündemine getiren Lenin olmuştur. Ikinci EnTernasyonal' ın büyük çoJ!unluJlu marksizm bayraj!ını taşımaktan yorgun düşt~ ve onu burjuvazinin ayaklan altina auıgı zaman, Lenin ve Bolşevikler en zor koşullarda sınıf
savaşımını sürdürmüş, bütün dünya proletaryasına ve ezilen halkiara yeni bir ça!!ın
kapılarını aralanıışlardır. Fakat bu yeni kapının açılması, aynı zamanda yeni sorunlarla karşı karşıya kalmak ve yeni teorik faaliyete girişrnek demekti. Pratigi fetbeden
ıeori, yeni bir pratigi inşa etmeye yetecek miydi ?
4. Bolşevikler iktidar mücadelesi sürecinde bir kılavuza sahiptiler ama iktidar olduktan sonra ne sınanmış bir teori ne de örnek alabilecekleri bir pratik vardı. Dol!al
olarak onların pratigi aynı zamanda kendi TeOrileri olacaktı. Atacaklan her adımın
dol!ruluk derecesini, Marx 'ın belirlemiş oldu~u çerçeve içinde pratikte işe yarayıp yaramadıl!ıyla Olçeceklerdi. Lenin'in deyişiyle yöntem, "deneıne-yanılma" idi.
Sovyet toplumunun örgütlenmesi, izledilli süreç ve baş vurolan yöntemler bunun
açık kanıtıdır. Eskiyi fetheden, TeOri, yeni pratij!in inşasında aynı yönıemi kullanamaz. Fethetme stratejisinin taktikleri farklı, inşaa etme stratejisinin taktikleri
farklıdır. Bunu anlayamıyanlar için hayal kınldıklan kaçınılmazdır. Pekala ıeori ile
24
kuşaklann işidir.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
pratik arasında çelişki görebilir ve yeniye, isteklerine uymuyor diye sırt
çevirebilirler. Örnelin Ekim Devrimi arafesinde oldugu gibi, Brest Ltovsk, savaş
komünizmi, NEP ve kolektifleştirme süreç ve dönemlerinde yaşama küsenler gibi. •.
Ekim Devrimi zor Iroşullann ürünüdür verorluklar içinde zafer kazannuştır. Ayrıca
bu zaferin kalıcıiaştınlmast ayn zorluklara gögüs germeyi ve risk göze almayı gerektirmiştir. I950'1ere kadar Bolşeviklerin her şeyi mükemmel yapmalan beklenemezdi.
Zorunluluklar, onlan birtakım yükümlülükler {sosyalizmin inşası gibi) altına
sokmuştu ve bu, onlan özgürlüklerden fedakarlık yapmaya itmiştir. Bundan dolayı
Bolşevikler, bizzat kendilerini de de~tirmek wrundaydılar. Bunu anlayanlar, anlamayanlar; karşı olanlar ve direDenlerin bulundugu bir ortamda yapmaya çalışmalan
çatışmalara neden olmuştur. Bugünden bakıldJ!ında yapılmaması gereken birçok şey
yapılınıştır ama bunlan bile kendi koşullan içinde degerlendirmek durumundayız.
Çünkü "yapılmaması" gerekenierin de nedenleri vardır, nedenler gözardı edilerek
sonuçlar yargılanamaz. Tarih bizim tarihimizdir, onu bir bütün olarak sahiplenmedikçe, bugiine ve yarma dair olumlu dersler çıkararnayız.
5. Sosyalizm, mükemmel bir toplum degildir. O, boş bir alanda kurnlmuyor.
Marx'ın deyişiyle insanlar kendi tarihlerini yaparlar ama kendilerinin seçtigi
losanın dol!uşu gibi,
koşuflarda degil; hazır bulduklan koşullar icinde yaparlar.
sancılao
temizlemek,
kanlanndan
onu
olur;
sancılı
sosyalizmin dol!uşu da kanlı ve
bırakılan
kendilerine
kuşaklar,
dindirrnek sonraki kuşaklara düşer. Sonradan gelen
eseri ~enmeyebilirler, buna haklan vardır ve bundan dolayı da eleştirilemezler.
Ama beJ!enmedikleri eseri daha iyiye doJ!ru götürme yükümlülükleri vardır. Bu
yükümlülükleri yerine getirmedikleri oranda suçludurlar. Sosyalizmi mükemmele
yaklaştırnıak, yapılmaması gerekenleri yapmamak, yımlışlan düzeltmek vb. sonraki
ww
w.
Sosyalizmin gerilemesinde en büyiik pay sonraki kuşaklara aittir. Bunların bütün
sorumlulugu geçmişe yüklemeleri sorumluluklardan kaçuldannı gösteriyor. Geçmiş
kuşaklar yapuldannm sorumlulııJ!unu üstlendiler; Lenin, Brest Ltovsk'u, NEP'i vb.
benimserken, "bunlar sosyalizmin gereJ!idir" demiyordu; "tavizdir" diyordu ve bunu,
iki adun atmak için bir adım gerilernek olarak niteliyordu. Bugün "gllııalı keçisi" ilan
edilmeye çalışılan Stalin de yaptıklannın sorumluluJ!uou üstleniyordu.
Bugünkülerinin tavn, ev sahibini haksız çıkaran hırsızın tavndır. Bugüne kadar
yaptıklannı sosyalizm olarak adlandırdılar. Öyle olmadıJ!ı anlaşılınca geçmişi
suçlamaya başladılar.
Sosyalizmin sorunlarını çözmeyi amaçlayan reformlara karşı deJ!iliz. Karşı
oldupuz, sosyalizm adına yapılan ama gerçekte kapitalizme hizmet eden reformlardır, Sosyalizmi bir doJ!ma olarak da görmüyoruz. Onun bir "geçiş süreci"
oldııJ!unu, degişmek ve gelişmek wruoda olduJ!unu; hem burjuva dünya karşısında
hem de bilinçleneo toplum karşısında yeniden biçimlenmesi gerekligini
25
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
düşünüyoruz. Kendisini dej!işen koşullar alunda yeniden üretmeyen her toplum yok
olmaya mahkumdur.
6. Gelinen yerde sosyalisı ülkelerin ekonomik ve siyasal olarak Onemli ve ciddi sorunlarla karşı karşıya bulundukları açıkur. Bu sorunlar yeni başlamadı; ortaya çıkan,
yılların birikimidir. Siyasal ve ekonomik örgütlenme toplumsal gelişmenin gerisindedir. Bu mekanizmalada sorunun alundan kalkınamaz. Iktidar olmak için farklı, iktidar olduktan sonra farklı ve belli bir inşaadan sonra farldı araç ve yöntemlere ihtiyaç
vardır. Iktidar olmak için Bolşevik Paıti yeterli olmuştur. Ama iktidar olduktan sonra
yalınızca partinin gücüyle sosyalizm inşaa edilememiş, Çar'ın subay ve memurlanna
ihtiyaç oldugu açıl!a çıkmışur. Sonraki süreçte bu da yeterli olmamış, yeni kadro ve
kuruluşa ihtiyaç duyulmuşbır. Her yeni ihtiyaç yeni araç ve yöntemler gerektirir. Bu
konuda başarılı olundugu oranda ilerlenebilir, yoksa, kıırşılanamayan ihtiyaçlar, ne
kadar korunurlarsa korunsunlar, eski araç ve yöntemleri işlemez hale getirir.
Sosyalist toplumda, kuruluş ve işleyiş bakımından herhangi bir toplumdan farklı
oldul!undan, siyasal iktidar özel bir işieve sahiptir. Siyasal iktidarın işlevsel sorunlan
onunla sınırlı kalmaz, ekonomik üreıkenlik, teknolojik gelişme ve giderek bütün
topluma yansır.
Biz, bunu ekonomiyi ve siyaseti içeren sosyalist demokrasinin
yokluj!unda arıyoruz. Sosyalist demokrasinin amacı, ortak bir iradenin ürünü olarak ortaya çıkan devletin üstlenmi§ olduAn görevleri
topluma aktarmaktır. Bu, bir zamanlar gerekli olan birçok kurum ve kuruluşun
ya ortadan kalkması ya da biçim degiştirmesi demektir. Deneyler, yıi!Jnlann yönetim
faaliyetinden uzak tutulmasının belli bir süre bürokrasinin işini kolaylaşurdıl!ım
göstermiştir. Planlar yapılmış, toplum, inandıi!J idealler uj!runa plan hedeflerini
yerine getirmeye davet edilmiştir. Bunun karşılıl!ında devlet, her vatandaşın asgari
yaşam koşullarını güvence aluna aldılıını ilan etmiş ve asgari düzeyde de sözünde
durmuştur. Açıkça itiraf edilmezse bile, her iki taraf zimmen yöneıme-yönetilme
ilişkisini kabul eımiştir.
Toplumu bir yana bırakalım, zamanla bundan yakınan bürokrasi olmuştur.
Verdillinin karşılıl!ını alamayan bir mal sahibi gibi toplumdan yakınmaya başlamış,
adeta onu nankörlükle suçlarnışur. Tembellik, ayyaşlık, plan hedeflerini yerine getirernernek vb. gibi nitelemelerle ortaya çıkmış, çare olarak da zaman zaman kapitalist
özendiriciler, zaman zaman da cezalandıncı yöntemler kullanmışur. Çalışanı "oyunbozan" ilan eden yOnetici, kendi "oyunbozan"lıl!ını görmezden gelmiştir.
Oysa, bu açmazın veya ukanmanın nedeni bizzat -geçici olarak- iyi iş gören
yıltınların üretimin ve yönetimin sorumlulul!undan uzak tutulmasıdır. Bir iş günü
çalışukıan sonra asgari yaşam olanaklanna hak kazanmaya koşullandınlmış bir
toplum, dol!aldır ki, bir zaman sonra neyi nasıl ve ne kadar ürettigine degil, iş ve
ücret garantisini elinde bulundurduj!undan, iş gününü doldurmaya bakacakur. Bu iş
26
gününü nasıl dolduracagJ -çalışmakla mı, aylaklık yaparak mı, yöneticiye rüşvet vererek işten kaytamrak mı- pek önemli del!ildir. Yönetici bürokral için de durum
bundan pek farldı del!ildir. Çalışanlar kendisine hesap sormadıl!ına göre ve üretilen
üründen kendisi sorumlu oldul!una güre pekala yolsuzluk yapabilir (Bu gibi olaylar
sıkça rastlanan
türdendir).
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
Böyle bir yönetim biçiminin ortaya çıkaracal!ı tek sonuç, Marx 'ın tanımladı !lı
gibi, ama del!işik süreçler izleyerek gerçekleşen "yapancılaşma"dır. Yönetenler ile
yönetilenler arasındaki ilişki "insani" olmaktan çıkar, iki tarafın birbirini "araç" gibi
gördül!ü bir hfıl alır. Sosyalizmin özü, insana deller vermekten geçer. Insanlar birbirleriyle "kişisel" ilişki kurarlar ve ortak amaçlar için bir raraya gelip ortak faaliyet
gösterirler. Bunu salılamanın yolu kapitalist özendiriciler veya cezalandırıcı yöntemler dejtil, kollektif bir faaliyet içinde insanı faaliyetinden sorumlu kılmaktır. Sosyalist demokrasi bürokrallar için de
tek kurtuluş yoludur. Toplumu kendi faaliyetinden ve sonuçlarından
sorumlu olmaya itmek, "herkese emelline göre''ye dayalı bir
bölüşüm politikası izlemek ve "çalışmayan yemez" demek, hiç kimseye ayrıcalık getirmez. Sosyalizmin düze çıkması için ilkin
yapılması gereken budur.
27
rg
d.o
K. KÜRDİST AN'DA SOSY ALİSTLERİN BİRLİGİ
M. Zilan
ak
ur
ÜZERİNE
PYS-T ARTlŞMA TEZLERİ'NİN ELEŞTİRİSİ
ww
w.
ar
siv
Bir adım ileri, iki adım geri ... Bireylerin yaşamuıda, ulusların tarihinde ve partilerin gelişmesinde böyle şeyler olur. Ama devrimci sosyal-tkmokrasi ilkelerinin, proletarya örgütünibı ve parti disiplinin eninde-sonıuıda tam zafer Jcazanacagından bir an bile olsun kuşku duymok, alçaklıgın en canicesi olur. Daha
şimdiden çok şey kazanmış bulunuyoruz; tersliklerden umutsuzluga
kapdmaksızın savaşı sardarmeliyiz; sebaıla, kendi çevresinin kavgasım yapanların dar kafalı yöntemlerini hi>rgörerek; biitan Rus sosyal-demokrat/arım birbirine bag/ayan, güçlükle elde edilmiş tek parti bagını korumo/c için elimizden
gelen her şeyi yaparak; parti üyesine düşen görevlerin ne demek oldugunu,
ikinci parti kongresindeki savaşımı, ayrılıgımmn bütün nedenlerini ve geçirdigi
tüm aşamaları ve ayrıca örgiitlenme alanuıda oldugu kadar program ve taktikler
konusunda da çaresizlik içinde burjuva psikolojisine teslim olan, burjuva demokrasisinin görüşana oldugu gibi benimseyen ve proletaryanın sınıf savaşımı
silahım köreiten oportünizmin kesinlikle yıkım getirecegini bütün parti
üyelerine ve özellikle işçilere dinme/c bilmez, sistemli bir çalışmayla aşdamaya
çalışarak savaşma/ryu.
Iktidar savaşımında, proletaryanın, örgiitten başka bir silahı yokıur. Burjuva
danyasındaki anarşik rekabetin egemenliginden ötarü birbirinden ayrı düşmüş;
sermaye köleligiyle yerine bag/anmış; azami yolcsullugun, vahşetin ve bozulmuş/ugun "derin çukur/arı" na sarekli olarak ili/miş olan proletarya, ancak,
marksizmin ilkeleri üzerinde ideolojik olarale birleşerek ve bunu, milyonlarca
emekçiyi bir işçi smifı ordusu halinde kaynaştıran maddi örgüt birligiyle
peldşıirerelc, yenilmez bir güç haline gelebilir ve gelecekıir ... Biitiin zikzak/ara
28
org
ve geriye dogru atılan adımlara, bugf1nkil sosyal-derrwkrasinin jirondenlerinin
kendioportünistltifazanlıgına, gerileyen grupçuluk ruhunun kendi yüksekligine
prolekarşın,
ne
görülıüsa
ve
gösteriş
nin
anarşizmi
ni inandumasına ve aydın
tarya ordusu, gitikçe saglam biçimde saflarını sıklaştıracaktır.
V.J.Lenin (Bir Adım 114ri Iki Adım Geri)
GİRİŞ:
ww
w.
ars
i
va
k
urd
.
Bilindigi üzere, 1990 yılının Aj!usıos ayında; ŞK, PPKK, Ala-Rızgari, YSK,
T. Roşan bir
Takoşina Sosyalist, KUK-SE, KHP örgütleri ile S. Aydoj!muş ve
'nu (PYS)"
u
Platrorm
Birlik
için
Parti
Sosyalist
araya gelerek "Birleşik
için bir
çıkatmak
onaya
i
temellerin
düşünsel
biriiilin
oluşturdular. Aynı süreçte
Tezleri(
''Taruşma
adımı
ilk
n
çalışmanı
Bu
çalışıldı.
maya
ıaruşına zemini oluşturul
bundan sonra yazıda T.T olatak geçecek)" adlı broşürün yayınlanması oldu. Bu
olatak katnubroşür, daha önce platformda yer alan aıkadaşların ıaruşmalannın ürünü
birlik
yürütülen
temelinde
platform
en,
taruşılırk
nda
kamuoyu
oyuna sunuldu. Tezler
bir
önemli
için
eri
sosyalistl
Kürdistan
K.
nokta,
bu
Gelinen
duıdu.
çalışmalan fiilen
umut
bir
için
gelecek
ülkede,
zemini
birlik
her
oluşan
Çünkü;
yenilgi demektir.
yarauyor. Istenilen sonuç alınmadııtı zamanda do!!al olarak umutsuzluk ve
güvensizlik oluşuyor. Buda gelecege kötü bir mirasın bırakılınası anlamına gelir.
Bugün birlik tartışmalan platform düzeyinde tıkaıımışsada, genel düzlemde
Tamşma Tezleıaruşmalaı devarn edecektir. Dolayısı ile yazımız; özel olatak PYShareketin
sosyalist
olarak
geniş
zamanda
aynı
ri'nin eleştirisini içermekle birlikte,
tır.
yansııacak
de
izi
görüşlerim
programatik sorunlan konusundaki
ak wrunAçıkur lci, her siyasi çizgi ülkedelci politik arenada kendisini tanımlam
sonra ise
Daha
dadır. Bunun yolnda en başta dostlaıla düşmanlan ayırmaktan geçer.
da belli
(ya
olanlan
dostlar arasında en yakınlan (ya da en güvenilir olanlan) ve uzak
alterKendisini
gelir.
bir noktaya kadar güvenilir olanlan) belirleme sorunu gündeme
de
PYS
taşır.
önem
büyük
natif olatak gören hareketler için bu sorun çok dalıa
var
ülkede
'nde
T.Tezleri
lci,
yazık
ne
aslında alternatif bir oluşumu amaçlıyonlu, ama
olan çalışmalan aşacak bir alternatif bulamadık. Bırakalım alternatifi, T. Tezleri
kendi eksenini bile tam olarak belirleyememiştir. Biz sosyalist hareketin politik arenada eksenini belirlemesi; sa!ındalci, solundalci güçleri tanımlaması gerektil!ıne
çalışacagız.
inanıyoruz. Bu çalışmalanmızda belirttigirniz bu görevi yerine getirmeye
K. Kürdistan sosyalist hareketi bugün kritik bir süreçten geçmektedir. Bir yandan
"var
a!!ır politik lroşullar, diger yandan örgütsüzlük ve lcitleden kopukluk hareketi;
gizlenmiş
olma ya da yok olma" sorunu ile karşı karşıya getirmiştir. Legalizm ardına
tasfiyeci anlayışiann bugünlerde revaııçta olması tesadüfi degildir. Ancak bu tasfiyeci
29
anlayışı
yenilgiye
ugraımanın
ve devrimci-sosyalist eksende alternatif bir hareket
henüz tükenmemiştir. Bu alanda öncelikle atmamız gereken
iki adım vardır. Birinci olarak; ideolojik hatımızı netleştirmeli ve
sal!lamlaşurmalıyız. Ikinci olarak; küçükte olsalar en yakın güçlerle birlikler
oluşturarak salılam bir çekirdek örgütlenme yaratmalıyız. Lenin'in ; "Az olsun öz
olsun" belirlemesi bizim için özellilde bu koşullarda çok geçerlidir.
org
oluşturmanın olanaldarı
urd
.
Birlik çalışmalarının tıkanmasının en önemli nedeni de; tartışmaların, hem mekan
hemde içerik açısından ülke zemininden kopuk yapılmasıdır. Ne yazık ki,
önerilmesine ral!men ülkede birlik çalışmalarını organize edecek bir yapılanma
oluşturuhnadı. Bu durum da birlik çalışmalarının güçlenip gelişınesini önlemiştir.
T. Tezler'nin hazırlanmasında da bir yöntem hatası vardır. Her ne kadar ön
açıklamada "bazı arakadaşlar kimi noktalarda farklı düşünüyorlar" ibaresi
varsada; kimin hangi görüşe kaulmadı!!ı açık olarak belirtilmedij!i için görüşler
toptan herkese mal ohnuştur. Bu durum da bazı çevrelerden arkadaşlar (en başta T.S
çevresi adına katılan arkadaşımız olmak üzere) kaulmadıl!ı görüşlerin alu na imza
va
k
atmıştır.
***
w.
ars
i
Bu çalışma iki bölümden oluşuyor; I. bölümde; genel olarak birlil!e bakışımızı,
biriilli gerekli kılan iç-dış şartlan ve sosyalist hareketin eksenini açıldıyoruz. 2.
bölumde; alt başlıklar bal inde, sosyalist hareketin tarihine bakışıınızı ve T. Tezleri'nde bu konuda gördügümüz bazı yaniışiann eleştirsini, aynca; Sosyalizm, Devrim,
Parti, Mücadele biçimi ve yöntemleri konusundaki düsüncelerimizi, T. Tezleri'nin
eleştirisi temelinde açıklayacal!ız.
ww
1. BÖLÜM
NEDEN VE NASIL BİR BİRLİK?
Teoriyi pratikten kopıırmak, onu öldürmek demektir. Teori bir can darnan ile
pratil!e bal!lıdır. Bu damar kesilirse teori de canlılıl!ım yitirir. Bu nedenle biz devrimciler hiçbir teorik kurarn ve kavramı pratikten ayn ele alamayız. Hele hele bir
devrimci pratik örgütlernek istiyorsak teoriyle pratik arasındaki can alıcı bal!ı iyi
kıırmalıyız. Işte birlil!in teorisini yapıırken bu noktayı yakalamak zorundayız.
Amacımız devrimci bir eylem olarak biriilli örgütlemektir. O balde en başta teorimiz
devrimci olmalıdır. Ülkemizin ve dünyanın nesnel sürecini yansıtmalı ve bu nesnel
sürecin yolunu açacak devrimci eylemi gösterebilmelidir.
30
Birlil!i bügünkü ülke ve dünya koşullanndan baltımsız ve de geçmişten kopuk
Böyle bir yol izlenirse oluşacak birlik ölü bir birlik olur. Bu temelde
K. Kürdistanlı sosyalistlerin birligini olanaklı ve gerekli kılan şartlar nelerdir?
öncelikle bunları belirlememiz gerekir.
düşüneıneyiz.
iva
ku
rd.
org
İç Sartlar:
ww
w.
ars
ı. 12 Eylül, faşist darbesinin yaratugı durumdur. Faşist darbe gerek Türkiye'de gerekse Kürdistan' da devrimci ve sosyalist harekete önemli darbeler vurmuş, toplumsal
ve ulusal muhalefetin hemen hemen tamamını basurmışbr. Bu dönemde sarsılan iktidar otoritesi yeniden saıtlamlaşnnlınış, faşist kurumlaşma tamamlanmışur. Halk, başta işçi sınıfı ve gençlik olmak üzere- adeta bir cendereye sokulmuştur. Devrimci
ve sosylaist örgüder büyük oranda dagıulınış, kadrolannın bir kısımı kadedilıniş, bir
kısmı da yurt dışına çıkmak zorunda bırakılmışur. Bu durum esas yanı ile hala
sürüyor. Gerçi ulusal ve toplumsal muhalefet tek tek zincirleri kınyor ve gelişiyor.
Ancak henüz devrimci ve sosyalist hareketler (özelikle de, PKK dışındaki K.
Kürdistanlı hareketler) tam bir toparlanma gerçekleştirememiş, 12 Eylül'ün yaraıugı
bunalımı benaraf edememişlerdir. Zayıf ve daltınık güçlerin ortak düşmana karşı
birleşme istekleri bu durumun dolıal sonucudur. Işte Kürdistanlı sosyalistlerin
birlij!ini olanaklı ve gerekli kılan temel şardanlan biri budur.
2. Diger bir eıken; Kürdistan' da PKK tarafındao yürütülen gerilla savaşı ve onun
karşısında faşist- sömürgeci TC' nin yürütüıtü barbar savaşın yaraıııgı durumdur.
Bugün TC, askerlerinin ve silahlannın büyük bir kısmını K. Kürdistan'a
yıgmışbr. Halk arasından binlerce korucu-işbirlikçi örgüdemiştir. Bunlara ayda
milyonlarca lira ödüyor. Bir bölge valiligi oluşturulmuş, bu valilige de nlaganüstü
yetkiler vermiştir. Yüzlerce yeni karakol yapılmış, dışardan modem silahlar ve Amerikalı askeri danışmanlar getirilmiştir. Bu tam anlamı ile savaş hali durumudur. K.
Kürdistan'da yalıruzca PKK'ye karşı del!il, onun eylemlerini kat kat aşan, daha uzun
vadeye dönük ve Kürt ulusunun balıımsızlıkçı-yurtsever potansiyelini tümden ortadan
kaldırmaya yönelik bir politika yürütülüyor. Bu politika askeri harekete
dayandınlmışur. Bu ortamda Kürt halkının yaşadıklan biliniyor. Kürdistanlılar
ekınek ve sudan çok kurşun ve dipçik yiyorlar.
PKK hareketi, küçük-burjuva-milliyetçi bir nitelige sahip ama radikal bir çizgi.
B ütün eksiklerine raıımen yürüıtüıtü silahlı mücadeleyi sürekli kılabilmesi, ulusal
uyanışı kııllanabilınesi ile kır ve kentlerin küçük-burjuva ve yan-proleterleri arasında
önemli bir destek topluyor. Bu destek belki çogu yerde aktif degil ve agır gelişiyor
ama şu kesin ki, halk arasında belli bir sempati toplamışbr. Aslında PKK dej!il de
herhiıngi bir hareket bu şartlan asgari olarak yerine getirseydi aynı destej!i saglardı.
Çürıkü tek alternatiftir. Ya devlet ya PKK, başka yol yok. Bu durum özelikle K.
Kürdistan'da PKK dışındaki hareketlerin (özelikle sosyalist ej!ilimli hareketlerin)
31
iva
ku
rd.
org
gelişmesini etkiliyor. Bu do~dır, çünkü sosyalistler güçsüzdürler ve de mücadelenin
düzeyine uygun eylemler gerçekleştiremiyorlar. Bunun sonucu olarakta kitleyle
kaynaşıp genişleyemiyorar. Reformisı çizgiler bunun bir yolunu bulmuşlar. Onlar
(TKSP gibi) yasal platformda örgütlenmeye çalışıp güç kazanmak istiyorlar. En
büyük zorlugu devrimci-sosyalistler yaşıyor. Çünkü hem illegal mücadele
yürütüyorlar hem de şartiann gerektirdigi ölçüde mücadele biçim ve alanlarını kullanamıyorlar. Çünkü güçleri az ve dagınıktır. Bu dunnnda devrimci-sosyalistlerin
ülkedeki izleyebilecekleri iki yol vardır.
ww
w.
ars
ı. Ya, bugün marjinal gruplar olarak kalsalar da, kadrolaşmaya önem vererek,
komünist bir çekirdek ve bu çekirdek temelinde süreç içerisinde işçi sınıfı partisini
yaraunak; kır ve kent yoksullarını ve diger emekçileri kazanmak ve kesin hesaplaşma yı s&glayacak savaşa hazırlanmak. Bunun için bu aşamada politik
mücadeleyi esas almak, bununla birlikte kırda silahlı propaganda yürütmek bunu
orduya dönüşecek şekilde geliştirmek. •.
2. Yada, dagınık olan devrimci-sosyalist gruplan tek parti altında toplamak; kısa
bir ideolojik-politik ve örgütsel olgunlaşma dönemi ve bu dönemle birlikte askeri
mücadele hazırlıklarını başlatma, ideolojik, politik, örgütsel temel asgari ölçüde kuruldnktan sonra bir askeri atılım.
Aslında bugün acil olan, K. Kürdistan'da gelişen sürece sosyalizmin ve Kürt
halkının çıkarlarına en uygun tarzda müdahale etme sorunudur. Kürdistan kritik bir
dönemden geçiyor. Barzani-Talabani gibi feodal-burjuva milliyetçi çizgilerin
Kürdistıın'ın diger parçalarında yaraıııgı ıaJıribatlar ve SOmürgecilerin barbarlıkları biliniyor. G. Kürdistıın neredeyse yerle bir olmuştıır. Aynı durum az çok farklılıklar
taşısada K. Kürdistan'da da gerçekleşebilir. Eger K. Kürdistanlı sosyalistler güçleri
oldugu halde bu güçlerini bir araya getirip, kullanarnıyer ve de Kürt halkının köıiiye
giden kaderini degiştiremiyorlarsa tarih karşısında suçlu konuma düşecelderdir.
Dikkat edilirse 1. seçenekteki gibi gruplar tek başına ve uzun süreli bir mücadele
yürütOrse kısa zamanda sürece ciddi bir müdahalede bulunamaz. Birlik bu zamanı
kısaltır, kısa sürede sürece müdahale olanagı doJ!urur. Bizim için sosyalistlerin
birliginin önemi bu noktadadır. Bu nokta görülürse soruna daha sorumlu daha ciddi
ve olgun bir tavırla yaklaşılır. Devrimci mücadelede niyeti olmayanlar, Kürt halkının
acılanna ve kaderine gerçekte kayıtsız kalanlar, birlik istemezler veya ister gibi
görünüp işi oluruna bırakırlar.
Biz daha heybelli daha güçlü görünme, birbirimize dayanmak için birlik istemiyoruz. Biz SOmürgecilige, emperyalzime ve işbirlikçilere karşı bir devirnci savaş cephesi örgütlernek için birlik istiyoruz. Savaşmak için güç gerekir ama devrimci,
savaşkan, ileriye atılabilen, sürekli gelişen güçler gereklidir. hıanıyoruz ki, bu güçler
Kürdistıın'da mevcuttur. Biz marksist-leninist'lerin görevi bu güçleri örgütlernek ve
harekete geçirmektir.
32
Dış Şartlar:
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d
.or
g
1- Dünya sosyalist güçlerinin attı~ geri adımlar nedeni ile, kapitalist-emperyalist
sistem bugün daha güçlü bir konumdadır. özeiikle 1950'1erden sonra, dünyada
devrimci bir kabanş yaşandı. 1970'li yıllara geliniliginde iyice güçlenen sosyalist ve
devrimci güçler, emperyalist-kapitalist sisteme karşı bir denge durumu yarattılar.
Emperyalistler iyice köşeye sıkışınca silahlandırmayı tırmandırdılar. Dünyamn çeşitli
bölgelerinde devrimci ilerlemeyi durdurmak için darbeler ıezgahladılar, müdahaleler ve
konır-gerilla şebekeleri örgütlediler. Özelilde 70'1i yılların 2. yarısında dahada
şiddetleneo bu mücadele "soiıuk savaş" olarak adlandırtldı. Emperyalistler bu oyunlan
tezgahlamak için; bir yandan işçi sınıfı üzerindeki sömürüyü al!ırlaştırarak
sürdürürken, diger yandan bagımlı ve sömürge ülkeler üzerindeki talanı da
agırlaştırdılar. Bugün gelişmiş emperyalist ülkelerde bile işçilerin geçim düzeyi
düşmüş, işsizlik ve cehalet artmıştır. Bagımlı ve sömürge ülkeler ise gırtlaklarına
kadar borç içerisindedirler. Hatta bazı 1!1keler borçlarının faizini bile
ödeyememektedirler. Emperyalizm bu ülkeleri hem sermaye hem de meta ilıracı yolu
ile iliklerine kadar sömürmektedir.
Yukanda sosyalizm ve devrim güçleri ile emperyalsit- kapitalist güçler arasında bir
dengenin oluşıugunu ama emperyalistlerin bu denge konumunu kendi lehlerine
çevirmek için silahlanmayı tırmandırdıklarını belirttik. Bunun karşısında başta
Sovyetler Birlil!i olmak üzere dil!er sosyalisı güçlerde silahianma sürecine zorunlu
olarak sürüklendiler. Ancak emperyalistler silahianmanın getirdil!i ekonomik yükleri
bagunlı ve sömürge ülkelerin üzerine yıkabildiler. Sosyalist ülkeler ise, insanlarının
refahındıın kısarak bu işi gerçekleştirmeye çalıştılar, ancak bu bir noktaya kadar
yürütülebildi. Sosyalisı ülkelerin mücadelesi bagımh ve sömurge ülkelerdeki devrimlerle desteklenmedigi için, dolayısıyla bu ülkelerden emperyalizmin kasalanna akan
kArlar kes ilemedilli için, y~ta sosyalistler geri duruma düştüler. Ve geri çekildiler.
Bu durumun oluşmasında Kuruşçevle birlikte SBKP'nin izledilli revizyonist politikaların büyük rolü vardır. Özelikle "B~ıl" yada "parlamenter" yolla devrim anlayışı
bagunlı ve sömürge ülke devrimlerinin gerilemesinde büyük rol oynamıştır.
Emperyalisı-Kapitalisı ekonomilerde sermaye yol!unlaşmış, tekellerin (daha
dogrusu mali oligarşinin) kontrolüne girmiştir. Tekeller sermayeyi halkın refahını ve
sosyal adaleti saglayacak yatırımlara degil; kArlarını azami ölçüde arttıracak alanlara
yatırırlar. Tabi bu da onlara büyük miktarda yeni sermaye kazandıran ve bunurıla silahlanına için gerekli kaynaklan yaraunış oluyorlar.
Ancak sosyalisı ülkeler mali kaynaklarını belirli bir plan dahilinde tüm ülkede;
sosyal adalete dayanan yatırımlarla, halkın refahını yükselunek için harcamışlardır.
Aynca da sömürü kaynaklan olmadıl!ı için bir dönem sonra mali sıkıntılar oluşmaya
başlamıştır. Başlangıçta halkın refah düzeyini ve ekonomiyi etkilemeyen askeri har33
camalar, daha sonra büyük oranda arttıltından yeni yalınınlar ve teknoloji nin
için gerekli birikimler saglananmamış, ekonomi hem daralmış hem de,
ilkel kalmıştır. Aynca işçilerin ve dil!er emekçile rin yönetime katılımı bürokrati k
makamlarca engellenmiştir. Bu durum apolitikleşmeye neden olmuş, devlet, parti ve
halk birbirinden kopmuştur.
