ÇOCUKLUK ÇAĞINDA OBEZİTENİN ÖNLENMESİNDE FİZİKSEL AKTİVİTE İLE YETERLİ VE DENGELİ BESLENMENİN ÖNEMİ DOÇ. DR. M. METİN DONMA ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI UZMANI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI SÜLEYMANİYE DOĞUM, KADIN VE ÇOCUK HASTALIKLARI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ Obezite gelişmiş ülkelerde son derecede önemli bir sağlık problemini oluşturmaktadır. A.B.D.lerinde erişkin toplumunun % 30 unu obez, bireyler oluşturmaktadır. Obezite, yaşamı tehdit eden bir sağlık sorunudur. Koroner kalp hastalığı, hipertansiyon, felç ve kolon kanseri gibi, tip II diabetin de gelişme sıklığını önemli ölçüde artırmaktadır. Obezitedeki temel olay, vücudun enerji tüketen aktiviteleri ile harcanan kaloriden daha fazla diyet ile kalorinin alınmasıdır. ÇOCUKLARDA OBEZİTE Obez bir çocuk yakınlarına sevimli ve hatta daha sağlıklı gelebilir. Oysa bu durum aslında onun ilerideki yaşamında önemli pek çok problemin hazırlayıcısı ve başlatıcısı olacaktır. Fazla kilolu gençlerin % 80 i geleceğin şişman yetişkinleridir. ÇOCUKLARDA OBEZİTE Yapılan bir araştırmada, normal vücut ağırlığına sahip anne-babanın çocukları arasında şişmanlık oranı %8-9 iken, anne-babadan birinin şişman oluşunda çocuklardaki şişmanlık sıklığının % 40’a, her ikisinin de şişman oluşunda %80’e çıktığı belirtilmiştir. Yalnız, bu durumun kalıtımsal bir değişkenlikten çok, ailenin beslenme alışkanlığından ileri geldiği sanılmaktadır. Genellikle evde pişirilen yemeklerin enerji değerinin yüksek oluşu, ailenin bütün bireylerinin fazla enerji tüketmesine yol açmaktadır. ÇOCUKLUK ÇAĞI OBEZİTESİNİN NEDENLERİ * Beslenmede yapılan hatalar * Yetersiz fiziksel aktivite * Psikolojik faktörler * Hormonal hastalıklar * İlaçlar BAŞARILI EMZİRMENİN EN ÖNEMLİ ANAHTARI ANNENİN KENDİNE GÜVENMESİDİR Başarılı emzirme, annenin bebeğini emzireceğini düşünmesi ve bunu başaracağına inanmasıyla başlar. Nasıl emzireceğini bilen anne kendine güven duyar. Meme olabildiğince ağzı doldurmuş Ağız tam açık Çene memeye dayanmış Alt dudak dışa doğru kıvrılmış Ağız içinde yalnız meme ucu değil meme ucunun çevresi de bulunuyor İLK 6 AYDA YALNIZCA ANNE SÜTÜ İLE BESLENEN BEBEKLER SAĞLIKLI BİR BÜYÜME VE GELİŞME GÖSTERİRLER. . 0-1 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARIN BESLENMESİ – I 0-6 aylık bebeklerin, sadece anne sütü ile beslenmesine “doğal beslenme” denir. Doğal beslenme, ilk 6 ay bebekler için en iyi beslenme şeklidir. 6 aydan büyük bebeklerde anne sütü tek başına yeterli olmaz. Bu nedenle diyete daha katı besinleri eklemek gerekir. İlk başlanacak ek besinler elma veya şeftali suyu ve püresi ile yoğurttur. Bunları izleyerek diyete sebzeler, diğer meyve suları, yumurta, etler eklenir. 0-1 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARIN BESLENMESİ – II EK BESİNLERE BAŞLAMA Ek besinlere alıştırma döneminde, bebeğe her bir besin tek tek, az sulu kıvamda verilir. Yemeğin sadece suyu değil, kendisi de ezilerek verilmelidir. Çocuğa bütün yeni besinler bir arada verilmemeli, önce birine başlanıp çocuk ona alışınca, ikincisi denenmelidir. Ayrıca yeni bir besine az miktarda başlanıp, miktarı gittikçe arttırılmalıdır. Besinler her öğün için taze hazırlanmalıdır. Ek besinlere alıştırmada zorlama yapılmamalı, pütürlü olması nedeniyle reddedilen besinler yavaş ve sabırla denenmelidir. Bebek belirli bir besini reddediyorsa, o besin birkaç gün verilmemeli sonra yeniden denenmelidir. Bebeğe ilk yaşın sonuna kadar kaynamış su verilmelidir. 