petinfo 86 2016 NİSAN PET SAĞLIĞI DERGİSİ www.petinfodergi.com 26. İlk 50 adım; kalça ve dirsek displazisi 42. Benefit ekibinin özel marka anlayışı 48. Ağrı yönetimi hakkındaki gelişmeler BU DERGİ ÇEVRE DOSTU KAĞITTAN ÜRETİLMİŞTİR. içindekiler & editör 16 onaltı Geliştirilmiş formülü ve yeni ambalajları ile Bozita Naturals mart ayında raflardaki yerini alıyor! YİRMİ Zoetis Hayvan Sağlığı 28 Mart1 Nisan 2016 tarihlerinde Güral Sapanca’da geleneksel kış dönem toplantısını gerçekleştirdi. otuzsekiz Siz de kliniğinizde IDEXX ProCyte Dx® ve LaserCyte® hematoloji raporlarında retikülosit değerini kolayca elde edebiliyorsunuz! Veteriner Hekim ENİKÖ KİRALY AVCI Yazı İşleri Sorumlusu KIRKiki Pazara sunduğu yeni ürünleri ve özel marka anlayışı ile Benefit, standartları daima yükseğe çekmeyi hedeflemeye devam ediyor. Yarın neler olacak? YİRMİiki SNS Evcil Hayvan Ürünleri, tahılsız Wildfield mamalarını hayvanseverlere kavuşturdu. yirmialtı İlk 50 Semineri kapsamında gerçekleştirilmiş olan Kalça ve Dirsek Displazisi Semineri, yoğun ilgi ile karşılandı. kırksekiz İVHO, Boehringer Ingelheim ile ağrı oluşumuna neden olacak girişimlerin ve alınabilecek önlemlerin üzerinde durdu. 54 ellidört KHVHD ve MSD Hayvan Sağlığı, aşılama programı hakkındaki en güncel bilgileri veteriner hekim meslektaşlarımızla paylaştı. ellisekiz 34 3. VetAnka Kariyer Günleri ve Sektörle Buluşma Sempozyumu” Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde düzenlendi. otuzdört Dr. Bayer ile paraziter invazyon ve enfestasyonların oluşturduğu davranış değişikliklerini hep beraber ele alalım. 64 Yaşadığımız yüzyıl, bilim adına her alanda inanılmaz gelişmelere şahit oluyor. Bir veteriner hekim olarak mesleğimizi icra ederken bunun farkına varmamak mümkün değildir. Daha önceki yıllarda dedelerimiz veteriner hekimlik mesleğiyle yeni tanıştıkları günlerini anlatırken, yeni çağın ise teknoloji ve bilimin mesleğimize katmış olduğu yeniliklerden faydalanmasını duymak ayrı bir heyecan katmaktadır. Ülkemizde mesleğimiz adına güzel şeyler oluyor. Mesleki dernekler kuruluyor, kurslar düzenleniyor, yeni şirketler kuruluyor. Ülkemizdeki bilim insanları diğer ülkelerde ki bilim insanlarıyla rekabet edecek düzeye ulaşmış durumdalar. Ülkemizde veteriner hekimlik mesleği hak ettiği yerde midir? Bu tartışmalı bir konudur. Peki ülkemizde veteriner hekimlik mesleği nerede olacak? Teknoloji konusunda gelecekte Türk veteriner hekimlik mesleğinin olumlu anlamda sınırlarını zorlayacak gelişmeler sizce neler olacaktır? Sorunun cevabını birkaç meslektaşlarımızın yanı sıra Evet Yazılım, Hasvet ve MVM’de cevapladı. Mesleğimize değer katan, gelecek dönemlerde ortaya çıkacak olan yeni nesil teknolojilerin takipçileri olun! Ülkemizde, mesleğimizin dünya standartlarında icra edilmesini istiyorsak yeniliklere duyarsız kalmayalım. Keyifli okumalar! altmışdört Çağımızdaki veteriner hekimlik mesleğinin gelişmesine büyük değerler katan inanılmaz buluşlara göz atalım! petinfo NİSAN Sayı: 86 Pet Sağlığı Dergisi, ayda bir yayımlanır. YAYIN TÜRÜ SÜRELİ YEREL SAHİBİ Mat Medya Tanıtım Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. Mehmet Aktop GENEL KOORDİNATÖR Barış Kolgu [email protected] YAZI İŞLERİ SORUMLUSU Veteriner Hekim Enikö Kiraly Avcı [email protected] EDİTÖRLER Veteriner Hekim Gizem Kutun [email protected], Veteriner Hekim Gökçem Türkan [email protected] KATKIDA BULUNANLAR Prof. Dr. Kürşat Özer, Dr. Ateş Barut, Dr. Gülay Ertürk, Dr. Gürbüz Ertürk, ART DİREKTÖR Ebru Dereli [email protected] GRAFİK TASARIM Emel Vural [email protected] DANIŞMA KURULU Prof. Dr. Ahmet Ergün, Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ, Prof. Dr. Tamer Dodurka, Yrd. Doç. Dr. Özlem Şengöz Şirin, Dr. Banu Dokuzeylül BASKI Gezegen Basım San. Ve Tic. Ltd. Şti. 100 Yıl Mahallesi Massit Matbaacılar Sitesi 2. Cadde Gezegen Binası No: 202/A Bağcılar/İstanbul Sertifika No: 12002 ADRES Yayıncılar Sokak 10/4 34414 Seyrantepe - İstanbul Tel: 0212 324 50 56 - 324 50 59 REKLAM REZERVASYON Yudum Barutçu [email protected] ABONE Banu Sayınç [email protected] www.matmedya.com Dergimizde yayınlanan röportaj ve ilanların sorumluluğu sahiplerine aittir. Fotoğraflar izinsiz kullanılamaz. Petinfo Dergisi veteriner hekimlere ve ecza depolarına yönelik bilimsel içerikli, mesleki, ücretsiz, sektörel bir yayındır. 04-05 PETİNFO Tüm ilaç firmaların dikkatine Gıda güvenliği için biyofilm koruyucu bariyer Biyofilm varlığı, gıda güvenliği ile ilgili önemli sorunlar yaratan bir teknolojik sorundur. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda ise, Campylobacter etkeninin biyofilm oluşturma yeteneği olduğu yönünde. Bu karakteristik mikrobiyal büyüme ise, biyofilm koruyucu bariyerlerin önlemini almak için özel temizleme ve dezenfeksiyon işlemlerinin uygulanması gerektiğini göstermektedir. Biyofilmler, düzenli olarak uygulanacak özel biyogüvenlik çalışma protokolleri ile ortadan kaldırılabilir. Bununla birlikte, eradikasyonu güç olan bazı biyofilmleri önlemek için en akıllıca strateji proflaksidir ve rutinde peroksiasetik ürünler kullanmakta fayda vardır. 03/01/2011 tarihinden itibaren yapılan ruhsat başvuruları elektronik ruhsat başvurusu şeklinde alınmaya başlanmıştır. 03/01/2011 tarihinden itibaren ise başvurular, “varyasyonda firma şablon kullanılması” duyurusu ile varyasyonların da firma şablon kullanılarak alınmasına başlanılmıştır. Ancak, bazı firmaların şablon kullanmadıkları tespit edilmiş olup bu durum elektronik arşiv dosya bilgilerinin güncellenmesini engellemekte ve ilgili birimlerde yürütülen güncel dosya bilgilerine erişim gerektiren iş ve işlemlerin yavaşlamasına neden olmaktadır. 04.04.2016 tarihinden itibaren elektronik ruhsat başvurusu bulunan ürünlere ait varyasyon başvuruları firma şablon yüklenmeden kabul edilmeyecektir. Sahipsiz hayvanların korunması için kamu ortak eylem planı hazırlanacak Bakkalda satılan birçok veteriner tıbbi ürüne el konuldu Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada Kayseri’de ekiplerce bir mahallede yapılan denetimler sonucunda bakkalda satılan 221 adet 19 kalemde veteriner tıbbi ürüne el konuldu. Ayrıca ilgili bakkal hakkında 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı Gıda ve Yem Kanunu’nun 37. Maddesinin 1. Fıkrasının ‘g’ bendine göre 15 bin 466 TL idari para cezası verilmiştir. Veteriner tıbbi ürünlerin toptan ve perakende satışı veteriner tıbbi ürün perakende satış izni bulunan klinikler, ruhsatlı veteriner ecza depoları ve eczaneler kanalı ile yapılmaktadır. Belirtilen yerler dışında satışı kesinlikle yasaktır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gıda Tarım ve Hayvancılık Daire Başkanlığı Veteriner Hizmetleri Müdürlüğü’nce “Sahipsiz Hayvan Rehabilitasyon Çalıştayı” gerçekleştirildi. Dünya Sokak Hayvanları Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen çalıştaya Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Hayrettin Yıldırım, İBB Gıda Tarım ve Hayvancılık Daire Başkanı Bayram Ali Çakıroğlu’nun yanı sıra İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Yönetim Kurulu ile Klinik Bilimler Anabilim Dalı Başkanları, ilçe belediyelerin veteriner hizmet sorumluları, Milli Parklar Marmara Bölgesi il temsilcileri ile Marmara Bölgesi İl Belediye Veteriner Hekimleri katıldı. Sahipsiz hayvanlara yönelik kamu kurumlarının yaşadığı sorunlar ve çözüm önerileri görüşüldüğü çalıştayda, öncelikli olarak çevresel analiz, değişim ve trendler konusunda beyin fırtınası yapıldı. Yapılan analizler sonucunda elde edilen bulgularla hayvanların korunması için kamu ortak eylem planı hazırlanarak kamuoyu ile paylaşılacak. Köpeklerin koku mukozasından kök hücre AKÜ Veteriner Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Korhan Altunbaş, TÜBİTAK tarafından desteklenen proje kapsamında kök hücre üretilmesi için çalışma yaptıklarını açıkladı. 6 bilim insanı ile çalışma yürüttüklerini belirten Altunbaş, araştırmaların fakülte bünyesinde kurulan kök hücre laboratuvarında gerçekleştirildiğini ifade etti. Altunbaş, kök hücre tedavisinin Türkiye’de yakın bir gelecekte cerrahi ve ilaçla tedavinin yanında hızla yerini alacağına işaret ederek, şöyle devam etti: “Kök hücre tedavisi, çoğunlukla at, kedi ve köpeklerde, tendon ve ligament yaralanmaları, kıkırdak ve eklem hasarları, muskuler distrofi, doku kayıplı yara iyileşmeleri, kornea yaralanmaları ve bunun gibi pek çok hastalığın tedavisinde umut verici bir tedavi seçeneği olarak kullanılmaktadır. Bu tedavilerde de çoğunlukla kemik iliği ve yağ doku kaynaklı mezenkimal kök hücreler kullanılmaktadır.” İstanbul sizi bekliyor! Her sene dünyanın dört bir yanından veteriner hekim öğrencilerin yoğun katılımıyla gerçekleşen Uluslararası Veteriner Hekimliği Öğrencileri Bilimsel Araştırma Kongresi, bu sene 26-28 Nisan arasında düzenlenecektir. İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nin özveriyle çalışan öğrencileri sizi bu kongreye davet etmekten büyük mutluluk duyar! Veteriner fakültesi öğrencilerinin katkıları ile oluşturulmuş bir profesyonel anatomi laboratuvarı Siirt Üniversitesi Veteriner Fakültesinde, öğrencilere verilen ödevlerle çeşitli hayvan türlerine ait kemik ve iskeletlerin yer aldığı anatomi laboratuvarı oluşturuldu. 2014 yılında öğrenci kabulüne başlanan fakültede, tam donanımlı anatomi eğitimi gerçekleştirmek amacıyla bir laboratuvar oluşturulması için öğrencilerden de destek istendi. Verilen ödev kapsamında öğrenciler de memleketlerinde çeşitli hayvan türlerine ait kemiklerle iskeletler buldu. Öğrencilerin buldukları buzağı, eşek, domuz, kedi, köpek ve bıldırcın gibi hayvanlara ait kemikleri birleştirerek oluşturdukları 15 iskelet ile yüzlerce kemiğin inceleme amaçlı yer aldığı laboratuvar, veteriner eğitimine önemli katkılar sunuyor. Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Şındak “Anatomi laboratuvarı, veteriner eğitiminde temel bilimler bölümünün altyapısını oluşturuyor ve veteriner hekim yetişmesinde büyük önem taşıyor. Biz sadece hayvan sağlığıyla değil, aynı zamanda tür analizlerinin yapılmasında da bu laboratuvardan edindiğimiz bilgileri kullanıyoruz. Temel bilimlerin neredeyse temelini oluşturacak bu laboratuvarın oluşturulmasında öğrencilerimizin katkısını önemsiyor ve takdirle karşılıyoruz.” notlar FIP tedavisi için başarı umudu Kim daha çok seviyor? Kedilere veya köpeklere olan aşkımız bir başkadır. Araştırmaların sonucunda şaşırabilirsiniz fakat eminiz ki onlara olan sevginiz değişmeyecektir. Dr. Paul Zak önderliğinde yapılan araştırmanın konusu ‘ kediler mi sahiplerini daha çok sever yoksa köpekler mi ‘. Yapılan bu araştırmada kedi ve köpeklerin sahiplerini gördükten ve onlarla oynadıktan sonra ürettiği oksitosin seviyesine bakarak sonuca gidildi. 10 kedi ve 10 köpeğin katıldığı araştırmada, sahiplerini görmeden önceki oksitosin seviyeleri ölçüldü, daha sonra ise gördükten sonra değerler bakıldı. Sonuçlar ise şaşırtıcı derece farklıydı. Köpeklerin oksitosin değerleri %57 i artarken, kedilerin değerlerinde ise %12 oranında bir farklılık görüldü. Bu değerler sonucunda ise köpeklerin sahiplerini daha çok sevdiği tanısına varıldı. 14-15 PETİNFO FIP’nin, bağışıklık aracılı olması nedeniyle antiviral ilaç tedavisinin etkili olmadığını ortaya koyan Kansas Üniversitesi araştırmacıları, tedavide başarı için viral replikasyon üzerine gitmeleri gerektiğini düşünmüş ve böylece koronavirüse karşı bir antiviral bileşik geliştirmiş. Bu şekilde % 100 ölümcül olan FIP tedavisinde başarılı olundu. Bu bileşik, virüs replikasyonunda rol oynayan coronavirüs proteaz enzimine etki ediyor ve replikasyonun şekillendiği aktif bölgedeki proteaz fonksiyonunu inhibe ediyor. Bu bileşik aynı zamanda, koronavirüs ailesinden diğer virüslere karşı da oldukça etkili ve araştırmacılar bu değişik virüs tiplerine karşı da antiviral bileşiği optimize etme üzerine çalışıyor. Elektrokemoterapi ile alternatif tedavi olanağı Avrupa’da yapılan klinik çalışmalar ile yeni kullanılabilir immunoteropötik antikorlar ile elektrokemoterapinin bağışıklık hazırlayıcı etkisi bir araya getirildi. İlk endikasyonlar, bu kombinasyonun, bir sistemik tümör antijeni için spesifik sitotoksik T-hücresi tepkisi meydana getirmede oldukça etkili olduğunu gösterdi. Uygulamada, tümör etrafına bir elektrot dizisi yerleştiriliyor ve 0.1 milisaniyelik tek bir atış yapılıyor. Bu uygulamadan yalnızca elektrotun çevrelediği kanserli hücreler doğrudan etkileniyor ve yine yalnızca bu kusurlu hücreler anti-kanser ilacını anlamlı şekilde absorbe ediyor. Bu işlem, klinisyenin tümör ve marjının tedavi edildiği konusunda emin olana kadar sürdürülebiliyor. kedi & köpek M Soldan sağa: İzmir Bölge Müdürü Barış Erdoğuş, Pazarlama Sorumlusu Oğuzhan Arattan, Satış Müdürü Veteriner Hekim Turhan Aykut, Bozita Bölge İhracat Müdürü Thorsten HeIdelmann, Genel Müdür Alican İngeç, Pazarlama Müdürü Dr. Müge Örs, Veteriner İlişkileri Uzmanı Veteriner Hekim Murat Altunyuva opsan Veteriner Ürünleri’nin 2015 yılının Nisan ayında lansmanını yaptığı İsveç’li mama markası Bozita’nın, yeni ürün serisi Bozita Naturals’ın lansmanı 22-23 Mart’ta İzmir Swissotel Grand Efes’te, 24-25 Mart’ta Ankara Mövenpick Otel’de toplam 40 petshop sahibi ve 100 veteriner hekimin katılımı ile gerçekleşti. Keyifli bir lansman Bozıta Naturals yeni köpek ürünleri serisi artık Türkiye’de Mopsan Veteriner Ürünleri’nin isveç’li markası Bozıta, veteriner hekimlerden ve petshop sahiplerinden tam not aldı. 16-17 PETİNFO Organizasyon, Mopsan Veteriner Ürünleri Genel Müdürü Alican İngeç’in sektör genel değerlendirmesini içeren açılış konuşmasıyla ile başladı. Sonrasında Veteriner İlişkileri Uzmanı Veteriner Hekim Murat Altunyuva, Bozita ve markanın yeni serisi Bozita Naturals ile ilgili detaylı bir marka ve ürün eğitimi gerçekleştirdi. Bozita’nın temel iş ilkeleri olan İsveç markası olması, evcil hayvanlar için güvenilir bir marka olması, sağlıklı ve lezzetli olması gerçeklerinin