Başka bir neden de; halkın ideolojik-kültürel egitiminin ihmal edilmesid
ir. Kollektif üretim ancak sosyalist bir bilinçle ve kültüıle yürütülebilir. Kişi çalışııgı fabrikanın ve işyerinin toplumla birlikte kendi malı oldugunu kavrarnazsa,
topluma karşı
sosyal bir balılılık ve sorumlulu k duygusu duymazsa , üretimde verimli olmaz ve
hantallaşır. Revizyon istlerin sosyalist ellitime gereken önemi vermeme
leri, tam
aksine sosyalist del!erleri gözden düşürmeleri bu olumsuzlul!un başlıca sebebleridir.
Bu durumda emperyalist-kapitalist sistemin ortadan kaldınlması için sömürge ve
baltımlı ülke sosyalistl erine ve komünist lerine ve öteki devrimci
lerine büyük
görevler düşmektedir. Bu görevlerd en en önemlisi devrimdi r. Yani bagımlı ve
sömürge ülkelerin emperyal izmin "yedek gücü" olmaktan çıkanlması, sosyalist
dünyanın mevzisi haline getirilme sidir. Bunun için sosyalist
ler güçlerini
birleştirmeli ve sosyalizm yolunda bagımsızhk-demokrasi mücadel
esini
yükseltmelidirler. Kürdistanlı sosyalistlerin birligini olanaklı ve gerekli kılan dış
şartiann birincisi ve en önemlisi budur.
2- Bir diller şan, özelikle Gorbaçov 'la başlayan dönemin yarattıltı olumsuz atmosferdir. Gorbaçov dönemi SB ve D. Avrupa ülkelerinde tam bir çözülmey e yol açtı.
Bu çözülme SB'de her ne kadar henüz tam anlamı ile olmamışsa da, D. Avrupa
ülkelerin de tamamen bir çöküş yaşandı. D. Avrupa'ru n eski "Halk Demokra si"si
ülkeleri bugün emperyal ist-kapita list sistemle eniegrasi yon için birbiriler iyle
yarışıyorlar. D. Alınanya'nın kaderi ise tam bir trajediyi andınyor. Bu
ülke Gorbaçov
kligi tarafından bir kaç milyar mark karşılıl!ında B. Alınanya'ya satıldı.
Y nkanda sosyalist ülkelerin zorunlu geri çekilmesinin nedenini belirttik. Ancak
geri çekilmede mücadelenin bir aşamasıdır. Düzenli olmalıdır. Yoksa sonucu bozgun
ve panik olur. Anacak sosyalizm e inanan önderlikler, geri çekilmey i kararlı bir
şekilde ve panil!e düşmeden gerçekleştirebilir. Gorbaçovcu revizyonistlerin
sosyalizme inancı olmadıltı için milyonlar ca Sovyet askerinin kanına mal olmuş olan D.
Avrupa'yı rahatlıkla gözden çıkarabiliyorlar ve sosyalizmin delierlerin
e karşı sorumsuzca davranabiliyorlar.
Gorbaçov döneminin sosyalist hareket üzerinde yarattılll tahribatlar iki yönlüdür.
a) Politik-p ratik alanda: Bunun sosyalizm in ve devrimci hareketin birçok
mevziden geri çekilmesine yol açııgını yukarda belirtmiştik.
b )İdeolojik alanda: Aslında Gorbaçovculuj!un sosyalist hareketıe yararttıj!ı tahribat en çok ideolojik alanda olmuştur. Bu dönemde oluşan ve sözde Marksizm Leninizmin yenilenmesine dayanan "Yeni düşünce" gerçekte, M-L'min bir çok ilke-
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d
.or
g
geliştınlınesi
34
rd.
org
sinin redd edilmesine dayanıyor. "Yeni düşünce"ye göre dünyada sınıf mücadelesi
sona ermiştir. Antagonist çelişkiler yok olmuşlardır. Bunun yerine insanlıgın
"global" sorunları ön plana çıkmıştır. Bu sorunlar hem kapitalistlerin hem de sosyalistlerin ortak sorunlarıdır. Dolayısıyla her iki kesim de bu sorunlan uzlaşarak, ornitelil!;ini diktaklaşa çözmelidir. Bu tesbitler emperyalizmin saldırgan ve sömürücil
kate almıyor, tam tersine bu niteliklerin gizlenmesi için emperyalizme yardımcı
oluyur. Emperyalistlerin uzay silahlan geliştirmeye çalıştıklan bir dönemde kalıcı
bir banştan ve "insanlıgın sorunlanmn" birlikte çözülmesinden nasıl söz edilebilir?
Gorbaçovculuk gerçekte Kuruşçev'le başlayan revizyonizmin olgunlaşmış halidir.
Bu hal artık nitelil!;ini netleştiriyor. El!;er karşısında devrimci-sosyalisı bir direniş
görmezse kapitalist sistemle birleşecek, yada sosyalist güçler yeniden insiyatifi ele
devrimci meralacaklardır. Emperyalzimle uzlaşma sistemi ayni zamanda dünyadaki
rini de
sosyalistle
ülke
sömürge
ve
bal!;unlı
biz
kezlerin söndürülmesini içerdil!;i için,
direk etkilemektedir.
politikalannın
w.
ars
iva
vardır. Şöyle
ku
bu olumsuzluklarının yanı sıra, olumlu bazı etkileri de
ki; artık sahte sosyalistlerin maskesi düşmüş, sosyalizm davasını
sürdürmek gerçek sahiplerinin (yani gerçek sosyalistlerin) omuzuna binmiştir. Bu
sal!;lıklı bir gelişim açısından olumludur.
Diger yandan geçmişte az çok SBKP çizgisine bal!;lı olan ama sosyalisı özlerini
koruyan güçlerle diger sosyalist güçlerin yakıniaşması sal!;lanmış, böylece daha önce
sosyalistlerin birleşmesine engel oluşturan bir çok çekişme noktası ortadan
bir birlik
kalkmışur. Dolayısı ile sosyalistler bu olumlu yanları daha güçlü
ek
püskürun
nı
saldınları
ideolojik
zmin
revizyoni
ve
oluşturmak için kullarunalıdırlar
kılan
olanaklı
birligini
rin
sosyalistle
ı
Kürdistanl
biz
için mücadele eımelidirler. Işte
iç ve dış şartlar bunlardır.
Gorbaçov
"0+0=0 ve 1+1=2"
ww
Birlik mücadele içindir. Birlik için birlik olınaz. Mücadeleyi arnaçlamayan, kendisini güncel ve uzun vadeli mücadeleye göre şekilendirmeyen birliklerin degeri
yoktur. K. Kürdistanlı sosyalistlerin oluşturacakları birliJ!in devrimci olabilmesi ve
mücadelede aktif bir rol alabilınesi için öncelikle birlige kanlacak güçlerin devrimci
ve sosyalist alınalan gerekir. Herkes birlik yapabilir. ömel!;in: "TKP" ve 'TIP''birlik
yapular ve "TBKP"yi oluşuırdular. Yani "0+0=0" veya ''TKP+11P"=''TBKP". Birlik·
ten önce "TKP" de "TIP" de reformisı-revizyonist çizgilerdi. Devrimci degillerdi.
Devrime çoktan veda etmişlerdi. Oluşuırulan "TBKP"de bileşenlerin nitelil!;ini daha
da yozlaşurarak sürdürmekten başka birşey ifade etmiyor.
Birlil!;in anlamı açıktır; aynı zemindeki ayn güçlerin birleştirilmesi. Politik anlam
ile K. Kürdistan için ifade edersek: K. Kürdistan' da politik olarak aynı zeminde olan,
35
ku
rd.
org
M-L ideolojiyi ve dünya görüşünü temel alan, örgütsel olarak ayn devrimci-sosyalist
güçleri tek parti halinde birleştirmektir. Bu kaba olarak aritmetikte aynı cinste olan
"şeylerin" toplamına benzetilebilir. "TKP" ve ''TIP"in birleşmesi aritmetik olarak
"()+0=0" şeklinde ifade edilebilindij!i gibi, devrimci-sosyalistlerin birlij!i de "1 +1=2"
şeklinde ifade edilebilir. Elbette birlik tek başına aritmetik bir toplam dej!il. Zaten
biz de "1" ve ''O"ı nitelik ifadesi olarak alıyoruz.
Dikkat edilirse birlij!e katılan güçlerin nitelij!ini esas alıyoruz. Elbette nicelik
önemlidir (kadro sayısı, örgütler vb) ama bunların bepsi nitelige baj!lıdır. Bir örgüt
nicelik olarak güçlü ama nitelik olarak devrimci ve sosyalist dej!ilse, o örgütle birlik
yapılamaz. Tersi bir dunım ise, örgüt nicelik olarak zayıf ama devrimci-sosyalist bir
nitelille sahipse, onunla birlik yapılır. Devrimci-sosyalist güçlerin birlij!inden; hem
nitelik hem de nicelik olarak yeni ve daha güçlü bir örgüt doj!ar. Yani "1+1=2". Reformist güçlerin birlij!i ise yine reformisı bir güç demektir. Yani ''0+0=0".
Amaç Devrimci-Sosyalistlerin Birlij!i
Olmalı,
ww
edinmişlerdir.
w.
ars
iva
Birlij!in çok genel olmadıj!ını belli ilkeleri ve bu ilkelerce belirlenmiş bir sının
bulunduj!unu biliyoruz. Ancak bunu net olarak belirleme durumundayız. Bilij!in
ekseni nedir ? Bu eksenin saj!ında ve solunda kalan güçler kimlerdir ? Bu sorulann da
cevaplanması gerekir.
Ülkemizde; sömurgeciler (emperyalizm dahil) ve yerli işbirlikçilerinin iktidannı,
"Ulusal Demokratik Devrim"le yıkmayı, yerine işçilerin, köylülerin devrimcidemokratik iktidarına dayanan, BA(;IMSIZ, DEMOKRATİK VE BİRLEŞİK
BİR KÜRDİST AN kurmayı amaç edinen ve bunun gerektirdilli pratik çalışmada
bulunan kişi veya politik örgütler devrimci nitelij!e sahiptirler. Bugün Kürdistanın
içinde bulunduj!u statükoyu kökten degiştirmeyi amaçlamayan çalışmalar devrimci
çalışmalar del!ildir. Bu güçler ilerci olabilirler, ancak bu da bir yere kadardır.
Ülkemiz bu tür güçlerin örnekleri ile doludur. Işte bazı örnekler; İran ve Irak
KOP' leri, Suriye'deki Kürt partileri. Bu örgütler OTONOMİ'yi {yada özerklij!i) amaç
Bu amaç düzen sınırlarını aşmıyor ve Kürt halkının sorunlarını tamamen çözecek
bir nitelij!e sabip dej!ildir. Amaç sınırlı ve güdük olunca; örgütlenmede yetersizlik ve
gerilik, pratik-politik eylemde de pragmatizm egemen olur. Bütün bunların sonucunu
ifade eden tek kelime ise yenilgidir. Bu güçlerin gelişimindeki kısırlıj!ın bir nedeni de
ulusal alaru aşarnamaları, sınıfsal bakış açısına sabip olmarnalandır.
Bu noktada milliyetçi-otonomist (reformist) güçlerle aramıza bir çizgi çiziyoruz.
Özerklij!in Kürt halkının temel çıkarlarını ve taleplerini kapsamadıj!ını söylüyoruz.
Bulunduj!umuz aşamada, baJ!ımsızlık temelinde, demokrasi ve birleşik Kürdistan
talebi, Kürt halkı için tek dol!ru taleptir. Bu talebi savunmayanlarla örgütsel birlik
36
mümkün degildir.
tur. Bu
Refonnizmin bu açık türünUn yanında ustaca gizlenmiş kesimlerde mevcut
ızlık
(bagıms
i"
etmesin
tayin
i
kaderin
kendi
halkının
kesimler teorik olarak "Kürt
rlar.
söylüyo
erini
istedikl
mi
sosyaliz
ve
i
Devrim
olasalı~ da dahil) savunuyorlar.
ir.
gereklid
ak
savaşm
ugruna
nin
isıenile
a
zamand
Ayın
Ama isternek yeterli degildir.
devrim
ki,
Kim
ile.
araçlan
ve
biçim
le
mücade
Hem de her aşamanın gerekli kıldıllı
çalışmayı
ve sosyalizmi sırf teoride savunuyor ve onun ugruna gerekli devrimci
st·
refonni
degil,
i
devrimc
güçler
o
yorsa
çalışmı
eye
yürütmüyorsa, en azından yürütın
ola·
de
t
sosyalis
nlar,
olmaya
i
devrimc
Çünkü
lar.
tirler. Bunlar sosyalist hiç olamaz
savaşım
mazlar. TKSP bu tUrUn tipik bir ömegidir. TKSP bugün devrimci bir
amacıyla
ak"
kazanm
krasiyi
"Demo
kısmını
bir
büyük
nin
örgütlernek yerine eneıjisi
legal planda harcıyor.
te·
Gerçekten bir devrimci partinin merkezi sorunu legal parti midir? Yoksa illegal
leyi
mücade
silahlı
olarak
melde devrimci örgütlOiü~ pekiştirrnek ve buna baglı
sosyatirgütleme sorunumudur. Kürdistan'abakın ve buna siz karar verin. Bu sabıe
list gUÇlerle de birlik yapılamaz.
kÜÇük·
Devrimci sosyalisteksenin sagında reformisı güçler yer alııken, solunda da
dir.
PKK'
burjuva radikalizm i ve sosyalizmi yer alır. Bu kesimin tipik ömegi de
,
başarılı
a
Nedir PKK ile aramızdaki fark? PKK silahlı mücadele alanınd
onun
nış. Bütün bunlar
yıl!ınsallaşmış bir hareket ve halktabelli bir sempati uyandın
Bizce KUrdistan'da her
lir.
sorulabi
diye
mu!?
iyor
gösıenn
u
oldugun
''tek dogru çizgi"
Çünkü ülkede sıcak bir savaşım
kişi ve örgüt önce kendisine bu sorulan sormalıdır.
ndirip
var. Bunun öncülügünü de PKK götürüyor. Bu durumda gelişmeleri degerle
. Yok
katılınır
dogrudan yana tavır almak lazım. Eller Düşüncemize uygunsa PKK'ye
görülen
dogru
ve
lı
eller üşünce ve tavranışta farklılıklar varsa bunlar ortaya konuima
ız; genel hatlanyla PKK ile
bagımsız çizgide ilerlenmelidir. Biz de bunu yapacal!
koymaya çalışacal!ız. Bizce
farklılıklar taşıdıgımızı ve bu farklılıkları ortaya
nedenle açıklamaya bu noktafarklılıklann kaynaklandıgı temel bir nokta vardır. Bu
ww
dan başlıyoruz.
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
yapmamız
Proletaryanın
Tarih sel Rolü.
bireysel
Kapitalist toplumda üretim toplumsallaşır, ancak bölüşüm ve dal!ılım
üretim
ere,
arıı-deg
dugu
oluşıur
sonucu
üretim
f
kollekti
kalır. Proletarya sınıfının
koyar.
el
stler
kapitali
tutan
elinde
araçlarının özel mülkiyetini
edinme arasındaki
"Toplumsal/aştırılmış firetim lle kapitalist mal
karşıtlık olarak
az
uzlaşm
çelişki, proletarya ile burjuvazi arasındaki
belir(ir)" ( 1)
en bu
Kapitalist topluma damgasını vuran ve toplumun nitelil!ini belirley
37
"uzlaşmaz karşıtlık"tır.
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
Her çelişki gibi bu çelişki de nitelik del!iştirip yeni bir toplumun oluşmasını sagıayacaktır. Bu nasıl olacaktır?
Burjuvazi ile proletarya arasındaki sınıf mücadelesi, tarihsel bir zorunluluk olarak
geleeellin sınıfı olan proletaryaya; sosyalizmi ve onun yüksek bir aşaması olan
komünizmi kurma görevini vermiştir.
B u proletaryanın üretimde yer aldıgı konum ve bunun sonucu var olan
çıkarlanndan kaynaklanır. Proletarya tiretim araçlarına sahip degildir. Dolayısı
ile
üretim araçlannın özel mülkiyelinden hiç bir çıkan yoktur. Tam tersine bu onun
sömürülmesinin ve ezilmesinin kaynagıdır. Bu nedenle tiretim araçlan üzerinde kapitalist özel mülkiyelin kaldırılması yani kapitalist düzenin yıkılması, yerine "kollektif tiretime dayanan, kamu mülkiyetinin" yada sosyalizmin kurulması proletaryanın
nesnel çıkandır.
Sosyalizmden önceki tüm toplum biçimleri (ilkel komünal toplum hariç) özel
mülkiyete ve emegin sömürülmesine dayandılar. Sosyalizm en başta kapitalist toplumun anti-tezidir. Ancak sosyalizmin dil!;er bir yönöde vardır; KomUnizme ulaşugı
zaman tüm özel mülkiyet toplumlannın anti-tezi olur. Yani proletarya kendisini
kurtarırken tüm insanlıgı da kurtarır. Komünizm de sınıflar, dolaysıyla sömürü
ve
devlet ortadan kalkar. Işte proletaryanın da insaniılıında gerçek kurtuluşu buradadır.
Tarihsel materyalizm toplumların tarihini, sınıfiann mücadelesinin tarihi, sosyalizmi de proletarya ile burjuvazinin sınıf mücadelesinin zorunlu bir sonucu olarak
görür. Sosyalizmi bu temelden ayn düşünmek ütopik bir sosyalizm ve "ideal bir
toplum" düşünmek demek olacaktır. Gerçek sosyalizm proletarya sosyalizmidir. Yani
proletaryanın tarihsel eylemi olan sosyalizmdir.
Kapitalist ve sömürge bir toplumda da proletaryanın bu görevi degişmez tam tersine daba aj!;ırlaşır. Emperyalistler ve sömürgeciler, talan politikası ile sömürgelerdeki
halkın tümünü sömürüder ve yoksulul!a mahkum ederler. Aynca ulusal baskı tüm
halk kesimlerini özelilde proJetaryayı etkiler. Sömürgeci ulusal baskı proletaryanın
yükünü kat kat artırır, görevlerini de aj!;ırlaşurır. Bu durum da proletarya hem
bal!;ımsız bir sınıf partisinde örgütlenirk en öte yandan diger halk kesimlerin
i
sömürgecilige, emperyalzime karşı kendi çevresinde daba dol!rusu bir ulusal kurtuluş
cephesinde örgüdeme görevi ile karşı karşıyadır. Gerçekte de böyle bir cepheyi yani
birleşik bir ulusal kurtuluş cephesini ancak proletarya partisi oluşturabilir.
Çünkü diger sınıfların çıkan tam olarak tüm halkın çıkan ile örtüşmeyebilir. Bu
durumda halkı birleştirecek politikalar ve örgüdere sabip olmazlar ve mücadeleyi tavizsiz, kararlı şekilde yürütemezler. Kürdistan ulusal kurtoluş mücadelesinin bunca
yıllık tarihi bunun ispaudır. Proletaryanın çıkan ise her zaman halkın çıkannı
en
geniş ve derin şekliyle yansıur. Bu nedenle halkı sömürgecilere karşı birleştirerek
UDD'i zafere ulaştırma sorunu proleter sosyalist önderlik yaratma görevini dahada
önemli hale getiriyor. Proleter sosyalist önderlik ulusal harekete emekçi damgasını
38
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
vuracak onun güdükleşip yozlaşmasını önleyerek kesintisiz şekilde sosyalizme
götürecektir. Ancak şu noktayı da belirtmek gerekir; objektif olarak her işçinin çıkan
sosyalizmdedir. Ama bu her işçi otomatikmen sosyalisttir veya devrimcidir, hatta
halkın önderidir demek degildir. Aynca her işçi sınıfı hareketi de ilerici deJıildir. Bir
işçi sadece kaslarını çalıştım, düşünsel faaliyetini sınırlarsa, düzenin varolmasını
salılayan anı-deJıerin kendisinden nasıl çalmdıgını anlamazsa, üstüne üstlük bir de kapitalizmin del!erleriyle yol!rulmuşsa ve kapitalizmi en özglir toplum olarak
görüyorsa böyle bir işçiye ne sosyalisı denir ne de devrimci. Böyle bir işçinin diller
sıradan insanlardan hiç bir farlu yoktur.
Bir işçi ancak kendi sınıfsal çıkanrun bilincine varırsa, bunu da sınıfı ile birlikte
ekonomik ve politik mücadele içerisinde yaşayarak görürse, gerçek bir işçi ve proleter bir sosyalisı olur.
Proleter sosyalist önderlik (yani parti); bilimsel sosyalizmle işçi sınıfı hareketinin
birleşimidir. Bilimsel sosyalizm önce sosyalist aydınlar tarafından özümlenir ve bu
aydınlar aracılıgı ile işçi sınıfına kazandınlır. Işçi sınıfı hareketi de ancak, bilimsel
sosyalist bir programa dayanan bir parti tarafından yönlendirilirse amacına ulaşır.
Aksi durumlarda işçi sınıfıda "sürecin öznesi del!il sürecin nesnesi olur.
Sosyalizm sömürüyü (sonucunda da sınıfları) ortadan kaldırdıl!ı için kllçükbuıjuvazi de dahil üm emekçi kesimlerin sosyalizmde çıkarları vardır. Ve sosyalizmi
istiyebilirler. Aslında sosyalizm tüm insanlıl!ın gerçek kurtuluşudur. Bu nedenle de
tüm insanlarda sosyalizme karşı bir sempati oluşur.
Ancak kllçük-buıjuva sınıfı hem kendi emel!i ile geçinir, hem de kendi üretim
aracına veya küçükte olsa bir işyerine sahiptir. Bu nedenle onun rüyası işleri büyütüp
buıjuvalaşmaktır. Ama rüyası çogıınlukla gerçekleşmez. Bu durum onu devrimci ve
sosyalizme karşı kaypak bir konuma sokar. Küçük buıjuvazi tekelci çalida ve hele
sömürge koşulhırında devrimden ve hatta sosyalizmden yanadır. Ve UDD'in temel
güçlerinden biridir. Ancak devrim ve sosyalizm mücadelesine önderlik edip
sonuçlandıracak toplumsal dinamikler kllçük-buıjuvazide yoktur. Özelilde özel
mülkiyete karşı zaafı kllçük-buıjuvazinin sosyalizme yürüyüşünde başlıca engeldir.
Bu onu kaypaldaştınr, zor anlarda uzlaşma ve oportünizme yöneltir.
Proletarya da ise objektif toplumsal koşullarından kaynaklarum bir özel mülkiyet
duygusu yoktur. Tam tersine kamu mlllkiyeti egilimi içgüdüsel olarak proletarya da
vardır. Proletarya bir kez sınıf bilincine, sosyalizm bilincine ulaştıını saglam ve
tutarlı güç olur. Aynca proletarya kapitalist toplumun gelişmesi ile gittikçe
Yiliınilaşan ve gelişen bir suııftır. Yani geleçellin sınıfıdır. Küçük-buıjuva sınıfı ise
aradadır ve gün geçtikçe erir. O halde biz gelecek toplum projesini gelecel!in sınıfına
dayandırmak zorundayız. Sosyalizm projesi ise onu uygulayacak ve kuracak güçte,
geleeellin tek tutarlı devriınci sınıfı olan proletaryadır.
Küçük-buıjuva devrimci veya sosyalistleri, sosyalizmi sınıfsal özünden ayn olarak
39
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
ele alırlar. Proletaryanın sosyalizm kuruculugundaki ve insanlıJ!ın kurtuluşu yolundaki tarihsel misyonu anlamazlar. Onlar için sosyalizm "ideal, ahlaksal, hukuksal
temeli olan hümanist" bir toplumdur. Proletaryanın önderligi; 'sosyalist nitelikli
sınıf örgütü olması o kadar önemli degildir'. Ilginçtir bunlar kendisine işçi panisi de
diyebiliyorlar. Düşünün ki bir ülkede işçiler hemen hemen tamamen örgütsüz ve politik olarak suskunlar ama bir kaç tane "işçi sınıfı partisi" var.
Elbette işçi sınıfı içerisinde çalışan uzun vadede bu yönelime sahip ancak
başlangıçta henüz çok etkili olmayan partiler olabilir. Ancak PKK gibi örnekler çok
ilgi çekici oluyor. PKK kendisine işçi partisi diyor ancak, bilindilli gibi ülkemizde
işçi sınıfı içerisinde politikleşme çok cılız ve PKK işçiler arasında çok az bir etkinliJ!e sahiptir. Hatta "artık proletarya işçi sınıfı" demekte fazla hoşlanna gitmiyor.
Aynca bu örgütün daha çok köylülük ve gençlik arasında örgütlendiıli biliniyor. Bu
durum, PKK'nin sınıfsal temelini buna baglı olarak ideoloji ve politikasının
nitelil!ini belirlemekte temel bir öneme sahiptir.
Sosyalist bir örgüt, strateji ve taktiJıiyle, ideolojisi ve örgütlenmesiyle diger
sınıfiann örgütünden aynlır. Her şeyden önce böyle bir örgütün nihayi hedefi suufsız
toplum yani komünizmdir. Ancak bu hedefe yürüyüş te saltlam ve güvenilir bir
sosyal zemine dayanmak gerekir. Bu zeminin ekseni proletarya sınıfıdır. Sosyalist
örgüt proletarya sınıfının öncüsü olmalıdır. En azından proletaryanın ileri unsurlannı örgütleyebilmeli bu ileri unsurlar aracılıj!ı ile proletarya sınıfını sosyalizm
ugruna mücadeleye sevk edebilmelidir. Elbette proletarya sosyalizmi tek başına kazanamaz. Her aşamada yoksul köylülük ve kent yoksullan proletaryanın güvenilir
müıtefikleridir. Proletarya panisi bunlan kazanmalı ve önderiilli altına almalıdır.
Bunun yanında kır ve şehir küçük-burjuvazisi, UDD aşamasında güvenilir bir ittifaktır. Bu nedenle sosyalist bir işçi sınıfı partisi proletarya ile birlikte yoksul
köylülük başta olamak üzere dij!er tüm halk sınıf ve tabakalan arasında çalışmahdır.
Sosyalisı bir proletarya partisi her şeyden önce stratejisini iyi belirlemelidir. Darbe
indicilecek düşmanlar, birlikte yürünecek müttefikler (yani ittifaklar), mücadelenin
yolu ve biçimi, her devrim aşaması için net olarak belirlenmeli ve tutarlı olarak uygulanmalıdır. Elbette doJıru hedefler ve yöntemler belirlemek önemlidir, ama en
önemlisi pratiktir. Yani belirlenen hedeflere belirlenen yöntemlerle ulaşmak dahada
büyük önem taşır. Sosyalist bir örgütün bir başka önemli özellij!i de, teorisi ile
pratij!inin uyum içerisinde olmasıdır. Bir de PKK'ye bakalım. Stratejisini dogru
koyuyor mu, ve buna uygun davranıyor mu?
PKK, sömürgecileri ve işbirlikçilerini dogru olarak UDD aşamasında stratejik
düşman seçmiştir. K. Kürdistan' daki ve diller parçalardaki yurtsever hareketler teorik
olarak PKK'nin dostudur. Ama pratik gerçekten böyle midir? Ne yazık ki ıam tersidir. PKK, programında sömürgecileri düşman ilan ederken, pratij!inde sömürgecilerle
(Iran, Suriye sömurgecileriyle) "starıejik ittifak" içindedir. "Iran devrimi, Suriye ve
40
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d
.or
g
istedigini bizzat PKK kendisi
Libya ile taktik ittifakı stratejik ittifaka dönüştürmek"
ri programında dost gördügü
güçle
ver
açıklamıştır. Diger yandan Kürdistan'lı yurtse
yurtsever görmemekte,
gücü
bir
halde pratikte hemen hemen var olan hiç
dir. 1990 yılı içerisinde
mekte
nitele
olarak
"işbirlikçi", "karşı devrimci", "ajan" örgüt
açılan kampanyalar
karşı
arına
unsurl
birçok yurtsever devrimci örgüte ve onların ileri
diger yurtSeverile
PKK
ki
iz
meliy
bunu net olarak onaya serdi. Şunu da belirt
yi sorumlu
PKK'
zca
yalını
likten
gergin
devrimci ve sosyalist örgüder arasındaki
adı alunda
rme
eleşti
yi
PKK'
şte
Geçmi
tutmak kesiolikle gerçekçi bir yaklaşım degil.
payı
bunda
ında
malar
suçla
gibi
ya"
"eşki
ideolojik muhteva içermeyen "terörist"
alannı
çalışm
karşı
etlerin
harek
diger
unun
büyüktür. Ancak PKK'nin saldırı boyut
kat kat aşuj!ını söylemekte kesinlikle dogrudur.
şımlar vardır. Işte bazı
Güncel taktik mücadelede de PKK 'de pragmatik yakla
olanaklarından yararek'e
örnekler: Dahadün "ajan" ve "karşı devrimci" dedigi Perinc
bilir, dolayısıyla
degişe
i
lanmak amacıyla bugün dost diyor. Elbeneki güçlerin nitelig
çek'in niteligi
Perin
kten
dün düşman olanlar, bugün dost olabilirler. Ama gerçe
r ? Çünkü
işmidi
bir
olacak
iki ay içerisinde
degişu mi ? Haydi degişti diyelim bu bir
uyordu.
bulun
rnede
nitele
aynı
dost olmadan 2 ay önce yine PKK, Perinçek' e karşı
"karşı­
uz
orsun
bakıy
Bir
yor.
a da görülü
Aynı durum IKDP ve KYB 'ne karşı ıavırd
ittifauz
orsun
bakıy
bir
sonra
hafta)
devrimci", "işbirlikçi" oluyorlar, bir ay (haua bir
klar imzalanıyor !
destek vermesi için bildiri
Bir başka durum; PKK Hacda müslümanların kendilerine
bir sosyalist parti, yada bir işçi pardagıttı. Hem de gayet ruhani bir dille. Öncelikle
emez. Tam tersine halkı
tisi halkı kazanacal!;ım diye düzeyini halkın düzeyine indirg
halka açık, dürüst, sade ve
kendi düzeyine çekmeye çalışır. Elbette bunu yaparken
sosyalistlerin yaklaşımı hiç bir zaman
halkın anlayabilecegi tavırla yaklaşır. Ama
hem de bilimsel dünya
dinsel söylem ve motifler taşımaz. Bu hem dürüstçe olmaz
zaman dünya göıiişünün propagandasını
görüşü ile çelişir. Bir sosyalist gÜÇ hiç bir
yapmaktan çekinmez.
ve Şafi mezhebine mensup
Aynca bilindilli gibi Hac ziyareti ülkemizdeki Hanefi
z. Ülkemiz din ve mezhep
müslümanlara özgüdür. Aleviler ve Yelidiler Hacca gitme
lanmızın bir kısmı Alevi bir kısmı
çauşmalan açısından çok hasas bir yerdir. lnsan
adıırumda hacda, onlann söylemini kullan
Şafı, Hanefi, bir kısmı da Yezididir. Bu
pleri
mezhe
isterken, diger
rak, bildiri daJ!ıtarak, Şafı ve Hanefi mezhebinin destellini
ma kesinlikle böyledir.
yansı
pratik
aki
Halkt
?
mu
uyor
de dıştalama durumu oluşm
sogukluk oluşur. Bilindilli
En azından diger mezheplerde ulusal harekete karşı bir
de oturmuştur. Bu hassas
gibi ülkemizde din ve mezhep sorunu hassas dengeler üzerin
alara alternatif sunacak; sınıfsal ve ulusal
dıırurnda halka ancak mezhep ve dini çauşm
izde onanlaınıyacak tahbir programla ve pratikle yaklaşılabilinir. Aksi durum ülkem
yanlısı dinci örgütlenmelere
ribadara yol açabilir. Aynca PKK'nin özellikle Iran
41
sıcak bakugı
da biliniyor. Bu pratik tutumlar elbette dine pragmatik olarak
yaklaşmaktan kaynaklanıyor.
Başka özellikler: PKK'n in bir eylemi olumsuz
sonuçlar
bakıyorsunuz eylemi yapanlar "kontrol edilmeyen taraflarl
ar" yada
ur
d
.or
g
doj!urunca bir
"PKK içerisindeki
ajanlar" oluveriyorlar. Avrupa'da çeşitli gecelere saidıniarda oldugu gibi.
Yada bir
bakıyoıımnuz "kurşunlar adres sormazlar'' diyerek bir kitle
katliamın uuıngaçca savunulmaya çalışılır. Sanki "kurşunlar adres sorarlar" diyenler varnuş gibi.
Birde PKK içerisinde katledilen devrimciler sorunu vardır. En başta bu PKK'ni
n iç
sorunudur. Ama katledilenler yurtsever devrimciler olunca bizim de sorunum
uz
oluyor. Durum açık; PKK içinde birileri (veya bazıları) sürekli bir kısım
insanı
yargılıyor, mahkun veya tasfiye ediyor. Tabi bunları
n hepsi haksız tasfiyelerdir
demek yanlışur. Ama yanlışlıj!ına inandıj!ımız bir çok olayda var. Tasfiye
edilenlerin
öldüıülmeden önce veya öldüıüldükten sonra suçu ilan
edildiginde hemen hemen aym
şeyi duyarız; "ajandı".