0-1 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARIN BESLENMESİ – III EK BESİNLERE BAŞLAMA Yemek ve etin yalnız suyu değil, ezilerek püre halinde çocuğa verilir. Çocuğa verilecek besinlere tuz eklenmez. Çocuğa verilecek yiyecekler acılı ve baharatlı olmaz. Beslenirken çocuğun başının altına yastık konarak dik tutulur. Beslendikten sonra ağzı temizlenip omuza bastırılarak gazı çıkarılır. Çocuğa ek besinler teker teker alıştırılır. Yeni besin, çocuk aç iken verilir. Çocuk bir besine alıştıktan sonra 3-4 gün sonra yenisi denenir. Yeni besin alındıktan sonra allerji belirtisi gözlenirse besin kesilir, 15-20 gün sonra tekrar denenir. OKUL ÖNCESİ ÇAĞ ÇOCUKLARIN BESLENMESİ Çocuğa iyi bir yemek yeme alışkanlığının verilebilmesi için öneriler 4. Çocuk rahat ve dinlenmiş olarak sofraya oturtulmalı 2. Çocuğun kullanacağı kaşık ve çatal çocuğun eline ve ağzına uygun büyüklükte olmalı, oturuş yüksekliği masaya göre ayarlanmalı, 3. Yemeğini kendisinin yemesi beklenmeli, 4. Yemek zamanında neşeli ve mutlu bir atmosfer yaratılmalı, 5. Porsiyonlar küçük olmalı ve yardım, çocuğun ihtiyacı olduğunda yapılmalı, 6. Çocuğun yemek seçmesini önlemek için 0-1 yaş döneminde değişik tattaki ek besinlere alıştırmalı, 7. Genelde alması gereken ek besinler üç öğünde verilmeli, gerekirse ikindide meyve ve meyve suyu, yatarken de süt içirilmeli, 8. Ailenin yeterli ve dengeli bir beslenme düzeni olmalı. İLKOKUL ÇOCUKLARINDA BESLENME Okul çocuklarında yapılan araştırmalar çocukların büyük çoğunluğunun kahvaltı etmeden okula gittiklerini göstermektedir. Çocuk zamanını; dinlenme, oyun oynama ve çalışma faaliyetlerine uygun şekilde ayarlama alışkanlığını kazanamadığında, sabahları zamanında kalkıp kahvaltı edememekte, ailenin özellikle annenin kahvaltı etme alışkanlığı olmadığında çocuk da bu alışkanlığı kazanamamaktadır. Yeni bir günün başlangıcında, bütün gece aç kalan vücudun, çalışma gücüne alışması için sabah kahvaltısının önemi büyüktür. Uzun süren bir açlık sonucu kahvaltı edilmediğinde kişi kendini güçsüz hisseder, yeterli enerji oluşmadığı için zihinsel faaliyetlerde özellikle dikkat, çalışma ve öğrenme yeteneği azalır. Okulda ve işte başarı düşer. ADOLESAN (ERGENLİK) ÇAĞI ÇOCUKLARDA BESLENME-I Hızlı büyümeye ek olarak gencin sporla uğraşması enerji ve besin öğelerinde artışa neden olur. Çeşitli spor dallarının ne miktarda ek enerji gerektirdiği ve bunu karşılamak için diyetin özelliği konusunda gençlere yeterli bilginin verilmesi ve bilinçlendirilmeleri gerekir. Bedensel hareketler arttırıldığı, yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat edildiği sürece kasların gücü artar ve şişmanlık önlenir, kemik mineral yoğunluğu artar. Ülkemiz genelinde ortalama okul çocuklarının % 20- 35’ i kansızdır. Diş çürükleri gençlerde önemli sağlık sorunlarındandır. Ülkemizde yapılan araştırmalara göre diş çürüklerinin görülme sıklığı % 55-70 arasındadır. Basit guatr besinler ve su ile iyodun yetersiz alınması sonucu çocuklarda ve gençlerde