arkasındaki temel esaslar açıklığa kavuşturuldu. Sunum sırasında Bozita’nın köpekler için yeni serisi olan Natural’s ürünlerinin ve kedi serisi Feline Function kuru ve yaş ürünlerinin tek tek üzerinden geçildi. Soru-cevap bölümü ile devam eden eğitim semineri, katılımcıların satış- pazarlama ve teknik içerikli sorularına Mopsan Yönetim Ekibi ve Bozita Bölge İhracat Satış Müdürü Thorsten Heidelmann‘ın verdiği cevaplarla son buldu. Zengin çeşitlilik Bozita Naturals taze İsveç tavuğu ile üretilmektedir. Bununla birlikte tek protein kaynağı olarak kuzulu mama çeşidi de bulunmaktadır. Puppy & Junior, Original Mini ve Mini Sensitive gibi pek çok Bozita Naturals ürününde lansman Bozıta ve Bozıta Naturals İsveç’in Göteborg kentinde bulunan üretim tesislerinde, yıllık 34.500 ton kuru mama 12.500 ton yaş mama üretim kapasitesine sahip olan Bozita, mamalarının üretimi için mevcut en yüksek teknolojiyi kullanmaktadır. Mamaların üretiminde tamamen doğal hammaddeler kullanan Bozita, içeriğinin %96’sını İsveç’ten temin etmektedir. Bozita Naturals temelini önceki Bozita ürünlerinden almaktadır. Bozita Naturals’in yeni ürünlerinde paket farklı boyut ve şekilde mama taneciği alternatifi bulunmaktadır. Yavru köpekler, küçük ırk köpekler ve büyük ırk köpekler gibi çeşitli yaşam evresi ve ırk boyutuna yönelik geniş bir ürün gamına sahip olan Bozita Naturals’ın 6 çeşit kuru maması, 6 çeşit paté konserve yaş maması ve 6 çeşit tetra yaş maması bulunmaktadır. Bozita Naturals Yaş Mamalar ise; Paté ve Tetra olarak iki başlık altında toplanmıştır. Bozita’nın tüm ıslak mamaları, beyaz kan hücrelerini aktive ederek köpeklerin bağışıklık sistemini güçlendiren ve mayalardan elde edilen doğal bir ß-glukan olan MacroGard içerir. MacroGard Teknolojisi! MacroGard ürünü hayvan beslemesine uygun olarak bilinen en iyi ß-glukan kaynağıdır. MacroGard’ın hayvan sağlığı ve immun parametrelere etkilerini ortaya koymak amacı ile gerek in vitro ve gerekse in vivo olarak yapılmış pek çok araştırma vardır. Çeşitli üniversiteler ve araştırma enstitüleri MacroGard’ın patojenik baskı altındaki ve/ veya kronik enflamasyon sahibi hayvanların sağlık 18-19 PETİNFO durumları üzerinde önemli faydalı etkileri olduğunu tespit etmişlerdir. Maya bakterilerinin hücre duvarlarında bulunan ß-glukanlar immun sistem reaksiyonlarını daha etkili kılma özellikleri ile tanınırlar. In vitro ortamda yapılan çalışmalar ß-glukanların kullanımı için doğru tip ve yapıdaki ß-glukan kullanılmasının çok önemli olduğu vurgulanmaktadır. Sıkça kullanılan maya bakterileri, maya bakteri kültürleri ve komple maya bakterisi hücre duvarı ürünleri tek başlarına istenilen immun yanıt stimülasyonunu (artışını) sağlama özelliğine sahip değillerdir. MacroGard şu ana kadar üzerine en çok araştırma yapılmış ß-glukandır ve ürünün etkili olduğu hem in vitro olarak yapılan hem de evcil hayvanlar üzerinde yapılan deneyler ile kanıtlanmıştır. Bozita mamalar en iyi içerikler kullanılarak üretildiklerinden evcil hayvanların bu lezzete karşı koyamayacağından emin olabilirsiniz. Çok düşük bir ihtimalle de olsa yaşanabilecek memnuniyetsizlikleri giderebilmek adına tüm Bozita Naturals ürünlerinde %100 lezzet garantisi kapsamında ürün iadesi alınmaktadır. Bozita Naturals’ın lansmanı 100 veteriner hekimin katılımı ile gerçekleşti. tasarımı ile birlikte formülü de değişmiştir. Bozita Naturals’ın hem paté hem de parça etli jöle formu mevcuttur. Bütün köpek ırkları ve yaşam evreleri için uygun ürün yelpazesine sahiptir. Tamamen doğal içeriklerle ve katkı maddeleri ilave edilmeden hazırlanmıştır. Özenle seçilen besin maddelerinden üretilen Bozita Naturals köpek mamaları lezzetli ve sağlıklı olmasının yanı sıra aynı zamanda çevreye ve hayvan haklarına duyarlıdır. kedi & köpek Zoetis ailesi, mesleki gelişim ve sektöre destek amacıyla düzenlediği faaliyetlere devam edecek ZOETIS’in Öncü kimliğine yakışır bir toplantının ardından geleneksel kış dönem toplantısı’nı Güral Sapanca oteli’nin büyüleyici ortamında gerçekleştirilen Zoetis Hayvan Sağlığı ailesi, meslektaşlarımıza destek olmak adına, hastalıklar ve korumaya yönelik yeni projelere imza atmaya hazırladığının haberini verdi. FOTOĞRAF: GARO MİLOŞYAN 20-21 PETİNFO Pet Takımı İş Birim Müdürü Levent Erdem, Doç. Dr. Ebru Yalçın, Pet Takımı Bölge Satış Sorumlusu Ali Kamçıcı, Pet Takımı Ürün Müdürü Hale Yetkin, Pet Takımı Bölge Satış Sorumlusu Bige Yaşar,Pet Takımı Bölge Satış Sorumlusu Şafak Mocuk, Pet Takımı Satış Koordinatörü Gökhan Özgülseren, Pet Takımı Bölge Satış Sorumlusu Serhat Özgermen (soldan sağa) Doç. Dr. Ebru Yalçın, Zoetis ekibi ile değerli bilgiler paylaştı Z oetis Hayvan Sağlığı, 28 Mart – 1 Nisan tarihleri arasında 70 kişilik ekibiyle Güral Sapanca’da geleneksel kış dönem toplantısını gerçekleştirdi. İlk gün yapılan açılışın ardından ortak seanslar halinde tüm ekiplerin katılımı ile başlayan toplantı, daha sonraki günlerde her bir iş biriminin kendi ekipleri ile uzman hocaların eşliğinde devam ederek ilerledi. Doç. Dr. Ebru Yalçın tarafından tüm gün süren dolu dolu eğitim Zoetis Hayvan Sağlığı Pet Takımı, Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Yalçın tarafından 29 Mart 2016 günü, Leptospirosis ve Lyme üzerine gerçekleştirilen eğitim ile mevcut bilgilerini tazeleme fırsatı buldu. Pet ve At Ürünleri İş Birimi Müdürü Levent Erdem başta olmak üzere pet takımın tüm üyeleri eksiksiz katılım gösterdi. Eğitim sırasınca, özellikle son yıllarda tüm dünyada en büyük iki zoonoz hastalık olarak kabul edilen ve hem insanlarda hem de hayvanlarda görülme sıklığı günden güne artan hastalıklara dair Doç. Dr. Ebru Yalçın değerli bilgilerini ve güncel saha çalışmalarını pet takımıyla paylaştı. Korunmanın düzeyi arttırabilir Yalçın, özellikle Leptospirosisin tüm dünya genelinde en çok görülen ve birçok memeli türünü etkileyen zoonoz hastalıklardan biri olarak değerlendirildi ve Leptospirosis’e karşı tek korunmanın aşılama olduğuna değindi. Bununla birlikte Yalçın, Avrupa’da 2 Lepto suşu içeren aşılar ile korunma sağlanan köpeklerde gözlenen yaygın Leptospirosis oranlarına istinaden; korunmanın düzeyini arttırabilmek için 4 Lepto suşu içeren aşıların uygulanmasının Avrupa Veteriner Konsensusu tarafından da önerildiğini öne sürdü. Zoetis Hayvan Sağlığı ’nın Leptospirosis ve Lyme üzerine hazırlamış olduğu en güncel projelerini dergimizin 87. sayısında paylaşacağız. Kaliteli ürünlerle kaliteli hizmet vermeye devam edeceğiz Zoetis Hayvan Sağlığı, sektörün koşulları ne olursa olsun, sektördeki öncü kimliğine yakışır bir şekilde, dünyanın neresinde olursa olsun, aynı yüksek kalite ve standartlara sahip ürünlerini meslektaşlarının hizmetine sunmaya devam edecek. kedi & köpek SNS Evcil Hayvan Ürünleri, Wildfield mama serisinin üstün lezzetliliğini ilk defa Kadiköy’de kanıtladı. Şampiyonlar WIldfIeld’e Kavuştu İstanbul Ulusal Irk Standartları Yarışması’na Mama Sponsoru olarak katılan SNS Evcil Hayvan Ürünleri, tahılsız WIldfIeld mamalarını hayvanseverlere kavuşturdu. 22-23 PETİNFO K adıköy’de 3 Nisan Pazar günü 2.si düzenlenmiş olan CAC İstanbul Ulusal Irk Standartları Yarışması’na Mama Sponsoru olarak katılan SNS Evcil Hayvan Ürünleri, yeni mamaları olan tahılsız Wildfield’i İstanbul’da ilk defa tanıttı. 215 köpeğin katıldığı yarışmada, köpekler kendi ırklarıyla yarıştı. Hakem gözlemleriyle birincilere karar verilirken, kendi alanındaki birinciler ise Nisan ayından itibaren satışa sunulan Wildfield mamalarının mutlu sahibi oldular. SNS Evcil Hayvan Ürünleri sadece birincileri sevindirmekle kalmayıp, her köpeğe kendi mamalarını tattırma fırsatı da buldu ve özellikle seçici küçük ırkların merakla beklediği, tamami yüksek konsatre kurutulmuş et ile meyveler ve sebzeler içeren, kimyasal ve koruyucu maddeler içermeyen Wildfield mama serisinin üstün lezzetliliğini de kanıtlamış oldu. Türkiye’nin yeni ithal mama serisinin içerdiği elma, nar, bal kabağı, yeşil çay, ıspanak, rezene, hodan, papatya, meyan kökü, domates, kuşburnu, adaçayı, nane, ahududu, böğürtlen gibi etkili meyveler sebzeler ve şifalı bitkiler kedi ve köpeklerin metabolizmasına tam destek sağlar. Bu yıl sayısız etkinlik ve sürprizlerle bizleri bekleyen SNS Evcil Hayvan Ürünleri’ne iyi şanslar ve sektörümüze hayırlı olmasını dileriz. kedi & köpek A Veteriner Hekim Denis Novak A.Ü. Cerrahi ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bilgili Uzmanlığa doğru atılan ilk 50 adım; köpeklerde displazi Desteklerini esirgemeyen firmaların yoğun katkılarıyla gerçekleşen İlk 50 Semineri kapsamında, 100’e yakın meslektaşımız Rotweiler Irkı Yetkili Hekim unvanı alma hakkı kazandı. 26-27 PETİNFO nkara Demora Hotel’de 20 Mart tarihinde İlk 50 Semineri kapsamında gerçekleştirilmiş olan Kalça ve Dirsek Displazisi Semineri’ni, meslektaşlarımız yoğun ilgisi ile karşıladılar. Advance, Boehringer Ingelheim, Hasvet, Mopsan, Pet Garden, Pharmax ve Zoetis’in sponsorluğunda gerçekleşen bilgi dolu etkinliğe katılanlar Sırbıstan’dan gelen MDV Denis Novak ve Ankara Üniversitesi Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bilgili’nin sunumlarını dinleme şansı yakaladılar. SAĞALTIM SEÇENEKLERİ Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bilgili, sunumunda kalça diplazisinin sağaltım seçenekleri hakkında M. pectineus miyektomisi, korrektif osteotomiler, arthroplasti teknikleri, total kalça protezi, juvenil pubik symphysiodesis ve alternatif cerrahi yöntemler başlıkları altında ayrıntılı bilgiler verdi. M. pektinusun miyektomisi Prof. Dr. Bilgili, pectineal myectominin amacının, adductor kaslardan birini serbestleştirip, femurun abduksiyonunu artırmak olduğunu belirtti ve “böylece caput’un acetabulumla temas eden yüzeyi artmış olacak; bu şekilde eklem seminer kıkırdağının maruz kaldığı yük ve eklem kapsülünün gerginliği azaltılmış olacaktır. Bunlar da ağrının azaltılmasını sağlamaktadır” diyerek, ağrının ortadan kalkma süresinin değişiklik gösterebileceğini, bazı nadir olgularda 24-48 saatte gerçekleştirilmesine rağmen ortalama 2 hafta sürdüğünü belirtti. Korrektif osteotomiler Prof. Dr. Bilgili , korrektif osteotomiler başlığı altında, intertrochanterik osteotomi, femoral neck lengthening ve triple pelvik osteotomi konularını ele aldı. Sekonder değişiklikleri olmayan intertrochanterik osteotomi operasyonu ile caput femorisle acetabulumun temas yüzey alanı genişletilir ve aynı zamanda ağırlık direnim yüzey alanının lokalizasyonları değiştirilerek, eklemin anormal yük altında kalan alanı azaltılmış olur. Çalışmalara göre, bu operasyonla % 90 oranında olumlu sonuç alındığı halde, ağrının daimi olarak ortadan kaldırılması garanti edilmemekte ve dejeneratif değişikliklerin genellikle oluştuğu görülmektedir ve Prof. Dr. Bilgili de sunumunda, cetabuler displazili köpeklerde bu yöntemin tavsiye edilmediğinden söz etti. Prof. Dr. Bilgili’nin üzerinde durduğu bir başka operasyon; femoral neck lengthening idi. Bu operasyonla, caput femorisin fazla olan inklinasyon açısının azaltılması ile birlikte, collum femorisin aşırı anteversiyon açısının düzeltilmesinin de mümkün olduğunun üzerinde duruldu. Bu operasyonla, caput femorisle acetabulumun temas yüzey alanı genişletilip, aynı zamanda eklemin anormal yük altında kalan alanı, ağırlık direnim yüzey alanının lokalizasyonlarının da değiştirilebileceğinden 28-29 PETİNFO küçük ırklarda “sık başvurulan kurtarıcı bir yöntem” Prof. Dr. Bilgili, daha çok genç köpeklerde veya konservatif tedaviye yanıt vermeyen ve finansal problemli ergin/yaşlı köpeklerde caput femoris ile acetabulumun temasını sınırlayan ve yalancı fibröz eklem oluşumunu sağlayan eksizyon artoplastisini, “sık başvurulan kurtarıcı bir yöntem” olarak adlandırdı. Bu yöntemin küçük ırk köpeklerde sonuçlarını oldukça başarılı bulduğunu belirten Bilgili, orta ve büyük ırk köpeklerde ise, hasta sahiplerinin değerlendirmelerine göre %85 oranında başarı sağladıklarını vurguladı. ayrıntılı bahsedildi. Üçüncü başlık olarak, Bilgili’nin ele alındığı triple pelvik osteotomi operasyonu için ise, iskelet sisteminin henüz tamamlanmamış olması, eklemdeki dejeneratif değişikliklerin oluşmamış olması veya minimal düzeyde olması gerekli olduğu vurgulandı. Bu uygulamanın üç avantajdan bahsedildi; > Ligamentum teres insersiyonu medialde kalır, böylece caput femoris mediale doğru çekilir. > Eklem laksitesi aynı derecede dahi olsa, eşit oranda lükse olmaz. > Operasyondan sonra eklem yüzeyinin farklı kısımları yük altında kalacağı için, yıkıma uğramış olan kıkırdağın restrüksiyonuna ve synovitisin azalmasına olanak sağlamış olur. seminer Arthroplasti Acetabular dolgunluğu henüz gelişmemiş kalça displazili hastalarda uygulanan bu operasyonun amacının, acetabulumun dejenerasyona uğrayan dorsal kenara kemik greftleri uygulanarak femur ile acetabulumun temas yüzey alanlarını genişletmek olduğunu söyleyen Hasan Bilgili, greftin tutması için geçen sürede femoral vurmaların devam etmesi nedeniyle bu operasyonun başarılı sonuçlar vermediğini ve uygulamanın tercih edilmediğini öne sürdü. Juvenil pubic symphysiodesis Prof. Dr. Bilgili, immatür displazik köpeklerde proflaktik yöntemlere alternatif olabilecek bir teknik olarak belirtilen juvenil pubic symphysiodesisin kalça displazisi yönünden risk altında bulunan immatür köpeklerde profilaksi amacıyla uygulanan bir prosedür olduğunu belirtti. BUNLARI AKLIMIZDA TUTmakta fayda var MDV Denis Novak, köpek kalça ve dirsek displazisinin A, B,C, D ve E’si başlıklı sunumunda bu durumların tanısından ve FCI (Fédération Cynologique Internationale), OFA (Orthopedic Foundation for Animals) ve BVA/ KC’nin (British Veterinary Association/The Kennel Club) farklı değerlendirmelerinden bahsetti. DVM Denis Novak ile gerçekleştirdiğimiz röportajda displazinin önemini ve dikkat etmemiz gereken konuları tekrardan bizler için özetlemesini istedik. Bir veteriner hekim olarak, kalça problemlerinin önüne geçmek için hasta sahiplerine önerileriniz