Bazılan
bu durumda PKK'yi Demokratik-Merkezyetçilik ilkesini uygulaınıyar diye
eleştirirler. Bu sıg bir bakışın OrOnüdür. önce PKK Demokratik-M
erkeziyetçi ilkeyi
siv
ak
uygulayabilecek bir yapı ve programa sahip midir ona bakmak gerekir. Demok
ratikMerkeziyeçi ilke Lenin'in devrim yolundaki proleter sosyalist örgüderin
yapısına
uygun olarak geliştirdil!i bir ilkedir. Gerçek anlamda da ancak sosyalist bir
sınıf partisi bu ilkeyi hayata geçirebilir. Bunun için biz PKK "Demokratik-Merkeziy
etçi"
ilkeyi uygnlamıyor diye eleştirmekten çok içindeki devrimcileri katletti
gi için
eleştiriyoruz.
ww
w.
ar
Bu taktikler PKK'nin dayandıj!ı küçilk-buıjuva sınıfının ideolojisine ve
sosyal
konumuna tamamen uygundur. Küçük-burjuva hareketi sekterdir, benmer
kezci ve
pragmatiktir.
Kısaca sosyalizme yönelmiş bir parti, yani ufkunu UDD'Ie
sınırlamayan kesintisiz
olarak sosyalizme yönelmiş bir hareket. bu amacına uygun komünist
bir örgüt
yaraur. Bu örgüt demokratik-merkeziyeıçilige uyar. Dogal ittifaklar
olan diger
devrimci ve sosyalistlerle ittifaka girer. Sömürgecilerle degil. Yurtsever-devr
imci ve
sosyalist gruplan tasfiyeye yönelmez, ulusal kıınuluş cephesini sekter tavırlar
la daralunaz; tam tersine olgun bir tavırla ve dayanışma amacıyla cepheyi genişlet
ir. Bu
özelliklerin kaçı PKK' de vardır? Hemen hemen hiç biri.
Ancak PKK, UDD mücadelesi veriyor. Bugün devrimci, ilerici bir örgüt.
Bu
mücadeleyi başarabilir de. Yani bagımsız bir devlet kurabilir, kurmay
abilir de.
Çünkü küçük-burjuvaziye dayanıyor ve ideolojisi de küçük-burjuva karekıe
re sahip.
Sosyalizmden etkilenmiş ancak, küçük-burjuva sınıfının bazı Iıastalı
klarını,
Kürdistan toplumunun bazı geri özelliklerini bünyesinde ıaşıyor. Politikada
pragmatizm yolunu seçmiş. Bu anlamda tutarlı bir bagımsızlık mücadelesi yüıüune
si biraz
kuşkul u.
42
ku
rd
.or
g
ve dışında
PKK'nin kııtııc$ bir devletin demokratik olması da bugün kendi içinde
ne kadar demokratik oldu~ ile belirlenebilir.
çok zordur.
Sosyalizme gelince; bizce PKK'nin sosyalist bir Kürdistan oluşıunnası
Nedenlerini bir daha kısaca söylersek;
a proletarya
Sosyalizm en başta işçi sınıfının eylemine dayanır. Bugünkü aşamad
ryanın
proleta
e
sa, hem UDD'
sınıfını kucaklayan bir sınıf partisi oluşturulmaz
zor
lması
ulaşun
sosyalizme
damgası vurolamaz hem de UDD'in kesintisiz olarak
olur. Bizce PKK şu anda bu nitelige ve yönelime sahip de~ldir.
gü için desteBu nedenle PKK; sömürgecilil!e karşı devrimci bir mücadele yürüttü
tnıeyen,
genişle
kadar
zme
sosyali
yani
ileriye
en
klenmelidir. Ancak ufkunu UDD'd
k da
yapma
aynm
a
arasınd
r
çizgile
it
sosyals
r
küçük-burjuva radikal çizgilerle, prolete
bir zorunluluktur.
II. BÖLÜM
va
T ARTlŞMA TEZLERI'NİN ELEŞTİRİSİ:
1- Sosyalist Hare ketin Tarih ine
Bakış
ww
w.
ar
si
l materyaT. Tezleri sosyalist hareketin tarihini ele alırken diyalektik ve tarihse
ndiriliyor ve
lizmden uzaklaşıyor. ÖZelilde Lenin sonrası dönem bir çırpıcia dejterle
mücadelesini, çelişkileri ve
olumsuzlanıyor. Yaklaşımlar o dönemdeki sınıf
ditz ve homojen bir çizgi olarak
çelişkilerin çeşitli yönlerini dikkate almıyor. Sürece
ortak ediliyor ve aynı kefeye konbakılıyor. Çelişkiterin taraflan da hep birlikte suça
deltiL
uluyor. Haklı kim, haksız kim; yanlış hangisi, doıtru hangisi belli
Aynen armuıla
.
yoktur
şey
hiçbir
racaıtı
Böylesi bir yaklaşımın bize kazandı
ci sosyalisı
devrim
de
ler
ndirme
degerle
bu
gibi
elmanın toplanmasının anlamsızlıgı
sorunu
yöntem
le
öncelik
n
Sorunu
lar.
taşımaz
eylem için bir anlam ve yarar
diyönce
den.
yöntem
Yani
aıtız.
başlıyac
n
burada
de
oldu~nu belirtnıek gerekir. Biz
de
tezlerin
a
tamşm
lerin
özellik
bu
a
sonrad
daha
lerini,
alektik yöntemin genel özellik
agız.
kullanılan yöntemle ilişkisini belirlemeye çalışac
Yöntem:
Bu yöntem;
Sosyalistlerin dogaya ve ıopluma bakış yöntemi diyalektik yöntemdir.
olarak ele
çizgisi
akış
bir
doga ve toplumsal yaşamı zıtların mücadelesinin kesintisiz
şeklinde
tekrarı
düzey
ve tek
alır. Yalnız bu çizgi bir öncekinin aynen
an
durumd
nitel
bir
eski
t
hareke
anlaşılmarnalıdır. Tam tersine, "sürekli ve ileri bir
gelişme
bir
dogru
e
yükseg
n
yeni bir nitel duruma geçen. basitten korlrvı§ıga, alçakıa
43
ww
w.
ar
si
va
ku
rd
.or
g
olarak bilinmelidir" (2)
Diyalektik yöntem doj!adaki şeyleri, toplum ve tarihteki olaylan birbirinden
hal!ımsız ve duraj!an olarak ele almaz. Ama birbirine halılı olduklan
için de şeyleri
ve olayları birbiri ile özdeş, hareketi de düz ve homojen olarak görmez. Ona göre
herşey koşullar, yer ve zamana baj!lıdır. Belli bir zaman ve belli
koşullarda doj!ru ve
geçerli olan yeni koşullarda doj!ru ve geçerli olmaz. Diyalektik, doj!ayı, öz çelişkiler
i
birbirinden farklı ama birbirini etkileyen şeylerin alanı olarak, toplumu ve tarihi de,
birbirini elkileyen ve birbirine bal!lı ama öz çelişkileri (yani nitelikleri) ile birbirinden farklı, sürekli gelişen süreçlerin birleşimi olarak ele alır.
ömej!in: Köleci toplumla kapitalist toplumun ikiside insan toplumlarının gelişim
sürecinde yer alırlar. Bu özeDikleri ile birbirine halilıdırlar ve köleci toplum kapitalist toplumun gelişmesini etkilemiştir. Bu anlamda bir sürecin parçalarıdırlar. Ama
nitelikleri farklıdır. Sınıf mücadelesine dayanırlar, fakat farldı sınıfların, farklı nitelikteki mücadelesine dayanırlar. Bu nedenle de tarihsel meıaryalizın iki süreci ayn toplumlar olarak nitelendirir.
Her toplum varlıl!mı sürdürdül!ü sürece toplumsal olaylarm temel nitelil!i aynıdır.
Ama ana niteligi aynı olan sürecin içinde farldı çelişkiler gelişir. Bu da süreci özgül
çelişkiler taşıyan farldı aşamalara böler. Kapitalist toplumu ele
alırsak. Bu toplumun
gelişmesi başlıca iki aşamaya aynlır.
ı- Serbest rekabetçi kapitalizm aşaması
2- Emperyalist kapitalizm (yada tekelci kapitalizm) aşaması.
Her iki aşama da ücretli emej!in sömürülmesine dayansada, farklı yanlan ve
çelişkiler taşımaktadır. Hatta her aşama bile farldı dönemlere aynlabil
ir. ömegin: ı.
Dünya savaşı dönemindeki emperyalizm, 1. Dünya savaşının sonu ile 2. Dünya
savaşı arasındaki emperyalizm ve daha sonrası emperyalizm
farldı özelliidere sahiptir.
Lenin, Marx ve Engels'in toplumun gelişmesi ile ilgili düşüncesini, (yani diyalektik yöntemi) şöyle açıklıyor.
"Marx ve Engels'in Hegel felsefesine dayanarak formüle etmiş oldukları bu
dfişünce, bugünkü evrim dfişÜilcesinden içerigi y{Jnibıden çok daha
kapsamlı ve çok
daha zengindir. Zaten geçmiş olan aşamaları a<kta yineleyen, ama onlarıfarklı bir
yoldan daha yüksek bir temel üzerinde yineleyen ("yadsımanın yadsıması") bir
gelişme düz bir çizgi boyunca dt:gil de deyim yerindeyse sarmal
bir yolda olan bir
gelişme; sıçramalarla, altüst oluşlarla. devrimlerle olan bir gelişme:
"sürek/i/igin kesilmesi", niceligin nitelige dönfişmesi; belirli bir cisim üzerinde. yada belirli bir olay
içinde, ya da belirli bir toplum içinde etkileyen çeşitli egi/im ve kuvvetlerin çelişkili
ve çatışmasının dogurdugu, gelişmeye dogru iç itilimler; herhangi bir görgÜilÜil
bütÜII yönleri (tarihte sürekli olarak yeni y{inler çıkar ortaya) arasında karşılıklı
44
ve en yakın ve çiJzülmez bag, belirli yasalar izleyen, hareketin düzgün
ve evrensel sürecini saglayan bir bag. Bunlar, geliıme iJgretisi olarak, geleneksel
olandan daha zengin olan diyalektigin bazı iJze/ilderidir." (3)
Lenin başka bir yerde, RSDIP'in bunalım dönemini açıklarken diyalektik yöntemi
bagımsızlık
savaıunımız.
ku
rd
.or
g
nasıl kullaııdıgını pratik olarak gösterir. Bunalım dönemini aşaınalaıa ayrır ve bunun
nedenini de ~yle açıklar: "Bu aıamalardan lrerbirinde, mücadelenin, koıulları ve o
andald saldırı lredefi tamamen farklidır; her aıama, adeta bir genel askeri harek/it
içindeki ayrı bir savaıtır. Her savaıın somut koşulları azerinde durulmadıkça,
hiç bir biçimtk anlaıılamaz! "(4)
Marx-Engels Ve
siv
a
Tarihe ve bugüne bu yöntemlerle yaldaşılmazsa süreçlerin ve aşaınaiann ayın edici
özellikleri görülmez, dolayısıyla "nesnel sürecin tahlili" dol!ru yapılamaz. Bunun sonucunda da sürece uyan devrimci politikalar belirlenip uygulanmaz. örnegin: Kapitalizmin emperyalist aşaması tespit edilmeseydi dünyada devrimci ve sosyalisı hareket
bu denli (hatta hiç) gelişemezdi.
Kısaca; eller bir süreci anlamak ve anlatmak istiyorsak; öncelikle o süreç boyunca
geçerli olan temel çelişkiyi belirlemeliyiz. Ama bu tek başına yeterli olmaz. Bununla birlikte, sürecin gelişınesi boyunca ortaya çıkan farldı aşamalan ve bu aşarnalann
özgül çelişkilerini de belirlememiz gereklidir. ÖZgül çelişkiler görülmezse süreç
kabaca ve mekanik olarak algılanır ve de yorumlanır.
Sonrasına Bakış
ww
w.
ar
Gelelim Tartışma Tezleri'de sosyalist hareketin tarihi ile ilgili deJ!erlendirmeye:
Tezler'de sosyalizmin tarihi ile ilgili degerlendirmelerde şu noktalar göze çarpıyor.
1- Bugüne bakılarak geçmiş sürecin del!erlendirilmesi yapılmaktadır. Dolayısıyla
olaylar gerçekleştiideri koşııllar içerisinde degil, bu güne ulaşan yansımalan ile
del!erlendirilmekteler. Bu da tarihin diyalektik gelişiminin inkan demektir.
2- Sürece çok genel balalmış ve yargılar genelleştirilmiştir. Biz her noktanın debir araştırmaya
ıaylanyla açıklanmasını beldemiyoruz, ancak genellemeler titiz
dayanmalıdır. Ne yazık Id arkadaşlar sanki süreci açıklamak, sürecin dol!rulannı
yanlışlannı ortaya koymak için del!il, geçmişten kurtulmak istiyorlarmış gibi
yaklaşıyorlar. Yoksa bu kadar mul!lak, olumsuzlayıcı ve çelişkili genellemeler
yapılmazdı.
Süreç konusunda yapılan belirlemeler tamamen olumsuzlama niteliJ!indedir.
öne çıkarılması, dol!rulann ve kazanımların so-
Eleştirel bakış adı albnda yanlışlarm
rumsuzca karalanması yapılmışbr.
Elbeue sosyalizm tarihi, olumsuz ve olumlu yanlan, yükseliş ve inişleri olan bir
süreçtir. Bu gelişme çizgisi diyalektik yöntemle tespit edilebilir. Ama arkadaşlar
diyalektik yöntemi kullanmadıklan için belirlemeleri fetva yazma şeklinde olmuştur.
45
Şu de~erlendinnede oldu~u gibi:
ku
rd
.or
g
"Marx' ın ve Engles'in temellerini aıtıkiarı sosyalizm bir din, bir dogma degil,
somut koşulların somut tahlilerinden do gan ve aynı yöntemle kendini geliştiren,
degiştiren, yenileyen ve zenginleştiren bir ideolojidir.
' ...ama 150 yıllık sosyalist müctukle pratiginde ve 70 yılı aşan sosyalist dünyanın
sundugu yaşamda çogunlukla bunun tersi yapıldı. Marksizm' e bir dogma, bir din
gibi yanaşıldı ... (5)
siv
a
Ilk paragrafa aynen katılıyoruz, Ikinci pragraf ise bir kalem darbesiyle 150 yıllık
süreci "tersliyor". Arlcadaşlara şunu sormak do~ olacaktır:
Peki "ç<>gunlukla tersi işler yapıldı" ise ve de "Marksizme bir do~a bir din gibi
yanaşıldı" ise biz nasıl bir sosyıılist hareketten ve hatta sosyalist ülkelerden, halk demokrasilerinden bahsettik ve hala sınırlı da olsa bahsediyoruz? Bunu anlamak güçtür.
Acaba bu gilne kadar gerçekleşen devrimler hangi güçle, hangi ruhla zafere ulaşular.
Rus, Çin ve Vietnam devrimlerine "do~atik." denilebilir mi? Hala canlı olan ve giln
geçtikçe güçlenen diinyadaki ulusal ve toplumsal kurtuluş mücadeleleri nasıl oluyor
da "Marksizm'e bir din gibi yaklaştıldan" halde, hala yaşıyorlar?
Sosyalizmin prestij kaybetti~i ve de her yandan azgın saidıniann yaşandıgı bir
dönemde, biz sosyalistler tarihimize daha sorumlu ve de cesaretli yaklaşmak zorundayız. Böyle temelsiz baştan savma yapılan genellemeler bize hiç bir şey getirmez.
Tezler'de Marx ve Engels'in bilimsel sosyalizmin kurulınasındaki öncü ve temel
rolleri belirtildikten sonra küçük bir paragrafta da Lenin 'in katkılan anlaulmış, Lenin
için şunlar söyleniyor:
ar
"Kapitalizmin tekelleşip emperyalzim aşamasına ulaştıgı dönemde iizellikle Lenin
devam ettirilen bu müctukle lineelikle Marxizm ve sosyaizimin ekonomist
yorumcularına karşı sOrdOrllldiJ." (6)
tarafından
ww
w.
Lenin'in proleter sosyalizmin teorisine ve prati~ine katkılannı bütün yönleriyle
(en azından genel hatlan ile) belirlemek; onun kişiligini yücelunek, veya ne kadar
zeki, ne kadar "büyük" bir adam oldu~unu göstermek için de~ildir. Onun buna ihtiyacı yoktur. Hayır bunlardan ba~ımsız olarak her şeyden önce gerçegi, bir sürecin
gerçe~ini açıklamak demektir. Lenin'i çok sevebiliriz, veya hiç sevmeyebiliriz. Bununla birlikte el!er Marksizmin gilnümüze kadarki gelişimini ve Sovyetler' de sosyalizmin inşa sürecini do~ olarak açıldayacatsak, Lenin'i; daha dol!rusu onun Marksizme ve sosyalizme katkılarını ifade eden Leninizmi görmemiz gerekir. Leninizm;
Marksizm ve sosyalizmin gelişiminde attanamaz temel taşlardan biridir. Peki
yukandaki belirlemeler Leninizini anlaunıyor mu? Tek kelimeyle hayır.
Emperyalzim aşamasında Lenin'in "Marx ve Engels'in mücadelesini sürdürenlerden
biri oldnl!n, özellikle de sosyalizmin ekonomist yorumlanna karşı mücadele etti~i"
belirtilmiş. Bunlar dol!ru. Ancak, bunlar Lenin'in katkılarını yada Leninizmi tam
46
ile anlatmaz. Zaten arkadaşların Leninizmi anlamak ve anlatmak isıedikelrini
Bunu nereden çıkanyoruz.
Şunlardan: Tezleri hazırlayan arkadaşlar siyasi kimiilderini ya tek başına "Marksist" yada "sosyalist" nitelemeleri ile ifade ediyorlar. Hiçbir yerde Leninizm kelimesi
geçmez. Bunu bir unuıkanlık sayanlar veya; "Lenin de Marksisttir ya da sosyalisttir,
o halde tek başına Marksist yada sosyalist demek yeterlidir" diyenler de olabilir. Biz
bunlara kaulmıyoruz.
Arkadaşlar marksist-leninst ifadesini bilinçli olarak Irullanmıyorlar. Bu ifadeden
"leninst" kelimesini atmışlar. Bununla "marksist" olduklannı, ama leninist
olmadıldannı anlatmak istiyorlar. Yalnız bunu cesurca ve açıkça ifade etmiyorlar.
Yine de tamşma tezlerindeki göıüşler incelendil!inde Ieninizmin dolayısıyla de marksizmin açıkça reddedildigi göıülür.
İşte ispatı: "Bilimsel sosyalizm donu/c degil, Marx' ıan bu yana pek çok devrim deneyimi, sosyalisı pratik ve deliJik politik iJnder ve ıeorisyenlerin çabalarıyla
geli§mi§ zenginle§miştir. Ama bunlarlll her birinin tek ba§llla Marksizmin biricik
devamı, mıulaka takip edilmeleri gereken biricik temsilcileri olmadıkları gerçegi de
giirOlmelr. wrıuıdadır." (7)
Degi§ik üllr.elerde yado diJnemlerde ortaya çıkan linder ve ıeorisyenlere aifedilen
"izm"lerin yada Sovyet-Çin ve ArnaviUlu/c lr.omtınisı partileri arasında/d çarıpm/arlll
dWıya sosyalisı hareketinde yorattıgı düpnanca luımplopnalar hep bu temelde oldu"
anlamı
siv
ak
ur
d.o
rg
sanmıyoruz.
(8)
ww
w.
ar
Evet bu görüşler T. T'inde ifade ediliyor. Bizim bildigirniz sosyalistlerin geneli
tarafından marksizmden sonra kabul edilen tek "izm" leninizmdir. Açıkur ki burda
söz konusu olan da leninizmdir. Arkadaşların açıkça leninizme saldırmaya cesaretleri
yoktur. Onlar Sovyetler'deki "yeni düşünceciler" gibi "dol!matizm", "putçuluk",
"şablonculuk" gibi suçlamalarla işi götürmeye çalışıyorlar. Ne yazık ki,
şablonculugun, dogmatizmin en tehlikeli biçimi budur. Yani, hem bu konuda bir
sürü demogoji yaparak öyle olmadıldannı savunurlar ama, aslında en alasını yaparlar.
LeninzmiR reddi de bunun en iyi örnegidir. Sovyetler'de, D. Avrupa'da marksizminleninizmin devrimci öl!retisi reddediliyor diye kendileri de kervanı kaçırımamak için
nakarat1an tekrarlıyorlar. Bu günlerde moda ''yeni" görilnmek "yeni düşünceler" savunmak:ur. Bunun da yolu marksizm-leninizme saldırmakur. lleride II. bölümde
sosyalizm sorununu uıruşugunızda aslıoda T.T'nin sadece lenirtizmi reddetmedigini
aynı zamaoda Marksizm 'i de reddeitigini hep birlikte gOrecegiz.
Bilindigi gibi Kautsky Engels'ten sonra sosyalist hareketin tek önderi kabul ediliyordu. Gerçekten de sosyalist harekette Kauısky'nin büyük bir saygınlıl!t ve otoritesi vardı. Ama Lenin bu saygınlıl!tna ve otoritesine karşın, sosyal şovenist olunca
onu tarihten sildi. Yani Lenin kimseyi tek takip edilecek kişi veya mutlak dol!ru
olarak görmedi. İyi bir marksist-leninistte Lenin gibi yapar. Hiç bir kişiyi kayıtsız
47
siv
ak
ur
d.o
rg
şartsız takip etmez, mutlak doJ!ru olarak görmez. Tersini yapan Leninci olmaz.
Aksine ondan uzaklaşır. Ama Lenin'i böyle kabul edenler, onu mutlak doJ!ru
görenler yok mudur? Elbette vardırlar. Ancak bundan Leninzm sorumlu tutulmaz.
Aslında arkadaşlar bu görüşlerle, Leninzmin, Marksizmin çagımızdaki sürdürücüsü
olnıadıj!ını anlatmak istiyorlar.
Leninzm; çaj!ımızın Marksizınİ oldu!ıu gerçej!i sosyalist bareketçe kabul gören bir
doJ!rudur. Arkadaşlara göre ise kimse "tek başına Marksizınin biricik devamı" degil.
Amaç belli, Leninizm reddediliyor. Gerisi de alavare-dalevare.
Peki kimdir Lenin ve Leninzim nedir? Lenin 'in Marksizm' e katkısı nedir?
Herşeyden önce Lenin büyük bir Marksisttir. O Marksizmi bir do!ıma del!il bir
bilim olarak almış, onu geliştirmiştir. Onun dünya görüşünü ve diyalektik
yöntemini Irullanarak çagunızı çözümlemiş, emperyalizm çaj!ının temel özelilderini
ve de bu çagda proletarya devriminin strateji ve taktiklerini belirlemiştir. Evet o ekonomizme karşı, devrimci sosyalizmi, devrimci örgöt anlayışını savunmuştur ama,bu
sadece bir yanıdır. Lenin 'in bundan da önemli katkıları vardır. Bunlan şöyle
sıralı yabiliriz.
1- Emperyalizmin özelliideri ve kapitalizmin dünyadaki eşitsiz gelişmesinin tespit
edilınesi, bununla birlikte devrimci güçlerin önündeki proleıer devrimler adımının belirlenmesi.
2-Deınokratik merkeziyetçiiilie dayanan, çelik disiplinli işçi sınıfı partisi teorisinin
geliştirilmesi.
w.
ar
3- Marx ve Engels'in "Demokratik cumhuriyet" formülasyonunun "Işçilerin
Köylülerin Demokratik Diktaıörlüj!üne" kadar geliştirilmesi.
4- Proletarya diktatörlügü ve proleter devlet biçimi ile iligili katkıları.
5- Ulusal sorunla ilgili katkıları ve sosyal şovenizmin yenilgiye uJ!ratılması.
Bu katkılar Marksizmin geliştirilmesinin dogal sonuçlarıdır. Stalin Leninizmi
şöyle tanımlar.
ww
"Leninizm, emperyalizm ve proleter devrim çagının marksizmidir. Daha tam
soylemek gerekirse, Leninizm, genel olarak proleter devrimin teori ve taktigi, ozel
olarak proletarya diktatörlaganan teori ve taktigidir." (9) lşıe Leninizmin genel ve
derli toplu tanımı budur.
Bu durumda Leninizıni, Marksizmden yada Marksizmi, Leninizınden ayn ele almak
ve ifade etmek kesinlikle paradokstur. Leninizmi, Marksizmden ayn düşünmek onun
tarihsel köklerini kesrnek demektir. Marksizmi, Leninizınden ayn ele almak da onun
gelişimini ve gelecej!ini yok etmektir. Yani onu öldürmektir.
Peki birbirine bu kadar balılı olan iki olguyu birbirine özdeş görüp, birini digerinin
ifadesi olarak kullanamaz mıyız? Hayır kullanamayız. Çünkü dünya görüşü açısından
her ikisi de aynı temele dayanmakla birlikıe, farklı sosyal aşamalara dayanan, farklı
48
ideolojik ve politik tespitiere sahiptirler. Marx rekabetçi kapitalizm aşamasında
olarak ele almışur.
yaşamıştır ve devrimci mücadele açısından o günkü şartlan veri
almışur.
veri
ı
Lenin ise emperyalist kapitalizm aşamasın
de
Bu durumda ancak Marksizm-Leninizm ifadesi hem dünya görüşümüzü, hem
dünya
ek; bilimsel
ideolojiınizi en iyi şekilde anlatabi lir. Leniniz mi reddetm
da biz proleter
Bu
r.
demekti
kesrnek
ayalıını
bir
eylemin
i
devrimc
ve
ün
görüşün
iva
ku
rd.
org
bazı
sosyalistlerin yapacal!ı iş del!ildir.
Tezler'd e Lenin'le ilgili düşünceler bunlar. Lenin
durumu ise şöyle del!erlendiriliyor.
sonrası sosyalisı
hareketin
" ...Emperyalizm ve çarlıga ezici darbe indiren 1917 Ekim Devrimi kendisini ne
teorik ne de pratik alanda derli toplu tamm/ayıp kurum/aıtırmadan Lenin öldü.
Lenin sonrası sosyalist hareket farklı kutup ve politik merkeziere bölündü. Mark·
sizm ve sosyalizmin ekonomik ve dogmatik yorumunun etkisine giren sosyalizm
güçleri; sonucu paradoks ve açmaz olan kompleks bir sürecin içine yuvarlandı/ar."
ww
w.
ars
(10)
Birinci paragrafıaki iddiayı, yanı "Ekim Devrimi'nin ne teorik ne de pratik alanda
derli toplu tanımlamadan ve kurumlaştırmadan Lenin'in öldüJ!ü'' iddiasını dikkate
ya Devrimi ve
almıyoruz. Bu konuda arkadaşlara, Lenin'in "Iki Taktik, Proletar
yetiniyoruz.
le
öneernek
nnı
Dönek Kauısky, ve Nisan Tezleri" kıtapianna bakmala
70
Esas sorun ikinci paragrafta. Bu paragraf çok kısa ama yine de bir sürecin (yani
sosyalizm
bir
yıllık
70
ir;
sorulabil
Şu
r.
yansınyo
ini
dirilmes
yıllık sürecin) del!erlen
n net,
süreci böyle iki üç cümle ile anlanlacak kadar net mi? Arkadaşlar açısında
, iyi
çünkü onlar sürecin üzerine bir çizgi çizip reddediyorlar. Elbette süreç bmniyor
e
bir araştırmay la bazı genel sonuç ve yargılara varılabilir. Ama şunu kesinlikl
·
niteleme
söyleyebiliriz ki; hiç bir araştırma 70 yıllık süreci böyle tümden olumsuz
olumlerle mahkum edemez. Çünkü bu gerçekçi olmaz. Elbette bu süreçte hatalar,
Öne
suzlukla r vardır. Ancak çok büyük teorik ve pratik kazanımlar da var.
çıkarmamız gereken de bu kazanımlardır.
Son paragrafta üç belirleme vardır. Birinci belileme: Lenin sonrası sosyalist hareketin farklı kutup ve politik merkeziere bölündüjf;ünü iddia ediyor.
Bu belirleme bizce de dol!rudur. Ancak bu kutuplar ve politik merkezler Lenin
döneminde ortaya çıknlar. Ondan sonra ise netleşme oldu. Peki hangi kutuplar
in mirasçısıyız?
oluştu? Bunlann hangisi dol!mdur, hangisi yanlıştır; Biz hangisin
ız.
çalışacaA
Arkadaşlar bu sorulan atlamışlar. Bunlan ilerde açıklamaya
in
Ikinci belirleme: Sosyalist güçlerin tümü o dönemde "sosyalizmin ve marksizm
belirleekonomik ve dojf;matik yorumunun etkisine girtiklerini" iddia ediyor. Üçüncü
sonume ise: 70 yıllık sosyalizmin "kompleks" bir nitelille sahip olduJıunu sürecin
bunun
göre
cununun da "açmaz" ve "paradoks" oldujf;unu iddia ediyor. Arkadaşlara
49
iva
ku
rd.
org
nedeni de ikinci belirlemede anlatılan sapmalardır.
Bu iki belirleme her ne kadar bir takım gerçekleri anlatsa da ıamamen eklektik ve
idealisı bir bakışı yansıur. Bir kere 70 yıllık süreci, sanki düz bir çizgiymiş ve 70
yıl hep aynı çelişkilere ve nitelille sabipmiş gibi bakılıyor. Aynca 70 yıllık sürecin
faturası bir döneme, yani işin başlangıç dönemine çıkartılıyor. Diyorlar ki; "madem
bu iş bugün tıkandı ve açmaza girdi, ohalde bundan bu işi başlatanlar sorumludur."
Sanki bu iş dol!ru başlayıp sonra yanlışa dönüşmez; yada yanlış başlayıp dol!ruya
dönüşmezmiş gibi. Bu nedenle öncelikle yöntem açısından buna bal!lı olarakta içerik
açısından son iki belirlemeye kaUimıyoruz. Bunun nedenlerini Sovyetler' de sosyalizmin inşa sürecini irdeleyerek açıklayac$z.
Arkadaşlar süreci del!erlendirirken bir dönüşüm noktası olarak Lenin 'in ölmesini
alıyorlar. Onlara göre herşey Lenin'in ölmesiyle bozulınuş. Bu dol!ru degil. Çünkü
Lenin'in ölümünden sonra da Bolşevik Partisi Lenin'in programını uygulamışur.
Yani politik anlamda Lenin'den sonra önemli bir degişim yoktur. O halde işi böyle
kötüye götüren bir dönüşüm noktası (veya noktaları) var mıdır ? Bunu da Sovyetler'de sosyalizmin inşa sürecini inceleyerek bulabiliriz.
Sovyetler Birlijtin'd e Sosyalizmin İnşası Süreci
1917 Ekim
sosyalisı
devrimiyle Bolşevik Parti Rusya'da iktidan ele geçirdi ve
kurdular. Her ne kadar iktidan ele geçirmek zor olmuşsa
da, iktidan kurmak ve yeni toplumu inşa eunek daha zor olmuştur. Sovyet iktidan
adeta daha karlar erimeden filiz veren bir çiçegi andınr. Emperyalistl er ve orılann
Rusya'daki yerli işbirlikçileri bu çiçel!i koparmak için tezelden ordular kurdular.
Dışardan emperyalist müdahale ve kuşauna içerden iç savaşla yeni Sovyet iktidarını
ortadan kaldırmaya çalışular, ama başaramadılar. Iç savaş 1921 'de bittillinde
Bolşevikleri n iktidan tüm Rusya 'ya yayılmış hatta çevre bölgeleri de eıkisine almaya
w.
başlamışu.
ars
Bolşevikler Sovyet devletini
Bununla birlikte iç savaş ve kuşabna, Rusya'da ekonomiyi tamamen tahrip
Devrimden önce de Rusya'da çok gelişmiş bir sanayi ve tanm yoktu. Var
olanlar da savaşla birlikte ya tabrip olmuş ya da üretim dışı kalmışur. Sonuçta kıtlık
ve açlık oluşmuş buda milyonlarca insanın ölümüne neden olmuştur. Bu dönemde
Bolşevikler zorunlu olarak "Savaş Komünizmi" politikasını uygulamışlardır. Savaş
komünizmi belli ölçülerde köylülül!ün sovyet iktidarına olan güvenini sarsmışur. Iç
savaşın bitimi ile oluşan tablo budur. İşte bu dönemde; ekonomiyi canlandırma ve
sovyet iktidarınarabat bir nefes alma olanallını salilamak için 1921 yılında Lenin'in
önderliginde NEP (Yeni Ekonomik Politika) yürürlüge kondu. NEP'in başlıca üç
ww
euniştir.
bedefi vanlı:
1-
Da)lılmış,
yaratma
so
tahrip
olınuş
ekonomiyi
canlandırma
ve yeniden düzenleme olanallı
ww
w.
ars
iva
ku
rd.
org
2- Yoksul ve orta köylülüj!e güven verme ve işçi-köylü ittifakını güçlendirme.
3- Sosyalist inşa için gereldi baJıırnsız teknik-ekonomik temeli yaraunak.
NEP politikası aslında o dönemde hala varlıj!ını sürdüren kapitalist kalıntılann ve
küçük-burjuvazinin geliştirilmesi demektir. Bu tarihsel bir zorunluluktur, çunkü
bunlar az da olsa bir miktar üretim aracını elinde tutuyorlardı. Ayncada üretim konusunda belli bir tecrübeye sahiptiler. Ülkeyi kıtlıktan ve açıklıktan kurtarmak için
bunlardan yararlarunaktan başka yol yoktu.
Nitekim 1924-26 yılları arasında üretim düzeyi savaş öncesi düzeye eşit hale geldi.