önemli bir sağlık sorunudur. Bu nedenle iyotlu tuz kullanılmalıdır. ADOLESAN (ERGENLİK) ÇAĞI ÇOCUKLARDA BESLENME-II Ergenlik çağı gençlerin yeterli ve dengeli beslenmeleri büyüme ve gelişme hızlandığı için daha da önemlidir. Ayak üstü beslenme (fast food) veya abur-cubur beslenme alışkanlığı çocuk ve gençler arasında yaygın olarak görülmektedir. Bu tür beslenme ile enerjinin % 40-50’ si yağdan gelmektedir. Bu yağın çoğunluğu doymuş yağlardan oluşmaktadır. Diyetteki doymuş yağ miktarı ve serum kolesterol düzeyi ile kalp-damar hastalıkları arasında ilişki olduğu bilinmektedir. Bu hastalıklar yetişkinlerde görülmesine karşın temelleri çocukluk çağında atılmaktadır. Genellikle fast-food beslenmede A ve C vitaminleri, kalsiyum, posa tüketimi yetersizdir, yağ ve tuz tüketimi ise yüksektir. FAST-FOOD ÜRÜNLERİN SIK VE FAZLA TÜKETİMİNİN SAĞLIK ÜZERİNE OLUMSUZ ETKİLERİ Fast-food endüstrisinde özellikle çocuklar ve gençler hedef alınmıştır. Fast-food ürünlerin özellikle çocuk ve gençler tarafından tercih edilmesi yetersiz ve dengesiz, sağlıksız beslenme sorununu akla getirmektedir. Fast-food beslenmeyi oluşturan bazı menüler beslenme yönünden yetersiz ve dengesizdir. Dengesiz fast food ürünlerinin çok sık tüketilmesi sağlığı olumsuz etkiler. SAĞLIKLI BESLENME Vücudun büyümesi, dokuların yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan besin öğelerinin her birinin yeterli miktarlarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması “YETERLİ VE DENGELİ BESLENME” dir. Besin öğeleri vücudun gereksinmeleri düzeyinde alınamazsa, yeterli enerji oluşmadığı ve vücut dokuları yapılamadığından “YETERSİZ BESLENME” durumu oluşur. Birey yeterince yemesine karşın, uygun seçim yapamadığı ya da yanlış pişirme yöntemi uyguladığı zaman bu besin öğelerinin bazılarını alamayabilir. Bu durumda, o besin öğesinin vücut çalışmasındaki işlevi yerine getirilemediğinden yine sağlık bozukluğu oluşur. Bu durum da “DENGESİZ BESLENME” dir. SAĞLIKLI BESLENME BESİN ÖĞELERİ: İnsanın gereksinmesi olan besin öğeleri kimyasal yapılarına ve vücut çalışmasındaki etkinliklerine göre 6 grupta toplanır. Bunlar; proteinler, yağlar, karbonhidratlar, madenler, vitaminler ve sudur. GÜNLÜK ALINMASI GEREKEN BESİNLER: Yeterli ve dengeli beslenmek için değişik yaş, cinsiyet ve özel durumlardaki bireylerin enerji ve besin öğeleri gereksinmeleri farklıdır. Besinlerimiz, içerdikleri besin öğelerinin türleri ve miktarları yönünden farklıdır. Bu nedenle, besinlerimizi, besleyici değerleri yönünden 4 grup altında toplayabiliriz. Günlük beslenmemizde her gruptan besin bulunur ve bunların miktarları gereksinmemize uygun olursa, yeterli ve dengeli besleniriz: Grup 1: Süt ve sütten yapılan yiyecekler: Bu grup kalsiyum için en iyi kaynaktır. Süt, yoğurt, peynir, çökelek, süt ile yapılan tatlılar (muhallebi, sütlaç vs.) bu gruba girer. Grup 2: Et, tavuk, balık, yumurta, kuru nohut, fasulye, mercimek, ve bu besinlerden yapılan ürünler: Bu gruptaki besinler protein, B vitaminleri ve demirden zengindir. Grup 3: Taze sebze ve meyveler: C vitamini, birçok vitamin ve mineral gereksinmemizi bu gruptan karşılarız. Karnabahar, kereviz, patlıcan, enginar, pancar, kabak, domates, salatalık, biber, yeşil yapraklı sebze ve otlar, havuç, her türlü meyveler bu gruba girer. Grup 4: Tahıllar ve tahıllardan yapılan yiyecekler: Bu grup temel enerji kaynağımızı oluşturur. Ekmek, makarna, şehriye, pirinç, bulgur, kuskus, börekler, un ve irmikten yapılan tatlılar bu gruptandır. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ÖNERİLERİ SAĞLIKLI BESLENMEDE 12 ADIM SAĞLIKLI BESLENMEDE 12 ADIM 1 / 12 Günlük tükettiğiniz besinlerin çok çeşitli olmasına özen gösterin. Bu besinlerin çoğunluğunu hayvansal gıdalar yerine bitkisel gıdalardan seçin. Besinlerden en iyi şekilde yararlanabilmeniz için, mevcut olan çeşitli besinleri bir arada tüketmeye özen gösterin. Günde sabah, öğle ve akşam olarak 3 öğün beslenin. Kahvaltı günün en önemli öğünüdür, öğün atlamayın ve düzenli beslenin. Daha çok doğal ve taze besinleri tercih edin. SAĞLIKLI BESLENMEDE 12 ADIM 2 / 12 Günlük beslenmenizde ekmek ve tahıl grubu besinlerin (bulgur, mısır, pirinç, makarna vb.) bulunmasına özen gösterin. Günlük enerji gereksiniminin en az % 55’i karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Yeterli miktarda karbonhidrat (kompleks karbonhidratlar) ve posa içeren besinler tüketin. SAĞLIKLI BESLENMEDE 12 ADIM 3 / 12 Her gün birkaç kez çeşitli taze sebze ve meyve yiyin (günde 5-7 porsiyon). Sebze ve meyveler; vitamin-mineral ve posa gereksiniminizi karşılamaktadır. Posa özellikle barsak hareketlerini düzenler, kan şekeri ve kolesterol düzeylerinin düşmesine yardımcı olur. Her öğünde mutlaka taze sebze ve meyve yiyin. SAĞLIKLI BESLENMEDE 12 ADIM 4 / 12 Her gün orta düzeyde fiziksel aktivite yaparak vücut ağırlığınızı tavsiye edilen sınırlarda tutunuz ( Beden Kitle İndeksi 20-25 olmalıdır). Besinlerle aldığınız enerji miktarı ile harcadığınız enerji miktarını dengeleyerek vücut ağırlığınızı koruyabilirsiniz. Vücut ağırlığınızın boyunuza uygun olmasına dikkat edin. Yeterli ve dengeli beslenmeyle birlikte düzenli olarak yapılan fiziksel aktivite, kalp ve solunum fonksiyonlarını düzenler, osteoporozu önler ve bireylerin sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Her gün düzenli olarak yürüyüş yapın. SAĞLIKLI BESLENMEDE 12 ADIM 5 / 12 Günlük tükettiğiniz yağ miktarını kontrol edin. Yağdan gelen enerji miktarı, toplam enerjinin % 30 unu geçmeyecek şekilde olmalıdır. Yemeklerinizde hayvansal kaynaklı yağlar yerine, doymamış yağ asitlerinden zengin bitkisel sıvı yağları (zeytinyağı, ayçiçek, mısırözü vb. yağları) kullanınız. Yemeklerinizi pişirirken haşlama,ızgara ve fırında pişirme yöntemlerini kullanınız, kızartma ve kavurma yöntemlerinden kaçınınız. Etli pişirdiğiniz yemeklere ayrıca yağ ilave etmeyiniz. SAĞLIKLI BESLENMEDE 12 ADIM 6 / 12 Yağlı et ve et ürünleri (sucuk,salam,sosis vb.) yerine balık, tavuk, hindi eti veya kuru fasulye, nohut, mercimek gibi kurubaklagilleri tercih ediniz. Yağ ve kolesterol yönünden zengin olan hayvansal kaynaklı besinler yerine kurubaklagilleri tercih edin. Böylece yağ ve kolesterol alımını azaltmış olursunuz. Günlük protein alımınızı hayvansal ve bitkisel kaynaklardan dengeli olarak alınmasına özen gösterin. Diyette daha çok sebze/meyve, tahıl ürünleri ve kuru baklagiller tüketilerek kompleks karbonhidrat, vitamin/mineral ve posa alımı arttırılmalıdır. SAĞLIKLI BESLENMEDE 12 ADIM 7 / 12 Yağsız veya az yağlı