nelerdir? Hayvan sahipleri, öncelikli olarak yetiştiricilik kurallarını takip etmeliler ve 30-31 PETİNFO ırk özelliklerini göz önünde tutmalılar. Aynı zamanda, hayvanlar için uygun bir ortam sağlamasın önemini, iyi bir beslenme programı ve iyi gıda takviyelerini de günlük hayatlarına dahil etmeleri gerektiğini unutmamalılar. Fakat, hayvanlara ek olarak vitamin ya da kalsiyum kesinlikle verilmemeli. Bunun yanı sıra, hayvanların serbest bir şekilde hareket etmeleri lazım. Zorla yapılan egzersizler ilerleyen dönemlerde soruna neden olabilir. Son olarak ise hayvanların yaşadığı ve egzersiz yaptıkları ortamın sağlam olması lazım ve kayıp düşme olaylarının önüne geçmek için mümkün mertebe kaygan zeminlerden ve sulak yerlerden uzak durulmalı. Yavru köpekler için ise serbest bir şekilde yürüyecekleri, koşacakları ve yüzecekleri alanların sağlanmasının önemli olduğunu söyleyebilirim. Yeni hayvan sahipleri, yavruların ebeveynlerini kontrol etmeli, geçmişi bilinen ebeveynlerden yavru temin etmeli ve yetiştiricilere danışmalıdır. Güven teşkil eden yetiştiricilerden yavru almak çok önemlidir. En sık karşılaşılan kalça problemleri nelerdir? Kalça ile ilgili en sık karşılaştığımız problem kalça displazisi ve erken ya da geç dönemde gelişen sekonder kalça hastalıklar da dahil olmak üzere bu hastalık ile ilgili ortaya çıkan her şey…. Çünkü, progresif ve ilerleme eğiliminde olan bu hastalıklar bir kere kendilerini gösterdikten sonra bir daha geri dönüş yok. Displazide, elimizde her ne kadar imkan olsa da, hastayı tamamen iyileştirecek sihirli bir ilacımız yok. Bu yüzden kalça ile ilgili hastalıkların en baştan önlenmesi çok daha önemlidir. veteriner hekimlerin en sık yaptıkları hatalar nelerdir? Veteriner hekimlerin en sık düştüğü hata, hastalıkları erken teşhis etmemeleridir. Zamanında tanıyı koysalar bile, verdikleri öneriler ve tedaviler bazen hatalı olabiliyor. Örneğin, veteriner hekimlerin bir çoğu, ek olarak kalsiyum takviyesi öneriyor ki, bu uygulamadan kesinlikle kaçınmamız gerekiyor. Hayvanlar her şeyden önce dengeli beslenerek, normal egzersizlerini yapmalı. Eğer veteriner hekim konusunda uzman değilse tanıyı koyduğu hastalarını bir uzmana yönlendirmeleri gerekmektedir. kedi & köpek Zoetis standında, temel iletişim vurgusu; “Hastalıkta Sağlıkta Nutradyl” idi. Sektöre değer katan organizasyonlarda yer almaya devam Düzenlediği eğitim faaliyetleri ile sektöre arkasında yer alan Zoetıs Hayvan Sağlığı, geçtiğimiz günlerde Rotweıler Irk Derneği ve Veteriner İlk 50 seminerleri dahilinde 62 meslektaşını Ankara’da ağırladı. D r. Denis Novak ve Prof. Dr. Hasan Bilgili tarafından, 20 Mart 2016 günü Ankara Demora Hotel’de gerçekleştirilen ‘’Kalça ve Dirsek Displazileri’’ konu başlıklı bilgi dolu seminerde; köpeklerde kalça ve dirsek displazileri, tanıya giden yöntemler, doğru görüntüleme 32-33 PETİNFO teknikleri ve cerrahi teknikler üzerinde duruldu. Eğitim seminerinin bilimsel içerikli oturumlarının arasında Zoetis standında temel iletişim vurgusu; ‘’Hastalıkta Sağlıkta Nutradyl®’’ idi ve bu slogan ile yola çıkılarak eklem rahatsızlıklarının profilaksi ve tedavisine destekte etkili olan Nutradyl® üzerinde duruldu. . Hastalıkta Sağlıkta Nutradyl® Köpeklerde eklem kıkırdağının uzun süreli sağlığını korumaya yardımcı besin takviyesi Nutradyl®, içeriğindeki glukozamin ve kondroitin ile sağlıklı eklem yapısını desteklerken; sahip olduğu omega -3 yağ asitleri ile de eklem rahatsızlıklarında ortaya çıkabilecek ağrının ortadan kaldırılmasına destek olur. Bu bağlamda Zoetis Hayvan Sağlığı’nın kalite ve güvencesinin perçinlenmesi ile ortaya çıkan besin takviyesi Nutradyl®, eklem rahatsızlıklarının hem profilaksisi hem de tedavisinde veteriner hekimlerin destekçisi olmaya devam edecek. Desteklerimize devam edeceğiz Oturumlar arasında, Zoetis Hayvan Sağlığı standını ziyaret eden değerli meslektaşlarımıza sürpriz hediyeler de dağıtıldı. Her yıl gerek kendi düzenlediği eğitim faaliyetleri gerekse sektöre değer katacak faaliyetlere verdiği desteklerle yoluna devam eden Zoetis Hayvan Sağlığı, seminerde emeği geçen tüm meslektaşlarına teşekkür ediyor, nice seminerlerde birlikte olma temennisinde bulunuyor. dr. bayer PARAZİTLERİN NEDEN OLDUĞU DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİKLERİ Hepimizin bildiği gibi hastalıklar, hasta hayvanlarda birtakım davranış değişiklikleri oluşturur. Bu yazımızda, paraziter invazyon ve enfestasyonların oluşturduğu davranış değişikliklerini ele alacağız. YazI: Vet. Hekim Dr. Gürbüz Ertürk Bütün medikal problemlerdeki gibi paraziter hastalıklar da davranışı etkiler. P arazitler, soyucusömürücü etkilerine ek olarak hayvanların davranışlarının değişmesine de neden olabilirler. Bu durumun uzun sürmesi hayvanların yaşam sürelerini ve kalitesini olumsuz etkiler. Bu değişiklikleri bazı sistemlere göre ele alırsak; 34-35 PETİNFO NÖROLOJİK Nörolojik değişikliklerin ilk belirtileri ruh halinin değişmesi şeklindedir. Merkezi sinir sistemini etkileyen her durum, davranışı da etkiler. Sorun intrakranial (toksoplazma) olabileceği gibi ekstrakranial da (parazit toksinleri) olabilir. Beyinde etkilenen bölgeye göre farklı yanıtlar oluşur. Ön beyin etkilenirse; öğrenilmiş davranışlar unutulur. Limbik sistem veya hipotalamus etkilendiğinde ise duyusal ve motor fonksiyonlar bozulur. Belirtileri Nörolojik etkilenimde depresyonla karşılaşabiliriz. Çeşitli düzeyde nöbetler, hava yutma ve kompulsif bozukluklar Güncel tıbbi çalışmaları takip edelim İnsanlarda parazitlerin organizmaların davranışlarını değiştirici etkisi olduğuna ilişkin çalışmalar mevcuttur. Majör depresyon, parazit, virüs ve bakterilerin neden olduğu bir tür bulaşıcı hastalık olabilir. Bir defa aktif hale gelince de beyindeki nörotransmitterleri değiştiren ve nesilden nesile geçebilen bir şekle dönüşebilir. Yine insanlarda, parazitler dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye de yol açabiliyor. Parazitler, hayvanlarda da anksiyeteye gibi çeşitli rahatsızlıklara neden olabilirler. Bu şekilde hayvanların refah düzeyleri düşer. Oluşan kronik stresin etkileri ise büyük olasılıkla gelecek kuşaklara da aktarılır. da karşılaşılabilecek diğer davranış bozukluklarıdır. İnsanlarda varlığı bilinen nörojenik ağrı, hayvanlarda tespit edilememiş olmasına karşın ağrının davranış değişikliklerinden sorumlu olduğu düşünülmektedir. Nörojenik ağrı dışındaki ağrıların davranış değişikliği oluşturduğunu biliyoruz. Fiziksel muayene ile bu ağrının varlığını saptamak çoğunlukla mümkün olmaz. Ancak bazı davranış değişikliklerinde ağrının varlığını düşünmeliyiz. Bunlar; agresyon, ajitasyon, duruş bozukluğu, kafa sallama, inleme, kaşınma şeklinde sayılabilir. Bunların hemen hepsini kulak uyuzu veya diğer paraziter hastalıkların neden olduğu lezyonların sonucu olarak da görmekteyiz. DERMATOLOJİK Paraziter hastalıklar söz konusu olunca deri önemli bir alandır. Pireler, keneler, uyuz etkenleri, sivrisinekler ve tatarcıklar deride lezyonlar oluşturur. Bunların sonucu olarak; kaşınma, kendini ısırma, takıntılı yalanma, kuyruk veya bacakları çiğneme, anksiyete ve ağrı ortaya çıkar. Hayat boyu devam edebilir Özellikle anksiyete ve ağrı, agresyon sorununu oluşturur. Hastalık tedavi edildikten sonra bazı hayvanlarda, yukarıda sıraladığımız davranışların bir kısmı öğrenilmiş davranış olarak devam edebilir. Parazitlerin oluşturduğu kaşıntı, kedi ve köpek için sahibinin dikkatini çekme şeklinde algılanır ise tedavi edildikten sonra da dikkat çekme amaçlı devam etme olasılığı vardır. GASTROİNTESTİNAL Bağırsak parazitleri(tenya, kancalı kurt, askarit, koksidia, giardia, toksoplasma) yeme alışkanlıklarını ve dışkılama düzenini değiştirir. Kusma ve Parazitlerin oluşturduğu kaşıntı, kedi ve köpek için sahibinin dikkatini çekme şeklinde algılanır ise tedavi edildikten sonra da dikkat çekme amaçlı devam edebilir. abdominal ağrı oluşturur. İrritabl Bağırsak Sendromuna (spastik kolon) neden olurlar. Bunun sonucunda ishaller oluşur. Tuvalet alışkanlığı edindirilmiş köpekler, kum kutusunu düzenli kullanan kediler başka yerlere tuvaletlerini yapmaya başlarlar. Böylece bu hayvanlarla ilgili eliminasyon problemleri gündeme gelir. Yalanma, hava yutma, dudak şapırdatma karşımıza çıkan başka bir davranış sorunudur. Yavrulara dikkat Parazit invazyonunun şiddetine bağlı olarak pika sendromu ve kaprofaji görülür. Yavrular söz konusu olunca pika olayları çevreyi tanıma ve oyun gibi algılanabilir. Bu nedenle sağaltım gecikebilir ve ölümle sonlanan durumlar oluşabilir. PROBLEME GÖRE SAĞILTIM UYGULAMALIYIZ Bütün medikal problemlerde olduğu gibi paraziter hastalıklar da kedi ve köpeklerde davranış değişikliklerine neden olur. Hayvan sahiplerinin bize getirdiği her türlü davranış probleminde öncelikle sorunun arka planında bir sağlık probleminin olup olmadığını araştırmalıyız. Probleme göre sağaltım uygulamalıyız. Örneğin kulak uyuzu bulunan bir kedi veya köpek kulağını (sahibine göre boynunu) kaşır, kafasını sallayabilir, yan tutabilir. O bölgeye dokunulduğunda hatta bölgeye doğru uzanıldığında agresyon gösterebilir. Bu durumda sadece uyuzu sağaltmak yeterli olmaz. Bu hastada dokunmaya karşı gösterilen reaksiyonun da giderilmesi gerekir. Bu sebepten dolayı hastalıklara karşı hem medikal hem de davranışsal tedavi uygulamalıyız. MVM Medikal RETİKÜLOSİT: ANEMİ BULMACASINDAKİ GİZLİ CEVAP Altta yatan hastalığı teşhis edebilmek ve anemiyi sınıflandırabilmek için dünyadaki referans laboratuvarlarında yapılan her tam kan analizinde retikülosit değeri raporlanır. Peki siz de kliniğinizde hematoloji raporlarında retikülosit değerini elde edebileceğinizi biliyor muydunuz? Y akın zamana kadar, anemik hastalarda anemi tipinin rejeneratifnonrejeneratif olarak sınıflandırılması için retikülosit sayıları geleneksel yöntemlerle sağlanmıştır. Oysa ki anemik olmayan hayvanlarda retikülosit sayısının artışı (retikülositozis) geçici bir fizyolojik durum veya artan kırmızı kan hücresi ihtiyacına kemik iliğinin verdiği cevabın göstergesidir. Bu durum kan kaybı sonrası iyileşme safhasında veya hemolitik bir süreçte oluşabilir ve hastanın hematokrit seviyesi normal değerlere ulaşana kadar devam edebilir. Bu durumlara ek olarak anemik olmayan hayvanlarda inatçı retikülositozis; kompanse edilmiş veya kısmen kompanse edilen gizli ve süregelen kan kaybı, hemolitik bir hastalık veya eritrositozise sebep olan bir aksaklığı işaret edebilir. Örneklerde de görüldüğü üzere, aneminin altında yatan sebepler farklılık göstermektedir. Bu nedenle altta yatan hastalığın erken teşhisi ve yönetimi vakalarda daha başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlayacaktır. Bu çözüm yolunda ilk adım 38-39 PETİNFO aneminin tipinin belirlenmesi olup, bu konuda size yol gösterebilecek en önemli belirteç retikülosit değeridir. IDEXX klinik içi analiz cihazlarının sunduğu hematoloji raporlarındaki “retikülosit” değeri size nasıl fayda sağlar? IDEXX Laboratuvarları, diğer referans laboratuvarları ve klinik içi hematoloji çözümlerinden çok daha gelişmiş, hassas ve objektif retikülosit sayısı ölçümü sunar. Ekim 2012 tarihinden bu yana IDEXX referans laboratuvarlarında tam retikülosit sayısı ve retikülosit yüzdesi ölçümü rutin olarak hem kedi hem de köpek tam kan sayımı sonuçlarına ek olarak rapor edilmektedir. IDEXX ProCyte Dx® ve LaserCyte® klinik-içi hematoloji analiz cihazları ile kliniğinizde 5 diferansiyel formül lökosit değerinin yanında retikülosit değerini mutlak ve yüzde olarak elde edersiniz. Bu kapsamlı raporlar teşhise giden yolda size ışık tutarak hastalarınıza en doğru şekilde yaklaşmanıza ve uygun tedavi protokolünü belirlemenize yardımcı olacaktır. Mutlak retikülosit sayısı, periferal Kandaki retikülosit sayısı 110K/ L’dan yüksek ise bu, artan periferal ihtiyaca binaen kemik iliği cevabının göstergesidir. Aneminin derecesine bağlı olarak, retikülosit sayısı <110K/mL ise kemik iliği cevabının yetersiz olduğunu gösterir. Düzenli eritrogram incelemesi ve retikülosit sayımı, kemik iliği cevabının zamana bağlı değişimini takip etmek adına oldukça faydalıdır. Anemik olmayan köpeklerde retikülosit sayısı 110K/mL’den yüksek ise geçici bir fizyolojik cevabın ya da artan periferal ihtiyaca binaen kemik iliği cevabının göstergesidir. Sürekli 110K/mL’den yüksek gözlenen retikülosit değeri; gizli kan kaybı, altta yatan hemolitik hastalık veya mutlak eritrositozise sebep olan durumları işaret eder. Düzenli eritrogram incelemesi ve retikülosit sayımı bu bulguların işaretçilerini tespit etmeye yardımcı olur. ihtiyaç artışına bağlı olarak oluşan kemik iliği cevabının en objektif ölçümüdür; bu değer uygun referans aralığı ile birlikte raporlanır. Kırmızı kan hücresi sayımının retikülosit yüzdesini etkilediği durumlarda referans aralığı raporda gözükmez. Şekil 1A ve B’de anemik ve anemik olmayan köpeklerin retikülosit sayımlarını gösteren eritrogram örneklerini görebilirsiniz. Retikülosit sayısı artışının nedenleri nelerdir? Retikülositoz hem fizyolojik hem de patolojik sürecin sonucu olarak oluşabilir. Retikülositozun bilinen fizyolojik sebeplerini ve en sık görülen patolojik nedenlerini aşağıda detaylıca inceleyebilirsiniz. 