Çünkü Rusya'da
Kıtlık önlendi, ama ne yazık ki, gelişme tanmalanı ile sınırlı idi.
dayanıyordu.
sanayiye
hafıf
i
kısmındak
o zaman sanayi geri idi ve daha çok Avrupa
NEP'in olumlu yanlarının yanısıra olumsuz yanlarının da olacaj!ı herkes tarafından
biliniyordu. Nitekim NEP'in yürürlüge konmasından birkaç yıl sonra zengin
köylüler (Kulaklar) iyice güçlendi. Bu sınıf kırda önemli bir ekonomik ve siyasal
güce dönüştü ve bu gücünü ülke geneline yaymak için çalışmaya başladı.
1927' de ekonomi, özellilde kulakların bilinçli faaliyeti sonucunda önemli bir
bunalımla karşı karşıya kaldı. Üretim düştü; kulaklar bilinçli olarak tarım ürünlerini
devlete vermeyip, stokladılar. Hatta Sovyet iktidarına karşı direk sabotajlara
yıllarda hem
giriştiler. Bu eylemlerine orta köylülül!;ü de ortak etmeyi başardılar. Bu
ürünlerin ve
sonucu
ı
sabotajlar
n
ajanlannı
izmin
kulaldarın, hem de direk emperyal
oldu.
tahrip
kısmı
sanayinin çok önemli bir
NEP, kırda karşı-devrimci bir sınıfı, kulaklan güçlendirdi. Bu sınıfa dayalı ekonomik gelişmenin etkisi yalınızca ekonomik alanla ve kırla sınırlı kalmadı, siyasal
erin tespit el·
alanı ve tüm ülke genelini etkileyen bir hal aldı. Bu durumu komünistl
devam
NEP'in
sonra
n
ölümünde
memesimümkün degildi. Özelilde 1924'te Lenin'in
Bu
başladı.
tartışması
inşası"
in
eıtirilip ettirilınemesi ve "tek ülkede sosyalizm
Parti
Bolşevik
açıdan;
bir
Başka
dır.
ıaruşma aslında bir yol aynmının başlangıcı
içindeki kutupların net olarak ortaya çıkışıdır. 1929'1ara gelindiginde durum iyice ol(hatıa iktidarın
gunlaştı. Ya kulaldara daha fazla ekonomik imtiyaz ve siyasi haklar
kendisine
partide
hatta
ve
şehirde
sanayide,
i
paylaşılması, çünkü kulak ekonomis
NEP
Yani
rdı).
bürokratla
ve
tekuokrat
eski
çok
daha
yakın kesimler yarattı. Bunlar
alaiktidarı
k
güçlenere
Rusya'da
kapitalizm
ihtimalle
bir
devam edecek ve büyük
önlemler
gereldi
için
inşası
in
sosyalizm
ak;
başlatılar
caktı. Yada yeni bir dönem
sınıf
alınacaktı. Komünistler için orta bir yol yoktur. Işte o dönemde Rusya'da
poliideolojik,
noktada
Bu
budur.
noktası
kritik
de
ve
sorunu
merkezi
mücadelesinin
tik, ekonomik ve örgütsel mücadelenin devarnı için bu sorunun kesin ve net olarak
çözülınesi gerekirdi.
Dikkat edilirse sorunun çözümü sosyalizm açısından tarihsel öneme sahiptir.
Özellilde bu noktada proletarya partisinin öncülügünün önemi de ortaya çıkar. Ej!er
öncü parti gerçekten tam bir proleter niteli ge ve devrimci sosyalisı programa sahip
51
ku
rd.
org
del!ilse, sosyalizmin inşası imkansız olur. O noktaya kadar ne kadar sosyalist
nitelille sahip olursa olsun, böyle kritik noktalarda sosyalizmin gelişmesinden yana
tavır geliştirmezse dahası önderlik edemezse o parti sosyalist olmaktan çıkmaya
başlar, gericileşirve gittikçe sosyalist nitelil!ini kaybeder. Bu tek tek kişiler ve Iıi­
zipler için de geçerlidir. Objektif olarak bu bir zorunluluknır.
1928 Ekiminden itibaren Stalin önderlil!indeki Sovyet komünistleri, NEP devresini kapatarak, geri kalmışlıl!ı, yoksullul!u ortadan kaldırmak ve sosyalizmin temellerini oturtmak için "Beş Yıllık Plan"a dayanan "büyük yönelim"i başlawlıır.
"Büyük yönelim" şunları amaçlıyordu:
1- Tarımın kollekıifleştirilmesi.
2- Sosyalizmin inşası için al!ır sanayi temelinin kurulması.
3- Merkezi planlamanın örgütlenmesi.
Bütün bu çabalar bir bütünlük taşımaktadır. Amaç; sosyalizmin tek bir ülkede
Amaç; tarımın kollektifleşmesine karşı duran, gelişen kapitalist kulaklan
tasfiye etmek, köylülerin işçi sınıfı ile ittifaklarını güçlendirmektir. Amaç; kapitalist
üretim ilişkilerine alternatif olarak kollektif üretim ilişkilerini örgüdemektir. Tabi
bunlar ancak tarımın makinalaşması ile sal!ianabilirdi. Makinalaşmada al!ır sanayinin
varlıllına balllıdır. Bütün bunlarla birlikte, gelişen ekonominin toplumun ve sosyalizmin ihtihaçlarına göre planlı bir şekilde yönlendirilmesi bir zorunluluk olarak
ortaya çıkar. Nitekim saptanan görevler belli bir plana göre gerçekleştirilmiş,
sonuçta muazzam bir gelişme kaydedilmiştir. Geri bir tarım toplumu kısa zamanda
bir sanayi toplumu olma yoluna girmiştir.
"Beı Yıllık
ars
iva
inşasıdır.
w.
Plan, 1928 Ekim' den 1932 aralıgına kadar, dlirt yıl üç ayda tamamoluyordu. Sanayide çalqan iıçi sayısı iki luıtına onbir milyondan yirmiiki
milyona çıkmıı verim iki luıtı olmuıtur" {ll) Sanayi üretimi ık 1927-37 yılları
arasında 18,3 milyon ruhieden 95,5 milyon ruhieye çıkmııtır." (12)
lanmıı
Büyük yönelim aynı zamanda büyük bir kültür devrimini de kapsar. Yeni
Sovyet üniversiteleri ve okullan mezunlar vermiş, el!itim öl!retim seferberiilli gerçekleştirilmiştir. Aslında bunlar gerçekleştirilmeden sosyalist ekonominin
inşası mümkün olmaz. Çünkü sosyalist ekonomi her alanda sosyalist kültürle
ellitilmiş insanlarla inşa edilebilir. El!itim-öl!retim seferberiilli ile eskiden kalan
bürokradar ve teknoktadar büyük ölçüde tasfiye edilmiştir. Sovyetlerde sosyalizmin
inşasının genel çizgileri bunlardır.
ww
oluşturulan
Sosyalist İnşa Sürecinde Parti İçi Mücadele
Rusya Komünist Partisi (daha sonra SBKP) içinde, Lenin dönerninden itibaren
çeşitli kanatların yada politik kutupların oluştuj!unu ve bunlar arasındaki
52
r
sonrasında amıgını daha önce beliruniştik. Bu kanatla
kanat
i
l!indek
önderli
n
Buhari
başlıca üç tanedir: Troıski önderlil!iııdeki sol kanat,
Trotski kanadı iç
ve Stalin önderlil!indeki merkez Bolşevik kanat. Bilindil!i gibi
işti. Ama o
gösterm
ini
kendis
da
savaş döneminde de Brest-Liovsk barışı sırasın
sosyalizülkede
"tek
Troıski
kolaylıkla sindiribniş ve geri çekilmişti. Aynca
farklılaşmanın
da Lenin
sal!
ur
d.o
rg
zaman
de muhantin inşasına" karşı çıktıgı için Lenin tarafından yürllrlül!e konulan NEP'e
noktaya
kritik
için
k
anlama
lif olmuştu. Bu kanatiann oluşumunu ve nitelil!;ini
rine
teSpitle
g'un
Sıraon
A.L
olan
dönelim ve önce dönemi gözlemlemiş bir gazeteci
bakalım.
riye saldırıya katıldı." (13)
siv
ak
/ecegi
"1924 Agusıosunda, Rusya'nın dış yardım almaksızın sosyalizmi kurabi
gi bir
Irerhan
nın
Rusya'
Stalin,
karşı
iy'ye
Trotsk
...
etti
e
diljaneesini J. Stalin formül
çünkü
zmi kurup geliştirebilecegini,
yabancı işçi sınıfının yardımı olmaksızın sosyali
n hükümeti destekleyebi/ecegini
ugunu
çogunl
büyük
kl!yliller de dahil, halkın
ev, yeni ve
söyledi. Zamanın kabul edilmiş Bolşevik teorisıleri Zinoviev ile Kamen
Parti kangregilçlil bir tezin ortaya atıldıgınınfarkında degil/erdi. Stalin 1925'de 14.
teorisi, yeni
sinden bunu istedigi zammı pek gilçlük çekmedi. Bir kaç ay sonra iki
"Ulusal
tezin anlamını tavradıkları zaman, bunun, ortodoks görüşün yerine
. bu teoKomilnizmi" geçirmek oldugunu söyleyerek eleştirdiler. Daha sonra Trotski
inşa edilmeyeTrotski Avrupa proletaryasının yardımı olmaksızın sosyalizmin
a kapitalizmin
cep inanır. Bu da, Troıski'nin köylülül!ünün önemini ve de dünyad
eşitsiz gelişme yasasını anlamamasından kaynaklanır.
ww
w.
ar
içerisinde
Buharin ise köylülül!e fazla önem verir. NEP ekonomisinin dol!;al evrimi
nı sasloganı
eşin"
zenginl
ler
''köylü
e
nedenl
Bu
.
sosyalizme vardırılmasından yanadır
ci
devrim
karşırın
kulakla
gelişen
inde
dönem
vunmuşıur. Ayrıca Buharin; NEP
nışıır.
anlamar
l!ını
yakiaştı
niteligini, ve de 2. dünya savaşının
sürerken hem
Gerçekte de Stalin "Tek ülkede sosyalizmin inşası" sloganını ileri
savaş durugelişen
a
içerde gelişen karşı devrimci kulak eylemlerini, hem de dünyad
nna hız
çabala
için
k
munu dikkate almışhr. Emperyalistler Sovyetleri bol!;ma
muştur.
oluştur
tehlike
bir
vermişlerdir. özeJJikle Nazi Alınanyası bu konuda büyük
önce
den
herşey
a
lacaks
eri savunu
Dolayısıyla, Sovyetler'deki sosyalizmin mevzit
lması
kazanı
'mn
Savaşı
2. Dunya
bagımsız bir sanayi örgütlenmeliydi. Bunsuz
adan Sovyetler' de belli bir agır
başlam
savaşı
Dünya
2.
Nitekim
ı.
olmazd
ıı
münıkü
lerin savaştan
sanayi yapısı ve ülkeye yeterli ıanrnsal temel oluştunılmuşhır. Sovyet
zaferle çıkmasının nedenleri de burada yatar.
prol!ramlan uyPeki, Troıski ya da Buhario partide insiyatif saıııasaydı ve onlann
ak mümkün
gulanmaya konulsaydı, savaşı göl!üslemek ve zaferle sonuçlandırm
si; Trotski NEP'i
olacak mıydı? Bizce kesinlikle hayır. Nedenleri açıktır. Birinci
i; köylülUl!ün
sonuna dek götüremedil!i için saııayileşmeyi sagtayarnazdı. Ikincis
53
destegini almadı~ı için tanını kollektifleştiremezdi. Aynca da savaşta yeterli insan
gilcünü toplayamazdı.
Başta
da belirtildil ti gibi Trotski'n in zaten gelişmiş bir sosyalist ekonomi
niyeti de yoktur. O, Avrupa'yı fethetıne rüyasındadır. Bu anlayışla güçlü
bir sanayinin ve giderek güçlü bir ekonominin yaraulması mümkün degildir.
Buharin' e bakarsak ; Buharin kulakları ve savaşı hemen hemen hiç dikkate
almamış, köylü ekonomi si ile sosyalizm e ulaşma hayaları kurmuştur
. Şunu
söyleyebiliriz ki, Buharin önderliltindeki
bir SB 'nin yıkılınası için, Nazi Almanya'smın saldırması gerekmez , giderek güçlenen kulaldar bu işi yapmak
için yeterli güce ulaşacaklardı ve bunu da başaracaklardı. Görüldüıtü gibi Trotski'nin de, Buharin'in de~ o dönemlerde Sovyetler 'de sosyalizmin gelişimini ~layacak
nitelikte de~ildirler. O koşullarda en dol!ru adım "Büyük Yönelimle" atılmıştır.
Kısaca şunu söyleyebi liriz; bugün sosyalizm in kazanımlanndan söz
ediliyorsa bu
büyük ölçüde "Büyük Yönelimin" sayesindedir.
O halde TT'ni hazulaya n arkadaşlara şu soruyu sorabiliriz. "Büyük Yönelim" o
şartlarda dogru, devrimci adım mıdır ? Yoksa başka bir yol var mıydı
? Varsa hangisidir? Trotski'n in yolu mu; Buharin'i n yolu mu? Ya da sizin keşfettiginiz yeni bir
yol mu var? Biz oldugunu ve olacagını da sanmıyoruz. "Büyük Yönelirn" devrimci
bir adımdu. Bu adım sosyalizmi devrimci tarzda inşa etmeyi bedeflemiştir. Hangi
mantık kulakların kapitalist ekonomis inin tasfiyesini, tanının kollektifl
eştirmesini
ve kollektif agır sanayıinin oluşturulmasını ve o muazzam kültür seferberligini
"sosyaliz min ve marksizm in do~atik ve ekonomik yorumu" olarak niteliyebilir.
Halbuki inşa dönemind e sosyalist üretim ilişkileri, yukardan aşa~ıya sosyalizmin
teorisi do~rultusunda, devrimci irade ile inşa edilmiştir. Aslında bu gerçekleri
arkadaşlar da biliyor, anacak onlar Stalin'i reddettikleri için onun yaptıkları
nı da otomatikman olumsuzluyorlar. Sorun buradadır.
TT' i hazulayan arkadaşlar haklılıgına, doğuloguna bakmadan "Büyük Yönelim' i
gerçekleştiren Stalin önderligindeki kanadı, di~er kanatlarla aynı kefeye
koymuşlar,
böylece di~er kanatlara yapıbnası gereken eleştiri ve nitelernelere bu kanadı da ortak
etmişlerdir. Bunu yaparken aslında diger kanariara yakın oldukların
ı anlauyorl ar.
Bunun başka işaretleri de var.
TT' de sosyalizm sürecinin nitelikleri belirtildil!i bir başka yerde, sonuç olarak
şunlar söylenme kte: "Bu sfJreci (yani sosyalizm sürecini- M.Z.)
kapitalizmin
kuşatması altında tek a/ke sınırları içerisinde tamamlamak milmkibı degil."
(14)
Bırrada "süreci tamamlamak mümkün deJ!il"den kasıt sosyalizmin tek
ülkede kesin
zaferi (yani sınıfsız topluma ulaşma) ise, biz ve diger sosyalistlerin tümü de kabul
ediyor. Ancak bırrada belirtilmek istenen komünist toplumun bir alt aşaması olarak
sosyalizm in bir ülkede zafere yada inşası ise biz bunun mümkün olduguna
inanıyoruz. Anladıl!ımız kadarıyla arkadaşların belirtmeye çahşukları bu
ikincisinin,
54
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
oluşturma
ww
w.
ar
siv
a
ku
rd
.o
rg
yani sosyalizmin tek ülkede inşası sorunudur. Evet bunu Trotski de Sovyetler'de
sosyalizmin inşası döneminde söylüyordu. Şimdi arkadaşların "Büyük Yönelim"i
neden olumsuzladıklan aniaşılınıyor mu? Onlar Trotski'nin görüşlerine gönül
vennişlerdir. Biraz cesaretleri olsaydı bunu açıkça söyleselerdi.
Bilindigi gibi "Tek ülkede sosyalizmin zaferi (inşası) mümkündür. Troısky diger
noktalarda oldugu gibi bu noktada da Lenin'den ayn düşüyor. Dolayısıyle de 1928'de
Stalin önderligindeki komünistlerin sosyalizmi inşaya çalışmalarına da muhalif
oluyor.
Peki arakadaşlar "bu süreç tek ülkede tarnarnlanmaz" derken, Lenin ile Tortsky
gitarasında tercih yaptıklannı, Lenin'in yolundan degil de Trotsky'nin yolundan
Ama
tiklerini ilan etmiyorlar mı? Bu noktada arakadaşlanmız yollarını seçmişler.
yine de bir iki sayfa sonra bu görüşleriyle çelişen şeyler söylüyorlar.
TT' inde Kürdistan halkının kurtuluş mücadelesi ile ilgili şunlar söyleniyor.
"Kürdistan halkı, yabancı egemenleri /Ja§ından atıp yerli efendileri lıa§ına getirmek
için degil, sömilrasllz, özgür ve mutlu )'IJ§amak için kurtuluş saVIJ§ı veriyor. Böylesi
bir gelecek de kapitalizm ve prekapitalisı ilişkilerin tasfiyesi ve sosyalisıtoplumsal
yapının ill§ası ile olanaklıdır."(l6)
"Sosyalist toplumsal yapının inşası" (arakadaşlann "sosyalizm sürecinin ıarnarn­
ve
lanması"ndan anlatmak istedikleri bu olsa gerek.) kapitalizmin kuşatması altmda
üzerindeki
dünya
in
kapitalizm
biz
del!ilse
Mümkün
Kürdistan'da mümkün müdür?
egemenliginin kalkmasını mı bekleyecel!iz? Siz gerçekten Kürt halkını bu kadar uzak
bir gelecel!e inandırabilir misiniz; ve bu uguıda savaştırabilirmisiniz? Bence bizim en
saf insanımız bile size şu soruyu soracakur. "Peki dünyada kapitalizmin kuşatması
kalktıktan sonra; bizim "sosyalist toplumsal yapının inşası" diye bir sorunumuz
olacak mıdır?" Işte size pratik, pratik oldugu kadar da "yeni" bir soru. Haydi bu
soruyu cevaplayın.
Bulıarin için "dogmatik" ve "ekonomist" denilebilir. Trotsky için "dogmatik" denilebilir. Ama bu nitelendirmeler "Büyük Yönelim"e yapılabilir mi? Arkadaşlar
olarak
yapıyorsa bunun nedenlerini ortaya koymalı ve alternatif adımı net
açıklamalıdır.Yada bu eleştirilerini geri almalıdırlar.
Gerek Sovyetler'in bugünkü durumunu açıklama, gerekse deneyimlerden dersler
çıkarmak açısından, Sovyetler'de sosyalizmin kuruluş sürecini anlattık. Şimdi
kuruluştan günümüze kadar ki 70 yıllık süreci kapsadıl!t farklı aşamaları belirterek
özetieye!im.
Bizce 70 yıllık sosyalizm tarihi şu aşamalanlan geçmiştir.
1- Savaş komünizmi dönemi (1917-1921): Bu dönemde askeri mücadele ön
plandadır. Kazanılan mevzileri savunma ve saglamlaşurma temel politik görevdir.
Henüz ekonomik alana girilmemiştir.
55
2- NEP dönemi (1921-1929): Gerek savaş komünizmi gerekse NEP döneminde
iktidar proletaryanın elinde olmakla birlikte henüz sosyaüst ekonomi ve toplumdan
balısedilemez. Toplumda hala kapitalist üretim ilişkileri egemendir. NEP döneminde
bu ilişkiler geçici olarak dahada gelişmiştir.
S- Ikinci
tanını
Kuruluş
rd
.o
rg
3- Birinci Kuruluş (yada Büyük Yönelim) dönemi (1929-1934): Bu
dönemde sosyalizm temel hatlanyla inşa edilmiştir. Bu dönemi öneminden dolayı
geniş olarak anlattık.
4- 2. Dünya Savaşı dönemi (1939-1945): Bu aşamada ise sosyaüst yurdun savunulması temel gürevdir. Bunun için ber yönden başta askeri mücadele olmak üzere,
politik ve ekonomik mücadele en şiddetli düzeyde yürütülmüş ve zafer kazanılmıştır.
dönemi (1945-1956): 2. Dünya
savaşı
Sovyetler'de sanayi ve
dahada önemlisi insan gücünü önemli ölçüde
ku
ıabrip etmiştir. Savaştan sonra
kaybedilenlerin yeniden üretilmesi, sosyalizmin tüm kurumlan ile yeniden oıurıul­
ması daha dogrusu saglamlaştınlması bu dönemle gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.
ww
w.
ar
siv
a
6- Sosyalizmin Frenlenmesi (Reviziyonizmin gelişim) dönemi (1956günümüze kadar) : İlk beş dönem sosyalizmin kuruluşu ve sosyalisı yürüyüş
dönemidir. Stalin'in ölümü ve partinin Kuruşçev IdigiDin insiyatifi ele geçmesiyle
sosyalist yürüyüş devrimci rolasından sapmalar göstermiş ve ilerleme frenlenmeye
başlamıştır. Biz 6. dönemin başlangıcını bir dönüşüm noktası olarak alıyoruz.
Yukarda dönüşüm noktası olarak Lenin'in ölümünü almanın yanlış oldugunu belirttik. Çünkü Lenin'in ölümünden sonra da (eksiklikleri de olsa) Lenin'in politikalan uygulanmıştır. Yani ilkesel anlamda bir politik dönüşüm yoktur. Ancak inceledigimizde görülecektir ki, Stalin 'in ölümü ve Kuruşçev kliginin insiyatifi ele
geçirmesiyle SB 'nde ilkesel politik sapmalar başlamıştır. Bu sapmalar 30 yıldan
fazla sürecek bir dönemin, yani sosyalizmin femlenmesi döneminin temel ıaşlaruu
oluşturdular. Bu konuya girmeden, yaklaşunda izlenen yöntemle ilgili bir kaç şeye
deginmeyi yararlı görüyoruz.
Tarihe sözde "diyalektik' yöntem, "materyalist" anlayışla bakUklarını söyleyen
bazı arkadaşlar, şöyle diyorlar: "Bir sürecin niteligi birden bire degişmez, degişen
önceki aşantalardan başlar. O halde Kuruşçev dönemi olumsuz bir nitelige sahipse bu
Stalin döneminin ürünüdür. Eleştirmemiz gereken Stalin dönemi hatta Lenin
dönemidir."
Dogru, degişimin temeleri önceki aşamada yer alır. Ama Stalin döneminde olumsuz dönüşümlerin temelleri oldugu gibi, olumlu gelişmelerin olanaklan da vardır ve
bunlar çok daha fazladır. Diyelim ki, Stalin'den sonra daha iyi bir önderlik oluşm ve
Stalin döneminin olumsuzlnklarııu reddedip olumlu yanlannı geliştirdi, sosyalizmi
dahada mükemmelleştirdi. Bu mümkün degil miydi? Stalin'den sonraki komünistler
56
ak
ur
d.o
rg
tersi oldu. Stalin'den sonra
bunu sal!;lıyamazmıydı? Sa!ılıyabilirlerdi, ama durum
g(l(ürmek yerine yanlışlar
geri bir önderlik oluştu; sosyalizmin kazaınıınlannı ileriye
masına varan süreci başlaDı.
üzerine politikalar inşa etti ve sosyalist gelişmenin tıkan
i tutnırmuş, sosyalist bir
Stalin önderli!ıi, hatalan olsa da belli bir gelişme düzey
indir. Stalin ancak kendi
listler
sosya
ülke yaratmıştır. Bundan sonra sorumluluk dil!;er
dönernindeki hatalardan sorumlu tutulabilir.
dışta ve içte sosylaizme
1929 yılında sosyalizm diye birşey yokken, üstelik
edilebiliniyor da, 2. Dünya savaşını
düşman o kadar güç varken sosyalizm inşa
e sosyalizm geliştirilemiyor. Nerede
kazanmış, ekonomisini inşa etmiş bir ülked
devrimci eylem, nerede devrimci teori?
minin Çar Petto' nun eseri oldul!;unu
Başka açıdan bakarsak: Birileri de Ekim Devri
aydı Rusya'da devrim olmazdı. O
olmas
söyliyebilir. Evet belki de Çar'ın reformlan
mı yükliyelim? Işte diyalekti!\in
Çar'a
halde biz Ekim Devriminin sorumlulul!;unu
mekanik yorumu budur.
ve esas yanlarını anlatmış
"Büyük Yönelim"i anlatırken Stalin döneminin olumlu
riz. Bize göre bu hatalar
olduk. Şimdi de o dönernin bazı hatalı yanlarını açıklayabili
temel eksen dol!;rudur. Ancak
o sürecin niıelil!;ini belirlemiyor. Ve o dönernde izlenen
r vardır. Bu hatalan şöyle
gelecek acısından olumsuz sonuçlar dol!;urahilecek hatala
sıralıyabiliriz.
ww
w.
ar
siv
a savaşı döneminde halkın
1- Gerek sosyalizmin inşası döneminde gerekse 2. Düny
Partinin fiili ve ideolojik
tür.
ülmüş
yürüt
ile
tifi
yönetimi partinin merkezi insiya
kle halkı yeni yönelimlere sevk
öııcillül!;ü elbette bu dönemlerde çok önemlidir. özelli
list kültürle biçimlenmemiş
eune açısından bu gereklidir. Çünkü halk henüz sosya
ecek bir nitelige sahip degildir. Ancak 2.
dolayısıyla tam olarak kendi kendisini yöner
belli bir politik ve ideolojik
Dilnya savaşından sonra durum del!;işmiştir. Halk artık
dalı yönetimini, gittikçe
yetkinlil!e ulaşmıştır. Bu durumda partinin merkezi kuman
bir yönetime, yani halkın kendi kendihalkın kendi örgütlerine dayanan, demokratik
Ne ki bu sa!\lananmamışur.
sini yönettiili bir biçime dol!;ru geliştirmek gerekirdi.
, bırakın halkın önüne yeni
Daha sonra iş başına gelen Kuruşçevci bürokratlar
duruma gelmiştir. Bunu yagörevler koymayı onların özgür girişimini engeleyecek
prestijini kullanmışlardır.
parken de partinin önceden kazandıJ!ı yöntem tekelini ve
lik kampanyası sorumsuz2- 1934 'te Kirovün katledilmesiyle partide başlaulan temiz
Alman ve Japon ajanları
ca yürütülmüştür. Kampanya sırasında partiye sızmış
ri çeşitli komplolarla yok etmişlerdir.
(Beşinci kol da deniliyor) bizzat komünistle
önemli rol oynamışur. Stalin
Bunda deoetimsizlik, gizli polisin keyfi davranışlan da
se de başarılı olmamışur.
durumun olumsuzluj!unu sonradan görüp müdahale etmiş
halkın da partiye olan
Kampanya sonucunda parti içerisinde "güvensizlik olmuş
ırken halkın ve partinin neden
güveni sarsılmışur. Bu durum Kuruşçev, Stalin'e saldır
sessiz kııldıJ!ıru da açıldar.
57
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
3- Diger komü nist panile ri ile ilişkilerin daha çok
S. Bir!ilıi'ne göre düzen lenme si
ve daha sonra ise Komü nist Enıemasyonalin ılagıb
iması diger bir oluınsuzluktıır. Bu
diller ülkelerde devrimci-sosyalist hareketin gelişi
mine olumsuz etkide bulunm~.
Ancak yineıle o dönemde panH er arası ilişkiler ıeınel
de enternasyonalisı dayaııqıııaya
dayaruyordu.
Stalin dönem i ile ilgili saptadıgımız başlıca batala
r bunlardır. Yukarıda Kuruşçev
dönem inin aynı zama nda bir dönüşünı dönem i oldug
unu belirbniştik. Dolayısıyla
Kuru~ev dönem inin tahilli aynı zama nda
bugün yönetirnde bulun an Gorb açov' un
politikalarını anlamamıza da yardımcı olaca
kbr. Kuruşçev dönem inde sosya lizmin
Mark:sizm-Leninizınin şu ilkelerinden vaz geçilm
iştir.
1- "Banş içerisinde bir arada yaşamaH ilkesi Lenin
ıarafındaıı Sovy et devle ti ile
diller kapitalist-emperyalist ülkele r arasındaki müca
delede bir taktik olara k savun uluyordu. Bu taktik aynı zama nda dünya da emek -serm
aye,
empe ryaliz mle-e zilen
halkla r arasındaki çelişkileri de temel alıyordu.
Ancak Kuruşçev revizyonizıni,
saydılıJmız temel çelişkileri inkar etti; onları
n yerine "sosy alist kampla, empe ryalis t
kamp arasındaki çelişkiyi" koydu. Dolayısıyla daha
önce taktik bir sloga n olan "barış
içinde bir arada yaşama" sloganı sıraıejik bir sloga
na dönüştiL Bu da, sonuc unda
günüm üzde görülen uzlaşmarun cıoııınasuıa neden
oldu.
2- Yeni Sııateji ile balılantılı olarak kapitalizmden sosya
lizme geçişlerin "barışçıl"
yada "parla mente r" yolla olması gerekti~ kabul edildi
. Bu görüş SBKP 'ye balılı
dijter panile re de angaje edildi. Elbet te bu "emp
eryal izm ve prole ter devri mler" çajtı tespitinin tamamen inkan demektir.
Halbuki sosyalizmin dünya da kesin zaferi ve empery
alist-kapitalisı sistemin ortadan kaldmiması için bajtıınlı-sömlirge ülkele rde
devrim ierin olınası zorun ludur .
Yoks a empe ryaliz min can damarı kesilınez. Empe
ryalizm bagu nh ve sömli rge
ülkeleri sömürerek güçlenecek, hatta sosya list ülkele
rden daha güçlü lıale gelecektir.
Balıımlı ve sömürge ülkeler emper yalizm
in yedek güçleri olmaktan çıkarılınadıın emperya list-ka pitalis t sistem yıkılamaz. "~ıl" geçiş
tespiti bu ilkeye darbe indirmiştir. Birço k ülkedeki komü nist partileri devrim
ci olmaktan çıkmış, reform panileri
baline
gelmişlerdir. Empe ryaliz min bugün kü
gilçlOiüitünün ve sosyalizmin bu
günkü bunalınunın ıeınelinde bu durum yatar.
3- Kitlel erin kendi örgüt lerini yarab Dalan ve
yönet ime katılmalan önlenmiş,
bürolaıısi paniy e ve devle te egem en olın
~. Halka sosya lizmin yeni hedefleritti
göste recek ve onları bu yolda miica deley e sevk edece
k somu t devri mci politi kalar
üretilmedijti için halkın desıelıi kaybedilmiştir.
Bu durumun vardılıJ nokta Gorba çovcu luklur . Frenle
nen sosya lizmin gelqm esi tamame n yavaşlamış ve bugün neredeyse durm a
noktasına gelmiştir. Kuruşçev
ıaıafıııdan başlaiılan emperyalizmle uziaşıııa
dönemi bugün daha da oJguııJaşnıış. emperyalist-kapitalist sistem le eniegrasiyon aşamasına
ulaşnuŞbr. Dün sınıf miica delesi
58
reddedilmiyordu. Bugün açıkça reddediliyor. Dün kapitalistleşmeden, özel
r
mülkiyeuen bahsedilıniyordu, bugün kapitalist özel mülkiyete geçiş için pro~la
inkanna
tümden
oiUŞlUl1lluyor. "Yeni Düşünce" adı altında Marksizm-Leninizm'in
dayanan görüşler savunuluyor. Iyi incelenirse GorbaçovculuJ!un, Kuruşçev revizyonizminin gelişmiş şekli olduJ!u görülür.
Peki TI'ni hazırlayan arkadaşlarırnız Gorbaçov politikaları için ne diyor? Onları
dinleyelim:
ni dogurmadıgı
"Geçmiş uygulamaların iflas etiil/i ve sosyalist mülkiyet ilişkileri
mülkiyet
sosyalist
ise
ortadadır, Bugün yenilenme temelinde getirilen uygulamaların
n
bugünde
daha
ların
ilişldlerine göt/lrecegi kanıtlanmış del/il, haua kimi uygulama
uygubu
ne
leri
sosyalist
ll
bile ciddi zaaf ve tehlikeleri belirmiş bulunuyor. K/lrdislil
k nede körü körüne onları
lamaları peşin yargı ik "kapitalizme göt/lr/lr" diye reddetme
benimsernek durwnundadır." (1 7)
ak
ur
d.o
rg
açıkça
ww
w.
ar
siv
Evet arkadaşlarırnız geçmişi çok rahatlıkla yargılayıp nitelendinnelerde bulunabiliyorlar, ama bazı yerlerde ise işi "bilimsellil!e" vuruyorlar. Kesin şeyler
söylemiyorlar. Hem de kendi gözleri önünde olan olaylar için bunlan söylüyorlar.