süt ve süt ürünlerini (yoğurt, peynir, kefir v.b.) yiyiniz. Düzenli olarak süt veya yoğurt tüketilmesi kemik sağlığınız için de çok önemlidir. Pastörize veya sterilize süt için. SAĞLIKLI BESLENMEDE 12 ADIM 8 / 12 Az şekerli besinleri tercih edin, çay şekeri gibi rafine şekerleri mümkün olduğunca tüketmeyin, tatlılar ve şekerli içeceklerin tüketimini sınırlandırınız. Rafine şeker, şekerli içecekler, tatlılar, pasta, kek vb. besinler bileşimindeki şeker ve çeşitli soslar (karamel sos, çikolata sos vb.) nedeniyle yüksek enerji içermektedirler. Bu besinlerin yenilme sıklığını azaltarak vücut ağırlığınızı kontrol altında tutun. SAĞLIKLI BESLENMEDE 12 ADIM 9 / 12 Günlük tuz alımınızı azaltınız (ortalama 1 çay kaşığı). Sofrada yemeklerinizin tadına bakmadan tuz ilave etmeyin. Salamura, konserve, zeytin ve turşu gibi tuz içeren besinlerin tüketimini azaltın. SAĞLIKLI BESLENMEDE 12 ADIM 10 / 12 Mümkünse alkol kullanmayın. Eğer kullanıyorsanız en aza indiriniz. Bir gram alkol 7 kalori vermektedir. Alkol ile birlikte enerjisi yüksek olan besinlerin (çerez, kuruyemiş ve bazı yağlı besinler) tüketilmesi alınan enerjiyi artırarak kilo alımına sebep olmaktadır. SAĞLIKLI BESLENMEDE 12 ADIM 11 / 12 Besinlerinizin hazırlanması, pişirilmesi sırasında hijyen kurallarına dikkat ediniz. Yiyeceklerinizi pişirirken haşlama, fırında ve buharda pişirme yöntemlerini tercih ediniz. Kızartmalardan kaçınınız. Böylece yemeklerinize ekleyeceğiniz yağ, tuz ve şeker miktarını azaltmış olursunuz. SAĞLIKLI BESLENMEDE 12 ADIM 12 / 12 Bebeklerinizi ilk 6 ay sadece anne sütüyle besleyiniz ve 6 aydan sonra uygun besinlere başlayarak yeterli ve dengeli beslenmelerini sağlayınız. FİZİKSEL AKTİVİTE, BESLENME VE SAĞLIK Düzenli fiziksel aktivitenin sağlıklı kilonun sürdürülmesi, dayanıklılık, güç ve esnekliğin artmasındaki rolünün yanı sıra günümüz hastalıkları olarak kabul edilen kronik hastalıklara yakalanma riskini azalttığı açıkça bilinmektedir. Söz konusu bu yararlar sadece bireysel düzeyde önemli değildir. Dünya’nın her yerinde giderek maliyeti artan sağlık hizmetleri yönünden koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında fiziksel aktivitenin sağladığı yararlar önemli bir tasarruf sağlayabilmektedir. Ancak optimal bir sağlık için gerek çocuk gerekse yetişkinlerin büyük bir çoğunluğunun yeteri kadar fiziksel aktivite yapmadıkları görülmektedir. Sağlıkla ilgilenenler fiziksel aktivitenin, neden önemli olduğunu anlamalı, tüm yaşlardaki bireyleri yaşamın bir parçası olarak fiziksel aktivite ve spora katılımları için motive etmelidirler. Fiziksel aktivitenin yaşam boyu sürdürülmesinin herkese, her yerde, her zaman yararlı olabileceği mesajının daha geniş kitlelere yayılmasına yardımcı olmalıdırlar. FİZİKSEL AKTİVİTE VE SAĞLIK KİLO KONTROLÜ Önemli bir sağlık sorunu olan şişmanlık giderek artmakta ve koroner kalp hastalığı, diyabet, inme, artrit, kazalara vb. karşı risk oluşturmaktadır. Kilo kaybının enerji sınırlaması ve fiziksel aktivitenin artırılmasıyla sağlanması daha kolay ve etkilidir. Daha da önemlisi kilo almayı önlemede önemli rol oynamaktadır. Örneğin günde 2-5 km yürüyüş enerji dengesinin sağlanmasını önemli ölçüde etkilemektedir. EGZERSİZ Egzersiz öncesi ve sonrası asgari beşer dakika