1. Fizyolojik Retikülositozis Geçmişten günümüze, retikülositozun fizyolojik sebepleri anemik olmayan hastalarda rutin ölçüm yapılmadığı için pek anlaşılamamıştır. Vaktinden önce kemik iliğinden salınan retikülositler gelişimlerinin son evresini tamamlamak için dalakta toplanırlar, splenik kontraksiyona sebep olan bir durum meydana geldiğinde bu retikülositler dolaşıma salınırlar. Örneğin; kan alımı sırasında ve öncesinde meydana gelen heyecan, egzersiz ve epinefrin gibi bazı ilaçlar bu duruma sebebiyet verebilir. Bu retikülositozis geçici olup, kırmızı kan hücrelerinin morfolojisi normal olacaktır. Anemik olmayan hastalarda retikülositozisin değerlendirilmesi konusunda çalışmalar arttırıldığı takdirde, fizyolojik retikülositozis nedenleri daha iyi anlaşılacaktır. Patolojik Retikülositozis Patolojik retikülositozisin en yaygın sebepleri; ikincil olarak kemik iliğinden kırmızı kan hücresi üretimi artışına neden olan dış veya iç kanama ve hemolitik hastalıklardır. Eğer kırmızı kan hücresi yıkımı ya da kaybı, kemik iliğindeki yeni hücre üretiminden daha fazla ise hasta anemik olacaktır. Eğer kırmızı kan hücresi üretimi, hücre kaybı ya da yıkımına denk veya daha fazla ise hasta anemik olmayacaktır. Ayrıca retikülositozis mutlak eritrositozis (eritrosit sayısının artışı) oluşan durumlarda meydana gelebilir. Mutlak eritrositozis durumunda; kırmızı kan hücre sayısı (RBC) ve/veya hematokrit (HCT) değerleri, referans aralığının üst sınırında olabilir veya belirgin polisitemi varlığı ile birlikte referans aralığı değerlerinin üzerine çıkar. Patolojik retikülositozisin sebeplerini daha detaylı incelemek gerekirse: Kan Kaybı: Kan kaybının yaygın nedenleri arasında; travma, gastrointestinal ülserasyon, trombositopeni, koagulopati, trombositopati, neoplazi ve parazitler bulunmaktadır. Hasta anemik ise genellikle kan kaybını teşhis etmek zorlayıcı olmaz. Ancak, gastrointestinal sistemde veya daha az görülen idrar sisteminde meydana gelen düşük dereceli kan kaybı farkedilmeyebilir ve eğer dokuda demir rezervleri tükenmemiş ise potansiyel olarak yüksek retikülosit sayısı görülecek ve hematokrit normal referans değerinde olacaktır. Bu vakalarda anemi gelişmeden önce kırmızı kan hücrelerinde mikrositozis ve hipokromazi gibi hücre morfolojisindeki çeşitli değişiklikler retikülositozis ile birlikte görülebilir. Hemolitik Hastalıklar: Kırmızı kan hücrelerinin hemolitik yıkımlanmaları; immun-kökenli hastalık, mekanik veya kırmızı kan IDEXX ProCyte Dx® IDEXX LaserCyte® IDEXX ProCyte Dx® ve LaserCyte® klinik-içi hematoloji analiz cihazları ile her raporda retikülosit sayımını elde edersiniz. Normal Sferosit Akantosit Sistosit Heinz cisimciği Feline hemotropik mikoplazma Kronik gastrointestinal kanaması olan non-anemik köpeğin kan frotisi (polikromazi, mikrositozis ve hipokromazi) Babesia gibsoni MVM Medikal Retikülositozis Fizyolojik Splenik Kontraksiyon Patolojik Kan Kaybı (internal/eksternal) Hemolitik Hastalık Mutlak Eritrositozis Heyecan Travma İmmun-kökenli Endokrin Egzersiz Gastrointestinal ülserasyon Mekanik hasar Polistemi Trombositopeni Oksidatif Hasar İlaç Birincil Koagulopati Metabolik Trombositopatiler Enfeksiyöz Neoplazi Kalıtsal Parazitler Bilinmeyen durumlar İkincil Diğer ? hücrelerinin oksidatif hasarı, bazı metabolik hastalıklar, kene kökenli hastalıklar gibi enfeksiyöz nedenler, kırmızı kan hücrelerinin yaşam süresini kısaltan kalıtsal durumlarda ikincil olarak meydana gelebilir. Kırmızı kan hücrelerinin morfolojik anormallikleri bu hastalıklara eşlik eder. İmmun kökenli hastalıklarda frotinin mikroskobik incelemesinde sferositler, oksidatif hasarda ikincil olarak heinz cisimcikleri, kalp kurdu ve hemanjiosarkom gibi mikroanjiopatik durumlarda ikincil olarak sistositler, karaciğer ve dalak rahatsızlıklarında akantositler görülebilir. Ayrıca kan frotisinde, babesia ve feline hemotropik mikoplazmada 40-41 PETİNFO kırmızı kan hücrelerinde inklüzyon cisimcikleri tespit edilebilir. IDEXX referans laboratuvarlarında yapılan her tam kan sayımına mikroskobik inceleme de dahildir; kırmızı kan hücrelerinde oluşabilecek morfolojik değişiklikleri gözden kaçırmamak adına klinik içi analiz cihazları ile elde ettiğiniz sonuçlara ek olarak froti incelemesi yapılması önerilmektedir. Mutlak Eritrositozis: Retikülositozis ile birlikte RBC ve/veya HCT değeri referans aralığının üst sınırında veya üst sınırdan yüksek ise endokrin nedenler incelenmelidir. Hipertiroidizm, akromegali ve hiperadrenokortikoizm düşünülmelidir. Androjenler eritropoezisi uyarır, bu nedenle androjenin fazla salındığı durumlarda mutlak eritrositozis ve retikülositozis meydana gelebilir. Retikülositozis ile birlikte referans değerinden belirgin seviyede yüksek RBC ve HCT değerleri mevcutsa, mutlak polisiteminin öncelikli olarak ikincil nedenleri düşünülmelidir. Asıl polisitemi nedenleri sistemik hipoksi durumlarından kaynaklanır. Bu nedenler arasında sağsol kalp kusurları, pulmoner hastalıklar, üst solunum yolu obstrüksiyonları ve yüksek irtifa durumları vardır. İkincil polisitemi nedenleri ise; vasküler defektler, tümörler ve EPO üreten tümörler gibi renal durumlardan kaynaklanabilir. İkincil olarak polisitemi meydana getiren nedenler elimine edildikten sonra birincil polisitemi teşhis edilir ve bu durumda “polisitemi vera” muhtemeldir. Retikülositozun nedenlerine genel bir bakış sağlayan tablomuzda da belirtildiği gibi, temel nedenler fizyolojik ve patolojik olarak ikiye ayrılır. SONUÇ Bilinmelidir ki; aslında anemi bir hastalık değil, klinik ve laboratuvar bulgusudur. Önemli olan altta yatan hastalığı teşhis ederek bulmacayı çözmektir. Çoğu zaman, kırmızı kan hücrelerindeki değişimler bulmacayı çözmede başlı başına yeterli olmayabilir. Bu noktada “retikülosit” değeri teşhisinde saklanan gizli cevabı size sunacaktır. Sorularımızı Benefit Genel Müdürü Veteriner Hekim Taner Güner cevapladı. Çok özel ve keyifli bir ekiple çalışıyoruz Pazara sunduğu yeni ürünleri ve özel marka anlayışı ile hayvan severlerin beğenisini toplayan Benefit, standartları daima yükseğe çekmeyi hedeflemeye devam ediyor. RÖPORTAJ: VETERİNER HEKİM ENİKÖ KİRALY avcı FOTOĞRAF: bora akın yılmaz T ürkiye’nin ilk profesyonel kanal yerli mamasını yaratmak için çalışmalara başlayan Veteriner Hekim Taner Güner ve ekibi, müşterilerinin güvenini kazanarak günümüzün mama pazarında önemli bir yere sahiptir. Ekibimizin ziyaret ettiği Benefit Merkez Ofisi çalışanları ile keyifli bir gün geçirerek, yoğun geçen iki sene hakkında bahsettik. 42-43 PETİNFO Büyük oranda uluslararası mamaların hükmettiği yerel pazarımızda %100 Türk markası olarak hız kesmeden yükseliyorsunuz. Marka olarak bu başarıyı neye bağlıyorsunuz? Öncelikle bu tespiti sizin yapmış olmanızdan dolayı teşekkür ederiz. Bize göre başarımızı birkaç nedene indirgeyemeyiz, çünkü gerçekten başarılması zor bir yola çıktık ve yola çıktığımızda bunun farkındaydık. Bu yolculukta, hiçbir zaman hedefimiz günü kurtarmak olmadı, geleceği inşa etmek oldu. Geleceği inşa etmek için önce marka kültürümüzü ortaya koyduk. Marka kültürümüzü oluşturan; şirketin kişiliği, meslektaşlara bakış açısı, evcil hayvan sahiplerine yaklaşım, iş ahlakı, projeler, değer ve ilkeler, meslektaşlarımız ve evcil hayvan sahipleri tarafından takdir edildi. Tüm bu süreci yönetirken, bağırmak yerine fısıldamayı tercih etmemiz de, kimsenin alışkın olmadığı ama saygı duyduğu bir yaklaşım oldu. Sabırla ve emin adımlarla yürümeyi hedefledik, bu nedenle şu an yakaladığımız başarıya daha geç ulaşacağımızı düşünüyordum fakat ekibimiz marka kültürümüzü tamamen benimsediği ve benimsettiği için, süreç kısaldı. Ama tabii ki daha yolun başındayız. Yükselmeye devam ederek, adım adım hedefimize ulaşacağımızdan hiçbir şüphem yok, çünkü çok özel ve keyifli bir ekiple çalışıyoruz. 2014 Haziran ayında gerçekleştirdiğiniz lansmanınızdan beri geçen 2 senenizi nasıl değerlendirirsiniz? Lansman günü, lansmana katılan neredeyse herkes doğru noktaya temas ettiğimizi bize fiilen gösterdi; ilk gün yaklaşık 150 nokta ile çalışmaya başladık. Bu bizim için ilk ışıktı, çünkü yeni bir firmaya cari açtırmak meslektaşlar için çok önemli bir olgu ve biz bunun farkındaydık. Sonrasında hep beraber çok zorlu bir süreçten geçtik, yerli bir marka olarak, ilk kez ‘’Kalite’’ kriteri ile pazarda kendimize yer açmaya çalıştık ve bu konuda düşünceleri bugünden yarına değiştirmek kolay değildi. Bu kriterden uzaklaştırılmaya çalışıldık ama biz ne yaptığımızı bildiğimiz için son derece sakin ve emin adımlarla yolumuza devam ettik. Her daim meslektaşlarımız ile iletişim halinde olduk, geri bildirimlerini aldık, tecrübelerinden faydalandık. Evcil hayvan sahipleri ile yoğun şekilde anket çalışmaları yaptık, mesajlarını değerlendirdik, birebir görüşlerini aldık. Kısaca tüm iletişim kanallarını açık Soldan sağa Tuncay Alter, Recep Tüylü, Sinan Özkaya, Taner Güner, Sevda Hanoğlu, Murat Samıkıran, Ercan Çelebi, Osman Bayraktutar tuttuk; Olumlu-olumsuz tüm eleştirileri can kulağıyla dinledik. İki yıl sonunda çok açık söyleyebilirim ki iddia ettiğimiz konulardaki samimiyetimiz herkes tarafından kabul gördü. Öncelikli hedefimiz samimiyetimizi ortaya koymaktı ve bunu başarmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Sizin vasıtanızla bir kez daha, bu süreçte bize destek veren, bizimle birlikte bu mücadeleyi sürdüren ve Türkiye’nin hak ettiği marka’nın kalıcı olması için emek veren tüm meslektaşlarımıza teşekkürü bir borç bilirim. Benefit tarihinde her daim çok özel noktalar olacaklarını tekrar belirtmek isterim. Bize ekibinizden kısaca bahseder misiniz? Öncelikle şunu belirtmek isterim ki profesyonel kanal ile temas etmeyen tüm iş ve ilişkileri outsource ederek, profesyonel ekiplere devretmiş durumdayız. Marka kültürümüzü özümsemiş profesyonel ekiplerin, çok ciddi katkılar sağladığını çok net gözlemleme fırsatı yakaladık. Kısaca dediğiniz için isim isim bahsedemeyeceğim; Hep birlikte ekip kavramının içini dolduran, çok özel bir ekip oluşturduk. Her alanda farklı kişinin yetenek, bilgi ve becerisine saygı duyuyoruz, her aşamayı birlikte değerlendiriyoruz, karara bağladığımız andan itibaren hep birlikte mücadele veriyoruz. Birlikte üretmekten, inanılmaz keyif alıyoruz. Zaten ortaya konulan özveri, emek ve başarıyı başka türlü sağlayamazsınız. Kısaca bu ekibin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Meslektaşlarınızdan ve evcil hayvan sahiplerinden nasıl geri bildirimler alıyorsunuz? Bu konu en çok üzerinde durduğumuz konulardan birisi. Genel geri bildirimlerden ziyade ölçme ve değerlendirme çalışmaları yaparak geri bildirimleri ele alıyoruz. Verilerin tümü çok ciddi şekilde ele alınıyor ve arşivleniyor. Tekil sorular istatiksel olarak değerlendirildiği gibi; Tekli değerlendirmeden çoklu ölçme ve değerlendirmelere gidiyoruz. Örnekleyecek olursam; 1 numaralı değerlendirmeyi tek başına ele aldığımız gibi, 1 numaralı değerlendirmeye A geri bildirimini verenlerin % kaçı 2 numaralı değerlendirmeye C, % kaçı D geri bildirimi veriyor gibi çalışmalar yapıyoruz. Kısaca 5 değerlendirmeden, onlarca geri bildirime ulaşmış oluyoruz. Genel değerlendirmeler konuyu yüzeysel ele almanıza neden oluyor, oysa bu şekilde konuyu daha derinlemesine irdeleme şansı elde ediyoruz. Ayrıca geri bildirimin hata payını da ölçümleme şansına sahip oluyoruz. Fakat yaptığımız tüm çalışmaların ışığında bizzat da gözlemlediğimiz, istatiksel olmayan bir bilgiyi paylaşmak isterim, maalesef ki ülkemizde geri bildirimlerde zaman zaman objektif olmayan geri bildirimler alınmaktadır. Örneğin ülkemizde içecek sektöründe bu yönde bir çalışma yapılmış; X ürünü Y markası olarak şişelenmiş, geri bildirimler alınmış ve X markası kendi şişesinde şişelenmiş, aynı kişilerden ciddi oranda zıt geri bildirimler alınmış. Sonuç olarak; Ölçme ve değerlendirme bize her daim, hata payı da çıkarıldığında, rakamsal olarak net veriler elde etmemizi sağlıyor. Bu sayede sürekli ürünleri geliştirebiliyoruz. Bu verileri burada paylaşamayacağımız için, genel olarak geri bildirimlerden bahsedecek olursak; Meslektaşlarımızın bizi en çok etkileyen geri bildirimi, “Açıkçası, kafamızda soru işareti vardı ama beklediğimizin çok üzerinde bir ürün ortaya koydunuz” oldu. Evcil hayvan sahipleri ile facebook üzerinden bu konu ile ilgili direkt bir çalışma yaptık. ‘’Neden Benefit ?’’ sorusunu sorduk, yüzlerce geri bildirim aldık, hatta o kadar Hayvan sahiplerine sorduk Tüm anket çalışmaları, aynı noktaya temas ediyordu. Hayvan sahiplerinin beklentisi çok açıktı; kaliteden ödün vermek, aynı zamanda bütçelerini de sarsmak istemiyorlardı. Bu beklentileri karşılanamadığı için ya farklı kanallara kayıyorlardı veya kendi çözümlerini üretiyorlardı. Bu noktada beklentilerini karşılayarak farklılığımızı ortaya koyduk. Birçok evcil hayvan sahibinin söylediği; farklılıklar dikkatimizi çekti, denedik ve şimdi vazgeçilmezimiz Benefit. Benefit’in toplantısında, meslektaşlarımızı bekleyen yeni fırsatlar gündemdeydi. Benefit, türkiye’nin Markası Benefit, Türkiye’nin ürettiği bir marka, üretmek derken fiziksel üretimden bahsetmiyorum; Bizim, sizin, profesyonel kanalın, evcil hayvan sahiplerinin tümünün içinde bulunduğu bir üretimden bahsediyorum. Bu noktada üzerimize düşeni gerçekleştiriyor; veteriner hekim meslektaşlarımız, meslek odaları, dernekler, evcil hayvan sahipleri, sizler ile sürekli iletişim içinde oluyoruz; İhtiyaç, gereklilik, geri bildirim ve zamanlama gibi konularını ele alıyoruz. Biz beceremeyiz anlayışı ile kendi kendimize hakaret etmek yerine, birlikte daha iyisini nasıl üretebiliriz düşüncesini oluşturmak istiyoruz. 