"bugünkü uyguAılaıdaşlar diyorlar ki; "geçmiş iflas etti" (bundan eminler), ancak
üretim araçları
deJ!il;
belli
lamaların nereye götürecel!i belli del!il." Nasıl
kapitalizme
bunlar
hala
or,
unutuluy
özelleştirilmeye çalışılıyor, dünya devrimi
kapitaliztür
"bir
ri
Sovyetle
alarm
götürür diyemiyorsunuz. Ligaçev bile bu uygulam
rin kesin
Sovyetle
anda
şu
m;
me götürecel!ini" söylüyor. Öncelikle şunu belirıeli
alist
anti-sosy
ar
politikal
bu
Ancak
oruz.
olarak kapitalist bir ülke olacaj!ını söylemiy
tkapitalis
ilerde
SB
ederse,
devam
maya
niteliktedir. Ve bu politikalar uygulan
cesasöyleme
gerçeJ!i
bu
arımız
arkadaşl
leşecektir. Bu açık bir gerçektir. Ne yazık ki,
reti gösteremiyorlar. Anlaşılan hala eski baj!ımlılıklarmdan kunularnamışlar. Her
.
sosyalistin görevi bu politikaların anti-sosyalist niteliJ!ini açıj!a vurmak olmalıdır
olunur.
destek
izıne
reviziyon
rnak,
Yoksa kaçamak cevaplarta işi savsakla
Sonuç olarak: sosyalizmin evrensel birikimlerine sırt çevirerek sosyalist bir parti
çekim alanına girdilli
oluşıurulamaz. Bugün dünya sosyalist hareketin sa)! dalganın
güçleri tam bir
gödümlü
SBKP
bir gerçektir. Bu sal! dalga kimi ülkelerdeki eski
ndan" dolayı ne
ya)!ması
kar
da)!lara
uçuruma savuruyor. Bazı güçler ise "gOveııdikleri
lar ancak ikiçalışıyor
ya
uydurma
ayak
yapocaklanm şaşırmışlar. Onlarda sa)! dalgaya
" bir
"uıangaç
onlar
ki,
r
dolayıdı
n
ricikliler ve kafaları net dej!il. Işte bu durumda
açıkça
işi
bi
gibi
i
öncüiler
dalganın
Sa)!
tavırla Marksizm-Leninizm'i reddediyorlar.
erini yadsıyorlar.
yapmıyorlar. Sosyalizmin temel ilkelerini ve tarihsel birikimil
TI'nde sosyalizmin tarihine sahiplenme ve özümseme ıavn ile yaklaşılınamıştır.
Tersine yadsıma ve inkarcılık yapılmıştır. Bnda "yenilikçi" görünmek içindir. TI'nde
"Marksizmin yenilenmesi" iddiası vardır, ama ne yazık ki, yenilerken çok ileri gidip
i
ortada ne Marksizm. ne Leninizm, ne de sosyalizm bırakılmıştır. Bizce sosyalizm
59
ancak; Marksizm-Leninizmin temel ilkelerine sahip çıkılırsa geliştirilebilir. Çünkü
tarihi birikimi olmayan bir şeyin gelecej!i de olmaz.
2-
Nasıl
Bir Gelecek Ya Da
Nasıl
Bir Sosyalizm?
Çai!ımızda
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
gelecek sorunu hep sosyalizmi çal!nşıumıştır. Bugünkü olumsuz dünya
aımosferi bile bu ç$mı del!iştirmemiştir. Sosyalizm hala halkın umudu
ve hala
kurtuluşun yoludur.
Eski çalılardan beri, mutsuz ve ezilen insanlar, kötü yaşama koşullarını düzelıecek,
mutlulul!u ve refahı sal!layacak bir toplumun düşünü kurmuşlardır. Dol!a ve ıoplum
bilimlerinin gelişmedilli bu dönemlerde, din ezilen insanlara bu konuda umut ya da
"mutlu gelecel!in" müjdesini vermiştir. Dindeki "Cennet" kavramı bu tür bir isteme
cevap verir.
Ama çogu kez umutlarını tüketen ezilenler "dil!er dünyadaki cenneti" beklemek
yerine bu dünyada cenneti yaralmaya girişmişlerdir. Kürtlerin atalannın Demirci
Kawa önderlij!indeki ayaklanması, Romalı kölelerin Sparuıküs önderlil!indeki isyanı,
Şeyh Bedrettin isyanı ve daha birçok köylü isyanlan. Bu tarihler insan
iradesinin
sürece müdahalesinin ve insanın tarihi yarauna mücadelesinin bazı tepe noktalarını
gösterirler.
Ne yazık ki, eskiden insanların elinde ıoplumun işleyiş yasalannı açıklayacak ve
bu yasalar insaniann çıkarlan dollrultusunda düzenlenmesini saglayaeak bilimsel
bilgi birikimi yoktu. Bu dol!aldı, çünkü ıoplumun maddi üretim şartlan geriydi,
buna balılı olarak dojla ve !Oplum bilimleri de geri idi.
Insanlar yaşamlarında iki yönlü bir mücadele yürütürler. Birincisi, dolla ile olıın
mücadeledir. Bu mücadelede insanlar pozitif (dol!a) bilimlerinin yol göstericilil!inde
hareket ederler. Bu sayededir ki insanlar bugün neredeyse dojlaya egemen olmuşlardır.
Ancak henüz tam olarak dol!al engelin aşıldıl!ını söylemek mümkün del!ildir.
İkincisi, mücadele bizzat insanlar arasındadır. Ancak bu, bire bir insanların arasında
olan mücadele den çok, toplumsa l yaşarnda biribirnd en farklılaşan insanların
oluşturdukları sınıflar arasındaki mücadele olarak görülür. lşte bu mücadele
nin
çözümü içinde insanlar toplumsal bilimleri lrullanmak durumundadırlar.
"Toplumsal olarak etkide bulunan güçler,tıpkı doga güçleri gibi etkide bulwwrlar:
ve hesaba katmadıgunız sarece, kör, zorlu, yıkıcı güçler olarak.
Ama bir kez onları tanıdıktan, çall§an. yön ve etkilerini bir kez kavradıktan sonra,
onları gitgide kendi irademize baglamak, ve onlar sayesinde erek/erim
ize eripnek
sadece bize bag/ıdır." (18)
onları ıanımadıgımu
Ne yazık ki, insanlıl!ın gelişmesinin engellenmesinde bugün, dol!al engelden çok
engeller rol oynuyor. Toplumdaki egemen sınıflar üretim araçlannın
mülkiyetini ellerinde tuttuklan için emekçilerin anı-emej!ine el koyarlar ve bu sayede
60
ıoplumsal
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
egemenlik kurar·
elde ettikleri ekonomik-siyasal üstünlükle emekçi sınıflar üzerinde
hep bu egemen
elesi
mücad
ne
lar. Emekçilerin kendi yaşını kuşullannı düzelu
yoksulluk
sınıflar
i
emekç
de
kesitin
bir
sınıflan karşısında bulmuştur. Tarihin uzun
bolluk
insan
avuç
bir
p
mensu
am
ve sefalet içerisinde yaşarken, egemen sınıfl
n
yapını
sal
toplum
olan
var
nler
içerisinde yaşıyor. Do!lal olarakıa, bu egeme
ve
cak
çıkara
orıaya
leri
gerçek
de!lişmemesinden yanadırlar. Bunun yolu da en başta;
mekten geçer.
çözilm yollan gösterecek olan ıoplumsal bilimlerin gelişmesini engelle
şırlar, ıoplu­
tutucula
nler
egeme
cü
Var olan haksız konumu korumaya çalışan sömürü
bu engeller
bütün
Ancak
urlar.
mun ve insanlı!lın gelişmesi önünde engel oluştur
aşılır.
dan
insanlı!lın ileriye do!lru olan önlenemez yürüyiişll ıarafın
özgür gelişme evresine girmelosanlık henüz ''lıasıalıklı gelişme" evresini bitirip
list toplumdur. özel
miştir. "Hasıalıklı gelişme" evresinin son aşıması kapila
ist toplumda da
mülkiyete dayanan diller sınıflı ıoplumlarda oldu!lu gibi kapiıal
insaniann savaşımını yöalendiren
"insanın", insanla savaşımı vardır. Ancak bu kez
si, kapitalist
bir güç vardır.O güç bilimsel sosyalizmdir. Bilimsel sosyalizm düşünce
)
letarya mücadelesinin bilimsel ana·
ıoplumdaki sunflar müeadelesiıün (burjuvazi-pro
i!lin, sömürünün
lizinden çıkmıştır. Bu düşünce kapilalist toplumdaki eşitsizl
eki özel mülkiyeti olduııııou
kaynal!ının burjuva sınıfının üretim araçla n üzerind
uşun yolunu
teSpit etmiş, ve aynı zamanda bu sömilrüden ve eşitsizlikten kurtul
proletaryanın kurtuluşu sosyagllstermiştir. Bilimsel sosyalizme göre insanlıl!ın ve
lizm ve onun bir üst aşaması olan komünizmdedir.
bilimsel dünya
· Ça!lımız insanı eski çag insanianna göre daha üstün kılan şey,
maddi yaşam
un
toplum
da;
bu
ki
görüşünün bu denli gelişmiş olmasıdır. Elbette
~annın gelişmesinin bir sonucudur.
hizmet bulmak
Kapitalist toplumda, proleıaryanın elinden çıkmamış bir mal veya
alan ve toplum
mümkün de!llldir. Buna ra!lmen ıoplumsal zenginliklerden en az pay
Jiı ve eşitsiziilli
yönetiminde en az söz sahibi olanda yine işçilerdir. Bu açık haksızlı
r.
önlem alıyorla
işçiler gibi kapitalistler de görüyorlar ve bona göre
ümünü engellemek, bu çabalan
dönüş
ci
Kapitalistler toplumun hertürlü devrim
n egemen sınıf konumunu
ra!lme
iiı;e
zorla bastırmak ve açık haksızlıiı;a, eşitsizl
kullanırlar.lşçiler ve diller
devleti
olan
biçimi
sürdürmek için zorun bir örgütlenmiş
klannda en başta devleti
çalıştı
rmeye
gelişti
emekçiler de toplumu de!liştirmeye,
an şeyde devlettir. Eloldukl
a
zorund
irmek
karşısında görürler. Bu nedenle ilk del!işı
yani parti aracılıl!ı
örgüt
politik
bir
ancak
eleyi
bette işçi sınıfı devlete karşı mücad
programı olmayan
politik
bir
açık
ş,
enmemi
ile yürülebilir. Bir sınıf partisinde örgütl
ist toplumdaki
kapiıal
zm,
sosyali
el
Bilims
az.
işçi sınıfı kendi iktidannı da kuram
yor:
gösteri
yolu
çelişkilerin çözümü konusunda işçilere şu
ını ele geçirir, ve bu iktidar
"Çeliıkilerin çözümü: Proletarya, kamu iktidar
kamu mülktyeti
geregince, burjuvazinin elinden kaçan toplumsal aretim araçlarını.
61
ur
d.o
rg
haline dö~tiirür. Bu eylem aracıyla, proletarya, üretim araçlarını daha
(}nceki sermaye niteliklerinden kurtaru, ve onların toplumsal niteliklerine, kendilerinlluUJ
ul ettirme yolunda tam bir (Jzgürlük verir. Oneeden belirlenmiş bir pltıiiiJ gtJre
toplumsal
bir üretim, bundan böyle olanak/ulu. Üretimin gelişmesi. çeşitli toplumsal
sınifların
bundan My/e varlıgını bir çagdışı/ık (anach ronism e) haline getirir.
Toplumsal
firetimdeki tıiiiJrşi ortadDn kalktıgı tJ/çiide, devletin siyasal yetkisi (autori
te)
uykuya dalar. Sonunda toplum halindeki kendi (Jz yaşama biçiminin efendis
i olan insanlar. böylece, doganın da. kendilerinin de efendisi haline ge/ir, (Jzgiirleşir.
Bu, dilliyayı kurtarma işinin üstesinden gelmek: ~te modern proletaryanın
tarihsel
gtJrevi. Bu işin tarihsel ko§ullarım, ve bu yoldan içyüzünil derinligine incelem
ek, ve
böylece bugün ezilen sınıf olan bu işi gtJrmelde g(Jrevli sınıfa, kendi
(Jz işinin
ko§ulları ve içyüzil üzerine bilinç vermek: iıte peolete
r hareketin teorik ifadesi olan
bilimsel sosyalizmin gtJrevi." (19)
Proleıaryanın yeni bir toplum biçimi kunnası ya da üretim
araçlannın mülkiyetini
toplumsallaştırması için öncelik le burjuva zinin iktidarı
nı yıkması onun yerine kendi
iktidannı geçinne si gerekir. Sosyali st toplum ancak
bu temel
Marx'ın
deyimi yle " ... sosyalizm, devrimsiz
üzerinde yükselebilir.
gerçelcleıtirilemez.
Marx'ın
ak
Onun. bu politik
eyleme gereksinmesi vardu, çünkil eski rejimi yıkması ve devirmesi gerekir
." (20)
belirtilli bu devrim sosyalist devrimdir.
ww
w.
ar
siv
Dar anlamıyla devrim; iktidann bir sınıftan diger bir sınıfa geçmesidir. Proleıarya
iktidan ele geçirdiginde, onu parçalar yerine kendi devletini geçirir. Bu
devlet aracılıgı
ile yeni bir toplumun yani sosyalizmin örgütle nmesi işine girişir. Sosyali
st toplum -.
da henüz sınıflar onadan kaldınlmadıgı için, aynca da burjuva sınıfın,
dünya kapitalist sistemi nce desteldenen karşı devrim çalışnıalan var oldugınıdan,
prolete r devlet
zorunlu olarak var olacakbr. Ancak Engels 'in son alınnsında da belirtıill
i gibi: "Toplumsa l sınıfların varlıgının çalıdışılık baline gelmes i ve toplum
sal üretimd eki
anarşinin bitmesi oranında devletin siyasi yönü uykuya
dalar !" Bu durum sosyalizmin olgunlaşmasının ve komüni zme geçişin üadesid ir. Komün ist toplum
da sınıflar
olınadıgı için devlette olmaya cakbr. Elbette bu aşamaya
ulaşmak için uzun bir süreç
yaşaııacakbr.
Sosyali st toplum ; kapitali zmden komun izme geçişi saglaya n bir
ara toplum sal
biçimdi r. Bu toplum da proleıarya devletin in komüni zmin kuruluşunda
özel bir rolü
vardır.
"Kapitalist toplum ile kamiln/st toplum arasında, biriaden (Jtekine devrim
yolu ile
geç~ dönemi yer alu. Buna bir siyasal geçi§ dönemi teluUJill
eder ki. burada, devlet,
proletaryanın devrimci
diJctalljr/ü/fünden başka birşey olamaz." (21)
Sosyali zmin kuruluş mücade lesinde ; sınıf-parti-devrim ve proleıa
rya iktidan
ilişkisini bir benzetm e yolu ile şu şekilde anlaıabiliriz.
62
rd
.o
rg
Kapitalist toplumu, özel mlllldyet uru ıaşıyan bir hasta olarak ele alırsak. Cerrah;
komünist partide örgütlenmiş işçi sınıfı, Devrim; cerrahın uru söküp atmak için
gerçekleştirdiAi operasyon ya da ameliyatsa, proletaryanın devrimci diktatörlügiide;
hastahRıo nüks etmemesi ve hastanın tamamen iyileşmesi için baş vuru1an tedavi
önlemleridir.
Buraya kadar anlauklanmızı özetlersek; sosyalist toplumun kuruluşu ve
komUnizme ulaşması için proletaryanın yapması gereken temel görevler şunlardır.
1- Siyasi iktidarın ele geçirilmesi yerine proletaryannı devrimci dil<tatırlügii demek
olan proletarya iktidaruno geçirilmesi. Emekçiler için tam demokrasinin saglanınası.
2- Kapitalist özel mülkiyelin kaldınlması yerine üretim araçlan Uzerinde kamu
siv
a
dayamşmanm saJlanması.
ku
mülkiyetinin kurulması ve tarımın ko1lektifleştirilmesi.
3- Kurucuklukta proletarya partisinin öncülügünün fıilen saRianması.
4- Ekonominin planlanması aynca ekmıominin ve teknolojinin halkın refahını
artıracak şekilde sürekli olarak geliştirilmesi.
5- Halkın ideolojik-kültürel olarak yetkinleştirilmesi.
6- Dünya işçi sınıfı ve diger sosyalist- devrimci hareketleri ile enıarnasyonalist
w.
ar
Sosyalizm; sınıfsal sömOrüyü ve baskıyı, uluslar arasmda sömürge tıaııımJılıJını
ve diger elemenlik ilişkilerini lıemen hemen tamamen ortadan kaldım. özel
mlllldyette, büyük oranda ortadan kalkbii için insanlar arasmda rakabet ve dllşıııan1ık
yerine dayanışma ve sevgi balianna bırakır. özel uygulamalan ne olursa olsun
bilim; toplum yaşamında yukarda belirtilen nitelik delişimler olduRıoıda insaniann
yaşammda da olumlu yönde zoomlu delişimierin oldulunu bize göstermiştir.
Yukarda genel haılarıyla belirniAioıiz Bilimsel Sosyalizmin temel görüşleri tüm
ülkeler için ~. Ancak bu temel ilkelerin yanmda buzı ülkeler için geçerli olan
öZgül buzı sorunlar ve çözilm yollan vardır. Kllıdisıan'm da böyle bir öZgülü vardır.
ülkedir. Toplumsal yapısı kapitalist
bir hayli geridir. Emperyalist
düzeyi
olmakla bilrikte KOnlistandaki kapitalizmin
büyük olur. Bu durumda
derece
son
metropollerle kıyaslandıRında aradaki fark
da sosyalist devrimin
(ya
sallanması
geçişin
Kürdistan'd a sosyalizme
Bu ön adım Ulusal
vardır.
adım
ön
bir
gerçekleştirilmesi) için abiması gereken
ideolojik-po litiktoplumun
için
inşası
Demokratik Devrim'dir. Sosyalizmin
gerekir. Sömürge
olması
düzeyinde
gelişmişlik
bir
belli
ekonomik ve kültürel olarak
direk
sosyalizme
n
olınadıgında
mUmklln
koşullarmda toplumun özgür gelişimi
toplum
bir
sömürge
durumda
Bo
olur.
zor
ı
oluşturulmas
geçişin ön koşullarının
öncelikle bagımsız ve demokratik bir yapıya kavuştıırulnıalıd. Çünkü "demokrasi
olmadau sosyalizm olamaz."
Her iki devrim de kurtuluş sürecinin iki bileşimidir. UDD sosyalist devrimin
ww
KOıdistan dört parçaya bölünmllş sömürge bir
63
yolunu açar. Ancak UDD'in kesintisiz şekilde sosyalist devrime dönüşmesi için, propartisi aracılıltı ile UDD'e önderlik etmesi ve doj!ru hedefler göstermesi
zorunludur.
Bize göre Marksizm-Leniniznıin sosyalizm ve devrim konusundaki genel dogrulan
letaryanın
bunlardır.
Yadsıyor.
rd
.o
T.Tezleri Marksizm'i de
göıiişlerle karşılaştıralım.
rg
Şimdi T.T'nde ileri sflrillen bazı görüşleri yukardaki
Bakabm T.T, M-L ekseninin neresinde yer alıyor.
ww
w.
ar
siv
a
ku
Demokrasi ayın zamanda diktatörlük demektir. Bu diyalektik yöntemin devrimcilere politik alanda kazandırdıltı en önemli bulgulardan biridir. Sınıflı toplumlarda,
egemen sınıf hem ekonominin hem de iktidann kontrölünü elinde tutar. Kapitalist
toplumlarda da durum ayuıdır. Sermayedarlar hem ekonomik hem de siyasi olarak
toplumun efendisidirler. Kapitalizmin en çok geliştigi ABD'de bile helediye
başkanından, valisine, senatör'ünden başbakanına kadar tüm devlet görevlileri ve
yerel yöneticiler büyük sermaye sahibi tekellerin izni ve desıegi olmadan seçilmezler.
Bu ülkede sıradan bir işçinin hatta işçi sendikasının veya partisinin seçimlerde bir
adayı seçıirme olasalıl!ı hemen hemen yoktur.
Burjuvazinin bütün gizleme çabalarına ve demogojilerine karşın, burjuva
diktatörlügo TC' de çok daha çarpıcı olarak görülebilir. Tekeller istedikleri zaman
darbe yaptınp anayasayı askıya alabiliyorlar ve emekçilerin tüm demokratik haklanru
ellerinden alabiliyorlar. Aynca parası olmayanın milletvekili seçilmesi mümkün
olmaz, seçilen milletvekilleri ise seçmeni degil kendi ceplerini düşünürler.
Özal dönemi ile birlikte, devlet yönetiminde ve parlamentoda dönen dolaplar ve
sahnelenen çirkin oyunlar açıktan açıl!a ve büyük bir pişkinlikle yüıiitülür hale geldi.
TC' de ne halk iradesini yansıtacak bir parlemaoto seçebiliyor, ne de halk seçilen parlamentoyu ve hükümeti denetleyebiliyor. Seçilen bir avuç bürokral tekellerle
işbirligi içerisinde halkı takmadan istedikleri dolabı çevirebiliyorlar.
TC iktidan bize, burjuva demokrasisinin aslında burjuvazi için demokrasi, proletarya ve diger emekçiler için diktatörlük oldugunu gösteriyor.
Sıradan bir sosyalistin bildili
(ya da bilmesi gerekli) bu bilgileri
neden
tekrarlıyoruz? Şu nedenle;
T.T'nde UDD'den sonra sosyalizme oradan da komünizme geçiş sorunu konulurken
ne yazık ki Marksizm-Leninizmin sosyalizm kuruculugu üzerine ortaya koydugu ilkeler dikkate alınmıyor ve yadsınıyor. T.T'nde sosyalizm ve komünizme geçiş
üzerine şunlar söyleniyor.
"Kürdistan sosyaüst partisi bagımsız demokraıik Kürdistan Cumhuriyeti" nin kıuul­
masından sonra sosyalizme; oradanda sıntfsız topluma geçişin uzun ve karmaşık bir
64
bulundıvmaktadu."
ur
d.o
rg
sürecin barışçıl ve ikna temesüreci kapsayacagının bilincindedir. Sosyalist parti bu
lizm karşıtı iç ve uluslararası
linde bir geçiş süreci olmasını 6ngürmekte fokal sosya
tıkamak için şiddete, iç ve dış
slJmürücü güçlerin sosyalizme barışçıl geçişin lJnünii
etmemektedir. Sosyalist parti
kompololara başvurabilecegi varsayımını gözardı
er bu sürecin ne oranda
iknaya dayanan barışçıl geçiş sürecini öngürmekle berab
ter kazanıp kazanmoyacagının sosyalizm
barışçıl ya da şiddete dayanan bir karek
rince belirlenecegi gerçegini de goz önünde
karşıtı iç ve dış güçlerin tutum ve güçle
(22)
çok
olarak belirtebiliriz: Emperyalist-kapitalist sistem hala
kesin
şunu
öncelilde
ww
w.
ar
siv
ak
zor ve anti-sosyalist komplolar
güçlü oldu~ dünyamızda; her zaman karşı-devrimci
ararası alanda saltanatını
ulusl
de
var olacakur. Burjuvazinin hem ulusal hem
Bu gerçegi tespit eunek
ktir.
gerçe
bir
ce!i açık
kolaylıkla ve barışçıl yolla devreımeye
gerçeJ!i, "varsayım"
bu
T.T
ki
için kahin olmaya gerek yoktur. Ancak ne yazık
imci zoruna ve re-devr
karşı
in
vazin
düzeyine indirgiyor. Bu iııdirgeme aslında; burju
an Proletarya
taşıy
öJ!esi
zor
bir
storasyon çalışmalarına karşı, dol!al olarak
diktatörlül!ü
arya
prolet
de
T.T'n
de
kte
Gerçe
diktaıörl~ün reddedilmesinin kılıfıdır.
ya da
krasi"
demo
alist
"sosy
de
yerler
bazı
kavramı hiç geçmez. Ancak arkadaşlar
mların nasıl bir devlet ya da
"sosyalist devlet" kavarnlannı kullanıyorlar. Fakat kavra
demokrasinin aynı zamanda
rda
Yuka
k.
amadı
nasıl bir demokrasi içerdikleriııi anlay
list demokrasi dedil!irniz
sosya
da
tarya
diktatörlük oldugunu belirttik. Ayrıca da prole
vazi için diktatörlük
burju
ama
krasi
demo
şeyin; proletarya ve emekçiler için
oldullunuda biliyoruz.
e geçiş sürecinde devletin
Daha da önemlisi; Marx; "Kapitalizmden, komünizm
unu önemle belirtiyor.
niteliginin proleteryanın devrimci diktaııırlüllü" oldul!
ya da "sosyalist devlet" ne
O halde arkadaşların belirtıilli "sosyalist demokrasi"
vardır: Zordan, diktatörlükten
anlam taŞıyor? Bunun tek ve kesin bir cevabı
ya da devlet, boş bir ütopyadan başka birşey
arındmlınış bir sosyalist demokrasi
aydınlar için (hele hele sosyalist
del!ildir. Burjuva toplumunun acı gerçegini yaşayan
ötede çok zararlıdır.
aydınlar için) bu Uropya çok lüks, ondan
i kalkılarını anlaurken
Marx, bir mektubunda ekonomik-politik alanında kend
şunları söylüyor:
gımn, firetirnin tarih·
"Benim yeni olarak yaptıtım şey: 1) sınıfların varlı
en der Produktion) başka
sel gelişme evrelerinden (Historische Entwikclungspas
zorunlu olarak proletarya
bir şeye baglı olmadıgını; 2) sınıflar savaşımının
bu diktatöryanın kendisinin de b/Jtfin
diktatöryasına götfi rdag anfi; 3)
ve sınıfsız bir toplumun kurulmasına
sınıfların ortadan kalkmasına
tanıılamak oldu..." (23)
geçişten başka birşey oluşturmadıgını
ımının kabulünü. proletarya
Lenin bu sözleri şöyle yorumlar: "Sınıflar savaş
kişi bir marksisttir ancak." (24)
dilcıaıöryasının kabulüne dek genişleten
65
Sosya lizm adına harek et ettij!ini söyley en ve hatta
Marks izm-L eninin zmi
geliştirme iddiasıyla ortaya çıkıp prolet arya
diktatörlüj!ünü redde denler bir iş
yaptıklannı sanıyariarsa aldanıyorlar. Çünkü
: Prolet arya diktat örlügü sınıflar
mücadelesinin, kısaca insan yaşamının bir gerçej!idir. Buna
halılı olarak taM-L 'in
uzlaşmacıdır.
Ayrıca şunlan
ütopyacı
ur
d.o
rg
temel bir ilkesidir.
Bunlara ragmen prolet arya diktatörlüj!ünü reddeden
M-L dej!il
ve
belirtmeyi yararlı görüyoruz. Sovye tler'de veya başka
ülkelerde
proletarya devletleri deneyimi yaşandı. Bunla nn çogunun
adı prolet arya devleti
oldugu halde özünde proletarya ile çok fazla ilişkileri yoktu.
Bizce bu deneyimlere
eleştirel bir bakış aynı zaman da prolet arya
diktatörlüj!ü teoris ine de kaıkı
saj!layacakur. Çünkü Marx bu teoriyi bitıniş mutlak bir formü
l olarak ortaya atınadı.
M-L'lerin görevi son deneyimleri gerçekten bilimsel bir
gözle analiz etınek, dersler
çıkanDak ve Marksizmi geliştirmektir.
Bizim de SB ve diger ülkelerdeki devlet deneyimlerinde yanlış
bulduj!umuz birçok
nokta vardır. Kısaca bu noktalara dej!inmekte yarar var.
Daha önce bOrokrasinin ne
gibi zararl ar doj!urdugunu belirtmiştik. Bunun dışınd
a prolet arya diktatörlül!U
kavramının biraz ters yorumlandıj!ını düşünüyoruz.
Evet proletarya devleti burjuvazi ye baskı uygulayacak, emekçilerle burjuvalam eşit haklar
vermeyecektir, ancak
çogu sosyalist ülkede burjuvaziye verilmeyen haklar, emekç
ilerede verilmiyordu.
Örengin; seyah at özgür lügü, ekono mik-d emokr atik
hatta siyasi örgütl enme
özgürlügü, basın yayın özgürlüj!ü, grev özgürlüj!ü gibi.
Ne yazık ki, burjuvazi ve
dış düşmanlar yararlanır diye emekç ilerde
bu haklardan yararlandınlmamıştır. Bu
durum emekçiler için tam demokrasi demek olan prolet
er devletin özüne aykındır.
Proletarya ve dij!er emekçiler hem sendikalarda ve diger demok
ratik-politik platformlarda (Sovyetler gibi) tam bir örgütl enme özj!ürlüj!üne
sahip olmalıdır ve devlet
yönetimine bu örgütlemelerle katıliOllhdır.
Sosya list ülkele rde sorun gerçe kte tek parti
ya da parla ment o
yoklu jlu dejlil dir. Bu sorun lar biçim seldir , Sorun
un özü; başta işçi
sınırı olmak üzere emek çileri n kendi
sınır çıkarlarının bilinc i temelinde her türlü örgüt leme ve politi k çalışma yapab
ilmes inded ir.
Bilim sel sosya lizm teoris ini kılavuz edinm il bir
ifçi sınırı partis i
önder litind e; ber bücre si örgütlenmiş halk sosya
list demo krasin in
özü ve temel idir.
Açıkur ki, sosyalizm kuruc ulugu öncü bir
parti gerektirir. Ancak bu partinin
öncülüj!ü zorla olmaz. Öncü parti fiilen öncülük görevi
ni yürütür, yani kitlelerde
uyandırdıj!ı güven ve otorite ile. öncü bir partinin olduj!u
yerde karşı-devrimci burjuva partileri hariç dij!er sınıf partileri de olabilir. Ancak sosyal
ist demokrasiyi çok partililikıe aramak boş bir çabadır.
ww
w.
ar
siv
ak
çeşitli
66
ur
d.o
rg
kurumlar olacakur. Ancak
Aynca sosyalist demokraside elbetıe halkı ıemsil eden
de biçim olarak farklı
hem
öz
hem
nndan
bu kurumlar burjuva parlamentola
çlarına cevap vereihtiya
günün
li
mode
enme
olmalıdır. Bu konuda Sovyetik örgütl
anndan ayıran özellik elbetcek şekilde degiştirilebilir. Sovyetleri buıjuva parlameıol
aynca üyelerinin istenilsı
durma
bulun
elinde
te bu kurumun yasama ve yürütmeyi
digi zaman geri ç$ılmasıdır.
proleter devlet biçimini
Elbette her ülkedeki sosyalistler kendi şartlaona en uygun
de kendi şaıtlarunıza
listler
seçmekte özgürdürler. Dolayısıyla biz Kürdistanlı sosya
uygun olan biçimi geliştinneliyiz.
PROLE3. KÜDİSTANA GEREKLİ OLAN SOSYALİST
TARYA PARTİSİDİR.
ww
w.
ar
siv
ak
halesi ise dol!al olarak
Sözkonusu olan insanın toplum yaşamına bilinçli müda
müdahalenin araçlan da tartışma konusuna dahil olur.
en yüksek seviyesidir. Işçi
Sosyalizm kuruculugu işçi sınıfının bilinçli eyleminin
büyük araç partidir. Parti bilinçli, birleşik
sınıfının bu eylemi gerçekleştinnesinde en
emekçiler; yeni bir dünya
politik gllcün merkezleşmiş halidir. Işçi sınıfı ve diger
ezlerse, politik erki elinde tutan burjuva
amacı ile politik eylemlerini yönlendirm
sınıfuu yenilgiye ugaraıamazlar.
list mücadelenin tutarlı
Sosyalizm davasının gerçek sahibi işçi sınıfı ise, sosya
l köylülük. küçük(yoksu
çilerin
emek
öncüsü de işçi sınıfı partisidir. Ancak bu diger
Tam terSine en
maz.
doj!ur
ını
anlam
an
burjuva gibi) sosyalizmden yana ohnayacakl
r. Çünkü
isterle
lizmi
sosya
de
çiler
emek
başta yoksul köylülük olmak üzere dilter
, dahası tüm insanların
daha önce belirttij!imiz gibi sosyalizm tüm emekçilerin
sınıfının ideolojisi? Şu
işçi
neden
da
ya
i
panis
yarannadır. O halde neden işçi sınıfı
nedenlerle;
objektif olarak kollektif
1- Çünkü proletarya, özel mülkiyete sahip deltildir ve
en tutarlı savunucusu
lizmin
sosya
mülkiyetten ve sosyalizmden yanadır. Bu nedenle
yansıtan, Markarını
çıkarl
nın
işçi sınıfı
olmanın ayncalıj!ına sahiptir. Dolayısıyla
arın ortak
insanl
tüm
ve
sist-Leninist ideolojide aynı zamanda diJler emekçilerin
çıkarlarının ifadesidir.
li ve kollektif çalışma
2- Aynca modem kapitalist üretim, işçi sınıfına bilinç
küçük-burjuvazi bireyselliltin çemberini
alışkanhllı kazandım. Yoksul köylülük ve
tif çalışma, daha doıırusu bir sınıf olma
kırmaz. Bu sınıflarda egemeniere karşı kollek
bilinci proletarya kadar güçlü degildir.
oluşmuş bir parti
Prole tarya partisi denildij!inde, saf proleterlerden
lukta olmalı dahası
çoltun
erler
prolet
e
düşünülmemelidir. Elbetıeki böyle bir partid
67
inanan partisi." (26)
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
önderlil!i ellerinde ıuunalıdırlar, ancak yinede proleıarya panisi
ne her sınıftan insan
girebilir. Ne ki bu insanların ortak özelli!! i; kendi sınıf çıkarl
annı bir kenaııı bırakan
ve proleıaryanın ideolojisini henimseyen devriınciler olmalandır.
Anlattıklanmızı daba öz olarak ifade edersek;
Proeleıarya panisi dedi~miz zaman
bundan korkuya kapılıp "diger emekçileri neden dışlayıp,
partinin sosyal tabanını
daraluyorsunuz" türünden gereksiz laflar eunek yersizdir. Gerçe
kte proleıarya panisi
kadar "geniş" tabanı olan bir başka hareket yoktur. Muhakkak
ki sosyalisı partinin
hel kemigi proleıarya sınıfıdır. Ancak proleıarya toplumdan
soyutlanmış degildir.
