SİSTİT Sistit idrar yollarının en sık rastlanan hastalığıdır. İdrar Kesesinin (Mesane) iltihaplanmasına sistit denilmektedir. Değişik SAYI 13 / ŞUBAT / 2012 “ İdrar Kesesi İltihaplanması idrar yaparken yanma sık idrara çıkma geceleri idrara kalkma idrar renginde ve kokusunda değişiklik mikroorganizmaların (özellikle Karında hassasiyet ve hatta küçük çocuklarda karın ağrısı, bulantı ve kusma bakterilerin) neden olduğu bir idrarın boşaltılmasından sonra tekrar idrar hissi enfeksiyon şeklidir. Bu hastalık tüm yaş gruplarında özellikle de anatomik yatkınlık kadınlar ve kız çocuklarında dolayısıyla (Kadınların idrar kanalları acil idrar yapma isteği idrardan kan gelmesi ağrılı cinsel ilişki erkeklere oranla oldukça kısadır) görülmektedir. Kadınların en az yüzde 20’si yaşamları boyunca en az bir kez sistite yakalanmaktadır. TEDAVİSİ Sistit genellikle antibiyotiklerle tedavi edilir. Bakteriyal kökenli olmayan sistitlerde, sebebe yönelik tedavi yapılır. Bazı doğumsal kalp hastalıklarında ise yakınmalar yaş ilerledikçe (sık nefes alma, çarpıntı hissi, çabuk yorulma, yorulunca çömelme, morarma, kilo alamama, sık akciğer enfeksiyonu geçirme, ödem gibi) farkedilir veya belirgin bir yakınma olmadan sadece muayene sırasında şüphelenilir. Edinsel kalp hastalıkları da (romatizmal ateş, miyokardit, Kawasaki hastalığı gibi) kalbi etkiledikleri oranlarda yakınma ve muayene bulgusu gösterirler. Egzersiz ile ilişkili veya ilişkisiz baş dönmesi, bayılma ve göğüs ağrısı gibi yakınmalar kalp atışlarındaki düzensizlikten (ritm bozuklukları) kaynaklanabilir. Op. Dr. Osman Nuri AKBULUT Üroloji Uzmanı SGK VA IZ AN BEYLİKDÜZÜ KOLAN HOSPITAL R DIR BÜYÜKÇEKMECE KOLAN HOSPITAL çocuklar sevgi ister... minik kalpleri özen ister! Ciddi doğumsal kalp hastalığı (delik, kapak darlığı yetersizliği, yapısal anormallikler gibi) olan çocuklarda genellikle doğumdan itibaren ilk 6 ay içerisinde sık nefes alma, emerken çabuk yorulma, terleme, kilo alamama veya morarma (özellikle dudaklar, dil, dişetleri ve tırnak diplerinde) yakınmaları görülür. Bakteriyel sistit tedavisi: Bakteriyel sistitlerin tedavisi antibiyotikle yapılır. Tedavinin süresi, kullanılan antibiyotiğe ve tedaviye verilen cevaba göre değişir. Tek kullanımlık antibiyotikler olduğu gibi, 3 gün veya 7-10 gün sürecek antibiyotik tedavileri de olabilir. Enfeksiyon tamamen geçinceye kadar tedavi devam edecektir. Tekrarlayan enfeksiyonlarda, tedavi daha uzun sürecektir. Tedavi sonrası idrar tetkikinin tekrarlanması önerilir. Bakteriyel olmayan sistitte, etken maddenin uzaklaştırılması gerekir. Menapoza bağlı gelişen sistitte, östrojen içeren vajinal fitiller kullanılır. ŞM LA AM ” GÜNGÖREN KOLAN HASTANESİ Çocukluk çağı üfürümlerinin yarıdan fazlası masum üfürümlerdir. Ancak başka önemli bir bulgu olmadan, sadece üfürüm nedeniyle araştırma sonucunda doğumsal veya edinsel kalp hastalığı tanısı konulabilir. Doğumsal kalp hastalıkları bebek anne karnındayken de saptanabilmektedir. Bu nedenle riskli gebeliklerde (şeker-kalp hastalıklı gebe, ileri yaşta gebelik, düşük-ölü doğum öyküsü, tüp bebek gibi) takip eden kadın-doğum uzmanının da önerisi ile ‘’fetal ekokardiyografik değerlendirme’’ yapılabilir. Rutin kardiyolojik değerlendirmede; öykü alma, muayene, elektrokardiyografi (kalbin ritmini ve kasılma gücünü gösterir) ve ekokardiyografi yeterlidir. Egzersizle ilişkili veya ilişkisiz ritm bozukluğu şüphesinde ritm Holter (24 saatlik EKG) ve efor testi gerekebilir. Ekokardiyografik değerlendirmenin yeterli olamadığı durumlarda ve hem tanı, hem de tedavi amacıyla (delik kapatma veya kapak darlığını giderme gibi) kalp keteterizasyonu ve anjiyografi uygulanabilir. Prof. Dr. Gülden KAFALI Çocuk Kalp Hastalıkları Uzmanı