44-45 PETİNFO güzel geri bildirimler aldık ki, marka yönetim uzmanımız, bu yorumlardan 25 tanesini broşür haline getirdi. Tabii ki olumsuz geri bildirimler de aldık ama bu geri bildirimler majör konularda değil minör konulardaydı, en hızlı şekilde bu konular üzerine çalışma yaptık ve çok güzel sonuçlar aldık. Örneğin en son Hairball ürünümüz için yaptığımız çalışma bizi dahi şaşırtacak sonuçlar verdi. “Türkiye’nin markası” sloganınız ne anlatıyor? İnsanoğlu varoluşundan bu yana üretir, ürettikçe kendini verimli hisseder, huzur bulur. Aynı şeyler ülkeler için de geçerlidir, en verimli ve huzurlu ülkeler tüketen değil, üreten ülkelerdir. Benefit Türkiye’nin ürettiği bir marka, üretmek derken fiziksel üretimden bahsetmiyorum; Bizim, sizin, profesyonel kanalın, evcil hayvan sahiplerinin tümünün içinde bulunduğu bir üretimden bahsediyorum. Bu noktada üzerimize düşeni gerçekleştiriyor; Meslektaşlarımız, meslek odaları, dernekler, evcil hayvan sahipleri, sizler ile sürekli iletişim içinde oluyoruz; İhtiyaç, gereklilik, geri bildirim ve zamanlama konularını ele alıyoruz. Bu konu çok önemli çünkü sizin ihtiyaçlarınız ile diğer ülkelerin ihtiyaçları, evcil hayvan sahibi davranışları, Meslektaşlarınız açısından nasıl bir farklılık ortaya koydunuz? Bize göre ortaya koyduğunuz farklılık, tek ayaklı olamazdı, ortaya koyulacak farklılıklar bir bütünü oluşturmalıydı, denge sağlamalıydı ki, mesleki anlamda katkı sağlasın. Farklılığımızı ortaya koymak için öncelikle tespitlerde bulunduk ve bu konuda objektif olduk. Hepimizin bildiği gerekçelerden dolayı profesyonel kanalda bir erozyon var, bireysel veya kurumsal başarılar olabilir ama biz resme büyük açıdan bakıyoruz. Profesyonel kanalın en önemli oyuncuları Veteriner Hekimler, profesyonel kanalın uğradığı erozyon öncelikle ve en çok Veteriner Hekimleri etkilemektedir. Benefit olarak, bilinen gerekçeleri ortadan kaldırmak adına stratejiler gerçekleştirdik. Profesyonel kanalın, meslektaşlarımızın, zarar görmesini önüne geçmek için üzerimize düşen her şeyi söz verdiğimiz gibi ortaya koyduk. Öncelikle biliyorduk ki, hekimler için birincil kriter kalite, bu kriteri karşıladığımız için ciddi bir alternatif olduk. En önemli kriteri aştıktan sonra, meslektaşlarımızın, hasta sahipleri ile iletişimini güçlendirecek çalışmalara imza attık, daha da önemlisi ilişkisini güçlendirecek duruş sergiledik. Bununla birlikte marka olarak meslektaşlarımız ile ilişkilerimizi güçlendirerek, kendilerinin bu kanalın en önemli oyuncuları olduğunu hatırlattık. Birlikte bir bütünün parçaları olduğumuzu hissettirdik. Bize göre ortaya koyduğumuz en önemli farklılık; sektör için motivasyon kaynağı olmamızdır. Çanakkale’den Antep’e, Muğla’dan Artvin’e kadar geniş bir ağımız oluştu. genişlemede en temel kriterimiz hizmet kalitesi Veteriner hekimlere kazandırmayı düşündüğünüz yeni mama çeşitleriniz veya projeleriniz var mı? Bizim en önemli özelliğimiz, Türkiye’nin markası olmamız. Bu sayede Türkiye pazarının ihtiyaç ve beklentilerine hem meslektaşlar anlamında hem de evcil hayvan sahipleri anlamında en hızlı cevap verecek markayız. İlk üç yıl için, her yıl skalamıza bir ürün birebir örtüşmeyebilir. Bizim ilkemiz AvrupaAmerika’daki davranışları, ülkemizdeki evcil hayvan sahiplerine kazandırmak yerine, Türkiye’de profesyonel kanal ve evcil hayvan sahibi taleplerini, AvrupaAmerika standartlarında sunmak. Türkiye’nin markası sloganımızla hepimizin içinde olduğu bir üretim olduğunu anlatmak istiyoruz. kedi & köpek Tüm projelerimizi meslektaşlarımız ile birlik ve beraberlik içerisinde yürütüyoruz. bu markanın kalıcı olması için emek veren meslektaşlarımıza teşekkürü borç biliriz. onlar, Benefit tarihinin en özel noktalarıdır. 46-47 PETİNFO eklemeyi hedeflemiştik, şuana kadar nokta atışlar ile bunu başardık ve çok güzel sonuçlar elde ettik. Buna ek olarak, meslektaşlarımızın Benefit’ten çok ciddi bir beklentisi olduğunun farkındayız, marka olarak bu beklentiye cevap vermek, çıkış amaçlarımızdan bir tanesi. Fakat ürün çıkarmak için çıkarmak, Benefit markası ilkesine ters. Bu konu hassas bir konu, bunun için ciddi araştırma, saha çalışması ve sonuç bildirgesi oluşturmanız gerekir. Ürün Benefit güvencesi ile sunulacaksa, dünya standartlarındaki tüm aşamaları geçmiş olması gerekmektedir. Konu ile ilgili ön çalışmalara başlamış bulunuyoruz, henüz çok başında olan bir çalışma. Bu yıl odaklandığımız üç önemli proje var; ilki, şubat ayında başlattığımız ve süreklilik arz eden, sokak hayvanlarına yönelik bir proje. “Sokak canları” ismini verdiğimiz bu projede yaptığımız çalışmaları daha sessiz ve samimiyetle yürütmeyi hedefliyoruz. Oluşumlardan ziyade bireysel olarak, maddi-manevi özveride bulunan, elinden geleni ortaya koyan kişilere destek olmaya çalışıyoruz. Bu sayede şu ana kadar binlerce sokak canına dokunmanın mutluluğunu yaşıyoruz, markamız büyüdükçe, bu projeyi de büyütmeyi hedefliyoruz. İkincisi ‘’ Sizi önemsiyoruz ‘’ ismini verdiğimiz projemiz, bu proje ile geniş kitlelerden geri bildirim alarak, geri bildirim konusunda çok yaygın bir ağa ulaşıyoruz ki, bu projeyi evcil hayvan sahipleri çok ciddi şekilde sahiplendi. “Markamız” şeklinde başlayan cümleleri sıklıkla duyar olduk. Üçüncüsü şirket projesi ile ilgili Nisan ayı başında çalışmalarımıza başladık, 2016 yılında bu proje için ilk adımı atmayı hedefliyoruz. İlk adımı attıktan sonra daha detaylı bilgi paylaşımında bulunacağız. Yakın zamanda ihracat ile ilgili planlarınız var mı? Bu konu ile ilgili Mart ayı başında çok ilginç bir bilgi edindik. Ajansımız çeşitli Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinde sosyal medyadan çok ciddi takipçilerimiz olduğu bilgisini verdi, ilk önce çok fazla üzerinde durmadık, ama sonrasında ajansımız kişiler ile irtibata geçtiğini ve bahsedilen kimi kişilerin ürünümüzü evcil hayvanları için kullandığı bilgisine eriştik. Kimileri iş icabı çok sık Türkiye’ye geldiğini, kimileri ise Türkiye’den iş arkadaşlarının çok sık ülkelerine geldiği bilgisini verdi. İhracata şirket olarak henüz başlamadık ama markamız, kimi Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinde yerlerini almış durumda . İhracat ile ilgili çok ciddi görüşmelerimiz var ama açıkçası, adım adım profesyonel kanalın geleceği Profesyonel kanal büyümeye çok açık bir kanal, var olan için mücadele etmek veya vazgeçmek yerine, kanal hacmini büyütmek tercih edildiği anda kimsenin hayal bile edemeyeceği noktalara ulaşacağı bir gerçek. Bu noktaya ulaşmak için bilinçlendirme çok önemli ve bu bilinçlendirmeyi profesyonel kişilerin yapması doğru bilinçlendirmeyi sağlayacak en önemli etken. Bu noktaya ulaştığında var olan dengelerin değişeceğini kestirmek çok zor değil. ilerlemeyi doğru buluyoruz. Önce ülkemizde marka olarak hedeflerimize ulaşmayı, sonrasında bölgesel güç olmayı hedefliyoruz. Ülkenizde marka olarak hedeflerinize ulaşmadığınız takdirde ihracat ayağında fiyat endeksli bir marka olmanın dışına çıkılamayacağını biliyoruz. Bu durumu hem ihraç edilen hem de ithal edilen markalarda çok açık görebiliyorsunuz. Oysa ülkesinde hedeflerine ulaşan markalar, bölge ve dünya pazarına açıldıklarında, çok ciddi başarılar elde ediyorlar, bunun da örnekleri mevcut. Benefit olarak ihraç etmek için ihraç etmeyi tercih etmiyoruz ve bu nedenle de bu konuda çok aceleci değiliz. Ama çok yoğun bir baskı olduğu da bir gerçek, düşüncelerimizi paylaşan bir yaklaşım olursa, yarın da düğmeye basabiliriz. Tüm projelerimizi meslektaşlarımız ile birlik ve beraberlik içerisinde yürütüyor olmaktan dolayı, son olarak emeği geçen ve gelecek projelerimizde bizi yalnız bırakmayacak olan herkese teşekkür etmek isterim. kedi & köpek 75 meslektaşımızın katılımda bulunduğu etkinlikte, birbirinden ilginç vakalar ele alındı. İ stanbul Veteriner Hekimler Odası tarafından düzenlenen “Basit Ağrıdan Nöropatik Ağrıya, Ağrı Yönetiminin Neresindeyiz?” konulu seminer, 75 klinisyen veteriner hekimin katılımıyla 25. Mart tarihinde İstanbul Steigenberger Hotel’de gerçekleştirildi. Eğitimde İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Aktaş’ın sunumu ile konvansiyonel “Ağrı” ve “Ağrı Yönetimi” olguları gözden geçirildi. Toplantının açılış konuşmasını İVHO Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan yaptı; oda ve özel sektörün ortak düzenlediği çalışmaların mesleki gelişime katkılarından bahsedetti. Bunu takiben, Doç. Dr. Mustafa Aktaş, doktora öğrencisi Dilruba Pervaz’a katkılarından dolayı teşekkürlerini ifade ederek sunumuna başladı ve dinleyiciler birbirinden ilginç vakalarla karşılaşıp, hastalarının durumunu hem bir hasta sahibinin hem de bir hekimin gözüyle değerlendirdi; meslektaşlarımız, ağrı yönetimi ile ilgili önemli gelişmeler öğrendiler. Doç. Dr. Mustafa Aktaş, sunumunu dergimiz için şu şekilde özetledi: 48-49 PETİNFO Ağrı Yönetiminin Neresindeyiz? İVHO ve Boehringer Ingelheim’in işbirliğinden doğan eğitim seminerine katılan meslektaşlarımız ağrı ve ağrı yönetimi hakkındaki yeni gelişmeler hakkında bilgi sahibi oldu. İ.Ü. Veteriner Fakültesi Cerrahi AbD .Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Aktaş AĞRI İLE YAŞAYABİLMEK Günümüzde ağrı ile savaşım noktalarında, ileri teknolojiler ve gelişimini durmaksızın devam ettiren ilaç sanayisi sayesinde, daha başarılı müdahaleler söz konusudur. Ancak son nokta değildir ve kat edilmesi gereken çok uzun bir yol söz konusudur. İnsan kendisini ilgilendiren ağrıyı hisseder; ancak bu durum hayvanların neler hissedebildiğini anlamamızı güçleşmektedir. Ağrıyı incelediğimizde, birçok öğeyi içinde barındırdığını görmekteyiz. Bu nedenle ağrıya karşı verdiğimiz savaşta tüm bu öğeleri göz önünde bulundurmamız gerekir. Gün geçtikçe kuvvetlenen hasta sahibihasta ilişkisi beraberinde hasta sahiplerinin biz hekimlerden olan beklentilerini de artırmaktadır. Bu beklentilerin son zamanlarda ağrı konusu üzerine yoğunlaştığı ise dikkat çekmektedir. Bu durum ağrı kontrolünün biz hekimlerinin sorumluluğunda olduğunu bir kez daha bizlere hatırlatmaktadır. Hastalarımızın problemi ne olursa olsun, içinde bulundukları durumu tüm detaylarıyla ele almak hem insani hem de etik olarak en temel görevlerimizden biridir. Gelişen ilaç teknolojileri ile birlikte bunu sağlamak çok daha kolay bir hal almıştır. Unutulmamalıdır ki; göz ardı edilen her ağrı, hastanın daha zor bir iyileşme sürecine girmesine, daha düşük 50-51 PETİNFO standartlarda bir yaşama mahkum edilmesine, ağrının neden olduğu tedavi başarısızlıklarına ve hatta hasta kayıplarına sebep olmaktadır. Hastalar için kaliteli bir iyileşme süreci yaratılmalı Ağrının nedeni ve var olduğu süre ne olursa olsun, küresel olarak kabul edilmiş olan skalaların (Colarado Eyalet Üniversitesi Akut Ağrı Skalası, Glasgow Ağrı Skalası, vb.) yardımı ile ağrının şiddeti ve kaynağı belirlenerek, ağrı ile mücadelede ilk adımı atmak daha kolay ve çözüme yönelik olabilecektir. Sonraki aşamalarda, her hastanın bir birey olduğu göz önünde bulundurularak her bir bireye uygun analjezik plan oluşturulmalıdır. Aynı süreç, operasyona girecek bir hasta için, yani önceden ağrı çekeceği belli olan bir birey için de olmazsa olmazdır. Hasta operasyona girmeden önce (preemptiv analjezi), operasyon sırasında ve sonrasında doğru analjezikler Her hayvan eşit ve etik bir yaşam sürme hakkına sahiptir. gerek insan gerek hayvan olsun hiçbir birey, ağrı içinde yaşamaya mahkum edilmemelidir. ile tedavi edilirse, dünya standartlarına bir adım daha yaklaşarak daha kaliteli bir iyileşme süreci yaratılmış olunur. Bu analjezik planı oluşturma sürecinde, ana fikir kronik ve nöropatik ağrı oluşumunu önüne geçmek olmalıdır. İnsan hekimliğinde tanımlanmış olan, en güçlü analjeziklerin (opioid türevleri, steroidler) bile etki etmediği ağrının veteriner hekimlikte de karşımıza çıktığı bir gerçektir. Bu nedenle ağrılı bir olgu ele alınırken “Multimodal Analjezi” kavramı en büyük silahımız olacaktır. Multimodal analjezide temel olan, birden fazla ağrı yolunun bloke edilerek hastanın yüksek standartlarda, minimum ağrılı bir iyileşme sürecine girmesi hedeflenir. Bu ise ancak opioid türevleri, non-steroid antiinflamatuar ilaçlar ve gerek görülen noktalarda alternatif terapi seçeneklerinin kullanılması ile sağlanabilir. Bu alternatif terapi seçenekleri yine hastanın bireysel durumu ve problemi göz önünde bulundurularak lazer terapi, terapötik ultrason ve TENS (Transcutaneus Electrical Nerve Stimulation), fizyoterapi, akupunktur ve diğer yöntemler olarak sıralanabilir. Vet. Hek. Tarik Akan bilgilerimizi gücelledik İVHO, Boehringer Ingelheim’ın katkılarıyla güncel gelişmelerin tartışıldığı eğitim, Mustafa Aktaş Hoca’nın akıcı sunumuyla takip edilmesi çok daha kolay hale geldi ve sonuna kadar izlediler. Sevgili meslektaşım Uyanış Öcal’a emeklerinden ötürü teşekkür etmek isterim. Mesleğimizin güncel gelişmeleri takip ederek daha zevkle icra edileceğini düşünüyorum. Bilgilerimizin ne kadar çabuk eskidiğini görmem açısından çok faydalı bir eğitim oldu. Kontrol bizim elimizdedir Biz veteriner hekimlerin etik bir mesleki yaşam sürdürmeleri, hastalarının daha konforlu ve kaliteli bir iyileşme sürecini hastalarına sağlamaları olmazsa olmazlar arasında yer almalıdır. Unutulmamalıdır ki her canlı, insanlar gibi ağrıyı deneyimler ve bu ağrının kontrol altına alınması tamamen bizim elimizdedir. Hastalarımızın durumu ne kadar kötü olursa olsun, büyük resmi ele alarak onların da birer birey olduğu ve hiçbir canlının ağrı ve acı çekmek durumunda olmadığı bilincinde olunmalıdır. Vet. Hek. Ümit Örs farkındalık kazandık Ağrı yönetimi yurtdışında önem verilen bir konu olmasına rağmen ülkemizde gereken önemi görmüyordu. Güncel bilgileri içeren verimli bir seminer oldu. Eminim benzeri seminerlerden sonra ülkemizde de ağrı yönetimi daha iyi değerlendirilip uygulanır. Emeği geçen herkese teşekkürler. toplantı Ağrı yönetimine güncel yaklaşımlar İVHO’nun, Boehringer Ingelheim’in katkıları ile gerçekleştirdiği projede ağrı oluşumuna neden olacak girişimlerin ve alınabilecek önlemlerin üzerinde duruldu. en güvenli metabolizma yolu olan oksidasyon ile parçalanan “Tek NSAID”. Yine atılımın %80’e yakın dışkı ile olması, üriner sistem üzerindeki yan etkileri de minimuma indiriyor. Selektif COX2 inhibitörü olan Metacam® oral süspansiyon, etkinliği, güvenliği ve uygulama kolaylığı ile veteriner hekimlerin oldukça beğenisini kazanmış durumda. Uzun süreli Metacam® kullanımına özel yazılım Boehringer Ingelheim Hayvan Sağlığı Ürün Müdürü Veteriner Hekim M. Uyanış Öcal A ğrı, klinisyen veteriner hekimlerin aslında günlük pratiklerinde oldukça sık karşılaştıkları bir olgu. Ve bu olgu, osteoartritten akut travmalara, operasyondan nörolojik ağrıya kadar oldukça geniş bir yelpazede kendisini gösteriyor. Ancak konvansiyonel yaklaşımlar, tıpkı diğer konularda olduğu gibi, ağrı yönetiminde de güncel çalışmalar ışığında geçerliliğini kaybedebiliyor. NSAID kullanımının oluşturduğu tedirginliğe son! Hekimlik mesleği, alışkanlıklarla