Keza sosyalistler de toplumdan soyutlanrnamışlardır. Bu neden
le sosyalist militanlar
pani çalışmalarında, toplumun dilter kesimlerini dikkate almama
zlık edemezler. Tam
tersine sosyalistler diger halk kesimleri arasında da çalışırlar.
Ancak bu hiç bir zaman
partinin bal!nnsız sınıf karekıerini del!iştirmek anlıunına gelme
z.
TT' nde bu kaygılar dile getirildikıen sonra paninin sosyal
tabanı hakkında şunlar
Iıelirtiliyor: "Sosyalist partiyi sadece sanay
i proletaryasının partis i olarak görme
ulkemizdeki emek cephesinin yaramgı gerçeklerle bagdapuyor
. Kfırdistan' da emek
cephesinde sanayi proletai"J(JSt çok küçak bir azıniıgı ifade eder
ve belki de bu cephe
içinde yaşam koşulları, en iyi olan bir kesimdir. Bunların yanınd
a genel hizmetlerde,
tarımda ve diger alanlarda çalışanları, toprak
sız ve az topraklı yoksullcilyliJleri,
havancılı/da geçinen kuçak miJlkiyet sahibi köyliU
eri, devlet sektörande çalqan memur/arı. ögrenci ve aydınları, agır basan yanıyl
a yaşamlarını iş gaç/eriyle kazanan
es~ ve zanaaıkdrlart, teknik eleman, mühen
dis, akademisiyen ve bilim emekçilerini
de ernegiy/e geçinen toplumsal tabakalar içinde saymak gerekir...
" (25)
Dikkat edilirse burada; küçük-burjuvazi de sosyalist partin
in sosyal tabanı
içerisinde görillmilştür. Daha ilerde açık olarak şu ifade yer alır.
"... Ozlu deyimiyle Kfırdistan' ın kafa ve kol emekçilerinin bilims
el sosyalizme
ww
w.
Bilindigi üzere emekçi kavram• kendi iş gücü ile geçinen çeşitli
sınıf ve kannaniçerir. Dolayısıyla, emekçi kelimesi birkaç sınıfın ortak adı olarak
kullanılır. O
halde arkadaşlatırnızın bize utangaça önerdikleri bir sınıf partisi
degil, bir "kitle partisi" ya da bir "cephe panisi"dir.
Halbuki T. T'nde önceki sayfalarda; "cephe panisi anlayı
şını öne çıkanp, tüm
toplum kesimlerini kucaklayan" bir partiyi savunan kesimler
eleştiriliyor ve bu kesimlerin Stalin'den ilham aldıklarını ileri sürüyordu. Gerçekte
Stalin'le "cephe partisi" anlayışı arasında kurulan ilişki "kel alaka"dır. Ancak
TT ile "cephe panisi"
anlayışı arasında belli bir paralellik oldugu açık
bir gerçektir.
TT' nde sanayi proleıaryasının durumunu diger emekçilerink
inden iyi oldugunu Iıe­
linen vurguda sınıf panisi vurgusunu hafiflennek hatta geçers
izleştirmek amacını
taşıyor. Düşünceleri şudur; 'Kürdistan'da işçi
sınıfına fazla güvenıneyin çünkü onun
keyfi yerindedir. Siz, yoksul köylüleri, aydınları, küçük
esnafa ve zanaatkarlara
68
larını
y~
bakın". Halbuki işsizler ve yoksul köylüler hariç 1iim diger sosyal sınıfların
'da
Kürdistan
K.
durum
Bu
iyidir.
daha
sıandartları sanayi proletaryasınınkinden
gelişmesi
min
kapiıaliz
'da
Kürdistan
K.
sosyal yapının del!işiminden kaynaklanıyor.
ile birlikı.e, şehirde ve kırda insanlar emelderini satmadan geçinemez duruma geldiler.
bunların sayısı
Artık emeJ!inden başka bir geçim arııcı olmayan işçiler bir yana (ki
rinde
mevsimle
belli
yılın
için
artık milyonu aşıyor) yoksul köylülerde geçinmek
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
ücretli işçilik yapmak zorundadırlar. Bu durum köylü ekonomisinin, kapilalist metalan satın alıııakıa yetersiz kalınasından kaynaklanıyor. Çoj!unlulda bir iş bulamayan
ve kendi sınırlı üretimiyle geçinmeye çalışan yoksul köylüler, işçilerden bile daha
yoksul konuma düşerler. Bunda şaşılacak bir durum yoktur.
Işçilerin düzenli bir ücreti vardır. Yoksul köylülük ise düzenli bir iş bulamaz
üstelik köylü ekonomisi uzun zanıan alır ve verimi düşüktür. Bu durumda yoksul
köylü y~ standartını daraltır ve üretim düzeyine indirir. Yoksul köylüyü işçiden
de daha alt düzeyde bir yaşama yöneiten olgu budur. Bir çoj!u buna fazla dayanamaz;
daha düzenli ve istikrarlı bir yaşam umuduyla şehirlere göç eder ve proleterleşir.
K.K'daki işçilerin kendilerini şanslı saymalan buradan kaynaklanır. Bir yanda
yoksul köy yaşarm, di!er yandan düzenli bir kazanç. Bu ildem içerisinde geçmişe
dönmernek ya da işsiz kalınarnak, K. Kürdistan işçisinin başlıca arzusudur. Onu
ürkek ve temkinli kılanda budur.
Ancak bu belirtigirniz olgu bir geçi~ döneminin özelliJ!idir. Kapiatlizmin
ve sendikagelişmesi ile ekonomi belli bir dengeye ulaşır. Işçilerde kalifiyeleşme
artırır.
gücünü
~ma pazarlık
Bu nedenle güncel taktilder de işçilerle yoksul köylüler arasındaki farklılıgı dikkate
sınıfların
almalıyız. Ancak bunun stratejik alanda çok büyük etkisi olmaz. Sonuçta
i
arasındak
sınıfı
işçi
e
sınırlan netleşecektir. Bugün birçok anlayış; yoksul köylülüld
rolünü
tarihsel
bu göreceli farklılaşmayı abartır ve K. işçi sınıfının kendi
g~yecegini ileri sürer. Bu durum eksik bir bala~ yansıtır.
ww
Demok ratik-M erkeziy etçilik
bölümünün ve uzmaniaşmanın ürünüdür. Bir fabrikada oldugu
gibi bir partide de çeşitli alanlarda çalışan ve bu alanlarda uzman~ bölünıler
her kesin
olupcaktır. Bu kaçınılmazdır. Çünkü karnıaşık bir dünyada yqıyoruz ve
i~in bir
her
Elbette
deRildir.
mümkün
çalışması
her konuyu bilmesi ve her alanda
sorun
bir
diye
şıne
ınerlrezile
ayrıca
halinde,
kişi veya birkaç kişi tarafından yapılması
gereken,
çalışınası
olarak
baJ!lı
biribirine
ve
olmaz. Ancak birbiriyle uyıım içerisinde
ilmesi
farldı gruplar veya farldı örgütler olunca, bunların kordinasyonu ve yönlendir
kılar.
zorunlu
masını
ol~turul
yapının
bir
sonılıu ortaya çıkar. Bu da merkezi
kendi
elemaıun
her
hatta
örgü1iin
her
zanıanda;
Dolayısıyla merkezi yapı aynı
Merkezileşrnek iş
69
alanında özgürce çalışması anlamınada
gelir.
Daha açık ifade edersek; partide merkeziyetçiiilde demokıasi birbirine sıkı sıkıya
bal!lıdır. Demokrasi olmadan merkeziyetçilik, merkeziyetçilik olmadan demokrasi
olınaz.
ak
ur
d.o
rg
Partide merkeziyetçilik aşııgtdan yukanya dognı, tamamen üyelerin özgür iradesi ve
demokratik çalışmasıyla seçilmiş baglayıcı organların ifadesidir.
Demokıasi ise, her üyenin eşit haklara sahip olması, organiann seçimle işbaşma
gelmesi ve yine seçimle görevden alınması, anlamına gelir.
Sosyalist parti de her üyenin parti karan ve eylemleri hakkında eleştiri hakkı
vardır. Ayrıca seçilen organlar seçenlerce görev süresi dolmadan görevden
alınabilınelidir. Bunu engelleyen hiç bir bürkoratik mekanizma olınamalıdır.
Partide çok geniş bir tartışma ve eleştirme ortamı olmalıdır. Ancak bu tartışmalar
ve eleştiriler parti kongresince kabul edilmiş programı yadsımamalı ve parti eylemini
engelernemelidir.
4. MÜCADELE BİÇİMİ VE YÖNTEMLERİ SORUNU
T.T'de"mücade le biçimleri üzerine" şunlar söyleniyor.
ww
w.
ar
siv
"Mücadelenin ekonomi.k, poüti.k ve ideoloji.k alanlarının; barışçıl ve barışçıl olmayan, /ega/, yarı /ega/ ya da U/ega/ sonsuz derecede özgüllükler/e dolu biçim,
yöntem ve araçlarla donanması zafer için kaçınılmaz oluyor." (27)
Ayrıcadaba ilerde "kapitalizm koşullarında buıjuvazinin zoruna ve şiddetine karşı
silahlı mücadele dahil, her türlü politik zor ve şiddetin ilke olarak meşru oldugu" ve
kullanılmasının gerektil!i vurgulanıyor. Bu genel vurgular dışında güncel mücadele
ile ilgili başka bir tespit TT'nde yoktur.
Bunlar elbette dogrulardır. Evet temel dol!rulardır. Çünkü hareketin genel yasaları
bunlan söyler. Bilindigi gibi dol!al yaşam gibi toplumsal yaşamda sürekli bir hareket
sürekli bir gelişme, del!işme içerisindedir. Buna bal!lı olarak sınıflar arasındaki
mucadele de sürekli yeni biçimler kazamr ve yeni yöntemlerle sürdürülür. Toplumsal
degişime ayak uydurmamak, bir aşamada geçerli olan mücadele biçim ve araçlannda
inat etmek, yenilgiyi de baştan kabul etmek demektir. Bu açıdan haktıl!ımızda
arkadaşların yukarda belirtilli düşüncelere katılmamak mümkün degildir. Ancak devrimci eylemi ile her zaman toplumu degiştirmeye çalışan sosyalistler için
mücadelenin genel yasalarını bilınek yeıerlimidir. Hayır degildir. Naden yeterli dej!il
Lenin gayet güzel açıklıyor.
"Akla uygun olmak şartıyla, bütün mUcadele araçlarını, bütün mücadele plan ve
metotlarını ilke olarak kabul etmekle belirli bir sisyasi anda sıkı sıkıya uy-
70
gulanan bir plan geregince hareket y6nünü tayin etme geregini birbirine karl§tırmak,
eger taktikten stJzediyorsak, bütün tedavi metodlarının tıp tarafından tanınmasıyla
belli bir hastalıga belli bir tedavi metodunun uygulanması geregini biribirine
karl§tırmaya eşittir." ('lS)
'
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
Evet bp bilimi de "her zaman her hasıalıkıa tek bir tedavi metodu kullanılacaktır"
demez. Tıp bilimi şöyle der: İnsanlarda çeşitli zamanlarda çeşitli biyolojik hasıalıklar
oluşur. Bu hasıalıldar bildigirniz tüm tedavi yöntemleri arasında en ~ ve uygun
olan yöntemle tedavi edilir. Bu durumda bütün tedavi yöntemlerini bilipte hangi
hasıalı~. hangi yöntemle tedavi edilece~i bilmeyen bir dokturun pratik olarak bir
del!eri varmıdır ? Gayet açıktır ki hiç bir del!eri yoktur.
Peki, arkadaşlanmızın mücadelenin çeşitli biçimlerini ve farklı zamanlarda farklı
mücadele biçinılennin kullanılmasının gereklilil!ini bilmeleri bugün Kürdisbın için
birdeger taşır mı? Elbette bir del!er taşır, ancak fazla del!er taşımaz. Mücadelenin
çeşitli biçimlerinin bilinmesi ve kabul edilmesi dolayısıyla dol!matizmin ilkesel
bazda reddi elbetteki olumludur. Ancak bugünkü şartlarda kullanılacak mücadele
biçimi ve araçlan belirtilmediJıi için söylenenler pratik anlamda fazla bir önem
taşımazlar. Hele hele yorunılamakbın çok deJıiştirmenin geçerli oldugu, hızlı bir
del!işimin yaşandı~ dünyamızda genel ıJoAruları telaarlanıak güzel bir tilrküyü telaarlamakbın öte bir anlam taşımaz.
ÖZ olarak: Hiçbir mücadele biçimi ve arııcı ıoplumsal şartlara uymadı~ halde inatla
sürdürülmez, yani mutlaklaşbnlmaz. Çok yönlü ve çeşitli çelişkiterin hüküm
sürdül!ü dünyarnızda elbette mücadele biçimleri ve araçlanda çeşitlilik kazanacakbr.
Fakat yine de her zaman tüm mücadele biçim ve araçlan birden kullanılamaz.
Mücadele biçinıleri ve araçları bir kombinazyon oluştursada mutlaka belli alanlarda
$ basan bir mücadele biçimi vardır. ÖtneJıin; hemen hemen tüm devrimciler illegal
örgütlenmişlerdir ve illegal mücadele biçimlerini esas almışlardır. Pratik-taktik
mücadele açısından belli bir alan ve belli bir zamanda kullanılacak mücadele biçimi
ve araçlarını tespit ebnek ve kullanmak zaferin anahtandır. Bunu başaramıyanlar
mücadeleden koparlar ve devrimci del!iJ reformisı olurlar.
K. Kürdistan 'da Güncel Taktik Mücadele
"Taktik/erin esas görevi -stratejinin isıelcierine uygun olarak ve bütün ülkelerin
i§çilerinin devrimci miJcadelesini hesaba katarak- istenilen anda miJcadelenin somut
durumuna en uygun Sava§ biçim ve yöntemkirini tayin etmektir!" (29)
Bugünkü şartlarda mücadele biçimi sorunu taktiksel bir sorundur. TEKOŞİN
çizgisi daha önce stratejik bir tespit olarak klasik "Halk Savaşı" teorisini savunuyordu. Bu teori ile birlikte bütün UDD asaması boyunca, kısa bir politik hazırlık evresi
hariç her alanda esas mücadele biçimi silahlı mücadele biçimi olarak, mücadelenin
71
temel alanı olarakta kır kabul ediliyordu. Halk savaşı yan-feodal ve sömürge
Kürdistan toplumunda UDD'i zafere ulaştırmanın yolu ve biçimi olarak görülüyordu.
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
Ancak günümüzde kapitalizmin önemli ölçüde gelişmesi, şehir ve kınn önemli
ölçüde farklılaşması daha dol!rusu kınn şehir lehine erimesi, kırda sınıfsal
farklılaşmanın artması, şehirde nUfusun yoj!unlaşması, proletaryanın niceilik ve nitelik olarak gelişmesi, bütün bunlar halk savaşının klasik biçiminin uygulanmasını
olanaksız kılıyor. Halk savaşı verildiginde Vietnam ve Çin'de nüfusun %90'ı
köylüdür. Fakat bugün Kürdistan da bu oran %60'dan daha azdır. Yanlız bu bile
klasik şekliyle halk savaşının Kürdistan şartianna uymadıj!ını göstermeye yeter. Esas
yanıyla halk savaşı "Halk için, halkın verdil!i bir savaş" (Giap) olarak ele alınırsa
Kürdistan'da bu anlamı ile bir halk savaşı yaşanacakur. Ancak bu savaş kırlara
dayandıj!ı gibi şehirlerde de belli politik çalışınanın üzerinde yOkselecektir.
Her toplumda olduj!u gibi Kürdistan' da da şehir ve kırsal alanlan farklı özellikler
gösterir. Bu nedenle taktiksel sorun olarak mücadele biçimleri tespit edilirken belli
bir andaber alanın faıklı yanlan göz önünde bulundurulur.
önceki bölümlerde Kürdistan' da sınırlı da olsa bir savaşın var oldugunu bel irlik.
Kırlarda açık askeri savaş, şehirlerde ise sömürgeci-faşist terör. Bu durum mücadeleyi
belirleyen esas faktördür. Gerçekte de mücadele biçimleri ve yöntemleri, çelişkilerin
düzeyine, düşmanın gücOne ve kullandıj!ı mücadele biçim ve yöntemlerine bakılarak
tayin edilir.
Bugün şehirlerde politik mücadele esasur. Özellikle işçi sınıfının ileri unsurlarını
kazanmak ve bunlan bir sosyalist sınıf partisinde örgüdemek gereklidir. Bu amaca
ulaşmak için işçi sınıfı arasında, ideolojik-politik -ekonomik alanlan kapsayan
çalışmalar yapılınalıdır. Bir yandan sosyalist siyasal bilinci işçi sınıfına taşırken
diger yandan işçilerin sınıf baglannı güçlendirerek, mücadele deneyimi kazandırmak
için sendikal çalışınalara önem verilmelidir. Çünkü birey olarak bir işçi ancak patron
sınıfına karşı ortak mücadele ile sınıfsal güdüye sahip olur. Bu güne kıldar K.
Kürdistanlı sosyalistler işçi sınıfı arasında çalışmaya, dolayısıyla sendikal çalışmaya
yeterince önem vermemişlerdir. Buna bahane olarakta hep işçilerin geriJil!i ve nicelik
azlıltı gösterilmiştir. Gerçekte sorun sosyalistlerin örgütsüzlügünde ve çalışınalannın
eksik olmasındadır.
Ne yazık ki, T.T'nde de eski mantık hakimdir. Işçi sınıfı içerisindeki çalışmalar
özellikle de sendikal çalışmalar konusunda hiçbir belirleme yapılmamışur.
Şehirdeki diger emekçi kesimler gençlik ve aydınlar arasında da propaganda- ajiıa­
siyon ve örgüdeme çalışınalanru yükseltmek gereklidir.
Şehirlerdeki mücadele saglam bir sosyalist işçi partisinin oluşturulması açısından
belirleyici öneme sahiptir. Onun dışında nüfüsün şehirlere dogru akışı devrimci
savaşın asker gücünün de önemli ölçüde şehirlerden kıırşılanmasını gerektirir.
Dolayısıyla, silahlı mücadelede ve devrim savaşımında başanlı olmak için şehirlerde
72
girer.
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
Bu politik temel işçi suufı partisi ve
&aglam bir politik temele sahip olmak gerekir.
çilerdir.
onun saflarında birleşlllİlj i§Çiler ve diger emek
rleşım bile ölüm demektir. TC aske
Kürdistan kınnda ise, en basit bir politik sava
savunan kişi öldürülecek kişidir. Bu duri-özel timleri için her ilerici-devrimci fıkri
yol
e yürütmenin imkanı yoktur. Tek
rumda kırda legal ve açık bir politik müeaılel
hem
leri
birlik
da
agan
prop
ı
. Oluşturulacak silahl
silahlı muçadelden yararlanmakur
rek
ve örgütlenmesini saglayacak hem de gide
ini
lmes
egiti
k
kitlelerin siyasi olara
aktif
ve
gi
deste
n
halkı
a
Kırd
i atacakur.
daha gelişmiş bir gerila savaşının temellerin
vi, önümüzdeki önemli görevlerden biri
göre
e
tlem
örgü
ı
savaş
la
katılımı ile bir geril
ır. Silahlı proadımı silahlı propaganda çalışmasıd
olmalıdır. Bunun bugUnkü pratik
dir. Yine esas
degil
k
deme
lı mücadele
paganda çalışması henüz tam anlamıyla silah
et eder, ancak
hizm
ye
adele
müc
politik
olan politik mücadeledir. Silahlı propaganda
ine) ulaşır.
biçim
ı
savaş
la
ine (yani geril
giderek olgonlaşır ve silahlı mUcadele biçim
i adımın
hang
k
te bugün pratik olara
T.T'de silahlı mücadeleyi kabul etmelde birlik
miştir.
tilme
belir
maların hedeflendi!!i net olarak
atılması gerektigi, ilerde ne gibi çalış
bo
etin
harek
k
lanmasına katılan birço
Elbette ki, bu en başta tamşma tezlerinin hazır
arı
"Bunl
da
r
daşla
klanıyor. Kimi arl<a
konuda açık bir görüşünün olmamasından kayna
k bunları açıldamaya gerek yokuır"
anca
de)
şekil
nuh
düşünüyoruz (hata çok daha ayrı
rnatif bir siyasi hareket kitlelere, çok
diyebilirler. Bu do!!ru bir düşünce degildir. Alte
en
u hedefler gösterebilmelidir. Bunu yapmazsa
açık ve digerlerinden daha da do!!r
mez.
tlene
örgü
salip
eder ve kitleler arasında kök
başta ideolojik alanda savaşı kayb
i
yolu ile gerçekleştirilecektir. Zorun esas biçim
Açıkur ki, Kürdistan devrimi zor
im
Devr
mücadele çeşitli aşıırnalardan geçecektir.
silahlı mücadeledir. Ancak silahlı
ç alan biçimi Devrimci savaştır.
açısından silahlı mücadelenin sonu
Politik mücadelenin olgunlaşugı ve
Bilindigi üzere savaş politikanın devamıdır.
çözümünün politik yolunun Ukandı!!ı
devrimle karşı devrim arasında çelişkilerinin
imci zor ya da Devrimci savaş devreye
noktada silahlı mücadele biçimini almış devr
ww
imi üzerinde yükslecek olan silahlı
Ülkemizde de politik mücadelenin birik
gerilla savaşı, düzenli ordu savaşı gibi
mücadele kırda; silahlı propaganda çalışması,
alarla desteklenecektir. Ve tüm ülkeyi
biçimler olacak, şehirde ise, toplu ayaklanm
ur.
kapsayacak ve devrim sürecini tamarnlayacak
dünya ve ülkemiz devrimci sürecinin
lar
Genel hatlarıyla belirledigirniz bu olgu
hakkında bugünden mutlak belirleme
bize gösterdilli gerçelderdir. Elbeue ki gelecek
müz
günü
şenin alacalll muhtemel biçimi
lerde bolunarnayız. Ancak gelişenin ve de!!i
.
iliriz
edeb
tespit
şartianna bakarak ana ilkeleri ile
73
DtPN OTL AR
a şu kaynaklardan yararlanmıştır:
ur
d.o
rg
1- F. Engels, Ütopik ve Bilimsel Sosyalizm (Sol Yay.
s. 98)
2· Sıalin, Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm (Bil.
ve Sos. Yay. s. ll)
3- Lenin, Marx Engels Marksizm (Sol Yay. s. 20)
4- Lenin, Marx Engels Marksizm (Sol Yay. s. 125)
5- PYS , Taruşma Tezleri (T.T.) s. 17-18
6- T.T. s. 9
7- T.T. s. 18
8- T.T. s. 18
9- Stalin, Leninizmin likeleri (Sol Yay. s. 9)
10- T.T. s. 9
ll- A.L. Suong, Stalin Dönemi (Onur Yay. s. 23)
12- T. Angotti, Sıalin Dönemi: Tarihin Açılmlanışı.
Dünya Sorunlan (6/2) s. 28
(S.B'de sosyalizmin inşa dönemi özetlenirken, T. Ango
tti'nin belirtilen eseri dışmda
başlıc
ww
w.
ar
siv
ak
AL. Suong, Sıalin Dönemi, Y. Küçük, S.B'nde Sosya
lizmin Kuruluşu, J. T.
Murphy, Sıalin
13- A.L. Suong, Stalin Dönemi s. 23
14- T.T. s. 10
15- Lenin, Marx Engels Maıksizm s. 240
16- T.T. s. 15
17- T.T. s. 23
18- F. Engels, Anti Dühring s. 416
19- F. Engels, Age s. 423
20- K. Marx, aktaran B. Nikitin, Ekonomi Politik s.
247
21- K. Marx, Gotha ve Erfun Proltfamlannın Eleşti
risi (Sol Yay. s. 41)
22- T.T. s. 21
23- K. Marx' ın Weydemer' e Mektubu; aktaran Lenin
-Devlet ve Devrim (Bilim ve
Sos. Yay. s. 44)
25- T.T. s. 34
26- T.T. s. 35
27- T.T. s. 35
28- Lenin, Ne Yapmalı, (Evren Yay. s. 63)
29- Stalin, Strateji ve Taktik Üzerine (Devrim Yay.
s. 41)
74
ak
ur
d.o
rg
DEVRİMLER VE PROLETARYA
Ali Kemer
ww
w.
ar
siv
ya her
Kürdistan devrimi ve bu devrimin kendine özgün yanları ıartışıldıJtında,
devrimi
an
Kürdist
n;
hangi bir ülkeye benzetilerek o ülkede geçerli sayılıDış teorileri
gu özgün
için de geçerli olabilecegi varsayılmış böylece, Kürdistan 'ın içinde bulundu
hareimiz
deneyim
le
durum, sınıf ilişki ve çelişkileri, ulusal özelikler, kendi mücade
alınıp
ele
nmızın
koşulla
ket noktası alınarak, somuttan hareket edilmemiş, kendi
amışur. Ya
degeriendirilmesi teorik sorunlann tespitinde pek önemli bir rol oynıyam
üstünde
şeyin
her
ış
abarulm
da devrimimizin özeiiikleri; kendine özgün yanları çok
k
ideoloji
tçilik
milliye
lamamış
tutulmuş, dünya devrimi ile olan baJtlanusı kavranı
birer
lmaz
dokunu
r
görüşle
savunu olagelmiştir. Bunun ötesinde savunulan teorik
ni engeltabu sayıbnışur. Sorunların bu biçimde ele alınışı devrimin teorik gelişimi
ur.
Ierniş, hareketin pratik ihtiyaçlan karşılanamamış
ve toplumu
En önemlisi de Marksizm bir kalıp teori olarak ele alınmış devrimci
ve özele ilişkin prensipleri
degiştirici özelliginin içi boşaltılmış, marksizmin genel
er önerilmerniştir. Kimi
kavranılmamış, bu baglanıda farklı çelişkilere farklı çözüml
culuk gibi
çevrele rdeki marksi zmin bu yorumu önceler i fanatik bir savunu
ı teoriye
marksis
ötürü;
görünürken sonrala n, uluslararası bazı degişikiiierden
inançsızbJta dönüşmüştür.
an, farklı
Marksi zmin içeril!i kavrandıgın da, onun belli kalıpları tanımay
lililti
hareket
n
sınıfını
işçi
lesinde
mücade
sınıf
ve
öneren
er
çelişkilere farklı çözüml
cakur.
anlaşıla
tinden
kendilil
oldul!u
teori
bir
l
bilimse
ile paralel bir gelişim gösteren
onun, farklı ülkelerde sınıf
Marksisı ideolojiden çıkartılması gereken genel özelük
m, kapitalist toplumun
Marksiz
idir.
mücadelesine ilişkin genel prensipleri içermes
annı kapitalisı toplum
konuml
ve
i
yerlerin
özellil!ini, sınıfların bu toplum içindeki
75
içinde işçi sınıfının hem kısa hem de uzun vadede oynu~ tarihsel
rölü belirlemektedir.
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
Marksiz m işçi sınıfının yakın ve uzak amaçlarının bir ıeorisidir. Bu
amaçlar: Burjuvazin in iktidardan devrilmesi, işçi sınıfının iktidar biçiminde örgütle
nmesi giderek,
sınıf çelişkilerinin ortadan kıtldınlmasıdır. Yine bu amaç:
modern kapitali st toplumun beraberinde getirdilli bir zat onun kendi içinde dol!an ve bu toplum
un deliişınesi
koşullannı kendi içinde taşıyan dol!al gidişatın yönlend
irilmesidir. Bu karşı konulmaz hareketin amacına ulaştınlmasının çok karmaşık bir hareketler
dizisini içeriyor
olmasıdır. Hiç bir toplumsal düzen bir önceki toplumsal
düzenin yerini alırken dol!ru
bir çizgi biçiminde bir gelişim göstermemiştir. Inişli çikişlı mücade
le, toplumsal alt
üst oluşlar, yenilgiler, zaferler hep var olagelmiştir.
Devrimi isteyen herkes nasıl bir devrim istediliini açık biçimde koymak
zorundadır.
Nasıl bir devrim istedillimiz ve bu devrim in neyi yok
etmek istedilli ve yok etmek
istedilli şeyin yerine yine neyin konulacal!ının açık biçimde ifade edilmes
idir.
Genel anlarnda devrim, esas anlamıyla toplumsal devrimd ir ve her zaman
uzun bir
siyasal dönemi kapsar. Bir toplumun ideoloji k, politik ve ekonom ik
olarak bir başka
topluma alt üst oluşlar biçiminde yerini bırakmasını içerir.
Karşılaştıl!ımız koca bir toplum içinde başlangıçta düşünce
planında ortaya çıkan
sonra, giderek örgütlillül!e dünüşen ve bir çok savaş yöntemi ile karşı
karşıya kıtlan,
ilk etapta siyasal iktidarı ele geçirm eye çalışan bunu, ilk adım olarak
tanımlayan,
siyasi iktidar biçimin de örgütle nen, bu amaca ulaştıktan sonra toplum
un üretici
güçleri nin yeniden örgütle nmesin i içeren bütün bunların yasal
ve hukuksııl
çerçevesini çizen bir gelişim ve hareketliiiilin toplamıdır. Burada
devrim en genel
anlamıyla ideoloji k biçimle nme, örgütlü lülle dönüşen,
siyasal iktidarı ele almak ve
siyasal iktidar biçiminde örgütlenmek, üretici güçlerin önünü açmak
ve sonuçta yeni
toplumsal sistemi kurmak olarak tanımlanabilir.
Prolete r devrimin özelliili ise bütün diger devrimlerden farklı olarak
onun yarataeallı mülkiy et biçimid ir. Çogu zaman kollekt if mülkiy
et biçimin de açıklanan bu
mülkiyet biçimi, millkiyeısizlik olarakta tanımlanabilir. Daha önceki
bütün devriın­
ler mülksüzleştirmeyi içermemişlerdir. Prolete r devrimin bütün öteki
devriml erden
ayırd edici özelliili onun mülkiy eti, daha dol!rus u burjuva
özel mülkiy etinin
kaldınlmasına dayanmasıdır. Feodall er kölelil!i yok ederek
onun yerine feodal
millkiyeı biçimini koymuşlardı sonra, kapitali stler feodal
millkiyeti kıtldırdılar onnn
yerine kapitalist özel mülkiyeti koydula r. Mülkte n yoksun proletar
ya ise kapitalisı
özel mülkiyeıi ortadan kaldıracak bu mülkiyeıi toplum un
mülkiy etine
dönüştürecektir. Bu prolete r devrim in öteki devrim lerden
ayn olan özelliil inin
esasıdır. Burada milikiyel sorunu hareketin temel sorunu olarak
rol oynamaktadır.
Komün ist toplum no bir başka ayırd edici özellij!i de onun, bir örgüt
aracılıl!ı ile
kurulmasulır. Aslında bütün topluml arm kurulmasını da
örgüt ve örgütlü mücade le
76
devrimin ve bunun son hedefinin -sınıfların
z.a{eri için 't1azgeçilmez" saymışlardır.
ak
ur
oluşmasının, toplumsal
ortadan kaldınlmasının-
d.o
rg
n oynadıi!ı rol
bep var olagelmiıjtir. Fakat komünist toplumun kwıılmasında örgütü
çok daha gerekli, önemli ve bir zorunluluktur.
i~i sınıfına
Komünist toplum amacına ulaşma istemi, konumu gereili sınıf olarak
sadece i~i
ve
sadece
arın
tabakal
ve
özgün bir istemi, konumu gereili de diger sınıf
ndan tek
bakımı
ulaşma
amaca
bu
sınıfırun dünya görü.şüdür. l~i sınıfı bu bakımdan
onun
Bu
ir.
nınelid
örgütle
olarak
devrimci sınıftır. l~i sınıfı mutlaka ayn bir parti
a
oynam
rol
siyasal
e
bOylec
nasının
kendi sınıf çıkarlannın ve bir sınıf olarak davranı
elede
mücad
siyasal
n
sınıfını
dir.l~i
olaııagının kendi eylemi ve amaçlan için gerekli
Onun örgütlü oletkin olması onun örgütlUiük seviyesi ile do!!rudan ba!!lanulıdır.
u ile aynı anlama
durum
a!!ı
maması durumu onun siyasal mücadelede etkili olmayac
gelmektedir.
biiylece
Marx ve Engel s "işçi sınıfının siyasal parti olarak
partisinin rolünü ve gereklili!!ini anlamak için parti. Çözülmesi genin başarabilece!!i, üstesinden gelebilece!li sorunlan tanımak gerekir
bir gereklilik
nasıl
elede
mücad
bu
n
reken sorunlar bilince çıkarUldı!!ında, partini
ektedir.
bilinm
ı
kapsam
ve
li
genişiil
oldugu kendili!linden aıılaşılacaktır. Mücadelenin
Sıruf mücadelesinde ~i sınıfı
ülkeyi fetlıetmenin ve giderek dünyayı de!!iştirmenin
gibi görünen ve bizi çevreleyen koşullarm tesadufi
örgütlerle ve kendilil!inden mücadele ile çözülmiyece!!i kesindir.
an ve inen
Var oluşun amacı; koca bir toplumu de!liştirmek olan, tırman
durumunda
isi
temsilc
siyasal
un
toplum
mücadelede düşmana karşı koyan ve geleck
ayı berabeıaruşın
teOrik
çok
bir
a
ki bu örgütlenme, teorik bakırnından ıaruşıldı!!ınd
kendiklı!!ı
karmaşı
ve
zor
n
sorunu
nde
rinde getirmektedir. Pratik yanı düşünüldüAfi
siv
düşünüldüi!finde bir
anlamı, sonsuz bir genişlik
w.
ar
Biraz
li!linden aıılaşılacakUr.
ww
ridir. Onun
Onu çerçeveleyen bütün ilişkiler onun da içinde yaşadıj!ı toplum ilişkile
varolandan
Burada
ir.
temsil ettil!i güçler yine, toplum tarafından koşullanan güçlerd
erden
ilişkil
eleyen
hareket ederek ideolojik ve örgütsel bakımdan bu onu çerçev
dır.
karşıya
lul$ ile karşı
sıynlmak ve yeniye egemen duruma getirmek zorun
bir sorun haline gelmiıjtir.
lmaz
kaçını
ası
kurulm
in
Her U1kede bir proleter partisin
rin özellde farklı bazı
partile
bu
olan
aym
ve
bir
Bu çogu zaman gereklidir. Amaçlan
aynıdır.l!llıiiD.. her
amacı
in
partiler
bu
Bütün
sorunlan çözmek ile karşı karşıyadırlar.
n Ozellij!idir.
belirgi
en
inin
dOnem
elesi
mücad
yerde kapitalistler ile işçi sınıfı
tedir.