süren ısınma ve soğuma hareketleri mutlaka yapılmalıdır. Egzersizden hemen sonra saunaya ya da buhar banyosuna girilmemelidir. Egzersiz sırasında ağızdan değil burundan nefes alınmalıdır. AEROBİK AKTİVİTELER *Yürümek *Yüzmek *Bisiklete binmek *Merdiven çıkmak *Dans etmek *Koşmak FİZİKSEL AKTİVİTE VE SAĞLIK KAN BASINCININ KONTROLÜ Yüksek kan basıncı (tansiyon) 140-90 mmHg olduğunda kalp krizi, kalp ve böbrek yetmezliği, inme gibi rahatsızlıklara yakalanma riskini iki katına, 160-95 mmHg. olduğunda ise üç katına çıkarmaktadır. Düzenli fiziksel aktivite kan basınçlarını diğer klinik uygulamalarla kıyaslanabilecek düzeyde yaklaşık 6-10 mmHg azaltabilmektedir. Ancak her zaman tek başına yeterli olmayabilir ve diğer klinik uygulamalarla (kilo kaybı, alkol ve tuzun azaltılması, çoğu zaman ilaç kullanımı) birlikte olması gerekebilir. Fiziksel aktivite ilerleyen yaşla birlikte gözlenen tansiyonun artmasına karşı koruyucu olabilmektedir. Önerilen fiziksel aktivite düzeyi, düzenli orta şiddette egzersizlerdir. FİZİKSEL AKTİVİTE VE SAĞLIK ŞEKER HASTALIĞI VE KAN ŞEKERİNİN KONTROLÜ Düzenli fiziksel aktivite insülin aktivitesinin kontrolüne ve kan şekerinin düzenlenmesine yardımcıdır. Fiziksel olarak aktif, insüline bağımlı olmayan şeker hastalığı (NIDDM) olanlarda hareketsiz yaşam sürenlere göre damar komplikasyonlarının görülme sıklığı daha düşüktür. Yaşın ilerlemesine bağlı şeker hastalığına yakalanma riski de aktif kişilerde % 20 veya daha fazla oranda azalmaktadır. Böylece düzenli fiziksel aktivite, NIDDM’un tedavisinden çok korunmasında önemli rol oynamaktadır. Önerilen fiziksel aktivite düzeyi; yürüyüş ve düşük şiddetli, uzun süreli egzersiz programlarıdır. FİZİKSEL AKTİVİTE VE SAĞLIK ZİHİNSEL SAĞLIK Etkilerini ölçmek zor olmasına karşın yapılan çalışmalar fiziksel aktivitenin yararlı psikososyal etkileri olduğu konusunda birleşmektedir. Kaygı, stres, depresyonun azaltılması, zihinsel sağlığın sürdürülmesi, psikolojik zindeliğin sağlanmasında pozitif etkiler yaratmaktadır. Özet olarak; fiziksel aktivite, fiziksel ve zihinsel sağlığı olumlu yönde etkilemektedir. Ancak aşırı ve yoğun egzersiz yapan kişilerde, aşırı egzersiz, sakatlanma, aşırı yorgunluk ve psikolojik rahatsızlıklara yol açmaktadır. HER YAŞ İÇİN FİZİKSEL AKTİVİTE Çocuk ve gençleri (5-12 yaş) düzenli fiziksel aktivite yapmaya cesaretlendirmek, olumlu sağlık alışkanlıkları geliştirmelerine, sigara ve ilaç bağımlılığından uzak durmalarına, okul başarılarını geliştirmelerine yardımcı olmaktadır. Ergenlik (13-19 yaş) döneminde, çocukluktakinden daha yoğun aktiviteye devam edilebilir. Bu dönemde yarışma sporlarına katılım karakter gelişimini olumlu etkilemektedir. Ayrıca aşırı kilo alımını engelleyerek, yetişkin dönemde sık görülen kronik hastalıklara yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olmaktadır. Yetişkin yaşamında (20-65 yaş) fiziksel aktivitenin yararları daha belirgindir. Daha önce belirtildiği gibi pek çok fiziksel ve zihinsel hastalıklara yakalanma riskini azaltmaktadır. Yaşlılıkta (65-75 yaş) kronik hastalıklara karşı korunmanın yanı sıra, en büyük önemi zihinsel ve bedensel fonksiyonların korunmasını sağlamasıdır. HER YAŞ İÇİN FİZİKSEL AKTİVİTE Düzenli egzersiz yapan bir kişi daha kaliteli bir