devam edebilecek bir meslek dalı olmadığı için yeni çalışmaların 52-53 PETİNFO Ağrıdan önce önlem almak İVHO’nun, Boehringer Ingelheim’in katkıları ile gerçekleştirdiiği toplantıya meslektaşlarımızın ilgisi oldukça memnun ediciydi ve Doç. Dr. Mustafa Aktaş hocamızın sunumu da her zamanki gibi çok başarılıydı. Sunumlarda, veteriner hekimin kendisini hastasının yerine koyması (antropomorfizm) ve söz konusu hayvanda ağrı oluşumuna neden olabilecek her türlü girişimden önce mutlaka bazı önlemlerın alınması gerektiği altı en çok çizilen noktalar oldu. yapılması gerekiyor. Bu bağlamda Boehringer Ingelheim, İVHO ile beraber gerçekleştirdiği projede, İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mustafa Aktaş’ın sunumu ile “Basit Ağrıdan Nöropatik Ağrıya, Ağrı Yönetimi” konusunu ele aldı. Ağrı anlamında diğer bir benzer nokta ise, hekimin sonucunu en kolay tahmin edebileceği girişim olan operasyonlar ve buna bağlı oluşan ağrılardı. Öyle ki; ensizyondan başlayan ve operasyonun türüne göre değişen derecelerde ağrıya, aslında hekimin kendisi sebep oluyor ve bu nedenle mutlaka preemptiv bir ağrı yönetimi ile ağrıyı kontrol altına almak gerekiyor. Diğer taraftan osteoartritler ve nöropatik ağrılar da, kontrol edilmedikçe hayvanların hayatlarını kabusa çeviren ve hayat kalitelerini ciddi olarak etkileyen unsurlar olarak kendilerini gösteriyorlar. Özellikle uzun süreli NSAID kullanılması gereken durumlarda, haklı olarak veteriner hekimlerde tedirginlik oluşabiliyor. Çünkü uyum problemleri ve yan etkiler uzun süreli ağrı yönetiminde dikkat edilmesi gereken noktalar olarak karşımıza çıkabiliyor. Boehringer Ingelheim’ın kendi orijinal molekülü olan meloksikam (Metacam®) etken maddesi, özellikle kedilerde Toplantıda, Boehringer Ingelheim Hayvan Sağlığı yine bir ilke imza atarak LED (lowest Effective Dosing) yani en düşük etkin doz uygulamasını hayata geçirdi ve bunun için hazırladığı özel yazılımı veteriner hekimler ile paylaştı. Bu yazılım sayesinde hekimler, uzun süreli Metacam® kullanımında, hastalarına özel olarak dozu belirli bir algoritmaya göre düşürebilecek ve hastalarının ihtiyacı olan en düşük etkili dozu rahatça bulup daha etkin bir “Ağrı Yönetimi” uygulayabilecekler. Ayrıca yazılım üzerinden alınacak özel bir takvim ile hasta sahiplerini de aktif olarak ağrı yönetimine dahil edilebilecek. Bununla birlikte, Boehringer Ingelheim’in hekimler ile paylaştığı diğer projesi ağrının teşhisi ve ölçümlenebilmesi için kedi ve köpeklere özel “Ağrı Skalaları” idi. Bu vesile ile İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan’a, sunumlarından dolayı Doç. Dr. Mustafa Aktaş hocamıza ve asistanı Dilruba Pervaz’a; her zamanki gibi yine desteklerinden büyük keyif aldığımız Veteriner Hekim Tarık Akan’a ve katılımda bulunan tüm meslektaşlarımıza teşekkür eden Boehringer Ingelheim ekibi, yakında İzmir’de görüşeceklerinin müjdesini de verdi. kedi & köpek İstanbul’da bir araya gelen 80 veteriner hekim, aşı programları ile ilgili önemli adımlara imza attı. Aşı Programları Güncellenmeli KHVHD ve MSD Hayvan Sağlığı, koruyucu hekimliğin altın anahtarı olan aşılama programı hakkındaki en güncel bilgileri paylaşmak üzere 10 Nisan tarihinde, tüm gün süren bir program çerçevesinde meslektaşlarımızı İstanbul Harbiye Crowne Plaza Otel’de ağırladı. RÖPORTAJ: VETERİNER HEKİM ENİKÖ KİRALY avcı FOTOĞRAF: bora akın yılmaz T ürk veteriner hekimlik mesleğinin gelişmesine devamlı katkı sağlayan Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği, geçtiğimiz aylarda koruyucu hekimliğin önemini gündeme alıp, ülke çapında seminerler düzenledi. Derneğin MSD Hayvan Sağlığı ile yaptığı işbirliğinde İstanbul Harbiye Crowne Plaza Otel’de 10 Nisan tarihinde düzenlediği ‘Köpek ve Kedilerde Uygulanan Aşı Programlarının Güncellenmesi’ başlıklı semineri 80 veteriner hekimin katılımıyla gerçekleşti. 54-55 PETİNFO Açılış konuşmasını yapan KHVHD Başkanı Erkut Gören, koruyucu veteriner hekimlikte mesleki uygulamalarının önemini vurgulayarak, meslektaşlarımıza ilgilerinden dolayı teşekkür etti. Gün boyu süren seminerde MSD Hayvan Sağlığı’nı temsil eden Banu Biber Altun ve Barlas Bozyeğit’in sunumları ardından Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ hocamiz katılımcılara değerli bilgilerini paylaştı. Aşılardan ne bekliyoruz? MSD Hayvan Sağlığı Kanatlı Teknik Direktörü Banu Biber Altun, sunumunda aşıların genel özelliklerini anlattı. Koruyucu hekimlikte sihirli bir değnek olarak görülen aşıların hayvana, hastalığın girişini engelleyen bir girişim olmayıp, tedavi sağlamadığını belirterek, aşılamanın yapay aktif bağışıklık sağlarken olası zararları minimalize ettiğini ve hasarları azalttığını vurguladı. Konuşmasında “Bazı veteriner hekimlerin en büyük hatası, aşı programlarını doldurmak için hayvanlara yüksek dozda aşı yapmalarıdır. Bu yöntem hayvanlara istenilen immünolojik etkiyi yaratmıyor. Hekimler, etkinlik ve güvenlik çalışmalarını takip etmeli ve aşıların hedef dokulara etkinliğini iyi bilmeli” dedi. Sunumda aşılamanın olmazsa olmaz “üçlüsü” olarak ise soğuk zinciri, doğru aşı uygulama yöntemi/metodu ve tam doz uygulaması olduğunu belirtti. Sorumluluk ve Bütünlük Bilgi dolu sunum ardından MSD Hayvan Sağlığı Ürün Müdürü Barlas Bozyeğit, MSD Hayvan Sağlığı’nın tarihini ve çalışma prensiplerini anlatarak firmanın sosyal sorumluluk projelerinden de bahsetti. Bu proje kapsamında MSD Hayvan Sağlığı tarafından dünyada satılan her kuduz aşısı için Serengeti’ye bir kuduz aşısı gönderildiğini belirtti. Programdan bahseden Bozyeğit “Her yıl Serengeti’de evcil köpek nüfusu arasında, kuduz ile mücadele etmek için devam eden koruyucu aşı kampanyasını desteklemek amacıyla projeye 200.000 doz kuduz aşısı bağışta bulunuyoruz. Bu, sırasıyla, hem kuduz köpek ısırık vakalarını azaltmakta hem de vahşi yaşam için yarar sağlamaktadır. En son araştırmalar Afrika vahşi köpek popülasyonunun yeniden oluşumunu ortaya çıkarmıştır” diye konuştu. Aşılar ve olası yan etkileri Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ, konuşmasına başlamadan önce, “doğruya inanıp savunan” Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği’ne böyle bir program gerçekleştirdiği için teşekkürlerini sundu. Aytuğ, aşısız bir koruyucu hekimliğin kesinlikle düşünülemediğini ve paylaştığı bilgilerin yeni verilerin olmadığını, yoğun araştırmalar sonucu edindiği literatür bilgilerin, kendi deneyimlerinin ve yaklaşımının bir bütünü olduğunu belirtti. Sunumda ilk olarak hayvan sahiplerinin aşılara yaklaşımı tartışıldı ve hayvan sahiplerin sıklıkla sorulduğu “Aşı tehlikeli mi?” sorusuna cevap verildi; Aşılar biyolojik ürünlerdir ve hayvanlar bu ürünlere karşı reaksiyon gösterebilir. Bireysel faktörler çok önemli. Sunumda örnek verilerek bütün ayrıntıları ile anlatılmış olan sistemik reaksiyonları hakkında katılımcılar önemli bilgiler kazandı. Nilüfer Aytuğ, veteriner hekimlerin korktuğu atopik hastalara aşı yapmamız gerektiği durumlarda, aşı öncesi definhidraminin parenteral dozda uygulanmasından başarılı sonuçların alındığını belirtti. Alerji gösteren hayvanlarda gerektiği durumda kortikosteroid kullanabileceğimizi, ama antihistaminiklerin reaksiyon geliştikten sonra pek etkili olmayabileceği de sunumun önemli bir noktasıydı. Aynı zamanda olasılıklar arasında veteriner hekimlerin hataları da yer aldı; “Veteriner hekimler kendilerini de sorgulamalıdır. Karşılaşılan ilk sorunda hekimler, hatanın aşıdan kaynaklandığını belirterek suçu firmalara yüklemektedir. Fakat aşı firması her zaman hatalı olmamaktadır. Firmalar, aşılarını piyasaya sürene kadar YDÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ sayısızca test yapmakta. Bu olmadan ürünü zaten piyasaya sürememektedir.” Değişmeli mi? Sunumunun ikinci kısmında Nilüfer Aytuğ, çatısı altında 76 üye ülke barındıran Dünya Küçük Hayvanlar Veteriner Hekimleri Derneği’nin (WSAVA) koruyucu aşı çalışmaları ile ilgili ayrıntılı bilgi verdi. Dünyada koruyucu hekimlikte kullanılan aşılar kor ve non- kor, yani mutlaka olması gerekenler ve zorunlu olmayanlar olarak ikiye ayrılır. Bu ayrımın amaçları; daha fazla sayıda hayvan aşılamak ve yan etkileri minimize ederek maksimum etki elde Mesleğimizin amacı, sadece hayvanlara değil tüm canlılara faydalı olmak; topluma fayda sağlayabilmemiz için bütün açıkların kapatılması gerekiyor. KHVHD ve MSD Hayvan Sağlığı ekibi, koruyucu hekimliğin altın anahtarı olan aşılama programı hakkındaki en güncel bilgileri paylaştı Seminer, veteriner hekimlerin yoğun katılımıyla gerçekleşti. etmek. Türkiye’deki veteriner hekimler, kendi aşı listelerini belirttikleri zaman patojen ne kadar yaygın, hastalık ne kadar şiddetli, aşı güvenli/ güvenilir mi ve hastalık zoonoz mu gibi soruları yanıtlamalı. Veteriner hekim, deneyimleri temelinde minimum zarar ile maksimum yarar elde edebileceği bir program oluşturmalıdır. Etkinlik bu felsefeyi temel alarak, Nilüfer Aytuğ hocamızın devam eden sunumlarında ülkemizde mevcut olan aşılar ve hastalıklar hakkında teker teker ayrıntılı olarak bahsedildi. Sunumlar ardından katılımcı veteriner hekimler kendi tecrübelerini anlatıp, ülkemizin aşı programının güncellenmesi ile ilgili fikirlerde bulundu. 56-57 PETİNFO Türkiye için özel bir aşı programı oluşturulmalı Etkinlik ardından KHVHD Başkanı Erkut Gören, uygulanan aşı programlarının güncellenmesinin önemini ve çalışmalarını ekibimize anlattı; “Birçok meslektaşımız, mesailerinin büyük bir kısmını koruyucu hekimliğe ayırmakta. Aşılamanın koruyucu hekimliğin önemli bir unsuru olduğunu düşünürsek, özellikle son yıllarda aşı programlarının uygulanması konusunda yaşanan uyumsuzlukların, biz hekimlerin karşısına sorun olarak çıktığı gerçeği yadsınamaz. Şu anda, veteriner hekimler aşı programlarını, kliniklerinin bulunduğu bölgedeki hastalık baskılarına ve hasta ile ilgili öngörülerine göre şekillendiriyorlar, net bir program uygulamıyorlar. Buradaki problemin ana kaynağı bana göre, hayvan satışı ile ilgili getirilen kurallar neticesinde, bu hayvanların yaşlarının net olarak belirlenememesi. Bir başka sorun ise, bütün dünya ülkelerinin kendileri için belirlediği kor aşı ve non-kor aşı ayrımının Türkiye’de henüz yapılmamış olması. Şu anda gelinen noktada ise, Türkiye için de özel bir aşı programı oluşturmak zorundayız. Dünyada, bu konuda referans kabul edilen, WSAVA; biz de KHVHD olarak Türkiye adına bu birliğe üye bir derneğiz. Bu nedenle Türkiye’de aşı programını oluşturma görevi de, akademisyen hocalarımızın çalışmaları ve önerileri doğrultusunda bize düşüyor. Bu konuda da, küçük hayvan veteriner hekimliği konusunda Türkiye’nin gerçeklerine net bir şekilde hakim olan ve ülkemizi çok iyi etüt etmiş hocamız Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ ile bir sunum yapmayı uygun gördük. Bu açıdan toplantının oldukça verimli geçtiğini ve önemli bir yol kat ettiğimizi düşünüyorum. Gelinen noktada, bahsettiğim gibi Türkiye’deki hangi aşıların kor aşı, hangilerinin non-kor aşı, hangilerinin diğer ülkelerde farklılık gösterdiğinin ayrımının kesinlikle yapılması gerekiyor. Bu ayrımı yaptıktan sonra, aşılama uygulamalarında düşülen hataların üzerinde durmak ve tartışmaya açmak istiyoruz.“ sempozyum 1 2 3 Geleceğin Veteriner Hekimlerinin Büyük Sektör Buluşması Sektörün En Büyük Öğrenci organizasyonu “3.VetAnka Kariyer Günleri ve Sektörle Buluşma Sempozyumu” 9-12 Mart tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde düzenlendi. 58-59 PETİNFO 4 1. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğrenci Topluluğu 400 öğrenciyi sektörle buluşturdu. 2. Veteriner Hekim Dr. Ateş Barut, farkındalık oluşturmaya dikkati çekti. 5 3. Royal Canin Türkiye Müdürü Tutku Kurtay, mama sektörü açısından yeni pencereler açtı. 4. Genel Koordinatörümüz Barış Kolgu, öğrencilere önemli yol haritaları çizdi. 5. Klivet Yönetim Kurulu Üyesi Veteriner Hekim Tarık Akan, pet hekimliğine farklı bakış açıları getirdi. A nkara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğrenci Topluluğu VetAnka tarafından; TVHB öncülüğünde ve Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi desteğiyle 9-12 Mart 2016 tarihleri arasında Satı Baran Konferans Salonu’nda 3. VetAnka Kariyer Günleri ve Sektörle Buluşma Sempozyumu düzenlendi. VetAnka bu yıl da başarılı bir etkinliğe imza atarak 18 ayrı şehrin veteriner fakültelerinden toplamda 400 öğrenciyi sektörle buluşturdu. Sempozyuma çeşitli illerin veteriner hekimleri, oda yöneticileri, TVHB Merkez Konseyi Yönetimi, Veteriner Hekim Dernekleri ve VİSAD Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı. 3 gün boyunca katılım gösteren KLİVET Yönetim Kurulu Üyeleri, genç meslektaş adaylarına destek olmak için açtıkları stantta çekilişle 100 adet kitap dağıttı. İnterhas ve Royal Canin platin sponsor olarak sempozyuma destek verdi. Zoetis, Hipra, Elenko ve Vetaş sempozyumun gümüş sponsorluğunu üstlendi.. Bilimde her zaman bir adım önde ilerlemeliyiz Sempozyumun ilk konuşmasını gerçekleştiren VetAnka Öğrenci Topluluğu Başkanı Hüseyin Yılmaz, branşlaşmanın öneminden bahsederek ”Henüz bu sıralardayken çalışacağımız alanı belirleyip kendimizi bu alanda geliştirmeli ve bu alanın en iyileri arasında yer almalıyız. Kendimizi gerek bilimsel alanda gerekse sosyal alanda en iyi şekilde yetiştirmeliyiz” dedi. Meslek içi rekabetin olmaması gerektiğine dikkat çeken Yılmaz, ”Hem öğrenci olarak hem mezuniyet sonrasında, herhangi bir üniversitenin veteriner fakültesi mensubu diğer bir üniversitenin veteriner fakültesi mensubu ile asla etik olmayan rekabet içerisinde olmamalı. Hiçbir zaman birbirimizi rakip olarak görmemeliyiz. Bizim rakiplerimiz Avusturya’da, Almanya’da, Hollanda’da, Amerika’da. Bizler onlarla bir rekabet içinde olmalıyız, bilimde hep onlardan bir adım önde ilerlemeye hedeflemeliyiz” diye konuştu. Fakültemizin en aktif topluluğu Birçok farklı konuya değinildi Açılış konuşmasını yapan Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Sarımehmetoğlu “2014 yılında kurulan VetAnka Öğrenci Topluluğu, Kariyer Günleri ve Sektörle Buluşma Sempozyumu’nu, Geçmişten Geleceğe Veteriner Hekimliği Konferansı’nı düzenleyip, mesleğimizle ilgili birçok kongre ve sempozyumlara katılım göstermiştir. Fakültemizin en aktif öğrenci topluluğu olan VetAnka Öğrenci Topluluğu’na ve değerli öğrencilerine bu özverili çabalarından dolayı tebrik ediyorum.” diye konuştu. Yine açılış konuşmalarında konuşan TVHB Merkez Konseyi Başkanı Talat Gözet “Genç meslektaş adaylarımızın kendilerine hedefler koyarak geleceklerini planlamada önemli katkısı olacağına inandığım VetAnka 2016, 3, Kariyer Günleri ve Sektörle Buluşma Sempozyumu’nun başarılı geçmesini; mesleğimize, meslektaşlarımıza ve ülkemize yararlı olmasını diliyorum” diye rek sempozyumu açtı. Sempozyumda “Niçin pet klinisyeni olmalıyım?” “Veteriner hekimler ve Türkiye mama sektörü kariyer planlaması”, “Biri bize farklı bakıyor”, “İlaç sektöründe ’y’ kuşağı ve pazarlama”, “Veteriner ilaç sektöründe kariyer basamakları”, “Mezuniyet öncesi ve sonrası kariyer planlama süreci ve yol haritası” gibi konular tartışıldı. Öğrencilerin gelecek telaşı ve planlarını şekillendirmek için “Veteriner hekimliğinde yurtdışı olanakları”, “Klinik açmak için gerekenler ve klinik açmanın zorlukları”, “Mezuniyet sonrası TÜBİTAK bursları”, “Yeni açılan veteriner fakültelerinde akademik kariyer olanakları”, “ Veteriner hekimlerin mezuniyet sonrası oda ilişkileri” ve “ Veteriner hekimliğinde farkındalık” başlıkları ile seminerler düzenlendi. Sempozyumun önemli konularından birisi de Veteriner hekimlikte uzmanlık yönetmeliğiydi, TVHB Merkez Konseyi Genel Koordinatörü Şaban Aydemir tarafından yönetmelik çalışmalarında gelinen son durum aktarıldı. sempozyum İnterhas, genç veteriner hekimlerle beraberdi VetAnka 2016 Öğrenci Sempozyumunun Ana Sponsoru İnterhas Hayvan Sağlığı, GMP’li ürünlerini geleceğin genç veteriner hekimlerine tanıttı. T ürk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi’nin öncülüğünde ve Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nin katkılarıyla, Fakülte Öğrenci Topluluğu VetAnka tarafından ”VetAnka-2016 3.Kariyer Günleri ve Sektörle Buluşma Sempozyumu’’ 9-12 Mart 2016 tarihleri arasında Ankara Veteriner Fakültesinde yapıldı. Genç meslektaşlarımızın yanındaydık VetAnka 2016 etkinliğine Ana Sponsor olarak katkıda bulunan İnterhas Hayvan Sağlığı, üç gün süren sempozyumda, gerek seminer sunumları gerek tanıtım stantları ve gerekse öğrencilere yönelik medikal hediyeleri ile genç veteriner hekim adaylarına bilgilendirme ve tanıtım yaptı. Türkiye’nin dört bir köşesinden yoğun ilgi İnterhas Hayvan Sağlığı’nın Ana Sponsorluğunda gerçekleşen bu başarılı organizasyonda Türkiye’nin dört bir köşesinden toplam on sekiz fakülteden gelen veteriner fakültesi öğrencileri 60-61 PETİNFO üç gün boyunca veteriner hekimliğin çalışma alanlarını daha iyi tanımak, kariyer planlamaları yapabilmek, aynı zamanda sosyal ve mesleki kaynaşma içinde veteriner hekimlik mesleğinin birlik ve beraberliğini temsil etmek amacıyla bir araya geldiler. Ödüllü Sunum Sempozyumun üçüncü gününde yaptığı sunum ile İnterhas Hayvan Sağlığı ürünlerini tanıtan İnterhas A.Ş. Pazarlama Müdürü Gürcan Öner, katılımcılara hepsi GMP’li ve üstün özellikli İnterhas Hayvan Sağlığı ürünlerinin sağladığı faydaları anlattı. İlgiyle izlenen sunumun sonunda gerçekleştirilen çekiliş ile pek çok şanslı öğrenci medikal hediyeler kazanma imkanı buldu. Veteriner Hekimlik Mesleğine bir adım kala düzenlenen böylesine yararlı öğrenci organizasyonlarına her zaman destek olan ve öğrencileri her zaman destekleyen İnterhas Hayvan Sağlığı’nın, mucizevi ilaç Theranekron D6 başta olmak üzere üstün özellikli ürünleri bu güzel sempozyum süresince hep gündemdeydi. Genç meslektaşlarımızın geleceğini ve öğrenci organızasyonlarını her zaman destekleyen İnterhas Hayvan Sağlığı VetAnka 2016 3. Kariyer Günleri ve Sektörle Buluşma Sempozyumu’na değer kattı. sempozyum Royal CanIn için geleceğin hekimleri önemli bir yere sahip VetAnka 2016 3. Kariyer Günleri ve Sektörle Buluşma Sempozyumu’na Platin Sponsor olarak katılan Royal Canin Türkiye, üç gün boyunca geleceğin veteriner hekimlerinin yanındaydı. Tutku Kurtay’ın sunumu, öğrenciler tarafından büyük bir ilgi ile karşılandı R oyal Canin Türkiye, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi himayesinde 9-11 Mart tarihlerinde gerçekleştirilen VetAnka 2016 3. Kariyer Günleri ve Sektörle Buluşma Konferansı’na platin sponsor olarak destek verdi. Türkiye’nin çeşitli Veteriner Fakültelerinden gelen yaklaşık 400 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilen konferansta, bilimsel konulara ek olarak, öğrencilerin mesleki fırsatlarına örnekler vermek 62-63 PETİNFO için birçok sektörden veteriner hekimler de konuşmacı olarak katıldı. Kariyer konulu bu panelde Klinisyenlik için Petcode Veteriner Hastanesi’nden Veteriner Hekim Ateş Barut “Veteriner hekimliğinde farkındalık” ve Evcil Hayvan Gezegeni Veteriner Kliniği’nden Veteriner Hekim Tarık Akan “Niçin pet klinisyeni olmalıyım” başlıklı sunumlarıyla kendi sektörleriyle ilgili kariyer imkanları hakkında ayrıntılı bilgi verdiler. vizyonumuzun önemli parçası İlk günden bu yana işine tutku ile bağlanmış insanlar tarafından başarıya ulaşmış Royal Canin için bilgi ve bilim odaklı bir felsefeye sahip olan geleceğin veteriner hekimleri önemli bir yere sahiptir. Mesleğimizin adına düzenlenecek her türlü etkinlikte genç meslektaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Veteriner hekimler ve Türkiye mama sektörü kariyer planlaması Royal Canin Türkiye adına Veteriner Kanalı Satış Pazarlama Müdürü Tutku Kurtay “Veteriner hekimler ve Türkiye mama sektörü kariyer planlaması” isimli sunusuyla, veteriner fakültesi mezunlarının dünyada ve Türkiye pazarında özel sektördeki iş fırsatlarına değindi. Kurtay, çeşitli sektör ve firmalarda deneyim kazanmış bir veteriner hekim olarak iş hayatındaki kendi deneyimlerini paylaşıp, öğrenciler tarafından büyük bir ilgi ile karşılandı. Kurtay, Mars ve Royal Canin tarihi ve Türkiye’deki yapılanması hakkında da bilgi vererek, Türkiye pazarında her geçen gün büyüyen pet sektörüne ve imkanlara dikkat çekti. Girişimci bir veteriner hekim tarafından kurulan ve sağlık için besin felsefesiyle hareket eden Royal Canin, aynı kültürü Türkiye dahil olmak üzere bulunduğu 48 ülkede devam ettirmeyi hedeflemektedir. Bu doğrultuda kültürümüzün kaynağı olan Veteriner Hekimlere, bilimsel veya kariyerleriyle ilgili her konuda bilgilendirmek vizyonumuzun en önemli parçasıdır. Tutku Kurtay konuşmasında da belirttiği gibi; geleceğin veteriner hekimlerinin mesleki olarak önündeki seçeneklerin bilincinde olmaları, bu kararı eğitim sürecinde vermeleri ve kendilerini bu yönde geliştirmeleri ileriki dönemlerde başarıyı getirecektir. Dünyanın en önemli mesleklerinden biri olan veteriner hekimliği, gelişen bir pazar olarak Türkiye’de de önem kazanmaktadır. Bu sebeple, veteriner hekimlerin önündeki opsiyonların da her geçen gün arttığını görmekteyiz. kedi & köpek Teknoloji konusunda gelecekte mesleğimizin olumlu anlamda sınırlarını zorlayacak gelişmeler neler olacak? 00-00 PETİNFO TEK NO LO JI YaSadıGımız yüzyıl, bIlIm adına her alanda Inanılmaz gelISmelere SahIt oluyor. MesleGIMIZI Icra ederken bunun farkına varmamak mümkün deGIldIr. TeknolojI ve bIlImIn mesleGImIze katmıS olduGu yenIlIklerden faydalanmak ayrı bIr heyecan katmaktadır. Veterıner hekımlık, alanında sayısız yeniliğin doğmasına, tıbbın ilerlemesi ve ortaya çıkan yeni inovasyonların büyük katkısı vardır. Bilim dünyasının pek çok hastalığa karşı kazandığı zaferlere dergimizin sayfalarında da sık sık yer veriyoruz. Ama itiraf etmek gerekirse bu gelişmelere yetişmek son yıllarda kolay olmuyor. Gün geçmiyor ki hekimlik alanında yeni bir keşif yapılmasın! Bu sayfaları okuduğunuz zaman da devam eden araştırmalar sayesinde pek çok kronik ve çözümü olmadığı iddia edilen sorunların artık tarihe karışacağı belirtiliyor. Son 10 sene içinde mesleğimize büyük katkı sağlayan 10 icatı ele aldık; Kök Hücre Tedavisi Kök hücreler, canlılarda bütün dokulardaki damarların çevresinde yerleşmiş ata hücrelerdir. Doku hasarı meydana geldiğinde bu hücreler aktif hale gelirler, bir taraftan dokunun tamiri için gerekli büyüme faktörlerini salgılarken, diğer taraftan iyileşme için gerek duyulan kas, kemik, eklem kıkırdağı ve yağ gibi farklı dokulara dönüşebilirler. Vücudun iyileşme ve tamir cevabının bir parçası olarak görev yaparlar. Veteriner hekimlikte, kök hücrelerin hastalıkların tedavisi üzerine son yıllarda birçok çalışmalar yapılmıştır. Ülkemizde, Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyelerince, veteriner hekimlikle kullanılması amacıyla köpeklerin koku mukozasında kök hücre üretilmesi bu alanda yapılan en güncel araştırmalardandır. PRP Uygulaması PRP (Platelet Rich Plasma), ya da diğer adıyla Trombositten Zengin Plazma, hayvanın kendi kanından hazırlanan ve birçok alanda iyileşmeyi uyarmak ve düzenlemek için kullanılan bir yöntemdir. Kullanımda olan PRP hazırlama kitleri yardımıyla, hastadan kan alınır, bu kan tek kullanımlık özel filtreler ve santrifüj cihazları ile ayrıştırılarak istenmeyen kısımları uzaklaştırılır. Ayrıştırılan kısım, trombositten zengin Akıllı telefonlar Akıllı telefonlar sayesinde hastalarınızın takibi artık çok daha kolay Günümüzde veteriner hekimler rutin diş muayenelerinin yanı sıra, hayvana özel anestezi protokolü altında birçok işlemi kolayca yapabilmektedir. plazmayı içerir ve bir çok kas iskelet sistemi yaralanmasında uygulama alanı bulmuştur. Ülkemizde Petcode Hayvan Hastanesi ekibi, rejeneratif tıp biliminde hızla yaygınlaşan Platelet Rich Plazma uygulamalarını rutin tedavi yöntemleri arasına başarı ile eklemiş bulunmaktadır. PRP hakkında ayrıntılı bilgileri dergimizin 85. sayısından okuyabilirsiniz. Kanser Aşıları Son yıllarda yayımlanan araştırmalara göre, hücreler ve vücudun bağışıklık sistemi arasındaki iletişimden sorumlu belirli bir protein ve reseptör üreten tümörleri hedefleyen aşıların, kanserle savaşmak için immün yanıtı başlatabileceği ileri sürüldü. Son yıllarda tıpta çok sayıda antitümör aşısı, tedavi başarısını iyileştirmek için, tümör antijenlerine karşı immun yanıta neden olmada umut vaat ediyor. Pet hayvanlar için mevcut bu etkili aşılar, Türkiye’de daha uygulamaya girmemiştir. ABD’de melanomaya karşı sıklıkla kullanan preparatların dozu ise 66-67 PETİNFO 600-800 Dolar arasında olup 6-7 kez uygulanması gerekir. Laparoskopi Laparoskopi uygulamasının minimal invaziv olması, hastalıkların tanısında doğruluk oranının yüksek olması ve hastanın hızlı iyileşmesi sebebiyle tercih edilen bir tanı ve cerrahi tekniği haline getirmiştir. Küçük hayvanlarda laparoskopi öncelikle bir tanı aracı olarak gelişmiştir; ancak minimal invaziv laparoskopik cerrahi işlemlerine olan ilgi arttıkça bu tekniğin kullanımı da ilerlemiştir. Günümüzde pet hayvanlarda laparaskop ile diagnostik laparoskopi, ovarektomi, nefrektomi, tümörlerin çıkartılması, pankreasın bir kısmının çıkartılması, laparoskopik destekli sistopeksi, laparoskopik destekli sistotomi, laparoskopik kısırlaştırma gibi uygulamaların gerçekleştirilmesi mümkündür. Diş tedavi yöntemleri Diş hastalıkları, evcil hayvanların %75’inde görünmektedir. buna rağmen daha 50 Çağımızın en modern teknolojk icadı olan akıllı telefonlar sadece günlük hayatımıza değil, mesleğimize de inanılmaz katkılar sağlamaktadır. Telefonlara indirilebilen çeşitli uygulamalar ile tüm hastalarımızın bilgilerini cebimizde taşıyabilir ve devamlı kayıt altında tutabiliriz. Örnek olarak Voice Health Monitor cihazı, hayvanların kalp atımını, aktivite derecesini, dinleme fazlarını sürekli control edip veteriner hekimlerin kayıt sistemine göndermektedir. Akut-kronik ağrılar, kalp hastalıkları, postoperativ bakım ve rehabilitasyon, solunum sistemi rahatsızlıkları gibi durumlarda hayvanların sesi olabilecek bu cihaz veteriner hekimlik mesleğine yeni kapılar açmaya başladı. Türk veteriner hekimliğin datasına Pratik ve kolay bir şekilde mobil platformlardan ulaşmanızı sağlayan bir uygulama olan Datavet uygulamaları hem Appstore’dan hem de Google Playstore’dan indirilebilir. Ayrıca hastalarınızın durumunu sadece siz değil, hayvan sahipleri de akıllı telefonlar sayesinde kolayca takip edebilir. Bir operasyondan sonra hospitalize edilen bir hastanızın gece fotoğrafını çekip sahibine “Tarçınla beraber oturuyoruz, keyfi yerinde, size iyi geceler diliyor” gibi görselli mesaj atabilirsiniz. Bu şekilde hem sahipler de daha rahat uyuyacak ve gecesini hayvanlarıyla geçiren en çok sevdikleri veteriner hekimlerine de güvenleri kesinlikle artacaktır. kapak sene evvel, bir kedide çürük diş tedavisi olarak, hekimler dişin çürüyüp kendi kendine düşmesini beklemeyi tavsiye ederlerdi. Günümüzde ise veteriner hekimler bu ciddi durumun farkındadır ve pet hayvanların rutin diş muayenelerin yanı sıra, gerektiği durumlarda her hayvana özel genel anestezi protokolü altında diş taşı temizleme, dolgu ve kanal tedavisi gibi işlemleri kolayca gerçekleştirilebilmektedirler. Hatta pet hayvanlarında braket ve diş teli uygulamaları da ülkemizde gündeme geldi. Lazer tedavisi Kelime anlamı light amplification by stimulated emissioran radiation. Lazer radyasyonun uyarılmasıyla kuvvetlendirilmiş ışın. Lazer boşlukta radyant enerji halinde yayılır. Çıkış güçlerine ve dalga boylarına göre lazerler 2’ye ayrılır: Sıcak, sert lazerler: 100 milyon watt gibi yüksek güce sahiptir. 4 ana etkiye sahiptirler; dokunun sıcakla elevasyonu, dokunun dehidrasyonu, protein koagülasyonu, termolisis, buharlaşma. Soğuk, yumuşak laserler ise düşük güçteki laserler. Fizik tedavide bunlar kullanılırlar (güçleri 1mw=1/1000watt). Lazer ışını dokuda fotobiostimülasyon adlı biyolojik tepkimeye neden olur. Devamlı araştırmalar sayesinde çözümü olmadığı iddia edilen hastalıklar tarihe karışacak... 