Mücadele dünyada bu lıa!!Janıda sürmek
indeki özelliklere; kapitaBıi partilerin gOrevierindeki farklılık oulann kendi Ulkeler
ne ilişkindir. Bu
lizmin gelişıne seviyesi, burjuvazinin siyasal iktidannın biçimi
77
siv
ak
ur
d.o
rg
farklılıklar farklı ülkelerde farldı mlleadele biçimlerini
gündeme getirir. Çogu zaman
besaba kaularnıyan faktörleride bu genele eklemek gerekiyor. Her ülkenin
kültürel
gelişimi, dinsel egilimleri bazen önemsiz gibi görünen soz
konusu ülkenin yer aldıgı
kıta, o ülkeyi çevreleyen diger ülkeler v.s. gibidir. Burada
tek tek ülkelerdeki partilerin kendi gerçeldigiııden hareket derek: onun genel amaçlarına adun adım
yaklaşması
SÖZkonusudur.
Burada ulusun bir sınıfının ulusu temsil etmesi durumu vardır. Bu yaşanıl
andan
çok geleeekte ifadesini bulan bir sınıfın giderek bir bütün olarak bir başka
eksende
ulusu öıgütleınesini içermektedir.
İşçi sınıfı panisi bir örgütler toplamıdır ve bir çok örgütte
n oluşur. Merkezi,
genel, yerel ve yan örgüdere sahiptir. Partiyi destekleyen örgütleride
burada
hatırlatmak gerekir. Bu pani işçi sınıfının panisidir. Parti
bir bütün olarak işçilerin
degil, işçiler içinde bilinçli işçilerin panisidir. İşçilerin ilieri unsurlarının
panisidir.
İşçi sınıfının en ilieri en biliçli kesiminden oluşur. Kısa ve uzun
vadedeki amaçlarını
açıldayan programı, çalışırlıgı için bir tüzügü vardır. Bunlar
işçilerin bu panide bir·
likteligiDin zeminini oluşturur. Döneme ilişkin taktik kararlan vardır.
İşçi sınıfının panisinin arnacı kapitalist sisteme karşı mücade
le etmelde sınırlı
degildir. Bu amaç sınıflı toplumu yok etmek, onun yerine sınıfsız toplum
kurmayı
hedefler. Bu amaca ulaşııgında kendisiyle birlikte bütün toplumu kurtarır
. Onun
özelligi burada ancak bu görevi yerine getirme yeıenegine sahip tek sınıf olaması
nda
anlaşılır.
ww
w.
ar
" ... Işçi partisi bir takım burjuva partilerin kuyruğu olamaz, tersi·
ne kendine lizgan hedefi, kendine lizgUn politikası bulunan bağıms
ız
bir parti olarak oluşma/ıdır." (Engels, İşçi Sınıfının Siyasal Eylemi Üzerine
)
Marksizmin genel ve vazgeçilınez ilkelerden biri işçi sınıfının bagımsız
bir pani
olarak örgütlenmesidir. çogu zaman bulanıldaştınlan bu görev başka
şeyler ile
aynılaştınlmıştır. İşçi sınıfı ile hiç bir baglanusı olmaya
n küçük buıjuva paniler,
kendini işçi partisi olarak adlaııdınnış, yine işçi sınıfının sınıf olarak konumu
, onun
toplum içindeki mücadeledeki önemini kavramayan küçük buıjuva demokr
atlar kendi·
lerini, marksist olarak adlandırmışlanlır. Böylece marksizm bu güçlerin
şahsında
puan kaybetmiştir. Halkçılık egemen olagelmiş. Hemen hemen
bütün sol
öıgütlenıneler kendini marksist olarak adlandırmışlardı
r. Bütün sol parti ve grupların
birlik denemeleri, birlik ç&gnları marksist bir parti oluşuırma olarak adlandın
lınış,
proleterya partisinin esas karekıerine gölge düşürülmüştür.
İşçi sınıfı panisi belli koşullarda birlikte eylemden yana olabilir
(bu çogu zaman
bir çakışma pratik bir gereklilikten dogar) ya da kendi dışında bir hareketi
desıeldeye­
bilir. Eger kendi dışında bir güç ile eylem birligi yapıyorsa ya da belli
bir destek
saJ!Iıyorsa bu tür durumlarda kendi konumunu şüpheli duruma
düşürmemesi gerekir.
Yani kendi politikasını korumak kaydıyla belli bir destek salılıyabilir,
asla başka
78
güçlerin ve politikaların savunucusu ve takipçisi olamaz.
Tine partiye ilişkin bir başka sorunda parti içi mücadeleyi içermektedir. Davanın
dogrudan kendisine ilişkin ya da kısmı sorunlara ilişkin aynhklar partinin
karşılaşu~ başka bazı onemli sorunlardır. Koşulların ve zaman sürecinin onemli derecede rol oyna~ı bu konuda en genel davranış biçimleri Engels ıarafmdan şöyle
tanımlanır.
ak
ur
d.o
rg
"... Bir partinin kucafında daha ılımlı ve daha aşırı akımların
gelişmesi ve birbiriyle savaşması, onun yaşaması ve geliımesi için
gereklidir; daha aşırıları hemen partiden çıkaran kimse, bu yolda
onUırın bUylimesini destekiemiş olur. lıçi hareketi var olan toplu·
mun en sert biçimde eleştiri/mesine dayanır, elestiri onun yaşam
(Jgesidir. B6yle olunca, kendi kendisi eleştiriden nasıl kaçabilir,
tarhşmayı nasıl 6nlemek isteyebilir? Başkasından kendimiz için s(Jz
liıgUrlliflinli, yalnızca bunu kendi saflarımız da ortadan kaldırmak
için mi ıStiyoruı?"(l889 Kopenhang'daki Gerson Trier'e Mektup'ıan)
Engels'in bu söylediklerine hiç birşey eklerneye gerek yoktur. Söylenen oldukça
açıkur.
siv
Bizim pratigimiz ise bu söylenenlerin tam tersini içermektedir. Bunun mutlaka ki,
dünya çapındaki marksizmin yanlış yorumuyla dogrudan ilişkisi vardır. Mücadele bu
yanı ile ıamamen uluslararsıdır ve marksizınindogrudan içeriili ve kavıanılmasıyla
bal!lanulıdır.
Denilebilinir ki marksizm hiç bir zaman bu derecede zorlu bir saldın ile karşı
Bu zorlu saldınya gögüs germek gerçek marksistlerin boyuunun
boıcudur.
Dünya
ar
karşıya kalmamışur.
Çapında Başka Bazı De~işiklikler
ww
w.
Günümüz koşullannda dünya çapmdadaki del!işiklilder çol!u zaman gerekıilli gibi
farkedilınemekıedir. Her hangi bir sorunun çözümü o sorunu çevreleyen koşullarm
iyi ıanınması ile mümkündür. Dünya yeni gelişmelere ıanık olmakuıdır. Bu tek tek
ülkelerde hem ayo hem de aynı olan degişiklilder içermektedir. Oluşan yeni durumlar
mücadelenin biçimini etkilemektedir. Mücadele tek düze olınadı ve olmıyacakur da.
İleri kapitalist ülkeler geçen yüzyılda işçi hareketi açısından da oldukça ileriydiler.
Marksizm de denilebilinir ki, bu ülkelerde ortaya çıkU ve yayıldı. Şimdilerde devri·
min gerçekleşebiliriiili açısından devrimci mücadelenin yükselişi yer del!iştirmiş du·
rumda. Bunun mutlaka ki tarihsel ve toplumsal nedenleri vardır.
önceleri, çok açık çizgilerle belirgin olan proletarya ve burjuva sınıflannın açık
mücadelesi, şimdilerde belli bir belirsizlik biçimine bürünmüştür. Kapitalizmin emperyalizm aşaması için de yeni oluşumlan içermektedir. Büyük ülkelerdeki bu genel
79
ak
ur
d.o
rg
özellik kapitalist üretimi çok daha modem makinelerle geıçekleşiyor olması, proletaryanın "az zahmet" çekmesini ( 19. yüzyıl ya da 20. yüzyıl başı ile
karşılaşunldıllında çok büyük farklılıklar) beraberinde getirmiştir. Üretime
komplltör, robotların solrulması, sosyal yardımlar ve fonlar, savaşiann yeni savaş
araçlan ile sürdürülmesi bu yeni dellişikliklerin en genel göz ile görülebilen
yanlandır. Dollu blokundaki alt üst oluşlar bilinmektedir. Dünya çapındaki siyasal
gelişmeler, bu alt üst oluşların yeni seyri kapitalist dünyaya geçici üstünlükler
salllamıştır. Bu dellişiklikleri görmeden edemeyecel!imi z anlaşılmalıdır. Bu yeni
degişiklikler gelişmiş ülkelerdeki proleter bilinci ve mücadeleyi bulanıklaşUrmıştır.
Gelişmemiş ülkelerde genel durum biraz daha farklıdır. Burjuvazi ile proletarya,
sömürenlerle sömürülenler arasındaki savaşım daha belirgin, daha açık ve nettir.
Geleeellin umududa bu ülkelerdedir. Baskının ve sömürünün agır oldullu ülkeler aynı
zamanda baskı ve sömürüye karşı mücadelenin de yüksek oldullu ülkelenlir.
Kürdistan Devriminin Bazı Özellikleri
Kürdistanın sömürge statüsü, Kon halkının binlen çok yabancı devletin egemeniilli
alunda yaşaması, sömürgeci devletlerin bir dellil birden fazla oluşlan, Kürdistan
devriminin siyasal amaçlan bakımından karşılaşugı en önemli güçlüklenlir.
Sınıflı
bir toplum olması bakımından şimdilik, esas düşman güçler yabancı güçler
milmen iç düşmanlarda yok sayılmamalıdır.
Konlistan feodal kalınulann henüz varlıj!ını korumasına raj!men kapitalist dünya
sisıeminin bir eklentisi durumuna dünüştürülmüştür. Dön ayn parçada her ne kadar
aynı siyasal koşul lar egemen ise de bu ekonomik ve siyasal koşullar bakımından,
farklılıklar olınadıj!ını getirmiyor. Bu farklılıklar örgütlere ve mücadeleye yansıyor.
Bu genel koşnilann verili durumu oluşturdullu hemen hemen her kesin üzerinde hem
fıkir oldugu bir durumdur.
Konlistan'ın sömürge oluşu, siyasal ve toplumsal özgürlüj!ün olmayışı nedeniyle
devrimimiz; yabancı güçleri kovmak, siyasal özgürlüj!ü elde eunek, siyasal ve
toplumsal düzeni demokmtlaşUrmak olarak tanımlanabilir. Fakat burada kalınması,
devrimin bu görevlerin ötesine gitmeyişi, bunun bir burjuva devrimi oldugu
anlamını taşır. Proletaryanın amacı asla bu olmaz. Devrimin durmadan kapitaliz·
me yönelmesi gerekir. Kürdistan'da bunun
koşulları
mevcuttur. Bizde
sömürgecilik kapitalist bir nitelik taşımaktadır. Sömürgecilille karşı savaşım kapitalizme karşı savaşım ile iç içe geçmiştir. Sömürgecilille karşı savaşım kapitalizme
karşı savaşımın koşullannı içinde taşımaktadır. Savaşımaynı zamanda kapitalizme
karşı savaşımdır. Bu da doj!rudan sosyalizm savaşının güçlü maddi koşullan
anlamına gelmektedir. Sömürgecilille karşı mücadele ile kapitalizme karşı
mücadelenin birleştirilmesi gerekmektedir. O halde Kürdistan devrimi sosyalizme
ww
w.
ar
siv
olmasına
go
k proletarya yapabilir.
burjuva demokratlar
va çözümler için
burju
ve
lar
(buna burjuvaları da eklem ek gerek iyor) reform
andır.
arnaçl
esas
nn
lıaklar bunla
savşıyorlar. Otonomi, ulusal demokratik
aryadır. Ancak prole tarya
Gerçe k demokrasinin tek tutarlı savunucusu prolet
eri Kürdistan'ın başka siya·
Kürdistan toplumunu gerçek kurtuluşa götürebilir. Öbürl
una dönüşmesi için müca dele
sal koşullarda burju va sistemin bir eklentisi durum
ez. Gerçe k demokrasi sınıf
ediyo rlar. Demokrasi sınıf işbirligi ile elde edilem
Bu savaşımda demokratik güçlerin sınıf
savaşımının sonucu olarak örgütlenebilir.
n sınıf dışındaki güçle r tarafından
tarafından yönle ndiril mesi gerek ir, sınıfı
devrimci sınıfıdır. Yalınızca bu
yönlendirilmesi degil. Işçi sınıfı toplumumuzun en
; o halde amacı sosyalizm olania nn bu
sınıf toplumumuzu sosya lizme götürebilir
getirmesi gerekmektedir. Işçi sınıfı
sınıfa gitmesi, bu sınıfı örgüt lü güç haline
bir davası yokwr ve olamaz.
dışındaki güçlerin sosyalizm davası diye
da gerçek siyasal kimliklerini
Kürdistan sınıflı bir toplumdur. Sınıflar Kürdistan'
k mümkündür.
görme
elede
kazanmışlardır. Bunu şu anda yürütülen mücad
ve katmaniann mücadeleyi,
Kürdistan'daki pratik; proletarya dışındaki öbür sınıf
in kendi içinde sorun a bir
mevc ut kapitalisı sistemin bir parçası ve bu sistem
lan Kürdistan ulusal hareke"çözüm" bulması biçiminde ele almışlardır. Bunun sonuç
içi çözüm arayışlan her sefetinin gidişatında bir degişiklige yol açmamıştır. Düzen
rinde korkunç sonuçlara yol açmıştır.
lan hep aynı olacaktır.
Bu mücadele işçi sınıfı tarafından omuzlarırnadıkça sonuç
bizim devrimimiz dünya
ve
rarsıdır
lşçi sınıfının mücadelesi esas olarak ulusla
dellişmesi gerek en bir
nın;
devriminin bir parçasıdır. Dellişmesi gerek en dünya
lıdır.
alınma
baglarnda ele
parçasıdır. Onun baglantılan, dostla n bu
delesi Kürdi stan'd a siyasal egemenlij!i ele
müca
nın
O halde Kürdistan işçi sınıfı
mda kurmalıdır. Kürdistanlı
geçirmek için bir mücadeledir. Ittifaklarını da bu baj!la
i burjuva güçleri içinde destek
burju va ulusal güçleri nasıfki, sınıf konumu gereg
i ile ittifak anyacakur.
anyorlarsa Kürdistan proleıaryasıda proletarya gtiçler
ler gibi iktidar sorunudur.
Bizim devrimimizin temel sorunu, dij!er bütün devrim
a gelişirsesonuç bir buraltınd
neligi
egem
Kürdistan devrimi proletarya dışı güçlerin
e proletaryanın ve
iillind
önder
n
aryanı
juva iktida n olur. Eller bu devrim prolet
ci bir işçi köylü
devrim
u
sonuc
bunun
ve
köylülüj!ün ittifakı üzerinde yükselirse
halde ortada iki
O
tır.
olacak
ş
açılmı
önü
n
geçişi
hükümeti kurulursa sosyalizme
a ve küçük burjuva güçlerin amacı; ikincisi
görüş ve iki mücadele vardır. Biri burjuv
ise, devrimci proletaryanın amacıdır.
ktir. Ittifaklarını da buna
Proletarya kendi amacına ulaşmak için mücadele edece
köylülük ittifakı devrimiartı
göre kuracaktır. Proletaryanın önderliginde proletarya
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
Bunu ancak gerçe
geçişini şimdiden prop-amtaşıırmalıdır.
ve küçük
Onun dışındaki güçler küçük burju va reformisıler
81
mizin temel ittifakıdır. Uluslararası düzeyd e de devrim imizin
ittifak lan burjuv a
güçleri degil proleııırya güçleri olmalıdır.
"BİRLEŞİK
ur
d.o
rg
SOSYALIST
PARTI"Mİ PRO LETARYA PARTİSİ Mİ?
w.
ar
siv
ak
Son yıllarda sosyal ist akımlar arasındaki tanışmalar belirli
ve yeni konula r
üzerinde odaldaşıyor. Bunun nedenleri açık ki başta Sovyetler
Birligi olmak üzere
'sosyal ist blok'ta meyda na gelen alt üst oluşlar ve bunun dogal
olarak beraberinde
gedird i#i yeni del!işikliklerdir. Bu del!işiklikler kimile
rini yeni arayışlara
sürüldernektedir. Başta söz konusu ülkeler olmak üzere partile
r ve politik aksiyo nlar
bu alt üst oluşlann nedenlerini bulmaya çalışmaktadırlar. Dogru
sunu söylernek gerekirse gidişat iç açıcı olmadıl!ı gibi, daha çok bu ülkelerde uygula
nan yanlış politikalar sonucu, bu ülkelerde kazanılmış mevzilerin bırakılması, terkedi
lmesini içermesi
bakımından geriye yöneliktir. Sonuçl ar çeşitli biçimle
rde yorumlanmaktadır. Kapitalist ülkeler komünizm iflaz etti diyerek zafer naralan atıyorla
r. Bunun karşılıl!tnda
sosyalist hareket belli bir suçluluk piskolojisi altında kıvranıyor.
Dogu blokundaki yönetimlerin ve partile rin sosyalizm adına
savımulacak hiç bir
yanları kalmadı. Yöneti cilerin ço#u diktatö r
olarak anılmaya başlandı. Bu
yöneticilerin bütün günahl an ise sosyalizme mal ediliyor. Şimdi
herkes kendi kendisine bütün bu olania nn sebeplerini soruyo r. Bu konudaki yeni
oluşumlar ise bize
yine bir başka biçimde eskiyi anımsatıyor gibi. Yani sorunlar
yine eski yöntemlerle
ele alınıyor. Yöntemlerde yenilik yok. Mutlak a ki her yaklaş
ımın salıipleri kendi
sınıf çıkarlan ve dünya görüşleri çerçev esinde sorunla
ra yaklaşacaklardır. Bu da bir
yanıyla dol!al.
ww
Kürdistanlı hareke te bakıldı#ında genel görünü
münde n fazlaca bir farklılık
göstermiyor. Sık sık tekrarlamalara tanık oluyoruz. Fazlaca bir
ders çıkanlmış degil.
Bunu şimdiki hareketliiderden ve oluşumlardan çıkarmak çok
zor olmasa gerek. Bu
oluşumlardan biride "birleşik sosyali st partisi "ni
oluşturma girişimidir.
Bu oluşumun belgelerine bakıldıl!tnda bir çok konu bir arada
kla ve hatta
çogu zaman açıklık ve netlik yerine tekrarlarnalara dayanmaktadıeler.alınına
Her bir konu ayn
ayn ele alınıp ve eleştiriden geçirilmesi bence gereklidir. ÖDenıl
i olan esas noktalara
işaret etınek, yanlış düşüncelerin kaynagını ıespit
etınektir. Söyledilderim konu ile
ilişkisi olmayan düşünceler biçimi nde yorumlıınsa
bile içinde belirgin ve açıklık
taşımaktadır. Ana düşünce nedir? nasıl bir parti,
nasıl bir sistem istenili yor ve bu
düşüncelerin arka planında rol oyııoyan tarihsel ve
sınıfsal nederıler nelerdir? Bütün
amacım bu konula ra işaret etmek ve kişilerin
dikkati
82
ni bu noktal ara çekme ktir.
amacı yoktur.
Eleştirilerimin bwıun dışında her hangi bir başka
şik sosyal ist partisi "ne
Bir çok grubun ve kişinin çalışmalanna katıldıltı "birle
Tezlerde nasıl bir parti
.
yapıldı
ma
açılda
bir
ilişkin kamuo yuna belli tezleride içeren
edecektir densede)
devam
malar
(tartış
i
ilkeler
istenildigi ve bu partinin örgütlenme
e genel bir halkçı
biçimd
bir
in
belirg
rm
platfo
kesin bir biçimde ifade edilmiştir. Bu
w.
ars
anımsatıyor.
iva
ku
rd.
org
parti öneriyor ve amaçlıyor.
a isim üzerine durmuyoBu belgelerde proletarya partisi yerine halkçı parti, (burad
sosyalist demokraenme,
rum) proletaryanın örgütlenmesi yerine genel halkçı örgütl
luyor.
savunu
ı
sisi yerine, çogulcu demokrasi ve çok partili sistem anlayış
olması bu girişimde buluna n daha
Kanımca böyle bir anlayışın savun uluyo r
edilmesinde etkin olan
dogrusu böyle bir anlayışın önerilmesinde ve förmüle
kareklerinde aramak gesınıf
ve
nde
biçimi
alış
ele
grupların ya da kişilerin sorunl an
a demokratik bir görüştür.
rekiyor. B ura da göze bataıı göıüş genel anlam da burjuv
her hangi bir sınır konulmuş degildir.
Yapılan çaJtrıda bu yönde bütün sol giiçleredir,
ratik göıünmek amacı ile
Bütün güçler sosyalist olarak nitelendirilmekıe ve demok
aktadır. Buna, bu güçlerin geçmiş sol
olması gereld rki sınırlar olduk ça açık tutulm
ş harekette genel anlamhareketi nasıl deJterlendirılikleriııi eklemek gerekiyor. "geçmi
güçler di" denmesi bize kida sosyalizm egemendi güçler de genel anlamda sosyalist
nı örtüyo r çabası içinde olmilerinin kendi geçmiş sosyalizm anlayışlarını ve suçları
önerilen ilkeler ve görüşler bir partinin
duklannı gösteriyor. Aynca tespit edilen ve
ya da cephe birligi ni
ilkele rinden ve programından çok genel bir güç birlilti
Küçük Burjuva
Anlayış
ww
ve proletarya demokra·
Küçük burjuva demokratlar hiç bir zaman proletarya partisi
açık. Onların tarih
klanda
nıyaca
sisi için savaşmadılar. Böyle bir parti için savaşı
rde proletaryanın
ülkele
bütün
-yukan
boyun ca sınıf olarak uJıruna savaştıklan aşaJ!ı
burjuva deküçük
ve
esi
yittirm
wıu
konum
genel hareket içinde kendi baJ!ımsız sınıf
arımızda
koşull
özgül
kü
Bugün
idir.
enmes
mokra sisinin bayragı altında örgiltl
olumsuz
z
ugumu
bulund
içinde
erken
yapari
karşımıza çıkan da yine budur . Bunu
a da
noktay
Bu
orlar.
çalışıy
maya
kullan
erini
koşullan ve iyi niyetl i birlik eyliml
özellilde ılikatleri çekmek isterim.
bir tarihi dönem i kapsıyacak,
Saglıklı bir politikanın egeme n olması ise uzun
tir. Bu çabalar bugün çok cılız da olsa
sabırlı ve uzun vadeli çabala n gerektirecek
tarafından omuzl aosada
gelecegin garantisidir. Bu mücadele şu anda çok az kişi
çok gereklidir.
daha
komünizmin savunulması bakımından her zamankinden
, tersi zaten düşünülemez. Farklı
Sınıflar kendi sınıf çıkarları için döl!UŞilyorlar
küçük burjuv a demokrattarihi dönemlerde ve farklı ülkelerde farklı gibi görünen
83
larının tutumu dikkat edildiilinde aynı amaç gerekçe ve
teziere dayanmaktadır. Bir
örnek ile gerilere 1850'1i yıllara gittiilimizde K. Marks ve F. Engels'in
imzasını
taşıyan Merkez örgütünün biriilli çal!nsında Marks ve Engels
küçük burjuva demokratlarının istemlerini şöyle ifade ediyorlar. " •••
Demokrtıtik kaçlik burju-
org
vazi, lıer yerde ezilmekte olduğu şu anda, proleterya ya genel
bir
birlik ve uzlaşmayı IJğiitliiyor, ona tlinl uzatiyor ve demokratik
bir
parti de lıer tiirdtn gliriişleri kapsıyacak baylik bir muhalefet partisi
nin kurulması için çaba glisteriyor." O koşullarda Marks ve Engels'in
sınıfına
işçi
ku
rd.
ve sosyal demokratlara önerdilli proletryanın kendi bal!ımsız durumunu ve
elinde bulundurılugu mevzilerini korumasıdır. Bu nedenle " ...o halde
bu birlik
kesinlikle geri çevrllmelidir" diyorlar (Bakınız a.b.ç. Işçi Sınıfı Partisi
Üzerine s. 45).
Bizim küçük burjuvalarımızın önerdilli de budur;
görüşleri kapsıyacak büyük bir muhalefet panisi.
demokratik bir pani her türlü
ww
w.
ars
iva
Marksist gelenellin için de taşıdıl!ı öz ise proletaryanın bal!ımsız
olarak
örgütlenmesidir. Proletaryanın sınıf olarak kendi sınıfsal örgütünü kurması
bütün
karar ve eylemlerde kendisinin karar vermesi ve dol!rudan kendi insiyati
fınİ kullanması için egemen sınıf durumuna yükselınesidir.
Marks ve Engels proleter örgütü bu örgütün prensiplerini, rıitelil!ini ve amaçlar
ını
onun diger muhalif partilerden farklı olan özeliklerini ve diller partilere karşı
olan tutumlannı Komünist Manüesıo'da açık bir biçimde üade
etmişlerdir. Fakat bu üadeler
ço!!u zaman çarpıtılmış. partilerin kendi çıkarlan için kullanılan malzeme
dorumuna
getirilmiştir. Acı olan da budur. Bu acı durum hala devanı
eımekıedir. Son yıllarda
dünya düzlemindeki yeni gelişmeler bir çok pani ve kişide yeni çarpıtmalan
içinde
taşıyan ej!ilimler dollurmuştur. Bu egıimler geçmişte de var
olan komünizmin prestijini sarsan koınünizme karşı yönetilen saldınların bir yanıyla kaynallım teşkil
eden
gerçekte komünist olmayan dilşijncelerdir. Dol!u blokundaki gelişmeler,
dol!n blokundaki gelişmelere paralelik gÖSteren bir biçimde bu tllr pani ve gruplar
da proletarya panisi yerine bir çok parti, çol!nlcu demokrasi gibi "yeni" ve tehlikel
i olan
görüşlere kaynaklık etmektedir.
Burada önemli bir nokta daha vardır ki, o da dikkat edildiilinde bu
görüş
del!işildilderin dol!u bloku ve Sovyetler Biriilli KP'nde
ki yeni düşüncelerin ve eylemlilil!in yine bir yansıması oldul!ndur. Eskinin fanatik dol!n bloku savunuc
uları
gerçek komünist anlayışı yeniden bir başka biçimde vurmaya çalışıyorlar.
Sovyetler
Biriilli dünya komünist hareketinin meıkezidir diyenler, Sovyetler Biriilli
KP'nin
bütün burjuva aksiyonlara örgütlenme özgllrlül!ü tanıdıgı ve kapitalist ülkelerl
e el
ele sorunlara çözüm aradı!!ı şu koşullarda, "elbette tek Ulke de bir tek
sosya-
list partisi olur
ceklerdir.
84
anlayışının
elle
tutulacak
lıiç
bir
yanı
yoktur" diye-
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
Yine burada gördü~üz S. Birli~'ndeki del!işiklige baglı olarak bu anlayışiann
da de~ti~dir. Bu türden parti ve gruplar kendi başlarına teori ürelecek yetenekte ve
kapasitede del!illerdir, ya da bütün teorik gıdalannı başka meılcezlerden alanıayı ilke
haline getinnişlerdir.
Sovyetler Birli~ ve dol!n blokun'daki gelişıneler proletarya partisi ve proletarya
diktatörlül!Hnün sonucu ortaya çıkmış sorunlar del!ildir. Orada iflaz eden işçi sınıfı
yönetimi ile hiç bir organik ilişkisi olınayan, hatta işçi sınıfına karşı baskıcı bir
nitelil!e dönüşen, yıllardır partiye yöneticilik eden ve bu yöneticili~ kural ve ilke
haline getiren ve bize saltanatlıJ!ı anunsatan bürokraliann bürokratik devlet aygıodır.
Halbu ki, işçi sınıfının yönetim i, işçi sınıfının başta kendisin i ve
bir bütün olarak toplumu yönlend irmesi, yönetici lerini kendisin in
seçmesi , istenildi j!inde ve gerekli olduj!un da seçilenl eri geri
da
çaj!ırması ilkesine dayanmaktadır. İşte bizim bütün savaşımımız
budur.
bu amaca yönelikt ir. Gerçek demokra si de
85
ak
ur
d.o
rg
SOSYALİST BİRLİK SORUNU
VE
siv
AÇIKLIK POLİTAKASI ÜZERİNE
Lokman pqlat
Giriş
ar
1. BÖLÜM
ww
w.
Bugünlerde üzerinde en çok konuşulan/tartışılan sorunlardan birisi sosyalist birlilc:
sorunudur. Birçok deJ!işilc: parti, örgüt, grup ve lc:işilerin bu soruna eJ!ilmesi, sosyalist biriilli savunması sevindirici bir gelişmedir. Ama savunulan ve üzerinde
konuşulup, tartışılan sosyalist birlik sorunuyla ilgili bir açılc:lılc: yok, muJ!Ialdılc:
hüküm sürüyor.
Sosyalist birlik sorununun açık ve canlı bir şelc:ilde tartışılması, bir verim elde
edilmesi ve bir sonuca ulaşılması için şu bilince çılc:artılmalıdır.
1- Nasıl bir sosyalist birlik?
2- Kimiale sosyalist birlik?
3· Sosyalist birlijle giden yol ve yöntem.
Sosyalist birlilc: sorununa egilenlerin doJ!al olarak öncelilc:le Kuzey Kürdistan' da
sosyalist hareketin bölündüJ!ünü, sosyalist kadroların bölük pürçük bir şelc:ilde
deliişik odaldarda kümelendiJ!ini lc:abul etmeleri gerelc:ir.
86
rg
Sosyalist birlik sorunuyla iligili sıcak bir tartışma oruımının yaratılması ve bir
sonuca ulaşılması için sosyalist birlil!f savunan politik güclerin yukarda Oç madde
balinde belirtij!irn durum ve onun bir önkoşulu olarak açıklık politikası üzerine
kendi dej!erlendirmelerini açık bir şekilde yapmalandır. Bu konuda mul!laklık yerine
net bir görüş belirtmelidirler.
Açıklık Politikası
ww
w.
ar
siv
a
ku
rd
.o
Görünen o ki "Giasnost" rüzgan K. Kürdistan yönüne doj!ru esmemiş. Var olan
politik örgütler hem kamuoyu hem de kendi içlerinde, kendi tabanianna karşı açıklık
ı ve
politikasını uygulamarnışlar. Genel olarak devrimci hareketi, örgüt tabanlann
ve
kidelere
tunılmuş,
devrimci-demokratik kamuoyunu iligilendiren sorunlar kapalı
kapılar
kapalı
hep
ve
ış
tabana açıklanmarnış, tabanın görüşlerine baş vurulmarn
dürüst bir
ardında üst düzey yöneticiler arasında gOrOşmeler yapılmış ve doj!ru
tan
katanldık
iş
anlaşılıp,
sonuç'ta alınmadıl!ı gibi, alınan sonuçlar da ancak üzerinde
Hevkabilinen
olarak
5'li
sonra tabana açıklanmışıır. Buna bir iki Ornek verilirse;
ri'nin oluşumundan bir hareketin tabanı habersiz olduj!u gibi, 5'liyi kendi
örgütünden, yoldaşlaruıdaıı dej!il de başkalarmdan Oj!renmişlerdi. Yine hareketinden
yeni aynlan birisi (ki bu kişi hareketin içinde iken, örgütüne en baj!naz bir şekilde
Tevger'ın
bal!lı olan ve örgütün tüm işlerine koşan emektar emekçi bir insandı)
.
karuluşunu kendi örgütünden del!ilde lıaşkalarıııdan Oj!reniyor
Tabi ki bu durum örgüt içi demokrasinin uygulanmamasından kaynııklanıyor.