yaşamı tek başına 10-20 yıl daha sürdürebilmektedir. Orta yaşlılar (75-85 yaş) ve çok yaşlılar ( 85 yaş üzeri) için düzenli, uygun ve güvenli aktivite programları kas kuvvetinde artışa bağlı daha iyi koordinasyon, denge, kısa reaksiyon zamanı, artmış doğal yürüme hızı, esnekliği sağlamaktadır. “Yaşam stili aktiviteleri” olarak adlandırılan yürüyüş, bahçe işi ile uğraşma, araba yıkama, bisiklete binme, merdiven kullanma vb. gibi aktivitelerle aktif bir yaşama başlamaya karar verilerek egzersiz yaşamın bir parçası haline getirilebilir. CİDDİ HASTALIK RİSKLERİNİN BİLE, ÇOK HAFİF DÜZEYDE FİZİKSEL AKTİVİTE ARTIŞI İLE AZALDIĞI BİLİNMEKTEDİR. SAĞLIKLI, UZUN VE KALİTELİ BİR YAŞAM SÜRDÜRME AMACI İLE “HERKES İÇİN SPOR” KAVRAMI YAYGINLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILMALIDIR. YAŞAMIN HER DÖNEMİNDE NEDENLERİ DEĞİŞİK OLMASINA KARŞIN, DÜZENLİ FİZİKSEL AKTİVİTENİN YAŞAM BOYU SÜRDÜRÜLMESİ ÖNEMLİDİR. HER YETİŞKİN 30 DAKİKA VEYA DAHA FAZLA ORTA DÜZEY AKTİVİTEYİ HAFTANIN HEMEN HERGÜNÜ YAPMALIDIR. ÇOCUKLUK ÇAĞINDAKİ OBEZİTENİN ÖNLENMESİNDE BAŞLICA ÖNERİLER * 0-6 ay arası yalnızca anne sütü verilmesi teşvik edilmeli * 6 ay-1 yaş arası ek gıdalara başlanma döneminde yeterince dikkatli olunmalı * Bir yaşında, sofradaki yerini almalı * Aşırı yağlı, şekerli ve fast-food türü gıdalardan uzak durulmalı * Tüketilmesi istenilmeyen besinler evde bulundurulmamalı * Yemek hazırlama ve ev işleri sırasında yardımcı olması teşvik edilmeli * Başta kahvaltı olmak üzere, üç an öğünü alması sağlanmalı * Her öğünde dört ana temel besin gruplarından yeterince tüketmesi sağlanmalı * Besinler, ödül veya ceza aracı olarak kullanılmamalı * Mutlu bir aile ortamında beraberce yemek yenmeli * Televizyon ve bilgisayar başında geçirilen süre azaltılmalı * Arkadaşları veya aile ile beraber spor yapması desteklenmeli *Fiziksel aktivitelerin, ailece birlikte yapılmasına da özen gösterilmeli * Yaşına ve cinsiyetine uygun sağlıklı beslenme ile egzersizlerde bulunması konusunda bilgilendirilmeli ve desteklenmeli * Gerektiğinde tıbbi ve psikolojik destek alınmalı, tıbbi araştırma yapılmalı * Dengeli ve yeterli beslenme ile düzenli fiziksel aktiviteyi de içeren bir yaşam tarzı oluşturulmalı KAYNAKLAR : American Academy of Pediatrics, Clinical Practice Guideline, Subcommittee on Hyperbilirubinemia: Management of hyperbilirubinemia in the newborn infant 35 or more weeks of gestation. Pediatrics 114: 297-316, 2004. Arch J. Orexins, feeding and the big picture. Br J Nutr 84:401-403, 2000. Cannon B., Nedergaard J. Brown adipose tissue: function and physiological significance. Phys Rev 84:277-359, 2004. Devlin TM. Textbook of biochemistry with clinical correlations. Fifth edition, John Wiley and sons, 2002. Donma MM, Donma O. The importance of social services for the interaction between marital problems, social and physical environment and child health, 1 st International Social Services Symposium, (Oral presentation) (in Symposium CD) Republic of Turkey, Prime Ministry, Social Services and Child Protection Agency, 9-12 Nisan 2006, Belek, Antalya. Donma MM, Donma O. Arsenic and Nickel : Unavoidable constituents of our everyday diet. Med Hypotheses 66(3):681, 2006. Donma MM, Donma O. Obesity, Children, Youth and