Çocuk hekimi tarafından muayene sırasında, kalp hastalığından şüphe edilmesinin en sık nedeni üfürüm duyulmasıdır. SİLİVRİ KOLAN HOSPITAL SEFAKÖY KOLAN TIP MERKEZİ ESENYURT KOLAN TIP MERKEZİ ŞİŞLİ KOLAN INTERNATIONAL HOSPITAL BAYRAMPAŞA KOLAN HOSPITAL ÇOCUK KARDİYOLOJİSİ KOLESTEROL NEDİR? SİSTİT NEDİR? , obezite litus l e m s e diabet alığı), t s a h r (şeke idi, hipotiro om, r d n e s nefrotik ketimi ü t l o k l aşırı a rol koleste liğine yüksek tadır. k a m l o sebep Kolest erol ned e n ge re kli? Kolesterol hücre zarlarının (membranlarının) inşası ve bakımı için gereklidir. Aldosteron, testosteron, östrojen ve progesteron gibi steroid hormonlarının ve kortizolun yapımında, yağların sindirimine yarayan safranın sentezlenmesinde yer alır. Ayrıca sinir hücreleri arasındaki sinapslarda ve bağışıklık sistemi hücrelerinin işlevlerinde rol oynar. Yükse k Kolest erol iç i n ris k faktörle ri n e lerdi r? LDL kolesterol düzeyinin belirlenmesinde rolü olan majör risk faktörleri şunlardır: Sigara kullanımı, hipertansiyon, HDL kolesterol değerinin 40 mg / dl den düşük olması, aile öyküsü (erkek birinci derece akrabalarda 55 yaşından önce, kadın birinci derece akrabalarda 65 yaşından önce iskemik kalp hastalığı olması) ve yaş (erkeklerde 45 yaş, kadınlarda 55 yaş ve üzeri olmak). KOLESTEROL hakkında ne Uzm. Dr. İsmail Hakkı BOZ İç Hastalıkları Uzmanı Kolest erol nedi r? hakkında ne biliyorsunuz ? Dolaşım sisteminde bulunan bir lipiddir (yağlı bir madde). Kanda kolesterolün yüksek miktarlarda bulunmasına hiperkolesterolemi denmektedir. Hiperkolesteroleminin iki temel nedeni vardır. Bunlardan ilki, kişinin beslenme ve yaşam tarzıdır. Et ve süt ürünleri gibi hayvansal gıdaların ağırlıkta olduğu bir beslenme şekli ve bunun yanısıra hareketsizlik, yüksek kolesterole yol açan en önemli faktörlerden biridir. İkinci nedense, karaciğer tarafından üretilen kolesteroldür. Kandaki kolesterolü ortadan kaldırma görevini üstlenmiş olsa da; karaciğerin bir diğer görevi de öğün aralarında kolesterolü, kan dolaşımı içine salgılamaktır. Bunların dışında, bazı hastalıklar da sekonder (ikincil) olarak kolesterol yüksekliğine sebep olabilmektedir. Bunlar arasında obezite, diabetes mellitus (şeker hastalığı), hipotiroidi, nefrotik sendrom, aşırı alkol tüketimi ve bazı ilaçlar sayılabilir. Tedavi Hi p e rkolest erolem i (Kolest erol Yükse kliği) Ateroskleroza (damar sertliği) bağlı iskemik kalp hastalığı ve periferik damar hastalığı, günümüzde ölüme yol açan hastalıkların başında gelmektedir. Ateroskleroz, atardamar duvarında kolesterol birikimi ile başlamaktadır. Burada sözü edilen, yani damarlarda birikime yol açan, kötü kolesterol olarak da bilinen LDL (düşük yoğunluklu lipoprotein) kolesteroldür. İyi kolesterol olarak bilinen HDL (yüksek yoğunluklu lipoprotein) kolesterol ise vücut hücrelerinde sentezlenen kolesterolü vücuttan atılması için karaciğere taşır . Hiperkolesterolemi tedavisinde de temel, çoğu metabolik hastalıkta olduğu gibi öncelikle yaşam tarzının değiştirlimesidir. Sigaranın bırakılması, obezitenin tedavisi, doymuş yağ ve kolesterol alımının azaltılması ve egzersiz bu amaca yönelik önlemlerdir. Egzersiz, ayrıca HDL düzeylerini yükseltir. Yaşam tarzı değişikliğinin yeterli gelmediği ve risk faktörlerinin fazla olduğu durumlarda ilaç tedavisi gerekmektedir. Günümüzde bu amaçla kullanılan ilaçlar statinler (Rosuvastatin, Atorvastatin, Simvastatin, Fluvastatin, Pravastatin) diye adlandırılan, kolesterol sentezini azaltarak LDL seviyelerini düşüren ilaçlardır. Her ilaçta olabileceği gibi, bu grup ilaçların da bazı yan etkileri olabilmektedir. Sindirim sistemi yakınmaları, kas ağrıları, karaciğer toksisitesi en sık gördüğümüz yan etkilerdir.