Bürokratik, oıoriter, emir komuta zincirine güre idare edilen bir örgüt'te örgüt içi demokrasinin uygulanması beklenemez. Ve bu uygulanmadıl!ı için bu tür örgütlerde iç
örgütsel sorunlara dayalı bölünmeler/aynlınalar meydana geliyor. Kadrolar örgül/paıti
içerisindeki anti demokratizme karşı baş kaldırıyor ve sonuç devrimci hareketin daha
çok bölük, pOrçük olınasma ve zayıf düşmesine neden oluyor. Oysa örgüt içi demokrasi korallan doj!rultusunda sorunların demokratikçe tartışılması, ikna metodunun
çıkacak olan
kullanılınası kadrolar asarında büyük bir güven sal!hyacaj!ı gibi, ilerde
sorunların, pürüzlerin çözümlenmesinde bir panzehir görevini görür.
K. Kürdistan'da politik hareketlerin örgüt içi demokrasiyi uyguluyarnarnalannın tarihsel, sosyal ve örgütsel birçok nedenleri vardır. Onları burda uzun uzadıya
artiler (kentartıŞmaya gerek yok. Yalnız kısaca şu denilebilir. En baŞla bu örgütlerip
kendilerini
örgütler
tüm
lı
Kürdistan
K.
hemen
disine sosyalist diyenler, ki hemen
bir
uygun
normlara
-Leninist
Marksist
)
marksist olarak sıfaüandınyorlardı
adı,
uygulanm
politikası
açıldık
içerisinde
i
yapılanmayı başaramadılar; örgüı/part
tartışılınak
tabanın gOrilş ve önerilerine baş vurulınadı. Temel teorik ve politik tezler
çilik
merkezyeı
k
bürokrati
yerine
tçilik
merkezye
için tabana sunulmadı. Demokratik
kendi
n
Kadroları
yarauldı.
kadro
tip
tek
renkli,
tek
uygulandı. Monolotik, tek sesli,
kendilerini geliıjtirmeleri, yetkinleştirmeleri önünde engeller çıkaruldı.
87
rg
DiJ!er yandan Kürdistan'ın sömürge yapısından dolayı demokrasi kültürü gelişmedi.
Kadrolar kapalı roplumun dej!er yargılannı yeterince özerlerinden atamadılar. Önder
kadrolar, örgüt/parti yöneticileri taban içerisinde geıçek yoldaşlık ilişki ve yöntemini
geliştiremediler. Yönetme/lıükmetme anlayışı önder kadrolar arasında eJ!emendi. Bazı
yönetici kadrolar sömürgeci baskı, zulüm ve vahşetin en yogun olduJ!u ve feodal
deJ!er yargılarının hüküm sOrdüJ!ü kapalı bir ttıplum içerisindeki sosyal ilişkilerden
geçip bu günlere gelmişlerdir. Bundan dolayı bu kadrolarda demokrasi ve birlik
kültürü gelişmemişti. Dar grupçu anlayış bir tek'e anlayışı fanatizmine
rd
.o
dönüşınüştü.
ww
w.
ar
siv
a
ku
Yine kadrolar/yöneticiler arasında sosyalist demokrasi kavranılmamıştı. Sosyalizmin çarpık bir şekilde kavranılması ve örgüt içi sorunlardaltartışmalarda hoşgörü ve
ikna metodu yerine tasfiyeci, komplocu mantık uygulanınca bürokratik-ottıriter mekanizmanın işleyişi ve anti demokratizm daha iyi anlaşılır. Parti/örgut yöneticileri,
teorisiyenleri kadoraların, tabanın sosyalist demokrasiyi özümlerneleri için üzerlerine
düşen görevleri yerine getirmediler, sosyalist demokrasi sorununa eJ!ilmediler. Bu
örgütlerin çıkardıkları ve buJ!un 80-90-120'lere ulaşım gazete/dergi sayılannın
tümüne bakın, çırayla ararsanız sosyalist demokrasi üzerine başlı başına bir yazı bulamazsınız. Işte geçmişin dej!erlendirilmesi bunun için gereklidir, açıklık politikası
bunun için zorunludur. Peki bu gerekli ve zorunlu olan şey yapıldı mı?
Geçmişten günümüze dek yaşanan örgütsel yaşama, örgüt içi normlara, iç örgütsel
işleyişe ve birlik girişimi ve deneyimlerine bakıldıJ!ında bazı örgütler tarafından
geçmişin dej!;erlendirilmesi yapılmamış ve geçmiş yerli yerine oturtulmamıştır.
Özellikle bazıları bir öcüden kaçar gibi geçmişin dej!;erlendirmesinden kaçmışlar ve
geçmişe sünger çekrnek isıemişlerdir.
Yine örgütleripartiler gerek devrimci hareketin genel sorunlarında olsun, gerekse de
örgüt içi sorunlarda olsun açıklık politikasını uygulamamıslardır. Birlik
girişimlerine bakı'dıj!;ında da aynı durum yaşıınmıştır. Açıklık yerine kapalılık,
sorunu kitlelerden ve tabandan gizleme mantıgı sürdOrülmOştOr.
Hevkari ve Tevger'ın kamuoyuna açıklandıktan sonra taban tarafından öj!;renildilti
daha önce belirtildi. Birde PPKK(Peşeng) ve KUK-SE'nin birlik girişimine bakın.
Kaç yıldır birlik yapacaklar diye birbiriyle dirsek temasa geçen bu iki güç bir türlü
birlik yapmadıj!ı gibi bu birlik işini hep sürümcemede bırakarak neden şimdiye kadar
birlik yapmadıkları ıatınin edici açıklanıa yapmadılar, devrimci demokratik kamuoyunu bu konuda aydırılatmadılar. Sahi bu iki güç neden şimdiye kadar birlik yapmadı?
Hangi konuda analaşmadılar? Bu iki güç'ün yayınlanmış proj!;ramları arasında bir
başkası, ya da kendileri en ufak bir fark gösterebilirler mi? Peki, hani nerede açıklık
politikası?
Açıklık politikası rüzgarının esmedij!;i, hatta yarundan bile geçmedij!i bir dij!er
odakta güçbirlil!i mi? Cephe mi? ne olduj!;u muj!lak olan Tevger'dir. Tevger üyesi bir
88
ak
ur
d.o
rg
örgüt ayrılıyor, bir dilteri üyelil!ini donduruyo r ve bu ikisi kamuoyun a açıklama
yapıyorlar, ama Tevger bunlarla iligili herhangi bir açıklama yapmıyor. Yine Tevger
üyesi Oç örgüt/parti ikiye bölünüyor ve bunların Tevger içindeki temsil durumlan
devrimci demokıatik kamuoyu tarafından bilinmiyor. Şimdi Tevger 5'e mi indi?
yoksa ı ı' e mi çıku? belli degildir. Oysaki Tevger açıklık politikasını maddi hayat
uygulasaydı bu tür bilinmezlik ler ve muglaklıklar ortadan kalkardı. Görülüyor ki
açıklık politikası konusunda K. Kürdisuınlı politik örgütlerin iyi bir sınav vermemişler ve iyi bir puan alarnamışlardır.
Sosyalit birlik konusunda da açıklık politikası uygularulmıyor. Sosyalist biriilli
savunanlar açık bir şekilde kendi görüşlerini belirtmiyorlar. Herkes genel olarak
sosyalist birlik diyor ama bu soyut kalıyor. Kimse açık olarak önce dışındaki hangi
güçü sosyalist gürdül!ünü ve bu aşamada kiminle sosyalist birlik kurabilecellini beliruniyor. İşte açıklık politikası burada devreye giriyor ve kendisini dayauyor.
Gerçekler açıdır, ama dayaucıdır. Açık politika için açık kavga gereklidir. Açık kavga
için de açık politika wrunludur ve bu ikisi diyalektik olarak birbirine bal!lıdırlar.
Sorunlan kapalı kapılar ardında görüşmenin, kitleyi ve tabaru koyun yerine
koymanın zamanı geçmiştir. Kadrolann , tahanın istemi sosyalist demokrasi oormlarına dayalı bir açıklık politikasının uygulanması ve açık devrimci kavganın
ar
siv
tutuşturulmasıdır.
GENEL BİRLİK SORUNU VE NASIL BİR BİRLİK
ww
w.
1980'lerde bölünme ve dallılmalarla başlayan süreç yerini toparlanma, birlik ve
mücadele sürecine bırakmışur. Devrimci politik mücadelenin bu evresinde saglıldı
bir gelişim göstermenin ve başarılı olmanın ölçütü geçmişten ve yaşanılan yenilgiden ders ve deneyler çıkarınak, Marksist-Leninist örgütsel normlan hayut geçirmek
(örgüt içi demokrasi, eleştiri özeleştiri ve açıklık politikasını uygulamak). Ülkenin
somut şartlarının somut tahliliyle ideolojik/teorik yetkinleşmeyi saglarnak ve istikrarlt/kişilikli bir politika sürdürmektir. Böylesine devrimci sosyalist norm, kural
ve politikanın uygulanması örgütsel bölünmele rin maddi zeminini ortadan
kaldıracagı, ya da en aza indirecelli gibi birlik sürecine de önemli bir ivme kazandırır.
Kısaca belirtilen bu halllarnda birlik sorunu del\erlendirilirken nasıl bir sosyalist
birlik sorununa geçmeden genel olarak nasıl bir birlik ve birlik sorununun iki
biçimine özce deginmek gerekir.
1970 sonlanndan günümüze dek K. Kürdistan devrimci hareketi genel birlik sorunlarını, güç ve eylem birlil\ini, Cephesel biriilli ve siyasi örgütsel biriilli
ıaruşmakıadır. 1980'lere dogru K. Kürdisuında devrimci, yurtsever ve sosyalist hareketin gelişmesi, güçlenmesi, belli ölçülerde kitle destellini kazaıııruısı, sorunlann
89
daha da bir agırlaşması ve sonıniann çözümünün kendisini dayatması ve tabanın zorgüçbirlil!i ve cephe sorunu acil bir şekilde gündeme getirilip lllrtışıldı ve
bu doııruituda bazı adımlar abldı.
O dönemde (1980 öncesi) her hareketin yanlız kendisini "Bilimsel Sosyalist" ya da
"Proleter Devrimci" görmesi, kendi dışındaki örgütleri sosyalist görmemesi ve K.
Kürdistan' da genel sosyalist hareketin bölündüııunü kabul etmemesinden dolayı
siyasi örgütsel birlik üzerinde durolmadı ve salt güçbirlil!i üzerinde durbldu. Bu
doııruituda prnlik adımlar abldı. (Ötenl!in, o dönemde kurblan UDG-Ulusal Demokra
tik Güçbirlil!i- bu anlayışın bir ürünü ve sonucuydu).
Tabi ki o dönemde hareketlerin kendi dışında kimseyi sosyalist görmemeleri bir
yönüyle dünya komünist hareketinde egemen olan "Her ülkede ancak tek bir
komünist partisi olur." anlayışından kaynaklanmaktaydı. Bu anlayış günümüzde
aş~dı. Bir ülkede birden çok komünist örgüt/parti'nin olabilecel!ini artık
kabul edilmektedir.
Yine 1930 öncesinde kendisine Marksist diyen hiç bir hareketin gündeminde kendi
dışındaki bir hareketle siyasi örgütsel birlik kurma sorunu yoktu.
TKSP kendi
dışında hiç bir güçü sosyalist görmüyordu. (Sanırım halende görmüyor
) Ona göre
dışındaki tüm örgüt ve partiler
burjuva/küçük burjuva milliyet.çisiydiler. TKSP
kadrolarında tam bir 11P (Tiirl<iye İşçi Partisi) manhgı egemendi. Nasıl ki 11P
kendisini Türkiye'nin "biricik" sosyalist partisi olarak göıiiyoıduysa, TKSP'de kendisini
Kürdistan 'ın "biricik" sosyalist partisi olarak görüyordu. Devrimci Demokmtlar
(l<lP)de hiç kendisini TKSP'den aşal!ı görmüyordu; Onun da TSIP'i vardı. UGD'nin
dagılışından sonm "UDG ve bir deprasyon olayı" adıyla yayınladıklan
bir brüşürde
Devrimci Demokmtlar (KIP) de kendilerini Kürdistan'ın tek bilimsel sosyalist hareketi olarak degerlendirdiler. Geriye kalan diger örgütlerde kendilerini "Proleter
Devrimci (onların da Dev-Yol'u vardı) görerek, dışındakilerini de "Reformist ve Revizyonist" olarak nitelindirdiler.
Özeesi !980 öncesinde hiçbir örgüt siyasal örgütsel birlik politikasını savunmadı
ve bu konuda pmtikıe herhangi bir adım ablmadı.
1980 sonrasında ise birçok gerçekler günyüzüne çıkb. Yazının önceki bölümünde
denildiki gerçekler acıdır, ama ayru zamanda dayabcıdır. Lenin: "kendi kendimizi
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
lamasıyla
aldatmayalım,
nalım."
diyor.
aeı
gerçetin yiJzilne iyiee bakmak cesaretinde bulu-
Kürdistanlı
örgül/parti yöneticileri kendi kendilerini aldatmaktan bir
fayda bulmadıkları ve bir nebze de olsa "acı gerçegin yüzüne bakma cesaretinde" bulundukları için K. Kürdistan'da devrimci hareketin bölündügunü ve birlil!in
gerekliligini gündemlerine aldılar. Birçok birlik girişimleri oldu. Degişik örgüt ve partilerin
siyasal örgütsel birlik için birbirleriyle olan ilişkileri bir sonuç vermedi.
90
MLERİ
SİYASAL-ÖRGÜTSEL BİRLİK GİRİŞİ
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
, Rızgari ile KUK 'un bir kesimi
KUK ile 'nko§ in'in, TKSP ile PPKK(!'e§eng)ın
dogru ltusu ndak i giri§imlerinin
ve KAWA'nın, PPKK ile KUK -SE'n in birlik
sunda bu örgütler birbirlerine kar§ı
sonuçsuz kaldıl!ı bilinmektedir. Tabi birlik konu
manevraları burda açıklamaya gerek
samami degildiler. Birbirlerine kar§ı yapu ldan
birlik i§ini bilinç li olara k neden
yok. Birli k sorun una nede n egild ikler i ve
sürümcemede bıraktıklan bilinmektedir.
diye bir derdi yok. TKSP 'nin o
örneg in: TKSP 'nin aslında siyasal örgütsel birlik
gündeme getirmesi onun iç örgütsel
dönemde (1983'lerde) PPKK ile birlik sorununu
nomi k
raydı. Aynlık için göste rilen "Eko
sorunlarından kayn aklan an bir manev
degildir. PPKK genel sekre teri S. Dijle'nın
yapıyla ilgili belirl eme" inandıncı
ile ilgili yaptıgı açıklamadan sonra TKSP
ropörıajında "Sosy o-Ek onom ik yapı"
§imdi neyi aynlık olarak gösterecek.
iyle siyas al örgü tsel biriil le
Benc e, TKS P'nin Peşeng veya bir diger
ik, Ballımsızlık, Federasyon" veya başka
yana§IDamasının nedeni "Sosy o-Ek onom
ari ve en son Tevg er pnllramında
ideolojik bir §eY degildir. TKSP istese UDG , Hevk
TKS P'nin siyas al örgüt sel biriille
oldug u gibi ona uygun bir formül bulur du.
dellerlendirilmesinden kaçınması ve kendi
yana§mamasının temel nedeni geçmişin
bunlara kar§ın ise PPKK'nın tek derdi ve
dışında sosyalisı güç görmemesidir. Tüm
ile birlik yapmasıdır. Tabi bu anlayışla
sosyalisı birlikten anladıllı tek §eY TKSP
kıadır. 1980 'lerde n sonra siyasal
Pe§engi bir açınaz/çözümsüzlük içerisne sokma
girişim TKSP-Roja Wela t ile KIPörgütsel birlik konusunda pratikte başarılan tek
i olamadı .. kısa bir süre sonra KIPGBK 'nin yapugı birlik oldu. Ama oda uzun vadel
GBK'Iiler (tümü degil) aynldılar.
n üzerinde en çok
Yuka rda bu durumu kısaca belin ikten sonra bugü
ine dellinrnek gerekir.
tartışılan birlik sorununun iki biçim
konuşulan,
ww
BİÇİMİ
SİYASAL BİRLİK SORUNUNUN İKİ
getirilip tartışılan siyas
Bugün degişik politik güçler tarafından gündeme
birlik sorununun iki biçimi:
ı- Yurtsever Demokratik Birlik
al örgütsel
2- Sosyalist Birlik'tir.
kapsamlı bir eleştiri yapm aya
Yurtsever demokratik birlik anlayışı üzerine geniş
idir.
yeterl
gerek yok. Bazı kısa notlarla üzerinde durolursa
lerini ıagveuneleri ve birer kişi
a) En başta bu arılayış diger siyasal örgütlere kendi
için tasfiyeci bir anlayış ur.
(birey) olarak bu plaıforma katılınalarını dayaıugı
91
b)Yurtse ver demokra tik birlik/örgüt görüşü geri bir anlayışur. Sosyalis t olmayan
(yurtsev er demokra t) olan unsurların bu tür bir örgütleurneyi savunması
doj!aldır. Ama kendisin e sosyalis t diyen (yıllarca sosyalis
t bir partide çalışan,
yöneticilik yapan) birilerinin bunu savunması sosyaliz mden 180 derece çark
yapıp
ulusalcı
demokratlaşmakur.
ww
w.
ar
siv
ak
ur
d.o
rg
c) K. Kürdisıan'da yurtsever demokra t Orgüt açısından siyasal bir boşluk olmadıl!ı
gibi, böyle yeni bir örgüte ihtiyaçta yok. Yurtsever Demokrat birlik savunucu
ları K.
Kürdisıan 'da tüm örgütler i Y. Demokr at örgüt kategori sinde görmele
rine raj!men
buna bir yenisini eklerneye kalkışmaları bir tutarsızlık örnej!idir.
ç) Y. Demokr at örgüt savunuc ulan bu tip bir örgütlen menin nasıl bir
şey
oldu!lunu de yeterinc e kavramadıklan için kendi görüşlerinde birçok çelişki
ye
düşmektedirler. ömegin : bu yurtsever demokra t örgüt içerisinde işçi sınıfında
n miUi
burjuvaz iye kadar tüm sınıf ve kaumml ar yer alabilir, ve bu örgüne ideolojik
birlik
de olacak. Işçi sınıfı ile milli burjuvazi ya da bir sosyalist ile bir bwjuva miliyetç
isi
arasında nasıl ideolojik birlik olur?
d) Kürdisıan bu tür bir yurtsever demokra t örgüt öncülüg ünde kurtulursa varac~ı
yer otoriter/baSkıcı bir rejim ya da en çok kısıtlı bir buıjuva demokrasisidir.
Kürt
halkı sömürge cilik zincirinden kurtulup, kapitalis t köUecilik zincirine
~lanacak.
g) Yurtsev er demokra t örgüt anlayışının kaynaklandıltı temel neden sosyaliz
me
güvensizliktir. Amaç Kürdistandaki devrimci süreci geriye dogru çekınektir.
e) Yurtsev er Demokr at örgüt cephe tipi kitle örgütlen mesidir. Hem Cephe
örgütlenmesini, hemde cephe tipi kitle örgütlen mesini aynı anda birlikte savunma
ya
gerek yok.
t) Deniliyorki bu Yurtsev er Demokr at örgüt kitleseiJeşecek, milyonları bagnnda
toplayacak. KitleseiJeşmek için ille de yurtseve r örgüt olmaya gerek yok.
!talyan
Komüni st Partisi 3 milyonu , Bengal Komüni st Partisi 17 milyonu baj!ırınd
a
toplamışur. Vietnam Komüni st Partisi dünyanın en büyük
emperyalist güçüne karşı
mücadele sürdürürken, milyonları harekete geçirirken kendisin e yurtsever demokra
t
degil marksist-leninist örgüt diyordu. Kaldıkimadem Kürdisıan'daki diger
örgütler
yurtsever demokratdırlar, o zaman neden bunlara yeni bir ıane eldensin? Neden
sosya·
list (gerçek anlamda marksist-leninist) bir örgüt savunulmasın?
Notlar daha da çogalulabilinir. Ama gerek yok. Butür geri, ilkel (klasik) bir
örgüt
anlayışıyla ul!raşmaya ve vakit öldürme ye gerek yok. Zaten sosyalis
tler bu tür bir
örgüt anlayışıyla muhaıap olmazla r. Onların ıaruşacaldan muhataplarının
adresi
belli: TKDP, Bergeh ve Parbez ne güne duruyor.
92
2. BÖLÜM
NASIL BİR SOSYALIST BİRLİK
ur
d
.or
g
tür bir sosyalist birlik olacal!ı
Sosya list birlik sorunu tartışılırken bunun nasıl, ne
yan yana gelip tek bir
lerin
örgüt
konus un da bir açıklık yok, mul!laklık var.
isı birlik mi? yoksa
sosyal
bir
bütün sel prol!rarn üzerin de anlaşarak kurac aklan
list birlik mi?
sosya
bir
aklan
örgütlerin ve tek tek kişilerin yan yana gelip kurac
mi olacak? yoksa ideolojik,
Aync a bu sosya list birlik kanatlı bir sosya list birlik
olacak? Yukarda belirtilen bu dupoliti k, JJCO!lrarnsal temelde bir örgütsel birlik mi
un net bir şekilde aydınlıl!a
rumla ilgili mul!laklık hüküm sürüyor. Oysa bu durum
una bir açıklık geticilsin ve birlijte hizme t
kavuşturnlması gerek ir ki birlik sorun
etmiş olsun .
erle birlik sorununu pazarlık
Sosya list örgüt sel yapılann tek tek sosya list bireyl
sosya list politi k güçle rin
tavır
u
Dogr
konus u yapm alan yanlış bir tavır olur.
mından oluşacak olan
topla
grup)
et,
harek
örgüt sel birlig idir. Yani örgüt lerin (parti,
ww
w.
ar
siv
ak
bir sosya list birlik.
merkezi görevini görür ve
Böyle sine bir birlik oluşursa bu aynı zama nda bir çekim
tek tek bireylerin bu birlil!e katılunını hızlandırır.
örgütlerin toplarnından oluşmuştur.
Dünyanın bir çok ülkesi nde sosya list birlik
6 sosyalisı örgüt (parti, hareket,
dahil
i)de
Ömel!in MKP (Mek sika Komü nist Parıis
tek bir prol!rarnsal anlayış
inde
temel
birlik
grup) yan yana gelip ideolojik-politik
sorununu pratikte çözmüşlerdir.
üzerine örgütsel bir yapı oluşturarak sosyalist birlik
yeni yeni üzerinde ıaruşılan bir örgütlenme
Kanatlı bir sosya list parti anlayışı daha
gerektıil!i sorunu daha tam olarak
biçimidir. Kanatlılıl!ın ne oldujtu ya da ne olması
legal parıileşme için kanaılı
bilinç e çıkarulmarnış. Türk Solu içerisindeki bir kesim
ı kuş 'un nerey e ve nasıl
kanatl
bir sosya list parti anlayışını savunmaktadır. Bu
tan'ın şartlan bribirinden
Kürdis
K.
ve
ye
uçacaj!ıda daha belli degildir. Kaldıki Türki
elesi sürecinde ilegal
mücad
uş
kunul
ulusal
farklıdır. Sömü rge Kürdi stan şartlannda,
mudu r? Parti/ orgüt
uygun
şı
anlayı
örgüt lenme temel inde kanatlı bir örgüt /parti
ve özel bir taban
k
girme
ine
içeris
ı
içeris inde ayrı bir disipl in yaratm a çabas
midir?
degit
ters
şına
anlayı
oluşturmaya çalışmak marksist-leninist parti
jik birlik sorunu hep yanlış anlaşıldı;
Şunuda belirt eyim ki, şimdiye kadar ideolo
ün tüm mensuplarının en ince
ters yorumlandı ve o kadar ileri gidildi ki bir örgüt
i.
dayatıldı ve buna da ideolojik birlik denild
ayrınulara dek aynı şekilde düşünmeleri
ine
birbir
i
jenlij!
homo
jik
ideolo
Bunu n sonuc u olarak bazılan ideolo jik birlik ve
sorun lannd an, temel ilkelerden
ülke
ve
bölge
a,
(düny
a
konud
Her
lar.
karıştırıyor
bir yapıyı savun mak dogru
uş
oluşm
ayrıntılara dek) aynı düşünen insan lardan
isıemek olanaklı olmadıl!ı
i
del!ildir. Tüm bu sorunlarda herkesin aynı düşünmesin
93
g
gibi gerekli de del!ildir. Aynca bu diyalekıil!e de ters düşer. Ideoloji k
birlikten
anlaşılması gereken şey sorunlarda (Aynntılarda del!iJ) bir Jlllll!raıı
ıın özünü oluşturan
esas konalard a (temel ilkelerde ortak düşünmektir.
Leninis t sosyalis t demokra si anlayışına göre bir örgüt ya da partinin
bazı
görüşlerinin yanlış oldul!unu düşünen biri eger o partiden
aynlmıyorsa. partinin
eylem biriiliini boznıuyorsa parti icerisind e kendi görüşlerinin propagandasım
yapabilir.
ur
d
.or
Bir örgüt/pa rti içerisind e proıtrama ilişkin kısmi görüş ayniıkiarı veya
bazı
formüla siyonlar a ilişkin iırazlar olabilir, bu dol!aldır. B unun ortadan kaldmim
ası
ikna metoduna dayalı, yoldaşça güven ıenmeliııde bir tarıışmamn yapılması,
herkesin
(üyelerin) kendi görüşlerini özgürce dile getirmeleri ve örgüt içi sosyalist demokra
sinin uygulanıhnasıyla mümkün olur. Ve bu sonuılarıo çözüm yerleri kongre ve
kon-
feıanslardır.
siv
ak
Özeesi sosyalis t birlik ideolojik -politik sorunlar da (aynnbla rda ve tüm sorunlar
da
degil, temel sorunlarda) ortak bir mılayış temelinde teorik-prol!ramsal zeminde
siyasiörgütsel birliktir. Bu tür bir sosyalis t birlik Kürdisıanın somut şartiann
a uygun
düşen bir birlik anlayışıdır. K. Kürdisıan'ın nesnel koşullar
ından uzak ve sosyalisı
demokra si ilkesinden yoksun bir birlik anlayışı uzun vadeli ve kalıcı olamaz.
Bu tür
bir birlil!iıı adı ''llerde tekrar ayrılmak için birlik"tir.
KİMİNLE SOSYALİST BİRLİK
ww
w.
ar
Üzerind e önemle duruhnası gereken bir durum da kiminle sosyalist birlik sorunudur. Herkes sosyalis t birlik diyor, ama kiminle sosyalis t birlik yapaca)lını
belirtmiyor.
Yine örnegin; A hareketi B hareketini sosyalis t olarak görebilir, ama bu aşamada
onunla sosyalist birlik kurmam n nesnel şartlan ohnayabilir. Buda açıkça belirtilm
esi
gerekir. Birde iç örgütsel sorunlarından dolayı böylesine bir birli)le hazır ohnayan
hareketler var, bunlar da açıkça belirtilip, bilince çıkarbhnahdır.
"PKK ve TKDP"n in dışında herkesin birlil!ini" savunma k yanlış bir anlayıştı
r.
Zaten böyle bir birlik sosyalist bir birlik olmaz. Adı başka olur.
Kenidis ine sosyalis t demiyen bir örgüt/pa rtiyi sosyalis t birlik
içinde
de)lerlendirmek de yanlış olur. Bugün kendisin e açıkça ''Ulusal Demokr atik"
ya da
"Devrim ci Yurtsev er demokra t" örgüt/parti, hareket diyenleri sosyalis t birlik
dışında
görmek gerekir. Onlarla ancak cephesel birlik kurulabilir. Bu tür yurtsever örgütlerl
e
siyasi örgütsel birlik kurulamaz. Birde genel olarak sosyalist olarak nitelendi
rilip de
bu aşamada birlil!e hazır olmayan, ya da bazı nedenlerden dolayı onlarla bu
aşamada
birlik olama durumu düşünahneyen örgüt ve partiler de vardır.
94
ww
w.
ar
si
va
ku
rd
.or
g
ci sosyalist
ömegin TKSP genel anlamda sall sosyalist (yazılannda sık sık devrim
belinmek
l!ı
farklılı
terimini kullanmanın esas amacı reformisı sosyalistlerle olan
en,
vemıed
iri
içindir) bir harekettir. Ama TKSP geçmişini deııreJendirmeden, özeleşt
bu
ile
TKSP
kendisinden aynianlara karşı düşmanca bakış açısından vazgeçmeden
aşamada bence sosyalist birlik yapılamaz.
siyasi örgütsel
Bence bu aşamada kendi konumlanndan ötürü onlarla sosyalist
gerekir.
vermek
önem
na
sorunu
birlik
el
birlik yapılaınıyacak olan örgütlerle cephes
ittifak
e
güçlerl
rat
demok
er,
yurtsev
ayan
Sosyalist siyasal örgütsel biriilli savunm
diger
tan'ın
Kürdis
ir.
birlikt
el
cephes
de
yapılmalı, bu ittifakın siyasal biçimi
yan
nde
düzeyi
ans)
konfer
(veya
kongre
bir
parçalarından siyasal güçlerle ortak ulusal
yana gelinmelidir.
örgüt, bareKuzey Kürdistan'da sosyalist biriilli savunan ve buna hazır olan parti,
ket, grup ve çevrelerle pratikte somut adımlar atılınalıdır.
; herkes sosyPeki pratikte bu somut adımlan kimler atacak? Daha önce de belirtim
Oysa asıl
iyor.
belinm
llım
yapaca
birlik
sı
alist birlik diyor, ama kiminle sosyali
ektir.
belirlem
rini
öznele
önemli olan sosyalist birlik sorununun
in nesnel
Içinde bulundul!wnuz mevcut durumun ve yaşadıllımız gelişme sürecin
A, KUK,
W
KA
TSK,
a
ü ortamd
koşullan dol!rultusunda soruna baknl!ırnızda, bugünk
rmasının
oluştu
biriilli
KKDK ve Teltuşina Sosyalist'in birbirleriyle sosyalist siyasal
gi bir
herhan
bence
ve tek bir politik örgütsel çan alunda birleşmesinin önünde
önemli engel bulunmamaktadır.
sürecini bence başlatabirler.
Adlannı saydıgun bu 5 siyasal güç sosyalist birlik
n siyasal
Bu 5 siyasal güç birbirine yakın olan ve temelde aynı şeyleri savuna
ki bazı
elbette
larda
güçlerdirler. Özde aynı şeyleri savunmakta birlikte, aynnn
farklıltidar olur.
de dollaldır
Bu 5 siyasal göçün bazı ideolojik-politik sorunlarda farldı düşünmeleri
karışılıklı
ar
sorunl
Bazı
etmez.
teşkil
engel
bir
e
ve bence bu birtillin önünd
i olan birlik sorununda
tamşmalar, eleştiri ve ikna metoduyla giderilebilinir. öneml
sarnami olınaknr.
SOSY ALİ BİRLİGE GİDEN YOL
giden yolu
Sosyalist biriilli oluŞUırmanın yöntemi üzerine de tamşmak ve biriille
açıldıila kavuşturmak gerekir.
sı için dellişik
Gerçek anlamda Marksist-Leninist bir sosyalist birligin oluşma
ları gerekir.
anlaşma
ta
anlayış
msal
pro!lra
sosyalist güçlerin ideolojik belirlemelerde,
aynı bakış
şında
Buniın yanısıra örgütsel çalışma tarzında ve mücadele anlayı
amazsa
saglan
birlilli)
a (fıkir
açısına sahip olınaları gerekir. Bu tür sorunlarda anlaşm
95
ww
w.
ar
si
va
ku
rd
.or
g
birlik oluşmaz. Onun için sosyalist birlife gidel yol ilkesel birlikte
n geçer. llkesiz
birlik olamaz.
Sosyalist birlige giden yolda pratikte şunlar yapılmalıdır:
ı) Saj!lam ve kalıcı bir sosyalist birlifin oluşturulması
için sosyalistlerin birligini
savunan tüm parti, örgüt, hareket, grup ve çevreler devrimci demok
ratik kamuoyuna
açık bir birlik toplantısının(buna birlik konferansı
da denilebilir) yapılamsı için
üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeye hazır olmalıdırlar.
2) Birlik konferansının örgütlendirlirnesi için S kişilik bir
birlik toplantısını
hazırlama komitesi oluşturulmalıdır.
3) Bu hazırlık komitesinde aynı örgütten 2 kişi yer almamalı, parti,
örgüt, grup ve
çevre'leıden sadece 1 kişi yer almalıdır.
4) Birlik toplantısında her parti, örgüt, grup ve çevre açık ve net
bir şekilde birlik
anlayışını ortaya koymalıdır.
5) Birlik toplantısına katılan güçlerden birbirine en yakın olanlar
veya birbiriyle ıa­
mamiyle anlaşanlar toplantı sonucunda birlik süreçlerini resmen
devrimci kamuoyuna açıklamalıdırlar.
Not: Parti, siyasal örgütsel birlifin bir biçimidir. Yazıda
sık sık kullanılan
"sosya list birlik" terimindeki esas amaç sosyalist parti birligid
ir. Sosyalist parti
anlayışım rabanın görüş ve önerilerini en iyi bir biçimd
e degeriendiren ve onların
degişik görüşlerini senıezleştirmesini bilen, demok
ratik merkeziyetçi, tüm organlarını seçim yöntemiyle demokratik bir şekilde seçtire
n, eylem birligini ve yoldaşça
güveni safiayan devrimci sosyalist parti anlayışıdır.
96
g
urd
.or
va
k
ars
i
w.
ww
Download