68-69 PETİNFO Sadece bugünü deGIl yarını da düSünüyoruz İsmail Serdar Sayar Denizpet Veteriner Kliniği ÖNCELİKLİ OLARAK ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ Teknolojik gelişmeler bizi olumlu anlamda sınırlarımızı zorlayacağı aşıkar. Ancak teknolojiye ulaşmak için gerekli olan maddi konular aşılmalı. Beşeri hekimlik devlet desteklidir yani, alacaklarının bir kısmını SGK gibi kurumlardan alırlar. Ancak biz veteriner klinikleri paranın tamamını hasta sahibinden alırız. Maddi konular aşılamazsa, teknolojik anlamda geleceğin sınırlarını yeterince zorlayamayacağımız açıktır. Firmanız, Türk veteriner hekimlerinin gelişmesine ne tür katkılar sağlıyor? Yazılım programları hayatımızın her noktasında kullanılmaktadır ve her sektörde vazgeçilmez hale gelmiştir. Klinikler, hastaneler ya da üniversitelerde hekimlerimizin geçmiş hastalarına ait tüm laboratuvar sonuçlarına, radyolojik görüntülere, muayene ve tedavi detaylarına, tek tuşla cep telefonlarından dahi anında ulaşması, E-vet Yazılım ArGe şirketinin kazandırdığı en büyük faydadır. Akademik hafızayı kayıtlı tutarak, hekimlerimize bilimsel araştırma ve projelerinde düzenlenmiş veri sunarak onlara zaman kazandırmamızı ise teknoloji ve akademiyi buluşturmamız olarak isimlendirebiliriz. Bugüne kadarki ilk hedefimiz tüm kliniklerde program kültürünü oluşturmak; kullanıcılarımızın mevcut durumunu daha etkin kullanarak kazançlarını ve müşteri memnuniyetlerini artırmaktı. Bu amaç doğrultusunda, hekimlerimizin klinik işletmeciliğini kolaylıkla yapabileceği, stoklarını pratik bir şekilde tutabileceği, hastalığın teşhisinden tedavisine kadar yanında ve onlara destek olan, gerekli resmi belgeleri ilgili kurumlara kolaylıkla sunabileceği profesyonel yazılım programları geliştirdik ve geliştirmeye devam ediyoruz. E-vet Yazılım’ın geliştirmiş olduğu Datavet projesi, yine sektöre yakın olmamız, ihtiyaçları bilmemiz ve geliştirme arzumuzdan kopmamamız sonucunda, uzun yılların birikimiyle sektöre kazandırılmıştır. Teknoloji konusunda, gelecekte Türk veteriner hekimlik mesleğinin olumlu anlamda sınırlarını zorlayacak gelişmeler sizce neler olacaktır? Gelecekte hastalarımızın tüm sağlık verileri tek bir platform üzerinde olacaktır. Bu veriler, geçmişte yapılan uygulamalar, tedaviler, laboratuvar sonuçları, ultrason görüntüleri, uygulanan aşılar ve diğer tüm detaylar ile birlikte görülebilecek; veteriner hekimin ayırıcı tanıyı kolaylıkla koymasına ve daha çok bilgiye ulaşmasına yardımcı olacaktır. Gelecekte nanoteknolojik üretimler konusunda, günümüzde insan sağlığında olduğu gibi hayvan sağlığı üzerinde de çalışmalar yapılacak, cerrahi amaçlı otomatik cihazlar geliştirilecektir. Robotik uygulamalar her alanda gelişecek, geliştirilen robotlar bizden daha iyi görme, duyma, koku alma kabiliyetine sahip olacaklar; bizim görmediğimiz duymadığımız elektromanyetik ve kimyasal spektrum aralıklarına erişebilecekler. Tüm bunlar, tanı ve teşhiste büyük katkılar sağlayacaktır. Veteriner sağlık sektöründe holografik görüntüleri yansıtan teknolojiler gelişecek; veteriner hekimler fiziki ve sanal ortamlarda 3 boyutlu görüntüler üzerinden teşhis koyacak ve meslektaşları ile hastanın durumu tartışılabilecektir. Robotik uygulamalar ve görüntüleme sistemlerinin çeşitliliği şu an yalnızca hayal edebildiklerimiz arasında. kapak Bu tepkime sonucunda hızlı hücresel yenilenme, normalleşme ve iyileşme gerçekleşir. Enfeksiyon süreçlerinin azaltılmasına ve hasarlı dokunun daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur. Son zamanlarda lazer terapinin etkilerinin olumlu yönde alındığı başlıca hastalıklar akut ve kronik otitis, granulomlar, diş eti yangısı, stomatit, pyoderma, dejeneratif eklem hastalıkları, kalça displazisi, dejeneratif disk hastalıkları sayılabilir. Ayrıca yara iyileşmesine de olumlu katkı sağlar. Günlük kullanımı kolay ve kısa sürelidir. Veteriner hekimler de bu tedavi yöntemine oldukça meraklıdır, hasta sahiplerimiz de olumlu gelişimleri gördükçe mutlu oluyor. Yürüteçler Bazı sebeplerden dolayı arka ya da ön ayaklarını kullanamayan hayvanlarda yürüteçler kullanılabilir. Bu sayede yatalak olmasından dolayı vücudunda oluşacak yaralar da engellenmiş oluyor. Yürüteçler hem ayağını kullanma umudu olmayan hastalarda hem de tedavi surecinde ayağının üzerine basması sağlanarak sürecin hızlanmasına yardımcı olacak durumlarda kullanılıyor. Yürüteçler ilginizi çektiyse Petinfo dergisinin 81. sayısından bu aletler ile ilgili ayrıntıları öğrenebilirsiniz. MRI İnsan hekimliğinde yaygın olarak kullanılan Manyetik Rezonans yöntemi, günümüzde veteriner hekimlikte de giderek artan oranda kullanılmaktadır. MR cihazlarının oldukça pahalı olması, kurulacak yerde ciddi altyapı gerektirmesi (geniş girişi olan bodrum katı veya desteklenmiş giriş kat, 100 KW/h elektrik enerjisi, en az 6 m çapında alanda hareketli metal nesne olmaması. vb.), işletim maliyetleri ve bu konuda uzmanlaşmış personelin olmaması nedeniyle ülkemiz veteriner hekimliğinde 70-71 PETİNFO HekImIn dIlInden en IyI hekIm anlar Ömer Faruk Yalçın Terapi Vet. Sağlık Merkezi TEŞHİSTE DOĞRULUK ORANI ARTIYOR Son yıllarda, veteriner hekimliğin teknoloji ile yakınlığını ve katkı sağlanmak istenen alanları yakinen görmekteyiz. Biz hekimler olarak tanıda bize yardımcı olacak materyal ve metotlardan daha çok yararlanıp, teşhiste doğruluk oranımızı ya da başka bir açıdan cerrahi müdahalede başarı şansımızı yükseltmek istiyoruz. Gelecek dönemde sınırlarımızı zorlayacak ve bize katkı sağlayacak gelişmelerden biri, robotik cerrahinin veteriner hekimlik alanında kullanımı. Robotik protez uzuv kullanıma başlamak, yapay kan uygulamasının özellikle kan bankası yönünden eksik olan ülkemizde veteriner sahaya ciddi katkılarının olacağını düşünüyorum, 3D yazıcıların ilerleyen dönemde daha aktif kullanılması en büyük temennilerim arasında. Her geçen gün gelişen ve hızına yetişemediğimiz teknolojinin sahamızda daha büyük atılımlar yapması dileğiyle, doğru teşhisli, başarılı, mutlu günlere. Firmanız, Türk veteriner hekimlerinin gelişmesine ne tür katkılar sağlıyor? Veteriner hekimlik; karakteri itibariyle durağanlığı asla kabul etmeyen bir meslektir, sürekli olarak gelişimi ve ilerlemeyi gerektirir. Bu noktada hekimlere hizmet veren sektörün de sürekli araştırması, öğrenmesi ve kendine kattıklarını müşterilerine & meslektaşlarına aktarması gereklidir. Kutsal bir meslek olan veteriner hekimliği icra ederken beşeri hekimlikten farklı olarak bize meramını anlatamayan hastalarımız vardır. Bu noktada veteriner hekimlik beşeri hekimlikten ayrışır ve farklı zorluklar ortaya çıkar. Veteriner alanda yapılan çalışmalar ve geliştirilen teknolojiler bu özel durumlar göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Veteriner hekimler; kan alma yöntemlerinden tutun, röntgen çekişlerine, anestezi uygulama tarzından, post operatif bakım prosedürlerine beşeri hekimlerden oldukça farklılık gösterirler. Tüm bunlara dayanarak MVM, “Hekimin dilinden en iyi hekim anlar.” felsefesi ile kadrosunda satıştan pazarlamaya, teknik destekten eğitime veteriner hekimler ile çalışır ve ürün seçimlerini “beşeriden devşirme” cihazlardan yana değil, “veteriner spesifik” olanlardan yana kullanır. Sektördeki 30 yıllık başarı ve güven, kuşkusuz çok çalışmanın ve araştırmanın yanı sıra bu tercihlerin ürünüdür. Teknoloji konusunda gelecekte Türk veteriner hekimlik mesleğinin olumlu anlamda sınırlarını zorlayacak gelişmeler sizce neler olacaktır? Teknoloji ve bilim hızla ilerlerken, MVM her zaman için en yeni teknolojileri veteriner hekimlere sunan ilk firma olmayı kendine hedef edinmiştir. Türkiye’deki ilk CR (bilgisayarlı röntgen) cihazını hekimlerle buluşturan firma olmakla kalmayıp, yıllar içerisinde birçok alanda kurslar düzenleyerek gerek teşhis gerekse tedavi ekipmanlarının doğru ve efektif kullanımlarıyla alakalı katkılarda bulunmuştur ve gelecekte de bulunmaya devam edecektir. MVM’nin çoğu Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa menşeili olan 30’un üzerinde distribütörlüğü mevcut olup günümüzde bir veteriner hekimin bütün ihtiyaçlarını karşılayabilme özelliğine sahip tek medikal firmadır. MVM, veteriner sektöründeki dünya devlerinin distribütörlüğünü uzun yıllardır en iyi şekilde yerine getirmektedir. MVM, 2013 yılında puzzle’daki son parçayı da tamamlamış, laboratuvar alanında dünyanın bir numaralı tercihi olan ve sadece veteriner alanda çalışmalar yapan IDEXX Laboratuvarları ile karşılıklı imza atarak gücüne güç katmıştır. IDEXX Laboratuvarları’nın distribütörlüğü ile birlikte felsefesini “eğitim” üzerine daha da yoğunlaştırarak, öğrenmenin asla bitmediği bu engin hekimlik denizinde MVM Medikal, gelişmeye ve geliştirmeye son hızla devam etmektedir. YenI nesIl teknolojIlerIn takIpçIsI İnsan hekimliğinde kullanılan MRI Yöntemi, günümüzde veteriner hekimlikte de giderek artan oranda kullanılmaktadır. rutin kullanılması halen yaygın değildir. Ancak insan görüntüleme merkezlerinde, hayvanlar için her zaman uygun olmayan koşullar altında çekimler yapılarak yararlanılmıştır. Ülkemizde İstanbul’da bulunan Zeytinburnu Veteriner Kliniği, her engeli aşıp, pet hayvanlara daha iyi hizmet vermek için MR merkezi açan güzel örneklerden biridir. Prebiyotikler ve probiyotikler Hayvanları tehdit eden hastalıkların sayısı ve çeşitliliği her geçen gün artmaktadır. Organizmanın akut ve/veya kronik hastalıklar karşısında sağkalım savaşını belirleyen en önemli faktör gösterdiği enflamatuar ve immün yanıttır. Her iki yanıtta da en önemli immunmodulatör; kalın bağırsaklar ve içerdiği floradır. Flora bütünlüğünü tehdit eden koşullar (antibiyotikler, liften yoksun diyet) immun yanıtın şeklini ve derecesini kaçınılmaz olarak etkilemektedir. “Prebiyotikler” ve “Probiyotikler” günümüz modern tıbbının üzerinde yoğunlaştığı kavramlardır. Kelime karşılıkları fermente edilebilen gıdalar (prebiyotikler) ve yararlı basiller (probiyotikler) olan bu iki maddenin operasyon öncesi ve sonrası kullanımı ve birçok hastalığın tedavisinde destekçi olarak kullanılması, hayvanların yem standardını pozitif yönde etkilemektedir. 72 PETİNFO Orhan Özbaba Petical Hayvan Hastanesi MESLEKİ UZMANLAŞMA KAÇINILMAZ Dünya teknoloji anlamında çok hızlı yol kat ediyor. Bütün bu gelişmelerden veteriner hekimlik mesleği de payını alacaktır elbette. Meslekte uzmanlaşmanın artık kaçınılmaz olduğu kesinleşti. Hemen her şehir ve kentte hayvan hastaneleri dallarına göre kurulacak. Göz hastanesi, Ortopedi hastanesi gibi kuruluşları çokça göreceğiz. Hayvanların türlerine göre hastaneler açılacağı da kaçınılmaz. Kedi ve köpek hastaneleri şimdiden kurulmaya başlandı. Diş hastaneleri mutlaka olacak. Şimdilerde damak protezleri, krom diş kaplamaları yapmaya başladık bile. Organ nakilleri yapmak hayal olmaktan çıktı. Teknolojik olarak ise, bir alet geliştirileceği, hastalara yaklaştırdığımızda sorunlarını tanımlayacağına ve tedavide önemli avantaj sağlayacağına inanıyorum. Tüm operasyonlar ileride robotlarla yapılacak diye düşünüyorum. El becerileri gelişmiş olmak tarihe karışacak. Hastalığa göre programlanacak robotlar operasyonları yapacaklar. Firmanız, Türk veteriner hekimlerinin gelişmesine ne tür katkılar sağlıyor? Hasvet Medikal olarak hizmet kalitemizdeki temel hedefimiz, Türkiye’deki veteriner hekimliğini dünya standartlarında tutmaktır. Vizyonumuzu oluşturan temeller de bu hedefe dayalıdır. Halk sağlığına ve hayvan sağlığına hizmet eden, yenilikçi, yüksek kaliteli, kolay kullanılabilir, düşük sarf maliyetine sahip ürünleri üretmek, tedarik etmek, son tüketiciye ulaştırmak, bu ürünlere üstün teknik destek sağlamak ve mesleğimizin daima ileriye gitmesi için çalışmak vazgeçilmez ilkelerimizdir. Hasvet Medikal’in veteriner hekimlerden kurulu bir şirket olması bunun en büyük göstergesidir. Türkiye’de Mindray, Fujifilm gibi dev markaların distribütörlüğünü yapan firmamız, 54 kişilik ekibiyle sadece cihaz ithalatı yaparak sektörün gelişmesini sağlayan bir firma değil, Safir Cerrahi El Aletleri, Medyavet, Datavet, Hasvet Öğrenci Topluluğu gibi ürettiği projelerle aynı zamanda hekimliğimize yön veren bir firma konumundadır. Türkiye’nin bölge fark etmeksizin her ilinde hem pet hem de büyükbaş hekimliği ile ilgili tüm kongre, çalıştay, seminer ve eğitimlerde Hasvet’in desteğini ve izini görmeniz mümkündür. Teknoloji konusunda gelecekte Türk veteriner hekimlik mesleğinin olumlu anlamda sınırlarını zorlayacak gelişmeler sizce neler olacaktır? Türkiye’de Veteriner Hekimliği tarihi 1800’lü yılların başlarına dayanmaktadır. Veteriner Hekimliği insanlık tarihinin en eski mesleklerinden kabul edilir. Günümüze kadar olan süreç içerisinde birçok teknolojik gelişim ve araştırmalarla donanmış ve kendini geliştirmeye devam etmektedir. Yakın geçmişe kadar imkanların kısıtlı olması nedeniyle hastalarımıza arzuladığımız ölçüde yardımcı olamazken günümüzde birçok cihaz, geliştirilen teknikler, bulunan ilaçlar, yapılan araştırmalar vasıtasıyla tanı, tedavi ve izlemede kesin sonuçlar elde edebiliyoruz. Hayvan hastalıklarına yönelik teşhis, tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi ile hayvan refahının artması, yaşam kalitesinin yükselmesini sağlayabiliyoruz. İlerleyen dönemlerde, nasıl ki bugün CR Teknolojisi artık tedarik edilebilir, yaygın kullanılabilir seviyelere getirilmiş ise; Bilgisayarlı Tomografi ve MR gibi görüntüleme sistemleri de yaygınlaşacaktır. Günümüzde büyükbaş hekimliğinde yaygın olarak kullanılan metabolik durum takibi, hastalık belirtileri takibi, gebelik ve doğum takibini yapmamıza imkan sağlayan sensör teknolojisi çok yakında pet hekimliğinde de kullanılmaya başlayacaktır. Biz bugünkü teknolojinin bütün imkanlarını hekimliğimize adapte ederek fayda, zaman ve kalite yaratmak için çalışıyoruz. Gelecek dönemlerde ortaya çıkacak yeni nesil teknoloji ve uygulamaların da sizler için takipçisiyiz.