Media. İstanbul University, Faculty of Communication 2nd International Children & Communication Congress “The Impact of Communication on Children” & 2nd International Children Films Festival & Congress “Children, Peace and War ” (Oral Presentation) Istanbul University, Proceedings Book. Printed by Dilek Ofset, Beyazıt, İstanbul, February 2006, Congress Book (2): pp.1286-1297. (ISBN: 404-761-8) Donma MM, Donma O. Phytonutrients and Children: The other side of the medallion. Food Research International 38 (6), 681-92, 2005. Donma O, Donma MM. Cadmium, lead and phytochemicals. Med Hypotheses 65: 699-702, 2005. Donma O, Donma MM. Dietary metals, phytochemicals and cancer, P – 49, International Research Conference on Food, Nutrition and Cancer, Washington DC, July 17-18, 2003. Donma M.M. Effects of dietary habits and physical activity on weight in 4 to 12 years old children, 9th World Congress on Clinical Nutrition, Abstract Book 91, London, United Kingdom, 2002. Donma, M.M., Attitudes of mothers with the infants aged 0–12 months towards lactation. J Perinat Med 29 (Suppl.II):62, 2001. Donma O, Donma MM. Association of headaches and the metals, (P S I, G: Genetics and Biomarkers : P1-G2). The 10th Congress of the International Headache Society IHC 2001, Liberty from Headache, New York City, New York, USA, 29 June - 2 July 2001. Donma MM., Donma O. Infant feeding and growth : A study on Turkish infants from birth to six months, Pediatrics Int, 41:542 – 548, 1999. Donma MM., Donma O. Children’s health and environment in Turkey, 1st International Conference on Children’s Health and Environment, Amsterdam, Abstract Vol., 499,Netherlands, 1998. Donma MM., Donma O. The influence of feeding patterns on head circumference among Turkish infants during the first six months of life, Brain Dev, 19:393 – 397, 1997. Harris RB. Leptin-much more than a satiety signal. Ann Rev Nutr 20:45-75, 2000. http://www.nature.com/nrc http://www.saglik.gov.tr/extras/dokuman/basariliemzirme.pdf http://www.saglik.gov.tr/extras/dokuman/sagliklibeslenme.pdf http://www.saglik.gov.tr/extras/dokuman/saha_pers_beslenme.pdf http://www.saglik.gov.tr/extras/birimler/temel/yazbeslenmesi.doc http://www.saglik.gov.tr T.C. Sağlık Bakanlığı web sitesinde ilgili dokümanlar. Kojima M, Kangawa K. Ghrelin, an orexigenic signaling molecule from the gastrointestinal tract. Curr Opin Pharm 2:665-668, 2002. Lehninger AL, Nelson DL, Cox MM. Lehninger principles of biochemistry. Fourth edition, W.H.Freeman and Co., New York, 2005. Meister B. Control of food intake via leptin receptors in the hypothalamus. Vitamins and Hormones 59:265-304, 2000. Nakazato M, Murakami N, Date Y, et al. A role of ghrelin in the central regulation of feeding. Nature 409:194-198, 2001. Rayner DV, Trayhurn P. Regulation of leptin production: sympathetic nervous system interactions. J Molecul Med 79:8-20, 2001. Rodgers RJ, Ishii Y, Halford JC, et al. Orexins and appetite regulation. Neuropeptid 36:303-325, 2002. Trayhurn P. The biology of obesity. Proc Nutr Soc 64:31-38, 2005. Wang G, Lee HM, Englander E, et al. Ghrelin-not just another stomach hormone. Regul Peptid 105:7581, 2002. Wilding JP. Neuropeptides and appetite control. Diabet Med 19:619-627, 2002.